Ocak - Şubat 2009

Page 1



Bir yeni y›l mesaj›n›n düflündürdükleri Yeni y›l 2009’a iliflkin ald›¤›m kutlama mesajlar›ndan biri beni çok etkiledi. Mesaj› gönderen yer, Küba Dostluk Derne¤i… fiöyle diyor; “Küba yüzleri gülen, ayaklar› dans eden, zihinleri politik ö¤retilerle geliflen, kitap hediyesine oyuncak hediyesi kadar sevinen çocuklar›n ülkesi 2009 y›l›n›n bütün dünya çocuklar›n›n Kübal› çocuklar kadar özgür, mutlu ve kayg›s›zca yaflayaca¤› yeni bir ça¤›n bafllang›c› olaca¤›na inanc›m›zla güzel bir y›l dileriz…” Bu dile¤e kat›lmamak mümkün de¤il. Tabii ayn› zamanda bu mesajla beraber, düflünsel alanda k›sa bir seyahate ç›kmay› da engelleyemiyorsunuz. fiöyle ki; büyük üstat Naz›m Hikmet’in “Memleketimden ‹nsan Manzaralar›”n› hat›rlamadan, yine büyük ozan Ahmet Arif’in “Adilofl Bebe”sini için için ve sat›r sat›r okumaktan kendinizi alam›yorsunuz. Filistin halk›n›n unutulmaz lideri Yaser Arafat’›n, Filistin sokaklar›nda ‹srail’in en son teknolojiyle donat›lm›fl silahl› askerlerine karfl›, sapanla tafl atarak direnen bu gün birer birer öldürülen Filistinli çocuklar› hat›rlamamak mümkün mü? “Onlar benim generallerim, savaflan generallerim” deyiflini hat›rlamadan geçemiyorsunuz. Düfller alemindeki bu seyahat çok uzun sürmüyor. Çünkü ülkemizin ac› gerçe¤i bizleri öylesine sarmal›na alm›fl ki, gidebilece¤iniz yer ancak onun izin verdi¤i kadar. “fiu sokak çocuklar›” diyerek önce d›fllay›p birer potansiyel suç aletine dönüfltürdü¤ümüz çocuklar yani bizim çocuklar›m›z geliyor akl›n›za. Ö¤retmensiz okullarda, karla kapanan köylerde yal›n ayak dolaflan çocuklar, ana oca¤›ndan asker oca¤›na gönderip cenazesiyle karfl›laflt›¤›m›z, neden öldüklerini sorgulayamad›¤›m›z çocuklar›m›z› düflünmeden yapam›yorsunuz. Cami avlular›na b›rak›lm›fl, yokluk ve yoksunluk içerisinde, el yordam›yla yolunu bulup yaflamaya çal›flan çocuklar. Ac› ama gerçek, 12 Eylül darbecilerinin, “asmayal›m da besleyelim mi” diyerek ast›klar› çocuklar, yani özgürlük savaflç›lar›n› hat›rl›yorsunuz. Elinizde olmadan bir kah›r mektubu yaz›yorsunuz, tüm bunlara sessiz kalanlara, sebep olanlara yaz›klar olsun diyorsunuz. Ama onlar, bunlar›n olmas›na zemin haz›rlayanlar, her fleyi bu ülkenin iyili¤i için yapt›m veya yapt›k demekten s›k›lmad›lar. ‹flte, ülkemiz ad›na ve yarar›na yap›lanlar ortada, bir bak›n, bakabilirseniz tabi, geldi¤imiz durum içler ac›s›. Tüm evrensel de¤erler tart›fl›l›r ve uygulanamaz durumda. ‹nsanlar›n kafas› allak bullak, kendisi veya kendileri için neyin do¤ru ve güzel oldu¤unu dahi düflünmekten çekinir, yan›ndakinden flüphelenir, örgütlü yaflama bilincinden yoksun b›rak›lm›fl ve korkar olmufllard›r. Buyurun, her fleyi bu ülke yarar›na yapt›¤›n›z› ileri sürerek yapt›klar›n›zla ülkemizin hali. Asli unsurlar›n d›flar›da b›rak›larak, yasaklanarak bir grup mutlu az›nl›¤›n tekelinde yap›lan siyaset! Sonuçlar› ortada. Kendiniz giderken el verdikleriniz ve kendi siyasi gelene¤inizden gelmifl olmalar›yla övündü¤ünüz, günümüzün yeni yetme siyasetçilerinin ve bürokratik kadrolar›n bafl›na üflüfltükleri devlet kurumlar›n›n durumlar›. Ülke de¤erlerini emperyalizme peflkefl çekenler, bununla yetinmeyip, kurumlarla birlikte maliyeti düflürmek ve flirket cazibesini art›rmak için çal›flanlar›n kazan›lm›fl haklar›n› ortadan kald›rmay› düflünecek kadar basitleflmifllerdir. Yasa ve hukuk tan›maz edalar›yla, iflçilerin seçme ve seçilme haklar›na, temel hak ve özgürlüklerine

karfl› göstermifl olduklar› tahammülsüzlük, çal›flma bar›fl›n› bozmufl onar›lmas› güç olan tahribatlar açm›flt›r. Kadrolaflmaya esas teflkil eden yaklafl›mlar› flöyle: Ya onlardan olacaks›n, ya da istedikleri gibi davranacaks›n. T›pk› THY A.O. ve THY Teknik A.fi.’de yeni dönem T‹S süreçlerini ç›kmaza sokacak ahlaki olmayan itirazlarda bulunup, her iki flirket çal›flanlar› üzerinden h›rslar›n› tatmin etmeye çal›flt›klar› gibi. Bu demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinden yoksun bir siyasi gelene¤in, tek parti iktidar›n›n avantajlar›n›, faflizan bir siyasi anlay›fl üzerinden sürdürme politikas›d›r. Bu politik yaklafl›m sonucudur ki, yerel seçimlerde belediyelerin tamam›n› isteyerek kendilerinden olmayanlara yaflam hakk› vermek istemiyorlar. Bu anlay›fl›n hakim oldu¤u siyaset arenas›nda, dünümüzle ve bu günümüzle geldi¤imiz durumun resmi bu flekilde.Yani çocuklar›m›z, gelece¤imizin güvencesi olarak bakt›¤›m›z çocuklar›m›z hasta (siyasi iktidarlar›n siyasi tercihlerine göre sürekli de¤iflken e¤itim politikalar› yüzünden), YÖK sultas›n›n alt›ndaki genç nesil araflt›rma, elefltirme ve sorgulama bilincinden yoksun. Üniversiteler bilimsel araflt›rma yapan kurumlardan çok, orta ö¤retimin devam› kapsam›nda b›rak›larak, üniversiteler ülke sorunlar›na yabanc›laflt›r›lm›fl, uzaklaflt›r›lm›fllar. Analar, babalar a¤›r hayat flartlar›yla mücadeleden yorgun düflmüfl. Ahlaks›zl›k tüm renkleriyle hayat›n her yan›n› sarm›fl durumdad›r. ‹flte bunun içindir ki, Küba Dostluk Derne¤i’yle, bizim yeni y›l mesajlar›m›z içerik olarak farkl›. Bu farkl›l›¤a neden ise bir hasrettir, güzel olan her fleye ve evrensel olan tüm insani de¤erlere. Bizleri y›llard›r her türlü güzelliklere hasret b›rakt›klar› içindir ki, en küçük bir güzellikten an›nda etkileniyor, duygusallafl›yoruz. Bizi do¤as›yla ve insan›yla güzelliklere hasret b›rak›p fliddet politikalar› üzerinden ç›kar sa¤layanlara, dün Vietnam’da, Irak’da bugün Filistin’de vahfli kapitalizmin insan katliam›na hamasi nutuklarla seyirci olan sözde din kardefllerine! Yaz›klar olsun. Dünyan›n neresinde ne sebeple olursa olsun, çocuklar›n çocukluklar›n› yaflamadan öldürüldükleri zeminde politika yapanlara, bu zemin üzerinde Baflkanl›k, efl baflkanl›k ve benzeri ünvanlar›n› sürdürmeye çal›flanlara yaz›klar olsun. Sevgi ve Sayg›lar›mla. AT‹LAY AYÇ‹N Hava-‹fl Sendikas› Genel Baflkan›

1


2

‹flveren ve Hak-‹fl Konfederasyonu Teknik A.fi. sözleflmesini yap›lamaz hale getirdi Teknik A.fi. SGHM gibi ulusal ve FAA ECAC gibi uluslararas› sivil havac›l›k otoritelerine üye ve onlar›n denetimine tabiyken Teknik A.fi’de çal›flan yüzlerce teknisyen ve mühendis de yine ayn› otoritelerden lisansland›r›lmak durumunda, aksi halde zaten uçufl operasyonuna kat›lmalar› mümkün de¤il.

Hak-‹fl’e ba¤l› Çelik-‹fl Sendikas› Teknik A.fi.’ye iliflkin “buras› ulaflt›rma de¤il, metal iflkoludur” diyerek iflkolu itiraz›nda bulundu. THY A.O. ve Teknik A.fi.’de 22. ve 2. dönem toplu ifl sözleflmelerinin bafllamas›na say›l› günler kala yap›lan bu itiraz Teknik A.fi. sözleflmesini aç›kça yürütülemez k›lmay› amaçl›yor. Çelik-‹fl; sendikas›n› da kendi bünyesinden ç›karan ve 1962 y›l›ndan bu yana ulaflt›rma sektöründe faaliyet gösteren Teknik A.fi.’nin ulaflt›rma de¤il metal ifl kolunda oldu¤unu iddia ederek, gayet aç›k ve tart›flmas›z olan bir konuyu tart›flmal› hale getiriyor. Önümüzdeki günlerde Teknik A.fi. ile ilgili yasal prosedür ise flöyle iflleyecek: Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› müfettiflleri Teknik A.fi. ile ilgili iflkolunun niteli¤ine iliflkin bilirkifli raporu haz›rlayacak. Bu raporda Teknik A.fi.’nin iflkolu -olmas› gerekti¤i gibi- ulaflt›rma de¤il de, metal olarak ç›karsa o zaman Hava-‹fl Sendikas› bu karara itiraz ederek yasal süreci bafllatacak. Yasal sürenin

bafllamas› demek, bu dava sürdü¤ü sürece Teknik A.fi.’de toplu ifl sözleflmesinin imzalanamamas› demek. Hava-‹fl Sendikas›; bilirkiflinin görevini kötüye kullanarak iflkoluna, “metal iflkoludur” raporu vermesi halinde sözkonusu müfettifllere görevini kötüye kullanmak gerekçesiyle dava açaca¤›n› flimdiden duyurdu. Teknik A.fi. ulusal ve uluslararas› havac›l›k otoritelerine üye ve onlar›n denetimine tabi Üyelerimizin pek ço¤u biliyor ancak bilmeyenler için bir kez daha hat›rlatmakta fayda var; Teknik A.fi. SGHM gibi ulusal ve FAA ECAC gibi uluslararas› sivil havac›l›k otoritelerine üye ve onlar›n denetimine tabiyken Teknik A.fi.’de çal›flan yüzlerce teknisyen ve mühendis de yine ayn› otoritelerden lisansland›r›lmak durumunda, aksi halde zaten uçufl operasyonuna kat›lmalar› mümkün de¤il.


Hak-‹fl’in itiraz› siyasi nedenlere dayan›yor Hal böyleyken; Hak-‹fl’e ba¤l› Çelik‹fl Sendikas›’n›n iflverenle birlikte hareket ederek yapt›¤› iflkolu itiraz›n›n tamamen siyasi nedenlere dayand›¤›n› söylemek fazla olmayacak. Zira ‹stanbul Teknik Üniversite’nin verdi¤i rapor da tüm di¤er dayanaklar gibi Teknik A.fi.’nin ulaflt›rma iflkolunda faaliyet gösteren bir kurum oldu¤unu do¤rulamakta. Hak-‹fl Genel Sekreteri Feridun Tankut’un 2 Aral›k 2008 tarihinde Anadolu Ajans›’na düflen sözleri ise Hak-‹fl’in sürdü¤ü siyasal politikan›n marifetlerini de deflifre eder nitelikte: “Asl›nda bu konu Türk-‹fl'e ba¤l› sendikalara özgü bir hastal›kt›r. Halen Hak-‹fl'e ba¤l› Öz Orman-‹fl Sendikas›’n›n bir ifl yerine Türk-‹fl'e ba¤l› Türkiye Orman-‹fl Sendikas›, Yol-‹fl Koop-‹fl ve Tez Koop-‹fl Sendikas› dört koldan itiraz ederek süreci t›kam›fllar, yine Hak-‹fl'e ba¤l› Öz G›da-‹fl Sendikas›’n›n örgütlü oldu¤u EBK ifl yerinde ise Türk-‹fl'e ba¤l› Tez Koop-‹fl Sendikas› ve Tüm-‹fl Sendikas› ifl kolu itirazlar› yaparak iflçiyi ma¤dur etmektedirler. Bu yolu açan Türk‹fl'e ba¤l› sendikalar kendi örgütlü olduklar› ifl yerlerindeki ifl kollar›n›n gerçek olup olmad›¤›n› gözden geçirmek mecburiyetinde kalacaklard›r. THY Teknik A.fi. kuruldu¤u andan itibaren Metal-‹fl kolunda faaliyet gösteren bir ifl yeri olmas›na ra¤men, Türk-‹fl’e ba¤l› Hava‹fl Sendikas› taraf›ndan hava tafl›mac›l›¤› iflkolunda gösterilmeye çal›fl›lmaktad›r.” Bu giriflimi bofla ç›karmak için her türlü mücadele ortaya konacakt›r 3 Aral›k 2008 tarihinde konuyla ilgili bas›n aç›klamas› yapan Hava-‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin; iflverenin kendilerine yandafl iflbirlikçi bir sendika olan Çelik-‹fl’i yanlar›na alarak Teknik A.fi.’deki örgütlülü¤ü da¤›tmak istedi¤ine

dikkat çekerken, bu siyasi giriflimin ortadan kald›r›lmas› için her türlü mücadelenin ortaya konaca¤›n› da belirtti: “Y›llard›r biz iflverenin istedi¤i gibi bir sendika olmad›k. Bunun için kendilerine yandafl bir sendika olan Çelik-‹fl’i de yanlar›na alarak örgütlülü¤ümüzü da¤›tmak istiyorlar. Hava-‹fl Sendikas› bugüne kadar üyelerinin ç›karlar›n› korumak için bedel ödemekten kaç›nmam›flt›r. Bu siyasi giriflimi bofla ç›kartmak için her türlü mücadele ortaya konacakt›r. Ancak bu dönem toplu sözleflme görüflmelerinin bafllamas›na k›sa bir süre kala ifl koluna yap›lan bu itiraz tesadüf de¤ildir. E¤er iflkolu metal diye ç›karsa burada çal›flan yaklafl›k 3 bin kifli 2 y›l boyunca toplu sözleflme imzalayamayacak. Yani iflçiler ma¤dur edilecek, Hava-‹fl’in gücü azalt›lacak.” Çelik-‹fl bu oyunda senin ne iflin var!? Aç›klamas›nda Hak-‹fl’e itafen konuflan Ayçin, sözkonusu konfederasyonun iflbirlikçi yap›s›na da dikkat çekti. “Gelelim di¤er figüran Hak‹fl’e ba¤l› Çelik-‹fl Sendikas›’na. Bu oyunda senin ne iflin var? Sen birileri taraf›ndan verilen her figüranl›¤a böyle koflar m›s›n? Hava-‹fl’e ba¤l›l›k gelene¤ini hiçbir giriflim ortadan kald›ramam›flt›r, kald›ramayacakt›r. E¤er Çelik-‹fl bir iflçi sendikas› ise gider on binlerce örgütsüz metal iflçisini örgütler biz de Hava-‹fl olarak alk›fllar›z. THY teknik iflvereni ile birlikte hareket ederek nas›l sendikac›l›k yapacaks›n? Bu siyasi iktidar›n bir ad›m›d›r.” Teknik A.fi. çal›flanlar›ndan Çelik‹fl’e tepki 25 Aral›k tarihinde Atilay Ayçin’in konuyla ilgili çal›flanlar› bilgilendirmek

3

Hava-‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin : Bu siyasi giriflimi bofla ç›kartmak için her türlü mücadele ortaya konacakt›r.


için yapt›¤› yemekhane toplant›s›n›n ard›ndan yürüyüfle geçen Teknik A.fi. çal›flanlar›, “iflbirlikçi sendika istemiyoruz, yaflas›n Hava-‹fl” sloganlar› eflli¤inde Çelik-‹fl’in iflkolu itiraz›n› bir kez daha protesto ettiler. THY Teknik A.fi. 24 May›s 2006’da THY bünyesinden ayr›ld›¤›nda iflveren kendi talebi ile bu ifl yerinin hangi iflkolunda oldu¤unun tespiti amac›yla baflvuruda bulunmufl ve Teknik A.fi.’nin havac›l›k iflkolunda oldu¤u tespit edilerek 31.08.2008 tarih ve 26275 say›l› Resmi

Gazetede yay›nlanarak kesinleflmiflti. 1962 y›l›nda kendi sendikas›n› da bünyesinden ç›karan bir iflyeri olan Teknik A.fi. için bugün “metal olmas›na ra¤men” demeçleri veren Hak-‹fl bu girifliminin tamamen siyasi oldu¤unu bir kez daha kan›tlam›flt›r. Hükümete yak›nl›¤›yla bilinen Hak-‹fl, daha baflka pek çok alanda pek çok sendikaya yapt›¤› sald›r›lar›n› bu kez Hava-‹fl’e yönelterek kendi kimli¤ini bir kez daha deflifre etmekten baflka bir fley elde edemeyecektir.

Hava-‹fl, Çal›flma Bakan› Faruk Çelik hakk›nda suç duyurusunda bulundu.

4

Hava-‹fl Sendikas› iflkolu itiraz›yla ilgili olarak Çal›flma Bakan› Faruk Çelik ve Çal›flma Bakanl›¤› Genel Müdürü Fikret fiöhret hakk›nda suç duyurunda bulundu. 2500 mühendis ve uçak teknisyeninin toplu ifl sözleflmesinin yap›lamamas›ndan kaynaklanan hak kay›plar›yla ilgili olarak; 2821 say›l› Sendikalar Yasas›n›n 4. Maddesine ayk›r› hareket ederek GÖREV‹N‹ KÖTÜYE KULLANDI⁄I ve 01.01.2009 tarihinden itibaren bu ifllemi ile 2500’e yak›n üyeyle ilgili telafisi mümkün olmayan hak kay›plar›na yol açt›¤› gerekçesiyle, Hava-‹fl Faruk Çelik hakk›nda suç duyurusunda bulundu.

Bu, Hak-‹fl’in ilk sald›r›s› de¤il Hak-‹fl’e ba¤l› sendikalar›n, Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar›n örgütlü oldu¤u iflyerlerine yönelik sald›r›lar›nda bu ilk de¤il. Hak-‹fl’e ba¤l› Tar›m Orman-‹fl, siyasi iktidar› da yan›na alarak 2004 y›l›nda Türk-‹fl’e ba¤l› Orman-‹fl’in örgütlü oldu¤u Orman Müdürlü¤ü’ne sald›rm›flt›. Mahkeme sürecinin devam etti¤i orman ifl kolunda 4 y›ld›r toplu sözleflme imzalanam›yor yine Hak-‹fl’e ba¤l› Öz G›da-‹fl’de 56 y›ld›r Tek G›da-‹fl’de örgütlü olan Çaykur’da örgütlenme çal›flmas› yürüttü. Kurum yöneticilerinin yan› s›ra AKP yöneticilerini de sendika de¤ifltirme bask›s› yapt›¤› kurumda Çal›flma Bakanl›¤›’n›n yetkiyi Öz G›da-‹fl’e vermesinin ard›ndan mahkeme süreci bafllad›. Çaykur iflçilerini de uzunca bir süre T‹S yapmamas› söz konusu. Tek G›da-‹fl’in yetkili sendikan›n belirlenmesi için referandum yapma ça¤r›s› ise yan›ts›z b›rak›ld›.


Uçufl operasyonunun teknik faaliyeti,

ulaflt›rma iflkoludur Teknik A.fi. sivil havac›l›k ifl kolundad›r. Teknik A.fi.’de çal›flan 2500 kifli sendika üyesidir. Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas› Hava-‹fl bu ifl kolundaki tek yetkili sendikad›r. Teknik A.fi. çal›flanlar›n›n baflka bir ifl kolunda baflka sendikaya üye olmas› söz konusu olamaz. Konu hukuken ele al›nd›¤›nda Teknik A.fi.’nin baflka bir ifl kolunda olamayaca¤› konusunda çok net aç›klamalar var. Konuyu uluslararas› boyutu ile de¤erlendirmek istiyorum. Avrupa Havac›l›k Güvenlik Dairesi EASA (European Av›at›on Safety Agency) ile ABD’de bulunan FAA’n›n (Federal Aviation Administration) ortak amac›; hava sahas› içinde, genifl çapl› havac›l›kla ilgili her türlü uçak, uçufl, üretim, müdahale etkinlik ve geçerli güvenlik mevzuatlar›n›n takibi ve uygulamas›n› kontrol edip, havac›l›k güvenli¤ini sa¤lamakt›r. Uçak bak›mlar›n› yap›labilmesi için hangar›n ve personelin yeterlili¤ini kontrol eder ve sertifika verir. (JAR 145, SHY145) (JAR 147, SHY-147) Almanya’n›n Köln flehrinde 2002’de faaliyetine bafllayan EASA’n›n Türkiye ile iliflkileri ise Ulaflt›rma Bakanl›¤› bünyesinde görev yapan Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü ile yürütülmektedir. EASA’n›n bu güvenli¤i sa¤layabilmesi için, yönetmelik ve talimatlar›n kesinlikle uygulanmas› zorunlulu¤u vard›r. Bu çerçevede Avrupa Birli¤i üyesi ülkeler EASA talimatlar›n› uygularken üye olmayan ülkelerin Avrupa Birli¤i’ne üye ülkelere uçak uçurmalar› yine bu talimatlar›n kendi ülkelerinde ç›kart›lmas›n› zorunlu tutmufltur. Bu sebeple Türkiye’de bir de¤iflim yaflanm›fl ve sivil havac›l›k talimatlar› yeniden düzenlenmifltir. Uçak Bak›m Teknisyeni Lisans› Talimat› SHDT-35, bu nedenle SHY-66 ad›n› alm›flt›r. EASA’daki EASA-66 talimat› Türkiye’de SHY-66’ya dönüfltükten sonra Teknik A.fi.’de Uçak Bak›m Baflkanl›¤›,

Revizyon Atölyeleri Baflkanl›¤›, Mühendislik Baflkanl›¤›, Üretim Planlama Baflkanl›¤›, Teknik ‹kmal Baflkanl›¤› bünyesinde çal›flan tüm uçak teknisyeni ve mühendislerin SHDT35’e göre II. S›n›f Uçak Bak›m Lisanslar› SHY-66’ya uygun olarak; A, B1, B2, C fleklinde SHGM taraf›ndan dönüfltürülmeye bafllanm›flt›r. Bu konuda uluslararas› mevzuatlara uygun olarak ulusal mevzuatlar afla¤›daki gibidir. Ulusal Mevzuatlar * Hava Arac› Bak›m Personeli Lisans Yönetmeli¤i SHY-66 * Ticari Hava Tafl›ma ‹flletmeleri Bak›m Sistemi Yönetmeli¤i SHY-M * Onayl› Bak›m Kurulufllar› Yönetmeli¤i SHY-145 * Hava Arac› Bak›m E¤itimi Yönetmeli¤i SHY-147 * Uçucu Ekip Uçufl Görev ve Dinlenme Süreleri ile Uygulama Esaslar› Talimat› SHY6A-50 * Uçufla Elverifllilik Sertifikas› Verilme ve / veya Temdit Edilme Kurallar› (Madde14 Teknik A.fi. ile ilgilidir) * Jant-Lastik ve Kompanentleri ile ilgili Bak›m Yetkisi SHT-25 Teknik A.fi. uçufl emniyetinin olmazsa olmaz›d›r Bu konu aç›kça ifade ediyor ki; Teknik A.fi. çal›flanlar› tüm dünya da oldu¤u gibi ülkemizde de sivil havac›l›k ifl kolundad›r. Teknik A.fi. uluslararas› talimatlarla bu ifl koluna göbekten ba¤lanm›flt›r. Teknik A.fi.’de yap›lan uçak bak›mlar› direkt olarak uçufl güvenli¤i demektir. Havac›l›¤›n olmazsa olmaz kural› olan uçufl güvenli¤ine el uzatan, dil uzatanlar›n cevab›n› Teknik A.fi.’de çal›flan 2500 kifli en do¤ru flekilde verecektir.

Kaya Say›n Hava-‹fl Sendikas› Teflkilat Sekreteri

5

Teknik A.fi. uluslararas› talimatlarla bu ifl koluna göbekten ba¤lanm›flt›r. Teknik A.fi.’de yap›lan uçak bak›mlar› direkt olarak uçufl güvenli¤i demektir. Havac›l›¤›n olmazsa olmaz kural› olan uçufl güvenli¤ine el uzatan, dil uzatanlar›n cevab›n› Teknik A.fi.’de çal›flan 2500 kifli en do¤ru flekilde verecektir.


Hava-‹fl Genel Temsilciler Kurulu topland› Hava-‹fl Sendikas› Genel Temsilciler Kurulu, ‹stanbul ve di¤er illerden gelen 150 iflyeri temsilcisinin kat›l›m›yla 20-21 Aral›k 2008 tarihlerinde gerçeklefltirildi. 2 gün süren oturumun ilk gününde, Genel Baflkan Atilay Ayçin aç›l›fl konuflmas› yaparken, Genel Sekreter Mustafa Ya¤c› toplu sözleflme ön tasla¤›na veri teflkil edecek anket sonuçlar›n› kat›l›mc›larla paylaflt›. 2. gün yap›lan ve daha çok temsilcilerin söz ald›¤› bölümde, konuflmac›lar toplu sözleflme ile ilgili görüfl ve fikirlerini sunarken, çal›flanlar›n toplu sözleflme ile ilgili beklentilerini de yans›tt›lar. Teknik A.fi. ile ilgili Hak-‹fl’in sald›r›s› ise toplant›n›n bir di¤er önemli gündem maddesiydi.

6

Atilay Ayçin Hava-‹fl Sendikas›

Atilay Ayçin: Bu Genel Baflkan› itiraz, Hak-‹fl’e Hava-‹fl’in gelene¤inde ba¤l› ve siyasi iktidara yak›n teslim olmak, pes etmek yok. Buyursunlar, hodri meydan! Çelik-‹fl Sendikas› taraf›ndan Her dönem çok zordur ama bizler 19 iflverenle birlikte y›ld›r bu zorluklardan s›yr›lmas›n› bildik. yap›l›yor. Hava-‹fl bu s›k›nt›lar› aflarak ve kirlenmeden Bu itiraz›n ard›nda bugünlere gelebildiyse bu bir baflar›d›r ve bu baflar› size aittir. Hepinizi kutluyorum. iyi niyet Yaflanan sorunlar› biliyoruz. Her fleyi sizlerle bulabilmek paylafl›p karar süreçlerine ortak etmeye mümkün mü? çal›fl›yor, do¤rular›m›z› da yanl›fllar›m›z› da sizlerle paylafl›yoruz. Bu dönem, THY ve Er ya da geç o Teknik A.fi.’de yaflanan süreci özellikle masaya oturacak hat›rlamak gerek. “Greve evet” ç›km›fl olsa da iflverenin ve görüflece¤iz. “daha fazlas›n› veremeyiz” dedi¤i günlere

gitmek gerekiyor. Bugün yap›lanlar› anlamak için son iki y›lda yaflananlar› bir kez daha gözden geçirmeliyiz. Her fleyi yapt›lar, denediler. fiimdi bir yol kald›; kurumu tamamen ortadan kald›rmak… Bugünkü yönetim; “komünizm laz›msa onu da biz getiririz“ diyenlerin torunlar›. “Teknik A.fi.’de sendika olacaksa onu da biz getiririz” diyorlar. Hava-‹fl’i y›llard›r benzetmeye çal›flt›lar, olmad›; geriye bir yol kald›; tasfiye etmek… Yasa-hukuk nas›l olsa ifllemiyor. “Bakanl›kta bizim, erkte biziz” diyorlar. “Teknik A.fi.’de ifl kolu itiraz› yapaca¤›z dediler ve yapt›lar. Bu itiraz, Hak-‹fl’e ba¤l› ve siyasi iktidara yak›n Çelik-‹fl Sendikas› taraf›ndan iflverenle birlikte yap›l›yor. Bu itiraz›n ard›nda iyi niyet bulabilmek mümkün mü? Er ya da geç o masaya oturacak ve görüflece¤iz. “Bu dönem zor” ifadesi bizi anlatm›yor, bu dönem ola¤anüstü zor. ‹flsizlik, açl›k, sefalet alm›fl gidiyor, insanlar üç kurufla muhtaç hale getirilmifl, sadaka devleti olmufluz. Bu ülkede yaflanan her sorun bizleri ilgilendiriyor. Baflbakan›n muhalefet yapanlara nas›l yaklaflt›¤›n› görüyoruz. Bize de bir fleylerin olaca¤›n› biliyoruz. Ancak unuttuklar› bir fley var; Hava-


‹fl’in gelene¤inde teslim olmak ve pes etmek yoktur. Buyursunlar... Hodri meydan! Kim kazanacak görece¤iz. Lütfen uyan›k olal›m, bu iflin geriye dönüflü yok. Topyekün birlikte hareket etmek durumunday›z. Bu kuruma namusumuza sahip ç›kt›¤›m›z gibi sahip ç›kaca¤›z. ‹flverenin kuca¤›nda sendikac›l›k yapan sendikalar› biliyoruz ancak Hava-‹fl’i onlarla kar›flt›rmas›nlar. Hak-‹fl ve ona ba¤l› Çelik-‹fl’in Karabük ve Seydiflehir’de neler yapt›¤›n› çok iyi biliyorum. Daha oralar› anlatmad›k. Bunlar›n tümünü zaman› geldi¤inde kamuoyuna aç›klayaca¤›m. Bu ifl bizim namus borcumuz. Bu ülkede hiçbir hak yok ki bedel ödenmeden kazan›lm›yor ve korunmuyor. Bu sorun sadece tekni¤in de¤il, hepimizin sorunu. Herkes kendi iflyerine yap›l›yormuflças›na karfl› koyacak. “Bu ifl yasal zeminde çözülsün” derlerse, haklar›m›z› arayaca¤›z elbet, ancak iflyerlerinden yükselen ses bu süreci de etkileyecektir.

Kemal fiimflek Genel Müdürlük Delegesi

‹flveren denenmemifl, biz ise denenmifl yöntemlerle mücadele ediyoruz Bizler, 12 bin çal›flan›n temsilcileriyiz. Bizler, burada düflünce üretmek zorunday›z. Muhalif delege olarak söylüyorum, anket formunun arkas›na da yazd›m. ‹flveren denenmemifl, biz ise denenmifl yöntemlerle mücadele ediyoruz. Temsilci, sendika yönetimiyle üyenin tam ortas›ndad›r. Bir sendikac›n›n elindeki en önemli malzeme taban›d›r, kitlesidir. Ortada kazan›lm›fl ortak bir irade var.

Av. Abdi Pesok Hava-‹fl Sendikas› Hukuk Müflaviri

Yasaya ve genel ahlaka ayk›r› olmayan her hak T‹S’e yaz›labilir Toplu ifl sözleflmelerinin çerçevesi genel olarak flöyle çiziliyor: Yasalara ve genel ahlaka ayk›r› olmamak kofluluyla, çal›flma yaflam›na ait her türlü hak toplu ifl sözleflmesine yazd›r›labilir. T‹S’le ilgili tespit etti¤im 5-6 madde var. Bunlar olmazsa olmaz maddelerdir. 1. ‹fl güvencesi; bizim sözleflmemiz Türkiye’de en ileri hükümleri tafl›yan sözleflmedir. Mutlak ifl güvencisi ise bizim yasalar›m›zda yok. 2. Sakl› haklar maddesi; asl›nda hukukun güvence alt›na ald›¤› bir konudur. Kiflinin kazan›lm›fl haklar› tersine bir geliflme olmad›¤› sürece sakl›d›r. Çok eski y›llardan beri sözleflmemizde olan bir madde. Çünkü Hava ifl kanunu yok ve personelin tümünün de ifl yasas›na tabi olmas› mümkün de¤il. Hukuka sayg›l› bir iflverenin yasaya, tüzü¤e, yönetmeli¤e uygun davranmas› gerek. 3.Temel konu tayinlerle ilgili; bu maddeyi istismar ettiler. Tayin maddesi der ki; “çal›flan›n r›zas› olmadan, çal›flt›¤› ilçe hudutlar› d›fl›na tayin edilemez.” 4. Konu tafleron ve geçici ifl iliflkisi; bu mesele asl›nda Türkiye’nin konusu. Bu sorun iflçi iflveren itilaf› olman›n ötesinde emperyalizmle ilgili. Emperyalizmin ülkemize girme planlar› 40’larda yap›lm›fl ve 50’lerde ilk kez hayata geçirilerek bugünlere gelinmifltir. 4857 say›l› çal›flma yasas› böyle geldi. Emperyalizm, esnek çal›flma mevzuat›n›n yeterli olmad›¤›n› daha da yayg›nlaflt›r›lmas› gerekti¤ini söylüyor. Tafleron ve geçici ifl iliflkisi konusu bu nedenle çok önemli. THY yönetimi de flimdi bunu uyguluyor.

7

Bahad›r Altan: Bizler evrensel kurallar› ve bilimi savunuyoruz. 2007 T‹S ve grev oylamas› sürecini birlikte yaflad›k. ‹flin bafl›nda toplum duyars›z, iflçi hareketi ondan beterdi, THY yönetiminin bask› ve tehditi yo¤undu. Biz, bu koflullarda grev oylamas›na gittik ve kazand›k.


Baflar› sizlerin elindedir. Bu bilgi ve donan›mla sizlerin baflar›l› olaca¤›na inan›yorum.

Sendikas›’ndan arkadafllar bütün bu iflleri ö¤renip Teknik A.fi. çal›flanlar›n›n sorunlar›na ihtiyaçlar›na yan›t verecekler! Ben de herkes gibi, kaosa sürüklendi¤imizi düflünerek kahrolan bir insan›m. Bunda da kabahatin bizde oldu¤unu düflünüyorum. Bizler, sendikan›n insanlarla var oldu¤unu halen anlatamam›flsak yaz›klar olsun. Yunanistan’da 15-16 yafl›ndaki çocuklar› d›flar›ya kim ça¤›rd›? Cesur olmak zorunday›z. Herkese selamlar, sevgiler...

Faruk Say›l›r Uçufl iflletme ‹flyeri Temsilcisi

Büyüyen flirket de¤il, uçak say›s›

8

Faruk Say›l›r: Uçufl iflletmenin durumu bir facia. Bir tostçu dükkan›n›z bile olsa % 30 büyüyemezsiniz. fiimdi “% 15 büyüdük” diyorlar. Oysa büyüyen uçak say›s›. Yolcu art›fl h›z›nda bile azalma yok.

Hava-‹fl üyeleri, sendikas›n›n yapt›¤› sözleflmeleri yeterli görüyor. 600 milyardan fazla borç, insan olman›n onuru ayaklar alt›na al›nm›fl, tarikatlara b›rak›lm›fl bir ülke… Geride sizlerle birlikte olman›n mutlulu¤undan baflka bir fley görmüyorum. Biz bir fleyi yanl›fl yapt›k diye düflünüyorum. Medyaya bak›yorum birkaç düzgün adam d›fl›nda, soytar› bir millet olduk, bir rezillik bir soytar›l›k alm›fl bafl›n› gidiyor. Kendi kendimize propaganda yapmaktan usanmad›k. Bu ülkede oluflturulan boflluk kimler taraf›ndan dolduruluyor. Bu iktidar›n bu ülkeye getirdi¤i bir fley söyleyelim, kadrolaflma. Bu hep böyleydi asl›nda. ANAP’l›s›, DYP’lisi hep vard› ancak her fleyi tam olarak isteyen olmam›flt›. Bizden-bizden olmayan ayr›m› hiçbir dönemde bu kadar yo¤un yaflanmam›flt›. fiu iktidara Atilay Ayçin’e yap›lan muhalefet yap›lmad›. AKP devlet olmay› baflard›¤›ndan beri, insan haklar› ve özgürlükleri konusunda bundan önceki faflist hükümetlerden daha da faflist olacakt›r. Uçufl iflletmenin durumu bir facia. Aylardan temmuz, geç saat uçufla gidece¤im. Televizyonda Celal Pir ve Temel Kotil –ama o gün ayakkab›lar› var-… THY bir karar alm›fl; ikram hakkatten güzel. Tokyo-‹stanbul 13 saat, Japonlar› ‹stanbul’a gelene kadar bir beden büyütüyoruz. Bir tostçu dükkan›n›z bile olsa %30 büyüyemezsiniz. fiimdi “%15 büyüdük” diyorlar. Oysa büyüyen uçak say›s›. Yolcu art›fl h›z›nda bile azalma yok. fiimdi düflünebiliyor musunuz, Çelik-‹fl

Bahad›r Altan Kaptan Pilot

Kamuoyunu süreçten haberdar etmeyi baflard›k Geçen y›l yaflad›¤›m›z sürecin ard›ndan kamuoyu, uçufl emniyeti konusunda duyarl› hale geldi. Bizler bu konuyu kamuoyuna mal etmeyi baflarabildik. Bizler evrensel kurallar› ve bilimi savunuyoruz. 2007 T‹S ve grev oylamas› sürecini birlikte yaflad›k. ‹flin bafl›nda toplum duyars›z, iflçi hareketi ondan beterdi, THY yönetiminin bask› ve tehditi yo¤undu. Biz, bu koflullarda grev oylamas›na gittik ve kazand›k. Sanki grev yapm›fl›z gibi kamuoyu bizi bir yere koydu. Bu süreçte, grevin söylenegeldi¤i gibi demode olmad›¤›n›, aksine önemli bir silah oldu¤unu gördük. Baflar› yenilmemektir, bükülmemektir; bunu iflçi ve temsilcilerle birlikte baflard›k. Bunun sebepleri çok önemli: Baflta yüreklilik, bir di¤er önemli konu iflçilerle birlikte hareket etmek ve medyay› iyi kullanarak kamuoyunu süreçten haberdar etmek. Biz tüm bunlar› baflard›k. Ancak iflverenin sald›r›lar›na karfl› etkili projeler üretmemiz gerek. Disiplin mekanizmas› burada da sorgulanmal› ve çal›flt›r›lmal›. fiirket, 2006 y›l›ndan sonra özelleflti ve yönetenler de özellefltirmenin avantajlar›n› flimdi yavafl yavafl kullan›yor.


Ayhan Uygun Teknik A.fi. ‹flyeri Temsilcisi

Teknik Afi.’deki tepkiyi gelifltirece¤iz Bizim flu an kafam›z› kesiyorlar. Durum bu. 2500 kiflinin çal›flt›¤› bir iflyerinde Hak‹fl’e “gelin burada örgütlenin” diye bir teklif yok. Hak-‹fl ve Çelik-‹fl uçak teknisyenli¤i ve havac›l›k kavramlar›na sald›rarak insanlar› en hassas yerlerinden vurdular. ‹nsanlar›n çok duyarl› oldu¤u bir noktaya dokunuldu. fiu an var olan tepkiye giderek yükselen bir ivme kazand›rabilirsek Teknik A.fi.’de önemli fleyler olabilir. Teknik A.fi.’deki tepkiyi gelifltirece¤iz. En küçük tepkiden, ifl b›rakmaya kadar giden süreçte eylem zincirini önemsiyorum. Teknik A.fi.’de hukuki süreç bafllad›¤›nda THY A.O.’daki arkadafl›n ifli de zor olacak. Bu zorlu süreçte bütün mücadele arkadafllar›ma baflar›lar diliyorum.

Tolgahan Akbafl ‹zmir Kargo Temsilcisi

‹dareciyle yaflanan problemden ayn› idarecinin savunma istemesi abesle ifltigal Bu dönem çok daha ›srarc› ve çok daha mücadeleci olmam›z gerekti¤ini düflünüyorum. Toplu ifl sözleflmesi sürecinde önce kendimizi sonra arkadafllar›m›z› bas›n›n manüplasyonundan

uzak tutmam›z gerek. Ön taslakta birkaç maddenin özellikle önemli oldu¤unu düflünüyorum. Uyar› ve k›nama cezalar›na itiraz edilememe durumu. ‹dareciyle aram›zda olan problemden ayn› idarecinin savunma istemesi abesle ifltigal. Çünkü kendisi zaten konunun taraf›. Bunun kesinlikle üzerinde durulmas› ve önlenmesi gerek. Di¤er konu ise kalite ve performans; çal›flma listelerinin düzenlenmesi ile ilgili nokta. Bizim üyelerimizde de hata var. Üyelerimiz zaman zaman haklar›ndan feragat edebiliyorlar. Mazeret izni gibi. T‹S’de hiçbir esnekli¤e müsaade edilmemeli. Geçici ifl iliflkisiyle ilgili olarak ise; Havafl ve Çelebi’de çal›flanlar›n sendikal haklardan faydalanabilmesi durumunun mümkün olabilece¤ini düflünmüyorum.

9 Arzu fiahin Ça¤r› Merkezi Temsilcisi

Boyal› bas›n yans›tmasa da iflçi direniflleri sürüyor Ça¤r› merkezi temsilcisiyim. Önümüzdeki dönem de sizlerle birlikte olmay› umuyor ve istiyorum. fiu an kriz var ve boyal› bas›n yans›tmasa da pek çok yerde iflçi direniflleri sürüyor. Teknik anlamda T‹S maddeleriyle ilgili bir s›k›nt›m›z yok. Yap›lmas› gereken güç birli¤i oluflturmak. ‹flini kaybeden insan aslan kesiliyor; tecrübeyle sabit. Kargonun, yer iflletmenin, ça¤r› merkezinin içinde biriken öfkeyi a盤a ç›kartabilmeliyiz. Çelik-‹fl’in nemenem bir sendika oldu¤unun ve olaca¤›n›n deflifre edilmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Bu, Hava-‹fl’i anlatman›n da bir yolu olacakt›r. ‹nsanlar›n sendikalar›na sahip ç›kmalar›n› sa¤layabiliriz. THY için, T‹S’ine sahip ç›k, Teknik A.fi. için de sendikana sahip fliar›yla yola ç›kabiliriz. 1 May›s’›n bayram ilan edilmesinin toplu sözleflmemizde yer almas›n› konuflmufltuk. Gericili¤in tavan yapt›¤› bir dönemde 1 May›s’› anlatmal›y›z. Çünkü biz ilerici iflçileriz, kitlemiz öyle diyor diye onlara benzeyemeyiz. Mücadelenin anlat›lmas› gerek.

Arzu fiahin: Yap›lmas› gereken güç birli¤i oluflturmak. ‹flini kaybeden insan aslan kesiliyor; tecrübeyle sabit. Kargonun, yer iflletmenin, ça¤r› merkezinin içinde biriken öfkeyi a盤a ç›kartabilmeliyiz. Çelik-‹fl’in nemenem bir sendika oldu¤unun deflifre edilmesi gerekti¤ini düflünüyorum.


Dünya kapitalizmi 30 y›ld›r tekliyor 10

ABD’de bafl gösteren ve tüm dünyaya yay›lan küresel mali ve ekonomik krizden önce, Türkiye ekonomisi 20022006 döneminin ucuz eme¤e ve d›fl kaynak girifline dayal› büyümenin ard›ndan zaten inifle geçmiflti.

Hava-‹fl E¤itim ve D›fl ‹liflkiler Uzman› Kemal Ülker, toplant›da “Ekonomik kriz, havac›l›k sektörü ve THY” bafll›kl› sunumunda, sürmekte olan küresel krizi, bu ba¤lamda Türkiye ekonomisinin durumunu ve yak›n gelece¤ini, dünya havac›l›k sektöründe son durumunu ve beklentileri ve bu genel çerçeve içinde THY A.O.’nun ve Teknik A.fi.’nin mali durumunu ve THY A.O.’nun ve Teknik A.fi. çal›flanlar›n›n verimlili¤ini ele alan bir sunum yapt›. Ülker, özetle flunlar› vurgulad›: • “Dünya kapitalizmi son 30 y›ld›r tekliyor: 1974-75 petrol krizi, 1979-80’deki daralma, 1984’teki Latin Amerika borç krizi, 1987’deki New York borsas›n›n çöküflü, 1990-91’de küresel ekonomik daralma, 1994 Meksika “tekila krizi”, 1997 Asya, 1998 Rusya ve 2001 Türkiye ve Arjantin krizlerini hat›rlayal›m. fiimdi, çok daha büyük ve küresel bir kriz yaflan›yor. • “Dünya ekonomisindeki inifl öncesinde göstergeleri bozulmaya bafllam›fl olan Türkiye ekonomisinin durumu küresel krizle birlikte h›zla bozuluyor.” • “ABD’de bafl gösteren ve tüm dünyaya yay›lan küresel mali ve ekonomik krizden önce, Türkiye ekonomisi 2002-2006 döneminin ucuz eme¤e ve d›fl kaynak girifline dayal› büyümenin ard›ndan zaten inifle geçmiflti. 2007’nin bafl›ndan itibaren büyüme yavafllad›, enflasyon iki haneye s›çrad›, iflsizlik kemikleflti, cari aç›k h›zla artt›. Dolay›s›yla

bugünkü krizi sadece d›fl etkenlere ba¤lamak do¤ru de¤il. • “2001 krizi sonras› girilen patikada, Türkiye ekonomisi, ihracatç› Asya ülkeleri ile yar›flmaya çal›flan, ucuz eme¤e dayal› bir büyümeyi denedi. Ancak bu Asyalaflma çabas›nda da k›sa sürede nefesi t›kand›. S›ra d›fl› ve flansl› bir dünya konjonktürü ile iktidar› çak›flan AKP'nin, Kemal Dervifl’in altyap›s›n› haz›rlad›¤› bu Asyalaflman›n 2006 da sonuna gelindi ve ekonominin büyüme temposu düfltü, patinaj bafllad›. 2008 ikinci çeyre¤i büyüme oran› yüzde 2’nin alt›na indi ve üçüncü çeyrekte yüzde 0,5 oldu. • “2007 y›l›n›n ilk çeyre¤i sonras› sanayi sektörü üretimi yavafllamaya bafllad›. 2007’nin ikinci yar›s›nda sanayinin büyüme temposu yüzde 4 band›na indi. 2008’in ilk çeyre¤inde yüzde 7 olan büyüme ise ikinci çeyrekte yüzde 2,5’a geriledi. Gerileme, izleyen aylarda da sürdü. Son yay›nlanan sanayide üretim düflüflleri, nas›l bir buzul ça¤a girildi¤ini yeterince ortaya koyuyor.


esneklik getirmek de (güvenceli esneklik ad› alt›nda) hedefler aras›nda yer al›yor. • “THY, Teknik A.fi. ve di¤er bütün ba¤l› ortakl›klar›yla birlikte kârl› bir flirket ve kârl›l›k oranlar› da IATA ortalamalar›n›n çok çok üzerinde seyrediyor. IATA üyesi havayollar›nda EB‹T marj› % 2 düzeyindeyken THY için bu oran % 13. Net kâr marj›nda da IATA üyelerinin ortalamas› % 0’ken THY’de bu oran % 6’n›n üzerinde. • “Bu ortamda bizleri, eme¤i ile geçinen insanlar› ciddi tehlikeler bekliyor: Tensikatlar, yeni bir iflsizlik dalgas›, ‹MF reçeteleri ile kentlerde ve k›rda yeni yoksullaflmalar, sosyal harcamalar›n daha da k›s›lmas›, daha fazla özellefltirme, kamusal yoksullaflt›rma, bat›k banka ve özellikle bat›k flirketleri kurtarman›n faturas›n›n üzerimize y›k›lmas›, borçlu ailelere icra-iflas davalar›, anti - sendikal sald›r›lar, anti-demokratikleflme. Teknik A.fi.’de yap›lan dan›fl›kl› ifl kolu itiraz› bu sonuncusunun aç›k ve yak›n bir örne¤idir.

11

• “THY A.O. ve Teknik A.fi. iflçileri Avrupa’n›n en yüksek verimlili¤e sahip iflçileri aras›nda yer al›yorlar. Dolay›s›yla THY rakiplerine oranla personel verimlili¤inin avantaj›n› yafl›yor. Bunu bir çok farkl› verimlilik kriterine bakt›¤›m›zda görüyoruz. Di¤er bir deyiflle az önce sözünü etti¤imiz kâr›n ve kârl›l›¤›n temelini personel verimlili¤i oluflturmaktad›r. Elbette amaç da bu katk›dan hakça bir pay alabilmemiz olmal›d›r.”

• “1998’den bu yana ‹MF destekli bir program uygulayan Türkiye ekonomisi, 2008’de biten program uygulamas›n› yenilemek için, baflta TÜS‹AD olmak üzere sermaye çevreleri yo¤un bir kampanya bafllatt›lar. ‹MF’ye olan borçlar›n› azaltan Türkiye, yeniden kaynak temini söz konusu olmas› halinde bildik emek düflman› kemer s›k›c› IMF reçetelerine tekrar dönmenin haz›rl›¤› içinde. Krizde pani¤e kap›lan ifl dünyas› IMF ile anlaflman›n, bir çapa olarak kullan›lmas›nda ifle yarayaca¤›n› ve d›fl borç yükünün Devletçe garanti edilmesini hedefliyor. Ayr›ca ‹fl Kanunu’na daha fazla

2001 krizi sonras› girilen patikada, Türkiye ekonomisi, ihracatç› Asya ülkeleri ile yar›flmaya çal›flan, ucuz eme¤e dayal› bir büyümeyi denedi. Ancak bu Asyalaflma çabas›nda da k›sa sürede nefesi t›kand›.


‹ki torba kömürle sözde “çare” üretenler... Engin Barutçu

12

Hava-‹fl Sendikas› E¤itim Sekreteri enginbarutcu@havais.org.tr

Uluslararas› kamuoyunda bile alay konusu olan apronda deve kesilmesinden sonra, Türk Hava Yollar›’n› aya¤›nda terliklerle yöneten bir genel müdür ve icra heyeti ile karfl› karfl›ya oluflumuzu da bu anlay›fla birlikte de¤erlendirmek gerekir.

Bir y›l› daha geride b›rak›rken, dünyada ve ülkede yaflanan geliflmelere bakarak insanl›k ad›na güzel fleylerin oldu¤unu dile getirebilmek ne kadar güzel olurdu. Sürdürülen haks›z savafllar, artarak devam eden paylafl›m adaletsizli¤inin neden oldu¤u olumsuz sonuçlar, önlem al›nmamas› durumunda gezegenimizi yok edebilecek küresel çevre sorunlar› endifle verici boyutlara ulaflm›flt›r. Bilimsel çal›flmalar›n çok ileri boyutlarda olmas›na karfl›n, egemen sistemin kontrol ve sömürü arac› olarak kullanmas› ile de karfl› karfl›yay›z. Buna ba¤l› olarak, kapitalist sistem do¤as› gere¤i krizler üretir ve bunal›m›n› aflmak için daha çok sömürmekten baflka seçenek baflka seçenekte ortaya koyamaz. Ülkemizde ise zaten hep var olan ekonomik bunal›ma iki torba kömürle sözde “çare” üretmeyi ‘’sosyal devlet’’ kavram› ile kar›flt›ran iktidar politikalar› ile karfl› karfl›yay›z. Yaklaflan her seçim sürecinde oya tahvil edilen erzak torbalar› ile yoksullu¤un boyutlar›n› da görebiliyoruz. Yoksulluk dahil her türlü olumsuzlu¤a neden olan yolsuzluk üzerine kurulmufl bu sistemin üretebilece¤i çözümde ancak bu olabilir. Gerçekte yaflanan kriz asl›nda kapitalist sistemin ta kendisidir ve as›l amaç bu sisteme karfl› mücadele olmal›d›r. Kapitalist sistemde burjuvazinin arac› kurumu olan

iktidar, yoksul halk›n en temel ve yaflamsal tüketim maddelerinde KDV oran›n› %18 uygularken, p›rlanta gibi lüks ürünlerde ise %0 belirlerken, tercih ve öncelikleri bak›m›ndan da ortadad›r. Asgari ücreti açl›k s›n›r›n›n alt›nda belirleyenler mutlu az›nl›¤a gelince ne kadar da “duyarl›lar” de¤il mi? Nas›lsa demokrasiye uygun. Bizler onlar› seçiyoruz, onlarda sistemi dizayn ediyorlar. ‹flbafl›nda kald›klar› sürece krizi aflmak için, vergileri artt›r›p, ücretlerin düflürülmesi ile iflçi ç›kar›lmas›ndan baflka çözümleri de yoktur. ‹fl bafl›nda kald›klar› sürece krizi de bahane ederek kaynaklar›m›z› arac› kurumlar ve patronlar olarak pay edeceklerdir. Mevcut sisteme ba¤l› olarak, ülkede ve iflkolumuzda yaflanan geliflme ve sonuçlar›n› da genel uygulamalara bakarak do¤ru de¤erlendirmeliyiz. Geçmiflten bugüne yönetime getirilenlerin ortak yanlar›, çal›flanlar›n örgütlülü¤üne sald›rmalar›n›n tekrar›d›r. Bazen kabul edilemez oldu¤unu düflündü¤ümüz yanl›fllarda bile ›srarc› olmalar›, niyetlerinden ba¤›ms›z de¤ildir. Örgütlü eme¤in üretimden ald›¤› pay›n artmas›na karfl›n, örgütsüz emek gücü üzerindeki sömürü koflullar›n›n yasal düzenlemeler ile en uygun hale getirilmifl olmas›n› f›rsat olarak görmektedirler. Uluslararas›


kamuoyunda bile alay konusu olan apronda deve kesilmesinden sonra, Türk Hava Yollar›’n› aya¤›nda terliklerle yöneten bir genel müdür ve icra heyeti ile karfl› karfl›ya oluflumuzu da bu anlay›fla birlikte de¤erlendirir isek, san›r›m haks›zl›k etmifl olmay›z. Çal›flanlar›na k›yafet yönetmeli¤inden tutun, oturma kalkma dahil, gülmek yerine neredeyse zoraki s›r›tma talimatlar› ya¤d›ran ve kendi anlay›fllar›nla göre uygun bulmad›klar›n› cezaland›ranlar›n terlikli gösterisinin THY ile ilgili olmad›¤› söylenebilir mi? V‹P (çok önemli yolcu) olarak k›rm›z› hal›lar üzerinde karfl›lan›p u¤urlanan Hak-‹fl‘in Genel Baflkan› Sn. Salim Uslu’nun THY Teknik Afi.’ deki giriflimlerine bakt›¤›m›zda, k›rm›z› hal›larda yürüyen ayaklar farkl› olsa da kafalar ayn›d›r. Hava-‹fl örgütlülü¤üne kapat›lmak istenen kap›larda sözde sendika liderlerinin özel ilgi ile a¤›rlanmalar›n› Hava-‹fl üyeleri elbette ki do¤ru de¤erlendireceklerdir. Geçti¤imiz toplu ifl sözleflmesi sürecinde her türlü bask› ve hukuk d›fl› yöntemlerle toplu sözleflmeyi engelleyemeyince, bu amaca alet olabilecek baflka hangi aktörleri devreye sokabileceklerinin aray›fl›na girdiler. Üç gün süren grev oylamas› sonuçlanana kadar, hani “biz bir aile idik” THY Teknik Afi. duvarlar›nda yazan yaz›larda ise, “bizi siz yönetiyorsunuz” diyorlard›! ‹flkolu itiraz› yaparken ve yapt›r›rken sizlere mi sordular? Hava-‹fl’in örgütlülü¤ünün iradesini ortadan kald›ramay›nca, çal›flanlar›n örnek ald›¤› bu iradeye öncülük eden iflçi temsilcilerini düflman görüp, ak›l ve hukuk d›fl› gerekçelerle iflten atarak sürdürmüfllerdir. Demokrasiyi a¤z›ndan düflürmeyenler için ne utan›lacak ve ac›nacak bir durum asl›nda. Esas olarak kapitalist burjuvazinin iktidar koltu¤una oturttu¤u iflbirlikçi sözde yöneticilerin tamam›n›n atanm›fl olmalar› özgür ve ba¤›ms›z davranmalar›na engeldir. Kendi ç›karlar›n›n da gere¤i haks›z kararlara imza atarlarken ne düflünür ne de utan›rlar. Kendilerine verilen görev gere¤i rollerini oynamaktad›rlar. Toplumun bilinçlenmesi ve örgütlenmesi bir avuç yönetim erki için en tehlikeli durumdur. Kendi anlay›fl ve ç›karlar›na hizmet etmeyenlerin bilgi ve yeteneklerinin hiçbir de¤eri olmad›¤›n› ispatlamak istercesine, bozuk düzenlerine çomak sokup maskelerini düflürenlere asla tahammül edemezler.

THY bünyesinden, önce THY Teknik A.fi. ve flimdi de TGS ad›nda bir flirket kurdular. Sanki yeni fabrikalar kurarak iflsizlikle mücadele ediyorlar. Ça¤r› merkezini, yandafllar› ve siyasi kardeflleri olan iki flirkete önceden planland›¤› gibi ihale oyunu ile devretmifllerdir. Bu iflyerlerinde çal›flan ve ileride çal›flacak binlerce insan›n çal›flma hakk›na yönelik sald›r›lar› tamamen kazan›lm›fl haklar›n ortadan kald›r›lmas›na yöneliktir. Önce örgütsüz, sonrada iflsiz b›rakacaklar› insanlar için referans ald›klar› siyasetin “sosyal” projesi olan iki torba kömür ve bir kilo nohutla devreye girerek, hem toplumsal vicdanlar›n› rahatlatacaklar hem de kullaflt›rma projelerini sürdüreceklerdir. 12 Eylül faflizminin ürünü olan antidemokratik anayasay› bile yeterli görmeyen bugünkü sermaye yanl›s› ve gerici iktidar güçlerini durdurabilmenin tek yolu örgütlü ve kararl›l›kla verilecek mücadeleye ba¤l›d›r. Üzerimize atmak için fitilini ateflledikleri bomba ellerinde patlayacak kadar, kendileri için de tehlikelidir! Anadolu’daki iflyerlerini kapat›p iflten ç›karma, sürgün, her türlü bask› ve cezaland›rmalar ile geçti¤imiz y›l› zehir etmek isteyenlerin yeni y›lda çal›flanlara verebilecekleri kal›c› hiçbir fley yoktur. Mevcut yasalarla baz› haklar sa¤lanm›fl gibi gösterilerek, ancak ile devam eden metinleri asl›nda iflverenlerin taleplerine göre haz›rlanm›flt›r. Bu anlamda haks›z yere iflten at›lan öncelikle iflçi temsilcilerimiz ve tüm üyelerimizin mahkeme kararlar› beklenmeden geri al›nmalar›n› öncelikle talep etmeliyiz. ‹flyerlerimizin tafleron flirketlere devrinin iptal edilmesi ve toplu ifl sözleflmelerimizi ortadan kald›rmaya yönelik giriflimleri kabul etmemenin yan›nda, yap›lan anlaflmalar›n iptal edilmesini sa¤layana kadar mücadele etmekten baflka bir çözüm de bulunmamaktad›r. Tüm üyelerimizin bu talepler arkas›nda durmas› hem görev hem de zorunluluktur. Bu sald›r›lara sessiz kalmakla onaylamak aras›nda bir fark kalmam›flt›r. Krizin yükünü 2009’da emekçilere ödetmekten baflka önerisi olmayanlardan iyimserlik beklememiz söz konusu de¤ildir. Tüm çal›flanlar aç›s›ndan yeni y›l›n iyi geçebilmesinin öncelikli koflulu, hakl› mücadelemize her birimizin verece¤i tam destektir. Örgütlü mücadelenin her alanda toplumsal kazan›mlarla yaflanaca¤› bir y›l olmas›n› dilerim.

13

Önce örgütsüz, sonra da iflsiz b›rakacaklar› insanlar için referans ald›klar› siyasetin “sosyal” projesi olan iki torba kömür ve bir kilo nohutla devreye girerek, hem toplumsal vicdanlar›n› rahatlatacaklar hem de kullaflt›rma projelerini sürdüreceklerdir.


Tsunami k›y›lar›m›za yaklafl›rken...

14

YAVUZ PAK Siyaset Bilimci

“Hamdolsun”, ülkemiz krizler aç›s›ndan oldukça kabar›k bir koleksiyona sahip. Cumhuriyet tarihine göz att›¤›m›za iç ve d›fl etkenlerden kaynaklanan irili ufakl› 18 krizden bahsedilebilir.

Yeni bir ekonomik kriz dalgas›n›n belimizi bükmeye bafllamas› ve önümüzdeki y›l tüm kemiklerimizi un ufak edecek kadar güçlenebilece¤i söylentileriyle insanlar korku ve endifleye gark olurken, geçti¤imiz on y›llar›n moda deyimi “kemer s›kman›n” yerini “te¤et geçme” sapt›rmalar›na b›rakt›¤›n› izliyoruz bugünlerde. Davul zurna eflli¤inde, tepeden t›rna¤a milli birlik, beraberlik kuflanarak, “ayn› geminin” az sonra okyanusa at›l›verecek “fedakar” yolcular› olarak yola ç›kard›k eskiden. fiimdilerde ise, modas› geçti¤inden midir yoksa kemerlerde aç›lacak yeni delik için yer kalmad›¤›ndan m›d›r bilmem, bir aymazl›k halet-i ruhiyesi içinde, tsunaminin bizim gemiyi ›skalayaca¤›n› umuyoruz. “Hamdolsun”, biz, krizin “psikolojik” oldu¤unu keflfettik ve huflu içinde dua etmeye bafllarsak, tsunami yaklaflt›¤›nda üstünden z›playarak arfl›n üst katlar›na t›rmanacak, ihya olmufl halde atlataca¤›z bu badireyi!.. Uluslararas› ve ulusal piyasalarda korku, panik, karamsarl›k... Dünya borsalar›nda önüne geçilemeyen rekor düflüfl ve çöküfl... En büyük banka ve finans devleri birer birer iflas bayra¤› çekifli… Batan milyar dolarlar…

Zararlar›n büyüklü¤ü tüm zamanlar›n rekorlar›n› k›r›yor: trilyonlarca dolar!... Uluslararas› Çal›flma Örgütü (ILO), mali krizin küresel ekonomi üzerindeki etkisinin, gelecek y›l sonuna kadar 20 milyon kiflinin iflini kaybetmesiyle sonuçlanaca¤› uyar›s›nda bulundu. ILO'nun, Uluslararas› Para Fonu'nun (IMF) tahminlerine dayanarak verdi¤i rakamlara göre, halen dünya genelinde 190 milyonu bulan iflsiz say›s› 20 milyon kiflinin eklenmesiyle 210 milyona ulaflacak, 140 milyon yeni yoksul istatistiklerdeki yerini alacak. Türkiye’de ise, flimdiden fabrikalar kapan›yor ya da üretimlerine ara veriyor; iflten at›lanlar her geçen gün ço¤al›yor. Türk-‹fl’in Cumhuriyet için haz›rlad›¤› rapora göre, son krizde 24.098 sendikal› iflçi iflinden oldu. Kay›t d›fl› çal›flanlar ve di¤er sektörlerdeki iflçiler göz önüne al›nd›¤›nda gerçek rakam çok daha büyük. Özellikle, sanayinin geliflti¤i illerde, küresel ekonomik krizin etkisiyle iflten ç›kar›lan iflçi say›s›n›n 100 binin üzerinde oldu¤u iddia ediliyor. Türkiye ‹fl Kurumu’nun rakamlar›na göre ifl arayanlar›n say›s› bir ayda, hamdolsun ki %134 artt›. Kredi kartlar›nda hacizler, senetlerin protesto olmas›, piyasadaki nakit s›k›nt›s› gözler önünde. Ekonomi


profesörü Seyfettin Gürsel'e göre 2009'da ekonomi büyüse bile 2.5 milyonluk “resmi iflsizler” ordusuna 500 bin kifli daha eklenecek. “Hamdolsun” 41 bin iflyeri kapand›. Bu rakamlar krizin te¤et geçmedi¤ini, daha da derinleflti¤ini gösteriyor. Bu rakamlarla yüzümüzde tokat gibi patlarken unutmamam›z gereken en önemli fley fludur: Söz konusu olan kapitalizmin krizidir ve bu krizlerin as›l nedeni, ileri sürüldü¤ü gibi tüketim fazlal›¤› de¤il, üretim bollu¤u; afl›r› üretimdir. Piyasalar, daha fazla kâr peflindeki kapitalistlerin kâr oranlar›n›n düflmesini engellemek ve daha fazla kâr için daha çok üreterek kapitalist rekabette öne geçme çabalar› sonucunda afl›r› meta y›¤›lmas›yla dolar ve bu durum kitlelerin sat›n alma gücü düflüklü¤ü ve tüketim olanaks›zl›klar›yla birleflerek krize yol açar. Kan›t istenecekse, iflte piyasalar metalarla doludur ve tüketim olamad›¤› için, üretim de k›s›lmakta, düflürülmekte ya da kimi sektörlerde tamamen durdurulmaktad›r. Özellikle, ‹kinci Dünya Savafl› sonras› dönemde, Türkiye’nin yaflad›¤› krizlerin zaman boyutu flafl›rt›c› bir düzen gösterir: Türkiye her on y›lda bir dönemin sonuna do¤ru (on y›l›n 7. ile 9. y›l› aras›) fliddetli ya da hafif bir kriz yaflam›flt›r; yirmi y›lda bir, 8. y›lda bafllayan krizler (1958, 1978, 1998) ola¤anüstü fliddette ve uzunlukta olmufl ve Türkiye’ye izlenecek politikalarda özgürlük ba¤lam›nda çok pahal›ya gelmifltir; bu de¤erlendirme özellikle 1978 ile bafllayan dönem için geçerlidir. “Hamdolsun”, ülkemiz krizler aç›s›ndan oldukça kabar›k bir koleksiyona sahip. Cumhuriyet tarihine göz att›¤›m›za iç ve d›fl etkenlerden kaynaklanan irili ufakl› 18 krizden bahsedilebilir. S›ras›yla: 1929 - 31, 1954, 1958, 1974, 1978, 1979 – 80, 1982, 1987, 1990, 1990 –1991, 1992 – 93, 1994, 1997 – 99, 1998, 2000, 2001, 2002 ve nihayet 2008 ekonomik krizi. Son dönemde, yüksek faiz kazanc› oldu¤u için uluslararas› vurguncular›n gözdelerinden olan Türkiye, en küçük bir risk sinyalinde çekilen yüksek miktarda para nedeniyle alt üst olabiliyor. Önce mali sektör; borsa, döviz, bankalar zarar görüyor, ard›ndan s›ra üretim sektörlerine geliyor. ‹flte IMF ve Dünya Bankas› gibi uluslararas› tekellerin dünya çap›ndaki örgütleri bu nedenle devreye girerek sermayedarlar›n ç›karlar›na zarar gelmesini önlemeye dönük müdahalelerde bulunuyor. Türkiye’de neredeyse tüm uluslararas› tekellerin

hem bankalar› hem de üretim yapan flirketleri veya ortakl›klar› var. Hükümet, sadece onlar›n verdi¤i emirleri yerine getirmekle kalm›yor, bir de toplumu bir avuç sermayedar yarar›na al›nan kararlar›n ne kadar gerekli oldu¤una ikna ediyor. Oysa kriz, kapitalizmin çocu¤udur ve bir çocuk daha do¤mufltur: her kriz yeni sermaye birikimlerinin ve zenginleflmenin müjdecisidir sermaye için. Ve her kriz emekçilerin ücretlerinin düflmesinin, sömürünün artmas›n›n, iflsizlik ve yoksullu¤un daha da derinleflmesinin habercisidir. Sonuçta, e¤er tüm bu olup bitenler, bu finansal tsunami, ekonomik, siyasal ve toplumsal boyutlar› yan›nda bilinçli bir eyleminin sonucuysa ve yutturulmaya çal›fl›ld›¤› gibi kendili¤inden, do¤al, insanüstü güçlerin marifeti bir de¤ilse; demek ki, baflkalar›n›n bilinçli eylemiyle de muhakkak baflka fleyler de mümkündür, baflka türlü de olabilir. 2009 y›l›, bir yandan emekçi y›¤›nlar›n üzerine y›k›lmaya çal›fl›lan a¤›r bir krizin, di¤er yandan bu karabasan›n orta yerinde, Kocaeli’nde Brisa’dan, Tezcan’dan, Ümraniye’de Sinter’den flükretmeyip direnen nas›rl› ellerde büyüyen umudun ad› olmaya adayd›r. Kutlu olsun!

15

Söz konusu olan kapitalizmin krizidir ve bu krizlerin as›l nedeni, ileri sürüldü¤ü gibi tüketim fazlal›¤› de¤il, üretim bollu¤u; afl›r› üretimdir.


Ekim ay›nda ‹stanbul'da 9 bin, ‹zmir'de 7 bin, Bursa'da 6 bin, Ayd›n ve Kocaeli'de 2 bin kay›tl› iflçi iflsiz kald›. Bu illeri s›ras› ile Ankara, Denizli ve Eskiflehir izledi.

Sanayide istihdam

190 bin kifli geriledi

16

Ekim 2008'de imalat sanayinde kay›tl› iflçi istihdam› 190 bin darald›, toplamda ise istihdam 44 bin kifli azald›.

Birleflik Metal-‹fl Sendikas› taraf›ndan yap›lan araflt›rmaya göre, Ekim 2008'de imalat sanayinde kay›tl› iflçi istihdam› 190 bin darald›, toplamda ise istihdam 44 bin kifli azald›. Al›nan bilgiye göre, D‹SK'e ba¤l› Birleflik Metal-‹fl Sendikas›, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) istatistiklerini kullanarak Ekim 2008'de kay›tl› iflçi istihdam›na iliflkin bir araflt›rma yapt›. Araflt›rmada, “Krizi kendileri için f›rsata dönüfltürmek isteyen baz› iflverenlerin, iflten ç›kartmalarda dur durak bilmedi¤i” söylendi. ‹malat sanayinde ekim ay›nda sigortal› iflçi say›s›n›n bir önceki aya göre 190 bin azald›¤› belirtilen araflt›rmada, buna karfl›n hizmetler sektörünün 170 bin iflçiye yeni istihdam yaratt›¤› ifade edildi. Araflt›rmada, inflaat ve di¤er sektörlerdeki kay›plarla birlikte Ekim 2008'de toplamda istihdam›n 44 bin kifli azald›¤›na dikkat çekilerek, geçen y›l›n ayn› döneminde SGK

kapsam›ndaki zorunlu sigortal› say›s›n›n inflaat ve turizm sektöründeki mevsimsel etki ile 23 bin azald›¤›na yer verildi. ‹l baz›ndaki rakamlar ‹l baz›nda sigortal› say›s›ndaki de¤iflime de yer verilen araflt›rmada, flunlar kaydedildi: “Ekim ay›nda ‹stanbul'da 9 bin, ‹zmir'de 7 bin, Bursa'da 6 bin, Ayd›n ve Kocaeli'de 2 bin kay›tl› iflçi iflsiz kald›. Bu illeri s›ras› ile Ankara, Denizli ve Eskiflehir izledi. 2007 y›l›n›n ekim ay›nda toplamda yüzde 90'› mevsimlik iflçi olan 22 bin kifli iflsiz kalm›flt›. En büyük kay›p ise sektörel olarak flahsi hizmetler ve inflaat sektöründe yaflanm›flt›. Ekim 2008'de ise iflsiz kalanlar›n yüzde 79'u daimi iflçilerden oluflmakta. Bu da mevsimsel etkinin, küresel kriz dalgas› karfl›s›nda oldukça s›n›rl› kald›¤›n› gösteriyor. Krizden en çok etkilenen sektörler ise metal ve haz›r giyim sektörü olarak


karfl›m›za ç›k›yor.” Araflt›rmada ayr›ca Ekim 2008'de ücretlerin reel olarak geriledi¤i ifade edildi. Eylül ay›nda 36,8 TL olan ortalama brüt günlük kazanc›n ekim ay›nda 35,8 TL'ye düfltü¤ü belirtilen araflt›rmada, “Ekim ay›nda enflasyonun yüzde 2,6 oldu¤u da dikkate al›nd›¤›nda, reel ücretlerdeki gerileme SGK kapsam›ndaki ifl gücü aç›s›ndan yüzde 5,5 düzeyinde gerçekleflti” denildi. Araflt›rmada, ortalama brüt günlük kazanc›n gerilemesinin nedeni, “Kriz gerekçesiyle öncelikli olarak yüksek ücretli ve k›demli iflçilerin ç›kar›lmas› ve yeni iflçilerin a¤›rl›kl› olarak düflük ücretten ifle bafllat›lmas›” olarak gösterildi.

“‹flten ç›karmalara karfl› aktif tutum al›nmal›” Krizin, kimi iflverenler taraf›ndan “Emek maliyetlerini afla¤› çekmek ve sendikas›zlaflt›rmak için bir f›rsata dönüfltürülmeye çal›fl›ld›¤›” öne sürülen araflt›rmada, krizin etkisinin yaflanmad›¤›, üretimin ola¤an seyrinde devam etti¤i baz› ifl yerlerinde bile, kriz bahane edilerek iflten ç›kartmalar›n gündeme geldi¤i, iflverenlerin sendikas›zlaflt›rma için kriz bahanesine sar›ld›¤› belirtildi. Araflt›rmada, iflten ç›karmalara ve iflverenlerin suiistimallerine karfl› hükümetin aktif tutum almas›n›n bir zorunluluk haline geldi¤i ifade edilerek, bunun yerine iflverenlere yönelik kimi paketlerin gündeme getirilmesinin do¤ru olmayaca¤› kaydedildi.

17

İşsizlerin profili Yüzde 70.6’sı erkek nüfus Yüzde 55.3’ü lise altı eğitimli Yüzde 27.8’i bir yıl ve daha uzun süredir iş arıyor İşsizler sıklıkla (yüzde 30) eş-dost vasıtasıyla iş arıyor Yüzde 83.6’sı (2 milyon 129 bin kişi) daha önce bir işte çalışmış Daha önce bir işte çalışmış olan işsizlerin yüzde 48.1’i hizmetler, yüzde 24.1’i sanayi, yüzde 18.9’u inşaat, yüzde 8.9’u ise tarım sektöründe çalışmış


‹flveren krizi f›rsata çevirdi bile 18

Mutlak ve s›n›rs›z kar güdüsüyle kendi krizini zorunlu olarak ça¤›ran ama krizle karfl›laflt›¤›nda da bunu derhal çal›flan kesimlerin üstüne y›kmaya çal›flan bu ekonomi anlay›fl›, baflka zamanlarda türlü nedenlerle bafl e¤mek zorunda kald›¤› sendikalaflma hakk›na karfl› da derhal kriz k›l›c›n› çekiyor.

Bugün en yayg›n tabirle “küresel finans krizi” olarak adland›r›lan kapitalist buhran, 2008 y›l›n›n yaz sonunda gündemi kaplayan bir hareketlilik kazand›. ABD’nin köklü ve hacmen çok büyük finans kurulufllar›n›n yaflad›¤› mali zorluklar ve bunlardan en bilineni Lehman Brothers’›n iflas›n› aç›klamas› bir zirve kabul edildi ve bu tarihten itibaren tüm göstergeler tepe taklak olmaya bafllad›. Daha o günlerde, baz› kapitalist falc›lar, finans kahinleri, sanki söyledikleri fley bir mucize öngörüymüflçesine, krizin h›zla reel sektöre sirayet edece¤ini ve üretim k›s›tlamalar›na, dolay›s›yla istihdam sorunlar›na yol açaca¤›n› söylediler. Bu kahinlerin “istihdam sorunu” olarak akademik/teknik bir görünüm kazand›rmaya çal›flt›klar› gerçeklik; bu tür krizler karfl›s›nda “önlem” olarak öncelikle iflgücünün tasfiyesi ve emek pazar›n›n ucuzlat›lmas›n›n geldi¤i gerçekli¤idir. Mevcut ekonomik örgütlenme, afl›r› kar odaklanmas›na dayal› organizasyonu nedeniyle, neredeyse düzenli denebilecek aral›klarla krize girerken, geleneksel olarak al›nan ilk önlemler,

iflten ç›karma, s›f›r zam, hatta ücret azaltma gibi çal›flanlara ve onlar›n refah, gelir düzeyi ve haklar›na yönelik önemler oluyor. Yasal-meflru zeminde yapabildikleri bu uygulamalar›n d›fl›nda, belki de daha yayg›n olarak kullan›lan ise - sendikal› iflçilerin ve sendikalar›n iflyerlerinden tasfiyesi, - iflyerinde, çal›flanlar›n ifl güvencesi tedirginli¤ini k›flk›rtan söylem ve uygulamalarla iflveren lehine bir psikolojik ortam yarat›lmas›, - çal›flanlarda yarat›lan bu “iflsiz kalma” korkusunun, iflsiz y›¤›nlar üzerindeki kabusun da a¤›rlaflt›r›lmas› için kullan›lmas› ve bir yandan, “iflten ç›kar›lma s›ras› bana ne zaman gelecek” korkusuyla haklar›n›n bilincinden ve uzun vadeli bir perspektiften kopar›lm›fl çal›flanlar, öbür yandan “zaten ifl yok, kaça olsa, ne ifl olsa yap›l›r” durumuna getirilen iflsizler... her ikisi de di¤erine karfl› bir tür tehdit olarak kullan›l›r. Mutlak ve s›n›rs›z kar güdüsüyle kendi krizini zorunlu olarak ça¤›ran ama krizle karfl›laflt›¤›nda da bunu derhal çal›flan kesimlerin üstüne y›kmaya çal›flan bu ekonomi anlay›fl›, baflka zamanlarda türlü


nedenlerle bafl e¤mek zorunda kald›¤› sendikalaflma hakk›na karfl› da derhal kriz k›l›c›n› çekiyor. Kriz dönemleri, çal›flanlar›n yaln›zca haklar›n›n ve ücretlerinin de¤il; gerçekte bu hak ve ücretlerin bir güvencesi olan sendikal haklar›n›n da gasp edilmesi için “f›rsat” olarak görülüyor. Baflbakan›ndan Odalar Birli¤i Baflkan›na kadar “krizi f›rsata çevirme” türküleri söylenen ülkemizde, bu krizden “iflçileri geriletmek” d›fl›nda bir f›rsat ç›kmayaca¤›n› çoktan anlam›fl olan büyük sermaye unsurlar› ise bu f›rsat didiflmesinde devleti kendi yan›na yard›mc› ça¤›r›yor ve hükümeti, “iflverene yeterli deste¤i vermedi¤i” noktada elefltiriyor. TÜS‹AD ve belli bafll› flirketlerin patronlar›n›n, hükümetten “krize karfl› paket” ad›yla talep ettikleri; iflsizlik fonunda biriken paralar›n iflveren lehine dolafl›ma ç›kmas›ndan k›dem tazminatlar›n›n tamamen kald›r›lmas›na dek, “geçici” varsayd›klar› kriz karfl›s›nda gayet kal›c› önlemler... Asgari ücretin mevcut sefil düzeyinde tutulmas›, anlaflmal› iflaslar, iflten ç›karmalar, sendikalaflma çabalar›n›n derhal iflten atmayla cezaland›r›lmas› ve bu anayasal hakk›n gasp› karfl›s›nda “idare”nin sesiz kalmas›... Krizin reel sektöre etkisinin istihdam kayb› kadar, sendika kayb› oldu¤u da söylenebilir. Bu iflten ç›karmalar›n daima sendikal› iflçilere isabet etmesi bir tesadüf olmasa gerek. ‹flte krizin besledi¤i ve iflverenin körükledi¤i o endifle ortam›nda, sadece ekim ay›nda 190 bin kiflinin iflsiz kald›¤› imalat sanayinde, sendikal›lar›n iflten ç›kar›ld›¤› iki iflyerindeki direnifl öne ç›k›yor ve “korkunun ecele faydas›n›n olmad›¤›” bu emek pazar›nda, kriz k›rbac› sallayan iflveren karfl›s›nda sinmenin bir iflgüvencesi anlam›na gelmedi¤ini gösteriyor. Tezcan Galvaniz ve Sinter Metal’de direnifl Kocaeli'deki Tezcan Galvaniz fabrikas›, kas›m ay›nda malum kriz gerekçesiyle iflten ç›karmalara bafllad› ve tamam› D‹SK’e ba¤l› Birleflik Metal ‹fl sendikas›na üye toplam 83 iflçiyi iflten ç›kard›. ‹flten ç›kar›lan sendika üyesi iflçiler, kendilerini fabrikan›n

yemekhanesine kapatarak direnifl bafllatt›lar. Ve hedeflerini çok net olarak ilan ettiler: ‹flten at›lmalar durdurulana, at›lan iflçiler geri al›nana kadar eylem sürecek... Ama kuflkusuz onlar›n en büyük flans›, henüz iflten at›lmam›fl sendikal› arkadafllar›n›n “ifl güvencesi” endiflesiyle sinmemesi ve at›lan arkadafllar›na destek vermesi oldu. Kendilerini yemekhaneye kapatan iflçilere sendika üyesi 170 iflçi, üretimi yavafllatarak destek oluyor. Ayn› günlerde flirketin Arslanbey’de yapt›rd›¤› okulun aç›l›fl›n› Milli E¤itim Bakan› Hüseyin Çelik yap›yor. Okulun 2 milyon TL’ye mal oldu¤unu ve “dünya standartlar›nda” oldu¤unu söylüyor. Sinter'de iflçiler fabrika önünde bekliyor ‹stanbul Ümraniye Dudullu organize sanayi bölgesindeki Sinter Metal'deki direnifl de devam ediyor. Yaklafl›k 500 iflçinin çal›flt›¤› Sinter Metal fabrikas›nda 19 Aral›k günü 38 iflçinin ifl akitlerinin feshedilmesinin ard›ndan bafllayan süreç 22 Aral›k sabah›ndan itibaren fabrika iflgaline dönüflmüfltü. Birleflik Metal-‹fl Sendikas› ‹stanbul 1 No'lu fiube'de örgütlenen Sinter Metal iflçileri 22 Aral›k Pazartesi sabah› patronun tüm iflçilerin ifl akitlerini feshetti¤ini aç›klamas›n›n ard›ndan fabrikalar›na kapand›lar. 19 Aral›k tarihinden itibaren 400'e yak›n iflçiyi iflten atan Sinter patronu "yasad›fl› lokavt" ilan etmifl oldu. 22 Aral›k sabah› fabrika binas›na kapanan iflçiler, sendika ve iflveren aras›nda var›lan anlaflma sonucunda 23 Aral›k akflam› fabrikay› terk ettiler ama ertesi sabahtan itibaren fabrika önündeki direnifle yeniden bafllad›lar. “Sendikal› olarak iflbafl› yapmakta” kararl› olan iflçiler, fabrika binas› önünde direnifli sürdürüyor. Öyle ki fabrika binas›n›n içini çevik kuvvetle dolduran ve üretim yapamaz duruma gelmifl olan iflveren, yasad›fl› lokavt ilen etmifl pozisyona düflüyor. Sendikan›n baflvurusu üzerine Üsküdar Adliyesi’nden gelen bir ifl hakimi de fabrikada üretim olmad›¤›na dair tespitte bulundu.

‹flten ç›kar›lan sendika üyesi iflçiler, kendilerini fabrikan›n yemekhanesine kapatarak direnifl bafllatt›lar. Ve hedeflerini çok net olarak ilan ettiler: ‹flten at›lmalar durdurulana, at›lan iflçiler geri al›nana kadar eylem sürecek...

19


Sefalet ücretine ayl›k 23.87 TL “zam”!

20

D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi Türk-‹fl'in komisyondan çekilmesinin önemli bir ad›m oldu¤unu ifade ederken, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu meflruiyetini yitirmifltir. fiimdi bütün sendikalar yarg› sürecini bafllatmal›d›r” dedi.

Asgari ücret tespit komisyonu taraf›ndan, 1 Ocak 2009’da yap›lacak zamla asgari ücretin günlük 79 Kr, ayl›k 23,87 TL artt›r›larak 527,13 YTL'si olmas› kararlaflt›r›ld›. Birleflik Metal-‹fl Sendikas› milyonlarca insan›n “yaflam standard›n›” belirleyen asgari ücret günlük art›fl miktar› ile 169 gram pirinç, 16 gram bebek mamas›, 49 gram dana eti, 72 gram beyaz peynir al›nabilece¤ini hesaplad›. Türkiye ‹statistik Kurumu madde fiyatlar› temel al›narak yap›lan araflt›rmada, 16 yafl›ndan büyükler için geçerli olan asgari ücrete 1 Ocak’ta yap›lacak yüzde 4,3'lük zamm›n, “en temel ihtiyaçlar› bile karfl›lamaktan uzak, trajikomik bir rakam oldu¤u” belirtildi. Yap›lan zamla “bir yerden bir yere gitmenin” mümkün olmad›¤› da belirtilirken “Belediye otobüsü için tek bilet, verilen zamm›n 2 kat›na yak›n. Ald›¤› zamla d›flar›da bir tas çorba içmek isteyen asgari ücretli yaklafl›k 4 günlük zamm› lokantaya b›rakmak zorunda” denildi. Birleflik Metal-‹fl’in konuyla ilgili de¤erlendirmesinde, “asgari ücrete gelecek y›l yap›lacak zamm›n, asgari ücrette oluflan kay›plar› bile karfl›lamad›¤›” dile getirildi. “Enflasyon hedefinin, ücretler belirlenirken temel al›nan kriter olmay› sürdürdü¤ü ifade edilen de¤erlendirmede, aç›klanan zam oranlar›n› kabul etmenin mümkün olmad›¤›” belirtildi. De¤erlendirmede, “asgari ücretin iflçinin ailesi ile birlikte insanca yaflayaca¤› bir seviyede belirlenmesi, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun demokratiklefltirilmesi” gerekti¤i de kaydedildi. Tük-‹fl asgari ücreti protesto ederek masay› terk etmiflti Türk-‹fl asgari ücret görüflmeleri s›ras›nda masay› terk ederek, “bu karar›n

sorumlusu hükümettir. Hükümet bu insanlar›n nas›l geçinebilece¤ini de aç›klamak zorundad›r.” demiflti. D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi ise Türk-‹fl'in komisyondan çekilmesinin önemli bir ad›m oldu¤unu ifade ederken, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu meflruiyetini yitirmifltir. fiimdi bütün sendikalar yarg› sürecini bafllatmal›d›r” dedi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu ‹flçi Kesimi Baflkan› ve Türk-‹fl Genel E¤itim Sekreteri Nihat Yurdakul, yapt›¤› aç›klamada, hükümet ile iflverenlerin birlikte ald›klar› karar›n de¤erlendirilebilecek bir yan› olmad›¤›n› söyledi. Al›nan kararla asgari ücretle geçinen 10 milyon kiflinin ve ailelerinin yok say›ld›¤›n› söyleyen Yurdakul, flunlar› kaydetti: “Bizi de senaryoda figüran olarak oynatmak istediler. Bunu kabul etmedi¤imiz için son toplant›ya kat›lmama karar› ald›k. Belirlenen rakamlar›n de¤erlendirilecek, tart›fl›lacak bir taraf› yok. Yap›lan zam ayl›k 24 YTL'ye karfl›l›k geliyor. Bunun nesini tart›flal›m, nas›l yorumlayal›m. Türk-‹fl olarak elimizden geldi¤i kadar olmas› gerekenleri kamuoyuyla, asgari ücretlilerle paylaflmaya çal›flt›k. Bu kararla asgari ücretlilerle alay edilmektedir. Hepimiz bu ülkenin insan›y›z ve ülkemde bunlar› yafl›yor olmak beni üzüyor.” D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi de yap›lan zamlar›n ka¤›t üzerinde kald›¤›n›, zamm›n reel anlamda bir art›fl sa¤lamad›¤›n› öne sürdü. Do¤al gaza, elektri¤e yap›lan yüzde 80'lere varan zamlarla vatandafl›n al›m gücünün yüzde 20-25 geriledi¤ini dile getiren Çelebi, “Bu asgari ücret art›fl›n› do¤ru bulmak mümkün de¤il. Bu trajikomik bir art›flt›r. ‹nsanlar›n bu 'mucizevi' art›flla yaflam standartlar›n› nas›l gelifltirecekleri ortadad›r” dedi.


“Önce Uçufl Güvenli¤i” ilan›na THY Yönetimi’nin tazminat talebi reddedildi Hava-‹fl ile THY A.O. aras›nda sürdürülen toplu ifl görüflmelerinin anlaflmazl›kla sonuçlanmas› s›ras›nda, uyuflmazl›k konular› hakk›nda kamuoyunu bilgilendirmek amac›yla gazetelere verilen “Önce Uçufl Güvenli¤i” bafll›kl› ilan, THY yönetimi taraf›ndan dava konusu yap›lm›flt›. 27 Temmuz 2007 tarihinde gazetelere verilen bu ilanla THY yönetimi, “flirketin ticari itibar›n› sarst›¤›” gerekçesiyle Hava-‹fl Sendikas›’na 15 bin YTL’lik manevi tazminat davas› açm›flt›. Avukatl›¤›n› Hava-‹fl ad›na Kemal Iflk›n Keleflo¤lu’nun yapt›¤› ve Bak›rköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davan›n son duruflmas›nda, mahkeme THY’nin bu iddia ve talebini reddetti.

Hava-‹fl Sendikas› Hukuk Müflaviri Av. Kemal Iflk›n Keleflo¤lu

21

Fransa’da pilotlar›n grevi hava ulafl›m›n› felce u¤ratt› Fransa'da ulusal hava yolu flirketi "Air France" pilotlar›n›n 13 Kas›m’da bafllatt›¤› grev hava ulafl›m›n› felce u¤ratt›. Pilotlar›n üye oldu¤u sendika, uzun mesafe seferlerinin yüzde 30'unun, di¤er seferlerin ise yüzde 50'sinin bugün yap›lmad›¤›n› aç›klad›. Grev nedeniyle özellikle baflkent

Paris'ten yurt içi ve d›fl›na yap›lan seferlerin yap›lamad›¤› bildirildi. Air France'›n, Paris'ten her gün uzun mesafe 73, orta mesafe için 760 düzenli uçak seferi bulunuyor. Pilotlar, Air France'›n kendileri için emeklilik yafl›n›n 65'e çekilmesini öngören yeni politikas›na karfl› ç›k›yor.


Yunanistan’da

toplumun örgütlülü¤ü ateflle s›nand› 22

Yunanistan ‹flçi Sendikalar› Federasyonu (GESEE) ile Yunanistan Kamu Çal›flanlar› Konfederasyonu’nun (ADEDY) ça¤r›s›yla greve ç›kan, kamu kurumlar›, yerel yönetim, banka, vergi daireleri çal›flanlar›n›n yan› s›ra avukat ve e¤itimciler Yunanistan’da hayat› durdurdu.

Yunanistan, aral›k ay› boyunca sert kitle gösterileriyle sars›ld›. Bir gencin polis kurflunuyla ölümü üzerine bafllayan gösteriler, neredeyse topyekun bir sivil gösteriye dönüfltü Bizim ülkemizde de benzerlerine s›kça rastlanan bir cinayet sonras›, Yunanistan’› bunca etkileyen tepkinin anlam› neydi peki? Yunan toplumu bu gücü, bir gencin ölümü karfl›s›nda verdi¤i bu istikrarl› ve yayg›n tepkinin etkisini nereden bulmufltu? Önce Yunanistan’daki olaylar›n seyrini bir hat›rlayal›m... Atina, Selanik, Yanya, Girit... Atina'da 6 Aral›k Cumartesi akflam› 16 yafl›ndaki Aleksandros Andreas Grigoropulos’un Yunanistan polisinin açt›¤› atefl sonucu yaflam›n› kaybetti. Bu cinayetin ard›ndan Yunanistan'›n pek çok kentinde ayn› anda bafllayan ve p›trak gibi ço¤alan protesto gösterileri günlerce sürdü. Atina, Selanik, Yanya, Patra ve Girit adas› baflta olmak üzere neredeyse tüm Yunan kentlerinde, s›k s›k polis müdahalesiyle çat›flmaya dönen gösteriler, 2008’in son günlerine kadar, ülkedeki gündelik yaflam› adeta felç etti. Üniversitelerin tamam›, lise ve ortaokullar›n neredeyse hepsi iflgal edildi.

Grigoropulos adl› gencin öldürülmesi olay›na kar›flan 2 polis memuru ve olay›n meydana geldi¤i Eksarhia semti polis merkezi amiri görevden al›nd›. Yunanistan Baflbakan› Kostas Karamanlis, olaylarda hayat›n› kaybeden gencin ailesine gönderdi¤i bafl sa¤l›¤› mesaj›nda, "Tüm Yunanl›lar gibi kendisinin de çok büyük üzüntü duydu¤unu, sorumlular›n bulunaca¤›n› ve böyle bir olay›n tekrar etmemesi için gereken tüm önlemlerin al›naca¤›n›" söylemek durumunda kad›. Cumhurbaflkan› Karolos Papulyas ise olaylar›n bir hukuk devleti için travma teflkil etti¤ini belirtti. Yunanistan ‹çiflleri Bakan› Prokopis Pavlopulos ile Bakan Yard›mc›s› Panayotis Hinofotis'in olay›n ertesinde sunduklar› istifalar› Baflbakan Karamanlis taraf›ndan kabul edilmedi. ‹çiflleri Bakan› Pavlopulos, 16 yafl›ndaki bir gencin polis kurflunuyla yaflam›n› yitirmesi karfl›s›nda bize hayli “tan›d›k” gelen bir aç›klama yapt›: "Münferit bir olay"... Yunan bas›n yay›n organlar›, günlerce manflet haber olarak sayfalar›na tafl›d›¤› olaylar›n, uzun zamand›r eksiklikleri olan polis teflkilat›n›n kara sayfas›n› teflkil etti¤i görüflünde birleflti. Aleksis Grigoropulos çok kalabal›k


bir cenaze töreninin ard›ndan topra¤a verildi. Cenaze törenine kat›lan kalabal›k, töreni yöneten papaza da tepki gösterdi. Gösteriler cenaze töreninin ard›ndan da devam etti. Ard›ndan, Yunanistan ‹flçi Sendikalar› Federasyonu (GESEE) ile Yunanistan Kamu Çal›flanlar› Konfederasyonu'nun (ADEDY) ça¤r›s›yla greve ç›kan, kamu kurumlar›, yerel yönetim, banka, vergi daireleri çal›flanlar›n›n yan› s›ra avukat ve e¤itimciler Yunanistan’da hayat› durdurdu. Sivil havayolu çal›flanlar› dahil tüm toplu tafl›ma araçlar› çal›flanlar›n›n da gerek ifl durdurma eylemleri arac›l›¤›yla destek verip gerekse 24 saat süresince kat›ld›klar› grevde, posta, elektrik ve su iflleri çal›flanlar›n›n yan› s›ra Atina ile Pire kentlerinin de içinde bulundu¤u Atika bölgesindeki devlet hastaneleri çal›flanlar› da yer ald›. Bu arada bas›n yay›n organlar› çal›flanlar› da 24 saat süresince greve gitti. Greve kat›lanlar Atina ile Selanik kent merkezleri baflta olmak üzere birçok kentte protesto gösterileri yapt›. Özellikle gençlerin kat›ld›¤› gösteriler, öteki Avrupa ülkelerinde de tedirginli¤e yol açt›. Avrupa bas›n›, “küresel mali kriz ile birlikte iflten ç›kartmalar›n artmas›yla toplumun sosyal bir patlaman›n efli¤ine gelmesinden korkuldu¤u" uyar›s›nda bulundu. Yunan toplumu örgütlü tepki gösterdi Yunanistan’da birden büyüyen ve toplumun neredeyse tüm kesimlerini içine alan bu protesto dalgas›n›n arkas›nda, özellikle Yunan çal›flanlar›n›n yüksek örgütlülük düzeyi yat›yor. Yunan sendikalar›n›n yüksek örgütlülük düzeyinin yan› s›ra, çal›flanlar›n hem sendikalar›na hem de toplumsal sorunlara karfl› hassas tutumlar›, onlar› bu tür acil durumlarda bir araya getiriyor. “Bunlar anarflist”, “devlet düflman›”, “yak›p y›k›yorlar” gibi kliflelere, önyarg›lara teslim olmayan toplumun, “ba¤›ms›z düflünebilme” yetene¤ini korumas›nda sendikal örgütlülü¤ün pay› büyük. Sol gelene¤in ve sokak eylemlerine yaslanan bir muhalefetin öteden beri güçlü oldu¤u Yunanistan, belki siyasal olarak da bu tür birleflik eylemler için uygun bir zemine sahip. Ama onca insan›, hükümetin ve bas›n›n aksi yöndeki tüm çabalar›na, polisin

tehditlerine ra¤men istikrarl› bir flekilde bir araya getirebilenin yaln›zca siyasi gelenek olmad›¤› aç›k. Küresel mali krizin, beyaz ya da mavi yakal› tüm çal›flanlar›n temel haklar›n›n geriletilmesi, ceberrut bir iflsizlik k›rbac›yla korkutularak “daha az›na raz›” edilmesi için bir f›rsata dönüfltürüldü¤ünü görüyoruz. Dünyan›n her yerinde “dev” flirketler çal›flanlar›n› kap› önüne koymay› al›nacak ilk önlem olarak görüyor ve uyguluyor. At›lanlar yaln›zca at›ld›klar›yla kalm›yorlar, henüz at›lmam›fl olanlar›n daha fazla ürkütülmesi, sindirilmesi için de iflaret edilen ilk kurbanlar olarak kullan›l›yorlar. Yunanistan’daki gösterilerin içinde çok say›da iflsizin yer almas› ve sendikalar›n, henüz olaylar s›cakken bir genel grevle soka¤a dökülmesi Yunanistan sermaye s›n›flar› için “krizin f›rsata dönüfltürülmesi” rüyas›n› kesintiye u¤ratan bir kabusa dönüfltü.

Gösteriler, Yunanistan sermaye s›n›flar› için “krizin f›rsata dönüfltürülmesi” rüyas›n› kesintiye u¤ratan bir kabusa dönüfltürdü. 23


Terlikler pabuçlar* Bahad›r Altan Kaptan Pilot

24

Hürriyet’in birinci sayfas›nda üst üste denk gelen iki haberden Irakl› gazetecinin pabuçlar› ne kadar gerçek ve hepimize sanki bir ferahl›k yaflatt›ysa. Atatürk Hava Liman› VIP salonundan makam arabas›na terlikle yürüyen bir Genel Müdürün foto¤raf› da flaka gibiydi!

‹hsan Oktay Anar nam ile meflhur günümüz yazar›n “Kitab-Ül Hiyel” adl› matbuat›ndan al›nan kaynaklara dayan›larak rivayet olunmufltur ki; Kadanac› Behçet Paflazade Köse Bekir Efendinin kullar›ndan, Candan-ü Ala Karagüllezade ‹lham Çelebi’nin kirvesi, Topçu Hamdi Pafla mahdumu, Temel Abbas Efendi, Hac dönüflü Irak’tan geçer iken, bir Bilal O¤lan›n yalvarmalar›na kay›ts›z kalamam›fl ve Muntaz›r el Zeydi adl› muharrir ile temafla eylemifltir. Havac› oldu¤undan kelli kendisi ile pabuç uçufl ilmi hakk›nda fikir teatisine giren bu flahs›n niyeti, aya¤›ndaki çar›klar ile on kulaç mesafeden bir kuffar kellesi uçurmakt›r. Emme, pek hafif olan çar›klar›n aerodinamik ilmine vak›f olan herkesin tahmin eyleyece¤i üzre f›rlatma usulüyle bu kerte mesafeyi havadan kat eylemesini kabil-i mümkün görmeyen Temel Abbas Efendi derhal 42 ebat olan (Kuffar ölçümü 10) pabuçlar›n›n, her metrede 1 tur döndürecek flekilde at›lmas› halinde kafirin kellesinde patlayaca¤›n› hesaplam›fl ve aya¤›ndan s›y›r›p bu yi¤ide vermifltir. Ol sebeple ayaklar› yal›n kalan Temel Abbas Efendi uçaktan naylon terliklerle inip pek Çok Önemli Zaatlar bölümünden geçerken jurnalcilere yakalanarak alay konusu edilmifltir. Ol yüce emel u¤runa pabuçsuz kalan Temel Abbas Efendi masumdur ayaklar› da gayet sa¤l›kl›d›r...

Say›n Yazar ‹hsan Oktay Anar lütfen beni affetsin. Bayram sonras› Hürriyet gazetesinin birinci sayfas›nda iki malum haberi birlikte görünce, kendisinden izin almadan yukar›daki h›rs›zlama muziplik dilimden dökülüverdi. Bilmem okudunuz mu; de¤erli yazar›m›z›n (flimdilik) 5 kitab›n›n isimleri flöyle: “Puslu K›talar Atlas›, Kitab-ül Hiyel, Efrasiyab’›n Hikayeleri, Amat ve Suskunlar” Okuman›z› fliddetle öneriyorum... Hürriyet’in birinci sayfas›nda üst üste denk gelen iki haberden Irakl› gazetecinin pabuçlar› ne kadar gerçek ve hepimize sanki bir ferahl›k yaflatt›ysa. Atatürk Hava Liman› VIP salonundan makam arabas›na terlikle yürüyen bir Genel Müdürün foto¤raf› da flaka gibiydi! Havac›l›k çevrelerinde buz gibi esen ve hepimizi utand›ran bir flaka! Hani çok ciddi, resmi bir ortamda birisi ç›kar ve yakas› aç›lmad›k sözlerle, olmad›k bir f›kra anlat›r da buz gibi bir hava eser bazen, f›kra komiktir ama gülemezsiniz, sadece utan›rs›n›z, aynen öyle... fiimdilerde bafllayan ve seçimlere do¤ru daha da h›zlanacak belediye baflkan adaylar›n›n ekranlardaki gösterileri de yüzümüzü k›zartan flakalar gibi de¤il mi? Ekrana ayakkab›s›n› f›rlataca¤› geliyor insan›n. Irakl› gazeteci Muntaz›r el Zeydi ve “imha edilen” ayakkab›s› çok önemli bir direnifl simgesi art›k. Bizim gelene¤imizde bat›daki “surata pasta yap›flt›rmak” ya da Araplar›n pabuç


f›rlatmas› yok, ama Bush’a ve ABD’ye duyulan tepki art›k ayakkab› f›rlatmay› evrensel bir gelenek yap›yor. Önümüzdeki günlerde benzerlerini ülkemizde de görece¤imiz kesindir. Bush Irak halk›n›n öfkesini öne e¤ilerek flimdilik savuflturdu. Ama Obama bu kadar flansl› olmayabilir. Protesto biçimlerinde mazlumlar›n yarat›c›l›¤›n›n s›n›r› yok çünkü. Türkiye’de de üniversite gençli¤i bu konuda oldukça baflar›l›. 20 Aral›kta bunun çok güzel bir örne¤ini izledi Taksim. Yunanistan’da 16 yafl›ndaki Alexis’in polis kurflunuyla öldürülmesi Türkiye için tan›d›k ve neredeyse al›fl›lm›fl olay niteli¤i tafl›yordu. Alexis’in katlinin öfkesini sokaklarda isyana çeviren komflumuz bizde yaflanan polis fliddetine karfl› bir fark›ndal›k da sa¤lad›. Taksim’de, insan olman›n sorumlulu¤unu hepimiz ad›na yüklenmifl gençlerin duyarl›l›¤› vard›. Yüzler ölüm beyazl›¤›na boyanm›fl, gözler polis barikat›na dikilmiflti. K›m›ldamadan polislere bakt›lar. Dümdüz bakt›lar... Öfkeyle bakt›lar... Sessiz sessiz bakt›lar... Uzun uzun bakt›lar... Suratlar ölü, ama gözler barikat› delik deflik etmeye yetecek canl›l›kta alev alevdi. Polisler yer yer önlerine bak›yor bu çakmak çakmak bak›fllardan kaç›n›yordu sanki. Kara gözlüklerini takanlar oldu. Otorite u¤runa tarihte kaybolan ölüler o öfkeli ölüm beyaz› suratlarda vücut buluyordu. Çoktular. Sessizce, sadece bakt›lar. Sonra f›s›lt› halinde bafllayan ve yavafl yavafl yükselen perdede ses oldular. Sadece iki kelime ç›k›yordu dudaklardan: “Unutmayaca¤›z, affetmeyece¤iz” Yürüyüfle geçtiklerinde bu “F›s›lt›” perde perde, yavafl yavafl yükselerek hayk›r›fla döndü, Beyo¤lu’nun sokaklar›n› sar›p yank›land›. Eylemin sonunda yap›lan aç›klaman›n mesaj› netti:

“...bu gözler tüm faili meçhullerin faillerini, sizleri gördü efendiler. Gözümüz üstünüzde efendiler. Gözümüzdeki par›lt› bir yang›na k›v›lc›m olabilir...” Hiçbirfley unutulmuyor efendiler. Mazlumun ah› geç de olsa zalimin surat›nda patl›yor. Ama ayakkab›, ama tokat olarak; bazen bir çift k›v›lc›m bak›fl olarak, bazen de bir terlikli foto¤raf olarak ç›k›yor. Toplum sizi görüyor efendiler... Reflekslerinizi gelifltirmelisiniz. Bush’tan alman›z gereken çok ders var. Öne e¤ilme konusunda e¤itimlisiniz biliyoruz, ama art›k bundan fazlas› gerekiyor! H›zla bafl›n›z› öne, bazen yana kaç›racak refleksten söz ediyorum. Bir sonraki ayakkab› sizin surat›n›za do¤ru geliyor..! Emniyetli uçufllar. *www.airkule.com’da yay›nlanm›flt›r

Hiçbirfley unutulmuyor efendiler. Mazlumun ah› geç de olsa zalimin surat›nda patl›yor. Ama ayakkab›, ama tokat olarak; bazen bir çift k›v›lc›m bak›fl olarak, bazen de bir terlikli foto¤raf olarak ç›k›yor. 25


Uçufl emniyeti ve ekonomik liberalizasyon

Kemal Ülker Hava-‹fl E¤itim Uzman›

26

Yaln›zca üyelerimizin bir ço¤u de¤il, art›k kamuoyunun hat›r› say›l›r bir bölümü de sendikam›z›n bu konuya büyük bir a¤›rl›k verdi¤ini, bu alanda sa¤lanacak ilerlemelerin yaln›zca havac›l›k çal›flanlar› aç›s›ndan de¤il, fakat ayn› zamanda sektörün orta ve uzun vadeli geliflimi ve ülke ekonomisi aç›s›ndan da can al›c› bir öneme sahip oldu¤unun bilinciyle hareket etti¤ini biliyorlar. Hava-‹fl bu konuda yaln›z de¤il. Ülke içinde Havac›l›k T›bb› Derne¤i gibi kurulufllar›n çabalar› var. Dünya ölçe¤inde ise hem tekil havac›l›k sendikalar› hem de Avrupa örgütleri ETF (Avrupa Tafl›mac›l›k ‹flçileri Federasyonu ve dünya örgütümüz ITF (Uluslararas› Tafl›mac›l›k ‹flçileri Federasyonu) önemli çal›flmalar yürütüyorlar, uçufl emniyetinin liberalizasyon ve kurals›zlaflt›rma ile zay›flat›lmamas› gerekti¤ini her f›rsatta vurguluyorlar. ITF bu konuda kimi önemli bilimsel çal›flmalar›n yap›lmas›na da önayak oldu. Ne yaz›k ki, bu önemli çal›flmalar ço¤u durumda, bir ‹ngiliz deyiflinde söylendi¤i gibi “sessizlikle öldürülmeye” çal›fl›ld›. Ne de olsa bu çal›flmalar› yapt›ran bir sendikayd› ve sonuçlar nal›nc› keseri misali hep iflçilerden yana olacak biçimde yontulmufltu. Elbette gerçek durum bundan farkl› ancak bu tarz ak›l buland›rmaya yönelik propaganda yaln›zca ülkemizde de¤il, bütün dünyada ifle yar›yor ne yaz›k ki! 2005 y›l›n›n Haziran ay›nda Uluslararas› Sivil Havac›l›k Örgütü (ICAO) tam da bu konuyu ele alan, “Safety and Security Aspects of Economic Liberalization” [Ekonomik Liberalizasyonunun Emniyet ve Güvenlikle ilgili Yanlar›] bafll›kl› bir bilimsel inceleme yapt›rd›. Sektöre yeni girmifl üyelerimiz için belirtmekte fayda var, Birleflmifl Milletler'e ba¤l›, 1947 y›l›nda kurulmufl bir örgüttür ve merkezi Kanada’dad›r. Di¤er bir deyiflle ICAO devletlerin temsil edildi¤i bir örgüttür ve dolay›s›yla onun haz›rlayaca¤› bir raporda sendikalar›n tezlerinin kay›r›lmas› ya da iflçilerden yana tarafl› bir çizgi izlenmesi söz konusu olamaz. Hele de son 25-30 y›la evrensel düzeyde damgas›n› vuran neo-liberal politikalar göz önüne al›nd›¤›nda… ICAO’nun söz konusu raporu ekleri ile birlikte 34 sayfa uzunlu¤unda. Burada bu raporu bir ç›rp›da özetlememiz hiç kuflkusuz mümkün

KARfiI ATAK

de¤il. Bunu birkaç bölüm halinde daha sonraki yaz›larda yapaca¤›m. Burada ICAO’nun raporunun sendikalar›n y›llard›r söylediklerini hakl› buldu¤unu, ekonomik liberalizasyonun uçufl emniyeti ve güvenli¤ini zaafa u¤ratabilecek birçok aç›k kap› b›rakt›¤›n› flüpheye yer b›rakmayacak bir biçimde ortaya koyuyor. fiüpheye yer b›rakmayacak diyorum, çünkü az önce belirtti¤im gibi raporu haz›rlatan bir BM örgütü, sendikalar ya da emekten yana akademisyenler ve bilim insanlar› de¤il. Raporun 2.2.2 ve 2.2.3 numaral› paragraflar›nda (yani hemen bafllar›nda) hem tek tek devletler baz›nda hem çok say›da devletin bir arada oldu¤u durumlarda “ticari düzenlemelerin ve uygulamalar›n” emniyet ve güvenli¤i olumsuz yönde etkileyebildi¤i belirtiliyor. Söz edilen ticari düzenleme ve uygulamalar ise daha sonraki paragraflarda tek tek ele al›n›yor: Yabanc› sicile kay›tl› uçaklarla yap›lan operasyonlar, yabanc› uçufl ekibi ile yap›lan operasyonlar, “off-shore” operasyonlar, çok taraf› içeren ve baflka markalar›n kullan›m›n› içeren operasyonlar, s›n›r ötesi havayolu birleflmeleri ve sat›n almalar›, faaliyetlerin taflerona devredilmesi. Evet, ICAO bunlar›n hepsinin uçufl emniyeti ve güvenli¤i alan›nda zaaflar yaratma potansiyeline sahip oldu¤unu tespit ediyor. Di¤er bir deyiflle sendikalar›n daha 20 y›l önce havac›l›k sektöründe liberalizasyon ve kurals›zlaflt›rman›n yarataca¤› sonuçlarla ilgili uyar›lar›n›n hakl›l›¤› bu raporla tescilleniyor. Bununla birlikte bu raporun liberalizasyonu ve kurals›zlaflt›rmay› önleyece¤ini, hatta kötü huylu bir çift ur gibi büyüyüfllerinin h›z›n› kesebilece¤ini düflünmek ham hayalcilik olur. T›pk› küresel ›s›nman›n ya da Tuzla’da ölümlerin ve yaralanmalar›n önüne raporlarla geçilemedi¤i gibi. Bu tür raporlar çal›flanlar›n ve kamuoyunun bilinç düzeyini yükseltmek, son y›llar›n moda ifadesiyle fark›ndal›¤›n› art›rmak aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Sa¤lam, bilimsel bilgiye dayanmak ça¤›m›z›n bir gere¤i. Ama bu bilgi ancak bir toplumsal harekete dönüfltü¤ünde gerçekten etkili olabilir. ‹flte ancak o zaman yaln›zca hakl› ç›kt›k demenin ötesine geçebiliriz ve hakl›yd›k o nedenle de kazand›k diyebiliriz.


THY’nin Japon kabin memurlar› ‹ki ay› aflk›n bir süre önce THY’de çal›flan iki Japon kabin memuru sendikam›z› ziyaret etti. Genç, p›r›l p›r›l, enerjik ve son derece sempatik iki genç kad›n. Di¤er 16 arkadafllar›n› temsil etmek üzere gelmifller. Bu kabin memurlar›n›n kimi birkaç ayd›r kimi ise birkaç y›ld›r hatta 10 y›l› aflk›n süredir THY’ye hizmet veriyor. Dil, din, ›rk, siyasi düflünce, cinsiyet ve cinsel yönelim ayr›m› yapmadan iflçilere destek olmak, onlarla dayan›flma içine girmek sendikac›l›¤›n evrensel ilkesidir. Biz de konu nedir, sizin için ne yapabiliriz diye sorduk. Kendilerine yap›lan bir tebli¤ canlar›n› çok s›km›flt›. THY bugüne kadar Japonya-Türkiye uçufllar›nda biri “business”da biri de “ekonomi”de olmak üzere iki Japon kabin memuru ile uçuyordu. Kendilerine bir gün hiç beklemedikleri bir anda bu say›n›n bire düflürülece¤i söylenmifl. Bu arkadafllar uçufl bafl›na para ald›klar›ndan bu karar gelirlerinin ve yaflam standartlar›n›n yar› yar›ya düflmesi anlam›na geliyor. Ama mesele sadece gelir meselesi de¤il hiç kuflkusuz. THY yönetiminin bafl›n› sonunu hesap etmeden ald›¤› bu karar hem uçufl emniyeti hem de müflteri memnuniyeti aç›s›ndan çok ciddi sak›ncalar içeriyor. Uçufl emniyeti ile ilgili sorunlar Türkiye-Japonya aras›nda a¤›rl›kl› olarak yafll› Japon turistler uçuyor. Bu yolcular›n ço¤u ya hiç ‹ngilizce bilmiyorlar ya da çok az ‹ngilizce konufluyorlar. Hiç istenmese de acil bir durumda kabin memurlar› çok ciddi iletiflim sorunlar› yaflabilecektir. Bir acil inifl öncesinde ikinci dili ‹ngilizce olan kabin memurlar›n›n çok az ‹ngilizce bilen ya da hiç bilmeyen ve yafl ortalamas› yüksek olan bir yolcu kitlesinin emniyetini sa¤lamaya çal›flt›¤› bir ortam› kafan›zda canland›r›n. Tek bafl›na bir Japon kabin memuru yüzlerce yolcudan hangi birine yetiflebilir? Müflteri memnuniyeti ile ilgili sorunlar Bu uygulama business ve ekonomi s›n›flar›nda birer Japon kabin memuru görmeye al›fl›k ve bunu talep eden ve bu anlamda “tutucu” oldu¤unu söyleyebilece¤imiz Japon yolcular› hayal k›r›kl›¤›na u¤ratacakt›r. Uygulaman›n bafllayaca¤› duyulur duyulmaz flikayet mektuplar› ya¤maya bafllam›flt›r. Yolcular›n flikayetle sonuç alamamalar› durumunda bir

baflka havayoluna yönelmeleri hiç de flafl›rt›c› olmayacakt›r. Japonya’daki sendikaya üye oldular ve ifllerine son verildi Bu arkadafllar›m›z Türkiye’de çal›flma izinleri ve sigorta numaralar› olmad›¤›ndan sendikam›za üye olamad›lar. Çünkü bu arkadafllar Japonya’da faaliyet gösteren bir istihdam bürosu üzerinden kiralan›p çal›flt›r›l›yorlar. Bunun üzerine kendilerine Japonya’daki sendikaya üye olmalar›n› önerdik. Onlar da böyle yapt›lar. ITF de konuyla ilgilendi. Yap›lan araflt›rma sonucunda bu arkadafllar›n çok az ücret ald›klar› ve Japon ifl kanununa göre kimi haklar›n›n ödenmedi¤i belirlendi. Bakanl›k THY hakk›nda bir soruflturma bafllatt›. Elbette bu arkadafllar›m›z haklar›n› alacaklar. THY’nin Tokyo Ofisi yöneticisi Japonya’daki sendikadan ve ITF’ten gelen toplant› talebini reddetti. Hemen ard›ndan da bu arkadafllar›m›za fiubat ay›nda iflten ç›kar›lacaklar› söylendi. Yerlerine 3 Japonca bilen Türk kabin memuru arkadafl e¤itime al›nd›. Oysa bu arkadafllar›n say›s› bu görev için çok yetersizdir. Ayn› zamanda bu uygulama Japon kabin memuru görme konusunda tutucu ›srarc›l›k içinde olan yolcular aras›nda büyük memnuniyetsizlik yaratacakt›r. ‹flten ç›kar›lan Japon arkadafllar›m›z kolayl›kla ifl bulabileceklerini söylüyorlar. Ama THY’de mutlu olduklar› bu flirkette çal›flmaya devam etmek istedikleri ama haklar›n› aramaktan da geri durmayacaklar›n› söylüyorlar. Pek çok durumda oldu¤u gibi bu örnekte de çal›flanlar›n önerileri ve uyar›lar› yaln›zca kendi ç›karlar›n› de¤il fakat ayn› zamanda flirketin ç›karlar›n› ve itibar›n› koruyan nitelikteydi. Asl›nda hâlâ zaman var ve THY yöneticileri bu yanl›fl karardan dönme flans›na sahipler. Keflke…

27

Yap›lan araflt›rma sonucunda bu arkadafllar›n çok az ücret ald›klar› ve Japon ifl kanununa göre kimi haklar›n›n ödenmedi¤i belirlendi. Bakanl›k THY hakk›nda bir soruflturma bafllatt›. Elbette bu arkadafllar›m›z haklar›n› alacaklar.


TGS ‹flyeri Temsilcisi, Gazeteci Nuh Köklü:

28

‹flçi hareketleri ana medyada yer alm›yorsa sebebi gazetecilerin örgütsüzlü¤üdür Özlem Ergun Hava-‹fl Sendikas› Bas›n-Yay›n Uzman›

Sabah-ATV grubunda örgütsüz oldu¤u için iflinden olmufl yüzlerce gazeteci bir yana; sendikal faaliyetlerinden dolay› iflinden ç›kar›lm›fl az say›daki bas›n emekçisinden biri Nuh Köklü.

Türkiye Gazeteciler Sendikas›; Anka ve Anadolu Ajans’tan sonra Sabah-ATV grubunda da üye ço¤unlu¤unu elde ederek toplu sözleflme yetkisine hak kazand›. Ancak bu uzun ve zor süreç özellikle baz›lar› için hiç de kolay olmad›. Sabah-ATV grubunda örgütsüz oldu¤u için iflinden olmufl yüzlerce gazeteci bir yana; sendikal faaliyetlerinden dolay› iflinden ç›kar›lm›fl az say›daki bas›n emekçisinden biri Nuh Köklü. O, y›llar›n› bas›na vermifl ve sendikalaflma sürecinin bedelini ödemifl duyarl› bir gazeteci. Toplumdaki yayg›n gazetecilik alg›s›n›n aksine “Fabrikadaki bir iflçiden ya da sözleflmeli, sözleflmesiz bir devlet memurundan fark›m›z yok. Yayg›n alg›, gazetecinin kamusal alanda ‘flansl›, ayr›cal›kl›’ oldu¤u gibi bir durum yarat›yor ki biz gazetecilerin bu ilüzyonu görmek istememesi birçok sorunu da beraberinde getiriyor.” diyen Köklü ile bas›n, sendika üzerine konufltuk. -Sizi tan›yabilir miyiz? 1968 y›l›nda Ankara’da do¤dum. 1985 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi Bas›n Yay›n Yüksek Okulu’na girdim . Mesleki anlamda ilk profesyonel deneyimim 1994 y›l›nda bir grup arkadafl›n içerisinde yer alarak Express Dergisi’nde çal›flmaya bafllamam oldu. Burada röportajlar yapt›ktan sonra 1995 y›l›nda Nokta Dergisi’nde çal›flt›m-

ki benim için eski kuflak gazetecilerin ismi az bilinenlerinden merhum Fikri Ayy›ld›z’la çal›flma flans›m›n oldu¤u yerdi- 1996’da Hürriyet Gazetesi’ne girdim, ‹stanbul Life Dergisi’nde kültür- sanat editörlü¤ü, Tempo Dergisi’nde muhabirlik yapt›m. 2001 y›l›na kadar orada çal›flt›m, ard›ndan Bianet internet sitesinde editörlük yapt›m. 2003 y›l›nda Arjantin’e gittim. Oradan Bolivya, Urguay, fiili ve Peru’dan Bianet, Cumhuriyet Gazetesi ve Aç›k Site’ye yaz›lar gönderdim. Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Aç›k Radyo’da program yapt›m ve son olarak da Sabah Gazetesi’nde editör olarak çal›fl›yordum. Mesleki olarak durumum bu. P›nar Çekirge’yle Profili Olmayan Kad›n: Ajda Pekkan kitab›n› yazd›m. Virgül, Radikal gibi mecralarda da yaz›lar yazd›m. -Sendikal› oldu¤unuz için ifl akdinizin fesh edildi¤ini biliyoruz. ‹fl akdiniz fesh edilirken söylenen gerekçe neydi? Yaz›l› olarak da aç›kland›¤› gibi; puantaja uymamak (‹fl yerinde haftal›k 45 saat çal›flma süresi girifl ç›k›fl saatlerine göre ayarlan›yor) ve editoryal dikkatsizlik olarak belirtildi. Bu yaz›l› aç›klamayd›, zaten hiçbir fesih gerekçesinde gerçek sebep belirtilmez. Oysa ki benim iflyeri temsilcisi olarak seçildi¤im tarihten itibaren gelmeye bafllayan yaz›l› uyar›lar, birçok arkadafl›m›za sendikadan ayr›lmas› için yap›lan tehditler, istifa edenlerin taltif


edilmesi as›l gerekçenin sendikal örgütlenmenin içinde olmam oldu¤unu ortaya koyuyor. -Gazetecilerin çal›flma koflullar›ndan söz eder misiniz? Toplumumuzda gazeteci dendi¤inde ilk akla gelen köfle yazarlar› oluyor, oysa ki marka olmufl birkaç köfle yazar› d›fl›nda iflin mutfa¤›nda görünmeyen emek olarak çal›flan binlerce bas›n emekçisi var. Onlar›n yaflam ve çal›flma flartlar› nedir? Temelde fabrikadaki bir iflçiden ya da sözleflmeli, sözleflmesiz bir devlet memurundan fark yok. Tabi oldu¤u ifl yasas› farkl› o kadar. Çal›flma koflullar›n› anlatmadan önce özellikle flunu belirtmek isterim; toplumdaki gazeteci alg›s›, gazeteciyi di¤er mesleki pozisyonlardan farkl›laflt›r›yor, bu alg› gazetecinin kamusal alanda ‘flansl›, ayr›cal›kl›’ oldu¤u gibi bir durum yarat›yor ki biz gazetecilerin bu ilüzyonu görmek istememesi birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu bence çok önemli. Gazeteci kamu nezdindeki konumdan vazgeçmek istemiyor, yani ‘kaybedece¤i zincirlerden çok fazla fley oluyor’. ‹tibar, bedava seyahat, hediye, toplumun önde gelen insanlar›yla görüflme imkan› vd… Belki çok konuflulmuyor ama sendikal örgütlenmenin medyada yayg›n olamamas›n›n içinde bunlar da var. fiimdi sizin sorunuza gelince; Bir medya organ›n›n en alt kat›nda olan muhabirle, editörün, servis flefinin ya da o yay›n organ›n›n yönetici kadrosundaki kiflilerin konumlar› farkl›. En alttaysan›z size sunulanla yetineceksiniz, ne sigorta, ne sözleflme ne de baflka bir fley. fiansl›ysan›z sigortan›z yap›l›r ama as›l olarak tabi olman›z gereken yasa maddesinden (eski 212 yeni 5953. madde) bahsedilmez bile. Siz buna raz› olursunuz alaca¤›n›z para da 800 ile 1500 YTL aras›nda de¤iflir. Çal›flma saatleri de yeri de belirsizdir. Üstelik herhangi bir iflkolundaki rekabet koflullar›n›n en üst seviyede oldu¤unu, imzan›z›n ç›kmas› gerekti¤ini de bilirsiniz. Örgütlenmenin ad› bile zikredilmez, kazara örgütlenmeye çal›fl›rsan›z ‘kara liste’ye al›n›rs›n›z ve zaten s›n›rl› say›da olan medya organlar› aras›nda yer bulman›z da zorlafl›r. Bu koflullar›n iyileflmesi tamamen sizin ekip flefiyle ya da karar verici yöneticilerle iliflkinize ba¤l›d›r, yetenekleriniz, bilgi birikiminiz ancak bir yere kadar ifle yarar. Yani editör olursunuz belki 5953’e tabii olursunuz, maafl›n›zda iyilefltirme olur. Editör ya da orta kademe yöneticiyseniz maafl›n›z bir muhabirden fazlad›r ama bu kez de sorumluluklar›n›z, ald›¤›n›z ücretle k›yaslanmayacak kadar artmaya bafllar. Bu arada istedi¤iniz haberi de¤il istenilen haberi yapman›z öne ç›kar, mesela bir Sabah çal›flan›n›n nükleer enerjiyle ilgili bir haber yapmas› düflünülemez dahi,

t›pk› bir Hürriyet çal›flan›n›n TÜS‹AD aleyhinde bir haber yapamamas› gibi. E¤er ana medya dedi¤imiz Sabah, Hürriyet gibi medyalarda çal›fl›yorsan›z çal›flma koflullar›n›z di¤er medya organlar›na göre daha iyidir. ( Servis, yemek vs) Fakat çocuklar için krefl istedi¤i için iflten at›lan birisinin oldu¤u bir medya çal›flma ortam›nda s›n›rlar›n çok da genifl olmad›¤›n› da bilmek gerekir. Sonuç itibariyle; en alttaki muhabirden en yukardaki yöneticiye kadar tabii kald›¤›m›z ve patronun belirledi¤i bir çal›flma koflulundan bahsedebiliriz. -Haber verme asl›nda bir kamu görevi. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda, bas›n sektöründe sendikan›n kamuyu da ilgilendiren baflka anlamlar› olmal›. Birkaç gazete patronunun tekeller eliyle hakim oldu¤u bas›n alan›nda sendikan›n bir tehlike olarak görülmesinin demokrasi aç›s›ndan açmazlar› neler? Kesinlikle çok önemli bir soru. Ben de örgütlenme sürecinde fark ettim. Fabrikada örgütlenmek tabii ki çok önemli ama bas›n da örgütlülü¤ün temel bir fark› var; ba¤›ms›z haber yapabilme, ba¤›ms›z haber yayabilme flans›n›n olmas›. Bir örnek vereyim; Bir x partisinin yöneticisini ya da bir belediye baflkan›n›n yolsuzlu¤a ad›n›n kar›flt›¤›n› biliyorsunuz ama bunu gazetenizde yazabilme flans›n›z tamamen patronun ç›karlar›na göre flekillendi¤ini düflünün. Bu durumda hangi demokrasiden bahsedebiliriz ki? Baflta Ayd›n Do¤an olmak üzere gazete patronlar› bunun fark›nda. Sendikalaflm›fl, kiflisel haklar›n› savunman›n yan› s›ra gazeteci olman›n getirdi¤i kamusal görevi icra edebilen bir gazeteciyi istemezler. Kamuoyu asl›nda durumun ne kadar tehlikeli olabildi¤ini Do¤an Grubu- AKP hükümeti aras›ndaki söz düellosunda gördü. Karfl›l›kl› tehdit, flantajla flekillenen olaylarda iki fley çok önemliydi. Hükümet istese bas›n›n etkinli¤ini s›n›rland›rabilir, kendine tabii k›labilir. Bas›n da bir güç oda¤› olursa isterse kendine ayr›cal›kl› bir konum yaratabilir. Gazetedeki köfle yazarlar›n›n patronlar›n›n ç›karlar›n› nas›l korudu¤unu gördünüz. Tamam, patronun ç›kar›n› korumak bas›na has de¤il ama bir kanaat önderi olmufl yazar›n ya da çok okunan bir gazetecinin de bu yolu seçmifl olmas› durumu farkl›laflt›r›yor. Bizim gibi daha afla¤›da çal›flanlar ise zaten patronaj›n ç›kar›na göre flekillendirilerek çal›fl›r›z. Çok uç bir örnek ama yine de önemli. Sabah yazar› Sinan Akyüz yazd›¤› bir yaz›dan dolay› iflten ç›kar›ld›. (Yaz›s›ndaki ›rkç›,

En alttaysan›z size sunulanla yetineceksiniz, ne sigorta, ne sözleflme ne de baflka bir fley. fiansl›ysan›z sigortan›z yap›l›r ama as›l olarak tabi olman›z gereken yasa maddesinden ( eski 212 yeni 5953. madde) bahsedilmez bile. Siz buna raz› olursunuz alaca¤›n›z para da 800 ile 1500 YTL aras›nda de¤iflir. Çal›flma saatleri de yeri de belirsizdir.

29


afla¤›lay›c› ifadeyi kabul etmemekle birlikte) Orada as›l önemli olan yaz›da bahsi geçen Türkmen kad›nlar› meselesiydi. Bilmiyor olabilirsiniz ama flu an gazetenin patronu Ahmet Çal›k, Türkmenistan’da yat›r›ma haz›rlan›yor. Ayn› yazar daha önce Moldavyal› kad›nlar hakk›nda da benzer yaz› yazm›flt›, o zaman yöneticiler neredeydi? E¤er etkili bir sendika olsayd› belki yine Akyüz iflten ç›kar›l›rd› ama tutarl›l›¤›n olmas› gerekti¤i vurgulan›rd›. Yine ‘kara liste’ye al›n›p ifl bulamayan bir arkadafl›m›z›n maruz kald›¤› fleylerden dolay› kamuoyu bilgilendirilebilirdi. Yine Nükleer enerji gibi tehlikeli bir yat›r›m›n haberini yapabilirdik, yine Kuzey Irak’tan gönderilen foto¤raflar› hiçbir sansüre gerek b›rakmadan yay›nlayabilirdik. Birçok örnek verilebilir ama bas›nda sendika ayn› zamanda ifade özgürlü¤ünün geniflletilmesi için çok önemli, k›sacas› bas›n alan›nda sendika istenmemesinin as›l sebebi politik bir alternatifin do¤abilme ihtimalidir.

30

-Bildi¤imiz kadar›yla TGS’nin sadece Anadolu Ajans›’nda toplu sözleflme yetkisi var. Bas›n sektöründe sendikan›n toplu ifl sözleflmesi yapabilmesinin önündeki engeller neler? Siz bundan sonras›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? TGS, Anadolu Ajans›’nda örgütlü ve geleneksel olarak her toplu sözleflme döneminde görüflme yapabiliyor. Fakat geçen aylarda ANKA’da da bir görüflme yap›ld› ve ba¤›tland›. Sabah - ATV’de ise

Sabah ATV binas›na grev karar› as›ld› Türkiye Gazeteciler Sendikas› ile ATV-Sabah iflvereni aras›nda 26 Haziran’da bafllayan toplu ifl sözleflmesi görüflmeleri anlaflmazl›kla sonuçlan›nca 17 Aral›k 2008 tarihinde

TGS ço¤unlu¤u ald›. Yani toplu sözleflme hakk› do¤du. Fakat üç ya da dört görüflme, üzerinde anlafl›lan 22 madde (ki biri hariç son derece s›radan meseleler) sonras›nda görüflmeler t›kand› ve greve do¤ru bir süreç bafllad›. Toplu sözleflme yapabilmek için öncelikle o ifl yerinde ço¤unlu¤un al›nmas› gerekir. Bu Sabah’ta mümkün oldu çünkü TMSF yönetimi s›ras›nda iyi bir örgütlenmeyle ço¤unlu¤u alm›flt›k. Fakat di¤er medya organlar›nda bunun mümkün olamamas›n›n birkaç sebebi var. öncelikle patron tek bir ifl yeri alt›nda asl›nda sizin bilmedi¤iniz baflka iflyerinde sizi çal›flt›r›yor olabilir, dolay›s›yla bir ifl kolunda ço¤unlu¤u alman›z mümkün olamaz. ‹kincisi, 1990’l› y›llarda Ayd›n Do¤an’›n denedi¤i gibi sendikay› by-pass ederek görüflme yap›l›r ve uzun vadede toplu görüflme anlams›z hale getirilir. Bir sebep daha var ki bu çok daha önemli; gazeteciler örgütlenmek istemiyor. - Eklemek istedikleriniz… Sabah - ATV asl›nda olmaz deneni hayata geçirdi ve ana medyada örgütlenme olabilece¤ini gösterdi. Sendikal örgütlenme sürecinde zaaflar›m›z olabilir ama kamuoyunun ayr›cal›kl› olarak tan›mlad›¤› gazetecilerin de örgütlenmesi gerekti¤ini gösterdik. Gazeteci arkadafllar›m›z flunu bilmeli; DESA grevine iliflkin bir haber ana medyada yer alam›yorsa bunun ilk sebebi kendilerinin örgütsüz olmas›d›r. ATV ve Sabah Gazetesi’nin Balmumcu’daki tesislerine grev karar› as›ld›. D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi, Türk-‹fl ‹stanbul Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, Türk-‹fl Genel Sekreteri Mustafa Türkel ve Hava-‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin’in de destek verdi¤i grev karar›, çal›flanlar›n “özgür bas›n, özgür sözleflme” sloganlar› aras›nda as›ld›. Daha pek çok sendika temsilcisinin de haz›r bulundu¤u bas›n aç›klamas›nda Türkiye Gazeteciler Sendikas› Genel Baflkan› Ercan ‹pekçi, “Bir y›ld›r süren örgütlenme sürecinde, 5 oturum sonras›nda 21 madde üzerinde anlaflmam›za ra¤men iflveren temsilcilerinin masadan kaçma bahaneleri yaratt›klar›n› gördük. ‹flveren, bir taraftan T‹S görüflmelerini sürdürürken di¤er taraftan çal›flanlara, sendikadan ayr›lmalar› için yo¤un bask› yapt›.” dedi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan grev karar›n›n as›lmas›yla birlikte bas›n çal›flanlar›n kalemlerini Sabah-ATV binas›n›n önüne atarak ilk tepkilerini dile getirdiler.


Uluslararas› Sendikalar Konfederasyonu:

2007’de 91 sendikac› öldürüldü Uluslararas› Sendikalar Konfederasyonu, kas›m ay›nda aç›klad›¤› raporla 2007 y›l›nda dünyada 91 sendikac›n›n öldürüldü¤ünü, 73 sendikac›n›n da tutukland›¤›n› belirtti. Konfederasyonun yay›mlad›¤› y›ll›k raporda, 39 sendikac›n›n öldürüldü¤ü Kolombiya'n›n geçen y›l da en fazla sendikac›n›n cinayete kurban gitti¤i ülke oldu¤u belirtildi. 138 ülkeyi kapsayan raporda, Gine'de sendikalar›n rüflvet ve temel haklara müdahaleyi protesto etmek için düzenledi¤i gösterilerin sert flekilde bast›r›lmas› s›ras›nda 30 sendikac›n›n öldü¤ü, bundan Devlet Baflkan› Lansana Conte rejiminin do¤rudan sorumlu oldu¤u ifade edildi. ‹ran'da 40, Fas'ta 14, Myanmar'da 7 sendikac›n›n öldürüldü¤ünün belirtildi¤i raporda, sendikac›lar›n fliddete maruz kald›¤› ya da tutukland›¤› ülkeler aras›nda Beyaz Rusya, Sudan, Swaziland, Filipinler, Zimbabve, Pakistan, Nepal ve Honduras da yer ald›. Raporda, Latin Amerika'n›n sendika faaliyetleri konusunda en tehlikeli bölge olmaya devam etti¤i, fliddet, cinayet, iflkence, h›rpalama, yasa d›fl› iflten atma ve tutuklama gibi tüm sendika karfl›t› uygulamalar›n görüldü¤ü vurguland›.

Çin, Kuzey Kore, Laos, Vietnam, ‹ran, Irak, Suriye, M›s›r, Ürdün, Kuveyt ve Yemen'de de sendikal haklar›n›n hiçe say›ld›¤› kaydedildi. Tek yasal devlet sendikas›n›n oldu¤u Çin'de Olimpiyat Oyunlar› için insan haklar›n›n iyilefltirilmesi konusunda verilen sözlere ra¤men iflçilerin toplu eylemlere kat›ld›klar› gerekçesiyle tutukland›¤› ve hapsedildi¤i örne¤i verildi. ABD ve Avustralya'da ise Bush ve Howard hükümetlerinin sendikal örgütlenmeye karfl› düflmanl›klar›n› yo¤unlaflt›rd›klar› ifade edildi. Uluslararas› Sendikalar Konfederasyonu'nun kara listesinde Türkiye’de yer ald›. ‹flten ç›karma, psikolojik bask›, sendika karfl›t› kampanyalar›n neredeyse dünya genelinde oldu¤u ancak Türkiye, Bosna Hersek ve Bulgaristan'da bunlara daha fazla rastland›¤› belirtildi. Konfederasyon, 2006'da dünyada 144 sendikac›n›n öldürüldü¤ünü aç›klam›flt›. Merkezi Brüksel'de bulunan Uluslararas› Sendikalar Konfederasyonu, 155 ülkedeki 311 sendikaya ba¤l› 168 milyon çal›flan› bünyesinde bulunduruyor.

31

Uluslararas› Sendikalar Konfederasyonu'nun kara listesinde Türkiye’de yer ald›. ‹flten ç›karma, psikolojik bask›, sendika karfl›t› kampanyalar›n neredeyse dünya genelinde oldu¤u ancak Türkiye, Bosna Hersek ve Bulgaristan'da bunlara daha fazla rastland›¤› belirtildi.


Geri dönüflüm iflçileri:

Biz kazan›rsak tüm emekçiler kazanacak 32

Örgütlenme ve sendikalaflma çal›flmalar›n› sürdüren geri dönüflüm iflçileri için yapaca¤›n›z her türlü katk› ise çok de¤erli. Onlara ulaflmak için: katik_aki@mynet.com

Geri Dönüflüm ‹flçileri Gazetesi Kat›k'›n yeni say›s› ç›kt›. Alt›nda¤ Belediyesi'nin geçti¤imiz A¤ustos ay›nda at›k ka¤›t iflçilerinin Ankara ‹skitler bölgesindeki depo ve yatakhanelerine gerçeklefltirdi¤i sald›r›n›n konu edildi¤i Kat›k dergisinde, Trakya'dan Antalya'ya, ‹stanbul'dan Aksaray'a birçok ilden at›k ka¤›t iflçilerinin yaz›lar› yer al›yor. Yüzlerce ka¤›t toplay›c›s›n›n geçim kap›s› olan ka¤›t depolar›n›n boflalt›lmas›n› aksi halde kumla doldurulaca¤›n› söyleyen Alt›nda¤ Belediyesine karfl› kararl› direnifllerini sürdüren at›k iflçileri, “Ekme¤imizden, onurumuzdan bugüne kadar ödün vermedik, bundan sonra da vermeyiz. Biz kazan›rsak tüm emekçiler kazanacak” diyor. Örgütlenme ve sendikalaflma çal›flmalar›n› sürdüren geri dönüflüm iflçileri için yapaca¤›n›z her türlü katk› ise çok de¤erli. “Sizleri yan›m›zda görmek gücümüze güç katacakt›r. Destek mesajlar›n›z eylem süresi boyunca at›k ka¤›t iflçisi arkadafllar›m›zla paylafl›lacak ve bize büyük moral ve güç katacakt›r.” diyen ka¤›t iflçilerine ulaflmak için: katik_aki@mynet.com

Kat›k dergisine yazan pek çok ka¤›t iflçisinden biri olan Kerem, gönderdi¤i mektupta binlerce at›k iflçisine tercüman olurken, bu insanlar›n yaflad›klar›n› tüm samimiyeti ve gerçekli¤iyle gözler önüne seriyor.


Bize güneflin vurmas› zor Asgari ücret 430 YTL de¤il mi? Size öyle geliyor. Aksaray’da birinci organize sanayi bitti, ikincisi kuruluyor. Organize sanayide torpille ifl buldum. Gece on bire kadar çal›fl›yorum. Önemli olan sigortan›n yatmas› diye düflünüyorum. O zaman asgari ücret 300 YTL faland›. Ben hesapl›yorum 250 maafl verseler, 80 yol paras›na gidiyor, 100 yemek desen, bana kal›r 70 lira. Sigaray› b›raksam, hiç hastalanmasam, hiç üstüme bafl›ma bir fley almasam para bile biriktirebilirim. ‹fle bafllad›¤›m›n üçüncü günü patron beni ça¤›rd› maafl› konuflmak için: “Maafl 180 YTL, sigortay› 9 ay sonra yapar›m, Pazar günleri tatil ama çal›flmazsan maafl›ndan çift yevmiye olarak kesilir.” Bizim köyle sanayinin aras› 15 km, servise veriyorum 80 lira. Yemek 100 olsa baflka hiçbir harcamam olmasa, Pazar günleri ifle gelmesem ben borçlu ç›k›yorum. Kafamdan kaynar sular döküldü. A¤z›ma gelen küfürü say›p ç›kt›m odadan. D›flar›da çal›flanlara ba¤›rd›m: “Ulan hadi ben ç›k›yorum, gidip ka¤›t toplar›m, size ne oluyor, siz ne demeye hiç sesinizi ç›karm›yorsunuz?” ‹flçilerden birisi ”Sigorta memurlar› geliyorlar, biz ne

yapabiliriz” diye cevap verdi. Bu ülke do¤ru düzgün yönetilsin, ka¤›tç› kalmaz. Çöpün içinde her fley vard›r, köpek ölüsü de olur, insan boku da. Yeri geliyor, çocuk bezini almak için bokun içine el at›yorum. Kokudan tansiyonumun düfltü¤ü oluyor. Zab›ta sopas› durmadan tepemizde. Biliyorum yanl›fl yap›yorum ama bazen öfkeden bütün pofletleri y›rta y›rta, çöpleri da¤›ta da¤›ta yürüyorum. Gerçi zab›talar›n hepsi kötü de¤il ama emir demiri kesiyor. Melih Gökçek emir vermifl. 5 sene önce dü¤ün yapt›m hala borçlar›m› ödüyorum. Adana’dan A¤r› Aksaray’a kadar k›z arad›k, kimse k›z vermiyor. ‹fl yok, güç yok, ka¤›tç›l›¤› iflten sayan yok. K›z›ma nas›l bakacaks›n diye soruyorlar. Zar zor otuzumda bir k›z buldum, o da akraba olmasa gene verecekleri yok. fiimdi alt› buçuk ayl›k bir çocu¤um var, ona da flükür. Y›lda bir memlekete gidiyorum, onda da bir hafta yorgunluktan yataktan ç›kam›yorum. Kar›n›n yüzünü görmüyorum ki çocuk olsun. Bu düzen de¤iflmeli. Benim gençli¤im geri gelmez, flimdi ayda 1 milyar kazansam gene bir fley biriktiremem. Yafllan›nca bir maafl›m olmazsa ne yiyece¤im? Avratla bafl bafla kal›r›z, bir de evlat hay›rs›z ç›karsa… zaten bu devirde nas›l hay›rl› evlat yetifltireceksin? Tek derdim o okusun da kendini kurtars›n. Biz bu ülkede ikinci de¤il alt›nc›-yedinci s›n›f insanlar›z. Bize güneflin vurmas› çok zor, ta zemin kattay›z. Bazen teyze dedi¤im kad›n bana ters bir fley söylüyor, 10 yafl›nda çocuk beni çal›fl›rken görünce kaç›yor. Bizi fareden daha pis görüyorlar. Böyle bir durumda 1 milyar kazansam neye yarar orada kafa olarak bitmiflim ben. Bir gün yolda bir kad›n beni görünce tedbir olarak çantas›n› as›p s›k› s›k› yap›flt›. Benim flerefim kapt›kaçt›ya elverse niye boklu bezini kar›flt›ray›m? Biz niye hakir görülüyoruz? Tak›m elbise giysem hiç rahats›z olmaz ama o tak›m elbise giyenlerin içinde bir sürü h›rs›z oldu¤unun fark›nda bile de¤il. Örgütlülü¤ümüzden yeni haberim oldu. Bundan sonra her türlü deste¤i verece¤im, eylemlere kat›laca¤›m. Tüm ka¤›t iflçisi arkadafllara selam.

33


Hava-‹fl Sendikas› Tüyap Kitap Fuar›’ndayd› 34

‹lgililerin sendika ve ça¤r› merkezi ile ilgili sorular› yan›tlan›rken, uçucu ekiplerin yorgunlu¤unun uçufl emniyetine etkilerini anlatan kampanya materyalleri de k›sa sürede tükendi.

Hava-‹fl Sendikas› bu y›l ilk kez Tüyap kitap fuar›na kat›ld›. 27.’si Tüyap kongre binas›nda gerçeklefltirilen kitap fuar›n›n bu y›lki temas› “1968: 40 y›l önce, 40 y›l sonra” olarak belirlenirken, fuara 550 yay›nevinin yan› s›ra pek çok sivil toplum örgütü kat›ld›. Fuarda panel, söylefli, konser, fliir ve çocuk etkinliklerinin yan›nda yüzlerce yazar da okurlar›yla buluflma f›rsat›n› yakalad›. Tüyap ve Yay›nc›lar Birli¤i taraf›ndan 1-9 Kas›m tarihleri aras›nda 18. ‹stanbul Sanat Fuar› ile efl zamanl› gerçeklefltirilen kitap fuar›n›n bu y›l ki onur yazar› ise Füruzan’d›. Fuarda 2000 imza topland› Hava-‹fl ça¤r› merkezinin

kapat›lmas›na yönelik THY yönetimin’nin ald›¤› karar afifllerle duyurulurken “Ça¤r› merkezi kapanmas›n, tüketici olarak kaliteli hizmet istiyoruz” bafll›kl› imza kampanyas› büyük ilgi gördü. Ayr›ca Hava-‹fl yay›nlar›ndan örnekler okurlara sunulurken, sendika-yurttafl buluflmas› gerçeklefltirilmifl oldu. ‹lgililerin sendika ve ça¤r› merkezi ile ilgili sorular› yan›tlan›rken, uçucu ekiplerin yorgunlu¤unun uçufl emniyetine etkilerini anlatan kampanya materyalleri de k›sa sürede tükendi. Ça¤r› merkezinin kapat›lmas› karar›na karfl› ç›kan yaklafl›k 2000 tüketici imzas› ise Cumhurbaflkanl›¤›, Meclis Baflkanl›¤›, mecliste grubu olan partiler ve Çal›flma Bakanl›¤›’na iletildi.

THY ÇA⁄RI MERKEZ‹ KAPATILMASIN! TÜKET‹C‹ OLARAK KAL‹TEL‹ H‹ZMET ‹ST‹YORUZ! THY ça¤r› merkezinin 550 çal›flan›yla, THY yönetiminin bir gecede ald›¤› kararla kapat›larak taflerona devredilmesi; hem çal›flanlar hem tüketiciler için kabul edilemez bir uygulamad›r. Tüketiciler olarak; k›sa sürede hem ülkemizin hem bölgenin en büyük ve kaliteli ça¤r› merkezi konumuna gelen THY ça¤r› merkezinden hizmet almak istiyoruz. Halk›n birikimleriyle oluflturulan kurumlar›n; iktidara yak›nl›¤›yla bilinen çevrelere sat›lmas›n› bir yurttafl olarak da kabul etmiyor; THY yönetiminin ald›¤› bu talihsiz karardan bir an önce vazgeçerek, çal›flanlara ifl güvencelerini geri vermelerini istiyoruz.


Türk-‹fl: Kötü çal›flma koflullar›

ak›l sa¤l›¤›n› tehdit ediyor Türk-‹fl taraf›ndan yap›lan çal›flmada, uzun çal›flma saatleri, k›sa zamanda afl›r› ifl, ayr›mc›l›k, düflük ifl tatmini, düflük ücret, kötü çal›flma atmosferi, sosyal güvence ve ifl güvencesinden yoksunluk gibi nedenlerin ak›l sa¤l›¤› problemlerini art›rd›¤› belirtildi. Çal›flmada, “Kimi ulusal ve uluslararas› örgütlerin Türkiye'ye sunduklar›, k›dem tazminat›n› kald›rma, esnek çal›flma, iflten ç›karmay› kolaylaflt›rma, bölgesel asgari ücret gibi reçetelerin, yol açaca¤› sonuçlar›n ak›llara zarar oldu¤u gözden kaç›r›lmamal›d›r” denildi. Yap›lan araflt›rmaya göre, OECD üyesi ülkelerde hastal›k izinlerine, maluliyete neden olan ve kamunun sa¤l›k yükünü art›ran ana hastal›klardan birini ak›l sa¤l›¤› problemleri oluflturuyor. Meslek hastal›klar› içerisinde dünya çap›nda ilk s›rada kas ve iskelet rahats›zl›klar› gelirken, bunu ak›l sa¤l›¤› problemleri izliyor. Ak›l sa¤l›¤› problemlerinin tedavi maliyeti ve üretimde neden oldu¤u dolayl› kay›plar›n ‹ngiltere'de Gayri Safi Milli Has›lan›n yüzde 2'sinden ve Kanada'da yüzde 1,7'sinden fazla oldu¤u tahmin ediliyor. Çal›flan nüfustaki demografik de¤iflimlerin, sosyal güvenceden yoksun ve düflük ücretli ifller gibi yap›sal de¤iflikliklerin iflle ilgili stresi ve dolay›s›yla bahsedilen maliyetleri daha da art›raca¤› öngörülüyor.

‹flsizler çal›flanlardan daha zor durumda Bu arada, Türkiye'de ak›l sa¤l›¤› problemleri, ifl yerinde stres gibi konulara yeterince önem verilmiyor. Çal›flanlar›n büyük bölümü yaflad›klar› ifl yeri kaynakl› stres ve ak›l sa¤l›¤› problemlerini istenmeyen sonuçlarla karfl›laflmamak için gizliyor. Baflta iflsizlik olmak üzere patron bask›s›, ifl yerinde kötü ve sa¤l›ks›z

fiziki koflullar, iflini sevmeme, düflük tatmin, yetersiz ücret, iflinden olma korkusu, gelecekle ilgili endifle gibi daha pek çok nedenle stres ve psikolojik rahats›zl›klar yaflan›yor. Bu durum, Türk çal›flanlar›n›n aile yaflant›lar›n› ve sosyal yaflamlar›n› da olumsuz yönde etkiliyor. Öte yandan, iflsizler ve aktif olmayanlar, çal›flanlardan daha yayg›n flekilde ak›l sa¤l›¤› problemleri yafl›yor. ‹flsizlikle gelen mali ve psikolojik sorunlar ak›l sa¤l›¤› problemlerini daha da art›r›yor. Ayr›ca, iflsizli¤in, yeteneklerin afl›nmas›ndan ve iflsiz kalan kiflinin becerilerini kaybetmesinden dolay› ileride daha düflük ücretlerle çal›flmak zorunda kal›nmas›na neden olaca¤› belirtiliyor. ‹flsizlerin ak›l sa¤l›¤›nda, ifle yerlefltirilmelerinin ard›ndan kayda de¤er iyileflme gözlemleniyor. Türkiye'de de yaflanan uzun süreli yüksek iflsizlik oranlar› dikkate al›nd›¤›nda, ifl arayan pek çok iflçinin sadece ak›l sa¤l›¤›n›n de¤il, becerilerinin de bu durumdan olumsuz etkilendi¤i ifade ediliyor.

Baflta iflsizlik olmak üzere patron bask›s›, ifl yerinde kötü ve sa¤l›ks›z fiziki koflullar, iflini sevmeme, düflük tatmin, yetersiz ücret, iflinden olma korkusu, gelecekle ilgili endifle gibi daha pek çok nedenle stres ve psikolojik rahats›zl›klar yaflan›yor.

35


Küresel ›s›nma ve sektörümüz 36

Kemal Ülker Hava-‹fl Sendikas› E¤itim Uzman›

‹nsan eliyle yarat›lan küresel ›s›nmayla mücadele etmenin bir bedeli var ama iflverenler en az bedeli ödeme hatta mümkünse bu iflten de kârl› ç›kma çabas› içindeler.

17-18 Kas›m’da üst örgütümüz Uluslararas› Tafl›mac›l›k ‹flçileri Federasyonu (ITF) Londra’da, Sivil Havac›l›k ve ‹klim De¤iflikli¤i bafll›kl› bir toplant› düzenledi. ‹ki günlük toplant›n›n ilk gününde ICAO’dan, IATA’dan, çeflitli sivil toplum kurulufllar›ndan ve akademik dünyadan gelen temsilciler sunumlar yapt›lar. Bu sunumlar hem çok ö¤reticiydi hem de birbirinden çok farkl› perspektiflere sahipti. Perspektifler aras› derin farkl›l›klar›n alt›nda derin farkl› s›n›f ç›karlar› yat›yor hiç kuflkusuz. ‹nsan eliyle yarat›lan küresel ›s›nmayla mücadele etmenin bir bedeli var ve taraflar ama özellikle de iflverenler en az bedeli ödeme hatta mümkünse bu iflten de kârl› ç›kma çabas› içindeler. Ayr›ca bu köklü farkl›l›klar soruna sektör baz›nda bile ortak bir çözüm bulman›n ne kadar zor oldu¤unu ortaya koydu. Toplant›n›n ikinci gününde sendikalar flu dört soruyu tart›flt›lar: ‹klim de¤iflikli¤i ve havac›l›k sektörü alan›nda önceliklerimiz neler olmal›, bu öncelikleri sendikalar›m›zda nas›l gündeme getirebiliriz, sürdürülebilir bir havac›l›k sektörünün kilit unsurlar› neler olmal›d›r ve ITF ailesi gelecekte herhangi bir pratik giriflimi nas›l

destekleyebilir? ‹flin ilginç taraf› bu konularda sendikalar aras›nda da bir fikir birli¤i bulunmuyor. Sözgelimi kimi sendika temsilcileri (özellikle zengin ve sosyal güvencelerin görece güçlü oldu¤u ülkelerden gelenler) “bu insanl›¤›n gelece¤i ile ilgili gerekirse iflimizi kaybetmeyi bile göze alal›m,” derken, yoksul ülkelerin sendikalar› (yaln›zca Afrika ülkeleri de¤il, Hindistan, hatta Do¤u Avrupa ülkelerinden gelenler) “bizim böyle bir fleyi söyleme flans›m›z yok, üyelerimiz bunu asla kabul etmezler,” diye itiraz ettiler. Baz› sendikalar›n, çevreyi en fazla kirleten ulaflt›rma biçimi karayolu as›l bedeli onlar ödesin, biz sadece teknolojik yenilenmeye (temiz teknolojiye) a¤›rl›k verelim diye özetlenebilecek bir yaklafl›m benimsedi¤i dikkat çekti. Bu yaklafl›m ilginç bir biçimde iflverenlerin örgütü IATA temsilcisinin tezlerini and›r›yordu. Sendikalar karbon ticareti konusunda da farkl› yaklafl›mlara sahipler. Kimileri bunun iyi bir yöntem oldu¤unu söylerken bizim de içinde yer ald›¤›m›z bir grup sendika bunun piyasan›n yaratt›¤› sorunlar› piyasa ile çözmeye çal›flmak oldu¤unu, istenilen sonucu vermeyece¤ini ve daha da kötüsü spekülatif sermaye için yeni bir


yat›r›m arac› olaca¤›n›, kumarhane ekonomisini büyütece¤ini söyledik. Bu toplant›da yap›lan sunumlar ve tart›flmalar› önümüzdeki günlerde bir rapor olarak web sitemizde yay›nlayaca¤›z. Konuyla ilgilenenler buradan daha fazla bilgi alabilirler. fiunu vurgulamakta fayda var. Türkiye’de ne iklim de¤iflikli¤i ne de buna ba¤l› olarak sivil havac›l›k sektörünün oynad›¤› rol pek fazla tart›fl›lm›yor ve daha aç›kças› önemsenmiyor. Siyasi partilerin bu konuya hemen hiç önem vermemesi, Yeflilci hareketin özellikle Bat› Avrupa ülkelerine k›yasla son derece zay›f olmas›, ülkemizde bu konunun “al›c›s›”n›n olmad›¤›n›n aç›k kan›tlar›. Ne var ki, dünyada, özellikle Bat› dünyas›nda durum çok farkl›. Burada geliflen tart›flmalar›n ülkemizde pek fazla umursanm›yor olmas› orta vadede bunlar›n bizi de etkileyece¤i gerçe¤ini ne yaz›k ki de¤ifltirmiyor. Bir zaman sonra Avrupa Birli¤i’nin üçüncü ülkeleri ba¤layan s›n›rlamalar› nedeniyle konuyu yine d›flar›dan gelen etkilerle ele almak zorunda kalaca¤›z. Ama her zaman oldu¤u gibi haz›rl›ks›z yakalanaca¤›z ve büyük s›k›nt›lar çekece¤iz.

37


Suyumuzu, yaflam›m›z› sat›yorlar...

38 Sevil Sarp Hava-‹fl Sendikas› Bilgi Belge Uzman›

Birleflmifl Milletler 1977 y›l›nda suyun insan hakk› oldu¤u karar›n› alm›fl, 1992 y›l›nda ise suyun al›n›p sat›labilen bir meta oldu¤una karar vermifltir.

Dünya Su Konseyi (WWC) taraf›ndan her üç y›lda bir düzenlenen Dünya Su Forumu’nun (WWF) Mart 2009’da Türkiye’de yap›lmas› karar› üzerine, sivil toplum kurulufllar› ve meslek odalar› bir araya geldi. WWC ve WWF‘nin suyu ekonomik bir meta olarak tan›mlamas›na karfl› ç›kanlar, suyu bir "hak" olarak ele almak amac›yla Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nde 22-23 Mart 2008 tarihlerinde “Kapitalizmin K›skac›nda Su” bafll›kl› bir toplant› gerçeklefltirdi. "Türkiye'nin neden Dünya Su Forumu için ev sahibi ülke olarak belirlendi¤ini merak ediyorsan›z; suyun ticarilefltirilmesinin arka plan›nda hangi kapitalist ç›karlar›n yatt›¤›n› ö¤renmek istiyorsan›z ve dünyada verilen su mücadelelerini birebir bu mücadelelerde yer alm›fl aktivistlerin kendilerinden dinlemek istiyorsan›z kat›l›n" fleklinde ça¤r›s› yap›lan konferansta, dünyadaki su mücadelesi deneyimleri aktar›ld›. Kas›m 2008’de de Dünya Su Forumu’na karfl› ikinci kez toplanan platform üyeleri yay›nlad›klar›

deklarasyonda su konusunda hak ve söz sahibi olanlar› flöyle ifade ettiler • Para ve güç sahipleri ile suyu al›p sat›labilir bir mal olarak görenler de¤il; suyu beslenme, temizlik ve hijyen gibi temel yaflamsal ihtiyaçlar› için talep eden, Türkiye ve dünyada temiz suya eriflimi olmayan ‹stanbul’da Maden mahallesi, Urfa’da Suruç ve ‹stanbul’daki Küçük Armutlu vb. yerlerde yaflayan milyonlarca insan; • Suyun flebekeler üzerinden da¤›t›m› iflinde çal›flan ücretliler ve onlar›n sendikalar›, meslek örgütleri; • Binlerce dekarl›k arazilerde endüstriyel tar›mla sermaye birikimlerini h›zland›ranlar de¤il; do¤ayla bar›fl›k, topra¤› tüketmeden tar›m yapanlar; • Binlerce ton temiz suyu üretim süreçlerinde kirlettikten sonra at›k sular› tekrar do¤aya boflaltarak bütün su kaynaklar›n› tehdit edenler de¤il, ° Tar›m› kapitalistlefltirerek de¤iflim de¤eri üreten flirketler de¤il; toplumsal ihtiyaçlar› gidermek için kullan›m de¤erleri üreten çiftçiler, ° Üretim süreçleri, do¤ay› ve yaflam› gözetecek flekilde suyu yeniden


kullanacak, süreç kontrolleri gibi at›k azaltma tekniklerini uygulayacak olanlar, ° Kurulufl aflamas›ndan bafllayarak bütün aflamalar› yaln›zca ve do¤rudan ilgili halklar›n demokratik yönetim, gözetim ve denetiminde olacak toplumsal üretimin gerçek sahipleri; • Kapitalist üretim modelinin dayatt›¤› enerji yo¤un üretim teknolojileri afl›lmad›kça, iletim ve da¤›t›mda al›nacak önlemlerle kay›p ve kaçaklar ortadan kald›r›lmad›kça enerji darbo¤az› içinde bulunuldu¤u aldatmacas›yla, baflta s›n›r aflan nehirler olmak üzere, bütün akarsular›m›z› enerji üretmek bahanesiyle barajlarla doldurmaya kalk›flanlar de¤il; ° Öncelikle Munzur, Hasankeyf ve Karadeniz dereleri olmak üzere bütün akarsular›m›z›n -s›n›r›n hangi taraf›nda olursa olsun- ak›fl› boyunca besledi¤i topraklarda on y›llardan beri do¤aya zarar vermeden yaflamay› baflarm›fl halklard›r. Yukar›da say›lan nedenlerden ötürü bizler; • Bütün dünyan›n derin ve etkilerinin y›llarca devam edece¤i belirtilen bir ekonomik bunal›mdan geçti¤i bugünlerde, Türkiye Hükümetinin Mart 2009’da yap›lacak 5. Dünya Su Forumu toplant›lar› için 17,5 milyon Euro bütçe ay›rmas›n› kabul etmiyor, bunu düzenleyen yasan›n derhal iptal edilmesi için sonuna kadar mücadele edece¤imizi duyuruyoruz. Mali disiplinden ve krizden dem vurup her zaman oldu¤u gibi yoksullar ve emekçilerden fedakârl›k isteyen ülke yöneticilerine sesleniyoruz: Dünya Su Forumu gibi, sadece kapitalist s›n›f›n yarar›na olan faaliyetlerin bedelinin halklara ödettirilmesini reddediyoruz. • Suyun ticarilefltirilmesine hizmet eden ve "kullanan-kirleten öder" ilkesine dayanan politikalar›n do¤ay› korumas› mümkün de¤ildir. Sermayeyi kollayan ama canl›lar›n suya eriflimini s›n›rlayan bu tür politikalar› kabul etmiyoruz. • Evlerimize tak›lmaya bafllanan kontörlü su sayaçlar› ve suyun maliyetini aflan fiyatlarla topluma verilmesi kabul edilemez. Çünkü yaflam

için gereken su ticari bir mal de¤il, bir hakt›r. Suyun bir hak oldu¤unu kabul etti¤ini, ancak, bu hakk›n kullan›labilir hale gelmesi için gereken maliyetin halklara yüklenmesini öne süren Dünya Su Forumu’na da bir çift sözümüz var: Baflta su olmak üzere toplumsal eme¤in ürünlerini, karfl›lanmayan tek bir ihtiyaç kalmayacak bir flekilde da¤›tmay› bilmiyorsan›z, bu ifli bilenlere, yani bütün zenginlikleri üreten eme¤e b›rak›n. Birleflmifl Milletler 1977 y›l›nda suyun insan hakk› oldu¤u karar›n› alm›fl, 1992 y›l›nda ise suyun al›n›p sat›labilen bir meta oldu¤una karar vermifltir. 1996 y›l›nda oluflturulan Dünya Su Konseyi (WWC) arac›l›¤›yla çok uluslu flirketler ve özel sektör temsilcilerinin ülke politikac›lar› ve yerel yöneticileri iflbirli¤i sonucu su bütün dünyada talana aç›lm›flt›r. WWC’nin gerçeklefltirdi¤i Dünya Su Forumlar›’n›n hepsinde amaç, dünyada ve ülkemizde tüm sular›n (su kaynaklar›n›n, akarsular›n, göllerin, barajlar›n, flehirlerin su da¤›t›m›n›n) özellefltirilmesini amaçlamaktad›r. Platform bileflenleri tüm bu unsurlar› göz önüne alarak suyun metalaflt›r›lmas›na hay›r demektedir. Detayl› bilgi için: www.suplatformu.net

1996 y›l›nda oluflturulan Dünya Su Konseyi (WWC) arac›l›¤›yla çok uluslu flirketler ve özel sektör temsilcilerinin ülke politikac›lar› ve yerel yöneticileri iflbirli¤i sonucu su bütün dünyada talana aç›lm›flt›r.

39


Dalgalarla dövüflen adamlar*

40

fienay Aydemir Sinema yazar›

Nâz›m Hikmet, ünlü ‘Kuvayi Milliye Destan›’ isimli kitab›nda, Arhaveli ‹smail’in hikâyesini anlat›r. Arhaveli ‹smail, Karadeniz’den f›nd›k ve tütün getirip geriye fleker ve zeytinya¤› götüren bir takan›n personelidir. Ancak, bu kez Kurtulufl Savafl›’nda kullan›lmak üzere “a¤›r bir makineli tüfe¤i” götüreceklerdir. ‹stanbul’dan ç›kar ç›kmaz bir ‹ngiliz torpidosu takay› bat›r›r. Taka batmadan önce kay›¤›na makineli tüfe¤i koyan Arhaveli ‹smail çoktan ayr›lm›flt›r çat›flma alan›ndan. Nâz›m, bundan sonras›n› flöyle anlat›r: … ismail bodoslamadan bir sa¤nak yedi, bir sa¤nak daha, peflinden üç-kardefller. ve denizi b›çak atmak kadar iyi bilmeseydi e¤er alabora olacakt›. … rüzgâr bocal›yor. belki karayel gösterecek. en azdan on befl mil uzakt›r en yak›n

sahil. fakat ismail ellerine güvenir. o eller ekme¤i, küreklerin sap›n›, dümenin yekesini ve kemeralt›’nda fotika’n›n memesini ayn› emniyetle tutarlar. rüzgâr karayel göstermedi. yüz kerte birden atlay›p rüzgâr bir anda bütün ipleri b›çakla kesilmifl gibi düfltü. ismail beklemiyordu bunu. dalgalar bir müddet daha yuvarland›lar teknenin alt›nda sonra deniz dümdüz ve simsiyah durdu. ismail flafl›r›p b›rakt› kürekleri. ne korkunçtur düflmek kavgan›n haricine. bir ürperme geldi ismail’in içine. ve bir bal›k gibi ürkerek, bir sandal


bir çift kürek ve durgun ölü bir deniz fleklinde gördü yaln›zl›¤›. ve birdenbire öyle kahrolup duydu ki insans›zl›¤› y›ld› elleri, yüklendi küreklere, k›r›ld› kürekler. … Nâz›m, Arhaveli ‹smail’in hikâyesinde Karadeniz insan›n›n inanm›fll›¤›n› anlat›r. Ama as›l anlatmak istedi¤i mücadeledir. Dalgalar›n kesildi¤i ve ‹smail’in afallad›¤› ân› “Ne korkunçtur düflmek kavgan›n haricine” sözleriyle ifade eder. ‹smail, karfl›s›nda mücadele edilecek, dövüflülecek düflman› somut olarak görmek ister. Bu ‹ngiliz iflgalci de olabilir, elindeki emanetini sa¤ salim teslim etmesine engel olacak bir f›rt›na da. Bunun için “Yüz kerte birden atlay›p rüzgâr bir anda bütün ipleri b›çakla kesilmifl gibi” düflünce ‹smail de kavgan›n haricine düflmüfl hisseder kendini. Ve “bir sandal, bir çift kürek ve durgun ölü bir deniz fleklinde görür yaln›zl›¤›”. Bir baflka kurtulufl için mücadele eden ve F tipi cezaevine konulmamak için açl›k grevine yatarak bedenini tüketen Sonbahar’›n kahraman› Yusuf da, Arhaveli ‹smail ile ayn› iklimden beslenir. Azrail’in kap›s›n› çalmas›na ramak kala, Karadeniz’in h›rç›n dalgalar›n›n karfl›s›na dikilir. Dev dalgalarla mücadele edecek takati kalmam›flt›r, ama belli ki ‹smail ile ayn› duygunun içindedir. E¤er bir hikâye Karadeniz’de anlat›lacaksa, insan› do¤an›n içinde, bazen ona kafa tutan, bazen kay›ts›zca ona uyum sa¤layan bir unsur olarak koymak zorunluluktur. Do¤ayla savaflarak ve do¤aya kar›flarak hayat›n var edildi¤i bir co¤rafyada, bu damardan beslenmeyen her öykü kadük kalacakt›r hiç kuflkusuz. Bunun için Nâz›m da, Sonbahar’›n yönetmeni Özcan Alper de karakterlerini ancak Karadeniz’in içinde ve Karadeniz’e karfl› olarak tan›mlad›klar›nda fliirlerini kusursuzlu¤a yaklaflt›r›rlar.

Bunun için Arhaveli ‹smail, dalgalar yüz kerte birden atlay›p, rüzgâr birden kesilince kavgan›n d›fl›na düflmüfl hisseder kendisini. Çünkü ‹smail bilir ki, do¤ayla savaflma vaktindedir. Sonbahar’›n Yusuf’unun hikâyesi Arhaveli ‹smail’in b›rakt›¤› yerden bafllar. Yusuf, yaln›zl›¤› ve insans›zl›¤› “bir sandal, bir çift kürek ve durgun ölü bir deniz fleklinde” görmüfl; dalgalar› aflmak için son bir kez küreklere yüklenmifl ve kürekler k›r›lm›flt›r. Art›k durgun bir denizle bafl baflad›r. ‹smail’in do¤a ile savafl› ne kadar inançl› ve kararl› ise Yusuf’un do¤aya dönüflü de o kadar bilinçlidir.

Do¤aya ve hayata kar›flmak Yusuf, 19 Aral›k 2000 tarihinde (filmin bu tarihte vizyona giriyor olmas› ne güzel bir cevap) “siyasi tutuklular›” F tipi cezaevlerine yerlefltirmek üzere gerçeklefltirilen ve “Hayata Dönüfl” ad› verilen k›y›m›n ard›ndan yatt›¤› ölüm orucundan kalan ar›zalar nedeniyle hapisten sal›verildi¤inde, ahir vaktini tamamlamak üzere Karadeniz’in en ucundaki evine gider. Karadeniz’in ‘deniz’i ne kadar sald›rgan ve tehditkârsa, ‘kara’s› da o kadar sakin ve dingindir. Yusuf, y›llard›r gitmedi¤i evine ve görmedi¤i annesine kavufltu¤unda bu dinginli¤in içinde bulur kendini. Her sabah evin önüne ç›k›p yeflilden k›rm›z›ya ve giderek sar›ya dönen ormanlar› seyretmesinin ve ya¤mur ya¤arken sigara tellendirip “huzura ermesi”nin nedeni bir burjuva ütopyas› olan “do¤aya dönüfl”ten çok, kendini do¤an›n bir parças› gibi görmesinden, do¤adaki dönüflümü iliklerinde hissetmesinden kaynaklan›r. Ancak Yusuf’un bedeni do¤a ile uyum içinde ‘sonbahar’a do¤ru ilerlerken, bilinci gençli¤ine ve giderek çocuklu¤una do¤ru bir yolculu¤a ç›kar. Do¤a, koca bir yaz›n yorgunlu¤unu bir süreli¤ine üzerinden atmaya haz›rlan›rken; Yusuf bütün bir ömrü, annesi, çocukluk ve gençlik arkadafl› Mikail ve Gürcü k›z› Eka ile temize çeker.

41

Genç yönetmen Özcan Alper’in ilk filmi olan Sonbahar, F tipi cezaevine konulmamak için ölüm orucuna yatan Yusuf’un hapisten ç›k›p memleketine döndü¤ünde yaflad›klar›n› anlat›rken, hayat›n›n son demlerini geçiren Yusuf’un iç dünyas› Karadeniz’in dalgalar›nda yank›l›yor.


42

Annesi Rukiye, elleriyle yemek yedirerek, uyuya kald›¤›nda üzerini örterek, arkadafllar›yla vakit geçirmesi için teflvik ederek, susarak, konuflarak, gö¤süne yaslayarak ve için için kanayarak bakarak, Yusuf’a ana-o¤ul iliflkisinin bütün safhalar›n› yaflat›r. Mikail ise, Yusuf’u Yusuf yapan ergenlik ve gençlik dönemini ifade eder. Yusuf ve Mikail bugünü yaratan eskilerden konuflur hep. Kafay› çekerken de, “eski günlerin hat›r›na” k›fl günü yaylaya ç›karken de gençli¤in izini sürüp boflluklar› doldurmaya çal›fl›rlar. Mikail anlat›rken Yusuf susar. Çünkü, Mikail onun hayat›n›n bir dönemidir ve onun hikâyesini dinleyerek kendi hikâyesindeki boflluklar› doldurur. Mikail “köyün ihtiyarla birlikte ihtiyarlad›¤›n›” anlat›p dururken, Yusuf biraz daha gençleflir. Yusuf’un önce kitapç›da karfl›laflt›¤›, daha sonra gittikleri meyhanede Mikail’in masalar›na davet etti¤i Eka ile iliflkisi ise, yar›m kalm›fl -yar›m b›rakt›r›lm›fl- iki rüyan›n ma¤durlar›n›n birbirlerini tan›ma, anlama ve onarma sürecini anlat›r. Böylece film boyunca ilk kez Yusuf’un dünyas›ndan ç›k›p Eka’n›n gözünden bakmaya bafllar›z.

Bu hem ad›na aflk denilen fleyin ‘iki kiflilik bir örgüt’ oldu¤unu, hem de bu aflk›n imkâns›zl›¤›n› anlatmak için gereklidir. Eka ile Yusuf’u birlikte olduklar› gecenin sabah›nda anne karn›ndaki ceninler gibi yatakta ç›r›lç›plak gördü¤ümüzde ‘aflk’› da ‘imkâns›zl›¤›’ da aflan bir âna tan›kl›k ederiz. Yusuf’un bedeni do¤ayla birlikte ölürken, ruhu aflkla en bafla, bafllad›¤› yere dönmüfltür. Otuz küsur y›ll›k ömrünün hesab›n› bu dünyada vermifl ve aklanm›flt›r. Bu yüzden, Karadeniz’in azg›n dalgalar› k›y›y› döverken, dalgalar›n karfl›s›na dikilmek ve bir kez daha hayata diklenmek hakk›n› bulur kendisinde. Böylece Yusuf, bir kez daha, fakat farkl› bir biçimde ‘kavgan›n’ içinde hisseder kendisini. Finalde Yusuf annesinin ›srarlar›na dayanamay›p tulumu yeniden eline al›p çalmaya bafllad›¤›nda bu sahnede olmayan baflka bir ses; Yusuf ile ayn› yafllarda, ayn› topraktan olan ve kim bilir belki bir yayla gecesinde Yusuf tulumunu çalarken ona flark›lar›yla efllik etmifl Kaz›m Koyuncu, ölümünden önceki son flark›s›yla efllik eder ona…

iflte gidiyorum... bir fley demeden, arkam› dönmeden flikâyet etmeden hiçbir fley almadan, bir fley vermeden yol ayr›lm›fl görmeden gidiyorum... ne küslük var ne piflmanl›k var kalbimde yürüyorum sanki senin yan›nda sesim uzaklafl›r her bir ad›mda ayak izim kalmadan gidiyorum gerdi¤in tel kalbimde k›r›lmad› gönül kuflum flark›dan yorulmad› bana kimse sen gibi sar›lmad› ›fl›¤›m›z sönmeden gidiyorum…

* Altyaz› Dergisi’nin Aral›k 2008 tarihli say›s›nda yay›nlanm›flt›r.


Gerçek hesap baflka yerde Türkiye, Hindistan ve Hollanda’dan olmak üzere üç sanatç›ya ait yap›tlar›n yer verildi¤i sergi, 14 Ocak-28 fiubat tarihleri aras›nda Simens Sanat’ta sanat severlerle buluflacak. Küratörlü¤ünü T.Melih Görgün ve Mürteza Fidan’›n üstlendi¤i ‘Gerçek Hesap Baflka Yerde’ do¤u ve bat› kültürleri aras›ndaki çeliflkinin Gözde ‹lkin, Javed Mulani ve Wafae Ahalouch el Keriasti isimli sanatç›lar›n desen çal›flmalar›na nas›l yans›d›¤›n› inceliyor. T.Melih Görgün sergininin do¤ulu insan›n gönül gözüyle görmeye dayal› gerçekli¤i ile bat› insan›n›n görsel alg›ya dayal› gerçekli¤i aras›ndaki çeliflkiyi ortaya koydu¤unu ifade ederek ekliyor, “‹ki kültür aras›ndaki bu çeliflkiden do¤an çat›flman›n yaratt›¤› flerrin sorumlulu¤u ve insan›n evrilmesine dair günden güne ciddiyetsizleflen elden düflme düflünceler bu sergide ifade buluyor” Sergide yer alan sanatç›lar›n yap›tlar›, kültürel farkl›l›klar›na ra¤men herhangi bir e¤ilime ba¤l› kalmaks›z›n çizgi arac›l›¤›yla uzlafl›yor. T.Melih Görgün “Ham haldeki insan iyi bir yabanidir. ‹nsan›n do¤as›n› de¤ifltiren onun s›n›rland›r›lamaz tutkular›d›r. Tatmin

edilemez arzular›yla yaflamak zorunda b›rakan ve yabanc›laflm›fl bir bilinç varl›¤› haline getiren fley ise sosyalli¤idir” derken bu uzlaflman›n nas›l gerçekleflti¤ine dair ipuçlar› veriyor. Sanatç›lardan Gözde ‹lkin desen çal›flmalar›n›, tüketim fleklinin, yaflan›lan alanlar›n ve iliflkilerin biçimlendirdi¤i kimlikler karfl›s›nda, bedenin dönüflümü üzerine küçük hikayeler olarak özetliyor. Hindistan’dan gelen sanatç› Javed Mulan desenlerinin, enerjiyi olumlu bir flekilde serbest b›rakarak gelece¤in umulandan çok daha fazlas›n› getirece¤ine olan inanc›n› yans›tt›¤›n› söylüyor. Hollandal› sanatç› Wafae Ahalouch el Keriasti ise tarih, din, politika, film, medya, aileler ve peri masallar›n›n, son befl y›ld›r, eserlerine en önemli esin kayna¤› oldu¤unu ifade ediyor. Sanatç›, güce karfl› güçsüzlük, erkek-kad›n iliflkileri, suçluluk karfl›s›nda masumiyet temalar›n› çal›flmalar›nda s›kça iflliyor. Siemens Sanat’ta ‘Gerçek Hesap Baflka Yerde’ sergisi 14 Ocak- 28 fiubat tarihleri aras›nda aras›nda ziyaret edilebilir.

43


Çal›flman›n Mutlulu¤u ve S›k›nt›s› Alain de Botton Sel Yay›nc›l›k Geçmiflte köleleri reva görülen çal›flma, günümüzde yaflam›m›z›n en önemli parças›n› oluflturuyor. Zaman›m›z›n büyük bölümünü fabrikalardan limanlara, elektrik santrallerinden füze rampalar›na uzanan farkl› çal›flma mekanlar›nda geçiriyoruz. Alain de Botton yeni kitab›nda bu mekanlar› ziyaret ediyor ve bisküvi üreticilerini, liman iflçilerini, elektirik mühendislerini, bilim insanlar›n›, manzara ressamlar›n›, muhasebecileri, kariyer dan›flmanlar›n› çal›fl›rken izliyor. Modern yaflam›n farkl› alanlar›nda çal›flan bu insanlar›n ifllerini nas›l yapt›klar›n› anlat›rken çal›flman›n do¤as› üzerine çarp›c› düflünceler gelifltiriyor.

Isadora Duncan Dans›n Tanr›ças› Maurice Lever Everest Yay›nlar›

44

Ertesi gün onu klasik dans akademisine yazd›rd›lar. Dehflet bir olayd›. Akortsuz bir piyano, duvar boyunca uzana barlar, aynalar ve yeflilimsi bir ›fl›¤a bo¤ulmufl harap bir atölye. Onlardan parmak ucunda durmalar› isteniyor, insan do¤as›na ayk›r› bir jimnastikle bedenlerini e¤ip bükmeleri bekleniyordu. Isadora buna bafl kald›racakt›: “Parmak ucunda m›? Ama kimse parmak ucunda yürüyemez ki! Bu do¤aya ayk›r› bir fley!” Ayr›ca tüm bu bale durufllar›ndan daha budalaca bir fley olabilir miydi: hepsi saçma sapan fleylerdi. Dehflet vericiydi. Ruhsuz mekanik figürlerdi. ‹nsan vücudunun özgürlü¤ünü k›s›tlayan, deforme eden hareketlerdi. Dans ö¤renmek için bir tek okul tan›yordu: Do¤a.

Foto¤raf Üzerine Susan Sontag Agora Kitapl›¤› Her fley bir denemeyle bafllad›; foto¤raflanm›fl görüntülere her yerde rastlaman›n önümüze ç›kard›¤› baz› estetik ve ahlaki sorunlar hakk›nda yazd›¤›m bir denemeyle. Ancak ben, ondan sonra foto¤raflar›n ne oldu¤u konusunda ne kadar çok kafa yorduysam, yazd›¤›m metinler de o ölçüde karmafl›k ve anlam yüklü hale geldiler. … Bu suretle yazd›¤›m bir deneme öbürünü, öbür deneme bir di¤erini do¤urdu. …. Daha teorik bir aç›dan özetleyerek geniflletebilece¤im derecede ileri gitmemi ve sonunda bir noktada durmam› sa¤layacak bir süreç (foto¤raflar›n anlam› ve geliflim seyri hakk›nda bir dizi deneme) ortaya ç›kt›. Sözünü etti¤im bu denemeler ilk önce (biraz de¤iflik bir biçimiyle) The New York Review of Books’ta yay›nland›… Susan Sontag


Amat ‹hsan Oktay Anar ‹letiflim Yay›nlar› K›y›da ise üç direkli, iki güverteli ve 58 toplu bir kalyon, o karanl›kta usturmaçlar›n› puta edip iskeleye palamar vermiflti. Yelkenlerin sar›l› oldu¤u serenler hisa edilmifl ve tez zamanda yola ç›kaca¤›n› ilan için mizana dire¤ine mavi bayrak çekmiflti. Esrarengiz adam, kalabal›¤› yar›p elinden tuttu¤u ‹srafil’le iskeleden gemiye do¤ru yürümeye bafllad›. Kalyonun dikmesinin palangalar›na as›lan ve t›raka tutan gemicilere vardiyan, “Yisa, sizi gidi sütü bozuk sünepeler! Yisa beraber! Varda ruhsuzlar! Varda! Bre aman! Laflka! Laflka!” diye feryat ediyor ve hurçlar›n, sand›klar›n ve f›ç›lar›n ambarlara usulünce istifine nezaret ediyordu. Güneflin do¤mas›na 7 saat kala esrarengiz adam, sürme iskeleden kalyonun çukur güvertesine ç›kmak istedi.

Bozk›r Kurdu’nun Düfl Yolculuklar› Hermann Hesse Remzi Kitapevi Gerçe¤in peflindeki araflt›rmac›, gezgin, pasifist ünlü yazar Hermann Hesse 1946 y›l›nda Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazand›. Önemli yap›tlar›n›n ço¤unu, yaflam›n›n büyük bölümünü geçirdi¤i sürgünde yazan Hesse’nin as›l otobiyografik yap›t› tüm yönleriyle ‘Bozk›r Kurdu’nun Düfl Yolculuklar›’nda yer almakta. Çocuklu¤u, ailesi, ‹sviçre’deki yaflam›, yerleflik bir düzen kurduktan sonra içindeki bozk›r kurdunun uyan›fl›yla her fleyi terk edifli, yeniden özgür ve yaln›z yollara düflmesi ve ileri yafllar›nda dünyaya bak›fl›ndaki bilgelik. Kitap, Hermann Hesse okurlar›na kendi düflünce ve düfllerine dair sundu¤u bir iç bak›fl, ayn› zamanda onun derin ve yo¤un romanlar›n›n bir anahtar› niteli¤inde.

Baflkalafl›mlar Apuleius Kabalc› Kitapevi Madauruslu Apuleius gramer, retorik ve felsefe e¤itimi görmüfl, Atina, Roma, Samos Hieoropolis ve Kartaca’da okumufl, yazm›fl , söz söylemifl ve gezmifl bir büyük düflünür. Do¤a olaylar›, cinlerin varl›¤›, do¤a ve ahlak kurallar›, kozmoloji ve teoloji üzerine felsefi yap›tlar› d›fl›nda, lirik aflk fliirleri, hymnoslar, yergi içeren epigramlar, edebi konuflmalar, bir savunma ve en önemlisi de¤iflik hayal ürünü yaz›lar kaleme alm›flt›r. Bu metinlerin günümüze ulaflanlar› insanl›¤›n kültün hazinesinin güzide parçalar›n› oluflturur. Baflkalafl›mlar’da kufllar›n hislerini tecrübe etmeye hevesli kahraman›m›z›n büyüye baflvurmas› ama talihsiz bir hatayla kufla de¤il de efle¤e dönüflmesi maceram›z›n bafllang›ç noktas›.

45


ÜYELER‹M‹ZDEN

46

EVLENENLER • THY ‹stanbul Uçufl üyemiz Yasemen Ang›n ile A. Mustafa Ataman 27.12.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyemiz Serdar Çeliktutan 21.12.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyelerimiz Esat Konsalkat› ile Gülin Tulu¤ 20.12.2008'de • THY ‹stanbul Sabiha Gökçen Teknik temsilcimiz Mustafa Demir ile Seda 15.11.2008'de • THY ‹stanbul Teknik Uçufl ‹flletme üyelerimiz ‹dil Atman ile Yavuz Koral 14.11.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Nevzat Ayd›n'›n o¤lu Adnan ile Vildan 01.11.2008'de • THY ‹stanbul Kad›köy sat›fl üyemiz Çi¤dem Akp›nar ile Enver Batu Ünerli • THY Ankara Ebru ‹ber ve Dündar 08.11.2008’de • THY Ankara Hüseyin Uçar’›n k›z› Fikriye 13.12.2008’de • THY Ankara Vedihat Keleflo¤lu’nun k›z› ile Orhan 16.11.2008’de • THY Ankara Hüseyin Uçar’›n K›z› 13.12.2008’de • THY Ankara Uçus ‹flletme Bilal Avc› 01.09.2008’de • THY Antalya Kargo’dan üyemiz Sad›k Tetikçi ile Necla Kaya 26.10.2008’de • THY Antalya Kargo’dan üyemiz Suat Sar› ile Halime 10.01.2009’da evlenmifltir. Evlenen tüm üyelerimize mutluluklar diliyoruz. DO⁄UM • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Fatih Tezcan ile Asuman Tezcan'›n çocu¤u 15.12.2008'de • THY ‹stanbul Teknik E¤itim üyemiz Mutlu Özyünlü'nün k›z› 20.11.2008'de • THY ‹stanbul Kad›köy sat›fl üyemiz Neslihan Türker’in k›z› Emine Zeynep • THY ‹stanbul E¤itim üyemiz

Güler Oral›n çocu¤u • THY ‹stanbul Kargo üyemiz Berrak Damla Y›ld›r›m’›n ikiz bebekleri 07.01.2009’da. • THY Ankara Bilal Avc›’n›n 01.09.2008’de çocu¤u • Ankara Özgür Tüzel’in çocu¤u • THY ‹zmir Sat›fl üyemiz Zekeriya Yörüko¤lu'nun 18.12.2008'de o¤lu • Hava-‹fl Antalya fiube E¤itim ve Teflkilatland›rma Sekreterimiz Murat Yaflar Y›ld›z’›n o¤lu Furkan Sabit Y›ld›z 30.10.2008’de • THY Antalya Kargo’dan üyemiz Seyid Ya¤murlu’nun k›z› Asya 06.11.2008’de • THY Ankara Sat›fl Md. Özgül Tülek’in k›z› Ece 27.10.2008 • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Burçin Öktem Akbu¤a ve Ahmet Can Akbu¤a’n›n k›z› Bade 13.12.2008’de • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Emel Recep Biry›lmaz’›n k›z› Tuana 15.11.2008’de • Hava-‹fl Antalya fiubesi Yönetim Kurulu üyemiz Avni Çay’›n kardefli Zeynep Gül’ün o¤lu Durali dünyaya gelmifltir. Yeni do¤an bebeklerimize mutlu, baflar›l› ve aileleri ile birlikte bir yaflam diliyoruz. RAHATSIZLANMA • THY ‹stanbul Genel Müdürlük temsilcimiz Recep Dombayc›'n›n annesi 30.12.2008'de. • THY ‹stanbul K›z›ltoprak üyemiz Canberk Vargül 06.01.2009’da. • THY Ankara Mutlu Refik ‹nce 25.10.2008’de • THY Ankara Ahmet Demir’in annesi Han›m Demir 25.10.2008’de • THY Ankara Atila Kaplan 21.10. 2008’de • THY Ankara Zeynep Selin fiener’in annesi • THY Ankara Osman Bak›rc› 04.12.2008’de • THY Ankara Gürol Çaml›bel 01.11.2008’de


olmufltur • THY Antalya Dispeçten üyemiz Tungut Tuncal›’n›n Kay›npederi 20.11.2008’de • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Zeki Ekflili’nin efli Nursel Ekflili 28.11.2008’de • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Necati Hastürk 24.12.2008’de rahatsızlanmıfltır. Rahats›zlanan üyelerimize ve yak›nlar›na acil flifalar diliyoruz. VEFAT • THY ‹stanbul Genel Müdürlük üyemiz Taner Özden'in babas› 05.01.2009'da • THY ‹stanbul Genel Müdürlük üyemiz Burcu Toker'in babas› 24.12.2008'de. • THY ‹stanbul A.O. ‹stanbul Harbiye üyemiz Ayflen Lerzan Y›lmazer'in babas› 03.12. 2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Yeflim A¤›rkol'un babas› 24.11.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz ‹smail Özkan'›n babas› 21.11.2008'de. • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Arzu Tezgel'in annesi 10.11. 2008'de • THY ‹stanbul Genel müdürlük üyemiz Yeflim Ülkem’in babas› • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Sedat Akkan’›n abisi 07.01.2009’da • THY Ankara ‹stasyon üyesi Canan Yurttafl Gülyan’›n amcas› 09.01.2009’da • Hava-‹fl Antalya fiube Baflkan›m›z Ahmet Tafldemir’in annesi 09.11.2008’de • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Teoman Salman’›n Anneannesi 10.11.2008’de • THY ‹zmir EB‹ üyemiz Tuncer Göze'nin annesi 02.11.2008'de vefat etmifltir. Kaybettiklerimizin yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz.

ÜYELER‹M‹ZDEN

• THY Ankara Burçin Çetinkaya’n›n babas› Kemal 04.12.2008’de • THY Ankara Kenan Tavukçu 25.11.2008’de • THY Ankara Serap Aypa’n›n Annesi • THY Ankara Fikret Türkmen 07.01.2009’de • Hava‹fl Sendikas› Ankara fiubesi Denetim Kurulu Baflkan› Papatya Y›ld›z’›n babas› Do¤an Y›ld›z 06.01.2009’da • THY Ankara ‹stasyon Md. Mutlu Refik ‹nce 25.10.2008’de • THY Ankara Gürol Çaml›bel 01.11.2008’de • THY Ankara Ahmet Demir’in annesi 01.11.2008’de • THY Ankara Zeynep Selin fiener’in annesi 29.11.2008’de • THY A n k a r a Tamara - Serap Salman’›n anneleri 02.01.2009’da • THY Ankara Teknik A.fi. Esb.Hat Bak›m Kenan Tavukçu 25.11.2008’de • THY Ankara Fikret Türkmen 06.01.2009’da • THY Ankara Kargo Md. Afer Candar’›n anne ve babas› 28.11.2008’de • THY Ankara Osman Bak›rc› 04.12.2008’de • THY Ankara Uçus ‹flletme Cpt. Atilla Kaplan 21.10.2008’de • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Mustafa Turgut'un annesi 17.12.2008'de ameliyat olmufltur. • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Nusret Aslantafl'›n annesi 16.12.2008'de ameliyat olmufltur. • Hava-‹fl ‹zmir fiube Baflkan› Hasan Coflkun'un efli Müjde Coflkun 03.11.2008'de ameliyat olmufltur • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Hüseyin Pehlivan’›n o¤lu ameliyat olmufltur • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Yeflim Dereli’nin Ablas› Ayfle Do¤an 30.10.2008’de • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Onur Tolunay Boyun F›t›¤›ndan ameliyat

47




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.