Temmuz - Ağustos 2008

Page 1

Sivil Havacılık Çalıflanlarının Sesi

“Demokrasi sözcüsü” hükümetten belediye iflçisine gaz, jop, su...

Konut edindirme yard›m› (KEY) tasfiyesi asl›nda bir soygundur

Kaptan Pilot Bahad›r Altan:

Uçucu ekiplerin gösterdi¤i duyarl›l›k amac›na ulaflm›flt›r

Mustafa Türkel Hak-‹fl’in tehtid politikalar›na karfl› Çaykur’un kap›s›nda sendikal haklar nöbetinde


TÜRK -‹fi ve ITF üyesi HAVA-‹fi

‹DAR‹ YER : HAVA-‹fi SEND‹KASI

Anadolu’daki THY ofisleri taflerona devredilemez

2

Çal›flanlar ve kamuoyundan THY yönetimine k›nama Bahad›r Altan’a destek

4

Konut edindirme yard›m› (KEY) tasfiyesi asl›nda bir soygundur

8

“‹stihdam paketi” meclisten sessizce geçti

12

Latin Amerika: Yeni dünyan›n mimarlar›

14

“Dünyan›n bütün iflçileri birleflin” ça¤r›s›yla 14 ülkenin iflçileri 4. kez bir araya geldi

19

Havac›l›kta özellefltirme çal›flan› da etkiler yolcuyu da

23

E¤itim semineri: Avrupa’da havac›l›k sektöründe yaflanan geliflmeler ve çal›flanlar›n sorunlar›

24

Mustafa Türkel Hak-‹fl’in tehtid politikalar›na karfl› Çaykur’un kap›s›nda sendikal haklar nöbetinde

29

Kot kumlamaya gelirsin askerde çürü¤e ç›k›nca hastal›¤›n› ö¤renirsin, köyüne döner ölürsün

30

Yak›t fiyatlar› neden böyle ç›ld›rd›

36

KÜLTÜR SANAT

42

ÜYELER‹M‹ZDEN

44

‹ncirli Cad. 68/1 Bak›rköy-‹ST. Tel: (0212) 660 20 95 Faks: (0212) 571 90 51 www.havais.org.tr havais@havais.org.tr

Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas› Ayl›k Yay›n Organ› Ad›na SAH‹B‹ Genel Baflkan AT‹LAY AYÇ‹N

SORUMLU YAZI‹fiLER‹ MÜDÜRÜ Genel Baflkan Yard›mc›s› EYLEM ATEfi

ED‹TÖR Bas›n Yay›n Uzman› ÖZLEM ERGUN TASARIM ve OFSET HAZIRLIK Mavi Kare Reklamc›l›k Ltd. fiti. (0212) 266 55 31 www.mavikarereklam.com

BASKI Ümit Matbaac›l›k San. Tic. Ltd. fiti. 2. Matbaac›lar Sitesi Z-A / 6-10 Topkap› / ‹stanbul Tel: (0212) 565 42 69 Sicil No: 306731-254313 Baskı Tarihi: A¤ustos 2008


Bu bir isyand›r… Devflirme ak›l ve emperyalist politikalarla ülke yönetilemez! Hayat “normal” ak›fl›na devam ediyor. AKP’nin kapat›lma davas›, türban, Ergenekon, Güngören vahfleti sonras› ölen onlarca masum insan… Cumhurbaflkan›nca yap›lan rektör atamalar› karfl›s›nda istifa ederek tepkilerini dile getiren e¤itim emekçilerinin bu eylemleri sonras›, üniversitelerde had safhaya ulaflan huzursuzluk, hastaneler de enfeksiyon kapmas› sonucu ard› ard›na gelen çocuk ölümleri ve temel ihtiyaç maddelerine yap›lan zamlarla pahal›laflan hayat flartlar›… Do¤al gaz, enerji ve petrol ürünlerine periyodik olarak yap›lan zamlar… Bütün yap›lanlar›n anlam› hayat›n tamam›n›n zam görmesi, açl›k ve yoksulluk sürecinin daha da a¤›rlaflt›r›lmas›, ac›mas›zlaflt›r›lmas›d›r. Siyasi iktidar S.O.S veren ekonominin aç›klar›n› emekçilerin s›rt›ndan kapatmaya çal›flmakta, “her gün zam, sömürüye devam” politikas›ndan taviz vermemektedir. Bu politikalar›n sonucu yoksullaflan kitlelerin say›lar› her geçen gün artarken, ayn› kitlelerin politik arenadaki varl›klar› ise hissedilememektedir. Bu gidifle dur diyebilecek, kitleleri aya¤› kald›racak unsurlardan, ne partilerden, sendikalardan ve ne de sivil toplum örgütlerinden yani bu ülkenin yoksul halklar›n›n kurtar›c›l›¤›na soyunmufl bizlerden hiç ses yok. Siyasi iktidar›n ve biat etti¤i güçlerin belirlemifl oldu¤u gündeme iliflkin teorik elefltiri, tahlil ve yorumdan öteye geçmeyen al›flkanl›klardan farkl› bir fley yapt›¤›m›z söylenemez. Yani siyasi gündeme iliflkin çok fley söylüyor ancak az ifl yap›yoruz diye düflünüyorum. K›sa bir zaman sonra, ABD’nin yaklaflan baflkanl›k seçimleri (bizi çok ilgilendirir!) ve hemen arkas›ndan küçük ABD olma hayalleriyle yan›p, kavrulan ülkemizde yaklaflan yerel seçimler var. Bu sürece iliflkin yasalar›n belirlemifl oldu¤u zeminde ve egemen s›n›flar›n gündemindeki bas›n›n bilgilendirmelerine uygun bir fleyler yap›lmaya çal›fl›lacak. Aday adayc›klar›n›n tespiti, k›s›r ve bilimsellikten uzak s›¤ tart›flma ve kavgalar,adaylar aras›nda nitelikten uzak, tamamen ç›kar ve menfaate endeksli veriler üzerinden yap›lan de¤erlendirmeler. Genel merkezlerce belirlenecek adaylar ve halka ra¤men belirlenen bu adaylar›n halka bir dayatma olarak sunulmas›. Her 4-5 y›lda bir yaflananlar›n benzerini de¤ifltirilen figüranlarla eski politikalar zemininde bir kez daha izleyece¤iz. Hepimizin bildi¤imize inand›¤›m bu k›sa hat›rlatmadan sonra, hemen flu soruyu yine hepimize sormak istiyorum. Bizler yani haz›r ol da durmayanlar, statükoculu¤a karfl› ç›kanlar, halk ad›na halkla beraber, halk için diyenler y›llard›r süregelen bu ezberi bozmak için ne yapt›k veya yapt›klar›m›z yeterli miydi? Bugünden sonra bozacak m›y›z? Yurdumuzun tüm de¤erleri, o de¤erlerin yarat›lmas›nda çok büyük katk›lar› olan iflçilere ra¤men sat›ld›lar. Kendilerinden özveri istendi¤inde, her türlü özveriyi karfl›l›ks›z yapmaktan kaç›nmayan iflçiler aileleriyle birlikte, siyasi iktidarlarca özellefltirme ve benzeri uygulamalarla sat›lan, ya¤malanan ve kapat›lan ifl yerleriyle beraber açl›¤a mahkum edildiler. Bütün yap›lanlar “her fley vatan için” söyleminin arkas›na s›¤›narak yap›ld›. Bu ac›mas›z sald›r›lar yap›l›rken yani ifl yerleri sat›l›p, kapat›l›p ya¤malan›rken, iflçilerin üyesi oldu¤u sendikalar› (bizleri kastediyorum), bu sendikalar›n ba¤l› olduklar› konfederasyonlar neredeydik, hala nerelerdeyiz? O dönemlerde suskun kalarak siyasi iktidarlar›n de¤irmenine su tafl›d›¤›m›z gibi bu gün de suskunlu¤umuzu sürdürerek, AKP’nin de¤irmenlerine su tafl›may› sürdürecek miyiz? Unutmayal›m ki, bizler s›n›f›n önderleri olarak suskunlu¤umuzu sürdürdükçe AKP’nin amigolu¤unu yapanlardan hiçbir fark›m›z olmayacakt›r. Onlarda biz iflçileri tüm de¤erleriyle ö¤ütüp yok etmeye devam edeceklerdir. Unutulmamal› ki AKP taraftar› olmak flimdilik kayd›yla belki yok olma sürecini geciktirebilir ancak yok olmay› ortadan kald›ramaz. ‹flçi sendikalar› bu gerçe¤i göz ard› etmemelidir. Toplumsal muhalefetin ve iktidar›n ana unsuru olan partiler aç›s›ndan bak›ld›¤›nda özellikle sol, sosyalist ve devrimci partilerin kitlesel temsil anlam›nda yeterince var olduklar› kan›s›nday›m. Ancak sorun kitleselleflememekteyse, yeniden bir durum de¤erlendirmesi yapmak gerekmez mi? Halk› alternatifsiz b›rakm›fl olmakta veya kitlelerin AKP’nin umut olarak görmelerinde

bizler neyi veya neleri eksik b›rakt›k? Uzun zaman yasakl›, faflist darbelerle faaliyetten men edilmifl, emekten yana oldu¤unu bildi¤imiz partilerimiz, umuda yolculu¤u bafllatmal›lar. Sendikalar›n, demokratik kitle örgütlerinin, Denizlerin, Mahir, Sinan ve Yusuflar›n ve Hüseyinlerin üniversitelerini, köylü ve esnaf›n k›sacas› yurdumuzun emperyalist iflgalden kurtuluflu umuda yap›lacak yolculuktad›r. Belki gerekli ama zamans›z ve önceliksiz k›s›r tart›flmalarla, birlefltirici olmaktan çok ayr›flt›r›c› tav›r ve yaklafl›mlar›m›z› sürdürürsek bu halk AKP’nin sadakas›na avuç açmaktan kurtulamayacakt›r. Bu ülkenin ezilenleri ve yoksul halklar›, AKP’nin alternatifini, yine AKP’nin yarataca¤› yeni oluflumlarda aramaya devam edecektir. T›pk› sa¤ partilerin y›llarca kendilerinin yaratt›¤› partileri alternatifmifl gibi gösterdikleri gibi. Yok hay›r bu olmamal›d›r dedi¤imizi biliyorum. O halde buna uygun aray›fllar›n bafllat›lmas› için geç kal›nmamal›d›r. Yap›lacak ilk yerel seçimler, bu hasretin hayat bulmas› için ön bir f›rsatt›r. Yar›nlarda bir gün daha geç kalm›fl olmamak için bu temelde yap›lacak olan iflbirli¤i ve dayan›flma bir çok unsurun bu oluflum etraf›nda yer almas›n› sa¤layacak, pasif unsurlar› hareketlendirecektir. Bu hareketlilik, toplumsal muhalefetin ana unsurlar› olan, parti,sendika ve konfederasyonlar ve demokratik kitle örgütleri aras› dayan›flman›n, politikas›zl›k ve hantall›¤›n afl›lmas›na da katk› sunacak, f›rsat yaratacakt›r. Sessizlik türdefllerin ayr›lmas›n› zorlaflt›ran ortamlard›r. Bu suskunluk bozulmal›d›r ki, siyasi iktidar›n gerçek yüzü ortaya ç›kar›labilsin. Art›k herkes bilmektedir ki bu iktidar, politik yetersizlik ve yeteneksizliklerini emperyalist güçlerden ald›klar› talimatlarla kapatmaya çal›flmaktad›rlar. Tafl›nan suyla de¤irmen döndürülemeyece¤i nas›l bir gerçeklikse, devflirme ak›l ve de emperyalist patentli politikalarla da ülke yönetilemez. Yönetiliyor olsayd› y›llard›r ABD ve Avrupa patentli politikalar baflar›l› olur, d›flar›dan gelen s›cak paraya tutsak olmufl ekonomimiz, ABD’den gelen mesajlara endekslenmifl bir d›fl politikalar›m›z olmazd›. Ülke olarak yaln›z bafl›m›za hiçbir sorunumuzu çözemez olduk. Ne ac›d›r ki, siyasi iktidar›n kadrolar›, sorunlar›n› kendi iç dinamikleriyle çözen bir ülkenin siyasetçisi olmak, bunun onurunu tafl›ma yerine, emperyalizmin tafleronculu¤unu yap›yor olmakla övünür oldular. Çözüm yaratmak yerine, gerginlik yaratarak, muhalif olan her kesimle kavga ederek teröre kurban edilenlerin tabutlar›na omuz verip, kendi vicdanlar›n› rahatlatmay› seçtiler. Art›k yeter, bu bir isyand›r. Haks›zl›¤a, adaletsizli¤e, eflitsizli¤e, savafla ve suskunlu¤a ve mecburiyete isyand›r. Bu isyan önce kendime sonra benimle birlikte olmas› gereken ama kendilerince hakl› oldu¤una inand›klar› gerekçelerin ard›na s›¤›narak ülkemizin yoksul halklar›n›n hasretlerinin gerçekleflmesini geciktiren herkese, her fleyedir. Evet, ARTIK YETER! Sevgi ve Sayg›lar›mla. AT‹LAY AYÇ‹N Hava-‹fl Sendikas› Genel Baflkan›

1


2

Anadolu’daki THY ofisleri taflerona devredilemez

Tasfiye ifllemi personelin çal›flma koflullar›n› da do¤rudan etkileyecek

THY yönetimi “bak›m gerektirmeyen istasyonlar” olarak niteledi¤i illerde tüm uçufl operasyonu hizmetlerini Çelebi ve Havafl’a devretme haz›rl›klar› içinde. THY Teknik A.fi teknik personelinin de bu illerden ‹stanbul’a çekilmesi ile THY tüm uçufl operasyonu ifllemlerini kendi personelini tasfiye ederek yapmaya çal›flacak. Söz konusu 22 ilde kapat›lmas› planlanan sat›fl müdürlükleri ve Teknik Afi.: çal›flanlar ve yolcular aç›s›ndan pek çok sorunu da beraberinde getirecek. Tüm bu yaflanan tasfiye olay› daha pek çok olumsuzlu¤un yan›nda önemli uçufl emniyet risklerini de bar›nd›r›yor.

Hizmet al›m maliyetlerinin düflürülmesi u¤runa deneyimli ve e¤itimli personelin tasfiyesi ile sürekli sirkülasyona tabi, düflük ücretli ve sendikal haklardan yoksun kölelik koflullar›nda çal›flan personel yap›s› ile ifller yürütülmeye çal›fl›lacak. Kalite ve uçufl eminyeti kâr hesaplar›na kurban ediliyor Hava-‹fl Sendikas› geçti¤imiz aylarda gazetelere verdi¤i ilanla kamuoyunu bilgilendirmifl; “THY yönetiminin bu karar› ile kalite ve uçufl emniyeti k›sa vadeli maliyet hesaplar›na kurban ediliyor” demiflti. Hava-‹fl sendikas› “uçufl emniyeti bir tüketici hakk›d›r” kampanyas›n› tafleronlaflt›rma uygulamas›n›n


gerçeklefltirilmesi planlanan illerde de sürdürdü. Kampanya ile genifl kitlelere ulafl›ld› 2500 bilboard, 200 infoboard ve 400 bez afiflten oluflan kampanya materyalleriyle milyonlarca kifliye ulafl›ld›. Bilboard, infoboard ve bez afifllerle yap›lan çal›flmayla bu uygulaman›n uçufl emniyeti ile iliflkisi kamuoyuna duyurularak, THY yönetimine bu uygulamadan vazgeçmesi ça¤r›s› yap›ld›. THY yönetimi taraf›ndan gündeme getirilen ve uygulamaya konmas› planlanan tasfiye ifllemi, “uçufl emniyeti” gibi önemli bir kavram›n yan›nda personelin çal›flma koflullar›n› da do¤rudan etkileyecek sonuçlar› bar›nd›r›yor. Az ücret çok ifl Personele yönelik “istifa et, tayin ol, Havafl ve Çelebi’ye geç” dayatmalar›n›n yan›nda, biliyoruz ki; tafleron flirketler özellikle ilk y›llarda daha az iflçiyle ve bu iflçiler mümkün olan en düflük ücreti ödeyerek hizmet üretiyorlar. Üyelerimizi ve bütün duyarl› insanlar› konu ile ilgili görüfllerini www.havais.org.tr/thyanadolu adresinden görüfllerini bildirmeye ve tafleronlaflmaya karfl› ç›kmaya ça¤›r›yoruz.

“Uçufl emniyeti bir tüketici hakk›d›r” kampanyas›nda 2500 bilboard, 200 infoboard ve 400 bez afifl kullan›ld›

3


Uçuş emniyeti basın açıklamasından (arşiv)

Çal›flanlar ve kamuoyundan

THY yönetimine k›nama, Bahad›r Altan’a destek 4

THY kaptan pilot Hava-‹fl ‹flyeri Temsilcisi Bahad›r Altan’›n “VIP” yolcular›n› uça¤a almad›¤› gerekçesiyle ifl akdinin fesh edilmesi pek çok kurum ve kifli taraf›ndan tepkiyle karfl›land›. Bahad›r Altan’a pek çok destek mesaj ve aç›klamas› gelirken THY yönetimi bu keyfi ve kurallar› yok sayan uygulamas› nedeniyle k›nand›. Uluslararas› talimat ve kurallar› uygulamakla yükümlü, sektörün en köklü kuruluflu THY yönetiminin, küçük tüccar mant›¤›yla “ben yapt›m oldu”cu zihniyeti yüzünden THY yönetim tarihine bir utanç çizi¤i daha at›lm›fl oldu. Art›k herkesin bildi¤i bu talihsiz olay› bir kez de buradan not düflmek gerekirse konu flöyle geliflti: Temmuz 2008 günü 4 bacakl› uçuflun 3. seferinde uçucu personel yemek yerken, aralar›nda en son uça¤a al›nmas› gereken AKP Denizcilik Müsteflar› Hasan Naibo¤lu ve AKP’li bürokratlar›nda bulundu¤u VIP yolcular›, kaptan pilot Bahad›r Altan’›n onay› olmadan uça¤a al›n›r. Kaptan pilot, uça¤›n henüz haz›r olmad›¤›n› ve kendilerini k›sa bir süre için daha konforlu bir ortamda a¤›rlamak istediklerini söyler. Bunun üzerine flikayetçi olduklar› söylenen Naibo¤lu ve beraberindekiler, konuyu SHGM’ye iletirler. Görev ve sorumluluk alan› yolcu flikayetlerini de¤erlendirmek olmayan SHGM’nin soruflturmas› sürerken, 8 Temmuz 2008 tarihinde THY yönetimi taraf›ndan kaptan Pilot Bahad›r Altan’›n ifl akdi feshedilir.

Uçufl ekibinin görev esnas›nda yemek yemesi bir gereksinim oldu¤u kadar SHGM’nin de THY yönetiminin de bildi¤i uluslararas› bir kurald›r. AB’de 2008 Haziran ay›nda yürürlü¤e giren ANNEX Subpart Q Uçufl Zaman S›rlamalar› belgesi “beslenmeyle ilgili bölümünde; “bir mürettebat üyesinin performans›nda, özellikle uçufl görev süresi alt› saati aflt›¤› durumlarda, herhangi bir düflüflün yaflanmas›n› önlemek için yeme içme olana¤› sa¤lanmal›d›r” demektedir. Ayr›ca THY yönetiminin de yemek konusunda aç›k düzenleyici talimatlar› bulunmaktad›r. Uluslararas› kurallar ve bilimsel veriler uçufl ekibi beslenmesinin performansla ve uçufl operasyonunun sa¤l›kl› yap›lmas› ile ilgili oldu¤unu aç›kça ortaya koymaktad›r. Uçak içinde tek ve en etkili otorite kabul edilen pilotun görev ve yetkilerine müdahale de konunun bir baflka boyutunu oluflturuyor. 2920 say›l› Türk Sivil Havac›l›k Kanunun kaptan pilotun genel, idari yetki ve sorumluluklar›n› belirleyen maddeleri flöyle: Madde100: Sorumlu kaptan pilot hava arac›n›n, can ve mal güvenli¤ini sa¤layacak surette sevk ve idaresinden birinci derecede sorumlu olup, ola¤anüstü durumlarda gereken önlemleri almaya yetkilidir. Madde 101: Sorumlu kaptan pilot, hava arac›nda emniyet ve düzenin sa¤lanmas› için önlem almaya ve bu amaçla, yolculara, personele ve hava arac›nda bulunan di¤er kiflilere emir ve talimat vermeye ve gerekti¤inde bunlar› hava arac›ndan ç›karmaya yetkilidir. Yine THY Uçufl Harekat El Kitab› (FOM) sayfa: 8.2-3 flöyle demektedir.


“Commander veya temsilcisi taraf›ndan onay verilmedikçe yolcu al›m› bafllamaz.” Pek çok sendika ve kiflinin Bahad›r Altan’a destek mesajlar› yan›nda konuda belirleyici meslek örgütlerinin de tavr› da aç›k ve netti. Havac›l›k T›bb› Derne¤i ve Havayollar›

Pilotlar› Derne¤i (TALPA) THY yönetimini k›nayarak, söz konusu olay›n pilot otoritesine müdahale olarak de¤erlendirdiler. Afla¤›da ilgili kurumlar›n aç›klamalar›n› sayfalar›m›z s›n›rlar› elverdi¤i ölçüde yay›nl›yoruz.

Türkiye Havayollar› Pilotlar› Derne¤i (TALPA):

Bask›lar uçufl emniyetini olumsuz etkileyecektir Geçti¤imiz günlerde meslektafl›m›z ve üyemiz THY kaptan pilotu Bahad›r ALTAN’›n ifl akdinin fesh edilmesiyle sonuçlanan bir dizi olay yaflanm›flt›r. TALPA yönetimince yap›lan inceleme sonucunda olay›n; dört bacakl› bir uçufl görevinde, üçüncü bacak sonucunda 20 dakika gecikmeli olarak varabildi¤i Esenbo¤a havaliman›nda, flirket talimatlar›na uygun olarak uçufl ekibinin uçak içerisinde yemek yedi¤i esnada, yine flirket prosedürlerine uygun olarak Kaptan Pilot taraf›ndan yolcu al›m› için onay verilmesi gereklili¤ine ra¤men, onay al›nmadan VIP yolcular›n uça¤a getirilmesiyle geliflti¤i anlafl›lm›flt›r.

Bu olayda; meslektafl›m›z ve üyemiz Kaptan Pilot Bahad›r ALTAN’›n, ne sivil havac›l›¤›n genel kurallar›n›, ne uçufl emniyetini ve ne de flirketinin genel ve bu konuya iliflkin özel kurallar›n› ihlal etti¤ine dair herhangi bir olguya rastlanmam›flt›r. Meslektafl›m›z ve üyemiz Kaptan Pilot Bahad›r ALTAN’›n yukar›da aç›klanan olayla iliflkililendirilerek ifl akdinin feshedilmifl olmas›n› haks›z bir uygulama olarak de¤erlendiriyoruz. Bu tür uygulamalar›n tüm meslektafllar›m›z üzerinde bask›, yanl›fl karar ve uygulama temayülü oluflturaca¤› ve bu bask›lar›n giderek uçufl emniyetini olumsuz etkileyece¤i kayg›s›n› tafl›maktay›z. Kamuoyuna sayg›yla duyururuz.

Havac›l›k T›bb› Derne¤i

Tepkimiz sektörü yönetenlerin bak›fl aç›s›nad›r THY kaptan pilotu Bahad›r Altan’›n görevden al›nmas›n› haks›z ve havac›l›k kültürü ba¤lam›nda çok yanl›fl buluyoruz. 3 bacak uçufl yapm›fl ve kar›nlar› ac›km›fl ekibine k›sa bir yemek aras› veren ve bu s›rada klimalar› çal›flmayan uça¤a yolcu al›m›n› 10 dakika erteleyen kaptan, ulusal ve uluslararas› yönergelerin kendisine verdi¤i yetkiyi kullanmaktan baflka bir fley yapmam›flt›r. Olayda bir keyfilik ve kabal›k olmad›¤› gibi, olas› bir uçufl emniyeti zafiyetinin giderilmesi söz konusudur. Kaptan yemek aras› vermeyerek ekibini aç m› uçurmal›yd›, yoksa yolcular› uça¤a yemek telafl› aras›nda m› almal›yd›?

5

Kiflilikli davrananlara boyun e¤me tutumu ö¤retilmifl, pozisyonunu muhafaza etmenin veya yükselmenin baflka yollar› gösterilmifl oluyor. Havac›l›k kültürünü sindirmifl bir yönetici, kaptan›n otorite ve inisiyatifine sayg› göstermeyi zül saymaz, yetki alanlar›n› çi¤nemez; uçufl güvenli¤inin birinci öncelikli konu oldu¤unu bilir ve sistemi s›rt›nda tafl›yan kiflilere biraz toleransl› yaklafl›r. Havac›l›k sitelerinde spontane geliflen “Hepimiz Bahad›r Altan’›z” slogan›n› çok anlaml› buluyoruz. Tepkimiz sadece kaptana yap›lan haks›zl›¤a de¤il, sektörü yönetenlerin çal›flanlara bak›fl aç›lar›nad›r.

Umur Talu 21 Temmuz 2008 Sabah Gazetesi

Düflünce özgürlü¤ü! .............. ‹flte "Kaptan Pilot" Bahad›r Altan. Sadece uçmak istemiyor. Güvenli, örgütlü, haklar›na ve düflünce ile ifade özgürlü¤üne sahip biçimde de uçmak istiyor. Hava ‹fl'in sendika temsilcili¤inin ve toplu sözleflmelerdeki aktif rolünün yan› s›ra, bir de flu "suç"u iflliyor: TV'de konuflmak (CNN Türk'te). O yüzden, "kabin ekibini aç uçurmamak isterken" bir flekilde önce gazete haberi oldu, sonra da THY yönetimi taraf›ndan "ifadesi al›n›p" iflten at›ld›. Çal›flanlar›n› örgütlenmekten men etmifl medyada sendikalara dair haberler

müthifltir zaten de; bir de aleyhte olanlar harikad›r. Düflünce, ifade gibi özgürlükler aç›s›ndan da öyle. Hat›ra bu ya: Ben de, "özgür" bir gazeteci olarak, y›llar önce ayn› kanalda canl› canl› yapt›¤›m ("düflünce ve ifade özgürlü¤ü" nü ciddiye alm›fl) bir iktidar ve medya elefltirisinin ard›ndan barda¤› tafl›rm›fl ve iflten at›lm›flt›m! Rastlant›d›r! Düfltüm, kalkt›m, uçmaya devam ediyorum; umar›m Kaptan Pilot Altan da yeniden uçabilir. ......

Bahadır Altan’ın iş akdinin feshedilmesine


Türkiye Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (D‹SK)

Dürüst, çal›flkan, meslek onuruna sahip sendika temsilcisi kaptan pilot Bahad›r Altan’›n hukuksuz olarak iflten at›lmas›n› k›n›yoruz! THY yönetimi sendika düflman› faaliyetlerine h›z kesmeden devam ediyor. Son olarak, Hava-‹fl örgütlenmesindeki çabalar› ve toplumsal muhalefet hareketlerine katk›lar›yla bilinen 10 y›ll›k THY kaptan pilotu Bahad›r Altan’›n ifline haks›z biçimde son verilmifltir. ‹fl akdinin feshine gerekçe olarak gösterilen nedenin aksine, Bahad›r kaptan›n meslek ilkelerine ve flirketin ilkelerine uygun davrand›¤›, kabin amiri ve 2. pilotun kaptan› do¤rulayan raporlar›ndan da anlafl›laca¤› üzere son derece aç›kt›r. Ancak buna karfl›n THY ‹cra Kurulu yarg›s›z infaz yaparak kaptan Bahad›r Altan’›n ifl akdinin feshedilmesine karar vermifltir.

Anlafl›lan THY yönetimi kurallar› uygulayan, uçufl limitlerini aflmayan, meslek eti¤ini ve uçufl emniyetini ticari kayg›lara feda etmeyen kaptanlar istememektedir. THY; kar amac›yla yap›lan her fleyi mübah sayan sinik çal›flanlar istemektedir. K›sacas›, hem sendikac›lar hem de pilotlar aras›nda dürüstlü¤ü ve çal›flkanl›¤› ile tan›nan kaptan pilot Bahad›r Altan’›n iflten at›lmas› vicdanla ve adaletle ba¤daflmamaktad›r. D‹SK olarak, THY yönetimini, ald›¤› karar› gözden geçirmeye, Hava-‹fl Sendikas› üyeleri ve THY çal›flanlar› üzerindeki bask›lara, hukuksuz uygulamalara son vermeye ça¤›r›yoruz.

Türkiye Motorlu Tafl›t ‹flçileri Sendikas› (TÜMT‹S)

Bahad›r Altan’a bir an önce ifl bafl› yapt›r›lmal›d›r. 6

Çal›flkanl›¤›, sendikal mücadeleye olan inanc› ile görevini yapan bir sendika temsilcisini, “sendika temsilcisini iflten atma f›rsat›n› yakalad›m” diye düflünen iflverenler taraf›ndan iflten at›lmas›; çal›flanlar›n anayasal hakk› olan sendikal haklar›na yap›lm›fl bir sald›r›d›r. Hukuka ayk›r› bir flekilde sendika temsilcisini iflten atan THY yönetimini k›n›yorum. THY yönetimi bir an önce yapt›¤›

uygulamadan vazgeçerek, kaptan pilot Bahad›r Altan’›n iflbafl› yapmas›n› sa¤lamal›d›r. Bir kez daha kaptan Pilot Bahad›r Atlan ve Hava-‹fl Sendikas›’n›n yan›nda oldu¤umuzu ve dayan›flma içerisinde olaca¤›m›z› belirtiyor, haks›z ve hukuksuz olan bu uygulaman›n THY yönetimi taraf›ndan düzeltilmesi bekliyorum.

Hava-‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin:

Bu olay Bahad›r Altan flahs›nda sendikaya yap›lm›fl bir sald›r›d›r Hava-‹fl Bahad›r Altan’›n ifl akdinin feshedilmesini uluslararas› platformda ITF, ETF, ILO gibi iflçi örgütleri ve Star Aliance ortakl›¤› zemininde de duyurarak protesto ça¤r›s›nda bulundu. Hava-‹fl Sendikas›’n›n aktif temsilcilerinden Bahad›r Altan daha öncede

CNN Türk’te yay›nlanan fiirin Payz›n program›nda konufltu¤u için hakk›nda soruflturma aç›lm›flt›. THY yönetimi daha önce de Teknik Afi. iflyeri temsilcisi olan ve grev oylamas› döneminde aktif rol üstlenen Mustafa Do¤anc›’n›n da ifline son vermiflti. fiu an ise yafllar› 45 oldu¤u gerekçesiyle emeklili¤e zorlanan 40 kabin amirinin ifline son verilmesi gündemde. THY yönetiminin grev oylamas› sonras›nda bir çeflit “rövanfl” olarak gördü¤ü iflten ç›kartmalar, Bahad›r Altan örne¤inde somutlaflarak çal›flanlar›n örgütlü tepkisiyle yan›ta dönüflmüfl durumda. Bizler ve Hava-‹fl üyesi 12 havayolu iflçisi biliyoruz ki; Bahad›r Altan’a yap›lm›fl bu hareket asl›nda binlerce çal›flan› temsil eden Hava-‹fl Sendikas›’n›n hak alma mücadelesine ve örgütlülü¤üne yap›lm›flt›r. 14 Temmuz tarihinden itibaren uçufl


iflletme ve di¤er birimlerde konuyla ilgili bilgilendirme toplant›lar› yapan, bildiri da¤›tan Hava-‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin ve di¤er sendika yöneticileri, durumu kabullenmeyeceklerini, tepkilerini göstereceklerini belirttiler. “Bahad›r Altan uçufl talimatlar›n›n kendisine verdi¤i yetkiyi kullanm›flt›r.” diyen Hava-‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin çal›flanlara hitaben yapt›¤› konuflmas›n› flöyle sürdürdü: “Bahad›r Altan y›llarca bu flirkete, sivil havac›l›¤a pilot yetifltirmifl, deneyimli ve tecrübeli bir kaptand›r. Bu flirket içinde halledilmesi gereken sorun Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü’ne götürülüyor. ‹flten at›lma gerekçesi olarak; “müsteflar uça¤a gelmifl, niçin indirilmifl?” gibi bir neden gösteriliyor. Bu flirketin genel müdürüyle konufltu¤umda sordu¤um sorular›n hiçbirinin yan›t›n› alam›yorum. ‹flveren Bahad›r Altan’›n sendikal faaliyetlerini hazmedemedi. Bu olay, Bahad›r Altan’›n flahs›nda sendikaya yap›lm›fl bir sald›r›d›r.” Kendini uçufla uygun hissetmedi¤inde uçmama yükümlülü¤ü Hava-‹fl Sendikas› geçti¤imiz hafta boyunca geliflmelerden son derece rahats›z ve tepkili uçufl ekibi üyeleriyle yüz yüze görüflerek, onlar›n fikir, görüfl ve taleplerini alarak kurullar›nda de¤erlendirmiflti. Bu de¤erlendirme sonucu; THY yöneticilerince kaptan Bahad›r Altan’n›n flahs›nda kaptanl›k otoritesini

ortadan kald›ran ve hukuki hiç bir zemini olmayan haks›z uygulaman›n yeniden de¤erlendirilmesi, 2920 say›l› Türk Sivil Havac›l›k Kanununun 100 ve 101. maddelerinde belirlenen kaptan yetki ve sorumluluklar›n› ihlal eden, dolay›s›yla uçufl emniyetini ortadan kald›ran uygulamalar›n son bulmas›, ‹flten ç›karma, keyfi mesnetsiz cezalar verme ve ticari kayg›lar› bahanesiyle kurallar› uygulamakla yükümlü uçufl ekiplerini potansiyel suçlu ilan ederek bask› oluflturan, stres yaratan, moral motivasyonunu ve CRM’i zaafa u¤ratan bu anlay›fl›n son bulmas› talepleriyle, hukuk kurallar›na uygun olarak uyar› görevinin yerine getirilmesinden baflka bir yol kalmad›¤› tespit edilmifltir. Olay›n gündeme geldi¤i ilk hafta yaz›l› bas›n aç›klamas› yaparak Bahad›r Altan’a destek olduklar›n› söyleyen TALPA Baflkan› kaptan pilot Ali Ziya Y›lmaz, pilot camias›n›n olay› olumlu karfl›lamad›¤›n›, ancak dernek olarak böyle bir eyleme destek verme gibi bir durumlar›n›n da söz konusu olamayaca¤›n› söyledi. Y›lmaz, “Sendikal faaliyetlerin arkas›nda olamay›z. Eylemin sektöre zarar verece¤ini düflünüyorum.” fleklinde konufltu. Uygulamaya konmak üzere olan “kendini uçufla uygun hissetmedi¤inde uçmama yükümlülü¤ü”; sonras›nda kaptan pilot Bahad›r Altan’›n ça¤r›s›yla durduruldu. Aç›klaman›n tam metnini afla¤›da bulabilirsiniz

Kaptan Pilot Bahad›r Altan:

Uçucu ekiplerin gösterdi¤i duyarl›l›k amac›na ulaflm›flt›r Bu gün sabah ilk seferlerden itibaren THY uçaklar›n›n uçmamas›na neden olacak “pilotlar›n kendini uçufla haz›r hissetmeme hakk› kullan›m›” dün akflam Hava-‹fl yetkili kuruluna flimdi aç›klayaca¤›m ça¤r›yla durdurulmufltur. THY yönetiminin havac›l›k kültüründen uzak, meslek özeline pervas›zca müdahale eden, sivil havac›l›k ve flirket kurallar›na ayk›r›, partizanca tutumunun sonucunda “THY’de Pilot Krizi” fleklinde kamuoyuna yans›yan olay kendilerinin de tahmin edemeyece¤i tepkilere yol açm›flt›r. Ça¤d›fl› bask› ceza ve iflten ç›karmadan ibaret yönetim anlay›fl› bu olayla daha da a盤a ç›km›fl ve kamuoyunda afifle olmufltur. Bu çerçevede yaflananlar çal›flanlar›n yo¤un tepkisi, dernek ve sendikalar›n deste¤i ve bas›n emekçilerinin sahip ç›kmas›yla bir

tüketici hakk› olan uçufl güvenli¤i sorunu haline gelmifltir. Böylece bir günlük “pilotlar›n kendini uçufla haz›r hissetmeme hakk› kullan›m›” karar› al›nm›flt›r. THY yönetiminin bu olayda amaçlad›¤› çal›flanlar›n› sindirip suskun bir toplum yaratma çabas› tam tersi bir sonuç do¤urmufltur. Uçufl ekiplerinin gösterdi¤i duyarl›l›k bu anlamda amac›na ulaflm›flt›r. Bundan sonra da kazan›lm›fl haklara meslek eti¤ine, kurallara daha da s›k› sar›larak THY yönetiminin uçufl emniyetini aksatacak planlama ve uygulamalar›na geçit vermeyecektir. Bu 15 günlük sürede ald›¤›m destek ve toplumun gösterdi¤i duyarl›l›k gelece¤e umutla bakmam› sa¤l›yor. Toplumsal ve sendikal mücadelede sarf edilen en küçük bir emek bile bofla gitmiyor. O nedenle kendimi daha güçlü ve mutlu hissediyorum. Do¤ru yolda dürüstlükten ayr›lmad›¤›n›z sürece

kazanan hep siz oluyorsunuz. THY yönetimine bana bu duygular› yaflatt›¤› için teflekkür borçluyum. Bütün arkadafllar›m›z›n ortak kayg›s› Ulusal Hava Yolumuzun gelece¤idir. Keflke bu konuda onlar da bizler kadar sorumluluk duygusuyla hareket edebilseler. Bu aflamadan sonra baz› kötü niyetli giriflimlerle meflru hak kullan›m›n›n çarp›t›larak sendikam›n tüzelli¤ini ve mesai arkadafllar›m› y›prat›c› bir noktaya götürülece¤ini aç›kça tespit etmifl bulunmaktay›m Bu hakk›n kullan›m› ifllemini durdurmadaki sorumluluk sadece bana aittir. Hava-‹fl’in de¤erli üyeleri ve meslektafllar›m›n bu kararl›l›¤› ve örgütlülü¤ü daha da ileri götürerek 1 Ocak’ta bafllayacak yeni T‹S sürecine tafl›yacaklar›na inanc›m tamd›r. 25 Temmuz 2008

7


8

Konut Edindirme Yard›m›

(KEY)

tasfiyesi asl›nda bir soygundur

Devlet her geçen gün biraz daha borca bat›yordu ve fon bu koflullar alt›nda devlet borçlanmas›n› finanse etmek için kullan›ld›.

KEY hesab›n›n tasfiyesi ile ilgili son haftalarda bas›nda yer alan haberler hep ödemenin ne zaman yap›laca¤›yla ilgili. KEY ödemeleri flu gün yap›lacak, yok o gün yap›lmayacak da as›l flu zaman yap›lacak. Asl›nda o gün ödeme yap›lacakt› ama Baflbakan flöyle deyince tarih de¤iflti vb. Hiç kuflkusuz ciddi geçim zorlu¤u çeken birçok insan ve aileleri için KEY ödemeleri önemli ve bas›n da onlar›n bu ilgisini tiraja tahvil etme çabas› içinde. ‹flin kötü yan› ayn› bas›n›n olay›n özü hakk›nda ciddi de¤erlendirmelere hemen hemen hiç yer ay›rm›yor olmas›. Dergimiz daha önce KEY aldatmacas›n› ele alm›flt›. Bugün daha önce söylediklerimizin bir bölümünü de tekrar etmek pahas›na bas›n›n

hakk›n› vererek yapmad›¤› ifli bir kez daha üstlenmemiz gerekiyor. Gelin haf›zam›z› hep birlikte tazeleyelim. Fona kesinti 1987-1995 y›llar›nda yap›ld›. Bu ayn› zamanda yolsuzluklar›n doru¤a ç›kt›¤› bir dönemdi. Devlet her geçen gün biraz daha borca bat›yordu ve fon bu koflullar alt›nda devlet borçlanmas›n› finanse etmek için kullan›ld›. Ayn› zamanda düflük maliyetiyle Özal’›n sözde “prenslerinin” yönetimi alt›ndaki Emlak Bankas›’n›n bozulmufl mali yap›s›n› makyajlamaya da yarad›. Elbette fonda biriken mebla¤lar Emlak Bankas› arac›l›¤›yla iktidar partisine yak›n müteahhitlerin ve onlar arac›l›¤›yla baz› siyasetçilerin


9 zengin edilmesinde kullan›ld›. Bu dönemin yolsuzluklar› mahkeme karar›yla kesinleflti. Fona kesintiye son verildikten sonra da çeflitli yöntemlerle (burada ayr›nt›lar›na girmeyece¤imiz) hak sahiplerinin kayba u¤rat›lmas›na yönelik çeflitli operasyonlar yap›ld›. Aradan 13 y›l geçti. fiimdi hükümet “Zorunlu Tasarruf’tan sonra KEY sorununu da biz çözdük” iddias›yla hak sahiplerine ödeme yapacak. Bu konuda hem Baflbakan hem de hükümetin a¤›r toplar› kendilerini övüp duruyorlar. Ama oluflmufl olan büyük gelir kay›plar› konusunda hiçbir fley söylemiyorlar. “Halk›m›z enayidir, verece¤imiz k›r›nt› ile mutlu olmas›n› bilir” diye düflünüyorlar herhalde. fiimdi ortada bir net aktif de¤erler kümesi var. Ama bunun mevcut tafl›nmazlar›n de¤erini ne kadar yans›tt›¤› çok tart›flmal›. Güvenilir ekspertiz çal›flmas›na ihtiyaç var. Di¤er önemli kalem olan fondaki mebla¤›n nemaland›r›lmas›nda da faiz hesab› hak sahiplerinin aleyhine. 1999’a kadar olan dönem için piyasa mevduat faiz hadlerinin çok alt›nda kalan, Emlak Bankas› resmi faizleri kullan›l›yor. 1999

sonras› için ise bir faiz hesab› söz konusu de¤il! Özetle, söz konusu olan bir sorunun çözülmesi de¤il hak sahiplerinin soyulmas›d›r. Bütün bunlar bas›nda yeterince yer bulmuyor. Bas›n da ödeme ne zaman yap›lacak tart›flmalar› yap›l›yor ve hatta kimileri “Hadi yine iyisiniz köfte horlar kapt›n›z paralar›” havas›nda… Gerçekten öyle mi? Hadi yine iyi miyiz? Karar sizin.


10

Kim hakl› ç›kt›?

Sözde “istikrar programlar›” oluflturuldu ama bu program 2001 y›l›nda yaflanan mali krizle çöktü. Bunu yeni ‹MF güdümlü “istikrar” programlar› izledi.

Son toplu ifl sözleflmesinin ilk oturumunda THY Genel Müdür’ü Temel Kotil adet oldu¤u üzere bir aç›l›fl konuflmas› yapt›. Ard›ndan söz s›ras› sendikam›z›n genel baflkan›na geldi ve Atilay Baflkan, bu tür protokol görüflmelerinde söylenen güzel ve yald›zl› sözlerle, pratik uygulamalar›n çok farkl› oldu¤unun alt›n› çizdikten sonra, genel olarak ekonomik durumun da gösterildi¤i kadar iyi olmad›¤›n›, s›k›nt›l› bir döneme girilece¤ine dair güçlü iflaretlerin bulundu¤unu belirtti. Bu saptaman›n masan›n karfl› taraf›nda oturanlar da flaflk›nl›k yaratt›¤› rahatça görülebiliyordu. Ülkede hem enflasyon düflüyor hem ekonomik büyüme art›yordu daha da önemlisi baflta ‹MF ve Dünya Bankas› olmak üzere bütün uluslararas› finans kurulufllar› Türkiye’nin ekonomi yönetimine övgüler ya¤d›r›yordu ve bu koflullar alt›nda Atilay Ayçin ç›km›fl, “Ekonomide olumsuzluklar birikiyor, bunun sonuçlar› önümüzdeki dönemde ortaya ç›kacakt›r ve biz de üyelerimizin

herhangi bir kayba u¤ramamas› için toplu ifl sözleflmesi görüflmelerimizde bunu dikkate almak durumunday›z,” diyordu. Acaba bu adam neden söz etti¤inin fark›nda m›yd›? fiimdi gelin 2008 ortas›ndan geriye do¤ru bakal›m ve k›sa bir bilanço ç›kartal›m. Türkiye 1998'de ‹MF ile bir Yak›n ‹zleme Anlaflmas› imzalad› ve bunun ard›ndan 10 y›ll›k bir dönemi ‹MF’nin güdümünde geçirdi. Sözde “istikrar programlar›” oluflturuldu ama bu program 2001 y›l›nda yaflanan mali krizle çöktü. Bunu yeni ‹MF güdümlü “istikrar” programlar› izledi... Türkiye 10 y›ld›r ekonomik istikrar› ar›yor ve bu arada k›sa bir süre önce ülkenin Baflbakan’› Güneydo¤u Anadolu Projesi’ni “hat›rl›yor.” Gerçekten ne olmufltu GAP’a? Bu bölgesel kalk›nma projesi “istikrar”› bulmak ad›na sürekli olarak ertelenmiflti. fiimdi GAP’a tekrar önem


veriyoruz diye kas›m kas›m kas›lmadan önce bu projeyi 10 y›ld›r ihmal edecek biçimde istikrar›n neden sa¤lanamam›fl oldu¤unu sormak gerekmez mi? Peki ya Brezilya, Rusya ve di¤erleri gibi 1990’l› y›llar›n sonlar›nda ve 2000’li y›llar›n bafllar›nda Türkiye ile ayn› kaderi paylaflan ülkelere ne demeli? Onlar farkl› yollar izleyerek ‹MF ve Dünya Bankas›’n›n güdümünden kurtuldular ve istikrar› yakalamada çok daha baflar›l› oldular. Gerçekler çok aç›k ve Hava-‹fl’in 2 y›l önce söylediklerini do¤ruluyor. Türkiye iç ve d›fl aç›klar› büyüyen k›r›lgan bir ekonomi konumunda. Özellikle özel sektörün d›fl borcu çok ciddi boyutlarda. Kamu iç borcu her ay 3 milyar dolar art›yor. Ekonomik durgunluk giderek daha aç›k bir biçimde ortaya ç›k›yor. Buna karfl›n enflasyon yükseliyor. Büyüme h›z› düfltü¤ü halde cari aç›k art›yor. Özellefltirme gelirleri bir zamanlar özellefltirme yaparken asla yap›lmamas› gereken hatalardan biri olarak söylenen cari harcamalar için kullan›l›yor. Kamu varl›klar› h›zla eriyip gidiyor. ‹flsizlik 2001 kriziyle ulaflt›¤› zirveyi aflm›fl durumda.

Sosyal devletin yerinde yeller esiyor. 2 y›l önce T‹S görüflmelerinin ilk toplant›s›nda Genel Baflkan›m›z›n söylediklerini flaflk›nl›kla karfl›layanlar flimdi ortaya ç›kan ve bire bir sorumlusu olduklar› bu tablo karfl›s›nda ne düflünüyorlar acaba? Kitlelerin haf›zas› zay›ft›r. 2 y›l önce söylenenleri pek kimse hat›rlamaz. Hatta 2008’de ücret art›fllar›na enflasyon karfl›s›nda otomatik koruma sa¤lanmas› konusundaki ›srar›m›z› ve bu nedenle sözleflme görüflmelerini yok yere ç›kmaz soka¤a soktu¤umuzu söyleyenler de o günleri ve o tart›flmalar› unutal› çok oldu. Ne var ki, sendika üyelerinin kolektif haf›zas›d›r. Unutmaz, yaflad›klar›ndan ders ç›kar›r ve günü geldi¤inde de gerekli hat›rlatmalar› yapar.

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF Türkiye Masası Şefi Lorenzo Giorgianni

‹flsizlik 2001 kriziyle ulaflt›¤› zirveyi aflm›fl durumda.

11


12

“‹stihdam paketi” meclisten sessizce geçti

Bu kanunu bir cümle ile özetlemek gerekirse, iflçilerin kazan›lm›fl haklar›n›n t›rpanlanmas› yolunda at›lm›fl bir baflka ad›m oldu¤unu söylemek gerekir.

“‹stihdam paketi” olarak adland›r›lan “‹fl Kanunu ve Baz› Kanunlarda De¤ifliklik Yap›lmas› Hakk›nda Kanun” 15 May›s 2008 günü meclisten geçti ve 11 gün sonra, 26 May›s’ta Resmi Gazete’de yay›nland›. Bu kanunun kimi hükümleri yay›nland›¤› tarihte yürürlü¤e girdi, kimi hükümleri ise en geç 2009 y›l› bafl›nda yürürlü¤e girecek. Bu kanunu bir cümle ile özetlemek gerekirse, iflçilerin kazan›lm›fl haklar›n›n t›rpanlanmas› yolunda at›lm›fl bir baflka ad›m oldu¤unu söylemek gerekir. “‹stihdam paketi” iflverenlerin bir süredir gündeme getirdikleri taleplerin az›msanamayacak bir bölümünü karfl›l›yor. Türkiye ‹flveren Sendikalar› Konfederasyonu’nun (T‹SK) yay›n organlar›ndan ‹flveren’in son say›s›na bak›ld›¤›nda bu memnuniyetin aç›kça ifade edildi¤ini görüyoruz. Örne¤in iflverenler uzun süredir eski hükümlü ve terör ma¤duru çal›flt›rma zorunlulu¤unun kald›r›lmas›n› istiyorlard›. Bu istekleri yerine getirildi. Ayr›ca yine iflverenlerin talepleri do¤rultusunda özel sektörde daha önce iflçi say›s›n›n yüzde

6 oran›nda özürlü çal›flt›rma flart›, yüzde 3’e indirildi. Ayn› paralelde 500’ün üzerinde iflçi-memur çal›flt›ran iflverenlerin spor tesisi kurma zorunlulu¤u sona erdirildi ve 150 ve daha fazla say›da kad›n iflçi çal›flt›ran iflverenlerin spor tesisi kurma yükümlülü¤ü kald›r›ld›. ‹flyerlerinde sa¤l›k birimi kurma, sa¤l›k personeli bulundurma, emzirme odas› ve krefl açma gibi yükümlülükler de d›flar›dan hizmet sat›n alarak karfl›lanabilecek. Bütün bunlar› iflverenler hükümetten “istihdam üzerindeki yüklerin” azalt›lmas› ad› alt›nda talep ediyorlard›. Bu de¤iflikliklerin çal›flanlar›n korunmaya en çok ihtiyaç duyan kesimlerini (engelliler, eski hükümlüler, terör ma¤durlar›, kad›n iflçiler) ma¤dur etti¤i çok aç›k. Yeni kanun iflverenlerin kimi parasal yükümlülüklerini de azalt›yor. Sözgelimi özel sektörde çal›flt›r›lan engelli iflçilerin sigorta primine ait iflveren hisselerinin tamam› bundan böyle Hazine taraf›ndan karfl›lanacak. Özel sektördeki tüm iflçilerin malullük, yafll›l›k ve ölüm sigortalar› primleri iflveren hissesinin 5


puanl›k k›sm› da 1 Ekim 2008’den itibaren Hazine taraf›ndan karfl›lanacak. ‹lk bak›flta bu de¤iflikliklerin iflverenlere belirli bir avantaj sa¤lad›¤›n› ama iflçilerin bir kayba u¤ramad›klar›n› düflünebilirsiniz. Oysa durum böyle de¤il. ‹flçiler do¤rudan olmasa bile dolayl› olarak kayba u¤ruyorlar, çünkü iflverenlerin yükünün hafifletilmesi Hazine’nin yükünün a¤›rlaflmas›, toplumsal finansmana daha fazla a¤›rl›k verilmesi anlam›na geliyor. Yani bu kayd›rma ya vergi gelirleriyle ya da borçlanma ile sa¤lanacak. Vergi gelirlerinin kullan›lmas› di¤er hizmetlere gidecek kaynaklar›n k›s›lmas› demek. Bu da as›l olarak çal›flanlar›n ve düflük gelirlilerin aleyhine bir durum. Borçlanman›n artmas› da sonuçta çal›flanlar› ve düflük gelirleri vuruyor. Kanunun belki de en bilinen yan› genç ve kad›n istihdam›n› teflvik etmek amac›yla, mevcut istihdama ek olarak ifle al›nan 18-29 yafl aras› gençler ile 18 yafl›ndan büyük kad›nlar›n sigorta primi iflveren hissesi 5 y›l boyunca ‹flsizlik Sigortas› Fonu’ndan karfl›lanaca¤› hükmünün getirmesi. Bu düzenleme 1 Temmuz’dan itibaren yürürlü¤e girmifl durumda. Bu düzenlemeye göre ‹flsizlik Sigortas› Fonu’ndan karfl›lanacak prim oran› 5 y›l içinde kademeli olarak yüzde 100’den yüzde 20’ye düflürülecek. Hükümet Meclisteki görüflmeler s›ras›nda kanun teklifine beklenmedik bir flekilde prim aff›n› da ekledi. Böylece iflverenlere SSK ve Ba¤-Kur prim borçlar›n›n ödenmesinde, borcun ödenme zaman›na göre gecikme cezas›n›n yüzde 85’e kadar olan k›sm›n›n düflürülmesi öngörülüyor. Bu kanun görüflmelerinin medyada en çok gürültü koparan k›sm› da bu “ekleme” oldu. Birçoklar› hükümeti ‹MF program› biter bitmez “popülist politikalara” yönelmekle suçlad›. Hükümete yak›n çevreler ise bu aff›n da istihdam art›r›c› bir önlem oldu¤unu söylüyor. Geriye do¤ru istihdam art›fl› mümkün olabilirmifl gibi! ‹flsizlik Sigortas› Fonu, kanuni düzenlemeler nedeniyle oluflturuldu¤u günden itibaren çok iyi kaynak toplayan ve çok az ödeme yapan bir yap›ya sahip oldu. Bu fonda birikmifl olan kaynaklar uzun zamand›r iflverenlerin ifltah›n› kabartmaktayd›. “‹stihdam paketi”nin temel amaçlar›ndan biri bir k›dem tazminat› fonu oluflturmak ve bunu ‹flsizlik Sigortas› Fonu ile iliflkilendirmekti. Ancak bu konuda iflçi örgütlerinden önemli bir

tepki gelebilece¤i endiflesi bu düzenlemenin flimdilik kayd›yla bir kenara b›rak›lmas›na neden oldu. Bunun karfl›l›¤›nda da iflçi sendikas› konfederasyonlar› kanunun geri kalan›na bir iki bas›n aç›klamas› say›lmazsa, ses ç›karmad›lar. Hükümet de bunun böyle olmas›ndan memnun oldu ve bu flekilde öteki düzenlemeler kolayl›kla ve bu yaz›n›n bafll›¤›nda belirtildi¤i gibi “sessizce” geçmifl oldu. Ne var ki iflverenler k›dem tazminat› ile ilgili taleplerinden vazgeçmifl de¤iller. ‹flveren dergisinin son say›s›nda T‹SK Yönetim Kurulu Baflkan› Tu¤rul Kudatgobilik’in yaz›s›n›n bafll›¤›na bakmak bunu anlamak için yeterli oluyor: “KIDEM TAZM‹NATINA DÖNÜK BEKLENT‹M‹Z DEVAM ED‹YOR”. Bu hükümet ya da bir baflka hükümet döneminde k›dem tazminat› konusunun iflverenlerin iste¤i do¤rultusunda “çözüme ulaflt›r›lmas›” için yeni ad›mlar at›laca¤›ndan flüphe etmemek gerekir. Sorun teflhisi erken koyabilmekte ve gerekli önlemleri önceden alabilmekte.

13


14

Latin Amerika:

Yeni dünyan›n mimarlar› Özlem Engun Hava-‹fl Sendikas› Bas›n-Yay›n Uzman›

ABD’nin sömürü politikalar› sonucu Latin Amerika’da ortaya ç›kan sosyal hareketler 20 yüzy›l›n ikinci yar›s›nda kitlesel boyut kazand›. Artan iflsizlik, yoksulluk ve açl›kla birlikte kitleler kendi çözümlerini üreterek iflçilerden ve köylülerden yana olan sol politikalar› destekleyerek onlar› iktidar yapt›lar. Bolivya’da Evo Morales, Venezuella’da Chavez bu yayg›n e¤ilimin sadece

birkaç örne¤i. Chavez, iflçiler ve köylüler lehine pek çok yeni düzenleme yaparken bunun son örne¤i geçti¤imiz ay kamulaflt›r›lan demir çelik sektörü oldu. Tuzla ve Yörsan iflçilerine destek olmak için dünyan›n öbür ucundan, Latin Amerika’dan ülkemize gelen dostlar›m›z, baflka bir dünyan›n mümkün oldu¤unu mufltularken, Latin Amerika’n›n bu özgün mücadele deneyimini de aktard›lar.

Arjantin Piqeteros (Barikatç›lar Hareketi)'nden

Diego Quintero Arjantin’de neoliberal politikalar sonucunda iflsizlik %70’e ulaflt› Ben neoliberalizme karfl› mücadele içinden geldim. Direnifl hareketindenim ayn› zamanda “Plaza de Mayo Anneleri” hareketinde e¤itim sorumlusu olarak çal›fl›yorum. Fabrikalar neoliberal politikalar sonucu birer birer sat›l›rken iflçiler pefl pefle iflten at›l›yorlar. Barikatç›lar Hareketi yollara barikat kuruyor ve kurduklar› barikatlarla hak talep ediyorlar. Arjantin’de neoliberel politikalar›n ard›ndan herkes iflsiz kald› ve bunun

sonucunda sosyal hareketler ortaya ç›kt›. Bu sosyal hareketler bir yandan e¤itim faaliyetini gerçeklefltirirken di¤er taraftan kolektif mutfaklar oluflturdular ve yaflamlar›n› devam ettirmeye çal›flt›lar. ‹flsizler Arjantin’de bütün toplumun yar›s›n› oluflturuyor. Arjantin’de bir çok iflsizler hareketi var ve sadece bizimkinin 230 tane ortak mutfa¤› bulunuyor. Herkes iflsiz oldu¤u için kimse evine para ve yemek götüremiyor Bu yüzden


iflsizler ana yollara barikatlar kuruyorlar. Kurduklar› barikatlarla kente gelen ve kentten ç›kan tafl›ma araçlar›n› durdurarak haklar talep ediyorlar. Barikat kurup “biz aç›z ve bize yiyecek vereceksin” diyorlar. Kentte ise ana yollar› kesip devletten hak talebinde bulunuyorlar. Sonra elde ettikleri malzemeleri evlere da¤›tm›yorlar, ortak mutfaklarda piflirilip hep birlikte paylafl›l›p yiyorlar. Tam say›s›n› bilemeyece¤im ancak bu flekilde kurulmufl binlerce ortak mutfak var. Bu tür hareketler Arjantin’de ilk olarak 1997 y›l›nda bafllad› diyebiliriz. Ve özellikle Kuzey Arjantin’de, çünkü orada iflsizlik çok daha üst boyutlarda yaflan›yor. Neoliberal politikalar sonucunda iflsizlik %70 gibi korkunç bir orana ulaflt›. ‹flsizli¤e mahkum edilmifl y›¤›nlar ald›klar› di¤er haklarla atölyeler oluflturdular. 2003 y›l›ndan sonra iktidar da de¤iflti¤i için talepler daha ele avuca gelmeye

bafllad› ve devletten al›nan mikro kredilerle tekstil atölyeleri, f›r›nlar, gençler için küçük atölyeler aç›ld›. Bu flekildeki atölyelerle açl›¤›n giderilmesi ihtiyaçlar›n karfl›lanmas› ve ayn› zamanda yeni ifl alanlar›n›n aç›lmas› söz konusu oldu. Mesela flu anda Boenos Aires’te içinde kay›p annelerinin de bulundu¤u bir projeyle sosyal hareketler birleflerek hükümeti zorlad›lar ve bir proje ç›kard›lar. Bu projeyle yeni evler infla ediyorlar ve bu evlerde esas olarak 1000 kifli çal›fl›yor. Tüm bu oluflumlar sosyal hareketlerin bask›s›yla ortaya ç›km›fl giriflimler. Bu giriflimler hem bir ifl alan› yarat›yor hem de yoksullar›n ihtiyaçlar›n› gideriyor. Neoliberalizm kesinlikle öldürücü bir fley. Özellikle ço¤unluk için hiçbir gelecek yok. Neoliberalizm, küçük bir az›nl›¤›n ç›karlar›na hizmet ederken y›¤›nlar için ölüm demek. Genel durum bu ama biz bu durum karfl›s›nda umutsuzlu¤a düflmüyoruz. Günefl her gün do¤uyor ve do¤acak.

Brezilya Topraks›z ‹flçi Hareketi (MST)'nden

Henrique Marinho Ürünlerimizi kapitalist pazar iliflkileri d›fl›nda paylaflt›¤›m›zda açl›k sorunuyla bafl edebiliriz Topraks›z ‹flçi Hareketi MST’nin 25 y›ll›k bir mücadele süreci var. Ayn› zamanda uluslararas› çiftçi hareketinin üyesiyim. Bu 25 y›ll›k mücadelede MST esas olarak toprak reformu için ve bu reform içinde yeni bir hayat›n yarat›lmas› için mücadele ediyor. Brezilya’da büyük topraklar›n tek elde toplanmas› söz konusu. Topra¤›n tek elde toplanmas› kolonyal döneme kadar gidiyor. Bizler, toprak reformuyla; topra¤›n tek elde yo¤unlaflmas›na karfl› mücadele ediyoruz, bir taraftan da neoliberal politikalarla yaflam›n özellefltirilmesine karfl›y›z. Suyun, sa¤l›¤›n yani bir bütün olarak insan hayat›n özellefltirilmesini istemiyoruz. Sosyal bir mücadele yürütüyoruz, bunun için de bir yandan topraklar› iflgal edip kolektif tar›m yap›yoruz. Ancak bütün olarak sürdürülen bu mücadele temelde kapitalizme karfl›. Topra¤›n tek elde toplanmas› son dönemlerde içerisine kapitalist unsurlar›n da dahil olmas›yla ulus ötesi tekellerin de buralara girmesine neden oluyor. Herhangi bir madde ambalajlan›p pazara sunulursa art›k o ürün bütün sosyal dengeleri ortadan kald›ran ve birilerinin bütün kontrolü eline ald›¤› bir alan yarat›r. Bizim örgütlenme formumuz içinde köylülü¤ün gerçek kültürü var. Köylünün gerçek kültüründe bizler toprakla birlikte

yaflar›z. Biz topra¤a bakar›z, toprak bizi besler, onunla birlikte yaflar›z. Organik ürünler üretti¤imiz ve bütün bu ürünleri o pazarlar›n d›fl›nda paylaflt›¤›m›zda yani farkl› bir kültürü savundu¤umuzda, bugün ortaya ç›kan açl›k sorunuyla bafl edebiliriz. Asl›nda böyle bir potansiyelimiz var. Biz otonom politikaya inan›yoruz. Brezilya’da bizim d›fl›m›zda bir sürü hareket var. Partiler, iflçiler var, dolay›s›yla biz hiçbir zaman do¤rudan politikaya ba¤›ml› bir iliflkiye inanm›yoruz. Ama bu demek de¤il ki, sosyal hareketler politik de¤il. Neoliberal sitemin karfl›s›nda köylüler ve iflçiler bir araya geliyorlar ve gelmek zorundalar. Ne zaman ki biz bir topra¤› iflgal ederiz, o toprakta kendi formumuzu yarat›r›z. Gerek oradaki enerjinin kullan›m› gerek ürünlerin pazarlanmas› konusunda kendi formumuzu infla ederiz. Bu bizler için bir kimlik durumu. Patentsiz ve organik tohumlar kullanmay› gerçeklefltiririz. Biliyoruz ki Türkiye’de de ayn› fleyler geçerli. Ulus ötesi tekeller köylülü¤ün ve dolay›s›yla insanl›¤›n aleyhine çal›fl›yorlar. Bizler bütün bu ulusötesi tekellere karfl› bir araya gelerek bütün dünyadaki köylüler olarak, onlar›n bizim hayat›m›z› özellefltirmesine ve tamamen ele geçirmesine karfl› mücadele etmek durumunday›z.

15


Arjantin Chiavert ‹flgal Fabrikas›'ndan

Placido Penarrieta Arjantin’de bugün kamulaflt›r›lm›fl 200 fabrika bulunuyor ve 11 bin çal›flan kendi iflinin sahibi

16

Ben, Boenes Aires’te Silover isimli iflgal matbaas›nda iflçiyim. 2001 y›l›nda fabrikay› geri kazand›k, flöyle ki patron fabrikay› kapatm›flt› ve bizler de bunun üzerine fabrikay› iflgal ettik. Bu durum bir sürecin sonunda gerçekleflti. Neydi bu süreç; patron kendi yarar›na oldu¤u için fabrikay› kapatacak bizleri de iflten ç›kartacakt›. Patronun polis zoruyla bizi d›flar› att›rma tehdidine ra¤men direnmeye karar verdik. Arjantin’deki yasalar s›fat›yla bir tak›m belgeler imzalamam›za izin vermiyor. Örne¤in, bankadan kredi alabilmek için kurum olman›z gerekiyor. 2001 y›l›nda patron fabrikay› kapatmaya karar verdi¤inde 12 kifliydik. Patronla birlikte 5 kifli gitti 7 kifli kald›k. Fabrika iflgalleri 2001 y›l›na kadar yayg›n de¤ildi. Biz bu iflgallerin ilkiydik. Polisin ne tepki verece¤ine dair bir fikrimiz yoktu. Fabrikada kalmaya karar verdikten sonra gördük ki, bir çok ö¤renci, avukat, sosyal hareket ve daha pek çok meslek grubundan insanlar›n deste¤ini gördük; baflta tafl›d›¤›m›z endifle ve korkular yok oldu. Ertesi gün bizimle benzer durumda olan baflka bir fabrika ayn› fleyi yapt›. 2002 y›l›nda 14 fabrika iflgali daha yafland›. Bize gelip bu ifli nas›l yapt›¤›m›z› soruyorlard›. Patronlar›n gitmesiyle birlikte bu iflin bilir kiflileri uzmanlar› da gitmifl oldu ve hiç birimizin fabrika yönetmekle ilgili deneyimi yoktu. Aflmam›z gereken bir de böyle bir sorun vard›. O kadar insan›n deste¤ini gördükten sonra oradan ald›¤›m›z güç ve bilgiyle hükümete fabrikay› kamulaflt›rma önerisi sunduk. Bu karar verildikten sonra fabrikan›n yasal yollardan biz çal›flanlara verilme süreci 7 ay sürdü. Ancak bu 7 ayl›k sürecin bir de bask› yüzü var. Fabrikadan

ç›kmam›z için mahkeme karar› geldi. ‹flveren avukatlar› arac›l›¤›yla bir tak›m taleplerde bulunmufllar. Mahkeme karar›n›n ard›ndan toplumun deste¤ini gördü¤ümüz için bizleri fabrikadan ç›karmalar› mümkün olmad›. 7 ayl›k süreç sonunda önce devlet baflkan› sonra yasal ayg›tlar taraf›ndan yasa yeniden düzenlenerek, fabrikan›n kamulaflt›r›lmas› kabul edildi. Arjantin’de bugün kamulaflt›r›lm›fl 200 fabrika bulunuyor ve toplam 11 bin iflçi kendi iflinin sahibi. ‹flçiler olarak yönetimi ele geçirdikten sonra, huku¤un karfl›s›na yasal olarak bir figür ç›karmam›z gerekti¤i için kooperatifleflme karar› ald›k. Kooperatifleflmenin bize yasal bir kimlik kazand›rmas›n›n yan›nda baflka bir anlam› daha vard›: Kazan›lan paran›n da çal›flanlar aras›nda adaletli bir flekilde paylaflt›r›lmas›n› da sa¤layacakt›. Bizler için çok fley de¤iflti. Birinin boyunduru¤u alt›nda çal›flmakla kendi kooperatifin için çal›flmak ayn› fley de¤il. Üretimi kontrol eden kifli olmak konuya baflka bir boyut getiriyor. Hem üretimde hem de fabrikan›n yönetiminde hata yapamay›z. Gelirlerin mümkün oldu¤unca eflit da¤›t›lmas› gerekiyor. Baflta yaflad›¤›m›z bilgi ve deneyim eksikli¤i elimize geçen para miktar›n› etkiledi. Ama iki y›l›n sonunda eme¤imizin karfl›l›¤›n› almaya, insanca yaflamaya bafllad›k. fiu anda Silover matbaas›nda 15 kifliyiz ve istedi¤imiz fley; bir ad›m ileri giderek makineleri yenilemek. Ama bunlar bizim flu anda kendi olanaklar›m›zla karfl›layaca¤›m›z bir fley de¤il ve bu yüzden devletten fon ya da özel bankalardan kredi almak istiyoruz. 2004 y›l›nda iflgal fabrikalar›n› bir araya getiren bir buluflma gerçeklefltirdik ve orada flu anda çok iyi iflleyen bir kooperatifler a¤› kurduk ve bu a¤ sayesinde hem bilgi aktar›m› hem de de¤ifl tokufl yap›yoruz. Örne¤in flu anda bu a¤da 7 tane matbaa var bunlar dayan›flarak koordineli flekilde gayet iyi iflliyor. Türkiye’ye geldik çünkü bu gibi buluflmalar bizlerle benzer durumda olan insanlarla dayan›flarak güç do¤mas›na sebep oluyor.


Venezuela Sidor Çelik Fabrikas›'ndan

Jean Marcos Ruizpena Venezuella’da demir çelik sektörü kamulaflt›r›ld› Günlük 10 dolar alan iflçiler flimdi günlük 25 dolar al›yor Sidor demir çelik fabrikas›ndan geliyorum ayn› zamanda Ulusal Alternatif Medya Araçlar› Birli¤i’ni temsil ediyorum. Sidor fabrikas› 1959 y›l›nda kurulmufl. 1959’dan 1998’e de¤in devlete ait olmas›na ra¤men kapitalist politika izlemifl bir fabrika. Sidor, 1998’de zaman›n devlet baflkan› taraf›ndan “art›k globalleflmemiz gerekiyor, fabrika zararda art›k, devlete yük oluyor” gibi bir iddia ile özellefltiriliyor. 1990 y›l›ndan 1998’e kadar sürekli olarak fabrika zararda ve yolsuzluk iddialar› var. Tabi bu süreç planlanm›fl bir fleydi ve özellefltirme için bu söylem gerekliydi. Zaten bütün ülkelerde özellefltirmeyi meflrulaflt›rmak için söylenen fleyler bunlar. Ama bu özellefltirmenin bir tak›m sonuçlar› oldu. 1997 y›l›ndan itibaren Sidor’un özellefltirilmesi gündeme geldi¤inde o zamanki sendika, özellefltirme politikas›n› destekledi. ‹flçilere özellefltirmenin daha iyi olaca¤›n› anlatarak sendika da bu politikalara ortak oldu. Sidor’da 9 bin iflçi vard›. Özellefltirme olduktan sonra 4 bin iflçi kadrolu 5 bin iflçi sözleflmeli personel statüsüne geçti. 4 bin kadrolu iflçi ücretlendirme, ifl güvenli¤i ve di¤er konularda kötü koflullarda çal›fl›rken, 5 bin sözleflmeli iflçi de tafleron iflçiye dönüfltü. Sidor’un kuruldu¤u 1959 y›l›ndan özelleflti¤i 1998 y›l›na kadar ifl kazas›ndan ölen iflçi say›s› bütün y›llar için de 10 idi,

özellefltirmeden günümüze kadar 10 y›l içinde ifl kazalar›ndan ölenlerin say›s› 17’ye yükseldi. Bütün bunlar demek oluyor ki; özellefltirmeden sonra iflçiler daha kötü koflullarda daha az paraya çal›fl›yorlar ve ifl kazalar›n› say›s›nda inan›lmaz bir art›fl var. Demek oluyor ki; daha vahfli bir sömürü söz konusu. Chavez’in iktidara geldi¤i 1999 y›l›ndan sonra sürekli olarak fabrikan›n kamulaflt›r›lmas› ile ilgili taleplerde bulunduk ancak hemen bir sonuç alamad›k. Fabrika özel sermayenin elinde oldu¤u sürece iflçiler bundan zarar görüyordu. 2007’nin Ocak ay›ndan 2008’in Mart ay›na kadar iflçiler 15 önemli eylemler gerçeklefltirdi. Yürüyüfller, gösteriler, grevler bir tak›m iflgal eylemleri yap›ld›. Çal›flanlar kamulaflt›rmadan önce günlük 10 dolar al›yorken flimdi günlük 25 dolar al›yorlar. Ancak mücadele burada bitmiyor. Baflarmam›z gereken baflka bir fley de tafleron alarak çal›flan iflçilerin tamam›n›n kadrolu pozisyona geçmesini sa¤lamak. Neoliberal politikalar dünyan›n her yerinde büyük bir tehlike. Neoliberal politikalar iflçilerin kazan›mlar›n› almak için ellerinden geleni yap›yorlar. Ancak Venezuella halk› Chavez’in yan›nda y›lmadan mücadelesini sürdürecek.

17


Alitalia:

‹talya bayrak tafl›y›c›s›n› neden elden ç›karmak istemiyor?

18

22 Nisan’da ‹talyan hükümeti ulusal bayrak tafl›y›c›s› Alitalia’ya 300 milyon avroluk bir kredi deste¤i sa¤lad›. Bu ciddi bir borç yükü alt›nda ezilen ve günde ortalama olarak 1 milyon avro zarar eden flirketi biraz olsun rahatlatt›. Alitalia’ya 150 milyon avroluk bir kredi deste¤ini sa¤layan Romano Prodi hükümeti hat›rlanaca¤› gibi genel seçimi kaybetti ve May›s ay›n›n bafllar›nda iktidar› Silvio Berlusconi’ye terk etti. Bu arada Air France-KLM de Alitalia’y› sat›n almaya yönelik teklifini geri çekti. Air FranceKLM’in masadan ayr›lmas›n›n iki nedeni var: koflullar›n› sendikalara ve iktidar› devralmakta olan Berlusconi kabinesine kabul ettirememifl olmas›. ‹lkini anlamak çok zor de¤il. Konuyla ilgili olarak ‹talya’daki sendikac› kardefllerimizle görüfltük. Onlar bize Air France-KLM’in çok a¤›r koflullar dayatt›¤›n›, bunlar› kabul etmekle, sendika olarak kendilerini toptan ortadan kald›rmak aras›nda bir fark olmad›¤›n› anlatt›lar. Daha da aç›kça flunu söylediler: “Uzlaflmay› ve elimizi tafl›n alt›na koymay› istiyorduk. Ama bu kadar a¤›r koflullar› kabul ettikten sonra bir daha üyelerimizin yüzüne bakamazd›k. Zaten üyelerimiz de bu koflullar› kabul etmeye kesinlikle karfl›yd›. Biz yükün bir bölümünü üstlenmeye haz›r›z. Onlar bütün yükü bizim s›rt›m›za yüklemeye ve hatta durumu kendileri için daha da avantajl› hale getirmeye çal›fl›yorlar.” ‹talyan meslektafllar›m›zla konufltuktan sonra akl›m›za Airport Haber gibi yay›n organlar›n›n “Alitalia’y› sendikalar bat›rd›” türünden yorumlar› geldi. Ne kadar büyük bir haks›zl›k, ne kadar büyük bir özensizlik ve bilgisizlik. Ama elbette Airport ve benzerleri için gerçeklerin hiçbir önemi yok. Onlar için önemli olan-ister Türkiye’de olsun ister yurt d›fl›nda-sendikalara kara çalmak. Air France-KLM ile sendikalar aras›ndaki anlaflmazl›¤› anlamak çok zor de¤il. ‹flin ilginç yan› neo-liberalizme bütün benli¤i ile iman etmifl biri olan Berlusconi ve hükümetinin tutumu. Berlusconi, Air France-KLM’in teklifini “sald›rgan” olarak adland›rd› ve baflka bir konsorsiyumla anlaflmaya gidilece¤ini ve Alitalia’n›n ‹talyan kalaca¤›n› söyledi. Ard›ndan da Prodi

Kemal Ülker Hava-‹fl E¤itim Uzman›

KARfiI ATAK

hükümetinin Alitalia’ya açt›¤› 150 milyon avroluk krediyi 300 milyon avroya yükseltti. Buyrun bakal›m. Türkiye’de Berlusconi’nin s›k› dostu ve en az onun kadar neo-liberal politikalara sad›k bir siyasetçi olan Recep Tayyip Erdo¤an’›n THY ile ilgili böyle bir aç›klama yapabilece¤ini ve bu tür bir müdahalede bulunaca¤›n› düflünebiliyor musunuz? Alitalia ile ilgili bu geliflmelere bir anlam verebilmek için arka planda olan biteni iyi bir biçimde kavramak gerekiyor. Air France-KLM, Alitalia’y› sat›n ald›ktan sonra bu flirketin Roma’daki Fiumicino havaalan›ndaki üssünü elde tutmay› ve Milano’daki Malpensa havaalan›ndaki üssünü ise kapatmay› planl›yordu. Ancak Berlusconi’nin kalelerinden biri olan Milano’da ifl çevreleri, böyle bir uygulama Dubai, Bombay, fiangay gibi stratejik noktalara yap›lan uçufllar›n kesilmesi anlam›na gelece¤inden, buna kesinlikle karfl› ç›k›yorlard›. Bu, Malpensa’dan Alitalia’n›n çekilmesiyle do¤acak bofllu¤u yabanc› herhangi bir havayolu flirketi doldurmak istemeyece¤inden, ‹talya’n›n ihracat›na vurulacak önemli bir darbe olurdu. ‹talya’n›n TÜSA‹D’› olan Assolombarda’n›n baflkan› Antonio Colombo bas›na flunlar› söyledi: “Hindistan ve Çin gibi ülkelere do¤rudan ba¤lant›lar› olmad›¤› durumda Milano’nun bir ifl merkezi olarak cazibesi zarar görecektir. Buna paralel olarak bir fuar alan› olarak rolü de zay›flayacakt›r. ‹ronik bir biçimde k›sa bir süre önce 2015 Dünya Expo’ya misafirlik etmek için yap›lan çekiflmeyi kazand›k. Alitalia’n›n ‹talyan kalmas› bu aç›dan çok önemli.” Az önce sordu¤umuz soruyu bir de ifl adamlar› için soral›m. Hangisinin a¤z›ndan THY ile ilgili böyle bir aç›klama duymay› beklersiniz? Oysa Hava-‹fl bunlar› uzun y›llard›r b›kmadan usanmadan ve bütün kulaklar›n sa¤›rlaflm›fl oldu¤unu göre göre söyleyip duruyor. Bunun karfl›l›¤›nda da her türlü suçlamaya maruz kal›yor. Bizi suçlayanlar›n Berlusconi’ye ve Colombo’ya ne diyeceklerini merak ediyoruz. 21 May›s 2008


“Dünyan›n bütün iflçileri birleflin” ça¤r›s›yla 19

14 ülkenin iflçileri 4. kez bir araya geldi 14 ülkeden sendika temsilcileri ve öncü iflçilerin kat›l›m›yla gerçeklefltirilen Uluslararas› Sendikal Konferans 23-25 May›s tarihleri aras›nda Gönen Kemal Türkler E¤itim ve Dinlenme Tesisleri’nde yap›ld›. Yunanistan, ‹talya, Almanya, Tunus, Fransa, Ekvador, Latin Amerika, ‹ngiltere, ‹spanya, Rusya, Pakistan, Hindistan, M›s›r ve Türkiye’den 300 kat›l›mc›n›n 46’s› Türkiye d›fl›ndand›. Sendikac› ve iflçilerin kat›ld›¤› konferansta, dünyan›n di¤er bölgelerinde iflçilerin durumu ve mücadele deneyimleriyle ilgili önemli bilgi aktar›mlar› gerçekleflti. Tafleronlaflma, kamu hizmetlerinin piyasalaflt›r›lmas›, ücretlerin bask›lanmas›, esnek çal›flma, ifl güvenli¤i, kay›t d›fl› istihdam, örgütlenmenin önündeki engeller gibi çal›flanlar›n temel sorunlar› konferans›n ana eksenini oluflturdu. Bu ana bafll›klarda toplanan sorunlar; ülkemizde oldu¤u gibi di¤er

dünya ülkelerinde de çal›flan kesimler için sorun olma özelli¤ini koruyor. Küreselleflen sermaye karfl›s›nda emek de küreselleflmeli “Küreselleflme, dünya iflverenler birli¤idir, iflverenlerin dayan›flmas› karfl›s›nda iflçilerin de ortaklaflmas› gerekir” denilen konferansta, sermayenin çal›flanlar› bölme-ayr›flt›rma politikalar›na karfl› s›n›f birli¤inin önemine vurgu yap›ld›. Konferansta, sendikalar›n örgütlenme deneyimleri, di¤er ülkelerdeki s›n›f mücadelesinin izledi¤i süreçlerin aktar›m› gibi çal›flanlar için önemli bilgi paylafl›mlar› gerçeklefltirildi. Çal›flanlar›n sorunlar› dünyan›n hemen her yerinde ortak özellikler göstermekle beraber, asl›nda her ülkenin özgün deneyimleri oldu¤unu da gördük. ‹ngiltere’de kötü muamele yapan flefe “k›rm›z› kart” ‹ngiltere g›da sendikas›n›n, çal›flana

Özlem Engun Hava-‹fl Sendikas› Bas›n-Yay›n Uzman›

Tafleronlaflma, kamu hizmetlerinin piyasalaflt›r›lmas›, ücretlerin bask›lanmas›, esnek çal›flma, ifl güvenli¤i, kay›t d›fl› istihdam, örgütlenmenin önündeki engeller gibi çal›flanlar›n temel sorunlar› konferans›n ana eksenini oluflturdu.


kötü muamele yapan flefe üzerinde “kötü davran›fla hay›r” yazan k›rm›z› kart göstermesi, ard›ndan flefle ilgili yönetime dilekçe yaz›lmas› tüm bunlardan sonuç al›namad›¤› takdirde üretilen ürünün sat›ld›¤› büyük marketlerin önünde iflvereni teflhir eden gösteriler düzenlemesi gibi farkl› mücadele biçimlerinden örnekler verildi. Sendikal bürokrasinin s›n›f›n önündeki ciddi engellerden biri oldu¤u tespitinin yap›ld›¤› konferansta sendikal bürokrasi ile uzlafl›lamayaca¤› aksine bu durumla mücadele edilmesi gerekti¤i belirtildi.

Konferansta savafllar›n; emperyalistlerin 20 daha çok kâr h›rs›n›n sonucu oldu¤u, iflçilerin yaflanas› bir dünya için ›rkç›l›k ve savafl›n karfl›s›nda olmas› gerekti¤i anlat›ld›.

Savafllar ve ›rkç›l›k kâr h›rs›n›n sonucu Eflit ifle eflit ücret konusunun önemine dikkat çekilirken, kad›nlar›n cinsiyet ayr›mc›l›¤›na maruz kald›¤›na ve çocuk iflçilik istismarlar›na de¤inildi. Savafllar›n; emperyalistlerin daha çok kâr h›rs›n›n sonucu oldu¤u, iflçilerin yaflanas› bir dünya için ›rkç›l›k ve savafl›n karfl›s›nda olmas› gerekti¤i anlat›ld›. Sermaye, tekellerinin kârl›l›¤›n› art›rmay› hedeflerken, çal›flanlar›n her geçen gün daha da yoksullaflt›¤›na, ba¤›ml› hale getirildi¤ine dikkat çekilirken, yoksullukla mücadelenin de sendikalar›n görevi oldu¤u gerçe¤ine vurgu yap›ld›. Sendikalar›n görevi olarak ortaya konan bafll›klardan bir di¤eri de iflsizlik olgusuydu. Sermayedarlar›n

ücretleri bask›lamak için iflsizli¤i bir tehdit arac› olarak kulland›klar›na dikkat çekildi. ‹talya’da iflçiler giderek yoksullafl›yor ‹talyan delegasyonu Avrupa’daki iflçilerin durumunu özetleyen konuflmas›nda; “Sermayedarlar, neoliberal politikalar› takip ediyorlar. 2004-2007 y›llar› aras›nda iflçi ücretleri ortalama 1200 Euro düfltü. ‹talya’da flu anda 3 milyon aile yoksulluk s›n›r›nda ki bu yaklafl›k 10 milyon insan yap›yor. 2,5 milyon aile yoksulluk tehlikesiyle karfl› karfl›ya. ‹flçiler fatura y›¤›nlar› alt›nda bunalm›fl durumda, kendilerini ve ailelerini besleyecek paraya sahip de¤iller. ‹laç alam›yorlar. Kitlelerin yoksullaflmas› kapitalizmin genel hukukudur. ‹flçilerin yaflam›nda ciddi bir yoksullaflma var. Daha fazla art› de¤er üretmeye çal›fl›yorlar. Çal›flma saatleri uzat›l›yor, esnek çal›flma modelleniyor, iflsizlikle karfl› karfl›ya kalm›fl kitleler var. Ulusal istihdam sözleflmelerinin içi boflalt›l›yor. ‹stihdam karaborsas›nda ciddi bir art›fl var. fiirket ve bankalar yabanc› tekellerinin eline geçiyor. Sosyal devletin ortadan kalkt›¤›n› görüyoruz. ‹talya’daki bütün hükümetler bunu yapt›. Görüyoruz ki sosyal güvenlik sistemi yak›nda tamamen ortadan kald›r›lacak. Emekli insanlar›n yaflam flartlar› giderek kötülefliyor. Her yerde, her alanda kamu


hizmetlerinin bilinçli olarak kötülefltirildi¤ini görüyoruz. ‹flçilere bask› giderek art›yor; amaç sendikal hareketin sürece müdahalesini daraltmak. Grev, toplanma ve örgütlenme haklar›n› budamaya çal›fl›yorlar. Temel hak ve özgürlüklere büyük bir sald›r› söz konusu.” dedi. Tunus’ta toplumun % 30’u iflsiz ‹flçilere yönelik sald›rd›lar bir baflka k›ta da, Afrika’da da benzer. Tunus Sa¤l›k ‹flçileri Sendikas› delegasyonu flöyle diyor: “‹flletmeler kapat›l›yor, halk fakirlefliyor, iflsizlik art›yor. Buna karfl›n sermaye s›n›f›na ithalat-ihracat ve vergi ayr›cal›klar› tan›n›yor. Devletler dünyadaki egemen güçlerle uyum halinde iflçilere yönelik bu sald›r›lar› hayata geçiriyor. Ülkemiz Tunus’ta da demokratik hak ve özgürlükler giderek kayboluyor. Zaten pek oldu¤unu da söylemeyiz. Politik bir mafya yönetiminden söz edebiliriz. Sendika bürokrasisi de devletin bu sald›r›lar›n›n yan›nda yer al›yor. Toplumun % 30’u

iflsiz. Hükümetin uygulamalar› hak gasplar› fleklinde devam ediyor” Almanya Birleflik Hizmet Sendikas› delegasyonu ise Avrupa’daki sermayedarlar›n son dönem sömürü politikalar›n›n 2000 y›l›nda Lizbon’da belirlendi¤ini, “Ajanda 2010” bafll›¤› ile Federal Almanya’da uygulamaya kondu¤unu belirtiyor. “Bu, yoksullu¤un yasal yoldan yürürlü¤e konmas› anlam›na geldi. Emeklilik ve devlet sigortas› azalt›ld›. Tafleron iflçilik yayg›nlaflt›r›ld›. Sendikalar neredeyse hiç tepki vermediler. Sendikalar sosyal diyalog sürecinin bir benzerini uygulad›lar ama baflar›l› olamad›lar. Y›¤›nlar hüsrana u¤rad›. Mücadele yönelimi sosyal demokrat sendikalar taraf›ndan de¤erlendirilmeliydi.”

21

Tuzla tersane iflçilerine uluslararas› destek O günlerde greve ç›kmaya haz›rlanan Tuzla tersane iflçileriyle, sendikal› olduklar› için iflten at›lan ve yaklafl›k 5 ayd›r fabrikalar›n›n önünde direnifl gösteren Yörsan iflçileri de konferansta haz›r bulundu. Tuzla iflçisi “bu kürsüye kapitalizmin 100 y›l öncesinden geldim” diye seslenirken Tuzla tersane iflçilerinin yaflam ve çal›flma koflullar›n› yabanc› ülke delegasyonlar›na aktard›. Konferansta 15 Haziran Tuzla grevi için uluslararas› destek ça¤r›s› yap›ld›. Konferans›n son günü tüm ülke delegasyonlar›n›n kat›l›m›yla haz›rlanan sonuç bildirgesi okundu.


ABD’de havayollar› hem iflçi ç›kart›yor hem de

uçufl emniyetini zafiyete u¤rat›yor

22

American Airlines yönetimi 85.000 kiflilik ifl gücünün yüzde 8’ini, yaklafl›k 6.800 kifliyi iflten ç›karmay› planl›yor. ‹flten ç›kar›lacak olan iflçilerin 1.500 tamir bak›m iflçileri ve bunlar›n 1.200’ü teknisyen.

2008 y›l›n›n ikinci üç ayl›k döneminde artan yak›t fiyatlar› nedeniyle çok büyük tutarda zarar eden ABD havayolu flirketleri toplu iflten ç›karmalara h›z verdiler. American Airlines yönetimi 85.000 kiflilik ifl gücünün yüzde 8’ini, yaklafl›k 6.800 kifliyi iflten ç›karmay› planl›yor. ‹flten ç›kar›lacak olan iflçilerin 1.500’ü tamir bak›m iflçileri ve bunlar›n 1.200’ü teknisyen. Delta Airlines da bu y›l 4.000 kifliyi iflten ç›karaca¤›n› aç›klam›fl durumda. Delta ile birleflme çal›flmalar›n› sürdüren Northwest de daha önce 2.500 kifliyi iflten ç›karaca¤›n› aç›klam›flt›. Continental Airlines yurtiçi uçufllar›n› azaltaca¤›n› ve Eylül ay›ndan bafllayarak 3.000 kifliyi iflten ç›karaca¤›n› aç›klad›. Midwest Airlines çal›flanlar›n›n yüzde 40’›n›, di¤er bir deyiflle 1.200 iflçiyi iflten ç›kartaca¤›n› aç›klad›. United Airlines toplu iflten ç›karmalara ‹llinois’de ve Kaliforniya’da 385 çal›flan›n›n ifl akdini fesh ederek bafllad›. United daha önce 950 pilotun bu say› flirketin istihdam etti¤i pilotlar›n yüzde 15’ine karfl›l›k geliyor ifline son vermeyi planlad›¤›n› kamuoyuna duyurmufltu. Bu havayolu ayr›ca 600 kabin memuruna erken emeklilik önerdi. Bu s›rada Comair da Orlando ve Florida’da, eylül ay›ndan itibaren 106 çal›flan›n› iflten ç›karaca¤›n› aç›klad›. Bu y›l bir dizi küçük boyutlu havayolu flirketi Aloha AirGroup, Skybus Airlines, ATA Airlines, Maxjet ve Eos Airlines faaliyetlerini sona

erdirdi. 6.000 kifliyi istihdam eden Frontier Airlines, Nisan ay›nda iflas baflvurusu yapt›. Bu havayolu flirketi k›sa bir süre önce pilotlar› ve kabin memurlar›n› da içeren 456 kifliyi iflten ç›kard›. ABD’de havayolu flirketlerinin baflvurduklar› bu iflten ç›karma uygulamalar›na flirket yönetimlerinin uçufl emniyetini tehlikeye atan kimi tutumlar› efllik ediyor ne yaz›k ki. US Airways için çal›flan sekiz pilot Federal Havac›l›k Dairesi’ne (FAA) havayolu yönetiminin kendilerine, güvenli bulduklar› düzeyin alt›nda, az miktarda yak›t almalar› için bask› yapt›¤›n› belirten flikayet baflvurular›nda bulundular. Pilotlar›n örgütü APA konuyu USA Today’e verdi¤i tam sayfa ilanla kamuoyunun bilgisine sundu. Nisan ay›nda MSNBC’nin yapt›¤› bir araflt›rma çeflitli ABD’li havayollar›nda çal›flan pilotlar›n bir süredir benzer bask›lara maruz kald›klar›n› ortaya koymufltu. MSNBC, pilotlar›n havayolu flirketlerinin kendilerini çok az yak›tla uçmaya zorlad›¤›na dair çok say›da flikayet bulundu¤unu belirtmiflti. Görüldü¤ü gibi ABD’de de kurals›zlaflt›r›lm›fl, liberalize edilmifl piyasan›n kaprisleri karfl›s›nda patronlar ve havayolu yönetimleri uçufl emniyetini törpülerken, buna karfl› durmak ve hem yolcular›n emniyetini hem de sektörün orta-uzun vadeli ç›karlar›n› savunmak sivil havac›l›k emekçilerine ve onlar›n örgütlerine düflüyor.


Havac›l›kta özellefltirme çal›flan› da etkiler yolcuyu da 18 Haziran 2008 günü Hava-‹fl E¤itim Salonunda gerçekleflen ‘Özellefltirme ve Havalimanlar›’ bafll›kl› toplant› Marmara Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi Prof. Dr. Fuat Ercan, BTS Baflkan› Yunus Ak›l ve Hava-‹fl E¤itim Sekreteri Engin Barutçu’nun kat›l›m› ile gerçekleflti. Toplant› ‹stanbul 2 nolu fiube Baflkan› Yakup Ta¤›’n›n Bolu’da düzenlenen “Ortak Ak›l” toplant›s›n› de¤erlendiren tan›t›c› aç›l›fl konuflmas› ile bafllad›. Yakup Ta¤› DHM‹ Genel Müdürlü¤ü ça¤r›s› ile yap›lan toplant›n›n “asl›nda bir tart›flma ortam› de¤il yeniden yap›land›rmaya dair öneri gelifltirme amac›yla” yap›ld›¤›n› belirtti. Üniversite mezunlar›n›n %30’u iflsiz Panelin ilk konuflmac›s› Prof. Dr. Fuat Ercan ise konuflmas›nda özellefltirme kavram›na dair bilgi verdi¤i konuflmas›nda bugün ülkemizde en büyük problemlerden birinin iflsizlik kadar “çal›flarak yoksulluk” oldu¤una de¤indi. Ülkemizde çal›flan kesimin gelirinin açl›k s›n›r›n›n alt›nda olmas›n›n örgütlü bir karfl› durufla dönüflmemesinin alt›nda ise üniversite mezunlar›n›n bile % 30’unun iflsiz bir ülke olmam›z›n bir sonucu olarak insanlar›n elindeki ifli kaybetmeme çabas› olarak tan›mlad›. Özellefltirme hizmet sat›n alanlar için de kay›p Ard›ndan söz alan BTS Genel Baflkan›Yunus Ak›l ise ulaflt›rma kollar›n›n bir ülkenin belkemi¤i oldu¤una de¤inerek bu sebeple ulaflt›rma alan›nda yap›lan özellefltirmelerin 20 y›l gibi uzun vadelere yay›larak yap›ld›¤›n› söyledi. Devlet Demir Yollar›’nda yaflanan sürecin de “yeniden yap›land›rma” ad› alt›nda bafllad›¤›na dikkat çeken Yunus Ak›l Devlet Hava Meydanlar›’n›n düzenledi¤i “ortak ak›l toplant›s›”nda hava liman› yer i l t il i d ö l h l

flirketlerine kadar tüm bileflenler varken bu alan›n örgütlü sendikas› olan Hava‹fl Sendikas›’n›n olmamas›n› ilginç olarak nitelendirdi. Özellefltirmeler öncesi Mersin Liman›’ndaki çal›flmalar› aktaran Ak›l, buradaki iflçilerin “biz 1500 kifliyi, nerden baksan 10.000 oy ederiz bizi özellefltiremezler” dediklerini ama k›sa süre sonra tümünün iflten at›ld›¤›n› ve çok önemli bir mevzi kaybedildi¤ini söyledi. Havalimanlar›nda özelefltirmeye do¤ru gidildi¤ine de¤inen Ak›l, bunun sadece çal›flanlar için de¤il ayn› zamanda hizmet kullananlar yani yolcular içinde bir kay›p olaca¤›na de¤indi. Örne¤in Sabiha Gökçen’in özellefltirme sonras›nda uçufl güvenli¤inin kalmad›¤›n› sözlerine ekleyen Ak›l, çal›flanlar içinse bunun ifl güvencesinin ortadan kalkmas› anlam›na gelebilece¤ini söyledi. DHM‹’nin özellefltirilmesi durumunu Osmanl›n›n son dönemindeki iltizamlara benzeten Ak›l, devletin ald›¤› havaliman› vergilerinin örne¤in yabanc›lar için 600 dolar yerli yolcular içinse 60 dolar olan vergilerin de özellefltirme durumunda devredilece¤inden bahsetti. Özellefltirme vaatleri bofl Son olarak söz alan Hava-‹fl E¤itim Sekreteri Engin Barutçu ise bölünmeyip birlikte hareket etmenin önemini vurgulad›¤› konuflmas›nda Hava-‹fl ve Birleflik Tafl›mal›k ‹flçileri Sendikas› BTS’nin ayr› yap›land›r›lm›fl olsalar da asl›nda ayn› ifl kolunun suni olarak bölümlenmifl sendikalar› oldu¤unu belirtti. Süreç içerisinde iki sendikan›n ortak hareket edebilmesinin önemine de¤inen Barutçu, gelen bir soru üzerine THY’de yaflanan özellefltirme sürecinde insanlara verilen aldat›c› sözlerin alt›n›n asl›nda ne kadar bofl oldu¤unu dile getirdi.

23

BTS Genel Baflkan› Yunus Ak›l Sabiha Gökçen’in özellefltirme sonras›nda uçufl güvenli¤inin kalmad›¤›n›, çal›flanlar içinse bunun ifl güvencesinin ortadan kalkmas› anlam›na gelebilece¤ini söyledi.


E¤itim semineri: 24

Avrupa’da havac›l›k sektöründe yaflanan geliflmeler ve çal›flanlar›n sorunlar› Avrupa Tafl›mac›l›k ‹flçileri Federasyonu’nun (EFT) Sivil Havac›l›k Sekreteri François Ballestero, 13 Haziran Cuma günü sendikam›z›n e¤itim salonunda Avrupa sivil havac›l›k sektöründe yaflanan geliflmeleri ve sivil havac›l›k çal›flanlar›n›n yaflad›klar› sorunlar› ele alan kapsaml› bir e¤itim semineri verdi. Ballestero üç sunumdan oluflan seminerde flu bafll›klar üzerinde durdu: • Avrupa Birli¤i’nde sivil havac›l›k sektörü özelinde sosyal diyalogun durumu ve sorunlar›n›, • AB ile ABD aras›nda imzalanan aç›k gökler anlaflmas›n›, • EASA’n›n Avrupa sivil havac›l›k sektöründe oynayaca¤› rolü ele ald›.

Kat›l›m Ortakl›¤› Belgesi’nin, Sosyal Politika ve ‹stihdam bafll›¤› alt›nda özellikle k›sa vadede ele al›nmas› istenen konulardan biri de sosyal diyalog oldu¤u için bu konu hem sektör hem de gelen olarak Türkiye’deki çal›flma yaflam› aç›s›ndan özel bir önem tafl›yor. Bu çerçevede Türkiye’den öncelikle sendikal haklar›n güvence alt›na al›nmas› ve sendikalar üzerindeki k›s›tlamalar›n kald›r›lmas› isteniyor ve orta vadede ise bu alandaki mevzuat›n etkili uygulanmas› talep ediliyor. Kendi deneyimlerimizden de ülkemizde iflverenlerin sosyal diyalog konusunda hiç istekli olmad›klar›n› gayet iyi biliyoruz. Ballestero AB’de sosyal diyalogun, iflçi, iflveren ve hükümet aras›ndaki sorunlar›n ikili ve/veya üçlü iliflkiler veya yap›lanmalar arac›l›¤›yla çözüme


kavuflturulma çabas›na dayand›¤›n› vurgulad›. Bu konuda Avrupa Birli¤i’nde ne tür mekanizmalar›n bulundu¤unu ayr›nt›l› bir biçimde anlatt›. Ne var ki uygulamada sistem d›flar›dan bak›ld›¤› gibi rahat ve sürtünmesiz bir biçimde ifllemiyor. Ballestero bunun tam aksine uzun y›llard›r yap›lan çal›flmalar sonunda istenilen sonuçlar elde edilemedi¤i için ciddi bir hayal k›r›kl›¤› yafland›¤›n›, dolay›s›yla sosyal diyalogun sihirli bir içeri¤e sahip bir kavram gibi görülmemesi gerekti¤inin alt›n› çizdi. Ballestero ikinci sunuflunda AB ile ABD aras›nda imzalanan aç›k gökler anlaflmas›n›n sivil havac›l›k iflçileri aç›s›ndan ne anlama geldi¤i ve bu alanda verilen mücadeleleri ve karfl›lafl›lan zorluklar› aktard›. Bu anlaflmaya sosyal boyutu ele alan bir madde konulmas›n› baflard›klar›n› ancak konuyla ilgili müzakerelerin ve mücadelenin sürdü¤üne iflaret etti. Ballestero son sunumunda EASA’n›n sektördeki yerini ve kurallar›n belirlenmesi aç›s›ndan önemini ele ald›. Bu alanda geliflmelerin sosyal diyalog ve aç›k gökler anlaflmas›na k›yasla çok daha iç aç›c› oldu¤u görüldü ve Türkiye’nin henüz bir AB üyesi olmamakla birlikte, sendikam›z›n EASA’n›n yapt›¤› ve yapaca¤› düzenlemeleri verdi¤i mücadelelerde kendisine referans noktas› olarak alabilece¤i vurguland›. Bu sunumlar›n sonras›nda canl› tart›flmalar yafland›. Kat›l›mc›lar özellikle AB bünyesindeki sosyal diyalog mekanizmas› üzerine çok say›da soru sordular ve konuyla ilgili kendi düflünce

ve önerilerini aktard›lar. Ballestero bu soru cevap bölümünde AB’de yürüttükleri çal›flmalar›n Türkiye’deki sivil havac›l›k iflçilerine nas›l faydal› olabilece¤ini daha ayr›nt›l› olarak aç›klad› ve bu konuda ETF’nin zaman› geldi¤inde Hava-‹fl üyelerinden de destek talep edece¤ini belirtti. Seminere 60’›n üzerinde üyemiz kat›ld› ve ayr›ca kat›l›mc›lar aras›nda BTS üyesi 3 hava trafik kontrolörü arkadafl›m›z›n bulunmas› bizleri sevindirdi. Ballestero’nun sunumunda kulland›¤› Powerpoint slaytlar›n Türkçe çevirisini ve seminerin kapsaml› bir özetini k›sa bir süre sonra web sitemizin “E¤itim Çal›flmalar›” bölümünde bulacaks›n›z. Sendikam›z›n 2008 y›l›nda h›z verdi¤i e¤itim çal›flmalar› farkl› alanlarda düzenledi¤imiz etkinliklerle sürmeye devam edecek.

25

ETF nedir? Avrupa Tafl›mac›l›k ‹flçileri Federasyonu (ETF) Avrupa Birli¤i üyesi olan ve olmayan bütün ülkelerin tafl›mac›l›k sendikalar›n›n üye olabildikleri panAvrupal› bir sendikal örgütlenmedir. ETF ne zaman kuruldu? ETF’nin kurulufl kongresi 14-15 Haziran 1999’da Brüksel’de yap›ld›. Hangi sendikalar ETF’nin üyesi? Demiryollar›, karayollar›, denizcilik, liman, iç sularda seyrüsefer, bal›kç›l›k ve turizm hizmetleri iflçilerini örgütleyen Avrupal› sendikalar ETF’nin üyesidir. ETF kaç iflçiyi temsil ediyor? ETF 40 Avrupa ülkesinde 2,5 milyondan fazla iflçiyi temsil etmektedir

Ballestero, sosyal diyalo¤un sihirli bir kavram gibi görünmemesi gerekti¤ini söyledi.


26

Musa Alio¤lu flecaat arz ederken... Kemal Ülker Hava-‹fl E¤itim Uzman›

Musa Alio¤lu’nun 5 Haziran Perflembe günkü Dünya Gazetesi’ndeki köflesinde “Kabin memurlar› ad›n› ar›yor” bafll›¤›n› tafl›yan bir yaz›s› yay›nlad›. Alio¤lu yaz›s›nda kabin memurlar›n›n sorunlar›na kendi meflrebince de¤iniyor ve flu saptamay› yap›yor: “Tabii, kabin memurlar› da t›pk› di¤er havac›l›k sektörü emekçileri gibi bir Hava-‹fl Kanunu'nun ç›kmas›n› isterler.” Ard›ndan da ekliyor: “Elbette ekonomik kazan›m iyi bir fley olsa gerek.” Alio¤lu’nun bu son cümlesine gülümseyerek “Eh, herhalde öyle olsa gerek” demek ve bir iflveren temsilcisi olarak emekçilerin “ekonomik kazan›mlar” elde etmeleri olas›l›¤› karfl›s›nda sesinin nas›l da titredi¤ine dikkat çekmek yeterli olmaz. Bundan daha önemlisi, bu k›sa cümlede çok çarp›k bir bak›fl aç›s›n›n, çok çarp›k ve emekçi düflman› bir dünya

görüflünün yatt›¤›n›n deflifre edilmesidir. Bunu yapmak hiç de zor de¤il. Her dikkatli okuyucunun rahatl›kla fark edebilece¤i gibi Alio¤lu ifl kanununu basitçe bir “ekonomik kazan›m” olarak görüyor. Di¤er bir deyiflle ifl kanunu Alio¤lu’nun (ve onun gibilerin) gözünde bir olmazsa olmaz de¤il, pazarl›¤a tabi olan bir “ekonomik kazan›m”. Öyle oldu¤u içinde arkas›ndan bu “ekonomik” talebin bugün neden karfl›lanamayaca¤›n› hakl› göstermek için “petrol krizi ile zor duruma düflen flirketler”den söz ediyor. Petrol krizi var flimdi size ifl kanunu veremeyiz. Ne var ki, Alio¤lu’nun uçucu personele ifl kanununu çok görmesinin tek gerekçesi “petrol krizi” de¤il. Alio¤lu’na göre “sorunlara ço¤u zaman ideolojik gözlükle bakan bir sendika”n›n olmas› da uçucu personelin ça¤dafl çal›flma düzeninin olmazsa olmaz› olan bir ifl


kanunundan mahrum b›rak›lmalar›n›n bir baflka gerekçesi: “Ama bir yanda petrol krizi ile zor durumda olan flirketler, öte yanda sorunlara ço¤u zaman ideolojik gözlükle bakan bir sendika. Hal böyle olunca iflveren karfl›s›nda ‘Hep bana, rabbena’ mant›¤›yla, nal›nc› keseri gibi hareket eden sendikayla kol kola yürüyünce di¤er emekçilerin yasal statüye kavuflmalar› da bir baflka bahara kalmaya devam ediyor. Yani birileri, hak hukuk diye hareket ederken kimlerle yola ç›kt›klar›na dönüp bir daha bakmal› derim.” Özetle ifl kanununu pazarl›k konusu yap›labilecek bir ekonomik kazan›ma indirgeyen ve uçucu ekiplere “kanunsuz” çal›flmay› reva gören Alio¤lu, ayn› insanlara ak›l almaz bir piflkinlikle sendikadan uzak durmalar›n› öneriyor. Çünkü sendika “sorunlara ço¤u zaman ideolojik gözlükle bak›yormufl”. Ne demeli. Hiç olmazsa baz›lar› gibi sorunlara at gözlü¤üyle bakm›yoruz. Kuflkusuz Alio¤lu’nun derdi baflka. O sektörde sendikan›n güçlü olmamas›n› hatta mümkünse hiç olmamas›n› istiyor. Çünkü aksi halde kapitalistler emek maliyetlerini azaltarak rekabette üstünlük

sa¤lamak için ücretleri istedikleri düzeye indiremezler. Bunu yapabilmek için iflçileri uysallaflt›rmak gerekir. Bunun için de iflçilerin öz-örgütleri olan sendikalar› uysallaflt›rmak, onlar›n örgütlerini zay›flat›p, etkisizlefltirmek gerekir. Di¤er bir deyiflle ücretleri kontrol etmek için, iflçileri kontrol etmek gerekir, iflçileri kontrol etmek için örgütleri olan sendikalar› zay›flat›p, etkisizlefltirmek gerekir, iflçileri korkutmak gerekir. Bunun için gerekirse Alio¤lu’nun yapt›¤› gibi Hava-‹fl Kanunu’nun olmamas›n›n sorumlulu¤unu bile sendikaya y›kmak gerekir. Siz sendikadan hele bir kurtulun o zaman size bir ifl kanunu vermeyi bile düflünebiliriz. ‹fl kanunlar› bat› toplumlar›nda sanayi devriminin bir ürünüdür. Sanayileflme ile ortaya ç›kan yeni ve ça¤dafl üretim iliflkileri ifl kanunlar› ile ve elbette sendikalar›n verdikleri uzun ve zorlu mücadelelerin de etkisiyle bu iliflkilerin bir düzene ba¤lad›. Kuflkusuz zaman içinde iliflkileri düzenleyen süreçler, de¤iflen ekonomik ve teknolojik faktörlerle sürekli baflkalafl›m gösterdi. Bu baflkalafl›m›n Türkiye’deki seyri çok olumlu de¤ildir ve Alio¤lu’nun yazd›klar› bunun aç›k bir kan›t›d›r. Koca Rag›p Pafla ne güzel söylemifl: “fiecâat arz ederken merd-i k›ptî sirkatin söyler.” Musa Alio¤lu’nun yaz›s›n› flu ba¤lant› üzerinden okuyabilirsiniz: www.dunyagazetesi.com.tr/yazar

Özetle ifl kanununu pazarl›k konusu yap›labilecek bir ekonomik 27 kazan›ma indirgeyen ve uçucu ekiplere “kanunsuz” çal›flmay› reva gören Alio¤lu, ayn› insanlara ak›l almaz bir piflkinlikle sendikadan uzak durmalar›n› öneriyor.


PETK‹M’in sat›fl›yla d›fla ba¤›ml›¤a bir davetiye daha ç›kar›l›yor 28

Ülkemiz sanayisinin lokomotif kurulufllar›nda PETK‹M’in 16 Mart 2007’de bafllayan özellefltirme süreci 30 May›s’ta yap›lan sat›fl ile tamamland›. Petkim yüzde 100 Azerbeycan devletinin kontrolünde olan Socar&Turcas Petrokimya Afi.’ye sat›ld›. Petkim, 14 ana üretim fabrikas›, 8 3 yard›mc› iflletme, 150 milyon m hacminde bir baraj, 170 MW’lik bir enerji 2 santrali, 20 km ’lik arazi, r›ht›m ve iskelelerle donat›lm›fl limana sahip bir kurulufl. Özelleflti de ne oldu? Petrol-‹fl’e üye Alia¤a Petkim iflçileri 28 May›s’ta yapt›klar› ifl b›rakma eylemiyle sat›fl› protesto ederken,

Alia¤a fiube Baflkan› Salih Mehmet Ayd›n Petkim özellefltirilmesinde yarg› sürecin devam etti¤ini söyleyerek; “yarg› karar›n› verene kadar hiç kimsenin Petkim devriyle ilgili ifllem yapmaya hakk› yoktur” dedi. Petrol-‹fl Baflkan› Mustafa Öztaflk›n ise, iflçilere seslendi¤i konuflmas›nda, “ bu zamana kadar Türkiye’de 150’nin üzerinde kurulufl özelleflti. Özelleflti de ne oldu? Türkiye çok büyük bir büyüme mi gerçeklefltirdi? Refah düzeyi mi artt›? Milli gelirimiz 3 bin dolardan 30 bin dolara m› yükseldi” dedi. 1987 y›l›nda özellefltirme kapsam›na al›na Petkim, 20 y›l boyunca Petkim iflçisinin verdi¤i kararl› mücadele sonucunda kamuda kald›.

PETK‹M özellefltirmesinin sonuçlar› • Türkiye, petrokimya ürünleri pazar›n› kaybetme tehlikesiyle karfl› karfl›ya kalacak. • Türkiye’nin izleyece¤i ulusal bir petrokimya ürünleri politikas›n›n uygulanma flans› ortadan kalkacak. • Petkim’in özellefltirilmesi, özellikle de yabanc›laflt›r›lmas› iddia edildi¤i gibi sektörde yat›r›mlar›n genifllemesi yerine, Türkiye’ye biçilmifl d›fla ba¤›ml› rol çerçevesinde, petrokimya üretiminin düflürülmesi gibi bir sonucu olacak. • Üretimin tek oldu¤u bir yerde fiyatlar› tekelci flirket belirleyecek ve yüksek tutulacak “kâr pay›” ülkemizden kaç›r›larak d›flar›ya transfer edilecek. • Üretimdeki olas› düflmeler ayn› zamanda iflten ç›karmalara ve iflsizli¤e yol açacak.


Türkel siyasilere ve iflverene bu iflten ellerini çekmeleri konusunda aylard›r ça¤r› yap›yordu.

Mustafa Türkel Hak-‹fl’in tehtid politikalar›na karfl› Çaykur’un kap›s›nda sendikal haklar nöbetinde Çay ‹flletmeleri Genel Müdürlü¤ü’ne ba¤l› iflyerlerinde, TÜRK-‹fi’e ba¤l› Tek G›da-‹fl üyelerinin istifa ederek Hak-‹fl’e ba¤l› Özg›da -‹fl Sendikas›’na üye olmalar› için tehdit, sindirme ve y›ld›rma yöntemleriyle fliddetli bask›lar aylard›r sürüyor. Tek G›da-‹fl Genel Baflkan›, TÜRK-‹fi Genel Sekreteri Mustafa Türkel; bu yasad›fl› ve antidemokratik bask›lar ile sendikal hak ve özgürlüklere yap›lan sald›r›lar› protesto etmek için 22 Temmuz 2008 Sal› gününden itibaren her gün Çaykur Genel Müdürlü¤ü karfl›s›nda, 08:00- 24:00 saatleri aras›nda oturma eylemi yaparak tek bafl›na “Sendikal Haklar, Özgürlük ve Demokrasi Nöbeti“ tutuyor. Türkel, Çaykur iflçilerine hükümet güdümünde bir sendikaya geçmeleri konusunda aylard›r yo¤un bir flekilde bask› yap›ld›¤›n› dile getirerek bafllad›¤› konuflmas›nda, “insanlar›n demokratik ve yasal haklar›n› ellerinden alarak, onlar› canlar›n›n istedi¤i flekilde kendine uflak gibi kullanmas›na izin vermeyece¤iz.” dedi. Cumhuriyet Savc›l›¤› ve ilgili yasal kurulufllara da intikal ettirilen bu gayri yasal uygulamalar›n hem AKP yerel yöneticileri hem de Çaykur üst düzey yöneticileri taraf›ndan yap›ld›¤› da ayr›ca belirtildi.

Çaykur özellefltirilmesin Tek G›da-‹fl Sendikas›n›n 56 y›ld›r Çaykur ile bütünleflti¤ini ve Çaykur özellefltirilmesin diye çaba sarfettiklerini belirten Türkel, siyasilere ve Çaykur Genel Müdürüne bu iflten ellerini çekmeleri konusunda aylard›r ça¤r›da bulunduklar›n› belirtirken konuflmas›n› flöyle sürdürdü: “Çaykur Genel Müdürünün gözlerinin kör, kulaklar›n›n sa¤›r oldu¤unu, adeta birilerinin ipote¤i alt›na girmifl, Çaykurun Genel Müdürü olmas›n›n ötesinde Öz G›da-‹fl Sendikas›n›n tafleronu rolünü üstlenerek, fabrika müdürlerini tek tek aray›p “‹flçileri derhal sendikadan istifa ettireceksiniz.” diye Hak-‹fl ve Öz G›da-‹fl Sendikas›´n›n tetikçili¤ine soyunmufltur” Türkel ayr›ca iflçilere, “bu demokratik tepkiye sahip ç›k›n, yüre¤iniz yetiyorsa, biraz düzenden ve sistemden flikayetçiyseniz, hak ve özgürlükleriniz elinizden al›n›yorsa bu ça¤r›ya ses verin.” ça¤r›s›nda bulundu. Konuflmas›n›n sonlar›nda, 55 y›ld›r Tek G›da-‹fl Sendikas›yla bütünleflmifl Çaykur iflçisine son aylarda yap›lan zulmün son bulmas›n›, çaya ve Çaykura sahip ç›kma mücadelesinde yine el ele, kol kola olmay› umdu¤unu dile getiren Türkel 8 ay boyunca bask›lara direnen, Çaykura ve sendikas›na sahip ç›kan iflçilere teflekkür etti.

29

Mustafa Türkel ve Çaykur iflçisine destek için düzenlenen bas›n aç›klamas›na Hava - ‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin’de kat›ld›.


Bingöl’ün Karl›ova Tafll›çay Köyü’nde neredeyse her evde bir “kumlama hastas›” var.

Kot kumlamaya gelirsin, 30

askerde çürü¤e ç›k›nca hastal›¤›n› ö¤renirsin,

köyüne döner ölürsün!... Tuzla’daki ifl cinayetleri birbiri ard›na sürerken son aylarda baflka bir öldüren ifl kolu yans›d› bas›na: Kot tafllama Dünyada makinelerle yap›lan bu ifl, Türkiye’de ucuz diye elle yap›l›yor. Taflradan 15-25 yafl aras›ndaki gençler, bu ifl için ‹stanbul’a geliyorlar. NTVMSNBC’ye konuflan bir iflçinin anlat›m›yla iflin “gelece¤i” flöyle: “Kot kumlamaya gelirsin, sonra askere gidersin, çürü¤e ç›kar›l›nca ö¤renirsin hastal›¤›n›, köyüne döner, ölürsün. Buna kumlama hastal›¤› derler.” Gö¤üs Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr. Zeki K›l›çaslan, kot tafllama ya da kumlama iflinin neden oldu¤u hastal›¤›n ve ölümlerin tesadüfen teflhis edildi¤ini, fason çal›flan atölyelerde çal›flan onlarca gencin öldü¤ünü anlatt›. Asl›nda maden iflçilerinin hastal›¤› NTVMSNBC’nin haberine göre Bingöl’ün Karl›ova Tafll›çay Köyü’nde

neredeyse her evde bir “kumlama hastas›” var. Baz› evlerde 3-5 hasta... Köylerinden kalk›p geldikleri ‹stanbul’da sigortas›z, maskesiz, havaland›rmas› bile olmayan kot tafllama atölyelerinde, çok de¤il 6 ay ile 2 y›l aras›nda çal›flt›ktan sonra, öleceklerini ö¤reniyorlar. Asl›nda bu maden iflçilerinin “meslek hastal›¤›”... Ancak maden iflçilerinin bir bölümü, 20-30 y›l çal›flt›ktan sonra yakalan›yor, kot tafllama ifli yapanlar ise hemen... Ölümüne çal›flmak Trabzon Sürmene’den gelip ‹stanbul’da kot tafllama iflinde çal›flan ‹brahim Hakk› Durgun ve üç kardefli gibi... Serdar 30, Selahattin 34, ‹smail 36, ‹brahim 37 yafl›nda... Hepsi sigortas›z çal›flt›. Ald›klar› para en son 350 YTL idi. Hastal›¤a ilk yakalanan ‹smail Hakk› Durgun oldu. Ayn› durumda olan pekçok ‘iflçi’ gibi verem oldu¤u san›ld›. Tam dokuz ay yanl›fl


tedavi gördü. Sonunda tesadüfen teflhis edildi. Birkaç ay içinde üç kardefli de hastaland›. Durgun, “Kimse 350-400 YTL için bu ifle bulaflmas›n. ‹flverenlere flunu söylemek istiyorum: 3-4 kurufl para kazanacaklar diye insanlar›n sa¤l›¤›yla oynamas›nlar” dedi. Pekala baflka yöntemler kullan›labilir Gö¤üs Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr. Zeki K›l›çaslan da, atölyelerin insanl›k d›fl› koflullarda ve sigortas›z iflçi çal›flt›rd›¤›n›, Çal›flma Bakanl›¤›’n›n ise üstünü örttü¤ünü söylüyor. K›l›çarslan, bu iflin yasaklanmas›, çal›flan tüm iflçilerin flikayeti olsun olmas›n “bedava” muayene edilmesi ça¤r›s› yap›yor. K›lçaslan; bu iflin Küçükköy, ‹kitelli, Sultanbeyli, Halkal› gibi semtlerde büyük ihracatç› firmalara fason olarak yap›ld›¤›n› söylerken, en basit güvenlik önlemlerinin dahi al›nmad›¤› insanl›k d›fl› koflullara dikkat çekiyor. “Normalde buralar›n havaland›r›lmas› gerekirken, bunlar tam tersine kum kaybolmas›n diye her taraf› kapat›yorlar. Saf kum oldu¤u için de¤erliymifl. ‹flçilere d›flar›dan hava veren 50-100 YTL’lik maske verebilirlerdi, ama vermemifller. 12 saat ve daha uzun saatler boyunca çal›fl›yorlar. ‹nanamazs›n›z... 15- 25 yafl aras›nda gençler. Ölenler de bu yafllarda. Bu dünya tarihinde az görülen bir olay. Tuzla’dan çok daha ciddi bir olay. Bile bile... Gerçekten korkunç insanlar... Bingöl Karl›ova’n›n Tafll›çay köyünde tam 100 kifli hasta.

Durmadan hasta ç›k›yor. Dün bas›n aç›klamas›na gelen bir genç, “Ben çal›flt›m ama hasta de¤ilim” dedi. “Film çektir” dedim. Çektirdi ve hasta ç›kt›.” Utanç verici bir olay diyen K›l›çaslan; 20 yafl›ndaki çocuklar›n meslek hastal›¤› yüzünden ölmesinin kabul edilemez oldu¤unu; bu ifl için pekala baflka yöntemler kullan›labilece¤ini söylüyor. Her evde 3-4 hasta var 1999-2003 y›llar› aras›nda Güngören’de kot tafllama iflinde çal›flan Bingöl Tafll›çay Köyünden Abdülhalim Demir; hastalanmak için 6 ay çal›flmak yeterli zaten” derken köylerinde her evde 3-4 hasta oldu¤unu flöyle anlat›yor: “Yaklafl›k 100 kifli hasta bizim köyde. Her evde bir demek yanl›fl olur, baz› evlerde üçbefl hasta var. Köyün geçim kayna¤› gurbetçilik. Ben dava açt›m. 97- 99 y›llar›nda bu ifl çok revaçtayd›. O zaman maafllar çok yüksekti, tabii ustalar›n maafl›. 80 milyon bir kirada oturdu¤umda, 600 milyon lira maafl al›yordum. ‹fl sahipleri de kazan›yordu, sermaye iflçilikti. Bizim köyden bir ben sigortal›y›m, baflka kimse sigortal› çal›flmam›fl.” Kot tafllama iflini sermayenin kâr h›rs›n›n boyutlar›n› somutlamas› aç›s›ndan çarp›c› örnek olarak görüyoruz. T›pk› Tuzla’daki ifl cinayetlerindeki gibi burada da meslek cinayetlerinden gencecik insanlar ölüyor. Nedeni ise; 50 YTL.lik ifl güvenli¤i maliyetini, insan can›ndan daha k›ymetli kabul eden patronlar daha çok daha çok zengin olsun diye...

Gö¤üs Hastal›klar› Uzman› Prof. Dr. Zeki K›l›çaslan da, atölyelerin insanl›k d›fl› koflullarda ve sigortas›z iflçi çal›flt›rd›¤›n›, Çal›flma Bakanl›¤›’n›n ise üstünü örttü¤ünü söylüyor. K›l›çarslan, bu iflin yasaklanmas›, çal›flan tüm iflçilerin flikayeti olsun olmas›n “bedava” muayene edilmesi ça¤r›s› yap›yor.

Lastik iflçileri grev yapt› kazand› ‹zmit ve Adapazar›'ndaki Goodyear, Brisa ve Pirelli lastik fabrikalar›nda 14 gündür süren ve 4 bin iflçiyi ilgilendiren grevde anlaflma sa¤land›. Lastik-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Abdullah Karacan, 31 May›s'ta bafllayan grev sonunda iflverenle anlaflmaya var›ld›¤›n› aç›klad›. D‹SK’e ba¤l› Lastik-‹fl Sendikas› ve lastik patronlar› aras›nda 9 Ocak tarihinde bafllayan toplu ifl

sözleflmesi görüflmelerinde uyuflmazl›k yaflan›nca, sendika, 8 May›s’ta grev karar› alarak fabrikalara duyurmufltu. Yüzde 14 oran›nda zam Toplu ifl sözleflmesinde iflçi ücretlerinde ilk y›l için yüzde 14, 3. ve 4. alt› ayl›k dönemlerde ise enflasyon oran›nda art›fl sa¤land›¤›n› belirten sendika baflkan› Karacan ayr›ca iflçilere özel

sa¤l›k sigortas› imkan› sa¤lanaca¤›n› ve sosyal haklarda da enflasyon oranlar›nda art›fl yap›laca¤›n› bildirdi. Karacan, "Görüflmeler sonucunda var›lan anlaflmada zam oran› yüzde 14 olarak gerçekleflti. 1990'dan beri lastik sektöründe ilk defa enflasyonun üzerinde art›fl sa¤land›¤› için mutluyuz." dedi. ‹flçiler 14 Haziran günü iflbafl› yapt›.

31


6 ayd›r tutuklu bulunan TÜMT‹S yöneticileri serbest

32

Alt› ay› aflk›n bir süredir tutuklu bulunan Türkiye Motorlu Tafl›t ‹flçileri Sendikas› (TÜMT‹S) yöneticileri 6 Haziran’da mahkeme karfl›s›na ç›kt›. Kemal Iflk›n Keleflo¤lu’nun avukatl›¤›n› üstlendi¤i davadan tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›lan 17 TÜMT‹S yöneticisi 20 Kas›m 2007’de evleri bas›larak gözalt›na al›nm›flt›. Türkiye ve Avrupa’dan binlerce iflçi, iflyeri temsilcisi ve sendika yöneticisi, parlamenter, ayd›n imzalar› ile TÜMT‹S’e destek verdi. Baflbakanl›k baflta olmak üzere ‹çiflleri, Adalet ve Çal›flma Bakanl›klar›na on bine yak›n protesto mesaj› gönderildi. TÜMT‹S Genel Baflkan› Kenan Öztürk duruflma sonras›nda yapt›¤› aç›klamada bu tür uygulamalar›n örgütlenme mücadelesine girecek her

sendikan›n bafl›na gelebilece¤ini belirterek, “mücadeleci bir sendika olarak iflverenlerin ve onlar›n politik ayg›t›n›n böylesi bir sald›r›s›n› beklemiyor de¤ildik.” dedi. Öztürk konuflmas›nda destek veren tüm sendika kifli ve kurulufllara teflekkür etti. Hava-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Atilay Ayçin’in de gözlemci olarak kat›ld›¤› duruflmada; Bas›n-‹fl, Deri-‹fl, Haber-‹fl, Hava-‹fl, Petrol-‹fl, Sa¤l›k-‹fl, Tek G›da-‹fl, Türkiye Maden-‹fl, Teksif, Tezkoop-‹fl, Türkiye Denizciler, TGS, BAS‹SEN, Liman-‹fl, Harb-‹fl, Limter-‹fl, Yol-‹fl sendikalar› ortak bir bildiri yay›nlayarak TÜMT‹S yöneticilerinin serbest b›rak›lmas›n› istediler. Afla¤›da TÜMT‹S davas›yla ilgili 17 sendikan›n görüflünü bulabilirsiniz.

Yasal bir örgüte suç çetesi muamelesi yap›lamaz Alt› ay› aflk›n bir süredir tutuklu bulunan Türkiye Motorlu Tafl›t ‹flçileri Sendikas› (TÜMT‹S) yöneticileri 6 Haziran’da mahkeme karfl›s›na ç›kacak. TÜMT‹S Ankara fiubesi yöneticisi ve üyesi olan 17 kifli, 20 Kas›m 2007'de sabaha karfl› evleri bas›larak gözalt›na al›nd›lar. 23 Kas›m'da mahkemeye ç›kar›lan 10 sendika üyesi serbest b›rak›l›rken fiube Baflkan› Nurettin

K›l›çdo¤an, fiube Sekreteri Hüseyin Babayi¤it, fiube Mali Sekreteri Halil Keten, Yönetim Kurulu Üyeleri Binali Güney, Selahattin Demir, Erkan Aydo¤an ve Atilla Y›lmaz tutukland›. Bu sendikac›lar halen Sincan Kapal› Cezaevi’nde tutuluyorlar. ‹ddianamede yer alan suçlamalar flöyle: “Sendikan›n üye say›s›n› art›rarak haks›z ç›kar elde etmeye çal›flmak”;


“ç›kar amaçl› suç örgütü kurmak” ve “sendikaya zorla üye kaydetmek”. Kitle örgütleri olan sendikalar›n as›l gücünü genifl üye taban›na sahip olmaktan al›rlar ve üye say›s›n› art›rmak, örgütsüz iflçileri örgütlemek her sendikan›n asli görevleri aras›nda yer al›r. Ne yaz›k ki, ülkemizde sendikal örgütlenme özgürlü¤ü uygulamada pek çok biçimde çi¤nendi¤inden, sendikalar bu hakk› korumak ad›na ek çabalar üstlenmekte hatta kiflisel olarak kendilerini riske atmaktad›rlar. Bu hak ihlallerini ortadan kald›rmak varken yasal bir örgüte ç›kar amaçl› suç çetesi muamelesi yap›lmas› kabul edilemez. Yürürlükteki yasa sendikaya üyeli¤i noter kanal›yla yapmay› zorunlu k›lmaktad›r. Bu koflullar alt›nda, noter huzurunda bir iflçinin üyeli¤e nas›l zorlanabilece¤ini anlamak mümkün de¤ildir. TÜMT‹S’in tutuklu yöneticilerden alt›s›n›n amatör statüde olan yani bilfiil iflçilik yapan insanlard›r. Bu insanlar›n sendikan›n en temel görevlerinden biri olan üye taban›n› geniflletmekten ne tür bir kiflisel ç›kar sa¤layacaklar› sorusunun cevab› aç›kt›r. Uluslararas› Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Guy Ryder’›n Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an’a k›sa bir süre önce konuyla ilgili olarak gönderdi¤i son protesto mektubunda belirtti¤i gibi bu durum Uluslararas› Çal›flma Örgütü’nün (ILO) Örgütlenme Hakk› konulu, Türkiye’nin de onaylam›fl bulundu¤u 87 Say›l› Sözleflmesine tamamen ters düflmektedir. Ayr›ca yine Ryder’›n belirtti¤i gibi söz konusu durum kendi içerisinde Toplu Pazarl›kla ilgili 98 Say›l› ILO Sözleflmesi’nin de ihlal edilmesi anlam›na geliyor. Ulusal düzeydeki deste¤in yan›nda uluslararas› emek hareketi de TÜMT‹S'i desteklemekte, yap›lan uygulamalar› sert bir biçimde k›namaktad›r. Uluslararas› Tafl›mac›l›k ‹flçileri Federasyonu (ITF), ITUC, Dünya Sendikalar Federasyonu (WFTU) ve Avrupa Sendikalar Federasyonu (ETUC) gerek hükümete gerekse de kamuoyuna yapt›klar› aç›klamalarda sendika yöneticilerinin derhal serbest

b›rak›lmas›n› istediler. 6 Haziran'da saat 09:00'da bafllayacak duruflmaya yurtd›fl›ndan da heyetler gözlemci olarak kat›lacaklar. Ayr›ca bu davan›n ve TÜMT‹S önderlerine ve üyelerine yap›lanlar›n daha kal›c› sonuçlar› da olacakt›r. Guy Ryder, Baflbakan’a mektubunda bunu flu flekilde aç›kça ifade etmifltir: “Kuflkusuz, bu türden uygulamalar devam etti¤i sürece, Türkiye’nin AB ile yürüttü¤ü üyelik müzakereleri kolay geçmeyecektir.” Afla¤›da imzas› bulunan sendikalar olarak, TÜMT‹S’le dayan›flma içinde oldu¤umuzu ve 6 Haziran’da yap›lacak olan duruflmaya kat›laca¤›m›z› kamuoyuna bildiririz.

33


Hakk›n› almak isteyen belediye iflçisine

hükümetten gaz, jop, su... 34

17 Temmuz 2008 günü Belediye-‹fl Sendikas› hak alma mücadelesinde en demokratik ve yasal hak olan grev karar›n› asmak isterken; ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’nün gaz, jop ve tazyikli su sald›r›s›na ma¤ruz kald›. Bu sald›r› s›ras›nda onlarca çocuk yüzlerce iflçi yaraland›. Belediye-‹fl Sendikas› ‹stanbul flubeleri 21 Temmuz günü yapt›¤› bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan sorumlularla ilgili yasal ifllemlerin yap›lmas› için ‹stanbul savc›l›¤›na suç duyurusunda bulundu. Temel hak ve özgürlüklere tahammül edemeyenler demokrasiden söz edemez ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi ve ba¤l› ifltiraklerinden ‹ston, ‹sfalt, Belbim ve Kültür Afi. ile baz› ilçe belediyelerinde 10 bini aflk›n Belediye-‹fl üyesi, 5 aydan beri sürdürülen toplu sözleflme görüflmelerinin uyuflmazl›kla sonuçlanmas› üzerine grev karar› ald›. “En temel hak ve özgürlüklerini kullanmak isteyen üyelerimize tahammül

edemeyenler, hukuk devletinden, demokrasiden söz edemezler” denilen Belediye-‹fl aç›klamas›na di¤er sendika ve çal›flanlardan da destek geldi. Biz de Hava-‹fl Sendikas› olarak belediye iflçilerinin hakl› mücadelesinde onlar›n yan›nday›z. ‹flçilere yap›lan bu sald›r›, Belediye iflçilerine %8’lik zamm› kabul edin bask›s›d›r. Bu sald›r›, sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kald›rmak bir yana yürüyen direnifl ve grevlerin kararl›l›¤›n› k›rma bask›s›d›r. Genel-‹fl’den grev karar› Belediyelerdeki bir di¤er grev karar› da D‹SK’e ba¤l› Genel-‹fl’den geldi. Fatih, Küçükçekmece ve Sar›yer Belediyelerine de Haziran ay›nda pefl pefle grev karar› as›ld›. Yap›lan aç›klamada; "belediye yönetimlerinin de bu kat›, uzlaflmaz tavr›ndan vazgeçerek ba¤›tlanan toplu ifl sözleflmelerini emsal alarak bu müzakere sürecine katk› sunmalar›n› beklemekteyiz"

Liman iflçileri: Sendikal› olduk iflten at›ld›k Türk-‹fl'e ba¤l› Liman-‹fl Sendikas› iflçi ve yöneticileri Arkas Holding'e ba¤l› Marport Liman ‹flletmesi'nde çal›flan 70 iflçinin ifllerine son verilmesini protesto etti. Esentepe'deki holding binas› önünde toplanan yaklafl›k 200 iflçi ve aileleri açt›klar› pankartlar ve dövizlerle iflten ç›kart›lan arkadafllar›na destek verdi.

“Suç duyurusunda bulunuyorum” Liman-‹fl Sendikas› iflçilerine destek vermek amac›yla protesto gösterisine kat›lan Türk-‹fl Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak yapt›¤› konuflmada, Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› ile hükümete uyar›da bulundu. Marport'ta iflten ç›kart›lan personelin yerine ehliyetsiz, tecrübesiz iflçilerin al›nd›¤›n›


söyleyen Büyükkucak "burada da Tuzla Tersanesi'nde yaflanan ölümlere benzer ölümler yaflanabilir. Aç›kça suç duyurusunda bulunuyorum. Bunun için gereken önlemler al›ns›n." dedi. Ölmeden haber olmak istiyoruz Liman iflçileri “biz ölmeden haber olmak istiyoruz. Liman-‹fl Sendikas›’na üye olan 400 iflçiyiz, sendikal› olduk diye dün 70 arkadafl›m›z iflten at›ld›. En a¤›r ifl kollar›ndan birisi olan limanc›l›k ifl kolunda çal›flan iflçiler ölmeyi hak etmiyor. Sendikalaflma hakk›m›zd›r” dediler. Liman-‹fl Sendikas› fiube Baflkan› Muzaffer Akpunar ise iflten ç›kartmalar›n demokratik olmad›¤›n› iflçilerin anayasal

hakk› olan sendika hakk›n›n elinden al›nmak istendi¤ini dile getirdi. ‹flçilerin sendikaya üye oldu¤unun ö¤renilmesinin ard›ndan cep telefonlar›na mesaj at›larak ya da iflyerine girifl kartlar›n›n flifreleri de¤ifltirilerek ifllerine son verildi¤ini aktaran Akpunar, haklar›n› sonuna kadar arayacaklar›n› söyledi. Akpunar, "Limanlarda her türlü güvensiz, paray› insan faktörüne de¤iflen ve kanunsuz çal›flma koflulu devam etmektedir. D›flardan vinç operatörü olarak getirdi¤i ehliyetsiz iflçilerin ya da yafl› itibariyle refleksleri yetersiz iflçilerin yapaca¤› iflin sonucunun ölümle sonuçlanabilecek ifl kazalar›na varmas›ndan endifle duymaktay›z" dedi.

‹flçi düflman› Desa Deri sendikal› 41 iflçisini bask› ve zor yoluyla iflten att› Desa Deri’de sendikal› çal›flmakta kararl› olan Deri-‹fl üyeleri sendikalar›ndan vazgeçmedi¤i için, 29 Nisan 2008 tarihinden bugüne gruplar halinde iflten ç›kart›ld›. ‹flten ç›kart›lan iflçi say›s› May›s 2008 itibariyle 41’e ulaflt›. Desa yönetiminin yasa tan›maz tavr›na karfl›n deri iflçileri iflverenin sendika karfl›t› tutumundan vazgeçmesi için iflyerlerinin önündeki kararl› bekleyifllerini sürdürüyorlar. Tekrar iflbafl› yapmak için iflyerlerinde bekleyen deri iflçileri 6-7 May›s günleri güvenlik güçlerinin gözalt›na alma giriflimlerinden sonra jandarman›n valilik emri ile gerçeklefltirdi¤i keyfi uygulamalar› ise devam etmekte. “Bir daha sanayide de ifl bulamazs›n›z” 16 May›s tarihinde Deri-‹fl Sendikas› yetkilileri ve iflten at›lan deri iflçilerinin sanayiye girifllerinin yasakland›¤› söylenerek gözalt›na al›nd›lar. Deri-‹fl Sendikas›’ndan yap›lan aç›klamada; “Desa’n›n Düzce’deki fabrikas›nda çal›flan iflçiler Anayasal ve yasal haklar› olan sendikalaflma haklar›n› kulland›klar› için iflten at›ld›. ‹flçilerin sendikam›za üye oldu¤unu ö¤renen iflveren 29 Nisan günü mesai bitimine

yak›n 5 üyemizi tek tek odaya alarak iflten istifa etmeleri yönünde bask› yapt›. Daha sonraki günlerde iflveren avukat› Musa fiahin, idari kadrosu ve bizzat kendisi iflçileri sendika üyeli¤inden istifaya zorlad›. ‹flyerine noter getirten iflveren, istifa etmeyen iflçileri iflten ç›karmakla ve bir daha sendika üyeli¤i yüzünden sanayide ifl bulamamakla tehdit etti.” denildi. ‹hracat Prada… sendikal haklar nerede… Türkiye’nin en büyük deri markalar›ndan biri olan Desa deri, ‹stanbul Sefaköy, Çorlu ve Düzce’de üç ayr› fabrikas› bulunmakta. Teflvik bölgesi olan Düzce’de Nisan 2006 y›l›nda faaliyete bafllayan Desa, hem kendi ad›na hem de dünyaca ünlü pek çok uluslararas› marklara üretim yapmakta. 2007 y›l›n› 87 milyon dolarl›k ciro ile kapatan Desa’n›n Londra’da 10 ve Türkiye çap›nda faaliyet gösteren 67 ma¤azas› ve toplam 140 Desa sat›fl noktas› bulunmakta. Desa’n›n üretim yapt›¤› uluslararas› markalar aras›nda Mark&Spancer, Prada, Massimo Dutti, Mulberry, El Cortes Ingles gibi dünyaca

35


36

Yak›t fiyatlar› neden böyle ç›ld›rd›? Bu krizin temelinde, küresel ekonomik sistemin çöküflü yer al›yor. Politikac›lar, büyük flirketlerin yöneticileri ve medya, dünya halklar›na on y›llard›r kapitalist piyasan›n toplumun kaynaklar› tahsis etme konusunda en ak›lc› araç oldu¤una dair, kendine hizmet eden iddiay› afl›lay›p duruyorlar.

Yak›t fiyatlar›nda yaflanan art›fllar bütün dünyada çal›flanlar›n s›rt›na çok büyük yükler bindiriyor. Dünyan›n farkl› köflelerinde otomobil ve havayolu sektörleri artan yak›t fiyatlar› nedeniyle toplu iflten ç›karmalara bafllad›lar ve dizel fiyatlar› ba¤›ms›z kamyoncular› iflas›n efli¤ine do¤ru itiyor. Hep birlikte endifleli gözlerle haberleri izliyoruz. Artan yak›t fiyatlar› nedeniyle y›k›m yaflayan kamyoncular›n, çiftçilerin ve bal›kç›lar›n protestolar› ‹spanya, Fransa, ‹talya, Britanya ve di¤er Avrupa ülkelerine yay›l›yor. ‹nsanlar›n öfkesi, ayn› zamanda Hong Kong, Hindistan, Nepal, Endonezya ve Güney Kore’de yaflanan grev ve gösterilerle birlikte patlak verdi. Türkiye ise her zamanki gibi sessiz. Kamuoyu flimdilik bütün bunlar› kaderci bir biçimde sineye çekiyor. Görünen o ki durum daha bir süre böyle olmaya devam edecek. Varili 2003 y›l›nda 25 dolarken bugün 140 dolar›n üzerine ç›km›fl yaln›zca geçen y›l iki kattan fazla artm›fl olan petrol fiyatlar›nda yaflanan bugünkü ani yükselifle çeflitli etkenler katk›da bulunuyor. Önemli bir etken, ABD dolar›n›n de¤erinin düflüyor olmas›d›r ki, bu, petrol üreten ülkeleri ellerine geçen dolar cinsinden ödemelerin

u¤rad›¤› de¤er kayb›n› gidermek için fiyatlar› art›rmaya yöneltiyor. Irak ve Afganistan’daki savafllar ve iflgaller, ‹ran’a karfl› artan ABD tehditleri ve Ortado¤u, Afrika, Rusya ve di¤er petrol üreten bölgelerde yaflanan jeopolitik gerilimler de ani arz kesintileri korkusunu yaratt›. Üstelik dünya petrol kaynaklar›n›n azald›¤› ve küresel talebe, özellikle de Çin ve Hindistan’daki h›zla yükselen ekonomilerden gelen talebe karfl›l›k veremeyece¤i konusunda giderek güçlenen bir fikir birli¤i oluflmufl durumda. Bu krizin temelinde, küresel ekonomik sistemin çöküflü yer al›yor. Politikac›lar, büyük flirketlerin yöneticileri ve medya, dünya halklar›na on y›llard›r kapitalist piyasan›n toplumun kaynaklar› tahsis etme konusunda en ak›lc› araç oldu¤una dair, kendine hizmet eden iddiay› afl›lay›p duruyorlar. Bu propagandan›n cilas› pul pul dökülüyor. Yaflanan s›k›nt›larda biyoyak›tlar›n da önemli bir rol oynad›¤›n› görüyoruz. Biyoyak›tlar›n karbon emisyonlar›n› azaltmada bir araç olduklar›na dair o çok tart›flmal› iddia do¤ru kabul edilecek olsa bile, bunlar›n üretimi yaln›zca m›s›r ve di¤er ürünlerin fiyatlar›nda muazzam bir art›fla neden olarak, dünyan›n dört


bir yan›nda daha flimdiden çok büyük zararlara yol açm›fl durumda. Hiç kuflkusuz bütün bu proje, ADM ve Cargill gibi, bafll›ca derdi küresel ›s›nmay› durdurmak de¤il, kendi kârlar›n› art›rmak olan tar›m tekellerinin ç›karlar›yla s›k› s›k›ya ba¤lant›l›. Küresel petrol fiyatlar›n›n yükselmesinde bir baflka önemli yan ise New York Ticaret Borsas› ve di¤er emtia piyasalar›nda patlak vermifl olan spekülatif ç›lg›nl›k. Son befl y›ld›r artmakta olan küresel mali istikrars›zl›k dolar›n h›zla de¤er yitirmesi, dot-com hisse senedi piyasas›ndaki h›zl› büyümenin parçalanmas›, yüksek riskli uzun vadeli konut kredisi [mortgage; tut-sat.] ve konut balonunun patlamas› vb. varl›kl› yat›r›mc›lar›n paralar›n›, petrol, m›s›r ve alt›nda vadeli ifllemlerin al›m sat›m›n› yapt›klar›, esas olarak fiyatlar›n yükselifli üzerine bahis oynad›klar›, emtia piyasas›na kayd›rmalar›na neden oldu. Yat›r›mc›lar, ABD hükümetinin Emtia Vadeli ‹fllemler Komisyonu’nun (CFTC) çok az düzenleme yapt›¤› bir ortamda, yat›r›mc›lar son befl y›lda, 2003’te 13 milyar dolar olan emtia vadeli ifllem al›mlar›n› 2008’de 290 milyar dolara ç›kararak, yirmi kat art›rd›lar. Bu spekülatif para ak›fl›, bu dönemde en önemli 25 emtian›n fiyatlar›n›n yaklafl›k olarak yüzde 200 oran›nda artmas›yla birlikte, flimdi yine bir baflka balon yaratm›fl durumda.

Ço¤u durumda spekülatörler sat›n ald›klar› petrolü teslim alm›yorlar. Bunun yerine, çok az para yat›rarak, kümülatif etkisi fiyatlar› yukar› do¤ru itmek ve serbest yat›r›m fonlar›n›n [hedge fund; koruma fonlar›], kurumsal yat›r›mc›lar›n ve di¤erlerinin yüksek tutarda gelir elde etmelerini sa¤lamak olan, karmafl›k bir al›m sat›m sözleflmeleri sistemiyle u¤rafl›yorlar. Kimi tahminlere göre, spekülasyon bir varil petrolün bugünkü fiyat›na 50 dolar kadar bir ekleme yapm›fl durumda. Petrol vadeli ifllemleri ile serbest yat›r›m fonlar› ve di¤er büyük finans kurumlar› büyük kazançlar elde ettiler. Elbette dev petrol flirketleri de büyük kârlar sa¤lad›lar. Birileri (dünya nüfusunun büyük ço¤unlu¤u) kaybederken bir avuç milyarder daha da zenginlefliyor. Petrol fiyatlar›ndaki muazzam art›fl› Türkiye’nin izledi¤i ad› konulmam›fl düflük kur politikas› bir ölçüde maskeliyor. Buna ra¤men havayolu flirketleri yak›nmaya bafllad›lar. Kurda yaflanabilecek bir h›zl› art›fl durumunda ise çok say›da iflas ve toplu iflten ç›karma gündeme gelecek. Uluslararas› bankalar›n güdümündeki ve tamamen onlar›n ç›karlar›n› temel alan ekonomi politikalar›n›n bedelini bir kez daha çal›flanlar ödeyecek.

Petrol fiyatlar›ndaki muazzam art›fl› Türkiye’nin 37 izledi¤i ad› konulmam›fl düflük kur politikas› bir ölçüde maskeliyor.


Foto¤raflar: Arzu Güven

38

Tatile ç›karken... Yavuz Pak Siyaset Bilimci

Avrupa’da ücretli izin hakk› vermenin, isçilerin sa¤l›kl› kalmas› için yap›lm›fl bir yat›r›m oldu¤u kan›s› hakimken ABD’de bu gelenek mevcut de¤ildir

“...fakat bu kez dünyay› tatile dönüfltürecek olan muzaffer Dionysos olarak geliyorum... fazla zaman›m yok...” diyor, pek çok insan›n ç›lg›n filozof olarak tan›d›¤› Friedrich Nietzsche, Cosima Wagner’e yazd›¤› son mektubunda. fiarab›n sadece sarhofl edicili¤ini de¤il, sosyal ve faydal› etkilerini de temsil eden fiarap Tanr›s› Dionysos’un mücadelesine gönderme yaparak zafer tad› veriyor tatil kavram›na… Yazar O¤uz Atay’›n “eli pofletliler” diye adland›rd›¤›, zorunlu çal›flman›n k›skac›nda bulunanlar için, bazen tatiller de vard›r. Yaz mevsiminde çal›flanlar›n bir k›sm› tatile, daha do¤ru bir ifadeyle “izin”e ç›km›fl ya da ayr›lm›fl durumda. Buradaki “izin” kelimesinin traji-komik a¤›rl›¤›, hiyerarfli ve zorunlulu¤un göstergesi olmas›ndan kaynaklan›yor. ‹zin verildi¤i için serbest kalanlar, y›ll›k iznini memleketinde, evinde ya da bir tatil yöresinde geçirecek olanlar sevinirler, çünkü diledikleri kadar uyuyabilecekler, gönüllerinden geçti¤i gibi yaflayabileceklerdir s›n›rl› bir zaman dilimi boyunca. Baflkalar›n›n izni olmadan tatil yapabilme lüksüne sahip olmayan emekçi kitleler için, tatil ve izin kavramlar› iç içe geçmifl, hatta giderek ayn› anlamda kullan›l›r olmufltur

‹zin’e Tabi Tatiller Hotel Louis II, Paris’in turistlerle dolu Odeon bölgesinde 3 y›ld›zl› oldukça s›k bir otel ve turizm sektörünün canl› oldu¤u bir dönemde, otel yönetimi otelin d›fl cephesine su yaz›y› yerlefltirmifltir: “Yaz Tatillerinde Kapal›d›r”. Turizm sezonun en canl› zaman›nda bir otelin kapat›lmas› tuhaf bir durum ve bu durum, Avrupal›lar›n tatillerine ne kadar ciddi, taviz vermeden devam ettiklerine bir kan›t olarak gösterilmektedir. Montreal Üniversitesi ekonomi tarihi uzman› Michael Huberman, Avrupa Medeniyetler tarihinde, ücretli izin hakk›n›n ilk olarak ortaya ç›k›s›n›n 1913 y›l› gibi göreceli olarak geç bir zamana rastlad›¤›n› belirtmektedir. Ücretli izin hakk›n›n kurumsallaflmas› ise, ilk olarak 1930’larda Sovyetler Birli¤i’nde ve di¤er sosyalist ülkelerde gerçekleflmifl; sonras›nda sol partilerin teflvik etmesi ile uygulama Bat› Avrupa’ya yay›lm›flt›r. 1930’lar›n ortalar›nda ücretli izin hakk›, Bat› Avrupa’da yayg›n bir uygulama olmufltu. ‹flçiler, ilk zamanlarda bir ya da iki haftal›k ücretli izin hakk› kazanm›fllard›. Bugün ise tüm Avrupa ülkelerinin mevzuatlar›, çal›flanlara 4 hafta (Belçika ‹ngiltere Almanya ve


‹talya’da standart olan süre), ya da 5 hafta (Avusturya, Fransa, Danimarka ve ‹sveç’teki gibi) ücretli izin hakk› vermektedir. Avrupa’da ücretli izin hakk› vermenin, iflçilerin sa¤l›kl› kalmas› için yap›lm›fl bir yat›r›m oldu¤u kan›s› hakimken ABD’de bu gelenek mevcut de¤ildir. Uluslararas› Çal›flma Örgütü’ne göre, sanayileflmifl ülkeler içerisinde yaln›zca ABD ve Avustralya izin süreleri için alt s›n›r flart› getirmeyen ülkelerdir. ABD Çal›flma ‹statistikleri Merkezi taraf›ndan Mart 2004’de yay›nlanan bir araflt›rmaya göre; yar› zamanl› çal›flanlar da dahil edildi¤inde ABD’de özel sektörde çal›flanlar›n yüzde 23’üne iflverenleri taraf›ndan herhangi bir ücretli izin verilmemifl durumdad›r. New York’ta bulunan Aile ve ‹fl Enstitüsü, Amerika’da ücretliler aras›nda yap›lan bir araflt›rmaya göre, ücretli izin hakk›na sahip çal›flanlardan yüzde 36’s› izinlerinin tamam›n› kullanmay› düflünmedi¤ini ifade ediyorlar. Bu sonuç, Dionysos’un ruhunun Amerika’da de¤il, Avrupa’da geziyor olufluna ba¤lanmayacaksa, Amerikal›lar›n haklar› ve özgürlükleri hakk›ndaki anlay›fl fark›na dayan›yor olmal›. Türkiye’de ücretli izin ile ilgili olarak ilk kez 1951 tarihli ‹flçilere Hafta Tatili ve Genel Tatil Günlerinde Ücret Ödenmesi Hakk›nda Kanun ç›kar›lm›flt›r. Hafta tatili, ulusal bayram vb. tatil günlerinde çal›flmalarda tam gün yevmiye ödenmesi kabul edilmifl ve y›ll›k ücretli izin hakk› kazan›lm›flt›r. Ancak, bu hakk›n fiilen uygulanmaya bafllamas› 1960’l› y›llard›r. 1982 Anayasas›’nda da y›ll›k ücretli izin vazgeçilmez anayasal bir hak olarak güvence alt›na al›nm›flt›r ve y›ll›k ücretli izne iliflkin temel düzenlemeler 4857 say›l› ‹fl Kanunu’nda ortaya konulmufltur. Ankara Ticaret Odas› (ATO) taraf›ndan haz›rlanan “Tatil Kriterleri Raporu”na göre, Avrupa Birli¤i (AB) ve Ekonomik ‹flbirli¤i ve Kalk›nma Teflkilat› (OECD) ülkeleri aras›nda en çok tatile sahip olan ülkelerden biri Türkiye iddia edilmektedir ve bu iddia sermaye çevreleri taraf›ndan s›kl›kla dillendirilmektedir. Türkiye’de resmi tatillerin 13.5 gün olarak belirlendi¤i, ancak idari izin uygulamas›yla bu süre 17 güne kadar ç›kabildi¤i söylenir. Oysa, ayn› Türkiye’de, fiilen haftada 6-7 gün, günde 11 saat ve üzeri çal›flma, iflçilerin geniflleyen bir kesimi için “rutin” hale gelmifltir. Ço¤u iflçi, afl›r› düflük ücretler nedeniyle, ayda 70 saati bulan fazla mesailere “gönüllü” yaz›lmak zorunda kalmaktad›r. Öte yandan, istatistikler, Türkiye'’deki uzun saatler boyu çal›flma al›flkanl›¤›n› da ortaya koyuyor. OECD'' i E l t O tl k 2004

adl› raporuna göre, OECD ortalamas› y›lda 1.739, Avrupa Toplulu¤u ortalamas› ise 1.619 saat. Çal›flma saatlerinin en uzun oldu¤u ülkeler s›ralamas›nda beflinci s›rada 1.930 saat ile Türkiye bulunuyor. Ne Kadar Tatil Yapabiliyoruz? Türkiye’de hiç tatil yapmayanlar›n oran› yüzde 44,4. Sadece yaz tatili yapanlar yüzde 48, sadece k›fl tatili yapanlar›n oran› ise binde 7. K›fl ve yaz tatilini birlikte yapabilenler ise yüzde 7. Türkiye’de yaflayanlar›n yüzde 62'sinin akl›na tatil denildi¤inde 'deniz k›y›s› ve kumsal' geliyor. Bu oran› yüzde 8 ile 'sayfiye yerleri' ve 'evde kalmak', yüzde alt› ile 'da¤', yüzde 4 ile de 'göl k›y›lar›' takip ediyor. Veri Araflt›rma isimli flirket taraf›ndan yap›lan bir araflt›rmaya göre, Türkiye'de tatil yapabilenlerin yüzde 66's› tatilini evde geçiriyor, ancak sosyo-ekonomik statü artt›kça bu oran düflüyor. Tatilcilerin yüzde 45'i akraba evini tercih ederken, otel ve motel tercih edenler yüzde 28, pansiyon tercih edenler ise yüzde 18 düzeyinde. Yani tatile ç›kmak demek

Türkiye’de resmi tatillerin 13.5 gün olarak belirlendi¤i, ancak idari izin uygulamas›yla bu süre 17 güne kadar ç›kabildi¤i söylenir. Oysa, ayn› Türkiye’de, 39 fiilen haftada 6-7 gün, günde 11 saat ve üzeri çal›flma, iflçilerin geniflleyen bir kesimi için “rutin” hale gelmifltir.


40

Avrupa ülkelerinde kifli bafl› tatil harcamas› 2.750 dolara ç›karken, Türkiye’de bu rakam 86 dolarda kal›yor.

asl›nda yurtiçinde efl, dost, akraba ziyaret etmek demek birço¤umuz için… Kentsel Türkiye'de yaflayan insanlar üzerinde yap›lan araflt›rmaya göre, yüksek gelirli her üç kifliden biri, y›l›n belli bir bölümünde tatil yapabiliyor. Yurt d›fl› tatillere ilgili araflt›rma verileri, Türkiye'de yaflayan insanlar›n yurt d›fl›na ç›k›fl oranlar›n›n yüzde 12 gibi düflük bir oranda kald›¤›n› gösteriyor. Yurt d›fl›na ç›kanlar›n içinde üst sosyo-ekonomik tabakada yer alanlar›n 56's› seyahatlerini daha çok tatil için yaparken, ayn› grupta yer alanlar›n yüzde 21'i ifl, orta ve alt grupta yer alan yüzde 13'ü de hac veya umre için yurt d›fl›na ç›k›yor. Di¤er yandan, Türkiye’de insanlar›n tatil harcamalar› da çok düflük. Toplam nüfusa oranland›¤›nda, Avrupa ülkelerinde kifli bafl› tatil harcamas› 2.750 dolara ç›karken, Türkiye’de bu rakam 86 dolarda kal›yor. Asl›nda araflt›rmalara göre, Türk tüketicisi art›k tatili lüks olarak görmekten vazgeçti, ama görünen o ki gelir seviyesi hâlâ birçoklar› için tatile f›rsat vermiyor. Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) 2006 y›l›nda yap›lan araflt›rman›n sonuçlar›, hiç tatil yapmayanlar›n say›ca neden fazla oldu¤unu anlat›yor: Türkiye nüfusunun yüzde 85'ini yans›tan bin kiflilik örnek

grup üzerinde yap›lan araflt›rmaya göre, yüzde 45'lik bölüm tatile 500-1000 YTL'lik bütçe ay›r›rken yüzde 33'ü 1000 YTL ve üzeri, yüzde 22'si ise ortalama 500 YTL'ye ulaflan bir bütçe ay›r›yor. Tüketiciler, tatile ç›kt›¤› zaman a¤›rl›kla yine 500 YTL'ye varan bütçeyi de konaklamaya ay›r›yor. Hatta, çal›flanlar›n bayram tatillerine ç›karken bile bankalardan tüketici kredisi çekti¤ine rastlanabiliyor s›kl›kla. Sonuç olarak, hem maddi yetersizlikleri hem de bunun bir sonucu olarak tatil kavram›na bak›fllar›ndaki farkl›l›klar, dünyan›n en çok çal›flmaya mahkum edilen ülkeleri aras›nda ilk s›ralarda yer bulan Türkiye emekçilerinin, s›ra tatil yapmaya geldi¤inde listenin sonlar›nda kalmas›na yol aç›yor. Tatil ve Turizm Endüstrisi Tatil dendi¤inde ilk akla gelen kavram turizm. Bugünün turizmi ise, kapitalizmin tüm dünyay› s›n›r tan›maz bir aç›k pazar haline dönüfltürmeye çal›flmas›n›n somut örne¤i gibi. Turist, bofl zaman›n› harcama gücü oran›nda yeni insanlar, yerler tan›yarak de¤erlendiren bir gezgin tüketici olarak tan›mlan›yor. Bilindi¤i gibi, özellikle son y›llarda büyük bir at›l›m içerisine giren turizm sektörü, ülkelerin ekonomik yaflam›na yön veren bir sektör durumuna gelmifltir. Dünya Turizm Örgütü'nün tahminlerine göre, 2000 y›l›nda dünyadaki turist say›s›n›n 660 milyonu aflmas›, 2010 y›l›nda turist say›s›n›n 850 milyona, turizm gelirlerinin ise, 1 trilyon dolara yaklaflmas› beklenmektedir. Dünya turizm gelirlerinin rakamsal büyüklü¤ü, turizmin kapitalizm için yaflamsal önemini ve giderek büyüyen, ifltah kabartan bir sektör oldu¤unu en iyi biçimde ortaya koymaktad›r. Türkiye’de ise, Turizm Bakan› 2010 y›l›nda Türkiye’ye 30 milyon turist gelmesini ve 30 milyar dolar gelir elde edilmesini hedeflediklerini belirtiyor. Bu devasa rakamlar tatil ve turizm sektörlerinin ifltah kabart›c› ve vazgeçilmez boyutunu anlat›yor. Bugün yeryüzünde turizm sektöründen çok büyük gelirler edinen ülke ekonomileri mevcuttur. Bu durum ayn› zamanda giderek büyüyen ve toplumsal s›n›flar›n hemen her katman›na sinen bir tüketim ç›lg›nl›¤›n›n tatil olgusu ile buluflmas›na neden olmufltur. Çal›flma ve Tüketme Cenderesinde Tatile Ç›kmak Çal›flman›n insan›n yetiflmesi ve emekliye ayr›lmas› gibi her ikisi de verimlilik kriterlerine uymad›¤› kabul edilen iki döneme iflaret ederek tan›mlanmas›, kapitalizme ait bir olgu. B ¤d i h t ü dü k


kendi ihtiyaç ve arzular›n› gerçeklefltirmek, kendi potansiyellerini ve e¤ilimlerini ortaya koymak için gerçeklefltirildi¤i her faaliyet türü ifl tan›m› içine al›narak nitelendirilmeye bafllam›flt›r. Çal›flma kavram›n›n en önemli özelli¤i baflkas› için, ücret karfl›l›¤› yap›lan ve düzenli bir zaman dilimi içinde planl› olarak gerçeklefltirilen bir etkinlik olmas›d›r ki çal›flma kavram›yla birlikte insan›n zaman döngüsü içinde kalan tüm etkinlikleri çal›flman›n belirlenimine girer. Böylece zaman kontrolü kendi ellerinden ç›kar. Çal›flma zaman› ve serbest zaman ayr›m›n› yaratan tam da zaman planlamas›n› elimizden alan bu kapitalist üretim tarz› ve onun biçimlendirdi¤i modern hayatt›r. Ev ile ifl yaflam›n›n ayr›lmas›, iflyerinin özel hayattan tümüyle ba¤›ms›z kendi kurallar› olan bir mekan olmas›, iflin tan›m gere¤i e¤lenceden ayr›lmas›, kiflinin zaman›n› tam bir bölünme olarak duyumsamas›na yol açar. Bu bölünmenin çal›flma zaman›

Çal›flanlara izin yoluyla ba¤›fllanan serbest zaman, kiflinin kendi arzular›n› tatmin etme, e¤lenme, sosyal iliflkiler kurma, baflkalar›yla birlikte olma, gezme, aylakl›k etme, bedensel hazlar› doyurma, kültürel faaliyetlere yönelme gibi etkinlikler olarak çeflitli biçimler al›r. Ancak izni veren sistem bunlar›n her birinin tatmin edilmesinden de kendisine bir ekonomi ç›kar sa¤lama peflindedir. Bu nedenle, ücretle sat›n al›nabilecek alternatifler sunar ve böylece bu zamanlar›n da bizlerin kendi yetilerimizle tayin etti¤imiz kelimenin gerçek anlam›yla “serbest” zamanlar olmas› ihtimali elden kaçar. Çünkü bizlere sunulan bir örnek, tüketim kültürüyle yo¤rulmufl bofl zaman geçirme alternatifleridir: yaz aylar›nda ›s›t›lan paket tatil programlar›, s›radan animasyon gösterileriyle bezenmifl otel geceleri, tatilden sadece kumsal ve günefl anlam› ç›kartma, kar amaçl› “turistik” faaliyetler aras›nda bitap düflme vb…

Türkiye’de ücretli izin ile ilgili olarak ilk kez 1951 tarihli ‹flçilere Hafta Tatili ve Genel Tatil Günlerinde Ücret Ödenmesi Hakk›nda Kanun ç›kar›lm›flt›r.

41

k›sm›nda telafl, verilen ifli zaman›nda yetifltirmek ve minimum zamanda en çok ifl gibi ölçütler hakimken, di¤er serbest zaman diliminde maksimum dinlenme, maksimum e¤lenme ya da tüketme arzusu kaç›n›lmaz biçimde bunun tamamlay›c›s› gibi görülür. Kapitalizmin hakimiyet kazan›p modern toplumsal yap›y› de¤ifltirmeye bafllamas›ndan ve bir iflçi s›n›f›n›n oluflmas›ndan, yani afla¤› yukar› 18. yüzy›l›n sonlar› ve 19. yüzy›l›n bafllar›ndan beri, çal›flanlar, iflçi s›n›f› her seferinde daha çok ücret, daha iyi çal›flma koflullar› ve daha az çal›flma zaman› için mücadele etmifltir. 16 saatlik iflgününden 8 saatlik iflgününe, hatta bugün Fransa’da oldu¤u gibi haftada 35 saatlik çal›flma haftas›na kadar bu mücadeleler çeflitli kazan›mlar elde etmifltir. ‹fl zaman› içinde kalan zaman dilimini azalt›p mesai d›fl›nda serbest zaman›n artt›r›lmas›na yönelik talep çal›flanlar›n mücadelesin temel tafllar›ndand›r

Günümüzde egemen olan bofl zaman harcama sanayi ve onun yücelterek yayg›nlaflt›rd›¤› tüketici aylakl›k kavramlar›, s›n›rl› yaflam sürelerimiz içinde “zaman›n” özgür ve üretken kullan›m› üzerinden verilen bir kavgan›n da habercisidir asl›nda. Hayatta kalmak için çal›flmak zorunda b›rak›ld›¤›m›z zaman›n karfl›l›¤›nda sat›n ald›¤›m›z kendimize ait zaman› tüketim mühendislerinin tasar›lar›na kurban etmek, her fleyden önce eme¤imize yaz›k etmek olur. Coflkunun, mutlulu¤un ve yaflama sevincinin s›ra d›fl› tanr›s› Dionysos dünyay› tatile, e¤lence yerine çevirme mücadelesi verirken, tarihte ilk kez trajedyan›n do¤ufluna da vesile olmufl ne yaz›k ki. Tatil flarab›n› yudumlarken tüketim trajedisinin kollar›nda tamamen kendimizi kaybederek s›zmak kendimize ait s›n›rl› zamana ihanet etmekten baflka ne olabilir?


Bilmiyorumkad›n Recep Genel Scala Yay›nc›l›k Recep Genel 1968’de Kayseri’de do¤du. ‹.Ü.‹letiflim Fakültesi mezunu olan yazar, 1992’de politik nedenlerle bir y›l cezaevinde kald›. 1993 y›l›nda gazetecili¤e bafllayan Genel, çeflitli yay›n organlar›nda yay›n yönetmeni, yaz›iflleri müdürü olarak görev ald›. Yazar, Bilmiyorumkad›n’› 2004 y›l›nda kaleme ald›. Bilmiyorumkad›n, dünyan›n yeniden tan›mland›¤› 90’l› y›llar›n politik karmaflas›n›n, çat›flmalar›n orta yerinde, kendi açmazlar›n›, geçmiflten gelen ac›lar›n› bir girdap gibi yan›nda tafl›yan insanlar›n hayata tutunma mücadelesini Behiye ve Talat’›n “olmaz”, “onmaz” aflklar›n› olaylar›n merkezine koyarak anlat›yor. Onlar›n dahil oldu¤u bir hayatlar› kalmam›fl, geçmiflte aidiyet iliflkisi kurduklar› fleyler ise ne bugünü ne de gelece¤i anlatmak için yeterli de¤ildir. Aflktan baflka tutunabilecekleri bir fleyleri de yoktur. Ancak, aflk bir bafl›na tüm ac›lar› unutturabilecek, her fleye iyi gelecek bir t›ls›m de¤ildir.

Baflkalar›n›n Ac›s›na Bakmak Susan Sontag Agora Kitapl›¤› 42

“Savafl, iç defler; savafl, ba¤›rsaklar› boflalt›r. Savafl, teni yak›p kavurur. Savafl, organlar› bedenden kopar›r. Savafl y›k›p yok eder. Ve savafl, insan türünün do¤as›ndan gelir.” Böyle diyor Susan Sontag, “tefekkür nesneleri olarak” savafl ve dehflet foto¤raflar›ndan hareketle kaleme ald›¤› bu kitab›nda. Daha sonra da, Goya’n›n “Savafl Felaketleri” serisinden Amerikan ‹ç Savafl›, Birinci Dünya Savafl› ve Nazi ölüm kamplar›n›n foto¤rafik belgelerine ve daha yak›n tarihimizde Bosna, Sierra Leone, Raunda, ‹srail, Filistin ve 11 Eylül 2001 New York City trajedilerine, zaman içinde bir gezintiye ç›k›p, as›l olarak flu soruyu yöneltiyor bizlere: “Savafl›n ve dehfletin yüzünü sergileyen foto¤raflara bakmaya ne kadar dayanabilirsiniz?” Baflkalar›n›n Ac›s›na Bakmak, kesintisiz görüntü bombard›man›n›n tüm hayat›m›z› kuflatt›¤› bir ça¤da, Susan Sontag’›n savafl foto¤rafç›l›¤›n›n misyonu ve baflkalar›n›n ac›lar›yla ›st›raplar›na duyarl› olmak üzere bir insanl›k dersi verdi¤i son baflyap›t›.

Bin Muhteflem Günefl Khaled Hosseini Everest Yay›nlar› Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peflinizden gelir. Art›k siz orada yaflamasan›z da o içiniz de yaflar. Afganistan’›n Khaled Hosseini’de yaflad›¤› gibi… Bin Muhteflem Günefl, ilk roman› Uçurtma Avc›s›’yla tüm dünyada inan›lmaz bir baflar› yakalayan Hosseini’nin ikinci roman›. Yazar bu roman›nda da yine do¤du¤u topraklar› anlat›yor. Bu kez iki kad›n›n kesiflen yaflamlar› ve dostluklar› üzerinden… Küçük yaflta evlendirilen k›zlar, çocu¤u olmayan kad›nlar, babaya ya da çocukluk arkadafl›na duyulan, geçmifle gömülmüfl aflklar… Khaled Hosseini, hasreti, dostlu¤u, aflk› ve insanl›¤› en iyi anlatan yazarlardan. Baflar›yla kurdu¤u olay örgüsüyle, ç›kmaz yollar›n nas›l düzlüklere aç›labilece¤ini gösteren yarat›c› bir kalem.


Kibele’den Pandora’ya Kad›n›n Tarihsel Yenilgisi Pervin Erbil Arkadafl Yay›nevi “Önemliydi, de¤erliydi, güçlüydü, üstündü ama otoriter bir hegemon de¤ildi. O, sevilen, say›lan, koruyucu, üretken, merhametli ve ayn› zamanda büyülü güçler tafl›yan, toplumun atas› bir tanr›çayd›.” Ana hukukundan baba hukukuna, kad›n egemenli¤inden erkek egemenli¤ine, bereket saçan Ana Tanr›ça’dan kötülük da¤›tan Pandora’ya… Ça¤lar boyunca bafl tac› edilen, topluluk yaflam›n›n temeli say›lan kad›n, nas›l oldu da ataerkil de¤erlerin kölesi haline geldi? Erkek, tarihin hangi noktas›nda ve hangi dürtülerle kad›n› geri plana itti? Araflt›rmac› yazar Pervin Erbil, kad›n›n toplumsal konumundaki de¤iflime çeflitli aç›lardan bakt›¤› bu çal›flmada akademik birikimini edebi bir dille sunuyor. ‹nsanl›¤›n geliflim çizgisini bir de kad›n ile erkek ve kad›n ile toplum iliflkileri ba¤lam›nda izleyip görmek isteyenlere…

Babaya Mektup Franz Kafka Can Yay›nlar› “Çok sevgili baba, geçenlerde bir kez, senden korktu¤umu öne sürmemin nedenini sormufltun. Genellikle oldu¤u gibi, verecek hiçbir cevap bulamad›m, k›smen tam da sana karfl› duydu¤um bu korku yüzünden, k›smen de bu korkuyu gerekçelendirmek üzere, konuflurken toparlayabilece¤imden çok daha fazla ayr›nt› gerekti¤i için…” Franz Kafka, 1919’da dinlenmek üzere gitti¤i Schelesen’de Julie Wohryzek ad›nda bir k›zla tan›fl›p niflanland›. Ayn› y›l kaleme ald›¤› Babaya Mektup, yazar›n bu niflana karfl› ç›kan babas› Hermann Kafka’ya yan›t›d›r. Kafka’n›n yay›nlanmak amac›yla de¤il, babas›yla ilgili duygu ve düflüncelerini dile getirmek için yazd›¤› ama hiç göndermedi¤i bu mektup, hem Kafka’n›n yaflamöyküsüne aç›kl›k getirmesi, hem de kimi izleklerinin ipuçlar›n› bar›nd›rmas› aç›s›ndan büyük önem tafl›r.

Foto¤raf›n Yap›sal Ö¤eleri ve Foto¤raf Sanat›nda KOMPOZ‹SYON Prof. Dr. Sabit Kalfagil Foto¤rafevi Sanatç› konusuna bakarken, yap›t›n›n bitmifline dair imge kafas›nda haz›rd›r. Çal›fl›rken modele sürekli bakmas› bu imgeyi resim olarak berraklaflt›rmak içindir. Bu yüzden modelin konum de¤ifltirmesi ya da natürmorttaki limonla elman›n yerini de¤ifltirmemiz onu sinirlendirir. Çünkü o, karfl›s›ndaki modeli de¤il, kafas›ndaki imgeyi çizmektedir. Bu amaçla da modeli biçimlendirmifltir. Yani önce imge vard›r, model bu imgeye göre yerlefltirilmektedir. Bu imgeyi biçimlendiren, bilinç düzeyinden çok, sezgi düzeyinde kazan›lm›fl eski bilgiler, görsel be¤eni ve bunlar› yo¤urmada kendini gösteren beceri yani yetenektir. Prof. Dr. Sabit Kalfagil

43


ÜYELER‹M‹ZDEN

44

EVLENENLER • THY ‹stanbul Rezervasyon temsilcimiz Özgür Kocabafl ile Seda Akgün 23.08.2008'de • THY ‹stanbul Teknik Haberleflme Temsilcimiz Bülent Gömleksiz'in k›z› Gökçe ile ‹brahim 17.08.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyemiz Seyhan Türk ile Teknik A.fi. üyemiz ‹hsan Erman 08.08.2008'de • THY ‹stanbul Genel Müdürlük üyelerimiz Kübra Onay ile Musa Dursun 02.08.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyelerimiz P›nar Büyükd›¤an ile Alper Emin Güneser 04.08.2008'de • THY ‹stanbul Teknik emekli üyemiz Seyfi Ayd›n'›n o¤lu ‹lyas Ayd›n ile Semra Kurt 26.07.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Mehmet Ay ile Meltem 19.07.2008'de • THY ‹stanbul Genel Müdürlük üyemiz Meriç Sar›ço¤lu ile Ak›n Çarkç› 01.07.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz fiafak ile Suat 28.06.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz O¤uz ile Dilek 28.06.2008'de • THY ‹stanbul A.O. Uçufl ‹flletme üyemiz Olcay Y›lmaz ile Yaflar Özdemir 22.06.2008'de • THY ‹stanbul Genel Müdürlük Gamze Yurdakul ile Sebahattin 22.06.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyemiz Atakan K›l›ç ile Sevil Civak 21.06.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Serkan Dilsiz ile fiaziye Abbaso¤lu 21.06.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Mustafa Erkan Yetkin'in o¤lu Ayd›n Hakan Yetkin ile Gülen 17.06.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Seren Büyükçulhac› ile fieyda 08.06.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Abdullah Tanr›ver ile Esra 08.06.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Taner Çebi ile Emine 22.06.2008'de

• THY Ankara ‹stasyon Burhan Bellek 14.06.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Yavuz Erdem 15.06.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Adnan Erdal'›n k›z› Özlem 23.06.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Gökan Turan ile Ankara Kargo üyemiz Murat Dinler'in k›z› Sinem 08.07.2008 de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Serap Demirhan Serin 10.07.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyelerimiz Ferah Karabay ile U¤ur Demirel 19.07.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Elif Ebru Güven 26.07.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Yüksel Erdo¤an'›n o¤lu 27.07.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Ahmet C›l›z'›n k›z› 02.08.2008'de • THY ‹zmir ‹stasyon emekli üyemiz Mümin Aksoy'un k›z› Esen 31.05.2008'de • THY ‹zmir Kargodan Emekli üyemiz Rüstem Göktafl'›n o¤lu Hüseyin 17.06.2008'de • THY ‹zmir ‹stasyon emekli üyemiz Yaflar Balbanan’›n k›z› Emine 04.08.2008’de • THY Antalya üyemiz Ömer Arslan'›n k›z› 2008'de • THY Hava-‹fl Antalya fiube sekreterimiz Orhan Karabulut’un ye¤eni Yahya Demirel 2008'de • THY Antalya STFA eski üyemiz Kaan Türkel 18.07.2008’de evlenmifltir. Evlenen tüm üyelerimize mutluluklar diliyoruz. N‹fiAN • THY ‹stanbul Yer iflletme üyemiz Hüseyin Tur'un k›z› Nalan ile Murat 14.06.2008'de • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Ömer Ali Çökmez'in k›z› 19.07.2008 tarihinde niflanlanm›flt›r. Niflanlanan üyelerimizi tebrik ederiz.


• THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Derya Çetin ve Okan Çetin'in o¤lu Berkay 18.03.2008'de • THY ‹stanbul Genel Müdürlük Üyemiz Ayfle Özdemir'in k›z› 17.03.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Timur Köse ile Vildan Köse'nin k›z› Sevgi 17.03.2008'de • THY ‹stanbul Genel Müdürlük üyemiz Zakif Durmufl'un o¤lu Mustafa Erden 14.03.2008'de • THY Ankara Sat›fl üyemiz Tu¤ba Kay›kç›'n›n k›z› 21.05.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Mutlu Refik ‹nce'nin o¤lu 22.05.2008'de • THY Ankara ‹stasyon EB‹ üyemiz Ali Sinay'›n o¤lu 18.06.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz U¤ur Özbek'in o¤lu 23.06.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Fatih Çelik'in k›z› 26.06.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyelerimiz Ferhan ve Fatih Mere'nin o¤lu 01.08.2008'de • THY Ankara Sat›fl üyemiz Hülya Mergan'›n 24.07.2008' k›z› • THY Antalya ‹stasyondan üyemiz Ahmet Albayrak'›n gelini fiefika Albayrak’›n o¤lu 22.06.2008’de • THY Antalya Teknik'den üyemiz Bekir Tutar'›n k›z› 05.06.2008’de • THY Erzurum üyemiz Mehmet C›n›k'›n k›z› 18.03.2008'de dünyaya gelmifltir. Yeni do¤an bebeklerimize mutlu, baflar›l› ve aileleri ile birlikte bir yaflam diliyoruz. SÜNNET • THY ‹stanbul Harbiye Sat›fl temsilcimiz Özlem Güler’in o¤lu Emin Ulafl 09.08.2008’de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Yavuz Oflu ile Rezervasyon üyemiz Hanife Oflu'nun o¤lu Ya¤›z 02.07.2008'de • THY ‹stanbul A.O. kargo üyemiz Ali Sar›saç'›n o¤ullar› O¤ulcan ile Emre 22.06.2008'de • THY ‹stanbul

ÜYELER‹M‹ZDEN

DO⁄UM • THY ‹stanbul kargo üyemiz Serap Türkmen'in k›z› 06.08.2008'de • THY ‹stanbul Ebi üyemiz Oral Sar›tafl'›n o¤lu Yusuf Taha 24.07.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Mehmet Uyar'›n o¤lu Fatih Uyar 24.07.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyemiz Kaptan Bilgin Gündüz'ün o¤lu 21.07.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Duygu ‹lalan'›n çocu¤u 03.07.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Erkan ‹flsever in ikiz k›zlar› Nil ile ‹dil 01.07.2008'de • THY ‹stanbul Ebi üyemiz Hakan Özkul'un o¤lu Mert 30.06.2008'de • THY ‹stanbul Ebi üyemiz Serkan Ayd›n'›n k›z› Gülce 24.06.2008'de • THY ‹stanbul Kargo üyemiz Yusuf Kenan Alkan ile Yasemin Alkan'›n o¤lu 19.06.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Can Emrah ile Nurcan Ülgü'nün o¤lu Semih 16.06.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Saliha Korkusuz'un o¤lu 12.06.2008'de • THY Samsun Sat›fl üyemiz Meryem Özdil'in o¤lu Asr›n Ali 10.06.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Merih Özsaydar'›n o¤lu Kaan Mert 09.08.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Ömer Sayan'›n k›z› 25.05.2008'de • THY ‹stanbul Call Center üyemiz Han›m fiule Akyürek'in k›z› 17.04.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyemiz Nevin Dursun'un o¤lu Atilla 02.04.2008'de • THY ‹stanbul Genel Müdürlük üyemiz Arzu Coflkuner'in k›z› Kuzey 28.03.2008'de • THY ‹stanbul Genel Müdürlük üyemiz Selahattin Y›ld›r›m'›n k›z› Hiranur Amina 29.03.2008'de • THY ‹stanbul kargo üyemiz Müjdat Bayd›r'›n o¤lu Yüfla 21.03.2008'de

45


ÜYELER‹M‹ZDEN

46

Uçak Emniyet üyemiz F›rat Arslantürk'ün o¤lu 22.06.2008'de • THY ‹stanbul Kargo üyemiz ‹sa Tekin'in o¤lu Hakan 14.06.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Yusuf Balkaya'n›n o¤lu Denizcan 08.06.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz ‹brahim At›lgan'›n o¤lu O¤uz 31.05.2008'de • THY Ankara Teknik üyemiz Salih Can'›n o¤lu 05.07.2008'de • THY Ankara Teknik üyemiz Osman Erkanat'›n o¤lu 29.06.2008'de • THY Ankara kargo üyemiz Songül Koçer'in o¤lu 18.07.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz fienol Hanedar'›n o¤lu 26.07.2008'de • THY Ankara Kargo üyemiz Songül Koçer'in o¤lu 18.07.2008'de • THY ‹zmir Teknik A.fi. üyemiz Salih CAN'›n o¤ullar› THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Ebru Korkut'un o¤lu 29.06.2008'de • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Fadime Bulut'un ye¤eni Ahmet 01.06.2008’de sünnet olmufltur. Sünnet olan kardefllerimize sa¤l›kl› ve baflar›l› bir yaflam diliyoruz. RAHATSIZLANMA • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Ertan Tekin 18.06.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz ‹lkay B›y›k 28.05.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Banu Ünel 28.05.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Zekeriya Gürcan 20.03.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Turan Ertunç'un Annesi 30.05.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Medeni Do¤an 19.06.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Perihan Yaz›c› (fib. Disiplin Krl. Üyesi) 25.06.2008'de • THY Ankara Teknik üyemiz ‹smail Kumtepe'nin efli 11.07.2008 de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Elif Ebru Güven ve efli (Trafik Kazas›) 27.0Z.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Celal Mert 25.07.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Abdullah

Yurtseven 24.07.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Burak Özcan 22.07.2008'de • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi Yönetim Kurulu üyemiz Gürsel Dalak'›n annesi 23.05.2008'de • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Ramazan Calpbinici'nin babas›, Osman Calpbinici 09.06.2008'de kalp ameliyat› olmufltur • THY ‹zmir Kargo üyemiz Emre Kocatüfenk 18.06.2008'de ameliyat olmufltur • Hava-‹fl ‹zmir fiube E¤itim ve Tefl. Sek. Hatem Ertosun'un babas› 19.06.2008'de ameliyat olmufltur • THY ‹zmir Kargo üyemiz Birgül Acar'›n annesi 26.06.2008'de • THY ‹zmir Sat›fl Müdürlü¤ü üyemiz Nagihan Genç Turay 01.07.2008'de ameliyat olmufltur • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Çi¤dem Y›lmazer’in babas› 04.07.2008’de • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Engin Çelik 01.08.2008’de • THY ‹zmir fiube Sekreterimiz Ça¤lar Bozkurt’un o¤lu Ça¤layan 24.07.2008’de ameliyat olmufltur • Hava-‹fl Sendikas› Antalya fiube Yönetim Kurulu üyemiz Engin Toncer'in babas› Arif Toncer kalpten anjio olmufltur 05.06.2008’de • THY Antalya ‹stasyondan üyemiz Mehmet Ali Ege ameliyat olmufltur • THY Antalya ‹stasyondan üyemiz Suat Sar›'n›n kay›npederi Nebi Önemli 06.06.2008 • THY Antalya istasyondan üyemiz Mehmet fiekerci’nin efli fiennur fiekerci • THY Antalya ‹stasyondan üyemiz Ahmet Albayrak'›n o¤lu ve k›z› rahats›zlanm›flt›r. Rahats›zlanan üyelerimize ve yak›nlar›na acil flifalar diliyoruz. VEFAT • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Lokman Y›lmaz 05.08.2008'de • THY Diyarbak›r Teknik üyemiz Mehmet Erdal Koç'un babas› 05.08.2008'de • THY ‹stanbul Ebi


Delibafl'›n kay›nvalidesi Remziye Delibafl 20.04.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Koray Güröz'ün kay›npederi 16.04.2008'de • THY ‹stanbul emekli üyemiz Murat Terzio¤lu'nun k›z› Merve 15.04.2008'de • THY Diyarbak›r Sat›fl üyemiz Menderes Gökalp'in babas› 10.04.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Nedim Bircan 30.03.2008'de • THY ‹stanbul Genel müdürlük üyemiz Mehmet Aydo¤du'nun annesi 29.03.2008'de • THY Adana üyemiz Sevgi ‹pekbayrak'›n annesi 28.03.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Hakan Oytun'un babas› 25.03.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Fatih Yurtsever 23.03.2008'de • THY ‹stanbul Genel Müdürlük üyemiz Berna Berkman'›n babas› 18.03.2008'de • THY Ankara Sat›fl üyemiz Mediha Eraslan'›n baba's› 25.07.2008'de • THY Ankara Teknik Üyemiz Mümin Ataman'›n Kay›nvalidesi 01.08.2008'de • THY Ankara sat›fl üyemiz Mediha Eraslan'›n Babas› 25.07.2008'de • THY ‹zmir Teknik Emekli üyemiz Ceyhan Yorgun'un

VEFAT

THY Teknik Afi. uçak revizyon teknisyenlerimizden

Lokman Y›lmaz 5 A¤ustos 2008 tarihinde vefat etmifltir. Ailesine, sevenlerine ve yak›nlar›na sab›r diler. Ac›lar›n› paylafl›r›z.

VEFAT Hava-‹fl eski denetim kurulu üyesi Teknik Afi. emekli personeli

Gültekin Boztepe 6 A¤ustos 2008 tarihinde vefat etmifltir Ailesine, sevenlerine ve yak›nlar›na sab›r diler. Ac›lar›n› paylafl›r›z.

ÜYELER‹M‹ZDEN

üyemiz Hakan H.Öncü'nün annesi 01.08.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Halit Öge 29.07.2008'de • THY ‹stanbul emekli üyemiz Güven Erte 28.07.2008'de • THY ‹stanbul Call Center temsilcimiz Atilla Murat Ünman'›n annesi 24.07.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyemiz Caner Erüstün'ün babas› 23.07.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyemiz Serkan Alt›ntafl'›n annesi 23.07.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Mehmet Önder'in annesi 23.06.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Özkan Erdem'in babas› 13.06.2008'de • THY ‹stanbul Yer iflletme üyemiz Berkay Türel'in annesi 11.06.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz Özhan Uzman'›n babas› 16.05.2008'de • THY ‹stanbul Teknik üyemiz Ahmet Sadi Genç'in babas› 14.05.2008'de • THY ‹stanbul emekli üyemiz Muharrem Bahçeci'nin abisi 09.05.2008'de • THY ‹stanbul Yer ‹flletme üyemiz R›fat Ermerat'›n annesi 05.05.2008'de • THY ‹stanbul Uçufl ‹flletme üyemiz Tümay

47


ÜYELER‹M‹ZDEN

babas› 26.05.2008'de • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Sinem Uluskan'›n babas›, üyemiz F›rat Uluskan'›n kay›npederi 04.06.2008'de • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Gökhan Ok’un annesi 12.07.2008’de• THY ‹zmir Teknik Emekli üyemiz Ceyhan Yorgun'un babas› 26.05.2008'de, • THY ‹zmir ‹stasyon üyemiz Sinem Uluskan'›n babas›, üyemiz F›rat Uluskan'›n kay›npederi 04.06.2008'de• Hava-ifl Antalya fiube sekreterimiz Orhan Karabulut'un abisi Mustafa Karabulut 28.07.2008’de • THY Antalya flehir bilet sat›fl ofisinden üyemiz Aynur Ero¤lu’nun babas› 09.06.2008’de • THY Antalya istasyondan üyemiz Adem Kirifl’in eflinin dedesi 06.06.2008’de • THY Antalya ‹stasyondan emekli üyemiz Yusuf Türkcan’›n babas› 26.05.2008’de • THY Antalya

‹stasyondan üyemiz Hanife Arpagufl'un annesi • THY Antalya emekli üyemiz Bayram Arpagufl'un kay›nvalidesi 04.07.2008‘de • THY Antalya ‹stasyon Nöbetçi Müdürümüz Halide (Mumcuo¤lu) Yolcu’nun dedesi12.07.2008’de vefat etmifltir. Kaybettiklerimizin yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz. EMEKL‹L‹K • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Bayram Hatipo¤lu 14.06.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Mustafa Kuruo¤lu 14.07.2008'de • THY Ankara ‹stasyon üyemiz Fikret Çiftçi 14.07.2008'de emekli olmufltur. Emekli olan üyelerimize bundan sonraki yaflamlar›nda sa¤l›k ve mutluluk diliyoruz


Hava-‹fl Ankara fiubesi Mansur Osanloo’nun serbest b›rak›lmas› için 7 Temmuz 2008 tarihinde ‹ran elçili¤ine çelenk koydu

Tek G›da-‹fl Sendikas› Genel Baflkan›, Türk-‹fl Genel Sekreteri Mustafa Türkel'in "Sendikal Haklar Nöbetine" destek veren ‹zmir Tek G›da-‹fl fiubesi'nin bir günlük oturma eylemine Hava-ifl ‹zmir fiubesi de kat›ld›...



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.