İRMET AKTÜEL

Page 1

Özel İrmet Hospital Hastanesi kurumsal yayınıdır. Ücretsizdir. Yıl:1 Sayı:2 İlkbahar

ARTIK TRAKYA’NIN KALBİNDEYİZ ÇORLU HASTANEMIZ HIZMETINIZDEDIR

GENİTAL ESTETİK GİRİŞİMLER ÇOCUKLAR İÇİN DONDURMAYA DİKKAT! İRMET GEBE OKULU HİZMETİNİZDE

OBEZİTE CERRAHİSİ TATİLDE KULAK SAĞLIĞINA DİKKAT ! KAHVALTIYI ATLAYAN ÇOCUK DİKKATSİZ OLUYOR



www.irmethospital.com

Jin. Op. Dr. İrfan TOMBALAK

Jin. Op. Dr. Ahmet TÜRKER

ARTIK TRAKYA’NIN KALBİNDEYİZ

İrmet Çerkezköy’de doğdu. Ülkenin kriz zamanlarında, işletmelerin birer ikişer kapandığı,

doların hızla tırmandığı yıllarda.. Herkesin bize yapmayın, batacaksınız uyarısında bulunmasını dinlemedik yaptık. Zor bir süreçti doğumu. Krediler, borçlar, tadilatlar, ruhsat devirler.. El bebek gül bebek büyüttük onu. Yemedik yedirdik, giymedik giydirdik derler ya, öyle. Sabah 7.30 da başladık, akşam 9.00 da bitirdik. Eve gittik, çağırdılar tekrar geri geldik. Çoğu geceyi hastanede geçirdik. Hastalarla sevindik, onlarla üzüldük. Onların derdini derdimiz gördük. Kimseninkini kıskanmadık ya da kimseye çamur atmadık. Bize atılan çamurlara da güldük geçtik. Hep önümüze baktık.

Ekibe önem verdik. Her şeyden önemlisinin iyi bir ekip olduğunun farkına vardık.

Prensibimiz hastayı bir yakınımız gibi görmek, hastaya gereksiz bir girişimde bulunmamak, cebimize girecek paradan önce hastanın sağlığını düşünmekti. Aslında sağlık hizmeti veren bir kurumun genel prensibi de zaten bu olmalıydı. Ekibe de bunu aşıladık. En büyük hedefimiz onun büyümesi, donanımlı bir birey olarak topluma faydalı olmasıydı ve Çerkezköy daha iyilerine layıktı.

Prensipler gerekliydi ama mekan ve donanım da önemliydi. Yeni bir bina ve modern

cihazlarla 2 yıl önce buradaki hedefimizi büyük oranda gerçekleştirmiş olduk. Artık Çerkezköy ve İrmet sağlıkta bilinen, güvenilir bir marka olmuştu. Trakya’nın her yerinden hatta hepinizin bildiği üzere Dünya’nın dört bir yanından Çerkezköy’e hasta geliyor. İrmet şu an 13 yaşında. Büyüdü, olgunlaştı, deneyim kazandı. Kendisinden beklentiler de arttı. Çorlu’dan teklif geldiğinde hiç düşünmeden kabul etti. Trakya’nın kalbinde yerini almalıydı. Çerkezköy’deki şevk ve heyecanla bu yeni süreci de başarıyla gerçekleştirmek için var gücüyle çalışacağından kimsenin şüphesi olmasın. Bugünlere gelmemizde emeği geçen başta ailelerimiz ve öğretmenlerimiz olmak üzere bütün ekibimize, hastalarımıza, dostlarımıza, akrabalarımıza ve arkadaşlarımıza şükranlarımızı sunarız.

3


İçindekiler

İçindekiler

6 Tıbbi Kadromuz 10 Genital Estetik Girişimler 12 Diyabet ve Göz 14 Tatilde Kulak Sağlığına Dikkat 16 Pika Sendromu 18 Kahvaltıyı Atlayan Çocuk Dikkatsiz Oluyor 20 Baş Ağrıları Endovasküler 22 (Damar İçinden Yapılan Tedaviler) Hospital Ağız ve Diş Sağlığı Olarak Genel 26 İrmet Anestezi Altında Diş Tedavi Hizmeti Sunuyoruz 28 Etkinliklerimiz 30 Hazımsızlık Hastalık Habercisi Olabilir 4


İçindekiler

32 Obezite Cerrahisi 36 Gebe Okulumuz Hizmetinizde Kanser’de Erken Teşhis 38 Hayat Kurtarır Aylarının Yaygın Sorunu: 40 Yaz Böcek Sokması 42 Sağlığınızla İlgili Herşey Yolunda mı ? Sünnete Psikolojik Olarak 44 Çocuk Nasıl Hazırlanmalı ? 46 Beyin Tümörlerinde Cerrahi 48 Çocuklar İçin Dondurmaya Dikkat 50 Spor Yaralanmaları

İrmet Hospital Adına İmtiyaz Sahibi Jin.Op. Dr. Ahmet TÜRKER Jin.Op. Dr. İrfan TOMBALAK Yayın Adı İrmet Aktüel Yayın Türü Süreli Yayın/3 Aylık Periyot Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Alper ATASOY Yayın Kurulu Dr. H. Burç BAYKARAN Leyla ALKAN Tasarım ve Uygulama Hüseyin GÜNER Yönetim Yeri G.O.P Mah. Namık Kemal Bulv. No:17/21 Çerkezköy / TEKİRDAĞ Telefon 0282 725 44 44 Web www.irmethospital.com Baskı ve Cilt Saka Ajans Grafik & Tasarım, Gazetecilik, Matbaacılık, Reklamcılık, Yayıncılık ve İletişim Hizmetleri Adres: G.M.K.P Mah. Güven Sk. No:9/B Çerkezköy / TEKİRDAĞ 0282 725 33 41 www.sakaajans.com


www.irmethospital.com

Çerkezköy

TIBBİ KADROMUZ

Op. Dr. Ahmet TÜRKER

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Op. Dr. Nurdan TOMBALAK

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Op. Dr. Rahmi KAYA Genel Cerrahi

Uzm. Dr. Haluk ESMERAY Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Op. Dr. Hüseyin KORUCU Üroloji

6

Op. Dr. İrfan TOMBALAK

Op.Dr. Sezer ARDA

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Op. Dr. Salih DURAL

Op. Dr. İlke TOPDAĞI AYDIN

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Op. Dr. Onur KESLER

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Op. Dr. Barış BAĞBANCI

Genel Cerrahi

Çocuk Cerrahisi

Uzm. Dr. Ecem AÇIKGÖZ

Uzm. Dr. YALÇIN HANDEMİR

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Op. Dr. Kamran AGHAYEV Beyin ve Sinir Cerrahisi

Op. Dr. Abdurrahman TOKMAK

Kulak Burun Boğaz


Çerkezköy

www.irmethospital.com

TIBBİ KADROMUZ

Uzm. Dr. Münevver İNCE

Uzm. Dr. İbrahim BİLEN İç Hastalıkları

İç Hastalıkları

Uzm. Dr. Yasin ESEN Anesteziyoloji ve Reanimasyon

Uzm. Dr. Timor Bigmurad OMAR Kardiyoloji

Uzm. Dr. Serpil YILMAZ ERDOĞAN

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Op. Dr. Nihat BOZTAŞ Göz Hastalıkları

Pis

Uzm. Dr. Dilek Köse

Anesteziyoloji ve Reanimasyon

Uzm. Dr. Cihan DÜNDAR Kardiyoloji

Uzm. Dr. Melike ASLAN Deri ve Zührevi Hastalıklar

Op. Dr. Ayhan SANDAL Göz Hastalıkları

Uzm. Dr. Burcu ÖZDEMİRLİ Nöroloji

Uzm. Dr. Halil İbrahim GÜRPINAR Anesteziyoloji ve Reanimasyon

Prof. Dr. İlhan MAVİOĞLU Kalp ve Damar Cerrahisi

Op.Dr. Ahmet KÖRMUTLU Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi

Op. Dr. Ahmet Şadi KILINÇ Ortopedi ve Travmatoloji

7


www.irmethospital.com

Çerkezköy

TIBBİ KADROMUZ

Dt. Esra TÜRKER OLGAÇ

8

Diş Hekimi

Uzm. Dr. Ersan HALLAÇ Enfeksiyon Hastalıkları

Dt.H. İsmet YASAL Diş Hekimi

Uzm. Dr. Ergün BAYAR Radyoloji

Dt. Aydın Kaan SUNAR Diş Hekimi

Uzm.Dr. Ahmet POLAT Radyodiagnostik

Dr. Hakkı Burç BAYKARAN Acil Hekimi

Dr. Mehmet ŞİMŞEK

Göğüs Hastalıkları

Dr. Muhammet CEYLAN

Dr. Osman GÖÇER

Dr. Fuat TAKAK

Uzm. Dr. Bahar ÖZÇELİK HANDEMİR

Acil Hekimi

Acil Hekimi

Acil Hekimi

Acil Hekimi

Dr. Uğur KARADAĞ

Uzm. Dr. Olcay AKAD

Burcu AKCA

Acil Hekimi

Biyokimya

Beslenme ve Diyetetik


www.irmethospital.com

Çorlu

Op. Dr. Cem ORHON

TIBBİ KADROMUZ

Prof. Dr. İlhan MAVİOĞLU Kalp ve Damar Cerrahisi

Op.Dr. Murat KAYA Ortopedi ve Travmatoloji

Uzm. Dr. Metin KURT Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Uzm. Dr. Gürcan HASANOĞLU

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Uzm. Dr. Günay KAYA Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Beyin ve Sinir Cerrahisi

Pis

Uzm. Dr. Hasan AYDIN İç Hastalıkları

Uzm. Dr. Züleyha YAMAN BÜYÜKADALI Deri ve Zührevi Hastalıkları

Uzm. Dr.Murat YILDIRIM Radyoloji

Uzm. Dr. Ahmet KÜÇÜKOĞLU Biyokimya ve Klinik Biyokimya

Op.Dr. Ayhan KAÇMAZ Genel Cerrahi

Uzm. Dr.Erdal Olcay ERCAN Nöroloji

Uzm. Dr. Sezgin ÖZTÜRK Kardiyoloji

Uzm. Dr. Gökhan GÖKMEN Anesteziyoloji ve Reanimasyon

Dr. Rıza Ertan ÇAY Acil Hekimi

Dr. Ali Ulvi DURUKAN Acil Hekimi

9


www.irmethospital.com

GENİTAL ESTETİK GİRİŞİMLER

Op.Dr. Ahmet KÖRMUTLU Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi

Bayanların özellikle çoklu doğumlardan sonra oluşan vajinal bölgede gevşeme ve dış genital bölgede şekil bozukluğu şikayetleri artmaktadır. Mahremiyet olgusu da dikkate alındığında bayanların bu şikayetlerini ifade etmesi oldukça zordur. Bu konuyla ilgili yapılacak estetik operasyonlar ile ilgili bilgileri de aynı doğrultuda sınırlı olmaktadır. Hastalarımız genital bölgesinde doğuştan veya sonradan kazanılmış şekil bozuklukları gevşeme şikayetleri olması durumunda uzman plastik cerrahi doktoruna başvurabilirler. Vajinal daraltma (Vaginal tightening) ve labioplasti operasyonları genital estetik operasyonlarının en

10

sık gerçekleştirilenleridir. Vajinal daraltma operasyonu sonrası hastalara en az 6 hafta cinsel ilişki önerilmemektedir. Hastaların yatış süreleri oldukça kısa olup günlük hayatlarına erken dönebilmektedirler. Labioplasti amelyatları genital bölge dış kısımlarının küçültülmesi simetrik hale getirilmesi işlemi olup lokal anestezi altında gerçekleşmektedir hastalar aynı

gün taburcu olmaktadır. Bu hastalara da 6 hafta kadar cinsel ilişki önerilmez. Doğuştan gelen dış bozukluklar için gelen genç kızlarımıza ve menopoz sonrası bayanlara da labioplasti operasyonu güvenle uygulanabilmektedir. Amelyat dışı uygulmalarda özel tasarlanmış lazer cihazları ile vajinal daraltma ve renk açma(Bleaching) işlemleri mevcuttur.


www.irmethospital.com

11


www.irmethospital.com

Op. Dr. Nihat BOZTAŞ Göz Hastalıkları

Şeker hastalığında göz neden etkilenir ? Şeker hastalığında kanda yükselen şeker (glukoz) sinir hücreleri ve damarların içine oturarak bunların fonksiyonlarını bozar. Diyabetin göze etkileri nelerdir? Diyabet hemen her göz dokusunda bir takım değişikliklere yol açar. Örneğin göz kuruluğu, enfeksiyona yatkınlık,geçici kırma kusurları(miyop,hipermetrop gibi),katarakt,glokom,optik sinir nöropatisi vb gibi. Fakat diyabet hastalarının %90’nında görme azlığı nedeni diyabetik retinopatidir. Bir başka deyişle diyabetin gözdeki en önemli ve kritik etkileri göz dibinde yani retinada ortaya çıkar. Her diyabet hastasının gözü özellikle de göz dibi etkilenir mi ? Her diyabet hastasının göz dibi etkilenmez. Bu etkilenmenin derecesi diyabetin yaşı yani hastanın kaç yıldır diyabetli olduğuyla doğ-

12

DİYABET VE GÖZ

Şeker hastalığı (ya da tıptaki adıyla Diabetes Mellitus), vücudumuzda insülin hormonunun hiç üretilememesine, vücudun ihtiyacını karşılayacak kadar üretilememesi, ya da üretilen insülinin yeterince etki gösterememesine bağlı olarak ortaya çıkan kan şekeri yüksekliği ile karakterize bir sendromdur. Toplumumuzun yaklaşık %10’u şeker hastasıdır.

rudan ilişkilidir. Ayrıca kan şekerinin yüksek seyretmesi etkilenmenin daha erken ortaya çıkmasına sebep olur. Ayrıca eşlik eden hipertansiyon, kolestrol yüksekliği ve sigara kullanımı diyabetin göz dibindeki yıkıcı etkilerini arttırır. Hastalığı arttıran risk faktörleri nelerdir ? Diyabetin yaşı,hastanın yaşı(hasta yaşı ile ters orantı vardır),kan şekeri seviyesi,eşlik eden böbrek hastalığı,hipertansiyon, hiperkolestrolemi, sigara kullanımı. Bunların varlığında hastalık daha hızlı seyredebilir. Bir şeker hastası şeker hastalığının gözü etkilediğini nasıl anlayabilir? Şeker hastalığının göz dibi bulguları bazen asemptomatik olabilir. Yani hasta tarafından hissedilmeyebilir. Görme noktasına uzak bölgelerdeki değişiklikler görmeyi o an etkilemediği için hasta tarafından farkedilmeyebilir. Bununla birlikte hasta görmesinde azalma farket-

tiğinde hastalık bir hayli ileri evrelere ilerlemiş olabilir. Bu hastalıkta göz dibinde ne gibi değişiklikler olur? Göz dibinde kılcal damar kanamaları ve damar dışına sızıntılar ve yeni damar oluşumu gelişebilir. Bu değişiklikler erken safhada tespit edilirse başarıyla tedavi şansı yüksektir. Kan şekeri regülasyonu sağlanarak ve gerekli göz tedavileri yapılarak iyi bir görme seviyesi uzun yıllar korunabilir. Onun için diyabet teşhisi konulduğu zaman göz dibi muayenesi de hemen yapılmalıdır. Diyabet hastaları ne kadar zaman da bir göz kontrolünden geçmelidir? Diyabet sinsi bir hastalık olduğu için diyabet tanısı konar konmaz göz muayenesi yapılmalıdır. Daha sonra göz tutulumunun olup olmamasına ve etkilenmenin derecesine göre kontrol aralıkları belirlenir. Örnek vermek gerekirse gözü hiç etkilenmemiş bir hasta için yılda bir kez kontrol yeterliyken


www.irmethospital.com ileri derecede etkilenmiş bir hastanın 3-4 ayda bir kontrolden geçirilmesi gerekebilir. Bu takiplerde amaç hastalığı tedavi gereksinimi ortaya çıkar çıkmaz teşhis edip uygun zamanda yani hastalık tedavisi çok güç bir hal almadan tedavi yapabilmektedir. Hastalık teşhis edildiğinde nasıl bir yol izlenmelidir? Diyabetik retinopati rutin bir göz muayenesinde saptanabilir. Göz dibinin direkt veya indirekt fundoskopik muayenesiyle anlaşılabilir. Ancak hastalığın yaygınlığı şiddeti ve tedavi gereksinimini ortaya koymak için FFA (yani ilaçlı göz filmi)(fundus floresein anjiografisi )çekilmelidir. Ayrıca görme noktasında su toplaması (makula ödemi) varsa takip için OCT (optik koherens tomografi )yapılmalıdır. Tedavi’de neler yapılır ? FFA sonrası tespit edilen sızdıran alanlara,iskemik bölgelere argon lazer fotokoagülasyon işlemi uygulanır. Bazı hastalarda göz içine ilaç enjeksiyonu gerekebilir.

FFA GÖZ ANJİYOSU Gözün retina tabakası hakkında detaylı bilgi verir. Özellikle retinanın damarlarla ilgili hastalıklarının teşhisinde ayırıcı tanısında ve tedavinin şekillendirilmesine yardımcı olur. İşlem nasıl yapılır: Hastanın gözbebekleri büyütüldükten sonra koldaki toplar damardan %10’luk floresein verilir. Sonrasında floresein göze ulaşır ulaşmaz gözdibi resimleri seri olarak çekilerek görüntüler kaydedilir. Floresein ile koroid ve retina damarlarının dolumu ve damar dışına sızma farklılıklarına göre hastalıklara tanı konabilir, hastalığın şiddeti ve yaygınlığı hakkında çok değerli bilgiler elde edilebilir. Tedaviyi şekillendirecek bilgiler elde edilmiş olur.

FFA hangi hastalıkların tanı ve takibinde kullanılır ? Diyabetik Retinopati (DRP) Hipertansif Retinopati Retina Damar Tıkanıkları Sarı Nokta Hastalığı (SMD) Santral Seröz Retinopati (SSR) başta olmak üzere bir çok retina hastalığının tanısında kullanılır.

13


www.irmethospital.com

TATİLDE KULAK Op. Dr. Abdurrahman TOKMAK Kulak Burun Boğaz

Havuz ve deniz suyunun kulağa girmesi sonucu, kulak tıkanıklığı ve kulak iltihapları olabilir. Özellikle kulak zarı delik olanlarda orta kulakta iltihaplanmalar gelişebilir. Dış kulak yolu, kulak kepçesi ile kulak zarı arasında yer alan tünel şeklindeki kısımdır. Bu yolun dış kısmında bulunan derinin içerisinde, kulak akıntısını oluşturan özel salgı bezleri ve tüyler bulunur. Bu salgı ve tüyler, dışardan gelen tozu ve yabancı maddeleri tutar ve kulağın içine doğru girmelerini önler. Böylece kulağın hassas mekanizmasını korur. Dış kulak yolunda kurumuş birikintiye “buşon (kulak kiri)” adı verilir. Kulak kiri aslında kulağın kirli olduğu anlamına gelmez, halk arasında böyle isimlendirilmiştir. Kulak salgısı, kulak yolunu koruduğu ve geçici bir koruyucu su tabakası oluşturduğu için faydalıdır. Kulak salgısının yokluğu, kuru ve kaşıntılı bir kulağa sebep olur. Kulak salgısı normalde dışarı atılmasına rağmen bazı durumlarda kulakta birikerek tıkanıklığa yol açabilir:

14

Dış kulak yolunda darlık nedeniyle buşonun dışarı atılamaması durumunda, Kulak salgısı koyu olan kişilerde, Tozlu ortamda çalışan insanlarda, Denize girme veya banyo sırasında dış kulak yolundaki az miktardaki salgının şişmesi durumunda, kişinin kulağını temizlemek için yabancı cisim sokması veya salgının dışarıya atılmasına engel faktörler nedeniyle bu akıntı birikebilir ve dış kulak yolunu tıkayabilir. Kulağın, kulak çöpü, anahtar, bükülmüş kağıt mendil gibi cisimlerle temizlenmeye çalışıldığında, mevcut kir iç kısma, kulak zarına doğru itilir. Kulak bu tür cisimlerle temizlenmez, sadece kulak birikintisi içeriye doğru itilir. Çok ince ve hassas olan dış kulak yolu derisi ve kulak zarının bu tür durumlarda kolaylıkla zedelenebilir. Dış kulak yolunda normal olarak bulunan kulak salgısı havuz veya denize girildiğinde ıslanıp şişer ve dış kulak yolunu kapatır. Mikropların üremesine elverişli ortam oluşturur ve böylece bakteriler veya mantarlara bağlı dış kulak yolu enfeksiyonlarına yol açar. Dış kulak yolu enfeksiyonunun en önemli belirtileri kulak ağrısı, akıntı ve işitme azlığıdır; ancak aynı belirtiler orta kulak enfeksiyonlarında da görülebilir. Eğer havuz ve deniz banyosu sonrası bu bulgular ortaya çıkar ise ilk akla gelen dış kulak yolu enfeksiyonu olmalıdır. Kulak yolu dokunmakla ağrılıdır. Kulak deliği ödem (şişlik) sonucu kapanır. Kulak kepçesinin

önünde ve arkasında ağrılı lenf bezi büyümesi olabilir. Vücut ısısında hafif yükselme ve halsizlik görülebilir. Çiğneme, esneme ve konuşma gibi çene ekleminin hareketine sebep olan davranışlar ağrıya sebep olabilir.Bu durumda mutlaka su ile temastan kaçınılmalı ve bir KBB uzmanıyla görüşülmelidir. Dış kulak enfeksiyonunda tedavi Dış kulak enfeksiyonunda tedavinin en önemli kısmı kulak yolundaki mikrobik atık ve kulak salgısının vakum ile temizlenmesi ve lokal tedavi ( kulak damlası) dir. Ayrıca nadiren ağızdan antibiyotik ve ağrı kesici kullanılmaktadır. Kulak yolu çok şişmiş ve tamamen kapalı ise kulak yoluna fitil konularak özel hazırlanmış damlalar ile kulak yolu 1-2 kez pansuman edilir. Ancak tedavide en önemli şey, kulak yolunun 1-2 gün ara ile vakumla temizlenmesidir. Havuz veya deniz gibi ortamlarda bulunmadan önce sağlığınızın yerinde kalması için öncelikle bir KBB uzmanına muayene olunması gereklidir. Temizliği iyi olmayan havuzlardan uzak durulmalıdır. Kulaklarına tüp takılmış olanlar da veya müzmin orta kulak iltihabı gibi kulak zarının delik olduğu durumlarda daha dikkatli olunmalı. Vazelinli veya gliserinle yağlanmış pamuk tıkaçlar veya plastik kulak tıkaçları kullanılmalıdır. Nezle ve soğuk algınlığı gibi durumlarda dalış yapılmamalıdır.


SAĞLIĞINA DİKKAT!

www.irmethospital.com

15


www.irmethospital.com

PIKA SENDROMU

Halk arasında toprak yeme alışkanlığı olarak bilinen ve en sık çocuklarda görülen bir rahatsızlıktır. Tam olarak yabancı madde yeme alışkanlığı anlamına gelen bu hastalığın nedeni ise daha çok demir, bakır ve çinko eksikliğine bağlı olmaktadır. Vücutta bu elemenletlerin eksikliği bireyde önüne geçilmez bir toprak ya da başka bir madde yeme isteği doğurmaktadır.

Uzm. Dr. Haluk ESMERAY Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Toprak, kâğıt, pil, kireç, kum, kurşun kalem, boya, gibi maddelerin yenmesi ile ortaya çıkan bu durum çocukların dünyayı tanıması anlamında her bulduğunu ağzına atması ile karıştırılmaması gerekir. Bu hastalık çocuklarda olduğu gibi yetişkinlerde de görülebilir hatta bazen hamile kadınlarda da toprak yeme olayı ile karşılaşılmaktadır. Nasıl Tespit Edilir? Çocukların hareketleri dikkatli incelendiğinde, pika sendromu kolayca tespit edilebilecek bir tablodur. Açık havada toprak yiyen bir çocuğun kapalı mekânda ayakkabıların altını yaladığı, duvarları kazıyarak çıkan toprak parçalarını yediği veya saksıların altındaki toprakları yediği gözlenebilmektedir. Hatta bazı çocukların kurşun kalemlerin arkasını kemirmeleri, kâğıt yemeleri ve pilleri ısırmaları pika sendromunun habercisidir.

16

Tehlikeleri Nelerdir? Pika sendromu yabancı cisim yeme alışkanlığı olduğundan yenilen maddeye göre sindirim sistemiyle ilgili rahatsızlıklar yanında sistemik bir takım rahatsızlıklara da yol açabilir. Yenilen maddelerin hijyenik olmaması oluşabilecek enfeksiyon ve


www.irmethospital.com paraziter hastalıklara da bir nevi davetiye çıkartmaktadır. Ayrıca vücuda alınan yabancı cismin içerdiğine de bağlı olarak zehirlenmelere yol açabilir. Tabiî ki bunların en başında ağır metal zehirlenmeleri (kurşun, civa vb…) gelmektedir. Pika sendromu yeterli bilinç oluşmamış çocuklarda yani özellikle 1–4 yaş arasında tehlike arz etmektedir. Çünkü bu yaşlarda çocuk, zehirli ve ya tehlikeli olup olmadığını hiç sorgulamadan bu maddeleri yemektedir. Ayrıca çocuklarda zekâ gelişimine bağlı olarak pika sendromu da gelişebilir. Vücuttaki çinko ve demir eksikliği çocuğun zihinsel gelişiminde olumsuz rol oynamaktadır.

Tedavisi Nasıldır? Pika sendromunun tedavisinde öncelikle hastalık tanımlamalıdır. Vücutta demir veya bakır, çinko gibi eser elementlerin eksikliği varsa öncelikle bunlar tespit edilmeli ve tedavi uygulanmalıdır. Bu elementlerin eksiklikleri ilaç tedavisi yanında doğal gıdalarla da takviye edilmelidir. Demir eksikliği tespit edilmesi durumunda; karaciğer, yumurta, kuru baklagiller, kırmızı et, pekmez, yeşil yapraklı sebzeler bolca tüketilmeli ve çinko eksiği için ise; kuru baklagiller, tam buğday unu ve deniz ürünleri tercih edilmelidir. Ayrıca çocuğun sevgiden yoksun bir ortamda yetişmesi, güven duygusunun yeterince gelişmemiş

olması, ailedeki huzursuzluk ortamı bebekleri ve çocukları bu tür davranışlara sevk edebiliyor. Yetersiz beslenmenin sonucunda mineral eksikliği görülür ve pika’nın ortaya çıkmasına neden olabilir. Kansızlık, ebeveyn ilgisizliği de bu hastalığın görülme nedenleri içinde yer alıyor. Bu hastalığın psikolojik boyutunun da olması kuvvetle ihtimaldir ki bu durumlarda çocuğun bir pedagog tarafından takip edilmesi gerekebilmektedir.

17


www.irmethospital.com

KAHVALTIYI ATLAYAN ÇOCUK DIKKATSIZ OLUYOR Kahvaltı yapmadan okula giden bir çocuğun gün içindeki dikkat ve algılama faaliyetinin çok düşük olur. Beslenme alışkanlıklarımız yaşamımızın her döneminde farklı etkileri ile yaşam kalitemizi şekillendirmektedir. Fakat en önemlisi bu alışkanlıkların temelinin atıldığı çocukluk dönemidir. Okul dönemindeki çocuklara kazandırılması gereken en önemli beslenme alışkanlığı ise kahvaltıdır. Okul çağındaki çocuklar sürekli bir büyüme ve gelişme süreci içinde olduklarından dolayı kahvaltının öneminin üzerinde daha fazla durulmalıdır. Ayrıca çocuğun okuldaki öğrenme, algılama gibi faaliyetlerinde kahvaltının etkisi oldukça büyüktür. Okul, çocukların evlerinden sonra toplu halde yaşamaya başladıkları ve toplu şekilde yaşamanının risklerinin yani kazaların, bulaşıcı hastalıkların artması ve hızla yayılmasının olduğu yerlerdir.

18

Bu dönemde çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerinin sağlanması ile; çocukların büyüme ve gelişmelerinin tam olması, vücut dirençlerinin artarak bulaşıcı hastalıklardan korunmaları sağlanabilir. Beslenme ile ilgili olumlu davranışların kazanıldığı ve her zamankinden daha çok akılda kaldığı bir dönemdir. Kahvaltıda süt, peynir, yumurta çocukların büyüme ve gelişmesinde en iyi kalite proteinleri içeren besinlerdir. Aynı zamanda içeriğindeki kalsiyum ile çocukların boy gelişimini sağlar. Sabah kahvaltısında içecek olarak yapılması gereken 2 sağlıklı tercih vardır. Bunlar taze sıkılmış meyve suları ve süt. Domates, salatalık, maydanoz, biber gibi yeşillikler ile dilimlenmiş taze meyveler muhakkak kahvaltıda mevsimine uygun olarak bulundurulmalıdır. Vitamin ve minerallerin en önemli kaynakları sebze ve meyvelerdir. Kahvaltıda her çocuğun 2- 3 dilim ekmek tüketmesi gerekir. Tahıllı ekmekler, cevizli, zeytinli ekmekler de çocukların büyümesine katkı

Burcu AKCA Beslenme ve Diyetetik

sağlayan lif içeriğine sahip olup sağlıklı seçimler olarak tercih edilebilir. Bazen daha pratik ve aperatif olması açısından aynı zamanda çeşitlilik de sağlayarak çocuklara kahvaltılık gevrekler de verilebilir. Yanında taze sıkılmış meyve suyu veya taze dilimlenmiş meyve ya da ceviz, fındık koyulursa kahvaltı daha yeterli hale gelir.


www.irmethospital.com Sıkılmamaları ve çeşitlilik açısından çocuklara bazen kahvaltıda peynirli veya sebzeli gözleme, börek veya simit de verilebilir. Kahvaltı kesinlikle 1 bardak süt veya meyve suyu ile geçiştirilmemelidir. Okul çevresinde açıkta satılan besinler kesinlikle satın alınmamalıdır. Okul kantinleri, büfe gibi yerlerden satın alınan besinlerin seçiminde de dikkatli olunması gere-

kir. Süt, ayran gibi ambalajlı besinleri satın alırken etiket bilgisinde son kullanım tarihinin geçmemiş olmasına, ambalajsız satılan tost, simit, poğaça gibi yiyeceklerin de temiz ve güvenilir şekilde hazırlanmış olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu bilgileri çocuklarınızla paylaşmaya özen göstermelisiniz. Gün boyu fiziksel ve zihinsel performansın en üst düzeyde tutulabilmesi için öğün

atlanmamalıdır. Günlük tüketilecek besinlerin 3 ana, 2 ara öğünde alınması en uygun olanıdır. Okulda veya evde dinlenirken ve ders çalışırken açlık hissedildiğinde, şeker ve şekerli besinler, cips gibi yağlı ve tuzlu besinler veya gazlı içecekler yerine süt, yoğurt, sütlü tatlılar, ekmek arası peynir, taze sıkılmış meyve suları ve kuru meyveler tüketilmeye özen gösterilmelidir.

19


www.irmethospital.com

BAŞ AĞRILARI

Uzm. Dr. Burcu ÖZDEMİRLİ Nöroloji

Hem kendimizin dillendirdiği, hem de çevremizdekilerden en sık duyduğumuz sağlık şikayetlerinden biri de baş ağrılarıdır. Baş ağrısı başın herhangi bir noktasında başlayabilir ve başın iç kısmı haricinde, kafa derisini ve yüzü de kapsayabilir. Birbirinden oldukça farklı sebepler değişik türde ağrılara yol açar. Birkaç saat süren baş ağrılarının yanı sıra birkaç hafta boyunca süren ağrıları da vardır. Tiplerine göre baş ağrıları farklı gruplara ayrılır. Primer ve sekonder olmak üzere ikiye ayrılır. Primer baş ağrıları, başka bir nedeni olmayan baş ağrılarıdır. Gerilim tipi baş ağrısı, migren, küme baş ağrısı primer baş ağrılarına örnek verilebilir. Sekonder baş ağrıları ise, başka sebeplere bağlı olarak ortaya çıkan baş ağrılarıdır. Örneğin, beyinde olan bir tümör, beyin damarlarından kaynaklanan hastalıklar, inme, travmalar, enfeksiyonlar, metabolik bozukluklar, ruhsal sıkıntılar gibi başka nedenlere ait olan ağrılardır. ‘Gerilim tipi baş ağrısı primer baş ağrıları arasında en sık rastlanan baş ağrısıdır. İki yanlı olması ışıktan, sesten etkilenmemesi, sıklığı yeri değişken, sıkıştırıcı bir baş ağrısıdır. Hasta tarafından ağırlık, yanma, sıkışma, basınç şeklinde tarif edilir. Bulantı ve kusma görülmez, hareketle artmaz, çoğunlukla hastanın aktivitelerini engellemez. 5-10 dakika kadar kısa olduğu gibi günlerce de sürebilir. Yıllarca baş ağrısı çekenlerin yüzde 60’ında görülüyor. Hastaya hastalığın başka bir patolojiden kaynaklanmadığı bilgisi verilerek, hekimle işbirliği ile ona uygun olan tedavi ile baş ağrılarının kontrol altın da tutulabileceği anlatılmalıdır. Ağrının sıklığı, şiddeti,

20

sosyal konum, ek hastalıklara göre uygun tedavi protokolü ile günlük hayatı oldukça etkileyen bu durumu kontrol altına alabiliriz. Belli zamanlarda krizle gelen, tek taraflı baş ağrılarının nedeni sıklıkla migrendir. Hasta migren sırasında bir müddet kendini soyutlamak, dinlenmek ihtiyacı hisseder. Bazı belirtiler hastayı baş ağrısından daha çok rahatsız edebilir. Migreni beş evreye ayırabiliriz:Yorgunluk,,Işıktan ve sesten rahatsız olma, Kaslarda ağrı,Mide bulantısı, kabızlık, ishal,Susuzluk, idrara sık çıkma,Huzursuzluk, üzüntü gibi belirtiler migren atağının geleceğini gösterebilir. Migren tıbbi bir hastalık olarak görülmelidir ve bu sıkıntıdan kurtulmak için doktora danışmadan ilaç kullanılmamalıdır ve düzenli kontrol altına girmek gerekir. Ağrı kesici kullanılmasına rağmen geçmeyen baş ağrılarının beyinde bir tümöre işaret olabileceğine dikkat çeken Uzm.Dr. Burcu ÖZDEMİRLİ şu bilgileri verdi: ‘Baş ağrısı hastasında öncelikle ağrı primer mi yoksa ikincil bir sebebi var mı karar verilmelidir. Eğer muayenemiz normal, sekonder bir sebep yoksa hastaya öncelikle ağrı kesici verilir. Ağrı kesiciye rağmen ağrı devam ediyor, ağrının sıklığı şiddeti fazla ise hastaya profilaktik tedavi verilebilir. Ancak ağrı kesici ile geçmeyen ağrıda tümor gibi başka sekonder bir sebep ihtimaline karşı dikkatli olunmalıdır. Hastanın baş ağrısının sıklığı, nereden başladığı, şiddeti, öncül belirtiler, eşlik eden hastalıklar, aldığı ilaçlar sorulmalıdır. Görüntüleme olarak ise, tomografi, beyin MR’ı, yapılabilir. Enfeksiyon, beyinde basınç artışı gibi durumlarda LP yapılabilir. Kan tahlilleri de sekonder hastalıklar hakkında bilgi verebilmektedir. Genel olarak primer baş ağrılarında (migren, gerilim tipi baş ağrıları, küme tipi, trigeminal otonomik sefalji) tanıya göre farklı tedavi alternatifleri vardır. Sekonder bir sebep varsa mesela hipertansif

baş ağrılarında, tansiyonun düzenlenmesi de tedavi edici rol oynar. Baş ağrılarında dikkat edilmesi gereken şey, vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmaktır. Verilen tedavilere ek olarak yaşam tarzına, stres, açlık, düzensiz uyku, beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmelidir. Migren baş ağrısında baş ve boyun zorlanması fiziki aktiviteler ağrıyı artırabilir, migren dışı dışı diğer ağrılarda da duyarlı bölgelerin zorlanması, dokunulması gibi faktörler baş ağrılarını tetikleyici rol alabilir.’ Beyin tümörlerine bağlı görülen baş ağrıları da iyi bilinmesi gereken ağrı tipidir. Bu hastalıklardaki baş ağrısı başlangıçta kişiyi sabahları uykudan uyandıracak tarzda olup daha sonra günün ileri saatlerinde sürekli hale gelen niteliktedir. Beyin tümörlerine bağlı baş ağrılarını bulantı, kusma ve çift görme şikâyetleri izler. Beyin tümörlerindeki baş ağrıları yaygın ve devamlı olup, özellikle öksürme, ıkınma, hapşırma esnasında artarken, kusma ile geçici bir rahatlama olur. Yüksek tansiyon ve yaralanmalara bağlı beyin kanamaları sonrası ortaya çıkan baş ağrıları önemli ve tehlikelidir. Yüksek tansiyon iyi başarılı tedavi edilemezse küçük veya büyük beyin kanamalarına neden olabilir ki bu durum hastaları ölüm ve ağır sakatlıklarına neden olabilir. Bu çeşit beyin kanamalarda zamanında müdahale edilmezse ölüm ve kalıcı sakatlıklar kaçınılmazdır. ‘Baş ağrısında alarm belirtileri olduğunda muhakkak bir doktora başvurulmalıdır. Kişi ‘şimdiye kadar yaşadığım en şiddetli baş ağrısı’ şeklinde tanımlama yapıyorsa, ani başlangıç, ileri yaş, baş ağrısı sıklık şiddetinin artması, hiç yer değiştirmemesi, ağrıların çoğunlukla sabah veya uykudan uyandırması, ek hastalık olması, nörolojik muayenedeki başka patolojik bulgular (görme bozukluğu, ateş, ense sertliği vb) alarm belirtileri olarak değerlendirilmelidir.



www.irmethospital.com

Prof. Dr. İlhan MAVİOĞLU Kalp ve Damar Cerrahisi

G

ünümüzdeki teknik ilerlemeler bir çok atar damar hastalığının tedavisinin endovasküler yöntemlerle ameliyatsız yapılabilmesini olanaklı hale getirmiştir. Bu yeni yöntemler sayesinde bacak ve ayaklarda oluşan damar tıkanıklıkları tedavi edilebilmekte ve hastaların büyük bir bölümünde çok iyi sonuçlar elde edilebilmektedir.

22

ENDOVASKÜLER

(DAMAR İÇİNDEN YAPILAN) TEDAVİLER


www.irmethospital.com Önceden tedavi edilemeyen ve hatta ayak veya bacağın kesilmesine neden olan diz altındaki damar tıkanıklıkları ve yine ayak parmaklarında veya topukta yaralar açılmasına neden olan şeker hastalığına bağlı damar tıkanıklıkları bu yeni endovasküler yöntemlerle tedavi edilerek yaraların iyileşmesi sağlanmakta ve ayağın kesilmesi önlenebilmektedir. Bu yöntemlerde tedavi tıkalı damarın bir tel ile geçilerek darlığın veya tıkanıklığın bir balon ile genişletilmesi ile sağlanmaktadır. Bazen yeniden daralma veya tıkanıklık oluşmasını engellemek için stent (tel kafes) veya stent greft (tel kafesli yapay damar) gerekebilmektedir. Yine uzun zaman içerisinde oluşmuş diz altındaki tıkanıklıkların açılabilmesi için aterektomi (traşlama) yöntemine ihtiyaç duyulabilir. Başarılı şekilde tedavi edilen hastaların yeniden aynı sorun ile karşılaşmamaları için düzenli olarak kontrol edilmeleri kaçınılmaz bir gerekliliktir.

23


www.irmethospital.com Endovasküler tedaviler sadece atar damarlarda olan tıkanıklıklar için değil diğer hastalıkları içinde tedavi seçenekleri sağlamaktadır.

Resim 1

Kalpten çıkan ana damarın (aort veya şah damarı) göğüs kafesindeki anevrizmaları (baloncuk oluşturma veya genişlemeleri) yine diseksiyon olarak adlandırılan atar damar yırtılmaları uygun hastalarda TEVAR (damar içerisinden yapılan göğüs aort damarı onarımı) yöntemi ile tedavi edilebilmektedir (Resim 1).

Benzer şekilde aort damarının karın içerisindeki anevrizmaları veya yırtılmaları da EVAR (damar içerisinden yapılan abdominal aort tamiri) yöntemiyle başarıyla tedavi edilebilmektedir. Her geçen gün karşımıza çıkan teknolojik gelişmeler ölümcül seyreden ve yüksek riskli ameliyatlar gerektiren bu hastalıkların endovasküler yöntemlerle daha fazla hastada düşük riskli ve başarılı tedavi edilmesi şansını sağlamıştır.

24

Damar tıkanıklığı veya genişlemesi olabileceğini düşünen hastaların ihmal etmeden bu hastalıkların tanısının konarak geniş tedavi seçenekleri sunabilen donanımlı merkezlere başvurması çok önemlidir. Geri dönüşü olmayan yara veya gangren oluşmadan tedavi aramak tedavinin başarılı olma şansını artırmaktadır. Yine anevrizmalar (balonlaşmalar) için de rüptür (patlama) oluşmadan önce tedavi yapılması hayat kurtarıcı olmaktadır.

Yeni gelişen endovasküler yöntemlerin ülkemiz genelinde daha bilinçli olarak bir çok merkezde kullanılmasını sağlamak için çeşitli vesilelerle meslektaşlarımızın bu yöntemleri kullanması için çaba sarfetmekteyim. Şu an için ülkemizde bu yöntemleri ancak belli bir kısmı kullanılabilmektedir. İleride atar damar hastalıklarının tamamına yakınının öncelikle endovasküler yöntemlerle tedavi edilebileceğini düşünüyorum.


Dengeli Beslenin, Egzersiz Yap覺n Sigaray覺 B覺rak覺n


www.irmethospital.com

İRMET HOSPITAL AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI OLARAK GENEL ANESTEZİ ALTINDA DİŞ TEDAVİ HIZMETİ SUNUYORUZ

Dt. Esra TÜRKER OLGAÇ

Ameliyathanede uyutarak 2-3 saat gibi kısa sürede yapılması gereken tüm tedavileri yapıyoruz. Zihinsel engellilerde çocuklarda (normal şartlarda tedavi yapılmasına izin vermeyen) aşırı öğürme refleksi olanlarda, Diş Hekimi korkusu olan kişileri ameliyathanede uyutarak tedavilerini gerçekleştiriyoruz.

Diş Hekimi

Özellikle çocukların, ileri yaşlarda diş hekimi korkusu olan erişkinler olmalarına engel oluyoruz. Ayrıca bitip tükenmek bilmeyen diş randevularında çocukların ağzını açmaması, iğne yapabilmek için yalvar yakar…. Acı duyması, aylar süren tedavi sürecini 2-3saat gibi kısa bir zamana sığdırmak aileler için de büyük bir konfor, bazen ameliyat öncesi muayene etmek için bile çocuğa ağzını açtıramadığımız durumlarla karşılaşabiliyoruz. 26

Genel anestezi öncesi hastalarımız anestezistlerimiz tarafından muayene edilerek , genel anestezi için riskli bir durum olup olmadığı kontrol ediliyor. Ameliyathanede uyutularak tedavileri bittikten sonrada uyandırma odasından servise çıkarılarak uzman doktorlar kontrolünde tutulmaktadırlar. Ameliyat süresine bağlı olarak 2-3 saat yada ameliyatta kalma süresi uzamışsa bir gece hastanemizde kontrol altında tutulabiliyorlar. Benim

anne babalara önerim, eğer çocuğunuz herhangi bir sağlık sorunu için genel anestezi alacaksa (örneğin, sünnet, kulak burun boğaz…vs) dişlerini kontrol ettirmeleri ve gerekiyorsa hazır uyutulmuşken diş tedavilerini yaptırmaları. İrmet ağız diş sağlığı olarak, böyle olanakları geniş bir hastane de olmak biz hekimlere keyifli ve mesleki anlamda yeri doldurulamaz bir doyum vermekte ve elimizden gelenin en iyisini yapmak için çabalamaktayız.


www.irmethospital.com

27


www.irmethospital.com

ETKİNLİKLERİMİZ

28


www.irmethospital.com

29


www.irmethospital.com

HAZIMSIZLIK HASTALIK HABERCISI OLABILIR Hazımsızlık hangi hastalıkların habercisi olabilir?

! Uzm. Dr. Münevver İNCE İç Hastalıkları

Çoğu zaman önemsemeden geçiştirdiğimiz hazımsızlık aslında diyabet, tiroit hastalığı, safra kesesi taşı, bağırsak hastalıkları ve hatta kanserlerin habercisi bile olabiliyor. Bu yüzden mide şikayetlerini önemsemek çok önemlidir. Hazımsızlık karnın üst bölgesine yerleşmiş olan şişkinlik, ağrı, geğirme ve gaz çıkartma gibi rahatsızlıklarla birlikte giden bir şikayetler bütünüdür. Halk arasında ‘hazımsızlık’ diye adlandırılan bu durumun tıbbi adı ‘dispepsi’dir. Genellikle basit bir sorun olarak görülen hazımsızlık sorununun başka hastalıkların da habercisi olabileceğini unutmamak gerekmektedir. Dispepsi bulgularının dışında özellikle tıpta alarm bulguları olarak adlandırılan bulgular vardır. Bunlar; kilo kaybı, yutma güçlüğü, gece uykudan uyandıran karın ağrısı, tekrarlayan kusma, kusma ile ağızdan kan gelmesi makattan kan gelmesi, sarılık, karaciğer, dalak büyümesi, batında kitle ele gelmesi, karın boşluğunda su toplanmasıdır. Bu tarz şikayetleri olan bir kişinin en yakın zamanda bir uzmana başvurması ve gerekli olan tetkikleri yaptırması önemlidir.

30

Hazımsızlığa neden olabilecek sistemik hastalıklar; diyabet, tiroit, paratiroit hastalıkları, kronik böbrek yetmezliği ve kollajen doku hastalığıdır. Gebelikte de hazımsızlık görülebilir. Sindirim sistemini ilgilendiren organik hastalıklar ise yemek borusu iltihabı, mide ve onikiparmak barsak ülseri, reflü hastalığı, ilaca bağlı gastrit, karaciğer hastalıkları (hepatit, siroz vs.),safra kesesi taşı, pankreas iltihapları, barsak parazitleri, gıdaların bağırsakta emilmesindeki aksaklıklar, diğer barsak hastalıkları ve kanserler şeklinde sayılabilir. Hazımsızlığın (dispepsi) pek çok sebebi olabilir: Dispepsi pek çok hastalığa bağlı olabildiği gibi hiçbir hastalığa bağlı olmadan da oluşabilir. Kesin bilinen bir neden olmayan hazımsızlığa fonksiyonel dispepsi denir. Özellikle stres ve yorgunluk,

yemek yerken hava yutulması( aerofaji) fonksiyonel hazımsızlığa neden olmaktadır. Belirli bir sebebe bağlı olanlar aşağıda sıralanmıştır. - Ülser - Reflü (asitli mide içeriğinin yemek borusuna geçmesi) - Mide hastalıkları (gastritten, ciddi hastalıklara kadar her türlü mide hastalığı) - Gastroparezi (midenin normal boşalmaması durumu; şeker hastalarında sıktır) - Mide enfeksiyonları - İrritabl barsak sendromu ( spastik kolon ) - Kronik pankreatit - Tiroid hastalığı - Hamilelik - Diğer sindirim sistemi hastalıkları (kabızlık, ishal) - Aspirin ve birçok başka ağrı kesici kullanımı - Östrojen hormonu ve doğum kontrol hapları kullanımı - Kortizon


www.irmethospital.com - Bazı antibiyotikler - Bazı tiroid ilaçları gibi çeşitli ilaçlar - Bir oturuşta çok fazla yemek, çok hızlı yemek, çok yağlı yemek veya stresli koşullarda yemek yemek - Fazla alkol alımı - Sigara - Mide asidi fazlalığı -Gıdaların mide ve barsak mukozalarına alerjik olarak etki etmeleri

Hazımsızlığı hafifletmek için ipuçları; Yemekleri çiğnerken ağzınız açık olmasın veya konuşmayın, hızlı yemeyin. Çünkü bunlar yemek yerken çok fazla hava yutmanıza ve dispepsinin fazlalaşmasına neden olabilir. Bir oturuşta çok fazla yemek yemeyin. İçecekleri yemek sırasında değil, yemekten sonra için. Gece geç vakit yemek yemeyin. Baharatlı yemeklerden kaçının. Turunçgiller ve domates gibi yüksek miktarda asit içeren gıdaları yemeyin. Sigarayı bırakın. Alkollü içeceklerden uzak durun. Kafeinli ve gazlı içecekler tüketmeyin. Karnınızı sıkan dar giysilerden kaçının. Bunlar mideye baskı yaparak içindekilerin yemek borusuna geçmesine neden olur. Dolu mideyle egzersiz yapmayın. Yemekten önce veya yemekten en az bir saat sonra egzersiz yapın. Yedikten hemen sonra yatmayın. Son yediğiniz ana yemekle yatma saatiniz arasında en az iki-üç saat olsun. Yatağın başucu ayakucundan en az 15 cm yüksekte olsun (yüksek yastık değil, yatağın başucunu altına kitap gibi bir şeyler koyarak yükseltmek veya özel reflü yastıkları). Böylece yatarken yediklerinizin yemek borusu yerine, bağırsaklara doğru akışı sağlanır.

Te d a v i

Öncelikle hazımsızlığın altta yatan ciddi bir hastalığın yansıması olup olmadığının bilinmesi gerekmektedir. Hazımsızlık sık görüldüğü ve genellikle tetkiklerde ciddi bir bozukluk saptanmadığı için her hazımsızlık tanımlayan kişinin araştırılması önerilmez. Kişide ciddi bir hastalık varlığını düşündüren sebepsiz kilo kaybı, lokma yutmada güçlük, inatçı kusmalar, kansızlık, dışkı veya kusmukta kan olması durumunda veya hazımsızlık tanımlayan kişi 45 yaşın üzerinde ise araştırılması gerekmektedir. Bu durumda; yemek borusu, mide ve on iki parmak bağırsağının görüntülenmesini sağlayan endoskopi, hazımsızlıkta tercih edilmesi gereken tetkiktir. Hazımsızlığın giderilmesinde doktorun önereceği diyet uygulaması ve daha sonra ilaç tedavisi, mide asidini baskılayıcı ya da mide hareketlerini uyarıcı ilaçlar kullanılmaktadır. Eğer uygun bir ilaç tedavisi ile yakınmalarda belirgin bir düzelme sağlanamıyorsa hekimin yeniden değerlendirmesi gerekir.

31


www.irmethospital.com

Op. Dr. Onur KESLER Genel Cerrahi

Obezite nedir?

Obezite hem ülkemizde, hem de dünyada gittikçe artıyor. Beraberinde getirdiği hastalıklar ile birlikte, yaşam süresini ve kalitesini azaltan önemli bir sağlık sorunudur. Diyabet, hipertansiyon, nefes darlığıyla seyreden akciğer ve kalp hastalıkları, dolaşım bozukluklarına bağlı bacak ülserleri gibi fiziksel hastalıkların yanında, bireyin kendine güveninin azalması ve sosyal hayattan uzaklaşmasıyla kendini gösterebilen psikolojik sorunlara da neden olur. Obezite sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanabilir. Yani yetişkin bir insanda vücut ağırlığının %30’dan fazla yağ olmasıdır. Obezite nasıl ölçülür ? Obeziteyi belirlemek için beden kitle indeksi kullanılır. Beden kitle indeksi kg olarak ağırlığın m cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle elde edilir. Beden kitle indeksi 18.5 -25.0 ise normal kilolu 30’un üstündeyse obez kabul edilir. Örneğin:110 kg ve 1.65 boyundaki bir insanı ele alırsak VKİ=110/1.65*1.65 VKİ=40.4 olarak hesaplanır. Obezite ülkemizde öyle bir sağlık sorunudur ki nerdeyse erkeklerin 4/1’i kadınların ise yarıya yakını obezdir. Obezite neden tedavi edilmelidir? Obezite genellikle şeker hastalığı,

32

OBEZİTE kalp yetmezliği, hipertansiyon , uyku abnesi, akciğer hastalıkları, adet düzensizlikleri, polikistik over sendromu, gastro özefageal reflü hastalığı, eklem hastalıkları, kısırlık ve depresyon gibi hayatı tehdit eden ciddi hastalıklara zemin hazırlar. Obeziteden kurtulmak bu tür hastalıkların önlenmesine yardımcı olur. Böylece hem insanların yaşam kalitesi yükselir, daha sağlıklı ve daha uzun bir ömür sürdürmeleri sağlanır; hem de bu tür hastalıklarla mücadele için harcanan milyonlarca doların ülkemizde kalması sağlanır. Çünkü hepimizin bildiği gibi halen kullandığımız ilaçlar ve tıbbi malzemelerin büyük bir kısmı için dışarıya bağımlıyız. Obezite nasıl tedavi edilir ? Obezite :diyet ,egzersiz, davranış değişikliği terapisi, ilaç tedavisi ve çeşitli cerrahi yöntemler ile tedavi edilebilir. Genellikle diğer yöntemleri denediği halde sonuç alamamış olan hastalara cerrahi tedaviyi öneriyoruz. Obezitenin cerrahi tedavisi temel olarak iki


www.irmethospital.com

CERRAHİSİ prensibe dayanır. Mide hacminin küçültülmesi ve yiyeceklerin emiliminin azaltılması. Eğer beden kitle indeksi 35’in üzerinde ise yada 30’un üzerinde olduğu halde beraberinde biraz önce bahsettiğimiz diyabet, kalp yada akciğer hastalığı gibi ek hastalıklar var ise bu hastalara obezite cerrahisi uygulanabilir. Obezite cerrahisi tek bir ameliyat değil hastaya göre doğru yöntemin uygulanması gereken pek çok ameliyatın genel adlandırılmasıdır. Obezite ameliyatları hangileridir? En sık kullanılan yöntemlere örnek verirsek eğer; 1)Mide balonu: Aslında bir ameliyat değildir. Endoskopi ile hastayı ameliyat etmeden bir balonun mide içine yerleştirilip şişirilmesi sonucunda mide hacminin küçültülmesi sağlanır. Bu işlem hafif bir anestezi ile yapılabilir ve aynı gün hasta taburcu edilir. İlk birkaç gün bir miktar mide bulantısı yaşasa da ge-

nellikle günlük hayatını aksatmadan devam edebilir. Yeterli kilo kaybı sağlandığında yada en geç 6 ay sonra balon yine endoskopi ile yaklaşık 10 dk süren bir işlem ile çıkarılır.Bu yöntem genellikle aşırı obez olmayan hastalar için uygundur. 2)Sleeve Gastrektomi : Mide kesilerek bir tüp şekline getirildiği için tüp mide ameliyatı olarak da adlandırılır. Genel anestezi altında laparoskopik (kapalı ameliyat)olarak yapılan bu ameliyatta otomatik dikiş atan bir takım özel cihazlar kullanılır. Mide ince bir tüp haline geldiği için hem hasta çok çabuk doyar hemde midenin çıkarılan kısmından salgılanan grelin isimli açlık hormonu salınımı azalacağı için kendini aç hissetmez. Genellikle ameliyattan 3-4 gün sonra sıvı gıdalar başlanarak hasta taburcu edilir. 3)Gastrik bypass : Bu ameliyatta yaklaşık 30-40 cc kadar çok küçük bir bölüm bırakılarak midenin büyük bir kısmı kesilir. Ayrı-

ca (uzunca bir bağırsak kısmı yenen gıdaların emilimini engellemek amacıyla devre dışı bırakılarak) bağırsaklar bu küçük mide parçasına dikilerek birleştirilir. Hem mide küçültülmüş hem de yenen gıdaların emilmesi engellenmiş olur. Bu yöntem Amerika Birleşik Devletleri’nde en çok uygulanan obezite cerrahisi çeşididir. Obezite cerrahisi yapılan hastalarda bazı vitamin ve mineral eksiklikleri görülse de kolayca takviye edilebilir. Ameliyat sonrası ağır egzersize gerek olmaz. Düzenli tempolu yürüyüş ve yüzme gibi hafif egzersizler önerilir. Obezite cerrahisi yöntemleri günümüzde ekiplerin tecrübe kazanması ve teknolojinin gelişmesi sayesinde oldukça güvenli hale gelen ameliyatlardır. Yine de her tıbbi işlemin kendi içinde bir risk barındırdığı da akılda tutulması gerekir. Ancak obezitenin de beraberinde getirdiği ek hastalıklar ile birlikte hayat için çok önemli bir risk olduğu da unutulmamalıdır.

33



ÇORLU HASTANEMİZ HİZMETİNİZDEDİR 0282

651 0 651

www.irmethospital.com

Muhittin Mh. Salih Omurtak Cd. No:41 Çorlu/Tekirdağ


www.irmethospital.com

GEBE OKULU HİZMETİNİZDE

36


www.irmethospital.com

?

Doğum yaklaşıyor, kendinizi sağlıklı bir doğum için hazır hissediyor musunuz Birlikte hazırlanabiliriz.

Sağlıklı Gebelik, Sağlık Doğum,

Sağlıklı Çocuk...

0282 725 44 44

Eğitim gebe ve yakınları içindir.

37


www.irmethospital.com

KANSERDE ERKEN TEŞHİŞ Uzm. Dr. İbrahim BİLEN Dahiliye ( İç Hastalıkları)

HAYAT

KANSER NEDİR? Genetik hasarlanma sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalması ile ortaya çıkar. Genetik yapıda (DNA’da) her gün yaklaşık 10.000 değişiklik olmasına rağmen bağışıklık sistemi, her milisaniye vücudumuzu tarıyor ve genetik hasara uğramış hücreleri yok ediyor. Ancak değişime uğrayan hücrelerin çok küçük bir kısmı bile kansere neden olabiliyor. Genellikle sebebi açıklanamayan kilo kaybı, iştahsızlık, ateş, deri bulguları ve ağrı gibi şikayetlerle ortaya çıkan kanser; bulunduğu yere göre de farklı bulgular gösterebiliyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 175 bin kişiye kanser teşhisi konuluyor. Hayatın her alanında var olan kanserojen maddeler; insanları ister istemez korkutuyor ve tedbirli yaşamaya yöneltiyor. Ancak unutulmamalıdır ki, kanser; erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilen bir hastalıktır. Kanserde erken tanı, yaşam kalitesi ve süresinin artması açısından önem taşıyor.

38

KURTARIR


www.irmethospital.com KADINLARDA EN SIK MEME KANSERİ GÖRÜLÜYOR Kadınlarda en sık görülen kanser türleri meme, akciğer, kolorektal, rahim ve deri kanserleridir. Erkeklerde ise en sık görülen kanser türleri prostat, akciğer, kolorektal, mesane ve deri kanserleridir. En sık görülen bu kanser türleri için kullanılan başlıca kanser tarama yöntemleri ise şunlardır; Meme kanseri, Serviks kanseri, Kolorektal kanseri, Prostat kanseri, Akciğer kanseri ve Cilt kanseridir.

KORUNMAK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Sigara ve alkol tüketmemek, Ultraviyole Işınlarına maruz kalmayı azaltmak, enfeksiyonlardan korunmak, sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, kilo dengesini korumak, kanserin erken belirti ve bulgularını bilmek, kanser riskini bilmek ve kanser tarama programlarına girmek, stresle başa çıkmak. Her şeyi kararında yapmak ve zararlı olanlardan kaçınmak kanser riskimizi azaltır. Yine de vücudumuzdaki değişikiklere karşı uyanık olmak lazımdır. Başarı; tarama yöntemlerinin ilerlemesi, erken tanı ve toplum farkındalığının artmasıyla paralel olarak artıyor. Ama kısmen de tedavideki ve sağlık hizmetlerindeki gelişmelere bağlı olduğunu da söylemek gerekir.

39


www.irmethospital.com

YAZ AYLARININ YAYGIN SORUNU:

BÖCEK SOKMASI Dr. Hakkı Burç BAYKARAN

Acil Hekimi

Böcek sokmaları ve ısırmaları; alerjik reaksiyonlara ve nadir olarak enfeksiyonlara neden olabileceği için göz ardı edilmemesi gerekir. Yaz aylarında daha çok sivrisinek ve arı sokmalarıyla karşılaşılsa da açık mekanlarda daha çok vakit geçirildiği için akrep, kene, örümcek vs. gibi canlıların da sokmalarıyla karşılaşılabiliyor. Sivrisineklerin çok yoğun olduğu bölgelerde sinek kovucu ilaçlar kullanılmasını gerekir. Böcek sokmalarından sonra yerel reaksiyon, sistemik reaksiyon ve sistemik toksik reaksiyon oluşabilmektedir. Böcek sokmasından sonra ortaya çıkan reaksiyon kişiden kişiye ve böcekten böceğe değişiklik gösterir. Isırıklar tek tek ya da bir böcek, bir alanda birden çok ısırık yaptığı için gruplar halindedir. Bebekler genellikle reaksiyon göstermezler, küçük çocuklar gecikmiş aşırı duyar-

40

lılık reaksiyonu, büyük çocuklar hem gecikmiş, hem hızlı aşırı duyarlılık reaksiyonu gösterirler. Olağan reaksiyon ağrı, şişme ve sokulan bölgede etrafında oluşan renk değişikliğidir. Bölgenin su ve sabunla yıkanması en basit ve etkili tedavidir, buz uygulanması şişliği ve ağrıyı azaltabilir. Böcek sokması sonrası olan alerjik belirtiler nelerdir? Böcek sokması olan bölgeden uzakta şişme, kızartı, ürtiker, kaşıntı, kolik şeklinde karın ağrısı, kusma, ishal, göğüste sıkışma hissi, nefes almada zorluk, hırıltılı solunum, at sesi (larinks ödemi bulgusu), dilde şişme olabilir. Bu bulgular, ciddi alerjik reaksiyon ve anafilaksi bulgularıdır ve birkaç dakika içinde ortaya çıkar. Nabzın alınamaması ve kan basıncının düşmesi, bilinç bulanıklığı ve kalp durması yaşamı tehdit eden bulgulardır. Bu bulgular izlenmeye

başlanırsa en kısa zamanda uzman bir doktora başvurulmalıdır. Arı ve böcek sokmalarında çamur sürmeyin. Böcek sokmalarından sonra o bölgeye çamur gibi çeşitli maddeler sürülüyor. Bu son derece yanlıştır ve mikrobik olayların artmasına neden olabilir. Böcek ısırması veya sokmasını anlamak kolaydır çünkü kolay hissedilir. Başka zamanlar ısırıklar sanki kendiliğinden olmuş gibi görünür. Eğer bir reaksiyon gösterirseniz hangi böceğin soktuğunu doktora söyleyebilmek tedavi belirlemekte yardımcı olur. Tipik bir böcek sokma veya ısırmasının belirtileri genellikle birkaç saat veya birkaç gün sürer. Diğer taraftan eğer arı sokmalarına karşı alerjikseniz veya birden fazla böcek sokmuşsa bu durum hayatı tehdit edebilir ve derhal tedaviyi gerektirir.


www.irmethospital.com ARI SOKMALARINDA ANAFİLAKSİ GELİŞEBİLİR Halk arasında ‘’eşek arısı’’ olarak bilinen yaban arısının sokması durumunda alerjik kişilerde ‘’anafilaksi’’ denilen şuur kaybı, tansiyon düşüklüğü ve karakterize ciddi alerjik reaksiyon görülebilir. Hemen tedavi edilmediği durumlarda anafilaksinin kalp durması ve ölüme neden olabildiğini vurguladı. Bu durumla karşılaşıldığında, zaman geçirilmeden bir sağlık kuruluşuna gidilmesi gerekir. Özellikle alerjik kişiler yaz aylarında böcek sokmalarına karşı daha dikkatli olmalıdır. Böcek sokmalarından nasıl kaçınabiliriz? Ağzı açık kalmış teneke kutu ve şişelerden meşrubat içmeyin. Çok yoğun ve çiçekli kokular sürmeyin. Açık havada renkli, bol ve dekolte giysileri tercih etmeyin. Otların üzerinde çıplak ayakla yürümeyin. Çöp tenekelerinin ağzını sıkıca kapatın. Arı görüldüğünde panik yapmayın. Arabada camları kapalı tutun. Pencere açık uyumayın.

TEDAVI

Lokal reaksiyon- Böcek sokması lokal bir reaksiyona neden olduysa, yani böceğin soktuğu yerde küçük bir şişlik oluştuysa buzla kompres yapmak, sabunlu suyla yıkamak veya antihistaminik bir pomat sürmek yeterlidir. Genel reaksiyon- Eğer sokulan bölgenin çevresinde daha geniş bir tepki oluşursa (örneğin tüm kolun veya bacağın şişmesi gibi) ya da yaygın kaşıntı görülürse yine normal reaksiyondaki tedavi uygulanabilir. Ağızdan alınan bazı ilaçlar da şikayetleri giderebilir. Ancak bu ilaçları bir doktorun vermesi gerekir. Toksik reaksiyon- Sokulan bölgeden uzakta şişme, karın ağrısı, ishal, nefes alma zorluğu, göğüste sıkışma hissi, hırıltılı solunum, dilde şişme; birkaç dakika içinde ortaya çıkan ciddi alerjik reaksiyon ve anafilaksi bulgularıdır. Bilinç bulanıklığı ve kalp durması yaşamı tehdit eder. Bu durumda bir sağlık merkezinde acil madahele yapılmalı; tedavi sonrasında ise kan tahlili ve uygun testlerle alerji saptanmalıdır. Riskli kişiler aşılanır. Arı sokmasına karşı aşırı duyarlılığı olan kişiler, doktorun verdiği ilaçları mutlaka yanında bulundurmalıdır.

41


SAĞLIĞINIZLA İLGİLİ HERŞEY YOLUNDA MI

?

Dengeli beslenmek, egzersiz yapmak ve belirli aralıklarla sağlık taramaları yaptırmak, sağlıklı yaşamın en önemli kriterleri arasında yer alıyor. Ancak çoğu zaman sağlığımızla ilgili sorunlara günlük yaşam tarzımız neden oluyor. Bu test ile sağlık profilinizi derecelendirebilir ve günlük yaşam tarzınızla ilgili ne tür değişiklikler yapmanız gerektiğini görebilirsiniz.

İYİ SAĞLIK ALIŞKANLIKLARI Aşağıdaki iyi sağlık alışkanlıklarından ‘’Bende de var.’’diyorsanız karşısında yer alan puanları toplayın. Düzenli olarak günde yedi kere meyve sebze yemek. 5 PUAN Günde en az iki kere kaymaksız süt veya düşük yağ içerikli yoğurt tüketmek. 3 PUAN Herhangi bir günde ikiden fazla standart alkollü içki içmemek. 3 PUAN Çoğu günler 20 ila 30 dakika orta düzeyde aerobik egzersiz yapmak. 5 PUAN Haftada iki veya üç kere güç artırıcı egzersiz yapmak. 4 PUAN Düzenli meditasyon yapmak veya bir başka stres azaltıcı uygulama yapmak. 4 PUAN Tuvaletlerden çıkarken ve yemek pişirmeden önce elleri daima yıkamak. 5 PUAN Düzenli olarak diş fırçalamak ve diş ipi kullanmak. 4 PUAN Yıllık grip aşısı yaptırmak. 4 PUAN Kan basıncını düzenli olarak kontrol ettirmek. 4 PUAN Kolesterol düzeylerini düzenli olarak kontrol ettirmek. 3 PUAN

KÖTÜ SAĞLIK ALIŞKANLIKLARI Aşağıdaki kötü alışkanlıklardan birine sahipseniz karşısında yer alan puanları toplayın. Düzenli olarak trans yağlar(hidrolenmiş yağ)içeren gıdalar yemek. 3 PUAN Düzenli olarak yüksek sodyum içerikli paket yiyecekler,cipsler başka işlenmiş gıdalar yemek. 4 PUAN Çoğu öğünde yemeğe tuz atmak . 3 PUAN Haftada üç kereden fazla dışarda yemek. (veya eve yemek sipariş etmek) 4 PUAN Düzenli olarak haftanın bir günü ikiden fazla standart bardakta alkol içmek. 3 PUAN Çoğu öğünde beyaz ekmek veya beyaz pirinç yemek. 3 PUAN Çoğu geceler akşam yemeğinden sonra şekerli bir tatlı yemek. 3 PUAN Düzenli sigara içmek. Ara sıra birkaç sigara içmek. Başkaları ile düzenli iletişim içinde olmamak Sık ve kontrolsüz stres yaşamak. 15 kilodan fazla kilo fazlası olmak. Bir gecede 7 saatten az uyumak.

5 PUAN 4 PUAN 5 PUAN 4 PUAN 4 PUAN 3 PUAN

NEDEN CHECK-UP YAPTIRMALISINIZ ? Daha uzun ve sağlıklı bir yaşam istiyorsanız; Bunun için ne yapılması gerektiğini öğrenmek istiyorsanız, Sağlığınız ne durumda görmek istiyorsanız, Yoğun yaşam temposunda sağlığınıza yeterince zaman ayıramıyorsanız, Ailenizde sık görülen hastalıklar sizi endişelendiriyorsa, Gelecekte sizi bekleyen risk faktörlerini öğrenmek için,

CHECK-UP MERKEZIMIZE BAŞVURMALISINIZ.


CHECK-UP VE SAĞLIKLI YAŞAM

SONUÇ

İyi ve kötü sağlık alışkanlıklarınızı ayrı ayrı toplayın, ardından da toplam kötü alışkanlık sayınızdan toplam iyi alışkanlık sayınızı çıkartarak son skoru bulun ve sonuçları yorumlamak için aşağıya bakın.

20’nin üzerinde: Tebrikler! Hastalıksız yaşam sürdürmenizi sağlayacak bir hayat tarzına sahipsiniz. 14 ila 20 : Sağlıklı bir yaşam tarzınız var. Yine de tedbiri elden bırakmayın, en azından bir iyi alışkanlık daha benimsemeye ve en az bir kötü alışkanlıktan vazgeçmeye çalışın. 8 ila 13: Sağlıksız bir yaşam sürdürmüyorsunuz, ancak birkaç iyi alışkanlık daha benimsemeye ve birkaç kötü alışkanlığı bırakmaya ihtiyacınız var. 0 ila 7: Kısmen sağlıklı bir yaşam tarzınız var, ancak olumlu değişiklikler yapmalısınız. Birkaç iyi alışkanlık daha benimsemeye ve birkaç kötü alışkanlığı bırakmaya çalışın. -1 ila -7: Gelecekte hastalıkların tedavisiyle uğraşmak istemiyorsanız sağlığınızı daha ciddiye almalısınız. -8 veya altında: Sağlığınızı iyileştirmeye çalışmıyor, bazı zararlı alışkanlıklara bağlı kalıyorsunuz. Olumlu bir değişim yapmaya başlayın. Her adım önemlidir.


www.irmethospital.com

SÜNNETE

?

ÇOCUK PSİKOLOJİK OLARAK NASIL HAZIRLANMALI

Op. Dr. Hüseyin KORUCU Üroloji

Bu bilgilenmeden sonra çocuğun yaşına göre ailenin yapacağı psikolojik hazırlık sünnetin kolay geçmesinde bana göre %90 oranında etkili olmaktadır. Penis ‘imi kesecekler korkusunu yaşayan bir çocuk sünnet sırasında ağrı hissetmediği halde ağlamakta ve sünneti zorlaştırmaktadır. Bu durumun önüne geçmek için ailenin çocuğu psikolojik olarak hazırlaması çok faydalıdır. Eğer çocuk psikolojik olarak iyi hazırlanırsa sünnet kolay geçmekte başarısı da bu oranda güzel olmaktadır. Ayrıca çocuğu sakinleştirmek için sünnetten yarım saat veya bir saat önce verilecek küçük dozlarda sakinleştiriciler de kullanılabilmektedir. SÜNNET ÖNCESİ NELER YAPILIR? Sünnetten önce ön muayene yapılarak , karşılaşılabilecek problemler araştırılır. Çocuğun kanama problemi veya, ilaç alerjisi varmı, Sünnet de kullanılacak

44

Anlayabilecek yaştaki çocuklarla sünnet kararı birlikte alınmalıdır. Ailenin yapacağı psikolojik hazırlık sünnetin kolay geçmesinde bana göre %90 oranında etkili olmaktadır. Ayrıca sünnet öncesi muayene sonrasında, bu konuda çevre ve arkadaşları tarafından yanlış bilgilendirilmesine meydan verilmeden konu doktor tarafından çocuğun anlayacağı basitlikte anlatılmalı, “konuşma ile sünnet arasındaki süre de kısa tutulmalıdır. Bu iletişim sayesinde çocuk ve aile operasyon ile ilgili bilmeleri gereken ayrıntıları öğrenme fırsatını bulurlar. ilaçlara karşı alerjisi olabilir mi diye test yapmak da fayda vardır. Ayrıca doğuştan anomalisi ; ( Fimozis “ sünnet derisinin penisin başına yapışık olması ; Hypospadias “ peygamber sünneti “ ,Epispadias gibi daha birçok anomali) - araştırılmalı böyle bir durum tespit edilirse bu çocuklar sünnet edilmemelidir ve ilgili cerrahi branşa yönlendirilerek ileri tedavi almasına yardımcı olunmalıdır. SÜNNETTEN SONRA EN SIK RASTLANILAN PROBLEMLER a- Kanama, b- Ağrı, c- Şişlik, d- Pansumanın erken düşmesi e- Pansumanın ıslanması f- Pansuman yapışması g- Enfeksiyon Kanama: Doğru yapılan sünnetten sonra kanama olmaması gerekir. Ancak bir şekilde olsa bile aşırı olmadığı sürece kompresyonla ( baskılı pansuman ) kontrol edilir. İnatçı kanamalar-

da dikişle kanama durdurulur. Ağrı: Sünnetten yaklaşık 2 saat sonra başlar 30-45 dakika sonra diner. Bu sürede verilen ağrı kesiciler ağrıyı durdurur. Pansumanın “ idrarla” ıslanması; Önemli bir problem değildir. İdrar prensip olarak steril olduğu için yara iyileşmesinde olumsuz etkisi yoktur. Pansumanın yapışması: Genelde sünnet derisinde yapışıklık olan çocuklarda sargı bezi penis başına yapışır, bu da sünnetten 2 gün sonra ıslatılarak yumuşatılır ve rahat bir şekilde sargı alınır. Bu durum artık çok nadir görülmektedir çünkü sünnetin sonunda merhem emdirilmiş sargı bezleriyle pansuman yapılmaktadır ve tekrar pansuman yapılması neredeyse hiç gerekmemektedir. Pansumanın erken çıkması: Çoğu kez sorun teşkil etmez. Gerekirse tekrarlanır. 24 saat kalması şişliği engeller. Şişlik: Penis derisine yapılan lokal anestezik ilaç ve kesilen


www.irmethospital.com damarların bağlanmasına bağlı sünnet sargısı açıldıktan sonra Ödem dediğimiz şişlik ortaya çıkar. Bu genelde normal sayılan problemdir. Yaklaşık 5-6 gün içinde kendiliğinden geçer. Enfeksiyon: Sık rastlanmaz, sünnet derisi yapışık olan çocuklarda yapışan bölgelerde ve genellikle penisin alt kısmında sarı akıntılı bir görüntü olur. Bu hal enfeksiyon (iltihap) değildir. Normal yara iyileşmesi sürecidir. Penis çok kanlı bir organ olduğu için enfeksiyon olma ihtimali zayıftır.

SÜNNETLE İLGİLİ ENÇOK SORULAN SORULAR

SÜNNET SONRASI NE KADAR İSTİRAHAT YAPILMALIDIR ? Sünnetli çocuk hastaneden ağrısız,sorunsuz,yürüyerek çıkacaktır. Ancak kötü şans faktörünü azaltmak için sünnet günü kesin yatak istirahatı yapılmalıdır. NE ZAMAN BANYO YAPABİLİR? Sünnetten beş gün sonra banyo yapabilir sabun, şampuan değmesinin zararı yoktur.

NE ZAMAN İÇ ÇAMAŞIRI GİYER ? Penis bölgesindeki hassasiyet geçince giyebilir. TAMAMEN İYİLEŞME NE ZAMAN OLUR ? 1 hafta sonra tamamen iyileşir. NE ZAMAN HAVUZA, DENİZE GİREBİLİR ? 1 hafta sonra havuza, denize girebilir. NE ZAMAN TOP OYNAYABİLİR ? 15 gün sonra top oynayabilir. NE ZAMAN BİSİKLETE BİNEBİLİR ? 15 gün sonra bisiklete binebilir.

45


www.irmethospital.com

BEYİN TÜMÖRLERİNDE CERRAHİ

Op. Dr. Kamran AGHAYEV Beyin ve Sinir Cerrahisi

Beyin tümörleri vücudun diğer yerlerine göre daha nadir görünür. Temel olarak beyinin kendisinden kaynaklanan veya başka bir yerden beyine gelmiş olan (metastaz) iki gruba ayrılıyor. Günümüzde yaşlı ve kanser hastalarının sayısı gittikçe arttığından dolayı metastatik tümörler en sık görülmektedir. Beyin tümörlerin en sık görülen belirtisi baş ağrısıdır. Buna ek olarak hastalarda felç, duyu bozuklukları, görme problemleri, dengesizlik, kişilik değişiklikleri, hafıza bozukluları da görülebilir. Tanı yöntemlerinde başlıca görüntüleme (BT ve MR) kullanılır. Bazı zor durumlarda MR spektroskopi ayrıcı tanıda yardımcı olabilir. Bu tetkik beyinde şüpheli bölgenin tümör veya diğer problem tarafından oluşturulduğu konusunda yardımcı olabilir. Beynin kedisine gelince tümör beyin dokusundan veya onun çevresindeki olan dokulardan(örneğin beyin zarı, kemik ve s.) kaynaklanıyor olabilir. Bu durumlarda tümörün derecesi Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği sınıflama uygulanmaktadır. En iyi huylu tümör 1. Derece, en kötüsü ise 4. Derece olarak belirlenmektedir. İyi huylu tümörlerin tedavisi genelde cerrahidir. Cerrahi yöntemle derece 1 ve 2 tümörler tamamen çıkarılıyorsa genelde ek tedaviye gerek kalmıyor. Fakat 3. ve 4. Derece tümörlerde cerrahi sonrası ek olarak ilaç tedavisi (kemoterapi) ve ışın tedavisi (radyoterapi) gerekiyor. Dolayısıyla bu tümörleri tedavisi bir kaç doktordan oluşan takım tarafından yapılması daha uygundur.

46

Beyin tümörlerindeki cerrahi, vücudun diğer bölgelerden farklıdır. Sinir dokusunun kendisini yenilemek imkanları oldukça kısıtlı. Dolayısıyla herhangi bir hasar oluşunca hastanın hayatının sonuna kadar süren sekeller ortaya çıkabilir. Günümüzdeki teknolojiler –mikrocerrahi, nöronavigasyon, fonksiyonel görüntüleme, traktografi, intraoperatif monitorizasyon, uyanık kraniotomi ameliyat sırasında ve sonrasında olabilecek komplikasyonların olasılıklarını azaltıyor. Fakat en önemli faktör cerrahın tecrübesi ve mevcut teknolojilerin doğru kullanımı. Bazen beyin tümörleri hastada epilepsi hastalığı oluşturabilir. Nöbet (havale) geçiren bu hastalarda ilaçlarla nöbetleri kontrol altına almak çok zor. Bu durumlarda yapılan ameliyat hastayı hem tümörden hem de epilepsiden tedavi edebilir.

Örnekler

62 yaşında bayan hasta. Uzun süre baş ağrısı nedeniyle yapılan tetkiklerde beyin tümörü saptandı. Her ne kadar tümör beyin zarında kaynaklanıyor ve iyi huylu gözükse ana toplar damarına (sol tranvers sinüs) invaze idi. Aynı zamanda tümör beyine ve beyinciğe bası yapıyordu. Hasta ameliyat edildi. Ameliyattan iki gün sonra taburcu olan hastada herhangi bir problem yok. Baş ağrıları kayboldu. Patoloji sonucu belli olduktan sonra hastaya herhangi ek tedavi uygulanmadı.

Ameliyat öncesi beyin BT. Tümör siyah ok ila gösterilmiş.

Ameliyat sonrası beyin MR.

33 yaşında erkek hasta. Yaklaşık 6 yıl önce epilepsi gelişen ve tetkiklerinde beyin tümörü saptanan hasta Üniversite hastanesinde ameliyat olmuş. Fakat tümörü beynin ana damarına yapışık olduğu için tam çıkarılamamış. Daha sonra nöbet geçirmeye devam eden hasta 6 yıl boyunca aldığı ilaçlara rağmen günde bir kaç kez nöbet geçiriyordu. Hasta tarafımızdan uyanık kraniotomi yapılarak ameliyat edildi. Ameliyat sırasında hastayla konuşuldu. Tümör ve çevresinde olan hasarlı beyin dokusu çıkarıldı. Ameliyat sonrası nöbetleri duran hasta tam olarak işine geri döndü.

Ameliyat öncesi ve sonrası beyin MR. Tümör beyaz ok ile gösterilmiş. 59 yaşında bayan hasta. Yıllardır epilepsi mevcut. Bir çok doktor tarafından değerlendirilmiş beyinde tümör saptanmış ve tümörünün tamamen çıkarılmasının mümkün olmadığı söylenmiş. Hastaneye getirildiği gün bilinç tamamen kapalı ve hasta derin komada (GKS 4), sağ pupil fiks dilate. MRda sağ temporali invaze eden tentorium kenarından posterior fossaya doğru taşmış ve beyin sapına bası yapan glial tümör saptandı. Hasta ameliyata alınarak tümörü çıkarıldı. Ameliyattan sonra komadan çıkan hasta her hangi bir nörolojik defisit olmadan taburcu oldu. 6 ay kontrolünde nöbet geçirmeyen hastanın epilepsi ilaçları da kesildi. Hastanın patoloji sonucu belli olduktand sonar herhangi ek tedaviye gerek olmadı.

Ameliyat öncesi.

Ameliyat sonrası.



www.irmethospital.com

ÇOCUKLAR İÇİN Yazın vazgeçilmez tadı dondurmalar tehlike saçıyor. Mahalle aralarında soğutucu içinde saklanan bu gıdalar, eritilip tekrar donduğunda sağlık için hayli zararlı mikroplar içeren ürünler haline gelebiliyor.

Uzm. Dr. Ecem AÇIKGÖZ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Dondurmanın besin değeri nedir? Dondurmanın kalsiyum açısından zengin olduğunu söylenmektedir. Kalsiyum, protein, karbonhidrat ve yağın yanı sıra; A,C, D, E ve B grubu vitaminleri; fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ve çinko gibi minareller bile içermektedir. Dondurma tüm bu özellikleri açısından, süt içmeyi sevmeyen çocuklar, ileriki yaşlarda süt içmeyi bırakan yetişkinler için en eğlenceli sütlü besin konumundadır.

48

Dondurma kışın yenir mi? Dondurma, genelde halk arasında bilinenin tersine, yalnızca yaz aylarında tüketilmesi gereken bir besin değildir. Kışın tüketildiğinde, tüketim miktarı aşılmadığı takdirde, çocuklarda boğaz ağrısı ya da soğuk algınlığına yol açmaz.


www.irmethospital.com

DONDURMAYA DİKKAT!

Çocuklar dondurmayı çok seviyor. Çocuklara yararı nedir? Çocuklar için özellikle yaz aylarında kalsiyum gereksinmelerini karşılamak genellikle bu aylarda daha az süt tükettikleri için daha zor. Süt, peynir, yoğurt gibi ‘en iyi kalsiyum kaynağı’ olarak bilinen besinlerin yanı sıra sütten hazırlanmış olan dondurmanın çocukların kalsiyum gereksinimini karşılamasına katkı sağladığını söylenmektedir. Yetişkin bir kişi bir orta boy kase dondurma (150 gram) tükettiğinde, günlük kalsiyum gereksinimin yüzde 22’sini karşılıyor. Aynı miktarda dondurma tüketen çocuk ise günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 28’ni karşılıyor.

Dondurma tüketirken nelere dikkat etmeliyiz? Dondurmayı tüketirken dikkat etmemiz gereken en önemli nokta, dondurmanın sağlıklı ve hijyenik kurallara uygun olarak hazırlanmış olmasıdır. Aksi takdirde ortaya çıkacak şu tehlikelere dikkat çekiyor: ‘Çiğ veya pastörize edilmemiş sütten üretilen dondurma insanlarda Brusella hastalığına neden olabilir. Bu nedenle, sokakta satılan, kaynağı bilinmeyen ve hijyenik koşullarda üretimi sağlanmayan ürünlerin tüketimi

sağlık için risk oluşturabilir. Bu nedenle dondurma tüketirken hangi koşullarda üretildiğini bilmek çok önemlidir. Ayrıca dondurma satın alırken ambalajının yüzeye yapışık olmamasına, kapalı olan kutular içerisindeki dondurmalarda şekil bozuklarının bulunmamasına özellikle dikkat edilmesini gerekir. Dikkat edildiğinde yararlı bir besin maddesi olan dondurmayı hem keyifle çocuklarınıza yedirebilir hem de beslenmesine renkli bir katkı sağlayabilirsiniz.

49


www.irmethospital.com

SPOR YARALANMALARI Op. Dr. Ahmet Şadi KILINÇ Ortopedi ve Travmatoloji

Spor yaparken bütün kaslar ve eklemler kullanılır. Eklemler kemiklerin birleşim yerleridir. Eklemler hareketli, yarı hareketli yada sabittir. Bağlarla tutturulmuş ve sinovya sıvısıyla kayganlaştırılmıştır. Kaslar kasılma yetenekleri sayesinde vücudu hareket ettirir. Kasları kemiklere bağlayan dokuya tendon nedir. Sportif sakatlıkların büyük kısmı tendon, kas ve eklemlerde olur. Yaralanma meydana geldiği anda öncelikle buz uygulaması yapılmalı. Bölgeyi istirahate alıp atel veya alçı ile sabitlemek gerekiyor. İlk yapılacak şey bölgeye baskı uygulayıp şişi indirmek. İlk anda buz uygulaması yapmak ve hemen bir hastaneye başvurmak gerekiyor. Eğer söz konusu olan büyük bir kırıksa sabitlemek lazım. Zaten eğer hasta o bölgeyi oynatamıyor ve büyük bir ağrı çekiyorsa kırık var anlamına geliyor. Spor Sakatlanmalarını kısaca ele alacak olursak; Adale sorunları Adale sorunlarının başında burkulma veya adale yırtılması gelir. Eklemlerdeki bağların ya

50

Giderek daha fazla insan düzenli bir şekilde fiziki egzersizler yapıyor. Egzersizlerin sağlımız açısından öneminin çok iyi anlaşıldığı bir çağı yaşıyoruz. Ancak gerekli önlemler alınmazsa fiziki etkinlikler daima bir risk taşır. Bir çok kişi farklı nedenlerle egzersizler sırasında vücutlarına zarar verirler. Fiziki yetenekleri doğru saptayamamak, yanlış yada eksik ekipman kullanmak, yapılan sporun temel kurallarını iyi bilmemek veya kendilerinin yada başkalarının basit bir ihmal yada dikkatsizliği bile ciddi sorunlara yol açabilir.

da çevresindeki dokuların ani ve ters bir hareketle gerilmesine ve bazen yırtılmasına burkulma adı verilir. Burkulma en çok ayak ve el bileği eklemlerinde görülür. Burkulan eklemde önce şiddetli ağrı duyulur, sonra birkaç saat içinde eklem çevresinde şişlik ve kızarıklık oluşur. Burkulan bölgenin soğutulması, bandaja alınması ve 1-2 saat kadar yükseğe kaldırılması gibi basit önlemler şişmeyi engeller. Soğutulan bölgede damarlar büzülünce kan akımı dört kat azalır. Soğutma uygulaması 5-6 dakikadan uzun sürmemelidir. Her uygulama arasında 7-8 dakika beklenmeli ve uygulamanın toplam süresi 24 saati aşmamalıdır. Aksi takdirde bölge soğuktan olumsuz etkilenir. Diz Sakatlanmaları Diz sakatlanmalarını önlemek için öncelikle yapmanız gereken spor ya da egzersiz yaparken dizlerinize odaklanmamanız ve hafifçe bükmeniz. Egzersizi mümkün olduğu kadar yumuşak bir yüzeyde yapın. Eğer egzersiz esnasında zıplıyorsanız, ilk pozisyonunuza dönerken dizlerinizi

hafifçe bükün. Ayağınıza tam oturan, yumuşak tabanlı ve esnek ayakkabılar giyin. Bacak hareketleri yaparken dizlerinizi 90 dereceden fazla bükmeyin. Böylece dizde meydana gelebilecek sakatlanmaları önlemiş olursunuz. Eklem Burkulması Burkulma; eklemlerdeki bağların veya çevresindeki dokuların ani ve ters hareketler sonucu gerilmesi veya yırtılması sonucu meydana gelir. Bu durum en çok ayak ve el bileği eklemlerinde görülür. Burkulan eklem önce şiddetli bir şekilde ağrımaya başlar. Burkulmadan birkaç saat sonra ise eklem çevresinde şişlik ve kızarıklık oluşur. Burkulan eklem hemen tedavi edilmelidir. Bölge öncelikle soğuğa tutulmalı (üzerine buz veya içi soğuk suyla dolu bir kap koyabilirsiniz), daha sonra bandajlanarak 1-2 saat boyunca yükseğe kaldırılmalıdır. Böylece şişmeyi büyük ölçüde engelleyebilirsiniz. Soğutma işlemi 10-15 dakikadan uzun sürmemeli, her uygulama arasında 3 saat beklenmeli ve uygulamanın toplam süresi 24


www.irmethospital.com saati aşmamalıdır. Bandajlama işleminden önce burkulan bölgeye merhem sürülmesi de iyileşmeyi hızlandırabilir. Gerilme ve Kopmalar Sprain; bağın, strain ise tendon ve kasın zedelenmesidir. Hafif, orta ve şiddetli derecede zedelenme meydana gelebilir. Hafif vakalarda bölgede hassasiyet ve şişlik görülür. Böyle durumlarda soğuk uygulaması yapılır ve bölge bandajlanır. Orta derecede zedelenmelerde yırtık ve bağ gevşekliği söz konusudur. Buz, bandaj ve istirahat uygulanmalıdır. Şiddetli derecede olanlarda uzmana başvurulur, gerekirse cerrahi müdahale yapılır.

Kramp Kramp kasların ani ve ağrılı bir şekilde gerilmesidir. Kramp en sık baldır kaslarında meydana gelir. Sıkı çorap lastikleri veya dar ayakkabılar da krampa yol açabilir. Kramp giren bölgeyi rahat bir konuma getirerek gevşetici masajlar yapın. Birkaç dakika içinde kaslar normale dönecektir. Kramp anında şiddetli müdahaleden kaçının. Ağrı uzun sürerse bölgenin üzerine nemli ve sıcak bir havlu örtün. Su Toplaması Su toplaması genellikle ayağa uygun olmayan çorap ya da ayakkabı giyildiği zaman ortaya çıkar. Bu nedenle spor yapmadan önce ayağınız için uygun bir ayakkabı ve çorap seçmeye özen gösterin. Su toplanması enfeksiyona neden olabileceği için, mutlaka müdahale edilip o bölge kurutulmalıdır. Yara temizlenerek bandajlanmalı ve tekrar basıncın oluşması önlenmelidir. Kendinize uygun ayakkabıyı

seçerken, ayak parmaklarınızı ayakkabının içinde oynatabiliyor olmanıza dikkat edin. Yine de ayakkabıların sizi rahatsız edeceğini düşünürseniz, ayağınızın rahatsız olan yerlerine özel yara bantı yapıştırın. Dünyanın her yerinde önerilen, sportif aktivitelerini haftada 3 kez olmak üzere 30-40 dakika yapmaktır. Uzmanlar özellikle ağırlık, yüzme, koşma, futbol gibi spor aktivitelerinden önce mutlaka 10 dakika ısınmayı öneriyor. Yürüyüş için de en ideal yöntem; 10 dakika ısınma, 20 dakika tempolu yürüme, 10 dakika soğuma şeklinde olmalı. 10 dakika ısınma sırasında vücut ısınıyor, eklem bağlarında esneklik artıyor, kas gücünü kontrol edebilirsiniz. En uygun olan, sporu bir gün arayla yapmak. Çünkü kaslarımızı zorladığımızda ertesi gün dinlendirmezsek kas büyümez, güçlenmez, denge sorunu oluşur ve bu da sakatlanmalara yol açar. Halı saha maçı yapanlar da haftada bir gün yapmalılar. Ancak iyi kondisyonlu olanlar haftada iki kez yapabilir. Spor bir gün arayla yapılırsa vücut dinlenir, toparlanır. Kaslar da gevşemiş ve dinlenmiş olduğundan bir sonraki yüklenmeye hazır olur.

51



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.