ISSN 1308-8319
MİMARİ, İÇ MİMARİ, SANAT VE DOĞAL TAŞ DERGİSİ ARCHITECTURE, INTERIOR DESIGN, ART AND NATURAL STONE MAGAZINE
MAYIS-HAZİRAN 2019 / MAY-JUNE 2019 BY EVİ / BY HOUSE & VILLA DUO - BAŞAK AKKOYUNLU DESIGN DENİZLİ’DE MÜSTESNA BİR KONUT PROJESİ JALE KULİN - INTERIOR DESIGN AN EXCEPTIONAL RESIDENCE PROJECT IN DENİZLİ JALE KULİN - INTERIOR DESIGN MİMAR ŞEBNEM BUHARA İLE SON PROJELERİNDEN “TARABYA EVİ” ÜZERİNE SÖYLEŞİ AN INTERVIEW WITH ARCHITECT ŞEBNEM BUHARA ON “TARABYA HOUSE”, ONE OF HER LATEST PROJECTS
MİLANO TASARIM HAFTASI 2019 MILAN DESIGN WEEK 2019
BAŞLARKEN / INTRODUCTION EDİTÖRDEN / Editorial • 5 HABERLER / NEWS • 6 13. MiMARLIKTA SAYISAL TASARIM ULUSAL SEMPOZYUMU / 13 th NATIONAL SYMPOSIUM ON COMPUTATIONAL DESIGN IN ARCHITECTURE • 6 ATIŞ SERBEST 5 / FREE FIRE 5 • 7 KİRKOR SAHAKOĞLU’NDAN “PASSION”/ “PASSION” BY KİRKOR SAHAKOĞLU • 8 ALDO CIBIC’TEN CANLILIĞIN ESTETİĞİ / AESTHETICS OF VITALITY BY ALDO CIBIC • 9 SALT BEYOĞLU’NDA KIŞ BAHÇESİ PROGRAMLARI / WINTER GARDEN PROGRAMS AT SALT BEYOĞLU • 9 SALT’TAN 2019 YILINDA ALTI ARAŞTIRMA PROJESİNE DESTEK / SALT TO SUPPORT SIX RESEARCH PROJECTS IN 2019 • 10 İPLİKTEN ÇÖZÜLENLER: TEKSTİLDE KÜRESEL ANLATILAR / THE EVENT OF A THREAD: GLOBAL NARRATIVES IN TEXTILES • 12 ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİNDE BİR İLK: ARCORA GARAGE ACADEMY / A FIRST FOR THE UNIVERSITY-INDUSTRY COLLABORATION: ARCORA GARAGE ACADEMY • 14 PERA MÜZESİ, ÇiN GÜNCEL SANATINDAN ÖNEMLi BIR KESİTİ İSTANBUL’A TAŞIYOR / PERA MUSEUM BRINGS AN IMPORTANT SECTION OF CHINESE CONTEMPORARY ART TO İSTANBUL • 16 VENEDİK BİENALİ TÜRKİYE PAVYONU AÇILIYOR / THE PAVILION OF TURKEY AT THE VENICE BIENNALE OPENS • 18 VENEDİK BİENALİ BAŞLIYOR / VENICE BIENNALE BEGINS • 20 KEPEZ BELEDİYESİ TURGUT CANSEVER ULUSLARARASI MİMARLIK ÖDÜLLERİ SONUÇLANDI / KEPEZ MUNICIPALITY TURGUT CANSEVER INTERNATIONAL ARCHITECTURE AWARDS UNVEILS ITS WINNERS • 22 TAHT OYUNLARI MİMARLIĞI / THE ARCHITECTURE OF GAME OF THRONES • 24 İSTANBUL ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ, MEŞRUTİYET CADDESİ’NDEN TARİHİ BİR KESİT SUNUYOR/ ISTANBUL RESEARCH INSTITUTE PRESENTS A HISTORICAL SECTION OF MEŞRUTİYET STREET • 30 MİMARİ / ARCHITECTURE KAPAK KONUSU / COVER STORY: BY EVİ-BAŞAK AKKOYUNLU DESIGN • 34 VILLA DUO-BAŞAK AKKOYUNLU DESIGN • 40 CASA NICTÉ-HA - DI FRENNA ARQUITECTOS • 48 BOSVILLA - NATRUFIED ARCHITECTURE • 54 tasarım / DESIGN DOSYA KONUSU: MİLANO TASARIM HAFTASI 2019 / SPECIAL COVERAGE: MILAN DESIGN WEEK 2019 • 60 İç Mİmarlık / Interior Design MİMAR ŞEBNEM BUHARA İLE SON PROJELERİNDEN “TARABYA EVİ” ÜZERİNE SÖYLEŞİ / AN INTERVIEW WITH ARCHITECT ŞEBNEM BUHARA ON “TARABYA HOUSE”, ONE OF HER LATEST PROJECTS • 82 A602 - THE CATWORK • 92 RESIDENCE C.L. – W&LI DESIGN • 98 DENİZLİ’DE MÜSTESNA BİR KONUT PROJESİ JALE KULİN - INTERIOR DESIGN / AN EXCEPTIONAL RESIDENCE PROJECT IN DENİZLİ JALE KULİN - INTERIOR DESIGN • 104
24 48
34 60
82
40
54
104
ISSN 1308-8319
MİMARİ, İÇ MİMARİ, SANAT VE DOĞAL TAŞ DERGİSİ ARCHITECTURE, INTERIOR DESIGN, ART AND NATURAL STONE MAGAZINE
MAYIS-HAZİRAN 2019 / MAY-JUNE 2019 BY EVİ-BAŞAK AKKOYUNLU DESIGN
başkan mesajı message from the chairmen
DENİZLİ’DE MÜSTESNA BİR KONUT PROJESİ JALE KULİN - INTERIOR DESIGN AN EXCEPTIONAL RESIDENCE PROJECT IN DENİZLİ JALE KULİN - INTERIOR DESIGN MİMAR ŞEBNEM BUHARA İLE SON PROJELERİNDEN “TARABYA EVİ” ÜZERİNE SÖYLEŞİ AN INTERVIEW WITH ARCHITECT ŞEBNEM BUHARA ON “TARABYA HOUSE”, ONE OF HER LATEST PROJECTS
MİLANO TASARIM HAFTASI 2019 MILAN DESIGN WEEK 2019
Natura Yayın Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçılar Birliği adına Yönetim Kurulu Başkanı Chairman of Editorial Comittee and İstanbul Mineral Exporters Association, Aydın Dinçer
Aydın Dinçer Yönetim Kurulu Başkanı / Board Chairman Sevgili Natura okuyucuları, Yaz aylarına “merhaba” dediğimiz bugünlerde tasarımı odak noktasına alan fuarları sektör temsilcileri olarak sıklıkla takip ediyoruz. “Turkish Stones” mottosuyla doğal taşın konu olduğu etkinliklerin yanı sıra mimari ve tasarım bienallerinde yer almaya çalışıyoruz. Biz biliyoruz ki ihracat hedeflerimize ulaşma konusunda bu tür etkinliklerde görünür olmak oldukça önemli. Buralarda ünlü mimarlar ve tasarımcılar hedef alınarak çalışmalar yapıldığında, Türk doğal taşının gücünü onlara anlatabilme fırsatı yakalayabiliriz. Biz biliyoruz ki doğal taş, yaşam alanlarını farklılaştırmanın en “doğal” yollarından biri. Bu noktada doğal taşın farklı disiplinlerde kendisine nasıl yer bulduğunu anlattığımız NATURA ile dünya ve Türkiye genelinde hayat bulan mimari ve tasarım odaklı tüm çalışmaları sayfalarımıza taşımaya devam ediyoruz. İMİB olarak Türk doğal taşının mimariye kattığı değeri duyurmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İyi okumalar… Dear readers of Natura, In these days when we are saying “hello” to summer months, we are frequently following fairs that center upon design as the representatives of the sector. With the “Turkish Stones” motto, we are endeavoring to participate in biennials of architecture and design in addition to events featuring natural stones. We know for a fact that being visible in such events is highly important for achieving our export targets. When we carry out studies in these places with a particular aim towards renowned architects and designers, we may find the opportunity to inform them about the power of Turkish natural stones. We know that natural stone is one of the most “natural” ways to diversify living spaces. At this point, we are continuing to feature all of the architecture and designoriented practices that spring to life across the world and Turkey with NATURA, through which we express how natural stone finds itself a place in different disciplines. As IMIB, we will continue our studies to proclaim the value that Turkish natural stone introduces to architecture. I wish you all a happy reading...
natura | 4
Yayın Kurulu Editorial Commitee Aydın Dinçer Rüstem Çetinkaya Hasan Hüsnü Ayvacı Genel Koordinatör General Coordinator Bülent Tatlıcan bulent@krmedya.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Editor in Chief Mehmet Nur Ulaş mehmet@krmedya.com Yayın Direktörü Editorial Director Heval Zeliha Yüksel Üçok hevalzelihaucok@gmail.com Konular Editörü Features Editor Selin Biçer Yardımcı Editör Associate Editor Yağmur Yıldırım Tasarım / Design Kare Tasarım Ebru Vechi Tercüme / Translation Yiğit Dilbaz Yönetim / Management Kare Tasarım Arabayolu Cad. No:11/A Tarabya/ Sarıyer- İstanbul 0212 262 07 66 www.krmedya.com Reklam / Advertisement Şener Sabırlı reklam@krmedya.com Baskı / Publishing Özlem Matbaacılık ve Reklamcılık Ltd. Şti. Maltepe Mahallesi, Litros Yolu Sk. 2. Matbaacılar Sitesi D:2BB4, 34010 Zeytinburnu/İstanbul Bize ulaşın / Contact us www.naturadergi.com info@krmedya.com İMİB iletişim / IMIB Contact Cansu Düz cansu.duz@immib.org.tr
editörden
editorial
Yaz ayları fuarları sıklıkla ziyaret edebildiğimiz zamanlar. Bu sayıda Milano Tasarım Haftası’nı gezip sizler için doğal taşın kullanıldığı yenilikçi, feyz alınabilecek tasarımları bir araya getirdiğimiz bir dosya hazırladık. Mimarlık, iç mimarlık ve tasarım öğrencileri okuldan olduğu kadar birbirlerinden öğreniyorlar. Bu sebeple biz dergimizde öğrencilerin ortak yürüttüğü projelere, etkinliklere, malzeme üreticilerinin öğrenciler ile gerçekleştirdikleri atölye çalışmalarına özellikle yer veriyoruz. Bu sayıda Ankara’dan bir üretici firmanın kendi finansal desteği ile iç mimarlık öğrencileri ile bir dönem boyunca üretim gerçekleştirdiği bir akademiyi sayfalarımıza taşıdık. Öğrencilere unutulan uygulama ve zanaatkârlık örneklerini yaşatarak öğreten bu tür etkinliklerin artmasını diliyoruz. Yine bu sezonun en önemli dizilerinden birinde geçen doğal taşlı sahneleri irdeledik. Doğal taşın önemini, özelliklerini ve dahası güzelliğini anlatmak üzere İMİB'in mimarlık, iç mimarlık ve tasarım dergisi olan Natura’nın her sayısında doğal taşın kullanıldığı iyi projeleri sunmaktayız. İzini sürdüğümüz mimarlık ve sanat ürünleri; yerellik ile modernliğin buluştuğu, zanaatkârlığın estetik ile birleştiği örnekler taşımaktalar. Kapak konumuzu yaz aylarına uygun olabilecek Ege yöresinden bir ev projesinden seçtik. Doğal taşın, yüksek metrajlarda kullanılmasa da bir mekanda kullanıldığı takdirde o mekana kattığı zenginliği ve aynı zamanda kullanışlılığı anlatan iyi bir iç mimarlık örneğini de Denizli’den sayfalarımıza taşıdık. Ülkemizde metropoller dışında da iyi mimarlık örnekleri çıkıyor, bu çeşitliliği bu sayıda da izlek olarak kullandık. Ayrıca iyi örnekler ile bizlere ilham olabilecek yabancı projelere de yer verdik. İyi mimarlık örneklerini huzurlarınıza getirmek konusundaki ısrarımızı yineleyip, yeni sayıda görüşmek üzere diyelim. Mimarinin dünyayı güzelleştirme ve şehirleri iyiliğe dönüştürme çabasına destek olmak dileğiyle… Söz uçar, yazı kalır… Summer months are times when we can visit fairs frequently. For this issue, we paid a visit to Milan Design Week and accordingly prepared a special coverage for you where we brought together innovative and inspiration-boosting designs featuring the use of natural stones. Mimar / Architect, Heval Zeliha Yüksel Üçok Students of architecture, interior architecture and design learn from each other as much as they do from their schools. Therefore, in our magazine, we place particular attention to featuring projects conducted collaboratively by students, along with various events and workshops carried out in cooperation with students and material manufacturers. For this issue, we have featured an academy in which an Ankara-based manufacturing company, with its own financial support, carried out various productions with the students of interior architecture over the course of the academic term. We are hoping to see an increase in number regarding such events, which teach the students the forgotten examples of practice and craftsmanship by allowing them to experience all the required phases. We also scrutinized one of this season’s most important TV shows, which includes various scenes presenting natural stones. We are featuring outstanding projects involving the use of natural stones in every issue of Natura, the architecture, interior architecture and design magazine of IMIB, in order to introduce the importance, property and further the beauty of natural stone. The architectural and artistic works that we trace embrace the examples where the local comes together with the modern, and the craftsmanship juxtaposes with the aesthetics. For our cover story, we chose a house project located in the Aegean region, which we thought could be suitable for the summer months. We also featured a successful example of interior architecture from Denizli, which demonstrates that when natural stones are used in a space, even if they don’t encompass a high level of square footage, they can still introduce richness as well as feasibility. In our country, there are successful examples of architecture which are not located in metropolises and we used this diversity as a path in this issue. Furthermore, we featured international projects which can foster inspiration for us with the outstanding examples that they introduce. We restate the persistance we have on introducing the finest examples of architecture and say, “See you in the next issue”. Hoping to support the architecture’s endeavor to glamorize the world and transform the cities in a positive manner... Verba volant, scripta manent...
natura | 5
haberler | news
13. MiMARLIKTA SAYISAL TASARIM ULUSAL SEMPOZYUMU 13th NATIONAL SYMPOSIUM ON COMPUTATIONAL DESIGN IN ARCHITECTURE Türkiye’de mimarlık alanında sayısal araştırmalar üzerine yapılan akademi ve uygulamadan araştırmaların sunulacağı, sergileneceği, “Örtüşmeler ve Kesişmeler” temalı 13. Mimarlıkta Sayısal Tasarım Sempozyumu 17-18 Haziran tarihleri arasında Kocaeli Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenecek. Farklı disiplinlerin zaman içinde gösterdikleri gelişim, bu disiplinlerin birbirleriyle kesişmesine, kaynaşmasına ve birbirlerini dönüştürmesine neden olmaktadır. Biliş bilimi, fenomenoloji, mekanik, elektronik, ve gömülü hesaplama araştırmaları, mimarlık alanındaki kinetik, tepkimeli ve interaktif sistem arayışlarını beslerken biyoloji ve bilgisayar bilimlerinin ara kesitinde beliren evrimsel hesaplama yöntemleri ise diğer alanlarda olduğu gibi, mimarlık ve kent araştırmalarına da yeni bakış açıları kazandırmaktadır. Diğer yandan makro, mikro ve nano ölçeklerde yapılan çalışmalar, Negroponte’nin ifadesiyle bilginin kimyasallaşarak insan bedenine zerk edilmesi tasavvurunu olanaklı kılmaktadır. Son 25 yılda ivme kazanan bu izomorfik yakınsamalar ile bilginin tekil hali ve ilk kaynağı önemsizleşirken, bilginin hangi bağlamlarda ve anlamlarla somutlaştığı önem kazanmaktadır. Dolayısıyla farklı bilgi türleri arasında bağıntılar, örtüşmeler, kesişmeler ve izdüşümlerin görünür hale gelebileceği zeminlerin/ yüzeylerin/eğitim modellerinin arayışı, 21. yüzyıldaki insan-mimarın yeni deney ve üretim alanı haline gelmektedir. Bu bağlamda, sayısal tasarım alanına ilgili öğrencilerin, akademisyenlerin ve disiplinlerarası çalışmalarda öncülük yapan araştırmacıların deneyimlerini paylaşmaları amacıyla 13. Sayısal Tasarım Sempozyumu, 17-18 Haziran 2019 tarihlerinde Kocaeli Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecektir. Sempozyum Konuları Benzetim ve değerlendirme, bina teknolojileri ve akıllı sistemler, biyomimetik tasarım, eniyileme, etmen tabanlı sistemler, insan-makine etkileşimi, işbirliğine dayalı tasarım, kentsel modelleme, mimarlık eğitiminde sayısal tasarım, mimarlık ve matematik, mimarlıkta sayısal üretim, mimarlıkta yapay zeka, sanal ve artırılmış gerçeklik, sayısal tasarım kuramları, sayısal tasarım süreci ve yaratıcılık, sayısal tasarımda malzeme, üretken sistemler, yapı bilgi modelleme. Having the theme “Overlaps and Intersections”, the 13 th National Symposium on Computational Design in Architecture, which will feature presentations and exhibitions of research studies conducted within the academy or in various implementations with a focus on computational research in the field of architecture in Turkey, will be hosted by Kocaeli University on June 17-18. The development of different disciplines over time leads these disciplines to intersect and merge with, and transform each other. While cognitive science, phenomenology, mechanics, electronics, and embedded computing research nourish kinetic, reactive and interactive system searches in the architecture field, evolutionary computing methods emerged from the intersection of biology and computer sciences, just as in other fields, bring in new perspectives to architecture and urban studies. On the other hand, studies carried out in macro, micro and nano scales enable the conception of information turning into a chemical state so as to be injected into human body, as Negroponte indicates. While the singular state and initial source of information become insignificant with these isomorphic convergences that gained momentum in the last 25 years, in which contexts and through which meanings the information becomes materialized comes into further prominence. Thus, the search for grounds/ surfaces/education models where correlations, overlaps, intersections and projections between different types of information can come into view, becomes the new experimentation and production field of the 21st-century human-architect. In this context, the 13th Computational Design Symposium will be hosted by Kocaeli University Faculty of Architecture and Design on June 17-18, 2019, with the aim of providing a platform where students and academicians taking interest in numerical design field, along with researchers leading interdisciplinary studies can share their experiences. Symposium Topics Simulation and evaluation, building technologies and smart systems, biomimetic design, optimization, agent-based systems, human-machine interaction, collaborative design, urban modeling, computational design in architecture education, architecture and mathematics, computational production in architecture, artificial intelligence in architecture, virtual and augmented reality, computational design theories, computational design process and creativity, materials in computational design, productive systems, building information modeling.
natura | 6
haberler | news
ATIŞ SERBEST 5 FREE FIRE 5 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden çeşitli yıllarda mezun 17 sanatçı, MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi Sarnıç Galerilerinde, Atış Serbest 5 sergisiyle bir araya geliyor. Atış Serbest 2012 yılında üç öğretim görevlisinin girişimleriyle başladı. Sergilerin çıkış noktası üniversiteye ait mekânlarının aktif kullanımı vesilesiyle alternatif alanlar açmak ve dönemin baskın küratöryel algısının dışında kendiliğinden yan yana gelebilmek meziyetiydi. “Atış Serbest” başlığı, bu kendiliğindenlik durumuna mizahi bir atıfta bulunurken, bir taraftan da Tophane-i Amire’nin geçmişteki işlevinin de altını çiziyor. Seneler içinde yolu Akademi'den geçen farklı disiplinlerdeki çok sayıda sanatçının katılımıyla şekillenen Atış Serbest’in bu sene 5.’si düzenleniyor. Tanımlara dayalı başlıklar altında bir araya gelmek yerine “bir araya gelebilmeyi” bir başlık olarak ortaya koyan sergi, 12 Mayıs tarihine kadar açık. Sanatçılar: Ahu Akgün, Ayça Telgeren, Can Aytekin, Defne Tesal, Devrim Karakuş, Ekin Saçlıoğlu, Erhan Özışıklı, Güçlü Öztekin, Güneş Çınar, Güneş Terkol, Hayri Ağan, Komet, Levent Aygül, Sami Baruh, Volkan Kızıltunç, Yaşam Şaşmazer, Yiğit Altıparmakoğulları
A total of 17 artists who graduated in different years from Mimar Sinan University, Faculty of Fine Arts, are coming together with the Free Fire 5 (Atış Serbest 5) exhibition to be held at Mimar Sinan Fine Arts University, Tophane-i Amire Culture and Art Center’s Cistern Galleries. Free Fire was inaugurated in 2012 with the initiatives of three lecturers. The starting point of these exhibitions was the competence in opening up alternative areas on the occasion of the active use of their spaces pertaining to the university and being able to come side by side spontaneously beyond the dominant curatorial perception of the period. The theme “Free Fire” humorously refers to this state of spontaneity, while also underlining the historical function of Tophane-i Amire (The Ottoman Royal Cannon Foundry). Shaped around the participations of numerous artists, who are engaged in different disciplines and whose paths have crossed at some point with the Academy, Free Fire is being organized for its 5th edition this year. The exhibition, which introduces “being able to come together” as a theme instead of gathering under definition-based themes, is open until May 12th. Participating Artists: Ahu Akgün, Ayça Telgeren, Can Aytekin, Defne Tesal, Devrim Karakuş, Ekin Saçlıoğlu, Erhan Özışıklı, Güçlü Öztekin, Güneş Çınar, Güneş Terkol, Hayri Ağan, Komet, Levent Aygül, Sami Baruh, Volkan Kızıltunç, Yaşam Şaşmazer, Yiğit Altıparmakoğulları.
natura | 7
haberler | news
KİRKOR SAHAKOĞLU’NDAN “PASSION” “PASSION” BY KİRKOR SAHAKOĞLU Kirkor Sahakoğlu’nun Millî Reasürans Sanat Galerisi için ha zırladığı “PASSION” sergisi 27 Mayıs tarihine kadar ziyarete açık olacak. Sergide Sahakoğlu’nun son dönem çalışmaları arasında yer alan elliyi a şkın yapıtı bulunuyor. Sergi için ha zırlanan kitabın metinleri Emre Zeytinoğlu ve Şebnem İşigüzel tarafından kaleme alındı. Bir önceki sergisinde Adorno’nun “hakikatin yalan, yalanın hakikat gibi göründüğü dönemeç teyiz şimdi” sözünden yola çıkan ve “UTOPIA”sını gerçekleştiren Kirkor Sahakoğlu, yeni sergisinde Schönberg’in “derine, derine, daha derine…” sözünü anımsatırcasına ha z ve tutku kavramlarından yola çıkıyor, dışa vurduğu bu kez “PASSION” oluyor. Sahakoğlu, tutkunun “ruhun gerçek sahibi” olduğunu ileri sürüyor: “Bir ‘şey’e tarifsiz duygularla bağlı olmanın, o ‘şey’i yaratmayla ne çok ilgisi vardır aslında...Çünkü tutku, narsist tir biraz da… Yaşama tutkuyla bağlananlar çoğunluğun git tiği yoldan gitmez, az kullanılanı seçerler. O da yoksa yeni bir yol açarlar kendilerine…” Emre Zeytinoğlu, sergi kataloğunda yer alan ya zısında ise şöyle söylüyor: “Bu sergi ‘ tutku’ kavramı ile ilgili… Burada görülecek şey, ilk bakış ta karşımıza çıkan bir takım yüzeyler, bir takım renkler ya da bir takım kompozisyonlar değildir. Onların ‘derininde, derininde, daha derininde’ yatan bir ‘ben’in tutkuyla açığa çıkartılma isteğidir.” Prepared by Kirkor Sahakoğlu for National Reassurance Art Gallery, the “PASSION” exhibition can be seen until May 27. The exhibition features more than fifty works selected among the latest works of Sahakoğlu. The book prepared for the exhibition has texts written by Emre Zeytinoğlu and Şebnem İşigüzel. Having set out in his previous exhibition from Adorno’s quote “It has come to the point that lies sound like truth, and truth like lies” and achieved his “UTOPIA”, Kirkor Sahakoğlu in his new exhibition sets out from the concepts of pleasure and passion, implicitly evoking Schönberg’s quote “Deep, deep, deeper...”, thus expressing “PASSION” this once. Sahakoğlu argues that passion is the “true owner of the soul”: “Being unutterably attached to a ‘thing’ is indeed very much related to creating that ‘thing’... Because passion is also a bit narcissistic... Those who are passionately clung to life don’t follow the same path the majority follow, instead, they follow the less trodden path. And if that’s not possible, they beat a path for themselves...” In his article featured in the exhibition catalogue, Emre Zeytinoğlu states as follows: “This exhibition is about the concept of ‘passion’... The thing to see here is not some surfaces, some colors or some compositions that appear before us at first glance. It is the desire to passionately manifest the ‘me’ lying ‘deep, deep and deeper’ beneath them.”
natura | 8
haberler | news
ALDO CIBIC’TEN CANLILIĞIN ESTETİĞİ AESTHETICS OF VITALITY BY ALDO CIBIC Milano’da gerçekleşen ''Fuorisalone” sırasında, 8-14 Nisan 2019 tarihlerinde Aldo Cibic son zamanlarda Cibicworkshop ile birlikte tamamladığı işleri, Savona 18 Suites’in içinde düzenlenen bir sergide sundu. Bu özel sergi için otelin iç mekânları, Cibic tarafından tasarlanan mobilyalar ve donatılarla kalıcı bir şekilde dekore edildi ve bunların yanı sıra çeşitli çizimler, fotoğraflar ve enstalasyonlar da sergilendi. Özenle planlanmış bu serginin ziyaretçileri, tasarımcının “canlılığın estetiği” (aesthetics of vitality) konseptine odaklanan sanatsal yeteneğini ve duyarlılığını öğrenme olanağı buldular. Savona 18 Suites'in mevcut mimari elemanları ve iç mekânları, sergilenen ek unsurlarla zenginleştirilen doğal bir fon sunuyor. Bu ortamda çeşitli görüntüler, biçimler, renkler ve işlevler aracılığıyla özel bir hikâye anlatılıyor. Birbirini izleyen farklı dönemler ve türler arasında çeşitli referanslar ve diyaloglar içeren bu “akıcı” hikâye, dört farklı iç mekânda (resepsiyon salonu, lobi, Petit Café ve Garden 18 alanı) gerçekleşti… During “Fuorisalone” that was held in Milan between April 8 – 14, 2019, Aldo Cibic presented works that it has recently completed in collaboration with Cibicworkshop in an exhibition carried out in Savona 18 Suites. The interiors of the hotel have been permanently redecorated with furnishings and fittings designed by Cibic, while various drawings, photographs and installations have also been exhibited for this special exhibition. The visitors of this meticulously planned exhibition found the opportunity to learn about the artistic skill and sensitivity of the designer who focused on the concept of “aesthetics of vitality”. The existing architectural elements and interior spaces of Savona 18 Suites present a natural backdrop that is enriched with additional pieces on display. This environment is home to a special story that is narrated through various images, forms, colors and functions. This “fluid” story, featuring various references and dialogues between different sequential eras and genres, took place in four different interior spaces (the reception hall, the lobby, the Petit Café and the Garden 18 area)...
SALT BEYOĞLU’NDA KIŞ BAHÇESİ PROGRAMLARI WINTER GARDEN PROGRAMS AT SALT BEYOĞLU SALT’ın Kış Bahçesi programları, Mayıs ayındaki iki konuşmayla başlıyor. SALT Beyoğlu’nun dördüncü katında yer alan ve çeşitli saksı bitkileriyle çevreli, 80 metrekarelik sıkıştırılmış toprak zeminden meydana gelen Kış Bahçesi’nde gerçekleştirilecek konuşma ve atölyeler, mekânı tasarlayan mimar Aslıhan Demirtaş’ın (KHORA Office) katkısıyla hazırlanıyor. Kış Bahçesi, yapıdaki mekânsal düzenleme çalışmalarının tamamlanmasıyla Nisan 2018’de kullanıma açıldı. Bahçede killi toprak, kum, mıcır ve kireçten oluşturulan; 30 ton ağırlığında ve 15 santimetre derinliğindeki platform ile bunu çevreleyen alçak duvarlar, katmanlı ve yekpare bir kütle olarak gayretli ve azimli tokmaklama işlemiyle yerinde şekillendirildi. Bir dayanak ve mahsul kaynağı olan toprağın, kentin en yoğun mahallelerinden birindeki bir yapıya aktarımıyla ortaya çıkan bu ortak zemin kamunun kullanımına açık bulunuyor. 18 Mayıs: Şehirden Kaçmak, Bahçeye Sığınmak Erdal Üzen ile Dilşad Aladağ ve Eda Aslan 25 Mayıs: Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve Beş Bitki Nihan Sevinç Muşdal / Görsel: Unutma Bahçesi projesi kapsamında, Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi, 2017, Dilşad Aladağ ve Eda Aslan’ın izniyle. SALT’S Winter Garden programs launch with two talk events to be held in May. Talks and workshops to be held at Winter Garden, which is located on the fourth floor of SALT Beyoğlu and comprised of a 80-sqm rammed earth floor surrounded by a variety of pot plants, are organized with the contributions of Aslıhan Demirtaş (KHORA Office), the designer of the space. Winter Garden was opened in April 2018 upon the completion of spatial layout studies that were carried out in the building. Composed of clay soil, sand, crushed stone and lime in the garden, a 15 cm-deep platform weighing 30 tons, along with low-rise walls surrounding it, had been shaped on site as a layered and monolithic mass through a zealous and tenacious ramming process. This common ground, which emanated from the transfer of earth as a foundation and source of product into a structure located in one of the city’s densest neighborhoods, is open to public use. May 18: Escaping the City, Taking Refuge in the Garden Erdal Üzen with Dilşad Aladağ and Eda Aslan May 25: Nezahat Gökyiğit Botanical Garden and Five Plants Nihan Sevinç Muşdal / Visual: Alfred Heilbronn Botanical Garden, 2017, Courtesy of Dilşad Aladağ and Eda Aslan, in the scope of the Garden of Forgetting project. natura | 9
haberler | news
SALT’TAN 2019 YILINDA ALTI ARAŞTIRMA PROJESİNE DESTEK SALT TO SUPPORT SIX RESEARCH PROJECTS IN 2019
SALT bu yıl, Türkiye’de sosyal ve ekonomik tarih, 1950’ler sonrasında mimarlık, tasarım ve sanat alanlarında 114 başvuru arasından seçilen altı araştırma projesinin her birine 15.000 TL değerinde fon sağlıyor. 2013’ten bu yana toplam 48 projeye dağıtılan SALT Araştırma Fonları’yla, göz ardı edilmiş tarihler üzerine özgün ve disiplinlerarası yaklaşımlar geliştiren ve yeni bilgi üretimine katkıda bulunan araştırmalar destekleniyor. Doç. Dr. Alev Erkmen (Yıldız Teknik Üniversitesi), Dr. Bora Gürdaş (Hacettepe Üniversitesi) ve Prof. Dr. Alp Yücel Kaya (Ege Üniversitesi) ile SALT’tan Farah Aksoy ve Lorans Tanatar Baruh’tan oluşan seçici kurulun belirlediği araştırma projelerinin bulguları, yıl sonunda SALT Galata’da bir sunum programıyla değerlendirme ve tartışmaya açılacak.
natura | 10
This year, SALT will provide 15,000 TL worth of funds to each of the six research projects selected among 114 applications in the fields of social and economic history of Turkey, and post-1950s architecture, design and art. SALT Research Funds, which have been provided for a total of 48 projects since 2013, support research studies that develop original and interdisciplinary approaches to overlooked histories and contribute to the production of new information. The findings of the research projects to be determined by the selection committee, which is comprised of Assoc. Prof. Alev Erkmen (PhD, Yıldız Technical University), Bora Gürdaş (PhD, Hacettepe University), Prof. Alp Yücel Kaya (PhD, Ege University), along with Farah Aksoy and Lorans Tanatar Baruh from SALT, will be opened up for evaluation and discussion through a presentation programme to be held at SALT Galata at the end of the year.
haberler | news
SALT ARAŞTIRMA FONLARI 2019 PROJELERİ
SALT RESEARCH FUNDS’ 2019 PROJECTS
Biray Anıl Birer “Unutulmuş Bir Maden Kentinde Erken Cumhuriyet Dönemi Modernleşmesinin Belleği ve Sosyal Hayat: Değirmisaz” 1930’ların sonundan 1960’ların ortasına dek devlet tarafından işletilen Değirmisaz kömür madeni (Kütahya) çevresinde kurulan toplumsal yapıya odaklanan ve ocağın verimsizlik gerekçesiyle kapatılmasının bölgeyi ne şekilde dönüştürdüğünü gündelik hayat, sosyal ilişkiler ve mekân üretimi temelinde inceleyen bir araştırma.
Biray Anıl Birer “The Memory Pertaining to the Modernization of Early Republican Period and Social Life in A Forgotten Coal Town: Değirmisaz” A research both focusing on the social structure established around the Değirmisaz coal mine (Kütahya), which was run by the state from the late 1930s to mid-1960s and scrutinizing on the basis of daily life, social relations and space production how the shutdown of the mine on the accounts of inefficiency transformed the region.
Oytun Elaçmaz “Anadolu Manzaralarının Tahayyülleri: İstanbul Üniversitesi Film Merkezi Filmlerinin Görsel Antropolojik Yönlerini Düşünmek” Sabahattin Eyüboğlu’nun 1956 ile 1972 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Film Merkezi’nde yaptığı belgeselleri, sanat ve antropoloji ilişkisi üzerinden hem öncül hem de kendi dönemindeki benzer çalışmalar bağlamında irdeleyen bir araştırma. İpek Kay, Deniz Tümerdem, Elif Soylu “Üreterek Öğrenme Mekânı: Büyükdere Fidanlığı ve Pratik Bahçıvan Yetiştirme Yurdu” İstanbul’daki Büyükdere Fidanlığı ve Pratik Bahçıvan Yetiştirme Yurdu’nu merkeze alan; okul ve bulunduğu arazinin üreterek öğrenme ve kolektif çalışmaya imkân tanıyan yapısını, yürütülen faaliyetleri ve civardaki gündelik hayatı detaylandıran bir araştırma. Hatice Kurşuncu, Suna Yılmaz “Tekel Cevizli Fabrikası’nın Bilinmeyeni: Kadınların Tekel’i” İstanbul’da 1967’de açılan ve kadın işçilerin yoğunlukta olduğu Tekel Cevizli Fabrikası’nın kampüs özellikleri, mekân geliştirme ve tasarlama aşamalarında kadın işçilerin konumu ve fabrikanın çevresindeki yapı ve yerleşim yerleriyle ilişkisini ele alan bir araştırma. Emircan Melek, Tarık Özcan “Ankara’da ve Kıyıda: Helikon Derneği” Başkentin kültür ortamına bir soluk katma amacıyla 1952’de kurulan Helikon Derneği’nin amaçlarını, entelektüelleri bir araya getirerek tartışma ve üretme zemini oluşturan etkinliklerini, taksitle eser satışıyla orta sınıfa ulaşma çabasını ve Ankara’da olmasına karşın devletten bağımsız yapısını inceleyen bir araştırma. Akansel Yalçınkaya “Yeşilköy’den Atatürk’e, Hava Meydanından Havalimanına: Bir Havalimanının Tarihi” 6 Nisan 2019’da uçuşlara kapanan Atatürk Havalimanı’nın mimari tarihi ve ekonomik gelişimininin yanı sıra modern bir havacılık merkezine dönüşümünü kapsamlı arşiv belgeleri, basılı kaynaklar ve sözlü tarih çalışmaları eşliğinde görselleştirmeyi amaçlayan bir araştırma.
Oytun Elaçmaz “Imaginations of Anatolian Landscape: Ruminating on the VisualAnthropological Aspects of Films at Istanbul University Film Center” A research scrutinizing the documentaries created by Sabahattin Eyüboğlu at the Istanbul University Film Center between 1956 and 1972, through the relation of art and anthropology in the context of both preceding studies and similar studies carried out by his contemporaries. İpek Kay, Deniz Tümerdem, Elif Soylu “A Space For Learning by Producing: Büyükdere Nursery and Horticulture School” A research grounding on Büyükdere Nursery and Horticulture School in İstanbul and further elaborating the school and its land’s structure that allows for learning by producing and co-working, the activities carried out within, as well as the daily life in the vicinity. Hatice Kurşuncu, Suna Yılmaz “The Unknown Side of Cevizli Tekel Tobacco Factory: Women’s Factory” A research tackling Cevizli Tekel Tobacco Factory, a factory having a high population of women workers that was put into operation in 1967, and the properties of its premises, the position of women workers in stages of space development and design, and the factory’s relationship with the surrounding buildings and settlements. Emircan Melek, Tarık Özcan “In Ankara and Inshore: Helicon Association” A research examining Helicon Association, which was founded in 1952 with the aim to bring a breath of fresh air into the culture scene of the capital, and particularly its objectives, its activities that formed a basis of discussion and production by bringing intellectuals together, its endeavor to reach middle-class through installment sales of artworks and its non-state structure despite being located in Ankara. Akansel Yalçınkaya “From Yeşilköy to Atatürk, Airfield to Airport: The History of An Airport” A research aiming to visualize the architectural history and economic development of Istanbul Atatürk Airport, which was closed to commercial passenger flights on April 6, 2019, as well as its transformation into a modern aviation center, in company with in-depth archival records, printed sources and oral history studies.
natura | 11
haberler | news
İPLİKTEN ÇÖZÜLENLER: TEKSTİLDE KÜRESEL ANLATILAR THE EVENT OF A THREAD: GLOBAL NARRATIVES IN TEXTILES
İstanbul Modern, 7 Temmuz tarihine kadar “İplikten Çözülenler: Tekstilde Küresel Anlatılar” sergisine ev sahipliği yapıyor. “İplikten Çözülenler”, tekstil malzemelerini yapıtlarında sanatsal ifade aracı olarak kullanan ve tekstil aracılığıyla küresel anlatıların peşine düşen 25 çağdaş sanatçının nesne, resim, yerleştirme ve videolardan oluşan çalışmalarını bir araya getiriyor. Sergi, adını Bauhaus dokuma atölyelerinin en önemli sanatçılarından Anni Albers’ın “On Weaving” (Dokumacılık Üzerine, 1965) adlı başvuru kitabındaki bir ifadesinden alıyor. Sosyokültürel ve ekonomik hareketlerin tekstili etkilediğini düşünen Albers, tekstili bu haliyle düşündüğümüzde “tanımlı bir alandan yola çıkıp ilişkilerin gitgide genişlediği bir açıklığa varmanın mümkün olduğunu, böylece öncesinde kenarda kalmış konuların görüş alanına girdiğini” belirtir. Albers, ortaya çıkan yeni açılımların kökeninde “iplikten çözülenlerin” olduğunun altını çizer. Bir metafor olarak kullanılan dokuma iplikleri, farklı kültürlere ait dokumaların uslüplarını, hikâyelerini, üretim tekniklerini birbirleriyle ilişkiye geçirir ve bunların arasında yeni bağlar kurulmasına aracılık eder. Almanya’nın köklü sanat kurumu Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (ifa, Institut für Auslandsbeziehungen) işbirliğiyle gerçekleştirilen sergi, ifa’nın davetiyle Susanne Weiss ile Inka Gressel’in küratörlüğünde, açıldığı her bir sanat kurumunda, o kurumun küratörüyle beraber serginin yeniden tasarlanmasını ve yeni sanatçıların eklenerek sergi temaları arasında yeni bağlar kurulmasını hedefliyor. “İplikten Çözülenler”, Güney Amerika’daki And dağlarında yaşayan halkların quipu geleneğinden, Arjantin’in Wichi topluluğunun dokuma tekniklerine Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun unutulmaya yüz tutan yazmacılık geleneğini canlandırıp tekrar hayata geçirme hikâyesinden, Burhan Doğançay’ın Aubusson halı dokuma atölyelerinde gerçekleştirdiği duvar halılarına kadar birçok farklı hikâyeyi birbirine bağlıyor. Sergi alanında birbiriyle ilişkiye geçen sanatsal pozisyonları bir araya getirip, tekstil malzemesinin ifade aracı olarak çeşitliliğini inceliyor ve kumaşın sadece bir kumaş olmanın ötesindeki tarihsel, toplumsal ve kültürel anlamlarını sorguluyor.
natura | 12
Istanbul Modern is hosting “The Event of a Thread: Global Narratives in Textiles” exhibition until July 7. “The Event of a Thread” brings together works comprising objects, paintings, installations and videos by 25 contemporary artists who use textile materials as a means of expression in their works and who pursue global narratives through textiles. The exhibition is named after a quotation from the reference book titled On Weaving (1965) by Anni Albers, one of the most important artists from the Bauhaus textile workshops. Believing that socio-cultural and economic movements affected textiles, Albers, with this consideration for textiles in mind, states that “Just as it is possible to go from any place to any other, so also, starting from a defined and specialized field, can one arrive at a realization of ever-extending relationships. Thus tangential subjects come into view.” Albers emphasizes that “the event of a thread” lies at the core of every new development. Weaving threads, which are tackled as a metaphor, catalyze the interaction between weaving styles, stories and production techniques from different cultures, and mediate the establishment of new connections between them. Organized in collaboration with the Institute for Foreign Cultural Relations (ifa, Institut für Auslandsbeziehungen), one of the well-established art institutions in Germany, the exhibition is curated by Susanne Weiss and Inka Gressel upon the invitation of ifa, and aims to recreate the original exhibition by establishing new connections in each institution the exhibition travels to, in company with the curators of each institution and the involvement of new artists. “The Event of a Thread” connects a wide range of stories from the tradition of quipu adopted by people living in Andes Mountains in South America to the textile techniques from the people of Wichi in Argentina, from Bedri Rahmi Eyüboğlu’s revitalization and reactualization of the long-forgotten tradition of yazma (hand-painted kerchief) to Burhan Doğançay’s tapestries created at the Aubusson carpet weaving workshops. It investigates the diversity of textile materials as a means of expression by gathering artistic positions that interact with each other in the exhibition space and questions the historical, social and cultural meanings of fabric beyond its mere quality as a material.
haberler | news
Serginin iki özel alanından biri, Türkiye’de resim ile nakış, dokuma, yazmacılık geleneği arasında bir sentez kurgulayan ilk sanatçılardan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na (1911-1975) ayrıldı. Çok yönlü sanatçının ürettiği yazmalardan bir seçki sergide yer alırken, ürettiği yazma kalıplarının bir kısmı, “İplikten Çözülenler” sergisinde ilk defa izleyicinin karşısına çıkıyor. Sergideki diğer özel alan ise Bauhaus’a ayrıldı. Almanya’da 1919 yılında Walter Gropius tarafından kurulan, sanat ve tasarım eğitimi anlayışına tüm dünyada yön veren bir okul olan Bauhaus’un özellikle dokuma atölyelerine adanan büyük bir yerleştirme sergide yer alıyor. Dresden’de başlayan, oradan Kuveyt’e ve şimdi de İstanbul’a uzanan “İplikten Çözülenler” sergisi, iplik katmanlarının, atkı ve çözgülerin sistematik, birbirinin içinden geçerek oluşturduğu dokuma yüzeyinin ötesinde, dokumanın çok yönlü sanatsal ifade aracı olarak farklı olanaklarını bir araya getiriyor. Toplumsal, kültürel, tarihsel anlatılar birbiri ardına dokuma ipliklerinden çözülüp bizlerin önüne yeni bağlar oluşturmamız için sıralanıyor.
One of the two special areas of the exhibition has been devoted to Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911-1975), who is one of the first artists to create a synthesis between painting and embroidery, textiles and yazma traditions in Turkey. While a selection of the yazma created by the versatile artist is presented in the exhibition, another selection of his fabric-printing block plates makes its debut for the first time with “The Event of a Thread”. The other special area in the exhibition has been dedicated to Bauhaus. This area hosts a large installation dedicated particularly to the weaving workshops of Bauhaus, the school that steered art and design education all around the world subsequent to its foundation by Walter Gropius in Germany in 1919. Having set out from Dresden, moved to Kuwait and ultimately made its way to İstanbul, “The Event of a Thread” exhibition brings together the different opportunities created by weaving as a multifaceted means of artistic expression, beyond its surface produced by the systematic and intertwined coalescence of yarn layers, wefts and warps. Social, cultural and historical narratives are therefore untied from threads of fabric and rearranged for us to establish new connections between them.
Sanatçılar: Belkıs Balpınar, Ulla von Brandenburg, Hussein Chalayan, Burhan Doğançay, Noa Eshkol, Andreas Exner, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Uli Fischer, Şakir Gökçebağ, Zille Homma Hamid, Heide Hinrichs, Olaf Holzapfel, Gözde İlkin, Christa Jeitner, Elisa van Joolen & Vincent Vulsma, Gülsün Karamustafa, Servet Koçyiğit, Eva Meyer & Eran Schaerf, Karen Michelsen Castañón, İrfan Önürmen, Judith Raum, Sabire Susuz, Franz Erhard Walther ve Bauhaus Alanı, Harald Schmidt Arşivi, Ziya Tacir
Artists: Belkıs Balpınar, Ulla von Brandenburg, Hussein Chalayan, Burhan Doğançay, Noa Eshkol, Andreas Exner, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Uli Fischer, Şakir Gökçebağ, Zille Homma Hamid, Heide Hinrichs, Olaf Holzapfel, Gözde İlkin, Christa Jeitner, Elisa van Joolen & Vincent Vulsma, Gülsün Karamustafa, Servet Koçyiğit, Eva Meyer & Eran Schaerf, Karen Michelsen Castañón, İrfan Önürmen, Judith Raum, Sabire Susuz, Franz Erhard Walther, and Bauhaus Space, Harald Schmidt Archive, Ziya Tacir
Küratörler: Susanne Weiß, Inka Gressel (ifa, Institut für Auslandsbeziehungen); Öykü Özsoy (İstanbul Modern)
Curators: Susanne Weiß, Inka Gressel (ifa, Institut für Auslandsbeziehungen); Öykü Özsoy (Istanbul Modern)
Küratöryel Ekip: Ümit Mesci, Deniz Pehlivaner
Curatorial Team: Ümit Mesci, Deniz Pehlivaner
natura | 13
haberler | news
ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİNDE BİR İLK: ARCORA GARAGE ACADEMY A FIRST FOR THE UNIVERSITY-INDUSTRY COLLABORATION: ARCORA GARAGE ACADEMY Mobilya tasarımının Türkiye’deki önemli merkezlerinden Siteler yepyeni bir eğitim modeline ev sahipliği yapmaya başladı. Arcora Mobilya ve Mimarlık Şirketi ile Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü, Üniversite-Sanayi İşbirliği çerçevesinde çok değerli bir projeye imza attı. "Tasarla, Planla, Üret" mottosuyla yola çıkarak, İç Mimarlık eğitimi alanında Türkiye’de ilk defa uygulanacak olan proje yönetiminin ve mobilya imalatının tüm aşamalarına ilişkin teorik ve pratik bilgilerin “yerinde ve yaparak öğrenme” yaklaşımıyla aktarılacağı katılımcı ve yenilikçi eğitim modelinin uygulanması amacıyla müfredatı oluşturulan 3 kredilik “İç Mekânın biçimlenişi” dersi, açılışı Başkent Üniversitesi Rektörü Ali Haberal ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ankara İl Müdürü Vehbi Konarılı tarafından yapılan Arcora Garage Academy bünyesindeki özel tasarlanmış atölye ve stüdyolarda gerçekleştiriliyor. İç mimarlık öğrencilerinin mesleki uygulamaya dair bilgi ve becerilerini desteklemeyi hedefleyen Arcora Garage Academy, üniversitede teorik bilgi ve tasarım eğitimi alan öğrencilerin, özellikle ahşap imalatına yönelik uygulama alanında sanayi destekli eğitim ortamlarında teorik ve uygulamalı bilgiye erişmelerine, üretim süreçlerine gözlemci ve uygulamacı olarak katılımlarına olanak sağlıyor. İç Mimarlık uygulamalarında önemli bir yeri olan ahşap imalatlar üretim detayları, malzeme bilgisi ve üretim süreçlerinin en etkin biçimde gözlemlenebileceği, sürdürülebilir bir yapı unsurudur. Eğitim modelimiz, ahşap imalatına ilişkin bilgilerin uygulama aşamasında anlamlı ve kalıcı öğrenmeyi sağlayacak biçimde aktarılmasını hedeflemektedir. Tasarım, planlama ve üretim süreçleri teorik dersler aracılıyla öğrencilere aktarıldıktan sonra, ahşap uygulama süreçleri usta eğitmenlerin aktaracakları teknik bilgiler ve uygulama deneyimleri ile destekleniyor. Bu bağlamda oluşturulan ders müfredatında ilk derste öğrenciler ahşap esaslı malzemeler ile ilgili temel bilgileri, malzemeleri inceleyerek öğrendikten sonra ilk proje ödevi için 5’er kişilik dört gruba ayrılıyorlar.
natura | 14
Siteler, one of Turkey’s important centers for furniture design, started to host a brand-new education model. Arcora Furniture and Architecture Firm and Başkent University Department of Interior Architecture and Environmental Design have carried out an invaluable project in the scope of the University-Industry collaboration. Setting out with the motto of “Design, Plan, Produce”, the 3-credit course titled “The Formation of Interior Space”, the curriculum of which was set to implement a participatory and innovative education model where theoretical and practical information related to all stages of project management and furniture manufacturing will be conveyed through the approach of “learning on-site and by doing”, which is a first in Turkey in the frame of Interior Architecture education, is being held in custom-designed workshops and studios in the body of Arcora Garage Academy, which was inaugurated by Ali Haberal, Rector of Başkent University and Vehbi Konarılı, Ankara Provincial Director of Ministry of Industry and Technology. Aiming to support the knowledge and skills of students with regard to professional practices, Arcora Garage Academy allows for students receiving theoretical information and design education at the university to access theoretical and practical information particulary in industry-sponsored education milieu in the practical field of wood manufacturing, as well as to participate in manufacturing processes as observers and practitioners. Having an important place in interior architecture implementations, wood manufactures stand for a sustainable building element where one gets to observe production details, material information and production processes in the most effective manner. Our education model aims to convey the information related to wood manufacturing during the implementation phase in a way that would ensure substantive and permanent learning. After design, planning and production processes are relayed to students through theoretical courses, the wood implementation processes are supported by technical information and implementation experiences to be conveyed by virtuoso instructors. In the first course, which is set in this context, students are separated into 4 groups of 5 for their first project assignment, after having examined and
haberler | news
Gruplara ayrılan öğrenciler video kaydı olarak izledikleri müşterilerinin mutfak, banyo ve giyinme odasında yapmak istediği değişiklikleri dinleyerek analiz ediyor ve sonrasında projelerinin inşa edileceği stüdyolarda rölövelerini alıyorlar. 2. derste hazırladıkları projelerinin ön sunumlarını gerçekleştiren öğrenciler projelerinin maliyet analizini nasıl doğru yapacaklarını, bütçeye uygun tasarımı nasıl gerçekleştirebileceklerini öğreniyorlar. Öğrenciler, aldıkları kritikler doğrultusunda revize ettikleri projelerinin sunumunu 3. hafta gerçekleştiriyorlar. 4 grubun projelerinin eğitmenler tarafından değerlendirilmesinin ardından hangilerinin uygulamaya konulacağı belirleniyor. Mobilya ustaları ve öğrencilerin kendileri tarafından inşa edilecek projelerin malzeme satın alımlarının doğru şekilde nasıl yapılacağı bilgisi öğrencilere aktarılıyor. Sonrasındaki 6 hafta boyunca öğrenciler, her projede farklı teknikler ve malzeme kullanımı ile maksimum deneyim edinilmesi esasına dayanan mobilya imalatının inceliklerini deneyimli mobilya, cila, döşeme ve demir ustalarından öğreniyorlar. 2 haftalık montaj eğitiminin ardından öğrenciler tamamladıkları projelerini gerçekten başta hesapladıkları maliyetler ile gerçekleştirip gerçekleştiremediklerini görmek amacıyla tekrar maliyet analizi hesaplaması yapıyorlar. Dönemin son dersini öğrencilerin iş hayatında karşılaşacakları, mesleki bilgiler kadar gerekli olduğuna inandığımız girişimcilik ve markalaşma üzerine sektörde adından başarı ile bahsedilen iç mimarlardan alıyorlar.. Geleceğin iç mimarlarının mekân tasarlama ve bunları gerçeğe dönüştürme eylemini iş hayatına atılmadan gerçek anlamda deneyimleme gerekliliği bilinciyle oluşturulan bu projenin mimarı ve Arcora Mobilya’nın sahibi Gökhan Uysal projeyi değerlendirdi: "Geleceğin iç mimarlarının ürettikleri ilk projelerine katkıda bulunmak bizi çok heyecanlandırıyor. Her yıl 80 öğrenciyi atölyemizde ahşapla, tutkalla, makineler ve mesleğin gerektirdiği tüm araç gereçle deneyimli ustalar ve eğitmenler aracılığıyla tanıştıracağız. Öğrenciler hem malzemeyi tanıyacaklar hem de ustalarımız ve eğitmenlerimizden proje yönetiminin tüm inceliklerini öğrenecekler. Projenin gelişimi amacı doğrultusunda Tübitak, Kalkınma Ajansı gibi ulusal kaynakların yanı sıra Avrupa Birliği Erasmus+, Uluslararası Kalkınma Ajansları gibi uluslararası kaynaklara yönelik işbirliği çalışmalarına devam etmekteyiz.”
learned fundamental information about wood-based materials. These students in different groups get to listen and analyze the changes that their clients are willing to make in the kitchen, bathroom and dressing room, which are presented to them through a video record, and subsequently carry out a surveying study in the studios where their projects will be built. Delivering the preliminary presentations of their projects in the 2nd course, the students learn about how to calculate their cost analysis accurately and how to carry out a design in accordance with the budget. In the 3rd week, the students deliver the presentation of their projects, which they have revised in line with the criticism that they received. Following the evaluation of the projects of 4 groups by the instructors, it is then determined which projects will be put into effect. The students are informed of how to correctly purchase the materials for their projects, which will be built by the furniture craftsmen and the students themselves. During the following 6 weeks, the students find the opportunity to learn about the specifics of furniture manufacturing from experienced craftsmen of furnitures, polishing, upholstery and iron works, grounding on the objective of gaining experience to the fullest in every project by ensuring the use of different techniques and material use. Subsequent to the 2-week mounting training, students make another cost analysis in order to see if they can actually realize their completed projects with the costs that they calculated in the first place. Ultimately, they get to take the semester’s final course on entrepreneurship and branding, which we believe are as necessary as professional information, from interior architects who received critical acclaim in the sector.. Created with the awareness that aspiring interior architects need to truly experience how to design spaces and actualize their designs before embarking on a career, the project’s architect and the owner of Arcore Furniture Gökhan Uysal evaluated the project. Uysal said: “We are very excited to be contributing to the first projects of the interior architects of the future. Each year, we will introduce 80 students to wood, glue, machinery and all the equipments that the profession requires, with the help of experienced craftsmen and instructors. These students will become acquainted with the material and also learn from our craftsmen and instructors all the specifics of project management. In line with the objective of developing the project, we are carrying on with our collaborative studies towards national sources such as The Scientific and Technological Research Council of Turkey (Tübitak) and The Development Agency, as well as international sources such as European Union’s Erasmus+ Programme and International Development Agencies.”
natura | 15
haberler | news
PERA MÜZESİ, ÇiN GÜNCEL SANATINDAN ÖNEMLi BIR KESİTİ İSTANBUL’A TAŞIYOR PERA MUSEUM BRINGS AN IMPORTANT SECTION OF CHINESE CONTEMPORARY ART TO İSTANBUL Pera Müzesi, mürekkep sanatının farklı yorumlarına odaklanan “Mürekkepten: Çin Güncel Sanatından Yorumlamalar” başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Çin güncel sanatı konusunda uzman Karen Smith’in üstlendiği sergi, çalışmalarını Çin’de sürdüren farklı kuşaklardan sanatçıların, mürekkep resim geleneğini günümüze nasıl taşıdıklarını yansıtıyor. Sergi, 28 Temmuz tarihine kadar gezilebilir. Sergi, mürekkebin temsil ettiği kültürel kimliğin kaynağını incelemeye alırken, sanatçıların mürekkep resim geleneğinin özüne yönelik arayışlarına odaklanıyor. Küratörlüğünü Karen Smith’in üstlendiği sergide, Çin’in farklı bölge ve şehirlerinde yaşayan on üç sanatçının otuzu aşkın eseri bir araya geliyor. Manzara, doğa ve kaligrafi gibi konulara güncel bir bakışla yaklaşan eserler, resim, fotoğraf, video ve yerleştirme gibi farklı mecralarda karşımıza çıkıyor. Çin kültürel mirasının kendi sanatlarına yansımaları üzerinden mürekkeple ilişki kuran sanatçılar arasında Chen Guangwu, Chen Haiyan, Li Ming, Liang Wei, Luo Yongjin, Qiu Anxiong, Sun Yanchu, Tang Bohua, Xu Bing, Xu Hongming, Xing Danwen, Jian-Jun Zhang, Zhou Fan bulunuyor. “Mürekkepten: Çin Güncel Sanatından Yorumlamalar” sergisine eşlik eden yayın, küratör Karen Smith ve Victoria ve Albert Müzesi’nden araştırmacı Beth McKillop’unmakalelerini bir araya getiriyor.
natura | 16
Pera Museum is hosting the exhibition titled Out of Ink: Interpretations from Chinese Contemporary Art, which focuses on the different interpretations of ink art. Curated by Karen Smith, an expert on Chinese contemporary art, the exhibition echoes how artists from different generations continuing their practices in China, carry the tradition of ink painting into our time. The exhibition can be seen until July 28. The exhibition scrutinizes the source of the cultural identity represented by ink, while focusing on artists’ explorations towards the root of the ink painting tradition. Curated by Karen Smith, the exhibition features more than thirty works by thirteen artists who are living in different parts and cities of China. Approaching topics such as landscape, nature and calligraphy with a contemporary view, the artworks manifest themselves in different media such as painting, photograph, video and installation. Engaging with ink through the reflections of Chinese cultural heritage on their own artistic practices, the participating artists are Chen Guangwu, Chen Haiyan, Li Ming, Liang Wei, Luo Yongjin, Qiu Anxiong, Sun Yanchu, Tang Bohua, Xu Bing, Xu Hongming, Xing Danwen, Jian-Jun Zhang and Zhou Fan. Accompanying the exhibition Out of Ink: Interpretations from Chinese Contemporary Art, a catalogue brings together articles written by the curator Karen Smith and Beth McKillop, the senior research fellow at Victoria and Albert Museum. Indicating how artists
haberler | news
Sergide yer alan sanatçıların mürekkebe, form ve mekânın insan ile ilişkisini anlamanın bir yolu olarak baktığını ifade eden Karen Smith, sanatçıların böylelikle uygarlık tarihi boyunca Çin kültürünün nabzı olmuş mürekkebe dair gelecek olasılıklara katkıda bulunduklarını sözlerine ekliyor. Ona göre bu sanatçılar, mürekkebi güncel kılmanın yollarını araştırırken, seyircilerle ve dünyayla önemli bir köprü oluşturuyor. Uzun bir tarihsel geçmişe sahip mürekkep resmi, Çin kültüründe bir dünya görüşünü temsil eder, dünyayı algılama ve yorumlama biçimi olarak değerlendirilir. Çin mürekkep resimleri genellikle doğa soyutlamaları içerir. Yalnızca su ve mürekkebin kullanıldığı bu eserlerde tüm saflığı ile manzara, insan figürü, çiçek ve hayvanlar yer alır. Çin mürekkep resimlerinin ortaya çıkışını ve gelişimini çeşitli dönemlerde üretilen porselenlerin, ipek kumaşların ve yelpazelerin üzerinde de izlemek mümkündür. Başkan Mao’nun gerçekleştirdiği devrim doğrultusunda Çin’in klasik mirasıyla genel bir kopuş yaşanır; bu kopuşun ardından sanata dair daha dengeli görüşlerin belirmesi 1980’lerin başlarını bulur. Son yıllarda, Çin kültürünü güçlendirmeye yönelik çalışmalar, yerli sanatsal formlara yönelik ilgiyi arttırır. Bu durum Çin halkının mürekkep resmine olan ilgisini olumlu yönde etkiler. Sanatçıların 1980’ler boyunca resim ve kaligrafi alanındaki cesur deneylerine rağmen, mürekkep resmi Batılı sanat pratiklerinin yanında kendini kabul ettiremese de, bu alanda en ilginç işlerden bazıları 1950’lerde doğmuş ilk sanatçılar kuşağı tarafından üretilir. Bu sanatçılar, karakterleri, boyutları ve malzeme kullanımlarıyla büyük bir değişime imza atarken, gerçekliğin eleştirisiyle soyutlamaya yaklaşan çizgide eserler üretir. 2000’lerin başından itibaren hızlı bir reform ve büyüme dönemine giren ülkede sanat pazarının da gelişmesiyle beraber Çin çağdaş sanatı kendine yeni bir alan açar ve bunu hükümet politikalarıyla uyum içinde gerçekleştirir.
participating in the exhibition consider ink as a way to understand the relationship between human and the physical world of form and space, Karen Smith adds that each artist makes a contribution to the future possibilities of ink, which has been the pulse of the Chinese culture throughout the country’s civilization. According to Smith, these artists build an important bridge between the audience and the world, while searching for ways to contemporize ink. The long-established ink painting represents a worldview in Chinese culture and is considered as a form of perceiving and interpreting the world. Chinese ink paintings usually contain abstractions of nature. Featuring solely water and ink, these works present landscapes, human figures, flowers and animals in their purest forms. It is also possible to witness the emergence and development of Chinese ink paintings on the surfaces of porcelains, silk fabrics and hand fans. There was an overall disengagement with China’s classical heritage in line with the revolution developed by President Mao. Following this disengagement, the emergence of more balanced views on art would only be possible in the early 1980s. In recent years, several attempts to strengthen Chinese culture have fostered interest in local artistic forms. This development has positively influenced the interest Chinese people have in ink painting. Despite the daring experiments carried out by the artists in the fields of painting and calligraphy during the 1980s, ink painting failed to establish itself alongside of Western art practices, although some of the most interesting works in this field were produced by artists born in the 1950s. While these artists catalyzed a great transformation with their characters, sizes and use of materials, they also produced works nearing abstraction through the criticism of reality. With the development of art market in the country, which has undergone a period of rapid reform and growth by the early 2000s, Chinese contemporary art has opened up a new space for itself in compliance with government policies.
natura | 17
haberler | news
VENEDİK BİENALİ TÜRKİYE PAVYONU AÇILIYOR THE PAVILION OF TURKEY AT THE VENICE BIENNALE OPENS Dünyanın önde gelen sanat etkinliklerinden Venedik Bienali 58 Uluslararası Sanat Sergisi, bu yıl 11 Mayıs–24 Kasım tarihleri arasında düzenleniyor. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) koordinasyonunda gerçekleştirilen Türkiye Pavyonu’nda, sanatçı İnci Eviner’in Biz, Başka Yerde başlıklı yapıtı sergileniyor. Venedik Bienali’nin ana mekânlarından Arsenale’de yer alan Türkiye Pavyonu’nda görülebilecek serginin küratörlüğünü Zeynep Öz üstleniyor. Biz, Başka Yerde için Türkiye Pavyonu’nu bir sahneye dönüştürecek İnci Eviner, sahne üzerinde, kendi çizdiği desenlerden yola çıkarak yeniden biçimlendirdiği mimari ögelere, videolara, ses yerleştirmelerine ve objelere yer vererek, farklı duyusal ve görsel katmanlar oluşturuyor Biz, Başka Yerde, toplu yer değiştirmelerin sonucunda ortaya çıkan mekânlara dair bir yapıt. Hazırlıkları devam eden sergi, izleyicileri, bu mekânlardaki kişilerin birbirleriyle ve kendi anılarıyla ilişki kurma biçimleri hakkında düşünmeye davet edecek. İnci Eviner’in, yeniden biçimlendirdiği nesneler ve yarattığı hayali karakterleri çeşitli ses unsurlarıyla bir arada kullandığı bu yapıt, Türkiye Pavyonu ziyaretçilerine kayıp, silinmiş ve başka yerde olma hissini yaşatacak. Türkiye Pavyonu için yaratılan mekân, karakterler ve objeler, Alman siyaset bilimci Hannah Arendt’in 1943 yılında kaleme aldığı “Biz Mülteciler” adlı metinde bahsettiği mücadelelere dair bir anlatı sunacak. İnci Eviner, Biz, Başka Yerde ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Bu figürler diğer yarılarını bulmak için mekân boyunca hiç durmadan yer değiştiriyorlar. Bu çaba aslında kesintiye uğratılmış, iptal edilmiş hafızalarını ve bedenlerini yeniden ele geçirme çabasıdır. Figürler bu kurguyu yaparken mitolojiler, anılar ve günlük hayatın alışkanlıkları ile neşe ve acılarını birer birer toplayıp yerlerine yerleştirmek zorunda kalıyorlar. Kendimi bütün bunlara tanıklık etmek için olayların
natura | 18
The Venice Biennale 58th International Art Exhibition, one of the world’s leading art events, will be held between May 11 – November 24 this year. Coordinated by Istanbul Foundation for Culture and Arts (İKSV), the Pavilion of Turkey will feature the artist İnci Eviner’s work entitled We, Elsewhere. Curated by Zeynep Öz, the exhibition to be featured at the Pavilion of Turkey will take place at the Arsenale, one of the main venues of the Venice Biennale. İnci Eviner, who will transform the Pavilion of Turkey into a stage for We, Elsewhere, gives place to architectural elements, videos, sound installations and objects that she remodelled by setting out from her own drawings, thus creating different sensory and visual layers. We, Elsewhere, stands for a work related to spaces that emerged as a result of collective displacement. The exhibition, whose preparations are still in process, will invite the audience to meditate upon how individuals in these spaces react and interact with one another and with their own memories. This work, for which İnci Eviner used reconfigured objects and imaginary characters that she created with various sound elements, will present the audience of Pavilion of Turkey with the sense of being lost, erased and elsewhere. The space, characters and objects created for the Pavilion of Turkey will present a narrative akin to the struggles cited in We Refugees, which was written in 1943 by German political scientist Hannah Arendt. “These figures are constantly changing places through the space so as to find their other halves. This endeavor is actually an attempt to recapture their interrupted and invalidated memory and bodies. While these figures create this setting, they find themselves obligated to pick up mythologies and memories, the habits of everyday life, their joy and sorrow and put them into place. I try to keep myself in and out of events
haberler | news
Fotoğraflar / Photographs: Poyraz Tütüncü
içinde ve aynı zamanda dışında tutmaya çalışıyorum. Tanık olmanın sorumluluğu, biz olmayı sorgulamaktan geçiyor.“ Küratör Zeynep Öz ise projeyi, “Eviner bu projede mimari yapıyı, video ve canlı performans gibi hareket öğelerini bir araya getiren bir temel olarak kullanarak, daima değişen öznellik oluşumunda göç ve hapsedilme durumları üzerine düşünüyor,” ifadeleriyle anlattı. Biz, Başka Yerde, eserlerinde bireyin beden hareketlerinin, onun ruhunu ve davranışını nasıl şekillendirdiğini inceleyen sanatçı İnci Eviner’in sanat pratiğine de ayrıntılı bir bakış imkânı sağlıyor. Sanatçının önceki eserlerinde olduğu gibi Biz, Başka Yerde’nin de başlangıcını ve bel kemiğini çizimleri oluşturuyor. Çizimlerin üzerinden şekillenen yapıtta, farklı disiplinler bir araya gelerek çok katmanlı bir yapı yaratıyor. İnci Eviner, Biz, Başka Yerde isimli yapıtında farklı disiplinlerden isimlerle birlikte çalışıyor. Projenin mimari tasarımı Birge Yıldırım Okta ve Gürkan Okta’ya, ses tasarımı Tolga Tüzün’e ait. Türkiye Pavyonu’nun içerisinde yansıtılacak videolarda ise performans sanatçısı ve dansçı Canan Yücel Pekiçten, Melih Kıraç ve Gülden Arsal yer alıyor. Videoların görüntü yönetmenliğini Aydın Sarıoğlu, post prodüksiyonu ise Cem Gökçimen ve Cem Perin yapıyor. Projenin görsel kimliğinin ve Türkiye Pavyonu’nun açılışıyla birlikte ziyaretçilerle buluşacak yeni yayının tasarımını ise Okay Karadayılar ve Ali Taptık (ONAGÖRE) üstleniyor.
to witness all of this. The responsibility of being a witness is in the questioning of being ‘us’,” said İnci Eviner of We, Elsewhere. Regarding the project, curator Zeynep Öz explained: “Eviner in this project uses the architectural structure as a basis that brings together the elements of movement such as video and live performance, thus reflecting on matters of migration and confinement in constantly changing subjectivity formation.” We, Elsewhere, also offers an in-depth look at the art practice of İnci Eviner, who scrutinizes in her works how the individual’s body movements shape their spirit and behavior. Just as in the previous works of the artist, the beginning and backbone of We, Elsewhere, are grounded on her drawings. Shaped around these drawings, the work features a multilayered structure created by the juxtaposition of different disciplines. For her work entitled We, Elsewhere, İnci Eviner works with people from different disciplines. The architectural design of the project is carried out by Birge Yıldırım Okta and Gürkan Okta, while sound design is made by Tolga Tüzün. Videos to be projected within the Pavilion of Turkey are undertaken by performing artists and dancers Canan Yücel Pekiçten, Melih Kıraç and Gülden Arsal. The cinematography of the videos is carried out by Aydın Sarıoğlu, while the post-production is done by Cem Gökçimen and Cem Perin. Okay Karadayılar and Ali Taptık (ONAGÖRE) undertake the project’s visual identity and the design of the new publication, which will meet the audience with the launch of the Pavilion of Turkey.
natura | 19
haberler | news
VENEDİK BİENALİ BAŞLIYOR VENICE BIENNALE BEGINS
11 Mayıs 2019 Cumartesi ile 24 Kasım 2019 Pazar günü arasında Giardini ve Arsenale’de ziyaretçilere kapısını açacak olan Venedik Bienali 58. Uluslararası Sanat Sergisi, “İlginç Zamanlarda Yaşayasın” (May You Live In Interesting Times) başlığıyla Ralph Rugoff küratörlüğünde ve Paolo Baratta başkanlığındaki Venedik Bienali (La Biennale di Venezia) organizatörlüğünde gerçekleşecek. Ödül ve açılış törenleri ise 11 Mayıs 2019 Cumartesi günü düzenlenecek. Bienalin başkanı Paolo Baratta bienalle ilgili şu sözlere yer verdi: “Bu serginin başlığında yer alan ‘ilginç zamanlar’ ifadesi, zorlayıcı ve hatta ‘tehditkâr’ zamanlarla ilgili bir fikir çağrıştırabileceği gibi aynı zamanda kendi karmaşıklığı içerisinde insanlık tarihini görebilmek ve göz önünde bulundurabilmek için bir basit bir davete işaret ediyor da olabilir. Bu nedenle bu davet, konformizm ya da korkunun beslediği, olguları fazlasıyla basite indirgeme hatasının sıklıkla hüküm sürdüğü zamanlarda özel bir önem taşıyor. Bir sanat sergisinin dikkate değer olması için her şeyden önce bizlere sanatı ve sanatçıları, tüm indirgemeci tavırlara kararlı bir şekilde meydan okuyan unsurlar olarak sunması gerektiğine inanıyorum. Bienalin 1998 yılında kapsamlı bir düzenlemeye gitmesinin ardından ilk sergimi tam olarak bu mekânda açalı yirmi sene oldu. Size şunu söyleyebilirim ki “oldukça ilginç zamanlardı”. Sürecin en başında, kozmopolitanizm ve küreselleşmenin egemen olduğu zamanlarda çağ dışı olarak addedilen pavyonların varlığı yüzünden eleştirildik. Ancak yaşadığımız bu zamanda bazı kişiler, kozmopolitanizmin geniş kitleleri etkisi altına alan birçok kültürel ve politik gerçekliğin bir tür “hafif güç” yaratabilmesi için kullanabileceği bir yol olması ihtimali üzerinde de duruyor. Bahsettiğim yıllardan sonra gerçekleştirdiğimiz her bienal için alt başlık olarak “açık” ve “insanlığın ortak platformu” ifadelerini kullanmış olan uluslararası bir sergiyiz.” Sergi, Merkez Pavyonu Giardini’den Arsenale’ye kadar uzanacak ve aralarında Türkiye’den Halil Altındere’nin çalışmalarının da yer aldığı dünyanın dört bir yanından 79 sanatçıya ve çalışmalarına yer verecek. Ralph
natura | 20
Open to the public from Saturday May 11th to Sunday November 24th 2019, at the Giardini and the Arsenale, the 58th International Art Exhibition, titled “May You Live In Interesting Times,” will be curated by Ralph Rugoff and organized by La Biennale di Venezia chaired by Paolo Baratta. The awards ceremony and inauguration will be held on Saturday May 11th 2019. “The title of this exhibition could be interpreted as a sort of curse,” stated President Paolo Baratta, “where the expression ‘interesting times’ evokes the idea of challenging or even ‘menacing’ times, but it could also simply be an invitation to always see and consider the course of human events in their complexity, an invitation, thus, that appears to be particularly important in times when, too often, oversimplification seems to prevail, generated by conformism or fear. And I believe that an exhibition of art is worth our attention, first and foremost, if it intends to present us with art and artists as a decisive challenge to all oversimplifying attitudes. Twenty years have passed since, in this same location, I presented my first exhibition after the Biennale underwent major reform in 1998. Let me tell you, they have been very interesting times. At the beginning we were criticized for the presence of the pavilions, considered old-fashioned in times of cosmopolitanism and globalization, we live in times where some people raise the doubt that cosmopolitanism might also have been a way for the most influential cultural and political realities to exert a sort of soft power. We are an international exhibition that since those years put the word ‘open’ and ‘plateau of humankind’ as the subtitle for all the following biennials.” The exhibition will develop from the Central Pavilion (Giardini) to the Arsenale, and will include 79 artists from all over the world, including works by Halil Altındere from Turkey. Ralph Rugoff has declared: “May You Live in Interesting Times will no doubt include artworks that reflect
haberler | news
Rugoff sergiyle ilgili şöyle konuştu: “İlginç Zamanlarda Yaşayasın, aralarında önemli geleneklere, kurumlara ve “savaş sonrası düzen” ilişkilerine yönlendirilen tehditlerin de bulunduğu, günümüzde var olmanın karmaşık yönlerine odaklanan sanat eserleri sunacak. Ancak en başından şunu belirtmeliyiz ki sanat kendi gücünü politika alanında uygulamaz. Sanat, ne dünyanın farklı noktalarındaki milliyetçi hareketlerin veya baskıcı hükümetlerin yükselişini ne de dünyanın dört bir yanında zorla evlerinden uzaklaştırılan insanların yaşadığı trajedinin etkilerini ortadan kaldırır (ki bu insanlar günümüzde dünya nüfusunun tamamının yüzde birini oluşturuyor). Ancak belki de sanat, dolaylı bir şekilde “ilginç zamanlarda” nasıl yaşamamız ve düşünmemiz gerektiğiyle ilgili bize bir tür rehber olabilir. Venedik Bienali 58. Uluslararası Sanat Sergisi’nin özel bir teması olmayacak fakat sanat üretimine dair genel bir yaklaşıma ve sanatın hem hazzı hem de eleştirel düşünceyi kapsayan sosyal işlevine dikkat çekecek. Sergi, mevcut düşünme alışkanlıklarına meydan okuyan sanatçıların işlerine odaklanırken aynı zamanda nesneleri ve imgeleri, jestleri ve durumları okuma biçimlerimizi de ortaya koyacak. Bu tür bir sanat, birçok perspektifi barındırmaya, görünürde çelişkili ve uyumsuz olan kavramları göz önünde bulundurmaya ve bu dünyayı anlamlı kılmak için türlü türlü yollar denemeye odaklanan uygulamalar üzerinden gelişir. Bu şekilde düşünen sanatçılar, “sözde” gerçeklerin anlamlarına farklı alternatifler önerirler ve bunu bahsi geçen gerçekleri birbirine bağlamanın ve onları kavramsallaştırmanın farklı yollarını önererek başarırlar. Sanatçıların sınırsız bir merak ve nüktedanlık üzerinden hayat bulan işleri, daha önce sorgulamadığımız kategorilere, kavramlara ve öznellik anlayışlarına şüpheyle yaklaşmamız için bizi teşvik ediyor. Bizi çoklu alternatifleri ve bilinmeyen bakış açılarını düşünmeye ve “düzenin” farklı düzenlerin eşzamanlı varlığı haline geldiği belirli yolları fark etmeye davet ediyor.” Sergi aynı zamanda Giardini’deki tarihi pavyonlarda, Arsenale’de ve Venedik’in tarihi şehir merkezinde 90 Milli Katılım Organizasyonu’na da ev sahipliği yapacak. Venedik Sanat Bienali’ne ilk kez katılım gösterecek dört ülke ise Gana, Madagaskar, Malezya ve Pakistan. Aynı zamanda Dominik Cumhuriyeti de bienalde ilk kez kendi ulusal pavyonuyla yer alacak. Ayrıca serginin küratörü tarafından içeriğe dahil edilen ve kâr amacı gütmeyen ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen 21 Paralel Etkinlik de farklı mekânlarda yer alacak. Etkinlikler, Venedik Bienali sergisini tanımlayan seslerin çeşitliliğini daha da zenginleştiren, geniş kapsamlı katkılar ve katılımlar sağlıyor.
upon precarious aspects of existence today, including different threats to key traditions, institutions and relationships of the ‘post-war order.’ But let us acknowledge at the outset that art does not exercise its forces in the domain of politics. Art cannot stem the rise of nationalist movements and authoritarian governments in different parts of the world, for instance, nor can it alleviate the tragic fate of displaced peoples across the globe (whose numbers now represent almost one percent of the world’s entire population). But in an indirect fashion, perhaps art can be a kind of guide for how to live and think in ‘interesting times.’ The 58th International Art Exhibition will not have a theme per se, but will highlight a general approach to making art and a view of art’s social function as embracing both pleasure and critical thinking. The exhibition will focus on the work of artists who challenge existing habits of thought and open up our readings of objects and images, gestures and situations. Art of this kind grows out of a practice of entertaining multiple perspectives: of holding in mind seemingly contradictory and incompatible notions, and juggling diverse ways of making sense of the world. Artists who think in this manner offer alternatives to the meaning of so-called facts by suggesting other ways of connecting and contextualising them. Animated by boundless curiosity and puncturing wit, their work encourages us to look askance at all unquestioned categories, concepts and subjectivities. It invites us to consider multiple alternatives and unfamiliar vantage points, and to discern the ways in which “order” has become the simultaneous presence of diverse orders.” The exhibition will also include 90 National Participations in the historic Pavilions at the Giardini, at the Arsenale and in the historic city centre of Venice. Four countries will be participating for the first time at the Biennale Arte: Ghana, Madagascar, Malaysia and Pakistan. The Dominican Republic for the first time at the Biennale Arte with its own national pavilion. Also 21 Collateral Events which are admitted by the curator and promoted by non-profit national and international bodies and institutions, take place in several locations; they offer a wide range of contributions and participations that enrich the diversity of voices that characterizes the exhibition of Venice.
natura | 21
haberler | news
KEPEZ BELEDİYESİ TURGUT CANSEVER ULUSLARARASI MİMARLIK ÖDÜLLERİ SONUÇLANDI KEPEZ MUNICIPALITY TURGUT CANSEVER INTERNATIONAL ARCHITECTURE AWARDS UNVEILS ITS WINNERS Antalya Kepez Belediyesi’nin Mimarlar Odası Antalya Şubesi ile işbirliği içinde ve odanın koordinasyonu ile düzenlediği Mimar Turgut Cansever ödüllerinin 2019 dönemi kazananları belli oldu. 15 Mart günü panel ve ödül töreni gerçekleşti. Ödüller, bölge ile özdeş çalışmaları ile öne çıkan Turgut Cansever'in anılması, kendisinin şehircilik ve mimarlık anlayışının tanıtılması, ulusal ve uluslararası ortamda, yere duyarlı ve nitelikli mimarlık ürünlerinin öne çıkartılDoğan Tekeli ması, mimarlık ve çevre bilincinin gelişmesi, mimarlık ürünlerinin belgelenmesi, Türkiye ile uluslararası ortam arasında mimarlık kültürüne yönelik iletişim ve tanıtımın geliştirilmesi ve güzel sanatların teşvik edilmesi amacı ile veriliyor. Turgut Cansever Büyük Ödülü’nün kazananı bu yıl Doğan Tekeli oldu. Ödül, ulusal ve uluslararası adaylar arasında farklılık gözetmeksizin mimari tasarım ve uygulama sürecinde yere ve bağlama duyarlılık, kültürel süreklilik, malzeme ve detay incelmişliği gibi öncelikler esas alınarak yaşam boyu proje ve çalışmaları ile çağdaş mimarlık ortamında farkındalık yaratabilecek, örnek ve rol-model olarak öne çıkartılabilecek bir mimara veriliyor. Turgut Cansever Yapı Ödülü, Çanakkale’deki Troya Müzesi projesi ile Ömer Selçuk Baz’a ve Sakarya’daki Taraklı Kent
natura | 22
Organized by Antalya Kepez Municipality in cooperation with the Chamber of Architects Antalya Branch and in coordination with the Chamber, Architect Turgut Cansever awards’ 2019 winners have been announced. The panel and awards ceremony took place on March 15. The awards are presented to commemorate Turgut Cansever, who came to the fore with his works coinciding with the region, promote his urbanism and architecture understanding, highlight site-sensitive and qualified architectural products on national and international stage, develop architectural and environmental awareness, document architectural products, improve communication and promotion towards architecture culture between Turkey and international scene, and foster fine arts. This year’s Turgut Cansever Grand Prize is granted to Doğan Tekeli. Without practising favoritism between national and international candidates and grounding on priorities such as the sensitivity shown to the site and and context, cultural sustainability and refinement of materials and details during architectural design and implementation phase, the prize is presented to an architect who has the ability to raise awareness and who can stand out as an example and a role model in contemporary architecture scene with their projects and works to be carried out in their lifespan.
haberler | news
Taraklı Kent Parkı / Taraklı Urban Park, Yusuf Burak Dolu
Parkı projesi ile Yusuf Burak Dolu’ya verildi. Ödül, mimari tasarım ve uygulama sürecinde yere ve bağlama duyarlılık, kültürel süreklilik, malzeme ve detay incelmişliği gibi öncelikler esas alınarak çağdaş mimarlık ortamında farkındalık yaratabilecek, örnek olarak öne çıkartılabilecek iki yapıya ve mimar(lar)ına veriliyor. Turgut Cansever Yerel Başarı Ödülü kazananı, Konyaaltı Kentsel Tasarım ve Sahil Düzenlemesi ile Ahmet Mucip Ürger, Şemsettin Tugay, Ali Özer, Olgu Çalışkan oldu. Ödül, Antalya bölgesinde gerçekleşmiş uygulamalar esas alınarak mimari tasarım ve uygulama sürecinde yere ve bağlama duyarlılık, kültürel süreklilik, malzeme ve detay incelmişliği gibi öncelikler gözetilerek çağdaş mimarlık ortamında farkındalık yaratabilecek, örnek olarak öne çıkartılabilecek bir yapıya ve mimar(lar)ına veriliyor. Ayrıca, İzmir’deki Asma Bahçeler projesi ile Metin Kılıç ve Dürrin Süer’e ve Antalya M.Paşa Belediyesi Türkan Şoray Kültür Merkezi projesi ile Cihan Sevindik, Tuna Han Koç, Doğan Türkkan ve Zeynep Canan Aksu’ya Özel Ödül verildi.
Turgut Cansever Building Award is presented to both Ömer Selçuk Baz with his Museum of Troy project in Çanakkale and Yusuf Burak Dolu with his Taraklı Urban Park project in Sakarya. Grounding on priorities such as the sensitivity shown to the site and context, cultural sustainability and refinement of materials during the architectural design and implementation phase, the award is presented to two buildings and their architect(s), which have the ability to raise awareness and which can stand out as an example in contemporary architecture scene. Turgut Cansever Local Achievement Award is presented to Ahmet Mucip Ürger, Şemsettin Tugay, Ali Özer and Olgu Çalışkan for their Konyaaltı Urban Design and Coastline Rehabilitation project. Based on implementations conducted in the Antalya region and grounding on priorities such as the sensitivity shown to the site and context, cultural sustainability and refinement of materials and details during the architectural design and implementation phase, the award is presented to a building and its architect(s), which has the ability to raise awareness and which can stand out as an example in contemporary architecture scene. Moreover, Jury’s Special Award is presented to Metin Kılıç and Dürrin Süer for their Hanging Gardens project in İzmir, and Cihan Sevindik, Tuna Han Koç, Doğan Türkkan and Zeynep Canan Aksu for their Antalya Muratpaşa Municipality Türkan Şoray Cultural Center project.
natura | 23
haberler | news
TAHT OYUNLARI MİMARLIĞI THE ARCHITECTURE OF GAME OF THRONES
Derleyen / Compiled by: Selin Biçer Yüksek Mimar / M.Arch
HBO’nun efsanevi dizisi Taht Oyunları (Game of Thrones) son sezonuyla izleyicileri ile buluşurken bu fantastik dünyaya set olan mekânları Natura okuyucuları için inceledik. George R. R. Martin’in Buz ve Ateşin Şarkısı (A Song of Ice and Fire) isimli epik fantezi roman serisinden uyarlanan dizi yedi krallığın liderlerinin ejderhalar, ordular ve kara büyü ile tahtı ele geçirmek için mücadele ettiği ve aynı anda akgezen ordusunun yaşamı tehdit ettiği bir dünyanın jeopolitik entrikalarını anlatıyor. Sekizinci sezonun ilk bölümü dünya çapında (legal olarak) 17,4 milyon kişi tarafından izlendi. Popüler televizyon şovunun geçtiği devasa kaleler, hareketli limanlar ve göz kamaştıran kentler gerçek dünyadaki tarihi mekânlardan ilham alınarak tasarlanıyor. Bağlama uyum sağlaması açısından bu mekânlardaki doğal taş kullanımı ise, dikkat çekici özelliklerden biri. Yeni sezonda değişen jenerik ise büyük bir başarı kazandı; bir harita sayesinde hikâyede geçen her bir kent soyut ve steampunk* tarzında bir infografik ile izleyiciye tanıtılıyor. Dizinin nam salmış sinema estetiğini yaratan prodüksiyon tasarımcısı ve art direktör Deborah Riley, bir tasarımcı ve eski bir
* Gelişmiş teknolojiden ziyade buharla çalışan makinelerin değişik yorumlamalarını içeren bir bilim-kurgu türü. natura | 24
(Kaynak/Source: www.dailydot.com/parsec/game-of-thrones-maps)
While HBO’s legendary TV show Game of Thrones greets the viewers with its final season, we have scrutinized the spaces that form the set of this fantasy world for the readers of Natura. Being an adaptation of George R. R. Martin’s series of epic fantasy novels titled A Song of Ice and Fire, the series narrates the geopolitical intrigues of a world in which the leaders of the Seven Kingdoms battle for the throne with dragons, armies and black magic, while the White Walkers’ army pose a threat to human life on earth. The first episode of the eight season garnered 17.4 million viewers worldwide (legally). The colossal castles, bustling harbors and dazzling cities that are home to this popular TV series are designed by drawing inspiration from real-world historic sites. In terms of establishing harmony with the context, the natural stone use in these spaces shines out as one of the prominent features of the show. The opening credit sequence that underwent a change for the new season has received critical acclaim: a map allows for introducing every city included in the story to the viewer in an abstract and steampunk* style. Production designer and art director Deborah Riley, who created the renowned cinematic aesthetics of the series, is a designer and a former architecture student. According to Riley, creating the desired set
* A genre of science fiction that includes different interpretations of steam-powered machinery rather than advanced technology.
haberler | news
mimarlık öğrencisi. Riley’e göre, çok kısıtlı bir zaman diliminde çekilen dizinin her bir bölümü için arzu edilen setin hazırlanması başlı başına bir mücadele çünkü setlerin sadece güzel bir arka fon oluşturması televizyon dünyası için artık yeterli değil. Aynı zamanda anlatının kritik bir parçasını oluşturması da gerekiyor. Bu bağlamda, yapılı çevrenin hikâye anlatıcıları olarak mimarlar için senaryoyu geliştirecek görsel anahtarı bulmak oldukça zor olabiliyor. Dizinin daha inandırıcı olmasına yardımcı olmak için, tasarımcı gerçek dünyada gezip gördüğü mimari ürünlerden yararlanıyor; farklı mimari stilleri ve örnekleri kullanarak senaryoyu uyarlayanların, her sezonda genişleyen anlatıyı oluşturan farklı olay örgüleri arasında atlamalarını kolaylaştırıyor. Bu bağlamda, dizi setlerinin ilham aldığı tarihi kurgusal mekânları kabaca inceleyelim:
for each episode of the series, which is being shot in a very limited filming time, is a challenge in and of itself given that sets creating a beautiful backdrop is no longer enough for the TV world. They also need to constitute a vital part of the narrative. In this context, it can be difficult to find the visual key that would enhance the story for the architects, who are the storytellers of the built environment. In order to help make the series more convincing, the designer makes use of architectural products that they see in the real world: by using different architectural styles and examples, they make it easy for those who adapt the screenplay to jump back and forth between different story arcs that constitute the narrative, which broadens its scope with every season. In this context, let’s make a cursory examination of the fictional historic spaces from which the TV show’s sets take their inspiration.
Kaynaklar: Paul Keskeys (Architizer), Patrick Sisson (Curbed) ve Manuel Saga (Archdaily)
References: Paul Keskeys (Architizer), Patrick Sisson (Curbed) and Manuel Saga (Archdaily)
Ejderha Kayası / Dragonstone Daenerys Targaryen'in atalarının evi olan Ejderha Kayası (Dragonstone) için yapılan çekimler, İspanya'nın Bask bölgesindeki Muaya Plajı'nda gerçekleştiriliyor. Shootings for Dragonstone, the homeland of Daenerys Targaryen’s ancestors, are made in Muriola Beach, which is located in the Basque country of Spain. (Kaynak / Source: www.gameofthrones.fandom.com/ wiki/Dragonstone_(castle)
İç mekânlar için Kuzey İrlanda’daki Devler Kaldırımı’nı (Giant's Causeway) kullanan set tasarımcıları, plajın güçlü grafik etkisiyle çarpıcı hale gelen kaya oluşumlarını taht odasındaki dokuları oluşturmak için kullandılar; altıgenzemin döşemeleri için ünlü bazalt sütunlardan esinlenildi. Using the Giant’s Causeway located in Northern Irland for the interiors, set designers have utilized rock formations, which acquired a striking character thanks to the beach’s powerful visual effect, in order to create the textures in the throne room; famous basalt columns provided inspiration for the hexagonal tiles. (Kaynak/Source: www.gameofthrones.fandom.com/wiki/ Dragonstone_(castle)
natura | 25
haberler | news
(Kaynak/Source: https://en.wikipedia.org/wiki/ Giant's_Causeway)
Muaya Plajı (Kaynak/Source: tourism.euskadi.eus/contenidos/informacion/)
(Kaynak/Source: www.gameofthrones.fandom.com/ wiki/Dragonstone_(castle))
Meereen Sarayı (Meereen Palace) Dizinin tüm setleri içinde Daenerys Targaryen’in Meereen’deki sarayı mimari açıdan en cazip olanı çünkü Frank Lloyd Wright’ın Los Angeles’taki ünlü Ennis ve Millard Evleri’ndeki Maya Canlandırması detaylarından alınan ilham, piramitteki çatı katının süslü taş balkonlarında açıkça kendini gösteriyor. Among all the sets of the show, Daenerys Targaryen’s palace in Meereen is the most architecturally captivating because the inspiration drawn from the details of Mayan Revival of Frank Lloyd Wright’s famous Ennis and Millard Houses in Los Angeles, clearly manifest itself at the ornate stone balconies of the pyramid’s penthouse. (Kaynak/Source: www.gameofthrones.fandom.com/ wiki/Meereen)
Köle Körfezi’nin (Slaver’s Bay) kuzeyindeki Meereen, antik Maya tapınaklarından 20. yüzyıl konutlarına kadar uzanan farklı tasarım ilhamlarıyla dikkat çekiyor. En zengin kentliler, antik taş duvar ağıyla bağlantılı görkemli piramitlerde yaşıyorlar. Meereen'de geçen sahnelerinin çoğu, Hırvatistan’daki Split kenti yakınlarındaki kayalıklarda bulunan 2.000 yıllık bir yapı olan Klis Kalesi'nde çekiliyor. Located north of the Slaver’s Bay, Meereen draws attention with its different design inspirations ranging from ancient Mayan temples to 20th-century dwellings. The wealthiest residents live in majestic pyramids connected by a network of ancient stone walls. Most of Meereen’s scenes are shot in Klis Fortress, a 2,000-year-old structure that is situated at the rocks near the city of Split of Croatia. (Kaynak/Source: www.gameofthrones.fandom.com/wiki/Meereen) natura | 26
haberler | news
(Kaynak/Source:www.architizer.com/blog/practice/ castles-an-architects-guide-to-game-of-thrones/)
details/ingdoms-and-
(Kaynak/Source:www.architizer.com/blog/practice/details/ kingdoms-and-castles-an-architects-guide-to-game-of-thrones/)
(Kaynak/Source: www.franklloydwright.org/site/ennis-house)
(Kaynak/Source:wwwen.wikipedia.org/ wiki/Millard_House)
(Kaynak/Source:www.tripadvisor.ie LocationPhotoDirectLink-g1051517d2356012-i270705689-Klis_Fortress-Klis_Split_Split_Dalmatia_County_Dalmatia.html)
(Kaynak/Source: www.franklloydwright.org/site/ennis-house) natura | 27
haberler | news
Braavos
(Kaynak/Source: www.gameofthrones.fandom.com/wiki/Braavos)
(Kaynak/Source: www.sibenik.in)
(https://index.artstation.com/artwork/L9q8w) natura | 28
(Kaynak/Source: www.gameofthrones.fandom.com/wiki/Braavos)
(Kaynak/Source: www.amadriapark.com/location/sibenik)
(https://www.curbed.com/2017/7/12/15960500/games-of-thronesset-design-architecture)
haberler | news
Özgür Şehir Braavos ilhamını, Venedik gibi liman kentlerindeki küçük taş köprülerle birbirine bağlanan adalardan alıyor. Hırvatistan'ın hareketli sahil bölgelerinden biri olan Orta Çağ kasabası Šibenik de diziye set olan bu mekânları barındırıyor. Braavos’un Demir Bankası'nın (Iron Bank of Braavos) yalın mekânları için ilham, ünlü Nazi mimarı Albert Speer'in tasarladığı Reichskanzlei’dan alındı. Senaristler Riley ve ekibinden bankanın zenginliğini ve gücünü aktaran bir tasarım hazırlanmasını talep ettiğinde, Speer'in mimarisinin hafızalarda bıraktığı korku hissi mükemmel şekilde çalıştı. Speer’in projelerinde kullandığı oranlar ve malzemeler (özellikle mermer yer döşemeleri, doğal taş duvar kaplamları ve mobilyalar) mekânların psikolojisini doğrudan etkilemekteydi; bu sette çekilen sahnelerde karakterlerin kimin kontrolü altında olduğu mekân tarafından açıkça ifade edilebiliyor.
(Kaynak/Source: www.amadriapark.com/location/sibenik)
Bu makale derlendiğinde dizinin 8. sezonunun ilk bölümleri yayınlanmıştı ancak muhtemelen okunduğu sırada büyük final gösterilecek. Akıllarda dizinin olay örgüleri ve karakterleri kadar mekânlarının kalmasında payımız olduysa ne mutlu bize… İyi seyirler!
The Free City of Braavos draws its inspiration from islands connected to each other by small stone bridges, which are found in port cities such as Venice. The medieval town Šibenik, one of the bustling waterfront areas of Croatia, is home to these spaces that serve as a set for the series. Reichskanzlei, designed by the Nazi architect Albert Speer, provided inspiration for the austere spaces of the Iron Bank of Braavos. When writers requested from Riley and her team to create a design that relays the wealth and power of the bank, that feeling of intimidation implanted in the memories by Speer’s architecture worked just perfectly. The proportions and materials (marble floorings, natural stone wall claddings and furnishings in particular) that Speer used in his projects directly affected the psychology of spaces: in the scenes shot in this set, the space is able to clearly express which characters are under the influence of others. (Kaynak/Source: www.sibenik.in)
(Kaynak/Source: www.en.wikipedia.org/wiki/Reich_Chancellery)
When this article was compiled, the first episodes of the show’s 8th season had just been aired, however, the grand finale will probably be over while you are reading these lines. Lucky us if we made even the slightest contribution to making the spaces in the series stick in minds as much as its story arcs and characters... Enjoy the show! (http://www.archipanic.com/game-of-thrones/) natura | 29
haberler | news
İSTANBUL ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ, MEŞRUTİYET CADDESİ’NDEN TARİHİ BİR KESİT SUNUYOR ISTANBUL RESEARCH INSTITUTE PRESENTS A HISTORICAL SECTION OF MEŞRUTİYET STREET
natura | 30
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, 20 Mart – 21 Eylül tarihleri arasında “Aralıktan Bakmak: Meşrutiyet Caddesi’nden Bir Kesit” başlıklı bir sergi gerçekleştiriyor. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, sosyal, ekonomik ve fiziksel çok boyutlu bir dönüşüm geçiren Pera’dan bir kesite odaklanan sergi, bu kesit üzerinden bölgeye dair bütünsel bir bakış yakalamayı amaçlıyor. Döneme ait fotoğraf ve belgelerin bir araya getirildiği sergi kapsamında ayrıca, sanal gerçeklik teknolojileri aracılığıyla ziyaretçilere İstanbul’un 19. yüzyıl sonu önemli otellerinden biri olup bugün Pera Müzesi olarak kullanılan Bristol Oteli’ni deneyimleme fırsatı sunuluyor. Istanbul Research Institute is carrying out a new exhibition entitled “Looking from In-Between: A Section of Meşrutiyet Street” between March 20 – September 21. Focusing on a section of Pera, which has undergone a multifaceted transformation including social, economic and physical aspects starting from the second half of the 19th century, the exhibition aims to capture a holistic view of the region through this section. Featuring photographs and documents pertaining to the period, the exhibition also provides the visitors with the opportunity to experience through virtual reality technologies the Bristol Hotel, one of the important late-19th century hotels of İstanbul that is currently being used as Pera Museum.
haberler | news
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün “Aralıktan Bakmak” sergisi, kentin geçirdiği değişim ve dönüşümün en belirgin yaşandığı bölgelerden biri olan Pera’yı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve Pera Müzesi binaları arasındaki kesitin ürettiği referanslar üzerinden okumaya imkân tanıyor. Küratörlüğünü ve sergi tasarımını Atölye Mil’in, VR tasarım ve geliştirmesini APOLLO’nun üstlendiği sergi, başta İstanbul Araştırmaları Enstitüsü arşivi olmak üzere İBB Atatürk Kitaplığı, Salt Araştırma, Pera Palas, Büyük Londra Oteli, Çelik Gülersoy Vakfı İstanbul Kitaplığı, Harvard Üniversitesi Kütüphanesi, Yapı Kredi Bankası ve özel arşivlerden derlenen fotoğraf, belge, harita ve obje gibi malzemeleri bir araya getiriyor. Sergide Tepebaşı’nın henüz bir mezarlık olduğu zamanları belgeleyen erken 19. yüzyıl gravürlerine, şehrin gece hayatının merkezi olduğu 1960’lı yıllarda açılan Playboy Club’ın eğlenceli fotoğrafları eşlik ediyor. Sergi aynı zamanda, bugün Pera Müzesi olarak kullanılan eski Bristol Oteli’ni sanal gerçeklik teknolojileri aracılığıyla içindeymişçesine deneyimleme imkânı sunuyor. Ziyaretçileri, Pera Müzesi binasının çok katmanlı geçmişinde yüz yıllık bir yolculuğa çıkartan bu benzersiz mekân deneyimi, Bristol Oteli’ne ait teknik çizimler, ve aynı dönem otellerinde kullanılmış mimari üslupları, mobilyaları ve objeleri referans alıyor. Sanal ortamda tüm form, malzeme, renk ve doku ögeleriyle yeniden yaratılan oteldeki tur, lobide başlıyor. Tur kapsamında, içerisinde tarihî piyanoya ev sahipliği yapan dinlenme odasını, dönemin birçok detayını barındıran yemek salonu ve 19. yüzyıl sonundaki konfor beklentilerine göre tasarlanmış otel odasını gezebilen
Istanbul Research Institute’s “Looking from In-Between” exhibition allows for analyzing Pera, one of the areas where the change and transformation the city has undergone was experienced most distinctively, through references produced by this section between the buildings of Istanbul Research Institute and Pera Museum. Curated and designed by Atölye Mil and having its VR design and development carried out by APOLLO, the exhibition brings together photographs, documents, maps and objects collected primarily from Istanbul Research Institute, along with Istanbul Metropolitan Municipality Atatürk Library, Salt Research, Pera Palace Hotel, Grand Hotel de Londres, Çelik Gülersoy Foundation Istanbul’s Library, Harvard University Library, Yapı Kredi Bank and private archives. In the exhibition, the early 19th century engraving works that document the times when Tepebaşı was only a cemetery, are accompanied by entertaining photographs from the Playboy Club, which was opened during the 1960s when the area was the center of the city’s nightlife. The exhibition also allows for experiencing the former Bristol Hotel, which is now used as Pera Museum, through virtual reality technologies that offer an almost real glimpse of the past. Taking visitors on a 100 year-long journey into the multilayered history of Pera Museum’s building, this unique spatial experience draws on technical drawings of Bristol Hotel, as well as architectural styles, furnishings and objects used in the hotels of the same period. The lobby marks the beginning of the hotel tour, which is recreated virtually through all the elements of form, material, color and texture. Within the scope of the tour, visitors find the opportunity to see the dining hall, which unveils many details pertaining to the period, the hotel room de-
natura | 31
haberler | news
ziyaretçiler, otel duvarlarında da Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’ndan seçilen eserleri izleme fırsatı buluyor. 19. yüzyıl, modernleşme ile birlikte ekonomik, sosyal ve fiziksel dönüşümlerin yaşandığı, gündelik hayatın ve mekânların birbirini yeniden inşa ettiği, kent sakinlerinin de bu dönüşüme ayak uydurduğu bir dönemi teşkil eder. Uluslararası ulaşım ağındaki gelişmeler, kente gelen yabancıların alışkanlıklarına uygun konaklama, alışveriş ve eğlence talepleri, yeni mekânların doğuşuna etki ederken, ithalatın artması tüketici kalıplarının yönünü değiştirir. Bu durum, İstanbul’un ve özellikle de Pera semtinin, çok boyutlu bir değişimden geçmesini sağlar. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Pera, çeşitli eğlence, dinlence ve seyir mekânları ile kendine özgü bir karakter kazanır. Şehrin sosyal yaşantısının bir parçası haline gelen pasajları, mağazaları ve otelleri ile, yerel ve uluslararası pek çok aktörün buluştuğu semtin kazandığı karakter, sonraki yüzyılda nüfus yapısındaki dramatik değişimden etkilenmiş olsa da, bölgenin dönüşümü için belirleyici olmaya devam eder. Mimar Guglielmo Semprini tarafından 1900’lerin başında yapılan Rossolimo Apartmanı’nın Meşrutiyet Caddesi’ne bakan ön cephesi, barındırdığı neoklasik mimari detayları ve süslemeleriyle dönemin iyi bir örneğini teşkil eder. Yıllara konut olarak kullanıldıktan sonra, mimar Sinan Genim tarafından yenilenen Rossolimo Apartmanı, 2007 yılında,
natura | 32
signed in accordance with the comfort expectations of the late 19th century, as well as the artworks on the hotel walls, which are selected from Suna and İnan Kıraç Foundation’s Orientalist Painting Collection. The 19th century marks a period in which modernization led to economic, social and physical transformations, everyday life and urban spaces reconstructed each other, and the city’s residents kept in step with this transformation. While the developments in international transport networks, as well as the accommodation, shopping and entertainment demands suited for foreigners visiting the city influenced the opening of new spaces, the increase in imports changed the direction of consumer habits. This development led İstanbul and especially the Pera district to undergo a multifaceted transformation. Starting from the second half of the 19th century, Pera assumed its own unique character with various spaces of entertainment, recreation and spectacle. This character of the district with its arcades, stores and hotels that became a part of the city’s social life, where many local and international actors are intermixed, continued to be a determinant factor for the area’s transformation despite being affected by the dramatic changes in the region’s demographic composition in the following century. The front facade of the Rossolimo Apartment, which was built by the architect Guglielmo Semprini in the early 1900s, which overlooks the Meşrutiyet Street, constitutes a good example of the period with its neoclassical architectural details and ornaments. Renovated by the architect Sinan Genim after years of service as a residence, Rossolimo Apartment was brought
haberler | news
Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü olarak hizmete açılır. Mimar Achille Manoussos’un tasarladığı ve 1893 yılında tamamlanan Bristol Oteli ise, şehrin önemli otellerinden biri olarak, 1980’li yılların başına kadar üst düzey yabancı konukları misafir eder. Daha sonra Esbank Genel Müdürlüğü olarak kullanılmak üzere satılan bina, mimar Doğan Hasol tarafından yenilenir. Bu yenilenme sürecinde otel ile hemen yanındaki beş katlı konut binasının Meşrutiyet Caddesi’ne bakan cepheleri korunur ve iki parsel birleştirilir. Önce Bristol Oteli, sonra Esbank ve kısa bir süre Etibank olarak 2002’ye kadar hizmet veren bina, Manoussos’un orijinal cephesi ve Hasol’un birleştirdiği parseller korunarak, mimar Sinan Genim’in hazırladığı proje doğrultusunda çağdaş ve donanımlı bir müze olarak yeniden tasarlanır. 2005’te Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi olarak hizmete açılır. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve Pera Müzesi’nin bulunduğu tarihi yapılar arasındaki bölgeyi odağına koyan sergi, Rossolimo Apartmanı’ndan Büyük Londra Oteli’ne, Pera Palas’tan Odakule’ye, Bristol Oteli’nden Tepebaşı Tiyatrosu’na kadar pek çok tarihi yapıyı mercek altına alırken, 19. yüzyıl sonundan 20. yüzyıl sonuna doğru uzanan bir döneme ait fotoğraf ve belgelerle bölgenin çok katmanlı kimliğini gözler önüne seriyor. “Aralıktan Bakmak” sergisi, 21 Eylül tarihine kadar İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde ziyaretçileri bekliyor.
into service in 2007 by the Suna and İnan Kıraç Foundation, Istanbul Research Institute. While Bristol Hotel, which was designed by the architect Achille Manoussos and completed in 1893, welcomed high-level guests until the early 1980s as one of the most important hotels of the city. The building, which was later sold to be used as Esbank General Directorate, was renovated by the architect Doğan Hasol. This renovation process led to the conservation of facades of both the hotel and the adjacent five-story building overlooking Meşrutiyet Street, and the two plots were thus merged. The building, which served until 2002 as Bristol Hotel, Esbank, and Etibank for a short period of time, respectively, was redesigned by conserving the original facade of Manoussos and plots merged together by Hasol, as a contemporary and full-fledged museum in line with the project prepared by architect Sinan Genim. In 2005, it was brought into service as Suna and İnan Kıraç Foundation, Pera Museum. Focusing on the area between historical buildings, which is home to Istanbul Research Institute and Pera Museum, the exhibition scrutinizes many historical buildings from Rossolimo Apartment to Grand Hotel de Londres, Pera Palace Hotel, Odakule, Bristol Hotel and Tepebaşı Theater, while also unveiling the multilayered identity of the region with photographs and documents pertaining to a period from the late 19th century to the late 20th century. “Looking from In-Between” exhibition is open for visitors at Istanbul Research Institute until September 21.
natura | 33
kapak konusu | cover story
BY EVİ BAŞAK AKKOYUNLU DESIGN Yağmur Yıldırım Mimar / Architect
BU SAYIDA MİMAR BAŞAK AKKOYUNLU'NUN İKİ KONUT PROJESİNİ YAYIMLIYORUZ. 2012 YILINDA CHICAGO ATHENAEUM TARAFINDAN 40 YAŞ ALTINDAKİ 40 MİMARA VERİLEN "EUROPE 40 UNDER 40" ÖDÜLÜNÜN SAHİBİ OLAN AKKOYUNLU, İZMİR ALAÇATI'DA MESLEĞİNİ SÜRDÜRÜYOR.
natura | 34
IN THIS ISSUE, WE ARE PUBLISHING TWO HOUSE PROJECTS BY THE ARCHITECT BAŞAK AKKOYUNLU, WHO WON THE PRIZE "EUROPE 40 UNDER 40" BY CHICAGO ATHENAEUM IN 2012, WORKS IN İZMİR, ALAÇATI.
kapak konusu | cover story
Ilıca, İzmir Çeşme’de farklı zamanların farklı şekillerde (1800’lerde kaplıcalarından faydalanmak için krallar ve padişahların, 1900’lerde Levantenlerin, yakın dönemde,1980’lere kadar da yerli halkın) gözde mahallesiyken son 10 yılda Çeşme / Alaçatı’daki yoğun yapılaşma furyasında geride kalmış, bu sayede eski dokusu kısmen de olsa korumuş bir mahalle.
While Ilıca was the favorite neighborhood of Çeşme, İzmir, in different times and in different ways (kings and sultans who had made use of its hot springs during the 1800s, Levantines during the 1900s, as well as the locals in the recent period, up until the 1980s), it has lagged behind in the last 10 years within the dense housing trend in Alaçatı, Çeşme, thus managed to partially preserve its historical texture.
Çeşme’deki ilk yazlıklar, İzmir’de ticaret ile uğraşan Levantenler tarafından 1902 yılından itibaren Yıldız Burnu’nda yapılmaya başlanmıştır. Bu evlerin arasında, nispeten yeni yapılmış olan mevcut bir evin arsasına tasarlanmış olan BY Evi yanındaki evleri taklit etmeye çalışmak yerine kütle olarak oldukça detaysız ve tarafsız, üst üste 2 kutu olarak tasarlandı. Üst kutuda yatak odaları, alt kutuda ise salon ve mutfak çözüldü.
The first summer houses in Çeşme was built in Cape Yıldız starting from 1902 by Levantines engaged in trading operations in İzmir. Designed in the land of a relatively newly-built house among others, BY House is designed as 2 boxes on top of another, which are rather plain and neutral in terms of their mass, instead of emulating the design of the adjacent houses. The top box contains bedrooms, while the lower box features the living room and the kitchen.
Arsanın yol cephesi doğu yönünde ve deniz ile arasında sadece bir yol ve park mevcut. Dolayısı ile evin doğu cephesi olabildiğince şeffaf tasarlandı.
The road facade of the land faces the east direction, and there are only a road and a park between the sea and this facade. Therefore the east facade of the house is designed as transparent as possible.
Yapı arazinin güney batısına yerleştirildi, böylece kuzey cephesine ana teras alındı.
The building is positioned on the southwest side of the land, which allowed for placing the main terrace at the north facade.
natura | 35
kapak konusu | cover story
DoÄ&#x;al taĹ&#x; / Natural Stone: Cool Grey Ocak: Toroslar / Quarry: Taurus Mountains
natura | 36
kapak konusu | cover story
Alt kutunun üzerinde tamamı deniz cepheli olan yatak odalarını barındıran üst kutu ana terasın üzerine 3 metre konsol yaparak, zaten kuzeyde olan ve günün çoğunda güneşten korunan terasın üzerine dik gelen güneşin düşmesini engelleyerek bütün yaz konforlu bir biçimde kullanılan bir açık alan yaratmakta. Arazinin kuzey doğusuna dayanmış havuz ve terası ise ana terasın aksine gün boyu güneş almakta.
The top box, which contains bedrooms that are all overlooking the sea on top of the lower box, features a 3-meter cantilever on top of the main terrace, thus creating an open space that can be used comfortably during the whole summer by preventing sunlight arriving at a steep angle to the terrace, which is already on the north end and is shaded most of the time during the day. The pool and its terrace resting against the northern end of the land, receives uninterrupted sunlight throughout the day unlike the main terrace.
Tamamen alüminyum lamellerle kapı üst kutuda kayar katlanır kepenkler de aynı malzemeden yapıldı ve kepenkler kapalı olduğu zaman istenen yalın kutu görüntüsü elde edildi. Alt kütle ise üst kitle ile tezat olacak şekilde Cool Gray mermer kaplandı. Doğal taşa yumuşak bir dokunma hissi için sadece patine işlemi uygulandı. Aynı taştan kaplanan televizyon duvarı ve tablası yapılan zemin kattaki yemek masası da zemin kattaki malzeme bütünlüğünü iç mekâna da taşımak için kullanıldı.
Entirely covered with aluminum profiles, the top box also has sliding-folding shutters made of the same material, which allowed for achieving the simple box effect when the shutters are closed. The lower box is clad in Cool Grey marble, which creates a contrast with the upper mass. These stones were subjected solely to patina process in order to attribute a soft tactile feeling to the natural stone. The TV wall clad in the same stone along with the dinner table on the ground floor are used to carry the material integrity of the ground floor into the interior space.
Alt kutunun üzerinde 50 m2 alana sahip bir teras özellikle gece kullanımı için tasarlandı. Bütün odalardan doğrudan ulaşımı olan bu terasa misafirler için ayrıca dışarıdan çelik bir merdiven yapıldı. Binanın siluetini güçlendirmesi için terasa bir de zeytin ağacı taşındı.
There is a 50-sqm terrace on top of the lower box, which is especially designed for night use. Accessed via all of the rooms of the house, this terrace also has a special steel staircase at the disposal of guests. There is also an olive tree at the terrace so as to strengthen the silhouette of the building.
natura | 37
kapak konusu | cover story
natura | 38
kapak konusu | cover story
KÜNYE Proje Adı: BY Evi Proje Tarihi: 2017-2018 Yapım Tarihi: 2017-2018 Proje Yeri: Ilıca, Yıldız Burnu, Çeşme, İzmir Tasarım Ekibi: Başak Akkoyunlu İşveren: BY Arsa Alanı: 465 m² Toplam İnşaat Alanı: 190 m² Statik Projesi: Erkan Karadağ Ana Yüklenici: Gemak Yapı Peyzaj Projesi: Terry Filidis Peyzaj Mimarlığı Hizmetleri Proje Tipi: Tek Ev / Villa
ZEMİN KAT PLANI / GROUND FLOOR PLAN
Yapım Türü: Betonarme
1.Giriş holü / Entrance hall 2.Salon / Living room 3.Mutfak / Kitchen 4.Oda / Room 5.Banyo / Bathroom 6.WC 7.Teras / Terrace 8.Havuz / Pool
Fotoğraflar: Başak Akkoyunlu ve Bahadır Budak, 2018
Credıts Project Title: BY House Project Year: 2017-2018 Construction Year: 2017-2018 Location: Ilıca, Cape Yıldız, Çeşme, İzmir Design Team: Başak Akkoyunlu Client: BY Land Area: 465 sqm Gross Construction Area: 190 sqm Structural Project: Erkan Karadağ Prime Contractor: Gemak Yapı Landscape Project: Terry Filidis Landscape Architecture Services Project Type: Detached House / Villa
BİRİNCİ KAT PLANI / FIRST FLOOR PLAN
1.Giriş holü / Entrance hall 2.Oda / Room 3.Banyo / Bathroom 4.Üst teras / Upper terrace
Construction Type: Reinforced Concrete Photographs: Başak Akkoyunlu and Bahadır Budak, 2018 natura | 39
proje | project
VILLA DUO BAŞAK AKKOYUNLU DESIGN Yağmur Yıldırım Mimar / Architect
natura | 40
proje | project
natura | 41
proje | project
Proje Çeşme’de villa üretimi/satışında en “gözde” bölgelerden biri olan Alaçatı Göbene Mahallesi’nde 700 m2 parselde ikiz villa olarak tasarlandı. Yol cephesi dar olan arsada 2 adet bitişik dar konut yapılması yerine, L şeklinde sırt sırta veren, böylece arsanın tüm genişliğini bahçelerde kullanabilen bir plan tercih edildi. Uzun arsadan, tüm mekânlar, üst kattaki odalar da dâhil olmak üzere evin kendi yaşama alanına bakacak şekilde faydalanıldı ve komşu parseldeki yaşantı ile ilişki minimuma indirildi. Ayrıca bu yerleşim ile, ikiz villaların en büyük problemlerinden biri olan, komşuların yaşama alanlarının bitişik olmasından doğan mahremiyet problemi ortadan kaldırıldı. Arsa eni boyunca tasarlanan dar, uzun yüzme havuzu merdiveni ile birlikte bir de jakuzi alanı içermektedir. Villanın mutfağına bitişik bulunan teras haricinde havuza bitişik, bahçe kotundan düşük bir de “fire pit” bulunmaktadır. Cephe kaplaması için doğal malzemeler seçildi. Üst katta lineer kütleyi destekleyecek şekilde Iroko cephe kaplaması yatay olarak kullanıldı.
natura | 42
The project is designed as two identical villas in a 700-sqm plot in the Göbene Neighborhood of Alaçatı, one of the most “popular” areas of Çeşme in terms of villa construction/sales. The land having a rather narrow road facade called for a plan that includes L-shaped back to back houses that allow for utilizing the width of the entire land in gardens, instead of having 2 adjacent narrow houses. The long land is utilized in a way that all spaces, including the ones on the first floor, would face the living space of the corresponding house, which also minimized the contact with the private life at the adjacent plot. Moreover, this settlement layout eradicated the privacy issue, one of the biggest problems in twin villas stemming from living spaces of neighbors being next to each other. Designed along the full width of the land, the narrow yet long swimming pool features a jacuzzi area combined with the pool’s stairs. Apart from the terrace that is adjacent to the kitchen of the villa, there is also a fire pit, whose elevation is lower than the garden next to the pool. Natural materials have been opted for the facade. Iroko cladding is used horizontally at the upper floor in a way that supports the linear mass of the building.
proje | project
natura | 43
proje | project
Doğal ahşap kaplama banyo ve soyunma odası camlarının önünden de birer sıra atlayarak devam ettirildi. Iroko cephe kaplaması antrasit rengine boyanmış olan oldukça dokulu sıva yüzeyler ile çerçevelendi. Zemin katta kullanılan Cool Gray mermer kaplamada yine yatay çizgiler tercih edildi. Doğası gereği renk ve ton farklılıkları gösteren mermer 10-15-25 cm en ve serbest boy ölçüsünde kullanılarak yataylık ön plana çıkartıldı. Doğal taşın kendi dokusu ve rengini ortaya çıkartmak ve üst attaki ahşap bitiş ile tezat oluşturmak için taşa kumlama ve patine işlemi uygulandı. İki katı birbirine bağlayan merdiven kovası da dış cephede arasında cam olan ahşap dikmelerle görünür kılındı. Salonun şömine cephesinde ise dış cephede kullanılan Cool Gray mermer, taşa yumuşak bir dokunma hissi için sadece patine işlemi uygulanarak kullanıldı. Şömine duvarında raflar da doğal taş ile oluşturuldu. natura | 44
Natural wooden lining is tackled continuously at single intervals outside the windows of the bathroom and walk-in closet. Iroko cladding is framed with densely textured plaster surfaces having anthracite colors. The Cool Gray marble facing used on the ground floor has been adorned with horizontal lines. This marble, which intrinsically reveals color and tone differences, has been used in 10-15-25 cm width and free length dimensions, highlighting the horizontal layout. Stone sandblasting and patinating processes have been implemented to unveil the texture and color of the natural stone and create a contrast with the wooden finishing on the upper floor. The well of the stairs connecting the two floors is made visible at the facade through wooden pillars with glazing in between them. The fireplace wall of the living room has Cool Gray marble – also used at the facades – implemented solely through the patinating process so as to give the stone a soft tactile sensation. The shelves on the fireplace wall have also been created with natural stones.
proje | project
natura | 45
proje | project
1. Giriş / Entrance 2. Giriş holü / Entrance hall 3. Salon / Living room 4. Oda / Room 5. Mutfak / Kitchen 6. WC 7. Teras / Terrace 8. Bahçe şöminesi / Fire pit 9. Havuz / Pool 10. Jakuzi / Hot tub
ZEMİN KAT PLANI / GROUND FLOOR PLAN
BİRİNCİ KAT PLANI / FIRST FLOOR PLAN
natura | 46
1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9.
Giriş holü / Entrance hall Oda / Room Banyo / Bathroom Giyinme odası / Dressing room Oda / Room Oda / Room Giyinme odası / Dressing room Banyo / Bathroom Balkon / Balcony
proje | project
Doğal taş / Natural Stone: Cool Grey Ocak: Toroslar / Quarry: Taurus Mountains
KÜNYE
Credıts
Proje Adı: Villa DUO Proje Tarihi: 2017-2018 Yapım Tarihi: 2017-2018 Proje Yeri: Alaçatı Mahallesi, Çeşme, İzmir Tasarım Ekibi: Başak Akkoyunlu, Bahadır Budak (yardımcı) İşveren: Sibel Onur Arsa Alanı: 700 m² Toplam İnşaat Alanı: 360 m² Statik Projesi: Erkan Karadağ Ana Yüklenici: Arton İnşaat Doğal Taş Uygulama ve Tedarik: DGS Madencilik Peyzaj Projesi ve Uygulama: Terry Filidis Peyzaj Mimarlığı Hizmetleri Proje Tipi: Tek Ev / Villa Yapım Türü: Betonarme Fotoğraflar: Burak Gürbüz, Bahadır Budak, Başak Akkoyunlu, 2018
Project Title: Villa DUO Project Year: 2017-2018 Construction Year: 2017-2018 Location: Alaçatı Neighborhood, Çeşme, İzmir Design Team: Başak Akkoyunlu, Bahadır Budak (associate) Client: Sibel Onur Land Area: 700 sqm Gross Construction Area: 360 sqm Structural Project: Erkan Karadağ Prime Contractor: Arton Construction Natural Stone Implementation and Procurement: DGS Mining Landscape Project and Implementation: Terry Filidis Landscape Architecture Services Project Type: Detached House / Villa Construction Type: Reinforced Concrete Photographs: Burak Gürbüz, Bahadır Budak, Başak Akkoyunlu, 2018
natura | 47
proje | project
CASA NICTÉ-HA - DI FRENNA ARQUITECTOS Selin Biçer Yüksek Mimar / M.Arch
Meksikalı mimarlık ofisi DI FRENNA ARQUITECTOS tarafından tasarlanan bu dikaçılı konut kalıp izli beton, doğal taş duvar ve ahşap içeren hacimlerden oluşuyor.
natura | 48
Designed by Mexican architecture firm Di Frenna Arquitectos, this angular house is comprised of volumes featuring board-marked concrete, natural stone walls and wood.
proje | project
Casa Nicté-Ha Meksika'nın orta batısında küçük bir gölün ve Colima yanardağının yakınında bulunan Colima City'de yer alıyor. Colima'nın lokal mimarlık ofisi olan Di Frenna Arquitectos, 518 metrekarelik bu evi tasarlarken bej beton, yerel doğal taş, çelik kirişler, cam ve ahşap malzemeleri kullandı. Bu toprak tonları, konuta adını veren bir Maya efsanesi olan Casa NictéHa'nın peyzajına ve bulunduğu doğal ortama uyum sağlıyor. Efsaneye konu olan bu trajik aşk hikâyesinde bir kraliyet savaşçısı, obruğun koruyucusunun kızı olan Nicté-Ha’ya aşık olur. Kız ölür ve bir nilüfere dönüşür, prensin kalbi ise kırmızı bir kuş olur. Casa Nicté-Ha'da, koyu renkte işlenmiş iki katlı kütle evin ortasına yerleştirildi. Yassı yuvarlak taş duvarlar, zemin katı seviyesinin geri kalanını desteklemek için her iki tarafı da çevrelerken aynı zamanda yukarıdaki katı tamamlayan kalıp izli beton hacimleri de kaldırıyor. Ön kapı üzerinde bir çıkıntı ve iki araçlık kapalı bir garaj oluşturmak için sokağa bakan cepheden bir konsol çıkıyor. Ahşap latalar evin etrafındaki pencereleri kaplayarak gizliliğin muhafaza edilmesini sağlıyor ve güneş ışığının girmesini engelliyor. Konutun üst kısmındaki düz çatı, yapının açısallığını güçlendiriyor. Birbirine bağlı hacimlerin her biri, farklı bir işlevi barındırmak için tasarlandı.
Casa Nicté-Ha is located in Colima City in central-western Mexico, near a small lake and the Colima volcano. Functioning as Colima’s local architecture firm, Di Frenna Arquitectos used beige concrete, local natural stone, steel beams, glass and wood materials while designing this 518-sqm house. These earthy tones establish coherence with its natural setting and the landscape of Casa Nicté-Ha, a Mayan legend that gives its name to the residence. In this tragic love story, which is subject to the legend, a royal warrior falls in love with NictéHa, the daughter of the guardian of cenotes. The girl dies and turns into a water lily, while the heart of the prince turns into a red bird. In Casa Nicté-Ha, a dark rendered two-story volume is placed in the middle of the house. Cobbled stone walls encircle both sides in order to support the rest of the ground floor level, as well as lift the board-marked concrete volumes that complement the upper floor. A cantilever protrudes out from the facade facing the street, in order to create an overhang above the front door and a covered two-car garage. Wood slats cover the windows around the house, thus ensuring privacy and preventing sunlight from penetrating the interiors. The flat roof at the upper side of the residence strengthens the angularity of the building. natura | 49
proje | project
natura | 50
proje | project
Konutun arkasında, sürgülü cam bir kapıdan erişilen kapalı bir yemek odası ve bar bulunuyor. Sol taraftaki bir dizi çelik sütun üstteki hacmi destekliyor. İç mekânda bulunan beyaz boyalı duvarlar, sıcak ahşap ve beton zeminler, açık çelik kirişler, diğer siyah ve kahverengi vurgular dâhil olmak üzere karanlık ve aydınlığın dengeli bir maddeselliğini karakterize ediyor. Ana orta hacme bitişik bir oturma alanından bir kademe üstte, iki kat yüksekliğindeki mutfak ve yemek alanı yer alıyor. Kattaki değişim, koyu ahşap bir zemin ve betona bitişik olan aydınlatma altında öne çıkarılıyor. Büyük mutfak adası granitten yapıldı ve L şeklini oluşturmak için daha alçak ahşap bir tezgahla birleştirildi. Koyu renkli basamaklara sahip asma merdiven, aşağıdaki mutfağa bakarken birinci kat koridoruna kadar beton bir duvar boyunca uzanıyor. Ebeveyn banyolu üç yatak odasına buradan erişilebiliyor. Zemin katta başka bir yatak odası ve iki banyo bulunuyor. Casa Nicté-Ha'nın dış mekânında bulunan açık verandaya havuz ve yemyeşil bir avlu eşlik ediyor…
Each one of the interlinked volumes is designed to hold a different function. At the back of the residence is a covered dining room and bar, which can be accessed via a sliding glass door. A series of steel pillars on the left end side supports the volume upstairs. The white-painted walls, warm wood and concrete floors, exposed steel beams and other black and brown accents at the interiors characterize a balanced materiality of dark and light. A two-story high kitchen and dining area is located a level above the sitting area, which is adjacent to the main middle volume. This change in level is highlighted by a dark wood floor and under lighting, which is adjacent to the concrete. The large kitchen island is made of granite and combined with a lower wooden counter so as to form an L-shape. A suspended staircase with dark steps extends along a concrete wall all the way up to the firstfloor hallway, while overlooking the kitchen below. Three bedrooms with en-suite bathrooms can be accessed from here. The ground floor features another bedroom and two bathrooms. Located outside the Casa Nicté-Ha, an outdoor patio is accompanied by a pool and a lush green yard...
natura | 51
proje | project
KÜNYE Mimarlık Ofisi: Di Frenna Arquitectos Sorumlu Mimar: Matia Di Frenna Muller Projenin Yeri: Altozano "El nuevo Colima", Colima, Meksika Yapım Tarihi: 2018 İnşaat Alanı: 518 m2 Diğer Katılımcılar: Matia Di Frenna Muller (Mimar), Juan Gerardo Guardado Avila (Mühendis), Mariana de la Mora (Mimar) ve Victor Romero (Mühendis) Fotoğraflar: Onnis Luque (https://onnisluque.com/archivo)
Credıts Architecture Firm: Di Frenna Arquitectos Architect in Charge: Matia Di Frenna Muller Project Location: Altozano “El nuevo Colima”, Colima, Mexico Construction Year: 2018 Construction Area: 518 sqm Other Participants: Matia Di Frenna Muller (Architect), Juan Gerardo Guardado Avila (Engineer), Mariana de la Mora (Architect) and Victor Romero (Engineer) Photographs: Onnis Luque (https://onnisluque.com/archivo)
natura | 52
proje | project
natura | 53
proje | project
BOSVILLA - NATRUFIED ARCHITECTURE Selin Biçer Yüksek Mimar / M.Arch
natura | 54
proje | project
natura | 55
proje | project
Eski sanatçı kasabası Bergen'in ormanlık sahil bölgesinde Natrufied architecture bir ev, bir konuk evi, bir araba garajı ve bir bisiklet deposu tasarladı. Tasarımın amacı doğayla uyumlu yaşam alanları oluşturmaktı. Yükseklikler ve ağaçlar haritalandıktan sonra, doğayı tam olarak sarmak için yapılar dikkatlice yerleştirildi. Gün içinde farklı ihtiyaçlara cevap veren ve mahremiyet sağlayan açık kat planına sahip ana ev, meşe ve çam ağaçları arasında ve ana yoldan uzağa yerleşiyor. Büyük çatı, akşam saatlerinde ve kış aylarında güneşin içeri girmesini sağlıyor ve kullanıcılarını sıcak saatlerden koruyor. Ayrıca konsol çatı, dış mekân ocağı dâhil olmak üzere, doğal ortamda korunaklı bir oturma alanına olanak sağlıyor. Yer planı açık ve daha tenha alanlara sahiptir. Büyük döner ve sürgülü kapılar, dış teraslara kesintisiz bir erişim sağlayarak dış ve iç mekânların birbirlerine doğru kolayca akmasını sağlıyor. Kumlu toprağa gizlenmiş olan yatak odası alanı, ormana açılan pencerelere sahip ve maksimum mahremiyet sağlarken güney tarafındaki ızgara, parıldayan güneş ışığının banyoya girmesine izin veriyor.
natura | 56
Natrufied Architecture has designed a house, garden house, carport and a bike storage in the wooden coastal area of Bergen, an old artist town. The aim of the design was to create living spaces that would be in harmony with nature. After mapping the heights and trees, the buildings were carefully placed in order to fully encompass nature. Having an open floorplan responding to different needs throughout the day, as well as ensuring privacy, the main house is nestled between oak and pine trees, away from the main road. A large roof allows sunlight during the evening and in winter, while protecting its users from peak heat hours. Additionally, the cantilevered roof provides for a sheltered seating area within a natural setting, including an outdoor fireplace. The floorplan features open and more secluded areas. Large revolving and sliding doors provide uninterrupted access to outside terraces, thus ensuring outdoor and indoor spaces to flow easily into one another. Hidden in sandy dunes, the bedroom area features windows that open out to forest views, thereby providing maximum privacy, while the grid on the south end allows twinkling sunlight to penetrate into the bathroom.
proje | project
Ağaç ve kumul manzaralarını yakalamanın yanı sıra, mahremiyet ve inzivaya da önem veren konuk evi, ana eve benzer biçimde kullanıcılarına doğa deneyimleri yaşatırken mekânların içeriye doğru akmasını sağlıyor. Hem araba garajı hem de bisiklet deposu, araziyle tamamen iç içe geçiyor. Tüm duvarlar ve çatılar doğayla kaplı ve sadece erişim için merkezi bir açıklığa sahip. Ahşap malzemeler pirinç, bakır ve Belçika taş döşemeler gibi diğer doğal malzemelerle birlikte yumuşak bir doğal tonlar paleti veriyor. Yapılarda ahşap ve bambu gibi CO2 emici malzemelerin yanı sıra, üçlü ısıcam, yüksek yalıtımlı duvarlar, yalıtkan ve su emici yeşil çatı ve 35 güneş paneli kullandı. Bodrumdaki yeşil duvar doğada yaşamak için fazladan bir şans veriyor…
Emphasizing privacy and seclusion as well as capturing the views of trees and dunes, the guesthouse presents its users with experiences of nature similar to the main house, while also allowing for spaces to flow inside. Both the carport and bike storage are completely intertwined with the landscape. All the walls and roofs are covered by natural vegetation and have only a central opening for access. The buildings have CO2 absorbing materials such as wood and bamboo as well as triple glazing, high insulated walls, insulating and water-absorbing green roof, and 35 solar panels. The green wall in the basement offers an extra chance to live in nature...
natura | 57
proje | project
KÜNYE
Credıts
Projenin Yeri: Bosvilla, Bergen, Hollanda Mimarlık Ofisi: Natrufied Architecture Mimari Tasarım: Boris Zeisser, Anja Verdonk ve Klaas J de Jong Statik Proje: Pieters Bouwtechniek, Delft Mekanik ve Elektrik Projeleri: Duurzaam aan de Zaan ve Marken-Binnen İç Mekân Tasarımı: DIS studio, Amsterdam Yüklenici: J.M. Putter, Uitgeest, Elektropartner, Heerhugowaard ve TBG techniek, Beverwijk Peyzaj: Van Haneghem Tuin en Landschap, Heiloo İşveren: Tom ve Maaike Stolk Tasarım Tarihi: 2015-2016 Yapım Tarihi: 2017-2018 Alanı: 400 m2 Fotoğraflar: Christian Richters, Berlin ve Boris Zeisser, Bergen
Project Location: Bosvilla, Bergen, The Netherlands Architecture Firm: Natrufied Architecture Architectural Design: Boris Zeisser, Anja Verdonk and Klaas J de Jong Structural Project: Pieters Bouwtechniek, Delft M&E Projects: Duurzaam aan de Zaan and Marken-Binnen Interior Design: DIS studio, Amsterdam Contractor: J.M. Putter, Uitgeest, Elektropartner, Heerhugowaard and TBG techniek, Beverwijk Landscape Project: Van Haneghem Tuin en Landschap, Heiloo Client: Tom and Maaike Stolk Design Year: 2015 – 2016 Construction Year: 2017 – 2018 Area: 400 sqm Photographs: Christian Richters, Berlin and Boris Zeisser, Bergen
natura | 58
proje | project
150x250
150x250
150x250
150x250
0m
Eeuwigelaan hwa
0m
hwa
kavelgrens
variabel
variabel
114x325
114x190
114x67
114x67
WOONKAMER
130x67
114x67
130x67
114x67
MASTER BADKAMER
130x67
MASTER BEDROOM
130x67
67x114
95x245
kolom in wand 150x250
67x114
TECHN. RUIMTE
BILJARTRUIMTE
TOILET
MASTER BATHROOM
hwa
WM
WD
natura | 59
dosya konusu | special coverage
DOSYA KONUSU: MİLANO TASARIM HAFTASI 2019 SPECIAL COVERAGE: MILAN DESIGN WEEK 2019 Selin Biçer Yüksek Mimar / M.Arch
natura | 60
dosya konusu | special coverage
Milano'nun dört bir yanında karnaval havası estiren sayısız etkinliğin gerçekleştiği Fuorisalone 2019, 08-14 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti. Tasarım haftası ile Rho Fiera’da düzenlenen Salone Internazionale del Mobile eşzamanlı olarak tasarım düşkünleri ile buluştu. Her yıl Nisan ayında Salone ve Fuorisalone, tasarım adına dünyadaki en önemli etkinlik olan Milano Tasarım Haftası’nı düzenliyor. Mobilya ve endüstriyel tasarım sektörlerinde üretim yapan firmaların isteği üzerine 1980'lerin başında kendiliğinden oluşan Fuorisalone, merkezi teşkilatı olmayan ve herhangi bir kurum tarafından yönetilmeyen bir etkinlik dizisi. Otomotiv, teknoloji, telekomünikasyon, sanat, moda ve gıda gibi birçok ilgili sektörü de bünyesine alarak genişliyor. Etkinliğe katılmak isteyenler lokasyon araştırmasından strateji tanımlanmasına ve Fuorisalone'de seçilebilecek özel iletişim planlarına kadar yardım sağlayan Studiolabo'ya başvurabilir ya da bağımsız olarak örgütlenebilirler. Milano Tasarım Haftası’nı siz Natura okuyucuları için gezdik ve doğal taş kullanımının ön planda olduğu özel tasarımlardan bir seçki hazırladık…
Featuring numerous events that transformed every corner of Milan into a vibrant carnival, Fuorisalone 2019 took place between April 08-14. The design week along with Salone Internazionale del Mobile (International Furniture Fair) organized at Rho Fiera, have both greeted design enthusiasts simultaneously. Every year in April, Salone and Fuorisalone organize the Milan Design Week, which is the most important event in the world for design. Having started spontaneously in the early 1980s upon the will of firms working in the furnishing and industrial design sectors, Fuorisalone is a series of events that doesn’t have any central organization and is not managed by any institution. It expands by incorporating various related sectors including automotive, technology, telecommunication, art, fashion and food. Those willing to participate in the event can be organized independently or apply to Studiolabo, which provides a wide range of assistance from the search for locations to the definition of strategies, and to special communication plans that can be chosen on Fuorisalone. We visited Milan Design Week for you, the readers of Natura, and accordingly compiled a selection of special designs where the use of natural stones takes the center stage...
Milano Tasarım Haftası etkinlik haritası (Kaynak: fuorisalone.it) Milan Design Week’s events map (Source: fuorisalone.it)
Fuorisalone etkinliklerinin yoğunlaştığı tasarım bölgeleri (Kaynak: fuorisalone.it) Zones of design where Fuorisalone events are more concentrated (Source: fuorisalone.it)
natura | 61
dosya konusu | special coverage
AGAPE Milano Tasarım Haftası’nda Agape’nin, yaratıcılık için gerçek bir üreme alanı olan çağdaş hayata dair yaptığı araştırmalar ve düşünceleri aktarma amacıyla seçtiği 2 farkı mekân vardı: Salone del Mobile ve Agape 12. Agape, rahatlık ve işlevsellik kadar estetiğe de önem veren mekânlar yaratmayı hedefliyor. Salone del Mobile’de “S.Project” pavyonunda ürünlerini tanıtan firma için, Wall&decò ile ortaklaşa gerçekleştirdikleri “Havens”, benzersiz projeleri ve son koleksiyonlarını denemek için bir fırsat oluşturdu. Pavyonda yalın tasarımı ve usta işçiliğiyle öne çıkan ürünler şunlardı:
AGAPE At Milan Design Week, Agape had two different venues that it chose for relaying research and conceptions on contemporary life, a true reproduction ground for creativity: Salone del Mobile and Agape 12. Agape aims to create spaces that attach importance to aesthetics as well as comfort and functionality. For the firm showcasing their products at the “S.Project” pavilion of Salone del Mobile, “Havens”, a project carried out in collaboration with Wall&decò, created an opportunity to try out their unique projects and latest collections. The products featured at the pavilion which came into prominence were:
In-Out marble (Benedini Associati) The Best Soak Award ve Wallpaper Design Awards 2016’da ödüller alan In-Out küvet serisine, yeni bir çözüm olarak mermer malzeme eklendi. Küvetin şekli ve ebadı ayakta kullanmak için tasarlandı. Yüksek performanslı yapıştırıcılar ve mükemmel boyuttaki bileşenleri sayesinde büyük bir küvet oluşturmak için çok sayıda parça bir araya getirilebiliyor. Dekoratif bir özellik haline gelen çelik profilin teknik yönünü vurgulamak için bağlantılar kullanıldı. Beyaz Carrara mermerinden veya Nero Marquinia mermerinden üretilen ürünler, istek üzerine diğer mermer ve taş türlerinden de temin edilebiliyor…
In-Out marble (Benedini Associati) Having received awards from The Best Soak Award and Wallpaper Design Awards 2016, the In-Out bathtub series has been presented with marble materials as a new solution. The shape and size of the bathtub are designed to allow using while standing. Thanks to its high-performance adhesives and components in perfect dimensions, numerous pieces can be combined in order to create a large bathtub. Various anchors are used to emphasize the technical aspect of steel profiles, which have recently become a decorative feature. Products obtained from white Carrara or Nero Marquinia marbles by default, can be supplied from other marble and stone types on demand...
DR (Studio MK27, Marcio Kogan, Mariana Ruzante) Studio MK27’dan Marcio Kogan ve Mariana Ruzante tarafından tasarlanan DR lavabonun üst kısmı inceliği ve detaylarının kalitesi ile Brezilyalı mimarlık ofisinin tüm projelerini belirleyen özellikleri yansıtıyor. Üç taraftan metal plakalarla çerçevelenen lavabo dikdörtgen şeklinde ve aynı malzemeden yapılmış bir levha ile drenajı gizlenmiş olarak mermerin üst kısmına entegre ediliyor. Merkeze, sağa veya sola yerleştirilebiliyor. Daha fazla bilgi için: www.agapedesign.it
DR (Studio MK27 , Marcio Kogan , Mariana Ruzante) Designed by Marcio Kogan and Mariana Ruzante from Studio MK27, the DR washbasin’s upper section reflects all the features that define the projects of the Brazil-based architecture firm with its fineness and the quality of its details. Framed by metal plates on three sides, the washbasin has a rectangular shape and can be articulated to the upper side of the marble with a concealed drainage and a plate made of the same material. It can be placed to the center, right or left. For further information, please visit: www.agapedesign.it
DR (Studio MK27, Marcio Kogan, Mariana Ruzante)
natura | 62
dosya konusu | special coverage
In-Out marble (Benedini Associati)
natura | 63
dosya konusu | special coverage
Supernova
Quark Marble
Babled Design Studio Bu seneki tasarım haftasında hem Salone del Mobile’de hem de Palazzo Litta’da “The Prime Matter Photobooth” enstalasyonunda ürünlerini ziyaretçilerle buluşturan Babled Design Studio malzemelere, süreçlere ve sosyal çevrelere odaklandı. Aynı zamanda da zanaat mirasının kalitesiyle dijital teknolojiyi birleştirerek sürdürülebilir üretim ve tasarım projelerini tanıttı. Bu bağlamda öne çıkan iki ürün şunlardı:
Babled Design Studio In this year’s design week, Babled Design Studio presented visitors with its products at both Salone del Mobile and “The Prime Mater Photobooth” installation at Palazzo Litta, focusing on materials, processes and social environments. It showcased sustainable production and design projects by combining digital technology with the quality of its heritage of crafts. In this context, the two products that came to the fore were:
Supernova Supernova, ince bir Carrara mermeri tabakasından yapılmış bir tür yeniden yorumlama ve iki farklı versiyonu olan ikonik bir aydınlatma elemanı. Büyülü bir denge sağlamak için karmaşık bir "ağırlık merkezi" algoritması kullanılarak hesaplanan son derece hafif mermer bir abajur oluşturuldu. Yeni nesil heykel teknikleri ve gelişmiş robotik frezeleme sayesinde, bu kadar ince bir ürün yaratmak mümkün oldu. Carrara mermerinin kullanımı bu zorlu görevi yerine getirmek için ideal olan pürüzsüz ve kompakt doğası ile kalite değeri yaratıyor.
Supernova Supernova is a kind of reinterpretation made of a thin layer of Carrara marble as well as an iconic lighting element that is available in two different versions. In order to establish a magical balance, an extremely light marble lampshade is created subsequent to the calculation process that involved a complex “center of gravity” algorithm. Producing such a thin product was made possible by next-gen sculpting techniques and advanced robotic milling. The use of Carrara marble creates quality value thanks to its smooth and compact character, which is ideal for performing this challenging task.
Quark Marble Quark serisinin sehpaları, eşsiz yekpare tablaları yaratmak için malzemelerin araştırılmasını üretim teknikleriyle harmanlıyor. Pleksiglas, bronz, bakır, ahşap ve mermer gibi temel malzemeler kullanılarak geleneksel İtalyan işçiliği ve tasarım yöntemlerine meydan okumak amaçlandı. Bununla birlikte, dijital araçların kullanımıyla birleştirildiğinde Quark serisi, inovatif malzeme ve yöntemlerin sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Daha fazla bilgi için: www.babled.net
Quark Marble The coffee tables of the Quark series blend production techniques with material research in order to create unique monolithic tabletops. It is aimed to challenge traditional Italian craftsmanship and design methods by using fundamental materials including plexiglas, bronze, copper, wood and marble. Additionally, when combined with the use of digital tools, the Quark series continues to push the boundaries of innovative materials and methods. For further information, please visit: www.babled.net
natura | 64
dosya konusu | special coverage Bertille Laguet Hem Salone del Mobile hem de Palazzo Litt'daki Design Switzerland sergisinde işleri sergilenen tasarımcının öne çıkan ürünleri şunlardı:
Bertille Laguet Having exhibited her works both at Salone del Mobile and the Design Switzerland exhibition at Palazzo Litta, the designer’s most prominent works were:
Juratuf01 ve Juratuf02 ProHelvetia sayesinde, hafif ve esnek bir taş levha olan “designflex ©” adlı bu yeni malzeme hakkında araştırma yapma olanağı yakalayan Laguet, tasarımcı olmasının yanı sıra bir demirci olması nedeniyle, güçlü teknik bilgisini kullanarak inovatif sehpalar tasarlamaya karar verdi. Masif taşların dış görünüşüne sahip bu alçak sehpalar, minimal metal yapı üzerine şekillendirilmiş ince bir taş levhadan yapıldı. Daha fazla bilgi için: www.bertillelaguet.ch
Juratuf01 and Juratuf02 Laguet, who found the opportunity to conduct research on this new material titled designflex©, a lightweight and flexible slab, decided to design innovative coffee tables by using her sound technical knowledge, which stems from being a blacksmith on top of her practice as a designer. Having the appearance of massive stones, these low coffee tables are made of a thin slab shaped on top of a minimal metal structure. For further information, please visit: www.bertillelaguet.ch
Juratuf01 ve Juratuf02
natura | 65
dosya konusu | special coverage Citco Bu yıl tasarım haftasına Salone del Mobile'de katılan Citco, iki yeni koleksiyonu olan “Citco Design” ve “Citco Privé”i sergiledi. Citco’nun yüksek kaliteli mermerden benzersiz tasarımlar yaratma konusundaki uzmanlığının başka bir örneği olan bu koleksiyonlar için Anish Kapoor, Marco Piva ve Fabrizio Bendazzoli gibi isimlerin yan sıra, Zaha Hadid Design ve Arik Levy gibi mimarlık ve tasarım uzmanlığıyla nam salmış tasarımcılarla bir kez daha iş birliği yaptı. Günlük eşyaların birer güzellik nesnesi olmak için işlevsel rolünün ötesine nasıl uzanabileceğini gösteren Citco Privé koleksiyonunda aynalar, büfeler ve kakma taşlarla süslenmiş mermer parçalar sergilendi. Stilleri farklı olmasına rağmen, her iki koleksiyon da ustalıkla hazırlanmış zarif mermer kullanımlarını temsil ediyor. Bu iki koleksiyonda yer alan ürünler arasından sizin için seçtiklerimiz şunlar:
Citco Having participated in this year’s design week at Salone del Mobile, Citco showcased its two new collections titled “Citco Design” and “Citco Privé”. Shining out as yet another example of Citco’s expertise in creating unmatched designs from high-quality marble, these collections called for collaborating once again with Anish Kapoor, Marco Piva and Fabrizio Bendazzoli, in additon to designers who are renowned for their expertise in architecture and design such as Zaha Hadid Design and Arik Levy. Demonstrating how everyday objects can extend beyond their functional roles to become mere objects of beauty, the Citco Privé collection featured mirrors, sideboards and marble pieces adorned with inlayed stones. Despite having different styles, both collections represent exquisite marble uses that were prepared dexterously. We have chosen the following products included in both of these collections:
Vortex (Arik Levy) Girdabın güçlü enerjisinden ilham alan bu işlevsel heykelin mekânda güçlü bir etkisi var. Tabla enerji, akış, dinamizm ve sarmal hareket konsantrasyonuna işaret ederken masa ayağı ise kendi aksı etrafında bükülüp dönerek kinetik bir heykel oluşturuyor. Bu dikey yer değiştirme Vortex'i asla kayıtsız kalınmayacak bir nesneye dönüştürüyor.
Vortex (Arik Levy) Inspired by the powerful energy of a vortex, this functional sculpture has a dominant presence in the space. While the tabletop indicates a concentration of energy, flow, dynamism and spiral movement, the base twists and spins around its axe to form a kinetic sculpture. This vertical translocation turns Vortex into a object to which it is impossible to be indifferent.
Violet Nero Marquina ve Onice rosa iç dolgularla, bu güzel parça Art Deco stilinden etkilenerek tasarlandı ve evin herhangi bir odasına ışık ve zarafet getirmeyi amaçlıyor.
Violet Featuring Nero Marquina and Onice Rosa fillings, this beautiful piece is inspired by the Art Deco style and aims to bring light and elegance into any room in the house.
Sybil ve Isobel Sybil ve Isobel, birbirine benzeyen ancak geometrileri nedeniyle farklı iki ayna tasarımı ve her ikisi de birer spiral dekoru paylaşıyor. Daha fazla bilgi için: www.citco.it
Sybil and Isobel Sybil and Isobel are both mirror designs which look similar but are different due to their geometries, and they both share a spiral decor. For further information, please visit: www.citco.it
Vortex (Arik Levy)
natura | 66
dosya konusu | special coverage
Violet
Sybil ve Isobel / Sybil and Isobel
natura | 67
dosya konusu | special coverage
Hebanon Fratelli Basile 1830® Bu sene 10. kez Salone del Mobile’ye katılan firma 1830’da kuruldu; Bourbon kraliyet ailesi için çalışmaya başladıkları zamandan bu yana marangozluk zanaatının sırlarını koruduğu gibi günümüzde bu ustalıklarını sektördeki en önemli teknolojik yeniliklerle birleştirerek zenginleştiriyor. Basile Ailesinin iki yüz yıldır ürünlerine kattığı uzmanlık, sevgi ve tutku yüce bir içsel araştırma ve üsluptan kaynaklanıyor. Firma kullanıcıların isteklerini, duygularını, geçirdikleri evrimi ve dinamizmini gözlemleyerek oluşturduğu ürünlerin rahat ve yeni içeriklerle dolu olmasını hedefliyor. Yeni koleksiyonlar “kimliğe” odaklanıyor. Giderek artan bir şekilde birbirine bağlı, coşkulu, küresel ve kültürel açıdan ne bulursa tüketen bir toplumda kaybolmanın kolay olduğuna inanan tasarımcılar, çalışmaları aracılığıyla bir insanın tarihini, kültürünü ve kişisel kökenlerini tanımlamaya çabalarken temelde tüm kültürlerin sahip olduğu ortak evrensel değerlerin olduğunu keşfettiler. Mesleği, kullanıcıya “burası benim evim” dedirtecek kadar huzurlu ve rahat bir mekân yaratarak kullanıcının kendini kaptırması, tanımlaması, tutunması ve barınması amacıyla bir sanat eseri yaratmak olarak görüyorlar. Araştırmalarının bir diğer temel yönü, ürünlere uygulanan mutfak ve yaşam alanlarının ergonomisiyle ilgili; kullanıcıların kişisel ihtiyaçlarına göre her bir projedeki koleksiyonlar ayrı ayrı tanımlanıyor. Bu yıl koleksiyonlar için Noemi Verdoliva, Roberto Rago, NoeSte, Stefano Trapani, Brigitte Legeandre, Neolith Sintheresed stone, Group Marmi Rega ve Quattrifolio ile iş birlikleri yapıldı. Natura seçkisinde yer alan ürünler ise şunlar:
Hebanon Fratelli Basile 1830® Having participated in Salone del Mobile for the 10th consecutive time this year, the firm was founded in 1830; from the time they started to work for the Bourbon Royal family to our day, they managed to safeguard the secrets of the craft of cabinetmaking, and they currently enrich and mix this craftsmanship with the most important technological innovations in the sector. The know-how, love and passion that the Basile family has been introducing to their products for two hundred years emanate from a divine inner research and style. The firm creates its products by observing the desires, emotions, evolution and dynamism of its users, and aims for its products to be comfortable and full of new contents. The new collections focus on “identity”. Believing that it is much easier to get lost in an increasingly connected, enthusiastic, global and culturally omnivore society, the designers discovered that at the base lies the same universal values that all cultures have in common, while trying to define the history, culture and personal roots of people through their studies. They consider their profession as a means to create a work of art in order for the users to immerse and identify themselves, as well as to cling and shelter, by creating a serene and cozy space that would make the user say “this is my home”. Another essential aspect of their research is related to the ergonomics of the kitchen and the living area, which is applied to their products; collections in each project are defined seperately according to the personal needs of the users. This year’s collections called for collaborations with Noemi Verdoliva, Roberto Rago, NoeSte, Stefano Trapani, Brigitte Legeandre, Neolith Sintheresed stone, Group Marmi Rega and Quattrifolio. The products featured in the Natura selection are:
Manhattan Hebanon Fratelli Basile Home’un en gelişmiş tasarımı olan bu mutfak adası, en eski zanaat gelenekleri ile minimal tasarımın en güçlü kurallarını bünyesinde birleştiriyor. Doluluk ve boşlukların uyumu malzemelerin doğal mevcudiyetlerinin değerini arttırıyor.
Manhattan Standing out as Hebanon Fratelli Basile Home’s most advanced design, this kitchen island embodies ancient craft traditions and the most powerful rules of minimal design. The harmony between solid and void increases the value of the natural presence of materials.
Time Time, değerli mermerler (blue explosion ve Orobico gri mermeri) ve eski asırlardan kalma kaplamaların kullanıldığı, teknoloji ile antik marangozluğun birleştiği ve minimalizmle lüksün çok iyi sentezlendiği bir ürün.
Time Time stands for a product featuring precious marbles (blue explosion and Orobico gray) and centuries-old coatings, where technology and ancient cabinetmaking converge, and minimalism and luxury are successfully synthesized.
Equilibrium Siyah Marquina mermeri ve temperli camdan oluşan heykelsi tasarımıyla öne çıkan sehpaların ilkinin göze çarpan özelliği oynadığı denge oyunu iken diğer sehpada ise traverten ve yine siyah Marquina mermeri ile temperli camın birleşim detaylarına önem veriliyor. Daha fazla bilgi için: www.hebanon.com
Equilibrium While the most striking feature of the first of the coffee tables, which shine out with their sculpturelike designs made up of black Marquina marble and tempered glass, represents a game of balance, the other shines out with its details with regard to the coalescene of travertine and once again the black Marquina marble and tempered glass. For further information, please visit: www.hebanon.com
natura | 68
dosya konusu | special coverage
Manhattan
Equilibrium
natura | 69
dosya konusu | special coverage
Time
natura | 70
dosya konusu | special coverage Home Design İş birliği ve yaratıcılığa değer veren Franchi Umberto Marmi, uluslararası pazarın ihtiyaçlarını cevaplayan ve kendi taş ocağından malzemelerin çıkarılmasından tedarik ve üretimine kadar hizmet veren bir firma. Kırk yıldır faaliyet gösteren bu firma hayal dünyasında canlandırdığı fikirleri somut eylemlere, proje ve hedeflere dönüştürüyor. Carrara'nın kültürünü ve mermerini dünyanın en prestijli lokasyonlarına ihraç eden firma, pek çok mimarlık ürününün uygulanması sırasında, mermerin zarafeti ve ayrıcalıkları ile somut ve değerli yönlerini yücelterek katkı sağlıyor. Tamamen güvenilir ve inovasyonu esneklikle bir araya getirme yeteneğine sahip olan çalışma ekibi, gün geçtikçe tehlikeyle başa çıkan ve zorlu çalışmaları ile geleceği şekillendirmek için uğraş veriyor. Paolo Armenise ve Silvia Nerbi ile kurulan iş birliği, tüm özgünlüğü ile mermer için yapılan bir araştırma ile sonuçlandı. Her blok, taş ocağında özgün özellikleri takip edilerek doğrudan çıkarıldı. Böylece kaynağı tarafından oluşturulan tüm duyguları hatırlayabilen benzersiz nesneler oluşturuldu. Bu ürünler arasından Natura’nın Milano Tasarım Haftası seçkisine girenler şunlar:
Home Design Attaching value to cooperation and creativity, Franchi Umberto Marmi is a firm that responds to the needs of the international market and provides services from quarrying materials from its own quarry to their supply and production. Operating for forty years, this firm transforms the ideas that it stimulates in its own imaginary world into concrete actions, projects and objectives. Exporting Carrara’s culture and marble to the most prestigious locations of the world, the firm makes valuable contributions by exalting the elegance and distinction of marble, as well as its concrete and valuable aspects, throughout the implementation of many architectural products. The work team, who are completely reliable and capable of combining innovation with flexibility, endure dangers and fatigue day by day in order to shape the future with their hard work. The collaboration with Paolo Armenise and Silvia Nerbi culminated in a research that was conducted for marble in all of its originality. Each block is directly carved at the quarry site by following its original features. This approach allowed for the creation of unique objects capable of reminiscing all emotions stemming from their source. The products that made their way into Natura’s selection for Milan Design Week are:
Şömine Zebrino mermeri ile üretilen bu şömine, üslubundan taviz vermeden kullanıcılara sıcaklık sunuyor. Daha fazla bilgi için: www.franchigroup.it
Fireplace Built with Zebrino marble, this fireplace brings warmth to users without compromising on its style. For further information, please visit: www.franchigroup.it
Ritagli Ritagli günün belirli bir anına yapılan aktiviteye, kullanıcılara veya etkinliklere bağlı olarak çok işlevli ve açık havada yaşamanın farklı yollarına dayanan bir proje. Mermerin strüktürel demir ile değiştiği, gerektiğinde konumlandırılabildiği ve düzenlenebildiği
Ritagli Ritagli is a project based on multifunction and the different ways of living outdoors depending on the particular moment of the day, event, user or activities. It is produced as two modules of different sizes where the marble alternates with the structural iron, which can be positioned and arranged
Şömine / Fireplace natura | 71
dosya konusu | special coverage
Mattis
Ritagli
farklı boyutlarda iki modül halinde üretildi. Basit bir yüzeyden mekânı kişiselleştirmek ve kullanımını uyarlamak için sırt ve kollarla birlikte gerçek oturma haline gelebilen bir tasarıma sahip.
when required. Setting out from a simple surface, it is a design that can turn into an actual seating unit with back and arms in order to personalize the space and adapt its use.
Mattis Bu koleksiyon kanepeler, koltuklar ve yataklardan oluşuyor. Mattis serisi titiz üretimi, yumuşak hatları ve yüzeylerin bir araya gelme açılarıyla her bir kullanıcı için kendi ihtiyaçları doğrultusunda farklı deneyimler sunuyor.
Mattis This collection comprises sofas, armchairs and beds. Mattis series offers different experiences according to the needs of each user with their meticuluous productions, soft lines and the angles that made surfaces come together.
Boffi Boffi, De Padova, MA / U Studio ve ADL, Salone del Mobile’daki pavyonda suyun saflığına dayanan mimari bir yaşam modelini sundu. Piero Lissoni mükemmelliğin akışkan elementi, yaşamın kaynağı ve mimarlığın temel parçası olan su ile grubun mobilya koleksiyonlarını birlikte sergilerken boşluklar ve doluluklar, beyazlar ve siyahlardan meydana gelen hayali bir satranç tahtasında geçmiş ve gelecek vizyonlarıyla oynuyor. Bu yıl girişimcilik için organik bir hamle olan suya geri dönen proje, satrancın kesin kurallarını izleyen çok yaratıcı bir plana
Boffi Boffi, De Padova, MA/U Studio and ADL presented an architectural model of life grounding on the purity of water at the pavilion located in Salone del Mobile. Piero Lisson plays with past and future visions on an imaginary chessboard of solids and voids, whites and blacks, while presenting the group’s furniture collection together with water, the fluid element of perfection, source of life and fundamental part of architecture. This year, the project turned back to water, an organic move for entrepreneurship, while having a highly creative plan that follows the precise rules of chess. Since the beginning, a move generated
natura | 72
dosya konusu | special coverage
sahip. En başından beri bir hamle diğerini yarattı, bu da dört ayrı şirketin bir araya gelip bütünleşmelerini sağlayacak karmaşık bir stratejiye yol açtı. Bu ortaklıktan ortaya çıkan ürünler arasından seçtiklerimiz ise şunlar:
the other, culminating in a complex strategy that would bring four different companies together and ensure their integration. Among the products emanated from this partnership , the ones that we chose are as follows:
Combine (Piero Lissoni, Boffi) Kompakt mutfak ile geleneksel mutfak adasını harmanlayan Combine, farklı ebatlarda işlevsel monobloklar, tezgahlar ve hareketli masalardan oluşuyor. Pişirme ve yıkama eylemlerini desteklemek için tasarlanmış çok çeşitli malzemeler ve aksesuarlar ise sistemi tamamlıyor. Son derece hafif ve ince profiller farklı elemanların kombinasyonuna izin vererek üç boyutlu soyut bir tabloya benzeyen bir tasarım yaratıyor. Daha fazla bilgi için: www.boffi.com
Combine (Piero Lissoni, Boffi) Blending compact kitchens with traditional kitchen islands, Combine is comprised of functional monoblocs in different sizes, counters and extractable tables. A plethora of materials and accessories designed to support the cooking and washing processes complement the system. Extremely light and thin profiles allow for the combination of different elements, creating a design that resembles a three-dimensional abstract painting. For further information, please visit: www.boffi.com
Combine (Piero Lissoni, Boffi) natura | 73
dosya konusu | special coverage
natura | 74
dosya konusu | special coverage R.I.G. Modules, Banyo, Novelties (MA / U Studio) Hem ev hem de çalışma alanlarında geometrik düzendeki depolama alanlarını organize etmek için tasarlanmış yalın hatlara sahip bu ultra esnek modüler banyo sisteminde malzemeler ve bunların endüstriyel özellikleri uyumlu bir şekilde harmanlanıyor. Her modül, değerli doğal taş kaplamalar ve özel saklama elemanlarını içeren özel bir lavabo ile hem duvar hem de ada kompozisyonları olarak banyo için özel olarak tasarlandı. İsteğe bağlı olarak üretilen kaplama alternatifleri arasında beyaz Carrara mermeri, Greystone mermeri, Gris du Marais mermeri ve Pietra d'Avola da yer alıyor. Daha fazla bilgi için: www.maustudio.net
R.I.G. Modules, Bathroom, Novelties (MA / U Studio) Materials and their industrial features blend harmoniously in this ultra flexible modular bathroom system with austere lines, which is designed to organize storage areas in a geometrical layout both in houses and office spaces. Each module is designed particularly for the bathroom as both wall and freestanding compositions, accompanied by a special washbasin featuring precious natural stone coatings and private storage units. Bespoke coating alternatives include white Carrara marble, Greystone marble, Gris du Marais marble and Pietra d’Avola. For further information, please visit: www.maustudio.net
R.I.G. Modules, Banyo, Novelties (MA / U Studio)
natura | 75
dosya konusu | special coverage
Connecticut (Jens Risom, De Padova)
Connecticut (Jens Risom, De Padova) De Padova, 1965 yılında Jens Risom tarafından tasarlanan Connecticut sehpanın çağdaş versiyonunu yeniden oluşturdu. Masif ahşaptan üç çapraz ayağı ve mermer (Calacatta oro, beyaz Carrara, Valentine grisi, Greystone) veya camdan yuvarlak bir tablası olan bu sehpanın tabanı ise doğal veya kömürleşmiş bir dişbudak kerestesinden oluşuyor. Daha fazla bilgi için: www.depadova.com
Connecticut (Jens Risom, De Padova) De Padova recreated a contemporary version of the coffee table that was designed by Jens Risom in 1965. Featuring three crossed legs in solid wood, a round tabletop in marble (Calacatta oro, white Carrara, Valentine gray, Greystone) or glass, this coffee table’s base is in natural or charcoal-stained ash wood. For further information, please visit: www.depadova.com
Boffi, De Padova ve MA / U Studio ürünlerinde Salvatori ile işbirliği yaptı. Ürünlerde kullanılan doğal taş malzemeler ise şunlar:
Boffi, De Padova and MA/U Studio have collaborated with Salvatori for their products. Natural stone materials used in their products are:
Pietra d'Avola Grimsi-kahverengiden siyah tonuna kadar değişebilen koyu, yoğun, zarif ve dayanıklı bu doğal taş malzeme, iç mekân ve yoğun trafiğe kapalı alan kullanımları için ideal.
Pietra d'Avola This dark, intense, elegant and durable natural stone material, which can vary in tone from grayish-brown to black, is ideal for interior spaces and areas that are closed to dense traffic.
Bianco Carrara Dünya çapında ünlü bu klasik mermerin “mükemmel” olduğu düşünülüyor. Adından da anlaşılacağı gibi, ağırlıklı olarak beyaz rengin hâkim olduğu Bianco Carrara mermeri, farklı gri tonlarında güzel damarlar içeriyor.
Bianco Carrara This world-renowned classic marble is considered to be “excellent”. As the name implies, Bianco Carrara marble is a predominantly white stone, featuring beautiful veins in different shades of gray.
Lithoverde® Atılacak taş kesme parçalarını yeniden kullanarak çevre korumasına katkıda bulunan bir ürün olan Lithoverde®, dünyanın ilk geri dönüştürülmüş taş dokusu. DURINOX® Geleneksel paslanmaz çelik yüzeylere kıyasla, bu malzeme iki kat daha sert ve bu da çiziklere karşı daha dirençli ve parmak izlerine karşı daha az geçirimsiz hale gelmesini sağlıyor. Mikro-kumlanmış işlem yüzeyi homojen, mat ve kadife yapıyor. Bu inovatif malzeme havacılık teknolojisinden türetildi ve mutfak tezgâhları için mutlak bir inovasyonu oldu. Daha fazla bilgi için: www.salvatori.it
natura | 76
Lithoverde® Contributing to saving the environment by reusing stone offcuts that would normally be thrown away, Lithoverde® is the world’s first recycled stone texture. DURINOX® When compared to conventional stainless steel surfaces, this material is twice as hard, which makes it more resistant to scratches and less impervious to fingerprints. The micro-sandblasting process makes the surface homogenous, matte, and velvety. This innovative material is derived from aviation technology and became an absolute innovation for kitchen counters. For further information, please visit: www.salvatori.it
dosya konusu | special coverage Elite Stone Salone del Mobile’deki pavyon için, arada renkli noktalarla sekteye uğrasa bile genel olarak nötr renkler ile bezenmiş geniş alanlar yaratıldı. Calacatta Borghini, mercan siyah oniks, beyaz oniks, Sahara Noir gibi değerli malzemeler farklı bitimlere sahip metallerin eklenmesi ile kullanıldı. Pavyonun zarif ve sofistike atmosferi için lüks otel lobilerinden ilham alındı ve dış mimari, ünlü sanatçı Stefano Graziani'nin heykeli nedeniyle dikkat çekiciydi. Elite Stone’un ürünleri arasından sizin için seçtiklerimiz ise şunlar:
Elite Stone This pavilion at Salone del Mobile called for wide spaces adorned with neutral colors, which are interrupted at certain spots by color points. Precious materials such as Calacatta Borghini, coral black onyx, white onyx and Sahara Noir are used with the articulation of metals having different finishes. The elegant and sophisticated atmosphere of the pavilion is inspired by luxurious hotel lobbies, while the external architecture draws all the attention thanks to the statue of the renowned artist Stegano Graziani. Among the products of Elite Stone, we have chosen the following ones for you:
Mercan Siyah Oniks Küvet Zarif ve mükemmel bir şekil vermek için oyulmuş bu heykelsi küvet, stil bağlamında sofistike bir tarza sahip ve çağdaş banyolara uyarlanabilir durumda.
Coral Black Onyx Bathtub This sculpturelike bathtub, which is excavated in order to give an elegant and perfect shape, features a sophisticated style and can be adapted to contemporary bathroom spaces.
Mercan Siyah Oniks Küvet / Coral Black Onyx Bathtub
natura | 77
dosya konusu | special coverage
Beyaz Oniks Küvet / White Onyx Bathtub
Beyaz Oniks Küvet Özel bir parçaya şekil vermek için oyulmuş ve şekillendirilmiş beyaz oniks bloğundan oluşturulan bu küvet, çağdaş ve şık bağlamlar için ayaklı bir ürün olma özelliği taşıyor. E-Light Elite Stone, yeni ürün ve teknolojilerin araştırmasına ve geliştirilmesine yatırım yapmayı sürdürürken bunların arasında en inovatif olanı E-Light sistemi. Teknolojisi, hafif ve arkadan aydınlatmalı doğal taş alanında 10 yılı aşkındır sürdürülen araştırma ve deneyimlere dayanıyor ve endüstriyel patentlerle korunuyor. E-Light, mermer / oniks malzemenin camla laminasyonuyla elde edilen, ışık geçirgen LED paneli ile montajı yapılmış ince bir eleman. Arkadan aydınlatmalı doğal taşların saydamlığı, hafifliği ve süper ince et kalınlığı sayesinde bu inovatif ürün aynı zamanda çok yönlülüğü ile çeşitli mimari ve iç mekân tasarım çözümlerinde uygulanabilir. Daha fazla bilgi için: www.elitestone.it Stone Italiana Bu sene Salone del Mobile’de “Prospettiva Stone” konseptini tanıtan firma, Verde Silver isimli yeni üretilen bir rengi de sergilendi. Bu yeni renk, sadece çeşitli koleksiyonları (Cartapietra, Terrazzo, Gloss) ve New Materia Cosmolite'yi zenginleştirmek için değil, aynı zamanda da firmanın yeşil anlayışını teşvik etmek için de
natura | 78
White Onyx Bathtub Created from a block of white onyx, which is carved and shaped to give shape to a special piece, this bathtub stands out as a freestanding product for contemporary and stylish contexts. E-Light While Elite Stone continues to invest in the research and development of new products and technologies, the E-Light system shines out among them as the most innovative product. Its technology is based on over 10 years of research and experimentation in the field of lightweight and back-lit natural stone, which are protected by industrial patents. E-Light is a thin element obtained by the lamination of marble / onyx with glass and an assemblage with a translucent LED panel. Thanks to the transparency, light weight and super-slim thickness of backlit natural stones, this innovative product can be applied in various architectural and interior design solutions owing to its versatility. For further information, please visit: www.elitestone.it Stone Italiana Having introduced its concept titled “Prospettiva Stone” at this year’s Salone del Mobile, the firm also showcased a new color with the name Verde Silver. This new color has been the perfect way not only to enrich various collections (Cartapietra, Terrazzo, Gloss) and the New Materia Cosmolite, but also to promote the green approach of the firm. Prospettiva Stone underlines Stone Italiana’s concerns over the
dosya konusu | special coverage mükemmel bir yol oldu. Prospettiva Stone, Stone Italiana’nın tedarik zinciri boyunca sorumluluk fikriyle gittikçe daha fazla ifade edilen çevre konusundaki endişelerini vurguluyor. Her malzemenin nasıl üretildiğinin, nerede üretildiğinin, hangi kalite standartlarının uygulandığının ve çevreyi nasıl etkilediğinin bilinmesi, farkındalık ve şeffaflığın anahtarını oluşturuyor. Ürünler için Environmental Product Declaration’a ulaşma ve CSR Sustainability Report’u oluşturma süreci boyunca bu felsefeye şekil verildi. Stone Italiana Walter De Silva ve Lorenzo Palmeri’ye malzemeyi keşfetme görevini verdi. Natura için seçtiğimiz son tasarım ise bu: Teti (Walter De Silva ve Mario Antonioli) De Silva Mario Antonioli ile birlikte, New Materia Cosmolite’i oluşturarak metamorfik bir vazo olan Teti’yi tasarladılar. Gelişimsel ebat serileri sayesinde aslında basit bir vazo olan bu parça, görünümünü ve işlevini değiştirerek bir ışık kaynağı, bir nesne taşıyıcısı, bir totem veya bir yekpare taş haline gelebiliyor. Teti, tasarımcıların eşsiz yeteneğiyle birbirine bağlanmış iki piramidin karşılaşmasından meydana geliyor. Konsept, Fibonacci dizisi ve altın dikdörtgenin oranlarına referanslar ile geliştirildi ve böylece makrokozmos ile mikrokozmos ve evren ile doğa arasındaki ilişkinin varlığını doğruladı. İki kütle hem beklenmedik bir şekilde hassas ve karmaşık geometrik bir dengede mükemmel bir şekilde bir araya geliyor hem de şaşırtıcı
environment, which has been expressed more and more lately through its idea of responsibility throughout the supply chain. Knowing how and where each material is produced, what quality standards are applied and how it impacts the environment, constitute the key to awareness and transparency. This philosophy is given shape through the process of attaining Environmental Product Declaration for the products and producing CSR Sustainability Report. Stone Italiana has given the task of exploring materials to Walter De Silva and Lorenzo Palmeri. The final design that we have chosen for Natura is: Teti (Walter De Silva and Mario Antonioli) De Silva, together with Mario Antonioli, have formed New Materia Cosmolite, which resulted in Teti, a metamorphic vase. Thanks to its series of progressive sizes, this piece as an intrinsically simple vase, transforms its apperance and function to become a source of light, an object holder, a totem or a monolithic stone. Teti stems from the encounter of two pyramids interconnected by the unique skill of the designers. The concept is developed by references to the Fibonacci sequence and the ratios of the golden rectangle, thus confirming the existence of the relationship between macrocosm and microcosm, universe and nature. The two solids converge perfectly in an unexpectedly delicate and complex geometrical balance, thus managing to convey the idea of both surprise and solidity.
E-Light
natura | 79
dosya konusu | special coverage
Teti (Walter De Silva ve Mario Antonioli) / Teti (Walter De Silva and Mario Antonioli) ve sağlam olma fikrini iletmeyi başarıyor. Cosmolite levha, iki farklı renk birleşse bile ürünün hipnotik etkisi cazibesini yitirmeyen Teti'yi ortaya çıkaran malzemenin ismi. Yüksek teknoloji ürünü olan Cosmolite, görsel dokusu ve kompozisyonuyla inovatif olma özelliğini taşıyor. Daha fazla bilgi için: www.stoneitaliana.com Japan Creative “Japan Creative”, Japon güzellik duygusunu ve geleneksel zanaatı yeni bir bakış açısıyla tekrar ele almayı ve dünyaya açmayı amaçlıyor. Milano Tasarım Haftası’na Palazzo Litta’da katılan ekip iş birlikleri ile geliştirilen projelerini sergiledi. Tasarımlar içinden seçkide yer alan parça şu oldu: "Taş Mutfak Aletleri" (Shimamoto Sekizai Kogyo, Leon Ransmeier ve Wataru Kumano) Goken Dağı’ndaki taş ocağından çıkarılan Aji taşı, ince dokusu ve zarif parlaklığı ile “granitlerin elması” olarak biliniyor. Malzemenin cazibesini daha da artıran benekli dokusu başka hiçbir şeyde bulunmuyor. Kuvars ile yarışacak derecede sert olan ve aşınmayla solmaya karşı güçlü direnci ile Aji taşı çok değerli bir malzeme. Bu harika özellikleri uzun süredir taş ustalarının becerisine ilham veriyor. Aji taş ocağını ve bir Japon taş işçiliği şirketi olan Shimamoto Sekizai Kogyo'yu ziyaret eden Leon Ransmeier Aji taşının güzelliğini, sertliğini ve sağlamlığını günlük hayatta kullanılan mutfak aletlerine (fındık kıracağı, oklava, havan ve havan tokmağı, vb.) taşımaya karar verdi. Shimamoto Sekizai Kogyo'nun işçiliği ve ustalığı ile birlikte bu heykelsi eşyaların koleksiyonu, günlük kullanımlarında doğal taşın görsel ve dokunsal niteliklerini yansıtmayı başarıyor. natura | 80
The Cosmolite slab is the name of the material which generated Teti, a product that is unable to lose its hypnotic effect and charm, even when two different colors are blended together. Shining out as a hi-tech product, Cosmolite is innovative with its visual texture and composition. For further information, please visit: www.stoneitaliana.com Japan Creative “Japan Creative” aspires to reconsider the Japanese sense of beauty and traditional craftsmanship through a new perspective and present it to the entire world. Having participated in Milan Design Week at Palazzo Litta, the team showcased their recently-developed projects emanated from various collaborations. Among their designs, the piece that made its way into our selection is: “Stone Kitchen Tools” (Shimamoto Sekizai Kogyo, Leon Ransmeier and Wataru Kumano) Quarried from Mt. Goken, the Aji stone is known as the “diamond of granites” thanks to its fine texture and elegant luster. Its mottled texture that enhances the appeal of the material even further, cannot be found in anything else. With its hardness rivaling quartz and its strong resistance to weathering and discoloration, the Aji stone shines out as a very precious material. These quintessential qualities have long inspired the skills of stoneworkers. Having visited the Aji stone quarry and Shimamoto Sekizai Kogyo, a Japanese stoneworking company, Leon Ransmeier decided to carry the beauty, hardness, sturdiness of the Aji stone into everyday kitchen tools (nutcracker, rolling pin, mortar, pestle, etc.). Together with the craftsmanship and dexterity of Shimamoto Sekizai Kogyo, this collection of sculptural objects succeeds in reflecting the visual and tactile qualities of natural stone in everyday use. For further information, please visit: www.japancreative.jp
dosya konusu | special coverage
Japan Creative
natura | 81
iç mimarlık | interior design
MİMAR ŞEBNEM BUHARA İLE SON PROJELERİNDEN “TARABYA EVİ” ÜZERİNE SÖYLEŞİ Heval Zeliha Yüksel Üçok Mimar / Architect
Selin Biçer Yüksek Mimar / M.Arch
natura | 82
iç mimarlık | interior design
Projelerinizi nasıl bir tasarım süreci ile ele alıyorsunuz? Bu konut projeniz üzerinden bizimle paylaşır mısınız? Bazı mekânları tasarlarken ev sahibi işin içinde olmayı tercih eder, bazı ev sahipleri de tamamen süreci size bırakır. Bu projemizde ise ev sahiplerinden istedikleri konfor alanı çizgisini öğrendikten sonra hazırladığımız ilk tasarımımız çok hoşlarına gitti ve sonrasında çizgiyi hiç değiştirmeden projenin detaylandırılmasına devam ettik. Evde iki kişi yaşıyor; biri spora, diğeri meditasyon ve yogaya meraklı. Bu yüzden özel ve sessiz alanlar yarattık; ev sahiplerinden biri oldukça renkli bir kişilik ve aksesuar kullanmayı çok seviyorken diğeri ise müziğe, sinemaya ve okumaya meraklı. Konut hakkında genel bilgiler verebilir misiniz? Üç kata yayılan 300 m 2 kullanım alanına sahip yapının giriş katı yaşam alanı ve misafir odası olarak düzenlenmiş. Yapının orijinalinde küçük olan mutfağın girişte yer alan misafir odasıyla birleştirerek kullanışlı ve ferah bir hale getirdik.
Through what kind of a design process do you tackle your projects? Could you please elaborate with regards to this residential project? During the design phase, some homeowners prefer to be included in the process, while some of them leave you in charge of the entire process. In this project, we prepared our first design after having learned the outline of the comfort area that the homeowners aspired after, and they loved it. Then we continued the detailing process of the project without making any changes to the initial outline. The house is inhabited by two people, one of whom is interested in sports while the other takes interest in yoga. Therefore we designed private and quiet areas for them. Besides, they have a colorful personality, they love using accessories and colors. As for the other homeowner, they really like music, cinema and reading, which is why we created private areas for them as well. Could you please give some general information about the house? Spreading over three stories, the house with a 300-sqm of usage area has living space and guest room situated on the ground floor. We combined the originally small kitchen with the guest room on the ground floor, providing the house with a practical and spacious character.
AN INTERVIEW WITH ARCHITECT ŞEBNEM BUHARA ON “TARABYA HOUSE”, ONE OF HER LATEST PROJECTS natura | 83
iç mimarlık | interior design
Peki mekân kurgusunu nasıl yapıyorsunuz? Yönlendiriyor musunuz kullanıcıyı? Basit malzeme ya da karmaşık malzeme kullanmak değildir benim için mekânı oluşturmak. Yeni bir proje aldığım zaman önce proje ile bağ kurmaya çalışırım ve o bağı kuramadığım projeleri kabul etmem. Bizim mesleğimizin psikolojik yönü öneml olduğundan kendimi şanslı görüyorum çünkü dünyada çok az insana nasip olan bir şeye sahibim; yaptığım işi çok seviyorum. Ev yaptığınız zaman karşınızdaki insanin hangi dili konustuğunu, içindeki fırtınaları, özlemleri çözebilmeniz lazım. Ev insanın kalesi çünkü. Mimarın sevdiği renkler ya da stiller diye baskı kurmak benim ilkelerime aykırı.
So how do you implement the space layout? Do you orient the user? For me, creating a space is not about using simple or complex materials. When I am assigned a new project, I first try to connect with it. I cannot accept projects with which I fail to establish a connection. The psychological aspect is important in our profession. When you’re building a house, you need to be able to figure out which language does the person in front of you speak, as well as the storms and longings at their hearts. Because what we call home is a person's castle. An architect exercising influence over someone with their favorite colors and styles really goes against my principles.
Süreç nasıl ilerliyor? İstekler belirlendikten sonra, tüm sunumlar hazırlanıp üç boyutlu görsellerin onayı alındıktan sonra operasyon başlıyor. Bu bir cerrahın ameliyatı gibi değerlendirilebilinir. Alt yapının iyi olup olmadığını ancak herşey bittikten sonra anlayabilirsiniz. O yüzden benim başlangıç noktam alt yapıdır, üzerine yapacağınız her şey makyaj gibidir.
And how does the process develop? Once the demands are specified, all the presentations are prepared, and their 3D visuals are approved, the operation begins. This can be considered as a surgeon getting ready for their surgery. You can only ever tell if the infrastructure is good once you complete every task. Therefore my starting point is the infrastructure, everything you do on top of it is like make-up.
Tarzınızı tarif edecek olursanız nasıl tanımlarsınız? Klasik, modern ya da Provence diye tarzımı ayıramam ama yaptığım stili seven kişileri dinleyince gurur duyuyorum çünkü üzerinde çalışıp emek verdiğimiz detayları farkediyorlar. O detaylar onlar icin önemli.
If you were to describe your style, how would you do it? I cannot categorize my style as classical, modern or provincial although I feel honored to hear from people who love my style because they notice the details on which you work and labor.
natura | 84
iç mimarlĹk | interior design
natura | 85
iç mimarlık | interior design
Projelerde olmazsa olmazlarım; muhakkak uyum ve orandır. Bou design imzalı mekânlarda orantısız, uyumsuz, insanın dengesini olumsuz yönde bozacak bir ayrıntı ile karşılaşmazsınız. Renkli, eğlenceli, ağırbaşlı, modern - ortaya çıkan her mekânda detaylar hatasız olur. Genel olarak yaptığım tüm mekânlar uzun seneler güncelliğini korur. Bir anınız var mı kullanıcının dile getirdiği?
Geçenlerde çok sevdiğim bir müşterim aradı ve evini 10 sene önce yapmış olmamıza rağmen evinin hâlâ güncel akımlara hitap ettiğini, ilk defa gelenlerin yeni dekore edildiğini zannetiğini ve cok mutlu olduğunu söyledi. Demek ki, uğruna emek verdiğim ana kriterleri başarmışım diye düşündüm. Imzamız olan mekânlarda genel hava sakindir, mekâna ilk girdiğinizde cok şaşırmazsınız. Zamanla sizi kavrar, detaylar hosunuza gider. Gecesi farklı, gündüzü farklıdır. Hatta yazı ve kışı da farklıdır. Ufak aksesuarlarla bir anda mekân yüz seksen derece değişebilir. Sanırım, bu yüzden biraz ekonomik oluyorum.
natura | 86
Those details are important for them. My sine qua non in projects is by all means harmony and proportion. In spaces implemented by Bou Design, you can’t come across a single detail that is disproportional, disharmonious or one that could adversely disrupt the balance of individuals. Colorful, fun, solemn, modern - all kinds of spaces have flawless details. Generally, all the spaces that I create continue to be relevant for years to come. Do you have any recollection of a user mentioning something similar? I have recently got a call from a client whom I love dearly and they told me that despite we built their house 10 years ago, it still appeals to contemporary trends and that those who visited their house for the first time thought that it was recently decorated, all of which made my client really happy. I thought to myself that I eventually fulfilled the key criteria for which I made a great effort in the first place. The spaces that we implement have an overall feeling of calm, in that you don’t feel amazed the moment you step into the space. It captures you over time and you start enjoying all the details. Its night and day are different. Even its summer and winter are different. With the use of little accessories, the space can suddenly do a one-eighty. I guess that’s why I am deemed a bit budget-friendly.
iç mimarlĹk | interior design
natura | 87
iç mimarlık | interior design
Bir de değişmeyen bir durum var, 19 sene önce de şantiyenin başındaduruyordum, şimdi de öyle. Gitmediğim gün olmuyordu, şimdi de aynı şekilde devam ediyor. Bazen ben bile şaşırıyorum ama bana iyi geliyor şantiyelerde olmak.
And there is also something that never changes: I had been supervising the construction site 19 years ago, as I do now. I had zero days absent from work, which still applies to today. Even I get surprised at myself at times but it feels good to be in construction sites.
Hangi malzemeleri tercih edersiniz projelerinizde? Her tasarımın kendine özgü bir malzeme skalası var. Ancak genelde doğal malzemeler, naturel kumaşlar, naturel kaplamalar kullanmaya gayret ediyorum. "-mış gibi yapmak" yerine gerçek duygusunu yakalamaya çalışıyorum.
Which materials do you opt for in your projects? Each design has its own materials palette. Although I usually try to use natural materials, fabrics and coatings. Instead of make-believing, I try to capture the sensation of reality.
Genelde hangi mermeri tercih edersiniz? Trendlere ve dönemlere göre değişiyor. Sürekli aynı mermeri kullanmanız da mümkün değil biliyorsunuz. Bundan 15 yıl önce cream marfili ve Bursa beji çok kullandık. Son yıllarda gri ve beyaz tonlarda mermerler çoğaldı. Ulaşılabilirlik inanılmaz arttı. İki binli yılların başında değişik bir mermer bulmak için Verona civarlarına gitmemiz gerekiyordu. Şimdi büyük firmalar müze gibi showroomlarda istediğiniz rengi seçmenize yardımcı oluyor.
Which marbles do you usually opt for? It varies depending on trends and periods. As you already know, it is not possible to use the same marble over and over again. We had substantially used Crema Marfil and Bursa Beige 15 years ago. In recent years, there has been a rise in gray and white marbles. Accessibility has also increased greatly. In the early 2000s, we had to go to the outskirts of Verona so as to find an interesting marble. But today, large companies help you choose any color you want in showrooms that are almost like museums.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
Thank you for all the information that you have shared with us.
Şebnem Buhara Hakkında
About Şebnem Buhara
Mimar Şebnem Buhara, Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencisi olduğu sırada aynı bölümde çalışmaya da başlayarak branşına ilk profesyonel adımlarını atar. Yıllar içinde çalışmalarına devam eden Buhara, 2000 yılında BOU Design adını taşıyan kendi ofisini açar. Halen kendi markası altında konut, residence, ofis, otel mimari proje ve uygulama yapmaktadır. Yaptığı mimari projeler için kurguladığı ve ortak olduğu Bou Art&Design mağazası için tasarladığı mobilyalar da Mimar Şebnem Buhara’nın, mimarideki özgün disiplerinin tasarıma yansıması olarak değerlendirilebilir. Yüksek zanaat kalite yaklaşımını, detaylardaki farklı sihirler ve zamansızlığa saygı duyan bir duruş birleştiren ve bu yol haritasında ürün gamına kanepe, koltuk, sandalye, sehpa, masa, aydınlatma gibi ‘lounge’ ürün koleksiyonlarını ekleyen Mimar Şebnem Buhara, dekorasyon ve mimarideki deneyim zengini bakış açısıyla önde koşan ve üretken tasarımcılar arasına girmiştir. Tasarımı mimarlığın biçim değiştirmiş hali olarak kabul eden ve her iki alanda da detay, anlam, hikaye ve güzellik arayan Buhara’nın çalışmaları "nesiller boyunca kullanılabilen mobilyalar " olarak kabul ediliyor. Buhara imzalı yeni sezon koleksiyonlarda da çağdaş bir Art Deco-Neo Lüksizm karmasını ve el işçiliği ve modern sanayi arasında bir köprü kurulduğunu söyleyebiliriz.
Architect Şebnem Buhara started her professional career in her field when she was a student in Mimar Sinan University Department of Architecture, after having started to work in the same department. Continuing her studies over the years, Buhara launched her own office with the name BOU Design in 2000. She is still carrying out housing, residence, office and hotel projects and implementations under her own brand. The furnitures that she designed for both her architectural projects and for the Bou Art&Design store, of which she was a partner, can be tackled as a reflection of Architect Şebnem Buhara’s unique architectural discipline on design. Combining her high-quality crafts approach with both different types of magic lying under the details and a stance paying homage to timelessness, while incorporating her product line with “lounge” product collections such as sofas, armchairs, coffee tables, tables and lighting elements in the scope of her roadmap, Architect Şebnem Buhara attained a place among leading and prolific designers thanks to her experience-rich perspective in decoration and architecture. Considering design as a transmuted form of architecture and searching for detail, meaning, story and beauty in both fields, Buhara’s studies are regarded as “furnitures that can be used throughout generations”. We can say that the new season collection designed by Buhara also features a contemporary blend of Art Deco and Neo Luxury, as well as a relationship between handicrafts and modern industry.
natura | 88
iç mimarlĹk | interior design
natura | 89
iç mimarlĹk | interior design
natura | 90
iç mimarlık | interior design
WC ASI LI OD
HIZMET
N
R
SOYU
KORIDO
VE MERDI
ASI NM OD
BAVUL DEPO
ODASI
BEY ASKIN I A ODAS CALISM
BANYO
KAZAN I
DAIRES
O
BANY
YATAK
NMA
SOYU
ODASI
ODASI
KÜNYE Projenin adı / türü : Tarabya Evi Projenin yeri : Tarabya Proje alanı : 350 m2 Proje tarihi : 2018 Mimari proje : Bou Design Uygulama : Bou Design Doğal taş tedarik : Stoneline Mobilya tedarik : Poliform, Mozaik, Bou Art&Design Aydınlatma tedarik : Bou Art&Design
MUZIK ODASI
N RDIVE
ME
GIRIS GIRIS
SALON
Credıts
MISAFIR ODASI BANYO KORIDOR
Project Title/Type: Tarabya House Project Location: Tarabya Project Area: 350 sqm Project Year: 2018 Architectural Project: Bou Design Implementation Project: Bou Design Natural Stone Supplier: Stoneline Furnishings Supplier: Poliform, Mozaik, Bou Art&Design Lighting Supplier: Bou Art&Design
KIS BAHCESI
MISAFIR BANYOSU
MERDIVEN
natura | 91
iç mimarlık | interior design
A602 - the CATwork Selin Biçer Yüksek Mimar / M.Arch
natura | 92
iç mimarlık | interior design
Tuzla, Tepeören Mevkii’nde, ‘90lı yıllarda hafif çelik konstrüksiyonla üretilmiş olan yaklaşık 100 müstakil konut yapısından oluşan bir komplekste bulunan projede, kullanıcı taleplerine bağlı olarak yapının işleyiş şeması ve iç mimari tasarımı üzerinde çalışıldı. Konut içerisindeki mevcut fonksiyonların düzensiz ve yetersiz olmalarından dolayı, yapının tüm planlaması üzerine yeniden düşünüldü. Öncelikle, zemin katta bulunan mutfak biriminin yeri değiştirilerek hem salon birimi ile bağlantısını sağlamak hem de yemek bölümlerini konumlandırmak amacıyla yanına saydam bir kütle eklemesi yapıldı. Mevcut salon biriminin yatayda büyüyen formunun yemek bölümü ile ilişkilenen yaklaşık 2 kat yüksekliğindeki oturma bölümü, platform ile yükseltildikten sonra şömine ile ayrıştırılarak mekânların tanımlanması amaçlandı. Oturma bölümünün, üst kattaki yeni oda bölümlenmeleriyle birlikte ortaya çıkartılan sofa alanı ile görsel bağlantısının sağlanması amacıyla, galeri boşluğunda bir asma kat yaratılarak sofa alanı da buraya konumlandırıldı. Bu sayede, üst kattaki ortak alanlara doğal ışık alınarak alt-üst ilişkisinin kuvvetlendirilmesi hedeflendi. Salon biriminin önünde devam eden kapalı veranda sebebiyle ortaya çıkan doğal ışık sorunu da veranda-salon birleşiminde açılan tavan pencereleri ile çözüldü Verandanın bir kısmı salon ile bağlantılı olarak kapanıp açılabilen bir sistem olarak tasarlandı.
The project, which is located in a complex comprising approximately 100 light steel detached residential buildings that were built during the 90s in Tuzla, Tepeören region, called for architects to study on the building’s working scheme and interior design depending on the demands of the user. Since the existing functions in the house were irregular and inadequate, it was required to reconsider the entire planning of the building. Primarily, the kitchen unit’s location on the ground floor has been changed and articulated with a transparent mass in order to connect it with the living room unit and position the dinner areas. Defining the spaces in the building is made possible when the two-story high lounge section of the existing living room unit’s horizontally expanding form, which is connected to the dinner area, has been raised with a platform and seperated by a fireplace. In order to visually connect the lounge section with the sofa area, which is unveiled by the new room partitions on the top floor, a mezzanine is created at the gallery and the sofa area is positioned on this spot. In this way, natural light is directed to the common spaces on the top floor, thus strengthening the top-bottom relationship. The natural light problem arose from the enclosed veranda in front of the living room unit was resolved by skylights positioned at the intersection of the veranda and the living room. One part of the veranda is designed as a retractable system that is connected with the living room while the other part is connected to the garden in a fully open layout. This open section of the veranda is equipped with a barbecue.
natura | 93
iç mimarlık | interior design
Diğer kısmı ise, bahçe ile bağlantılı olup tamamen açık olarak planlandı. Verandanın açık olarak düzenlenen bölümüne barbekü konuldu. Yapının mevcut durumu üzerinden yapılan mimari çalışmalar ile öncelikle işleve yönelik radikal kararlar alınarak yapısal değişiklikler uygulandı. Sonrasında ise, mekânın karakterini üzerine eklemlenecek ürünlerden çok, alınan yapısal kararlar ile oluşturulan değişikliklerin yansımalarını oluşturması amaçlandı. Bu nedenle, iç mekândaki malzeme seçimleri ve uyumları daha çok bu kararın ön planda tutulması amaçlanarak yapıldı. Mimarlar projedeki doğal taş kullanımı için şunları söyledi: “Doğal taşın her zaman var olarak, değerini kaybetmeyen ve kullanıcı ile yaşayan yapısı, projemizdeki malzeme seçimlerinde önemli kriterler olarak öne çıkmaktadır. Bir bakıma zamansız mekânlar yaratma isteğimizin tanımlanması açısından da önemli olan bu kriterler ile birlikte seçimlerimizde başta beyaz olmak üzere yumuşak renkler önceliğimiz olmuştur. Şömine ve banyo tasarımlarında kullanılmış olan beyaz renkli doğal taş tercihimiz, mekândaki diğer renklerle uyum sağlayabilen ve beyaz zemin üzerine yayılan yoğun ve kalın gri damarları ile doğallığını hissettiren, İtalya’nın Carrara bölgesinden ‘Calacata Lucina’ olmuştur. Bununla birlikte siyah plaka üzerine beyaz ince damarları ile İskenderun'da ocakları bulunan, ‘Cora Black’ taşı da banyo tezgâhları, mobilyalar ve duvarlarda kullanılmıştır. Antre, veranda, mutfak gibi geniş boşluklarının bulunduğu mekânların zeminlerinde, homojen dokusuyla kullanıcı konforunu ön planda tutarak projede hâkim olan beyaz ve tonlarına kontrast oluşturan ve ocakları Isparta’da bulunan gri renkli taşımız ise ‘Pietra Natuca’ olmuştur…” Calacata Lucina / Cora Black (Temmer Marble) Pietra Natuca
natura | 94
The architectural studies initiated from the building’s existing condition led architects to adopt radical decisions that are predominantly function-oriented, which culminated in structural changes. Subsequent to this process, it was aimed for creating the character of the space through the reflections of these changes derived from the adopted structural decisions, rather than products that would be articulated on top of it. Therefore, material selections and their coherence in the interior space have been carried out with the aim of prioritizing this decision. Regarding the use of natural stones in the project, the architects made the following remarks: “The ubiquitous, non-depreciable and user-integrated nature of natural stones, stood out as important criteria for the material selection of our project. Along with these criteria, which are also important in terms of defining in some ways our endeavor to create timeless spaces, we gave priority in our selections to soft colors, notably white. For a white natural stone, we preferred ‘Calataca Lucina’ from Italy’s Carrara region, which has been used at the fireplace and in bathroom designs as a material that can harmonize with other colors in the space and that makes its naturality felt thanks to its dense and thick grey veins on white backdrop. In addition to this, with its thin white veins on a black plate, the ‘Cora Black’ stone, which is quarried from Iskenderun, has been used at bathroom counters, furnishings and walls. Lastly, our preference for a grey stone has been ‘Pietra Natuca’, a stone quarried from Isparta that is used for the floors of spaces that are located in wide openings such as the entrance, veranda and kitchen, which creates a contrast with the white color and its tones that are predominantly used in the project by prioritizing user comfort with its homogenous texture...” Calacata Lucina / Cora Black (Temmer Marble) Pietra Natuca
iç mimarlĹk | interior design
natura | 95
iç mimarlık | interior design
KÜNYE Projenin Yeri: Tuzla, İstanbul Proje Ofisi: theCATwork Mimarlar: Büşra Koçak ve Ufuk Polat Tasarım Ekibi: theCATwork ve Rhizome Architects Proje Tarihi: 2017 - 2018 Yapım Tarihi: 2017 - 2018 Alan: 300 m2 Fotoğraflar: Alp EREN (Altkat Photography)
Credıts Project Location: Tuzla, İstanbul Project Office: theCATwork Architects: Büşra Koçak and Ufuk Polat Design Team: theCATwork and Rhizome Architects Project Year: 2017 – 2018 Construction Year: 2017 – 2018 Area: 300 sqm Photographs: Alp EREN (Altkat Photography)
natura | 96
iç mimarlĹk | interior design
natura | 97
iç mimarlĹk | interior design
natura | 98
iç mimarlık | interior design
RESIDENCE C.L. – W&LI DESIGN Selin Biçer Yüksek Mimar / M.Arch
natura | 99
iç mimarlık | interior design
Bir konut için oldukça sıra dışı bir tür olan Residence C.L.’nin iç mekânı, 45 o’lik açıyla döndürülerek planlandı. Her oda kendi bağımsızlığını koruyor ve eski evler için söz konusu olan yetersiz havalandırma ve aydınlatma sorununu çözüyor. Ayrıca, 1980lerden kalma zemin yapı malzemelerini korumayı da başarmış durumda. Merkezi bağlantı alanından bölümlenmiş dengeli alan, belirli bir fonksiyona sahip olmadığı için tampon işlevini görüyor. Bu alan, herkese açık ve özel alan arasındaki doğrudan müdahaleleri ortadan kaldırabiliyor ve bununla birlikte, yine bu alan diğer alanları birbirine bağlamak için bir iletişim köprüsü haline geliyor. Yaşam, kullanıcıların iç akışlarıyla özgür bir yaratıcılık halini alıyor. Açılışta köşedeki eğik çizgiler üç oda, iki banyo donanımı ve iki salon oluşturmak ve tüm alanın bağımsız havalandırma ve yeterli ışığa sahip olduğundan emin olmak için alanı oranını bölüyor. Dikey kesitte, mekânın çerçevesini inşa etmek için düzlemin eğik tabanını sürdürerek kapalı bölmeden vazgeçiyor. Her iki taraftaki eğik duvarlar mutfağı ve arka alandaki rijit alanı ayırıyor. Hem yeni hem de eski sınırlar boşlukları vurguluyor ve farklı alanların doğal olarak bölünmesini ve herkese açık alanı kullanma esnekliğini koruyarak kolayca etkileşime girmesini sağlıyor. Geometrik elemanlar, düzlemin yapısını ve yüksekliğine entegre olmak için boşluk detaylarından geçiyor. Saf beyaz renkli parlak mekanıyla görüş odağı yaratıyor. İlginç geometrik tuğlalar rastgele kombinasyonlarla birçok çeşidi karıştırıyor ve 40 yıllık Tayvanlı beyaz taş bina dosyalarını bağlayarak her köşesinde hala tanıdık sahneler oluşturuyor. Yeni ve eski düzenleme yepyeni bir mekânın ortaya çıkmasına izin verirken yeniyle eski arasındaki uyumsuzluğu da gideriyor. Üç kuşaktır birikmiş hatıraları sürdürüyor ve mekân ile zamanın birlikte var olmasına izin veriyor… natura | 100
Standing out as a rather unusual type for a residence, Residence C.L.’s interiors are planned with a 45 o cross. Each room preserves its individual independence and solves the problem of inadequate ventilation and lighting, which is quite common for old houses. Furthermore, it also conserves the ground building materials dating back to 1980s. Segmented from the central connection area, the neutral region serves as a buffer zone as it has no specific functions. This area is capable of eliminating the direct interventions between the public and private domain, while also becoming a communication bridge that connects other spaces. Life takes the form of free creativity through the interflow of users. The slash lines at the corner of the opening divides the area proportion in order to create three rooms, two bathroom equipments and two halls, and to ensure that the entirety of space has independent ventilation and adequate lighting. In the elevation, it gives up the enclosed section by continuing the plane oblique base in order to construct the framework of the space. The oblique walls on both sides seperate the kitchen and the rigid area at the background. Both new and old boundaries emphasize the void areas and ensure different areas to be divided naturally and to interact easily by preserving the flexibility of the public area. Geometrical elements pass through the void details so as to get integrated with the structure and height of the plane. With its pure white bright space, it creates a vision of focus. Intriguing geometrical bricks mix up a plethora of varieties through random combinations and create familiar scenes on every corner by connecting with the 40-year-old Taiwanese white stone building files. The new and old layout allows for the emergence of a brand new space while eliminating the conflict between the old and the new. It maintains memories that have been accumulated over three generations and lets the coexistence of space and time...
iç mimarlĹk | interior design
natura | 101
iç mimarlĹk | interior design
natura | 102
iç mimarlık | interior design
KÜNYE Projenin Yeri: Taipei, Tayvan Mimarlık Ofisi: W&Li Design Projenin Tarihi: 2018
Credıts Project Location: Taipei City, Taiwan Architecture Firm: W&Li Design Project Year: 2018
natura | 103
iç mimarlık | interior design
DENİZLİ’DE MÜSTESNA BİR KONUT PROJESİ JALE KULİN / INTERIOR DESIGN
AN EXCEPTIONAL RESIDENCE PROJECT IN DENİZLİ JALE KULİN / INTERIOR DESIGN Heval Zeliha Yüksel, Üçok Mimar / Architect
Denizli Evi, şehir ile dağların arasında sınıra planlanmış birkaç haneden oluşan özel bir site alanı içerisinde bulunuyor. Kendilerine ait huzurlu, nefes alan, doğa ile bütünleşen bir MEKÂNA ihtiyaç hisseden, sağlık sektöründe yoğun bir tempoda çalışan ev sahiplerinin, Jale Kulin’den beklentileri hayat tarzlarını yansıtan, klasik ile modern dokuların karıştığı dingin, rafine, dışarısı ile temasın kesilmediği açık renklerin hakim olduğu, doğal malzemelerin kullanıldığı bir ev yaratılması olmuş.
Denizli House is located in a private housing estate comprising a number of dwellings that are planned atop of the perimeter between the city and the mountains. The homeowners working at an intensive pace in the health sector, who were in need of a tranquil, breathing, and nature-integrated space, called for Jale Kulin to design a serene and refined house that reflects their lifestyles, maintains uninterrupted connection with the outside and embodies natural materials, where classical and modern textures converge and light colors dominate the space.
natura | 104
iç mimarlĹk | interior design
natura | 105
iç mimarlık | interior design
Denizli Evi’nin hikâyesini Jale Kulin’den dinliyoruz: “Mimari kabuğu muhafaza edilen binaya brüt beton safhasında müdahil olduk, deprem bandında bulunan yapıya minimal strüktürel müdahalelerde bulunduk ancak statik donanımı görsel kalabalık yaratıp yer yer zorlayıcı detaylar barındırmakta idi. Genel olarak duvarlarda kolon kalınlıkları, tavanlarda kirişler girinti/çıkıntılar tüm mekânlarda gizlendi, net yaşam alanları elde edildi. Üç kattan oluşan ev sahiplerinin yaşam akışına göre planlandı: Işık alan bodrum katta ferah bir Tv ve spor odası, hamam ve sauna alanlarının , yanı sıra geniş bir çamaşırlık, iş mutfağı ve kapsamlı bir dolap odası bulunmakta. Giriş katında bulunan salon, yemek odası, ve mutfağın birleştiği çimenlerin üzerine uzanan 40 metrekarelik noce traverten kaplı bir teras alanına bağlanmakta. Ön tarafta ayrıca ana girişten geçilen bir çalışma odası ve misafir tuvaleti bulunmakta. Birinci kat ise en-suite banyolu 2 genç odası, oturma odası ebeveyn suiti ve soyunma odasını barındırıyor. Kumaşlardan banyo duvar kaplamalarına, kullandığımız tüm malzemelerin doğal olmasına, mekânların mobilyaya boğulmadan yerleşmesine özen gösterdik. Renk skalasında toprak tonlarından yola çıkarak, yer yer turkuaz duygusunu veren gökyüzünden kontrast tonlar ekledik. Mermerler tabii ki, Denizli yöresine has taşlardan seçildi. Gerek iç gerekse dış mekânda traverten türevlerini farklı boyut ve dokularda kullandık. Sonuçta yalın, klasik notaları olan, konforlu ve en önemlisi yaşaması kolay olan keyifli bir ev yaratmanın mutluluğunu yaşarken mükemmel dostlar kazandık. Mesleğimin en kıymetli açılarından biri de bu gerçekten."
natura | 106
Jale Kulin tells the story of Denizli House as follows: “We got involved in the building, whose architectural shell was preserved, during the phase of exposed concrete. We made minimal structural interventions for the structure, which is located in an earthquake zone, however, its structural equipment was visually congested and it was embodying challenging details in certain parts. Throughout the space, the column thicknesses on the walls, along with beams, coves and projections on the ceilings have been concealed, thus culminating in net-floor areas that embody living spaces. The three-story house is designed according to the homeowners’ flow of life: The basement floor, which receives plenty of daylight, features a spacious TV and sports room, bathhouse and sauna areas, as well as a large laundry room, a kitchen area and an extensive closet. The ground floor is home to the living room, which is connected to a 40-sqm noce travertine-clad terrace area, extending towards the lawn where dining room and kitchen converge. The front side has a study room and a guest room, which can be accessed through the main entrance. The first floor has 2 teen bedrooms with en-suite bathrooms, a lounge, along with a master suite and a dressing room. From fabrics to bathroom wall tiles, we placed particular emphasis on choosing only natural materials and creating a spatial layout that is not overcrowded by furnishings. As for the color palette, we set out from earth tones and added sky contrast tones in certain areas so as to achieve the sensation of turquoise colors. Of course, marbles were selected among stones indigenous to the Denizli region. We used different sizes and textures of various travertines both indoors and outdoors. Ultimately, we experienced the joy of creating an austere and cozy house having classical notes, which is most importantly easy to live in, while also making great friends throughout the process. This is indeed one of the most precious aspects of my profession.”
iç mimarlĹk | interior design
natura | 107
iç mimarlık | interior design
KÜNYE Credıts Yer - proje adı : Denizli Evi Tasarım Ofisi : Jale Kulin Interior Design Proje alanı : 540 m2 Mermer İşleri : Başaranlar Mermer Doğal taş : Balkon, teras, mutfak zemin, mutfak tezgah, banyo (zemin, duvar ve tezgah) Fotograflar : Engin Aydeniz
natura | 108
Location – Project Title: Denizli House Design Office: Jale Kulin Interior Design Project Area: 540 sqm Marbleworks: Başaranlar Marble Natural Stone: Balcony, terrace, kitchen floors, kitchen counters, bathroom (floor, wall and vanity top) Photographs: Engin Aydeniz
iç mimarlık | interior design
NOTLAR : GİRİŞ KAT BANYO
D C
60 150
GEÇİŞ HOLÜ ALAN : 4.51 M2 ZEMİN:SERAMİK DUVAR:BOYA
mermer kurna
mermer banket beyaz
18
17
16
15
14
13
12
11
10
1
2
3
4
5
6
7
8
A B
9
TÜRK HAMAMI ALAN : 7.27 M2 ZEMİN:MERMER DUVAR:MERMER
2 m2 GORBON SERAMİK 20X20 ULAMA DESENLER KOD NO :222
A B
seramik 20x20 cm
OTURMA YÜZEYİ(alınlar dahil) : 12 mtül BEYAZ MERMER
18/16.66/30 9
ZEMİN:MERMER DUVAR:BOYA + SERAMİK
HAMAM GİRİŞ ALANI ZEMİN :1,8 m2 GORBON 20X20 GERÇEK ÇİNİ TURKUAZ / BEYAZ
40
marmara diagonal gri çizgili mermer
KOMBİ + DEPO ALAN :9M2 ZEMİN:SERAMİK DUVAR:BOYA
2,5
beyaz mermer bordur
mermer bordur beyaz
gizli aydinlatma led
HOL + KORİDOR ALAN : 21.21 M2 ZEMİN:MERMER DUVAR:BOYA
DUVAR KAPLAMA : 13,3 m2 MARMARA GRİ ÇİZGİLİ MERMER
60 P9 100
BANYO ALAN : 4.61 M2 ZEMİN:MERMER DUVAR:MERMER
40
P13
GORBON 20X20 GERÇEK ÇİNİ TURKUAZ / BEYAZ
10
SOYUNMA ODASI Alan : 19.80 m2 Zemin:Parke Duvar:Boya
SAUNA ALAN : 4.6 M2 ZEMİN:SERAMİK DUVAR:BOYA
ÇAMAŞIRLIK ALAN :13M2 ZEMİN:SERAMİK DUVAR:BOYA
ZEMİN KAPLAMA : 1,2 m2 MARMARA MERMER - DİAGONAL GRİ ÇİZGİLİ 5,2 mtül BEYAZ MERMER BODÜR (6X2) 1,1 m2 BEYAZ MERMER
ahsap bank mermer kurna
HAMAm GİRİŞ ALANI ZEMİN BORDUR: 6,62 m tül BEYAZ MERMER (10X2)
P10
MUTFAK ALAN :12.2 M2 ZEMİN:TRAVERTEN DUVAR:MERMER MOZAİK
SİNEMA BÖLÜMÜ ALAN : 40.32 M2 ZEMİN:TRAVERTEN DUVAR:BOYA
VERİLEN TÜM ÖLÇÜLER FİRESİZ HESAPLAMALARDIR.
D C
150 60
SERAMİK ALANLAR HARİCİ TÜM DUVAR KAPLAMALARI MARMARA GRİ OLACAKTIR.
270 60
P10
P11
Alçıpan tavan
tavan havuz
dus zemin klasik traverten fileli mozaik
Alçıpan tavan
tavan havuz
2CM OSMANLI LACİVERT BORDÜR gizli aydinlatma led
gizli aydınlatma ( led )
Mermer Bant
Mermer Bant
MERMER MARMARA GRİ ÇİZGİLİ
aplik
aplik
aplik GORBON SERAMİK 222- 20 X 20 CM
MERMER MARMARA GRİ ÇİZGİLİ
beyaz mermer banket
12
57
38
38
33
57
57
57
57
Ahşap kapı
38
12
38
beyaz mermer banket
ERDEMIR EVI- DENIZLI
BODRUM KAT HAMAM - MERMER PROJESİ
33
beyaz mermer banket
20.01.11
IC MIMAR DİLEK CENGON
20.09.10
KULIN IC MIMARI SAN. ve TIC.LTD.STI Dikilitas, Ayazmadere Cad. 10/1 K.1. 34349 Besiktas - Istanbul
Tel: 0 212 327 82 82 pbx Faks : 0 212 327 94 67 e-mail : info@kuliniçmimari.com
1/20
R3
BU ÇÝZÝM 5846 SAYILI FÝKÝR VE SANAT ESERLERÝ YASASI KAPSAMINDADIR. BU PLANLARLA UYGULAMA YAPACAK TÜM MÜTEAHHÝT VE TAÞERONLAR, PLANLAR ÜZERÝNDEKÝ ÖLÇÜLERÝ ÞANTÝYEDE ALACAÐI RÖLÖVELER ÝLE KARÞILAÞTIRMAYA VE ÇIKABÝLECEK YANLIÞLIKLARI, UNUTULANLARI VEYA SÝSTEM HATALARINI MÜELLÝFE ÝÞE BAÞLAMADAN BÝLDÝRMEK ZORUNDADIR. SONRADAN DOÐABÝLECEK ANLAÞMAZLIKLARDAN MÜELLÝF HÝÇBÝR ÞEKÝLDE MESUL TUTULAMAZ.
CONTRACTOR MUST VERFY AND CHECK ALL JOB DIMENSIONS, PLANS, DETAILS, SPECIFICATIONS ON SITE AND REPORT ANY ERRORS, OMISSIONS AND DISCREPANCIES TO THE ARCHITECT BEFORE PROCEDING WITH THIS WORK, FIGURED DIMENSIONS TO TAKE PRECEDENCE OVER SCALE.
NOTLAR :
12.511.8
C
D
EBEVEYN BANYO ZEMİN KAPLAMA : 8,6 m2 KLASİK TRAVERTEN KAPLAMA 60X60 (DOLGULU - CİLALI ) DUVAR KAPLAMA : 19,5 m2 KLASİK TRAVERTEN KAPLAMA 2x60x100 (DOLGULU - CİLALI )
Sürgülü Kapı(parapetli) (171x202)
nis HAVLUPAN HATTI CEKİLECEKTİR
Sürgülü Kapı (172x212)
SU GIDERİ+ ELEKTRİK
KLİMA
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR.
SU GIDERİ+ ELEKTRİK
KLİMA
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR.
DUŞ ZEMİN : NOCE TRAVERTEN DUŞ TEKNESİ 10X93,5X100
A
ZEMIN - KLASIK TRAVERTEN KAPLAMA 60X60 (DOLGULU-CILALI)
60 18
17
16
15
14
13
12
11
10
1
2
3
4
5
6
7
8
DUŞ İÇİ DUVAR KAPLAMA : 3,6m2 NOCE TRAVERTEN - FİLELİ BRİCK MOZAİK 1X5X10 (DOLGULU - PATINATO )
A
60
9 240 P4 220
MERMER SET : 1,5m2 KLASİK TRAVERTEN KAPLAMA (DOLGULU - CİLALI ) KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR. SU GIDERİ+ ELEKTRİK
ELEKTRİK PANO
KÜVET ÜST SET :ÖLÇÜLERİ TENİK PAFTADA VERİLMİŞTİR.
100
155 70
Sürgülü Kapı (172x212)
KÜVET : 2m2 KLASİK TRAVETEN KAPLAMA
DUS ZEMIN - NOCHE TRAVERTEN DUŞ TEKNESİ 90X95 ( ÇİMENTO DOLGULU HONLU )
KLİMA
KOLLEKTÖR
A
93.5
162 70
DUŞ KENAR VE DUŞ İÇİ SÖVE : TOPLAM = 6,1 mtül NOCE TRAVERTEN (3x10x218) x2 NOCE TRAVERTEN 3x10x91.5 NOCE TRAVERTEN 3x10x83.5 (VERİLEN ÖLÇÜLER FİRESİZ HESAPLAMALARDIR.)
A
MERMER SET Sürgülü Kapı(parapetli) (150x202)
* YUKARIDA VERİLEN ÖLÇÜLER FİRESİZ HESAPLAMALARDIR.
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR. SU GIDERİ+ ELEKTRİK
KLİMA
18 28.8
15
49
NOCE TRAVERTENkuvet ust kaplama
100
99
Vitra_SHIFT asma klozet
KAT 1 EBEVEYN BANYO DÖŞEME PLANI + GÖRÜNÜŞLER
257
225.8
36.4
60
50
DUVAR KAPLAMA - KLASIK TRAVERTEN 2X60X100 (DOLGULU-CILALI)
100
100
50
60
100
60
100
21.1
50
mermer set
Mermer tabla kuvet uzerine basacaktir.
DUS ZEMIN - NOCHE TRAVERTEN DUŞ TEKNESİ 90X95 ( ÇİMENTO DOLGULU HONLU )
ERDEMIR EVI- DENIZLI
dolap kapak, dokulu ahsap (beyazlatılmıs fırcalanmıs mese)
36.4
DUVAR KAPLAMA - KLASIK TRAVERTEN 2X60X100 (DOLGULU-CILALI)
17
60
37.5
17
37.5
17
60
45.8 100
278
60 45.8
215.8
60
100
37.5
DUS İÇİ DUVAR KAPLAM NOCE TRAVERTEN FİLELİ BRİCK MOZAİK 1X5X10 (DOLGULU - PATINATO )
17
100
DUS İÇİ DUVAR KAPLAM NOCE TRAVERTEN FİLELİ BRİCK MOZAİK 1X5X10 (DOLGULU - PATINATO )
DUVAR KAPLAMA - KLASIK TRAVERTEN 2X60X100 (DOLGULU-CILALI)
61.4
100
227
60
60
37.5
DUVAR KAPLAMA - KLASIK TRAVERTEN 2X60X100 (DOLGULU-CILALI)
Alçıpan Tavan
31.2
18
Alçıpan Tavan
aplik
DUVAR KAPLAMA - KLASIK TRAVERTEN 2X60X100 (DOLGULU-CILALI)
257
aplik
Alçıpan Tavan
mermer söve
28
mermer söve
32
Alçıpan Tavan
traverten pervaz
10 27.2 4 18
18
18
Alçıpan Tavan
30
30
Alçıpan Tavan
18
D
C
Sürgülü Pencere(fransız) 224/216
IC MIMAR DİLEK CENGON
DUS ZEMIN - NOCHE TRAVERTEN DUŞ TEKNESİ 90X95 ( ÇİMENTO DOLGULU HONLU )
NOCE TRAVERTENkuvet kaplama
16.12.10
R3
B _ 01
20.09.10
1/20
KULIN IC MIMARI SAN. ve TIC.LTD.STI Dikilitas, Ayazmadere Cad. 10/1 K.1. 34349 Besiktas - Istanbul Tel: 0 212 327 82 82 pbx Faks : 0 212 327 94 67 e-mail : info@kuliniçmimari.com
BU ÇÝZÝM 5846 SAYILI FÝKÝR VE SANAT ESERLERÝ YASASI KAPSAMINDADIR. BU PLANLARLA UYGULAMA YAPACAK TÜM MÜTEAHHÝT VE TAÞERONLAR, PLANLAR ÜZERÝNDEKÝ ÖLÇÜLERÝ ÞANTÝYEDE ALACAÐI RÖLÖVELER ÝLE KARÞILAÞTIRMAYA VE ÇIKABÝLECEK YANLIÞLIKLARI, UNUTULANLARI VEYA SÝSTEM HATALARINI MÜELLÝFE ÝÞE BAÞLAMADAN BÝLDÝRMEK ZORUNDADIR. SONRADAN DOÐABÝLECEK ANLAÞMAZLIKLARDAN MÜELLÝF HÝÇBÝR ÞEKÝLDE MESULCONTRACTOR TUTULAMAZ. MUST VERFY AND CHECK ALL JOB DIMENSIONS, PLANS, DETAILS, SPECIFICATIONS ON SITE AND REPORT ANY ERRORS, OMISSIONS AND DISCREPANCIES TO THE ARCHITECT BEFORE PROCEDING WITH THIS WORK, FIGURED DIMENSIONS TO TAKE PRECEDENCE OVER SCALE.
natura | 109
iç mimarlık | interior design
NOTLAR : GÖKÇE BANYO ZEMİN KAPLAMA : 3,3m2 KARYA KREM - TUMBLED 1,5X1,5 DUVAR KAPLAMA : 6 m2 ROSE TRAVERTEN - FİLELİ MOZAİK 1X1,5X10
Sürgülü Kapı(parapetli) (171x202)
nis HAVLUPAN HATTI CEKİLECEKTİR
Sürgülü Kapı (172x212)
46.5
86 13
12
11
10
5
6
7
8
9
12
240 220 P4
BANYO(G) Alan : 5 m2 Zemin:Mozaik Duvar:Mozaik
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR. SU GIDERİ+ ELEKTRİK
KLİMA
KOLLEKTÖR
A
NİŞ İÇİ YEKPARE TAŞ : 3mtül ROSE TRAVERTEN 2X16
Çöp Vitra_MATRIX asma klozet
nis
SÜPÜRGELİK : 5mtül KARYA KREM 2X15
Tuvalet kagıtlığı
Tuvalet fırçalığı
155 70
Sürgülü Kapı (172x212)
159 171
10
14
4
41
15
3
DUŞ İÇİ DUVAR KAPLAMA : 3,1m2 ROSE TRAVERTEN - FİLELİ MOZAİK 1X1,5X10
82
16
2
278
17
1
10
mermer esik 18
ELEKTRİK PANO
DUŞ ZEMİN : 1,4m2 KARYA KREM - TUMBLED 1,5X1,5
A
Vitra_MATRIX ank. dus bat. 5F surgu el dus tak.
dus zemin mermer
41
SU GIDERİ+ ELEKTRİK
KLİMA
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR.
SU GIDERİ+ ELEKTRİK
KLİMA
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR.
A
65
90
46.5
DUŞ KENAR SÖVE : TOPLAM 6mtül KARYA KREM (3X10x220)X2 KARYA KREM 3X10x163 (VERİLEN ÖLÇÜLER FİRESİZ HESAPLAMALARDIR.)
mermer tezgah
D
50
D
Vitra_WJ bakir lavabo
100
162 70
Vitra_MATRIX ank. lavabo bat. Sürgülü Kapı(parapetli) (150x202)
DUŞ KENAR SET : 1,63mtül KARYA KREM 2X4X163 KARYA KREM 2X7X163
aplik
DUVAR SÖVE : 2.24 mtül ( a ) KARYA KREM 2x13x224
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR. SU GIDERİ+ ELEKTRİK
KLİMA
C B
Sürgülü Pencere(fransız) 224/216
* YUKARIDA VERİLEN ÖLÇÜLER FİRESİZ HESAPLAMALARDIR.
Alçıpan Tavan
Alçıpan Tavan
Alçıpan Tavan
Alçıpan Tavan
dekoratif sapka
mermer kenar karya krem
cam dus kabini
13.8
Alçıpan Tavan
dekoratif sapka
dekoratif sapka
mermer söve karya krem
cam dus kabini cam raf
mdf uzeri ayna kaplama
Vitra_WJ bakir lavabo
4 DUS ZEMIN - KARYA KREM-TUMBLED 1,5X1,5
DUS ZEMIN - KARYA KREM-TUMBLED 1,5X1,5
mermer esik -karya krem
mermer tezgah karya krem cnc kesim dekoratif kulp satine paslanmaz
raf mermer esik -karya krem mermer supurgelik-karya krem
mermer supurgelik-karya krem
ERDEMIR EVI- DENIZLI
Vitra_WJ bakir lavabo
mermer arkalik( karya krem)
81.4
Vitra_MATRIX asma klozet
94
94
Vitra_MATRIX ank. dus bat. 5F surgu el dus tak.
Vitra_MATRIX ank. lavabo bat.
210
200
200 Vitra_MATRIX ank. dus bat. 5F surgu el dus tak.
mdf uzeri ayna kaplama
duvar boya
Vitra_MATRIX ank. lavabo bat.
nis
138.4
cam raf
kapi pervaz -karya krem
mermer supurgelik-karya krem
DUS ZEMIN - KARYA KREM-TUMBLED 1,5X1,5
16.12.10
IC MIMAR DİLEK CENGON
KAT 1 GÖKÇE BANYO DÖŞEME PLANI + GÖRÜNÜŞLER
R3
85.4
138.4
aplik
B _ 02
20.09.10
KULIN IC MIMARI SAN. ve TIC.LTD.STI Dikilitas, Ayazmadere Cad. 10/1 K.1. 34349 Besiktas - Istanbul
Tel: 0 212 327 82 82 pbx Faks : 0 212 327 94 67 e-mail : info@kuliniçmimari.com
1/20
BU ÇÝZÝM 5846 SAYILI FÝKÝR VE SANAT ESERLERÝ YASASI KAPSAMINDADIR. BU PLANLARLA UYGULAMA YAPACAK TÜM MÜTEAHHÝT VE TAÞERONLAR, PLANLAR ÜZERÝNDEKÝ ÖLÇÜLERÝ ÞANTÝYEDE ALACAÐI RÖLÖVELER ÝLE KARÞILAÞTIRMAYA VE ÇIKABÝLECEK YANLIÞLIKLARI, UNUTULANLARI VEYA SÝSTEM HATALARINI MÜELLÝFE ÝÞE BAÞLAMADAN BÝLDÝRMEK ZORUNDADIR. SONRADAN DOÐABÝLECEK ANLAÞMAZLIKLARDAN MÜELLÝF HÝÇBÝR ÞEKÝLDE MESULCONTRACTOR TUTULAMAZ. MUST VERFY AND CHECK ALL JOB DIMENSIONS, PLANS, DETAILS, SPECIFICATIONS ON SITE AND REPORT ANY ERRORS, OMISSIONS AND DISCREPANCIES TO THE ARCHITECT BEFORE PROCEDING WITH THIS WORK, FIGURED DIMENSIONS TO TAKE PRECEDENCE OVER SCALE.
NOTLAR : BODRUM KAT BANYO ZEMİN KAPLAMA : 4,61m2 KLASİK TRACERTEN ( DOLGULU ) 50X50 DUVAR KAPLAMA : 12,7 m2 BEJ MERMER FİLELİ KUBİK MOZAİK - RUSTİK 2X2,3X4,8 SOYUNMA ODASI Alan : 19.80 m2 Zemin:Parke Duvar:Boya
ÇAMAŞIRLIK ALAN :13M2 ZEMİN:SERAMİK DUVAR:BOYA
DUŞ ZEMİN : VİTRA -MATRİX FLAT DUŞ TEKNESİ 90X90
P9
23
SAUNA ALAN : 4.6 M2 ZEMİN:SERAMİK DUVAR:BOYA
60 100
BANYO ALAN : 4.61 M2 ZEMİN:MERMER DUVAR:MERMER
50
Vitra_STYLE X ank. dus bat. 3F surgu el dus tak.
50
92
72 16
15
14
13
12
11
10
2
3
4
5
6
7
8
B
9 18/16.66/30 9
A C MUTFAK ALAN :12.2 M2 ZEMİN:TRAVERTEN DUVAR:MERMER MOZAİK
BANYO Alan : 4.61 m2 Zemin:Mermer Duvar:Mermer
SÜPÜRGELİK : 6,1mtül KLASİK TRAVERTEN 2X15
B
kose acilim dus kabini
Vitra_AQUA banyo mob. 80 cm
NİŞ İÇİ YEKPARE TAŞ : 2,4mtül ROSE TRAVERTEN 2X16
A C
* YUKARIDA VERİLEN ÖLÇÜLER FİRESİZ HESAPLAMALARDIR.
Vitra_STYLE X lavabo bat.
150 60
33
35
SİNEMA BÖLÜMÜ ALAN : 40.32 M2 ZEMİN:TRAVERTEN DUVAR:BOYA
Vitra_Retro asma klozet
33
17
1
81
18
ZEMİN:MERMER DUVAR:BOYA + SERAMİK
Vitra_Matrix 90x90 flat dus teknesi
239
TÜRK HAMAMI ALAN : 7.27 M2 ZEMİN:MERMER DUVAR:MERMER
219
2,5
KOMBİ + DEPO ALAN :9M2 ZEMİN:SERAMİK DUVAR:BOYA
HOL + KORİDOR ALAN : 21.21 M2 ZEMİN:MERMER DUVAR:BOYA
112
GEÇİŞ HOLÜ ALAN : 4.51 M2 ZEMİN:SERAMİK DUVAR:BOYA
P10
P13
DUŞ İÇİ DUVAR KAPLAMA : 2,2m2 BEJ MERMER- FİLELİ KUBİK MOZAİK-RUSTİK 2X2,3X4,8
94
194 60 150
270 60
P10
P11
Alçıpan tavan
Alçıpan tavan
Alçıpan tavan
BEJ MERMER- fileli kubik mozaik-rustik
BEJ MERMER- fileli kubik mozaik-rustik
27
10
2 25
Alçıpan tavan BEJ MERMER- fileli kubik mozaik-rustik
Mermer
92
aplik
BEJ MERMER- fileli kubik mozaik-rustik
Duvar: boya
aplik
BEJ MERMER- fileli kubik mozaik-rustik
40
239
kose acilim dus kabini
206.5
Niş
207
RAF
RAF
41 15
15
Vitra_AQUA banyo mob. 80 cm
Vitra_Matrix 90x90 flat dus teknesi
süpürgelik
85
Vitra_Retro asma klozet
süpürgelik
35.2
75.1
Vitra_Retro asma klozet
85
95.6
Vitra_Retro asma klozet
Vitra_AQUA banyo mob. 80 cm
49.8
havlu askisi Vitra_STYLE X ank. dus bat. 3F surgu el dus tak.
Vitra_Matrix 90x90 flat dus teknesi
ERDEMIR EVI- DENIZLI
BODRUM KAT BANYO DÖŞEME PLANI+GÖRÜNÜŞLER
IC MIMAR DİLEK CENGON
16.12.10
R3
B _ 04
20.09.10
1/20
BU ÇÝZÝM 5846 SAYILI FÝKÝR VE SANAT ESERLERÝ YASASI KAPSAMINDADIR. BU PLANLARLA UYGULAMA YAPACAK TÜM MÜTEAHHÝT VE TAÞERONLAR, PLANLAR ÜZERÝNDEKÝ ÖLÇÜLERÝ ÞANTÝYEDE ALACAÐI RÖLÖVELER ÝLE KARÞILAÞTIRMAYA VE ÇIKABÝLECEK YANLIÞLIKLARI, UNUTULANLARI VEYA SÝSTEM HATALARINI MÜELLÝFE ÝÞE BAÞLAMADAN BÝLDÝRMEK ZORUNDADIR. SONRADAN DOÐABÝLECEK ANLAÞMAZLIKLARDAN MÜELLÝF HÝÇBÝR ÞEKÝLDE MESULCONTRACTOR TUTULAMAZ. MUST VERFY AND CHECK ALL JOB DIMENSIONS, PLANS, DETAILS, SPECIFICATIONS ON SITE AND REPORT ANY ERRORS, OMISSIONS AND DISCREPANCIES TO THE ARCHITECT BEFORE PROCEDING WITH THIS WORK, FIGURED DIMENSIONS TO TAKE PRECEDENCE OVER SCALE.
natura | 110
KULIN IC MIMARI SAN. ve TIC.LTD.STI Dikilitas, Ayazmadere Cad. 10/1 K.1. 34349 Besiktas - Istanbul Tel: 0 212 327 82 82 pbx Faks : 0 212 327 94 67 e-mail : info@kuliniçmimari.com
iç mimarlık | interior design
NOTLAR : C B
GİRİŞ KAT BANYO ZEMİN KAPLAMA : 2,12m2 KLASİK VE RENKLİ TRAVERTEN MOZAİK 1X1
1 P3
2
DUVAR KAPLAMA : DUVAR KAĞIDI
70 70
3
Sürgülü Kapı (180x210)
DUŞ ZEMİN : 1,33 m2 KLASİK TRAVERTEN FİLELİ MOZAİK
KLİMA
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR. SU GIDERİ+ ELEKTRİK
DAİRE GİRİŞ Sürgülü Pencere (172
A
Sürgülü Pencere (217x190)
DUŞ İÇİ DUVAR KAPLAMA : 7m2 CAPPUCINO PATINATO 2X100X100
A
SÜPÜRGELİK : 6,1mtül KLASİK TRAVERTEN 2X15 mermer esik P5
DUŞ KENAR SÖVE : TOPLAM 6 mtül CAPPUCINO PATINATO (3x10x218)x2 CAPPUCINO PATINATO 3x10x159 (VERİLEN ÖLÇÜLER FİRESİZ HESAPLAMALARDIR.)
172
18
17
16
15
14
13
12
11
10
1
2
3
4
5
6
7
8
9 240 P4 220
18/16.66/30 9
D
D
DUŞ KENAR SET : 1,59mtül CAPPUCINO PATINATO2X4
20
Sürgülü Kapı (217x210)
Sürgülü Pencere (172x225)
E
1,59mtül CAPPUCINO PATINATO 2X7
E
C B
Sürgülü Pencere (180x210)
Sürgülü Pencere (270x210)
ZEMİNE UYGULANACAK MOZAİK DESEN
Alçıpan Tavan
Alçıpan Tavan
Alçıpan Tavan
Alçıpan Tavan
Alçıpan Tavan
7.8
Alçıpan tavan
40
aplik
85
35
5
217.8
69
100
DUVAR KAPLAMA capucıno (patinato)
mermer esik
8
10
6
10
dus zemin klasik traverten fileli mozaik
dus zemin klasik traverten fileli mozaik
ERDEMIR EVI- DENIZLI
8
100
DUVAR KAPLAMA capucıno (patinato)
6
5
35
40
217.8
81
88.8
mermer kenar
BU ÇÝZÝM 5846 SAYILI FÝKÝR VE SANAT ESERLERÝ YASASI KAPSAMINDADIR. BU PLANLARLA UYGULAMA YAPACAK TÜM MÜTEAHHÝT VE TAÞERONLAR, PLANLAR ÜZERÝNDEKÝ ÖLÇÜLERÝ ÞANTÝYEDE ALACAÐI RÖLÖVELER ÝLE KARÞILAÞTIRMAYA VE ÇIKABÝLECEK YANLIÞLIKLARI, UNUTULANLARI VEYA SÝSTEM HATALARINI MÜELLÝFE ÝÞE BAÞLAMADAN BÝLDÝRMEK ZORUNDADIR. SONRADAN DOÐABÝLECEK ANLAÞMAZLIKLARDAN MÜELLÝF HÝÇBÝR ÞEKÝLDE MESUL TUTULAMAZ.
16.12.10
IC MIMAR DİLEK CENGON
GİRİŞ KAT MİSAFİR BANYO MERMER PROJESİ
R3
20.09.10
B _ 05 A
KULIN IC MIMARI SAN. ve TIC.LTD.STI Dikilitas, Ayazmadere Cad. 10/1 K.1. 34349 Besiktas - Istanbul
Tel: 0 212 327 82 82 pbx Faks : 0 212 327 94 67 e-mail : info@kuliniçmimari.com
1/20
CONTRACTOR MUST VERFY AND CHECK ALL JOB DIMENSIONS, PLANS, DETAILS, SPECIFICATIONS ON SITE AND REPORT ANY ERRORS, OMISSIONS AND DISCREPANCIES TO THE ARCHITECT BEFORE PROCEDING WITH THIS WORK, FIGURED DIMENSIONS TO TAKE PRECEDENCE OVER SCALE.
NOTLAR : MERT BANYO
12.511.8
D C
ZEMİN KAPLAMA : 4,4m2 CAPPUCINO PATINATO 60X60 DUŞ ZEMİN : 2m2 CAPPUCINO PATINATO 2X100X100
Sürgülü Kapı(parapetli) (171x202)
nis HAVLUPAN HATTI CEKİLECEKTİR
Sürgülü Kapı (172x212)
SU GIDERİ+ ELEKTRİK
KLİMA
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR.
SU GIDERİ+ ELEKTRİK
KLİMA
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR.
DUŞ İÇİ DUVAR KAPLAMA : 8,9m2 BEJ MERMER ( KOYU VE AÇIK ) - FİLELİ MOZAİK 1X5X30
A 18
17
16
15
14
13
12
11
10
1
2
3
4
5
6
7
8
SÜPÜRGELİK : 3,7mtül KARYA KREM 2X15
A
DUŞ KENAR SÖVE : 6,5mtül KARYA KREM 3X10X208 KARYA KREM (3X10X220)X2 (VERİLEN ÖLÇÜLER FİRESİZ HESAPLAMALARDIR.)
9 240 P4 220
mermer esik capucino
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR. SU GIDERİ+ ELEKTRİK
ELEKTRİK PANO
KLİMA
KOLLEKTÖR
A
DUŞ KENAR SET : 2,1mtül KARYA KREM 2X4
155 70
Sürgülü Kapı (172x212)
BANYO (H) Alan : 6.75 m2
162 70
162 70
2,1mtül KARYA KREM 2X7 Sürgülü Kapı(parapetli) (150x202)
KAPI MERMER PERVAZ : TOPLAM 5mtül CAPPUCINO 2x8x90 CAPPUCINO (2x8x204)x2 Ahşap dolap
* YUKARIDA VERİLEN ÖLÇÜLER FİRESİZ HESAPLAMALARDIR.
KLİMA HATTI CEKİLECEKTİR. SU GIDERİ+ ELEKTRİK
KLİMA
D C
Sürgülü Pencere(fransız) 224/216
DÖŞEME PLANI
mermer söve capucino
ERDEMIR EVI- DENIZLI
219.7 9 dus zemin mermer capucino
dus zemin mermer capucino
10
KAT 1 MERT BANYO MERMER PROJESİ
IC MIMAR DİLEK CENGON
dus zemin mermer capucino
16.12.10
R3
B _ 03 A
15
10
9
6
10
mermer esik capucino
6
Duvar:Boya
219.7
Ahşap dolap
kapi mermer pervaz capucino
mermer esik capucino
20.09.10
1/20
KULIN IC MIMARI SAN. ve TIC.LTD.STI Dikilitas, Ayazmadere Cad. 10/1 K.1. 34349 Besiktas - Istanbul Tel: 0 212 327 82 82 pbx Faks : 0 212 327 94 67 e-mail : info@kuliniçmimari.com
BU ÇÝZÝM 5846 SAYILI FÝKÝR VE SANAT ESERLERÝ YASASI KAPSAMINDADIR. BU PLANLARLA UYGULAMA YAPACAK TÜM MÜTEAHHÝT VE TAÞERONLAR, PLANLAR ÜZERÝNDEKÝ ÖLÇÜLERÝ ÞANTÝYEDE ALACAÐI RÖLÖVELER ÝLE KARÞILAÞTIRMAYA VE ÇIKABÝLECEK YANLIÞLIKLARI, UNUTULANLARI VEYA SÝSTEM HATALARINI MÜELLÝFE ÝÞE BAÞLAMADAN BÝLDÝRMEK ZORUNDADIR. SONRADAN DOÐABÝLECEK ANLAÞMAZLIKLARDAN MÜELLÝF HÝÇBÝR ÞEKÝLDE MESULCONTRACTOR TUTULAMAZ. MUST VERFY AND CHECK ALL JOB DIMENSIONS, PLANS, DETAILS, SPECIFICATIONS ON SITE AND REPORT ANY ERRORS, OMISSIONS AND DISCREPANCIES TO THE ARCHITECT BEFORE PROCEDING WITH THIS WORK, FIGURED DIMENSIONS TO TAKE PRECEDENCE OVER SCALE.
natura | 111