İNOVATİF Kimya Dergisi YIL : 2 SAYI : 7 TEMMUUZ 2014
İPUCU NaOH ÜRETİMİ
BİYOMALZEMELER VE BİYOUYUM NÜKLEER SİLAHSIZLANDIRMA TORYUM POLİESTER MAMÜLLERDE HAŞIL SÖKÜMÜ SİGARA KİMYA VE KEMOMETRİ
RÖPORTAJ
PROF. DR SEVİL ATASOY İLE RÖPORTAJ
Sahibi : Yavuz Selim Kart Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart
Sevgili İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları, Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi, bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır. Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizin içeriğinde * Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler * Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmayacağınızı ümit ediyoruz. Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimizle... İnovatif Kimya Dergisi
Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart Aybike Kurtuldu Seda Çoban Haber Bölümü : Seda Çoban Röportaj Bölümü : Yavuz Selim Kart Aybike Kurtuldu Ebru Çetinkaya Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart Facebook Yönetimi ve Bilgi Araştırma: Yavuz Selim Kart Hatile Moumintsa Ebru Çetinkaya Ezgi Sulu Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart Büşra Yılmaz Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart
Bize Ulaşın facebook.com/InovatifKimyaDergisi twitter.com/InovatifKimya inovatifkimyadergisi@gmail.com instagram.com/inovatifkimyadergisi
Bu Sayıda Yazanlar : Metin İNCİ Efe YAVUZSOY İsmail BAYRAKTAR Aybike KURTULDU Anıl Yasin AKDOĞAN Hatile MOUMİNTSA Yavuz Selim KART
İNOVATİF KURALLARI Kimya Dergisi
1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir sorun yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler kesinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına eklemeleri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazıları için Yavuz Selim Kart ile konuşmaları gerekmektedir. www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı ile ulaşabilirler. Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yazmayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici sayfamızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında gerekli adresler mevcuttur. 6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirtmiş olduğum isime sorabilirsiniz. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir dergi çünkü.
8. Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz
yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönderirseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybetmemiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa bu seferde dergi amacından sapmış olur. 9. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar 2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz hakkı dergi yönetimine aittir. 10. Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz. 11. Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir.
*Akademik Makaleler *Endüstriyel Yazılar *Üniversite Hayatında Kimya *İş Hayatında Kimya *Laboratuvar Üzerine *Kimya Güvenliği 12. Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız. Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz.Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında da çalışmalar yapılacaktır. 13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 14. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İnovatif Kimya Dergisi
“EDİTÖRDEN”
Merhaba İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları Değerli Okuyucularımız; Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizin gönderdiğiniz yazılarla bir senedir e-dergiyi çıkartıyoruz. Bize yazı gönderen herkese çok teşekkür ediyoruz. 12. Sayımıza gelene kadar bir çok değişiklik yaptık. Bir çok kişiden yazı geldi. Bazılarını yayımladık bazılarını yayımlamadık. Bu konuda biraz seçici olduk. Birkaç röportajımız oldu. Haberler kısmı ile sizi bilgilendirmeye çalıştık. Facebook ve Twitter kanallarını kullanarak kimya ile ilgili bildiklerimizi gördüklerimizi sizlerle paylaştık. Dergiye yazı gönderen meslektaşlarımızın yazılarını facebook ve twitter platformları üzerinden yayınlayarak yazarlarımızın tanınmalarını sağlamaya çalıştık. Kısacası uğraştık sabır ettik ve 1. sene bitti. 12. Sayıyı çıkardık. Bu ay E-Dergimizde 7 farklı yazı bulunmakta ve bir de röportaj yaptık. Kanıt Dizisinden tanıdığımız Ünlü Hocamız Prof. Dr. Sevil Atasoy’a bizim ile röportaj yaptığı için çok teşekkürler. NaOH Üretimi başlığında sodyum hidroksitin üretimi ile ilgili bilgiler yer almakta. Biyomalzemeler ve Biyouyum başlığında ise biyomalzemeler ve vücut uyumları hakkında bilgiler yer almakta. Nükleer Silahsızlandırma ve Toryum başlığında ise geçen ayın Nükleer Enerji konusundan konumuz devam etmekte. İpucu başlığında ise Röportajımıza uyumlu olması açısından güzel bir konu ve değerli bilgiler yer almakta. Poliester Mamüllerde Haşıl Sökümü konusunda ise tekstil sektörü ile ilgili bilgiler yer almakta. Sigara başlığında ise sigaranın kimyasal ve insan sağlığı üzerine etkileri ile ilgili bilgiler yer almakta. Kimya ve Kemometri başlığında ise kemometri nedir ne değildir bu konuda bilgiler yer almakta. Bu ay ki konularımız bunlar. Umarım zevk alarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bize her zaman yazı gönderebilirsiniz. Bir sonraki ay görüşmek üzere sevgiyle kalın.
Yavuz Selim Kart Dergi Editörü
İçindekiler İnovatif Kimya Dergisi
6 10 13 16 19 25 28 30 34 38 39 40 41
NaOH ÜRETİMİ BİYOMALZEMELER VE BİYOUYUM NÜKLEER SİLAHSIZLANDIRMA-TORYUM AYIN RÖPORTAJI (PROF. DR. SEVİL ATASOY İLE) İPUCU POLİESTER MAMÜLLERDE HAŞIL SÖKÜMÜ SİGARA KİMYA VE KEMOMETRİ HABERLER KİMYA SÖZLÜĞÜ YARARLI SİTELER KİMYA BULMACA KİMYA BULMACA (GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ)
Metin İNCİ
metin_inci15@hotmail.com
KIMYA MUHENDISI (MEZUN) Atatürk Üniversitesi
Kimyasal adı Kimyasal formülü Molekül ağırlığı CAS numarası Erime noktası Kaynama noktası Yoğunluğu
NaOH ÜRETİMİ
:Sodyum Hidroksit, Kostik :NaOH :39,99 g/mol :1310-73-2 :318 oC
NaOH üretimi için kullanılan hammaddeler tuz çözeltileridir. Kaya tuzundan (%99.9 NaCI), Deniz suyunun hidrolizinden ve doğal tuz çöktürücülerinden elde edilmektedir.
:1388 oC :2,13 g/cm3
İNOVATİF Kimya Dergisi
6
- - - - - - - -
NaOH’ in kullanım alanları
NaOH üretim metodları:
Güçlü nem çekicidir ve CO2’ı absorblayarak Na2CO3 sentetik soda elde edilebilmektedir. Sabun endüstrisinde Tekstil sanayinde Boyama işlerinde Kaynatma kazanlarında Şeker endüstrisinde Vernik endüstrisi Kağıt sanayinde kullanılmaktadır.
1-) Diyaframlı hücreler 2-) Civa katotlu 3-) Membran hücreler
1-Diyaframlı hücreler:
Diyaframlı hücrelerde anot malzemesi olarak Titanyum, magnetit, Pt kullanılmaktadır. Katot malzemesi olarak Demir, Çelik ve Grafit kullanılmaktadır. Diyafram malzemesi ise Asbest ve metaller kullanılmaktadır. Tüm sistemlerde NaCI çözeltisi saflaştırma işlemi uygulanarak sisteme gönderilmektedir.
7
İNOVATİF Kimya Dergisi
Yukarıdaki şekilde sisteme anot tarafından doygun NaCI çözeltisi beslenir. Sistemde anot tarafındaki çözelti katot tarafındaki çözeltiden fazla olması istenir. Bunun sebebi katot tarafındaki OH- iyonu anot tarafına geçmesi istenmez yan reaksiyonlar oluşturur. Sisteme elektrik enerjisi verilerek elektroliz işlemi başlatılır. Elektroliz işlemi esnasında anot kısmında anotta CI2 gazı oluşurken, katot kısmında ise H2 gazı oluşmaktadır. Katot kısmının alt kısmından NaOH ve NaCI birlikte alınarak ayırma işlemlerine tabi tutarak NaCI çözeltisi tekrardan geriye beslenir.
CI2 gazı için; -Nemli klor gazı bir ısı değiştiriciden geçirilir ve su yoğuşturulur. -Suyun tamamını giderebilmek için derişik H2SO4 kuleden geçirilerek klor gazının nemi giderilir. Atm basıncında -50 oC soğutulur, oda sıcaklığında 10-12 atm’ye sıkıştırılır veya -25 oC ye soğutularak 6 atm ye sıkıştırılarak depolanabilmektedir.
H2 gazı için;
Hidrojen gazını depolamak zordur bunun için çift çeperli çelik tüpler kullanılmaktadır. Genelde fırın içerisinde CI2 ile HCI asidi elde edilmektedir.
2-Civa Katotlu: Bu hücrede adından da anlaşılacağı gibi civa kullanılmaktadır. Hücrede anot olarak titanyum kullanılmaktadır. Hücrenin alt kısmına civa serilir. Sisteme tuzlu su çözeltisi beslenir. Anot kısmının etrafında CI- iyonları toplanırken katot tarafında Hg üzerinde de Na+ iyonları toplanmaktadır. Hg Na iyonunu absorblar ve Na-amalgam oluşturur. Amalgam dekompozere gönderilerek NaOH elde edilmektedir. Bu sistem pek tercih edilmemektedir. Hg nın zehirleyici etkisinin olmasından dolayı tercih edilmemektedir.
İNOVATİF Kimya Dergisi
8
3-Membran Hücreler: Buradaki sistem tıpkı diyaframlı hücrede olduğu gibi çalışmaktadır fakat tek farkı diyafram kısmı yerinde membran kullanılmasıdır. Membra’nın en büyük avantajı sistemde NaCI ‘ün sadece Na iyonlarının geçişine izin vermektedir. Buda sistemdeki verimin artmasını sağlamaktadır.
Elde edilen Sodyum Hidroksikler:
PAYET KOST
POTAS KOSTİK
SUD KOSTİK
Kaynaklar : - Doc.Dr. Turan ÇALBAN Kimyasal Teknolojiler ders notları derlemesi - http://www.wikipedia.org/
9
İNOVATİF Kimya Dergisi
Efe YAVUZSOY
efeyavuzsoy@gmail.com
BIYO MUHENDISLIK (ÖGRENCI) Üsküdar Üniversitesi
Biyomalzemeler
“Biyomalzemeler ve Biyouyum” Malzeme biliminin çok hızlı gelişmeye başladığı günümüzde canlı vücuduna kolayca adapte edilebilen ve klinik olarak yarar sağlayacak biyomalzeme araştırmaları da önem kazanmıştır. Biyomalzeme konusunun bu denli önem kazanmasında şüphesiz ki kimya, biyoloji ve malzeme bilimi gibi alanların ortaklaşmasına dayalı multidisipliner bir bilim olmasının da rolü büyüktür. Her ne kadar bir bilim olarak yeni gelişmeye başlasa da tarih boyu insanlar çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için sayısız biyomalzemeler kullanmışlardır. Kullanılan ilk protezin günümüzden 3000 yıl önce olduğuna dair bulgular bize biyomalzemenin tarihi açısından çok önemli veriler sunar. Romalılar, Çinler ve Aztekler 2000 yıl önce diş protezi yapıyorlardı. Hatta diş hekimliğinde altının kullanılmaya başlanması da bu dönemlerdedir.
Biyomalzemenin başka bir alanı olan kemik implantasyonlarının tarihi ise milattan öncesine kadar gider. O zamanlarda bronz ve bakır kemik implantasyonları için kullanılıyordu. Çok eski tarihlerden beri bakır iyonunun vücuda zarar verdiği bilinmesine karşın başka madde bulamadıklarından kullanmaya devam etmişlerdir. Fakat 19. Yüzyılda biyomalzemelerin bir bilim olarak ele alınmasıyla araştırmalar ivme kazanmıştır. 1880’de fildişi protezler vücuda yerleştirilmiştir. 20. Yüzyılda ise metalik biyomalzemelerdeki gelişmeler sonucu ilk metal protez üretilmiştir. 1960’lara kadar bu metal protezlerin kullanılmasına karşın korozyana uğradıkları belirlenen bu maddelerin çok ciddi olumsuz etkileri görülmüştür. Metalde yaşanan bu başarısız deneyimin ardından seramiklerin kullanılması fikri yaygınlaşmaya başlamıştır.
İNOVATİF Kimya Dergisi
10
Bu konuda en önemli atılım vücuda zararı olmayan ‘’ALUMİNA’’ ve ‘’ZİRKONYA’’ isimli seramik yapıların kullanılmaya başlanmasıdır. Bu iki seramikte vücuda zarar vermemelerine karşın inert yapıda olmalarından dokuya bağlanmada sorun yaşamış ve uzun ömürlü olamamışlardır. Yine bu tarihlerde Hench tarafından bulunan ‘’BİYOCAM’’ ve ‘’HİDROKSİAPATİT’’ gibi biyoaktif seramikler bu problemi çözmüş ve dokuya bağlanmayı sağlamışlardır. Bu gelişmeleri 1950’lerde sentetik kemik plakalarının implantasyonu izlemiştir. 1960’larda ise kalça protezlerinde paslanmaz çelik kullanmak yaygınlaşmıştır. Aynı zaman diliminde bir polimer olan Poliüretan kalp ile ilgili implantasyonlarda kullanılmıştır. Özetle 1900”lerin ikinci yarımından itibaren çok sayıda malzeme implantasyonlarda kullanıldı. Bu kadar bahsettikten sonra biyomalzemenin sadece implante edilebilen malzemelerden ibaret olmadığını eklemek gerekir. Vücut dışına yerleştirilen ve vücutla etkileşim halinde olan ekstrakoporel cihazlar ve ilaç sektöründe kullanılan biyomalzemeler gibi bir çok alanda biyomalzemelerden yararlanılır. Biyomedikal mühendisliği, biyomühendislik, kimya mühendisliği, doku mühendisliği, malzeme mühendisliği gibi birçok alan biyomalzemelerin gelişmesine hizmet etmektedir. Günümüzde çok sayıda şirketin esas ürünü biyomalzemelerdir. Biyomalzemeyi bir bilim olarak ele aldığımızda bu bilimin sınırlarının çizilmesi için bir tanımlama gerekmektedir. Bilimsel olarak biyomalzemeler insan vücudundaki doku hasarlarının ve kayıplarının neden olduğu işlev kaybını düzeltmek üzere kullanılan malzemelere verilen addır.
Biyouyum Biyomalzemeden bahsettiğimizde karşımıza biyouyum terimi çıkar. Biyouyum vücudun biyomalzemeyi kabul edebilirliği olarak tanımlanır. Biyomalzemelerin istenilen mekanik özelliğine ek olarak biyouyumluluğu da uzuv ve organ tedavisinde önemlidir. Vücut içerisinde istenmeyen zarar verici tepkimelere giren malzemelerin tespitinde biyouyum testleri çok önemli yer kaplamaktadır. Bu konuda dikkat edilmesi gereken unsur vücudumuzun her bölgesinin farklı özellik göstereceği ve biyomalzemenin hangi bölgeye göre tasarlandıysa ona göre testlerden geçirilmesi gerekliliğidir. Örnek olarak bir kalça eklemindeki ortalama yük vücut ağırlığının 3 katına çıkabilir. Fakat sıçrama gibi durumlarda 10 katına kadar çıkabilir. Kalça ekleminde kullanılacak malzeme de bu şartlara uygun olarak seçilmelidir.
11
İNOVATİF Kimya Dergisi
Günümüzde bir malzeme eğer biyouyumluysa biyomalzeme olarak tanımlanmaktadır. Bu konuda çok sayıda araştırma olmasına karşın mükemmel biyouyumluluğa sahip biyomalzeme bulunmuş değildir. Grafikte incelebileceğiniz bazı malzeme türleri ve uygulama alanları gösterilmiştir. Bunun dışında çok sayıda maddeyle ilgili biyouyumluluk araştırmaları sürmektedir. UYGULAMA ALANI İSKELET SİSTEMİ Eklemler Kırık Kemik Uçlarının Tespitte Kullanılan İnce Metal Levhalar Kemik Dolgu Maddesi Kemikte oluşan Şekil Bozukluklarının Tedavisinde Yapay Tendom ve Bağlar Diş İmplantları KALP-DAMAR SİSTEMİ Kan Damarı Protezleri Kalp Kapakçıkları Kataterler ORGANLAR Yapay Kalp DUYU ORGANLARI İç Kulak Kanalında Göz İçi Lensler Kontakt Lensler Kornea Bandajı
MALZEME TÜRÜ
Titanyum, Ti - 6 Al - 4 V alaşımı Paslanmaz çelik,Kobalt-Krom alaşımları Poli (metil metakrilat) (PMMA) Hidroksiapatit Teflon, Poli (Etilen Teraftalat) Titanyum, Alümina, Teflon, Poliüretan
Poli (Etilen Teraftalat), Teflon, Poliüretan Paslanmaz çelik, Karbon Silikon Kauçuk, teflon, poliüretan Poliüretan Platin Elektrotlar PMMA, Silikon, Kauçuk, Hidrojeller Silikon-Akrilat, Hidrojeller Kolajen, Hidrojeller
Tabloda da göreceğiniz üzere insanların farklı vücut bölgelerine farklı biyomalzemeler kullanılabilir. Bunun dışında çok sayıda maddeyle ilgili biyouyumluluk araştırmaları sürmektedir. Organların yapısına göre belirlenen bu malzemeler teknolojinin ilerlemesiyle farklılık gösterebilir ve yeni biyouyumlu malzemeler bulunabilir. Kaynaklar : •PROF. DR. MENEMŞE GÜMÜŞDERELİOĞLU BİLİM TEKNİK DERGİSİ BİYOMALZEMELER EKİ 2002 •http://biomaten.metu.edu.tr •A.Kaya GÜR Mustafa TAŞKIN, 2004, METALİK BİYOMALZEMELER VE BİYOUYUM, Fırat Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Metal Bölümü-ELAZIĞ •www.bilgiustam.com •www.biyomedikal.kocaeli.edu.tr •www.pclabs.com.tr •www.radikal.com.tr
İNOVATİF Kimya Dergisi
12
İsmail BAYRAKTAR ismbyrktr@gmail.com
YÜKSEK KIMYAGER (MEZUN) Adnan Menderes Üniversitesi
“Nükleer Silahsızlandırma Toryum”
Bir önceki yazımda “Nükleer Enerji” konusunda biraz da olsa sizleri bilgilendirdiğimi düşünüyorum. Enerji konusunda teknolojilerimiz, o kadar çok çalışıyor ki yeni metot ve yöntem bulmaya görsünler... Nükleer enerji konusunda atık sorunundan bahsetmiştim. Oluşan atıkların azaltılması ve bomba yapımında kullanılan Plütonyumun asgari şartlarda oluşturulmasıdır. Toryum elementinin güç reaktörlerinde kullanılması, nükleer enerjinin kullanıma girdiği 1950’li yıllardan beri düşünülen bir konudur. Nedeni basit: Toryumun dünya kabuğundaki bolluğu, uranyumun üç katıdır. Ne yazık ki toryum atomları kendiliğinden bölünmeye yatkın değildir. Oysa bir nükleer güç reaktörü için temel gereksinimdir. Toryum-232, belli bir miktar nükleer reaktör kalbine konduğunda, hemen nötron soğurmaya başlar ve uranyum-233’e dönüşür. Bu izotop da, uranyum-235 gibi parçalanma zincir tepkimelerini destekler. Uranyum-238’den plütonyum üretmek yerine, toryumdan uranyum-233 üretmek daha çok verim sağlıyor[1]. Nedeni, süreç içinde ortaya çıkan çeşitli parçalanmaz izotopların sayısının daha az olması. Reaktör tasarımcıları, bu görece yüksek verimden yararlanılarak üretilen birim enerji başına kullanılacak yakıtı azaltabilir, bu da saklanması gerekecek atık miktarı azaltabilir.
13
İNOVATİF Kimya Dergisi
Bunların dışında toryum kullanımının başka artıları da var: Örneğin, toryumun nükleer güç için kullanılan biçimi olan toryum dioksit, kullanılan uranyuma göre daha kararlı, toryum dioksitin termal iletkenliği, uranyumdan % 10-15 daha fazla. Bu da ısının, reaktör kalbinde kullanılan ince yakıt çubuklarından daha kolay yayılması sağlıyor. Toryum dioksitin erime noktası, uranyum dioksitinkinden 500 o C daha yüksek.. Aşırı güç yüklenmesi ya da soğutucunun kaybı gibi durumlarda ek bir güvenlik marjı oluşturuyor[2].
Reaktöre Toryum çubuklarının konulması
Buraya kadar çok teknik konulardan bahsettim ve belki de canınız sıkılmaya başladı. Konunun bir önceki yazımla ilişkili olmasıdır. Şöyle düşünürsek, nükleer atık miktarını düşürmek, bomba yapımında kullanılabilecek malzemenin yayılmasını önlemek konusundaki potansiyeli göz önüne alındığında, toryum tabanlı yakıtlara olan ilginin canlanması şaşırtıcı değil. Özellikle ABD Enerji Bakanlığı bu alandaki araştırmaları teşvik etmeye istekli. Radkowsky’nin şirketi ve ortaklarının Rus reaktörleriyle gerçekleştirdikleri deneylerin finansmanını üstlenmekle kalmayan Enerji Bakanlığı, son zamanlarda başlatılan girişimlere de destek sağlıyor. Araştırmacılar, farklı tiplerdeki yakıt ünitelerinin kendi homojen bir yapıya sahip oldukları “Bölünmüş Dizimli Tohum ve Battaniye Kalbi” tasarımında bile yakıtın oluşturulması ve kalbi içinde kontrol edilmesinin, alışılmış yöntemlere kıyasla daha karmaşık olacağı açık. Tipik bir nükleer güç reaktöründe yakıt ünitelerinin yerleri belirli zaman aralıklarında değiştirilir.
İNOVATİF Kimya Dergisi
14
Konuyu biraz teknik açıdan ele aldığımı söyleyebilirsiniz, araştırma sadece nükleer enerji çeşitlerinden veya yöntemlerinden maruz değildir.
Oluşacak sorunlara da müdahil olunması, gerekirse atıkların bertaraf edilmesi gibi birçok sorunu teşkil eder. Konumuza dönersek, toryum yakıtlarının benimsenip benimsenmeyeceği elbette yalnızca maliyet hesaplarıyla belirlenecek bir şey değildir. Önemli olan değerlendirme yapılırken toryuma geçişi engelleyecek, aşılmaz teknik sorunların olmadığının bilinmesi. Gerçi toryuma geçiş, eldeki ticari nükleer santrallerde bir takım değişiklikler yapılması zorunlu; ama yepyeni bir teknoloji de gerekmiyor.
Radkowsky’ nin önerisi (Tohum ve Battaniye tipi) [3] Ayrıca, gerekli malzemenin ( toryum ve zenginleştirilmiş uranyum) reaktörde uzun süre deneysel olarak kullanılmış olması da, siyasetçilerin nükleer endüstriye o yönü göstermeleri halinde toryum santrallerinin kısa sürede yaygın kullanım kazanabileceği görüşünü inanılır kılıyor[4]. Sonuçta, ülkemizin yakın gelecekte nükleer santraller kuracağını biliyoruz. Neden bizde toryuma geçiş yapmayalım ki, hem ülkemizin yer altı kaynaklarında mevcut olması hem de nükleer silahsızlanmaya bir örnekte biz olalım. Konunun teknik kısımlarını çok özet geçmeye çalıştım, kimyagerler olarak nükleer enerjiye olan ilgim beni buralara kadar sürükledi umarım sizde okurken ülkemize kurulacak olan nükleer santralleri yakın takip edersiniz. Dünyanın nükleer silahlara olan ilgisi Toryumla beraber bitmesi ümidiyle…
Gaz Soğutmalı Hızlı Reaktör
Kaynaklar : 1.Mujid S. Kazimi, “Thorium Fuel for Nuclear Energy”, American Scientist, Eylül-Ekim 2003. 2.Bilim Teknik Dergisi, Ağustos 2004. 3.Idaho Ulusal Mühendislik ve Çevre Lab. Toryum Raporu 4.Seyida Turhan, Konya Ticaret Odası-Etüd ve Araştırma Raporu. Raşit Gürdilek’e bu konuyu bizlerle paylaştığı için teşekkür ederim.
15
İNOVATİF Kimya Dergisi
AYIN RÖPORTAJI
Merhaba Hocam. Hoş geldiniz. Öncelikle bu röportajı bizimle yaptığınız için çok teşekkürler. Sizi birçok kişi Kanıt Dizisinden tanıyor. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? İstanbul Alman Lisesi ve Kimya Fakültesi mezunuyum. Biyokimya profesörüyüm, neredeyse 30 yıldır adli bilimlerle ilgileniyorum. Ülkemizde Kimya Mesleği’nin gelişmesi için neler yapılabilir? Akademisyen olmak isteyen öğrenci arkadaşlar kişisel gelişimleri için neye dikkat etmeliler? Bana göre kimya, nedensellik bağları bulmayı, ayrıntıdan bütüne, bütünden ayrıntıya gidebilmeyi, kuşkulanmayı, alternatif üretmeyi, gördüğüne bile inanmamayı, düşünmeyi öğretir. Daha sonraki gerek meslek, gerekse özel hayatınızda bu beceri sizi hep ileriye taşır. Bana kalırsa herkesin önce kimya okuması gerekir. İstanbul Üniversitesi Biyokimya Bölümünde ihtisas yaptınız. Ülkemizde Kimya ilmi ile uğraşıp adli kimya konusunda ihtisas yapmak isteyen arkadaşlarımız için yurt içi ve yurt dışı tavsiyeleriniz nelerdir? Öncelikle yine kimya fakültelerinde analitik kimya, enstrümantal analiz gibi bir dalda lisansüstü eğitimi öneririm. Tez konularını adli kimyadan seçebilir, adli tıp enstitülerinden ve hukuk fakültesinden ders alarak mesleğe adım atabilirler.
İNOVATİF Kimya Dergisi
16
İnternette yaptığımız araştırmalar neticesinde 1980 yılından itibaren Adli Tıpta görev almaktasınız. Adli Tıpta kimya üzerine neler olduğunu çok merak eden var. Kuruma uzun yıllarını vermiş biri olarak kimya üzerine bölüm okuyan arkadaşları bilgilendirir misiniz? Yasa dışı uyuşturucu madde analizinden, gıda maddelerinin, ilaçların, vücut geliştiricilerin yasal düzenlemelere uygunluğuna; çevre kirliliğinden, görünmeyen parmak izinin ya da kan lekelerinin görünürleştirilmesine, bulunan kemik ve dişlerden yola çıkarak kişinin hangi coğrafyada doğup, nerede yaşadığına; hangi silahın ateşlendiğine, bombanın nerede imal edildiğine, hangi marka otomobilin kişiye çarptığına varıncaya dek her yerde kimya gerekir. Adli Tıpa olan merakınız nereden geliyor? Gençliğinizde bu tür romanlar okuyor muydunuz, çocukluk ve gençliğinizden gelen bir meslek miydi? Biyokimya doktorasını bitirdiğimde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin bahçesinde karşılaştığım farmakoloji hocası Prof. Dr. Alaeddin Akçasu’nun kimya ve biyokimya bilgimi adli tıpta değerlendirmemin “vatana – millete daha faydalı” olacağını söylemesi üzerine alan değiştirdim. Yoksa babamın adli tıp hocası olmasının ya da 6-7 yaşlarından itibaren morg salonlarında bulunmamın da bir etkisi olmadı. Kimya Fakültelerinde Analitik Kimya, Enstrümantal Analiz gibi bir dalda lisansüstü eğitimi öneririm. Adli Tıp hayata bakışınızı değiştirdi mi? Sanırım hayata bakışımı pozitif yönde etkiledi. En küçük şeyden mutlu olmasını bilirim. Birçok projeniz oluyor. Bunlardan biri de Masumiyet Projesi. Bu proje nedir, bahseder misiniz? Başta cinsel saldırı olmak üzere şiddet suçlarından cezaevine girmiş, masum olduğunda ısrar eden kişilerin, bu suçu DNA analizlerinin yapılmadığı bir dönemde işlemesi halinde, eğer bulunabilirse biyolojik delillerin yeniden analizini ve yeniden yargılama yolunu açmayı hedefleyen uluslararası bir projedir. Masumiyet Projesi ile 2005’den beri yürütüyorsunuz. Bu konuda olumlu sonuçlar aldınız mı? Sizin öncülük ettiğiniz bu projeye alternatif sistemler çıktı mı? Bu konu da bilgi verebilir misiniz? Evet, olumlu sonuçlar aldık. Alternatif isim çıkmadı, bu konuya meraklılarla birlikte çalışıyorum zaten. Masumiyet Projesi’nden sonra hukuk ile tıp arasında bir köprü olduğunuzu ve düşüyor musunuz? Adı üzerinde “adli tıp” yani adalete hizmet eden tıp. Ama ben büyük ölçüde adli bilimlerle ilgiliyim, yani delillerin analizi ve olay yeri inceleme ile.
17
İNOVATİF Kimya Dergisi
Rapordaki en ufak bir değişiklik insanı ya mahkûm ettirir, ya serbest bıraktırır. Sizde Masumiyet Projesiyle bunun önüne geçmek için uğraşıyorsunuz ve bu yolda DNA kullanıyorsunuz peki ülkemizde DNA bankasının olmaması yapılan çalışmalarda Adli Tıp Kurumunu çok fazla etkiliyor mu? Bankanın olmaması Adli Tıp Kurumu’nu ilgilendirmez, sadece gerçek suçlunun yakalanmasını kimi zaman imkansız kılar. Aynı kişinin işlediği suçları birbirine bağlayamazsınız. Seri suçlu, hatta seri katil yok sanırsınız, halbuki vardır. “Kusursuz cinayet yoktur.” diyoruz peki çözülemeyen cinayetlerin çözülememe nedeni nedir? Sistematik hatalardan kaynaklı mı yoksa yeterli teknolojinin ya da donanımın olmamasını mı? Yeterli delil toplanamamasından, personelin olay yerinden delil toplarken kafasında bir senaryonun olmasından ve bu senaryoya göre delil toplamasından, yoksa teknoloji ve donanım sahibiyiz. Kriminal laboratuvarların gelişmesine katkıda bulunarak, “Yılın Bilim İnsanı Ödülü” ‘ne layık görüldünüz. Kriminoloji terimi ülkemizde çok fazla bilinmiyor. Bizi bu konuda aydınlatır mısınız? Neden bu kadar önemli kriminoloji? Kriminoloji bir sosyal bilim dalıdır ve suç bilimi demektir. Genelde hukuk fakültelerinde bir dal olarak açılır. Kriminalistik ise, fen bilimlerinin kullanılmasıyla delillerin incelendiği alandır. Fizik, kimya, biyoloji, istatistik ve her türlü mühendislik dallarıyla ilgilidir. Batı ile Türkiye'nin suçlara bakış acısını hakkında görüşleriniz nelerdir? Dünyanın her ülkesinde adam öldürme suçtur, uyuşturucu imal edip satmak suçtur, insan kaçakçılığı, çocuklara cinsel saldırı suçtur. Mühim olan suçlara verilen cezalar arasındaki farktır. O da toplumların hassasiyetleri ve hangi suçun daha fazla olduğu, infial uyandırdığı ile ilgilidir. Elbette ilginç uygulamalar yok değil. Örneğin seks işçiliği hemen her ülkede yasaktır. Ama kimilerinde seks işçisi olarak çalışana ceza verilir, kiminde seks işçisine giden müşteriye. Önemli olan yasa koyucu iradenin suçla mücadele için hangi yolun daha doğru olduğuna karar vermesidir. Ancak ideal olanı, küreselleşen dünyanın her ülkesinde aynı suça, eşit ceza verilmesidir ki, yakın gelecekte bu görünmüyor. Bu güzel Röportaj ve değerli vaktini bize ayırdığı için Sayın Prof. Dr. Sevil Atasoy Hocamıza çok teşekkür ediyoruz.
İNOVATİF Kimya Dergisi
18
Aybike KURTULDU
aybikekurtuldu@hotmail.com
KIMYAGER (ÖGRENCI)
Kırklareli Üniversitesi
“ İPUCU”
Kriminalistik Latince crimen anlamına gelen suç kelimesinden türetilmiştir. Kriminalistiğin en önemli dallarından biri olan adli kimya; bir suç ile ilgili olan mikro veya makro düzeydeki bulguları, temel olarak kimya, yardımcı olarak da fizik, biyoloji, jeoloji temellerine dayalı laboratuvar analizleri ve incelemeleri ile tanımlayarak bulguların suç ile ilgisini belirleyen ve suçun aydınlatılmasına somut olarak katkıda bulunan bir bilim dalıdır. Kriminalistik kriminolojinin bulgularından faydalanır ancak nitelik ve maksat açısından bu iki dal birbirinden ayrılır. Adli kimya, kimya bilimindeki gelişmelere paralel olarak gelişmiş ve 19. yüzyılın sonlarından itibaren kimya biliminin içinde yer almaya başlamış ancak ikinci dünya savaşı sonrasına kadar yeterince etkin olamamıştır. İkinci dünya savaşından sonra aletli analiz tekniklerindeki gelişmeler ile adli kimya da çok hızlı gelişmiş ve adli bilimde büyük gelişmelere yol açarak bu bilimin en önemli dalı olmuştur. Bu nedenle Adli Kimyanın adli bilimler içindeki doğum tarihi olarak 1950 tarihi verilebilir. Adli kimya alanında fonksiyonu olan kurumlardan en önemlisi adli kimya laboratuvarlarıdır. Bu laboratuvarlarda başlıca üç temel soruya yanıt aranır: * Bu nedir? * Bununla şu ya da şunlar arasında bir ilişki var mıdır? * Bunda, şu nesne veya şu nitelik var mıdır?
19
İNOVATİF Kimya Dergisi
Gaz kromatografi-Kütle Spektroskopisi, Gaz kromatografi, Atomik Absorpsiyon spektroskopisi, X-ışını analizörlü Taramalı Elektron Mikroskop gibi oldukça hassas aletli analiz teknikleri bu sorulara yanıt ararken kullanılan inceleme teknikleridir. Bir suçu aydınlatmada olay yerinde bulunan her türlü fiziksel maddenin farklı kimyasal yapısı olduğu için adli kimya laboratuvarında incele yapılması suçun aydınlatılmasında oldukça
önemlidir. Olay yerinde bulunan merminin daha önce kullanılan bir silaha ait olup olmadığı, kan lekeleri, DNA ile kişinin kimlik tespiti, parmak izleri, bulunan belgelerin sahte ya da üzerinde oynama yapılıp yapılmadığının incelenmesi, ceset üzerinde bulunan larva, böcek, polen ile olayın gerçekleşme zamanın ve ölüm yerinin tayinin olayın aydınlatılma son derece önemli bulgulardır.
Kriminalistik ve Adli Kimyada Kullanılan Yöntemler • Parmak izinin belirlenmesi
Parmak izi yüz yıllardır kullanılan bir kimlik belirleme tekniğidir. Tek yumurta ikizleri de dahil olmak üzere; her insanın parmak izinin farklı oluşu, yıllarca değişmemesi dolayısı ile faillerin tespitinde yaygın olarak kullanılmak-
tadır. Parmak izlerinin belirlenmesi için kullanıldığı bilinen kimyasallar Ninhidrin, DFO (1,8-diazafluoren-9-one), Gümüş Nitrat, Gentain Moru, Sudan Siyahı, Amido Siyahı ve İyottur. Son zamanlarda kullanılan en yaygın teknik ise
Ninhidrin Ninhidrin, parmak izinin belirlenmesinde en yaygın kullanılan kimyasaldır. Primer ve sekonder aminlerle ya da amonyak ile reaksiyon veren ninhidrin, serbest aminlerle reaksiyona girdiğinde Ruhemann moru olarak bilinen koyu mavi-mor renk meydana gelmektedir. aminoasit kalıntısı olan parmak izindeki aminlerle reaksiyon verir. Renk değişiminin nedeni reaksiyon sonunda meydana gelen schiff bazıdır. Amonyak ve primer aminde mavi-mor renk oluşurken, sekonder aminlerle sarı-turuncu renkli iminyum tuzu meydana gelir. DFO
İNOVATİF Kimya Dergisi
DFO, gözenekli yüzeylerden parmak izi alınmasında kullanılan kimyasaldır. Parmak izindeki aminoasitlerle reaksiyona girdiğinde yüksek floresans özelliğe sahip türevine dönüşmektedir. 470 nm’ de uyarılan bu madde, 570 nm’ de ışıma yapmaktadır. Parmak iziyle etkileşmesi sonucunda oluşan mavi- yeşil ışığın sebebi budur.
20
•Kan izlerinin belirlenmesi Kan izlerinin tespitinde en yaygın olarak kullanılan kimyasal luminoldür. Bununla birlikte benzen reaktifi, loko-malaşit reaktifi, orthotolidin testi, kastle mayer reaktifi, Van Dean reaktifleri de kullanılır. Luminol test solüsyonu bir yere asılmış veya yayılmış olan lekeli giysi veya kumaşın üzerine karanlık odada atomizer ile spreylenir. Parlak mavi bir görünümün ortaya çıkması, kuvvetle lekenin kan lekesi olduğunu gösterir. Luminolün kan üzerine sıkıldığında verdiği rengin temeli kemiluminesans dediğimiz olaya dayanır. Burada luminol maddesi, hidrojen peroksit ile birlikte kan olduğu tahmin edilen bölgeye sıkılmak ve eğer kan kalıntıları varsa, kandaki hemoglobinin Fe(II) iyonları, luminol’ un hidrojen peroksit ile yükseltgenmesi tepkimesini katalizleyerek, luminol’ un, aminoftalat’ a yükseltgenmesini sağlamaktadır. Oluşan yüksek enerjili aminoftalat enerji fazlalığından dışarıya foton yani ışık yayarak kurtulmaktadır.
• Ateş eden elin tespiti Silah kullanılarak işlenen suçlarda bazen birkaç şüpheli olmakta veya suçlunun olay esnasında yakalanması durumunda delil olarak kullanmak amacıyla kişilerden Hand Svabs alınarak ateş eden kişinin kim olduğu tespit edilmektedir. Ülkemizde ilk kez kimya laboratuvarının 1979 yılında kurulması ile bu metot kullanılmaya başlanılmış olup mahkemede önemli deliller arasında sunulmaya da başlanılmıştır. Silahın ateşlemesi durumunda mekanizmanın hareketlenmesi ve barut gazının dışarı çıkartırken bir taraftan da boş kovanı dışarı atacaktır. Bu esnada barut gazı silah tutan ele yapışır ve atomik absorbsiyon cihazı kullanılarak alınan el svabından atış artığının olup olmadığı tespit edilebilir.
• Boya mürekkep analizi Boya suçların aydınlatılması için oldukça geçerli bir delildir. Bir aracın duran bir araca veya bir şahsa çarpıp kaçması; hırsızlık olaylarında; pankart yazılması ve duvarlara slogan yazılması sırasında şüphelilerin giysi, ayakkabı, elleri üzerine ve tırnak aralarına bulaşan boyalar; dokümanların aynı kalem tarafından yazılıp yazılmadığı; bir kadına saldıran adamın giysisi üzerine bulaşan dudak boyaları ile bardak, sigara izmariti, kağıt mendil ve benzeri üzerine geçen, sıçrayan çeşitli boyalar bunun yaygın örnekleridir. Boyalar ve mürekkeplerin yapısını bilmek bunların analizi için gereklidir. Boya analizi için şu teknikler kullanılmaktadır.
21
İNOVATİF Kimya Dergisi
* İnce Tabaka Kromatografisi Boyalar farklı amaçlarla farklı formülasyonda yapıldıkları için farklı solventlerde çözünürler. Selülozik boya etil asetat da, fırın boya toluen veya ksilende, sentetik boya toluen veya white spirite de iyi çözünür. Uygun solven-
tle çözünen boya örnekleri TLC plakası üzerine spotlanır ve ayrılmaları sağlanır. Kurutulduktan sonra ayrılan boya pigmentleri çıplak gözle ve UV ışık altında incelenir.
* İnfrared Spektrofotometri Bir boyanın hem bağlayıcı hem de pigmenti için karakteristik bir spektrum veren analitik bir metottur. Çok ince bir film halinde hazırlanan şüpheli ve kontrol boya pulcuklarının her bir tab-
akasının organik bileşenlerinin IR spektrumları alınarak mukayese yapılır. Boyaların daha detaylı ve güvenilir incelenebilmesi amacıyla, İnfrared mikroskop bağlantılı cihazlarda kullanılır.
* Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) Çeşitli boyalar ve tabaka yapısına sahip olan boyaların inorganik bileşenleri SEM ile tanımlanabilir ve boyaların mukayesesi için çok elver-
işlidir. Hem morfolojik hem nitel hem de nicel analizleri yapılabilir.
* TCL ile Mürekkep Analizi Dokümanların yazıldığı yazı mürekkebinin kimyasal bileşiminin incelenmesi, bilinen ve şüpheli dokümanların aynı kalem tarafından hazırlanıp hazırlanmadığını doğrulayabilir. Hatta bize yazının yaşı hakkında da değerli bilgi verebilir. Ümit edilir ki mukayese edilen şüpheli mürekkeplerden bir tanesi dokümanın hazırlandığı tarihten sonra sentezlenmiş olabilir.
tükenmez kalem mürekkepleri gerçekte birkaç organik boyanın karışımıdırlar. Bu boyalar, ince tabaka kromatografik plakası üzerinde hızlıca ayrılabilirler. Bariz bir şekilde renkli bileşenlerine ayrılan farklı mürekkep boyaları TLC plakası üzerinde gözle görülebilir. Daha sonra UV ışık 254 nm ve 366 nm de incelenir. Böylece şüpheli bir mürekkep ile bilinen bir mürekkep arasındaki mukayese birçok özellikler ortaya çıkarır.
TLC mürekkep mukayeseleri için özellikle uygun bir tekniktir. Çoğu ticari mürekkepler, özellikle
* UV-VIS Spektrofotometrisi ile Mürekkep Analizi Alifatik primer alkoller yakın UV bölgede herhangi bir absorbans üretmezler. Metanol, etanol ve izopropanol başka bileşiklerin spektrum-
larının hazırlanmasında sıkça kullanılır. Metanolde çözülen mürekkepler 200-900 nm. UVVIS bölgede taranarak mukayeseleri yapılabilir.
* Kapiler Elektroforez ile Mürekkep Boyalarının Mukayesesi ve Tanımlanması Kapiler Elektroforez ile uyuşturucu maddeler, ilaç etken maddeleri, patlayıcı maddeler, mürekkepler, inorganik anyon ve katyonlar vb. maddeler adli amaçlarla mükemmel bir şekil-
İNOVATİF Kimya Dergisi
de ayrıntılı olarak incelenebilmektedir. Mürekkeplerin boyar madde bileşenleri bu teknik ile tek tek ayrılarak, tükenmez kalem mürekkepleri mukayese edilebilir ve her bir boya tanımlanabilir
22
* Uyuşturucu madde incelemesi Uyuşturucu madde, psikotropik ilaçlar ve normal reçete ile satılan ilaçlar, katkı maddeleri, yardımcı kimyasal madde ve malzemeler, kullanıcıların üzerinde ele geçen enjektör ve ben-
zeri malzemelerin nitel ve nicel analizlerinin yapılması, büyük miktardaki uyuşturucu maddelerden saflık oranının belirlenmesi
* Patlayıcı ve Yanıcı Madde İncelemeleri Patlayıcı madde, yardımcı malzeme, patlama olay yeri artıklarını incelemek suretiyle kullanılan patlayıcı maddenin Kimyasal bileşimini tespiti. Kundaklama olaylarında olarak ele geçirilen
benzin, gazyağı, tiner ve benzeri yanıcı ve yangın başlatıcıların ve bunların kullanıldığı, olay yerinden elde edilen şişe, kap ve benzeri malzemelerin incelenmesi yoluyla yangın ve kundaklama olaylarının aydınlatılması.
* Toksik Madde İncelemeleri Orijinal haldeki toksik maddelerin nitelik ve niceliklerinin belirlemesi. Zehirlenme olayları ile ilgili olarak ele geçirilen, içerisinde henüz
kimyasal değişime, herhangi bir bozunmaya uğramamış tarım ilacı ve benzeri toksik maddeler ile uyuşturucu ilaç aktif maddelerinin tespiti.
* Genel incelemeler Atomik Absorbsiyon Spektroskopisi Özellikle metallerin eser analizinde kullanılan bir yöntemdir. Örnekteki toplam metal miktarı ile ilgilenir fakat metalin örnekteki molekül şekli ile ilgilenmez. Bu nedenle özel bir elementin analizi kolayca yapılabilmektedir. Bu serbestlik örnekteki analiz elementini diğer elementlerden ayırmayı gereksiz kılmaktadır.
Atomik Absorbsiyon Spektroskopisi cihazı laboratuvarımızda, atış artıklarının tespiti amacıyla, şüpheli şahıslardan plaster bantlarla alınan el svabı numunelerinde Sb, Pb, Ba elementlerinin analizlerinde kullanılmaktadır.
* FTIR (IR Spektroskopisi) IR Spektrofotometresi organik ve inorganik bileşiklerin tanınmasında kullanılır. IR bölgesi elektro manyetik spektrumun görünür bölge ile mikrodalga bölgesi arasında yer alır. Bu bölge yaklaşık olarak 13000 cm-1 dalga sayısından başlayarak 33 cm-1 dalga sayısından kadar uzanır.Uygulamaların büyük çoğunluğu te-
23
mel bölge olan 4000 ile 667 cm-1 arasındaki bölgede sınırlanmıştır. Görünür ışığın dalga boyundan daha büyük olan dalga boyları yakın IR bölgesini 12500 ile 3300 cm-1 oluşturur. Uzak IR bölgesi ise 675 cm -1 ile 250 cm-1 arasındadır. Bunun ötesi ise mikrodalga bölgesidir
İNOVATİF Kimya Dergisi
* Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) Maddelerin yüzeylerinin mikro yapısını yüksek çözünürlükte görüntülenmesi ve bu yüzeyler üzerinde elementel analizlerin yapılmasına olanak sağlar. Taramalı elektron mikroskobu kriminal olayları aydınlatmak için yapılan çalışmalarda delil teşkil edebilecek aşağıda genel örnekleri verilen maddelerin analizleri ve mukayeseleri için kul-
lanılmaktadır: Lif, boya, cam, kağıt vb. malzeme mukayeseleri, Atış artıklarının tespiti, Muhtelif metal analizleri, biyolojik numunelerin incelenmesi,
* Gaz Kromatografisi - Kütle Spektrometresi (GC-MS) Gaz kromatografisi birbirine çok benzeyen karışımların ayrılmasında kullanılan ve renk ayırma anlamına gelen bir yöntemdir. Ayırma yöntemi olarak ekstraksiyon, kristallendirme ve damıtma yöntemleri kullanılır. Kütle spektrometresi yapısı belli maddeleri belirtmek ve tayin etmek amacıyla kullanılabildiği gibi, yapısı belli olmayan yeni maddelerin
yapısını aydınlatmak amacıyla da kullanılabilir. Çok kesin nitel ve nicel analizlerin istendiği durumlarda kütle spektrometresi gaz kromatografinin bir bulucusu olarak kullanılabildiği gibi gaz kromatografdan çıkan her maddenin kütle spektrumu alınabilir.
* GRIM 2 Cam Kırılma İndisi Tayini Cihazı: Cam, Adli Bilimler alanında suçun aydınlatılmasına yönelik yapılan çalışmalarda, şüpheli-mağdur-olay yeri bağlantısını kurmayı sağlayabilecek fiziksel delillerdendir. Olay yerinden, mağdurdan veya şüpheliden elde edilebilecek çok küçük boyutlardaki cam parçacıklarının incelendiği ve kırılma indislerinin tayininin yapılabildiği bir cihazdır. Kırılma indisi tayini cam parçacıklarının uygun bir sıvı içerisine konulması ve sıcaklığın değişimiyle mikroskop ile gözlenmesiyle yapılır. Sıcaklığın hassas bir şekilde arttırılması ile ortam sıcaklığı, kullanılan sıvının kırılma indisinin cam parçacıklarının kırılma indisiyle aynı olduğu bir sıcaklığa ulaşılır ve bu noktada mikroskoptaki cam parçacıklarının görüntüsü kaybolur. Böylece kullanılan sıvının sıcaklık değişimi ile kırılma indisindeki değişimden faydalanılarak camın kırılma indisi hesaplanır. Bertillon’un Antropometrisi ile başlayan bu süreç bugün birçok bilim dalının bir araya gelmesiyle farklı bir boyut kazanmıştır. Artık tıp doktorları, biyologlar, entomologlar, toksikologlar, kimyacılar, bilgisayar programcıları, fizikçiler ve hatta meteoroloji uzmanları gibi çok farklı dallarda çalışan kişiler suçların çözümlenmesi, suçluların yakalanması ve masumların serbest kalması için omuz omuza çalışmakta ve adalete hizmet vermektedir. Kaynaklar : http://www.polisiye.com/yazidevam.asp?ID=143 http://en.wikipedia.org/wiki/Ninhydrin http://en.wikipedia.org/wiki/1%2C8-Diazafluoren-9-one http://www.sucbilimi.org http://kriminal.iem.gov.tr http://www.kriminal.org http://www.kimyaturk.net http://www.aktifkriminal.com/?pnum=16&pt=KR%C4%B0M%C4%B0NAL%20HAKKINDA
İNOVATİF Kimya Dergisi
24
Anıl Yasin AKDOĞAN
anil_yasin_akdogan@hotmail.com
KIMYA TEKNIKERI (MEZUN) Balıkesir Üniversitesi
“Poliester Mamüllerde Haşıl Sökümü”
Merhaba değerli İnovatif Kimya Dergisi okuyucuları… Bu ayki yazımda sizlere poliester ürünlerde haşılın önemi , haşıl sökümü , haşıl sökümünde kullanılan kimyasallar ve haşıl sökümü için örnek formülasyonlarını aktaracağım. Günümüzde hızla gelişen tekstil sektöründe Türkiye ‘ nin önemli bir rolü vardır. Elde edilen kumaşın kaliteli olması ve dokuma makinelerinin randımanlarının yüksek olması büyük önem arz etmektedir. Günümüzde dokuma makinelerinin çalışma hızları da düşünülürse dokuma işleminin sürekliliği açısından haşıllama işlemi büyük önem kazanır.
li bir yapışma veren ve tutunma yeteneğine sahip olan doğal yada yapay maddelerdir. Ancak boyama aşamasında bu haşıl maddeleri mamul üzerinde istenmez. Çünkü haşıllama işleme sırasında kullanılan ürünlerin büyük bir kısmı suda çözünemediklerinden ve hidrofob olduklarından yaş terbiye işlemleri sırasında kumaşın ıslanma ve emme yeteneğini azaltarak rahatsız etmektedirler. Bir polyesterin elektron mikroskobu görüntüsü
Kumaşların dokuma sırasında çözgü iplikleri mekiğin gidip gelmesi ve diğer mekanik zorlamalarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu iplikleri koruyabilmek ve çözgü kopmalarını azaltmak için yüksek dayanımlı , çok katlı , ipliklerin dışında kalan çözgü iplikleri genellikle haşıllanır. Çözgü ipliklerinin haşıllanmasında ki amaç , liflerin birbirlerine daha iyi yapışarak , daha kapalı , sağlam bir hale gelebilmeleri ve kayganlıklarının artmasını sağlamaktır. Böylece ipliklerin lopma ve sürtünme özellikleri gelişir ve dokuma sırasında iplik kopması azalır. En basit şekilde haşıl maddeleri , makro moleküllü film oluşturabilen ve liflere belir-
25
İNOVATİF Kimya Dergisi
Haşıl maddeleri suda çözünürlük bakımından şu şekilde sıralanır;
Poliester liflerin haşıllanmasında başta poliakrilat ve poliester esaslı haşıl maddeleri olmak üzere sentetik haşıl maddleri kullanılmaktadır. Dolayısıyla poliester kumaşlarda haşıl sökme işlemi bir yıkamadan ibarettir ve genel olarak 0,5 – 1 g/l noniyonik – anyonik yıkama maddesi , 0,5 – 1 g/l Na2CO3 ( soda ) içeren bir çözeltiye 110 C 120 dakikalık bir yıkama yeterli olacaktır. Haşıl sökümü sırasında şöyle bir sıkıntıyla karşılaşılır. Yukarıda bahsettiğim gibi haşıllamada iki değişik haşıl maddesi ( poliester esaslı , poliakrilat ) kullanımı durumunda sorunla karşılaşırız. Poliester esaslı ve poliakrilat haşıl maddelerinin birlikte kullanımı halinde yıkama flottesine geçen poliakrilat kısmı poliester haşıl filminin çözünürlüğünü azaltarak haşıl sökümünü zorlaştırır ve leke oluşumuna sebep olur. Bu tip haşıl maddeleri suyun sertliğinden olumsuz etkilenirler. Bu nedenle ya yumuşak su kullanılmalıdır yada flotteye iyon tutucu ( kompleks
İNOVATİF Kimya Dergisi
yapıcı ) ilave edilmelidir. Geçen ay ki yazımda da belirttiğim gibi iyon tutucular suya sertlik veren Ca+2 ve Mg +2 iyonları ile şelatlanarak zararsız bir kompleks haline getirir. İyon tutucu olarak fosfatlanmış amino-poli-karboksili asitler kullanılmalıdır. Çünkü polifosfatlar 100 C ve üstü sıcaklıklarda normal fosfat yapılarına dönüşerek iyon tutuculuk özelliklerini kaybederler. Yıkama yani haşıl sökümü işleminde noniyonik ve anyonik maddeler birlikte kullanılmalıdır. Anyonik maddelerin tek başlarına kullanımları durumunda fazla köpük yapma problemiyle karşılaşabiliriz. Noniyonik maddelerin tek başlarına kullanılmalarında ise , yüksek sıcaklıklarda ( 110,120,130 C gibi ) iyi sonuçlar alınmaz. Çünkü bulanma noktası aşılmış olur.
26
BULANMA NOKTASI NEDİR ? Noniyonik yüzey aktif maddelerin yağ asitleri ile etilen oksit kondensatlarıdır.
Bunların suda ki çözünürlükleri , moleküllerinde ki eter oksijen atomlarının su molekülleri ile karşılıklı çekim kuvvetleri neticesinde polioksanyum hidroksitleri meydana getirmeleriyle izah edilir.
Yüksek temparatürlerde polioksanyum hidroksitlerinde ki su molekülleri kopmakta ve poliglikol eter şekline dönmektedir. ( yani denge yukarı kaymaktadır. ) bu durumda suda ki çözünürlük , azalmakta olan noniyonik ürün çökeceğinden suda bulanma başlar. Örnek bir haşıl söküm formülasyonu; 1g/l haşıl sökücü yıkama maddesi ( anyonik ) 1g/l Na2CO3 ( soda ) 1g/l iyon tutucu ( fosfonat kökenli. Fosfatlanmış amino-poli-karboksili asit. ) 110 C 120 ‘ Ph = 9 Kumaşta alkali atıkların kalmaması için son durulama banyosunda bir miktar asetik asit ilavesi yapılmalıdır. Çünkü poliester mamülleri 4,5 – 5 ph aralığında boyanır kumaşta alkali atıkların kalması durumunda boyama flottesinin ph sını bozarak abraj oluşumuna sebebiyet verir. Kaynaklar : • Data sheet • Tekstil ön terbiye
27
İNOVATİF Kimya Dergisi
Hatile MOUMINTSA hatile_m@hotmail.com
KIMYA (MEZUN)
“Sigara”
University of Ioannina
Yazıma başlamadan önce sigara içen tüm arkadaşlarıma, tanıdıklarıma ve tüm herkese saygı duyduğumu belirtmek isterim. Bazen aniden aldığımız kararlardan biride sigara içmektir. Etkilendiğimiz ortam olur, denemek isteriz. Problemlerimiz olur, sigarayla hafifler sanırız. Ya da daha çok erkeklerde
görülen kendimizi kız arkadaşımıza göstermek isteriz, ya da büyüdüğümüzü ortamımıza göstermek isteriz ve yine başlarız. Fakat o an düşünemediğimiz bir şey var, sonra ne olacak? Tamam ben sigaraya başladım ama ya sonra… ?
Biraz düşünelim ve sigarayı iki kategoriye ayıralım: Olumlu tarafı: Sessizlikte arkadaşımız, bizi anladığını sandığımız tek dostumuz, problem giderici sandığımız tek doktorumuz. Olumsuz tarafı: Öğrenciler için en önemli olan para kaybı, ağız kokusu, günümüzde en önemli olan ve bazen maalesef tedavisi bulunamayan KANSER hastalığı ( Karaciğer, Gırtlak, Yemek borusu, Boğaz, Mide, Göğüs, Prostat, Rahim kanserleri). Hamile kadınlar için erken doğum, erken yaşlanma, diş kaybı, kalp hastalıkları gibi...vs. Gördüğümüz gibi olumsuz tarafı daha çok olan fakat içmekten vazgeçemediğimiz sigaraya en çok psikolojik olarak bağlıyız. Onsuz yapamadığımızı zannediyoruz. Fakat hiç düşündünüz mü bilmem ama sigara bitince sorunumuz her ne ise aynen çözülmemiş bir şekilde bizi beklemektedir. Demekki çözüm bu değildir.
İNOVATİF Kimya Dergisi
28
Diyelim ki, sigarayı bırakmaya karar verdiniz, bu seferde bırakmanız zor oluyor, çünkü artık vücudunuz sigaranın içindeki nikotine alışmıştır. Neden derseniz nikotin maddesinin bağımlılık yaratıcı özelliği eroininkine çok benzemektedir. Nikotin; renksiz, kokusuz ve oldukça zehirli bir maddedir. Sigara içiminde dolaylı ve çok yavaş olarak kana geçmektedir, metabolizma hızı ile alım hızı dengelidir, dolayısıyla vücutta birikim yapmaz ve güçlü bir uyuşturucu madde olduğu için bir süre sonra tolerans gelişir. Bu yüzden de çok toksik olmasına ve sigara tiryakileri tarafından sürekli alınmasına rağmen hızlı bir ölüme yol açmaz. Sigarada daha hangi kimyasal maddeler var görelim: Üstünde bu kadar zararlı kimyasal maddeleri olan bir şeyi biz ağzımıza koyabiliyoruz. Kendi kendimizi yavaş yavaş ölüme sürüklüyoruz. Hem kendimize zarar vermiş oluyoruz hem etrafımızda olan çocuklarımıza, yeğenlerimize ve tüm sevdiklerimize. Çünkü içmeyen birinin yanında içtiğimiz zaman içmiş kadar oluyor. Fakat diyelimki sevdiklerinizin yanında içmiyorsunuz yalnızken içiyorsunuz ve belki diyorsunuzdur sadece kendime zararım olur, bunu yapmakla yoksa çok bencil mi olursunuz acaba, kendinizi ölüme sürükleyip sevdiklerinizi arkanızda bırakacaksınız. Onlar sizden kopmak hiç ister mi ki? Sizsiz bir hayatta devam etmek ister mi? Onlara hiç sormuyorsunuz. Birde dini açıdan düşünün, bu can bize bir emanettir. Ona yapılan herşeyin hesabını vereceğiz. Kendize sadece bir haftalık bir deney yapın, sigaraya verdiğiniz paraları bir kutuya biriktirin. Sadece bir haftalık sigaraya ne kadar para verdiğinizi göreceksiniz. Sigaraya başlamak isteyenler bir daha düşünsün. Kurtulmak isteyenler içinde artık bir sürü metod uygulanmaktadır. Yardım edenler vardır. Yeterki herşeyin sizde bittiğini inanın. Kendinize güvenin ve artık ondan kurtulun. Hayatınız için en güzel kararı siz verin. Kaynaklar : http://ecigaretguiden.dk/sadan-trapper-man-ned-pa-nikotin-med-sin-e-cigaret/ http://www.ogrendur.com http://www.ensonhaber.com http://www.sigarabirakmak.com/blog/sigarayi-birakmanin-faydalari
29
İNOVATİF Kimya Dergisi
Yavuz Selim KART
kim_muhselim@hotmail.com
KIMYA MÜHENDISI (MEZUN) Cumhuriyet Üniversitesi
“Kimya ve Kemometri”
Merhaba Sevgili Okuyucularımız. Bu ayda diğer aylarda olduğu gibi bilgisayar üzerine bir yazı yazdım. Her ay değişik yazılar yazarak sizlere elimden geldiğince faydalı olmaya çalışıyorum. Umarım bu yazı da size fayda sağlar. Bu ayki konumuza gelince “Kimya ve Kemometri” konusunu anlatacağım. Konu biraz spesifik bir konu. Hangi üniversitelerde bu eğitim var pek emin değilim. Temel bilgisayar bilimleri içinde veriliyor da olabilir, ayrıca ders olarak okutuluyor da olabilir. Bu okulun müfredatına göre değişen bir sistem.
Kemometri nedir? Kemometri; istatiksiksel, matematiksel ve bilgisayar bilimlerinin elde ettiğimiz kimyasal verilere uygulanmasıdır diyebiliriz. Kısacası bilgi sentezleme işidir. İşimize yarayan kısmı bize verir.
Kemometri nasıl doğmuştur? 1972 yılında İsveçli Svante Wold ve Amerikalı Bruce R. Kowalski tarafından ileri sürülmüştür. 1974 yılında ulusalarası kemometri derneği tarafından bu disiplinin açıklaması yapıldı. Sonraki izleyen yıllarda bu konuda çeşitli etkinlikler ve organizasyonlar yapılmıştır.
Kemometri neden tercih edilir? Kemometri neden tercih edilir çünkü kimya ve analitik kimyada kompleks numunelerin analizinde * Hızlı * Güvenilir * Keskin * Doğru * Esnek * Çok yönlü çözümler sunması gibi yönlerinden dolayı işlemlerde tercih edilir. Eğer analitik kimya ile ilgileniyor ve analitik kimya hoşunuza gidiyorsa kemometri öğreneceksiniz demektir. Tabi sadece analitik kimya için değil diğer bilimsel sonuçlar içinde kullanılabilir.
İNOVATİF Kimya Dergisi
30
Kemometri neleri kapsar? Kemometrinin içerdiği temel başlıkları şöyle sıralayabiliriz. * Açıklayıcı İstatistik * Sinyal İşleme * Deneysel Tasarım * Modelleme * Kalibrasyon * Optimizasyon * Yapı Tanıma * Sınıflandırma * Yapay Akıl Yöntemleri * Resim İşleme * Bilgi ve işlem kuramı Gibi kavram ve uygulamaları kapsamaktadır. Kemometri disiplin olarak temel amaç istatistiksel ve matematiksel sistemlerin rastgele düzensiz olan verilerimize uygulanması yöntemin içerdiği açıklayıcı işlevlerden yararlanarak test edilmesi işlemidir. Analitik kimyada kullanılan istatistik yöntemlerini hatırlarsınız. Bu işlemi daha gelişmiş ayrıntılı bir varyasyonu olarak düşünebiliriz.
Şekilde kemometri disiplinin hangi bilim dallarıyla iç içe olduğu görülmektedir. Şeklimizde gördüğünüz üzere Fizikokimya, Analitik Kimya, Organik Kimya (Kimyager arkadaşların vazgeçilmez dersleri) en temel olanlarıdır. Ayrıca en solda bulunan Sanayi ise bu bilimi öğrenmenin bize ne çok yarar sağlayacağı gözükmektedir. Demek oluyor ki bu yazıyı okuyup ne yapmalısınız? Bu eğitimi öğrenmedi iseniz bir şekilde öğrenmelisiniz. Hem kendinizi geliştirmenizi hem de sanayide daha verimli bir çalışan olmanızı sağlayacaktır.
Kemometrik hesaplar nasıl yapılır? Kemometrik hesaplamalar sıradan hesap makinaları ile yapılmazlar. Çok fazla kompleks hesaplama işlevi olduğundan bu hesaplamalar Excel ve MATLAB gibi paket programlar kullanılarak yapılır.
31
İNOVATİF Kimya Dergisi
Kemometri hesaplamaları nerelerde kullanılır? Kemometri; analitik kimya, adli tıp, biyoloji, gıda kimyası, çevre kimyası gibi alanlarda kullanılmaktadır. Fizikokimya bilim dalı ile ilgilenenler, sinyal işleme ve çok değişkenli verilerin analizinde bu disiplini kullanmaktadır. Organik Kimyacılar ve Farmasötik Kimyacılar reaksiyon koşullarının optimizasyonunda deneysel tasarım ve ilaç tasarımında kullanmaktadırlar.
Kemometri hesaplamalarında kullanılan hesaplama çeşitleri nelerdir? Analiz sırasında kullanılan başlıca işlemler şunlardır. * * * *
Klasik en küçük kareler yöntemi Ters en küçük kareler yöntemi Temel birleşen regresyon yöntemi Kısmi en küçük kareler yöntemi
gibi yöntemler bulunmaktadır. Her birinin ayrı ayrı işlemi ve algoritması vardır. İçerikleri üzerinde fazla durmayacağım. Anlatsak her biri ayrı yazı dizisi olur. Oldukça uzun ve ayrıntılı konulardır.
Kemometri hesaplamaları uygulama alanları nelerdir? Bu kısım en önemli kısım diyebilirim. Madem bir şey öğreniyoruz öğrendiğimiz şeyin ne işe yaradığını nerelerde kullanıldığını bilmek isteriz ki insan bir şeyi nerede nasıl kullanacağını bilmediği zaman sudan çıkmış balık gibi oluyor. Tamam öğrendim de ne işe yarayacak durumunu herkes az çok yaşamıştır. Konuya dönecek olursak, çok çeşitli uygulama alanları mevcuttur. Bunları aşağıda listeliyorum. * Analitik kimyada miktar tayini çalışmalarında * Kemometrik kalibrasyon yöntemlerinde * Çok değişkenli kalibrasyon yöntemlerinde * IR Spektrofotometrelerde * UV-Görünür alan spektrofotometrelerde * Spektroflorimetrelerde * Potansiyometrelerde * Elektrokimyasal analizörlerde * Kütle spektrometrelerde * HPLC’lerde * Kapiler Elektroforez gibi cihazlarda bu disiplin kullanılmaktadır.
Anlatılanlar ile çıkaracağımız sonuç ne olmalı? Bu uygulama çok geniş bir bilgi yumağıdır. Okullarda değişik değişik formüler ezberletir dururlar. Bunu yapma sebepleri anlayıp kavramınızı istemeleri. Eğer bu konuyu ilk kez duyuyorsanız sizin yapmanız gereken bu konuyu araştırmanız ve öğrenmeniz. Ayrıca net ortamında bununla ilgili yabancı birçok kaynak var. Uygulamalarını örneklerle öğrenebileceğiniz web siteleri mevcut. Bu kadar çok sanayi ile iç içe olan bir şeyi daha okurken öğrenmek size çok şey kazandırır. Henüz öğrenmeyenler için de çok şey kazandırır
İNOVATİF Kimya Dergisi
32
Bu arada uygulamanın Excel ve Matlab gibi iki dev programla çalışıyor olması da bizler için avantaj. Çünkü Excel işletmelerde çok kullanılan bir program. Matlab ise daha çok üniversitelerde akademik anlamda kullanılıyor. Tabi istisna durumlar olabilir onları katmıyorum. Bu sayede 2 programı da öğrenmiş olacaksınız. Bu anlattığım bilgilerden yararlanarak ve önceki sayılarda az çok giriş yaptığımız Matlab ve Excel konularından da istifade edip geniş çaplı araştırmalarla bu yazı verimli geçireceğinizi umuyorum. Bir sonra ki yazıda görüşmek dileğiyle. Kaynaklar : http://www.eczfakder.hacettepe.edu.tr/Arsiv/EskiDergiler/01_2007/ecz-06.pdf
33
İNOVATİF Kimya Dergisi
iNOVATiF KiMYA DERGiSiİ’NDEN
HABERLER
Kalbin Devası : Domates Hapı
İngiltere’de yapılan araştırmalar sonucunda, domates kabuğundan elde edilen hapların kalp hastalarına faydalı olacağı düşünüldü. Domates kabuğundan elde edilen domates hapı, araştırmalar için 72 kişiden oluşan ve yarısının kalp hastası olduğu bir grupta İngiliz Bilim adamları tarafından gerçekleştirildi.2 ay boyunca düzenli olarak hapların alımı sağlanan hastaların, kalp damarlarındaki olumlu fonksiyonlarının-damarlardaki kan akışının iyileşmesiyle- gerçekleşmesiyle araştırma üzerine daha çok çalışmaları gerektiğini söylediler Domates hapı, domatese kırmızı rengini veren ve doğal antioksidan olarak likopen içeriyor. Bilim adamları uzun süredir likopenin birkaç kanser türüne ve kalp hastalıklarına tedavi olarak uygulanabileceğini düşünüyor. Sebze, meyve, zeytin ve zeytinyağı gibi Akdeniz diyetiyle beslenmenin sağlıklı olduğu yönünde açıklama yapan bilim adamları, bu beslenme yöntemlerinin yerine domates hapının yer alacağını söylediler. Likopenin (doğal antioksidan) vücut hücrelerinin zarara uğramasını önlediğine inanılıyor. Likopen domatesin dışında birkaç sebze ve meyvede (karpuz, kayısı… )bulunduğu biliniyor. Likopenin bu yararlarına rağmen farklı bir tedavi olarak uygulanabileceği hakkında kesin bir bilgi edinilmedi. Bununla birlikte araştırma grubundan Dr. Joseph Cheriyan, araştırmanın ilk bulgularının pozitif olarak sonuçlandığı fakat domates hapının tek başına diğer tedavi yöntemlerinin yerine değil ek olarak kullanılabileceği belirtildi.
İNOVATİF Kimya Dergisi
34
Fondüden Terlik Yapıyorlar Fondü, Fransızlar tarafından yaygınlaşan bir yemek tarzıdır. Sert peynir(gravyer), yarı sert peynir(emmental) ve beyaz şarap karışımından oluşmaktadır. Birden fazla çeşidi vardır: et fondü, çikolata fondü… vs. Tasarımcı Satsuki Ohata’nın geliştirdiği yöntemdir bu. Görmüş olduğunuz Kit halindeki Fondü satın alınıp bir kabın içinde ısıtılıyor ve biraz soğuduktan sonra ayağınız kabın içine daldırılıyor. Bu şekilde kişinin ayak şeklini birebir alan harika terliklere kavuşuyorsunuz. Polivinil klorürden oluşan ve suya dayanıklı olan terlikler hem içerde hemde dışarıda rahatça kullanılabiliyor. Çilek, çikolata gibi çeşitleri olan bu Fondüler yıkanabiliyor da…
Japonya halkının büyük bir kısmında bu terlikleri görebilirsiniz. Fondü Terlikleri son moda akımı haline gelmekte...
35
İNOVATİF Kimya Dergisi
Karabon Keçeden Platine Eşdeğer Malzeme Üretildi
Bingöl Üniversitesi (BÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramazan Solmaz, hidrojen enerjisi üretim maliyetlerinin düşürülmesi için yaptığı çalışmada karbon keçeden platine benzer malzeme geliştirdi. Solmaz, yenilenebilir enerji, piller, yakıt pilleri, hidrojen enerjisi ve iletken polimerler konusunda yaptığı çalışmalarla Bilim Kahramanları Derneğince 2013 yılı “Genç Bilim İnsanı” ödülüne layık görüldü. BÜ laboratuvarlarında daha ucuz ve verimi arttırıcı malzeme geliştirmesiyle bilimsel çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Çok hafif, sünger gibi nanometre boyunda liflerden oluşan bir malzeme olan karbon keçe, platine göre daha ucuz olan nikel polipten ve kobalt gibi metallerle çok mikrometre boyutlarında ince filmlerle kapatılıyor. Böylece kilogramlarca platin kullanmak yerine gram başına miligram, mikrogram olarak çok az bir miktarda bunların yüzeyine serpiştirerek elektrotlar geliştiriliyor ve çok daha az platin kullanıldığı için malzemelerin maliyeti düşürülmüş oluyor. Yapılan çalışmalarla platine göre daha ucuz maliyetli ve daha verimli yeni malzeme ile sanayicilere ve dünya bilimine önemli katkı sunulmuş oluyor. Enerji üretiminde önemli katalizörün platin maddesi olduğunu söyleyen Solmaz, ayrıca şunları da ekledi: “Yaptığımız çalışmalara göre platine göre daha ucuz ve bir o kadar da verimli yeni malzemeler geliştirdik. Bunlar sanayicilerimize ve Dünya Bilimine önemli katkı sunacak. Bu malzemeyle ilgili makalelerimizi de yayınladık. Konuyla ilgili bilim adamlarına önemli bir rehberlik taşıyacak çünkü malzemenin geliştirilmesiyle ilgili yeni teknikler, yaklaşımlarda bulunduk.”
İNOVATİF Kimya Dergisi
36
Kaynaklar : http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/06/140610_dametes_hapi.shtml http://www.turkishny.com/health-news/90-health-news/153820-kalp-hastalarina-domates-hapi-mujdesi#.U5oQZ0A0cok http://www.arcaajans.com/haber/saglik/kalbin-devasi-domates-hapi/268171/ http://karnaval.com/article.php?article_id=17212&channel_id=19#/gallery.php?gallery_ id=1357&channel_id=19 http://fondu.nedir.com/ http://www.hakimiyet.com/bilim-teknoloji/karbon-keceden-platine-esdeger-malzeme-uretildi-h475164.html http://www.haberler.com/karbon-keceden-platine-esdeger-malzeme-uretildi-6078682-haberi/ http://www.anadoludabugun.com.tr/karbon-keceden-platine-esdeger-malzeme-uretildi-25484h.htm http://www.buyuyenturkiye.com/haber/platine-esdeger-malzeme-uretildi
37
İNOVATİF Kimya Dergisi
İNOVATİF Kimya Dergisi
Kimya Sözlüğü
Graphitic Acid-Grafit Asidi
Nitrik asit ve Potasyum Klorat ile muamele edilen grafit.
Flow Sheet-Üretim Şeması
Verilen planla üretim işletmesinde yapılan işlerin şemasını gösteren tablo
Exothermic-Ekzotermik
Isının çıkışı ile birleşen. Isı veren.
Ethyl Benzoate-Etil Benzoat
Aromatik kokulu renksiz, berrak sıvıdır. Parfümeride kullanılır.
Meniscus-Menisküs
İnce tübde bulunan sıvı yüzeyinin yüzey geriliminden dolayı içbükey olması.
Metachemistry-Metakimya
Atomik ve altatomik olayları inceleyen kimya dalı.
Nitrogen-Azot
Renksiz, kokusuz, tatsız ve havanın 1/5 ‘ni işgal eden gaz.
Portlandite-Portlandit
Altıgen levhalar halinde bulunan kalsiyum hidroksit.
Silver Sulfide-Gümüş Sülfür
Grimsi siyah toz. Derişik sülfürik ve nitrik asitlerde çözünür.
Styrene Resins-Stiren Reçineler
Stiren polimerizasyonu ile oluşan polistiren bileşikleri.
Tepidone-Tepidon
Sodyum dibütilditiyokarbonatın sulu çözeltisi.
Wood Ash-Ağaç Külü
Ağacın yanmasında arda kalan inorganik atık.
İNOVATİF Kimya Dergisi
38
İNOVATİF Kimya Dergisi
Yararlı Siteler Kimya ile ilgili sitelerden biri daha. Bu sitede neler var. Genel kimya ile ilgili içerikler sitede bolca var. Sitede sorular ve ders notları ile bilgiler harmanlaşmış şekilde sunulmuş. Biraz basit görünümü olan bu sitedeki bilgileri incelemenizi öneriyoruz.
http://www.chemtutor.com/ Stokiometri, Kimyasal Kinetik, Termokimya, Fiziksel Kimya ile ilgili çeşitli bilgilerin bulunduğu bu siteyi de incelemenizi öneriyoruz. Çeşitli simülasyonlarında olduğu bu sitede bir çok bilgi mevcut. Ayrıca sanal kimya laboratuvarında her konu ile ilgili anlatımlar verilmiş.
http://www.chemcollective.org/ Bu sitede sanal kimya laboratuvarı uygulamaları ile çeşitli kimya animasyonları mevcut. Bu animasyonları izleyip incelemenizi öneriyoruz. Çeşitli kimya soruları da var. Sınavlardan önce bu soruları çözüp sınava girmeniz sizlere fayda sağlayacaktır.
http://www.ochem.com/
39
İNOVATİF Kimya Dergisi
İNOVATİF Kimya Dergisi
Kimya Bulmacasi 1
2
3 4
5
6
7
8
Soldan Saga 1. Bir molekülün degisik sekillerde gösterimine denir 4. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak ayristirma islemi. 6. Bir alkil grubuna bir hidroksil (-OH) grubu baglanmasiyla olusan bilesiklere denir. 7. Gaz moleküllerinin küçük bir delik araciligiyla bir kaptan, daha düsük basinçli ortama yayilmasi. 8. Iki farkli maddenin birleserek kendi özelliklerini kaybedip yeni özellikte bir madde meydana getirmesi olayina denir.
İNOVATİF Kimya Dergisi
Yukaridan Asagiya 2. Bir elementin elektron alarak veya vererek bilesik olusturma istegine denir. 3. Kati+sivi heterojen karisimlarinin özel adidir. 4. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasina denir. 5. Kimyasal metodlarla daha basit parçaciklara ayrilamayan, ayni cins atomlardan meydana gelen en basit yapidaki madde. 7. Sudaki hidrojenlerin yerine alkol gruplarinin geçmesiyle olusan bilesiklere denir.
40
Geçen Ayın Çözümü
İNOVATİF Kimya Dergisi
Kimya Bulmacasi 1
S T
2
M
3
A
Y
i
O 4
R M A N 6
M
7
F
L
O
R
Y
M
G
E T
A
R
i
C
A
K
O
O
L L
S
S
A
L
i
K
Ü
K
S
E
L
T
R O M E
T
R
E
I 5
Y
G
E
N
O N
S
M
Z
E
E T 8
B
I
A
I
T 9
O
K
T
E
T
Soldan Saga 3. Karisimi olusturan maddeleri fiziksel yöntemlerle ayristirma. [AYiRMA] 4. Termal iliski içindeki maddeler arasinda meydana gelen isi akisini tanimlayan fiziksel özellik. [SiCAKLiK] 5. Kimyasal reaksiyonlarda elektron alarak (indirgenerek) karsisindakini yükseltgeyen madde. [YÜKSELTGEN] 7. Bir maddenin kisa dalga boylu radyasyon ile uyarilmasi sonucu isik yaymasi uyarici ortamdan uzaklastirildiginda isik yayma islemi durur. [FLORESANS]
Yukaridan Asagiya 1. Kimyasal reaksiyondaki giren maddelerle, ürünler arasindaki iliski. [STOKIYOMETRI] 2. Kapali kaptaki gazlarin basincini ölçmek için kullanilan düzenek. [MANOMETRE] 4. Kimyasal reaksiyonlara karsi ilgisiz elementler.periyodik tablodaki 8Agrubu. Inört veya asal olarak ta bilinirler. [SOYGAZ] 6. Bir kilogram çözücü içerisindeki çözünmüs maddenin mol sayisi. [MOLALITE]
8. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenek. [BAROMETRE] 9. Bir atomun en dis seviyesindeki elektron sayisinin 8 olmasi. [OKTET]
41
İNOVATİF Kimya Dergisi
İNOVATİF Kimya Dergisi
Bende Yazmak İstiyorum Dergide bende yazmak istiyorum benim de yazılarım olsun diyorsanız. ***Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz. ***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. ***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zorlaştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli. ***Dergi editörlerimiz olan Yavuz Selim Kart, Aybike Kurtuldu,Seda Çoban arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir. ***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız yayınlanmayacaktır. ***Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi Çalışıyor iseniz çalıştığınız kurumdaki pozisyonunuz. Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz. *** 2014 Ağustos ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Temmuz 2014 dür. Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar Bir sonraki ay yayınlanacaktır. ***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim. ***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor. ***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız. ***İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.