Inovatif Kimya Dergisi Sayi 26

Page 1

Kimya Dergisi

İNOVATİF Kimya Dergisi YIL:3 SAYI:26 EYLÜL 2015

HİDROJELLER VE UYGULAMA ALANLARI Arıtma ve Arıtma Kimyasalları Kantaron Çiçekleri Güç Tutuşurluk CisPlatin

Likopen

Haberler Faydalı Linkler Sözlük(İng-Trk) Element Tanıma Bulmaca


Önsöz Hakkımızda

İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışmalarına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran, internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online ortamdan edinen bir e-dergidir. Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan arkadaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı, kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi olabilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı hedef edinmiştir. Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm bitirmiş olmanız yeterli. Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı, haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri kısmı adlı bölümler vardır. Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız dileğimizle... İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi

Sahibi :

Yavuz Selim Kart

Genel Yayın Yönetmeni :

Yavuz Selim Kart

Yayın Danışmanı :

Yavuz Selim Kart

Dergi Editörleri :

Yavuz Selim Kart Ebru Çetinkaya

Haber Bölümü :

Yavuz Selim Kart Ebru Çetinkaya Hatile Moumintsa

Facebook Yönetimi ve Bilgi Araştırma :

Yavuz Selim Kart Hatile Moumintsa

Twitter Yönetimi :

Yavuz Selim Kart

Instagram Yönetimi :

Yavuz Selim Kart

Dergi Tasarımı :

Yavuz Selim Kart


KURALLAR Dergimiz Hakkında 1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir

makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile konuşun. Dergi ile iletişim kurmak için www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz. 6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları info@inovatifkimyadergisi.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi. 8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. 9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmeyiniz. 10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu

dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır. 11. Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir. * Akademik Makaleler * Endüstriyel Konular * Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar (Kimya üzerine bölümler için) * İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar * Laboratuvar Üzerine Yazılar * Kimya Sanayi Uygulamaları * Teorik Kimya Üzerine Makaleler * Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine Yazılar * Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat Edilecek Husular Üzerine Yazılar * Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları Üzerine Yazılar temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz. 12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir. 13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar.

İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi


Ekibimiz BİZ KİMİZ

Yavuz Selim KART EBRU ÇETINKAYA

Hatile MOUMINTSA

Kimya Dergisi

https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi https://twitter.com/InovatifKimya http://www.linkedin.com/profile/view?id=299289606 Instagram

http://www.instagram.com/inovatifkimyadergisi


Editörden Merhaba İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları

Değerli Okuyucularımız; Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizlerin gönderdiği yazılarla 26. Sayıyı çıkarmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Her geçen gün büyüyoruz. Desteklerinizi esirgemediğiniz için çok teşekkürler. E-Dergimizde yayımlanması için gönderilen yazıların yurt içi ve yurt dışı birçok kanaldan okunması ve olumlu bildirimlerin gelmesi bizi oldukça mutlu etmekte. Gün geçtikçe büyüyen, gelişen ve her geçen gün okuyucu kitlesi artan e-dergimizde sadece yazılarınız yayımlanmıyor. Yazılarınız ile sizleri de sosyal medyada tanıtma gayreti içindeyiz. Ücretsiz etkinliklere verdiğimiz sosyal medya desteğimiz de sürmekte. Bu konuda bize her zaman mail ile ulaşabilirsiniz. Bu ay E-Dergimizde 6 farklı yazı bulunmakta. Bize bu ay gönderilen yazılar. Likopen yazısında, likopen ve sağlığımız hakkında bir yazı okuyacaksınız. CisPlatin yazısı, kemoterapide kullanılan etken maddelerin vücuda etkisi hakkında bir yazı. Hidrojeller ve Uygulama Alanları yazısı, bu ayın kapak konusu. Arıtma ve Arıtma Kimyasalları yazısı, su arıtımı hakkında içerikli bir yazı. Kantaron Çiçekleri yazısı, çiçek ve sağlığımız ile ilgili bir yazı. Güç Tutuşurluk yazısında ise tekstil materyalleri ve tutuşurluk hakkında bir yazı okuyacaksınız. Element Tanıma kısmınında bu ay sırada Silisyum Elementi var. Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri kısmı ile bu ay da birçok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında İngilizce-Türkçe Kimya kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz. Umarız memnun kalarak okursunuz. Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza, takipçilerimize, sevenlerimize teşekkürü bir borç biliyoruz. Kimya üzerine bölüm okuyan, çalışan her kesimden ve sektörden bilgilendirici yazılar bekliyoruz. Bir sonraki ay görüşmek üzere. Sevgiyle kalın.

Yavuz Selim Kart Dergi Editörü


IÇINDEKILER

Likopen 7 CisPlatin

9

Hidrojeller ve Uygulama Alanları 11 Arıtma ve Arıtma Kimyasalları 16 Kantaron Çiçekleri 20 Güç Tutuşurluk 23 Element Tanıyalım 27 Sözlük (Ing-Trk) 28 Haberler 29 Faydalı Siteler 39 Kimya Bulmaca 40 Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay) 41 Sizde Yazarımız Olun 42


Suat YASAR DIKKAYA su_yasar@hotmail.com

LİKOPEN LİKOPEN’İN MUCİZESİ KİMYASINDA SAKLI

Kimya Mühendisi

Ö

zellikle kadınları yakından ilgilendiren bu pigmentin kimyasalını ortaya döküp, sırrını açığa çıkarıyoruz.

Güzellik uğruna bol bol tüketilen en güçlü antioksidan LİKOPEN’i bu kadar çekici kılan sadece antioksidan özelliğe sahip olması mı, yoksa bu özelliği dışında başka yetenekleri de var mı? Likopenin kimyasını kurcaladıkça başka yetenekleri de ortaya çıkacak ve bu pigmetin şanına yakışır bir kimyaya sahip olduğunu siz de göreceksiniz. Domates, karpuz, pembe/kırmızı greyfurt, kırmızı portakal, kuşburnu gibi kırmızı gıdalarda bulunan ve yaşlanmayı önleyen en güçlü karotenoid olarak, bu antioksidan özelliği nereden geliyor diye merak edenler bu her derde deva pigmenti yakından tanıyalım!

7

Likopen; Karotenoidler familyasından olup, 8 izoprenden meydana gelmiş bir terpendir, parlak

kırmızı renklere sahip olması onun konjüge karbon çift bağlarına sahip yapısından kaynaklanmaktadır. Bu pigment görünür spektrumun çoğunu soğurduğundan rengi kırmızıdır.

LİKOPEN

Suda çözünmediğinden gıda boyası olarak da kullanılabilen likopen yağda kolaylıkla çözünebilmektedir. Likopen, tekli oksijeni etkisiz kılma özelliğine sahip olduğundan en güçlü antioksidandır. Tekli oksijen deri yaşlanmasının başlıca sebeplerindendir ve mor ötesi ışınlardan dolayı oluşmaktadır. Likopen, yaşlanmayı önlemenin haricinde zarar görmüş hücreleri de onarabilme özelliğine sahiptir. İşte bu özelliği sayesinde likopenli gıdaları çok tüketen insanların ciltlerini daha parlak ve bronz

gösterip geç yaşlanmasını sağlamaktadır. Ayrıca kadınlarda kalp ve damar hastalıklarında koruyucu bir etkiye sahip olmakla birlikte yapılan araştırmalarda sindirim sistemi, meme kanseri, mide kanseri, prostat kanseri, akciğer kanseri ve rahim kanseri gibi hastalıkları engellediği görülmüştür.


Kolestrolü düşürme etkisine de sahip olan likopen LDL oksidasyonunu da baskıladığından koroner kalp hastalığı riskini azalttığı Toronto Üniversitesinde yapılan araştırmalar sonucunda bulunmuştur. Sebze ve meyvelerdeki likopen maddesinin oranı, bitkinin yetiştiği toprağa ve iklim şartlarına göre farklılık göstermekle birlikte ısıtıldığında ya da yağda pişirildiğinde likopen oranı artış göstermektedir. Özellikle domates için söylüyoruz pişirirken zeytinyağı kullanıldığında likopen miktarını arttırmakla birlikte zeytinyağı sayesinde sindirimi de kolaylaştırmış olacaksınız. Erkeklerin de en az kadınlar kadar bu konuya ilgi gösterdiğini biliyoruz! O zaman başta domatesin kendisi, salçası, suyu, ketçabı olmak üzere sizleri kırmızı sebze ve meyve tüketimine önem vermeye davet ediyoruz. Yukarıda da saydığımız gibi sadece yaşlanmayı önlemek adına değil bir çok hastalığı da önleyen bu kimyasalı daha sağlıklı bir yaşam için hayatımıza daha çok katalım Kaynaklar :

8

https://tr.wikipedia.org http://www.bilgiustam.com http://www.onkder.org


C i s Pl atin

BİRİSİ BU DNA’YI DURDURMALI !

H

Volkan SAHIN sahinvolkan@outlook.com.tr

Kimyager (Ögrenci)

erkese merhaba. İnsanoğlu var olduğundan beri dinamik bir dünyada yaşamaktadır. Canlılık, ortam şartları uygunsa üremek ve genetik materyali aktarmak, şartlar uygun değilse savaşmak ve hayatta kalmak üzerine bir düzende sürmektedir. Tabii olarak geçmişten günümüze bir çok etken insan yaşamını ve sağlığını olumlu yada olumsuz etkilemiştir. Bu yazıda sizlere hem kendi sağlığımızı metabolik ve psikolojik yönden hem de çevremizi derinden etkileyen bir hastalık olan kansere karşı kullanılan etken maddelerden birisi, daha çok cisplatin olarak adlandırılan bu yapıdan genel hatlarıyla söz etmek istiyorum. Eğer sizlerde kemoterapide kullanılan etken maddelerin vücuttaki etki mekanizmasını merak ediyorsanız buyurun başlayalım hepinize iyi okumalar. Cisplatin, cis-diamino-dikloroplatin (II), kemoterapide (kansere karşı kimyasal tedavi) kanseri tedavi etmek amaçlı kullanılan platin merkezli bir etken maddedir. Hücre gelişimi ve çoğalmasını önleyen bu bileşik diğer kemoterapik maddelerle aynı etkiye sahiptir. Kanserli hücreler kadar normal hücreleri de etkilemesine karşın, üreme hızlarının çok büyük olması nedeniyle kanserli hücreler üzerinde daha çok etki gösterir. Hücre çoğalmasına etkisi B. Rosenberg tarafından keşfedildi. Rosenberg, E.coli bakterisi bir elektriksel alana konulduğunda bölünmesinin durduğunu, iplikciklerin büyüdüğünü ve bunun antitümör ajanları ile tedavideki davranışlarının aynı olduğunu farketmişti. Platin elektrot ve amonyum klorür tamponunda içlerinde cisplatinin de olduğu bileşikler oluştuğu biliniyordu.

9


Cisplatin etkisini hücrelerdeki deoksiribonükleik asit (DNA) üzerinde gösterir, bilinen sarmal yapıyı bozarak hücre çoğalmasını engeller. Büyüme sırasında DNA molekülü açılır (Fermuarın açılması gibi) ve her bir zincirde yeni eş moleküller oluşur. Böylece önce bir molekül varken sonuçta iki molekül ortaya çıkar. Bir çok kanser tedavisi bu işlemin durdurulmasına bağlıdır. Böylece kanserin tipik özelliği olan ölçüsüz çoğalma önlenir. Cisplatin, diakua kompleksine hidroliz olur, bu da DNA'daki guanin azot atomu ile tepkime verir ve komşu guanin bazları arasında genellikle aynı iplikçikten , bazen de iplikçikler arasında çapraz bağ oluşturur.

DNA sarmalı içinde 34 derece den büyük açılı bir kıvrımdır. Şekildeki bu değişme DNA’nın kendisini eşlemesini engeller ve kanserin gelişmesi yavaşlar. Gerçekten bu tedavi henüz mekanizması yeterince açık olmasa da, kanserin küçülmesi ile sonuçlanır. Antikanser aktivitesine sahip olduğuna inanılan bir protein bir cisplatin-değiştirilmiş DNA kompleksi ile birleştiğinde, DNA içinde daha büyük açılı bir kıvrım gösterir, proteinden bir fenilalanin halkası oluşan çentiğin içine yerleşir. Böyle bir bağlanma cisplatin taşınmasını ve DNA’nın diğer onarım tepkimelerini engelleyebilir

Kanser tedavisinde kullanılabilecek etkin bir mutajenik maddenin yapısal özelliklerinin belirlenmesi amacı ile bir çok bileşik test edilmiş ve aşağıdaki sonuçlara varılmıştır.

1. Cis konumda, DNA azotları ile yer değiştirebilecek bir çift sert, eksi yüklü ligant bulunmalıdır. (klor

veya oksijen gibi)

10

2. Hücre zarından geçebilmeli (yüksüz kompleksler) ve suda çözünür olmalıdır 3. Diğer iki ligant tepkimede bir etkinliği olmayan birincil yada ikincil aminler olmalıdır. Görüldüğü gibi bir maddenin kemoterapik madde klasmanında sayılması için gereken şartlar ve klasmana giren maddelerinde etki mekanizmaları genel hatlarıyla bu zemini oluşturmaktadır. Kaynaklar : İnorganik kimya, üçüncü baskı, Gary L. Miessler; Donald A. ,çeviri editörleri: Prof. Dr. Nurcan Karacan-Prof. Dr. Perihan Gürkan


Ebru CETINKAYA ebr_ctnky_81@hotmail.com

Hidrojeller ve Uygulama Alanları

P

olimerler, çok sayıda aynı ve ya farklı atomik grupların kimyasal bağlarla az ya da çok düzenli bir biçimde bağlanması sonucu oluşan uzun zincir ve yüksek molekül ağırlığına sahip bileşiklerdir. Polimeri oluşturan mono-

Kimyager (Ögrenci)

merler aynı türden ise “Homopolimer”, birden fazla farklı monomerin oluşturduğu polimer ise “Kopolimer” olarak adlandırılır. Hidrojeller, temelde hidrofilik kopolimer ya da homopolimerlerden oluşur.

11 Şekil-1: Monomerlerin polimerleştirme tepkimesi ile polimer oluşturması Hidrojeller, sulu ortamda bırakıldıklarında çözünmeyen, suyun büyük miktarını bünyesinde tutarak şişme özelliği gösteren, çok sayıda hidrofilik gruplar içeren, üç boyutlu-ağ yapılı polimerlerdir. Su sever olmaları nedeniyle “hidrofil polimerler” olarak da adlandırılırlar. Hidrojeller, ağlarındaki polimer zincirlerine hidrofilik karakter sağlayan -SO3H, -COOH, -CONH2, -OH ve -NH2 gibi fonksiyonel gruplara sahiptir. Bu gruplardan dolayı bağlı duruma geçen su nedeniyle çapraz bağlı polimer hacim ve kütle artışıyla şişmeye başlar. Çapraz bağlı polimerdeki su sever grupların fazla sayıda olması daha fazla şişmeye sebep olur. Yapılarında çok fazla su tutabilme özelliğine sahip hidrojeller ayrıca yumuşak ve esnek yapıda olmaları dolayısıyla canlı dokularla çok büyük benzerlikler göstermektedirler.

Şekil-2 : Su absorplayan hidrojelin yapısı


12

1950’li yılların başlarında bilim insanları göz biliminde kullanılmak üzere yeni bir madde tasarlamış ve bundan yola çıkarak HEMA(2-hidroksietil metakrilat) ve EDMA(etilen dimetakrilat) kopolimerizasyonu ile ilk hidrojeli sentezlendiler. İlk hidrojel bazlı yumuşak kontakt lensler bu yıllarda hazırlanmıştır.1959-1960 yıllarında ise

hidrojellerin biyouyumluluğu ile ilgili çalışmalar yürütülmüştür. Aynı yıllarda tıbbi uygulamalara uygun hidrojel sentezi başlamış ve ayrıca ameliyat sonrası oluşan yaraların izlerinin silinmesi için de kullanılmıştır. Devam eden yıllarda farklı alanlarda yapılan çalışmalarla hidrojeller yaşamımızda önemli bir yer almış oldu.

Hidrojellerin sentezi kimyasal başlatıcılı serbest radikal polimerleşmesi ile veya yüksek enerjili ışınlar ile başlatılan radikalik zincir polimerleşmesi ile gerçekleştirilmektedir.

hazırlanması dört basamaktan oluşmaktadır: başlama, zincir büyümesi ve çapraz bağlanma, birleşme veya bölünme ile sonlanma. İlk önce çapraz bağlayıcılar varlığında birbirine kimyasal olarak bağlanan monomerler polimerleri oluşturmakta ve daha sonra monomerlerin bazılarının çapraz bağlayıcı ile yer değiştirip polimer zincirlerinin birbirine bağlanmasıyla da hidrojel oluşmaktadır.

Kimyasal çapraz bağlanma ile hidrojel hazırlanması, bir veya daha fazla monomerin az miktarda çapraz bağlayıcı kullanılarak doğrudan çapraz bağlanmasıyla oluşur. Kimyasal yolla hidrojel

Şekil-3 : Çapraz bağlanma esnasında oluşan aşamaların şematik gösterimi


Yüksek enerjili ışınlar ile başlatılan radikalik zincir polimerleşmesinde, uyarılma α, β ve γ ışınları, elektronlar, protonlar ve nötronlar gibi hızlandırılmış taneciklerin etkisi ile yapılır ve özellikleri itibari ile fotokimyasal polimerleşmeye benzer. Bu yöntemin üstünlükleri, polimerleşmenin katı, sıvı, gaz fazlarından istenilen fazlarda yapılabilmesi ve başka yöntemlerle polimerleştirilmesi zor olan monomerlerin kolayca polimerleştirilmesidir. Ayrıca formülasyonda hidrojellerin gıda, ilaç ve farmasötik endüstrilerde toksik oluşu nedeniyle kullanılmasını kısıtlayan bir çapraz bağlayıcının olmayışı bu yöntemin önemli avantajlarındandır. Polimerik hidrojeller yukarıda bahsedildiği gibi çeşitli tekniklerle hazırlanabilmelerine rağmen,

kullanılan en yaygın yöntem, hidrofilik yapıdaki iyonik olmayan akrilamid (AAm) gibi monomerlerin N-N-‘-metilenbisakrilamid (BIS) gibi çapraz bağlayıcı eşliğinde serbest radikalik çapraz bağlanma kopolimerizasyonudur. Şişme kapasitesini artırmak için iyonik komonomerler de reaksiyon karışımına eklenebilmektedir. Hidrojellerin hazırlanmasında kullanılan monomerler, polimerizasyon sıcaklığında genellikle katı halde olduklarından, polimerizasyon reaksiyonlarının sulu çözeltilerde yürütülmesi gerekmektedir. Hidrojel yapısı ve özellikleri, çapraz bağlayıcı konsantrasyonu, monomerlerin konsantrasyonu ve ağsı yapıyı oluşturan birimlerin kimyası gibi doğrudan hidrojelin oluşturulduğu koşullara bağlıdır.

Şekil 4 : Solda kuru hidrojel,sağda ise şişmiş hidrojel görünümü

Hidrojeller kendi içlerinde çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler. Bunlar;

Hazırlama yöntemine göre; Homopolimer hidrojeller, Kopolimer hidrojeller, Çoklu polimer hidrojeller, IPN (interpenetrating networks, iç içe geçmiş ağ yapılar) hidrojeller

İçerdikleri yan gruplara göre; Nötral (iyonik olmayan) hidrojelleri İyonik hidrojeller

13


Fiziksel yapılarına göre; Amorf hidrojeller Yarı-kristalin hidrojeller Hidrojen bağlı hidrojeller

Çapraz bağlanma durumlarına göre; Fiziksel çapraz bağlı hidrojeller Kimyasal çapraz bağlı hidrojeller

Kaynaklarına göre; Doğal hidrojeller Sentetik hidrojeller

Su içeriklerine göre;

14

Düşük şişme dereceli (% 20-50) hidrojeller Orta şişme dereceli (% 50-90) hidrojeller Yüksek şişme dereceli (%90-99.5) hidrojeller Süper-absorban (>% 99.5) hidrojeller

Kimyasal kararlılıklarına göre; Biyolojik olarak bozunabilen hidrojeller Biyolojik olarak bozunamayan hidrojeller

Bu sınıflandırılmalara bağlı olarak hidrojellerin kullanım alanları da farklılık gösterir. Örneğin; Hidrojeller pH, sıcaklık, iyonik şiddet ve elektrik alan gibi çevresel değişkenlere cevap olarak şişme veya büzülme davranışı gösterirler. Bu özellikleri biyomedikal alanlarda yapay algılayıcılar olarak kullanım olanağı sağlar. Hidrojellerin hacimlerinin, dış etkilerin çok az değişmesiyle fazla değişim göstermesi, teknolojide çok kullanılan bir malzeme olmalarına neden olmuştur. Canlı dokulara benzeyen kauçuğumsu yapısı ve mükemmel biyouyumlulukları hidrojelleri pek çok alanda çekici hale getirmiştir. Hidrojeller, biyomedikal alanda teşhis, tedavi ve implante edilir cihazlar olarak; çevre alanında ağır metal iyonlarının ve organik kirletici malzemelerin tutulmasıyla atık su temizlemesinde süper emici polimerler olarak kullanılmaktadırlar.Hidrojeller ayrıca biyoteknoloji, biyomühendislik, eczacılık, tarım, veterinerlik, yiyecek endüstrisi, telekomünikasyon gibi alanlarda yoğun olarak kullanılmaktadır.


Hidrojeller genel olarak;

• • • •

• Denetimli salınım sistemleri, • Yapay organ yapımı, • Kontakt lens, • Enzim tutuklama sistemleri, • Biyosensör, • Kozmetik sektörü, • Gıda sektöründe katkı maddesi olarak, • Yapay kornea, • Manyetik ayırma, • Kemik hastalıkları tedavisi, • Sentetik kıkırdak ve buna benzer birçok uygulamada,

Su saflaştırma, Ağır metal/boyarmadde uzaklaştırma, İyon değişim uygulamaları, Gübre ve tarım ilaçlarının denetimli salınımı gibi alanlarda da etkin olarak kullanılmaktadır. UYGULAMA ALANLARI Yara Örtüsü İlaç taşıma ve farmasötik Diş malzemesi Doku mühendisliği,implantlar Enjekte edilebilir polimer sistem Teknik ürünler(kozmetik,farmasötik) Diğerleri(Tarım,atık arıtma,ayırma vb.)

HİDROJELLER Poliüretan,polietilen glikol, polipropilen glikol, polivinil pirolidon, metil selüloz, karboksimetil selüloz, aljinat Polivinil pirolidon,nişasta,poliakrilik asit, karboksimetil selüloz, polivinil alkol, akrilik asit, metakrilik asit,kitosan Hidrokolloidler Polivinil alkol, poliakrilik asit, hyalüronan, kollajen Poliesterler,polipeptidler,kitosan Arap zamkı, pektin, kitin, kitosan, heparin, nişasta,aljinat Nişasta, polivinil alkol, poli(N-izopropil akrilamid), polivinilmetil eter

Şekil 5 : Hidrojellerin uygulama alanları Gördüğünüz üzere hidrojeller bir çok kullanım ve uygulama alanına sahip. Ama tabi ki sadece bunlarla sınırlı değildir, denenmiş ve hala denenmekte olan bir çok alanı vardır. Yapılan çalışmalarla teknolojik anlamda çok farklı yerlere gelineceği kanaatindeyim. Kaynaklar : 1. Gulrez, S., Al-Assaf, S., Phillips, G.O., Hydrogels: Methods of preparation, characterisation and applications in molecular and environmental bioengineering in carpi, A. (ed), Analysis and Modeling to Technology Applications. ISBN: 978-953-307-268-5, Online: InTech, Chapter 5, 2011 2. Garner, C.M., The synthesis of a super absorbent polymer, Modular Laboratory Program in Chemistry, 739, Baylor University, 2000 3. Sezgin, O., Metakrilamid tabanlı hidrojel matrislerin sentez ve karakterizasyonu, Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2007 4. Gökalp, A., Gözenekli, iyonik süper absorban polimer jellerin hazırlanması ve karakterizasyonu, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009 5.Basan, S., Polimer kimyası, Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, Sivas, 400 sf., 2001 6. Nichifor, M., Zhu, X. X., Copolymers of N-alkylacrylamides and styrene as new thermosensitive materials, Polymer, 44 (10), 3053-3060, 2003 7.Kopecek J.;Yang J. Review Hydrogels as smart biomaterials,Polym Int 56:1078-1098,2007.

15


Yavuz Selim KART kim_muhselim@hotmail.com

Arıtma ve

Arıtma Kimyasalları M

Kimya Mühendisi

erhaba arkadaşlar,

Bu sayıda sizlere arıtma ve arıtma kimyasallarından bahsedeceğim. İşleyeceğimiz tema ise su arıtma sistemleri olacak. İçilmesinde, kullanılmasında veya çevreye bırakılmasında sakınca bulunan suların(atık su), kirletici parametrelerinden arındırılmasına "Arıtma" denir.

Su Arıtma nedir?

16

Su arıtma nedir sorusuna cevap bulmadan önce suyu tanımak gerekir. Su, herkesin bildiği şekliyle iki hidrojen atomu ve bir oksijen atomunun birleşmesinden oluşmuş yaşamın kaynağı sayılan bir yapıdır. Ancak su sadece bu moleküllerden ibaret değildir. Evrensel solvent (çözücü) özelliği olan su temas ettiği maddeleri de bünyesine katabilme özelliğine sahiptir. Bu maddeler vücudun ihtiyaç duyacağı faydalı maddeler olabileceği gibi vücutta istenilmeyen zararlı maddeler de olabilmektedir. Su arıtma da suyun içerisinde bulunan bu zararlı maddeleri suyun içerisinden uzaklaştırma yani arındırma işlemidir.

Kaç çeşit arıtma vardır?

Arıtma işlemi fiziksel, kimyasal veya biyolojik yollarla yapılmaktadır:

suların oksijenli veya oksijensiz bakteriler yardımı ile biyolojik olarak parçalanması ile gerçekleşir.

• Kimyasal arıtma, atık suyun hızlı ve yavaş karıştırma ünitelerinde çeşitli kimyasallar eklenip, bu kimyasalların atık suyun içindeki kirleticiler ile reaksiyona girerek çökelmesi ile yapılır.

• Fiziksel arıtma, hiçbir kimyasal veya bakteri kullanmadan mekanik işlemlerle fiziksel olarak atık suyun içindeki yağ ve kaba atıkların ızgara, yağ sıyırıcı paletler ve benzeri düzenekler ile uzaklaştırılmasıdır.

• Biyolojik arıtma, evsel veya endüstriyel atık

Fiziksel Arıtma Katı maddelerin, sıvı ve katı yağların uzaklaştırılmasıdır. Tesise giren atık sular, bir dizi ızgara ve eleklerden geçer. Bu sırada iri atık parçalar tutulur. Daha sonra askıdaki katı maddelerin çökmesini sağlamak için atık sular, birkaç saat yüzdürme havuzları ve çöktürme havuzlarında tutulur. Tüm

tanecikler ve suda çözünmeyen maddeler, bu işlem sayesinde tasfiye edilir. Bu işlemde ızgara ve elekler, öğütücüler/parçalayıcılar, dengeleme havuzları, kum tutucular, yüzdürme havuzları, çökeltim tankları, havalandırıcılar, filtreler gibi sistemler kullanılmaktadır.


Kimyasal Arıtma Kimyasal reaksiyonlar aracılığıyla meydana gelen değişikliklerin atık su arıtımında kullanılması kimyasal arıtmadır. Kimyasal arıtma işleminde suya kimyasal özellikleri bilinen iyonlar ilave ederek atık su içerisinde bulunan çözünmüş veya koloidal maddelerin çökelmesi sağlanır. Kimyasal arıtma işleminde pıhtılaştırma ve yumaklaştırma olmak üzere iki tür işlem vardır.

Koloidal haldeki ve askıdaki katı maddelerin, bazı kimyasal madde ilavesiyle bir araya getirilmesine pıhtılaştırma denir. Yumaklaştırma ise pıhtılaşmış taneciklerin yumaklar haline gelerek büyümesi, gözle görünür ve çökelebilir hale gelmesi işlemidir.

Biyolojik Arıtma Bu işlem, fiziksel ve kimyasal arıtma işlemleriyle sudan ayrılmayan, ayrışabilen organik maddelerin mikroorganizma faaliyetleri ile giderilmesidir. Burada çökemeyecek kadar küçük olan askıdaki madde veya çözünmüş haldeki organik maddeler, azot ve fosfor gibi kirletici unsurlar ya okside edilerek veya biyokütle haline dönüştürülerek giderilir. Bu işlemde esas görevi yapan kontrol edilmiş bir ortamda bakterilerden oluşturulmuş mikroorganizmalardır.

Biyolojik arıtmada asıl amaç; atık su içerisindeki organik maddenin mikroorganizmalar tarafından besin maddesi olarak kullanılıp parçalanması yolu ile organik madde miktarının azaltılmasıdır. Evsel atık sular için başlıca hedef ise; azot ve fosfor gibi besin maddelerini ve organik madde içeriğini azaltmaktır. En yaygın kullanım alanı bulan biyolojik arıtma süreçleri; aktif çamur, damlatmalı filtreler ve biyodisklerdir.

17

Fotoğraf : Kadıköy Atık Su Ön Arıtma Tesisi

İleri Biyolojik Arıtma İleri biyolojik arıtmada azot ve fosfor gibi besin maddelerinin tamamen giderilmesi amaçlanmaktadır. Bu işlem sonucunda alıcı ortama kullanma

suyu kalitesinde su verilmekte ve doğal dengelerin bozulmasının önüne geçilmektedir.


İleri biyolojik arıtmada azotun uzaklaştırılması için asimilasyon ve nitrifikasyon- denitrifikasyon olmak üzere iki temel mekanizma vardır. Polifosfatlar ve organik bağlı fosfatlar hidroliz reaksiyonları ile orto-fosfatlara ve serbest fosfatlara

parçalanarak mikroorganizmaların kullanabileceği forma dönüşür. Mikroorganizmalar fosforları hücre zarlarındaki fosfolipitlerin, nükleik asitlerin ve ATP'nin sentezinde kullanırlar. Böylelikle, atık sudaki fosfor uzaklaştırılmış olur.

Arıtma Çamurlarının Uzaklaştırılması Fiziksel ve kimyasal arıtma süreçlerinde atık sulardan yüzdürülerek ya da çökeltilerek uzaklaştırılan maddeler ile biyolojik arıtma süreçlerinde sistemden atılan mikroorganizmalar, arıtma tesisi çamuru halindedir. Arıtma çamurları % 95 gibi büyük oranda su içerirler ve ayrı ayrı ya da birleştirilerek uzaklaştırılırlar. Arıtma çamurları uygun bir şekilde uzaklaştırılıp zararsız hale getirilmezse, arıtma süreci amacına ulaşmamış olur. Bu nedenle çamurların uzaklaştırılması, arıtma

sürecinin bir parçasıdır. Arıtma tesislerinde çamur uzaklaştırma işlemi yoğunlaştırma, stabilizasyon ve susuzlaştırma olmak üzere temelde üç ana aşamadan oluşur. Arıtma çamurları organik maddeler, azot, fosfor gibi bileşiklerce zenginleştirilmiş bir son üründür. Günümüzde gelişen çevre bilinci sayesinde çamur, bir yerde depolanıp uzaklaştırılmak yerine, geri kazanılmakta ve pek çok alanda yeniden kullanılmaktadır.

Kimyasal Yöntemle Atık Su Arıtımı En eski yöntemlerden biri olup 1872’de kirli sular kireç ilavesi ile temizlenmiştir. Bugün kullanılan çöktürme vasıtaları Al2(SO4)3 ve demir(III) tuzlarıdır. Demir(III) tuzları

18

pahalı olup daha çok FeSO4Cl bileşiği kullanılır.1m3 su için 5-30 g demir tuzu gerekir. İçerikleri inceleyelim.

1-) Kimyasal Oksidasyon İstenmeyen zararlı bileşiklerin zararsız bileşiklere dönüştürülmesi veya daha sonra ki arıtma işlemleri için uygun yapıya getirilmesidir. Başlıca kullanım alanları; demir ve mangan giderilmesi, dezenfeksiyon, organik bileşiklerin giderilmesi, alg

kontrolü, renk, tat ve koku giderilmesi, siyanür, kükürt, amonyak giderilmesi, krom indirgenmesi, korozyon kontrolüdür. Kimyasal oksidasyonda oksijen, ozon, potasyum permanganat, klor kullanılabilir.

2-) Nötralizasyon Asidik ve bazik karakterdeki endüstriyel atık suların pH değerinin ayarlanması işlemidir. Atık suyun pH değerinin ayarlanması; atık suyun alıcı ortama deşarj standardının sağlanması, biyolojik arıtma öncesinde (bakteriyel faaliyetler belirli pH

değerinde gerçekleştiğinden) uygun pH değerinin sağlanması bakımından gereklidir. Ayrıca kimyasal çöktürme işleminde reaksiyonların gerçekleşeceği uygun pH değerinin sağlanması bakımından da gereklidir.

3-) Koagulasyon – Flokulasyon Bu proseslerin amacı, kolloidlerin çöktürülerek sudan uzaklaştırılmasıdır. Suların kimyasal yolla koagulasyonu aşağıda sıralanmış amaçlar için yapılır: 1- 2- 3- 4- 5- 6- 7- 8-

Organik ve inorganik bulanıklığın giderilmesi Renk giderilmesi Bakteri ve patojen giderilmesi Koku ve tat yapıcı maddelerin giderilmesi Fosfat giderilmesi Biyolojik oksijen ihtiyacı ve kimyasal oksijen ihtiyacı parametrelerinin giderilmesi Askıda katı madde giderilmesi Metal giderilmesi


a-) Koagulasyon Prosesi Atık su arıtımında, kolloidal maddelerle askı hâlindeki çok küçük taneciklerin çökelmesini kolaylaştırmak için suya ilave edilen kimyasal maddelere koagulant (pıhtılaştırıcı) denilmektedir. Koagulasyon prosesi ise koagulantların atık

suya ilave edilişini takiben hızlı bir şekilde atık suya karıştırılmaları ve atık suyun bünyesindeki kolloidal ve askıda katı maddelerle birleşerek flok oluşturmaya hazır hâle getirilmesi için yapılan işlemlerdir.

b-) Flokulasyon Prosesi Flokulasyon prosesi (yumaklaştırma) atık suyun yavaş ve uygun şekilde bir süre karıştırılarak küçük tane ve pıhtıların büyümesi, birbirleriyle

birleşmesi, yumaklaşması ve böylece kolayca çökebilecek flokların (yumakların) meydana gelmesi işlemidir.

4-) Kimyasal Çöktürme Mekaniksel arıtım sistemlerinde giderilemeyen askıda kalan katı maddelerin kimyasal maddeler

yardımıyla atık sudan yumaklaştırılarak çöktürülmesi işlemidir.

5-) Dezenfeksiyon Dezenfeksiyon patojen organizmaların yok edilmesi veya etkisiz hâle getirilmesidir. Dezenfeksiyonda kullanılan maddelere dezenfektan denir. Bunlar klor ve klor bileşikleri, brom, iyot, ozon,

fenoller, boya maddeleri, sabunlar ve sentetik deterjanlar, hidrojen peroksit ve potasyum permanganattır. En yaygın olarak kullanılanı ise klordur.

6-) Adsorbsiyon Yöntemi ve Elektrolitik Temizleme Mekanik yöntemle temizlenmiş suyun içinde kolloidal hâlde olan çökmeyen bir bakiye kalır ki bu, suyun çürümesini devam ettirir. Böyle sular doğrudan doğruya denize veya suyu bol bir nehre akıtılabilir. Böyle bir deniz veya bir nehir yok ise suların kimyasal, elektrolitik veya biyolojik yöntemler ile temizlenmesi gerekir.

Kısaca arıtma işlemleri zahmetli ve bir o kadar da masraflıdır. Bunca zahmet içinde sularımızı israf etmeden kullanmanın ne derece önemli olduğunu görmektesiniz. Umarım derlemiş olduğum bu yazı sizler için faydalı olur. Yazımı şu sözle noktalıyorum: “Su hayattır”.

Kirli sular, içerdikleri tuzların fazlalığından dolayı elektrik akımını iletirler. Kirli suyun içerisinden elektrik akımı geçirildiğinde bir çöküntü oluşur. Bu çöküntü, kirli sudaki kolloid bünyedeki maddeleri adsorbe ederek sürükler. Yani bu yöntemde elektrik akımı kimyasal maddenin yerini almıştır. Kirli suya daldırılan elektrotlar, levha veya tel örgü şeklindedir. Anot demirden, katot ise kömürden yapılmıştır. Aralarından 1-2 volt’luk bir gerilimle akım geçirilir. Kaynaklar : http://www.msxlabs.org/forum/cevre-bilimleri/78685-aritma-nedir-atik-su-aritma-sistemleri-hakkinda-genel-bilgiler.html#ixzz3jNnprk6Y http://www.optisu.net/su-aritma-nedir--mID8.html https://tr.wikipedia.org/wiki/At%C4%B1k_su_ar%C4%B1t%C4%B1m%C4%B1 http://www.iski.gov.tr/Web/statik.aspx?KID=1001282 http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/kimya/moduller/SuAritma.pdf

19


KANTARON ÇİÇEKLERİ

Hatile MOUMINTSA hatile_m@hotmail.com

Kimya

KANTARON ÇİÇEKLERİ VE İÇİNDE GİZLENEN HARİKALAR

B

20

Kantaron Nedir?

itkiler, Allah’ın yaratmış olduğu güzel şeylerden bir tanesidir. Farkında değiliz ve çoğunun ne işe yaradığını bilmiyoruz. Oysa ki onların her biri içinde bir mucize saklıdır ve bizlerden onları bulmamızı beklerler. Değerli okurlarımız, sizlere doğamızda milyonlarca bulunan bitkilerden bir tanesini anlatacağım. Çoğunuz sarı kantaron çiçeğini kesin biliyorsunuzdur. Ama onun başka renkleri de olduğunu eminim duymamışsınızdır. Onları tek tek inceleyelim.

Hekimlikte kullanılan, hastalıklara karşı yararları olan, hayatınızı olumlu yönde etkileyen ve enerji veren birçok şifalı bitki bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de kantarondur. Acı köklü ve küçük otsu bir bitkidir. Mavi, sarı ve kırmızı çiçekli türleri vardır.

Sarı Kantaron Çiçeği Esas olarak dünyanın birçok yerinde bulunan bir bitkidir. Avrupa'da tarla, yol ve orman kenarlarında kendiliğinden yetişen bu bitki Kuzey Amerika'ya da uyum sağlamış ve doğal olarak kırlarda yetişmeye başlamıştır. Sarı kantaron bitkisi yüksek bir ışığa karşı tutulduğunda, içerisinde bol miktarda bulunan yağ guddeleleri, ışığa yenik düşüyor ve parlak noktacıklar halinde kendini belli ediyor. Fazla miktarda görülen bu yağ noktacıklarından dolayı bitkiye “Binbirdelik” lakabı takılmıştır.

Sarı kantaron bitkisinin bilinen bileşimi; • • • • • • • •

Tanen (tannin) Uçucu yağlar( pinene, limonene, myrcene, carophyllene) Flavon türevleri(rutin, guercitin, guercitrin) Hipericin( hypericin) Hyperin( sarı kantaronun renk verici maddesi) Karoten (carotene) Acı maddeler Reçine, pektin ve kolik


Sarı kantaron bitkisinin faydaları; • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •

İştah açıcıdır ve ciddi derece de ateş düşürür. Yaşanan mide ağrılarının giderilmesinde faydalıdır. Vücudu dinçleştirir ve kuvvet verir. Gastrit ve ülserin tedavisinde ek olarak kullanılabilinir. Adet dönemlerinde oluşan kasık ağrılarının dinmesine yardımcı olur. Kas gevşetici özelliği vardır. Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser ve kişilerde rahatlama sağlar. Bronşit semptomlarında oldukça faydalıdır. Korku, gerginlik, alt ıslatma gibi sorunlarda faydalıdır. Hafif, orta veya şiddetli depresyon durumlarında çok fazla faydası vardır. Sakinleşme sağlar. İdrar yolu enfesksiyonlarında ve böbrek sorunlarında faydalı olan bu bitki, böreklerde veya mesanede oluşmuş olan taşların erimesini ve düşmesini sağlar. Yağı masaj yapılarak uygulanılırsa güzel bir terapi sağlar. Sırt ve bel bölgelerinde oluşan ağrıların giderilmesi için yağı kullanılabilir. Bebeklerde görülen gaz sorunu ve karın ağrısına iyi gelir. Sinirsel olarak meydana gelen mide ağrılarını dindirir. Ses kısıklığı sorununa çok faydalıdır. Zona hastalığında denenmiş ve kanıtlanmış faydası vardır. Kekemelik sorununa iyi gelir ve sinirsel olarak düzelme sağlar. İshale karşı ciddi derece de faydası vardır. Grip sorununda etkisi görülmektedir. Baş ağrısı için şakak kısımlarını yağı sürülerek masaj yapılmalı, bu sayede ağrının dindirilmesine fayda sağlar. Soğuk algınlığı durumunda faydalıdır. Balgam ve idrar söktürücü olarak kullanılır. Nekahet dönemini kısaltır. Sinirleri yatıştırır ve uyku düzenini sağlar. Yara iyileştirici özelliği sayesinde antiseptik görevi yapar. Menopoz döneminde rastlanılan sıkıntıları hafifletir. Bağırsaklarda oluşan solucanların dökülmesini sağlar.

Kullanım alanları; • • • • • • • •

Ciddi derece de gözlenen depresyon sorununa karşı alternatif bir antidepresan olarak ilaç şeklinde alınmalıdır. Bitkinin antidepresan özelliğinin var olduğu hayvanlarda uygulanılan deneyler sayesinde kanıtlanmıştır. Menopoz döneminde sık karşılaşılan depresyon ve ateş basması hallerinin önüne geçmek için ilacı tüketilmelidir. Bilhassa, nikotin, kafein ve alkol gibi maddelerin vücuda vermiş olduğu zararların ortadan kalkması için kullanılmalıdır. Yapılan araştırmalar dâhilinde bağımlılık sorununu ortadan kaldırdığı kesin olarak açıklanmış ve bu hususta deneysel kanıtlar bulunmaktadır. Antienflamuvar etkisi çok fazladır. Halk arasında ishal durdurucu, romatizmadan kaynaklanan ağrıların giderilmesi ve çocukların gece sık sık farkında olmadan alt ıslatması durumlarında sarı kantaron bitkisi kullanılmış ve faydaları bulunmuştur. Kanser döneminde uygulanılan ilaçlara ek olarak sarı kantaron hapı eklenmesi iyileşme sürecini hızlandırmaktadır. Özellikle de kanserin meydana çıkma sebebi olan tümörün ortadan kaldırılmasında ve yok olmasında çok etkilidir. HIV virüsü taşıyan kişiler için bulunmaz bir nimet olan sarı kantaron, çay veya hap şeklinde tüketilebilir. Ağızda bulunan beyaz ve kırmızı yaraların giderilmesi için gargara yapılıp uygulanması gerekir. Bir tek uygulama da bile yaraların giderilmesinde fayda göstermektedir.

21


• • • •

Sinirlerin gevşemesi ve rahatlama sağlamak için sarı kantaron çay şeklinde tüketilmelidir. Bağımlılık söz konusu olduğunda hapı kullanılmalıdır. (uyuşturucu, morfin gibi…) Sarılık hastalığı olan kişilerde çayının faydası kanıtlanmıştır. Ancak ilerlemiş sarılık durumlarında hap şeklinde de kullanılabilir. Ciltte bulunan sivilce ve aknelerin giderilmesi için çayı veya lapası kullanılmalıdır. Sarı kantaron çayını soğutup veya ılıtarak yüzünüzü yıkayabilir ve cilt bakımınızı sağlayabilirsiniz.

Kırmızı Kantaron Çiçeği

Kırmızı renkte çiçekler açan bir bitkidir. İshal dışında her rahatsızlığın tedavisine etki eden bir bitkidir. Acı tadıyla iştah açma özelliği, terletici ve toksin özelliği de vardır. Ateş düşürücüdür. Mide, karaciğer gibi şikâyetlerde faydalıdır. Kullanım şekillerinde çay olarak;

22

2 çay kaşığı kuru kırmızı kantaron demliğe konur ve üzerine 1 cezve kaynar su ilave edilir. 15 dakika kadar demlenir ve yemeklerden önce ılık olarak içilir. Yağ olarak ise; sarı kantaron gibi aynı şekilde hazırlanır. Yüzde ve vücuttaki sivilce izlerine, cilt üzerinde oluşan lekelerin giderilmesinde kullanılır. İltihap giderici özelliği vardır.

Mavi ya da mor renkte çiçekler açan, üzeri tüylü bir bitkidir. En çok kullanılan, fakat nadir bulunan bir bitki çeşididir. Halk arasında peygamber çiçeği olarak da bilinmektedir. Vücutta oluşmuş olan zehirli maddelerin atılmasında yararlı olur. Enfeksiyon, mide, bağırsak, böbrek, mesane, karaciğer gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Kan temizleyici özelliği vardır. Göz banyosu yaparak göz rahatsızlıklarına, göz ağrılarına ve iltihaplanmalara iyi geldiği söylenmektedir.

Mavi Kantaron Çiçeği

Kullanım şekilleri; 2 çay kaşığı mavi kantaronun taç yaprakları demliğe konur ve üzerine 300 ya da 500 ml kaynar su ilave edilir. 5 ya da 10 dakika demlenmeye bırakılır ve daha sonra süzülerek içilir. Kantaron, her evde kesinlikle bulunması gereken şifalı bitkilerden biridir. Kaynaklar : https://tr.wikipedia.org/wiki/Sar%C4%B1_kantaron https://www.google.gr/search?q=kantaron+c%C4%B1cekler%C4%B1&biw=1366&bih=673&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0CAYQ_AUoAWoVChMIxK7kitCzxwIVTFcaCh1rGgHI#imgrc=43vssezo0hEwMM%3A


Anıl Yasin AKDOGAN anil_yasin_akdogan@hotmail.com

GÜÇ TUTUŞURLUK

Kimya Teknikeri

TEKSTİLDE GÜÇ TUTUŞURLUK TESTİ

Ç

oğu organik esaslı tekstil ürünlerinin iyi derecede yanma özelliğinin olması, tekstil ürünlerinin yangınlarda büyük risk faktörü olmasına sebep olmuştur. Isı ve alevden korunma gerektiren her türlü alanda güç tutuşur lifler kullanmak veya tekstil üzerine çeşitli güç tutuşurluk işlemleri yapma gerekliliği son dönem-

lerde yeniden önem kazanmaya başlamıştır. Çeşitli kimyasal firmalarının geliştirdiği güç tutuşurluk apreleri çeşitli test metotları ile tekstil sektöründe kullanılmaktadır. Bu ay ki yazımda , bu maddelerin kimyasını , etki mekanizmalarını , örnek bir prospektüsünü , test metotlarını ve örnek bir güç tutuşurluk testini sizlerle paylaşacağım.

TEKSTİL MATERYALLERİNİN YANMA DAVRANIŞI Yanma; ısı, oksijen ve uygun yakıt bileşenlerine ihtiyaç duyan ekzotermik bir reaksiyondur. Geri kalan şartlar ihmal edildiğinde, yanma kendi kendine katalizlenir duruma gelir ve

oksijen, yakıt kaynağı veya ısı tüketilinceye kadar devam eder. Şekil 1’de tekstil liflerinin yanma diyagramı verilmiştir.

Şekil 1 : Tekstil Lifleri İçin Yanma Döngüsü (Schindler ve Hauser, 2004)

23


Isı sağlandığı zaman, piroliz sıcaklığına (Tp) ulaşıncaya kadar, lifin sıcaklığı artmaya başlar. Piroliz sıcaklığında, lifte kimyasal değişiklikler meydana gelir ve yanmayan gazlar (karbondioksit, su buharı, azot ve kükürt oksit gibi), kömürleşme artıkları, sıvı kondensatlar ve yanabilen gazlar (karbonmonoksit, hidrojen ve pek çok okside olabilen organik moleküller) oluşur. Sıcaklık artmaya devam ettikçe, sıvı parçalanma ürünleri de daha fazla yanmayan gaz, kül ve yanan gaz üreterek piroliz olur. Yanma sıcaklığına (Tc) ulaşıldığında,

gaz fazında bir dizi serbest radikal reaksiyonundan oluşan ve yanan gazların oksijenle birleşmesi ile meydana gelen yanma dediğimiz olay gerçekleşir. Bu reaksiyonlar yüksek derecede ekzotermiktir ve çok büyük miktarda ışık ve ısı üretir. Yanma işlemi tarafından sağlanan ısı, lifin piroliz olmaya devam etmesi için gereken ek termal enerjiyi ve dolayısıyla yanma işlemi için daha fazla miktarda yanan gazların ortaya çıkmasını sağlar.

Güç Tutuşurluk Sağlayan Maddelerin Kimyası En önemli güç tutuşurluk maddeleri üç kategoride sınıflandırılabilir. Bunlar fosfor ve halojenlere dayalı temel güç tutuşur maddeler, tek başlarına kullanıldığında az miktarda güç tutuşur etkiye sahip olup, temel güç tutuşur maddelerle kullanıldığında

etkinliği artan sinerjitik maddeler (fosforla azot, halojenlerle antimon kullanımı gibi) ve fiziksel etkilerle aktifliklerini ortaya çıkaran güç tutuşur maddelerdir.

Güç Tutuşurluk Sağlayan Maddelerin Etki Mekanizması

24

Tekstillerin yanma döngüsünü kırmak için birçok yol denenmiştir. Bu yollardan bir tanesi güçlü endotermik reaksiyonlar sonucu termal olarak ayrışabilen materyalleri lifin içerisinde kullanmaktır. Eğer bu reaksiyonlar sonucu yeterli ısı absor-

plana bilinirse, lifin piroliz sıcaklığına ulaşılmamış olacak ve yanma gerçekleşmeyecektir. Bu metoda örnek olarak aliminyum hidroksit, aliminyum trihidrat ve kalsiyum karbonat verilebilir

Şekil 2 : Endotermik yıkım reaksiyonları Diğer bir yaklaşım, lif piroliz sıcaklığının altındaki sıcaklıklarda, lifi çevreleyen yalıtım katmanı kullanmaktır. Borik asit ve hidratlanmış tuzları bu yaklaşıma örnektir (Şekil 3). Bu bileşikler ısıtıldığı

zaman, dışarıya su buharı verirler. Bu şekilde lif yüzeyini camsı hale getirip, lifin hava ile temasını azaltarak güç tutuşur etki kazandırırlar.

Şekil 3 : Camsı yüzey


Güç tutuşurluk işlemi eldesi için kullanılan üçüncü yol, daha az yanan uçucu madde ve daha çok kül oluşturmak için piroliz mekanizmasını değiştirmektir. Bu yoğun yapı mekanizması fosfor içeren güç tutuşurluk sağlayıcı maddelerde görülür. Termal bozunma sırasında oluşan fosforik asidin hidroksil grupları içeren polimerlerle çapraz bağ yapması sonucu, dışarıya daha az miktarda yanıcı ürün bırakılmış olur.

Yanmayı önlemede kullanılan dördüncü yol ise işlemin devamı için gerekli ısıyı sağlayan serbest radikal reaksiyonları oluşturmaktır. Buna örnek olarak verilen halojen içeren bileşikler, piroliz sırasında oluşan OH radikallerini yakalayarak bunların hızlı oksitlenmesini sağlar ve yanma için gerekli olan ısıyı azaltır.

Şekil 4: Serbest radikal yanma reaksiyonu

GÜÇ TUTUŞURLUK TEST METOTLARI Güç tutuşurluk işleminin değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulan çok sayıda özellik söz konusudur. Materyalin cinsi ile ilişkili yanma davranışı, materyalin bulunuş şekli, materyalin yüzey yapısı, alevin çıkış kaynağı vb. değişkenlere bağlı olarak geliştirilen çok sayıda test metodu, standartlarda yer almaktadır. Bu standartlardan en çok kullanılanları malzemenin bulunuş konumuna göre; dikey yakma testi (DIN 54336), havlı ve havsız yer döşemeleri için dikey yakma testi (DIN 54332), yatay yakma testi (DIN 54333), 45°lik eğik yanma testi (DİN 54335), yanmanın kaynağına bağlı olarak sigara test yöntemi (BS 5852, kısım 1) butangaz testi (BS 5852, kısım 2) yanma için ortamda gerekli olan oksijen miktarının tespiti için LOI (Limited Oxygen Index) testi (ASTM D 2863-00), yanma sırasında açığa çıkan toksikliğin belirlenmesinde kullanılan toksisite testi (ISO 5659) sayılabilir. Bunların dışında da çok sayıda ve her ülke standardında yer alan güç tutuşurluk testleri bulunmaktadır. Güç tutuşurluk testleri hangi yönteme göre yapılırsa yapılsın genel değerlendirmede göz önünde bulundurulması gereken konular; tutuşturma kaynağı uzaklaştırıldıktan sonraki yanma süresi, alevli yanma bittikten sonraki içten yanma süresi, test sonunda oluşan kömürleşme boyu ve alanı, yanmanın ilerleme hızı, damlama olayı, gaz veya duman çıkarma durumudur.

ÖRNEK BİR PROSPEKTÜS – GÜÇ TUTUŞURLUK APRESİ Polyester elyaflardan yapılmış tekstil ürünlerinin alev almayı geciktirici , yıkamaya dayanıklı apresi için kullanılan organofosfor bileşiği.

Genel Özellikleri Temel Görünüm pH 100 g/l çözelti İyonik karakter Çözünürlüğü

organofosfor bileşiği berrak , viskoz sıvı 1-3 noniyonik herangi bir oranda su ile karışabilir

25


Kullanım özellikleri • Sentetik elyaflardan yapılmış tekstil ürünlerinin alev almayı geciktirici apresi için son derece uygyndur. • Elde edilen sonuçlar yıkamaya ve kuru temizlemeye dayanıklı olup bu özelliklerini 60 0C de 50 kez yıkandıktan sonra bile korurlar. • Fularlama yöntemi ile kullanılır. • Sulu solüsyonunun nispeten düşük pH sının yaklaşık pH 6 ya ayarlanması gerekir. Bu da en iyi amonyum veya disodyum fosfat ile yapılır. • Gerekli kurutma 110 – 130 0C de fiksasyon 185 – 205 0C de elyaf tipine göre yapılır.

TEKSTİL LABORATUARLARINDA YAPILAN ÖRNEK BİR GÜÇ TUTUŞURLUK TESTİ ; Tekstil ürünlerinin ön muamele ve boyama işlemleri bittikten sonra müşteri isteğine göre bazı apre kimyasallarından geçer. Bu apre kimyasallarından birisi de güç tutuşur maddelerdir. Yukarıda incelediğimiz prospektüse ait kimyasalımız 80 g/l lik bir çözelti hazırlanarak amonyak yardımı ile pH’ı 6 ya ayarlanır. Fularlama yöntemi ile çözelti kumaşa emdirilir ve etüv de 180 0C de 3 dakika bekletilir. Etüvden çıkartılan kumaş çakmak yardımı ile yakılır ve gözlemlenir. Müşteri isteğine göre yorum yapılır. Kaynaklar : • http://mmfdergi.uludag.edu.tr/article/download/5000082484/5000076685 • Prospektüs tarafıma aittir. • Test metodu tarafıma aittir.

26


ELEMENT TANIYALIM

Silisyum Simgesi: Grubu: Atom numarası: Bağıl atom kütlesi: Oda sıcaklığında: Erime noktası: Kaynama noktası: Yoğunluğu: Keşfi: Atom çapı: Elektronegatifliği: Elektron dizilimi: Yükseltgenme basamağı (sayısı):

Si 4A (Ametal) 14 28,0855 Katı 1410°C 2355°C 2,33 g/cc 1823 - J. Jacob Berzelius 1,46 Å 1,9 2 2 6 2 2 1s 2s p 3s p 4

Silisyum, yeryüzünde en çok bulunan elementlerden biridir. Yarı iletken özelliğe sahip oluşu ve doğada, ormanda, doğal yaşamda çok bulunması, transistör, diyot ve hafızalarda kullanılabilmesinin pratik hızlı oluşu, entegre devrelerin ve bilgisayarların silisyum teknolojisi üzerine inşa edilmesini sağlamıştır. Bugünlerde ise, “Silikon Vadisi” denilen dev endüstrinin adı bir silisyum bileşiği olan silikondan gelmektedir. Atom numarası (proton sayısı) 14’tür. “Si” simgesi ile gösterilmektedir. Oda sıcaklığında katı haldedir. 4A grubunda 3. periyotta bulunur. Nötr haldeki elektron dizilimi ilk katmanda 2, ikinci katmanda 8, üçüncü katmanda 4’tür (4 adet valans elektron). Kararlı yapıya sahip değildir (nötr halde). Yoğunluğu 2,33 g/cm3’dür.Diyamanyetik bir elementtir. Bağıl atom kütlesi (izotoplarının ortalama kütlesi) 28,0855’tir. Kararlı hale geçerken aldığı yükler nedeniyle ve ayrıca doğada çok bulunduğu için yakın gelecekte tıpkı karbon selektörleri olduğu gibi silisyum selektörleri de olacağı tahmin edilmektedir. Camın ana maddesi kum olarak bilinir. Bunun sebebi camın asıl hammaddesi olan silisyumun kumda özellikle de deniz kumunda çok bulunmasıdır. Silisyum’un Elde Edilmesi Saf olarak silisyum eldesi, silisyum oksidiaqn kok kömürü (grafit) ile elektrikli fırında indirgenmesi sonucunda gerçekleşir. Gerekenden daha fazla karbon kullanılırsa silisyum karbür (SiC) oluşur. SiO2 + 2C → Si + 2CO Silisyum klorür (SiCl4) önce fraksiyonlu destilasyon yöntemi ile saflaştırılır. Daha sonra hidrojen ile indirgenir. Bu şekilde çok saf silisyum elde edilir. Silisyum yarı iletken bir elementtir. SiCl4 + 2H2 → Si + 4HCl

27

Kullanım Alanları Silisyum ya da silikon, kullanım alanı en geniş olan elementlerden biridir. Kum ve kil formu, beton ve tuğla yapımında kullanılır. Yüksek sıcaklıklarda çalışma koşullarına çok dayanıklı bir elementtir. Silikat formuysa, mine, emaye ve çanak-çömlek yapımında önemlidir. Çeliğin bileşimine de katılır. Kusursuz mekanik, optik, termal ve elektriksel özellikler taşıyan en ucuz madde olan kum halindeki silika, camın da esas bileşenidir. Aşırı saf silisyum, bor, galyum, fosfor ya da arsenik ile güçlendirildiğinde; transistörler, güneş gözeleri ve doğrultucular gibi, elektronik endüstrisinde büyük önem taşıyan aygıtların yapımında kullanılan silikon karışımları elde edilir. Elektronik mikroçiplerin yapımında yarıiletken olarak kullanılır. Diatomlar ve radyolaryalar gibi omurgasızların dış iskeletlerinin yapısına katılması nedeniyle de, yaşamsal önem taşımaktadır. Bu dış iskeletler, daha sonra dibe çökerek, çeşitli kayaçların yapısına katılır. Bitkilerin ve insan iskeletinin yapısında da silisyum bulunur. Silikon karbid (SiC), bilinen en sert maddelerden biridir.


SÖZLÜK Ingilizce-Türkçe

28

Refraction

Kırılma

Spark

Kıvılcım

Spent Acid

Artık Asit

Rest Mass

Durağan Kütle

Research

Araştırma

Rotary Screen

Döner Elek

Sampler

Örnek Alıcı

Suction Speed

Emme Hızı

Trace

İz

Tick

İşaretlemek

Viable

Canlı

Yeast

Maya

Yield

Verim

Bleaching

Ağartma

Step Value

Adım Değeri

Afflux

Akış

Flare

Alev Bacası

Area

Alan

Manifold

Ana Boru

Analyst

Analizi Yapan

Copper

Bakır

Limpid

Berrak

Beaker

Beher


HABERLER

Yurttan Kimya Haberleri TÜRKİYE İLAÇ AR-GE MERKEZİ OLACAK

29 Yüksek Planlama Kurulu, 2015- 2018 yıllarını kapsayan Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı kabul etti. Karar, Resmi Gazete’de yayımlandı. Türkiye’nin sanayi vizyonu çerçevesindeki hedefleri göz önüne alınarak, kamu sağlığı ve

kalkınma hedeflerini destekleyecek şekilde hazırlanan plana göre, Türkiye, ilaç sektöründe Ar-Ge, üretim ve yönetim merkezi haline getirilecek. Kamuüniversite- sanayi işbirliği ile belirlenen bu 6 stratejik hedefe ulaşmak için 36 eylem hayata geçirilecek.


EMRULLAH TURANLI ATIK YAĞDAN BİYODİZEL ÜRETİMİNE BAŞLADI

30

Taş Yapı’nın patronu Turanlı, 110 milyon dolar yatırım yaptıklarını, yıllık 80 bin ton biyodizel üretimi gerçekleştireceklerini söylerken “Çok pis bir işe girdim ama memnunum. Bürokratik engeller bizi çok zorladı. Ama bu çevre meselesi ve Avrupa’nın çok gerisindeyiz. Denetimler artmalı” dedi. Türkiye’de her yıl binlerce ton bitkisel yağ kullanıldıktan sonra lavabolara dökülüyor. Oradan kanalizasyonlara, denizlere ya da toprağa karışıyor. Restoranlardaki, otellerdeki atıkların çok küçük bir bölümü toplanabilse de evlerde tüketilen yağlar çevre felaketine neden oluyor. Zira 1 litre bitkisel yağın 1 milyon litre suyu kirlettiği hesaplanırken Türkiye’de tahmini olarak yılda 300 bin ton bitkisel yağ atığı olduğu belirtiliyor. Habertürk’ün haberine göre, kişi başına 3.8 litre yağ atığı üretilen Türkiye’de geri dönüşümü sağlanan yağın kişi başına miktarı ise sadece 200 gram. Bu rakam kişi başına Almanya’da 1.8 kg, Belçika’da 2.2 kg. Avrupa ülkeleri suyu olduğu gibi kirleten atık yağları yerinde toplamak ve geri dönüşümünü sağlamak için hayli çaba sarf ediyor. En çok tercih edilen yöntem ise atık yağlardan biyodizel üretimi. Türkiye’de atık yağ toplayan firmalardan biri de Deha. Şirketin sahibi ise emlak yatırımları ile bilinen Taş

Yapı’nın yönetim kurulu başkanı emrullah turanlı. Turanlı, “Çok pis bir işe girdim. Normalde bize teslim edilmesi gereken atık yağları gidip topluyoruz. Bu pisliği tekrar ekonomiye kazandırdığımız için bu yatırım benim gönlümde yaptığım en hayırlı iş” diyor. 1 Ocak’ta Binde 2 Katkı Zorunlu Turanlı, atık yağ toplamanın yanı sıra Kocaeli’nde atık yağlardan biyodizel üretmek için bir tesis kurmuş. Deha topladığı yağları TBE Biyodizel’e veriyor. O da biyodizele çevirip akaryakıt dağıtım şirketlerine veriyor. Turanlı’nın verdiği bilgiye göre 2012’den bugüne kadar Deha ve TBE’ye toplamda 110 milyon dolar yatırım yapılmış. TBE bitkisel yağlardan yıllık 80 bin ton biyodizel üretecek. Sanayi atıkları tesisi de devreye girdiğinde işletmenin yıllık biyodizel üretme kapasitesi 145 bin tona ulaşacak. Emrullah Turanlı, “Bu işe başladığımızda yüzde 2 biyodizel katma zorunluluğu vardı. Yeterli üretim olmadığı gerekçesiyle tamamen kaldırıldı. Şimdi yeni bir yasal düzenleme yapıldı. 1 Ocak 2016 itibarıyla önce binde 1 daha sonraki yıl binde 2, 2018’de ise binde 3 oranında dizele biyodizel katma zorunluluğu getirildi. Binde 2 de tarımsal biyodizel katma zorunluğu geldi” dedi.


Maliyetimiz Tüpraş’tan Yüksek, Fiyatımız Düşük

Bizim Yağlar Burada Diğerleri Nerede?

Turanlı, atık toplama işinin gelişmesi için teşviklerin yanı sıra denetimlerin ve uygunsuz yağ bertarafı ile ilgili cezaların artırılması gerektiğini belirtti. EPDK, Enerji, Çevre ve Tarım bakanlıklarının destekleriyle artık yasal alt yapının oluşturulduğuna dikkat çeken Turanlı, “Bu desteklerin devletin diğer birimleri tarafından da sürdürülmesi gerekiyor. ‘Çevreyi koruyalım’ diyorsak bu tür yatırımlar, atıkların toplanması her alanda teşvik edilmeli” dedi. Tüpraş’tan maliyetlerinin yüksek, satış fiyatlarının düşük olduğunu vurgulayan Turanlı “Anlaştığımız şirketlere yaptığımız satışta litrede 45 kuruş zarar ediyoruz. 3.085 TL/lt çıkış fiyatımız. Yüzde 16 zararla çalışıyoruz. Ölçek büyüyünca bir dengeye oturacak” diye konuştu.

DEHA, 2012’den bu yana 30 bin ton atık yağ toplamış. Bunu 81 ilde 100 bin noktadan 200 araçlık filosu ve 300 çalışanı ile temin etmiş. 28 ilde deposu bulunan şirket 30 bin işletmeyle de anlaşma yapmış. Mc Donald’s, Burger King, Kentucky, Sofra gibi büyük restoran zincirlerinin mutfaklarından çıkan atık yağlar teslim alınıp Dilovası tesislerinde işleniyor. Ayrıca okullara ve camilere de çevre bilinci yerleştirmek için bidonlar konulmuş. Turanlı, “Topladığımız yağlar burada. Diğer firmaların topladığı yağlar nerede? Yağlar sertifika ile toplanıyor. Kimin ne topladığı belli. Bu yağların nereye gittiği iyi araştırılsın. Araçların alev almasına neden olan 10 numara yağ gibi atık yağ felaketinin kaynağı bulunabilir. Bizim üretimimiz kadar kayıtdışı yağ piyasada dolaşıyor” dedi.

Bu arada Turanlı, inşaattan kopmayacağını ancak bundan sonra sanayici kimliği ile de anılmaya çalışacağını; ağırlıklı olarak enerji, havalimanı işletmeciliği ve turizm yatırımları yapacaklarını belirtti. Gliserin de Üretiliyor Toplanan atık yağın yüzde 90’ı inceltilme işlemi sonucu biyodizel haline gelirken yüzde 10’luk bölüm ise gliserin olarak ortaya çıkıyor. Gliserin ilaçtan gıda ve kimyaya 2 bin sektörde kullanılıyor. Vali 100 Milyon Dolar’lık Yatırımımızı Bekletiyor Emrullah Turanlı, yatırım sırasında birçok bürokratik engel ile karşılaştıklarını da belirterek, “Örneğin bu tesisin devamı olarak sanayi atıklarından biyodizel üretmek için yine 100 milyon doların üzerinde yatırım planladık. 1 senedir Kocaeli Valisi’nin önünde bekliyor. Niye bekliyor? Hiçbir açıklaması yok. ÇED raporu vs. tüm hazırlığımız olduğu halde vali anlamsız bir biçimde bekletiyor. Bu tür tesisler çevre, ekonomi için çok önemli. Ancak hepsinden önemlisi istihdam için, genç kimya mühendislerine iş için önemli. Bu tür frenlerden vazgeçilmesi şart. Ben 6 bin insanın çalışacağı, atıkların toprağa değil ekonomiye kazandırılacağı bir iş için yatırım yapıyorum. Ama yeterli desteği bir türlü göremiyorum. Bu fabrikayı bile sıfır kredi ile tamamen özkaynakla yaptık” dedi.

31


KUMAŞLARDA KULLANILAN KÜKÜRTLÜ BOYA ÜRETİMİNDE YENİ TEKNOLOJİ

32

MKS Devo’nun akıllı tekstil markası Salty Sardine, çevreye ve insan sağlığına dost hammaddeler kullanıyor. Şirket, aynı zamanda denim kumaşlarda kullanılan kükürtlü boya üretiminde, atık su miktarını sıfırlayan patentli bir teknoloji geliştirdi. “Araba ile seyahat edersiniz, varmak istediğiniz yere gelir arabanızı park eder inersiniz. Otomotiv sektörü ile olan ilişkiniz arabaya bir daha binene kadar bitmiştir. Zaten yedek parça almadıkça veya yeni bir araç almadıkça, otomotiv sektörü de sizinle pek ilgilenmeyecektir. Ancak sabah içtiğiniz portakal suyundan başlayın, yüzünüzü yıkadığınız sabun, duşta kullandığınız şampuan, çamaşır yıkansın diye kullandığınız deterjan.. Bunların hepsi kimyadır. Kimya sektörü hayatınızın her anında sizin hizmetinizdedir ve sizinle etkileşim içindedir. Az sonra giyeceğiniz gömlek kimya boyar madde ile maviye boyanmış polyester; pantolonunuz terefitalik asit polietlen polimeridir. Kimya sektörü sizin her satınalmanız ile ilgilenmek ve değişen günün şartlarına uyum sağlamak zorundadır. MKS Devo Kimya bu geniş yelpazenin içinde özellikle organik kimya konusunda uzmanlaşmayı tercih etmiş, deterjan, kişisel bakım, çimento, seramik, tekstil, deri gibi sektörlerde ana kimya girdisi sağlayan yerli bir firma.” Bu yorumlar MKS Devo şirketinin CEO’su Korgün Şengün’e ait. Şengün’ün asıl işi

kimya sanayi. Şirket, evde kullanılan temizlik ürünlerinin hammaddesini üreten tek Türk firması ve Unilever, Procter gibi şirketlere hammadde sağlıyor. Ar-Ge yatırımlarına büyük önem verdiklerini söyleyen Korgün Şengün, İstanbul merkez ofislerinde Türkiye’nin en kapsamlı fosfor ve polimer analizleri yapabilecek Ar-GE laboratuvarına sahip olduklarını söylüyor. Çevreye dost hammaddeler Şirketin kimya sektörü tekstil teknolojileri alanındaki çalışmalarının neticesinde Salty Sardine markası doğmuş. Salty Sardine, bir akıllı giyim markası. “Salty Sardine ürünlerinin en küçük detaylarında bile çevreye ve insan sağlığına dost hammaddeler kullanılıyor. Sağlığa dost hammaddelerimiz bağımsız kuruluşlarca sertifikalandırılmıştır. Tuzlama en eski ve en doğal saklama yöntemi olduğu için salty sardine (tuzlu sardalya) ismini koyduk” yorumlarında bulunan Şengün’ün akıllı tekstil ve tekstil sektöründe su kullanımına yönelik değerlendirmeleri şöyle: 72 bin ton su tasarrufu sağlıyor “Dünya nüfusu artıyor, kaynaklar azalıyor. Doğa, insanoğlunun tahribatı karşısında kendini yenileyebilme gücünü kaybediyor.


Dünyadaki tüketilebilir su kaynakları gün geçtikçe azalmakta. Suya erişim ise Afrika gibi kurak ve altyapının bulunmadığı coğrafyalarda çok sınırlı. Günümüzde 1.1 milyar kişi, sağlıklı içme suyuna ulaşamıyor. Su yetersizliği ve kirli sulardan kaptığı hastalıklar nedeniyle her gün yüzlerce çocuk hayata gözlerini yumuyor. Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasiteleri korumak, kaynakları bugün kullananların, yani bizlerin en önemli sorumlulukları arasında. MKS Devo olarak bu sorumluluğu sahiplenerek denim kumaşlarda kullanılan kükürtlü boya üretiminde, atık su miktarını sıfırlayan patentli bir teknoloji geliştirdik. Konvansiyonel üretimle 1 kg kükürtlü boya üretebilmek için yaklaşık 6 kg su atık olarak ortaya çıkar. Geliştirdiğimiz patentli teknoloji sayesinde, özel katalistler ile atık su oluşmadan üretimi tamamlayarak, sadece boya üretim tesisimizde yıllık 72 bin ton su tasarrufu sağlıyoruz. Çevre dostu, ekolojik Sultan Black kodlu kükürtlü boya ürün grubunun ihracatını başta Pakistan, Bangladeş, Güney Amerika olmak üzere dünyanın önde gelen denim üretim pazarlarına yapıyoruz.”

iç kısımlarda kullanılan özel membrane teknolojisi ile, ter emilerek nem transferi özelliği kazandırılıyor. Pantolon, gömlek, triko ve iç çamaşırlarında kullanılan Antimikor AG teknolojisi ise; gümüşün doğal antimikrobiyal özelliği son teknoloji nano uygulamalar ile kumaşa kaplanarak yüzde yüz hijyen sağlıyor.

Hayatı kolaylaştıran özellikler “Hayatı kolaylaştıran, sadece örtünme ihtiyacını karşılayan değil, size ilave faydalar sağlayan tekstiller, akıllı tekstil olarak adlandırılabilir. Cep telefonu örneğinde olduğu gibi; artık sadece adı cep telefonu; zira telefon olmanın yanında çok daha fazla özellikleri var. ‘Dry&safe’ teknolojisi ile dış yüzeyi hidrofobik (su itici) özelliğe sahip kumaşlar sayesinde; su, yağ ve kir kumaş yüzeyinde kalmıyor. Aynı zamanda içerden tüm teri emip hızla buharlaştırdığından, nem transferi özelliği sağlıyor. Böylece iç çamaşır ve pantolon kullanımında vücut metabolizmasına yardımcı olup, vücut sıcaklığının istenilen derecede kalabilmesi sağlanıyor. Kumaşlardaki ‘easy-care’ özelliği kullanım sırasında kolay kırışmayı önlüyor; yıkama sonrasında standart ürünlerle kıyaslandığında neredeyse beşte biri kadar bir sürede ütü yapma kolaylığı sağlıyor. ‘Aquaphob teknolojisi kumaş kir tutmuyor’ ŞENGÜN: Aquaphob teknolojisi ile kumaşlara kazandırılan “su, yağ ve kir tutmama” özelliği sayesinde, ceket, mont, rüzgarlık gibi dış giyimlerde her türlü hava koşulunda rüzgar ve yağmur geçirmeme özelliği sağlanıyor. Bunun yanı sıra

33


İSTANBUL’DA İLAÇ ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULDU

Gönüllülere vücutlarında denenecek ilaç araştırmaları için para ödenecek.

34

İstanbul Üniversitesi İlaç Araştırma ve Uygulama Merkezi, Sağlık Bakanlığı’nın onayıyla kapılarını açacak. Gönüllülere vücutlarında denenecek ilaç araştırmaları için para ödenecek. Ülkemizde sağlıklı gönüllüler üzerinde yapılan klinik araştırmalar aslında ilk olarak Yeditepe Üniversitesi’nde yapıldı. Ancak bu merkez daha sonra kapatıldı. Ardından Erciyes Üniversitesi ve Ege Üniversitesi’nde uygulanmaya başlandı. 2015 yılının başlarında Prof. Dr. Ahmet Araman’ın çabaları sonucu yapımına başlanan Istanbul Üniversitesi (IÜ) Ilaç Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde ise sona gelindi. Istanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde yürütülecek olan klinik ilaç araştırmalarıyla biyoyararlanım ve biyoeşdeğerlilik çalışmaları yapılacak. Bu kapsamda piyasaya yeni sürülecek olan ilaçlar gönüllüler üzerinde test edilerek, ilacın güvenilirliği ve vücut fonksiyonlarına etkisi test edilecek. Kobay Demiyoruz Katılımcılar için ‘sağlıklı gönüllüler’ ifadesini kullanan Merkezin Etik Kurul Başkanı olan IÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ali Yağız Üresin, “Katılımcılara kobay ya da denek denmesini kabul etmiyoruz. Burada iki amacımız var. Biyoyararlanım ve

biyoeşdeğerlilik. Piyasada var olan ve patenti sona eren ilaçların taşıdığı etkileri karşılayan yeni ilaçları araştırmak amacımız. Klinik araştırmaların ilk aşaması olan FAZ I çalışmalarını yapacağız. Ilaç olma özelliğini kazanmış ilaçları insanlar üzerinde araştıracağız. FAZ II araştırmaları ise hastalar üzerinde yapılıyor. Bakanlık merkezde incelemelerini yaptı, şimdi onay bekliyoruz” diye konuştu. Maç İzlemeleri Bile Yasak Gönüllülerin ilaçları ağız yoluyla aldığını belirten Üresin, “18-50 yaş grubu gönüllüler kabul ediliyor. İki ilaç araştırılacaksa 2 gün merkezde kalması gerekebiliyor. Bu süreçte hepsine standart yemek veriliyor, sigara ve kahve tüketimi yapamıyorlar, heyecanlanmamaları gerekiyor. Örneğin maç izleyemiyorlar. Gönüllülere ‘ücret verme’ ifadesini kabul etmiyoruz, bu işlemin tazmini şeklinde bir para ödeniyor. Ayrıca bütün çalışmalar Sağlık Bakanlığı bilgisinde yapılır, önce Etik Kurul onay verir ardından da Sağlık Bakanlığı klinik ilaç araştırmaları için izin verir” dedi.


Dünyadan Kimya Haberleri PROTONLARIN VE ANTİPROTONLARIN GERÇEK AYNA GÖRÜNTÜSÜ BELLİ OLDU

CERN’de RIKEN liderliğindeki BASE (Baryon Antibaryon Simetri Deneyi ) işbirliğindeki araştırmacılar tarafından yapılan CPT simetrisi (yük-parite-zaman tersinirliği simetrisi ) olarak bilinen parçacık fiziği standart model temel özelliği testinde protonların ve onların antimadde karşılıkları olan antiprotonların yük-kütle oranının şimdiye kadar ki en hassas ölçümleri yapıldı. Nature dergisinde yayınlanan bu çalışma, antimadde çalışmaları için düşük enerjili antiproton sağlayan CERN’in antiproton hız kesici cihazı kullanılarak gerçekleştirildi. CPT değişmezliğinde deneyin teste tabi tutulmasında; sistemdeki C(yük) – antimadde ile madde arasındaki farkı ortaya koymak için, P(Denklik) 180 derecelik uzaydaki dönüş için ve T (zaman) test edilir. Standart modelin merkez prensibine göre antimadde parçacıklar maddenin kusursuz ayna görüntüleri olması gerektiğini ima etmektedir. Araştırmaya liderlik eden Stefan Ulmer “Bu önemli bir konu.Büyük patlama hem madde hem antimadde oluşumuna imkan sağlaması-

na rağmen,mevcut evrenin neden antimaddeden oluşmadığını anlamamıza yardımcı olur.CPT simetrisinde ihlaller varsa, madde ve antimaddenin farklı özellikleri olabilir. Örneğin antiprotonlar,protonlardan daha hızlı yarılanabilir diye düşünebiliriz, fakat biz yük-kütle oranlarını oldukça kesin limitler içinde aynı kaldığını gözlemledik” dedi. Araştırmayı yapmak için ekip 1990’larda TRAP tarafından geliştirilene benzer bir program kullandı.Antiproton hız kesicisinden protonlar için karşıt gibi çalışan antiprotonlar ve negatif hidrojen iyonları elde ettiler ve sonrasında tek antiproton-hidrojen iyon çiftlerini manyetik Penning tuzağına alarak ultra düşük enerjilere yavaşlattılar.Sonrasında çiftlerin siklotron frekansını ölçerek,bilim insanlarına yük-kütle oranını tespit etmede yardımcı oldu. Böylece ne kadar benzerlik olduğu karşılaştırıldı. Toplamda 35 günlük periyotta yaklaşık 6500 çift ölçüldü. Ulmer, “Sonuç olarak yük-kütle oranının trilyonda 69 parça içinde aynı olduğu görüldü. Bu sonuç önceki proton-antiproton çiftlerinin ölçümlerinden 4 kat daha yüksek

35


enerji çözünürlüğe sahip olduğu görüldü. Ayrıca CPT değişmezliği ihlallerinin olabilirliğine ayrı bir bağlama sağlıyor. Mevcut standarttan on yada yüz kez daha hassas olan ölçümler elde etmeyi planlıyoruz.” dedi. Araştırmacılar elde ettikleri verileri kullanarak, milyonda birde madde ve antimaddenin yerçekimine aynı şekilde uyum sağladığını hesapladılar.

BASE üyesi Christian Smorra’ya göre, “Standart modelin ötesinde bir fiziğe inanmak için pek çok neden var. Karanlık madde ve tabi ki madde-antimadde arasındaki dengesizlik buna dahil. Yapılan yüksek kesinlikteki çalışmalar sayesinde , geleceğin araştırmalarına ışık tutulacaktır”.

PİL TEKNOLOJİSİ’NDE BASILABİLİR KATI-HAL PİL DÖNEMİ BAŞLIYOR

36

Bilim insanları akla gelebilecek her türlü şeklin üzerine basılabilecek ve sorunsuz olarak çeşitli yüzeylerin içine gömülebilecek katı-hal pili üretmeyi başardı. Teknolojiyi göstermek için,bilim insanları kalp şeklinde bir pili kupa bardağın üzerine ve ayrıca bir karton gözlüğün üzerine bastı. Mevcut lityum-iyon piller üretildikten sonra ancak belli şekillerde olabiliyorlar. Bu pillerde elektrotları ayırmak için ayırıcı zarlar kullanılır. Bu nedenle bataryanın yanıcı sıvı elektrolitle kaynaşmaması gerekiyor. Bazen piller zarar gördüğünde bu nedenle patlıyor. Araştırmacılar devrim niteliğinde bir gelişmeye imza atarak geleneksel ayırıcı zarları elimine edecek bir teknoloji geliştirmeyi başardılar. Bunu yapmak için, iyon ileten bir ortam gibi davranan basılabilir katı hal elektrolitleri üret-

tiler. Gizmag’e konuşan Güney Kore’de Ulsan Bilim ve Teknoloji Ulusal Enstitüsü’nde profesör olan Sang-Young Lee, “Yeni katı hal elektrolitleri basılabiliyor ve UV radyasyonla sertleştirilebiliyor. Böylece alternatif ayırıcı membran gibi davranabiliyorlar.” dedi. Macun şeklinde yazdırılabilir elektrolite etkili zar ayrıcı olarak davranan elektrotlar yerleştirdiler. Elektrotlar yazdırılabilir sulu çimento benzeri bir yapıdan oluşuyor. Ayrıca, bu proses sayesinde diğer pil üretimi aşamalarındaki, sıvı elektrolit enjeksiyonu ve solvent(çözücü) kurutumuna gerek kalmıyor. Elde edilen yazdırılabilir katı-hal pili (PRISS), herhangi bir şekle basılabilir ve pil-gömülü yüzeyler oluşturmak için karmaşık geometril-


ere sahip kavisli nesnelere entegre edilebilir. Örneğin, bir telefonun çerçevesi pil haline getirilebilir.

Şu anda, araştırmacılar doğrudan elbiseler üzerine basılabilir yeni bir pille çalışıyorlar ve ayrıca ink-jet ve 3D baskı teknolojilerine dayanan yeni pil uygulamalarını inceliyorlar. İleriye yönelik olarak, ekip ambalaj malzemeleri ve akım toplayıcıları gibi pek çok şey de basılabilir pil yapmayı planlıyor. Araştırmacılar 3 ila 5 yıl içinde basılabilir pillerin piyasaya çıkabileceğini belirtiyor.

Test edildiğinde, basılan pilin performansı diğer esnek pil ile aynı düzeyde olduğu bulunmuştur. Bu şarj veya deşarj kapasitelerinin önemli bir kaybı olmamakla ile birlikte, 30 devirden sonra %90 kapasite ile çalıştığı gösterilmiştir. Araştırmacılar, bütün basılı alanını artırarak ya da iki pilin kalınlığından istifade ederek pilin enerji yoğunluğunu artırmayı ve pilin ömrünü uzatmayı planlıyorlar. 3D YAZICIYLA ÜRETİLEN İLAÇ ABD’DE ONAYLANDI

37 Üç boyutlu yazıcıların kullanım alanı oldukça çeşitli ve bu teknolojinin önümüzdeki yıllarda birçok sektörde köklü değişiklikler yaratması bekleniyor. ABD Gıda ve İlaç İdaresi’de bu tezi doğrular nitelikte bir karar açıklayarak, ülkede üç boyutlu yazıcı ile üretilen ilk hapı onayladığını duyurdu. Aprecia Pharmaceuticals şirketi tarafından üretilen üç boyutlu tablet ilaç, hastaların epilepsi nöbetlerini kontrol altında tutmalarına yardımcı oluyor. İlaç piyasada Spritam ismiyle biliniyor. Şirketlerin ilaçlarını hastalara sunmaları için ABD’de Gıda ve İlaç İdaresi’nin onayını almaları gerekiyor. Onayla birlikte Aprecia Pharmaceuticals bu onayı alan ilk şirket oldu. Karardan sonra şirket diğer ilaçları için de onay başvurusunu yapacağını açıkladı. Üç boyutlu yazıcıyla üretilen ilaç aynı zamanda

hastalar için önemli bir yeniliği de beraberinde getiriyor. Normalde büyük ilaç firmaları ürünlerini büyük fabrikalarda standart tabletler ve miligramlar halinde üretiyorlar. Ancak üç boyutlu yazıcı teknolojisiyle doktorlar hastaya özel olarak ayarlanmış miligramlı ilaçlar verebilecek. Örneğin bu son karara konu olan Spritam, normalde 1000mg’lık tabletler halinde üretiliyor. Ancak doktor hastasının 380mg kullanmasını uygun görürse şirket hastaya özel olarak o dozda ilaç üretebilecek. Bu da seri üretim yapan şirketler için ve hastalar için oldukça kritik bir gelişme. Üç boyutlu yazıcıyla üretilen ilk Spritam serisinin 2016 birinci çeyreğinde piyasaya sürülmesi bekleniyor.


SAN FRANCİSCO’DA DUVARLARA İDRARI GERİ PÜSKÜRTEN BOYA

ABD’nin San San Francisco kentindeki bazı semtlerde deneme amaçlı olarak duvarlara idrarı geri püskürten boya sürüldü.

38

Belediye yetkililerine göre “Bu boya, duvarlara tuvalet muamelesi yapanlara idrarlarını iade edecek”. Yetkililer uygulama için Almanya’da gece kulüpleriyle dolu bir mahalleden ilham aldıklarını açıkladı. Yılda 20 milyon kişinin ziyaret ettiği Hamburg’daki St Pauli mahallesinde sarhoşların idrarlarını dışarı yapmasını engellemek için bu boyalar kullanılmaya başlanmıştı. Hamburglu yetkililer, BBC’ye uygulamanın

sonuç vermeye başladığını söylemişti. Üretici firma, “Ultra-Ever Dry” adlı boyanın duvarın yüzeyinde bir hava bariyeri oluşturduğunu ve sıvının tamamını geri püskürttüğünü söylüyor. San Francisco’da barlara yakın bölgeler ve evsizlerin çok olduğu mahallelerde dokuz ayrı yere duvarlara bu boyalardan sürüldü. Duvarlara, İngilizce, Çince ve İspanyolca olarak “Durun… Uygun bir yerde rahatlayın” uyarıları asıldı. Boyanın maliyetinin, idrarı temizleme maliyetinden çok daha düşük olduğu belirtiliyor.

Kaynaklar : http://phys.org/news/2015-08-protons-antiprotons-true-mirror-images.html#jCp http://www.gizmag.com/priss-printable-solid-state-battery/38891/ http://www.inovatifkimyadergisi.com/3d-yaziciyla-uretilen-ilac-abdde-onaylandi http://www.inovatifkimyadergisi.com/san-franciscoda-duvarlara-idrari-geri-puskurten-boya http://www.inovatifkimyadergisi.com/turkiye-ilac-ar-ge-merkezi-olacak http://www.inovatifkimyadergisi.com/emrullah-turanli-atik-yagdan-biyodizel-uretimine-basladi http://www.inovatifkimyadergisi.com/istanbulda-ilac-arastirma-merkezi-kuruldu http://www.inovatifkimyadergisi.com/kumaslarda-kullanilan-kukurtlu-boya-uretiminde-yeni-teknoloji


FAYDALI LINKLER

İçerkli bir periyodik tablo sitesi. Sitede her element ile ilgili çok fazla bilgi var. İngilizce birçok bilgi içeren bu siteyi incelemenizi öneriyoruz. http://www.chemicool.com/

Element ve Bileşiklerin ağırlıklarını hızlıca hesaplamanız için tasarlanmış bir web sitesi. Siz sadece bulmak istediğiniz yapıyı seçiyorsunuz. Hesapla diyorsunuz ve hesaplıyor. İncelemenizi öneriyoruz. http://www.lenntech.com/calculators/molecular/molecular-weight-calculator.htm

Eğer aklınıza bir bileşik geldiyse fakat bunun yapısını hatırlayamadıysanız bu site size göre. Siteye bileşiğin ingilizce ifadelerini yazmaya başlayınca içeriğindeki verileri karşınıza getiriyor. İncelemenizi öneriyoruz. http://www.endmemo.com/chem/chemsearch.php

39


BULMACA Kimya Bulmacasi 1

2

3

4

5

6 7

40

8

9

Soldan Saga 1. Gaz halindeki bir maddenin sivi hale geçmeden direk kati hale geçmesine denir. 5. Çözünenin hizli bir biçimde ince toz gibi bir kati hâlinde çözeltiden ayrilmasi. 7. Isi miktarini ölçmek için kullanilan araçlara denir 8. Okyanus ve denizlerde bulunan polihalojen bilesiklerinden biri. 9. Bir çözelti ya da süspansiyon içindeki organik maddeyi çözen fakat çözelti ya da süspansiyondaki çözücü ile karismayan bir madde yardimiyla ayirma.

Yukaridan Asagiya 2. Bir moleküle alkil grubu baglanmasi. 3. Negatif yük tasiyan iyon 4. Elektron ve pozitif iyonlardan olusan gaz karisimi. 6. Belirli bir noktada birim zamanda (saniyede) geçen dalga sayisidir 7. Kati karbon dioksit.


BULMACA Geçen Ayın Çözümü Kimya Bulmacasi 1

F

O S F O R E 2

A

S 3

Ç

S

4

I 5

L L 6

R

E

A

U

N

L

A N

N

A

S

Ü

R

K L

E

E J

B

G

M 10

A

O

T

A

N

7

T

T

8

A M P

M 9

U

L

A

S

M A

O

N

I

K

I K

T

I

F

L

E

N Soldan Saga 3. Yaglarin bazlarla etkilesmesi olayi. Ürünleri gliserin ve sabun olan tepkime. [SABUNLASMA] 6. Bir kimyasal reaksiyonun gerçeklestirilmesinde kullanilan baslangiç maddeleri. [REAKTANT] 7. Küçük miktarlarda asit veya baz ilavelerinde pH degisimine direnen çözelti. [TAMPON] 9. Elementlerin bilesik olusturma egilimi. [AKTIFLIK] 10. 0,239 g suyun sicakligini 1°C artirmak için gerekli olan isiya denir. [JOULE]

Yukaridan Asagiya 1. Bir maddenin uyarilmasi sonucu ortamdan uyarici kaldirilsa da bir süre daha isima yapmasi. [FOSFORESANS] 2. Bir moleküle açil grubunun baglanmasi. [AÇILLEME] 4. Yükseltgenlerle renk veren maddelerin renginin giderilmesi. [AGARTMA] 5. Proton ve nötron gibi atom çekirdegini olusturan temel parçaciklar [NÜKLEON] 8. Kendiliginden gerçeklesen bir kimyasal tepkime sonucunda açiga çikan enerjiyi elektrik enerjisine çeviren araçlardir. [PIL]

41


E-Dergide

Yazarlık

SİZDE YAZARIMIZ OLUN

-- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı sıfatı görür yayımlanmaz. -- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır. -- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor. Yazılar info@inovatifkimyadergisi.com adresine gönderilmeli. -- Yazmayı düşünen arkadaşlarımız Yavuz Selim Kart adlı arkadaşımıza ulaşması gerekmektedir. -- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız yayımlanmayacaktır.

42

--Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz. -- 2015 Ekim ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Eylül 2015’tir. Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlanacaktır. -- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor ve araştırılıyor. -- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor. -- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler yaparız ve sizi bu durumdan haberdar ederiz. -- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.

İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.