KUANTUM KİMYASI
Kuantum kimyası, kuantum mekaniği prensiplerinin ve denkliklerinin moleküller üzerindeki çalışmalara bir uygulamasıdır. Maddeyi en temel düzeyde anlamak için kuantum mekanik modelleri ve metotları kullanılmalıdır. Kuantum mekaniğinin onu önceki madde modellerinden farklı kılan iki yönü vardır. Birincisi, dalga-parçacık ikiliği kavramıdır, yani çok küçük cisimleri (elektron gibi) hem parçacıkların hem de dalgaların özelliklerine sahip olarak düşünmemiz gerektiği fikridir. İkincisi, kuantum mekanik modellerinin, atom ve
moleküllerin, sadece belirli ölçülerde değere sahip olabilen kuantlanmış enerjisini daima doğruca öngördüğü fikridir. Kuantum kimyasal teorileri periyodik tablonun yapısal özelliklerini inceleme olanağı verir ve kuantum kimyasal hesaplamaları molekül yapılarının kesin bir biçimde öngörümüyle birlikte atom ve molekül davranışlarının spektroskopik incelenmesini sağlar. Bu yazı kuantum kimyası uygulamalarının, güncel bilişim teknolojisinde bir atılıma yol açışını inceler. [1] [2]
Işık için Dalga-Parçacık İkiliği Köken olarak, ikilik fikri temelde 17. Yüzyılda Christiaan Huygens ve Isaac Newton arasındaki ışık ve maddenin doğası hakkında ışık hem dalgadan (Huygens) hem de parçacıktan (Newton) oluşur tartışmalarına dayanır. Max Planck, Albert Einstein, Louis de Broglie, Arthur Compton, Neils Bohr ve diğer birçok bilim adamının çalışmaları sayesinde şu andaki bilimsel teori ışığın hem parçacık hem de dalga (ya da tam tersi) olduğu üzerinedir. Bu olgu yalnız orta boyuttaki parçacıklar için değil ayrıca atom ve moleküllerin temel bileşenleri içinde geçerlidir. Gözle görülebilir parçacıklar için ise aşırı derecede kısa dalga boylarından dolayı dalga özelliği
saptanamaz durumda. Dalga-parçacık ikiliği teorisi tüm maddelerin yalnızca kütlesi olan bir parçacık değil aynı zamanda da enerji transferi yapan bir dalga olduğunu gösterir. Kuantum mekaniğinin temel konsepti, kuantum düzeyindeki objelerin davranışlarında “parçacık” ve “dalga” gibi klasik konseptlerin yetersiz kalmasından dolayı bu teoriyi işaret eder. Standart kuantum yorumları bu paradoksu evrenin temel özelliği olarak açıklarken, alternatif yorumlar bu ikiliği gelişmekte olan, gözlemci üzerinde bulunan çeşitli sınırlamalardan dolayı kaynaklanan ikinci dereceden
10