6 minute read
HAYATIMIZDAKİ TEHLİKE HAVAİ FİŞEK
Geçtiğimiz günlerde Sakarya’nın Hendek ilçesinde havai fişek fabrikasında yaşayan kaza sonucunda pek çok kişinin hayatını kaybetmesinden sonra belki de bu zamana kadar havai fişek konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığınızı düşündünüz mü? Günlük hayatımızda yer alan kutlama, tören gibi faaliyetlerde pek çok kez gördüğümüz belki de kimimizin doğrudan temas ettiği bu maddeyi ne kadar tanıyoruz? Havai fişek keşfi, nasıl patladığı, içerisinde nelerin bulunduğu ve havai fişek nedeniyle gerçekleşen kazaları inceleyen bir akademik makale ile riskin boyutlarını göreceğiz, son olarak havai fişek kullanımında dikkat edilmesi gerekenleri inceleyerek havai fişeği daha yakından tanımış olacağız.
Havai Fişek Nasıl Keşfedildi?
Advertisement
Barutun yaklaşık 2000 yıl önce bulunması ile Çin’in Hunan eyaletinde Liu Yang şehrinde yaşayan Li Tian adlı keşiş ve Song Hanedan’ı (960-1279) tarafından havai fişek keşfedilmiştir. Keşfedilen bu ilk havai fişek barutla doldurulmuş bambu filizlerinden oluşmaktaydı. Yeni yıl başlangıçlarında kötü ruhları korkutmak amacı ile kullanılmaktaydı. 15. Yüzyılda havai fişekler, askeri zaferler, düğünler ve diğer geleneksel kutlamalarda kullanılmaktaydı. Günümüzde ise ışık ve renk görselliği nedeniyle kullanılır. Havai fişek keşfinin Çin’de gerçekleştiği fikri kabul görse de Hindistan veya Arabistan’da da icat edilmiş olabileceği düşünülmektedir. [1]
Havai Fişek Nasıl Patlar?
Havai fişeklerin bileşenlerinin çoğunluğu baruttan oluşmaktadır. Fişeğin alt kısmındaki fitil ateşlenir ve burada yer alan barut patlar, fişek havaya fırlar. Sonrasında zaman ayarlı ikinci bir fitil devreye girer. Bu fitilin ateşlenmesi sonucunda barut yıldız adı verilen küçük parçaların patlamasına neden olur. Yıldızların içlerinde yakıt, oksitleyici madde, metal bileşenleri ile bunları bir arada tutmaya yarayan özel kimyasal maddeler bulunur. Yıldızlar patladıkça gökyüzünde farklı renkler ve şekiller oluşur. Havai fişeklerde bölme sayısı arttırılarak sadece bir havai fişek ile arka arkaya değişik görüntülerin oluşması sağlanabilir. Bunun gerçekleşebilmesi için uygun zamanlama, fitil tasarımı ve fitil uzunluğu önemlidir. Kapsül içine yerleştirilen yıldızların yerleştirilme şekli ve sırası havai fişek patladığında ortaya çıkacak deseni belirleyen etkenlerdir. Havai fişek renkleri yıldızların içlerindeki metal bileşenlerine bağlı olarak değişir. Fişekler patladığında açığa çıkan enerji metal tuzları tarafından soğurulur. Metaller üzerlerinde oluşan bu fazla enerjiyi ışık olarak yansıtır. Bu
şekilde her metal, yaydığı ışığın dalga boyuna bağlı olarak farklı renkte görünür. Bu durum, patlayan yıldızların içlerindeki metallerin havada dağılırken farklı renklerde görünmesini sağlar. [2]
Havai Fişeklerde Kullanılan Maddeler Nelerdir?
Alüminyum: Beyaz alev ve kıvılcım elde etme amacı ile kullanılır.
Antimon: Parıltı efektleri oluşturmak için kullanılır. Baryum: Yeşil renk oluşturma amacı ile kullanılır ve diğer uçucu elementlerin dengelenmesine yardımcı olabilir. Kalsiyum: Renklerini derinleştirmek için kullanılır. Kalsiyum tuzları ile turuncu havai fişekler üretilir. Karbon: Havai fişeklerde itici olarak kullanılan siyah tozun ana bileşenlerinden biridir. Havai fişek yakıtı olarak işlev görür. Klor: Havai fişek içindeki birçok oksitleyicinin önemli bir bileşenidir. Renk üreten metal tuzları genel olarak klor içerir. Demir: Kıvılcım üretme amacı ile kullanılır. Metalin sıcaklığı kıvılcımların rengini belirler. Lityum: Havai fişeklere kırmızı renk vermek için kullanılır. Lityum karbonat çok kullanılan yaygın bir renklendiricidir. Magnezyum: Çok parlak bir beyaz oluştur, bu nedenle beyaz kıvılcımlar ekleme veya havai fişeklerin genel parlaklığını arttırma amacı ile kullanılır. Fosfor: Havada kendiliğinden yanar ve karanlıkta parlamayı sağlar.
Potasyum: Havai fişek karışımlarının oksitlemesine katkı sağlar. Potasyum nitrat, potasyum klorat ve potasyum perklorat önemli oksitleyicilerdir.
Sodyum: Havai fişeklere sarı bir renk verir, ancak renk çok parlak olduğu için daha az yoğun
renkleri maskeleyebilir.
Kükürt:
Havai fişekte itici yakıt olarak bulunur.
Stronsiyum: Havai fişeklere kırmızı renk verir. Stronsiyum bileşikleri, havai fişek karışımlarını stabilize etmek amacıyla da kullanılır.
Titanyum: Gümüş kıvılcımı üretmek için toz veya pul olarak yakılabilir.
Çinko: Havai fişekler ve diğer piroteknik cihazlarda duman efektleri oluşturma amacı ile
Deneysel Çalışmalar
Bakır:
Mavi renk oluşturur.
kullanılır. [3] Amerika Birleşik Devletleri Tüketici Ürünleri Güvenliği Komisyonu (CPSC) 1999 yılından 2014 yılına kadar yaklaşık 10.500 kişinin hastane acil servislerinde havai fişek kaynaklı yaralanmalar nedeniyle tedavi edildiğini belirtmiştir. Federal yasalar havai fişek satışına türe özgü boyut sınırlamaları belirleyerek izin verir ancak eyalet ve yerel yetkililer kullanım kurallarını daha fazla düzenleyebilir. Yapılan araştırmalar havai fişeklerle ilgili yaralanmaların genellikle yasal havai fişeklerden kaynaklandığını ve yaralanmaların pek çoğunun çocuklarda ve erkeklerde gerçekleştiğini göstermiştir. Bu çalışmalar ayrıca hem havai fişekleri izleyenlerin hem de aktif kullanıcıların yaralandığını göstermiştir. Yaralanmaların çoğu el veya yüz bölgesinde yanık oluşturmaktadır. Hastalar acil servisten doğrudan tedavi edilerek taburcu edilmiştir. Havai fişek türlerine göre değişen yaralanma çeşitleri arasındaki ilişki tam olarak anlaşılamamıştır. Havai
fişek ile yaşanan ciddi yaralanmalar konusunda çok az klinik veri bulunmaktadır. Bir vaka kontrol çalışması sonucunda, çoğu yaralanma vakasının federal olarak yasal havai fişeklerden oluşmasına rağmen, hastaneye yatışların çoğunun federal olarak yasa dışı olan havai fişek kullanımı, özellikle ev yapımı havai fişekler nedeniyle olduğu saptanmıştır. Ancak havai fişek türü ve yaralanma şiddeti arasında henüz tam olarak bir ilişki kurulamamıştır. Havai fişek türü ve yaralanma şiddeti arasındaki ilişkiyi bilmek klinisyenler, yasa koyucular ve halk sağlığı uygulayıcıları için önemlidir.
2017 yılında Acil Tıp Dergisi’nde yayınlanan ‘’Havai fişek türü, yaralanma dizini ve havai fişekle ilgili ağır yaralanmaların ardındaki kalıcı bozukluk’’ adlı makalede;
Çalışma popülasyonu 1 ila 61 yaş arası (ortalama 24 yaş) 294 hastayı içermektedir ve hastaların üçte biri 18 yaşından küçüktür. Hastaların çoğu (% 90) erkektir. Ameliyat geçirmeyen 119 hasta (% 40), ameliyat gerektiren 163 hasta (% 55) ve ayakta tedavi gören 12 hasta (% 5) vardı. İki ölüm olmuştur. Havai Fişek Türlerine Göre Yaralanma İlişkileri incelendiğinde, yaralanmaların büyük kısmının mermiler nedni ile ilgili olduğu görülmüştür (%39; Tablo 1). Farklı havai fişek türlerine bağlı yaralanmaların oranı yaşa göre artmaktadır. Yumuşak doku yaralanmaları ve avülsiyon çoğunlukla patlama nedeni ile gerçekleşti. Yanık yaralanmaları çoğunlukla ameliyat gerektirmedi (57/60 yüz yanığı, 69/71 el yanığı, 36/41 kol yanığı, 23/27 gövde yanığı, ve 21/30 bacak yanıkları). Yüz yaralanmaları en çok ev yapımı havai fişeklerde görülürken daha şiddetli ameliyat gerektiren yüz yaralanmaları (kırıklar, derin yanıklar ve yumuşak doku avülsiyonları) top mermisi ve havanlarda daha sık görüldü. Nadiren de olsa ameliyat gerektiren kol, gövde ve bacak yaralanmaları en sık ev yapımı havai fişeklerle meydana geldi. Havai fişekler diğer yaralanma türlerinden daha fazla bacak yaralanmasına neden olmuştur. [4] Bilgilerine yer verilerek havai fişek kullanımı ve izleniminin neden olduğu sorunlar belirtilmiştir. ÖNEMLİ NOT : Temmuz 2005 ile Eylül 2015 arasında yatarak veya ameliyat ile tedavi gerektiren havai fişek nedenli vakası sayısı 294’dür (n = 294). Profesyonel havai fişek gösterilerinde yaralanan hastalar çalışmanın dışında bırakıldı (n = 5). Ameliyat dışı veya sadece poliklinik ortamında tedavi edilenler olarak tanımlanan küçük yaralanmalar dahil edilmedi (n = 98). Demografik bilgiler, (cinsiyet, yaş, ırk), havai fişek kullanım davranışı (aktif kullanıcı veya seyirci), acil servis başvuruları (kat başvurusu, yoğun bakım ünitesi kabul) ayrı olarak incelenmemiştir sadece ameliyathane gerektiren işlemler dahil edilmemiştir.
• Küçük çocukların havai fişek kullanmasına asla izin verilmemelidir. • Havai fişek kullanan veya yakınında bulunan herkes koruyucu gözlük takmalıdır. • Yanan havai fişekleri asla el ile tutulmamalıdır. • İnsanlardan, evlerden ve yanıcı maddelerden uzakta kullanılmalıdır. • Her seferinde bir havai fişek kullanılmalıdır ve sonraki kullanımlarda gerekli güvenlik mesafesi konulmalıdır. • Arızalı havai fişekler tekrar tekrar denenmemelidir. • Çöpe atmadan önce hem kullanılmış hem de kullanılmamış havai fişekleri birkaç saat bekletilmelidir. • Yangın çıkma tehlikesi olmayan bir yerde kullanılmalıdır, yangın çıkması durumunda havai fişekleri tamamen söndürmek için bir kova suya erişim kolaylıkla sağlanacak şekilde olmalıdır. • Asla yasa dışı havai fişek kullanılmamalıdır. [5]
Bu yazımızda havai fişeğe dair detaylı bilgileri incelemiş olduk. Kaza ve ölüm riskini en aza indirmek için bu konuda yetkin kişilerin havai fişek kullanması daha doğru olacaktır. Sağlıkla, huzurla ve havai fişekler kadar renkli günlerinizin olması dileğiyle… Bilimle kalın, bizimle kalın…
[1] https://www.thoughtco.com/invention-of-fireworks-607752 [2] https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/havai-fisekler-nasil-farkli-sekillerde-ve-renklerde-patlar [3] https://www.thoughtco.com/elements-in-fireworks-607342#:~:text=Oxygen%3A%20Fireworks%20 include%20oxidizers%2C%20which,to%20provide%20oxygen%20and%20color. [4] Sandvall, BK, Jacobson, L., Miller, EA, Dodge, RE, Alex Quistberg, D., Rowhani-Rahbar, A.,… Keys, KA (2017). Havai fişek tipi, yaralanma paterni ve havai fişekle ilgili ağır yaralanmaların ardından kalıcı bozukluk. Amerikan Acil Tıp Dergisi, 35 (10), 1469-1473. doi: 10.1016 / j.ajem.2017.04.053 [5] https://www.nsc.org/home-safety/tools-resources/seasonal safety/summer/fireworks#:~:text=Never%20 point%20or%20throw%20fireworks,light%20or%20handle%20malfunctioning%20fireworks