4 minute read
ÇEVRE KİMYASI, STRES FAKTÖRLERİ VE KARİDYOVASKÜLER HASTALIĞA ETKİLERİ
Sanayi Devrimi’nden sonra, insanlar çevreyi kirletme noktasında artan ihtiyaçlar ile doğru orantılı şekilde atık üretmeye ve bu atıkları kontrolsüzce çevreye salınımı ile ciddi oranda biriken bir çevresel felaketin oluşmasına neden oldular. Bu yazıda, çevresel kirliliklerin, insan yaşamı üzerine etkisini incelerken özellikle kardiyovesküler hastalıklar boyutunda, çevre kirliliğin etkilerine odaklanacağız.
Kardiyovasküler hastalıklar, kalp veya kan damarlarının (arterler ve venler) hastalıklarını içeren gruba verilen genel bir isimlendirmedir. [1] Kardiyovasküler hastalık dolaşım sistemini etkileyen herhangi bir hastalığı tanımlayan genel bir terimdir. Özellikle kalp hastalıkları, beyin ve böbrek damarlarını etkileyen hastalıklar ve periferik damar hastalıkları bu gruba girer. Kardiyovasküler hastalıklar dünya çapında ölümlerin en büyük nedenidir. Son yirmi yıl içinde, kardiyovasküler hastalıklardan ölüm oranları yüksek gelirli ülkelerde düşmüş olsa da hastalık ve ölüm oranları düşük ve orta gelirli ülkelerde şaşırtıcı derecede hızlı bir şekilde artmıştır.[2] Şöyle bir çıkarımda bulunabiliriz, düşük ve orta gelirli ülkeler çevre kirliliğine karşı bakış algısı, yüksek gelirli ülkelere oranla düşük ve yetersiz olması beraberinde çevre kirliliğini getirmiş ve bahsedildiği gibi kardiyovesküler hastalıklara bağlı ölüm oranının artmasına sebep olmuştur. Ampirik ve epidemiyolojik kanıtlar hem hava kirliliğinin hem de gürültünün bağımsız olarak oksidatif stres, vasküler disfonksiyon ve otonomik dengesizlik gibi yolların stereo-tipik aktivasyonunu indükleyebileceği ve geleneksel risk faktörlerinin kardiyovasküler hastalık üzerindeki etkisini artırabileceği kavramını desteklemektedir. [3] Bu araştırma sonucu elde edilen data, bilim insanlarını çevre kirliliğinin yarattığı stres faktörlerinin insan yaşamı üzerindeki etkilerini araştırmaya itmiştir. Çevre kirliliği, çevrenin doğal olmayan bir şekilde insan eliyle bozulmasıdır. Bu ekosistemi bozma eylemleri; kirlenme şeklinde tabir edilmektedir. [4] Ekosistemdeki bu bozulma, bir domino taşı etkisi gibi beraberinde birçok sorunu toparlayarak büyük ölçüde insan yaşamını etkiliyor. Yukarı da bahsettiğim, kardiyovesküler hastalıkların görülme oranın artması ile bir ilişki halinde olan çevre kirliliğinde, daha çok odaklanılan alanın hava ve ses kirliliği üzerinden olduğu söylemeliyiz. Bu noktada hava kirliliği, atmosferde toz, duman ve saf olmayan su buharı şeklinde bulunabilecek kirleticilerin, insanlar ve diğer canlılar ile eşyaya zarar verebilecek miktarlara yükselmesi şekilde tanımlanırken, gürültü kirliliğini veya diğer adıyla ses kirliliği, insan veya hayvan yaşamını olumsuz etkileyen, dengesini bozan her türlü insan, hayvan ya da makine kaynaklı ses
Advertisement
oluşumudur şekilde tanımlarız.
Hava ve Gürültü Kirliliğinin Stres Faktörü Olması
Hava ve gürültü kirliliği birer stres faktörü olarak insan sağlı etkileme şekiller birkaç farklı yol üzerinden gerçekleşiyor. Bunlar; otonom sinir sisteminin bozulması ve / veya sempatoadrenal aktivasyon, proenflamatuar aracıların, modifiye lipitlerin veya fosfolipitlerin salınması ve lökositopopülasyonların aktivasyonu, oksidatif stresin neden olduğu endotelyal disfonksiyon ve son olarak protrombotik yolun aktivasyonu ile gerçekleşmeleridir.[5]
Araştırmalar gösteriyor ki hem hava kirliliği hem de gürültü kirliliğinin akut etkileri genellikle önceden var olan 'savunmasız plak', 'savunmasız miyokard' (aritmiler) veya 'savunmasız dolaşım' olan bir kişiler tarafından duyarlı hastalarda kronik şekilde kardiyovasküler hastalıkların ortaya çıkması ile sonuçlanıyor.
Gürültü kirliliği bir stres unsuru haline gelip karidyovasküler hastalıkları tetiklemesinde iki ana yol mekanizması ile meydana gelir. Doğrudan yol, theacoustic sinirin, merkezi sinir sisteminin yapıları ile anlık bir etkileşimi ile aktive edilir. Bir diğer yol ise sırayla sesin bilişsel algısını ve sonraki kortikal aktivasyonunu temsil eder ve önemli ölçüde, bu etkili duygusal tepkilerle ilgilidir. Bu tepkiler birer stres faktörü haline gelir ve kardiyovesküler hastalıkların oluşumu için bir sebep halini alır. Bugüne kadar elde edilen sonuçlara dayanarak, gürültü kirliliği gerçekten de hipertansiyon gibi geleneksel risk faktörlerini vurgulayabilir. Birlikte ele alındığında, özellikle geceleri gürültünün sempatovagal dengesizliğe, vasküler disfonksiyona ve artmış kan basıncına neden olduğu gösterilmiştir. Bu değişiklikler, gürültüye maruz kalmanın karayolu veya demiryolu gürültüsüne maruz kalan kişilerde kan basıncını arttırdığı çoklu büyük ölçekli çalışmalardaki değişikliklerle tutarlıdır.
Bir Stres Faktörü Olarak Hava Kirliliği
Gürültü kirliliğinden farklı olarak, hava kirliliğinde; hava kirliliğinin etkilerini deneysel bağlamda incelemek için çeşitli yaklaşımlar benimsenmiştir. Bu yaklaşımlar konsantre ortam partiküllerine maruz kalma, motorlardan karayolu trafiğine maruz kalmaya ve son olarak hem hayvanlarda hem de insanlarda doğrudan ortam atmosferine maruz kalmayı içerir. [6] Bu maruz kalmalar, günlük hayatta birçok insanın yaşadığı durum olarak görebiliyoruz. Kardiyovasküler hastalığı olan insanların hasta geçmişlerinde bu maruz kalmaları rastlanıyor.
Sonuç Olarak
Bu derleme gürültüye ve partikül maddeye yanıt olarak kardiyometabolik riske aracılık etmede önemli ve yeni kardiyovasküler risk faktörleri olarak önem mekanizmalarını özetlemektedir. Bu yeni risk faktörleri ile bunların kardiyometabolik hastalık
Kaynaklar üzerindeki kolektif etkileri arasındaki etkileşimi incelemek için artan bir gerekçe var olduğunu görebiliyoruz.
[1] Maton, Anthea (1993). Human Biology and Health. Englewood Cliffs, New Jersey: Prentice Hall. ISBN 0-13-981176-1. [2] Mendis, S.; Puska, P.; Norrving, B.(editors) (2011), Global Atlas on cardiovascular disease prevention and control, ISBN 978-92-4-156437-3 [3] Environmental stressors and cardio-metabolic disease: part II– mechanistic insights Thomas Münzel, Mette Sørensen, Tommaso Gori, Frank P. Schmidt, Xiaoquan Rao, Frank R. Brook, Lung Chi Che, Robert D. Brook, and Sanjay Rajagopalan [4] Peirce JJ, Weiner RF, Vesilind PA. Environmental Pollution and Control. 4th edition. ButterworthHeinemann, Boston-Oxford-Johannesburg-Melbourne-N.Delhi-Singapore, 1998 [5] Babisch W. The noise/stress concept, risk assessment and research needs. Noise Health 2002;4:1 – 11. [6] BarregardL,SallstenG,GustafsonP,AnderssonL,JohanssonL,BasuS,StigendalL. Experimental exposure to wood-smoke particles in healthy humans: effects on markers of inflammation, coagulation, and lipid peroxidation. Inhal Toxicol 2006; 18:845 – 853.