İSMMMO Yaşam Dergisi 88. Sayı

Page 1

SAYI

YAS AM

88

İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI İKİ AYLIK YAYINI

PANDEMİ GÜNLERİNDE YATIRIM l DOSYA: ROBOT İŞ ARKADAŞLARI GELIYOR l DUAYEN MESLEK MENSUBU MUSTAFA ÖZYÜREK’LE SÖYLEŞI l EKONOMIST HABER MÜDÜRÜ GÖZDE YENIOVA l İK: BIZ SIZI ARARIZ l SONBAHAR ROTALARI l TAMER LEVENT: HERKES KENDI SANATINI KEŞFETTI l RENKLİ YAŞAM: MERAKIYLA HAVA TAHMİNCİSİ OLDU


İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

TÜRMOB TEMEL EĞİTİM VE STAJ MERKEZİ İSTANBUL ŞUBESİ

MESLEK HAYATINIZDA

HEDEFLERİNİZE BİZİMLE ULAŞABİLİRSİNİZ www.istanbulsmmmodasi.org.tr

İSTANBUL STAJ MERKEZİ İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ İSTANBUL İİM VE STAJ MERKEZİ MALİ MÜŞAVİRLER SERBEST MUHASEBECİ ODASI SERBEST MUHASEBECİ ŞUBESİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ODASI MALİ MÜŞAVİRLER

KURSLARI

arımızda Amacı ır. Bununla arını, mesleğe onusunda SAAT 18 12 Eğitim nevler çi 21 her gün 24 ktedir. Şirinevler 24 hafta 24 sonu atleri arasında 33 zere24yılda 5 dönem 30 dır.12Her kurs web 6 sayfamızdan

zda, verilen Uygulamaları nıebeKat:3 nek çözümler olarak basılı kitap

işli/İstanbul 43 47 80

TÜRMOB TÜRMOB İSTANBUL İSTANBUL TEMEL EĞİTİM VE STAJ MERKEZİ TÜRMOB İSTANBUL TEMEL TEMEL EĞİTİM VE STAJVEMERKEZİ MUHASEBECİ SERBEST MUHASEBECİ İSTANBUL ŞUBESİ EĞİTİM STAJ MERKEZİ SERBEST SERBEST MUHASEBECİ İSTANBUL ŞUBESİŞUBESİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASIODASI MALİMÜŞAVİRLER MÜŞAVİRLER ODASI İSTANBUL MALİ

STAJ SÜRESİNDEN SAYILMASI HAKKINDA ==> İŞLETME AĞIRLIKLI Toplam 178 saat olan SMMM yeterlilik sınavı hazırlık kursuna devam DİL durumunda KURSLARI süresinin 160İNGİLİZCE saat ve üzerinde olması 4 ay, 133 saat ve üzerinde EĞİTİMİN olması durumunda AMACI3 ay staj süresinden sayılabilecektir. Adayların, kurs süresini staj süresinden saydırabilmesi için, girecekleri İşletme Ağırlıklı İngilizce dil kurslarımızı diğerlerinden ayıran en sınava başvuru yaparken kursu tamamlamış olmaları gerekmektedir. önemli özellik kursların kaliteden ödün vermeden, sorumlu ve duyarlı eğitim anlayışıyla yürütülmesidir. İÇERİK DERS SAAT GENEL BİLGİLER l Finansall Muhasebe 302 dönem Kursumuz, Şubat ve Eylül dönemlerinde yılda l Finansalolarak Tablolaraçılmaktadır. Analizi 21 l Maliyet Muhasebesi l Mevcut İşletme veya İş İngilizcesi kurslarında27katılımcılara daha çok halkla ilişkiler, pazarlama ve satış elemanlarının 30 l Vergi Mevzuatı ihtiyaçveduyacağı, mail alma, mail cevaplama, telefonla l Temel Hukuk Borçlar Hukuku 15 görüşme, l İş Hukuku SSK ve yazışma Bağ-Kur kuralları, Mevzuatı pazarlama, genel istatistiki 12 raporlar hazırlama ile ilgili eğitim verilmektedir.13 l Ticaret Hukuku l Eğitim Süreleri; Başlangıç, Orta Öncesi, Orta ve İleri l Muhasebe Denetimi 21 seviyereleri için 154 saat, 11 Haftadan oluşmaktadır. l Meslek Hukuku 9 günleri l Kurslarımız; hafta içi akşam Pzt.-Salı-Çarş.-Perş.

TÜRMOB TÜRMOB TÜRMOB TEMELTEMEL EĞİTİM VE STAJVEVEMERKEZİ TEMELEĞİTİM EĞİTİM STAJMERKEZİ MERKEZİ STAJ İSTANBUL ŞUBESİŞUBESİ İSTANBUL ŞUBESİ İSTANBUL

STAJ SÜRESİNDEN SAYILMASI ==> SMMM STAJHAKKINDA BAŞLATMA

İşletme Ağırlıklı İngilizce Dil kursumuzda Bir kurun tamamına SMMM SINAVIsuretiHAZIRLIK kayıt yaptırmak ile, kursa devamKURSLARI süresinin 150 saat ve üzerinde olması durumunda 3 ay, devam süresinin 113 saat ve EĞİTİMİN AMACI 2 ay staj süresinden sayılabilecektir. üzerinde olması durumunda YETERLİLİK Başlama Sınavı Hazırlık Kurslarımızın amacı, Stajyer İki kurStaja devam eden kursiyerlerimiz, kurs süresini 6temel aya kadar Adaylarınısaydırabilir. sınavlara tam olarak hazırlayabilmektir. Eğitim staj süresinden içeriği ve eğitim materyalleri tamamen bu amaca yönelik SINAVLARINA İÇERİKolarak hazırlanmıştır. l Temel muhasebe terimleri, GENEL BİLGİLER HAZIRLIK l Hafta İçi Kursları: HaftaBilanço, içi her gün saatleri l Finansal Tablolar (Gelir Tablosu, Nakit18.30-21.30 Akış Tablosu) arası vebilgi tümsistemi, program süresince genellikle l Muhasebe muhasebe kayıt tekniği 5 Cumartesi günü 14.00-18.00 arasında, Kadıköy, Şişli, Şirinevler eğitim KURSLARI l Hizmet ve ticaretsaatleri işletmelerinde dönem içi işlemlerin birimlerinde devam etmektedir.

İSTANBUL İSTANBUL SERBEST SERBESTMUHASEBECİ MUHASEBECİ MALİ MALİMÜŞAVİRLER MÜŞAVİRLERODASI ODASI

TÜRMOB TÜRMOB TEMEL TEMELEĞİTİM EĞİTİMVEVESTAJ STAJMERKEZİ MERKEZİ İSTANBUL İSTANBULŞUBESİ ŞUBESİ

İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

ve üzerinde olması durumunda 4 ay staj süresinden sayılabilecektir. Adayların, kurs süresini staj süresinden saydırabilmesi için, kursa katıldıkları dönemde dosya başvurularının bulunması ve aynı dosya süresi içinde sınavı kazanarak stajlarını başlatmış olmaları gerekmektedir. İÇERİK DERS SAAT DERS Finansal Muhasebe 27 Vergi Mevzuatı İş Hukuku SGK Mevzuatı 9 Matematik Maliyet Muhasebesi 18 Ekonomi-Maliye Ticaret Hukuku 9 İnkılap Tarihi Borçlar Hukuku Finansal Raporlama Standartları 8 Türkçe Muhasebe Denetimi 21 İngilizce Finansal Tablolar Analizi 15 ETÜD DERSLERİ Meslek Hukuku 15

SAAT 18 7 21 7 9 6 7 36

İSMMMO / TESMER EĞİTİM YOL HARİTASI

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK SINAVLARI HAZIRLIK KURSLARI

saat 18:40-21:30 ile arasında yapılmakta, hafta sonları ise EĞİTİM BİRİMLERİMİZ Cumartesi günleri saat 13:00-18:00, Pazar günleri 09:30-15:30 TESMER Kadıköy Eğitim Birimi arasında gerçekleşmektedir. Ağırlıklı Dil Kurslarımızda katılımcılara HasanpaşalMah.İşletme Uzunçayır Cd. İngilizce No:29 Kat:1 Kadıköy/İstanbul Dinlediğini Telefon: (216) 545 35anlama 51 - 545(Listening 35 52 Comprehension), Konuşma (Speaking), incelemeAkademi (Reading Comprehension), TESMER Şişli EğitimMetin BirimiOkuma, / İSMMMO Yazma (Writing) becerileri kazandırılmaktadır. Gayrettepe Mah. Yıldızposta Cad. No:48 Dedeman İş Hanı Kat:3 Devam zorunluluğu olan program , kursiyerlerini ingilizce Beşiktaş Telefon: (212) 274 42 22 seviye belirleme ve çeşitli test-sınavlara da hazırlamaktadır. TESMER Şirinevler Eğitim Birimi - Hürriyet Mahallesi l Katılımcıların, en çok 17’şer kişilik sınıflarda, eşit seviyede Mahmutbeyolması Cd. Arıkan İş Merkezi Şirinevler eğitimDağlar açısından büyük No.1 önemKat.3 taşımaktadır. Telefon: (212)503 59 59 - 552 24 64 llwww.istanbulsmmmodasi.org.tr Kurtuluş Cad. No:114 34375 Kurtuluş- Şişli/İstanbul

lTelefon: egitim@ismmmo.org.tr (212) 315 84 00 Faks:(212) m www.istanbulsmmmodasi.org.tr m 343 47 80

muhasebeleştirilmesi l Hafta Sonu Kursları: Hafta Sonu (Cumartesi - Pazar l Maddi ve maddi olmayan duran varlıklar, günleri 10:00-18:30 saatleri arası) ve Hafta içi (9 gün l Operasyonel varlık ve borçların değerlemesi, 19:00-22:00 saatleri arası) Kadıköy, Şişli, Şirinevler eğitim l Finansal tabloların analizi, oranlar ve nakit akış tablosu birimlerinde devam etmektedir. yardımı ile analiz, l Maliyet muhasebesi terimleri, maliyet muhasebesi problemleri, EĞİTİM KİTAPLARI SMMMmuhasebesi Staj Başlatma Sınavları Hazırlık Kurslarımızda, verilen l Yönetim terimleri, karar problemleri eğitimlere paralel içerikte hazırlanmış Muhasebe Uygulamaları ve BİRİMLERİMİZ Hukuk konuları ile ilgili konu anlatımlı ve örnek çözümler EĞİTİM içeren kitaplarımız, Deneme Sınavı Kitapçığı kursiyerlerimize TESMER Kadıköy Eğitim Birimi ücretsiz olarak basılı kitap halinde veya pdf şeklinde Hasanpaşa Mah. Uzunçayır Cd. No:29 Kat:1 Kadıköy/İstanbul verilmektedir. Telefon: (216) 545 35 51 - 545 35 52 TESMER Eğitim Birimi / İSMMMO Akademi STAJŞişli SÜRESİNDEN SAYILMASI HAKKINDA Gayrettepe Cad.başlama No:48 Dedeman İş Hanı Kat:3devam ToplamMah. 233Yıldızposta saat olan staja sınavı hazırlık kursuna süresinin saat 274 ve üzerinde Beşiktaş Telefon:200 (212) 42 22 olması durumunda 5 ay, 166 saat l Kurtuluş l www.istanbulsmmmodasi.org.tr Cad. No:114 34375 Kurtuluşm www.istanbulsmmmodasi.org.tr m Şişli/İstanbul Telefon: l egitim@ismmmo.org.tr (212) 315 84 00 Faks:(212) 343 47 80

TÜRMOB TEMEL EĞİTİM VE STAJ MERKEZİ İSTANBUL ŞUBESİ

İŞLETME AĞIRLIKLI İNGİLİZCE DİL KURSLARI

EĞİTİM BİRİMLERİMİZ TESMER Kadıköy Eğitim Birimi Hasanpaşa Mah. Uzunçayır Cd. No:29 Kat:1 Kadıköy/İstanbul Telefon: (216) 545 35 51 - 545 35 52 TESMER Şişli Eğitim Birimi / İSMMMO Akademi Gayrettepe Mah. Yıldızposta Cad. No:48 Dedeman İş Hanı Kat:3 Beşiktaş Telefon: (212) 274 42 22 TESMER Şirinevler Eğitim Birimi - Hürriyet Mahallesi Mahmutbey Cd. Arıkan Dağlar İş Merkezi No.1 Kat.3 Şirinevler Telefon: (212)503 59 59 - 552 24 64 l www.istanbulsmmmodasi.org.tr

m www.istanbulsmmmodasi.org.tr m l egitim@ismmmo.org.tr

SMMM STAJ BAŞLATMA SINAVI HAZIRLIK KURSLARI

m www.istanbulsmmmodasi.org.tr m


başkandan

Sevgili İSMMMO Ailesi,

Pandeminin gölgesinde geçen 2020 yılını geride bırakıyoruz. Kasım, aralık yılın son ayları. Dünyamız, ülkemiz ve mesleğimiz adına zor bir yıl geçirdik. Covid-19 salgınına karşı önce sağlığımızı koruyucu önlemleri artırırken, her anlamda dijitalleşmenin ivme kazandığı bir dönemden geçtik. Sempozyumlarımıza, panellerimize, toplantılarımıza konu olan dijitalleşme, belki de beklentilerimizin de ötesinde çok daha hızlı ve kaçınılmaz bir şekilde iş hayatlarımıza girmiş oldu. Meslek mensuplarımız da bu yöndeki gelişimlerini hızlandırdılar. Biz de oda olarak çoğu hizmetimizi online sitemiz üzerinden vermek için var gücümüzle çalıştık. 2021 yılının hepimiz için daha sağlıklı ve güzelliklerle dolu olmasını temenni ediyorum. Evet, yılın son sayısıyla karşınızdayız. Bu sayımızda kapakta sizler için pandemi günlerinde yatırımı yazdık. Altın, dolar, euro, bitcoin, borsa, konut…. 2020 yılında dünya pandemi nedeniyle bir değişim geçirirken, yatırımcılar da bundan etkileniyor. Pandemi günlerinden en çok hangi enstrümana yatırım yapıldı? En çok getiriye kim ulaştı? Bütün soruların cevaplarını araştırdık. Dosyada metal yakalılara yani robotlara mercek tuttuk. Dünyada robot çalışan nüfusu son hızla artıyor. Robotların sayısı 2.7 milyona ulaştı. Artık üretimin en önemli elemanları haline geldiler. Türkiye’de ise bu sayı 30 binlerde. İnsansı robotlar da gelişimini sürdürürken, geçmişin bilim kurgu filmleri birer birer gerçeğe dönüşüyor… Zirvedekiler sayfamızın konuğu ise İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Gültepe. Gültepe, “Küresel markalar Çin’deki üretimlerini yakın coğrafyalara kaydırmaya çalışıyor. Avrupalı markalar için Türkiye en iyi seçenek olarak görünüyor” diyor. Duayen meslek mensubu röportajımızda Mustafa Özyürek var. 81 yaşındaki Özyürek, mesleğin bugüne gelmesinde ciddi katkısı olan bir isim. TÜRMOB onursal başkanlığı ve milletvekilliği yaptı. Özyürek, “Ülkede ve dünyadaki gelişmelerin yakından izlenip, mesleğimizin daha çağdaş bir yapıya kavuşması için yoğun çaba gösterilmelidir” diyor. Gündemin Sesi’nde bu sayıdaki konuğumuz Ekonomist Dergisi Haber Müdürü Gözde Yeniova Saylak. Basındaki az sayıdaki kadın yöneticiden biri. Saylak, “Alışkanlıklar değiştikçe internet ve sosyal medyadaki kısa içerikler ve video haberler daha fazla tercih edilecek. Ama daha derin, özel, analiz içeren yazılı haberlere her zaman ilgi sürecek” tespitinde bulunuyor. Yaşamın Portresi’nde usta oyuncu ve yönetmen Tamer Levent’e yer verdik. En son Ankara Film Festivali kapsamında ‘Sanat Çınarı Ödülü’ne layık görüldü. ‘SanataEvet’ platformunun da kurucularından. Ona göre pandemide toplumda sanat bilinci de yükseldi. Renkli Yaşam’da ise meteoroloji tutkusu olan meslek mensubu Dr. Serkan Adalıoğlu var. O, çocukluğundan beri bu alana ilgi duyuyor. Meteorolojiyle ilgili özel çalışmalar yapıyor. 10 yıldan beri Havaforum adlı internet sitesinde amatörce hava tahminleri yapıyor. İnsan Kaynakları sayfamızda Hilal Mungan’ın kitabı iş görüşmelerinin kapanış cümlesi olan ‘Biz Sizi Ararız’ kitabına yer verdik. Seyahat sayfamızda sonbahar rotalarını yazdık. Doğanın renklerinin yeşilden sarıya, kahveye, kırmızıya döndüğü günlerden geçiyoruz. Bu muhteşem görselliği deneyimleyebileceğiniz İstanbul’a yakın rotalar var. İstanbul’da sizi Büyükçekmece’ye götürüyoruz. Büyükçekmece, denizi, doğal güzellikleri ile İstanbul’da tatil tadında gezi keyfi sunan bir ilçe. Ayrıca Sağlık, Evim, Sinema, Kitap, Dostlarımız, Lezzet, Teknoloji ve Mizah bölümlerimiz var. Keyifli okumalar.

Yücel Akdemir

İSMMMO EYLÜL-EKİM 2020

ISSN: 1306-5653

YAS AM

SAHİBİ İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Adına Yücel Akdemir Kurtuluş Cad. No: 114 Kurtuluş-Şişli / İSTANBUL SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Halim Bursalı

YAYINA HAZIRLAYANLAR Nil Demirciler, Ayşegül Emir,   Umut Efe, Kaan Yıldız basin@ismmmo.org.tr, yasamdergi@gmail.com

Kurtuluş Cad. No: 114 Kurtuluş-Şişli / İSTANBUL

l DANIŞMA KURULU

l BASILDIĞI YER:

Yücel Akdemir, Yahya Arıkan, Ali Haydar Tunç, Erol Demirel, Gülgün Öztürk, Halim Bursalı, Ethem Yüksel Kahveci, Hakan Ustabaş, Murat Demirtaş, Turgay Kanarya, Yılmaz Bolgün, Fatma Ölmez, Serdar Çağlayan, Mithat Erdoğan, Asuman Oymak Çam, Metin Gökdağ, Ayşe Betül Ayaz, Taner Yüceur, Fatih Tapkan, Güler Güney, Yıldız İrgin, Muharrem Küçükelçi, Nedim Boz, Engin Mutlu, Bilal Karayazı, Nilgün Saraçer, Nihat Savaş,   Çiçek Yağmur, Ali Ekber Özkan, Volkan Karakoç, Ali Çelik, Tomris Coşgun, Ahmet Çakır, Tayyar Güler, Senem Dursun Onaran, Gülser Ertekin,   Hasgül Bal, Erdal Aydın, Filiz Bülbül, Mahmut Şahin, İskender Demirci, Sema Eren, Mustafa İrfan Yalçın, Murat Doğan, Cemal Karaoğlu,   Özlem Gül Er, Sevda Rızvanoğlu, Özbeyi Taşkın, Saadet Gencoğlu, Yakup Şen, Mahmut Mağat, Hüseyin Biz, Canan Şahan, Emine Kocakerim, Serdar Murat Akın, Hayrettin Özbakır, Murat Nail Koçkar, İsmail Öztürk, Nuh Ziyahan Başar

l Yayın Türü: İSMMMO Yaşam; yaşam, kültür ve güncel haber dergisidir. Yerel süreli yayındır. İki ayda bir yayımlanır, 500 adet basılır. Dergimizde yer alan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. l Yönetim Yeri ve Yazışma Adresi: Kurtuluş Caddesi No: 114 Şişli-İSTANBUL Telefon: (0212) 315 84 00,   Faks: (0212) 343 47 80


KAPAK

Pandemi günlerinde yatırım Dünyada ve Türkiye’de bir yandan pandemiyle mücadele sürerken diğer yandan da yatırım hız kesmiyor. 2020 yılına büyük hedefler ve umutlarla giren piyasa yatırımcıları ve oyuncuları, art arda ve her alanda yaşanan krizlerin ardından güvenli limanlara sığınmaya başladı. Dünyada yeni bir ekonomik düzenle birlikte yeni yatırım araçları ve yeni para tartışmaları hızlandı. Gelecek hâlâ sisli ve puslu bir halde. Uluslararası kuruluşlar ve piyasalar sürekli olarak belirsizliği ve kısa vadeleri fiyatlıyor… 2020 ise tam anlamıyla yatırımcı ve piyasalar açısından ‘fırtınalı denizde kaptanlık’ hikayesine döndü…

18

İÇİNDEKİLER

R Ö P O R T A J

‘Örgütlü çalışma ve uzmanlaşma hedeflenmeli’ Mustafa Özyürek, duayen bir meslek mensubu. O, 81 yıllık yaşamında mesleğin bugüne gelmesinde ciddi katkısı bulunan bir isim. Kamu kurumlarındaki görevlerinden odalara ve milletvekilliğine kadar uzanan çalışma hayatında hep başarılı işlere imza attı. Özyürek, “Ülkede ve dünyadaki gelişmelerin yakından izlenip, mesleğimizin   daha çağdaş bir yapıya kavuşması için yoğun çaba gösterilmelidir” diyor. 10

Z İ R V E D E K İ L E R

‘Hazır giyimde kullan at dönemi bitiyor’ İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Gültepe, salgın nedeniyle küresel tedarik zincirinin de değiştiğini belirterek  Çin ile ticaret savaşı nedeniyle sektörün küresel arenada yeni bir   14 döneme girdiğine dikkat çekiyor.


DOSYA

R E N K L İ

Y A Ş A M

Merakıyla hava tahmincisi oldu

Meteoroloji çoğumuz için günlük yaşamı planlamak için kullanılan bir araç olsa da meslek mensubu Dr. Serkan Adalıoğlu için bir tutku. O, çocukluğundan beri bu alana ilgi duyuyor ve özel çalışmalar yapıyor. Adalıoğlu, Türkiye’nin bu yıl ‘La Nina’nın etkisinde kalacağı tahmininde bulundu. 32

Robot iş arkadaşları geliyor Dünyada hem endüstriyel hem de insansı robotlarla ilgili gelişmeler son hızla devam ediyor. Yapay zeka ilerledikçe robot nüfusu da artıyor. Robotların sayısı 2.7 milyona ulaştı. Artık üretimin en 28 önemli elemanları haline geldiler.

AL ONLINE K U SAĞLIĞINI KOR İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ISTANBUL CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS

GÜNDEMİN SESİ

‘Derin ve analiz içeren habere ihtiyaç olacak’ Ekonomist’in haber müdürü Gözde Yeniova Saylak. Basındaki az sayıdaki kadın yöneticiden biri. Saylak, “Alışkanlıklar değiştikçe internet ve sosyal medyadaki kısa içerikler ve video haberler daha fazla tercih edilecek. Ama daha derin, özel, analiz içeren yazılı haberlere her zaman ilgi sürecek” dedi. 24

YAŞAMIN PORTRESİ

‘Herkes kendi   sanatını keşfetti’ Usta oyuncu ve yönetmen Tamer Levent’e göre pandemi döneminde toplumda sanat bilinci de yükseldi. Tamer Levent, “Sanatların en yücesi yaşama sanatıdır. Pandemi döneminde herkes kendinde sanatı keşfetmek zorunda kaldı. Dijital yayınlarla da bu deneyimi geliştirdi. Herkes kendini geliştirdi” yorumunu yapıyor. 34

TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİ BİLİRKİŞİLİK BAŞVURUSU YOL HARİTASI MESLEKI UZMANLAŞMA KOMITESI TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

6 2 .

G Ü N

6

İSMMMO HABER

8

SAĞLIK

40

E Ğ İ T İ M

42

DOSTLARIMIZ

44

L E Z Z E T

46

EVİM EVİM

48

GEZİ

50

G E Z İ - İ S TA N B U L

52

K Ü LT Ü R S A N AT

56

SİNEMA

58

K İ TA P

60

T E K N O - YA Ş A M

62

MİZAH

64

BULMACA-SUDOKU

66

www.ismmmo.org.tr


Dünya Şehircilik Günü kutlu olsun Dünyamız plansız şehirleşme yüzünden doğal yapısını günden güne kaybetme tehdidi ile karşı karşıya. Bu kapsamda milyarlarca insanı hızlı nüfus artışı, plansız sanayileşme ve buna bağlı olarak ortaya çıkan çevre kirliliği gibi birçok sorun bekliyor. Devam eden sorunlar zamanla daha büyük sorunları da beraberinde getirirken, küresel ısınma gibi daha büyük sorunlar ortaya çıktı. Özellikle kalabalık şehirlerin yarattığı tehlikeler koronavirüs pandemisi döneminde daha da ortaya çıktı. Dünya Şehircilik Günü, plansız kentleş-

menin ortaya çıkardığı sorunlara dikkat çekmek üzere her yıl 8 Kasım tarihinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Şehircilik konusunda halkı bilinçlendirmeyi amaçlayan etkinlikler kapsamında; şehircilik, planlama, şehir sorunları, çarpık kentleşme gibi birçok konuda bilgiler verilmekte. Tüm dünyada doğal güzellikler ve doğal yaşam alanları azalıyor. Ülkemizin büyük şehirlerinin en büyük sorunlarından biri şehir merkezlerindeki yeşil alanların azlığı oluyor. Kentleşme ile kaynak tüketimi de artarken ortaya çıkan çöp ve atıklara büyük bir çözüm

bulunmazsa geleceğimiz tehlike altına girecek. Bu nedenle ülkemizde son yıllarda geri dönüşüm tesisleri üzerine büyük yatırımlar yapılmakta. Ancak bu çözüm, atıkların kaynağında ayrıştırılması ve geri dönüşüm için hazırlanması bilinci henüz yerleşmediğinden yeterli olamıyor. Çarpık kentleşme nedeniyle düzensiz yapılar oluşurken ulaşım sorunları da ortaya çıkıyor. Tüm bunlara çözüm bulunamazsa ne yazık ki dünyamızı daha ciddi sorunlar bekliyor...

62. GÜN

Kadın-erkek herkesin özgürce yaşam hakkı var! Ülkemizde giderek artan ve ne yazık ki önlenemeyen kadın cinayetleri, kadın haklarını gündeme getiriyor. Oysa 5 Aralık 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı verildi...   5 Aralık 1934 tarihinde Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı veren yasanın kabulünün yıldönümü Kadın Hakları Günü olarak kutlanıyor. Kadınların haklarının sadece bir gün değil her gün korunup gözetilmesi ve kadın-erkek ayrımı yapmadan her vatandaşın eşit olarak yaşayabilmesinin sağlanması gerekiyor... Dünyadaki insanların eşit bir şekilde yaşayabilmeleri için de 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü, İnsan

6 l İSMMMO YAŞAM

Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildiği gün olan 10 Aralık’ta kutlanıyor. İnsan hakları, bireylerin salt insan olmakla kazandıkları haklar olarak tanımlanırken, insanların, insan olarak

taşıdıkları değerin sömürü, baskı, kıyım ve her türlü doğal güç karşısında korunması ilkesine dayanıyor. Özetle, kadın-erkek, genç-yaşlı ayrımı yapmadan tüm insanların eşit bir şekilde özgürce yaşama hakkı bulunuyor...

KASIM-ARALIK 2020


Atamızı özlemle anıyoruz Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 82.yılı... Türk milleti olarak Ata’mıza duyduğumuz özlem her geçen yıl giderek artıyor. Ata’mızın aramızdan ayrıldığı gün olan 10 Kasım’da Atatürk’ü saygıyla anmak üzere çeşitli etkinlikler düzenlenir. Her 10 Kasım günü Saat 9’u beş gece ülke genelinde sirenler çalınır; trafikteki arabalar durur ve 4 dakika korna çalarak anma etkinliklerine destek verirler. Okullarda ve resmi bölgelerde törenler düzenlenir, siyasi büyükler ve kişiler Anıtkabir’e bu günde akın ederler. Ülke genelinde Millet Meclisi hariç tüm bayraklar bu günde yarıya indirilir. Hafta boyunca Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına onun yurtseverliği, inkılap ve ilkelerinin anlatıldığı, radyo ve televizyonda Atatürk’ün konuşmalarının kendi sesinden dinletildiği, Atatürk’le ilgili filmler gösterilir.

İLK CUMHURBAŞKANI Kurtuluş Savaşı’nın ardından TBMM tarafından 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilirken, Mustafa Kemal Atatürk de cumhurbaşkanı seçildi. 1938’deki ölümüne dek arka arkaya 4 kez cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten Cumhurbaşkanı oldu. Gazi Mustafa Kemal’e, 24 Kasım 1934’te 2587 sayılı Kanunla ‘Atatürk’ soyadı verildi ve bu soyadının başkaları tarafından kullanılması yasaklandı. Atatürk, 10 Kasım 1938’de 57 yaşındayken Dolmabahçe

Sarayı’nda saat dokuzu beş geçe hayatını kaybetti. Atatürk’ün vefatı sadece Türkiye’de değil bütün dünyada büyük üzüntüyle karşılanırken, yabancı devlet adamları birçok açıklama yaptı ve mesaj yayımladı. İngiltere Başbakanı Lloyd George, “Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk ulusuna nasip oldu. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elden ne gelirdi?” değerlendirmesini yapmıştı... Atatürk’ün Türk bayrağına sarılı tabutu, Dolmabahçe Sarayı büyük tören salonunda bir katafalk üzerine yerleştirilerek 3 gün süreyle milletin ziyaretine bırakıldı. Cenaze, daha sonra 20 Kasım 1938’de Ankara’ya getirildi ve 21 Kasım 1938’de büyük törenle Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine konuldu. Atatürk’ün naaşı, ölümünün 15’inci yılı olan 10 Kasım 1953’te Anıtkabir’e nakledildi.

Tek engel beyindeki engeldir

KASIM-ARALIK 2020

Dünya Engelliler Günü olarak kutlanmakta... 1992 yılında Birleşmiş Milletlerin kararı ile   3 Aralık “Uluslararası Engelliler Günü” olarak kabul edildi. 1993 yılından itibaren de tüm dünyada engellilerin topluma kazandırılması ve haklarının ‘tam ve diğer insanlara eşit ölçüde’ sağlanması amacı için çalışılması gereken bir gün olarak tüm dünyada kutlanmaya başladı.

62. GÜN

Günümüzde engellerini aşıp topluma karışan, birçok alanda başarılara imza atan engelli vatandaşlar, bedensel ya da zihinsel olsun insanların engellerinin sadece beyinlerindeki engeller olduğunu ortaya koyuyorlar... O nedenle engelli vatandaşlara acıyarak bakmak, onları toplumdan dışlamak, ötekileştirmek yerine onlara destek olmalıyız. Bu amaçla 3 Aralık tüm dünyada

İSMMMO YAŞAM l 7


İSMMMO HABER

Odamızın çalışma saatleri değişti Odamız web sitesinde, Covid-19 pandemisi kapsamında çalışanların ve toplumun sağlığını korumak amacıyla çalışma saatlerinin değiştirildiği duyuruldu. Açıklamada şöyle denildi: “Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü nedeniyle uygulanan olağanüstü tedbirler gereği üyelerimizin işlemlerini güvenle sürdürebilmesi adına bir kısmı öteden beri uygulanmakta olan işlemler aşağıdaki şekilde yürütülecektir. 09 Kasım 2020 tarihinden başlamak üzere çalışma saatlerimiz 09.00-17.00 olarak düzenlenmiştir. Başka bir değişiklik olması halinde web sitemizde bilgilendirme yapılacaktır. Stajyerlerimiz evrak teslimi için randevu sistemi ile alınmaya devam etmektedirler. e-Hizmetler: Üyelerimizin Online Başvuru ve Hizmetlerimiz ile ilgili Bilgiler. 1. Yeni Büro Açılışları Üyelerimiz; web sitesinde aşağıda belirtilen linkteki evrakları tarayıp çalışanlar listesine kayıtlarını yaptırabilirler. https:// www.ismmmo.org.tr/Uye/Buro-Kayit-Islemleri Çalışanlar Listesine Kayıt Formu, Vergi Dairesi müracaat formu, SGK detaylı hizmet dökümü (e-devlet şifresi ile alınacaktır) evrakları tarayarak uye@ismmmo.org.tr adresine göndermesi yeterlidir. 2. Kaşe Başvuruları (daha önce kaşe başvurusu olmayanlar için) Üyelerimiz; web sitesinde aşağıda belirtilen linkteki evrakları tarayıp çalışanlar listesine kayıtlarını yaptırabilirler. https:// www.ismmmo.org.tr/Uye/Buro-Kayit-Islemleri--6947 Kaşe talep formu, Banka Dekontu,

8 l İSMMMO YAŞAM

Kaşe bedeli 360 TL olup, İş Bankası Küçükevler Şb.723472 banka hesaplarına kaşe ücreti yatırılıp talep formu ve dekontun uye@ ismmmo.org.tr adresine göndermesi yeterlidir. 3. Adres Değişikliği Büro Adres Değişikliği. Üyelerimiz; web sitesinde aşağıda belirtilen linkteki evrakları tarayıp çalışanlar listesine kayıtlarını yaptırabilirler. https://www.ismmmo.org.tr/Uye/ BuroAdres-Degisikligi--6961 Büro Adres Değişikliği Formu, Vergi Dairesi e-Yoklama (GİB web sitesinden alınabilir), 1 adet fotoğraf, Şirket Adres Değişikliği https://www.ismmmo. org.tr/Uye/Ortaklik-Sirket-Kayitlari--6949 Büro Adres Değişikliği Formu Adres değişikliğini gösterir ticaret sicil gazetesi Vergi Dairesi e-Yoklama (GİB web sitesinden alınabilir) 4. Büro Kapanış İşlemleri Dilekçe ekinde Vergi Dairesi kapanış

bildirim formu (zorunlu) ile başvuru yapılması gerekmektedir. uye@ismmmo.org.tr adresine evrakları tarayıp gönderebilirsiniz. 5. Faaliyet Belgesi veya Oda Sicil Belgesi Üyelerimizin faaliyet belgesi, oda sicil belgesi taleplerini, web sitemiz internet şubesi, https://e-sube.ismmmo.org.tr/login/login/3 işlemlerinden talep etmeleri halinde e-imzalı olarak alabileceklerdir. (Bir sınırlama söz konusu değildir) 6-Çeşitli Evrak Talebi Üyelerimizin bazı kurumlara verilmek üzere istedikleri yazıları uye@ismmmo.org. tr adresine göndermeleri halinde ilgili yazılar taranıp e-posta adreslerine gönderilecektir. 7-Bağımlı Çalışan Üyelerimiz İş Ve Ev Adresi Değişiklikleri Bağımlı çalışan üyelerimiz işyeri adres değişikliklerini web sitemiz internet şubesinden yapabilirler.”

KASIM-ARALIK 2020


Tüketici Hakem Heyetleri Bilirkişilik Yol Haritası Tüketici Hakem Heyetleri Bilirkişilik Yol Haritası, Mesleki Uzmanlaşma Komitesi tarafından yayınlandı. Oda Başkanımız Yücel Akdemir, “Tüketici hakem heyetlerinde görülen tüketici uyuşmazlıklarında adalete uygun bir şekilde karar verilebilmesi amacıyla sık bir şekilde başvurulan bilirkişilik müessesine ilişkin münferit ve kapsamlı bir yasal düzenleme yapılması doğrultusunda Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Tüke-

tici Hakem Heyetleri Bilirkişilik Yönetmeliği’ 9/7/2020 tarihli ve 31180 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. İlgili yönetmelik kapsamında, 15/10/2020 tarihinde Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan duyuruya göre, başvurulara ilişkin yol haritasını hazırlayan Mesleki Uzmanlaşma Komitesi’ne teşekkürlerimi sunarım. Faydalı olması dileklerimle” açıklaması yaptı.

Stajyerlerimiz   için duyuru

KASIM-ARALIK 2020

rimizle birlikte tüm kadromuzla bu görece zor günleri atlatmak için çalışıyoruz. Elbette en büyük dileğimiz pandemi sürecinin bir an önce sona ermesidir. Bilindiği üzere birçok kamu kurum ve kuruluşu çalışmalarına online devam etmektedir. Odamız pandeminin başlangıcından itibaren hiç bir surette kapanmamış ve stajyerlerimize yüz yüze hizmet vermeye pandemi kurallarına uymak koşuluyla randevu sistemiyle devam etmiştir. Bu dönemi ortak alanlarda alınan önlemlere uymakta göstereceğiniz çaba ve anlayışla dayanışma içinde geçireceğimize inancımız tamdır. Bu nedenle; Odamıza gelmeden önce tüm stajyerlerimizin mutlaka randevu alarak gelmesi rica olunur, gereğini önemle rica ederiz.”

İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MAL İ MÜŞAVİRLER ODA ISTA NBU L CHA MBE SI R OF CER TIFI ED PUB LIC ACC OUN TAN TS

TÜKETİCİ HA

BİLİRKİŞİLİK

KEM HEYETL

BAŞVURUSU

ERİ

YOL HARİTASI

MESLEKI UZM AN TARAFINDAN LAŞMA KOMITESI HAZIRLANMIŞ TIR ww w.ismmmo.org. tr

KISA ÇALIŞMA   ÖDENEĞI   UZATILDI Ekonomik, sektörel, bölgesel kriz ve zorlayıcı sebeplerle işyerindeki çalışma süresi azalan çalışanlara İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödenen kısa çalışma ödeneği 2 ay daha uzatıldı. Kısa çalışma ödeneği uygulamasında daha önce uzatılan süre 30 Ekim’de sona eriyordu. Hükümet pandemi nedeniyle büyük işten çıkarmaların önüne geçmek için çalışanların maaşlarının bir kısmını İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılıyor. Kısa çalışma ödeneği uygulamasının 2 ay daha uzatılmasını öngören karar Resmi Gazete’de yayımlandı. 2 ay daha uzatılan kısa çalışma ödeneği uygulamasında ise daha önce uzatılan süre 30 Ekim’de sona eriyordu. Sürenin uzatılması ile birlikte kısa çalışma ödeneği süresi şu an için 30 Aralık tarihinde sona erecek.

İSMMMO HABER

Odamız web sitesinde stajyerlerimiz için şu duyuru yer aldı: “Değerli stajyerlerimiz. Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle uygulanan olağanüstü tedbirler gereği, sizlerin işlemlerinizin güvenle sürdürebilmesi adına randevu sistemimiz 31.12.2020 tarihine kadar devam edecek olup 09 Kasım 2020 tarihinden başlamak üzere çalışma saatlerimiz 09.00-17.00 olarak düzenlenmiştir. Başka bir değişiklik olması halinde web sitemizde bilgilendirme yapılacaktır. Bilgi edinilmesini ve gereğini önemle rica ederiz. Hiç kuşkusuz salgın döneminin her kesimden çok sayıda kişi üzerindeki olumsuz etkileri devam etmektedir. İSMMMO ailesi olarak dileğimiz ve gayretimiz bu etkilerin en aza indirilmesidir. Siz stajyerle-

ONLINE KAL SAĞLIĞINI KORU

İSMMMO YAŞAM l 9


R Ö P O RTA J

‘Örgütlü çalışma ve uzmanlaşma hedeflenmeli’ Mustafa Özyürek, duayen bir meslek mensubu. O, 81 yıllık yaşamında mesleğin bugüne gelmesinde ciddi katkısı bulunan bir isim. Kamu kurumlarındaki görevlerinden odalara ve milletvekilliğine kadar uzanan çalışma hayatında hep başarılı işlere imza attı. TÜRMOB onursal başkanı ve eski milletvekillerinden olan Özyürek, meslek mensuplarının örgütlü çalışmayı ve uzmanlaşmayı amaç edinmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Özyürek, “Ülkede ve dünyadaki gelişmelerin yakından izlenip, mesleğimizin daha çağdaş bir yapıya kavuşması için yoğun çaba gösterilmelidir” diyor.

10 l İSMMMO YAŞAM

NİL DENİZ DEMİRCİLER O, mesleğin duayen isimlerinden biri... 81 yaşında dinç, hala mesleğin gelişimi ve çağdaş bir yapıya kavuşabilmesi için kafa yoran, yeni nesillere meslekle ilgili tavsiyelerde bulunan önemli bir isim. Mustafa Özyürek’ten bahsediyoruz...Mesleğin bütün gelişimlerine tanıklık etti. Sektörün önemli kurumlarında üst düzey görevlerde bulundu. TÜRMOB kurulduktan sonra yapılan ilk genel kurulda divan başkanlığını üstlendi. 1992’de ise TÜRMOB başkanlığına aday gösterildi ve milletvekili seçilinceye kadar iki yılda bir yapılan seçimleri kazanarak genel başkanlık görevini sürdürdü. Her genel kurulda tek başkan adayı olan Özyürek, her seferinde oyların yüzde doksanından fazlasını

KASIM-ARALIK 2020


KASIM-ARALIK 2020

nedeniyle petrol yokluklarının yaşandığı yıllarda adil bir dağıtım politikasını yürüttüm. On yıla varan Petrol Ofisi yöneticiliğim sırasında 1974 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nın akaryakıt ikmaliyle başarılı olması için arkadaşlarımla büyük çaba gösterdik. Atatürk hisselerini temsilen İş Bankası’nda iki dönem yönetim kurulu üyeliği yaptım. 1980 darbesinden sonra devletten ayrılarak İstanbul’da Gelişim Yayınları’nda genel koordinatörlük yaptım.

HER ŞEYİ TAKİP EDİN

kara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne (Mülkiye) yazılı sınavla girilirdi. Ben de yazılı sınava girerek burslu kazandım. Mülkiye’den mezun olunca Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı sınavını kazandım. Üç yıllık staj döneminden sonra yeterlilik sınavı ile hesap uzmanı oldum. On yıllık hesap uzmanlığım sırasında bir yıl Paris’te mesleki konularda incelemeler yaptım. Hesap uzmanlığım sırasında daha çok petrol konularında incelemeler yaptım, raporlar yazdım. Türkiye ekonomisine yön veren kurumlarda çalıştınız. O dönemde neler yaptınız? Ulusal petrol davasının efsane ismi İhsan Topaloğlu tarafından Petrol Ofisi Genel Müdür Yardımcılığına atandım. O zaman bir kamu kuruluşu olan Petrol Ofisi akaryakıtın yüzde 80’ini pazarlardı. Bülent Ecevit’in başbakanlığı sırasında Petrol Ofisi Genel Müdürlüğü’ne atandım. Ekonominin krizde olduğu, döviz sıkıntısı

Günümüzde muhasebe mesleğinde sizce nasıl bir değişim yaşanıyor? Yeni nesil meslek mensuplarına bu dönemde neler önerirsiniz? Ticari hayattaki ve teknolojideki gelişmeler muhasebe mesleğini de etkilemektedir. Ülkede ve dünyadaki gelişmelerin yakından izlenip, mesleğimizin daha çağdaş bir yapıya kavuşması için yoğun çaba gösterilmelidir. Sizce meslek mensupları mesleğin geleceğe emin adımlarla ilerleyebilmesi için neler yapmalılar? Meslek mensuplarının örgütlü çalışmayı ve uzmanlaşmayı amaç edinmeleri gerektiğini düşünüyorum. Daha önce de belirttiğim gibi meslekle ilgili gelişmelerin yakından takip edilmesi ve yaşanan gelişmelere göre kendilerini güncellemeleri son derece önem taşıyor. Pandemi süreci birçok meslek gibi muhasebe mesleğini de etkiliyor. Sizce pandemi mesleğe nasıl yansır? Yaşadığımız koronavirüsünden kaynaklı pandemi dönemi muhasebe mesleğini yakından etkileyecektir. Bu süreçte mesleğimizde dijital

R Ö P O RTA J

alarak başkan seçilmeyi başardı. Özyürek, TÜRMOB genel başkanlığı döneminde odaların ve TÜRMOB’un kurumsallaşması, hizmet binalarına sahip olması için ekibiyle birlikte önemli çalışmalar yaptı. TÜRMOB, TESMER ve pek çok odanın hizmet ve eğitim binaları Mustafa Özyürek’in başkanlığı döneminde yapıldı. TESMER’i kurarak mesleki eğitimi kurumsallaştıran isim de Özyürek oldu. Mesleğe girişte staja başlama sınavının getirilmesi, yeterlilik sınavlarını hakedenin kazandığı sistemlerin oluşturulması, Tekdüzen Hesap Planı’nın uygulanması, banka kredilerinde meslek mensuplarının imzasının aranmasının sağlanması onun çabalarıyla gerçekleştirilen çalışmalardan sadece birkaçı... Mesleğin bugünlere gelmesinde büyük öneme sahip olan Muhasebe Standartları Kurulu’nun yasasının çıkarılması ve muhasebe standartlarının uygulanmaya konulması da Mustafa Özyürek’in TÜRMOB başkanlığı döneminde sağlandı. TÜRMOB onursal başkanı ve eski milletvekillerinden duayen Mustafa Özyürek ile mesleğe yönelik çalışmalarını ve önerilerini konuştuk. Uzun yıllar mesleğe hizmet veren bir isim olarak kendinizden bahseder misiniz? İnsan 80’lere gelmişse, uzun bir hayat hikayesi oluyor. 1939 yılında, Nevşehir’in Göreme kasabasında (Kapadokya) doğmuşum. İlkokulu orada okudum. Üç sınıf aynı anda eğitim görürdük. Sobanın odununu öğrenciler evlerinden getirirdi. Babam işçi olarak Kırıkkale Silah Fabrikası’nda çalıştığı için liseyi Kırıkkale’de tamamladım. Benim liseyi bitirdiğim yıllarda üniversiteler sınavsız, not ortalamasına göre öğrenci alırdı. Sadece An-

İSMMMO YAŞAM l 11


R Ö P O RTA J

İKİ DÖNEM   MİLLETVEKİLİ   SEÇİLDİ

olanaklar daha çok kullanılmalıdır. Ayrıca bürolarda tasarrufa gidilmelidir. Mesleğe yönelik odalardaki çalışmalarınızın yanı sıra çok sayıda kitap da yazdınız. Son olarak anılarınızı kaleme aldınız. Bugüne kadar hangi kitaplarınız yayınlandı? Muhasebe ve vergi konusunda yayınlanmış birçok makale ve kitaplarımın yanında anılarımı Tahta Bavulla Çıktım Yola adlı kitapta yazdım. İki dönem milletvekilliği de yaptınız. Siyasete girişiniz nasıl oldu?

12 l İSMMMO YAŞAM

1939’da Nevşehir-Göreme’de doğan Mustafa Özyürek, Kırıkkale Lisesi’ni ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı, Petrol Ofisi Genel Müdür Yardımcılığı ve Genel Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Başbakanlık Başdanışmanlığı, İş Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Altı dönem Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı seçildi. Gelişim Yayınları’nda uzun süre genel koordinatör olarak çalışan Özyürek, 1983’te SODEP’e üye olarak aktif siyasete başladı. SHP ve CHP’de Parti Meclisi üyeliklerinde bulunan Özyürek, CHP’de MYK Üyeliği, Genel Başkan Yardımcılığı, Genel Saymanlık ve parti sözcülüğü yaptı. 22. Dönem Mersin, 23. Dönem İstanbul Milletvekili seçildi. Grup Başkanvekilliği yaptı. Maliye Bakanlığı Fahri Hesap Uzmanı unvanı verildi.İyi düzeyde Fransızca bilen Özyürek, evli ve 2 çocuk babası. Mustafa Özyürek, 27 Mayıs devrimi, 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat post modern darbesi ve en son 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi dönemleri olmak üzere Türkiye’nin bütün önemli dönemlerini yakından yaşadı. Politik birikimi ile ülke sorunlarının çözümüne katkı yapabilmek için politik yasaklar kaldırılıp siyasi partilere izin verildiğinde Erdal İnönü’nün başkanlığındaki SODEP’e üye oldu. Böylece uzun aktif siyasi yaşamına atılan Özyürek, 1989 yılı mart ayında yapılan İstanbul yerel seçimlerini yönetti. Partisi Adalar, Şile, Büyükçekmece dışında İstanbul’un bütün ilçe belediyelerini ve büyükşehir belediyesini kazandı. Siyasi hayatı boyunca SHP ve CHP’de Parti Meclisi Üyeliği, MYK Üyeliği, Parti Sözcülüğü yaptı. İki dönem milletvekili seçildi.

Siyasette çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Mülkiye’de öğrencilik yıllarımdan beri ülke ve dünya sorunlarına yakın ilgi duyardım. Türkiye’nin bütün önemli dönemlerini yakından yaşadım. 27 Mayıs devrimi, 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat post modern darbe ve en son 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi... Politik birikimimi değerlendirmek, ülke sorunlarının çözümüne katkı yapabilmek için politik yasaklar kaldırılıp siyasi partilere izin verilince Erdal İnönü’nün başkanlığındaki SODEP’e üye oldum. Böylece uzun aktif siyasi

yaşama başladım. 1989’un mart ayında yapılan İstanbul yerel seçimlerini yönettim. Büyük bir başarı sağladık. Adalar, Şile, Büyükçekmece dışında İstanbul’un bütün ilçe belediyelerini ve büyükşehir belediyesini kazandık. Siyasi hayatım süresince SHP ve CHP’de Parti Meclisi Üyeliği, MYK Üyeliği, Parti Sözcülüğü yaptım. İki dönem milletvekili seçildim.

SİYASET İLGİSİ SÜRÜYOR Siyasi çalışmalarınızı yürütürken yaptığınız en önemli çalışmalar nelerdi? Siyaseti ne zaman bıraktınız?

KASIM-ARALIK 2020


Siyasette, 1 Mart 2003 Irak Tezkeresi ile ABD emperyalizmine karşı çıkışım ve mali müşavirlik konularındaki öneri ve eleştirilerim pek çok faaliyetim yanında önemli sayılır. 2011 genel seçimlerinde milletvekili adayı olmayarak aktif siyasetten ayrıldım. Duayen bir isim olarak hala siyasetle ilgileniyor musunuz? Elbette siyasetle ve CHP’nin politikaları ile yakından ilgilenmeye devam ediyorum. Mesleğin örgütlenmesinde ve bugünkü konumuna gelmesinde aktif görevler aldınız. Mesleğe yönelik yasaların çıkması konusundaki önemli çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanı sıfatımla YMM ruhsatı aldım. Ancak fiilen hiç YMM’lik faaliyetim olmadı. TÜRMOB Başkanlığım ve politik görevlerim sırasında YMM faaliyeti yapmayı doğru bulmadım. 3568 Sayılı Meslek Yasası ile Odalar ve TÜRMOB kurulduktan sonra yapılan ilk genel kurulda divan başkanlığı yaptım. 1992 yılında TÜRMOB Başkanlığı’na aday gösterildim. Milletvekili seçilinceye kadar iki yılda bir yapılan seçimleri kazanarak genel başkanlığı sürdürdüm. Her genel kurulda tek başkan adayı idim ve oyların yüzde doksanından fazlasını alarak seçilirdim. Genel başkanlığımda, Odalarımızın ve TÜRMOB’un kurumsallaşması, hizmet binalarına sahip olması için arkadaşlarımla birlikte büyük gayret gösterdik. TÜRMOB, TESMER ve pek çok Odamızın hizmet ve eğitim binaları benim başkan olduğum dönemde yapıldı. TESMER’i kurarak mesleki eğitimini kurumsallaştırdık. Mesleğe girişte staja başlama sınavı getirdik. Yeterlilik sınavlarını hakedenin kazandığı sistemlere kavuşturduk, Tekdüzen Hesap Planı’nın uygulanmasını sağladık, banka kredilerinde meslek mensuplarının imzasının aranmasını sağladık. Muhasebe Standartları Kurulu’nun yasasının çıkarılmasını sağladık. Muhasebe standartlarını uygulamaya koyduk. TMUDESK’i kurarak denetim standartlarının oluşturulmasının hazırlıklarını yaptık. VUK Mükerrer 227’nci maddesi ile meslek mensuplarının beyannameleri imzalamasını sağladık.

TOPLUMSAL OLAYLARI YAKINDAN İZLEDİ

KASIM-ARALIK 2020

Milliyet ve Finansal Forum gazetelerinde ekonomi konusunda haftalık makaleler yazdı. Mustafa Özyürek’in ‘Ekonomi, Maliye ve Muhasebe Sorunlarına Bakış I-II, ‘Vergi Dünyası’na Bakış’, ‘Vergi Diye Diye’ adlı kitaplarının yanı sıra son olarak anılarını yazdığı Tahta Bavulla Çıktım Yola adlı kitabı yayınlandı.

TEKNOLOJİ MESLEĞİ   ETKİLİYOR Ticari hayattaki ve teknolojideki gelişmelerin muhasebe mesleğini de etkilediğine dikkat çeken Mustafa Özyürek, yeni nesil meslektaşlara Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri yakından izlemeleri uyarısında bulunuyor. Özyürek, mesleğin daha çağdaş bir yapıya kavuşması için yoğun çaba gösterilmesi gerektiğine de vurgu yapıyor. Mesleğin duayeni Mustafa Özyürek, mensuplarına örgütlü çalışma ve uzmanlaşmayı amaç edinmelerinin gerekliliği konusunda uyarıda bulunuyor. Korona virüsünden kaynaklı pandemi döneminin muhasebe mesleğini de yakından etkileyeceğine dikkat çeken Özyürek, meslekte dijital olanakların daha çok kullanılması gerektiği konusunda da uyarılarda bulunuyor. Bu süreçte bürolarda tasarrufa gidilmesi gerektiğini de vurguluyor.

R Ö P O RTA J

Toplumsal olaylar, mesleki sorunlar konusunda aktif olduğunuz dönemde hassasiyetinizle tanınıyorsunuz. Sizden sonra gelen yöneticilerin bu konudaki çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? TÜRMOB olarak toplumsal olayları yakından izledik. Mesleki sorunlar için angaryalara hayır mitingleri, işletme yönetim merkezi kurulmasını engelleyen eylemler düzenledik. Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik mevzuatı ülkemizde yeni sayılır. Yapılması gereken çok şey var. Benim başkanlığım döneminde önemli düzenlemeler yapıldı. Benden sonra gelen yöneticiler de önemli düzenlemelere imza attılar. Yöneticilik yaptığım dönemlerde toplumsal olayları, özellikle ekonomik ve vergisel konuları yakından izleyip düşüncelerimizi medyada açıkladım. Elbette mesleki sorunlar öncelikli olmuştur. TÜRMOB ve Odalarımız, mesleki sorunların çözümünde her zaman olduğu gibi yoğun çaba göstermektedirler.

6 KİTAP YAZDI

İSMMMO YAŞAM l 13


‘Hazır giyimde kullan at dönemi bitiyor’ ZİRVEDEKİLER

UMUT EFE

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Gültepe, salgın nedeniyle küresel tedarik zincirinin de değiştiğini belirterek, “Küresel markalar Çin’deki üretimlerini yakın coğrafyalara kaydırmaya çalışıyor. Avrupalı markalar için Türkiye en iyi seçenek olarak görünüyor. Çin ile ticaret savaşı nedeniyle ABD’li markaların da ülkemize ilgisi artıyor” ifadeleri ile sektörün küresel arenada yeni bir döneme girdiğine dikkat çekiyor.

14 l İSMMMO YAŞAM

Tüm ezberlerin bozulduğu, yeni bir döngünün başlangıç tuşuna basan pandemi, tüketim alışkanlıkları ile birlikte iş dünyasında da üretim ve tedarik süreçlerini baştan ayağa bir yenilenme sürecine zorluyor… Bunun başında da son yıllarda sık sık tüketim çılgınlığı ile gündeme gelen moda endüstrisi ve bunun alt kolları olan hazır giyim ve tekstil geliyor… Koronavirüs salgınının hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline getirdiği maske ve koruyucu giysilere olan ihtiyaç Türkiye’nin en önemli sektörleri arasında yer alan tekstil ve hazır giyim sektörünün dönüşüm gücü ile hızını ortaya koydu. Bu alanda hem Türkiye’de hem de dünyada başarılı bir sınav veren sektör, bir taraftan dönüşüme odaklanırken, diğer taraftan ikinci dalganın getirdiği ihtiyaçlara cevap veriyor… İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Gültepe, yeni normalin en önemli dinamiklerinden birinin dijitalleşme olduğuna

KASIM-ARALIK 2020


KASIM-ARALIK 2020

DÖNÜŞÜM YETENEĞİNİ MASKEDE GÖRDÜK Salgınla birlikte maske ve koruyucu giysilere de yoğun bir talep oldu. Bu konuda neler söylersiniz? Salgından önce ülkemizde maske ve koruyucu giysi üretimi sınırlıydı. Az sayıda firma bu alanda üretim yapıyordu. Ülkemizde ve dünyada talep patlayınca birçok firma maske üretimine başladı. Türk moda endüstrisinin hızını, dönüşebilme yeteneğini maske ve koruyucu giysi üretiminde de gördük. İlk zamanlar elle yapılan üretim yerini kısa sürede tam otomasyonlu makinelere bıraktı. Hızla yeni üretim bantları hatta fabrikalar kuruldu. 10 ayda yaklaşık 14 milyar dolarlık hazır giyim ihracatımızın 1.1 milyar dolarlık bölümünü maske ve koruyucu giysi ihracatından elde ettik. Oran olarak baktığımızda bu miktar 10 aylık ihracat gelirimizin yüzde 7.9’una denk düşüyor. 2019’un aynı döneminde sadece 88.1 milyon dolar olan maske ve koruyucu giysi ihracatımızda yüzde 1147 artış kaydettik. 1.1 milyar dolarlık gelirimizin 829 milyon dolarını koruyucu giysilerden, 173.5 milyon dolarını tıbbi maskeden, 96.3 milyon dolarını ise bez maskeden elde ettik. Sektörün hızına bürokrasi ne yazık ki yetişemedi. Bez maske ihracatına geç başladık. Öte yandan ihracatta hibe şartı nedeniyle birim maliyetlerimiz arttı, dolayısı ile bu rekabet gücümüzü zayıflattı. Eğer süreç daha hızlı işleyebilseydi ve hibe şartı ile rekabet gücümüz zayıflamasaydı biz de bugün 1.1 milyar doları değil 2.5 – 3 milyar dolarları konuşuyor olurduk.

ZİRVEDEKİLER

dikkat çekerek, “Türk hazır giyim endüstrisi dijitalleşmeye en hazır sektörlerin başında yer alıyordu ve salgın sürecinde bu çalışmalarımızın pozitif etkisini gördük. Diğer taraftan salgın süreci tüketicilerde sürdürülebilir ürünlere olan ilgiyi ve talebi arttırdı. Özellikle gençler arasında ‘kullan at’ tarzı ürünler yerine daha uzun süre kullanılabilecek geri dönüşüm imkânı olan ürünlere yönelim var” sözleri ile yeni normalin dinamiklerine ışık tutuyor. Gültepe’yle sektörü ve yeni normali konuştuk. Koronavirüs salgınında tüm dünya ikinci dalga sürecini yaşarken ilk dalgada iyi bir sınav veren tekstil ve hazır giyim sektörü yeni döneme ne şekilde hazırlanıyor? Öncelikle bir konunun altını çizmem gerekiyor. Hazır giyim ve konfeksiyon katma değerli üretimi, istihdama katkısı ve ihracatı ile ülkemizin stratejik sektörleri arasında yer alıyor. SGK verilerine göre ağustos ayı itibarı ile sadece üretimde 598 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Tekstil ve perakende ile birlikte değerlendirdiğimizde 2 milyondan fazla insanımızı istihdam ediyoruz. Sorunuza üretim aşaması ve değişen tedarik zincirinin sektörümüze sunduğu fırsatlar olmak üzere iki başlık altında cevap verebilirim. Küresel pazarlar açık ve talep olduğu sürece üretime devam etmemiz, talebe cevap vermemiz gerekiyor. Biz fabrikalarımızda salgına karşı azami önlemleri alarak üretime devam ediyoruz. Salgın öncesi yüzde 85 düzeyinde olan kapasite kullanımız mayıstta yüzde 38,3’e kadar gerilemişti, ekimde yüzde 72,3’e ulaştık. İhracata çalışan firmalarımızın kapasiteleri yılbaşına kadar dolu. Öte yandan salgın nedeniyle küresel tedarik zinciri değişiyor. Küresel markalar Çin’deki üretimlerini yakın coğrafyalara kaydırmaya çalışıyorlar. Avrupalı markalar için Türkiye en iyi seçenek olarak görünüyor. Çin ile ticaret savaşı nedeniyle ABD’li markaların da ülkemize ilgisi artıyor. Bu ilgi ihracatımıza da olumlu yansıyor. 10 ayda ABD’ye ihracatımız yüzde 21.5 artışla 662 milyon dolara yaklaştı. ABD yılda 100 milyar doların üzerinde hazır giyim ve konfeksiyon ürünü ithal ediyor. Türkiye’nin 2019’daki hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı 17.7 milyar dolardı. ABD pazarındaki halen yüzde 1 bile olmayan payımızı yüzde 10’a çıkarabilsek ihracatımıza 10 milyar dolarlık ek bir katkı yapabiliriz. AB’den gelebilecek talepleri de göz önünde bulundurduğumuzda mevcut kapasitemizi hızla arttırmamız gerekiyor. Yeni durumu fırsata çevirip ihracatımızı birkaç yılda iki katına çıkarabilmek için Anadolu’da

İSMMMO YAŞAM l 15


ZİRVEDEKİLER

MASKEDE İKİNCİ   BÜYÜK DEV Türkiye maske ve koruyucu giyside bölgenin üretim üssü olabilir mi? Türkiye maske ve koruyucu giyside Çin’den sonra ikinci büyük tedarikçi ülke. Salgının ilk dönemlerindeki kadar olmasa da maske ve koruyucu giysilere önümüzdeki yıllarda da talep devam edecek. Dolayısı ile bizim bu alana daha fazla odaklanmamız, tasarım ve markalaşmanın gücünü kullanmamız gerekiyor. Marttan bu yana ülkemizde yapılan yatırımları ve yüksek üretim kapasitemizi dikkate alırsak özellikle Avrupa pazarında lider ülke olabilmemizin önünde engel bulunmadığını söyleyebilirim.

16 l İSMMMO YAŞAM

son teknoloji ile donatılmış büyük ölçekli kapasiteye sahip fabrikaları hızla inşa edip devreye almalıyız. Yeni yatırımlarla Anadolu’da on binlerce insanımızı iş sahibi yaparak istihdama da önemli bir katkı sunabiliriz… Hazır giyim ve konfeksiyon katma değerli üretim yapıyor. Kilogram başına ihracatta mücevher ve savunma sanayinden sonra üçüncü sektörüz. Katma değerli ihracatta sektörün tasarım ve koleksiyon oluşturabilme gücünün hayati önemi bulunuyor. Tasarım konusunda verilen teşvikler için devletimize teşekkür ediyorum. Sektörün tasarım altyapısının korunması bizim için çok önemli. Bu nedenle işten çıkarma yasağının iki ay daha uzatıldığı gibi tasarım teşvikleri kapsamında mevcut tasarımcı istihdamının desteklenmeye devam edilmesini istiyoruz. Zaman geçtikçe adapte olunan

yeni normalin yarattığı ve salgın sonrasında da devam etmesini beklediğiniz trendler neler? Yeni normalin en önemli dinamiklerinden biri dijitalleşme. Türk hazır giyim endüstrisi dijitalleşmeye en hazır sektörlerin başında yer alıyordu ve salgın sürecinde bu çalışmalarımızın pozitif etkisini gördük. Toplantılarımızı, ürün tanıtımlarımızı dijital ortamlarda yaptık. Sanal ticaret heyetleri düzenliyoruz. Moda haftaları arasında ilk 10’da yer olan Mercedes – Benz Fashion Week İstanbul’un (MBFWI) 15’inci sezonunu tamamen dijital platformlarda gerçekleştirdik. Yeni dönemde üretimden perakendeye kadar her aşamada dijitalleşmeye ayak uyduramayan firmaların ayakta kalma şansı çok az. Diğer taraftan salgın süreci tüketicilerde sürdürülebilir ürünlere olan ilgiyi ve talebi arttırdı. Özellikle

KASIM-ARALIK 2020


gençler arasında ‘kullan at’ tarzı ürünler yerine daha uzun süre kullanılabilecek geri dönüşüm imkânı olan ürünlere yönelim var. Salgınla birlikte evden çalışmanın yaygınlaşmasıyla spor ve ev kıyafetlerine talepte artış gözlemliyoruz. Bu ürünlere talebin önümüzdeki süreçte de devam edeceğini öngörüyoruz.

PANDEMİ ETKİSİ

KASIM-ARALIK 2020

yıl aradan sonra ihracatta lider sektör olarak yeniden zirveye oturduk. Eylülde de yüzde 20 ihracat artışı ile 1,8 milyar dolar sınırını gördük. Temmuzdaki rekorumuzu ekim ayında 1 milyar 858 milyon dolarla yeniledik. Ocak– Ekim döneminde 1,1 milyar doları maske ve koruyucu giysi olmak üzere 13 milyar 977 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Yılsonu ihracat hedefiniz nedir? En çok hangi ülkeye ihracat yapıyorsunuz? Temmuz ve ekimdeki rekorlarımıza karşın 10 ayda geçen yılın aynı dönemine göre hâlâ yüzde 5.8 eksideyiz. Önümüzdeki iki ayda farkı kapatıp salgının tüm olumsuz etkilerine rağmen geçen yıl gerçekleştirdiğimiz 17.7 milyar dolarlık ihracat hacmini

yakalayacağımıza inanıyorum. Türk hazır giyim endüstrisi 210’un üzerinde ülkeye ve özerk bölgeye ihracat yapıyor. Toplam hazır giyim ihracatımızın yüzde 70’ini AB ülkeleri ve İngiltere’ye gerçekleştiriyoruz. Ülke olarak ise ilk 10 pazarımız Almanya, İspanya, İngiltere, Hollanda, ABD, Fransa, İtalya, Irak, Danimarka ve İsrail şeklinde sıralanıyor.

E-TİCARET REVAÇTA Tüm dünyada hazır giyim ve moda devleri art arda zarar ve mağaza kapatma açıklamaları yaparken globalde nasıl bir dönüşüm bekliyorsunuz? İHKİB olarak biz yıllardır dijitalleşme ve sürdürülebilirlik üzerinde projeler geliştiriyor ve sektörün hizmetine sunuyoruz. Bu çalışmalarımızın pozitif etkilerini salgın sürecinde gördük. Yeni dönemde dijitalleşmenin yanı sıra e-ticaretin payı da giderek artacak. Ağırlıkla perakende satışlarda yaygın olan e-ticaretin payının giderek toptan ihracatta da artacağını öngörüyoruz. E-ticaretteki artışa paralel olarak perakende tarafında markaların mağaza sayılarını azaltmalarına tanık olacağız. Nitekim salgın sürecinde ABD ve Avrupa’da bu tür operasyonların yapıldığını gözlemliyoruz.

ZİRVEDEKİLER

Sektörün ilk 10 aylık ihracatına ilişkin bilgi verir misiniz? Biz her yeni yıla asgari yüzde 10 ihracat artışı hedefi ile başlıyoruz. AB başta olmak üzere küresel pazarlardaki daralma beklentisi nedeni ile 2020’yi yüzde 5 - 6 ihracat artışı ile kapatacağımızı öngörüyorduk. İlk iki ay beklentilerimiz çerçevesinde geçti. Ocak - Şubat dönemini yüzde 6,7 artıda kapattık. Mart ayında küresel pazarların kapanması ile birlikte kâbus gibi bir 3 ay geçirdik. İhracatımız martta yüzde 27.4, nisanda yüzde 61.7, mayısta yüzde 48.2 daraldı. 5 aylık daralma yüzde 26.1 olarak gerçekleşti. Salgından önce yüzde 85 olan kapasite kullanım oranımız mayısta yüzde 38.3’e düştü. Mart–Mayıs döneminde firmalarımızın bir bölümü geçici süre üretime ara verirken bir bölümü de hem yurt içinde hem de yurt dışında yoğun bir talep oluşan maske ve koruyucu kıyafet üretimine başladı. Haziranda pazarların açılması ile ihracatta kötü gidişi durdurduk. Avrupalı küresel markalar için ürettiğimiz ancak teslim alınmadığı için depolarımızda bekleyen ürünlerin büyük bölümünün sevkiyatını gerçekleştirdik. Haziranı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25 ihracat artışı ile kapattık. Haziranda başlayan ivmelenmeyi sonraki 4 ayda da arttırarak sürdürdük. Temmuzda 1 milyar 812 milyon dolarla sektörün aylık ihracat rekorunu kırdık. Ağustosta 1 milyar 546 milyon dolarla 5

İSMMMO YAŞAM l 17


Pandemi günlerinde yatırım Dünyada ve Türkiye’de bir yandan pandemiyle mücadele sürerken diğer yandan da yatırım hız kesmiyor. 2020 yılına büyük hedefler ve umutlarla giren piyasa yatırımcıları ve oyuncuları, art arda ve her alanda yaşanan krizlerin ardından güvenli limanlara sığınmaya başladı. Dünyada yeni bir ekonomik düzenle birlikte yeni yatırım araçları ve yeni para tartışmaları hızlandı. Gelecek hâlâ sisli ve puslu bir halde. Uluslararası kuruluşlar ve piyasalar sürekli olarak belirsizliği ve kısa vadeleri fiyatlıyor… 2020 ise tam anlamıyla yatırımcı ve piyasalar açısından ‘fırtınalı denizde kaptanlık’ hikayesine döndü…

KAPAK

UMUT EFE Altın, dolar, euro, bitcoin, borsa, konut…. 2020 yılında dünya pandemi nedeniyle bir değişim geçirirken yatırımcılar da bundan etkileniyor. Pandemi günlerinden en çok hangi enstrümana yatırım yapıldı? En çok getiriye kim ulaştı? Evet, Türkiye ekonomisinin zorlu bir dönemeçten geçtiği 2018 döviz krizinin etkileri 2019’da sert dalgalanmalar yaratmıştı. İş dünyası ile küçük ve orta ölçekli yatırımcı 2020’ye büyük umutlarla girmişti. Ancak pandemi bu umutları yıktı. Bunca belirsizlik içinde günlük yaşamda konut gibi güvenli alanlara doğru başlayan kayış, para piyasalarında ve yatırım araçlarında da yine ‘güven arayışı’nı ön plana

18 l İSMMMO YAŞAM

çıkardı. 2020’de maalesef TL, dolar ve euro karşısında gelişen ülkeler arasında en çok değer kaybeden para birimlerinden biri oldu. Altın ise, hem Türkiye’de hem de dünyada en

çok öne çıkan yatırım aracı haline geldi. Küresel alanda riskten kaçış eğilimi ve ABD başta olmak üzere merkez bankalarının faizleri tarihi düşük seviyelere çekip piyasalara bol

KASIM-ARALIK 2020


KASIM-ARALIK 2020

değer kaybı ve pandeminin de etkisiyle bu yıl patlamış durumda. Bu nedenle hem altın ithalatı hem de Darphane’nin altın üretimi rekor seviyelere ulaştı. Vatandaşın ekonominin gidişatını değerlendirirken bir tür barometre olarak gördüğü dolar/TL’de 2020 yılı adeta rekorlara imza atıldı. Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinden son 2 yılda yaklaşık 120 milyar dolarlık kaynak kullanılarak kur tutulmaya çalışılsa da TL bu yıl da gelişen ülke para birimleri arasında dolara karşı değer kaybında ikinci sıraya yerleşmiş durumda.

ÇARE AŞI BULUNMASINDA Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin, altın fiyatlarındaki gelişmeleri

ve ileriye yönelik beklentileri değerlendirirken, altın fiyatlarının koronavirüs salgınından dolayı ortaya çıkacak ekonomik arızaları pansuman metoduyla gidermek amacıyla alınan önlemlerin etkisiyle yükseldiğini söylüyor. “Altının yükselmesi önce ABD Merkez Bankası’nın, hemen ardından da Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm merkez bankaları ile devletlerin parayı bollaştırıp faizi düşürmeleri neticesinde gerçekleşti” diyen Alkin, piyasaya para enjekte edilmesinin günün birinde salgına çare olacak ilacın ya da aşının bulunacağı hesabıyla herkesin elindeki tüm kozları masaya sürmesi anlamına geldiğini ifade ediyor. Emre Alkin, şöyle devam ediyor: “Bu süreçte ben de dahil birçok uzman, ekonomilerde gerçek düzelmenin, hastalığın

KAPAK

para sunması, altın gibi güvenli limanlara kaçışı hızlandırdı. Yatırım araçları tercihinde altın ilk sıraya yerleşirken, onu bitcoin takip etti. Online alışverişlerde ise kripto paranın ödemelerde, ticari işlemlerde kullanımı ve kripto para ile yatırım ve tasarruf yapmayı tercih edenlerin oranı bir önceki araştırmaya göre iki kat artış gösterdi. Uluslararası spot piyasalarda yılbaşında 1.517 dolar olan altının ons fiyatı, 1.910 dolar seviyesine çıktı. Üstüne, dolar/TL kurundaki artış da eklenince, altın bu yıl Türkiye’de en çok kazandıran yatırım aracı oldu. Sene başında 290 TL olan gram altın fiyatı, ekim sonu itibarıyla 516 TL’nin üzerine çıktı. Türkiye’de geleneksel olarak en çok tercih edilen yatırım aracı olan altına talep, TL’de son yıllarda artan

İSMMMO YAŞAM l 19


KAPAK

kontrol altına alındığı andan itibaren oraya çıkacağını söylüyordu. Hastalığın kendiliğinden kaybolması, onu kontrol altına almak anlamına gelmiyor. Mutlaka tıp biliminin bir çare bulması gerekiyor. Ben de raporlarımda sayısız kez ‘çare ekonomide değil çare tıpta’ demiştim.” Covid-19 ile mücadele devam ederken insanların salgından önce de çok iyi bir ortamda yaşamadığını hatırlamaya başladığını anlatan Prof. Dr. Emre Alkin, şunları söylüyor: “Salgından önce de aşırı borçlanma söz konusuydu, firmalar batıyordu. Ticarette korumacılık zirve yapmış, büyüme oranları risk oluşturacak seviyelere kadar gerilemişti. Hal böyleyken ABD dolarına karşı güven azalmaya başladı. Euro bölgesindeki istikrarsızlık da yatırımcıları tedirgin etmeye devam ediyor. Bu durumda, aşı bulunsa da AB ve Brexit sorunu, büyüyen işsizlik meselesi ve nihayetinde rekor düşük faizler, yatırımcıların altın konusundaki ısrarına devam edeceğini gösteriyor. Paranın

20 l İSMMMO YAŞAM

bollaştığı, faizlerin düştüğü süreçte altına yönelen yatırımcılarla dalga geçen ABD’li ünlü spekülatör Warren Buffet’ın da altına yatırım yapmaya başlaması dikkat çekici bir gelişme oldu.” Alkin, geçici inişlere karşın son zamanlarda hızla yükselen altın fiyatlarının gevşemesi için salgınla mücadelede elde edilecek başarıların da etkili olabileceğini belirtiyor. Ancak aşının gerçekten bulunduğuna dair bir haberin altın fiyatlarını sadece geçici olarak gevşetebileceğini kaydeden Emre Alkin, “Ekonomiler belini doğrultmadan ve risk iştahı artmadan altının kalıcı şekilde zayıflayacağını düşünmüyorum” diye konuşuyor. Türkiye’deki altın yatırımcılarının, dolar kurları mevcut şekilde devam ettikçe kazanmaya devam edecekleri görüşünü dile getiren Alkin, “Aşı bulunana kadar gram altının hem yurt dışındaki yüksek fiyat hem de yurt içi dolar kurlarındaki artış sebebiyle yatırımcısını memnun edeceğini

tahmin edebiliyorum” ifadelerini kullanıyor.

BORSADA YERLİ REKORLAR Öte yandan borsa tarafına bakıldığında ise özellikle Borsa İstanbul’da büyük bir yatırımcı ilgisi gözleniyor. Yılın ilk 9 ayında yılbaşından bu yana yerli yatırımcı sayısı 555 bin 692 artış gösterirken, Türkiye’de sermaye piyasalarına ilgi her geçen gün artıyor. Borsa İstanbul’daki Hisse Senedi Piyasası’nda işlem yapan yerli yatırımcılar yeni halka arzlarla birlikte artış gösterirken, Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun (MKK) eylül verilerine göre, eylülde 67 bin 554 artan yerli gerçek yatırımcı sayısı, 1 milyon 743 bin 750’ye ulaştı. Yılın ilk 9 ayında BİST’teki yerli yatırımcı sayısı yüzde 47 artarak, 555 bin 692’ye yükseldi. Bu da yaklaşık yüzde 47’lik artışa işaret etti. Eylülde yerli yatırımcının portföy değerinde ise 20.4 milyar TL’lik artış gerçekleşti. Yerli yatırımcı portföy değeri ise MKK verilerine göre, 167.8

KASIM-ARALIK 2020


milyar liraya ulaştı. Diğer taraftan yabancı kurumsal yatırımcı sayısı, eylülde de yüzde 5 azalarak 1.272’ye kadar düşerken, portföy değeri ise yaklaşık 2.5 milyar liralık artışla 188.6 milyar liraya çıktı. Verilere göre, portföy dilimi bazında incelendiğinde, yerli yatırımcılar arasında eylülde portföy değeri en çok artan grup yüzde 17.7 ile 1 milyon lira ve üstü portföye sahip bulunanlar oldu. Söz konusu grubun portföy değeri, eylülde 200.4 milyar liradan yaklaşık 236 milyar liraya ulaştı.

DÜNYA ZORDA

KASIM-ARALIK 2020

Açıklamalarında kripto paralarla dijital merkez bankası paralarının yeni dönemde öne çıktığına işaret eden Şant Manukyan, “Yeni bir parasal sistem olacaksa bu neye dayanacak noktasına geldik. Burada altın kripto paralar ya da dijital merkez bankası paraları ön plana çıktı. Tarihte altının iki önemli fonksiyonu olmuş. Birincisi enflasyon kontrol noktası. Altın sisteminin ikinci özelliği vatandaşın para politikasına direk oy veriyor oluşu. Aslında altın sisteminizde parayı verip, altını verdiğinizde burada bir hakkınız oluyor. Devletin üretebileceği para, altın miktarına bağlı. Dolayısıyla siz onu sistemden çektiğinizde devlete sisteme yön vermiş oluyorsunuz. Bugün burada da bu sistem geçerli. Şu anda siz bir döviz bürosuna gidip dolar alabiliyorsunuz. Kanunen bunda bir sorun yok ama Çin’in takip ettiği bir dijital parayı Tür-

kiye hükümeti ya da ABD vatandaşının kullanmasına izin verilecek mi? Önemli pozisyondaki insanların bu tip hareketlerinin takip ediliyor olması kabul edilecek mi? Merkezi ve merkezi olamayan arasında bir sürtüşme olacak mı, bir aracıya, notere ihtiyaç kaldı mı artık? Önümüzde bir belirsizlik dönemi var. Altın gelecek değil onu söylemem lazım. Bitcoin tarafında ise Bitcoin artık bir değer enstrümanı olarak kullanılıyor. Önemli bir kısmı da cüzdanlarda taşındığı için ürün fiyatlarını çok fazla yükseltecek. Bitcoin’e ek olarak Eteryum’un yeni ekonomik sistemde çok potansiyeli olacağını düşünüyorum. Ben şu anda iş modelinden kaygılı değilim. Merkez bankası dijital paraları, kripto para ile eş zamanlı gelişebilecek mi, buna bakmak lazım. Bitcoin burada bir hedge mekanizması olarak kalacaktır” değerlendirmesini yapıyor.

KAPAK

Büyük bir sis bulutu içinde ilerleyen 2020’de, sonbahar itibarıyla ekonomideki temel gelişmelere baktığımızda uluslararası kuruluşlar 2020 yılında küresel ekonomik aktivitedeki daralmanın beklediklerinden daha hafif gerçekleşebileceği öngörüsüyle tahminlerinde revizyona gidiyor. OECD 2020 yılı daralma tahminini yüzde 6’dan yüzde 4.5’e, Fitch de yüzde 4.6’dan yüzde 4.4’e indirdi. Öte yandan, dünya genelinde koronavirüs vaka sayılarındaki artış sürüyor. Güney Amerika ülkeleri ile Hindistan’da salgının olumsuz seyri dikkat çekerken, pek çok ülkede salgında ikinci dalganın başladığına işaret eden gelişmeler kısıtlayıcı önlemlerin yeniden gündeme gelmesine neden oluyor. Gelişmiş ülke merkez bankaları eylül ayı toplantılarında faiz oranlarını ve varlık alım programlarını değiştirmezken, destekleyici yöndeki politikaların sürdürüleceğine işaret ettiler. Sene sonunda gerçekleşen Brexit öncesinde AB ile İngiltere ticari ilişkilerin geleceği ve Kuzey İrlanda konusunda henüz uzlaşıya varılabilmiş değil. Söz konusu durum anlaşmasız Brexit ihtimalinin

KRİPTO PARALARDA BÜYÜK KIRILMA

İSMMMO YAŞAM l 21


ALTINA VİRÜS ETKİSİ

KAPAK

Bazı altın üreticisi ülkelerin koronavirüs salgınının etkisini azaltmak için rekora yakın fiyatlardan yararlanarak satışa geçmesinin etkisiyle 2010 yılından bu yana ilk kez merkez bankaları altında satıcı hale geldi. Dünya Altın Konseyi’nin rakamlarına göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da, 3. çeyrekte 22.3 ton altın satışıyla ön sıralarda yer aldı. Yılın üçüncü çeyreğinde altında görülen rallinin etkisiyle merkez bankaları altında satışlara hız verdi. Dünya Altın Konseyi’nin raporuna göre, 2020’nin üçüncü çeyreğinde merkez bankaları 2010 yılının dördüncü çeyreğinden bu yana altında ilk kez net satıcı hale geldi. Konseyin verilerine göre, bu gelişmeye Özbekistan Merkez Bankası ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın satışları neden oldu. Bunun yanında Rusya Merkez Bankası da çeyreklik bazda 13 yılın ardından ilk kez altında satışa geçti. yeniden yükselmesine yol açıyor. Euro Alanı’nda ekonomik aktivite dünyanın geri kalanına kıyasla daha zayıf bir toparlanma sergiliyor. Söz konusu zayıflığın etkisiyle bölgede tüketici fiyatlarındaki yıllık gerileme eylülde eksi yüzde 0.3 oldu. Eylül ayında ABD dolarındaki güçlenmeye bağlı olarak altın fiyatları gerilerken, petrol fiyatları da makroekonomik görünümdeki zayıflığın yanı sıra üretim kısıntılarına uyulmaması nedeniyle baskı altında kaldı. 2022’de yüzde 0.7’ye geriledikten sonra 2023

22 l İSMMMO YAŞAM

Dünya Altın Konseyi’nin raporuna göre Özbekistan Merkez Bankası 2020 yılının üçüncü çeyreğinde 34.9 ton altın sattı. Aynı dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın altın satışı ise 22.3 tonu buldu. Dünya Altın Konseyi Kıdemli Analisti Louise Street, altın satışlarının yerli kaynaklardan alım yapan ve yüksek altın fiyatlarından yararlanmak isteyen merkez bankaları tarafından yapıldığını belirtiyor. Türkiye’de daha önce yapılan mevzuat değişikliği ile TCMB altın üreticilerinin ürettiği altını piyasa fiyatından öncelikli olarak satın alma hakkına sahip olmuştu. Ağustosta bu konuda Bloomberg’e açıklamalarda bulunan Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yücel, TCMB’nin tek alıcıları haline geldi-

ğini belirtmişti. Yücel, “Düzenleme değişikliğiyle birlikte TCMB bizim tek alıcımız haline geldi. Bugüne kadar ürettiğimiz tüm altını aldı” ifadelerini kullanmıştı. TCMB verilerine göre, banka 2019 sonunda rezervlerinde 411.8 ton altın bulunduruyordu. TCMB’nin 2019 altın rezervinin 372 tonu Borsa İstanbul’da, 5.9 tonu ise Bank Of England’da tutuluyor. Altın fiyatları yılın üçüncü çeyreğinde koronavirüs salgınının yatırımcıları güvenli limanlara yönlendirmesiyle rekor seviyeleri görmüştü. Altının onsu ağustos ayında 2 bin 75 doların da üzerini test etmişti. Dünya Altın Konseyi’ne göre, toplam külçe altın talebi geçtiğimiz çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19 düşüşle 2009’dan bu yana en düşük seviyesine geriledi.

yılında cari fazla verileceği tahmin ediliyor.

indirildiği yüzde 1 seviyesinden yeniden yüzde 10 seviyesine yükseltildi. Vadede TL satım yönünde gerçekleştirilecek türev işlemlerde ise söz konusu oranın vadesine 7 gün kalan işlemler için yüzde 2’ye, 30 gün kalan işlemler için yüzde 5’e, 1 yıl kalan işlemler için ise yüzde 20’ye yükseltilmesine karar verildi. BDDK ayrıca, 28 Eylül’de yayımladığı kararla mevduat bankaları için yüzde 95, katılım bankaları için yüzde 75 olarak belirlenmiş olan aktif rasyosunun sırasıyla yüzde 90 ve yüzde

BDDK’DAN YENİ DÜZENLEMELER Diğer taraftan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) yurtiçindeki bankaların yurtdışı yerleşiklerle yaptığı TL swap ve türev işlemlere getirilen sınırlamaları gevşetti. Buna göre kısa vadede TL alım yönünde gerçekleştirilecek türev işlemlerde, söz konusu işlem tutarları toplamının bankaların yasal öz kaynaklarına oranına ilişkin limit daha önce

KASIM-ARALIK 2020


70 olarak uygulanmasına karar verdi. 30 Eylül’de Resmi Gazete’de yayımlanan kararlarla mevduat hesaplarından alınan stopaj oranları yılsonuna kadar azaltılırken, kambiyo muamelelerinde banka ve sigorta muameleleri vergisi de yüzde 1’den yüzde 0.2’ye indirildi. Mevduat hacmindeki artış yıllık bazda yüzde 44 oldu. BDDK tarafından yayımlanan Haftalık Bülten verilerine göre, mevduat hacmi 25 Eylül itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 44, 2019 sonuna göre de yüzde 33.4 oranında genişleyerek 3.428 milyar TL’ye ulaştı. Kur etkisinden arındırılmış yıllık artış ise yüzde 23.9 seviyesinde gerçekleşti. TP mevduat hacmi geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 38.3 artarak 1.583 milyar TL oldu. USD cinsi YP mevduat hacmi ise bu dönemde yüzde 10,6 artarak 242 milyar USD seviyesinde gerçekleşti.

TEMEL VERİLERDE REVİZYON

KASIM-ARALIK 2020

TCMB Temmuz ayı Enflasyon Raporu’nda yüzde 8.9 olan 2020 sonu enflasyon beklentisini gerek beklentinin piyasanın önemli oranda gerisinde kalması, gerekse TL’de artan sert değer kayıplarının etkisi nedeniyle öngörüldüğü gibi yukarı yönlü revize ederek yüzde 12.1 seviyesine çıkardı. Son Enflasyon Raporu’ndan bugüne baktığımızda TL’nin dolar karşısında yüzde 18 değer kaybettiğini görüyoruz. Yeni tahminin piyasa beklentisine yakın olması nedeniyle daha gerçekçi olduğunu

söylemek mümkün. Ancak hedefin ne ölçüde yakalanacağının gerek TL’nin önümüzdeki aylarda sergileyeceği performans ile gerekse para politikasında sıkılaştırmanın ne ölçüde devam edeceği ile doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. TCMB’nin yılsonu tahminini yeni ekonomi programında açıklanan yüzde 10.5’lik tahminin de üzerinde taşıyarak piyasa beklentisine yaklaştırması ise sıkılaştırma adımlarının yılın geri kalanında da devam edeceğini düşündürüyor.

KAPAK

Yurt içinde öne çıkan bir diğer gündem maddesi 2021-2023 dönemi için hazırlanan Yeni Ekonomi Programı (YEP) oldu. YEP’in salgında önemli boyutta bir ikinci dalga yaşanmayacağı varsayılan baz senaryosuna göre, 2020 yılında GSYH’nin yüzde 0.3 genişleyeceği tahmin edilirken, mevcut belirsizliklere bağlı olarak ilk kez ortaya konan kötümser senaryoya göre yüzde 1.5 daralacağı öngörüldü. Baz senaryoya göre, 2021 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 5.8 oranında büyüyeceği (kötümser senaryo tahmini yüzde 3.7) ve izleyen iki yılda yüzde 5 ile potansiyele yakın bir büyüme performansı sergileneceği tahmin edildi. Programda yıllık TÜFE artışının 2020 yılsonunda yüzde 10.5 seviyesinde gerçekleştikten sonra 2021 yılından itibaren tek haneli seviyelere gerilemesi bekleniyor. Ayrıca, bütçe açığının milli gelire oranının tahmin dönemi boyunca yüzde 3’ün üzerinde kalacağı ve bütçenin faiz dışı fazla vermeyeceği öngörülürken, 2020 yılında cari açık/ GSYH oranının yüzde 3.5 düzeyinde gerçekleşeceği, 2021 yılında yüzde 1.9’a, 2022’de yüzde 0.7’ye geriledikten sonra 2023 yılında cari fazla verileceği tahmin ediliyor.

ENFLASYONDA REVİZYON

İSMMMO YAŞAM l 23


‘Daha derin ve analiz içeren habere ihtiyaç olacak’

GÜNDEMİN SESİ

GAYE DELEN

24 l İSMMMO YAŞAM

Türkiye’nin en köklü ekonomi dergilerinden biri olan Ekonomist’in Haber Müdürü Gözde Yeniova Saylak. Basındaki az sayıdaki kadın yöneticiden biri. Saylak, “Alışkanlıklar değiştikçe internet ve sosyal medyadaki kısa içerikler ve video haberler daha fazla tercih edilecek. Ama daha derin, özel, analiz içeren yazılı haberlere her zaman ilgi sürecek. Bunun şekli değişebilir ama tamamen yok olmaz. Geleneksel medya da kendini geleceğe hazırlamak için şimdiden dönüşümü başlatmak zorunda” diyor.

Ekonomist, Türkiye’de basın sektörünün en eski ve köklü haftalık ekonomi dergilerinden biri. Yaklaşık 30 yıldır yayın hayatına devam ediyor. Sayfalarında ekonomideki güncel gelişmelere ve analizlere yer veriyor. Piyasalardaki son durum, finans ve girişim dünyası ve start up ekosistemine dair tüm gelişmelere mercek tutuyor. Doğan Medya Grubu’nda bulunan derginin haber müdürü ise Gözde Yeniova Saylak. Basındaki az sayıdaki kadın yöneticiden biri olan Saylak, 14 yıldır Ekonomist dergisinde çalışıyor. Okurken farklı yayınlarda stajlar yaptı. Okulu bitirdikten sonra ise ekonomi gazeteciliğiyle tanıştı. Saylak, yeni neslin haber pratiği farklı şekilde gelişse de yazılı basının varlığını sürdürmeye devam edeceğini belirterek, “Tabii ki yıllar geçtikçe ve alışkanlıklar değiştikçe internet ve sosyal medyadaki kısa içerikler ve video haberler daha fazla tercih edilecek.

Ama daha derin, özel, analiz içeren yazılı haberlere her zaman ilginin süreceğini tahmin ediyorum. Bunun şekli değişebilir ama tamamen yok olmaz. Geleneksel medya da kendini geleceğe hazırlamak için şimdiden dönüşümü başlatmak zorunda. Geleceğin trendlerine uygun şekilde yayıncılık anlayışını benimsemezse geride kalması muhtemel” diyor. Saylak’la, kariyerini ve Türkiye’de gazeteciliği konuştuk.

ÜNİVERSİTEDE TEK TERCİHİM Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Gazetecilikle tanışmanız nasıl oldu? Ailenin tek çocuğu olarak İzmir’de doğdum. Çocukluk yıllarım Kuşadası’nda geçti. Lise öncesi hazırlık dönemi için bir yıl kadar ABD’nin Lafayette şehrinde eğitime devam ettim. Sonra lise öğrenimi için tekrar üniversiteye kadar Kuşadası’na döndüm. Liseden sonra Konya Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde okudum.

KASIM-ARALIK 2020


KASIM-ARALIK 2020

zaman alsa da geleceğini düşünüyorum. Dergiciliğe baktığımızda ise biraz daha şanlıyız. Çalıştığım dergi grubu, kadın yönetici ve çalışan açısından önemli bir çoğunluğa sahip. Ekonomist dergisinde henüz çok yeni haber müdürlüğü görevine başladım. Çok çalıştım, okudum, araştırdım. Merak duygusunu, sorgulamayı ve yeni konuları araştırıp ortaya çıkarma isteğini hep canlı tuttum. Bu da sevdiğim bir mesleği yapmamdan kaynaklandı sanırım.

YENİLİK SÜRÜYOR

piyasalarını ve ekonomik verileri yakından takip ettim. Borsa ve finans sektörü takibi, önemli bir deneyim kazanmamı ve mesleğe geniş açıdan bakmamı sağladı. Sonra teknoloji editörlüğü de uzmanlık alanıma eklendi. Bu da global gelişmeleri, yenilikleri ve trendleri takip edip araştırmamı sağladı. Tüm bunları uzun yıllardır aynı kurumda gerçekleştirmek, meslekte önemli bir pratik sağlıyor. Basında çok fazla üst düzey kadın yönetici yok. Siz nasıl başardınız? Zorluklar yaşadınız mı? Evet, basında özellikle gazetelerde çok fazla kadın yönetici yok. Ama zaten bildiğiniz gibi aslında çoğu sektörde kadın yöneticilerin oranı çok az. Son yıllarda bu konuda olumlu gelişmeler olsa da hala çok gerideyiz. Tüm dünyada kadın yöneticilerin ‘cam tavanları’ yıkıp geçme mücadelesi sürüyor. Türkiye’de çalışan kadınların da hak ettikleri yerlere

Ekonomist dergisinin son durumu nedir? Pandemiyi nasıl geçiriyorsunuz? Yeni hedeflerinizden bahseder misiniz? Ekonomist dergisi yaklaşık 30 yıldır sektörde yayın hayatına devam ediyor. Bu kadar uzun süre basında özellikle dergicilik alanında var olmak gerçekten kolay değil. Aynı çizgide, belli değerleri koruyarak ama aynı zamanda değişime ayak uydurarak yayıncılık yapmaya çalışıyoruz. Pandemi tüm sektörleri olduğu gibi basın sektörünü de etkiledi. Sahada ve yüz yüze iletişimin önemli olduğu bu mesleği uzaktan yapmaya başladık. Aslında teknolojik altyapımız buna çok uygundu. Kurduğumuz editoryal sistemle zaten uzaktan çalışmak için ortamımız hazırdı. İlk vakaların çıktığı dönemden itibaren haber merkezi olarak evlerden çalışmaya başladık. Hala da işlerimizi o şekilde yürütüyoruz. Hem ekonomik gelişmelerle ilgili sıcak haberleri dergiye taşıyoruz hem de bize özel araştırmalara yer veriyoruz. Önümüzdeki süreçte de farklı konuları, özel araştırmaları

GÜNDEMİN SESİ

Üniversitede okurken staj yaptığım dönemde gazetecilik mesleğini sahada da tanımaya başladım. İlk önce Kuşadası/ İzmir Doğan Haber Ajansı’nda mesleğe stajyer olarak başladım. Sonra Babıâli’den taşınmadan önce Cumhuriyet Gazetesi’nin tarihi binasında istihbarat servisinde çalışma şansım oldu. Meslek hayatıma başlarken oradan geçmek benim için anlamlıydı. Okul bittikten sonra ise ekonomi gazeteciliğiyle tanıştım ve bu da benim için dönüm noktası oldu. Çocukken ne olmak istiyordunuz? Okumak, araştırmak ve yazmak hayatımın her zaman önemli bir parçası oldu. Kendimi yazarak ifade etmek ve gözlemlediklerimi yazarak anlatmak kendimi bildim bileli yapmak istediğim bir işti. 10-11 yaşlarında da yazar olmaya karar vermiştim. Daha sonra ise gazetecilik mesleği ilgimi çekti. Üniversite tercihlerinde de tek tercihim zaten iletişim fakültesi oldu. Kaç yıldır ekonomi gazeteciliği yapıyorsunuz? İlk olarak gazetenin istihbarat servisinde çalışmaya başlamıştım. Burada kısa bir dönem de olsa istediğim içerikte haberleri yapma fırsatım olmuştu. Ancak sonra ekonomi gazeteciliği alanına adım attım ve orada da kaldım. 2006’da Ekonomist dergisinde ekonomi dergiciliğine başladım. O zamandan beri de halen dergide çalışıyorum. Yaklaşık 14 yıl… Arada 2013 yılında Johannes Rau bursunu kazanarak Uluslararası Gazeteciler Programı kapsamında Almanya’nın Bonn şehrindeki Deutsche Welle’de çalıştım. Bu deneyim bana uluslararası çalışma şeklini de tanıma fırsatı sağladı. Ekonomi dergiciliğini özellikle sektörde uzmanlaşma sağlaması açısından önemli buluyorum. İlk önce derginin borsa servisinde çalışmaya başladım. Orada farklı alanlardaki sektörleri, grupları ve şirketleri tanıdım. Para

İSMMMO YAŞAM l 25


GÜNDEMİN SESİ

GÖÇMENLİK ÜZERİNE KİTAP PROJESİ VAR

Kitap yazma ya da bu tarzda bir projeniz var mı? Evet, aslında uzun yıllardır üzerinde çalıştığım bir kitap var. Göç meselesi, hep benim için cazip bir konu oldu. Türkiye’de sanırım ailesinde göçmen olmayan yok gibi. Benim de baba tarafım Girit, anne tarafım Selanik göçmeni. Çoğu çocuk gibi ben de göç hikayeleriyle, farklı dil ve kültür özellikleriyle büyüdüm. O nedenle ilk olarak bu göç hikayesini tamamlayıp kitabını yayımlamayı çok istiyorum.

26 l İSMMMO YAŞAM

sayfalarımıza taşımaya ve önemli konu başlıklarındaki etkinliklerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. İnternet ve sosyal medyanın rekabetiyle nasıl başa çıkıyorsunuz? Her ne kadar yazılı basın tarafında olsak da biz de internet ve sosyal medyanın bir parçası olarak rekabete katılıyoruz. Web sitemizi yenileyerek güncel ekonomi haberlerini anında okuyucularımızla buluşturduğumuz bir yapıya geçtik. Ekonomik verilere de yer vererek finansal piyasaların takip edilebileceği bir alana dönüştürdük. Burada yeniliklerimiz devam edecek.

Ayrıca sosyal medya hesaplarımız da oldukça aktif bir şekilde haber akışı sağlıyor. Özellikle pandemi sürecinde başlattığımız farklı sektörlerdeki önemli isimleri konuk ettiğimiz Instagram canlı yayınları oldukça ilgi görüyor. YouTube hesabımızdan yayınladığımız kısa röportajlar da önemli izleyici kitlesi yakaladı.

DÖNÜŞÜM HIZ KAZANDI

Yazılı basının geleceğiyle ilgili, kağıdın sosyal medya ve internetle yarışı konusunda neler söylemek istersiniz? Yazılı basının tamamen sona ereceğini düşünmüyorum. Tabii ki yıllar

KASIM-ARALIK 2020


KASIM-ARALIK 2020

daha kolay yürütme şansına sahip oldu. Bazıları yaşanan süreçte ihtiyaçlardan yola çıkarak yeni alanlarda fırsat gördü ve oralara yatırım yaptı. Tabii ki şartlar hala kolay değil ama iş dünyasının oldukça çabaladığını görüyoruz.

PANDEMİ HOBİLERİ DEĞİŞTİRDİ İş dışındaki zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz? Hobilerinizden bahseder misiniz? Pandemi süreci iş dışındaki zamanımızda yaptıklarımızı da değiştirdi. Seyahat etmeyi ve farklı yerler görmeyi çok severim. Ancak bu süreçte tabii ki bunları yapmak zorlaştı. Daha kısa mesafelerde günübirlik gezileri az da olsa yapmaya gayret ediyorum. Deniz ve doğada olmak beni her zaman rahatlatıyor. Evlere kapandığımız bu süreçte, kitap okumaya ve film ve dizi izlemeye de daha fazla zaman ayırma şansım oldu. Bir kızınız olduğunu biliyoruz. Ona vakit ayırabiliyor musunuz? Kızım Defne, 2,5 yaşında. İşten kalan vaktimin neredeyse tamamını ona ayırmaya çalışıyorum. Şu anda evden çalıştığımız için de onunla gün içinde daha fazla vakit geçirme olanağım oluyor. Büyüme çağının ilk yıllarında onun yanında olabilmek ve gelişimini görmek güzel.

İSMMMO   İYİ İŞLER   YAPIYOR İSMMMO’nun faaliyetlerini nasıl buluyorsunuz? Yaptığı işbirlikleri ve ekonomik kalkınmaya katkı sunmayı amaçlayan çalışmalarıyla bir oda olarak iyi işler yapıyor. Ayrıca eğitime sağladığı destekler de önemli.

GÜNDEMİN SESİ

geçtikçe ve alışkanlıklar değiştikçe internet ve sosyal medyadaki kısa içerikler ve video haberler daha fazla tercih edilecek. Yeni neslin haber alma pratiği bu şekilde gelişti. Ama daha derin, özel, analiz içeren yazılı haberlere her zaman ilginin süreceğini tahmin ediyorum. Bunun şekli değişebilir ama tamamen yok olmaz. Geleneksel medya da kendini geleceğe hazırlamak için şimdiden dönüşümü başlatmak zorunda. Geleceğin trendlerine uygun şekilde yayıncılık anlayışını benimsemezse geride kalması muhtemel. Türkiye ekonomisine gelecek olursak. Derginizde iş dünyasının nabzını tutuyorsunuz. Türk iş dünyasının durumunu nasıl görüyorsunuz, pandemiyle nasıl mücadele veriyorlar? Pandemi sürecinin başlangıcından itibaren aslında biz de aynı soruları iş dünyasına sorduk. Tüm dünyanın ilk kez karşılaştığı farklı bir kriz dönemi geçirdik. Bilinen tüm iş yapış şekilleri bir anda değişti. Buna ayak uydurmak ve yeni döneme hızla geçiş sağlamak için çok fazla zaman yoktu. Öncelikle sağlığı korumak ve sonra işleri yürütmek gerekiyordu. İlk şoktan sonra çoğu şirketin kolay adapte olup çözüm ürettiklerine şahit olduk. Özellikle dijital dönüşüme yatırım yapan, çevik ve yenilikçi şirketler sürece hemen adapte olup işlerini

İSMMMO YAŞAM l 27


DOSYA

Robot iş arkadaşları geliyor GAYE DELEN Dünyada hem endüstriyel hem de insansı robotlarla ilgili gelişmeler son hızla devam ediyor. Devasa boyutlardaki robot kol, bir buzdolabının en ağır parçasını kaldırıp birkaç işlemden geçirdikten sonra diğer robot Yapay zeka ilerledikçe robot nüfusu da artıyor. kola devrediyor. O da işlemini tamamladıktan sonra insan çalışanın Robotların sayısı 2.7 milyona ulaştı. Artık üretimin olduğu bölüme aktarıyor… Çalışan da kendi bölümünü tamamen önemli elemanları haline geldiler. Pek çok işte layıp diğer bölüme devrediyor… Üretim bandında her gün robot ve insanlar böyle kol kola sırt sırta çalışıyor… Bir insansı robot ise kullanılıyorlar. Türkiye’de ise bu sayı 30 binlerde. İnsansı robotlar da gelişimini sürdürürken, geçmişin kafeteryada servis yapıyor. Siparişleri alarak masalara dağıtıyor. Diğer bir robot ise evde hasta bakımına yardım ediyor… Daha bilim kurgu filmleri birer birer gerçeğe dönüşüyor… önce bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz sahneler birer birer ger-

28 l İSMMMO YAŞAM

KASIM-ARALIK 2020


Hem endüstriyel hem de insansı robot sayısı hızla yükseliyor.

KASIM-ARALIK 2020

DOSYA

çek oluyor… Evet, hem endüstriyel hem de insansı robotlarla ilgili gelişmeler son hızla devam ediyor. Endüstri 4.0 denilen üretimin dijitalleşmesi ise dünyadaki robot nüfusunu giderek artırıyor. Üretimdeki ağır işlerin çoğunu robotlar yapmaya başladı. Robot robot iş birliği, robot insan iş birliği de sıkça görülüyor. Dünyadaki robot sayısı da giderek artıyor. Son verilere göre sadece endüstride çalışan robot sayısı 2.7 milyona çıktı. İş hayatının yeni elemanları pandemiyle beraber de ilgi odağı haline geldi. Türkiye’de ise robot sayısı 30 bine ulaşmış durumda. Endüstriyel robot sayısı dünya tarihinde rekor seviyede. Pandemi sürecinde de robotlara yönelimin arttığı belirtiliyor.

ması işsizlik korkusunu da yükseltiyor. Hakan Aydoğdu, bu konuda şunları söylüyor: “ZorPANDEMİ İLGİSİ lu, riskli ve rutin işleri Tezmaksan Genel robotların yapmasıyla Müdürü Hakan Aydoğdu, insanların daha yara2023 yılında var olan tıcı süreçlerde görev robot sayısına 584 bin aldığı bir dönem hızla yeni robotun ekleneceğini, yaklaşıyor. Bu iş kolları 2025’de ise toplam robot arasında robot operakullanımının 3.4 milyona törlüğü çok kıymetli çıkacağını söylüyor. bir noktaya gelecek. Otomotiv, makine, Öne çıkacak diğer bir Hakan Aydoğdu plastik, kimya, elektronik, meslek ise ‘otomasyon yemek, robotun en yaygın danışmanlığı’ olacak. kullanıldığı endüstri kol2030 yılında en az 200 ları olarak öne çıkarken, milyon kişi otomasyon584 bin robot ise diğer dan dolayı işsiz kalacak sektörlerde kullanılıyor. ama robotu programPandemide de layacak kişilere ihtiyaç robotların önemi bir kez olacağı için 400 milyon daha görüldü. Aydoğdu, kişi istihdam edilecek. bu konuda, “Dünyanın Bizim bu gidişatı görüp gittiği nokta bu alana çok insan kaynağı olarak daha büyük yatırım yapbuna hazır olmamız mamız gerektiğini göstegerekiyor.” riyor. Pandemi, robotlu Dünyada sadece otomasyon sistemleri, 50 ülkede robot üretimi uzaktan verimlilik takip bulunuyor. Robotun Özgür Gök yazılımları, dijital altyapı kendisini üretme koçözümleri ve mühendislinusunda maalesef ğin, bir ülkenin hem kendi ülkemiz hala kendine kendine yetebilmesi hem de katma değerli yeter düzeyde değil. Ülke olarak şu anda ürün üretimi için ne kadar önemli olduğunu robotun tamamını üretemesek de çok ciddi bir bir kere daha gösterdi. Dışarı çıkmayı zorlaşmühendislik bilgimiz var. tıran koşullarda uzaktan üretimin devamının ne kadar önemli olduğunu gördük” diyor. TÜRKİYE’DE 30 BİN TANE VAR Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de robotların Peki, Türkiye’de robot sayısı ne kadar? ağır iş süreçlerinde, insanların yapamayacağı Universal Robots Türkiye ve MEA Ülke Müdürü ya da kaza riskinin yüksek olduğu sektörlerde Kandan Özgür Gök, üretime katılan robotların kullanımı daha fazla. Artık verimliliği artırma- sayısının her geçen gün arttığını anımsatıyor: da da önemli bir unsur olarak öne çıkıyorlar. “Türkiye’de fabrikalardaki kurulu robot Özellikle endüstriyel robot sayısının art- sayısı 2018’de 13 bin 500 üniteye ulaştı.

İSMMMO YAŞAM l 29


Sophia

DOSYA

EN ÜNLÜ İNSANSI ROBOTLAR Sanayide çalıştırılanlar yanında insansı denilen insana benzeyen robotlar da var. Bunların vücut şekilleri tamamen insanı andırıyor. Dünyada ün yapmış pek çok insansı robot var. SOPHIA: Hong Kong merkezli Hanson Robotics tarafından geliştirilen bir sosyal insansı robot. Sophia ilk kez 14 Şubat 2016’da tanıtıldı. İlk halka açık gösterimi Mart 2016’de ABD’de gerçekleştirildi. Kahverengi gözleri, uzun kirpikleri ve narin görünümü ile bir kadın görüntüsüne sahip. Tasarımında Audrey Hepburn’den esinlenildi. Sophia’ya, Suudi Arabistan’da vatandaşlık verildi. Yapay zeka eseri olan Sophia’nın ilgi çekmesinin en önemli nedeni insanların sorduğu sorulara esprili ve zekice yanıtlar vermesi. Sorulan sorulara gülümsüyor, insanların yüz ifadelerini anlıyor, konuşurken göz teması kuruyor ve yüzleri tanıyor. ATLAS: Amerikan robot ve yapay zeka şirketi Boston Dynamics tarafından geliştirilmiş iki ayaklı insansı robot. 1.5 metre boya ve 80 kilogram ağırlığa sahip Atlas, çeşitli arama ve kurtarma görevleri için tasarlandı. 13 Temmuz 2013’te tanıtıldı. Dengede durarak yürüyen, koli taşıyan ve hatta koşarak engelleri aşabilen Atlas, jimnastik de yapıyor. Amuda kalkabiliyor, zıplayarak takla atıyor, olduğu yerde dönebiliyor. Atlas’daki

30 l İSMMMO YAŞAM

ileri kontrol sistemi sayesinde robot insan düzeyinde güç ve dengeye sahip. Hareket kabiliyetinde benzerlerini ikiye katlıyor. Atletik yapısıyla engel tanımıyor. Halen geliştirme aşamasında olan robotun, gelecek kullanım alanları adeta sınırsız olarak nitelendiriliyor. NAO: Fransa merkezli Softbank Robotics tarafından geliştirildi. Dünyaca ünlü robot, eğitim ve araştırmada adeta bir standart haline geldi. Nao, aynı zamanda şirketler ve sağlık merkezlerinde de asistan olarak kullanılabiliyor. Misafirleri karşılayıp, bilgilendiriyor ve eğlendiriyor. 58 santimetre boyu olan Nao, 2006’da geliştirildi. Altıncı jenerasyonu ise 2018’de tanıtıldı. Dünyada popüler olan Nao, 70 farklı ülkede var. İngiltere’de birçok okulda kullanılıyor. Özellikle otistik çocukların eğitiminde çocuksu ifade ve davranışlarıyla daha öğretici bulunuyor. Fransa’da yürütülen bir çalışmada yaşlı insanlara yardımcı olabilmek adına robotik ‘otobiyografik hafıza’ testi Nao ile gerçekleştirildi. ASIMO: Honda Motor tarafından tasarlanmış insansı bir robot. O da çok ünlü. 1.30 santimetre boyunda 54 kilogram ağırlığında olan robot, sırt çantası giymekte olan bir astronot görünümünde. İki ayak üstünde saatte 6 kilometreye varan bir hızda yürüyebilme ve koşabilme yeteneğine sahip.

Herkesin sempatiyle yaklaştığı Asimo, yıllarca Honda adına ticari fuarlarda yerini aldı. Asimo bu alanda ilk geliştirilen robotlardan. Birçok robotun da geliştirilmesine öncülük yaptı. Honda onu 2018 yılında emekliye ayırdığını duyurdu. ADA: Bu alanda az da olsa yerli girişimler bulunuyor. Konyalı Akın Robotics bunlardan biri. Servis robotu Ada’yı geliştirdi. Kafe, restoran, hastane, konser, fuar, AVM gibi alanlarda çalışabiliyor. 1.30 metre boyunda 45 kilogram ağırlığında. Türkçe harici dillerde de konuşabiliyor. Robotun üzerinde 50 tane sensör bulunuyor. Çarpma sensörleri sayesinde Ada etrafındaki engelleri fark ederek hareketini yönlendiriyor. Görüntü işleme teknolojisi ile yüz ve nesneleri tanıyor. Üzerinde bulunan altı tane mikrofonla etraftaki gürültüyü filtreliyor.

KASIM-ARALIK 2020


2.7 MİLYON   METAL YAKALI l Uluslararası Robotik Federasyonu 2020 raporuna göre, dünyada 2.7 milyon robot var. l Geçen yıl 373 bin yeni robot satıldı. Geçen yıl Çin’de 140 bin, Japonya’da 50 bin, ABD’de ise 33 bin robot satışı yapıldı. l Sanayide robot kullanımında Singapur birinci, Güney Kore ise ikinci durumda. l Singapur’da 10 bin işçi başına 918, Güney Kore’de 855, Japonya’da 364, Almanya’da 346, ABD’de 228, Fransa’da 17 robot düşüyor. Dünya ortalaması ise 113. l Rapora göre dünyada 2009’da 1.021 milyon endüstriyel robot varken bu sayı 2019’da 2.7 milyona çıktı.

İŞİMİZİ ELİMİZDEN ALIRLAR MI?

KASIM-ARALIK 2020

etti. Cobotların sağladığı kesintisiz üretim avantajıyla pandemi döneminde de talep artışı oldu. Kolay kurulum, üretimde esneklik, düşük üretim maliyetleriyle birlikte üretime kesintisiz devam etmek isteyen üreticiler bu dönemde cobotlara yöneldi. Bundan sonraki yeni normalde de bu artışın devam edeceğini düşünüyorum. Türkiye’deki endüstriyel robot yoğunluğuna baktığımızda rakamların hala düşük seviyelerde olduğunu düşünüyorum. İmalat sanayinde 10 bin çalışan başına 33 robot düşüyor. Bu sayı otomotiv sanayisinde 210 robot ile bu alanda da önemli bir paya sahip. Diğer sektörlerde ise, çalışan başına sadece 19 robot düşüyor. Bu sayının her geçen gün artacağını ve daha fazla robot ve cobot çalışanın endüstride görev alacağını söyleyebilirim” ifadelerini kullanıyor.

DOSYA

Türkiye’deki endüstriyel robot kurulumunda 2013’ten 2018’e kadar yıllık ortalama yüzde 22’lik bir büyüme kaydedildi. Üretimde insanlarla iş birliği içinde etkileşime dayalı bir şekilde çalışabilen kolaboratif robotlar olarak adlandırdığımız cobot pazarı da her geçen gün büyümeye devam ediyor. 2015 yılında cobot pazarı, tüm endüstriyel robot pazarında yüzde 2 paya sahipti. Bu oran 2018 yılında yüzde 4’e çıktı. Tahminlere göre, 2022 yılında yaklaşık 235 bin cobot endüstride kurulacak ve işbaşına geçecek. 2025 yılında ise bu oranın yüzde 35 ila 40 oranında yükselmesi öngörülüyor.” Pandemiyle birlikte dünyada olduğu gibi ülkemizde de insan gücüne dayalı birçok sektörde üretime ara verildiğine dikkat çeken Gök, “Otomasyon ve robotik ağırlıklı üretim yapan sektörler ise üretime devam

Endüstri 4.0 ve robotlaşmayla gelen otomasyon teknolojisinden ilk etkilenen işler mavi yaka oluyor. Yapay zeka, derin öğrenme, makine öğrenmesinin beyaz yaka ve hatta yaratıcı meslekleri bile etkilemesi bekleniyor. Yeni meslek türlerini görüyor olacağız. Gelişen teknoloji ve makineleşme gelecek nesillerin başka mesleklerde olmasını sağlayacak. PriceWaterhouseCoopers (PwC) Türkiye Risk, Süreç ve Teknoloji Lideri Oktay Aktolun, “Yapay zekâ artık hayatımızda. Özellikle bu alandaki ilerlemelerin hızı göz önünde bulundurulduğunda, orta ve uzun vadede etkilerini şimdiden net olarak kestirebilmek kolay değil. Sıklıkla yapay zekâ ve robotların insanların işlerini ellerinden alacağı gündeme gelse de bu teknolojilerle ortaya çıkacak fırsatları da göz ardı etmemek gerekiyor. Bu nedenle şirketlerin yapay zekâyı işleri ve çalışanları açısından tehdit yerine fırsata çevirebilmesi için çok geç olmadan bu alandaki gelişmeleri yakından takip etmesi, çalışanlarını ve çalışma ortamlarını yeni teknolojiler ışığında gözden geçirmesi şart” diyor.

İSMMMO YAŞAM l 31


Merakıyla hava tahmincisi oldu

RENKLİ YAŞAM

NİL DENİZ DEMİRCİLER

Meteoroloji çoğumuz için günlük yaşamı planlamak için kullanılan bir araç olsa da meslek mensubu Dr. Serkan Adalıoğlu için bir tutku. O, çocukluğundan beri bu alana ilgi duyuyor. Meteorolojiyle ilgili özel çalışmalar yapıyor. 10 yıldan beri Havaforum adlı internet sitesinde amatörce hava tahminleri yapıyor. Türkiye’nin bu yıl ‘La Nina’nın etkisinde kalacağı tahmininde bulunan Adalıoğlu, İstanbul’u ise son yılların aksine kar açısından daha bereketli bir yılın beklediğini söylüyor.

32 l İSMMMO YAŞAM

Dr. Serkan Adalıoğlu, hayallerinin peşinden koşan, bu yolda zorluk kabul etmeyen azimli bir meslek mensubu… Üniversitede turizm ve iktisat okuduktan sonra yüksek lisans ve doktora eğitimi de aldı. Akademisyen kimliği ile özel bir üniversitede işletme alanında dersler verdi. Ekonomi ve maliye alanlarında yeni bilimsel makaleler üzerinde çalışmalarına devam ediyor... Çalışmalarında çoğunlukla ekonometri destekli deneysel önermeleri tartışmaya çalışıyor. İş yaşamı dışında eşi ve kızıyla birlikte seyahat etmeyi seven, balık tutmak, basketbol oynamak gibi hobileri olan Adalıoğlu’nun en büyük tutkusu ise meteoroloji... Meteorolojiye merakı daha çocuk yaşlarda başlamış. Adalıoğlu, “Erken yaşlarda Bakırköy’deki evimizin balkonunu mini bir meteoroloji istasyonu gibi kullanırdım. Orada tutmaya çalıştığım sıcaklık, nem, bulutlar, yağış ve rüzgâr gibi verileri kalınca bir ajandaya kaydeder kendimce çıkarımlar yapmaya çalışırdım” diye anlatıyor. Bilgisayarın olmadığı o dönemde ansiklopedilerden iklim ve meteorolojiye dair bulduğu tüm kaynakları okuyup bilgi sahibi olmaya çalışmış... Her gün Yeşilköy Atatürk Havalimanı meteoroloji istasyonunu arayarak günlük meteoroloji verilerini aldığını anlatan Adalıoğlu, “Balkonda ayazda bekleyip soğuktan çalışmaz hale gelen ev tipi termometreleri çöpe atardım. Rahmetli annem kabaran telefon faturalarını gördüğünde termometreler için verdiğinden

daha çok tepki verirdi” diye konuşuyor. Ondan bu yılla ilgili de bir tahmin alıyoruz. Ülkemizin bu yıl İspanyolca küçük kız çocuğu anlamına gelen ‘La Nina’nın etkisinde kalacağını belirten Adalıoğlu, şu uyarılarda bulunuyor: “La Nina’nın yaşandığı yıllarda genellikle ülke genelinde yağışlar mevsim normallerinin altında olur. Sıcaklıklar da Kırım, Balkanlar ve Sibirya soğuk hava koridorlarının sık çalışmasından dolayı kuzey, batı ve iç kesimler açısından mevsim normallerinin yer yer 2-4 derece altında gerçekleşir. İstanbul’da son yılların aksine kar açısından daha bereketli bir yıl bekleniyor. Suya sabuna ihtiyacımızın çok daha fazla olduğu şu dönemde barajlarımız açısından potansiyel sıkıntılı bir yıl. Suyu tasarruflu kullanıp, soğuk algınlığı ve mevsimsel grip vakalarını tetiklemesi muhtemel sisli ve kuru soğuk havalara karşı tedbirli olmalıyız.”

HERKES ONA DANIŞIYOR

Çocukluğunda başlayan meteoroloji merakı yıllar içinde besleyen Adalıoğlu,

KASIM-ARALIK 2020


DR. SERKAN ADALIOĞLU KİMDİR?

KASIM-ARALIK 2020

yor. Amatör bir tahminci olarak hava tahmin tutarlılığı teknolojik imkânlarla arttı. Bugün gelinen noktada son 3 günlük tahmin tutarlılığı yüzde 75-80, 7 günlük tutarlılık ise yüzde 50’ler civarında. 10 günden daha uzun vadeli öngörülere ihtiyatlı yaklaşılmalı.” Adalıoğlu, 2004 yılında 22 Ocak’ta başlayan kar fırtınasını ve 2012’de 20 Aralık’ta beklenmeyen yoğun kar yağışını önceden tahmin edip çevresini, işyerinde yönetim kademesini uyarıp trafikte mahsur kalınmadan, erkenden evlere ulaşmalarını sağlamış. Son yıllarda küresel iklim değişikliğinin etkisi ile yaz aylarındaki dolu yağışlarını saatlik ve semt bazında tahmin ederek çevresini ve takipçilerini olası maddi hasarlı durumlara karşı uyarıyor.

MESLEK DEĞİŞİMDEN GEÇİYOR

İş yaşamında turizmden sigorta ve ilaç sektörüne kadar farklı alanlarda çalışmalar yürüten Adalıoğlu, meslek mensubu olarak belgesini 2010 yılında almasına karşın son 6 yıldır aktif olarak camianın içinde. Adalıoğlu, meslekteki değişimin teknolojideki hızlı değişimle paralellik gösterdiğini vurguluyor. O, muhasebeci rozetini ileride makinelere gönüllü veya gönülsüz devredecek olan meslek mensupları için asıl sahiplenilmesi ve kendilerini geliştirmeleri gereken tarafın mali müşavirlik olduğunu düşünenlerden. Adalıoğlu, “Dünden bugüne izlenim ve tecrübelerim bugün mesleğin emek yoğun kanadını oluşturan işlerin büyük bölümünün yapay zekâ ve öğrenen makineler tarafından yapılacağını gösteriyor. Dolayısıyla mesleki transformasyon teknoloji ile barışık ve uyum kabiliyeti yüksek, esnek mali müşavirler gerektirecek” değerlendirmesini yapıyor.

RENKLİ YAŞAM

Türkiye’nin ilk amatör meteorolojik forum sitesi olarak 2010 yılında kurulan Havaforum sitesinde ilk kurulduğundan beri yazar ve tahminci. Havaforum’un kuruluşundan çok önce bir haber sitesinin hava durumu bölümünde yorumlar yazmış. Burada hava tahminine, meteorolojiye kendisiyle aynı pencereden tutkuyla bakan başka amatörler olduğunu görmüş. Adalıoğlu, “Hava tahmini yapmak, eldeki sınırlı veriyle sınırsız değişkenin etkisi altındaki bir olayı tahmin etmek kolay bir şey değil hatta stresli tarafları bile var. Tahminleriniz amatör de olsa bir sosyal platformda yayımlanıyorsa daha dikkatli olmalısınız. İşin amatör tarafında olmanız söylediklerinizin bağlayıcılığını ortadan kaldırmıyor. Kışın özellikle kar tutkunlarına kar yağmayacak demek kolay bir şey değil” yorumunu yapıyor. Ancak Adalıoğlu için bu işin keyifli yanları çok daha fazla. Öyle ki, sosyal faaliyetlerini, gezilerini, iş seyahatlerini planlarken bilgi sağlayıp öyle harekete geçiyor. Yakın çevresinden, ailesinden, arkadaşlarından, “Şu tarihte hava sence nasıl olur? Şuraya gideceğiz, hava nasıl olacak? Düğünümüz var, yağmur yağar mı?” gibi sorular alması Adalıoğlu’nun hava tahmini motivasyonunu artırıyor. Yer haritalarının, uydu haritalarının, anomali haritalarının doğru okunup yorumlanabilmesinin uzun yıllık birikim, okuma ve araştırmayı gerektirdiğine dikkat çeken Adalıoğlu, şöyle devam ediyor: “Her yıl yeni bir şey öğrenebiliyor, şaşırabiliyorsunuz. İşin en keyifli yanı da bu. Kendinizden emin olsanız da son anda dikkate alamadığınız bir değişkenden öngördüğünüz yağış daha az veya çok miktarda ya da sıcaklık tahmin edilenden az düşebili-

Dr. Serkan Adalıoğlu, Marmara Üniversitesi’nde turizm otelcilik okuyup öğrencilik yıllarında rehberlikten barmenliğe kadar turizmin çeşitli dallarında çalıştı. 1997 yılında mezun olduğunda iş hayatının zorluklarına karşın yeniden üniversite sınavlarına hazırlanıp azmi sayesinde 1998’de Karadeniz Teknik Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü’nü kazandı. Trabzon’da ilk yılında yüksek onur öğrencisi olarak Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İktisat Bölümü’ne yatay geçiş yaptı. 2002’de aynı üniversitede Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde işletme yüksek lisansına başladı. Bu dönemde turizmde uzun yıllar tecrübe ettiği sosyal ilişkilerini sigorta sektöründe kullandı. 2005 yılından itibaren sırasıyla ilaç ve gıda sektörlerinde çalıştı. SMMM belgesini 2010 yılında aldı. 2012 yılında Doğuş Üniversitesi İngilizce Finansal Ekonomi doktora programına kabul edildi, 2019 yılında ‘doktor’ unvanını aldı. 2016 yılından beri MED Group bünyesinde başladığı genel müdür yardımcılığı görevine devam ediyor. Evli olan Adalıoğlu’nun 7 yaşında bir kızı var.

İSMMMO YAŞAM l 33


YAŞAM’IN PORTRESİ

‘Pandemide herkes kendi sanatını keşfetti’ BANU BOZDEMİR

Usta oyuncu ve yönetmen Tamer Levent, en son Ankara Film Festivali kapsamında ‘Sanat Çınarı Ödülü’ne layık görüldü. O aynı zamanda ‘SanataEvet’ platformunun kurucularından. Levent, “İyi ki bu alanı seçtim. Mesleğimi hobi gibi görüyorum. Başarıyı getiren de bu oluyor” diyor. Ona göre pandemide toplumda sanat bilinci de yükseldi. Tamer Levent, “Sanatların en yücesi yaşama sanatıdır. Pandemi döneminde herkes kendinde sanatı keşfetmek zorunda kaldı. Dijital yayınlarla da bu deneyimi geliştirdi. Herkes kendini geliştirdi” yorumunu yapıyor.

34 l İSMMMO YAŞAM

Tamer Levent oyuncu, yönetmen, sanat yönetmeni ve yazar… Anla Beni, Ya Tutarsa gibi birçok tiyatro oyununu kaleme aldı. Tepenin Ardı, Kış Uykusu gibi Türk sinema tarihinin önemli filmlerinde rol aldı. Aşk Yeniden, Cesur ve Güzel, İstanbullu Gelin gibi dizilerle televizyon seyircisinin kalbinde taht kurdu. O aynı zamanda ‘SanataEvet’ platformunun öncülerinden. Levent, 1972 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’ne seviye sınavı ile girdi. Ankara Devlet Konservatuvarı Yüksek Bölümü’nden 1977 yılında mezun oldu. Devlet Tiyatrolarında önce oyuncu

KASIM-ARALIK 2020


KASIM-ARALIK 2020

lirlenmesi ile tiyatro kültürünün gelişmesi arasında doğrudan bağ olduğunu, bunun diğer alanlara da örnek olacağını savunmamız. FIA, ITI, IATA gibi uluslararası meslek kuruluşlarına vakfımızı üye yapmamız, Devlet Tiyatroları tarihinde ilk ve son defa yapılan bir uygulama seçim ile genel müdür olmam. Bunları yapmak isterken, kişisel kariyer

hırsımın hiç olmadığı sadece eleştirmenin bir faydası olmadığı; hep bildiklerimi uygulamak için örnek olmak için yaptığım çalışmalar geçti beynimden… Ülkemizdeki sanat ve kültürün doğru anlaşılmasının toplumsal yaşamımızı da etkileyeceği inancındaydım. Bunun için yapılamaz denilen şeylerin yapılabilir olduğunu kanıtlayarak, gelecek kuşaklara

YA Ş A M ’ I N   P O RT R E S İ

daha sonra yönetmen olarak çalışmalar yaptı. Sanatçı son olarak eylül ayında gerçekleşen Ankara Film Festivali kapsamında ’Sanat Çınarı Ödülü’ne layık görüldü. Tamer Levent’le kariyerini, tiyatroyu ve sanatı konuştuk. Eylül ayında yapılan Ankara Film Festivali’nde ‘Sanat Çınar Ödülü’ bu yıl size takdim edildi. Duygularınızı öğrenebilir miyiz? Ankara Film Festivali’nde, ‘Sanat Çınarı’ ödülünün, bu isimde bir ödülün olması beni çok etkiledi. 1972’de Ankara Devlet Konservatuvarı, Tiyatro Bölümü seviye sınavını kazandığımda başlayan tiyatro maceram ve bu deneyim sürecinde yapmak istediklerim geçiyor gözümün önünden. Öğrencilik dönemi, oyunculuk kavramını keşfetme tutkum. Sonra sanat kavramını anlama sürecim. Ardından yaşanan çelişkiler. Kavramların doğrusunu öğrenmek ve savunma tutkum anlaşılmadıkça bu tutkumun daha da artışı. Şimdi artık bilinmeye başlayan ama o zamanlar pek bilinmeyen oyunculuk yöntemleri, felsefeleri hatta neredeyse bilmeden yapmanın makbul sayılabileceği bir dönemde her şeyi öğrenmek ve öğrendikçe işime daha çok bağlanmam, sevmem ve öğrendiklerimi paylaşmak istemem... 12 Eylül sonrası kurduğumuz Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı’na (TOBAV) başkan olmam, öğrendiklerim ölçüsünde olması gerekenleri örnek çalışmalar yaparak kanıtlamak istemem. Birlikte çalıştığımız dostlarım. Gerçekleşen pek çok hayaller. Uluslararası çalışmalar, ilk defa kurulan festivaller, oyun yazma yarışmaları, Cumhuriyet tarihinin ilk opera bale ödülleri, oyunculuk eğitimi yöntemleri, drama kavramının yaygınlaşması, yaratıcı oyunculuk atölyeleri, eğitimde drama, yaratıcı düşünce geliştirme, fikri mülkiyet hakkı bilgilerini öğrenmek ve bunun sanat yapmak ile doğrudan ilişkisi olduğu çalışmalar, süreli yayınlar, kendi kitaplarım, farklı oyunculuk deneyimlerim, sonra farklı yönetmenlik deneyimlerim… Türkiye’de ilk kez oyuncu meslek birliği TOMEB’i kuruşumuz, meslek özlük haklarının be-

İSMMMO YAŞAM l 35


YAŞAM’IN PORTRESİ

örnek olmak istemiştim. Daha sonra ilk sinema filmlerim. Yıllar önce eşim Seynan Levent’in yapımcısı olduğu dizide rol almamışken, bir gecede milyonlarca izleyicinin izlediği dizilerde rol almaya başlamam hep bu motivasyon ile gerçekleşti. Şimdi ‘Sanat Çınarı’ ismi, ödülü ve bu ödülün Ankara Film Festivali tarafından verilmesi bu yapılanların hatırlandığı umudunu yarattı. Bu nedenle çok duygulandım. Çok teşekkür ederim. Ama kendi adıma değil. Bu yapılanların boşa gitmediği bir gün hatırlanacağı umudunu bende yarattığı için. Bu çalışmaları gerçekleştirirken neredeyse hiç boş vaktim olmuyordu. Buna karşın kısıtlı da olsa çocuklarıma vakit ayırıyordum. Burada bana destek olan ve bu şartları oluşturan eşim Seynan Levent, çocuklarım Efe Levent ve Hazel Levent geçti aklımdan. Bana çocukluğumdan beri destek olan beni şanslı kılan annem Meral Levent ve babam Zeki Levent geçti aklımdan. Duygulandım yani. Ama bu duygulanmaya neden olan şey de bütün bu unsurların aynı anda beynime üşüşmüş olmasıydı… İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde bile sanattan kopmamak ayrı bir moral kaynağı… Neler söylemek istersiniz? Pandemi döneminde sanattan koparsanız yandınız demektir. Bertolt Brecht, ‘Sanatların en yücesi yaşama sanatıdır’ diyor. Pandemi döneminde herkes kendinde sanatı keşfet-

36 l İSMMMO YAŞAM

mek zorunda kaldı. Dijital yayınlarla da bu deneyimini geliştirmeye çalıştı. Herkes kendini geliştirmek zorunda kaldı. Usta bir aktör, yönetmen ve yazar olarak geriye dönüp baktığınızda geçen yılları nasıl özetlersiniz? İyi ki bu mesleği seçmişim diyorum. Çünkü onun sayesinde her gün kendimi yeniliyorum. Dünya değiştikçe ben de sürekli bir şey öğreniyor, onu benimsemek ve benimsememek konusunda sürekli düşünce takibinde bulunuyorum. Sanat kavramının süreç olduğunu öğrendiğim yıllardan günümüze, düşünce geliştirme tutkum sürekli beni araştırmaya yöneltiyor. Örneğin, bir zamanlar ‘Sanat dünyayı değiştirmez’ lafının ne kadar saçma olduğunu ve bize ne kadar vakit kaybettirdiğini düşünüyorum. Hatta bugün acaba hala böyle düşünen var mıdır diye düşünüyorum. ‘Çok konuyla ilgilenme aklın dağılır’ anlayışının topluma zarar verdiğini düşünüyorum. Bunların oyun ile nasıl anlatılabileceğini düşünüyorum ve buna benzer yüzlerce durumu…

YENİ BİR KİTAP ÇALIŞMASI

Oyunculuğu karakter yaratmak olarak gören, bu durumda sadece icra değil, yaşamı

hatırlatan yorum oyunculukları yapmak, rolü hem inandırıcı kılmak hem de deneyimcileri şaşırtmak tutkusu olan oyuncularla çalışmak istiyorum. Bu anlamda yapılabilecek çalışmaları çok zengin buluyorum. Yazdığım oyunları da bu meydan okuma ile yazmıştım zaten. Şimdi o kitaplara ilave bir kitap yazıyorum. Neurobilim gerçeğinden hareketle, sanat kavramının insanın organik özelliği olduğunu, bu özelliğin de dünyayı değiştiren düşünce olduğunu, yer yer dramatik örnekler ile de hatırlatmak, çağımızın iyimser gerçekçi düşünme özlemini düşündürmek istiyorum. Ama bunu teori ve pratiği bir arada işleyerek nasıl yaparım diye düşünerek, sürekli yazıp bozarak geliştiriyorum. Karantina dönemini nasıl geçirdiniz? Ben 3.5 aylık dönemde birçok şey düşündüm ve yaptım kendimce. İlk bir iki hafta durumu anlama ve kabullenme süreci idi. Eşim ile görev paylaşımı yaptık. Evi steril tutmak birinci amacımızdı. Bunun için yapılması gerekenleri paylaştık. Fikirler ürettik, fikirlerimizi deneyimledik. Beslenme konusunda birlikte plan yaptık. Onu da uyguladık. Alışverişlerimizi düzenli olarak kuzenimiz yaptı. İzleyemediğimiz filmleri izledik. Yarım bıraktığımız kitapları bitirdik. Sabah ve öğleden sonra müzik eşliğinde komik sportif faaliyetlerde bulunduk. Bol bol telefon ile konuştuk. Arayamadığımız dostlarımızı hatırladık, onlar bizi hatırladı.

KASIM-ARALIK 2020


Zoom ve Instagram görüşmeleri yaptık. Bir ödül törenine bile katıldım. Online atölye çalışmaları yaptım. Yeni fikirler geliştirdim. Kitabıma çalıştım bir de Albert Camus’un Veba romanından uyarlama bir okuma tiyatrosu benzeri çalışmayı video kaydı yaparak paylaştım. Ankara Film Festivali de izleyici ile buluşma konusunda uygulamalar yaptı. İKSV festivali canlı ve online yapıldı. Buralardan elde edilen deneyimlerle şimdi interaktif dijital bir proje yapmak üzerinde çalışıyorum.

KENDİNİ KEŞFETME ZAMANI

KASIM-ARALIK 2020

Daha iyi olmak için öğrenmek, çoklu düşünmek ve öğrendikçe bu kültürü daha çok sevmek ve yaygınlaştırmayı misyon olarak seçerseniz, üstlendiğiniz görevi seversiniz. Oyunculuğu hobi gibi özenle yaparsanız hem yaşlanmaz hem kendinizi geliştirir hem insanlara faydalı ve örnek olur hem de para kazanırsınız. Bu anlamda role yaklaşım adına fikir soran arkadaşlara görüş belirtiyorum tabii. Ama sormayana da karışmıyorum durup dururken. Belki bunu istemiyordur böyle bir ihtiyacı yoktur.

HOBİ TUTKUSUYLA ÇALIŞIYORUM Vaktiniz olduğunda farklı uğraşlarınız var mı? Vakit yaratarak atölye çalışmaları yapmak, dostlarla bir araya gelmek, tartışma konuları açmak, seminer düzenlemek, bisiklete binmek, basket oynamak, yüzmek, eşyalarımı ve kitaplarımı yerleştirmek, yolculuk yapmak, dizi için farklı bir kente gitmişsem orayı keşfetmek keyif aldığım anlardır. Gittiğim yerlerde bulunan araştırmacı, yaratıcı insanlarla tanışmayı severim. İnsan davranış-

larını incelemek, aksanları hafızama kaydetmek, anlatılan hikayeleri not etmek ve benim bildiğimi herkesin bildiği bu zengin, yaşanmış hikayelerin ne zaman senaryolaştıracağını düşünmek ilgimi çok çeker. Düşünmek deyince aklıma geldi. Bu benim çok zevk aldığım hobilerimden biri. Bu kadar dinamik olmanızın şifresi nedir? Kendinize ve hayata nasıl bakıyorsunuz? Bana dinamizm veren şey her işi hobi yapıyor tutkusuyla yapmam. O zaman emekli de olmuyorsunuz. Bazen böyle zamanlarda dostlarla geçirecek vakit bile bulamıyorsunuz.

SANATIN ORGANI BEYİNDİR Son olarak sevenlerinize neler söylemek istersiniz? Son olarak tüm topluma ‘SanataEvet’ demeyi, bunu örnek alarak kendilerini geliştirmelerini öneriyorum. Kalp sanatın organı değildir, sanatın organının beyin olduğu ispatlandı. O halde sanat bilinçli olarak yapılabilir.

YAŞAM’IN PORTRESİ

Pandemi döneminin mesajı nedir sizce? Bu dönemin mesajı kendini keşfet, problemlere çözüm bul. Kendinde sanatı keşfet. Yapamam demek ve vazgeçmek yerine düşündüğünü yapmaya çalış. Ne yapabilirim diye düşün. Karamsarlık insanda umutsuzluk yaratır ve vazgeçmeyi tetikler. Her şeye karşın akıl yürüterek yapılabilecek işler icat etmek ve onları yapmak konusunda bireyler, kendi kendilerini geliştirmek zorunda olduklarını anlamalılar. Görünüyor ki bu süreçte, iş kolları bile değişim gösterecek. Örneğin, pandemi biter bitmez işsizlik sorunu çözülecek mi? Değişen işkolları için devlet yeni yaşamın aktörlerini hazırlayacak hizmet seminerleri ve kurslar yapmalı, vatandaş bunu talep etmelidir diye düşünüyorum. Bu da çözüm yollarından biri olabilir. Her rolünüz izleyicinin kalbinde taht kuruyor. Bu kadar sevilmenizin ve başarınızın sırrını nasıl anlatırsınız? İzleyici tarafından sevildiğini bilmek harika bir duygu. Bunun için deneyimci dediğim seyirciyi önemsemek ve ona benzerlik kurabileceği karakterler yaratmak en büyük zevk. Hele bu da anlaşılıp, benzerlikler kurulabiliyorsa büyük mutluluk. Genç oyuncu arkadaşları yönlendirir misiniz? Neler önerirsiniz? Oyunculuğu tanıdıkça daha çok sevdim. Genç arkadaşlara da bunu öneriyorum. Tabii profesyonellik para kazanmayı gerektiriyor. Ancak bu işi yapmanın tek nedeni bu olamaz.

İSMMMO YAŞAM l 37


Bir iş dünyası klasiği:   Biz Sizi Ararız Yönetici, iş görüşmesi yapan, iş görüşmesine giden, çalışan… Her kesimin kendisinden bir parça bulacağı hikayedir ‘Biz Sizi Ararız’… Bu bir işe alım hikayesidir…

KARİYER

UMUT EFE “Biz Sizi Ararız dediler ama ne ses var ne seda. Aslında çok da güzel geçti görüşme ama bir aksilik mi çıktı acaba? Vaz mı geçecekler yoksa! Başka bir işe daha baksam mı beklemek yerine? Genel müdüre kadar çıktım görüşmeye, olumsuz kanaat olsaydı çıkarmazlardı beni kendisinin yanına değil mi? Bu bir işe alım hikayesidir. Evet hikayesi. Zira her görüşmenin arkasında bir hayat vardır, çocuklar vardır, şehir vardır, dostlar vardır… Ama en önemlisi kulağı telefonda gözü e-mail’lerde bir bekleyen vardır heyecanla. Çünkü “Biz Sizi Ararız” denmiştir ve o beklemektedir! Hem de neler pahasına…” Kariyerine uzun yıllar İK alanında devam eden Hilal Mungan, pek çok kişiye tanıdık gelen bu süreci, bir profesyonelin gözünden anlatmış… “İş dünyasında hatta özel hayatta da empati yaratacak, söz vermenin önemini tattıracak bir kitap olmasını istedim” sözleri ile çıkış amacını özetleyen Mungan ile İK’da yeni dönemi ve kitabını konuştuk… Kendinizden ve kariyer yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

38 l İSMMMO YAŞAM

İş hayatına İK alanında başladım. Uluslararası platformda çalıştım. İngiltere, Mısır, Hindistan ve Çin’de çalıştım. Çok farklı ulustan insanlarla çalıştım. Bu benim dünya görüşümü genişleten şahane bir tecrübeydi. Her ülkeye, inançlarına, geleneklerine saygı duymayı öğreniyorsunuz. Bu büyük bir kazanım. Farklılıkları hayatın renkleri olarak görüyorsunuz. Herkesin kariyer sürecinin bir veya birkaç döneminin kritik bir cümlesi olan ‘Bizi sizi ararız’ın hikayesi nedir? Bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz? İnsana saygıyı her zaman ön planda tuttum. Sanırım mesleğimi seçmemin nedenlerinden biri de bu oldu. “Biz Sizi Ararız” iş dünyasında İK repliği olarak çok iyi biliniyor. Maalesef repütasyonu çok iyi değil. Söylenilenin aksine davranış biçimini çağrıştırıyor. Öncelikle bunun kültürel bir problem olduğuna dikkat çekmek istiyorum. ‘Biz Sizi Ararız’ bu problemin iş dünyasında yaşanan versiyonu. Ancak biz rezervasyon yaptırsak da gidemediğimizde haber veren bir kültürün evlatları değiliz. Nasıl olsa anlamışlardır diye düşünüyoruz ve arkasından olabileceklerle ilgili hiçbir empati geliştirmiyoruz. Boş kalan masa,

fazlasıyla hazırlanan ve israf olabilecek hazırlık, restaurantın gelir kaybı ve en kötüsü en iyi hizmeti vermeye çalışırken dikkate alınmadığın, emeklerinin karşılığını görmediğini hissetmesi. Empati kelimesini bu kadar çok kullanıp iş kendi yapmamız gerekenlere gelince yapmamamız üzücü. Ne zaman işin ucu kendimize dokunuyor, o zaman şikayet ediyoruz. İK stratejileri sadece İK’nın değil aynı zamanda şirketlerin stratejileridir. Verilen sözü tutmak, çalışanlarına ve iletişimde bulundukları 3.şahıslara karşı sorumluluklarını yerine getirmek durumundadırlar. Zira hepimizin bir hayatı, hayalleri, aileleri var. Ve hepimiz her ne iş yapıyorsak olalım azami saygı ve nezaketi hak ediyoruz. İK alanına çok emek vermiş ve bu konuda söz sahibi olmak istiyorum. Bu klişenin gerçek anlamıyla anılması için elimden geleni yapmak istiyorum. Çünkü pek çok şirkette İK görevindeki arkadaşlarım canla başla çalışıyorlar. Bu sürecin emeklerine zarar vermesini istemiyorum. İş görüşmeleri şirketlerin repütasyonu ve kendilerini dış dünyaya gösterdikleri yüzüdür. Bu süreçte insana saygı baz alınarak süreç profesyonelce yürütülmelidir. her aşamada görev alacak kişiler içindir sözüm sadece İK

KASIM-ARALIK 2020


KASIM-ARALIK 2020

ÖNEMLI OLAN KENDINIZI NE KADAR GELIŞTIRDIĞINIZ Kitabınızdaki iş arama hikayelerinden ve daha önceki tecrübelerinizden yola çıkarak, vereceğiniz mesaj ve tüyo nedir? Bir önceki soruda da bahsettiğim gibi bu süreç karşılıklı bir süreçtir ve hiç bir tarafın tekelinde değildir. En önemli paradigma değişimi bu olmalıdır. Böylelikle adaylar da kendilerini biraz daha rahat hissedebileceklerdir. CV hazırlamak gibi teknik detaylar önemli ve pek çok mecrada bulabileceğiniz bilgiler. Özenli bir CV hazırlanması ve CV’nin gereken bilgileri içermesi tabi ki önemlidir. Ancak ondan da önemli olan şey bireylerin

şirketler olacaktır. Bu olgu her işin ve hatta yaşamımızın temeli olmalıdır. Kitabınızdaki iş arama hikayelerinden ve daha önceki tecrübelerinizden yola çıkarak, vereceğiniz mesaj ve tüyo nedir? Bir önceki soruda da bahsettiğim gibi bu süreç karşılıklı bir süreçtir ve hiç bir tarafın tekelinde değildir. En önemli paradigma değişimi bu olmalıdır. Böylelikle adaylar da kendilerini biraz daha rahat hissedebileceklerdir. CV hazırlamak gibi teknik detaylar önemli ve pek çok mecrada bulabileceğiniz bilgiler. Özenli bir CV hazırlanması ve CV’nin gereken bilgileri içerme-

kendilerini ne kadar geliştirdikleridir. İşinde ve özel hayatında iyi bir çalışan ve birey olmak adına yaptıklarıdır. Hayata ve iş hayatına verdiği anlamdır. Artık işini ve insanı yönetmek çok daha fazla geniş bakış açısı ve yetkinlikler gerektirmekte. Üstelik bildiğimiz tüm ezberlerin bozulduğu bu dönemde. CV’niz ne kadar güzel hazırlanmış olursa olsun, tecrübeleriniz ve kendinizi geliştirmek için yaptıklarınız çok daha önemli ve değerli olacaktır. Bu yüzden yeni mezun olan arkadaşlarımın da bu konuya gerekli önemi vermelerini ve CV’lerini buna göre hazırlamalarını öneriyorum.

si tabi ki önemlidir. Ancak ondan da önemli olan şey bireylerin kendilerini ne kadar geliştirdikleridir. İşinde ve özel hayatında iyi bir çalışan ve birey olmak adına yaptıklarıdır. Hayata ve iş hayatına verdiği anlamdır. Artık işini ve insanı yönetmek çok daha fazla geniş bakış açısı ve yetkinlikler gerektirmekte. Üstelik bildiğimiz tüm ezberlerin bozulduğu bu dönemde. CV’niz ne kadar güzel hazırlanmış olursa olsun, tecrübeleriniz ve kendinizi geliştirmek için yaptıklarınız çok daha önemli ve değerli olacaktır. Bu yüzden yeni mezun olan arkadaşlarımın da bu konuya gerekli önemi vermelerini ve CV’lerini buna göre hazırlamalarını diliyorum.

KARİYER

düşünülmemelidir. Zira pek çok yönetici iş görüşmesi yapmaktadır. Onların da kesinlikle mülakat yetkinliğine sahip olmaları gerekmektedir. Ancak kendi yaşadıklarım, etrafımda yaşananlar ve okuduğum olumsuz tecrübeler idealden uzakta olduğumuzun bir kanıtıydı. İşte bu nedenler beni bu kitabı yazmaya yüreklendirdi. Kitabınızın içeriğinden bahseder misiniz? İş arama sürecindeki okuyuculara vaadi nedir? Bu kitap bir işe alım hikayesi, hatta daha da geniş anlamda verilen sözlerin tutulmamasının ve işin layıkıyla yapılmamasının yarattığı durumları içeriyor. Tabi ki teknik olarak da her iki taraf, şirket ve adaylar açısından, öneriler ve olması gerekenlere de yer veriliyor. Öncelikle iş görüşmelerinin karşılıklı bir süreç olduğunda hem fikir olunmasını diliyorum. Bu sadece şirketlerin tekelinde değildir. Sonuçta karşılıklı bir ihtiyaç söz konusudur ve her iki taraf da kendisi için en uygun olanı seçecektir. Özellikle çalışma sürelerinin daha kısaldığı bu dönemde doğru işe alım çok daha hayati önem taşımaktadır. Zira yanlış işe alımın her iki tarafa da maliyeti büyüktür. İster iş görüşmesine giden kişi olun, isterseniz de bu sürece dahil olan yöneticiler ve hatta şirket repütasyonuna önem veren çalışan ve yöneticilerin ilham alacağı bir kitap “Biz Sizi Ararız”. Hatta özel hayatta da empati yaratacak, söz vermenin önemini tattıracak bir kitap olmasını istedim. Pandemi sonrası yeni dünya düzeninde artık kariyere başlangıç ve iş arama süreçlerinde yeni tanımlar gelebilir mi? Dünya, bizler, iş hayatı hiç olmadığı kadar “agile/çevik” artık. Ben kavramların abartılmalarından yana değilim zira çevik olmak yeni bir durum değil. Sadece sıklığı arttığı için bu kadar gündemde. Yoksa hangi iş ya da şirket dış dünyadaki gelişimleri takip edip uygulamadan ayakta kalmıştır ki! Mutlaka bu süreçte içinde bulunduğumuz koşullar ve dijitalleşmenin işe alım sürecine de etkisi olacaktır ve olmaktadır. Ancak her ne olursa olsun, süreçler ne kadar dijitalleşirse dijitalleşsin insana saygıyı odağına alacak sistemler fark yaratan hizmetler ve

İSMMMO YAŞAM l 39


Koronavirüsün hayatımıza girmesi ile birlikte alınan aşırı hijyen tedbirleri atopik dermatit’i yani atopik egzamayı tetikliyor. Deri kuruluğu ve şiddetli kaşıntı ile kendini gösteren atopik egzama, bebekten yaşlılara kadar her yaş grubunda görülebiliyor.

Aşırı hijyen egzamayı tetikliyor

SAĞLIK

NİL DENİZ DEMİRCİLER Pandemi döneminde virüsten korunmak üzere sürekli olarak ellerini dezenfektanlarla temizleyen, sık sık kolonya süren Leyla hanımın ellerinde kuruma ile birlikte dayanılmaz derecede kaşıntı başlamıştı. Ellerinin üzerinin kabuk bağlaması doktora gitmesini zorunlu hale getirirken doktor, Leyla hanıma atopik dermatit yani egzama teşhisi koydu... Çevremizde son dönemde buna benzer vakaların arttığını duyuyoruz. Uzmanlara göre, atopik egzama, bebeklerden yaşlılara kadar hemen her yaş grubunda görülüyor. Ancak koronavirüs nedeniyle alınan aşırı hijyen önlemleri insanlarda atopik dermatit’i yani atopik egzamayı tetikliyor... Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Murat Borlu, Covid-19 döneminde sık sık ellerin yıkanması, sık deterjan sabun maruziyeti ve kolonya ile temasın artmasının atopik dermatiti tetikleyebildiğini söylüyor.

40 l İSMMMO YAŞAM

Borlu, derinin bu maddelerle temas eden yerlerinin ve kuru bölgelerinin sık sık nemlendirilmesi, gerekirse temasın azaltılması için bariyer kremlerin kullanılmasını öneriyor. Borlu, hijyen teorisine göre erken yaşlarda enfeksiyon hastalıkları ile karşılaşmayan bünyelerde alerjik mekanizmaların ağırlık kazanmasına bağlı atopik dermatit gibi hastalıkların görülme ihtimalinin yükseldiğini vurguluyor.

NASIL OLUŞUYOR? Kaşıntılı ve kronik bir hastalık olan egzama, farklı yaş gruplarında vücudun değişik yerlerinde ortaya çıkan şiddetli kaşıntı ve

deride kurulukla kendini belli ediyor. Ailesinde bu hastalık olanlarda daha çok görülen atopik dermatit (egzama), bebeklik döneminden ileri yaş grubuna kadar herkeste görülebilir. Atopi, insan vücudundaki savunma mekanizmalarındaki bazı dengelerin alerjik yöne doğru ağırlık kazanması sonucu oluşuyor. Bu durumda atopik dermatit, alerjik nezle, alerjik göz nezlesi ve astım gibi diğer sistemleri de ilgilendiren hastalıklar ortaya çıkabilir. Bunun dışında diğer alerjik deri hastalıkları, kuru deri egzaması, kontakt dermatit, uçuk ve mantar hastalıkları, yün alerjisi gibi birçok hastalığın da zaman zaman atopik dermatite eşlik ettiği görülebiliyor.

BEBEKLİKTE BAŞLIYOR

Atopik egzamanın ilk bebeklik döneminde bez bölgesinde görülebildiğine dikkat çeken Borlu, hastalığın daha sonra yüzde, çocukluk döneminden itibaren kol ve bacak iç yüzlerinde belirgin iken daha ileri yaşlarda ise kol ve

KASIM-ARALIK 2020


bacakların dış yüzeyi ve gövdede belirginleştiğini söylüyor. Borlu, “Ayrıca egzama veya kontakt dermatite neden olan deri kuruluğu ve temasa bağlı olarak da değişik yerleşim gösterebilir” uyarısında bulunuyor. Hastalığın neden olduğu kaşıntının sürekli, şiddetli hatta uykudan uyandırıcı özellikte olabileceğine de dikkat çekiliyor. Şiddetli kaşıntının uyku düzensizliğine neden olduğuna işaret eden Borlu, “Kronik hastalık sosyal izolasyona, strese ve depresyona neden olabilir. Atopik dermatit iş kaybına neden olan önemli deri hastalıklarından biridir ve kronikleştikçe astım başta olmak üzere şiddetli alerjik hastalıkların ortaya çıkışını da kolaylaştırır” diye konuşuyor.

lerden uzak durulması veya bariyer yöntemlerle uzaklaştırılmasıdır.”

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

KASIM-ARALIK 2020

l Hastalıkta sıklıkla alerji testleri yapılsa da aslında tanı ve tedavi yönlendirmede bu testlerin rolü kısıtlıdır. Gereksiz yapılan testlerin hastaların derilerinin daha duyarlı ve alerjik olmasına sebep olma ihtimali de bulunuyor. l Alerjen olan yün, ev tozu, deriyi kurutucu sabun ve deterjanlardan uzak durulmalı. l Hastanın yünlü giysiler yerine pamuklu giyinmesi, yün yatak yorgan ve yastıktan uzaklaşması, odasının sık havalandırılması, odada az halı bulundurulması gerek. l Sabun ve deterjanların kokusuz renksiz ve yumuşatıcı özellikte olmasına dikkat edilmeli, giysileri gerekirse saf toz sabunla yıkanmalı. l Yiyecek alerjisi belirgin olmayabilir ancak deniz ürünleri, kabuklu ve tropikal yiyeceklere dikkat edilmeli.

SAĞLIK

Hastalığın bulguları bazen bez dermatiti, bazen deri kuruluğu, bazen beyaz kepekli lekeler veya diğer deri hastalıkları ile kendini belli BULAŞICI DEĞİL! edebilir. Hastalık şiddetli olmadığı durumlarda Borlu, ailesinde bu hastalıktan olanlarda gözden kaçabilir veya diğer hastalıklarla karıştıdaha sık görülmesine rağmen rılabilir. Hastalık kronikleştikçe, kaşıntı, atopik egzamanın bulaşıcı bir stres, anksiyeteye yol açar. Psikolojik hastalık olmadığını söylüstres ve depresyon hastalığı daha da yor. Atopik dermatit tanı ve şiddetli hale getirirken, vücudun savunma tedavisinin deri ve zührevi mekanizmasında hastalığa neden olan hastalıklar uzmanı tarafından dengesizlik de giderek artar. Bozulan değerlendirilmesi gerektiğini denge de hastalığın şiddetli ve kronik belirten Borlu, eşlik eden hastahale gelmesini sağlar. Bu bir kısır döngü lıklar nedeniyle zaman zaman oluşturur. Erken tanı ve tedavi ile bu kısır diğer uzmanlarla işbirliğinin döngü kırılmaz ise hastalık hem şiddetlede gerekebileceğine vurgu nir hem de astım gibi diğer hastalıkların Prof. Dr. Borlu yapıyor. Çünkü hastalık sadece oluşmasına neden olabilir. deri kuruluğundan, hastaneye Prof. Dr. Borlu, “Erken yaşta yatmaya neden olacak kaşıntı ve egzamaya atopik dermatit, daha sonra alerjik nezle, göz neden olacak bulgulara kadar oldukça geniş bir nezlesi ve astım oluşmasına da atopik yürüyüş adı yelpazede görülebiliyor. Hastalığın şiddetine göre verilen mekanizmanın neden olduğu düşünülür. tedavi verilirken buna göre tedavi başarısından Bu nedenle erken tanı, tedavi ve önlemler son söz edilebilir. derece önemlidir. Tedavinin ilk aşaması kişi ve Günümüzde hastaların büyük kısmının ailenin eğitimidir” diye konuşuyor. etkin şekilde tedavi edilebildiğine işaret eden Psikososyal stresin hastalığı arttırıcı Murat Borlu, şu bilgileri veriyor: etkisi bulunuyor. Bu nedenle psikososyal destek, “Hastanın durumuna göre kısa, uzun veya stresten uzaklaşma tedaviye katkı sağlıyor. Ancak sürekli tedavi gerekebilir. Hastalığın bulaşma belirgin bir psikiyatrik hastalık yoksa psikiyatri özelliği ise kesinlikle yoktur. Hastalığın tedavisin- konsültasyonu ve psikolog ile görüşmek gerekde ilk aşama, kişinin veya ailenin eğitimi, derinin miyor. Aile ve hekim tarafından bu psikososyal etkin nemlendirilmesi varsa tetikleyici alerjendesteğin sağlanması yeterli olabiliyor.

BUNLARA DİKKAT!

İSMMMO YAŞAM l 41


EĞİTİM

Oyunla öğrenme devri mi? Teknolojinin gelişmesiyle yeni nesillerin ihtiyaçları da şekil değiştirirken eğitim alanındaki geleneksel kalıplar da yıkılıyor. Öğrencilerin eğlenerek öğrenmelerini içeren ‘Eğitsel eğlence’ kavramı da hayatımıza girmeye başlıyor... Eğitim ve eğlence kavramlarını yapay zekâ ile birleştiren mobil uygulamalar artıyor. Pandemi bu kavramın yaygınlaşmasını da hızlandırıyor.

42 l İSMMMO YAŞAM

NİL DENİZ DEMİRCİLER Geleneksel düşünce sistemine göre eğitim ciddi bir iştir. Eğlence ise bu ciddi kavramla yan yana gelemeyecek kadar önemsiz ve onun yanında değersizdir. Ancak günümüzde bu düşünce kalıbı artık sarsılıyor. Çünkü oyunla, eğlenerek öğrenmenin çok daha kolay ve derinlemesine öğrenme sağladığına dair görüşler ortaya konulmaya başlandı. Teknolojideki değişim ve yeni neslin değişen ihtiyaçları eğitim alanındaki geleneksel kalıpları yıkarken yerini yeni kavramlara bırakıyor. 21. yüzyıl eğitim

sisteminin temel fikirlerinden kabul edilen ‘edutainment’ bunlardan biri. ‘Eğitsel eğlence’ olarak tanımlanan bu kavram, öğrencilerin eğitimden keyif alacakları bir süreci anlatıyor. Oyunla, eğlenerek öğrenmenin çok daha kolay ve derinlemesine olduğuna dikkat çekiliyor. Eğitim ve eğlence kavramlarını yapay zekâ ile birleştiren mobil uygulamalar artarken pandemiyle birlikte tüm dünyada hızla yaygınlaşması da bekleniyor. Sosyolog Başak Temel, oyunla, eğlenerek öğrenmenin çok daha kolay ve derinlemesine öğrenme sağladığını vurguluyor. Eğitim ve eğlence kavramlarını yapay zekâyla birleştiren mobil uygulamaların

KASIM-ARALIK 2020


arttığını belirten Temel, pandemiyle birlikte bu uygulamaların tüm dünyada hızla yaygınlaşmasının beklendiğini söylüyor.

OYUNLA ÖĞRENİYORLAR

Eğlenerek öğrenmenin hayatımıza girmesi ile ‘edutainment’ kavramıyla tanıştık. İngilizcede education (eğitim) ve entertainment (eğlence) terimlerinin bir araya gelmesiyle oluşan bu kavram, 21. yüzyıl eğitim sisteminin temelini oluşturuyor. Türkçede eğitsel eğlence ya da eğitlence olarak tanımlanan bu kavram, evrimleşen insanın öğrenme yeteneğine uygun olarak geliştirilmiş bir sistem olarak tanımlanıyor. Burada amaç, daha hızlı ve derinlemesine öğrenirken eğlenmek, keyif almak, mutlu olmak. Günümüzde eğitimle kişiye davranış değişiminin kazandırılmasının hedeflendiğine dikkat çekiliyor. Temel, eğitimle davranış değişiminin kazandırılmasının en güçlü yolunun eğlenirken edinim sağlanması olduğunu belirtiyor. Geleneksel eğitimini tam aksine asıl odak noktasının keyif ve eğlence olduğunu vurgulayan Temel, “Bu sırada verilecek mesajlarla öğrenmenin gerçekleşmesi sağlanır. Yani tüm öğrenme neredeyse öğrenci farkında olmadan gerçekleşir ve öğrencinin karnesi oyundan aldığı skordur” diye konuşuyor. Teknolojinin hayatımızda yer edinmesi zamanla öğrenme yeteneğimizi de değiştirdi. Bebeklikteki gelişim sürecinde oyun ve eğlenceyle eğitim en önemsenen konulardan biri olurken artık yetişkinler için de geçerli bir metod haline gelmiş durumda.

JENERASYON FARKI

KASIM-ARALIK 2020

Teknolojiye doğan ve teknoloji ile birlikte büyüyen Alfa kuşağının oyunla eğlenerek öğrenmeye yönelik sistemleri yoğun olarak kullanmaları bekleniyor. Hatta bu kuşağın diğer kuşaklara göre insan ilişkilerinden biraz daha uzak durup akıllı telefonlar, sanal gerçeklik, robot, hologram gibiteknolojinin nimetleri ile arkadaş olmaları da bekleniyor.

HER OYUN EĞİTMİYOR

Oyunla eğitim konusundan bahsederken elbette ki her oyunun eğitime katkı sağlamadığını da vurgulamakta fayda var. Burada dikkat edilmesi gereken konu eğitim amaçlı oyun ve eğlence dinamiklerinin hesaplanmaketim alanında başrolü Y kuşağı (1980–1995 sıyla üretilmiş dijital içerikler, mobil uygulamaarası doğumlular), Z kuşağı (1996–2010 lar ve video oyunları olmalı. arası doğumlular), Alfa kuşaÇünkü bunlar eğitim amağı (2011 ve sonrası doğanlar) cına hizmet ederken, öğreti paylaşıyor. tekniği olarak edutainment Y kuşağı, dijital konseptini kullanıyorlar. teknolojinin yoğun olduğu Ortadoğu Teknik bir dönemde doğdu, bilgiye Üniversitesi’nin (ODTÜ) kuhızlı erişmek isteyen, metin rumsal desteğiyle hayata geokumak yerine görsel içerik çirilen ve dünyada bu alanın tercih eden, işine eğlence ilklerinden biri olan mobil katmayı seven ve şu anda iş uygulama Donut Language hayatındaki en genç kuşak Game de bu sistemle çalışan konumunda. Z kuşağı, teknobir konsept içeriyor. 10 loji ile iç içe, çok fazla bireysel Başak Temel farklı yapay zekaya sahip ve bağımsız, yalnız yaşama uygulamada yer alan oyuneğilimli, pek çok işi bir arada larla eğlenirken fark etmeden, zorlanmadan, yapan ve pazarlamacıların gözdesi olan biraz sıkılmadan, ders çalışıyormuş gibi hissetmeden tatminsiz, aynı zamanda güven arayan, yaraİngilizce eğitimi veriliyor. Kullanıcılar kendi tıcılık ve yenilikten zevk alan bir kuşak. aralarında oyunla İngilizcelerini geliştirirken, elde ettikleri skorlarla seviyelerini belirliyorlar. ALFA KUŞAĞI Yani bu skorlar bir nevi karneleri oluyor ve Günümüzde teknolojiye doğan ve teknoloji ile iç içe büyüyen yeni nesil, eğitimde daha iyisi için defalarca uğraşıyorlar. İşte bu tekrarlar sayesinde derinlemesine öğrenme değişimi zorunlu kılıyor. Aplikasyon anlamına sağlayabiliyorlar. gelen ‘App’ sözcüğü hayatlarının bir parçası

EĞİTİM

Temel, “İnsanoğlu teknolojiyi geliştiriyor, teknoloji de insanı. Değişen insanla birlikte sosyoloji, psikoloji, bilişsel ve fiziksel yetenekler ve bununla bağlantılı olarak da öğrenme şekilleri değişiyor” yorumunu yapıyor. Jenerasyon farklılığı eğitim üzerinde etkili oluyor. Öyle ki 21. yüzyılın eğitim ve tü-

ALFA’LAR   YOĞUN KULLANACAK

olan Alfa kuşağı, 2025 yılında 2 milyarlık bir popülasyonu oluşturacak bir kuşak. Akıllı telefonların yanı sıra sanal gerçeklik, robot, hologram bu kuşağın arkadaşları olacak. Uzmanlara göre, bu kuşak makineleri insanlara tercih edecek bir kuşak olacak. Eğitimde ‘Edutainment’ kavramının yani oyunla öğrenmenin Alfa kuşağında yoğun olarak kullanılması da beklentiler arasında yerini alıyor. Oyunla eğlence konusunda yapılan çalışmaların bugünden Alfa kuşağına yatırım yapan çalışmalar olduğuna da dikkat çekiliyor.

İSMMMO YAŞAM l 43


DOSTLARIMIZ

Sokaktaki canları unutmayalım Salgın etkisi altında her zamankinden daha zorlu bir sonbahar ve kış bizleri bekliyor…Sokakta yaşamak zorunda olan dostlarımız için ise daha da zorlu zamanlar geliyor. Her zaman bir sokak hayvanı sahiplenebileceğiniz gibi soğuk kış aylarında onları yardıma muhtaç bir şekilde gördüğünüzde bir el uzatabilir ya da yetkililere haber verebilirsiniz.

44 l İSMMMO YAŞAM

UMUT EFE Bir yandan devam eden salgın süreci, diğer taraftan bastıran soğuklar… İnsanlık en zorlu kış mevsimlerinden birine hazırlanırken, bu aylar sokaklarda yaşamak zorunda olan küçük dostlarımız için de çok kolay geçmeyecek. Yağmurun, soğuk havanın arttığı bu dönemde onların her zamankinden daha fazla yardımımıza ihtiyacı var. Çok fazla şey de istemiyorlar. Yemek, koruyan bir kulübe ve biraz da sevgi… Her zaman bir tane sokak hayvanı sahiplenme şansınız var. Ancak bunu yapamıyorsanız onlara yardım elini uzatabilirsiniz. Soğuk sonbahar ve kış aylarında onları yardıma muhtaç bir şekilde gördüğünüzde

bir el uzatabilir ya da yetkililere haber verebilirsiniz. Hayvanların sağlığı ve güvenliği ile ücretsiz olarak ilgilenen kurumlar aracılığıyla birçok sokak hayvanına yardımcı olabilirsiniz. Sadece soğuk kış aylarında değil, her mevsim onlar için kapınızın önüne bir kap su ve yemek bırakmanız önemli. Mama alamayacak olsanız bile o gün sofranızdan artan yemeklerinizi sevimli dostlarımızla paylaşabilirsiniz.

KAPUTLARA DİKKAT Soğuk günlerde özellikle kedilerin ısınma ihtiyacını karşılamak için en sık tercih ettiği yerlerden biri arabaların kaputlarının altı. Sık sık uyarılarda bulunulan bir durum

KASIM-ARALIK 2020


aslında bu… Motorun sıcaklığından yararlanmak için kaputun altına ya da tekerleklerin üstüne sığınan küçük dostların zarar görmesini engellemek için yapmanız gereken ise oldukça basit. Aracınızı çalıştırmadan önce kaputa vurun! Kaputa vurduğunuzda küçük dostumuz uyarınızı anlayacak ve güvenliği için bulunduğu yeri terk edecektir. Diğer taraftan soğuk havalar ve zorlu kış şartları, sokak hayvanlarının bağışıklık sistemlerinin güçsüz kalmasına ve daha çok hastalanmalarına neden olabilir. Can dostlarımızı korumak için ise onları veterinere götürüp tedavi ettirmek şart. Eğer böyle bir imkânınız yoksa ilçe belediyelerinin sokak hayvanları için oluşturdukları özel klinikleri ya da belediyelerin oluşturdukları hayvan bakım merkezlerini arayıp yardım isteyebilirsiniz. Sadece barınaklardaki dostlarımıza değil sokaktaki canlarımızı da yardım etmeyi ihmal etmemeliyiz.. Bunun için yapabileceğimiz en etkili ve basit yöntem ALO 153 hattını aramak. Yaralı, tedaviye veya bakıma muhtaç bir hayvanla karşılaşırsanız 153’ü aradığınızda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden ekipler gelip dostumuzu alıyor. Ameliyat ve tedaviden sonra tekrar alındığı adrese bırakıyorlar.

BİR YUVA BULUN

KASIM-ARALIK 2020

Sokak arasındaki küçük bir park, iki apartman arasındaki yeşil alan, bahçeniz hatta terasınız ve balkonunuz sokak hayvanları için tasarlayacağınız kulübeyi koyabileceğiniz en uygun alanlardır. Sokağınızdaki bakıma muhtaç kedi ve köpekler için birkaç basit malzemeyle hazırlayacağınız kulübe için aşağıdaki malzemeleri temin ederek çalışmaya başlayabilirsiniz… l Bakkalınızdan ya da marketlerden ücretsiz alabileceğiniz karton kutunun

alt ve üst kısmını koli bandı ile yapıştırın. Böylece kapalı bir kutu oluşturmuş olacaksınız. l Ardından kutunun ön kısmında kedi ve köpeklerin girebilecekleri büyüklükte bir alan işaretleyin ve bu alanı maket bıçağıyla kesin. l Isı yalıtımı yapmak için kutunun üzerini strafor ile kapladıktan sonra büyük bir poşeti kutunun üzerinden geçirin ve yapıştırın. İşte bu kadar!

DOSTLARIMIZ

Diğer taraftan belki de çevrenizde bu dönemde kedi ya da köpek sahiplenmek isteyen birçok insan vardır. O halde çevrenizdeki sokak hayvanlarının sıcak bir yuvaya sahip olması için sosyal medyanın gücünden yararlanmaya ne dersiniz? Sokağınızda gördüğünüz kedi ve köpeklerin fotoğraflarını çekip, faklı sosyal medya platformlarında açtığınız sosyal medya hesaplarında paylaşabilirsiniz. Sosyal medya paylaşımlarında hayvanın bulunduğu semt, sokak bilgilerini verebilir ve yakın çevrenizden ilgi görebilirsiniz. Dostlarımızın beslenmesi için yemek artıklarını onlar için ayırıp, mama kaplarına koyabilirsiniz... Ancak sokak hayvanlarına yemek verirken dikkat etmeniz gereken önemli noktalar vardır. Sokak hayvanlarına yemek artıklarının yanında kuru ve yaş mamalar da verebilirsiniz. Yemekler ve mamalar yağmur, kar gibi etkenlerden zarar görmesin diye mama kaplarını korunaklı alanlara bırakın.

KARTON KUTUDAN YUVA

İSMMMO YAŞAM l 45


Türkiye’nin tescilli lezzetleri Lüksün gastronomik anlamda yeni tanımlara kavuştuğu günümüzde, mevsiminde, doğal ve nitelikli ürüne ulaşabilmek çok önemli. En önemlisi de yetiştiği toprağın, aldığı suyun ve havanın hikâyesini taşıyan ürünler… Coğrafi tescil alan bu ürünler, Türkiye’de de en lüks restoranların mutfaklarında baş köşeye oturmuş durumda.

UMUT EFE Finike portakalı, İskoç viskisi, Rokfor peyniri, Edremit zeytinyağı, Malatya kayısısı, Taşköprü sarımsağı… Bu ürünler yetiştiği bölgeyle anılıyor. Yetiştikleri topraktan, iklimden ya da yetiştiren, işleyen üreticiden aldıkları mirasla tat hafızamızda kalıyorlar. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de coğrafi işaret tescilli ürünler son dönemde sürekli gündemimizde. Anadolu’nun dört bir yanından benzersiz ürünlerimiz birbiri ardına coğrafi işaret tescili alıyor. Bu ürünlerin önemli bir kısmı da gıda kategorisinde yer alıyor.

LEZZET

ERZURUM’DAN TÜM DOĞUYA: CİVİL PEYNİRİ

46 l İSMMMO YAŞAM

Dünyada 10 bini aşkın coğrafi işaret alınan ürün var. Coğrafi işaret pazarının büyüklüğünün 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Coğrafi işaret alınan ürünlerin yüzde 10’u gelişmekte olan ülkelerde… Ancak bugün kaliteli gıdanın, lüksün hem restoranlarda hem de mutfaklardaki tanımı mevsiminde, doğal ve nitelikli ürüne ulaşabilmek, hikâyesi olan ürünlerin, emeğin peşine düşmekten geçiyor…Ve bu yeni dünya düzeninde coğrafi işaretli ürün kavramı tam da bu noktada belirli lezzet kriterlerinin ve geleneksel değerlerin yaşatılması, korunması adına önemli bir rolü üstleniyor.

Civil peyniri, Erzurum’un yüksek dağları arasında kalan meralarda çeşitli besleyici otlarla beslenen hayvanlardan elde edilen sütün, separatörlerden geçirilerek yağının uzaklaştırılması sonucu kalan yağsız sütün belirli düzeyde asitlendirilmesi işleminden sonra sıvı şirden mayası ile mayalanması ve ısıtılması ile oluşan pıhtının karıştırılıp, yoğurulup askılara asılarak kütle içinde tel oluşturması sonucu elde edilen yağsız veya az yağlı peynir olarak sınıflandırılan yöresel peynir türü. Civil peyniri yağsız olmasından dolayı beyaz renklidir. Ayrıca süt yağından uzak beslenmek zorunda kalan insanlar için diyet amaçlı kullanılabiliyor. Civil peyniri, Erzurum merkezli bir peynir türü olup Erzurum’dan çevre illere yayılmıştır.

KASIM-ARALIK 2020


1600 ÇİÇEĞİN AROMASI: KARS KAŞARI Kars kaşarının üretildiği coğrafi alanda sığır yetiştiriciliği birçok bilimsel çalışmada vurgulandığı üzere mera yetiştiriciliğine dayanıyor. Peynirin yapımında kullanılan süt, 1600 civarında çiçekli bitkinin bulunduğu ve bunlardan 80 civarında taksonun endemik, 20 civarında taksonun ise nadir olduğu Kars ve Ardahan ilindeki meralarda otlayan hayvanlardan elde ediliyor. Kars kaşarı üretimi mevsimlik

bir faaliyet ve hayvanların Mayıs-Ağustos aylarında merada serbest dolaşımla beslendiği dönemde elde edilen sütlerden üretiliyor. Bu kaşar türü benzerlerinden merada otlayan hayvanların sütüyle üretilmesi yönüyle ayrılıyor. Kars kaşarında tat, lezzet ve aroma profilini belirleyen ve muadillerinden ayırt eden aldehitler, ketonlar, esterler, yağ asitleri, terpenler ve hidrokarbonlardan oluşan 32 madde var.

LEZZETLİ VE DAYANIKLI: AFYON KAYMAĞI Afyon kaymağı özellikle manda sütünden elde edilir. Afyon’un coğrafi konumu ve coğrafi özellikleri, rakımı, sert iklim şartlan, doğal kaynak suları, sahip olduğu mera ve otlaklar, mandaların daha çok doğal otlak ve yaylaklarda çeşitli otlar yiyerek beslenmeleri, besiye çekildiklerinde özellikle Afyon’a özgü haşhaş (yerel tanımlamayla haşkeş) küspesi ile beslenmeleri manda sütüne ayrı bir lezzet vermektedir. Bu sütten yapılan kaymak ayrı bir lezzet ve dayanıklılığa sahiptir.

FARKI YETİŞTİĞİ TOPRAKTA: TIBBİ AÇIDAN EN DEĞERLİSİ: FİNİKE PORTAKALI TAŞKÖPRÜ SARIMSAĞI

KASIM-ARALIK 2020

LEZZET

Taşköprü Sarımsağı: Taşköprü sarımsağının baş kabuk rengi beyaz, diş kabuk rengi pembe, diş et rengi krem-sarıdır. Kokusu keskin ve kendine özel acılığı vardır. Diğer sarımsaklara nazaran daha acıdır. Tıbbi özellik açısından en değerli sarımsaktır. Kanser önleyici ve risk azaltıcı madde olan selenyum elementi Taşköprü Sarımsağı dışındaki sarımsaklarda yok denecek kadar azdır. Bileşimi mineral madde ve vitamin açısından çok zengindir. Kuru madde içeriği yüksek olduğundan uzun süre rahatlıkla depolanabiliyor. Adi depo koşullarında 8-10 ay muhafaza edilebilir. Taşımaya dayanıklılığı fazla ve ihracat potansiyeli de yüksek.

Antalya’da Finike’de yetişiyor. Akçay ve Alakır Deresi ile yıllardır alüvyonlu yapıdaki toprakla doldurulması sonucunda hava, su ve toprak yapısı ile farklı bir lezzete sahip. Finike’den alınıp başka bölgelere dikilen fidanlar bu faktörlerin o bölgelerde olmamasından dolayı aynı renk, kalite ve aromayı taşımazlar. Ortalama meyve ağırlığı 237.69 gram, uzunluğu 78.36 mm, genişliği 77.53 mm, kabuk kalınlığı 5.26 mm, dilim sayısı 10.25 kadardır. Çekirdek sayısı 0 olup kuru madde oranı yüzde 12.4’tür. Bileşim öğeleri mineral ve vitaminler açısından çok zengindir. Olgunlaşan portakallar Aralık, Ocak ve Şubat aylarında iç piyasaya sunulur ayrıca ihracata en elverişli portakal, Finike portakalıdır.

İSMMMO YAŞAM l 47


Sonbahar mevsimiyle birlikte havalar soğumaya başlarken evlerimize kapandık. Kapalı, iç karartan havanın hakim olmaya başladığı şu günlerde ev dekorasyonunuza keyif katacak sıcacık kış dokunuşu önerileri hazırladık...

Evinize sıcak dokunuş

EVİM EVİM

NİL DENİZ DEMİRCİLER

arada kullanmak göz yorucu olacağı için gri, siyah veya beyaz parçalar da eklemelisiniz. Ayrıca toprak renklerine kontrast bir renk seçimi olarak pastel yeşil tonları da evinizde zıt bir denge oluşturacaktır. Ev dekorasyonunuzda bitkileri kullanmayı ve evinizde oluşturdukları renk çeşitliliğini seviyorsanız kullanabileceğiniz pek çok doğal dekor parçası olduğunu belirtmekte fayda var. Solmuş yapraklar, kozalaklar, su kabakları, kurumuş dallar, at kestaneleri bunların en güzel örnekleri oluyor. Bu doğal malzemeleri evinizde renkli ve doğal dekorlar olarak kullanabilirsiniz.

böyle bir ruh haline girdiğimiz bu dönemde soğumaya başlayan havalarda yastıklara ve battaniyelere yer vermek mümkün. Mobilyalarının üzerine birer dekor olarak konumlandırılan battaniyeler her dönem olduğu gibi şimdi de kullanılabilecek parçalar olarak karşımıza çıkıyor. Burada hazır battaniyelerden faydalanılabileceği gibi evde stres atmak üzere renkli ipliklerden faydalanıp kendi zevkinizle ortaya çıkardığınız el emeği battaniyenizi de kullanabilirsiniz. Aynı şekilde yumuşacık yastıkların dolu olduğu koltuklar evinizde huzur içinde dinlenme imkânı sunabilirler.

RENKLERİN BÜYÜSÜ

BATTANİYE VE YASTIKLAR

MUMLARDAN FAYDALANIN

Evinizin ruhunu canlandırmak için renklerin büyüsünden faydalanmalısınız. Turuncu, kahverengi, kırmızı, sarı tonları bu dönemde ruhunuza iyi gelecek renkler olarak karşımıza çıkıyor. Ancak sıcak renkleri bir

İş temposunun arttığı, evde ya da dışarıda yoğun çalışılan bu dönem birçoğumuzu yorabiliyor. Bu nedenle evde içimizi ısıtacak ve kendimizi rahat hissettirecek dekorasyon unsurları görmek mutluluk verebilir. İşte

Kış dekorasyonunuzu oluşturmak için mumlardan da faydalanmalısınız. Lambalara göre daha az aydınlatmasına rağmen hem şık hem de keyifli bir ortam sunan farklı renk, koku ve boyutlarda mumlar seçerek evinizin

Sıcak ve güneşli yaz günlerini geride bıraktığımız şu günlerde sonbahar ve ardından kış mevsimi kapıya dayanmış durumda. Günlerin kısalması ve havaların soğumasıyla birlikte evlerimizde daha fazla zaman geçirmeye başlıyoruz. Bu dönem evlerimizi dekorasyonumuza küçük dokunuşlar yaparak güncellemenin tam da zamanı... Küçük değişiklikler yaparak yeni ve taptaze bir ruh hali oluşturabilirsiniz. Dekorasyonunuzu yenileyip kendi ruhunuzu yansıtabileceğiniz önerileri şöyle sıraladık...

48 l İSMMMO YAŞAM

KASIM-ARALIK 2020


hemen her köşesini aydınlatabilirsin. Mum kullanmak romantik ve huzurlu bir ortam yaratmanız için yapılabilecek en pratik uygulamalardan biri olarak öne çıkıyor. Yalnız mumların çevresinde tutuşmaya müsait objeleri kaldırmanız da bir diğer dikkat edilmesi gereken unsur.

YENİ YIL TEMASI Pandemi nedeniyle evimizde daha çok zaman geçirmeye başladığımız bu yıl yaklaşan yeni yıl yeni başlangıçlara vesile olması bakımından daha da önem taşıyor. Yeni yılın bize getireceği huzuru hatırlatan kırmızı yastıklar, kırmızı battaniyeler, kırmızı mumlar ve masa süslerinden oluşan detay parçalarla evinize umut veren dokunuşlar yapabilirsiniz. Bunlara kapı süsleri, kapı önüne veya pencere önüne konumlandırabileceğiniz yeni yıl temasına uygun ürünler de eklenebilir...

TRENDLER NELER?

MAKSİMALİZM... Bu kış dekorasyonda maksimalizm yani iddialı parçalar öne çıkacak. Bol renk ve desenin birlikte kullanımı, gösteriş, geniş

KASIM-ARALIK 2020

MOBİLYA TARZI Evinde mobilya yeniliği yapmak isteyenler için bu kış köşesiz ve yumuşak mobilya trendinin öne çıktığını belirtmekte fayda var. Mobilyalarınızı yenilerken de onları tamamlayacağınız parçaları da oval sehpalar, kıvrımlı ve yuvarlak hatlı kanepeler ve yuvarlak yemek masalarından seçmeniz öneriliyor. Düz renge boyanmış duvarlardan sıkılanlar için de hareketli trendler hakim. Bol desenli, özellikle büyük bitki ve çiçek desenleriyle bezeli duvarlar bu sezon desenli duvar sevenlerin zevkine hitap edecek bir trend olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca duvar kağıtları da bu kış duvarlarımızda sıklıkla göreceğimiz dekorasyon trendlerinden biri oluyor.

KIŞ SEZONUNA HAKİM OLACAK 5 TREND

1. Maksimalizm, iddialı parçalar. Bol renk ve desenin birlikte kullanımı, gösteriş, geniş ve konforlu, mobilyalar, aksesuarlar. 2. Öne çıkan renkler pembe ve mor. 3. Doğada ne varsa taşlar, bitkiler, doğal ağaç parçaları eve taşınıyor. 4. Köşesiz, yumuşak mobilyalar, oval sehpalar, kıvrımlı ve yuvarlak hatlı kanepeler ve yuvarlak yemek masaları. 5. Bol desenli, büyük bitki ve çiçek desenleriyle bezeli duvarlar, duvar kağıtları.

EVİM EVİM

Yaz ve bahar günlerinde kullandığımız eşyaları daha yumuşak, daha sıcak tutanlarla değiştiriyoruz. Değişim, dönüşüm yaparken bir yandan trendleri de yakalamak gerekli. 2020 sezonu kış dekorasyon dünyasına neler katıyor bir de ona göz atalım... Ancak bize sunulanların hepsini uygulamak yerine ruhunuzu okşayan, beğendiğiniz stilleri not alıp uygulamaya geçmenizi de öneriyoruz. Bu kış asimetrik bir biçimde iki farklı renge boyanmış bir duvarı, soyut formlarla işlenmiş yastıkları, korkusuzca renk ve form kullanımını evlerimize davet ediyoruz. Bu yeni trendin ruhumuzu daha özgür hissettireceği de bir gerçek.

ve konforlu, mobilyalar ile aksesuarların kullanıldığı bir dönem olmaya devam edecek. Evinizde bir odayı ya da bölümü tamamen tek bir rengin hakimiyetine bırakmak bu kışın trendlerinden biri. Öne çıkan renkler ise, kuvvetli ve pozitif duygular uyandıran pembe ve mor oluyor. Dışarıda doğada ne varsa içeriye, evlere taşımak bu sezonun en önemli trendleri arasında yerini alıyor. Taşlar, bitkiler, doğal ağaç parçaları salonun baş köşesinde ya da banyonuzda kullanacağınız parçalar olabilir.

İSMMMO YAŞAM l 49


En iyi sonbahar rotaları

GEZİ

Doğanın renklerinin yeşilden sarıya, kahveye, kırmızıya döndüğü günlerden geçiyoruz. Yapraklar sararıp solarken, yolları, sokakları, doğayı adeta görsel şölene çeviriyorlar. Evet, tam bir sonbahar şöleni yaşıyoruz. Bu muhteşem görselliği deneyimleyebileceğiniz İstanbul’a yakın rotalar var. Sizler için bu rotaları araştırdık.

AYŞEGÜL EMİR “Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim…” Ünlü şair Cemal Süreya, bu sözüyle sonbaharın güzelliklerini ve sanatsal duruşunu vurgulamış. İçinde bulunduğumuz sonbahar ayları doğayla baş başa olmak isteyen, görsel şölen arayan, fotoğraf çekmeyi seven seyahat severlerin en çok sevdiği dönem. Doğanın renklerinin yeşilden

sarıya, kahveye, kırmızıya döndüğü günlerden geçiyoruz. Yapraklar sararıp solarken, yolları, sokakları, doğayı adeta görsel şölene çeviriyorlar. Aynı zamanda sonbahar hüzünle karışık romantizmi de barındıran melankolik bir mevsimdir. Koronavirüs salgını nedeniyle eskisi gibi seyahat planları yapamasak da İstanbul ve yakın civarında sonbaharda gezilebilecek pek çok rota bulunuyor.

DOĞANIN HER RENGİ VAR: YEDİGÖLLER

ADETA SARI BİR GELİNLİK GİYMİŞ: İĞNEADA

Yedigöller Milli Parkı, Bolu ilinde bulunuyor. İstanbul’dan kısa bir seyahat sonrasında ulaşmak mümkün. Pek çok tur şirketinin de programında yer alıyor. Yedigöller, kayan kütlelerin vadilerin önlerini kapatması sonucu oluşan, yüzeysel ve yer altı akışlarıyla birbirine bağlı, kuzeyden güneye 1500 metre mesafede sıralanmış 7 gölden oluşuyor. Yedigöller havzası 1.642 hektar büyüklüğünde. 1965 yılında Milli Park olarak korunmaya alınmış. Büyükgöl, Küçükgöl, Deringöl, İncegöl, Nazlıgöl, Sazlıgöl ve Seringöl olmak üzere 7 gölden oluşuyor. Bu göller aralarında 100 metre yükselti farkı bulunan iki plato üzerinde yer alıyor. Başlıca ağaç türleri olarak kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç, karaağaç, kavak, sarı ve kara çam, köknar, fındık, ıhlamur ve dişbudak ağaçları yüksek boylu ve düzgün gövdeleriyle misafirlerini selamlıyor.

İğneada, Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı. Trakya’nın Karadeniz sahilinde bir belde. 22 kilometrelik bir sahili var. Bağlı olduğu ilçeye 26, Kırklareli il merkezine 100 kilometre uzaklıkta. Longoz Ormanları Milli Park sahası iki parçadan oluşuyor. Güney bölümünde Saka Gölü, Deniz Gölü, Hamam Gölü, Pedina Gölü, Mert Gölü ile bu göllerin etrafındaki sazlık alanlar, longoz ormanları ve yaprak döken ormanlar yer alıyor. Kuzey bölümünde ise Erikli Gölü ve çevresindeki sazlık alanlar ile bu bölgeyi çevreleyen longoz ormanlarından oluşuyor. İğneada’da gezilecek yerlerin hepsi doğayla ilintili. Longoz yani subasar ormanlarını mutlaka keşfetmek gerekiyor. Her yol harika bir yeşilliğe ya da kumsallara çıkıyor. Buraya kadar gitmişken çok bilinen bir mağara olan Dupnisa’ya uğramadan dönmek olmaz. Sulu ve kuru bölümlerden oluşan mağaranın uzunluğu 3.200 metre. Mağara üç kata ve iki girişe sahip.

50 l İSMMMO YAŞAM

KASIM-ARALIK 2020


HARİKA ORMANLAR:   MAŞUKİYE Kocaeli ilinin Kartepe ilçesinde yer alıyor. İstanbulluların hafta sonu gezilerinde sıkça tercih ettikleri bir rota. Yemyeşil doğası ve harika ormanlarıyla meşhur. Sonbaharın görkemini en sonuna kadar yaşayabileceğiniz yerlerden. Etkileyici dağ manzarası, tepeleri ve Sapanca Gölü’yle size huzur verecek. Sonbaharda ağaçların renkleri adeta kırmızıya çalıyor. Yollar yaprakla kaplı. Yaprak hışırtıları arasında yürümek, temiz havayı sonuna kadar içine çekmek paha biçilemez… Yaprakların sarıya dönüp dökülmesiyle kendinizi adeta bir kartpostalda hissedeceksiniz. Yeşilin tonlarının kızıla geçişini, adeta bir tabloya dönüşmesini huzur ve keyifle deneyimleyeceksiniz. Doğa severler için paha biçilemez bir

deneyim sunuyor. Maşukiye, şelaleleriyle de meşhur. Burada serpme kahvaltıyı ve leziz alabalığı tadabilirsiniz. Aradığınız huzuru yakalayıp, lezzetli yemekler yiyebilirsiniz. Seyir terası, dereleri, Kirazlı Yaylası, Kuzu, Sultanpınar gibi yaylaları görülebilir. Maşukiye, aşıklar diyarı olarak da biliniyor. 1864 yılında kuruldu. Kafkas-Rus Savaşları sonrasında Çerkes boyları Osmanlı Sarayı’yla yakın ilişkiler kurabilmek için bugünkü Maşukiye Köyü’ne gelip yerleşmişler. Gelen Çerkesler arasından Murat Bey, köyün kurucusu olarak biliniyor.

FOTOĞRAFÇILAR AKIN EDİYOR: GÖLYAZI

Geçmişi çok eskiye Hititler, Frigler, Romalılara kadar gidiyor. Pek çok uygarlığın geçiş yeri olmuş. Çok eski tarihi kalıntılara Ağva’ya bağlı civar köylerde rastlamak mümkün. Ağva, Göksu Nehri ve Yeşilçay arasında kurulmuş tarih kokan bir balıkçı kasabası. Bu iki nehir Ağva’dan geçip Karadeniz’e dökülüyor. Yeşilçay balıkçı teknelerinin mekânı. Göksu kıyısında ise oteller var. Derelerde kano veya deniz bisikleti ile gezinti yapılabiliyor. 12 kilometre uzaktaki Hacıllı köyü, mağara ve şelaleleri ile ünlü. Kilimli ve Kadırga koyları yürüyüş için çok iyi. Ağva’da yöredeki çağlayanları, bir zamanlar kullanılan mağaraları gezmek mümkün. Bölge ormanlık yapısıyla özellikle sonbaharda ziyaretçilerine rüya gibi bir manzara vaat ediyor. Kilimli Koyu’nda doğal kaya oluşumlarını görebilirsiniz. Gelinkaya burada bulunuyor.

Bursa-İzmir yolu üzerinde Uluabat Gölü kıyısında yer alıyor. Gölyazı, Bursa’nın en zengin antik yerleşim yerlerinden biri. Derin bir yarımadanın üzerine kurulu. Eski bir Rum köyü olan Gölyazı’da bugün daha çok mübadele ile Selanik’ten göç edenler yaşıyor. Muhteşem nilüfer çiçeklerine ev sahipliği yapan Uluabat Gölü, 2–4 metre arasındaki derinliği ve puslu havasıyla her daim çekici. Gölyazı halkının geçim kaynağı tarım, balıkçılık ve turizm. Gölde turna, sazan ve köylüler tarafından ‘feki’ adı verilen küçük bir balık türü yaşıyor. Uluabat Gölü’nün kuzeyinde iki yarımada, içinde de yedi ada bulunuyor. Gölyazı, bu gölün ortasındaki adaya köprü ile bağlı. Gölde balıkçı tekneleriyle ada turu yapmak da mümkün. Adanın çevresinde sular çekilince kökleri meydana çıkan söğüt ağaçları, sur yıkıntıları göze çarpıyor. Adadan muhteşem bir günbatımı manzarası izleyebilirsiniz. Bunun için Zambak tepesi en uygun mekan.

KASIM-ARALIK 2020

GEZİ

RÜYA GİBİ BİR   MANZARA: AĞVA

İSMMMO YAŞAM l 51


Tatil tadında gezi keyfi: Büyükçekmece

GEZİ-İSTANBUL

NİL DENİZ DEMİRCİLER

Büyükçekmece, denizi, doğal güzellikleri ile İstanbul’da tatil tadında gezi keyfi sunan bir ilçe... Sahiline dizili restoran ve kafeleri, Dünya Kostümleri Müzesi, tarihi Mimar Sinan Köprüsü, Albatros Sahili ile hafta içi ve hafta sonu keyifli deneyimler sunuyor...

52 l İSMMMO YAŞAM

Büyükçekmece doğal güzellikleri ve denizi ile geçmişte İstanbulluların gözde yazlık bölgelerinden biri olarak bilinirdi. Zaman içinde İstanbul’un gelişiminden nasibini alan ilçe sayfiye kimliğinden sıyrılıp yeni bir yerleşim merkezine dönüştü. İstanbul’un merkezine yaklaşık 40 km uzaklıkta bulunan Büyükçekmece, hala nüfus bakımından kentin sakin bölgelerinden biri olarak öne çıkıyor. Marmara Denizi kıyısında yer alıyor. Silivri, Çatalca, Arnavutköy, Esenyurt ve Beylikdüzü ilçeleri ile komşu konumda. Eskinin sayfiyesi, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet döneminde uzun yıllar bir geçiş yolu ve tarım bölgesi olarak kullanıldı. 1950’lerin sonunda yavaş yavaş yerleşimin arttığı ilçe, deniz kenarındaki konumu ve sakin atmosferi ile yazlık evlerin merkezi haline geldi. 1990’ların başında ilçe statüsüne kavuştu. Büyükçekmece az bulunur sahili,

plajları, tarihi ve doğal güzellikleri ile günümüzde İstanbulluların günübirlik tatil yapıp keyifli vakit geçirebilecekleri yerlerden biri konumunda. Uzun bir yürüyüş yoluna sahip sahili, restoran ve kafelerle bezenmiş Kordonboyu Caddesi, alışveriş merkezleri, dünyanın pek çok farklı ülkesinden gelen kostümlerin sergilendiği Dünya Kostümleri Müzesi, tarihi Sokullu Mehmet Paşa Cami, Mimar Sinan Sahil Yolu tarihte bir konaklama yeri olarak kullanılan ünlü Büyükçekmece Kervansaray ve Albatros Sahili... İlçede gezilebilecek yerlerden birkaçı arasında sayılabilir...

HELENLER KURDU İlk yerleşimin milattan önce gerçekleştiği ilçenin Helenler tarafından kurulduğu tahmin ediliyor. Eski adı Athyra olan Büyükçekmece, tarihte uzun bir dönem boyunca Bizans İmparatorluğu’nun hakimiyetinde kaldı. 19. yüzyılın sonlarına doğru Çatalca Sancağı’na bağlanan

KASIM-ARALIK 2020


ilçe daha sonra 1950’li yılların ortalarında ilçe statüsüne kavuştu. İlçede Osmanlı döneminden kalma çok sayıda tarihi eser gezginler tarafından keşfedilmeyi bekliyor. Mimar Sinan eserleri olan Büyükçekmece Kervansarayı, Büyükçekmece Köprüsü, sahil şeridinde yer alan Kordon Boyu, Osmanlı’nın önemli isimlerinden Enver Paşa’nın köşkü ile çeşmeler bu eserlerden birkaçı....

NASIL GİDİLİR?

KASIM-ARALIK 2020

BÜYÜKÇEKMECE KÖPRÜSÜ

Büyükçekmece’nin sembol yapılarından biri olan ve Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü adıyla da bilinen Büyükçekmece Köprüsü, 16. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş bir yapı. Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olan köprüsü, MimarSinan ile Büyükçekmece ilçesi arasında konumlanıyor. Büyükçekmece Gölü ile Marmara Denizi’nin birleştiği noktaya inşa edilen köprü, Kanuni Sultan Süleyman tarafından, Zigetvar seferi sırasında yaptırılmıştır. Bu sefer, Kanu-

ni’nin son seferidir... İstanbul’daki en önemli tarihi yapılardan biri olan Büyükçekmece Köprüsü, dünya tarihinde kazık çakma yönteminin uygulandığı ilk köprü olarak da biliniyor. Kurşunlu Han olarak da anılan Büyükçekmece Kervansaray, 1500’lü yıllarda, Osmanlı döneminde bir konaklama yeri olarak kullanılmış. Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan tarafından inşa edilen, içinde bir mescit, namazgah, çeşme ve köprü bulunan kervansaray tarih boyunca yapılan onarımlarla günümüze kadar gelebilmiş. Yapıldığı dönemde İstanbul’dan batıya uzanan bir yolda konaklama yeri olarak inşa edilen kervansarayda, Osmanlı’nın pek çok önemli ismi konaklamış... Savaş yıllarında depo alanı olarak kullanılan kervansaray günümüzde eski ihtişamını kaybetse de ilçede görülmeye değer yapılardan biri.

MİMAR SİNAN ESERLERİ... Büyükçekmece, Mimar Sinan eserleri bakımından zengin bir ilçe olarak da öne çıkıyor... Osmanlı dönemine ait bir mescit olan Sokullu Mehmet Paşa Cami, ilçedeki bir diğer Mimar Sinan eseri. Osmanlı mimarisini yansıtan Sokullu Mehmet Paşa Cami, 1567 yılında inşa edilmiş. Enver Paşa Caddesi üzerinde yer alan cami, Köprübaşı Cami adıyla da bilinir. İlçe-

GEZİ-İSTANBUL

Marmara Denizi ile Büyükçekmece Gölü’nün kıyısında yer alan ilçede nüfusun artması ulaşım seçeneklerinin de çeşitlenmesini sağladı. Büyükçekmece’ye İstanbul’un hemen her yerinden ulaşmak mümkün... Otobüs ve minibüs hatlarının yanı sıra metro, metrobüs, Marmaray hatları ile aktarmalı olarak da ulaşım sağlayabilirsiniz. Şehir içi ulaşımda kullanılmayan Büyükçekmece vapur iskelesinden, Mudanya ve Adalar’a vapur seferleri düzenleniyor. Büyükçekmece’ye doğrudan ulaşımda kullanabileceğiniz otobüs ve minibüs hatlarına ek olarak, aktarmalı ulaşım için metrobüs, Marmaray ve metro hatları kullanılabilir. İlçeye metrobüs ile aktarmalı olarak ulaşım için Avcılar durağında inip 142B no’lu Halkalı- Büyükçekmece otobüs hattına ya da Beylikdüzü durağında inip 76C Bakırköy- Büyükçekmece

otobüs hattına aktarma yapmalısınız. Anadolu yakasından denizyolunu kullanarak gelmek için Kadıköy- Bakırköy vapur hattını kullanarak, Bakırköy vapur iskelesinde indikten sonra, 76C Bakırköy- Büyükçekmece otobüs hattına aktarma yaparak ulaşabilirsiniz. Bakırköy, Halkalı, Yenibosna, Çatalca, Silivri, Tüyap, Tepekent ve Mimar Sinan’dan ise otobüs ile ilçeye gelmek mümkün. İlçeye minibüs ile gitmek isterseniz Büyükçekmece- Kavaklı- Beylikdüzü, Büyükçekmece- Tüyap, BüyükçekmeceBeylikdüzü- İhlas Marmara 1. Etap, Dereağzı Mahallesi- Yakuplu Hasırcılar İş Merkezi, Dereağzı Mahallesi- Migros AVM minibüs hatlarını kullanabilirsiniz. İstanbul Havalimanı’ndan Büyükçekmece ulaşımotomobille ortalama 34 dakika sürüyor...

İSMMMO YAŞAM l 53


GEZİ-İSTANBUL

de Dizdariye Mahallesi’nde yer alan cami Büyükçekmece’nin diğer tarihi eserleri arasında yer alan Kurşunlu Han, Mimar Sinan Köprüsü ve Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü’ne de oldukça yakın konumda. Ahşap bir cami olan Sokullu Mehmet Paşa Cami’nin yekpare taştan oyularak yapılan ünlü minaresi mutlaka görülmeli. Menzil Külliyesi, Osmanlı döneminden kalma 16. ve 17. yüzyıl mimarisini yansıtan bir grup yapıdan oluşuyor. Yapı, imparatorluğa bağlı posta teşkilatı ulakların, hacca giden vatandaşların ve sefere giden orduların konaklamak için durup dinlendikleri yer olarak kullanılmış... Nutuk Caddesi üzerinde yer alan İmaret Cami, yeni bir Mimar Sinan eseri olarak ilçede konumlanıyor. 16. yüzyılın ortalarında Sokullu Mehmet Paşa tarafından yaptırılan cami ters T planlı bir camidir. Geniş bir avluya sahip olan cami ilçenin merkez camisinin yanında yer alıyor.

görmüş ve daha sonra yenilenmiş ve günümüzde Enver Paşa Çocuk Kültür Evi olarak hizmet veriyor. Dizdariye Mahallesi mevkiinde yer alan Enver Paşa Çeşmesi, Büyükçekmece Meydan Çeşmesi olarak da biliniyor. Eskiden köyün girişindeki meydan kısmı olan bir noktaya inşa edilen çeşme, Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü’ne giden yol üzerinde. Enver Paşa Köşkü’ne oldukça yakın konumdaki çeşmeyenileme çalışmaları sonrası farklı bir görünüme kavuşsa da ilçede görülmeye değer tarihi yapılarından biri olarak anılıyor. II. Abdülhamit Çeşmesi halk tarafından yaptırılmış. Ne zaman yapıldığı bilinmeyen Yusuf Paşa Hamamı da dışındaki süslemeleri ve kullanılan malzemeleriile 17. yüzyıl esintilerini taşıyor. Albatros bölgesi Büyükçekmece’nin günübirlik tatil fırsatı sunan özel bir böl-

gesi... Sahilinde yürüyüş yapmak, güneşin batışını izlemek, etraftaki kafe ve restoranlarda yemek yemek ya da denize girmek için tercih edebileceğiniz Albatros’ta, iskele üzerinde konumlanan Albatros Restaurant da oldukça ünlü. Albatros sahiline geldiğinizde meşhur çiğ börekçilerinden birine oturup bu lezzetli böreğin tadına bakmanızı da öneririz. Yeşil alanlarında piknik yapmak ya da çimlerin üzerine oturup kitap okumak da mümkün. Sahil şeridinde güzel havalarda hizmete giren mini treni de kullanabilirsiniz. Büyükçekmece Sahili, İstanbul’da denize girmek için tercih edebileceğiniz sahillerden biri... Kordonboyu Caddesi’nde yer alan Büyükçekmece Sahili’nde, denize girebileceğiniz bir halk plajı ve özel plajlar bulunuyor. Halk plajına giriş ücretsiz ancak özel plajlara giriş ücretli. İlçenin turistik bölgelerinden biri olan Kordonboyu Caddesi, sahil kenarına dizili kafeleri, balık restoranları, çay bahçeleri ile günün her saati oturup, deniz manzarası eşliğinde bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir yer. Upuzun bir yürüyüş yolunun yer aldığı Kordonboyu Sahili, güzel havalarda sakin bir tatil beldesi tadında... Mimar Sinan Mahallesi’ndeki Mimar Sinan Sahili, ilçenin turistik bölgelerinden bir diğeri... Zemin düzenlemeleri ve yeşillendirme çalışmalarının ardından yenilenen sahil, gezi ve yürüyüş alanları ile Büyükçekmecelilerin eğlence üssü konumunda. Yaz aylarında pek çok etkinliğe ev sahipliği yapan sahilde, gece pazarı da kuruluyor

ENVER PAŞA’NIN İZLERİ...

Büyükçekmece’de tarihi mekanları gezerken Osmanlı’nın son dönemlerine damgasını vuran Enver Paşa’nın izlerini görmek mümkün. Enver Paşa’nın ailesi ile birlikte ikamet ettiği köşk, ahşap bir yapı. 20. yüzyılın başında inşa edilen köşk, burada çıkan bir yangında zarar

54 l İSMMMO YAŞAM

KASIM-ARALIK 2020


‘TİCARET ÖNEMLİ İSTİHDAM ALANI’ Büyükçekmece ilçesinde İSMMMO’ya kayıtlı 174’ü bağımsız, 327’si de bağımlı olarak çalışan 501 meslek mensubu bulunuyor. 2010 yılından bu yana meslek mensubu olan İSMMMO Büyükçekmece İlçe Temsilcisi Bektaş Deniz Tekin, 2013-2016 yılları arasında Büyükçekmece ilçe temsilci yardımcılığı yaparken, 2016 yılından bu yana da ilçe temsilciliği görevini yürütüyor. Büyükçekmece modernleşme öncesinde tarım ve balıkçılığa dayalı bir ekonomik yapıya sahipken son 20 yılda özellikle turizm, sanayi ve

eğitim alanlarında önemli oluşumlarla ekonomik yönden gelişip canlılık kazandı. Tekin, Büyükçekmece’nin ticaret, endüstri ve eğitim sektörlerinde önemli oluşumları bünyesinde toplayan, kendini 21 yüzyıla hazırlamış, yeniliklere ve gelişmelere açık bir ilçe olduğunu söylüyor. Tekin, “Büyükçekmece’de kurulan TÜYAP fuar ve kongre merkezi, beş yıldızlı otelleri sanayi ve ticaret kuruluşları Akçansa Çimento fabrikası, Fırat Plastik Fabrikası ile bölgenin ve ülkemizin ekonomik yapısına önemli katkılar sağlamıştır. Ticaret önemli istihdam alanıdır” diye konuşuyor.

Deniz Bektaş Tekin

BUNLARI MUTLAKA YAPIN... KARADENİZ LEZZETLERİ

bilgiyi kültür merkezinin resmi internet sitesini ziyaret ederek alabilirsiniz.

Büyükçekmece deniz kenarında keyifli bir gün geçirip lezzetli yemekler yemek için tercih edebileceğiniz bir yer. Balık restoranlarının yoğun olduğu Büyükçekmece sahilinde keyifli kahvaltı seçenekleri de bulunuyor. Kurşunlu Han yakınlarında yer alan Trabzon Yöre Evi, ilçede Karadeniz lezzetlerini tadabileceğiniz bir restoran. Hamsi tava, hamsi pilavı, istavrit, karalahana çorbası, hamsi çorbası, kuymak, turşu kavurma, fasulye tava gibi meşhur Karadeniz lezzetleri salaş ve otantik bir ortamda sunuluyor.

Fatih Mahallesi’nde yer alan Grand Aqua Marine, Büyükçekmece Adalet Sarayı’nın yanında konumlanıyor. Büyük havuzları, kaydırakları, su püskürtme alanları ile oldukça büyük bir su parkı olan tesis, haftanın her günü 09:00 ile 19:00 saatleri arasında hizmet veriyor ve özellikle çocuklu aileler tarafından tercih ediliyor.

DÜNYA KOSTÜMLERİ MÜZESİ

HAMAM KEYFİ

Türkiye’den ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 500’ün üzerinde orijinal kostümün sergilendiği Dünya Kostümleri Müzesi, Mimar Sinan Mahallesi’nde yer alıyor. Tarihi bir binadaki müze, perşembe ve pazar günleri hariç, 08:30 ile 17:00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edebilir.

Mimar Sinan Caddesi’nde Kültürpark Festival Alanı’nda yer alan Büyükçekmece Hamamı, ilçenin tarihi yerlerinden biri. Yusuf Paşa Hamamı olarak da bilinen hamam haftanın her günü sabah 06:00 ile akşam 23:00 saatleri arasında hizmet veriyor. Tarihi atmosferine eklenen rahatlama ve arınma hissi denemeye değer...

KÜLTÜREL ETKİNLİKLER

YAT LİMANI

KASIM-ARALIK 2020

Büyükçekmece’de Mimar Sinan Mahallesi İskele Caddesi’nde yer alan Mimar Sinan Yat Limanı, İstanbul’un en büyük marinalarından biri. 800 yat kapasitesine çıkarılmasıyla geniş bir alana ulaşan yat limanında yatları uzaktan inceleyebilir ya da yat kiralayarak deniz turu yapabilirsiniz.

GEZİ-İSTANBUL

Fatih Mahallesi’nde yer alan Atatürk Kültür Merkezi’nin içinde kütüphane ve sahne bulunuyor. Pazar günleri kapalı olan kültür merkezinde haftanın hemen her günü tiyatro oyunlarını izleyebilir, sanat galerisini gezebilir, kütüphanesinde kitap okuyabilir, çeşitli söyleşi ve etkinliklere katılabilirsiniz. Etkinlik takvimi ve etkinlik fiyatları hakkında detaylı

SU PARKI

İSMMMO YAŞAM l 55


Kürk Mantolu Madonna sahnede Kürk Mantolu Madonna 4. senesinde sahnelenmeye devam ediyor...Yazılmasının üzerinden yetmiş yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, en çok okunanlar listesinden hiç eksilmeyen, Türk okurunun başucu kitabı Kürk Mantolu Madonna , Türkiye’de ilk kez, Sabahattin Ali’nin ailesinden özel izinle, telif hakları alınarak, tiyatro oyunu olarak seyirci karşısına çıkıyor. Anadolu’nun işgali sırasında babası tarafından müttefik Almanya’ya gönderilen Raif’in, ressam Maria Puder’le Berlin’de yaşadığı baş döndürücü aşkın hikayesi bir yandan benliğimizin en karanlık noktalarına ışık tutarken, bir yandan da ruhumuzun onu tamamlayan bir başka ruhla karşılaştığında nasıl tutkuyla bağlandığını, en sıradan insan yaşamının bile nasıl derin bir anlama bürünebildiğini gözler önüne seriyor. Kürk Mantolu Madonna’yı, Türk Tiyatrosu’nun başarılı yönetmenlerinden Engin Alkan sahneye uyarladı ve yönetti. Sahnelendiği üç yıl boyunca kapalı gişe oynayan, başrollerinde Engin Alkan, Tuba Ünsal, Alper Saldıran, Sercan Badur, Lila Gürmen ve Pınar Yıldırım’ı izleyeceğiniz, okuyucusunda derin izler bırakan Sabahattin Ali’nin ölümsüz eseri Kürk Mantolu Madonna oyunu, sizleri tiyatronun büyülü dünyasına davet ediyor. Oyun 9 Aralık akşamı 18.15’te Zorlu PSM’de izleyicileriyle buluşacak…

K Ü LT Ü R S A N AT

Konser molası

56 l İSMMMO YAŞAM

Müziğinde, yaşadığı coğrafya ve toplumdan beslendiği olgulara yoğun ve etkileyici tonlarda şahit olduğumuz sevilen sanatçı Jehan Barbur, 15 Aralık’ta Vestel #gururlayerli konserleri kapsamında Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde! Bestelerine yol arkadaşlığı yaptığımızda ürettiği müziğe en üst notalarda tutulmamızı sağlayan Jehan Barbur, lisans eğitimini Ankara Bilkent Üniversitesi’nde “Amerikan Kültürü ve Edebiyatı” bölümünde tamamladı. ‘Gidersen’, ‘Leyla’, ‘Biraz Seninle Biraz Kendimle’ gibi parçaların yer aldığı İlk albümü “Uyan”ın prodüktörlüğünü bizzat kendisi üstlenen Barbur, bu albümle birlikte yankısına kulak vermekten korktuğumuz; bir o kadar da hazır olduğumuz düşünce ve duygularımıza mikrofon tutarken, “Hayat”, “Sarı”, tekli çalışması “Kendine Zaman Ver” ve solo albümü “Sizler Hiç Yokken” gibi çalışmalarla bizlerle buluşmaya devam etti. Barbur 2009’da çıkardığı ilk albümünden itibaren, bir hikaye anlatıcısı olarak, çağdaş kadın ozan geleneğini sürdürme gayretinde olup, müzik dünyasında kendine özgü bir yer edinmeyi başardı.

KASIM-ARALIK 2020


Kristal berraklığı Neredeyse kusursuz saydamlıktan tam matlığa kadar farklı özellikler taşıyan kristaller sanattan büyüye, teknolojiden şifacılığa pek çok alanda kullanılır. Bilim insanları, canlı olmasalar da kristallerin genellikle “büyüdüklerini” tarif etmiştir. Yaşayan pek çok organizma, kristal üretebilir. Eski kültürlerde kristaller ve mineraller duyuları olan varlıklar gibi görülmüş, canlı ve canlı olmayan, organik ve inorganik madde arasındaki geçirgen sınırlar için mükemmel bir metafor olmuştur. Kristalleri ve canlı maddelerini çıkış noktası olarak alan Kristal Berraklığı başlıklı

sergi, sembolik kullanımların ötesine geçiyor. Sanatsal, küratöryel ve kurumsal çalışmaların üretim, sergileme ve geri dönüşüm süreçlerindeki çok çeşitli ilişkilerle sınırlı bir ekosistem yaratmayı hedefliyor. Kristal Berraklığı, katılan tüm sanatçılarla iş birliği içinde sürdürülebilir küratöryel pratikler ve ekoloji üzerine düşünmenin ötesinde

sergi sürecinde karbon ayak izini azaltmaya yönelik ilkeleri harekete geçiren metot ve araçlar kullanıyor: Yapıtların yerel ve iş birliğine dayalı üretimi, yaratıcı geri dönüşüm stratejileri ve tüm katılımcıların son derece az seyahat etmesi gibi. Sergi 15 Aralık’tan itibaren Pera Müzesi’nde sergilenmeye başlayacak…

Akış’ta kalmak Marina Abramovic, Marina Abramovic Enstitüsü (MAI) ve Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) işbirliğiyle hazırlanan Akış / Flux sergisi, performans sanatına dair kapsamlı bir deneyim oluşturmayı amaçlamaktadır. Performans canlı bir sanat formudur: Bileşenleri sanatçının bedeni, zaman, mekân ve izleyicidir. Serginin ilk bölümü, Marina Abramovic’in erken dönem resimlerini, bedeninin ve zihninin sınırlarını zorladığı, bilinen eserlerinin fotoğraf, yerleştirme ve video dokümantasyonlarını içeren bir seçkiyle, onun 50 yıllık sanatsal yolculuğunun ayrıntılı bir incelemesini sunuyor. İkinci bölüm, Türkiye’den 12 sanatçının ve bu projeye dahil olması için davet edilen 4 uluslararası sanatçının canlı performanslarından

oluşuyor. Sadece uzun süreli canlı performanslara yer verilen bu bölümde, tüm performanslar müzenin açık olduğu her gün, günde altı saat olmak üzere kesintisiz gerçekleştiriliyor. Akış / Flux, bireysel karşılaşmaların ortak deneyime dönüştüğü bir alan açarak, derin düşünmeyi, katılımı ve topluluğu mümkün kılan yeni bir müze anlayışı oluşturuyor.

Ağaçlar Ayakta Ölür

KASIM-ARALIK 2020

gizemli bir karaktere hayat veriyor. Nedim Saban’ın yönettiği ve dilimize kazandırdığı Ağaçlar Ayakta Ölür’ün dekor tasarımı Çihan Aşar, kostüm tasarımı Sadık Kızılağaç, ışık tasarımı İsmail Sağır’a ait. Oyun 24 Aralık 20:30’da Zorlu PSM’de…

K Ü LT Ü R S A N AT

Ağaçlar Ayakta Ölür” ,İspanyol yazar , şair Alejandro Casona’nın dünya klasikleri arasında yer alan bir duygusal komedisi. İyilik ve sevgi kavramında yoğunlaşan oyun, dağılan aileyi bir araya getirmek için büyük bir risk alan bir adamın karısına yapmaya çalıştığı iyilik üzerine kurulu. Nevra Serezli, oyunda yüreği torun özlemiyle dolu Büyükanne rolünü oynayacak. Ağaçlar Ayakta Ölür’de diğer başrolü usta sanatçı Nuri Gökaşan oynuyor. Nuri Gökaşan , bir davranışı nedeniyle vicdan azabı yaşayan ve hatasını düzeltmek için yaratıcı bir adım atan bir büyükbabayı oynayacak. Oyunda torun rolünü genç ve başarılı oyuncu Arif Güney, güzel gelin rolünü ise Burcu Kazbek canlandırıyor. Genç oyuncu Oral Özer ise sürprizli ve

İSMMMO YAŞAM l 57


WONDER WOMAN 1984 Tür: Macera, Aile, Fantastik  Yönetmen: Patty Jenkins  Oyuncular: Gal Gadot, Chris Pine, Kristen Wiig  Vizyon Tarihi: 25 Aralık 2020 Wonder Woman 1984, 1980’lerin ortasında geçiyor yeni tehlikeler ve müttefiklerle karşı karşıya olan Wonder Woman’ın maceralarını konu ediyor. Gal Gadot’un yeniden sevilen süper kahramana hayat verdiği Wonder Woman 1984, Diana Prince’in

GREENLAND: SON SIĞINAK

SİNEMA

Tür: Gerilim, Aksiyon, Dram Yönetmen: Ric Roman Waugh Oyuncular: Gerard Butler, Morena Baccarin, David Denman Vizyon Tarihi: 27 Kasım 2020 Greenland, büyük bir felaketten kurtulmak için mücadele eden bir ailenin hayatına odaklanıyor. Dünya büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Dünyanın yok olmasına neden olabilecek bir gök cismi gittikçe dünyaya yaklaşmaktadır. İnsanların kaçabilmesi için önlerinde sadece 48 saat vardır. Hayatta kalmak için zamana karşı yarışan evli bir çift, oğulları ile birlikte felaketten kurtulabilmek için Grönland’daki bir yeraltı sığınağına ulaşmaya çalışır. John Garrity, boşandığı karısı Allison ve küçük oğlu Nathan, havayoluyla sığınağa gitmek için seçilen çok az kişi arasında yer alıyorlardı ancak kalkıştan dakikalar önce ayrıldıklarında, şanslarının korkunç bir şekilde ters gittiğini gördüler.

58 l İSMMMO YAŞAM

varlıklı iş insanı Max Lord ve çizgi romanlardaki önemli düşmanlarından Cheetah’a karşı mücadelesini anlatıyor. Wonder Woman lakaplı Diana Prince, bu kez iki yeni düşmanla karşı karşıyadır; varlıklı iş insanı Max Lord ve bir trajediden sonra kötü adam haline gelen Cheetah. Bu sırada Steve Trevor, şaşırtıcı ve beklenmedik bir şekilde hayata geri döner. Wonder Woman 1984, DC filmleri için devamlılık niteliği taşımıyor. Evrenden bağımsız olacağı söylenen bu film, izleyicileri Diana’nın (Wonder Woman) geçmişinde bir yolculuğa çıkartıyor.

GELİNCİK

Tür: Gerilim, Polisiye  Yönetmen: Orçun Benli  Oyuncular: Ahmet Mümtaz Taylan, Kaan Yıldırım, Hande Doğandemir  Vizyon Tarihi: 20 Kasım 2020 Orçun Benli’nin yönetmen koltuğunda oturduğu Gelincik; faili meçhuller, zorla kaybetmeler, yargısız infazlar ve işkencelerle dolu 90’lar siyasi ikliminde bir polisiye hikâye anlatıyor. Görevinden ayrılan bir polis olan Ayhan, yıllarca mücadele ettiği her şeyi ardında bırakarak kendisine yeni bir yaşam kurmaya karar verir. Şehirden uzakta bulunan bir orman evine yerleşen Ayhan, burada avcılık yapar. Ava çıktığı bir gün bir gelincik vuran Ayhan, bu sırada ortaya çıkan Karadayı’dan gelincikler hakkında tuhaf bir kehanet öğrenir. Gelincikler konusunda kendisini uyaran Karadayı, tuhaf olduğu kadar iyi bir insana benzemektedir. Ayhan, ardında bıraktığı anılarıyla yüzleşirken bir yandan da kendisine musallat olan gelincikle mücadele etmek zorunda kalır.

KASIM-ARALIK 2020


ŞANS TANRIÇASI Tür: Dram Yönetmen: Ferzan Özpetek Oyuncular: Stefano Accorsi, Jasmine Trinca, Edoardo Leo Vizyon tarihi: 4 Aralık 2020

Alessandro ve Arturo, on beş yıldır birlikte olan bir çifttir. Birbirlerine karşı hissettikleri tutku ve aşk sevgiye dönüşmesine karşın çift bir süredir ilişkilerinde kriz yaşamaktadır. Bu sırada çiftin yakın arkadaşları Alessandro ve

Arturo’dan, birkaç gün için çocuklarına bakmalarını ister. Çocukların onların hayatına ani girişi, Alessandro ve Arturo’nun hayatlarının beklenmedik bir şekilde değişmesine neden olur. R&C Production ve Warner Bros Entertainment Italia ortaklığında çekimleri gerçekleştirilen filmin senaryosunu, Özpetek daha önce de pek çok kez birlikte çalıştığı Gianni Romoli ve Silvia Ranfagni ile birlikte kaleme aldı. Sezen Aksu’nun “Aldatıldım” şarkısını filmin fragmanında kullanan Özpetek’in

oyuncu kadrosunda ise Cahil Periler filminden tanıdığımız Stefano Accorsi ile Jasmine Trinca, Edoardo Leo ve Serra Yılmaz yer alıyor.

DVD SEPETİ

l 120 BPM Robin Campillo’nun yönettiği ve

oluşturulan sivil örgütlerden biridir. Nathan Sean, Sophie ve

prömiyerini Cannes Film Festivali’nde gerçekleştiren Kalp Atışı

Jeremie önderliğinde bu epidemiye karşı toplumun duyarsızlı-

Dakikada 120, 1990’ların başında AIDS’e karşı farkındalık

ğı, bilgisizliği ve ilaç şirketlerinin çıkarcılığıyla savaşan gruba

yaratmaya çabalayan Act-Up Paris aktivist örgütünün hikâye-

yeni katılanlardandır. İnsanları bilinçlendirmek için ACT-UP

sini anlatıyor. ACT-UP Paris, 1990’ların başında sayısız hayatı

Paris ile verdiği mücadelede Sean’ın hayatına girmesiyle onun

karartan ve sonlandıran AIDS’e karşı dünyanın her yerinde

için her şey kökünden değişecektir.

l ALEX CROSS

KASIM-ARALIK 2020

Kısa zaman önce işsiz kalan ilkokul öğretmeni Magda, meme kanserine yakalanmıştır. Daha önce de yakalanıp iyileştiği hastalığın bu kez epeyce ilerlediği ortaya çıkar. Bu sırada İspanya, içinde bulunduğu ekonomik krizin ikinci yılını geçirmekte ve durum her geçen gün kötüye gitmektedir. Magda geri dönüşü olmayan bu yolda etrafındakilerin neşesine güvenmektedir. Bunlar, 10 yaşındaki futbol delisi oğlu, bir türlü şarkı söyleyemeyen jinekoloğu ve karısını ve kızını dehşetli bir kazada kaybeden ve Magda’nın hayatına aniden giren bir adamdır…

SİNEMA

Hızlı ve Öfkeli’nin Yönetmeninden Muhteşem Bir Dedektiflik Hikayesi. James Patterson’un ünlü roman serisi “AlexCross”tan uyarlanan aksiyon filminde Tyler Perry, Dr. Alex Cross rolüyle başarılı bir oyunculuk sergiliyor. Psikoloji eğitimi almış cinayet masası dedektifi Dr. Alex Cross (Tyler Perry, Gone Girl) bir yakınının öldürülmesi üzerine katilin peşine düşer. Picasso (Matthew Fox, World War Z, Vantage Point) olarak anılan bu suçlu kurbanlarını gaddar şekilde öldüren bir seri katildir ve bu işlediği ilk cinayet değildir. Kedi fare oyununa dönen kovalamacada bu dava kişisel bir boyut alınca, Cross kendi ahlaki ve psikolojik sınırlarını da zorlayacaktır.

l HAYAT VARSA UMUT VARDIR!

İSMMMO YAŞAM l 59


l Yazar: Gülseren Budayıcıoğlu l Yayınevi: Remzi Kitabevi   l Sayfa Sayısı: 368 Yıllardır “panik atak” yaşayan bir işadamı.. Kendini peygamber ilan

eden bir doktor... Çok temiz olmak uğruna evlerini “çöp apartman” haline getiren üç kız kardeş... Kendini bildiği günden beri babası başta olmak üzere, çevresindeki bütün erkeklerden dayak yiyen genç bir kadın... Ağır ceza reisi bir babanın “fahişelik” mesleğini seçen kızı... Radyo ve televizyonlardaki bütün şarkıların kendisi için çalındığını zanneden genç bir devlet memuresi... Dünyaya kız olarak gelen ancak kendini erkek hisseden bir transseksüel... Doktorunu intihar etmekle tehdit eden bir öğrenci... Ölümcül bir hastalığa yakalanmış genç bir bankacı... Bu kitapta, Türkiye´de değişik nedenlerle psikiyatra başvuran her kesimden insanımızın hikâyelerini bulacak, başta aşk ve ölüm olmak üzere “insanlık halleri“yle karşılaşacaksınız. İnsanlar size içini açacak, en gizli sırlarını sizlerle paylaşacak. Ve bütün bu sorunlar hastalar ve hastalıklar karşısında Türkiye şartlarında bir ruh doktorunun duyguları, düşünceleri, yapabildikleri ve yapamadıklarını göreceksiniz. Bu kitabın bir yerlerinde mutlaka kendinizi bulacak, kendinizle yüzleşeceksiniz. Okudukça, yaşamın, sağlığın, sevginin ve huzurun değerini daha iyi anlayacak; her damlası ayrı bir duygunun rengini taşıyan bir çağlayanın altından geçecek ve tertemiz olacaksınız.

SON CÜRET

l Yazar: Yılmaz Özdil l Yayınevi: Sia l Sayfa Sayısı: 452

Son Cüret, Yılmaz Özdil’in üzerinde 12 yıl çalışarak tamamladığı bir kitap. Milli Mücadele dönemini anlatıyor… Şişli’deki üç katlı pembe binanın perdeleri sıkı sıkıya kapalıydı. Gaz lambasının cılız ışığı, odayı hayal meyal aydınlatıyordu. Altı kişiydiler. Üzerine harita yayılmış masanın etrafında, ayaktaydılar. Talihsiz bir kuşağın çocuklarıydılar. Hayat onları hep mecbur bırakmıştı. Bıyıkları terlediğinden beri neredeyse bir gün olsun gün yüzü görmemişlerdi, Çanakkale’den Trablus’a, Yemen’den Sina’ya, Balkanlar’dan Kafkaslar’a vuruşmadıkları coğrafya kalmamıştı. Ve neticede, işte bu daracık odaya sıkışmışlardı. Uzuuun uzun anlattığı haritadan başını kaldırdı. Adeta nefes bile almayan arkadaşlarına baktı. Ulusun kader anıydı. Söylenecek ne varsa söylenmişti. Söz bitmişti. O çelik mavisi gözlerinde belli belirsiz bir keder bulutu dolaştı. “Vakit tamam” dedi... “Umutsuz olmayacağız. Uçurumun kenarındayız. Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar. Son bir cüret belki kurtarabilir. Anadolu’ya geçiyoruz!

HİKÂYESİNİ ARAYAN GELECEK

KİTAP

l Yazar: Bekir Ağırdır l Yayınevi: Doğan Kitap l Sayfa Sayısı: 384

Covid-19 öncesinde başlayan ancak şimdi varlığını kuvvetle hissettiren bir çağ değişiminin ortasındayız. Küresel ısınma, iklim değişikliği ve azalan doğal kaynaklarla yerkürenin ritmi değişti. Bilgi devrimine giden yolda bildik hiyerarşik modeller çöktü, yepyeni iletişim biçimleri ve anonimleşen bilgi gündelik hayatı değiştirdi. Büyük göç dalgaları ve metropolleşmeyle insan hareketlerinin ritmi değişti. Belirsizlik ve karmaşıklık esaslı yeni bir çağın eşiğindeyiz… Dünya nereye gidiyor? Türkiye tüm bu dönüşümün neresinde? Geleceğe dair senaryoların çoğu distopik bir hikâye anlatırken, henüz hikâyesini bilmediğimiz geleceğin ütopyasını nasıl yazar, nasıl hayata geçirebiliriz? Bekir Ağırdır büyük birikimi ve KONDA araştırmalarının önemli verileriyle yola çıkarak yaşadığımız çağ, dünya ve Türkiye’yle ilgili sağlam değerlendirmelerde bulunuyor…

60 l İSMMMO YAŞAM

EN ÇOK SATANLAR l Son Cüret l Madalyonun İçi l Ömrümden Uzun İdeallerim Var l Günahın Üç Rengi l Fikri Hür Vicdanı Hür l Hikayesini Arayan Gelecek l Kral Kaybederse l Suya Yazılan l İnsan Neyle Yaşar l Osman

ŞİİR DOSTLAR BENİ HATIRLASIN Ben giderim adım kalır Dostlar beni hatırlasın.. Düğün olur bayram gelir Dostlar beni hatırlasın.. Can kafeste durmaz uçar Dünya bir han konan göçer Ay dolanır yıllar geçer Dostlar beni hatırlasın.. Can bedenden ayrılacak Tütmez baca yanmaz ocak Selam olsun kucak kucak Dostlar beni hatırlasın.. Ne gelsemdi ne giderdim Günden güne arttı derdim Garip kalır yerim yurdum Dostlar beni hatırlasın.. Açar solar türlü çiçek Kimler gülmüş kim gülecek Murad yalan ölüm gerçek Dostlar beni hatırlasın.. Gün ikindi akşam olur Gör ki başa neler gelir Veysel gider adı kalır Dostlar beni hatırlasın.

KASIM-ARALIK 2020 AŞIK VEYSEL

l Remzi Kitabevi

MADALYONUN İÇİ


OSMAN

l Yazar: Ayfer Tunç l Yayınevi: Can Yayınları l Sayfa Sayısı: 504 Her şey olmak isterken hiçbir şey olamayan, gün gün, adım adım hem servetini hem kendini tüketen bir adamın, Osman’ın hikâyesi bu roman. Pahalı markaların, lüks yaşamın gösterişine dalıp bir kültürün, bir sınıfın yok oluşunu, kendileri de o kültürle birlikte

yok olmalarına rağmen fark edemeyen bir kuşağın çarpıcı hayatını anlatıyor Ayfer Tunç. Müzik stüdyolarından, araba galerilerinden, marinalardan geçip kapak kızlarının sert gerçekliğine çarpan… Bir hafriyat kamyonunun gece yarısı yapayalnız bir adama çarptığı gibi çarpan bir hikâye Osman. Uzun bir döneme yayılan eşsiz kurgusuyla edebiyatımızın en görkemli eserlerinden biri olmaya aday. “Kapak Kızı”nı ve “Yeşil Peri Gecesi”ni dinledik. Şimdi söz sırası “Osman”da…

İLK GENÇLİK KİTAPLARI İNSAN VÜCUDU TİYATROSU

LİMONKENT’İN KAHRAMANLARI

Yazar: Dan Brown Yayınevi: Altın Kitaplar Sayfa Sayısı : 44 Maestro Fare ve müzisyen arkadaşlarıyla ormanların ve denizlerin derinliklerinde gezin! Kitabın içinde büyük mavi bir balina, hızlı çitalar, minik böcekler ve zarif kuğularla karşılaşacaksınız. Üstelik her birinin seninle paylaşacağı bir sırrı var. Yol boyunca Maestro Fare’nin senin için bıraktığı sürprizleri bulabilirsin. Örneğin; saklanmış bir arı, ipuçları veren karışık harfler hatta çözmen için şifreli bir mesaj. New York Times’ın en çok satanlar listesinin bir numaralı yazarı Dan Brown, son derece eğlenceli, gizemli ve müzikli bu ilk resimli kitabı Hayvanlar Senfonisi ile çocuklarla buluşuyor. Ücretsiz bir uygulama ve Dan Brown tarafından bestelenmiş müzikler içeren bu müthiş kitabı yakından tanımaya ne dersiniz?

Yazar: Maris Wicks Yayınevi: Domingo Yayınevi Sayfa Sayısı: 240 İnsan Vücudu Tiyatrosu’na hoş geldiniz. İnsan biyolojisine yapacağınız bu büyüleyici yolculuğun her aşamasında size ben eşlik edeceğim. Önce sahneye bir iskelet olarak çıkacağım ve her bölümde kostümüme yeni bir katman eklenecek ta ki vücudum tamamen oluşana kadar. Bu anatomik yolculukta konunun kalbine (hatta midesine, damarlarına, hücrelerine, kemiklerine, beynine) kadar ineceğiz. Oyunumuz eğlenceli hatta o kadar eğlenceli ki bedenimiz hakkında bunca şeyi ne ara öğrendiğinize şaşıracaksınız. İnsan Vücudu Tiyatrosu, çocukların (ve yetişkinlerin) vücudumuzun işleyişini derinlemesine ve keyif alarak öğrenebilmesi için harika bir kaynak.

Yazar: Gökçen Zorcu Yayınevi: İthaki Çocuk Sayfa Sayısı: 56 Nadya, büyülü Limonkent’in diğerlerinden biraz farklı sakinlerinden biridir. Her gün elinde üç küçük taşla dolaşır, insanların ertelediği ve sonra da unuttuğu güzel fikirleri yakalayıp taşlara kapatmaya ve sahiplerine teslim etmeye uğraşır. Şehrin diğer sakinleri bir türlü inanmazlar Nadya’ya. Bir gün Nadya ve arkadaşlarının taşları çalınınca, kısa sürede Limonkent’in âdeta tüm tadı kaçar. Tartışmalar, asık suratlar, mutsuz insanlar sarar dört bir yanı... Bunun üzerine kentin çocuklarıyla delileri kafa kafaya verir ve güzel fikirlerin ertelenmesinden güç alan kötü kalpli gölgelerin peşine düşerler. Gökçen Zorcu’nun kaleme aldığı Limonkent’in Kahramanları “Daha Sonra” ve “Hemen Şimdi”nin heyecan dolu mücadelesini anlatırken, kusursuz bir dayanışma ve azim örneği sergiliyor.

KASIM-ARALIK 2020

KİTAP

HAYVANLAR   SENFONİSİ

İSMMMO YAŞAM l 61


Evde internet kullanımı artık çok önemli. Alınabilecek bazı pratik önlemlerle evde kablosuz interneti daha hızlı kullanmak mümkün. Modemin yeri, fiziksel engeller, kullandığınız teknik teçhizat önem taşıyor.

İnternet hızını artıran tüyolar

TEKNO-YAŞAM

AYŞEGÜL EMİR Evde internet kullanımı artık hepimiz için çok önemli hale geldi. Evden çalışma ve uzaktan eğitim internet hızlarını gündeme getirdi. Ülkemizde bağlantıların çoğu ADSL ve VDSL denilen internet bağlantısı üzerinden yapılıyor. Türkiye’de internet servis sağlayıcıları 4-100 Megabit arasında hızlar sunuyor. Ancak çoğunluğun aldığı hız ortalaması 8 Megabit’lerde. Alınabilecek bazı pratik önlemlerle evde kablosuz interneti daha hızlı kullanmak mümkün. l Önce internet hızınızı test edin. Abone olduğunuz hız seviyesinin altında hızda internete bağlanıyor olabilirsiniz. Bunun için mobil uygulamalar ve speedtest.net gibi siteler var. Eğer hız çok düşükse servis sağlayıcıdan bunu düzeltmesini, size en iyi ayarları vermesini isteyin. Ayrıca güncel paketlere göz atarak aboneliğinizin bulunduğu paketin bir üst limitine geçiş de yapabilirsiniz. l İnternet hızında etkili olan diğer bir etken ise modem ve router (yönlendirici). Modemin modeli, evdeki konumu ve gücü bağlantıyı çok etkiler. Güncel bir modem kullanmaya özen gösterin. Arıza sorununu en aza indirir. Modemi ve router’i evde daha merkezi bir konuma alın. CloudCheck gibi uygulamalarla evinizdeki en güçlü sinyal alan bölgeleri tespit edebilirsiniz. Bilgisayarınızı o bölgeye yakın konumlayın. Belli aralıklarla modeminizin fişini çekip takın. 10 saniye bekleyin arada gerekiyorsa tuşuna basıp reset’leyin.

62 l İSMMMO YAŞAM

l Evdeki bazı fiziksel engelleri de göz ardı etmeyin. Duvarlara ve internet sinyalini bozabilecek diğer elektronik eşyalara dikkat edin. l İnternet kablolarının uzunluğu ve kalitesi internet hızınızı doğrudan etkiler. Özellikle eski ve uzun bir kablo kullanıyorsanız büyük ihtimalle almanız gerekenden daha düşük bir hız kullanıyorsunuz. l Kullandığınız teknik teçhizatın yani bilgisayar, cep telefonu, modem, tablet gibi cihazların çok eski olmamasına özen gösterin. l Özellikle büyük evlerde veya duvarların yoğun olduğu mekanlarda internet hızını artırmak için Wi-Fi menzil genişleticiler kullanılabilir.

GÜVENLİĞE DİKKAT l Aynı ağ üzerinde çok fazla bilgisayar ve cep telefonu kullanıcısının olması da hızı yavaşlatır. Buna dikkat edin. Önemli toplantı ya da ders sırasında evdeki diğer kişilerden büyük boyutlu dosyaları indirmemelerini isteyin. l Donanımsal destekler yanında bazı yazılımsal uygulamalarla da internet hızını artırabilirsiniz. Bilgisayar, tablet ya da cep telefonunuzda işletim sisteminin güncel olmasını sağlayın. l Wi-Fi ağınızın güvenliğini mutlaka sağlayın. Sadece sizin bildiğiniz bir şifreyle koruyun. Yoksa çevredeki insanlar sizin haberiniz olmadan ağınıza girebilir. Bu hem internetinizin verimini düşürür hem de başka şekillerde başınıza iş açmanıza neden olabilir.

KASIM-ARALIK 2020


Y E N İ

T E K N O L O J İ L E R

UZUN PİL ÖMRÜ VAR

ULTRA İNCE DİZÜSTÜ

Huawei, yeni akıllı saat modeli Watch GT 2 Pro’yu tanıttı. Saat, tasarımı, gelişmiş spor takibi, profesyonel sağlık izleme, iki haftalık pil ömrü ve kablosuz şarjı ile ilgi çekiyor. Safir cam tasarımlı saat kadranı, daha sert, dayanıklı ve dokulu bir dış yüzeye sahip. Saat gövdesinde titanyum kullanıldı. 200’den fazla saat yüzü seçeneği ve 100’den fazla egzersiz modu sunuyor. Diğer egzersiz modlarının yanına kayak, kros kayağı, snowboard ve golf gibi yeni spor modları eklendi. Sağlığı da takip ediyor. Yenilenen Huawei TruSeen 4.0+ nabız izleme teknolojisi sunuyor. Koşarken, yüzerken veya başka bir spor yaparken gerçek zamanlı kalp atış hızı izlemeyi de destekliyor. Watch GT 2 Pro ekim ayında Türkiye’de satışa sunuldu.

MOBİL FOTOĞRAFA YAPAY ZEKA Oppo Reno4 serisinde yer alan Reno4 Lite modeli mobil fotoğrafçılığı yapay zeka teknolojilerini kullanarak yeniden yorumluyor. 7.48 mm kalınlığında ve 164 gram ağırlığındaki Reno4 Lite, cebinize kolayca sığacak incelikte. Arkada dört, önde iki kamerası var. Ana kamerası 48 MP çözünürlüğünde olan dörtlü kamera ile birlikte geliyor. Akıllı telefonun ön kısmında bulunan biri 16 MP diğeri 2 MP çözünürlüğe sahip çift kamera da yine bir ilk olarak karşımıza çıkıyor. Reno4 Lite’ın çift lensli bokeh özelliği ile portre fotoğrafına bokeh efekti ekleyerek mükemmel selfie’ler çekebilirsi-

niz. Hatta çekeceğiniz videolara bile bokeh efekti ekleyebilmeniz mümkün. Mat siyah ve metalik beyaz renklerinde tüketiciyle buluşan Oppo Reno4 Lite, 3.599 TL fiyata sahip.

Anker’in robot süpürge markası Eufy’nin yeni modeli RoboVac G10 Hybrid, kuru temizliğin yanı sıra ıslak temizlik görevini de üstlenebiliyor. Akıllı dinamik navigasyon teknolojisi sayesinde tüm evin dijital haritasını çıkartarak temizlik yapıyor. Bu sayede ev temizliğini standart bir robot vakum süpürgeye göre 2 kat daha hızlı tamamlıyor. İnce tasarımı ile koltuk, sehpa gibi mobilyaların altına girebiliyor. Çarpışma önleme teknolojisi ile çevreye zarar vermiyor, özel uçları ile köşe temizliği yapabiliyor. Yüksek güç özelliği, evcil hayvan sahiplerine de önemli bir avantaj sağlıyor. Küçük dostlarımızın bıraktığı tüy gibi kalıntıları başarılı bir şekilde temizleyen G10 Hybrid, kuru ve ıslak temizlik arasında ekstra temizlik yapma ihtiyacını ortadan kaldırıyor.

KASIM-ARALIK 2020

TEKNO-YAŞAM

AKILLI ROBOTLA EV TEMİZLİĞİ

Acer, Swift 3 serisine 1.2 kilogramlık model ekledi. AMD Ryzen 4500U işlemcili yeni Swift 3’ler raflarda yerini aldı. Yeni mor renkli kasalarıyla dikkat çeken Swift 3’ün gri renkli modelleri de satışa sunulacak. Ofis dışında çalışanların ve seyahat edenlerin ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanan Swift 3 serisi ultra taşınabilir dizüstü bilgisayarlar, performans ve göz alıcı görüntüleri şık metal bir kasanın içinde sunuyor. 14 inç Full HD ekranı olan Acer Swift 3, 15.95 mm inceliğinde. Ultra ince çerçevelere sahip olan Swift 3, yüksek bir ekran gövde oranı sunuyor. Swift 3’ün bataryası 12 saate kadar kullanım imkanı sunarken, acil durumlarda 30 dakikalık şarjla 4 saatlik kullanımı da mümkün kılıyor.

İSMMMO YAŞAM l 63


l

K O M İ K

R E S İ M L E R

ZAHMETSİZ HIRSIZ Küçük bir çiftliği olan Temel, 25 besili sığırını satmak için gazeteye ilan verir: -Telefonum ve yardımcım olmadığı için bu sığırları almak isteyenlerin yükleme ve götürme işleri kendilerine ait olmak üzere çiftliğe gelmelerini isterim. Temel ertesi sabah müşterilerini bekletmemek için ahıra iner, bir bakar ki sığırlarının hepsi çalınmış, göze batacak bir yere şu mesaj bırakılmış: - Dostum Temel! Bizim gibi hırsızların da gazete okuduğunu bilmeni isterim. Ama yine de talimatınıza uyarak sizden yardım talep etmedik, kendimiz yükledik ve götürdük.

GÖZ DOKTORU Göz doktoruna giden bir hasta çürük raporu almak istemiştir. Doktor ışıklı harfleri göstererek: -Bu harfi okuyunuz. Hasta: -Hangi harfi, diye sorar. Doktor: -Canım şu duvardaki tabelanın üstünde yazılı olanı. -Aa doktor bey, yoksa orada duvarda mı var?

MİZAH

UYANIK GAZETECİ Kaza yerinin etrafını polis kordonu ve meraklı bir kalabalık çevirmiştir. Gazetesine iyi bir haber yetiştirmek isteyen muhabir, çemberleri aşamayınca bir kurnazlık düşünerek seslenir: -Yol verin! Yol verin! Ben kaza kurbanının oğluyum! Yol verirler, muhabir yaklaşır. Bir de bakar ki arabanın önünde bir eşek cansız yatmaktadır.

64 l İSMMMO YAŞAM

YA BARDAĞI ÇEKERSEN Delinin biri bir gün doktoruna gider ve iyileştiğini söyleyerek serbest bırakılmasını ister. Bunun üzerine doktor: -Sana bir soru soracağım doğru bilirsen buradan çıkarsın. -Peki anlaştık sor sorunu. Doktor: -Sen 10 katlı bir binanın tepesine çıksan bende aşağıda bir bardak su tutsam. Şimdi aşağıya atlar mısın atlamaz mısın? Deli: -Niye atlayayım ben deli miyim der? Doktor içinden adamın gerçekten iyileştiğini düşünür ve neden diye sorar: -Ya bardağı çekersen!

PARA VERDİN SANDIM Adamın biri yağlı boya resim üzerine özel dersler almış. Pek çok tablo yapmış. Sonra da hevesi geçmiş ve resim yapmayı bırakmıştı. Fakat yaptığı resimlerin bazılarını beğenip oturma odasının duvarına asmıştı. Bir gün kendisini ziyarete gelen bir arkadaşı sordu: -Nereden buldun bu resimleri? Adam arkadaşının beğendiğini zannederek kasılarak resimleri kendisinin yaptığını söyledi. Arkadaşı bu cevap üzerine rahatladı: -Aman çok memnun oldum. Para verip aldın sandım da o yüzden acımıştım.

KASIM-ARALIK 2020


l İ N T E R N E T T E   B U N L A R   VA R : ) İLGİNÇ BİLGİLER

BİZİM EVİN ADRESİ Ahmet heyecanla eve dönmüş. Annesi sormuş okul nasıldı? Ahmet: -Çok iyiydi, öğretmen bir soru sordu sadece ben bildim? -Ne sordu? -Bizim evin adresini…

YENİ YAZI Küçük Ayşe’nin yazı defterinde bir satır bile yazı yokmuş. Babası Ayşe’ye sormuş: -Niye yazılar yok? Küçük Ayşe cevap vermiş: -Baba, ben öğretmenimin yazdıklarını deftere geçiriyorum ama öğretmen tahtayı silince ben de siliyorum.

KIYMETLİ KÖPEK Çok kıymetli bir köpek evden kaçmış. Sahibi oturduğu küçük kentte çıkan yerel gazeteye bir ilan gönderip, köpeği bulup getirene 10 bin dolar ödül vaat etmiş. Fakat gönderdiği ilan gazetede çıkmamış. Öfkelenen adam doğruca gazete yönetimine gitmiş: -İlan servisi şefiyle görüşmek istiyorum. Orada duran bir çalışan: -Dışarıda efendim, demiş. -Peki ya yardımcısı? -O da yok. -O halde yazı işleri müdürüyle konuşayım. -O da dışarıda. -Peki... Gazetenin sahibi? -O da burada değil... -İnanılır gibi değil! Nerede bunca adam? -Köpeğinizi aramaya gittiler efendim.

Cevaplar

KASIM-ARALIK 2020

1-Bir küçücük arpacık başında var tablacık 2-Ne kadar çoksa o kadar az görürsün 3-Uzun oluk tepesi delik 4-Kulağını büktükçe ağzı sulanır 5-Bir kuyum var iki türlü suyum var 6-Ye ye bitmez mideye gitmez 7-En çok kardeşi olan meyve 8-Ay varken uçar gün varken kaçar 9-Arabadan atladı pantolonu patladı

1-Çivi 2-Karanlık 3-Baca 4-Musluk 5-Yumurta 6-Sakız 7-Üzüm 8-Yarasa 9-Karpuz

l Yalnızca tavşanlar ve papağanlar kafalarını çevirmeden arkalarını görebilirler. l Su aygırları yüzdüklerinde terleri kırmızı renk alır. l Gülmek, stres hormonunu azaltır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. 6 yaşındaki bir çocuk günde ortalama 300 kez gülerken, yetişkinler yalnızca 15-100 kez gülerler. l Soğan doğrarken sakız çiğnerseniz ağlamazsınız. l Normal bir insan ömrünün 25 yılını uyuyarak geçirmektedir. l Bal eğer güneş görmezse hiç bozulmaz. l Fareler ve atlar kusamaz. l Bir insanın vücudundaki en güçlü kas çene kasıdır. l İnsanlar yılda ortalama 5 milyon kez nefes alırlar. l İneklerin çoğu müzik dinlediklerinde daha çok süt üretir. l Bir tavuğun kaydedilen en uzun uçuş süresi 13 saniyedir. l Ortalama bir insan hayatının iki haftasını trafik ışıklarının kırmızıdan yeşile dönmesini bekleyerek geçirir. l Karasinekler fa notasında vızıldar. l İstiridyeler yaşamları boyunca birçok kez cinsiyetlerini değiştirirler. l Deniz atları tek eşlidir, hayatları boyunca tek eşleri olur. l Yeni doğmuş zürafalar doğumdan yarım saat sonra ayaklarının üzerine kalkabilir. l Filler suyun kokusunu kilometrelerce uzaktan alabilir. l Bukalemunun dili kendi vücudu kadar uzayabilir.

ÇOCUK BİLMECELERİ

UYKUSU KAÇMIŞ Bir gece Nasrettin Hoca’nın uykusu kaçmış. Kalkmış sokakta gezinmeye başlamış. Hocayı gören komşusu sormuş: -Hayrola hocam, gece vakti sokakta ne arıyorsun? - Uykum kaçtı da onu arıyorum, demiş Hoca.

İSMMMO YAŞAM l 65


K A R E 1

2

3

4

B U L M A C A 5

6

7

8

9

10 11 12

SUDOKU K O L A Y

1

2 3 4

5 6 7 8

9 10 11 12 13

Z O R

14 15 SOLDAN SAĞA

1. Bir balık türü – Eğirmen, kirmen – Fas’ın plaka işareti. 2. Bir peygamber adı – Dağ keçisi – Çanakkale’nin bir ilçesi. 3. Matematikte 3,14 sayısı – Sapaklık, aykırılık. 4. Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru – İstanbul’un bir ilçesi. 5. Vahşi hayvan barınağı – Üç kez yinelenince, Meksika’dan yayılan bir dans adını oluşturan hece – “… çukuru” (Atlantik Okyanusu’nun en derin yerlerinden biri) – Uzaklık anlatan sözcük. 6. Kolay okunabilen – Atlas Okyanusu’nda, Portekiz’e bağlı takımadalar. 7. Yüz güzelliği – Ceylan derisi. 8. İstanbul’daki, eski bir Bizans zindanı – Dargın. 9. Yararlı, kazançlı – Ebe yapma. 10. Sayma, sayılma – Edebiyat. 11. Hareketle ilgili – Bir harfin okunuşu. 12. Suyla çevrili kara parçası – Tanrı – Asker. 13. Süreç – Muhtemel. 14. Tenis. 15. Öldürme, yok etme – İlave – Tahta cilası.

KARE BULMACA SOLDAN SAĞA 1. Çipura-İğ-Ma. 2. İsa-Elik-Çan. 3. Pi-Anomali. 4. Oluk-Sarıyer. 5. İn-Ça-Ob-Ta. 6. Akıcı-Asor. 7. CemalRak. 8. Anemas-Küs. 9. Nafi-Ebeleme. 10. Ad- Literatür. 11. Kinetik-Le. 12. Ada-İlah-Sü. 13. Vetire-Olası. 14. Alantopu. 15. İtlaf-Ek-Lak. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. Çipo-Avanak Avni. 2. İsilik-Nadide. 3. Pa-UnıcefNatal. 4. Ak-Cemile-İla. 5. Ren-çıma-İtiraf. 6. AlosaAsetilen. 7. İma-Al-Beka-Te. 8. İkaros-Zer -Hook. 9. Lıbor-Lal-Lp. 10. Çiy-Raket-Saul. 11. Ma-EtKümülüs. 12. Anorak-Sere-Irk.

YUKARIDAN AŞAĞIYA

1. Denize atılan gemi demiri – Oğuz Aral’ın yarattığı bir karikatür tipi. 2. Isırgın – Çok az rastlanan, çok değerli. 3. Ayak – BM Çocuk Fonu – Güney Afrika’da bir il. 4. Yumurtanın bir bölümü – Cengiz Aytmatov’un bir romanı – Yemin etme. 5. Avrupa’da bir ırmak – Halat ucu – Sakıncalı bir şeyi saklamaktan vazgeçip açıklama. 6. Tirsibalığı – Renksiz, sarımsak kokulu, güçlü ve beyaz bir ışık vererek yanan hidrokarbonlu bir gaz. 7. Üstü örtülü olarak anlatma – Hile, entrika – Kalıcılık, ölmezlik – Bir cetvel türü. 8. Uçan ilk insan – Altın – Steven Spielberg’in bir filmi. 9. Londra para piyasasında, birinci sınıf bankaların kullandığı kredilere uygulanan faiz oranı – Dilsiz – Uzunçalar (kısa). 10. Şebnem – Tenis aracı – “… Bellow” (yazar). 11. Su – Bir besin – Küme bulut. 12. Su geçirmez bir üstlük – Açık duran baş parmağın ucundan işaret parmağının ucuna kadar olan uzaklık – Soy.

K O L A Y

Z O R

Ç Ö Z Ü M

KASIM-ARALIK 2020

SOLDAN SAĞA: 1. Çipura-İğ-Ma. 2. İsa-Elik-Çan. 3. Pi-Anomali. 4. Oluk-Sarıyer. 5. İn-Ça-ObTa. 6. Akıcı-Asor. 7. Cemal-Rak. 8. Anemas-Küs. 9. Nafi-Ebeleme. 10. Ad-Literatür. 11. Kinetik-Le. 12. Ada-İlah-Sü. 13. Vetire-Olası. 14. Alantopu. 15. İtlaf-Ek-Lak. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1. Çipo-Avanak Avni. 2. İsilik-Nadide. 3. Pa-Unicef-Natal. 4. Ak-Cemile-İla. 5. Ren-Çıma-İtiraf. 6. Alosa-Asetilen. 7. İma-Al-Beka-Te. 8. İkaros-Zer-Hook. 9. Lıbor-Lal-Lp. 10. Çiy-Raket-Saul. 11. Ma-Et-Kümülüs. 12. Anorak-Sere-Irk.


UYGULAMALI MUHASEBE MESLEK ELEMANI EĞİTİMİ

MUHEL

YARIŞTA BİR ADIM

ÖNDE OLUN

e l r e l m i t i ğ e ı l a k Sertifi

n u ş o k e f hede

MUHEL

BİLGİ VE SORULARINIZ İÇİN

tesmer.muhelproje@ismmmo.org.tr

İLETİŞİM BİLGİSİ KAYIT ADRESİ: İSMMMO Hizmet ve Kültür Binası, Kurtuluş Cad. No: 114 34375 Kurtuluş - Şişli / İSTANBUL, Telefon: (212) 315 84 00 EĞİTİM ADRESİ: İSMMMO Akademi, Gayrettepe Mah. Yıldızposta Cad. No: 48 Dedeman İş Hanı Kat: 3 Beşiktaş - İSTANBUL Telefon: (212) 274 42 22, (212) 274 35 39


2004 yılından itibaren bulut teknolojisini muhasebe yazılımında başarı ile uygulayan LUCA'dan E dönüşümde lider çözümler..

LUCA Ticari Paketleri’ nde yer alan çözümler ile firma iş süreçlerinde başlayan e uygulamaların LUCA Mali Müşavir Paketi’ ndeki e defter gönderimi ile Gelir İdaresi Başkanlığı’ na doğrudan bildirimi sağlanır. E dönüşüm süreçlerinde TÜRMOB İŞNET Özel Entegratörlük Hizmetleri anlaşması ile birlikte elektronik belgelerin saklanması konusunda da önemli hizmetler sunulur.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.