Birinci Sınıf Delilik Nassir Ghaemi Örjinal Adı: A First-Rate Madness İthaki Yayınları - 1105 Yayın Koordinatörü: Tuğçe Nida Sevin Yayına Hazırlayan: Mert Tanaydın Düzelti: Özgür Çakır Kapak Tasarımı: Şükrü Karakoç Sayfa Düzeni ve Baskıya Hazırlık: İthaki Yayınları 4. Baskı, Ocak 2017, İstanbul ISBN: 978-605-375-555-5 Sertifika No: 11407 ©Nassir Ghaemi, 2011 Bu kitap, Penguin Random House Company, Penguin Group (USA) LLC’ye bağlı The Penguin Press ile yapılan anlaşmayla yayımlanmıştır. Türkçe Çeviri © Yavuz Alogan, 2016 © İthaki, 2016 Bu eserin tüm hakları Akcalı Telif Hakları Ajansı aracılığıyla satın alınmıştır. Yayıncının yazılı izni olmaksızın alıntı yapılamaz.
İthaki Penguen Kitap-Kaset Bas. Yay. Paz. Tic. Ltd. Şti.’nin yan kuruluşudur. TM
Bahariye Cad. Dr. İhsan Ünlüer Sok. Ersoy Apt. A Blok No: 16/15 Kadıköy - İstanbulTel: (0216) 348 36 97 Faks: (0216) 449 98 34editor@ithaki.com.tr – www.ithaki.com.tr – www.ilknokta.com Kapak, İç Baskı: Deniz Ofset Matbaacılık Gümüşsuyu Cad. Topkapı Center, Odin İş Merkezi No: 403/2 Topkapı-İstanbul Tel: (0212) 613 30 06 - Faks: (0212) 613 51 97
Sertifika No: 29652
Nassir Ghaemi
BİRİNCİ SINIF DELİLİK LİDERLİK İLE AKIL HASTALIKLARI ARASINDAKİ BAĞLANTILAR Çeviren
Yavuz Alogan
Babam, Dr. Kamal Ghaemi ve annem Guity Kamali Ghaemi’ye; ve Heather, Valentine ve Zane’e.
Felsefe, siyaset bilimi, şiir ya da sanat alanlarında ortalamanın üzerinde olan insanlar neden melankolik görünüyorlar, hatta bazıları neden ağır melankoli hastalığına yakalanıyor? Aristoteles, Problemata, XXX. Bölüm İşte deliler. Uyumsuzlar. İsyancılar. Sorun çıkaranlar. Kare yuvalardaki yuvarlak vidalar. Her şeyi farklı görenler... İnsan ırkını ileriye doğru itenler. Bazıları onları deli olarak görebilirken biz onları dâhi olarak görürüz. Zira dünyayı değiştirebileceklerini düşünecek kadar deli olan insanlar, bunu gerçekleştirenlerdir. Apple Şirketi’nin “Farklı Düşün” kampanyasından
İÇİNDEKİLER Giriş: Akıl Sağlığının Ters Yasası..............................................................11 I - YARATICILIK......................................................................................33 Bölüm Bir: Bizden Korkmalarını, Dehşete Kapılmalarını Sağlayın: Sherman.............................35 Bölüm İki: Harıl Harıl Çalışmak ve Reklam Yapmak: Turner..................55 II - GERÇEKÇİLİK...................................................................................65 Bölüm Üç: Yazı Gelirse Kazanırım, Tura Gelirse Şans..............................67 Bölüm Dört: Boşluktan Çıkış: Churchill..................................................74 Bölüm Beş: İkisi de Aynı İncil’i Okur: Lincoln.........................................87 III - EMPATİ.............................................................................................99 Bölüm Altı: Duvardaki Ayna Nöron.......................................................101 Bölüm Yedi: Mahatmaların Üzüntüleri: Gandi.......................................109 Bölüm Sekiz: Amerikan Ruhu İçin Psikiyatri: King...............................123 IV - ESNEKLİK.......................................................................................141 Bölüm Dokuz: Daha Güçlü....................................................................143 Bölüm On: Birinci Sınıf Bir Mizaç: Roosevelt.........................................158 Bölüm On Bir: Camelot’taki Hasta: Kennedy.........................................178 V - TEDAVİ............................................................................................203 Bölüm On İki: Görülmemiş Psikokimyasal Başarı: Yeniden Kennedy............................................................205 Bölüm On Üç: Hitler’in Çılgın Koşusu...................................................227 VI - AKIL SAĞLIĞI................................................................................253 Bölüm On Dört: Akıl Sağlığının Sıradanlığı: McClellan’dan Nazilere...............................................255 Bölüm On Beş: Hastalık Lekesi ve Siyaset..............................................309 SON SÖZ................................................................................................321 TEŞEKKÜR............................................................................................331 NOTLAR................................................................................................335 KAYNAKÇA............................................................................................397
.
GİRİŞ
AKIL SAĞLIĞININ TERS YASASI
Kasım 1861 tarihli Cincinatti Chronicle’ın manşetinde şu sözler yer alıyordu: “Gen. W. T. Sherman Akıl Hastası” General William Tecumseh Sherman “delirmiş” ve Kentucky’deki Birlik ordusu komutanlığından alınmıştı; akranları, ailesi ve kurmay heyeti onun paranoid hezeyanlardan mustarip olduğu konusunda birleşmişti. Sherman, Ohio’daki evine giderken omuzlarını silkerek, “Şu sıralarda kimin sağlıklı, kimin deli olduğunu söylemek zor,”1 demişti. General, görevine iade edilecek, İç Savaş dehşetinin bir sembolü ve psikolojik şiddetin bir sözcüsü haline gelecekti. Atlanta’yı kırıp geçirmesiyle ve feci “Denize Yürüyüş” sırasında Georgia’yı yakıp yıkmasıyla tarihe yazıldı. Amerikan tarihinde ikonlaşmış bir şahsiyettir; fakat, benimsediği “yakıp yıkma” stratejisinin Londra, Dresden ve Ardenler’den Vietnam, Bosna ve Irak’a kadar modern savaşa yaptığı katkının bu adamın esas özelliği olduğunu pek az Amerikalı bilir. Tarihsel bulgular, Sherman’ın manik-depresyon hastalığından ya da bipolar kişilik bozukluğundan mustarip olduğunu göstermektedir. Bu hastalıkta, kişinin ruh hali, enerjisi ve işlev kapasitesi aşırı uçlar arasında gidip gelir. Bazıları
12
manik-depresif teşhisi koymak için tek bir olayın yeterli olduğunu düşünür; aslında, bu hastalığı olan insanların çoğu genellikle depresyondan mustariptir. Kentucky’de yaşadığı çöküntüye ek olarak Sherman, görünüşe bakılırsa, dört büyük depresif kriz daha geçirmişti. Birincisi, yirmi yedi yaşındayken, umutsuzluk, durgunluk, uykusuzluk ve iştah kaybı belirtileriyle ortaya çıkmıştı. Askeri kariyere uyum sağlama konusunda sorunları vardı, kayınpederi tarafından aşırı biçimde baskı altında tutulduğunu da hissediyordu. İkinci olayı, otuz yedi yaşında, bu kez bir bankada yöneticilik yapmak için uğraştığı sıralarda yaşadı. Diğeri, birkaç yıl sonra, yine parasal zorluklarla karşılaştığı sırada gerçekleşti. Bir diğeri, elli sekiz yaşındayken, savaştan on üç yıl sonra, en büyük oğlu Tom, Sherman’ın istediği gibi hukuk okuyacak yerde Cizvit papazı olduğunda ortaya çıktı. Tom derin bir depresyon içindeydi, zaman zaman evsiz yaşıyordu ve sonunda bir bakım kurumunda öldü. (Sherman’ın amcasının da aynı şekilde tekrarlayan depresyondan mustarip olması, teşhisi doğrulayan bir genetik bağın varlığına işaret eder.)2 Sherman akıl hastası olduğunu asla kabul etmedi. 1875’te yayımlanan Hatıralar’ında hatalarından ötürü her zamanki gibi başkalarını suçladı ve akıl sağlığıyla ilgili şüphelerin üstünü örtme becerisini gösterdi. Tarihçiler onun iyiliksever öz-imgesini bir yüzyıldan fazla bir süre hoşgörüyle karşıladılar. Ancak 1995’te, tarihçi Michael Fellman’ın çalışması sayesinde, Sherman’ın ruh hali kapsamlı biçimde belgelendi.3 Geriye dönük psikiyatrik teşhis risklidir ve asla kesin değildir. Yine de bu, ortaya konulan belgeleri dikkate almayacağımız ve Sherman vakasında, bunca acıya neden olan, kendisi de çok acı çeken bir adam için bu olasılığı göz ardı edeceğimiz anlamına gelmez. 13
Çoğumuz akıl sağlığı hakkında temel ve makul bir varsayım oluştururuz: Sağlıklı olmanın iyi sonuçlar verdiğini düşünürüz ve akıl hastalığının bir sorun olduğuna inanırız. Bu kitap, en azından hayati derecede önemli bir durumda akıl hastalığının iyi sonuçlar verdiğini ve akıl sağlığının bir sorun olduğunu öne sürüyor. Kriz zamanlarında akıl hastası liderler tarafından yönetilmek, zihinsel bakımdan normal olanlarca yönetilmekten daha iyidir. Farklı bağlamlarda farklı liderlik türleri vardır. Krizi olmayan lider normal zamanlarda başarılı olur, fakat kriz zamanlarında yönetim koltuğundan uzak tutulmalıdır. Göreceğimiz gibi, krizi olmayan tipik lider idealisttir; dünya ahvali ve kendisi hakkında biraz da iyimserdir; acılara duyarsız olduğu gibi, kendisi de acı çekmez. Genellikle ayrıcalıklı bir ortamdan gelir ve güçlüklerle sınanmamıştır; kendisinin diğerlerinden daha iyi olduğunu düşünür ve onlarla ortak yanlarını görmeyi başaramaz. Geçmişinden gayet iyi yararlanır ve onu korumaya çalışır; yeniliklere tam olarak uyum sağlayamaz. Bu türden liderleri çevremizde her zaman görürüz: CEO, bölüm şefi, komşunuzun patronu, banka müdürü, başkan. Gerçekten de bu insanların hepsi zihinsel bakımdan gayet sağlıklıdır. Asla depresyon ya da mani ya da psikozdan mustarip olmazlar. Bir psikiyatrla asla görüşmezler. Aristoteles, bundan yirmi beş yüzyıl önce deha ile delilik arasındaki bağlantıyı düşünen ilk kişi oldu ve on dokuzuncu yüzyıl romantik çağının zirvesinde İtalyan psikiyatr Cesare Lombroso, “akıl hastalığı=deha” gibi basit bir denklem olarak aktarabileceğimiz bağlantıyı güçlü biçimde tanımladı.4 Biri olmadan diğerine sahip olmayacağınıza inanıyordu. İstatistikçi ve davranışsal genetiğin kurucusu Francis Galton ise, tam aksine, “akıl sağlığı=deha” şeklinde özetleyebi14
leceğimiz karşıt görüşü benimsedi.5 Galton, zekânın –sağlıklı bir beynin en güçlü göstergesi– dehayı ürettiğini öne sürüyordu. Her iki adam da dehanın köken bakımından biyolojik olduğunu düşünüyordu; fakat biri bunun hastalıktan, diğeriyse sağlıktan kaynaklandığına inanıyordu. Bu iki görüş Batı kültürüne sızmıştır, her ne kadar çoğumuz refleks olarak Galton’u Lombroso’ya tercih etmiş olsak da. Bu kitapta ben, belirli sınırlamalarla Lombroso’nun safında yer alıyorum. Kitap boyunca, akıl hastalığının liderlikle ilişkisinin incelenmesiyle beliren temel bir yasayı izliyorum. Buna Akıl Sağlığının Ters Yasası denebilir: İyi zamanlarda, barışın hüküm sürdüğü zamanlarda ve devlet gemisinin sadece sakin sularda seyretmesinin yeterli olduğu dönemlerde zihinsel bakımdan sağlıklı insanlar liderlerimiz olarak işlevlerini gayet başarılı biçimde yerine getirirler. Dünyamız kargaşaya sürüklendiğindeyse işlevlerini en iyi şekilde yerine getirenler, zihinsel bakımdan hasta olan insanlardır. Bazı akıl hastalıklarının –mani ve depresyon– dört temel unsurunun kriz liderliğini geliştirdiği görülür:6 Gerçekçilik, esneklik, empati ve yaratıcılık. Bunlar karakter özelliklerini sadece üstünkörü tanımlamazlar; özgül psikiyatrik anlamları vardır ve bilimsel olarak kapsamlı biçimde incelenmişlerdir. Bu terimleri genel anlamda değil, bilimsel anlamlarıyla kullanıyorum. Bu nitelikler arasında psikologlar en çok yaratıcılık ile empatiyi incelemişlerdir, fakat esneklik ile gerçekçilik de liderlik bakımından önemlidir ve bugünün araştırmacıları tarafından ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bu dört unsurun hepsi depresyona eşlik eder ve ikisi (yaratıcılık ile esneklik) manik hastalıkta bulunabilir. Esneklik dışında hiçbiri diğer akıl hastalıklarının (şizofreni ya da anksiyete bozuklukları gibi) özgül özelliği değildir. Depresyon, liderleri daha gerçekçi ve empatik yapar, mani de onla