MACARİSTAN TÜRKÇE RAPOR

Page 1

MACARİSTAN Dönem başında öğretmenlerimiz bir sınav yaptı ve bizler proje grubuna seçildik. Bir yere gidecektik ama neresi olduğunu bilmiyorduk. Macaristan'a gideceğimizi duyduğumuz zaman çok heyecanlandık. Rüya gibi bir şeydi. Evet hayallerimiz gerçek oldu. Yolculuk için hazırlanmaya başladık.Bütün arkadaşlarımız için ilkti.Bazılarımız daha önce uçmamıştı.Bu yolculukta ilkleri yaşadık. Macaristan hakkında bazı araştırmalar yaptık. Oraya gitmeden önce iki sunum hazırladık. Birincisi Türkiye'deki dinlerle ilgili, diğeri geçmişten bugüne Macaristan-Türkiye'nin ilişkileriydi. Bunu hazırlamak çok ilginçti. Hazırlanırken Türklerin ve Macarların ortak noktalarını öğreniyorduk. Buda bize büyük bir heyecan veriyor, dört gözle orda olmayı bekliyorduk. Ve... O gün geldi. Macaristan'a gidiyorduk. 06:30 da havaalanında buluştuk, kontrollerden sonra uçaktaydık. Biz beş kız öğrenci 3 öğretmen ve 1 de İlayda'yla (İngilizce öğretmenimizin kızı ) 9 kişiydik. Hepimiz çok heyecanlı ve mutluyduk. Macaristan'a gitmek isterseniz, önce İstanbul'a gitmeniz gerekiyor. Gaziantep-İstanbul arası yaklaşık 1129 km. Arabayla gidebilirsiniz 13 saat sürer. Biz uçakla gitmeyi tercih ettik. 1 saat 45 dakika sonra İstanbul'a ulaştık. Orada 1 saat bekledikten sonra Budapeşte uçağındaydık. 2 saat sonra Budapeşte'deydik. Uçağa bindiğimiz andan itibaren kendimizi yurt dışındaymışız gibi hissettik çünkü çevremizde oturan çoğu insan farklı diller konuşuyordu.12.40 gibi Budapeşte'deydik. Pasaport kontrollerimizden sonra bagajlarımızı aldık. Farklı insanlar, farklı yüzler, farklı amaçlar... Biz oradaydık. Bir taksiye bindik ve Macar sokaklarından geçmeye başladık. Çevreye bakarken aynı zamanda fotoğraflar çekiyorduk. 20 dakika sonra oteldeydik. Orada diğer gruplarla buluştuk.


Hepimiz yorgunduk fakat çok heyecanlıydık. Odalarımızda dinlendik ve daha sonra Budapeşte'yi dolaşmaya çıktık. Öğlen vakti gibiydi, otobüsümüzü beklerken etrafta küçük bir tur attık. Binalar caddeler hepsi çok otantikti. Tarihi binaları caddeleri müzeleri ve muhteşem Tuna nehrini gördük.''Hösük tere'' de durduk. Burası kahramanlar meydanıydı. Budapeşte'nin en büyük meydanından kahramanlar meydanında kahramanlar anıtı inşa edilmişti.36 metre yüksekliğindeki bir kulede baş melek Cebrail'in figürü ve onun etrafında Macaristan tarihinde önemli rol oynayan (Kral Stephen ) 14 önemli Macar devlet adamının ve ünlü insanların heykelleri vardı. Bu güzel meydanın Macarlar ve onların ulusal bağımsızlığı için önemli bir yere sahip olduğunu öğrendik.

Milenyum anıtı Macaristan'ın birinci yılı anısına yapılmaya başlanmış.33 yıl boyunca tamamlanamamış. Savaş ve barış, bilgi ve ihtişam buralarda bulunan sembollerden bazılarıdır. Farklı milletlerden olan birçok insan vardı. Kayak yapan, bisiklet süren gençler vardı. Akrobatik hareketler yapıyorlardı. Bu meydanın gece ışıkları altında daha güzel bir yer olduğunu öğrendik. Sanat sergi salonu bulunuyordu. Sanat müzesinde Alman, Hollandalı, İtalyan, İspanyol, Fransız ve İngiliz ressamlara ait birçok sanat eseri olduğunu öğrendik. Büyük bir sanat koleksiyonuna sahiptiler. Ve Varosliget'e geldik. Orada kışın kayak pisti olarak kullanılan bir göl vardı.


Vidempark ve Tarım müzesi vardı. Kaleye benziyordu fakat daha sonra oranın müze olduğunu öğrendik. Ayrıca orada bir kaplıca vardı. Macaristan kaplıcaları ile ünlü bir yer. 1300 kaplıca olduğunu öğrendik. Bunlardan 800 ü Budapeşte'de Szechenyi, Gyogyfürdü, Macaristan'ın en büyük kaplıcası. Fördö Mustafa Paşa tarafından inşa edilen Kallert(gellert) Furdo en ünlü hamamları. Birçok türk hamamı var, bazıları hala kullanılıyor. Osmanlı'nın etkilerini buraya gördük. Aynı zamanda şehir parkını gördük. Çok romantik bir yerdi. Bazıları piknik yapıyor bazıları bisiklete biniyordu. Çocuklar çimlerin üzerinde oyunlar oynuyordu. Tipik bir pazar görünümü vardı.

Kaleden Budapeşte'nin manzarasını çok sevdik, çok hoş bir yerdi. Müzik eşliğinde izlediğimiz bu eşsiz manzarayı eminim kimse unutamaz. Orada bir müzik grubu vardı Türk olduğumuzu öğrenince bir türk müziği olan ''Üsküdar'a gider iken'' i çaldılar. Hep birlijte şarkı söyledik. Bu duyguyu onlarla paylaştığımız için çok mutlu olduk.

Macaristan'a gelipte köprülerinden bahsetmemek olmaz. Margarat köprüsü, Arpad köprüsü, Elizabeth köprüsü, Zincirli köprü vs vs.. Hepsi çok güzeldi ve farklı hikâyeleri vardı. İhtişamlı köprülerden bir diğeri olan Margiret köprüsü. Budapeşte'nin ikinci en eski köprüsüdür. Margeret adasına bağlanıyor. Birbiriyle 160 derece lik açıyla bağlantı sağlanıyor. Margiret adasıyla bağlantı sağlayabilmek için böyle inşa edilmiş. Parlamento binasına gittik.


Ülkenin en büyük binası , Almanya ve İngiltere'den sonra üçüncü en büyük parlamento binası olma özelliği taşıyor.Mimar İmce Steindlt tarafından inşa edilmiş.Binanın çevresinde 300 tane heykel bulunuyor. Binaya girmek için 27 tane kapı var. Bu binanın yapımı için 40 kilodan fazla altının kullanıldığı söyleniyor. 2 gotik kulesi ve bir kubbe bulunuyor.96 metre yüksekliğinde.10 avlusu, 29 merdiveni ve 691 tane odası var.

Binanın içine girdiğimiz zaman merdivenin yanında iki bronz aslan la karşılaştık. Önemli insanların birçok büstü bulunuyordu; Arpud, Kral Stephen vb. Aynı zamanda nöbet değişim törenini gördük. Bu bina aynı zamanda Türkler tarafından da kullanılmış. Muhteşem bir binaydı.

Macarlar, bağımsız olmak istiyorlardı. Sovyetler Birliğinin kontrolü altındaydılar. Bir devrim oldu ve birçok insan bu devrim esnasında öldü yaklaşık 2000 insanın öldüğü 13.000 insanın yaralandığı, bir çoğununda ülkesinden kaçmak zorunda olduğunu öğrendik.

Parlamento binasının arkasında II. Dünya Savaşında ölen insanların heykelleri vardı. Bunu duyduğumuzda çok şaşırdık.


Dünyanın ilk metrosu Androsey Caddesi altında. Geçmişte Macarlar Operaya çok düşkünlerdi. Soğuk havalardan dolayı gidemiyorlardı, bundan dolayı metroyu inşa etmişler.

Diğer tarihi binalardan birinde Magyor Allami Opera hastanesi.

Bu bina 1884 yılında Miklos Ybl tarafından inşa edilmiş. Dünyanın ikinci büyük Sinegogunun burada olduğunu öğrendik. Metalden yapılmış bir defne ağacı.

Vaci Caddesi boyunca yürürken birçok kafe ve mağazalar vardı. El yapımı oyuncaklar, danteller, nakışlar, satılan bir mağaza gördük. Hepsi çok güzeldi.

Orada gerçekten çok hoş zaman geçirdik. Zoltan ve Rebecca çevreyi gezmemize yardım ettiler. Budapeşte hoş binaları, anıtları ve geniş kültürü olan bir şehir. Biz bu şehre aşık olduk.


Gördüğümüz tüm tarihi binaları çok sevdik. Macar toprakları tarih boyunca insanlar için önemli olmuştur. Coğrafi konumundan dolayı insanlar kolaylıkla istila edebilmişler. Şu anda özgür bir Macaristan gördüğümüz için çok mutluyuz. Çok sevdiğimiz Macar Mutfağı hakkında konuşmak istiyoruz. Tüm ünlü yemekleri tatmak istedik. Hepsini çok sevdik. Çok hoş zaman geçirdik.

Sıkıldığımız bir an bile olmadı. Macaristan’ın tarihi şehirlerinden biri olan Sarospatak Badrog nehri üzerinde Zemplen Tepe’lerini aşağı kısımlarında küçük ve sakin bir yerdi. Bu bölgenin Tokaj şaraplarıyla ünlü olduğunu öğrendik. Şehre gelirken yolun iki tarafında üzüm bağlarını gördük. Sarospatak’ta şarap mahzenini ziyaret ettik. Sarospatak’ın Tekirdağ ile kardeş şehir olduğunu öğrendik.


Burası Aziz Elizabeth’in 1207 yılında doğduğu kasabaydı. Okul binasını gördüğümüzde büyülendik. Ünlü mimar İmre Makovecz tarafından inşa edildiğini öğrendik. Mimar binanın kolonlarını ağaç olarak düşünmüş. Okulun çok hoş bir atmosferi vardı. Büyük spor salonunda basketbol ve voleybol oynadık. Okul müdürü bize okul hakkında bilgiler verdi. Diğer öğrencilerle buluştuk, oyunlar oynayarak birbirimizi daha iyi tanımaya çalıştık.

Öğretmenlerimiz belediye başkanını ziyaret ettiler ve ondan şehir hakkında bilgiler aldılar. Okulda hep beraber çalıştık. Geçmişten bugüne Macar-Türk ilişkileri ve dinler hakkında bir sunum yaptık. Macar tarihini araştırdığımız zaman akraba olduğumuzu, tarih, kültür, müzik, dil alanlarında bir çok ortak noktamız olduğunu, bir çok Türk ismi ve soy isimlerinin kullanıldığını öğrendik. Bu benzerlikleri hazırladığımız sunumdan öğrenebilirsiniz. Türk Caddesini, Türk Hamamlarını, Gülbaba Türbesini ziyaret ettik. Ortak liderimizin Atilla olduğunu öğrendik. Şu cümleyi söylerken çok hoş zaman geçirdik. ‘’Jememben çok kiçi alma van.’’( Zsembemben sok kisci alma vanj.) ‘’Cebimde çok küçük bir elma var.’’ Birçok ortak noktaya sahip olmamız bizi mutlu etti. Bir gün Hollahaza porselen fabrikasına gittik. Hollahaza Zemplen vadisinin ortasında uzanan bir şehir. Seçkin porselenlerin ve cam işlemelerinin sergilendiği porselen müzesini


ziyaret ettik. Fincanların ve tabakların nasıl yapıldığını gördük. Bunlar bizim için yabancı değildi çünkü özellikle Kütahya’da benzer porselen fabrikalarımız var. Orada yaptığımız tüm aktiviteleri sevdik. Fincanları, tabakları boyadık. Bu bize çok büyük bir haz verdi. Son günde boyamış olduğumuz malzemeleri aldık.

Füzer kalesini ziyaret ettik. Burası Sarospatak’a 57,8 km uzaklıktaydı. Tepeye tırmanırken çok güzel zaman geçirdik. Çok dik bir yerdi, çok yorulduk ama manzara görülmeye değerdi. Lezzetli bir öğlen yemeğinden sonra başka bir kaleye gittik. Telefonumuza ‘Slovakya’ya hoş geldiniz’ mesajı gelince çok şaşırdık. Oraya çok yakındık. Sarospatak kalesini gezdik. Bu kalenin resminin 500 Macar forint banknotunun üzerinde olduğunu öğrendik. Kalenin sahiplerinin Macar tarihinde çok önemli kişiler olduğunu öğrendik.


16. yüzyılda Doba ailesine ait kalede yüzyılın en önemli şairi Balin Balassi Kristina Dobo’yla bu kalede evlenmişler. Eger’de kaleyi Osmanlılara karşı savunan Istvan Dobo gelinin erkek kardeşiymiş. Barok mimarisinin çok güzel korunduğu Eger ziyaret ettiğimiz bir diğer şehirdi. Macarların burayı ziyaret etmeyi çok sevdiklerini öğrendik. Çünkü burası atalarının Türk hâkimiyetine son verdikleri yerdi. Evet, bu şehir Türkler için de önemli bir yerdi. Burada 40 metre yüksekliğinde 100 basamakla çıkılan ve Türklerin en kuzeydeki mimarisi olan minareyi gördük. Buraya bir seferde bir kişi tırmanabiliyordu. Uzun yıllar cami olarak kullanılmış. Bir sürede hastane olarak kullanılan bu yerde bugün sadece bir minare vardı. Eger’de birçok halk hamamı olduğunu öğrendik. Bu şehir 1596 yılında Osmanlılar tarafından ele geçirilmiş. Bu olay Eger’e Türk banyo kültürünü yaydığı için önemliymiş. Orada gerçekten çok iyi vakit geçirdik. Beraber dans ettik, birbirimize hediyeler verdik. Son gün hazırlanan program çok güzeldi. Macarların çok nazik insanlar olduğunu söyleyebiliriz. İstasyona gitmemize yardım ettiler. Bütün aile oradaydı. Onlara yardımlarından ve konukseverliklerinden dolayı teşekkür ederiz.

Bir gün daha Budapeşte’de kalacaktık. Marika’nın ayarladığı taksiyle otele gittik. Tuna Nehri’nde bot turu yapmayı dört gözle bekliyorduk. Bu


bizim hayallerimizden biriydi. Tur çok güzel geçti. Bu büyüleyici şehri görmek çok güzeldi. Tarihi binalar, modern binalar, anıtlar ve Tuna nehri…

Macaristan’da olmaktan çok mutluyduk, gruplarla iyi vakit geçirdik. Umarız bu arkadaşlığımız hiçbir zaman bitmez.

Bütün çabalarınız için teşekkürler. Her şey için çok teşekkür ederiz. Sizi burada görmeyi dört gözle bekliyoruz. Türk Grubu


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.