Brüksel AB çevrelerinin önde gelen iletişim sitesi Cafe Babel: Yerel Seçimlerde aldığı sonuçla laik ve sosyal demokrat CHP Türkiye’nin yurtdışındaki imajini dengeler CHP AB Temsilciliği, Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları raporundan sonra etkinlikleri ile çok izlenen AB haber kaynaklarından CafeBabel’a haber oldu. Türkiye’nin uluslararası öneminin yükseldiği bir dönemde hala bir çok konuda uluslararası imajının iyi olmadığına değinilen Cafe Babel’dan Anna Patton haberinde; “Kadın haklarına daha fazla vurgu yapan laik sosyal demokrat muhalefet partisi CHP’nin geçen yerel seçimlerdeki etkileyici başarısı Türkiye’nin uluslararası imajını olumlu yönde dengeleyebilir”
Makalesinde ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye’nin AB üyelik sürecini destekleyen ifadelerine yer veren Patton, Türkiye’nin AB üyelik sürecini bir karşılıklı suçlama oyununa benzetti. Haberde müzakerelere başlanması ile Türkiye’nin AB ile ilişkilerde altın çağına girdiğini ancak Kıbrıs sorunuyla AB üyelik sürecinde Türkiye’nin önünü tıkayan bir hal aldığı belirtiliyor. Türkiye’nin üyeliğine karşıt gruplar ile ilgili olarak CHP AB Temsilcisi Kader Sevinç; Karşıt olan Fransız ve Alman görüşünün Avrupa’nın bir barış projesi olması anlayışı ile uyuşmadığını, her iki kesimin de AB’yi Hristiyan bir birlik olarak tanımladığını, bu anlayışın bugünün dünyasında kabul edilemeyeceğini söylüyor. Uluslararası Kriz Grubu’ndan Türkiye uzmanı Sabine Freizer, Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan Fransız ve Alman bakış açısının hem AB hem Türkiye için zararlı olduğunu, bu görüşün temelinde Türkiye’nin AB’ye üyeliği hak etmediği fikrinin yattığını ifade ediyor. Freizer ayrıca “Genişleme yorgunluğu Türkiye karşıtlığını harekete geçiren etkenlerden biri, Bulgaristan’daki yolsuzluk olayları yeni ülkelere genişlemede dikkatli olunması gerektiği kanısını oluşturuyor.” Kader Sevinç reformlar konusunda “Türkiye’nin sorumluluğu reformları yapmaktır ancak 2005’ten bu yana yeterli bir motivasyon gözlemlemiyoruz” derken 2008 Avrupa Komisyonu
İlerleme Raporu’nda da Türkiye’nin beklentileri karşılayamadığı makalede yer alan bir diğer konu. LSE’den Prof Şevket Pamuk’un da görüşlerine yer verilen haberde Pamuk; bu AB için bir fırsattır, burada çatışmayı önlemelidir derken bir AB yetkilisi Türkiye başkalarını suçlamak yerine şüphecilerin haksız olduğunu kanıtlamadır diyor. Türkiye’nin uluslararası algılanışı açısından “ulus markası” konulu bir araştırmaya referans veren haberde Türkiye’nin 50 ülke arasında 36. sırada olduğunu Çin ve Rusya’nın gerisinde kaldığı belirtiliyor. CHP AB Temsilcisi Kader Sevinç “İletişim stratejisinin olmaması en temel sorundur. Türkiye şuanda belli bir konu üzerinde görüşünü yeterince iyi aktarmamıyor. Partimiz iletişime verdiği önem nedeniyle Brüksel’de bir temsilcilik açtı.” diyor. Türkiye AB arasındaki etkileşim üzerine çalışmalar yapan Antropolog Bilge Fırat ise Türkiye’nin nasıl efektif iletişim kurulacağından ve aynı zamanda ikna etmek için çabaya ihtiyaç olduğundan haberdar olmadığını, sadece CHP’nin Brüksel’de temsilciliğinin olmasının şaşırtıcı olduğunu ama Türkiye’nin yavaş yavaş iletişimi öğrendiğini söylüyor. Türkiye’nin hala bir çok konuda uluslar arası imajının iyi olmadığının ifade edildiği makalede laik sosyal demokrat muhalefet partisi CHP’nin geçen yerel seçimlerdeki etkileyici başarısının kadın haklarına daha güçlü bir vurgu yapması nedeniyle uluslar arası imajı olumlu yönde dengeleyebileceği vurgulanıyor. Türkiye’yi en çok destekleyen ülkelerden İsveç’in AB Dönem Başkanlığı’nı üstlenmesine de değinilen makalede Türkiye’nin üyeliğini Fransız Cumhurbaşkanı’na rağmen destekleyen Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’in Danimarka Başbakanı Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği konusunda aldığı tutum nedeniyle Türkiye’yi desteklemekten vazgeçtiği hatırlatılıyor.