Kızıl Sonya Dergisi Şubat 2017

Page 1

Ş U B A T

2 0 1 7

KIZI LSO NYA

Şubat 2017

1


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

KIZI LSO NYA

Şubat 2017

“ Bu bir fan dergisidir.Elçin Sangu fanları tarafından hazırlanmış amatör bir çalışmadır. Basılma,satılma v.b konular söz konusu değildir. Bütün ekip gönüllüdür. ”

IÇERIK EDITÖRLERI ● Selman ●

@SELMANESFC

Sena @kiralikaskfb ● Fatmagül

Yağmur @naranirinarana ●

@cadisicarsamba

Yağmur @omeriindefnesi ● Dilara

Özlem @rerumred

@magiarosso

● Lâl

@lovebird00000

● Sümeyye

@mrsiplikci

TASARIM EDITÖRLERI ● Ayşegül

@aysegulutas

DERGİDE KULLANILAN FOTOĞRAFLAR GLAMOUR TURKİYE / Fotoğrafçı : Emre Doğan ELELE DERGİSİ Kiralık Aşk Resmi Sayfa Fotoğrafları

2


Ş U B A T

4

2 0 1 7

Her Defne’de Biraz Elçin EDITOR:YAGMUR TWITTER:@naranirinarana

10 Başarılar Köşesi

EDITOR:sena TWITTER:@kiralikaskfb

18 Elçin As Elmyra EDITOR:OZLEM TWITTER:@rerumred

20 Cinderella Elçin EDITOR:lAL TWITTER:@lovebird00000

Sınır Tanımayan Sevgi :

26 Elçin &Elçin

EDITOR:YAGMUR TWITTER:@naranirinarana

28 Elçin Sangu ile Röportaj EDITOR:dERGi ekibi TWITTER:@kizilsonyadergi

32 Fato ile Gıybet Time EDITOR:Fatmagul TWITTER:@cadisicarsamba

39 Kadife Tenli Gökyüzü 49 Sınırsızlar

EDITOR:Yagmur TWITTER:@omeriindefnesi

EDITOR:Selman TWITTER:@selmanesfc

53 Sonsuzluğa Bir Defne Topal EDITOR:dERGi ekibi TWITTER:@kizilsonyadergi

İyiki Geçtin Dünyadan :

56 Ayberk Attila

EDITOR:lAL TWITTER:@lovebird00000

3


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

EDITOR:YAgmur TWITTER:@naranirinarana

19 Haziran 2015 ile hayatımıza deli dolu, enerjik, sakar, komik, kelimenin tam anlamıyla ‘çatlak’ olduğu kadar iyi kalpli, temiz, güzeller güzeli “Defne Topal” girdi ve evimizin en baş köşesine, sanki hep hayatımızda olan biriymiş gibi oturdu. O kadar hızlı sevdirdi ki kendini bize o şaşkın halleri ve doğallığı ile... Antika sandıklarında saklanmış gibi Dünya’nın bütün kötülüklerinden habersiz olan karakterinin samimiyeti ve iyi kalpliliği, doğallığından gelen enerjisiyle birleşince sevmek için çabalamamıza hiç gerek kalmadan hayran hayran izlemeye başladık. Sadece bu mu yani, harika yazılmış bir karakter olduğu için mi sevdik? Tabiki hayır. Elçin Sangu karaktere o kadar güzel can verdi ki hiçbir hareketi sırıtmadı. Mimiklerini o kadar iyi kullanıyordu ve karakterin ruhuna o kadar iyi giriyordu ki bir an için dizi izlediğini unutup gerçekten yaşanan bir şeyi izliyor gibi hissediyordu insan. Defne karakterini bu şekilde değerlendirdikten sonra büyük resme bakınca bizi şaşırtan bir gerçekle karşılaşıyoruz: Elçin ile birçok yönden benziyor bu karakter. Ben de yazımda bu konunun biraz derinliklerine inerek Elçin’in de röportajlarından alıntılarla Defne Topal vs Elçin Sangu benzerliğine değinmek istedim. Keyifli okumalar :)

4


Ş U B A T

2 0 1 7

Biraz klişe gelebilir ama “Sanat ruhun gıdasıdır”. Hayatta, yaptığı her işte başarılı olabilir bir insan ama sanat ile beslenmemiş bir ruhta, bedende bir şeyler eksiktir. Sanatın her bir dalı hayatın renkli yanlarını oluşturur bir bakıma ve ne kadar fazlasıyla ilgilenilirse o kadar renklenir, güzeleşir hayat. Bu durumda Elçin’in gökkuşağı gibi bir hayatı var. Sanatın birçok alanıyla ilgileniyor ve hepsini de en iyi şekilde gerçekleştiriyor. Daha çok küçük yaşlarda akordeon çalarak başlıyor sanata ilgisi. Daha sonra piyanoyla devam ediyor. Piyano çalışını hiç duymadık ama umarım bir gün duyarız. Mükemmel olduğundan hiç şüphe duymayarak çok merak ediyorum. Opera eğitiminin ardından geliştirdiği sesi ise ısrarla albüm çıkarmasını istememizin hakkını verecek kadar güzel. Gördük, duyduk, onayladık. Elçin “Yeter mi? Yetmez.” diyor adeta ve bir de tiyatroda oynamaya başlayarak yeteneğine yetenek, sanatına sanat katıyor. Belki sanatın daha nice alanları ile ilgileniyordur ama bizim bildiğimiz kadarıyla bu kadar ve hayran olmamıza fazlasıyla yetiyor. Aynı şekilde Defne de çizim yeteneği ile sanatseverler arasında yerini alıyor. Ona doğuştan gelen bu yetenek çok az bir yardım ile onu zirveye çıkarıp zaten renkli olan hayatına bir renk daha katıyor.

Kalbinden sevgi taşan, gözbebekleri pırıl pırıl parlayan, pozitif ruhu bedenine sığmayan insanlar vardır. O dinamik, enerjik halleriyle bulundukları ortamlarda kocaman gülümsemelere sebep olurlar. Lunaparktaki bir çocuk heyecanıyla açarlar her yeni güne gözlerini. Defne’nin o cıvıl cıvıl halleri, ailenin yerinde duramayan afacan ruhlu, haylaz kızı tavrından da açıkca aldığımız o enerji, Elçin’de de ne bir eksik ne bir fazla. Çok yoğun iş temposunda olmasına rağmen o neşeli ve kıpır kıpır halini esirgemiyor kimselerden. Ruhu hep çiçek açan bir insan olmak onun gülüşüne çokça yakışıyor zaten... Defne ile bu yönden de benzerliğinin farkında Elçin. Ne zaman Defne sorulsa bu yönünü vurguluyor sürekli. Bir örnek vermek gerekirse: “Normal hayatımda da çok eğlenen, gülen, gülmekten zevk alan bir insan olduğum için biraz evet yani böyle bir insanım. Çok eğleniyorum, çok gülüyorum, sürekli gülmek istiyorum ve karakterimle bu birebir örtüşüyor.” diyor. Sen hep gül Elço’ciğim, çünkü gülmek en çok sana yakışıyor! 5


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Bazı insanların kalabalık bir çevresi bazılarının da yalnızca çok yakınları vardır ama kalabalıklar içinde yalnız olanlardansa küçük dünyasında mutlu olanlar çok daha şanslıdır. Elçin de işte 2. kategorideki insanlardan. Bunu görmek çok zor değil ama kendisi de şu sözlerle dile getirmişti: “Çok fazla etrafım yoktur benim; ailem, birkaç arkadaşım, dostum, eşim falan vardır”. Onu sürekli birkaç yakın arkadaşı veya ailesi ile birlikte görebilirsiniz. Bu noktada özellikle ailesine olan düşkünlüğü beni çok etkiliyor. Annesi ile olan bağından zaten bahsetmeme gerek yok ama akrabaları ile de yakın olması çok güzel bir şey. Hani memlekete istemeyerek gidenlerden değil de severek gidip, orada çok mutlu olup, üstüne üstlük tam olarak bizden biri gibi görünüyor ya orada, işte o haline (aslında her haline) bayılıyor, sıkı sıkı sarılmak istiyorum. Defne’nin de hakkını yemeyelim. O da ailesine çok düşkün, her şeyin üstünde tutuyor onları. Genç yaşında ideallerini bırakıp ailesi için çalışmaya başlıyor, abisi için kendi hayatını feda ediyor ve daha birçok şey yapıyor onlar için. Arkadaş olarak da şirkette yeni dostlar edinmeyi tercih etmeyip fazlasıyla mutlu olduğu Nihan ve İso ile geçiriyor tüm vaktini.

“Hayvanları sevmeyen insanları nasıl sevsin?” derler ya, çok katılıyorum bu söze. Hayvan sevgisi merhamet gerektirir. Anlayışlı ve daha yumuşak kalpli olmayı gerektirir ve Defne’de de Elçin’de de fazlasıyla mevcut bu sevgiden. Sinan’ın köpeğini gördüğünde “Aiiiyyy sizin köpeğiniz varmıış” diyerek heyecanlanan, koşup hemen seven Defne, kendi köpeklerine olan sevgisini fazlasıyla gördüğümüz Elçin... Köpeklerine kalbindeki merhametle sıcacık bir yuva oluyor, onlara sarılıyor, öpüyor, huzurlu uykulara dalıyor onlarla. En saf sevgilerle köpeklerine de bolca huzur veriyor. Hatta o kadar güzel seviyor ki onların yerinde olmak vardı bile diyoruz :’).

6


Ş U B A T

2 0 1 7

Defne de Elçin de genel olarak rahat kıyafetler giymeyi tercih ediyorlar. Öyle bi giydiğini bir daha giymeyen, gardırobun önünde saatlerini harcayan kişilerden değiller. Neyin içinde rahatlarsa onu giyiyorlar. Şık olmaları gereken durumlarda ise kimse onların eline su dökemiyor. Bulundukları ortamın en büyüleyici güzeli olmayı başarıyorlar her zaman. Bir de ayakkabı tutkuları var. Dizinin ilk bölümlerinde topuklu ayakkabının varlığından bile bihaber olan Defne zamanla tam bir ayakkabı tutkunu oluyor ve birçok kadın gibi zaman zaman en büyük aşkı o ayakkabılar oluyor. Elçin’in “Smart casual giyiniyorum, rahat ve şık ayakkabı tercih ediyorum. Rahatına düşkün olan ben, çok güzel bir topuklu ayakkabı görürsem ayağım kopsa da dayanamaz giyerim, söylenir ama giyerim.” sözleri de Defne ile bu konuda da ne kadar benzediklerini kanıtlar nitelikte.

“Ölümle yaşamı ayıran çizgi Siyahla beyazı ayıramaz ki Her yolun sonunda ölüm olsa da Sevenleri kimse ayıramaz ki!” diyor Defne, aynı şekilde Elçin de “İyi ki siyah&beyaz” diyerek ifade ediyor Beşiktaş sevgisini. Sadece sözlerinde değil davranışlarında da görüyoruz bu aşkı. İso’yu gaza getirmek için büyük bir coşkuyla Beşiktaş Marşı’nı söyleyen, Ömer’le maç izlemeye gittiğinde kendisini kasarak sakince izlemek yerine bütün doğallığıyla ve coşkusuyla izleyen Defne ne ise bütün fanatikliğini ortaya koyup gidebildiği bütün maçlara giden, Beşiktaş’ı sonuna kadar destekleyen bir Elçin var... Siyahla beyaz nasıl ayrılamazsa Beşiktaş’la da hem Elçin hem de Defne ayrılamaz, öyle bir sevgi, öyle bir bağ...

7


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Hiçbir başarı tesadüf değildir. Bir işte başarılı olmak çalışmaya, sabırlı olmaya bağlıdır. Çalışan insan da idealleri, hayalleri olan insandır. Hayallerine tutunan Defne’nin bölümler ilerledikçe işkolik yanının ortaya çıktığını gördük. Asistanlığa hiç bilmeden başlayıp birden ‘şimdiye kadarki en iyi asistan’ konumuna yükselmesi, çizim yapmaya başlar başlamaz en iyi çizimleri yapıp bu işin dehası olan Ömer’e kafa tutabilecek kadar iyi bir noktaya gelmesi ve yepyeni bir işe başladığında bile en kısa zamanda kriz anlarını büyük bir serinkanlılıkla çözecek durumda olmasının yeterli kanıt olduğunu düşünüyorum. Peki ya Elçin bu konuda nasıl? Sanırım pek fazla söze gerek yok, geçtiğimiz yıl boyunca aldığı ödülleri göstermek yeterli. Ama yine de bahsetmek istiyorum. Elçin’i eski dizilerinden itibaren izleyince oyunculuğunu nasıl günden güne geliştirerek ilerleyip zirveye ulaştığını görebiliriz. Gün geçtikçe artan dizileri, reklamları, dergi çekimleri de başarısının kanıtı zaten. Bu çalışma aşkı ve işine olan bağlılığıyla devam ettikçe ileride çok çok daha iyi yerlere geleceğinden hiç şüphem yok Kızıl Sonya’mızın!

Bu da ortak yön olarak konulur mu demeyin, konuluyor. Elçin’in röportajlarında en sevdiği yemek sorusuna makarna cevabını vermesi ve dizide de Defne’yi özellikle Ömer’leyken sürekli makarna yerken görmek beni buna zorladı. Evet makarna genellikle sevilen bir yemek ama daha çok öğrenci yemeği olduğu için garip geliyor bu cevap insana. Çünkü genelde öğrencilik hayatında insanın makarna yemekten midesi hamurlaşınca hayatının geri kalanında bir daha yemek istemiyor. Ama işte makarnanın da ayrı bir sevdası varsa demek... Bu kadar sevmesi çok hoşuma gitti. Geçenlerde 1001, evet tam olarak 1001 farklı makarna tarifi olan bir yemek kitabı gördüm, en kısa zamanda Elçin’e hediye etmek planlarım arasında.

8


Ş U B A T

2 0 1 7

Kiralık Aşk 67.Bölüm 9


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

EDITOR:sena TWITTER:@kiralikaskfb

Binbir emekle geçer insan ömrü. Her insan, her yeni güne bambaşka hayallerle uyanır. Hayallerine bağlanır, sıkı sıkı sarılır. Sonrasında o hayallere karşı kocaman bir mücadele başlar kalplerde. Büyük umutları yanımıza alıp emin adımlarla koşar gibi yürürüz hedeflerimize. Eğitiriz kendimizi, büyütürüz. Hedeflerimize ulaşmak için elimizden ne gelirse yaparız. Ve onlara ulaştığımızda büyük bir gururla, güçlenmiş bir ruhla yeni umutlara açılırız… Elçin Sangu ekranlarımıza kızıl bir melek olarak giriş yaptığından beri adım adım yükseliyor ve güçleniyor. Başlarda yeni gördüğümüz, alışmaya çalıştığımız bir yüzken, şimdilerde evlerimizden biri... Her can verdiği karakteriyle gönüllerin birincisi olan Elçin Sangu, yıllar geçtikçe hem duruşundan ve asaletinden şaşmıyor hem de başarı ivmesini gittikçe arttırıyor. Azim ve kararla çalışmaktan bir an olsun vazgeçmiyor. Hayatımıza girdiğinden beri haklı başarısını da sevenleri ödüllerle taçlandırıyor. @omeriindefnesi

10


Ş U B A T

2 0 1 7

Ödüller:

Elçin Sangu başarısını 2015 yılından itibaren aday olup kazandığı tüm ödüller ile taçlandırdı ve taçlandırmaya da devam ediyor. 2015 yılında ilk defa “Cypaparazzi” tarafından “En İyi Çıkış Yapan Kadın Oyuncu” kategorisinde aday olup, ödülü kazandı. Aynı sene de Kiralık Aşk dizisinde başrolünü paylaştığı Barış Arduç ile 42. Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde ilk defa verilen “En İyi Dizi Çifti” ödülünü kazandılar. 2015 yılında dört kez aday olup üç kez ödül sahibi oldu. 2016’nın başında Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından “En Beğenilen Kadın Dizi Oyuncu” ödülünün sahibi oldu. Yine aynı senede 43. Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde “En İyi Kadın Oyuncu” kategorisinde aday olup ikinci Altın Kelebek ödülünün sahibi oldu. Aynı zamanda rol aldığı Kiralık Aşk dizisi ekibiyle birlikte ‘’En İyi Komedi Dizisi’’ kategorisinde ödül aldı. Aday olduğu on dokuz ödülün on üçünün sahibi oldu ve 2016 senesinde de büyük bir başarıya imza attı. Önümüzdeki senelerde daha nice ödüllere sahip olacağına gönülden inanıyoruz! 11


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Diziler:

12

“Orjinal kızıl, piyano çalmayı bilen, şarkı söyleyebilen kızıl saçlı bir kız aranıyor...” İşte bu brief Elçin Sangu’nun “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” ile dizi hayatına giriş yapmasını sağladı. Jale karakteriyle bu dizide yer almaktan çok memnun olduğunu sürekli dile getiren Sangu, bu işle birlikte çok güzel bir başarıya imza attı. 2012’ten 2013’e kadar “Aşk Kaç Beden Giyer” adlı dizide Koray Erkök ile başrolü paylaştılar. İlk defa başrolde yer aldığı bu dizide Nehir karakterini canlandırdı. Daha sonra üst üste iki sene iki dizide yardımcı oyuncu olarak yer aldı. İlk olarak 2013’ten 2014’e kadar “Bir Aşk Hikayesi” adlı dizide Eda karakterine can verirken, daha sonra 2014’te “Kurt Seyit ve Şura”da Güzide rolüyle Ushan Çakır ile beraber yer aldı. Başrol olarak yer aldığı ikinci dizisi “Sevdam Alabora”da Zeynep karekterini canlandırdı. Başrolü Kadir Doğulu ile paylaştığı dizi dört bölümün ardında 2015 yılında ekranlara veda etti. Aynı sene içerisinde başarısına çok büyük katkıda bulunan Kiralık Aşk dizisine Defne Topal karekteriyle dahil olmasıyla başrol olduğu üçüncü yapıma imza atmış oldu. Başrolü ise Ömer karekterini oynayan Barış Arduç ile paylaştı. Elçin Sangu iki sezon boyunca seyircinin çok sevdiği bir karekteri çok başarılı bir şekilde canlandırdı. Seyirciyi ekrana bağlayan bir yandan sakar, atarlı ve tatlı Defne varken, diğer yandan ona aşkıyla ve sevgisiyle eşlik edip tüm bu özelliklerini ortaya çıkaran bir Ömer İplikçi vardı. 2015 ve 2016, Kiralık Aşk ile birlikte başarısını çok daha geniş kitlelere göstererek gündemden düşmeyen Elçin Sangu’nun seneleri oldu diyebilirim.


Ş U B A T

2 0 1 7

Sosyal Medya: Elçin Sangu’nun 2015 yılında sosyal medya hesaplarına baktığımızdan Kiralık Aşk’tan önce ve sonra olan büyük farkı kolaylıkla görebiliriz. Diziden önce Twitter hesabını yalnızca 15.3 bin kişi takip ediyorken dizi süresince kazandığı ödüller, rol aldığı reklam filmleri, dergi çekimleri gibi kariyerini güçlendiren, başarısının ve tanınırlığının daha büyük kitlelere ulaşmasını sağlayan faktörlerle 311 bin takipçiye ulaştı. Aynı şekilde İnstagram hesabındaki takipçi sayısı başlangıçta 50 binken şimdilerde 3.9 milyona ulaştı.

Ayrıca başarısıyla büyük ses getirip gündemden düşmeyen Elçin Sangu Aralık 2015’te ilk defa Somera analizlerine göre “Sosyal TV’nin En Popüler Kadın Oyuncular” listesinde 5. sırada yer aldı. 2016 yılında ise 1./2. veya 3. sırada yer alıp 2017 yılına 1. sırada başladı. Yine Somera analizlerine göre sosyal medyada 2016’da Elçin Sangu 2.048.632 ileti ile ikinci sırada “Yılın En Çok Konuşulan Kadın Oyuncusu” oldu. 13


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Dergi Çekimleri:

Elçin Sangu Mayıs 2014 Kurt Seyit ve Şura dizi döneminde eski seneleri anımsatan çekimler ve güzel bir röportajla Instyle dergisinde yer aldı.

Bir sene sonra Kiralık Aşk dizi sürecinde Elele dergisinin kapağı oldu. Çekimler güzel, açık bir havada country stilinde yapıldı. Elele’nin Eylül sayısı Elçin Sangu’nun büyüleyici kızıllığına büründü.

Aynı sene Kiralık Aşk’ta başrolü paylaştığı Barış Arduç ile Çırağan Sarayı’nda güzel bir çekim yapıldı ve IstanbulLife dergisinin Aralık sayısının kapağında yer aldılar.

14


Ş U B A T

2 0 1 7

Daha sonra Elçin Sangu 2016 Mart ayında Glamour dergisinin kapağında yer aldı. Pembeler içinde şirin pozlar verip seneye güzel bir başlangıç yaptı (Hatta kendimce en beğendiğim dergi çekimi de diyebilirim :) ).

Seneyi Aralık ayında Instyle dergisinde kapak olup verdiği seksi pozlarla kapattı. Bu sayıda daha karanlık ve daha seksi bir konsept ile kameraların karşısına geçti ve çok da başarılı olarak seneyi zirvede bitirdi.

15


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Reklamlar:

Elçin Sangu’nun ilk reklam filmi 2012’de Nescafe ile oldu. Sarp Apak ve Öner Erkan ile yer aldı bu reklam filminde. Daha sonra 2015’te Barış Arduç ile beraber Defne ve Ömer karakterleri olarak kısa bir Coca Cola reklamında yer aldılar. 2016 yılında Boyner’in ve Elidor’un marka yüzü oldu. Boyner reklamını güzel sesiyle süslendiren Elçin Sangu, YouTube’da 2.528.584 kez izlenmeye ulaştı bu reklamla. Güzel saçlarını ön plana çıkaran Elidor reklamlarıyla adeta kızıl bir fırtına gibi esti. Aynı zamanda Kiralık Aşk’ın içinde yayınlanan mini reklamda atarlı Defne karekterinin “#altüstolmayızbiz” sloganıyla tatlı Defne’ye dönüşmesini izledik Elidor sayesinde.

16


Ş U B A T

2 0 1 7

Müzik klipleri:

Toygar Işıklı’nın 2015’te çıkardığı “Söz Olur” klibinde yer alan Elçin Sangu ilk defa bu kadar ses getiren bir şarkının klibinde yer aldı. Eski dönemleri anımsatan bir konseptle çekilen bu profesyonel reklam filmine uzun saçları ve büyüleyici güzelliği ile kızıllığını katmış oldu.

17


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

El

çaisn myra

18


Åž U B A T

2 0 1 7

EDITOR:ozlem TWITTER:@rerumred

19


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

EDITOR: LAL TWITTER:@lovebird00000

20


Ş U B A T

2 0 1 7

Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak mı uzak diyarları birinde Sindirellelçin adında güzeller güzeli,pamuk gibi, alev alev saçları,ahu gözlü kızıl bir kız babası ile birlikte yaşarmış. Annesi uzun zaman önce kaybedince babası ile birlikte birbirlerine sığınmışlar,kol kanat olmuşlar. Ancak Sindirellelçin’in babası bir gün yeniden evlenince bu güzeller güzeli kızın hayatı tamamen değişmiş.Babasının evlendiği kadın iki tane kızı ile birlikte onların evine yerleşmiş. Babasının yeni eşi ve dolayısıyla Sindirellelçin’in üvey annesi eve yerleşirken Sindirellelçin’i görünce güzelliği karşısında şok olmuş. Hem şok olmuş hem de çok kıskanmış. Kıskanmış çünkü üvey annenin iki kızı varmış ve iki kızı da Sindirellelçin karşısında hiç güzel değilmiş. İkisi de hem çok itici hem de çok görgüsüz kızlarmış. Fakat Sindirellelçin pamuk gibi cildi, upuzun kızıl saçları, incecik vücudu ve zarif davranışları ile hem üvey annenin hem de kızların kıskançlık krizlerine girmesine sebep olacak kadar şahane bir kızmış. Günlerden bir gün üvey annesi her zamanki gibi Sindirellelçin’in varlığından rahatsız olup,bağırmaya başlamış:

-Sindirellelçin, bundan böyle sen yukarıda tavan arasında yaşayacaksın. Ev işlerinin hepsini sen yapacaksın. Bu güzel kıyafetlerle evde dolaşmanı istemiyorum. Hizmetçinin giydiği eski ve yırtık kıyafetlerden giyeceksin. Bulaşıkları ve çamaşırları yıkayacak, ben izin vermeden de hiçbir şey yapmayacaksın.

Sindirellelçin ne diyeceğini bilememiş. Babasına söylemek istemiş fakat babası iş seyahatine çıkmış ve en az birkaç ay yanında olamayacakmış. Çaresizce söylenenleri yapmak zorunda kalmış. Odasındaki bütün eşyalarını toplayıp tavan arasına yerleşmiş.Sindirellelçin o günden sonra evin bütün işlerini tek başına yapmaya başlamış. Çok yoruluyormuş ama ne üvey annesi ne de kız kardeşleri onun bu haline acıyorlarmış. Üçü de sadece rahatlarına düşkünlermiş, bütün gün yatıyor ve Sindirellelçin’e hizmetçi muamelesi yapıyorlarmış. Bir gün küstah ve şımarık üvey kardeşler Sindirellelçin’in yanına gelmiş:

- Hey, senin adın Sindirellelçin falan değil artık. Bundan sonra senin adın Külkedisi olsun. Aynı bir kedi gibi bütün gece sobanın yanındaki küllerin içinde uyuyorsun” demişler ve gülüşmeye başlamışlar.

Sindirellelçin’in kalbi çok kırılmış ise de gözyaşlarını saklayarak işini yapmaya devam etmiş. Oysa Sindirellelçin tavan arası çok soğuk olduğu için geceleri gizlice sobanın yanına kıvrılıp orada uyuyormuş. Üvey kız kardeşleri de bu durumla dalga geçip ona ‘külkedisi’ diye takma isim takmışlar. 21


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Günler bu şekilde geçip giderken bir gün kasabanın meydanında bir duyuru okunmuş. Bu duyuru saraydan gelen bir duyuruymuş. Genç ve yakışıklı prens ülkedeki tüm genç ve bekâr bayanların katılacağı büyük bir balo düzenleyecekmiş. İki üvey kız kardeş bu haberi duydukları andan itibaren büyük bir coşkuyla hazırlık yapmaya başlamışlar. Üvey anne de en az onlar kadar heyecanlıymış: - Kızlarım benim, en güzel kıyafeti ve en güzel ayakkabıyı bulmamız gerek. Prens mutlaka ikinizden birini seçmeli. Böylelikle hepimiz sarayda şahane bir şekilde yaşamaya başlarız.

Kızlar da annelerine katılıyormuş. Haftalarca süren hazırlıklar sonunda bedenlerine uygun birer elbise diktirmişler. Her gün aynanın karşısına geçip kıyafetlerini deniyor ve ‘en güzel biz olacağız’ diye kendi kendilerini övüyorlarmış. Günler haftaları kovalamış derken balo günü gelmiş, çatmış. Sabah erkenden kalkan üvey kardeşler hemen Külkedisi’ni çağırmışlar: - Külkedisiiii! Külkedisii! Ay neredesin sen sabahtan beri? Bugün büyük gün, hazırlanmamız lazım. Hadi bize banyoyu hazırla hemen.’

Külkedisi o gün üvey kardeşlerinin etrafında pervane olmuş,her şeyleriyle ilgilenmiş. Onu getir bunu götür derken saatler geçmiş ve üvey kardeşleri sonunda hazır hale gelmiş. Üvey anne iki tane kızını alarak saraya doğru yola çıkmış. Külkedisi ise arkalarından bakakalmış.Kendini çok yalnız ve kalbi kırık hissetmiş. Evde tek başına kalan Külkedisi ağlamaya başlamış. ‘Neden ben de saraya gidemiyorum,ben de o baloya katılması gereken genç kızlardan biriyim aslında’ diye geçirmiş içinden.

22


Ş U B A T

2 0 1 7

Gözlerinden usul usul damlalar süzüldüğü sırada bir ışık bir parıltı belirmiş evin içinde. Külkedisi ne olduğunu anlayamamış önce. Işığa doğru bakakalmış. Yavaşça ve ürkek adımlarla ışığa doğru yaklaşmış. Öylesine parlak ve kocaman bir ışıkmış ki Külkedisi yaklaştıkça gözleri kamaşıyormuş. Ve sonunda ışığın içinden güzeller güzeli bir peri çıkmış. Peri: ‘ Güzeller güzeli Sindirellelçin. Lütfen ağlama.’ demiş ve gözyaşlarını silerken eklemiş. ‘Sen de saraydaki davete gideceksin’.

Külkedisi tüm bu yaşadıklarının şokuyla gözlerine inanamıyormuş. Kendine gelince gerçekleri hatırlamış. Üvey kardeşleri haftalar öncesinden hazırlanmışlardı bu davete oysa Sindirellelçin’in giyebilecek güzel bir elbisesi dahi yoktu. Buruk sesiyle Külkedisi: -Nasıl gideceğim ki peri kızı? Baksana şu üzerimdekilere! demiş. Peri kızı bu şaşkın ve güzel kız karşısında gülümsemiş,yavaşça Külkedisinin kulağına eğilmiş.

Peri: ‘ Benim burada olmamın sebebi de bu zaten. Hadi şimdi bana bir tane balkabağı getir. Bir de 6 tane fare ile bir tane kedi.’

Külkedisi peri kızın neden bunları istediğini anlamamış ama içinden bir ses onu dinlemesi gerektiğini söylediği için soru sormadan denilenleri yapmış. Tüm istediklerini peri kızın önüne getirmiş. Peri kız elindeki asa ile her şeye dokunmuş ve o da ne?! Balkabağı koskocaman,ışıl ışıl,insanın gözlerini kamaştıran bir faytona, altı tane fare altı tane güzel ata, kedi ise faytonu kullanan arabacıya dönüşmüş. Külkedisi şaşkınlıkla peri kızına bakarken peri kızı gülümsemiş ve bir anda elindeki asa ile ona da dokunmuş ve Külkedisi kendisini bembeyaz bir ışığın içinde bulmuş gözlerini kapatmış.. Gözlerini açtığında üzerindeki yırtık elbise muhteşem masmavi bir balo elbisesine, terlikleri ise camdan yapılmış parıl parıl parlayan bir ayakkabıya dönüşmüş. Külkedisi o anda şehrin gördüğü en güzel kız olmuş.

23


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Peri gülümseyerek Külkedisi’ne dönmüş: Peri: ‘Evet güzel kız. Şimdi baloya gitme zamanı. Ama şunu sakın unutma. Saat 12 olduğunda mutlaka evde olmalısın. Çünkü saat 12 de her şey eski haline geri dönecek.’ Külkedisi o kadar mutluymuş ki gerçek olduğuna inanamamış. Peri kızının söylediklerini dinlemiş ve faytona binip hızlıca, heyecan içerisinde saraya doğru yola çıkmış.Külkedisi saraya geldiğinde balo daha yeni başlamış. Balonun yapıldığı salondan içeri giren Külkedisi’ni gören herkes adeta büyülenmiş. Külkedisi o kadar güzel gözüküyormuş ki… Salondaki herkes o anda nefesleri kesilmiş bir şekilde Sindirella’ya bakıyormuş. Üvey anne kızları ile birlikte Sindirellelçin’i görmüş ve güzelliği karşısında dilleri tutulmuş. Fakat tam da o sırada yakışıklı prens Külkedisi’ni merdivenlerden inerken görmüş ve daha ilk görüşte âşık olmuş,adeta büyülenmiş. Sindirellelçin mucize gibiymiş. Prens hayran gözlerle Sindirellelçin’in elinden tutmuş ve bütün gece ellerini bırakmadan,gözlerini bir an dahi ayırmadan sürekli onunla ilgilenmiş,dans etmiş.Saat 12’ye yaklaştığında Külkedisi’nin aklına peri kızın söyledikleri gelmiş. Aslında o kadar mutlu ve huzurluymuş ki hiç gitmek istemiyormuş. Ama her şeyin eski haline döneceğini düşünmüş ve panikle prensin elini bırakıp koşmaya başlamış. Prens arkasından bağırıyormuş: Prens: ‘Güzel hanımefendi nereye gidiyorsunuz? Lütfen isminizi bağışlayın.’ Külkedisi: ‘Üzgünüm prensim. Gitmek zorundayım.’ Külkedisi var gücüyle koşmaya başlamış. Koşarken ayakkabısının biri ayağından çıkmış fakat geri dönüp alacak vakti bile yokmuş. Biraz uzaklaştığında saat 12’yi vurmuş ve üzerindeki her şey eski haline dönmüş.Prens sarayın dış tarafında az önceki güzel kızı ararken yerde parlayan ayakkabıyı fark etmiş. Eline aldığında ayakkabının bu gece dans ettiği kızın ayakkabısı olduğunu anlamış. ‘Bu ayakkabının sahibini mutlaka bulmam lazım’ diyerek tüm yardımcılarına yarından tez yok bütün ülkedeki kızlara bu ayakkabı deneteceklerini buyurmuş.Külkedisi ise soluk soluğa eve gelmiş ve hemen tavan arasına saklanmış. Bütün geceyi tekrar zihninde canlandırmış. Prens o kadar yakışıklıymış ki, Külkedisi’nin aklını başından almış,başka bir şey düşünemez olmuş. Külkedisi Prens’e âşık olmuş ama onun aşkı maalesef çaresiz bir aşkmış. Prens onu nasıl bulacakmış ki? Hem de bu kıyafetlerle nasıl tanıyacakmış? Prens ertesi günden itibaren tüm ülkeyi gezerek ayakkabının sahibini aramaya başlamış. Bıkmadan usanmadan bekâr tüm genç kızlara ayakkabıyı denetiyormuş.Fakat bir türlü ayakkabının sahibini bulamıyormuş. Her şeyden vazgeçtiği,pes ettiği anda girmediği son bir evin olduğunu farketmiş.Ve o ev Külkedisi’nin evi imiş.Bir umut en son olarak da Külkedisi’nin olduğu eve gelmiş.Eve girdiğinde iki üvey kız kardeş ayakkabının ayaklarına olması için yapmadıklarını bırakmamışlar. Fakat ayakkabı çok zarif bir ayağın ayakkabısıymış. Bu iki kızın da ayakları oldukça kabaymış, ayakkabı bir türlü girmiyormuş ayaklarına. 24


Ş U B A T

2 0 1 7

Prens tam umudu kırılmış bir şekilde evden ayrılacakken arkadan gelen bir sesle irkilmiş: Külkedisi çekingen bir şekilde: ‘Ayakkabıyı ben de deneyebilir miyim?’ demiş. Üvey anne ve iki kızı kahkahalarla gülmeye başlamışlar. Üvey anne: ‘ Külkedisi, saçmalama, gir çabuk içeri. Sen kim, o ayakkabının sahibi olmak kim?’ Prens anında susturmuş kadını. Külkedisiyle prensin bakışları daha o anda birbirlerini bulmuş. Prens,Külkedisi eski kıyafetler içinde olsa bile güzelliğini fark edebiliyormuş. Prens: ‘Güzel hanımefendi, lütfen siz de dener misiniz?’ demiş. Külkedisi ayağını uzatmış ve ayakkabı Külkedisinin ince bilekli zarif ayağına tam oturmuş. Üvey anne ve kızları şaşkınlıktan ağzı açık bir şekilde Külkedisi’ne bakıyorlarmış. Prens ise hayran bakışlarla Külkedisi’nin elinden tutmuş. Uzun zamandır aradığı,aşık olduğu kadını bulmuş ve artık hiç yanından ayrılmamasını istiyormuş. Prens: ‘Güzeller güzeli hanımefendi, lütfen benimle evlenir misiniz?’ Külkedisi Prens’in karşısında kalbi deli gibi çarparak,teklifini mutlulukla kabul etmiş. Üvey anne ve kızları hiç beklemedikleri bu durum karşısında kıskançlıktan deliye dönmüşler.Prens ise Külkedisi’ni alarak saraya doğru yola çıkmış. Saraya vardıklarında hemen düğün hazırlıklarına başlamışlar. Ve ertesi gün güzeller güzeli,iyi kalpli Sindirellelçin ve yakışıklı güzel kalpli prens dillere destan bir düğünle evlenip sonsuza dek mutlu bir prens ve prenses olmuşlar. Gökten üç elma düşmüş, üçü de Sindirellelçin gibi güzel kalpli, umut etmekten vazgeçmeyen iyi insanların olmuş. Aradan yıllar geçtikten Sindirellelçin’in adı birazcık değişikliğe uğramış “Elçin Sangu” olmuş, hatta onu çok sevenler Sindirellelçin’e “Kızıl Sonya” diyorlarmış... Unutmayın; Külkedisi bir çift ayakkabının hayatınızı değiştirebileceğinin kanıtıdır... Ve mucizeler onları hiç beklediğimiz anlarda kapınızı çalar.Hayatınız boyunca en güzel mucizelerin daima kapınızı çalması dileklerimle... “Final bölümünden bir buçuk ay önce Elçin’i kulkedisi olarak hayal ettiğim bu masal hayallerimden de güzel bi Elçinle karşıma çıktı.. Gerçekten de mucizeler hiç beklemediğimiz anlarda kapımızı çalıyor. Umut etmekten hiç vazgeçmeyenlere...” 25


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

EDITOR:YAgmur TWITTER:@naranirinarana

SINIR TANIMAYAN SEVGİNİN

i: r e l e iz c u M k ü y ü B En

Elçin gün geçtikçe daha çok hayata dokunuyor, umut oluyor, ışık oluyor. Sevenleri sadece “Seviyorum!” deyip geçmiyor çünkü; onun için, onun adına çok güzel işler yapıyor. Bunları Elçin’e bağlama sebebimiz ise onun güzel kalbinden ilham alarak yapıyor olmamız. Farkında bile olmadan bir yerlerde hiç tanımadığı insanların hayatına dokunuyor. Kiminin mutluluğu, heyecanı, örnek aldığı oluyor. Bazen de bir yerlerde yaşanan mucizelerde bir parçası oluyor. Bir gün Twitter’da bir gönderiye rastladık. Suriye’li bir anne Elçin’e olan büyük sevgisinden dolayı zorluklarla doğan ilk kız çocuğunun adını Elçin koymuştu. Görünce çok duygulandık ve mesaj atmaya karar verdik. Mesajı attım; kızını, neden kızına Elçin’in ismini verdiğini sordum. O da anlattı her şeyi. Elçin’in minik Elçin’i görmesini çok istiyordu, zaten bizim amacımız da dergide yer vererek bunu Elçin’e ulaştırmaktı. İçinden geçenleri, Elçin’e iletmek istediği şeyleri yazmasını söyledim ben de dergide yer vermek üzere. O aralar bazı aksilikler oldu, iletişimimiz koptu ama kısa bir süre önce attı yazısını kızının büyümüş hali ile birlikte. Hani derler ya “Hamileyken kime çok bakarsanız bebek ona benzer” diye, işte o an inandım bu söze. Maşallah dünyalar güzeli pamuk gibi bir bebek doğmuştu. Aynı Elçin gibi... Hikayesini okurken de gözlerim doldu, içime işledi her bir cümlesi. Gerçekten mucize bebekti minik Elçin... Defne’ye hayat verirken Elçin Sangu’nun dudaklarından dökülen “Mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.” cümlesi herhalde hiç bu kadar anlam kazanmamıştı. Saf sevginin en güzel mucizesi çok özel bir bağın elçisi olmak oldu. Bir Elçin’in varlığı diğerinde ismiyle vücut buldu bir nevi.Fotoğrafları ve yazıyı yayınlamak için tekrar izin aldıktan sonra (yanlış anlaşılma olmaması için) derledim bu yazıda. İşte sınır tanımayan sevginin mucizesi sizlerle...

26


Ş U B A T

2 0 1 7

Hello dear, when I started watching the series I was not able to watch it live on TV because I did not understand the Turkish language, so I was waiting until saturday evening to download the episode translated into Arabic. But later, and exactly after the episode 22, I was able to watch the episode live on “Star Channel” because I’m becoming a little able to understand the Turkish language.. Luckily there are many similar words between Syria and Turkey.. Two years ago and I have treatment in Da... hospitals, thanks to Allah, the problems have treatment, (I was not able to have children), after the treatment, the big event: “I am pregnant”, and this coincided with show the first episodes of Kiralik Ask, at that time I asked God to have girl.At november, I went to my doctor and the image echo showed that I am pregnant in daughter, at that moment, my joy is indescribable, I kept crying throughout that day.On the morning of April 26, the beautiful eyes saw the life..* Thanx God, I hope that Elçin reads my words and sees Elçin baby who named in her name.. Please tell Elçin that she has large fans in Syria and we love her acting. I love Elçin so so much.. May God protect (my baby Elçin and my favorite Turkish actress Elçin Sangu “Inspirational”) and protect all the children in Syria and in all the World... From SYRIA ,from me and from my angel Elçin with love.. Love Elçin Sangu in my blood forever...

Türkçe çevirisi ; Merhaba canım, diziyi izlemeye ilk başladığımda televizyondan izleyemiyordum çünkü Türkçe’yi anlamıyordum. Bu yüzden cumartesi akşamına kadar Arapça’ya çevrilmesini bekliyordum indirmek için. Fakat sonra tam olarak 22. bölümün ardından Star Tv’den izlemeye başladım çünkü Türkçe’yi biraz anlamaya başlamıştım. Şanslıyım ki Türkiye ve Suriye’de kullanılan dillerde birbirine benzeyen çok kelime var.2 yıl önce Da... Hastanesi’nde tedavi oldum. Allah’a şükürler olsun ki rahatsızlığım düzeldi, artık bebek sahibi olabilirdim. Tedaviden sonra büyük olay gerçekleşti: “Hamileydim!” ve bu haber Kiralık Aşk’ın ilk bölümleriyle rastlaştı. O an Allah’tan bir kız çocuğu istedim. Kasımda doktoruma gittim ve ultrasonda bir kızım olacağını gördüm. O an mutluluğum tarif edilemezdi, bütün gün ağlayıp durdum.26 Nisan sabahı güzel gözlerini Dünya’ya açtı, Allah’a şükürler olsun. Umarım Elçin bunu okur ve onun adını taşıyan bebek Elçin’imi görür. Lütfen Elçin’e Suriye’de çok fazla fanının olduğunu ve oyunculuğunu çok beğendiğimizi söyleyin. Elçin’i çok çok çok seviyorum. Allah bebeğim Elçin’i, “ilham veren” favori Türk kadın oyuncum Elçin’i, Suriye’deki ve bütün Dünya’daki çocukları korusun. Suriye’den, benden ve küçük melek Elçin’imden kocaman sevgilerle... Elçin Sangu’yu tüm kalbimle seviyorum, sonsuza kadar da seveceğim.

27


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

EDITOR:dergi ekibi TWITTER:@kizilsonyadergi

SANGU

ile röportaj

28


Ş U B A T

2 0 1 7

Selman: Dergiyi ilk fark edip okumaya başladığında neler hissettin? Elçin: Valla öyle bir anda okudum ki annem çok böyle yorgun ve mutsuz olduğum bir anda “Bak senin için böyle bir şey yapıyolar” deyip sizin dergiyi gösterdi (gülüyor). Ondan sonra okudukça zaten evime de yolladınız. Onların hepsi sepetimin içinde bi köşede duruyor ve gelen misafirlerim de açıp okuyor. Ben baya profesyonel buldum bu arada sizi, gerçek dergilerde böyle editörler yok öyle söyliyim. Gerçek dergi gibi. Dilara: Konu sen olunca... Elçin: Çok teşekkür ederim,çok mutlu oldum ama yani. Selman: Dergide şu ana kadar en aklında kalan, en beğendiğin yazı hangisi? Elçin: Valla nereden tespit ettiğinizi bilmediğim annemin arkadaşına ulaşmışsınız, anneme ulaşmışsınız. Onları görünce çok şaşırdım. Ondan sonra içindeki bütün yazılarda şeydi sanki gerçekten bir editör yazmış gibi. ( - Özlem’e dönerek senin Audrey’in :) )

Selman: Okuduğunuz bir kitap? Elçin: Incoggnito Selman: En sevdiğin emoji? Elçin: Şaşkın Surat “

Selman: Piyanoda en çok hangi parçaları çalmayı seviyorsun? Elçin: Eric Satie. Klasik. Selman: Bize tek bir kitap önerecek olsan ne olurdu? Elçin: Tek bir kitap önerisi biraz zor

29


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Selman: Modunun en çok düştüğü zamanlarda seni bir anda yükselten bir ritüelin var mıdır? Varsa nedir? Elçin: Genelde tamamen gülme odaklıyım ben yani gülerim, eğlenirim. O an kapansın bitsin. Selman: Şu ana kadar öğrendiklerin ve yaşadıklarından yola çıkarak birine hayatla ilgili sadece bir tavsiye verecek olsan bu ne olurdu? Elçin: Eğlenin yaa :) Selman: En sevdiğin çizgi film karakteri? Elçin: Elmyra... Hani bi tane kızıl saçlı bi kız var ya hayvanları öpücem, sıkıcam deyip iyice sıkan; o benim işte. Selman: “Bir gün mutlaka gideceğim!” dediğin bir yer var mı? Elçin: Özellikle bir yer yok, bir sürü yer var. Bütün Dünya’yı gezerim (gülüyor). Valla özellikle bir yer yok.

Selman: Twitter’da düzenlenen tag/tweet etkinliği gibi çalışmaları görüyor musun,görünce ne hissediyorsun? Elçin: Çok böyle hani özellikle “O n’olmuş tt olmuş, bi şey olmuş, n’olmuş ya?” diye haber verdikleri şeyleri görüyorum ama her şeyi görmüyorum.

Zamanını ve sevgisini bizimle paylaşan pamuk kalpli Kızıl Sonya’mıza bu röportaj ve beraberindeki çok kıymetli hatıralar için çok teşekkür ederiz. İyi ki varsın,seni çok seviyoruz!

30


Ş U B A T

2 0 1 7

Kiralık Aşk 67.Bölü m 31


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

EDITOR:FATMAGUL TWITTER:@cadisicarsamba

Değerli Kızıl Sonya okuyucuları Yılbaşı sayımızda bir farklılık yapıp birden fazla kişiyle gıybet yapacağız hazır mısınız ? Bende hazırım. O halde size konuklarımı takdim edeyim :) Dilara @angelsanguu, Özlem @karenberena, Melike @MelikeAkmador ve Selman @SELMANESFC 32


Ş U B A T

2 0 1 7

Bilmeyenler için bir hatırlatma notu bırakıyorum :) Bu arkadaşlarımız 23 Kasım 2016 tarihinde Sarıyer setine giderek Elçin için sevenleri tarafından alınan (başta akordeon olmak üzere) hediyeleri asıl sahibine verdiler. Şimdi o güne geri dönelim veee çalsın çanlar başlasın

“FATO İLE GIYBET TİME” Sete giderken yaşadığınız anormal bir şey oldu mu ? DİLARA : Elçin için hazırladığımız sarmayı takside unuttuk. Sonra 1 saat onu bulmak için uğraştık ve bulduk. ÖZLEM : Evet, taksiye binmiştik Selman’ı alıp setin olduğu sokağa birlikte gidecektik. Bagaja sarma ve akordeonu koyduk, indik, Selman akordeonu çıkardı, sarmalar takside kalmış sete gidince farkettik. Ben üzüldüm tabi indim aşağı sarmaları aramaya pür telaş sarma arıyorum, sonra önünde indiğimiz bir dükkanın kamera kayıtlarına baktılar ordan bindiğimiz taksinin plakasını bulduk aradık taksiciyi saolsun getirdi. Böyle de bi olay yaşadık Elçin’i görmeden önce... (Sarma iki boğaz turu atmadan mideye inmek istememişse demek.) MELİKE : Çok fazla anormal şey oldu aslında, hepsi heyecandan.Yanlış durakta indik önce mesela, sonra bir saat Selman’ı bulamadık. SELMAN : Settekiler özelinde bakarsak anormal bir şey yaşanmadı aslında ama bizim heyecanımızdan dolayı başımıza anormal şeyler geldi. Ben set yerine erken gittim ama Özlem, Dilara ve Melike’nin yanlış durakta inmesi nedeniyle geç gelmesi, taksideki maceraları, takside sarmanın unutulması gibi anormal şeyler yaşadık.

Orada bulunmak nasıl bir duygu ? DİLARA : Anlatılmaz, yaşanır diyeyim sana vallahi heyecanımın doruk noktalarındaydım bir an ölücem felan sandım çok çok güzel bir duyguydu. ÖZLEM : Tarif etmesi zor gerçekten. Hadi içeri girebilirsiniz Elçin sizi bekliyor deniliyor ve merdivenlerden yukarı çıkıyorsun, Elçin karşılıyor seni... O kadar güzel ki o anın özelliği, güzelliği kelimelere sığmaz. ( Ben de istiyorum görmek amin. ) MELİKE : Gerçek ama değil gibi, böyle kanlı canlı karşında duruyor ama inanamıyorsun, kalp krizine ramak kalıyor yani. SELMAN : Çok güzel ve özel bi duyguydu. Hiç görmediğim ama kalben yanımda hissettiğim, günlerimi birlikte yaşadığım insanla göz göze gelmek, konuşmak, gülmek çok güzeldi, rüya gibiydi her şey. Şapşallaştım yaa orda.

33


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Elçin’i ilk gördüğünüzde ne hissettiniz ? DİLARA : İlk görüşüm değildi ama sanki ilk kez görmüşüm gibi heyecanlı hissettim ve sanırım bu durum hiç değişmeyecek, ne kadar görürsem göreyim ilk kez görmüşüm gibi hissedeceğim. (Gördüm gördük gördünüz gördüler...) ÖZLEM : Hemen karşımızda beliriverdi, odaya girer girmez sarıldı sırayla. O an durup düşündüm bu kadar gerçek olamaz, bir yandan diğer arkadaşlarıma sarılırken diğer yandan bana bakıyor. Sıra bana gelene kadar güzel kalbiyle dokundu, aynı zamanda gözleri dolu dolu tabi. O kadar güzel bir kadın ki kalbi o kadar güzel ki insan onun yanında kendini huzurlu hissediyor.

MELİKE : O sıcacık gülümsemesini yolladı yine hepimize, ne azimliymişsiniz bir haftadır mailler dönüyor deyip gülmüştü hatırladığım kadarıyla... SELMAN : Çok mutluydu. Enerjikti ve güleryüzlüydü. Samimiyetinden utandım valla. Ha bir de onu bu kadar görmek istediğimizi öğrendiği için biraz da şaşkındı. Eee sonuçta canları gelmiş.canları gelmiş.

MELİKE : İlk gördüğümde içimden “Hey yavrum be Allah neler yaratıyor” gibi saçma bir tepki vermiştim. İlk göz göze geldiğimde kanım çekiliyormuş gibi hissettim. SELMAN : Nasıl anlatsam bilemiyorum yaa... Gördüm, ağzımdan çıkan ilk kelime “Maşallah!” oldu. Titriyordum resmen, yoğun duygular içindeydim. Hemen sarılmak istedim, saçına dokunmak istedim, hatta yanağını sıkmak istedim. ( Yanakları pamuk gibi :( Ben de hep yanacıklarını sıkmak istiyorum ama olmuyor -.- )

Peki Elçin sizi ilk gördüğünde nasıl tepki verdi? DİLARA : Ahahaha valla o kadar minnoştu ki ilk bizi görünce inanamadı yani daha önce böyle bir organizasyon yapılmamıştı, biz ilktik görünce “Ya delisiniz siz nasıl hallettiniz, kaç haftadır mailler havada uçuştu. En son bana bile geldi, valla harikasınız.” diyerek minnoş minnoş karşılayıp sarıldı. Ölsem unutmam yahu pamuk gibiydi... ÖZLEM : Heyecanlıydı, önceden geleceğimizden haberi varmış meğer. Bizi görünce çok sevindi, heyecanlandı birden sanki içi dışı bir pamuk şekeri o. Kapıda karşıladı bizi, merhaba dedi hemen böyle hoş bir sesi var kadife gibi...

34

Hediyeleri Elçin’e verince tepkisi nasıl oldu ? (Cevapları okurken gözlerimden kalp fışkırdı seni seviyorum Elçiin!! ) DİLARA : İçinde 59 kişinin yazısı bulunan renkli kağıtlara yazılmış notların olduğu kutuyu görünce bebek gibi sevindi, daha sonra açıp yazılara baktı rulo olduğunu görünce “Aaa yine rulo, harikasınız yaa!” dedi. Aklıma ilk hazırladığım hediye geldi o an duygulandım, Elçin unutmamıştı. O kadar değişik hissettim ki bu kadın gibisi yok dedim bir kez daha içimden. O kadar özel ki benim için. Ona hazırladığım bir şeyi unutmamış olması, yenilerini görünce bebek gibi sevinmesi çok çok güzeldi yaa...


Ş U B A T

ÖZLEM : Çocuk gibiydi, küçük kız çocuğu gibi o kadar mutlu oldu ki eşsiz bir duygu seli yaşandı. Her açtığı hediyede daha da, daha da mutlu oldu, gözleri zaten dolu doluydu gidene kadar ama akordeon başka, öyle dedi sarılırken. Onu güzel anılarına götürdük o dakikalarda çocukluğuna, hatıralarına indik birlikte. Akordeon fikri aklıma geldiğinde tahmin etmiştim Elçin için akordeonun yeri başka, kalbinde özel bir köşeyi ayırmış. İyi ki düşünmüşüm dedim onu öyle mutlu görünce. Sarma yaptım ona gece 03.00’te çünkü deliyim Elçin haklı biz deliyiz. Nasıl mutlu oldu görünce “Sarmaaaaaaaa” diye gözleri kocaman oldu. O mutlu olunca ben de çok mutlu oluyorum. Sonraaa çiçek... Saksı çiçeği sevdiğini biliyordum, şimdi yılbaşı çiçeği mevsimi Elçin sever dedim onun gibi narin bir çiçek :) Ben bulamadım o çiçeği, sonra grupta yazdım Ayşe hocam ilgilendi hasta olmasına rağmen çıkıp aldı çiçeği. Elçin’in çok sevdiği bir çiçekmiş meğer... “Aaa ben bu çiçeği çok seviyorum ama ismini bilmiyorum.” dedi, yılbaşı çiçeği dedim. O an o kadar güzeldi ki hiç bitmesin istedim. Ayşe hocama da teşekkür ederim, öyle güzel seviyorlar ki Elçin’i, öyle güzel seviyoruz ki... Yanında kendimizi rahat ve huzurlu hissettik, sanki arkadaş gibiydik. Kıymet biliyor, değer biliyor, o kadar eşsiz ki diyorum ya anlatmak yetmiyor onu biraz da izlemek lazım. Son olarak iyi ki Elçin diyorum. MELİKE : Şimdiii Akordeon benim en heyecanlandığım hediyeydi çünkü ilk aldığımızda, yollarda taşırken çok fazla heyecanlanmıştım. Elço görünce ne tepki verecek diye. Aklımda kalan en belirgin tepkisi kutunun içinde ne var soruları üzerine “Tahmin ettiğim şey çıkamaz değil mi?” diye sorması ve en sonunda bu bir akordeon kutusu derkenki ses tonuydu.

2 0 1 7

Daha sonra kutuyu açtığında “Oha oha, şaka mı, şaka gibi akordeon geldi.” dediği anlar az önceymiş gibi hala gözümün önünde. Gözleri doldu ve direk hepimize sarıldı, o anki ses tonu, mimikleri o kadar özeldi ki.. Bu hediyede emeği geçen herkese çok teşekkür ederim kendi adıma :) (Oha oha skdjksjd şaka mı ksdjfksj hahaha Elçin yaa...) SELMAN : Videolardan ve fotoğraflardan gördüğünüz gibi çok mutlu oldu. Elçin’in deyişiyle “Çocuk gibi şendi.’’ Özellikle onun için aldığım Beşiktaş Efendi atkısını verdiğim zamanki mutluluğunu görünce çok etkilendim. İyi ki Siyah-Beyaz iyi ki Elçin Sangu

Set ortamında dikkatinizi çeken bir şey oldu mu ? DİLARA : Valla set ortamı çok şahaneydi, özellikle Emrah (koruması) ve Ayşe ablanın (makyöz) hediyeleri verirkenki samimi yorumları çok komikti. Hele Ayşe ablanın “Elço akordeon rahmetli Ciguli’ninmiş, sana bırakmış.” demesi :)))) ÖZLEM : Çok sıcak bir ortamdı gerçekten, ilk kez gördüm biraz şaşırdım doğrusu herkes birbiriyle o kadar iyi ki, hepsi birbirinden mütevazı o dikkatimi çekti. Oyuncular, çalışanlar hepsi birbirine karşı samimi, çok iyi anlaşıyorlar buna şahit olmak güzeldi doğrusu. 35


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Sete gittikten sonra Elçin’le ilgili düşünceleriniz değişti mi ? DİLARA : Ne yalan söyleyeyim benim hiç değişmedi zaten samimiyetine hayran olduğum bir kadındı. Değişen tek şey önceden sete çok fazla ziyarete gidip rahatsız etmek istemiyodum ama şimdi böyle bir alıştım her gün sete gidip sarılmak istiyorum. Ha bir de zayıflamış ellerimle beslemek istiyorum :( ÖZLEM : Elçin hakkında düşüncelerim hep aynı hatta her defasında da şaşırtıyor beni. Elçin bu da mı var inanmıyorum bu da var diye samimi, kibar, kıymet bilen, mütevazı, daha bir çok şey var yahu bebek gibi bebek. Herkes onunla ilgileniyordu, sette setin neşesi gibi, olmazsa olmaz derler ya öyle işte.. Edalı edalı bir yürüyor önünüzden böyle kuğu misali... MELİKE : Benim de fazla değişmedi fikirlerim. Zaten ben en başta onun samimiyetine hayran olmuştum. Ama bu sefer hepsinden daha farklıydı. Gülüşü, söyledikleri, sıkı sıkı sarılması. Kısacası sevginin boyutlarını aştım artık. MELİKE : Setteki ortam sıcaktı. Mesela biz holde konuşurken Şenol hoca gelmişti, önce Elçin’e saçların çok güzel olmuş demişti sonra kollarını açmıştı Elçin sarılsın diye. Elçin de hemen sarıldı ona, çok samimiydiler beraber. Aslında belki o gün beni en çok etkileyen şeylerden birisi onların o güzel sarılmalarıydı. SELMAN : Elçin’i görmemiz en dikkat çekici şeydi. Aslında söylemedik pek ama hepimiz için dikkat çekici diğer şey Barış Arduç’un gelmesi oldu. Barış da samimi ve çok yakışıklıydı. Barış odaya girince, “Aaa Barış geldi” demem aklımdan çıkmıyor. Fotoğraf çekme isteğimizi de kırmadı çok teşekkür ederiz. Haa bir de söylemeden geçemeyeceğim dikkatimi çok çekti, set ortamı çok kirli ve düzensizdi. Sorumlulara burdan sesleniyorum az titiz, temiz olsunlar oyuncularımızın sağlığı için lütfen.

36

SELMAN : Düşüncelerim değişmedi. Ama gördükten sonra milyon-milyar kat sevgim ve saygım arttı. Yanında olduğum için, destekçisi olduğum için daha da gururlandım.

Heyecandan Elçin’e sormayı unuttuğunuz şeyler varsa buyrun dökülün :) DİLARA : Benim çok şey var söyleyemediğim çünkü çoğu zaman diğerleri hediyeleri verirken Elçin’in güzelliğine daldım, muhabbete dahil olamadım söyleceklerimi unuttum. Dökülüyorum izninizle... Öncellikle sektörde tırnaklarınla kazıyarak kendi emeklerinle geldiğin bu yerde o muazzam örnek alınası duruşunu hiç bozma. Kariyerinde çok çok güzel yerlere geleceksin ben inanıyorum, ayrıca hiçbir zaman arkanda kocaman bir ESFC ailesi ve kapı gibi Çocukların olduğunu unutma. Seni kalbimizin tüm temizliği ile seviyor, değer veriyor, destekliyor, örnek alıyoruz. Sarılırken söyledim ama yine söylicem KURBANIN OLAYIM YEMEK YE.


Ş U B A T

2 0 1 7

ÖZLEM : Çok şey var aslında ama ona en sevdiği şarkıyı sormak istemiştim o an heyecandan unuttum sorsaydım ve söyleseydi o an orda onun için okurdum parçayı. (Aslında çok utangaçtır ama konu Elçin olunca böyle oluyor.) MELİKE : Ben o an heyecandan adımı unutmuştum resmen, beynim uçuyordu o ara. Ama şimdi düşünürken bile heyecanlandım yine unuttum. Ama o ses tonu, kokusu o kadar mutluluk verici ki, tekrar aynı şansım olsa hiçbir şey yapmadan nasıl bu kadar mutluluk, huzur saçabildiğini sorardım. SELMAN : Evet heyecandan unuttuğum, zaman kısıtlı olduğu için soramadığım çok şey vardı. 1-Canlı yayınlara katılmasını isteyecek veya neden katılmadığını soracaktım. 2- Dizideki styling sıkıntısını soracaktım unuttum :D 3- Özel bir isteğim olacaktı (burada söylemek istemiyorum) ama bunu da soramadım. Daha da vardı soracaklarım ama bu 3’ü en önemlileriydi. (Meraktan geberdim bhsjdh.)

Her sayıda sorduğum soruma geldik şimdi. Elçin hakkında en çok merak ettiğiniz şey nedir ? DİLARA: En sevdiği pijamasının hangi renk olduğu. (Ben de yaa diş fırçasını bile öğrendik 7383 aydır hala öğrenemedik tü bize.) ÖZLEM : Piyano çalıyor, canlı canlı dinlemeyi o kadar çok isterdim ki belki de akordeonu... (Elektrikler kesilse de dinlesek.) MELİKE : Ben böyle totem yaptığı ya da uğurlu bir şeyi var mı onu merak ediyorum. SELMAN : Aslında öyle özel merak ettiğim bir şey yoktu. Ama bu son Altın Kelebek ödül gecesinde yaşanan tahlisizliğe üzülmesini istemiyordum. Bunu sorduk ve üzülmediğini söyledi, çok mutlu oldum.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı ? DİLARA : Benim var, dizi bittikten sonra lütfen Ay Yapım’la çalışsın, film yapsın, çok uzun süre ara vermesin dayananam. Bir de yemek yesin, yoksa üşenmem her gün sete yemek götürür ellerimle yediririm. (Elçin sakın sen bunu dinleme seni de kendi gibi panda yapmak istiyor.) ÖZLEM : Elçin çok zeki, müthiş bir zekası var yahu bi espriler yaptı ki ordaki herkesi etkisi altına aldı. Farkı işte, değişik bir aura kimsede olmayan. Ve samimiyeti... Ben böyle bir şey görmedim, bizim gibiydi, oturdu bizimle sohbet etti, bize öyle bir huzur yükledi ki anlatamam. Bu kız efsunlu mu diyemeden duramıyor insan... Onu anlatmak yetmiyor, aynı zamanda izlemek lazım. Gidin naçizane görün derim mutlaka gidin görün onu.

37


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

MELİKE : Söylemek istediğim tek bir şey var. O da hepimizin muhteşem bir kadını sevdiğimiz ve örnek aldığımız. İyi ki böyle mükemmel bir insanı tanımışız. Bir de sohbet ederken çok eğlendim, seni seviyom*. (Hayır cümleye ciddiyetle başlayıp sonunda “Seni seviyom” demen kalp ben.) *samimi geldiği için düzeltmek istemedim :) SELMAN : Elçin’e söylemek istediğim çoğu şeyi söyledim sayılır. Son sözlerim Elçin Sangu sevenlerine olsun. Gördüm, şahit oldum, sevdiğiniz kadın sevginize layık biri. Cıvıl cıvıl, güzel yüreğe sahip çok farklı bir insan. Hiçbir zaman sevdiğiniz için pişman olmayın. Yanında olun, gülmesiyle huzur bulmaya devam edin. Gelecek biz sevenleri için güzel olacak. (Özetle güneşli günler bizi bekler diyor Selman reis ama kış geldi -.-) (Benim de eklemek istediğim bir şeyler var. Bu buluşmaya ben de çok gitmek istemiştim fakat aksilikler işte gidemedim ama videoları izledikçe ve arkadaşlarım anlattıkça sanki ben de o ortamda bulunmuş gibi hissettim. Bu keyifli sohbette bana eşlik eden arkadaşlarımıza teşekkür ederim. Ha bir de hayal etmekten asla vazgeçmeyin! )

38

Gıybet adı altında yaptığımız sohbeti hiç bitirmek istemezdim ama kurallar gereği buna mecruburum. Çok güzel oldu bu sohbet her soruda farklı farklı duygular yaşadım; bir ağladım bir güldüm. Ve tabiki İyi ki Elçin Sangu!

***Üniversite sınavım yüzünden bir sonra ki sayımızdan itibaren gıybet başka bir editörümüz tarafından yazılacak. Keyifli okumalar :)


Ş U B A T

2 0 1 7

KADİFE TENLİ EDITOR: Yagmur TWITTER:@omeriindefnesi

39


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Öncelikle, geçmiş zamanı ‘’keşke’’ lerle anmadığımız, geleceğe tereddütle bakmadığımız, zamanlar diliyorum hepimize. Yeni bir yıl, yeni umutlar deriz hep. Halbuki umut hep sol yanımızda bir kucak kadar yakınımızda olmalı. Çünkü umut, imkansızlıklara bile derman olan en güçlü ilaç. Varlığına şükrettiğimiz/şükredeceğimiz ne varsa, kim varsa, saklayıp, ileriye doğru daha güçlü yürümeliyiz. Ruhumuzun en büyük ilacı sakinlik, sakin olup kalbinizin ritmine kulak verdiğinizde, her zamankinden daha huzurlu olduğunuzu göreceksiniz… Sükûnetin en güzel hali, kadife tenli gökyüzü… Bir şeyler dilerken, çıkış yolu ararken, dolan gözlerimizi saklarken ve umuda açıkken kalplerimiz, kaldırıp başımızı bir bakarız koca gökyüzüne. Orada tüm ihtişamıyla beliren yıldızlar gibi, birer birer huzur damlasın diye bekleriz. Bir de “ay” vardır, asaletinden hiç ödün vermeyen, gecenin ve göklerin incisi ay… 2016 yılını göklerin incisi ayın macera dolu serüveni olarak tanımlamamız mümkün. Fazlasıyla karmaşık ve derinden rotasıyla hepimizi sarstı geçti bu yıl. Tüm suç onun değil elbet, bizim de bir silkelenmeye ihtiyacımız vardı. Uzun uzun yolculuklar yaptı ve hayatlarımıza film tadında, ayrılıklar, kavuşmalar, ihanetler, karmaşalar bıraktı. Çoğu insanın dilsiz kemiği oldu, pot üstüne pot kırdırdı. Kimi insanın içinde ki çocuk oldu ve sabırsızlığıyla telafisi zor hatalar yaptırdı. Sonuç olarak, gezindiği ruhlar ve edindiği tecrübelerle, ‘’Süper Ay’’ olup arz-ı endam etti. Bizler de depresyon eşiğindeki ruh halimizle ‘’dükkanı kapatın, çıkalım artık’’ dediğimiz bir yılı geride bıraktık. Tüm sınavlarımızı, öfkelerimizi ve sorularımızı geçmiş yılın yorgun ruhuna teslim ettik. Şimdi yeni bir yılın, taze umutların peşine düşme vakti. Peki, durup bakınca yeni yılın ilk durağından, hangi burçlar nasıl görünüyor ?

40


Ş U B A T

2 0 1 7

KOÇ Bazı şeylerin dağılacağını bildiğin halde, tekrar tekrar topluyorsun çok sevgili Koç… Bırak dağınık kalsın, hep gözünün önünde olsun hataların, onlar sana 2016’nın en güzel armağanları. 2017’ de çiçek olup açacaklar, kalbinin cam kenarında. Gönlünün merkezi, tam bir bayram havası. Yeni yıl tüm güzellikleri, kucaklayıp sana geldi. Umudunla karşıla onu. - SAĞLIK .Yeni yılın kış ve sonbahar sezonunda, tam anlamıyla ‘’KOÇ’’ gibisin maşallah! Soğuk algınlığı da, gönül dargınlığı da yok… - AŞK .Cazibene kapılıp, senin yanında olmak isteyenlere fırsat ver. 2016’yı sence de fazla hırçın geçirmedin mi? Şimdi yapıcı olup, dağıttıklarını toplama vakti.

BOĞA ‘’Kimseden bir şey bekleme, böylece asla hayal kırıklığı yaşamazsın. ‘’ mantığıyla, yalnızlığa doğru hızla kanat çırpıyor oluşun, beni korkutuyordu ne yalan söyleyeyim. Çok şükür yeni yıl geliyor ve yalnızlıkla edindiğin tecrübe sana sonsuz bir şans sunacak. Önüne düşen hediye paketlerini fark et ve onlara sımsıkı sarıl. - SAĞLIK ‘’Terli terli su içme’’ gibi klişe bir öneriyi sana vereceğim aklıma gelmezdi ama çok hassassın biliyorsun. Yeni yılın soğuk ayların da boğazlarına dikkat et. - AŞK ‘’Dur gitme’’, ‘’ yada git git’’, ‘’aman ne yaparsan yap ya’’ tarzı iç buhranından arınıp, daha dengeli ilişkilere fırsat vereceğin günler yakındır.

41


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

YENGEÇ Yeni yılda ‘’Başkasına geleceğine, bana gelsin. Ben ağlarım ama yeter ki hayat bayram olsun. ’’ fikrinden kurtulabilmen için tüm evren seferber oldu. Sen de bir zahmet yardımcı ol onlara. İyiliğinden maraz doğdu. 2016 sana hep hüzün getirdi. Kuşkularını, endişelerini bir kenara bırakma vakti. Huzur en net haliyle, bu yıl seninle. - SAĞLIK Stresin senden çoook uzak yerlere gideceği için, yeni yılda mide ağrılarından kurtuluyorsun.Hastalıkları çağırmadığın sürece, onlar sana asla emrivaki yapmayacak. - AŞK Mantığın ve duyguların arasında bir savaş vermene gerek olmadığını fark et artık. Duyguların en güzel pusulan. Kalbini dinle çünkü o kalbe ihtiyacı olan biri çok yakında, omzuna konacak.Hislerin onun tek ilacı.

İKİZLER Sen hayatına değen her şeyin değerini biliyorsun hayatım. Elbet kendi değerini de bilmelisin. 2016’da, girdiğin savaşları ve büyük zaferlerini düşün. Düşün ki, yeni yılın tüm yıldızlarını kendine ithaf et. Yakınındaki birçok insanın hayatında, yıldız gibi parlayalı çok oldu. O insanlarla çok uzun ve mutlu yıllar seni bekliyor. - SAĞLIK Öyle böyle olan insanlara karşı tahammülün olmadığından, sinir sistemin çok yıpranmıştı. Bu yıl, her şey yoluna girdi. Gerginlik ve doğal olarak kol ve kas ağrıları yok artık. - AŞK Senin içindeki deliye, ‘’otur’’ komutu vermeden, elini uzatıp ‘’haydi dans edelim’’ diyecek çılgını bulman yakındır. Buralarda bir yerlerde, sakince bekle. 42


Ş U B A T

2 0 1 7

BAŞAK ‘’Güzel şeyler olsun, hem de hemen! ‘’ diyerek geçirdiğin koca bir yıl da en çok bekleyen sen oldun. Şimdi sabretme vakti. Sen gelmiyorlar zannederken, hayallerin bir köşede demlendi. Taze taze sana gelmeyi bekliyorlar. Yeni yılın, sabreden ve muradına eren dervişi sensin diyebiliriz. Her şey huzur dolu olacak. Hayallerinden sakın vazgeçme. - SAĞLIK Dengeli beslenebildiğin sürece gayet sağlıklı bir yıl seni bekliyor. - AŞK Mantığın ve kalbin sanki senden habersiz bir görüşme yapmışlar ve ortak karara varmışlar gibi. İnanabiliyor musun? Onlar ilk kez aynı şeyi düşünüyor. Bence bu sefer kaçışın yok. Hayallerinin beden bulmuş hali, bir adım ötende.

TERAZİ Hayat sana birden fazla kapı açmışken, kendini, bu tek kapıyı kullanmaya zorlamak biraz şov bence. Sırtındaki bıçakları çeyizine koymayacaksan eğer, onları unutma vakti geldi. İşte sana fırsat! Yeni yıl, omzuna başını yaslayabileceğin insanlar ve hatırladıkça gülümseyeceğin anlarla sana geliyor. - SAĞLIK Spor yapmak isteğiyle, yanıp tutuşan iç sesini sakın susturma. Yeni yılda yaşayacağın bel ağrıları için, muhteşem çözüm. - AŞK Tesadüfler ve aynı anda kalp ritimleri…Huzur bulduğun yerlerde, büyük sürprizler seni bekliyor.

43


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

AKREP ‘’Her şey net ve bir tane, bu yüzden bin tane tedbir almam gerek.’’ Mantığı seni o kadar yordu ve yoruyor ki. Aklına geleni, kalbinden geçeni, riskler alarak hayata geçirme zamanı. Yeni yıl cesaretine cesaret katıyor.Dene,yanıl. Tekrar dene, tekrar yanıl. 2017 sana sonsuz fırsatlar sunuyor. Bahar geldiğinde senden mutlusu olmayacak bu civarlarda. - SAĞLIK Hayatının akışına öyle güzel kapılıyorsun ki, vücudun hiç bu kadar huzurlu olmamıştı. - AŞK Aynalara bakmaya doyamayacağın bu yıl da, sana bakmaya doyamayanlar da olacak elbet.

YAY ‘’Hayat bir gün, o da bu gün.’’ Öyle değil mi? Evet bence de,sana katılıyorum.Hayatında yakaladığın hiçbir fırsatı kaçırmadığını biliyorum.Bu akışı, yeni yılda da kaybetmiyorsun.Senin kıymetini bilmeyen herkes, af dilemek için tek tek gözüne gözükücek. Gülüşlerin ve heyecanların ikiye katlanıyor bu yıl. - SAĞLIK Bol bol su içtiğinde, sanki tüm dünyan dengede kalıyor. Sıvı eksikliği sana hiç iyi gelmiyor. - AŞK Adeta bir savaşçı gibi duygularını takip etme vakti. Sen onları takip et, onları seni büyük mutluluklara ulaştırsın.

44


Ş U B A T

2 0 1 7

OĞLAK ‘’Bundan öncelerde de girdik yeni yıla. Eee ne oldu yani, sadece yaşımız değişti. ‘’ dediğini duyar gibiyim. Bu hayal kırıklıkların, seni yaşamın bir köşesine çekiyor ve kilitliyor. Onlardan yavaş yavaş kurtul ve kendini yeniliklere bırak. Yeni heyecanlar yaşamak, seni gençleştiriyor. Kendi hayatının kahramanı olma zamanı. - SAĞLIK Derinde oluşan yaralar çok takılma. Çünkü bu yıl biraz hassassın. - AŞK Herkesciklerden aşırı şefkat beklemekten vazgeçtiğin an, kendi ruhunun şefkatiyle çok özel şeyler yaşayacak ve yaşatacaksın.

KOVA Her konuda bir bahanen, her yanlışa bir iaden var onu anladık. Lakin bunların sana bir artısının olmasını istiyorsan, yanlış insanlarla muhattap olmaktan vazgeçmelisin. Hayatında küçük bir temizlik yaptıktan sonra bu yıl senin için oldukça uğurlu bir yıl olacak. Sana tavsiye verenleri kırma ve onları dinlemeye gayret et. Kim bilir belki de hayatının sırrını hiç ummadığın bir anda duyarsın… - SAĞLIK Bol bol yeşillik yemeye ne dersin? Bence sana çok faydası olacak. Hastalıklar gelmeden, önlemleri alınmalı. - AŞK Kendi kendini, stalklamaktan vazgeç artık. Yaptın ve bitti. Kötü olan her şeyi hayatından çıkarıp, yeni heyecanlara yer açman gerek. 45


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

BALIK Kalbini kırılmış hatta ufalanmış gibi hissettiğin o kötü dönem bitiyor artık. Evet sen güzel sevdin ama hep yanlış kişileri. Seni tüm kötülüklere karşı koruyacak, güçlü bir kalbin var artık. Yeni yılın sana en büyük hediyesi de bu. Ona çok iyi bak ve daima ne kadar güçlü olduğunu hatırla. Tek ihtiyacın olan bu. - SAĞLIK Yürüyüş yapmaktan kaçınmadığın sürece, enerjin hep tam, sağlığın tavan. - AŞK Hayal kırıklıklarını toplamak için bundan daha iyi bir zaman yok. Çivi çiviyi söker demiyorum tamam ama denemeye değer…

ASLAN ‘’Denginiz değilim efendim, dengesizim. ‘’ kıvamına girdin ve o şekilde adım attın yeni yıla. İyi de yaptın. Güçlü olduğunda nasıl fırtınalar estirdiğini, ama kişisine göre en tatlı meltem olduğunu dosta düşmana göstermek için oldukça iyi bir başlangıç. ‘’Delikanlı yüreklerimiz, susmak en büyük cevherimiz’’ modu seni koca bir yıl boyunca çok yıprattı. Susarak ve gözlemleyerek adeta ilmek ilmek işledin, gelecek planlarını. Şimdi zaman senin zamanın. Olmaz denilenlerin önündeki setleri, istediğinde tek bir hamleyle nasıl kaldırdığını gösterme vakti. Yeni yıl, kalbinin tam ortasında koca bir huzur topu yerleştirmiş gibi ve sen nefes aldıkça tüm ruhuna nüfus ediyor. Bolca huzur, iki melek kanadı gibi seni hayallerine götürüyor… Sezgilerinden ve hislerinin gücünden korkma.

....

46


Ş U B A T

2 0 1 7

Derin bir nefes alıp hedefine odaklan.Neyi hayal ediyorsan ve nerede olmak istiyorsan… Kısa bir sürede aklından geçenden bile daha güzeline kavuştuğunu göreceksin. Acı kotan fazlasıyla dolmadı mı? Bundan sonra önüme hangi çukur açılmış diye bakmak ne kadar doğru? Fark eder mi ? Ne çeşit çukurlar, ne büyük virajlar gördü senin ‘’ASLAN’’ yüreğin. Tüm gücünle üfledin önündeki toz duman yollara ve puf! O büyük savaşlar bitti, yenildiğin cepheleri unut, kazandığın zaferlerin gururu sana bir ömür yeter. Sadece omuzlarının değil bakışlarının da dik oluşundan, büyülenen insanlara fırsat verme vakti de geldi. Sevmekten daha çok çabalamak seni yordu son zamanlarda. Çabasız bir şeylere ihtiyacın var. Sen gözlerini kapatıp hayaller kurarken, o hayallere senden önce varmış olan ve senin yolunu gözleyen birileri elbette ki var. Umut avuç avuç serpildi bu yıl kalbine. Umuduna tutun…

Vee Aslan gibi yüreğiyle, tam bir güç, güven ve asalet timsali Elçin Sangu. Yıllar sana özünde ki büyünün, sihirli parıltılarını katarak ve hak ettiğin tüm zaferleri yaşatarak mutluluk vermeye devam etsin. Sen gülünce sadece göz bebekleri parlayan değil, yüreği de ışıl ışıl olan bir kadınsın. Masumiyetinle saçtığın ışık, binlerce insanı da aydınlatıyor en karanlık anlarda. Biz, sen olduğun sürece , yolunda aydınlanmaya devam edeceğiz tüm yeni yıllarda… Sen de o temiz kalbinden geçen hislerinde can bulan tüm hayallerinin peşinden koşmaya devam et. Sen hayal ediyorsan zaten çoktan gerçek olmaya başlamışlar demektir. Güzelliğin tüm boyutlarını tattıran bir aslan kadınına, gezegenden bolca iyi enerji düşüyor elbet ama seni seven kalplerden de dolu dolu sevgi yükseliyor güzel düşler bahçesine… Her zaman olduğun gibi dik duruşun, gururun , başarın ve güzel yüreğinle nice huzurlu, mutlu, sağlıklı ve adil günlere…

47


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Kiralık Aşk 66.Bölüm 48


Ş U B A T

2 0 1 7

Elçin Sangu

denince akla ne gelir? Mükemmeliğe dair her şeyi sıralayabilirim aslında buraya ama Elçin'i Elçin yapan sımsıcak ve huzur veren gülüşü geliyor, yani en azından bence öyle :) İşte Elçin Sangu sevenleri olarak ilk önce bu sımsıcak gülüşten ilham alıyoruz. Ve bu ilham ışığından da çeşitli yardım etkinlikleri yaptık elimizden geldiğince. Son olarak ihtiyacı olan okullara SINIRSIZLAR adlı bir grup iş birliğiyle birtakım kırtasiye malzemesi gönderdik, bu ayki yazımda buna değinmek istedim. Umarım beğenirsiniz...

49


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Kalbi güzel olan etrafına da güzellik ve iyilik yayar, Elçin’de de tam olarak bunu görmüyor muyuz zaten? Etrafımızı daha ne kadar bu iyilik ile genişletebiliriz dedik, sizlerin de destek ve yardımı ile muhteşem bir dayanışma içinde kendimizi bulduk. SINIRSIZLAR; dil, din, ırk, cinsiyet gibi hiçbir ayrım gözetmeden insanlığın evrensel değerlerinin korunmasına yönelik çalışmalar yapan bireylerin bir araya getirdiği gönüllü bir topluluktur. Aydınlık yarınlara yelken açan, rotası umuda çevrili bu ekip, kitapsız çocuk kalmasın, kütüphanesiz okul kalmasın diyerek öğrencilere kitap toplamakta, umut yaymaktadır. Ayrıca dil, din, düşünce, sanat, eğitim, edebiyat vb. alanlarda nitelikli düşünceler, projeler üretilmesini, nitelikli düşüncenin öne alınmasını ve topluma yaygınlaşmasını sağlamak amacını gütmüşlerdir. Biz Elçin Sangu sevenleri olarak böyle bir sosyal dayanışma düşüncesi içine girince SINIRSIZLAR ekibini öğrenip hemen iletişime geçtik. Çocuklara umut olmak istediğimizi, yüzlerinde bir gülümseme yaratmak istediğimizi ilettik ve canı gönülden bizlere destek oldular. Bu anlamlı işbirliğini Elçin Sangu sevenleri olarak sahiplenip gerekli dayanışmada bulunduk. Açık söylemek gerekirse kısa sürede bu kadar büyük bir destekte bulunacağımızı düşünmemiştim. Ama demek ki Elçin Sangu çevresinde güzel insanlar biriktirmiş, aşırı derecede mutlu oldum. SINIRSIZLAR işbirliğiyle yardımlarımız Siirt’teki bir ortaokula kargo yoluyla ulaştırmış olduk.

50


Ş U B A T

2 0 1 7

SINIRSIZLAR’ın kendi sosyal medya hesaplarında çocuklara ulaşan desteğimizi paylaşmasıyla çocukların mutluluklarına şahit olduk. SINIRSIZLAR ekibine ilgilerinden, yardımlarından dolayı çok teşekkür ederiz. Umarım beraber yine iş birliği içinde bulunuruz. Not: SINIRSIZLAR ülkemiz geneline umut dağıtmaya devam ediyor. Twitter’dan @SINIRSIZLAR ve instagram’dan @sinirsizlar_takimi hesabından destek olmanızı diliyorum.

Elçin sayesinde böyle bir dayanışma içinde bulunmaktan gurur ve mutluluk duyduk. Başta bu etkinliğe katılan bütün Elçin Sangu sevenlerine çok çok teşekkür ederim. Ayrıca bu dayanışmanın büyümesi için canı gönülden destek veren Müzeyyen (@mzynbzkrt35 ), Pınar ( @pindamars ) ve Özlem ( @ElaOzlmslkm ) arkadaşlarımıza gerçekten çok minnettarım. Güzel yüreklerine sağlık... Elçin Sangu ile beraber nice güzel günlerde görüşmek üzere... Saygılarla, Selman @selmanesfc

51


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Kiralık Aşk 64.Bölüm 52


Ş U B A T

2 0 1 7

Defne Topal... Bu ismi iyi hatırlayın. Yıllar geçse de hem güzel kalbi, hem enerjisi, hem de herkese örnek olan başarısı ile romantik komedilerin en eşsiz karakteri olarak hafızalardan silinmeyecek çünkü. Mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin diyerek başladığı hikayesinde zaman zaman karşılaştığı zorlukların üstesinden hayatın mucizesi, aşkın mucizesi ile gelmesini izledik. Kısacası hepimizi mucizelere inandırdı Defne... Ailesine olan bağlılığı ve içimizden biri gibi hissettiren samimiyeti ile 7’den 70’e herkesin gönlünde taht kurarak her cuma konuk oldu evlerimize. Hep çok naifti, kırılgandı bir çiçek gibi; çiçekleri de çok severdi, bulunduğu her yeri kendi gibi rengarenk çiçeklerle donatırdı. Hayvan sevgisini de es geçmemek lazım, onlara kalbinin en güzel köşesinde yer ayırtmıştı. Hayvanları sevdiği kadar insanları da severdi. Kimseyi kırmamaya, incitmemeye çalışırdı. Biraz da iyi niyetinden olsa gerek kanardı kötü kalpli insanlara bile. O kadar temiz, o kadar el değmemiş bir kalbi vardı ki hayran bırakırdı kendine. O kalbin kapılarını ise tek bir adama, hayatının aşkına, sonsuz mutluluğa açtı. En güzel anılarını paylaştı Ömer’le, gerçek mutluluğu yaşayıp kendini keşfetti biraz da, büyüdü kısaca... Bizlere de çok örnek bir çift oldular her zaman. Gerek okudukları kitaplarla, gerek sanata verdikleri değerle, gerekse dağları delecek kadar büyük aşklarına rağmen ailelerine sırt çevirmekten yana değil onların desteğiyle aşk yolunda yürümeleriyle... Defne’nin arkadaşlarına olan bağlılığı, yaşadığı her şeyi çekirdek-çay partileri eşliğinde anlatması ise alıp içimize sokma isteği uyandırırdı. Bizden biriydi çünkü. Garsonluktan lojistik müdürlüğüne yükseldiği bu hikayede azmi, çalışkanlığı ve başarısı ile hep çok güzel örnek oldu herkese. Çok isteyip çalışarak her şeyin başarılabileceğini gösterdi. Ve inanmak... Peri masallarının bile gerçeğe dönüşebileceğini kendi hikayesiyle gösterdi bizlere. Umut etmeyi unutanlara bir ışık yaktı belki de... Defne Topal karakterine bu kadar güzel hayat verip her bir özelliğinin bu kadar içimize işlemesini sağlayan Elçin Sangu’ya binbir teşekkür ve kocaman öpücükler... İyi ki Kiralık Aşk, iyi ki Elçin Sangu!

@naranirinarana 53


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Her Cuma bizi hayatın içinden alıp bambaşka bir dünyaya sürükleyen Kiralık Aşk, 69 haftanın sonunda çoğu insan için final yapmış olsa da bizim kalbimizde Defne ve Ömer’in hikayesi hala bir ağaç gibi büyüyor. Hayatımıza neşe dolu, kıpır kıpır Defne Topal, biraz da İplikçi hanımefendiyi kattığın için teşekkürler Elçin Sangu... @cadisicarsamba 69 bölümdür evimizi güzel enerjisiyle dolduran dizimiz malesef son buldu. Kiralık Aşk bana çok güzel, saf ve naif bir aşkı sundu. Defne’yi sevmemize çok büyük bir katkıda bulunan Elçin öyle bir enerji veriyordu ki karektere, insanın onu sevmemesi mümkün değildi. Kısacası “Beni büyülediniz...” diyebilirim ve bundan sonra da diziye renk katan bütün oyuncuların yolu açık olsun.Defne Topal, sana da minik kızıl Emine’yle, belki şu an doğmuş olan minik Ömer İplikçi kopyasıyla ve tabiki seni sen yapan kocanla mutlu hayatlar diliyorum! @kiralikaskfb Kızıl bir su perisinin ilaç gibi geldiği bu masala veda ettik. Sevmenin de sevilmenin de en çok yakıştığı Defne’ye yeri geldi ağlarken eşlik ettik, yeri geldi gülerken. Topuklularının üstünde tıkır tıkır koşuşu, telaşlı halleri ve olağanüstü mimikleriyle her an sarılma istediği uyandırıp sevmelere doyamadığımız şahane bir karakter yarattı Elçin Sangu. Ekranın ötesinden yanı başımıza kadar geldi. Kız kardeşimiz, dostumuz, kızımız oldu. İyi ki ! ‘lerimizin baş kahramanı, güzeller güzeli Defne, mutlu sonsuzlarda huzurla kal. @omeriindefnesi

54

1.5 yıldır güzel bir masalın içindeydik. Masalımız yarım bırakılmış olsa da mutlu sonla bitti. Başta Elçin Sangu, Barış Arduç ve senaristimiz Meriç Acemi olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim. Olmasaydı Sonumuz Böyle.. @selmanesfc


Ş U B A T

2 0 1 7

“Kendime iyi gelebilmek için artık yeni bir şeyler yapmam lazım.” dediğim dönemde karşıma çıktı Kiralık Aşk. Bir anda tutuldum, iyi ki de tutuldum, sayesinde içimin derinliklerinde saklanan başka bi ben buldum. Bu satırları da veda olarak değil, hayatımdaki en sevdiğim anı çerçeveletip yatağımın başucuna koyuyormuşum gibi kabul edelim, çünkü çok sevdiğim bir şarkıda da denildiği gibi “bu hüzünlü vedalar aslında bir yanılsamadan ibaret”. Geç bulmadım ama konu Kiralık Aşk olunca her kaybediş erken. Kendimde bazen Defne, bazen Ömer, bazen Sinan, bazen Neriman, bazen Koriş ama hep bi parça bulduğum Kiralık Aşk, çok güzel kalpli insanlar, çok kıymetli arkadaşlıklar ve çok güzel dersler, anılar kattı hayatıma. Samimi sevgimize ortak olarak emeği geçen herkese bin teşekkür! İyi ki geçtin hayatımdan Kiralık Aşk, sahi ya olmasaydın? @lovebird00000 Babam sayesinde tanıdığım bu dizi , yıllar sonra beni tv izlemeye iten Defne Topal. Bu dizi sayesinde Elçin Sangu’yu tanıdım ben ,bir sürü güzel insanı.Herşey için çok teşekkürler bu hikayeyi unutmayacağım. @aysegulutas

İplikçi kal defne Daima mutlu ol... Hikayeni izlediğimiz süre içinde çok bağlandık sana. Kimi zaman üzüldük seninle, kimi zaman güldük, bazen yerinden çıkarıyordun kalbimizi... İlk Sinan’aydı sevgin, sonra o güzel adam Ömer’e tutuldun... Güzel aşkına dahil ettin bizi. Bize de sevdirdin o güzel adamı... Kimi zaman kızdık sana, kimi zaman da bir o kadar haklı bu kız dedik; ama sen hep bizden biri oldun... Ailemizden, içimizden... Bu güzel hikayene iyi ki aldın bizi kızıl saçlı güzel kız... İyi ki tanıdık, sevdik seni. O güzel çekirdek ailenle daima mutlu kal. Çevrene hep neşe kat. Hoşçakal Defne Topal İplikçi. Seni hep seveceğiz... @mrsiplikci

55


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

EDITOR: LAL TWITTER:@lovebird00000

İyi ki geçtin dünyadan

AYBERK ATTİLA

A

pollon aslında çok iyi bir okçudur ve kendiyle övünmeyi çok sever. Bir gün kendisi gibi iyi bir okçu olan Afrodit’in oğlu genç Eros ile karşılaşır ve onun okçuluk kabiliyeti ile ilgili alaycı sözler söyler. Buna karşılık, Eros öç almak ister ve iki ok hazırlar. Biri altın suyuna batırılmıştır ve saplandığı kişiye tutku ve sonsuz aşk verecektir. Diğer ok ise saplandığı kişiyi aşk ve tutkudan tamamen uzaklaştıracaktır. Altın ok Apollon’un kalbine saplanır ve Dafni’ye umutsuzca aşık olur. Fakat ne yazık ki diğer ok Dafni’nin kalbine saplanmıştır. Dafni, Apollon’dan sürekli kaçar ve aşkını reddeder. Bir gün Dafni yine kaçarken Apollon’a yakalanır ve babası Yunan Deniz Tanrısı Peneus’dan yardım ister. Peneus, Dafni’yi Defne ağacına dönüştürür ve Dafni sonsuza dek Defne ağacı olarak kalır. Apollon ise, Defne ağacından aldığı yapraklarla kendine bir taç yapar ve bu tacı başından hiç çıkartmaz. Tüm Apollon heykellerinin başında gördüğümüz Defne yapraklarından yapılmış tacın sebebi budur.. + Ben Apollon’un Defne’si mi oluyorum şimdi? - Hayır, sen Ömer’in Defne’sisin. Aradan haftalar,aylar geçmesine rağmen okuyunca insanın yüzünde tatlı bir tebessüm bırakan bir diyalog... Binlerce hatta milyonlarca kelime arasından bazıları kalbimize,ruhumuza işlemiş. Nasıl oluyor bu? Ben kelimelerin ruhu olduğuna inanırım, o yüzden kelimelerin özenle,sevgiyle seçilmesi gerektiğini düşünürüm hep ama çok sevdiğim birinin de söylediği gibi “kelimelere ruh üflemek aslında bir sanattır.” Ayberk Attila, Ayberk abimiz... Kelimelere ruh üfleyen, insanın kalbine dokunan,huzur veren kadife sesiyle insanın kulağında yankılanan “evladım” deyişiyle, kimimizin çok önceden tanıdığı kimimizin hayatına Sadri Usta olarak girip çok kıymetli olduğu Ayberk abimiz... Gidişi bile naif insan.

56


Ş U B A T

2 0 1 7

Çok değil, ben bu satırları yazmadan sadece üç gün önce öğlen saatlerinde bir video gördüm sette bulunan bütün dizi ekibi Elçin,Sanem, Kerem,Salih’ten tut da makyözüne rejisine kadar koskocaman bir ekip “Ayberk abi seni çok seviyoruz!” deyip, el sallıyorlar. Daha ilk gördüğümde aklımdan geçen şey ne kadar güzel kalpli insanlar sevdiğimiz ve hak edenin hak ettiği sevgiyi elbet bulacağıydı. Hatta öylesine etkilendim ki madem bir aileyiz bugün birlikte olup Ayberk abiye sevgimizi,yanında olduğumuzu hissettirmeyeceksek ne zaman hissettireceğiz dedim. Ve üç gün önce akşam saatlerinde “KiralıkAşkYanında AyberkAttila” diyerek başlattığım etkinliğe hiçbir ayrım yapılmadan, saf sevgiyle öylesine bir katılım oldu ki çok kısa bir süre içinde Türkiye gündeminde yer aldık. Daha o an Ayberk abiyle güzel dileklerimizle birlikte yaptığımız bu küçük hediyeyi hem mesaj hem de gönderi olarak paylaşmıştım. Üç gün önce heyecanımızı,sevincimizi ortak olarak paylaşabilmenin mutluluğunu paylaşırken bugün böylesine büyük bir acıyı da ortak paylaşabiliyorsak müsebbibi Ayberk Attila’dır. Kalbi güzel insanların kalplerinin güzelliği gülüşlerine yansırmış o yüzdendir ki Ayberk abiye yapılan tüm vedalarda “Çok güzel gülerdi Ayberk abim.” diyorlar. Yapılan tüm vedaların da hepimiz gibi yarım kalmasının en büyük sebebi bu herhalde. Sevdik,çok sevdik... Set ekibinden birini tanımadığı halde yoldan geçerken onları izlediğini düşünüp selam veren birinin ailemizde var olduğunu bilmek öyle güzel ki. En acılı zamanlarda tuhaf bir şekilde sürekli iyi anlar geliyor ya insanın aklına Sadri Usta da bunu “Hafıza işte,böyle zamanlarda kast eder insanın canına...” demişti. Ayberk abiden bahsedince aklıma setten gelen gözlerinin içi güldüğü video geldi. “Bak işte bak, bu benim canım. Şekerim bu benim. Canımsın sen benim güzel kızım.” dediği,çok sevdiği Elçin’inin Ayberk abiye ettiği vedayı okurken içim sızladı. Vedasını okumadan birkaç saat önce Müjde’yle üzüntülerini birbirlerine sarılarak dindirmeye çalıştıkları fotoğrafı görünce hissetmiştim,hissetmiştik acısını aslında ama kelimelerin aslında içinden geçenleri anlatmaya yetmediğini, ne sevgisini ne de acısını tam olarak ifade edebilecek cümlelerin olmadığını belli edercesine “Ani vedalara hiçbir zaman alışamadım. Hep çok güzel gülerdi Ayberk abim. Huzur içinde kalsın.” dedi. Ayberk abisiyle kafa kafaya verip objektife gülümsediği kare de akıllarımızda daima kalacak, böyle iki güzel kalpli insanın gülüşleri tarihteki yerini alacak. Spartakist Vedat,Pasifist Sulhi,Baskül ailesinin gürbüz babası, kahveci Asım abi, bakkal Mehmet amca ve göz bebeğimiz,çok kıymetlimiz Sadri Usta’mız hepsini yanına aldın, beyaz atına bindin gittin Ayberk abi. Arkanda seni seven, ruh üflediğin kelimelerle hayatlarına yön veren, dünyada iyi insan olmanın ne kadar güzel ve önemli olduğunu hatırlattığın yüzlerce,binlerce insan bıraktın. İyi ki geçtin dünyadan,iyi ki geçtin hayatlarımızdan. Çok kıymetli insan,usta oyuncumuz,büyüğümüz,abimiz Ayberk Attila’ya Allah’tan rahmet, başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerine,tüm sanat camiasına sabırlar dileriz. Allah mekanını cennet etsin,huzur içinde kalsın.

57


● K I Z I L S O N YA “ELÇIN SANGU’YA DAIR HER ŞEY”

Bizi Takip Edin

58


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.