İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169 #suyla yaşa
1
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
Özgün coğrafik bileşenleri ile kıyı kentin limanı; insanların, ürünlerin, hikayelerin biraraya geldiği, yerel, bölgesel ve küresel ölçekte karşılaşma yeri haline gelmiş; çoklu ve zengin ekosistemi üzerinde insanları bağdaştıran bir toplumsal peyzaj yaratarak, tarihi, arkeolojik, endüstriyel, kültürel ve mimari katmanların iç içe geçtiği, çakıştığı; toplumsal, yapısal ve ekolojik adaptasyonlarla kurgulayan ve kurgulanan etkin bir mekansal aktör görevini üstlenmiştir. Tarihsel süreçte hem limanla ilişkili üretim, hem de endüstriyel üretim mekanlarını ve yaşama alanlarını barındırmış Haliç, yerel ve evrensel kavramları harmanlayacak 21. yüzyıl araç ve ihtiyaçları kapsamında, bilişsel ve yaratıcı üretim mekanlarının oluşumuna el verecek şekilde dönüşerek, gündelik hayatın yeni izlerinin mevcut katmanlar ile sürekli etkileşim halinde olduğu edim, doğurgu ve katlanma senaryolarının üretimi ve paylaşımı için laboratuvar niteliğindedir.
#suylayaşa #suylaüret #suylaöğren #suyadokun #suyabak #suyukoru #suylayürü #sudanye #suylaspor
Barındırdığı zamansal katmanlaşmayı, kentli ve ziyaretçinin deneyimlemesi için merak uyandırarak teşvik eden Haliç’in kolektif hafızası, varlığını aynı zamanda kentin başlangıcını ve büyümesini şekillendiren çoklu, çeşitli ve özgün ekosistemine borçludur. Kentsel Peyzajı ontolojik olarak ifade eden ve anlamlandıran en temel unsurlar Yeryüzü ve İnsan olarak özetlenebilir. Haliç kıyılarında bu iki unsur muhteşem şekilde bir araya gelir ve doğalkültürel bir ‘habitus’ (Bourdieu, 1996; Erzen, 2019) oluşturur. Bu nedenle kent ve yeryüzü ilişkisi içerisinde peyzajı tartışmak için öncelikle ‘yer’i sonrasında ‘kent’i anlamak gereklidir. Kentlerin
ve insanın yeryüzündeki varlığını fenomenolojik olarak inceleyen Heidegger, insanın yeryüzü ile bir bütün olduğunu, burada ürettiğimiz sanatı da içerisinde yaşadığımız kentleri de yeryüzü üzerine oturtmak zorunda olduğumuzu vurgular. Üzerinde bulunduğumuz yeri yani toprağı, suyu, bitki örtüsünü anlamak aslında insanı anlamak olarak yorumlanabilir. İnsan ne kadar kenti tasarlıyor olsa da zaman içerisinde kent insanı oluşturan ve şekillendiren bir doğal ökümen haline gelmiştir. Dolayısıyla insan içerisinde yaşadığı kentin özelliklerine göre sosyalleşir ve insanlaşır. Yani bizim kenti şekillendirdiğimiz kadar kentte insanı şekillendirir. Haliç kıyıları tasarımı tam da bu sebeple sadece fiziksel bir iyileştirme değil aynı zamanda toplumsal bir kalkınmayı da hedeflemiştir. Zaman-mekan olgusundan yola çıkarak Haliç’in doğal ve kültürel habitatı önce tarihi kaynaklar taranarak incelenmiştir. Bu konuda birçok gravür, minyatür, şiir, resim ve gezi yazısı bulmak mümkündür çünkü bu etkileyici liman kenti tarih boyunca birçok seyyahı, edebiyatçıyı ve ressamı etkilemiş ve burada mevcut bulunan kentsel dokunun tarihi ile ilgili önemli bilgilerin günümüze kadar gelmesini sağlamıştır (Müller-Weiner, 1998). Kentsel kurgu ve peyzajda yer alan geniş aksların ve sınırların algılanabiliyor olması, kenti kent yapan tarihi ve çağdaş uygulamaların sanat ve mimari ile bütünleşmiş olması içerisinde yaşayan insanları buraya ait hissettirir (Erzen, 2015). Haliç kıyılarında da herkesi eşit olarak kapsayan, su
47169
hattını ve tarihi kentsel dokuyu rahatlıkla algılamayı sağlayabilecek bir tasarım yaklaşımı belirlenmiştir. Haliç, binlerce yıllık doğal süreçlerin oluşturduğu coğrafyası ve bilinen tarihi ile 8500 yıllık yaşam alanlarının oluşturduğu kendine has bir topoğrafyaya sahiptir. Bu doğal liman, iklimlerin ve topoğrafyanın etkisiyle özgün bitki örtüsü ve akarsuları ile şekillenmiş, 2000 yıldır başkentlik yaptığı üç imparatorluğun kültürü ile harmanlanmıştır. Bu da Haliç’e eşsiz bir doğal peyzaj karakteri kazandırmıştır. Haliç’in tarihsel, kültürel, ekolojik ve fiziksel verilerinin birbiriyle bağını anlama ve yorumlamaya dönük bütüncül bir çevre okumasının yapılması, 1.bölge proje alanının Haliç havzasındaki kentsel, yapısal ve ekolojik rolünün irdelenebilmesi için gerekli bir adım olarak görülmüştür. Haliç’in Boğaz ile karşılaşma noktasında, iki kıyının birbirine en yakın konumda bulunan 1. Bölge, üzerinde barındırdığı kentsel ulaşım odakları ve yüksek günlük nüfusu ile hem Haliç’e hem de tarihi yarımadaya giriş alanı niteliğindedir. Bu sebeple Haliç’in tüm kıyılarındaki kamusal alanlara erişimde toplama, merak uyandırma, kıyı sirkülasyonun başlangıç noktası olma gibi rol ve sorumlulukları vardır. Bu çerçevede, 1. Bölge için geliştirilen tasarım kurgusu ve çözümler, alanın içe dönük ve yalnızca yakın çevresine yönelik algısı ile değil, tüm havza örüntüsündeki yerinin analiz edilerek ve gerekli noktalarda üst ölçek karalarını da etkileyen kentsel senaryoların üretimi üzerinden gerçekleştirilmiştir.
47169
2
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
allerden kurşun, bakır ve çinko değerleri tabandaki çökeltinin ilk 10 metresine kadar hemen hemen sabittir. Ancak bu değerlerin 10. metreden itibaren yüzeye doğru hızla artmakta olduğu belirtilmektedir. Bu durum sanayileşme ile birlikte taban çamurunda ağır metal konsantrasyonunun hızla arttığını göstermektedir(Eroğlu,2012). 1C. Alibeyköy havzasında taş ocaklarının neden olduğu tahrip orman dokusuna orman toprağı değerleri alanın doğal süksesyona bırakılmasıyla yeniden kazandırılacaktır. 1D. Kent toprağı, ağır yaya trafiği etkisiyle sıkışır. Bu durum toprakta bulunan hava ve su oranını azaltmaktadır. Ağaçların kent ortamında gelişimini sağlamak için orman toprağının sahip olduğu değerlere yakın değerler gerekmektedir. Bununla birlikte toprağın su ve drenaj koşulları da önem kazanır. Kentsel yeşil sistemde önerilen ağaçlandırma su yönetimi ile birlikte bütüncül bir sistem oluşturur. 1E. Kıyı bandında yapılan iyileştirme mevcut dolgu alanların erozyon,deprem ve sıvılaşma risklerine karşı dayanıklılığını arttıracaktır. 2. HAVA EKOLOJİK KURGU OKUMALAR ve ÖNERİLER 1. TOPRAK 1A. Uzun vade dip çamuru planı: Haliç’i besleyen Alibeyköy ve Kağıthane dereleri başta olmak üzere derelerde meydana gelen erozyon Haliç’teki dip çamurunun asıl sebebini oluşturmaktadır. Dere yataklarının çevresinde sanayi yapılarının oluşmasıyla birlikte bitki örtüsü tahribata uğramış ve alanlar çıplaklaşmıştır. Mevcut bitkisel örtünün onarılarak ekosisteme kazandırılmasıyla erozyon önlenecektir. Erozyondan kaynaklı gelen malzemelerin Haliç’e dolması da engellenmiş olacaktır. Böylelikle, uzun vadede Alibeyköy Havzası ve Kağıthane derelerinin ekosistem onarımıyla bütünlüğü sağlandığında Haliç’te meydana gelen dip çamuru temelinden çözülmüş olacaktır. 1B. Kısa vade dip çamuru planı: Haliç dip çamurunda görülen ağır metallerin fitostabilizasyon metodu ile çamurdan uzaklaştırılması önerilmiştir. Kısa vadede çıkarılan mevcut dip çamurunun kirleticilerinden uzaklaştırılarak yeniden kullanımı sağlanabilecektir. Yapılan çalışmalara göre Haliç dip çamurunda Kadminyum(Cd), Krom(Cr), Bakır( Cu), Kurşun (Pb) , Çinko( Zn) gibi ağır metallere rastlanmıştır. Bu ağır met-
2A. 11.2 km2 olan mevcut yeşil alanın 16.4km2 alana çıkarılmasıyla C02 emiliminin arttırılması sağlanacaktır. 2B. ‘patch-corridor-matrix’ modeli ile rüzgar koridorlarının eko-koridorlara dönüşmesiyle şehrin nefes alması sağlanacaktır. 2C. Arterlerde yapılacak olan ağaçlandırma ile caddelerdeki toz konsantrasyonlarının %25 oranına kadar azalması sağlanacaktır. (Clauston,1984) 3. SU 3A. Haliç çevresinde bulunan cadde ve sokak yüzey akış sularının, önerilen bioswale kanallarında kimyasallardan arındırılarak Haliç’e verilmesi önerilmiştir. Böylelikle Haliç’in temiz su kaynakları ile beslenmesi tatlı- tuzlu su karakterini koruyacaktır. 3B. Yüzey akış suyunun yoğun olduğu noktalarda fitoremediasyon metodu ile filtrelenen su depolanarak kamuya açık alanlarda veya sulama sistemlerinde yeniden kullanılabilecektir. 3C. Alibeyköy ve Kağıthane Derelerinin senelik toplam debilerinin (3x105 m3/sene) eski yıllardaki günlük toplam debiye (3x105 m3/gün) eşit oluşu ve girdilerin ıslah çalışmalarıyla hayli azalması Haliç’e giren tatlı su
miktarını oldukça düşürmüştür (Müftüoğlu, 2008, sf.3). Bu sebeple derelerin fitodegrasyon metodu ile filtrelenen yağmur sularıyla beslenmesi önerilmiştir. 3D. Şehir içinde tespit edilen geçirimsiz yüzeylere sahip otoparklar, spor alanları, meyve sebze halleri, şantiye artık alanları gibi alanlar geçirimli yüzeylere dönüştürülerek ekolojik yeşil sisteme dahil edilmiştir. Yeryüzüne düşen su doğrudan toprakla buluşacak ya da yer altına aktarılarak değerlendirilecektir. Yoğun yüzey akış suyuna sahip cadde ve sokakların kesişim noktalarında drenaj levhaları ile yüzey akış suyunun toplanması kolaylaşırken buharlaşma önlenmiş olacaktır. 3F. Boğaz’dan giren iki tabakalı suyun Haliç’in karakteristik sıcaklık, tuzluluk ve oksijen içeriğini sağladığını, fakat yüzeydeki 2-3 metrelik kısmının endüstriyel ve evsel atıkları taşıyan yüzey deşarjları nedeniyle önemli ölçüde kirlendiğini göstermektedir. (Müftüoğlu, 2008,sf.4) Yüzer ‘drone’lar ile yüzeydeki bu tortuların ve yüzey atıklarının temizlenmesi önerilmiştir. Yüzer droneların topladığı atık ve tortular kıyı parkındaki drone şarj iskelelerinde boşaltılarak bu sürecin farkındalığı ve Haliç’in suyunu sahiplenmeyi arttıracak bir araç olması hedeflenmektedir. Ayrıca su yüzer konumda iken suya ilişkin ölçüm yapabilen bu araçlar Küçük Mustafa Paşa Su Araştırmaları Birimi ve digital uygulama veri tabanı için bilgi toplayıcı niteliktedir. 3G. Haliç’e üst ve alt katmanlardan içeri giren su daha yüksek bir debiyle ikisinin arasından Boğaz’a doğru çıkar. Saniyede yaklaşık 500m3’lük bir debiyle su giriş çıkış yapmaktadır. Haliç’in daraldığı alanda da akıntı hızı da artarak 15cm/s ye kadar ulaşır (Müftüoğlu, 2008,sf.143) . Böylelikle Haliç’in girişinde Sarayburnu ve Galata Köprüsü alanları enerji üretimi potansiyeli taşır. Su altı faunasına zarar vermeden elektrik enerjisi üreten hidro-elektrik varil (HEB) sistemlerinin bu alanlarda uzun vadede uygulama kapsamında değerlendirilmesi önerilmiştir. 4. FAUNA 4A. Leylek ve Küçük akbaba kuş türlerinin göç yolları Haliç’in çevresinden geçmektedir. Aynı zamanda alanda 35 kuş türü gözlemlenmiştir. Ekstrem hava koşullarında kuşların ihtiyaç duyacağı korunaklı alanlar önerilmiştir. 4B. Haliç’teki karakteristik deniz akıntısı balık çeşitliliğini zenginleştirmektedir. Haliç kıyıları boyunca farklı türlerin hareketi gözlemlenmiştir.
3
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
4
5
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
kent simgeleri
hil yolu ve Galata Köprüsü ile Karaköy’e geçiş rotası yoğunluğa sebep olan transit geçişlerin başında gelmektedir. Tarihi Yarımada genelinde trafiğin yavaşlatılmasına yönelik politikalar benimsenmeli ve entegre bir toplu taşıma sistemi kurgulanarak toplu taşıma sisteminin etkinliği arttırılmalıdır. Otopark ihtiyacını karşılamak amacı ile zemin ve eğimin uygun olduğu alanlarda özellikle yeşil alan ve meydan altlarında yeraltı otoparkları oluşturulması önerilmektedir.
1A. Aktif deniz ulaşımı: Haliç, İstanbul genelinde olduğu gibi su etrafında kurulmuş ve konumlanmış olmasına rağmen deniz ulaşım sistemlerini verimli olarak kullanamamaktadır, deniz ulaşım sistemleri özellikle Haliç’in iki yaka arasındaki en kısa ve en çabuk ulaşım seçeneğini oluşturmaktadır. İstanbul’un kuruluşundan bu yana doğal bir iç liman olarak kullanılan Haliç, liman olma özelliği yanında Haliç boyunca ve her iki kıyı arasında ulaşımı sağlayan birleştici bir düzlem olarak da işlev görmüştür. Haliç’in bu potansiyelinden faydalanmak amacıyla, ulaşım sistemi içinde ve özellikle Haliç üzerinde yer alan tarihi iskeleleri canlandırmak ve ulaşımda deniz ulaşımı payını artırmak hedeflenerek gerekli plan kurguları ve ulaşım entegrasyonları öngörülmüştür.
1C. Sarayburnu-Eminönü Meydanı arası sahil yolunun yeraltına alınması Haliç’in girişinde yer alan ve İstanbul’un hemen her bölgesinden taşıt ve yaya trafigine maruz kalan Eminönü meydanı mevcut düzenlemeler dikkate alındığında lastik tekerlekli taşıtlara öncelik tanıyan bir kentsel alan olmakla birlikte özellikle karşılıklı İETT için oluşturulan ana durak yerleri ile büyük bir kent içi terminal niteliğindedir. Eminönü Meydanı’nı Sarayburnu’na bağlayan ve yoğun yaya trafiğine sahip olan Sirkeci sahil bandı da yayaların yeraltından sıkışık geçitler aracılığıyla sağlanmakta, araç trafiğinin kıyıya erişim sirkülasyonunda önemli bir blokaja sebep olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, Eminönü meydanı – Sirkeci - Sarayburnu arasındaki rıhtımın yeşil sistemin sürekliliğini sağlayan adım taşları ile de desteklenerek yaya ulaşımını ön plana çıkaran bir kurgu öngörülmüştür. Eminönü Meydanı’nda yer alan İETT otobüs depo durakları kaldırılıp; bekleme yapmayan, ring şeklinde çalışan otobüs hatları oluşturulması önerilmiştir. Bakınız: Ulaşım etaplama diyagramı
1B. Tarihi yarımada çekirdek bölgesinde transit geçiş ve trafik kısıtlaması: Tarihi yarımada her türlü ulaşım güzergahının kesiştiği, ulaşım fonksiyon açısından oldukça büyük bir yükleme altında kalan bir merkez haline gelmiş ve bu merkezi konum beraberinde ulaşım ve otopark sorunlarını da getirmiştir. Devam eden yayalaştırma projeleri alandaki yaya güzergahları örüntüsünü alternatif rotalar ile beslerken, bir yandan da hava kirliliğini azaltmada önemli rol oynamıştır. Tarihi Yarımada’ya giren günlük araç sayısı ve araç giriş saatlerinin kısıtlanması gibi yöntemler ile bölgedeki yoğun sıkışma noktalarının önlenmesi hedeflenmektedit. Atatürk Bulvarı’nın doğusunda kalan ve tescilli kültür miras yapılarının yoğunlukta olduğu bu alanda, özellikle transit geçiş trafiğinin önlenerek, transit geçişin kentin diğer arterlerine sevk edilmesi önerilmektedir. Bu kapsamda, Yenikapı sonrası devam eden sa-
1D. Galata Köprüsü’nün motorlu araç trafiğine kapatılması Günlük kent yaşamındaki yeri, barındırdığı programları, çok çeşitli kullanıcıları, Boğaz ve Haliç arasındaki özgün coğrafik konumu, İstanbul’un her yönüne doğru sunduğu manzaralar ve tarihsel işlevi ile Galata Köprüsü eşsiz nitelikte bir kentsel altyapı mirasıdır. İlk kullanıma açılışından bu yana yoğun yaya ilgi ve trafiği ile beslenen köprünün motorlu araç trafiğine kapatılarak, köprü üzerindeki yaya deneyiminin zenginleştirilmesi ve araç trafiğinin Eminönü kavşağında yarattığı yaya erişim sorunlarının giderilmesi amaçlanmaktadır. Sahil yolundan gelen trafiğin Atatürk Köprüsü üzerinden karşı kıyıya aktarılması ve bu alanda motorlu araç trafiğini teşvik edecek planlamalardan kaçınılması önerilmektedir. Bakınız: Ulaşım etaplama diyagramı
KENTSEL KURGU OKUMALAR ve ÖNERİLER 1. ULAŞIM
1E. Elektrikli toplu taşıma araçları: İklim değişikliğiyle mücadele konusunda şehirlerin geniş etkiye sahip sürdürülebilir çözümler geliştirmesi kapsamında kullanılan kara ve deniz toplu taşıma araçlarının elektrikli sistemlere devşirilmesi ve karbon salınım oranlarının düşürülerek, işletme ve bakım maliyetlerinin de uzun vadede azaltılması da öneriler arasındadır. 2.
PROGRAM-KULLANIM
2A. Büyük imalathane ve depoların desantralizasyonu: Bölgedeki ticaretinin ortalama %66’nın perakende ticaret %20’sinin toptan ticareti olduğu görülmektedir. Tarihi yarımada için ticari faaliyetler, yarımadanın yaşanarak korunan bir merkez olarak canlı tutulması için gerekli kentsel programları oluşturmaktadır. Fakat Haliç’in endüstrileşmesi sonrası alanda kalmış olan büyük imalathane ve depolar bölgenin yıpranmasına sebep olan sektörlerin başında gelmektedir. Özellikle ağır makineler ile yapılan imalat hem bölgedeki trafik sorununun en önemli sebeplerinden birini oluşturmakta, hem de gürültü, titreşim ve çevre kirliliği gibi sorunlara neden olmaktadır. Söz konusu sektörler oraganize sanayi bölgelerine desantralize edilmesi önerilmektedir. Devam etmesi öngörülen perakende ticaretin yükleme/boşaltma işlemlerinin belirli saatlere sınırlandırılarak gün içinde yaya güzergahlarında yaratılan taşıt yoğunluğunun önüne geçilmesi hedeflenmiştir. 2B. Yeni ekonomiler ile entegrasyon, kolektif üretim, sektörel uyum, kullanım devamlılığı: Bölgenin sektörel yapısını tamamen değiştirebilecek olası bir kültür ve turizm odaklı yenileme projesi yerine kültürel mirasın, dokunun ve asırlardır devam eden ticaret kimliğinin korunduğu bir senaryo ile yeni girişim olanakları sağlayan bir model/mekanizma geliştirilerek desantralize edilen programlar yerine, bölgedeki eski ticaret ve üretim işletmeleri ile yeni sektör girişimlerinin birarada olmasını sağlayacak – kuşaklararası etkileşimin arttırılması için yeni teknolojik üretim yöntemleri ve zanaat odaklı eğitim programlar ile desteklenecek bir sektörel kurgu öngörülmektedir. Genellikle üst katları depo olarak kullanılan Hanların ve ticaret merkezlerinin karma kullanımlar ile kente katılması; ustaların üretimi, beceri ve bilgisinin yaşatılması, yeni nesillere yeni teknolojilerin kullanımıyla harmanlanarak aktarılması ve devam ettirilmesi önemlidir. 2C. Gece-gündüz nüfus dengesi: Bölgedeki gece ve gündüz nüfusu arasındaki den-
gesizlik gece yaşanmayan güvensiz, metruk kent parçaları oluşmasına neden olmaktadır. Bölgenin taihi geçmişinde olan dükkan-ev kullanımından ilhamla, yeni senaryoda bölgede yeralması öngörülen yeni girişimler ile karma kullanım kurgularının teşvik edilmesi önerilmektedir. Konut+ticaret ve konaklama+ticaret işlevlerinin dengelı dağılımlarının yanısıra, desantralize edilmesi öngörülen büyük depo yapılarının bölgedeki öğrenci yoğunlunun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yurt ve ortak yaşam alanları olarak düzenlenmesi ve alanın gece ve gündüz nüfusunun dengelenerek, 24 saat kullanımla kente kazandırılması amaçlanmaktadır. Bölgede yaşayan nüfusun artırılarak böylece gece de yaşayan güvenli bakımlı kaliteli yaşam mekanlarının yeniden kente kazandırılması amaçlanmaktadır. 3.
KAMUSAL ALAN SÜREKLİLİĞİ
3A. Sarayburnu-Karaköy kıyı bandı: Eminönü-Sirkeci-Sarayburnu motorlu araç trafiğinin yeraltına alınması ve Galata Köprüsü’nin motorlu araç trafiğine kapatılması önerileriyle bu senaryoda yayalaştırılan ve adım taşları ile kıyı yeşil sisteminin sürekli hale getirildiği sahil bandını, Sarayburnu-Karaköy arasında sürekli bir kamusal kıyı alanı oluşturarak, İstanbul için odak niteliğinde olan bu önemli suyla temas hattını tüm kentin aktif kullanımı içi açmak hedeflenmektedir. 3B. Haliç’in iki kıyısının dokunma noktası ve kuzey kıyı alanlarına bağlantı: Eminönü ve Galata kıyıları tarihte sıklıkla birlikte kullanılan iki kentsel bölgedir. İki kıyı arasında bağlantının iki yakadaki kıyı parkları ile pekiştirilmesi; iki yakadaki hayatın birbiri içine sızması, yakaları birbirine bağlayan 3 köprünün Haliç kıyıları kullanımı dahilinde teşvik edilmesi amaçlanmıştır. Yayalaştırılan ve rekreatif programlarla desteklenen Galata Köprüsü ile Haliç Metro Köprüsü arasında kurgulanan döngüsel sirkülasyon, Haliç’in kuzey kıyılarına giriş/geçiş sağlaması açısından önemli bir bağ noktası oluşturacaktır. 3C. Suya/kıyıya inen semt koridorları: Haliç’in özgün topografyası ve liman kenti olarak kurulumu, kentsel dokunun suya/kıyıya inen koridorlar şeklinde evrimleştiği bir yapıda gelişmiştir. Tüm Haliç bölgesi boyunca kıyı-iç kesim ilişkisini sağlayan bu koridorların kıyıyı besleyen kılcal ve yerel bağlar olarak kamusal alan sürekliliği bağlamında kurgulanması önerilmektedir.
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
BİRİNCİ BÖLGE KATMAN ANALİZLERİ
6 Yeşil Sistem Şehir içinde tespit edilen geçirimsiz yüzeylere sahip otoparklar, spor alanları, şantiye artık alanları gibi alanlar geçirimli yüzeylere dönüştürülerek yeşil lekeeko koridor-matris (patch-corridor-matrix) modeliyle ekolojik yeşil sisteme dahil edilmiştir.Aynı zamanda bu model ile rüzgar koridorlarının eko-koridorlara dönüşmesiyle şehrin nefes alması sağlanacaktır. Koridorlardaki ağaçlandırma ile caddelerdeki toz konsantrasyonlarının %25 oranına kadar azalması öngörülmektedir. Parçalanmış kentsel yeşil doku bu modelin bir parçası olan ekolojik adım taşları ile süreklilik gösterecektir.
7
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
BİRİNCİ BÖLGE KATMAN ANALİZLERİ
47169 Su yönetimi Haliç çevresinde bulunan cadde ve sokaklara bölgesel su havzalarından toplanan yüzey akış sularının fitoremediasyon (yeşil arıtım) metodu ile kent içi planlanan yağmur bahçelerinde veya bio-hendek hatlarında kimyasallarından arındırılarak Haliç’e verilmesi önerilmiştir.Ulaşım ve su koridorlarındaki mevcut ve öneri yeşil alanların tespiti yapılarak geçirimli yüzeylerden toplanabilecek yağmur suyu aylara göre yağış miktarı ile birlikte hesaplanmıştır. Önerilen bio-hendek hatlarında filtre edilebilecek yüzey akış suları minimum ve maksimum olarak aylardaki değişimleri göz önünde bulundurularak tablolara yansıtılmıştır. Böylelikle bu koridorlarda filtrelenen su direkt Haliç’e verilebileceği gibi depolanarak kamuya açık alanlarda veya sulama sistemlerinde yeniden kullanılabilecektir.
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
BİRİNCİ BÖLGE KATMAN ANALİZLERİ
8 Kentsel Hafıza Bir liman kent bölgesi olarak Haliç, insanların ve ürünlerin dış dünyaya bağlandığı İstanbul’un mafsal yerlerinden biridir. Liman kentlerine uzak diyarlardan gelen insanlar, ürünler ve hikayeler kozmopolittir ve bunlar kent tarafından yabancı kalmaya fırsat bulamadan içerilir. Bu adetler, kültürler, hikayeler başkalarıyla da karışarak kozmopolit tortusuna bürünüp özgülleşerek kente yerleşir. Kent-kentli butunlesikliginden doğan ortak alışkanlıklar, düşünceler, imgeler, yaşama biçimleri kentte deneyimlenir, birikir, çoğalır, depolanır, yeniden üretilir. Bu bağlamda, kenti tarihsel bağlamından koparmak imkansızlaşır. İnsan yapımı kent, tarihsel süreci ve buna bağlı gündelik hayata dair izleri katmanlar halinde kaydeder. İstanbul ve Haliç’in tarih boyunca en yoğun ve en nüfuslu bölgesi olan proje alanı, kıyıda, suda, ve iç kesim yakın çevresinde tarihe belgelik eden ve kolektif kent belleğini oluşturan çok katmanlı bir geçmişe sahiptir. Alana dair edebiyat, sinema, hatırat, tarihi araştırma ve görsel belge bağlamında çok zengin bir külliyat bulunmaktadır. Bu katmanlar ile programatik, fiziksel ve dijital olarak harmanlanıp kurgulanan proje, kamusal alanda kentsel hafızanın yaşatılması ve üzerine yeni katmanlar eklenebilmesi için bir arayüz olacaktır.
9
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
BİRİNCİ BÖLGE KATMAN ANALİZLERİ
47169
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
BİRİNCİ BÖLGE KATMAN ANALİZLERİ
10 Tarihi Doku Tarihi yarımada çağlar boyu ticaret yolları üzerindeki önemli bir geçiş yolu olma özelliğini korumuş olması sayesinde güçlü imparatorluklara başkentlik yapmış, zengin ve değişik kültürleri bünyesinde barındırmıştır. Doğal bir liman olan ve İstanbul’un kuruluşundan günümüze kıyısında yoğun ticari işlerin ve insan hareketliliğinin yaşandığı Haliç’in girişinde yer alan proje alanı tarihsel süreçte hem limanla ilişkili üretim, hem de endüstriyel üretim mekanlarını ve yaşama alanlarını barındırmıştır. Alanın tarihi dokusu farklı dönemlerin izlerini birarada barındırarak zamansızlık hissi yaratmaktadır. Proje alanı yakın çevresinde yer alan önemli kentsel odaklar ve simgesel yapılar, kara-su ilişkisi üzerine yapılanan kentsel dokunun ahenkli örüntüsünü oluşturmaktadır. “Sur kapısı - yol – iskele” işleyişinin evrimleştirdiği bölgedeki özgün kentsel morfoloji günümüzde de bu artefaktlar sayesinde okunabilir durumdadır.
11
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
BİRİNCİ BÖLGE KATMAN ANALİZLERİ
47169 Ulaşım Ağları/ Rotalar, Kesişimler, Engeller Haliç’in iki kıyısının birbirine en yakın olduğu ve asırlar boyunca iki kıyı arasındaki en işlek erişimi sağlama görevini üstelenmiş proje alanı, güncel durumda da hem Haliç’in iki kıyısını bağlayan ulaşım rotaları ile, hem de İstanbul’un ana ulaşım akslarının kesişme noktaları ile Haliç boyunca en yoğun olarak kullanılan bölgedir. Ayrıca İstanbul’un en karateristik odakları arasında bir geçiş alanı niteliğinde olan alan, kentsel ölçekte metro, hafif raylı sistem, kara ve deniz ulaşımı gibi farklı uşalım modlarının etkileşiminde ve kalabalık güzdüz nüfusu, aktif ticari-turistik programları ile İstanbul’un en önemli merkezlerindendir. Ulaşım türlerinin çeşitliliği ve etkinliği alanın erişilebilirliği açısından en güçlü yanlarından birini oluştururken, bölgedeki aktivite çeşitliliği arasındaki mekansal organizasyon eksikliği, kesişme noktalarında kolaylıkla işleyen aktarma alanları yerine kentsel mekanın kullanımını güçleştiren yama/parçacıl çözümler ile kendini göstermektedir. Otopark alanı olarak kullanılan tanımsız açık araziler; kıyı sürekliliğini bozan ve denize erişimi engelleyen deniz motorları bağlama alanları; yürümeyi zorlaştıran ve yayalar için tehlikeli alanlar oluşturan dengesiz araç ve yaya ulaşımı; Ragıp Gümüşpala Caddesi boyunca park eden tur otobüsleri, alt geçitler ile çözümlenen yaya güzergahları proje alanındaki ulaşım ve erişim katmanlarının bütüncül çalışmadığını gösteren örneklerdir.
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
Morfolojik evrim: Ticari /Endüstriyel liman – Ortak habitat limanı “Yol - sur kapısı - iskele” mekansal kurgusunun uyarlanabilmesi için kentsel ögelerin fiziksel ve işlevsel dönüşümü analiz edilerek, mekansal örüntünün eksik ve silinmiş parçalarının proje kapsamında yorumlanarak canlandırılması hedeflenmiştir. Bu analize göre: Sur: Geçmişte kıyı ile iç kesim arasında sınır teşkil eden bir kentsel altyapı elelmanı olan “sur”, günümüzde yerini, yine kıyı ve iç kesim arasında bir engel hat oluşturan araç ve tramvay yoluna bırakmıştır. Kapı, Yol: Sınırı nüfuz ederek geçiş sağlayan sur kapıları ise, hala semtlere önemli giriş noktaları olmaları sebebiyle günümüzde yaya geçit alanlarına sahiptir. Sur kapılarından iç kesime uzanan yollar (embolos) Haliç 1.bölge semtleri için halen önemli koridorlar olarak işlev görmektedir.
Ticari /Endüstriyel liman
Kentsel Morfoloji Bizans döneminden 1950’li yıllara kadar kent hayatı ve ekonomisini yönlendiren Halliç kıyı şeridi, yoğun liman faaliyetlerini barındıran, dar sokakları ve sıkışık kentsel dokusuyla şehrin gündelik etkinlik ağının en önemli cephesi olmuştur. Özgün topoğrafyası ile doğal bir sığınak ve iç liman işlevi görmüş olan Haliç, öte yandan girinti-çıkıntılı kıyıları ile denizden işleyen geleneksel ticaret için elverişli coğrafi mekan sunarak çeşitli liman faaliyetlerinin kıyı boyunca eşzamanlı işleyebilmesi imkanını yaratmıştır.
Haliç’in girişinde, Boğaz’dan ve Galata’dan erişimin kolaylıkla sağlanabildiği 1. bölge kıyıları, kentin ekonomik sisteminde üstlendiği geleneksel ticaret üzerinden örgütlenmiş bir mekansal yapıya sahiptir. Alandaki kıyı şeridi Bizans döneminden itibaren asırlarca İstanbul’un ihtiyaçlarını karşılayan ürünlerin depolandığı dükkân, atölye ve ambarlarla, denizden gelen insan/ ürün ile kara kesimi arasında bir tampon bölge işlevi görmüştür. (Müller-Wiener, 1998:37) İstanbul geleneksel ticaret peyzajı ve kurgusunun mekansal izleri günümüzde de varlığını hissettiren “yol - sur kapısı - iskele” şeması üzerinden evrimleşerek, kolay ve algılanabilir mekansal kurgusu ile deniz ve
kara arasındaki ilişkinin ana yapıtaşlarını oluşturmuştur. Latincede liman kelimesinin “porta” yani kapı sözcüğünden türemesi de iskeleler önünde limanda bulunan yoğun kayık kalabalığı ile sur kapısından geçerek ulaşılan arka sokaklarda yer alan dükkan ve depolarla arasındaki sıkı bağı kanıtlar niteliktedir. “Terimin Latincedeki kökeni üzerinde basit bir kelime oyunu gibi gelebilecek bir yola başvurursak, portus, -us, liman, sığınak anlamına gelir ancak köken olarak porta,-ae, (giriş, geçit, kapı) sözcüğünden türemiştir. (Eldem, 2012:168) Birinci bölge proje alanı, asırlarca “yol - sur kapısı iskele” mekansal kurgusu ile katmanlaşarak evrilmiş, kentsel morfolojik yapısının günümüzde de halen okunabildiği, fakat mevcut durumda kıyının deniz ve kara arasındaki arayüz işlevini yitirmiş, tanımsız alanlara dönüşmüş olması sebebiyle iç kesimin suya öncesi kadar dokunamadığı bir kıyı şeridine sahiptir. Bu bağlamda proje, özgün karakter ve yapıdaki proje alanını, asırlardır işlediği kentsel morfolojik kurgu üzerinden okuyup; bu kurguyu uyarlamayı/canlandırmayı ve bölgenin çok katmanlı dokusunun altyapısı olan “yol - sur kapısı - iskele” mekansal örüntüsü üzerinden kıyı alanını İstanbul’un gündelik yaşamında etkin bir kamusal mekan olarak, kentlinin kullanımına sunmayı amaçlamaktadır.
Han/hal/hangar: Birçok ürünün indirildiği, depolandığı ve satıldığı hanlar/haller günümüzde boş tanımsız alanlara
Ticari /Endüstriyel liman
12
dönüşmüştür, fakat bu alanlar, iç kesimin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte kamusal kıyı programları ile donatılarak kent hayatına kazandırılmak için önemli potansiyel alanlardır. İskele: Ulaşım ve taşımacılık için kullanılan iskelelerden ise günümüzde 1.bölgede aktif şekilde kullanılan çok az sayıda iskele kalmıştır. Geçmişte ise her semtin, ticari faaliyette kullandığı iskeleleri mevcuttur. Bazı iskelelerin uzunluğunun 31-60 arşın (yaklaşık 15-30 metre) arasında olduğu kaydedilmiştir. (Müller-Wiener, 1998:24) Haliç’teki tarihi iskelelerin canlandırılması ulaşımda deniz ulaşımı payını arttırarak alana erişim alternatiflerini geliştirmekte önemli rol oynayacaktır. Ayrıca, iskeleler, kıyıyı canlı tutacak çeşitli programlarla tasarlanma potansiyelleri ile kıyıdaki aktivite çeşitliliğini ve suya temas deneyimini teşvik edecek arayüz ögeleri işlevini de üstleneceklerdir. Wolfgang Müler-Winer. Bizans’tan Osmanlı’ya İstanbul Limanı Çev. Erol Özbek Tarih Vakfı Yurt Yayınları İstanbul 1998.
13
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
devam ederek, 1.bölgenin diğer proje alanları ile ilişkisini kuran kentsel ölçekte bağlantı niteliğindedir. Bu koridor üzerinde, proje alanında bulunan raylı, kara, deniz ulaşım çeşitliliği ve ulaşım transfer noktalarının getirdiği avantajı kullanarak alana araçsız ulaşımın teşvik edilmesi hedeflenirken, kent-kıyı parkı bütünlüğünün sağlanması için araç yolunun yaya geçirgenliği arttırılarak, yayaya öncelik verilen bir hiyerarşi ile kurgulanmıştır.
Ortak Habitat Limanı Stratejik Kurgusu Kamusal alanın nesiller boyu varlığını sürdürebilmesi, kent hayatındaki değişimlere göre reaksiyon veren, evrimleşme yeteneğine sahip olmasıyla mümkün olabilir, bu şekilde her daim çağdaş ve canlı kalmayı başarma şansı daha yüksektir. Haliç’in çok katmanlı yapısı, kentin su ile kurduğu ilişki üzerine şekillenen esnek ve uyarlanabilir morfolojisi ile asırlar boyu devamlılığını sürdürebilmesinden kaynaklanmaktadır. Proje, kıyının su ve kent ile kurduğu ilişkiyi bu morfoloji üzerinden stratejik bir kurguya dönüştürerek müdahaleye açık, kullanıcı tarafından yeniden ve yeniden kurulması/üretilmesi amaçlanan kentliye açık deneyim alanları oluşturarak, Haliç’in asırlardır süregelmiş kenti eviren ve bağlayan mafsal karakterini ön plana çıkarmayı hedefler. Stratejik kurgu kapsamında, “iskele-kapı-yol” bağlantısı yerelden denize inen ya da denizden karaya çıkan su aksı koridorlarını oluştururken; kentsel sınır altyapısı olan şehir surlarının yerinde bulunan ulaşım koridoru ile ise kentsel/küresel bağların devamlılığını sağlar. Su Koridorları Yerel ve noktasal ölçekte işleyerek, proje alanı çevresindeki semtlerin ve kullanıcıların ihtiyaçlarına göre uyarlanabilecek su koridorları, kara-su ilişkisinin çeşitli programlar ile deneyimlenebileceği suya temas noktaları olarak tasarlanmıştır. Her birinin semt karakterine göre değişkenlik göstererek, kıyı boyunca
referans, toplanma, buluşma alanları olması planlanmaktadır. Koridorların suya dokunuş noktalarında yer alan iskeleler etrafında yoğunlaşan programlar, açık alanların öngörülen tüm aktiviteler için kullanılmasını destekleyen donatılar şeklinde kıyı şeridine dağıtılmış olur. Bu koridorlar, kullanıcıların suya iniş koridoru olmasının yanısıra, yağmur suyu iniş ve besleme akslarını da oluştururlar. Haliç çevresinde bulunan cadde ve sokak yüzey akış sularının, önerilen bioswale kanallarında kimyasallardan arındırılarak Haliç’e verilmesi önerilmiştir. Böylelikle hem yağmur suyunun yüzey akışıyla kaybı önlenecek hem de Haliç temiz su kaynaklarıyla beslenerek tatlı- tuzlu su karakterini koruyacaktır. Her su koridorunun Haliç’in günümüzde etkin şekilde kullanımda olmayan tarihi iskele alanlarına ulaşarak, bu iskele alanlarını tekrar canlandırması hedeflenmiştir. Her koridorun ihtiyacına ve kıyı morfolojisine cevap verecek şekilde Haliç’in farklı noktalarında mevcutta da kullanılan bir sistem olan “yüzer iskeleler” olarak önerilen bu suya temas noktaları, hızlı, hafif ve ekonomik çözümler olmalarının yanısıra, iskele altı kısımda su temizleyen ve dip çamuru çıkarımı sebebiyle zarar görmüş Haliç sualtı ekosistemini onarmaya yardımcı ekolojik kompakt bir sistem önerisidir. Ulaşım Koridoru Proje alanını İstanbul ölçeğinde bağlayan ve erişilebilir kılan ulaşım koridoru (kıyı yürüyüş/bisiklet rotası ile araç, tramvay, deniz yolları) ise, kıyıya paralel uzanarak yerelden suya inen koridorları bir omurga niteliğinde birleştiren ve Haliç’in tüm kıyısı boyunca
Kıyı hattındaki yapılara yer yer bitişik geçen araç yolu, yol kenarındaki mevcut ağaçları koruyarak elverişli uzantılarda mümkün olduğunca tramvay aksına bitişik şekilde düzenlenmiş, böylelikle tramvay ve araç yolu arasında zaten dar olan kıyı şeridinden fazla alan kaybedilmemesi ve mümkün olduğunca yaya dolaşım alanı bırakılması amaçlanmıştır. Bu bağlamda, yol boyunca uzanan yapılar önlerinde rahat genişlikte kaldırım alanları oluşturularak, yapılardaki işletmelerin yükleme-boşaltma/ açık teras gibi faaliyetleri için servis güverteleri oluşturulmuştur. Su kenarında ve suya paralel aksta kurgulanan ana yürüyüş ve bisiklet bandını oluşturan keşif rotası, kıyı parkı boyunca kıyı formu, iskele ve program alanlarına göre peyzaj içinde farklı aktivite alanlarını deneyimleyebilecek ve monotonlaşmayacak bir deneyim sunması amacıyla tasarlanmıştır. Dijital Koridor Tarihsel süreçte hem limanla ilişkili üretim, hem de endüstriyel üretim mekanlarını ve yaşama alanlarını barındırmış Haliç, yerel ve evrensel kavramları har-
16:37
manlayacak 21. yüzyıl araç ve ihtiyaçları kapsamında, bilişsel ve yaratıcı üretim mekanlarının oluşumuna el verecek şekilde dönüşerek, gündelik hayatın yeni izlerinin mevcut katmanlar ile sürekli etkileşim halinde olduğu edim, doğurgu ve katlanma senaryolarının üretimi ve paylaşımı için laboratuvar niteliğindedir. Yerel ve kentsel koridorların kesişiminde insanların, ürünlerin, hikayelerin biraraya geldiği, yerel, bölgesel ve küresel ölçekte karşılaşma yeri haline gelmesi amaçlanan Haliç kıyılarının hem kentin sosyal yoğunlaştırıcılığına algısal ve performatif olarak katkı sağlayacak, hem de Haliç kıyılarının özgün bir kamusal alan olma potansiyelini test edecek; fiziksel yerel ve kentsel koridor katmanlarının küresel olarak da çoğaltılabileceği bir dijital koridor ile de desteklenmesi planlanmıştır. Statik ve dinamik öğelerin bir bütün olarak ilişikilendirildiği, kullanıcıların etkileşimine açık bir arayüz olarak önerilen Haliç Mobil uygulaması ile, kıyı parkının, herbir katmanın değişen verilerine cevap vererek, çevresiyle birlikte değişeceği ve zaman içerisinde toplumla beraber evrimleşen bir kamusal alan olması hedeflenmiştir. Toplu ulaşım bilgilerinden, etkinlik takvimlerine; Haliç ekolojik verilerinin takibinden, yüzer platform konum bilgisi/önerisine; proje kapsamında önerilen yenilenebilir enerji üretim ekipmanlarıyla üretilen enerjinin kontrolünden, akıllı ulaşım araçları kullanımına kadar birçok farklı dijital katman fiziksel katmanlarla harmanlanarak, kullanıcı katılım ve müdahalesine açık bir kamusal alan yaratmak amaçlanmıştır.
16:37
16:37
16:37
#suyla yaşa
HALİÇ MOBİL
ulaşım
ekosistem
tarihi rota
akıllı vasıta
etkinlik takvimi
yüzer platformlar
yüzer aktivite konumları ekosistem Kuş Göç Rotaları
fab-lab
kütüphane
İstanbul 2020
şehir rehberi
YEMİŞ İSKELESİ
Süleymaniye Camii
Yüzer Plaj tarihi rota
@ AYAKAPI İSKELESİ
Yüzer Sahne @ YEMİŞ İSKELESİ
Kuş İzleme Noktaları
Yürüyüş Rotaları
Aquatic Platform @ FENER İSKELESİ
Su Habitatı
Odak Noktaları
Yüzer Oditoryum
Su Kalitesi
Kent Hikayeleri
konum öner
@ hareketli
47169
Doğa | Peyzaj Doğa, Yeryüzü, Dünya başka gezegenlerde yaşam mümkün olmadıkça insanın tek yaşam alanıdır (Sagan, 2017). İnsanın bunu idrak ederek yaşam alanlarını ve kent içinde doğayı tanıması, deneyimlemesi bilhassa kendini anlamasını sağlayacaktır. Kent içerisinde doğayı yaşatmak ve deneyimletmek için park ve bahçeler tabiki önemli unsurlardır fakat bundan çok daha önemli olan suyun, topoğrafyanın özümsenmesi, değer görmesidir. Haliç kıyıları projelendirilirken bu hassas peyzaj bileşenleri dikkate alınarak bir kurgu oluşturulmuştur. Dünya kentlerine bakıldığında en önemli ve güzel kentlerin bu özelliklerini bir suyun varlığına borçlu olduklarını görürüz. Bu çoğu zaman bir deniz veya bir akarsu iken bazen de bir göldür. İstanbul için ise Boğaz kuşkusuz kente karakterini kazandıran en önemli peyzaj unsurudur.
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
Haliç, bu önemli peyzaj elemanın sakin ve huzurlu limanı, Boğaz suyunu besleyen önemli bir can suyu olmuştur. Müller-Weiner, 1998: “O gün İstanbul’da poyraz çok sertti; Sarayburnu’nu dönüp Haliç’in güvenli sularına girebilmek marifet gerektiriyordu…” (1849). Kente ‘güvenli liman’ sıfatını kazandıran Haliç, topoğrafyası gereği Boğaz kanalına dökülmeden önce birçok akarsu kolu ile beslenmektedir. Kuzeybatıda Alibeyköy ve Kağıthane derelerinin tatlı su akışı ile güneydoğudan İstanbul Boğazı’nın tuzlu su akıntıları bunların başlıcalarıdır. Günümüzde ise bu derelerin varlığı Haliç’in temizliği için daha hayati önem taşımaktadır. Özellikle 1/20000 plan ölçeğinde yeşil sistemde bu derelerin Haliç ile bağlantısı analiz edilmiş ve çevreden bu derelerin beslenebilmesi için yağmursuyu ve toprak
yönetimini kapsayan öneriler getirilmiştir. Haliç, literatürde geçen anlamını jeomorfolojik yapısından alıyor olsa da İstanbul için çevresindeki tarihi ve kültürel mirası ile bir bütün olarak anlam kazanmıştır. Ancak, Türkiye’nin sanayileşme döneminde başlayan su kirliliği Haliç’in zengin mirasını, çevresindeki yaşam alanlarını, içinde bulunduğu ekosistemi olumsuz etkilemiştir. Su Yönetimi Planı Doğal jeomorfolojik yapısı gereği birçok tektonik dinamiği içinde barındıran Haliç, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi’nin birleşiminde kuzeybatı- güneydoğu yönünde uzanır. Bu topoğrafik yapı hem suyun hareketini, hem de biyoçeşitliliği dolayısıyla tüm bunların temeli olan toprağı şekillendirmiştir. Bu doğal yapı günümüze kadar çevresel etmenler doğrultusunda değişerek
14
gelmiş olsa da bilhassa Endüstrileşme ve Modernleşmenin henüz özümsenemeden kente ithal edilmesi ile birlikte başkalaşım geçirmiştir. Doğal yapıdaki bu kimlik kaybını bir nevi metamorfoz olarak tanımlayabiliriz (Erzen, 2019). Fakat bunun çözümlerini üretmek ve doğal yapıya uyumlu, suyu ve topoğrafyayı gözeten stratejiler geliştirmek mümkündür. Haliç’te özellikle 1950’lerden sonra yaşanan dip çamuru sorununun temel sebepleri vardır ve bu sorunlar çözülmeden sadece Haliç’i kapsayan önlemlerle suyu ve dere yatağını temizlemek mümkün değildir. Haliç’in yarı kapalı sistem olması sebebiyle su sirkülasyonu kısıtlıdır. Haliç’e deşarj olan evsel ve sanayi tipi atıklar yüzeydeki tabakada önemli ölçüde anoksik koşullar oluştururken, Haliç’i besleyen tatlı su kaynaklarının çevresinde meydana gelen erozyon alt tabakada dip çamuru oluşumuna sebep olmaktadır.
15
Alibeyköy ve Kağıthane derelerinin yatakları çevresinde sanayi yapılarının oluşmasıyla birlikte bitki örtüsü tahribata uğramış ve alanlar çıplaklaşmıştır. Bu durum çevre semtlerden gelen malzemelerin Haliç’e dolmasına sebep olmuştur. Erozyonun dolayısıyla dip çamuru oluşumunun ana kaynağı bu havzaların tahribat durumuna dayanır. Geçmişten süregelen dip çamuru tesviyesi su altı habitatını ve içinde bulunduğu ekosistemi olumsuz etkilemiştir. Hatta geçmişte buraya taşınmış olan tarihi kalıntılara zarar vermiş olması yüksek ihtimal dahilindedir. Tesviye işlemiyle doğal ve kültürel miras doğrudan etkilenmiştir. Yapılan ıslah çalışmalarıyla mevcuttaki su kalitesi, koku ve görüntü geçmiş zamanlardan daha iyi durumda olsa da sağlıklı çevre koşulları ve olumsuz etkilenen ekosistemin onarımı için yeterli değildir. Bu noktada gelecek planı aşama aşama önem taşımaktadır. Tahrip olmuş orman dokusunun onarımı ve çıplaklaşan alanların doğal süksesyona bırakılması Haliç’e erozyondan kaynaklı malzeme taşınımını engelleyerek temiz su akışını sağlayacaktır. Uzun vadede su havzasında doğal bitki örtüsünün Haliç ekosistemine kazandırılması flora, su, toprak bütünlüğünü de sağlayacaktır. Özetle, iç bölgelerdeki çamurun tasfiyesi ve tatlı su girdilerinin azalmasıyla Haliç genel haliçlerin yapısından giderek uzaklaşarak karakteristik dokusunu korumada güçlük yaşamaktadır. Haliç çevresinde bulunan cadde ve sokak yüzey akış sularının, önerilen bioswale kanallarında kimyasallardan arındırılarak Haliç’e verilmesi önerilmiştir. Böylelikle hem yağmur suyunun yüzey akışıyla kaybı önlenecek hem de Haliç temiz su kaynaklarıyla beslenerek tatlı- tuzlu su karakterini koruyacaktır. Alibey ve Kağıthane Derelerinin senelik toplam debilerinin (3x105 m3/sene) eski yıllardaki günlük toplam debiye (3x105 m3/gün) eşit oluşu ve girdilerin ıslah çalışmalarıyla hayli azalması Haliç’e giren tatlı su miktarını oldukça düşürmüştür (Müftüoğlu, 2008, sf.3). Bu sebeple derelerin fitodegrasyon metodu ile filtrelenen yağmur sularıyla beslenmesi önerilmiştir. Dere yataklarını besleyebilecek kentsel su koridorlarındaki yüzey suyu akışının geçirimliliği su debisini doğrudan etkileyecektir. Aynın zamanda yüzey akış suyunun yoğun olduğu noktalarda fitoremediasyon metodu ile filtrelenen su depolanarak kamuya açık alanlarda veya sulama sistemlerinde yeniden kullanılabilecektir. Haliç su hattı boyunca kıyı kullanımlarını içeren öneriler ile habitat alanının iyileştirilmesi planlanmaktadır.
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
Haliç deniz akıntısının kıyı ile direk karıştığı noktalardan birinde konumlanan mevcut dalgakıran, Eko-Dalgakıran’a dönüştürülecek, Haliç kıyısı habitatı için yaşam alanı sağlanacaktır. Eko-Dalgakıranlar su altında canlı türlerinin barınması ve belenmesi için gerekli habitatı oluştururken su üzerinde de birçok kuş türünün dinlenmesi için ortam oluşturacaktır. 1/1000 ölçekli imar planlarına göre, jeolojik nedenlerle özel önlem gerektiren alanlar, kıyı erozyonuna karşı, kaya örtüsü ve bitki dokusunun birlikte çalıştığı bir sistem ile onarılması önerilmiştir. Aynı zamanda, Haliç deniz akıntısına göre, kıyı çizgisinin su ile direk karşılaştığı noktalarda, güçlü ve yoğun stabilizasyon gerekmektedir ve bu stabilizasyon için yoğun kaya örtüsü kullanılmıştır. Bununla birlikte, Haliç deniz akıntısına karşı, korunaklı bölgede kalan koylarda plaj / sahil kullanımına izin veren doğal kıyı çizgisi oluşturulmuştur. Kentsel dokunun oldukça yoğun olduğu mobilite alanlarında ise, kıyı kenar çizgisi keskin tutularak kamusal alanın su ile direk teması sağlanmıştır. Ayrıca Haliç’in sahip olduğu su hareketliğinden de yararlanarak çağdaş enerji üretim metotları önerilmiştir. Haliç’e üst ve alt katmanlardan içeri giren su daha yüksek bir debiyle ikisinin arasından Boğaz’a doğru çıkar. Saniyede yaklaşık 500m3’lük bir debiyle su giriş çıkış yapmaktadır. Haliç’in daraldığı alanda da akıntı hızı da artarak 15cm/s ye kadar ulaşır (Müftüoğlu, 2008,sf.143) . Böylelikle Haliç’in girişinde Sarayburnu ve Galata Köprüsü alanları enerji üretimi potansiyeli taşır. Bu alanlarda köprüye entegre enerji noktaları önerilmiştir. Haliç Dip Çamuru Temizleme Yöntem Önerileri Haliç’i besleyen Alibeyköy ve Kağıthane dereleri başta olmak üzere derelerde meydana gelen erozyon Haliç’teki dip çamurunun asıl sebebini oluşturmaktadır. Dere yataklarının çevresinde sanayi yapılarının oluşmasıyla birlikte bitki örtüsü tahribata uğramış ve alanlar çıplaklaşmıştır. Mevcut bitkisel örtünün onarılarak ekosisteme kazandırılmasıyla erozyon önlenecektir. Erozyondan kaynaklı gelen malzemelerin Haliç’e dolması da engellenmiş olacaktır. Böylelikle, uzun vadede Alibeyköy Havzası ve Kağıthane derelerinin ekosistem onarımıyla bütünlüğü sağlandığında Haliç’te meydana gelen dip çamuru temelinden çözülmüş olacaktır. Haliç dip çamuru ile ilgili yapılan çalışmalarda çamur içerisinde Kadminyum(Cd), Krom (Cr), Bakır (Cu), Kurşun (Pb) , Çinko (Zn) gibi ağır metallerin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu analizler taban çamurunda ağır metal konsantrasyonunun sanayileşme ile birlikte hızla arttığını göstermektedir (Eroğlu,2012). Görülen bu ağır metallerin fitostabilizasyon metodu ile çamurdan uzaklaştırılması önerilmiştir. Kısa vadede çıkarılan mevcut dip çam-
urunun kirleticilerinden uzaklaştırılarak yeniden kullanımı sağlanabilecektir. Alibeyköy havzasında taş ocaklarının neden olduğu tahrip orman dokusuna orman toprağı değerleri alanın doğal süksesyona bırakılmasıyla yeniden kazandırılacaktır.
jları nedeniyle önemli ölçüde kirlendiğini göstermektedir (Müftüoğlu, 2008,sf.4). Su yüzeyinde durabilen ve kıyıda konumlandırılacak olan ‘yüzer drone’ lar ile yüzeydeki bu tortuların temizlenmesi önerilmiştir.
Kent toprağı, ağır yaya trafiği etkisiyle sıkışır. Bu durum toprakta bulunan hava ve su oranını azaltmaktadır. Ağaçların kent ortamında gelişimini sağlamak için orman toprağının sahip olduğu değerlere yakın değerler gerekmektedir. Bununla birlikte toprağın su ve drenaj koşulları da önem kazanır. Kentsel yeşil sistemde önerilen ağaçlandırma su yönetimi ile birlikte bütüncül bir sistem oluşturur.
Haliç kıyıları sadece kendi içerisinde değerlendirilemeyecek kadar çeşitli peyzaj bileşenlerinin etkisi altındadır. Başka bir deyişle Haliç, daha büyük bir doğal sistemin bir uzantısı, bu sistemin İstanbul Boğazı ile birleştiği son akıntı yoludur. Ne kadar ‘su’ üzerine konuşulsa da aslında topoğrafya, bitki örtüsü ve toprak Haliç’i çevreleyen bu ‘yeşil altyapı’ nın temelini oluştururlar.
Kıyı bandında yapılan iyileştirme mevcut dolgu alanların erozyon, deprem ve sıvılaşma risklerine karşı dayanıklılığını arttıracaktır. Dip çamurunu temizlemek amacıyla üretilen, çağdaş ve ilerici enerji üretim metotlarından birisi de Haliç suyunun hareketi üzerine kurgulanmıştır. Boğaz’dan giren iki tabakalı suyun Haliç’in karakteristik sıcaklık, tuzluluk ve oksijen içeriğini sağladığını, fakat yüzeydeki 2-3 metrelik kısmının endüstriyel ve evsel atıkları taşıyan yüzey deşar-
Yeşil Sistem
Tüm bunların ışığında bakıldığında Haliç, orman, akarsu, tarım, mera ve kent olarak sınıflayabileceğimiz heterojen ekosistemler ile çevrilidir. Tüm bu heterojen sistemler ‘peyzaj ekolojisi’ altında incelenmiştir (Forman ve Godron, 1986). Peyzaj ekolojisi, peyzaj dokusunun ve elemanlarının dağılımına, canlıların, bitkilerin, enerjinin akışına ve peyzaj mozaiğinin değişimine odaklanmaktadır. Peyzaj leke, koridor ve matris olmak üzere bir bütün olarak ifade edilir ve peyzajın içinde bulundurduğu elemanlar bu başlıklar altında sınıflandırılır. Bu metot peyzajın yapısının ve işleyişinin anlaşılması
47169
16
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
için bir temel niteliğindedir. Böylece kompleks peyzaj bileşenleri arasında dahi işleyişi ve peyzaj yapısını görebilmek mümkün olmaktadır.“doğa bir bütündür ve bütün parçalarından daha büyüktür” Antrop, 1998 Peyzaj ekolojisinin temelleri holistik düşünceye dayanır, yani orman, akarsu gibi her bir peyzaj elemanları bütünün içindeki konumları ve durumları ile anlam kazanırlar. Bu nedenle peyzajın yapısı aynı zamanda işleyişini de etkiler. 1/20000 planında görüldüğü üzere peyzaj mozaiğinin en baskın arazi kullanım sınıfını yani ‘matris’ ini kentsel alan oluşturmaktadır. Haliç ise içinde ve çevresinde barındırdığı ve beslediği hayat ile en önemli ekolojik ‘koridor’ lardan biridir. Bununla birlikte kent içerisindeki birçok kuzey-doğu baskın rüzgar yönü doğrultusunda yer alan cadde ve aksların, kent ağaçlandırması ile iyileştirilmesi önerilmiştir. Bu sayede kent dokusu içerisindeki hava sirkülasyonunun devamlılığı sağlanacak, bir nevi kent nefes alacaktır. Koridor niteliği taşıyan ana ulaşım akslarında yapılacak olan ağaçlandırma aynı zamanda caddedeki toz konsantrasyonunu da %25 oranında azaltacaktır (Clauston,1984). Şehir içinde tespit edilen geçirimsiz yüzeylere sahip otoparklar, spor alanları, meyve sebze halleri, şantiye artık alanları gibi alanlar geçirimli yüzeylere dönüştürülerek ekolojik yeşil sisteme dahil edilmiştir. Yağmur suyu yönetimi ile yeryüzüne düşen su doğrudan toprakla buluşacak ya da yer altına aktarılarak değerlendirilecektir. Böylece değerli olan yağmur suyunun geçirimsiz zemin üzerinde akarak kaybedilmesi önlenecek ve toprak beslenecektir. Yoğun yüzey akış suyuna sahip cadde ve sokakların kesişim noktalarında drenaj levhaları ile yüzey akış suyunun toplanması kolaylaşırken buharlaşma önlenmiş olacaktır.
si, önemli bağlantı yollarının sahip olduğu yoğun araç trafiği, hava ve yaşam kalitesini doğrudan etkilemektedir. Kent içi karbon salınımını en aza indirmek hava kirliliği için kritik iken, kent yüzeyine düşen yağmur sularının geçirimli yeşil alanlar ile buluşması Haliç’in temiz su kaynakları ile beslenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Proje alanında yeşil alan ve geçirimli toprak alanların arttırılması ile CO2 emiliminin arttırılması hedeflenmiştir. Bu doğrultuda 11.2 km2 olan mevcut yeşil alanın 16.4 km2 alana çıkarılmıştır. Ayrıca tramvay hattı zemini de yeşil alan olarak değerlendirilmiştir. Alanda yer alan birçok tarihi yapı bakımsızlıktan ve ilgisizlikten harabe haline dönmüştür. Özellikle eski sur duvarları üzerinde ve çevresinde yer alan istilacı bitki türlerinin bu önemli yapıların yakınlarında bulundurulmaması önerilmiştir. 1/20000 planda da belirtildiği şekilde Leylek ve Küçük akbaba kuş türlerinin göç yolları Haliç’in çevresinden geçmektedir. Aynı zamanda alanda 35 kuş türü gözlemlenmiştir. Bu nedenle Haliç tüm kullanıcılarına ve doğaya cevap verecek şekilde ele alınmıştır. Özellikle göç eden kuşların ekstrem hava koşullarında ihtiyaç duyacağı korunaklı alanlar önerilmiştir. Ayrıca önerilen eko-dalgakıranlar, kuşlar için dinlenme ve barınma alanları olarak da düşünülmüştür. Kuş türlerine ek olarak, Haliç karakteristik deniz akıntısı nedeniyle birçok balık çeşidine ev sahipliği yapmaktadır. Haliç kıyıları boyunca farklı türlerin hareketini gözlemlemek mümkündür.
Kaynaklar Bourdieu, P., 1996. Physical Space, Social Space, Habitus, İng. Çev. Jale N. Erzen. Institutt for sociologi og samufunnsgeografi, Universitet Oslo. Published lecture of
Haliç kıyıları, üst ölçekte, İstanbul’un belirlenen 7 Önemli Bitki Alanı’ndan (ÖBA) ikisi olan Kuzey Boğaziçi ve Batı İstanbul Meraları’na yakınlık göstermektedir. Kentleşme ve mega projelerin etkisi altında olan bu bölgede hassas türlerin varlığı söz konusudur. İstanbul’un kuzey orman lekelerinde yer alan doğal türlerin kent ağaçlandırmasında da kullanılması önerilmiştir. Bunlar başta meşe türleri olmak üzere çoğunlukla kayın, ıhlamur, gürgen, dişbudak, kestane, karaağaç ve akçaağaç türleridir. Boğaz ve Haliç kıyılarında ise yoğunlukla makilik hakimdir. Yani pembe beyaz çiçekli ladenler, keçiboğan, abdestbozan, katırtırnağı, kocayemiş, funda çalıları gibi türler doğal olarak yetişir. Haliç ve çevresindeki kent içi yeşil alanların yetersizlik durumu ve sistematik olarak birbiriyle ilişkilenmeme-
15.05.1995. Clauston,B. (Ed.) 1984. Landscape Design With Plants. New York: Van Nostrand Reinhold Company. Eroğlu, T., 2012. Haliç ıslah çalışmalarının su kalitesine etkisi. Yüksek Lisans Tezi. İTÜ. Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı. Erzen, J. N. 2019. Üç Habitus. Yeryüzü, Kent, Yapı. Yapı Kredi Yayınları. ISBN: 978-97508-3456-1 Forman, R. T. T., ve Godron, M., 1986. Landscape ecology. Canada: John Wiley ve Sons, Inc. Müftüoğlu, A. E., 2008.Marmara Denizi Haliç ve Körfezleri’nin Hidrodinamik Yapısı. Doktora Tezi. İTÜ. Fiziksel Oşinografi ve Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı. Müller-Weiner, W., 1998. İstanbul Limanı. Tarih Vakfı Yurt Yayınları. İstanbul.ISBN:975333-084-7 Sagan, C., 2017. Soluk Mavi Nokta. İnsanın Uzaydaki Geleceğine Bir Bakış. Ayrıntı Yayınları, ISBN: 978-975-539-170-9.
17
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
18
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
Ulaşım Sistemi Çözümleri Etaplama Önerisi Proje kapsamında ele alınan ulaşım aksları, kavşakları ve aktarma noktaları, çalışma alanının İstanbul’un yaya nüfusunun en yoğun olduğu ve tarihi kent dokusunun motorlu araç trafiğine uyumlu olmayan yapısı ile bağdaşmadığı gerekçeleri başta olmak üzere, yaya ve toplu taşıma sistemlerine öncelik verecek çözümler ışığında geliştirilmesi hedeflenmiştir. Proje alanındaki yaya güzergahlarının sürekliliği, alan sınırlarındaki ulaşım kararlarından çok üst ölçekle ilişkili planlama kararlarından etkilenmektedir. Bu sebeple proje, üst ölçek senaryosundaki öneriler ışığında uzun vadede hedeflenen ulaşım sistem çözümleri üzerine geliştirilmiştir. Fakat, Haliç kıyı parkının uygulamaya geçirilmesinin uzun vadede önerilen diğer sistem çözümlerini beklemeden, inşası devam etmekte olan T5 hattı tramvay projesi ile mümkün olan en kısa sürede kent hayatına kazandırılması amaçlanmıştır. Bu sebeple, Haliç’in kuzey kıyılarına bir giriş niteliğinde olan Eminönü-Galata Bölgesi ile ilgili ulaşım kararları etaplanarak, esnek yatırım ve inşa süreçlerinin önünün açılması hedeflenmiştir.
19
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
Ulaşım Etaplama Planı:
Kısa Vadede Ulaşım Planı: Birinci aşamada, öncelikli olarak Eminönü kıyı park alanının, Galata Köprüsü yaya aksına bağlanarak inşa edilmesi ve T5 tramvay hattının Galata Köprüsü önünden geçerek, mevcut Eminönü Tramvay İstasyonu ile birleştirilmesi ile yayaların Eminönü kıyısına ulaşımı sağlanacaktır. Eminönü Meydanı’nda yer alan İETT otobüs depo durakları kaldırılıp; bekleme yapmayan, ring şeklinde çalışan otobüs hatları oluşturulması da bu etapta önerilmiştir. Bu aşamada, Eminönü Meydanı’nın kuzey ve güney yakasının bağlanması üst ölçekte diğer ulaşım yatırımları gerektireceğinden, tramvay ve kıyı parkı projelerinin uygulaması Eminönü Meydan’ı yatırımından bağımsız tutulmuştur.
Orta Vadede Ulaşım Planı: İkinci aşamada, Eminönü kavşağında mevcut durumda battı-çıktı ile yeraltına inen geçiş tünelinin Eminönü Meydanı altında yeraltına alınması ve meydanın kuzey ve güney kesimlerinin birleştirilmesi hedeflenmiştir. Yolun ve otobüs duraklarının yeraltına alınması ile birlikte Eminönü Meydanı’nın yayalaştırılması sağlanacaktır. Bu aşamada ayrıca, ilk kullanıma açılışından bu yana yoğun yaya ilgi ve trafiği ile beslenen Galata Köprüsü’nün motorlu araç trafiğine kapatılarak, köprü üzerindeki yaya deneyiminin zenginleştirilmesi ve araç trafiğinin Eminönü kavşağında yarattığı yaya erişim sorunlarının giderilmesi amaçlanmaktadır.
Uzun Vadede Ulaşım Planı: Üçüncü aşamada, Sarayburbu-Eminönü Meydanı arası sahil yolunun yeraltına alınması ile birlikte araç trafiğinin neden olduğu kıyıya erişim blokajı önlenmekte ve kıyı boyunca yaya aksının sürekliliği sağlanmaktadır. Bu bağlamda, Eminönü meydanı – Sirkeci - Sarayburnu arasındaki rıhtımın yeşil sistemin sürekliliğini sağlayan adım taşları ile de desteklenerek yaya ulaşımını ön plana çıkaran bir kurgu öngörülmüştür
47169
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
20
21
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
22
23
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
24
25
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
26
27
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
+ Galata Köprüsü
Gate of St. John Cornibus) bio-hendek +
28
29
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
30
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
bio-hendek: +
31
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
32
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
Yüzer aktiviteler
Etkinlikler
Yüzer Aktiviteler Birinci bölge proje alanı, Unkapanı Kavşağı - Fener bölgesi arasında, Haliç kıyılarının en darlaştığı şeritlerin başında gelmektedir. Bu bölgedeki sınırlı açık alanın yanısıra, iç kesimdeki yoğun yapılaşmış dokudaki semtlerde de mahallelerin ihtiyaçlarına yönelik kamusal açık alan eksikliği bulunmaktadır.
Ölçüm & gözlem
Ana kurgusunu Haliç’in suyla kurduğu ilişkiyi dönüştürerek canlandırmak üzerine kuran proje, kıyıdaki liman alanlarında park etme noktalarında konumlanabilecek 5 farklı yüzer platform önererek, kıyı şeridinde alan kısıtı sebebiyle yerleşmesi mümkün olmayan spor sahaları, büyük etkinlik alanları gibi programları su üzerinde hareket ederek konum değiştiren ve semtler arasında paylaşım ve etkileşimi pekiştiren araçlar olarak önermektedir. Değişen ihtiyaçlar ve geçici etkinliklere göre güncellenebilecek/uyarlanabilecek bu yüzer platformlar, suyun hareketliliği ve programların hareketliliği ile hem 1. Bölge iskeleri ve semtleri arasında bağ hem de Haliç’in diğer proje bölgeleri arasında iletişim yaratma potansiyeline sahiptir. İskele altı kısımda önerilen su temizleyen ve Haliç sualtı ekosistemini onarmaya yardımcı su altı bitkilendirme sistemi bu yüzer platformların altında da mevcuttur.
#suylaüret #suyukoru -
33
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
#suyadokun #sudanye #suylaspor
#suylaspor
-
tedir.
pazar/sergi
sahne/ekran
Çoklu etkinlik platformu
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
34
35
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
36
37
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
38
39
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
40
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
Kamusal Kıyı yapıları 1.bölge proje alanı dar kıyı alanı, sınırları içinde bulundurduğu yapılar ve yakın çevresindeki yoğun kentsel doku içinde, kentin bu bölgesinin ihtiyaç duyduğu açık alan ihtiyacı için gereklidir. Bu sebeple, yapılaşmayı en aza indirgemeyi hedefleyen proje, yalnızca alanda mevcutta bulunan ve işlevinin aynı bölgede devam etmesi gerekli yapıları, yeni kentsel kurgu bağlamında ele alarak, kıyı peyzajı ile entegre yapılar üretilmesi amaçlanmıştır. Haliç’in geçmişinde bu kıyılarda bulunan han/hal/ hangar yapılarının işlevsel özelliklerinden ilham alınarak tasarlanan yeni kamusal kıyı yapıları, eski han/hal/hangar yapılarının modüler ve esnek mekansal karakterini taşıyarak, hangarlarda depolanan ürünlerinin çok çeşitli olabileceği gibi, programında çok çeşitli kurgularda olabilmesi için altlik oluşturacak hangar kıyı yapısı tipolojisi üretilmiştir. Bu yapılar zemin kötlarında geçirgen mekanlar ile açık alandaki programlar ile bütünleşirken, kamusal işlevleri ile de kentin gündelik yaşamına aktif olarak katılmak üzere tasarlanmıştır. Kentlileri enerji kullanımlarını ortaklaşa yöneterek kamusal alanı sahiplenmeye teşvik eden proje yaklaşımı, bu yapıların tasarımında da sürdürülmüş, yapıların çatıları hücre yapılı güneş paneli ile güney yönlerine bakacak şekilde apapte edilebilen modüler bir sistem ile üretilmiştir. Yapının cepheleri ise, parçası olduğu kamusal alanda fiziksel ve dijital katmanların kesişerek kolektif bir şekilde algılanabilmesi ve kullanıcı ile etkileşime geçmesi amaçlanan LED mesh media cepheleri şeklinde önerilmiş ve projenin dijital katmanı olan Haliç Mobil’deki etkileşimin kamusal mekanda görsel kentsel veri sirkülasyonuna dahil edilmesi amaçlanmıştır.
Ticari /Endüstriyel liman
41
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
47169
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
42
43
İstanbul Senin Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması 1. Bölge
47169
#suyla yaĹ&#x;a