İçel Sanayisini Geliştirme Sempozyumu - DİE

Page 1

• • •

IÇEL SANAYISINI •

GELISTIKME SEMPOZTIJMU ~

DEVLET İSTATİSTİK

MERSİN TİCARET VE

ENSTİTÜSÜ

SANAYİ ODASI


ÖNSÖZ

Dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'ninde 21 yüzyılda gerekli ilerlemeyi sağlayabilmesi ve bilimsel çalışmalarda varolabilmesi için , güçlü ve etkin bir bilgi sistemine sah ip olması gereğini hızla ilerleyen çağımızda anlamaktayız. Devlet istatistik Enstitüsü bu sorumluluktan hareketle; kurulduğu 1926 yılından bu yana ülkemizin ekonomi, toplum ve kültür konularında gerek duyduğu bilgi ihtiyacını tespit etmekle başlayan , gereken verileri derleyen, değerlendiren ve bu konulardaki istatistikleri ve bilgileri üreterek, belirli ölçüde yorum da yaparak kullan ı cılara sunmakla neticelenen çalışmalarına büyük gayret ve özveri ile devam etmektedir. Amacımız , Türkiye'de bilgi toplumuna doğru g idişe katkıda bulunmaktır. Çünkü ; Bilgi ve hız çağına girdiğimiz, küreselleşme olgusunu yaşadığ ı mız günümüzde, bilgi ve istatistiklerin rolü büyüktür. Bilgi çağı ve küreselleşmenin en belirgin özellikleri yoğun bilgi üretimi ve akışıd ır. Bilgiyi zamanında ve yerinde kullanan, bilgiyi üreten ve güçlü olmanın en önemli koşulu olan bilgiye daya l ı hakimiyet kabiliyetine sahip olan ülkeler, 21 . yüzyılın dünya devletleri olacaktır. Bu anlamda; yoğu n ve karmaşık bilgi akışı içerisinde sistemli, güvenli ve saydam yöntemlerle veri ve bilg i sunma özelliği olan istatistik sistemlere sahip olmak hayati bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Devlet istatistik Enstitüsü, ülkenin bilgi sistemi altyapısını sayımlar, yıllık , üçaylık ve aylık cari anketler ile oluştu rmaya çalışırken ; son yıllarda iller düzeyinde meydana gelen değişmelerin incelenmesi gereklil iğ i ortaya çıkmış ve DIE' den proje kapsamında , talep edilen çalışmalara yönelinmesi istenmiştir. Bu anlay ı ş ile iller düzeyindeki gelişmeleri çeşitli boyutlar kapsamında incelemenin yararları göz önüne alınarak Türkiye genelindeki bilgi sistemine iller ve bölgeler düzeyini dahil etmiştir. Yay ı nın konusu, "1997 Yılı lçel ili Sanayi Envanterinin Çıkarılması ve Sanayinin Gelişmesi için Gerekli Tedbirlerin Al ı nmsı Projesi" kapsamında 24-25 Haziran tarihinde Mersin' de yapılan sempozyumda değerli bilim insanlarının ve DIE personelinin anket sonuçlarına dayalı değerlendirmelerini içermektedir.

DIE yöresel çalışmalara büyük önem vermektedir. Yöre i nsanıyla birlikte, yörede beraber iş yapmak , yörenin bugunünü ve yarınını belirlemek, yörenin eksiklerini ve beklentilerini beraberce ortaya koyabilmenin gerekliliğine yürekten inanmış ve bu tür çalışmalarını diğer illere de taşıma kararlılığı içerisindedir. Ayrıca DIE, mevcut değişik kaynaklarda elde edilen bilgilerin sistematik bir şekilde mukayese edilmesinin istatistiki bilgilerin kalitesini yükselteceğine inanarak, kurum ve kuruluşlarla işbirliği çalışmalarına büyük önem vermektedir. Kurum ve kuruluşlardaki bilgi sistemleri aras ı nda güçlü, etkin ve kaliteli bilgi akış ı n ı sağlamak ve bunu uluslararası boyuta taşımak kararlılığı içerisindedir.

Tebliğleri hazırlayan bilim insanlarımıza , MTSO yöneticilerine ve DIE çalışanlarına teşekkür

ederim.

Şefik YILDIZELİ Başkan

Devlet İstatistik Enstitüsü

m



İÇİNDEKİLER

SAYFA

ÖNSÖZ

III

AÇILIŞ KONUŞMALARI

Hamit HAYFAVİ

Başkanı

l

DİE Eski Başkanı

5

Nurgül ÖGÜT - DİE Başk. Yrd.

11

Ömer GÜCELİOGLU - MTSO Danışmanı - ODTÜ

19

Süha Ziya GÖKALP - DİE Başk. Yrd.

25

Emine KOÇBERBER - DİE

29

MTSO Yönetim Kurulu

Prof. Dr. Ömer GEBİZLİOGLU

TEBLİGLE R

İstatistiki Çalışmaların Kapsam, Yöntem ve Metodları

Projenin Amaçlan DİE Bölge Müdürlükleri ve Yerel Çalışmalar İçel İlinin Ekonomik ve Sosyal Göstergelerle Genel Değerlendi rilmesi

Alp ERDEM - DİE Selmin ALTIN - DİE

İçel, Denizli, Gaziantep İllerinin imalat Sanayi İşyerlerinin

41

Y. Kenan ORHAN - DİE

Finansmanı, Pazarlaması, Yatırımı ve Üretimi

Ahmet PALAS - DİE

İçel, Denizli ve Gaziantep İllerinin Sanayi Yapılarının Karşılaştırılması

63

Atilla GÜRBÜZ - DİE Erdal YILDIRIM - DİE Ahmet PALAS - DİE

İçel, Denizli ve Gaziantep İlleri Girişimcilik Yapısı

107

Atilla GÜRBÜZ - DİE Erdal YILDIRIM - DİE Prof. Dr. Ercan UYGUR - AÜ - SBF

169

İçel ' de Kent Dokusu, Kent Ekonomisi, Kent Kimliği

Prof. Dr. Sencer AYATA - ODTÜ

197

İçel Sanayi Gelişiminin Önündeki Olanaklar ve Darboğanlar:

Prof. Dr. Ayda ERAYDIN - ODTÜ

217

Doç. Dr. Celal KÜÇÜKER - HÜ

251

Prof. Dr. Erol TAYMAZ - ODTÜ

277

Dr. Adil TEMEL - DPT

293

Prof. Dr. Ahmet ACAR - ODTÜ

319

Üretkenlik Ölçütlerine Göre İçel , Türkiye ve Sektör Karşı laştırmaları

Dinamikler,

Gelişme Ortamı

ve Destekleme

Mekanizmaları

Kentsel Gelişim ve Yakınsama Süreci Yerel

Gelişme

ve Teknik Etkinlik

İçel' in Sanayi Yapısı, Gelişme Olanakları

imalat Sanayiinde Rekabet ve işletme Stratejisi : İçel Örneği

İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

24 - 25 HAZİRAN 1999 MERSİN

V



İÇEL SANAYİSİNİ

GELİŞTİRME SE.MPOZYUMU

HamitHAYFAVİ

MTSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI

24 - 25 HAZiRAN 1999 MERSİN


Sayın

BAKANIM, Say ı n VALİM, BÜYÜKŞEHİR BELEDiYE BAŞKANIM , BELEDİYE ODA BAŞKANLAR! , Yazılı ve görsel basının değerli temsilcileri . Odamız ve Devlet istatistik Enstitüsünün ortaklaşa düzenlediği İçel Sanayisini Geliştirme Sempozyumuna hoş geldiniz. Ülkemizde bir odanın öncülüğünde, Devlet istatistik Enstitüsünün katkısı ile ilk kez gerçekleşen böyle bir sempozyuma ev sahipliği yapmanın mutluluğu ve coşkusuyla sayg ı ve sevgilerimi sunarım . BAŞKANLARIM ,

Değerli

konuklar,

Bugün ve yarın; Türkiye'nin en fazla göç alan, nüfusu en fazla artan, çarp ı k kentleşmenin. işsizliğin ve kriminalite oranının en yükseklerde olduğu; ama herşeye rağmen hemşehrisi olmaktan büyük onur duyduğum lçel ilinin sanayisini tartışacağız. 80'1i yılların sonlarından itibaren tüm olumsuz siyasal ve ekonomik gelişmeden en şiddetli şekilde etkilenen lçel ilinin bu kötüye gidişine dur demek için buradayız. Bu ça l ışmayı 1997 y ı lının sonlarında başlattık . Amacımız; lçel'in sosyal ve ekonomik dinamiğini ol uşturan imalat sanayi sektöründe meydana gelen gelişmeleri incelemek, böylece lçel'in hem ekonomik, hem de sosyal açıdan değerlendirmekti. Bu çerçevede İçel'de; • • • • • •

Girişimciliğin

ekonomik, sosyal ve tarihsel özellikleri, kökenleri, Fi rmaların finansman biçimleri ve önemi, Devlet desteklerinin önemi, Fi rmaların rekabet gücü, İhracata ve ithalata bağım l ılık dereceleri

Girişimciliğin

gibi ekonomik ve sosyal özellikler; 221 'i orta ve büyük ölçekli olmak üzere toplam 4.065 işyerinde yapılan anketle Devlet istatistik Enstitüsü tarafından araştırıldı. Ortaya bugün ve yarın detaylarını tartışacağımız enteresan sonuçlar çıktı. Bu sempozyumun bölgemize ve özellikle İÇEL' in sanayileşmesine ve kalkınmas ına büyük katkı yapacağına inancım sonsuzdur. Değerli

konuklar,

bu projenin bir benzeri bundan birkaç yıl önce Denizli ve Gaziantep illeri Ancak bizim projemizin bir ayrıcalığı ve bir "ilk olma" özelliği vardır. Denizli ve Gaziantep projeleri, belirli ölçüde yurt dışından finansman sağlanarak , devlet kuruluşları tarafından önerilmiş ve uygulanmış bir projedir. Oysa bizim projemizde talep bizim sanayicilerimizden , bizim odamızdan gelmiştir. Finansal kaynak ise yine büyük ölçüde bizim odamız tarafından sağlanmıştır. Ayrıca bizim projemiz, birkaç aşamada ve birkaç y ı l içerisinde yapılıp tamamlanan bir projede değildir. Bu projenin süresi Cumhuriyetimizin 100.cü yıl dönümünü kutlayacağımız 2023 yılına kadar uzamaktadır. Projemizin nihai amac ı Mersin sanayisinin geliştirilmesi ile tüm sektörleri kapsayan sosyo-ekonomik gelişimin lçel'de

başlattığımız

kapsa mında uygulanmıştır.

sağla n mas ı dır. Bilindiği

gibi bu proje değişik aşamaları kapsayan bir süreç içerisinde yürütülmüştür. Birinci ili sanayi envanterinin çıkarılması " için anket uygulanmıştır. Bu çalışmanın başladığ ı tarihte lçel'de hangi sektörde kaç işyeri var, çal ı şanları ne kadar, hangi bölge ve yörede faaliyet gösteriyorlar gibi çok temel soruların bile yanıtları bilinmiyordu. Var olan birkaç veri ise güncel değildi. Bu veriler günce lleştirilerek Odam ı z tarafı ndan kitap halinde basılmış , kamuoyunun ve üyelerimizin kullan ı mına sunu l muştur. ikinci aşamada "imalat sanayi işyerleri ve girişimcilik anketleri" uygulanmış ve sonuçlar Devlet istatistik Enstitüsü tarafından değerlendirilip çoğaltılarak basına ve bu sonuçl arı bilimsel ortamda değerlendirecek olan değişik üniversitelerimizin saygı değer hocalarına sunulmuştur. işte bu sempozyumda, elde edilen ilk iki aşama sonuçları değişik bakış açılarıyla değerlendirilecek, ve içel'in aşamada " İçel

3


sanayileşme eğilimler

süreci, başka bir ifade ile sanayileşmede geri kalmasının nedenleri, bunu etkileyen faktörler, ve hedeflere ulaşmanın yolları tartışılacaktır.

Değerli

Konuklar,

Devlet İstatistik Enstitüsü'nün 1997 yılı verilerine göre milli geliri en yüksek 7. il olan lçel, kişi başına gelir itibariyle 16. sıradadır. Ancak dikkatli bir analiz, İçel'in önünde yer alan tüm illerin Türkiye koşullarında sanayileşmiş iller olduklarını- tespit edecektir. lçel, 150 yıllık mütevazi geçmişi ile her zaman bir ticaret şehri olarak algılanmış , devlet tarafından sanayileşmesi adeta istenmemiş bir ildir. Bunun en güzel kanıtı da, İçel ilinde Seka dışında bir tane bile üretime yönelik KIT olmamasıdır. Oysa kalkınmanın yolu sanayileşmekten , sanayileşmede Türkiye koşullarında KİT'lerden ve devlet desteklerinden geçmektedir. 1930'1u ve 40'1ı yıllarda Türkiye'nin sanayi kentleri arasında sayılırken , 1960' 1ı yıllarda fabrikalar caddesi diye bilinen bir caddeye sahipken, İçel'in bugünkü konumunu içimize sindiremiyoruz. İçel bir sanayi kenti idi, önümüzdeki en yakın dönemde de yine sanayi kenti olmalıdır. Doğrusu Mersin'in sanayileşmesi yaklaşımımız, hatta inadımız Sizlere bir çılgınlık gibi gelebilir. Mersin'de sanayileşme için gerekli girişimcilik dinamiklerinin mevcudiyetine kesinlikle inanıyorum. Sanayicilerimizin bu konulardaki inanç, çalışma , azim , işbirliği ve dayanışmaları sonucu gerekli sosyal motivasyon oluşmuştur. Bu azimdeki insanları hiç kimse, ama hiç kimse durduramaz. Ancak unutmamak gerekir ki İçel ekonomisi ve sanayileşmesi , ülke ekonomisinden ve ülke şartlarından soyutlanamaz. Buna karşı IÇEL'in ekonomik olarak kalkınması ve gelişmesi için ülkemizdeki ekonomik şartların iyileşmesini beklemeye tahammülü yoktur. Bunun için IÇEL'e özgü, altını çizerek söylüyorum, lçel'e özgü ekonomik sosyal şartların iyi analiz edilmesi, ekonomide itici faktörlerin ortaya çıkarılması ve gelişmedeki fırsat üstünlüklerinin yakalanması ve kullanılması gerekmektedir. Değerli

konuklar,

Odamızın , Mersinli sanayicilerin öncülüğünde; Devlet istatistik Enstitüsünün önemli katkılarıyla gerçekleşen bu sempozyuma katıldığınız için hepinize bir kez daha "hoş geldiniz" demek isterim. Bu

sempozyumu düzenleyen arkadaşlarıma , oturum başkanlarına , bu sempozyuma bilimsel çalışmaları ile katkıda bulunan seçkin üniversitelerimizin değerli hocalarına , mensup oldukları sektörlerin sorunlarını dile getirecek olan yerel sanayi sektör temsilcilerine, özellikle de iktisadi gelişme politikaları ve data analizi otoriteleri olan Devlet istatistik Enstitüsünün değerli bürokratlarına çok teşekkür ederim. Temennim çok kısa bir zamanda dünya ile, Avrupa ve Asya ile bütünleşmiş, Ortadoğu ' nu en önemli merkezi haline gelmiş lçel'de tekrar buluşuruz. Sorunlarını çözüme kavuşturmuş, alt yapısı tamamlanmış, Dünya Kenti Mersin'de bu günleri tatlı birer anı olarak yad etmek ümidiyle saygılar sunarım.

4


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

Prof. Dr. L. Ömer GEBİZLİOGLU DEVLET İSTATİSTİK ENSTİTÜSÜ ESKİ BAŞKANI

24- 25 HAZİRAN 1999 MERSİN


İÇEL İLİNİN SANAYİİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU KONUŞMA METNİ Prof Dr. Ömer L. GEBİZLİOGLU

Türkiye'nin 21 yüzyılda layık olduğu yeri alabilmesi, güçlü ve etkin bir bilgi sistemi ile mümkündür. Devlet istatistik Enstitüsü bu sorumluluktan hareketle; kurulduğu 1926 yılından bu yana ülkemizin ekonomi, toplum ve kültür konularında gerek duyduğu bilgi ihtiyacını tespit etmekle başlayan , gereken verileri derleyen, değerlend iren ve bu konulardaki istatistikleri ve bilgileri üreterek, belirli ölçüde yorum da yaparak kullan ıcılara sunmakla neticelenen çalışmalarına büyük gayret ve özveri ile devam etmektedir. Amacımız, Türkiye'de bilgi toplumuna doğru gidişe katkıda bulunmaktır. Çünkü; Bilgi ve hız çağına girdiğimiz, küreselleşme olgusunu yaşadığımız günümüzde, bilgi ve istatistiklerin rolü büyüktür. Bilgi çağı ve küreselleşmenin en belirgin özellikleri yoğun bilgi üretimi ve akışıd ır. Bilgiyi zamanında ve yerinde kullanan, bilgiyi üreten ve güçlü olmanın en önemli koşulu olan bilgiye dayalı hakimiyet kabiliyetine sahip olan ülkeler, 21. yüzyılın dünya devletleri olacaktır. Bu anlamda; yoğun ve karmaşık bilgi akışı içerisinde sistemli, güvenli ve saydam yöntemlerle veri ve bilgi sunma özelliği olan istatistik sistemlere sahip olmak hayati bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Devlet istatistik Enstitüsü, ülkenin bilgi sistemi altyapısını sayımlar, yıllık , üçaylık ve aylık cari anketler ile oluşturmaya çalışırken ; son yıllarda proje kapsamında talep edilen çalışmalara yönelerek çalışma hacmini giderek arttırmıştır . Bu anlayış ile iller düzeyindeki gelişmeleri çeşitli boyutlar kapsamında incelemenin yararları göz önüne alınarak Türkiye genelindeki bilgi sistemine iller ve bölgeler düzeyini dahil etmiştir.

Bu anlayıştan hareketle, iller düzeyinde gelişmeleri çeşitli boyutları içinde incelemenin önemine inanılarak planlanan yerel çalışmalar kapsamında Gaziantep ve Denizli illeri ile başlayan araştırma projeleri lçel ve Ankara ile devam etmektedir. Projenin Amaç ve

Kapsamı

lçel'in sosyal ve ekonomik dinamiğini oluşturan imalat sanayii sektöründe meydana gelen değişim ve gelişmelerin sürekli izlenmesi ve değerlendirilmesi, bu bağlamda sosyal göstergelerle ilin hem ekonomik hem de sosyal açıdan değerlendirilmesi , sanayileşmenin gelişmesindeki süreç, gelişmeyi etkileyen faktörler, sanayileşmedeki darboğazların tespiti ile sanayileşmeye ivme kazandırmak için alınması gerekli tedbirlerin belirlenmesi

amaçlanmıştır.

Proje iki aşamada gerçekleştirilmektedir. Birinci aşamada amaç, lçel ilindeki tüm imalat sanayi işyerlerine ait adres çerçevesi, istihdam, çalışma şekli, hukuki durumu, kuruluş yılları gibi karakteristikleri elde etmektir. ikinci aşamada ise; birinci aşamada elde edilen adres çerçevesi kullanılarak ilin sanayi yapıs ı, girişim cilik ve istihdam yapısı ile ekonomik ve sosyal nitelikleri araştırılacaktır. Girişi mcilik, yatırım, üretim, iç ve dış ticaret, istihdam, çevre ilişkileri ve sanayicilerin gelece~e

dönük yatırım kararları sorgulandığı projede aşağıdaki anketler uygulanmıştır ; 1- 1997 Yıllık imalat Sanayi Anketi 2-

1997 Yılı lçel ili Küçük Ölçekli imalat Sanayi Anketi

7


3- 1997 Yılı lçel İl i Sanayi Envanterinin Çıkarılması ve Sanayinin Gelişmesi için Alınması Gerekli Tedbirlerin Belirlenmesi Projesi ,imalat Sanayi lşyerleri Anketi

4- 1997 Yılı İçel ili Sanayi Envanterinin Çıkarılması ve Sanayinin Gelişmesi için Alınması Gerekli Tedbirlerin Belirlenmesi Projesi, imalat Sanayi Girişimcilik ve Eğilim Anketi 5- 1997 Y ı lı lçel ili Sanayi Envanterinin Çıkarılması ve Sanayinin Gelişmesi için Alınması Gerekli Tedbirlerin Belirlenmesi Projesi, Küçük Ölçekli imalat Sanayi lşyerleri , Girişimcilik ve Eğilim Anketi

Sanayi Yapısı ve Girişimcilik bölümlerinden oluşan a raştırmada , ilin ekonomik ve sosyal özellikleri gibi aşağıda belirtilen temel konular incelenmiştir: ).,, ).,, ).,,

Sözkonusu ilin kendine özgü koşulları , geçmiş birikim ve Girişimciliğin ekonomik, sosyal ve tarihsel özellikleri. Devlet desteklerinin önemi,

başarıları,

).,, ).,,

Devlet müdahaleleri ile ekonomik gelişme arasındaki ilişki , Devlet müdahalelerinin nitelik değiştirmesi ile yeni yerel sanayi odaklarının gelişmesi arasındaki ilişki ,

).,, ).,, )"' ).,, )>

)"' )>

Gelişmiş teknolojilerin ve üretim yöntemlerinin kullan ı mı, ilde girişimciliğin kökenleri ve özellikleri, Firmaların finansman biçimlerinin önemi, Firmaların rekabet gücü , AB ile Gümrük Birliğ i nin imalat Sanayi üzerine etkileri, AR-GE, etüd vb. çalışmaların işyerlerince kullanım durumu, imalat Sanayi lşyerlerinin ihracata bağımlılık derecesi.

Proje, lçel ili sınırları içinde yer alan 1O ve daha fazla kişi çalışan tüm imalat sanayi iş yerleri ile 1-9 işyerlerinden örnekleme yöntemi ile seçilen işyerlerini kapsamıştır. Verilerin değerlendirilmesinde 4'1ü ISIC Revize-il klasifikasyonu kullanılmıştır. kişi

çalışan

Bugün sempozyumda değerli bilim insanlarının ve DIE personelinin anket sonuçlarına dayalı değerlendirmelerini dinleyeceğiz. DIE personeli proje kapsamında uygulanan anketlerin sonuçların ı, daha

önce " Yeni Yere~ Sanayi Odaklarının Araştırılması Projesi" kapsamında incelenen Denizli ve Gaziantep illerimizin sonuçlarıyla karşılaştıracaklardır. lçel ve bölge ekonomisini geliştirme kapsamında il bazında ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda gerekli araştırmaları yapmak, araştırma sonuçlarını değerlendirmek ve yayınlamak , Mersin merkez ilçenin, kültürel, ekonomik, sosyolojik ve bilimsel kalkınması için 2023 yılını hedef alan stratejik ve kalkınma planının hazırlanması ve hedeflerinin tespiti için DIE ile MTSO arasında yeni bir protokol imzalanmıştır. Bu çalışmada, yerel ekonominin rekabet gücünü ve değişen koşullara uyum kapasitesini arttırıcı yerel insiyatifler tarafından -yerel-dışı kurumlar Ve uzmanlar ile yardımlaşarak- sürekli oluşumunu sağlayarak tedbirlerin saptanması , rekabetçi fakat yardımlaşmacı bir yerel ekonomi atmosferinin yaratılması ve sürekli kılınmasını sağlıyacak tedbirlerin oluşturulabilmesi üzerinde yoğunlaşacaktır. Bu konu bugünkü.sempozyumda ayrıntılı olarak anlatılacaktır.

8


DİE

yöresel çalışmalara büyük önem vermektedir. Yöre i nsan ı yla birlikte, yörede beraber iş yapmak , yörenin bugunünü ve yarının ı belirlemek, yörenin eksiklerini ve beklentilerini beraberce ortaya koyabilmenin gerekliliğine yürekten inanmış ve bu tür çalışmalarını diğer illere de taş ı ma kararlılığı içerisindedir. Ayrı ca

DIE, mevcut değişik kaynaklarda elde edilen bilgilerin sistematik bir şeki l de mukayese istatistiki bilgilerin kalitesini yükse l teceğine inanarak, kurum ve kuruluşlarla işbirliği çalışmalarına büyük önem vermektedir. Kurum ve kuruluşlardaki bilgi sistemleri arasında güçlü, etkin ve kaliteli bilgi akışını sağlamak ve bunu uluslararası boyuta taşımak kararlılığı içerisindedir. edilmesinin

Sempozyumun yapılmasına

emeği geçen DIE çalışanlarına ve

ederim.

9

MTSO yöneticilerine teşekkür


İÇEL SANAYİSİNİ

GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

İST ATİSTİKİ ÇALIŞMALARIN

KAPSAM, YÖNTEM VE METODLARI

Nurgül ÖGÜT-DİE Başk. Yrd.

24 - 25 HAZİRAN 1999 MERSİN


1. PROJENİN AMACI lçel' in sosyal ve ekonomik dinamiğini oluşturan imalat sanayii sektöründe meydana gelen değişim ve gelişmelerin sürekli izlenmesi ve değerlendirilmesi , bu bağlamda sosyal göstergelerle ilin hem ekonomik

hemde sosyal açı dan değerlendirilmesi, sanayileşmenin gelişmesindeki süreç, gelişmeyi etkileyen faktörler, sanayil eşmedeki darboğazların tespiti ile sanayileşmeye ivme kazandırmak için alınması gerekli tedbirlerin

belirlenmesi amaçlanmıştır. Anket lçel genelinde ve özel sektörde çalışanların yıllık ortalama sayısı 1 ve daha fazla kişi ça lışan imalat sanayii işyerleriyle , devlet sektörünün tamamına uygulanmıştır. Bu amaçla DIE ile Mersin Ticaret ve Sanayi

Odası arasında

protokol

imzalanmıştır.

Proje iki aşamada gerçekleştirilmişdir. Birinci aşamada, İçel ilindeki tüm imalat sanayi işyerlerine ait adres çerçevesi, istihdam, çalışma şekli , hukuki durumu, kuruluş yılları gibi karakteristikler elde edilmiş , elde edilen adres çerçevesi kullanılarak ikinci aşamada lçel'in sanayi yapısı , girişimcilik ve istihdam yapısı araştırılmıştır.

Bu proje kapsamında yer alan imalat Sanayi lşyerleri Anketi ile işyerlerinin üretim yapısı , makina parkı ve teknolojisi, sermaye yapısı ve kredi kullanımı , Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ' nin etkileri, bu illerin altyapı ve çevresel özelliklerinin incelenmesi, imalat Sanayi Girişimcilik ve Eğilim Anketi ile, girişimcinin tanıtımı , işyerinin hukuki durumuyla birlikte ortaklık ve yönetim yapısı, işyerinin kuruluşuna ait bilgiler, girişimcinin iş

ve çalışma hayatı , girişimcinin değişim ve büyüme isteği, yatırımlara yQnelik planları ve işyerinin ihracat yapısına yönelik bilgilerin derlenmesi, Küçük Ölçekli imalat Sanayi lşyerleri , Girişimcilik ve Eğilim Anketi ile girişimcinin tanıtımı , işyerinin kuruluşuna ait bilgiler, girişimcinin iş ve çalışma hayatı, girişimcinin değişim ve

büyüme isteği, işyerinin hukuki durumuyla birlikte ortaklık ve sermaye yapısı, işyerlerinin üretim yapısı ve kapasite kullanımı , satın alışlar, satışlar ve pazarlamaya yönelik bilgileri, kredi kullanımı ve yatırımlara yönelik planları , bu illerin altyapı ve çevresel özellikleri, makina parkı ve teknoloji kullanımı , rekabet durumu ve sorunlar ve yerel yönetimden beklentilerinin incelenmesine yönelik bilgilerin derlenmesi amaçlanmıştır. Sanayi Yapısı, Girişimcilik ve istihdam bölümlerinden oluşan araştırmada, aşağıda belirtilen temel konular incelenecektir:

=>

lçel ilinin kendine özgü koşulları, geçmiş birikim ve başarıları,

=>

Sanayileşmenin

çerçeve koşulları,

=> Gelişmiş teknolojilerin ve üretim yöntemlerinin kullanımı, =>

lçel ilinde girişimciliğin kökeni ve özellikleri,

=>

Tarihsel olarak sermaye birikiminin gelişimi ,

=>

Firmaların fi~ansman biçimlerinin önemi,

13


=>

Yurt d ı şında çalışan işçilerin ve yurt dışı üstlenicilik firmalarının bölge gelişmesine katkısı,

=>

lçel ilinde işgücünün niteliği , bolluğu ve ucuzl uğu,

=>

Firmaların

=>

AB ile Gümrük Birliğinin İmalat Sanayi üzerine etkileri,

=>

AR-GE, etüd vb. çalışmaların

=>

imalat Sanayi işyerlerinin ihracata bağıml ı lık derecesi.

rekabet gücü,

işyerlerince kullanım

durumu,

Proje kapsamındaki faa)iyetler DİE ve TSO tarafından yerine getirilerek, çalışmanın güvenilir ve sağl ı klı bir şekilde sürdürülebilmesi için lçel ilinde bulunan ilgili kamu kurum ve kuruluşları , üniversiteler ile diğer sınai,

ticari ve mesleki mahalli kuruluşlarla işbirliği yapılmıştır. Projede

sadece

klasifikasyonu

imalat

sanayii

kapsanmıştır. Verilerin

değerlendirilmesinde

4'1ü ISIC

Revize- il

kullanılmıştır.

2. PROJENİN KAPSAMI Bu

çalışmada

sadece imalat sanayi sektörü

10 ve daha fazla

kapsanmıştır.

kişi çalışan imalat sanayi işyerlerinin tamamı tam kapsamdadır.

1 - 9 kişi çalışan imalat sanayi işyerlerinde örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Bu ilde örnek çerçevesini oluşturmak üzere, 1998 yılı Şubat - Mart ayları içinde yapılan "Tarama Anketi" ile tüm cadde ve

sokaklardaki imalat sanayi işyerleri tesbit edilmeye çalışılmış ve tarama soru kağıdı ile örnek çekimine esas olacak temel bilgiler derlenmiştir. 3. PROJ ENİN YÖNTEM İ "1997 Yılı lçel İli Sanayi Envanterinin Çıkarılması ve Sanayinin Gelişmesi için Alınması Gerekli Tedbirlerin Belirlenmesi Projesi" nde,

10 ve daha fazla ,/

kişi çalışan tüm imalat sanayi işyerlerinde;

Sayısal bilgilerin derlendiği "1997 Yıllık imalat Sanayi Anketi", nitel bilgilerin derlendiği "imalat Sanayii

lşyerleri Anketi" ve "İmalat Sanayi Girişimcilik ve Eğilim Anketi" uygulanmıştır. ./

imalat Sanayi lşyerleri Anketi işyerinin muhasebe müdürü, Girişimcilik ve eğilim anketleri ise işyerinin

kurucusu ile veya işyerinin sermayesinde en büyük hisseye sahip girişimci ile daha önceden randevu alınarak

yüz yüze

görüşme

yoluyla

doldurulmuştur.

14


1 - 9 kişi çalışan küçük ölçekli imalat sanayi işyerlerinde; ../

Sayısal bilgilerin derlendiği "1997 Yıllık Küçük Ölçekli imalat Sanayi Anketi" ve nitel bilgilerin derlendiği

"Küçük Ölçekli imalat Sanayii lşyerleri , Girişimcilik ve Eğilim Anketi" uygulanmıştır. ../

Küçük Ölçekli imalat Sanayi lşyerleri Anketi, işyerinin muhasebe müdürü, Küçük Ölçekli imalat Sanayii

lşyerleri , Girişimcilik ve Eğilim Anketi ise, işyerinin kurucusu veya işyerinin sermayesinde en büyük hisseye

sahip g i rişimci ile daha önceden randevu alınarak yüz yüze görüşme yoluyla doldurulmuştur. 4. ALAN UYGULAMALAR! a. Temel Anketler 1.

1997 Yılı İçel İli İmalat Sanayi İşyerl eri Sayımı Tarama Anketi

AMAÇ : çerçevesi

Proje kapsamındaki lçel ilinin imalat sanayii işyerleri envanterini çıkartmak ve i şyeri adres oluşturmaktır.

KAPSAM : il sınırları içerisindeki tüm imalat sanayii mahalli birimleri. Birinci aşamada birim: Mahalli Birim: Tek bir mahalde, tek bir mülkiyet altında bir veya birden fazla kişinin imalat sınai faaliyette bulunduğu yerdir. Tek mülkiyet altında olmakla beraber değişik yerlerde faaliyet gösteren ünitelerin her biri ayrı birim olarak kabul edilmiştir. Başka bir deyişle , tek yerleşim yerinde tek kontrol a l tında yürütülen

tüm ekonomik faaliyetleri kapsar. İkinci aşamada :

lşyeri : Tek bir mülkiyet veya kontrol düzeni altında mal üretimi amacıyla genellikle tek tip iktisadi faaliyet

icra eden ve soru kağıdını doldurabilecek kayıt ve kaynaklara sahip olan yerdir. YÖNTEM: Sokak tarama esasına göre yapılmıştır. 2.

1997 Yıllık İmalat Sanayi Anketi

3.

1997 Yıl lık Küçük Ölçekli İmalat Sanayi Anketi

4. 1997 Yılı İçel İli Sanayi Envanterinin Çıkarılması ve Sanayinin Gelişmesi İçin Alınması Gerekli Tedbirlerin Belirlenmesi Projesi imalat Sanayi İşyeri Anketi

AMAÇ: imalat Sanayi lşyerleri Anketi ile, işyerlerinin üretim yapısı, makina parkı ve teknolojisi, sermaye yapısı ve kredi kullanımı, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'nin etkileri, bu illerin altyap ı ve çevresel

özelliklerinin incelenmesi

amaçlanmıştır.

15


KAPSAM: özel sektör imalat sanayinde

çalışanların yıllık ortalama sayısı 10 ve daha fazla kişi olan

işyerleri.

YÖNTEM: Tamsayım. 5.

1997 Yılı İ çel İli Sanayi Envanterinin Çıka rılması ve Sanayinin Gelişm esi İçin Alınmas ı Gerekli

Tedbirlerin Belirlenmesi Projesi imalat Sanayi G i ri şimc i lik ve Eğilim Anketi GiRiŞiMCi: Anket uygulamasında girişimci. işyerinin kurucusudur. Bu alanda faaliyet gösterme ve belli bir

ürünü üretme düşüncesinin sahibi, bu amaçla finansman imkanları sağlayan, emeğini ortaya koyan ve risk üstlenen kişidir. Anket uygulamasında kurucu, işyeri sözleşmesinde (ticaret şirketlerinde; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerinde şirket mukavelesinde) kurucu olarak ismi geçen kişilerden en fazla paya sahip olan, pay oranı eşit ise aktif olarak işyerinin yönetiminde yer alan kişidir. lşyerinin kurucusunun şu an işyeri ile bir bağı kalmamış ise bu işyerini kurucudan devralan en fazla paya sahip olan ve yönetimde aktif olarak bulunan işyerinin

kişi girişimci

olarak ankete cevap verecektir. Ferdi mülkiyette,

girişimci

sahibidir.

AMAÇ : lçel ilindeki gi rişimcilerin yapısını inceliyerek, ilin gelişmesine etkilerini araştırmaktır.

KAPSAM : özel sektör imalat sanayinde

çalışanların ·yıllık ortalama sayısı 1O ve daha fazla kişi olan

i şyerleri.

YÖNTEM : Tamsayım . 6.

1997 Yılı İçel İli Sanayi Envanterinin Ç ıkarılması ve Sanayin in Gelişmesi İçin Al ınmas ı Gerekli

Tedbirlerin Belirlenmesi Projesi Küçük Ölçekli İ malat Sanayi İşy erl eri , Girişim c ilik ve Eğ i l im Anketi

AMAÇ: Bu proje kapsamında yer alan bir dizi anketlerden birini oluşturan Küçük Ölçekli imalat Sanayi işyerleri, Girişimcilik ve Eğilim Anketi ile girişimcinin tanıtımı , işyerinin kuruluşuna ait bilgiler, girişimcinin iş

ve ça l ışma hayatı, girişimcinin değişim ve büyüme isteği, işyerinin hukuki durumuyla birlikte ortaklık ve sermaye yapıs ı , işyerlerinin üretim yap ı sı ve kapasite kullanımı,

satın alış lar, satışlar

ve pazarlamaya

yönelik bilgileri, kredi kullanımı ve yatırım l ara yönelik planları, bu illerin altyapı ve çevresel özelliklerinin incelenmesine yönelik bilgilerin derlenmesi amaçl anmıştır. KAPSAM: Özel sektörde 1 - 9 kişi çalışan imalat sanayi işyerleri. YÖNTEM: Örnekleme. örnekleme yöntemi ile ele alınacak olan büyüklük gruplarında işyeri büyüklüğüne göre 4'1ü faaliyet kodu bazında örnek hacminin dağıtımı Uygun Dağıtım (Compromise Allocation) Yöntemi ile gerçekleştirilmiştir.

Uygun

dağıtım

yöntemine

ilişkin

formülasyon;

16


Burada; k.fi

: Her bir 4'lü faaliyet kolunda görülmek isten ilen minimum örnek hacmi

k

: Göreceli önem (0,5)

M 1ı

wh

=W

=H.W1ı.

/r

Nıı f W,, =-,N= L- N,, Nh lı=I

H

: Tabaka sayısı

h

: T abaka indisi

TAHMiN BOYUTU: lçel ili için 4'1ü faaliyet kodu tabaka olarak görüldüğünden dolayı tahminler bu tabakalar esas alınarak gerçekleştiril miştir. b. Girişimcilerle Görüşmeler : Giriş imciliğin sosyal ve ekonomik özelliklerini belirlemeye yönelik çalışmalardır. Uzmanlar ve akademisyenler illerde girişimcilerle görüşmelerde bulunulmuştur.

Temel anketler başlığı altında bulunan anketlerin alan uygulaması iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Bunların dışında proje gereği , araştırmaların gerek duyduğu özel anketler de yapılabilecektir.

17


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

PROJENİN AMAÇLARI

Ömer GÜCELİOGLU - ODTÜ - MTSO Danışmanı

24 - 25 HAZİRAN 1999 MERSİN


İÇEL İLİNİN SANAYİİNİ GELİŞTİRME PROJESİNİN AMAÇLAR!

Bu projenin asıl amacı kısaca: "İçel İli'nin ekonomik ve sosyal dinamiğini oluşturması istenen ve beklenen imalat sanayiindeki gelişme sürecinin, gelişmeyi etkileyen faktörlerin, sanayileşmede ortaya çıkan duraklama sebeplerinin ve sorunların ortaya konması , sanayicilerin ve girişimcilerin beklentilerinin tesbiti ve bu sorunların çözümü için öngörülen önerilerin belirlenmesi ve bunlara ek olarak proje çalışmaları sonucu alınacak tedbirlerle İÇEL İli sanayii'ndeki beklenen ve özlenen tesbiti ve ekonomideki itici faktörlerin ortaya çıkarılması " olarak özetlenebilir. Bu projenin

amaçları,

çok aşamalı uygulamalarla

gerçekleştirilecektir.

Bu

aşamalardan

ilk ikisi olan:

-İÇEL iLi SANAYİ ENVANTERiNiN ÇIKARILMASI -İMALAT SANAYİİ IŞYERLERI VE GiRiŞiMCiLiK ANKETLERi aşaması ile gerçekleştirilmiş olup, şu anda

-IÇEL ILl'NİN SANAYii beklentilerimiz ise:

GELiŞTiRME

SEMPOZYUMU

aşaması

uygulanmaktadır.

Bu

aşamadaki

-IÇEL ILl'NIN SANAYiLEŞMEDEKi GÜÇLÜ YÖNLERi, ALTYAPI, ULAŞIM , TiCARET, VE IŞGÜCÜ POTANSiYELi -IÇEL'IN SANAYiLEŞMEDEKi ZAYIF YÖNLERi. GELiŞMEKTE OLAN DİGER RAKiP iLLERE GÖRE DEZAVANTAJLAR! iLE AVANTAJLAR! VE DEZAVANTAJLAR! AŞMA OLANAKLAR! VE YOLLAR! -BÖLGENİN GELiŞMESiNİ VE SANAYiLEŞMESİNİ

ETKiLEYEN FIRSATLAR VE BU FIRSATLARI

DEGERLENDIRME YÖNTEMLERi Konularındaki somut ve uygulanabilir önerilerin ortaya konmasıdır. Bu poje ile ülkemizdeki sanayiinin bugünkü gelişme sürecinin, gelişmeyi etkileyen faktörlerin, sanayileşmede ortaya çıkan sorunların ve bu sorunların çözümü için önerilen tedbirlerin ve ayrıca Mersin'deki sanayicilerimizin beklentilerinin tesbitine çalışmaktır. Ayrıca bu amaca ulaşmak için kullanılacak yöntemlerin ve ortaya çıkabilecek darboğazların aşılması için uygulanabilecek tedbirlerin belirlenmesi de amaçlanmaktadır. Projede ilk iki aşama gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamadak i amaç, İçel ilindeki tüm imalat sanayi işyerlerine ait adres çerçevesi, istihdam, çalışma şekli.hukuki durum, işyerlerinin kuruluş yıl l arı gibi karakteristikleri elde etmek olmuştur. ikinci aşama ise; birinci aşamada elde edilen adres çerçevesi kullanılarak ilin sanayi yapısı, girişimcilik ve istihdam yapısı ile ekonomik ve sosyal yapısının belirlenmesi amaçlanmıştır. Sanayi yapısı ve girişimcilik bölümlerinden oluşan projenin ikinci aşamasında, Mersin ilinin ekonomik ve sosyal özelliklerine ilişkin aşağıda belirtilen temel konular'ince le nmiştir.

-Mersin ilinin sosyo-ekonomik -Mersin ilindeki

girişimciliğ in

gelişmedeki

birikimi ve

başarıları ,

ekonomik, sosyal ve tarihsel özellikleri ile ilin kendine özgü

21

koşulları,


-Gelişmiş

teknolojilerin ve üretim yöntemlerinin kullanımı ,

-ildeki girişimciliğin kökenleri ve özellikleri, -İldeki mevcut firmaların finansman yapıları , -Firmaların ,

ulusal ve uluslararası rekabet gücü,

-Yurt dışında çalışan işçilerin ve yurt dışında da faaliyet gösteren firmaların bölge gelişmesine etkileri, -AR-GE, etüd Vb.

Çalışmaların

firmalarca

kullanım

durumu,

-imalat sanayi işyerlerinin ihracata bağımlılık durumu, -imalat sanayiine Devlet desteğinin etkisi ilk iki aşaması tamamlanan bu projenin birkaç aşamada ve birkaç yıl içerisinde tamamlanması beklenemez. Bu projenin süresi Cumhuriyetimizin 100. Yıl dönümünü kutlayacağımız 2023 yılına kadar uzamaktadır. Bu projedeki nihai amaç:"MERSIN iLiNDEKi SANAYiNiN GELiŞTiRİLMESİ iLE SEKTÖRLERi REFAH KAPSAYAN SOSYO-EKONOMIK GELiŞMENİN SAGLANMASI VE İÇEL iLiNDEKi DÜZEYINİN,GEÇMIŞ YILLARA VE ÜLKE GENELİNE GÖRE ARTIRILMASIDIR." Projenin üçüncü aşamasını oluşturan bugünkü sempozyumda, ilk iki aşamada elde edilen kesimlerden gelen bilim adamları , yöneticiler ve yerel sektör temsilcileri tarafından , değişik bakiş açılarından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu aşamada, lçel ilinin sanayileşme pol itikası ve sanayileşme süreçleri tartışılacaktır. Buradaki ana amaç,lçel ilindeki sanayinin gelişmesindeki duraksama ya da daha açık bir ifade ile gerileme nedenleri, genel bir perspektif açısından , ilk iki aşamada elde edilen sonuçlara göre değerlendirilmesi ve değişik bakış açılarının tartışılarak , gelişmeyi etkileyen faktörlerin ve nedenlerinin belirlenmesi ve ileriki aşamalarda yapılacak çalışmaların amaçlarına ulaşması için alınacak tedbirlerin ve yöntemlerin belirlenmesidir. sonuçların , değişi~

Projenin ana amacına uygun olarak bundan sonraki aşamalarda, özel ankete,ler niteliğ i nde: -Büyük sanayi-küçük sanayi işbirliği , -imalat Sanayiinde girdi-çıktı analizi, -Mersin'deki ODAK potansiyel Sanayi sektörleri, -Mersin'deki sanayi l eşmenin bölgeye sağlayıcı getiriler, araştırılacak ve incelenecektir. Halen yürütülmekte olan ve ilk aşaması tamamlanmış olan projenin genel amacına bakıldığında görüleceği gibi hedeflenen ilk amaçlara ulaşılmıştır.

22


Banlar: -Sanayideki mevcut durumun saptanması için sanayi envanterinin çıkarılması , imalat sanayi işyerlerinin mevcut kapasiteleri, üretimleri, istihdamları , sorunları , avantaj l arı ve beklentileri olmaktad ı r.

Bundan sonraki

aşamalarda

Mersin bölgesi bir bütün olaral ele

alınacak

ve

-MERSiN 'in sanayileşmede güçlü yönleri . alt yapı , ulaşım, ticaret ve isgücü potansiyeli, -MERSiN' in sanay i leşmedeki zayıf yönleri, gelişmekte olan diğer rakip illere göre örneğin Gaziantep, Denizli , Kayseri gibi, dezavantajları ve bunları aşma olanakları ve yolları, -Bölgenin ge li şmesini ve sanayileşmesini etkileyen fırsatlar ve bu fırsatları sınırlayan faktörler ve bunların aşılma yöntemleri . araştırılacak ve incelenecektir. Tüm bu çalışma l ar sonucunda sanayileşmedek i yatırım önceliklerinin belirlenmesi sağlanacak ve ODAK SANAYi SEKTÖRLERi tesbit edilecektir. " MERSİN 'deki SANAYiLEŞMENiN GETİRİLERİ " belirlenecektir. Mersin'de sanayileşme sonucunda Ekonomik Canlılık meydana gelecek ve bu canlılık diğer sektörlerde de ivme kazanılmasına yol açacaktır. örneğin

sanayideki gelişme:

-Ticaret -Hizmet -Ulaşım

-Turizm -Eğitim

-Kültür ve diğer sektörlerdeki değişmelere ve gelişmelere destek sağlayacaktır.Bu projenin tamamlanması ve uygulanması sonucunda , MERSIN'de tüm sektörler kalkınacak , işsizlik azalacak, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişme beklenen düzeye çıkacaktır. MERSiN kalkınmada ve gelişen sektörlerin buluşmasında, ülkemizdeki diğer birçok ll'e öncelik edecektir. Ancak bu amaca ulaşabilmek için, projenin, belirlenen programa göre yürütülmesi ve gecikmeleri önleyecek tedbirlerin önceden alınması zorunludur. MERSIN'e özgü sosyo-ekonomik şartların ve avantajların iyi değerlendirilmesi sonucu, ekonomideki itici faktörlerin ortaya çıkarılması ve gel i şmedeki fırsat üstünlüklerinin yakalanması ve kullanılması projenin amacın7 ulaşmasını sağlayacaktır.

23


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

DİE

BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİ VE YEREL ÇALIŞMALAR

Süha Ziya GÖKALP - DİE Başk. Yrd.

24 - 25 HAZiRAN 1999 MERSiN



Değerii Katılımcılar ve Kıymetli Misafirler, Öncelikle lçel ilinin Sanayiini Geliştirme Sempozyumunun düzenlenmesini sağlayan Sayın Oda yetkililerine ve Devlet istatistik Enstitüsü Mersin bölge Müdürlüğüne ve projeye emeği geçen tüm DIE çalışa nları na takdirlerimi iletmek isterim. Küreselleşme süreci içerisinde bilginin yaratıcısı ve kullanıcısı olan toplumların 21 . Yüzyılın ileri topluml arı olacağı muhakkaktır. Bilginin temelini teşkil eden en önemli bileşenlerden birisi istatistiktir.

istatistiğin bilimsel, sosyo-ekonomik ve kültürel alanlardaki gelişmede ve karar almada oynadığı rol hepimizce bilinmektedir. Bilindiği gibi, hükümetlerin devleti etkili bir biçimde yönetimi; politikacı , karar alıcı, bilim adamı ve araştırmacıların bir bütünlük ve birliktelik içinde çalışması ile mümkündür. Dolayısıyla herhangi bir araştırmanın hipotez aşamasından sonuç aşamasına kadar geçen süreçte

istatistiğin

rolü çok büyüktür. Ülkemizdeki istatistiksel araştırmaların koordinasyonunu sağlayan Enstitümüzde son yıllarda merkezi çalışmaların yanısıra bölgesel çalışmalara da gerekli önem verilmeye başlanmıştır. DIE, Edirne'den Kars'a 23 Bölge Müdürlüğü ile Türkiye'nin her alandaki istatistiğini derlemekle görevlendirilmiştir. Son yıllarda bilginin en önemli guç olduğunun ortaya çıkmasıyla yerel kurum ,ve kuruluşlar da kendileri için gereken bilginin peşine düşmüşlerdir. DIE 73 yıllık tecrübesini bu yerel kurum ve kuruluşlar ile bölgesel projeler aracılığıyla paylaşmıştır. DİE BÖLGE MÜDÜRLÜKLE Rİ

DIE bölge müdürlükleri, bölgesel istatistikler yapmak ve merkezin isteyeceği bilgileri toplamak üzere stratejik olarak önemli coğrafi noktalarda kurulmuştur. ilk olarak 1939 yılında istatistik Umum Müdürlüğüne bağlı olarak Taşra Mıntıka Teşkilatı , 3 Müdürlük ile çalışmalarına başlamıştır. istatistik çalışmaları; Cumhuriyet döneminde çok sınırlı olsa da istatistik büroları aracılığıyla alana götürülmüş ve yerel istatistik kavramı ilk kez bu birimlerin faaliyetleriyle bir uygulama içeriği kazanmıştır. 1952-1962 yılları arasında istatistik Genel Müdürlüğüne bağlı bir alan örgütü oluşturulamamıştır. Ülkemizde istatistik alan örgütünün doğrudan doğruya istatistik örgütünce kurulabilmesi yetkisi 1962 yılında çıkarılan 53 sayılı yasada yer almıştır. Bu yasa ile Ankara dışındaki sürekli bürolar, uygulamada bölge müdürlüğü adıyla kurulmuş ve illerde çalıştırılan mahalli muhabirler bölge müdürlüklerine bağlanmışlardır. 1962 yılında Ordu ve Burdur Mahalli Büroları ve Kocaeli, İçel ve Diyarbakır Mahalli Muhabirlikleri kurulm u ştur. 1964 yılında lstanbul, Adana, lzmir, Samsun, 1965 yılında Antalya, 1967 yılında Eskişehir ve Bursa bölge müdürlükleri ve 1976-1977 yılları arasında ise Trabzon, Malatya ve Van bölge müdürlükleri kurulmuştur.

programının uygulanması için bölge müdürlüklerine doğrudan Bu nedenle, bölgeler içinde yapacakları çalışmalarda her bölge müdürlüğü nün kapsadığı illerin, başka bir deyimle bölge sınırlarının belirtilmesi uygun görülmüştür. 19761977 yıllarında bölge birimlerinin sayısı hızla artmış ; Ankara, Bitlis, Bingöl, Mardin illeri dışında tüm illeri kapsayacak duruma gelmiş ve kapsanan il sayısı 63'e ulaşmıştır.

1966

yapacakları

y ı lında

görevler

Enstitü

çalışma

verilmiştir.

1984 yılından itibaren Devlet istatistik Enstitüsü'nün Merkez dışında 22'si bölge 1 tanesi şube olmak üzere 23 teşkilatı bulunmaktadır. Sayım , anket ve d iğer çalışmalarda bölge müdürlükleri ile şube müdürlüğünün görev alanına giren illerin sayısı 1996 yılında 80 olmuştur. müdürlüğü

27


1998 yılından itibaren bölge müdürlüklerimizin yeniden yapılandırılması çalışmaları başlatılmıştır. Bölge müdürlüklerimizin merkezin küçük birer modeli halinde getirilmesi için çalışmalar devam etmektedir. Bölge müdürlükle~imizin yerel ihtiyaçlara cevap verebilmesi için;

Veriyi derleyen, Kontrol eden, Edit ve kodunu yapan, Varsa hatalı soru kağıtlarını bulup yerinde düzelten, Veri kaydını yapan, Kayıtları manyetik ortamda soru kağıtlarıyla birlikte merkeze gönderen, Ellerindeki bilgileri kullanarak istatistiksel çalışmalar yapan, bölgesel yayınlar çıkaran birer

*

kurum haline getirme çalışmaları devam etmektedir.

* * * *

*

*

YEREL

ÇALIŞMALAR

Bölgesel planlamanın öneminin kendini hissettirmesi üzerine, gerekli kararların yerel bilginin ışığında ortaya konulabilmesi için yerel verinin önemi ortaya çıkmıştır. Yerel bilgiye ulaşmak ve yerel

kararların en doğru bir şekilde teşekkül ettirilmesini sağlamak amacıyla Devlet istatistik Enstitüsü olarak 23

Bölge Teşkilatıyla tüm yerel kurum ve kuruluşlarla içiçe bir koordinasyon içinde bilgiye ulaşmak için yerel proje

çalışmalarına hız verilmiştir.

1996 yılında Yeni Yerel Sanayi Odaklarının Gelişmesini izleme Projesi ile Gaziantep ve Denizli illerinde başlatılan çalışmalar kısa sürede sonuca erdirilmiş. iki ildeki sanayi yapısı ve girişimciliğin yapısı ortaya çıkarılmıştır. illere ilişkin modeller geliştirilmiş ve bu modellerin diğer illerin gelişmesinde kullanılıp kullanılamayacağı araştırılmıştır.

1998 son l arında yerel çalışmalarda koordinasyonun sağlanması amacıyla Devlet istatistik Enstitüsü bünyesinde Bölge Teşkilatı Koordinatörlüğümüze bağlı Yerel Araştırmalar ve Projeler Grubu kurulmuştur. Bu birimimiz ve bölge müdürlüklerimizin çabalarıyla bu sene içinde Ege, Kayseri, Adana, Bursa, Kocaeli ve Adapazarı Sanayi Odaları ile çalışmalara başlanması için gerekli altyapı çalışmaları yapılmaktadır.

Fakat bölge müdürlüğümüzün çabalarıyla sürdürülen projelerin başlangıç noktasında yer alan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile birlikte yürütülen proje bizim için bir rehber niteliği taşımaktadır. Bu tür organizasyonlar kendi disiplinleri içerisinde yer alan insanları kaynaştırmakta, bilgi birikimi ve tecrübelerini aktaracakları bir platform oluşturmaktadır. su· çalışmanın ülkemizdeki bölgesel araştırma faaliyetlerinin gelişimini daha ileri düzeye götürmesi kaçınılmazdır. Bir Devlet istatistik Enstitüsü mensubu olarak aranızda bulunmaktan onur duyduğumun özellikle altını çizerken, "lçel ilinin Sanayiini Geliştirme Sempozyumu"nun gerek lçel gerekse ülkemiz adına verimli bir toplantı olmasını diler, tüm katılımcılara yeniden iyi dilekler sunarım .

28


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

İÇEL İLİNİN EKONOMİK VE

SOSYAL GÖSTERGELERLE G:ENEL DEGERLENDİRİLMESİ

Emine KOÇBERBER - DİE Alp ERDEM - DİE

24- 25 HAZİRAN 1999 MERSİN


içindeki ler

1. BÖLÜM GENEL DEGERLENDiRME

il. BÖLÜM GÖSTERGELER

1. Nüfus Göstergeleri 2.

Eğ itim

ve Kültür Göstergeleri

3.

Sağlık

Göstergeleri

4. Sosyal Güvenlik Göstergeleri 5.

Ulaştı rma

Göstergeleri

6. Milli Hesaplar Göstergeleri 7. imalat Sanayi Göstergeleri 8 . inşaat Göstergeleri

9. Enerji Göstergeleri 10. Madencilik ve Taşocakcılığı Göstergeleri 11.

Dış

12.

Tarım

Ticaret Göstergeleri ve

Hayvancılık

Göstergeleri

13. Fiyat indeksi Göstergeleri

31


Giriş

Bu çalışmada çoğunluğu DİE tarafında üretilen ekonomik ve sosyal göstergelerle lçel ilinin 1990 sonrası genel değerlendirmesi yapılacaktır. Başka bir değişle 1990 sonrası İçel ilinin ekonomik ve sosyal yapısı belirlenecektir. Bu.amaçla;

:ı:,, ·

Nüfus göstergeleri,

>"'

Eğitim

ve kültür göstergeleri,

:ı:,,

Sağlık

göstergeleri,

>

Sosyal güvenlik göstergeleri,

:ı:,,

Ulaştırma

>"'

Milli hesaplar göstergeleri,

>"'

imalat sanayi göstergeleri,

>"'

inşaat göstergeleri,

>"'

Enerji göstergeleri,

>"'

Madencilik ve

:ı:,,

Dış

>"'

Tarım

>"'

Fiyat indeksi göstergeleri

:ı,,.

İllerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Göstergeleri

göstergeleri,

taşocakcılığı

göstergeleri,

ticaret göstergeleri, göstergeleri,

olmak üzere 14 grup gösterge 1990 ve sonrası için ele alınmıştır. Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve İçel ili için karşılaştırmalı olarak yapılan değerlendirmelerin özeti 1. Bölüm'de verilmektedir. Göstergelerle ilgili ayrıntılı sonuçlar 2. Bölüm'de yer almaktadır.

1.

~

Nüfus Göstergeleri

lçel ilinin nüfusu incelendiğinde sayımlar arası nüfus artış hızı sürekli artma eğilimi göstermiştir. Sayımlar arası nüfus artış hızı son yıllarda Türkiye nüfus artışının yaklaşık iki katı seviyesindedir.

Akdeniz Bölgesi artış hızı da Türkiye'nin üzerindedir. (1997 sonuçlarına göre) ~

Yaş gruplarına göre nüfus incelendiğinde Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve lçel ilinde çocuk ve genç

nüfusun payı toplam nüfus içinde yüksektir. ~

1990 Genel Nüfus Sayımına göre iktisadi faaliyet kollarına göre nüfus incelendiğ inde; tarım , ormancılık , balıkçılık sektöründe çalı şan nüfus oranı Türkiye'de % 53.66, Akdeniz Bölgesi'nde % 57.34, lçel ilinde% 55 .00'dır. lçel ilinde Türkiye ve Akdeniz Bölgesi'nde olduğu gibi yarıdan fazla nüfus 32


tarımla uğraşmaktadır. 2. sırada toplum hizmetleri, sosyal ve kişisel hizmetler, 3. sırada da imalat

sanayi yer a lmaktad ı r.

Eğitim

2.

ve Kültür Göstergeleri

Eğitim

ve kültür göstergeleri olarak okul gruplarına göre okullaşma oranları , gelen ziyaretçi sayısı ve elde edilen gelir alınmıştır. )i>

Okul gruplarına göre 1995-1996 öğrenim yılı için okullaşma oranlarına bakıldığında ; ilkokullar için okullaşma oranları Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve lçel ili % 90 gibi yüksek bir orandadır. Ancak lçel ilinde yüksek öğ retim için okullaşma oranı % 4.2 ile Türkiye geneli ve Akdeniz Bölgesinin altındadır.

~

1997 yılı incelendiğinde Türkiye'de müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin %11.4'0 Akdeniz Bölgesi'nde, % 1.3'0 ise lçel ilinde yer almaktadır.

)i>

Elde edilen gelirin Türkiye'deki payına bakıldığında Akdeniz Bölgesi'nde 1993 ve 1997 yılları hariç% 15 'ler seviyesinde iken lçel ilinde bu pay % 0.6 gibi düşük bir orandır.

3.

,

Sağlık

Göstergeleri

Y ıllara göre Türkiye ve Akdeniz Bölgesi'nde sağlık personeli başına düşen kişi sayısı lçel ilinin altında

yer almaktadır. lçel ilinde 1996 yılında toplam sağlık personeli başına düşen kişi sayısı 421 iken bu sayı TOrkiye'de 283, Akdeniz Bölgesi'nde 346 olmak üzere daha azdır. };;-

4.

>

Akdeniz Bölgesi ve lçel ilinde özel hastanelerin oranı Türkiye genelinden yüksektir. Türkiye geneli, Akdeniz Bölgesi ve lçei ilinde kamu hastahanelerinin yatak sayısının en yüksek paya sahip olduğu görülmektedir.

Sosyal Güvenlik Göstergeleri

Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve lçel ilinde sigorta lı nüfusun genel nüfus içindeki oranı 1993-1997 döneminde paralelik arz etmektedir. incelenen dönemde Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve lçel ilinde sigortalı

~

5.

);>

nüfus

oranında artış

gözlenmektedir.

Sigortalı nüfus içinde en yüksek paya Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve lçel ilinde i nşaat sektörü sahiptir.

Ulaştırma

Göstergeleri

1997 yılında Türkiye'de kaydı yapılan motorlu kara taşıtlarının içerisinde Akdeniz Bölgesi'nin payı % 15 iken, lçel ilinde % 2. 6'dır. Bu oran 1990-1997 arasında hemen hemen sabit kalmaktadır.

33


)

Motorlu kara taşıtlarının içinde otomobilin payı Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve lçel ilinde 1. sırada yer almaktadır. 2 . sırada ise motosiklet yer almaktadır.

6.

Milli Hesaplar Göstergeleri

)

1987 yılı fiyatlarıyla GSYİH'nın Türkiye içi il payları incelendiğinde, lçel ili 1990-1997 yıllarında % 3.0 ile % 2.5 arasında değişen oranları ile ilk on il arasında yer almaktadır.

)

Bölgelerin 1987 yılı fiyatları ile GSYIH içindeki payları incelendiğinde% 36 oranla Marmara Bölgesi ilk sırada yer almaktadır. 2. sırada Ege Bölgesi ile iç Anadolu Bölgesi yıllara göre değişimli olarak yer almakta, Akdeniz Bölgesi ise 4. sırada gelmektedir.

:ıı,.

1987 Sabit Fiyatları ile Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın Faaliyet Kollarına Göre Sektör Paylarına bakıldığında , lçel ili ile Türkiye toplamının sanayi sektörü açısından ters bir görüntü çizdiği görülmektedir. Türkiye toplamında sanayi sektörünün payı giderek artmış ve 1997 yılında % 29.2'ye ulaşmıştır. Buna karşın lçel ilinde sanayi sektörünün payı 1990 yılında% 27.8 iken, 1997 yılına geldiğinde% 25.Tye gerilemiştir. Akdeniz Bölgesi'nde ise fazla bir sapma olmamış ve genellikle % 21 '1 er seviyesinde kalmıştır. Tarım sektörü ise Türkiye ve Akdeniz Bölgesinde giderek azalan bir trend göstermiştir. içe! ilinde tarım sektörünün payı ise iniş-çıkışlar göstermiş ve 1997 yılında %18.8 olarak hesaplanmıştır. 1997 yılında Akdeniz Bölgesi'nde tarım sektörünün payı %19.7 ile içe! ilinde yüksek olmasına karşın , Türkiye toplamında ki payı % 13.3 düzeyinde ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve lçel ilinde de ticaret ile ulaştırma ve haberleşme sektörlerinin yükselen bir paya sahip olduğu gözlenmektedir.

;;..

Kişi başına düşen GSMH $ cinsinden lçel ilinde 1987-1997 yılları arasında 2.061 $ ile 3.850 $ arasında değişerek

7.

}o

';,

8.

}>

bu dönemde hem Türkiye hem de Akdeniz Bölgesi'nin üzerinde gerçekleşmiştir.

İmalat Sanayi Göstergeleri

Akdeniz Bölgesi'nde 10 ve daha fazla kişi çalışan imalat Sanayi işyeri sayısının Türkiye toplamı içindeki oranı 1996 yılında % 5.8 iken içe! ilinde% 1.0'dir. Katmadeğer oranına bakıldığında Akdeniz Bölgesi'nin Türkiye içindeki oranı % 8.7, lçel ilinin ise%~dur. Çalışanlar ortalamasının ise toplam içindeki oranı Akdeniz Bölgesinde % 8.1, içe! ilinde %1 .2'dir. imalat Sanayi sektör payları hem daha önceki seminerlerde anlatıldığı hem de diğer konuşmacılar tarafından çok ayrıntılı inceleneceğinden bu çalışmada imalat Sanayi sadece işyeri sayısı , çalışanlar ortalaması ve katma değer açısından toplam olarak ele alınmış ayrıntıya girilmemiştir.

İnşaat Göstergeleri

Akdeniz Bölgesinde yapılacak yeni ve ilave yapıların yapı sahipliklerinin Türkiye içerisindeki yapı sahipliğine göre payları incelendiğinde; 1990 ile 1998 yıllarında devlet sektörünün Türkiye toplam devlet sektörü içerisindeki payı en yüksek seviyesine çıkmış ve % 17 olarak gerçekleşmiştir. Diğer yıllarda ise % 1O'un altında bir paya sahip olmuştur.

34


Özel sektörün Türkiye toplam özel sektör yüzölçümleri içerisindeki payı% 11'1er düzeyindedir. Yapı

kooperatiflerinin Türkiye toplam yapı kooperatifleri yüzölçümleri içerisindeki payı ise 1993 kadar azalan bir trend çizmiş daha sonra yükselerek 1997 yılında% 11 düzeyine çıkmıştır.

yılına

lçel ilinde ise devlet sektörünün 1990 yılında Türkiye toplam devlet sektörü içerisindeki payı % 10 düzeyinde iken, bu pay giderek azalmış ve 1998 yılında %1'in altına düşmüştür. 1998 yılında özel sektörün Türkiye toplam özel sektör yüzölçümleri içerisindeki payı %2, yapı kooperatiflerin Türkiye toplam yapı kooperatifleri yüzölçümleri içerisindeki payı %1 düzeyinde gerçekleşmiştir. 1998 yılında Akdeniz Bölgesi toplam yüzölçümü Türkiye toplam yüzölçümünün % 11 'ini, içe! ili ise % 2'sini oluşturmaktadır.

>

Yapı ruhsatlarına

göre yapı sahipliğinin toplam içerisindeki payları açısından Türkiye toplamında en

ağırlıklı olarak özel sektörün yaptığı binalar ön plana çıkmaktadır. Genel olarak % 70'1erin üzerinde

seyreden payı 1998 yılında% 74.5 olarak gerçekleşmiştir. Yapı

kooperatiflerinin payı 1992 yılında% 25.8 ile en yüksek düzeye çıkmış, 1998 yılında ise% 17.8

olmuştur.

Devlet sektörünün yıllara göre payı ise% 4.9 ile % 8.6 arasında değişmektedir. Akdeniz Bölgesi'nde Yapı Ruhsatı alınan toplam bina inşaatları içerisinde özel sektörün payı 1998 yılında % 75.8 olarak ortaya çıkmaktadır. Yapı kooperatiflerinin toplam içerisindeki payı genel olarak % 20'1erin üzerinde seyrederken 1998 yılında oldukça gerileyerek % 12.0 olarak gerçekleşmiştir. Devlet sektörü ise azalan-artan bir grafik çizmiş ve 1998 yılındaki% 12.2'1ik bir pay düzeyinde oluşmuştur. lçel ilinde toplam bina inşaatı yüzölçümündeki payı özel sektörde devamlı artan bir yapı ortaya koymuş ve 1998 yılında en yüksek orana % 86.5 ile eriş_miştir. Buna karşın yapı kooperatiflernin payı 1998 yılında % 11.7 ile en düşük seviyesine inmiştir. 1990 yılında devlet yatırımları en yüksek seviyede gerçekleşmiş daha sonraki yıllarda düşme eğilimi göstermiştir. 1998 yılında devlet sektörünün payı % 1.8 olarak görülmektedir.

>

Yapı Ruhsatlarına göre m 2 maliyet değerlerinin bir önceki yıla göre değişimleri incelendiğinde; 1991

yılında Türkiye toplamı için % 95, Akdeniz Bölgesi için% 112, içe! ili için % 126 düzeyinde bir değer artışı söz konusu olmuştur. 1998 yılında ise Türkiye toplamı için % 72, Akdeniz Bölgesi için ise % 73'1ük bir artış söz konusudur. Buna karşın genel olarak Türkiye ve Akdeniz Bölgesi maliyet değişimlerine paralel hareket eden içe! ili m 2 maliyet değişimi, son yıllarda daha düşük seviyede kalmış, özelilikle 1998 yılında %41 'ler düzeyinde gerçekleşmiştir.

.:,:.

Kullanma amaçlarına göre yapılacak yapıların yüzölçümlerinin toplam yüzölçüm içindeki paylarına bakıldığında , Türkiye toplamında apartman kullanım amaçlı bina tipinin % 60'1ar seviyesinde oldukça yüksek bir paya sahip olduğu görülmektedir. İkinci sırayı ise % 15'1er civarında ev kullanım amaçlı yapı tipi, üçüncü sırayı % 13'1er civanda ticari yapılar almakta, % 8'1er civarında ise sınai yapılar dördüncü sırada gelmektedir. Akdeniz Bölgesi ve lçel ilinde de kullanım amaçları yüzölçümleri Türkiye genel yapısına paralel bir yapı oluşturmaktadır. Fakat 1990-1998 yılları arasında Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve içel ilinde% 10'1ar seviyesi altında olan sınai yapılar lçel ilinde 1998 yılında artış göstermiş % 13 düzeyine yükselmiştir.

35


9.

)>

Enerji Göstergeleri

Elektrik tüketimi açısından 1993 - 1997 yılları arasında Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve lçel iline bakıldığında, toplam elektrik. tüketiminin % 50'den fazlasının sanayi işletmeleri tarafından kullanıldığı

görülmektedir. İkinci sırayı ise% 17.4 - % 27.3 arasında değişen oranlarla meskenler yer almaktadır.

@rasında

)>

Türkiye toplam elektrik tüketimi içinde Akdeniz Bölgesi % 12-14, lçel ilinin ise % değişen bir paya sahip olduğu görülmektedir.

)>

1993-1997 yılları arasında Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve İ çel ilinde şebekedeki enerji kayıp oranları incelendiğinde , lçel ilinin Akdeniz Bölgesi ve Türkiye geneline göre çok daha büyük şebeke enerji kaybı oranlarına sahip olduğu görülmüştür. Şebeke kayıp oranının lçel ilinde% 35 ile en büyük payına sahip olduğu 1996 yılında Akdeniz Bölgesi ve Türkiye genelinde bu oran % 18'1er düzeyindedir. İçel ilinin % 29 ile en düşük orana sahip olduğu 1994 yılında ise, şebeke kayıp oranı Türkiye genelinde % 15.4, Akdeniz Bölgesi'nde % 17.6 olarak gözlenmiştir.

10.

Madencilik ve Taşoc akçılığı Göstergeleri

:ı>

lçel ili ve Akdeniz Bölgesi'nde çıkartılan madenlerin, Türkiye tuvenan üretim miktarı içerisindeki payına bakıldığında, 1996 yılında en ağırlıklı olarak Akdeniz Bölgesin'de % 44, lçel ilinde% 31 ile inşaat için cüruf moloz ve tahkimat malzemesi olduğu görülmektedir. İçel ilinde ikinci sırada % 15 ile trastaşı, üçüncü olarak % 9 ile kuvarsit ve dördüncü olarak % 8 ile kil gelmektedir. Akdeniz Bölgesi'nde ise; % 30 ile kil, % 27 ile trastaş ı , % 25 ile yapı taşı ve % 24 ile çinko en önemli madencilik ve taşocakçılığı ürünleri olarak göze çarpmaktadır.

:ı>

lçel ilinin madencilik ve taşocakçılığı sektörüne ait katmadeğer, işletme sayısı, istihdam ve çıktı verilerinin Türkiye toplamı içindeki payına bakıldığında, 1992 yılında işletme sayısı % 0.61 ile en düşük payına sahipken, çalışan ortalaması % 0.03 ve katmadeğer % 0.05 olarak gözlenmiştir. 1995 yılında Taşocakçılığı Nizamnamesi kapsamındaki işletmelerin de kapsama alınmasından dolayı her üç gösterge de aşırı artışlar söz konusu olmuştur. 1996 yılında lçel ilinin Türkiye içersindeki payları ; işletme sayısı açısından % 1.85, çalışan ortalaması açısından % 0.35 ve yaratılan katmadeğer açısından % 0.58 olarak belirlenmiştir. Akdeniz Bölgesi'nin Türkiye toplamı içindeki payının lçel İli'ne benzer bir gelişme gösterdiği izlenmektedir. 1992 - 1996 yılları arasında işletme sayısı % 6'1ar düzeyinde iken 1995 - 1996 yıllarında en üst seviyesine çıkarak % 11'1ere ulaşmıştır. Aynı yıllarda çalışan ortalaması % 5.5-6, katmadeğer % 5 - 7'1er düzeyine çıkmıştır.

11 .

:ı>

Dış. Ticaret

Göstergeleri

lçel ili gümrüklerinden yapılan ihracat açısından en düzenli ve ağırlıklı olarak tarımsal ürünler ile tarıma dayalı sanayi ürünleri ilk sırada yer almaktadır. Akdeniz Bölgesi'nde yapılan ihracatın toplam

ihracat içindeki oranına bakıldığında ise; en ağırlıklı ihraç grubu mallar olarak demir ve çelik ön plana çıkmaktadır. 1998 yılındaki payı % 17'1er düzeyindedir. Diğer ihraç grubu mallar ise yine lçel ilinde olduğu gibi tarımsal ürünler ile tarıma dayalı sanayi ürünleri olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye gümrüklerinden yapılan ihracat açısından ise en ağ.ı rlıklı olarak tekstil sektörü görülmektedir. 1998

36


yılında giyim eşyası ve pamuklu mensucatın payı % 28 düzeyindedir. Yıllara göre diğer ağ ırlıkl ı ihraç

grubu mallar ise % 6 ile meyveler ve % 7 ile demir ve çelik olarak ortaya çıkmaktadır. ~

lçel ili gümrüklerinden yapılan ithalatın toplam ithalat içersindeki payına bakıldığında 1990-95 döneminde en ağırlıklı olarak mineral yakıtlar ve yağıa·r olduğu, sonraki yıllarda pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucat ile kazanlar, makineler ve mekanik cihazların payının arttığı görülmektedir. Bunun yanı sıra İçel ili gümrüklerinden yapılan ithalat içerisinde hayvansal ve bitkisel yağlar ile hububat gruplarının da ağırlıklı olarak ithal edildiği görülmektedir. Akdeniz Bölgesi gümrüklerinden yapılan ithalatın toplam ithalat içersindeki payı da lçel iline benzer bir yapı ortaya koymaktadır. Fakat, burada demir ve çelik grubu da ağırlık kazanmaktadır. Türkiye gümrüklerinden yapılan ithalat açı sından en ağırlıklı olarak kazanlar, makineler ve mekanik cihazlar ile mineral yakıtlar ve yağlar ilk sırada yer almaktadır. Türkiye, Akdeniz Bölgesi ve lçel ili gümrüklerinden yapılan ithalat içersinde

1990-91 yıllarında ağırlıklı olarak ortaya çıkan mineral yakıtlar ve yağların payı giderek azalmış, buna karşın

>"

kazanlar, makineler ve mekanik

cihazların payı artmıştır.

Akdeniz Bölgesi gümrüklerinden yapılan ihracatın Türkiye gümrüklerinden yapılan ihracat içerisindeki payına bakıldığında; 1990-1998 döneminde azalan bir yapı oluşturduğu, 1990 yılında % 16'1ar düzeyinde olan payın 1998 yılına gelindiğinde % 1O'lar seviyesine düştüğünü görmekteyiz. Yapılan ithalat açısından da benzer bir trend söz konusu olmuş ve 1990 yılında% 11'1er düzeyindeki pay 1998 yıl ında % 10'1ar düzeyine gerilemiştir. lçel ili gümrüklerinden yapılan ihracatın ve ithalatın Türkiye gümrüklerinden yapılan ihracat ve ithalat içerisindeki payı ise Akdeniz Bölgesi'ne benzer bir yapı

göstererek düşmüştür.Yapılan ihracat açısından 1990 yılında % 9'lar düzeyinden 1998 yılında % 5'1ere, ithalat açısından ise % 6'1ar seviyesinden % 5'1ere inmiştir.

12.

>"

Tarım

Göstergeleri

1997 yılı toplam bitki üretimine bakıldığında, Türkiye'de en fazla % 24.3 ile tahıllar üretilirken, Akdeniz Bölgesi'nde % 31.8 ve lçel ilinde % 30.9 ile meyvesi yenen sebzeler ilk sırada yer almaktadır. Türkiye toplamında ikinci sırada % 19.1 ile meyvesi yenen sebzeler, üçüncü sırada ise % 17.3 ile endüstriyel bitkiler gelmektedir. Akdeniz bölgesinde İkinci sırada % 24.8 ile tahıllar, üçüncü sırada % 10.5 ile endüstriyel bitkiler gelmektedir. lçel ilinde de ikinci sırada tahıllar% 17.2 , üçüncü sırada endüstriyel bitkiler % 13.3'1ük bir paya sahiptir.

>" Türkiye, Akdeniz Bölgesi ile lçel ilinde tarla ürünle.ri gruplarına göre ekilen alanın toplam ekilen alan içerisindeki payı en yüksek olan tahıllar olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye toplamında 1990 yılında% 73.8 olan tahılların payı 1997 yılında% 76.3'e yükselmiştir. Benzer artış Akdeniz Bölgesi ile lçel ili için de geçerlidir. Akdeniz Bölgesinde % 66.3'den % 72.2'ye, lçel ilinde ise % 73.4'den % 79.4'e yükselme söz konusudur. Buna karşın diğer tarla ürün gruplarında ekilen alan açısından daralmalar söz konusudur. ikinci olarak en fazla ekilen alana sahip tarla ürünü grubu Türkiye ve lçel ili için baklagiller, Akdeniz Bölgesi için ise endüstriyel bitkilerdir

>"

1997 yılına göre tarla ürünlerinin toplam bitki üretimi içindeki payında Türkiye için% 54.2 ile ilk sırada yer alırken , Akdeniz Bölgesi'nde % 37.0 ile tarla ürünleri ve % 36.0 ile sebzeler ilk sıralarda yer almaktadır. lçel ili için ise meyveler% 43.0 ile ilk sırada yer almaktadır.

>" Akdeniz Bölgesi toplam Türkiye bitkisel üretiminin % 17.S'ini karşılarken, lçel ili % 3.9'unu karşılamaktadır. Akdeniz Bölgesi Türkiye toplam sebze üretiminin % 27.3'ünü, lçel ili ise Türkiye toplam meyve üretiminin % 7 .6'sını karşılamaktadır.

37


>

üretim değeri açısından bakıldığında ilk iki sırada tahıllar ve endüstriyel bitkiler gelmektedir. Sırası ile tahıllar Türkiye'de % 44.8, Akdeniz Bölgesi'nde % 46.2, lçel ilinde % 63.9 ile ilk sırada yer almaktadır.

ikinci sırada yer alan endüstriyel bitkiler ise; Türkiye'de % 31.9, Akdeniz Bölgesi'nde % 35.8, lçel ilinde % 16.6'1ık bir paya sahiptir.

>

Türkiye'de yapılan toplam trunçgil üretim değeri açısından bakıldığında ise, Akdeniz Bölgesi toplam turuçgil üretiminin % 88.0'ını, lçel ili ise %33.8'ini karşılamaktadır. Toplam üretimin ise; Akdeniz Bölgesi% 21.4'ünü, lçel ili% 7.6'sını üretmektedir.

>

Toplam hayvan sayısının Türkiye içindeki payına bakıldığında; Akdeniz Bölgesi'nin 1990-91-92 yıllarında% 9.5 olan payını daha sonraki yıllarda% 10.6'1ar seviyesine çıktığı ; buna karşın lçel ilinin %1 .8'1er seviyesinde olan payının% 2.0'ler seviyesine yükseldiği görülmektedir.

13.

Fiyat indeksi Göstergeleri

>

lçel iline ilişkin göstergeler, 1994 temel yıllı olarak oluşturulan Tüketici Fiyatları indeksi hesaplamaları ile kapsanmıştır. 1995 yılında oniki aylık ortalamalara göre İçel ili fiyat artışı Türkiye ortalamasının yaklaşık 5 puan üzerinde oluşmuşken , daha sonraki yıllarda Türkiye ortalamasının 3-6 puan altında kalmıştır. 1998 yılında Türkiye ortalamasında% 85'1ik bir fiyat artışına karşın, Akdeniz Bölgesi'nde % 80 ve lçel ilinde% 81'1ik bir fiyat değişimi söz konusu olmuştur.

,,.

Tüketici fiyatları indeksi bir önceki yıl aynı aya göre değişim incelendiğinde ise, gösterdiği eğilim açısından Türkiye ile Akdeniz Bölgesi ortalamalarına paralel hareket ettiğini söyleyebiliriz. 1999 yılının ilk dört ayında ise; lçel ili, Türkiye ve Akdeniz Bölgesi ortalamalarının 2-4 puan altında görülmektedir. 1995 yılı boyunca Türkiye ve Akdeniz Bölgesi ortalamalarının üzerinde seyreden lçel ili tüketici fiyatları indeksi bir önceki aya göre % değişimleri , sonraki yıllarda genellikle daha alt düzeyde hareket etmiştir.

14. illerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Göstergeleri

İLLERİN SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK Si RALAMASI

38


Kaynak :

[ilerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik sıralaması Araştırması , Devlet Planlama Teşkilatı

Müsteşarlığı

(Veriler 1996 yılına aittir)

Sosyo-ekonomik gelişm işl ik indeksindeki

bazı

göstergeleri inceleyecek olursak;

j.,

1. derece gelişmişlik düzeyinde; okur-yazarlık oranı % 83, üniversite bitirenlerin okul bitirenler içerisindeki oranı% 7, onbin kişiye düşen sağlık personeli sayısı ,ıa..GsYIH içersindeki payı~. kişi başına tüketilen elektrik ise~ kWh olarak görülmektedir. 1. derece gelişmişlik düzeyine dahil olan iller Ankara, lstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Yalova'dır.

:ı,;.

lçel ili ise illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında ikinci derece gelişmişlik düzeyi grubuna girmektedir. Bu gruptaki göstergeler ise; okur-yazarlık oranı % 76, üniversite bitirenlerin okul bitirenler içer.isindeki oranı% 4, onbin kişiye düşen sağlık personeli sayısı 9, GSYIH içersindeki payı% 19, kişi başına tüketilen elektrik ise 1059 kWh'dir. Bu gruptaki diğer iller Adana, Antalya, Aydın , Eskişehir, Denizli, Muğla , Balıkesir, Kayseri, Kırklareli ve Tekirdağ illeridir.

>-

5. derece gelişmişlik düzeyindeki iller için göstergeler; okur-yazarlık oranı % 46, üniversite bitirenlerin okul bitirenler içerisindeki oranı % 3, onbin kişiye düşen sağlık personeli sayısı 4, GSYIH içersindeki payı % 4, kişi başına tüketilen elektrik ise 259 kWh'dir.

.

Göstergelerin Türkiye ortalamasında değerleri ise; okur-yazarlık oranı % 72, üniversite bitirenlerin okul bitirenler içerisindeki oranı % 5, onbin kişiye düşen sağlık personeli sayısı 11 , kişi başına tüketilen elektrik ise 999 kWh'dir.

39


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

.İÇEL, DENİZLİ, GAZİANTEP İLLERİNİN İMALAT SANAYİ İŞYERLERİNİN FİNANSMANI,

PAZARLAMASI, YATIRIMI VE ÜRETİMİ

Selmin ALTIN - DİE Y. Kenan ORHAN - DİE

24 - 25 HAZİRAN 1999 MERSİN


GİRİŞ

Teknolojik gelişme, ürün çeşitliliği ve ürünlerin kalitesindeki değişiminin yoğun olarak yaşandığı günümüzde üretim ve satış yapan işyerleri için üretim biçimi, kalite ve pazarlama kavramlarının takip edilmesi güç hale gelmiştir. Çağa uygun ürün üretmek, var olan pazarı korumak veya yeni pazarlar bulmak, sunulan ürünlerin beğenilere yanıt verebilecek ve istekleri karşılayabilecek nitelikte olabilmesi için varolan teknik donanımın ve altyapının yeterli olup olmadığını ve faaliyet gösterilen sektörün durumunu bilmek zorunlu hale gelmiştir. İl,

bölge veya ülke için bir konuda strateji belirlemede gerekli olacak öğelerin başında güncel ve yeterli bilgi gelmektedir. Bu nedenle, lçel ilinin sosyal ve ekonomik dinamiğini oluşturan imalat sanayii sektöründe faaliyet gösteren işyerlerine "İmalat Sanayii lşyerleri Anketi" uygulanmış ve sonuçları üretim, • piyasa yapısı , yatırım , teknoloji ve finansman bölümleri altında incelenmeye çalışılmıştır. üç büyük il dışında, gelişme potansiyelinin olduğu düşünülerek Gaziantep ve Denizli illerinde başlatılmış ve lçel ilinden gelen talep ile sürdürülmüştür. Gaziantep ve Denizli'de 1996, İçel'de ise 1997 yılında uygulanan yöresel çalışmalar uygulama yılı farklı olmasına rağmen nitel ve paralel bilgileri içerdiğinden , bu çalışmada lçel ili Gaziantep ve Denizli illeri ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu

çalışma ,

Çalışma

5 bölüm altında ele alınmıştır. Birinci bölümde işyerlerinin üretim yapısı ve kapasite kullanım oranları ve tam kapasite ile çalışamama nedenleri; ikinci bölümde işyerlerinin ihracat yoğunluğu , ihracat yaptığı ülkeler ve iç piyasada hangi illere yönelik üretim ve satış yaptıkları; üçüncü bölümde işyerlerinin yatırım konusundaki görüşleri, yakın gelecekte yatırım yapmayı düşünüp-düşünmedikleri , düşünmüyorlarsa nedenleri; dördüncü bölümde işyerlerinin son yıllarda makine satın alıp-almadıkları , kullandıkları teknolojiler, araştırma faaliyetleri ve .üretim ile ilgili yaptıkları yenilik ve gelişmeler, beşinci bölümde ise i şyerlerinin kullandıkları kaynaklar, kredi kullanımı ve sağlandığı yerler ve kullandıkları kredileri yeterli bulup bulmadıkları , teşvik kredisi alıp almadıkları ve alamadılarsa nedenleri incelenmiştir. 1. ÜRETİM

Bu bölümde, lçel'de faaliyet gösteren işyerlerinin fason üretim oranları ve kapasite kullanım oranları işyeri büyüklüğüne

göre

incelenmiştir.

ekil 1. Fason üretim yapan iş yerlerinin büyüklük gruplarına göre dağılımı(%) 60 ~~.......2.:....:..:.!:...._...~....2...~-,..:a:.........,-->--"---~~--, 53

52

50

40 30 20 · 10 ·

o Denizli

Gaziantep

!çel

lçel'de fason üretim yapan işyerleri oranı 1-9 grubunda %22 ve 10+ grubunda %26'dır. Fason üretim yapan işyerleri en yoğun olarak makine sanayii sektöründe görülmektedir (%24), daha sonra gıda sanayii (%23), tekstil (% 19) ve diğerleri gelmektedir.Denizli'de ise fason üretim yapan işyerleri tekstil sektöründe yoğunlaşmaktadır.

43


ekil 2 Fason üretim yapan işyerlerinin , fason üretiminin toplam üretim içindeki payı (10+,%)

40 20

o Denizli

Gaziantep

içe!

içel'de fason üretim yapan işyeri az olmasına karşın, fason çalışan işyerlerinde fason üretimin payı çok daha yüksektir (%53). Bu oran, Denizli'de % 28.4, Gaziantep'te %22.9 dur. ekil 3 illere göre iş yerlerinin kapasite kullanım oranı ( lO +, %)

84 ~ - - - - - --

-

-------~

82 80 ·

78

76 74

Denizli

Gaziantep

İçel

içel'deki işyerlerinin kapasite kullanım oranı %80'dir. Alt sektörlerde en yüksek kapasite kullanım ve toprağa dayalı sanayii de %98, tekstil sektöründe %96 olarak görülmektedir. Denizli ilindeki işyerlerinin kapasite kullanım oranı %82 ve Gaziantep ilinde ise %77 olarak görülmektedir.

oranı Taş

, ekil 4

100

Tam kapasite ile çalışamamaya neden olarak talep yetersizliğini gösteren işyerleri oranı (1 O+,%)

.l

80 ı....;...-....-......,,,...-,.ı a iç pazarda

85

l• D ış pazarda ,___"""

60 40 .

36

20 O· Denizli

Gaziantep

!çel

lçel'de işyerleri tam kapasite ile çalışamama nedeni olarak %85 oranında iç pazardaki talep kaynaklandığını belirtmişlerdir. Alt sektörlere bakıldığında ise taş ve toprağa dayalı sanayide farklı bir durum görülmekte ve %97 oranında dış pazardaki talep yetersizliği ileri sürülmekte.dir. Gaziantep'te tam kapasite çalışmayı engelleyen en önemli unsur yine %36 oran ile iç talep ve %33 oran ile dış talep olduğu belirtilmiştir. Denizli'de de yine aynı nedenler ön plana çıkmaktadır (%25 iç talep, %16 dış talep). yetersizliğinden

44


}:>

lçel ilinde fason üretim yapan işyerleri oransal olarak daha azdır.

}:>

lçel'de fason üretim yapan işyerlerinde fason üretimin ağırlığı diğer illere göre daha fazladır.

}:>

}:>

Tam kapasite çalışamama nedenlerinde de lçel ile d iğer iller arasında sorunların ağırlıklarında farklı bir durum görülmektedir. lçel'de tam kapasite ile çalışamama tek nedende (iç talep yetersizliği) yoğunlaşmakta, Denizli'de ise daha homojen bir dağılım göstermektedir.

2. PİYASA YAPISI

Bu bölümde işyerlerinin ihracat yoğunluğu, ihracat yaptığı ülkeler ve iç piyasada hangi illere yönelik olarak üretim ve satış yaptıkları incelenmiştir. 2.1. Dış Piyasa (İhracat)

içel'deki 1O+ özel sektör imalat sanayii işyerterinin %26'sı ihracat yapmakta ve ihracatın toplam satış içindeki payı %29'dur. ihracatın %61'i kimya sanayi işyerleri tarafından yapılmaktadır. %15'i tekstil,

%12'si taş ve toprağa dayalı sanayi, %10'u gıda sanayii işyerleri tarafından yapılmıştır. Ataş ve devlet sektörü dışındaki işyerleri tarafından yapılan ihracatın %35'i tekstil, %29'u taş ve toprağa dayalı sanayi, %22'si gıda ve %11'i de kimya sa~ayii işyerleri tarafından yapılmaktadır. ekil 5 Büyüklük

gruplarına

göre ihracat yapan

işyeri oranı(%)

50 . , - - ~ - - - , t e t - ~ ~ ~ ~ ~-,,,..,,.,,,.-,,.,,,,.-~ ~

40 30

20

10

o Denizli

Gaziantep

lçel

ekil 6 İşyerlerinin ihracatının toplam satışları

70 ·

içindeki

oranı(lO+,

%)

60 50

40 · 30 20 · 10

o

Denizli

Gaziantep

!çel

ihracat yapan işyerlerinin oranlarına baktığımızda , 1-9 kişi çalışan işyerterinin ihracat yapanların oranının çok düşük olduğu görülmektedir (%0.4). 10+ grubunda ihracat yapanların oranı ise %26'dır. ihracat

45



ekil 10 İçel' deki işyerl eri nin ihracat yaptığ ı ülke ler ( 1O+,%)

lçel'de lşyerlerinin ihracatının %42'si ltalya'ya%9'u Tunus'a % ?'si Almanya'ya, %6'şar Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rus Kesimi'ne, %5'er oranla Fransa ve lngiltere'ye, %3'er oranla da Hollanda ve Mısır'a ve %14'ünü de

diğer

ülkelere yapmıştır.

ekil 11 Denizli'deki

işye rl erin i o

ihFacat yaptığ ı ül ke le r

( 10+,%)

~ "

;0% ,..

..

N

Denizli'deki 10 grubundaki işyerlerinin yaptıkları ihracatın %32'si Almanya'ya, %27'si ABD'ne, %16'sı lngiltere'ye %?'si Fransa'ya, %5'ini ltalya'ya, %3'ünü Holanda'ya, %2'sini lsviçre'ye ve %8'ini de diğer

ülkelere yapmaktadır. ekil 12 Gaziantep' teki i şye rl eri ni n ihracat yaptığ ı ülkeler

(10+,% )

47


Gaziantep'te işyerinin yaptığı ihracatın %20'si Suriye, % 11 'i Almanya, %9'u Özbekistan %8'i Rusya Federasyonu, %8'i Lübnan, %8'i Irak, %5 İtalya , %4 Azerbaycan ve %27 si de çeşitli ülkelere yapılmıştırr.

»

lçel'deki 10+ imalat sanayiinin ihracatının büyük kısmı avrupa ülkelerine yapılmaktadır. Ancak ihracatının %42'sini sadece italya'ya yapması , ihracat pazarının riskli olduğunu göstermektedir.

Denizli'deki işyerleri de, ihracatının büyük kısmını Avrupa ülkelerine yapmaktadırlar. Denizli'deki ihracat pazarının daha dar kapsamlı ve birkaç ülkeye yoğunlaşmış olması gelecekte bu ülkelerle yaşanacak herhangi bir sorundan etkilenme riskini taşımaktadır. Gaziantep'teki ihracatın genelde Türk Cumhuriyetlerine veya Orta Doğu ülkelerine yapıldığı görülmektedir ve daha geniş bir ülkeler pazarı oluşturmaktadır.

2.2. İç Piyasa ekil 13 İçel'deki i şyerlerinin yur1içi satışlarını yaptığı iller (10+) Diğer

19% Sinop 5%

Bursa 6% Hatay 14%

İzmir

6%

8%

lçel'deki 10 ve daha fazla kişi çalışan imalat sanayii işyerleri yurtiçi satışlarının %36'sını lçel'e, %14'ünü Hatay'a %8'ini lzmir'e, %6'sını lstanbul'a, %6'şar oranla Adana ve Bursa'ya ve %5 Sinop'a ve %19'unu da diğer illere yapmaktadır. ekil 14 Denizli'deki

işyerlerinin

yurtiçi

Diğer

içel

satışlarını yaptığı

iller (10+)

Denizli 21%

16%

5%

Adana 6% 9%

İzmir

16% İstanbul

Gaziantep 13%

11%

48


Denizli'deki 10 ve daha fazla kişi çalışan imalat sanayii işyerleri yutiçi satışların %21 'ini yine Denizli'ye yapmaktadırlar. Daha sonra sırasıyla %16 ile İzmir, %13 ile Gaziantep, %11 ile istanbu: ve Samsun, Adana , Antalya ve diğer iller gelmektedir. ekil

ıs

Gaziantep'teki iş yerlerinin yurtiçi satışlarını yaptığı iller (1 O+) Diğer

Yalova

13%

Adam~%

5%

Gazian tep 41%.

lstaııbul

14% İ zmir

24%

Gaziantep'teki 1O ve daha fazla kişi çalışan imalat sanayii işyerleri yurtiçi satışların %41 'ini yine Gaziantep'e, %24'ünü lzmir'e, %14'ünü lstanbul'a, %5'ini Adana'ya, %3'ünü Yalova'ya ve %13'ünü de diğer illere yapmaktadır.

ekil 16 İllere göre iş yerlerinin yurtiçi satışlarını yaptığ ı

sektörler (1 O+,%)

100 , - -- - -- -- - , - - -- - -- - - ~~ 80 ,__ _

60 40 20

o İmalat

Sanayi

İşyerlerine

Ticaret sektörüne

Diğer

10 ve daha fazla kişi çalışan imalat sanayii işyerlerinin satış yaptığı sektörlere bakıldığında, lçel'deki %12'sini imalat sanayii işyerlerine , %84'ünü ticaret sektörüne ve %1'ini de diğer sektörlere yapmaktadır. Bu oranlar sırasıyla, Gaziantep'te %39, %58 ve%3, Denizli'de ise %46, %45 ve %9 olarak görülmektedir. İçel ilindeki ticaret sektörüne yapılan satışların yüksek olmasının nedeni Ataş'ın yaptığı petrol satışlarından kaynaklanmaktadır. Ataş çıkarıldığında bu oranlar sırasıyla %33, %64 ve %3 işyerleri satışlarının

olarak gerşekleşmektedir.

49


ekil 17 İllere göre i ş yerlerinin yurtiçi satış şekli(%)

90 80 70 60 50 40 30 20 10

-

.....,,.,.....,,..,.,~_...,___..--.~---ı 1111 İşyeri

---

tara fın dan ı

__

,..,,,.........~

1111 Topt an cılar,

-

yoluy la

·

o 1-9

10+

Denizli

1-9 Gaziantep

10+

10+

1-9 içe!

lçel'de 1-9 kişi çalışan imalat sanayii işyerleri satışların %55'ini kendileri, % 4'ünü toptancılar yoluyla; 1O ve daha fazla kişi çalışan imalat sanayii işyerleri ise satışların %59'unu kendileri , % 11 'i toptancılar yoluyla sattıklarını belirtm i şlerd i r. 3. YATIRIM

Bu bölümde,

işyerlerinin yatırım

düşünmed ikleri , düşünmüyorlarsa

konusundaki görüşleri , nedenleri incelenmiştir.

yakın

gelecekte

yatırım yapmayı d üşünüp­

ekil 18 İllere göre , gelecek 5 y ıl içinde yatırım yapmay ı planlayan i şyerlerinin oranı (10 +, %)

40

20

o Denizli

Gaziantep

içe!

lçel'de 10+ grubundaki işyerlerini n %57'si gelecek 5 yılda yatırım yapmayı planlamaktadır. Denizli ve Gaziantep'e göre bu oran daha düşüktür. ekil 19 İ lere-ıön, işyer1erinio nedtn gelecek 5 yılMyMhrım y,tpnut)", düş ilnmeıneshıin nedtnle.ri (10+, % )

50 40 30 20

10

o Şı rılann

Su clun•rı txuıa.

Fın::uısınan

Kredt

Talep

P iyas:ıd.1

Tesvıklen

bel iJ$zllgı

yc-ıiyor

im kanlıınmn

m~lıycOcrinin

)CIC.rsııı:liği

n:k:ıbeı

ıv..alnuısı

)ctersi,JiSi

) (ık$Ckliğı

ıo~ıı,lu8"

T ekno loji Mc.ıncı

1.orh.i:lan

lçel'de 1O+ grubundaki işyerlerinden yatırım yapmayı düşünmeyenlerin % 54'0 buna neden olarak şartların belirsizliğini göstermektedirler. Daha sonra; varolan durumun yeterli olduğu (%25), finansman

50


koşullarının yetersizliği (%24), %22 ' şer oranla kredi maliyetlerinin yüksek oluşu ve talep yetersizliği ve diğer

nedenler ileri sürülmektedir. ekil 20 İll ere göre gelecek 5 yıl da işye rl e rinin yapmayı planl adıkl arı yatırım türleri (1 O+, % ) 50 .--~~~~~~---,~~---,...,..,----,---,---,~---,~---,---,

40 •Denizli

30

• Gaziantep

20

O İçel

10

o Yenileme ve idame

Tevsi ve modernizasyon

Komple yeni yatırım

Gelecek 5 yılda yatırım yapmayı düşünen işyerlerinin %24'0 komple yeni yatırım, %44'0 tevsi ve modernizasyon ve %32'si ise yenileme ve idame çalışmalarında bulunmayı düşünmektedirler.

.

ekil 21 İllere göre, işyerlerinin yatırım yapma ması n a neden olan "şartların belirs izliğ i "

ile ilgili açık l amal arı (1O+,%)

100 ~~---,---,~---,~---,---,---,---,---,---,---,---,---,---,---,---,~

80 60

40 20

o o ranındaki

Kredi faizlerindeki

gelişmeler

değişmeler

Enflasyon

HOkOmet

Ücretlerdeki

Talep

kurlarındaki

politikalarındaki

değişmeler

koşullarındaki

değişmeler

değişmeler

Döviz

değişmeler

lçel'de 10+ grubundaki işyerlerinden yatırım yapmayı düşünmeyenlerin, neden olarak ileri sürdüğü "şartların belirsizliği"ni, % 70 oranla enflasyon oranındaki değişmeler, %56 oranla hükümet politikalarındaki değişmeler, %33 oranla kredi faizlerindeki değişmeler, %48 oranla talep koşullarındaki değişmelerle açıklamışlardır. Diğer illerde de aynı nedenler ve aynı öncelikle ileri sürülmektedir. ~

lçel ilindeki yatırım yapmayı düşünen işyerlerinin oranı Denizli ve Gaziantep'e göre daha düşüktür. Bunun en büyük nedeni olarak diğer iki ilde de olduğu gibi şartların belirsizliği ileri sürülmüştür. Enflasyon oranı . hükümet politikaları ve talep koşullarındaki değişmeler işyerlerinin yatırım yapmasında olumsuz etki yapmaktadır.

4. TEKNOLOJ İ

Bu bölümde, işyerlerinin son 7 yılda makine satın alıp-almadıkları, kullandıkları teknolojiler, araştırma faaliyetleri ve üretim ile ilgili yaptıkları yenilik ve gelişmeler incelenmiştir.

51


ekil 22 ille r e göre, so n 7 y ı lda ye ni mak io a sa tın a lan işye rl e rinin o ra nl a rı (10+, %)

90

~~~~~~~~~~~~~~~~~---,

88 86

84

82 80 78 76

Gaziantep

~nizfi

lçel

lçel'de son 7 yılda yeni makin~ satın alan işyerlerinin oranı %82, Gaziantep'te %81 ve Denizli'de %89'dur. üç ilde de makinelerin genç olduğu görülmektedir. illere göre lşyerlerinin Lisans, Know-how, Royalty vb. sağladıkları ülkeler (10+) tı

işyeri sayısı

Belçika

Almanya

Avusturya Japonya

Tayvan

İsveç

Denizli Gaziantep

2 4 2

2

1

1 1 2

1

1

İ çel

L

Gaziantep'teki işyerleri Lisans, Know-how, Royalty vb. sağlama bakımından diğer illerden daha etkin görülmektedir. Ama, her üç ilde de yurt dışından bu yöntemle teknoloji ithal eden işyerlerinin oranı çok düşüktür.

ekil 23 İllere göre işyerlerinin kulland ı ğı teknoloji, standartlar ve a raçlar 10+ 35 ,--~~~~~~~~~~~~......_~,__.,__~~~~~~~~~-, 30 25 20

1

15

a~nizli a Gaziantep

10 5

ı olçeı

o Bilgisayar

destekli tasarım

ve üretim

Toplam kalite yönetim

TSE belgeli üretim

(TQC)

1$09000-3

lnternet veya diğer

kalite güvence

uluslararası

sistem

bilgisayar

lçel ilinde 10+ grubundaki işyerlerinin %16'sı bilgisayar destekli tasarım ve üretim teknolojisini, %24'ü Toplam Kalite Yönetimi , %32'si TSE belgeli üretim, %8'i ISO 9000-3 kalite güvence sistemi ve %15'i de lnternet veya di!'.}er uluslararası bilgisayar a!'.}ına sahiptir. Gaziantep'te bu oranlar sırasıyla %21, %14, %18, %5 ve %15, Denizli'de ise %34, %21 , %24, %8 ve %10'dur.

52


ekil 24 İllere göre işyerlerinin yaptırdıklan araştırma faaliyetleri (10+, %) 80 .....-~ ~~ ~~ 70 -

60

a!Rnizfi

50

40 30

a Gaziantep

- --ı o ~·---

+--~ ~ - - - ~ ~

20 10

o Fızibilite

Kalite kontrol

Tahrrin, projeksiyon, model

Di!)er

Hiçbiri

çalışması

lçel ilinde işyerlerinin %19'u fizibilite, %67'si kalite kontrol, %29'u tanmin, projeksiyon, model çalışması , %1'i de diger araştırma faaliyetlerini yaptırmaktadır. %22'si ise hiçbirini yaptırmamaktadır. Bu oranlar Gaziantep'te sırasıyla %20, %68, %22, %2 ve %25 tir. Denizli'de ise %34, %80, %31 , %1 ve % 18'dir. lşyerleri daha çok kalite kontrol konusunda araştırma faaliyetlerini yürütmektedirler. ekil 25 illere göre i şye rlerinde AR-GEbirimleri olan işye rl e rinin oranı (10+, %) 14

12

12 10

8 6 4

2

o !Rniz~

lçeı

Gaziantep

lçel'deki işyerleri nde AR-GE faaliyetinde bulunan birimleri olan Denizli'de %8 ve Gaziantep'te % 12'dir. ekil 26

işyeri oranı

illere göre işyerlerinin yaptığı veya yaptırdığı AR-GE faaliyetleri (10+ ,%)

10 .....-~~~~~~~~~~~~~ 8 ,_____

~ iıl

a la

!Rnizl~..__ Gaziantep

6 4 _

2

o Temel

Uygularralı

!Rneysel

araştırrra

araştırrra

geliştirrre

53

1 olçeı

I 1

%8'dir. Bu oran


lçel'deki işyerlerinin %6'sı temel araştırma , %7'si uygulamalı araştırma ve %5'1 de deneysel geliştirme konusunda AR-GE faaliyetinde buluınmaktadır. ekil 27 İllere göre işyerlerinin AR-GE hizmetini sağladıkları yerler (10+, %) 60

,--~~~--;~7"""~~:;r-'.:ı--;"~========-:-::;;;w.r;,--~~'7":::~~~---;;;:;--'."~~~~---,

50 +-_ ...........

40 20 10

o lşyerirrizdeki AR-GE

üniversite

KOSGEB

Diğer kanu

rv'eslek odaları özel kuruluşlar

Diğer

kuruluşları

birirrinden

lçel'de AR-GE faaliyetinde bulunan işyerlerinin 56'sı kendi birimleri tarafından, %6'sı Üniversitelerden, % %13'0 Diğer kamu kuruluşlarından, %19'u meslek odalarından ve %13'0 de özel kuruluşlardan sağlamışlardır.

ekil 28 illere göre AR-GEharcamalarının Katma Değer içindeki oranı (10+, %)

0,6 0 ,4 -

0,2 -

o' Denizli

Gaziantep

~el

AR-GE harcamalarının katma değer içindeki oranı lçel'de %0.6, Gaziantep'te %0.8 ve Denizli'de %1 .1'dir

54


ekil 29 İşyerlerinin,

üretim

ile ilgili yenilik ve gelişmeleri nasıl takip ettiklerinin illere göre dağılımı (10+, %)

100 ~ - ~ ~ ~ - - - - ~ ~ ~ - - - - ~ ~ - - - - - - - - ~ ~ - - - - - - , 90 80 70 60

--, • Gaziantep , -

o lçeı

50

,__

40 30

20 10

o Yeniikve

Ülke içindeki

gelişrreleri takip

fuarları takip

eden lşyeri

ediyor

Ülke dışrıdakl fuarları takip ediyor

Orünlermzıe itgDi yayın ve katalogları ta kip

TUBtrAK. KOSGEB. 1\/PM, TSEvb.

ediyor

kuruluşlarla

Aynı sektörde

Diğer

çalışan d~er iş yerlerinin tecrübelerinden

lçel'de işyerlerinin %89'u üretim ile ilgili yenilik ve gelişmeleri takip ettiklerini belirtmişlerdir. %65'i ülke içindeki ve %25'i ülke dışındaki fuarlardan, %68'i Y.ayın ve kataloglardan, %23'0 TUBITAK, KOSGEB, MPM ve TSE gibi kuruluşlardan ve %60'ı da aynı sektörde çalışan diğer işyerlerinin tecrübelerinden takip etmektedirler. Diğer illerde de aynı durum söz konusudur. lçel'deki işyerleri ülke dışındaki fuarları daha az oranda takip ediyorlar, bu, ihracat oranının düşük olması (dış piyasaları bilememe) ile ilişkili olabilir. Bunların

ekil 30 İllere göre, işyerierinio son yıllarda yaptıklan yenilik çalış malan

(10+, %) 70 60

___...,...,,,._ - - -·-..------,,----=

·- - -

·-------ı • Denizi

50

a Gaziantep

40

olçeı

30

20 10

o Yeniik

Mıvcut ürün

O-ün

çalış1T81arnda

geiştirrre.

çeşltlendirrre

buk.mrmdı

iyileştirrre ve

Yeni ürün tasarm

Ctetirn teknolojlerinl uyarlan1T8

özgün yeni bir ürün teknolojsl gel!ştirıre

kalitearttrm

arttırımı,

lçel'de işyerlerinin büyük bölümü (%62) son yıllarda mevcut ürünlerini geliştirme, iyileştirme ve kalite %43'0 de ürün çeşitlendirme konusunda yenilik çalışmaları yapmıştır.

55


ekil 31 İllere göre, patent başvurusunda bulunan . iş yerlerinin seçtikleri patent türü (10+, % ) • Ürün patenti • Üretim usulü (proses) patenti Denizli

içeı

Gaziantep

lçel'de işyerlerinin %12'si patent başvurusunda bulunmuş , bunların %10'u başvurusunu ürün patenti için yapmışlardır. Denizli'de bu oranlar %14, %14 ve Gaziantep'te %15 ve %14'tür. ekil 32 İllere göre, iş yerlerinin patent başwrusunda

bulunmama nedenleri (1 O+,%) 8

·r-:-::=:::::~;;;;;ç-- - - - - -

6.

aDenizli

4 -

2 ..f --.b:==;=:,0 4 . -. . . .L -1..1

Gizli tutmak için

istediğimiz

Patent süreci için

Diğer

uzun olduğu

lçel'de işyerlerinin %88'i patent alımının işleri için önemli olmadığını belirtmişlerdir. lşyerlerinin %1.5'i gizli tutmak istediği için, %5'i patent sürecinin uzun olması nedeniyle başvuruda bulunmadıklarını belirtmişlerdir. Görüldüğü gibi, Denizli ve Gaziantep'teki işyerlerinde yenilik yapma eğilimi daha fazladır. ).,-

).,-

lçel'deki 10+ grubundaki işyerterinde TSE belgeli üretim diğer iller~ göre daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Denizli'de ise bilgisayar destekli tasarım ve üretim teknolojisi kullanmaktadır. üç ilde de işyerterinin büyük kısmı üretim ite ilgili yenilik ve gelişmeleri takip etmekte ve bunu ülke içindeki fuarlardan ve ürünlerle ilgili yayın kataloglarından sağlamaktadırlar.

çoğunlukta

).,-

lşyerterinin büyük kısmı, son yıllarda yaptırdıkları yenilik çalışmalarını, ürün geliştirme, iyileştirme ve çeşitlendirmede yoğunlaştı rm ıştardır.

56


5. FİNANSMAN ekil 34 Ulere göre, yatırımlar için kendi kaynaklarını kullanan i ş yerlerinin oranı (1 O+, % ) 100 ,-~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

90

80 70 60 50 40

tık yatırım

a Sonraki yatırımlar

30 20 10

o 1-9

10+

1-9

10+

1-9

10+

lçel

Gaziantep

Denizli

lçel'de 1-9 büyüklük gruplarındaki işyerlerinin %96'sı, 1O+ grubunda ise işyerlerinin %93'0

ilk

yatırım için kendi kaynaklarını kullanmışlardır. Sonraki yatırımlar için ise 1-9 grubunda işyerlerinin %92'si,

10+ grubundakilerin ise %76'sı kendi kaynaklarından yararlanmaktadırlar. ekil 35 İllere göre, yatırım için kamu bankaları kredilerinden yararlanan

·

işyerlerinin oranı (1 O+,%)

25

20 15

10 5

o 1-9 Denizli

10+

1-9

10+

l-9

10+

!çel

Gaziantep

lçel'de 1-9 grubundaki işyerlerinin % 19'u ilk yatırım, %22'si sonraki yatırımlar için, 1O+ grubundaki işyerlerinin %16'sı ilk yatırım, %23'0 de sonraki yatırımlar için kamu bankalarından kredi kullanmışlardır. Bu oranlar Gaziantep'te 1-9 grubu için %2, %6 ve 1O+ grubu için %6 ve %4, Denizli'de 1-9 grubu için %9, % 11 ve 10+ grubu için %10 ve %21'dir. Bu sonuçlara göre lçel'deki işyerleri için kamu bankaları diğer illere göre daha çok önem

taşımaktadır.

57


ekil 36

illere göre, yatırım için özel banka kredilerinden yararlanan iş yerlerinin oranı (10+, % ) 35

--~~~-~~

30

ı------~

25

ı-----~,--

20

ı-----~,--

15

-ı-----

a ilk yatırım

a Sonraki yatırunlar

10 5 -·l ---.---'-'-"----0

1--1--L.+-

1-9

10+

Denizli

10+

1-9 Gaziantep

1-9

10+

!çel

lçel'de özel bankaları daha çok 10 grubundaki işyerleri kullanmaktadırlar. 10+ grubundaki işyerlerinin %16'sı ilk yatırım, %29'u sonraki yatır_ımlar için özel banka kredilerinden yararlanmışlardır. Bu oranlar Gaziantep'te %9 ve %8, Denizli'de ise %16 ve %34'tür. İşyerlerinin 1997 yılında ve sonraki yıllar için kredileri hangi amaçla aldıklarının dağılımı( %) 10+

1-9 1997

1998 ve

1998 ve

1997

sonrası

Denizli

Gaziantep

lşletme kredisi olarak

71 ,3

Yatırım

54,7

44,8

6,2

11 ,0

35.3

46,1

ihracat kredisi olarak

o.o

0,6

25,0

29,7

işletme

kredisi olarak

34,8

53,0

44,4

50,0

kredisi olarak

3,5

49,8

39,5

48,4

ihracat kredisi olarak

6,1

10,0

24,2

31,5

işletme

kredisi olarak

86,0

88,5

74,0

69,1

kredisi olarak

7,7

11 ,5

32,5

46,3

0.2

0,9

12,2

14,6

Yatırım

içe!

77,8

sonrası

Yatırım

kredisi olarak

ihracat kredisi olarak

lçel'de 10+ grubundaki işyerlerinin %74'ü 1997'de işletme kredisi amacıyla, %33'0 yatırım kredisi amacıyla, %12'si de ihracat kredisi amacıyla almışlardır.

58


ekil 37 Kullandıkları

kredileri yeterli bulan işyerlerinin illere ve büyüklük gruplarına göre dağılımı (%)

70 .---~~~~----,-~----,-,.......,....,..,,..,-,--~~,--~~--,--,.,,,.,,....~..,.,.,...,,.,,.,.~~ ~--,-~~~~~~ 60 ~~~--~~~~ 50 ı---~~~~----,-----,-~~~~~~ 40

ı;.,..;;~--

30 -

20 10

o ilkyatrm için Denizli

[)iğer

lşletrre

yatım1ar

finansrrenı

için

için

ilk yatırın için Gaziantep

Diğer

lşıetrre

lşıeırre

finansrranı

ilk yatrm için

Diger

yatırırr1ar

yatırıniar

finansrranı

için

için

lçeı

için

için

Denizli'de 1-9 grubundaki işyerlerinden kredi kullanan l arın %64'ü, 10+ grubundaki i şyerleri n i n %46'sı ilk yatırım için kredileri yeterli bu l muş l ardır. Gaziantep'te bu oranlar %45 ve %39, Denizli'de ise %32 ve %36'dır. lçel'de ilk yatırım yap ı lırken kredi konusunda s ı kıntı çekil mediği görülmektedir. İşyerlerinin

Veya hiç

son yıllarda daha fazla kredi kullanmama nedenlerinin dağılımı(%)

kullanmamas ının

Gaziantep

Denizli · Kredi maliyetlerinin yüksek oluşu Kredi teminat koşu llarının ağırlığı Formalitenin çok olması Bankaların seçici davranması Kredilerin yetersizl iği Kred i veren kuruluşların şube

1-9

ı ıo+

1-9

79,3 9,6

84,3 4,3

2.5 0,3

o.o

1,6 0,7

o.o

70, 1 19,7 9,1 4,3 3,2 0,2

6, 1

7,2

15,6

1.9 1.4

içel

po+

L-9

po+

77.S

80,2 L8,4 8,0 4,7 4,1

73,8 11 ,3 1,8

6,9 3, 1 1,6 2,2 0,0

0,6

0.5 2,3 0,0

8,2

10,0

sayısının yetersizliği

Diğer

8,8

ekil 38

20 15

Son y ıllarda daha fazla kredi kullanmama nede ni olarak kredi teminat koş ullarının ağırlığını gösteren i şyerlerinin illere göre dağılımı (%) +;--~----,-~--------,-~----,-

10 5

o 1-9 Denizli

10+

1-9 Gaziantep

10+

1-9 tçel

10+

lşye rl eri kredi maliyetlerinin yüksek oluşundan dolayı daha fazla kredi kullanamamaktadırlar. Bu en büyük ·neden olarak belirtilm iştir. Daha sonra sırasıyla kredi teminat koşullarının ağırlığı , formalite çokluğu , bankaları n seçici davranması , kredilerin yetersizliği ve diğer konular gelmektedir.

59


ekil 39 İllere göre finansal kiralama yapan işyerlerinin oranı (10+, % )

Denizli

Gaziantep

içe!

lçel'de işyerlerinin %10'u, Gaziantep'te %9'u ve Denizli'de %12'si finansal kiralama yapmaktadır. ekil 40 Teşvik alan işyerleri ve almayanların teşvik kredisi alamama nedenlerinin illere

göre

dağılımı

(1 O+,%)

50 40

20 10

o Evet

Bilgim yok

Aranan koşulları sağlayamıyorum

Bürokratik çok fazla o lması

Koşul ları

yerine get iriyonnn ancak teşvik

işlemlerin

Diger

alamıyorum

lçel'de 10+ grubundaki. işyerlerinin %26'sı teşvik almışlardır. Teşvik alamayanların %27'si bilgisi olmadığından, %29'u aranan koşulları sağlayamadığından, %27'si bürokratik işlemlerin çokluğundan, %9'u koşulları yerine getirdiğini ancak alamadığını ve %17'si de diğer nedenlerden teşvik kredisi alamadıklarını belirtmişlerdir.

ekil 41 Teşvik alan işyerlerinden teşvikleri yeterli bulanların

illere göre dağılımı (lO+, %)

80 60

• Denizli

40

• Gaziantep

oiçel Yatırını

ihracat

lçel'de 1O+ grubunda teşvik kredisi alanların %63'0 yatırım kredilerini, %26'sı ihracat kredilerini yeterli

bulmaktadırlar.

60


:,..

»-

üç ilde de işyerlerinin büyük kısmı, ilk yatırım için kendi kaynaklarını kullanmışlardır lçel'deki işyerleri ilk ve sonraki yatırımlar ·için diğer illere göre kamu bankalarından daha çok yararlanmışlardır.

}ı-

Özel banka kredilerini daha çok 10 grubundaki işyerleri kullanmışlardır.•

}ı-

üç ilde de, kredi maliyetlerinin yüksek oluşu , işyerlerinin daha fazla kredi kullanmasına en büyük engel olarak görülmektedir.

:,..

Teşvik

kredisi en çok Denizli'deki

işyerleri tarafından kullanılmaktadır.

SONUÇ

>

içel'de işyerleri %80 kapasite ile çalışmaktadır, bunun en b~yük nedeninin de iç talep yetersizliğinden kaynaklandığını belirtmişlerdir.

~

lşyerleri ihracata yönelik çalışmamaktadırlar. ihracat yapanların oranı Denizli ve Gaziantep'e göre daha düşüktür.

~

ihracatın

büyük kısmı tek ülkeye yapılmakta bu da dışticaret pazarının riskli olduğunu göstermektedir.

>

lçel'de 10+ gr'ubundaki işyerleri satışın büyük bölümünü yine lçel iline yapıldığı görülmekte, bunun nedeni ise satışların büyük kısmının ticaret sektörüne yapılmasıdır.

:,..

Yatırım konusunda lçel'deki işyerleri gelecek 5 yıl için daha karamsar bir tablo çizmişlerdir ve en büyük

neden olarak da şartların belirsizliğini öne sürmüşlerdir. Şartların belirsizliğini ise enflasyon oranlarındaki ve hükümet politikalarındaki değişmeler ile açıklamışlardır. Yatırım yapmayı düşünenlerin büyük bölümü tevsi ve modernizasyon konusunda yatırım yapmak istemektedirler. :,..

lçel'de 10+ grubundaki işyerlerinin büyük kısmı son 7 yılda makine satın almışlardır.

}ı-

lçel'de 10+ grubundaki işyerleri daha çok TSE belgeli ür~tim yapmaktadır.

)"

lçel'de 10+ grubunda AR-GE faaliyetinde buluna.n işyeri oranı düşük seviyededir-, AR-GE bulunan işyerlerinin büyük kısmı kendi işyerindeki AR-GE biriminden yararlanmıştır.

:,..

l şyerlerinin geliştirme

büyük kısmı

üretim ile ilgili yenilik ve gelişmeleri takip etmektedir ve mevcut ürünlerini

ve iyileştirme yoluna gitmişlerdir.

>"

lşyerlerinin %90'dan daha fazlası ilk yatırım için kendi kaynaklarını kullanmışlardır.

)"

lçel'deki işyerleri için kamu bankaları diğer illere göre daha fazla önem taşımaktadır.

)"

Kredi maliyetlerinin yüksek oluşu işyerlerinin daha fazla kredi kullanmamalarına en büyük neden olarak gösterilmiştir.

»

faaliyetinde

lçel'de teşvik alan işyeri oranı Denizli ve Gaziantep'e göre daha düşüktür.

61



İÇEL SANA \'İSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

İÇEL, DENİZLİ, GAZİANTEP İLLERİNİN SANAYİ

YAPILARININ

KARŞILAŞTIRILMASI

Ahmet PALAS - DİE Atilla GÜRBÜZ - DİE

Erdal YILDIRIM - DİE

24 - 25 HAziRAN 1999 MERSiN



İÇİNDEKİLER

1. AMAÇ 2. TANIMLAR 3. TÜM EKONOMiK FAALiYETLERiN ULUSLARARASI STANDART SANAYi SINIFLAMASI, REVIZE2 ( USSS Rev.2) 4. IÇEL, DENiZLi , GAZiANTEP VE TÜRKİYE ' NIN SEKTÖRLERE GÖRE IŞYERI SAYISI • 5. IÇEL, DENiZLi VE GAZIANTEP'IN TÜRKiYE iÇERiSiNDEKi PAYLAR!% 6. IÇEL, DENiZLi, GAZİANTEP VE TÜRKIYE'NIN iMALAT SANAYi SAYISI 7. IÇEL, DENiZLi, GAZiANTEP VE TÜRKIYE'NIN UZMANLAŞMA ORANLAR! 8. IÇEL , DENİZLI VE GAZIANTEP'DEKI GiRiŞiMCiLERiN YATIRIM PLANLAR! IÇEL iLiNiN DEGERLENDIRILMESI 9. YATIRIM PLANLANAN SEKTÖRLERiN iMALAT SANAYİ YAPISI 9.1. GIDA, iÇKi VE TÜTÜN SANAYii ( 31) 9.2. DOKUMA, GiYiM EŞYASI VE DERi SANAYii ( 32) 9.3. ORMAN ÜRÜNLERi VE MOBiLYA SANAYii ( 33) 9.4. METAL EŞYA, MAKINA VE TEÇHiZAT, ULAŞIM ARACI , iLMi VE MESLEKi ÖLÇME ALETLERi SANAYii ( 38 ) 10. IÇEL, DENiZLi VE GAZiANTEP iLLERi UZMANLAŞMA ORANLAR! ( 1-9) 11 . iLLERiN SEKTÖRLERE GÖRE DÜZEY VERi TABLOLARI

65


1. AMAÇ 1980'1i yılların başından bu yana Türkiye Ekonomisi hızlı büyüme ( 1980 - 1997 döneminde yaklaşık %6 ) ve hızlı bir ekonomik değişim içerisindedir. Bu değişim imalat ve hizmet sektörü payında büyüme ve tarım sektörü payında küçülme olarak kendini göstermiştir. Bu değişimde en önemli faktör Türkiye Ekonomisinin

dışa açılması olabilir. ihracatın GSMH'ya oranı 1980 yılında % 4,3'den 1997 yılında % 23,9'ye, ithalatın GSMH'ya oranı ise aynı yıllarda % 11 , ?'den % 29,5'e yükselmiştir. Ayrıca 1.1 .1996 tarihinde tamamlanan Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği bu süreci hızlandırmıştır. 1997 yılın~a AB'ye ye yapılan ihracat toplam . ihracatın% 46,7'sini, ithalatın ise %51,2'sini oluşturmaktadır. Günümüzde tüm ülke ekonomilerinde, isdihdam ve üretim kaynakların ın yerinde ve etkin kullanımı, bölgelerarası dengesizliklerin kalkmasında Küçük ve Orta boy işletmeler çok büyük bir önem arzederken, ulusal ekonomilerin artan oranda birbirine bağımlılığı halinde gelen ve son çeyrek yüzyıla damgasını vuran KÜRESELLEŞME olgusu, tüm dünya ülkelerinde ve özellikle GB sürecinin başlangıcında bulunan Türkiye'de verimlilik ve rekabet faktörleri ön plana çıkmaktadır. Bir ekonominin performans ölçmede en temel göstergelerinden biri olan verimlilik makro düzeyde üretim hacmi ile üretimde kullanılan faktörler arasındaki oranı ifade eder. Bu çalışmada, Devlet istatistik Enstitüsü'nün 1927 yılından bu yana uygulamış olduğu "Yıllık imalat Sanayii" anketleri kullanılmış ve çc;ılışma periyodu olarak 1987 - 1997 yılları kullanılmıştır. 1997 verileri Türkiye genelinde çalışmalar tamamlanmadığı için kullanılam~mış, değerlendirmeye tabii tutulmuştur.

sadece lçel ilinin 1997 sonuçları

Çalışmada Devlet istatistik Enstitüsü'nün daha önce Devlet Planlama Teşki1atı ve Sermaye Piyasası Kurulu ile birlikte uyguladığı "Yeni Yerel Sanayi Odaklarının Gelişmesini Araştırma Projesi" kapsamında incelenen Denizli ve Gaziantep verileri kapsama alınmıştır. lçel ili hem bu illerle hem de Türkiye ile karşılaştırılmıştır. Sektörlere, illere ve yıllara göre 5 farklı indeks ve uzmanlaşma oranları hesaplanmış ve karşılaştırmaları yapılmıştır.

2. TANIMLAR VERiMLiLiK Basit anlamda üretim prosesindeki girdiler ile çıktılar arasındaki teknik ilişkidir. Verimliliği çıktı üretme etkinliğinin bir ölçümü diğer bir deyişle , ekonomik girdilerin nasıl etkili olarak çıktıya dönüştürüldüğünü gösteren ekonomik etkinlik ölçütü olarak tanımlayabiliriz. Bir anlamda verimlilik, belirli bir dönemde belirli bir emek birimi başına elde edilen hasıladır. ISGüCü VERIMLIU~I (0,/0o)/(L ı / L o)

Q ı / O o = Cari yıl içindeki çıktı indeksi L ı / L o = Cari yıl içindeki girdi indeksi t = Cari yıl O = Baz yılı

66


GiRDi iNDEKSi

lşgücü girdi indeksleri, her yıl için toplam ücretli çalışılan saatinin baz yılı toplamına bölünmesiyle elde edilmişti r.

CIKTI iNDEKSi Çıktı indeksi, her yıl için toplam katma değerin baz yıl !,atma değer toplamına bölünmesiyle bulunmuştur.

Katma değer, TEFE ( 1987 = 100 ) deflate edilmiştir. UZMANLAŞMA

Uzman laşma oranları il ve Türkiye düzeyinde olmak üzere işyeri sayısı , çalışanlar ortalaması ve katma değer değişkenleri açısından ayrı ayrı hesaplanmıştır.

n

Uzmanlaşma =

I si2 i= 1

i = Sektör s = i. Sektörün Uzmanlaşma

toplamı

/ Sektörler toplamı

O ile 1 arasındadır.

Uzmanlaşma

1'e yaklaştıkça artmakta, O'a

yaklaştıkça azalmaktadır.

3. TÜM EKONOMiK FAALiYETLERiN ULUSLAkARASI STANDART SANAYi SINIFLAMASI, REViZE 2 ( USSS Rev. 2) SEKTÖR TANIM 3 31 32 33 34 35 36 37 38 39

imalat Sanayii Gıda , içki ve tütün sanayii Dokuma, giyim eşyası ve deri sanayii Orman ürünleri ve mobilya sanayii Kağıt-kağıt ürünleri ve basım sanayii Kimya-petrol, kömür, kauçuk ve plastik sanayii Taş ve toprağa dayalı sanayii Metal ana sanayii Metal eşya-makina ve teçhizat, ulaşım aracı , ilmi ve mesleki ölçü aletleri sanayii Diğer imalat sanayii

67


4. iCEL, DENiZLi, GAZiANTEP VE TÜRKiYE'NiN SEKTÖRLERE GÖRE iŞYERi SAYILARI GRAFiK 1 : İctisadi faaliyet kolu ve illere göre işyeri say•arı (1-9) 60,00 50,00 40,00 30,00 , 20,00 -

0,00 31

33

32

34

~ DENiZLi -

35

36

37

38

39

ANTEP ı:::::::ı TÜRKIY E - . - IÇEL

iktisadi faaliyet kollarına göre işyerlerinin ildeki ve Türkiye içindeki oranlarına bakıldığında , Denizli ve Gaziantep'te 32 sektörünün, içel'de ise 33 sektörünün en önemli paya sahip o l duğunu görüyoruz. Türkiye açısından ise 38 sektörü en önemli paya sahiptir. En önemli ilk 3 sektör Türkiye'de 38, 32 ve 33, Denizli'de 32, 38 ve 33, Gaziantep'de 32, 31 ve 33, içel'de ise 33, 38 ve 31 sektörleridir. GRAFiK 2 : iktisadi faaliyet kolu ve illere göre işyeri sayısı ( 10+) 70,00 60,00 T 50,00 40,00 30,00 -

20.00

- .ı]

10,00 -

0,00

ı 31

33

32

34

~ DENiZLi -

35

36

37

38

39

ANTEP ı:::::::ı TÜRKiYE-.- IÇEL

Sektörlerin 10+ büyüklük grubuna göre dağılımına bakıldığında , Denizli ve Gaziantep'de 32 sektörü, Türkiye ve lçel'de 38 sektörü önemli bir paya sahiptir. 39 sektörü her 3 ilimizdede bulunmazken lçel ilinde 33 ve 38 sektöründeki işyeri sayısı diğer ildekilerden fazladır. lşyerlerinin sektöre! dağılımında, 32 sektörü her iki büyüklük grubunda da Denizli ve Gaziantep illerinde önemli bir paya sahipken, lçel ilinde aynı oranda temsil edilmiyor.

Küçük ve Orta boy olarak

işletmeler bakımından

ise her 3 ilde de

işyerlerinin

% 99'dan

fazlasını

tan ımlayabiliriz.

1-9 büyüklük grubundaki

işyerlerinin oranı

ise her 3 ilde de

68

yaklaşık%

95'1er civarındadır.

KOBI


5. iCEL, DENiZLi VE GAZiANTEP'iN TÜRKiYE iCERiSiNDEKi PAYLARI% GRAFİK 3 : iş yeri sayısına göre illerin Türkiye içerisindeki dağılımla rı

3,00 2,50 2,00 1,50 1,00 0,50 0,00 1987

1988

1989

~ DENIZÜÖZB. -

1990

1992

1991

1993

1994

1995

ANTEP-ÖZB. c:::::JiÇB.-TOP--t.--lÇEL-ÖZEL ]

Her 3 ilimizde de kamu sektörünün payı çok azdır. özel sektör işyerlerinin iller itibarıyla Türkiye içindeki payları bakımından Denizli ilindeki işyerlerinin gelişimi Gaziantep ve lçel illerine göre daha fazla olmuştur.

GRAFiK 4 : Çalışanlar ortalamasına göre illerin Türkiye içerisindeki payları 3,00 2,50 2,00 1,50 , 1,00 0,50

4

0,00 1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

iliffiitffl ~IZL~ÖZB. -ANTEP-ÖZEL __,..._ IÇEL-TOP - - - iÇEL-ôza j

lşyerlerinin yıllar itibarıyl a toplam istihdamdan almış oldukları pay Denizli ve Gaziantep illeri için

özellikle 1990 sonrasında bir artış gösterirken, lçel ilinin payı ise giderek aza lmıştır.

69


GRAFiK 5: Katma deQere göre illerin Türkiye içerisindeki payları 5,00 4,50 4,00 3,50 3,00 2,50 2,00 1,50 - 1,00

1

0,50 0,00 1987

1988

1989

lEi'il':51 DENIZL~ôza -

1990

1991

1992

1993

1994

1995

ANTEJl.ôZa -.-k;a-TOP -a-- iÇB.-ôza

illerin Türkiye içerisindeki katma değer payını incelediğimizde , ATAŞ rafinerisinin payını daha iyi anlamak için özel sektör verilerinden Ataş rafinerisinin bilgileri çıkarıldığında , lçel'de yaratılan katma değerin önemli bir bölümünün ATAŞ rafinerisi tarafından oluşturulduğunu görmekteyiz. lçel'in Türkiye içindeki payı 1995 yılında% 3,57 (ATAŞ dahil) iken, aynı yıl ATAŞ hariç almış olduğu pay% 1,31 olmuştur. lçel'deki özel sektör işyerleri , 1987 yılında Türkiye'de yaratılan katma değerden almış oldukları % 2,31 'lik payı koruyamamışlardır. Zaman içinde payını koruyamayan bir başka ilimiz ise Gaziantep'dir. Bu iki ilin aksine Denizli ilinin katma değerden almış olduğu pay zaman içinde düzenli olarak artmıştır. 6. iÇEL, DENiZLi, GAZiANTEP VE TÜRKiYE'NiN iMALAT SANAYi YAPISI GRAFiK 6 : Yıllara ve lllere göre Katma deQer / iş yeri indeksi 200 - - -

100 ı

-

50

o~ 1987

1988

1989

1990

1'991

1992

1993

1994

1995

işyeri başına yaratılan katma değer indeksinin değişim hızına baktığımızda , lçel ve Gaziantep illerinde zaman içinde dalgalanmalar olmakla birlikte, işyeri başına yaratılan katma değerde 1987 yılına göre düşüşler sözkonusu iken, Denizli ve Türkiye verilerinde işyeri başına yaratılan katma değerde bir artış sözkonusudur. Genelde yaratılan katma değer büyüklüğü bakımından 1994 yılı hariç Türkiye, Denizli'den yüksek çıkmıştır.

70


GRAFiK 7 : Yıllara ve illere göre lşgücü verimilik indeksi ( işçi-saat)

250

50

o 1987

1988

1989 1

1990

1991

1992

1993

1994

1995

~ DENiZLi ı=::::::J ANTEP ı=::::::J TÜRKiY E -+- iça

illerin, yıllar itibarıyla işgücü verimlilik indeksleri incelendiğinde, Denzili, lçel ve Türkiye'de işgücü verimlilik indeksinin pozitif yönde olduğu söylenebilir. Gaziantep'de ise indeks düşüş eğilimindedir. 19901993 y ıll arı arası işgücü verimlilik indeksi bakımından lçel, Denizli ve Türkiye'den yüksek iken , son 2 yılda Türkiye'nin işgücü verimlilik indeksinden küçük olduğu görülmüştür. GRAFiK 8 : Yıllara ve illere göre

1987

1988

1989

işgücü

1990

verimlilik indeksi (ücretle

1992

1991

çalışan lar ortalamas ı)

1993

1994

1995

mB11 DENiZLi ı=::::::J ANTEP ı=::::::J TÜRKIY E _._. ıça

işgücü verimlilik indeksinin hesaplanmasında girdi olarak, ücretle çalışanlar ortalaması alındığında

karşımıza yine benzer bir durum çıkmaktadır. Burada da Gaziantep'in işgücü verimlilik indeksinin diğerlerine

göre oldukça kötü ve 1987'deki konumunu koruyamamaktadır.

71


GRAFİK 9 : Yıllara ve illere göre sermaye verimliliği

180 160

120 - 100 80 60 40 20

o 1987

1988

1989

1990

1992

1991

1993

1994

1995

,.,,,,4,..ıDENIZLİ c:=JANTEP c:=JTÜRKIYE ~IÇEL

Sermaye verimliliği ölçümünde girdi olarak toplam çevirici güc kullanılm ıştır. Çevirici güç başına yaratılan katma değerin zaman içindeki değişimine bakıldığında Denizli sürekli artan bir performans gösterirken, Türkiye'de 1993 sonrası bir düşüş gözlenmektedir. Benzer durum lçel ve Gaziantep illeri içinde geçerlidir, GRAFiK 10 : Yıllara ve illere göre çalışan lar/ işyeri indeksi

140 120 100 80

~

60 40

~

20

l

o -11987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

~ DENiZLİ c:=ı ANTEP c::J TÜRKIY E - . - IÇEL

Yı l lar itibarıyla illerin işyeri baş ın a ça lı şanlar indeksi incelendiğinde , tüm illerde bir düşüş gözlenmektedir. Sadece Türkiye verilerinde 1995 yılında 1987'deki değerinin üstünde gerçekleşmiştir. lşyeri küçülmesi en fazla lçel ilinde yaşanmıştı r. 1987 yılında içel'de işyeri başına ortalama çal ı şan kişi sayısı 188 iken, bu sayı 1995 yılında 85'e inmiştir.

Genel olarak hesaplanan indeksler bakımından İçel ilinde sadece işgücü verimliliği indeksinde zaman içinde bir artış sözkonusu iken Denizli ilinde çalort/işyeri indeksi haricindeki indekslerde bir artış

72


sözkonusu ve Türkiye verilerinde ise hesaplanan indeksler bak ı mından illere göre daha iyi bir performans sözkonusu. Sadece Gaziantep ili hesaplanan göstergelerin tümü için bir olumsuzluk göstermektedir. İndeks hesaplamalarında ele al ı nan düzey verileri incelendiğ i nde ise, tüm göstergeler itibarıyla İçel ilinin göstergelerinin Türkiye dahil diğer illerden büyük olduğunu belirtmek gerekmektedir.

7. iCEL. DENiZLi, GAZiANTEP VE TÜRKiYE'NiN UZMANLAŞMA ORANLAR!

GRAFİK 11 : Ydlara ve illere göre iş yeri sayısı uzman laşma oranları

0,60 0,50 0,40 0 ,30 0,20 0,10 0,00 1988

1987

1989

1990

1991

1992

1994

1993

1995

it#"""' 1DENİZLi -ANTEP c:::::::J TÜRKiY E ......- IÇEL

Uzmanlaşma oranları 3 farklı değişken için hesaplanmıştır. lşyeri sayısı uzmanlaşma oranlarına göre Denizli ve Gaziantep'de uzmanlaşma var iken. !çel ve Türkiye genelinde uzmanlaşma yoktur. lçel'in uzmanlaşma oranı , Türkiye oranına çok yakın gözlenmiştir. lşyeri sayısına göre en fazla uzmanlaşmanın olduğu

.

il Denizli'dir.

GRA FİK 12: Yıllara ve illere göre çalışanlar ortalamas ı uzmanlaşma oranları

0,70 0,60 • 0,50

0,40 0,30 0,20

0,10 ,

1987

1988

1989

1990

E :ı ,;g DENiZLİ -

1991

1992

1994

1993

ANTEP c:::::::J TÜRKiYE _..,_ IÇEL

1995

1

Çalışanlar ortalaması uzmanlaşma oranlarına göre, !çel ve Türkiye'de uzmanlaşma yoktur. Denizli ve Gaziantep'de uzmanlaşma söz konusudur. Uzmanlaşma oranının en yüksek olduğu il Denizli'dir. Çalışanlar sayısı uzmanlaşma oranlarına göre lçel'in oranı Türkiye'den yüksektir.

73


GRAFİK 13 : Yıllara ve Ulere göre katma değer uzmanlaşma oranları

0,70 0,60 0,50 · 0,40 0,30 0,20 0,10 0,00 1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

---

~DENİZLİ-ANTEP c:::::::J TÜRKiYE-.- IÇEL

Katma değer uzmanlaşma oranlarına göre, Denizli ve Gaziantep'de uzmanlaşma varken, lçel ve Türkiye'de uzmanlaşma yoktur. Katma değer uzmanlaşma oranlarına göre en yüksek uzmanlaşma oranı 1987 yılında 0,63 ile Gaziantep'de iken, 1995 yılında 0,33'e düşmüştür. Denizli'de ise bu oran 0,34'den 0,40'a çıkmıştır. lçel ilinde üretkenlik artıyor, uzmanlaşma artmıyor. lçel ilinin uzmanlaşma oranları, Türkiye'nin uzmanlaşma oranlarına yakındır. Böyle olması lçel için daha uygun olabilir. Çünkü bir alanda uzmanlaşma ne kadar fazlaysa risk çok fazla demektir. Uzmanlaşmanın olduğu sektörlerde bir krizin yaşanması durumunda kent ekonomisinin sıkıntılı anlar yaşamasına sebep olabilir. 8. iCEL 1 DENiZLi VE GAZiANTEP'DEKi GiRiŞiMCiLERiN YATIRIM PLANLAR! GRAFiK 14 : illere ve büyüklük gruplarına göre planlanan yatırım sayıları ( % )

100 1 . 80

60

J

88

88

77

40 20 .. 0 -ı-

DENiZLİ

IÇEL

ANTEP f!]

1·9

• 10+

illerdeki girişimcilerin gelecek yıllarda planladıkl arı yatırımlar ve bu yatırımların hangi sektörlerde ve nerede olacağı konusunda benzerlikler ve farklı lı klar söz konusudur. Genelde tüm illerdeki girişimciler yapacakları yatırımları büyük bir çoğunlukla kendi illerinde düşünmektedirler. Denizli ilinde planlanan yatırımların % 23'0 1O+ büyüklük grubundaki girişimciler tarafından düşünülürken, bu oran Gaziantep ve lçel illerinde % 12 ile benzerlik göstermektedir. Gaziantep ve lçel ilinde daha çok küçük girişimciler yatırım planlamaktadır.

74


GRAFiK 15:

İktisadi

faaliyet kolu ve illere göre planlanan yatı rımlar (1-9) (%)

60 ,-------,.,.,---- - - - -- - - - - - - -- -- - - - -- -- 50 ;---- -----....---- ~ ~ ~ ~~ ~ ~ ~ ~ ~~ ~~ ~ ~ ~~ ~ ~~ ~ 4Q -ı----l

30 .J--~

• =- l

20 10

o 32

31

33

34

35

1 O DENiZLl a

37

36

39

38

ANTEP O IÇEY

Küçük girişimciler tarafından planlanan yatırımların sektöre! dağılımını incelediğimizde , Gaziantep ve Denizli'de 32 sektörü en önemli sektör iken, lçel için 33 sektörü ve daha sonra da 31 ve 33 sektörü yer almaktadır. Bu sektörler ise İçe l ilinde küçük işyerleri bakımından ilk 3 sırayı oluşturan sektörlerdir. Benzer durum diğer iller için de söz konusudur. Yani yoğun olarak çalışılan sektörlerde yatırım planlanmaktad ı r.

GRAFiK 16 : İ<tisadi faaliyet kolu ve illere göre planlanan yatırıniar (10+) (%) 70

63

60 50 40 30 20 10

o

30 1618

18

~

~

31

32

33

-

9 11

7

3 6

5 3 1

2 3 2

~

m----ı

~

34

35

36

37

~ 38

aDENIZLi • ANTEP oiÇa. Büyük girişimciler bakı m ı ndan yine Denizli ve Gaziantep için 32 sektörü en önemli sektör iken, İçel ıçın en önemli sektör 38 sektörüdür. lçel'de .yatırımı planlanan diğer sektörler ise sırasıyla 33 ve 31 sek1örüdür. Genelde girişimciler yapacakları yatırımları faaliyet gösterdikleri sektörlere göre tespit ediyorlar. 31, 32, 33 ve 34 sektörlerinde çalışıpta yatırım planlayanların yine aynı sektörde yatırım planlama oranları çok yüksek. Diğer sektörlerde faaliyet gösteren yatırımcıların diğer sektörlere kayma oranları daha yüksek gözlenmiştir.

lçel'de yatırımı planlanan sektörler zaman açısından incelendiğinde en fazla büyüme eğilimi gösteren sektörler 31 , 32, 33 ve 38 sektörleridir. Biz burada bu 4 sektörü incel eyeceğiz . Karşılaştırmalar da sektörün calort/işyeri indeksi, katmadeger/işçisaat indeksi ve sektörlerin il içerisindeki payları dikkate alınarak değerlendirmeleri yapılacaktır.

75


iCEL iLiNiN DEGERLENDiRiLMESi Hesaplanan indeksler ve uzmanlaşma oranları birlikte değerlendirildiğinde, lçel ili genelinde ; @'

İşgücü verimliliğinde zaman içerisinde bir artış vardır,

Cif'"

Ortalama ölçek

<r

Sanayi verimliliği düşüktür,

ey,

İşletme başına yaratılan katma değer düşüş halindedir,

r:;ı-

ATAŞ'ın

(il'

Özel sektörün zaman içerisinde Türkiye katma değerinden almış olduğu pay düşmüştür,

<r

Uzmanlaşma

cıı-

Uzmanlaşma oranları Türkiye'nin uzmanlaşma oranlarına çok yakındır,

CiP

1-9 büyüklük grubunda, en fazla yatırımı düşünülen sektörler 38, 33 ve 31 sektörleridir,

<lJ"

1O+ büyüklük grubunda en fazla yatırım düşünülen sektörler 38, 33 ve 31 sektörleridir.

büyüklüğü

küçülmektedir,

il ekonomisine çok büyük

katkısı vardır,

.

yoktur,

76


9. YATIRIM PLANLANAN SEKTÖRLERİN İMALAT SANAYİ YAPISI 9.1. GIDA, İ ÇKİ VE TÜTÜN SANAYİİ ( 31 )

GRAFiK 17 : Yıllar ve illere göre işyeri sayısı payları (31)

0,40 1 0,35 0,30 0,25 0,20 0,15 0,10 0,05

1

t 1987

1989

1988

1&ımD DENİZLİ

1990

-

1992

1991

1994

1993

ANTEP c::=::ı TÜRKİYE -.-IÇa

1995

j

31 sektöründeki işyerlerinin yıllar itibarıyla ili içerisinden almış oldukları paylara baktığımızda, lçel'de 31 sektörünün payının diğer illere göre daha fazla olduğunu 1993 yılına kadar artma eğiliminde iken, 1993 sonrası bu payın azaldığını görmekteyiz. Hemen hemen tüm illerde ve Türkiye'de 31 sektörünün işyeri sayısına göre bir azalma olduğunu söyleyebiliriz.

GRAFiK 18 : Yıllar ve illere göre çalışanlar ortalaması payları (31)

0.16

T ..

0,14

t ·

0,12 0,10 0,08

j

T o.o4 T 0.06

0,02 0,00 1987

1989

1988 1

1990

Pi!fııl,j DENiZLi -

1992

1991

1993

ANTEP c::=::ı TÜRKiYE _,._

1994

1995

!Çal

Yaratılan istihdam açısından ise 31 sektörünün Türkiye'den aldığı payın korunduğunu, Denizli ve Gaziantep ilinde düşüş gösterdiğini, lçel'de ise 1993 yılına kadar ~rtış gösterdikten sonra 1993 yılında düştüğünü ve daha sonra tekrar bir artış eğilimi gösterdiği görülmektedir.

77


GRAFiK 19 : Yıllara ve illere göre katma d~er payları (31)

0,30 0,25 0,20 0,15 0,10

J

0,05 -

1987

1988

1989

1990

~ii!DENIZLI -

1991

1992

1993

ANTEP c::=JTÜRKIYE _..::IÇEL

1994

1995

!

Katma değer pay l arı açısından 31 sektörü Gaziantep ilinde en fazla oranda 1990-1992 yıllarında katma değerden pay alırken , 1993-1994 yıllarında düşmüş daha sonra 1995 yılında almış olduğu pay 31 sektörünün Türkiye'den almış olduğu paya yaklaşmıştır. Tüm yıllar itibarıyla 31 sektörünün İçel ilindeki katma değer payı çok fazla değişkenlik göstermemiştir.

GRAFİK 20 : Yıllara ve illere göre 31 sektörünün calort / işyeri 180 160 140

.

1

1

120 1 100 80 -

1987

1988

1989

1990

Uiii\i!#JDenizli -

1991

1992

G.Antep c::=JTürkiye

1993

1994

1995

-.-ıçeıl

Ortalama işyeri büyüklüğü değişim indeksi açısından, yıllar itibarıyla Türkiye hariç çok fazla dalgalanmalar olurken, 1995 yılında Gaziantep, lçel ve Türkiye'nin 1987'ye göre değişimi pozitif yönde, Denizli'de ise negatif yönde olmuştur.

78


GRAFiK 21 :Y ıllara ve illere göre 31 sektörünün Katma değer/ lşcisaat

600 500 400 300 200 100

o 1987

1988

1990

1989

c:::9 Deniz fi -

lşgücü verimliliği bakımından

1991

1992

1993

1994

1995

G.Antep c:::::J Türkiye - . - lçeı

ise, en verimli il Denizli'dir. 1995 yılında Denizli ilinin işgücü verimliliği

diğer illerden ve Türkiye'den çok yüksek iken 31 sektörünün lçel ilinde işgücü verimliliği çok düşük kalmaktadır. 31 sektörü işgücü verimliliği Denizli ve Gaziantep için zaman içinde dalgalanmalar göstermekle birlikte, bu illerdeki 31 sektörünün performansı genelde yıllar itibarıyla büyük çıkmaktadır.

GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN SANAYİİ ( 31 SEKTÖRÜ ) ı:r

"

Ortalama ölçek büyüklüğü lçel'de çok değişkenlik göstermekle birlikte, lçel'deki işyerlerinin ortalama ölçek büyüklüğ ü d iğer ı llerden yüksektir. lşgücü verimliliği bakımından lçel d i ğer illerden ve Türkiye'den düşüktür. i şgücü verimliliği bakımından en

önemli il Denizli

olmuştur.

•r

Sektörün il içindeki payları açısından , lçel'de işyeri sayısı ve çalışanlar ortalaması payları 1993 yılına kadar artm ı ş, 1993 sonrası düşmeye başlamıştır. Katma değer payı ise çok az artmakla birlikte, alınan paylar açısından en düşük durumdadır.

c-,

31 sektörünün katma

değerden

en çok

aldığı payı

en yüksek olan ilimiz Gaziantep'dir.

79


9.2. DOKUMA, GiYiM EŞYASI VE DERi SANAYii ( 32 }

GRAFiK 22 : Yıllar ve illere göre işyeri sayısı payları (32) 0,80 0,70 0,60 0,50

0,00 1987

1988

1989

[

1990

DENiZLi -

1991

1992

1993

1994

1995

ANTEP c:::ı TÜRKIY E --.-- lÇEL

32 sektörünün işyeri sayısı bakımından lçel hariç diğer illerde artma eğilimi gösterirken, lçel'de 1994 sonrası bir artış eğilimi söz konusudur. 32 sektörü Denizli ve Gaziantep illerinde zaman içinde çok fazla artmıştır.

GRAFiK 23 : Yıllara ve illere göre çalışanlar ortalaması payları (32)

1,00 1 0,80 0,60 0,40 • 0,20 0,00 1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

lşyeri sayısındaki artışlara paralel olarak, 32 sektörünün Denizli'de almış olduğu pay artmış, Gaziantep'de ise almış olduğu payda çok fazla değişkenlik olmamıştır. 32 sektörünün Denizli ilindeki artışı kadar olmasa dahi, Türkiye imalat sanayiinde yaratmış olduğu istihdam artmıştır.

80


GRAFiK 24 : Yıllara ve illere göre katma değer payları (32)

1,00 0,80 0,60 0,40 0,20 + 0,00 1987

1988

1989

1990

1992

1991

1993

1994

1995

imalat sanayinde yaratılan katma değerden 32 sektörünün almış olduğu pay Denizli'de zaman içerisinde % 23'1erden % 61 'lere ulaşmıştır. Türkiye açısından bu oran korunurken Gaziantep ve lçel'de düşmüştür.

GRAFiK 25 : Yıllara ve illere göre 32 sektörünün CALORT / IŞYERI

200 150

ı

100 50

1987

1988

1989

1990

~ Denizli -

1992

1991

1993

1994

1995

G.Antep c::ı Türkiye --6- lçel

32 sektöründe ortalama ölçek büyüklüğü en fazla olan ilimiz lçel'dir. lçel'de 1995 yılında ortalama ölçek büyüklüğü 1995'de 180 iken bu sayı Denizli'de 72, Gaziantep'de ise 81'dir. Ortalama ölçek büyüklüğü değişimi bakımından Türkiye dahil bir düşme gözlenmektedir.

81


GRAFİK 26 : Yıllara ve illere göre 32 sektörünün KD/ IŞCiSAA T

300 , 250 200 •,

150 100 50

1

1987

1988

1989

1990

~ Denizli -

1991 G.Antep

1992

1993

~ Türkiye ~ lçeı

1994

1995

1

32 sektörünün işgücü verimliliği , Denizli, lçel ve Türkiye'de artma eğilimi gösterirken, Gaziantep'te göstermemektedir. lşgücü verimliliği lçel'de özellikle 1993 sonrası düşmeye başlamıştır. 32 sektörünün lçel ilindeki üretkenliği , Gaziantep'in üretkenliğinden fazla, Denizli'nin üretkenliğinden düşüktür. OOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DERİ SANAYİİ ( 32 ) büyüklüğü

düşmektedir,

yani 32 sektöründe çalışan

r:r

32 sektörünün ortalama ölçek küçülmektedir.

r:r

32 sektörünün üretkenliği Gaziantep'de düşüş gösterirken Denizli, lçel ve Türkiye'de artmaktad ı r.

r:r

işyerleri

32 sektörü işyeri açısından Denizli ve Gaziantep'de artış gösterirken , katma değerden alınan paylar Denizli'de artmakta Gaziantep'de düşmektedir.

açısından r:r

32 sektörünün üretkenliği 1993 yılına kadar lçel'de artarken, 1993 sonrası ditşmeye başlam ı ştır. Buna karşın 32 sektörünün il içerisinde almış olduğu pay artmaya başlamıştır.

82


9.3. ORMAN ÜRÜNLERi VE MOBiLYA SANAyjj ( 33 )

GRAFİK 27: Yıllara ve illere göre işyeri sayısı payları (33) 0,10 0,08 - · ~

0,06 0,04 0,02 0,00

1987

1988

1989

1990

1991

.

lldJ JlJ1 1992

1993

1994

1995

~DENiZLi -ANTEP c=JTüRKiYE-.-- iÇEL

lşyeri sayısına göre 33 sektörünün Türkiye içerisindeki payı zaman içinde değişkenlik göstermezken,

lçel haricindeki diğer illerde % 1'lik bir değişim zaman içinde görülmektedir. 33 sektörü içel'de zaman içinde çok değişim göstermiş ve 1993 sonrası artma eğilimi göstermektedir. 1991 yılı hariç diğer tüm yıllarda 33 sektörünün içel'deki payı diğerlerinden yüksektir. GRAFİK 28 : Yıllara ve illere göre çalışanlar ortalaması payları (33)

0,04 , 0,04

t

0,03

~

0,03 0,02 0,02 0,01 0,01 0,00 1987

1988

1989

1

1990

1991

1992

1993

~ DENiZLI -ANTEP c=J TüRKiYE-..- iÇEL

1994

1995

1

33 sektörünün yaratmış olduğu istihdamın il içerisinde imalat sanayinde yaratılan istihdamın almış olduğu pay yine Türkiye bakımından zaman içinde değişmezken. Denizli ve Gaziantep illerinde düşmüş, lçel ilinde ise artmıştır.

83


GRAFiK 29 : Yıllara ve illere göre katma değer pay ları (33) 0,03 0,02 0,02 0,01

j 1987

1988

1989 1

1990

ıaııııı D8'1IZLI -

1991

1992

1993

ANTEP ı:::::::J TüRKIY E ---.-

1994

1995

k;:aj

33 sektörünün yaratmış olduğu katma değerin , imalat sanayiinde yaratılan katma değerden almış olduğu paylar Denizli ve Gaziantep illeri için zaman içerisinde farklılıklar gösterirken, lçel ilinin almış olduğu

pay 1993 yılı sonrasında artmaya başlamıştır.

GRAFiK 30 : Yıllara ve illere göre 33 sektörünün CALORT / IŞYERI 300 - - · · - · 250 ~ 200 150

-m-·----·-

100

50

-

-

~n·

- - .

JliıLl

-,-

1987

1988

1989

1990

ı - Denizli -

1Ş91

G.Antep

1992

1993

1994

1995

ı:::::::J Türkiye ---.- içer 1

Ortalama işyeri büyüklüğü değişimlerine göre zaman içerisinde işyerleri küçülmektedir. Sadece lçel ilinde 1991 yılında ortalama işyeri büyüklüğü 1987 yılına göre büyük bir artış göstermiştir. lçel ilinde ortalama işyeri büyüklüğü 1987 yılında 35 iken 1991 yılında 84 olmuştur.

84


GRAFiK 31 : Yıllara ve illere göre 33 sektörünün KD/ IŞCISAAT 350 300 250 200 150

ı

100 50

1987

1988

1989

1990

c:a.a Denizli -

1991

1992

1993

lll~ 1994

1995

G.Antep t::::::ı Türkiye - . - k;el

33 sektörünün işgücü verimliliği Türkiye açısından bir artış gösterirken, Gaziantep ve lçel illerinde büyük dalgalanmalar göstermektedir. 33 sektörü bakımından lçel ilinde üretkenliğin düştüğü yıl 1991 yılı iken değişimin en fazla olduğu yıl 1994 yılı olmuştur. lçel ilinde 1993 yılı sonrası bu sektörde üretkenlik artmaktadır.

ORMAN ÜRÜNLERİ VE MOBİLYA SANAYİİ ( 33) r,f>

ı:r

r,f>

33 sektörünün işyeri sayısı bakımından aldığı pay Türkiye hariç diğer illerde değiş kenlik göstermektedir. Değişkenliğin en fazla görüldüğü il İçel ilidir. lçel ilinde 1991 yılı sonrası, hem istihdam hem de katma değer payları artarken, ortalama işyeri büyüklüğü küçülmekte, üretkenlik artmaktadır. Gaziantep ili içinde çok istikrarlı olmamakla birlikte 33 sektörünün üretkenl i ği 1990 sonrasında artmaktadır.

85


9.4. METAL EŞYA, MAKiNA VE TECHiZAT, ULAŞIM ARACI, iLMi VE MESLEKi ÖLÇME ALETLERi SANA yjj ( 38 }

GRAFiK 32 : Yıllara ve illere göre işyerl sayısı payları (38) 0,30 0,25 0,20 0,15 0,10 0,05

1987

1988

1989

1990

c:!:!:l DENiZLi -

1991

1992

1993

1994

1995

ANTEP C=:J TÜRKIY E - . - k;:EL

38 sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinin , Türkiye imalat sanayii içinde almış olduğu pay zaman içerisinde yaklaşık olarak% 2 düşüş göstermiş, Denizli ve Gaziantep illerinin zaman içerisinde payı oldukça düşmüştür. lçel ilinde ise 1990 yılından sonra başlayan artış eğilimi 1993 yılından itibaren düşmeye başlamakla birlikte, 38 sektörünün lşyeri sayısına göre lçel ilinde almış olduğu pay diğer illerden yüksektir.

GRAFiK 33 : Yıllara ve illere göre çalışanlar ortalaması payları (38) 0,35 0,30 0,25

~

0,20 0,15 0,10 1 0,05 0,00 1987

1988

1989

1990

l':'!l!l!il DENiZLi -

1991

1992

1993

1994

1995

ANTEP -TÜRKIY E - . - k;:EL --

__J

38 sektöründe yaratılan istihdam lçel ilinde zaman içerisinde artış gösterirken, Denizli ve Gaziantep illeri için oldukça fazla bir düşüş yaşanmıştır. 38 sektörünün Türkiye içerisindeki payı ise çok fazla değişkenlik göstermemektedir.

86


GRAFiK 34 : Yıllara ve illere göre katma değer payları (38) 0,60 0,50 ~ 0,40 0,30 0,20 0,10 0,00 1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

~DENiZLi - ANTEPc:::::ıTÜRKIYE-.-.IÇEL '---

38 sektöründe yaratılan katma değer bakımından , Jlinin katma değerinden aldığı pay en fazla Denizli ilinde düşüş göstermiştir. Denizli ilinde bu oran 1987 yılında % 53 iken 1995 yılında % ?'ye düşmüştür. Gaziantep lçel ve Türkiye için alınan paylarda aşırı dalgalanmalar yaşanmamış, pay oranları zaman içerisinde korunmuştur.

GRAFiK 35 : Yıllara ve illere göre 38 sektörünün CALORT / IŞYERJ 140 120 t 100

~

80

0040 1 20

ol 1987

1988

1989

1990

E!!!ll1 Denizli -

1992

1991

G.Antep c:::::ı Türkiye

1993

1994

1995

-a- lçeı

38 sektörü ortalama işyeri büyüklüğü değişim indeksi en fazla yine Denizli ilinde, daha sonra da lçel ilinde düşüş göstermiştir. Tüm illerde bir küçülme söz konusu iken 38 sektörünün ortalama işyeri büyüklüğü, Türkiye'de artmıştır.

87


GRAFiK 36 : Yıllara ve illere göre 38 sektörünün KD/ IŞCISAA T

500 400 300 -

200 100

o 1987

1988

1989

1990

~ Denizli -

1991

1992

1993

1994

1995

G.Antep c:==ı Türkiye ~ lçel

38 sektörünü üretkenliği 1989 sonrası tüm illerde ve Türkiye'de artmış, 1987 yılına göre 38 sektöründe en fazla değişim Gaziantep ilinde olmuştur. Düzey veriler incelendiğinde Gaziantep ilinde 1995 yılında saat başına yaratılan katma değerin 4325 TL: iken bu rakamın Denizli ilinde 15. 744 TL. , lçel ilinde 13.373 TL. ve Türkiye'de 19.444 TL. olduğu gözlenmiştir. METAL EŞYA, MAKİNA VE TEÇHİZAT, ULAŞIM ARACI, İLMİ VE MESLEKİ ÖLÇME ALETLERİ SANAYİİ ( 38) r:r

"'

Denizli ve Gaziantep illerinde

işyeri sayısının

il içerisinde almış olduğu pay düşmüştür.

lşyeri sayısından alınan paydaki düşüş nedeniyle bu illerde yaratılan istihdam ve katma değerde de düşüş görülmüştür.

"' 38 sektörünün lçel içerisinde almış olduğu pay zaman içerisinde artmaktadır. ı:r

Ortalama

"*

Üretkenlik indeksi tüm iller ve Türkiye'de artmaktadır.

<:r

işyeri büyüklüğü

Türkiye hariç küçülmüştür.

Gaziantep ilinde üretkenlik artışı fazla olmakla birlikte, saat başına ya ratılan katma değer d iğer illerde oldukça düşüktür.

yaratılandan

88


10. iCEL, DENiZLi VE GAZiANTEP iLLERi UZMANLAŞMA ORANLAR! ( 1-9)

GRAF1K 37 ·illere göre iş yeri.çalışanları ortalaması ve katma değer uzmanlaşma oranları ( 1-9)

0.40

0,36

0,35

0,35

0,30

0,30 0,21

0,25

0,20

0,20 0,15 0,10 0,05 0,00 IŞYERI

CALORT

r~ DENIZLi ! •·

KDEGER

!ANTEP c::::::::::J TÜRKiYE - . - IÇEL

Küçük işletmelerdeki uzmanlaşma oranları incelendiğinde,

Gaziantep, lçel ve Türkiye için

uzmanlaşma sözkonusu değilken, Denizli için tüm. 3 değişken için uzmanlaşmanın var olduğunu

söyleyebiliriz.

SONUÇ . : r:r

Her üç ilde kamu sektörünün payı azdır.

c-r

Her üç ilde büyük işletmeler az olup KOBl'lerin payı yüksektir.

r:r

Denizli ilinde işyeri artışı diğer illere göre daha fazladır.

r:;r

içel'de ATAŞ'ın payı çok yüksektir.

<ır lçel'de özel sektör imalat sanayiinin, Türkiye imalat sanayiinden almış olduğu pay zaman içerisinde düşmüştür. Bu durum Denizli'de artmıştır. r:r c:r

Genelde sektörlerde küçülmeler tespit edilmiştir. lçel'de sadece işgücü verimlilik indeksi değişim hızı pozitif yönde iken, diğer indekslerde değişim hızları negatif yöndedir.

rır indeks göstergelerine göre en üretken ilimiz Denizli'dir. Gaziantep ili İçel ilinden daha kötü durumdadır. <ır Denizli ve Gaziantep'te uzmanlaşma varken, İçel ilinde uzmanlaşma yoktur. lçel'deki uzmanlaşma oranları Türkiye'deki uzmanlaşma oranlarına yakındır.

<ır lçel ilinde 31 , 33 ve 38 sektörlerinde hem yatırım hem de büyüme eğilimi vardır. <ır 31 sektörünün lçel ilindeki üretkenliği diğer illerden ve Türkiye'den küçüktür. <ır

31 sektörünün iller itibarıyla aldığı pay en fazla Gaziantep'tedir.

(Q'"

İçel ilinde 31 sektörünün ölçek büyüklüğü diğer illerden ve Türkiye'den büyüktür.

r:r

32 sektöründeki işyerleri küçülme eğilimindedirler.

89


Cif>

32 sektörünün üretkenliği Gaziantep ilinde düşük , diğer illerde yüksektir.

<:'ir'

33 sektörünün 1991 y ı lı sonrası il içerisinden almış olduğu paylar artarken, işyeri büyüklüğü düşmekte, üretkenliğ i artmaktadır.

"' 38 sektörünün il içerisinden a lmış olduğu paylar Denizli ve Gaziantep illerinde zaman içerisinde düşmüştür. <:r

38 sektörünün zaman içerisindeki payı lçel'de artmıştır.

c:ı-

38 sektörünün işyeri büyüklüğü tüm illerde düşerken , Türkiye'de artmıştır.

c:ı-

Küçük işletmelerde Denizli ve Gaziantep'te uzmanlaşma var, lçel ilinde yoktur.

90


11. İLLERİN SEKTÖRLERE GÖRE DÜZEY VERİ TABLOLAR! TABLO 1: Sektörlere ve illere göre işyeri sayılarının dağılımları(%) iktisadi Büyüklük

faaliyet

Grubu

kolu

1-9

iL DENİZLi

%

ANTEP

%

İÇEL

%

TÜRKİYE

%

31

469

7,92

1542

25,27

797

20,73

23632

12,38

32

3219

54,35

1856

30,41

635

16,52

49351

25,86

33

914

15,43

1215

19,91

1078

28,04

47755

25,02

34

54

0,91

149

2,44

104

2,71

6931

3,63

35

87

1,47

222

3,64

49

1,27

4142

2,17

126

2,13

161

2,64

313 .

8,14

5842

3,06

37

3

0,05

23

0,38

8

0,21

1639

0,86 ·

38

1046

17,66

917

15,03

836

21,75

49368

25,87

39

5

0,08

18

0,29

24

0,62

2185

1,14

3

5923

100

6103

100

3844

100

190845

100

36

TOPLAM

10+

31

28

6,75

50

15,63

50

22,62

1787

19,85

32

274

66,02

181

56,56

42

19,00

2125

23,60

33

6

1,45

7

2,19

28

12,67

370

4,11

1,69

8

2,50

8

3.62

382

4,24 10,08 6,73

34

TOPLAM

.

7

35

16

3,86

28

8,75

20

9.05

908

36

20

4,82

8

2,50

15

6,79

606

37

24

5,78

10

3,13

5

2,26

448

4,98

38

40

9,64

28

8,75

53

23,98

2264

25,14

39

o

o

o

o

o

o

114

1,27

3

415

100

320

100

221

100

9004.

100

. TABLO 2: İşyerlerinin illere ve tfüyüklük gruplarına göre dağılımı(%) Büyüklük Grubu 1-9 10-49

iL DENİZLİ

%

ANTEP

%

IÇEL

%

5923

93,45

6103

95,02

3844

94,56

312

4,92

234

3,64

174

4,28

30

0,74

50-150

63

0,99

55

0,86

151-250

17

0,27

20

0,31

4

0,10

251+

23

0,36

11

0,17

13

0,32

6338

100

6423

100

4065

100

TOPLAM

91


TABLO 3: Yıllara göre illerin Türkiye içerisindeki payları(%) Toplam Özel

Toplam özel

Toplan Özel 1 Toplam özel Toplam Özel Toplam Özel C ORT I.SAAT I.SAAT CEVGUC CEVGUC UCRET UCRET KDEG KDEG

Toplam Özel

YIL

il IŞYERI İŞYERİ U ORT U ORT C ORT

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

20 20 20 20 20 20 20 20 20 20

1,09

1, 10

1,08

1,25

1,08

1,31

1,31

1,24

1,39

1,25

1,39

1,39

1,15

1,15

1,20

1,31

1,20

1,31

1,35

1, 12

1,11

1,19

1,29

1, 19

1,29

1,27

1,04

1,03

1,15

1,26

1,15

1,26

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

27 27 27 27 27 27 27 27 27 27

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

33 33 33 33 33 33 33 33 33 33

1,24

0,80

0,65

0,89

0,89

0,95

0,72

0,98

0,80

0,87

0,66

0,84

0,79

0,84

0,69

0,82

1,03

0,73

0,76

0,67

0,81

1,37

0,76

0 ,86

0,79

0,95

0,96

1,31

0,75

0,91

0,82

1,04

0,75

1,05

1,54

0,95

1,09

1,44

0,97

1,14

1,39

0,97

1,15

1,26

1,38

0,91 1, 14

1,19

1,37

1,50

1,51

1,41

1,62

1,42

1,62

1,52

1,70

1,60

1,63

1,47

1,71

1,48

1,71

1,61

1,82

0,72

1,62

1,66

1,60

1,95

1,61

1,95

1,76

2,10

1,02

1,43

0,81

1,09

1,09

1,43

2,36

2,42

2,04

2,40

2,04

2,40

2,23

2,59

0,95

1,22

1,01

1,24

1,20

1,53

3,96

4,06

2,75

3,18

2,75

3,18

3,10

3,51

1,31

1,76

1,29

1,56

1,50

1,92

1,50

1,52

1,29

1,64

1,31

1,65

1,49

1,90

1,32

1,50

0,76

0,91

0,95

1,16

1,52

1,55

1,33

1,66

1,35

1,67

1,54

1,96

1,13

1,39

0,78

0,92

0,78

0,93

1,39

1,41

1,33

1,64

1,34

1,64

1,58

1,95

0 ,96

1,13

0,67

0,81

0,71

0,82

1,32

1,34

1,25

1,53

1,26

1,53

1,48

1,84

0,98

1,17

0,67

0,83

0,64

0,68

1,25

1,26

1,07

1,29

1,07

1,29

1,18

1,44

0,88

1,09

0,53

0,62

0,63

0,66

1,74

1,76

1,40

1,70

1,41

1,71

1,59

1,92

1,16

1,49

0,60

0,74

0,77

0,79

1,74

1,77

1,49

1,83

1,50

1,84

1,72

2,06

1,07

1,53

0,65

0,87

0,58

0,66

1,90

1,93

1,50

1,84

1,51

1,84

1,68

2,03

1,13

1,62

0,61

0,84

0,70

0,75

1,84

1,86

1,58

1,84

1,58

1,85

1,88

2,16

1,10

1,47

0,67

0,81

0,66

0,71

3,05

3,1 4

2,02

2,36

2,04

2,38

2,44

2,78

1,65

2,30

0,87

1,10

0,85

1,09

0,81

0,81

1,56

1,93

1,56

1,92

1,67

2,07

1,95

2,43

1,79

2,29

3,57

2,31

0,77

0,77

1,47

1,78

1,47

1,77

1,59

1,96

1,89

2,33

2 ,17

2,81

2,60

1,69

0,75

0,75

1,42

1,69

1,42

1,69

1,43

1,66

1,99

2,30

1,63

2,07

4,68

1,39

0,80

0,80

1,30

1,51

1,30

1,51

1,36

1,59

2, 11

2,32

1,66

2,08

4,24

1,66 1,66

0,69

0,69

1,18

1,34

1.18

1,34

1,29

1,47

2,04

2,19

1,49

1,95

3,80

0,96

0,98

1,13

1,26

1,13

1,26

1,21

1,34

2,02

2,20

1,33

1,67

3,30

1,50

0,84

o.as

1,09

1,20

1,09

1,20

1,11

1,27

2,02

2,16

1,33

1,58

3,40

1,47

0,90

0,90

1,10

1,17

1, 10

1, 17

1,13

1,24

2,00

2,14

1,31

1,56

2,48

1,18

1,07

1,07

1,20

1,25

1,20

1,25

1,25

1,29

1,77

1,77

1,49

1,59

3,57

1,31

1,02

1,02

1,17

1,20

1,17

1,20

1,14

1,18

2,04

2,14

1,45

1,53

3,91

1,29

92


TABLO 4 Öze se kCorde

yıl

ara ve illere göre 1987=100 bazlı indeksler Sermaye işgücü

YIL 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

il

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

ANTEP

100

ANTEP

80

ANTEP

79 92 11 5 87 91 89 89 79

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

İÇEL

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1996 1996

DENiZLi DENİZLi DENİZ Li

DENİZLi

DENİZLi DENİZLi

DENiZLi DENiZLi DENİZLi

DENİZLi

ANTEP ANTEP ANTEP ANTEP ANTEP ANTEP ANTEP

!ÇEL

100 77 67 100 142 79 114

İÇEL

!ÇEL IÇEL lçEL İÇEL

İÇEL

80

İÇEL

n

IÇEL

76 55

İÇEL TÜRKİYE TÜRKiYE TÜRKiYE TÜRKiYE TÜRKiYE TÜRKiYE TÜRKiYE TÜRKiYE TÜRKiYE TÜRKiYE

İşgücü

Verimliliği

Çalışanlar/

Kd/İşyeri Verimliliği Verimliliği İndeks i İşyeri sayısı İndeksi İndeksi(işc;isaat) İndeksi(üccal) (Ceviricigüç) İndeksi 100 100 100 100 100 93 93 93 101 100 93 87 86 81 109 126 109 105 97 119 162 137 117 124 130 113 135 114 145 84 148 176 166 148 89 185 186 167 100 199 140 163 155 171 90 101 136 133 170 75

100 101 103 138 . 167 146 187 175 179 173

100 74 67 73 114 115 106 116

100 75

100 82

99

100 107 117 123 108

68

86

96

80

88

85 72 81

91 85 94 76

100 73 58

100 103 102

104

74 105 108 100 105 94 103

100 73 73 113 154 169 208 163 163 159 148

100 75 65 108 150 163 201 153 151 142 140

86

92

100 100 113 82 89 84 110

94

100 95

100 95 95 118 145 164 195 182 173 158

100 95 92 114 125 139 157 142 115 132

96

96

121 152 169 200

191 179 162

93

86

49

57 53

51 54 39

100 107 108 116 114 89 95 96

103 109


TABLO 5: İllere göre hesaplanmış indeks değişkenlerinin düzey verileri KDEGER/İŞYERİ

KDEGER/İŞÇİSJ KD/ICRCALORT

YIL

il

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

DENİZLİ

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

ANTEP

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

İÇEL

İÇEL

2.422.752.040 3.493.973.281 2.463.183.257 2.354.492.428 2.345.880.920 1.674.359.829

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

TÜRKİYE

1.078.335.518

7.185

TÜRKİYE

1.091 .660.607 1.108.519.634 1.484.790.383 1.799.823.752 1.577.495.724

6.844 6.924 8.664 10.898

DENİZLi DENİZLİ DENİZLİ

DENİZLİ DENİZLİ DENİZLi DENİZLİ DENİZLİ DENİZLİ

ANTEP ANTEP ANTEP ANTEP ANTEP ANTEP ANTEP ANTEP ANTEP

İÇEL İÇEL İÇEL İÇEL

İÇEL İÇEL İÇEL iÇEL IÇEL

TÜRKİYE TÜRKİYE TÜRKiYE TÜRKİYE

873.737.374

4.684

813.413.666 812.444.589 1.098.356.130

4.344 4.069

9.842.968 9.168.536 8.417.437

5.126 6.412

10.325.580 12.819.156

6.775 8.231 9.313 7.646

13.280.363 16.337.265

1.411.531 .552 989.183.330 1.290.346.873 1.620.611.782 1.225 471 .381 880.626.608 819.510.949 651 .809.614 648.594.688 753.430.257 942.425.806 709.331 .533 749.676.123 732.076.769 731 .968.293 648.283.317 3.069.041 .096 2 375.203.928 2.047 .951 .147 3.069.184.174 4.342.910.790

6.371 4.369 3.225 2.930 3.196 4.989 5.009 4.611 5.051 4.212

8.004 5.877 5.805 9 .074 12.347 13.546 16.652

TÜRKİYE

2.014.211.474 1.891 .182.688 1.933.336.453

12.145 14.395 13.698 12.885

TÜRKİYE

1.863.318.397

11.642

TÜRKİYE TÜRKİYE

1.238.464 1.488.888

97 107

1.792.604 1.750.558 2.269.848

111 75 80 89

2.618.464

81 67

9.723.974 7.263.382

1.402.641 1.153.497

86 91

6.563.991 7.207.723 10.229.159 10.521.742

1.208.414 1.200.322

100 106 93 68

1.382.061 1.343.752 1.235.413 1.195.902 1.003.309 1.135.755

16.440.889 12.332.687

1.724.313 1.252.343

10.741.279 17.822.760 24.693.817 26.879.645

1.008.646 1.484.491 1.726.041 1.722.720 1.947.374 1.418.819 1.538.049 1.442.207 1.893.118

13.758.170 13.007.715 13.048.464 16.232.973

1.817.427 1.728.614 1.665.016 2.074.548

19.995.465 22.602.282 26.868.293 25.001 .932

2.272.957 2.526.711

23.833.062 21 .707.331

94

90 90

2.573.408 2.622.608

32.976.482 25.087.978 24.838.395 23.394.197 22.966.467

13.053 13.043 12.741 11 .830

CALORT/İŞY ERI

1.536.412 1.554.040

18.264.861 15.218.896 13.131 .461

9.698.268 10.179.766 9.133.471 10.038.820

4.565

KD/ÇEVGÜÇ

2.856.394 2.583.323 2.087.358 2.393.364

78 73 81 65 188 193 192 173 177 91 107 99 95

101 73 79 85 86

92 90 70 75 76 81 86


TABLO 7:

İktisadi faaliyet kollarında yatırım yapılması planlanan sektörler İkti sadi Büyüklük faaliyet

İL

Grubu

DENiZLİ

1-9

kolu

32

33

34

35

36

37

38

39

Diğeri

31

106

o

o 1

o o o

o o

107

586

o o o

o

o o o o

o o

1

32

o o

2

6

595

o

16

o

7

1

7

1

52

o

5

2

11

37

o o

o o o o

o o

159

o o

o

1

38

6

33 34 35 36

39 3 DENİZLİ

DENİZLi

1-9

6

122

o

15

5

o

18

o

o

o

2

o

o

o

o o

o

o o

23

17

2

41

4

Toplam

30

8

o o

94

50

66

4

o

o

o

1

105

13

1226

o

1

o

o

o

o

o

112

621

139

23

64

4

94

51

o

1 270

Yatırım yapılması planlanan sektörler ( % )

31

32

33

34

35

36

37

38

39

Diğer

Toplam

31

99,07

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,93

0,00

100

32

0,00

98,49

0,00

0,17

0,00

0,00

0,00

0,00

0,34

1,01

100

33

0,00

_3,77

76,73

0,00

9,43

0,00

0,00

0,00

10,06

0,00

100

34

0,00

16,67

0,00

60,00

0,00

0,00

0,00

0,00

23,33

0,00

100

35

0,00

0,00

0,00

3,85

78,85

0,00

0,00

1,92

13,46

1,92

100

36

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

36,36

0,00

· 0,00

45,45

18,18

100

37

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

100,00

0,00

100

38

2,22

8,52

6,30

0,74

2,96

0,00

34,81

18,52

24,44

1,48

100

39

0,00

100,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

100

10+

31

32

33

34

35

36

37

38

39

Diğer

Toplam

31

17

2

o o

33

o·o o

o o o o o o

19

211

o o o

o

1

o o o o

o

32

o o o

o

2

5

o o o o o

o

7

1

4

8

224

o o

1

3

o

6

5

5

19

6

8

25

36

1

3

.o o o

37

o

3

o

o o o

3

1

1

18

o

7

o

o

1

o o

9

38

8

7

6

13

42

19

231

2

5

7

7

17

10

22

36

356

Toplam

34 35

3 DENİZLİ

YATIRIMI PLANLANAN SEKTÖRLER

31

10+

1 4

Yatırım yapılması

5

o

o o

planlanan sektörler ( % )

31

32

33

34

35

36

37

38

39

Diğer

31

89,47

10,53

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

100

32

0,45

94,20

0,00

0 ,00

0,00

0,00

0,00

0,00

1,79

3,57

100

33

0,00

0,00

66,67

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

33,33

100

34

0,00

16,67

0,00

83,33

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

100

35

0,00

21 ,05

0,00

0,00

26,32

0,00

0,00

0,00

26,32

26,32

100

36

4,00

12,00

0,00

0,00

0,00

28,00

0,00

0,00

24,00

32,00

100

37

0,00

16,67

0,00

0,00

5,56

0,00

50,00

16,67

5,56

5,56

100

38

0,00

16,67

0,00

0,00

2,38

0,00

19,05

16,67

14,29

30,95

100

95


TABLO 8 : İktisadi faaliyet kollarında yatırım yapılması planlanan sektö rler

İktisadi Büyüklük faaliyet

İL

Grubu

ANTEP

1-9 31

35

36

37

51

o

o o o

13

69

1 108

o o o o o

2

47

o o o

o o o

o o o o o o o 23

o

125

47

36

338 3

542

33

o o o o o o o

30

176

3

o o

o o o o

6

4

o

1

o o o o o

657

193

69

36 37

38 39 3

341

25

1

o

Yatınm yapılması planlanan sektörler (

1-9

31

31

32

82,84

12,50

33 0,00

0,00

39

Diğer

Toplam

o

o

6

408

20

11

o

589

37

1

25

269

o

3

76

10

o o

o o

143

12

61

4

7

o

11

144

6

5

188

o

5

1

7

23

215

33

49

1752

37

38

39

Diğer

Toplam

0,00

1,47

100

o

0

.4)

35

34

38

3,19

0,00

0,00

0,00

32

0,51

92,02

2,04

0,00

0,17

0,00

0,00

3,40

1,87

0,00

100

33

0,00

11 ,15

65,43

0,00

0,00

0,00

0,00

13,75

0,37

9,29

100

34

0,00

3,95

0,00

90,79

1,32

0,00

0,00

0,00

3,95

0,00

100

35

0,00

17,48

0,00

0 ,00

75,52

0,00

0,00

6,99

0,00

0,00

100

36

0,00

0,00

0,00

0,00

3,28

n .os

0.00

0,00

0,00

19,67

100

37

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

36,36

63,64

0,00

100

38

0,00

3,19

2,13

0,00

0,00

0,00

12,23

76,60

3,19

2,66

100

39

0,00

0,00

14,29

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

71 ,43

14,29

100

31

32

33

34

35

36

37

38

39

Diğer

Toplam

o o o

1

o o o

o

3

o o

o o o o

1

4

1

3

1

13

o

2

1

o o

3

o

o

o o

2

3

1

9

3

6

18

o o o o o o o o o

10+

31

30

5

32

4

121

o o

33

o o o o o

1

3

1

o o o o

34 35 36 37

38 3

ANTEP

34

32

32

35

ANTEP

33

31

12

34

ANTEP

YATIRIMI PLANLANAN SEKTÖRLER

kolu

5

1

8

2

1

o o o

35

145

5

5

18

3 1

Yatırım yapılması

10+

1

1

38

o o o o

130

2

8

o

6

4 8 22

2

24

5

240

Diğer

Toplam

planlanan sektörler ( % )

31

32

33

34

35

36

37

38

39

31

78,95

13,16

0,00

0,00

2,63

0,00

0,00

2,63

0,00

2,63

100

32

3,08

93,08

0,00

0,00

3,08

0,00

0,00

o.n

0,00

0,00

100

33

0,00

25,00

75,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

100

34

0,00

12,50

0,00

37,50

0,00

0,00

12,50

37,50

0,00

0,00

100

35

0,00

22,73

0,00

4,55

59,09

0,00

9,09

4,55

0,00

0,00

100

36

0,00

37,50

0,00

0,00

0,00

37,50

0,00

0,00

0,00

25,00

100

37

0,00

16,67

0,00

0,00

0,00

0,00

33,33

50,00

0,00

0,00

100

38

4,17

33,33

8,33

4,17

0,00

0,00

4,17

37,50

0,00

8,33

100

96


TABLO 9 : İktisadi faaliyet kollarında yatırım yapılması planlanan sektorler

İktisadi Büyüklük faaliyet

İL

Grubu

İÇEL

1-9

kolu

34

35

36

37

38

39

o o o o

o o o o

o o 33

1

o o o o o

7

4

o o

242

1

6

1

60

2

33

o o

o o o

273

o o o

1

53

5

10

1

o o o o o

o o

53

6

o

5

1

2

34

11

190

35

1

36

6

7

37

o o

o

o

o o o

38

1

4

1

1

39

o 245

o 71

Yatırım yapılması

1-9

31

32

o

Diğer

Toplam

7

256

1

64

o o o o o

306

4

248

54 18 83 6

o

o

o

o

o

o

8

o

8

295

54

12

88

22

232

12

12

1043

36

37

38

39

Diğer

Toplam

planlanan sektörler ( 0.4 )

33

34

35

31

94,53

0,39

2,34

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

2,73

100

32

1,56

93,75

3,13

0,00

0 ,00

0,00

0,00

0,00

0,00

1,56

100

33

0,00

0,00

89,22

0,00

0,00

0,00

0,00

10,78

0,00

0,00

100

34

0,00

0,00

1,85

98,15

0 ,00

0,00

0,00

0 ,00

0,00

0,00

100

35

5,56

0,00

27,78

0,00

55,56

5,56

0,00

5,56

0,00

0 ,00

100

36

0,00

7,23

8,43

0,00

0,00

63,86

7.2~

8,43

4,82

0,00

100

37

0,00

0,00

0,00

0,00

0 ,00

0,00

83,33

16,67

0,00

0,00

100

38

0,40

1,61

0,40

0,40

0,81

13,71

4,44

76,61

0,00

1,61

100

39

0,00

0,00

0,00

0,00

0 ,00

0,00

0,00

0,00

100,00

0,00

100

31

32

33

34

35

36

37

38

39

Diğer

Toplam

o o

o

o o

5

22

6

25

o o

o o o o

25

o

o o o o

4

18

o o o o o

1

10+ 31

21

o

32

1

16

33

o

34

o o

o o o

35

İÇEL

33

31

3

IÇEL

32

32 34

İÇEL

YATIRIMI PLANLANAN SEKTÖRLER

31

36

o

37

o

o o

o

3

o o o o

1

o

11

6

o

o

o

1

1

o

o

34

o o o o

7

1

36

o

1

o

.o

o

o o o

3

11

38

4

2

o o

3

26

18

20

Yatırım ya pılması

10+

31

32

o

1

o

3

2

15

1

8

o

2

2

42

20

142

planlanan sektörler ( ".4)

33

34

35

_36

37

38

39

Diğer

Toplam

0,00

0,00

0,00

16,00

100

0 ,00

0,00

0,00

0,00

72,73

0,00

0,00

0,00

0,00

0 ,00

0,00

0,00

22,73

100

0,00

72,00

0 ,00

0,00

4,00

0,00

0,00

0,00

24,00

100

0,00

0,00

0,00

100,00

0 ,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

100

0,00

0,00

6,67

0,00

73,33

0,00

0,00

6,67

0,00

13,33

100

36

0,00

0,00

12,50

0,00

0,00

75,00

0,00

0 ,00

0,00

12,50

100

37

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

50,00

50,00

0,00

0,00

100

9,52

4,76

0,00

0,00

0,00

0,00

0,00

80,95

0,00

4,76

100

31

84,00

0,00

32

4,55

33

0,00

34 35

38

97


TABLO 10: İktisadi faaliyet kolu ve illere göre KD/İŞYERİ iktisadi faaliyet kolu

31

32

33

38

Yıllar

İller Denizli G.Antep lçel Türkiye

1987 100 100 100 100

1988 80 143 82 106

1989 123 111 134 109

1990 262 197 203 138

1991 259

Denizli G.Antep

100 100

İçel

100

128 80 67

Türkiye

100

98

161 77 69 102

171 79 65 114

254 75 101 133

Denizli G.Antep İçel Türkiye

100 100 100 100

84 50 87 111

88 3 183 115

147 9 153 144

Denizli G.Antep lçel Türkiye

100 100 100 100

70 59 35 101

38 115 16

75 94

96

161

1992 250 282 108 158

1993 145 128 172 201

1994 192 123 79 184

1995 356 256 126 213

1996 230 161 119 203

165

192 49

112

116 133

272 50 93 148

161 41 50 138

121

50 63

176 35 122 198

98 111 95 , 153

89 82 171 189

51 45 225 158

63 87 185 229

45 51 177 227

93 203 70 221

52 198 32 209

92 202 87 283

63

63

156 82 242

361 103 258

55 145 85 263

1992 67 93 105 96

1993 69 103 124 103

1994 75 93 98 106

1995 74 110 121 117

1996

448

236 185

53

40

59 139

TABLO 11: İktisadi faaliyet kolu ve illere göre CALORT/İŞYERİ !iktisadi faaliyet kolu

31

Yıllar

İller

1988 55 102 96 105

1989 63 94 145 105

1990 88 102 144 111

1991

Türkiye

1987 100 100 100 100

Denizli G.Antep İçel Türkiye

100 100 100 100

118 114 108 106

136 126 104 111

140 133 75 111

156

87 60 55 77

91 67 74 83

101 65 71 87

78 68 41 93

65

98

Denizli G.Antep İçel Türkiye

100 100 100 100

93 82 119 114

98

95

27 86 121

49 48

45

10

46

94 103

35 40 70 103

41 35 60 106

30 35 71 128

Denizli G.Antep lçel Türkiye

100 100 100 100

90

35 78 63 105

26 77 62 100

29 83 69 105

83 59

Denizli G.Antep İçel

32

33

38

93 94 105

105 115

72 90

92 101

88

125 161 118·

89 102

69 87 97 124

98

127 28 240 117

93

65

35

90 85

80

130

98

60

42

68

90

124 122

49

44 99

27

110


TABLO 12: İktisadi faaliyet kolu ve illere göre KD/İŞÇİSAAT iktisadi faaliyet kolu 31

Yıllar

İller

1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

100 100 100 100

169 139 71 104

236 119 105 106

337 203 157 127

359 335 155 164

467 310 105 '169

240 120 142 196

312 136 78 173

551 225 107 182

365

167 101 165

100 100 100 100

103 69 61 92

115 60 69 93

123 58 92 104

166 86 120 134

194 91 118 150

213 79 160 164

276 87 129 176

210 63 128 152

184 84 151 141

100 100 100 100

84 64 72 99

90 35 164 105

151 47 185 125

122 164 45 178

182 268 144 169

189 193 147 185

148 123 308 159

140 303 296 221

143 172 236 179

100 100 100 100

80 71 30 98

55 127 17 100

115 114 53 133

151 238 89 179

183 260 66 220

321 260 122 279

311 214 118 260

282 132 260

221 175 142 252

Denizli G.Antep İçel

Türkiye

32

Denizli G.Antep İçel Türkiye

33

Denizli G.Antep İçel Türkiye

38

Denizli G.Antep içeı Türkiye

~

TABL013: İktisadi faali yet kolu ve illere göre KD/UCRORT iktisadi faaliyet kolu 31

Yıllar

İller Denizli

1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

100 100 100 100

150 140 86 101

202 116 91 103

299 187 138 123

291 344

385

144

156

103 164

211 120 137 193

257 129 79 172

479 223 101 180

339 174 93 164

108 70 61 92

118 60 67 92

122 59 87 103

162 77 114 130

189 84 113 146

209 73 156 160

266 131 170

205 61 123

Türkiye

100 100 100 100

148

185 82 135 140

Denizli G.Antep içeı Türkiye

100 100 100 100

90 61 71 97

89

154 35 175 117

138 133 48 168

204 239 160 163

206 182 175 182

151 115 318 151

152 254 297 213

153 149 239 175

Denizli G.Antep lçel Türkiye

100 100

78 64 37 96

110 110 54 130

143

150

222

243

78 214

250 201 131 241

220 422

82 170

26.7 253 138 270

202 169 142 239

G.Antep İçel

Türkiye

32

33

38

Denizli G.Antep lçeı

100

100

~

166 100

'

54 127 17 96

99

296

77

148

246


TABLO 14 : iktisadi faaliyet kolu ve illere göre KD/CEVGUC iktisadi faaliyet

kolu

31

Yıllar

İller Denizli G.Antep İçel Türkiye

32

Denizli G.Antep içeı Türkiye

33

Denizli G.Antep ,İçel Türkiye

38

Denizli G.Antep İçel

Türkiye

1987 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100

1988 202 127 144 122 133 85 60 94 117 49 66 85 76 54 30 90

1989 136 110 108 125 157 82 59 95 11 8 48 141 80 41 115 9 80

1990 186 129 142 147 146 78 63 109 197 6 155 92 71 77 31 116

1991 198 275 139 184 191 72 69 123 145 33 42 125 79 391 44 127

1992 244 222 128 186 155 74 63 136 187 72 220 130 78 172 44 149

1993 137 78 169 225 231 64 83 150 134 40

217 135 136 161 86 203

1994 174 80 155 217 286 62 95 156 63 34 437 100 95 148 80 166

1995 292 195 216 230 235 47 117 129 73 58 220 109 95 334 66 165

1996 276 147 210 215 225 68 142 115 95 38 224 100 121 159 80 182

100 - - ----------------

--

~---------------------------


TABLO 15: iktisadi faaliyet kollarına göre çalışanlar ortalaması/işyeri ve kdeğer/işçisaat düzey verileri

iL

DEGIŞKENLER

DENiZLi DENİZLİ ANTEP ANTEP İÇEL İÇEL TÜRKİYE TÜRKİYE

CALORT/IŞYERI

DENİZLİ DENİZLİ ANTEP ANTEP

CALORT/İŞYERİ

İÇEL İÇEL TÜRKİYE

TÜRKİYE

KD/İŞÇİSAAT CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT

CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT

KD/İŞÇİSAAT CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT CALORT/İŞYERİ ~D/İŞÇİSAAT CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT

1994 1995 1996 1991 1992 1993 1989 1990 SEK 1987 1988 35 32 42 31 32 35 26 30 41 31 47 8728 9288 12075 6205 8067 14250 9453 31 2588 4381 6100 45 37 51 38 42 38 41 42 39 42 31 6694 11024 10203 3950 4473 7409 5485 4587 3931 31 3291 37 38 32 38 30 44 49 29 44 31 31 4177 6542 6480 4376 5918 3278 4482 4213 2969 4380 31 61 67 71 64 68 55 60 60 61 31 58 8497 10949 11287 13057 11528 12114 11021 6672 6918 7052 31 32 32 32 32 32 32 32 32

119 2869 168 4812 412 6941 104 4580

140 2953 191 3326 446 4203 110 4213

161 3313 212 2903 427 4798 115 4239

166 3525 222 2809 308 6404 115 4760

185 4767 164 4132 365 8329 106 6145

103 108 5574 6111 100 113 4367 3793 228 305 8186 11132 86 79 6859 7499

121 7925 109 4206 294 8940 90 8084

77 92 6025 5287 81 113 3032 4024 167 180 8892 10484 103 96 6947 6480

80 3326 101 1360 35 1283 41 3929

79 75 2794 2991 83 10 865 473 37 42 930 2102 47 47 3894 4109

76 5011 27 645 30 2374 50 4906

102 4063 28 2224 84 572

39 6066 48 3643 21 1845 38 6634

28 4911 41 1673 24 3953 42 6234

33 4643 36 4114 21 3803 43 8666

153 7138 30 2467 102 9438 77 7725

138 5710 28 1743 96 2829 81 7548

DENİZLİ DENİZLİ ANTEP ANTEP İÇEL İÇEL TÜRKİYE TÜRKİYE

CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT

KD/İŞÇİSAAT CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT

33 33 33 33 33 33 33 33

DENİZLİ DENİZLİ ANTEP ANTEP

CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT

38 38 38 38 38 38 38 38

İÇEL İÇEL TÜRKİYE TÜRKİYE

CALORT/İŞYERİ KD/İŞÇİSAAT

CALORT/İŞYERİ

110 3901 27 3126 94 1589 78 7721

101

48

6992

36 6285 47 2629 33 1888 42 7268

24 4752 35 2338 25 3032 52 7030

40 44 42 54 54 105 100 8220 10753 13036 22914 22164 20137 15744 25 25 24 23 23 27 26 2819 5880 6412 6425 5271 10803 4325 71 61 65 64 87 43 99 4955 8401 6248 11522 11167 12468 13373 85 77 81 75 81 100 95 10289 13815 16989 21583 20087 20111 19444


TABLO 16: Yıllar ve illere göre işyeri sayısı, çalışanlar ortalaması ve katma değer payları lşyeri sayısı FAAL

YIL DENİZLİ

Katma değer

Çalı şanlar ortalaması

ANTEP

İÇEL TÜRKİ YE DENİ ZLİ

ANTEP

İÇEL TÜRKİ YE DENİZLİ

ANTEP

İÇEL TÜRKİYE

31 31 31 31 31 31 31 31 31 31

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

0,16

0,28

0,29

0,20

0,08

0,13

0,05

.. 0,15

0,05

0,07

0,02

0,12

0,21

0,26

0,26

0,20

0,06

0,12

0,04

0 ,1 4

0,05

0,13

0,02

0,13

0,05

0,10

0,06

0,15

0,07

0,1 0

0,04

0,13

0,04

0,13

32 32 32 32 ,

0,17

0,27

0,26

0,21

0,12

0,25

0,28

0,20

0,05

0,10

0,07

0,14

0,07

0,15

0 ,1 5

0 ,24

0,31

0,20

0,06

0,13

0,09

0,15

0,07

0,28

0,04

0,15

0,1 2

0,18

0,30

0,18

0,05

0,10

0,11

0,14

0,09

0,19

0 ,04

0,14

0,12

0,17

0,35

0,17

0,05

0,09

0,12

0,14

0,04

0,08

0,05

0,14

0,12

0,16

0 ,30

0,17

0,05

0,09

0,09

0,14

0,05

0,08

0,03

0,14

0,08

0,15

0,25

0,16

0,03

0,08

0,10

0,14

0,07

0,15

0,04

0,16

0,07

0,16

0,23

0,16

0 ,03

0,09

0,09

0,13

0,07

0 ,12

0,04

0,17

0,28

0,34

0,23

0,24

0,38

0 ,67

0,51

0,31

0,23

0,79

0,45

0,21

0,31

0,33

0,22

0,25

0,48

0,70

0,50

0,32

0,33

0,73

0,35

0 ,21

0,33

0,35

0,21

0,25

0,54

0,75

0,46

0,34

0,43

0,74

0,39

0,21

0,37

0,35

0,24

0,27

0,58

0,75

0,42

0,34

0,41

0.70

0,30

0,20

32 32 32 32 32 32

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

0,36

0,38

0,20

0,28

0,60

0,68

0,42

0,33

0 ,45

0,57

0,28

0,20

0,50

0,48

0,15

0,30

0,69

0,70

0,38

0,34

0,59

0,63

0,23

0,21

0,51

0,49

0,13

0,30

0,69

0.70

0,37

0,35

0,51

0,57

0,24

0 ,19

0 ,52

0,46

0,13

0,30

0,70

0,70

0,37

0,36

0,59

0,57

0,27

0,22

0,68

0,51

0,25

0,32

0,78

0,72

0,45

0,37

0,61

0,53

0,31

0,21

0,66

0,57

0,28

0,32

0,76

0,70

0,49

0,38

0,60

0 ,60

0,38

0,22

33 33 33 33 33 33 33 33 33 33

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

0,03

0,03

0,05

0,04

0,03

0,03

0,01

0,02

0,02

0,01

0,00

0,01

0,03

0,03

0,04

0,04

0,02

0,03

0,01

0,02

0,01

0,01

0,00

0,01

0,03

0,01

0,04

0,04

0,02

0,00

0,01

0,02

0,02

0,00

0,00

0,01

0,03

0,02

0,06

0 ,03

0,02

0,00

0,01

0,02

0,02

0,00

0,00

0,01

0,02

0 ,03

0,02

0,03

0,02

0,01

0,01

0,02

0,02

0,00

0,00

0,01

0,03

0,03

0,08

0,04

0,02

0,02

0,02

0 ,02

0,02

0,02

0,00

0,01

34 34 34 34 34 34 34 34 34

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

35 36 36 36 36

1987 1988 1989 1990 1991

34

0,02

0,03

0,05

0,04

0,01

0,02

0,01

0,02

0,01

0,01

0,00

0,01

0,02

0,04

0,07

0,04

0,01

0,02

0,02

0,02

0,00

0,01

0,00

0,01

0,01

0,04

0,08

0,04

0,01

0,02

0,02

0,02

0,00

0,01

0,00

0,01

0,01

0,02

0,08

0,04

0,01

0,01

0,02

0,02

0,00

0,01

0,00

0,01

0,03

0,02

0 ,03

0,04

0,05

0,01

0,00

0,03

0,07

0 ,01

0,00

0,04

0,03

0,02

0,03

0,04

0,05

0,01

0,00

0,03

0 ,08

0,01

0,00

0,04

0,03

0,03

0 ,03

0,04

0,05

0,01

0,00

0,03

0,08

0,01

0,00

0,03

0,02

0,04

0,03

0,04

0,05

0,02

0,0 1

0,03

0 ,05

0,01

0,00

0,04

0,02

0,02

0,06

0,04

0,05

0,02

0,01

0,03

0,05

0,02

0,00

0,03

0,02

0,03

0,05

0,04

0,04

0,02

0,01

0,03

0,05

0,01

0,00

0,04

0,02

0,03

0,05

0,03

0,04

0,02

0,01

0,03

0,05

0,02

0,00

0,04

0,02

0 ,03

0,03

0,03

0,04

0,02

0,01

0,03

0,06

0,07

0,00

0,04

0,02

0,03

0,02

0 ,03

0,03

0,02

0,00

0,03

0,07

0,04

0,00

0,04

0,02

0,02

0,03

0,03

0,03

0,02

0,01

0,03

0,03

0,02

0,00

0,04

0,05

0 ,14

0,11

0 ,10

0,05

0,07

0,18

0,10

0,04

0,07

0,18

0,18

0,06

0,15

0,12

0,10

0,03

0,08

0,1 9

0,10

0,02

0,09

0,24

0,19

0,05

0,11

0,13

0 ,09

0,02

0,07

0,21

0,10

0,02

0,09

0,1 4

0,17

0,07

0,12

0,12

0 ,09

0,03

0,07

0,21

0,10

0,04

0,09

0,33

0,18

0,07

0,10

0,09

0,09

0,03

0,08

0,20

0,10

0,04

0,08

0,40

0,17

102


TABLO 16: Yıllar ve illere göre işye ri sayısı, çalışanlar ortalaması ve katma değ er payları (devam) İşyeri sayısı FAAL

YIL DENİZLİ

35 35 35 35 35

1992 1993 1994 1995 1996

36 36 36 36 36 36 36 36 36 36

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

37 37 37 37 37 37 37 37 37 37

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

38 38 38 38 38 38 38 38 38 38

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

0,19 0,1 6

0,10

39 39 39 39 39 39 39 39 39 39

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 199-4 1996 1996

0,01 0,01 0,01 0,01 0,01 0,01

Çalışanlar ortalaması

ANTEP

İÇEL TÜRKİYE DENİZLİ

0,05

0,09

0 ,05

0,05 0,05

0,09

0,06 0,08 0,07

0,03 0,03

0,10 0,10 0,09

0,05 0,04

0,02 0,02

0,14 0,16

0,05 0 ,05

0 ,02 0,03

0,15 0,12

0,04 0,04

0,03 0,04 0,04 0,04

0,13 0,10 0,13 0, 16

0,05

0,03 0,03

0,14 0 ,11

0,19

0,02

0,16 0,15 0 ,15

0,04 0,06

0 ,00 0,00 0,00

0,05 0,05 0,05

0,00 0,00 0,01

0,05 0,05 0,04

0,01 0,01 0,01

0.03

0,01

0,15 0,14 0,15

0,15 0,17

0,05 0,05 0,03

0,1 5 0,1 0 0,1 0 0,1 0 0,08 0,06

0,1 8 0,17 0,17 0,1 3 0,1 3 0,12 0,08

0,01 0,00 0,00 0,00

0,15 0,14 0,09 0,09 0,11 0,10

0,07

0,18 0,16 0,19 0,27 0,23

Katma değer

İÇEL TÜRKİYE DENİZLİ

0,08 0,09 0,09

0,03 0,03

0,08 0,08

0,17 0,17

0,03

0,09 0 ,09

0 ,02 0,02

0,09 0,09 0,11

0,18 0 ,15 0,13

0,07

0,02 0,01

0 ,02

0,1 6 0,17 0,18 0 ,19 0,19

0,07 0,08 0,08 0,08

0,01 0,01 0,01 0,01

0,02 0,02 0,02 0,02

0.08 0,08

0,03

0,08 0,08 0,08

0,07 0,05 0,06

0,03 0,02

0,16 0,14 0,13

0,05 0,05

0,06

0,00

0,00

. 0,10 0,09 0,09

0,01 0,01 0,01

0,08 0.07 0,06 0,05 0,04

0,01 0,02 0,01 0,01 0 ,01

0,04

0,01

0,05 0,04 0,04 0 ,04 0 ,04 0,03 0,04 0,04 0 ,25

.•

ANTEP

0,25 0,25 0,23 0,23 0,23 0,24

0,09

0,23 0,17 0,20

0,23 0,23 0,23

0,00

0,00

O,Q1

0,00 0,00 0,00 0 ,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

0,01 0,01 O,Q1 0,01 0,01 0,01 0,01 0,01 0,01

0,33 0,25 0,21 O,H 0,16 0,09 0,09 0,05 0,04 0,06 0,01 0,01 0,01 0,01 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

0,02 0 ,04 0,04

0 ,05 0,04 0,04 0 ,04 0 ,04 0,03 0,03 0,03

0 ,17 0,16

0,09

0,03

0,09 0,09 0,09

0,04 0,04

0,09 0,09 0,09 0,09 0,08 0,08 0,08

0,00 0,00 0,00 0,00 0 ,00

0,10 0,11 0,12 0,13 0,16

0,24

0,18 0,17

O,Q2

0,27 0,35

O, 11 0,10

0,40 0,28

0, 10 0,1 0 0 ,09 0,09 0,10

0,01 0,01 0,02 0,01 O,Q1

0.01 0. 10 0,11 0,07 0,06

0,00 0,00

0,05 0,05 0,05

0,06 0,16 0,16

0,00 0,00

0 ,05 0 ,04

0,02 0 ,02 0,02

0 ,04 0,04 0,04

0,12 0,11 0,08 0 ,08

0 ,01 0,01

0,05 0,04

0,06 0,06 0,10

0,08 0 ,09

0,25 0,24 0,22

0,53 0,34 0,21

0 ,03 O,Q2 0 ,04

0,24 0,25 0,25 0,25 0,24

0,27 0,26 0,14 0,17 0,08

0 ,03 0 ,04 0 ,03 0 ,03 0,02

0,23

0,07 0,10

0,06 0,02

0,01 0,00

0,00

0 ,09 0,09 0,09 0,12 0,14

0 ,03 0,03 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

0,00

O,Q1

0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

0,01 0 ,01 0,01 0,01 0,01

0,23 .

O,Q1 0,01 0,01 0,01

O,Q1

0,01 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

İÇEL TÜRKİYE

0,39 0,34 0,29 0,30

0,08 0,08 0,07 0,07

0,15 0,13 0 ,12

103

0,04 0,04

ANTEP

0,1 7 O, 11 0.07 0,06 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,01 0,01 0,Q1 0,01

0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

0,24 0,25 0,23 0.26 0 ,24

0,17 0,1 6 0,17

0 .24

0,10 0,09 0,09

0 ,00

0,08

0,00 0,00 0,00 0,00

0,08 0,09 0,07 0,06 0,06 0,06

0,05 0,07 0,05 0,00 O,Q1 0,08 0,04 0,02 0,04 0,04 0,05 0,07

0,07 0,06 0,04 0,26 0 ,25 0,24 0 ,27 0,28 0,28 0,29 0 ,24

0,09 0,09 0,08

0,25 0,26

0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00


TABLO 17 :Sektörlere ve illere göre işyeri sayısı.çalışanlar ortalaması ve katmadeğer FAAL YIL

DENİZLİ ANTEP

İÇEL TÜRKİYE DENİZLİ ANTEP

iŞYERi SAYISI

ÇALIŞANLAR

IÇEL TÜRKİYE

DENİZLİ

ORTALAMASI

lçEL

TÜRKİYE

3 3 3 3 3 3 3 3 3 3

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

117 104 94 81 163 165 162 239 417

137 138 127 113 99 190 180 188 184 322

73 69 68 68 54 105 86 88 106 105

9004 8905 9028 8461 7845 10768 10151 9734 9872 10260

8861 10487 10124 10048 8955 12260 13127 14449 19306 28093

11745 12605 12703 11936 9190 12972 14072 13652 14843 21035

31 31 31 31 31 31 31 31 31 31

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

16 24 18 11 12 19 19 19 18 29

38 36 34 28 24 35 31 31 27 50

21 18 18 19 17 32 30 26 27 24

1787 1764 1864 1679 1546 1932 1741 1660 1614 1658

752 615 533 453 596 616 667 628 932

1561 1506 1317 1177 1233 1330 1314 1180 1225 1850

838 839 1027 1137 784 1004 912

103275 106612 113179 107849 105162 106910 103724 101587 108779 117125

32 32 32 32 32 32 32 32 32 32

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

28 36 34 35 29 82 84 84 162 277

47 46 45 40 38 91 88 87 94 182

17 15 14 16 11 16 11 11 27 29

2125 2220 2266 2297 2192 3279 3096 2938 3116 3303

3330 5048 5480 5816 5371 8472 9103 10132 14977 21420

7885 8791 9538 8898 6232 9132 9907 9493 10649 14829

7007 6684 5973 4928 4017 3650 3356 3230 4518 5211

219978 19835 243480 57074 259813 108106 263618 178208 231531 329505 259956 974602 265576 1775213 264507 5877977 299799 12505540 339512 25778265

33 33 33 33 33 33 33 33 33 33

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

3 3 3 3 2 5 4 3 3 6

4 4 1 2 3 6 6 8 7 7

4 3 3 4 1 8 4 6 9 8

370 335 320 292 262 451 418 391 391 403

240 224 236 228

405

196 143 84 99 142

140 125 110 121 84 169 132 146 190 198

15144 15641 15077 14471 12528 17231 17650 16493 16974 21069

1556 2381 3833 9755 11601 26892 34310 28678 62219 158262

1337 1219 25 252 2249 23684 30667 43646 128954 134256

319 377 1229 2077 617 6416 10121 38691 84680 127555

117966 215392 331053 569824 1050481 2330224 4674560 7061367 18144051 33085530

34

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

3 3 3 2 2 4 3 3 4 7

3 3 4 4 2 5 6 6 5 8

2 2 2 2 3 5 4 3 2 3

382 356

424 492

52 51 55 63 80 82

21984 22660 21922 23084 21010 22534 22771 23085 24965

6201 14636 20761 21874 34601 87809 174306 629976 1369144 1167375

978 1013 2158 3506 9124 18735 36660 370977 391920 421418

194 880 961 1020 1952 4923 8384 15656 33311 54357

345984 639600 934344 2046367 3030981 6269023 14963481 30874929 46998221 90398807

34 34 34 34 34 34

34 34 34

99

499

203

340

489

322 293 377 347 337 336 352

497 429 472 510 572 611 706

333 10 54 85 289 282 326 249 246 147 111 175 196 202

313 313 318 304 442

104

13704 13351 13032 11762

ANTEP

KATMA DEGER

9540

9568 9177 8693 10083 10558 643

528 800

90

100 48 84

711984 86500 753284 174160 772879 249258 778434 433631 709711 738598 757376 1665577 765956 3502324 740330 9955483 804072 20364479 883473 42920825

26638

4044

8851 16697 32255 55224 147139 144401 456458

1506169 2800096

112273 224040 9709395 164608 299917 17789939 242996 410819 29522714 357578 876559 52763841 602719 1514981 91212706 1392205 2627838 175470276 2219791 4942924 336340988 5218946 8219544 698060645 9364451 17353033 1327042451 24398376 28789589 2234470552 4754 6097 16235 38781 63745 95903 242379 231481 716227 1072016

1177836 2257705 3974520 6756493 13270872 24635637 47825577 99574943 211029519 369586129

88528 101536 120937 104092 180781 161013 249203 261698 341229 417714 874772 607561 1266515 1186974 2989435 2228754 4927791 5463297 14714577 11051453

2074166 3697478 6298893 10711414 17959605

8402 20846 24864 54121 166987 267042 181756 418266 1420632 2952355

36492940

62653105 154097602 283942306 486967799


TABLO 17 :Sektö rlere ve illere göre işyeri sayı sı,çalış anl a r ortalaması ve katmadeğe r FAAL YIL

DEN İZLİ ANTEP

İÇEL TÜRKİYE DENİZLİ ANTEP

İŞ YERİ SAYISI

İÇEL TÜRKİYE

DENİZLİ

ÇALIŞANLAR ORTALAMASI

ANTEP

İÇ EL

TÜRKİYE

KATMA DEGER

35 35 35 35 35 35 35 35 35 35

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

5 7 5 7 6 8 8 8 8 13

19 21 14 13 10 17 16 19 18 28

8 8 9 8 5 5 5 7 7 7

908 861 791 792 727 914 885 872 869 902

447 269 217 339 270 401 419 487 428 469

872 1018 835 780 769 1064 1099 1209 1338 2300

2482 2510 2681 2456 1873 1673 1569 1572 1483 1377

72542 74356 74814 76056 68705 70058 69421 66951 70894 78044

3195 2855 5237 17609 31638 48535 138688 443848 730914 1752056

8155 15018 22298 32936 49113 143461 237339 607531 1189591 3969714

40056 72631 58473 288114 602179 1014019 1700368 2406436 5280221 6917272

1700926 3303982 5125052 9346715 15657815 29783277 54552619 117968103 235393768 377322404

36 36 36 36 36 36 36 36 36 36

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

5 5 5 5 3 6 8 8 7 21

3 3 3 3 3 8 7 7 6 9

10 11 10 8 7 10 11 14 15 12

606 612 694 657 640 828 804 809 816 822

133 140 111 122 73 155 362 982 943 1736

222 210 204 274 191 214 564 497 451 477

2256 2299 2285 2262 1782 1601 1428 1434 1443 1414

63552 67971 70666 65723 58370 59836 58527 58612 60072 63198

390 614 619 1502 1009 12683 360130 1078563 1445237 2523280

1780 2093 2404 6591 6673 13963 376847 599847 652284 1548568

59920 103764 163903 247656 362125 649985 1113278 2166444 4174131 7017350

1023899 1765221 2946725 5491464 8171981 15525570 32674875 66717431 114763757 195176643

37 37 37 37 37 37 37 37 37

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

19 19 16 14 12 17 17 17 18 24

3 6 7 6 5 10 9 10 8 10

1 1 1 1 1

448 445 431 369 334 407 362 332 391 362

550 998 895 862 686 812 826 734 783 1021

56 109 112 11 8 101 199 195 170 156 199

173 168 154 122 90

35605 38969 40062 35823 31121 29424 29874 27494 36416 32743

5360 28515 38918 51608 84105 138141 272628 605973 1258875 4330920

209 520 948 1521 2515 5510 25607 65343 137970 162830

125948 325088 425235 80829 196347

753918 1400207 2719375 3493001 5860279 10146318 21505960 52305279 82323639 100191616

38 38 38 38 38 38 38 38 38 38

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1996 1996

19 19 19 16 14 21 21 20 19 40

20 19 19 17 14 18 17 20 19 28

11 12 12 11 10 28 20 20 18 21

2264 2206 2220 1962 1766 2476 2394 2-285 2240 2354

2912 2631 2088 1680 1401 1137 1129 791 837 1667 •

597 527 512 439 377 431 398 459 471 692

1124 1154 1128 1094 865 1191 1297 1273 1275 1272

174538 178485 172373 187063 176942 186918 193352 176577 180960 198914

45427 58584 52570 11 7545 188539 228947 600791 834010 1486381 4410571

2884 2962 9518 9448 24829 45038 64400 123901 515309 494658

17261 12076 9005 37213 66649 123083 356332 706847 1520337 2353239

2479308 4456140 7065171 14126810 25884145 49679568 96574367 167255733 330290879 572624664

39 39 39 39 39 39 39 39 39 39

1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996

1 1 1 1 1 1 1

114 106 102 91 85 104 104 110 99 104

73 70 75 51 23 19 19

5366 5110 4973 4747 4342 4509 5061 5024 5213 6230

492 650 2517 3275 2376 829 1857

37

.

'

105

35392 54214 127581 221753 326547 607719 916444 2205258 4156311 911 6960


TABLO 18 :Sektörlere ve illere göre işyeri sayısı,çalışanlar ortalaması ve katmadeğer uzmanlaşma oranları(1-9)

DENİZLİ

ANTEP

İÇEL

TÜRKİYE

0,22

CALORT

0,36 0,35

0,21

0,20 0,21

0,21 0,20

KDEGER

0,30

0,23

0,18

0,19

İŞYERİ SAYI

106


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

İÇEL, DENİZLİ, GAZİANTEP İLLERİ GİRİŞİMCİLİK YAPISI

Ahmet PALAS- DİE Atilla GÜRBÜZ - DİE Erdal YILDIRIM - DİE

24- 25 HAZİRAN 1999 MERSiN



İÇİNDEKİLER

>"

GİRİŞ

l>

PROJENİN AMACI

)>

Al,AN UYGULAMALARI

)>

TABLO SONUÇLARININ DEGERLENDİRİLMESİ

)>

GENEL BULGULAR

)>

DENİZLİ, GAZİANTEP VE İÇEL KARŞILAŞTIRMASI

)>

EK

+

DENİZLİ, GAZİANTEP VE İÇEL KARŞILAŞTIRMASINA AİT TABLOLAR

+

GRAFİKLER

+

TÜM EKONOMİK FAALİYETLERİN ULUSLARARASI STANDART SANAYİ SINIFLAMASI, ( REVİZE 2)

109


lçel ili Girişimci lik Anketi, OIE' nin periyodik olarak uygu l adığı bir anket olmayı p , DIE ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası arasında imzalanan protokol gereği "İÇEL iLi SANAYİ ENVANTERiNiN ÇIKARILMASI VE SANAYiNiN GELiŞMESi iÇiN GEREKLi TEDBiRLERi N BELiRLENMESi PROJESi" kapsamında uygulanmıştır.

PROJENİN AMACI

lçel' in sosyal ve ekonomik dinamiğini oluşturan imalat sanayii sektöründe meydana gelen değişim ve gelişmelerin sürekli izlenmesi ve değerlendirilmesi, bu bağlamda sosyal göstergelerle ilin hem ekonomik hemde sosyal açıdan değerlend i rilmesi , sanayileşmen in gelişmesindeki süreç, gelişmeyi etkileyen faktörler, sanayileşmedeki darboğazların tespiti ile sanay i leşmeye ivme kazandırmak için alınması gerekli tedbirlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Anket lçel genelinde ve özel sektörde çalışanların yıllık ortalama sayısı 1 ve daha fazla kiş i çalışan imalat sanayii işyerleriyle , devlet sektörünün tamamına uygulanmıştır. Bu amaçla DIE ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası arasında protokol imza l anmıştır. Proje iki aşamada gerçek leştiri lm işdi r. Birinci aşamada, lçel ilindeki tüm imalat sanayi işyerlerine ait adres çerçevesi, istihdam, çalışma şekli, hukuki durumu, kuruluş yılları gibi karakteristikler elde edilmiş, elde edilen adres çerçevesi kullanıla rak ikinci aşamada lçel'in sanayi yapıst, girişimcilik ve istihdam yapısı araştırılmıştır.

1. ALAN UYGULAMALAR! a.

Temel Anketler

1.

1997 Yılı İçel İli San ayi Envanterinin Çıkarılması ve Sanayinin Gelişmesi İçin Alınması Gerekli Tedbirlerin Belirlenmesi Projesi İ ma lat Sanayi Girişimcilik ve Eğ ilim Anketi

GiRiŞiMC i: Anket uygulamasında girişimci, isverinin kurucusudur. Bu alanda faaliyet gösterme ve belli bir ürünü üretme düşüncesinin sahibi, bu amaçla finansman imkanları sağlayan, emeğin i ortaya koyan ve risk üstlenen kişidir. Anket uygulamas ı nda kurucu, işyeri sözleşmesinde (ticaret şirketlerinde; kollektif, komandit, anonim , limited ve kooperatif şirketlerinde şirket mukavelesinde) kurucu olarak ismi geçen kişilerden en fazla paya sahip olan , pay oranı eşit ise aktif olarak işyerin in yönetiminde yer alan kişidir. lşyerinin kurucusunun şu an işyeri ile bir bağı kalmamış ise bu işyerini kurucudan devralan en fazla paya sahip olan ve yönetimde aktif olarak bulunan kişi girişim ci olarak ankete cevap verecektir. Ferdi mülkiyette, girişimci işyerinin sahibidir. AMAÇ: lçel ilindeki girişimcilerin yapısını inceliyerek, ilin gelişmesine etkilerini araştı rmaktır. KAPSAM : özel sektör imalat sanayinde çal!şanların yıllık ortalama sayısı 10 ve daha fazla kişi olan işyerleri.

YÖNTEM : Tamsay ı m . 2. 1997 Yılı İçel İli Sanayi Env;m terinin Çıkarılması ve Sanayinin Gelişmesi İçin Alınması Gerekli Tedbirlerin Belirlenmesi Projesi Küçük Ölçekli imalat Sanayi İşyerleri, G irişimcilik ve Eğilim Anketi

AMAÇ: Bu proje kapsamında yer alan bir dizi anketlerden birini oluşturan Küçük Ölçekli imalat Sanayi lşyerleri , Girişimcilik ve Eğilim Anketi ile girişimcinin tanıtımı, işyerinin kuruluşuna ait bilgiler, girişimcinin iş ve çalışma hayatı , girişimcinin değişim ve büyüme isteği , işyerinin hukuki durumuyla birlikte ortaklık ve

110


sermaye yapısı , işyerlerinin üretim yapısı ve kapasite kullanımı , satın alışlar, satışlar ve pazarlamaya yönelik bilgileri, kredi kullanımı ve yatırımlara yönelik planları , bu illerin altyap ı ve çevresel özelliklerjnin incelenmesine yönelik bilgilerin derlenmesi amaçlanmıştır. KAPSAM: Ozel sektörde 1 - 9 kişi ça lı şan imalat sanayi işyerleri. YÖNTEM: Örnekleme. örnekleme yöntemi ile ele alınacak olan büyüklük gruplarında işyeri büyüklüğüne göre 4'1ü faaliyet kodu bazında örnek hacminin dağıtımı Uygun Dağıtım (Compromise Allocation) Yöntemi ile gerçekleştirilmişti r.

TAHMiN BOYUTU: lçel ili içiı:ı 4'1ü faaliyet kodu tabaka olarak. görüldüğünden dolayı tahminler bu tabakalar esas alınarak gerçekleştirilm iştir.

b.

Giriş imc ilerle Gö rüşmeler

çalışmalardır.

: G irişimciliğin sosyal ve ekonomik özelliklerini belirlemeye yönelik Uzmanlar ve akademisyenler illerde giriş imcilerle görüşmelerde bulunulmuştur.

11 1


TABLO SONUÇLARININ DEGERLENDiRiLMESi

TABLO l : BÜYÜKLÜK GRUBUNA GÖRE GiRiŞiMCiNiN YAŞ DAGLLIMI Büyüklük grubu Toplam

10+

1·9 Gi rişimci yaşı

Girişimci sayısı

%

Girişimci sayısı

%

Girişimci sayısı

%

17-25

354

9,2

5

2,3

359

8,8

26-30

580

15, 1

9

4,1

589

14,5

31-40

1399

36,4

69

31,2

1468

36,1

41-50

878

22,8

97

43,9

975

24,0

51+

633

16,5

41

18,6

674

16,6

3844

100,0

221

100,0

4065

100,0

TOPLAM

imalat sanayinde faaliyet gösteren girişimcilerden 1-9 büyüklük grubundakilerin en fazla bulunduğu yaş grubu 31-40 'dır. 10+ büyüklük grubunda ise 41-50 yaş grubudur.Her iki büyüklük grubunda da girişimcilerin en az görüldüğü grup 17-25 yaş grubudur.Küçük girişimcilerde ortalama yaş 39 iken büyük girişimcilerde ortalama yaş 44' dür. Tüm imalat sanayii birlikte düşünüldüğünde ortalama yaş 39' dur. Yapılan istatistiksel analizde 1-9 büyüklük grubundaki girişimcinin bulunduğu sektör ile girişimcinin bulunduğu yaş grubu anlamlı iken , büyüklerde bu ilişki anlamlı bulunmamıştır. TABLO 2: BÜYÜKLÜK GRUBUNA GÖRE İŞ YERiNİN YAŞ DAGILIMI Büyüklük grubu 1-9 lşyerinin yaşı

10+

Girişimci sayısı

%

Girişimci sayısı

1

910

23,7

2

291

3

204

4

5

Toplam o/o

Girişimci sayısı

%

38

17,2

948

23,3

7,6

25

11,3

316

7,8

5,3

14

6,3

218

5,4

255

6,6

21

9,5

276

6,8

201

5,2

14

6,3

215

5,3

6+

1983

51,6

109

49,3

2092

51,5

TOPLAM

3844

100,0

221

100,0

4065

100,0

1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinin %51,6 'sı 6 ve daha büyük yaş grubunda iken, 10+ büyüklük grubundaki işyerlerinin %49,3 'ü 6 ve daha büyük yaştadır.1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinden 1 yaşında bulunanların tüm işletmeler içindeki oranı %23,7 olurken bu oran 10+ büyüklük grubunda ise %17,2 olmuştur. 1-9 büyüklük grubunda çalışmanın yapıldığı tarihten önceki son iki yılda 1201 işyeri , 10+ büyüklük grubunda ise 63 işyeri faaliyete geçmiştir.

112


TABLO 3 : SEKTÖR VE BÜYÜKLÜK GRUBUNA GÖRE GiRiŞİMCINtN VE iŞYERINI N ORTALAMA y AŞL SEKTÖR BÜYÜ KLÜK GRUBU KURULUŞ YfLI ORT. GIDA, iÇKi YE TüTüN SANAYii 1-9 10.49 10+

11,24

43.48

Toplam

10,53

39.27

1-9

9,55

38,26

10+

9,90

41,12

Toplam

9,57

38,44

1-9

6,98

39.63

10+

8,71

43.14

Toplam

7,03

39,72

1-9

6,14

36,83

10+

13,63

45,63

Toplam

6.68

37.46

DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DER1 SANA Yil

ORMAN ÜRüNLERI VE MOBİLYA SANA Yit

KAÔIT-KAGIT ÜRÜNLERi VE BASIM SANA Yll

KİMYA SANAYit

TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANAYÜ

METAL ANA SANA Yll

MAKINA SANA Yll

DICER İMALAT SANA Yii

TOPLAM

GiR!ŞtMCiNiN YAŞ ORT.

39,00

1-9

7,18

39.73

10+

11.35

44.95

Toplam

8,39

41,25

1·9

6,62

41 ,44

10+

9,67

44,73

Toplam

6,76

41,59

1-9

16,75

45,00

10+

5.40

4 1.00

Toplam

12,38

43.46

1-9

6,67

37,62 44.91

10+

9,75

Toplam

6,85

38,06

1-9

12,92

42,33 0.00

10+

0.00

Toplam

12,92

42.33

1-9

8,07

38,94

10+

10, 17

43,57

Toplam

8,19

39.19

Girişimcilerin

sahip oldukları işyerlerinin ortalama yaş dağılımına bakı ldığında küçük i şyerlerinin 8, büyük işyerlerinin ortalama yaşı ise 10' dur. Sektörlere göre bakı l dığında işyerlerin i n yaş ortalamas ı en küçük olan sektör 1-9 büyüklük grubunda Kağ ı t-Kağıt Ürünleri ve Basım Sanayii, 10+ büyüklük grubunda Metal Ana Sanayiinde olurken en büyük ortalama 1-9 büyüklük grubunda yine Metal Ana Sanayiinde olmuş bu ortalama 10+ büyüklük grubunda Kağıt-Kağ ı t Ürün leri ve Bası m Sanayiinde olmuştu r. Buna göre gi rişimcilerin yaş ortalamasının en büyük o l duğu sektör %43,46 ile Metal Ana Sanayii, en küçük olduğu sektör %37,46 ile Kağ ıt-Kağıt Ürünleri ve Basım Sanayii olmuştur. ortalama

yaşı

TABLO 4 : BÜYÜKLÜK GRUBU VE SEKTÖRLERE GÖRE GI RIŞlMCININ CiNSiYET DAÖILIMl C1NSIYET SEKTÖR 1-9

10+

GIDA, iÇKi VE TüTüN SANA Ytf DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DERİ SANA Yil ORMAN ÜRÜNLERİ VE MOBiL YA SANAYft KAÔIT-KAGIT ÜRÜNLERİ VE BASIM SANA YÜ KIMYASANAYit TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANAYÜ METAL ANA SANAYİİ MAKINA SANAY li DICER iMALAT SANAYÜ Toplam GIDA, iÇKİ VE TÜTÜN SANA Yll DOKUMA. G İYİM EŞYASI VE DERi SANA Yit ORMAN ÜRÜNLERi VE MOBiL YA SANAYÜ

Sayı

%

Sayı

%

Sayı

%

44 14 35

5,5

753 621 1043 104 49 298 8 813

94,5 97,8

100,0 100,0 100,0 100,0

95,2 100,0 97,?. 91,7

797 635 1078 104 49 313 8 836 24

96.5

3844

ı oo.o

94.0 97,6 100,0

50 42 28

100,0 100,0 100,0

2,2 3.2

o

o.o o.o

15

4,8

o

113

Toplam

ERKEK

KADIN

o

o.o

23 2

2,8 8,3

133

3,5

3 1

6,0 2,4

o

o.o

22 3711 47 41 28

96,8 100,0 ıoo.o

100.0 100,0 ıoo.o

100.0 100,0


o

o.o

2

10,0

o.o 0,0

5

MAKİNA SANAYİİ

o o o

8 18 15

o.o

Toplam

6

2.7

53 215

KAGIT-KAÔIT ÜRÜNLERİ VE BASJM SANAYii KlMYA SANAYİİ TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANA Yit MET AL ANA SANAYİİ

100,0 100,0

8 20 15

100.0 90,0 100,0 100,0 100.0 97,3

100.0 100,0 100,0

5

53 221

ıoo.o

Girişimcilerin cinsiyet dağılım ına bakıldığında kadın girişimcilerin oranının çok düşük olduğu özellikle 1O+ büyüklük grubunda yok denecek kadar az olduğu görülmektedir.1-9 büyüklük grubundaki kadın girişimcilerin oranı %3,5 olurken en yoğun oldukları sektör Gıda, içki ve Tütün sanayii olmuştur. Kağıt-Kağ ıt ürünleri ve Basım Sanayii, Kimya Sanayii ve Metal Ana Sanayii kadın girişimcilerin 1-9 büyüklük grubunda hiç olmadığı sektörlerdir. 10+ büyüklük grubunda kadın girişimcilerin oranı %2,7 olurken en yoğun bulundukları sektör olan Gıda, içki ve Tütün sanayiinde 3 kadın girişimci bulunmaktadır. TABLO 5 : BÜYÜKLÜK GRUBU VE SEKTÖRLERE GÖRE GİRİŞiMCiNiN M EDENİ DURUMUNUN DA(HL!MI MEDENi DURUM

1-9

10+

GIDA. İÇKİ VE TÜTÜN SANA Yii DOKUMA, G İYİM EŞYASI VE DERİ SANA Yit ORMAN ÜRüNLERI VE MOBİLYA SANA Ytl KAGIT-KAGIT üRüNLERİ VE BASIM SANA Yit KİMYA SANA YII TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANA YII METAL ANA SANAYil MAKİNA SANA Ytl DIGER İMALAT SANA YII Toplam GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN SANAY11 DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DERİ SANAYİİ ORMAN ÜRÜNLER i VE MOBİLYA SANAYİİ KAÔIT-KAGIT 0RüNLERİ VE BASIM SANAY İİ KİMYA SANAYii TAŞ VE TOPRAÔA DAYALI SANA Yit MET AL ANA SANA Yli MAKİNA SANA YiJ Toplam

Sayı

%

Sayı

54 42 157 2 14

6,8 6.6 14,6 4,8 4,1 4,5

743 593 921 99 47 299

o

o.o

8

42

5,0

794 24 3528

5

o

o.o 8,2 8.0 4,8

46

o o

o.o o.o

1

5.0 0,0

28 8 19 15

8

Sayı

% 93,2

316 4 2

o o

Toplam

EYLi

BEKAR

93,4 85.4 95,2 95,9 95,5 100.0 95,0 100,0 91,8 92,0 95,2 100.0 100,0 95,0 100,0 100,0 98.1 96,4

40

o.o

5

1,9 3,6

52 213

797 635 1078 104 49 313 8 836 24 3844 50 42 28 8 20 15 5

53 221

% 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0

100.0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0

1-9 büyüklük grubundaki giriş imcilerin %91,8' i evli, %8,2' si bekar bulunurken bu oran 10+ büyüklük grubunda %96,4' ü evli %3,6' sı bekar olarak bulunmuştur. Bekar olanların en fazla bu l unduğu sektör 1-9 büyüklük grubunda Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayii olurken 10+ büyüklük grubunda sayıları çok küçük olmakla birlikte Gıda , içki ve Tütün Sanayiinde tesbit edilmiştir. TABLO 6 : BÜYÜKLÜK GRUBU VE SEKTÖRLERE GÖRE GİRİŞiMCiNiN EÔİTİM DURUMUNUN DAGILIMI 2

3

5

4

6

___2_····-····--8

·------··----------------------------------..····--·------------------·----·--·--Sayı % Sayı %

%

Sayı

Sayı

1-9

Sayı

%

Sayı

%

Sayı

% Sayı

31

O

0,0

30

3,8

120

15.1

14

1,8

138

17,3

494

62,0

0,0

o.o

32

O

o.o

5

,8

34

5,4

7

1.1

121

19,I

466

73.4

2

,3

33

4

,4

18

1,7

120

11,I

44

4,1

88

8,2

771

71,5

24

2.2

34

O

o.o

31

29,8

20

19,2

ı.o

22

21,2

29

27.9

1

1,0

2,0

5

10,2

12

24,5

2.0

11

22,4

18

36,7

O

o.o

58

18,5

14

4,5

23

7,3

202

64,5

14

12.5

O

o.o

12,5

4

50,0

O

35 36

O

o.o

2

,6

37

O

0,0

2

25,0

38

3

.4

53

6,3

55

6,6

16

1,9

154

18,4

527

63,0

28

39

O

o.o

4,2

O

o.o

O

0,,0

6

25,0

17

70,8

O

8

.2

147

3,8

420

10,9

97

2,5

564

14,7

2528

65,8

69

2,0

21

42,0

15

30,0

2

4,0

6

12.0

4

8,0

O

6

Toplam 10+

%

31

2,4

9

21,4

IO

23,8

14,3

7

16.7

9

21.4

33

2

7,1

7

25,0

8

28,6

3,6

3

I0,7

6

21.4

34

1

12,5

6

75,0

O

0,0

o o..o

12,5

o

o.o

32

114

____ Toplam

- · ·%

%

797

100,0

o o.o

635

100,0

9

,8

1078

100,0

O

o.o

104

100,0

2,0

49

100,0

o.o o.o o o.o 3,3 O o.o o.o o 0,0

3 13

100.0

8

100,0

836

100,0

24

100,0

4,5

O

,3

3844

100,0

o.o 1 2.0 o o.o o o.o 3.6 O o.o O o.o O 0,0

50

100,0

42

100,0

1,8

11

28

100,0

8

100,0


o o.o

3

60.0

o o.o o o.o

2

40,0

o

o.o

25

47,2

6

11,3

4

7,5

5

9.4

9

17,0

o 0,0 o o 0,0 o o o.o o o 0,0 o

80

36,2

50

22,6

14

6,3

28

12,7

32

14,5

,5

35

3

15,0

9

45,0

3

15,0

5,0

36

3

20,0

3

20,0

5

33.3

3

20,0

37

o o.o

38

4

7,5

15

6,8

Toplam

5,0

3

15,0 6,7

1 : Yüksek Lisans ve Dokıora

4 : Meslek Okulu

7 : Bir eı1itim kurumundan mezun

2 : Yüksek ()Qretim 3 : Lise

5 : Ortaokul 6 : ilkokul

olmayan okur - yazar 8 : Okur - yazar olmayan

o.o o.o o.o o.o .5

221

100.0

20

100.0

15

100.0

5

100.0

53

100.0

1-9 büyüklük grubundaki girişimcilerin %65,8' inin ilkokul mezunu. %0,3' ünün Okur - yazar olmayan ve %3,8' inin de Yüksek Öğrenim mezunu olduğu tesbit edilmiştir. 1O+ büyükklük grubundaki girişimcilerin %36,2' si Yüksek Öğrenim , %22,6' sı Lise, %12,7' si Ortaokul ve %1 4,5' i ilkokul mezunu olarak tesbit edilmişlerdir. 1-9 büyüklük grubu ile 10+ büyüklük grubu kıyaslandığında 10+ büyüklük grubunda bulunan girişimcilerin eğiti m durumlarının daha iyi olduğu gözlenmektedir. 1O+ büyüklük grubundaki Okur - yazar olmama durumu %0,5' dir.1-9 büyüklük grubunda ilkokul mezunu olma oranının en yüksek olduğu sektör Dokuma, Giyim Eşyası ve Deri Sanayii olurken bunu Orman ürünleri ve Mobilya Sanayii izlemektedir. 1O+ büyüklük grubunda ise Okur - yazar olmama oranı yok denecek kadar az bulunurken Yüksek Öğretim mezunu g irişimcilerin Kağıt-Kağıt Ürünleri ve Basım Sanayiinde yoğun laştıkları tesbit edilmiştir. TABLO 7 : BÜ YÜKLÜK GRUBU VE SEKTÖRLERE GÖRE G iRiŞİMCiNiN TAHSiLiNi GÖRDÜGÜ iŞi Y APMAS!N!N DAGILIM! Tahsilini gördagonoı isimi yapiyorsunuz

HAYIR

EVET

1-9

YUlcsek lisans ve Doktora

%

7

87.5

Sayı

Toplam %

Sayı

%

12,5

8

100.0

YOksek Oğreıim

37

25.2

110

74,8

147

100,0

Lise

20

4,8

400

95.2

420

100.0

Meslek okulu (orta.lise)

39

40,2

58

59.8

97

100.0

o o o o

0,0

564

100,0

564

100.0

o.o o.o o.o

2528

100,0

2528

100,0

69

100.0

69

100.0

il

100.0

il

100,0

103

2,7

3741

97,3

3844

100,0

2

13,3

15

100.0

38,8

49

61,3

80

100,0

Ortaokul ilkokul Bir eğitım kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yazar olmayan Toplam

10+-

Sayı

Yüksek lisans ve Doktora YOksek Oğrehm

13 31

86.7

Lise

3

6,0

47

94,0

50

100.0

Meslek okulu (ortn,lise)

5

35,7

9

64,3

14

100,0

Ortaokul

28

100,0

28

100.0

100,0

32

100.0

Okur-yazar olmayan

o

o.o o.o o.o o.o

32

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar

o o o 52

23,5

ilkokul

Toplam

100,0

100.0 100,0 169

76,5

100.0 221

100.0

1-9 büyüklük grubunda girişimcilerin %97,3' ü tahsilini gördüğü işi yapmazken bu oran 10+ büyüklük grubunda %76,5' dir.10+ büyüklük grubunda tahsilini gördüğü işi yapanların oranı %23,5 iken 19 büyüklük grubunda bu oran ancak %2,7 olmaktadır. Tahsilini gördüğü işi yapanların eğitim durumu-na bakıldığında 1-9 büyüklük grubunda Yüksekokul ve Meslek Okulu mezunlarının ağırlıkta olduğu görülürken 1O+ büyüklük grubunda Yüksekokul mezu nlarının gözle görülür bir ağırlığının olduğu görülmektedir. Her iki büyüklük grubunda da Yüksek Lisans ve Doktora yapanların önemli bir kısmı tahsilini gördükleri işi yapmaktad ı rlar.

115


TABLO 8: BÜYÜKLÜK GRUBU VE SEKTÖRLERE GÖRE GİRİŞİMCİNİN İŞİYLE İLGİLİ BİR KURSA KATILMAS!NIN DAÔIUMI işinizle ilgili bir kursa katıldınızını

EVET 1-9

Toplam

%

Sayı

%

Sayı

%

GIDA, iÇKi VE TÜTÜN SANAYİİ

131

16,4

666

83.6

797

100,0

DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DERİ SANAYİİ

236

37,2

399

62.8

635

100,0

ORMAN ÜRÜNLERi VE MOBİL YA SANAYii

402

37,3

676

62,7

1078

100,0

KAÔIT-KAÔIT ÜRÜNLERi VE BASlM SANA YÜ

22

21,2

82

78,8

104

100,0

KİMYASANAYLİ

15

30,6

34

69,4

49

100,0

TAŞ VE TOPRAÔ A DAYALI SANA Yil

39

12,5

274

87,5

313

100,0

3

37,5

5

62.5

8

100,0

376

45,0

460

55,0

836

100.0

9

37,5

15

62,5

24

100,0

1233

32,1

2611

67,9

3844

100,0

METAL ANA SANAYİİ MAK(NA SANAYİİ DİÔER İMALAT SANAYit

Toplam 10+

HAYIR

Sayı

GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN SANAYÜ

10

20,0

40

80,0

50

100,0

DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DERi SANAYİİ

5

11,9

37

88,1

42

100.0

ORMAN ÜRÜNLERi VE MOBİL YA SANA Ytl

2

7,1

26

92,9

28

100,0

KAÔIT-KAÔ IT ÜRÜNLERi VE BASrM SANA Yti

3

37,5

5

62,5

8

100,0

KIMY ASANA Yii

9

45.0

il

55,0

20

100,0

TAŞ VE TOPRAÔA DA YALI SANAYii

4

26.7

il

73,3

15

100,0

METALANASANAYtl

o

o.o

5

100,0

5

100,0

MAKİNA SANA Yit

21

39,6

32

60,4

53

100,0

Toplam

54

24,4

167

75,6

221

100,0

1-9 büyüklük grubu girişimcilerinin %32, 1' i işiyle ilgili bir'kursa katılırken bu oran 10+ büyüklük grubunda %24,4 olmuştur.Sektörler itibariyle en fazla kursa katılım 1-9 büyüklük grubunda Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayiinde , 1O+ büyüklük grubunda Makina Sanayiinde olmuştur.1 O+ büyüklük grubuda Metal Ana Sanayiinde kursa katılım olmamıştır. TABLO 9: BÜYÜKLÜK GRUBU VE SEKTÖRLERE GÖRE GiRiŞiMCiNiN ŞU AN FAALİYET GÖSTERDİÔİ iŞiYLE İLGİLİ BiR iŞTE ÇALIŞMASININ DAÖILIMI ··--··----·········----·--····-·-······-····-······--·······------- Daha önce bu işle ilgili bir işte çalıştınıznıı EVET HAYIR 1-9

GIDA, İÇKi VE TÜTÜN SANA Ytl

Sayı

%

Sayı

%

Sayı

%

498

62,5

299

37.5

797

100,0

DOKUMA, GiYiM EŞYASI VE DERİ SANAYİİ

535

84,3

100

15,7

635

100,0

ORMAN ÜRÜNLERi VE MOBİLYA SANA YII

845

78,4

233

21,6

1078

100,0

KAÔIT·KAÔIT ÜRÜNLERi VE BASIM SANA Yli

88

84,6

16

15,4

104

100,0

KIMY ASANA Ytl

23

46,9

26

53,1

49

100,0

167

53,4

146

46.6

313

100,0

3

37.5

5

62,5

8

100,0

654

78,2

182

21,8

836

100,0

24

100,0

o

o.o

24

100,0

2837

73,8

1007

26.2

3844

100.0

GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN SANA Y.11

20

40,0

30

60,0

50

100,0

DOKUMA, GiYİM EŞYASI VE DERi SANA Yli

26

61,9

16

38,1

42

100,0

ORMAN ÜRÜNLERi VE MOBİLYA SANA YÜ

21

75.0

7

25.0

28

100,0

4

50,0

4

50,0

8

100.0

10

50,0

IO

50,0

20

100,0

TAŞ VE TOPRAÔA DAYALl SANAYİİ

8

53,3

7

46,7

15

100,0

MET AL ANA SANAYÜ

5

100,0

o

o.o

5

100,0

41

77,4

12

22,6

53

100.0

135

61,1

86

38.9

221

100,0

TAŞ VE TOPRAÔA DAYALI SANAYİİ

METAL ANA SANA Ylt MAKi NA SANA Yil DlôER iMALAT SANAYİİ Toplam 10+

---------------Toplam

KAÔIT-KAÔIT ÜRÜNLERi VE BASIM SANAYİİ KİMYA SANA YÜ

MAKİNA SANA Yii

Toplam

116


1-9 büyüklük grubundaki girişimcilerin %73,8' i, 10+ büyüklük grubundaki girişimcilerin %61, 1' i şu an faaliyet gösterd iği alanla ilgili bir işte çalışmışlardır.Şu an faaliyet gösterilen alanla ilgili çalışma 1-9 büyüklük grubunda Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayiinde, 10+ büyüklük grubunda Makina Sanayiinde etkin

olmuştur.

TABLO 10: GİRİŞİMCİNİN EGİTİM DURUMUNA GÖRE tŞYERINİ KURANLAR İşyerinin

sahibi Sayı

1-9

Yüksek lisans ve Doktora Lise Meslek okulu (ona.Lise) Ortaokul ilkokul

Diğer

Toplam

Sayı

%

8

Sayı

%

o

100,0 85,7

19

0,0 12,9

Sayı

%

Sayı

%

%

o

o.o

o

o.o

8

2

1,4

o

o.o

147 420

100.0

97

100,0

267

63,6

132

31,4

15

3.6

6

1,4

87

89,7

10

10,3

o

0,0

o

100,0 100,0

442

78,4

95

16,8

27

4,8

o

o.o o.o

564

100,0

2331

92,2

176

7,0

20

,8

1

,O

2528

100,0

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar

49

71.0

20

29,0

o

O.O

69

100.0

il

100,0

o

o.o

o o

o.o

Okur-yazar olmayan

0,0

o

o.o

il

100,0

3321

86.4

452

11,8

64

1,7

7

,2

3844

100,0

Yüksek lisans ve Doktora

10

66,7

6,7

o

o.o

4

26,7

15

100,0

Yüksek öğretim

45

56,3

20

25,0

8

10,0

7

8,8

80

100,0

30

60,0

13

26,0

4

8,0

3

6,0

50

100.0

7,1

o o

o.o

14

100,0

Toplam 10+

Devralındı

biri

126

Yüksek öğretim

kurucusu kim

Aile üyelerinden

lşyerinin şu andaki

Lise Meslek okulu (ona.lise)

11

78.6

2

14,3

Ortaokul

21

75,0

5

17,9

27

ilkokul

Toplam

o

0,0

145

65,6

28

100.0

3,1

32

100,0

100.0

o o

o.o o.o

o

o.o o.o

20,4

16

7,2

15

6.8

9.4

3

o.o

o

100,0

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yazar olmayan

84,4

o.o

3,1

45

2

7, l

o

100.0 100.0 221

100,0

Eğitim durmuna göre işyer,i kurucularına bakıldığında 1-9 büyüklük grubundaki işletmelerin %86,4'

ü işyerinin şu anki sahibi tarafından kurulmuş ve bunların %70,18' i ilkokul mezunudur. 10+ büyüklük grubundaki işletmelerin %65,6' sı yine işyerinin şu anki sahibi tarafından kurulmuştur.Bu gruptaki işyeri sahiplerinin %31 ,03' ü Yüksek Öğ retim mezunudur.Yapılan istatistiksel analizde 1-9 büyüklük grubunda eğitim ile işyerini kuranlar arasında anlamlı bir ilişki bulunurken 10+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.

TABLO 11 : BÜYÜKLÜK GRUBUNA GÖRE İŞ YERiNi KURMAK YADA DEVRALMAK İÇİN ÖNCEKİ İŞLERiNDEN ELDE ETTİKLERİ BİRİKiMLERİNİ KULLANANLARIN BU BİRiKiMLERİ ELDE ETTTİKLERI ALANLARA GÖRE DAÔILIMLAR! Faaliyet 1-9

TARIM

443

%

18,92

8

0,34

TİCARET

369

15,76 30.63

MADENCiLiK İMALAT

717

TURiZM

9

0,38

iNŞAAT

76

3,25

ULAŞTIRMA

HİZMET

YURT DlŞt DlGER Toplam 10+

Daha önceki işlerden birikimlerini kullananlar

kazanılan

TARIM MADENCİLiK

TiCARET

19

0,81

322

13,75

61

2,61

317

13.54

2341

100,0

15

7,94

5

2.65

56

29,63

117


iMALAT

61

32,28

7

3.70

8

4,23

0,53

TURiZM İNŞAAT ULAŞTIRMA

H İ ZM ET

12

6.35

YURT DiŞ i

12

6,35

12

6,35

189

100.0

DIGER Toplam

Ankete cevap veren işyerlerinden bu işyerini kurmak yada devralmak için daha önceki işlerin d en elde ettikleri birikimlerini 1-9 büyüklük grubunda en fazla imalat en az Madencilik sektöründen elde etmişlerdir. 10+ büyüklük grubunda ise birikimlerini en fazla imalat en az Turizm sektöründen elde etmişlerdir.

TABLO 12: GI R1Ş1MCIN IN EGITIM DURUMUNA GÖRE KARAR MERCii Karar mercii İşyeri sahibi

Yönetim

Aile ve akraba larla birlikle işyeri sahibi

kurulu Sayı

%

6

75,0

Yüksek öğretim

135

91.8

6

4, 1

o

o.o

Lise

304

72,4

26

6.2

8

1,9

91

93.8

o o.o

4

4. 1

499

88,5

il

2.0

28

5,0

24 15

95,5

8

.3

47

1,9

Bir eğitim kur.mezun olm. okur yazar

55

79.7

14

20,3

Okur-yazar olmayan

il

100.0

o o.o o o.o

35 16

9 1,5

1-9 Yüksek lisans ve

Dokıora

Mes lek okulu (orta. lise) Ortaokul ilkokul

Toplam

Sayı

%

Sayı

o o.o

%

12,5

o

o.o

51

1,3

102

2.7

o

0,0

Profesyonel yönetici

Sayı

o o o o o o o o o o o

Onaklarla birlikte

%

Sayı

O.O

%

Diğer

Sayı

12,5

o

o o o o

o.o o.o

6

4. 1

82

19.5

O.O

2

2,1

o.o o.o o.o o.o

26

4.6

31

1,2

o o

o.o o.o

O.O

148

3,9

o.o o.o

17

2 1,3

27

o o 27

7

46.7

7

46,7

Yüksek öğretim

27

33,8

35

43,8

Lise

21

42,0

14

28.0

1

2.0

2

4,0

12

24.0

o o o

3

21,4

8

57. 1

0,0

o

39.. 3

7

25,0

o.o o.o

21,4

il

10

35,7

o

ilkokul

16

50.0

5

15.6

3

9,4

0,0

7

21.9

o.o o o.o

o o

0,0

o.o

o

0,0

o

o.o

o o o o o

3

Ortaokul

o o

0,0

o

o.o

o

34,4

5

2,3

2

,9

50

22.6

10+ Yüksek lisans ve Doktora

Meslek okulu (orta.lise)

Bir eğitim kur.mezun olm okur yazar

100.0

Ok,ır-yazar olmayan

Toplam

100,0 87

39.4

1,3

o

76

o.o

6,7

Toplam

%

o.o o.o o.o o.o o.o

Sayı

%

8

100,0

147

100.0

420

100.0

97

100.0

564

100,0

ı.ı

2528

100.0

0,0

69

100,0

o.o

il

ı oo.o

.7

3844

100.0

o.o o.o

15

100.0

80

100,0

0,0

50

100.0

o.o o.o

14

100.0

28

100,0

3,1

32

o.o o.o ,5

ı oo.o

22 1

Eğitim durumuna göre 1-9 büyüklük grubundaki işletmele rin %91 ,5' inde karar mercii i şyeri sahibi iken, 10+ büyüklük grubundaki iş letmelerin karar mercii %39,4' ünde işyeri sahibi ve %34,4' ünde yönetim kuruludur.1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinde İ l kokul mezunu olan girişimcilerin %95,5' inde karar mercii olarak işyeri sahibi görü lmektedir.1-9 büyüklük grubunda karar mercii olarak ikinci sırada %3,9 ile ortaklarla birlikte cevabı alınırken 10+ büyüklük grubunda %34.4 ile Yönetim Kurulu ikinci sıray ı %22,6 oranında Ortaklarla birlikte cevabı üçüncü sırayı almıştır. Yapılan istatistiksel analizde eğitim ile karar mercii arasında 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken , 1O+ büyüklük grubunda anlamlı bir i lişki bulunamamıştı r.

118

ıoo.o

100,0

100,0


TABLO 13: iKTiSADİ FAALiYET KOLUNA GÖRE KARAR MERCii Karar mercii Diğer

Kurucu

1-9

GIDA, iÇKİ VE TÜTUN SANAYil

%

Sayı

%

Sayı

'il,

688

86,32

109

13,68

797

10().0 100.0

DOKUMA, GiYiM EŞYASI VE DERi SANA Ylf

618

97.32

17

2.68

635

ORMAN 0R0NLERI VE MOBiLYA SANAYİİ

996

92.39

82

7,61

1078

100.0

89

85.58

IS

14.42

104

100.0 100.0

KAÔIT-KAGIT ÜRIJNLERI VE BASIM SANAYII KiMYA SANAYiİ

37

75,51

12

24.49

49

253

80,83

60

19.17

3 13

100.0

6

75.00

2

25.00

8

100.0

805

96.29

31

3,71

836

100,0

24

100.00

o

0.00

24

100,0

3516

91.47

328

8.53

3844

ıoo.o

18

36.00

32

64.00

50

100.0

DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DERi SANA Ylt

10

23.81

32

76,19

42

ı oo.o

ORMAN üRONLERI VE MOBILYASANA Yii

13

46,43

15

53.57

28

100.0

KAÔIT-KAGIT ORÜNLERI VE BASIM SANAYİİ

2

25.00

6

75.00

8

100,0

KiMYA SANAYİi

6

30.00

14

70.00

20

100,0

TAŞ VE TOPRAÔA DAYALI SANA Yit

6

100.0

TAS VE TOPRAÔA DAYALI SANA Yit

METAL ANA SANA Yit MAKINA SANAYİİ DİÔER iMALAT SANAYİİ

Toplam 10+-

Toplam

Sayı

GIDA, iÇKi VE TOTON SANAYll

METALANA SANA YII

40,00

9

60.00

15

20.00

4

80.00

5

ı oo.o ·

MAKi NA SANA Yit

31

58.49

22

41.51

53

100.0

Toplam

87

39.37

134

60,63

221

100.0

Her iki büyüklük grubunda da karar mercii büyük oranda

işyerini kuran lardır. 1-9

büyüklük grubunda

Diğer imalat Sanayiinde karar mercii kurucu olanların oranı %100' dür. 10+ büyüklük grubunda karar

mercii, daha çok kurucu dışında kalan merciler olmaktadır. Yapılan istatistiksel analizde iktisadi faaliyet kodu ile karar merci arasında 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken, 1O+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. TABLO 14: G iRiŞiMCiN iN EG ITİM DURUMUNA GÖRE TAHSiLiNi GÔRD000 iŞi YAPMASI Tahsilini gördüğUnOz ışımi EVET

1-9

Sa)ı

%

7

87,5

Yüksek öğretim

37

25,2

Lise

20

Meslek okulu (ona.lise) C

Yüksek lisans ve Dokıom

Ortaokul ilkokul Bir eğiıim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yazar olmayan

Sayı

Toplam 'il,

Sayı

12,5

8

100.0

110

74.8

147

100.0

4.8

400

95.2

420

l(l0,0

39

40,2

58

59.8

97

100.0

o o o o

o.o o.o o.o o.o

564

100.0

564

100,0

2528

100,0

2528

100.0

69

100.0

69

100.0

il

100.0

11

100,0 100.0

103

2.7

3741

97.3

3844

Yilksek lisa ns ve Doktora

13

86.7

2

13,3

15

100.0

Ynksek öğretim

31

38.8

49

61,3

80

100,0

Toplam 10+-

yapıyorsunuz

HAYIR

Lise

3

6.0

47

94,0

50

100.0

Meslek okulu (orta,lise)

5

35.7

9

64,3

14

100.0

Ortaokul

o o o o

28

100,0

28

100,0

32

ıoo.o

32

100,0

ilkokul Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yazar olmayan Toplam

o.o o.o o.o. o.o 23.5

52

119

ıoo.o

100.0 100,0 169

76,5

100.0 221

100,0


Eğitim durumuna göre her iki büyüklük grubunda da girişimcilerin büyük bir kısmı yaptığı işin

tahsilini yapmam ış olarak tesbit edilmiştir.1 -9 büyüklük grubundaki g i rişimcilerden Yüksek Lisans ve Doktora yapanların %87,5' i tahsilini gördüğü işi yaparken, 1O+ büyüklük grubundaki girişimcilerden Yüksek Lisans ve Doktora yapanların tahsilini yaptığ ı işi yapması oranı %86,7' dir. Yapı lan istatistiksel analizde eğ itim ile tahsilini gördüğü iş i yapması arasında her iki büyüklük grubunda da anlamlı bir ilişki bulunmuştur. 1-9 büyüklük grubundaki Meslek Okulu Mezunlarının %59,8' i , 1O+ büyüklük grubundakilerin ise %64,3' ü tahsilini gördüğü işi yapmamaktadırlar. TABLO 15: IKTlSADi FAALİYET KOLUNA. GÖRE TAHS iLİNİ GÖRDÜGÜ İŞ İ YAPAN LAR Tahsilini

gördüğünüz işimi yapıyorsunuz.

EVET

1-9

Sayı

%

794

99.6

797

100,0

635

100,0

635

100.0

1050

97,4

1078

100,0

99

95,2

104

100,0

16.3

41

83.7

49

100,0

2,6

305

97,4

313

100,0

G!DA, İÇKİ VE TÜTÜN SANA YÜ

3

,4

DOKUMA, GİYİM EŞ YASI VE DERİ SANAYİİ

o

o.o

2S

2,6

5

4,8

KiMYA SANAYİİ

8

TAŞ VE TOPRAÖA DAY Al.! SANA Yit

8

KAÖ IT-KAÖIT ÜRÜNLERİ VE BASIM SANA Y1J

Sayı

12,5

7

87,5

8

100,0

50

6,0

786

94,0

836

100,0

MET AL ANA SANA Yll MAKiNA SANAYİİ

Toplam %

%

ORMAN ÜRÜNLERi VE MOBiL YA SANA Yit

o

o.o

24

100.0

24

100,0

103

2,7

3741

97,3

3844

100,0

GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN SANAYÜ

6

12,0

44

88,0

50

100.0

OOKUMA, Gİ YiM EŞYAS1 VE DERİ SANA Yit

4

9,5

38

90,5

42

100,0

OR~N 0RÜNLERI VE MOBİLYA SANAYİİ

2

7, 1

26

92,9

28

100,0

KAÖIT-KAÖ!T ÜRÜNLERi VE BASIM SANA Yit

2

25,0

6

75,0

8

100,0

KlMYA SANA Yii

9

45,0

il

55,0

20

100,0

D!GER lMAl..AT SANAYİi Toplam 10+

HAY IR

Sayı

TAŞ

VE TOPRAÖA DAYAL I SANAYİİ

5

33,3

10

66,7

15

100,0

o

o.o

5

100.0

5

100.0

MAKİNA SANA Yii

24

45.3

29

54.7

53

100,0

Toplam

52

23,5

169

76.5

22 1

100.0

MET AL ANA SANA YlJ

l şyeri büyüklük grubuna göre girişimcilerin büyük bir bölümünün yaptığı işlerle ilgili olarak tahsil görmediği

tesbit edilmiştir. Buna rağmen en fazla tahsili görülen grubunda da makina sektörü olmuştur.

işin yapıldığı

sektör her iki büyüklük

TABLO 16: GİRiŞiMCtNiN EGİTIM DURUMUNA GORE DAHA ÖNCE BU FAALiYETLE İLGİLİ BiR iŞTE ÇALIŞMASI Daha önce bu

işle

ilgili bir işte çalışıınızını

EVET 1-9

Yüksek lisans ve Doktora Yüksek

öğreiim

Lise Meslek okulu (ona,lise) Onaokul İlkokul

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yaz.ar olmayan

Toplam

%

Sayı

%

Sayı

%

6

75,0

2

25,0

8

100,0

94

63,9

53

36,1

147

100,0

223

53,1

197

46,9

420

100,0

67

69,I

30

30,9

97

100,0

429

76,1

135

23,9

564

100,0

1984

78,5

544

21,5

2528

100,0

24

34,8

45

65,2

69

100.0

10

90,9

9,1

il

100,0

2837

73,8

1007

26,2

3844

100.0

Yüksek lisans ve Doktora

10

66,7

5

33,3

15

100,0

Yüksek öğretim

43

53,8

37

46,3

80

100,0

Lise

30

60.0

20

40,0

50

100,0

Meslek okulu (orıa,lise)

12

85,7

2

14,3

14

100,0

Onaokul

21

75,0

7

25,0

28

100,0

Toplam 10+

HAYIR

Sayı

120


ilkokul

18

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yazar olmayan Toplam

56,3

14

43,8

100.0

o

o.o

o

0,0

135

61,I

32

100.0 100,0

100.0 38,9

86

100.0

221

100,0

Büyüklük grubuna göre girişimcilerin 1-9 büyüklük grubunda %73,8' i 10+ büyüklük grubunda ise %61 ,1' inin daha önce bu alanla ilgili bir işte çalıştığı tesbit edilmiştir.1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinde Okur - Yazar olmayan girişimcilerin %90,9' u, ilkokul mezunu girişimcilerin %78,5' i, Ortaokul mezunu girişimcilerin %76, 1' inin daha önce şu an faaliyet gösterdiği alanla ilgili olarak bir işte çalıştığı tesbit edilmiştir. 10+ büyüklük grubundaki işyerlerinde ise meslek okulu mezunu girşimcilerin %85,7' si ile Yüksek lisans ve doktora yapan girişimcilerin %66,7' sinin daha önce bu alanla ilgili bir işte çalıştığı belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel analizde eğitim ile daha önce bu alanla ilgili bir işte çalışması arasında 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken . 10+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunamam ıştır. TABLO 1·7 : İKTiSADi FAALİYET KOLUNA GÖRE DAHA ÖNCE BİR İŞTE ÇALIŞANLAR Daha önce bu işle ilgili bir işte çalıstınızmı

1-9

'il>

Sayı

%

Sayı

%

GIDA. iÇKi VE TÜTÜN SANA Yii

498

62,5

299

37,5

797

100.0

DOKUMA, GiYiM EŞYASI VE DERİ SANA Yit

535

84,3

100

15,7

635

100.0

845

78,4

233

21.6

1078

100,0

88

84,6

16

15.4

104

100,0

53,I

49

100.0 100,0

ORMAN ÜRÜNLERi VE MOBİLYA SANAYİİ KAGIT-KAÔIT ÜRÜNLERi VE BASIM SANAYİİ KİMYA SANA Yll

TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANA Yll

23

46,9

26

167

53,4

146

46,6

313

5

62,5

8

100,0

3

37.5

654

78,2

182

21,8

836

100,0

24

100.0

o

0,0

24

100.0

2837

73,8

1007

26.2

3&44

100,0

GIDA, iÇKİ VE TOTON SANA YII

20

40,0

30

60,0

50

100,0

DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE'DERI SANAYİİ

26

61,9

16

38,I

42

100,0

ORMAN ÜRÜNLERİ VE MOBİLYA SANA Yit

21

75,0

7

25,0

28

100.0

4

50.0

4

50,0

8

100,0

ıo

50,0

10

50,0

20

100,0

8

53,3

7

46,7

15

100,0

MET AL ANA SANA YII MAKtNA SANAYtl D!ÔER iMALAT SANA Yli Toplam ıo+

Toplam

HAYIR

EVET Sayı

KAÖ!T-KAÔIT ÜRÜNLERi VE BASIM SANAYti KlMY ASANA Yii TAŞ VE TOPRAÔA DA YALI SANA Yll

5

100,C>

o

0,0

5

100,0

41

77,4

12

22,6

53

100,0

135

61,I

86

38,9

221

100,0

METAL ANA SANAYii MAKİNA SANA Yti

Toplam

Sektörlere göre 1-9 büyüklük griı'bunda Kağıt-kağıt ürünleri ve basım sanayiinde daha önce şu anki işiyle ilgili çalışma ·oranı oldukça yüksektir. 10+ .büyüklük grubunda ise bu durum Makina sanayii ve Orman ürünleri ve mobilya sanayiinde görülmektedir.

121


TABLO 18 : DAHA ÖNCE ŞU AN FAALiYET GÖSTERİLEN ALANLA iLGiLi BiR iŞTE ÇALIŞAN LARIN TAHS İLİNİ GÖRDÜÖÜ lŞI YAP IP YAPMAMA DURUMUNA GÖRE DAÔILIM Daha önce bu işle ilgili bir işte çalıst ınızmı EVET

1-9

Tahsilini gördügünüz isimi

yapiyorsunı.ız

Sayı

%

Sayı

%

Sayı

%

EVET

84

81 ,6

19

18.4

103

100,0

HAYLR

2753

73,6

988

26,4

3741

100,0

2837

73,8

1007

26.2

3844

100,0

EVET

37

71 ,2

15

28,8

52

100.0

HAYIR

98

58,0

71

42,0

169

100,0

135

61, J

86

38,9

221

100.0

Toplam 10+

Tahsilini gördügünüz isi mi yapiyorsunuz

Toplam

HAY IR

Toplam

1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinde şu anda faaliyet gösterdikleri alanla ilgili bir işte çalışanlardan tahsilini gördüğü işi yapanların oranı %81 ,6' d ı r. 10+ büyüklük grubundaki oran ise %71 ,2 'dir TABLO 19 : GiRiŞiMCİNİN EGITIM DURUMUNA GÖRE DAHA ÖNCE IŞYERI KURMAS I Daha önce bir işyeri kurdumızmu EVET

1-9

%

39

Lise

103

Meslek okul u (ona.lise) Ortaokul İlkokul

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar

Toplam

Sayı

%

12,5

7

87,5

8

100,0

26.5

108

73.5

147

100.0

24.5

317

75.5

420

100.0

25

25.8

72

74,2

97

100.0 100.0

Yüksek lisans ve Doktora Yüksek öğretim

78

13,8

486

86.2

564

246

9,7

2282

90.3

2528

100.0

19

27.5

50

72.5

69

100.0

o

o.o

il

100,0

il

100,0

511

13.3

3333

86.7

3844

100,0

3

20,0

12

80,0

15

100.0

YOksek öğret im

27

33.8

53

66.3

80

100,0

Lise

19

38.0

31

62.0

50

100.0

9

64,3

5

35.7

14

100.0 100.0

Okur-yazar o lmayan Toplam 10+

HAYIR

Sayı

Yüksek lisans ve

Ookıom

Meslek oku lu (ona.lise) Ortaokul

15

53.6

13

46.4

28

İlkokul

14

43,8

18

56.3

32

o

o.o

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yazar o lmayan Toplam

88

100.0

100,0

()

o.o

39.8

133

60.2

100.0 100.0 100,0

221

100.0

Eğitim

durumuna göre g i rişimcilerin 1-9 büyüklük grubunda %86,7' si daha önce bir işyeri kurmazken 1O+ büyüklük grubunda %39,8' i daha önce bir işyeri kurmu ştur.1 O+ büyüklük grubundaki işye rlerinde daha önce işyeri kuranların önemli kısmını yüksekokul mezunu kişile r ol uştururken Meslek Okulu mezunu girişimcilerin %64,3' ünün daha önce bir işyeri ku rdukları tesbit edi l m iştir.Yapı l a n istatistiksel analizde eğitim ile daha önce bir işyeri kurması arasında 1-9 büyüklük grubunda anlam lı bir ilişki bulunurken 1O+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. TABLO 20: İKTİSADJ FAALİYET KOLUNA GÖRE DAHA ÖNCE BiR İŞ YERİ KURANLAR Daha önce bir işyerı EVET l-9

GIDA, iÇKi VE TÜTÜN SANA YII

kurdunııznıu

HAYIR

Toplam

Sayı

%

Sayı

%

Sayı

%

174

21.8

623

78.2

797

100,0

DOKUMA, GlYlM EŞYASI VE DERi SANA Yli

45

7,1

590

92.9

635

100.0

ORMAN ÜRÜNLERi VE MOBiL YA SANA YIİ

98

9.1

98()

90,9

1078

100.0

KAGIT-KAÔlT ÜRÜNLERİ VE BASIM SANAYİİ

22

21.2

82

78,8

104

100.0

KIMY ASANA Yii

17

34.7

32

65,3

49

100.0

TAŞ VE TOPRAGA DA YALI SANA YJI

79

25.2

234

74.8

313

100.0

122


MET AL ANA SANA Yll

12,5

7

87.5

8

100,0

73

8.7

763

91.3

836

100,0

2

8.3

22

91.7

24

100,0

511

13.3

3333

86,7

3844

100,0

GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN SANAYİ İ

15

30,0

35

70,0

50

100,0

DOKUMA. GİYİM EŞYASI VE DERİ SANAYİİ

20

47.6

22

52.4

42

100.0

ORMAN üRüNLERI VE MOBİL YA SANA YIJ

il

39,3

17

60,7

28

100,0

2

25,0

6

75,0

8

100.0

8

40,0

12

60,0

20

100.0

TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANA Yii

4

26.7

il

73,3

15

100.0

METAL ANA SANA Ytl

2

40,0

3

60,0

5

100,0

MAKİNA SANA Yii

DlôER İMALAT SANA Yit Topla m 10+

K.A(;IT-KAGIT ÜRÜNLER İ VE BASIM

SANAYİ İ

KtMYASANAYll

MAKtNA SANA Yii

26

49,1

27

50,9

53

100,0

Toplam

88

39,8

133

60,2

221

100,0

iktisadi faaliyet koluna göre her iki büyüklük grubundaki girişimcilerin önemli bir kısmı daha önce bir işyeri kurmazken 1O+ büyüklük grubunda daha önce bir işyeri kuranların Makina Sanayiinde daha fazla olduğu görülmüştür. Yapılan istatistiksel analizde faaliyet kolu ile daha önce iş kurması arsında 1-9 büyüklük grubunda anlam lı bir ilişki bulunurken 10+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. TABLO 21 : BÜYÜKLÜK GRUBU VE SEKTÖRLERE GÖRE DAHA ÖNCE BAŞKA BİR IŞYERi KURANLARIN BU FAALİYETİ DEVAM ETIİRİP ETIİ RM EDIKLE RININ DAÔILIMI Devam ediyor Daha önceki

1-9

işi

EVET %

İmalat

inşaat

Ticaret

Toplam

Sayı

%

Sayı

39

12,23

280

87,n

3 19

100.0

o o

o.o

12

100.0

12

100.0 100,0

Tarım'

10+

HAYIR

Sayı

%

o.o

8

100,0

8

11,1 1

8

88.89

9

ıoô.o

8.59

149

9 1,41

163

100.0

Diğer

14

Toplam

54

10,57

457

89,43

5 11

100,0

imalat

16

39,02

25

60.98

41

100,0

10.00

9

90,00

10

100,0

il

39,29

17

60,71

28

100,0 100.0

lnşaaı

Ticaret

16,67

5

83,33

6

3

100,0

o

0.00

3

100,0

32

36.36

56

63,64

88

100,0

Ulaşıırına Diğer

Toplam

._.

Daha önce başka bir işyeri kuranlardan 1-9 büyüklük grubundakilerden inşaat ve Ticaret sektöründe olanların hiçbiri faaliyetine devam etmezken faaliyetine devam edenlerin büyük çoğunluğunun imalat Sanayiinde olduğu görülm üştür. 10+ büyüklük grubunda da faaliyetine devam edenlerin yarısı imalat sektöründedir. Bu grupta da inşaat ve Ulaştırma sektöründeki işyerlerin in büyük kısmı faaliyetine devam etmemektedirler. TABLO 22 : GlRiŞiM CININ EÔİTİM DURUMUNA GÖRE GELECEK 5 YIL İÇİNDE YATIRJM PLANLA YANLAR Gelecek 5 yıl içinde yatının planlıyorınusunuz

1-9

Yüksek lisans ve Doktora Yüksek öğretim Lise

%

Sayı

%

Sayı

%

2

25,0

6

75,0

8

100,0

73

49.7

74

50,3

147

100,0

218

51.9

202

48,1

420

100,0

45

46,4

52

53,6

97

100.0

Ortaokul

129

22,9

435 ·

77,1

564

100.0

ilkokul

488

19.3

204-0

80,7

2528

100,0

16

23.2

53

76,8

69

100,0

Meslek okulu (orta,Iise)

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yaz.ar olmayan Toplam 10+

Toplam

HAYIR

EVET Sayı

Yük.sek lisans ve Doktora

o

o.o

il

100,0

il

100,0

971

25,3

2873

74,7

3844

100,0

2

13,3

15

100,0

13

123

86.7


Yüksek öğretini

44

55,0

36

45,0

80

100,0

Lise

29

58,0

21

42,0

50

100,0

8

57 ,1

6

42,9

14

100.0

Ortaoku l

16

57,1

12

42,9

28

100,0

hkokul

16

50,0

16

50,0

32

100,0

o o

o.o o.o

126

57,0

Meslek okulu (oıta, lise)

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yaıar o lmayan

Toplam

95

100,0

100,0

100,0

100,0

43,0

100,0

221

Eğitim durumuna göre g irişimcilerin 1-9 büyüklük grubunda %74, 7' si yatırım planlamazken 10+ grubunda %57' si yatırım plan ladıklarını belirtmişlerdir. 1-9 büyüklük grubundaki işletmelerde Lise g irişimcilerin %51,9' u 10+ büyüklük grubundaki Yüksek Lisans ve Doktora mezunu girişimcilerin ise %86,7' planladıklarını ifade etmişlerdir. Yapılan istatistiksel analizde eğitim ile yatırım planlaması arasında 1-9 grubunda anlam lı bir ilişki bulunurken 1O+ büyüklük grubunda anlamlı bir i lişki bulunamamıştır.

büyüklük mezunu si yatırım büyüklük

TABLO 23: İ KTİSADİ FAALiYET KOLUNA GÖRE GELECEK 5 YI L İÇİNDE YATIRIM PLAN LAYANLAR Geleoek 5 yıl içinde yalının planlıyormusıınuz EVET 1-9

GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN SANA Yit

Toplam

Sayı

%

Sayı

%

Sayı

%

233

29,2

564

70.8

797

100,0

DOKUMA, GiYiM EŞYASI VE DERİ SANA YIİ

57

9,0

578

9 1,0

635

100,0

ORMAN ÜRüNLERl VE MOBİLYA SANA Yii

306

28.4

772

7 1,6

1078

100,0

KAGIT-KAGIT ÜRÜNLERi VE BASIM SANA Yti

54

51,9

50

48, I

104

100.0

KlMYA SANAYİİ

18

36,7

31

63,3

49

100,0

TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANA YII

69

22,0

244

78,0

313

100,0

METAL ANA SANAYii MAKİNA SANA Yli

5

62,5

3

37,5

8

lOO.O

221

26.4

6 15

73,6

836

100,0

DIGER lMALAT SANAYİİ

8

33.3

16

66.7

24

100,0

971

25.3

2873

74,7

3844

100,0

GIDA, İÇKİ VE TÜTüN SANAYİİ

22

44,0

28

56,0

50

100,0

DOKUMA, GİYiM EŞYASI VE DER! SANA Yll

19

45,2

23

54,8

42

100,0

ORMAN ÜRÜNLERİ VE MOBİLYA SANAYfl

21

75,0

7

25,0

28

100,0

3

37,5

5

62.5

8

100,0

13

65,0

7

35,0

20

100,0

TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANAY!!

8

53,3

7

46,7

15

ıoo.o

METAL ANA SANAYİİ

2

40.0

3

60,0

5

100,0

38

71,7

15

28,3

53

ıoo.o

126

57.0

95

43,0

221

100,0

Toplam ı o+

HAYCR

KAGIT-KAGIT ÜRÜNLER! VE BASIM SANA Yii KİMYA SANAYiİ

MAKİNA SANAY İİ

Toplam

1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinden gelecek 5 yıl içerisinde yatırım plan layanların en fazla ol duğu sektör Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayii tesbit edilirken 1O+ büyüklük grubunda ise Makina Sanayii tesbit edilmiştir. TABLO 24 : BÜYÜKLÜK GRUBUNA GÖRE GELECEK 5 YIL İÇERiSiNDE YATIRIM YAPMAYI PLANLAYANLARI N YAPMAYI PLANLADIKLARI YATIRIM TÜRLERİNE GÖRE DAGILIMLARI ' Yatının

1-9

%

Komple yeni yatırım

309

27.86

Tevsi ve Modernizasyon

396

35,71

Yenileme ve İdame

404

36.43

1109

100.00

Toplam

!Or

planlayanlar

Sayı

Komple yeni

yatırım

Tevsi ve Modernizasyon Yenileme ve idame Toplam

44

24,04

80

43,72

59

32.24

183

100,00

124


1-9 büyüklük grubunda gelecek 5 yıl içerisinde yatırım yapma yı planlayanların %36,43' ü yatırımlarını Yenileme ve idame yönünde ifade etmişlerdir. 10+ büyüklük grubunda ise %43,72' si Tevsi ve Modernizasyon olarak tesbit edilmiştir. Komple yeni yatırım : Tamamiyle yeni bir yatırımın gerçekleştirilmesi amacıyla hazı rlanan projelerdir. Tevsi ve Modernizasyon : .Kurulu bir tesisin, daha çok kar sağlayabilmek, ekonomik kapasiteye ulaşabilmek vb. nedenlerle büyütülmesi ( üretim kapasitesinin arttırılması) veya yeni makina ve techizatın alımı amacıyla hazırlanan yatırım projeleridir. Yenileme ve idame: Mal ve hizmet üretiminde kapasite artışına gidilmeksizin teknik veya ekonomik ömrünü tamamlayan altyapı tesislerinin, makina ve techiza tın yenilenmesi amacıyla gerçekleştirilen yatırımlardır.

TABLO 25 : BÜYÜKLÜK GRUBUNA GÖRE GELECEK 5 YrL iÇiNDE YATIRIM YAPMAYI PLANLAYANLARIN BU YATIRIMI . YAPMAYI PLANLADIKLARI iLLERE GÖRE DAÖlLIMI Yannm planlayanlar

1-9

lçcl

Sayı

%

881

84,47

lstanbul

16

1,53

Ankara

21

2.01

lımir

4

0 ,38

Adana

13

1.25

Bursa

15

1.44

Antalya

27

2.59

7

0,67

$.Urfa O.Antep

7

0,67

Datman

6

0,58

O Bakır

14

1.34

Diğer

31

2,97

1043

100.00

116

8 1, 12

iller

Toplam

10+

0,10

Trabzon

lçel lstaııbul

1.40

2

Ankara Adana

0.70

5

3.50

Bursa O.Antep

0,70 3

2.10

Muğla

0.70

Edime Diğer iller

Toplam ·

0,70 13

9,09

143

100,00

Gelecek 5 yıl içerisinde yatırım yapmayı planlayan işyerlerin in büyük çoğunluğu bu yatırım ların ı yine kendi illerinde yap mayı planlamaktad ırlar.Bu durum her iki büyüklük grubunda geçerlidir. 1-9 büyüklük grubunda gelecek 5 yılda yatırım yapmayı planlayan girişimci lerin bu yatırımları kendi illerinde yapmak isteyenlerin oranı %84,47' dir. lstanbul, Ankara ve lzmir gibi illerde planlanan yatı rıml arın oran ı %3,92' dir. 10+ büyüklük grubunda ise kendi iline yatırım yapmak isteyenlerin oranı %81 ,1 2' dir. TABLO 26 : Gi RiŞiMCiNiN EÖITİM DURUMUNA GÖRE FASON ÜRETİM YAPMASI Fason Oretim yapıyormu EVET 1-9

Ylllcsdc lisans ve Doktora Yüksek öğretim Lise Meslek okulu (ona.lise) Ortaokul ilkokul

HAYIR

Toplam

Sayı

%

Sayı

%

Sayı

%

1 17

12.5

7

87,5

100,0

11.6 17,4

130 347

88,4

8 147

82,6

420

100,0

10.3

87

89,7

97

100,0

73

100,0

10 151

26.8

413

73,2

564

100,0

584

23, I

1944

76.9

2528

100.0

125


10+

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yaıar olmayan Toplam Yüksek lisans ve Doktora YUksek öğretim Lise Meslek okulu (ona,lise) Onaokul ilkokul Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yazar olmayan Toplam

44 il

63,8

69

100,0

o.o

100,0

il

100,0

22.4

2983

77,6

3844

100,0

40.0 22,5

9

60,0

15

100,0

62

77,5

80

100,0

20.0 28,6

40 10

80,0

50

100,0

4

71,4

14

100,0

10

35,7

18

28

100,0

9

28,1

23

64.3 71,9

32

100,0

o o

o.o

36,2

25

o 861 6 18 10

57

100,0

100,0

0,0

1

100,0

1

100,0

25,8

164

74,2

221

100,0

1-9 büyüklük grubundaki işletmelerin %22,4' ü , 10+ büyüklük grubundaki işletmelerin ise %25,8' i fason üretim yapmaktadır. 1-9 büyüklük grubundaki işletmelerde Ortaok~I mezunu girişimcilerin %23, 1' i , 10+ büyüklük grubundaki Yüksek Öğretim mezunu girişimcilerin %22,5' i fason üretim yapmaktadırlar.1-9 büyüklük grubunda fason üretim yapan işyerlerinin %67,82' si ilkokul mezunudur.10+ büyüklük grubunda ise fason üretim yapan işyerlerinin %31,57' si Yüksekokul mezunudurlar.Yapılan istatistiksel analizde eğitim ile fason üretim yapma aras ında 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken 10+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki

bulunamamıştır.

TABLO 27 : KURULUŞ YILINA GÖRE FASON ÜRETİM YAPMASI Fason üretim yapıyormu

Sayı

1-9

%

%

153

16.8

757

83,2

9 10

2

86

29,6

205 ·

70,4

291

100.0

3

24

11.8

180

88.2

204

100,0

4

69

27,I

186

72,9

255

100,0

5

21

10,4

180

89.6

201

100,0

6+

508

25,6

1475

74,4

1983

100,0

861

22,4

2983

77,6

3844

100,0

9

23,7

29

76.3

38

100,0 100,0

tsyerinin yaşı

İsyerinin yaşı

2

12

48,0

13

52,0

25

3

4

'28,6

10

71,4

14

100,0

4

8

38,I

13

61,9

21

100,0

5

5

35,7

9

64.3

14

100,0

19

17,4

90

82,6

109

100.0

57

25,8

164

74,2

221

100,0

6+

Toplam

Sayı

%

Sayı

100,0

Toplam 10+

Toplam

HAYlR

EVET

1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinin büyük çoğunluğunu oluşturan 6 ve daha yukarı yaştaki %25,6' sı fason üretim yapmaktadır.10+ büyüklük grubundaki 6 ve daha yukarı yaştaki işyerlerinin fason üretim yapma oranı %17,4' dür. Yapılan istatistiksel analizde işyerinin yaş·ı ile fason üretim yapma arasında her iki büyüklük grubunda da anlamlı bir i lişki bulunmuştur. işyerlerinin

126


TABLO 28 : GİRİŞiMCiNİN YAŞINA GÖRE FASON ÜRETiM YAPMASI Fason Oretim yapı)'onnu

EVET 1-9

Girisııncinin yaşı

17-25

%

Sayı

%

Sayı

%

62

17.5

292

82.S

354

100.0 100,0

145

ıs.o

435

75.0

580

31-40

301

21.5

1098

78.5

1399

ıoo.o

41 -50

232

26.4

646

73.6

878

100.0

51+

Girisııncınin yaşı

Toplam

26-30

Toplam 10+

HAYIR

Sayı

121

19.1

512

80.9

633

100.0

861

22,4

2983

77,6

3844

100.0

17-25

l

20,0

4

80.0

5

100.0

26-30

3

33.3

6

66.7

9

100.0

3140

21

30,4

48

69,6

69

100,0

41 -50

24

24,7

73

75,3

97

100.0

51+

8

19.5

33

80.S

41

100.0

57

25.8

164

74,2

221

100.0

Toplam

1-9 büyüklük grubundaki sayısal ağırlığı oluşturan 31-40 yaşları arasındaki girişimcilerin %21,5' i, 10+ büyüklük grubunda sayısal ağırlığı oluşturan 41-50 yaşları arasındaki girişimcilerin %24,7' si fason üretim yapmaktadırlar. Yapılan istatistiksel analizde girişimcinin yaşı ile fason üretim yapma arasında 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken 10+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. TABL029: GİRiŞiMCİNİN EôlTIM DURUMUNA GÖRE FASON Fason

ÜRETİM

EVET

HAYIR

Sayı

1-9

%

Toplam

Sayı

%

Sayı

'i!,

YUksek lisans ve Doktora

o

o.o

8

100.0

8

100.0

Yüksek ogreıim

7

4.8

140

95.2

147

100.0

Lise

o

o.o

-120

100.0

420

100,0

Meslek okulu (orta.lise)

7

7.2

90

92.8

97

100,0

Ortaokul

9

1.6

S5S

98,4

564

100.0

58

2.3

2470

97.7

2528

100,0

9

13,0

60

87,0

69

ıoo.o

o

o.o

il

100.0

il

100.0

90

2.3

3754

97.7

3844

100.0

4

26,7

il

73.3

15

100,0

15

18,8

65

81.3

80

100,0

5

ıo.o

45

90.0

50

100.0

2

14.3

12

85,7

14

100,0

1

3.6

27

96.4

28

100.0

29

90.6

32

llkolcul Bır eğiıiın

kur.mezun ol mayan okur yazar

Okur-yaıar olmayan

Toplam 10+

YAPTIRMASI

Oreıını yapıınyorıııu

YOksek lisans ve Doktora Yüksek

öğretim

Lise Meı;lek

ol.ulu (orta.lise)

Ortaokul İlkokul

3

9.4

Bır eğııım kur.mezun olıiıayan okur yazar

o o

o.o o.o

30

13,6

Okur-yazar olmayan Toplam

100.0

100.0 191

86.4

ıoo.o

100.0

100.0 221

100,0

1-9 büyüklük grubundaki işletmelerin %2,3' ü, 10+ büyüklük grubundaki işletmelerin ise %13,6' sı fason üretim yaptırmaktadır.1-9 büyüklük grubundaki girişimcilerinden Yüksek lisans ve doktora yapanlar, lise mezunu ve okur yazar olmayanlar fason üretirn yaptırmamaktadırlar. 1 O+ büyüklük grubunda ise Bir eğitım

kurumundan mezun olmayan okur yazar ile okur yazar olmayan kişiler fason üretim yaptırmamaktadırlar. Yapılan istatistiksel analizde eğitim ile fason üretim yaptırma arasında 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken 10+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.

127


TABLO 30: KURULUS YILINA GÖRE FASON ÜRETİM YAPTIRMASI Fason üretim yaptınyonnu EVET

1-9

lsyeriniıı yaşı

1

%

Sayı

%

Sayı

%

36

4.0

874

96,0

9 10

100,0

2

7

2,4

284

97,6

291

100,0

3

6

2.9

198

97,1

204

100.0

4

8

3, 1

247

96,9

255

100.0

5

o

o.o

201

100,0

201

100.0

1,7

1950

98,3

1983

100,0

90

2.3

3754

97,7

3844

100.0

5

13,2

33

86,8

38

100,0

2

3

12.0

22

88.0

25

100.0

3

2

14,3

12

85,7

14

100,0

4.8

20

95.2

21

100,0

6+

33

Toplam

Jo+

Toplam

HAYfR

Sayı

isyerinin yaşı

4

5

2

14,3

12

85,7

14

100.0

6+

17

15,6

92

84.4

109

100,0

30

IJ,6

191

86,4

22 1

100.0

Toplam

1-9 büyüklük grubundaki işye rlerinden 6 ve daha fazla yaşa sahip olanların sadece o/o 1, 7' si fason üretim yaptırırken 5 yaşında olanların hiç fason üretim yaptırmadığı tesbit edilmiştir. 1 O+ büyüklük grubunda, bu grubun yarıdan fazlasını oluşturan 6 ve daha yukarı yaştaki işyerlerinin %15,6' sının fason üretim yaptırd ı ğı görülmüştür. Bunun yanında 10+ büyüklük grubunun 1-9 büyüklük grubuna göre daha fazla oranda fason üretim yaptırdığı tesbit edilmiştir. Yapılan istatistiksel analizde işyerinin yaşı ile fason üretim yapt ı rma arasında 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken 10+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. TABLO 31: G iRİ ŞİMCİNİN YAŞINA GÖRE FASON ÜRETiM YAPTIRMASI Fason üretim

yaptırıyonnu

EVET Sayı

1-9

Girisiıncinin yaşı

17- 25

Girisiıncinin yaşı

%

Sayı

%

o

o.o

354

100.0

354

100,0

26-30

30

5,2

550

94.8

580

100.0

25

1,8

1374

98,2

1399

100,0

41 -50

4

,5

874

99.5

878

100,0

51+

31

4,9

602

95,1

633

100,0

90

2.3

3754

9'7.7

3844

100,0

17-25

2

40,0

3

60,0

5

100.0

26-30

o

o.o

9

100.0

9

100.0

31-40

10

14,5

59

85.5

69

100.0

41 -50

13

13.4

84

86,6

97

100,0

51 + Toplam

Toplam

Sayı

3 1-40

Toplam ı o+

HAYIR %

5

12.2

36

87.8

41

100,0

30

13.6

191

86,4

221

100,0

1-9 büyüklük grubundaki girişimcilerden 17-25 yaşları arasındakiler fason üretim yaptırmazken 2630 yaşları arasındakilerin fason üretim yaptırma oranı %5,2' dir.1O+ büyüklük grubundaki girişimcilerden ise 26-30 yaşları arasında olanlar fason üretim yaptırmazken 41-50 yaşları arasında olanların fason üretim yaptırma oranı %13,4' dür. Yapılan istatistiksel analizde girişimcinin yaşı ile fason üretim yaptırma arasında 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken 10+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunamam ıştır.

128


TABLO 32 : GİRİŞİMCİNİN EGİTİM DURUMUNA GÖRE İHRACAT ihracat yaptınızmı Boş

EVET

Sayı

1-9

o

Yüksek lisans ve Doktora YOksek öğretim

%

Sayı

%

8

100,0

8

100,0

o.o

o

o.o

1.4

6

4.1

139

94,6

147

100.0

3.6

3

,7

402

95,7

420

100,0

ı.o

o

o.o

96

99,0

97

100.0

22

3,9

6

1,1

536

95,0

564

100,0

.o

2461

97,3

2528

100.0

69

100,0

69

100,0 100,0

66

2.6

o o

o.o o.o

o o

0,0 0,0

11

100,0

11

106

2.8

16

,4

3722

96,8

3844

100.0

Yüksek lisans ve Doktora

2

13,3

6

40,0

7

46,7

15

100,0 100.0

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar Okur-yazar olmayan Toplam 10+

Toplam

Sayı

2

Meslek okulu (ona.lise)

ilkokul

HAYI R %

15

Lise

Ortaokul

Sayı

%

Yüksek öğretim

7

8,8

22

27.5

51

63,8

80

Lise

3

6.0

11

22.0

36

72.0

50

100.0

Meslek okulu (orıa,lise)

3

2 1,4

3

21,4

8

57, 1

14

100,0

Ortaokul

6

21 ,4

4

14,3

18

64.3

28

100.0

ilkokul

8

25,0

4

12,5

20

62,5

32

100,0

Bir eğitim kur.mezun olmayan okur yazar

o o

o.o 0,0

o o

o.o o.o

13,l

50

22.6

Okur-yazar olmayan Toplam

29

100,0

100,0

100,0

100,0 142

221

64.3

100.0

1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinin %0,4'0 , 1O+ büyüklük grubundaki işyerlerinin %22,6' Si ihracat yapmaktadırlar.10+ büyüklük grubundaki girişimcilerden yüksek okul mezunu olanların %27,5'i ihracat yapmaktadırlar. Yapılan istatistiksel analizde eğitim ile ihracat arasın da 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken 10+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bu lunamamıştır. TABLO 33 : KURULUS YILINA GÖRE iHRACAT İhracat yaptmızmı

EVET

Boş

J-9

lsyerinin yaşı

%

19

2,1

2

8

2,7

3

o o o

o.o o.o o.o

4 5

Toplam

Sayı

%

Sayı

%

o

o.o

891

97.9

910

100,0

ı

,3

282

%,9

291

100,0

7

3.4

197

96.6

204

100,0

o

o.o

255

100,0

255

100,0

200

99,5

201

100,0

,5

79

4,0

7

,4

1897

95,7

1983

106

2,8

16

,4

3722

96,8

3844

100.0

8

21,1

5

13,2

25

65,8

38

100.0

7

28,0

5

20.0

13

52,0

25

100,0

3

3

21,4

2

14.3

9

64,3

14

100,0

4

3

14,3

6

28,6

12

57,l

21

100,0

7, 1

4

28,6

9

64,3

14

100,0

7

6,4

28

25,7

74

67.9

109

100.0

29

13,1

50

22.6

142

64.3

221

100,0

6+ İsyerinin yaşı

2

5 6+

Toplam

HAYIR %

Sayı

100,0

Toplam 10+

Sayı

ihracat yapan ve yaşı 6 ve daha yukarı olan işyeri sayısı 1-9 büyüklük grubunda 7, 10+ büyüklük grubunda 28 adet olarak tesbit ed ilmiştir. Yaşı 6 ve daha yukarı olan işyerlerinin 1-9 büyüklük grubunda %0,4'ü , 10+ büyüklük grubunda %25,7' si ihracat yapmaktad ı rlar. 1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinin 1 ve 4 yaş ı nda olanları nın ihracat yapmadığı tesbit edilmiştir. Yapılan istatistiksel analizde işyerinin yaşı ile ihracat arasında 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken 1O+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bu l unamamıştır.

129


TABLO 34 : G İRİŞİMCİNİN YAŞ INA GÖRE iHRACAT İhracat yapııııızmı

EVET

Boş Sayı

1-9

Girisiınci ııin yaşı

17-25

o

o.o

26-30

14

2.4

Girisimciııiıı yaşı

Toplam

Sayı

o

HAY I_R

Toplam

Sayı

%

Sayı

o.o

354

100.0

354

100,0

,2

565

97,4

580

100.0

%

3 1-40

14

1,0

9

.6

1376

98.4

1399

100,0

4 1-50

28

3.2

6

,7

844

96, 1

878

100,0

5 1+

50

7,9

o

0,0

583

92, I

633

100.0

106

2.8

16

.4

3722

96,8

3844

100.0

20,0

4

80,0

5

100.0

22.2

4

44,4

9

100.0 100.0

Toplam 10+

%

17-25

o

o.o

26-30

3

33.3

3 1-40

9

13.0

15

21,7

45

65,2

69

41 -50

13

13.4

20

20.6

64

66,0

97

100,0

51+

4

9,8

12

29.3

25

61.0

41

100.0

29

13.l

50

22,6

142

64.'.l

221

100.0

2

1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinde 31-40 yaş arasında olan girişimcilerin ihracat yapma oran ı %0,6, 1O+ büyüklük grubunda bu oran %21 ,7' dir.1O+ büyüklük grubunda 51 ve daha yukarı yaştaki girişimcilerin ihracat yapma oran ı %29,3' dür. Yapılan istatistiksel analizde g irişimcinin yaşı ile ihracat arasında 1-9 büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bulunurken 10+ büyüklük grubunda anlamlı bir ilişki bu l unamamıştır.

GENEL BULGULAR

./

Küçük ölçekli (1-9 büyüklük grubu) işyerlerindeki girişimcilerin yaş ortalaması, büyük ölçekli (10+ büyüklük grubu) i şyerlerind ek i girişimcilerin yaş ortalamasından küçüktür. Küçük girişimcilerde ortalama yaş 39 iken büyük girişimcilerde ortalama yaş 44 'dür.

./

Küçük ölçekli işyerlerinde, işyerlerinin yaş ortalaması en küçük olan sektör KAGIT-KAGIT ÜRÜNLERİ VE BASIM SANAYİİ, en büyük olan sektör METAL ANA SANAYİİ' dir.

./

Büyük ölçekli işyerlerinde , işyerlerinin yaş ortalaması en küçük sektör METAL ANA SANAYİİ, en büyük sektör KAGIT-KAGIT ÜRÜNLERİ VE BASIM SANAYİİ ' dir.

./

Son yıllaFda kurulan küçük ölçekli işyeri sayısı büyük ölçekli işyeri sayısından daha büyüktür.

./

Her iki büyüklük grubunda kadın girişimci sayısı yok denecek kadar azdır.

./

Büyük ölçekli girişimcilerin in eğitim durumu, küçük ölçekli işyeri girişimcisine göre daha iyidir.

./

Küçük ölçekli işyerlerind eki girişimcilerin yarıdan fazlası İLKOKUL MEZUNU ' dur.

./

Büyük ölçekli işyerlerindeki girişimcilerin yarıya yakını YÜKSEK ÖGRENİM mezunudur.

./

Her iki büyüklük grubundaki girişimcilerin büyük çoğunluğu tahsilini gördüğü işi yapmıyorlar.

./

Girişimcilerin yarıdan fazlası işiyle ilgili bir kursa katılmamışlardır .

./

Sektörler itibariyle en fazla kursa katılım oranı küçük ölçekli işyerlerinde ORMAN ÜRÜNLERİ VE MOBİL YA SANAYİİ, büyük ölçekli işyerlerinde MAKİNA SANAYİİ' nde olmuştur.

./

Küçük ölçekli işyeri girişimcilerinin %73.8' i şu an faaliyet gösterdiği alanla ilgili bir işle çalışırken, büyük ölçekli işyerlerinde bu oran %61.1' dir.

130


./

Şu an faaliyet gösterilen işle ilgili bir işte çalışma, en fazla, küçük ölçekli işyerlerinde ORMAN ÜRÜNLERİ ve MOBİLYA SANAYİİ, büyük ölçekli işyerlerinde MAKİNA SANAYİİ sektöründe olmuştu r.

./

Her iki büyüklük grubunda büyük oranda, işyerinin kurucusu işyerinin şu anki sa hibidir.

./

Ankete cevap veren işyerlerinden bu işyerini kurmak yada devralmak için daha önceki işlerinden elde ettikleri birikimleri en fazla İmalat Sektöründen en az Turizm Sektöründen elde etmişlerdir.

./

İşyerlerinde karar mercii olarak işyeri sahipleri ön plana çıkmaktadırlar.

./ En fazla tahsili görülen işin yapıldığı sektörler her iki büyüklük gru·bunda da MAKİNA SANAYİİ sektörü olmuştur. ./

Küçük ölçekli grubundaki girişimcilerin %13.3' ü , büyük ölçekli grubundak·i girişimcilerin ise %39.8' i daha önce bir işyeri kurmuşlardır.

./

Girişimcilerin yatırım yapmayı planlanladıkları sektörlerin başında ORMAN ÜRÜNLERİ ve

MOBİLYA SANAYİİ ile GIDA İÇKİ ve TÜTÜN SANAYİİ gelmektedir.

./ Gelecek 5 yıl içerisinde yatırım yapmayı planlayan işyerlerinin büyük çoğunluğu bu yatırımlarını yine kendi illerinde yapmayı planlamaktadırlar. ./ ./

Küçük ölçekli işletmelerin %0.4' ünün , büyük ölçekli işletmelerin ise %22.6' sının ihracat yaptığı tesbit edilmiştir. İhracat yapan yaşı 6 ve daha büyük olan küçük ölçekli işletme sayıs 7, büyük ölçekli işletme 28 adet olarak tesbit edi lmiştir.

sayısı

Denizli, Gaziantep ve lçel Karşılaştırması o

Denizli, Antep ve İçel' de küçük ölçekli (1-9 büyüklük grubu) işyerlerindeki girişimcilerin 31-40 yaşları arasında daha fazla bulunduğu görülürken büyük ölçekli işyerlerinde İçel ve Antep' de

41-50 Denizli' de 31-40 yaşları

arasında

daha fazla

girşimci olduğu

tesbit

edilmiştir.

o · Denizli' de Tekstil Sanayii, Antep' de Gıda , Tekstil ve Orman Ürünleri Sanayii, İçel de Gıda, Tekstil, Orman Ürünleri ve Makina Sanayii illerin imalat sanayiler.inde önemli yerler teşkil ettikleri tesbit edilmiştir. o

Küçük ölçekli işyerlerinde üç ilde de eğitim durumu ilkokul mezunluğunda yoğunlaşmaktadır bunun yanıda İçel' de büyük ölçekli işyerlerinde Yükseköğretim mezunları diğerlerine göre önemli iken Denizli ve Antep'de yine İlkokul mezunları fazla görünmektedir.

o

Her üç ilde' de

o

İllerdeki küçük ve büyük girişimcilerden mevcut işyerlerini kurmak için daha önceki birikimlerini kullananların bu birikimi elde ettikleri alan yine imalat Sanayii olmuştur.

o

Girişimcilerin işyerlerini

kurarlarken kendi yörelerine veya ikamet ettikleri ile yatırım yapma arzusu ön plandadır.İçel ilinde büyük ölçekli işyerlerinde ise işgücü temini girişimcilerin o ilde yatırım yapma arzusunda etkin olmuştur.

o

lçel ilinde işiyle ilgili bir kursa katılım diğer illere oranla daha fazladır.

işyerinin kurucuları,

önemli bir oranla

131

işyerinin şu

anki.sahipleridir.


o

Daha önce başka bir işyeri kuran girişimcilerin bu faaliyetlerine devam etmeme sebebi olarak tüm illerde talep yetersizliği ön planda görülürken Denizli' de buna finansman darboğazıda eklenmiştir.

o

Küçük ölçekli işyerleri şu anki işiyle ilgili olarak yaptıklarını düşündükleri hataları söylerken ilk sırada hata yapmadıklarını söylemişlerdir.İkinci sırada Denizli ve Antep' de Teknolojiyi izleyememek gelirken İçel' de her işi üstlenmek, başkalarına sorumluluk vermemek ikinci sırayı almıştır.

o

Büyük ölçekli işyerlerinde ise şu anki işiyle ilgili olarak yaptıklarını düşündükleri hataları söylerken küçük ölçekli işyerlerine oranla daha az oranda işyeri hata yapmadığını söylemiştir.Bunu yanında Denizli ve Antep' de her işi üstlenmek,başkalarına sorumluluk vermemek ve Teknolojiyi izleyememek ikinci sırayı alırken İçel ' de bunlara ek olarak çalışanların eğitimine önem vermemek sorunu önemli gözükmektedir.

o

Mali sıkıntıya düşüldüğünde kaynak olarak üç ilde de borçlanma ilk sırayı almıştır.

o

Düşülen mali sıkıntıda, küçük ölçekli işyerleri aile, akraba ve arkadaşlara başvururken büyük ölçekli işyerleri bankaları tercih etmişlerdir.

o

Girişimcilerin işyerleri için gördüğü en büyük tehlike talebin azalmasıdır.

o

Her üç ilde de küçük ölçekli işyerlerinin önemli bir kısmı gelecek 5 yıl içinde yatırım yapmayı planlamazken büyük ölçekli işyerlerinin önemti bir kısmı yatırım yapmayı planlamaktadırlar.

o

Denizli ve Antep' deki girişi_mcilerin yarıdan fazlası organize sanayi bölgelerinin ihtiyaçlarını karşılamadığını düşünürken içel' deki girişimcilerin yarıdan faztası organize sanayi bölgelerinin ihtiyaçlarını karşıladığı düşüncesindeler.

o

Organize sanayi bölgeleri yetersiz diyenlerin ihtiyaç duydukları organize sanayi bölgeleri Denizli ve Antep' deki küçük ölçekli işyerleri için genel ve tekstil sektöründe olurken İçel' de genel ve orman ürünleri sektörleri olmuştur. Büyük ölçekli işyerleri ise tüm illerde hemen hemen tüm sektörlerde organize sanayi bölgeleri istemektedirler.

132


EK

133


Tablo 1. İkti sadi faaliyet kolu, çalışanlar ortalaması ve illere göre işyeri sayısı iktisadi faaliyet

Çalışanlar

kolu

0 11alaması

11

1-9

'•

JJ

<,ı

.169

7.40

1542

14.01

797

19.61

22

OJ5

42

0,6:\

44

ı.rıg

6

0.09

6

0.09

3

0.117

151-250

(\

u.ou

().02

.1

U.1)7

1-9

o

0.00

497

7.84

1:192

2.1.79

ı\47

211.84

50.79

1856

28.91)

6)5

15.62

.1.11

120

1.87

1.1

u..w

;\{l-150

41

0.65

38

O..'>'l

15

U.37

151-25()

16

0.25

15

O.B

1)

0.11(1

25l+

20

0.32

8

IJ. 12

3

(l.tJ7

349.1

55.11

2037

Jl.7 1

677

1(,.6:\

91-1

14.42

1 2 1 :ı

18.92

1078

2<ı.5:?

IU-49

0.09

6

().09

~(1

O,(ı,4

50-150

(1

0.00

0.1)1

2

o.o:ı

ıı](I

14.51

1222

11/.03

110(,

17.11

5-1

0.85

149

2.32

104

1.56

0.08

1-9

1-<J

o

ıı.m

0.()2

o

ıı.rnı

().()2

o

0,00

Toplam

61

0.96

157

2.44

lll

1-9

S7

1.37

122

3.46

-19

1.21

I0-49

14

0.22

12

0..14

ı .ı

0..14

50-150

2

0,03

2

11.0J

2

0.05

151-250

il

O.mı

2

11.03

il

O.(KI

o

o.ıo

fJ,02 2.76

ıı.ııo

2

().()3

Toplam

101

1.6)

250

.1.89

6\/

1.70

1-9

126

1.99

161

1.51

J l.1

7.70

16

0.2:ı

ll.118

lO

11.25

0.06

Ofü

251+

I0-49 5(~150

4

1:11-2~)

1)

0.00

25 1ı+

()

o.mı

146

Toplam 1-9 10-49 $0- 1511

:m 3

Tııplaın

1-9 10-49 50-150

2

0.02

1).(12

o

0.00

1)

ll.lH)

O. ili

2.J()

169

2.63

J28

8.ll7

0.05

2~

lU6

X

0.20

o.:ı2

9

0. 14

4

o.ıo

0.02

().1)2

O.M

o

0.()2

251+

o.ııo

o

ll.CMl

27

0.43

H

o.-ı

l.l

I.U2

1(146

1650

917

ı.ı.28

836

21157

32

0.50

25

0.39

45

1.11

0.05

6

0.15

6

0.119

151 -250

0.02

1)

o.oo

0,02

25 1+

o.oı

o

().CM>

0.02

17.IJ

945

14.7 1

889

21.87

().08

18

ll.18

24

0.59

0.08

18

0.28

24

U.5\1

3844

945(,

Toplam

1086

1-9 T<ıplam

3

0.17

O.oJ

0.00

251+

39

2

o

151-250

38

0.08

o.oı

5Cf- 15(1

17

0.()(1

197

111-49

36

o

3219

Toplam

35

0.(12

10-49

Toplam

J4

27

10-49

25t+

JJ

<;

50- 150

Toplam 12

il. 20

5 5923

93.45

6103

95.02

10-49

312

4.92

234

3.64

174

us

50-150

63

0,99

55

ll.86

30

o.7~

151-250

17

0.27

20

0.31

J

o.ıo

25 1+

23

O.:ıli

il

0. 17

1)

0.32

6338

IOO.<W>

6423

100.00

4065

HKl.00

l•9

Toplam

135


fRblo 2. Büyüklük grubu, işyeri yaşı ve illere göre işytri sa yısı lL

1-9 2 3 4

20

%

27

%

33

%

1490

25.49 6.64

1710

28.02 8.32 8.64

9 10 291

23.68 7,57 5.31

330 181

5.65 3,1

508 527 542 170

302 2911 5845

5.17

563

49.8

2083

100 17.11 12.77 7,47

388 243

5 6 7+ Toplanı

71

10+ 2

53 31

3 4

33 29

5 6 7+ Toplam

18

180 415

4.16

2.79 9,22

204 255 20 1 219

34.13 100

1764 3844

.ı5.89

6103 51

15.94

38

24

36 24

7.5 11.25 7.5

25 14

17.19 11.31

8.88

7,95 6,99 4,34 43.37

15

4,69

20 150

6.25 46.88

100

320

100

21 14 6

103 221

Tablo 3. İşyerlcrioio kuruluşundaki hukuki durumuna gö re işyeri sayısı iL

20

%

5592

88.23

89

1.40

45 2

0,71

Lııniıed Şirket

444

7,01

Anonim Şirket

164

Kooperatif

2

Diğer

Fcl'di

nıülkiycı

27 5724

%

33

%

89,12

3483

85,68

145 41

2.26 0,64

116

2.85

6

0,15

O.Si

o

5.17 2.27

392

2.59

33 332 146 2

O,Q3

3

o

0.03 0,00

0.00 9.64 1.57 0,07

o

0,00

1

0.02

6338

100,00

6423

100,00

4065

100.00

Adi ortaklı!.. Kollcktif Şirl..ı:ı Komaııdi ı Ş irkcı

Toplam

O,Q3

64

Tablo 4. İ kt isadi raaliytl kolu, büyüklük grubu , t illere göre işyeri sayısı

DENiZLi Büyüklü!. grubu 1-9

'*

10+

%

Toplam

'k-

:ıı

469

7.92

28

497

54.35 15,43 0,91 1,47

27.ı

6.75 66,02

1493

7.84 55. 11

1.45

920

1,69

61 103 146

32

3219

.n

914

34 35

54 87

36

126

37 38 39 TOPLAM

3 1046

2,13 0,05

6 7 16 20 24

17.66

40

5

0.08

o

5923

100,00

.ı 15

3.86

4,82 5.78 9.64 0.00 100.00

136

14.52 0.96 1,63 '.?.30 0.43

17 1086

17.13

5 6338

100,00

0.08

6.63 5.23 5.7 100

6.33 9.5 6.33 2,71 46,61 100


Tablo 5. iktisadi faaliyet kolu, büyüklük grubu ve illere göre işyeri sayısı

GAZiANTEP Büyüklük

gnıbu

1-9

%

10+

%

Toplam

<;f-

31

1542

50 181

15,63

1592

24.79

56,56

2037

31.71 19.03

32

1856

25.27 30,41

33

1215

19.91

7

2.19

1222

34

149

2.44

8

2,50

157

2,44

35

222

28

8.75

250

3.89

36

161

3.64 2,64

8

2,50

t69

2.63

37

23

0,38

10

3.13

33

38

917

15,03

28

8.75

945·

0.51 14.71

39

18

0.29

o

0,00

18

0.28

6103

100,00

320

100.00

6423

100,00

TOPLAM

Tablo 6. iktisadi faaliyet kolu, büyüklük gr ubu vr illere göre işyeri sayısı iÇEL Büyüklük grubu 1-9

%

10+

%

Toplam

'7o

31

797

22.62

847

20,84

635

20.73 16,52

50

32

42

19.00

677

16.65

33 34

1078

28,04

28

12,67

104

2.71

8

3.62

1106 112

27.21 2,76

35

49

20

9,05

69

1,70

36

313

1.27 8,14

15

6,79

328

8.07

37

8

0.21

5

2.26

13

0.32

38

836

21.75

53

23.98

889

21,87

24

0.62

o

0,00

24

0.59

3844

100.00

22 1

100.00

4065

100,00

%

33

39 TOPLAM

Tablo 7. BüyüklUk grubu ve illere göre girişimcinin

1-9

10+

yaşı

20

%

17-25

458

7,73

26-30

728

12.29

iL 27

%

529

8,67

354

9.21

703

11,52

15.09

37,21

580 . 1399

36,39

31-40

2108

35,59

41-50

1589

26,83

2271 1449

51+

1040

17,56

TOPLAM

5923

100

17-25

7

1.69

26-30

24

31-40

878

22.84

1151

23.74 18,86

633

16.47

6103

100

3844

100

5

2.26

5.78

6 18

1,90 5,70

9

4.07

144

14.70

84

26.58

69

31.22

41-50

140

33,73

117

43,89

100

24.10

91

37.03 28,80

97

51+ TOPLAM

41

18.55

4 15

100

316

100

221

100

%

33

%

Tablo 8. Büyüklük grubu ve illere göre girişimci n in cinsiyeti

1-9

10+

iL 27

20

%

156

2,56

133

3,46

97.44 100

3711 3844

96.54

KADIN

410

6,92

ERKEK

5513

93.08

TOPLAM

5923

100

5947 6103

KAOIN ERKEK

10 405

2.41 97,59

2 314

0.63 99,37

6

2.71

215

97.29

TOPLAM

415

100

3 16

100

221

100

137

100


Tablo 9. Bilyllklük grubu ve illere göre girişimcinin medeni durumu

1-9

10+

20

%

BEKAR EVLi

199 5724

3,36 96,64

TOPLAM

5923 13

100

BEKAR EVLi TOPLAM

402 415

Tablo 10. Bilyilklilk grubu ve illere göre girişi mcinin

iL 27 295 5808 6103 4

3,13 96,87

%

8,22 91,78 100

8 213 221

96.38 100

98.73 100

316

eğitim

33 316 3528 3844

100 1,27

312

100

%

4,83 95,17

3,62

durumu iL

1-9

YUKSEK LiSANS VE DOKTORA YUKSEK OGRENIM LiSE MESLEK OKULU ORTAOKUL iLKOKUL OKUR-YAZAR OKUR-YAZAR OLMAYAN TOPLAM

10+

YUKSEK LiSANS VE DOKTORA YUKSEK OGRENIM LiSE MESLEK OKULU ORTAOKUL iLKOKUL

20

%

27

%

33

%

38 128 311 223

0,64 2,16 5,25 3,76

12

0,20 2,00

8 147 420

0,21 3,82 10.93

505 4496

657 4381

2.52 14,67

101 121

8,53 75,91 1,71 2,04

97 564 2528 69 il

65,76 1,80 0,29

5923 7 120

100 1,69 28,92

6103

3844 15

73 25 42

o

17,59 6,02 10,12 35,18 0,48 0,00

100 6,79 36,20 22,62

4(5

100

146 2

OKUR-YAZAR OKUR-YAZAR OLMAYAN TOPLAM

122 491 109

106 225 6 80 77 6 39 104

8.05 1,79 10,77 71,78 l,74 3.69 100 1,90 25,32 24,37

3

1,90 12,34 32,9 1 0,95

80 50 14 28 32 1

316

0,32 100

221

6,33 12,67 14,48 0,45 0.45_ 100

Tablo 11. Bllyllklük grubu ve illere göre işye ri kurucusu

l-9

Şu

anki sahibi

Aile üyelerinden biri Devralındı Diğer

TOPLAM 10+

Şu

anki sahibi Aile üyelerinden biri Devralındı Diğer

TOPLAM

20

%

iL 27

4948

83,54

5127

887 80 8 5923

14,98 l,35 0,14

655 290

319 49 25

76,87 11,81

22 415

LOO

6,02 5,30 100

138

31 6103

%

84,01 10,73 4,75 0.51

74 29

100 66,46 23,42 9,18

3 316

0,95 100

210

33 3321 452 64 7 3844 145 45 16 15 221

%

86,39 11,76 1,66 o.ıs

100 65,61 20,36 7,24 6,79 100


Tablo 12. BUyUklUk grubu ve illere göre bu elde ettiği faaliyet

1-9

işyerini

kullananların

bu birikimi

20

%

lL 27

%

33

%

TARIM MADENCiLiK

748

20,75

373

10.50

443

18,92

52

1.44

35

0,99

8

0,34

TiCARET

266

7,38

378

10.64

369

15.76

iMALAT TURiZM

1791

49,68

1663

46,82

717

30,63

lO

0.28

0,03

9

0.38

41

1,14

84

2 .36

76

3.25

INSAAT ULASTfRMA HiZMET YURTDIS I DIGER TOPLAM TARCM MADENCiLiK

10+

kurmak için daha önceki bi rikimlerini

TiCARET iMALAT TURiZM lNSAAT ULASTCRMA HiZM ET YURTDISI DIGER TOPLAM

57

1,58

22

0,62

19

0.81

235

6.52

68

1,91

322

13.75

173

4.80

147

4,14

61

2,61 13.54

232

6,44

781

21.99

317

3605

100

3552

100

2341

100

9

2.54

15

6,20

15

7,94

2

0.56

o

0,00

5

2,65

121

34.08

79

32,64

56

29,63

171

48.17

110

45,45

61

32.28

3

0.85

1

0,4 1

1.

0.53

9

2,54

7

2,89

7

3.70

0.28

1

0.41

8

4.23

21

5.92

10

4 ,13

12

6.35

il

3, 10

3

1,24

12

6,35

7

1,97

16

6,6 1

12

6,35

355

100

242

100

189

100

Tablo 13. Büyüklük grubu ve illere göre işyerini bu ilde

kurmalarına

etki eden faktörler iL

1-9

Hammaddc tamini Pazara yakınlık lşgücli temini Ulaştırma giderleri Altyapı yatırımlarının yetersizliği Teşvik imkan l arı

%

27

%

33

%

2246

12.25

1882

12,84

877

7,86

2343

12,78

2211

15,09

1125

10.09

1707

9,3 1

1534

10,47

2355

21. 12

946

5,16

228

1,56

1409

l2.64

543

2,96

222

1,51

88

0.79

507

95

0 .65

398

3.57

433

2,95

125

1,12

~

'·

Ana sanayın i varlığı Yan sanayin in varlığı

1897

.2.76 10,34

1363

7.43

712

4 ,86

95

0,85

Kendi yören ize yatırım yapma arzusu

6638

36, l9

5643

38,50

4345

38,97

150

0,82

1696

11.57

334

3,00 100 13,85

Diğer

LO+

20

TOPLAM Hammadde tamini

18340

100

14656

100

11151

308

11,76

252

15,65

133

Pazara yakınlık lşgoco temini U laştırma giderleri

267

10,19

2IO

13,04

168

17,50

304

l 1,60

283

17,58

203

2 1,15

117

4,47

72

4.47

98

10.21

Altyapı yatırımlarının yetersizliği

190

7 .25

106

6,58

39

4,06

Teşvik imkanları

176

6,72

66

4,10

42

4,38

14.39

133

8,26

30

3.13

7,89

35

3,65

166

17,29

Ana sanayini varlığı Yan sanayinin varlığı Kendi yörenize yatırım yapma ar.ı:usu Diger TOPLAM

377 295

11 ,26

127

573

21,87

332

20,62

13

0.50

29

1,80

46

4,79

2620

100

1610

100

960

100

139


Tablo 14. Büyüklük grubu

v, illere göre girişimcilerin bu alana yatırım yapma düşüncesini oluşıuran etkenler iL 20

1-9

%

33

%

28,73 5.15

Daha Onee, şu anda Oretılen ürOnOn ıicareıinin yapılması

473

5.48

1693

2 1,91

1457

Daha Once,ıemel hamm. birini üreıirken yeni ürüne geçiş

134

l,55

203

2,63

261

Daha Once, yurtdışında böyle bir işyennde çahşılmış

102

1,18

131

1.70

72

1.42

Bu alanın karlı bulunması

1512

17,53

1056

13.67

521

10,27

Bu alanda başanlı olan başka girişimcilerin örnek alınması

1738

20.15

1079

13.97

738

14.55

3002

34,81

1452

18,79

1050

20.7 1

109

1.26

61

0.79

152

3.00

Çevre ve arkadaşlann etkisi Sağlanan ıeşvikler

4

0,05

ı

0, 16

3,73

292

O.Ol 3,78

8

322

356

7,02

DiJ1er

1229

14,25

1758

22,75

456

TOPLAM Daha Oncc. şu anda Oretilcn ürünün ticareıinin yapılması

8625

100

7726

100

5071

8,99 100

119

16,48

127

28.54

93

41

5,68

20

1.11

60 7

13,48

8

1,57

18

5,63

Bu alanın karlı bulunması Bu alanda başarılı olan başka giri.şimcilerin örnek alınması

172

23.82

72

16.18

61

19.06

149

12.50

8,31

27

8.44

37

5, 12

60 37 16

40

129

20.64 17,87

13,48

Çevre ve arkadaşlann etkisi

3,60

8

2,50

o

0,00

Medyadan eıkilenilmesi Tesadüfen

10+

27

%

Daha Once,ıemel

hamın.

birini Oreıirkcn yeni ürüne geçiş

Daha önce. yurtdışında böyle bir işyerinde çalışılmış

Sağlanan ıeşvikler

29.06 6,25

o

0,00

2

0,45

TesadOfcn

20

2,77

10

2,25

il

3,44

Diğer

47

6,51

54

12.13

42

13.13

722

100

445

100

320

100

Medyadan eıkilenilmesi

TOPLAM

Tablo IS. Büyüklük grubu ve illere göre faaliyetlerle ilgili önemli

kararları

verenler

iL 1-9

İşyeri

sahibi (kurucu)

Yöneıim

kurulu

Aile ve akr. birlikte işyeri sahibi Profesyonel Diğer

TOPLAM lşyeri

sahibi (kurucu)

Yöneıim

kurulu

Aile ve akr. birlikle

işyeri

%

27

%

33

%

5417

91,46

5434

89.04

3516

91,47

97

1.64

98

51

1.33

244

4.12 0,00

373

l.61 6,11

102

2,65

il

0,18

o

0,00

161

2,72

134

2,20

148

3.85

4

0.07

53

0,87

27

0.70

5923

100

6103

100

3844

100

201

48.43

156

49,37

87

82

19.76

112

35.44

76

?9,37 34.39

8

1.93 1,45

il

3.48

5

2,26

6

1

0,32

2

0,90

118

28.43

36

11,39

50

22,62

0.00 100

o

0,00

316

100

o

yöneıici

Ortaklar birlikle

10+

20

sahibi

Profesyonel yöneıici Ortaklar birlikte

o

Diğer

TOPLAM

415

0,45 221

100

Tablo 16. Büyüklük grubu ve illere gOre tahsilini gOrdüğü işi yapanlar

1-9

10+

EVET

iL 27

20

%

%

33

%

175

661

10,83

103

2.68

5442

89, 17

3741

97,32

6103

100

3844

100

9,49

52

HAYlR

5748

2.95 97,05

TOPLAM

5923

100

EVET

40

HAYlR

375

9.64 90,36

30 286

90,51

169

23,53 76,47

TOPLAM

415

100

3 16

100

221

100

140


Tablo 17. Büyükliik grubu ve illere göre işleriyle ilgili bir kursa kahlanla r lL

1-9

10+

EVET

20

%

27

%

33

%

975

831

13,62

1233

32,08 67,92

HAYIR

4948

16.46 83,54

5272

86,38

2611

TOPLAM

5923

100

6103

100

3844

100

EVET

56

13,49

67

2 1.20 ·

54

24,43

HAYCR

359

86.51

249

78,80

167

75,57

TOPLAM

415

100

316

100

22 1

100

Tablo 18. Büyüklük grubu ve illere göre daha önce şu an faaliyet gösterdiği alanla ilgili bir işte çalışanla r iL l-9

. 10+

20

%

27

%

33

%

EVET

4235

71,50

4172

68.36

2837

73,80

HAY[R

1688

28.50

1931

31.64

1007

26.20

TOPLAM

5923

100

6103

100

3844

100

245

59,04

59.18

135

61,09

HAY IR

170

86

38,91

415

40.96 100

40,82

TOPLAM

100

221

100

EVET

187 129, 316

Tablo 19. Büyüklük grubu ve illere göre daha önce şu an faaliyet gösterdiği alanla ilgili bi r akrabalarına ait olma

işte çalı şa nların çalıştığı

yer

iL 1-9

10+

20

%

27

o/o

33

%

EVET

1907

45,03

l 181

28,31

542

19. 10

HAYlR

2328

54.97

2991

71,69

2295

80.90

TOPLAM

4235

ıoo

4172

. 100

2837

100

121

105

52

82

56. 15 43,85

83

38.52 61,48

187

ıoo

135

100

EVET HAYlR

124

49.39 50,61

TOPLAM

245

100

Tablo 20. Büyüklük grubu ve illere göre daha önce başka bir işyeri kuranlar lL 1-9

20

%

27

%

33

%

EVET

808

13,64

763

12,50

51 l

13,29

HAYIR

5 11 5

86,36

5340

87,50

3333

86.71

6103

100

3844

100

TOPLAM 10+

5923

EVET

205

!00 49,40

153

48,42

88

39,82

HAYCR TOPLAM

210

50,60

163

51,58

133

60,18

100

316

100

22 1

100

415

1

Tablo 21. Büyüklük grubu ve illere göre daha önce başka bir işyeri

kuranların işyerlerinin

faaliyetine devam durumu

lL

l-9

10+

20

%

27

EVET

632

78,22

636

83.36

457

89,43

HAYCR TOPLAM

176

21,78

10,57

100

l6.64 100

54

808

127 763

51 1

100

EVET

119

58,05

HAYrR

86

41,95

99 54

64.7 1 35,29

56 32

63.64 36,36

205

100

153

ıoo

88

ı oo

TOPLAM

141

%

33

%


Tablo 22. Bülüklük grubu ve illere göre daha önce başka bir işyeri kuran ların işlerlcrinin faaliletinc devam etmeme nedenleri iL

1-9

%

27

%

Finansman darboğaıı

2 14

25.48

175

22,24

139

19.31

Talep yetersizliği

214

25.48

98

12.45

206

28,61

Teknolojik yetersizlik Kuruluş yeri Dış

10+

%

33

20

seçiminde hata

rekabet

35

4,17

32

4,07

36

5,00

116

13,8 1

52

6,61

93

12,92

o

0,00

15

1,91

16

2.03

15

2.08

Hnmmadde temininde güçlük

12

1.43

0,1-1

Ekonomi politikalarında istikrarsızlık

89

10,, 60

43

5.46

87

12.08

Ortaklar arasında anlaşmazlık

40

-1.76

48

6,10

45

6,25

Yönetim

15

1,79

35

4,45

18

2,..'iO

Diğer

105

12.50

273

34,69

80

11.1 1

TOPI. AM

840

100

787

100

720

100

hatası

ve aşırı büyüme

Finansman darboğazı

26

16,15

7

5.30

il

14,86

Talep yetersızliği

22

13,66

23

17,42

17

22,97

Teknoloj ik yetersizlik

17

10.56

8

6,06

2

2,70

4

2.48

5

3.79

8

10,81

2

1.24

0.76

2

2,70

Kuruluş Dış

yeri seçiminde Jıaıa

rekabet

Hammadde temininde güçlük Ekonomi

politikalarında istikrarsızlık

Ortaklar arasında anlaşmazlık Yönetim hamsı ve aş ırı büyüme Diğer

TOPLAM

2

l.24

5

3.79

3

4,05

ll

6.83

16

12,12

7

9.46

24

14,91

13

9,85

5

6.76

7

4.35

7

5,30

2

2.70

46

28,57

47

35,61

17

22,97

161

100

132

100

74

100

Tablo 23. BilyUklOk grubu ve illere göre girişimcilerin şu anki işiyle ilgi li ya ptığını

düşündilğil

hatalar

iL

1-9

Her işi

Osılennıek, başkalarına sorumluluk vcrıııemek

Ortaklık

%

27

%

33

%

1,63

371

5,07

696

15.44 4,26

86

1,24

322

4.40

192

166

2,40

278

3,80

68

1.51

Halka açılmak

o

0,00

25

0,34

44

0,98

Halka açılmamak

o

0,00

81

1,11

53

1.18

89

1,29

198

2.70

183

4,06

kurmak

Ortaklık kıırnıamak

Çalışaalann eğitimine

önem vermemek

Ürün çeşidinde değişikliğe gitmek

92

1,33

160

2,19

86

1,91

Ürün çeşidinde değişikliğe gitmemek

604

8,72

?20

7, 10

211

4,68

Yanlış

294

4.25

306

4,18

262

5.81

225

3,25

365

4.99

192

4.26

1250

18.05

865

11,82

290

6,43 2.09

borçlanma poliıikası

İşyeriııi yanhş şehirde/ bölgede kurmak

Teknolojiyi izleyememek Çok fazla alana yayılmak

62

0,90

80

1.09

94

107

1.55

338

4,62

100

2,22

3837

55,41

341 l

46,60

2037

45.19

6925

100

7320

100

4508

100

61

10,99

59

12.66

37

11,56

29

5,23

ll

2,36

14

4.38

5

0,90

14

3.00

2

0,63

Halka açılmak

2

0.36

2

0,43

o

0.00

Halka açılmamak

7

1.26

8

1.72

8

2,50

42

7,57

34

7.30

36

11,25

Diğer

Hata yapmadım TOPLAM 10+

20 113

Her işi

üsılennıek. başkalarına

Ortaklık

kurmak

Ortaklık

kurmamak

Çalışanların eğitimine

sorumluluk vermenıek

önem vermemek

Ürün çeşidinde değişikliğe gitmek

9

1,62

9

1,93

10

3,13

Ürün çeşidinde değişikliğe gitmemek

53

9.55

47

10.09

27

8,44

Yanlış borçlannıa politikası

23

4,14

17

3.65

22

6,88

lşyerini yanlış şehirde / bölgede lrnmıak

20

3,60

19

4,08

21

6,56

Teknolojiyi izleyememek

85

15,32

65

13,95

25

7,81

Çok fazla alana yayılmak

20

3,60

13

2,79

9

2.81

Diğer

16

2,88

12

2,58

8

2,50

Hara yapmadım

183

32,97

156

33.48

101

31.56

TOPLAM

555

100

466

100

320

100

142


Tablo 24. BllyOkll~k grubu ve illere göre girişimcilerin faaliyetlerinde bürokrasi ile

10+

iL 27

%

33

%

1367

22,40

1516

39,44

84,67

4736

77,60

2328

60,56

100

6103

100

3844

100

20

%

908

15,33

HAYlR

5015

TOPLAM

5923

EVET

1-9

karşılaşması

EVET

212

5 1.08

192

60.76

123

55,66

HAYIR

203 415

48,92

124

39,24

44.34

lOO

316

100

98 221

TOPLAM

100

Tablo 25. BUyüklOk grubu ve illere göre girişimcilerin mali sıkıntıya düştüğünde aldığı önlemler

1-9

Borçlanıyoruz

foiyat yükseltiyoruz işçi çıkartıyoruz

%

5560

88,30

iL 27

o/o

33

%

5161

78,33

3410

77,lO

241

3,83

237

3,60

180

4,07 .

62

0,98

244

3,70

258

5,83

62

0,98

102

Teknolojiyi geliştirerek kaliteyi yükseltiyoruz

3, 13

59 248

0,90

197

. 3,76

302

2.31 6,83

Diğer

175

2,78

640

9,71

171

3,87

6297

100

6589

100

4423

100

323

64,86

203

51,26

167

54,58 5.56 11,ll

Daha karlı bir alana yönel iyoruz

TOPLAM 10+

20

Borçlan ıyoruz

Fiyat yükseltiyoruz

18

3.61

il

2.78

17

işçi çıkartıyoruz

17

3.41

36

9,09

34

Daha karlı bir alana yöneliyoruz

23

4,62

19

4,80

13

4,25 16,99

Teknolojiyi geliştirerek kaliteyi yllkseltiyoruz

77

15,46

73

Diğer

40

8,03

54

18.43 13,64

52 23

7,52

498

100

396

100

306

100

TOPLAM

Tablo 26. BUyUklllk grubu ve illere göre girişimcilerin mali sıkıntıya düştüğ ünde başvurabileceği ek finansman ve dayanışma kaynakları

iL o/o

20 1-9

o/o

33

%

2562

51.55

Aile, akraba ve arkadaşlar

3770

48,75

4 128

59,34

Ticari ilişkide bulunulan şahıs yada firmalar

26,85

1479

21,26

645

Yöredeki şah ıs yada fımıalar

2076 428

5,53

327

4,70

279

12.98 5,61

Bankalar

1042

13,47

29 1

4. 18

1023

20,58

181

253

3,64

146

2,94

236

2,34 . 3,05

478

6,87

315

6,34

7733

100

6956

100

4970

100

Aile, akraba ve arkadaşlar

118

21,30

124

30, 10

65

22.03

Ticari ilişkide bulunulan şahıs yada firmalar

147

26,53

20,87

38

12,88

20

3.61 41.34 2,7 1

86 12

2,91

7

2.37

138 19

33,50 4,61

158 16

53.56 5,42

4,5 1

33

8,01

il

3,73

100

412

100

295

100

Diğer

Ek finansman yada dayanışma kaynaklarını yok TOPLAM 10+

27

Yöredeki şahıs yada fınnalar Bankalar Diğer

Ek finansman yada dayanışma kaynaklarım yok TOPLAM

229 15 25 554

143


Tablo 27. Büyüklük grubu ve illere göre girişimcilerin işyerleri için gördüğü en büyük tehlike

lL

1-9

Yoğun

rekabet Talebin azalması

istikrarsızlıklar

Diğer

TOPLAM 10+

Yoğun

rekabet

Talebin azalması Finansman maliyetlerinin artması Mevcut teşvik lerin kaldırılması Siyasal

%

27

%

33

%

2147

22,23 43,00

2270 3649 1542

25,19

1842

22.39

40,50

3040 1420

36.95 17,26

615 1184

7,48

4152 1.724

Finansman maliyetlerinin artması Mevcut teşviklerin kaldırılması Siyasal

20

istikrarsızlıklar

Diğer

TOPLAM

73

17,85 0,76

1338 222

13,86 2,30

9656

100

188 239 187 61

20,57

228 il 914

24,95 1,20

17.11 0,81

73 995 48 1 9010

11,04 5.34 100 22,72

147 179

26,15 20,46 6,67

100

126 8227 76 142

27,67

102 39 162

15,77 6,03 25,04

18 647

2,78 100

87 22 L05 13 445

14.39 1,53 100 17,08 31 .91 19,55 4,94 23,60 2,92 100

Tablo 28. Büyliklük gru bu ve illere göre girişimcilerin gelecekte işyerleri için değiştirmeyi dlişündüğü hukuki ya pı

1-9

DUSUNMUYORUM FERDi MULKIYET ADI ORTAKLIK KOLLEKTIF SIRKET KOMANDiT SLRKET LiMiTED SIRKET HALKA KAPALI ANONiM SlRKET HALKA ACIK ANONiM SlRKET TOPLAM

10+

20

%

iL 27

5082 37

85,80 0,62 0,96

4900 12 51

1,18

57

3207

83,43 0,23

9 il 31 6 446

0.81 0,16 l l,60

60

0,98

64

1,66

0.69 100

130 6103

2,13

70 3844

l,82

74,46 0,96

240

75.95 0,00 0,00

160 l

72,40 0,45

o o o

0.00 0,00 0,00 8.14 6.33 12,67

0.10 8,91 l,72

41

o

o

ıoo

0,24 0,00

5

38 22

0,00 9, 16 5,30

19 27

8,54

18 14

41 415

9,88 100

24 316

7,59 100

28 221

o o

KOLLEKTIF SlRKET KOMANDiT SIRKET LiMiTED SlRKET HALKA KAPALl ANONiM SlR KET HALKA AC IK ANONiM SIRKET TOPLAM

%

80.29 0,20

104 12 834

5923 309 4 l

33

0,84 1,70 0,20 13,67

70 6 528 102

DUSUNMUYORUM FERDi MULKIYET ADI ORTAKLlK

%

l,58 0,32 6,01

0,29

100

100

Tablo 29. BüyüklUk grubu ve illere göre girişimcilerin gelecek S yıl içinde yatırım planlaması iL 1-9

10+

HAYIR

20 1220 4703

TOPLAM

5923

EVET

EVET

325

HAYIR TOPLAM

415

90

%

27

%

33

%

20,60 79,40 100

1672 4431 6 103

27,40 72,60

97 1 2873 3844

25.26 74,74

78,31 21 ,69 100

225 91 316

144

100 71,20 28,80 100

126 95 221

100 57.01 42,99 100


Tablo 30. Büyüklük gru bu ve illere göre girişimcilerin gelecek S yıl içinde yatırım İller

tçel

Gaziantep

Denizli

Büyüklük grubu

Büyüklük grubu

%

1-9

%

10+

%

· 1-9

ı

0,06

1

0.42

.

2

81.12 1,40

46

2,63

4

1.67

1

0,08

l

0,30

1

0,70

.

.

.

1

0.08

ı

.

18

1.03

4

0.30 1,20

.

.

316

94.6 1

2

0,60 0,60

Ankara

2.01

4

0,38

Denizli

.

.

.

Adana

13

1,25

5

3,50

Bursa

15

1,44

1

0,70

1

0,06

Burdur

.

.

Eskişehir

.

.

.

. .

. . . .

. . . .

.

ı.

0,06

12

0,68

.

Isparta

27

Antalya

2,59

1

0.70 0,70

2

l,40

3 .

2,10

ı

Muğla

.

Edirne

.

Kayseri Ş.Urfa

7 1

G.Anıep

0,67 0,IO

1609

7

0,67

Batman Kocaeli

6 1

0,58 0,10

.

O.Bakır

14

1.34

.

Uşak

.

Van

.

Kırklareli

bö lge iııteri

Bölge

ôışındaki

Toplam

iller

.

0,83

1

0,42

98.53

. 2

.

.

.

.

l

0.42 0.42

.

1

0,42

1

.

.

91 ,84

222

10 10

.

1

. . .

.

. .

1

0.30 0,30

1

0,30

1

0,30

. . .

92,50

.

1 1

0,42 0,42

.

3

l ,25

15

1,22

4

1.20

240

100

1226

100

334

100

-.

.

0,86

5

44

2,51

.

.

1752

100

6 143

100

0,42

ı

.

100

0,08

.

.

2,01

ı

0.57

. 21

.

0,42

0,57

.

1043

1· .

.

3,50 4,20

9

1208

2

.

.

Elazığ

.

.

Trabzon

Aynı

%

10+ 116

16

,.

10+

%

21

Konya

%

1-9 881

lstanbul İzmir

iller

Büyüklük grubu 84.47 1,53

lçel

planladığı

145

. .

.


Tablo 31. Büyüklük grubu ve illere göre girişimcilerin gelecek 5 yıl içinde yatınm İktisadi

Büyüklük Faal. Grubu

1-9

ıı

20 Yatının yapılması planlanan sektörler 31 32 33 34 35 36 37

Kolu

o o o o o o o o o o

3 1 106 32 586 33 6 34 5 35 36 37 38 6 23 39 1 31 17 2 32 1 211 33 34 1 35 4 36 1 3 37 3 38 7

o

10+

o o o o o o

o o o o 1 o 122 o 15 o 18 o o 2 41 o o o o o o 17

2

8

o o o o o o o o o 2 o o o 5 o o o 5 o o o o o 1 o o 1

o o o o o

o o o o o 4 o o o o 94 o o o o o o o o o o o o 7 o o 9 o 8

iktisadi il Büyüklük Faal. 27 Grubu Kolu Yatının yapılması planlanan sektörler 31 32 33 34 35 36 37 1-9

o o o o o

5 3 1

o o o o o 69 o o o o o o o o o o o o o o 3 o ı o o o o

1

8

2

31 338 5 1 32 12 3 542 33 30 176 34 3 35 25 36 37 38 6 4 39 ı 31 30 5 32 4 121 33 ı 3

o o o o o o o o o o

10+

34 35 36 37 38

ı

1

o o o o 1 o 108 o 13 1

2

o o o ı

4

o o 13

o o o

31 242 32 1 33 34 35 1 36 37 38 1 39 31 21 32 1 33 34 35 36 37 38 4

1

10.-

4

o o o 16

o o o o o o o o o o 2

ı

o

1 2 16 7 7

O 107 6 595 O 159 30 1 52 2 il 1 4 270 1

o

o o

5

50

66

o o o o o o o

o o

o o

4

8 1

3 7

o

1

o o

o 5 8

5 6 1 6

faaliyet türü

il 20 Yatının yapılması planlanan sektörler ( % ) Top 31 32 33 34 35

39 Diğer

ı

13

19 224 3 6 19 25 18 42

99,07 0,00 0.00 98,49 0,00 3,77 0,00 16,67 0,00 (),00 0,00 0,00 0.00 2.22 8,52 0,00 100,00 89,47 10,53 0,45 94,20 0,00 16,67 0.00 21,05 4,00 12,00 16,67 0,00 16,67

o.oo

o.oo

o.oo

o.oo

36

37 0,00 0,00 0.00 0.00

0,00 0,00 76,73 0,00 0,00 0,00 0,00 6.30 0,00

0,00 0,17 0,00 60,00 3,85 0,00 0,00 0.74 0,00

0,00 0,00 9,43 0,00 78,85 0,00 0.00 2.96 0,00

0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 36,36 0.00 0,00 0,00

0,00 0,00 66,67 0,00

0,00 0,00 0,00 83,33 0,00 0.00 0,00 0,00

0.00 0,00 0 .00 0.00 26,32 0,00 5,56 2,38

0,00 0.00 0,00 0,00

0.00 0,00 0,00 0.00

38

39 Diğer Top.

0,00 0.93 0.00 0,34 0.00 10,06 0.00 23,33 1.92 13,46 0,00 45,45 0.00 100,00 18.52 24.44 0.00

0,00 1,01 0,00 0,00 1,92 18,18 0,00 1,48 0,00 0,00 3,57 33.33 0,00 26,32 32.00

0,00

0.00 0,00 0,00 50,00 19,05

0.00 0.00 0.00 0,00 0,00 0.00 16.67 16,67

36

37

38

0.00 0,00

0,00 0,00 0,00 0,00 0.00 0,00 0.00 12.23 0,00

0,00 3,40 13,75 0.00 6.99 0,00 36.36 76.60 0,00

o.oo

2.63 0,77

o.oo 28,00

o.oo

o.oo 0.00 0.00 34.8 1 0.00 0,00

o.oo o.oo

o.oo

0,00 1,79 0,00 0,00 26,32 24,00 5,56 14,29

5.56 30,95

100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100

il

38

20 37

o o o o 10 47 o o o o 4 o 23 144 o o o o o ı o o 1 o o o o ı 3 o 2 1 3 o o o 2 3 o ı 9

27 Yatırım yapılması planlanan sektörler ( % ) Top 31 32 33 34 35

39 Diğer

o il 1 3

o o 7 6

5

o o o o o o o o

6 408 O 589 25 269 76 143 12 6 1 il 5 188 1 7 1 38 130 4 8 22 2 8 6 2 24

o o o

o o o o

o

82.84 0,51 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 78,95 3,08 0,00 0,00 0,00 0,00 0.00 4, 17

12,50 92,02 11,15 3.95 17,48 0,00 0,00 3,19 0.00 13,16 93,08 25,00 12,50 22,73 37,50 16,67 33,33

0,00 2,04 65,43 0,00 0,00 0,00 0,00 2,13 14,29 0,00 0,00 75,00 0.00 0.00 0,00 0,00 8,33

0.00 0,00 0,00 90.79 0,00 0,00 0,00 0,00

o.oo 0.00

3.19 0,17 0.00 1,32 75,52 3,28 0,00 0,00 0.00 2,63

o.oo 0,00 0,00 77.05 0,00 0,00 0,00

39 Diğer

o.oo 1,87 0,37 3,95 0,00 0.00 63,64 3,19 7 1.43

1,47 0,00 9,29 0,00 0,00 19,67 0,00

2,66 14.29

0,00 0.00 0 .00 0,00 0,00 37,50 0.00 0,00

0,00 0,00 12.50 9.09 0,00 33,33 4,17

37,50 4..55 0,00 50,00 37,50

36

37

38

0,00

0,00 0,00

0,00 0,00

2,73 1,56

0,00

0,00 0.00 0.00 0,00

0.00

10.78 0.00

55,56

5,56

0.00

5,56

0,00 0,00

0,00

8,43 16.67 76.61 0,00

0,00

7.23 83,33 4.44 0.00 0,00

0.00 0,00 0,00

0,81

63,86 0.00 13,71 0,00

0.00 0.00 0,00 4,82

0,00

0,00

4.00

0,00 0,00 0,00 0.00 50.00

0,00 0.00 0,00

50,00

0.00

80,95

o.oo 0,00 37,50 4.55 0,00 0,00 4,17

3.08 0,00 0.00 59,()<) 0,00 0,00 0,00

o.oo

0.00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

2,63 0,00 0,00 0.00 0,00 25,00 0,00 8,33

Top. 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100

il

38

33 Yaıınm yapılması planlanan sekıörler ( % ) Top 31 32 33 34 35

39 Diğer

o o o o o o o o o o o o o o o o 33 o 53 o o o o o 5 o 10 1 o 1 o 7 o o 53 6 7 4 o o o o 5 1 o 1 1 2 34 11 190 o o o o o o o 8 o o o o o o o o o o o o o o 18 o o 1 o o o o 3 o o o o o 1 o il o o 1 o 1 o o 6 o o o o o o o 1 1 o o o o o o 34 o

6 60 2 273 1

o o o o o o 6 o o

o o o o

o o

lk'tisadi il Büyüklük Faal. 33 Grubu Kolu Yatının yapılması planlanan sektörler 31 32 33 34 35 36 37 1-9

38

planladığı

7 256 1 64 306 54 18 83

94,53 1,56 0,00 0.00 0,00

0,00 0.00 7.23

6

0,00

o.oo

4 248 8 4 25 5 22 6 25 3 2 15 1 8 2 2 42

0,40

1,61

0,00 84,00

0.00 0,00

4.55 0,00

72,73

0,00 0,00 0,00 0.00 9.52

0,00 4,76

o o o o o o

o

o

146

5,56

0,39 93,75

0,00

2,34 3,13 89,22 1,85 27,78 8.43

.0.00

o.oo

0,40 0.00 0,00

0.00 72,00

0,00 0,00

0.00

o.oo

0,00 0,00

6,67 12.50 0.00 0,00

100,0 0,00 0,00 0,00 0.00

o.oo

0,40 0,00

0,00 0,00 0,00 98.15 0,00

0.00 0,00 0.00

0,00 0.00

0,00 0,00 0,00 0,00 73,33

0,00 0,00 0.00

0,00 0,00 75.00

0,00 0,00

0.00

0,00

o.oo

6,67 0,00

39 Diğer

0.00 0,00 100,0 0,00

0,00 0,00 0,00 0,00 0.00

0.00 0.00

o.oo

0.00 1,61 0.00

16.00 22,73 24,00

Top.

100 100 100

100 100 100 100 100 100

100 100 100

o.oo

100 13,33 100 12,50 . 100

0,00 4,76

100 100


Tablo 32. Büyüklük grubu ve illere göre girişimcilerin gelecek 5 yıl içinde yatırımı farklı ilde planlama nedenleri LL 1-9

Hamınadde

20

%

27

%

33

%

1

2.78

27

IO,D7

31

8,07

6

16.67

28

10.45

29

7,55

2

5,56

12

4,48

17

4,43

temini

O yöreye verilen

teşvik imkanları

Altyapı imkanları

Pazarlama imkanları

6

16,67

100

37.31 .,

83

2 1,61

o

0,00

8

2.99

22

5,73

Ucuz işçilik

5

13,89

7

2,61

il

2,86

Kalifiye eleman temininde kolayl ık

6

16,67

8

2.99

34

8.85

2,78

37

13,8 1

87

22,66

Ulaştırma giderlerinde

azalma

Yerel talep

10+

Yat. ve finans. Danışmanlık hiz.yetersizliği

o

0,00

o

0,00

14

3,65

Yan sanayinin varlığı

o

0,00

1

0,37

30

7,81

Finansman imkanları

3

8.33

30

11, 19

15

3,91

Metropol inık. yararlanılarak cklnyaya açılma TOPLAM

6

16.67

10

3,73

il

2,86

36

100

268

100

384

100

Hamınadde

il

19,30

5

9,43

4

6,06

temini

O yöreye verilen teşvik imkanları

o

0,00

6

11 ,32

6

9,09

Altyapı imkanları

5

8,77

6

11,32

7

10.61

Pa7..arlama imkanları

7

12,28

7

13,2[

14

21,2[

U laştım1a giderlerinde azalma

8

14,04

3

5,66

2

3.03

Ucuz işçilik

5

8,77

6

11 ,32

1

1.52

Kalifiye eleman temininde kolaylık

7

12,28

2

3,77

6

9,09

Yerel talep

4

7,02

4

7,55

il

16.67

Yat. ve finans. Danışmanlık hiz.yetersizliği Yan sanayinin varlığı

1

1,75

2

3.77

2

3,03

3

5.26

4

7,55

6

9,09

Finansman imkanları

o

0,00

3

.5,66

3

4.55

6

10,53

5

9.43

4

6,06

57

100

.53

100

66

100

Metropol imk.

yararlanılarak dilnyaya açılma

TOPLAM

Tablo 33. Büyüklü k grub u ve illere göre gi,rişimcilerin gelecek 5 yıl içinde yatırım planlamama nedenl eri iL 1-9

20

o/o

27

%

33

%

1216 [804

17,30

1767

28,33

1372

20,75

25,67

1121

17,97

910

13,76

1838

26,16

2030

32,54

960

14.52

Kredi maliyetlerinin yüksekliği

459

6,53

282

4.52

834

12,62

Talep yetersizliği

774

ı ı .o ı

397

6.36

1079

16,32

Piyasada rekabet yoğunluğu

343

4,88

244

3,91

776

11,74

Şartların belirsizliği

Bu durumum bana yetiyor Finansman

imkanlarının yetersizliği

Teşviklerin azalması

Teknolojiyi izleme zorlukları Diğer

0,83

17

0,27

464

7,02

6,48

161

2,58

147

2,22 l,04

80

1.14

219

3,51

69

7027

ıoo

6238

100

. 6611

100

Şartların belirsizliği

33

21,7[

57

32,20

54

29.35

TOPLAM 10+

58 455

Bu durumum bana yetiyor

30

19,74

20

11,30

25

13,59

Finansman imkanlarının yetersizliği

27

17,76

20

11,30

24

13,04

Kredi maliyetlerinin yüksekliği

17

11,18

17

9.60

22

11.96

16

10.53

18

10,17

22

11.96

· Talep yetersizliği Piyasada rekabet yoğunluğu

14

9..21

20

11.30

18

9.78

Teşviklerin azalması

3

1,97

13

7,34

9

4,89

Teknolojiyi izleme zorlukl!lfl

8

5,26

8

4.52

3

1,63

Diğer

4

2,63

4

2,26

7

3,80

152

100

177

100

184

100

TOPLAM

147


Tablo 34. BUyU klOk grubu ve illere göre girişimcilerin gelecek 5 yıl iç inde yatırım planlamama nedeni olarak şartların belirsizliğini gösterme nedenleri iL

20 1-9

Enflasyon oranındaki değişmeler Kredi faizlerindeki değişmeler Döviz kurlanndaki değişmeler

1074 304

%

33

%

36.53 10,34

1523

49,35

1269

27,53

158

5,12

787

17,07

497

10.78

578

12.54

166 . 488

5,65

322

16,60

301

10.43 9,75

Ücretlerdeki değişmeler Talep koşullarındaki değişmeler

452

15,37

245

7.94

800

17.35

15.51

537

17,40

679

14,73

TOPLAM Enflasyon oranındaki değişmeler Kredi faizlerindeki değişmeler

2940

100

3086

100

28,72

46

100 24,34

4610

27

27.34

14

14.89

23

12,17

38 18

10

10,64

31

15

10,79

23

24,47

40

16.40 21, 16

30

21,58

9

22

11,64

12

8,63

il

9.57 11,70

27

14,29

26

18,71

94

100

189

100

139

100

H!lkünıet politikalarındaki değişmeler

10+

27

%

Döviz kurlarındaki değişmeler Hükllnıet pol itikalarındaki değişmeler

Ücretlerdeki değişmeler Talep koşullarındaki değişmeler TOPlAM

456

Tablo 35. Büyüklük grubu ve illere göre girişimcilerin bu ildeki

yatırımlarına ilişkin karşılaştığı

12,95

en önemli sorunlar

iL 1-9

20

%

27

%

33

%

Hammadde teminindeki güçlükler Yöreye verilen teşviklerin yetersizliği

656

5,99

949

8,77

677

6,38

840

7,67

1258

11 ,63

1252

11,79

Altyapı yetersizliği

526

4,80

530

4,90

658

6,20

Pazarlama konusundaki güçlükler Ulaştırma giderlerinin yüksek olması İşçil ik maliyetlerinin yüksek olması

7 15

6,53

1104

10.21

763

7,19

511

4,66

343

3,17

397

3,74

Kalifiye eleman eksikl iği Yerel talep yetersizliği Yatı. ve finas. Danışmanlık hiz.yetersizliği Yan sanayinin yetersizliği Finansman yetersizliği Diğer

TOPLAM 10+

Hammııdde

842

7.69

7 14

6,60

1178

11,10

2360

21.54

11,39

1628

15,34

1777

16,22

1232 1353

12,51

1728

188

232

2,14

253

16.28 2,38

240

1.72 2,19

263

2,43

677

6,38

2090

19,08

2 198

20,32

1200

11,30

210

l,92

642

5,93

204

1,92

10955

100 7,10

10818

100

10615

100

102

11,40

52

8,46

teminindeki güçlükler Yöreye verilen teşvik lerin yetersizliği

85 92

7,68

129

14.41

62

10,08

A ltyapı yetersizliği

96

8,01

51

5,70

41

Pazıırlama

57

4,76

77

8,60

6.67 9,43

98 148

8,18

55

6.15

58 31

12.35

73

6.83

27.55

131

8.16 '14,64

42

330

111

18,05

konusundaki güçlükler Ulaştırma giderlerinin yüksek olması İşçilik maliyetlerinin yüksek olması Kalifiye eleman eks ikliği Yerel talep yetersizliği Yatı.

ve finas. Danışman lık hiz. yetersizliği Yan sanayinin yetersizliği Finansman yetersizliği Diğer

TOPLAM

5,04

69

5,76

70

11,38

3.42

80 42

8,94

41

4,69

19

3,09

37 132

3.09 11,02

34 100

3,80 11, 17

44

7,15

71

11,54

13

1,09

21

2,35

14

2,28

1198

100

895

100

615

100

148


.

T ablo 36. BllyOklUk grubu ve illere göre işyerindeki faaliyet sonuc u or taya çıkan atı k türleri

LL 20

%

27

%

33

%

Katı

2854

47,82

4435

71.05

!072

27,74

Sıvı

58

0,97

181

2.90

57

1,47

Gaz

3

0,05

56

0,90

0,54

Hiçbiri

3053

51,16

1570

25,15

2715

70,25

Toplam

5968

100

6242

100

3865

100

Katı

171

38,34

113

32,29 ·

99

3~.82

Sıvı

41

9,19

28

8,00

31

12.16

Gaz

17

3.81

18

5.14

12

4,71

Hiçbiri

217

48,65

191

54,57

113

44.31

Toplam

446

100

350

100

255

100

1-9

10+

Tablo 37. Büyüklük grubu ve illere göre işyerlerinde

kull anıla n arıtma

yöntem leri LL

1-9

Baca filtresi Atık

su arıtma ünitesi

Katı atık arıtma

ünitesi yok

.~

Toplam 10+

33

0.20

o

0,00

81

1.33

78

6.31

4

0,07

10

0,81

0,73

9

0 , 15

29

2,35

78

1,28

339

27.43

5680

95,86

5931

97. 18

780

63,11

5925

100

6103

100

1236

100

9,85

15

11,03

ünitesi

Diğer Arıtma

12

%

%

3,21

su antma ünitesi

Katı atık arıtma

27

43

tilıresi

Baca Atık

%

190

ünitesi

Diğer Arıtma

20

ünitesi yok

Toplam

30

6,99

32

19

4.43

6

1,85

31

22,79

9

2,10

1

0,31

il

8,09

14

3,26

10

3,08

9

6,62

357

83.22

276

84,92

70

51,47

429

100

325

100

l36

100

Tablo 38. Büyüklük grubu ve illere göre işyerl erini n faaliyetini etkileyen altyapı biıınetleri

iL 1-9

Enerji

%

27

%

33

%

56,41

1585

35,36

3317

64,61 18.48

525

9,48

JOQ5

24,43

949

Karayolu

1497

27.04

483

10.77

389

7.58

Havayolu

40

0,72

23

0;51

35

0,68

Demiryo lu

il

0,20

o

0,00

2

0,04

Enerji kalitesi

67

1,21

242

5,40

34

0,66

Su

110

1,99

654

14,59

243

4.73

Kanalizasyon

163

2,94

401

8,94

165

3.21

5536

100

4483

100

5134

100

293

41.98

181

39.87

175

46.17

76

10,89

92

20,26

83

21.90

20,20

47

10,35

31

8,18

22

5,80 2.11

Haberleşme

Toplam 10+

20 3123

Enerji Enerji kalitesi Karayolu

141

Havayolu

51

7,31

9

1,98

Demiryolu

27

3,87

18

3,96

8

Haberleşme

31

4,44

19

4,19

19

5.01

Su

41

5,87

46

10,13

17

4,49

38

5,44

42

9,25

24

6,33

698

100

454

100

379

100

Kanalizasyon Toplam

149


Tablo 39. BUyUklük grubu ve illere göre Organize Sanayii

Biilgcleriııin girişimcilerin ihtiyaçlarını karşılaması

iL 20

%

27

%

33

%

26.39 73,61 100

1438

23,56

2450

63,74

4665 6103

76,44

1394

36,26

49.16 50,84

75 245

100 23,44

3844 136

100

320

76,56 100

85 221

100 61,54 38,46

1-9

Yeterli

1563 4360 5923

10+

Yetersiz TOPLAM Yeterli Yetersiz TOPLAM

204 211 415

100

Tablo 40. Büyüklük grubu ve illere giire Organize Sanayii Bölgelerinin gi rişimcilerin ihtiyaçlarını karşılaması yetersiz diyenlerin ihtiyaç olduğunu dllşllndüğll Organize Sanayii Bölgeleri iL 1-9

Genel Gıda

Tekstil Deri sanayii Orman ürünleri Kimya

10+

20

%

27

%

33

%

653 100 682 285

30,53

840

1894

58,53

4,68 31,88 13,32

26 206 43

57,42 1,78

211 224 31

6,52 6,92 0,96

3,55 1,78 9,26

131 27 74

5,00 100 32,42

116 1463 43 16

376 46 267 187

11 ,62

1,85 5,06 7,93 100 31,62 11.76

3236 91 34 27

8 14

18.38 7.35 4,41 10,29 5,88 10,29

100 34,87 13,03 10,34

136

100

76 38 198 107 2139 106

Demir-çelik ve madeni eşya Makina ve ulaşım araçları TOPLAM Genel Gıda

17

Tekstil

88

Deri sanayii Oıman ürünleri Kimya

40

5.20 26,91

8 13 37 18 327

Demir-çelik ve madeni eşya Makina ve ulaşım araçları TOPLAM

25 10

12,23 2,45 3,98 11,31 5,50

6 14

100

14,08 2,94 8,95

6 25 17 32 29 261

1.42 8,25 5,78

2.30 9,58 6,51 12,26 il , 11 100

Tablo 41. BUyUklOk grubu ve illere göre KDçllk Sanayii Sitelerinin girişimcilerin ihtiyaçlarını karşılaması iL 1-9

10+

20

%

27

%

Yeterli Yetersiz TOPLAM

2120 3803 5923

35,79 64,21

1697

27,81

4406 6103

Yeterli Yetersiz TOPLAM

177 238 415

62 258

72.19 100 19,38 80,63

320

100

100 42,65 57,35 100

150

33 2525

65,69

1319 3844 135

34,31 100 61,09

86 221

38.91 100

%


Tablo 42. BDyUklllk grubu ve illere göre KOçUk Sanayii Sitelerinin gi rişimcilerin ihtiyaçlarını karşılaması yete rsiz diyenleri n ihtiyaç olduğu nu düşündüğü KUçllk Sanayii Siteleri iL 1-9

20

%

27

%

33

%

Genel

822

32.78

933

55,50

1962

58,60

Gıda

122

225 225 39

6.72

865 362 110

18 196 57

1,07

Teksril Deri sanayii

4.86 34,49

408

12.19

32

0.96 8,60

Orman ürünleri Kimya Demir-çelik ve madeni eşya Makina ve ulaşım araçları 10+

TOPLAM Genel Gıda

Tekstil Deri sanayii Orman üıilnleri Kimya Demir-çelik ve madeni eşya Maki.na ve ulaşım araçları TOPLAM

14,43 4,39 1,36

34 115 78 2508 115 9 53 22

173 117 137 1681

100 49,15 3,85 22.65

65 9 18

9.40 2.56 2,14

il 6 4

7.69 2,56

9 12 134

5

18 6 234

2,97 6,96 8,15

50

4,59 3,11

6

11.66 3,39 10,29

100

288 169

100 48,51 6,72

3348 104 25 16

13,43 8,21 4,48 2,99

6 24 13 .

6.72 8,96

26 26 240

100

6.72 1,16

5.05 100 43,33 10,42 6.67 2,50 10.00 5.42 10,83 10,83 100

Tablo 43. Büyüklük grubu ve illere göre işyerlerinin yeterli gördilğU Belediye ve özel idare faaliyetleri iL 1-9

Yeterli bulmuyorum Firma ile işbirliğine açık olma Yerel projelerin seçimi ve uygulanmasında etkinlik Genelde sağlanan altyapı hiznıeılcri

10+

Toplam Yeterli bulmuyorum Firma ile işbirliğine açık olma Yerel projelerin seçimi ve uygulanmasında etkinlik Genelde sağlanan altyapı hizmetleri Toplam

20

%

27

%

33

%

3993 329 434 1780

61.09 5.03 6,64

3275 412 445 2473

49.58 6,24

75,39 3,31 3,09 18,2 1

6536

100 69.35 5,65

6605

3002 132 123 725 3982 159 14

5.87 19.13

16 13'5 345

319 26 27

88 460

151

27,23

100

175 19

6.74 37,44 100 50.72 5,5 1 4,64 39,13 100

5 51 229

100

69,43 6,11 2.18 22,27 100


GRAFİK 1.1: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE İŞYERİNİN YAŞ DAGILIMI (%) (1-9)

60

v

a, L{)

L{)

50

-

40

30

20

10

o 2

3

4

5

6+

ı:ı Denizli • G.Antep O lçel

GRAFİK 1.2: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE İŞYERİ NİN YAŞ DAGILIMI

2

_'3

-

-

4

6i Denizli • G.Antep O lçel 1

152

5

6+


GRAFiK 2.1: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE GİRİŞİMCİNİN YAŞ DAGILIMI

(%)(1-9)

40 35 (')

30 -

- -00

cı:i N

25 20 15 10 5

o 17-25

26-30

31-40

51+

41-50

O Denizli • G.Antep O İçel

GRAFİK 2.2: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE GİRİŞİMCİNİN YAŞ DAGILIMI (%) (10+)

50

O>

00

___..,. (')

45 40 35 30 -

----

25 20 15 -

---- - - - -

10 O>

5 - -co.

17-25

26-30

31-40

\ ıı_Denizli •G.Antep Dİç~ 153

41-50

51+


GRAFİK 3: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE GİRİŞİMCİLERİN CİNSİYETİ (%)

120 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - ,

100

80

60

40

20

KADIN

ERKEK

KADIN

-

10+

ERKEK

O Denizli • G.Antep O içe!_

GRAFİK 4: İLLERE GÖRE iŞYERLERİNİN KURULUŞUNDAKİ HUKUKİ DURUMUNUN DAGILIMI (%)

100 ,------,,-,--------- - - - - - - . : . . . . . . . : - - - - - - - - - - - - - - - ~

90 80

70 60

1- Ferdi Mülkiyet

2- Adi Ortaklık 3- Kollektif Şirket 4- Komandit Şirket

50

5- Limited Şi rket 6- Anonim Şirket

40

7- Kooperatif Şirket 8- Diğer

30

20 10 N

o o o ci

o C:J Denizi!_• G:Antep O lçel 154


GRAFİK 5: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE GİRİŞİMCİNİN MEDENİ DURUMU (%)

120

100

80

60

40

20

N N

<D M M

a:i

o BEKAR

EVLi

BEKAR

ra Denizli

EVLi

• G.Antep O- İçel -

GRAFİK 6: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE İŞYERİNİN KURUCUSU (%)

100 1- Şu anki sahibi 2-Aile üyelerinden biri 3- Devralındı 4- Diğer

90 80 70 60 50 40

- E]-

30

CX)

O>

(O

- -"<iM ..... ,..._. ,-... ...... o ..... .....

20 10

o O]

[TI

[TI

ITJ

[I]

ı • Denizli • G.Antep O lçel

155

O]


80

GRAFİK 7.1: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE GİRİŞİMCİNİN EGİTİM DÜZEYİ (%) (1-9) ~

70

1- YUKSEK LiSANS VE DOKTORA

2- YUKSEK OGRENIM 3- LiSE

60

4- MESLEK OKULU 5-0RTA OKUL 6- iLKOKUL 7- OKUR-YAZAR 8- OKUR-YAZAR OLMAYAN

50 40 30

20 10

(O

m

O]

m

[I]

D Denizli • G.Antep O lçel GRAFİK 7.2: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE GİRİŞİMCİNİN EGİTİM DÜZEYİ(%)

40

co ..-

35 N

O)

1- YUKSEK LiSANS VE DOKTORA 2- YUKSEK OGRENIM 3- LiSE 4- MESLEK OKULU 5-0RTAOKUL 6- iLKOKUL 7- OKUR-YAZAR 8- OKUR-YAZAR OLMAYAN

co

30

N

25 20 15

10

O)

,...._ (O

5

o

QJ

QJ

~

~

B Denizli • G.Antep O lçel

156

m


GRAFiK 8.1: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE BU İŞYERİNİ KURMAK İÇİN DAHA ÖNCEKİ BİRİKİMLERİNİ KULLANANLARIN BU BİRİKİMİ ELDE ETTİGİ FAALİYET(%) (1-9)

60

50

40 30

20 N

o.o

10

cii

o ~'?-

~~

s-0

~

~ Denizli

• G.Antep O içel

1

GRAFİK 8.2: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE BU İŞYERİNİ KURMAK İÇİN DAHA ÖNCEKİ B'İRİKİMLERİNİ KULLANANLARIN BU BİRİKİMİ ELDE ETTİGİ FAALİYET(%) (10+)

60

50

30 -

20 --

10

o

ll _ lil Denizli 157


GRAFİK 9.1:BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE İŞYERİNİ BU İLDE KURMALARINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER(%) (1-9)

45 40 35 30 N

25

N

20

O)

CX)

ıt')V

15

1- Hammadde temini 2- Pazara yakınlık 3- lşgücü temini 4- Ulaştırma giderleri 5. Atıyapı yatırımlarının yetersizliği 6· Teşvik imkanları 7. Ana sanayinin varlığı 8- Yan sanayinin varlığı 9- Kendi yörenize yatırım yapma arzusu 10- Diğer

N

o•

"~ N

CX).

·N

~.-

(O CX).

10

ı,..

O)

o ci

V

.-ci

~.-

O)

,.._

5

o

DDenizli •G.Antep Diçel

GRAFİK 9.2:BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE İŞYERİNİ BU İLDE KURMALARINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER(%) (10+) 1• Hammadde temini 2- Pazara yakınlık 25 .--------------13. lşgücü temini ~N 20 it')

~ ~it') CX).

15

V

o

M

CX)

..:N N <O_ o

N

<'>

(O

r--_ .-

r--

4- Ulaştırma giderleri 5- Atlyapı 'yatırımlarının yetersizliği 6- Teşvik imkan ları 7- Ana sanayinin varlığı 8- Yan sanayinin varlığı 9· Kendi yörenize yatırım yapma arzusu 10- Diğer

O)

10

5

o

mı Denizli

• G.Antep

158

O lçel


GRAFİK 10.1: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE FAALİYETLERLE İLGİLİ ÖNEMLİ KARARLAR! VERENLER (%) (1-9)

100

....

....

O)

O)

90 80

1- lşyeri sahibi (kurucu) 2- Yönetim kurulu 3- Aile ve akr. birlikte işyeri sahibi 4- Profesyonel yönetici 5- Ortaklar birlikte 6- Diğer

70 60 50 40 30 20

........ ....N (!)

10

....

o

o

D

N .....

<Xl

o

o

~

C]

N

ın

N_ N

<Xl

<')

of'-

~

~

GRAFİK 10.2: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE FAALİYETLERLE İLGİLi ÖNEMLİ KARARLAR! VERENLER(%) (10+) 1- lşyeri sahibi (kurucu) 2- Yönetim kurulu 3- Aile ve akr. birlikte işyeri sahibi 4- Profesyonel yönetici 5- Ortaklar birlikte 6- Diğer

40

30 N

(O

N

N

20

10

o

[I]

m

m

ITJ

El Denizli • G.Antep O İçel

159

f'-

o o o

O Denizli •G.Antep Dlçel

50

..... <Xl


GRAFİK 11 .1: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE TAHSİLİNİ GÖRDÜGÜ İŞi YAPANLAR (%)

120 ~ - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - , N o _ ,..._ ..... (O ,..._ r-O) O) 100 ci oO) O) ıo

C')

C')

ıo

80 60 40

EVET

EVET

HAYIR

HAYIR

O Denizli • G.Antep O İçel

GRAFİK 11 .2: İÇEL İLİNDE İKTiSADİ FAALİYET KOLU VE BÜYÜKLÜK GRUBUNA 120 .-----------= Gc.:=Öc:..R=E=-T:..:.A.:..:.H.:..;:S:.:.;İL:.:İ.:..;: N.:.. IG ~Ö.:..: R= D-= Ü-= G=Ü~İ-=İY .:..:A ..:.:P~A ..:.:N ..:.:L:.:.A.:.R :.~~::..,.O_ _ _ _ _ _ _ _~

(O

O>

100

O)

o o ..-

~,..._ O)

o o,-

~,..._

N

LI")

O)

O)

v

ıo

L/)

O)

,..._

,...__

co co

co

C')

o

o o

.....

en. N

O)

O)

co

80

60

40

31

32

33

34

35

36

37

38

39

31

32

33

l 1-9

34

35

l 10+ IIEVET aHAYIR 160

36

37

38

39


GRAFİK 12: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE İŞİYLE İLGİLİ BİR KURSA

KATILANLAR(%)

100 90 80 70 60 50

(O

o

40

N

C")

30 20

-

<O-

~<O

N

<!!. ..-

. . - - - C")

10

o EVET

EVET

HAYIR

HAYIR

10+

1-9

[:]Denizli •G.Antep O İçel

GRAFİK 13: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE DAHA ÖNCE ŞU AN FAALİYET GÖSTERDİGi ALANLA İLGİLİ BİR İŞTE ÇALIŞANLAR (%)

80

LO

C")

I'-

70 60

50 40 30 20 10

o EVET

EVET

HAYIR

1-9 1•

Denizli • G.Ante~ O lçel j

161

HAYIR


GRAFİK 14: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE DAHA ÖNCE BAŞKA BİR İŞYERİ KURANLAR (%)

100 90 80 70 60 50 40 30 ..ı-

20

c.q_

....

(")

O') ı.o

....N

N.. (")

....

10

o EVET

EVET

HAYIR

HAYIR

ı;ı Denizli • G.Antep O İçel

GRAFİK 15: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE DAHA ÖNCE BAŞKA BİR İŞYERi KURANLARIN FAALİYETİNE DEVAM DURUMU(%)

100

..ı-_ O')

co

90 80 70 60

ı.o O'> __

50

......,.

40 30

....N

20 10

o EVET

EVET

HAYIR

11§ Denizli

• G.Antep O lçel - -

162

_j

HAYIR


GRAFİK 16: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE GiRİŞİMCİLERİN GELECEK 5 YIL İÇiNDE YATIRIM PLANLAMASI(%)

90 80

v_

(")

O) ,.._

CX) ,.._

70 60 O)

m_

50

N

v

40

v

r--:

30

<O N

N

20 10

o EVET

EVET

HAYIR

HAYIR

1-9

O Denizli • G.Antep O lçel

GRAFİK 17: BÜYÜKLÜK GRUBU VE İLLERE GÖRE GİRİŞİMCİLERİN GELECEK 5 YIL İÇİNDE YATIRIM PLANLADIGI İL(%)

100

98,53

80

40

20

o 10+

1-9 Denizli

10+

1-9

1-9

G.Antep

• Kendi İlinde

163

• Diğer İllerde

10+


GRAFİK 18.1: İÇEL İLİNDE FAALİYETİNE GÖRE GİRİŞİMCİLERİN GELECEK 5 YIL İÇİNDE YATIRIM PLANLAR!(%) (1-9)

100 . - - - - - - - - - - - - - - , . - - - - - - - - - - - - - - - - - - - , 91 90

80 70

60 50

40 '30

20 10

o 31

32

33

35

34

36

38

37

39

ri1 EVET •HAYIR

GRAFİK 18.2: İÇEL İLİNDE FAALİYETİNE GÖRE GİRİŞİMCİLERİN GELECEK 5 YIL İÇİNDE YATIRIM PLANLAR!(%) (10+)

70

1--

60 50

40 30

20 10

o 31

32

33

35

34

l•EVET •HAYIR

164

36 j

37

38


GRAFİ K 19 : İÇ E L İLİNDE BÜYÜKLÜK GRUBUNA GÖRE GELECEK 5 YIL İÇERİSİNDE YATIRIM YAPMAYI PLANLAYANLARIN, YAPMAYI PLANLADIKLARI YATIRIM TÜRLERİNE GÖRE DAGILIMLARI (%)

50 45 40 35 30

36,43 ----

27,8~

25 20 15 10 5

o Komple yeni

yatırım

Tevsi ve Moderniza~yon

ll 1-9

Yenileme ve idame

• 10+

GRAFİK 20 : İÇEL iLİNDE BÜYÜKLÜK GRUBUNA GÖRE GİRİŞİMCİNİN FASON ÜRETİM YAPMASI(%)

90 80

77.JL

(?

74,2

---

70 60 50 40 30

---

20 10

o 10+

1-9

!• EVET •HAYIR 1

165


GRAFİK 21 : İÇEL İLİNDE BÜYÜKLÜK GRUBUNA GÖRE GİRİŞİMCİNİN FASON ÜRETİM YAPTIRMASI (%)

100 86,4

80

60

40

20

o

2,3 L___

_c:::::z::;::;;:;:::;:::::::;:::;:

10+

1-9

O EVET •HAYIR 1

GRAFİK 22 : İÇEL İLİNDE BÜYÜKLÜK GRUBUNA GÖRE GİRİŞİMCİNİN İHRACAT YAPMA DURUMU(%}

120

r----------------------------------. 99,6

100 80 60

40 20 · 0,4

0'--------1-9

10+

~ EVET 166

• HAYiRl


TÜM EKONOMİK FAALİYETLERiN ULUSLARARASI SANAYİ SINIFLAMASI, REVİZE 2 {USSS Rev. 2)

STANDART

3 - İMALAT SANAYİ 31 - Gıda içki ve tütün sanayii 32 - Dokuma, giyim eşyası ve deri sanayii 33 - Orman ürünleri ve mobilya sanayii 34 - Kağıt-Kağıt ürünleri ve basım sanayii 35 - Kimya-petrol, kömür, kauçuk ve plastik ürünleri sanayii 36 - Taş ve toprağa dayalı sanayii 37 - Metal ana sanayii 38 - Metal

eşya-makine,

teçhizat,

ulaşım aracı,

ilmi ve mesleki ölçme aletleri sanayii 39 -

Diğer

imalat sanayii

167



İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

ÜRETKENLİK ÖLÇÜTLERİNE GÖRE İÇEL TÜRKİYE VE SEKTÖR KARŞILAŞTIRMALARI

Prof. Dr. Ercan UYGUR - A.Ü. - SBF

24 - 25 HAZİRAN 1999 MERSİN


ÜRETKENLİK ÖLÇÜTLERİNE GÖRE İÇEL - TÜRKİYE - SEKTÖR KARŞILAŞTIRMALARI

Prof. Dr. Ercan Uygur A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi I.GİRİŞ

Bir ülkenin veya bir bölgenin büyümesinde, d iğer bir ifade ile yaratılan katma değerin artışında başlıca üç unsur vardır. Birincisi, yatırımların oluşturduğu sabit sermaye miktarında ve yatırımların gerektirdiği

nitelikli işgücü istihdamında artıştır. Sermaye ve işgücü üretim faktörleri olduğuna göre, buna kısaca faktör artışı yoluyla büyüme diyebiliriz. ikincisi, faktörlerin aynı miktarda kaldığı ortamda üretimi arttırmaktır. Aynı üretim faaliyeti içinde olmak kaydı ile, bunu sağlamak için üretim faktörlerinin üretkenliğinin artması gerekir. Buna da kısaca üretkenlik artışı yoluyla büyüme diyebiliriz. Bu tür büyümenin kapsamı içinde teknolojik gelişme olduğu kadar sermayenin ve işgücünün daha etkin olarak kullanılması da vardır. Bu bağlamda, kapasite kullanım oranını arttırmak, sermayenin daha etkin olarak kullanılması anlamına gelmektedir. Üçüncüsü, aynı miktar girdi (hammadde ve ara malı} ile daha fazla katma değer yaratmaktır. Böyle bir artış , aynı üretim faaliyetinde girdileri daha etkin olarak kullanmakla veya, çoğunlukla, üretimi katma değer oranı yüksek sektörlere doğru kaydırmakla mümkündür. Bu bağlamda , tarımdan sanayiye geçişi , sanayi içinde ise daha düşük teknoloji kullanan sektörlerden daha yüksek teknoloji kullanan sektörlere geçişi örnek gösterebiliriz. Buna da kısaca sektöre! ilerleme yoluyla büyüme diyebiliriz. Belirtelim, bir ekonomiye veya bir bölgeye sektörler ve firmalar düzeyine inmeden makro düzeyde bakıldığında , üretkenlik artışı yoluyla büyümeyi, sektöre! ilerleme yoluyla büyümeden ayırdetmek genellikle zordur. Vurgulamak gerekir ki, dışa açık bir ekonomide veya bölgede, büyümenin piyasa koşullarında uzun dönemli, diğer bir anlatımla sürdürülebilir olması, ancak rekabetle mümkündür. Bu nedenle burada bahsettiğim iz sürdürülebilir büyüme unsurları aynı zamanda uzun dönemli rekabet gücünün de unsurlarıdır. Bu çalışmanın temel amacı, İçel ilindeki imalat sanayii gelişmesini burada belirttiğimiz büyüme unsurları bakımıdan Türkiye geneli ile ve sektöre! düzeyde karşılaştırmaktır. Karşılaştırmalar ve değerlendirmeler genellikle 1978-1997 dönemine ilişkin 20 yıllık veri ile ve imalat sanayiinin bütünü yanında iki haneli ISIC alt-sektörleri düzeyinde yapılmaktadır. Çalışmada, veri sınırlamaları nedeniyle iki haneli altsektörlerden gıda , tekstil, petrol-kimya, çimento-toprağa dayalı sanayi ve makina sektörleri üzerinde yoğunlaşılmaktadır.

Bu çerçevede, önce izleyen Bölüm ll'de kısaca faktör artışına , yani sabit sermaye birikimine ve istihdam artışına bakılmakta ve birlikte katma değer büyümesi ele alınmaktadır. Bölüm ll 'nin, lçel sanayisinin incelenmesi bağlamında, şöyle bir katkısı vardır; bu bölümde özel imalat sanayii ve yukarıda bahsettiğimiz beş alt-sektörü için sermaye stoku verileri hesaplanmıştır. Bu hesaplamalar sonucunda görülmüştür ki, lçel özel imalat sanayiinde sermaye stoku artmakla birlikte, bu artış Türkiye özel imalat sanayiindeki yükselişin gerisinde kalmaktadır. Bu konuda bir tek istisna çimento-taş ve toprak sanayiidir ve bu sektörün lçel'deki sermaye stoku Türkiye ortalamasının üzerinde bir artış göstermiştir. Bölüm ll'de, lçel özel imalat sanayiindeki istihdam artışının da Türkiye ortalamasının altında kaldığı , hatta, gıda sektörü dışındaki alt-sektörlerde istihdamın mutlak olarak da azaldığı açıklanmaktadır. Aynı bölümde, sermaye birikiminde ve istihdamda olduğu gibi, lçel imalat sanayiindeki katma değer

171


artışının da Türkiye ortalamasının oldukça gerisinde kaldığı gösterilmektedir. Bu bağlamda en önemli

gerileme tekstil ve kimya alt-sektörlerinde gözlenmektedir. Bölüm lll'te lçel ve Türkiye için imalat sanayiinin beş alt-sektörü düzeyinde işgücü üretkenliği hesaplanmakta ve karşılaştırılmaktadır. İşgücü üretkenliği, işçi başına reel katma değer olarak tanımlanmıştır. İçel ve Türkiye özel imalat sanayii alt-sektörleri karşılaştırıldığında, lçel'de çimento-toprağa dayalı sanayiide işgücü üretkenliği Türkiye ortalamasının üzerinde bulunmuştur. Bölüm lll'te, 1978-1997 ortalamasını alarak, işgücü üretkenliği için sektörlerarası karşılaştırma da yapılmıştır. Türkiye'de tekstil en düşük işgücü üretkenliğine , petrol-kimya en yüksek işgücü üretkenliğine sahip sektörler olarak bulunmuştur. lçel'de ise en düşük üretkenlik gıda sektöründe, en yüksek üretkenlik gene petrol-kimya sektöründedir. Ancak içel'de petrol-kimya sektörü üretkenliğini belirleyenin ATAŞ olduğunu unutmamak gerekir. Bölüm IV'te İçel ve Türkiye için imalat sanayiinin beş. alt-sektörü düzeyinde sermaye -üretkenliği karşılaştırılmaktadır. Sermaye üretkenliği birim sermaye başJna katma değer olarak tanımlanmıştır ve

burada Bölüm ll'de hesaplanan sermaye stoku kullanılmıştır. lçel ve Türkiye özel imalat sanayii altsektörleri için karşılaştırma yapıldığında, İçel 'de petrol-kimya ve çimento-toprağa dayalı sektörlerde sermaye üretkenliği Türkiye ortalamasının üzerindedir ve makina sektöründeki hızlı üretkenlik artışı dikkat çekicidir. Bölüm IV'te, 1978-1997 ortalamaları kullanılarak , sermaye üretkenliğinin sektörlerarası karşılaştırması da yapılmıştır. Bu karşılaştırmada, Türkiye'de en düşük sermaye üretkenliği, işgücü üretkenliğinde olduğu gibi, tekstil sektöründe, en yüksek işgücü üretkenliği petrol-kimya sektöründedir. lçel'de ise en düşük sermaye üretkenliği makina sektöründe, en yüksek üretkenlik de petrol-kimya ve ardından çimento-toprak sektöründedir. Bölüm V, lçel ve Türkiye imalat sanayıının beş alt-sektörü için toplam faktör üretkenliği hesaplamasına ve karşılaştırmasına ayrılmıştır. Toplam faktör üretkenliği, sermayenin ve işgücünün birlikte etkin kullanımının bir ölçütüdür ve bir üretim işlevi temel alınarak hesaplanmıştır. Daha önceki faktör üretkenliklerinden farklı olarak şimdi bir üretkenlik endeksi vardır ve bu endeksteki artışa bakılmaktadır.

Makina sektörü hem Türkiye'de hem lçel'de en çok toplam faktör üretkenliği artışı yaşayan sektör olarak karşımıza çıkmaktadır ve bu sonuç he~ Türkiye hem İçel için umut vericidir. Petrol-kimya sektörü ise hem

Türkiye'de hem lçel'de toplam faktör üretkenliği artışı bakımından oldukça geriye düşmüştür. lçel'de tekstil bu bakımdan en gerideki sektördür. Çalışma, Bölüm Vl'da bazı gözlemlerle sonuçlanmaktadır. Burada, lçel'de özel sermaye birikimini ve sanayileşmeyi yeniden hızlandırabil ecek bir unsur olarak lçel'de ve Mersin'de deprem riskinin düşük olmas ı belirtilmektedir.

il. SERMAYE BİRİKİMİ, İSTİHDAM VE KATMA DEGER YÖNÜNDEN İÇEL-TÜRKİYE-SEKTÖR KARŞILAŞTIRMASI

1978-1997 dönemindeki 20 yılda, lçel imalat sanayiindeki sermaye birikimini DIE'nin derlediği bazı değişkenlerin verilerinin seyrini izleyerek değerlendirebiliriz. Bu değişkenlerden "sabit sermaye yatırımı", makina techizat, ulaştırma aracı, bina ve diğer inşaat ile arazi için yapılan net harcamaları içermektedir.1 1

Diğer bir ifade ile, bu tür yatırım mallarının satışından elde edilen gelir, yapılan harcamadan dü~ülmektedir.

Dolayısıyla (net) yatırım harcaması eksi bir değer olabilmektedir. Nitekim, İçeldeki yatırım harcaması l 980'de Petrol-

Kimya sektöründe, 1984' te Gıda sektörlinde ve 1995'te Makina sektöründe eksi değerler olarak görünmektedir. Bu noktada dikkat etmek gerekir ki, DİE'nin yayınladığı yatırım değerlerinden sermayenin aşınma payı (amortisan) düşülmediği için, yatırım değerleri iktisattaki anlamıyla net yatırım değerleri değildir.

172


!çelin toplam (kamu + özel) imalat sanayiinde yapılan sabit sermaye yatırımlarının Türkiye toplam sabit sermaye yatırımları içindeki payı, 1978-1997 dönemi için Tablo 1'de gösterilmiştir. DİE verilerinden !çelin imalat sanayiindeki sermaye birikimini izleyebileceğimiz bir başka değişken de "kurulu çevirici güç kapasitesi"dir. Çevirici güç kapasitesi, taşıt araçları dışındaki , ama elektrik motorları ve jeneratörler dahil olmak üzere, tüm çeviricilerin beygir gücü olarak ifade edilen kapasitesini göstermektedir. Bu kapasite elbette sermaye stokundan farklıdır, ama onun kaba bir göstergesi olduğu da

genellikle kabul edilir. Bu değişkene ilişkin veriler DIE anketlerinden 1980 yılından bu yana elde edilebilmektedir. !çelin toplam (kamu + özel) imalat sanayiindeki çevirici güç kapasitesi, Türkiye imalat sanayiindeki payı olarak ve 1980-1997 dönemi için Tablo 1'de verilmiştir. Çevirici güç kapasitesi sabit sermaye stokunun kaba bir göstergesidir demiştik. lçel imalat sanayiindeki sermaye birikiminin daha iyi bir göstergesi olarak "sabit sermaye stoku" değişkeninin kendisini de kullanabiliriz. DIE bu değişkene ilişkin veri derleyip yayınlamıyor. Bununla birlikte, ele alınan dönemin herhangi bir yılı için bir sabit sermaye stoku bilgisi elde edilebilirse, sabit sermaye yatırım verileri kullan ılarak dönemin tüm yılları için sermaye stoku tahmini bulunabilir. Bu noktadan hareketle, şöyle bir yöntemle !çel imalat sanayii ve alt-sektörleri için sabit sermaye stoku tahminlerini elde ettik. Daha önceki bir çalışmamızda , Uygur (1991), Türkiye imalat sanayiinin alt- sektörlerindeki ve bütünündeki reel (1988 yılı fiyatları ile) sabit sermaye stoku verilerini 1965-1989 dönemi için tahmin etmiştik . Önce bu verileri, DPT'den alınan 1994 yılı imalat sanayii yatırım deflatörü2 ile, 1997 yılına kadar uzattık. Sonra Türkiye verilerinden !çel imalat sanayii verilerine ulaşabilmek için 1980 yılına yönelik olarak şu varsayımı yaptık:

İçel imalat sanayiinin bir alt-sektöründeki sermaye stokunun 1980 yılındaki Türkiye sektör toplamı içindeki pay ı, çevirici güç kapasitesinin 1980-1981 payı ile aynıdır. örneğin, çevirici güç kapasitesi bakım ından lçel özel kesim gıda sektörünün Türkiye özel kesim gıda sektörü içindeki payı, 1980-1981 ortalaması olarak, %1.1 'dir. Varsayımımız gereği bu oran, 1980 y ı lı için, lçel özel gıda sektörünün Türkiye özel g ıda sektörü içinde sermaye stoku payına eşittir. Bir başka örnek olarak tekstil sektörünü verelim. lçel özel tekstil sektörünün Türkiye özel tekstil sektörü içindeki çevirici güç oranı 1980-1981 'de %3.3 olarak bulunmuştur ve dolayısıyla sabit sermaye stoku içindeki payı da 1980 yılı için %3.3 olarak alınmıştır.

Benzer oranlar diğer özel ve kamu imalat sanayii alt-sektörleri için de hesaplanmış ve 1980 yılı için sermaye stoku tahminleri bulunmuştur. Daha sonraki ve daha önceki yılların sermaye stoku verilerine ulaşma k için ise, sermaye aşınma oranının (amortismanın) %5 olduğu varsayımı ile, şu il işki kullanılmıştır:

Burada i alt-sektör, t yıl , K sabit sermaye stoku, 1 sabit sermaye yatırımıdır. Her iki değişken de 1994 yı lı fiyatları ile ifade edilmiştir. Hemen belirtelim, her alt-sektörün Türkiye sermaye stoku da aynı ilişk i ile tahmin edilmiştir. Tablo 1'in dördüncü sütununda bu şekilde elde edilen !çel özel imalat sanayii sabit sermaye stoku verileri 1978-1979'un 100 olduğu bir endeks olarak yer almaktadır . Aynı tablonun üçüncü sütunu nda ise, lçel özel imalat sanayii sabit sermaye stokunun Türkiye özel imalat sanayii sermaye stoku içindeki payı verilmiştir.

2

Y at ının de flatörleri, DPT Konjonktür Dairesinde n Sayın Ahmet Çe lenkoğlu ' ndaiı alınmışt ır.

173


Tablo 1 lçel imalat Sanayii Sabit Sermaye Yatırımının, Çevirici Güç Kapasitesinin ve Sabit Sermaye Stokunun Türkiye Toplamı içinde% Payı

Dönem

İçel Kamu+ Özel İçel Kamu + Özel İmalat Sanayii İmalat Sanayii Çevirici Güç Sabit Sermaye Kapasitesi, Yatırımı , % Pay % Pay

1.2 2. L l.8 2.0

1978-79 1980-85 1986-91 1992-97

İçel Özel

İçel Özel İmalat Sanayii

Sabit Sermaye Stoku, %Pay

İmalat Sanayii Sabit Sermaye Stoku, Endeks 1978- L979= 100

100.0 105.7 146.5 173.6

3.8 3.2 3.1 2.3

2.3 2.0 1.9

Tablo 1'deki her üç sermaye birikimi göstergesinin verdiği mesaj açıktır: ister kamu + özel olarak, ister yalnızca özel kesim olarak ele ,alalım, lçel imalpt sanayiinin sermaye birikiminin Türkiye içindeki payı son 20 yılda ve özellikle 1990 sonrasında giderek azalmıştır. Vurgulamak gerekir ki, sermaye stokundaki azalma mutlak bir azalma değil göreli bir azalmadır. Diğer bir ifade ile, Tablo 1'in dördüncü sütununda görüldüğü gibi, lçel özel imalat sanayii sermaye stoku 1992-97 döneminde 1978-79 dönemine göre %73,6 oranında daha yüksektir. Ancak sermaye stokundaki büyüme Türkiye genelinde çok daha hızlıdır ve aynı dönem için yaklaşık %178,5 oranındadır.

.

Sermaye birikimine özel sanayinin alt-sektörleri itibariyle baktığımızda , gelişmelerin her sektörde aynı olmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki, özel petrol-kimya, tekstil ve makina gibi sektörjerin yatırımı ve ardından sermaye stoku paylarında çok belirgin düşüşler vardır. Diğer yandan, inşaat sektörüne yönelik çalışan çimento-toprağa dayalı imalat sanayiinin yatırım ve sermaye stoku payında belirgin bir yükseliş vardır. Yatırımdaki ve sermaye stokundaki sektöre! gelişmeler Tablo 2'de verilmektedir. Bu tabloda ve bundan sonraki bölümlerde imalat sanayiinin iki haneli dokuz alt-

Tablo 2 İçel Özel İmalat Sanayii Alt Sektörlerinin Sabit Sermaye Stokunun Türkiye Toplam Özel Alt Sektörler İçipde % Payı

Dönem

1978-79 1980-85 1986-91 1992-97

Özel Gıda İmal at Sanayii Sabit Sermaye Birikimi % Pay Stok Yatırım 1.5 1.0 0.6 0.5

·0.2 0.2 0.3 0.4

Özel Tekstil İmalat Sanayii Sabit Sermaye Birikimi % Pay Stok Yatırım 3.9 3.6 2.7 2.0

l.5 4.8 0.9 l.5

Özel PetrolKimya İmalat Sanayii Sabit Sermaye Birikimi % Pav Stok Yatırım 14.6 11.0 10.0 6.5

8.5 3.0 6.8 3.7

Özel ÇimentoToprak Dayalı İmalat Sanayii Sabit Sermaye Birikimi % Pay Stok Yatı rım 5.5 4.8 5.7 6. l

2.6 4.0 6.5 10.2

Özel Makina lmalat Sanayii Sabit Sermaye Birikimi % Pay Stok Yatırım 1.3 1.4 1.5 0.8

1.5 2.3 0.9 0.1

sektöründen beş' i dikkate alınmıştır, çünkü deri-ayakkab ı, kağıt-basım , demir-çelik ve diğer imalat sanatii sektörlerine ilişkin veriler süreklilik göstermemektedir veya hiç yoktur. Bilindiği gibi DIE, firma sayısının az olduğu durumlarda bu firmalar için veri derlemekte ama yayınlamamaktadır. lçel imalat sanayiinde sermaye birikiminde mutlak anlamda bir artış olduğunu, ancak Türkiye ortalaması ile karşılaştırıldığında göreli olarak, bazı sektöre! istisnalar d ı şında , bir yavaşlama olduğunu saptamış olduk. Acaba istihdamda durum nedir? Bu soru, lçel'in dışarıdan aldığı göçlerle hızlı bir nüfus

174


artışı yaşadığı dikkate alınırsa, daha bir önem kazanıyor. lçel'in 1985'te Türkiye nüfusu içindeki payı %2

iken, 1997'de %2.4'e yükselmiş. Bu gelişmeye karşılık, imalat sanayiindeki istihdamın artmadığını, bazı sektörlerde mutlak olarak bile azaldığını görüyoruz. lçel toplam (kamu + özel) imalat sanayiindeki ve altsektörlerindeki istihdamın Türkiye toplamları içindeki payları Tablo 3'te yer almaktadır. Bu tablodan açıkça görüldüğü gibi, gıda sektörü hariç olmak üzere diğer alt-sektörlerde özel kesim istihdamı göreli olarak azalmaktadır.

lçel toplam (kamu + özel) imalat sanayi istihdamında 1978-1979 dönemine göre 1992-1997 döneminde % 2.9 azalma olduğu görülmektedir. lçel özel kesim imalat sanayiindeki istihdam azalışı daha da fazladır ve aynı dönemde %7.5 olmuştur. içelin dışarıdan göç alması, bu göçün işgücü arzını arttırarak ücreti göreli olarak düşürmesi ve bunun sonucunda da istihdamı arttırması beklenir. Neden bu beklentinin tersi olmakta ve içelde sanayi istihdamı mutlak olarak bile düşmektedir?

Tablo 3 İçel İmalat Sanayiinde ve Alt-Sektörlerinde İstihdamın Türkiye Toplamı İçinde % Pay1 Kamu+Özel Özel Gıda Sanayii

Özel Tekstil Özel Petrol- Özel Çimen. Özel Makina Sanayii Kimya San. Toprak San. Sanayii

İmalat San.

Dönem

İsti hdşmı ,

İstihdamı,

i stihdamı,

İstihdamı,

istihdamı ;

İstihdamı,

% Pay

% Pay

%Pay

% Pav

% Pav

% Pav

1.6 1.6 1.4

1978-79 1980-85 1986-91 1992-97

1.2

1.0 0.9 0.7 1.0

3.6 4.1 3.7 2.6

3.8 3.7 2.8 1.4

4.8 4.3 3.4 2.7

0.9 0.8 0.6 0.7

Bu soruya ilk olarak anket kapsamıyla ilgili bir cevap verilebilir. Mümkündür ki, son yıllarda firmalar istihdam anlamında küçülmekte, istihdam edilen kişi sayısı 10'un altına düşmekte ve küçülen işletmeler de DİE anketi kapsamı dışına çıkmaktadır.

ikinci bir cevap, nufus ve işgücü arzı artışına karşılık, nitelikli işgücü arzının artmaması ve dolayısıyla sanayideki reel ücretlerde Türkiye'nin diğer bölgelerinden daha hızlı bir yükselme ortaya çıkmasıdır. Reel ücretlerin yükselmesi istihdam üzerinde olumsuz etki yapmış olabilir. Tablo 4'te lçeldeki toplam (kamu + özel) ve özel imalat sanayiindeki ücretlerin son 20 yıldaki gelişimi Türkiye ortalaması ile karşılaştırılarak verilmiştir. Bu tabloda göreli ücretin 1'den büyük olması içeldeki ücretin Türkiye ortalamasından yüksek olduğunu , 1'den küçük olması ise içeldeki ücretin Türkiye ortalamasından düşük olduğu anlamına

gelmektedir.

Tablodan anlaşıldığı üzere, 1978-1979 döneminde ücret lçel özel imalat sanayiinde Türkiye İçel toplam imalat sanayiinde, kamunun etkisiyle olsa gerek, Türkiye ortalamasının altındadır. Ancak daha sonraki dönemlerde ücret toplam imalat sanayiinde ve özellikle özel imalat sanayiinde oldukça yükselmiştir. lçeldeki imalat sanayiinde ücretlerin Türkiye ortalamasının oldukça üzerine çıkması araştırılması gereken bir konudur. Belirtmek gerekir ki, bölgede bir yandan önemli göç nedeniyle niteliksiz işgücü birikimi varken, diğer yandan nitelikli işgücü ücretinin yüksek olması , bölgede ortalaması dolayında iken,

sanayileşmeyi

özendirecek bir durum

değildir.

175


Türkiyedeki ortalama gelişme ile karşılaştırıldığında , lçeldeki imalat sanayiinin, istisnalar dışında, sermaye birikimi, istihdam ve katma değer yönünden giderek gerilediği anlaşılmaktadır. Şimdi şu soruya cevap arayabiliriz: Acaba lçel imalat sanayii üretkenli~ bakımınd an nasıl bir gelişme göstermektedir? Bu sorunun cevabı önce işgücü üretkenliği bakımından , sonra sermaye üretkenliği bakımından ve son olarak da ikisini birlikte değerlendiren toplam faktör üretkenliği bakımından aşağıdaki bölümlerde verilmektedir. 111. İŞGÜCÜ ÜRETKENLİGİ YÖNÜNDEN İÇEL-TÜRKİYE-SEKTÖR KARŞILAŞTIRMASI

Bu bölümde lçel ve Türkiye için imalat sanayiinin beş alt-sektörü düzeyinde işgücü üretkenli ği hesaplanmakta ve karş ılaştırılmaktadır. işgücü üretkenliği , ücretli çalışan işçi başına reel katma değer olarak tanımlanm ı ştır. Hesaplamalar ve karşılaştırmalar özel kesimin beş alt-sektörü için yapılmıştır, çünkü, daha önce de belirtildiği gibi, düzenli veriler ancak bu sektörler için vard ır. lşg ü cü üretkenliğini hesapladığımız ilk sektör özel gıda sanayiidir. Bu sektördeki üretkenlik Tablo 6'da verilm iştir. Veriler, lçel için 1978 y ı lına kadar, Türkiye için 1970 yılına kadar geri götürülebi lmi ştir. Sektördeki gelişme daha kolay izlenebilir düşüncesiyl e üretkenlik ayrıca Şeki l 1'de de yansıtılmıştır.

Tablodan ve

şek ilden görüldüğü

gibi, Türkiye

gıda

sanayiinde daha düzenli bir

işgücü üretkenliği

artışı varken, lçel gıda sanayiinde üretkenlik daha da lgalı bir seyir izlemektedir. Son gözlem yılı (1997)

dikkate a lı nmazsa , lçel gıda sanayiinde bir işgücü üretkenlik artışından bahsetmek zordur. lçel'de 1997 yılındak i büyük üretkenlik sıçramasına bir açıklama getirmek kolay değildir; bu sıçramayı verilerde bir niteliksel fa rklılaşmanın sonucu olarak yorumlamaktayız . özel gıda sanayiinde işgücü üretkenliği içel'de Türkiye orta lamasının altında kalmaktadır.

Tablo 6 İçel ve Türkiye Özel Gtda Sanayiinde İşgücü Üretkenliği

YCL 1970 197 l 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

LPR3 lC TÜR 0,048662 0,047 188 0 ,047684 0 ,052937 0,049 17 1 0 ,054722 0 ,070732 0 ,073585 0 ,083301 0,086084 0,083 137 0,083805 0,09354 0,091 194

LPR31C İÇEL

YIL

0,04374 0 ,06 163 0 ,06725 0 ,05758 0 , 11874 0,04573

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 199 1 1992 1993 1994 1995 1996 1997

LPR3 lC TÜR 0,082572 0,079604 0,094082 0,116418 0, 117679 0,120 173 O, 143575 O, 18183 0, 191262 0,225023 0 , 199875 0,209012 0, 190943 0, 179159

177

LPR3lC İÇEL

0 ,03957 0,051 3 0 ,06343 0 ,07733 0 ,06638 0 ,07041 0, 10692 O, 11099 0,07937 0,106 14 0 ,06 134 0,0778 l 0,02958 O, 14398


Şekil 1 İçel ve Türkiye Özel Gıda Sanayiinde İşgücü Üretkenliği İŞGÜCÜ ÜRETKENLİGI-GIDA 0,25

o.,

I

:::; 0,15 zw x:: ıw a:: 0,1

~LPR31CTÜR - - - LPR31 C IÇa

t

:::>

0,05 1

o

1

o,.._

('I ,.._

O)

O)

..-

..-

v ,.._

c:o ,.._

<X) ,.._

o<X)

O)

..-

O)

O)

O)

..-

..-

..-

('I <X) O)

..-

v

<X) O)

vır

1

c:o

<X)

O)

..-

1

1

1

'

<X) <X)

oO)

O)

O)

..-

1

..-

1 ('I O) O)

....

1

1

v

O) O)

..-

1

1

c:o

O) O)

.....

Tekstil, işgücü üretkenliğini hesapladığımız ikinci sektördür ve bu sektördeki üretkenlik Tablo ?'de ve Şekil 2'de yer almaktadır. Tablonun ve şekilin yansıttığı gibi, lçel tekstil sanayiinde işgücü üretkenliği özellikle 1980'1er başında bir sıçrama ile Türkiye ortalamasının üzerine çıkmış ve genellikle de bu ortalamanın üzerinde kalmıştır. Ancak son .birkaç yıldır, lçeldeki üretkenliğin düşmesi nedeniyle, aradaki fark giderek kapanmıştır.

Tablo 7 İçel ve Türkiye Özel Tekstil Sanayiinde İşgücü Üretkenliği

YIL 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

LPR32C TÜR 0,053502 0,060059 0,065857 0,066033 0,051081 0,049057 0,090185 0,087737 0,091643 0,09 1676 0,077013 0,070948 0,072431 0,069892

LPR32C İÇEL

0,09185 O, 14252 0,14685 0,12438 0,14903 0,10462

YIL 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

LPR32C LPR32C İÇEL TÜR 0,073208 0,080123 0,081893 0,094816 0,087292 0,08729 0,097196 0,123134 O, 138739 0,152075 0,160766 O, 140254 0,132443 0,137225

178

0,12104 0,07115 0,08962 0,14517 0,08919 0,09687 0,12682 0,16486 0,16402 0,22717 O, 18984 0,17862 0,19547 0,13628


Şekil 2 İçel ve Türkiye Özel Tekstil Sanayiinde İşgücü Üretkenliği iŞ GÜCÜ ÜRETKEN LİGİ-TEKSTİL 0,25

~

-+- LPR32C TÜR ,ı- LPR32C IÇ8-

0,2 • ''.:j

z 0,15 w ::ıı:: ı-

w :~

0,1

o

-;-'--!-

o ,.._

N

,.._

..,.,.._

....

....

....

1

'

1

,.._

,.._

(X)

....

O)

(O

O)

....

o (X)

.... aı

N

(X) O)

....

..,. ....

(X) aı

1 (O (X) aı

....

(X) (X) aı

....

o

.... aı

N

O) O)

....

..,.

O) aı

....

(O aı aı

....

YIL

özel petrol-kimya sanayii için hesaplanan işgücü üretkenliği değerleri Tablo 8'de ve Şekil 3'te gösterilmiştir. lçel'in bu sektördeki işgücü üretkenlik değerleri Türkiye ortalamasına göre çok yüksektir,

bunun da önde gelen nedeni ATAŞ rafinerisinin lçeldeki önemli ağırlığıdır. Bu rafineri, lçel petrol-kimya sanayiine ilişkin değerleri neredeyse tek başına belirlemektedir. Bu açıdan bakıldığında, lçel petro-kimya sanayiini Türkiye ortalaması ile karşılaştırmak doğru olmayabilir.

Tablo 8 İçel ve Türkiye Özel Petrol-Kimya Sanayiinde İşgücü Üretkenliği

YIL L970 197 L 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

LPR35C TÜR 0, 149415 O, 15859 O, 191182 0, 163441 O, 129398 0,150936 0,249952 0,230005 0,255544 0,217733 0,224371 0,257376 0,251348 0,218709

LPR35C İÇEL

1. ,14726 0,37273 l,78505 2,87297 2,8788 2,07368

YIL 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1.997

LPR35C LPR35C İÇEL TÜR 0, 195358 0,226476 0,372446 0,269713 0,266392 0,302553 0,352033 0,403167 0,442896 0,529904 0,455545 0,50596 0,432831 0,417832

179

1,26381 1,37081 2,57035 1,06505 0,85308 1,9178 2,15846 2,70946 2,86501 3,66505 1,88736 3,35202 3,70223 2,86894


,-

Şekil 3 İçel ve Türkiye Özel Petrol-Kimya Sanayiinde İşgücü Üretkenliği İŞGÜCÜ ÜRETKENLİGİ-PETROL-KİMYA

41 3,5 1

ı-

3 -ı-

---

..

~ LPR35C TUR 1 LPR35C ıça

1

":J 2,5 T

ffi

1

~

2 .

:~

1,5 •

w

o ,-...

.... CTı

"<t ,-...

N

bi ....

....

CTı

(O

,-...

....

CTı

C() ,-... CTı ,...

oC() CTı ,...

-, N

"<t

....

....

C() CTı

C() CTı

(O C() CTı

....

'

C() C() CTı

....

1 -1-

o

N

....

....

CTı CTı

CTı CTı

'8;

.... CTı

(O CTı CTı

....

YIL

lşgücü üretkenliğini hesaplad ığımız dördüncü sektör özel çimento-toprağa dayalı sanayiidir ve Türkiye ve lçel üretkenlik değerleri :Tablo 9 ve Şekil 4'te görülebilir. Bu sektördeki işgücü üretkenliğinde hem Türkiye'de hem lçel'de düzenli bir artış vardır. Ancak lçel'deki üretkenlik artışı Türkiye ortalamasının üzerindedir ve aradaki fark son dönemde açılmıştır. Bu durum, lçel'de inşaat faaliyetinin yüksek olması nedeniyle yaratılan ölçek ekonomilerinin bir sonucu olarak açıklanabilir.

Tablo 9 İçel ve Türkiye Özel Çimento-Toprağa Dayalı Sanayide İşgücü Üretkenliği YIL 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

LPR36C TÜR 0,095388 0,104904 0,107658 0,102288 0,087034 0,093326 O, 119041 0,121873 O, 140396 0,101802 0,10696 0,123845 O, 127914 O, l 17287

LPR36C İÇEL

O, 16237 0,18396 0,1563 0,36177 0,43982 0,15397

YIL 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

LPR36C

LPR36C

TÜR

İÇEL

0,108547 0,110743 O, 13396 0,162 12 0,161751 0,170324 0, 199609 0,216855 0,253278 0,344425 0,335959 0,351406 0,331819 0,350768

180

0,16918 0,18405 0,22559 0,26716 0,28091 0,29314 0,26 145 0,31497 0,39545 0,47878 0,44655 0,54052 0,53258 0,66591


Şekil 4 İçel ve Türkiye Özel Çimento-Toprağa Dayalı Sanayide İşgücü Üretkenliği İŞGÜCÜ ÜRETKENLİGİ-ÇİMENTO-TOPRAGA DAYALI SANAYİ 0,7 0,6 0,5

+

-

':::i

ffi

-+- LPR36C TÜR] LPR36CiÇa

0,4

X: ı-

~ 0,3

,::,

0,2 -

o 1970 1972 1974 1976 1978 1980 1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 YIL

lşgücü üretkenliğini hesapladığımız beşinci ve sonuncu sektör özel makina sanayiidir. Bu sektörde gözlenen üretkenlik Tablo 10'da ve Şekil 5'te gösterilmiştir. Tablodan ve şekilden izlenebildiği gibi, bu sektördeki işgücü üretkenliği 1980'ler başından ortalarına kadar olan dönemde lçel'de Türkiye üretkenliği ile başabaş bir seyir izlemiştir. Ancak 1980'1er sonundan itibaren lçel üretkenliği Türkiye ortalamasının altında kalmıştır.

Tablo 10 İçel ve Türkiye Özel Makina Sanayiinde İşgücü Üretkenliği

YIL 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 198 1 1982 1983

LPR38C TUR 0,054618 0,059374 0,070304 0,073213 0,073953 0.095144 0, 125935 0,102112 0, 11 4923 0,098 15 0,067019 0,078494 0,086423 0,093309

LPR38C İÇEL

0,03488 0,06947 0,03317 0,08546 0,04228 0,1191

YIL 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

LPR38C TUR 0,101675 0,10915 0, 122775 0,143147 0, 137246 O, 13692 1 O, 185392 0,2429 15 0,305763 0,386508 0,345389 0,35 1727 0,342 107 0,397432

181

LPR38C İ ÇEL

0,05562 0,07502 0,07603 0, 15535 0,05766 0,02673 0,0834 1 O, 12788 O, 1207 0,2139 0,20319 0,22967 0,21995 0,20886


Şekil 5 İçel ve Türkiye Özel Makina Sanayiinde İşgücü Üretkenliği İŞGÜCÜ ÜRETKEN~İGİ-MAKİNA 045 -ı--

L

o.4

~

ı

0,35

- L-PR3 _ 8_C_TU -.. R --,1

!--11- LPR38C IÇa 1

0,3 -

·::;

z 0,25 w

1~ w et:

::::::,

j

O2 -

0,;5 0,1

0,05

o

o ,.._

....

O)

N ,.._

..,. ,.._

O)

O)

....

....

1

'

<O ,.._

....

O)

1 C() ,.._

.... O)

oC()

.... O)

N C() O)

....

..,. C() O)

....

<O

C() O)

....

C() C() O)

o

<O

....

....

O) O)

O) O)

YIL

işgücü üretkenliği bakımından sektörlerarası bir karşılaştırma yaparsak 1978-1997 döneminin

bir sıralama ortaya çıkmaktadır? Bu soruya cevap vermek için Türkiye'de en düşük işgücü üretkenl i ğine sahip tekstil sektörünü baz alarak bu sektöre 100 değeri verdik ve diğer sektörleri endeks sayısı olarak ifade ettik. Bu endeksleme ile Tablo 11 'deki sonuç çıkmaktadır.

bütünü için

nasıl

Tablo 11 İçel ve Türkiye Özel İmalat Sanayiinde İşgücü Üretkenliği; Türkiye Özel Tekstil Sektörü = 100 SEKTÖR GIDA TEKSTİL

PETROL-KİMYA ÇİMENTO-TOPRAK MAKİNA

TÜRKİYE

İÇEL

1,29 1,00 3,20 1,92 1,87

0,72 1,34 21,06 3,16 1,09

1978-1997 ortalaması olarak, Türkiye'de en düşük işgücü üretkenliği tekstil sektöründe, en yüksek işgücü üretkenliği petrol-kimya sektöründedir. lçel'de ise en düşük işgücü üretkenliği gıda sektöründe, en

yüksek üretkenlik de gene petrol-kimya sektöründedir. Ancak lçel'in petrol-kimya üretkenliğini yüksek gösteren ATAŞ'tır ve bu sektörü karşılaştırma kapsamına almak doğru olmayabilir. lçel'de işgücü üretkenliği en yüksek sektör olarak çimento-toprak sektörünü göstermek daha doğru olabilir. iV. SABİT SERMAYE ÜRETKENLİGİ YÖNÜNDEN İÇEL-TÜRKİYE-SEKTÖR KARŞILAŞTIRMASI

Bu bölümde lçel ve Türkiye için imalat sanayiinin beş alt-sektörü düzeyinde sermaye üretkenliği hesaplanmakta ve karşılaştırılmaktadır. Sermaye üretkenliği birim sermaye başına katma değer olarak tanımlanmıştır ve her sektörde yaratılan reel katma değerin o sektördeki sermaye stokuna oranıdır. Altsektörlerin 1980 sonrası dönemdeki sermaye stoku, daha önce Bölüm ll'de açıklandığı şekilde, 1980 yılı sermaye stokuna 1980 sonrasının net yatırımları eklenerek bulunmuştur. 1978 ve 1979 stokları ise 1980

182


yılı sermaye stokundan net yatırımlar çıkarılarak

bulunmuştur. Her alt-sektördeki reel katma değer ise

işgücü üretkenliği hesaplamasında kullanılan katma değerdir.

Sermaye üretkenliği, sermayenin . etkin kullanımının bir ölçütüdür. Böylece bu değişken , sermayenin içerdiği teknolojik ilerlemeyi yansıtması yanında örneğin kapasite kullanımındaki değişmeleri de yansıtmaktadır. Daha yüksek kapasite kullanımı , aynı miktar sermaye stoku ile daha fazla katma değer üretmek anlamına geldiği için, sermayenin daha etkin kullanım ı demektir. Sermaye üretkenliği önce özel gıda sanayii için hesaplanmıştır. Bu sektördeki üretkenlik Tablo 12'de yer almaktadır. Sermaye üretkenliği değerleri , daha kolay izlenir düşüncesiyle , Şekil 6'da da yansıtılmıştır. Tabloda ve şekilde görüldüğü gibi, Türkiye özel gıda sanayiinde sermaye üretkenliği çok küçük bir artış trendine sahiptir. lçel özel gıda sanayiinde sermaye üretkenliği , aynen işgucu üretkenliğinde olduğu gibi, daha dalgalı bir seyir izlemektedir. Son gözlem yılı (1997) dikkate alınmazsa , lçel özel gıda sanayiinde sermaye üretken liği Türkiye ortalamasının altında kalmıştır. lçel'de1997 yılında gözlenen sermaye üretkenlik sıçramasının veri derlemede ve/veya verilerde bir niteliksel farklılaşmadan kaynaklandığını düşünmekteyiz ve kalıcı olmasını mümkün görmüyoruz.

Tablo 12 İçel ve Türkiye Özel Gıda Sanayiinde Sermaye Üretkenliği

YrL l970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

CPR31C TÜR 22,17677 20,47335 21,3 1881 22,46971 22,35267 18, 15756 20,68608 19,797 1 23,79237 16,75286 17,40432 17,89128 20,26749 18,78208

CPR3 1C

LÇEL

6,4 173311 10,602123 14,368846 12, 185085 24,943989 9,7526502

CPR31C TÜR

YJL 1984 l985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

16, 12191 15,33473 18,58432 22,0628 22,37747 23,58753 25,03487 29,17302 28,69093 29,26922 23,85457 24,92222 22,08346 19,70848

183

CPR31C İ ÇEL

8,4510831 9,835389 12,6696 12 15,167361 10,9268 19 17,880056 26,761692 27,044696 22,120962 32,097346 13,080415 18, 179004 13,793638 47,698636


Şekil 6 İçel ve Türkiye Özel Gıda Sanayiinde Sermaye Üretkenliği SERMAYE ÜRETKENLİGİ - GIDA

60

-+- CPR31 C lÜR

---- CPR31 C iÇB..

1

40 .:::i

z

w

~ ı-

30

°

20

j

w o:: :::>

10 ,

o1970 1972 1974 1976 1978 1980 1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 YIL

Özel tekstil sanayiinin sermaye üretkenliği değerleri , Tablo 13'de ve Şekil ?'de verilmiştir. Tabloda ve şekilde görüldüğü gibi, Türkiye özeJ tekstil sanayiinin sermaye üretkenliği bir artış veya azalış trendine sahip değildir. lçel özel tekstil sanayiinin sermaye üretkenliği ise, 1970'1er sonunda ve 1980'1er başında Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir. 1980'1er ortalarından itibaren bu üstünlük kaybolmuş ve hatta lçel özel tekstilinde sermaye üretkenliği Türkiye aralamasının bile altına düşmeye başlamıştır.

Tablo 13 İçel ve Türkiye Özel Tekstil Sanayiinde Sermaye Üretkenliği

YlL 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

CPR32C TÜR 22,67847 2 l ,5480l 2 3,9253 20,59016 12,70912 l 1,59635 20,26723 20,080 13 19,80862 l3, 13409 11,63651 11 ,5945 12,44149 12,5578

CPR32C İÇEL

16,434979 24,9785 Ll 28,268553 24,496934 28,001976 15,848607

YIL

CPR32C TÜR

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 199 l 1992 1993 1994 1995 1996 1997

13,34173 13,3466 13,06841 15,68646 14,23515 14,28392 15,06686 16,33909 19,87278 21 ,32586 21 ,20473 19,23978 17,98574 18,88226

184

CPR32C İÇEL

18,858705 10,949846 13,974329 24,721115 14,63104 14,523573 16, 198858 17, 143268 15,865112 20,402374 15,670211 20,473643 25,274582 14,734 I 85


Şekil 7 İçel ve Türkiye Özel Gıda Sanayiinde Sermaye Üretkenliği

1

SERMAYE ÜRETKENLİGİ -TEKSTiL 30 25

j

20 :J

z

w ~

ı-

15

w o::

:::::,

10

~CPR32CTÜR

_____ ----- CPR32C IÇa. _,

5

o

L~ ..--,-

~

.--

~

-.-l

--,-

o

N

... ...

~

aı aı

.....

<O

...

aı aı

Yll

Tablo 14 ve Şekil 8 özel petrol-kimya sanayiinin sermaye üretkenliği değerlerini içermektedir. Tablodan ve şekilden anlaşıldığı gibi, Türkiye özel petrol-kimya sanayiinin sermaye üre tkenliğinde 1990'1arda az da olsa bir gerileme vardır. lçel özel petrol-kimya sanayiinin sermaye üretkenliğini önemli ölçüde belirleyen ATAŞ'tır ve dolayısıyla bu sektördeki sermaye üretkenliği Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Ancak lçel'in petrol-kimya sektöründeki bu üstünlüğü giderek azalmaktadır.

Tablo 14 İçel ve Türkiye Özel Petrol-Kimya Sanayiinde Sermaye Üretkenliği

YIL 1970 197 1 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

CPR35C TÜR 37,91026 36,5922 45,96269 43,52841 30,7521 l 29,10098 40,62726 33,36657 34, 17426 27,83371 27,538 18 32,09608 32,07554 25,06956

CPR35C

iÇEL

36,638986 11,994307 77,222077 142,30904 143,27686 77,303955

YIL

CPR35C TÜR

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

19,92356 22,47674 38,08065 27, 18236 26,18727 27,96734 29,93886 28,44867 30,3939 33,66466 25,54442 27,94318 24,36 146 23,75027

185

CPR35C İ ÇEL

50,710742 58,853489 98,184542 35,206517 29,399 195 70,980305 75,922069 74,836958 72,243752 87,103341 48,766976 80,35768 81, 136836 62,698317


Şekil 8 İçel ve Türkiye Özel Petrol-Kimya Sanayiinde Sermaye Üretkenliği SERMAYE ÜRETKENLİGİ ·PETROL-KİMYA

160 1

--+- CPR35C TOR

140 1

120

1

I =..J

zw

1~ a: 1

:::>

---- CPR35C /ÇEL

i

100 ; 80 60 40

1

J

l 1

20 1 o

-r-

o

(\J

....

r,... oı

"....

"...."'" oı

<O r,...

o(X)

....

....

(\J (X) oı

....

ı oı

....

YIL

<O

(X) oı

....

(X) (X) oı

.....

o. oı oı

....

<O

(\J oı oı

oı oı

....

,-.

özel çimento - toprağa dayalı sanayiinin sermaye üretkenliği değerleri Tablo 15 ve Şekil 9'da verilmektedir. Verilerden anlaşıldığı üzere, Türkiye özel çimento-toprağa dayalı sanayiinin sermaye üretkenliğinde 1970'1erde bir gerileme olmuş, daha sonra bu gerileme bir ölçüde tersine dönmüşse de 1970'1er başındaki düzeyini yakalaya-mamıştır. lçel'de ise özel çimento-toprağa dayalı sanayiinin sermaye üretkenliğinde, diğer sektörlerde olduğu gibi, 1980'1er başında bir sıçrama olmuş, üretkenlik daha sonra Türkiye ortalamasına doğru inmiş , 1997'de ise gene bir sıçrama yaşanmıştır.

Tablo 15 [çel ve Türkiye Özel Çimento-Toprak Sanayiinde Sermaye Üretkenliği

YIL l970 197 1 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

CPR36C TÜR 35,222 16 32,85912 32,42987 25,82561 20,2838 18,21556 17,78173 18,30091 21,41809 15,05907 15,96847 17,35509 18,20814 16,76242

CPR36C İÇEL

20,126733 24,09086 18,504403 47,53606 60,017578 21,992964

YIL

CPR36C TÜR 15,57605 16,81492 19,34024 21,85789 21 ,05045 20,41107 19,38831 16,73706 18,70316 23,344 20,9655 l 21,31852 19,22581 20, 19961

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

186

CPR36C İÇ EL

25,057318 25,905578 30,587065 34,867935 30,334211 29,103343 19,469054 18,480278 20,818474 22,31023 20,771365 25,153075 20,853255 37,709229


Şekil 9 İçel ve Türkiye Özel Çimento-Toprak Sanayiinde Sennaye Üretkenliği 1 SERMAYE

ÜRETKENLİGİ - ÇiMENTO - TOPRAÖA DAYALI SANAYİ

70

l

60

1.5

-+-CPR36C

1

TÜR-ıl

--11- CPR36C /ÇEL

50

zw 40

:ıc: ı-

~ 30

::::>

L

1970 1972 1974 1976 1978 1980 1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996

_v_ıL_ _ __

Tablo 16 ve Şekil 10'da özel makina sanayiinin sermaye üretkenliği değerleri verilmektedir. Bu değerlerden anlaşıldığı üzere, Türkiye özel makina sanayiinin sermaye üretkenliğinde 1970'1er sonundaki gerilemeden sonra 1980'1erde ve 1990'1arda oldukça hızlı bir artış olmuştur. lçel'de ise, özel makina sanayiinin sermaye üretkenliğinde 1990'a kadar bir değişme olmazken ve üretkenlik Türkiye ortalamasının oldukça altında iken, 1990 sonrasında hızlı bir yükselme olmuş ve 1995 sonrasında Türkiye ortalamasına oldukça yaklaşmıştır.

Tablo 16 İçel ve Türkiye Özel Makina Sanayiinde Sennaye Üretkenliği

YIL 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

CPR38C

CPR38C

TÜR

i'ÇEL

12,88482 12,69572 16,68703 19,57947 20,53977 20,09232 23,51107 19, 13063 18,06033 14,6129 10,19178 12,36254 13,94945 15,06428

4,2440942 7,5308842 2,7424843 7,9800873 6,471618 18,484498

yn.,

CPR38C TÜR 16,01 857 16,84131 18,94153 20,39L03 18,9443 17,70237 24,42322 27,56692 32,05806 38,12818 28,49333 28,53759 28,47482 35,00849

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

187

CPR38C İÇEL

'6,4671576 7,0114263 6,4681632 9,9629676 3,9831687 l,8735772 5,9602061 7,5295358 9,9703621 19,768651 19,106351 22,526035 24, 138713 33,889265


Şekil 10 İçel ve Türkiye Özel Makina Sanayiinde Sermaye Üretkenliği SERMAYE ÜRETKENLlGi - MAKİNA

45

40

j

35 ':::::i

ffi ~ tiio::

:::>

-+- CPR38C TÜR - . - CPR38C IÇB.

30 25

20 15 10 5

o ~ O) ......

~ O) ......

<o

r-..

O)

......

~

O)

......

~ O)

......

(\j <X)

<o

<X) <X)

o

(\j

<X)

O)

O)

O)

O) .....

......

O)

O) .....

O) .....

......

~

<o

.....

O) .....

O) O)

O)

YIL

Sermaye üretkenliği bak ı mından sektörlerarası bir karşılaştırma yapmak için Türkiy_e'de en düşük sermaye üretken liğine sahip tekstil sektörünü baz alarak bu sektöre 100 değeri verdik ve d i ğer sektörleri endeks sayısı olarak ifade ettik. Bu endeksleme ile Tablo 17'deki değerlere ulaştık.

Tablo 17 İçel ve Türkiye Özel İmalat Sanayiinde Sermaye Üretkenliği Türkiye Özel Tekstil Sektöıü = 100

SEKTÖR

TÜRKİYE

İÇEL

GIDA

1,38

l, 12

TEKSTİL

PETROL-KiMY A ÇfMENTO-TOPRAK

l ,00 1,79 1,2 1

MAKİNA

1,38

1,2 1 4,49 l,76 0,72

1978-1997 ortalaması olarak, Türkiye'de en düşük sermaye üretkenliği , işgücü üretkenliğinde ol duğu gibi tekstil sektöründe, en yüksek işgücü üretkenliği petrol-kimya sektöründedir. lçel'de ise en düşük sermaye üretkenliği makina sektöründe, en yüksek üretkenlik de gene petrol-kimya sektöründedir. ATAŞ ' ın bel irleyic i liği nedeniyle petrol-kimya üretkenliğini dikkate almazsak, lçel'de sermaye üretkenliği en yüksek sektör gene çimento-toprak sektörüdür. V. TOPLAM FAKTÖR ÜRETKENLİGi YÖNÜNDEN İÇ EL-TÜRKİYE-SEKTÖR KARŞILAŞTIRMASI

Bu bölümde lçel ve Türkiye imalat sanayiinin beş alt-sektörü için Toplam Faktör üretkenliği (Total Factor Productivity) hesaplanmakta ve karşılaştırılmaktadır. Toplam faktör üretkenliğ i hesaplamasında şöyle bir yol izlenmektedir.

188


Önce, her bir alt sektörde üretimin türevlenebilen şöyle bir bir üretim işlevi ile temsil edildiği varsayılmaktad ı r;

Qt = Aı f(Kı, Lt) Burada Q reel katma değer, A toplam faktör üretken l iği endeksi, K reel sermaye stoku ve L istihdam edilen işçi sayısıdır. Eğer işlevin f(Kı, L1) kısmını K ve L'nin bir bileşimi olarak diyelim ki F gibi bir değişkene indirgeyerek ifade edebilirsek, toplam faktör üretkenliği şöyle yazılabi l ir; Aı

= Q1 /F1 veya F

lnAı

= lnQ1- lnF1

değişkenini

elde edebilmenin kolay bir yolu üretimin tam rekabet

koşullarında

ve

ölçeğe

göre

sabit getiri varsayımı altında yapı ldığını varsaymaktır. Bu durumda, lnFı

= (s)lnK1- (1-s)lnl1

yazılabilir.

Burada s üretimin sermaye esnekliği, (1-s) üretimin işgücü esnekliğidir. Yukarıda yaptığımız

varsayımlar altında s katma değer içinde sermayenin (ücret dışı unsurların) payı , (1-s) işgücünün (ücretin) payıdır. Bu varsayımlar ve tanımlar kullanılarak toplam faktör üretkenliği endeksi logaritmik olarak şöyle

hesaplanabilir; lnA1 = lnQ1- (s)lnK1-(1-s)lnL1 Demek ki, toplam faktör üretkenliği, katma değerdeki artışın sermaye ve işgücü artışı ile açıklanamayan , yani faktör artışlarından artakalan kısmının ifadesidir ve bu nedenle "artık" olarak da bilinir. Bu ilişkideki Q, K ve L zaten daha önce il. ve 111. bölümlerde kullanılmış değişkenlerdir. ücretin katma değer içindeki payın ı DİE'nin "ücret ödemesi" değşkeninden elde etmek mümkündür. Toplam faktör üretkenliği, sermayenin ve işgücünün birlikte etkin kullanımının bir ölçütüdür. işgücü ve sermaye üretkenliği arttıkça toplam faktör üretkenliği de yükselmektedir. Toplam faktör üretkenliği önce özel gıda sanayii için hesaplanmıştır. Bu sektördeki üretkenlik Tablo 18'de ve Şekil 11'de yer almaktadır. Tabloda ve şekilde yansıtıldığı gibi, Türkiye özel gıda sanayiinde toplam faktör üretkenliği çok yüksek olmayan bir artış trendine sahiptir, ancak 1994 sonrasında düşüş göstermektedir. lçel özel gıda sanayiinde toplam faktör üretkenliği , işgücü ve sermaye üretkenliğinde gözlendiği gibi, daha dalgalı bir seyir izlemektedir. Son gözlem yılı (1997) dikkate alınmazsa, İçel özel gıda sanayiinde toplam faktör üretkenliği Türkiye ortalama üretkenlik artışına paralel bir seyir izlemektedir. lçel'de 1997 yılında gözlenen büyük üretkenlik sıçramasına , ki işgücü ve sermaye üretkenliğinde de aynı sıçrama gözlenmiştir, bir açıklama getirmek pek kolay değildir. Ancak, daha önceki bölümlerde de ifade ettiğimiz gibi, bu sıçramayı daha .çok verilerde bir niteliksel farklılaşmanın sonucu olarak yorumlamaktayız.

189


Tablo 18 İçel ve Türkiye Özel Gıda Sanayiinde Toplam Faktör Üretkenliği YIL

TFP31C TÜR

1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

TFP31C İÇ EL

1,03865 0,9395 l 0,98705 1,05 124 1,04079 0,89881 1,07805 1,05730 1,25054 0,98932 1,00000 1,02309 1,15571 1,08297

TFP31C TÜR

YIL

0,51621 0,79037 1,00000 0,85035 1,74021 0,67911

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

TFP3 1C

fCEL

0,93884 0,89632 1,07883 1,28887 1,30380 l,36968 1,49345 1,76586 1,75289 1,8 1697 1,46875 1,52823 1,36936 1,23995

.

0,58820 0,7042 1 0,89582 1,07456 0,80229 1,18088 1,76655 1,80419 1,38923 1,98415 0,91090 1,23854 0,9889 1 3, 14636

Şekil 11 İçel ve Türkiye Özel Gıda Sanayiinde Toplam Faktör Üretkenliği

------ - - - -

--------

TOPLAM FAKTÖR ÜRETKENLİGİ 1980=100 • GIDA

- - - - - ----

3,50

-+-TFPJ1CTOR1

1

3,00 i 2,50

1

.

lL_ --1C _ İÇB. _1 _TFPJ __

1

i2.oo ~ :ıı:: ~

l,~ 1,50

i

1,00

~

0,50

j

0,00

j -

-

.----

-

-

--

--

,-,-

-,----,-

~

1970 1972 1974 1976 1978 1980 1982 YIR84 1986 1988 1990 1992 1994 1996

- --- -

-----

Özel tekstil sektöründeki toplam faktör üretkenliği Tablo 19'da ve Şekil 12'de yer almaktadır. Verilerden de anlaşıldığı üzere, Türkiye özel tekstil sanayiinde toplam faktör üretkenliği bir artış trendine sahiptir, ancak 1994 sonrasında bir düşüş , duraklama vardır. lçel özel tekstil sanayiinde toplam faktör üretkenliği daha dalgalı bir seyir izlemektedir ve, daha da önemlisi, bir artış trendine sahip de~ildir. Bu durumda lçel'de tekstil sanayiinin bir çekim sektörü olması ve daha fazla istihdam yaratan bir potansiyel büyüme merkezi olması zor görünmektedir.

190


Tablo 19 İçel ve Türkiye Özel Tekstil Sanayiinde Toplam Faktör Üretkenliği YIL 1970 197l 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

,-

TFP32C TÜR

TFP32C

YIL

iCEL

1,34903 1,3 1321 1,57653 1,39376 0,88941 0,80277 1,56961 1,49839 1,5 1207 1,14781 1,00000 0,96854 l,02900 1,02597

0,59559 0,89826 1,00000 0,8629 1 0,99560 0,61658

TFP32C TÜR

1984 1985 1986 l987 1988 1989 1990 199 1 1992 1993 1994 1995 1996 1997

TFP32C İÇEL

l,08958 1, 11871 1, 10837 1,32387 1,20384 1,20499 1,28686 1,45635 l,72778 l,86365 1,85734 l,67984 l,58103 1,65541

0,69536 0,42007 0,52549 0,89237 0,55506 0,56047 0,63690 0,73678 0,68505 0,86542 0,64156 0,79249 0,96146 0,6 1060

Şekil 12 İçel ve Türkiye Özel Tekstil Sanayiinde Toplam Faktör Üretkenliği

-

TOPLAM FAKTÖR ÜRETKENLIGI 1980=100 - TEKSTİL

- - - - - ---

2,00 1 1,80

1,60 1 1,40

20 ı"i 11,00 · ı w I,~ o.ao ~

0,60 "

o,4o L 0,20 1 0,00

_ __ -+- TFP.32C TÜR

TfP.32C IÇB. ~ 1 L__ - - ~1~ 1m1~1•1~1~1m1~1m YIL r-,-,

----r-,--

,-,-

-,--.

-

- - - -- -------- -

--

-

özel petrol-kimya sektöründeki toplam faktör üretkenliği Tablo 20'de ve Şekil 13'de gösterilmektedir. Verilerden de anlaşıldığı üzere, Türkiye özel petrol-kimya sanayiinde toplam faktör üretkenliği bir artış trendine sahip değildir ve 1994 sonrasında bir düşüş gözlenmektedir. lçel özel petrolkimya sanayiinde toplam faktör üretkenliği hem daha dalgalıd ı r hem de gene bir art ış trendine sahip değildir. lçel'in petrol-kimya sanayiindeki toplam faktör üretkenliğinde zaman zaman düşüşler · de görülmektedir. Anlaşılan , lçel'de bu se~törde belirleyici olan ATAŞ rafinerisinde toplam faktör üretkenliğini arttıracak yeni yatınmlar gibi önlemler gündemde değildir.

191


Tablo 20 İçel ve Türkiye Özel Petrol-Kimya Sanayiinde Toplam Faktör Üretkenliği YIL 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983

TFP35C TÜR l , 10643 1,11462 1,40209 1,2 1788 0,88109 0,92167 1,35447 l,14228 1,2 1167 1,00034 1,00000 1,16329 1,15930 0,91948

TFP35C

iCEL

YIL

· 0,49023 O, 16371 1,00000 1,83898 1,85131 1,00312

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

TFP35C TÜR

TFP35C İCEL

0,74475 0,83978 1,40421 1,01150 0,97632 1,05433 1,15189 1,13754 l,21193 1,344 16 1,01699 l,11364 0,98110 0,95825

0,65806 0,76230 1,27393 0,46070 0,38457 0,92172 0,98996 0,98483 0,95333 1,14820 0,64410 1,05589 1,06732 0,82724

Şekil 13 İçel ve Türkiye Özel Petrol-Kimya Sanayiinde Toplam Faktör Üretkenliği TOPLAM FAKTÖR ÜRETKENLİGİ 1980=100 - PETROL. KİMYA 2,00

-.------------------.--------r-ı

~TFPJ5CnJR --a- TFPJ5C lçEİ.

1,80 1,60 1,40

i

1,20

~

1,00

w w

:~ 0,80 0,60 0,40 0,20 0,00

-ı-~~~~~~~-.-~~---.-~---.-~~~-.-~~---.-~~

1970 1972 1974 1976 1978 1980 1982 Yıf84 1986 1988 1990 1992.1994 1996

Özel çimento-toprağa dayalı sektöründeki toplam faktör üretkenliği Tablo 21'de ve Şekil 14'de gösterilmektedir. Verilerden izlenebildiği gibi, Türkiye özel çimento-toprağa dayalı sanayide toplam faktör üretkenliği çok küçük bir artış trendine sahiptir. lçel özel çimento!toprağa dayalı sanayide toplam faktör üretkenliği, 1980'1er başındaki hızlı çıkıştan sonra gerilemiş ve Türkiye ortalamasına yaklaşmıştır. lçel'de bu sektördeki üretkenlik artışının 1980'1er başındaki sıçramasını ise anlamak pek mümkün değildir.

192


Tablo 21 İçel ve Türkiye Özel Çimento -Toprağa Dayalı Sanayide Toplam Faktör Üretkenliği TFP36C TÜR

YIL

1,64944 l,66209 1,65615 l,35757 1,07233 1,01903 l,11331 l, 14353 l,33122 0,94654 1,00000 l , L0414 1,15563 1,06177

1970 197 1 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 Şekil

İÇEL

YIL

l ,06783 1,32435 l,00000 2,60552 3,29347 1, 11221

TFP36C

TFP36C TÜR

TFP36C

iÇEL 1, 15799 l,29057 1,41436 1,28320 1,25986 1,00661 0,97157 1,00 160 L,07012 L, 12485 0,98832 1,05130 0,84530 l, 14897

0,98655 l,04841 1,21822 1,38987 1,34697 l,33730 1,33754 1,22719 1,36718 1,67015 1,47592 1,5341 L 1,41370 l,48459

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997

14 İçel ve Türkiye Özel Çimento-Toprağa Dayalı Sanayide Toplam Faktör Üretkenliği

ÜR~TKENLİÖİ

TOPLAM FAKTÖR 1980=1~0 TOPRAGA DAYALI SANAYii

3,50 ı----------3,00

i

-ÇİMENTO-! 1

-+- 1FP36C

lÜ-;-

~ 1FP36C IÇa

_ I_

_

1

-

ı _ 2,50 -ı .ffi 2,00 j ::ıı::

l

luo::: 1 •50 J

:::ı

1,00

i

0,50

J

0 ,00 - - - ~ , - - ~ - - ·- - - - ~ ~ ~ ~ - - -

1970

___

,

1973

1976

------

1979

1982vıL 1985

1988

1991

~~~

1994

1997

--- --- --- ---

özel makina sektöründeki toplam faktör üretkenliği Tablo 22'de ve Şekil 15'de gösterilmektedir. Verilerden izlenebildiği gibi, Türkiye özel makina sanayiinde diğer sektörlerden daha düzenli ve daha hızlı artan bir toplam faktör üretkenliği vardır. Bu gelişmenin makina-techizat-ulaşım araçları üreten bir sektörde gerçekleşmesi Türkiye için olumlu bir gelişmedir. lçel özel makina sanayiindeki toplam faktör üretkenliği 1990 yılına kadar inişli çıkışlı bir seyir içinde artmamış, ancak 1990 sonrasında Türkiye ortalamasının da üzerinde bir hızlanma göstermiştir. Bu gelişme de lçel için umut vericidir. Bununla birlikte, belirtmek gerekir ki lçel özel makina sanayiinin İ çel özel imalat sanayii içindeki yeri oldukça küçüktür.

193


Tablo 22 İçel ve Türkiye Özel Makina Sanayiinde Toplam Faktör Üretkenliği YIL

TFP38C

TFP38C

TÜR

iÇEL

1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 198 1 1982 1983

1,07543 1,09482 1,42223 1,60 125 1,6491.4 1,77307 2,16449 1,72862 1,75210 l,44340 1,00000 1, 19968 1,34485 1,45292

TFP38C TÜR

YIL

. 1,151.62 2,49462 1,00000 2,77198 l,66106 4,23914

TFP38C İÇEL

1,55693 1,64623 1,85292 2,02675 1,89176 l,79845 2,47802 2,9 1156 3,41798 4,08776 3,09805 3, 11905 3,13740 3,80442

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 199 1 1992 1993 1994 • 1995 1996 1997

1,77464 l,99565 1,77591 3,23855 1,36364 0,80862 2,01347 2,94300 3,14609 5,86706 5,57877 7,06785 6,71221 8,40566

Şekil 15 İçel ve Türkiye Özel Makina Sanayiinde Toplam Faktör Üretkenliği TOPLAM FAKTÖR ÜRETKENLiGi 1980 = 100 • MAKiNA

9

,00

re:. . +-

8 00

TfP38C TÜR- -

. -a- TfP38C lça

'

1

7,00 '::::i

6,00 -

z 5,00 ~ ı-

w a:: 4,00 1 3,00

·::::,

2 00 1:00 0,00

~

~ 1

o

N

O) .....

O) .....

r--.

r--.

~

r-O)

.....

co r--.

O) .....

co

r--.

O) .....

o co

O) .....

N

co

O) .....

~

co O)

.....

~ ~

O)

O)

~

~

g

O)

O) ~

~

~

~

~

O)

O)

~

~

YIL

---

Toplam faktör üretkenlik artışı bakımından sektörlerarası bir karşılaştırma yapmak için Türkiye'de en düşük üretkenlik artışına sahip petrol-kimya sektörünü baz alarak bu sektöre 100 değeri verdik ve diğer sektörleri endeks sayısı olarak ifade ettik. Bu endeksleme sonucunda Tablo 23'teki değerlere ulaştık. 19781997 ortalaması olarak, en yüksek toplam faktör üretkenliği artışına sahip sektör Türkiye'de de lçel'de de makinadır. Bu sonuç hem Türkiye hem lçel için umut vericidir. En düşük toplam faktör üretkenliği artışına sahip sektör Türkiye'de petrol-kimya, içel'de ise tekstildir. lçel'de petrol-kimya, toplam faktör üretkenliği artışı bakımından en gerideki sektörlerden birisidir.

194


Tablo 23 İçel ve Türkiye Özel İmalat Sanayiinde Toplam Faktör Üretkenliği Türkiye Petrol-Kimya Ortalama Üretkenlik Artışı = 100 TÜRKİYE

İÇEL

GIDA

1,23

TEKSTİL PETROL-KİMYA

1,40

1,18 0,68 0,96 1,23 3,25

SEKTÖR

ÇİMENTO-TOPRAK MAKİNA

1,00 1,21 2,18

VI. SONUÇ Bu çalışmanın temel amacını , lçel ilindeki imalat sanayii gelişmelerini ve özellikle üretkenlik artışlarını karşılaştırmalar eşliğinde inceleyip değerlend irmek olarak açıklamıştık. incelemelerimizi 19781997 dönemine ilişkin 20 yıllık veri ile yaptık . Bu incelemelerden şu sonuçlara ulaştık. 1) lçel özel imalat sanayiinde sermaye stoku artmakla birlikte, bu artış Türkiye özel imalat sanayiindeki yükselişin gerisinde kalmaktadır. Bu konuda bir tek istisna çimento-taş ve toprak sanayiidir ve bu sektörün lçel'deki sermaye stoku Türkiye ortalamasının üzerinde bir artış göstermiştir. 2)

lçel özel imalat sanayiindeki istihdam artışı da Türkiye ortalamas ının altında kalmış, hatta gıda sektörü alt-sektörlerde istihdam mutlak olarak da azalmıştır. Göç nedeniyle yaşanan h ızlı nüfus artışına karşılık istihdamın azalması , eğer DIE anket sonuçlarının kapsamı ile ilgili bir olgu değil ise, üzerinde durulması gereken bir sonuçtur. d ışın daki

3) lçel özel imalat sanayiindeki katma değer artışı da Türkiye ortalamasının oldukça gerisinde kalmıştır. Bu bağlamda en önemli gerileme tekstil ve kimya alt-sektörlerinde gözlenmiştir. 4)

lşgücü ü retkenliğ i bakımından , lçel'de özel kimya-petrol ve çimento-toprağa dayalı sanayiler Türkiye ortalamasının üzerinde bulunmuştur. Ancak içel'de petrol-kimya sektörü üretkenliğini belirleyen büyük

ölçüde ATAŞ'tır ve bu durum karşılaştırma için uygun olmayabilir. Türkiye'de özel tekstil alt-sektörler içinde en düşük işgücü üretkenliğine sahiptir. Bu sektör lçel'de de düşük işgücü üretkenliğine sahiptir ama lçel gıda sektöründeki üretkenlik daha da düşüktür. 5) lçel özel imalat sanayiini sermaye üretkenliği bakımından ele aldığımızda , gene petrol-kimya ve çim ento-toprağa dayalı sektörlerde sermaye üretkenliği Türkiye ortalamasının üzerinde bulunmuştur. Türkiye'de en düşük sermaye üretkenliği , işgücü üretkenliğinde olduğu gibi, tekstil sektöründe, en yüksek işgücü üretkenliği ise petrol-kimya sektöründedir. lçel'de en düşük sermaye üretkenliği makina sektöründe, en yüksek üretkenlik de petrol-kimya ve ardından çimento-toprak sektöründedir. Ancak, lçel makina sektöründeki hızlı sermaye üretkenliği artışı dikkat çekicidir. 6) lçel özel imalat sanayiine toplam faktör üretkenliği çerçevesinde baktığım ızda , özel makina sektörü hem Türkiye'de hem lçel'de en çok toplam faktör üretkenliği artışı gerçekleşen sektör olarak karşımıza ç ıkmaktadır. Petrol-kimya sektörü ise hem Türkiye'de hem lçel'de toplam faktör üretkenliği artışı bakımından oldukça geriye düşmüştür. lçel'de özel tekstil sanayii toplam faktör üretkenliği bakımından en gerideki sektördür. Toplam faktör üretkenliğinde artış, uzun dönemli sürdürülebilir büyüme için önemli bir gerekli koşuldur. Bu nedenle bu tür üretkenlik artışının en yüksek oranda makina sanayiinde

195


gerçekleşmiş olması iyi bir göstergedir. Ancak belirtmek gerekir ki, bu sektörün içe! imalat sanayii

içindeki

payı

çok

düşüktür.

Bu bulgular birbirini destekler niteliktedir ve lçel'in özel sanayileşme faaliyeti bakımından Türkiye ortalamasının gerisine düştüğünü göstermektedir. Bu geriye düşüşün ifadesi, lçel'in geçmişte erken

büyüme gösterdiği iki sektörde, yani tekstil ve petrol-kimya'da çok daha belirgindir. Bu geriye düşüşün nedeni nedir? Birinci neden olarak, diğer sektörlerde, özellikle inşaat ve tu(izmde getirilerin daha yüksek olması ve böylece faaliyetlerin bu sektörlerde daha yoğun olması belirtilebilir. Sanayi dışı sektörlerde getirilerin düşmesi ile sanayileşmenin yeniden ivme kazanması beklenebilir. Geriye düşüşün ikinci nedeni, önce tekstil'de sonra petrol-kimya'da bazı büyük kuruluşların, daha küçük ve büyüme potansiyeli yüksek olan işletmelerin önünü tıkaması olabilir. Bu süreç bazı illerde büyük kamu işletmelerinin küçük işletmelerin önünü tıkaması şeklinde yaşanmıştır. içel'in geriye düşüşünün üçüncü bir nedeni, Mersin'in bazı karşılaştırmalı üstünlüklerinin ortadan kalkması olabilir. Bu bağlamda, Türkiye'nin dış ticaretinde Ortadoğu ülkelerinin payının azalması bir örnek unsur olarak gösterilebilir. Oyle anlaşılmaktadır ki, örneğin Mersin Serbest Bölgesinin kuruluşu bu türden karşılaştırmalı üstünlüklerin tesisinde anlamlı bir katkı yapmamıştır. İçel'de özel sanayileşme faaliyetinin yeniden hızlanabilmesi ıçın, sermaye birikimini ve eden ve çekim yaratan unsurların olabilmesi gerekir. Bu anlamda düşündüğümüz bir unsur lçel'de ve Mersin'de deprem riskinin düşük olmasıdır. sanayileşmeyi teşvik

KAYNAKÇA Uygur, Ercan (1991) Policy, Productivity, Growth and Employment in Turkey, 1960-1989, and Prospects tor the 1990's. lnternational Labour Office Working Paper MIES 90/4, Geneva.

196


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

İÇEL' DE KENT DOKUSU

KENT EKONOMİSİ KENT KİMLİGİ

Prof. Dr. Sencer AYATA - ODTÜ

24 - 25 HAZİRAN 1999 MERSİN


'Mersin'de Sanayileşme ve Ekonomik Gelişme' Sencer Ayata

Bu makalede Mersin'in sanayileşmesi il ve bölge ekonomisinin gelişme dinamikleri çerçevesinde incelenmektedir. Kentin ve ilin yapısal özellikleri sanayileşme sorununa geniş bir perspektif içerisinde bakılmasını gerekli kılmaktadır. Birinci bölümde söz konusu özellikler tarihsel gelişim çizgisi içerisinde ele alınmakta ve kentin toplumsal ve ekonomik yapısını kavramaya yönelik bazı çıkarsamalar yapılmaktadır. ikinci bölümde Mersin'in günümüzde karşılaştığı ve kentin ekonomik gelişmesini tehdit eden temel sorunlar ve bazı olumsuz gelişmeler tartışılmaktadır. Son bölüm, Mersin'in ekonomik büyümesi ve sanayileşmesi için hazırlanacak stratejik planların dikkate alması gereken öncelikli konuları belirlemeyi amaçlamaktadır.

TARİHSEL VE YAPISAL ÖZELLİ KLER

Bu bölümde Mersin'in temel sosyal ve ekonomik özellikleri tarihsel bir perspektif içerisinde kentin oluşmasında ve gelişmesinde dış dinamiklerin önemi; nüfus hareketleri ve göç; liberal ve kozmopolit bir kent kültürünün oluşması; Mersin'in bölge ve Türkiye için stratejik önemi; ve, ekonomik yapının en belirgin özelliği olarak çeşitlilik çok yönlülük boyutunun irdelenmesi. tartışılmaktadır;

Dış

Dinamikler

Mersin bir kentsel yerleşim birimi olma sürecine, 19yy ortalarından itibaren, yani yakın tarih dönemi içerisinde girmiştir. Bu döneme kadar, Mersin'in günümüzde yerleşmiş olduğu alan üzerinde, Hitit'lere kadar uzanan yerleşim izlerine rastlanmaktadır. Bununla birlikte Osmanlı tarihi boyunca Mersin küçük bir balıkçı köyü olmaktan ileri gidememiştir. Dünyada , son iki yüz yılda yaşanan modernleşme ve sanayileşme süreci birçok yeni yerleşim biriminin ortaya çıkmasına ve hızla gelişmesine yol açmıştır. ôrneğın, arasında önceden küçük bir köy olan Manchester sanayi devriminin kalbi ve sembolü haline gelmiştir. Manchester'in gelişme dinamiğinin temelinde sanayileşmenin yattığını biliyoruz. Tıpkı bunun gibi Mersin'in kentsel oluşum ve gelişme dinamiklerini iyi kavrayarak yalnızca geçmişle ilgili değil kentin gelecekte nasıl bir gelişme çizgisi izleyebileceği konusunda önemli ipuçları yakalayabiliriz. Bu noktada karşım ıza çıkan önemli soru şudur; Mersin hangi gelişme dinamiklerin sonucu çok kısa bir süre içerisinde bölgenin ve ülkenin önemli bir merkezi haline gelmiştir? Bu oluşumun arkasında yatan temel dinamikleri belirlemek Mersin için ileriye dönük bir stratejik gelişme planı hazırlamak bakımından büyük önem taşımaktadır.

Mersin'de kentsel değişimin başlıca ögesi, hem geçmişte hem günümüzde, bölge ve dünya ekonomisi ölçeğinde meydana gelen değişimlerdir. Mersin'in bir kent olarak ortaya çıkışında görüldüğü gibi büyük ekonomik atılımlar yaptığı dönemdelerde başlıca etken dış dinamikler olmuştur. Kentin varlığı, canlılığı ve büyümesi bölgesel hatta küresel ölçekli değişimlerden kaynaklanmıştır. Dış dinamiklerin öncelikli ve ağırlıklı konumunu bazı tarihsel veriler ışığında somutlaştırabiliriz . Çukurova'da dünya pazarı için pamuk üretimine geçilmesi, yani dışa açık bir tarımsal ekonominin oluşması, 1850 yılında küçük bir balıkçı köyü olan Mersin'i bir dış ticaret merkezi haline getirip sırasıyla bucak merkezi, kaza merkezi, Adana'ya bağlı sancak ve 1888 yılında bağımsız sancak yapmıştır (1 ). Pamuk üretimi Çukıırova bölgesine dışarıdan işgücü, uzmanlık ve sermaye getirmiştir. 19yy da dünyanın en başta gelen sa· ; . ulkesi olan lngiltere Amerikan iç Savaşı'nın pamuk üretimini sekteye uğratması ol asılığı karşılığ ı nda Çukurova'da pamuk üretiiminin ve ihracatının gelişmesini teşvik etmeye başlamıştır. Ticarileşen ve dışa açılan tarımsal üretim Mersin'in Çukurova'yı Akdeniz'e ve dünyaya bağlayan liman olarak ortaya çıkması sonucunu doğurmuştur. Bu dönemden itibaren Mersin'in gelişmesi ile başta zengin

199


Çukurova olmak üzere Orta Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun dış dünyaya açılması arasında tam bir koşutluk vardır. Dış dinamikler demiryolu ve karayolu taşımacılığının gelişmesini de hızlandırmış ve artan dış ticaret potansiyeli finans ve sanayi kurumlarının gelişmesinde itici rol oynamıştır . Dış dinamiklerin etkilerinin özellikle hissedildiği üç ana dönem Mersin'in ekonomik büyük atılım yaptığı

üç döneme tekabül etmektedir. Bunlardan birincisi, 19yy ortalarından başlayarak dünya ticaretinin daralmaya başladığı Birinci Dünya Savaşı'na kadar uzanan yaklaşık altmış yıllık dönemdir. Bu süre boyunca dış pazara yönelik pamuk üretimi Mersin'e demiryolunun yanısıra gemicilik ve taşımacılık şirketleri, yabancı şirket acentaları, bankalar ve sanayi yatırımları ile konsoloslukların gelmesini sağlamıştır. 1899 yılında Mersin limanına 310'u buharlı ve 590'1 yelkenli olmak üzere toplam 900 ticari gemi uğramıştır. Aynı yılda çoğu lngiliz ve Fransızlara ait olan buharlı gemiler tarafından yapılan 2QO,OOO ton yük taşımacılığı gerçekleştirilmiştir. Bu gelişme il. Dünya Savaşı ' nın hemen öncesinde taş ınan mal yekünü 465.000 tona ulaşıncaya kadar sürmüştür. Ekonomik, toplumsal ve kültürel bakımdan Mersin'e damgasını vuran temel kentsel özelliklerin bu dönemde oluştuğunu görmekteyiz. Savaş yıllarında yavaşlayan gemi trafiği Mersin'in ekonomik gelişmesini de durdurmuştur.

Cumhuriyet'in kurulmasını izleyen yıllarda bölge ticaretinin ve deniz ulaşımının yeniden yoğunluk kazanması Mersin'e 1938 yılına kadar süren ikinci canlılık dönemini yaşatmıştır. Nitekim bu yıl içerisinde dış ticaret yekünü 765.000 tona ulaşmıştır. Geleneksel tarım ürünleri ihracatının yanısıra ülke ekonomisinin ihtiyaç duyduğu sanayi mamulleri ithalatının yoğunlaşması sonucu Mersin nüfus, kentsel alt yapı ve ekonomik zenginlik bakımından ciddi ilerleme kaydetmiştir. Bu tarihten itibaren dış ticarette görülen yavaşlama savaş nedeniyle dünya ticaretindeki daralma kadar, Hatay' ın Türkiye'ye ilhak ı sonucu gemi trafiğinin önemli ölçüde lskenderun'a kaymasından da kaynaklanmıştır. Üçüncü büyük sıçrama dönemi Mersin limanının hizmete açıldığı 1961 yılı sonrası yaşanan bölgesel ekonomik koşulların çok yönlü etkilerinin sonucudur. Bu dönemde Mersin, Türkiye'nin ikinci büyük limanı haline gelmiş ve bir küçük kent olmaktan çıkıp metropolitan bir merkeze dönüşmeye başla mıştır. Giderek artan göç sonucu nüfus patlarcasına büyümüş, sanayileşme büyük ivme kazanmış ve ulaşım , finans ve ticaret kesimleri hızla gelişmiştir. Mersin'de 1997 yılında gerçekleştirilen dış ticaret 3.749 milyar dolara ulaşmıştır. Yeni ihraç tarım ürünlerinin devreye girmesi, iç savaş sonrası taşı macılık ve ticaretin kısmen de olsa Beyrut'tan .Mersin'e kayması, lran-lrak savaşı sırasında Türkiye üzerinden gerçekleştirilen taşımacılığın büyük ölçüde Mersin merkezli hale gelmesi ve Çukurova'da hızla gelişen sanayinin artan ihracat ve ithalat talepleri Mersin'de yaşanan ekonomik canlılığın başlıca nedenlerdir. Kısacası dış dinamiklerin harekete geçtiği bu üç ana dönem süresince kent üç kere kabuk değiştirmek süretiyle bir ticaret kasabasından liman kentine ve giderek bir metropolitan merkeze dönüşmüştür.

Nüfus Hareketleri ve Göç

Mersin bir çok kent gibi göç alarak büyümektedir. Bununla birlikte İçel ili ve Mersin'i Türkiye'nin yaklaşık aynı büyüklükteki bazı kentlerinden ayıran iki önemli özellik vardır; çok yaygın bir bölgeden göç alma ve tarımsal işgücü talebinden kaynaklanan göç. Mersin kentinin geniş bölgeden göç alması hem 19yy hem de kentin çok hızla büyüdüğü son yirmi yılın önde gelen bir özelliğidir. Her iki olgu da dış dinamiklerle yakından ilgilidir. Mersin'in ilk kentsel büyüme sürecini yaşadığı 19yy ikinci yarısında Suriye, Lübnan , Mısır ve Trablus'tan bu bölgeye ciddi düzeyde göç olmuştur. Bunlara 1870'1erdeki Çerkez göçü eklenmiştir.

200


Dışa açılma

ve büyüme dönemine rastlayan kitlesel göç 1970'1erin başından itibaren Güneydoğu ve Doğu illerinden kaynaklanmıştır. örneğin 1990-1997 yılları arasında kente gelen nüfusun %23.8'i Güneydoğ u , ve %32.2'si Doğu olmak üzere, yani toplam %56'sı kentin oldukça uzağında yer alan illerdendir. Görüldüğü gibi bir liman kenti olan Mersin'in nüfusu bölge ve küresel dinamiklere bağlı olarak önemli dalgalanmalar göstermektedir. lçel'in Türkiye'nin göç alan pek az iline benzeyen ikinci özelliği tarımın işgücü talebinden kaynaklanan göçlerdir. Nitekim, 19yy da yaşanan Fellah ve Arap göçü esas olarak çiftçi bir nüfusu içermektedir. Daha sonraları özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinden gelen mevsimlik işgücü pamuk ve narenciye üretiminin yarattığı yoğun emek talebini karşı l amaya yöneliktir. örneğin , 1955-1975 döneminde tarımda çalışan nüfus %50 oranında artış göstermiştir.Bu nedenle, Türkiye'nin birçok ilinden farklı olarak lçel'in tarımsal nüfusunda azalma görülmemektedir. Kent Kültürü

Zengin ve kozmopolit bir kent kültürüne sahip olma bakımından Mersin, lstanbu l ve lzmir gibi büyük kentlere benzemektedir. Kentin kozmopolit yapısı dış dinamiklerle ve özellikle ulaşım kavşağ ı nda ve liman kenti konumunda olmasıyla yakından ilgilidir. Mersin, nüfusuna göre düşünüldüğünde erken geliş mi ş bir kent kültürüne sahiptir. Kent, 19yy' ın ikinci yarısından itibaren çok dinli ve etnik bak ı mdan çoğu lcu bir topluluklar mozayiği görünümü kazanmıştır. Mersin henüz bir yerli ahaliye sahip olmaksızın farklı kökenlerden gelen ve farklı geleneklere sahip çok sayıda grup tarafından oluşturulmuştur. Kentte, Müslüman, Hristiyan ve Musevi nüfus ve onların camileri, kiliseleri ve havraları bir arada bulunmaktaydı. Müslüman nüfus kendi içinde Türkler, Yörükler, Türkmenler, Çerkezler, Girit göçmenleri'nin yanısı ra farklı yörelerden gelen Arap ve lranlı nüfustan oluşuyordu . Hristiyan'lar arasında Arap, Ermeni ve Rumlar vardı ve bu grup içinde Ortadoks, Protestan ve Katolik kiliselerine mensup cemaatlar mevcuttu. Ermeniler'in Gregoryan, Katolik ve Protestan cemaatleri birbirinden ayrılmıştı. 1890 yılında 2.700 Rum, 800 Ermeni ve 260 Katolik olmak üzere toplam 3.700 Hıristiyan nüfusun Mersin'de yaşadığı anlaşılmaktadı r (Yurt Ansiklopedisi, s.3760). Diğer yandan konsolosluk ve şirket sahipliği veya temsilciliğ i gibi nedenlerle Mersin'de bulunan Fransız, ltalyan, lngiliz ve Alman bir nüfusu yerleşik azınlıklara eklemem iz gerekir. 1880'1erden itibaren Mersin'de Fransız, lngiliz, ltalyan ve Alman konsoloslukları vardı ve çok sayıda yabancı şirket, banka ve posta merkezi faaliyet göstermekteydi. Türkçe'nin yanı sıra Arapça ve Fransızca yayg ın olarak konuşulan diller arasındaydı. 1890 yılında Mersin'de Müslüman oku lların, örneğin bir Rüşd iye mektebinin yanısıra, iki Rum Ortadoks, iki Ermeni okulu, iki Latin Okulu, bir Protestan Okulu ve bir Arap Okulu vardı. Azınlık kültürlerinin canladırılması amacıyla bu okullara Avrupa ülkeleriden ve ABD'den maddi destek sağlanmaktaydı. Yine bu dönemde Mersin'de kız öğrecilere eğitim veren iki ayrı okul mevcuttu. 1900 yılında Mersin sancağının toplam 70.000 nüfusunun, tam 7.280'inin öğrenci olduğu belirtilmektedir (Yurt Ansikpoledisi s. 3649). Yaklaşık yüzde onlara ulaşan bu okullaşma düzeyine o tarihte başka

bir Anadolu kentinde rastlamak olanaksızdır.

Gerek savaş öncesi dönem, gerekse Cumhuriyet, Mersin'in kültürel yapısına önemli katkılarda bulu n muştur. Birincisi, modern kentsel altyapı Mersin'e çok erken bir tarihte gelmiştir. Birbirini kesen yollardan oluşan planlı bir şehir, tramvay gibi ulaşım hizmetleri, asfalt yol, ve Akdeniz, ltalyan, Fransız mimarisini yansıtan yapıtlar, tenis kortları, sinemalar, Halkevi, ve "içtimai lnkilab" olarak nitelendirilen Mersin Tüccar Kulubünün etkinliklerini bu bağlamda zikredebiliriz. 1950'1erden itibaren devreye giren ATAŞ ve büyük sanayi kuruluşları kültürel etkinliklere önem vererek modern değerlerin , yaşam biçimlerinin ve ilişki tarzlarının gelişmesini teşvik etmişlerdir. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak 1950 yılında sadece otuz bin ve çok yakın zamana kadar yüz bini aşmayan nüfusuna rağmen Mersin Türkiye'nin kent kültürü bakımından en zengin ve gelişmiş yerleşim birimlerinin başında gelmiştir.

201


Mersin 1970'1i yıllardan itibaren farklı bir kültürel değişim sürecine g irmiştir. Başta Güneydoğu ve Doğu Anadolu olmak üzere geniş bir çevreden aldığı göçün sonucunda Mersin'e yerleşen Kürt ve Arap kökenli nüfusun sayısı ve oranı büyük artış göstermiştir. Ağırlıkla Türk, Kürt ve Arap'ların kalabalık gruplar halinde bir arada bulundukları bu etnik harman özellikle Mersin, Adana, Şanlıurfa ve Gaziantep gibi kentlerde göze çarpmaktadır. Diğer yandan Mersin'e özgü bir başka gelişmenin altını çizebiliriz; Mersin son yıllarda Çukurova, iç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illerinden kıyı şeridi boyunca uzanan yazlık konutlara çok büyük bir nüfus çekmiştir. Nihayet, göç Mersin'in iş hayatına da yansımaktadır. Mersin Ticaret ve Sanayi odasına ' k~yıtlı sanayi kuruluşları arasında Mersin kökenli olanlar %44 dolayında kalırken ; %9'u Kayseri olmak üzere iç Anadolu kökenliler %17; Gaziantep, Mardin ve Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu kökenliler %16,5; ve Doğu Anadolu kökenliler %7,3'e u laşmaktadır. Mersin'in kentsel özellikleri arasında yer alan çoğulcu , kozmopolit, ve liberal kent kültürü , girişimciliği , eğitimi ve dış dünyaya açıklığı olumlu yönde etkilemiştir ve Mersin'in yeni ekonomik atılımlar yapmasında önemli rol oynamıştır.

Stratejik Önem

Mersin'in sahip olduğu stratejik önem kentin ve genel olarak lçel ilinin alt-yapı ağırlıklı olmak üzere büyük çaplı yatırmlar almasını sağlamıştır; bunlar arasında başta liman olmak üzere yol ve sulama gibi dev}et yatırımlarının altını özellikle çizmek gerekir. lçel ve Mersin'in stratejik önemi iki temel faktörün birbirini tamamlaması sonucu ortaya çıkmıştır: zengin tarım ve ulaşım bakımından kilit konum. İl , Çukurova'nın bir parçasıdır ve bu yönüyle zengin ve verimli tarımsal kaynaklara sahiptir: pamuk başta olmak üzere sebze-meyiıe ve tu?unçgiller üretimi bölge ve Türkiye ekonomisi için daima önem taşımıştır. Diğer yandan Mersin deniz ve kara ulaşımında Anadolu'yu Akdenize bağlamaktaQır. .,. Kent 19yy dan önce Mısır'lı İbrahim Paşa ' nın ilgisini çekmiş ve bu kişi bölgeye dışarıdan işgücü getirilmesi, yeni ürünlerin yetiştirilmesi , sulama ve teknik becerilerin geliştirilmesi konularında önemli katkılar sağlamıştır. 1886'da hizmete sokulan Mersin-Adana demiryolu, ürün taşımacılığında sağladığı kolaylıklar sayesinde, kentin büyük bir ekonomik atılım yapmasına yol açmıştır. Yine kamu yatırımları sayesinde Mersin, Silifke üzerinden Batı Akdeniz'deki yerleşim birimlerine, Mut üzerinden Karaman ve Konya'ya, Tarsus üzerinden de Doğu , Güneydoğu Anadolu ve Orta Doğu'ya açılan yol bağlantılarına kavuşmuştur. Kuşkusuz, ulaşım olanaklarının en önemlisi 1961 yılında tamamlarn;ın ve Mersin'i Çukurova, Orta ve Doğu Anadolu'nun dünyaya açılan kapısı haline getiren, Mersin limanıdır. Nitekim, 1960 sonrasında görülen iki temel olgu, sanayileşme ve ticareU taşımacılık merkezi haline gelme, karayolu taşımacılığı ve özellikle limanın geliştirilmesinin sonucudur. Mersin çok yakın gelecekte otoyol vasıtasıyla Adana, Gaziantep ve Şanlıurfa'ya bağlanmak üzeredir. Orta Anadolu ile ulaşım ağlarının da geliştirilmesi halinde bu gelişmeler Mersin ekonomisine yeniden dinamizm kazandıracak niteliktedir. Kamu yatırımları Mersin ekonomisini daima olumlu yönde etkilemiştir. Önümüzdeki dönemde kentlerin ekonomik gelişmeleri nde kamu yatırımlarının rolünün ve öneminin azalacağı tahmin edilebilir. Bununla birlikte Mersin'in stratejik önemi kamunun ilgisini, özellikle ulaşım sektöründe, çekmeye devam · edecektir. Çok Yönlü Ekonomi

lçel Türkiye ortalamasının yaklaşı k bir puan üzerinde büyüyen ve zenginlik sıralamasında üç büyük sehirden sonra Bursa ve Adana'nrn hemen arkasında gelen Türkiye'nin yedinci zengin ilidir. İlin ekonomik yapısına bakıldığında en çarpıcı özellik kuşkusuz yüksek çeşitlilik düzeyi, diğer bir deyişle

202


ekonominin çok yönlülüğüdür. Gelişmek ve sanayileşmek isteyen bir kent için çok yönlülük bir engel değil tersine önemli bir avantajdır. Mersin'in çok odaklılığını zengin tarım ve gelişmiş sanayinin yanısıra bir serbest bölgeye sahip olmasında , zengin ticaret kültüründe, taşımacılıkta Türkiye'nin en başta gelen merkezleri arasında yer almasında ve gerek kent içi gerekse Mersin-Silifke arasında kıyı şeridi boyunca uzanan canlı inşaat sektöründe görmek mümkündür. Bu ölçüde çok yönlülük, Türkiye'de ancak lstanbul ve lzmir gibi metropolitan merkezlerde rastlanabilecek bir durumdur. Ekonomik göstergeler lçel'de çeşitlenmenin ve çok yönlülüğün ortadan kalkmayacağını tersine daha belirgin hale geleceğini ortaya koymaktadır. Mersin'in geçmiş dönemlerdeki sanayileşmesini ve gelecekte sanayinin gelişme olanaklarını tarihten gelen özellikler kadar, ilin konumu ve yapısının bir ürünü olan, bu çok yönlülük perspektifi içinde ele almak ve değerlendirmek gerekmektedir. Çeşitliliği tarım, hizmet sektörü ve sanayi ana başlıkları çerçevesinde inceleyebiliriz.

Mersin', Adana gibi, büyük bir tarımsal hinterlandın merkezi değildir. Bununla birlikte tarım , günümüz Mersin ekonomisinin temel bir unsurudur. içel'de tarımın üç önde gelen özelliği ; zenginliği , çeşitlenmişl iği ve yüksek ticarileşme düzeyidir. Tarım zenginliği bakımından lçel Türkiye'de sekizinci sırada yer almaktadır. Ürün desenindeki çeşitlenme endüstriyel bitkiler, tahıllar, baklagiller ve sub-tropikal bitkileri içeremektedir: pamuk, buğday, arpa, pirinç, yer fıstığı , turunçgiller, muz, sebze-meyve ilk akla gelen bitkiler arasındadır. Ayrıca lçel'de balıkçılık ve hayvancılıkta oldukça gelişmiştir. Anadolu'da bir kaç kent dışında tarım ekonomisinin tek bir ana ürüne ne ölçüde bağımlı olduğu düşünülecek olursa lçel'in pek az ilde görünen ürün bileşimi zenginliği daha iyi anlaşılacaktır. Üçüncü olarak, lçel'in önde gelen tarımsal ürünleri arasında yer alan pamuk, turunçgiller ve sebze meyve ulusal olduğu kadar dünya pazarı için üretilmektedir (Dünya,1999) içe! tarımını tarihi ve çoğrafi ikilemler çerçevesinde inceleyebiliriz.

iklim ve diğer coğrafi

farklı lıklara bağlı olarak İçel tarımı ; birisi eni 5-15 km arasında değişen entansif ve sulu tarımın yapıldığı kıyı şeridi diğeri , yaylalarda yapılan kuru tarım olmak üzere iki ana parçadan oluşmaktadır. Tarıma ve ekonomiye esas ivmeyi kazandıran pamuk, turunçgiller ve sebze - meyve üretimi verimli toprakları içeren kıyı şeridi

boyunca yapılmaktadır (Yurt Ansiklopedisi, 1982).

lçel ekonomisi Çukurova ekonomisinin bir parçasıdır ve bu bölgenin hızlı gelişme gösterdiği son yüz elli yılda Çukurova'da meydana gelen ekonomik değişimlerle lçel ekonomisinin dönüşümü arasında sıkı bir bağlantı vardır. Çukurova'da zenginliğin ve sermaye birikiminin tarihsel kaynağı pamuktur. Bu ürünün dış pazara açılması Çukurova'da ve içel'de önce ticari ve daha sonra endüstriyel gelişmenin kaynağı olmuştur. Pamuk, lçel sınırları içerisinde yetiştirilen önemli bir bitki olmanın ötesinde bölgenin temel ihraç ürünü olarak Mersin'in Anadolu'nun bir çok bölgesi ile Akdeniz ve Dünya ekonomisi arasında kilit konuma gelmesinin başlıca nedenini teşkil etmiştir. Mersin'in bir kent olarak ortaya çıkıp gelişmesi pamuğun demiryolunu ve limanı k~nte getirmesi sayesinde mümkün olmuştur. lngiliz ve Fransızların başından itibaren yakın ilgi duyduğu pamuk, Avrupa sermayesini ve kurumlarını Çukurova'ya çeken başlıca unsurdur. Diğer yandan, pamuk üretiminin sulama, gübreleme, makinalaşma gibi gereksinmeleri yeni uzmanlık alanlarının ortaya çıkmasını ve yeni yatırımların yapılmasını sağlamıştır. 19yy ortalarından 20yy ortalarına uzanan ve pamuğun ekonomiye damgasını vurduğu birinci gelişme dönemde üretim kıyı şeridinde yer alan büyük işletmeler tarafından yapılmaktaydı. Pamuğun yanısıra buğday, yün, mazı, kereste gibi ürünler Marsilya, Liverpool ve Trieste gibi limanlardan lngiltere, Fransa ve Avusturya'ya ihraç edilmekteydi. Pamuk, Mersin'in dünyaya açılan bir ticaret merkezi ve bir liman kenti olmasını ve Çukurova'nın sanayileşmenin gerçekleşmesini sağlamıştır. 20yy'ın ikinci yarısında, lçel'de, pazar için turunçgiller üretimi ön plana çıkmaya başlamıştır. Tarımın bu ikinci

203


dönüşümü

çok sayıda küçük işletmenin varsıllaşmasına ve canlı bir ticaretin doğmasına yol açmıştır. lçel'de pamuğa ayrılan alanların bir kısmı turunçgillere dö n üşmüştür. lçel, Türkiye'deki turunçgiller üretimi~in %40'ını ve limon üretiminin büyük çoğunluğunu gerçekleştirmektedir. Son yıllarda özellikle ağaçların yenilenmemesi sonucu turunçgiller AB pazarında rekabet gücünü büyük ölçüde yitirmiş ve ağırlıkla iç pazara ve BDT ülkelerine yönelmiştir. Nihayet, lçel tarımında sebze-meyve üretimi ve seracılık büyük bir ivme kazanmaya başlamıştır. Bu alanda lçel Antalya'dan sonra ikinci önemli tarımsal merkez konumundadır. Tarımın

ekonominin itici gücü olması dışında başka önemli özellikleri de vardır. Çukurova'da tarım bölge dışından mevsimlik işgücü talep eden önemli bir istihdam kaynağıdır. lçel'de tarımda çalışanların %21'inin ücretli işçi olması bunun bir göstergesidir. Tarım ekonomisi modernizasyon süreci içinde tohum, ilaç, gübre, ambalaj, makine gereksinimleri çerçevesinde büyük bir sanayi ürünleri talebi yaratmıştır. Nitekim Çukurova sanayi tarımın artan ölçüde çeşitlenmesi ve modernizasyonu sayesinde gelişmiştir. Çukurova'nın sanayileşmeye katkısı önümüzdeki dönemde de devam edeceğinden Mersin için düşünülen sanayileşme stratejileri bu boyutu dik~ate alma durumundadır. Ticaret ve

Taşımacılık

Çukurova için tarımın önemi ne ise Mersin için de ticaretin odur. ~ersin iş dünyası kenti öncelikle bir ticaret merkezi olarak görme ve kent ekonomisini daha çok ticaretle özdeşleştirme eğilimindedir. Kent 19yy ikinci yarısında başta pamuk olmak üzere çeşitli ürünlerin ihracatına dayalı bir ticaret merkezi olarak ortaya çıkmıştır. 20yy boyunca da ticaret Mersin ekonomisinin temel dayanağı olmuştur. Ticaretin can damarı ihracat ve ithalattır; önceleri ihracat ithalatın önünde giderken son yirmi yılda durum tersine dönmeye başlamıştır. Mersin küçük bir bölgenin ticaret merkezi değil uluslararası bir ticaret ağının kavşağı durumundadır. önce pamuk, baklagiller, canlı hayvan ve turunçgiller gibi tarım ürünle~i ve daha sonra pamuk ipliği , cam ve cam ürünleri, bitkisel yağlar, sanayi mamulleri ihra,.~atı ve özellikle Avrupa'dan ilk dönemlerde petrol, şeker, kahve, hırdavat, dokuma, pamuklu bez, yünlü kumaş ve son dönemde çeşitlenmiş tüketim eşyaları, ara mallar ve yatırım malları ithalatına dayalı eden ihracat-ithalat faaliyetleri Mersin ekonomisinin can damarıdır. Bu konumuyla Mersin Anadolu'nun büyük bölümü ile Akdenizi birbirine bağlamaktad ı r. Çukurova kentleri arasında ortaya çıkan işbölümünde, Adana merkez, Mersin ise bölgenin dışarıya açılan kapısı işlevini üstlenmiştir. Mersin'in bir dış ticaret merkezi olarak gelişmesi kurumsal yapıyı değiştirmiş, hizmet ve ulaşım sektörlerinde faaliyet çeşitlenmesine yol açmıştır. 1886 yılında kurulan Mersin Ticaret Ç)dası Türkiye'deki ilkler arasında yer almaktadır ve bunu Mersin Ticaret Borsası , Gümrük Başmüdürlüğü , Merkez Bankası, Dışsatımcı Birlikleri gibi kuruluşlar izlerl)iştir. 19yy dan bu yana bankalar ve finans kuruluşları , sigortacılık firmaları, komisyonculuk, gemicilik şirketleri , acentalar, kara nakliye şirketleri giderek gelişmiştir. Konsolosluklar, yabancı bankalar ve yabancı şirketlerin varlığı Mersin'in Avrupa ve dış dünya ile yaptığı ticaretin bir başka göstergesidir.. Mersin'in ikinci büyük ticaret hamlesi Lübnan iç Savaşı , bölgede petrol gelirlerinin artması ve lran-lrak Savaşı döneminde Orta Doğu'ya ve daha sonra BDT ülkelerine yönelen ticaretten kaynaklanmıştır. Bu gelişmeler Mersin'i Türkiye'nin Çukurova, iç Anadolu ve Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinin dışarıya açılan kapısı durumuna getirmiştir. Diğer yandan

1987 yılında kurulan Mersin serbet bölgesinde 3.500-4.500 kişi

çalışmaktadır ve bu bölgenin ticaret hacmi 1998 yılında 2 milyar Amerikan dolaruıa yaklaşmıştır. Beş yüz dolayında şirketin faaliyet gösterdiği serbest bölgede şirketlerin dörtte biri yabancılara aittir. Bu firmalar

204


ticaret, depolama ve imalat sanayi alanında faaliyet göstermektedir. Serbest bölge, istihdam ve ticaret hacmini artırma bakımından il ekonomisine küçümsenmeyecek bir katk ı sağlamaktadır. Ticaret ve serbest bölge ile doğrudan ilgili olan deniz ve kara taşımacılığı Mersin ekonomisinde önemli yer tutan bir başka faaliyet alanıd ı r. Mersin'de en çok vergi veren şi rketler listesinde tüccarlar kadar taşımacılar yer almaktadır. Bu bağlamda liman ve deniz taşımacılığına yönelik faaliyetler kadar TIR ve kara taş ı macılığının önemine değinebiliriz. Örneğin Uluslararası Nakliyeciler Derneğ i'nin 730 üyesinin 69'u Mersin'lidir ve Türkiye'nin nakliyeden sağlad ı ğı döviz girdisinin %20'si Mersin'e u laşmaktadır. Sanayileşme Aşamaları

Mersin'de sanayileşmenin birkaç belirgin özelliği vardır. Birincisi, tarım ve ticaret zenginliği bazı istisnalar dışında büyük çaplı sanayi yatırımcılığına dönüşmemiştir. ikincisi, Mersin sanayiinde uzmanlaşma düzeyi oldukça düşüktür. Üçüncüsü, Türkiye ölçeğinde küçümsenmeyecek bir sanayiye sahip olmakla birlikte il, zenginliğini önemli ölçüde tarım , ticaret ve ulaşım gibi başka alanlardan sağlamaktadır. Dördüncüsü, İçel sanayiye yönelik kamu yatırımcılığının tamamen dışında kalmıştır. Beşincisi , büyük özel sektör yatırımı çekme bakımından Bursa, Kocaeli, Tekirdağ ve Sakarya'ya benzemekle birlikte bu yatırımların aniden durması nedeniyle büyük çaplı sanayileşme hareketi süreklilik kazanamamıştır. Sonuçta lçel ve Mersin son on yılın h ızla gelişen sanayi odakları arasında değildir ama 1960 ve 1970'1i yıllarda kurulan az sayıda büyük ölçekli kuruluşun yarattığı katma değeri n ve son yirmi yılda gelişen KOBl'lerin etkisiyle küçümsenmeyecek bir sanayi temeline sahiptir. Nitekim, zengin tarım , ticaret ve u laşım potansiyeline rağmen lçel'de sanayinin gayri safı hasılaya yaptı ğ ı katk ı birçok ilin üzerindedir. lçel'de sanayileşme sürecini yapı sal özellikleri bakımından ciddi farklılıklar içeren dört ana evrede incelemek mümkündür. Cumhuriyet öncesinde sanayi üretiminin birkaç dalda toplandığını görmekteyiz. önce çı rçır ve presle başlayan sanayileşme daha sonra iplik ve dokumaya yönelmiştir. ilk çırçır fabrikası 1863 yılında lngilizler tarafından kurulmuştur. ilk yağ fabrikasının ise 1911 yılında kurulduğunu görüyoruz. Az sayıdaki fabrika türü tesis dışında sanayi yerel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik olup, küçük çaplı zenaat atelyesi niteliğindedir.

Cumhuriyet'le birlikte yerel ve ulusal düzeyde beliren

ihtiyaçların

karşılanmasına

dönük

sanayileşme hız kazanırken sanayi çeşitlenmeye başlamıştır. 1927 Sanayi Sayımına göre lçel'de toplam

308 firmada 5.377 kişi çalışmaktaydı ve bunların 2.235'i tekstil ve dokuma alanında faaliyet göstermekteydi. Bu firmalar başta Tarsus olmak üzere ilin diğer yörelerine de dağılmıştı. Cumhuriyet'in ilk yıllarında görülen çeşitlenmeye rağmen sanayi tarıma dayalı yapısını korumuştur; . pamuk işleme, yağ­ sabun ve ağaç işleri sanayiin büyük çoğunluğunu oluşturmuştur. il. Dünya Savaşı yıllarında sanayileşme büyük ölçüde duraklamıştır. sanayilerin kurulması limanın açılmasını izleyen 1960'11 ve 70'1i yıllarda 1957'de ATAŞ rafinerisinin açılması ile başlamış ve birbirini izleyen gübre, dokuma, cam, soda, çimento, boya üreten altı dev kuruluşun yaklaşık on yıl içerisinde devreye girmesi ile sürmüştür. Yatırımlar özel sektör tarafından yapılmıştır ve daha önceki dönemlere damgasını vuran tarıma dayalı sanayi dışında yeni alanlar ortaya çıkmıştır. Sermaye birikimlerini Çukurova'da ve tarıma dayalı sanayilerde gerçekleştirdikten sonra başka bölgelerde ve farklı sektörlerde yatırım yaparak büyüyen Türkiye'nin iki büyük şirketler grubu bu yatırımlarda başı çekmiştir. 1980 yılı itibarıyla bu sanayi kuruluşlarının hepsi Türkiye'nin en büyük beş yüz kuruluşu arasında yer almaktaydı. Bunlardan Çukurova Mersin'de büyük

çaplı

gerçekleşmiştir. Sanayileşme dalgası

205


Sanayi işletmeleri 3.286; Anadolu Cam Sanayii 1.578; Plassa 1.234, Soda Sanayi 696; Akdeniz Gübre Sanayi 748 ve CIMSA 492 işçi çalıştırmaktaydı. Aynı yıl içerisinde içel'in yedi büyük sanayi kuruluşunda çalışanların sayısı 8.546'ya ulaşmıştı. Çukurova kaynaklı bu sanayileşme dalgası sonucunda, 1978 yılı itibarıyla içel'de gayrisafi hasılatının %29'u sanayiden elde edilir duruma gelmiştir. Bu yıllarda sanayiin il ekonomisine katkısı bakımından lçel Türkiye ortalamasının çok üzerine çıktığı gibi önemli bir sanayi merkezi durumuna gelen Adana'yı

1O kişid~n fazla işçi çalıştıran toplam 55 işyerinde 10.122 kişi çalışmaktaydı. Diğer bir deyişle ortalama kuruluş büyüklüğü yaklaşık 200 düzeyine ulaşmaktaydı. İçel ekonomisine dışarıdan taşınan bu üçüncü sanayileşme döneminde dokumanın yanısıra kimya ve taşa toprağa dayalı sanayi ön plana çıkmıştır. da geride

bırakmıştı.

Özel sektör kaynaklı büyük ölçekli sanayileşme Çukurova kökenli iki büyük holdingin yatırımlarını başta Marmara olmak üzere diğer bölgelere kaydırmaları sonucu birdenbire durdu ve 1980'1erden sonra lçel bir önceki döneme kıyasla sanayileşme bakımından bir duraklama dönemine girdi. Bu nedenle Mersin 1990'11 yıllarda hızla gelişen yerel sanayi odaklarının bir ölçüde dışında kaldı. Son on yirmi yıla ilişkin olarak yapılan ekonomik, değerlendirmeler, içel'in bir yanda, bir önceki dönemle ve diğer yanda Türkiye'nin hızlı sanayileşen kentleri ile karşılaştırıldığında, üretim faktörleri artışı, verimlilik artışı ve katma değeri yüksek sektörlere kayma gibi ekonomik kriterler bakıı:nından dikkate değer bir gelişme göstermediğini ortaya koyamaktadır. İçel yukarıda belirtilen özellikler açısından Türkiye ortalamasının altında kalmaktadır.

Bununla birlikte içinde bulunduğumuz dördüncü dönemin oldukça dinamik bir özelliğinin altını çizebiliriz; büyüme potansiyeline sahip KOBİ ' lerin ön plana çıkması. Bu firmaların çoğu sıfırdan başlamış ve basamak basamak yukarı tırmanmak suretiyle büyümüştür. KOBİ'lerin büyük bölümü yerel gereksinimlerin karşılanmasına yönelik üretim yapmaktadır; tarımdan gelen araç, girdi, bakım/onarım talebi: yerel nüfusun tüketim ihtiyaçları : diğer sanayilerin araç/gereç, tesisat, bakım/onarım gereksinmeleri; inşaat sanayinin _talepleri: ve transit taşımacılık sektöründen kaynaklanan ihtiyaçlar. Ayrıca çoğu dokuma ve hazır giyim sektöründe faaliyet gösteren dışa açık bir kesimin varlığından söz edebiliriz. Diğer yandan, KOBl'ler arasında belirli bir üretim deneyimi ve yönetim becerisine ulaşmış ve kalite, pazarlama ve teknoloji olanaklarını geliştirerek dışa açılmaya kararlı dinamik işletmelerin varlığı dikkat çekmektedir. Bu anlamda Mersin'in kendi bünyesinden çıkmış ve lçel'de yatırım yaparak büyümeye kararlı pir sanayici kesimin Mersin'de ilk defa oluştuğunu söyleyebiliriz. Dördüncü sanayileşme dalgasının bir başka özelliği ekonominin ikili yapısının önemli ölçüde değişmeye başlamasıdır. Yakın zamana kadar lçel'de sanayi, bir yanda cüce işletmeler ve diğer yanda az sayıda dev ölçekli özel sektör kuruluşu olmak .üzere iki aşırı uçta toplanmıştı. Bu dengesiz ikili yapı , orta kesimin, aşağıdan yukarıya doğru yükselen KOBl'lerin sayılarının artmasıyla değişmiş durumdadır: KOBl'ler ortadaki boşluğu doldurmuştur. DIE (1999) araştırmasında %40.6 oranına ulaşan yüksek okul mezunu ve %9.4 düzeyindeki yüksek lisans ve doktora sahibi sanayicilerin büyük ölçüde bu dinamik kesim içerisinde yer a·ldığını düşünebiliriz. Bu kesim bilgisayar destekli tasarım ve üretim, toplam kalite yönetimi, TSE belgeli üretim, ISO 9000 Kalite Güvence Sistemi ve internet kullanımına önem vererek yurt içi ve yurt dışı rekabet gücünü artırma çabası içindedir. Sanayi

Yapısı

Mersin öncelikle bir sanayi kenti olmamakla birlikte küçümsenmeyecek bir sanayi temeline sahiptir. 1997 yılında yapılan DIE araştırması verilerine göre toplam 212 büyük sanayi kuruluşunda 16.434 işçi çalışmaktadır ve buna yakın bir işgücü 10 kişiden az işçi çalıştıran küçük sanayi tarafından istihdam edilmektedir. Diğer yandan, lçel'de, 1OO'den fazla işçi çalıştıran toplam 30 işyerinde 11.967

206


işçinin çalıştığını görmekteyiz. Büyük işletmelerin çoğunluğu dokuma sanayinde toplanmaktadır (DIE, 1999).

Sanayiciler arasında eğitim düzeyi farklılıkları oldukça belirgindir; büyük çoğunluğu ilkokul veya ortaokul mezunu, çıraklıktan yetişme ve usta kökenli girişimciler oluşturmaktadır. Bu kesimde yer alan sanayicilerin çoğu günlük koşulların gerektirdiği rutin işlerle uğraşmakta, yenilik getirmeye ve atılım yapmaya yönelik faaliyetlerde bulunmaya zaman ve imkan ayıramamaktadır. Diğer yanda, teknolojik değişim, ürün kalitesini artırma , firmayı daha iyi yönetme ve yeni pazar olanakları kovalama gibi girişimci özelliklerine, eğitim düzeyi yüksek kesimlerde daha sık rastlanmaktadır. Dinamik girişimcilerin dikkat çeken davranışları aras ı nda bilgi ve görgü artırma ve iş bağlantıları kurma amacıyla yurt dışına geziler yapma ve çocuklarını iyi okullarda ve yurt dışında okutma eğilimi yer almaktadır. Diğer yandan, girişimcilerin kökeni bakımından Mersin'in oldukça çeşitlenmiş bir yapıya sahip olduğunu söyleyebiliriz. Başta Kayseri olmak üzere Orta Anadolu kökenliler Mersin sanayicileri arasında önemli bir yer tutmaktadır (2). Diğer yandan son yıllarda göçle gelen Doğu ve Güneydoğu kökenli nüfus arasından çıkacak sanayicilerin sayısının önümüzdeki yıllarda artacağını tahmin edebiliriz. Mersin'de firma yönetimi, Türkiye'nin diğer bir çok kentinde görüldüğü gibi, aile merkezlidir. Küçük ve kardeşler üçgeninde ortaya çıkan ortaklıklar firmanın büyümesi halinde de sürdürülmektedir. Firmaların yüzde sekseninde sermayenin tamamen aileye ait olduğu anlaşılmaktadır. Ancak yüzün üzerinde işçi çalıştıran büyük kuruluşlarda ailenin payının bir ölçüde gerilediği görülmektedir. Diğer yandan firmaların %92.8'i kuruluş aşamasında yalnızca özkaynak kullandıklarını belirtmektedir; aile, kuruluştan beri finansmanın başlıca kaynağıdır. Büyük firmalarda finans, pazarlama, mühendislik projeleri, yurt dışı ilişkiler gibi uzmanlık isteyen faaliyetler öncelikle genç aile üyelerinin eğitilip bu alanlara yönlendirilmesi ile doldurulmaktadır. Aile işletmesi , büyük çaplı bazı kuruluşlar dışındaki tüm sanayi üzerinde egemendir. Firmaların geleceğe dönük stratejileri esas olarak çocukların sayısına ve durumuna bakılarak yapılmaktadır. Bu ortamda aile içi ilişkiler ve sorunlar büyük ölçüde firma yönetimine işletmelerde baba-oğul

taşınmaktadır.

Mersin sanayinde karşı l ıklı güven ilişkilerine dayalı işbirliği yapma potansiyeli , yani sosyal sermaye oldukça düşüktür. Rekabet anlayışı , ürün, kalite ve yönetim becerisinden çok kişisel başarı ölçülerine göre yapıldığından girişimci, başkaları ile işbirliğine gitmekten kaçınmakta , kararları ve kaynakları aile içinde tutma eğilimini sürdürmektedir. Karşılıklı güven ve işbirliği eksikliğinin iki temel göstergesi ortaklıkların azlığı ve kısa ömürlü olmas ı ile profesyonel yöneticilere yetki devrinin çok alt düzeylerde gerçekleşmesidir. Firmaların %68.4'ünde ortak sayısı iki ila dört arasında değişirken , firmaların dörtte birinde beş ile yedi arasında ortak bulunmaktadır. Ortakların bir kısmı firmaya fiilen katkıda bulunan, diğerleri ise eşler ve yaşlılar gibi çalışma yaşamı dışında kalan aile üyelerinden oluşmaktadır. Mersin'li bir sanayici bu durumu, 'Mersin'den Adana'ya iyi işleyen ortakl ı k sayısı bir elin parmaklarını geçmez' cümlesiyle özetlemiştir. KOBl'lerin çok büyük bir bölümü bir ve ikinci kuşak girişimcilerin yönetimindedir. Üç kuşak ve ötesine giden firma sayısı yok denecek kadar azdır. Girişimciler sanayi yatırımlarını aile tasarruflarını aşmayan küçük çaplı yatırımlar çerçevesinde gerçekleştirmişlerdir. Ticaret ve tarımdan sanayiye büyük çaplı kaynak transferi pek az rastlanan bir durumdur. Başlangıç noktası oldukça küçüktür; dondurma arabası, inşaatlar için demir kapı pencere imalatı, dükkanlara portatif raf döşeme, küçük çaplı hazır giyim atelyesi, evin alt katında ıtırlı bitki damıtma, mühendislik bilgisine dayalı küçük proje ihalesine katılma, küçük çaplı oto yedek parça imalatı, sipariş üzerine işyerlerine elektrik tesisatı döşeme. Çoğu küçük, orta, hatta bazıları büyük sanayi tesisi haline gelen bu kuruluşların sahipleri çalışma, aile katkısından yararlanma ve önlerine çıkan fırsatları değerlendirme sonucu basamak basamak tırmanarak firmalarını büyütmüşlerdir. Birçok sanayicinin kökenini bu gelişme modeli çerçevesinde kavrayabiliriz.

207


Sanayi girişimcileri varlıklarını sürdürebilmek ve büyümek için genellikle aynı konuda uzmanlaşma ve derinleşme yerine yatırım çeşitlendirilmesi stratejisini benimsemektedir. Türkiye'de ve gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak karşılaşılan bu davranış biçimi Mersin'de ekonominin çeşitlenmiş yapısının da etkisiyle daha belirigin olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu eğilimi bazı örnekler çerçevesinde somutlaştırabiliriz. Bir girişimci aynı anda petrol istasyonu, lazer kesme tesisleri, oto ticareti ve narenciye bahçesi işletmektedir. Genç bir girişimci bitkisel ·yağ üretiminin yanısıra oto galerisi ve gemi onarım işleriyle uğraşmaktadır. Bir başka örnekte, baba ve kardeşlerden oluşan çok dinamik bir işletme aynı anda tekne üretimi, fiber glass üretimi, kaportacılık , dış ticaret ve boru döşemeciliği yapmaktadır. Son olarak daha renkli bir örnek verebiliriz: saç ve profil demir işleri , boru firması bayiliği, seracılık, peysaj mimari, ferforje imalatı ve sera malzemesi imalatı. Yatırımların niteliğin den de açıkça ortaya çıktığı gibi sanayiler Mersin'in liman, karayolu taşımacılığı , imalat sanayii, tarım gibi çok odaklı ekonomik yapısı ile kazançlı gördükleri birçok alana birden el atmak suretiyle uyum sağlamışlardır. Mersin'li sanayiciler daha çok yöre· bazında ortaya çıkan sinai ürün gereksiniminin karşılanmasını hedefleyen yatırımlara yönelmişlerdir. Bunun sonucu_olarak dokuma, hazır giyim ve diğer dallarda görülen az sayıda dünya pazarına yönelik üretim dışında sanayiin yapısı oldukça içe dönük kalmıştır. Bir liman kenti olan Mersin'de sanayiin niçin bu ölçüde içe dönük olduğu üzerinde durulması gereken bir sorudur. Bu yönüyle Mersin ile dünya pazarına daha fazla yönelmiş Denizli, Gaziantep, Kayseri ve Bursa gibi merkezler arasında önemli bir fark mevcuttur. Mersin'de sanayi ~uruluşlarının %90'ı bölge dışında başkaca üretim birimlerinin olmadığını söylerken %83.3'0 başka il ya da ülkede şubesi olmadığını belirtmektedir. Ancak on altı firma tanınmış dünya markaları veya adları altında üretim yapmaktadır. Son dönemde gelişen küçük ve orta ölçekli sanayiciler bu durumun farkına varıp en önemli sorunun dışa açılma oiduğ'unu görerek buna yönelik yatırım arayışı içine girmişlerdir. Oysa teknolojiyi izleme ve hammadde kullanımı bakımından lçel sanayii dış dünya ile daha yoğun halindedir. Firmaların %82.4'0 sektörde kullanılan en yeni teknolojileri çok yakından izlediklerini belirtmektedir. Kullanılan girdilerin üçte ikisi yurt dışından sağlanmaktadır. Buna karşılık büyük firmaların dörtte biri s ı nırlı ölçüdede de olsa ihracat yapmaktadır. Bu firmalar daha çok dokuma, gıda , t~ş-toprak ve kimya sanayinde toplanmıştır. Yurt dışında rekabet gücü olduğunu söyleyen firma sayısı ihracat yapan firma sayısı ile aynıdır. Rekabet gücünün en fazla görüldüğü alan ürün kalitesidir. Pazarlama~ ürün çeşidi , fiat, satış sonrası hizmet organizasyonu ve .nitelikli işgücü bakımından firmalar kendilerinin yurt dışı rekabet güçlerini çok daha da zay ıf bulmaktadır. ilişki

Mersin'de sanayi kuruluşları ara.sındaki ilişkiler fazla gelişmiş değildir. Firmaların %86.4'0 dışarıya fason iş yaptırmadığını ve %74.2'si başkaları için fason çalışmadığını belirtmektedir. Daha çok dokuma ve gıda sektöründe yoğunlaşan fason çalışan firmalar üretimlerinin ancak sınırlı bir bölümünün fasona yönelik olduğunu söylemektedir (DIE, 1999) EKONOMİK VE TOPLUMSAL SORUNLAR

Mersin'in ekonomik gelişmesini doğrudan ilgilendiren sorunların başında hJzlı nüfus artışı gelmektedir. lçel'in nüfus artışı 1975 yılından sonra hızlanmış ve gerek il gerekse il merkezi özellikle son üç nüfus sayımında Türkiye ortalamasının üzerinde büyümeye başlamıştır. Mersin kentsel nüfus artışı bakımından Türkiye'nin en başta gelen merkezlerinden birisidir. 1997 Genel Nüfus sayımında lçel'in 501 ,398'e yükselmiştir. Mersin'e göçün başlıca nedenleri nüfusu 1.508.232'ye Mersin'in nüfusu ise transit taşımacılık, ticaret ve turizm sektörlerinin canlılığı ve serbet bölge'nin yarattığı olumlu beklentilerdir. Göç esas olarak üç bölgeden gerçekleşmektedir: 1997 yılında Mersin'e göç edenlerin %31.2'si Doğu Anadolu , %30.S'i bölge illeri ve 23.8'i Güneydoğu Anadolu'dan kaynaklanmaktadır. Mersin'in göç aldığı illerin başında Hatay, Mardin, Bitlis, ve Malatya gelmektedir.

208


Hızlı göçün sonuçları büyük ölçüde olumsuz olmakla birlikte üç olumlu yöne dikkat çekilebilir.

Birincisi, göç, sanayi ve diğer sektörler için büyük bir ucuz işgücü rezervi yaratmaktadır. ikincisi hızlı nüfus yerel talebin şişmesini ve bunu karşılamaya yönelik yatırımların artmasını sağlamaktadır. inşaat, gıda, giyim, ağaç işleri gibi sektörler, göçmen nüfusun satınalma gücünün çok düşük olmasına rağmen , hızlı nüfus artışından önemli ölçüde yararlanmaktadır. Üçüncüsü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan sınırlı da olsa sermaye gelmektedir. artışı

Göçün olumsuz sonuçlarının başında kamu hizmetlerinin sürdürülmesindeki güçlüklerle istihdam bakım ından ortaya ciddi sorunlar gelmektedir. imar yasalarına uygun olmadan kurulan semtler çığ gibi

büyümekte ve bu yerleşim alanlarında sağlık , ulaşım, yaşam biçimi ve yaşam standardı bakımından önemli sorunlar çıkmaktadır. Mersin'de toplumsal istikrara dönük en önemli tehdit eğitim düzeyi düşük ve çoğu özel beceri sahibi olmayan büyük grupların işsizliği ve yoksulluğudur. Bu sorunların Mersin'e özgü olmadığını , Mersin gibi hızlı büyüyen diğer kentlerde de görüldüğünü söylemek mümkündür. Bununla birlikte Mersin göçün etnik özelliğinden kaynaklanan bazı özel sorunlarla karşı karşıyadır. Doğu

ve Güneydoğu Anadolu kökenli göçmenler geldikleri il veya yöreden yakınlarının oturmakta olduğ u mahallelere yerleşmekte , buralarda dışa kapalı , dış dünyadan oldukça soyutlanmış bir biçimde yaşamakta ve bu kapalı cemaatlerde yöresel kültürlerini korumakta ve sürdürmektedirler. Yoksulluk ve toplumsal güvence eksikliği bir arada yaşamayı ve zor günlerde akraba, hemşeri dayanışmasından yararlanmayı kaçınılmaz hale getirmektedir. istihdam olanaklarının sınırlılığı ve düşük satınalma gücü göçmen nüfusun kent ekonomisi ve toplumu ile hızlı ve sağlıklı bir biçimde bütünleşmesinin önündeki en büyük engeli teşkil etmektedir. Diğer yandan ayrışmış mekanlarda sürdürülen toplu ve kapalı yaşam kırsal yöreden taş ınan kültürlere, kent ortamında yeni kimlik arayı şlarının eklemlenmesine yol açmaktad ır. Bu durumda yerli ve yakın yöreden göç etmiş nüfusla Doğu ve Güneydoğu Anadolu kökenli göçmenler arasında ilişkileri ve iletişimi kısıtlayan duvarlar örülmektedir. Siyasi partiler arasında yaşanan rekabet koşullarının da etkisiyle yöresel farklılıklar siyasallaşmakta ve yer yer gerilim ve çatışmaya yol açabilecek ortamlar oluşmaktadır. Büyük ölçüde yoksulluk, gelir dağılımı bozukluğu ve toplumsal güvence eksikliği gibi sosyo-ekonomik nedenlere dayanan göçmen nüfus sorunu böylelikle bir toplumsal çatışma boyutu kazanmaktadır. Hızlı göçün yarattığı olumsuz sosyal ve ekonomik sorunlar Türkiye'nin bütün kentlerinde görülmekle birlikte etnik boyut içeren bir toplumsal gerilim Mersin gibi birkaç kente özgüdür ve bu bakımdan Mersin'in diğer kentlerden öğreneceği fazla bir deneyim birikimi mevcut değildir. O nedenle Mersin göçmen nüfusun kent toplumu ile bütünleşmesini hızlandıracak önlemleri bizzat kendisi geliştirmek durumundadır. Aksi halde, toplumsal gerilimin yol açabileceği siyasi istikrarsızlık yatırımları olumsuz yönde etkileyerek Mersin'in gerçekleştirmek istediği ekonomik atılımı aksatabilir veya geciktirebilir. Mersin ekonomisini olumsuz yönde etkileyen iki diğer etken kentin doğusunda yer alan bölgeler ve bazı Orta Doğu ülkelerindeki genel siyasi durumla yakından ilgilidir. Bunlardan birincisi 1980'1erden bu yana Türkiye'nin Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde yaşanan siyasi istikrarsızlıktır. Yatırımların azalması ve ekonomik canlılığın kaybolması bu bölgelerin dışa açılan kapısı olan Mersin'in limana ve transit taşımacılığa dayalı ticaretini olumsuz yönde etkilemektedir. ikincisi, Körfez Savaşı sonrası lrak'a uygulanan ekonomik ambargo ve bunun sonucu olarak bu ülkeyle yapılan ticaretin son sekiz yıldır çok düşük düzeylerde seyrediyor olmasıdır. Irak ticareti bir liman kenti olarak Mersin'in en canlı ekonomik dönemlerinden birisini yaşamasına yol açmış ve Mersin'i Türkiye'nin en önemli nakliyecilik merkezlerinden birisi haline getirmiştir. Savaş sonrası dönemde liman transaksiyonlarının daralması yalnızca transit taşımacılığı değil bankacılık, acentacılık, sigortacılık gibi kurumlar dahil olmak üzere ticaret yaşamınını tümünü olumsuz yönde etkilemiştir.

209


Üçüncü sorun iş yaşamı ve ekonomi kültürü ile ilgilidir. Bir liman kenti olan Mersin'e esas vuran ticaret ve tarımdır. Tarım ve ticaret zenginliği ile sanayi arasındaki ilişki karmaşık ve çok

damgasını

yönlüdür. Tarihte, tarımsal bakımdan yoksul bölgelerin, bu açıklarını kapatmak için hırslı, çalışkc;ln, tutumlu ve girişimci ruhlu kimseler yetiştirerek sanayileşme yoluyla zenginleşmeleri sıkça rastlanan bir durumdur. Bunun tersi ise Çukurova'da görüldüğü gibi tarımda yaratılan zenginliğin diğer sektörlere ve sanayiye aktarılması, yani tarımın sanayiyi, finanse etmesidir. Aynı biçimde ticaret zenginliği bazı durumlarda sanayileşmenin önünü açmış bazı durumlarda ise gelişmesine engel olmuştur. Sanayileşme üzerinde diğer kesimlerin katkısı Mersin'de yoğun biçimde tartışılmaktadır. örneğin,

Mersin'li sanayiciler, sırtını tarımsal zenginliğe dayayan veya ticareti elinde tutan varlıklı kesimlerin beklenilen düzeyde sanayi yatırımı yapmamalarından yakınmaktadır. Kazançlarından ve sosyal konumlarından hoşnut olan varlıklı grupların risk üstlenmekten kaçınmaları ve kazançlarını taşınmazlar ve yüksek faiz geliri alabilecekleri alanlara yönlendirerek sanayi yatırımcılığı bakımından tutucu denilebilecek bir davranış sergilemeleri yaygın eleştiri konusudur (Kapri, 1999). Elimizdeki sınırlı veriler ışığında, küçük, orta ve hatta büyük çaplı sanayi kuruluşlarının şahiplerinin kökenlerine baktığı_mızda, sanayicilerin daha çok işçi, zenaatkar, küçük çaplı ticaret erbabı ve memurlar arasından çıktığını görmekteyiz. Burada önemli olan büyük toprak sahiplerinin ve zengin tüccarların büyük çaplı modern sanayiler kurma konusunda, 1960 ve 1970'1i yıllarda yaşanan kısa bir dalga dışında oldukça isteksiz davranmış olmalarıdır. Mersin'de tarım ve hizmet sektörlerinde büyük bir sermaye birikimi vardır fakat bu kaynaklar sanayi yatırımına dönüşmemektedir. Türkiye'nin sekizinci zengin ili konumundaki Mersin'in son yirmi yılda geri plana düşmüş olması bu yönüyle de ele alınmalıdır. Sanayileşmeyi ve ekonomik gelişmeyi olumsuz yönde etkileyen faktörler arasına ekonomik konjonktürü de dikkate almak gerekir. Asya krizini izleyen Rusya krizi uluslararası ticaretin ve yatırımların önemli ölçüde daralmasına yol a·çmıştır. Türkiye'nin BDT ve Balkan ülkeleri ile ekonomik ılişkileri, başta bu ülkelere yapılan ihracat olmak üzere ciddi bir küçülme süreci içerisine girmiştir. Bu gelişmelerden ihracata dayalı sanayiler olumsuz yönde etkilenmiş ve sonuçta bir liman kenti olan Mersin'in dış ticaret faaliyetleri de daralmaya başlamıştır. AB ülkelerinden kaynaklanan talebin de kısılması sonucu Mersin'de ve yörede ihracat yapan bir çok işyeri kapanırken diğerleri faaliyetlerini küçültmek zorunda kalmıştır. Diğer yandan Türk ekonomisinde görülen makro dengesizlikler Mersin ekonomisi ve sanayii üzerinde büyük baskılar yaratmaktadır. Bunların başında özellikle devletin artan borçlanma zorunluluğundan kaynaklanan yüksek faiz hadleri gelmektedir. Enflasyonun çok üzerinde seyreden faizler finans sektörü ile reel sektörü adeta karşı karşıya getirmekte ve üretken sermaye faiz yükµ karşısında hızla erimektedir.

GELİŞME VE SANAYİLEŞME STRATEJİSİNİN ANA UNSURLAR! Mersin'in gelişmesinde ve sanayişmesinde öncelikle dikkate alınması gerekli görülen unsurlar; çevre kentleri ve illeri kapsayan bir bölge perspektifinin oluşturulması ; Doğu Akdeniz.ticaretinde merkezi konum; il ekonomsinin çeşitililiği; zengin kent kültürünün korunması ve geliştirilmesi; ve, büyüme stratejilerinin hazırlanmasında ve yürütülmesinde öncü kesimlerin rolüdür. Bölge Perspektifi

Mersin'in sanayileşmesi ve ekonomik gelişmesini kentin geniş bir bölgenin 91şa açılan kapısı olma konumunu göz önünde bulundurarak, bir bölge perspektifi içerisinde ele almak gerekir. Burada üç ana bölgeden söz edebiliriz; Mersin'in içinde yer aldığı Çukurova, ithalat ve ihracatı ağırlıkla Mersin üzerinden yürüten Orta Anadolu kentleri ve denize esas olarak Mersin üzerinden açılan Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri. Her üç bölgenin ekonomik bakımdan gelişmesi Mersin'de iş ve ticaret hacminin gelişmesine büyük katkı yapacaktır. Çukurova ve yaygınlaşan sulamanın etkisiyle köklü bir tarımsal

210


kalkınma süreci yaşayan GAP bölgesi arasında çevre, coğrafya ve ekonomik etkinlikler bakımından önemli benzerlikler vardır Her iki bölgede dışa açık endüstriyel bitki ve sebze-meyve üretimi önceliklidir. GAP bölgesi, tıpkı geçmişte Çukurova'da görüldüğü gibi, tarımda yaratılan zeng inliğin kentlere ve diğer sektörlere aktarılması sürecini yaşamaya başlamış durumdadır. Yine Çukurova'da olduğu gibi GAP Diğer yandan GAP ürünlerinin işlenmesi Bölgesinde de önde gelen sanayi sektörleri tekstil ve gıdadır. ve pazarlanması Mersin ' ın de ara larında olduğu dört beş kenti doğrudan ilgilendiren temel bir konudur. Bu ürünlerin iç pazar kadar dış pazara da yönelik olması başlıca ihracat merkezi olan Mersin'in konumunu daha da önemli kılmaktadır. Ulaşım alanında meydana gelen değişiklikler bölgesel bütünleşmeyi hızlandırmaktadır. Bölgenin iki ucunda yer alan Mers ın ve Şan lıurfa birbirlerine otoyol ile bağlanmaktadır. Bu sayede bölge içindeki en uzak iki nokta arasındaki mesafe yalnızca birkaç saat içerisinde katedilebilecektir. Görüldüğü gibi Mersin, bölgenin dışa aç ılan kapısı olmasıyla , Çukurova'nın olduğu kadar GAP bölgesinin bir parçası haline gelmektedir.

Bölgenin önde gelen kentlerinde köklü toplumsal dönüşümler gerçekleşmektedır: tarım zengini büyük toprak sahiplerinin ağ ı rlıklı konumu sarsılırken girişime, ve profesyonel orta sınıflar ön plana çıkmaktadır. Ekonomik kalkınma ve işbirliğini sağlama bakım ı ndan bu sınıfların öncelikleri, çıkarları ve hareket tarzları birbirine benzemektedir. Örneğin, bu kesimler ekonomik işbirliğini geliştirme ve dış dünyaya daha fazla açılma çabası içindedir. Bölgede yer alan kentler bu gelişmeleri bir bölge perspektifi içerisinde görmeli ve bölgede ekonomik işbirliğini gel i ştirmek için yoğun ve bilinçli çaba harcamalıdır. Halihazırda kentler aras ı ilişki ağ ları yeterince gelişmiş değildir. Bütün kentlerin yararına olacak projeler geliştirilerek bölgesel bütünleşme süreci hızlandırılmalıd ı r. K ı sacası ekonomik gelişme ve sanayileşmeyi kent bazında olduğu kadar bölge bazında ve ölçeğinde düşünmekte yarar vardır. Bu bakımdan bir bölge perspektifinin ve bölgesel kalkınma stratejisinin oluşturu lm ası gerekmektedir. Mersin için bölge öncelikle Çukurova, ve daha sonra GAP bölgesi ile Kayseri, Konya ve Karaman·, içine alan Orta Anadolu'dur. Bu bölgelerde ekonominin ilerlemesi, ticaret hacminin artmas ı ve bölgesel bütünleşmenin derin leşmesi ulaş ı m ve ticaret bakım ı ndan özgün konumu nedeniyle en çok Mensin'e katkıda bulunacaktır. Bu nedenle Mersin bölgesel kalkınma projelerinin hazırlanmasını örgütleme işini üstlenerek bölgesel bütünleşme sürecinin itici gücü· haline gelebilir. Buna yönelik olarak yapılacak toplantı , konferans ve kongrelerin ev sahipliğini yapma Mersin'i bilimsel, ekonomik ve idari ilişki ağları nın merkezi, buluşma, çak ı şma ve yayılma noktası konumuna getirebilir. Bu durum kente yatırım ve nitielikli işgücü çekme bakımından büyük bir fırsat oluşturmaktadır. Orta Anadolu , Çukurova ve GAP bölgesinde yer alan kentlerin bütünü göz önünde bulundurulduğunda Mersin deniz, doğal güzellik ve kent kültürünün zeng inliği ba kımından en elverişl i konuma sahiptir. Dış

Ticarette Kilit Konum

Başta Irak olmak üzere Türkiye'nin sınırlarının doğusunda kalan ülkelerle (lran) ticaretin bir hayli sönük olması Mersin için büyük bir kayıptır. Türkiye'nin kendi doğusunda ve güneyinde yer alan tüm ülkelerle ekonomik işbirliğini ve ticaret hacmini gel iştirm esi Mersin üzerinde doğrudan etki yapacaktır. Bu bağlamda birkaç ge lişme özellikle dikkat çekmektedir. Birincisi, lsrail, Ürdün ve Filistin bölgesidir. Türkiye'nin bu ülkelerle yaptığı ticaret ekonomik durgunluğa rağmen katlanarak büyümektedir ve Orta Doğu barış sürecinin derinlik kazanmas ı ve buna paralel olarak Suriye ile diplomatik ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi Mersin ekonomisine yeni fırsatlar sunacak niteliktedir. İkinci önemli bölge ise Kuzey Afrika ülkeleridir. Tıpkı lsrail ile olduğu gibi Türkiye'nin başta Mısır olmak üzere bazı Kuzey Afrika ülkeleri ile ticaretini gel iştirmesi üç önemli bölgenin dışa açılan kap ı s ı olan Mersin'in ekonomik gelişmesini hızlandıracaktır. Nihayet, günümüzde pek önemli bir ihtimal olarak görülmemekle birlikte Mersin'in hemen güneyinde hızla kalkınan ve AB üyeliğine aday Kıbrıs Rum kesimi vardır. Mersin belkide en büyük ekonomik atılımı Kıbrıs sorununun çözülmesi ve giderek zenginleşen Kıbrıs adası ile yakın ekonomik

211


ilişki içerisine girerek gerçekleştirebilir. Mersin Türkiye'nin birçok kentinden farklı olarak dış çevresini, Akdeniz sahilleri üzerinde yer alan ülkelerdeki ekonomik durumu ve Türkiye'nin bu ülkelerle ekonomik ilişkilerini

sistemli biçimde izlemek ve değerlendirmek durumundadır.

Ekonomik Çeşitlilik

ülkemizde Denizli'nin ihracata yönelik havlu ve bornoz üretiminin aşırı odaklaşmasında görüldüğü gibi kentlerinin bir ana ekonomik faaliyet üzerinde uzmanlaşması önemli bir kentsel gelişme ve sanayileşme stratejisi olarak ele alınabilir. Ne varki, uzmanlaşma stratejisi ancak bir yörenin ekonomik yapısı ve potansiyeli ile uyumlu olduğu takdirde anlamlı sonuçlar verebilir. Mersin için aşırı uzmanlaşma gerçekçi bir gelişme stratejisi olarak görünmemektedir, çünkü bu yaklaşım Mersin ekonomisinin temel özelliklerini dikkate almamaktadır. Kaldı ki Mersin'de, tılsıml ı değnekle dokunulmuş gibi sanayi patlamasına yol açacak bir uzmanlık dalı da mevcut değildir. Son

yıllarda

Tam tersine il ve il merkezi için gerçekçi bir gelişme stratejisi, öncelikle mevcut ekonominin ve çok yönlülüğünü veri olarak alıp bu durumun bir kısıtlama değ il bir rekabet üstünlüğü kaynağı olduğu kabulüne dayandırılmalıdır. Bunun an lamı mevcut ekonomik faaliyetlerin herbirine (liman, dış ticaret, tarım, turizm ve sanayi) önem verilmesi ve bu faaliyetlerin tümünün gelişiminin teşvik edilmesidir. Diğer faaliyetlerin gelişmesi sanayileşmeyi yavaşlatmayacak , hızlandıracaktır. çeşitliliğini

Bir kere, zengin tarım, Mersin sanayii için çok önemli bir avantajdır. Çukurova bölgesinin merkezi konumunda olmamakla birlikte Mersin'de tarıma yönelik sanayiler küçümsenmeyecek bir düzeye ulaşmıştır. Uluslararası rekabet koşulları, son yıllarda narenciye üretiminde görüldüğü gibi tarımda sürekli modernizasyonu kaçınılmaz kılmaktadır. Tarımdan gelen her türlü girdi ürün talebine (tohum , makine, ilaç) ek olarak Çukurova ve GAP bölgelerinin dışa açık tarımsal üretimin gereksinimlerinden kaynaklanan yeni ve ek girdi ürün ku llanımları sanayi için yeni talep yaratmaktadır. Üretimin ve ürünlerin sürekli çeşitlenmesi üzerinde durulması gereken bir başka konudur. örneğin , son yıllarda hızla gelişen seracılık Mersin'de sera malzemeleri üretiminin gelişmesini teşv ik etmiştir. Çukurova ve GAP tarımı birçok sanayi dalı için çok zengin bir pazardır. Orta Doğu ülkeleri ile ekonomik ilişkilerin canlanması durumunda bu tür sanayilerin yeni pazarlara açılma olanağı mevcuttur. Diğer taraftan, GAP ve Çukurova kentleri, tarım ürünlerinin işlenmesi ve başta gıda olmak üzere tarıma dayalı sanayileri geliştirmek için birbirleriyle kıyasıya rekabet edeceklerdir; aralarında Mersin'de olmak üzere söz konusu kentlerin çeşitli göreli üstünlükleri ve eksiklikleri vardır. Tarım

konusunda çizilmesi gereken nokta, Türkiye'de kentlerin büyük zengin ve çeşitlenmiş bir tarımsal hinterlanda sahip olmamalarıdır.

çoğunluğunun

Mersin gibi

Turizm konusunda iki farklı durum mevcuttur; onbinlrce yazlık konutu barındıran Mersin-Taşucu kıyı şeridi ve henüz imara açılmamış yeni alanlar. Kıyı şeridi boyunca uzanan çok katlı yazlık konutlar tarım arazisini ortadan kaldırma, aşırı yoğunluk , mimari estetikten yoksunluk ve alternatif turistik gelişme olanaklarına imkan bırakmamış olma gibi nedenlerle yaygın bir hoşnutsuzluk ve eleştiri kaynağı haline gelmiştir. Bununla birlikte. yaz ayları boyunca yüzbinlerce insanın yaşadığı ve gelecek.yıllarda bir kısmının kalma süresinin uzamasıyla birincil konuta dönüşme olası lı ğı taşıyan bu kıyı şeridinin sağlayabileceği bazı ekonomik olanaklar da söz konusudur. Birincisi, kıyı şeridinde yaz dönemi boyunca yaşayan nüfus, gıda­ bakım-onarım gereksinimleri ile yöre ekonomisi için küçümsenmeyecek bir mevsimlik talep yaratm aktadır. Yazlıkta oturan ailelerin ticarileşmiş eğlence alışkanlıkları halihazırda düşük olmakla birlikte bu alanda meydana gelebilecek açılı m lar, kate, lokanta, eğlence yerlerine yönelecek harcamalar sayesinde kent için yeni istihdam olanakları yaratabilir. Yazlık konutların yer aldığı kıyı şeridi özellikle Orta Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan çok sayıda varlıklı ailenin bir araya gelip aynı apartman ve site

212


içerisinde ilişki kurup kaynaştığı bir alandır. Bu durum Mersin'e dikkatleri kendi üzerine çekmek için önemli fırsatlar sunmaktadır. Diğer bir deyişle Mersin 'in 'yaşanacak yer' imajını başarıyla verebilmesi durumunda kente sermaye, yatırım ve nitelikli işgücü çekmek mümkün olacaktır. Diğer yandan, lçel birisi hemen güneyinde yer alan yaklaşık 17 km uzunluğunda, diğeri ulaşım koşullarının iyileşmesiyle Anamur'da olmak üzere ciddi gelecek vadeden yeni turizm odaklarına sahiptir. Turizmin gelişmesi kısa dönemde hiç değilse küçük çaplı sanayiler için büyük bir talep yaratmaktadır. Üçüncüsü, ithalat-ihracat, toptan ticaret, bankacılık, acenta ve sigortacılık gibi faaliyetlerin gelişmesi , sanayi yatırı mları için önemli bir kaynaktır. finansman kaynağıdır. Geçmiş yıllarda, ticaret birikiminin sanayi yatırımlarına dönüşmesi beklenen düzeyin çok gerisinde kalmıştır. Bununla birlikte özellikle ihracatın gelişmesi ve yeni bölgelere yayılması ile KOBl'lerin dinamizmi çakıştırılabildiği ölçüde ticaret sermayesinin dikkatini çeken cazip yatırı m alanları ortaya çıkabilir. Mersin sanayi için en önemli konu ticaret ve finans sermayesinin sanayiye daha fazla yatırım yapmalarını sağlayacak projelerin geliştirilmesidir.

Diğer

yandan, ulaşımın sanayi üzerindeki etkilerinin daha doğrudan olduğunu söyleyebiliriz. gemi taşımacılığının artması ve karayolu nakliyeciliğin ilerlemesi ulaşıma dayalı bütün sanayiler için önemli bir talep kaynağıdır. Bak ım onarım işlerinin ötesinde gemi yapımı Mersin'in, üzerinde öncelikle durması gereken bir yatırım alanıdır. Limanın genişletilmesi ,

Mersin'in sanayileşmesinde bazı konuların özellikle dikkate alınmasında yarar olabilir. Birincisi, toplu laşma ve birbirini tamamlama niteliği gösteren sanayilerin kurulmasına öncelik verilmelidir. ikincisi, yüzbinleri bulan vasıfsız işgücünün eğitimine yönelik özel girişim ve çabalar sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye doğrudan katkı yapacaktır. Üçüncüsü, yeni geliştirilmesi düşünülen sanayi dalları var olan ekonomik faaliyetlerin ve sanayi dallarının kesişme noktalarında, onların bazı ortak paydaları üzerinde aranabilir. Bu konuda somut projelerin geliştirilmesi sistemli araştırmaları gerektirmektedir. Kültürel Zenginlikler

Mersin'in önemli bir çekim merkezi haline gelmesi coğrafi konumu ve ve kültürü ile yakından ilgilidir. K ıyı ve liman kentleri genellikle daha bilgili ve dış dünyaya daha açık insanları ve renkli kültürleri barındırırlar. Mersin kuruluşundan bu yana bölgenin çeşitli yörelerinden gelen farklı kültürel özelliklere sahip gruplara ev sahipliği yapmıştır. Şayet farklı kökenlerden gelen kimseler kültürlerini korumanın yanısıra birarada yaşama ve işbirliği ortamının gelişmes ine katkıda bulunabilirlerse farklılıklar sinerjik bir etki yaparak ilerlemenin ve gelişmenin kaynağı olabilir. ikincisi, kültürel çeşitlilik , hoşgörünün ve liberal değerlerin ön plana çıktığı bir kültürün temelini oluşturabilir. Günümüz dünyasında liberal değerlere dayalı bir kent kültürü doğrudan doğruya bir ekonomik avantaj olarak algılanmaktadır; çünkü, kentlerin kendilerine çekebilmek aralarında yarıştıkları üç temel kaynağı bu yoldan sağlamak daha kolay hale gelmektedir: turist, sermaye ve nitelikli işgücü. Sahip olduğu liberal değerler ve aç ık toplumsal ilişkiler Mersin'e önemli avantajlar sağlamaktadır. Kentsel altyap ı bakımından büyük eksikliklerine rağmen Mersin zengin alışveriş olanaklarına, kad ınlı erkekli birliktelikleri olanaklı kılan kamusal alanlara sahiptir. Kent turizmi ve nitelikli işgücünü çekebilmek için bir yandan kate/lokanta/gazino kültürünü diğer yandan da üniversite başta olmak üzere bilimsel, sportif ve sanat etkinliklerini geliştirmek zorundadır. Sermaye ve nitelikli işgücü bir kent lehinde tercih yaparken yalnızca alışverişe olanaklarına değil renkli ve zengin bir kültürel altyapının ne ölçüde geliştiğine de bakmaktadır; üniversite, tiyatro, sanat galerileri, sinema, konser salonları , spor tesisleri gibi. Gelişmiş ülkelerde, işte bu nedenle kentin en önemli üstünlüğü yaşam kalitesinde ve nitelikli işgücünde

213


(yani girişimci ve profesyonel yeni orta sınıflar) aranmaktadır. Mersin her iki yönden çevresinde yer alan kentlere

kıyasla

daha fazla potansiyele sahiptir.

Büyüme Stratejisi ve Büyüme Koalisyonu

Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin kalkınma peysajında önemli değişiklikler meydan gelecektir. Kentlerin devletin öncülüğünde ve doğrudan devlet yatırımlarına bağlı olarak kalkınması bazı stratejik kamu yatırımları dışında eski önemini yitirecektir. Bu durumda kentlerin ekonomik geleceğini büyük ölçüde kendi çaba ve girişimleri belirleyecektir. Diğer yandan birçok kentin aynı anda büyüme odağı haline geleceğini düşünmek gerçekçi bir beklenti değildir. Diğer bir deyişle bazı merkezler ön plana çıkarken diğerleri daha yavaş gelişecek, hatta yerinde sayacaktır. Bu iki önermeyi bir araya getirirsek şu sonuca varırız: devletin kalkınma odaklarını belirlemede etkisi azalırken kentlerin gelişme odağı olabilmek için aralarında yapacakları yarışma ve bu amaca yönelik olarak kendi insiyatifleri ile yürütecekleri çabalar, girişimler ve planlar ağırlık kazanacaktır. Yeni büyüme kutupları elbette yalnızca devlet tercihleri ve kentlerin girişimleri ile belirlenmez. Kentin içinde bulunduğu yörenin ve kentin genel ekonomik koşullarının (nüfus, yerleşim, eğitim, ulusal ve küresel dinamikler, ekonomik yapı) oynayacağı rol kuşkusuz ·daha önemlidir. Bununla birlikte uzun dönemli gelişme stratejileri oluşturarak bunları harekete geçirecek toplumsal desteği sağlama kentler arasında giderek kızışan yarışta öne geçmenin başlıca unsurlarından birini teşkil edecektir. D iğer bir deyişle kentin olanaklarını mobilize etme yeteneğine sahip öncü kesimlerin yapacakları girişimlerin , bilinçli ve örgütlü çabalarının kente daha fazla kaynak, yatırım ve zenginlik getirmede önemli rolü olacaktır. Bu nedenle yerel örgütlenmeler büyük önem kazanmaktadır. Kentin büyüme odağı haline gelmesini teşvik etmek için neler yapılabilir. Çeşitli önlemleri sıralamak yerine bu konuya açıklık getirecek bir kavram üzerinde durabiliriz. ABD'de yerel önderlerin

kentin ekonomik büyümesini hızlandırmak amac ı yla oluşturdukları sisteme, "büyüme .makinası" ve bu amaçla seferber olan güçlerin gerçekleştird i kleri i şbirliğine ise 'büyüme koalisyonu' denmektedir. Bu koalisyonlarda yerel yöneticiler, işadamları , yerel medya, üniversite, sanat çevreleri ve politikacı lar yer almaktad ı r (Logan and Molotch,1996). Amaç bir yandan kentte yaşam kalitesini her bakımdan yükseltmeye çalışırken diğer yandan kentin hem yerel halk hemde dış kamuoyunda imajın ı iyileştirmek ve geniş katılım ve uzlaşımla hazırlanacak stratejik planların yürürlüğe konmasıyla kente yönelik kaynak akışını hızlandırmaktır. Bunun için yaygın bir toplumsal uzlaşma ve yapılacak girişimlere halk desteği sağlama gereksinimi vardır. örneğin hemşerilik bilinci yaratmak bu bakımdan çok önemlidir; ortak duyarlılık ve yaygın katılım ancak bu şekilde sağlanabilir. Burada esas amaç girişim ve projelerin yalnızca sınırlı bir kesim değil tüm kent halkı için yarar sağlayacağ ına herkesi inandırmaktır. örneğin, yatırımlarını kente çekme amacı güden girişimlerin yeni istihdam olanakları sağlayacağı herkese anlatılmalıdır. Bu amaçla düzenlenecek başta eğitim ve tanıtım olmak üzere her türlü ortak şenlik, festival, sportif ve sanatsal faaliyetler kente bağlılık duygusunu artıracaktır. örneğin Mersin gibi hızla göç alan ve çok sayıda alt kültürü bünyesinde barındıran bir kent için halkın büyük çoğunluğunun kültürel bakımdan dışlanması son derece sakıncalıdır. öncü kesimler veya oluşturulacak büyüme koalisyonları sanat çevrelerinden sanayiye, üniversitelerden halk çoğunluğuna, yani tüm toplum ve kesimlerine kentsel gelişme plan ve stratejilerinin önemini anlatmak onları bu gibi girişimlere katkı vermeye çağırmak durumundadır. SONUÇ

Sonuç olarak gelişme stratejilerinin ana unsurlarının tartışıldığı son bölümde vurgulanan beş noktaya tekrar kısaca değinebiliriz. Mersin'in, kendisi için yeni bir ekonomik yön ve rol tanımlarken kentin, Türkiye'nin üç ana bölgesinin dışarıya açılan kapısı olduğu gerçeğinden hareket etmesi son derece önemlidir. İkincisi , Mersin'in ekonomik gelişmesinde dış dinamiklerin geçmişte ve günümüzdeki önemi iyi

214


kavranarak, başta Doğu ·Akdeniz olmak üzere Türkiye'nin ticari ilişkilerini ge l iştirmekte olduğu tüm ülkelerdeki durum ve gelişmelerin kentin iş dünyası , yerel yöneticileri ve bilim adamları tarafından yakından izlenmesinde büyük yarar vardır. Üçüncüsü, lçel ilinin çok yönlü ekonomik yapısının sanayileşme için önemli bir fırsat o l uşturduğu göz önünde bulundurularak, izlenecek sanayileşme stratejilerinde önceliğin sektörlerin kesişme noktalarındaki yatırımlara yöneltilmesi yerinde olacaktır. Nihayet, hazı rlanacak büyüme ve sanayileşme stratejilerinde ekonomi dışı faktörlerin dikkate a lı nmas ı büyük önem taşımaktadır; bu bağlamda yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve kaynak seferberliği için kent düzeyinde örgütlenmeye gitme zorunluluğunun a l tı öncelikle çizilebilir. NOTLAR (1) Makalede değinilen tarihi bilgiler başlıca üç kaynaktan sağlanmıştır; Deveci, (1990); Yurt Ansiklopedisi; ve, Mersin'de kentin ya k ın tarihini bizzat yaşam ı ş kimselerle Prof. Ahmet Acar'la birlikte yaptığımız mülakatlar. (2) Bu değerlendirme Mersin Sanayi ve Ticaret Odası kayıtl arından yararlanarak yapılmıştır. KAYNAKÇA Develi, H. Şi nasi (1990), Dünden Bugüne Mersin, Yorum

Basın Yayın ,

Mersin.

Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) (1999), 1997 Yılı İ çe l Sanayi Envanterinin Ç ıkarılması ve Sanayinin G elişmesi için Gerekli Tedbirlerin Belirlenmesi Projesi; İmalat Sanayi İşyerl eri An keti Geçici Son uç la rı , TC. Başbakan l ık Devlet istatistik Enstitüsü Başkanlığı , Tarım ve Sanayi istatistikleri Dairesi Başkanlığı ,

Ankara.

Dünya Gazetesi {1998), Ekonomi-Politika; . Cumhuriyet'in 75'inci

Yı l ınd a

Türkiye Ekonomisi,

lstanbul. Kapri, Von Peter (1999), Harekete Geçme Zamanı , Mersin Kalkınma Ajansı ; sin Ticaret ve Sanayi Odası ,

Mersin.

Logan, John and Harvey L. Molotch (1996), 'The City asa Growth Machine', Susan Fainstein and Scott Campbell, Urban Theory, Blackwell, London. Mersin Ticaret ve Sanayi Od as ı , Kapasite Raporu Alan üyeler Listesi, Mersin Sanayi ve Ticaret Odası Kayıtları .

Yurt Ansiklopedisi (1982), 'içel İli', Yurt Ansiklopedisi Cilt 4, Anadolu Yayıncı lık, lstanbul.

215


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

İÇEL SANAYİ GELİŞİMİNİN ÖNÜNDEKİ

OLANAKLAR VE DARBOGAZLAR, DİNAMİKLER, GELİŞME ORTAMI VE

DESTEKLEME MEKANİZMALARI

Prof. Dr. Ayda ERAYDIN - ODTÜ

24 - 25 HAZİRAN 1999 MERSİN


GİRİŞ

1980 sonrasında gerek dünyada gerekse Türkiye'de yeni sanayi odaklarının ortaya çıkmasına daha önceki dönemlerde çok hızlı gelişeceği umulan bazı merkezlerin beklenen gelişmeyi gösteremedikleri anlaşılmaktadır. Bu merkezler arasında 1960'11 yıllarda çok sözü edilen Kayseri ve Eskişehir yanısıra 1970'1i yıllarda ve 1980'1erin başında büyük sıçrama yapması beklenen lçel yer almaktadır ( Eraydın , 1994). Buna karşılık, 1980'1i yıllardan başlayarak yeni bazı sanayi odakları ortaya çıkmıştır. Bu merkezlerin beklenmedik gelişmeleri büyük ilgi çekmiş ve söz konusu yeni sanayi gelişme odaklarındaki gelişmeleri n dinamiklerini tanımlanmaya yönelik çalışmalar gündeme gelmiştir. Bu bildiri kapsamında daha önce hızla gelişmesi öngörülen merkezlerin arasında yer alan içel'de neden beklenen düzeyde sanayi gelişmesinin gerçekleşemediği sorusuna yanıt aranmaya çalışılmaktadı r. karşılık,

Bu ana soruyu yanıtlayabilmek için yapılan değerlendirmeler bu bildiride iki başlık altında sunulmaktadır. ilk olarak, lçel'in sanayi yapısının özellikleri ve dinamikleri başarılı örneklerle karşı laştırılarak, içel'in dünya piyasalarına eklemlenme açısından başarı ve başarısızlıkları irdelenmektedir. imalat sanayinin yapısı ile birlikte üretim için girdi sağlayan sektörlerin ve yöredeki işgücü piyasasının koşulları

bu kapsamda ele alınmaktadır.

ikinci olarak, başarılı bir sanayi yapısının gerçekleşmesinde gerekli olan koşullar üzerinde durulmaktadır. Bu çerçevede merkezi yönetimin kurumları ile yerel yönetimin bu süreci hızlandırabilmek ve yönlendirmek için uyguladıkları politikalar ve sağladıkları desteklerin irdelenmesi eldeki bilgiler elverdiği ölçüde yapılmaya çalışılmıştır. Bu değerlendirmeler sonrasında, bildirinin üçüncü bölümünde, lçel sanayinin Türkiye ve dünya içindeki göreli konumunun tartışılarak bu konumun iyileştirilmesi için yapılması gerekenler üzerinde durulmaktadır.

SANAYİ ODAKLARINDAKİ BAŞARININ KOŞU LLAR!: YÖNETİŞİM SİSTEMİ Son dönemde bazı sanayi odakları neden diğerlerinden daha başarılı oldu ? Benzer nitelikteki iki sanayi alanından birinin gerek büyüme ve refah artışı, gerekse dış dünyaya eklemlenme açısından daha başarılı olmasının ardındaki ana nedenler nelerdir? lçel sanayinin performansını ve ulaşılan gelişmişlik düzeyini irdeleyebilmek ve bu konuda ne gibi eksikliklerin olduğunu saptayabilmek için iki sorunun yanıtlanması

gerekmektedir.

Geçmişte bu soruların yanıtları "veri koşullar-gelişme eğillimleri-uygulanan politikalar ve sunulan olanaklar-ortaya çıkan yapı" çerçevesinde gerçekleştirilen araştırmaların sonucu olarak saptanırken , sanayi odakları yazınında ağı'rlıkla gündeme gelen "yönetişim ve yönetişimin getirdiği başarı " kavramı bir mekansal birimin etkenliğinin ve başarısının değerlendirilmesinde izlenmesi gereken yolu büyük ölçüde değiştirmiştir. Başlangıç koşulları ve mevcut yapısal verilerin ötesinde herhangi bir yörenin diğerlerine göre en önemli üstünlüğünün, üretim, iletişim ve buluş ve pazarlama ağlarının ortaya çıkmasını ve tüm yörenin bir bütün olarak başarı kazanmasını sağlayan "yônetişimsel yapı" olduğu son dönemdeki yazında sürekli

olarak yinelenmektedir. Geçmiş dönemin göreli olarak az gelişmiş alanları olan ve 1980 sonrasında büyük h ı zla gelişerek uluslararası düzlemde başarıya ulaşan ,. sanayi odaklarının (Brusco,

1982; Sabel ,1989; Piore ve Sabel, 1984; Amin,1989; Goodıiıan , Bamford ve Saynor, 1989; Pyke, Beccatini ve Senberger, 1990; Capecchi, 1989; Beccatini,1990; Storper,1990 ve 1993;_Amin ve Thrift, 1992) ana nitelikleri sıralanırken üretim örgütlenmesi, uzmanlaşma düzeyi, belirli konularda bilgi birikimi, yaratıcılık gücü ve teknoloji geliştirme kapasitesi gibi bölgelerin üretim ve birikim koşulları tanımlanmakta ve ancak, bu yapıların ortaya

219


çıkışında sosyal düzenleme biçimlerine (Amin ve Malmberg, 1992) ve kamunun rolü yanısıra diğer

toplumsal aktörlerin ve özellikle yerel kurumların rolüne dikkat çekilmektedir. öte yandan sanayi odaklarının diğer bölgelerden farkları ve üstünlükleri konusunda öne sürülen özellikler içinde üretim birimlerJ, işçi-işveren, girişimler, girişimci-yerel yönetim gibi mevcut yapının aktörl.eri arasındaki ilişkileri ön plana çıkmaktadır. Nitekim, bu bölgelerin en önemli niteliklerden birinin üretim örgütlenmelerine ilişkin olduğu belirtilirken, ·sanayi odakları belirli konularda uzmanlaşmış, birbirleri ile üretim ilişkileri yoğun ve özel ürün türlerine yönelik sanayilerin sağladığı ivme ile gelişen mekansal birimler olarak tanımlanmaktadır (Park ve Markusen, 1995; Mouleart, Swyngedouw ve Wilson, 1988). Belirli bir üretim dalında karşılıklı ilişkilerin yoğunlaşması uzmanlaşma (Beccatini, 1989 ve 1990; Pyke ve Senberger, 1991 ), firmalar arası dayanışma ağları (Harrison, 1992), kaliteye dayalı bir rekabet ortamı (Pyke ve Senberger, 1991 ; Brusco, 1990) ve bu yolla ulaşılan ortak verimlilik artışı (Schmitz 1990) ve fason ilişkilerin yoğunluğu sanayi odaklarının temel özellikleri olarak sunulmaktadır. Düşey olarak ayrışmış üretim örgütlenmesinin çeşitli özel ürünlerin (tasarım, moda ve ileri teknoloji yoğun) üretilmesini olanaklı hale getirdiği ve böylelikle küçük pazar nişlerine ulaşılabildiği ve bu tür üretim örgütlenmesinin ortak öğrenme ve dayanışma yolu ile buluşçuluğu desteklediği belirtilmektedir. işverenle çalışanlar arasında güven ortamını sağlayan bir sosyo-kültürel kimlik ve etkili yerel

kurumlar (Schmitz ve Musyk, 1994) gelişmeye katkı sağlayan kuruluşlar olarak tanımlanmakta .ve bu bağlamda eğitilmiş, üretimdeki yeniliklere kolayca uyum sağlayan ve birlikte çalışmaya hazır işgücünün bulunabilirliği öne çıkarılmaktadır (Pyke ve Senberger, 1991). Emeğin işverenle verimliliği artırma için birlikte çalışmaya hazır olması ve ortak çıkarların egemen olduğu aile emeği ·kullanımı sanayi odaklarının diğer özellikleridir. Ortak bir sosyal ve . kültürel yapının, ortak değerler, davranışlar ve dilin paylaşılması anlamına geldiği ve yüzyüze ilişkiler yardımıyla da üretim çevresinde pek çok ortaklık ilişkisinin ve dayanışma ağlarının kurulabileceği öne sürülmekte (Rabelotti, 1995) ve ye.re! kurumların bu sanayi odaklarında teknoloji ve bilginin yayılmasını ve yaratıcı ortak düşüncen.in gelişmesini desteklediği belirtilmektedir (Digiovanna, 1997). Çok açık izlenebileceği gibi başarılı sanayi odaklarının tanımı bu odaklardaki ilişkiler üzerinden Nitekim, yerel birimler arasındaki ilişkiler ve bunların sağladığı ortak çıkarlar ve birlikte geleceğe yönelik bazı karar ve stratejiler oluşturma, yönetişim tanımının en basit şeklini oluşturmaktadır (Jessop, 1998). Ancak bu iletişim ve karşılıklı ilişkinin varlığı bir sanayi odağının tanımında yeterli olmadığı gibi, bir sistemin kendini örgütleme kapasitesini tam olarak belirlemekte eksik kalmaktadır. Nitekim yönetişim tanımının ikinci basamağı kurumlaşma ve birbirinden bağımsız kurumlar arası ilişkilerin ortak bir çıkar sağlamak üzere karşılıklı olarak düzenlenmesi olarak tanımlanabilir. Üçüncü aşamadaki yönetişim tanımı ise, karşılıklı anlamayı kolaylaştıracak ve kurumların birlikte dönüşümünün sağlandığı ve bunların sadece ekonomik amaçlar olmaktan çıkarak sosyal beklentileri de karşılayacak şekilde oluşması şeklindedir. Bu durumda karşılıklı ilişkiler bir anlık veya dönemlik karşılıklı çıkar ilişkisi olmaktan çıkmakta ve dış dünyanın değişen koşullarına birlikte dönüşerek yanıt verebilme becerisi oluşmaktadır. Başarılı sanayi odaklarını "üretimle ilişkili farklı birimlerin ortak davranma becerisine ulaştığı alanlar" olarak tanımlamak oldukça ilginç bir yeni çerçeve tanımı getirmektedir. k urulm aktadır.

Birimlerden kurumlara geçme ve birlikte dönüşüm, kavramsal açıdan önemli bir sıçrama noktasını oluşturmaktadır. Bu şekilde oluşan yeni ilişkiler sistemi bölgesel ortak öğrenme (Florida, 1995) olarak tanımlanırken, bu bölgeler kimi yazarlar tarafından öğrenen bölgeler (Asheim, 1996; Hassink, 1997) olarak tanımlanmakta ve küreselleşen dünyaya uyum sağlayan ve kurulan ilişkiler ile paylaşılan bilginin yardımıyla buluşçuluğun odaklandığı alanlar olarak belirtilmektedir. öte yandan sadece formel bilginin değil , kullanımla aktarılan sözsüz bilginin paylaşımı bu bölgelerin en önemli göreli üstünlük kaynağı olarak ön plana çıkmaktadır.

220


Bu tür bir gelişme süreci mevcut kaynakları ve olanakları doğrudan etkilemek ve buluşturmak üzere kurulan doğrusal gelişme modeli diye adlandırılabilecek modelden oldukça farklıdır. Bilim Parkları veya Teknoparklar kurarak teknolojik ağırlıklı bir gelişme elde edilmesi (Massey, Quintas and Wield, 1992) ile kendini sürekli geliştiren ve örgütleyen bir alanın ortaya çıkma sürecinin oldukça farklı olduğu açıktır. Doğrusal gelişme modeli kamunun yönelendiriciliği ve beklentileri üzerine kurulurken, yönetişim sistemi içinde oluşan sanayi odaklarında durum oldukça farklıdır. Bu farklılık merkezi ve yerel kamu kurumlarının yönetişim sıstem i içinde yer almamasından değil, mevcut iliş kiler sistemi içindeki göreli önemleri ve rollerinden kaynaklanmaktadır. Sanayi odakları içindeki kendini örgütleme kapasitesinin oluşumu dışardan devlet (merkezi kamu birimleri) kurumlarının yönlendirmesinden çok, bu kurumların yerel d iğer kurum ve birimlerle birlikteliğinin sonucu ortaya çıkmaktadır. Yönetişimle ilgili yazında kamuözel sektör işbirliği ve bunlar tarafından oluşturulan kurumlar üzerinde durulması rastlantısal değildir. Nitekim, yönetişimin bir tanımı merkez dışı, içerikle şekillenmiş, sistem içi yönlendirme şeklinde iken, daha güncel tanımı "birbiri ile ilgili ancak bağımsız birimler arasında stratejik işbirlikleri ve kamu-özel ortaklıkları kurulması ve farklı ilgi gruplarının katılımından oluşan özel örgüt ve kurumların işlev yüklenme biçimleri" şeklindedir (Jessop, 1998). Yukarıdaki tartışma lçel sanayi gelişmesi ve bu sanayi odağının nitelikleri belirlenirken yapısal

özelliklerle birlikte, hem birimler ve kurumların kendi aralarında, hem de birimler ile kurumlar arasındaki ilişkilerin üzerinde ağırlıkla durulması gereğini ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle, genelde veya farklı düzeylerde "yönetişimin" ne ölçüde sağlandığı sorusunun lçel örneğinde incelenmesi bu yazının odak noktasını _oluşturmaktadır. lçel üzerine yapılan çalışmalar ve değerlendirmeler bu kapsamda şekillenmiştir. İÇEL SANAYiNİ TANIMLAYAN YAPISAL ÖZELLİKLER VE İLİŞKİ AGLARI İçel sanayinin oluşumu , sermaye, girişimci ve üretim birimlerinin ortaya çıkış ve gelişme sürecinin ana nitelikleri

1997 yılında lçel'de 221 büyük (10+ işçi çalıştıran firma) ve 3844 tane 1-9 işçi çalıştıran işyeri bulunduğu saptanmıştır. lçel'de üretimini sürdüren 221 büyük firma arasında toplam 2 kamu kuruluşu bulunmakta, bunlardan biri Kağıt ve basım sektöründe, diğeri ise Kimya, petrol, kömür ve kauçuk-plastik sektöründe üretim yapmaktadır. ôte yandan, toplam 4 tane yabancı sermaye ortaklığı olan firma bulunmakta, bu firmaların biri Gıda , içki, tütün, 2 tanesi Dokuma ve hazır giyim ve bir tanesi ise Kimya, petrol, kömür, kauçuk ve plastik sektöründe yer almaktadır. Bunların dışında yurtdışında çalışan işçilerin kurduğu gıda sektöründe yer alan bir firma vardır. Yukarıda belirtilen firmaların dışında lçel'deki büyük imalat sanayi firmalarının çoğunluğunun aile işletmesi niteliğinde olduğu görülmektedir. Mevcut firmaların yüzde 79,3 ü aile sermayesi ağırlıklıdır. Aile ferdi olmayan yöreden kişilerin payının yarıdan fazla olduğu firmaların payı yüzde 5,2 iken, yerli şirketlerin pay sahibi olduğu firma sayısı ise 15'e ulaşmaktadır (yüzde 7,9). Ferdi mülkiyet niteliğinde olan firmalar ise yüzde 14,5 oranındadır. Bu veriler aile sermayesinin lçel sanayinin kaynağını oluşturduğunu göstermektedir. ôte yandan, sözkonusu aile şirketlerinden bir bölümünün örgütlenmeye çalıştıkları gözlenmektedir. Şirketleşme eğiliminin yüksek olduğu ve farklı konularda oluşturulan şirketlerin de (çoğu aile şirketi olsalar bile) yeni girişimlere sermaye sağladığı izlenmektedir. Genelde küçük firmalarda aileden gelen sermayenin oranı daha yüksek olmakla birlikte, büyük firmalar arasında da aile sermayesinin yüzde 100'0 bulduğu firmalar vardır.

lşyerlerinin

ortak sayılarına · ilişkin bulgular yukarıdaki görüşleri desteklemektedir. Mevcut ortak sayıları 7'nin altında olup, saptamalara göre ortak sayısı 1O'un üzerinde olan toplam 10 firma bulunmaktadır (Tablo 1). Sermayenin henüz bireysel örgütlenme ağırlıklı olmasına firmaların çoğunluğunun

221


karşıl ı k , ilginç bir bulgu sanayi birimleri kurulurken sağlanan kaynağın en büyük oranda yine imalat

sanayinden kaynaklanmasıdır. Bulgulara göre 1O+ işyerlerindeki firmaların yüzde 32.28'isi sermayesini imalat sanayinden elde etmiş, yüzde 29,63'0 ise ticaretten elde ettiği geliri sanayi sektörüne yatırmıştır. Aynı oranlar küçük sanayi birimlerinde biraz daha düşüktür (özellikle ticaretten aktarılan sermaye). Tarımdan kaynaklanan sermayenin payı büyük firmalarda yüzde 8'1 erde kalırken , imalat sanayi ve ticaretten sağlanan sermayenin yüksekliği belirli bir sanayi geleneğinin ve birikiminin olduğunu göstermektedir. Yatırımcıların yüzde 40' ından fazlasının daha önce ürettikleri malların ticareti ile uğraşması ise, ürünle olan ilişkinin satıştan üretime yöneldiğini ve bazı konulardaki deneyim ve bilgi birikimini göstermektedir. TABLO 1: IŞYERLERININ ORTAK SAYILARI İŞYERİ SAYISI

2-4 ORTAK

5-7 ORTAK

8-9 ORTAK

10-49 ORTAK

50+ ORTAK

193

132

49

6

68,4

24,4

2 1,O

4

100

2,1

3,1

içel'de yurtdışında benzer bir işte çalıştıktan sonra firmalarını oluşturanların payı yüzde 8,1'dir (18 işletme). Bu durum yurtdışından deneyim ve bilgi aktarımının bir ölçüde gerçekleştiğini göstermektedir. Nitekim, girişimcilerin niteliğine ilişkin veriler iş kurmada eğitim yolu ile edinilmiş bilgi yerine, deneyimle edinilmiş bilginin ve başarılı örneklerin taklit edilmesinin çok daha önemli olduğunu göstermektedir. Girişimcilerin ancak dörtte biri yaptıkları işin eğitimleri ile ilişkili olduğunu belirtirken, yüzde 60'ı daha önce

benzer bir işte çalıştığını ifade etmektedir. Girişimcinin daha önce çalıştığı işyerinin akrabasına ait olması (yüzde 38,5 oranında)" ve girişimcilik öncesinde aynı konuda bir yerde çalışması (yüzde 61) iş başında eğitim ve sosyal ilişkilerle sağlanan beceri ve bilginin önemini göstermektedir. · Sermaye yapısına ilişkin diğer bir bulgu ise girişimcilerin yüzde 40 'ının daha önce bir işyeri kurması ve bunlardan yüzde 36'sının faaliyetinin devam etmesidir. Bu işyerlerinden ne kadarının girişimcinin mülkiyetinde kaldığı, ne kadarının satıldığı bilinmemektedir. Ancak tüm bu veriler küçük de olsa bir girişimci kesimin içel'de oluştuğunu göstermektedir. Mevcut şirketlerin büyük bölümünün sadece lçel'de üretimini sürdürdüğü gözlenirken, 221 firmadan ?'sinin metropollerde, 8'inin bölgedeki diğer illerde ve 8'inin bölge dışı illerde üretim birimi olduğu saptanmıştır. Bu veriler girişim kapasitesinin lçel'in dışına da yönlendiğini göstermektedir.

İçel sanayinin yapısa l özellikleri · Yukarıda sermaye kaynakları ve girişimcilerinin sanayi üretimine başlama koşulları kısaca

tanımlanan lçel sanayi yapısının DIE tarafından gerçekleştirilen araştırma bulgul~rı kullanılarak incelenmesi, bu yöredeki sanayi gelişmesine yönelik önemli bulgular sağlamıştır.

1. lçel sanayinin bazı üretim dalları nda yöresel kaynaklar değerlendirilmektedir. Burada yöre tanımının genişlediği ve Hatay ve Adana yanısıra Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Konya'yı kapsadığı görülmektedir.

2.

Yöresel kaynakları kullanarak yaptıkları üretimi, yine yörede pazarlayan iki sektör bulunmaktadır. Bunlardan ilki Metal eşya sektörü, diğeri ise Ağaç ve mobilya üretim sektörüdür. Metal eşya sektörü öncelikle Hatay'dan sağladığı girdileri kullanarak üretim yapmakta ve ürünlerini başta lçel olmak üzere Adana, Konya, Niğde ve Adıyaman'a satmaktadır. Ağaç ve mobilya sanayi de girdilerini lçel ağırlıklı olmak üzere Samsun ve çevre illerden sağlamakta ve yine lçel, Adana, Kayseri ve Antalya'ya pazarlamaktadır. Gıda sektörü de bir anlamda bu sektörler içinde yer alabilir. lçel kaynaklı girdi

222


kullanımı yanısıra, girdilerin bir bölümünün Konya, Gaziantep, Şanlıurfa ve Adana'dan temin edildiği gıda sektöründeki üretimin bir bölümü yurtdışına satılmaktadır. Bu sektörde yer alan firmaların üçte biri üretimlerinin yarısından fazlasını yurtdışına satmaktadır. Geriye kalan ürünlerin yüzde 85'i ise lçel, Adana, Hatay ve Gaziantep'te pazarlanmaktadır.

3. Yöresel kaynakların kullanılarak yöre içi ve dışına üretimin yapıldığı sektörler arasında Taş ve toprağa dayalı sanayi bulunmaktadır. Girdilerini İçel ve Hatay'dan sağlayan bu sektörün ürünlerinin bir bölümü

lçel'de kullanılırken, Ankara, İstanbul ve Konya'ya da önemli miktarda mal gönderilmektedir. Bu durum Kağıt ve bası m sanayinde daha açıktır. Antalya, İçel ve diğer çevre illerden sağlanan hammaddeye dayalı üretimin büyük bir bölümü lstanbul, lzmir, Sakarya ve Adana'da satılmaktadır.

4. öte yandan bazı sektörler yurt dışından ithal edilen girdilerin işlenmesine yönelik olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. özellikle Kimya, petrol, kauçuk ve plastik sektörü için bu durum geçerlidir. Ataş petrol rafinerisi yanısıra bu sektördeki diğer firmaların da çok önemli oranlarda ithal girdi kullandığı görülmektedir (orta büyüklükte olanlarda% 80, en büyük firmalarda% 96).

5. Firmalardan bir bölümü girdilerini yabancı ülkeler ile lçel dışından (özellikle metropoliten merkezlerden) temin etmekte ve ürünlerini ağırlıklı olarak metropoliten merkezlere pazarlamaktadır. Ancak kısıtlı bir bölümü lçel ve çevresindeki illere satılmaktadır. Bunun en iyi örneklerinden biri Metal eşya, makine teçhizat sektörü olup, bu sektör girdilerinin büyük bir bölümünü Bursa, İstanbul ve Konya'dan temin etmekte ve ürünlerini metropoliten merkezlere satmaktadır. lçel ve Adana'da pazarlanan ürünlerin payı ise oldukça d üşüktür. karş ı layan Dokuma ve giyim sektörünün İstanbul , Ankara ve Denizli ağırlıklı olarak üretim yaptığı, üretimin ancak ·yüzde 1S'nin yörede (lçel ve Adana) pazarlandığı anlaşılmaktadır. Son yıllarda üretimi hızla artan bu sektördeki üretimin önemli bir bölümü de yurt d ışındaki firmalara fason olarak yapılmaktadır.

6. Hammaddesini Hatay, lzmir ve Sinop'tan

Yukarıdaki

lçel'deki sanayilerin üç grupta incelenmesi gerektiğini göstermektedir. ilk grupta yer alan üretim dallarında yöresel talebi karşılamak üzere mevcut kaynaklar kullanılarak üretimin gerçekleştiği , ancak bu sektörlerin oldukça cılız olduğu görülmektedir. ikinci grupta Mersin'in konumsal avantajını ve çevredeki tarımsal ve diğer girdi kaynaklarını değerlendiren sanayiler bulu n maktadır. özellikle Hatay kaynaklı girdilerin işleme yeri olarak lçel'in kullanıldığı anlaşılmaktadır. Yine lçel'de yapı lan üretimde güneydoğu kaynaklı girdi kullanıldığı görülmektedir. üçüncü grup sanayiler ise, Mersin'i sadece bir üretim mekanı olarak kullanmaktad ı rlar. Yapılan üretim büyük kentlerde pazarlanırken ancak kıs ı tlı bir bölümü yörede kullanılmaktadır. Uzman laşma ,

değerlendirmeler

firma çeşitl en m esi ve farklı büyüklükteki firmalarla olu şa n uzma nlaşma alanları

Yukarıda kısaca

söz edilen şektörlerin toplam imalat sanayi içindeki paylarının incelenmesi uzmanlaşma düzeyi ve belirli bir sektörde yığılma olup olmadığını göstermesi açısından önemlidir. Burada temel varsayımlardan biri uzman laşma ile yörede belirli bir konuda yetkinlik ve birikim sağlanması ve firmalar arasında işbölümü ve karşılıklı ilişkilerin daha kolay gerçekleşmesi ve böylelikle yörenin bir bütün olarak başarılı olmasının kolaylaşmasıdır. lçel sanayindeki değişik sanayi sektörlerinin gerek işyeri sayısı , gerekse çalışan olarak incelenmesi belirli sektörlerin diğerlerine göreli olarak daha ağırlıklı olduğunu göstermesine karşılık, fazlaca öne çıkan bir sektör bulunmamaktadır. Gıda, içki tütün sektörünün çeşitli dalları ve Metal eşya ve makine teçhizat üretimi yanısıra son yıllarda Dokuma ve giyim sanayinin giderek artan bir pay sahibi

223


olduğu görülmektedir. Ancak, . dokuma gıyım sanayının Denizli örneğinde olduğu gibi yoğun bir uzmanlaşma alanı olduğunu söylemek mümkün değildir (Tablo 2). Nitekim Dokuma ve giyim sanayi toplam büyük firmaların yüzde 19'unu ve küçük sanayi kuruluşlarının yüzde 16,S'ını oluşturmaktadır. Çalışan sayısı oİarak bakıldığında ise, büyük firmalardaki çalışanların yüzde 39, 1'ine dokuma sanayinde istihdam

sağlandığı

görülmektedir.

Mevcut durum gelişme sürecinin izlenmesini sağlamadığı için, son yıllarda hangi sektörlerin gelişme gösterdiği saptanmaya çalışılmıştır (Tablo 3). Ancak elde edilen bilgiler konusunda kuşku duymamak mümkün değildir. 1989-97 döneminde toplam firma sayısında iki kat artış olmasına karşılık aynı dönemde çalışan sayısının ancak yüzde 12 arttığı görülmektedir. öte yandan firma sayısının yüzde 200 arttığı Dokuma ve giyim sektöründe istihdam artışı yüzde 7,6'de kalmaktadır. Bu verilere göre Gıda · içki ve tütün sektörü ile Metal eşya, makine ve ulaşım araçları sektörleri dokuma ve giyim sektöründen daha iyi bir performans göstermişlerdir. öte yandan Orman ürünleri ve mobilya sektörlerindeki birim sayısı

artışının önemli olduğu görülmektedir.

.:::

TABLO 2: BÜYÜK SANAYİ (10+ iŞÇİ ÇALIŞTIRAN) VE KÜÇÜK SANAYi IŞYERLERINDE UZMANLAŞMA

10+

ÜRETİM SEKTÖRLERİ

31 GIDA, iÇKi, TÜTÜN 32 DOKUMA, GİYİM , DERi 33 ORMAN ÜRÜNLERi, MOBİLYA 34 KAGIT, KAGIT ÜRÜNLERi, BASIM 35 KİMYA-PETROL, KÖMÜR, KAUÇUK VE PLASTiK36 TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANAYi 37METAL ANA SANAYi 38 METAL EŞYA-MAKiNE , ARAÇ vs.

1-9 İŞÇİ çalıştıran işyerleri

işçi çalıştiran işyerlerİ

İŞYERİ SAYISI

%

ÇALIŞAN

%

%

SAYISI

ÇALIŞAN

%

SAYISI

50

22,6

1629

9,9

797 20,7

42

19,0

6426 39,1 602 3,7

635 16,5

2614 24,8 1316 12,5

1078 28,0 104 2,7

2901

27,5

299

2,8

28

12,7

8

3,6

1015

20

9,0

2126 12,9

49

1,3

206

2,0

15

6,8

2623 16,0

313

8,1

910

8,6

5

2,3

8

0,2

36

0,3

53

24,0

155

6,2

0,9

836 21,7

1860 11,3

TEÇHİZAT, ULAŞIM

39 DIGER iMALAT SANAYi TOPLAM

İŞYERİ

SAVISI

. 219

100,0

224

16436 100,0

24

0,6

3844 100,0

2202 20,9 57

0,5 10541 100,0


TABLO 3: 1989-1997 DÖNEMiNDE SEKTÖRLERE GÖRE FiRMA VE ÇALIŞAN SAYILARINDAKI ARTI Ş

1990

1989

1997

1989-97

1989

1997

artış

1989-97 artış

31 GIDA, iÇKi, TÜTÜN

18

50

177.8

800

1660

107.5

32 DOKUMA, GiYiM, DERi

14

42

200.0

5973

6426

7.6

3

28

833.3

*

614

3

8

166.7

*

1019

11

20

81.8

3180

2127

-33.1

10

15

50.0

2285

2625

14.9

1

5

400.0

*

155

12

53

341.7

1128

1872

66.0

71

221

211.3

14622

16498

12.8

33 ORMAN ÜRÜNLERi , MOBiLYA 34 KAGIT, KAGIT ÜRÜNLERi, BASIM 35 KiMYA-PETROL, KÖMÜR, KAUÇUK VE PLASTiK36 TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANAYi 37METAL ANA SANAYI 38 =ŞYA-MAKINE, . T , ULAŞIM ARACI VS .

~

ETiMi TOPLAM * Bilgiler az firmayı

kapsadığı

için

gizlenmiştir

Anket dökümlerine dayalı olarak sektöre! yapının kavranmasındaki zorluklar ve eldeki bilgilerin niteliğ i sektörün bileşimini tam olarak saptamayı güçleştirmektedir. Bu nedenle sektör içi bileşimlere bakı lması gerekmektedir. Farklı üretim sektörlerinde göreli olarak büyük firmaların (100+ işçi çalıştıran işyerleri) firma sayısı ve çalışan sayısı olarak payları lçel'deki üretimin önemli bir özelliğ i ni sergilemektedir. Bu özellik üretim sektörlerinin bir bölümünde çok kısıtlı sayıda firmanın o sektördeki çalışanların çok önemli bir bölümüne istihdam sağlamasıdır. örneğin Kağıt ve kağıt ürünlerinde sadece bir firmanın istihdamın yüzde 81,6'sını , Metal eşya ve makine'de 2 firmanın istihdamın yüzde 34,3'ünü ve Taş ve toprağa dayalı sanayide 4 firmanın istihdamın yüzde 96'sını sağladığı görülmektedir (Tablo 4)_. Bu durum büyük firmaların başatlığını gösterirken, bu firmalarla küçükler arasındaki ilişkilerin ne ölçüde gelişmiş olduğu sorusunu da gündeme getirmektedir. Büyük firmaların göreli olarak daha az egemen olduğu dokuma ve giyim sektöründe başatlık oranının da daha düşük olduğu görülmektedir. TABLO 4: ÜRETiM SEKTÖRLERiNE GÖRE BÜYÜK FIRMALARIN AGIRLIGI

ÜRETİM SEKTÖRLERİ

İŞYERİ 100-işçi 100+işçi 100+firmal

SAYISI

31 GIDA, iÇKi, TÜTÜN

50

çalıştıra

çalıştıra

aın işyeri

100+ firmalarda

çalışanla

100+

n firma

n firma

açısından

çalışan

rın payı

payı

sayısı

46

4

8,0

232

14,2

32 DOKUMA, GiYİM, DERi

42

29

13

31,0

4933

76,8

33 ORMAN ÜRÜNLERi ,

28

27

1

3,6

101

16,6

8

7

1

12,5

828

81 ,6

20

15

5

25,0

1636

77,0

MOBiLYA 34 KAGIT, KAGIT ÜRÜNLERİ, BASIM 35 KiMYA-PETROL, KÖMÜR,

225


KAUÇUK VE PLASTiK 36 TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANAYi 37METAL ANA SANAYİ 38 METAL EŞYA-MAKiNE, TEÇHiZAT, ULAŞIM ARACI , ÖLÇME ALETLERi

15

11

4

26,7

2534

96,6

5

5

53

50

2

3,8

638

34,3

28

12,8

10902

66,3

219

TOPLAM Yukarıda

büyüklüklerinin

belirtilen büyük firmaların bazı sektörlere egemen olması , sektörlerdeki firma

dağılımında

da izlenmektedir.

Gıda sektöründe küçük ve orta bQyüklükteki firmalar egemen iken, Dokuma ve giyimdeki firmalar farklı büyüklüktedir. Bu sektördeki firmaların çoğu 25 kişiden az işçi çalıştırmakta , ancak 1000 kişiden

fazla çalıştıran 2 firmanın da bulunduğu görülmektedir. Orman ürünleri ve mobilya sanayi ağırlıklı olarak küçük işyerlerinden oluşmakta olup, 100 kişinin üzerinde işçi çalıştıran 1 firma vardır. Kağıt ve basım sanayinde büyük ölçekli üretim birimi olarak bir kamu iktisadi teşebbüssü olan SEKA Kağıt fabrikası bulunmaktadır. Sektördeki diğer işletmeler küçük baskı atölyeleri şeklindedir. Kimya-Petrol, kömür, kauçuk ve plastik üretiminde ise farklı üretim yapan firmalar yer almaktadır. Bu sektördeki en önemli fabrikanın ATAŞ Petrol Rafinerisi olduğu görülmektedir. Taş ve toprağa dayalı sanayi kolunda küçük kiremithaneler yanısıra 4 tane göreli olarak büyük firma, Metal ana sanayinde toplam 3 tane küçük 2 orta ölçekli firma bul unmaktadır. Metal eşya, makine ve ulaştı rma araçları sanayinde küçük firmalar egemen olmakla birlikte, 17 orta ve 2 büyük firmanın oldu ğ u da görülmektedir. TABLO 5: FIRMALARIN IŞYERI BÜYÜKLÜKLERiNE GÖRE DAGILIMI (BÜYÜK IŞ\ERLERI) ÜRETİM SEKTÖRLERİ

İŞYERİ

10-24

25-49

50-99

100-199 200-499 500-999 1000+

SAYISI

31 GIDA, iÇKi , TÜTÜN

50

33

11

2

3

32 DOKUMA, GiYİM , DER i 33 ORMAN ÜRÜNLERi, MOBiLYA 34 KAGIT, KAGIT ÜRÜNLERİ , BASIM

42

15

9

10

28

23

3

5 1

1

8

2

5

35 KiMYA-PETROL, KÖMÜR, KAUÇUK VE PLASTiK-

20

11

3

1 1 Kamu

3

1

36 TAŞ VE TOPRAGA DAYALI

15

6

4

1

2

2

5

3

1

1

53

34

11

6

1

1

221 100,0

127 57,5

17 7,7

16

7

5

2

6,8

3,2

1,8

1673

1193

2177

2559

. 3618

0,9

16436

47 21,3 1603

3613

100

10,2

9,8

7,3

13,2

15,6

22,0

22,0

1

.2

1 1 Kamu

SANAYİ

37METAL ANA SANAYi 38 METAL EŞYA-MAKiNE, TEÇHiZAT, ULAŞIM ARACI ÖLÇME ALETLERi TOPLAM IŞYERLERI

O/o TOPLAM

ÇALIŞAN

o/o

226


üretim sektörlerindeki firma büyüklüklükleri ve ürün bazında uzmanlaşma alanları , üretim

ağlarının oluşması açısından önemlidir. Verilerden izlenebileceği gibi, İçel'deki bazı sektörlerde farklı' büyüklükteki firmaların bir araya gelerek bir üretim ağı oluşturmaları olanaklı değildir. Bu konuda en şanslı görülen sektörler Dokuma ve giyim, Metal eşya, makine ve teçhizat ile Gıda sektörü görülmekle birlikte benzer ölçekli birimlerin ürün tipleri ve uzmanlaşma alanları tam olarak saptanmadan net bir görüşe ulaşmak mümkün değildir. Üretim yapısı , ürün, üretim ağları ve üretimi geliştirmeye yönelik ortaklık ilişkileri

Daha önce söz edildiği gibi lçel sanayinin en önemli özellikleri sektör içindeki firmaların niteliklerinde ve ürünlerindeki önemli farklılaşma ve bazı sektörlerde bir kaç firmanın egemen olmasıdır. . Bu nedenle sanayi yapısına yönelik analizlerde ortalama değerler kimi zaman yanıltıcı olabilmektedir. Gerçekte sektör içi farklılıklar sadece üretimde çalışanlar payı ile ortaya çıkmamaktadır. örneğin Kimya- petrol, kauçuk ve plastik sektöründeki 4 büyük firma yurt dışından sağlanan hammaddeye dayalı olarak üretimlerini sürdürürken (girdilerin yüzde 93,69'u ithal hammadde), bu oran orta büyüklükteki firmalarda yüzde 70'1ere düşmekte, küçük firmalarda ise yüzde 50'1ere inmektedir. lçel'deki mevcut üretim birimlerinin yarısı (%53,6) standart ürünler üretirken, diğer yarısında üretimin talebe göre değiştiği saptanmıştır. Talebe göre üretim, Metal Ana Sanayi, Orman ürünleri ve mobilya, Dokuma ve giyim eşyası imali ve Kağıt ve basım sanayininde üretimin yarısından fazlasını oluştururken, Metal eşya-makine, teçhizat, ulaşım aracı , ilmi ve mesleki ölçme aletleri sanayi ve Taş ve toprağa dayalı sanayi kollarında daha düşüktür. Belirli bir ürünün standart üretiminin en fazla olduğu sektör Gıda,

içki ve tütün sanayidir.

Talebe göre ürün türünü değiştirme ve değişen koşullara uyum sağlayabilme yeni üretim örgütlenmelerinin en ilgi çekici niteliklerinden biridir. Ancak doğal olarak bu ürünlerin türleri de önemlidir. lçel'de talebe yönelik olarak şekillenen ürünlerin teknolojik açıdan çok ileri ve rekabet gücü olan mallar olduğunu söylemek mümkün değildir. Bunların çoğunun gündelik tüketime yönelik olduğu izlenmekte ve üretim sürecinde yöresel firmalar arasındaki yoğun ilişkiler gözlemlenememektedir. üretim örgütlenmesi açısından fason üretim yapan firmaların oranının genelde yüksek olmadığı (%25,8). Fason üretimin en yoğun olduğu Dokuma ve giyim eşyası imalinde fason üretim yapanlar sektördeki toplam firmaların yüzde 61 .9'unu oluşturmaktadır. Gıda, içki ve tütün sanayi, Metal ana sanayi, Metal eşya-makine, teçhizat, ulaşım aracı, ilmi ve mesleki ölçme aletleri sanayi ve Orman ürünleri ve mobilya sanayinde yüzde· 20'1ere yakın oranlarda fason üretim yapan firma bulunurken, Kağıt ve basım sektöründe ve Taş ve toprağa dayalı sanayinde fason iş yapan firma yer almamaktadır. saptanmıştır

Ancak üretim değeri olarak incelendiğinde fason üretimin payı yükselmektedir. Toplam sanayi üretiminin yüzde 50'sinden fazlası fason üretim ilişkileri ile şekillenirken, bu oranın Dokuma ve giyim . sanayinde üretimin yüzde 96'sına ulaştığı ve bazı büyük firmaların tümüyle fason olarak çalıştıkları gözlenmektedir. Fason üretim değerinin toplam üretim değeri içinde payının Kimya-petrol, kömür, kauçuk ve plastik ürünlerinde de çok yüksek olduğunu sayısal veriler göstermektedir. Aynı veriler Orman ürünleri ve mobilya üretiminin yarısından fazlasının fason olarak yapıldığını belirtmektedir. Dokuma ve giyim eşyası üretimi yapan firmaların çoğu yurtdışına fason çalışmaktadır. Bu fason üretimlerinin yüzde 99,38'inin yurtdışındaki firmalara yapıldığını , bu oranın Mobilya sektöründe yüzde 4,93 ve Gıda, içki ve tütün sanayinde ancak yüzde 0,57 olduğu izlenebilmektedir. Diğer sektörlerde yapılan fason üretim ise ulusal ve özellikle yerel fırmalara yapılmaktadır. Fason üretim firmaların

227


yapanlar yanısıra lçel'deki firmaların yüzde 13,6'sının fason iş yaptırdığı belirtmiştir. Bu oran en yüksek Metal eşya-makine, teçhizat, ulaşım aracı , ilmi ve mesleki ölçme aletleri sanayinde olup (%26,4), bu sektödeki 53 firmanın 14'0 fason iş yaptırmaktadır. Dokuma ve giyim sektöründe ise fason iş yaptıranların oranı yüzde 16,Tde kalmaktadır. Bu sektördeki 42 firmadan 7'si fason iş vermekte, 26'sı ise fason iş yapmaktadır. Bu firmalardan 16' sının tanınmış dünya markaları altında üretim yaptığı görülmektedir özellikle büyük firmalar dünya markaları için fason iş yapmaktadır. Metal eşya-makine, teçhizat, ulaşım aracı , ilmi ve mesleki ölçme aletleri sanayt ile Kimya-petrol, kömür, kauçuk ve plastik ürünleri sanayinde yer alan büyük firmaların yaptıkları fason iş oranının yüksek olduğu saptanmıştır. Fason üretimle ilgili bulgulardan biri üzerinde özellikle durulması gerekmektedir. Fason iş yaptıran firmaların çoğunluğunun bu işi lçel'de yaptırmadığı , pek çok değişik ilde yer alan firmalara fason iş verildiği ve Adana' nın bu açıdan öne çıktığı görülmektedir. Bu durum bir yandan lçel-Adana sanayi aksı ve ilişkilerinin önemini gösterirken , öte yandan da lçel sanayinin kendi içinde bir bütünlüğe ulaşamadığinı da işaret etmektedir. Fason ilişkilerin yetersiz olduğu ve henüz üretim ağlarının oluşmadığı lçel'de sanayi birimlerinin teknolojik açıdan kendilerini çok yetersiz görmedikleri anlaşılmaktadır (Tablo 6). lçel'deki sanayi birimlerinin çoğu kullandıkları teknolojinin yeni olduğunu ve önemli bir bölümü de sektör ortalamasından daha yeni teknoloji kullandıklarını belirtmişlerdir. Ancak sektörlere göre girişimcilerin/yö n eticiJerin teknolojik açıdan durum değerlendirmeleri farklılık göstermektedir. Teknoloji açısından en kötümser olan girişimciler Metal eşya sanayi ile Kağıt, kağıt ürünleri ve basım sektörlerinde yer almaktadır. Buna karşılık Dokuma ve hazır giyim sektöründeki girişimcilerin yarısından fazlası teknolojilerinin sektördeki genel ortalamanın üstünde olduğunu belirtmişlerdir. TABLO 6: KULLANILAN TEKNOLOJ i NİN SEKTÖR ORTALAMASINA GÖRE DURUMU ( Firmaların kendi görüşleri) Karşılaştı rma

ÜRETiM SEKTÖRLERi

yapamayan

Eski

Yeni

Daha yeni

31 GIDA, iÇKi , TÜTÜN

30,0

11 ,4

62,9

25,7

32 DOKUMA, GiYiM, DERi

26,2

6,5

38,7

54,8

33 ORMAN ÜRÜNLERi, MOBiLYA

10,7

32,0

52,0

16,0

34 KAGIT, KAGIT ÜRÜNLERi, BASIM 35 KiMYA-PETROL, KÖMÜR, KAUÇUK VE PLASTiK

-

37,5

25,0

37,5

10,0

11 ,1

55,6

33,3

36 TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANAYi

13,3

30,8

23,1

46,2

37 METAL ANA SANAYI

20,0

25,0

9,4

50,0 16,7

25,0

38 METAL EŞYA-MAKİNE , TEÇHiZAT, ULAŞIM ARACI , iLM i VE MESLEKi ÖLÇME ALETLERi TOPLAM

43,8

39,6

17,6

18, 1

46,2

35,7

Yukarıda değinilen açıklamalarına karşılık firma ların ancak yüzde 15,8'i bilgisayar destekli üretim yapmakta, yüzde 23,5'u toplam kalite yönetimi gerçekleştirmekte , yüzde 32, 1'sinin TSE, yüzde 8, 1'inin ıso 9000 kalite güvencesi belgesi bulunmakta ve yüzde 14,9'u internet veya uluslararası bilgisayar ağına bağlı bulunmaktadır. Bu niteliklerin dünya piyasalarında rekabet gücü kazanmaya yetmeyeceğ i açıktır. Firmalar arasında teknolojik aç ıdan daha iyi konumda bulunanlar olmasına karşılık , bir toplu başarı ve

228


teknolojik atılım gözlemek olası değild ir. Nitekim, işyerlerinden düzenli AR-GE faaliyetinde bulunan birimi olan firma sayısı 18 olup (yüzde 8, 1), bunlardan S'inin Gıda, içki, tütün sanayinde, 4'ünün Kimya-petrol, kömür, kauçuk ve plastik sektöründe ve 3'er tane Taş ve toprağa dayalı sanayi ve Dokuma ve giyim sektöründe yer aldığı görülmektedir. lçel'deki büyük sanayilerin yüzde 89,1'i üretim ile ilgili yenilikleri izlediklerini belirtmektedir. Ancak ve ürün çeşitlendirme türü çalışmalar olduğu gözlenmektedir. Buna karşılık firmaların yüzde 3'0 yabancı ürünleri Türkiye'ye uyarlama çalışması yaptığını, yüzde 3'ü ürünleri taklit ettiğini, yüzde 19,8'i yeni ürün tasarımı yaptığını belirtmiştir. Bunun yanısıra firmaların yüzde 7, 1'i özgün bir üretim teknolojisi geliştirmeye çalıştıklarını ifade etmektedirler. Bu tür çalışmalar belirli bir sektörde yığılmamakla birlikte, özellikle Makine-teçhizat üretiminde daha önemli payı olduğu görülmektedir. bunların çoğunun iyileştirme

Öte yandan lçel'deki büyük sanayi kuruluşlarının yüzde 10'nun ürün patenti, yüzde 2,?'si üretim sürecine yönelik patent almışlardır. Ürün patentinin alındığı ana sektörlerin Kimya-petrol, kömür, kauçuk ve plastik ile Metal eşya- makine teçhizat ve ulaşım araçları olduğu görülmektedir. Gıda sektöründe ürün patenti alanlar sektördeki toplam firmaların yüzde 10'unu oluşturmaktadır. Ürün patenti alarak buluşçuluk konusunda çaba sarfeden firmaların buluşçuluk kapasitelerini nasıl geliştirdikleri , diğer firmalarla veya yöredeki diğer kurumlarla olan ilişkilerin bu süreçte katkısı olup olmadığı konusunda elimizde bilgi yoktur. Buluş süreci ile ilgili ayrıntılı tanımlamaların yapılması ve ortaya çıkan ürünlerin bireysel çabalarla mı , yoksa ilişkilerden de yararlanarak mı gerçekleştiği konusunda bilgi sağlanması yararlı olacaktır. Ancak, alınan patentlerin hem sayısının çok fazla olmaması, hem de çeşitli sektörlere dağılmış olması lçelde buluşçuluğa dayalı dayanışma ağları konusunda olumlu göstergeler değildir. Üretimin pazarlanması, yerel .üretim, dış piyasalara açılma düzeyi ve rekabet gücü

lçelde gerçekleşen toplam sanayi üretiminden yapılan satışlara bakıldığında en önemli pazarın lstanbul başta olmak üzere lzmir ve Ankara gibi metropoller olduğu görülmektedir. Bu metropoller yanısıra · lçel ve Adana üretimin satıldığı ana .merkezlerdir. Metropoller ve !çel-Adana bölgesi dışına satılan üretimin payı, üretimin ancak yüzde 22'sine ulaşmaktadfr. Sektöre! açıdan bakıldığında gıda sektörünün ana pazarının lçel ve çevre ilhr olduğu (Adana, Hatay, Gaziantep) görülmektedir. Benzer durum Ağaç ve mobilya sektöründe de görülrı ,ektedir. Buna karşılık dokuma ve hazır giyim sektöründeki üretiminin büyük bir bölümü lstanbul, lzmir, A.nkara ve Adana'ya satılmaktadır. Kağıt, kağıt ürünleri, basım sektörü ile kimya, petrol, kömür ve kauçuk ile plastik sektörleri ürünleri, Metal eşya-makine ve teçhizat ve ulaşım araçları da ağırlıklı olarak bi ıyük kentlere yöneliktir. izlenebileceği gibi bazı sektörlerdeki üretim yerel nitelikte iken, bazı ürünlerin '.''Jrt içindeki ana pazarları metropoliten merkezler olmaktadır. lçel'deki sanayi üretiminin önemli bir bölümünün bölgesel değil, ulusal nitelikli olduğu görülmektedir. Ancak, ulusal ölçek ötesinde uluslararası piyasalara yapılan üretimin sınırlı kaldığı görülmektedir. lçel'deki üretim yapısının en önemli niteliklerinden biri küçük sanayi işyerlerinin genelde dışsatım yapamamaları, buna karşılık büyük sanayi işyerlerinin önemli bir bölümümün (Orman ürünleri ve mobilya hariç) dışsatım yapmaya çalışmalarıdır. imalat sanayindeki firmaların ancak - yüzde 25'inin dışsatı m yapabildikleri gözlenirken, dışsatım yapan firmaların sayısal olarak en ağırlıklı olduğu sektörler sırasıyla Taş ve toprağa dayalı sanayi, Dokuma ve giyim, Gıda, içki, tütün ve Kimya, petrol, kömür, kauçuk ve plastik üretimi sektörleri olup (yüzde 40 ile 30 arasında) , bu sektörlerdeki büyük firmaların çoğunluğunun dışsatım yaptığı anlaşılmaktadır.

Eldeki kaba verilere göre lçel'de dışsatıma yönelik bir uzmanlaşma dalının fazlaca öne çıkmadığı gibi, bir bütün olarak dış pazarlara yönelen bir üretim sektörünün olmadığı da görülmektedir. Dışsatım yapan firmalarda dışsatımın üretim içindeki payı Dokuma ve giyim, Gıda, içki ve tütün ile Ağaç ürünleri ve

229


mobilya sektöründe üretimin yarısından fazladır. Diğerlerinde ise, üretimin ancak kısıtlı bir bölümü dışsatıma yönelik olarak gerçekleşmektedir. Dışsatım yapan firmalardan büyük olanlarının çoğu kendileri uğraş vererek veya bağlı bulundukları holdingler aracılığı ile dışsatım yaparken, özellikle gıda sektöründeki işyerlerinin yurtiçindeki bir firma aracılığı ile dışsatımı gerçekleştirdikleri görülmektedir. Dışsatımın yönlendiği pazarlar Dokuma ve hazır giyim sektöründe Avrupadır. Buna karşılık diğer sektörlerden dışsatım yapılan ülkeler arasında Orta Doğu ülkelerinin önemli payı vardır. Tüm bu veriler lçelde ölçeklere göre farklılaşmanın tüm sanayi kollarında ortaya çıktığını , lçel'deki dışsatımın büyük bir bölümünün bireysel çabalara dayalı olduğunu ve yörenin bir bütün olarak dışsatım örgütlenmesi içine . girmediğini

göstermektedir.

Dışsatımın artırılarak dünya piyasalarına eklenebilmenin ilk koşulu dünya piyasalarında rekabet

gücünün olmasıdır. Ancak firmaların bu konudaki görüşlerinin çok olumsuz olduğu görülmektedir. Tablo ?'den izlenebileceği gibi çeşitli sektörlerdeki firmal~r yurtdışında rekabet güçlerinin olmadığını belirtmi şlerdir. öte yandan işyerlerinin Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerle rekabet gücü olup olmadığına yönelik değerlendirmelerinde firmalar ürün kalitesi açısından AB ile rekabet edebileceklerini, işgücü maliyetleri açısından da avantajlı olduklarını , ancak hammadde fıatları, kalifiye işgücü , finansman imkanları , dış pazarlar konusundaki bilgi düzeyi, teknolojik düzey, işletme kapasitesi, taşıma giderleri ve mevzuat açısından kendi işyerlerinin AB ile rekabet şansı olmadığını befirtmişlerdir. Yanısıra döviz kur\J poli tikasının AB ile rekabet açısından önemli bir darboğaz oluşturduğu vurgula0,maktadır. Avrupa Topluluğuna katılımın üretime etkisi konusundaki ana görüş, bu katılım ile olu;,lu bir gelişmenin sağlanamadığı şeklindedir. Sadece Taş ve toprağa dayalı üretim sektöründeki 4 büyük sanayi kuruluşundan 3'ü Avrupa Topluluğu ile gümrük birliği anlaşmasının yapılmasının kendilerine olumlu katkı sağladığını belirtmişlerdir.

öte yandan, yurtiçi piyasalardaki rekabet gücü konusunda girişimcilerin daha iyimser oldukları görülmektedir. Tüm sektörlerdeki g irişimciler ürün çeşidi , fiat ı ve kalitesi konusunda rekabet güçlerinin o l duğunu belirtirken, firmaların bir b61ümünün pazarlama, satış sonrası hizmet ve organizasxon yapısı aç ı sından sorunları bulunmaktad ı r. Ancak, firmalar rekabet gücü açısından en önemli sorunların ı n işgücü ve özellikle nitelik!! işgücü konusunda olduğunu belirtmektedirler.

230


TABLO

7: REKABET GÜCÜ AÇISINDAN IÇEL SANAYiNiN YURTIÇI VE DIŞINDAKI FIRM~LARLA kendi görüşleri)

KARŞILAŞTIRILMASI (Firmaların

Pazarlama

Ürün

Ürün

Ürün

stratejisi

çeşidi

fıatı

kalitesi

Satış

Organizasyon

lşgücü

Nitelikli

sonrası

yapısı

maliyeti

işgücü

hizmet

31 32 33 34 35

Yurtiçi

-

*

*

-

-

-

-

-

-

-

-

Yurtdışı

-

Yurtiçi

*

Yurtdışı

-

-

-

-

-

-

-

Yurtiçi

-

-

-

.

-

-

Yurtdışı

-

-

Yurtiçi

*

Yurtdışı

-

-

-

-

-

Yurtiçi

-

-

Yurtdışı

36 37 38 Toplam

-

*

-

*

-

-

.-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

*

-

-

-

-

-

-

-

*

-

-

-

-

-

.

-

Yurtiçi

.-

Yurtdışı

Yurtdışı

Yurtiçi Yurtdışı

. .-

-

Yurtiçi

-

-

-

Yurtdışı

-

-

Yurtiçi

-

-

-

-

-

-

-

.

.

·Rekabet gücü var.

iÇEL'DEKİ

SANAYİ

KÜMELENMESiNiN SANAYİ ODAKLARININ GENEL NİTELİKLERİ TÜRKİYE'DEKI DİGER ÖRNEKLER İLE KARŞILAŞTIRMALI OLARAK DEGERLENDİRİLMESİ

VE

lçel sanayi yapısı ne ölçüde Türkiye'de son dönemlerde üzerinde sıkça söz edilen Denizli ve Gaziantep'teki sanayi yapısı ile benzeşiyor ve tüm bu sanayi kümelenmeleri sanayi odakl_arı yazınında sunulan örneklerle ne olçüde ortak özellikler gösteriyor ? Bu soruları yanıtlayabilmek için lçel sanayi yapısına yÇınelik saptamalar (Tablo 8) daha önce gerçekleştirilmiş olan Denizli ve Gaziantep sanayine yönelik çalışmaların (E raydın , 1998b) (Tablo 9) bulguları ile karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmalar sırasında gelişmiş ülkelerin sanayi odaklarına ilişkin özellikler de göz önüne alınmıştır. Elde edilen bulgular şöyle özetlenebilir. ı.

Kaba hatları ile bakıldığında gerek sanayinin ana özellikleri, gerekse egemen olan sektörler açısından lçel'in sanayi yapısı ile Gaziantep'inki önemli benzerlikler göstermektedir. Bu benzerliklerin en başlıcası, Dokuma ve giyim yanısıra Gıda ve Metal eşya-makine sanayinin gelişmiş olmasıdır. Yine her iki merkezde de bu sektörlerdeki üretim örgütlenmesinde fason ilişkilerin zayıf ve teknolojik düzeyin çok yüksek olmadığı izlenmektedir. Yanısıra, firmaların rekabet güçleri konusunda kötümser düşündükleri ve son dönemde dış dünyaya açılmaya çalışan bu yörelerde dışsatım oranının düşük olduğu görülmektedir. Bu nitelikleri ile Gaziantep ve lçel sa~ayinin ortak noktaları çok sayıdadır. Ancak mevcut firma ve çalışan sayılarına bakıldığında lçel'in ğeride kaldığı izlenmektedir. Bu niceliksel farklılığın yanısıra sanayi oluşumunun geçmişi incelendiğinde Gaziantep'teki üretim kültürünün çok daha eskiye dayandığı görülmektedir.

231


2. Gaziantep'te olduğu gibi lçel'de de işletmelerin çoQunun aile işletmeleri olduğu görülmektedir. Gerçekte aile işletmelerinin ağırlığı ve sermayenin aile ve akraba çevresinden karşılanması' Türkiye'deki sanayi gelişmesinin ana niteli{ıidir. Aile işletmelerinin gelişmekte olan tüm ülkelerde de egemen olduğu görülmektedir. Ancak sanayileşme sürecinde işyeri sayısının ve işyeri büyüklüklerinin artışı ile aileden elde edilen sermaye yetersiz kalmakta ve finansman kurumlarından destek alınarak veya ortaklıklar kurarak sermaye birikim darboğazı aşılmaya çalışılmaktadır. Bu nedenle aile işletmelerinin tüm incelenen yeni sanayi odaklarında ağırlıklı olması beklenen bir niteliktir.

3. lçel ve Gaziantep'teki üretim bir kaç üretim .dalına yayılırken, Denizli'de te~ sektörlü uzmanlaşmadan söz edilebilmektedir. Geleneksel el tezgahlarından başlayan dokuma üretimi Denizli ilçelerinden Denizli merkezine sıçramış ve teknolojik dönüşümden sonra hızlı bir gelişme göstermiştir. Ancak Denizli'deki gelişmenin özellikle 1980 sonrasında gündeme geldiği ve dokuma ve giyim sektöründe yığılan sanayi birimlerinin mevcut deneyim ve bilgi birikimlerini de kullanarak gerçekleştirdikleri ürünleri dışpazarlara satmaya başlaqıkları görülmektedir. Uzun dönemde tek sektör ağırlıklı uzmanlaşma taklit şeklinde de olsa başarının takip edilmesi ve örnek deneyimlerden dolaylı yollarla elde edilen bilginin kullanılmasını sağlamıştır.

4. Bu durum özellikle belirli mal gru_plarında örneğin havlu ve bornoz üretiminde Denizli'deki firmaların değil Denizli genelindeki üretimin bir bütün olarak gündeme gelmesini sağlamıştır. Sanayi odaklarındaki yazında da yöre isminin firmaların önüne geçmesi, odaklaşmanın en önemli göstergelerden biri olarak kabul edilmektedir. Yöresel adlandırma o yöredeki uzmanlaşma ve birikimi açıkça göstermekte, onun ötesinde tek tek firmalar yerine yörenin bir bütün olarak belirli bir mal sunumunda sağladığı başarıyı simgelemektedir. 5. Denizli'de izlenen bu durumun Gaziantep'te bir ölçüde sağlandığı görülmektedir. özellikle Metal eşya­ makine ve ulaştırma araçları üretim ve onarımında Gaziantep'in geçmişten gelen başarılı bir performansı vardır. Ancak, bu imajı d ı şsatı ma yansıyacak şekilde geliştirebild iğ i kuşkuludur. Buna karşılık sanayi payı içinde önemli olan Dokuma ve giyim sektöründe bazı firma ad larının öne ç ı ktığı ve (3aziantep'in bir Bursa ve Denizli özelinde olduğu gibi yöre olarak gündeme gelmediği görülmektedir. lçel koşullarında ise cılız yığılmalar ve bu yığılmalarda bir bütünleşme değil, bir kaç fabrikanın güdümünde bir ge lişme görülmektedir. "/çel-Mersin (. . .) sanayr şeklinde bir tanımlamadan söz edilmemektedir. Nitekim, yöre Mersin Limanı ve Mersin Serbest Bölgesi gibi ticaret ağırlıklı olan imaj ını bir sanayi kentine değiştiremem işti r. üretim yapısı ve üretim il işkilerine bakıldığ ı nda bu durum şaşırtıcı değild i r. Dört farklı sektörde yer alan toplam 7 firmanın istihdamın yüzde 44'ünü sağ l adığı ve fason ilişkilerin Dokuma ve giyim dışında oldukça kısıtlı olduğu rçel sanayinde henüz özel bir ürün türünde veya belirli bir sanayi kolunda uzmanlık a lan ı nın oluştuğunu söylemek mümkün değ i ldir. 6. lçel'in bu durumunun bir nedeni sanayi geçm iş in in çok eskilere .dayanmamamasıd ı r. Sanayi üretimini olumlu yönde etkiled iği kabul edilen el sanatları konusunda önemli bir birikim söz konusu değ ild ir. öte yandan kamu yatırımları da lçel'deki sanayinin yığı ldığı alanlarda olma~ ıştır. Bursa Merinos veya Nazilli Basma gibi Dokuma ve giyim sektörüne 1930'1ardan başlayarak katkı sağlayan sanayiler bulunmamaktad ı r. Kamu sanayi kurul uş larından biri Kağıt sektöründe ve ana sanayi gel işmesinden tümüyle kopuk şekilde , kaynaklara yak ı n lı k kıstası ile yer seçm işti r. Bu büyük kuruluşun yörenin sanayi gelişmesine çoğaltan etkileri sağladığını öne sürmek mümkün değild ir. Diğer kamu sanayi yatı rımın da şu andaki önemli sektörler içinde yer al mad ı ğı izlenmektedir. Diğer bir deyi şle kamu sanayi lçel'de sanayi gelişmes in in başlatılmas ı açısından katk ı sağlam ış olmakla birlikte, bu katkı belirli sektörlerde itici güç olamamıştı r. Bu durum bir ölçüde yatı rım alanlarının özelliğ inden kaynaklanmaktad ı r.

23-2


7. Türkiye'nin dış dünya ile eklenebilmesi, rekabet gqcü açısından pek çok sektörün geride kalması nedeni ile ancak kısıtlı sayıda sektörde olabilmektedir. Bu sektörlerin de genelde emek yoğun sektörler ·olduğu, bu özelliği ile Türkiye'nin dış piyasalara açılma deneyiminin geleneksel gelişmekte olan ülkeler çizgisi izlediği görülmektedir. Nitekim, Dokuma ve giyim sektöründe belirli bir birikimi olan yöreler 1980 sonrasında dış dünya ile ilişkiler açısından en avantajlı alanlar olmuşlardır. Diğer sektörlerle dünya piyasalarına eklemlenebilme ancak çevre ülke piyasalarına ve ikincil pazarlara yönelik olarak gerçekleşmektedir. Bu ilişkilerin de sürekliliği bu piyasaların istikrarsızlığı nedeni ile kuşkuludur. Emek yoğun sektörler dışındaki sektörler bu nedenle dış piyasalarda büyük sıçramalar yapamamakta ve bu sektörlerdeki firmalar kısıtlı bir başarı gösterebilmektedir. Bu sektörlerden Metal eşya-makine teçhizat, ulaşım aracı ve mesleki ölçme aletleri sektöründeki firmaların geçmiş birikimlerini de kullanarak kısıtlı da olsa dış piyasalara ulaşılabildiği, Anadolu'daki yeni sanayileşen odakların bu açıdan başarılı olduğu görülmektedir. Gaziantep örneği yanısıra, Konya ve Çorum örneklerinde bu çabayı izlemek mümkündür (Eraydın, 1999). Ancak, lçel'deki bazı sanayi kollarındaki bu tür çabaların yetersiz kald ığ ı gözlenmektedir. 8..· Finans piyasaları ile ticaret rejiminde sağlanan esneklikler sonrasında dış dünya pazarlarına açık hale gelen Türkiye'nin bu piyasalara en fazla sunulabildiği mal türünün Dokuma giyim olmasından dolayı, 1980'1erin başından bu yana bu sektörde Türkiye'nin değişik bölge_lerinde önemli sayıda yeni fabrikanın kurulduğu ve önemli miktarda üretim artışının gerçekleştiği gözlenmiştir. Bunun nedeni yeni kurulan pek çok firmanın bu sektörü dışsahm açısından en az riskli olarak değerlendirmeleridir. Dolayısıyla son yıllarda Mersin'de gözlenen bu sektördeki artış çok özgün nitelikli değildir. Bu yörede pamuk üretiminin gerçekleşmesi ve yol ve liman bağlantılarına sahip olmanın avantajı kullanılarak dokuma sanayi geliştirilmeye çalışılmaktadır. Ancak öncü bölgelerin, örneğin Denizli ve Bursa, bu sektördeki sağladığı avantajların elde edilmesi ve artı değerin eskisi kadar hızla büyümesi, artan rekabet yüzünden eskisi kadar kolay değildir. TABLO 8: IÇEL SANAYi YAPISININ ÖZELLiKLERi : ÖZET TABLO SANAYi YAPISININ ANA NİTELİKLERİ Küçük işletmelerin çoğu aile işletmesi niteliğinde olmakla birlikte, aile Sermayenin

dışı ortaklı işyerlerinin payı yüzde 20'1ere varma~tadır.

olu şumu

1O+ işyerlerinde ise, ser.mayenin yüzde 32'si aile , yüzde 56'sı ise şirketlerden sağlanmıştır.

SANAYİ YAPISI Farklı büyüklükte firmalar bulunmakla birlikte, çalışan sayısı 500'0 aşan 7 firma toplam istihdamın yüzde 44'ünü, mevcut firmaların yüzde

Sanayinin bileşimi

57'5'u oluşturan küçük firmalar ise istihdamın yüzde 10'unu sağlıyorlar. Toplamın yüzde 29'unu oluşturan orta ölçekli firmaların istihdam içindeki payı ise yüzde 17,1'dir. Toplam 2 kamu sanayi kuruluşu var. Bunun yanısıra, 4 tane yabancı sermaye ortaklığı, 1 tane de yurt dışında çalışan işçilerin kurduğu firma bulunmaktadır.

Firmaların nitelikleri

Küçük sanayi birimlerinin (1-9 işçi) çoğu ferdi mülkiyet (yüzde 81 ,87), buna karşılık büyük (10+ işçi) işletmelerin yarısı aile işletmesi , dörtte biri ise çok ortaklı (anonim şirket), yüzde 12, 7 oranında ise ferdi mülkiyet niteliğinde iken, 2-4 ortaklı olan firmaların payı yüzde 68,4'e ulaşıyor.

Bir kaç sektör öne çıkmakla birlikte lçel sanayininde egemen olan bir sanayi dalı yok. Göreli olarak Gıda, Meta Eşya ve makine ve son

233


yıll arda Dokuma ve Giyim sektörünün ağ ırlık kazand ığı görülüyor. Uzmanlaşnma

Çalışan sayısı açısından dokuma ve giyim sektörünün önemli bir

alanları

ağırlığı Eşya

var. Buna karşılı k Orman ve mobilya, Kağı t ve basım ve Metal sanayinin bölgede fazlaca bir önemi yok.

ÜRETİM YAPISI Standart ve teknoloji yoğun olmayan ürün türleri ağırlıklı . Baz ı

Ürün

sektörlerde talebe yönelik özel üretim var, ancak bu üretim teknoloji yoğun değil.

Genelde üretim ağlarından söz etmek mümkün değil. Fason üretim özellikle Dokuma ve giyimde görülüyor. Bu sektördeki üretimin yüzde 97'si fason üretiliyor. Yurtdışına da fason üretim yapılıyor.

Üretim örgütlenmesi ve Fason üretim

Gıda, içki, tütün, Metal ana sanayi, Mobilya sektöründe yüzde 20'1ere varan fason iş yapan firma var. Ancak, fason iş ·yaptıran firmaların bir bölümü gerekli işleri Adana'da yaptı rıyor.

*1 O işçiden az işçi çalıştıran işyerlerinde ise, fason iş yapanların payının daha düşük olduğu görülüyor (yüzde 22,4). Fason üretimin üreimdeki payı ise yüzde 40-50. Firmaların yüzde 46, 2'sı kullandıkları teknolojinin sektör ortalamasına

Teknolojik düzey

göre yeni olduğunu söylerken, yüzde 35,?'si daha yeni olduğunu belirtiyor. Teknolojisinin eski olduğunu söyleyen firmaların oranı yüzde 18, 1'e ulaşıyor. Teknolojik göstergeler firmaların yüzde 15-20 civarındaki bir bölümünün göreli olarak yeni teknolojik ortama ayak uydurmaya çalıştığını göstermiyor.

AR-GE ve

AR-GE birimi olan yüzdesi 8, 1 ve sanayi kollarına göre farklılık göstermiyor. Büyük sanayi kuruluşlarının yüzde 1O'nu ürün patenti

buluşçuluk

almış.

PAZARLAMA Genel olarak üretim metropoliten merkezler yan ı sıra , lçel ve çevre iller için yapılmakta . Bazı sektörlerdeki üretim yerel nitelikte iken, bazı ürünlerin ana pazarı metropoliten merkezler.

Pazar

*Ortalama dışsatım oranı büyük işyerleri arasında düşük (yüzde 25). Dışsatım yapan sektörler arasında fazlaca öne çıkan yok. Taş ve toprağa dayalı sanayi, Dokuma ve giyim, Gıda ve Kimya-petrol, kömür Dışsatım

potansiyeli

sektörlerinde dışsatım oranı yüzde 30 ile 40 arasında değişiyor.Küçük işletmeler arasında dışsatım yapanlar az (% 0.42). Firmaların çoğu yurtiçinde ürün kalitesi olarak rekabet güçleri olduğunu

Rekabet gücü

düşünüyor. Buna karşılık genel kanı yurtdışında fazla bir rekabet şansları olmayışı.

234


TABLO 9:

TÜRKIYE'DEKI

BAŞARILI

ÖRNEKLERDEN

GAZiANTEP VE

DENiZLi'NiN

SANAYİ

YAPILARININ ÖZELLiKLERi

*Çoğunluğu

Sanayi birimlerinin

aile işletmeri

* Artan sayıda ortaklık şeklindeki yeni firmalar bulunuyor.

mülkiyet yapıları Sermayenin

kaynağı

Mevcut firmaların ölçekleri

*Yerel sermaye önemli. *Dışarıdan elen sermaye ile kurulmuş sanayi birimi az. *Küçük ve orta ölçekli üretim birimleri egemen. *1980 sonrasında büyük ölçekli firmaların kurulduğu görülüyor

(ancak bu firmalar oransal olarak az). *1990 sonrası üretime eçen firmaların çoğunlu ~ u ise küçük ölçekli. *Belirli sektörlerde uzmanlaşma; Dokuma ve kont eksiyon ana

Uzmanlaşma alanları

uzmanlaşma alanları olarak ön planan çıkıyor.

/yoğunlu

* Gelecek yatırımlar için de bu sektör düşünülüyor *Denizli'de en önemli sektör olan Dokuma ve konfeksiyonda

u

Dış

dünyaya eklemlenme/d ışsatı m

dışsatım oranları yüksek. Bu sektördeki firmaların çoğu dış pazar

için üretim yapıyor. *Gaziantep'te ise üretimde ağırlığı olan Dokuma sektöründe dışsatım daha düşük , buna karşılı k dışsatım yapan işyerlerinin oransal olarak en yüksek olduğu sektörler gıda , metal eşya ve makine-ulaştırma araçları sektörlerinde yer aldığı izleniyor.

tiRETİMİN ANA ÖZELliiKt:.ERİ *Fason üretim Denizli'de bazı firmaların düşey bütünleşmeye Fason

ilişkiler

gitmesine karşın hala önemli. *Gaziantep'te üretimde bir d üşey ayrışmadan söz etmek mümkün değil (10 ve daha fazla işçi çalıştıran firmalarda fason ilişkilerin yoğun olmadığı gözlenmekte).

Firm alararası

*Denizli'de; 1930'1arda küçük dokumacıların iplik tüccarlarına karşı

dayanışma ağları

oluşturdukları kooperatif, 1970'terde çok ortaklı halk şirketleri,

1980'terde orta ve küçük sanayilerin içinde yer aldığı EGS örnekleri

Teknolojik düzey

var. *Denizli'deki firmalar aras ında yeni teknolojiye sahip olduklarını düşünenlerin oranı yüksek (yüzde 58.2'si ise yeni teknoloji kullandıklarını belirtmişler) .

*Gaziantep'teki firmalar ise teknolojileri konusunda daha az iyimser bir tablo çizmekte, ancak yüzde 29.8'i ortalamanın üzerinde

teknolojik yap ıya sahip olduklarını düşünüyorlar.

Teknoloji elde edilmesi

*Denizli'de teknolojik açıdan yerli teknoloji kullanımı veya teknolojinin firma tarafından geliştirilmesi veya uygulanmaya çalışması kısıtlı , yurtdışından makine dışalımı ile teknoloji satın alınıyor

*Gaziantep'te Türkiye'de üretilen makine a lım ı daha öne çıkarken , teknoloji firmaların bilgi birikimine dayalı olarak elde ediliyor.

AR-GE çalışmaları

İki merkezde de firmalarda AR-GE çalışmaları yüksek değil; *Denizli'deki firmalar içinde AR-GE birimi olanlar yüzde 7.7,

Gaziantep'te ise yüzde 12.2 oranında.

235


*Gaziantep'te Gıda ve Kimya sanayinde AR-GE birimi olan firma sayısı daha fazl~yken, Denizli'de Metal Eşya , Makine imalat ve ulaştırma araçlarında

yüksek olduğu görülüyor.

*AR-GE birimi olan firma sayısının yüksek olmamasına bazı sektörlerde buluşçuluk kapasitesi var.

Yerel buluşçuluk kapasitesi

karşılık,

11. SANAYi GELiŞMESİNİN KOŞULLAR!: POLİTİKALAR, DESTEK MEKANİZMALAR! VE SANAYİ GELİŞME ORTAMI

Bu bölümde yukarıda ana özelliklerine kısaca değinilen ve başarılı olarak adlandırılan sanayi odaklarından lçel sanayinin gelişme koşulları ve bu koşulların ne şekilde değerlendirildiği üzerinde

farkları tanımlanan durulmaktadır.

Finansman

Türkiye'deki küçük ve orta ölçekli sanayilerin genelinde izlendiği gibi lçel sanayindeki sanayi birimlerinin çoğunluğu kendi birikimferini kullanarak gerçekleştirilmiştir. Özellikle küçük ölçekli firmaların ilk yatırımlarında ağırlıklı olarak kendi kaynaklarını kullandığı ve kredi kullanım oranlarının çok düşük olduğu. gözlenmektedir. Bu oranlar sektörlere göre çok büyük farklılık göstermemektedir. üretime geçtikten sonra gündeme gelen yatırımlarda kredi kullanım oranı ve kendi kaynaklarına bağıml ı lık biraz düşmekle birlikte, yine de kendi birikimlerini kullanan firmaların oranı çok yüksektir. TABLO 10: iLK VE SONRAKi YATIRIMLARDA KULLANILAN KAYNAKLAR Kendi

ÜRETİM SEKTÖRLERİ

kaynakları

ilk yatırım Sonraki

92,8 75,6

yatırım

Kamu banka

Özel

Özel finans

kredisi

banka kredisi

kurumları

15,8

15,8

1,4

22,6

29,0

2,3

Tahvil

Halka

ihrac ı

hisse senedi

0,5

0,5 1,4

Nitekim, kredi kullanımına i lişkin önemli bir bulgu 1996 yılında toplam firmaların yüzde 44.3'ünün kredi kullanmadığı ve 1997 ve sonrasında kullanmayı düşünmedikleridir. Bu durum sektörlere göre ve firma büyüklüklerine göre önemli fark göstermemektedir. Kredi kullanan firmalar arasında işletme kredisi kullanımının yaygın olduğu (1997 yılında firmaların 74'ünün işletme kredisi), buna karşılık yatırım kredisi kullananların göreli olarak daha düşük olduğu (yüzde 32,5) belirlenmiştir. lhracaat kredisi kullanımının ise yüzde 12,2'de kaldığı görülmektedir (Tablo 11 ). TABLO 11 : KREDi KULLANIMI 1997 yılında kredi alanlar

1997 yılında kredi Toplam almayanlar

Kredi almayan ~e almayı

düşünmeyenler oranı

% Küçük Orta

işyerleri

işyerleri

Büyük işyerl e ri Toplam i şyerleri

66 40

61 24

127 64

48.0 37.5

17

13

123

98

30 221

43.3 44.3

236


Büyük _ve küçük firmalar arasında kredi kullanımına ilişkin önemli farklılıklar vardır. Hangi sektörde yer alırsa alsın büyük (100+ işçi çalıştıran) firmalar ilk yatırım kredilerinin yeterli olduğunu düşünmekte, ancak bunların çoğu işletme kredilerinin yetersiz olduğunu belirtmektedirler. Buna karşılık, küçük ve orta öilçekli firmalar ilk yatırım kredisi bulmakta zorlanmaktadır. Bu firmaların çoğunun ek yat ırımlar ve işletme aşamalarında kredi sağlayamadıkları anlaşılmaktadır. Mevcut kredi kaynaklarının neden kullan ılmadığının gerekçeleri diğer illerde elde edilen bulgulardan farksızdır. ilk neden kredi maliyetlerinin yüksek olmas ı , ikinci neden ise kredi teminat koşullarının ağırlığıdır. Formaliteler, bankaların seçici tutumları , kredilerin yetersiz olması gibi nedenler daha gerilerde yer almaktadır. Kredilerin kullanılma oran ının çok düşük olması yanısıra, yatırımların finansmanında kiralama (leasing) yönteminin de fazlaca kullanılmadığı , firmaların ancak yüzde 10'nun bu yöntemden yararlandıkları izlenmektedir. TABLO 12 : FiNANSMAN GEREKSİN İ MiNiN KARŞILANDIGI KAYNAKLAR 1996

1996 ve

sonrası

86,0

71,5

16,7

24,0

3,6

4,1

2,7

2,7

8,1

12,7

Özel Bankalar

23,5

28,5

özel finans kuruluşları

3,2

2,3

Kamu kurumları

0,9

2,3

Kendi kaynak larından

Halk

Bankası

Eximbank Bankası,

T.Kalkı nma

T.Sinai

Kalkınma

Bankası Diğe r

Kamu

Sermaye

Bankaları

piyasası

Finasman kullannalar

piyasasından

kaynak

Aile ve yakınından borç Yöre esnafından koşullu kaynak Yöresel

kişilerden

Yurtdışındaki

0,5

58,7

76,6

10,4

9,5 2,7

2,7

borç

vatandaşlardan

-

koşullu

kaynak Enformel yollarla finasman sağlayanlar Diğer

2,3

1,8 1,4

0,9

16,3

15,4

3,2

3,6

Kullanılan kredi kaynaklarına bakıldığında özel bankaların ilk sırayı aldıkları, bunu Halk Bankası

ve diğer kamu bankalaının izlediği görülmektedir. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Türkiye Kalkınma Bankası ve Eximbank kredilerinin gerek 1996'da, gerekse 1996 sonrasında fazla sayıda firma tarafından kullanılmadığı saptanmıştır.

Genelde tüm sektörlerdeki büyük firmalar kendi kaynakları yanısıra finansman piyasasından kaynak bulmuşlardır. Buna karşılık daha küçük birimlerin enformel yollarla bulunan kaynakları kullandığı anlaşılmaktadır. 1996 yılında finansman gereksinimleri için firmaların yüzde 16,3'ü, 1996 sonrasında yüzde 15,4'0 aile, akraba ve yöre esnafından borç alarak gereksinimlerini karşılamıştır. Finansman kurumlarından kaynak sağlayanların 1996'da yüzde 58.7 ve 1996 ve sonrasında ise yüzde 76,6 olduğu gözetildiğinde, enformel dayanışma ağlarının henüz ortadan kalmamakla birlikte giderek payının azaldığı görülmektedir.

237


lçel ilindeki girişimcilerin mali sıkıntı halinde başvuracağı ek finansman ve dayanışma kaynakları arasında küçük ölçekli firmalarda aile, akraba ve arkadaşlar öne çıkarken , büyük ölçekli firmaların yüzde

71 ,S'u bankalardan yardım isteyeceklerini be1irtmişlerdir. Büyük ölçekli firmalardan yüzde 29,4'0 aile, akraba ve arkadaşlar ve 17 ,2'si ticari ilişkide bulundukları kişilerden borç alabileceklerini düşünmektedir. izlenebileceği gibi, küçük firmalar için yerel ilişkiler ve akrabalık ilişkileri öne çıkarken, büyük firmaların ağırlıklı olarak bankalardan yararlanmayı düşündükleri anlaşılmaktadır. Buna karşılık , 1-9 kişi çalıştıran firmaların yüzde 8,2'si, 1O+ işçi çalıştıran firmaların da yaklaşık yüzde 5'i sıkıntı halinde başvuracak herhangi bir yerlerinin

olmadığını belirtmişlerdir.

Tüm sanayi birimleri ele alındığında firmaların ancak yüzde 25,B'inin teşviklerden yararlandığı ortaya çıkmaktadır. Bu oran Türkiye'deki diğer sanayi gelişme odaklarına bakıldığında oldukça düşüktür. Denizlideki firmaların yüzde 54,3'ünün, Gaziantep'te 39,2'sinin teşviklerden yararlandığı dikkate alındığında İçel'in teşvik sisteminden göreli olarak daha düşük oranda yararlandığı ortaya çıkmaktadır. Teşviklerden yararlanamayan ların dörtte biri (yüzde 26,4'0) bilgisinin olmadığını söylemektedir. Firmaların yüzde 30'u aranan koşulları sağlayamadığını, yüzde 26,8'i bürokratik işlemlerin çok fazla olduğunu söylerken, yüzde 8,5'u ise koşulları yerine getirdiği halde teşvik al~madığını belirtmişlerdir.

Teşvik belgesi alan firmaların önemli bir bölümü yatırım teşviklerinin· yeterli (yüzde 63,2), buna karşılık dışsatım teşviklerin in yetersiz olduğunu düşünmektedir.Teşvikler ile ilgili bulgular özellikle orta ve küçük işletmelerin teşvik mevzuatında belirtilen koşullara uymakta zorlandıklarını ve ancak çok kısıtlı bir bölümünün teşviklerden yararlanabildiğini göstermektedir. Firmalar arasında göreli olarak büyük olanların teşviklerden daha fazla oranda yararlandığı görülmektedir.

TABLO 13: TEŞVİKLERDEN YARARLANAN FİRMALAR ÜRETİM s·EKTÖRLERİ

Küçük

31 GIDA, İÇKi, TÜTÜN

Orta

33.3

Büyük

6.7

30.8 14.3

75.0

32 DOKUMA, GiYiM, DERİ 33 ORMAN ÜRÜNLERi, MOBİLYA

8.7

o

100.0

o.o

34 KAGIT, KAGIT ÜRÜNLERi, BASIM 35 KİMYA-PETROL, KÖMÜR, KAUÇUK VE PLASTiK 36 TAŞ VE TOPRAGA DAYALI SANAYi 37 METAL ANA SANAYi 38 METAL EŞYA-MAKiNE , TEÇHiZAT, ULAŞIM ARACI, İLMİ VE MESLEKi ÖLÇME ALETLERi Emek

piyasası, işgücü

23.1

o

40.0

36.4

25.0

60.0

33.3

40.0

100.0

o

100.0

11.8

23.5

100.0

ve eğitim

Emek arzı açısından lçel'in durumunun irdelenmesi, özellikle İçel ilinin merkezi olan Mersin'in son yıllarda önemli miktarda göç almasına karşılık, artan emek arzının nitelikli işgücü olmadığı görülmektedir.

Nitekim firmalarla yapılan görüşmelerde sanayi kuruluşlarının çoğunun işgücünün niteliklerinden hoşnut Emek arzının rekabet gücü açısından katkı sağlamadığı ve özellikle nitelikli işgücünün bu konuda önemli bir darboğaz oluşturduğu girişimciler tarafından dile getirilmektedir. lçel ili bazında girişimcilerin en önemli gördükleri sorunlar arasında yer alan nitelikli işgücü azlığı 1-9 işçi çalıştıran firmaların yüzde 32,2'si, büyük (10+ işçi) firmaların yüzde 47,1'i tarafından belirtilmiştir. öte yandan küçük firmaların yüzde 36'sı ve büyük firmaların yüzde 42'si mesleki eğitimin lçel'de yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.

olmadığını vurgulamaktadır.

238


Bu eksikliği giderebilmek için lçel'deki firmaların yarısında hizmet içi eğitim uygulandığı görülmektedir. Ancak hizmet içi eğitim hem sektörlere göre, hem de firma büyüklüklerine göre değişmektedir. Sayısal veriler hizmet içi eğitimin genelde işyeri tarafından verildiğini , makine alınan işyeri ve bazı özel kuruluşların da destek sağladığını göstermektedir. Hizmet içi eğitimin göreli olarak daha önemli olduğu sektörler Kimya, petrol, kömür kauçuk ve plastik üretimi, Metal eşya , makine, teçhizat, ulaştırm a araçları vb. üretimi, Taş ve toprağa dayalı sanayi ve Dokuma ve giyim sanayi olarak sıralanmaktadır. Bu sektörlerdeki büyük firmalarda hizmet içi eğitim sağlanırken , makinenin satın alındığı işyerlerinin de eğitim aç ısı ndan önemli olduğu görülmektedir. lçel'de becerili işgücü yetiştirmek için devletin çaba gösterdiği ve bu ilde 7 Teknik, Endüstri Meslek ve Meslek Lisesi kurduğu ve Mersin Üniversitesine bağlı 7 Meslek Yüksek Okulunda 1O Bölümün teknik konularda eğitim verdiği görülmektedir. Ancak, bu çabalara sanayicinin doğrudan katkısı olmadığı gibi, sanayici kendi içinde örgütlenerek nitelikli işgücünü karşılamak üzere meslek okulu açma veya destekleme amaçlı bir girişimde bulunmamıştır. Ancak, bazı kurum ve sivil toplum kuruluşlarının eğitim 1 programları düzenlediği bilinmektedir. Bu kuruluşlardan bazıları şunlardır ; Mersin Ticaret ve Sanayi Odası , ISGEV Vakfı , KOSGEB Mersin Temsilciliği , Mustafa Şaman Eğitim Merkezi, İçel El Sanatları Vakfı (IÇEV), Çıraklık Eğitim Merkezi ve METEM. özellikle ISGEV Vakfı (İçel Sanayi Araştırma- Teknoloji Geliştirme ve Eğ itim Vakfı) nitelikli işgücü sağlamak için oluşturulmuş bir kurumdur. Bazı projeler dışında üniversite- sanayi işbirliğin den söz etmek mümkün değildir. Bu kapsamda

TÜBITAK'ın başlattığı Üniversite-Sanayi Ortak Araştırma Merkezi (ÜSAM) projesi bu eksikliği gidermeye yönelik olan tasarlanmış olup, henüz hayata geçirilememiştir. Üniversite ile eğitim açısından bağlantılar çoğu firmada çok düşük düzeyde kalırken , Metal eşya-makine , teçhizat ve ulaştırma araçları sektöründe KOSGEB'le olan eğitim ilişkilerinin diğerlerine göre öne çıktığı görülmektedir. KOSGEB'in Kağıt, kağıt ürünleri ve basım sanayi, Kimya, petrol, kömür kauçuk ve plastik ve Taş ve toprağa dayalı sanayi sektörlerinde sınırlı da olsa eğitim katkısının olduğu anlaşılmaktadır.

lçel'de sanayinde istihdam edilenlerin sayısı , küçük işyerlerinde 10541 ve büyük sanayi işyerlerinde 16436 olarak verilmektedir. Çalışanların genelde eğitim durumlarının düşük ve örgütenme

düzeylerinin zay ıf olduğu görülmektedir. Büyük sanayi firmalarında çalışanların yüzde 91 'i sendikalı değildir. Sadece 20 firmada işçilerin sendikalı olduğu saptanmıştır. Bu işyerlerinde ça lışan 10216 kişiden 8057'si sendikalı olarak çalışmaktadır. Bu firmaların diğerlerine göreli olarak çalışan sayılarının çok yüksek olması nedeniyle, sendikalı çalışanların oranı toplam çalışanların yüzde 49'una ulaşmaktadır. Sendikalı işçiler genelde 100 kişiden fazla işçi çalıştıran firmalarda istihdam edilmektedir. İçel sanayinde taşeron işgücü kullanımı düşük olmakla birlikte Taş ve toprağa dayalı sanayi, Metal ana sanayi ve Metal eşya-makine, teçhizat ve ulaştırma araçları sektöründe yüzde 20'1ere ulaşan bir taşeron işçi kullanma eğilimi bulunduğu saptanmıştır. Taşeron işçi kullanımının göreli olarak büyük

firmalarda yoğun olduğu görülmektedir. AR-GE, pazarlama ve tanıtıma yönelik hizmetler

lçel'deki sanayi birimlerinden 18 firma AR-GE faaliyetinde bulunmaktadır. En fazla AR-GE biriminin bulunduğu sektör Gıda , içki tütün olmakla birlikte, bu sayı ancak sektördeki firmaların ancak yüzde 10'una ulaşmaktadır. Kısıtlı olan Araştırma-Geliştirme faaliyetlerinde bu konu ile ilgili kuruluşların önemli katkısı bulunmamaktadır. AR-GE birimi olan toplam 16 firmanın 1 tanesi üniversiteden katkı sağlarken, 2 t~nesi kamu kuruluşlarından, 3 tanesi Meslek kuruluşlarından ve 2 tanesi özel kuruluşlardan destek almışlardır. Geriye kalan 9'u ise bu faaliyetleri kendi birimleri aracılığıyla yapmaktadır.

239


Bu veriler, AR-GE çalışmalarının yaygın olmaması ötesinde buluşların ortaya çıkarılması için gerekli ortamın yaratılamadığını ve yeni teknolojilere yönelik işbirliği sisteminin oluşturulmadığını göstermektedir. Merkezi hükümetin pek çok kurumu bu konuda çok yetersiz kalırken , sivil örgütler, örneğin meslek kuruluşlarının da bu konuda etkili olamadığı açıktır. lçel'deki girişimciler il bazındaki sorunlara değinirken , yüzde 20'sine yakın bir bölümü AR-GE eksikliğini dile getirmektedir Yeni ürün ve teknolojiye yönelik çabalar kısıtlı kalırken, mevcut üretimin tanıtımında ve sorunlar olduğu anlaşılmaktadı~. Sanayi birimlerinin yaklaşık yarısı tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunurken, diğer yarısının bu konuda fazlaca bir çaba sarfetmediği görülmektedir. Ancak mevcut firmalardan küçük olanların (1-9 işçi) yüzde 20,8'i ve büyüklerin yüzde 12 ,6 'sı tanı t ım eksikliğinden şikayet etmektedir. Ancak bilindiği gibi özellikle küçük firmaların bireysel olarak tanıtım faaliyeti gerçekleştirmeleri oldukça zordur. Nitekim, üzerinde çok söz edilen sanayi odaklarında tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine yönelik kurulan ortaklıklar ve kamunun bu konuda öncülüğünün önemli olduğu görülmektedir. Ancak lçel örneğinde böyle bir etkin örgütlenmeden söz edilememektedir. Son dönemde Mersin Sanayi Odası bu konunun önemini görmüş ve bu kapsamda çalışmalar başlatmıştır. Bu çalışmalar içinde en önemlisi Kalkınma Ajansı kurma girişimidir. Ayrıca Mersin'de uluslararası nitelikte fuarların düzenlenebileceği bir fuar proje alanı yapmak için fizibilite çalışmaları yapılmaktadır. pazarlamasında

Altyapı

mevcut sanayi kuruluşlarının bulundukları yöreyi altyapı koşulları açısından değerlendirmeleri en önemli altyapı sorununun enerji ile ilgili olduğu şeklindedir. Hem enerji sağlanması, hem de enerji kalitesi açısından yörede sorunlar olduğu anlaşılmaktadır. Toplam firmaların yüzde 78,?'si sağlanan enerjinin ve yüzde 37 , 6'sı ise enerji kalitesinin yetersiz olmasının üretim faaliyetlerini olumsuz yönde etkilediğini belirtmişlerdir. Karayolu bağlantıları konusunda genel olarak fazla bir olumsuz görüş bulunmamaktadır. Ancak SEKA kağıt fabrikası kendi özel konumu nedeniyle karayolunun önemli bir sorun olduğunu belirtmektedir. Karayolunun üretim ilişkileri açısından yetersizliğini açıklayan firmalar 31 'e ulaşırken (yüzde 14), havaalanı ve demiryolu bağlantısının üretimlerini olumsuz yönde etkilediğini belirten firmaların oranı daha düşüktür. Haberleşme , su ve kanalizasyon hizmetlerini sorun olarak gören firmaların da yine yüzde 1O ve altında olduğu görülmektedir. lçel'deki

Altyapı

sunumu yanısıra altyapısı hazırlanmış arsa sunumunun yeterli olup olmadığının için, firmalara mevcut OSB ve Küçük Sanayi Sitesinin yeterliliği konusunda sor~lar yöneltilmiştir. Genel olarak sanayiciler hem organize sanayi bölgesinin hem de küçük sanayi bölgesinin yeterli olmadığını düşünmekted i rler. OSB ve Küçük sanayi Sitesinin yeterli olmadığını düşünen sanayicilerin (toplamın (yüzde 38'i) yarısından fazlası genel nitelikli bir organize sanayi bölgesine ve küçük sanayi sitesine gereksinim olduğunu belirtmektedirler. ihtisaslaşmış organize sanayi bölgesi isteyenlerin oranı gıda için yüz?e 24,5, demir- çelik ve madeni eşya için yüzde 23,5, makine ve ulaşım araçları için yüzde 20,6 ve tekstil için yüzde 19, 1 düzeyindedir. anlaşılması

Küçük ölçekli firma ların yüzde 39'u Küçük Sanayi sitelerinin yeterli olmadığı görüşü ndedi r. Organize sanayinin yetersiz olduğunu düşünen firmaların ise yüzde 27'de kaldığı görülmektedir. Bu tür sanayi için geliştirilmiş alanlar yanısıra , girişimciler yerel yönetimlerden yeterli ölçüde destek bulamadıklarını düşünmektedir. Mevcut işyerlerinin çoğunluğu (10+ işçi çalıştırnların yüzde 72'si, 1-9 büyüklük grubundaki işyerlerinin yüzde 78'i) yerel yönetimlerin sundukları hizmetleri yeterli bulmadıklarını belirtmektedir. özellikle yerel yönetimlerin firmalarla işbirliğine açık olmadıklarını ve bulundukları yöreye ilişkin proje seçiminde etkinliklerinin sınırlı olduğunu belirtilmektedir. Firmaların ancak yüzde 20'si ise sağlanan altyapı hizmetlerinin yeterli olduğunu düşünmektedir.

240


E. İÇEL SANAYİ GELİŞMESİNİN SUNULAN KOŞULLAR AÇISINDAN SANAYİ ODAKLAR! MODELİ VE .

TÜRKİYE Ö RNEKLERİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI ı. Sın ı rlı

bir sermaye birikimine sahip olan Türkiye'nin ana merkezleri dışındaki gelişmelerin çoğu yerel sermayeyi kullanarak gerçekleştirilmektedir. Bu süreci desteklemek üzere merkezi hükümet çeşitli destek mekanizmaları oluşturmuştur. Finansman alanında Türkiye Halk Bankası , Eximbank, Türkiye Ka lkınma Bankası ve Türkiye Sinai Kalkınma Bankası yatırım ve dışsatımı özel kredi faizleri ve özel kredi programları ile desteklemeye çalışmaktadır. Doğal olarak kaynakları kısıtlı bir ülkede özel koşullarla sanayi kuruluşlarını desteklemenin yüksek maliyeti nedeniyle tüm sanayicilere ulaşmak mümkün olamamaktadır (Eraydın, 1988a). Türkiye'de özellikle reel faizlerin çok yüksek olması, kredi sunumunda ve kullanımında çok önemli bir darboğaz oluşturmaktadır. Ülkedeki genel ekonomik koş ullar ve politikalardan kaynaklanan bu durum yatırım yapmayı özendirici olmaktan çok uzaktır. Kredi faizlerinin yüksek olması ülkedeki tüm sanayi girişimcilerini etkilemekte, özellikle kaynakları sınırlı olan küçük g irişimci piyasa koşullarında kredi kullanmaya çekinmektedir. Bu nedenle girişimci yatırım büyüklüğünü kendi sermaye birikimine göre belirlerken, teknoloji seçimi de bu koşullarda gerçekleşmektedir. .Bu koşullar özellikle son dönemde sanayinin en dinamik kesimi olan orta ölçekli sanayinin Türkiye'de gelişebilmesi için bir darboğaz niteliğindedir. öte yandan sanayiciler arası ortaklıkların ve çok ortaklı girişimlerin yaygın olamaması da üretim ölçeğinin çok küçük olmasına neden olmakta ve küçük firmalar yeni tanımlanan finansman ortamında kendi ölçeklerini geliştirecek ve teknolojilerini değiştirmeye yetecek kredi sağlamada zorluk çekmektedir. Bu nedenle Türkiye'deki küçük firmaların genelde küçük kaldığı görülmektedir.

2. öte yandan ulusal finansman sistemi içinde kredi almak için başvuruda bulunanlar genel bir değerlendirmeye tabi tutulmakta ve bazı küçük ölçekli firmalar destek bulmakta zorluklar yaşamaktadır. Ulusal nitelikli finansman sistemlerinin yetersizlikleri nedeniyle gelişm iş ülkelerin çoğunda yerel kalkınmayı desteklemek amacı ile finansman sisteminin yerel ayağı kurulmaya çalışılmaktadır. Nitekim, dünyadaki başarılı sanayi odaklarının ortaya çıkışında yerel finasman kurumlarının çok önemli olduğu anlaşılmaktadır. Sanayi odaklarının gelişmesinde özellikle yerel bankacılık önemlidir. Yerel ban kaların uyguladığı kredi faizlerinin ulusal ticari bankalardan farklı olmamasına karşılık , bu bankalardan daha kolay kredi alınabildiği saptanmış olup, firmalar karşılıklı güven çerçevesinde belirli bir karşılık (ipotek) olmadan kredi sağlayabilmektedir (Schmitz ve Musyck, 1994). Böylelikle fazla mal varlığı olmayan küçük firmalar kredi bulabilmektedirler. Sanayi odakları açısından en önemli örneklerin old uğu ltalya'da yerel bankaların (Beccatini, 1991) yanısıra firmaların kendi aralarında oluşturdukları finansman kurumlarının da önemli olduğu görülmektedir. örneğin yerel gelişmede önemli finansman kurumlarından biri, küçük firmalar tarafından oluşturulan ve karşılıklı kredi güvencesi veren yerel kredi kurumlarıdır. Bu kurumların sermayesi üyelerinin aidatlarından oluşmakta ve bu sermaye bir garanti fonu gibi işlev görmektedir. Bu kurumlardaki komiteler tarafından incelenen başvurular uygun görüldüğü takdirde, belirli bir güvence sağlanarak ticari bankalara gönderilmekte ve kredi alması sağlanmaktadı r. Sağlam projesi olan firmalar ipoteğe gerek duymaksızın kredi olanaklarından yararlanabilmektedir. Almanya deneyiminde ise yöresel nitelikli çok farklı finansman kurumlarının bulunduğu görülmektedir Yerel ticari bankalarla birlikte kooperatiflerin ve belediyelerin bankaları da bulunmaktadır. Yerel bankalar küçük ve orta ölçekli sanayiye kredi sağlarken , yerel düzlemde karşılıklı sorumluluklar oluşmakta ve geri ödeme oranları çok yüksek düzeylerde gerçekleşmektedir. Ancak daha da önemlisi bu bankaların yaratıcı projeler ve yeni konularda risk sermayesi sağlamaları olup, bu uygulama yeni ürün ve üretime yönelik girişimlerin ortaya çıkmasında büyük öneme sahiptir. Türkiye'nin mevcut finasman yapısı çerçevesinde yerel düzlemde oluşmuş bir finansman sisteminden söz edilememektedir. Bu durum lçel'deki yeni sanayi girişimlerinin desteklenmesinde kurumlaşmanın yetersiz olduğunu göstermektedir.

241


3. Pek çok ülkede merkezi veya bölgesel hükümetlerin düşük maliyetli kredi programlarını yürüten ve küçük ölçekli sanayiye farklı konularda kredi desteği veren kurumlar bulunmaktadır. Bu kurumlar yeni sanayi odaklarının ortaya çıkı~ında önemli rol oynamışlardır. Türkiye'de de bu konuda özellikle Halk Bankası kredileri ve Küçük Sanayi Sitelerine. yönelik destekler önemlidir. 4.

Hızlı

büyümeyi gerçekleştiren sanayi odaklarının bu başarılarında insan gücüne yapılan yatırımların çok önemli olduğu ve özellikle geliştirilen eğitim programlarının bu odaklardaki sanayinin gelişmesini olumlu yönde etkilediği tartışmasızdır (Schmitz ve Musyck, 1994). Sanayi odaklarında sunulan eğitim olanakları incelendiğinde eğitim programlarının yalnızca işçiye.yönelik değil, aynı zamanda girişimciye yönelik olduğu ve bu programların salt kamu tarafından hazırlanmadığı, özel sektör ile kamu kurumlarının biraraya gelerek eğitim programlarını geliştirdiği gözlenmektedir. özel sektör hem eğitim programlarının içeriğinin tanımlanmasında, hem de· finansmanında önemli rol oynarken, sunulan eğitimin en önemli özelliği yerel gereksinimlere yönelik olmasıdır. Yukarıda sıralanan özelliklere sahip eğitim programlarının finansmanı yerel kurumlar ve özellikle de yerel girişimciler tarafından yapıldıgından, yapılan çalışmalar bunların amaca yönelik, düşük maliyetli ve verimliliği yüksek olduğunu öne sürmektedir. Girişimciye yönelik eğitimin belirli uzmanlaşma konularında dünyadaki yenilikleri izlemek ve öğrenmek açısından çok yararlı olduğu görülmüştür. Capecchi (1989) özellikle ltalya'daki sanayi odaklarında teknik eğitim konusunda sunulan çeşitli olanakların çok önemli olduğunu ve özellikle yerel kurumlar tarafından sunulan eğitimin yerel gereksinimlere daha kolay yanıt verebildiğini belirtilmektedir. 1970'1i yıllarda gerek ltalya'da, gerekse Almanya'da eğitim kurumlarının ve programlarının ulusal ve bölgesel kurumlar aracılığı ile standartlaşmış bir eğitime yönelmesi söz konusu olurken, 1980'1erde ltalya'da belediyeler eğitim gereksinimini karşılamak ve bölgesel hükümet kurumları arasındaki uyumsuzluğu gidermek üzere yerel düzlemde eğitim programları başlatmışlardır. işveren birlikleri, özel girişimciler ve belediyeler tarafından gerçekleştirilmiş bu programların finansmanının büyük bir bölümü bu kurumlarca üstlenilmiştir. Almanya'da ise, 1970'1erin ortasına kadar eğitim, iş başında eğitim-çıraklık eğitimi şeklinde gelişirken, 1970 sonrasında çok sayıda eğitim ve teknoloji merkezi kurulmuştur. Bu merkezlerde usta ve işyeri sahiplerine de eğitim verilmekte ve finansmanı ortak olarak karşılanmaktadır. izlenebileceği gibi, incelenen pek çok örnekte eğitim yalnızca merkezi ve bölgesel kamu kurumlarının sorumluluğunda değildir. Eğitim, sanayinin istemleri doğrultusunda ve ortak sorumluluklar üstlenilerek yerine getirilmekte ve içeriği sürekli olarak gözden geçirilmektedir. Böylelikle istenilen insangücünün yetiştirilmesi ve bunların sürekli olarak becerilerinin artırılması sağlanmaktadır. Eğitim konusu Türkiye genelinde en sorunlu alanlardan biridir. Bazı firmaların iş başında eğitim çalışmaları ve düzenledikleri eğitim programları olmakla birlikte, bunların oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Yanısıra girişimcilere yönelik eğitim programları bulunmamakta ve bilgi aktarımı ancak kişisel çabalarla . gerçekleşmektedir. Bu durum yerel gelişme stratejisi geliştirmede önemli olan iletişim ve ortak davranma becerilerinin geliştirilememesi anlamına gelmektedir.

5. Sanayi odaklarında önem kazanan diğer kurumlar küçük ve orta ölçekli sanayilere üretim, teknoloji ve dışsatım konusunda çeşitli destekler sunan birimlerdir. Farklı konularda hizmet veren bu kurumların ana işlevi her aşamada firmaların gereksinim duyduğu bilgiyi sağlamaktır. Bu kuruml~r tüketim mallarında moda eğilimleri ve tüketici tercihleri konusunda bilgi derleyerek yardımcı olmaya çalışırken, ara ve yatırım mallarında teknoloji ağırlıklı olarak işlev görmektedir. ltalya'da çok etkin olan bu merkezlerin en önemli özelliği finansmanın üyeler tarafından karşılanmasıdır. ilk kuruluş aşamasında yerel yönetimlerin katkısı önemli iken, daha sonra yönetimin tümüyle üyelere bırakıldığı gözlenmektedir. Ote yandan, en önemli sanayi odaklarından biri olan Baden-Württemberg örneğinde, sanayiye destek sağlayan kurumlar özellikle teknoloji transferi ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi konusunda çalışmaktadır. Çoğu vakıf veya teknoloji geliştirme merkezleri olarak tanımlanan bu kurumlar üye aidatları ve kendi yaptıkları çalışmalardan elde ettikleri gelirle yaptıkları hizmetleri finanse

242


etmektedirler. Bu kurumlar yanısıra, 1980'1i yıllarda bölgesel hükümetler teknoloji destekleme hizmetlerini geliştirmek istemişler ve çeşitli mekanizmalar oluşturmuşlardır. Ancak, bu çalışmalarda bile girişimciye yakın olmak ve birlikte çalışmak ana ilke olarak benimsenmiştir. Schmitz ve Musyck (1994) Baden-Württemberg deneyiminin bazı açılardan önemli bilgi sağladığını belirtmektedir. Bu deneyimden alınacak dersler şunlardır: Doğrudan kamu kurumları tarafından sağlanan hizmetler çok etkili olmamaktadır. Bu kurumlar yerine yine kamu ile birlikte çalışan daha özerk ve girişimciye yakın birimlerin çok daha yararlı olduğu görülmektedir. Devlet desteğinin yararlı olabilmesi için etkin ve doğrudan katılımcı olacak girişimci ve işyeri şahiplerine gereksinim vardır. Kamu, yarı-kamu ve özel kuruluşların aynı bölgede benzer hizmetler sunması bir rekabet ortamı yaratabilmekte ve bu durum kullanıcının kendisine en uygun olanı seçmesini sağlayabilmektedir. Türkiye'nin diğer yörelerinde olduğu gibi lçel'de yerel kurumlar çok gelişmemiş olup, yardımlaşma ve bilgi aktarımı daha çok kişisel dostluk ve enformel iliş kilerle gerçekleşmektedir. Girişimciler arası kurumlaşmanın önemi son yıllarda anlaşılmakta ve işadamları kendi aralarında örgütlenme çabası göstermektedir. TOSYOV Mersin Destekleme Derneği ve kurulma aşamasında olan Güçbirliği Holding bunların örnekleri olarak sunulabilir. 6. Küçük ve orta ölçekli sanayicilere sağlanan bu tür hizmetler dışında, yine hemen her bölgede var olan bir diğer kurumlaşma d ışsatım konusundadır. Dışsatımı kolaylaştırmak amacına yönelik olan bu kurumlar, bölgesel üretimin dış pazarlara ulaşmasında katkı sağlamaktadır. lçel'de mevcut kamu ku ru mları dışsatıma desteklerini sürdürürken yerel bir örgütlenme ve işbirliğinden söz etmek mümkün değildir.

7. Altyapı hizmetlerinden en önemlisi sanayi için uygun niteliklerde ve ucuz fiatlarla satılan arsalardır. Sanayi arsalarının diğer altyapı ve üstyapı olanaklarından yararlandırılması ve yığılma ekonomilerinden fayd alanması için sanayi bölgeleri, sanayi parkları veya teknoloji parkları kurulması tüm ülkelerde benimsenen bazı uygulamalardır. özellikle son dönemde gündeme gelen teknoloji parkları ile sanayinin gelişmesi öngörülen yörelerde sanayi arsaları sunulmakta ve böylelikle, bu alanlardaki araştırma-geliştirme etkinliklerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Türkiye'de ancak son yıllarda bu konuda girişimlerin gündeme geldiği izlenmektedir. Üniversiteler bünyesinde geliştirilen Teknoloji geliştirme merkezleri ve KOSGEB destekli merkezler yanısıra özel sektör ve özellikle yerel tüzel kişiler tarafından başlatılan projeler söz konusudur. lçel'de de bu konuda bazı girişimler vardır. 8. Sanayi odaklarının gelişiminde yerel dinamikler ve yerel düzlemde geliştirilen olanaklar ve düzenlemeler önemlidir. Yanısıra, tüm başarılı yerel örneklerin bulundukları ülkelerde uygulanan makro ekonomik politikalarla ve daha da önemlisi dünyadaki ekonomik yapının dönemsel özellikleri ve yapısal dönüşüm eğilimleri ile doğrudan bağlantısı bulunmaktadır. Bu nedenle 1980'1i yıllarda hem ülkeler ölçeğinde, hem de tüm dünyada yaşanan değişimlere kısaca değinmek gerekmektedir. Bu gelişmelerden ilki, merkezi hükümet kurumlarının pek çok işlevini yerel kurumlara devretmesidir. Bu kurumların yalnızca kamu kurumları olmadığı , kamu ile özel kurumların ortaklığı ile oluştuğu görülmektedir. Bu durum yerel düzlemde bir yönetişim sisteminin oluşmasını destekleyerek, yerel birimlerde ortak karar alma mekanizmalarının gelişmesine yol açmıştır. Diğer bir deyişle, yönetim reformunu gerçekleştirilmesi özellikle sanayi birikimi ve üretim kültürü olan yerel sanayi odaklarının kendi özgün kimlikleri ile ortaya çıkmalarını sağlamıştır. Kamunun girişimciye daha yakın olma çabaları , kamu ve özel sektör ortaklıklarının oluşması ve bazı konularda insiyatifin yerel kurumlara bırakılması bölgelerin kendi sorunlarını çözmek için örgütlenme çabalarını zorlamıştır. özellikle işveren ve esnaf ve sanatkar birliklerinin gelişmiş olduğu yörelerde bu politikanın olumlu etkilerini gözlemek mümkündür. Yeni sanayi odaklarına ilişkin yazının incelenmesi, merkezi hükümet kurumları dışındaki örgütsel kapasitenin önemini vurgulamaktadır (Zeitlin, 1992). Örgütsel kapasitenin yüksek olması , yöresel sorunların dışarıdan müdahelelerle değil, kendi girişimleri ile çözülebilmesini sağlamaktadır.

243


.

Bu durum devlet merkezli bir örgütlenme yerine, yerel ve merkezi kamu kurumları ile birlikte diğer yerel kurum ların katıldığı bir örgütlenmenin gerçekleştirildiği alanlarda gelişmenin daha hızlı olabildiğini göstermekte ve merkezi düzenleme mekanizmalarının gündemden düştüğü günümüzde yerel düzenlemelerin önemini vurgulamaktadır. Bu konuda da Türkiye örnekleri oldukça cılızdır. Yerel girişimciler ve ekonomik ve sosyal kurumlar henüz merkezi tıükümet desteğine güvenmeden kendi gelişme stratejilerini ve kurumlarını oluşturacak düzeyde değildir. Ancak, yerel toplumsal kuruluşların önemi giderek anlaşılmaktadır. Bu çabaların yaygınlaşması ve etkinleşmesi gereği çok açıktır. Nitekim, ildeki meslek ve kamu kuruluşlarını komiteler şekİinde örgütleyen Mersin Kentsel Gelişim Projesi yerelleşmenin ön adımlarından biri olarak kabul edilebilir.

TABLO 14: IÇEL SANAYiNiN GELiŞMESiNDE ETKEN OLAN KOŞULLAR VE POLİTiKALAR FİNAN S MAN

1996 yılında toplam firmaların yüzde 44.3'0 kredi olup, 1997 ve sonrasında da kullanmay ı planlamamaktadır. Bu durum sektörlere ve firma büyüklüklerine göre önemli fark göstermemektedir. Kullanılan kredi kaynakları arasında özel bankaların ilk sırayı aldıkları , bunu Halk Bankası ve diğer kamu bankalarının izlediği görülmektedir. Türkiye Sınaı Kalkınma Bankas ı , Türkiye Kalkınma Bankası ve Eximbank kredileri ise, fazla sayıda firma tarafından kullanılmamaktadır. kullanmamış

Krediler

Firmaların

ancak yüzde 25,8'i teşviklerden yararlanmış olup, yararlanan firmalar arasında göreli olarak büyük olanların teşviklerden daha fazla oranda yararlandığı görülmektedir. teşviklerden

Teşvik ler

EG İTİ M E ğitim kurumla rı

Mesleki eğitim yetersizdir. Nitelikli işgücünün eksikliğ i en önemli sorunlardan biri olarak belirtilmektedir.

Bilginin üretilmesinde sanayikurum ilişkileri

Üniversite ile sanayi ilişkileri çok düşük düzeyde olup, KOSGEB ve kamu kuruluşlarının da eğitim ve sanayide bilgi üretilmesi konusundaki katkısı sınırlıdır.

DIŞSATI M Dışsatım

VE PAZARLAMA ve paza rlamaya yönelik

Tanıtma

sahiptir.

kurumlar

ve pazarlamada yurtiçi fuarlar önemli bir yere yüzde 35'i fuarlara katılmaktadır.

Firmaların

ALTYAPI Altyapı ile ilgili en önemli sorun enerji sunumu ve enerji kalitesi olarak gösterilmektedir. Diğer altyapı olanaklarının yetersizliğini belirtenlerin oranı yüzde 10'nun altındadır.

Altyapın ın niteliği

işyerlerinin yüzde 60'a yakını OSB ve KSS'lerin yetersiz.

OSB ve KKS gibi yönelik olarak

altyap ıya

sağ la n an

destekler

olduğunu belirtmişlerdir.

Yeni OSB ve KSS geliştirilmesi gerekli görüşünde olanların büyük bir bölümü bir uzmanlaşma alanı tanımlamamış ve çoğunluk tüm sanayilere yönelik olarak geliştirilmesini önermişlerdir. işyerlerinin çoğu yerel yönetimlerin sundukları hizmetleri

YEREL KURUMLAR

yeterli bulmadıkları gibi, firma ile işbirliğine açık olmadıklarını da düşünmektedir. F irm aların ancak yüzde 20'si sağlanan altyapı hizmetlerinden memnun görülmektedir.

244


TABLO 15: GAZİANT EP VE DENiZLi'DEKi SANAYi GELiŞMESiNi SAGLAYAN POLiTiKALAR, KO ŞULLAR VE KAMU DESTEKLEME MEKANiZMALAR!

KAMUNUN DESTEKLEME MEKANİZMALAR! İLE SAGLANAN OLANAKLAR *1980 sonrası uygulanan dış ticaret politikaları ve yeni dış ticaret rejiminin bu iki merkezin de gelişmesinde önemli katkısı olduğu görülmektedir.

Ekonomik politikalar

Yöredeki firmalar sunulan şu olanaklar ı n önemli Devletin ve yerel kurumların önemi

olduğunu belirtmişlerdir. *Yatırım teşvikleri *Dışsatımı teşvik

tedbirleri

*Altyapı olanaklarının sunulmas ı *Organize Sanayi Bölgeleri *Denizli'de öncü kamu tesisleri *Denizli'deki büyük işyerlerinden yüzde 54.3'0, özellikle Dokuma ve konfeksiyon sektöründe teşviklerden firmalar yapan üretim yararlanmışlardır

Teşvikler

yüzde 62.8). *Gaziantep'teki

(bu

sektördeki

firmaların

firmaların arasında yatırım

ve

dışsatım teşvikleri kullananların oran ı göreli

olarak daha düşük olup (yüzde 33), dokuma sanayicileri arasında teşviklerden yaralananlar yüzde 39.2'dir. Altyapı olanaklar ı nın ka l kınmadaki önemi

OSB ve küçük Sanayi Sitesi

*Altyapı olanak l arından genelde sanayiciler memnun olup, en önemli a ltyapı sorun u

enerji olarak belirtilmiştir. *Mevcut OSB ve Küçük Sanayi Sitelerinin yetersiz olduğunu belirtenler Denizli'de yarıya yakın , Gaziantep'te daha azdır.

Yerel yönetimler

Yerel yönetimler ya l nızca a ltyapı açısından irdelenmekte ve yaptıkları çalışmalar yeterli

Krediler

*Küçük sanayi birmleri arasında kredi kullananların oranı çok düşüktür.

bulunmamaktadır.

Sosyal

altyap ı olanakları

*Sosyal altyapı olanakları fazlaca ge l işememiştir.

III. İÇEL SANAYİ GELİŞİMİNİN

GENEL DEGERLENDİRİLMESİ VE GELİŞMENİN HIZLANDIRILMASI

İ Çİ N ÖNERİLER

lçel, Türkiye'de son dönemde hızla gelişen sanayi odak ları ve dünyadaki başarı l ı deneyimlerin karşılaştırılması bazı konularda öneriler geliştirmeyi olanaklı kılmaktadır.

1. içel'in

gelişmes i

açısından stratejik bir sektör tanımlanarak bu sektör çerçevesinde

uzmanlaşmanın ve rekabet gücünün gelişmesinin sağlanması .

245


Daha önceki tartışmalardan izleneceği gibi uzmanlaşmanın sağladığı getiriler özellikte günümüzde önemini korumaktadır. lçel sanayi uzmanlaşman ın sağlayacağı üretim ilişkileri, girdi ve yedek parça akışı ve üretim ağları ile bilgi ve teknoloji aktarımı gibi olanaklardan yararlanamamaktadır. Bu nedenle bir üretim dalının tanımlanması ve bu üretimin içel'in üstünlük sağlayacağı ana üretim kon usu olarak desteklenmesi son derece yararlı olacaktır. Bu saptama sadece yerel kaynaklara dayalı olarak değil, ulusal ve uluslararası göreli üstünlükleri gözeterek ve girişimciler ve yerel diğer grupların katılımı ile tartışı larak oluşturulabilir. Bu konudaki aray ı ş yerel bir bilincin oluşmasına katkı sağlayacaktır. 2. Sanayi

gelişmesine

destek olacak yerel

kurumların oluşturulması

Merkezi kamu kurumlar ı ndan da destek sağlanarak, yerel kuruluşlar ve mevcut girişimcilerin işbirliği ile sanayi gelişmesinde öne çıkan konularda kurumların oluşturu l ması gereklidir. Eğitim, teknoloji ve bilgi aktarımı ve araştırma-geliştirme konularındaki kurumsallaşmanın geliştirilmesi özellikle önem kazanmaktadır.

Örgün eğitim yanısıra sanayinin gereksinimlerine yönelik eğitim veren kurumlar ve programlar geliştirilmelidir. Çalışanlara yeni teknoloji kullanımı konusunda ve bec~ri geliştirme amaçlı eğitim olanakları , girişimcileri yeni gelişmelerden haberdar etmeye ve girişimçiliği özendirmeye yönelik programlar düzenlenmelidir. Bilgi aktarım merkezleri kurulmalı dır. Bu merkezler teknolojik bilgi yanısıra, ürün piyasalarının, yeni ürün modelleri ve teknolojilerinin derlenmesi, ürün ve hammadde fiatlarının sürekli olarak izlenmesi gibi işlevleri yüklenerek sürekli olarak sanayicilere bilgi sağlayabilir. Uzmanlaşma konusuna bağ l ı olarak tasarım merkezlerinin kurulması ve araştırma-geliştirme konusunda en azından ilk nüvenin oluşturulması ise yörenin gelecekte rekabet gücünün oluşması ve sürdürülmesi için gereklidir. Türkiye'de yukarıda değinilen konulardan bazıları için girişimler başlat ı lmış bulunmaktad ı r. Örneğin bilgi aktarımını da kolaylaştırması düşünülen "Ekonomik Kalkınma Ajansı" önerileri vardır ve bunlardan birinin lçel'de geliştirilmesi çalışmaları başlatılmıştır. Ancak bunların kamu kuruluşları tarafından oluşturulması düşü~ülmektedir. Dünya deneyimi bu tür " dışarıdan" sağlanan hizmetlerin yeterince kullanılamadığı , firmaların kendilerinin oluşturdukları ve finansmanını sağladıkları birimlerden ise çok daha fazla yararlanıldığ ı nı göstermektedir. Kaldı ki bu konuda uluslararası kuruluşlardan da finansman desteği bulmak olanaklıd ı r. 3. Üniversite- sanayi işbirliğinin geliştirilmesi Şu

anda çok yetersiz olan üniversite-sanayi işbirliğin in mutlaka artırılması ve lçel'de yerel bir üniversitenin bulunmasından yararlanılması gerekmektedir. Sadece projeler k9 psamında değil, üretimin her aşamasında ilişkilerin daha yaygınlaşması ve sıkılaştırılmasını sağlayacak programlar geliştirilmelidir. örneğin yüksek lisans ve doktora tezlerinin sanayicilerin önerileri de dikkate a lı narak tasarlanması ve yapılacak çalışmalara sanayicilerin finansman desteğinin sağlanması gibi en basit uygulamalardan başlayarak , sanayicinin üniversite araştırma olanaklarından yararlandırılması , ortak çalışm aların desteklenmesi gibi düzenlemeler yapılmalıdır. 4.

Yeni girişimlere büyük sanayi kuruluşları tarafından risk sermayesinin sağlanması

Özellikle büyük sanayi kuruluşl arının yeni girişimcileri desteklemesi ve kısıtlı da olsa belirli sermayeyi bir karşılık göstermeden almalarını sağlayacak kurumlaşman!n oluşturulması sanayi ortamının zenginleşmesi için büyük önem taşımaktadır.

246


5. Gi rişim c iler arası etkileşimi sağlayacak bir sosyal atmosferin ya ratılmasında giriş im ci l eri n öncülük etmesi Sanayileşme konusunda atılımın başlatılması için içel'deki mevcut toplumsal "lider"lerden yararlanılmalıdır. Pek çok çalışma öncü girişimciler ve sanayiciler arasında ilişki kuru l masını sağlayan kişilerin çok önemli olduğunu göstermektedir. U zmanlaşma alanı olarak belirlenen üretim kollarında ortaya çıkacak

lider firmalar ilginin belirli yönde odaklanmasını sağlayacaktır.

6. Yerel yönetimlerin (valilik ve belediye) sanayi a ltya pı s ı ve gerekli hizmetleri sağ l amada doğrudan

ve dol aylı olarak daha çok rol almalarının sağl anmas ı

Yukarıda sıralanan öneriler gerçekte bu yöredeki parçalılık , bütünleşememe ve bir konuda uzmanlık ve önderlik kapasitesinin yeterince oluşturulamamasının sıkıntılarını aşmaya yönelik ilk

düşüncelerden oluşmaktadır. izlenebileceği gibi yapılması gerekenler sadece üretimle sınırlı değildir. Sosyal, ekonomik ve kültürel pek çok projeyi de içinde taşımaktadır. En geneldeki amaç, bölgede kendi

kendine yönetim, yönetişim'in şağlanabilmesi için gerekli ortamın hazırlanması olmalıdır. Yapılan düzenlemeler lçel'in dış dünyanın yardımına gerek duymaksızın kendini geliştirebilmesi , rekabet gücünü artırabilmesi ve dünya ile ı.=.ıva ntajlı koşullarda eklemlenmesinin sağlanmasıdır. Bu amaca ulaşabilmek için yöreye yönelik yeni bir bakış açısının temelini oluşturacak yeni bir "bölgesel vizyon ve strateji" geliştirme çabası ilk adım olacaktır. Mersin'de başlatılan bu çerçevedeki girişimlerin kamu kuruluşları yanısıra, sivil toplum kuruluşlarını ve üretime yönelik yatırımları gerçekleştirecek girişimcileri, emeği ile üretime katılacak işgücünü ve dolaylı olarak etkilenecek kesimleri de içine alacak şekilde yaygınlaştırılması ve tüm toplum kesimlerinin katıldığı bir ortamın yaratılması çok önemlidir. lçel'in gelişmesini tüketimden çok üretime yönlendirmek uzun dönemde bu yörenin gelişmesini sürdürebilmesi için zorunludur.

247


KAYNAKLAR AMiN, A. ve N.THRIFT, 1992, "Neo-Marshallian nodes in global networks", lnternational Journal of Urban

and Regional Research, 16 (4) ,571-87 AMiN, A. -Ve A. MALMBERG, 1992, "Competing structural and institutional influences on geography of production in Europe" Environment and Planning A, 24, 401-416 AMiN, A. , 1989, "Flexible specialization and small firms in ltaly: myths and realities" Antipode, 21, 13-34 ASHEIM B.T., 1g95, "lndustrial Ôistricts as "Learning Regions : a .Condition tor Prosperity" , European Planning Studies , 4 , 4 , 379-397 BECATIINI G. , 1991. "The lndustrial District as a Creative Milieu" , in lndustrial Change and Regional

Development G. Benko and M. Dunford (Ed), (London: B~lhaven), 102-113 BECCATINI, G., 1989, "Sectors and/or districts: Some remarks on the conceptual foundations of industrial economics" ) Sma// Firms and lndustrial Districts in 7taly E. Goodman and J Barrıford (Editörler) (London; Routledge) & BECCATINI, G., 1'990, "The Marshallian industrial districts as a socio- economic notion" in F.Pyke, G.Beccatini and W .Sengerberger (Editörler) /ndustrial Districts and lnter-firm Cooperation in lta/y (Geneva: lnternational lnstitute tor Labour Studies) BRUSCO, S., 1982, "The Emilian model: productive decentralization and social integration" Cambridge Journal of Economics, 6, 167-184 BRUSCO, S., 1990, "T~e idea of industrial districts: lts genesis" in lndustrial Districts and Loca/ Economic Regeneration F. Pyke, W.Senberger (Editörler) (Geneva: lnternational lnstitute tor Labour Studies) CAPECCHI V., 1989. The lnf~rmal Economy and the development of Flexible Specialization in Emilia-Romagna in The lnformal Economy Studies in Adv.anced and Less Developed Countries A. Portes, M. Castells, L. A. Benton (Editörler) (Baltimore: John Hopkins University ·Press), 189-215. DIGIOVANNA, S., 1997, "1-ndustrial districts and regional economic development: A regulation approach" Regional Studies, 30, 4, 373-386 ERAYDIN, A., 1994, "Changing spatial distribution and structural characteristics of Turkish manufacturing industry" in Recent lndustrialization Experience of Turkey F . Şenses (Editör) (Greenwood:New York) 155-176 ERAYDIN , A. ,1998a, "From an underdeveloped region to a locality: The experience of . Çorum" (Dünya . Bankası için hazırlanan araştırma) ERAYDIN ,1998b, "Yeni sanayi odaklarının ortaya çıkmasında kamunun duzenleme ve destekleme biçimlerinin katkısı" , DPT-DIE ve Sermaye P i yasası Kurulu tarafından düzenlenen Denizli-Gaziantep: Yeni Sanayi Odakları Sempozyumu Ankara Eylül 1998 ERAYDIN, 1999, "Sanayinin Anadolu'ya yaygınlaşması ve son dönemde gelişen yeni sanayi odakları", 75 Yılda Çarklardan Çiplere (Tarih Vakfı: İ stanbul ) 257-278 FLORIDA, R.L. , 1995, Towards the learning region, Futures ,27,5,527-536 GOODMAN, E. ; BAMFORD,J. , 1989, Sma/1 Firms and lndustrial Oistricts in ltaly (London: Routledge) HARRISON, 8. , 1992, "lndustrial districts: old wine in new bottles? Regional Studies, 26 469-483

248


HASSINK, R., 1997, "What does_learning region mean for economic geography?" Paper presented at the Regional Studies Association "Regional Frontiers" EURRN European Conference, 20-23 September, Frankfurt (Oder) Germany JESSOP, 1998, "The concept of governance", lnternational Social Science Review MASSEY, D., P. QUINTAS ve D.WIELD, 1992, High-tech Fantasies (Routledge: London) MOULEART, F.,J. SYWENGEDUOW ve WILSON, "Spatial Responses to Fordist and Post-Fordist Accumulation and Regulation," Papers of the Regional Science Association, (1988), pp. 11-23 PARK, S. O., MARKUSEN, A., "Generalizing New lndustrial Districts - A Theoretical Agenda and an Application from a Nonwestern Economy'', 1995, Environment and Planning A, 27, 1, 81-104. PIORE, M., SABEL, C. F., 1984, The Second lnciustrial Divide (Basic Books: New York) PYKE F., SENBERGER, W, 1991, lndustrial Districts and Loca/ Economic Regeneration (Geneva: lnternational lnstitute tor Labour Studies) PYKE, F., G.BECCATINI ve W. SENBERGER, 1990, lndustrial Districts and lnterfirm Cooperation in ltaly (Geneva: lnternational lnstitute tor Labour Studies) RABELLOTTI, R., 1995, "Is There an lndustrial District Model - Footwear Districts in ltaly and Mexico Compared", World Development, 23, 1, 29-41. SABEL, C., 1989 "Flexible specialization and re-emergence of regional economies", in Reversing lndustrial Decline? P.Hirst ve J.Zeitlin (Editörler) (Berg: Oxford) SCHMITZ, H., 1990, "Small firms and flexible specialization in developing countries" Labor and Society, 15,3 SCHMITZ, H., MUSYCK, B., 1994, "lndustrial Districts . Developing-Countries", World Development, 22, 6, 889-910.

in

Europe

-

Policy

Lessons

tor

STORPER, M. 1990, "lndustrialization and the regional question in the third world: lessons of postimperialism, prospects of postFordism" lnternational Journal of Urban and Regional Research, 14 :3, 423-444

STORPER, M. 1993. "Regional worlds of production: Learning and innovation in the technology districts of France, ltaly and USA" Regional Studies, 27, 433-455 ZEITLIN, J., 1992, "lndustrial districts and local economic regeneration: Overview -and comment" " in Jndustrial Districts and Loca/ Economic Regeneration F.Pyke ve W.Senberger (Editörler)(Geneva: lnternational lnstitute tor Labour Studies)

NOTLAR Mersin Sanayi Odası Genel Sekreteri Doç.Dr. Ahmet Fazıl Özsoylu tarafından iletilen bilgi bölgesinde kurulmuş olan CITER (Emilia-Romagna Tekstil Bilgi Merkezi) özellikle örgü konfeksiyon konusunda uzmanlaşmış olup şu hizmetleri vermektedir. *Piyasa eğilimleri konusunda 6 aylık rapor hazırlamak (ülke içi ve dışında üretim, satışlar ve mal akımları) *Girdi fıatları ve kalitesi konusunda bilgi sağlamak *Sektörde kullanılan makineler, yeni gelişmeler hakkında bilgi sağlamak ve bu makinelerin hakkında bilgi sunmak Moda konusunda bilgi sağlamak, tüketici tercihleri konusunda büyük mağazalardan bilgi edinmek, farklı moda merkezlerinden katalog temin etmek. l

2 Emilia-Roınagna

icel.doc 1.9.1999

249


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

KENTSEL GELİŞİM VE YAKINSAMA SÜRECİ

Doç. Dr. Celal KÜÇÜKER - H.Ü.

24- 25 HAZİRAN 1999 MERSİN


Kentsel Yakınsama, Endüstriyel Bileşim ve Büyüme Performansı: Türkiye Örneği

Celal Küçüker

Hacettepe üniversitesi, iktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, iktisat Bölümü. Beytepe, Ankara.

253


1.Giriş

Karşılaştırmalı

kentsel gelişim süreçlerine bakıldığında kentsel ekonomilerde gözlemlenen büyüme ve değişkenliklerin nedenlerini aç ıklamaya yönelik çeşitli yaklaşımlar ileri sürüldüğü görülmektedir. Bunlardan birincisi, bölgesel büyümenin unsurlarını ortaya çıkartmaya çalışan geleneksel sapma-pay analizidir. (Garcia-Mila ve McGuire, 1993). ikinci yaklaşım , artan getiriler ve bilgi yayılma larını n, büyümenin motoru olduğunu ileri sürerek, dışsal ekonomiler ve çoklu-dengelerin etkilerini modellemeye çalışan coğrafi iktisat literatürüdür (Boddy, 1999; Feldman ve Audretsch, 1999; Glaeser, 1998; Martin, 1999; Martin ve Sunley, 1998). Üçüncü yaklaşım, büyümenin kaynak l arı üzerine yoğunlaşan ve büyüme muhasebesi anla mında toplam faktör verimliliğini temel alan ve yakınsama hipotezi veya teknolojik yakalama etkisi üzerine kurulan neoklasik büyüme modelleridir (Carlino ve Milis, 1996; De la Fuente, 1997; Rassekh , 1998; Sala-i Martin, 1996). Bu çalışmada , öne sürülen alternatif yaklaşımlardan ikisi olan yakınsama hipotezi ile sapma-pay analizi, yığılma ekonomilerine ait değişkenleri de içerecek bir biçimde genişletilerek uygulanmıştır. Çalışmada önce yakınsama literatürünün kentsel büyüme açısından ilgili olan boyutları incelenmiş, ölçümü konusunda geliştirilmiş olan metodoloji açıklanmış ve Türkiye uygulaması yapılmıştır. Daha sonra sapma-pay analizi açıklanmış ve ölçüm yöntemi verilmiştir. Bu yaklaşımın Türkiye uygulaması izJeyen kısımda sunulmuştur. oranlarındaki farklılıkların

Kentsel büyümenin standart kaynakları .arasında, toplam faktör verimliliği ile faktör birikimi veya bir deyişle teknik ilerleme ile göreli faktör büyümesi gösterilir. Büyümenin kaynakları , bütüncül bir üretim fonksiyonu, tam rekabet ve sabit getiri varsayımları altında üretim fonksiyonundaki kayma ile fonksiyon üzerindeki hareketin bir bileşimi olarak düştınülebilir. Bu anlamda toplam faktör verimliliğine karşılık gelen büyüme kaynağı da dört unsurdan oluşmaktadır. Birincisi teknik ilerlemedir. Teknik ilerleme en iyi pratiklerden oluşan üretim fonksiyonunun kendisinde meydana gelen değişmedir. Teknik ilerleme, işgücünden tasarruf eden, sermayeden tasarruf eden veya gelir dağılımını değiştirmemesi anlamında yansız (nötr) biçimlerde gerçekleşebilir.' Ayrıca bu teknik ilerleme dışsal veya yeni sermaye mallarında içerilmiş biçimlerde olabilir. başka

ikincisi teknik etkinlikte ortaya çıkan değişmelerdir. Teknik etkinlik artışı aslında bilinen teknolojilerin uygulanmasındaki performans yükselişidir. Başka bir deyişle en iyi pratik üretimın sınır noktalarından oluşan üretim fonksiyonunun üzerinde bulunmayan noktalarda, yaparak öğrenme, kurumsal v~ örgütsel gelişim (x etkinsizliği ) gibi nedenlerle sağlanan verimlilik artışıdır. Teknolojik bilgiye erişim , özünde teknik ilerlemenin yayılarak teknik etkinlik artışına yol açmas ı olarak değerlendirilirse, toplam faktör verimliliğinin bu iki alt unsurunun göreli ağırlığı gelişmiş ve az gelişmiş bölgelerde farklılıklar göstermektedir. Bu iki unsur genellikle Solow artığı olarak bilinir ve büyüme muhasebesinin temel amacıd ı r. Toplam faktör verimliliğinin üçüncü kaynağı, sektörler arası kaynak dağılımındaki değişmedir. Kaynakların düşük verimliliğe sahip olan tarımdan , sermaye emek oranı yüksek olan ve dolayısıyl a emek verimliliği yüksek olan sanayi sektörüne doğru yeniden dağılımı sonucunda toplam faktör verimlilıği artar. Bu mekanizma Kaldor'un ileri sürdüğü Verdoorn yasası ile ilgilidir (Fingleton ve McCombie, 1998) lşgücü verimliliğindeki büyüme oranının , toplam üretim büyüme oranına bağlı olduğunu ileri süren bu görüşe göre, endüstrileşme ile birlikte ara malları kullanımı artarken aynı zamanda sektörler arası girdi-çıktı ilişkileri bağlamında endüstriyel uzmanlaşma , pazar ve teknolojik bağlantılar artar. Böylece bir sektörde ortaya çıkan gelişme , etkilerinin tüm sektörlere yayılmasına yol açarken ekonominin genelinde üretim ve verimlilik artışlarının gerçekleşmesine neden olur. Ölçek ekonomileriyle ilgili olarak bu ilişkiyi gösteren Verdoorn katsayısına göre üretimdeki oransal bir artış, istihdamda ve işgücü verimliliğ in de yaklaşık olarak bunun yarısı kadar olan büyüklükte bir artışa yol açar. Verdoorn yasası bu anlamda, bir teknik ilerleme fonksiyonu 1

Nötr teknik ilerleme. marjinal teknik ikame oranı, sermaye-hasıla oranını ve adam başı çıktı oranının sabit olarak göre, Hicks-nötr, Harrod-nötr ve Solow-nötr tiplerde sınınandırılmaktadır.

varsayılmas ına

254


olarak yorumlanabilir. Yeni büyüme teorisinin terminolojisi kullanılırsa. çıktı artışı ile uyarılmış olan bu sonuç, aslında teknik değişimin önemli oranda içsel olduğunu gösterir. Çünkü endüstrinin büyümesinden dolayı ortaya çıkan avantaj birikimi sözkonusudur. Toplam faktör verimliliğinin bir başka unsuru dışsallıklar ve yığılma ekonomileridir (Beeson, 1992; Henderson ve Kuncoro, 1996). Sadece ölçek ekonomilerinden değil fakat coğrafi yakınlık içinde bulunmaktan dolayı ortaya çıkan bu dışsallıklar sonucunda maliyetler azaldığı için faktörlere daha yüksek ödeme yapılabilmektedir. Firmalar tarafından yüksek ücret ve kira ödemelerinin büyük kentsel birimlerde 2 yapılabilmesinin temel nedeni işte bu verimlilik kaynağıdır. 2. Kentsel

Yakınsama

ve

D ışsall ı kla r

Kentsel büyüme literatürü içinde, hem toplam faktör verimliliği hem de göreli faktör büyüme hızlarını belirleyerek, onları bu anlamda içselleştiren ekonomik faktörler üzerine ileri sürülen argümanlar, iki kategoride gruplandırılabilir: Birincisi konveks üretim teknolojileri ve fayda fonksiyonlarını gerektiren ve temel teori ile bağlantılı olan geleneksel ekonomik faktörlerdir. ikincisi ise nüfus ve endüstriye özgü yersel özellikleri içeren coğrafik üretim dışsallıkları veya yığılma ekonomileri ile ilişkili faktörlerdir (Bostic, Gans ve Stern, 1997). 2.1. Geleneksel Ekonomik Faktörler ve Kentsel Yakınsama

Ampirik büyüme literatüründe başlangıç hipotezi, bütüncül üretim fonksiyonu kavramıdır. Toplam çıktı ile fiziksel girdiler ve teknik bilgi arasında kararlı bir ilişkinin varlığı kabul edilir. Bu perspektif içinde çıktı veya gelirin büyüme hızının da, çeşitli üretken faktörlerin birikimi ve teknik ilerleme hızı ile bunların altında yatan tercihler ve teknoloji parametreleri, iktisat politikaları, toplumsal, siyasal ve demografik faktörler tarafından belirlendiği söylenebilir. Büyüme üzerine sürdürülen ampirik literatürde genel olarak iki yaklaşım gözlenmektedir. Bunlardan birincisi, geleneksel neoklasik teori doğrultusundaki "saf büyüme muhasebesi" olarak adlandırılan ve büyümenin kaynaklarını , çeşitli üretken girdilerin birikimini milli gelir içindeki göreli payları ile ağırlıklandırarak nicelleştirmeye ve ölçmeye çalışan yaklaşımdır (Felipe, 1999). ikinci yaklaşımda ise büyüme üzerinde etkili olabilecek farklı değişkenlerin etkisini istatiksel tekniklerle ölçmeye ve göstermeye yönelik Barro regresyonları yer alır (Atkins ve Boyd, 1998; Evans ve Pentecost, 1998; Gundlach, 1997; Magrini, 1999; Neven, 1995; Paci, 1997; Shu, 1999). Kısaca yakınsama denklemleri olarak bilinen bu kategoride formel büyüme teorisinden türetilen yapısal yakınsama denklemleri için uygulamalar gerçekleştirilir. Teorik büyüme literatüründe çok sayıda model olmasına karşın bunlar temelde, kişi başı gelir düzeyinde sürdürülebilir büyümenin olabilirliği ve ülkeler arası yakınsama sürecinin niteliği olmak üzere iki sorun üzerinde odaklanmıştır. Bu iki soruna ilişkin olarak teorik modellerin öngörüleri ise iki teknolojik 2

Toplam faktör verimliliğinin altında yatan bu mekanizmaların dışında başka argümanlar olmasına rağmen bunlar

kentsel gelişim araştırmaları tarafından belirleyici bulunmamıştır. Diğer taraftan büyümenin kategorik olarak ikinci kaynağı olan faktör birikimi, sermaye ve

işgücünün büyüme süreci tarafından belirlenir. Sermaye birikiminde

tasaffutıar dışsal olarak belirlenmiş, istihdam artış hızı da nüfusun doğal büyüme oranına eşit olarak varsayılmaktadır. Aslında göreli faktör büyümesinin mikroekonomik temelleri konusunda bir yandan içsel tasarruflara dayalı diğer

yandan da hane halkının dönemler arası fayda maksimizasyonuna dayalı Cass-Ramsey-Koopmans modeli ile insan sermayesi kavramına bağlı olarak gel iştirilen hane halkı optimal nüfus büyüklüğü ve nilfus artış hızı ile hem sermaye birikimi hem de

işgilcü artış hızı içselleştirilınektedir.

255


varsayıma bağlıdır. Birincisi, teknik bilgi veya teknolojik sermaye dahil olmak üzere yeniden üretilebilir girdilerdeki ölçeğe göre getirinin derecesi, diğeri ise teknik bilgiye erişimin kolaylığı üzerine yapılan varsayımlardır. Standart neoklasik modeldeki varsay ı mlar; sermayede azalan getiriler ile teknik bilginin kamusal mal olması yani varolan ortak teknolojiye serbestçe ulaşılabilir olması biçimindedir. Bu varsayımların kötümser ve iyimser olmak üzere iki analitik sonucu vardır. Birincisi, büyümenin olanaksız lı ğına ilişkindir. Varolan ortak teknolojide dışsal bir teknik ilerlerme olmazsa, azalan verimler nedeniyle birikim sürecinde sermayenin marjinal verimliliği azalacaktır. Buna bağlı olarak hem tasarruf eğilimi düşecek, hem de sermaye hasıla oranının artmasından dolayı yatırımların büyüme üzerindeki katkısı aza l acaktır. Bu koşullar altında büyüme sürecinin temposu giderek yavaşlayacak ve sonuçta durgun-durum dengesine ulaşıldığında büyüme tümüyle duracaktır. işte sürdürülebilir bir büyümenin olanaksızlığını belirten kötümser neoklasik sonuç budur. İyimser olan ikinci sonuç, ayn ı mantı k içerisinde fakat uzun dönemli bir perspektifle türetilen yakınsama olgusudur. Yoksul ülkelerin tasarruf yapma eğilimleri daha yüksek ve yatırımların büyüme üzerindeki etkisi daha büyük olduğundan, ülkeler a rası gelir dağılımındaki eşitsizlik ve gelir düzeyleri arasındaki açık giderek kapanacaktır. üstelik bu sonuç, faktör fiyatlarının eşitlenmesi teoremi gereği , dış ticaret ve faktör hareketlerinin varolduğu açı k ekonomi koşullarında daha süratli bir biçimde gerçekleşecektir. Diğer

taraftan sermayede azalan verimlere ek olarak, d ı şsa l teknik ilerleme nedeniyle gelişen teknolojik bilgiye serbest erişim varsayımları yapılırsa. iki analitik sonuçtan birincisi değişirke n, ikincisi aynen kalır. öncelikle durağan-durum dengeli büyüme yolunda kişi başı gelirin büyüme hızı artık, teknik ilerleme hızı kadardır. Dolayısıyla ortaya çıkan birinci sonuç, sürdürülebilir büyümenin olabilirliği üzerinedir. Yakınsama sürecine ilişkin olarak ileri sürülen teorik öngörü ise dışsal teknik ilerlemenin varlı ğından bağımsız bir biçimde geçerliğini aynen korur. Çünkü yakınsama sonucu için kamusal mal nitel iğindeki bilgi stokuna maliyetsiz erişim yeterlidir. 3 Ampirik düzeyde ise bu önermelerin aksine, bir yandan ortalama büyüme hızında yukarı d oğru bir trendin varlığı, diğer yandan da dünya gelir dağılımının evriminde görülen eşitsizlik eğilim i yeni ve alternatif teorik modellerin kurulmasına yol açmıştır. Artan getiriler ile teknik ilerlemenin belirleyicileri üzerinde ortaya çıkan içsel büyüme literatüründe, geleneksel neoklasik önermeler olan azalan büyüme oranları ile yakınsama sonuçları tersine çevrilmekte ve hızlanan büyümenin tarihsel deneyim ve artan eşitsizlik olgusuyla tutarlı olan öngörüler yapılmaktadı r. içsel büyüme modelleri insan sermayesi ve bilgi sermayesinin katılımıyla genişletilen girdilerin birikim sürecini içselleştirerek bir anlamda fiziksel sermaye, insan sermayesi (beceri) ve bilgi sermayesine (teknolojik ilerleme) yapılan yatırımların özel ve toplumsal fayda ve maliyetlerini araştırma gündemine alarak, bu birikim sürecinin mikroekonomik temellerini kurmaktadır (Caselli, Esquivel ve Lefort. 1996). Burada kilit konumundaki varsayım ölçek ekonomilerine ilişkindir. Eğer uzun dönemde yatırım oranı yani artışsa! sermaye-hasıla oranı sabit kalacaksa bu durumda, kendi çıkarlarını maksimize etmeye çalışan yatırımcıların getiri oranları için, sermaye stoğuna göre azalmayan verimler geçerli olmalıd ı r. Başka bir deyişle yeniden üretilebilir faktörlerdeki artan getiriler nedeniyle, yatırımların getirisi sermaye birikiminin artan bir fonksiyonudur. Bunun sonucunda büyüme hızı zaman içinde yatırım düzeyi ile birlikte artacaktır. Görüldüğü gibi bu sonuç kötümser neoklasik sonucun tam tersi yöndedir. Aynı şekilde pozitif büyüme oranlarının sonsuza dek sürdürülebilmesine olanak sağlayan bir başka faktör de azalan getirilere tabi olmadığı sürece, insan veya teknolojik sermayeye yatırım yapan özel girişimcinin kararıyla içsel bir biçimde 3

Yakınsama sürecine ilişkin alternatif bir açıklama ise, teknolojik olarak varolan dilzeyi yakalama veya yetişme etkisi

ile ilgilidir. Bir anlamda geri kalmLşlığın avantajı olarak nitelenebilecek olan bu hipoteze göre, düşük maliyetli teknolojiye taklit yoluyla ulaşabilme sonucunda yoksul ülkelerin daha hızlı gelişmesi olanaklıdır.

256


belirlenen teknik ilerlemedir. Çünkü bu konuda yayılma unsuru belirleyicidir. örneğin insan sermayesi üzerine kurulan Lucas-tipi modellerde bireylerin kendi becerilerini geliştirmek için gösterdikleri özel çaba ve etkinlikler, diğer çalışanlar ile fiziksel sermayenin verimliliği üzerinde olumlu etkiler yapmaktadır. Benzer şekilde teknolojik yenilikler üzerine kurulan Romer-tipi modellerde özel firmaların geçici bir süre için tekelci rant sağlamak amacıyla yenilikler yapması, aynı zamanda kamusal bilgi stokunun düzeyini arttıracaktır. Bu tür dışsallıkların varlığ ı, kaynak dağılımında piyasa mekanizmalarının optimal sonuçlar türetmesini engellemekte ve kamunun bu tür piyasa başarısızlıklarını düzeltmek için müdahalesine neden olmaktadır. Görüldüğü gibi ölçek ekonomilerinin varlığı , standart neoklasik öngörüler olan büyüme hızındaki azalma ve ülkeler arası yakınsama sonuçlarını ters yüz etmektedir. Yeniden üretilebilir faktörlerdeki artan getiriler ile yatırımların getirisi sermaye birikiminin artan bir fonksiyonu olmaktadır. Bunun sonucunda Romer-tipi modellerde büyüme hızı zaman içinde ve gelir düzeyi yükseldikçe artacaktır. içsel büyüme literatüründe büyüme oranları arasındaki farklı lı klar, uygulanan iktisat politikaları , faktör donanımı ve piyasa yapılarındaki farklılıklar ile açıklanmaktadır (Carre, 1997). Teknik ilerlemenin içselliği ile artan getiriler, tarihsel planda büyüme hızlarında düşme eğiliminin olmayışına bir açı klama getirdiği gibi, bu iki faktör aynı zamanda tarihsel ön koşulların veya başlangıç avantajlarının süreç içinde artarak bir çeşit kutuplaşma veya ıraksama süreci yaratmasıyla , yakınsamanın olmayışına da bir açıklama getirmektedir. Bu durum karşısında neoklasik yaklaşım iki açıdan geliştirilmiştir. Bunlardan birincisi, sermaye kavramının insan sermayesini de içerecek bir biçimde genişletilmesi, ikincisi ise yakınsama hipotezinin koşulsallık boyutunda yeniden tanımlanması olmuştur. Çünkü uzun dönem denge gelir düz~leri son analizde tasarruf oranları , işgücü artış hızı, teknik ilerleme hızı ile faktörlerin çıktı esneklikleri tarafından belirlenmektedir. Ülkeler arasında bu parametrelerin değerlerine ilişkin farklılık olduğu sürece, özellikle bir tek ve global durağan-durum dengesine doğru dengeli büyüme yolu üzerinde mutlak yakınsama yerine, çoklu ve yerel durağan-durum dengelerine doğru koşulsal bir yakınsama sürecinden sözetmek gerekecektir. Mutlak yakınsama hipotezi, uzun dönemde kişi başı gelirin başlangıç değerlerinden bağımsız olarak ülkeler arasında eşitlenmesini öngörür. Yakınsama hipotezinin bu güçlü biçimine göre, başlangıçta düşük sermaye birikim düzeyine sahip olan ülkelerin büyüme hızları yüksek sermaye birıkim düzeyindeki ülkelere kıyasla daha büyük olacaktır. Ortalamaya-geri dönüş anlamında başlangıç kişi baş ı gelir düzeyi ile büyüme hızı arasında güçlü bir negatif ilişki koşulsuz ~-yakınsaması olarak adlandırılır. 4 Başka bir deyişle geleneksel Solow-Swan modelinde büyüme oranının, durağan-durum gelir düzeyine olan uzaklık ile pozitif bir ilişki içinde olduğu ileri sürülür. Ekonominin evrimini yöneten parametreler benzer olduğundan, başlangıç koşulları anlamında tarih önemli ve belirleyici değildir. Yakınsama

hipotezinin zayıf biçimine karşılık gelen koşulsal yakınsama hipotezinde, uzun dönem denge gelir düzeyini belirleyen temel parametrelerde benzer değerlere sahip olan ülkeler, kısacası benzer tercihlere, teknolojilere, nüfus artış hızlarına ve diğer makroekonomik temellere sahip olan ülkeler birbirlerine yakınlaşacaktır. Dolayısıyla tek ve global denge yerine çoklu-dengeler sistemi içinde göreli yakınsama süreci ortaya çıkacaktır. Gelir dağılımı içinde her bir ülkenin göreli konumu kendi durağan-durum dengesi doğrultusunda stabilize olacaktır. Koşulsal yakınsama sürecinde göreli gelir düzeylerinde öngörülen nihai stabilizasyon beklenecektir. Yakınsama klüplerinin varlığı ile uluslararası eşitsizli kler, neoklasik koşulsal yakınsama kavramı ile çelişmediği gibi aslında uyum içindedir Be"1ard ve Durlauf, 1996; Li, 1999). durağan-durum

Oysa Harro-Domar tipi büyüme modellerinde. kişi başı gelir düzeyinin büyüme hızı üzerinde hiçbir etkisi yoktur. bir deyimle büyüme hızının gelir düLcyinc karşı nötralitesi sözkonusudur. Çünkü modelde kullanılan üretim teknolojisi Leontief sabit katsayılı fonksiyondur ve bundan dolayı sermayenin azalan getirisi yerine sabit getirisi geçerlidir. Diğer Larafıan yine bu tür modellerde ıasarruf oranının ikili etkisi vardır: Düzey etkisi ve büyüme etkisi. Neo-klasik modelde ise hem sermayenin azalan verimi geçerlidir hem de tasarrufiarın büyüme etkisi yerine sadece düzey etkisi vardır. İşte tasarufların büyüme etkisi ile sermayenin sabit getirisinin ortak sonucunda Harrod-Domar modelinde yakınsama yerine ıraksama eğilimi içerilmiştir. Başka

257


Sonuç olarak yakınsama sorunsalı üzerinde gerek içsel büyüme modelleri gerekse de geliştirilmiş neoklasik dışsal büyüme modeli, ampirik düzeydeki stilize olguları açıklayabilmek amacıyla benzer öngörüler türetmektedir. Dolay ısıyla alternatif teoriler arasında karar verebilmek için sadece ortalama büyüme hızı ve gelir bozukluğuna ait verilerle sınama yapmak, "gözlemsel eşdeğerlik" nedeniyle yeterli değildir. Ama en azından başlangıç gelir düzeyi ile büyüme hızı arasındaki karşılıklı ilişkinin , diğer değişkenler kontrol edilerek, saptanması gerekir. Faktör fiyatları, verimlilik düzeyleri ve faktör kullanımının göreli büyüme üzerindeki etkileri konusunda neoklasik büyüme modelinin öngörüleri çok açık ve belirgindir. öncelikle kentler arası veya bölgeler arası serbest ticaret ve bilgi yayılmasının veri olduğu bir ülke ekonomisinde kentlerin başlangıç verimlilik düzeyi ile verimlilik artış hızı arasında yakınsama hipotezi gereği negatif bir ilişki vardır. Bu kısaca teknolojik yakalama argümanına göre ileri sürülen yakınsama hipotezidir. Benzer bir yakınsama hipotezi göreli faktör kullanımına yani sermaye-emek oranına bağlı olarak ileri sürülen argümandır. Bu kez faktör yoğunluğu tarafından uyarılm ış bir faktör akımı sözkonusudur. örneğin görece sermaye-yoğun olan kentler daha fazla işgücü çekerken, tersine görece emek-yoğun olan kentler daha fazla oranda sermaye akımlarına konu olmaktadır. Üstelik kentler-arası serbest ticaret bu akımları daha hızlandırarak faktör fiyatlarının göreli eşitlenmesini sağlamaktadır. Bu yakınsama hipotezinin altında azalan getiriler varsayımı bulunmaktadır. Buna göre kişi başı çıktının büyüme hızı ile kişi başı çıktı düzeyinin başlangıç dönemindeki değeri arasında negatif bir ilişki vardır. Bu bağlamda faktör fiyatları ile faktör birikimi arasında pozitif bir ilişki vardır. 2.2.

Dışsallıklar ve Yığılma

Ekonomileri

Coğrafi

iktisat (ekonomik coğrafya) alanında son yıllarda ön plana çıkan yeni akımlar içerisindeki ikinci araştırma programı , uzun dönem bölgesel büyüme ve yakınsama üzerinedir (Martin, 1999). Bu konuda özellikle neoklasik büyüme modelinin yeniden formülasyonu üzerinde geliştirilen yeni büyüme teorisinin etkisi önemli olmuştur. Bu bağlamda yeni büyüme teorisinin özellikle genişletilmiş ve içsel büyüme versiyonlarının araştırma gündeminde yer alan yakınsama , artan getiriler, dışsallıklar, tarihsel başlangıç koşulların etkisi, yol-bağımlı gelişme, tek.nolojik bilgi üretimi ve insan sermayesi konularındaki tartışmaların ekonomik coğrafya literatüründeki uzantısıdır. Kent ölçeğindeki coğrafi üretim dışsallıkları iki düzeyde incelenmektedir. Bunlar kentleşme ekonomileri ve yerelleşme ekonomileridir (Küçüker, 1998). Kentleşme ekonomileri kavram olarak toplam kentsel büyüklük ile heterojen ürün çeşitliliği sonucunda üretim maliyetlerinin azalması ve tüketim faydalarının artması anlamına geldiği için kentleşmenin verimlilik ve faktör büyümesi üzerinde pozitif bir etkisinin varlığı öngörülür. Yığılma

ekonomileri ile ortaya çıkan verimlilik artışının iki potansiyel etkisi vardır: Birincisi, düzey etkisi olarak bilinir. Buna göre üretim miktarı büyük kentlerde kişi başı gelir veya çıktı cinsinden daha yüksek düzeylerde gerçekleşir. ikincisi, kentler arası büyüme farklılıklarının açıklanmasında kullanılan büyüme etkisidir. Büyük kentlerdeki ölçek ekonomilerinin gücü yeterince büyük olursa sadece üretim düzeyi değil, fakat aynı zamanda bu üretim düzeyinin artış hızı da yüksek olacaktır. Doğal olarak böylesi bir sürecin gelişim örüntüsü " ıraksama" yönündeki bir kutuplaşma eğilimidir: Büyükler daha çok büyürken, kü~ükler daha da küçülecektir. Ölçek ekonomileri ve yığılma dışsallıkları yeterince güçlü değilse bu kez tersine bir gelişim örüntüsü ortaya çıkacak ve "yakınsama" süreci başlayacaktır. Bu durumda büyükler daha yavaş büyürken, küçükler daha hızlı bir büyüme performansı sergileyeceklerdir. Küçük kentlerde üretim ve verimlilik büyüme hızları daha büyük olacağından dolayı, kentler arası gelir dağılımındaki eşitsizlik ve hiyerarşik sistem uzun dönemde azalarak durağan-durum düzeyine doğru bir dengelenme eğilimine girecektir.

258


Diğer

taraftan dışsal ekonomi ve kentsel büyüme ilişkisinin dinamik versiyonu ise yenilikler, teknik ilerlemeler, bilgi yayılmaları ve artan getirilerle ilgilidir. Birim maliyetlerin düzeyi yerine, zaman içindeki azalma oranı ile bağlantılı olarak ileri sürülen Neo-Marshall'cı mekanizma, Marshall-Arrow-Romer (MAR) dışsall ıkları olarak betimlenen dinamik dışsal ekonomilerdir. Böylece kentsel alanlarda meydana gelen yığılma ekonomileri verimlilik artışına yol açarak "büyümenin motoru" işlevini görmektedir. Teknik ilerleme ve bilgi yayılımının incelendiği dinamik dışsallıklar literatüründe, kentsel ekonomik yapının endüstriyel uzmanlaşma veya çeşitlenmesine göre ve piyasa yapısının da rekabetçi veya tekelci olmasına göre, yerelleşme ve kentleşm e ekonomileri doğrultusundaki geleneksel ikili ayrım devam etmektedir. Bir yanda statik yerelleşme ekonomilerinnin dinamik uzantısı olan MAR dışsallıkları ve diğer yandan da statik kentleşme ekonomilerinin dinamik biçimi olan Jacobs dışsallıkları tanımlanmaktadır. Bu anlamda belirli bir endüstriye yapılan AR-GE yatırımları pozitif bilgi yayılımları yaratarak diğer endüstrilerin verimliliğini arttırıyorsa , büyük oranda AR-GE sektörüne sahip olan bir kentsel ekonominin hem verimlilik düzeyi hem de büyüme oranı yüksek olacaktır. Bu argümanın tersi de geçerlidir. Eğer bir kent AR-GE yatırımları çok düşük olan bir endüstride veya diğer endüstrilere transfer edilemeyen nitelikteki AR-GE yatırımlarında yoğunlaşmışsa, bu durumda büyüme oranı genel ortalamanın altında gerçekleşecektir. Sonuç olarak, ulusal ekonomi ölçeğindeki genel ortalamadan daha hızlı büyüme gösteren sektörler, aynı zamanda dinamik dışsallıklara sahip olan sektörler olduğuna göre, bunların önderliğinde diğer sektörlere doğru yayılan bir gelişim yolu ortaya çıkmaktadır. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde görece hızlı büyüme gösteren kentsel ekonomilerde, büyüme dinamiği yetersiz olan sektörler dinamik dışsallıklar ilişkisi içinde yeniden büyüme dalgası içine çekilmektedir. Optimum ürün çeşitliliği ve tekelci rekabet piyasalarına bağlı olarak geliştirilen Dixit-Stiglitz modeli çerçevesinde, tüketim için ticaret edilebilir mallar, konut ve arazi ile yerel ürünlerin çeşitliliği dikkate alınırsa, bu üçlü sınıflandırma içinde ticaret edilebilir mallar ile konut ve arazi için rekabetçi piyasalar, fakat farklılaştırılmış (çeşitlendirilmiş) yerel ürünlerde tekelci rekabet piyasalarının geçerliliği varsayıldığında , kentsel yaşamda yer alan hane halklarının faydası, hem yerel ürün miktarına hem de yerel ürün türlerinin sayısına doğru orantılıdır. Fakat bu ilişki doğrusal değildir. Kent ölçeği optimal büyüklük sınırını aştığı zaman, negatif yığılma ekonomilerinin etkisiyle firmaların yerseçimi süreci tersine dönmekte ve yenidenyerleşme eğilimleri başlamaktadır.

Aynı model çerçevesinde üretimdeki etkinlik ve verimlilik düzeyi de işgücü , arazi ve uzmanlaşmış yerel girdi kullanım miktarı ile olduğu gibi aynı zamanda uzmanlaşmış girdi türlerinin sayısı ile de doğru orantılı olarak değişmektedir. lşgücü ve arazi piyasalarında rekabet varsayımı ile uzmanlaşmış yerel girdi piyasalarında tekelci rekabet varsayımı doğrultusundaki standart neoklasik maksimizasyon analizlerine göre, farklılaştırılmış yerel girdi çeşidi ve miktarındaki artışlar sonucu üretimdeki verimlilik artacaktır. Bu bağlamda genel sonuç olarak öne sürülen hipotez şöy ledir: Tüketim mallarında ve üretim girdilerindeki çeşitlilik ve farklılıklar, bütün bireysel rekabetçi birimler ve firmalar normal karlar kazansa bile, dışsal ölçek ekonomileri yaratacaktır. 5 Kentleşme ölçeği ve çeşitliliğine ilişkin olarak ampirik çalışmalarda kullanılan değişken ,

toplam kent nüfusudur.

Yerelleşme ekonomileri tanım olarak,

belirli bir coğrafik alanda gerçekleştirilen endüstriyel faaliyetlerin firmalar için dışsal fakat endüstrinin tümü için içsel avantajlar olduğu için, endüstri-içi bilgi yayılımı sonucunda bir yandan verimlilik artışı sağlanırken, diğer yandan faktör birikimi hızlanmaktadır. Yerelleşme etkisi endüstriye özgü bir dışsallıktır. Yerelleşmen in derecesi, lokalize olmuş endüstrilerdeki Çünkü kent ölçeği ve işgücü miktarı, veri olan ikame esneklikleri çerçevesinde uzmanlaşmış yerel tüketim mallarının ve uzmanlaşmış yerel üretim girdilerinin sayısını belirleyecektir. Daha büyük bir kent, tüketim malları ve üretim girdilerinde daha büyük bir çeşitliliğe sahip olacaktır. Çeşitlilik ise hem fayda fonksiyonunu, hem de üretim fonksiyonunu olumlu yönde etkilediği için, büyük kentlerdeki üretim daha verimli olurken, tüketiciler de daha mutlu

5

olurlar. Bu sonuç, rekabetçi ve tekelci rekabetçi firmalar normal kar kazansa bile geçerlidir.

259


kentsel istihdamın göreli payı biçiminde tanımlanır. Yerelleşme derecesinin ölçümünde kullanılan yöntem iki aşamadan oluşur. Birinci aşamada belirli bir eşik-oranından (LOC) yüksek olan sektörler seçilirek Ak oluşturulur.

kümesi

L1a LOC1a = - k- -

r.,

Lı:. 1

k= I

Burada; k: kent sayısı , i: endüstri sayısı

ve L: istihdam düzeyidir.

ikinci aşamada, seçil miş olan sektörlerde çalışanların toplam kentsel istihdam içindeki pay ı bulunarak, her kent için yerelleşme ölçümünü gösteren LOCkt hesaplanır.

LOC =

*'

r.,[~ ]

ic/\

I. L1a

k= I

Bu oran

tanım

gereği

(O, 1)

aralığındadır:

(O< LOCkı< 1 ).

Diğer

uzmanlaşma

taraftan

veya

yoğunlaşma ise bir kentin toplam çıktı sın ı n , ne ölçüde bir veya yakın ilişki içinde bulunan birden fazla sayıdaki

sektörün

egemenliği altında olduğunun

uzmanlaşma kavramı ,

kentsel düzeyde bir

Kentsel ekonomik

yapın ı n

dışsallığına

Romer (MAR)

ölçüsüdür. Ekonomik

kavramd ı r

endüstriyel

göre, belirli bir

yapının

sektöre!

ve yerelleşme ölçüsünden

bileş i mi

coğrafik

bileşimini

gösteren

farklıdır.

konusunda öne sürülen tezlerden Marshall-Arrowalanda belirli bir endüstrinin artan

yoğunlaşmas ı ,

endüstri-içi bilgi yay ı lmasını kolaylaştırarak, verimlilik ve faktör büyüme hızını olumlu yönde etkiler. Ote yandan, Jacobs

dışsall ı ğında içerilmiş

kentsel ekonomik

yapıda, endüstriler-arası

ve bu nedenle de büyümeyi Jacobs

dışsallıkları

temelinde ortaya

olan argüman,

hızlandıracağ ını

dinamik

çeşitliliğe

d ı şsa llıklar

endüstrilerin dengeli biçimde temsil

tamamlayıcı

. anlamda ileri sürer.

ise endüstriyel

ç ı kan

farklı

denk

bilgi

Görüldüğ ü

düşmektedir.

yayılmalarının

gibi MAR

ed ild iğ i

daha etkili

bir

olacağını

dışsallıkları uzmanlaşmaya ,

Endüstriyel

uzmanlaşma

için ampirik literatürde önerilen ölçüt,

ve

düzeltilmiş

çeşitl i lik

Herfindahl

indeksidir. Buna göre t-tarihsel döneminde, bir kentin sektöre! yoğunlaşmasın ı n ölçüsü;

SPEC = ki

i[

i= I

2

L;, ]

Lki

i = 1, ...... , 1 biçiminde tanımlanabil i r. Bu ölçüt, uç durumlar olarak, tam çeşitliliğin sağlandığı dengeli dağılımda , sektör say ı sının tersi olan 1/1 ve tam uzmanlaşmanın gerçekleştiğ i dengesiz dağ ılı mda ise 1 değerlerin i alacaktır: (1/l<SPECk1<1 ). Herfindahl indeksinin değeri artarsa uzmanlaşma (yoğunlaşma) derecesi artmakta, azalırsa çeşitlilik (Jacobs dışsall ı ğı) derecesi artmaktadır.

260


2. 3. Türkiye

Uygulaması

Bu bölümde, Türkiye'de kentsel büyümenin kaynaklarının belirlenmesi ve bu çerçevede neoklasik yakınsama hipotezi ile dışsallıkların etkisinin ölçülmesi için regresyon analizleri gerçekleştirilmiştir. Kentler arası kişi başı çıktının büyüme hızının analizi, neoklasik büyüme modeli doğrultusunda göreli faktör büyümesi (sermaye emek oranı büyüme hızı), toplam faktör verimliliğinin büyümesi ve başlangıç dönemi kişi başı çıktı düzeyinin (yakınsama hipotezinin) etkilerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Burada toplam faktör verimliliğinin temel bileşenlerinin , dışsallıklar ve artan getirileri içeren coğrafık yığılma ekonomileri olduğu varsayılmıştır. Bu bağlamda yerelleşme, uzmanlaşma ve kentleşme ekonomilerine karşılık olarak yukarıda tanımlanan ölçütler kullanılmıştır. Tahmin edilen regresyon modeli şöyledir:

Burada değişkenlerin tanımı şöyledir: g\, : k. ıncı kentteki çalışan kişi başına reel katma değerin ortalama büyüme hızı gk1<1 : k. ıncı kentteki çalışan kişi başına sermaye stoğunun ortalama büyüme hızı Yko : k. ıncı kentteki başlangıç dönemi çalışan kişi başına reel katma değer POPkı : k. ınciıkentteki başlangıç dönemi toplam nüfusu LOCkı : k. ıncı kentteki başlangıç dönemi yerelleşme derecesi SPEC1<1 : k. ıncı kentteki başlangıç dönemi uzmanlaşma derecesi Eıct: Denklemin hata terimi: Eıct - N (O, crc). Modelde bağımlı değişken olarak, kentlerde (10+) işyeri bazında 1986-96 dönemi için imalat sanayıi ndeki toplam katma değerin, çalışan kişi başına ortalama yıllık büyüme hızı kullanılmıştır. Ortalama büyüme hızının belirlenmesinde 1987 yılı sabit fiyatlarıyla elde edilen reel katma değer verilerinin doğal logaritması kullanılmıştır.

Bağımsız değişkenler arasındaki

ilk terim göreli faktör birikimini gösteren kişi başı sermaye stoğunun büyüme hızı yine · aynı yöntemle bulunmuştur. Bu değişken standart neoklasik büyüme muhasebesindeki. geçiş dönemi dinamiğine karşılık gelen sermaye-emek oranının büyüme hızıdır. ikinci terim başlangıç dönemine ait logaritmik ölçekteki kişi başı reel katma değer düzeyidir ve yakınsama hipotezine karşılık gelmektedir. Üçüncü terim kent büyüklüğünün veya kent ölçeğinin etkisini gösteren toplam nüfus değ işkenidir. Dördüncü değişken yerelleşme ekonomilerinin etkisini temsil eden yerelleşme katsayısıdır. iki aşamada elde edilen bu değişken için eşik değeri LOC = %5 olarak varsayılmıştır. Sonuncu değişken endüstriyel çeşitlilik veya uzmanlaşmanın , başka bir deyimle dinamik kentleşme ekonomilerinin etkisini göstermek üzere kullanılan düzeltilmiş Herfındahl indeksidir. 1987-1996 dönemindeki imalat sanayii içindeki gıda-içki (31 ), tekstil (32), orman ürünleri (33 ), kağıt (34), kimya (35), taş-toprak (36), metal ana sanayi (37), metal eşya (38) ve diğer (39) alt dektörlerindeki katma değer, Kurulu Güç Kapasitesi, (10+) işyeri başına istihdam ve toplam nüfus verilerinin illere göre dağılımı kullanılmıştır. Ayrıca. kişi başı kamu yatırımları , teşvikler, ortalama eğitim süresi ve okullaşma verileri gibi baz ı sosyal ve ekonomik kontrol değişkenleri kullanılmıştır. Ortalama eğitim süresinin hesap lanmasında çalışma yaşı içinde bulunan işgücü için yapılan varsayımlar aşağıdaki tabloda verilmiştir.

261


Eğitim Durumu

Yıl

Okuma yazma bilmeyenler Mezun olmayan

ilkokul Ortaokul ve dengi Lise ve dengi Yüksek okul

O 2 5 8 11 15

Eğitim yıllarına karşılık gelen ağırlık katsayıları olarak, il bazındaki işgücü frekans değerleri kullanılmıştır. 6 inceleme döneminde idari açıdan değişmeler olduğundan il sayısı artmıştır. Bu açıdan verilerin için inceleme döneminin başlangıcındaki 67 il sayısı araştırmaya temel alınmış ve sonraki yıllarda il olan ilçelere ait veriler ise bunların önceleri mensubu bulundukları illere dağıtılmıştır. Veri kümesinin analizinde iki bağımlı değişken için doğrusal regresyon modeli kullanılmıştır. Birincisi kişi başı gelir için, diğeri ise kişi başı sermaye veya bir başka deyimle sermaye-emek oranı için gerçekleştirilmiştir. Aşağıdaki tabloda tahmin edilen doğrusal regresyon modelinin sonuçları verilmiştir. içsel

tutarlılığının sağlanabilmesi

Bağımlı

Kişi Başı Bağımsız Dei!işkenler

Kesişme

terimi : Sabit terim

Ki ş i başı

sermaye büyüme hızı : Faktör birikimi Kiş i başı reel katma değer (1987) Kişi başı

sermaye ( 1987)

Reel Katma Değer Büyüme Hızı 0.0061 (0.049) -0.032 (-0.243) -0.0009 (-1.863) ---

.

-1.029 E-09 (-0.109) Yerelleşme ekonomileri : LOC 0.0633 ( 1.727) Kentleşme ekonomileri : SPEC 0.0471 (2.686) * Parantez içindeki rakamlar t- istatistiklerini göstermektedir. Kentsel ölçek : Nüfus

Değişkenler Kişi Başı

Sermaye Büyüme Hızı -----

---

-0.003944 (-6.006) l.624 E-08 (2.773) -0.058 (-2.245) 0.0568 (3.556)

imalat sanayindeki kişi başı reel katma değerin büyüme hızının iller arası ndaki farklılaşmasının açıklanmasında kentsel ekonomi literatüründeki ampirik sonuçlara benzer sonuçlar elde edilmiştir. öncelikle yakınsama katsayısının işareti beklenen yönde ve negatif olarak çıkmıştır. Buna göre kentlerin kişi başı reel katma değeri arttıkça bu değişkenin büyüme hızı azalmaktadır. Bu ilişkinin istatistiksel olarak önemliliğin i gösteren p-değeri 0.068 dir. Başka bir deyimle bu katsayının %5 önemlilik düzeyinde sıfırdan farklı olmadığı hipotezi reddedilememekte fakat %10 için reddedilebilmektedir. Diğer

ve

kentleşme

taraftan coğrafık d ı şsallıklara ilişkin olarak ileri sürülen kentsel ölçek, yerelleşme ekonomileri ekonomilerinin katsay ı ları içinde kentsel büyüklüğü ölçen nüfus faktörünün işareti negatif ve

Örneğin çalışanlann ortalama eğitim süresinin Türkiye ortalaması 4.9 y ıldır. Buna karş ılık aynı değişken için A.B.D. 11 .8, Norveç 10.4, G.Kore 7 .8, Tayvan 7.O, Yunanistan 6.7 değerlerine sahiptir.

6

262


istatistiksel açıdan önemsiz çıkarken, diğerleri önemli çıkmıştır. Nüfus faktörüne ilişkin bu bulgu, endüstriyel yer seçiminde büyük kentlerden çevreye doğru yayılma ve yeniden-yerleşme eğilimine uygun gözükmektedir. Yerelleşme ekonomilerinin katsayısının pozitif işarette çıkmas ı , endüstri-içi bilgisel etki l eşimlerin verimliliği arttırdığını ve endüstrilerin belirli coğrafi alanlarda yığılmasının büyümeyi olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Bu anlamda firmaların yer seçiminde endüstriyel -coğrafi yakınlık önemli bir dışsallık kaynağı olarak gözükmektedir. Kentleşme ekonomilerini ölçmek üzere kullanılan endüstriyel uzmanlaşma-çeşitlilik faktörünü temsil eden Herfindahl indeksinin katsay ı sı pozitif yönde çıkmıştır. Buna göre endüstriyel uzmanlaşma (yoğunlaşma) arttıkça , kentsel büyüme hızlanmaktadır. Başka bir deyişle kentsel büyüme sürecinde dinamik MAR d ı şsallıkları etkili olmaktadır. ·Kentsel ekonomik yapının sektöre! bileşimi çeşitlendikçe bu dengeli dağılım büyümeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Kentlerin belirli endüstrilerde uzmanlaşmasının ve yoğunlaşmasının ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilemesi, bu tür olgunlaşm ı ş imalat sanayii sektörleri için Jacobs dışsallıkları anlamındaki kentleşme ekonomilerinin geçerli olmad ığın ı göstermektedir. Bunun yerine yerelleşme ekonomilerinin etkileri önemli ve belirleyici çıkmaktadır. As lı nda yerelleşme ekonomilerine ek olarak uzmanlaşma (yoğunlaşma) etkileri de aynı doğrultuda ve birbirlerini destekler nitelikte gözükmektedir. üstelik bir başka kentleşme ekonomisi göstergesi olan nüfus faktörünün de istatistiksel olarak anlamlı çıkmaması bu ortak sonucu desteklemektedir. Bu arada kişi başı katma değerin büyümesinde faktör birikiminin etkisi, teorik beklentinin tersine istatistiksel olarak anlamlı çıkmam ı ştır. Aynı

analiz bu kez kişi başı sermaye veya sermaye-emek oranının büyümesi açısından yürütüldüğünde , genel olarak benzer nitelikte sonuçlar elde edilmiştir. özellikle başlangıç dönemindeki sermaye-emek oranına ilişkin yakınsama katsayısı, istatistiksel olarak anlamlıdır. ilişkinin yönünü gösteren katsayın ın işareti ise negatif çıkmıştır. Bu sonuç neoklasik model doğrultusunda olan bir bulgudur ve yakınsama sürecine işaret etmektedir: Buna göre başlangıç dönemlerinde sermaye-emek oranı düşük olan kentler, azalan verimler nedeniyle diğerlerine göre daha hızlı bir büyüme performansı sergileyecektir. Sermaye-emek oranının büyümesine ilişkin yapılan regresyon analizi sonucunda, yığılma ekonomilerinin etkilerini gösteren her üç değişken de istatistiksel açıdan anlam l ı bulunmuştur. Kent ölçeği ve nüfus arttıkça tüketim olanaklarının çeşitlenmesi ve yerel talepteki yayılmalar sonucunda bunun büyüme oranına olan katkısı olumlu yöndedir. Diğer taraftan yerelleşme ekonomilerinin etkisini gösteren katsayının işareti negatif bulunmuştur. Buradan endüstrilerin belirli bi'r coğrafik alanda yığılmasının ortaya çıkardığı bilgi akımının, sermaye birikimini ters yönde etkilediği sonucu çıkmaktadır. Bu çerçevede elde edilen bulgu, nüfusun etkisi ile uyuşum içindedir. Aynı şekilde kentleşme ekonomileri kavramı içinde yer alan uzmanlaşma-çeşitlilik ölçüsünün işareti pozitif çıkmıştır. Buna göre sektöre! uzmanlaşma arttıkça, sermayeemek oranı veya göreli sermaye birikimi h ı zlanmaktad ı r. Bütün bunların dışında regresyon denklemlerinde kontrol değişkeni amacıyla kullanılan insan sermayesinin, kamu yatırımlarının ve teşviklerin, il bazında büyüme oranlarında farklılık yaratacak ölçüde etkilere sahip olmadıkları belirlenmiştir. Bu değişkenlerin yer aldığı alternatif fonksiyon biçimlerinde tahmin edilen katsayıların anlamlılığı yeterli çıkmamıştır.

3. Endüstriyel

Bileşim

ve Sapma - Pay Analizi

Karşılaştırma l ı

kentsel gelişim süreçlerine bakıldığında, bazı kentsel alanların hemen hemen birçok sektörde dengeli ve hızlı bir büyüme performansı sergilerken, diğer kentsel alanların ise bu gelişimin gerisinde kalarak, daha yavaş veya negatif büyüme sergiledikleri görülmektedir. Kentsel ekonomik büyüme oranı, kentlerin ekonomik yapıları içinde yer alan çeşitli sektörlerin büyüme oranlarının ağırlıklı bir ortalaması olarak tanımlanırsa, bu genel tanımlamanın altında birbirinden bağımsız olan sektörlerin değil

263


fakat karşılıklı bağımlılık ve etkileşim ilişkisi içinde bulunan sektörlerin ortak ve bileşik etkisinin varlığı ima edilmektedir.

Ekonomik yapı içerisindeki sektörlerin gelişimi dengeli ve eş oranlı bir örüntü yerine, dengesiz ve eşitsiz büyüme hızları tarafından türetilmektedir. Hızlı büyüme performansı sergileyen sektörler, kentin

genel ekonomik gelişimini etkileyerek ön plana çıkmakta ve büyüme sürecini sürüklemektedirler. Büyüme etkisinin aktarılması yoluyla diğer sektörlerin büyüme dalgası içine çekilmesinin açıklanmasında kullanılan yaklaşımlardan birisi olan geleneksel sapma-pay analizi ve bunun modern versiyonlarına göre iki aktarma mekanizması vardır. Birincisi, ekonomik yapının çeşitli düzeylerde karşılıklı bağımlılık içindeki sektörlerin birbirleriyle arz-talep ilişkisi içinde bulunmasıdır. Bir sektörde ortaya çıkan büyüme dinamiği, endüstriler arası girdi-çıktı ilişkileri temelinde diğer sektörlere doğru yayılarak, ekonominin tümü üzerinde etkili olmaktadır. Kentsel bir ekonomik yapıda göreli olarak büyük bir paya sahip olan bir endüstri, diğer faaliyet alanlarıyla yoğun bir karşılıklı bağımlılık ilişkisi içindeyse, burada ortaya çıkan bir büyüme dalgası diğer sektörlere doğru yayılma gösterecektir. Aynı şekilde bunun tersi bir süreç de ortaya çıkabilir. Gerileyen sektörlerin olumsuz etkilerinin yayılması sonucunda, bütüncül olarak kentsel gelişimin yavaşlaması ve böylece sürecin tersine-çevrilmesi gerçekleşebi lir. ikincisi, endüstrilerin yığılma ekonomileri potansiyeli ile ilgilidir. Bu çerçevede ileri sürülen açıklama , dışsallıklar üzerine kurulmuştur. Buna göre ekonomik faaliyetlerin coğrafi yakınlık içinde bulunarak belli bir alanda kümelenmesinin yarattığı dışsa l ekonomiler, üretimde uzmanlaşma, işbölümü ve verimlilik artışına yol açmaktadır. A.Smith'in klasik önermesi olan, "lşbölümü pazarın genişliği ile sınırlıdır" görüşünde öne sürülen pazarın genişliği, kentsel büyüklük ve taşıma maliyetleri tarafından sınırlandığı için, ölçek ekonomileri son tahlilde kentsel büyüklük ta rafından belirlenmektedir. Coğrafi yakınlık ve artan getiriler, merkezde birikme veya yığılma gücünün arka p l anındaki temel faktörlerdir. Belli bir endüstri içindeki firmaların belirli bir coğrafi alanda kümelenerek yoğu n laşması sonucunda maliyet azalmaları veya verimlili,k artışları biçiminde yı ğılma ekonomileri ortaya çıkıyorsa, bu durumda yine büyümenin aktarılması veya yay ı lması ortaya çıkacaktır. Yığılma ekonomileri ile ortaya çıkan verimlilik artışının iki potansiyel etkisi vardır: Birincisi, düzey etkisi olarak bilinir. Buna göre üretim miktarı büyük kentlerde kişi başı gelir veya çıktı cinsinden daha yüksek düzeylerde gerçekleşir. ikincisi, kentler arası büyüme farklılıklarının açıklanmasında kullanılan büyüme etkisidir. Büyük kentlerdeki ölçek ekonomilerinin gücü yeterince büyük olursa sadece üretim düzeyi değil , fakat aynı zamanda bu üretim düzeyinin artış hızı da yüksek olacaktır. Ulusal ekonomi ölçeğindeki genel ortalamadan daha hız lı büyüme gösteren sektörler, aynı zamanda dinamik dışsallıklara sahip olan sektörler olduğuna göre, bunların önderliğinde diğer sektörlere doğru yayılan bir gelişim yolu ortaya çıkmaktadır. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde görece hızlı büyüme gösteren kentsel ekonomilerde, büyüme dinamiği yetersiz olan sektörler dinamik dışsallıklar ilişkisi içinde yeniden büyüme dalgası içine çekilmektedir.

Kentsel gelişimde , rekabetçi konumu ortaya çıkarmak ve dinamik yığılma ekonomileri gösteren bu tür endüstrileri saptamak, özellikle büyümenin sürdürülmesi açısından oldukça önemli bir işleve sahiptir. Bölgesel gelişme literatüründe bu türden dinamik yığılma ekonomilerine ilişk i n kritik bilgilerin ortaya çıkarılmasında kullanılan araştırma tekniklerinden birisi olan geleneksel "sapma-pay" yönteminde, kentsel ekonomi içindeki belirli bir endüstride ortaya çıkan bir büyüme olgusu unsurlarına ayrıştırılarak , dinamik yığılma ekonomileri belirlenmeye çalışılır. ilgili değişken genellikle kentsel çıktı veya istihdam büyüme oranı olarak seçilir. Bu durumda belirli bir endüstrideki çıktı veya istihdam büyüme oranı ;

264


+ [!ıL; _!ıL] + [tıe; _!ıL; ] [ tıe; ] =[!ıL] L L. L L. e.l

I

e.l

l

biçiminde yazılabil ir. Burada; ei : Belirli bir kentsel ekonomi içindeki i-nci endüstrideki istihdam düzeyi Li: Ulusal ekonomi içindeki i-nci endüstrideki istihdam düzeyi L: Ulusal ekonomi içindeki toplam işgücü ve (6x/x): ilgilenilen değişkenin kesikli veri türü için artış hızıdır. Görüldüğü gibi yerel bir endüstrideki istihdam büyüme oranı üç unsurdan oluşmaktadır: Birinci ulusal ekonomi içindeki toplam istihdam artış hızını, ikinci kısım, ulusal düzeydeki makroekonomik genel büyüme ile sektöre! büyüme oranları arasındaki farkı, üçüncü kısım ise sektöre! büyümenin ulusal ve kısım ,

yerel düzeydeki

farkını

göstermektedir.

Yöntemin sapma-pay analizi olarak anılmasının nedeni, formülasyonda yer alan terimlerin anlam ı yla ilgilidir. Çünkü birinci terim temel olarak ulusal payı, ikinci ve üçüncü terimlerin toplamı ise ulusal büyüme oranına göre sapma veya kaymayı göstermektedir. Ayrıca temel paya göre sapma veya farklılığı gösteren terimler arasında yer alan son terim, yerel endüstrinin ulusal ve kentsel düzeydeki büyüme oranlarının doğrudan bir karşılaştırması olduğundan, "rekabetçi konum" veya "rekabetçi etki" olarak betimlenir. Burada dinamik yığılma ekonomilerine sahip olan yerel endüstrilerin belirlenmesinde önemli olan işte bu rekabetçi konumdur. Başka bir deyişle rekabetçi etki unsuru, ulusal büyüme ve endüstriyel bileşi m in etki leşi m inin arınd ı rılmasından veya kontrol edilmesinden sonra, büyümenin bölgesel/kentsel etkiye bağlı olan k ı smının belirlenmesine yöneliktir. Diğer taraftan geleneksel sapma-pay yönteminin geliştirilmiş versiyonunda kentsel ekonomi ölçeğindeki büyüme dalgasının arındırılması yoluyla rekabetçi konum düzeltmeye tabi tutulmuştur. Bu

amaçla formülasyona kent ekonomisinin genel büyüme hızı (6E / E) dahil edilmektedir.

Geliştiri lmiş versiyonda, karşılaştırma temeli anlamında yorumlanan pay terimine karşılık olarak kentsel

ekonominin büyüme hızı alınmış , diğerleri ise buna göre sapma veya kayma olarak tanımlanmıştır. Burada rekabetçi konum, kentsel büyüme hız ı nın etkisinin arındırılması amacıyla;

biçiminde yeniden tanımlanmıştır. Kent ekonomilerinin büyüme oranına ilişkin farklılıkların açıklanmasında kullanılan sapma-pay yaklaşımı , özellikle endüstriyel çeşitlilik-endüstriyel u z manlaşma tartışması ile ilgili literatürü kapsamaktadır. Çeşitli endüstrilerin göreli istihdam payları olarak tanımlanan endüstriyel bileşimin büyüme üzerindeki ilave etkisi incelenmektedir. Endüstriyel bileşimin etkisi, kent ekonomisi içinde endüstriler arası bağımlılık i lişkisin i n düzeyi ve bu konfıgürasyonun özgünlüğü , endüstrilere özgü yığılma ekonomileri veya

265


bilgi yayılma etkisinin farklılığı gibi faktörlere b~lıdır. Geleneksel sapma-pay analizindeki rekabetçi etkiye karşılık gelen "büyüme kalıntısı etkisi" nin burunmasında kullanılan endüstriyel bileşi m faktörü, aslında kentler arasındaki rekabetçi etkilerin açıklanmasında kullanılır. Endüstriyel bi leşim ve büyüme arasındaki bağlantı için önce kentlerin ve endüstrilerin log-doQrusal trend denklemleri yardımıyla dönemsel trend · büyüme oranları (~) bulunur.

1n

e/'

in E

= a / + /3 / t +

(t)

k (

t)

a

k

a

in L ; ( t)

+

+ f3

/3 J

k

e /' -(t)

t +

e

k

(t)

+ e; (t)

Burada; e/ (t) : t - zamanında , k-kentindeki i-inci endüstrinin istihdam düzeyi Ek (t) : t - zamanında, k-kentindeki istihdam düzeyi Lı (t) : t - zamanında ülke ekonomisinde i-inci endüstrinin istihdam düzeyi k = 1,2, ... ... , K kent sayıs ı i = 1,2, ........ ı endüstri sayısı ve t = 1,2,........ ,T dönem sayısını göstermektedir. Kent ekonomileri arasındaki büyüme performanslarının farklılığına ilişkin olarak endüstriyel bileşim faktörünü açıklayıcı bir değişken olarak kullanan hipotezin mantığı oldukça açıktır: Ulusal düzeyde hızlı büyüme gösteren sektörlerde yoğunlaşmış olan kentler, görece daha hızlı büyüyecektir. Benzer şekilde yavaş gelişen veya gelişmeyen sektörlerde uzmanlaşmış olan kentler ise tersine bir gelişim göstereceklerdir. Bu durumda endüstriyel bileşim ile ulusal endüstriyel büyüme davranışlarının kontrol edilmesinden sonra geriye kalan kısmın yani büyüme kalıntısının bulunması önem kazanmaktadır. Ulusal endüstriyel büyüme ile kentsel endüstriyel bileşimden arındırılan net kentsel büyüme olgusu veya "kentsel büyüme kalıntısı " için önerilen formül; I

I

I

LG/ e: ( l) - LG;e: (1) = L (c;ı - G;~ : (l)

_i=_l _ _ __

I

ı_' = I_

_

_

i=I

I

I,G/ e;l(l)

I,Gte:( I)

i =I

i=I

1

k = 1,2, .. ....., K biçimindedir. Burada; G;k = exp (~;k T): k-kentindeki i-inci endüstrinin brüt büyüme oranını G; = exp (~; T) : i-inci endüstrinin ulusal düzeydeki brüt büyüme oranını Gk = exp (~kT): k-kentindeki toplam istihdamın brüt büyüme oranını göstermektedir. Formülasyondaki birinci terim k-kenti için dönem sonundaki toplam fiili istihdam düzeyinin bir tahminidir. Görüldüğü gibi kentsel büyüme kalıntısı son tahlilde çeşitli endüstrilerin büyüme oranlarının ağırlıklı bir ortalaması üzerine kurulmuştur. Buradaki ağırlıklar, endüstrideki istihdamın toplam istihdam içindeki göreli payını gösteren endüstriyel bileşim faktörleridir. Endüstrilerin başlangıç dönemindeki değerleri (et). kendi brüt trend büyüme oranı (G,k) ile dönem sonu değerine yükseltilmekte ve bunların

266


toplamının bulunmasıyla da, kentsel düzeydeki toplam fiili istihdam düzeyi tahmin edilmektedir. ikinci terim aym işlemi bu kez her sektörün ulusal düzeydeki büyüme oranını kullanarak gerçekleşti rmektedir. Bu anlamda ikinci terim, geleneksel sapma-pay yöntemindeki ulusal büyüme oranı ile endüstriyel bileşim unsurunun toplamına karşılık gelmektedir. Son aşamada , büyüme kalıntısını elde etmek amacıyla toplam istihdamın tahmin edilen değeri, bölüm terimi yerine kullanılmaktadır. Bu anlamda kentin büyüme kalıntısı, gerçekleşen büyüme ile beklenen büyüme arasındaki farkın bir ölçümü olarak gözükmektedir. Kentsel büyüme kalıntısı , sapma-pay literatüründeki rekabetçi konum terimine benzemektedir. Farklı olan tarafı , büyüme oranlarının trend denklemleriyle bulunması sonucu sadece bir endüstri için değil fakat bütün endüstriler için toplu olarak elde edilmesi ve yüzde biçiminde sunulmasıdır.

bu durumda kentsel ve ulusal endüstri büyüme oranları birbirine eşit olduğu için, kentsel gelişimin genel ortalamadan sapmadığı sonucu çıkartılır. Büyüme kalıntı sının sayısal değeri sıfırdan büyükse, yerel ekonomik yapı içindeki bazı endüstriler, ülke ölçeğ indekine göre daha fazla büyüdüğü için, kentin gelişiminin genel ortalamanın üzerinde kaldığı sonucu çıkartıl ı r. Büyüme kalıntısının sayısal değeri sıfırdan küçükse, bu kez durum tersinedir. Eğer beklenen ulusal ortalama oranında bir büyüme gerçekleşti rilebilseydi , bu durumda elde edilecek olan düzeye göre, kentin mevcut istihdam düzeyinin, büyüme kalıntısının sayısal değeri oranında küçük gerçekleştiği sonucu çıkartılır. Bu çerçevede analize kentlerin büyüme hızı katılır. Eğer kentse1 düzeyde toplam istihdamın brüt büyüme hızı (Gk) ile bulunan gelişme, kentsel büyüme kalıntıları ile karşılaştırıldığında yakın bir ilişki çıkıyorsa , bu durumda hızl ı büyüme gösteren kentlerin aynı zamanda beklenen ulusal ortalamadan daha hızlı bir gelişim gösterdiği ileri sürülebilir. Bu sonucun altında ise hızlı büyümeyi sürükleyen önder sektörlerin performansı bulunmaktadır. Çünkü kentsel büyüme oranı , sektörlerin ulusal büyüme oranlarının ağırlı kl ı bir ortalaması değ i ldir. Burada ağırlık l ar daha önceden belirtilen istihdamın göreli payları yani endüstriyel bileşim faktörleridir. Başka bir anlatımla kentsel büyüme ülke düzeyindeki milli gelir büyümesinin daha küçük ölçekteki bir tekrarı değildir. Büyüme

kalıntısının sayısal değeri sıfırsa,

özetle kentler arası büyüme oran ları farklılıklarının açıklanmasında bu literatürün öne sürdüğü hipotez şöy l edir: Kentsel ekonomik yapı içindeki sektörlerin başlangıç endüstriyel bileşimleri veri iken, ulusal ölçekteki sektöre! büyüme hızlarında gelişmesi durumunda beklenecek olan sonuç ile, uygulamada her kentin gerçekleştirdiği büyüme oranı arasında farkl ı lığın olmamas ı gerekir. Bu durumda geriye açıklanmayan bir değişim kalmadığı için kentsel büyüme kalıntısının sıfır olması beklenir. Eğer kentsel büyüme oranları arasındaki farklılıklar, endüstriyel bileşim ve ulusal sektöre! büyüme hızları arasındaki farklılıklar ile açıklan ı yorsa , bu durumda kent ekonomileri ulusal ekonomilerin tipik bir yansıması veya minyatürüdür. Bu anlamda kent ekonomilerinin büyüme oranları ulusal ölçekteki sektöre! büyüme hızlarının ağırlıklı bir ortalamasıdır ve ağırlıklar sektörlerin başlangıç paylarına karşılık gelen endüstriyel bileşim faktörleridir. Buna göre;

I

c* = I s;* ci i= I

modeli geçerlidir. Burada;

Gk : Kentsel ekonominin brüt büyüme oranı

st : Kentsel ekonomi içindeki sektöre! payları gösteren endüstriyel bileşim faktörü G;: Ulusal ölçekte sektöre! büyüme

hızlarıdır.

267


Diğer

taraftan büyüme kalıntısı analizinin temel argümanı , bu modelin eleştirisi üzerine kurulmuştur. Gerçekteki büyüme kalıntılarının beklenen değer olan sıfırdan farklı olarak pozitif veya negatif değerlerde çıkması , kent ekonomilerinin gözlemlenen büyüme davranışlarının sadece ulusal ölçekteki sektöre! büyüme oranları ve endüstriyel bileşimlerinin kontrol edilmesi ile açıklanamayacağ ı n ı gösterir. Bu iki faktörün etkisi dikkate alınsa bile sonuçta büyüme farklılıkları kalacaktır. Büyüme kalıntısı analizinin alternatif hipotezi şöyledir: Ulusal düzeyde görece hızlı büyüme gösteren sektörlerde istihdam veya üretim açısından daha fazla yoğunlaşan kentlerin büyüme hızları diğerlerine göre daha yüksektir. Bu anlamda kent ekonomileri ulusal ölçeğin bir yansıması veya minyatürü değildir. Başlangıç endüstriyel bileşim değerlerini , gelecekte büyüme potansiyeli olan sektörlere doğru kaydırabilen kentler (ortalama endüstriyel bileşim değerleri ) daha hızlı büyüme performansı sergilerler.

3. 1. Türkiye

Uygulaması.

Türkiye'de illere göre büyüme kalıntısı 1987-1996 dönemi için ve imalat sanayiindeki 31-39 numaralı sektörler düzeyinde hesap l anmıştır. Büyüme kalıntısında kullanılan 1O+ düzeyindeki istihdam değişkenin trend regresyon yoluyla bulunan oransal büyüme oranlarının illere göre dağı lı mı şöyledir:

İller Adana Adıyaman

Afyon Ağ rı

Amasya Ankara Antalya Artvin Aydın

Balıkes ir

Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa ~anakkale Çankırı

Çorum Denizli Diya rbakır

Edirne Elazığ

Erzincan Erzurum Es kişeh ir

Gaziantep Giresun

31

32

33

34

35

36

37

38

39

Cıda

Tekstil

Orman

Ka ğıt

Kimya

Toprak

Metal

Makina

Diğer

-0,04 0. 11 0, 12 0,00 0,03 0,07 -0,01

0,04

0,02

0,00

-0.03

-0.03

0,01

-0,01 -0,20 -0,02 0,29 0,08 0,00

-0,02 0,17

-0,04 0.05 -O.Ol. -0,04 -0,04 -0,04 -0,03 -0,04 0,01 0,05 -0,02 -0,03 -0,07 0,05 -0,02 0,02 0,00 0,07 O, 16 0,02 -0,05 0,03 -0,03 -0,04 -0,05 -0,01 -0,03 0,02

-0,03 -0,08 -0,04 0,00 0,04 0,07 0,04 0,34 -0, 10 0,43 0,15 -0,04 0,00 0,08 -0,23 -0,02 0,05 -0, 10

-0,03 0, 11 0,12 0, 14 -0, 10 -0, 10 -0,10 0,00

-0, 13 -0,02 -0,03

-0, 14 -0,01 0,03 0,09 0,04 -0,03 0,27

-0,36

0,03

0, 11 -0, 10

0,01 0,04 0, 17 0,03 0,04 0,00 0,24 0,00 -0,10 -0,01 O, 12 0,09

O, 1l

O,JO 0,04 0,06 -0, 10 -0,07

0,06 0,03 0, 10 0,04

0,10 0, 13 -0,08

268

-0,02 -O.Ol 0,04 -0,10 -0,06 -0,01 0,03 0,00 -0,05 0,01

-0,01 0, 10 -0,07 -0, 12 0,07 0,00 0,03 -0,02 0,1 9 -0,05 -0,07 -0,08 -0,07 -0,01 -0, 10

-0,1 3

-0,06 0,07 -0, 10 -0, 10 0,04 0,09

O, 14 0,00 0,01

O, l l 0,02

0,02 -0,10 -0,10 -0,31 0,11 0,10

0,00 0,06 0,01 0,07 -0,02 -0,01 0,05 0,03 0,05 0,00 -0, 10 0,01 0,06 0,04 -0,0l 0,3 1 0,15 -0, 12 -0,03 0,02 0,07 -0,07 -0,05 0,02 0,00 -0,02

-0.06

0,09

-0,21

0,06 -0, 10


Gümüşhane

Hakkari Hatay Isparta içeı

İstanbul İzmir

Kars Kastamonu Kayseri Kırklareli Kırşehir

Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa K.Maraş

Mardin Muğla Muş Nevşehir

Niğde

Ordu Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Tekirdağ

Tokat Trabzon Tunceli Ş.Urfa Uşak

Van Yozgat Zonguldak

0,07 -0,04 -0,05 0,02 0,05 -0,04 -0,0l 0,03 -0,05 -0,06 0,00 -0,07 0,05 0,02 -0,03 -0,01 0,09 -0,01 -0, 12 -0,12 -0,03 0,03 -0,02 0,04 -0,06 -0,01 -0,07 -0,04 -0,08 -0,10 -0,01 0,01 -0,03 -0,04 -0,05 -0,03 0,12 -0,09 0,00

0,00 0,24 -0,04 0,04 -0,06 0,02 0,02 -0, 10 0,09 0,00 0,19 0,28 -0,09 -0,08 0,00 0,04 -0,06 0,10 0,08

-0, 13 0,49 -0,08

0,00 -0,02 -0,01 0,01 0,01 0,00 0,00 0,09 0,04

0,03 -0,04 -0,04 -0,30 0,14 0,00

-0,06 0,06 0,10 0,00 -0,06 0,02

-0,02

-0,08

-0,1 0 -0,02 0,05 -0,02 0,01

-0,07 -0,04 0,00 0,00 0,15 0,08

-0, 10 0,01 -0,03 0,05 -0, 11

-0,02 0,04 0,07 0,37 0,01

-0,22 -0,10 0,06 -0,03 -0,38

-0, 16 0,08 -0,08 0,25

-0,10 0,07 0,19 0,00

-0,10 0,08 0,04

0,15

0,01 -0, 16 -0,06 -0,03 0,03

-0,05 -0,06 -0,07 -0,06 0,01 -0,05

-0,04

O, lO

-0,10 -0,0 l 0,03 -0,09 -0,07 -0,07

0,10 0,33 0,20 -0,02 0,08 -0,06 -0,15 -0,03 0,20 0,00 -0, 10

0,46 0,01 0,05 -0,06 -0,03 0,02 0,10 0,00 0,12 0,00 0,09

0,08 0,12 -0,09

-0,07 -0,05 -0,0 1 0,32 0,04 -0,02 0,02 -0, 16 0,01 -0,02 -0,0 1 -0,05

0,06 -0,03 -0,04 0,00 0,37 0,26 0,00 0,00

0,00

0,00 0,17

0,01 -0,06

0,25 -0,37

-0,02 0,00 -0,05

-0,04

-0,04 0,06 -0,07 -0,05 -0,04

-0, 16 -0,06 -0,03

0,00 0,03 0,08

0,02 -0,05 0,02 -0,02 0,02 0,08 0,04 0,18 -0,04 -0,01 0,03 0,07 0,06 0,02 0,15 0,10

0,03 0,03

-0,10 0,06

-0,05 -0, 10

-0, 19 -0,02 0,00 0,06 0,02 -0,05

-0,02 0,05 0,00 -0, 10 -0,0l 0,01

-0,07 0,05 -0,07 0,01

-0,10

0,10

0,03 -0,34 0,00 -0,04

0,02 0,15

imalat sanayii içindeki sektörlere göre 10+ düzeyindeki oransal büyüme oranlarına bakıldığında bazı illerde artış, bazı illerde ise azalışlar görülmektedir. Sektör bazında büyüme oranlarının illere göre dağılımında

büyük bir değişkenlik sözkonusudur.

269


imalat sanayii içindeki sektörlerde en yüksek büyüme performansları gösteren iller şunlardır:

Sektörler

İller

31 - Gıda-İçki

Çorum

t6

. 32 -T~kstil-Dokurna

Çorum

43

33 - Orman-Mobi lya

Kayseri

49

Sakarya

19

Bilecik

27

Kayseri

46

37 - Metal

Bolu

14

38 - Metal-Maki na

Çankın

31

39 - Diğer İmalat

Zonguldak

15

34 -

Kağıt-Basım

35 - Kimya-Plastik 36 -

Taş-Toprak

%

Bu noktada imalat sanayii içindeki inceleme konusu olan sektörlerin dönem içinde trend-regresyon yoluyla bulunan büyüme oranları şöyledir:

Sektörler

Büyüme

or anı

31 - Gıda-İçki

-0.16

32 - Tekstil-Dokuma

0.24

33 - Orman-Mobilya

0,04

34 -

Kağıt-Basım

35 - Kimya-Plastik 36 -

Taş-Toprak

-0,07 -0,06 -0,26

37 - Metal

-0,45

38 - Metal-Maki na

-0,03

39 - Diğer İmalat

0, 18

Türkiye İmalat Sanyii

-0,02

Ülke ö l çeğinde tekstil, orman ürün feri ve diğer . imalat sanayii alt sektörlerinde istihdam artışı alanlarda tersine bir eğil i m ortaya çıkmıştır. Analize sadece imalat sanayii alınd ı ğı için ekonominin d iğer sektörleri arasında yer alan özellikle hizmetlerdeki istihdam değişim oran ları kapsam d ı şı

yaşan ı rken , diğer tutulmaktadır.

Tahmin edilen büyüme parametreleri ve sektöre! düzeydeki istihdam verilerinden elde edilen başlangıç dönemi endüstriyel bileşim değerleri veya istihdamın il bazında sektöre! dağıl ı m oranları ile kentlerin rekabetçi konumunu gösteren net büyüme oranları bulunmuştur. Karşılaştırma yapmak amacıyla kentsel toplam istihdamın değişimi yine tahmin edilen büyüme parametrelerinin kullanılması ile elde

270


edilm işti r. illerin kentsel ekonomik düzeydeki toplam istihdam artış oranı ile büyüme kalıntıları aşağıdaki tabloda verilmiştir:

İller

Adana Adıva man

Afvon Ai!rı

Amasya Ankara Antalya Artvin Avdın Balıkesir

Bilecik Bim!öl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı

Çorum Denizli Diyarbakır

Edirne Elazıi!

Erzincan Erzurum Eskiş ehir

Gaziantep Giresun Gümüşhane

Hakkari Hatay Isparta İçel İstanbul * Yeni illere ait

İl büyüme

İl büyüme

oranı

kalım tısı

-0,03 0,08 0,00 -0,05 -0.02 -0,02 -0,0l -0, 12 -0,01 0,01 0,03 -0,04 -0,08 0,01 0,02 0,03 -0,05 0,07 0,06 0,08 -0,04 0,02 -0,01 -0, 10 -0,05 -0,01 0,04 0,00 0,23 0,09 -0,04 -0,04 -0,03 -0,0l

-0,49 0,51 0, 13 -0,34 -0,21 -0,13 -0, 13 -0,77 -0,25 0, 19 0,29 -0, 18 -0,82 0, 15 0,26 0,23 -0,46 0,53 0,52 -0,41 0,57 0,08 0, 14 -1 ,81 -0,42 -0,02 0,27 0,14 O, l l -1,07 0,00 -0,56 -0,3 1 -0, 10

.. .

İl büyüme

İl büyüme

oranı

kalımtısı

0,01 0,08 -0,06 -0,01 0,02 0,06 0,10 -0,03 -0,01 -0,02 0,02 0,00 -0,01 -0,06 -0,03 -0,03 -0,02 0,03 -0,06 0,00 -0,05 -0,02 -0, 12 -0,02 -0,07 0,06 0,01 -0,04 -0,04 0,06 0,03 -0,05 -0,03

0,10 0,44 -0,71 0,00 0,20 0,54 -0,03 -0,21 0,05 -0, 11 0, 12 0, 10 0, 10 -0,64 -0, 14 -0,2 1 -0,33 0,34 -0,58 0, 10 -0,40 -0,10 -l ,95 -0,40 -0,90 0,39 0,26 -0,23 -0,22 0,35 0,27 -0,41 0,00

İller İzmir

Kars Kastamonu Kavseri Kırklareli Kırsehir

Kocaeli Konva Kütahva Malatya Manisa K.Maras Mardin Mui!la Mus Nevsehir Nii!de Ordu Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Tekirdae Tokat Trabzon Tunceli S.Urfa Usak Van Yozeat Zoneuldak

verıl er, süreklılığı sağlam ak amacıy la eskıden ılçe

olarak

bağ lı oldukları ı ll e rı n

verileri içine

dağıtı lmış lardır.

Büyüme kalıntısı ile kentsel kentsel büyüme oranları arasında yüksek bir korelasyonun daha önce ileri sürülen argümanı destekler yöndedir. Rekabetçi etkiye sahip olan sektörlerin göstermiş olduğu büyüme perform ansı sonucunda kentler arası büyüme farklılığı ortaya çıkmıştır. Bu açıdan bakıldığında kentsel büyüme ka lı ntısı en yüksek olan iller şu şekilde sıralanmaktadır:

271


İller

Büyüme

İller

Büyüme

Kalıntısı

1 - Denizli 2 - Kırklareli 3 -Çankm 4-Çorum

0.57 0.54 0.53 0.52 5 -Adıyaman 0.51 6-K.Maraş 0.44 ?-Tekirdağ 0.39 8 - Uşak 0.35 9 -0rdu 0.34 10-Bilecik 0.29 11 - Gaziantep 0.27 12- Van 0.27 13 -Bursa 0.26

Kalıntısı

14 -Tokat 0.26 15 -Burdur 0.26 16-Bursa 0.23 17 - Kayseri 0.20 18 - Balıkesir 0.19 19-Bolu 0.15 20- Elazığ 0.14 21 -Giresun 0.14 22-Afyon 0.13 23 -Gümüşhane O.11 24- İzmir 0.10 25 - İçel -0.3 l

Görüldüğü gibi özellikle Denizli, Kırklareli , Çankırı, Çorum, Adıyaman, K.Maraş, Tekirdağ , Uşak , Bilecik ve Gaziantep başta olmak üzere Türkiye literatüründe Anadolu Kaplanları olarak bilinen bazı illerin yer aldığı bu iller, en yüksek büyüme kalıntı faktörüne sahip olan illerdir. istihdamın sektöre! payı ile ağırlık landırılarak bulunan bu sonuçlara göre, bu illerin 1986 yılı başlangıç istihdam koşullarının aynı kalması ve her sektörün ulusal büyüme ortalaması ile gelişmesi varsayımı altında bulunan bu sonuçla, kentsel kalkınma politikaları açısından da önemli açılımlar içermektedir. Ulusal ortalama büyüme ile endüstriyel bileşim etkisinden arındırılarak bulunan pozitif değerdeki büyüme kalıntı sı, bu tür illerin dönem boyunca hızlı gelişen bazı sektörler tarafından çekildiğini göstermektedir. Aynı şekilde negatif değerler de varılan noktadaki istihdam düzeylerinin, eğer bu illerdeki imalat sanayii sektörlerinin ulusal ortalama büyüme hızı ile büyüseydi, bu durumda ortaya çıkması beklenen istihdam düzeyinden ne oranda düşük kaldığını göstermektedir. örneğin, İçel İline ait -0.56 değeri bu anlamda %56 oranında bir düşmeyi belirtmektedir. Büyüme kalıntısında en düşük değerlere sahip olan illerin sıralaması şu şekildedir:

İ1ler

Büyüme kalıntısı

1- Sinop 2-Erzincan 3 - Bitlis 4-Artvin 5 -Kars 6 - Muğla

7-Rize 8 - İçel • 9-Adana ]O-Erzurum

-1.91 -1.81 -0.82 -0.77 -0.7 I -0.64 -0.58 -0.56 -0.49 -0.42

Kentsel toplam istihdam

-0. 12 -0.10 -0.08 -0.12 -0.06 -0.06 -0.06 -0.04 -0.03 -0.05

Bu illerin büyüme hızları da negatif olduğu için ortaya çıkan sonuçlar, bu konuda ileri sürülen hipotezin simetrik olarak desteklenmesi anlamına gelmektedir. Başka bir anlatımla bu illerdeki küçülmenin

272


aslında,

sektöre! bazda çok daha düşük performans gösteren sektörlerde göreli olarak daha fazla yoğunlaşmış olması ile ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Görüldüğü

gibi imalat sanayiinde istihdam artışı ile ölçülmeye çalışılan kentsel büyüme analizinin büyüme kalıntısı literatüründeki ampirik sonuçlarla uyumludur. Diğer endüstri dalları ile karşılıklı bağlantı ve etkileşim içinde bulunan ve dönem içinde oldukça yavaş gelişen imalat sanayii üzerinde yüksek bir uzmanlaşmaya sahip olan kentlerin büyüme hızları beklenenden görece düşük çıkmıştır. Aynı şekilde hızlı gelişme gösteren sektörlerde yoğunlaşan kentler de beklenenden daha yüksek bir büyüme sonuçları,

sergilemişlerdir.

4. Sonuçlar

Bu çalışmada kentsel ve bölgesel gelişim literatüründe giderek önem ve yaygınlık kazanan ikisini, 1987-1996 dönemine ait Türkiye imalat sanayii verilerine uygulanmıştır. Bunlardan birincisi yakınsama ve yığılma ekonomilerine ilişkin hipotezlerin test edilmesi üzerinde odaklanmıştır. Bu uygulama sonucunda, ilgilenilen değişkenlerin başlangıç dönemindeki değerleri ile dönem içindeki büyüme performansları arasında negatif bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuç neoklasik yakınsama hipotezini destekler niteliktedir. Başka bir ampirik bulgu ise kentsel gelişmelerde yerelleşme ekonomileri ile uzmanlaşma etkilerinin önemli olduğunu göstermektedir. imalat sanayii içindeki endüstriler belirli kentlerde yerleşirse ve/veya kentlerin ekonomik yapılarının sektöre! bileşiminde uzmanlaşma artarsa, büyüme hızındaki farklıl aşmalar da artmaktadır. Başlangıç dönemindeki endüstriyel çeşitlenme daha sonraki dönemlerdeki büyüme performansları üzerinde belirleyici bir öneme sahip gözükmemektedir. yaklaş ı mlardan

Bu iki farklı yaklaşımın uygulamasının genel sonuçları birbiriyle uyum içinde gözükmektedir. Rekabetçi etkiye sahip olan ve hızlı büyüyen endüstrilerin yerleştiği kentlerde büyüme performansı belirgin biçimde artmaktad ı r. üstelik bu kentlerdeki ekonomik yapının bileşiminde bu rekabetçi endüstriler yoğun bir biçimde temsil ediliyorsa, başka bir deyişle bu endüstrilerdeki uzmanlaşma artıyorsa, büyüme hızı da yükselmektedir. İkinci uygulama ise endüstriyel bileşimin etkisi ve büyüme kalıntısı tahmin eden geleneksel sapmapay analizinin geliştirilmiş versiyonudur. Bu yöntemin uygulanması sonucunda büyüme kalıntısı ile kentsel büyüme oranları arasında güçlü bir ilişki saptanmıştır. Rekabetçi etkiye sahip olan sektörlerin sergilediği büyüme performansı, kentler arasındaki büyüme farklılığını ortaya çıkaran faktörlerden birisidir.

Bu çalışmanın ülkemizdeki kentsel gelişme politikaları açısından önemli uzantıları vardır. Bunlardan birincisi, rekabetçilik ve hızlı büyüme potansiyeli olan sektörlerin belirlenmesine ilişkindir. imalat sanayiinin tümü değil fakat göreli olarak hızlı büyüyen belirli sektörlerin yarattığı büyüme dalgasının etkisi büyük çıktığı için, bu özelliğe sahip olan sektörlerin belirlenmesi ve teşvik edilmesi önem kazanmaktadır. İkinci genel sonuç, yukarıda belirlenen sektörlerin dağınık bir biçimde değil fakat belirli coğrafi alanlarda kümelenmesinin yaratacağı potansiyel dışsal ekonomilerin etkilerine ilişkindir. Coğrafi dışsallıkların verimlilik ve faktör büyümesi üzerindeki etkilerinin önemli olması nedeniyle, endüstriyel yer seçimi politikaların ın bu doğru l tuda yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada ulaşılan üçüncü sonuç, nüfusun büyüme etkisinin önemsiz çıkması nedeniyle yer seçiminde yeniden-yerleşme eğilimi ile birlikte ele alındığında ekonomik gelişmenin alansal boyutu önem kazanmaktadır. Nüfusun yoğun olduğu alanlarda negatif dışsal ekonomilerin etkilerini göstermeye ve hatta egemen olmaya başladığı bilinmektedir. Bir başka deyişle nüfus ile büyüme arasında doğrusal bir ilişki değil, doğrusal olmayan bir ilişki gözükmektedir. Bu anlamda yerelleşme ekonomilerinin politika uzantısı ile birlikte ele alındığında, hem büyük kentlerde hem de az gelişmiş kentlerde gelişme temposu hızlanacaktır. Diğer taraftan endüstriyel uzmanlaşma faktörünün çok güçlü bir etkiye sahip olduğu belirlendiği için kentsel ekonomik yapılanmadaki sektöre! bileşim yeniden

273


yorumlanmalıdır. Kalkınma literatüründeki dengeli-dengesiz büyüme tartışmasının kentsel düzeydeki bir

yansıması olarak değerlendirildiğinde, sektöre! uzmanlaşmaya bağlı dengesiz bir büyüme sürecinin daha

fazla dışsal ekonomiler yaratarak endüstriler için artan getiriler kaynağı olduğu gözlenmektedir. Bu sonuç aynı zamanda dış ticaret teorisindeki faktör donanımı ve karşılaştırmalı üstünlüklere göre uzmanlaşma tezi ile tutarlıdır. Çünkü kent ekonomileri de son tahlilde ülke ekonomisi içindeki birer küçük açık ekonomilerdir. Bu nedenle kentlerdeki uzmanlaşma derecesi dünya ekonomisi içindeki ülke ekonomilerinin uzmanlaşma derecelerine göre daha fazladır. Uzmanlaşmadan ve ölçek ekonomilerinden tam olarak yararlanabilmek için kentsel büyüme politikalarında karşılaştırma.lı üstünlüklerin belirleyiciliği ön plana çıkmalıdır. Bu alanda daha sonra yapılacak çalışmalarda , geliştirilmesi gereken boyutlardan birincisi, imalat sanayii ile sınırlı olan kapsamın genişletilerek tarım ve hizmet sektörlerinin analize katılmasıdır. Bir başka önemli araştırma boyutu, sektöre! bütüncülük düzeyinin düşürülerek, analizin daha alt sektörler bazında detaylandırılmasıdır. Üçüncü bir nokta ise serbestlik derecesi veya verilerin dönemine ilişkindir. Çalışmanın zaman serisi verilerinin tutarlı bir biçimde ve mümkün olduğunca gerilere doğru götürülerek, güvenirliğin arttırılması

gerekmektedir.

274


Kaynakça Atkins, F., Boyd, D., 1998. Convergence and the Caribbean. lnternational Review of Applied Economics, 12 (3), 381-396. Beeson, P.E., 1992. Agglomeration economies and productivity growth, in E.S. Mills, J.F. McDonald (Eds.), Sou rces of Metropolitan Growth. New Brunswick, NJ: Rutgers University Press. Bernard, A.B., Durlauf, S.N., 1996. lnterpreting tests of convergence hypothesis. Journal of Econometrics, 71, 161-173. Boddy, M., 1999. Geographical economics and urban competitiveness: A critique. Urban Studies, 36, 811842. Bostic, R.W. , Gans, J.S. , Stern, S. , 1997. Urban productivity and factor growth in the late nineteenth century. Journal ot Urban Economics, 41, 38-55. Carlino, G.A., Milis, L., 1996. Testing neoclassical convergence in regional incomes and earnings. Regional Science and Urban Economics, 26, 565-590. Carre, M., 1997. European nominal and real convergence: Joint process or rival dynamics? Review ot lnternational Economics, Special Supplement, 77-91. Caselli, F., Esquivel, G., Lefort, F., 1996. Reopening the convergence debate: A new look at cross-country • growth empirics. Journal of Economic Growth, 1: 363-389. De la Fuente, A. , 1997. The empirics of growth and convergence: A selective review. Journal ot Economic Dynamics and Control, 21, 23-73. Evans, J.L., Pentecost, E.J. , 1998. Economic performance across the UK regions: Convergence or divergence? Environment and Planning C: Government and Policy, 16, 649-658. Feldman, M.P. , Audretsch, D.B., 1999. lnnovation in cities: science-based diversity, specialization and localized competition. European Economic Review, 43, 409-429. Felipe, J., 1999. Total factor productivity growth in East Asia: A critical survey. The Journal of Development Studies, 35 (4) , 1-41 . Fingleton, B., McCombie, J.S.L., 1998. lncreasing returns and economic growth: Some evidence for manufacturing from the European Union regions. Oxford Economic Papers, 50, 89-105. Garcia-Mila, T., McGuire, T.J. , 1993. lndustrial mix as a factor in the growth and variability of states' economies. Regional Science and Urban Economics, 23, 731-748. Glaeser, E.L., 1998, Are cities dying? Journal of Economic Perspectives, 12(2), 139-160. Gundlach, E. , 1997. Openness and economic growth in developing countries. Weltwirtschaftlich.es Archiv 133 (3), 479-496. Henderson, J.V., Kuncoro, A., 1996. lndustrial centralization in lndonesia. The World Bank Economic Review, 10, 513-540. Küçüker, C. , 1998. Kentsel büyüme dinamikleri, C. Küçüker (Ed.), Anadolu'da Hızla Sanayileşen Kentler: Denizli ôrne~i. Türkiye Ekonomi Kurumu, Ankara: imaj Yayınevi içinde. Li, Q ., 1999. Convergence clubs: Some turther evidence. Review of lnternational Economics, 7(1), 57-67. Magrini, S., 1999. The evaluation of income disparities among the regions of the European Union. Regional Science and Urban Economics, 29, 257-281. Martin, R., 1999. The new 'geographical turn' in economics: Some critical reflections. Cambridge Journal ot Economics, 23, 65-91 . Martin, R., Sunley, P ., 1998. Slow convergence? The new endogenous growth theory and regional development. Economic Geography, 201-227. Neven, o., 1995, Regional convergence in the European Community. Journal ot Common Market Studies, 33 (1), 47-65. Paci, R., 1997. More similar and less equal: Economic growth in the European regions. Weltwirtschaftliches Archiv 133 (4), 609-634. Qiugley, J.M., 1998. Urban div~rsity and economic growth. Journal of Economic Perspectives, 12, 127-138.

275


Rassekh, F., 1998, The convergence hypothesis: History, theory and evidence. Open Economies Review, 9, 85-105. Sala-i-Martin, X., 1996. Regional cohesion: Evidence and theories of regional growth and convergence. European Economics Review 40, 1325-1352. Shu , C., 1999. Financial developmentand inceme convergence: A non-parametric approach. The Manchester School Supplement, 66-87. Targetti, F., Foti , A. , 1997. Growth and productivity: A model of cumulative growth and catching up. Cambridge Journal of Economics, 21 , 27-43.

276


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

YEREL GELİŞME VE TEKNİK ETKİNLİK

Prof. Dr. Erol TAYMAZ- ODTÜ

24- 25 HAZİRAN 1999 MERSiN


Yerel Gelişme ve Teknik Etkinlik: lçel örneği

Erol Taymaz Ekonomi Bölümü Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ankara etaymaz@metu.edu.tr

Özet: Yerel ekonomik gelişmeyi belirleyen etkenlerin en önemlilerinden biri yerel üstünlüklerdir. Belirli bir bölgede üretim yapan işletmeler, o bölgeye özgü (coğrafi koşullar, yetişkin yerel işgücü , yerel altyapı , yerel teknolojik birikim, vb.) bazı etkenleri kullanarak rekabet gücü elde edebilmekte ve böylece o bölgenin ekonomik gelişimine katkıda bulunabilmektedir. Bu çalışmada, lçel ilinde üretim yapan işletmelerin, bölgesel konumlarından dolayı teknik etkinliklerinde bir farklılık olup/olmadığı a raştırılmıştır. Çalışmada örnek olarak bu ilin ekonomisinde önemli bir yeri olan ve yeterli gözleme sahip olduğumuz altı sanayii seçilmiştir. Bu sanayiler için stokastik üretim sınırı yöntemi kullanılarak 1987-97 döneminde içel'deki işletmel erin teknik etkinlik düzeyleri ölçülmüş ve Türkiye ortalaması ile karşılaştırılmıştır.

279


Yerel Gelişme ve Teknik Etkinlik: lçel örneği

1.

Giriş

Yerel ekonomik gelişmeyi belirleyen etkenlerin en önemlilerinden biri yerel üstünlüklerdir. Belirli bir bölgede üretim yapan işletmeler, o bölgeye özgü (coğrafi koşullar, yetişkin yerel işgücü, yerel altyapı , yerel teknolojik birikim, vb.) bazı etkenleri kullanarak rekabet gücü elde edebilmekte, bu rekabet gücü temelinde piyasa payını arttırarak büyümekte ve böylece o bölgenin ekonomik gelişimine katkıda bulunabilmektedir. Bu nedenle yerel üstünlüklerin belirlenmesi ve o bölgede üretim yapan işletmeleri n bu üstünlüklerden ne ölçüde yararlandığının tesbit edilmesi, bölgesel gelişme politikalarının oluşturulmasında

son derece önemlidir.

Bu çalışmada, İçel ilinde üretim yapan işletmelerin teknik etkinlik düzeyleri incelenmektedir. lçel'de faaliyet gösteren işletmelerin ekonomik performansının arkasında yatan etkenlerin belirlenmesi, hem bu bölgenin gelecekte nasıl yapılanacağı konusunda öngörüde bulunmamıza olanak kılacak , hem de diğer bölgelerin gelişimine yönelik politikaların oluşturulmasına yardımcı olacaktır. 1

Çalışmamızda

bu ilde faaliyet gösteren işletmelerin performansının Türkiye ile karşılaştırılmasında teknik etkinlik ölçütü kullanılmıştır. Teknik etkinliğin performans ölçütü olarak kullanılmasının iki nedeni vardır. ilk olarak, teknik etkinlik, bir işletmenin girdilerini ne kadar etkin kullanabildiğini göstermektedir. Teknolojik olarak daha başarılı olan işletmelerin teknik etkinlik düzeylerinin daha yüksek olması beklenebilir. Bu anlamda teknik etkinlik, işletmelerin teknolojik düzeyleri konusunda bir fikir verebilecektir. ikinci olarak, işletmelerin teknik etkinlik düzeylerindeki değişimler belirli bir dönem boyunca incelenebilir. Bu durumda işletmelerin rekabet güçlerini arttırmada teknolojik etkenlerin ne derece önemli olduğu, bu işletmelerin gelecekte rekabet güçlerini ne düzeyde geliştirebilecekleri görülmüş olur, çünkü uzun dönemde işletmeler rekabet güçlerini ancak kaynakları daha etkin kullanarak, yani yüksek teknik etkinlik düzeyine ulaşarak koruyabilirler. Teknik etkinlik ölçümünde stokastik üretim sınırı yöntemi kullanılmıştır (bu konuda daha önce için bkz. Taymaz (1997), Taymaz ve Saatçi (1997) ve Taymaz, Palas ve Saatçi (1998)). Stokastik üretim sınırları "sanayi" düzeyinde tahmin edildiği için bu çalışmada lçel için önemli olduğunu düşündüğümüz altı sanayi örnek olarak seçilmiş, bu sanayilere ait 1987-97 dönemi verileri kullanılarak tüm iş letmelerin teknik etkinlik düzeyleri tesbit edilmiş, bu tahminler temelinde lçel'de faaliyet gösteren işletmelerin ortalama teknik etkinlik düzeyleri ve teknik etkinlik düzeylerindeki değişmeler, Türkiye ortalaması ile karşılaştırılmıştır. yapılan çalışmalar

. Çalışma dört bölümden

oluşm·aktadır. Giriş

bölümünü izleyen ikinci bölümde yöntem ve kullanılan değişkenler tanımlanmaktadır. Çalışmanın üçüncü bölümünde tahmin sonuçları tartışılmakta ve lçel -Türkiye karşılaştırması yapılmaktadır. Dördüncü bölümde ise elde edilen önemli sonuçlar özetlenmekte ve bazı öneriler sunulmaktadır. 2. Teknik etkinlik düzeyinin ölçülmesi Teknik etkinliğin ölçülmesinde farklı yöntemler kullanılmaktadır. En yaygın olarak kullanılan yöntemler veri zarflama yöntemi (data envelopment analysis) ve stokastik üretim sınırı (stochastic production 1

Bu çalışma, daha önce Denizli ve Gaziantep illeri için yapılan bir çalışmanın (Taymaz, Palas ve Saatçi, 1998) benzeridir. Bu nedenle genel yorum ve yönteme ilişkin açıklamalar daha önce yaptığımız çalışmadan alınmıştır.

280


frontier) yöntemleridir. iki yöntemin de çeşitli üstünlükleri ve zayıf yanları bulunmaktadır. Veri zarflama yönteminin en önemli üstünlükleri, birden fazla çıktı olduğu durumlarda da kull anılabilmesi ve üretim sın ırının biçimine ilişkin belirli bir varsayım gerektirmemesidir. Buna karşın stokastik üretim sınırı ya klaşımında sadece bir çıktı kullanılmakta (birden fazla çıktı olduğu durumda çıktılar toplulaştırılarak kullanılmakta) ve üretim sınırına ilişkin belirli bir fonksiyonel form (genellikle Cobb-Douglas veya daha esnek bir form olan translog) varsayılmaktadır. Bu kısıtlarına karşın stokastik üretim sınırı yak laş ımı, sapma gösteren gözlemlerden daha az etkilenmekte ve istatistiksel analize uygun sonuçlar elde edilmesine olanak tanımaktadır. Kullanılan verilerde ölçme hataları olabi l eceği de göz önüne alınarak bu çalışmada stokastik üretim sınırı yöntemi kullanılmıştır. Stokastik üretim sınırı yaklaşımı bazı işletmelerin kaynakla rı etkin olarak kullanamadığı ge rçeğin i kabul eder. Bir başka deyişle , bazı işletmeler "en iyi teknoloji" tarafından tanımlanan üretim sın ırı nın altında üretim yapmaktadır. Bu anlamda stokastik üretim sınırı yaklaşımı, firmaların tüm üretim tekniklerin i bildiği ve karı ençoklaştıran tekniği kullandığını varsayan neo-klasik firma teorisinden

ayrılmaktadır .

Stokastik üretim sınırı yaklaşımı , veri girdi düzeyinde firmaların en fazla belirli bir miktarda çıktı varsayar. Firmaların üretim sınırı tarafı ndan tanımlanan düzeyde üretim yapamamasının iki nedeni vardır. İlk olarak, firma tarafından öngörülemeyen (üretim sürecinde beklenmedik sorunlar, girdi kalitesinde değişmeler, işçilerin çalışma temposundaki değişiklikler, vb. ) söz konusudur. İkinci olarak, firma tam etkin olarak çalışamadığı için beklenen en yüksek üretim düzeyinin altında kalabilir. Bu iki etken ve stokastik üretim sınırı , üretim sınırının formuna ilişkin belirli varsayımlar altında tahmin edilebilir. Yöntem , işletme düzeyinde girdi-çıktı verisine üretim sınırı uya rlan mas ına dayanmaktadır. Teknolojik değişme hızı , üretim sınırın ın kayma oranı ile ölçülmektedir. Tenik etkinlik düzeyi de, işletmenin gerçekleştirdiği çıktı düzeyi ile, mevcut girdileri kullanarak üretebileceğini

gerçekleşti rebileceği çıktı arasındaki oran olarak tanım lanmaktadır.

Bu çalışmada 1987-97 yıllarına ait işletme düzeyinde veri kullanılarak stokastik üretim sınırları dört sanayi için tahmin edilmişti r. Çalışmada üretim sınırı için esnek bir form olan translog fonksiyonu kullanılmıştır. Translog stokastik üretim sınırı aşağıdaki şekilde tanımlanabilir:

YJi

= a o + Lı a ;xift + a Tt + /3rrt + /3TJxift + Lı Lı /3;jxiftxifi + 81, 2

i

-

vJı

iSj

Bu denklemde y çıktı düzeyini, x; değişkenleri girdjleri göstermektedir. Girdi ve çıktı değişken lerinin logaritması al ı nmıştır.

t zaman

değişkenidir. f ve

t,

sırasıyla , işletme (f

= 1,... ,F)

ve gözlem zamanını (t = 1,... ,T) tanımlamaktadır. ive j girdileri endekslemektedir (i, j = L, R, E ve K; sı rasıyla , işgücü, ham madde, enerji ve sermaye). Hata terimlerinin, c, normal dağıldığı ve etkinlik teriminden, v , bağımsız olduğu varsayı[mıştır. v terimi işletmeye özgü teknik etkinsizlik düzeyini göstermektedir. modeli yanlı teknolojik değişmenin tanımlanmasına olanak sağlamaktadır. katsayısı pozitif (negatif) ise teknolojik değişme i girdisini daha fazla kullanma (tasarruf etme) yönünde gelişimektedir. Bütün PTı terimlerinin s ıfıra eşit olduğu durumda teknolojik deği şme tarafsızdı r. Bütün terimlerinin sıfıra eşit olduğu durumda ise fonksiyon Cobb-Douglas üretim Translog

stokastik

Pn

sınır

p

fonksiyonuna

dönüşmektedir.

Teknik etkinsizlik değişkenlerinin, Vtt, N(~. cr\) normal dağılımının negatif olmayan kısmı şeklinde ve bağımsız olarak dağıldığı varsayılmıştır. ~ terimi aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır.

281


m

µft = ôo + L, ôkZkft k=I

Bu denklemde z göstermektedir. Bu

oranı

değişkenleri işletmeye-özgü

değişkenler aşağıda ayrıntılı

olan ve teknik

etkinliği

belirleyen

değişkenleri

olarak tanımlanmıştır.

f işletmesinin t zamanındaki teknik etkinlik düzeyi, EFFıı, gerçekleşen üretimin potansiyel üretime ile ölçülmektedir. EFF = e·v. Çıktının

i girdisine göre ölçek esnekliği

aşağıdaki şekilde

11; = c)E(y)ldx; = a ; + L, /3ijxJ i"'

Ölçeğe göre getiri,

ise

ölçeğe

k =

göre artan getiri

+

2f3ux;

bulunabilir.

+

/3rJ

i

L lli şeklinde tanımlanır.

k=1 ise

ölçeğe

göre getiri sabit, k>1

vardır.

Teknolojik değişme hızı potansiyel üretimin zamana göre türevinin alınmasıyla bulunur:

RTP = c)E(y)/c)lnt = ar + 2/3rrt + Lf3nx; i

Çıktı esnekliği ve teknolojik değişme hızı girdi düzeyine bağlıdır. Bu nedenle stokastik üretim fonksiyonunun tahmin edilmesinde girdi ve çıktı değişkenleri logaritmik ortalamaya göre normalize edilmişlerdir. Bu çalışmada kullanılan teknolojik değişme hızları tüm girdilerin (geometrik) ortalaması düzeyinde ölçülen değerlerdir. Çıktı (Q), girdi değişkenlerinde olduğu gibi, fiziksel olarak veya değer cinsinden ölçülenilir. Bu çalışmada incelenen işletmeler genellikle birden fazla ürün ürettikleri için çıktı değişkeni değer olarak

(1987 fiyatlarıyla) ölçülmüştür.

Çıktı ,

satış

hasılatı

+ mamül mal stoklarındaki artış olarak

tanımlanmıştır.

Stokastik üretim sınırı tahmininde dört girdi kullanılmıştır: sermaye (K), işgücü (L), enerji (E) ve ham madde (R). "Sermaye" girdisi teorik olarak sermaye mallarının hizmetleri olarak tanımlanmaktadır. Sermaye hizmetleri ve sabit varlıkların yeniden edinim değerine ilişkin veri olmadığı için, sermaye girdisi için farklı değişkenlerin denenmesi zorunlu olmaktadır. Bu çalışmada 1987 fiyatları ile "amortisman" değeri sermaye değişkeni olarak kullanılmıştır. lşgücü değişkeni (L) üretimde çalışılan saat olarak ölçülmüştür. Enerji (E) 1987 fiyatlarıyla yakıt ve elektrik tüketim değeridir. Ham madde değişken i (R), girdi stoklarındaki değişimler de göz önüne alınarak hesaplanan, 1987 fıyatlarıyla girdi (ham madde, yardımcı malzemeler, paketleme malzemeleri, vb.) maliyeti değeridir. Stokastik üretim sınırı modeli, işletmeye özgü bazı değişkenlerin doğrusal fonksiyonu olan teknik etkinlik terimini içermektedir. Aşağıda belirtilen değişkenler, işletmeler arasında teknik etkinlik düzeyindeki farklılıkları açıklamak üzere modele konmuşlardır.

282


Büyüklük. İşletme büyüklüğü ile teknik etkinlik arasındaki ilişki üzerine çelişkili önermeler bu lunmaktadır. Bazı araştırmacılar,

küçük

işletmelerin

daha iyi

yönetilebileceiği

ve daha

yaratıcı

olabileceği için daha etkin çalışacağını söylemektedir. Buna karşın bazı araştırmacılar da büyük işletmeler, piyasayı

kontrol ederek ve işletme içinde üretim birimleri arasında denge sağlayarak etkinliği arttırabileceğini iddia etmektedir. Bu araştırmacılar ayrıca , etkin çalışan işletmelerin daha hızlı b üy üyeceğin i, bu nedenle büyüklük ve etkinlik arasında pozitif bir ilişki olacağını vurgulamaktadır. Bu çalı şmada , işletme büyüklüğünün teknik etkinlik üzerindeki etkisini ölçmek için çalışan kişi sayısını (logaritmik değerini) büyüklük ölçütü olarak kullandık. işletme büyüklüğü ile teknik etkinlik arasında pozitif bir ilişki varsa, "Büyüklük" değişkeninin katsayısı negatif olacaktı r . (Teknik etkinlik modelinde teknik etkinsizlik düzeyi açıklandığı için bir değişkenin katsayısının negatif olması , o değişken ile teknik etkinlik arasında pozitif bir ilişki oladuğunu gösterecektir.) Bölge: "Bölge", işletmenin bulunduğu bölgedeki diğer işletmelerin toplam üretiminin ülke üretimi

içindeki payıdı r. Bu değişken yoğunlaşma ve kentleşme dışsallıklarının teknik etkinlik üzerine etkisini ölçmek için modele

konmuştur.

Adi: "Adi", işyerinin hukuki konumunu gösteren kukla değişkenlerden biridir. lşyeri adi şirket ise

bu

değişken

1 değerini

almaktadır.

Anonim: Anonim, hukuki duruma ilişkin ikinci kukla değişkendir. Anonim, anonim şirket statüsündeki işyerleri için 1 değerini almaktadır. Bu değişkenler firmaların yasal konumlarının teknik etki nliğe bir etkisinin olup/olmadığını test etmek için modele konmuşlardır. Bu değişkenler, adi ve anonim şirketlerin etkinliğini , diğer şirket tiplerine göre (limited, kollektif, vb.) ölçmektedir. Vardiya : Bu değişken 2. ve 3. vardiyada çalışılan saatin toplam çalışılan saat içindeki oranı olarak tanımlanmıştır. Bu değişken birden çok vardiyada çalışmanın teknik etkinlik üzerindeki etkisini

ölçmek için modele

konulmuştur.

F-girdi ve F-üretim: F-girdi ve F-üretim değişkenleri , fason ilişkilerin etkisini görmek için modele konmuştur. "F-girdi" , fason olarak yaptırılan işlerin toplam girdi içindeki payını göstermektedir. "F-

üretim" ise diğer firmalara fason olarak yapılan işlerin satış hasılatı içindeki oranıdır. Sadece fason çalışan

firmalarda bu değişken 1 değerini almaktadır.

Reklam: Reklam harcamalarının toplam girdi içindeki payı olarak tanımlanan bu değişken firmanın reklam yoğunluğunu ölçmektedir. Bu değişken modele ürün özelliklerinin ve firmanın stratejik davranışının

teknik etkinlik üzerindeki etkisini ölçmek amacıyla konmuştur.

Özel ve Yabancı: Bu değişkenler, sırasıyla, özel ve yabancı şahıs ve kuruluşların firma sermayesi içindeki payı olarak tanımlanmıştır. özel değişkeni, firmanın sermayesinin tamamı yerli özel şahıs veya kuruluşlara ait olduğunda 1 değerini almaktadır. Bu değişkenler mülkiyet biçiminin etkisini ölçmek için kullanılmıştır. Bu değişkenler, modelde kullanıldıkları zaman, özel ve yabancı işletmelerin

devlet işletmelerine göre etkinliğini ölçmektedir. Teknoloji: "Teknoloji" teknoloji kaynağını gösteren bir kukla değişkendir. Firma lisans, know how anlaşması gibi herhangi bir yöntem ile yurtdışından teknoloji transfer etmiş ise bu değişken 1 değerini almaktadır. Yurt dışından elde edilen teknoloji işletmeye bir avantaj sağlıyorsa, teknoloji transfer eden firmaların

daha etkin olması beklenir.

283


Ücret:Teknik etkinlik düzeyini belirleyen etkenlerden biri de ortalama ücret düzeyidir. Üretim sınırı modelinde teknik ve idari personelin oranı birer değişken olarak kullanılmışsa da, bu değişkenler işgücü niteliğindeki farklılıkları tam olarak yansıtmayabilir. Bu durumda Ücret değişkeni , işgücü niteliğindeki farklılıkları kısmen de olsa yansıtacakdır. Daha fazla ücret ödeyen işletmelerde işgücü daha nitelikli ise, bu işletmelerin teknik etkinlik düzeyi daha yüksek olabilecektir. Bir başka deyişle, ücret ve teknik etkinlik arasında pozitif bir ilişki beklenebilir. lşgücü niteliği arasında işletmelerin arasında bir farklılık olmasa bile, Etkin ücretler Teorisi'ne (Efficiency Wage Theory) göre ücretlerin yüksek olduğu işletmelerde teknik etkinlik daha yüksek olabilir, çünkü daha yüksek ücret, motivasyonu arttırarak işçilerin daha yoğun çalışmasını sağlayacaktır. Bu nedenlerle ortalama ücret düzeyi, teknik etkinlik modeline açıklayıcı değişken olarak konulmuştur. Kadın, idari ve Teknik işgücü bileşimindeki farklılıkların teknik etkinliğe etkisini ölçmek için personelin toplam personel içindeki oranı (Kadın), idari personelin toplam personel içindeki oranı (İdari) ve teknik personelin toplam personel içindeki oranı (Teknik) modele açıklayıcı değişkenler olarak eklenmiştir. kadın

İçel: içel'de faaliyet gösteren işletmelerin teknik etkinliğinin , diğer bölgelerde faaliyet gösteren işletmelerden farkını test etmek amacıyla modele lçel kukla değişkenleri eklenmiştir. Bu değişken

lçel'de faaliyet gösteren işletmeler için 1 değerini almaktadır. içel'de faaliyet gösteren işletmeler, bu ilde yer aldıkları için diğer işletmelere göre daha etkin çalışıyorsa bu değişkenin katsayısı negatif olacaktır.

T*lçe!: lçel'de faaliyet gösteren işletmelerin teknik etkinliğindeki değişmeleri saptamak için !çel kukla değişkeninin Zaman değişkeni ile etkileşimi de (T*İçel) modele konulmuştur. Bu durumda T*lçel değişkeni, zaman içinde lçel'deki işletmelerin (Türkiye ortalamasına göre) teknik etkinliklerinde bir artış olup/olmadığını gösterecektir. Bu değişkenin katsayı negatif olduğu durumda lçel'deki işletmel erin teknik etkinlik düzeyinde zamanla bir artış olduğu anlaşılacaktır.

2.

lçel'de faaliyet gösteren işletmelerin teknik etkinliği

Stokastik üretim sınırı, sanayiler arasındaki teknolojik farklılıklar nedeniyle ancak "sanayi" düzeyinde tahmin edilmelidir. Bu çalışmada "sanayi" ISIC 4-hane düzeyinde tanımlanmıştır. Teknik etkinlik tahmini için işletme düzeyinde veri kullanılmaktadır. Bu durumda yapılacak karşılaştırmaların anlamlı olabilmesi için yeterli sayıda gözlem (işletme) olması gereklidir. Bu çalışmada karşılaştırma amacıyla altı sektör seçilmiştir: ISIC 3211 (elyaf, iplik ve dokuma sanayii), ISIC 3222 (hazır giyim eşyası sanayii), ISIC 3511 (ana kimyasal maddeler sanayii), ISIC 3691 (pişmiş kilden yapı gereçleri sanayii}, ISIC 3699 (diğer taş ve toprağa dayalı sanayii) ve ISIC 3824 (özel endüstri makinaları sanayii). Sektör seçiminde, bu sektörlerin lçel için önemli olması, lçel'de bu sektörelerde faaliyet gösteren yeteri kadar işletme olması ve sektöre! çeşitliliğin yansıtılmasına dikkat edilmiştir. ISIC 3211, ısıc 3222, ısıc 3691 ve ISIC 3699 sanayileri geleneksel sanayileri temsil ederken, ısıc 3511 ve ısıc 3824 göreli olarak dinamik sektörlerdir. Tablo 1, bu dört sanayiinin üretimi içinde İçel ilinin "piyasa payı "nı ve Tablo 2 toplam istihdam içindeki payını göstermektedir.2 Ayrıca, etkinlik karşılaştırmasından önce, bu illerin göreli emek üretkenlikleri (ilin emek üretkenliği/Türkiye ortalaması) de Tablo 3'de gözükmektedir. Tablo 1'de görüldüğü gibi, lçel'in seçilen altı sektördeki payı, zaman içinde önemli dalgalanmalar göstermesine karşın, ISIC 3211'de azalmakta, ISIC 3511 'de artmakta, diğer sanayilerde hemen hemen aynı kalmaktadır. ISIC 3222'de 1993'den sonra kısmi bir artış, ısıc 3691'de ise 2

Bu çalışmada sadece 25 ve daha fazla kişi çalıştıran işyerlerine ait veriler kullanılmıştır.

284


1990'1arda bir düşüş görülmekle birlikte bu değişmelerin sistemli olup/olmadığı, verilerdeki büyük dalgalanmalardan dolayı açık değildir. 3 istihdam payındaki dalgalanmalar daha düşük boyutta olmakla birlikte, genel eğilimler piyasa payındaki eğilimlerle paraleldir. ısıc 3211 istihdam payında düşme görülürken, ISIC 3511 istihdam payında bir artış gözlenmektedir. Göreli emek üretkenliği verileri oldukca ilginç sonuçlar vermektedir. Emek üretkenliği kişi başına çıktı olarak tanımlanmakta, göreli emek üretkenliği verileri İçel oratalamsının Türkiye ortalamasına oranı olarak ifade edilmektedir. Bu durumda, göreli emek üretkenliğinin 1'den büyük olduğu sektörlerde lçel'deki işletmeler, ortalama olarak, diğer illerdeki işletmelerden daha üretken olmaktadır. Tablo 3'de görüldüğü gibi "dinamik sektörler" olarak tanımladığımız ISIC 3511 ve ISIC 3824'de göreli emek üretkenliği 1'den yüksektir, yani lçel'deki işletmeler ana kimyasal maddeler ve özel endüstri makinaları sanayilerinde diğer illerdeki işletmelerden daha yüksek emek verimliliği düzeyine ulaşmaktadırlar. "Geleneksel" olarak tanımlanabilecek ISIC 3211 sanayiinde İçel ve diğer illerdeki işletmeler hemen hemen aynı üretkenlik düzeyine sahipken, çalışma kapsamındaki diğer "geleneksel" sanayilerde (ISIC 3222, ısıc 3691 ve ısıc 3699) içel'deki üretkenlik, Türkiye ortalamasına göre, çok düşüktür.

Emek üretkenliği , sermaye yoğunluğu , ölçek ekonomileri, düşey bütünleşme düzeyi ve teknik etkinlik gibi pek çok etken tarafından belirlendiği için tek başına kullanılması yanıltıcı olabilmektedir. Bu nedenle çalışmamızda , emek, sermaye, enerji ve hammadde gibi mevcut tüm kaynakların nasıl kullan ı ldığını gösteren teknik etkinlik ölçütü de kullanılmıştır. Seçilen altı sanayii için stokastik üretim sınırları 1987-97 yıllarına ait işletme düzeyinde veri tahmin edilmiştir (bkz Tablo 4). Tahmin sonuçlarına göre, ortalama girdi düzeyinde ve dönem ortasında, ISIC 3691 ve ISIC 3699 sanayilerinde herhangi bir teknolojik gelişme yoktur (teknolojik geli şme hızı istatistiksel olarak sıfırdan farklı değildir). ISIC 3211 sanayiinde istatistiksel olarak s ı fırdan farklı olmakla birlikte çok düşüktür (yılda ortalama %0,4). ısıc 3222 sanayiinde ise gerileme gözlenmektedir (yı lda ortalama negatif %4.6). Buna karşılık ISIC 3511 ve ISIC 3824 sanayilerinde yıllık ortalama teknolojik değişim hızı oldukça yüksektir: sırasıyla, %4.4 ve %9.8. Bu sonuçlar, ilk dört sanayiinin "geleneksel", son iki sanayiinin ise "dinamik" olarak tanımlanmasını desteklemektedir. Teknolojik değişme hızı ısıc 3511, ısıc 3699 ve ısıc 3824'de zaman içinde artarken, ısıc 3211 ve ısıc 3222'de düşmektedir. Teknik değişme, ısıc 3211 ve ısıc 3824'de emek kullanan ve hammaddeden tasarruf eden, ISIC 3222 ve ISIC 3511 'de hammaddeden tasarruf eden, ISIC 3691 'de emek ve hammadde kullanan ve enerjiden tasarruf eden ve ISIC 3699'da enerjiden tasarruf eden bir yön izlemektedir. ISIC 3211 ve ISIC 3691 'de ölçeğe göre azalan getiri görülürken, ısıc 3511 ve ısıc 3824'de ölçeğe göre artan getiri tesbit edilmiştir. Bir başka deyişle, ısıc 3511 ve ısıc 3824 sanayilerinde büyük işletmelerin , ölçekten dolayı, daha yüksek üretkenlik düzeylerine ku llanılarak

ulaşması

mümkündür.

Teknik etkinliği beli~leyen etkenlerin tahmini oldukca ilginç sonuçlar vermektedir. lçel ilini Türkiye ile karşılaştırmadan önce bu etkenleri kısaca değerlendirmekte yarar vardır. işletme büyüklüğü (Büyüklük değişkeni) ISIC 3211 ve ISIC 3222 sanayilerde teknik etkinliği

olumlu etkilemektedir. Bu sanayilerde büyük işletmeler küçük işletmeler göre kaynakları daha etkin 3 İçel'in piyasa payındaki dalgalanmaların bu kadar büyük olmasının en önemli nedeni, İçel'de az sayıda işyerinin faaliyet göstermesidir. Bu nedenle bir işyerinin kurulması veya kapanması bile İçel'in payında önemli değişmelere yol açmaktadır.

285


kullanma ktadır. Bu durumda büyük işletmelerin küçük iş l etmeler karş ı sında rekabet güçlerinin daha

yüksek

olduğu

söylenebilir.

Bölgesel sanayiide teknik

yoğunlaşma, bazı etkinliği

uzmanlaşma/yoğunlaşma

sanayilerde istatistiksel olarak anlamlı olmamakla beraber, her olumlu etkilemektedir. Bu durum bölgesel olarak belirli sanayilerde stratejilerinin teknik etkinlik üzerinde olumlu bir katkısın ı n olabi l eceğini

göstermektedir. Şirketin

hukuki konumu teknik etkinlik üzerinde kısmi bir etkiye sahiptir. Adi şirket konumunun teknik etkinlik üzerine fazla bir etkisi yoktur. Anonim şirketl er ISIC 3211 ve ISIC 3222 sanayilerinde teknik etkinlik açısından daha avantajlı durumdadırlar. 2. ve 3. vardiyada çalışılması genel olarak süreç teknolojilerinin uygulandığı ISIC 3511 sanayiinde (ana kimyasal maddeler sanayii) teknik etkinlik üzerinde olumlu bir katkı yapmaktadır. Bu sanayide 2. ve 3. vardiyada çalışılması sonucu özellikle makine ve ekipmanın daha verimli kullanıldığı söylenebilir. Diğer sanayilerde 2. ve 3. vardiyada çalışılan saat ile teknik etkinlik arasında güçlü bir ilişki yoktur. Fason girdi kullanımı özellikle tekstil sanayiinde {ISIC 3211 ve ISIC 3222) teknik etkinliği Bu sonuç, imalat sanayiinde fason girdi kullanımındaki artışı açıklamaktadır. Fason girdi kullanımı işletme düzeyinde teknik etkinliği arttırıken, sanayi düzeyinde teknolojik değişme hızına etkisi olumsuz olmaktadır. Kepenek ve Taymaz' ı n (1998) yaptığı bir· çalışmaya göre fason girdi ku l lanımının yüksek olduğu sanayilerde teknolojik gelişme hızı düşü k olmaktadır. Fason üretim yapan işletmeler ISIC 3211 sektöründe daha yüksek teknik etkinlik düzeyine ulaşırken , ısıc 3222 ve ısıc 3511 sanayilerinde daha düşük teknik etkinlik düzeyine sahiptir. arttırmaktadır.

Reklam yoğunluğunun incelenen sanayilerde teknik etkinlik düzeyine etkisi saptanamamıştır. Özel işletmeler ISIC 3211, ISIC 3511 ve ISIC 3699 sanayilerinde devlet işletmelerinden , yabancı işletmeler ise ISIC 3511 sanayiinde yerli özel ve devlet işletmelerinden daha yüksek teknik etkinliğe sahiptir. Teknoloji değişkeninin (dış teknoloji kullanımı) 1ncelenen sanayilerde teknik etkinlik üzerinde bir etkisi görülmemektedir. Ortalama ücret düzeyi, bekleni l diği gibi, tüm sanayilerde teknik etkinlik üzerinde olumlu etkiye sahiptir {ISIC 3691 'de bu etki istatistiksel olarak sıfırdan farklı değildir). Yüksek ücret ödeyen işletmelerin teknik etkinlik düzeyi de daha yüksek olmaktad ı r. Kadın personel oranının yüksek olması ISIC 3222 ve ISIC 3691 'de teknik etkinliği arttırıcı bir rol oynamaktadır. İdari personelin teknik etkinlik üzerindeki etkisi farklılıklar göstermektedir. ısıc 3222 ve ISIC 3691 'de idari personel oranı arttıkça teknik etkinlikte bir düşme gözlenirken , ISIC 3699'da tam tersi bir ilişk i gözlenmektedir. Teknik personel oranın ı n yüksek olması , genel olarak, teknik etkinliğe olumlu bir yönde etkide bulunmaktadır {ISIC 3211, ısıc 3222 ve ısıc 3691 'de bu etki istatistiksel olarak anlam lı düzeydedir).

lçel'de faaliyet gösteren işletmelerin teknik etkinlik düzeyleri karşılaştırıldığında ilginç sonuçlar elde edilmektedir. lçel'de ISIC 3222 sanayiinde faaliyet gösteren işletmeler, bu ilde faaliyet gösterdikleri için, daha yüksek teknik etkinlik düzeyine sahiptir. Buna karşın ISIC 3824 sanayiinde içel'deki işletmelerin teknik etkinlik düzeyi daha düşüktür. Tekstil sanayilerinde (ISIC 3211 ve ISIC 3222'de)

286


içel'deki işletmelerin teknik etkinlik düzeyi zamanla daha da düşerken, ISIC 3824 sanayiinde İçel'deki işletmelerin

teknik etkinlik düzeyinde önemli bir artış görülmektedir.

Şeki 1-6'da, incelenen sektörelerde 1987-97 döneminde Türkiye ve İçel için ortalama teknik etkinlik düzeyleri ile, İçel'de bütün dönem için verisi olan bazı işletmelerin teknik etkinlik düzeyleri görülmektedir. Elyaf, iplik ve dokuma sanayiinde (ISIC 3211) içel'deki işletmelerin ortalama teknik etkinlik düzeyi, Türkiye ortalamasından çok daha yüksektir. İçel'deki iki işyerinde (A ve C) teknik etkinlik düzeyi tüm dönem boyunca istikrarlı bir şekilde Türkiye ve lçel ortalamasının üzerinde, yaklaşık %90'1ar seviyesinde bulunmaktadır. Fakat Tablo 4'deki sonuçların yorumunda belirtildiği gibi lçel'deki işletmelerin ısıc 3211 sanayiinde yüksek teknik etkinlik düzeyine sahip olmaları İçel'de bulunmalarından , lçel'in bölgesel üstünlüklerinden dolayı değil , işyerlerinin kendi özelliklerinden dolayıdır (büyüklük, işyeri statüsü, ücret düzeyi, personelin yapısı, vb.), çünkü bu sanayii için "İçel" değişkeninin katsayısı

istatistiksel olarak sıfırdan farklı değildir.

Hazır giyim sanayiinde (ISIC 3222), işletme düze·yindeki farklılıklara karşın, lçel'in ortalaması Türkiye ortalamasına yakındır. Tablo 4'de görüldüğü gibi ("İçel" değişkeninin katsayısı negatiftir) lçel, bu sanayii için çeşitli bölgesel avantajlara sahiptir fakat bu bölgesel avantajlar zamanla azalmaktadır ("T*İçel" değişkeninin katsayısı pozitiftir). Bu bölgesel avantajlara karşın içel'deki işyerleri , işyerlerine özgü nedenlerden dolayı Türkiye ·ortalamasının üstünde bir teknik etkinlik düzeyine ulaşamamaktadır.

Ana kimyasal maddeler sanayiinde (ISIC 3511) lçel ortalaması ve tüm dönem için verileri mevcut olan İçel'deki iki işletmenin teknik etkinlik düzeyleri Türkiye ortalamasına yakındır. lçel bu sanayiide herhangi bir bölgesel üstünlüğe sahip değildir. Pişmiş kilden yapı gereçleri sanayiinde de (ISIC 3691) benzer bir durum gözlenmektedir. Taş ve toprağa dayalı diğer sanayilerde (ISIC 3699) lçel ve Türkiye ortalamaları arasındaki fark 1987'de az iken , bu farkın zaman içinde açılmaktadır. İçel'deki işletmelerin Türkiye ortalamasının giderek altında kalmasına yol açan bölgesel etkenler mevcuttur (t,lçel değişkeninin katsayısı pozitiftir) . özel endüstri makinaları sanayiinde (ISIC 3824) ise tam tersi bir durum söz konusudur. incelenen dönemde içel'deki işyerlerinin ortalama teknik etkinlik düzeyi Türkiye ortalamasının altındadır, fakat, bölgesel etkenlerden dolayı, içel'deki işletmeler teknik etkinlik düzeylerini hızla arttırmayı başarmışlar

ve 1990'11 yılların ortalarında Türkiye ortalamasına ulaşmışlardır. 4. Sonuçlar Bu çalışmada belirli bazı sanayilerde teknik etkinliği belirleyen dağişkenler tesbit edilmiştir. Elde ettiğimiz bulgular, lçel için bölgesel gelişme stratejilerinin geliştirilmesinde önemli ipuçları sunmaktadır. ilk olarak, bu çalışmada içel'in bölgesel avantajlarının hangi sektörlerde olduğu ve hangi sektörlerde geliştiği tesbit edilmiştir. lçel ilinin bölgesel yapısından kaynaklanan etkiler, modele konulan iki ayrı değişken ile (" İçel" ve 'T"lçel" değişkenleri) ölçülmeye çalışılmıştır. Bu analiz sonucu ISIC 3222 sanayiinde İçel'in bölgesel avantaja ve ISIC 3824'de bölgesel dezavantaja sahip olduğu görülmüştür. Dinamik bir çerçevede bakıldığında ise, ısıc 3211 , ısıc 3222 ve ısıc 3699'da lçel'in bölgesel dezavantajlarının zamanla arttığı , buna karşılık ISIC 3824'de bölgesel avantajların arttığı görülmektedir. Teknolojik .gelişme hızı yüksek olan ve göre)i olarak daha yüksek teknoloji içeren ISIC 3824 sanayiinde (ve, belki benzeri diğer sanayilerde) İçel'in üstünlüklerinin artması , lçel için umut verici bir gelişmedir. il düzeyinde sanayii seçiminin yapılmasında bu eğilimlerin göz önüne alınması şüphesiz yararlı olacaktır. Fakat, bu çalışmada kullanılan analiz yönteminin, bölgesel avantaj/dezavantajların ne olduğu konusunda açıklayıcı olmadığı unutulmamalıdır. Bu nedenle, söz konusu sanayiler için daha

287


kapsamlı çalışmaların yapılması ve bu avantajların/dezavantajların ne olduğunun saptanması

gerekmektedir. lçel için bölgesel gelfşme stratejilerinin geliştirilmesi açısından ikinci önemli konu, "Büyüklük" ve "Bölge" değişkenlerinin teknik etkinlik üzerindeki etkilerine ilişkindir. ISIC 3211 ve ISIC 3222 sanayilerinde büyük işletmelerin teknik etkinlik düzeyi daha yüksek iken, ISIC 3511 ve ISIC 3824 sanayilerinde ölçeğe göre artan getiri tesbit edilmiştir. Bir başka deyişle, bu sanayilerde büyük işletmeler, küçüklere göre kaynakları daha üretken bir şekilde kullanabilme potansiyeline sahiptir. Bölge değişkeninin incelenen sanayilerin hemen hepsinde teknik etkinlik üzerinde önemli bir etkisi vardır. Bilindiği gibi lçel ilinde sınai uzmanlaşma, Denizli ve Gaziantep gibi illerde görülenden çok d~ha düşüktür. Bir başka deyişle, lçel'in daha farklılaşmış bir sanayi yapısı vardır. Bu durum, belirli sektörleri etkileyebilecek krizlere karşı lçel ekonomisinin daha dayanıklı olmasını sağlayabilir, fakat sınai uzmanlaşma ve yoğunlaşmanın olmaması, bölgesel yoğunlaşmanın, bu çalışmada da tesbit edilen, olumlu etkilerinden yararlanılamaması sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle bölgesel gelişme stratejileri geliştirilirken, sınai uzmanlaşma ve sınai farklılaşmanın olumlu ve olumsuz yanlarının dikkatli bir şekilde göz önüne alınması gerekmektedir. Son olarak, işletmelerin belirli bazı özelliklerinin ve davranışlarının teknik etkinliği belirlediği açıkça görülmektedir. Bir bütün olarak tüm işyerlerine ve böylece bölgesel ekonomiye olumlu katkıda bulunabilecek bazı yapılanmalar ve davranışlar, tek tek firmalar açısından bakıldığında ka rlı görülmeyebilir ve bu nedenle uygulanmayabilir. Bölgesel düzeyde de uygulanabilecek bazı ekonomi politikalarıyla bu sorunların aşılması gerekmektedir. örneğin , bu çalışmamızda da tesbit edildiği gibi bazı rekabet türlerinin kısıtlanması ve işletmeler arası işbirliğinin çeşitli yollarla teşvik edilmesi gerekmektedir. Bulgularımızın açıkca gösterdiği gibi daha yüksek ücret ödeyen işyerlerinde teknik etkinlik düzeyi de daha yüksektir. Yüksek ücretler, statik açıdan teknik etkinliği , dinamik açıdan da teknolojik gelişmeyi besleyen önemli bir unsur olarak karşım_ıza çıkmaktadır. Bu nedenle lçel'in uzun dönemli ekonomik gelişmesi ancak yüksek ücret vere(bile)n, teknik etkinliği ve teknolojik gelişme hızı yüksek işletmeler ve sanayiler ile sağlanabilir. Fason üretim ilişkilerinde de görüldüğü gibi işyerleri arasındaki işbirliği ve işbölümünün gelişmesi, en azından bazı sanayiler için, son derece önemlidir.

Kaynaklar Coelli, T.J. (1994), A Guide to FRONT/ER Version 4.1: A Computer Program tor Stochastic Frontier Production and Cost Function Eştimates, unpublished mimeo, Department of Economics, University of New England, Armidale. Kepenek, Y. ve Taymaz, E. (1998), Dynamic of Technological Change in Turkish Manufacturing lndustries. UNU/INTECH tarafından düzenlenen konferans için hazırlanan tebliğ, Lizbon, 16-17 Ekim . Taymaz, E. (1997), Sma/1 and Medium-sized lndustry in Turkey, Ankara: DIE. Taymaz, E., Palas, A. ve Saatçi , G. (1998), Yerel Gelişme ve Teknik Etkinlik, Yeni Yerel Sanayi Odakları (Denizli-Gaziantep) Konferansı'na sunulan tebliğ, 23-25 Eylül, Ankara. Taymaz, E. and Saatçi, G. {1997), "Technical Change and Efficiency in Turkish Manufacturing lndustries", Journal of Productivity Analysis (8).

288


Tablo 1. Seçilmiş bazı sanai'.ilerde İçel'in Eİi'.asa eai'.ı {%) 321 l 3222 35 l l 3691 3699 1987 4.00 0.35 24.03 0.39 0.49 1988 3.22 0.22 33.59 0.59 0.33 1989 3.18 0.19 28.77 0.09 0.40 1990 3.03 0.36 31.22 0.49 0.28 1991 3.07 0.64 39.86 0.28 0.16 1992 2.18 0.05 7.97 0.31 0.69 0.02 1993 3.09 3 1.95 0.20 0.60 1994 2.15 0.02 41.80 0.21 0.72 1995 2.51 0.32 47.4 1 0.23 0.5 L 1996 2.85 0.26 42.50 0.19 0.39 1997 2.60 0.52 33.93 0 .14 0.32

3824 0.72 11.94 2.56 11.32 13.32 15. 12 16.49 9.22 9.97 l l.92 9.15

Tablo 2. Seçilmiş bazı sanai'.ilerde İçel'in istihdam eaz:ı {%} 32 l 1 3222 3511 3691 3699 1987 15.51 0.53 1.77 4.26 1.15 0.84 1988 3.88 19.05 0.53 1.06 1989 3.4 1 0.80 18.06 1.1 3 0.19 1990 2.73 0.91 20.93 0.22 0.76 0.98 22.43 1991 2.56 0.45 0.78 1992 2.47 0.27 7.57 0.42 2.25 1993 2.44 0.18 24.37 0.39 1.53 0.16 1994 2.39 28.59 0.33 l.87 l.28 27.02 0.39 1995 2.43 1.57 L.36 27.27 0.36 1.40 2.41 1996 2.74 2.03 25.85 0.36 0.85 1997

3824 3.51 5.23 6.20 6.17 5.68 6.09 5.93 5.51 5.10 5.94 4.90

Tablo 3. Göreli emek üretkenliği (İçel/Türkiz:e) 321 l 3222 35 1 l 3691 0.94 0.31 1.55 0.74 1987 0.83 0.26 1.76 l. 10 1988 0.24 1.59 0.93 0.47 1989 0.40 1.49 2.23 1990 l. l l 0.66 1.78 0.63 199 1 1.20 0.17 1.05 0.74 1992 0.88 1.27 0.1 4 1.3 l 0.49 1993 0.65 0.90 O. 15 1.46 1994 1.75 0.59 1.04 0.25 1995 1.5.6 0.5 5 1.19 0. 19 1996 0.25 1.31 0.40 0.95 1997

3824 0.20 2.28 0.41 1.83 2.35 2.48 2.78 1.67 1.95 2.01 1.87

289

3699 0.27 0.31 0.35 0.37 0.20 0.31 0.39 0.38 0.32 0.28 0.38


Tablo 4. Üretim sın ırı tahm in sonu2ları 32 11 3222 3511 t-istat. Katsal• t-istat. Katsal• t-istat. Katsalı Üretim sınırı Sabit 0.591 12.031 0.095 10.485 0.168 3.457 Sermaye (K) 0.06 1 15.458 0.067 14.633 0.14 1 7.125 Emek (L) -0.026 - l.759 0.204 16.374 0.244 5.723 Enerji (E) 0.071 0.042 L1. 156 · 0.120 7.360 5.857 Hammadde (R) 0.673 L09.860 0.694 136.685 0.561 26.616 Zaman (T) 0.004 1.931 -0.046 -24.751 0.044 5.663 K*K 0.005 3.644 0.011 6.422 0.027 3.291 L*L 0.0 10 1.513 0.046 5.940 -0.049 -1.960 E*E 0.018 5.808 0.0 11 4.050 0.015 1.673 R*R 0.065 24.954 0.090 54.277 0.066 3.800 K*L 0.007 l.616 0.008 1.26 1 -0.014 -0.608 K*E 0.005 1.545 -0.004 -l.131 0.023 1.857 K*R -0.026 -8.550 -0.033 -12.340 -0.069 -3.565 L*E 0.022 2.905 0.017 2.183 0.043 l.834 L*R -0.029 -4.403 -0.112 -18.104 0.013 0.379 E*R · -0.045 -9.547 -0.031 -8.070 -0.080 -4.076 T*T -0.004 -7.586 -0.005 -9.461 0.004 l.788 T*K 0.000 -0.268 0.002 l.717 0.010 1.843 T*L 0.010 4.062 0.005 1.882 0.009 0.898 T*E -0.002 -l.232 0.002 1.297 -0.001 -0.185 T*R -0.007 -4.681 -0.015 -11.783 -0.014 -2.017 Teknik etkinliği belirleyen değişkenler Sabit 2.503 21.163 İçel -0.320 -l.479 T*İçel 0.067 2.132. Büyüklük -0.268 -13.766 Bölge -0.150 -1.653

Adi Anonim Vardiya F-girdi F-üretim Reklam Özel

-0.075 -0.041 -0.171 -0. 128

-3.988 -1.435 -2.026 -5.798

-0.495

-L0.682

0.474 -1.407 0.168 -0.406 -1.445 -0.063 -0.308

3.688 -3.583 4.139 -L0.093 -11.259 -1.569 -8.119

-0.601 0.785 -0.218

-7.047 9.885 -0.402

Yabancı

Teknoloji Ücret Kadın

İdari

Teknik sigma-squared gamına

Toplam gözlem Mersin gözlem log-olabilirlik Tablo 4. Üretim

-0.203 -14.259 0.016 0.408 -0.053 -0.895 -0.385 -3.240 0.138 30.512 0.514 15.013 5170 49 -1889.6 sınırı tahmin sonuçları

-1.038 -0.558 0.584 -0.239 0.535 0.821 6661 69 -2475.8

290

-12.283 -7.225 3.396 -2.3 lO 13.812 56.652

0.646 -1.602 0.283 O.L09 -l .585

0.860 -1.334 l.693 0.729 -1.373

-0.569 -1.012 -3.315 2.383

-1.490 -2.049 -1.668 2.033

-1.009 -4.190 -1.018 -0.894 0.422 -0.63 l 0.856 0.613 0.861 358 22 -166.0

-2.678 -1.984 -l.522 -3.444 0.431 -0.800 0.825 4.397 22.496


3691 Katsayı

Üretim s ınırı Sabit Sermaye (K) Emek (L) Enerj i (E) Ham.madde (R) Zaman (T)

0.371 0.048 0.320 0.285 0.262 -0.002 -0.001 0.038 -0.018 0.075 -0.016 0.018 0.009 0.074 -0.074 -0.053 -0.001 -0.003 0.011 -0.010 0.011

K*K L*L E*E

R*R K*L

K*E K*R L*E

L*R E*R T*T T*K T*L T*E T*R Teknik Sabit

etkinliği

İçel T*İçel

Büyüklük Bölge Adi Anonim Vardiya F-girdi

belirleyen

3699 t-istat. 15.615 5.598 12.386 20.444 28.431 -0.457 -0.238 1.773 -1.770 17.992 -1.159 1.690 1.203 3.4 13 -4.925 -5.024 -0.575 -1.342 1.975 -2.151 3.915

0.284 0.226 -0.344 -0.004 -2.034 0.018 0.061 -0.091 0.278

1.154 0.775 -1.219 -0.070 -5.204 0.340 1.050 -0.512 1.100

-0.403 -0.676 0.473 -1.1 33

-0.903 -1 L.433 3.359 -4. 138 13.533 25.92 l

Reklam Özel Yabancı

Kadın

idari Teknik sigma-squared gamma Toplam gözlem Mersin gözlem log-olabilirlik

3824 t-istat.

Katsayı

t-istat.

-0.133 0.089 0.25 1 0.128 0.559 0.004 0.009 0.028 0.023 0.077 -0.019 0.015 -0.030 0.019 -0.05 l -0.068 0.003 0.002 0.007 -0.009 -0.001

-1.938 6.726 5.259 8.539 31.482 0.735 1.569 1.021 3.639 8.683 -0.999 1.498 -2.473 0.957 -1.99 l -5.636 2.132 0.631 0.881 -2.182 -0. 161

-0.193 0.056 0.282 0.0 14 0.723 0.098 -0.002 0.159 0.000 0.088 0.001 0.017 -0.005 -0.0 18 -0.237 0.00 1 0.024 -0.004 0.025 -0.001 -0.010

-5.104 4.423 6.907 0.842 38.173 21.199 -0.377 4.622 -0.032 6.894 0.039 - 1.539 -0.398 -0.608 -8.045 0.042 19.562 -1.295 3.024 -0.319 -2.080

0.885 -0.268 0.077 0.004 -0.209 0.055 0.084 -0.021 0.077 -0.058 -1.087 -0.250 -0.263 -0.247 -0.166 -0.222 -0.620 -0.477 0.155 0.008 L 120 22 -549. l

3.457 -1.034 2.064 0.097 -1.604 0.755 1.726 -0.218 0.292 -0.210 -0.967 -2.480 - 1.72 1 -1.476 -4.867 -1.320 -4.299 -1.406

-0.777 2.496 -0.247 0.197 -1.507 0.115 -0.120

-1.000 4.368 -3.906 1.700 -2.343 0.923 -1.275

-1.690 - 1.103 -0.674 0.018

-1.6 10 -1.069 -0.632 0.078

0.020 -0.761 -0.794 -0.486 -0.073 0.363 0.8 17 944 19 -308.9

0.136 -3.732 -0.887 -1.214 -0.095

değişkenler

F-üretiın

Teknoloji Ücret

Katsayı

0.264

0.714 2358 17 -1110.9

291

20. 149

0.653

4.15 l

17.098


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

İÇEL' İN SANAYİ YAPISI, GELİŞME OLANAKLARI

Dr. Adil TEMEL - DPT

24 - 25 HAZİRAN 1999 MERSİN


1. GİRİŞ Son yıllarda esnek üretim teknolojisinin de etkisiyle standart ara malları üreten büyük firmaların yanında nihai mallar üreten küçük-orta ölçekli firmalar ön plana çıkmakta . firmalar arası birleşme, ittifak ve uzlaşma

gibi uygulamalar ile işletmeler arası dayanışma ağları önem kazanmaktadır.

Sanayide atılım , yüksek katma değerli sektörlere geçmenin yanında geleneksel sektörlerde verimlilik ve ürün kalitesi artırılarak da sağlanabiliyor. Sanayi katma değerinde AR-GE, fin~ns ve pazarlama gibi hizmetlerin ağırlığının artmasının yanında enformasyon teknolojisindeki hızlı gelişme sonucu yüksek katma değerli hizmetlerin gelişme sürecinde önemi artarken, bilgi toplumu veya bilgi ekonomisine geçiş de asgari bir sanayi altyapısı oluşturulmadan mümkün görünmemektedir. Bu çerçevede, ülkemizde uluslararası koşulları dikkate alan ve rekabet gücüne sahip bir sınai yapının gerek ülke genelinde gerek bölgesel düzeyde oluşturulması gerekmektedir. Sözkonusu yapının , yüksek faktör kullanımının yanında yüksek gelir yaratacak bir verimlilik artışını sağlayamaması durumunda, sürdürülebilir bir nitelik kazanamamakta ve sanayileşmenin nihai amacı olan toplumun yaşam düzeyinin yükseltilmesi de mümkün olamamaktadır.

işletmelerin belirli yerlerde toplanmasını açıklamaya yönelik değişik yaklaşımlar mevcuttur. Dinamik dışsal ekonominin etkileri, sosyo-kültürel ve tarihsel faktörler bu yaklaşımların genelde ortak yanı nı oluşturmaktadır.

Neoklasik yığılma ekonomileri teorisinde, ara girdi piyasa larında uzmanlaşan işgücü nedeniyle maliyetlerin düştüğü ve bunun sonucu olarak mekan birlikteliğinin firmalara artan getiri sağladığ ı belirtilmektedir. İşletmeler aras ı girdi-çıktı bağlantısının güçlü olması mekansal birliğin avantajını daha da artırmaktadır. içsel büyüme modellerinde temel etmeni oluşturan yenilik ve buluşlar, dinamik bilgi yayılımı yoluyla diğer işletmelerin verimliliklerinde de artışlara yol açmaktadır. Neoklasik yığılma ekonomilerine alternatif olarak geliştirilen; "ürün-yaşam devreleri", "uzun dalgalar'', "esnek üretim ve uzmanlaşma" ve "yenilikçi çevre ve ağ" yaklaşımları mevcuttur. "Ürün-yaşam devreleri" yenilik sürecinin başlangıcında küçük ölçekli firmaların satınalma gücü yüksek pazarlara dönük üretim yaptığını , olgunlaşma döneminde sağlanan standardizasyon ile ucuz işgücü bölgelerine kayıldığını , "uzun dalgalar teorisi" ise geleneksel endüstrilerin yerine yeni endüstri ve yenilikler ile oluşan yeni endüstrilerin kendi bölgesini yarattığını öne sürmektedir. "Esnek üretim ve uzman l aşma" yeni sanayi odakları oluşmasının yeni endüstrilerin örgütlenme biçimlerine bağlı olduğunu , dikey entegrasyonun çözülmesi ile üretim sürecinin çeşitli aşama larının küçük firmalara devredildiğini belirtmektedir. Bu durumda işbirliği ve kalite rekabetinin birlikte gerçekleştiği güvene dayalı ilişkilerin sağladığı neoklasik yerelleşme dışsallıkları yerel ekonomileri oluşturmaktadır. "Yenilikçi çevre ve ağ yaklaşımı" , bölge içinde yenilikçi firmaların. kurumların ve işgücünün mekansal birliktelik içinde karşılıklı öğrenme süreci oluşturduklarını ve bunda yerel yönetim ve endüstriyel organizasyonların önemini vurgulamaktadır (Bingöl-98, Kazdağl ı -98 , Küçüker-98, Lucas-88 ve Yener-98). Son zamanlarda dünyada başarılı yerel sanayi odaklarının oluştuğu görülmektedir. Bunlardan ltalya (Emilia-Ramagna), Almanya (Baden-Württemberg), Danimarka (Jutland) ve Belçika (Güneybatı Flanders) oluşumları başarılı örnekler olarak gösterilebilir. Uluslararas ı rekabet gücüne u l aşma amacı kapsamında, esnek üretim. yaratıcılık, sektöre! uzmanlaşma, firmalar aras ı dayanışma ağları , kamunun yanında yerel kurum ve kuruluşların rolü, rekabette kalitenin belirleyiciliği, fason ilişkiler, ürünlerde kalite artırımı veya yüksek katma değerli tamamlayıcı sanayilere geçiş ile verimliliğin kalıcı bir şekilde artırılması bu bölgelerin başlıca özelliklerini oluşturmaktadır.

295


Ülkemizde hızlı gelişme eğilimi gösteren Gaziantep, Denizli gibi yerel sanayi odaklarının incelenmesinde, Denizli'de dışa entegre olmaya çalışan bir yığılma sürecinin yaşandığı. Gaziantep'te ise bölgesel bir sanayi merkezi olarak iç pazara dönük sanayi yapısının dışa açılmaya, ürün ve ihracat pazarında çeşitlendirmeye gidilmeye çalışıldığı görülmektedir. Ancak, iki ilimizde de verimlilik artışının ihmal edilebilecek düzeyde olması nedeniyle, başarılı ülke örneklerinin aksine ücret esaslı bir fiyat politikasıyla sürdürülmeye çalışılan rekabet edebilme olanağının uzun dönemde kalıcı olabilmesi mümkün görünmemektedir. Bu çerçevede, lçel'in sanayi yapısını analiz edecek ve bu yapıya dayalı olarak gelişme olanaklarını inceleyecek çalışma , lçel ekonomisinde ve özellikle sanayi yapısındaki gelişmeyi, gelişmenin boyutlarını. sürdürülebilirliğini ve kalıcı ve sürekli bir gelişme süreci için nelerin yapılması gerektiğini aydınlatmaya çalışacaktır. Çalışmada İçel ilinin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi, imalat sanayiinin yapısı ve gelişimi , imalat scınayiinin bölge içi-dışı ilişkileri. sanayiin rekabet gücü, araştırma faaliyetleri, yatırımlar ve altyapının incelenmesinden sonra, ilin gelişmesi için bazı öneriler geliştirilmeye çalışılacaktır.

2. İÇEL İLİNİN SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ 2.1 İlin Sosyo-Ekonomik Göstergeleri

Devlet Planlama Teşkilatı'nın 1996 yılında hazırladığı illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında lçel 76 il arasında 0,692054 endeks değeri ile 1O'uncu sırada yer almaktadır. Kademeli il grupları itibariyle lçel ikinci grupta yer almakta olup, bu grupta iç Anadolu Bölgesinden Eskişehir ve Kayseri, Marmara Bölgesinden Tekirdağ, Kırklareli, Balıkesir, Ege Bölgesinden Muğla , Aydın ve Denizli, Akdeniz Bölgesinden Adana ve Antalya illeri olmak üzere toplam 11 il kapsanmaktadır. Bu grubun ortak özelliği; tarımsal üretimin öne çıkması ve tarıma dayalı sanayiin gelişmişliğidir. Bunlar genelde Türkiye ortalamasının üzerinde değerlere sahip olup, göçün etkili o.lduğu nüfus artış hızları ülke genelinin üzerindedir. Bu illerde, göreli yüksek sanayi istihdamının yanı sıra. ücretli çalışanların oranı da nispi olarak yüksektir. Hizmetler Antalya ile birlikte istihdam içinde önemli bir tutmaktadır.

lçel'in yeraldığı Akdeniz Bölgesi yedi ilden oluşmakta olup, bölgenin nüfusu 7,7 milyona, bir milyonun üzerinde nüfusa sahip il sayısı 4'e ulaşmaktadır. Çukurova Bölgesinin merkezi konumunda olan Adana'nın nüfusu 2,1 milyon, içel'in nüfusu ise 1,5 milyondur. içel'in nüfus artış oran ı nın yüksekliğinde, doğum oranın ı n yüksekliği kadar binde 65'e (1985-90) ulaşan net iç göç oranı etkili olmuştur. 1990-97 döneminde Türkiye genelinde nüfus artış hızı yüzde 1,51 iken, Akdeniz Bölgesinde yüzde 1,93 ve içel'de yüzde 2,45'dir. İçel nüfus artış hızında 1997 yı lı itibariyle Türkiye'de 8'inci sırada bulunmaktadır. Türkiye genelinde toplam istihdamın yüzde 53,?'si tarımda ve yüzde 12,8'i sanayide yer alırken, bu oranlar içel'de yüzde 55 ve yüzde 8,8'dir. Adana'da ise toplam istihdamın yüzde 49,4'ü tarımda, yüzde 14,?'si sanayide çalışmaktadır. Eğitimle ilgili göstergelerden nüfusun okur-yazarlık oranı, okullaşma oranları bakımından fçel ve Adana'nın Türkiye ortalamasının üzerinde olması sanayiin gerektirdiği işgücü ihtiyacının karşılanması bakımından önemlidir. insan kaynaklarındaki gelişmenin diğer önemli göstergesini oluşturan sağlık göstergeleri bakımından, İçel daha olumsuz durumda olmak üzere, her iki il de Türkiye ortalamasının oldukça altındadır.

296


Yerel mali potansiyelden yararlanmanın bir göstergesi olarak alınabilecek sınai, ticari ve turizm kredilerinin kişi başına değerlerinin banka mevduatlarına oranı Türkiye genelinde 1993 yılında yüzde 57 iken, bu değerler Adana'da yaklaşık yüzde 100 ve lçel'de yüzde 62'dir. lçel'de fert başına gelir ve kurumlar vergisinin Adana ve Türkiye ortalamasına göre oldukça düşük bu ilimizdeki kurumlaşma düzeyinin yetersiz olduğunu göstermektedir. Yine 1990-94 döneminde fert başına teşvik belgeli yatırımların lçel'de Adana'nın yüzde 51'i ve Türkiye genelinin yüzde 37'si olması, yatırım yapma arzusundaki göreli zayıflığı ortaya koymaktadır. lçel bir liman kenti olmasının katkısıyla Adana'ya göre ihracata dönük bir sınai yapıya sahip bulunmaktadır. Nitekim, 1993-94 yılları fert başına ihracat lçel'de 170,6, Adana'da 149,3 ve Türkiye toplamında 273, 2 dolardır. olmas ı

lçel'de 1990-94 döneminde fert başına kamu yatırımları , Adana'nın yüzde 120 ve Türkiye'nin yüzde 20 daha üzerinde gerçekleşm i ştir. Asfalt yol durumu ülke ortalamasına göre oldukça iyi durumdad ır.

ilçeler itibariye gelişmişlik sıralamasında lçel'in Merkez İlçe ve doğusu ile batısı arasında önemli ancak batı bölgesinde yer alan ilçeler arasında önemli bir gelişmişlik farklılığının olmadığı ve tüm ilçelerin üst yarı dilimde yer aldığı görülmektedir. Toplam 858 ilçe arasında merkez ilçe 7'nci, Tarsus 70'i nci sırada yer alırken , batı bölgesindeki ilçeler 147-424'üncü sıralar arasında dağılım göstermektedirler. farklılığın bulunduğu,

2.2 GSYİH ve lı Hasılasında Gelişmeler

incelenmesiyle, Türkiye'de dışa açık bir .büyüme yaklaşımının uygulandığı dönemde iktisat politikalarının il ekonomilerine yansımalarını görebilmek mümkün olacaktır. 1980 yılının 100 alınması durumunda Türkiye GSYIH 'sının endeks değeri 1996'da 208,2'e ulaşmaktadır. Sözkonusu dönemde sanayileşmiş illerden lstanbul ve Kocaeli ile nispeten hızlı bir gelişme sürecine giren Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana Türkiye ortalamasının üzerinde, lçel ise ortalama civarında bir gelişme ortaya koyabilmiştir. Bu bağlamda, incelemeye konu illerin Türkiye hasılasından aldıkları paylar artarken, lçel'in Türkiye hasılası içindeki payı da önemli bir değiş iklik göstermeyerek yüzde 2, 7 civarında gerçekleşmiştir. 1980-1996 döneminde

il

hasılalarındaki gelişmenin

Tablo: 2.1- İl H asılaları ve Gayri Safi Yurtiçi Hasılada Gelişmeler

(1995 iller

Fiyatlarıyla ,

1985 96.9

1990 176.6

124.8 113.2

224.6 251.2 166.2

lstanbul

107.3 138.1

285.8 222.9

Kocaeli Türkiye

141.5 126.7

209.2 216.3 166.1

267.5 284.1 208.2

lçel Adana Gaziantep Ka hramanmaraş

1980 = 100,0)

1996 212.2 282.2

Kaynak: DİE.

Kişi başına GSYIH lçel'de 1997 yılı itibariyle 1.802.763 bin liradır. Bu değer 100 olarak alınan

Akdeniz Bölgesine göre 114,8 ve Türkiye geneline göre 108,?'lik bir endeks değerini göstermektedir. Kişi baş ına gelir seviyesinin gerek Akdeniz gerek Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşmesi ilde ekonomik potansiyelin büyüklüğü bakımından önem arzetmektedir.

297


lçel'de tarımın il katma değeri içindeki payı 1980-1996 döneminde azalma eğ ilimi gösterse de ağırlığını sürdürmektedir. Nitekim, 1980 yılında yüzde 26,9 olan tarımın payı 1991'de yüzde 18,2'ye gerilemiş ve izleyen bazı yıllarda dalgalanmalar göstererek 1996'da yüzde 21 ,3 olarak gerçekleşmiştir. İçel alt ürün grupları itibariyle farklılık gösterse de payların büyüklüğü olarak Gaziantep ve Adana'ya benzerlik göstermektedir. Buna karşılık Kahramanmaraş daha tarım ağırlıklı bir yapıya sahip bulunmaktadır. Türkiye GSYIH'sı içinde tarımını payı sözkonusu illerimizin altında iken, lstanbul ve Kocaeli'nde tarımın payı çok düşüktür. Tablo: 2.2- Tarım ve Sanayiin İl ve Gayri Safi Yurtiçi Hasıla İçindeki Yüzde Paylarında Gelişmeler

(Cari Fiyatlarla) İller

1980

1985

1990

1996

26.9 19.5 31.9 25.4 1.2 3.7 26.1

19.7 19.0 24.3 26.1 1.1 2.5 19.7

19.7 19.2 14.3 29.3 1.4 3.3 17.5

21.5 22.8 18.5 30.4 1.0 3.5 16.9

43.1 33.6 12.9 7.2 32.4 71.4 19.3

45.3 36.8 18.8 24.7 35.5 74.6 21.7

30.0 27.5 19.5 25.8 31.6 57.9 25.5

22.6 27.8 20.6 24.5 30.7 58.3 25.2

Tarım :

lçel Adana Gaziantep Kahramanmaraş

İstanbul

Kocaeli Türkiye Sanayi: lçel Adana Gaziantep Kahramanmaraş

İstanbul

Kocaeli Türkiye Kaynak:DIE.

Türkiye tarımsal üretim değerinin yüzde 2,8'i lçel'de gerçekleştirilmekte olup, bu ilimizde kırsal nüfus başına tarımsal üretim değeri Türkiye ortalamasından yüzde 25 civarında daha yüksektir. 1980-96 döneminde sanayi payının gerilemesinde petrol arıtımının etkili olduğu düşünülmektedir. Dönem sonu itibariye sanayiin payı yüzde 22,6 düzeyine, Adana'da sanayi payının altına inmiştir. Gaziantep ve Kahramanmaraş lçel seviyesine yakın iken, sanayiin payı lstanbul'da yüzde 30,7'ye, Kocaeli'nde yüzde 58,3'e ulaşmakta ve Türkiye top lamın da ise yüzde 25,2 oranında gerçekleşmektedir. Fert başına düşen imalat sanayii katma değerinde Türkiye ortalaması 100 iken, bu oran içel'de 144'dür. 3. İÇEL İMALAT SANAYİİNİN TÜRKİYE İMALAT SANAYİİ İÇİNDE GÖRELİ GELİŞİMİ 3.1 lşyeri Sayılarındaki Gelişmeler

Büyük imalat sanayiinde 1980 sonrasında işyer1erinin İstanbul başta olmak üzere daha önce iller yerine çevre illerine yay ı ldığı görülmektedir. 16 yıllık dönem boyunca 1980'nin 100 olarak alındığı endeks değeri Türkiye genelinde özel kesimde 123,2'ye çıkarken, imalat sanayiinden kamunun çekilmesi politikasına paralel olarak kamunun 79,2'ye gerilediği görülmektedir. Sözkonusu dönemde özel işletmelerin sayıs ı lstanbul'da 96,2'ye gerilemiştir. Bölgesel gelişme potansiyeli yoğunlaşılan

298


bakımından lçel ile aynı bölgede yer alan Adana'da işletme sayısı bakımından bir artış görülmez iken, ,Gaziantep'te 238,5'e, Kahramanmaraş'ta 282,4'e ulaşan endeks değeri içel'de ancak 141,9'a ulaşmıştır. lçel gelişme dinamiği olarak Türkiye'nin üzerinde, buna karşılık aynı bölgede göreli olarak daha hızlı gelişen diğer

iki ilin

altında

yer almıştır.

içel'de yerleşik işletmeler Gaziantep ve Denizli'ye göre aile işletmeleri bakımından benzer özellikler gösterirken, sermaye şirketlerinden limited şirketlerin ağırlığı daha fazla olup, buna karşılık anonim şirketlerin ağırlığı daha azdır. Ancak lçel'de 1997 yılı istihdamının yüzde 68,5'i, üretimin yüzde 91, 1'i anonim şirketlerce gerçekleştirilmiştir. Küçük ölçekli işyerleri (10-24 kişi) toplam istihdamın yüzde 10,5'ini, orta ölçekliler (25-99 kişi) yüzde 17'sini sağlarken , 100 kişiden fazla istihdama sahip büyük işletmelerin istihdamdaki payı yüzde 72,5'dir. üretimde 200-499 kişi çalıştıranların payının yüzde 59,2'ye ulaşmasını petrol rafinerisiyle açıklayabilmek

mümkündür.

Tablo: 3.1- İmalat Sanayii İşyerleri Sayılarındaki Gelişmeler

(1980 = 100,0) Sektör Adana

A

Gaziantep

B C A B C

içel

A

Kahramanmaraş

B C A B C

İstanbul

A

143.5 83.3 147.2 141.4 100.0

91.3 -

83.3 91.8 83.6

143.0

80.0 83.7

98.7 100.0 98.6

92.2 100.0 91.9

194.7 100.0

215.8 150.Ô

205.9 116.4

223.5 96.0 79.4

A B

85.7

C

109.4 122.3 96.1

101.9 100.5

123.6

102.0

C

Türkiye

1996

1990

79.4 116.7 107.9

B Kocaeli

1985

A B C

97.1 41.7 100.5 230.7 20.0 238.5 140.3 100.0 141.9 263.2 100.0 282.4 95.9 55.9

96.1 118.5

96.2 150.7

78.6 121.1

71.4 155.9 121.1 79.2 123.2

Kaynak:DIE. Not: A:Toplam, B:Kamu, C:Özel 3.2 Gayri Safi Sermaye Yatırımlarında Gelişmeler

özel kesim sabit sermaye yatırımlarındaki göreli gelişmeler bakımından lçel dönem içinde azalma eğilimindedir. Adana Türkiye ortalamasının altında bir gelişme gösterirken, diğer iki bölge ili Gaziantep ve Kahramanmaraş'ın yatırımlarındaki artış hızı Tqrkiye ortalamasının üzerindedir. 3.3 Çevirici Güç Kapasitesindeki Gelişmeler

299


Sermaye stokunun bir göstergesi olarak alınabilecek özel kesim çevirici güç kapasitesi Türkiye genelinde 1996'da 355'e ulaşmaktadır. Kocaeli ve lstanbul'daki gelişme Türkiye ortalamasının altında kalırken,

bölge illerinden Adana'da çevirici güç endeksi ancak 183, 1'e çıkabilmiş ,

Gaziantep,

Kahramanmaraş ve içel'de Türkiye ortalamasının üzerinde olmuştur.

Tablo: 3.2- imalat Sanayii Çevirici Gücündeki Gelişmeler

(1980 = 100,0) Sektör Adana

Gaziantep

lçel

Kahramanmaraş

İstanbul

A B

Türkiye

1990

126.3

C

135.7 125.7

A

243.4

B C

1124.5 191.1 142.4

A B C A B C

A B C

Kocaeli

1985

A B C A B C

1996 155.7 279.4

178.6

147.9

183.1 596.1

289.2 1204.6 234.8

108.0

55.7 628.2

166.0

1000.2

122.6 132.2

665.7 128.7

646.2 1026.6

409.8

694.2

117.4 150.7

269.2 585.2

337.2 1140.6

108.0 96.4 108.7

127.1 123.8

114.5 75.7

127.3 148.5

116.8 154.4

83.4 191 .5

45.6 226.3

172.9 173.5 172.6

290.1 174.7

408.0

138.0 123.6 147.4 142.2 149.4 138.1

355.0

Kaynak : DİE.

Not: A:Toplam, B:Kamu, C:Özel 3.4 İstihdamdaki Gelişmeler

Türkiye genelinde özel imalat sanayii istihdamı endeksi 1996'da 173,S'e çıkmıştır. Endeksin İstanbul ve Kocaeli'nde daha düşük oranda artmasının temel nedeni bu iki il dışındaki sanayileşmenin geleneksel emek yoğun sektörlerde yoğunlaşmasından kaynaklanmaktadır. Nitekim, İstanbul ve Kocaeli dışlandığında Türkiye endeks değeri 207,2'ye yükselirken, aynı dönemde tekstil ağırlıklı bir gel i şme gösteren Kahramanmaraş'ta endeks değeri 740,9'a, sanayileşmede nispi çeşitliliğin sağlanabildiği Gaziantep'te 354, 7'ye yükselmektedir. Sözkonusu dönemde Adana'da istihdam gerilemesi yaşanırken, lçel'de özel kesim endeksi 88,4'e seviyesine düşmüştür.

300

istihdam


Tablo: 3.3- İmalat Sanayii İstihdamındaki Gelişmeler ,..,_,

Sektör Adana

Gaziantep

88.4

C

106.11 .

A

142.1

173.7

68.9 92.1 283.1

B

78.4

66.8 201.2

354.7

A 8 A 8 A C

Türkiye

1

1996

- ı-

80.2 101.0

B Kocaeli

ı

..

B

C lstanbul

199G -· - - - ··

-

97.7

C Kahramanmaraş

-

(1980"' 100,0)

-

A

C !çel

1985

____

A B C A

B C

158.6 123.3

1C.J

·- - - ~

.

130.2

5.4 96.2 244.6

106.9

270.0

260.7

115.6 118.1

98.8 219.0 150.5

88.4 330.4

341.3

740.9 123.7

109.2 134.0 116.2 79.3

128.3 61.9

121.4 118.5 94.4

137.8 124.1 61.9

130.0

153.7 129.2

117.7 96.1 129.9

100.7

28.7 137.1 106.9 40.3 138.5 130.1 53.4

87.0 153.1

173.5

Kaynak:DIE. Not: A:Toplam, B:Kamu , C:Özel 3.5 Üretimdeki Gelişmeler

üretim artışında da lstanbul ve Kocaeli dışı iller daha yüksek bir gelişme performansı ortaya koymuşlardır. 1996 yılı endeks değeri Türkiye genelinde 435,7 iken, lstanbul'da 339,5 olmuştur. Endeks değeri, hızlı bir gelişme gösteren Gaziantep'te 1.133,5'e ve Kahramanmaraş'ta 2.404,8'e ulaşırken, Adana ve lçel'de ülkemiz ortalamasının altında gerçekleşmiştir. Tablo: 3.4- İmalat Sanayii Üretimindeki Gelişmeler

(1995 Fiyatlarıyla, 1980 = 100,0) Sektör Adana

A B C

Gaziantep

A B C

lçel

Kahramanmaraş

A B C A B

1990

1985 140.1 201.5

210.6

129.0 231.4 92.1 289.5 160.9 170.2 144.1 174.0 168.1

2(17.0 349.2 172.8 422.9 175.8 191.5 147.7 608.8 433.8

301

230.5

1996 243.6 85.6 272.2 800.2 1.8 1133.5 194.6 178.1 224.3 1260.0 383.8


.. lstanbul

Kocaeli

Türkiye

C

181 .6

837.4

2404.8

A

161.7

245.8

315.0

B

135.0

136.0

69.6

C

164.4

256.8

339.5

A B

162.5 147.8

184.9 110.3

232.0

C

185.0

299.3

113.1 414.2

A B

158.5 142.4

231 .7 162.2

325.0 158.4

C

169.2

277.9

435.7

Kaynak:DIE. Not: A:Toplam, B:Kamu, C:Özel 3.6 Katma

Değerde ki Geli ş me ler

1980-1996 döneminde katma değer ge l işmeleri üretim artışlarına paralel gelişme gösterm iştir. Ancak, gerek ülkemiz genelinde gerek iller ayrımında katma değer artış l arının üretim artışının gerisinde kalmasını , nispi bir verimlilik gerilemesinin bir göstergesi olarak almak gerekir. Nispi gerileme Gaziantep ve Adana'da Türkiye ortalamasının üzerinde, buna karşı l ık İçel , Kahramanmaraş, İstanbul ve Kocaeli'nde ise orta l amanın altında bir değer almaktadır. 4. İMALAT SANAYİİNİN YAPISI

lçel'de 1996 yılı imalat sanayii istihdamının yüzde 87,3'ü, üretimin yüzde 41,2'si özel kesim tarafından gerçekleştiri lmektedir.

lçel'de 1996 yıl ı nda sanayiin yoğun laştı ğı tekstil-giyim (%43,7), kimya (% 16}, taş-toprak (% 11) ve makine-teçhizat (% 10,6} sanayiileri toplam imalat istihdamının yüzde 81 ,3'ünü oluştururken, bu sektörlerin üretimdeki payı petrol arıtı mının da katk ı sıyla yüzde 93,5'e u laşmaktad ı r. Bu yapıda ilginç olan husus, ilin yüksek tarımsal potansiyeline rağmen g ı da sanayiinin nispi olarak önemsizliğid i r. lçel'in komşu il olan Adana ile Adana'da gıdanın nispi önemi dışında benzer bir üretim yapısına sahip olduğu görülmektedir. Adana'da ilk dört sektör tekstil-giyim, gıda , kimya ve makina-teçhizat sanayiilerinden oluşmakta , bunların istihdamdaki payları yüzde 93, 1'e, üretimdeki payları ise yüzde 94'3'e yükselmektedir. Tablo: 4.1- İçel İ ma l at Sanayii İ sti hdam ının Yüzde Dağılımı 1 9 ·8 Sektör

içel

Adana

Gaziantep

o

1 9 9 6 K. Maraş

Türkiye

lçel

Adana

Gaziantep

K. Mara ş

Türkiye

3A

100.0

100.0

100.0

100.0

100.0

100.0

100.0

100.0

38

5.0

16.2

20.5

64.1

36. 1

12.7

12.6

0.4

19.5

14.8

3C

95.0

83.8

79.5

35.9

63.9

87.3

87.4

99.6

80.5

85.2

100.0

100.0

31A

7.0

18.1

22.0

11.5

23.6

7.6

16.2

8.8

13.6

16.6

32A

50.0

63.2

49.8

61 .1

23.4

43.7

53.2

70.2

78.9

34.3

1.2

2.3 3.5

33A

1.3

1.1

o.o

1.6

1.3

o.o

0.7

1.4

o.o o.o

2.2

34A

3.6

8.1

0.9

2. 1

o.o o.o

35A

19.0

7.9

11.2

O.O

9.5,

9.1

1.7

10.9

O.O

9.5

36A

16.0

3.7

o.o

o.o

i!.4

11.0

4.2

2.6

o.o

6.6

37A

o.o

o.o

0.6

2.2

9.4

o.o

0.5

1.0

2.6

5,6

302


38A

6.6 1

5.0 1

5.2 1

O.O 1

21.0 1

10.6 1

9.01

4.1

21 .1

Kaynak:DIE. Not: A:Toplam, B:Kamu, C:Özel Sanayi Sınıflandırması; 3.lmalat sanayii, 31 . Gıda , içki ve tütün imalatı , 32.Tekstil, giyim ve deri sanayii, 33.0rman ürünleri ve mobilya imalatı , 34 . Kağ ıt, kağıt ürünleri ve basım sanayii, 35.Kimya, petrol, kömür, kauçuk ve plastik ürünleri 36. Taş ve toprağa dayalı ürünler im alatı , 37.Metal ana sanayii, 38.Metal eşya , makina ve teçhizat imalatı.

imalatı ,

Bölge illerinden Kahramanmaraş'ta büyük ölçüde yoğunluk kazanan tekstil-giyim ve gıdanın payı istihdamda yüzde 92,3'e ve üretimde yüzde 90, 1'e ulaşmaktadır. Gelişme odağı niteliği taşıyan Gaziantep'te üretimde bir çeşitlenme gözlenmekte ve tekstil-giyimi kimya ve gıda sanayiileri izlemektedir. Bunların istihdamdaki payı yüzde 89,9'a ve üretimdeki payı ise yüzde 90,3'e ulaşmaktadır. Türkiye genelinde sanayiin sektöre! dağılımı lstanbul ve Kocaeli illerinin katkısıyla daha çeşitlilik kazanmış bir yapı gö.stermektedir. Nitekim, 1996 yılında istihdamda tekstil-giyim (%34,3), makina-teçhizat (%21 ,7), gıd a (%16,6) ve kimya (%9,5) şeklindeki büyüklük sıralaması , üretimde kimya (%23,1), makinateçhizat (%20,3), tekstil-giyim (% 19,8) ve gıda (% 18,6) şeklinde gerçekleşmektedir. Türkiye ekonomisinde inceleme döneminde tekstil ve giyimin pay ı nın önemli oranda artmasını (üretimde 6,9 ve istihdamda 10,9 puan) ve sözkonusu dört sektörün payının istihdamda yüzde 77'den yüzde 82,5'e, üretimde yüzde 70'den yüzde 82'ye çıkmasını üretimde çeşitliliğin artması ve Türkiye'de sanay il eşmenin yüksek katma değerli sektörlerin geliştirilmesiyle gerçekleştirilmesi stratejisiyle bağdaşmadığın ı göstermektedir. OECD sınıflamasına göre düşük teknolojili sektörler olarak değerlendirilen gıda, tekstil-giyim, orman ürünleri, kağıt ve basım , taş-toprak sanayiilerinin 1996 yılı istihdamındaki payı lçel'de yüzde 72, Adana'da yüzde 76,5, Gaziantep'te yüzde 84,9, Kahramanmaraş' ta yüzde 92,5 iken, Türkiye toplamında yüzde 63,2'ye gerilemektedir. 5. İMALAT SANAYİİ VERİMLİLİGiNDE GELİŞMELER

Sanayide verimlilik analizinin toplam faktör verimliliğiyle yapılmasında yarar bulunmaktadır. Türkiye, Denizli ve Gaziantep için yapılan hesaplamada 1981-1996 döneminde Türkiye büyük imalat sanayiinin yüzde 6,4 oranında büyümesine toplam faktör verimliliğinin (TFV) katkısı yüzde 40,5 olurken, Denizli'de yüzde 15,4 ve Gaziantep'te yüzde 12,3 oranında büyüme oranlarına TFV'nin katkısı ancak yüzde 2,3 olmuştur (Temel ve diğerleri; 1998, 38-40). Burada veri yetersizliği nedeniyle lçel için TF'v· hesapla ması yapılmayacak ve emek verimliliğinin değerlendirilmesiyle yetinilecektir. 5.1 istihdam Başına Yaratıla n Katma Değer

1980 yılında inceleme kapsamındaki illerden Adana, lçel, Kocaeli Türkiye toplamına göre daha yüksek özel kesim verimli liğine sahipler iken, Gaziantep, Kahramanmaraş önemli ölçüde olmak üzere

303


lstanbul Türkiye ortalamasının altında bir verimlilik düzeyine sahip olmuşlardır. Bunda petrol arıtımı ve petrokimya sanayiilerinin etkisi olmuştur. Tablo: 5.1- Çalışan Başına İmalat Sanayii Katma Değerinde Gelişmeler

(1995 Sektör Adana

1985

1980 = 100,0)

1996

A

115.7

131.0

163.2

B

279.0

133.0

77.5

87.1 135.6

129.7 175.5

178.9 196.4

109.5 163.4

326.6 178.2

31.3

83.7

119.2

38.6 87.2

49.0 128.3 139 'i

C A B C lçel A B C Kahramanmaraş A B C lstanbul A B C Kocaeli A B C Türkiye A B C Kaynak:DIE, Not: A:Toplam, B:Kamu, C:Ozel Gaziantep

1990

Fiyatlarıyla ,

38.1 6.4 123.7 128.5 240.4 118.0 125.7 151.0 119.7 118.1 135.7 111.5

253.8 180.0 67.7 219.0

.

190.6 146.3

231.0 152.0

291.7

101.!:J

207.4 148.6 163.6 275.0 153.7 151.4 173.5 147.7

201.7 116.3 204.5 236.7 385.4 253.9 212.5 289.2 207.4

1980-96 döneminde Gaziantep, lçel, Kahramanmaraş ve Kocaeli'nde verimlilik artışı Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşmiş, buna karşılık Adana ve lstanbul'da verimlilik artışı ortalamanın altında kalmıştır. Sözkonusu dönemde' özel kesim verimlilik endeksi lçel'de 219'a ulaşırken, Türkiye genelinde 207,4 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede sabit sermaye stoğundaki, dolayısıyla yatırımlardaki gelişmenin belirleyici bir faktör olduğunu unutmamak gerekir. inceleme döneminde nispi olarak artmasına karşılık, dönemin sonunda Türkiye genelinin oldukça altında bir düzeye ulaşan Gaziantep ve Kahramanmaraş'tak1 istihdam başına yaratılan katma değerdeki düşüklük, bu iki ilimizdeki sınai yapının verimlilikten kaynaklanan rekabet gücü yetersizliğini ortaya koymaktadır.

5.2 İşçi Başına Ücret Ödemelerindeki Gelişmeler

Türkiye genelinde sabit fiyatlarla işçi başına ücret ödemeleri endeks değeri , 1980 yılında 100 alınması durumunda, 1996'da verimlilik gelişmesinin (207,4) altında 125,5 düzeyine ulaşabilmiştir. Endeks değeri, inceleme kapsamındaki illerden Adana, lçel, Kahramanmaraş, Kocaeli'nde Türkiye ortalamasının üzerinde, Gaziantep ve istanbul'da Türkiye ortalamasının altında bir gelişme göstermiştir. Kişi başına katma değer ile işçi başına ücretlerin düşüklüğü ve artış eğiliminin güçlü olmaması verim düşüklüğünün ve rekabet baskısının ücret düşüklüğüne bir yansıması olarak değerlendirilebili r.

304


6. BÖLGELER ARASI İLİŞKİLER 6.1 Girdi Kullanımı

lçel sanayii girdi kullanımında geniş ölçüde ithalata bağımlı olup, bu bağımlılık büyük işletmelerde yüzde 66,4'e çıkmaktadır. ithalata bağımlı sanayilerin lçel'de kurulmasında bu işletmelerin üretiminin bölgenin girdisi olmasının yanında Mersin Limanının varlığı da önemli bir unsur oluşturmaktadır. Bu oran Denizli sanayiinde yüzde 28,9 ve Gaziantep'te yüzde 26,9 düzeyinde gerçekleşmektedir. ithalata bağımlılık gıdada yüzde 37,4, tekstil ve giyimde yüzde 20,2 iken, bu oran kimya sanayiinde yüzde 95, 1'e kadar

ulaşmaktadır.

Tablo: 6.1- İçel Sanayiinde Girdilerin Sağlandığı Yerler

(1997,Yüzde) 0.99

Yerli işyeri 78.18

0.10 1.07

82.66 32.57

Kendi lşyeri

Büyüklük Grubu 1 2 3

ithalat 20.82 17.24 66.37

Toplam 100.0 100.0 100.0 100.0

59.56 39.45 0.98 Toplam Kaynak:DIE, Büyüklük grubu: Küçük(10-24 kişi) , Orta(25-99kişi) , Büyük(100 ve üzeri kişi) Bölge içi ekonomik ilişkilerin yoğunluk derecesini verecek girdilerin iller itibariyle dağılımında bölge illeri olarak alınan İçel,· Adana, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa ve Adıyaman illerinin payı yüzde 61 ,70'e ulaşmaktadır. Bu da lçel sanayiinin bölge içinde geriye bağlantısının , orta ölçeklilerde daha yoğun olmak üzere, oldukça yüksek olduğu nu göstermektedir. Alt sektörler itibariyle bölgesel bağımlılık; gıdada yüzde 82,85, tekstil-giyimde yüzde 41 ,87, kimyada yüzde 66,42, taş-toprakta yüzde 86,45 ve makina-teçhizatta yüzde 21,25'dir. Tablo: 6.2- İçel Sanayiinde Girdilerin Sağlandığı İller

(1997) Faaliyet

Büyüklük Grubu

lşyeri Sayısı

412 216

3

100 96 1

2

3

Toplam Satınalış içindeki Yüzde Pay 100.00 61.70 15.19 23.11 11.74 6.97

233 123

1.57

55 55 142 72

3.20 18.16 12.34 4.15 1.67

39 31 37 21 6

70.10 42.39 9.47 18.24

10

305

Bölgeler

Bölge içi ( 1) Büyük Merkezler (2) Diğerleri

(3)

Bölge içi Büyük Merkezler Diğerleri

Bölge içi Büyük Merkezler Diğerleri

Bölge içi Büyük Merkezler Diğerleri


Bölge içinin Yüzde Payı 31

82.85

32

41 .87

35 36

66.47 86.45 21.25

38 Kaynak:DIE. Not: 1-

Bölge içi kapsamına lçel, Adana, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Şanlıurfa illeri girmektedir.

2- Büyük Merkezler lstanbul, Kocaeli Ankara ve izmir'i kapsamaktadır. 3- (1) ve (2)'nin dışındaki tüm iller kapsanmaktadır. Girdi kullanımında işyerlerinin ölçek büyüklüklerine göre birbirlerine olan bağımlılığı , ölçek itibariyle işletmelerin birbirleriyle olan tamamlayıcılığının güçlülüğünü ortaya koyacaktır. lçel'de küçük işletmelerin girdilerinin temini bakımından farklı ölçekli işletmeler bakımından önemli bir farklılık görülmemektedir. Buna karşılık orta ö'lçekliler yoğun olarak küçük ölçeklilerden girdi kullanırlarken, büyükler ise daha çok büyüklerden girdi sağlamaktadırlar. Bu da lçel sanayiinde küçük-orta ölçekliler dışında , tamamlayıcılığın yeterince güçlü olmadığını göstermektedir. büyüklüğü

Tablo: 6.3- İçel Sanayiinde Satın Alınan Girdilerin İşyeri Büyüklüklerine Göre Yüzde Dağılımı

(1997, Yüzde) Sektör

Büyüklük Grubu

lşyeri

Küçük

Orta

Büyük

Toplam

Sayısı

3

181 112

42.89

1 2 3

55 14

43.32

39.Ş2

43.27

18.77 40.87

38.35 19.61

100.0 100.0

18.65 15.59

38.03 41 .14

100.0 100.0

Kaynak:DIE. 6.2 Yurtiçi Satışlar ve İhracat 6.2.1 Yurtiçi

Satışların Dağılımı

(i)Yurtiçi Satışların iller İtibariyle Dağılımı

lçel'de orta ve küçük işletmeler satışlarda daha çok bölge illerine yönelmekte ve bölgesel işletmeler niteliğini taşımaktadır. Buna karşılık büyük işletmeler 1997 satışlarının yüzde 74,55'ini (62,91 'i büyük merkezler) bölge dışındaki illere gerçekleştirmişlerdir. Gıda daha ziyade bölgesel talebi k'arşılamakta, tekstil-giyim önemli ölçüde lstanbul ve lzmir'de yerleşik işletmelere fason üretim yapmakta ve bunlarda büyük merkezlerin payı yüzde 80,71 'e ulaşmaktadır. Kimya sanayii satışlarının yüzde 77,38'i ile büyük merkezlerdeki sanayiin girdi ihtiyacını karşılamaktadır. Taş-toprakta bölge içi, büyük merkezler ve diğer iller benzer ağırlıklara sahip olmakta, makina-techizat üretiminin ancak yüzde 17, 16'sını bölge içine satarken, yüzde 74,52'sini büyük merkezlere gerçekleştirmektedir. lçel sanayii bu yapısıyla küçük ve orta ölçekli işletmelerde bölgesel bir yoğunlaşma ortaya koyarken, büyük işletmelerde daha çok dahil olunan grubun başka bir bölgedeki işletmesinin ihtiyacının karşılanmasına veya doğrudan tüketicilere yönelmektedir.

306


Tablo: 6.4- Yurtiçi Satışların İller İtibariyle Dağılımı

(1997) Sektör

Büyüklük Grubu

3

1

. 2

3

işyeri Sayısı

Toplam Satış içindeki Yüzde Pay

100.00 32.84 55.39 11.77 8.47 5.74 1.76 0.97 8.13 5.88 1.17 1.09 83.39 21.22 52.46 9.71

456 267 81 108 270 174 35 61 133 72 24 37 53 21 22 10

Bölgeler

Bölge içi Büyük Merkezler Diğerleri

Bölge içi Büyük Merkezler Diğerleri

Bölge içi Büyük Merkezler Diğerle ri

Bölqe içi Büyük Merkezler Diğerleri

Bölge içinin Yüzde Payı

86.53 12.44 17.82 39.55 17.16

31 32 35 36 38 Kaynak:DIE.

(ii) Yurtiçi Satışların Sektör ve Ölçekler İtibariyle Dağılımı imalat sanayii işletmeleri arasında ileriye doğru tamamlayıcılık bakımından küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyüklere göre güçlü olduğu görülmektedir. Büyükler ise nihai talebe dönük tüketim ve yatırım malları ürettiklerinden veya doğrudan ihracata yöneldiklerinden bunların lçel sanayiinde ileriye dönük yeterince tamamlayıcılık özellikleri bulunmamaktadır. Sektörlerden tekstil-giyim, kimya ve makina-teçhizat sanayiilerinde

sanayi içi satışların

yüksekliğini tekstilde fason ilişkilerde, kimya sanayiinin ara ürün üretmesinde ve makina-teçhizatta güçlü

bir tamamlayıcılığın varlığınd a aramak gerekmektedir.

307


Tablo:6.5- Yurtiçi Satışların Sektörler İtibariyle Dağılımı

(1997,Yüzde) imalat Sanayii Ölçekler

Küçük

Orta

Büyük

imalat

Küçük

17,88 2,21

12,28

8, 11

4,13 1,02

20.11

Ticaret

Genel Toplam

38,27

49,61

26,45 13,93

69,20

100,0 100,0

Toplamı

Orta Büyük Toplam

3,34 3,76

1,51

9,57 9,95

15,22

85,54 83,74

100,0 100,0

Kaynak:DIE.

(iii) Fason Üretim

lşyerleri arasındaki fason ilişkiler Tablo:6.6'da verilmiştir. lçel'de fason ilişkinin özellikle tekstilgiyim, gıda, makina-teçhizat ve orman ürünleri sanayiilerinde yoğunluk kazandığı görülmektedir. lçel'de fason üretim yapan sanayi işletmelerin oranı 1997 yılında yüzde 25,6 iken, bu oranlar 1996 için Denizli'de yüzde 52,2 ve Gaziantep'te yüzde 15,38'dir. Fason üretim yapma genelde büyük ölçekli işletmelerde yoğunlaşmaktadır. Sektörler itibariyle yoğunlaşma gıdada orta, tekstilde büyük, orman ürünleri ve makina-teçhizatta orta-küçük işletmelerdedir. Bu durum, lçel'de Denizli'deki yapının tersine büyük işletmelerden küçüklere fason üretim yaptırılması yerine başka bölgelerdeki işletınelere fason üretim yapılması gibi bir durumla karşı karşıya bulunduğumuzu ortaya koymaktadır. Bu yapıyı bir sanayi odağı olarak gelişme süreciyle bağdaştırmak güçtür. Fason üretim yapanlarda fason üretim payının ölçek artıkça artmasının nedeni tekstilden kaynaklanmakta ve bu sektörde yer alan sekiz adet orta ve on adet büyük ölçekli firma tamamen fason üretime dönük olarak faaliyet göstermektedir. Bir orta ölçekli firma dışında diğerleri doğrudan yurtdışındaki firmalar adına fason üretimde bulunmaktadır. Yurtdışı firmalara fason üretim oranı ölçek artıkça büyümektedir. Fason üretim yaptıranların sayısı yapanların yaklaşık yarısını oluşturmakta olup, bunlar nispi olarak makine-teçhizat, tekstil-giyim ve orman ürünleri sanayilerinde yoğunlaşmışlardır. Fason üretim yaptırmada ilk sırayı Adana almakta, Adana'yı Konya, Ankara ve İstanbul izlemektedir.

işletmelerin dışa açılmalarının başka bir göstergesi olarak alınabilecek, bilinen dünya markaları adına üretim yapan 26 işletmenin 16'sı tekstilde (11 'i büyük), S'i makina-teçhizatta (1 'i büyük) yer almakta ve bunları kimya ve gıda sanayiileri izlemektedir.

308


Tablo: 6.6- Fason Üretim Yapan-Yaptıran İşyerleri ve Fason Üretimin Payı

{1997) Fason Üretim Yaptıranlar

Fason Üretim Yapanlar

Sektör

lşyeri Büyüklüğü

'

Fason Üretim Yapan

Fason

lşyeri

(Yüzde)

lşyerlerinin Payı

Sayısı

Fason Üretim Yapanlarda Fason Üretimin

Fason Üretim

Yaptıran

Fason

Üretim

Yaptıran

lşyerlerinin

lşyeri

Payı(Yüzde)

Sayısı

Payı

(Yüzde) 57

25,6

52,78

1

27

21,6

35,96

2

18

28,3

44,33

3

12

40,0

66,63

12

24,0

1

6

2

5

3

31

30

13,6

2

4,0

18,2

10,23 18,24

1

3,0

38,5

11,36

o

o

1

25,0

26

61,9

5,00 96,61

1 7

25,0 16,7

1

8

53,3

58,04

6,7

2

8 10

57,1 76,9

100,00 100,00

1 4 2

15,4

5

17,9 17,4

51,05

4

14,3

73,83

3

13,0

3 32

3 33

28,6

1

4

2

1

25,0

30,00

1

25,0

11

20,8

73,27

14

26,4

1

7

51, 13

2

4

20,6 23,5

92,42

9 4

26,5 23,5

3

o

o

o

1

50

38

Kaynak:DIE. 6.2.2 İhracat

lçel'de 1997 yılında 191 işletmenin ancak yüzde 25,7'si (49 işyeri) ihracat yaptığını belirtmiştir. Tekstil-giyim ve taş-toprak sanayiileri diğer sektörlere göre ihracata dönük olarak faaliyet gösterirlerken, özellikle makina-teçhizat sanayii nispi olarak iç pazara dönük üretim yapmaktadır. ihracatın işletmelerin toplam satışlarına oranı yüzde 30'a ulaşırken, bu oran küçük işletmelerde yüzde 53,75, orta ölçeklilerde yüzde 47 ve büyük işletmelerde yüzde 28,04 düzeyindedir. ihracat yapan işyerleri satışlarında ihracatın payı gıdada yüzde 68,52'yi, orman ürünlerinde yüzde 81,59'u bulurken, tekstil-giyimde yüzde 44, 14, kimyada yüzde 27,08 oranlarında gerçekleşmiştir.

lçel'de büyük işletmeler ihracata dönük faaliyette bulunurlarken, küçük ve orta işletmeler iç pazara dönük üretim yapmaktadırlar. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihracata yönelmeleri dışa dönük rekabetçi bir sanayi yapısının gerçekleştirilmesi bakımından önem taşımaktadır. ihracatın

mutlak büyüklüğünün yanında ürün ve ülke bazında çeşitliliğin sağlanması ihracat performansında sürekliliğin sağlanmasının başlıca unsurlarındand ır. Ayrıca yoğun rekabetin geçerli

309


olduğu OECD ülkesi pazarlarına gerçekleştirilen ihracat, kalıcılığın sağlanması bakımından önem taşımaktadır.

Halen dünyanın sanayi ihracatında en büyük paya makina ve ulaşım araçları (ofis makinaları­ haberleşme cihazları ve taşıt araçları-taşıt araçları yan sanayii) ve kimya sanayii sahip olup, buna karşılık tekstil-giyim ve demir-çelik sanayiilerinin hem göreli payları düşük hem de artış hızları yavaştır. Ülkemiz ihracatında tekstil-giyim, gıda ve demir-çelik sanayiilerinde bir yoğunlaşma yaşanırken, lçel sanayiin ihracatı kimya, taş-toprak, tekstil ve gıda ağırlıklı bir yapıya sahiptir. Buradan, dünyadaki mal ticaretindeki gelişmelere lçel ihracat yapısının daha uyumlu olduğunu söyleyebilmek olanaklıdır.

Dünya ithalatının bölgesel dağılımında Avrupa Birliği, Kuzey Amerika ve Doğu Asya olmak üzere başlıca üç bölge görülmekte ve 1980 sonrasında son iki bölge daha hızlı bir gelişme hızı göstermektedir. Türkiye'nin halen AB ülkeleri en büyük ihracat pazarını teşkil ederken, bunu Ortadoğu ve Eski Doğu Bloku ülkeleri izlemektedir. İçel ihracatının ülkeler itibariyle yapısı Türkiye toplamına parelellik göstermektedir. içel'in 1997 yılı toplam ihracatının yüzde 74,31'i OECD ülkelerine yapılırken, Ortadoğu ülkelerinin payı yüzde 23,52'ye ulaşmakta ve bunu Orta-Doğu Avrupa izlemektedir.

OECD pazarlarına yapılan ihracatın toplam ihracata oranı küçüklerde yüzde 50,03 iken, bu değer orta ölçeklilerde yüzde 40, 11 'e gerilemekte ve büyük işletmelerde yüzde 76, 78 düzeyine yükselmektedir. Gıda ve toprak ürünleri ihracatında pazarlar itibariyle çeşitleme yaşanmakta, tekstil-giyim, kimya

ve makina-teçhizatta AB'ye, orman ürünlerinde ise Ortadoğu ülkelerine bir yönelim sözkonusudur. işletmelerin yüzde 69,4'0 ih racatlarını kendileri gerçekleştirmektedirler. Orta ve küçük işletmele r gıdada , kimyada, makina-teçhizatta başka bir firmadan ihracatta büyük ölçüde yararlanırlarken, büyükler gıdada, tekstilde kendileri, buna karşılık kimya, taş-toprak ve makina-teçhizatta grup içinde başka bir şirketten yararlanmaktadırlar.

Bu yapı , Denizli örneğinde başarılı olarak kabul edilen dış ticarette uzman kurumlara dönük yapılanmadan lçel'de de yararlanılması gereğini ortaya koymaktadır.

Tablo:6.7- ihracat Yapılan Ülkeler

(1997) Sektör

lşyeri

lşyeri Sayısı

İhracattaki

Büyüklüğü

85

3

55 20 10 3

3

3

Toplam

1

2

3

42 12 22 8 33 17 10 6 52

Yüzde Pay 100.00 74.31

OECD ihracatı/ Toplam ihracat Yüzdesi 74.31

31 0

OECD Ortadoğu

23.52 2.17 3.76 1.88 1.47 0.41 3.98 1.60 2.07 0.32 92.25

Ülkeler

Diğer

50.03

OECD Ortadoğu Diğer

40.11

OECD Ortadoğu Diğer


31

32

38 10 4 46 22 14 10 17 17

o o 35

36

38

19 9 6 4 16 8 7 1 16 8 5 3

70.83 19.98 1.44 9.80 4.17 3.95 1.67 16.53 16.53 0.00 0.00 62.45 46.70 15.07 0.68 8.86 4.94 3.90 0.01 1.02 0.92 0.08 0.02

76.78

OECD Ortadoğu Diğer

42.55

100.00

OECD Ortadoöu Diqer OECD Ortadoğu

Diöer 74.78

OECD Ortadoğu Diğer

55.82

OECD Ortadoöu Diğer

90.34

OECD Ortadoğu Diğer

Kaynak:DIE. 7. REKABET GÜCÜ VE AB İLE GÜMRÜK BİRLİGİNİN ETKİLERİ

lçel'deki firmalar işletmelerini pazarlama stratejisi, ürün, satış sonrası sunulan hizmet, organizasyon yapısı, işgücü maliyeti ve işgücü niteliği unsurlarından, yurtiçi firmalara karşı ürün çeşidi, kalite ve fiyat bakımından rekabet edebilir bulurken, yurt dışında rekabet edilebilir bulunan herhangi bir faktörün olmaması dikkati çekmektedir. özellikle işgücünde göreli avantajı yansıtacak unsurlarda da kötümser olunması lçel sanayiinin gelişme potansiyeli bakımından olumsuz bulunmaktadır. AB ülkelerindeki teknolojiyi izleyen firma sayısı 66 (%29,9) olup, bunlar daha çok tekstil-giyim ve makina-teçhizat sektörlerindedir. AB ülkelerindeki işyerleri ile rekabet edilebilir bulunan faktörler urun kalitesi ve ışgucu maliyetidir. Alt sektörler itibariyle de işgücü maliyeti, ancak tekstil-giyim, kağıt, kimya ve makina-teçhizat sanayilerinde olumlu bulunurken, ürün kalitesinin metal ana dışında olumlu bulunmasını şüpheyle karşılamak gerekir. Hammadde fiyatlarının tüm sektörlerde olumsuz bulunmasını özellikle gelişme potansiyelinin varolduğu varsayılan tarımsal sanayiilerin geliştirilmesi bakımından tereddütler doğurmaktadır. Kimya ve taş-toprak sanayiileri dışında kalifiye işgücünün yeterli olmaması genelde eğitime, özelde mesleki teknik eğitime daha çok önem verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Finansman, enerji ve ulaştırma maliyetlerinin ülkemizde AB ülkelerinin oldukça üzerinde olduğu gerçeğine karşılık, 1993 y ı lına göre 13 puan dolayında gerileyen reel kur endeksine rağmen döviz kuru politikasını yeterli bulunmamasını anlamak mümkün görünmemektedir. Teknolojik düzeyin yalnızca cam sanayiinin yer aldığı taş-toprak grubunda yeterli bulunması sanayiileşme stratejisinin oluşturulmasında dikkate

311


alınmalıdır. işletme kapasitesi ise sadece tekstil-giyim ve kağıtta yeterli bulunmaktadır. Yürürlükteki

mevzuattaki

yetersizliğin

AB'ye uyum

ça l ışmaları kapsamında giderilebileceği düşünülebilir.

AB ile gümrük birliğinin işyerlerin i n ancak yüzde 8, 1'nin (18 . işyeri) üretimini olumsuz ve yüzde 13, 1'ini (29 işyeri) de olumlu etkilediği görülmektedir. Olumlu etkilenenlerin ihracatta yüzde 9'a (20 işyeri, 2'si tekstil) gerilemesi ve gümrük birliğinin yeni ihracat bağlantısı olanağı sağladığını ancak 11 işletmenin belirtmesini lçel sanayiinin yeterince dışa dönük olmaması ve etkinin ancak orta dönemde ortaya çıkabileceği şeklinde değerlendirmek gerekir. Yine ithalattan olumsuz olarak etkilenenlerin oranı yüzde 2,7 (6 işletm e) olup, bunlar gıda, tekstil-giyim, kimya ve makina-teçhizat sektörlerinde yer almaktad ı r.

AB ile gümrük birliği sonrası işletmelerin ancak yüzde 57,9'u yeni yatırım düşünmekte olup, yatırımların yoğunlaşma sıralaması ise kalite iyileştirme, kapasite artırılması, maliyeti düşürme ve yeni üründür. Fa rklı faaliyette yatırım yapmayı düşünen 5 adet işletmenin ilgi duyduğu alanlar tekstil, gıda, mak i na-teçhizattır.

,Sektörde kullanılan yeni teknoloji hakkında bilgi sahibi fi rmaların ancak yüzde 35,7'sinin kendi teknolojisini daha iyi durumda bulması , teknolojik olarak yenilenme gereğini göstermektedir. Bu oran Tekstil-giyim, taş-toprak ve makina-teçhizat Denizli'de yüzde 58,2, Gaziantep'te yüzde 30 , 6'dır. sanayiilerinde bu oran imalat ortalamasının üzerindedir. lçel'de ana birimlerde kullanılan teknoloji esas olarak yerli makinalar vasıtasıyla edinilmektedir. 8. ARAŞTIRMA FAALİYETLERİ

lçel'deki işletmelerden yüzde 15,8'i bilgisayar destekli tasarım ve üretim, yüzde 23,5'i toplam kalite yönetimi, yüzde 32, 1'i TSE belgeli üretim, yüzde 8, 1'i ISO 9000 kalite güvence sistemine sahip iken, yüzde 14,9'u internet kullanmaktadır. işetmelerin yüzde 18,6'sı fizibiliteyi, yüzde 66,5'i kalite kontrolünü, yüzde 29'u tahmin, projeksiyon ve model çalışmasını kullandıklarını belirtmişlerdir. lçel'de işletmelerin yüzde 8,1'ini oluşturan 18 tesis düzenli AR-GE faaliyetinde bulunan bağımsız birime sahiptir. Bu sayı Denizli'de 32 ve Gaziantep'te 39'dur. Birimler gıda , kimya, tekstil ve giyim, taş­ toprak, makina- teçhizat ve ana metal sanayiilerinde yer almaktadırlar. Gerçekleştirilen

AR-GE

faaliyetleri

uygulamalı

araşt ırm a ,

temel

araştırma

ve deneysel

geliştirmede yoğunlaşmaktadır. üretim sürecinde yararlanılan AR-GE faaliyetlerinde, büyük çoğunlukla

kendi işyerlerinden yararlanılması ya bu hizmeti verecek işletme dışı kuruluşların olmaması veya özellikle büyük işletmelerin araştırma olanaklarının yeterli olmasıyla açıklanabilir. Yapılan AR-GE harcamalarının toplam katma değer içindeki payı binde 6'dır. Bu oran Den izli'de Y.üzde 1, 1 ve Gaziantep'te binde S'dir.

lçel'de üretim ile ilgili yeniliklerin izlenildiği görülmektedir. Ancak, diğer iki ile göre ülke içi fuarların izlenmesi, TÜBITAK, KOSGEB gibi kuruluşların olanaklarından yararlanma daha yüksek, buna karşılık yurt dışı fuarların daha az izlenmesi sınai yapının nispi olarak içe dönük olması ve rekabet ortamından kaynaklanıyor olabilir. Yine aynı sektördeki diğer işletmelerin tecrübelerinden yararlanma da taklitçiliğin daha ön planda olduğu Denizli örneğine daha yakın görünmektedir. lçel'de 221 işletmeden 197'si (%89,1) yenilik çalışmalarını izlemekte, 123'0 (%62,4) mevcut ürünleri geliştirme, 84.'ü (%42,6) ürün çeşitlendirme, 39'u (%19,8) yeni ürün tasarımı, 33'0 (%16,S}üretim teknolojisi uyarlama ve 20'si (%10,2) ürün uyarlaması yapmaktadırlar. Ürün geliştirme taş-toprak ve

312


makina-teçhizat; ürün çeşitlendirme kimya; yeni ürün tasarımı ağaç mobilya, kimya; üretim teknolojisi uyarlama tekstil; özgün ürün gelişti rme gıda ve kimya sanayiilerinde yaygındır. Makina-teçhizat sanayiinin hemen tüm kalemlerde ortalamanın üzerinde değerlere sahip olması bu sektörün yenilik çalışmalarına ilgisini ortaya

koymaktadır.

lçel ·sanayiinde ürün patentine 23, üretim süreci patentine 6 firma başvurmuş, başvurular kimya, makina-teçhizat ve gıda sanayiilerinde yoğunlaşmıştır. 9. YATIRIMLARIN FİNANSMAN! VE YATIRIM EGiLİMLERİ

lçel'de yerleşik işletmelerin yüzde 92,8'i ilk yatırımlarını VE} yüzde 75 , 6'sı sonraki yatırımlarını kendi kaynakları ndan karşı lamışlardır. Girişimcilerin birikimlerini yaptıkları faaliyet alanları içinde imalat önde gelmekte, bunu ticaret, tarım ve yurtd ı şında işçi olarak çalışma izlemektedir. Denizli ve Gaziantep örneklerinde olduğu gibi sonraki yatırımların finansmanı için daha çok banka kredisinden yararlanılmaktad ı r. Bu durum öz kaynakların payı 'bir miktar azalsa da 1997 ve sonraki yatırımlar için de geçerlilik göstermektedir. Kredi kullanmakta işletme kredileri ilk nedeni oluşturmakta , bunu yatırım ve ihracat kredileri izlemektedir. 1997 sonrası için yatırım kredileri payının 14 puan artması ve bu artışın daha çok gıda, orman ürünleri, kimya, taş-toprak ve makina-teçhizat sanayiilerinde olmasını .sanayide çeşitlenme eğili mi n in bir göstergesi olarak yorumlamak gerekir. Krediler işletmelerce yeterli bulunmaz iken, daha fazla kredi kullanmama nedenini beklendiği gibi kredi maliyetinin yüksekliği oluşturmaktadır. işletmelerin ancak yüzde 25,8'i teşviklerden yararlanırken , yüzde 26,9'u bilgilerinin olmadığın ı ,

yüzde 26,8'i de bürokratik işlemlerin fazlalığını belirtmişlerdir. Bilgi yokluğu ve bürokratik işlem fazlalığı g ı da ve makina-teçhizat sektörlerinde yoğunlaşmaktadır. Teşviklerden yararlanma oranı Gaziantep'te yüzde 32,8 ve Denizli'de ise yüzde 54,3'dür. lçel'de teşviklerden yararlanmanın düşüklüğünde işletmelerin teşvik için aranan koşulları sağlayamamasının da etkili olduğu görülmekte'dir. lşyerleri yatı rım teşviklerini genelde yeterli bulurlarken, ihracat teşviklerinin yetersiz bulunması

lçel sanayii nın daha da dışa aç ı lmak istemesinin bir göstergesi olarak düşünülebil i r. 143 işyerinden gelecek beş yılda yatırım yapmayı planlayan 116 's ı aynı ilde yapmay ı düşü nürlerken , farklı ilde yatırım yapmayı planlayan 27 işletmenin sekizinin Adana ve Gaziantep'i ve üçünün büyük merkezleri tercih etmelerini bölgeyle bütünleşme ve metropollere aç ı lma gayretleri olarak yorumlamak gerekir. Farkl ı ilde yatırı m tercihinde pazarlama imkanları , yerel talep, altyapı olanakları , yöresel teşıifk ler, kalifiye eleman, yan sanayi, hammadde temini ve metropol olanakları etkili olmaktadır. Yine gelecek beş yılda yatı rım yapmayı planlayan 25 gıda işletmesinin 4'ünün , 22 tekstil-giyim işletmesinin 6'sının, 15 kimya işletmesinin 4'ünün , 8 taş-toprak işletmesinin 2'sinin ve 43 makina-teçhizat işletmesinin 9'unun farklı sektörleri tercih etmesi ildeki ürün çeşitlendirme arzusu olarak değerlendirilebilir. Yatı rım yapılmamasının başlıca sebebini enflasyon, siyasi belirsizlikler, talep koşullarının

değişmesi

oluşturduğundan

siyasi belirsizliklerin · enaza indirilmesi ve makroekonomik istikrarın

sağ l anması yeni kapasitelerin yaratı lması bakımından önem taşımaktadır.

313


1O. İŞ YERLERİ-ALTYAPI İLİŞKİSİ lçel sanayiinin temel altyapı sorununu yeterli ve kaliteli enerjinin temini oluşturmaktadır. Enerji yetersiz l iğinden

olumsuz etkilenen

işyerlerinin oranı

yüzde 78,7'ye

ulaşmaktadır.

Gerek organize sanayi bölgesi gerek küçük sanayi siteleri yetersiz bulunmaktadır. Organize sanayi bölgesi ihtiyacı duyulan alanlarda öncelik genel, gıda, metal ana, makina-teçhizat, teksti l-giyim, orman ve kimya sanayileri şeklinde sıralanmaktadır. Küçük sanayi sitelerinde bu sıralama genel, metal ana, makina-teçhizat, orman ürünleri, gıda , tekstil-giyim ve kimyadır. 11 . SONUÇ

lçel ekonomik ve sosyal göstergeler bakımından Türkiye ekonomisi içinde oldukça iyi bir konumdadır. Ülkemizin güneyinde yer alan iki büyük ovanın batısında yer alan bir ihraç limanı olmasının yanında , iki yerel sanayi odağı olan Gaziantep'e ve özellikle de Adana'ya çok yakın bir yerleşim yerine sahiptir. Güçlü tarımsal potansiyeli, dinamik nüfusu, gelişm iş altyapısı , ticaret ve ulaştırma kapasitesi birlikte ·değerlendirildiğinde, lçel'in 1980 sonrasında potansiyeli ölçüsünde bir ge l işme performansı gösteremediği görülmektedir.

1980-1996 döneminde lçel ekonomisi Türkiye ortalaması civarında büyümüş , özel imalat sanayii temel göstergelerindeki gelişme de Adana'daki eğilime benzer şekilde ülkemiz ortalaması nın altında gerçek leşmiştir. Diğer taraftan, bölgenin diğer iki dinamik odağını oluşturan Gaziantep ve Kahramanmaraş sanayiinde faktör kullanımı ve hasıla artışları Türkiye ortalamasın ı n oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Ancak Kahramanmaraş tümüyle tekstil-giyim ile gıdada yoğunlaşırken , Gaziantep tekstilgiyim, kimya ve gıda sanayiileri ağırlıklı olarak gel i şmiştir. Buna karşılık lçel'de tekstil-giyim, kimya, toprak sanayiileri ve makina-teçhizat şeklinde çeşitlenme sözkonusu olup, Adana gıdanın nispi ağı rlığının dışında lçel ile benzer bir yapı göstermektedir. Yaşam standardını artıracak bir ekonomik gelişme ancak verimlilik artışıyla mümkündür. Çalışan

başına yaratılan katma değer Türkiye, Adana ve lçel'de yüksek iken, hızlı gelişen bölge illerinde nispeten düşüktür. inceleme döneminde Gaziantep ve Kahramanmaraş'taki göreli hızlı verimlilik artışında sabit

sermaye yatırımlarındaki artışlar etkili olmuştur. öte yandan, ücretin katma değer içindeki payında zaman içinde bir azalma sözkonusudur. lşyerlerinin , bölge içi ve birbirleriyle olan geri-ileri bağlantısının küçük-orta işletmelerde daha yoğun olduğu görülmektedir. Buna karşılık büyük işletmelerin gerek bölge içi gerek birbirleriyle bağlantıs ı yeterince güçlü değildir. Denizli sanayiindeki yoğun fason ilişkiler esnek bir üretim yapısını ortaya koyarken, lçel'de yoğun bir dikey entegrasyon görülmemektedir. Fason üretim daha çok büyük işletmelerde yoğunlaşmakta ve bölge dışına fason üretim yapılmaktadır. Bu durum, lçel sanayiinin

entegre bir yapı içinde

gelişmediğini

ortaya

koymaktadır.

Sektörlerin dışa açıklığı , mal ve pazar çeşitliliği olarak lçel sanayii Türk imalat sanayiine göre dünyadaki eğilimlere daha yakın bir yapı sergilemektedir. Ancak, rekabet gücünün artırılması için gelişmiş teknolojiye sahip olma ve araştırma faaliyetlerinde yoğunlaşma ihtiyacı devam etmektedir.

işletmeler yatırımlarını genelde kendi kaynaklarından finanse etmekte olup, yeni yatırım ili ve aynı sektörü tercih etmesi mevcut sınai yapının orta dönemde de önemli ölçüde değişmeyeceğini göstermektedir. planlayanların çoğunluğunun aynı

314


Öneriler: Ülke genelinde olduğu gibi bölgesel bazda da sağlıklı gelişme önerileri, projenin alan bulguları kullan ılarak yerel girişimcilerin inisiy·atifıyle gerçekleştirilecek detaylı bir bölgesel gelişme stratejisi çalışması ile yap ı labilir. Dolayısıyla burada, mevcut yapı ve eğilimlerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılan genel mahiyette ve ihtiyatla karşılanması gerekli bazı öneriler yapılabilecektir. Bu kapsamda; -Önümüzdeki dönemde Şanlıurfa , Gaziantep, Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Adana ve lçel'in ekonomik ve sosyal entegrasyonunun daha da artacağı düşünüldüğünde, bölgenin gelişme olanakları dikkate alınarak lçel ekonomisi için öneriler getirilmesi, -ilde hizmet potansiyelinin yüksekliği nedeniyle sanayileşmenin yanında turizm, · finansal hizmetler, ticaret, kara-deniz taşımacılığı gibi hizmet sektörlerinin geliştirilmesi , en büyük paya makina ve ulaşım araçları (büro makinaları­ ve yan sanayi) ile kimya sanayiinin sahip olduğu gözönünde bulundurularak, lçel'de GAP'ın potansiyelini de dikkate alan gıda , kimya, moda ve markaya dönük tekstil, toprak ürünleri ve makina-teçhizat(ofis makinaları ve enformasyon, otomotiv yan sanayii) sanayiilerine önem verilmesi, -Dünya sanayi

malları ihracatında

haberleşme cihazları, taşıt araçları

-Sınırlı sayıda mal üretimine dayalı , çok girdi kullanan ve verimlilik artışı yetersiz bir bölge olmamak için, dünya koşullarını dikkate alarak, yüksek katma değerli sektörlere yönelmenin yanında , geleneksel sektörlerde de kalite iyileştirmesi yapılarak uç ürünlerin üretimine yönelinmesi ve verimlilik artış ında sürekliliğin sağlanması,

-Düşük

ücretin düşük yaşam standardı olduğunun bilinciyle, rekabet gücünün artırılmasında ücret ve kur kaynaklı maliyet-fiyat avantajı yerine ürün ·kalitesinin artırılması gerekmektedir. Yüksek katma değerli mal ve hizmetlerin üretimi için sanayiin teknoloji yeteneğinin artırılması, dizayn ve marka yaratı imas ı,

-Yüksek nitelikli işgücü, üretimde yüksek verimliliğin yanında bölgeye bölge dışından ve yurt dışından sermaye çekebilmenin temel koşullarından birisidir. Bu bakımdan mesleki ve teknik eğitim ile üniversite-sanayi işbirliğine önem verilmesi, -Yerel sanayi odaklarının gelişmesinde büyük önem arzeden bölgesel birliklerin toplumsal serm~yenin güçlendirilmesi,

oluşturulması

ve

-Üretimin ve ihracatın artırılması yeni üretken sanayi kapasitesi yaratılmasıyla mümkündür. Ancak yeni yatırım yapılması , makroekonomik istikrar başta olmak üzere · genel olarak belirsizliklerin enaza indirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca bölgede, altyapı hizmetlerinin sağlanmasının yanında ihtiyaç duyulan organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerinin oluşturulması, -ihracatta AB pazarının ağırlığının sürdürülmesinin yanında, Kuzey Amerika, Doğu Asya, Ortadoğu ve Merkezi-Doğu Avrupa pazarlarına yönelinmesi,

315


-Nihai tüketiciye ulaşabilmek ve oran fiyatını en üst düzeyde tutabilmek için, ihracatın uzmanlaşmış kuruluşlar (Çok Ortaklı Sektöre! Dış Ticaret Şirketleri , vb.) vasıtasıyla yapılması , ihracat pazarlarında gerekli da~ıtım kanallarını oluşturulması veya mevcutlara ortak olunması , yöre ekonomisinin

sa~lıklı

bir şekilde gelişmesi ve bölge

taşımaktadır.

316

yaşam

düzeyinin yükseltilmesi

bakımından

önem


KAYNAKLAR: Amin, A. ve Robins, K.(1990);"lndustrial Districts and _ Regional Development: Limits and Possibilities", içinde Ed. by Pyke, Becattini, G. ve Sengenberger, W.; lndustrial Districts and lnter-Firm, Co-Operatiıon in ltaly, lnternational lnstitute tor Labour

-

Studies, Geneva, 1990. -

Amin, A. ve Wilkinson, F.(1999);"Learning, Proximity and lndustrial Performance: An lntroduction", Cambridge Journal of Economics 1999, 23:121-15.

-

Bingöl, N. (1999); illerde Ekonomik Büyüme: imalat Sanayiinde Dışsal Ekonomiler (1980-1995), _DPT Uzmanlık Tezi. Eraydın ,

Ortaya Çıkmasında Kamunun Düzenleme ve Destekleme Biçimlerinin Katkısı (Yeni Yerel Sanayi Odakları (Denizli-

-

A. (1998); Yeni Sanayi

Odaklarının

Gaziantep) Uluslararası Seminerij, DPT, DIE ve SPK (Basım Aşamasında). -

Gönenç, R. (1998); lstatistiki Veriler Denizli ve Gaziantep'te "Yerel Rekabet Gücü" Olgusunu Doğru luyor mu? (Yeni Yerel Sanayi Odakları (Deni?li-Gaziantep) Uluslararası Semineri), DPT, DIE ve SPK (Basım Aşamasında) .

-

Güzelhan, H. (1998); Denizli ve Gaziantep lllerir)de KOBl'lerin Finansman Sorunları (Yeni Y~rel Sanayi Odakları (Denizli-Gaziantep) Uluslararası Semineri), DPT, DIE ve SPK

(Basım Aşamasında).

-

Hayter, R.(1998); The Dynamics of lndustrial Location:The Factory, the Firm, and the Production System, John Willey&Sons, New York, USA, 1998.

-

iktisadi Araştırmalar Vakfı(1987); Denizli ilinin Ekonomik Gelişmesi, Seminer, 1997.

-

Kazdağlı, H. (1998);° "Yeni Bölgesel Gelişme Yaklaşımları Doğrultusunda Denizli Ekonomisi", Anadolu'da Hızla Sanayileşen Kentler: Denizli örneği (Beşinci Ulusal

..

iktisat Sempozyumu), Türkiye Ekonomi Kurumu , Ankara:83-93. -

Küçüker, C. (1998); "Kentsel Büyüme Dinamikleri", Anadolu'da Hızla Sanayileşen Kentler: Denizli örneği (Beşinci Ulusal iktisat Sempozyumu), Türkiye Ekonomi Kurumu, Ankara:40-82 .

-

Lawson, C.{1999); "Towards a Competence Theory of the Region", Cambridge Journal

ofEconomics 1999, 23:151-166. -

Lucas, E.L.(1988);"0n the Mechanics of Economic Development", Journal of

Monetary Economics, 22, 1988:3-42. -

Maskeli, P. ve Malmberg, . A.(1999);"Localized Learning and Competitiveness" , Cambridge Journal of Economics 1999, 23: 167-185.

-

McCann, P.(1995);"Rethinking the Economics of Location and Agglomeration", Urban

Studies, vol. 32, No. 3, 1995: 563-577.

317

lndustrial


-

Murphy, K.M., Shleifer, A. and Vishny, A.W . (1989);" 1ndustrialization and the Big Push", Journal of Po/itica/ Economy, 1989, voi. 97:1004-1026.

-

Pezzini, M.(1998); Policy Measures tor Local Ecomomic and Social Development Based on Networks of Small Firms(Denizli-Gaziantep) Uluslararası Semineri), DPT, DIE ve SPK ( Basım Aşamasında) .

-

Pyke, F. ve Sengenberger, W.(1990);"1ntroduction", içinde Ed. by Pyke, Becattini, G. ve Sengenberger, W .; lndustrial Districts and lnter-firm Co-Operation in ltaly, lnternational lnstitute tor Labour Studies, Geneva, 1990.

-

Pyke, F.(1994); Srtıall Firms, Technical Srvices and lnternational lnstitute tor Labour Studies, Geneva, 1994.

-

Sengenberger, W. ve Pyke, F.(1992);"1ndustrial Districts of Local Economic Aegeneration: Aesearch and Policy lssues", içinde Ed. by Pyke, F. ve Sengenberger, W.; /ndustrial Districts and Loca/ Economic Regeneration, lnternational lnstitute tor Labour Studies, Geneva, 1992.

-

Somel, C. (1998); Kalkınma Perspektifinden Gaziantep imalat Sanayii (Yeni Yerel Sanayi Odakları (Denizli-Gaziantep) Uluslararası Semineri), DPT, DİE ve SPK (Basım

lnter-Firm

Coopeation,

Aşamasında).

-

Temel, A., ôzeren, S., Ulu, R. ve Boyar, E.(1998); Gaziantep ve Denizli illeri Sanayi Yapısı (Yeni Yerel Sanayi Odakları (Denizli-Gaziantep) Uluslararası Semineri), DPT, DIE ve SPK (Basım Aşamasında) .

-

Togan, S. (1998); Effects of the Customs Union with EC (Yeni Yerel Sanayi Odakları (Denizli-Gaziantep) Uluslararası Semineri), DPT, DIE ve SPK (Basım Aşamasında) .

-

Zeitlin, J.(1992);"1ndustrial Districts and Local Aegeneration: Overwiew and Comment", içinde Ed. by Pyke, F. ve Sengenberger, W.; lndustrial Districts and Loca/ Economic Regeneration, lnternational lnstitute tor Labour Studies, Geneva, 1992.

-

DIE; Yıllık imalat Sanayii Anketleri(Muhtelif)

-

DIE(1999); Yıllık imalat Sanayii Anketi Geçici Sonuçları . Ankara Mart 1999.

-

DIE (1999); imalat Sanayii lşyerleri Anketi Geçici Sonuçları, Ankara, Mart 1999.

-

DIE (1999); imalat Sanayi Girişimcilik ve Eğilim Anketi Sonuçları, Ankara, Mart 1999.

-

DPT(1996); illerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması , DPT Yaym No: 2466.

-

DPT(1 989); Temel Ekonomik Göstergeler, Mart 1999.

-

DTM (1998); ihracat Stratejisi (1998-2005), Haziran 1998.

318


İÇEL SANAYİSİNİ GELİŞTİRME SEMPOZYUMU

İMALAT SANAYİİNDE REKABET VE İŞLETME STRATEJİSİ : İÇEL ÖRNEGİ

Prof. Dr. Ahmet ACAR· ODTÜ

24 - 25 HAZiRAN 1999 MERSiN


İmalat Sanayinde Rekabet ve İş letme Stratejisi: İçel İli Ö rn eği

Ahmet C. Acar·

İçel Sanayini Geliştirme Sempozyumu'nun teşekkür yakın

bu son tebliğini vermeye başlamadan önce, bazı kişi ve kuruma

etmek istiyorum. MTSO yetkililerinin bu sempozyumun düzenlemede gösterdikleri istek, enerji,

ilgi ve misafirperverlikleri gerçekten hepimizi etkiledi. Sempozyum öncesinde, firmalarla görüşmek

üzere Sayın Sencer Ayata ile birlikte yaptığımız ziyaret sırasında , Mersin'li işadamları ve şirket sahipleri ile gerçekten çok doyurucu görüşmeler yapma fırsatını bulduk. Aralarında Mersin'de sanayi kültürünün oluşmasına

önemli katkıları olan en eski aile şirketlerinin sahip/yöneticilerinin de bulunduğu

işadam l arı

uzun saatlerini ayı rdılar, değerli deneyim ve görüşlerini içtenlikle bizimle paylaştılar. MTSO yetkililerine ve sanayicilere ve bu sempozyuma

katılan

siz

işadamlarına teşekkür ederim.

Mersin'li sanayicilerin bu insiyatifini destekleyerek, kendi uzmanlarını ve biz üniversite mensupların ı bir araya getiren DIE yetkililerine; kullandığ ı mız veritabanının oluşturulmasında emeği g_ eçen DIE çalışanlarına ve bu tebliğde kullandığım istatistiksel analizlerin yapılmasında yardımcı olan DIE uzmanları Sayın Ahmet Palas ve

Sayın

Atilla Gürbüz'e teşekkür ederim.

Bu sempozyumun amacı , İçel bölgesinin iktisadi büyüme ve ka l kınma potansiyelini değerlendirmek ; bu amaca yönelik önlemleri ve destek araçlarını analiiz etmek ve "/çel bölgesi stratejik plan" çalışmaları için bir temel oluşturmaktır. Her nekadar bu toplantının başlığı "içe/ Sanayisini Geliştirme Sempozyumu" ise de, doğa l olarak imalat dışındaki sektörlerin - tarım ve özellikle ticaret/taşımacılık ve turizmin - de bölge için

stratejik önem taşıyabileceğini biliyoruz. Bölge için geliştirilecek senaryolarda, "ekonomik taban" ve lokomotif sektör önerilerinde farklı sektörlerin konumunun tartışılmas ı gerekir. Bu tebliğin odak noktası imalat sektörü kuruluşları olmakla birlikte, şirket yönetimi ve rekabet stratejisi konusundaki gözlemlerimin, hizmet sektörü başta olmak üzere diğer sektörler için de geçerli olduğunu düşünüyorum . Bu sempozyum süresince yapılan tartışmalarda , devlet teşviklerinden finansman maliyetlerine; "faktör" avan tajlarından yan sanayi ilişkisine ve küçük-büyük sanayi bütünleşmesine; Mersin'in son yıllarda aldığ ı

büyük göçten organize sanayi bölgelerindeki gelişmelere kadar farklı nitelikte ve çok sayıda faktör gündeme geldi. Ancak bu tartışmalar genelde makro düzey analizler ve sektörlerarası karşılaştırmalar üzerinde yoğunlaştı. Daha mikro düzeyde -- yani firma düzeyinde ·· bir bakış açısının perspekti_fimizi tamamlayacağı na ve daha önceki tartışmalarda ortaya çıkan çerçeveye katkısı olacağına inanıyorum .

Bu sempozyumun yukarıda belirttiğim amacının doğal sonucu olarak ortaya çıkan ana tema "rekabet" tir. lçel sanayisinin gel işmesi , firmaların veya firma gruplarının ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücüne sahip olmalarıyla mümkündür. Çünkü , bildiğim iz gibi, rekabet bölgeler/ülkeler aras ı nda değil gerçekte firmalar veya kurumlar arasında olmaktadır; diğer bir deyişle , rekabetin ön saflarında olan aktörler firmalar ve kurumlardır. Bölgedeki firmaların performansını etkileyen bazı genel faktörlerin (enerji maliyetleri, devlet • Prof.Dr., İş letme Bö lümü, İkt isadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 0653 L Ankara.

321


politikaları

gibi)

varlığına rağmen,

düzeyinde yapmak daha gösterdiği

rekabet

yararlı olacakt ır.

(ekonomik, politik, sosyal,

çevrelerinin" ne

olduğu

doğal

tartışmaların ı

bölge düzeyi yerine firma veya firma

Rekabet gücünün

ve teknolojik)

''dış

oluşmasında ,

çevre" kadar,

firmaların

grupları

içinde faaliyet

firmaların nasıl yönetild iği

ve "iç

da önemlidir.

· Bölgeler ve ülkeler arasındaki rekabette firmaların "örgütlenme", "yönetim" ve "strateji" alanındaki becerilerin önemini vurgulamak üzere size yurtdışından bir gazete küpurunu göstermek istiyorum. Telekomünikasyon

alanında uluslararası

rekabeti izleyenlerimiz için özellikle ilginç olan bu makale, 20

Haziran 1999 tarihli Jerusalem Post gazetesinde çıktı ve "/srail'in ltk Nokia 'sı için Ümitsiz Arayış" (Oesperately Seeking lsrael's First Nokia) başlığını taşıyor. Makalenin anafikrini özetleyen altbaşlık ise şöyle : "/srail dünyanın hi-tech laboratuvarı olmaya mahkum mudur; yoksa yönetim becerilerindeki zayıflıkların

üstesinden gelerek kendi dünya devini yaratabilir mi?" Makale, "Yaklaşık 5 milyon nüfuslu

Finlandiya, telekomünikasyon sektöründe bir dünya devi olan Nokia 'yı yaratırken, teknolojik yenilikler ve AR-GE alanında büyük birikimi olan İsrail r.ıiçin bir dünya markası yaratamıyor?" "En başarılı lsrail firmaları daha tam potansiyellerine ulaşamadan niçin bazı yabancı firmalar tarafından satın alınan kolay hedefler olmaktadırlar?" sorularını soruyor. Makalede israil'li uzmanlar, bu problemleri ülkedeki yönetim becerilerinin batı dünyasından

geride kalmasına bağlıyorlar. Birçoğu yirmi yı ld an daha genç olan bu firmaların

yöneticilerinin, ileri gelişme evrelerdeki yönetim sorunları hakkında deneyimsiz oldukları belirtiliyor; örnek alabilecekleri büyük ulusal firmaların bulunmamasının ; dünya uygu l amalarından kopukluğun ve dolayısıyla deneyimli profesyonel üst-orta düzey yönetici eksikliğinin ulusal firmaların yönetsel becerilerinin zayıf kalmasına neden olduğu düşünülüyor. Makalede görüşleri aktarılan işadam ları ve uzmanlara göre, kuruluş aşamasında

üretim teknolojisi ve mühendislik üzerinde odaklanan girişimcilerin yaptıkları yönetim hataları,

sonradan değiştirilmesi zor veya imkansız alışkanlıklar haline geliyor. Yeni kurulan firmalarda daha iki-üç

.

kişin in çalıştığı evrede oluşan yanlış yönetim modeli, daha sonraki aşamalardaki muhtemel atılımları kısıtlıyor ve firmaların başarısını

ve büyümesini etkiliyor.

Yetişmiş işgücüne, gelişmiş teknik altyapıya sahip ve nüfusu asırlar boyunca ticarette uzmanlaşan lsrail'in uluslararası piyasalarda rekabeti konusunda bu tartışmalar yapılırken, Türkiye ve lçel bölgesi firma l arın ı n

yönetim anlayışları ve deneyimleriyle hızla küreselleşen pazarlarda rekabet etmeye ne kadar r,a~., olduklarının sorgulanması doğru

olur.

Rekabet Avantajını Etkileyen Firma-Dışı ve Firma-İçi Faktörler

Bu tebliğde ilk önce, rekabet avantajını oluşturan faktörleri sistematik bir şekilde değerlendi rmey. · · sağlayan bir çerçeveden bahsetmek istiyorum. Michael Parter tarafından geliştirilen bu çerçeve, buı ı·

sonra yapılması öngörülen "/çel bölgesi stratejik plan " çalışmalarına ışık tutabileceği gibi, bu sempozyumda şu ana kadar ele aldığımız ve daha çok "faktör koşulları" üzerinde yoğunlaşan "firma-dışı etkenlerle'; benim

özellikle üzerinde durmayı amaçladığım "firma düzeyindeki etkenleri" bir bütünlük içinde görmemizi sağlayacaktır.

322


Ülkelerin Rekabet Avantajı başlıklı kitabında Michael Porter (1990), bir coğrafi bölge ve hatta ülkede firmaların

avantajının

rekabet

Şekil

1'de

verilen

koşullarla

ve

bu

koşulların

etkileşim i

ile

açıklanabileneceğini ileri sürmektedir. Aşağıda kısaca özetleyeceğim model, içe! bölgesi stratejik plan çalışmalarında bir sistematik çerçeve olarak kullanılabilir. Model, Türkiye'de farklı sektörlere uygulanmış ve

ilginç sonuçlar vermiştir (Öz,1999). Porter'in modelinde "Faktör Koşulları" bileşeni, hammadde ve işgücü maliyetleri; finansman kapasitesi ve

Şekil

1: Rekabet avantajının temel belirleyicileri

FAKTÖR KOŞ ULLAR!

İLİNTİLİ/

TALEP KOŞULLAR!

14-----+-------ıı~ DESTE KLE"YİCİ

SANAYİLER

FİRMA STRATEJİSİ,

ŞANS

YAPISI VE İLİŞKİLER

maliyeti gibi "temel düzey" faktörleri ve kapsamaktadır.

Benzer bir yanında

"genel faktörler" tartışılmaktadır. avantajlarının

avantajlarının

başka

modelde, altyapı özellikleri ve

işgücü

sırasında ağırlıkla

bölgelerde de

kolaylıkla

üzerinde

durduğumuz

oluşturulabilmesi ,

gibi "üst düzey" faktörleri

havuzu gibi tüm bölgeyi etkileyen

bir sektörü ilgilendiren "özel faktörlerin" rekabet

Bu sempozyum

avantajı oluşturmaktaki

etkisi

gibi, temel (veya gene~ faktör

bu tür faktörlere dayanan rekabet

sürdürülmesinde sorunlar yaratmaktadır.

Modelde "Talep büyüme

ayırımla

uzmanlaşmış işgücü havuzu/avantajları

Koşulları" başlığı ,

öncelikle yerel talebin kompozisyonu, yerel

h_ızı ; firmalarının uluslararasılaşması

düzeylerinin rekabette

oynadığı

rolün

pazarın büyüklüğü altını

ve

çizmektedir.

"İlintili/Destekleyici Sanayiler" boyutu, bu sempozyumda da tartışıldığı gibi, bir bölge içinde girdi ve tamamlayıcı firmaların

ürün üretimi

ilişkileri

olan;

müşteri, dağıtım kanalları.

teknoloji ve özel yetenekleri

paylaşan

bölgesel rekabette avantajlı konuma gelebildikleri vurgulanmaktadır.

Porter modeli "Devlet"

başlığı

altında,

merkezi ve yerel yönetimlerin sanayiyi etkileyen karar ve

uygulamaları ele almaktadır. Merkezi ve yerel yönetimlerin içe! sanayisini destekleyen veya rekabet

323


etmesini zorlaştıran uygulamalarını bu sempozyumun başından beri tartışma o l anağını bulduk. " Şans " başlığı

ise, genelde

firmanın

ve hatta bölge/ülke yetkililerinin kontrolu

dışında

olan ve rekabet

avantajını

etkileyen gelişmeleri kapsamaktadır. Körfez harbi, Güneydoğu ve Kıb rı s sorunu, GAP projesi gibi olay ve gelişmelerin İ çe l bölgesinin rekabet şansını ciddi olarak etkileyen olumlu veya olumsuz sonuçl arın ı örnek

olarak düşünebiliriz.

Şeki l

1'de daha kalın çerçeve ile gösterilmiş olan "Firma Stratejisi", bu çerçeve içinde benim özellikle

üzerinde d urmayı amaçlad ı ğım bileşeni yansı tmaktadır. Bu bileşen , diğerlerinden fark lı olarak, rekabetin doğrudan doğ ruya tart ı ştı ğımız

aktörleri olan firmaları mikroskop altı na almaktadır. Sempozyumda bu noktaya kadar

konu lar genelde makro düzey koşullar üzerinde yoğunlaştı. Firmaların faaliyet gösterdiği dış

çevreye ilişkin "faktör koşulları", ''talep" ve "ilintili sanayi", "devlet politikaları " ve "şans" faktörleri üzerinde tart ı ştık,

ancak firma içi kararlar ve uygulamalar -yani,

rekabet stratejileri - bir "karakutu" olarak

kaldı.

ş i rketlerimizin

Bu anlamda, faktör

örgütlenme ve yönetim

koşullarının,

devlet

uygulamaları,

pol i tikalarının ,

yan

sanayi sorunlarının ve diğer "dış çevre" koşullarının rekabet gücü üzerindeki olumlu-olumsuz avantajlarını n asıl tartışıyorsak, şirketlerimizin

örgütlenme, yönetim ve strateji uygulamalarının rekabet gücü üzerindeki

etkisinin de aynı önemde tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Bir bölge içindeki tüm firmalar aynı nitelikte olmamakla birlikte, bölgelera rası karşılaştırma yapıld ı ğ ı nda , bir bölgedeki firmaların örgütlenmeleri, yönetim uygulama/arı ve rekabet stratejileri açısından sergiledikleri"tipik firma profili" ile diğer bölge firmalarından fark l ılaşt ı kl arını

gözlemek mümkündür. Bu tebliğde amaçlarımdan birisi de, İçel bölgesi firmalarının

örgütsel-yönetsel-strateji

Rekabet Stratejisi ve

Bu

sempozyum

açısından

Değer

profillerini çizmektir.

Zinciri

süresince, "genel"

veya

"temel"

faktör

koşullarına

bağlı

rekabet

avantajının

sürdürülmesinde yaşanan sorunlara değinildi. Baş l angıçta avantajlı görünen bir ürün grubunda, çok sayıda firmanın hız l a piyasaya girmesi sonucunda hammadde ve işgücü maliyetlerinin artma eğilimi ve ortaya çıkan

üretim kapasite fazlası nedeniyle kar marjlarının aşağıya bastırılması ve alıcı karşısında pazarlık

gücünün kaybedilmesi sadece lçel bölgesinde değil , ülkemizin diğer bölgelerinde de yaygın olarak gözlediğimiz bir resimdir. Gerçekten de, yeni firmaların sektöre kolaylıkla girdiği ve faaliyet için gerekli bilgi

ve uzmanlaşma düzeyinin çok düşük olduğu dokuma ve konfeksiyon gibi sektörlerde, başlangıçta rekabet avantajı olarak görü len koşulların hızla dezavantaja dönebilmesi, "Herkesin yapabildiği işten aş yenmez."

deyiminin

doğruluğunu

göstermektedir.

Ülkemizde işletme stratejisi açısından son yirmi yıl içinde olanları genel hatlarıyla hatırlayalım : büyüklüküçüklü girişimcilerimizin avantajlı gözüken bir sektörden diğer sektöre --inşaata, ihracata, turizme, tekstile,

gıdaya -- gerçekten etkileyici bir hızda kaydıklarını gördük. Ancak hemen her sektörde de aynı sonuçları yaşadık: büyük oranlara ulaşan arz fazlası, daralan marjlar ve gerçekten karlı olduğu çok şüpheli yatırımlar.

Bu sempozyum süresince, hangi alanlara yatırım yapılab i leceği konusu tartışıldı. Sayın Vali'nin verdiği M utaş örneğinde olduğu gibi, girişimci sermayenin uygun sektör arayışı lçel bölgesinde de devam

etmektedir. Sempozyumda konuşmacılar , temel faktör koşullarına dayalı rekabet yerine, "prodüktivitenin

324


arttırılmasını " ve "katma değeri daha fazla olan alanlara kayılmasın, " önerdiler. Doğa l olarak bu önerilere katılıyorum. Ancak, "katma değeri daha fazla olan sektör" kavramı üzerinde durmakta gerekir. Genelde

elektronik sektöründe katma değerin , konfeksiyona göre daha yüksek olduğu düşünülür. Elektronik sektörünü örnek olarak vermemin nedeni, bu sempozyum süresince turizm ve elektronik a l anlarının muhtemel yeni yatırım alanları arasında isimlerinin geçmesidir. Bu anlamda, konfeksiyon alanından elektronik alanına kayılmas ı , "daha yüksek katma değer" gerekçesiyle uygun görülebilir. Bu noktada sorulması gereken soru şudur: "Konfeksiyon sektöründe ne tür üretim faaliyeti, elektronik sektöründe hangi

üretim faaliyeti?" Kar marjları darald ı ğı için konfeksiyondan, elektronik sektöründe yine bir emek yoğun

alana -- örneğin montaja -- kayılması , acaba gerçekten istenen sonuçları verecek midir? Yoksa giyim sektöründe kalarak fason üretimden, stil ve moda alanına kaymak ve marka yaratmak daha mı doğrudur? Benzer şekilde, turizm sektörü lçel bölgesi için çekici görünmekle birlikte, bu sektör için de sorulması gereken soru şudur: "Yaratılacak yatak kapasitesini yurtdışı tur organizatörlerine günlük tam pansiyon 20 OM ye satılmasını nasıl önleyeceğiz? " Burada vurgulamak istediğim nokta, sektörler arasındaki fark kadar

ve belki daha da önemli olan konu, yürütülen faaliyetin "değer zinciri" üzerindeki konumunun ne olduğudur. Türkiye'de tarıma dayalı sanayi ürünlerinin ihracatı üzerinde yaptığımız proje çerçevesinde elde ettiğimiz bir sonucu örnek olarak vermek istiyorum. Şekil 2'de görüleceği gibi, fındık , kuru üzüm, kesilmiş

çiçek, şoklanmış biber gibi ürünler için, hammaddeden (müstahsilden) nihai ürün (tüketiciye) kadar gidilirken toplam katma değerin büyük kısmı nihai tüketiciye yakın aşamalarda yaratılmakta ve paylaş ı lmaktadır. Bu sektörde, ortalamalara bakacak olursak, müstahsil in 1 TL ye sattığı ürünün, ihracatçı

firmadan çıkışı (aradaki işlemlere de bağlı olarak) 4 TL ve Avrupa'da bir supermarketin rafında tüketiciye sunuld uğ unda fiyatı 40 TL cıvarında olmaktadır. Aynı resmin, giyim sektöründe de geçerli olduğunu

söyleyebiliriz. Sürekli olarak değer zincirinin alt kısmına itilmiş , fason üretim yapan firmaların , sektör ne olursa olsun toplam katma değer içinden aldıkları pay kısıtlı kalmaktadır. Buna karşılık, dağıtım kanallarını kontrol eden ve kendi markasını yaratan , müşteri/tüketicinin nabzını tutabilen firmalar katma değerden aslan payını almaktadırlar . lçel bölgesi firmaları için yeni yatırım alanları, yeni sektörler aranırken , bu ilişkini n göz önünde tutulması gerektiğini düşünüyorum . Aksi taktirde, bugün ikinci-üçüncü el fason

konfeksiyon üretimi yapan firmaların, yarın elektronik sektöründe ikinci-üçüncü fason montaj yapmaları bölgenin zenginliğini ve refahını ne kadar arttıracaktır? Yeni sektörlerde de kapasite fazlasının oluşması önlenemediği taktirde benzer sorunlar yaşanmayacak mıdır? Yeni yaratılacak turizm tesislerine yatırım

yapan girişimcilerim iz toplam katma değerin ne kadarına sahip olabileceklerdir? Bu tesislerin rekabet stratejisinin ne olacağı - yani, hangi müşteri gruplarının , hangi tür ihtiyaçları için, hangi rakiplerle nasıl rekabet edileceği - belirlenmeden yatırıma yönelinmesi benzer soru ve sorunları birlikte getirecektir.

325


Firmaların değer

zincirinin son

halkalarına doğru konuşlanma savaşı,

değildir.

başarının

pay almaya yönelik değil,

Bu strateji, firma

sürekli

olması

sadece katma

değerden

daha fazla

için de gereklidir. Sadece Türkiye'de

tüm dünyada, otomotif sektöründen "microchip" üretimine kadar hemen her sektörde arz fazlası ile

karşı karşıyayız. Küreselleşen

dünya ekonomisi içinde, müşterinin isteğine/ihtiyacına göre üretimi organize

edebilen firmalar, müşteriden uzak kalan üretim firmaları "OEM üretici" konumuna ve dolayısıyla değer zincirinin alt ucuna itmektedirler. Müşteriye yakın olan firmalar, üretici firmalara oranla önemli pazarlık avantajına sahip olmaktadırlar. imalat sektörü için geçerli olan bu ilişki, örneğin turizm sektörü için de

geçerlidir: Arz fazlasının olduğu bu sektörde de, Avrupalı turistin "nabzını tutan" ve tüketicinin talebini yönlendiren tur operatörleri karşısında, Türkiye, ispanya, Portekiz, Yunanistan, vb. ülkelerdeki turizm tesislerinin pazarlık gücü çok kısıtlı kalmaktadır. Tüm sektörlerin daha fazla talebe duyarlı (demand-driven) hale geldiği

rekabet ortamında,

müşteriye

yakın

olmak,

müşterinin

istek ve

davranışlarındaki

değişikliklerden en kısa zamanda haberdar olmak, firmaların uzun süreli başarısı için daha fazla önem

Şekil 2: Değer zinciri örneği: tarıma dayalı sanayi ihraç ürünleri

'ü

Q)

Ü

C

~

a. o f-

Cl.

~

1.0

'O C

3.0-4.5

ro

ai

35.0 - 40.0

kazanmaktadır. Özellikle belli bir üretim hacmine/ciroya erişen , ulusal/uluslararası düzeyde rekabet etmeyi

amaçlayan firmalar için pazarlara/müşteriye yakınlık geçekten "olmazsa olmaz" bir zorunluluk haline gelmiştir.

Eğer hedef "değer zincirinin" üst noktalarına yerleşmek ise, bu stratejinin uygulamaya konulması firma

yönetimleri açısından neler gerekecektir? Rekabetin hangi temelde yapılacağı genelde " değer zinciri" üzerindeki konuma da bağlıdır. Firmalar arasında gerçek rekabetin, herşeyden önce temel faktör avantajlarından ayrılmayı gerektirdiğini söyleyebiliriz. işgücü maliyeti, hammadde gibi temel faktör avantajlarına dayanan ve tipik olarak değer zincirinin alt ucunda faaliyet gösteren firmalar durumunda

rekabet, öncelikle bu firmalar arasında değil , bu firmalarla değer zincirinin üst basamaklarındaki alıcı firmalar arasında yaşanmaktadır. Yine tipik olarak "farklılaşmamış" (standart) ürünler sunan bu üretici firmaların kendi aralarındaki rekabet, "maliyet" (veya fiyat)

boyutunda yaşanmaktadır. Fiyat temelinde

rekabet etme durumunda olan firmalar, maliyetlerini düşürmek ve dolayısıyla ''prodüktiviteyi arttırmak" zorundadırlar. Daha önceki

konuşmacıların da önerdiği "prodüktivitenin arttırılması" hedefi, önemli olan

girdi kaynaklarının yönetimine ek olarak, modern üretim teknolojisine ve know-how'a sahip ol may ı, üretim yönetimi tekniklerinin etkili olarak uygulanmasını ve finansal yönetim gereklerini öne çıkartmaktad ı r. KOBI sektörü açısından hatırlanması gereken nokta ise, maliyet temelli rekabette orta ve büyük ölçekli firmaların genelde daha avantajlı olduklarıdır. Bu nedenle, birçok durumda küçük sermaye sahipleri gerçekten maliyet temelinde değil fiyat temelinde rekabet etmek zorunda kalmaktadırlar Yani, bu girişimciler aynı veya daha

326


düşük

fiyat verebilmek için daha

düşük

marjlarla

çalışmaya razı

olmak

olmaktadırlar.

Ancak, bu

kaçınılmaz

kader değildir. Bir taraftan talebin değişken olduğu ortamlarda düşük sabit maliyetler küçük firmalara avantaj sağlamaktadır. Daha da önemlisi, modern üretim tekniklerini kullanan ve alanlarında uzmanlaşan küçük işletmeler ciddi maliyet avantajlarına ulaşabilmektedirler. Son bir yıl içinde yaklaşık 23 konfeksiyon firmasından

12'sinin kapandığı Tarsus'ta ziyaret ettiğimiz bir küçük konfeksiyon firmasının tam kapasite

üretime devam etmesinin, işsahibinin gerçekten uluslararası düzeyde deneyimli bir teknik eleman ve başarılı

bir yönetici

olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Maliyet temelinde rekabete alternatif olarak, firmaların sundukları hizmet/ürün paketlerinde rakiplerinden "farklılaşma"ya

yönelmeleri mümkündür. "Fiyat" değil "promosyon" temelinde rekabet etme durumunda

olan bu firmaların , geliştirmek durumunda oldukları yönetsel ve örgütsel yetenekler, değer zinciri üzerinde nihai tüketiciye doğru kaymaları açısından da gerekli altyapıyı oluşturmaktadır. Bu aşamaya gelindiğinde, daha sistematik ve bilinçli rekabet stratejinden bahsetmek mümkündür. Çünkü "farklılaşma" stratejisi, " müşteri" nin, "müşteri istek/ihtiyaçlarının" , yakından

"rakip firmaların", "rakip/alternatif ürünlerin" belirlenmesini ve

takip edilmesini gerektirmektedir. Bu aşama, üretim/teknoloji ağırlıklı ve finansmana duyarlı bir

firma yönetim modelinden, pazarlama ağırlıklı yönetim modellerine doğru gidilmesini; dağıtım, ürün geliştirme, tanıtım ve fiyatlandırma yeteneklerinin geliştirilmesini getirmektedir. Bu yeteneklerin geliştirilmesi

ise, yöneticilerin (en azından bazı üst-düzey yöneticilerin) zamanlarının önemli kısmını " şirket dışında" geçirmeleri ve sürekli olarak dış çevreyi -- yani müşterileri, ürünleri, rakipleri, teknolojileri, vb. --

takip

edebilecekleri kaynakları yaratmaları ile mümkün olmaktadır. Sürekli değişen dış çevreye ayak uydurulması ve sürdürülebilir rekabet gücünün oluşması için firma yönetiminin, sadece "ürün" ve "üretim süreci'hde değil , "pazarlama" ve "yönetim" alanında

da sürekli yenilikler yapması gerekecektir.

İçel Bölgesi Küçük Sanayisi: Firma Profilleri ve Rekabet Gücü

Firmaların rekabet avantajı sağlamalarında etken olan faktörler arasında önemli yer tuttuğuna inandığım

"firma stratejisi" açısından , İçel bölgesinde nasıl bir resim ortaya çıkıyor? İçel bölgesi firmaları yönetim şekilleri açısından , ne oranda uzmanlaşmaya gitmişlerdir; "prodüktiviteyi arttırma " adına ne kadar yol

katedilmiştir; değer zincirinin üst kısmında rekabet edebilmek için gerekli yönetsel altyapı ne kadar hazırdır? İçel bölgesi firmalarının yönetsel altyapıları ile rekabete ne kadar hazır oldukları sorusunu, iki

kısımda incelememiz mümkündür. Bunlardan birincisi, lçel bölgesinde işletme sayısı açısından çok büyük

paya sahip olan küçük sanayi (çalışan sayısı: 1-9 kişi) kesimidir. Bunların önemli bir kısmı yeni (son iki yıl içinde) kurulan firmalardır. İsrail örneğinde değindiğim ve dünyanın birçok yerinde gözlendiği gibi, firmaların yönetim anlayışları daha kuruluş aşamasında şekillenmekte ve daha sonra zor değişen kabuklar haline gelmektedir. Bu nedenle, küçük işletmelerin örgütlenme, yönetim ve strateji uygulamaları -- kısa vadede olduğu gibi -- uzun vadede başarılarının belirteyicisi olmaktadır . Bu nedenle, küçük işletmelerin yönetsel altyapılarının anlaşılması , bir oranda İçel bölgesinin uzun vadeli rekabet gücü açısından da gösterge olacaktır.

Bu tebliğde , firmaların strateji ve yönetim yeteneklerini değerlendirmek için kullanılabilecek ,plternatif modellerin tartışmasına girmeyeceğim. Firmaların ve özellikle KOBİ'lerin başarısını belirleyen faktörlerin ve

327


strateji/yönetim yeteneklerinin neler olduğu konusunda alternatif çerçeveler vardır ve bunları birçok kaynakta bulmak mümkündür (Ö rneğin, bak ın ı z, Acar, 1993 ve 1998). Bana verilen süre içerisinde yapmak istediğim, DIE tarafından hazırlanmış veritabanına ve lçel bölgesindeki işyerleriyle ve yetkililerle yaptığımız

mülakatlara dayanarak, lçel bölgesindeki küçük işletmelerin örgütlenme, yönetim ve strateji uygulamaları hakkında bazı gözlemlerimi özetlemektir. Bu özette önemli olan nokta, lçel küçük imalat firmalarının

büyüme potansiyelinin ve rekabet gücünün ortaya konulabilmesidir. Bu gözlemlere temel oluşturan çerçeve ve istatistiksel analiz sonuçları Ek-1 de sunulmaktadır. Ek-1'deki Tablo 3, lçel ve Gaziantep küçük sanayilerinin karşı l aştırmasını da içermektedir.

DIE verilerine göre 1997 yılı itibarıyla lçel ilinde 3844 küçük imalat firması (çalışan sayısı : 1-9) faaliyet göstermektedir. Yaptığım analizde bu firmalar, kuruluş yılı ve çalışan sayısına bağlı olarak dört "firma grubuna" (FG) indirgenmiştir. Aşağıdaki dağılım , bu iki boyutlu sınıflandırma ile [kuruluş yaşı açısından

"yeni" (son iki açısından

yı l

içinde kurulan) ve "eski" (üç yıl veya daha önce kurulan) kuru l uşlar ile çalışan say ı sı

"küçük"

(çalışan

sayısı : 1-4)

ve "büyük" (çalışan sayısı : 5-9)] elde edilen firma sayılarını

vermektedir:

FG 1 = {Küçük, yeni}

"Küçük

başlayan,

FG2 = {Büyük, yeni}

"Büyük

başlayan/ çabuk

FG3

= {Küçük, eski}

FG4 = {Büyük, eski}

belirsiz?"

(n=830)

"Küçük, büyüyemeyen ?" "Eski,

yavaş

(% 22)

(% 2) (n=2528) {% 66)

büyüyen?" (n=80)

büyüyen?"

(n=406)

(% 11)

Bu gruplu analizden amaç, farklı büyüme davranışı gösteren firma grupları arasında, örgütlenme-yönetimstrateji uygulamaları arasında anlamlı farklılıklar olup olmadığını gözleyebilmektir. Ek-1'de ayrıntı lı olarak sunulan ''çapraz tablo" ve "tek-yönlü varyans "girişimcinin

geçmişi-kişiliği";

"örgütlenme''.

11

anaJizleri sonuçlarına göre, firma grupları arasında

"yönetim" ve

"strateji"

boyutlarında

anlamlı

farklılıklar

gözlenmektedir. Aşağıda tanımlanan grup profilleri, gruplar arasında ortaya çıkan istatistiksel anlamdaki farklılıkları yansıtmaktadır. Örnek olarak, aşağıda "Firma Grubu 1" profilinin tanımında yer alan "Firmanın gelişmesinde

finansman ve teknoloji daha az ônemli; pazarlama daha çok ônemli" ifadesi, FG 1 deki

girişimcilerin

finans ve teknolojiye verdikleri önemin diğer gruplardakı girişimcilerin bu faktörlere verdikleri

öneme oranla daha düşük olduğu şeklinde anlaşılmalıdır.

FG 1 = {Küçük, yeni}

• • • • •

• • •

"Küçük

başlayan,

belirsiz?" (n-830)

Girişimci Girişimci

(o/o 22)

daha genç daha az eğitimli Vaha önce iş kuran girişimcilerin , önceki işlerinin devam etme oranı daha düşük Firma daha az ortaklı Yeni yatırım planlayanlar ı n oranı daha düşük Yatırım yapmama nedenleri "pazarlama" ağırlıklı ; "mevcut durum bana yetiyor" diyenlerin oranı daha düşük il dışına veya yurt dışına mal satanların oranı daha düşük Kuruluştan bu yana, örgütlenmede değişiklik yapanların oranı daha yüksek, ancak ürün, üretim süreci, pazarlama ve diğer tür değişiklikler yapanların oranı daha düşük Firmanın gelişmesinde finansman ve teknoloji daha az önemli; pazarlama daha çok önemli

328


.E9.z - {Büyük. yeni} • • •

• • • • • •

(% 2)

Girişimcinin

genel eğitim düzeyi en yüksek starteji hatası yapmış Firmada ortak sayısı daha fazla Ferdi/adi ortaklık oranı daha düşük Ailevi/kişisel mali kaynağa bağımlılık daha düşük Yeni yatırım yapma eğilimi en yüksek Yatı rı mı önleyen nedenler arasında "belirsizlik"ve 'pazarlama"sorunları daha az önemli İl dışına satış yapanların oranı en yüksek Yapılan pazarlama ve üretim sürecine ilişkin değişiklik yapan l arın oranı daha yüksek Gelişmede deneyim ve teknoloji daha önemli Geçmişte

FG 3 = {Küçük, eski}

• • • • • • • •

"Büyük başlayan veya çabuk büyüyen?" (n-80)

"Küçük, büyüyeme yen?" (n-2528)

(% 66)

Girişi mcinin genel eğitim düzeyi en düşük Daha önce iş kuranların önceki işlerinin devam etme oranı daha düşük Strateji ve kaynak hatası yapanların oranı düşük Firma yöneticisinin kurucusu veya kurucuya yakın olma oran ı yüksek Firmanın ortak sayısı az Alievi/kişisel mali kaynağa bağımlılık

en yüksek Yeni yatırım yapma eğilimi en düşük Yeni yatırım önleyen nedenler arasında, "belirsizlik", "finansman", "bana yetiyor" ve "diğer" nedenlere duyarlı olanların oranı en yüksek Kuruluştan sonra, örgütlenme, pazar, üretim süreci ve diğer değişiklikleri yapanların oranı en düşü k

FG 4 = {Büyük, eski}

• • • • • • • • • •

"Es ki. yavaş büyüyen?" (n-406)

(% 11)

Giri şimci en yaşlı Genel eğitim düzeyi orta

Daha önce iş kuranların kurdukları işin devam etme oranı en yüksek Kaynak ve strateji hatası yapanların oranı daha yüksek Ortak sayı sı daha fazla Yatı rım düşünenlerin oranı daha yüksek Yatı rımı önleyen nedenler içinde "belirsizlik"ve 'pazar/ama"var; "bana yetiyor"nedeni zayıf Yurt dışına satı ş oranı en yüksek Kuruluştan sonra örgütlenme, pazar, üretim süreci, ürün ve diğer değişikleri yapanların oranı yüksek veya en yüksek Gelişmede finans ve pazarlama önemli

Yukarıda özetlenen karşılaştırmanın , bu sempozyum açısından özellikle önemli olduğunu düşündüğüm bazı so nuçlarının altını çizmek istiyorum:

Küçük imalat firmalarının en azından % 66'sı (FG3) için büyüme potansiyeli ve mevcut yönetsel altyapı çok kısıtlı gözükmektedir. Buna karşılık %2'1ik (FG 2) kesimin, yönetim becerilerinin daha gelişmiş olduğu ve yeniliklere daha açık oldukları görülmektedir.

Daha kısa sürede büyüyen (veya daha büyük başlayan) firmaların , girişimcilerinin eğitim düzeyinin daha yüksek ve ortak sayısının daha fazla olması dikkat çekici özellikler arasında yer almaktadır. Buna paralel olarak, eski olmakla birlikte büyüyemeyen firmaların ortak sayısı en az ve girişimcilerin genel eğ itim

düzeyi en

düşüktür.

329


Firma büyüklüğü ile pazarlama konusunda verilen önem birlikte artmaktadı r. Büyüme potansiyeli daha yüksek gözüken firmalar, başarıda pazarlamaya daha büyük rol atfetmektedirler.

Fason üretim yapan firmaların oranı çok yüksektir ve marka gelişti renler oranı çok kısıtl ı kalmaktadır.

Burada amacım firma yöneticilerinin yeteneklerini değerlendi rmek veya yargılamak değild ir. Firma yönetimleri, içinde

bulundukları koşullara

uygun , koyulan hedeflere

ulaşmaya

yönelik yönetim

tarzlarını

benimsemişlerdir. Ancak, bu sempozyum İçel bölgesi için değişim stratejileri değerlend iriyorsa , değişim dış

sadece

hedeflere

çevrede

ulaşmak

deği l

değişiklik

iç çevrede de

için, bölge

firmalarının

düşünü lme l idir.

gerekleri

tebliğin amacı ,

Bu

yönetim ve stratejilerinde de gerekli olabilecek

yeni

değişikliklerin

genel resmini çizmektir. İçel İlinde Orta Öl çekli Yerel Sanayi ve.Aile Şirketlerinin Bölge A çısından Önemi

lçel ili 1997 y ı lı sanayi sayımı , bölgede 10 veya daha fazla kişi çalışan 221 firma olduğunu ve bu nların 28 tanesinin ferdi mülkiyet statüsünde

bulunduğunu

göstermektedir. Küçük ölçekli (1-9

kişi çalışan)

firmalarla

karşılaştırıldığında , bariz azınl ı kta kalan orta ölçekli ve üstü firmaların lçel bölgesi için önemi tartışmasız

çok daha büyüktür. Tablo 1'de özetlenen 1997 DİE verilerine göre, lçeı bölgesinde firmaların yak l aşık % 5'ini

oluşturan

değer

içindeki

orta ve büyük ölçekli payları

firmaların

ortalamalarının karşılaştırılması

Çalışan Sayısı :

Firma sayıs ı ortalama)

Ücretle çalışan sayısı (yıllık ortalama) değer

(milyon TL)

Ancak, orta ve büyük ölçekli önemle

durulması

Oran(%) Miktar 1

221

10,541

39.0

16,502

61.0

5,865

26.3

16,436

73.7

4.7 203,875,840

95.3

işletmecilik/yönetim

Daha önce de

birikimine

değindiğim

örgütlenme ve yönetim beceri düzeyi, yerel birikimden etkilenir ve olmaktadır.

Toplam

94.6

bölgenin yerel

gerektiğine inanıyorum.

Miktar

10+

3,844

10,083,235

firmaların

(1997)

Çalışan Sayıs ı:

1-9

Oran(%)

• Miktar

Katma

%60'dan fazla ve toplam katma

ise %95'den yüksektir.

Tablo 1: Küçük ile orta-büyük ölçekli firma

Çalışan sayısı (yıllık

katkıları

toplam istihdama

başarılı

5.4

katkılarının

4,065 27,043 22,301 213,959,075 üzerinde de

gibi, bir bölgedeki

firmaların

örnekler çok önemli esin

kaynağı

Orta ve büyük ölçekli firmaların , yerel teknik eleman havuzunun yaratılmasına önemli katkı

sağlamanın yanısıra ,

profesyonel yönetici kadroların gelişmesıne ve küçük firmalara üretim dışı nd aki --

insan kaynakları , finansman, pazarlama, satış sonrası hizmet gibi - alanlarda izleyebilecekleri başarılı yönetim modelleri

sağlama fonksiyonları vardır

Bu

açıdan ,

orta ve büyük ölçekli yerel

firmaların

örgütlenme

ve yönetim alanındaki başarıları , uzun vadede bölgesel rekabet gücünün oluşmasına örnek oluşturacak ve öncülük edecektir. DIE: veritabanı , orta ve büyük ölçekli lçel firmalarının ulusal ve uluslararası piyasalardaki rekabet güçlerini nasıl değerlendiklerı hakkında bazı

bilgiler

sağlamaktadır.

330

Tablo 2'de

özetlendiği

üzere, bu

firmaların


yarısından fazlası, "/şyerinizi hangi açılardan yurtiçi ve yurtdışı piyasalarda rekabet edebilir buluyorsunuz?"

sorusuna verdikleri cevaplarda ulusal piyasada "ürün çeşid i" , "ürün fiyatı " ve "ürün kalitesi" boyutlarında rekabet avantajına sahip olduklarını düşünmektedirler. Buna karşılık , yurtiçi firmalara karşı "pazarlama stratejisi" ve "organizasyon yapısı" boyutunda rekabet avantajına sahip olduklarını düşünen firmaların oranı ise %40 cıvarındadır. "lşgücü maliyeti" ve "nitelikli işgücü" açısından rekabet avantajı görenm firma oranı da

%40'ın altındadır.

Orta ve büyük ölçekli firmaların yurtiçi ve yurtdışı piyasalarda rekabet edebildikleri boyutlar(%

Tablo 2:

oranı)

olarak firma

Satış Sonrası

Organi-

Sunulan

zasyon

işgü c ü

Niteli kli

Yapısı

Maliyeti

işgüc ü

Ürün Pazarlama Stratejisi

Çeşi di

Fiyatı

Kalitesi

.Hizmet

Yurtiçi

42.9

58.1

63.9

84.3

46.1

37.7

39.3

37.7

Yurtd ışı

14.1

22.0

27.7

35.6

12.6

10.5

15.7

13.1

lçel firmalarının , kendilerini yurtdışı firmalarla karşılaştırırken biraz daha karanlık bir resim ortaya çıkmaktadır. Yurtdışı

firmalara karşı rekabet avantajına sahip olduklarını belirten lçel . firmaları, "ürün

kalitesi"nde %36 ile en

yükseğe,

açısından

piyasalarda rekabet

"organizasyon

yapısı"nda

% 11 ile en düşüğe ulaşmaktadır. Bu

da, en sorunlu alanlar yine organizasyon ve pazarlama olarak

gözükmektedir. lçel bölgesi girişimcilerinin algıladıkları rekabet dezavantajının özellikle organizasyon ve alanlarında yoğunlaşması ,

pazarlama

bölgenin rekabet gücünün

çıkan tartışılması

verilmesi tezini desteklemektedir. Tablo 2'den firmaların

maliyetinin

sadece

1/6'sı

için

geliştirilmesinde

uluslararası

gereken bir

rekabette bir avantaj

yönetsel

başka

altyapıya

sonuç ise,

önem işgücü

sağladığıdır.

Orta ve büyük ölçekli lçel firmaları arasında sayısal olarak büyük çoğunluğu oluşturan "yerel aile şirketleri" üzerinde önemle durmak istiyorum. Çünkü, lçel bölgesi (ve gerçekte tüm bölgeler için) orta/büyük ölçekli yerel aile şirketlerinin bir konumu

işletmecilik

bilimi için

olduğunu düşünüyorum.

olduğu

kadar -- bölgesel rekabet potansiyeli açısından da özel

Mülkiyeti (veya hisse

çoğunluğu)

"yerel" ailelere ait olan; ikinci ve hatta

üçüncü nesil aile fertlerinin kilit noktalarda yönetici olarak yer aldığı , idari merkezleri ve faaliyet bölgeleri ile "yerel" olan bu aile şirketlerinin başarısı ve devamlılığı, lçel bölgesinin rekabet potansiyeli ile büyük oranda örtüşmektedir. Tebliğin başında belirttiğim gibi, bu firmalar arasında lçel bölgesinin iktisadi geçm işi ve geleceğinde

özel yeri

sahip/yöneticileri ile ayrı

olduğunu

görüşme olanağı

düşündüğümüz

bulduk. Bu

geçerken

aile

şirketinin

farklılaşan

"yeni

yönetim

girişim"

sorunlarını

diğerleri ,

evresinden ve

sektörlerdeki

firmaların başarısı

eksende çaba gerektirmektedir (Gersick ve

bakıldığında,

farklı

bazı

"yerel" aile

şirketlerinin

- tüm aile şirketlerinde olduğu gibi - üç

1997). Bu eksenlerden "firma ekseni"ne

"genişleme/ formelleşme"

firmanın başarısı

için bu

ve "olgunluk" evrelerine

sorunların

çözülmesi

gereğini

görüyoruz (Örneğin , bkz., Eggers ve diğerleri, 1996; Greiner, 1972). ikinci eksen olan "mülkiyet ekseni''nde hatırlanması ortaklığı"

gereken nokta,

çoğunluk

hissesine sahip kurucu

ve bir sonraki nesilde "kuzenler konsorsiyumu"na

331

kişi/aileden

bir nesil sonra

dönüşen şirketin parçalanması

"kardeşler

(veya

çoğunluk


hissenin aile

dışına çı_kması)

veya yönetilemeyen bir firma

konumurıa

gelmesi tehlikesinin en az birinci

eksende karşılaşılan sorunlar kadar önemli olduğudur. Üçüncü eksen olan "aile ekseni"nde, şirketi kuran çekirdek ailenin çocuk-yeğenlerinin şirkete girmeleri, yönetici kadroya katılmaları ve bayrağı devralmala,. noktalarında

yönetimde sürekliliğin sağlanması ve aile fertleri arasındaki ilişkilerin yönetilmesi şirketırı

başarısının devamı

için yaşamsal önem taşımaktadır. Bu firmalar için, profesyonel yönetici istihdam etme

ve kurumsallaşma . "firma" ve "aile" eksenlerinde önemli aşamalar olacaktır. lçel bölgesinde orta ölçekli aile şirketlerinin geleceği hakkında iyimser olmak için yeterli neden vardıı. Görüşme yaptığımız

tüm aile şirketlerirıde gözlediğimiz ortak bir yön, yeni nesillerin eğitimine verilen

önemdir. ikinci/üçüncü nesil aile fertlerinin -- önemli oranda yurtdışında -- yüksek eğitime sahip olmaları , yukarıda belittiğim üç eksende karşılaşılan sorunların aşılmasında en önemli etken olacaktır. Ancak, önem taşıyan

bir nokta ise, yeni nesillerin yönetim sorumll;Jluğuna "yumuşak geçiş" yapabilmelerinin ve daha

önceki nesillerin kurdukları uiş ilişkilerine" dahil edilmeleri ve bu ilişkileri devralmalarının sağlanmasıdır. Kurucu nesillerin iş ve yöneticilik deneyimlerinin yeni nesillere aktarılması , yukarıda değinildiği gibi, sadece bu aile şirketleri için değil tüm lçel bölgesi için de değer taşımaktadır. Özellikle büyük proje yönetimi, çevre ile ilişkiler, çevre izleme/değerlendirme ve pazarlama birikiminin aktarılması önem kazanmaktadır. Bu firmaların faaliyetlerine devam etmemesi veya deneyimli yönetim kadrosunun bölge dışına çıkması ise İçel

için çok büyük kayıp olacaktır.

Sonuç Bu tebliğin sonunda, bazı gözlemlerimin altını çizmek ve bir dizi öneriyi tartışmaya sunmak istiyorum. Daha önce de ifade ettiğim gibi gerçek rekabet, firmaların temel faktör avantajlarına dayalı faaliyetten ayrılmaları oranında ortaya çıkmaktadır. Genel anlamda, geleneksel faktör avantajlarında aşınmayı yaşayan İçel

bölgesi firmalarının büyük kısmının gerçek rekabet ile daha fazla yüzyüze geldikleri söylenebilir. Bu firma yöneticilerinin yeni rekabet koşullarına uyum sağlayabilmeleri, İçel bölgesinin rekabet potansiyeli açısından öncelik taşıyacaktır.

Devamlı olarak yeni alanlara yatırım yapmayı alışkanlık haline getirmiş olan girişimciler yanında, seçtikleri

alanda uzmanlaşmaya önem veren ve değer zinciri üzerindeki konumunu iyileştirmeye çabalayan girişimcilere ihtiyaç olacaktır. Aynı sektörde sürdürülebilir rekabet gücünün oluşturulması için ürün, üretim

süreci, pazarlama ve yönetim alanlarında ''yenilik yönetiminin" ağırlık kazanması ve yetişmiş işgücü konusunun önceliğinin artması doğal karşılanmalıdır. Bölge üniversitelerinin desteklenmesi, yetişmiş işgücünün yaratılması , mevcut işgücünün eğitilmesi ve AR-GE desteği açısından tartışılmaz bir gerektir.

Kent ve 'bölge düzeyindeki kaynakların, telekomünikasyon ve bilgisayar altyapısı dahil olmak üzere "özel" ve "üst düzey" faktör avantajlarının yaratılmasına yöneltilmesi doğru olacaktır. İçel bölgesi firmalarının rekabet edebilmeleri için gerekli olan profesyonel yönetici kadroların ve yetişmiş teknik işgücünün bölgeye çekile.bilmesinde, Mersin'in sosyal ve kültürel sııanaklarının desteklenmesi ve diğer metropolitan alan larla yarışan bir cazibe merkezi konumuna getirilmesi önemli bir avantaj kaynağı olacaktır. Bu adımlar, mevcut

332


firmaların

rekabeti gücünü desteklemek yanında, bölge dışından yeni yatırımların çekilmesine de katkı

sağlayacaktır.

Firma düzeyinde ise, küçük işletmelere sağlanacak "ilk yatırım öncesi" eğitim ve danışmanlık desteği büyüme potansiyeli kısıtlı yeni firmaların oluşmasını önleyebilecek bir adım olabilecektir. Bölge firmaları arasın~a teknik nitelikli eğitim, lojistik ve pazarlama konularında güçbirliği çalışmalarına devam edilmesi ve

bu çalışmalarda profesyonel destek sağlanması, bölgenin rekabet potansiyelinin geliştirilmesi adına öncelik taşımaktadır.

Orta ve büyük ölçekli yerel firmaların başarısı ve sürekliliği , bölgedeki yönetim birikiminin ve

altyapısının gelişmesi için kritik rol oynayacaktır. Bu birikimin firma içindeki yeni nesillere aktarılması yanında, deneyimli yöneticilerin birikimlerini küçük ötçekli firmalarla paylaşılması için mekanizmalar oluşturulmalıdır. Çünkü, lçel bölgesinin· rekabet potansiyelinin, bölge firmalarının birbirlerinden ürün fikri

değil başarılı yönetim modellerini almaları ile gelişeceğine inanıyorum. Girişimcilerimizin başarılı firma

modellerini izleyebilmeleri, anlayabilmeleri ve uyarlayabilmeleri için gerekli destek ve altyapı zaman geçirmeden

oluşturulmalıdır.

Kaynakça

Acar, A. 1993. 'The lmpact of Key lnternal Factors on Firm Performance: An Empirica/ Study on Turkish Firms, "Journal of Small Business Management, 31 (4).

Acar, A. 1998. "Küçük Ölçekli imalat Sanayinde Girişimcilik ve Büyüme: Gaziantep örneği",' Yerel Sanayi Odakları {Denizli-Gaziantep) Uluslararası Semineri, Ankara, 23-25 Eylül, DPT, DIE ve SPK.

Eggers, J.H., K.T. Leahy ve N~. Churchill. 1996. "Stages of Small Business Growth Revisited: lnsights into Growth Path and Leadership/Management Ski/Is in Low- and High-Growth Companies," Frontiers of Entrepreneurship Research, W.D. Bygrave ve diğerleri (der.), Babson, Mass., Babson

College. Gersick, K.E. ve diğerleri . 1997. Generation to ~eneration: Life Cycles of the Family Business, Cambridge, Mass, HBS Press. Greiner, L.E. 1972. "Evolution and Revolution as Organizations Grow, "Harvard Business Review. Öz, ö. 1999. The Competitive Advantage of Nations: The Case of Turkey, Aldershot, Ashgate. Porter, M.E. 1990. The Competitive Advantage of Natior.ıs , New York, The Free Press.

333


Ek-1: Küçük Ölçekli İmalat Sektörü İçin Çapraz Tablo, Varyans, Diskriminant Analiz Sonuçları Bu kı s ımda yer aJan ilk tablo, fırına dışı ve firma içi özelliklerin "Firma Grupları"na göre karşılaştırmak amacıyla yapılan çapraz tablo ve varyarisa analizinin Gaziantep ve İçel illeri sonuçlarını içermektedir. İkinci tablo ise, elde edilen dört firma grubu temelinde yapılan diskriminanl analizin sonuç l arını vermektedir.

Tablo 3: Firma dışı ve fırına içi özeliklerin Firma Gruplarına göre karşılaştırılması: O.Antep ve İçel örnekleri

GAZİANTEP

c..:ı c..:ı .ı:,.

FG 1 = {Küçük, yeni } "Küçük başlayan, belirsiz?" FG2 = {Büyük, yeni} "Büyük başlayan/çabuk büyüyen?" FG3 = {Küçük, eski, yatırım yok} "Küçük, durağaıı" FG4 = {Küçük, eski, yatırım var} "Küçük, büyüyemeyen?" FG5 = {Büyük, eski} "Eski, yavaş büyüyen?"

(n=1413) (n= 297) (n= 2938) (n= 615) (n= 840)

% % % % %

Toplam

N= 6103

%100.1 ·

Sıra

Değişken

No

Adı

Değişken Tanımı

ve Değerleri

23.2 4.9 48.1 J0.1 13.8

Grup

İÇEL } % 58.2

(n~ 830) (n= 80) (n=2519) 9) (n= (n= 406)

% % % % %

21.6 }

N= 3844

%100.0

2.1 65.5 0.2 10.6

% 65.7

Ortalamaları Karşılaştırması

GAZİANTEP

İÇEL

DIŞ ÇEVRE DESTECİ

1

BEL

2

KSS

Belediye hizmetleri: yeterli; yeterli değil

KSS ve OSB

olanakları :

yeterli;

ıveterli değil

Yeterli görenler: 4>1,2,3,5; 5>1,3

Yeterli görenler: 1>2,4; 5>4

Yeterli görenle r: l> 2,3,4,5

Yeterli görenler: 4> 1

Yaş ortalaması:

Yaş ortalaması:

'

GİRİŞİMCİ DÜZEYİNDE ÖZELLİKLER

3

YAG

4

CINS

Yaş

grubu: 18-25; 26-30; 31-40; 4150;51+ İşyeri sahibinin cinsiyeti; erke k; kadın

Kadın oranı:

3,5>4>1,2

2> 1>3,4,5

5>2,4> 1

Ortalamalar.farklı değil

(F =2.629)


(.,) (.,)

5

GEG

6

TEG*

7

DEN*

8

OGD

9

HK

10

HS

11

HY

12

HD

U1

Genel eğitim düzeyi: ilkokul mezununa kadar; orta-lise; yüksek ve üstü "Teknik" eğitim: sadece tahsil; sadece kurs; ikisi; hiçbiri Daha önceki deneyimi: alanda çalışmış; daha önce iş kurmuş; ikisi de; hiçbiri Daha önce kurduğu işyeri: devam ediyor; devam etmiyor Geçmişte kaynak hatası: yaptım; yapmadım Geçmişte

strateji

hatası; yaptım;

yapmadım Geçmişte

yöneticilik

hatası: yaptım;

yapmadım Geçmişte diğer

hata:

yaptım;

yapmadım

Genel

Eğitim

düzeyi: 5>4> 1,2,3

Genel

Eğitim

düzeyi: 2>1,5>4

Çapraz Tablo Analizi: a ::;O.Ol

Çapraz Tablo Analizi: a::; O. OI

Çapraz Tablo Analizi: a ::;O.Ol

Çapraz Tablo Analizi: a ::;O.Ol

Devam etme oram: 2,4>5> 1,3

Devam etme oranı: 5> 1,2,4

Yapanl ar oranı : 2>5>4> 1,3

Yapanlar oranı: 1,5>4

Yapanlar oranı: 5> 1,2,3,4; 4>2

Yapanlar oranı: 2,5> 1,4

Yapanlar oranı: 2> 1,3,4,5; 4,5>3; 5> l

Yapanlar oranı: 4>2

Yapanlar oranı: 5>2

Ortalamalarfarklı değil (F =2.610)

ÖRGÜT DÜZEYİNDE FAKTÖRLER Kuruluş Hakkında

13

IKK

14

OSA

15

HDD

Genel İşyerini kuran kişi: şimdiki sah ibi; Kurucuya yakınlık: 1,3,4>2,5 aile ferdi; aile dışı diğer Ortak sayısı: 2,5>4> 1,3 Ortak sayısı: bir; iki; üç+ Hukuki statü değişikliği: ferdi veya Ferdi veya adi ortaklık oranı: 1,3>4>2,5 adi statü; ferdi/adi statüden koli., kom., ltd., anonime geçen; kuruluşta koli. , kom., ltd. veya anonim Yatının alanı

16

YA•

seçme nedeni: "deneyim ve rekabet üstünlüğü";"ftrsat görme, taklit etme,vb."; di ğer

Kurucuya

yakınlık:

4> 1>2,5

Ortak sayısı: 2,5> 1,4 Ferdi veya adi ortaklık

oranı:

4> l ,5>2

I

Çapraz Tablo Analizi: a::; O.Ol

Çapraz Tablo Analizi: a ::;O.Ol


17

FKY

Yatırım Planı

18

YTP

19 -20 21

NB NF NP

22

NT

23 24

NY ND

Kullanılan

finansman kaynağı: sadece kişisel/aile; diğer

Aile ve kişisel kaynaklara bağımlılık: 1>2,3,4,5

Aile ve kişisel kaynaklara bağımlılık: 4,5>1,2

ve Yatırımı Engelleyen Nedenler Yatının yapmayı planlıyor

mu: hayır; Yatının eğilimi: 4,5> 1,2,3; 2> 1 sektöre; diğer sektörlere de "Belirsizlik" nedeni: var; yok Belirsizfühn etkisi: 2> 1,3,4,5; 5>3 "Finansman" nedeni: var; yok Finansal kısıt etkisi: 1>3>5; 1>4; 2>5 Ortalamalar farklı deifil (F =0.018) "Pazar" nedeni: var; yok "Teknolojiyi izleyeme" nedeni; var; Ortalamalar farklı değil (F =0.13 5)

Belirsizliğin etkisi: 4> l ,,5>2 Finansal kısıt etkisi: 4> 1,2,5 Pazarlama etkisi: 1,4>5>2

"Bana yetiyor" nedeni: var; yok "Diğer" nedenler: var; yok

"Bana yetiyor" gerekçesi:: 4> 1,5 "Diğer nedenler" etkisi: 4> 1,5

aynı

ıyok

"Bana yeti yor" gerekçesi: 3> 1,2,5>4 "Diğer nedenler" etkisi: 4> 1,5>2,3

Yatının eğilimi:

2>5> 1>4

Ortalamalar farklı

değil

(F =2.832)

Pazarlama Yetenekleri (.)

~

25 26 27

İl dışına satış: var; yok

Satışı

Yurtdışına satış:

Satışı

Satışı olanlar: 3> 1,5>2; 4>2 var; yok Satışı olanlar: 5> 1,2,3,4 Üretim miktarı belirleme UMB* Çapraz Tablo Analizi: a 5{0.01 kıstası: s ipariş; iç veya dış talep; diğer

IDS YDS

olanlar: 2> 1,4,5 olanlar: 5> 1,4

Çapraz Tablo Analizi:

a 5{0.01

Yenilikler 28 29 30 31 32

OD PD SD UD DD

Örgüt değişikliği: yapıldı; yapılmadı Pazar değişikliği: yapıldı; yapılmadı Süreç değişikliği: yapıldı; yapılmadı Ürün değişikliği: yapıldı; yapılmadı Diğer değişiklikler: yapıldı; yapılmadı

Firmanın Gelişmesinde

33

BY

34

BB

35

BF

Yapıldı:

Yapıldı*: 1,2,5>4

Yapıldı:

2>5>4>3> l 5>2,4> 1,3 4>5>2> 1,3 2,4,5> 1,3

2,5>1>4 Yapıldı*: 2,5> 1,4 Yapıldı*: ,5>4> 1; 2> 1

Yapıldı:

5>4; 1>2,3

Yapıldı:

Yapıldı: Yapıldı:

Yapıldı*:

5> 1,2,4

Etkili Nedenler

Gelişmede Gelişmede

belli nedenler: var; yok "birikim"in önemi: var;

yok Gelişmede "finans" faktörünün önemi: var; yok

Var: 4,5>1,2,3

Ortalamalar farklı deifil (F =2. 796)

Yar: 4> 1,2,3,5; 5> 1,3

Var: 2>4,5

Var: 2,5> 1,3,4

Var: 5> 1,2,4


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.