SCADA ile suda kayıp kaçağın önüne geçilecek >2’de
Bitkisel üretim için biyolojik mücadele destekleri belli oldu
MTSO Meclis Üyeleri Mersin firmalarını yalnız bırakmadı
>4’te
>4’te
İş dünyası, ülkemizin sorunlarının çözümünde en önemli paydaştır… > 3’te
Ayhan KIZILTAN
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: 22 || YIL: SAYI: 17398 | SAYI: | 22 298 Kasım| 6-19 - 05 Aralık ARALIK 2020 2015
Mersin, yatırımlara odaklandı Türk-Alman Ekonomi Günü Webinarı yapıldı
T
ürk-Alman Ekonomi Günü Webinar Programı düzenlendi. Online toplantıda Türk iş insanlarının ve TIR Şoförlerinin vize konusunda yaşadığı sıkıntılar dile getirildi. Türk kamyon şoförlerinin genellikle Almanya’dan vizeden muaf olduğunu anlatan Alman yetkililer, “Bu konuda red oluyorsa bireysel gerekçeler vardır”
dedi. Mersin firmalarının Alman Büyükelçiliği’nin VIP Listesine dahil edilmesi için bir formül üreteceklerini de ifade eden yetkililer, böylece yılda yalnızca bir kez inceleme yapılacağını, daha az doküman sunulmasının yeterli olacağını ve başvuruların öncelikli olarak ele alınması için çalışılabileceğini belirtti. > 2’de
BVS Plastik Ambalaj, rulo çöp ve market torbası üretme hedefinde Mersin lobisi yürüttüğü istikrarlı çalışmalar sonunda, kent ekonomisi adına önem taşıyan yatırımlarda sonuca her geçen gün biraz daha yaklaşıyor. Hafta içinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla düzenlenen TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’ndan Çukurova Bölgesel Havalimanı ve Konteyner Limanı için olumlu haberler çıktı.
M Bülent Ulusoy BVS Plastik Ambalaj Şirket Ortağı
M
ersin Serbest Bölge’de endüstriyel streç film, çöp torbası, market torbası, elbise torbası gibi plastik ambalaj malzemeleri üreten BVS Plastik Ambalaj, önümüzdeki 5 yıl içinde ar-ge çalışmalarını ve yatırımlarını tamamlayarak rulo çöp ve rulo market torbası üretmeye hazırlanıyor. Yapılacak yeni yatırımla birlikte hedef, toplam üretim kapasitesini iki katına çı-
karmak. Endüstriyel streç film üretimiyle sektöre adım atıp ardından gelen talep üzerine ürün çeşidini ve kapasitesini artıran BVS Plastik Ambalaj, bugün üretiminin yüzde 80’ini 10 ülkeye ihraç ediyor. 1700 metrekare alanda 40 kişi ile çalışmalarını sürdüren firma, önümüzdeki süreçte ürün çeşidini ve yurtdışındaki ağırlığını artırmayı hedefliyor. > 6’da
Hamit Doğan Jameson Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı
Jameson Elektronik yüzde yüz yerli üretime hazırlanıyor
S
eyyar satıcılıktan mağazacılığa, ardından elektronik toptan ticareti, sonrasında ithalat ve ihracat ile ticaretin tüm aşamalarını adım adım başarıyla geçen Jameson Elektronik, şimdilerde yüzde yüz yerli üretime hazırlanıyor. Bugün 4 bin metrekaresi kapalı, toplam 7 bin metrekare alanda çalışmalarına devam eden firma, 75 kişiye istihdam sağlıyor. Dünyaca ünlü İtalyan markası Dragster’i de satın alarak sektördeki ağırlığını artıran firma, Türkiye genelinde 90
MTSO 01 CMYK
bayisi ve 100’den fazla teknik servis ağıyla hizmet vermekte. Son iki yıldır ihracata başladıklarını bildiren Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Doğan, faaliyetlerinin yüzde 20’sini yurtdışı çalışmaların oluşturduğunu ifade ederken, özellikle Amerika ve Rusya pazarlarında da yer almak istediklerini söyledi. Bu ülkelerle temaslarının devam ettiğini kaydeden Doğan ile geçmişten bugüne neler yaptıklarını ve önümüzdeki süreç için hedeflerini konuştuk. > 6’da
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla online platformda gerçekleşen TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’nı takip etti. Mersin’in uzun süredir beklediği yatırımların bir kez daha dile getirildiği Şura’da gerek Cum-
hurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerekse Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’ndan Mersin’e iki müjdeli haber geldi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde Türkiye Ekonomi Şurası düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi
Elvan, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da katıldığı toplantıyı Türkiye genelinde faaliyet gösteren tüm Oda ve Borsa Yönetim Kurulu ve Meclis Başkanları ile dele-
geler takip etti. Bölge ve Konsey sözcüleri bölge ve sektörlerin taleplerini aktardı. Toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çukurova Bölgesel Havalimanı ihalesinin son aşamaya geldiğini ifade ederken, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu Mersin Konteyner Limanı yatırımı konusunda çalışmalarının devam ettiğini söyledi. > 4’te
Kızıltan, iş dünyasının beklentilerini anlattı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, startı Mersin’den verilen CHP Ekonomi Masası toplantısına katıldı. CHP Ekonomi Masası, Türkiye gezisine Mersin’den başladı. İl il gezerek ekonomi odaklarıyla buluşup talepleri, sorunları dinleyen Genel Başkan Yardımcıları ve Milletvekillerinden oluşan CHP Heyeti, önümüzdeki süreç için takip edecekleri ekonomi yol haritasını belirliyor. Organizasyon kapsamında Mersin’e gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba,
Yapılandırma başvuruları başladı
> 3’te
Fethi Açıkel ve Ahmet Akın, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, İstanbul Milletvekilleri Aykut Erdoğdu ile Özgür Karabat, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak ve Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur iş dünyası ile buluştu. Toplantıda Mersin iş dünyasının beklentilerini dile getiren MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, ülkede yatırımın altın ve dolar alımı olarak algılanmasının önüne geçip, geçmişte olduğu gibi yeniden üretim, imalat tesisi kurulması, istihdam sağlanması olarak algılanması adına adım atılmamsını istedi. > 4’te
Mersin’den 4 maden sahası araştırma için ihale edilecek > 4’te
Böke, MTSO’yu ziyaret etti
> 2’de
Çiftçi gübre fabrikalarından
destek bekliyor
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 5 No’lu Tarım Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Üyeleri dövizdeki dalgalanmaların gübre fiyatlarına yansımamasından şikayetçi. Döviz yükseldiği zaman dolar arttı diye gübre fiyatlarının da artırıldığını kaydeden sektör temsilcileri, döviz düştüğünde bu düşüşü fiyatlarda göremediklerini belirtti. Pandemi sürecinde tarım ve gıdanın öneminin daha da çok anlaşıldığını vurgulayan sektör temsilcileri, tarımın desteklenmesi için girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiği görüşünde birleşiyor. Çiftçinin ekonomik açıdan zor günlerden geçtiği bir süreçte yapı-
labilecek indirimlerin de yapılmamasını anlamakta zorlandıklarını ifade eden Komite Üyeleri, “Çiftçi zaten zorda. Gübre fabrikaları şu anda çiftçinin yanında olmayacaksa ne zaman olacak. Döviz yüksek olduğu dönemde alınan hammadde nedeniyle fiyatların yüksek olduğu söyleniyor. Tüm hammadde aynı günde mi alındı? Bizler de ithal aldığımız ilaçları satıyoruz. Ama eski fiyattan aldığımız birçok ürünümüz var ve hala eski fiyattan satıyoruz. Zarar etmemize rağmen çiftçiyi korumak adına düşük fiyatlı ürün vermeye gayret gösteriyoruz. Aynı özveriyi gübre fabrikalarından da bekliyoruz” dedi.
2
YIL: 22 | SAYI: 398 | 22 Kasım - 05 Aralık 2020 | www.mtso.org.tr
Türk-Alman Ekonomi Günü Webinarı yapıldı
T
ürk-Alman Ekonomi Günü Webinar Programı düzenlendi. Online toplantıda Türk iş insanlarının ve TIR Şoförlerinin vize konusunda yaşadığı sıkıntılar dile getirildi. Türk kamyon şoförlerinin genellikle Almanya’dan vizeden muaf olduğunu anlatan Alman yetkililer, “Bu konuda red oluyorsa bireysel gerekçeler vardır” dedi. Mersin firmalarının Alman Büyükelçiliği’nin VIP Listesine dahil edilmesi için bir formül üreteceklerini de ifade eden yetkililer, böylece yılda yalnızca bir kez inceleme yapılacağını, daha az doküman sunulmasının yeterli olacağını ve başvuruların öncelikli olarak ele alınması için çalışılabileceğini belirtti. Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik ilişkiler, yatırım fırsatları, vize süreçleri ve Almanya’da faaliyet gösteren çeşitli kurum ve kuruluşlar hakkında üyeleri bilgilendirmek adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Almanya Büyükelçiliği işbirliğinde
“Türk-Alman Ekonomi Günü Webinar Programı” düzenlendi. Toplantıda Federal Almanya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Friedo Sielemann Türkiye ve Almanya arası ticari ilişkilerin mevcut durumunu özetlerken Federal Almanya Büyükelçiliği Gıda ve Tarım Bölüm Başkanı Peter Bohlen, iki ülke arası tarımsal ticareti değerlendirdi. Webinardaki diğer konuşmacılar DEinternational AHK Deutsch-Türkischer IHK Başkan Yardımcısı Ayça Gözmen Yalçın, Germany Trade & Invest Temsilcisi Katrin Pasvantis ve NRW – Invest Türkiye Temsilciliğinden Akın Okumuş oldu. Webinar sonunda Federal Almanya Büyükelçiliği Vize Dairesi Yönetiminden Jörg Fürstenau, Stefan Lange ve Jessica Gutwein katılımcıların vize ile ilgili sorularını yanıtladı. Moderatörlüğünü MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Taş’ın gerçekleştirdiği webinarın açılış konuşmasını MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan gerçekleştirdi.
Kızıltan, iş dünyasının beklentilerini anlattı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, startı Mersin’den verilen CHP Ekonomi Masası toplantısına katıldı. CHP Ekonomi Masası, Türkiye gezisine Mersin’den başladı. İl il gezerek ekonomi odaklarıyla buluşup talepleri, sorunları dinleyen Genel Başkan Yardımcıları ve Milletvekillerinden oluşan CHP Heyeti, önümüzdeki süreç için takip edecekleri ekonomi yol haritasını belirliyor. Organizasyon kapsamında Mersin’e gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba, Fethi Açıkel ve Ahmet Akın, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, İstanbul
Milletvekilleri Aykut Erdoğdu ile Özgür Karabat, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak ve Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur iş dünyası ile buluştu. Toplantıda Mersin iş dünyasının beklentilerini dile getiren MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, ülkede yatırımın altın ve dolar alımı olarak algılanmasının önüne geçip, geçmişte olduğu gibi yeniden üretim, imalat tesisi kurulması, istihdam sağlanması olarak algılanması adına adım atılmamsını istedi. Tarımda ihracatçının yanında üreticinin de desteklenmesini beklediklerini dile getiren Kızıltan, iyi eğitim almış gençlerin doğru yerlerde daha çok değerlendirilmesinin önemine dikkat çekti. Perakende sektörünün sorunlarını anlatarak, sermayelerin birleştirilip işletmelerin güç birliğine gidebileceği zeminlerin oluşturulup desteklenmesini istediklerini vurgulayan Kızıltan, “Ayrıca her alanda artık planlama yapma zamanı. Devlet Planlama Teşkilatı gibi kurumlar Türkiye’de yeniden oluşturulmalı” ifadelerini kullandı.
Kızıltan: “Türkiye ve Almanya el ele verirse dünya ticaretine büyük katkı sunar” Açılış konuşmasında iki ülkenin tarihsel yakınlığına dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Almanya’da büyük bir Türk topluluğu Alman vatandaşı olarak yaşamakta. Karşılıklı ticaret olarak da büyük ticaret hacmine sahip iki ülkeyiz Almanya’yı her zaman dost bir ülke gördük. Orada yaşayıp Alman vatandaşlığına geçen Türk vatandaşlarımız kanalıyla iki ülke arasındaki bağ her geçen gün gelişiyor. Doğal olarak ticaret hacmi de iki ülke arasında son derece yoğun” dedi. Bu ticaretin artmasının en büyük arzuları olduğunu belirten Kızıltan, “Ancak ticaretini artırmak isteyen Türk firmalarımız vize konusunda zorlanıyor. Vize alma zorluğu Türk iş insanlarının haksız rekabete uğramasına yol açıyor. Bu konunun çözümü için destek bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Türkiye ile Almanya’nın el ele vermesi halinde dünya ticaretine önemli katkılar sunacağına inandığını vurgulayan Kızıltan, konuşmasının sonunda bu hedefe ulaşmak adına yaşanan sorunların en aza indirilmesinin önemini vurguladı. Taş: “Mersin’in Almanya ile ticaretini geliştirmek istiyoruz” Türkiye ile Almanya arası ticaret hacminin 140 milyon dolar olduğunu ve bunun 80 milyon dolara yakın bölümünün Mersin’den gerçekleştirildiğini bildiren MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Taş, bu ihracatın yüzde 40’ını
ise tarım ve hayvancılık ürünlerinin oluşturduğunu anlattı. Almanya’nın da tarım ve hayvancılık konusunda üretici olduğunu hatırlatan Taş, “Bu alanda yenilikçi teknolojileri olması ve ithalatçı olması işbirliklerimizin önemini daha da artırıyor. Yenilenebilir enerjinin tarıma uygulanması konusunda Almanya Türkiye için iyi bir model olabilir” dedi. Almanya üretici olsa da kendi ihtiyacının yüzde 70’ini karşılayabildiğini belirten Taş, bu noktadan hareketle Mersin’in Almanya ile ticaretini geliştirmek istediklerini sözlerine ekledi. Sielemann: “Pandemi nedeniyle vizelerde sorun oluştu” Federal Almanya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Friedo Sielemann ise toplantıda Türkiye ve Almanya ticaretini anlattı. Türkiye ile Almanya ilişkilerinin birçok açıdan çok özel konumda olduğunu belirten Sielemann, şunları söyledi: “Türkiye ile Almanya’nın birbirine gönderdiği ürünler arasında aslında genel olarak bir denge olduğu söylenebilir. Almanya diğer ülkelere göre Türkiye’nin önemli bir ticaret ortağı. Ancak bu yeterli değil. Önümüzdeki süreçte yapabileceğimiz daha çok şey var. Son 3 yıldır ekonomik kriz nedeniyle e şu anda da pandemi sürecinde karşılıklı ticarette bir gerileme görünüyor. Fuarlar, iş seyahatleri ortadan kalktı. Doğal olarak vizelerde de sorun yaşanıyor. Ancak önümüzdeki yıllarda tekrar aynı seviyeleri yakalayacağımıza inanıyorum.” Alman firmalarının Türkiye’deki yatırımlarını da değerlendiren Sielemann, bu yatırımların son dönemlerde azaldığını ancak yapısal reformlar yapılacağına dair açıklamaların gündeme gel-
MTSO Meclis Üyeleri Mersin firmalarını yalnız bırakmadı
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Üyeleri Hakan Kayacı, Özcan Demir ve Mehmet Rıza Boyraz, MTSO Meclis Üyesi MÜSİAD Mersin Başkanı Serdar Yıldızgörer ile birlikte bu yıl 18’incisi düzenlenen MÜSİAD EXPO Fuarı’nda Mersin firmalarını ziyaret etti. TÜYAP Tüm Fuarcılık ile Müstakil Fuarcılık tarafından bu yıl 18-21 Kasım 2020 günleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde MÜSİAD Expo 2020 Fuarı düzenlendi. Birçok farklı sektörden ka-
mesiyle yatırımcıların beklentilerinin yeniden arttığını ve önümüzdeki süreçte yatırımın eski seviyelerine ulaşacağını tahmin ettiğini söyledi. Bohlen: “Organik ürün ve işlenmiş ürünler Almanya için önemli” Federal Almanya Büyükelçiliği Gıda ve Tarım Bölüm Başkanı Peter Bohlen ise iki ülke arası tarımsal ticareti değerlendirdi. Almanya’nın Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı olduğunu dile getiren Bohlen, “Türkiye’nin tarımsal ihracatta artıları var. 2019’da Almanya’ya 1.5 milyar euro değerinde tarımsal ürün ihraç etti. En önemli ürünleri kuru meyve, yağlı tohumlar ve kuruyemiş oluşturdu. Türkiye’nin Almanya’dan tarımsal ürün ithalatında ilk sırada ise ham tütün bulunuyor. Bunu kakao takip ediyor” dedi. Mersin’de ise meyve ve tropikal meyve üretiminin yoğun olduğunu gördüğünü ifade eden Bohlen Türkiye ve Mersin’in Almanya’ya tarımsal ürün ihracatını artırması için neler yapılması gerektiğini ise şöyle özetledi: “Öncelikle organik ürüne talep her geçen gün artıyor. Almanya bu talebi kendisi karşılayamıyor. Türkiye’nin önemli bir üretici olarak önemli fırsatları var. Bunun için standartlara uyulması ve sertifikalı ürünlerin organik olması önemli. Aynı zamanda işlenmiş gıda ürünleri konusunda da Türkiye’nin şansı var. Bu alanda çalışırsa kar marjı da oldukça yüksek. Almanya’dan ithal edilebilecek ürünlerin başında ise damızlık sığır alabilir ya da döllenme için sığır spermi ithal edebilir. Tarım ürünü olmasa da tarım ve işleme makineleri açısından da Almanya’nın Türkiye’ye sunabileceği çok ürün var. Türkiye tarımda rekabet için bu ürünlerden yararlanabilir.”
SCADA ile suda kayıp kaçağın önüne geçilecek
tılımcıyı ağırlayan MÜSİAD Expo 2020 Fuarı’nda düzenlenen paneller ve ikili iş görüşmeleri ile Türkiye’nin ticari bağlarının genişlemesi hedeflendi. Fuara Mersin’den Dicle Group, Başhan Tarım, Dönmezler Gıda ve Tarsus Un firmaları katıldı. Mersinli firmaları stantlarında ziyaret eden MTSO Meclis Üyeleri, pandemi sürecine rağmen fuarın çok başarılı geçtiğini ve iş anlaşmalarının yapıldığı bilgisini almaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Böke, MTSO’yu ziyaret etti
M
ersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, MESKİ’ye kazandırılan SCADA Merkezi’nin açılışını yaptı. Seçer, “Şu anda devreye aldığımız sistem, Türkiye’de en gelişmiş sistemlerin başında geliyor. Belki de ilki diyebiliriz. Bunu geliştireceğiz. Her alanda biz artık teknolojiye dönmek istiyoruz” dedi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, MESKİ Genel Müdürlüğü tarafından yenilenen Veri Tabanlı Kontrol ve Gözetleme Sistemi Merkezi (SCADA) Açılış Töreni’ne katıldı. Yenilenen sistem ile mevcut su kaynaklarının daha verimli kullanılıp kayıp kaçağın önüne geçilerek halka kesintisiz ve kaliteli su temini hedefleniyor. Sistem 2013 yılında kurulduğunda 100 noktadan takip yaparken
Nohuttan üretilen cips, çocuklara bakliyatı sevdirecek
M
ersin’de, çocuklarda bakliyat tüketiminin arttırılması için nohuttan cips üretildi. Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, “Nohuttan cips üretimi için Mersin Üniversitesi ile iş birliği yaptık. Laboratuvar ortamında ilk denemeleri yaptık ve nohuttan cipsimizi ürettik” dedi. Mersin’de, protein değeri yüksek baklagillerin çocuklara sevdirilmesi ve tüketiminin yaygınlaştırılması için nohuttan cips üretildi. Ulusal Baklagil Konseyi ve Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, bakliyat ürünlerinin, ucuz ve sağlıklı olması, kolay muhafaza edilmesinden dolayı rağbet gördüğünü söyledi. Ürünlerin, hem besleyici hem de yüksek lif ve protein değerlerine sahip olduğunu vurgulayan Özdemir, “Bakliyat, virüslerin çoğalmasını önleyen antiviral ve bağışıklık sistemini güçlendiren prebiyotik özellikleri sayesinde çok faydalı. Bakliyata, pandemi döneminde olan ilginin her za-
MTSO 02 CMYK
man devam etmesine önem veriyoruz.” dedi. Özdemir, çocuklara bakliyat ürünlerinin sevdirilmesi gerektiğini belirterek, bu amaçla yüksek protein değerine sahip nohuttan cips üretimi için çalışma başlattıklarını ifade etti. Çalışmada, Mersin Üniversitesi ile iş birliği halinde olduklarını aktaran Özdemir, “Nohuttan cips üretimi için Mersin Üniversitesi ile iş birliği yaptık. Laboratuvar ortamında ilk denemeleri yaptık ve nohuttan cipsimizi ürettik. Ürünler çok güzel oldu. Sağlıklı olmasının yanı sıra lezzetinin de çok güzel olduğunu söyleyebilirim.” diye konuştu. “Rengi değişik bulunsa da tadı beğenildi” Özdemir, cipslerin ilk örneklerini Mersin Ticaret Borsası çalışanlarına tattırdıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Nohuttan cipsi tattırdığımız kişiler rengini değişik bulsa da tadını beğendiler, çok iyi olduğunu ilettiler. Tabii ki bu birkaç denemeyle oluyor. Daha detaylı çalışmalar yapılması lazım. Bizim açımızdan ürünün sağlıklı olması çok önemli. Bunu endüstriyel hale getirmek ve ticarileştirmek lazım. Yatırımcılarla görüşeceğiz. Onlar da iradelerini gösterirlerse biz de bu projemizi kullandıracağız.” Yatırımcıların projeyi değerlendirmesi halinde nohuttan cipsin seri üretimle ülke genelinde satışa sunulması planlanıyor.
C
HP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Yılmaz ve CHP önceki dönem Parti Meclisi Üyesi Fatma Güner ile birlikte Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol ile bir araya geldi. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır ve Meclis Üyesi Ahmet Akın’ın da katıldığı görüşmede Böke, Mersin iş dünyasın çalışmaları ve beklentilerine yönelik bilgi aldı. Konuşmasına CHP’nin ekonomi yol haritasını çizerken çalışmalarını Mersin’den başlatmasını çok anlamlı bulduğunu belirterek başlayan Kızıltan, “Bu da Mersin’in Türkiye için ne kadar önemli bir kent olduğunu gösteriyor” değerlendirmesini yaptı. Meclis Başkanı Hamit İzol turizmcilerin taleplerini dile getirirken Hakan Sefa Çakır tarımda yaşananları özetledi. Meclis Üyesi Ahmet Akın ise Mersin ekonomisine ilişkin makro değerlendirmelerde bulundu. CHP Genel Sekreteri Böke ise CHP’nin Türkiye için net vizyonu bulunduğunu belirterek, “Üretim ve yatırımın önünün açılması için hukuka dayalı, kurallı işleyen bir sisteme ihtiyaç var ki bir güvence ve öngörülebilirlik ol-
sun” dedi. Üretim seferberliği için üretici ve yatırımcının ihtiyaç duyduğu stratejik planlama yapan devlet planlama teşkilatının birikiminin yeniden oluşacağı kurumsal bir çerçeve önerdiklerini vurgulayan Böke, “Doğru teşvik sistemiyle bunu takip edip yatırıma dönüştüren rekabet gücü yüksek alanları Türkiye’ye dönüştürmek üzere bir dizi önerimiz var. İkinci Yüzyıl Çağrı Beyannamemizde bunu net olarak ortaya koyduk” diye konuştu. Mersin Organizasyonu kapsamında Böke’nin ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak ile CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak ve Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur da MTSO’yu ziyaret etti.
Ayhan KIZILTAN
A. Kadir DÖLEK Derya GÜLEÇ
yenilenmesi sonrasında takip noktası 210’a çıkarıldı. Açılışı Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer tarafından gerçekleştirilen tesisi gezen katılımcılar çalışmalar hakkında teknik bilgi aldı. SCADA Merkezi’nden sisteme entegre edilmiş bütün tesisler izlenebilecek, olası sorunlara anında müdahale edilebilecek. Oluşabilecek sorunlara da sistem üzerinden önleyici müdahaleler gerçekleştirilebilecek. Bu sayede içme suyundan atıksuya ve basınç ayarlamaya kadar oluşabilecek arızaların anında çözmesi hedefleniyor. Sistemin kayıp-kaçak su oranlarını da azaltması bekleniyor. Kaçak su kullanımlarının tespiti ve kontrolü de sistem üzerinden yapılabilecek.
Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00 Çağrı Merkezi: 0 850 304 33 33
Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93
3
YIL: 22 | SAYI: 398 | 22 Kasım - 05 Aralık 2020 | www.mtso.org.tr
İş dünyası, ülkemizin sorunlarının çözümünde en önemli paydaştır…
Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Ekonomide Covidle mücadele devam diyor. Elbette bir konudaki olumlu veya olumsuz sonuçlar tek bir etkiye bağlanamaz ama yaşadığımız pandemi süreci gerçekten başlı başına büyük bir etki yaratmaktadır.
2
020 Mart ayı başında yaşadığımız ekonomideki kapanma Haziran ayında piyasaların nispeten açılmasıyla bir toparlanma sürecine girdi. Ancak, sorun gerçekten büyük ve hala ciddi bir şekilde devam ediyor. Bundan dolayı ekonomimize katkı verecek bir büyüme beklentisinde bulunmak zor. Ama makro ve mikro göstergelerde toparlanmayı net şekilde görüyoruz. Sanayi üretimi artıyor, kapasite oranları artıyor. Bu da üretimin olduğunu ve devam ettiğini gösteriyor. Bu konuda ülkemizin üreticisi zorluklar arasında mucizeler yaratmaktadır. Olumlu gelişmeler var ama ev ödevlerimiz de var Bizler iş dünyası olarak geleceğe her zaman umutla bakan bir camiayız. Mücadele bizim günlük hayatımızın bir parçası. Bu mücadeleyi de her şeye rağmen en güzel şekilde
veriyoruz. Ancak, gerek ulusal gerekse küresel anlamda yaşanan bu zorlukları atlatmak için, her zaman dile getirdiğimiz var olan potansiyellerimizi harekete geçirmek için birçok ev ödevimiz olduğunu da görmek zorundayız. Yapısal reform denen konuya odaklanmak zorundayız ki bu sadece ekonomik önlem ve girişimlerle sınırlı değil, işin bir yönü de hukuk konusudur. Demokratik, laik, evrensel değerlere inanan, temelinde evrensel hukuk olan bir devlet olabilmenin değerini ve gücünü bilmeliyiz ve bu değerleri daha çok desteklemeliyiz. Çünkü bu, güven yaratan bir konudur. Bu anlamda son günlerde gündeme gelen hukuk ve adalet reformu gündemini önemsiyoruz. Bunun sorunlarımızın çözümünde en az ekonomik önlemler kadar önemli ve etkili olduğunu düşünüyoruz.
Mersin net ihracatçı bir kenttir Bu zorlu süreçte Mersin özelinde bazı rakamlara baktığımızda daha umutlu olmamız gerektiğini görüyoruz. Mersin olarak yılın 3’üncü çeyreğinde ihracatta %4’lük bir artış yaşadık ve ihracatımız daha 2020 yılını tamamlamadan 2 milyar 200 milyon doları gördü. İhracatı her zaman ithalatından fazla olan Mersin, bir kez daha net ihracatçı bir kent olduğunu gösterdi. Sanayi üretiminde yılın 2’nci çeyreğinde sıkıntılar yaşansa da 3’üncü çeyrekte Mersin olarak önemli bir toparlanma yaşadık ve sanayi üretimini bu ihracat artışında önemli bir katkısı oldu. Mersin olarak sanayi sektöründe enerji tüketiminde %33’lük bir artış gördük. Bu da Mersin’in sadece tarım, lojistik ve dış ticaret kenti değil, aynı zamanda sanayi kenti olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Mer-
Yapılandırma başvuruları başladı caklar, 7 – Üyelerin TOBB’a bağlı Oda ve Borsalara, esnaf ve sanatkarların üyesi oldukları Esnaf Odalarına, TÜRMOB’a, Barolara, İhracatçı Birliklerine ait olan aidat ve diğer bazı alacaklar, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları’nın 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme alacakları, 8 – KOSGEB tarafından kullandırılan ve uygunsuzluğu tespit edilmiş destek ödemelerinden kaynaklı olan alacaklar, 9 – Organize sanayi bölgelerine ve sanayi sitesi yapı kooperatiflerine kullandırılan kredilerden kaynaklı alacaklar,
1
Vergi, trafik cezaları, prim dahil olmak üzere kamu alacaklarında yeniden yapılandırma imkanı getiren düzenleme Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle borçlar için yapılandırma süreci başladı. Son başvuru 31 Aralık.
7 Kasım 2020 tarihli ve 31307 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7256 sayılı Kanun ile birçok borç yapılandırıldı. Borçlarını yapılandırmak isteyenlerin 31 Aralık 2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) ilgili idareye başvuruda bulunmaları gerekiyor. Borçlarını yapılandırmak isteyenlerin Kanunda belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şartı da aranıyor. Buna göre yapılandırılabilecek borçlar şöyle sıralanabilir:
MTSO 03 CMYK
1 – Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve vergi cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizleri, gecikme zamları gibi fer’i alacaklar, 2 – İdari para cezaları, 3 – Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri,
gecikme zammı alacakları, 4 – Sigorta primleri ve topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, 5 – İl özel idarelerinin, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme alacakları, 6 – Belediyelerce tahsil edilen bütün vergiler, vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i ala-
10 – Vakıflar Genel Müdürlüğü ve mazbut vakıfların kira alacakları, 11 – Türk Standartları Enstitüsü’nün alacakları, 12 – İl özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin %50’sinden fazlası bunlara ait şirketlerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar hakkında yaptıkları satış, irtifak hakkı ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan kullanım bedelleri ve hasılat payları alacakları, 13 – Kalkınma ajanslarının özel idareler, belediyeler ve sanayi odalarından olan alacakları. 1 4 – Yap ıl a n d ı r m a d a n 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere ilişkin olan kamu borçları ile aynı tarihten önce kesilen cezalar girmektedir. 2020 yılı Ağustos ayı ve önceki
sin’de kurulan firma sayısında artış görüyoruz. Kapanan firma sayısında azalma görüyoruz. Dinamik bir ekonomiye sahibiz. Vergi tahsilatında Türkiye genelinde %2’lik bir payla en çok vergi veren 5’inci kentiz. Eğer vergi bir ekonomik gösterge ise bizce Mersin Türkiye’nin en büyük ilk 5 ekonomisi içinde demektir. Yılın ilk 9 ayında ilimiz bütçe gelirleri % 24 artmış ve 14 milyar olmuş. Bütçe giderleri ise 7.6 milyarda kalmıştır. Yani, Mersin her anlamda aldığından fazlasını ülkesine veren, katma değer yaratan bir kent olmuştur. Mersin olarak ülkemize sosyal ve ekonomik tüm sorunlarımıza omuz veren, destek olan bir kent olmaktan gurur duyuyoruz. Ancak, Mersinliler ve Mersin iş dünyası olarak eğer yarım kalan veya planlanan makro yatırımlar tamamlanırsa ülkemize çok daha büyük katkılar vereceğimize inanıyoruz.
aylara ilişkin sigorta prim borçları da kanun kapsamındadır. Kapsam dışında kalan borçlar Kesinleşmemiş alacaklar, ödeme süresi geçmemiş alacaklar, dava safhasında olan alacaklar ve idari para cezaları, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanuna göre verilen idari para cezaları, RTÜK, SPK, BDDK, BTK, KGK, KİK, KVKK, EPDK tarafından verilen idari para cezaları kapsama dahil edilmemiştir. Yapılandırılan borçların ödenmesi Yapılandırılacak borçlar peşin veya taksitli ödenebilir. Yapılandırma başvurusunda bulunanların Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini 31.01.2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil), Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksitini 28.02.2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil), diğer taksitlerini ise bu tarihleri takip eden ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri esastır. Taksitli ödemeler Yasada belirlenen katsayılarla hesaplanarak ödene-
Sanayi alanında bu olumlu göstergelere rağmen, ne yazık ki hizmetler sektöründe yeni Covid önlemleri zaten kötü durumda olan işletmeleri durma noktasına getirmektedir. Toparlanmaya fırsat bulamayan işletmeler, yeniden kısıtlı çalışma veya kapanma noktasına geleceklerdir. Turizm sektörü burada başı çeken sektördür. Kredilere ulaşmak büyük bir sorun olsa da, sadece kredilerle de sorun çözülecek gibi görünmüyor. Bu kesime devlet doğrudan maddi destek yapmalıdır. Çukurova Havalimanı’nda mutlu sona yaklaşıyoruz Geçtiğimiz günlerde TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Mersin Ana Konteyner Limanı ile ilgili çalışmaların devam ettiğini ifade etti. Bu yeni Ana Konteyner Limanı Mersin ve bölge için gerçekten çok önemli. Mersin Doğu Akdeniz’in en etkin limanı konumundadır ve ülkemizin Akdeniz’deki rekabeti ve üstünlüğü için hayati bir noktadır. Lojistik ve dış ticareti ülkenin stratejik sektörü kabul eden bir Türkiye için bu yatırım vazgeçilmezdir, elzemdir. Geciktirilmesi ülkenin zenginliğinin ötelenmesidir. Sayın Ulaştırma ve Altyapı Bakanımızın konuya olan ilgisi bizleri mutlu etmiştir. Öte yandan artık bir yılan hikayesine dönen ve zaman zaman umutların tükendiği Çukurova Havalimanı konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın koyduğu son nokta gerçekten Mersin ve Adana adına, tüm Çukurova adına en mutlu haber olmuştur. 20 Kasım Cuma itibariyle Çukurova Havalimanı’nın üst yapı ihalesi yapılmıştır. Önemli olan potansiyeller değil bu potansiyelleri ertelemeden harekete geçirmektir. Ülkemizin boşa geçirecek zamanı yoktur. Daha çok çalışmak, daha çok üretmek, daha katma değerli işler yapmak, insanımıza iş ve aş vermek, gençlerimizi ekonomiye entegre etmek, kadınlarımızı ekonominin ve üretimin parçası yapmak, dijital ekonomiye geçişi tamamlamak, temelinde pozitif bilimler olan, sorgulayan, analitik, yaratıcılığı teşvik eden bir eğitim sistemini kurmak başta olmak üzere ne çok ev ödevimiz var. Biz iş dünyası olarak elimizi taşın altına sokmaya hazırız, yeter ki sesimize kulak verilsin, yeter ki bu sorunların çözümünde en önemli paydaş olduğumuz unutulmasın.
cektir. Önceki yapılandırmalar kapsamındaki borçların durumu: 7143 sayılı Kanun’a göre yapılandırılan ve bu kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla anılan Kanun kapsamında ödemeleri devam eden alacaklar açısından, borçlular talep etmeleri hâlinde bu kanun hükümlerinden yararlanabilecek. 6736 sayılı ve 7020 sayılı yapılandırma kanunlarına hükümlerine göre 17 Kasım 2020 tarihi itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar ile 6736 Sayılı Kanun’a göre tahakkuk eden alacaklar ise yapılandırma kapsamı dışında tutulacak. Hacizli alacakların durumu: Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler oranında kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir. Bu kanuna göre ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacze konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilir. Bu talep, kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarların Kanun hükümlerine göre ödenmesine engel teşkil etmez.
Oda aidat borçlarının yapılandırması 7256 Sayılı Kanun kapsamında, Ocak ayı sonuna kadar Odaya başvuran Üyelerin, birinci taksiti Şubatta, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam 6 eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme faizinin tahsilinden vazgeçilecektir. Vergi dairesinden vergi terk olmuş üyelerin; vergi mükellefi-
yeti sona erdiği hâlde Oda/Borsa kayıtları devam eden üyelerin, vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçları yapılandırma kapsamına alınmış, vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra, tahakkuk etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer’i borçlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
4
YIL: 22 | SAYI: 398 | 22 Kasım - 05 Aralık 2020 | www.mtso.org.tr
Lisanslı depoculukta hedef kapasite 17,5 milyon ton
Bitkisel üretim için biyolojik mücadele destekleri belli oldu
spekülatörlerin sistemde yer aldığı bir mekanizma kaçınılmaz olarak fiyatlarda manipülasyonun ve stokçuluğun önünü açacaktır. Bu bağlamda lisanslı depolardan yararlananların ne kadarlık bölümü küçük çiftçi, büyük çiftçi, tacir, sanayici ve depo sahibi ayrımının yapılması kilit rol oynuyor. Böylece Devletimiz tarafından sağlanan destek ve teşviklerin de hedeflenen amaca ulaşacağı kanaatindeyim.”
T
ürkiye genelinde 35 ilde 110 adet lisans verilen lisanslı depo işletmesi bulunduğunu anlatan Mersin Ticaret Borsası (MTB) Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Abdullah Özdemir, bu kapasitenin yeni ekonomi programına göre ilk aşamada 2022’de 10 milyon tona, ikinci aşamada ise 17,5 milyon tona ulaşmasının öngörüldüğünü bildirdi. Lisanslı depoculuk sistemi hakkında bilgi veren MTB Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir, “Lisanslı depoculuk sistemi; depolamaya uygun nitelikte ve standardize edilebilmesi mümkün olan tarım ürünlerinin sağlıklı ortamlarda depolanmasını ve bu ürünlerin ticaretinin ürünün mülkiyetini temsil eden ürün senetleri vasıtasıyla; ürün ihtisas borsasında yapılmasını öngören bir sistemdir” dedi. Bu sistemle yakın ilişki içinde olan Türkiye Ürün İhtisas Borsası’nın (TÜRİB) da birinci yaşını doldurduğunu açıklayan Özdemir, 2020 yılının ilk 10 ayında TÜRİB’in işlem hacminin de miktar olarak 2.7 milyon ton ve değer olarak 4.0 milyar TL olarak gerçekleştiğini bildirdi. Lisanslı depoculuk sisteminin temel amacının üreticiler ve sanayici açısından farklılık gösterdiğine işaret eden Özdemir şunları söyledi: “Bu sistem üreticiler açısından mallarının en etkin şekilde değerlendirilmesi, başka bir ifade ile kendileri açısından uygun gördükleri fiyat seviyesinden bu ürünlerin satışını gerçekleştirebilmeleri ve finansman ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Sanayiciler açısından ise on iki ay boyunca ürün tedarikinin
sağlanmasıdır. Bu amaçlara ulaşılabilmesi amacıyla Devletimiz tarafından halihazırda hem üreticilere hem de yatırımcılara yönelik vergi istisnaları, depo kirası, nakliye, analiz, kredi faizi, yatırım ve işletme kredisi desteği olmak üzere her aşamayı kapsayan çeşitli destekler verilmektedir.” Mevcut sistemi daha da iyileştirebiliriz Türkiye açısından lisanslı depoculuk sisteminin henüz gelişim aşamasında olduğunu düşündüğünü ifade eden Özdemir, “Dolayısıyla, yolun başındayken ve fırsatımız varken bu sistemin mevcut işleyişinin gerçekçi şekilde analizinin, aksayan yönlerinin tespitinin ve gelecekte nasıl şekilleneceğine yönelik yol haritasının çizilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal’ın açıklamalarını örnek gösteren Özdemir şöyle konuştu: “Sayın Güldal, 29 Ekim tarihli buğday stoklarına ilişkin açıklamasında, ‘Çiftçinin, üreticinin elinde kalsa kalsa yüzde 5’lik bir buğday kaldı. Şu anda buğday; tacir, sanayici ve spekülatörlerde bulunuyor. Sanayici üretim kapasitesi ve ihtiyacı kadarını işliyor ve mamul madde yapıyor. Ancak tacir ve özellikle spekülatörler buğdayı elinde tutuyor. Piyasanın yükseleceği yönünde beklenti içindeler. Satmamak üzere stokluyorlar’ tespitinde bulundu. Bu nedenle lisanslı depoculuk sisteminin geleceği açısından iyi irdelenmesi gerektiği fikrindeyim. Aksi halde
Özellikle üreticilerimizi sisteme daha fazla dahil etmeliyiz Başta küçük çiftçiler olmak üzere özellikle üreticilerin sisteme dahil edilmesinin önemini vurgulayan Özdemir, “Sisteme katılım, bunun gerektirdiği maliyetlere katlanacak güçlerinin artmasını sağlayacak politikaların üretilmesi ve spekülasyon amacı taşıyan tüccarların sistemde yer almasını engelleyecek bir kontrol sisteminin oluşturulmasının lisanslı depoculuk sisteminin geleceği açısından önemli başlıklar olduğunu düşünüyorum” dedi. Özdemir değerlendirmelerini şöyle tamamladı: “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu öncülüğünde Birliğimiz lisanslı depoculuk sisteminin mevcut işleyişinin analiz edilmesi, sistemde yaşanan sıkıntılar, bu sorunların nasıl aşılacağı ve bu sistemin takip eden dönemde nasıl şekilleneceği hususunda Ticaret Bakanlığımız, Tarım ve Orman Bakanlığımız ile koordinasyon içinde en fazla istişarede bulunan kurumlardan biri olmuştur. Bu bağlamda, lisanslı depoculuk siteminin ülkemizdeki gelişiminde himayelerini hiçbir zaman esirgemeyen Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’a, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’ye ve her zaman üreticilerimiz, tüccarlarımız, sanayicilerimiz ve bürokrasi arasında kritik bir köprü görevi gören Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu Başkanımıza en içten şükranlarımı sunuyorum.”
B
itkisel üretimde kimyasal mücadele yerine biyolojik ve biyoteknik yöntemler kullanan ve kimyasal ilaç kullanımını azaltan üreticilere dekar başına yapılacak destekleme ödemeleri belirlendi. Tarım ve Orman Bakanlığı, bitkisel üretimde kimyasal mücadele yerine alternatif mücadele tekniklerinin uygulanmasıyla kimyasal ilaç kullanımının azaltılması, insan sağlığının ve doğal dengenin korunması için biyolojik ve biyoteknik mücadele yapan üreticilere destekleme ödemesi yapılmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlendi. Destekleme ödemesi için şartlar ve destekleme miktarı Açık alanda turunçgilde Akdeniz Meyvesineğine karşı feromon ve tuzak kullanımı için üreticiye 80 TL’lik destek sağlanırken, tuzak kutusunun en az 5 yıl kullanma ömrü bulunmasından dolayı daha önceden tuzak kutusu olup da sadece fero-
E
nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca içinde Mersin’den 4 alanın da yer aldığı maden sahaları, araştırma yapılması amacıyla Aralık ayında ihale edilecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG) konuya ilişkin ilanı, Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, aralarında Mersin’den 4 alanın da yer aldığı 73 adet maden sahası ihale edilerek, aramalara açılıyor. İhalelere ilişkin usul ve esaslar http://www.mapeg.gov.tr/
Başvurular doğrudan yapılacak Sahalar için başvurular www. mapeg.gov.tr internet adresinde ilan edilen tarihlerde ve 09.0009.30 saatleri arasında Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Atilla Şinasi Özdemir Konferans Salonu’nda, İhale Komisyonuna doğrudan yapılacak. Posta veya diğer yollardan yapılan başvurular geçersiz sayılacak. Aramalara açılan sahalara yapılacak başvurularda; teklif mektubu ve ihale teminatını ayrı ayrı kapalı zarflar içinde verilecek. Zarfın üzerine; gerçek kişiler için, ihale edilecek sahanın ili, erişim no, müracaatçının adı soyadı, T.C. kimlik no, varsa vekilin
adı soyadı, T.C. kimlik nosu yazılacak. Tüzel kişiler için ise, ihale edilecek sahanın ili, erişim no, ünvanı, vergi no, vergi dairesi, varsa vekilin adı soyadı, T.C. kimlik no bilgileri yer alacak. İhaleler kapalı teklif ve açık artırma usulüyle yapılacak Söz konusu ihaleler, kapalı teklif ve açık artırma usulüyle gerçekleştirilecek. İhale teminatı, teklif edilen ihale bedelinin yüzde 20’inden ve taban ihale bedelinden az yapılamayacak. Başvurular değerlendirildikten sonra, müracaatın birden fazla olması durumunda, müracaat edenler arasında yeniden ihale edilecek. Sahaya müracaat olamaması durumunda ise saha aramalara açık hale gelecek.
Çukurova Havalimanı ve Mersin Konteyner Limanı’na yeşil ışık
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla online platformda gerçekleşen TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’nı takip etti. Şura’da Mersin’e iki müjdeli haber çıktı. TOBB Başkanı M. Rifat Hi-
MTSO 04 CMYK
sarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye Ekonomi Şurası; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve TOBB Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla TOBB Konferans Salonu’ndan video konferans aracılığıyla gerçekleştirildi. Türkiye genelinde faaliyet gösteren tüm Oda ve Borsa Yö-
netim Kurulu ve Meclis Başkanları ile Delegelerinin takip ettiği toplantıda Bölge ve Konsey sözcüleri bölge ve sektörlerin taleplerini aktardı. Toplantıda bir değerlendirme yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çukurova Bölgesel Havalimanı ihalesinin son aşamaya geldiğini, ihalenin 20 Kasım’da yapılacağını belirterek, “İnşallah bu yatırımı hızlıca bitireceğiz. Artık daha fazla uzamayacak” ifadelerini kullandı. Toplantı sonunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ise Mersin Konteyner Limanı yatırımı konusunda çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.
Destekleme ödemesi başvuru tarihleri Kayısı, ayva, armut, elma, bağ, açıkta domates, zeytin, turunçgil, nar, şeftali ve nektarin
için 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren biyolojik ve biyoteknik mücadele yapan üreticiler; 4 Aralık 2020, örtüaltı için ise 31 Aralık 2020 tarihi mesai bitimine kadar başvurabilecek. Üreticiler başvurularını, dilekçesi ve gerekli belgeler ile birlikte ÇKS ve/veya ÖKS kayıtlarının bulunduğu il ve ilçe müdürlüğüne yapacak. Yasaklı pestisit kullanmış olanlar, kamu kurum ve kuruluşları yararlanamıyor Biyolojik ve biyoteknik mücadele desteklemelerinden, yetiştirdikleri ürünlerde hasat öncesi pestisit denetimlerinde yasaklı veya tavsiye dışı pestisit kullanımı tespit edilen, hasat sonrası pestisit denetimlerinde yasaklı, tavsiye dışı veya MRL üstü tespit edilen ve ihracata giden ürünlerinde pestisit kalıntısı nedeniyle bildirim almış olanlar aynı yıl içerisinde ilgili üründe yapılacak desteklemelerden faydalanamayacak.
Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun…
Mersin’den 4 maden sahası araştırma için ihale edilecek Ihaleler.aspx adresinde yayınlanmaktadır.
mon kullanan üreticilere 30 TL destek ödemesi yapılacak. Örtüaltında biyoteknik mücadelede feromon ve tuzak kullanan üreticilere 120 TL, domateste domates güvesine karşı sadece feromon kullananlara 60 TL destek olacak. Açık alanda domateste biyoteknik mücadelede ise destek, feromon ve tuzak kullanan üreticilere 50 TL, domateste domates güvesine karşı sadece feromon kullanan üreticilere ise 30 TL olacak. Üreticiye yapılacak olan destekleme ödemesi miktarı, üreticinin biyolojik ve biyoteknik mücadele amacıyla yaptığı harcamaları gösteren fatura bedelinin, mücadele yaptığı toplam alanına bölünmesiyle elde edilecek dekar maliyetini geçemeyecek.
“
Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun” batı tıbbının babası Yunan Hekim Hipokrat’ın ünlü sözüdür. Besinlerin tedavi edici etkilerini işaret eden bu söz birçok hekime ilham vermiştir. 2500 yıl sonra bugün, beslenmenin hastalıkları önlemede ve korunmada önemli olduğunu, birçok ölümcül hastalığın sebebinin de beslenme ve yaşam tarzımızdan kaynaklı olduğunu biliyoruz. Bugünkü yazımda binlerce yıl öncesinde tıbbi reçetelerde yer alan, bugün sofralarımızda aroma ve lezzet verici olarak kullandığımız “Sarımsağın faydalarından, kış aylarına girdiğimiz şu günlerde tüketiminin öneminden bahsedeceğim. Sarımsak… Yemeklere kattığı güçlü tadı, kokusu ve lezzeti ile Anadolu mutfağının önemli bir üyesi. Antik çağda ise tıbbi reçetelere hekimler tarafından yazılan önemli bir bitki. Binlerce yıl sonra bilim insanları mucizevi etkileri olan sarımsağın insan vücuduna faydalarının temel sebebinin içeriğinde bulunan bileşenlerinden, özellikle kükürt bileşenleri olan Allisin, Dialil disülfid ve s-alil sistein’den kaynaklandığını tespit ettiler. Sarımsak, kalorisi düşük vitamin değeri yüksek bir besin, bu nedenle güçlü bir bağışıklık sistemi destekleyicisi. Kanıtlanmış etkilerinden biri “soğuk algınlığını önleyici” olması. Sarımsağın içeriğinde bulunan Allisin’in soğuk algınlığını önlemedeki etkisi üzerine yapılan bilimsel bir araştırmanın klinik
raporuna dair linkini meraklıları için paylaşıyorum, araştırma detaylarına linkten ulaşabilirsiniz. https://pubmed.ncbi.nlm. nih.gov/11697022/ Halk arasında iyi bilinen etkilerinden biri de kan basıncını düşürücü etkisi. Bilinmeyen etkisi ise sarımsağın düzenli kullanımında tansiyon hastalığı tedavisinde kullanılan Atenolol kadar etkili olduğudur. Buna dair yapılan bilimsel çalışma raporlarına ulaşabileceğiniz link: https://pubmed.ncbi.nlm. nih.gov/24035939/ Kan basıncını düşürmesinin yanında, kolesterolü düşürücü etkileri de kanıtlanmış olanlardan. Kalp ve damar hastalığı riskini artıran LDL kolesterolü, düzenli ve belli miktarda tüketildiğinde %10-15 düşürdüğü kanıtlanmıştır.
lı yaşamı desteklediği iddiaları henüz kanıtlanmamış olsa da, kronik hastalıklara olan etkisi bilinmektedir. Sarımsağın yer aldığı ve çokça tüketildiği mutfaklara sahip toplumlarda bireylerin güçlü bağışıklık sistemleri ve uzun yaşam süreleri dikkat çekicidir. Kanıtlanmış ve henüz kanıtlanmamış etkileri ile sarımsak mucizevi bir besin. İçeriğindeki zengin vitamin ve mineraller ile saç sağlığı, cinsiyet hormonlarının düzenlenmesi, iştah ve kilo kontrolündeki etkileri, antioksidan etkileriyle kanserle mücadeledeki önemi, diyabet de dahil olmak üzere, kalp damar hastalıkları gibi kronik hatalıkların tedavisinde önemli bir destekleyici ve aynı zamanda hastalıkların önlenmesinde etkili bir besindir.
Hücre hasarını onarıcı etkisi de var Bununla da sınırlı değil, son yıllarda ileri yaş hastalığı olarak duyduğumuz, biz orta yaşlıların korkulu rüyası haline gelen Alzheimer ve demans hastalıkları riskini azaltan etkilerine dair birçok başarılı çalışma var. Sarımsağın hücre hasarını onarıcı ve yaşlanmaya karşı koruyucu antioksidan içeriğinin bu hastalıkları önlemedeki etkisini göz ardı etmemek gerekir. Egzersiz ve beden yorgunluklarının azaltılmasında etkilidir sarımsak, kemik sağlığının korunması için önemlidir. Özellikle ileri yaşlarda kadınlarda düşen östrojen seviyesini yükseltmek için doğal bir çözümdür sarımsak. Vücuttaki ağır metallerin detoksifiye edilmesine yardımcı olur. Bu alanda yapılmış dikkatimi çeken bir araştırma var, sürekli ağır metal olan kurşun ile teması olan, akü üretimi yapan bir fabrikanın işçileri ile yapılan araştırmada, sarımsağın işçilerin kanındaki kurşun seviyesini %19 düşürdüğü tespit edilmiştir. Meraklısı için araştırmanın linki: https://pubmed. ncbi.nlm.nih.gov/22151785/ Sarımsağın uzun ve sağlık-
Sarımsak, mikrobiyolojik ajanlara kalkandır Bakteri, virüs ve mantar gibi mikrobiyolojik ajanlara karşı kalkandır Sarımsak. Grip ve soğuk algınlığından korunmanın çok önemli olduğu, bağışıklık sistemimizin kuvvetli olması gereken CORONA günlerinde… Hepimiz sosyal mesafeye ve maske kullanımına dikkat ediyorken, karantina ile izole iken... Kokusunu ve etrafa vereceği rahatsızlığı dert etmeden bolca çiğ sarımsak tüketin… Binlerce yıldır insanlığa şifa olan sarımsağın, covid-19 salgını ile mücadele eden insanlığın bağışıklık sistemini güçlendirerek virüse kalkan olmasını temenni ediyorum. Sağlıklı günler dilerken, Sosyal mesafe, maske ve hijyen konularında taviz vermeden virüs ile mücadelenize devam ettiğinizi umuyorum… Önlemini al, Güvende kal Mersin… Yasemin Taş Yönetim Kurulu ve 26 No’lu sağlık Hizmetleri Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi Üyesi
5
YIL: 22 | SAYI: 398 | 22 Kasım - 05 Aralık 2020 | www.mtso.org.tr
Kamu, özel sektöre rakip olmamalı M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin işlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyeleri, kamu kurumlarının meyve sebze ticaretinde özel sektöre rakip olabilecek tutumlar içine girmesinden dertli. MTSO 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Sorunları ve çözümlerini anlatan Meclis Üyeleri yurtdışında, özellikle Avrupa Birliği (AB) firmalarının kalıntı nedeniyle ürün almamasından, Bulgaristan’a giden TIR’lara çıkarılan zorluklara, marketlerin ödeme sırasındaki oluşturduğu sıkıntılardan çiftçilerin üretim maliyetlerinin yüksekliğine kadar birçok konuyu ele aldı. Çakır: “AB kalıntı limitlerine göre üretim yapılmalı” MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, 1 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Eren Tarım Ürünleri Sahibi Hakan Sefa Çakır, özellikle ilaç kalıntıları üzerinde durdu. AB’ye bağlı ülkelerin ürün alırken ilaç kalıntısı konusunda ciddi hassasiyetler gösterdiğini kaydeden Çakır, bu nedenle Av-
Hakan Sefa Çakır
rupa’ya meyve sebze ihracında zorlandıklarını anlattı. Türk ihracatçısının günümüzde Rusya, Ukrayna, Irak gibi analiz konusunda zorluk çıkarmayan ülkelere çalışmayı sürdürebildiğini kaydeden Çakır, şöyle konuştu: “Yurtiçinde çokça mal üretiyoruz ve ürettiğimizi satamazsak ciddi sorun oluşur. Sorunun çözümü için Tarım Bakanlığımızın kalıntı konusunda, AB’nin talep ettiği ilaçları ruhsatlandırarak üreticiye temin etmesi, ardından üreticileri bu ilaçları kullanma noktasında bilinçlendirip konunun takipçisi olması önemli. Ay-
rıca üretici ve ihracatçıların elini güçlendirmek adına kalıntı limit oranlarıyla ilgili Brüksel’de güçlü lobi oluşturulması sağlanmalıdır. Bu konu yalnızca ihracat için değil, Türk halkının sağlıklı ürünlere ulaşabilmesi adına da önemlidir.” Rusya’daki büyük market zincirlerinin Türkiye’deki meyve sebze fiyatları üzerindeki etkisine de değinen Çakır, “Maalesef Türk ihracatçılarımız kendi aralarında birlik olmak yerine birbirlerine rakip olunca ucuz ürün satmak durumunda kalıyorlar. Bu da yurtdışındaki büyük marketlerin Türk ürünlerinin fiyatlarını büyük ölçüde aşağı çekmesine neden oluyor. Sonuçta ne üretici ne de ihracatçımız hak ettiği kazanca ulaşamıyor. Hem üretici hem de ihracatçının birlik olması sağlanmalı” dedi.
Yücesoy: “Meyve sebzedeki döngü bozulmamalı” Lobi çalışması yürütülmesi gereken bir diğer konunun Bulgaristan olduğunu anlatan MTSO 1 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Yücesoy Tarım ve Orman Ürünleri Sahibi Yusuf Vedat Yücesoy, Kapıkule Sınır Kapısı’nda Bulgaristan tarafında yaşanan sorunları an-
Yusuf Vedat Yücesoy
lattı. Keyfi olarak Türk TIR’larının durdurulup analiz kontrolü yapıldığını bildiren Yücesoy, bu işlem için ekstra ödeme talep ettiklerini ve bir gün kadar da kapıda beklemek durumunda kaldıklarını ifade etti. Aynı zamanda Tarım Kredi Kooperatifleri, Ziraat Bankası gibi kurumların meyve sebze alıp zincir marketlere satarak vergisini ödeyen firmalara rakip olduğunu anlatan Yücesoy, “Bu tür kuruluşlar alım satım yaparsa Hal’de üretici ile tüccar arasında oluşan ürün piyasasını belirleyen pazar süreci ve meyve sebzedeki döngü bozulmuş oluyor. Kamu ku-
rumları bize rakip olmak yerine kaynaklarını, gübre, ilaç gibi çiftçinin kullandığı girdileri üreterek maliyetlerini düşürse sektöre çok daha fazla katkı sağlamış olurlar” değerlendirmesini yaptı. Son olarak Çukurova Bölgesel Havalimanı beklentisini yineleyen Yücesoy, “Uçak kargonun güçlenmesi sektörümüz adına önemli. Uzakdoğu’dan sürekli sipariş geliyor ancak yüksek kargo maliyetleri nedeniyle yanıt veremiyoruz. Çukurova Havalimanı’nın biran önce tamamlanarak kargo taşımacılığındaki gücümüzü artırmak istiyoruz” diye konuştu. Cumaoğlu: “Yerli üretime ağırlık verilmeli” MTSO 1 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Nurettin Cumaoğlu Firmasının Sahibi Nurettin Cumaoğlu ise çiftçilerin yüksek üretim maliyetlerine dikkat çekti. Girdi maliyetlerinin düşürülmesi için yerli ilaç ve tohum üretiminin önemine değinen Cumaoğlu, mevcut durumda bu ürünlerin büyük bölümünün ithal edilmesiyle maliyetlerin arttığını bildirdi. Aynı zamanda sektörde bir standart bulunmamasından da şikayetçi olan Cumaoğlu şunları söyledi: “Değişik sektörlerde paraları takılıp zarar eden kişiler Hal’in
ödeme konusundaki zaafından yararlanmak istiyor. Hal’den aldıkları meyve sebzeleri yeni açtık-
Nurettin Cumaoğlu
ları ya da devraldıkları marketlerde nakit ya da kredi kartı ile satıp bu paraları zarar ettikleri sektörlere aktarıyorlar. Bu durum da kötü niyetli kişilerin istismarına çok açık. Bu sayede çiftçinin, komisyoncunun, tüccarın parası ödenmeyebiliyor ve Hal kötüye kullanılabiliyor.” Çek Yasası’nın da kötü niyetli kişiler tarafından suiistimal edildiğine değinen Cumaoğlu, “Her isteyenin çekleri bankalardan istediği gibi alabilmesi, ödemelerde vadelerin standart hale getirilmemesi karşımıza sorun olarak çıkıyor” değerlendirmesini yaptı.
5 No’lu Komite bürokratik işlemlerin azaltılmasını istiyor M TSO 5 No’lu Tarım Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından uygulanan resmi prosedürlerin sürekli değişmesi ve bürokratik işlemlerin çok fazla olmasından dertli. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 5 No’lu Tarım Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektörde yaşanan sorunları değerlendirerek çözüm önerilerini anlattı. Meclis Üyelerinin özellikle üzerinde durduğu konu bürokratik işlemler oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın getirdiği uygulamaları takip edebilmek adına fazladan 3-4 eleman çalıştırılması gerekliliğine değinen Meclis Üyeleri, bu uygulamaların zorunlu ürünler için geçerli kalması, tabana yayılmamasını talep etti. Okşar: “Prosedürler ciddi iş yükü” MTSO 5 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Enfiher Zirai İlaç Gübre Sanayi Limited Şirketi Sahibi Murat Okşar özellikle İlaç Takip Sistemi ve Gübre Takip Sistemi’ne değindi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iki yıl önce ilaç firmalarını ve bayilerini kontrol altına almak adına Tarım Bilgi Sistemi (TBS) ve gübre satışlarını kontrol altına almak adı-
da bayiden gelen iadelerin tek tek girilmesi talep ediliyor. Prosedür çok fazla, kar marjı çok düşük ve iş yükü çok ağır. Bir bayinin sistemi çalıştırabilmesi için ek 3-4 kişi istihdam etmesi gerekiyor. Bayilik yapılamaz hale getirildi.”
Murat Okşar
na da Gübre Takip Sistemi’ni (GTS) oluşturduğunu belirten Okşar, bu sistemlerin gerektiği gibi çalışmadığını söyledi. GTB’de bürokratik hantallıklar, TBS’de ise bazı tıkanıklıklar olduğunu ve sürekli sistem değişikliğine gidilmesi nedeniyle uyum sağlamakta zorlandıklarını dile getiren Okşar, şunları söyledi: “Örneğin bir haftalık kısa bir süre veriliyor ve bu sürede depodaki tüm bitki besleme ürünlerinin GTS’ye açılan yeni bir modüle işlenmesi isteniyor. Eğer istenen sürede yapılmazsa da işlemlerimizin bloke edileceği söyleniyor. Ya
“Bakanlık İlaç Takip Sistemi’ni düzenlemeli” Tarım Bakanlığı’nın ilaç takibinin de yürütüldüğü Tarım Bilgi Sistemi’ni yeniden düzenlemesi gerektiğine de değinen Okşar, mevcut durumda ciddi sistemsel hatalar yaşandığını bildirdi. İlaç firmalarından ilaçları üzerindeki karekodları okutarak satın alıp bayilere sattıklarını anlatan Okşar, “Ancak kimi zaman Bakanlığın internet sisteminde hata oluşuyor ve ilaç firmaları da karekod oluşturmakta zorlanıyor. Ürünü de satması gerektiği için karekodu olsa da sistemde görünmeyen mallar oluşuyor. Bizler bu ürünü sattığımızda Bakanlık ana firmayı sıkıştıracağına karekodsuz ürün sattığı için bayileri sıkıştırıyor” dedi. Son aylarda bayiler üzerinde TBS’si okunmayan malların kaldırılması adına ciddi baskılar bulunduğunu vurgulayan Okşar, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sistemi maalesef çalışmıyor ve fatura da bayiye çıkıyor”
cesi bizlerde hakim olmaya başladı. Ruhsatlarımız iptal edilebilecek, 7 bin TL’den 300 bin TL’ye kadar cezalarla karşılaşabileceğiz. Bakanlığın sisteminin düzgün çalışmıyor olması nedeniyle her 100 kalemden en az 40-50’sinin karekodu okunmuyor. Birçok işletme cezaya maruz kalacak. Yönetmelik yeniden gözden geçirilmeli.”
İsmail Yavuz Özgüven
ifadelerini kullandı. Bakanlık tarafından çıkarılan yeni Yönetmeliğe de değinen Okşar, şu bilgileri verdi: “Yeni Yönetmeliğe göre zirai ilaç satan firmalardan 31 Aralık tarihine kadar 10 adet evrak hazırlaması isteniyor. Bunların 9’unda sorun yok ama son evrakta TBS’siz ürün alırsan ya da faturalı olmasına rağmen ürün sorunlu çıkarsa Bakanlığın sana vereceği her türlü kararı kabul edeceğine dair noterden imzalı taahhütname isteniyor. Böylece keyfi uygulamalara açık bir pozisyon oluşacağı düşün-
Özgüven: “Firma kurulumlarına düzenleme yapılmalı” 5 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Yavuz Dış Ticaret Limited Şirketi Sahibi İsmail Yavuz Özgüven de Gübre Takip Sistemindeki (GTS) prosedürlere değindi. Gübrelerde kullanılan bazı maddelerin güvenlik açısından tehlikeli olması nedeniyle kayıtlı çalışılmaya önem verildiğini belirten Özgüven, “Bu talebi anlayabiliyoruz ama ürünlerin tamamına aynı prosedür uygulanınca ciddi iş kayıpları ve maliyet artışı yaşanıyor. Belirli ürünler dışında bu sistemden vazgeçilmeli” dedi. Ardından şirket kurma ve kapatma konusunda belli bir standart bulunmaması nedeniyle yaşanan sıkıntılara değinen Özgüven, bir bayinin bir gecede yeni bir firma kurup elindeki malların hepsini o firmanın üzerine devredebildiğini ve
Perakende sektöründe birleşme kaçınılmaz M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Meclis Üyeleri güç birliğine giderek sorunları hep birlikte aşma hedefinde. Özellikle ulusal zincir marketler karşısında ciddi sorunlar yaşandığına, bu sorunların pandemi sürecinde yöntem değişikliği ile artarak devam ettiğine dikkat çeken Meclis Üyeleri, maddi manevi tüm olanakların birleştirilip, birlikte hareket edilebilmesi halinde sorunların aşılabileceği görüşünde. MTSO 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektörde yaşanan sorunlara dikkat çekti. Ulusal zincir marketlerin mağaza sayısını artırarak hızla büyümesi ve sattıkları ürün çeşitlerini artırmaları nedeniyle yerel marketlerin yaşadığı sıkıntıları anlatan Meclis Üyeleri, buna pandemi süreciyle birlikte eklenen online alışveriş olanaklarının sektör üzerine etkilerini değerlendirdi. Bu sürecin önümüzdeki günlerde artarak ilerleyeceği görüşünde birleşen Meclis Üyeleri, sorunlara çözüm için birlikte hareket etmenin önemine değindi. Hasancaoğlu: “Ortak online platform oluşturulabilir” MTSO 7 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Hasancaoğlu Gıda Sanayi Sahibi İshak Mehmet Hasanca-
MTSO 05 CMYK
İ. Mehmet Hasancaoğlu
oğlu ise pandemi süreciyle birlikte sektörde yaşanan gelişmeleri ve bu gelişmelerin yerel perakende sektörüne olumsuz yansımalarını değerlendirdi. Pandemiyle hızlı bir dijitalleşme sürecinin başladığını kaydeden Hasancaoğlu, tüketicilerin alışveriş algısının da değiştiğini belirtti. Tüketicilerin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek adına zincir mağazalar yanında yeni perakende e-ticaret oyuncularının gıda sektörüne girmesiyle bir format savaşı başladığını anlatan Hasancaoğlu şunları söyledi: “Çevirim içi market uygulamaları şu anda en güncel projeler arasında. Maalesef zaten birçoğu kapanma eğiliminde olan mahalle aralarında belli bir lokasyondaki evlere paket servisi yaparak ayak-
ta durmaya çalışan küçük marketlerimiz tüketici tercihinin değişmesiyle kapanma noktasına geldi. Önümüzdeki süreçte geleneksel gıda perakendeciliğinde zaten yaşadığımız maliyet, ürün fiyat rekabeti gibi sorunlar yerine bu platformlarda yine fiyat rekabet güçlüğü, talep karşısında operasyonel yetersizlik ve depo gibi altyapı eksiğinden kaynaklı birçok noktaya ulaşamama sorunu yaşanacak. Güçlü sermayeye sahip perakende firmalarının henüz çok başında olduğu ve birçok platformun şu an için belli şehirlerde bu operasyonları yürüttüğü günümüzde yerel marketler olarak bir araya gelip ortak bir online alışveriş platformu oluşturup, kolay kullanım tasarlayarak gücümüzü birleştirip şehrimizin her bölgesinde tüketicilerimize ulaşabilme yeteneğimizi bugünden geliştirmeliyiz.”
Bayar: “KDV uyumsuzluğu ciddi sorun” MTSO 7 No’lu Meclis Üyesi ve Ekobaymar Gıda Firma Sahibi Şemsettin Bayar, sektörün iki önemli sorunu bulunduğunu belirtip bunlardan birinin ürünün giriş çıkışı sırasında yaşadıkları KDV sorunu diğerinin kontrolsüz çoğal indirim marketler olduğunu söyledi. KDV’de oranların eşitlenmesini beklediklerini anlatan Bayar, indi-
Şemsettin Bayar
rim marketlerle mücadele için de bir takım standartlar getirilmesini istediklerini vurguladı. Aynı cadde üzerinde gelişigüzel market açılmaması gerektiğine değinen Bayar, petrol istasyonlarında olduğu gibi marketler arasında da belli bir mesafe gözetilmesinin önemini anlattı. Aynı zamanda market açılacak alanda nüfus yoğunluğuna bakılması gerektiğini de kaydeden Bayar, “İndirim marketlerin sayısı arttıkça işsizlik artıyor. Bu soruna biran önce müdahale edilip standart getirilmeli” dedi. Geçmiş dönemlerde indirim marketler yalnızca gıda sektörünü olumsuz etkilerken bugün beyaz eşyadan, kozmetik sektörüne çok geniş bir yelpazeyi olumsuz etkilemeye başladığını belirten Bayar, “Bu iler-
lemenin önü alınmazsa yarın gıda sektörünün akıbetini diğer sektörler de yaşayacak. Hep birlikte birleşip sesimizi daha güçlü duyurmalıyız” dedi. Yaşadıkları sorunları gür bir sesle anlatma yanında ayakta kalabilmek adına maddi manevi güç birliğine gidilerek yerelde güçlü çalışmalara imza atılmasının önemine de değinen Bayar, “Bugüne kadar yaşadığımız sorunları defalarca anlatıp istediğimiz hızda sonuç alamadığımıza göre kendimizi koruyacak farklı adımlar atmalıyız. Sektör olarak bir araya gelip güç dengelerini iyi koruyup oluşturulacak sağlam bir anayasa ile yolumuza hep birlikte devam etmeliyiz” değerlendirmesini yaptı. Topçu: “KDV’lerin eşitlenmesini istiyoruz” MTSO 7 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Lale Gıda Sahibi Hayri Topçu da birlikte hareket edilmesinin önemine dikkat çekti. Bu birlikteliğin yalnızca operasyonel açıdan fayda getirmeyle kalmayıp ortak alımlar yapılması halinde girdi maliyetlerini azaltıcı bir unsura dönüşebileceğini de aktaran Topçu, sektör olarak mutlaka bu çalışmaya ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi. Ardından bir diğer sorun olarak KDV uyumsuzluğuna değinen Topçu, “Sektörümüzde zeytin, zey-
eski firmadan alacağı olan kişilerin hiçbir hak iddia edemeyerek mağdur olduğunu anlattı. Sektöre bir standart getirilmesini isteyen Özügüven, “Tüm müşterilerimizi tek tek tanımamıza imkan yok. Teminat sistemi ya da farklı bir sistemin getirilmesi ile sorunun çözülebileceğini düşünüyorum. 3 yıl düzenli çalıştığımız bir firma bir gecede yeni bir firma kurup ürünleri yeni firmaya devrediyor ve 1 milyonluk malınıza dokunamıyorsunuz da ödeme de alamıyorsunuz. Satıcı da alıcı da mağdur oluyor” dedi. “Tarımda planlama şart” Üretim ayağına da değinen İsmail Yavuz Özgüven, üretimde de bir planlama yapılması gerektiğini Havza bazlı planlamaya gidilmesi gerektiğini anlattı. Yurtdışında köylerin farklı ürün gruplarına göre ayrıldığını belirten Özgüven, “Örneğin İspanya’da bir köyün tamamı zeytin, diğeri kayısı, portakal ekiyor. Bu durum zararlı hastalıklar açısından mücadeleyi de kolaylaştırıyor. Biz ise komşumuza bakarak ağaç dikiyoruz. Çiftçi yönlendirilmeli. İklim, toprak özelliklerine göre üretimde planlama yapılmalı. Plansız ekimler nedeniyle tehlike geliyorum diyor” ifadelerini kullandı.
tinyağı, bakliyat, sebze meyve gibi birçok üründe KDV’ler girişte yüzde 1, çıkışta ise yüzde 8. Bu durum-
Hayri Topçu
da satışlarda en azından yüzde 7 KDV farkını fiyatlara yansıtmak durumunda kalıyoruz. Bu durum bizi müşteri ile karşı karşıya getiriyor. Çoğu zaman çaresiz kalıp ne diyeceğimizi bilemiyoruz” dedi. KDV’de herhangi bir indirim talepleri bulunmadığını belirten Topçu, eşitlenmesini istediklerini söyledi. Aynı zamanda kayıt dışı işletmelerden de şikayetçi olan Topçu, “Maalesef her köşe başında kayıt dışı market, manav sayısı artmaya başladı. Bu işletmelerle mücadele ciddi bir sorun” ifadelerini kullandı. Pandeminin ilk döneminde cirolarının arttığını, bir miktar yüzlerinin güldüğünü dile getiren Topçu, ancak ardından artarak devam eden sorunlarla başa çıkmakta zorlandıklarını sözlerine ekledi.
6
YIL: 22 | SAYI: 398 | 22 Kasım - 05 Aralık 2020 | www.mtso.org.tr
JAMESON ELEKTRONIK YÜZDE YÜZ YERLI ÜRETIME HAZIRLANIYOR
Hamit Doğan Jameson Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı
S
Mersin’de Dragster, For-x, Mobass, Burock ve Jameson markaları ile otomobil ses sistemleri üzerine faaliyet gösteren Jameson Elektronik, yeni yatırımını hayata geçirmesiyle birlikte yüzde yüz yerli ses sistemleri üretmeyi hedefliyor. Arazi yatırımını tamamlayan firma, burada kuracağı entegre tesiste robotik üretim hattıyla imal edeceği ürünlerle ihracattaki ağırlığını da artıracak.
eyyar satıcılıktan mağazacılığa, ardından elektronik toptan ticareti, sonrasında ithalat ve ihracat ile ticaretin tüm aşamalarını adım adım başarıyla geçen Jameson Elektronik, şimdilerde yüzde yüz yerli üretime hazırlanıyor. Bugün 4 bin metrekaresi kapalı, toplam 7 bin metrekare alanda çalışmalarına devam eden firma, 75 kişiye istihdam sağlıyor. Dünyaca ünlü İtalyan markası Dragster’i de satın alarak sektördeki ağırlığını artıran firma, Türkiye genelinde 90 bayisi ve 100’den fazla teknik servis ağıyla hizmet vermekte. Son iki yıldır ihracata başladıklarını bildiren Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Doğan, faaliyetlerinin yüzde 20’sini yurtdışı çalışmaların oluşturdu-
ğunu ifade ederken, özellikle Amerika ve Rusya pazarlarında da yer almak istediklerini söyledi. Bu ülkelerle temaslarının devam ettiğini kaydeden Doğan ile geçmişten bugüne neler yaptıklarını ve önümüzdeki süreç için hedeflerini konuştuk: “En büyük hayalim üstü kapalı bir işyeriydi” Çalışmaya çok küçük yaşlarımda başladım. Henüz 5 yaşındayken bir sürahi buzlu su alır sebze halinde su ve sakız satardım. Sonrasında da zaten zamanımı sabah okula giderek öğleden sonra seyyar satıcılık yaparak geçirdim. Önce çakmak, saat gibi hızlı satılan ürünleri, ardından akşamları da restorantlarda Milli
Piyango biletleri sattım. Sonra müzik kaseti satışı derken askere gitme yaşım geldi. Küçükken yağmur çamur demeden seyyar satıcılık yaptığım dönemlerde en büyük hayalim üstü kapalı bir işyeri açabilmekti. Askerden döndükten sonra bu hayalim gerçek oldu ve bir tekel büfesi açtım. Artık benim için yerleşik iş hayatı başlamıştı. Büfe ile eş zamanlı olarak çocukluk arkadaşımla ortak olup Büyük Hamam Sokağında bir dükkan açarak elektronik malzeme de satmaya başladık. Mersin bir liman kenti olunca buraya o yıllarda çok fazla elektronik ürün geliyordu ve biz de o ürünlerden alıp satıyorduk. Bir süre sonra şehir dışından da talep gelmeye başladı. Konya’dan, Kayseri’den İzmir’den alıcılar Mersin’e gelen ürünleri takip etmek için gelip fiyat araştırması yapıyordu ve uygun fiyatlı ürünlerimizi görünce toptan mal talepleri oluşmaya başladı. İşlerin artmasıyla birlikte 7 yılın ardından tekel büfesini kapattım ve tamamen elektronik malzeme satışına yöneldik. Artık ürün çeşidimiz artmıştı. İstanbul’dan Tahtakale’den de ürün getirmeye başlamıştık.
için kaset çalarlı teyp getirmişken geçen zaman içinde CD’li teypler, USB’li teypler hoparlörler, ev tipi müzik setleri de satmaya başlamıştık. Her yıl portföyümüze 3-5 yeni ürün ekliyorduk. Satışlarımız da yurt geneline yayılmaya başlamıştı.
“Kore’den doğrudan ithalata başladık” Bir süre sonra satışını yaptığımız ürünlerin üzerindeki Made in Korea yazısına gözümüz takıldı. İstanbul firmaları ürünü buradan getirdiğine göre biz neden onlardan alıyoruz da direk Kore’den getirmiyoruz diye düşünmeye başladık. O yıllarda yabancı dilimiz de yoktu ama cesaretimiz vardı. Arkadaşımla birlikte iki paket cezerye alıp Kore’ye, Türk Büyükelçiliği’ne giderek ticaret ataşesi ile görüştük. Oradaki ürünleri yerinde inceledik ve temasları kurup doğrudan ithalata başladık. Ancak ürünü bütün olarak getirmeye imkan yoktu. Demonte geliyor ve biz de montajını yaparak satıyorduk. İki kişi başlamıştık ama montajın da eklenmesiyle birlikte çalışan sayımız 8’e yükselmişti. Çok geçmeden kapalı kasa bir araç aldık ve 150 metrekarelik depo kiraladık. Fiyatlarımızın daha uygun seviyelere gelmesiyle talep artışı oldu ve hızla gelişen teknolojiye paralel ürün gamımız da hızla değişiyor ve gelişiyordu. İlk olarak araçlar
“Çin’e ihracat yapıyoruz” Ancak bizi en çok mutlu eden Çin’e gerçekleştirdiğimiz ihracat. Maalesef ülkemizde Çin’den ürün alınır algısı hakim. Oysa artık oralarda da işçilik maliyetleri yükseldi. Bizim ürünlerimiz zaten kalite olarak çok önde ve buna işçilikteki rekabet edilebilirlik de eklenince Çin’e ihra-
“Mersin’de teknoloji firması olacağına kimse inanmıyordu” Mersin’de montaj yapan ve yurt geneline satış yapan bizden başka firma yoktu. Bu sektör ağırlıklı İstanbul’da geliştiği için temas kurduğumuz firmalar başlangıçta bize tereddütle yaklaşıyordu. Biz de bu tereddüdü yıkmak adına İstanbul’da da bir ofis açmak durumunda kaldık. Bugün İstanbul İSTOÇ’ta da bir ofisimiz bulunuyor. Ardından mevcut alanımız yeterli gelmemeye başladı ve bugün faaliyet gösterdiğimiz 7 dönümlük araziyi satın aldık. Önce bin metrekaresini kapatıp montaja orada devam ettik. Çok geçmeden kapalı alanımız 4 bin metrekareye ulaştı. Üretimimiz arttı. Şu anda ürünlerin bazı aksamlarını kendi bünyemizde üretiyoruz. Üstelik ihracata da başladık. Son 2 yıldır Avrupa ülkelerine ürün gönderiyoruz.
BVS PLASTIK AMBALAJ, RULO ÇÖP VE MARKET TORBASI ÜRETME HEDEFINDE
Mersin Serbest Bölge’de endüstriyel streç film, çöp torbası, market torbası, elbise torbası gibi plastik ambalaj malzemeleri üreten BVS Plastik Ambalaj, önümüzdeki 5 yıl içinde ar-ge çalışmalarını ve yatırımlarını tamamlayarak rulo çöp ve rulo market torbası üretmeye hazırlanıyor. Yapılacak yeni yatırımla birlikte hedef, toplam üretim kapasitesini iki katına çıkarmak. olumlu sonuç alınıp destek almaya hak kazandıklarını söyleyebilirim.
Bülent Ulusoy BVS Plastik Ambalaj Şirket Ortağı
E
ndüstriyel streç film üretimiyle sektöre adım atıp ardından gelen talep üzerine ürün çeşidini ve kapasitesini artıran BVS Plastik Ambalaj, bugün üretiminin yüzde 80’ini 10 ülkeye ihraç ediyor. 1700 metrekare alanda 40 kişi ile çalışmalarını sürdüren firma, önümüzdeki süreçte ürün çeşidini ve yurtdışındaki ağırlığını artırmayı hedefliyor. Ürünlerinin Avrupa’dan Amerika’ya birçok noktaya ulaştığını anlatan Şirket Ortağı Bülent Ulusoy, Avrupa’nın taleplerine uygun, çevreyle dost plastik ambalajlar ürettiklerini söylüyor. Ar-Ge’ye verdikleri önemi vurgulayan Ulusoy, geri dönüştürülebilen plastik malzemeler üzerindeki çalışmalarının devam ettiğini ifade ediyor. Ulusoy ile bugünlere nasıl geldiklerini ve bundan sonraki hedeflerini konuştuk. “Hem pazarlama hem de üretim tecrübem vardı” Yaklaşık 15 yaşımdan beri iş hayatının içindeyim. 16 yaşımda ilk dük-
MTSO 06 CMYK
kanımı açarak esnaf oldum. Kuyumculuk sektöründe iş yaşamına adım attım. Ancak perakende satış değil, üretim bölümünde çalışıyordum. Bu çalışma askere gidene kadar devam etti. Askerden döndükten sonra 1993’te yine aynı sektörde ama bu kez perakende satış mağazasında çalışmayı sürdürdüm. Çocuk denebilecek yaşta çalışmaya başlamış olmam, üstelik de üretimin içinde olmam bana büyük bir tecrübe kazandırdı. Ardından Otomotiv sektöründe 7-8 yıl kadar yöneticilik yaptım. Bu sektörde de önemli kazanımlar elde ettim. Böylece hem üretim hem de pazarlamada ciddi tecrübelerim oluştu. Her ne kadar işin satış ayağına geçmiş olsam da üretim her zaman aklımın bir köşesinde kaldı ve bir gün yeniden üretime başlama planları hep vardı. Otomotiv sektöründen ayrıldıktan sonra, bir taraftan ne yapabileceğimi düşünürken diğer taraftan çevreme danışmanlık hizmeti vermeye başladım. Hatta destek verdiğim 25 firmanın 20’sinden
İlk ihracat İsrail’e yapıldı Yine böyle bir firma için streç film üzerine üretim yapılıp yapılamayacağı konusunda fizibilite yaparken bu sektördeki açığı fark ettim ve bu alanda faaliyet gösterme fikri çok cazip geldi. Hem her zaman hayalim olan üretime başlamak hem de ihracat yapmak istiyordum. Konuyu aile dostumuz Sabahattin Kılıççıoğlu ile paylaştım ve o da sıcak bakınca birlikte bu işe adım attık. Ancak her ikimize de yabancı bir sektördü. Bu nedenle danışman bir firma ile yola çıkma kararı aldık. 2011 yılında Mersin Serbest Bölgede bir üretim hattı ve benimle birlikte 6 kişilik bir ekiple bin metrekare alanda üretime başladık. İlk günler hiç de kolay geçmedi. Henüz işi bilmiyorken ve yolun çok başındayken danışman firma ayrıldı. Bir anda yalnız kaldık. Çok stresli ve yorucu günler geçse de yılmadık. Zorlansak da üretimi sürdürdük. Ardından ilk ihracat için İsrail’den sipariş geldi. Firma malı teslim alması sonrasında uzunca bir mail gönderdi. Bu maili görünce oldukça endişelendiğimizi söyleyebilirim. Kim bilir nerede hata yaptık diye düşünmeye başlamışken mailde, “Mallarınız kaliteli. Ölçüm yaptık ve ölçüler de tam çıktı. Ancak paketleme şeklini değiştirmenizi isteyeceğiz. Yeni vereceğimiz siparişlerde bu paket türünü kullanınız” şeklinde maddeler yer alıyordu. Bu mail bizim çalışmalarımızı adeta ateşledi. Ürün beğenildiği gibi yeni sipariş de gelmişti. Kendimize güvenimiz arttı ve arkası da doğal olarak hızlıca geldi. Üretime başladıktan iki ay sonra tam kapasite çalışmaya baş-
lamıştık. “Siparişlere yetişemeyince yatırımlar devam etti” İsrail’in ardından sürekli yaptığımız pazar çalışmaları sonuç vermeye başladı ve İtalya, Fransa, Belçika, İngiltere gibi Avrupa ülkelerinden de talepler gelmeye başladı. Artık siparişlerin yoğunlaşmasıyla bir yıl sonra ikinci makine yatırımını gerçekleştirdik. İkinci üretim hattıyla birlikte aylık toplam 150-200 ton arası kapasiteye ulaştık. 2014’te Avrupa’da yoğun bağlantılar kurduk. Bu talebe yetişebilmek amacıyla makine yatırımlarımızı sürdürüp bu kez kapasitemizi aylık 350-400 tona kadar ulaştırdık. Bir üretim hattı ve 6 kişi 300 bin dolar ciro ile çıktığımız yolda bugün 5 üretim hattına ve 40 personele, yaklaşık 15 milyon dolar ciroya ulaştık. Hedefimiz 5 yıl içerisinde 30 milyon dolar ciroya ulaşmak. Üretimimizin yüzde 80’ini Avrupa’da 10 ülkeye ihraç ediyoruz. Son bir aydır Amerika’ya da ihracata başladık. Ürünlerimiz beğenildi ve bu pazardaki ağırlığımızı önümüzdeki süreçte artırmak istiyoruz. Bizi en çok sevindiren nokta ise müşterilerimizin kalıcı olması. 10 yıldır hiç kopmadan çalıştığımız çok sayıda firmamız var. Ürün yelpazemiz hızla genişledi Firmamız öncelikle streç film alanında yatırımlar yapmış ve bu alanda ihtisaslaştı. Artan talebe paralel sadece üretim kapasitesi değil ürün gamımız da gelişti. Endüstriyel streç yanında endüstriyel torba, çöp torbası, elbise torbası, shrink olmak üzere polietilen dalındaki tüm filmleri üretmeye başladık. Bugün üretimin
cat rahatlıyor. Şuan üretimimizin yüzde 20’sini yurtdışına gönderiyoruz. Büyük piyasası olan Amerika ve Rusya ile görüşmelerimiz sürüyor. Bu pazarlara da girebilmemiz halinde hedefimiz, ihracat oranını yüzde 50’lere taşıyabilmek. Türkiye genelinde ise satışlarımızın yüzde 90’ına yakınını bayilerimiz aracılığıyla sürdürüyoruz. İlk bayilik talebini Ege’den aldığımız için oraya vermiştik. Ege Bölgesindeki bir müşterimiz artık o bölgede satış yapmamamızı, sadece kendisi ile temas kurup onun üzerinden satış gerçekleştirmemizi isteyince biz de bayileşme çalışmalarına yöneldik. Ana markamız Jameson. Ardından For-X, BuRock ve MoBass geldi. Son olarak da ihracatı düşünerek İtalya’dan Dragster markasını satın aldık. “Yatırımlarımız devam ediyor” Mevcut durumda 75 kişi ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve Ar-Ge’ye önem veriyoruz. Yurtdışında kendi adımıza üretim yaptırıyoruz. Ürünlerimizin ses kalitesinin daha yüksek olması adına tüm üretim reçetesini Ar-Ge ekibimiz hazırlıyor. Ses sistemi denildiği zaman akla gelecek her türlü ürünün satışını gerçekleştiriyoruz. Ancak en büyük hayalimiz yüzde 100 yerli üretim. Bunun da adımlarını attık. 32 dönümlük yeni bir arazi satın aldık. İçerisinde üretim tesisi, gümrüklü antrepolar, robotik sistemler bulunan entegre bir tesis planlıyoruz. Yeni nesil teknolojilerle, otomatik hatlarla üretime hazırlanıyoruz. Yaklaşık 5 yıl içinde tamamlanmasını hedeflediğimiz bu yatırımla tamamen yerli üretim gerçekleştirip, ihracattaki ağırlığımızı da en üst seviyelere çıkaracağımıza inanıyoruz.
yanı sıra kullandığımız hammaddenin ticaretini de yapıyoruz. Hammaddenin de yüzde 50’sini ihraç ederken kalanını yurtiçine satıyoruz. Bu sayede aylık üretimle birlikte 1500-2000 ton kapasitelere ulaştık. En büyük sıkıntımız ise yer. Serbest Bölge içinde yeterli yatırım alanı bulmak büyük sıkıntı. Fiziki olarak buradaki yapılar katlı. Ancak bize düz bir alan gerekiyor. Gerçi bu konuda da yeni bir düzenleme geldi ve önümüzdeki yıllarda yatırımlarımızı daha rahat gerçekleştirebileceğimize inanıyorum. Bu nedenle önümüzdeki süreçte biz ve bizim gibi üretici ve ihracatçılar daha rahat yer bulabileceğimize inanıyorum. Yeni yerimizle birlikte yeni makine yatırımları gerçekleştirip, üretim hayatımıza yeni ürünler eklemeyi planlıyoruz. “Çevreyle dost ürünlerimiz var” Bununla birlikte Avrupa’nın talep ettiği tüm standartlara uygun belgelerimiz var. 2014 yılında firmamız bir Ar-Ge çalışması başlattı. Bu çalışmamız KOSGEB tarafından tescillendi. Böylece KOBİ olarak KOSGEB’in tescillediği bir ar-ge’ye sahip olduk. Avrupa’da da Türkiye’de de son yıllarda doğaya daha az zarar verilmesi, plastik kullanımının azaltılması adına plastik market torbaları ücretli satılmaya başladı. Plastik kullanımının önce azaltılması hedeflendi ama şimdilerde bu Avrupa’da yön değiştirdi. Kullanılan plastik ürünlerin yüzde 30’unun geri dönüşüme uygun hale getirilmesi talep ediliyor. Biz de geliştirdiğimiz ar-ge ile bunu sağladık ve çevreyle dost, üretimin içinde yüzde 30’u geri dönüştürülmüş ürünleri kullanabiliyoruz. Bu da Avrupa’da elimizi güçlendiriyor. Ar-Ge çalışmalarımız bu alanda da devam ediyor. “İyi girişimler uyumlu ortaklıklarla yürür’’ Son olarak şunu belirtmeliyim ki oluşturulan güven temelli işbirliklerindeki başarı kaçınılmazdır. Ortağım Sabahattin Kılıççıoğlu ortak olduğumuz günden bu yana maddi ve manevi desteğini esirgememiştir. Elde ettiğimiz başarılar güvene dayalı ortaklığın sonucudur.