Metanoia_Temmuz-Ağustos_Sayı_01

Page 1

METANOIA The journey of changing one’s mind, self or way of life...

Temmuz-Ağustos 2017 Sayı 01

Kişisel Gelişim | Pozitif Psikoloji Dergisi

"DEĞİŞİM"

SANAT

Korkutuyor!

Peki Doğarken Değişmedik Mi?

Hata Yapacak Kadar, Özgür müyüz?

İçgüdüseldir ve Herkes İçindir Sanatın İyileştiren Yüzü

Dil Öğrenirken Özgür Olmak Şart

"Chef Kapıda" Kendi deneyimini anlattı... "...Korkusuz Olmayı Bekleseydim, Hiç Bir Yere Gidemezdim..."

NUSRETİYEN RÜYA ANALİZLERİ Her gece gördüğümüz ipuçları Doç. Dr. Nusret Kaya ve Rüya Analizleri

Fotoğraf: Engin Akyurt (Pixabay)

Mutluluk Nedir? Neye Yarar? Pozitif Psikoloji

Konu:

CESARET


FARKINDALIK w o r k s h o p

3 Ağustos 2017 Ayrıntılı bilgi için; haydi@biradimat.com

www.biradimat.com

@bir_adim_at

@biradimatblog


WWW.METANOIADERGI.COM

3 | TEMMMUZ 2017

Geceleyin yürümekte olan bir adamın ayağı kaymış ve kayadan düşmüş. Orada çok derin bir uçurum olduğunu bilen adam yüzlerce metre düşmekten korktuğu için, kayanın üzerinde olan bir dala tutunmuş. Gecenin karanlığında dipsiz uçurumdan başka hiçbir şey göremiyormuş. Bağırmış, sadece kendi sesi yankılanmış; onu duyacak kimse yokmuş. Adamın bütün bir gece boyunca nasıl bir işkence yaşadığını tahmin edebilirsin. Her an ölümün soluğunu hissetmiş, elleri soğuyormuş, gücünü kaybediyormuş… Gün ağarırken aşağıya bakıp gülmüş; uçurum falan yokmuş! Sadece on beş santim aşağıda bir kaya varmış. Bütün gece orada uyuyabilir, rahatça dinlenebilirmiş - kaya o kadar büyükmüş – ama bütün gecesi bir kabusa dönüşmüş. Kendi deneyimimden yola çıkarak konuşuyorum: Korku on beş santimden daha derin değil. O dala tutunup hayatını bir kabusa çevirmek ya da dalı bırakıp ayaklarının üzerinde durmak arasındaki tercih tamamen sana kalmış. Korkacak bir şey yok!

Osho – Cesaret


. . . I Ç I N D E K I L E R

08 13

DENIZ KURTULUŞ İLK CESARETİMİZ: DÜNYAYA GELMEK

YOLA ÇIKANLAR

NURSU NEMUTLU CHEF KAPIDA

20

MERVER ERDEM POZİTİF PSİKOLOJİ

26

TARİFLER

ÇİĞDEMONAY MUTLULUK İÇİMİZDE! AMAAA...

10 16

DİDEM ERMEYDAN

HATA YAPMA ÖZGÜRLÜĞÜN VAR MI?

AYDAN GÜNDÜZ

İÇTEKİ BENİN HİKAYESİ VE ANALİZLERİ

NUSRETİYEN RÜYA

23

DİLARA GENÇYÜREK ONAN SANAT İÇGÜDÜSELDİR VE HERKES İÇİNDİR!


T E S. E K K Ü R Metanoia kendimize doğru bir yolculuk demek. Bu yolculukta bize eşlik eden, bilgi ve deneyimlerini bizlerle paylaşan tüm yazarlarımıza katkılarından dolayı teşekkür ederiz.

Aydan Gündüz

Deniz Kurtuluş

Çiğdem Onay

Didem Ermeydan

Nursu Nemutlu

Dilara Gençyürek Onan


WWW.METANOIADERGI.COM

6 | TEMMMUZ 2017

Merhaba, Yepyeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Bizim için hem tanıdık hem de bir o kadar farklı. Sizleri de bu yolculukta bize yol arkadaşı olmaya davet ediyoruz. Uzun zamandır üzerinde düşündüğüm ancak eyleme geçemediğim bir projeydi bu kişisel gelişim dergisi. Önce “yazamıyorum ki” diye bir bahane buldum. Sonra yazılarıma gelen olumlu geri dönüşler ile yazdığıma ikna oldum. Sonra “dergi dediğin tasarım harikası olur!” gibi uç bir hedef koydum kendime, ardından önüme kolaylıkla tasarım yapabileceğim materyaller çıktı. “Peki ama bu iş tek başına olur mu ki?” diye söylenmeye başladım. Yazmaya, deneyimlerini ve bilgilerini paylaşmaya gönüllü bir çok kişi belirdi etrafımda. Hepsi ile ilk adımı attık ve ilk sayımızı çıkardık. Keyifli okumalar diliyoruz. Bu sayımız, ilk gözbebeğimiz. Bildiğimiz tek şey, deneyimlerimizi kalemimiz döndüğünce yazıya dökebilmek. Diğer her şey yolda öğrendiklerimiz ve öğreneceklerimiz. Şimdiden sürç-i lisan edersek affola. Metanoia, kelime anlamıyla, kişinin kendine, içine doğru bir dönüşüm yolculuğu. Bu dergi ile bizim de yapmak istediğimiz, okuyucularımızın odağını, dışardan alıp, içlerine döndürmek. Derlediğimiz, yazılar ile, deneyimlerimiz ve yeni bakış açıları ile kendimize soru sormak, kendimizi sorgulamak. Özümüze biraz daha yaklaşmak. Tüm bahaneleri kenara bırakıp, bir değer ortaya çıkarmak, CESARET isteyen bir şeydi. Bu sebeple, ilk sayımızın konusu CESARET olarak belirledik. Chef Kapıda’nın kurucusu Nursu ile harika bir söyleşi yaptık. İngilizce Öğretmeni Didem ile yabancı bir dili neden öğrenemediğimizi konuştuk. Her gün bize kendimizle ilgili ipucu niteliğinde bilgiler veren rüyalarla ilgili Aydan’dan Rüya Analizi’nin ne olduğunu öğrendik. Deniz bize “İlk Cesaret”imizi hatırlattı. Müzik Öğretmeni Dilara, sanatın iyileştiren gücünü yazdı. Mutluluk hep içimizde dedik ama “onu illaki dışarıdan alacağım” diyenler için Çiğdem harika iki tarifle bize katıldı. Biz bu dergiyi hazırlarken çok heyecanlandık. Korkmadık mı? Korktuk. Cesaretli olmanın, korkusuz olmak demek olmadığını bildiğimiz için korkumuzu enerjiye dönüştürdük, yürümeye başladık. Dileriz beğeniyle okursunuz. Sevgiler, Merver

Bize yazın: info@metanoiadergi.com Bizi takip edin:

@metanoiadergi

@metanoiadergi

#metanoiadergi


WWW.METANOIADERGI.COM

7 | TEMMMUZ 2017

CESARET . NEDIR? Dâhiler, büyük halk kahramanları dünyaca ünlü sanatçılar, çığır açan iş adamları, evreni keşfetmek için yola çıkmış bilim insanları… Bu insanlar yapılmayanı yapmaya, ayak basılmamış topraklarla yüzleşmeye, bilinmeyene doğru yol alan insanlar. Bu insanların yaptıklarını yapmak, çizilmiş yolları değil de yeni, bilinmez bir tane çizmek herkesin kavrayamadığı bir cesaret gerektirir. Bu cesaret, korkusuzluk, umuttan yoksunluk gibi bir anlamdan daha ötedir. Cesaret umutsuzluk ve korkuya rağmen ilerleyebilme yetisidir.

Rollo May, Yaratma Cesareti adlı kitabında cesareti böyle tanımlıyor. Bir çoğumuz, toplum standartlarının dışına çıkmış insanların korkusuz olduğunu düşünüyoruz. Bu düşünce bizi de kendi hayatımızda adım atmaktan geri tutuyor. Korkularımız geçtikten sonra harekete geçmeyi bekliyoruz. Ancak şöyle bir gerçek var. Korkular hiçbir zaman geçmeyecek. Taa ki, biz onları bize hizmet eden şekilde kullanana kadar. Çünkü kendi standartlarını yaratan insanların da korkuları vardı. Kendisi değişmeyen değişene de karşı olan insanlar ile dünyayı değiştiren insanlar aslında ilk başta aynıdırlar. Korkular bastırınca aradaki fark ortaya çıkar. Korkaklar, korkularına sarılırlar, cesurlar ise, korkularının elini tutup ileri doğru adım atarlar.


WWW.METANOIADERGI.COM

"Dünyaya Gelmek"

. . . ILK CESARETIMIZ

8 | TEMMMUZ 2017

Deniz Kurtuluş

deniz.kurtulus@metanoiadergi.com

Çocukluğumuzdan itibaren bir çoğumuz ‘Değişim’ denildiğinde önce heyecanlanıp, sonrasında değişim yolculuğuna adım attığımız anda korkmaya ve geri adımlar atmaya başladık… Bilmediğimiz bir alandan, bilmediğimiz bir gerçeklikten, bazen bilmediğimiz yeni bir tattan bile hep kendimizi korumaya çalıştık. Bu korku bazen iç sesimiz bazen de dış sesler olarak, çevremizden pek çok kez karşımıza çıktı. Peki hiç düşündük mü, neden ‘Değişim’ denilince önce heyecanlanıp, sonra duraksıyoruz ve ardından da geri adım atıyoruz? Cevabı çok basit; değişimden korkuyoruz ve değişime cesaret edemiyoruz.

Değişimden korkuyoruz ve değişime cesaret edemiyoruz.

Halbuki evren sürekli değişim halinde değil midir? Herakleitos, ‘Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz’ sözü ile değişimin var olduğunu ve sürekli devam ettiğini bize çok güzel özetlemiş. Hiç bitmeyen bir değişimin içinde isek bunu kendi hayatımıza indirgediğimizde neden yerimizde kalmak için çabalıyoruz? Akışa ters yüzerek, sadece kendimizi yorduğumuzu belirtmek isterim. İlahi akışa güvenerek gerçekleştirmek istediğimiz değişimleri kolaylıkla deneyimleyebiliriz. Yapmamız gereken tek şey akışın önünden çekilmek ve değişime izin vermek. Ardından gelen korkularımızın tamamen birer illüzyon olduğunu, bizi başladığımız noktaya götürmek için çalıştığını unutmamak. >>


PAGE 25

WWW.METANOIADERGI.COM

WWW.METANOIADERGI.COM

9 | TEMMMUZ 2017

Sayısız cesaretlerinizi hatırlayın... Hayatımız deneyimlerimizden ibaret, sonuçlardan değil. Korkumuzun üstesinden gelmek veya içinden geçebilmemiz için öncelikle CESARET’e ihtiyacımız var. Hangi konuda değişime karar verip sonrasında adım atamadınız? Gördüğünüzde veya yolculuk sırasında korktuğunuzda kaç defa cesaretle üzerine gittiniz? Haydi, tüm bunları hatırlatın kendinize. Muhakkak herkesin hayatında sayısız cesaret örnekleri mevcuttur. Ve sonrasında sizi korkutan şeylerin küçüklüğüne bakıp gülün ve bir adım atın, gerisi muhteşem akışın desteği ile sizin seçimlerinizin deneyimlenmesine kalsın..

Bildiğiniz ancak unuttuğunuz bir not; Bu Dünya’yı deneyimleme kararını aldığımızda ve ana rahmimizden çıkarken bilmediğimiz bir yere doğarak en büyük CESARET örneğini gösterdik. Her zaman dahasını yapma potansiyelimiz var. Unutmayın...

Deniz Kurtuluş Kimdir? 1992'de İstanbul'da doğdu. Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümünü bitirdi ve Galatasaray Üniversitesi'nde MBA yaptı. Küçük yaşlardan beri ilgi duyduğu Reiki Master ve Nefes Koçluğu eğitimlerini tamamladı ve bu alanda seanslar vermeye devam ediyor.


WWW.METANOIADERGI.COM

10 | TEMMMUZ 2017

13 | TEMMMUZ 2017

(

WWW.METANOIADERGI.COM

"HATA YAPMA ÖZGÜRLÜGÜN" VAR MI? Bir çoğumuz yabancı dil öğrenirken, gramer kurallarını su gibi içtik. Kelimeleri ezberledik. Sınavları geçtik. Ancak iş konuşmaya gelince, durduk. "Biliyorum ama konuşamıyorum" cümlesi imdadımıza koştu, dilimize pelesenk oldu. Ezberlediğimiz bir kaç cümleden öteye gidemedik ya da giderken çok zorlandık. 16 senedir, çocuk, yetişkin her yaşta bir çok insana İngilizce öğretme fırsatı bulan İngilizce Öğretmeni

Didem Ermeydan'a sorduk; "Neden İngilizce ya da farklı bir dil konuşurken zorlanıyoruz. Onca sınavı geçtiğimiz halde neden konuşamıyoruz? Neden korkuyoruz?" Kurmuş olduğu, online dil okulu The Nil Academy ile, kişisel gelişim yöntemlerini de kullanarak, insanlara kolaylıkla İngilizce konuşturmayı hedefleyen Didem Ermeydan, sorularımızı kendi tecrübeleri ışığında yanıtladı.

Didem Ermeydan

İngilizce Öğretmeni didem@thenilacademy.com

Ünlü bir doktor ve kişisel gelişim yazarı olan Deepak Chopra der ki; “Eğer hata yapmıyorsanız, hiçbir şey öğrenemezsiniz." Yıllardır gözlemlediğim hep şu oldu: İnsanlar dil öğrenirken hep “hata yapma korkusu” ile hareket ediyor ve bekledikleri ilerlemeyi kendilerinde göremeyince de dil öğrenme motivasyonları giderek azalıyor. İş hayatında çok başarılı ve yüzlerce insanı idare eden insanlar, sınıfının en çalışkanı, canlı müzik yapıp insanların karşısında saatlerce şarkı söyleyen şahane kişiler. Konu ingilizce öğrenme olunca sonuç hep aynı: Öğrenemiyorum ben bu dili.

Eğer hata yapmıyorsanız, hiçbir şey öğrenemezsiniz. Deepak Chopra Öğrenciler çoğu zaman hata yapmaktan, yanlış yapmaktan, yanlış değerlendirilmekten korkarlar. Bunun sonucu olarak; • Öğrenciler her zaman konuşmaktan çekinir. • Eğer konuşurlarsa limitli cümleler halinde kısa ve az konuşurlar. • Eğer düzeltilirlerse daha da tedirgin olurlar ve hatalarından öğrenmezler ve tam tersi cesaretlerini kaybederler.


WWW.METANOIADERGI.COM

11 | TEMMMUZ 2017

Ben burada eğitim sistemimizi kötülemeyeceğim ya da neden başarılı olamadığımızdan bahsetmeyeceğim. ”Evrenden Torpilim Var” kitabının yazarı sevgili Aykut Oğut’un hep vurguladığı gibi konuya “çözüm odaklı” yaklaşacağım. Evet dil öğrenmek sabır ve zaman gerektirir. İster zorunlu, isterse keyfi olsun; ilk yapılması gereken “yabancı dili bilen kişi” olma seçiminin yapılmasıdır. Bunu yapmanın yolu ise, eğitime başlanıldığında, kişinin kendine “hata yapma özgürlüğünü” vermesidir. Kendine bu izni verdiğinde, gerçek dil öğrenimi başlar. Aslında, sadece dil değil, yeni öğrendiğimiz her konuda kendimize hata yapma lüksümüz olduğunu hatırlattığımızda, başarı oranımızda da önemli bir yükseliş olduğunu mutlaka gözlemleyeceksiniz. Bu özgürlüğü kendimize verdiğimizde

The Ni l Academy

başarmak için motivasyonumuz sürekli yüksek olacak. Çünkü hata yapsak da yolumuza devam edebilme özgüveni, enerjisi ve yaratım gücü bizi hedefimize kolaylıkla ulaştıracak. The Nil Academy ile bizim de yapmak istediğimiz, bir dili öğretmeye, öğrencilerimize, cesaretli olma ve her ne olursa olsun ”gücünü elinde tutma” özgüvenini kazandırarak başlamak. Önce cesaretli yaklaşım,başarabileceğine inanma, hata yapma özgürlüğü ve ardından yaratım. The Nil Academy ne yapıyor? Burada hata yapma özgürlüğü var. Öğrencilerimizi kendilerini güvende hissettiği bir ortamda teke tek derse alıp, onlarla yavaş yavaş derse başlıyoruz. Hata yapsa bile bunun normal olduğunu ona anlatıyor ve zamanla bu konuda kendisini rahatlatmasını ve zaman geçtikçe her ortamda kendini ifade edebilir düzeye gelmesini sağıyoruz. Yani yabancı dil eğitimini kişisel gelişim ile destekliyoruz. Böylece kişi hata yapma korkusundan özgürleşerek, gerçekten dil öğrenmenin, keyfine ve farkına varıyor. Sonuç olarak hata yapmaktan korkmayıp yola devam ettiğinizde, dili öğrenip konuşmak son derece keyifli ve kolay... Herkese bu yolculukta iyi eğlenceler diliyorum…


Hiçbir şey yapmamaya cesaretimiz olmasaydı, hayat nasıl olurdu? Vincent Van Gogh

#metanoiadergi


WWW.METANOIADERGI.COM

13 | TEMMMUZ 2017

YOLA ÇIKANLAR Nursu Nemutlu | Chef Kapıda

Sipariş vermek için; www.chefkapida.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.


WWW.METANOIADERGI.COM

YOLA ÇIKANLAR

14 | TEMMMUZ 2017

Merhaba Nursu, bize biraz kendinden bahseder misin? 26 yaşındayım, Bodrumda yaşıyorum. Lise döneminde kendi işimi yapma kararı verdim. Geçtim babamın karşısına, ben bir kafe açmak istiyorum dedim. Babamın yönlendirmesiyle aşçılık okumaya karar verdim. Amerikada Culinary Institute of America’da mutfak sanatları eğitimimi bitirip, Türkiye’ye geri dönüp verdiğim kararın peşinden gitme adımını attım. Önce hayalini kurduğum kafeyi benim gibi aşcı olan eşimle birlikte açtık, sonra hayalimizdeki gibi olmayınca karşımıza çıkan, küçük bir otel-restaurant işletme fırsatına evet deyip 1 sene orayı işlettik. Fakat daha fazlasına arzu duyduğumu fark ettim. Sadece tek

Henüz lise öğrencisiyken, toplumca kabul görmüş eğitim sınırlarının dışına çıkarak, kendi istediklerinin peşinden giden Nursu, bugün 26 yaşında ve Chef Kapıda adını verdiği işletmenin sahibi. Bir çok insanın, isteyip de Dilara Gençyürek Onan cesaret edemediği dilara.onan@metanoiadergi.com "kendi işini yapma" eylemi onun için cesaret gerektiren değil, tutku bir yerde kalmak değil de, daha fazla gerektiren bir şey. kitleye hitap etmek istediğimi fark Adım atmak için cesaret ettim. Aklıma sağlıklı atıştırmalıklar yapıp, website üzerinden online satış arayan birilerine ilham yapma fikri geldi. olsun diye kendisiyle Ortaya Chef Kapıda çıktı. küçük bir söyleşi yaptık. Ne yapar Chef Kapıda? Chef Kapıda bildiğimiz yiyeceklerin doğal ürünlerle sağlıklı versiyonlarını yapan bir işletme. Kısaca özetlersem; rafine şeker yerine bal ve pekmez, beyaz un yerine sağlıklı tahıllar kullanıyoruz. Hiçbir katkı maddesi eklenmiyor. İçine liste liste malzemeler değil de, az ve öz şeyler giriyor. Mesela fındık ezmelerimizin %90'ı fındık. Geri kalanı ya bal ya pekmez. Tüm ürünlerimiz el yapımı ve sipariş üzerine üretiliyor. Şu aşamada kahvaltılık gevrekler, trüf

çikolatalar, fındık ezmeleri ve yer fıstığı ezmeleri yapıyoruz. İş yoğunluğundan bazen yemek bile yapmaya vakit bulamayabiliyoruz. En kolay, en hızlı ne yiyebilirsek ona yönlenme başlıyor. Market raflarında aylarca durabilen, içinde ne olduğunu okuduğumuzda bile anlamadığımız bilmediğimiz şeyler var. Bazen şartlar bizi bu tarz yiyeceklere yönlendirebiliyor. Chef Kapıda insanlara bu tarz ürünlerin doğal versiyonlarını yaparak, yaşam


YOLA ÇIKANLAR

WWW.METANOIADERGI.COM

15 | TEMMMUZ 2017

kalitelerine kalite, sağlıklarına sağlık katmayı istiyor. Yani vaktiniz yoksa, sizin için yapan birileri var. :) Şartlar mı seni böyle bir iş yapmaya itti yoksa bu daha iyi çalışma şartları için senin seçtiğin bir yol muydu? İkisi de! Hem endüstriyelleşen gıda sektöründe doğal ve sağlıklı beslenmenin kolay hale gelmesini istedim, çünkü şartlar bizi bir şekilde kötü beslenmeye itiyordu. Hem de iyi çalışma şartları istedim. Bodrum’da sabit bir işletme açıp yazın deli gibi çalışıp, kışın yatacağıma, 4 mevsim makul şartlarda çalışıp daha çok kitleye hitap ederim daha iyi dedim. Türkiye gibi bir ülkede, şartlar bu kadar kötü görünürken, kendi işini yapmaya nasıl cesaret ettin? Aslında Chef Kapıda’yı kurarken ülkenin şartlarına hiç takılmadım. Ülkenin şartları kötü de olsa sağlığını, beslenmesini önemseyen bir çok kişi var. Biz onlarla bir şekilde buluşuruz diye yola çıktım.

Korkularım yüzünden aylarca işime başlayamadım.

Korkularının üstesinden nasıl geldin? Chef Kapıda’nın aktif hale gelmesi için çoğu şey tamamdı. Fakat korkularım öyle büyümeye başlamıştıki, korkularımın beni engellediğini ve sürekli işe başlamayı geciktirdiğimin farkındalığına girdim. ‘Bu korkular hiç geçmeyecek, korkuya rağmen başlayacağım’ dedim. Korkusuz olmayı bekleseydim, herhalde hiç bir yere gidemeyecektim Özetle, korkunun üstesinden korkuyu önemsemeyerek ve korkunun barınmasına izin verip, onu ciddiye almayarak geldim diyebilirim. Bir karar vermiş ve onu uyguluyorsun. Karar vermek ile ilgili ne düşünüyorsun? Bir karar verince bütün yollar açılıyor sanki. Karar verdiğin zaman evren de senin için çalışıyor. Karar vermek acaip bir şey! Gücünü tekrar tekrar deneyimliyorsun. Kararını çevrendekiler desteklediği için mi bu adımı atabildin? Benim desteğim hep vardı. Ama yine de adım atamadığım oldu. Destek de olsa, önemli olan kendinsin. ‘Ben bunu yapabilirim’ demediğim sürece hiçbir yere gidemedim

Kendin ve işin ile ilgili gelecek planların neler? Yolculuk nereye gidecek? Var mı görünür bir Hiç korkmadın mı? hedefin? Uuu korkmam mı! Benim korkularım Şu an akışına bıraktım! Yolculuk çok kendimle ilgiliydi. Korkularım keyifli, tadını çıkarıyorum. Ama yüzünden aylarca işime bile hayallerim var tabi. Chef Kapıda başlayamadım! Ya yapamazsam? Ya başaramazsam? Ya param biterse? Ya ürünlerinin daha kolay erişilebilir olmasını istiyorum. Starbucks’larda yaptıklarım beğenilmezse? Oh say kahvaltılık gevreklerin yer alması say bitmez!

gibi. İnsanlar ara öğünlerinde kolaylıkla yiyebilsinler. Çok acıktıklarında yakınlarında yiyecekleri sağlıklı şeyler olursa iyi beslenme kolaylaşır. Tabi vizyonumda Chef Kapıda’nın büyümüş hali de git gide şekilleniyor. Peki ya yapamazsan? En kötü başladığım yere geri dönerim!

Korkun mu daha büyük? Tutkun mu? Kendini işini yapmak isteyenlere ne gibi tavsiyeler verirsin? Tutkunun peşinden git. Korkun mu daha büyük, tutkun mu? Hemen pes etme; sen yaptığın işe inanıyorsan, insanlara ne verdiğine odaklanıyorsan zaman alsa da o iş olacak. Odağın çok önemli. Para yok, iş yok diye düşünürsen; iş de olmayacak, para da. Yeterli hissetmeyi, korkmamayı bekleme. Bütçeni iyi yap. En az 1 sene idare edebileceğin kadar bir bütçeyle yola çıkarsan panik enerjisine sokmamış olursun kendini. Adım adım git, ama karşına çıkan büyük fırsatlara evet demeye de korkma. Kendi değerini bil ve değerini koru. Başarısız olmaktan korkma.

Başarısız olmaktan KORKMA


WWW.METANOIADERGI.COM

16 | TEMMMUZ 2017

İÇTEKİ BENİN HİKAYESİ VE NUSRETİYEN RÜYA ANALİZLERİ ‘’ Evrensel eşitlik içselleştirildiğinde, savaşları bitirecek tek bilgidir. Geleceğin bilimi kuyruk bilimidir.’’ Doç.Dr. Nusret Kaya

2,5 senedir, Doç. Dr. Nusret Kaya’nın rüya analizi eğitim grubuna katılan, halen eğitimlerine devam eden, Kuyruk Bilim’le tanışmak ve rüya analizi yoluyla kendi kişisel yolculuğuna devam etmek isteyenlere bu alanda koçluk yapan Aydan Gündüz deneyimlerini ve Rüya Analizi hakkındaki bilgileri bizimle paylaştı.

İlk rüya defterim, ilk sayfalar; kendi kelimelerime yabancıyım. Birbiri içine geçmiş sözcükleri anlamak ne kadar da zor; pek fena bir el yazısıyla çok çabuk kağıda döküvermişim rüyalarımı. Sanki korkar gibi kendimden, senelerce saklanıp, köşe bucak kaçtığım ‘İçimdeki o benden’… Psikiyatrist Doç.Dr. Nusret Kaya’nın ilk okuduğum kitabı PVT ( Psikolojik Virüslerden Temizlenme) bana çok başka bir dünyanın kapılarını açmıştı. Kısa süren bir tedirginliğin, zihnime üşüşen ‘acabalı’ onlarca sorunun ardından tam bir teslimiyetle onun bütün kitaplarını soluksuz okuduğumu ve iyileşme kitabındaki rüya analizleriyle kendi rüyalarımdaki sembolleri nasıl da merakla anlamlandırmaya çalıştığımı

hatırlıyorum. Doç. Dr. Nusret Kaya’nın gözetiminde oluşturulan rüya analiz eğitim grubunun hazırladığı Rüya Çığlıkları isimli kitap henüz çıkmamıştı. Benim bu kitabı okumama da, sonrasında rüya analizi grup eğitimine katılmama da bir hayli zaman vardı. Yani yolun, en azından şimdiye göre, daha çok başındaydım. Evrensel Eşit Kuyruklu Canlı olarak kendi ağacımı ve onun köklerini tanımak, bilmek için ilk adımlarımı yeni atıyordum. Ürkek ve tedirgin ama hevesliydim. Psikiyatrist Doç. Dr. Nusret Kaya Kimdir? İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitiren ve Psikiyatri ihtisası yaparak GATA'da psikiyatrist olarak çalışan

Nusret Kaya 1978'de ABD'de uyku bozuklukları ve rüya analizleri üzerine iki yıl master yapmıştır. Bilimsel teşvik ödülü de kazanan Doçent Doktor Nusret Kaya, son 35 yıldır, danışanlarına rüya analizi ağırlıklı tedavi uygulamaktadır ve Psikiyatrist Doç. Dr. Nusret Kaya’ya göre insandaki beyin ve omuriliği esas canlıdır. *Evrensel Eşit Kuyruklu Canlı, her insanın anatomik yapısında aynı olan beyin ve uzantısı omuriliktir. Tıpta “Merkezi Sinir Sistemi” olarak geçer. Herkeste aynı olduğundan ve dil, din, renk, ırk, cinsiyet farkı yoktur. Bu yüzden de evrensel ve mutlak eşittir. Beynin ayrıl(a)maz devamı, uzantısı olan omurilik nedeniyle kuyruk şeklinde


WWW.METANOIADERGI.COM

17 | TEMMMUZ 2017

Rüya analizi ile alt beyindeki sert takıntılar yumuşatıldığında, insan içteki benle ve başkalarıyla barışık, dengeli, yaratıcı, sağlıklı, huzurlu ve sevecen bir birey olur.

ifade edilmiştir. Bir ağaç gibi tüm organlara yaşam dalı verir. İçimizdeki bendir, esas canlıdır.

yazma, felsefe yapma, para kazanma gibi öğrenme, hatırlama, düşünme şeklindeki bilinçli davranışlar kontrol edilir. Üst beyin herkeste farklı farklıdır. Kuyruk Bilim Nedir? Alt beyin ise buzulun görünmeyen, Kuyruk Bilim de Evrensel Eşit suyun altındaki yüzde 72’lik kısmıdır. Kuyruklu Canlı’nın (beyin ve Duyguların ve içgüdülerin omuriliğin) hücre kayıtlarındaki bilgilerin dilini anlamaya ve anlatmaya kaynağıdır. Otonom sinir sistemini regüle eder. RNA yoluyla atalardan çalışan bilimdir. Üst beyin; beynin, her iki yarım küresini de kapsayan, bir gelen bilgi şifrelerini depolar. milimetre kalınlığında, girintili-çıkıntılı, Sezgisel iletişim ve güçler alt beyinle bağlantılıdır. Klasik psikoloji kabuk görünümlü, gri hücrelerden oluşan bölümüdür. Kapasitesi yüzde ekollerinde bilinçaltı/bilinçdışı olarak geçer. 28’dir. Tıp literatüründeki adı

kortekstir. Beyni bir buz dağına (iceberg) benzetecek olursak, buzulun görünen kısmıdır. Yaklaşık iki yaşından sonra gelişmeye başlar. Bu bölüm ile yürüme, konuşma, okuma,

Genel Bilgiler Evrensel Eşit Kuyruklu Canlı ana rahminden itibaren kayıt almaya başlar. Üst beynin oluşmadığı,

çalışmadığı, devre dışı ya da sisli olduğu dönemlere ait bu kayıtlar sirayet edici ve dirençli oldukları için virüs olarak adlandırılmıştır. Fark edilmedikleri takdirde fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklara yol açarak, kişinin yaşam kalitesini düşürür. Nusretiyen Rüya analizi, alt beyin sisteminin aldığı bu negatif kayıtları (nam-ı diğer psikolojik virüsleri) alt beynin sembol ve çağrışım diliyle çözümleyerek bireyin farkındalığını artıran yöntemdir. Rüya analizi ile alt beyindeki sert takıntılar yumuşatıldığında, insan içteki benle ve başkalarıyla barışık, dengeli, yaratıcı, sağlıklı, huzurlu ve sevecen bir birey olur.


WWW.METANOIADERGI.COM

18 | TEMMMUZ 2017

Nasıl Uygulanır? Nusretiyen Rüya Analizi’nde, her sabah uyanır uyanmaz, aç karnına el yazısıyla yazılan rüyalar Kuyruk Bilimi’ne göre analiz edilerek, alt beynin anlatmak istediği psikolojik virüslerin tercümesi yapılır. Üst beyin ve alt beyin iletişimi kurularak psikolojik virüsler fark edilir, çatışmaların ve takıntıların yumuşaması sağlanır. Nusretiyen Rüya Analizi yorum, tabir, tefsir değildir; bilimsel bir metottur. Bilimden uzaklaşıp batıla, rüya analizi yerine fal, tabir, tefsir, yoruma inanıldığında üst beyin sislenir, içteki buhar kazanının (yani bastırılan duyguların) basıncı giderek artar ve sonunda organik veya psikolojik bir rahatsızlık ortaya çıkar. Alt beyin çocuk kalır, büyüyemez, başkaları tarafından yönlendirilebilir, kandırılabilir, denge ve uyumu

yakalayamamış mutsuz bir birey haline gelinir. İçteki benle kavgalı bireylerden oluşan toplum da ilerleyemez, savaşlar bitmez. Terapilerin süresi nedir? Doç. DR. Nusret Kaya’nın seansları , bir ya da bir buçuk saat sürer. Genellikle 2-3 seans takıntılarınızdan arınmanız için yeterlidir.

Aydan Gündüz Kimdir?

İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri Bölümü Fars Dili ve Edebiyatı mezunu, senarist ve yazardır. Abdülhamid Son Sultan’ ‘Kanuni Grand Turc’ ve ‘Şarkın ve Garbın Hakimi Yavuz’ Arka arkaya sıralanan pek çoğu ‘Reşat Enis Tozlu Raflardaki Gölge / Hep komik, kimisi ürkütücü ve saçma, Oyunda Kalmak ve 100 Liraya Kendi onlarca rüyamın içinden geçiyorum Filmini Çek yayımlanmış kitaplarıdır. her sabah. Evrensel eşit kuyruklu Şu sıralarda UMAYLA YAŞAM BİLİM canlı olarak hangi kayıtlarımın günlük MERKEZ’İ'nde Hüseyin Rahmi’nin yaşam içinde beni mutsuz ve depresif Romancılığı üzerine atölye çalışmaları yaptığını bilmek; neden kolay ve rüya analizi yoluyla koçluk öfkelenip çok kolay yapmaktadır.

hastalanabildiğimi fark etmek; bazı insanların, benim üzerimdeki negatif enerjisel etkilerinin sebeplerini fark edince buna gülümseyebilmek ne kadar muhteşem ve ne kadar da güzel.

Kaynaklar: www.psikoestetik.com/nusretiyen-felsefedekavramlar Ölümsüzlük/ Nusret Kaya Goa yayınları/ 2016


PSİKOLOJİ FİKİRLERİ

WWW.METANOIADERGI.COM

19 | TEMMMUZ 2017

. . . . POZITIF PSIKOLOJI

Merver Erdem

merver.erdem@metanoiadergi.com

Pozitif psikoloji, bireylerde ve gruplarda olumlu duygulara, erdemli davranışlara ve optimum performansa neden olan etmenleri ve süreçleri araştırır. Geçmişte, çok az sayıda kendilik psikoloğu, sağlık uyum ve doruk performans ile ilgilenmiş olsa da, her 100 ciddi psikoloji kitabı ve makalenin 99’u depresyonla ilgilenirken, sadece bir tanesi mutluluğu konu almıştır. Bu oran, günümüzde çok fazla değişmemiş olsa da 2000li yıllarda, pozitif psikoloji burs desteği ile araştırmalara başlayarak canlanmıştır. Mutlu olmak nedir? İyi olmak, halinden memnun olmak, huzur ve tatmin duygusuna ulaşmak,

psikolojik bir sıkıntısı bulunmamak, haz keyif, neşe gibi çeşitli tanımları olsa da en net mutluluk tanımı “akışta olmak” olarak yapılmıştır. Peki akışta olmak nedir? Mutluluk zaten elimizin altında, içten gelen bir duygu ve sadece seçebildiğimiz bir seçenek. Mutlu olmayı seçiyorsak, her ne yaşarsak yaşayalım, hiçbir olay mutlu olmamıza engel olamaz, ya da mutlu olmayı seçmiyorsak, nelere sahip olursak olalım, hiçbir şey mutlu olmamız için yeterli olamaz. Mutluluk ölçülür mü? Beynin taranmasından, tükürükteki kortizol düzeylerine kadar her şeyi inceleyen, henüz oturmamış ama

gelişmekte olan fiziksel ölçümlerin yanında, kişinin kendini günlük, haftalık periyotlarda gözlemlemesi, geçmiş yaşantısında ağırlıklı olarak mutlu mu mutsuz mu hissettiğinin tespiti gibi yöntemlerle ölçülebilir. Mutluluk neye yarar? Bir çok şeye! Araştırmalara göre, mutluluk bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve genel olarak mutlu hisseden insanlar, mutsuz hissedenlere göre daha sağlıklı ve uzun ömürlü oluyorlar. İşlerinde ve sosyal ilişkilerinde daha başarılılar ve diğerlerine göre daha çekiciler. Aksiliklerle daha kolay başedebiliyorlar. Yerinde kararlar verip, yaratıcı olma eğilimi gösteriyorlar.


WWW.METANOIADERGI.COM

PSİKOLOJİ FİKİRLERİ

20 | TEMMMUZ 2017

Mutsuz insanlar ise, tehlike ve başarısızlık işaretlerine karşı tetikte bekleyerek, zamanlarını ve enerjilerini boşa harcıyor görünüyorlar ve bu onları tüketiyor. Kendini iyi hissetme halinin kalıtsal olduğuna dair de kanıtlar var ancak, mutlu bir insan olmak, farkında olmak ve bunu alışkanlık haline getirmek ile mümkün.

Mutlu olmayı nasıl öğrenebilirim? Başarıyı, zenginliği, herhangi bir şeye sahip olmayı mutlulukla karıştırmamak yapacağımız ilk şey. ikincisi ise, hayatımızın kontrolünü elimize almak. Bir diğeri ise, fiziksel olarak gülümsemek, konuşurken olumlu ifadeleri, kelimeleri kullanmaya başlamak. Yetenek ve tutkuları geliştirecek işler yaratmak, düzenli egzersiz yapmak, düzenli uyumak, sağlıklı beslenmek, kendine zaman ayırmak, başkalarına yardım etmek, teşekkür etmek gibi bir çok basit yöntemle her şey gibi mutlu olmak da öğrenilebilir. Ancak tüm bunların başında, mutluluğu seçmiş olmak ve bu basit kuralları düzenli günlük egzersizler haline getirmek işleri hızlandırır ve kolaylaştırır. Özetle, pozitif psikoloji, odak noktasını kişisel zayıflıkları araştırıp onları düzeltmek ya da değiştirmekten, güçlü yanların ve meziyetlerin incelenmesine kaydırmıştır.

Son not: Unutmayın, mutlu olmak, peşinden koşacağımız bir şey değil, zaten sahip olduğumuz şeyin farkına varmaktır. Ayrıca her zaman mutlu olma zorunluluğunuzun olmadığını da hatırlatırım. Mutlu ya da mutsuz, her ikisini de seçmekte özgürüz. Sadece bu seçimlerin kendi kararımız olduğunu hatırlayın ve hayatın keyfini çıkarın, yeter…

Merver Erdem Kimdir? Üniversite eğitiminden sonra hedeflediği gibi kurumsal hayatta çalışmaya başladı. Seneler içinde istediği şeyin bu olmadığını, anladı. Kitaplardan öğrendiği ve ilgi duyduğu Psikoloji'yi akademik eğitim ile taçlandırdı. Bugün, bir yandan psikoloji eğitimine devam ederken, diğer yandan, deneyimlerini yazıyor ve yaşam koçluğu yapıyor. Kaynak: Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Psikoloji Fikri//adrian Furnham//Domingo Yayınları


WWW.METANOIADERGI.COM

21 | TEMMMUZ 2017

Öyle Düsünme! Pozitif Düsün! . . Uzun zamandır, ufacık bir üzüntüde, insanları asık surat ile karşıladığınızda, sevdiğiniz birini kaybetme riski yaşırken, sınavlarınızdan, iş mülakatlarınızdan sonra, birazcık endişe yaşadığınızda bile "pozitif düşün" yanıtıyla karşılaşıyoruz. Bunu söyleyen insanlara bazen "YETER!" deme ihtiyacı hissettiniz mi? Ben zamanında çok hissettim! "Pozitif düşün!" her ağza pelesenk olmuş durumda. Peki ama bir acı ya da endişe yaşarken nasıl pozitif düşüneyim, ya düşünmek istemiyorsam? Pozitif düşünce, tüm olası kötü durumları görmezden gelmek ve hayatı toz pembe şeklinde yaşamak demek değil. Aksine, tüm olasılıklarla yüzleşmek, nihayetinde olmak istediğimiz durumu seçmek demek. Her ne kadar negatif düşüncenin, düşünce gücü ile hayata geçeceğine inandığımız için üstünü örtmeye çalışıyorsak da aslında örtmüyor aksine, arka planda bir yerlerde o düşünceyi yaşatıyor, besliyor ve büyütüyoruz. Eğer pozitif düşünmek istiyorsanız, öncelikle negatif düşüncenin içinden geçmeyi öğrenin. Bu size acı verse de bunu bir kez yaşayın ve içinden geçin. Bir dersten kalmaktan mı korkuyorsunuz? Ve pozitif düşünmek için kalma durumunun üzerini örtüyorsunuz. Yani, pembe fil düşünmemeye çalışıyorsunuz? Sizce başarıyor musunuz?

Birini mi kaybetmek üzerisiniz? Kaybedin. Hayalinizde, bu acı durumu yaşayın. Bir kez canlandırın, sonuna kadar gidin. "Gerçekleşirse ne olur? En kötü ne olur?" senaryolarını bir bir oynayın. Gözlerinizi açtığınızda odağınızı istediğiniz seçeneğe yöneltin. Pozitif düşünmek, her alanıda görebilmek dahası deneyimlemek, ardından da küçük ama kuvvetli bir seçim yapmak demek. Hayatta, mutsuz olmak, negatif düşünmek gibi bir lüksümüz de var. Kimsenin bu lüksü elinizden almasına da izin vermeyin ancak bunu seçim olarak, kendi gücünüzle yaptığınızın da her an farkında olun.

Merver Erdem

merver.erdem@metanoiadergi.com


Yapabildiğiniz ya da düşünebildiğiniz her neyse, başlayın. Cesaretin dehası, kudreti ve büyüsü vardır. Goethe

#metanoiadergi


WWW.METANOIADERGI.COM

23 | TEMMMUZ 2017

(

. . ISTIYORUM, . AMA YETENEGIM YOK! Yetenek nedir? Doğuştan mı gelir? Sanat için yetenek şart mı? Sanatla ilgilenmek için istemek yeterli mi? Yoksa "Yeteneğim Yok" bahanen hazır mı? Dilara Gençyürek Onan, İlkokul çağlarından beri, müzik ve resim ile ilgilenen, ilerleyen yaşlarında, sanatın bir çok alanını deneyimlemiş bir Müzik Öğretmeni. Psikoloji ve insanların öğrenme süreçlerine olan ilgisiyle, bu konuda bir çok gözlem yapan Dilara, yetenek-sanat ilişkisini anlatıyor. Ve sanat ile nasıl şifa bulduğunu...


WWW.METANOIADERGI.COM

24 | TEMMMUZ 2017

SANAT İÇGÜDÜSELDİR VE HERKES İÇİNDİR!

Dilara Gençyürek Onan dilara.onan@metanoiadergi.com

Hemen hemen ülkemizde herkesin hayatı boyunca aklından herhangi bir sanat dalıyla ilgili “Ah keşke şunu da yapabilseydim” gibi bir cümle geçirmiştir. Hemen ardından şu cümle onu takip etmiştir; "Ama yeteneğim yok ki!" Size bir sorum var; Yetenek nedir gerçekten? Hiç düşündünüz mü? Ben gözlemlerimden yola çıkarak, yeteneği ne kadar yanlış tanımladığımızı gördüm ve "aslında yetenek nedir?" sorusunu kendime 14 yaşımdan beri sormaktayım. Benim yetenek tanımım; Güçlü bir istek + keyif + çalışma. Sanat sadece “doğuştan yetenekliler” için var gibi görünse de bu doğru değil. Sanat hepimiz için var! Biz sadece bu iki kavramı birbirinden bağımsız düşünemediğimiz için, hayatın hepimiz için olduğunu unutuyoruz ve bahanelere

sığınıyoruz. Hepimiz nefes alıyoruz neticede öyle değil mi? Son 3 yıldır kendi derslerimi bir yana bırakıp farklı sanatsal aktiviteler deneme şansım oldu. Öyle ya, müzik öğretmeni olabilirim, hayatımı müzikle kazanabilirim ancak benim de değişikliğe ve farklı kollardan bakış açılarına ihtiyacım olabiliyor. Deneyimlerim arasında dans, insan sesiyle şifa, mandala atölyeleri var. Ve daha da denemek istediğim sanatla ilgili bir sürü farklı şey. Tüm bunları denerken, yetenekle ilgili yaptığım tanımı, tekrar ve tekrar, farklı dallardaki öğretmenler ve şifacılardan da duydum ve hayatım boyunca, bilmiyorum kaçıncı kez deneyimledim ve deneyimlemeye de devam edeceğim. Bu işin sırrı; güçlü bir istek , yaptığın şeyden keyif almak ve ilgili olunan konuyla her gün biraz zaman geçirmek.

Yetenek; Güçlü bir istek + Çalışmak İstediğiniz sanat dalıyla ilgili ne kadar tutkunuz varsa o kadar çabuk ilerliyorsunuz ve çalışmak mesele olmaktan çıkıyor. Sonunda o işte başarılı ve en iyisi olmak zorunda değilsiniz. Sadece yapmanın keyfine varmak iyi geliyor en çok. Bu, o işi profesyonel olarak yapanlar için de geçerli. Küçük bir çocuk yürümeyi ilk öğrenmeye başladığında birçok defa düşer. Ne kadar sıklıkla ve ne kadar


WWW.METANOIADERGI.COM

25 | TEMMMUZ 2017

Biri size yapamayacağınızı söyledi, siz de inandınız mı? Sanat, insanın iç dünyasını ifade etme şekillerinden sadece bir tanesi olarak, yürümek kadar içgüdüseldir. Yetenek diye adlandırdığımız şey aslında süreçtir. Bir şeye duyduğunuz ilgi, onu yapmayı arzulamanız, ona vereceğiniz sevgi, bu süreci kısaltır ya da uzatır. Bazen meydan okuyucu bir deneyim gibi gelse de, yeterince ilgi, sevgi ve neşe konuyla ilgili her şeyi çözer. Çözemediğini görmedim hiç. Bu bakış açısıyla, ben de çok düştüğünün bir önemi yapamayacağımı düşündüğüm sanat yoktur. Sonunda yürümeyi dallarını denemeye başladım. öğreneceği kesindir. Yürümeyi Birazcık zaman ayırınca yapmaya öğrenirken her gün biraz daha başladığımı görmek ve konuyla ilgili konuyla ilgili uzmanlaşır. O gün on yargılamayı bırakınca yaratılan/ifade beş defa düşse bile. 20 defa ayağını edilen güzelliklere tanık olmak ve yanlış atsa bile. Kimi çocuk 2 yaşında müziğe sanki ilk kez ve yeniden yürümeyi öğrenirken kimisi 1 başlamışım gibi tüm bunları yeniden yaşını doldurmadan öğrenir. Bunun hatırlamak iyi geldi bana. Sanatın böyle olmasının çeşitli nedenleri insan üzerindeki dönüştürücü gücü olabilir ama tüm bunlar sonucu ve hatta neredeyse büyüleyici etkisini değiştirmez. Her çocuk eninde gözlemledim yeniden. Ve içimde bir sonunda yürür. Önemli olan devam yerlerden bu yaratma güdüsünün etmektir. Hiçbir çocuk “Bugün 7 kez tekrar ortaya çıkışını izledim. Daha düştüm. Yürümekten vazgeçiyorum!” doğrusu o güdüyü yeniden fark demez ya da hiçbir çocuk yürümeyi ettim. Kendi içgüdülerimi yeniden öğrenirken “Ahh! Bugün de izlemeyi öğrenmeye başladım. O öğrenemedim” diyerek üzülmez. Tam yaratma güdüsünün hep orada tersine yürümeye çalışan çocukları olduğunu ama onu yargılarla genelde kahkahalar atarken görürüz.. bastırdığımızı fark ettim. Üstelik Yürümek içgüdüseldir insan için. amacım sadece iyi hissetmek ve farklı Yarın tekrar deneyecektir. Biri ona şeyler keşfetmek iken, şu an geldiğim “Dur! Sen yürüyemezsin, yeteneğin noktada skolyozum iyileşti (Skolyoz: yok!” derse ve asıl önemlisi çocuk Omurganın göğüs veya bel buna inanmayı seçerse evet o zaman bölgelerinde görülebilen, yana doğru gerçekten vazgeçebilir. eğriliğidir.), ağrılarım geçti, zihnen Aynı şey sanatın tüm dalları için de daha berraklaştım ve netleştim. geçerli. Yeteneğiniz mi yok? Yoksa Beden farkındalığım çok büyük vaz mı geçtiniz? Yoksa hiç oranda arttı, geçmiş travmalar denemediniz mi?

Her çocuk eninde sonunda yürür. Önemli olan devam etmektir. Aynı şey sanat için de geçerlidir.

şifalanmaya başladı ve artık kesinlikle kendimi çok daha iyi ve kendim gibi hissediyorum. Bunlar şimdilik sadece sayabildiklerim. Tekrar söylüyorum, hep söyleyeceğim. Sanat hepimiz için var. Hem daha önce sanatın her hangi bir dalına hiç adım atmamışlar için, hem de sanatın her hangi bir dalında ilerlemiş olup farklı bakış açıları deneyimlemek ihtiyacında olanlar için. Emin olun, sanatın hayatınızı, işinizi ya da kendi sanatınızı beslemesine izin verirseniz kendinizi bambaşka bir dünyada kendinize dönüşürken ve sanatınızı/işinizi bambaşka yönlerden yeniden keşfederken bulacaksınız. Etrafımda aşçılıkla ilgilenen müzisyenler, dansla ilgilenen mühendisler, tiyatroyla ilgilenen banka memurları görmek ve onlarla deneyimlerini, keşiflerini paylaşmak kadar keyifli bir şey yok benim için. O halde ne duruyorsunuz! Haydi ilk adımı atın! “Yetenek” geliştirilebilir bir şeydir! Amacınız sadece iyi hissetmek de olsa veya hep o yapmak istediğiniz şeyi yapmaya başlamak bile olsa, iyi geleceği kesin! Kendinize bu iyiliği yapın! Bunu hak ediyorsunuz! Beni cesaretlendiren, farklı sanat dallarına adım atmamı sağlayan “Sanatçının Yolu” kitabının yazarı Julia Cameron’a teşekkürlerimle, Hayatın ve sanatın tadını çıkarmanız dileğiyle,

Dilara Gençyürek Onan Kimdir?

Sanatsever, Müziksever,Qigong sever, bir Müzik Öğretmeni. Vermiş olduğu, özel Piyano ve Flüt dersleri dışında, ayrıca, Reiki Eğitmeni ve Keşifçi


WWW.METANOIADERGI.COM

26 | TEMMMUZ 2017

MUTLULUK İÇİMİZDE! Bizi iyi ya da kötü hissettiren tüm duyguların kaynağı bizde, bunu biliyoruz. İzin vermezsek kimse bizi üzemez, yine izin vermezsek kimse bizi mutlu da edemez. Sadece biz İSTERSEK o duygulara gireriz. Dışarıdan ise, o şey bizi mutlu ya da mutsuz ediyormuş gibi görünür.

TATLILAR, mutlu olmaya en kolay izin verdiğimiz yiyecekler. Mutlu olmak için illaki dışarıdan kaynak arayanlardansanız, Sevgili Çiğdem'den 2 güzel tarif aldık...

Malzemeler

AVOLVAP

Mereng(Beze) için; 4 adet oda sıcaklığında yumurta akı 1 su bardağı toz şeker 3 çay kaşığı mısır nişastası 1 çay kaşığı sirke Krema için 1 paket krema 4 çorba kaşığı pudra şekeri 300 gram Labne ya da Mascarpone peyniri Üzeri için; Meyve (Damak tadınıza ve mevsimine göre)


WWW.METANOIADERGI.COM

13 | TEMMMUZ 2017 27

AMAAA... Çiğdem Özerk Onay, kızı Derin’in adından ilham alarak açtığı, Derinli Tatlar Bloğunda, damaklara ve gözlere hitap eden, birbirinden farklı lezzetlerin yaratıcısı. Bir çoğumuzun, yoğunluktan ve yorgunluktan şikayet ederek, rutin ve sıradan bir hale getirdiği yemek yapmayı, “en yorgun ve en stresli anlarımda beni dinlendiren inanılmaz bir tutku”olarak tanımlıyor. Çiğdem’i, yaptığı yemeklerin hikayelerini de anlattığı paylaşımları ile daha yakından tanımak için takip edebilirsiniz. Çünkü Çiğdem, mutluluklar gibi, lezzetli tariflerin de paylaştıkça artacağını düşünenlerden…

@derinlitatlar www.derinlitatlar.com

Öneri; * Meyve yerine çocuklar için Snickers, Oreo, Brownie parçacıkları da koyabilirsiniz. ** Mini pavlovalar yapmak isterseniz, tüm malzemeyi bir sıkma torbasına koyarak, ortası çukur küçük daireler oluşturabilirsiniz. Hazırlanışı Fırını 180 dereceye ayarlayın. Yumurta aklarını ve toz şekeri çırpma kabına alın, yüksek devirde köpük olana kadar mikserle çırpın. Çırpma telini kaldırdığınızda düşmeyecek kıvama geldiğinde nişasta ve sirkeyi ekleyin. Karışması için 15-20 saniye kadar daha çırpın. Pişirme kağıdı serdiğiniz fırın tepsisine karışımı dökün. 18-20 cm çapında bir daire oluşturana kadar ve ortası çukur olacak şekilde spatula yardımıyla yayın. Tepsiyi fırına koyun, ısıyı 110 dereceye düşürün ve 1,5 saat pişirin. Önemli: Fırının kapağını kesinlikle açmayın. Pişirme süresi bittikten sonra fırın kapağı kapalı olacak şekilde soğumasını bekleyin. Krema Dolgusu Gerekli malzemeleri çırpma kabına alın, mikser ile birbirine iyice karışana kadar çırpın. Buzdolabında soğutun. Bezeler soğuduktan sonra içine hazırladığınız kremayı koyun. Üzerini mevsim meyveleri ile süsledikten sonra servis edin. Önemli: Krema dolgusunu koyduktan sonra aynı gün içerisinde tüketilmelidir.


WWW.METANOIADERGI.COM

28 | TEMMMUZ 2017

BİR BARDAK SERİNLİK! Bildiğimiz tatların biraz dışına çıkmaya ne dersiniz?

REYHAN ŞERBETİ Malzemeler 1 demet taze Reyhan otu 2 adet kabuk tarçın 4 adet karanfil 1 limon suyu 7 yemek kaşığı toz şeker 6 su bardağı su

Hazırlanışı Reyhan otunu bol su ile yıkadıktan sonra bir kenara alın. Bir tencereye limonun kabuklarını, beyaz kısımlarını almayacak şekilde, rendeleyin. Tencerenin içerisine suyu, toz şekeri de ekleyin ve şeker eriyinceye karıştırın. Kabuklarını rendelediğiniz limonun suyunu, reyhanı ve diğer malzemeleri koyun, tencerenin kapağını kapatın ve demlemeğe bırakın. Soğuyan şerbeti süzerek bir sürahiye alın ve buzdolabında soğutun. Buz ile servis yapın.


ONLAR DA KORKSALARDI NE OLURDU?

WWW.METANOIADERGI.COM

29 | TEMMMUZ 2017

Hep cesaret hikayelerini dinledik. Çizgi dışına çıktıkları için başardılar, başardıkları için onlara hayranlıkla baktık. Peki ya onlar da korkunun tutsağı olsalardı. Korkularına hükmedemeyip harekete geçmeselerdi. Ne olurdu? Hiç düşündünüz mü? Haydi gelin sadece bir kaç örnek ile düşünelim... ATATÜRK BAŞARISIZ OLMAKTAN KORKSAYDI?

KEMAL SUNAL ALAY EDİLMEKTEN KORKSAYDI?

FREUD YANLIŞ YAPMAKTAN KORKSAYDI?

NEIL ARMSTRONG BİLİNMEYENDEN KORKSAYDI?

METANOIA DERGİ'DEKİ YAZARLAR YAZAMAMAKTAN KORKSALARDI?

Dünyaya geldiğimizde, evrimsel bir takım korkularımız dışında hiç bir korkumuz yok ancak zamanla korkmayı öğreniyoruz. Büyüdükçe korkularımızdan korkar hale geliyoruz. Her korku hissettiğimizde korkuların birer illüzyon olduğunu hatırlarsak adım atmamız daha kolay olur. Her zaman hatırlayın; Korkular, öğrendiğimiz şeyler, gerçek değiller...

VE SİZ, HEPİMİZ DÜNYAYA GELMEKTEN KORKSAYDIK?


WWW.METANOIADERGI.COM

30 | TEMMMUZ 2017

BİR KAÇ KİTAP Amerikan psikolojisi ve Varoluşçu Psikoterapinin önde gelen isimlerinden Rollo May, Yaratma Cesareti adlı kitabında, psikoloji, psikoterapi, felsefe ve sanatı harmanlayarak yaratıcılığı farklı açılardan incelemiş. Korku, kaygı, cesaret tanımlarını kendi perspektifinden yaparak, insanın bilinçdışı kaynaklarına güvenmesi gerektiğini savunuyor. Kendini keşfetme yolunda ilerleyen herkesin, içindeki kaynaklarından yararlanması için düşünsel destek sağlayacak nitelikte bir kitap.

"Eğer cesur değilsen samimi olamazsın. Eğer cesur değilsen sevemezsin. Eğer cesur değilsen güvenemezsin. Eğer cesur değilsen, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir Ve diğer her şey onu izler." diye başlıyor kitap. Cesaretin gerçek tanımı ile devam ediyor. Altı bol bol çizilmeye müsait bilgilerle dolu bu kitap, size korkusuz olmayı değil, korkunuzla birlikte nasıl hareket edeceğinizi öğretecek.

Siz tüm hayatınızı geride bırakıp, kendinizi keşfetmek için hiç bilmediğiniz diyarlara gider misiniz? Bir Çift Yürek bir çırpıda okunup biten, hikayenin kahramanının deneyimlerini şaşkınlık ve heyecan ile takip ettiren, okuyucuyu içine alan bir cesaret günlüğü. Okunduğunda, "o kadar da zor değilmiş, aksine eğlenceli ve keşif dolu" diyeceğiniz harika bir macera istiyorsanız, bu kitap sizin için.


WWW.METANOIADERGI.COM

31 | TEMMMUZ 2017

BİR KAÇ FİLM Korkunun bizi bir kutunun, odanın içine nasıl sıkıştırdığını ve dışarı çıkmak, genişlemek, özgürleşmek için o korkuya nasıl hükmetmemiz gerektiğini anlatan Room, çarpıcı hikayesiyle sizi her sahnede içine alacak. Öğrendiğimiz doğrular, bizde kutunun dışı hiç yokmuş gibi bir algı yaratır. Oysa çıkmaya cesaret ettiğimizde kutunun dışında dünya vardır.

Amerikalı ressam Margaret Keane'nin hayatından önemli bir kesiti konu alan BIG EYES, bir kadının, dahası bir sanatçının, sanatının nasıl çalındığını ardından da bu işe bir son vermek için nasıl harekete geçtiğini anlatıyor. Kaybettiklerinizden de siz sorumlusunuz, kazandıklarınızdan da. Boyun eğen de sizsiniz, savaşıp kazanan da. Filmi izlerken "haydi artık!" deme noktasında Ressam Keane'nin kocası Walter Keane'ye açtığı savaşı nasıl kazandığını büyük bir zevkle izliyorsunuz. Bazen harekete geçmek için ufacık bir işaret gerekiyor ve o işaret filmde tam zamanında geliyor.

Girl Boss, bir film değil, bir hafta sonu ardı ardına izleyeceğiniz, kısacık ve sürükleyici bölümlerden oluşan, Sophia Amoruso'nun hayatından esinlenerek, sahibi olduğu e-ticaret şirketinin kuruluş sürecinde yaşadığı, komik, acı, tatlı olayları anlatıyor. Küçük yaşlarda baba himayesinden ve standart iş anlayışından çıkarak, kendi yolunda ilerlemek isteyen Sophia, sonunda patron koltuğuna oturuyor. İzlediğinizde, "vay be, gerçekten oluyor yani!" diyebileceğiniz, aynı zamanda zorlukları ve eğlenceyi de tadabileceğiniz, harika bir yaz dizisi. 2. sezonu gelecek mi henüz bilmiyoruz ancak umarız gelir. Merakla bekliyoruz.


Cesaretin, korkunun yokluğu değil, karşısındaki zaferi olduğunu öğrendim. Cesur adam korkmayan değil, korkusunu fethedendir. Nelson Mandela

#metanoiadergi


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.