La Tahzen | Kasım 2017

Page 1

LÂ TAHZEN Şehit Murat Kocatürk Anadolu İmam Hatip Lisesi

Kasım 2017

‫الفضاء الركاب‬

‫ش‬ ‫ وأورورا وجيم عىل سفينة الفضاء‬،‫�ء ال يذهب كما هو متوقع‬ ‫ويرتبط مئات من الناس باآلالت لنوم طويل من أجل‬ ‫ ولكن كل ي‬.‫إنشاء مستعمرة جديدة فعىل كوكب بعيد‬ ‫ت‬ ‫ث‬ ‫ن‬ . ‫كب�ة‬ ‫اكب� اآلن أورورا وجيم ينتظران مغامرة ي‬ ‫ وهناك ي� الواقع سبب إليقاظ هذين الر ي‬،‫ والوضع أك� تعقيدا مما يف�ض أن يكون‬.‫ عاما‬09 ‫يستيقظ قبل نحو‬

Dünya Tarihinde Kasım Ayı

11 KASIM 1918: 1914 de başlayıp 1918 de biten I.Dünya savaşı kasım ayında sonlanmıştır. Dünya devletlerinin ekonomilerinin çöktüğü, milyonlarca insanın öldüğü bu kanlı savaş biterken insanlar için bir ferahlama değil tam tersi ilerleyen zamanlarda yeni savaşların nedeni olacaktı. Osmanlı Devleti’nin yenik olarak çıktığı bu savaş sonradan Anadolu’nun işgaline neden olacaktı

Tarla Kuşunun Sesi

Şehitlik Makâmı

Mustafa Kutlu

Türk edebiyatının usta hikâyecilerinden Mustafa Kutlu’nun yeni kitabı Tarla Kuşunun Sesi, okurlarıyla buluşuyor… Ksanthos-Letoon / Muğla-Antalya

Şehitlik; Peygamberlik makamından sonraki en büyük mertebedir. Şehitliğin ne olduğunu tam olarak bilmeyen, yine de kafasında bir iki temel bilgi bilenler için bu ayki yazımızda bu konudan bahis buyuracağım. Şehit; kelime anlamı olarak “bilen, gören, hazır olan”, anlamına gelir. Ayrıca “şahid” kelimesinin mübalağasıdır. Çoğulu “şühedâ” kelimesidir. *** Kuran’da şehîd kelimesi 35 defa , şühedâ kelimesi 20 defa geçmektedir. Bu kavram Allah’ın

Fotoğraf: Erdem Yavaşça - Ksanthos Ksanthos (Xanthos) ve Letoon antik kentleri, temsil ettikleri tarihsel değerler ve aralarındaki organik bağ nedeniyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 1988’de birlikte dahil edildi. Ksanthos, Muğla’nın Fethiye ilçesi sınırlarında kalıyor. Kent antik dönemde Lykia bölgesinin önemli din ve yönetim merkezlerinden biriydi.

Peygamber’in, meleklerin ve insanların sıfatı kullanılmıştır.

In the Town of Derry, the local kids are disappearing one by one, leaving behind bloody remains. In a place known as ‘The Barrens’, a group of seven kids are united by their horrifying and strange encounters with an evil clown and their determination to kill

Allah’ın sıfatı olarak; Şehîd, her şeye muttali olan gören, bilen, haberdar olan her yerde hazır ve nazır olan, kendisinden hiçbir şey gizlenmeyen, bütün sırlara vâkıf olan, her şeyi kontrol eden demektir.


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017

Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya)

Tarihe Yön Verenler

UNESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınma Tarihi: 2012 Liste Sıra No: 1405 Listeye Alınma Kriterleri: (II), (IV) Kategori: Kültürel Yeri: İç Anadolu Bölgesi, Konya İli, Çumra İlçesi

Çatalhöyük’teki içlerine çatılardan girilen birbirine bitişik evler ile sokağı olmayan yerleşim ünik bir özellik sergilemektedir. Ortadoğu ve Anadolu’da diğer Neolitik alanlar bulunmuş olmasına rağmen, Çatalhöyük Neolitik Kenti, kalıntıların boyutu, yaşayan toplumun yoğunluğu, güçlü sanatsal ve kültürel gelenekler ve zaman içindeki sürekliliğin benzersiz bileşimi ile olağanüstü evrensel değer taşımaktadır.

Dünya Tarihinde Kasım Ayı

İnsanlığın gelişiminde önemli bir evre olan yerleşik toplumsal hayata geçişle birlikte, tarımın başlangıcı ve avcılık gibi önemli sosyal değişim ve gelişmelere tanıklık eden Çatalhöyük Neolitik Kenti, Güney Anadolu Platosunda yaklaşık 14ha.lık bir alan üzerinde yer almaktadır. İki höyükten oluşan Çatalhöyük Neolitik Kenti’nin daha uzun olan Doğu Höyüğü, M.Ö. 7400 ve 6200 yılları arasına tarihlenen 18 Neolitik yerleşim katmanından oluşmaktadır. Söz konusu katmanlarda, sosyal örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi simgeleyen duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer sanatsal öğeler yer almaktadır. Batı Höyüğü ise M.Ö. 6.200 ve 5.200 yılları arasına tarihlenen Kalkolitik Döneme ait kültürel özellikler göstermektedir. Bu özellikleriyle Çatalhöyük, aynı coğrafyada 2000 yıldan fazla bir süredir var olan köylerden kentsel hayata geçişin de önemli bir kanıtıdır.

AVCILAR

11 KASIM 1918: 1914 de başlayıp 1918 de biten I.Dünya savaşı kasım ayında sonlanmıştır. Dünya devletlerinin ekonomilerinin çöktüğü, milyonlarca insanın öldüğü bu kanlı savaş biterken insanlar için bir ferahlama değil tam tersi ilerleyen zamanlarda yeni savaşların nedeni olacaktı. Osmanlı Devleti’nin yenik olarak çıktığı bu savaş sonradan Anadolu’nun işgaline neden olacaktı

Şehri̇n Nefes Alma Yerleri̇ Galata Kulesi

ŞEHİT MURAT KOCATÜRK ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

Lâ Tahzen Gazetesi Kasım 2017

Gazete Adına İmtiyaz Sahibi

Metin PADO Editör Mehmet Hanifi KILIÇ

Görsel Tasarım Mehmet Hanifi KILIÇ

Yazı İşleri Ekibi Tarih:Elif ÖZKAN, Edebiyat:Berkan TATAR, Kur'an-ı Kerim:Beyhan MERCAN, Matematik:Fuat ASAR, İngilizce:İsminur ILICAN, Fizik:Leyla CANİŞ, Coğrafya:Nihal ERGENÇ, Biyoloji:Sümeyye ILGAZ, Arapça:Yasin BEHREM, Kimya:Mehmet Hanifi KILIÇ

2

Bizanslılar zamanında Megalos Pyrgos(Büyük burç),Cenevizliler zamanında Christtea Turris (İsa Kulesi) olarak adlandırılan mekân 528 yılında yapılmıştır. Burası Karaköy’ün üst kısmında yer alan ve kendi adıyla anılan semttedir. Her yıl hatırı sayılır bir turist kafilesi tarafından ziyaret edilmektedir. Önceleri boğazdan geçen gemileri ve şehri gözlemek amacıyla kullanılan kule sonraları yangın çıkan bölgeleri tespit için kullanılmıştır. Şehri yukardan izlemek ve nefes almak için ziyaret edilecek mekânlar arsında yer alır.

Osman Bey, Ertuğrul beyin üç oğlundan birisidir. Osman Bey diğer kardeşlerinden büyük değildir. Fakat adeta bir idareci olarak yaratılmıştır. Zira bu hususta çok büyük kabiliyet sahibi olduğu düşünülmektedir. Babası vefat ettikten sonra diğer bütün beyler, ittifakla Osman beyi aşiretin reisi olarak tanımıştır. Osman beyin ailesi ise; babası Ertuğrul gazi, annesi Halime hatun, eşi Rabia Bala hatun, oğlu Orhan, oğlu Alaeddin paşa, eski eşi Mal Hun hatun, dedesi Süleyman şah, babaannesi Hayme hatun, kardeşi Saru Batu savcı bey, torunu Süleyman paşa, dedesi 2. Mesut… Bu isimler Osman beyin ailesidir. Osman Bey ‘ in feth ettiği yerler ise kulaca Hisar, Karacahisar, Bilecik, Yarhisar, Yenişehir, İnegöl, Marmaracık Kalesi, Kestel, Kele, Uluabad, Karahisar, Harmankaya, Lefke, Mekece, Akhisar, Karatekin, Ebusuyu, Tuzpazarı, Kapucuk, Keresteci Kalesi, Akçakoca, Kocaeli feth ettiği yerlerdir. Osman Bey bir gün Şeyh Edebali’nin evinde misafir olmuştur. Gece, vakit hayli ilerleyince istirahat etmek üzere odasına çekilmiştir. Fakat yatmak üzereyken rafta gözüne ilişen kuranı kerim e saygısın dan dolayı yatamamıştır ve uyuyamamıştır. Kuranı kerimi alıp okumaya başlamıştır. O gece sabaha kadar kuran okumuştur. Vakit sabah ezanına yaklaşmışken, yorgunluk ve uyku da bir hayli bastırmışken, kuran elinde, yaslandığı yerde, tatlı bir uykuya dalmıştır. Sultan Osman han uykuda bir rüya görür. Rüyasında Şeyh Edebali’nin yanında yatar. Edebali’nin göğsünden doğan bir hilal biraz yükseldikten sonra büyür ve büyüdükten sonra da dolunay haline gelir. Kendisinin göğsüne girer. Daha sonra göğsünden bir ağaç bitip büyümeye, yükselmeye başlar. Bu bir çınar ağacıdır. Büyüdükçe yeşerir, güzelleşir. Dallarının gölgesiyle bütün dünyayı kaplar. Dünyanın her tarafından insanlar gruplar halinde gelir ve bu çınarın gölgesine girerler, çok mutlu ve neşelidirler. Ulu çınarın gölgesinde dağlar, dağların dibinde de pınarlar görür… Osmanlı devleti kuruluşundaki önemi ise; Karacahisar kalesi Osmanlı tarihi için büyük öneme sahip bir mekân olarak tarihteki yerini almıştır. Osmanlı beyliğinde devletleşmeye giden ilk adım kuşkusuz Karacahisar’ın alınması rol oynamıştır. Karacahisar’ın fethinden önce Bilecik tekfuruyla yapılan savaş; gazilerin birlik altında toplanmasına yol açacağı için önem kazanmıştır.


Lâ Tahzen Gazetesi

Turk Tarihinde Kasım Ayı

Kasım 2017

Selcuklu’nun Hürremi Terken Hatun ler”, TM, III, s. 100. Bibliografya:

1 Kasım 1928: Yeni Türk Harflerinin Kabulü

Erdoğan Merçil, Büyük Selçuklu Tarihi, İstanbul 2006, s.83-87

Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde başlayan yenileşme hareketleri çerçevesinde

Posted in: Eski Türk Tarihi, hatunlar, melikşah, Selçuklular, terken hatun, Tüm Yayınlar

Okuma yazmada kolaylık sağlaması amacıyla bu tarihte harf inkılabı gerçekleşmiştir.

Selçuklu İmparatorluğu’nda da Hürrem Sultan kadar etkili bir Hatun vardı. Bu, Melikşah’ın karısı olan Karahanlı Terken Hatun’dur. Terken Hatun, tıpkı Hürrem Sultan’ın oğlu Selim’i tahta çıkarmak için, Şehzade Mustafa’nın aleyhinde çalışması gibi, kendi oğlu Mahmud’u tahta çıkarmak istemiş, diğer veliaht Berkyaruk ve onun destekçisi olan Nizâmülmülk ile mücadele etmiştir.

Önemli Tarihçiler Halil İnalcık, 7 Eylül 1916 tarihinde İstanbul- Osmanlı İmparatorluğu’nda dünyaya gelmiştir.1923-1930 yılları arasında Ankara Gazi Mektebi’nde, bir yıl Sivas Muallim Mektebi’nde eğitime devam eden İnalcık, ortaöğrenimini Ankara Gazi Muallim Mektebi’nde tamamladıktan sonra, liseyi Balıkesir Necati Bey Muallim Mektebi’nde bitirdi.1936 senesinde Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yeni Çağ Tarihi Bölümü’nde yükseköğrenimine başladı 1940 senesinde mezun olan İnalcık, fakültede asistanlığa başladı. Halil İnalcık, 25 Temmuz 2016 tarihinde çoklu organ yetmezliği nedeniyle Ankara’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Cenazesi Bakanlar Kurulu kararıyla Fatih Camii Haziresi ’ne defnedildi. Başlıca Eserleri The Ottoman Empire Süleyman the Second and His Time Osmanlı’da Devlet, Hukuk, Adalet Tanzimat ve Bulgar Meselesi ABD Tarihi Osmanlılar Osmanlı ve Modern Türkiye Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi Osmanlı İmparatorluğu- Toplum ve Ekonomi

Terken Hatun’un bu tutumu neticesinde, Sultan Melikşah ile Vezir Nizâmülmülk’ün arası bozulmuştu. Bu bozukluğun nedenleri arasında Nizâmülmülk’ün devlet kademelerindeki adamlarının sultanın adamlarıyla anlaşmazlık içinde olması da vardır. Ancak Sultan Melikşah anlaşmazlığa rağmen Veziri Nizâmülmülk’ü azletmemişti. Nizâmülmülk’ün Katli Melikşah Bağdat’a giderken Nizâmülmülk de onu takip ediyordu. Yolculuk sırasında Nizâmülmülk , Batınîler tarafından katledildi (14 Ekim 1092). Sultan Melikşah da Bağdat’ta iken, Halife Muktedî ile halifelik veliahdının kim olacağı konusunda bir anlaşmazlık yaşamış ve 19 Kasım 1092’de zehirlenerek öldürülmüştü. Bu iki ölümde iktidar hırsıyla 4 yaşındaki oğlu Mahmud’u tahta geçirmek isteyen Terken Hatun’un etkili olduğu şüphesi kendisini hissettirmektedir. Sultan Melikşah Terken Hatun, eşinin ölümünden altı gün sonra oğlu Mahmud’u sultan ilan etti ve askerlere para dağıttı. Bu sırada Nizâmülmülk taraftarları da Berkyaruk’u Rey şehrine kaçırarak sultan ilan ettiler. Terken Hatun, Kür-Boğa isimli bir emiri Berkyaruk’u yakalamak için görevlendirdi. İki taraf arasında Bürûcird’de şiddetli bir savaş meydana geldi. Berkyaruk bu savaşın galibi oldu (17 Ocak 1093). Terken Hatun bu kez Azerbaycan Valisi İsmail b. Yâkûtî’yi Berkyaruk’a isyana teşvik etti. Kerec’de yapılan savaştan Berkyaruk galip çıktı (Ağustos 1093).Saltanat hırsından vazgeçemeyen Terken Hatun, son şansını da Suriye Meliki Tutuş ile denemek istiyordu. Tutuş, Melikşah öldüğünde sultanlığını ilan etmişti. Terken Hatun’un onunla birleşerek Berkyaruk’un üzerine yürüme fikri hastalığı sebebiyle gerçekleşmedi. Selçuklu İmparatorluğu’nu yönetmek isteyen bu hatun, amacına ulaşamadan Eylül 1094’de İsfahan’da öldü. Terken Hatun’un ölümünden sonra oğlu Mahmud’a bağlı emirler, Berkyaruk’u yakaladıysalar da bu sırada Mahmud’un çiçek hastalığından ölmesi üzerine serbest bıraktılar. Kendisinin sultanlığını tanıdılar. Diğer bir taht davacısı Tutuş, Berkyaruk’un üzerine yürüdü. Yapılan savaş sonrası yine Berkyaruk galip geldi ve Tutuş savaş meydanında öldü (26 Şubat 1095).

İslam Tarihi Köşesi Bedir Savaşı Tarih: 624 Taraflar: Mekkeli müşrikler X Medineli Müslümanlar Bedir Savaşı’nın Sebepleri: Mekkelilerin, Müslümanların hicret ederken Mekke’de bıraktıkları malları yağmalaması ve Medinelilere ekonomik baskı yapması üzerine, Hz. Muhammed’in Suriye’den Mekke’ye dönen bir Kureyş kervanını ele geçirmek istemesi. Bedir Savaşı’nın Sonuçları: 1- Müslümanların ilk büyük savaşı ve başarısıdır. 2-İslamiyet hızla yayılmaya başlamıştır. 3-Ganimetlerin 5’te 1’i devlet hazinesine ayrılmıştır. 4-Esir alınanlar her biri 10 Müslüman çocuğa okuma yazma öğretme karşılığı serbest bırakıldı. (Hz. Muhammed’in eğitime verdiği önemi gösterir.) 5- İslam’ın en büyük düşmanlarından Ebu Cehil öldürülmüştür. NOT: Hz. Muhammed’in esirler, yaralı düşman askerlerinin durumu ve ganimet’le ilgili uygulamaları, İslam Savaş Hukukuna temel oluşturmuştur.

[1] W.Thomsen, “Moğolistan Türkçe Kitâbe-

3


Lâ Tahzen Gazetesi Türkiye’nin Dünya Mirası Türkiye’nin 15 Dünya Mirası 2015 yılında Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri ile Efes Antik Kenti’nin de kalıcı listeye dahil edilmesiyle Türkiye’nin Dünya Miras Listesi’ndeki doğal ve kültürel değerlerin sayısı 15’e çıktı. Birleşmiş Milletler’e bağlı özel bir kurum olarak faaliyet gösteren Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulmuş ve dünya çapında miras niteliği taşıyan varlıkların korunması için 1972 yılında bir sözleşme hazırlamıştı. Sözleşmeyi 1982 yılında imzalayan Türkiye’nin listeye giren ilk değerleri İstanbul’un Tarihi Alanları, Sivas Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası ile Göreme Milli Parkı ve Kapadokya’ydı. Sadece Türkiye sınırları içinde kalıcı listeye giren 15 mirasın yanı sıra adayları içeren geçici listede 60 doğal ve kültürel değer yer almakta.

Kasım 2017 Yörede ilk kez 1834’te gezgin ve arkeolog Charles Texier araştırma yaptı; bazı kalıntıları ve kentin açık hava tapınağı olan Yazılıkaya’yı buldu. Arkeolojik çalışmalar günümüze kadar aralıklarla devam etti ve çok sayıda anıtsal yapı ortaya çıkarıldı.

Nemrut Dağı / Adıyaman

Hitit Başkenti Hattuşa (Boğazköy) / Çorum

Fotoğraf: Şebnem Eraş

Adıyaman’ın Kâhta ilçesindeki Nemrut Dağı, “Zeus’un göklerdeki tahtına en yakın yer” olarak tanımlanıyordu tarihte. Yüksekliği 2 bin 206 metreyi bulan Nemrut Dağı görkemli tümülüsü, dev tanrı heykelleri ve kabartmalarıyla UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 1987’de girdi.

Fotoğraf: Hakan Öge

Hitit İmparatorluğu, İÖ 2. binyılda kuruldu ve yüzyıllar boyunca antik dünyanın süper güçleri arasında yer aldı. Hitit kültürünün merkezi başkent Hattuşa (Boğazköy), günümüzde Çorum’un Boğazkale ilçesi sınırlarında yer alıyor. Anadolu’nun en önemli arkeolojik varlıklarından Hattuşa, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 1986 yılında girdi.

Bölgenin ilk sakinleri Hattiler tarafından “Hattuş” olarak adlandırılan yerleşim, Hitit egemenliğinde “Hattuşa” adını aldı. Kent, Budaközü Ovası’nın bir ucunda yükselen kayalık, engebeli bir arazide bulunuyor ve yaklaşık iki kilometrekarelik bir alan kaplıyor. Hattuşa’nın görülebilen kalıntılarının çoğu İÖ 13. yüzyıldaki büyük yeniden yapılanma dönemine ait. Söz konusu zaman diliminde kentin kapladığı alan yaklaşık iki kat büyüdü. Büyük bir imar hareketi başlatan ve birçok tapınak inşa ettiren Kral IV. Tudhaliya, Hattuşa’nın tarihinde önemli yer tutuyor.

Dağın zirvesinde İÖ 69-36 yılları arasında hükümdarlık yapan Kommagene Kralı I. Antiokhos’un adıyla anılan tümülüs ve tümülüsün iki yanındaki teraslarda tanrı heykelleri yer alıyor. Batı terasındaki heykeller küçük detaylar dışında doğu terasının simetrisini oluşturuyor. Teraslarda Apollon, Tyche, Zeus, I. Antiokhos, Herakles, kartal ve aslan heykelleri bulunuyor. İyi korunmuş durumdaki dev heykeller kireçtaşı bloklarından yapılma ve sekiz-on metre yüksekliğe sahip. Kommagene Krallığı, dönemin iki büyük gücü Roma ve Pers imparatorlukları arasında tampon bölge görevi görüyordu. Kral I. Antiokhos, Nemrut Dağı’nda bir kült merkezi oluşturdu ve üzerini 80 metre yüksekliğinde mıcırla kapladığı bir mezar odası yaptırdı. Tümülüsün altındaki mezara bugün de ulaşılabilmiş değil. Alandaki bir yazıt I. Antiokhos’u anne tarafından Büyük İskender’e, baba tarafından Pers Kralı Dareios’a bağlıyor. Krallığın, doğunun ve batının iki büyük kültürünü bir araya getirmek istediği açıkça görülüyor.

Ksanthos-Letoon / Muğla-Antalya

Yukarı Şehir olarak adlandırılan güney bölümünde, surlarda yer alan Aslanlı Kapı, artık Hattuşa’nın simge olmuş köşelerinden biri. Yine Yukarı Şehir’deki Kral Kapısı, surların aslına uygun olarak yeniden yapılan bölümü, kale kalıntıları diğer önemli bölümler arasında.

Bir bölümü Tapınak Mahallesi adıyla bilinen Yukarı Şehir’deki 30 tapınak, Hattuşa’dan “bin tanrılı şehir” olarak bahseden kaynakları haklı çıkarıyor. Tapınaklarda genelde giriş kapısı, avlusu, avlunun gerisinde ve girişin ters yönünde yer alan kutsal mekânı ve yan odalarıyla aynı plan uygulandığı görülüyor. Hitit krallarının sarayı ise Büyükkale bölgesinde yer alıyor. Buradaki saray tek bir yapı değil, büyük avlularla birbirine bağlanan çeşitli boyda ve önemde çok sayıda yapıdan oluşuyor. Hattuşa’nın hemen dışındaki Yazılıkaya da Hititlerden kalan görkemli eserlerden. Bu açık hava tapınağı İÖ 13. yüzyıldan kalma. Kaya yüzeylerine oyulmuş kabartmalar Hitit tanrılarını ifade ediyor. Fotoğraf: Erdem Yavaşça - Ksanthos

4


Lâ Tahzen Gazetesi Ksanthos (Xanthos) ve Letoon antik kentleri, temsil ettikleri tarihsel değerler ve aralarındaki organik bağ nedeniyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 1988’de birlikte dahil edildi. Ksanthos, Muğla’nın Fethiye ilçesi sınırlarında kalıyor. Kent antik dönemde Lykia bölgesinin önemli din ve yönetim merkezlerinden biriydi.

Kasım 2017 Karadeniz kıyılarını Batı, Kuzey ve Orta Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde yer alan Safranbolu, tarih boyunca önem taşıyan, canlı bir kent oldu. Özellikle 18. yüzyılda Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin önemli

Helen, Pers, Roma, Bizans gibi uygarlıkların izlerini taşıyan Ksanthos, 7. yüzyıldaki Arap akınlarından sonra önemini kaybetti ve küçük bir yerleşime dönüştü. Eşençay’ın kıyısındaki akropolis, sur kalıntıları, tiyatro, Harpyalar Anıtı, Nereidler Anıtı kentin önemli köşeleri arasında sayılabilir. İngiliz arkeolog Charles Fellows keşfettiği kentin kalıntılarının, aralarında Nereidler Anıtı’nın da bulunduğu önemli bir bölümünü İngiltere’ye kaçırdı. Bu eserler halen British Museum’da sergileniyor. Letoon ise Antalya’nın Kaş ilçesi sınırlarında yer alıyor. Letoon, dört kilometre uzaklıktaki Ksanthos’un kutsal alanıydı. Burada Lykia’nın tanrıçası Leto’ya ve Apollon ile Artemis’e Roma dönemine değin tapınıldı. Kentteki kazılarda açığa çıkarılan tapınakların doğusundaki yamaçta bir tiyatronun da kalıntıları yer alıyor. Letoon da 7. yüzyılda önemini giderek kaybetti ve terk edildi.

duraklarından biriydi. Osmanlı İmparatorluğu’ndan 1858’de İngiltere’ye ihraç edilen on tona yakın safranın önemli bir bölümü Safranbolu çevresinde yetiştiriliyordu. Ancak safran üretimi yıllar içinde giderek azaldı. Ormancılık ve tarımın geçmişten beri önemli ekonomik uğraşlar olduğu Safranbolu’da bağlar da eskiye göre daraldı. Çok sayıda ahşap konağın süslediği ilçedeki başlıca tarihi eserler arasında Gazi Süleyman Paşa Camisi, Taş Minare Camisi, İzzet Paşa Camisi, Köprülü Mehmet Paşa Camisi, Cinci ve Tuzcu hanları, Eski Hamam, Yeni Hamam, Gazi Süleyman Medresesi sayılabilir. İki yüzden fazla dükkânın bulunduğu çarşı, Safranbolu’nun önemli ziyaret noktalarından. İlçe akarsu vadileriyle par-

Safranbolu Şehri / Karabük

çalanmış dağlık bir alanda bulunuyor. Kent ve çevresinde Bartın Çayı’na katılan akarsuların kalkerli arazide oluşturduğu kanyonlar da yer alıyor.

Antik dönemde birçok uygarlık ağırlayan Safranbolu yöresi Roma ve Bizans egemenliklerinden sonra 1084’te Anadolu Selçuklularının eline geçti. Daha sonra Candaroğullarına bağlanan yöre 1392’de Yıldırım Bayezid tarafından alındı. Ankara Savaşı’nı 1402’de kazanan Timur’un yine Candaroğullarına verdiği bu topraklar 1460’ta yeniden Osmanlı Devleti’ne katıldı. Safranbolu 19. yüzyılda Kastamonu vilayetinin merkez sancağına bağlı bir kaza olarak yönetiliyordu. İlçede bugün görülen tarihi evlerin çoğu da 19. yüzyıldan kalma. Kaymakamlar Evi, Mümtazlar Konağı, Kavsalar Evi, Karaüzümler Evi, Kileciler Evi, Safranbolu mimarisinin önemli örnekleri arasında. Fotoğraf: Cüneyt Oğuztüz Safranbolu ilçe merkezi, Batı Karadeniz’in geleneksel kent dokusunun bozulmamış bir örneği olmasıyla önem taşıyor. Ahşap evleri ve anıtsal yapılarıyla Safranbolu yerleşimi bir bütün olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

Karadeniz kıyılarını Batı, Kuzey ve Orta Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde yer alan Safranbolu, tarih boyunca önem taşıyan, canlı bir kent oldu. Özellikle 18. yüzyılda Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin önemli duraklarından biriydi. Osmanlı İmparatorluğu’ndan 1858’de İngiltere’ye ihraç edilen on tona yakın safranın önemli bir bölümü Safranbolu çevresinde yetiştiriliyordu. Ancak safran üretimi yıllar içinde giderek azaldı. Ormancılık ve tarımın geçmişten beri önemli ekonomik uğraşlar olduğu Safranbolu’da bağlar da eskiye göre daraldı. Çok sayıda ahşap konağın süslediği ilçedeki başlıca tarihi eserler arasında Gazi Süleyman Paşa Camisi, Taş Minare Camisi, İzzet Paşa Camisi, Köprülü Mehmet Paşa Camisi, Cinci ve Tuzcu hanları, Eski Hamam, Yeni Hamam, Gazi Süleyman Medresesi sayılabilir. İki yüzden fazla dükkânın bulunduğu çarşı, Safranbolu’nun önemli ziyaret noktalarından. İlçe akarsu vadileriyle parçalanmış dağlık bir alanda bulunuyor. Kent ve çevresinde Bartın Çayı’na katılan akarsuların kalkerli arazide oluşturduğu kanyonlar da yer alıyor.

Antik dönemde birçok uygarlık ağırlayan Safranbolu yöresi Roma ve Bizans egemenliklerinden sonra 1084’te Anadolu Selçuklularının eline geçti. Daha sonra Candaroğullarına bağlanan yöre 1392’de Yıldırım Bayezid tarafından alındı. Ankara Savaşı’nı 1402’de kazanan Timur’un yine Candaroğullarına verdiği bu topraklar 1460’ta yeniden Osmanlı Devleti’ne katıldı. Safranbolu 19. yüzyılda Kastamonu vilayetinin merkez sancağına bağlı bir kaza olarak yönetiliyordu. İlçede bugün görülen tarihi evlerin çoğu da 19. yüzyıldan kalma. Kaymakamlar Evi, Mümtazlar Konağı, Kavsalar Evi, Karaüzümler Evi, Kileciler Evi, Safranbolu mimarisinin önemli örnekleri arasında.

5


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017

Matematiğin Tarihi

T.C. Kimlik Numarasının Müthiş Dizilimi

Kimlik numaranızın 1. 3. 5. 7. ve 9. hanelerinin toplayın ve 7 ile çarpın. Sonra bu sayıdan, 2. 4. 6. ve 8. hanelerinin toplamını çıkartın. Elde ettiğiniz sonucun 10’a bölümünden kalan rakam TC kimlik numaranızın 10. basamağını size verecektir. Şimdi ise 1’den 10’a kadar olan rakamları toplayıp 10’a bölün, bu kez kalan sayı TC kimlik numaranızın 11. ve son rakamını size verecektir.

Matematik, bir yönüyle resim ve müzik gibi bir sanat, bir yönüyle bir dil ve başka bir yönüyle de tabiatı anlamaya yönelik yöntemler manzumesidir. Matematiğin yazılı belgelere dayalı 4500 yıllık bir tarihi vardır. Bu zaman dilimi içinde, matematiğin gelişimi 5 döneme ayrılır. Birinci dönem, başlangıçtan M.Ö. 6. yüzyıla kadar, Mısır ve Mezopotamya’da yapılan matematiği kapsar. Mısır’da bilinen matematik, tam ve kesirli sayıların 4 işlemi, bazı geometrik şekillerin alan ve hacim hesaplarıdır. Bugün okullarımızda öğretilen matematiğin ortaokul 2. sınıfa kadarki kısmı olarak değerlendirebiliriz. Aynı dönemde Mezopotamya’da matematik biraz daha ileridir; onların bildikleri matematiğin düzeyi de lise 2. sınıf matematiği düzeyidir. İkinci dönem, M. Ö. 6. yy’dan M. S. 6. yy’a kadar uzanan Yunan matematiği dönemidir. Matematiğin nitelik değiştirdiği, zanaat düzeyinden sanat düzeyine geçtiği dönemdir. Yunan matematiğinin başlangıcında Mısır ve Mezopotamya varsa da Yunan döneminde, matematiğin günümüze kadar yönü belirlenmiş, bir sıçrama yapılmıştır. Matematiğe en önemli katkılar Platon’un akademisinde ve iskenderiye’deki Museum’da yetişen bilim adamlanndan gelmiştir. Üçüncü dönem, M.S. 6. yy’dan 17. yy’ın sonlanna kadar olan dönemdir. Bu dönemde, matematiğin yaşadığı dünya islam dünyası ve Hindistan’dır. Müslümanların matematiğe katkısı büyük bir tartışma konusudur. Kimilerine göre, Müslümanların matematiğe, Yunan matematiğini yaşatmak ve Batı’ya transfer etmekten öte, bir katkıları olmamıştır. Kimilerine göre ise, Müslümanların matematiğe özgün kalkılan olmuştur. (Bu katkılar Avrupalı matematikçiler tarafından tekrar bulunmuş ya da göz ardı edilmiştir.) Müslümanların matematiğe katkısı yeterince araştırılmamıştır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, matematiğin en önemli buluşu olan türevin, Avrupalılardan 500 yıl önce Azerbaycanlı Şerafettin AlTusi tarafından bulunmuş olduğunu ortaya çıkarmıştır. Dördüncü dönem, 1700-1900 yıllan arasını kapsar ve ‘Klasik Matematik Dönemi’ olarak bilinir. Matematiğin ‘Altın Çağları’ olarak da anılır. Büyük hipotez ve teorilerin ortaya çıktığı, matematiğin kullanım alanının bütün bilim dallarını kapsayacak şekilde genişlediği bir dönemdir. Matematik, bütün pozitif bilimlerin temelim oluşturacak bir konuma gelmiştir.

6


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017

Bugün üniversitelerde okutulan matematiğin büyük bir kısmı bu dönemin ürünüdür. Beşinci dönem, 1900’lü yılların başından günümüze uzanan, ‘Modern Matematik Dönemi’ olarak adlandırılan dönemdir. Modern matematik, klasik matematiğin anayasal bir tabana oturtulmuş şeklidir. 1900’lü yılların başına gelindiğinde, matematik büyük bir kompleksiteye ulaşmıştı. Böylesi karmaşık bir sistemde alışılageldiği şekilde matematik yapmak, ‘bir ispat niçin geçerlidir; ispatın da ispatı gerekli midir?’ gibi matematiğin temellerini sorgulayan sorunları ortaya çıkarmıştır. Matematik çok hızlı gelişen, çok yüksek bir teknik düzeye erişmiş, elde edilen bilgilerin üst üste yığıldığı, bir bilginin diğeri tarafından kullanımdan kaldırılmadığı, bu nedenle de gittikçe zorlaşan ama bir o kadar da çekici, ancak tutku ile yapılabilen bir bilimdir.

Matematiğin Günlük Hayatta Kullanımı Değiş tokuştan sonra ticaret yapma gereğinde bulunan insanlar matematiği kullanmaya başlamışlardır. Geniş bir kullanım alanını sizlere anlatmaya çalışacağız.

Biyoloji, tıp, eczacılık, tarım, gıda gibi alanlarda. Ticaret, ekonomi, işletme, maliye de kullanılır. Askeri amaçlarda hesaplamalarda kullanılır. Marketlere, mağazalar, bütün dükkanlarda. İş yerlerinde, bankalarda, kamu kurumlarında. Okullarda matematik, kimya, fizik, coğrafya, biyoloji gibi derslerde. Tartılarda ölçme işlemleri yapılan yerlerde. Alışverişlerde para verdikten sonra para üstü alırken. Sayıları okumakta veya saymakta. Meteoroloji, elektrik ve elektronik işlerde. Saat hesaplamaları gibi günlük hayatımızın her alanında yoğunlukla kullanılmaya devam edilmektedir. Hayatımızın her alanını kapsamaktadır.

Ayşe Sümeyye AYDEMİR

7


Lâ Tahzen Gazetesi

Türk Dil Kurumu Kelime Oyununa Ev Sahipiliği Yaptı

Kasım 2017

Biri Türk Bi̇ri̇ Dünya Edebi̇yatindan İki̇ Eser Tavsiyesi Tarla Kuşunun Sesi - Mustafa Kutlu

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumu öncülüğünde başlatılan 2017 Türk Dili Yılı çalışmaları bütün hızıyla sürüyor. Son olarak Türkçenin doğru ve güzel kullanılmasına kamuoyunun dikkatini çekmek için ekranların sevilen programı Kelime Oyunu’nun ay sonu yarışması, Türk Dil Kurumu Konferans Salonu’nda çekildi. Programın sonunda yarışmacılara Türk Dil Kurumu yayınlarından armağanlar verilirken programın sunucusu Ali İhsan VAROL’a Türkçeye hizmetinden ötürü teşekkür belgesi takdim edildi. Yarışma 19 Kasım’da Teve 2’de yayımlandı.

Dilimiz Kimliğimizdir Deneme Yarışması Birincisi Belli Oldu

Türk edebiyatının usta hikâyecilerinden Mustafa Kutlu’nun yeni kitabı Tarla Kuşunun Sesi, okurlarıyla buluşuyor… Kutlu, “halk destanı” tarzında kurduğu hikâyede, bir ailenin kuşaklar boyu yaşadıklarını anlatıyor. Kalabalık bir ailenin hayatını merkeze alan Kutlu, diğer hikâyelerinde de olduğu gibi hikâyeyi günlük hayatın unsurlarıyla zenginleştiriyor. İnsana, aileye, topluma “gerçekçi” ve “merhametli” bir gözle bakan anlatıcı, hikâyeye tarihi bir arka plan da çiziyor. “Böyledir. Her şeyin aynı şekilde sürüp gideceğini sanırız. Kâinata ve hayata akıl erdirmeye çalışmak boş. Akıl dediğin bir yere kadar. Nasıl gayba inanıyoruz, olup bitenler için şöyledir böyledir demenin bir mânası yok. Teslim olmalı. (…) İşte su üzerine bir yazı yazdık, geldik gidiyoruz. Şu gölgede bir miktar dinlendik. Hepsi bu. İdare edin. Hoşça kalın.”

“Dilimiz Kimliğimizdir” konulu Milli Eğitim Bakanlığı ile Türk Dil Kurumu tarafından ülke çapında düzenlenen Yarışmada Türkiye 1. si olmaya hak kazanan öğrenci Ayça Bilge Yemiş oldu. Türk Dil Kurumu ve Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle düzenlenen “Dilimiz Kimliğimizdir” başlıklı öğretmenler ve ortaöğretim öğrencileri arası Türkçeyi Doğru ve Güzel Kullanma Makale ve Deneme Yarışması’nda Karaman 15 Temmuz Şehit Muhammed Yalçın Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi 9-A. öğrencisi Ayça Bilge Yemiş birinci oldu.

Başlangıç - Dan Brown

2017 Nobel Edebiyat Ödülü Sahibini Buldu 2017 Nobel Edebiyat Ödülü, Japonya doğumlu İngiltere vatandaşı yazar ve senarist Kazuo Ishiguro’ya verildi.2017 Nobel Edebiyat Ödülü’nü Japonya doğumlu İngiltere vatandaşı yazar ve senarist Kazuo Ishiguro kazandı. Ishiguro’nun 2005’te yazdığı Never Let Me Go (Beni Asla Bırakma) Time dergisi tarafından, İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınmıştı.

8

İnsanoğlunun var olduğu günden beri cevabını bulmaya çalıştığı bu temel soruya cevap bulma iddiasındaki bir fütüristin tam da keşfini açıklayacağı gece her şey trajik bir biçimde karanlığa gömülür. Eski öğrencisinin sunumuna davetli olan Simgebilim Profesörü Robert Langdon söz konusu keşfi öğrencisinin anısına dünyaya duyurmaya karar verir. Ancak, kendisini bekleyen şifrelerden, acı sürprizlerden ve ölümcül fanatiklerden habersizdir... Dan Brown bu kez karşımıza 3 Ekim’de Başlangıç kitabıyla çıktı. Robert Langdon serisinin devamı olan kitap piyasaya çıkalı iki ay olmadan The New York Times Bestseller listesinde üçüncü sırada.


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017

BİR HİKÂYE

Bölüm II

BİR ŞİİR

23 Aralık 2033 “İrkildi tekrardan. Geçmiş, soğukluk getirdi uzak diyarlardan. Ürperiyor, titriyordu. Geçmiş acı veriyor, kan ter içinde bırakıyordu. Bıçak gibi kesiyordu bileklerinde anı. Kafasını toparlamaya çalıştı. Ellerini açtı. Avucunun içi soğuktu. Kaldırdı semaya doğru. Rabbi ile konuşacak bir kul olarak O’na yönelecekti. “Ya Rab, geçmişimi aklımdan sil diyemem sana. Geçmişini bilmeyen geleceğini çözemez derler. Lakin bu acı çok yakıyor Allah’ım. Sen kullarına kaldıramayacağı yükler yüklemezsin. Ya Rab! Acımı bir gram da olsa azalt. Amin” diyerek götürdü ellerini suratına. Buz gibi olan elleri ısınmaya başladı. Sakince kapadı gözlerini. Az daha uyumaya ihtiyacı vardı. 29 Aralık 2033 10.28 “Odaya gün ışığı dolmuştu. Hafifçe açtı gözlerini. Etraf net değildi. Gözlüğünü yerleştirdi suratının ortasına. Yatağından doğruldu. Hazırlanıp kahvaltısını yaptıktan sonra araba ve ev anahtarını alıp evden çıktı. Arabasına bindi. Normalde huzur dolu olan içi bugün bir garipti. Bir his içten içe kemiriyordu bedenini. “Hayırdır inşallah” dedi ve arabasının motorunu çalıştırdı. Her zamanki hızında seyir halindeydi. Dilinde bir türkü, elleri direksiyonda. Sonra bir aralık telefonu çaldı. Arka koltuktaki telefonuna uzandı. Ne olduysa o anda oldu. Bir anda direksiyon hakimiyetini kaybetti ve bariyerlere çarptı. Çarpma hızıyla kafasını cama vurdu. Bayılmıştı. 11.37 Gözlerini açtı. Bir hastane odasındaydı. Her yeri ağrıyordu. Özellikle de başı. İçeri bir hemşire girdi. Ona “Bana neler oldu?” dedi. Hemşire, bir kaza yaptığını ve onu vatandaşların getirdiğini söyledi. Sonra da kontrolleri yapıp çıktı. Durumu iyiydi anlaşılan çünkü ayağa kalkmasına izin vardı. Yata yata sıkılmıştı. Yaklaşık olarak iki saat olmuştu uyanalı ve hala yatmaktaydı. Ayağa kalktı. Koridorda yürümeye başladı. Az önceki hemşireyi bulup doktorunun adını öğrenmek istiyordu. Danışmaya doğru yöneldi. Görevlilerden birine sordu. O an görevlinin verdiği cevapla yıkıldı. Kalbi sıkıştı. Canı daha fazla yanmaya başladı. Nefesi daraldı. Başı döndü ve birden yerle buluştu bedeni. Bayılmıştı. Üstelik sadece bir isim yüzünden “... MUHAMMED ASSALAH…” Miraç AYAN 9/C 139

Sonbaharın Melodisi Yapraklar her düşüşünde anlatıyor hüzünlü neşesini. Geceleri su damlalarının cama vuruşunda duyuyorum, Özgürlüğün saklambaç oynadığı zamandaki hayatın öfkesini. Bazen kelimeler alıyor tüm duyguları, Fincan elimi yakmaya başladığı zaman hissediyorum her şeyi. Bazen de zamanla yarışıyorum sıkıldığımda, Belki de tekrar kaybedişimi görmek istediğimde. Ve yine durum malum, zaman sonsuz gücüyle canıma okuyor sanki. Rüyama da geliyor sarının yapraklardaki tablosu, resmi. Rüzgâr çizmiş olmalı diyoruz tüm yapraklar ve ben Bir sessizlik kaplıyor her yeri, her şeyi Adına sonbahar diyorum... Berna BÜLBÜL 9/D 114

9


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017 Thus conscience does make cowards of us all;

Authors From Englısh Lıterature

And thus the native hue of resolution

William Sheakespeare William Shakespeare (1564-1616). British drama writer was born in Stradford. He did not read much because his father’s financial situation was not enough. Later he left his father and went to London, where he did various things to earn his life. He began to give copyright works gradually in the theater field where he entered the form of reforming old works, and after a while he became one of the greatest theater writers. The games were appreciated by the king and were awarded the title of “King of Players”. He earned a lot of money from the theater, returned to Stradford, bought a large farm there and wrote his works there. This is also dead on the ranch. Shakspeare, one of Britain’s and the world’s great theater writers, has demonstrated the same success in both drama and comedy genres. In his works, he has been using prose with prose, he has shown superior success in animating all kinds of feelings of mankind. His most notable works include Romeo and Juliet, the Fourth Henry, Hamlet, Othello, Julius Caesar and Venetian Tailer.

Is sicklied o’er with the pale cast of thought,

Clothing culture of Azerbaijan:

And enterprises of great pith and moment With this regard their currents turn awry, And lose the name of action.—Soft you now! The fair Ophelia! Nymph, in thy orisons Be all my sins remember’d. William Sheakspire

COUNTRIES Azerbaijan:

The Azerbaijani people have their own clothing culture and are usually made up of embroidered clothes made of silk fabric. It also carries the national characteristics of the Azerbaijani people in their ornamental designs and woven garments on their clothes. Azerbaijani clothing culture consists of upper and lower garments for both women and men.

TO BE OR NOT TO BE

To , or not to be: that is the question: Whether ‘tis nobler in the mind to suffer The slings and arrows of outrageous fortune, Or to take arms against a sea of troubles, And by opposing end them? To die: to sleep; No more; and by a sleep to say we end The heart-ache and the thousand natural shocks That flesh is heir to, ‘tis a consummation

Azerbaijan, is a country located in the Caucasus, which is the intersection of West Asia and Eastern Europe.The capital of Azerbaijan is Baku. There are 9,762 million inhabitants. It has a temperate climate. Some Azerbaijan dishes:

Devoutly to be wish’d. To die, to sleep;

Dıfferent Creatures Blobfısh

To sleep: perchance to dream: ay, there’s the rub;

The water lives under 600-1200 meters . The weight varies between 4 and 6 kilograms . Sometimes the length reaches half a meters. The fluid looks like a gel . Blobfish end of life.

For in that sleep of death what dreams may come When we have shuffled off this mortal coil, Must give us pause: there’s the respect That makes calamity of so long life; For who would bear the whips and scorns of time,

1.Düsbere:

The oppressor’s wrong, the proud man’s contumely, The pangs of despised love, the law’s delay, The insolence of office and the spurns That patient merit of the unworthy takes,

Events Of Thıs Month In Our School

When he himself might his quietus make

The Real Story Of Fondness : Ayla

With a bare bodkin? who would fardels bear, To grunt and sweat under a weary life, But that the dread of something after death, The undiscover’d country from whose bourn No traveller returns, puzzles the will And makes us rather bear those ills we have Than fly to others that we know not of?

10

This dish is made by putting lamb or veal in very small cut loafs and it is eaten with vinegar and garlic mixture sauce. 2.Dovğa:It is a soup made of yoghurt and greens that can be consumed both cold and hot.

In 8th November 2017 we went to watching Ayla movie with our school friends. our Oscar nominated film is telling the true and 65 years old story of between an orphan Korean girl an Turkish soldier. At the end of the movie we cried.


Lâ Tahzen Gazetesi

The Tour Of Çanakkale Wıth The Polıcemen Our Çanakkale trip was very short but it was fun. İstanbul Provincial Police Directorate undertook the organization. Nearly all of our schoo’ls students joined to this trip. The number people who went to Çanakkale first time. Our trip started 16th November 2017 at 11 p.m. from our school. Representative soldier sculptures and especially A monument to the 57th Ottoman Infantry were facinating. The trip was more enjoyable with polices. (Next day) At the end of the trip we are very tired and we turned to our houses.

Kasım 2017

THE BEST MOVİE OF YEAR!!

In the Town of Derry, the local kids are disappearing one by one, leaving behind bloody remains. In a place known as ‘The Barrens’, a group of seven kids are united by their horrifying and strange encounters with an evil clown and their determination to kill Director: Andy Muschietti

Storıes From Students Police Officer Neva I started taking a pair of leather glove handles on the table. I did not find any fingerprints in my handbag. Was it a coincidence? I do not think it could. It was just like I expected. The killer could not be a woman because the killer is not Evan. I should not be able to decide immediately, but the lunatic was showing him, and he was not there anymore. Where was Shu? Or was he killing his next victim? Bellide has already killed. Oh my god, what am I thinking? I had to find it immediately. I heard a sound as I approached the end of the corridor out of the room. That was the voice of Evan Inn. Evan wc came out and there was a commissioner next to it. They were discussing or arguing I did not understand that much. I hid the glove behind so that you can see the engineer. When Evan left the commissioner, I decided to take him out and talk. At least you’re wearing a leather glove. Now I’ve blown this way Neva.EvanNo, I do not have any habit. The result of this answer from Evan In was as follows: The glove did not belong to him and he was so careless that he could not be a killer. Who then left this glove on the desk? Why did he do something like that? Or Evan wants to tell. He was on his desk after all. Maybe the next victim is Evan. And this person could be one of us. It was not impossible for someone out there to come up here and drop the glove on the floor. Maybe not impossible. Before thinking about it, there was a more important problem, that is, whatever the responsibility, he had to protect Inspector Evan from the floor.

11


Lâ Tahzen Gazetesi

Şehitlik Makâmı

Kasım 2017 olmaları hasebiyle Müslümanlara şehid-şüheda denilmiştir. e) Allah yolunda öldürülen müminlere, “şüheda” denilmiştir. Örfümüzde “şehid” kelimesi bu anlamda kullanılmaktadır. Allah yolunda öldürülen müminlere, şehid denilmesi, ölen kişinin cennetlik olduğuna dünyada şahidlik edilmesi, gerçekte ölü olmayıp yaşaması sebebiyledir.

Şehitlik; Peygamberlik makamından sonraki en büyük mertebedir. Şehitliğin ne olduğunu tam olarak bilmeyen, yine de kafasında bir iki temel bilgi bilenler için bu ayki yazımızda bu konudan bahis buyuracağım. Şehit; kelime anlamı olarak “bilen, gören, hazır olan”, anlamına gelir. Ayrıca “şahid” kelimesinin mübalağasıdır. Çoğulu “şühedâ” kelimesidir. *** Kuran’da şehîd kelimesi 35 defa , şühedâ kelimesi 20 defa geçmektedir. Bu kavram Allah’ın Peygamber’in, meleklerin ve insanların sıfatı kullanılmıştır.

Şehidler üç kısımdır: 1- Hakîki şehid: İslam’ın yücelmesi, vatan müdafası için savaşırken ölen Müslümanlar hakiki şehidlerdir. Bu kimseler, yıkanmaz, kefenlenmez, namazları kılınıp kanlı elbiseleri ile defnedilir. Çanakkale, Bedir, Uhud şehidleri gibi. 2- Hükmî şehîd: Hakiki şehidin şartlarından birini taşımaması nedeniyle yıkanıp kefenlenen ve âhiret itibariyle şehit olanlardır. Savaşta yaralandıktan sonra yiyip içen, uyuyan, tedâvi gören, başka bir yere nakledilen ve daha sonra ölen kimseler; deprem, yangın, sel felaketi, âfet ve benzeri musibetlerle maruz kalarak ölen, mide ağrısından ölen, kolera, veba ve veremden ölen Müslümanlar da hükmen şehittirler.

Allah’ın sıfatı olarak; Şehîd, her şeye muttali olan gören, bilen, haberdar olan her yerde hazır ve nazır olan, kendisinden hiçbir şey gizlenmeyen, bütün sırlara vâkıf olan, her şeyi kontrol eden demektir. Şehîd kavramı rakîb, hafîz, alîm, semî, habîr, karîb kelimeleriyle anlamdaştır.

Kuran’da Yunus suresindeki ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Ne işte bulunsan, Kuran’dan ne okusan ve siz ne iş yapsanız mutlaka biz, içine daldığımız an üzerinizde şahitleriz…” (Yûnus 10/61) Bu ayette Allah’ın iyilikte işlesek, kötülükte işlesek, Allah’a ibadet de etsek, kesinlikle yaptığımız ameli Allah bilir.

Peygamberin sıfatı olarak şehîd; Nisa suresinde Hz. Muhammed’in kıyamet günü her ümmetin şahidlerine ve Müslümanlara şâhidlik edeceğinden bahsedilmektedir. (Nisa 4/41) Yine başka bir ayette “Her ümmet içinde kendilerinden kendi üzerlerine bir şâhid (şehîd) getirmiş olacağız…” (Nahl 16/89) Her ümmetin Peygamberi kavmine şâhidlik edecektir.

3-Dünya hükümleri bakımından şehid; Müslümanların yanında savaşırken ölen münafıklardır. Bunlar da yıkanıp kefenlenmeden cenaze namazları kılınır, kanlı elbiseleri ile defnedilir. Ancak îmânları bulunmadığı için âhirette şehidlik sevabı alamazlar. Şehidlik, Müslümanlara özğü bir niteliktir. Müslüman olmayanlar şehîd olamazlar. *** Şehid olmak için ilk önce imanımızın tam olması gerekir. Çok yakın bir zamanda Gelibolu’daki şehitliklere gezimiz olmuştur. Gidipte gözüne takılanlar olabilir. Cephede bile cuma namazlarını, bayram namazlarını komutanları ile hep birlikte kılacakları, dualarını edecekleri “Namazgâh Tabyası” vardır. Askerler, namazlarını cemaatle kılar, kıldıktan sonra cephe ilerisine koşarak bayrak, vatan, islam, devlet müdafası için savaşırlar ve vatan, millet için şehit olurlar idi. Ve onlar şimdi şehidlik şerbetini içtiler. Ne mutlu onlara!

Hafaza meleklerinin sıfatı olarak şehîd;Melekler içinde sadece hafaza meleklerinde şehîdlik makâmı verilmiştir. Bir ayette şöyle buyrulur: “Her insan kıyamet günü yanında bir sürücü ve şâhid (şehîd) ile gelir.” (Kaf 50/21) âyetinde geçen “şehîd”, insanın yaptıklarına ve şâhid olan yazıcı melektir.

İnsanın sıfatı olarak şehîd kelimesi farklı anlamlarda kullanılmıştır: a) Bir olaya tanıklık eden kimselere b) Gerçekleri gören, dinleyen, duyan ve gâfil olmayan kimselere c) Nankörlüğünü bilmesi, anlaması ve görmesi itibariyle her insana d) İnanç, söz, fiil ve davranışlarıyla, âdil, dürüst, örneğe uyma,güzel ahlak sahibi, ilim ve irfan sahibi

12

Emrullah ÖZDEMİR 9/B

Hz. Davud İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden. Hem peygamber, hem sultân yâni hükümdârdı. Soy bakımından Yakub aleyhisselamın Yehûda adlı oğluna dayanır. Süleyman aleyhisselamın babasıdır. Kudüs’te doğdu. Orada yaşadı ve orada vefat etti. Kendisine İbrânî dilinde Zebur kitâbı verildi. Sesi çok güzel ve tesirliydi. İsmi Kur’ân-ı kerîmde on altı yerde geçmektedir. Allahü teâlâ, Musa aleyhisselamdan sonra, İsrailoğullarına birçok peygamberler gönderdi. Bu peygamberler insanları Tevrat’ın hükümleriyle amel etmeye dâvet ettiler. Fakat zaman geçtikçe azgınlaşan İsrailoğulları, Tevrat’ın hükümlerini değiştirdiler, peygamberlerini dinlemediler, ahlâkları tamâmen bozuldu. Allahü teâlâ Amâlika kavmi hükümdârı Câlût’u karşılarına belâ gönderdi. Câlût, İsrailoğullarını vatanlarından sürüp çıkardı. Daha sonra, Talut isimli bir hükümdâr gelerek memleket işlerini ve orduyu düzene koydu. Câlût’un üzerine yürüdü. Talut’un ordusunda bulunan Davud aleyhisselam, Câlût’u öldürdü. Talut’un ölümünden sonra, Davud aleyhisselam İsrailoğullarının hükümdârı oldu. Bir müddet sonra Allahü teâlâ kendisine peygamberlik vazîfesi ve Zebur adlı kitabı verdi. İnsanları Allahü teâlânın dînine dâvet etti ve adâletle hükmetti. Filistin, Sûriye ve Arap Yarımadasının birkısmını fethederek memleketi genişletti. Kudüs’ü başkent yaptı. Ayrıca Amman, Haleb, Nusaybin ve Ermenistan’ı da fethetti. Mescid-i Aksa adıyla Kur’ân-ı kerîmde bildirilen büyük bir mescidin inşâsını başlattı. Mescidin yapılıp bitirilmesi işini oğlu Süleyman aleyhisselama vasiyet ederek, yüz yaşında vefat etti. Kabrinin Kudüs sûru dışında olduğu rivâyet edilir. Davud aleyhisselamın çok güzel ve tesirli sesi vardı. Kendisine İbrânî dilinde Zebur kitabı geldi. Bu kitap, manzum şeklinde olup, eski manzum kitapların en meşhurudur. Zebur, meşhur dört ilâhî kitaptan biri olup, Tevrat’tan sonra gönderilmiştir. Vaaz ve nasîhat şeklinde olup, Tevrat’ı kuvvetlendirdi. Onu açıklayıp onunla amel etmeye çağırdığından,Tevrat’ın hükümlerini yürürlükten kaldırmadı. Davud aleyhisselam, hazret-i Musa’nın getirdiği dîni kuvvetlendirdiğinden resûl olmayıp, Benî İsrail’e gönderilen nebîlerden biridir. Davud aleyhisselam çok ağlar, çok ibâdet ederdi. Gündüzü oruçla, geceyi namaz kılarak ibâdetle geçirirdi. Gecenin ancak üçte bir kısmında uyurdu. Bir gün oruç tutar, öbür gün tutmazdı. Allahü teâlâ mucize olarak dağları, taşları, kuşları onun emrine vermişti. Yanık sesiyle Zebur’u okumaya başlayınca, kuşlar havadan ağaçlara iner, hep birlikte, okunan Zebur’u tekrar ederlerdi. Allahü teâlâ Davud aleyhisselama demiri ateşe sokmadan ve dövmeden istediği şekli verebilme mucizesi vermişti. Demirden zırh yapar, elinin emeğiyle geçinir, devlet hazînesinden bir şey almazdı. Yırtıcı hayvanlar, hazret-i Davud’un huzûruna gelip, ona tam bir bağlılıkla hizmet ederlerdi. Kur’ân-ı kerîmde Bakara, Nisâ, Mâide, En’âm, İsrâ, Enbiyâ ve Sâd sûrelerinin birçok âyet-i kerîmelerinde Davud aleyhisselamdan bahsedilmektedir


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017

Gökten İnen Demir !

Demir, Kur’an’da kendisine dikkat çekilen elementlerden biridir. Hatta bir sureye “Hadid” ismi verilmiştir ki, “demir” manasına gelmektedir. Hadid suresinin 25. ayet-i kerimesinde şöyle buyrulmuştur: “Biz demiri indirdik ki, onda çetin bir sertlik ve insanlar için faydalar vardır.” (Hadid Suresi 25) Ayet-i kerimede, demirin oluşumu için kullanılan “enzelna” tabiri, “Biz indirdik” manasına gelmektedir. Hâlbuki bizim bildiğimiz şey, demirin yer altından çıkarılmasıdır. Yani bize göre, “Demiri indirdik.” yerine “Demiri çıkarttık.” denilmeliydi. Ancak durum hiç de öyle değildir. Ayet-i kerimedeki “indirdik” tabiriyle çok önemli bir bilimsel mucizeye dikkat çekilmiştir. Şöyle ki: Demir madeninin oluşabilmesi için bir sıcaklığa ihtiyaç vardır. İhtiyaç duyulan bu sıcaklık, Dünya’da olmadığı gibi Güneş’te de mevcut değildir. Güneş’in 6000 santigratlık bir yüzey ısısı ve 15 milyon santigratlık bir çekirdek ısısı vardır. Bu ise demirin oluşumu için yeterli bir sıcaklık değildir. Demir ancak Güneş’ten çok daha büyük yıldızlarda, birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova veya Süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz hale gelir ve patlar. Demirin uzaya dağılması da işte bu patlamalar sonucunda mümkün olur. Bütün astronomik bulgular, Dünya’daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur. Sadece Dünya’daki demir de değil, tüm Güneş Sistemi’ndeki demir, dış uzaydan elde edilmiştir. Çünkü ifade ettiğimiz gibi, Güneş’in sıcaklığı demir elementinin meydana gelmesi için yeterli değildir. Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere, demir madeni dünyada oluşmamış, Süpernovalardan taşınarak, aynı ayet-i kerimede bildirildiği şekilde indirilmiştir. Ayrıca ayet-i kerimede demirin insanlar için çok faydaları olduğundan bahsedilmektedir. Hâlbuki bu ayet-i kerimenin indiği dönemde insanlar demirden sadece kılıç yapıyorlardı ve demirin başka faydalarını bilmiyorlardı. Buna rağmen Kur’an, “onda insanlar için çok faydalar vardır.” buyuruyordu. Şimdi gelin, demir ile ilgili son bilimsel verilere bakalım: Demir atomu olmaksızın evrende karbona bağlı yaşam olması mümkün değildir. Yani süpernovalar olmaz, Dünya’nın ilk dönemlerinde ısınması gerçekleşmez, atmosfer ya da hidrosfer olmaz, koruyucu manyetik alan olmaz, Van Allen radyasyon kuşakları oluşmaz, Ozon tabakası olmaz, insan kanındaki hemoglobini meydana getirecek hiçbir metal bulunmaz, oksijenin reaktifliğini yatıştıracak metal oluşmaz ve oksidasyona dayanan bir metabolizma meydana gelmezdi. Demir atomunun önemi, herhalde bu açıklamalarla kolayca anlaşılmıştır. İşte Kur’an’da özellikle demire dikkat çekilmesi ve “Onda insanlar için çok faydalar vardır.” buyrulması son derece manidar ve son derece hikmetlidir. Tüm bunların yanı sıra mezkûr ayet-i kerimede bir sır daha vardır. O sır da şudur: Demirden bahseden ayet-i kerime, Hadid suresinin 25. ayetidir. Bu ayet-i kerime oldukça ilginç iki matematiksel şifreyi içermektedir. Şöyle ki: Hadid suresi, Kur’an’ın 57. suresidir. Surenin ismi, lâmı tarifle söylendiğinde “El-hadid” şeklinde olur ki, bu kelimenin Arapçadaki sayısal değeri, yani ebcedi hesaplandığında karşımıza çıkan rakam 57’dir. Bu, surenin Kur’an’daki sırasıyla aynıdır. Hadid suresi, Kur’an’ın 57. suresidir. Eğer lâmı tarifli değil de kelimeyi nekra olarak alırsak, yani sadece “hadid” kelimesinin sayısal değerine baksak, bu da 26’dır. 26 sayısı ise demirin atom numarasıdır. Yani “El-hadid” olarak baktığımızda sayısal değeri 57 oluyor. Bu, Hadid suresinin Kur’an’daki sıra numarasıdır. “Hadid” olarak baktığımızda ise sayısal değeri 26 oluyor. Bu da demir atomunun numarasıdır.

13


Lâ Tahzen Gazetesi

Kritik Hammaddelerden Grafit Nedir?

Grafit, elmas gibi karbonun bir formudur. Kaliteli kömür ile elmas arasında bir yeri vardır. Yağlı yapısı sebebiyle kurşun kalemlerin hammaddesidir.

Grafit, diğer adıyla “karataş”, elmasla birlikte bir karbon formudur. Ancak dünyanın en sert elementi olan elmasla kıyaslanamayacak kadar yumuşaktır. Yağlı yapısı sebebiyle kullanım alanları çok farklı ve geniştir. Bir kâğıt veya yüzeye sürüldüğünde iz bırakır. Bu da grafiti ideal bir yazı ve çizim maddesi haline getirir. Meşhur duvar yazısı sanatı “grafiti” ile grafit arasında “yazı ve çizim” temelinde bir bağ olduğunu tahmin ediyoruz. Çünkü iki kelimenin kökeni de “yazmak” fiilinden geliyor. Endüstride, elektronik cihazlarda çok yaygın olarak kullanılan grafitin üretimi her geçen yıl biraz daha artıyor. Önemi giderek artan kritik ve stratejik bir hammadde olan grafitin üretimi Türkiye’de 30 yılı aşkın bir süredir yapılıyor. Renksiz sert elmasın yumuşak siyah komşusu grafiti yakından tanımaya ne dersiniz?

Kasım 2017 sertleştirilmiş grafittir. Kok kömürünün çok yüksek sıcaklıklarda işlenmesi ile yapay olarak elde edilebilir. Yüksek sıcaklıklara dayanabilir. İnce levhalar halinde bükülebilir. Grafit, elmas gibi karbonun bir allotropudur. Elmas ile grafit arasında atom ve kristal yapıları bakımından farklar vardır. Elmasta her bir karbon atomu, dört farklı karbon atomuna bağlanarak üç boyutlu katı bir yapı oluşturur. Grafitte ise, karbon atomları üst üste yığılmış, geniş, yassı levhalar oluşturacak şekilde, iki boyutla düzlemde birbirine bağlanmıştır. Yani atom yapısı kovalent bağlıdır. Bu levhalar birbirinin üzerinden kolayca kayar. Bu özellik, grafitin yağlayıcı olma özelliğinin kaynağıdır. Bu sebeple grafit yağ haline getirilebilir. Grafitin kâğıtta iz bırakmasının sebebi de, bu ince atom levhalarının grafitten ayrılarak kâğıtta birikmesi durumudur. Kristal sistemi hekzagonaldır. Kristallerindeki karbon atomları koşut düzlemler içinde hekzagonal olarak dizilmiştir. Diğer bir ifade ile karbonun hegzagonal kristal yapıdaki tabakalı formudur. Grafitin düzlemsel yapısına “grafin” adı verilir. Düz ve levhaya benzer kristalleri vardır. Kristal yapısında hareketli elektronlar olduğundan elmasın tersine iyi bir elektrik iletkenidir. Grafitin içeriğindeki sabit karbon ve kül içeriği yüzdesi, saflığını belirler. Bu parametreler, kullanım alanlarını da belirleyen kriterlerdir. Grafit doğada yaygın olarak bulunur. Ancak ince kristalli formu nadirdir. Birçok grafit yatağında oldukça fazla grafit oluşumu vardır. Düzgün kristalli grafite nadir rastlanır. Doğada kristal, pul ve amorf şekillerde bulunabilir. Tenörü en yüksek formu, kristal grafittir. Genellikle metaformik zonlarda şistler, mermerlerle birlikte magmatik kayaçların yakınlarında bulunur. Rejiyonal metamorfizma alanlarında daha geniş rezervlere ve yüksek tenörlere rastlanır. Doğada yaygın olarak filon, damar, adese ve dissemine türü yatak şekillerinde bulunur.

Tarihçesi 1778 yılında İsveçli kimyager Carl W. Scheele, grafitin karbonun bir türevi olduğunu keşfetti. Bu tarihten önce grafit, bir kurşun çeşidi zannediliyordu. Kurşun ve galen cevherlerine benzerliği sebebiyle bir dönem “siyah kurşun” ve “plumbago” olarak adlandırılmış. Daha sonraki yıllarda Edward G. Acheson, “karborundum” adı verilen silisyum karbür üzerinde yüksek sıcaklıkta deneyler yaparken 1450 derecede silisyumun buharlaştığını fark etti. Karbon da grafit formunda çökeldi. Grafit ve kil karışımı kurşun kalem uçları, 1785 yılında Nicolas-Jacques Conte tarafından icat edildi.

Grafitin yağlayıcı olarak kullanılabilmesi için en az yüzde 95 oranında grafitleşmiş karbon içermesi yani oldukça saf olması, kuvars gibi sert mineraller içermemesi gerekiyor. Bu sebeple yağlayıcı grafit, pul şeklinde olan türüdür. Yağlayıcı özellikteki grafit 0,1-1 mikron boyutunda öğütülerek yağ, su ve alkol eklenerek yağ haline getirilir. Yağ formu, makine parçaları için ideal bir yağlayıcıdır. Kurşun kalem ucu, işlenmiş kaolen, bentonit ve grafit karışımından üretilir. Grafitin sürüldüğü yerden silinebilme özelliği sebebiyle kurşun kalem uçlarında kullanılmaktadır. Kurşun kalemler için en uygun grafit türü, ince taneli ve kompakt olandır. Doğal grafitin saflığı oranında bu alandaki kullanımı da değer kazanır. Düşük kaliteli kalem uçları için amorf grafit kullanılır. Grafitin kullanışlı yapısı kullanım alanını artırıyor. Kullanıldığı bazı ürünler şunlardır; beyaz eşyalar, elektrikli süpürgeler, küçük ev aletleri, refrakter tuğlalar, döküm boyaları, potalar, soba boyaları, elektrotlar, motor ve jeneratör fırçaları, pil tozları, fren astarları ve balataları, basım cihazları, ısı değiştiriciler, nötron yavaşlatıcılar, karbon yükselticiler, yağlayıcılar, yapıştırıcılar, cilalar, lastikler, kurşun kalemler, tohum ve gübre kaplamaları, piston halka ve yatakları, motor gömlekleri, pas temizleyiciler, kibrit, motor yağları, elektrik bataryaları, kuru piller, gres yağları, elektrometalürji uygulamaları, jet motorları, uçak parçaları, spor malzemeleri, atom reaktörleri, ilaç sanayisi, dinamo kömürleri, karbon kâğıdı, karbon siyahı, mürekkep, elektro-gitar ve bas-gitarların üst eşikleri…

Hangi Alanlarda Kullanılır?

Grafit, teknolojideki gelişmelere paralel olarak önemi giderek artan ve teknolojik ürünlerde “Grafit” kelimesi, Yunanca “yazmak” anlamınkullanılan önemli bir endüstriyel hammaddedir. daki “graphein” fiilinden türetilen bir sözcüktür. Son yıllarda uzay kapsüllerinin ısı kalkanlarında Bu ismi Alman jeolog Abraham G. Werner, gra- kullanılmaktadır. Yağ haline getirilerek endüstfitin kâğıt üzerinde iz bırakma özelliği sebebiyle rideki çeşitli uygulamalarda kullanılır. Yağlı 1789 yılında vermiştir. yapısı sebebiyle kurşun kalemlerin yapıtaşıdır. Yağ formu, hareketli metal aksamların yağlanFiziksel ve Kimyasal Özellikleri ması işlemlerinde aranan bir maddedir. Döküm ve refrakter sanayisinde asitlere ve ateşe karşı Grafit; karbonun, elmas ve amorf karbonla birlikte üç ana allotropik şekillerinden biridir. Do- dayanıklılığı özelliğinden faydalanılır. Pota ve ğal element minerali ve karbon allotroplarından laboratuar malzemeleri üretiminde de kullanıbiridir. Diğer bir ifadeyle; karbon elementlerin- labilen grafit, ateşe dayanıklı siyah renkli boyaların hammaddesidir. Elektrik iletkenliğinin den oluşan bir mineraldir. Karbonun bir formu yüksek olması sebebiyle elektrotlar başta olmak olduğu için “C” simgesi ile ifade edilir. Siyah, üzere motor fırçaları, pil çubukları ve elektronik gri, kül renginde, yağlı ve yumuşaktır. Kâğıt üzerinde iz bırakabilen bir maddedir. Bu sebep- aletlerin aranan maddeleri arasında yer alır. le kurşun kalemlerin uçları, içine kil katılarak Türkiye’de boya imalatında ve demir çelik fab-

14

rikalarında kullanılan grafit ithal edilmektedir. Türkiye’de üretilen grafit düşük tenörlü olduğu için döküm sanayisi ve kurşun kalem imalatında kullanılabilmektedir. Sentetik olarak üretilen grafitin döküm uygulamalarında kullanımı yaygındır. Sentetik grafit, doğal grafite oranla yüksek sıcaklığa daha dayanıklıdır ve 2500 derece sıcaklıkta daha az sünme özelliğine sahiptir. Bu sebeple birçok alanda doğal grafitin yerini yapay grafit almaktadır. Yapay grafitin en çok kullanıldığı ürün ise elektrotlardır.

Hangi Ülkelerde Rezervi Bulunur? Grafitin dünya genelindeki yıllık üretimi 1 milyon tonun üzerinde gerçekleşmektedir. Üretimin yaklaşık yüzde 80’i Çin’de yapılıyor. Grafitin elde edildiği başlıca ülkeler şunlardır; Sri Lanka, Sibirya, Kuzey Amerika, Kuzey Kore, Güney Kore, Meksika, Avusturya, Çin, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Güney Afrika, Madagaskar, Norveç, Brezilya, Romanya, İtalya. Türkiye’de düşük tenörlü grafit yatakları bulunmaktadır. Özellikle demir çelik fabrikalarında kullanılan grafit elektrot ihtiyacı arttıkça yeni


Lâ Tahzen Gazetesi yataklar bulunması için çalışmalar hızlanmıştır. Türkiye’de grafit oluşumlarının bulunduğu bölgeler şunlardır; Balıkesir – Susurluk - Bandırma, Kastamonu – İnebolu - Abana, Yozgat – Akmağdeni - Çığmış, Adıyaman, Kütahya – Altıntaş - Oysu, Konya, Muğla - Milas, Adıyaman-Sincik, İzmir – Tire, İstanbul – Çatalca, Aydın – Germencik, Artvin.

Bunları Biliyor Musunuz? 

Grafite yüksek basınç uygulandığında elmasa dönüşür. Ancak bu elmasın doğal olması için binlerce yıl zaman gerekir.

Yapay elmas, yüksek ısı ve basınç uygulanan grafitten elde edilir. Bu elmas, doğal elmasın optik özelliklerine sahip değildir. Metal, cam veya beton kesimi için kullanılan elmas, yapay elmastır.

Renksiz elmas doğadaki en sert elementtir, siyah renkli grafit ise en yumuşak mineraldir.

Kasım 2017 yalım. Beynimiz 3 ayrı katmandan oluşur. Bu katmanlar adlarını geliştikleri hayvanların adlarından alır: sürüngen beyni, eski memeli beyni ve yeni memeli beyni. Gelişim aşamaları, duygu tespitleri ile katmanlar şekillenmektedir. Sürüngen beyin katmanı, solunum ve kalp atımlarının iradesini üstlenir, omurilik ve dengeden sorumludur. Eski memeli beyin katmanı duyguları, mekanları ve anıları kaydeden hipokampus ve amygdaladır. Yeni memeli beyni katmanı, karşılaşılan yeni çevre koşullarına adapte olmak konusunda mükemmel uyum sağlar; haberleşme kendi dillerini oluşturma iletişim kurma vb. İnsanoğlu beyni katmanlarını ayırıp tıbbi olarak diğer organlarla etkileşimleri tespit ettikten sonra beynin duyguları savunma, hapsetme, hissetme konusunda nasıl bir görev üstlendiğini merak etmiş ve ispatlamaya çalışmışlardır.

Nöro biyolojinin en etkili araştırmacılarından Jean Didier Vincent, beynimizin içindeki kan ve  Grafit çubuğa 12 volt elektrik verilirse sıvı maddeler dışında ulak maddelerinde (horakkor bir lamba halini alır ve sarı bir ışık monların) varlığını da tespit etmiş ve beynimizin verir; ayrıca ısı yayar. içini “AKIŞKAN BEYİN” olarak adlandırmıştır.  2011 yılında üretilen 1,1 milyon ton gra- Beyinde bulunan ulak maddeler(hormonlar) yani genel adıyla bilinen “NÖROTRANSMİTTERfitin yüzde 7’si kurşun kalem ucu üretiLER”. minde kullanıldı. 

Grafit, karbon değeri yüksek bir kömür formu olan antrasitin hemen üstünde, en yüksek kömür kökü seviyesi olarak da tanımlanabilir. Alternatif meta-antrasit olarak da bilinmektedir. Ancak kömür gibi yanmaz veya çok zor yanar.

Avrupa Birliği’nin belirlediği kritik hammaddeler arasında grafit de yer alır.

Dopamin hormonu(Haz ulağı): İnsanlarda arzu ve öğrenmeden sorumlu ulak maddedir.Arılarda da sadece arzu hissini kontrol eder. Bu hormonumuz 22 atomdan hidrojen, karbon, azottan meydana gelen minicik moleküldür. Karbon atomlarının baş, diğer atomların kuyruk olduğu bir modeldir. Serotonin hormonu(ulağı): Genel olarak canlılardaki bilgi akışını sağlar. Beynin içinde bulunan çok eski bir ak maddedir. Kafadan bacaklıların basit sinir sistemlerinde bile kendini göstermiştir. Oksitosin hormonu(Annelik Sevgisi ulağı): Hiç doğurmamış bir sıçanın beynine enjekte edildiğinde, bu bakire hayvan birkaç dakika içinde, başkalarının yavrularını kendi yavrularıymış gibi benimser.

Bu moleküllerin çoğunu beynimizde düşünmeden duygu ve hislerimizin kontrolü, tespiti mümkün değildir. Ancak insan beyni bu hormonlara çok işlek bir şekilde bağlı olmasına rağmen, hormonların yönettiği hissiz bir mekanizma deBeynimizin Kimya Laboratuvarı ğildir. Kimyasal açıdan birçok getirisi görülmekBilimle uğraşanlar bilincin, duyguların, hislerin, tedir ve kesinlikle korkulmamalı, dışarıdan doz tutku ve arzuların birbiriyle olan etkileşimini alımında dikkat edilmelidir. çözme merakındadırlar. Kalbin anlaşılması, mekanizmasının çözülmesi, diğer organlarla olan etkileşimi gibi konular, bilim insanlarının araştırma konuları içerisindedir. Ancak insanoğlu yani bizler zamanla farketttik ki vücudumuzu inceleyip etrafla ve duygularla olan etkileşimi içerisinde bizi farklı kılan şey önce İNSAN BEYNİ daha sonra irademiz. Canlıların birçoğunda bulunan ortak organlarımız arasında beyinde bulunmaktadır ancak bize verilen irade ve beynimizin iç yapısındaki akışkan beyin bizi farklı kılıyor. Günlük hayatımızda hakim olduğumuz kimya alanı beynimizde de karşımıza çıkmaktadır. Nasıl mı? Gelin beynimizin kimyasını AKIŞKAN BEYNİMİZİ tanı-

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı

İş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı iş hayatımızda daha yeni duyulmaya başlayan ve git gide önemini arttıran bir meslek haline gelmiştir. İş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının eskiden de iş sahaları tatmin ediciyken 2012 yılında kabul edilen Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile daha da genişlemiştir. Yeni kanun kamu, özel sektör fark etmeksizin 50 kişiden fazla çalışanın bulunduğu işyerlerinde, 50 den az çalışanı olması halinde bile az tehlikeli ya da tehlikeli sınıfa girip girmemesine bakılarak işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı bulundurma zorunluluğu getirmiştir. Bulundurulmaması halinde de ciddi yaptırımları bulunmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı tehlike derecesine göre 3 sınıfa ayrılmaktadır. Tehlike derecesi yüksek olan iş yerlerinde, aslında her tehlike derecesinde de denilebilir, A sınıfı iş güvenliği uzmanı görev yapar ve yetkisi diğerlerine göre daha fazladır. Orta derecedeki ve az tehlikeli iş yerlerinde B sınıfı uzman görevlendirilir, sadece az tehlikeli iş yerlerinde ise C sınıfı uzman bulundurulmaktadır. Büyük işletmelerde her bölümün farklı tehlike derecesi bulunduğundan her üçü de görev yapabilmektedir. C sınıfı uzmanlık eğitimlerinden başlanarak A sınıfı uzmanlığına doğru yükselme mümkün olabilmektedir. Fakat belli bir süre aktif olarak çalışma zorunluluğu bulunmaktadır. Peki, “Kimler İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı olabilir?” diye düşünüyor olabilirsiniz. Yazımızın başında iş sahasını genişlettiğini söylemiştik. Bu da demek oluyor ki birçok kişi için yeni iş sahaları açıldı. Bu kişiler kim bir sıralayalım o zaman: Mühendislik fakültesi mezunları, Mimarlık fakültesi mezunları, Fen edebiyat fakültelerinin kimya, fizik, biyoloji bölümünden mezun olanlar, Teknik öğretmenler ve Yeni yeni açılmaya başlayan İş sağlığı ve güvenliği programı mezunları olarak sıralayabiliriz. Evet, diyelim ki bu saydığımız bölümlerden mezun olduk, hemen gidipte İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı olarak işe başlayabiliyor muyuz? Tabi ki hayır! Çünkü güvenlik çok önemli ve riske atılmayacak bir durumdur. Bunun için bazı eğitimleri alıp eğitimleri başarılı bir şekilde tamamlamalıyız. Bu eğitimler çeşitli birçok kuruluş tarafından verilmektedir. İş Güvenliği Uzmanı adayları 220 saatlik bir teori ve uygulamayı kapsayan bir eğitim aldıktan sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan sınavda 100 üzerinden en az 70 alarak eğitimi tamamlamaktadırlar. Şimdi de İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlarının ne yaptığına değinelim. İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı işverene ve çalışana karşı sorumlulukları bulunmaktadır. İlk görevi rehberliktir. Çalışanların bilgilendirilmesi, güvenlik ve sağlık konusunda eğitimlerin verilmesini, kişisel koruyucu ekipmanların teminini ve dizaynının belirlenmesini sağlarlar. Risk değerlendirmeleri yapmak zorundadırlar. Çünkü kaza gerçekleşmeden önleminin alınması en doğrusudur. İlgili birimlere sürekli hazırlanan raporlar ile bilgilendirme yaparlar ve iş ortamının iyileştirilmesi için gerekli planlamaları yapıp işveren tarafından gerçekleştirilmesini sağlarlar.

15


‫‪Kasım 2017‬‬

‫‪ Yay Burcu‬برج القوس‬

‫حياتك‬ ‫الفضاء الركاب‬ ‫ويرتبط مئات من الناس باآلالت لنوم طويل من أجل إنشاء مستعمرة جديدة عىل كوكب‬ ‫ش‬ ‫�ء ال يذهب كما هو متوقع‪ ،‬وأورورا وجيم عىل سفينة الفضاء يستيقظ قبل‬ ‫بعيد‪ .‬ولكن كل ي‬ ‫ف‬ ‫ت‬ ‫ث‬ ‫نحو ‪ 09‬عاما‪ .‬والوضع أك� تعقيدا مما يف�ض أن يكون‪ ،‬وهناك ي� الواقع سبب إليقاظ هذين‬ ‫الر ي ن‬ ‫كب�ة‬ ‫اكب�‪ .‬اآلن أورورا وجيم ينتظران مغامرة ي‬

‫‪Yüzlerce insan uzak bir gezegende yeni bir koloni oluşturmak için‬‬ ‫‪uzun süre uyku için makinelere bağlanır. Ancak her şey beklendiği gibi‬‬ ‫‪gitmez ve uzay gemisindeki Aurora ve Jim yaklaşık 90 yıl erken uyanırlar.‬‬ ‫‪Durum, olması gerekenden daha karmaşıktır ve aslında bu iki yolcunun‬‬ ‫‪uyanmasının bir nedeni vardır. Artık Aurora ve Jim harika bir macerayı‬‬ ‫‪bekliyorlar.‬‬

‫‪Lâ Tahzen Gazetesi‬‬

‫‪Şikâyet etmiyor mücadele ediyorsunuz.‬‬ ‫‪Şükrediyor paylaşıyor her ana sevgi emek‬‬ ‫‪yüklüyor karşılığını aşk ile alıyorsunuz.‬‬ ‫أنت ال تشكو‪ ،‬تحارب‪ .‬كنت الشكر والمشاركة‪ .‬كنت تأخذ‬ ‫مع الحب حب كل الحب الرئيسي‬ ‫‪Ayın ilk günlerinde kariyer hayatınızı‬‬ ‫‪zorlayabilir ve sizleri ruhsal anlamda daha gergin bir ruh haline‬‬ ‫‪büründürebilir.‬‬ ‫في األيام األولى من الشهر‪ ،‬حياتك المهنية يمكن أن تجبر حياتك وتجعلك‬ ‫تشعر أكثر توتر بالمعنى الروحي‬ ‫‪İş, hayatınızda beklediğiniz sonuçları ve beğenileri elde ederek işinizi‬‬ ‫‪büyütme imkânı elde edebilir güçlü iş birlikleri ile önemli yatırımlar ile‬‬ ‫‪karşılaşabilirsiniz.‬‬ ‫يمكنك تجربة استثمارات كبيرة مع التعاون القوية التي يمكن أن تحصل على‬ ‫فرصة لنمو عملك من خالل الحصول على النتائج والمتعة التي تتوقعها في‬

‫برج األسد‬

‫‪Aslan Burcu‬‬

‫‪Zayıf yönlerinizi geliştiriyor hatala‬‬‫‪rınızı kabullenip yaşadıklarınızın olgunluğu‬‬ ‫‪ile aşka emeğe dostluğa değerlerinize sahip‬‬ ‫‪çıkabilmenin mucizelerini yaşıyorsunuz.‬‬ ‫تطوير نقاط الضعف الخاصة بك‪ ،‬وقبول أخطائك ومعاناة‬ ‫المعجزات من أن تكون‬ ‫قادرة على اتخاذ قيم الصداقة والصداقة العزيزة‬ ‫‪Bu ay iş hayatınızda şans sizden yana kesintisiz‬‬ ‫‪para akışı elde etmeniz mümkün.‬‬ ‫فمن الممكن الحصول على التدفق النقدي دون انقطاع والفرص في جميع أنحاء‬ ‫حياتك التجارية هذا الشهر‬ ‫‪İşleriniz herhangi bir sorun olmaksızın istediğiniz gibi ilerleyecektir.‬‬ ‫سوف العمل الخاص بك المضي قدما كما يحلو لك دون أي مشاكل‬ ‫‪Bu ay akrabalarınız ve kardeşleriniz ile ilgili sorunlarınız olabilir.‬‬ ‫هذا الشهر قد يكون لديك مشاكل مع أقاربك وإخوانك‬

‫ُّ َ َ‬ ‫َ ُ َ َ ْ َ َ ًّ‬ ‫ظيفة َيج ُ‬ ‫ا؟‬ ‫ق‬ ‫ح‬ ‫ك‬ ‫ي‬ ‫د‬ ‫ل‬ ‫كون‬ ‫ي‬ ‫أن‬ ‫ب‬ ‫أي و‬ ‫ِ‬ ‫ْ‬ ‫ُ ْ‬ ‫ْ‬ ‫َْ‬ ‫َ‬ ‫ْ َ َُ‬ ‫ُ‬ ‫ال َح ْرف ال َّول ِم ْن ِا ْس ُمك ال َح ْرف ال َّول ِمن لقبك‬ ‫ُ‬ ‫اس ٌل‬ ‫ر‬ ‫م‬ ‫جائ ٌع‬ ‫‪A‬‬ ‫‪A‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ُ َ ِّ‬ ‫َْ ٌ‬ ‫ٌ‬ ‫معلم‬ ‫‪B‬‬ ‫‪B‬‬ ‫نعسان‬ ‫َ ْ ٌ‬ ‫ٌ‬ ‫‪C‬‬ ‫‪C‬‬ ‫مجنون‬ ‫َم ْس َعف‬ ‫ف ٌ‬ ‫كات ٌ‬ ‫ب‬ ‫صام‬ ‫‪Ç‬‬ ‫‪Ç‬‬ ‫ِ‬ ‫َِ‬ ‫ٌم َ‬ ‫ٌ‬ ‫ٌ‬ ‫ِّ‬ ‫َ‬ ‫متهور‬ ‫صور‬ ‫‪D‬‬ ‫‪D‬‬ ‫ٌ َ‬ ‫َ ْ َ ٌ‬ ‫ٌ‬ ‫ر ِائد ٌفضاء‬ ‫‪E‬‬ ‫‪E‬‬ ‫مضحك‬ ‫َ ْ‬ ‫ٌ‬ ‫عارضّة أزياء‬ ‫‪F‬‬ ‫بري‬ ‫‪F‬‬ ‫ِ َ ٌ‬ ‫ْ‬ ‫ٌّ‬ ‫ِس ْح ِري ٌ ‪G‬‬ ‫‪G‬‬ ‫حلق‬ ‫َ‬ ‫ُ‬ ‫س ُم َ‬ ‫َّ‬ ‫ٌم َه ْند ٌ‬ ‫مار ُّي ‪ H‬شديد ال َح‬ ‫ساسية ‪H‬‬ ‫ع‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ٌ‬ ‫ِس ِ ٌّ‬ ‫جائع‬ ‫‪I‬‬ ‫‪I‬‬ ‫ياس‬ ‫ِ‬ ‫َ ٌي‬ ‫ٌ‬ ‫غاضب‬ ‫طبيب‬ ‫‪İ‬‬ ‫‪İ‬‬ ‫ُ ِ ٌ‬ ‫عال ٌ‬ ‫م‬ ‫‪J‬‬ ‫‪J‬‬ ‫شجاع‬ ‫نُ ْ ِ َ ْ َ َ ٌ‬ ‫شَ‬ ‫ٌّ‬ ‫�ير‬ ‫أم� المكتبة‬ ‫‪K‬‬ ‫‪K‬‬ ‫ي‬ ‫َ ّ ٌ‬ ‫َ‬ ‫ٌ‬ ‫بديع‬ ‫‪L‬‬ ‫‪L‬‬ ‫خياط‬ ‫َ ْ‬ ‫ن‬ ‫ٌ‬ ‫َطب ٌ‬ ‫َ‬ ‫يب َن ْفس ٌّ‬ ‫مشهور‬ ‫‪M‬‬ ‫‪M‬‬ ‫ا�‬ ‫َ ِ َ ُ ْ ِ‬ ‫ٌ‬ ‫َ‬ ‫شاغب‬ ‫‪N‬‬ ‫‪N‬‬ ‫ر ِاقصة ال َب ِال َّية‬ ‫م َ ِ‬ ‫َ ٌ‬ ‫‪O‬‬ ‫‪O‬‬ ‫ط ّباخ‬ ‫ق ِو ٌّي‬ ‫ٌ‬ ‫ُ َم َح ٌام‬ ‫‪Ö‬‬ ‫‪Ö‬‬ ‫َسعيد‬ ‫ٌ‬ ‫َُ‬ ‫فائ ْ ٌل‬ ‫ت‬ ‫م‬ ‫‪P‬‬ ‫‪P‬‬ ‫نان‬ ‫ف‬ ‫ِ‬ ‫َ‬ ‫ُ‬ ‫ض ٌ‬ ‫‪ R‬ال َي ْع ِرف الخ ْوف ‪R‬‬ ‫القا�‬ ‫َ‬ ‫َ ُ ْ يْ ٌ‬ ‫ٌ‬ ‫غريب‬ ‫‪S‬‬ ‫‪S‬‬ ‫طبيب السنان‬ ‫ٌ‬ ‫ُ‬ ‫ر َي ِض ٌّ‬ ‫‪Ş‬‬ ‫‪Ş‬‬ ‫مخيف‬ ‫ا�‬ ‫ُِ‬ ‫ْ َ ٌ‬ ‫ق‬ ‫ٌّ‬ ‫‪T‬‬ ‫‪T‬‬ ‫أخرق‬ ‫موسي�‬ ‫َ ٌ‬ ‫ُ ْ َِ ْ ِ ُ ٌ‬ ‫‪U‬‬ ‫طاه المعجنات ‪U‬‬ ‫صادق‬ ‫ٌ ْ ٌ‬ ‫َ‬ ‫ممتاز‬ ‫ط ّي ٌار‬ ‫‪Ü‬‬ ‫‪Ü‬‬ ‫� ِ ٌّ‬ ‫شُ ْ‬ ‫‪V‬‬ ‫‪V‬‬ ‫كاذ ٌب‬ ‫ط‬ ‫ِ‬ ‫َ ٌ‬ ‫يٌ‬ ‫‪Y‬‬ ‫‪Y‬‬ ‫سائق‬ ‫سعيد‬ ‫ِْ‬ ‫ْ‬ ‫ٌّ‬ ‫ٌ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬ ‫متعب‬ ‫‪Z‬‬ ‫‪Z‬‬ ‫ُجن ِدي‬

‫‪16‬‬


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017

İkizler ×

‫الجوزاء‬

İş hayatınız dengeli olacak. ‫األعمال التجارية الخاصة بك سوف تكون الحياة متوازنة‬ Mesleki anlamda kendinizi geliştirebilirsiniz. ‫يمكنك تطوير نفسك مهنيا‬ Sorumlulukları zamanında yapmalısınız. ‫مسؤوليات يجب أن تحاول الجلوس على الوقت‬ Parayı tasarruflu kullanmalısınız. ‫يجب عليك استخدام توفير المال‬ Ayın ilk yarısında kendinizi iyi hissedeceksiniz. ‫وسوف تشعر أنك جيد في النصف األول من الشهر‬ İkinci yarısında sağlıklı olmaya çalışmalısınız. ‫يجب أن تحاول أن تكون صحية في الشوط الثاني‬ Sağlığınızı önemsemelisiniz. ‫يجب أن تهتم بصحتك‬

‫ الثور‬Boğa Paylaşımcı olacaksınız. Başarılı olacaksınız. ‫ سوف تكون ناجحة‬.‫سوف تكون مشاركة‬ Karamsar olmayın. Acele etmeyin. ‫ ال تتسرع‬.‫ال تكن متشائما‬ düşünebilirsin.

Doktora gidebilirsiniz. Sağlıklı olduğunuzu ‫ قد تعتقد أن كنت في صحة جيدة‬.‫يمكنك الذهاب إلى الطبيب‬

‫حقيقة ممتعة‬ Goethe’nin Arapça öğrenirken yaptığı temrinler... Kelimeler ve bazı Almanca tercümeleri... Geçen sene Almanya’da “Goethe ve Schiller Arşivinde” sergilendi... Ortada “VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR.” (Vaterlandsliebe gehört zum Glauben)...

‫ عقرب‬Akrep İnsanlara kolay kolay güvenmiyorsun ‫كنت ال تثق الناس السهل بسهولة‬ Her temayı kontrol etmek isterseniz ‫إذا كنت ترغب في السيطرة على كل موضوع‬ Kişisel bilgilerinizi paylaşmayı sevmiyorsanız ‫إذا كنت ال تحب تقاسم الشخصية الخاصة بك‬ Eşyalarınız sizin için değerlidir ‫السلع الخاصة بك هي قيمة بالنسبة لك‬

[İbrahim Bahçi’nin delâletiyle...]

‫ سلطعون‬Yengeç Çabuk alınıyorsan ‫يمكنك الحصول على الكثير‬ Duygularını gizleyemiyorsun ‫إذا كنت ال يمكن إخفاء مشاعرك‬ Karamsarsın ‫أنت متشائم‬

17


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017

Uyuz Hastalığı

Narval Muş’ta Yeni Bir Bitki Türü Keşfedildi! Bilimsel adı: Monodon monoceros Kütle: 940 kg (Yetişkin) Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı Araştırma GöUzunluk: 5,1 m (Yetişkin) revlisi Mehmet Fırat, Muş’un Varto ilçesinde yeni bir bitki türü keşfederek, bilim dünyasıBesin zinciri basamağı: Etobur na tanıttı. “Bitkiye ‘Verbascum gimgimense’ Gebelik süresi: 14 ay Muş’un Varto ilçesinin yöresel ismini ‘Gımgım’ adını verdim. Aslında ben başka bir bitki için Korunma durumu: Neredeyse Tehdit Altında gitmiştim. Fakat tesadüfen kısa günün karıydı. Bitkiyi yayınladık ve bilim dünyasına tanıttık. Narval, yani diğer bir deyişle “Deniz GergedaTürkiye’de 282’inci bitki türünü de keşfetmiş nı” balinalar (Cetacea) takımının Monodontidae olduk. Şu an herhangi bir kullanım amacı yokfamilyasında bulunur. Monodon cinsinin tek tur. Fakat bunun akrabaları olan ki bunda da o türü olan bu canlı, görünüşü ile masal kitaplaözellik var. Balık tutmada kullanılıyor” diye rında sıkça rastladığımız mitolojik bir karakter konuştu. “Gen merkezi Anadolu olan “Verbasolan tek boynuzlu “Unicorn”u andırır. Yaşam cum” cinsi bitkiden, aynı zamanda kimyagerler alanı arktik denizler olan bu deniz memelisi, tarafından petrolün ham maddesi elde edilir.” 70° K enleminin güneyinde nadiren de olsa şeklinde sözünü ekledi. görülebilmektedir. Narval dediğimiz bu tür, ilk defa 1758 yılında Carl Linnaeus tarafından Melike Betül ŞAHİN 9/C tanımlanmıştır. Narvalların genelde üst derisi

Fil Hastalığı (Elephantiasis) Wuchereria bancrofti (Vuşereria bankrott) ve Brugia malayi (Brusiamalay) adında solucan larvalarının neden olduğu bir hastalıktır. En önemli özelliği, lenf damarlarını tıkayarak iltihaplara yol açmasıdır. Genelde tropikal bölgelerde görülen bu hastalığa Antalya civarında da rastlanmaktadır. Belirtileri: Kol veya bacakta dolgunluk hissi, Deride gerginlik, El veya ayak bileği ve parmakların hareketliliğinin azalması, eşyaların (giysi, bilezik, saat, yüzük, ayakkabı, çorap, gibi) dar gelmesi ve iz bırakması gibi. Tedavisi: Fizyoterapi ve cerrahi olmak üzere iki tür tedavisinin en başarılı sonuç bu iki yöntem birlikte kullanıldığında alınıyor. Nisa Nur KARA 9/C

alacalı gri renktedir. Bu renk yanlara doğru gidildikçe giderek daha da açılarak, karın bölgesinde tamamen beyaz renge ulaşır. Buna karşın, boyun, baş, göğüs yüzgeçleri ve kuyruk kanatları ise neredeyse siyah renktedir. Erişkin bireylerinin rengi genelde genç bireylere göre daha canlıdır. Bu şekilde yaşları az buçuk tahmin edilebilmektedir. Erişkin erkek narvaller 4,6 m, dişiler ise 4 metreye uzayabilir ve erkekler 1600, dişiler de 1000 kg ağırlığa kadar ulaşabilir. Bahar PARLAK 9/D

Uyuz hastalığı, her yaşta ortaya çıkabilir. Kışın ve sonbaharda daha fazla görülür. Okullarda, askeriyede, toplumun bir arada yaşadığı yerlerde görülme ihtimali fazladır. Uyuz, kolay tedavi edilir. Genelde krem şeklinde ilaçlar bazen de vücut solüsyonları kullanılır. Uyuz Paraziti; Sarcobtes scabei’dir. İnsanın derisine yerleşen böcek, tüneller şeklinde ilerleyip, delikler açar. Bu şekilde deri altında yumurtlayarak ürer. Vücuda girdikten 15 gün sonra birçok yeri sarar ve deri yüzeyine çıkar. Deride kabarma ve yaralara ve kıl köklerinde iltihaba neden olur. Hayatı boyunca insan derisinde yaşar. Gizem ZEYREK 9/D

Ölümsüz Denizanası

Mary River Kaplumbağası Pet shop kaplumbağası olarak da bilinmektedir. Bu ilginç kaplumbağa türünün ana vatanı Avustralya’dır. Avustralya’daki Güney-Doğu Queensland’ın Mary nehrinde yaşayan yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan kısa boyunlu bir türdür. Bu kaplumbağalar kendilerine has özellikleriyle bildiğimiz kaplumbağa türlerinden ayrılmaktadır. İlayda ÖZDEN 9/D

18

Mikroskopla görülebilen, deri altına yerleşerek kaşıntı yapan, küçük bir parazit neden olur. Ellerde, koltuk altlarında, parmak aralarında, karın bölgesinde, yara ve kaşıntı görülür, sonucunda iltihap oluşabilir. Bu parazit, temiz ortamda da üreyebilir.

Bu ölümsüz denizanaları fiziksel bir şiddete maruz kalmadıkları müddetçe asla ölmezler ve teknik olarak soylarını sonsuza kadar sürdürebilirler! Peki bu nasıl oluyor ? Çünkü bunlar, kendilerinin kopyalarını üretebilirler ve bir parçaları ölse bile, o kopyaları hayatta kalacağı için bireyin kendisi yaşamayı sürdürecektir. Buradaki kritik nokta, "biyolojik olarak ölümsüz" canlıların, insanların hayal ettiği gibi "ölümsüz" olmadığıdır. Yani bu canlıların üzerine basacak, üzerlerine silahla ateş edecek veya herhangi bir diğer fiziksel şiddete başvuracak olursanız elbette vücut bütünlüklerini yitirerek ölürler. Şeyda Nur ERDOĞAN 9/C


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017

Yapraklı Deniz Ejderi Phycodurus eques ya da Glauert yapraklı deniz ejderhaları, denizatı ailesine bağlı, uzun, boru biçiminde bir tür deniz balığıdır. Yaprak benzeri uzun vücut uzuvları, bedenlerinin her yanından bulunmaktadır. Bu da onların diğer türden yüzen deniz otları ya da yosun yataklarında saklanmasını sağlar. Bir nevi kamuflaj niteliğindedir. Ne avlar ne de avcılar onun bir balık olduğunu anlamaz.

Larva balıklar, planktonlar, deniz şakayığı ve minik kabuklularla beslenmektedir, küçük ağızlarıyla suyu emerek avlarını yakalarlar. Avustralya’nın güneybatı, güney ve doğu kıyılarındaki okyanus sularında bulunur ve çoğunlukla sığ, ılık suları tercih ederler. Tam olarak gelişimini tamamlamış yapraklı deniz ejderhası 45 cm uzunluğa ulaşabilir. Çiftleşme sırasında dişileri 250 kadar parlak yumurtayı, erkeğin kuyruğunun alt kısmında bulunan özel bir üreme parçasında biriktirirler. Daha sonra birleşirler ve üreme olur.

tı meydana gelir. Bu kabartı sert bir düğmeye benzer, koyu kırmızıdır. Bir süre sonra genişler, ödem olur, basınca ağrır. Kan çıbanına benzerse de iltihaplı değildir. Hastalık ilerledikçe asalaklar kana dağılmaya başlar. Nabız hızlanır, ateş yükselir, kan zehirlenmesi belirtileri ortaya çıkar. Baş ağrısı, sinir ağrıları uykusuzluk, deri döküntüleri, kaşıntılar başlıca belirtilerdir. Lenf bezleri de şişmiştir. Hastalık daha da ilerlerse asalaklar beyin, omurilik sıvısı içerisine girerler, beyin zarını hastalandırırlar. Hastada çevreye karşı bir ilgisizlik, uyku hali başlar, işte, hastalığın adı bu belirtiden alınmıştır. Yürürken ayaklarını sürükleyen, zor konuşan hastaların bir süre sonra artık uyandırılamaz hale geldikleri, daha da sonra komaya girdikleri görülür. Uyku hastalığı eskiden iyi edilemez hastalıklar arasındayken, bugün bazı ilâçlar ilk safhada, bazıları da son safhalarda faydalı olmaktadır.

Doktora öğrencisi bilim insanlarının 20 ila 30 yıldır kanseri tedavi edebileceği ihtimali bulunan dört bacaklı bağlayıcı kimyasal bileşenleri araştırdığını aktardı. Fakat şimdiye kadar keşfedilen kimyasal bağlayıcılardan hiçbiri Miron´un buluşu kadar umut vadetmiyor. Miron´un keşfi ticarileşme anlamında henüz çok erken safhalarda ve çalışma ekibi buluş için bir patent başvurusu yaptı. Doktora öğrencisi buluşlarının ticari olarak kullanılabilmesi için beş ila sekiz yıllık bir çalışma süreci daha olması gerekeceğini öngörüyor.

THE TRUMAN SHOW

Zehra BULUT 9/C

Ayşe İrem ÇETİN 9/C

Uyku Hastalığı

Genellikle Afrika’da görüldüğü için Afrika uyku hastalığı da denir. Önce düzensiz, sürekli bir ateş, sonra deride döküntüler, ödemler, lenf bezlerinde şişmeler görülür. Lenf bezlerinin şişmesi kan zehirlenmesine kadar gidebilir. Hastalığın son safhalarında ruh ve sinir bozuklukları arasında sürekli bir uyku hali görülür. Hastalığa bir asalak sebep olur. İnsandan insana, çeçe sineği ile geçer. Aydınlıkta kan emen bu sineklerin sokmaları ağrısızdır. Çoğunlukla sıcak, rutubetli iklimde gelişen çeçe sinekleri gölgelik, ağaçlı akarsu yataklarını severler. Bu sineklerin bir özelliği de yumurtlamayıp, yavrularını doğurmalarıdır. Sineğin soktuğu yerde önce uyku hastalığı şankrı denen tümsekçe bir kabar

Dünyanın en güzel adalarından birinde yaşayan halk imrenilecek derecede ütopik bir hayat sürmektedir. Bu adada yaşayan insanlar her güne Kanser Tedavisinde Heyecanlandıran mutlu uyanıp herhangi bir sorunla karşılaşmaBuluş! dan günü sonlandırıyorlardır. Başkarakterimiz Kanada´da bir doktora öğrencisinin yaptığı Truman da bu şanslı insanlardan biridir. Güzel çalışma bilim dünyasını heyecanlandırdı. bir eşe ve mutlu bir hayata sahip olan Truman, Kanada´da bir doktora öğrencisi kanser hücrele- bir gün öldüğünü zannettiği babasını bir gün caddede gördüğü ana kadar hayatı olduğu gibi rinin yayılmasını önleyebilen bir buluş yapmış olması bilim çevrelerini heyecanlandırdı. yaşar. Babasını gördüğüne emindir ancak adam Queens Üniversitesi´nde kimya doktorası bir anda ortalıktan kaybolmuştur. İlerleyen günyapmakta olan Caitlin Miron kanser hücrelerini lerde çeşitli gizemli anlar yaşayan Truman bir “durdurabilen” bir kimyasal bileşen buldu. Fransa´nın Bordeaux kentinde Avrupa Kimya ve şeylerin yolunda gitmediğini fark edecek, sahip Biyoloji Enstitüsü´nde çalışmakta olan Miron olduğu hayatın gerçek olup olmadığını anlamaQueen´s Üniversitesi´nde yapmakta olduğu ya çalışacaktır. araştırmada gelişmiş görüntüleme teknolojileTelevizyon sektörü üzerine yapılan en esaslı riyle bir dizi bileşeni incelemekteydi. Stajı sırasında kanser ve diğer bazı hastalıkların eleştirilerden biri olan Truman Show sinema gelişimiyle alakalı dört bacaklı DNA yapısına tarihinin en yaratıcı senaryolarından birine sabağlanabilen bir kimyasal bileşen keşfetti. hip. Aynı zamanda başrolündeki Jim Carrey’nin olağanüstü performansını da es geçmemek gerekiyor.

19


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017

Kurbağların Manyetik Alanda Uçabileceklerini Biliyor musunuz?

Kurbağalar da çevremizde bulunan her şey gibi atomlardan oluşmaktadır. Bu atomların her biri çekirdek etrafında yer alan elektronlara sahiptir. Güçlü bir manyetik alan içerisinde bu elektronlar yörüngelerinden hafifçe saparlar. Bu hafif kayma ise, basit bir tabirle, kurbağayı oluşturan birçok mini mıknatısın oluşmasına neden olmaktadır. (Her bir atomun sahip olduğu manyetik alan yardımıyla elbette.) Bu kurbağalara özgü bir özellik olmamakla birlikte su, altın gibi bir çok madde de “diyamanyetik” olarak adlandırlan bu özelliğe sahiptir. Ancak bütün maddeler manyetik alanda havalanabilecek kadar kuvvetli bir diyamanyetik özelliğe sahip değildir. Kurbağalar da yapısında yer alan yüksek su oranı ve bu etkiyi göstermeye olanak sağlayan şekilleri nedeniyle yüksek bir manyetik alana maruz kaldıklarında havalanırlar.

Archimedes Kimdir ?

· Yunan matematikçi, fizikçi, astronom, filozof ve mühendis Ar_imet,

M.Ö. 287-M.Ö. 212 yılları arasında Siracusa Sicilya’da yaşamıştır. Tarihte onu bu kadar önemli kılan buluşu ise suyun kaldırma

kuvvetidir. Çalışmaları dahilinde bir hayatı olan Arşimet kendini bilime adamış bir insandır. · Sicilyay1 ku_atan Romal1lar, Ar_imetin icad1 olan silahlar nedeniyle büyük kayıplar vermişlerdir. Bu silahlar arasında mekanik bir çalışma prensibine dayanan mancınık benzeri silahlar da vardır. Bu sayede askerler uzak mesafeden atış yapabilmektedir. · Bunun yan1nda makara, sonsuz vida, hidrolik vida, yakan ayna gibi icatları da vardır. Bu icatları genellikle kendi şehrinin

Magdeburg Deneyi Magdeburg deneyi, açık hava basıncının varlığını kanıtlamakta için yapılır. İki yarımküreden oluşur. Yan yana getirilen yarım küreler hava sızdırmayacak biçimde yapılmışlardır. Bitiştirildikten sonra birindeki musluk aracılığıyla içlerinde hava boşaltılıp musluk kapatılır. Tepelerindeki halkalardan iki yana çekildiklerinde hava basıncından ötürü ayrılmazlar. Musluk açılıp içeri yeniden hava girdiğinde iç ve dış basınç eşitlenerek kendiliklerinden ayrılırlar. Deneyi ilk kez Otto von Guericke, Magdeburg kentinde gerçekleştirdi ve atlara çektirilen havası boşaltılmış kürelerin birbirinden ayrılmadığı görüldü (1654). Magdeburg yarımküreleri, fizik laboratuvarlarında ders aracı olarak kullanılır.

savunmasında kullanılmıştır. · Ar_imetin ünlü sözü Bana bir dayanak verin Dünyay1 yerinden oynatayım.”, bilim dünyasında birçok bilim adamına ilham vermiştir ve bugün bile konuşulmaktadır. · Ar_imet Prensibi ad1n1 verdi­i bulu_u ile bilim dünyas1nda birçok buluşa önderlik etmiştir ve bu prensibi bilime büyük katkı sağlamıştır. Suyun kaldırma kuvveti üzerinde çalışmıştır. Bu sırada su üzerinde yüzmekte olan bir tastan ilham alarak çalışmalarını bu noktaya yoğunlaştırmıştır. Bu konuda yaptığı çalışmalarından biri de saf altın ile tacı ayrı su kaplarına koymak olmuştur. Bu deneyleri sayesinde de cisimlerin özkütlelerinin yani yoğunluğunu ve özgül kütlelerinin de farkına varmıştır.

Barometreyi Kim Buldu ? Barometre açık hava basıncını ölçmeye yarayan civalı ve metal olmak üzere iki çeşidi olan ölçüm aletidir. Barometre 1644 yılında, İtalyan fizikçi Evangelista Torricelli tarafından icat edilmiştir. Toricelli 1643 yılında ölen Galileo’nun yapmayı düşündüğü bir deneyi gerçekleştirdi. Madenciler, çeşitli denemelerden sonra bir tek pompayla suyu 10 metreden daha fazla çıkaramayacaklarını anlamışlardı. Bunun üzerine Galileo, yoğunluğu daha fazla olan bir sıvının, örneğin cıvanın, bir tüp içinde daha kolaylıkla, ancak daha küçük ölçek içinde yükseltilebileceğini düşündü.

.

20


Lâ Tahzen Gazetesi

Kasım 2017

Ses Dalgaları Elektrik yükü atom altı parçacıkların sahip olduğu ve onun elektromanyetik ile olan etkileşimini tayin eden temel bir özelliktir. Elektrik yüklü bir parçacık elektromanyetik alandan etkilenir, elektromanyetik alan yaratır. Yük ve alanın etkileşimi dört temel kuvvetten biri olan elektromanyetik kuvvetin kaynağını oluşturur.

Geleceğin Trenleri Maglev trenlerin günlük yaşamdaki ilk örneği, Çin’in Şangay kentinde kullanılmaya başlandı. 30 km’lik bir hat üzerinde çalışan tren, bu mesafeyi 7 dakika 20 saniyede alabiliyor. Maglev trenler, normal trenlere oranla daha hızlı ve ucuz olmalarına karşın, çok güçlü elektromıknatıslar ve çok duyarlı kontrol sistemleri gerektiriyor ve şu anki teknoloji, bu trenlerin yaygın kullanımına izin verecek kadar gelişmiş değil.

Ayrıca Maglev trenler için farklı ray sistemlerinin kurulması zorunluluğu da en önemli engellerden biri. Bu trenler için yerleşim merkezleri arasında özel hatlar döşenmesi gerekiyor ve bunun maliyeti de bir hayli yüksek.

Fakat geçen zamanla birlikte gelişen teknoloji, bu trenlerin yaygınlaştırılabileceği sinyalini veriyor. Gelecekte bu tür trenler, özellikle ülke taşımacılığında havayolu taşımacılığının yerini alabilir. UZAYLA İLGİLİ İLGİNÇ BİLGİLER -Uzayda lazer ışınları görümez (üzgünüz, Yıldız Savaşları hayranları)

çünkü Dünya’da havadaki toz, lazer ışını ışığını gözün içine saçar.

-Dünya üzerinde keşfedilmiş en dayanıklı canlı olan Tardigrad, vakumlu uzay ortamında 10 gün hayatta kalabilmektedir. -Gravity filmini seyredenler bilir; teknik olarak uzayda ağlamak imkansızdır. Çünkü yer çekimsiz ortamda gözyaşlarınız yüzünüzden süzülmek yerine havada damlacıklar halinde kalır. -Uzayda görev yapan astronotlar uzayın yanık et, sıcak metal ve kaynak dumanı gibi koktuğunu söylemiş. -Newton’un yer çekimini bir elma ağacının altında keşfettiği rivayet edilir. İngiliz asıllı astronot Piers Sellers da Newton’un Ağacı’nı yer çekiminden kurtarmaya karar vermiş ve ağacın bir kısmını uzay yolculuğunda yanında götürmüş. -1977 yılında, 72 saniye süren ve uzayın derinliklerinden gelen esrarengiz sinyalin kaynağı ve nasıl geldiği bilinmemektedir. -Gözlemlediğimiz en parlak gezegen olan ve mitolojide güzellik tanrıçası Afrodit’le özdeşleştirilen Venüs’ün gerçek yüzü hiç de umduğumuz gibi değildir.Karbondioksitten oluşan atmosferi, 500 derece yüzey sıcaklığı, şiddetli asit yağmurları, aktif volkanları ve dev lav nehirleriyle Venüs, adeta cehennemi andırır. -Dünya›da bulunan 8800 metrelik Everest Dağı’nın çok mu yüksek olduğunu düşünüyorsunuz? Güneş sisteminin en yüksek dağı komşumuz Mars’ta bulunur. “Olympus Mons” isimli bu volkanik dağ 21 km yüksekliğindedir! -Uranüs, diğer gezegenlerden farklı olarak yana yatmış gibidir. 98 derecelik eğimiyle! adeta yuvarlanan bir top gibidir.Bu nedenle bir mevsim yaklaşık 21 yıl sürer. Ayrıca bir yarısı 42 yıl güneş alırken, diğer yarısı 42 yıl karanlıkta kalır!

21



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.