1 minute read
BAŞPINAR KÖPRÜSÜ
TOPLUMSAL HAREKETLER
Aydın’dan başka bir izleyici arıyor. “Sayın Valimize hoş geldiniz diyorum.
Advertisement
Söylediklerinize büyük ölçüde katılıyorum. Bugün İzmir’deki savaş karşıtı eylemcilere yapılan saldırıyı izlediniz mi? Eğer bu toplum sokağa çıkarsa, aynı durumla karşılaşacağını düşünüyor. Bu da insanları sokağa çıkarmıyor. Sayın Valim, bu
söylediklerinizden dolayı yarın sizi de halkı tahrik etmekten yargılayabilirler.” diyor.
Recep Yazıcıoğlu: (Gülerek söze başlıyor.) Şimdi korkunun ecele faydası yoktur. Sevgili kardeşimize ben hak veriyorum. Hem de vermiyorum.
Neden?
Yav bugün, siz şimdi şundan korkarak, bundan korkarak… Ya bugün bin kişi Aydın’da “Savaşa hayır!” mitingi yapıldı mı? Zannetmiyorum!
Eğer yapıldıysa, 500 kişiden fazla katılan olmamıştır. Peki, Aydın’da 10 bin kişi, 20 bin kişi katılsaydı “Savaşa hayır!” mitinginde, ne olurdu yani? Yasal olarak müracaat edersin. İznini alırsın. Kırıp dökmeden miting yaparsın!
“Yani, efendim… Şimdi biz böyle yaparsak, kafamıza bir cop iner.”
Peki, elin oğlu nasıl yapıyor bu işi? Orada da cop iniyor. Orada da itfaiye ile boyalı su püskürtülüyor. Ama gene de insanlar, ellerinde pankartlar(la) çıkıyor!
Bizim insanlarımız, bahaneyi bulmuş… Niyeti yok ya! “Yav” diyor, “Biz, çıkarsak piyasaya, cop
yeriz.”
Tabii ki yiyeceksin! Cop da yersin, yüksek sesle de haykırırsın! Bunun başka yolu var mı yani şimdi? Onun için bunlar bahane ve mazeret… Hiçbir zaman bitmez! Yani, onun için sevgili dostumuz; hem haklı, hem haksız! Musa İlhan: Suya giren, ıslanacak… Öyle mi efendim? Recep Yazıcıoğlu: Yani bu iş böyledir!
AYŞE KULİN’İN KÖPRÜ ROMANI
Recep Yazıcıoğlu: Ayşe Kulin’in romanı da… O sevgili öğrencimiz(in sorusu)… Bizim Erzincan’daki bir köprünün romanıdır. Ve daha önce bizim kaymakamlık dönemi ile ilgili bir kısım geriye dönüşler vardır orada… Ayşe Kulin’in sekizinci romanı Erzincan’la ilgilidir ve Erzincan’daki “yönetici” ile de ilgilidir. (Bir gülümseme ile yanıt veriyor.)