1 minute read
TARİH
Benimle ilgili olanlar, onlar belgesel… Onlar doğrudur. Belgeseldir. Geri kalanı da kurgudur. Yani, romanın bir bölümü kurgudur. Bir bölümü de… Yani, benimle birebir olan konuşmalardan elde edilmiştir. PROJE VE SİYASET
Daha önce sizi iki farklı televizyondan birden izlediğini ifade eden kişinin şöyle bir sorusu var;
Advertisement
“Acaba (bu), siyasi parti bünyelerine giren bürokratların, parlamentoya girmek için çoğalmış
olmasından kaynaklanmıyor mu?” diyor. Onu da isterseniz, bir-iki cümle ile Sayın Valim… Recep Yazıcıoğlu: Şimdi, tabii… Siyasete bürokrat da giriyor, bürokrat olmayanlar da giriyor. Ben, siyasetin… Türkiye’de siyasetin, değişim ve dönüşümün bir aracı olması gerektiğine inanan ve bir proje ile iktidar olunmasının gerektiğine inanan bir kişiyim. Onun için siyaseti de… Yani, proje ve program bazında olması gerektiğini arzu ediyorum. Öyle olmayınca da, benim orada bir rol almak gibi bir niyetim yok!
Proje ve program varsa… Yani böyle… Proje ve program dediğimiz, ayrıntılı… Anayasa mı değişecek? Anayasayı yazacaksın! Programın, “yeni anayasa” olacak! Mesela… Anayasayı değiştireceksek… İdari yapılanmayı mı değiştireceksin? Kanunlarını yazacaksın! Ne zaman? Muhalefette iken! Siyasi yapıyı mı değiştireceksin? Kanun tasarılarını, tüzükleri hazırlayacaksın. Diyeceksin ki; “Benim programım bu!” Yani, kendini bağlayacaksın! Böyle yuvarlak laflarla program yazmayacaksın! Kendini bağlayacaksın! Halk da diyecek ki; “Kardeşim programın ne? Yuvarlak lafı bırak! Ayrıntılı proje-programın var
mı?”
“Yok.”
(Halk:) “Git işine!” Halkımız böyle demediği sürece, daha çok bekler! Bekleyen derviş muradına ermiş ama bir türlü biz 50 yıldır bekliyoruz… İşte netice ortada! Yani, bu neticeden memnunsak, çok iyi! Yani, sorgulamamız lazım. Hem siyaseti, hem kendimizi… Hem kendimizi de sorgulamamız lazım! DEĞİŞİM
Musa İlhan: Öncelikle de kendimizi değil mi Sayın Valim? Recep Yazıcığlu: Tabii, önce kendimiz. Zaten deniyor ki; “Değiştirmek isteyen, önce kendisi değişmelidir.” Bu, budur yani!
Musa İlhan: Değişim şart, değil mi efendim? Recep Yazıcıoğlu: Değişim… Zaten kafalar değişmezse… Bizim kafalarımız, şimdi faşistse, demokrasi olur mu ülkede? 49 Tek tek, bütün kafalar faşistse, herkes kendi doğrusunu dayatıyorsa,