Yıl: 9 Sayı:110 Kasım 2012
GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ ve TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr EDİTÖR AHMET FARUK KOYUNCU faruk.koyuncu@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr DİZAYN & GRAFİK RECEP ÜNAL recep.unal@img.com.tr REKLAM MÜDÜRÜ ZÜLKÜF KARADAYI zulkuf.karadayi@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER INTERNATIONAL RELATIONS EXECUTIVE HAKAN KURT hakan.kurt@img.com.tr MUHASEBE MÜDÜRÜ MÜRSEL GÜRLER muhasebe@img.com.tr ABONE HATİCE ERDÖNMEZ hatice.erdonmez@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 34530 Yenibosna / İSTANBUL 0212 454 30 00 ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL Tel.: 0212 454 25 03 Faks: 0212 454 25 06 www.nalburteknik.com web@img.com.tr İRTİBAT BÜROLARIMIZ KONYA 0332 238 10 71
Türkiye’nin çehresi değişiyor Afet riski altındaki alanların dönüşümü Türkiye’nin yeniden dönüşüm projesi. Sağlıksız ve güvensiz yapılardan kurtularak, devlet-millet el ele vererek hiç kimseyi de mağdur etmeden en güzel şekilde bu yapılaşmayı gerçekleştirmek insanlığa en büyük fayda olacaktır. Bu alanda yapılacaklardan ziyade aslında birazda bu alanda faaliyet gösterecek firmaların yapacağı çalışmaların nitelikleri de ayrı bir önem taşımaktadır. Kentsel dönüşüm, Türkiye’de bugüne kadar başlatılmış en büyük imar hareketi. Bu dönüşüm öncelikle kamu binalarından başladı. Bu arada görüşülüp, anlaşılan vatandaşların binaları yıkılmaya başlandı. Hükümet, Başbakanlık Toplu Konut idaresi eliyle, Cumhuriyet tarihinin en büyük kentsel dönüşüm hamlesini de bu vesile ile bir bakıma başlatmış oldu. Hükümet bu alanda hiçbir bölgede ayrım gözetmeksizin, 81 ilimizde bu konut seferberliğini başarıyla uygulamaya koymuş durumda. Bütün vatandaşlarımızın bundan istifade etmesini sağlayan hükümete ve yine bu alanda hizmet veren firmalara vatandaş olarak destek olalım. Afet riski altındaki alanların dönüşüm projesi gerçekten Türkiye’nin çehresini değiştirecek. Şunu bir kez daha bilmek de fayda var, bu dönüşüm sonrasında gelişen afetlere karşı daha sağlıklı ve daha güvenli binalar inşa edilecektir. Türkiye büyüyor. Türkiye gelişiyor. Türkiye yükselen bir değer olarak gücünü yansıtmaya devam ediyor. Bu alanda farklı şekilde rantlar elde etmeye çalışanlar, artık şunu bir kez daha anlamalılar ki, yaptım oldu kavramı artık geride kaldı. En son teknoloji neyse onu kullanarak, daha sağlıklı binalar oluşturmak bu aşamada yapılacak en faydalı iş olacaktır. Dergimiz aracılığıyla her ay farklı konu ve konuklar ile sizlerin karşısında olmaya gayret ediyoruz. Bu anlamda şunu bir kez daha yinelemek de fayda görüyorum. Herkes her işi yapmamalı. Herkes anladığı işi yapmalı. Biz de en iyi bildiğimiz işi en güzel şekilde yapmaya devam ediyoruz. Diğer yandan dergimiz içerisinde yer alan haberlere ilave olarak; Kültür Sanat, Gezi ve Yorum bölümlerimiz ise dergimize ayrı bir zenginlik kazandırdı. Güzel şeyler aktarmaya devam edeceğiz. Bir sonraki sayıda yeniden görüşmek dileği ile. Saygılarımızla,
Nalbur Teknik dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.
Ihlas
Başbakan Erdoğan, Kenstsel Dönüşüm’ü başlattı
12 Euroforge başkan yardımcısı Alper Kanca oldu
20 “Yumuşak inişler tamam artık ekonomide çarkların dönmesi gerek”
44 Türkiye inşaat sektörü yüzde 2.8 oranında büyüdü
56 reklam indeksi 3M .................................. 25 AKDENİZ ÇİVİ ................. 87 AKTİF ISI ........................ 73 ARMUTLU ....................... 91 AYAN ................................2 AZİM İNŞ ......................... 67 BATU GRUP ............ 46 – 47 BETEK BOYA ................... 11 BİLGESAN ..........33 -53 - 71 BOSCH ..............................9 BOYSAN....112-A.KAPAK İÇİ BURSA ............................ 93 CERMİX ........................... 37 DEMOS ............................ 97 DUPONT.......ÖN KAPAK- 23
EMRE BAHÇE ................. 61 EMÜLZER......ÖN KAPAK İCİ ENTEGRE ........................ 13 ERYAP ............................ 39 FOSTER......... ARKA KAPAK GÜLAL ............................ 27 IŞIK ..........................51 - 55 İHLAS PAZ. ..................... 99 İZOTEX ............................ 59 JAKKO ............................ 21 KALE KİLİT ..................... 45 KANCA ............................ 43 KARKİM ............................1 KUZULUK ...................... 101 MAKRO ........................... 65
MAKRO ........................... 69 POLİMER ........................ 17 RENK PLASTİK ............... 41 SEL .....................75 -77 -79 ......................... 81 – 83 – 85 SEL SİL ......................... 4-5 TÜM PLASTİK ..........35 - 63 TÜMRAY ......................... 15 TÜRKİYE GAZETESİ ...... 103 WEBER .............................3 WİLCO ............................. 19 YÜZER VOLKAN .............. 89 ZOW ................................ 95
Dünyanın en güçlü 11 kilo kırıcısı Profesyonel el aletleri kullanıcılarının en büyük yardımcısı Bosch elektrikli el aletleri, kullanıcıların çalışma yaşamını kolaylaştıracak yenilikçi ürünlerini sunmaya devam ediyor
S
ınıfının en iyi güç ve ağırlık oranına sahip, dünyanın en güçlü 11 kilo kırıcısı yeni GSH 11 VC Professional, özel dizaynının yanı sıra 12 farklı pozisyonda kilitleme imkanı ile profesyonel kullanıcılara büyük kolaylık sağlıyor. Dayanıklılığı ve ürün çeşitliliği ile kullanıcılarının güvenilir iş ortağı olan Bosch, düşük titreşim değeri ile ergonomik çalışma sağlayan yeni ve dünyanın en güçlü 11 kilo kırıcısı GSH 11 VC Professional kırıcıyla profesyonellere daha verimli çalışma imkanı sağlıyor. 12 farklı pozisyonda kilitleme imkanı sunan Vario-Lock SDS-MAX uç tutucuya sahip GSH 11 VC Professional, Bosch’un profesyonel kırıcılarının en yenisi olarak kullanıcıların karşısına çıkıyor. 1700 Watt güç ve 23 Jul darbe kuvveti ile sınıfında dünyanın bu en güçlü kırıcısı aynı zamanda en iyi güç ve ağırlık oranına sahip Bosch’un yeni ürünü, bu özellikleri sayesinde profesyonellere daha hızlı çalışma imkanı sunuyor.
ÖZEL DİZAYNI İLE KULLANICILARIN EN BÜYÜK YARDIMCISI Bosch’un geliştirdiği GSH 11 VC Professional kırıcı, özel dizaynı ile ağırlık merkezini daha dengeli tutarken pazardaki diğer modellere göre daha uzun olması sayesinde özellikle zemin çalışmalarında kullanıcılara büyük rahatlık sağlıyor. Betonda her türlü kırma ve düzeltme işlerinin yanında boru ve kablo döşeme
8
nalburteknik.com
Kasım’12
işleri için kanalların açılması ve fayansların sökülmesi gibi birçok farklı uygulamada kullanılabiliyor. Darbe sayısı dakikada 900-1700 devir arasında uygulamaya göre ayarlanabiliyor. Bosch’un en yeni kırıcısı GSH 11 VC Professional’de tutamaklarda ve makine içindeki kırma mekanizmasında bulunan titreşim engelleyici çözümler sayesinde sadece 8 m/s2 ‘lik titreşim değeri ile kullanıcıyı yormadan çalışma imkanı sağlıyor. GSH 11 VC Professional hızlı aksesuar değişimini sağlayan SDS-Max mandreni ile çok farklı aksesuarlarla çalışabiliyor. Özellikle RTec Sharp yassı keski ve RTec Speed sivri keski modellerinin kendinden bileynen tasarımları sayesinde çok yüksek kazıma değerlerine ulaşabiliyor. Servis uyarı lambası, sabit elektronik sistemi ve tutamakta özel tasarlanmış açma/kapama anahtarı ile yeni GSH 11 VC Professional profesyonel kullanıcıların hizmetine çıkıyor.
BOSCH GSH 11 VC PROFESSİONAL’IN TEKNİK ÖZELLİKLERİ Giriş gücü: 1700 W Darbe Gücü: 23 J Nominal devir sayısında darbe sayısı: 900 – 1700 darbe/dak Titreşim değeri: Maksimum 8 m/s2 Ağırlık: 11,4 kg
Technova sektöre emin adımlarla giriş yaptı Gelişen ısı yalıtım sektörüne hizmet verebilmek adına yüksek üretim kapasitesine sahip Technova Yapı, yenilikçi ve öncü hedefleri ile sektöre emin adımlarla giriş yaptı
2
012 senesi içerisinde pazara sunduğu yüksek kaliteli EPS ürünler ile kendini kanıtlayan Technova, 2013 hedeflerinde patentli ürünleri yalıtımlı duvar blokları ile de pazardaki etkinliklerini artırarak sektöre yeni bir soluk getirmeye hazırlanıyor.Üretiminde en kaliteli hammaddeleri kullanan Technova, konforlu, enerji verimliliği yüksek, güvenilir çözümler sunuyor. Optimum nefes alma kabiliyeti ile binalara yüksek ısı yalıtımı sağlayan EPS ısı yalıtım levhaları,binaların statik yükünü hafifleten EPS Asmolenler, özel desenlerle dekoratif görünüm verilen Technova Tavan kaplama ve Lamba göbekleri ürün portföyü arasında. Ürün ve hizmet kalitesinde sürekli müşteri memnuniyetini ilke edinen Technova ürünleri hakkında detaylı bilgi web sayfasından alınabilir.
10
nalburteknik.com
Kasım’12
Başbakan Erdoğan, ‘Kentsel Dönüşüm’ü Başlattı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kentsel Dönüşüm”ü Esenler’de başlattı. Hedeflerinin 780 bin kilometrenin tamamını aynı şekilde imar etmek olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Bizim amacımız rant değil, insan odaklı bir çalışmayı hayata geçirmek” dedi.
B
aşbakan Recep Tayyip Erdoğan, 33 ilde 150 kamu binasının yıkımının gerçekleştirildiği “Kentsel Dönüşüm”ü Esenler’de başlattı. Törene Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu ve çok sayıda vatandaş katıldı. Törende konuşma yapan Başbakan Erdoğan, şehirlerin plansız ve programsız bir şekilde büyüdüğünü belirterek, “Biz bir yandan Suriye meselesi başta olmak üzere uluslar arası meselelerle uğraşırken bölücü terörle mücadelemizi kararlılıkla yürütürken diğer yandan da ülkenin çözüm bekleyen bütün sorunlarına birer
12
nalburteknik.com
Kasım’12
birer neşter atmaya devam ediyoruz. Bugün de burada ülkemiz için adeta bir kangren haline gelmiş bulunan büyük bir meselenin çözümü konusunda ilk adımı atmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Ülkemizde 1950 sonrasında başlayan köyden şehre göç dalgası maalesef iyi yönetilemiyor. Şehirler plansız programsız bir şekilde büyüdü. Bu da gecekondulaşmayı plansız yapılaşmayı beraberinde getirdi. Hiç kimse gecekondu yapan vatandaşımıza kızmasın. Gecekondu dediğimiz hadise şehirleri yönetenler işlerini doğru ve tam yapmadığı için vatandaşımızın kendi kendine el yordamıyla bulduğu bir çözüm. Şehirlerin bu plansız büyümesi beraberinde çevreye tahribini yoksulluğun derinleşmesini afetler karşısındaki çaresizliğini getirdi. Depremlerle,
sellerle, toprak kaymalarında bina çökmelerinde yaşadığımız kayıpların temelinde büyük ölçüde şehirlerin sağlıksız büyüme süreci var” dedi.
“558 BİN KONUT İNŞA HALİNDE” Başbakan Erdoğan şu anda 558 bin konutun inşa halinde ve bunun bir dünya rekoru olduğuna dikkat çekerek, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım döneminde bu konuda bütün Türkiye’ye örnek olacak bir model geliştirdik. KİPTAŞ vasıtasıyla 4 buçuk yılda İstanbul’da 17 bin konut inşa ederek istenirse azmedilirse irade ortaya konursa çarpık kentleşmeyi nasıl ortadan kaldırabileceğimizi ortaya koyduk. Az gelişmiş bölgeler durumunda olan yerlerde bir defa en alt gelir gruplarına orta gelir gruplarına hatta üst gelir gruplarına hitap edecek konutlar yaptık. TOKİ ile Türkiye’nin dört bir yanında planlı ve doğal afetlere karşı konut üretimi konusunda örnek bir model ortaya koyduk 10 yılda. Şu anda 558 bin konut inşa halinde bu bir dünya rekorudur. Bu konutların yaklaşık 450 binini sahiplerine teslim ettik. Bunların içerisinde 10-15 yıl vade ile teslim ettiğimiz konutlar oldu” diye konuştu. 1999 yılında meydana gelen Gölcük ve Düzce depremleri ile 2011 yılında yaşanan Van depremini hatırlatan Başbakan Erdoğan, hedeflerinin 780 bin kilometrenin tamamını aynı şekilde imar etmek olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim hedefimizi 780 bin kilometrenin tamamını aynı şekilde imar etmekti. Çünkü 780 bin metrekarelik vatan topraklarının tamamı bizim sorumluluğumuzdadır. Batı’da ne varsa doğu da onu görecek kuzey’de ne varsa güney’de onu görecek. Yeni yapılan binaların afetlere karşı inşa edilmesi konusunda denetim sistemi kurduk. Fakat daha
14
nalburteknik.com
Kasım’12
önceden yapılmış binaların sağlıksız ve güvenlik noktasında ne yazık ki güvensiz olması bizi çok daha köklü tedbirler almaya yöneltti. Şimdi bu adımları atıyoruz” dedi.
ÇEVREYLE UYUMLU YEŞİL BİNALAR İstanbul’da mezarlıklar dışında yeşil alan olmadığını ve bunun için yeni yeşil alanlara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Her şeyden önce yeni yapılar yeni hayat alanları çevreye uyumlu enerji verimliğini esas alan yeşile önem veren doğal kaynakları koruyan bir anlayışla inşa edeceğiz. İstanbul’umuzda mezarlıklardan başka neredeyse yeşil alan kalmadı. Onun için yeni yeşil alanlara ihtiyacımız var. İnşallah bu yıkımların yapılacağı ve onların yerine inşa edilecek bölge yeşille konutları bir arada özdeşleştirecek bir proje olacak. Yeni yapılaşma anlayışımızın ekonominin canlandırılmasına işsizliğin ve yoksulluğun da azaltılmasına yönelik bir boyutu var. Hepsinden önemlisi mevcut güvensiz yapıların can ve mal emniyetini temin eden yeni yapılarla adeta değiştirilmesi. Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi kanunu bu hedeflerimize etkili bir şekilde ulaşmamızı sağlayacak bir düzenleme. Ben Esenler’de bulunan tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum, bizim bu projemize destek verdiler” şeklinde konuştu.
“AMACIMIZ RANT DEĞİL” Amaçlarının rant değil insan odaklı bir çalışmayı hayata geçirmek olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Modern şehirler kurmamız lazım. Ülkemizdeki bütün binaların bütün yapıların kontrol edilmesini sağlıyoruz. Teknik olarak riskli bulunanlar
kısa bir süre içerisinde yıkılıp yerine sağlıklı yapılar inşalar edilebilmesi için gerekli mekanizmaları kurduk. Buradaki asıl amacımızı bir binayı yıkıp yerine yeni bir bina yapmak değil, asıl amacımız afetler karşısında can ve mal güvenliğini sağlayacak dönüşümü gerçekleştirmek. Yani rant değil, insan odaklı bir çalışmayı hayata geçirmektir” dedi. “Bu güne kadar hep yara sarmakla uğraştık, bundan sonra ‘yara sarmakla uğraşmayacağız, yara alınmamasını sağlayacak bir süreci başlatıyoruz’” diyen Başbakan Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Bu proje Türkiye’de bu güne kadar başlatılmış en büyük imar hareketidir. Proje tamamlandığında bu mahallelerdeki 5 bin 430 vatandaşımız güvenli ve yeni konutlarına kavuşmuş olacak. Bu konuda özellikle havaalanı mahallesi sakinlerine gösterdikleri yürekli davranışta projeye verdikleri destekleri için teşekkür ediyorum. Beyoğlu’nda da bin 200 vatandaşımız yeni konutlarına kavuşacak. Bu süreci inşallah başarı ile tamamlayacağız. İnsanımız için insanımızın özellikle can ve mal güvenliği için başlatmış olduğumuz bu projeyi vatandaşımızın mağduriyeti üzerine kurmamız söz konusu olamaz. Bu projeyi siyasi partilerden sivil toplum örgütlerine üniversitelerimizden özel sektöre kadar herkesle işbirliği halinde yürütmek istiyoruz”
“İSTEYEN VATANDAŞIMIZ RİSKLİ EVİNİ KENDİSİ YIKACAK” Başbakan Erdoğan, “Hak sahiplerinin rızasını almak mecburiyetindeyiz. İsteyen vatandaşımız riskli evini kendisi yıkacak yine kendisi yapacak. Evi yıkıldığı sürede parası yoksa kira yardımı yapacağız. Kendi evini işyerini yıkıp kendisi yapmak isteyene devletin tek müdahalesi kredi yardımındaki düzenleme olacak onun dışındaki her şeyi kendisi yürütecek.
16
nalburteknik.com
Kasım’12
Vatandaşlarımızdan bir kısmı bu işin altından kendisi kalkamayabilir bu durumda da farklı çözümler devreye girecek. Biz bu sorunu bir an önce çözmek dönüşümü süratle tamamlamak istiyoruz. Yuva yıkmak değil güvenlik huzurlu yuvalar inşa etmeyi hedefliyoruz. Bir hizmetkarınız olarak sizlere sesleniyoruz. Ekonomik ömrünü tamamlamış yıkılma ve ağır hasar riski gören yapılarınızı biran önce tespit ettirin. Siz yapmazsanız bunu kamu kuruluşları yapacak. Vatandaşımızın sağlıksız binalarda yaşamaya devam etmesine göz yummayız, yummayacağız. Biz istiyoruz ki bu dönüşüm sürecini vatandaşımızla birlikte yürütelim. Kentsel dönüşümü sadece binaların yenilenmesi olarak düşünmemek lazım. İnsan çevresini şekillendirdiği kadar çevresi de insanı şekillendiriyor. Çünkü unutmayın şehirlerin bizim üzerimizde hakkı var. Gecekonduların çarpık duvarların arasından dünyaya bakmak başkadır, mimarisiyle alt yapısıyla en güzel şekilde inşa edilmiş bir evin penceresinden dünyaya bakış bambaşkadır. İnsanın hayatındaki pek çok şeyi değiştirme şansı olmayabilir ama konut bunlardan biri değildir” dedi. Türkiye’de inşaat sektörünün Çin’den sonra ikinci sırada olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Türkiye inşaat sektörü olarak da bu büyük dönüşümü gerçekleştirebilecek alt yapıya sahip. İnşaat sektörü bilhassa geçtiğimiz 10 yılda gelişme kaydetti. 2002 yılında 36 milyon metrekare için inşaat ruhsatı verilirken 2011 yılında bu 124 milyon metrekareye ulaştı. İnşaat firmalarımız ülkemiz sınırlarınız aşarak dünya çapında birer marka haline dönüştü. Şu anda dünyada Çin’den sonra ikinci sırada Türk müteahhitlik firmaları geliyor. bu sürecin sonunda milyonlarca bina yıkılıp yeniden yapılacak. Mahallelerde artık katlı otoparkları göreceksiniz” diye konuştu.
EUROFORGE başkan yardımcı Alper Kanca oldu Avrupa Dövmeciler Birliğinin bu sene Berlin’de yapılan Genel Kurulunda, Türk dövme sektörünün lider firmalarından, Kanca Dövme Çelik’in Genel Müdürü Alper Kanca, Avrupa Dövmeciler Birliği (EUROFORGE)’ in Başkan Yardımcılığı görevini ikinci kez üstlendi AVRUPA DÖVMECİLER BİRLİĞİ (EUROFORGE) NİN KISA TARİHÇESİ
A
vrupa Dövmeciler Birliği (EUROFORGE), dünyanın önde gelen otomotiv markaları başta olmak üzere makine, savunma, enerji sektörlerinin üretimlerinde vazgeçilmez ve büyük önem taşıyan dövme parçaları üreticilerini aynı çatı altında toplayan Avrupa”nın tanınmış ve etkin bir meslek örgütüdür. Türkiye, 2000 yılından sonra gözlemci olarak faaliyetlerine katıldığı Avrupa Dövmeciler Birliği (EUROFORGE)’ ne 2006 senesinde Dövme Sanayicileri Derneği (DÖVSADER) ile resmen üye oldu. 2010 yılına gelindiğinde ise, Türk dövme sanayisi, iş hacmi, bilgi birikimi, teknolojisi ve Avrupa’ya olan ihracatı sayesinde EUROFORGE derneği içinde saygın bir yer edindi. Bunun bir göstergesi olarak da, 2010 yılında Brüksel’de yapılan Genel Kurulunda Alper Kanca, Avrupa Dövmeciler Birliği (EUROFORGE)’nin Başkan Yardımcılığı görevine seçilen ilk Türk olmuştu. Alper Kanca 2 Yıllık görev süresinin dolması sonrası, bu sürede yaptığı başarılı çalışmalara gösterilen güvenin bir karşılığı olarak 5 Ekim 2012 tarihinde Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılan genel kurulda ikinci kez aynı göreve seçilmiştir. Alper Kanca aynı zamanda her dört yılda bir değişik kıtalarda organize edilen ve 2014 yılında da Avrupa kıtasında yapılacak olan IFC 2014, 21. Uluslararası Dövme Konferansı’nın organizasyon komitesinde de görev alacak. Bu başarı Türk Otomotiv tedarikçiklerinin, Türk yan sanayicilerinin geldiği konumu ve uluslar arası arenada gördüğü kabulü vurgulaması açısından oldukça önemlidir. Otomotiv sektörünün önemli bir tedarikçisi olan Dövme sektörünün Avrupa’ya olan entegrasyonu bu sayede ivme kazanacak ve dövme sektörü dış ülkelerde daha da tanınır hale gelecektir.
20
nalburteknik.com
Kasım’12
II. Dünya savaşı sonrasında, 1953 yılında, Alman, İngiliz ve Fransız dövme sanayici dernekleri İskoçya’da bir araya gelerek, Avrupa çatısı altında daha kapsamlı bir dernek kurmak için alt yapı çalışmalarına başladılar. Zaman içerisinde olgunlaşan bu oluşum, Avrupa ülke derneklerinin, 9 Kasım 1961 tarihinde Paris’te temeli atılan Avrupa Dövmeciler Birliği, EUROFORGE çatısı altında buluşmalarıyla resmiyet kazandı. Zaman içerisinde diğer Avrupa ülke derneklerinin de katılımıyla büyüyen EUROFORGE, 2000 yılında yeni bir yapı ile tüm Avrupa’yı kapsayan, dövme teknolojisinin her türünü içinde barındıran, otomotivden havacılığa, iş makinelerinden madenciliğe kadar birçok alanda etkin bir konuma geldi. Bugün, yeni yapısının 10. yılında, EUROFORGE; Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa’nın en gelişmiş on bir ülkesindeki 350’den fazla dövme sanayici üyesi ile, yaklaşık 80.000 çalışanı, 6 milyon ton dövme hacmini ve yaklaşık 15 milyar Avro’luk iş hacmini temsil etmektedir. Dövme sanayisini her alanda geliştirme amacını taşıyan EUROFORGE, uluslar arası dövme sektörü ağının genişletilmesi, ana sanayi ile çelikçiler arasında kalan dövme sanayici üyeleri için adil rekabet koşullarının oluşturulması ve devamının sağlanması, çevre çalışmaları, istatistiki bilgilerin sağlanması, sektör sorunlarının dile getirilmesi gibi birçok alanda faaliyet göstermektedir.
ALPER KANCA 1963 Trabzon-Sürmene doğumlu, Orta ve Lise tahsilini İstanbul-Çavuşoğlu Kolejinde, İşletme lisans ve Yüksek Lisansını Viyana İktisat Üniversitesi’nde tamamlamıştır. 1991-2007 Yılları arasında aile şirketi Kanca Dövme Çelik AŞ. de muhtelif sorumluluklar aldıktan sonra, 2008 yılından itibaren Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmiştir. Yurt içinde ve yurt dışında bir çok mesleki kuruluşlarda üyelikleri vardır. Dövmeciler Derneğinde (Dövsader) Yönetim Kurulunda yer almaktadır. Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Otomotiv Meslek Komitesi ve Meclis Üyeliği dışında, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nde (TAYSAD) Başkan vekili ve Yönetim Kurulu Üyesidir. Ayrıca TAYSAD Organize Sanayi Bölgesinin ( TOSB ) Başkan vekili ve Yönetim Kurulu Üyesidir. Evli, iki çocuk babası, Almanca ve İngilizce bilmektedir.
“Gedore Dremaster” ödüle doymuyor Gedore Dreamaster boru saplı tork anahtarının üstün tasarımı, ‘inovasyon’ ödülünden sonra, ‘kırmızı nokta ödülüne’ de layık görüldü
E
l aletleri sektörünün uzman kuruluşu Gedore’nin Dremaster yeni boru saplı tork anahtarı, “Ürün Tasarımı 2012 alanında “kırmızı nokta” ödülünü kazanarak, yüksek kalite ve tasarım gücünü tescillemiş oldu. Daha önce “Eisen2012” (Çelik 2012) ‘de inovasyon ödülüne de layık görülen Gedore Dreamaster, aynı ürünle sektörün diğer önemli ödülü olan “kırmızı nokta” ile başarısını perçinlemiş oldu. 30 üyeli uzmandan oluşan uluslararası uzman jürinin, günlerce süren değerlendirmesi sonucu “kırmızı nokta tasarım ödülüne” layık görülen Dreamaster, ayrıca tasarım müzesinde de sergilenmeye hak kazandı.
DREAMASTER’İN ÖZELLİKLERİ Gedore Dremaster, sanayi ve ticaret uygulamaları için, sağlam, ayarlanabilir ve serbest bırakma mekanizmalı, kare tahrikli ve entegre cırcırlı boru tipi bir tork anahtarıdır. Sadece benzersiz tasarımı değil, olağanüstü güvenliği de bu ürün için olumlu puandır: piyasada satılan tork aletleri ile kıyaslandığında, sadece bir ölçüm birimini gösterir, böylece okuma hataları tamamıyla önlenebilir. Tork birimlerinin ayırt edilebilir şekilde seçilmesi ve göze çarpacak şekilde güvenli ayarlama sistemi, Dremaster ile çalışırken daha da fazla güvenlik ve hassasiyet sağlamaktadır.
22
nalburteknik.com
Kasım’12
ÖDÜL KAZANAN ÜRÜNLER KIRMIZI NOKTA TASARIM MÜZESİNDE Kırmızı nokta tasarım müzesi, 4000 metrekareden büyük bir alanda 1500’den fazla ürünle dünyanın en büyük geçici tasarım daimi sergisine ev sahipliği yapmaktadır. Gedore Dreamaster’ın tasarımı “Tasarım sahnede – kırmızı nokta ödülü sahipleri: ürün tasarımı 2012”konseptiile eski bir kömür madeni olan ZecheZollverein kazan dairesinin nefes kesen atmosferinde tasarım tutkunlarının ilgisine sunuluyor.
Es rulman’dan Erdoğan Sustam diyor ki; “3M bayisi olarak bu ürünlerle müşterimizi buluşturmaktan çok mutluyuz” Firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz? Kuruluşu, kısa tarihçesi. Hangi alanlarda ve bölgede faaliyet gösteriyorsunuz? “ Firmamız 1986 yılında ilk olarak İstanbul Gaziosmanpaşa’da Rulman Ticaret/ Erdoğan Sustam ismiyle kurulmuştur. 2006 yılında da yeni firmamız olan Es Rulman Tic.Hird.Paz. San.Ltd.Şti kuruldu. Başta Erdoğan Sustam ve kardeşleri olmak üzere bünyesinde bulunan 10 Personeliyle birlikte Gaziosmanpaşa’da hizmet vermeye devam etmekteyiz. Firmamız;oto ve sanayi rulmanları olmak uzere bir çok rulmanı bünyesine bulundurmakta olup ekonomik fiyat ve kaliteli hizmet politikasi ile faaliyet göstermektedir. Firmamız, stoklarında bulunan bir çok rulman dışında; rulman yatakları, yağ keçeleri, v kayış, v kasnak, transmisyon zincir, dişli, civata, sanayi ve otomativ yağları,el aletleri, sanayi tekerleri, yapıştırıcı ürünleri satmaktadır. Ürünlerle ilgili daha detaylı bilgi için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Çağdaş, ilkeli, saygın, dürüst, güven duyulan bir ticaret anlayışı ile hizmet veren firmamız için malzemelerin hızlı ve güvenilir bir şekilde temin edilebilmesi çok önemlidir.“ Gelişen Türk ekonomisi içerisinde firmanızın ve hırdavat sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? “Otomotiv ve sanayi ürünleri satışını yaptığımız için piyasayı rahatlıkla takip edebiliyoruz. Son zamanlarda özellikle Avrupa’da hissedilen ekonomik tedirginliğin Türkiye piyasasını da etkilemesine rağmen her sektöre yansımadığını düşünüyoruz. Hırdavat sektörü için pazarın taleplerinin ve yeni çıkan ürünlerin her geçen gün arttığını göz önünde bulundurduğumuzda uzun vadede daha da önemli bir noktaya geleceği çok açıktır. Es rulman olarak ülke ekonomisi karşısında temkinli ve emin adımlarla ilerliyoruz. Müşterilerimizin firmamıza duyduğu güven, bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Gelişen Türkiye ekonomisi içerisinde her geçen gün daha azimli ve gayretli çalışarak müşterilerin bütün taleplerine cevap vermeye çalışıyoruz. Hırdavat ve rulman sektöründe 26 yıllık deneyimimizle çağdaş,ilkeli,saygın,dürüst,güven duyulan hizmet çerçevesinde daha çok uzun yıllar bu sektörde yer almayı planlıyoruz.
3M ürünleri ve Türkiye’deki faaliyeti hakkındaki görüşleriniz nelerdir? “3M ürünleri hizmet verdiği sektörlerde lider olarak haklı bir başarıya sahiptir. Bizim de içinde bulunduğumuz hırdavat sektöründe özellikle 3M yapıştırıcılarının çok kaliteli ve uygun fiyatlı olduğu yönünde müşterilerden geri bildirimler alıyoruz. 3M Endüstriyel Bantlar ve yapıştırıcılar bölümünde müşterilerimizin her türlü sorununa çözüm bulan teknik desteklerinin bulunması ve satış temsilcilerinin de her zaman müşteri odaklı ve çözüm üretmeye yönelik çalışma stili talepte her geçen gün artış sağlamaktadır.” Scotch Weld ürünleri ile ilgili müşterilerinizden aldığınız geri bildirimlerden bahsedebilir misiniz? “Scotch Weld ile ilgili yeni çalışmaya başladığımız müşterilerimizden ürünlerin çok ekonomik ve kaliteli olduğuna dair olumlu tepkiler alıyoruz. Yeni müşterilerimizden biri, İstanbul dan Van’a uzanan yol çizgi ve tabela çalışmaları yapıyor. Çalışmalarında 3M 45mm X 40m kağıt bant kullanan müşterimiz, bantın yapışkan maddesinin çok iyi ve kaliteli olduğunu, asfalta dahi kolaylıkla sağlam bir şekilde tutunduğunu söylüyor, çalışma kalitesini ve verimini bu tip ürünlerle artırdığını belirtiyor. 3M bayisi olarak bu ürünlerle müşterimizi buluşturmaktan çok mutluyuz. Yapıştırıcı serisinden de TL 38, TL43, TL70, TL77 ve PR100 müşterilerin en çok tercih ettiği, ismiyle talep ettiği ürünler arasında yer alıyor.”
Gedik düzenlediği roadshow’da ülke sanayisi ile buluşuyor Gedik Kaynak kuruluşunun 50. yılını kutlayacağı 2013’e girerken düzenlediği roadshow kapsamında tüm Türkiye’yi il il dolaşıyor
1
963 yılından bu yana kaynak malzemelerinde yurtdışına bağımlılığı ortadan kaldırmak üzere kendi Ar-Ge ve % 100 yerli sermayesi ile ülke sanayisine ve ekonomisine büyük katkı sağlayan Gedik Kaynak’ın tanıtım aracı 1 Ekim’de yola çıktı. Ekim ayında ilk olarak Antalya ve çevresini, daha sonra ise Orta Anadolu bölgesini dolaşan Gedik Tanıtım Aracı OSB’lerde düzenlediği bilgilendirme ve tanıtım ziyaretlerinde sanayi kuruluşları ile bir araya gelerek sanayinin daha verimli ve kaliteli üretim yapmasına katkı sağlamayı hedefliyor. Kaynak sarf malzemeleri,
tamir bakım ve özel kullanım ürünleri, kaynak makineleri ve robotik uygulamalara yönelik tanıtım günlerinde ayrıca Gedik Döküm ve Vana’nın sanayinin farklı sektörleri için geliştirdiği yenilikçi TERMO marka vanalar tanıtılıyor. Etkinlik kapsamında ülkemizde sanayi- üniversite işbirliğinin başarılı örneklerinden biri olan Gedik Üniversitesi hakkında da ziyaretçiler bilgilendiriliyor. Sanayicinin kaynakla ilgili soruları yanıtlanıyor, sorunlarına çözüm önerileri sunuluyor
“TEKNOLOJİK GELİŞMELERDEN HABERDAR EDİYORUZ” Gedik Kaynak Genel Müdürü Edib Saraçoğlu konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede “Organizasyon çerçevesinde sanayicilerimizin kaynakla ilgili yaşadığı tüm soru ve sorunlara cevap veriyoruz. Aracımızda kurduğumuz atölyede kaynak uygulamaları gerçekleştiriyoruz. Sanayicilerimizi daha hızlı, kaliteli ve verimli üretim yapmalarına imkan sağlayacak teknolojik gelişmelerden ve imalat yöntemlerinden haberdar ediyoruz. Çeşitli video ve görsel dokümanlarla bu çalışmaları destekliyor, gerek kaynakçıların gerekse mühendislerin her seviyede bilgi ve danışmanlık taleplerine cevap veriyoruz. Mümkün mertebe fazla sanayi çalışanının bu hizmetimizden faydalanabilmesi için ufak sanayi yerleşkelerini de güzergahımıza dahil ediyoruz” diyor.
26
nalburteknik.com
Kasım’12
Türkiye’nin çehresi Pakpen ürünleriyle değişecek Pakpen Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza: “Pakpen Türkiye’nin 33 ilinde eşzamanlı olarak başlayan ‘Kentsel Dönüşüm’ sürecinde de başrolde olacağını ve Türkiye’nin çehresi nin Pakpen’le değişeceğini” söyledi
Y
apı sektöründe pencereden bahçe aksesuarına, dış cepheden kapıya, borudan yalıtım ürünlerine kadar bir bina için A’dan Z’ye gerekli tüm malzemeleri birlikte üreten sektörünün öncü firması Pakpen, 2013 hedeflerini açıkladı. Temelleri 1970 yılında Tuza ailesi tarafından kurulan Paksu A.Ş’ye dayanan ve 30 bin metrekarelik alanda üretime başlayan Pakpen Şirketler Grubu, bugün 300 bin metrekarenin üzerine yayılan entegre tesisleriyle Konya Organize Sanayi Bölgesi’nin en büyük sanayi kuruluşu oldu. Pakpen bugün de üretim kapasitesi ve ürün yelpazesiyle kentsel dönüşüm sürecinin de en önemli aktörlerinden olacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan ‘Kentsel Dönüşüm’ sürecinde özellikle yalıtım konusunda ön plana çıkmaya hazırlanan Pakpen Şirketler Grubu, bu nedenle 2 yıl içinde yalıtım üretim kapasitesini % 100 artırıyor. Yalıtımın ülke ekonomisi için önemine
28
nalburteknik.com
Kasım’12
değinen Mehmet Tuza, Konya Sanayi Bölgesi’nde endüstri ve meslek lisesi yaptırarak Konya’nın kalkınmasına destek olmayı amaçladıklarını, yalıtım üretim kapasitelerini artırarak ve kamuoyunun bu konuda bilinçlenmesini sağlayarak ise Türkiye’nin ekonomisine katkıda bulunmayı hedeflediklerini söyledi.
11 YILDA 30 KAT BÜYÜME Yapı sektöründe pencereden bahçe aksesuarına, dış cepheden kapıya, borudan yalıtım ürünlerine kadar bir bina için A’dan Z’ye gerekli tüm malzemeleri birlikte üreten tek firma olan ve Konya’da kurularak Türkiye’ye açılan Pakpen Şirketler Grubu bünyesinde, Pakpen A.Ş., Pakpen Dış Ticaret A.Ş. ve Paksu A.Ş. şirketleri bulunuyor. Bugün yıllık 250 bin ton plastik, 500 bin metreküp yalıtım malzemesi üretim kapasitesi ve 600’ü aşkın uzman çalışanıyla sektöründe ilk 5
büyük üretici arasında yer alan 11 yıl içinde cirosunu 30 kat artırdı. 2012 yıl ciro hedefini 420 milyon TL olan Pakpen Şirkler Grubu, 2013 yılında ise % 30 daha büyümeyi hedefliyor. PAKPEN markasıyla PVC KapıPencere Panjur ve Kepenk Sistemleri, PAK SIDING markasıyla Vinil Dış Cephe Kaplama Sistemleri, PAK COUNTRY markasıyla Çit, Korkuluk, Kameriye ve Pergola Sistemleri, PAK FORM markasıyla Taş Görünümlü Formlanmış PVC Plakalar, PAKPANEL markasıyla PVC/XPS Sandviç Panel, PAKDOOR markasıyla Dekoratif Dış Kapı ve Kompozit Kapı Sistemleri, PAKBOARD markasıyla XPS ve EPS Isı Yalıtım Levhaları ve PAKPLAST markasıyla altyapı ve bina içi tesisat boru sistemlerinin üretimini gerçekleştiren Pakpen Şirketler Grubu, ürünlerinin dağıtım ve satışını İstanbul, Ankara, İzmir, Konya ve Antalya bölge müdürlükleri ile Türkiye geneline yayılmış bini aşkın bayisi aracılığıyla gerçekleştiriyor.
İLK ULUSLAR ARASI MARKA Sektörünün oyun kurucuları arasında olan Pakpen’in ISO 9001:2008 ve ISO 14001:2004 Yönetim Sistemi belgeleri bulunuyor. TS, TSEC, GOST, DVGW, RAL, INSTA ürün belgelerine sahip Pakpen’in ürettiği tüm ürünler AB normlarında olup, CE işaretine sahip. TS EN ISO 17025 standartlarına göre belgelendirilen ve Türkiye’nin tek uluslararası geçerliliğe sahip kuruluşu Türk Akreditasyon Kurumu’ndan (TÜRKAK) akredite sertifikası alan modern bir laboratuarı olan Pakpen Şirketler Grubu, tüm ürünlerinin testlerini bu laboratuarda gerçekleştiriyor. Konya’nın ilk uluslararası markası olan Pakpen Şirketler Grubu, Pakpen Dış Ticaret aracılığıyla başta Avrupa ve komşu ülkeler olmak üzere 50’ye yakın ülkeye ihracat
Kasım’12
nalburteknik.com
29
Pakpen Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza
gerçekleştiriyor. Pakpen Şirketler Grubu, önümüzdeki dönem Ortadoğu, Avrupa, Afrika, Rusya ve Türki Cumhuriyetlerde pazar payını arttırmayı ve global bir marka olmayı hedefliyor. İSO’nun Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasında, 2011 verilerine göre 226’ıcnı sırada yer alan Pakpen Şirketler Grubu, 2015 yılına kadar her yıl yaklaşık yüzde 35 oranında büyümeyi hedefliyor.
“EN GEÇ 2015’E KADAR HALKA AÇILACAĞIZ” Pakpen Şirketler Grubu Başkanı Mehmet Tuza Pakpen Şirketleri’nin en geç 2015 yılına kadar halka açılacağını söylüyor. Halka arz meselesini çok önemsediklerini vurgulayan Mehmet Tuza, “Halka arz konusu bizim şu anda en çok önem verdiğimiz ve üzerinde durduğumuz bir konu. Bu süreci toplanacak finansmandan ziyade kurumsallaşma adına çok önemsiyoruz. Zaten 3 yıldır finansmanımız, mali yapımız ve denetimlerimiz halka açılmış gibi sürüyor” diyor. Halka açılma planlarının olabileceğini belirten Tuza, bu planın şu an için büyüme hedeflerine ulaşma ve kurumsallaşma için bir araç olabileceğini söyledi.
2023 HEDEFİ ISO 500 LİSTESİNDE İLK 100’DE OLMAK Pakpen Şirketler Grubu’nun 2023 yılı hedefleri arasında ise Türkiye’de birkaç değişik bölgede yalıtım malzemeleri konusunda üretim tesisleri
30
nalburteknik.com
Kasım’12
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
kurmak; Konya’daki tesislerde altyapı boru ürünleri yatırımlarına devam ederek, bu alandaki büyümeyi sürdürmek, yurtdışında pencere profili konusunda pazar potansiyeli olan ülkelerde yeni yatırımlara girişmek; konut-işyeri gibi bazı inşaat projeleri geliştirmek ve şehir otelleri konseptiyle turizm ve otel işletmeciliği girişimlerini başlatmak; yenilenebilir enerji üretimi konusunda uygun projeler geliştirmek bulunuyor. Böylece faaliyet gösterdiği yapı sektöründe bir yandan bulunduğu konumu geliştirirken diğer yandan farklı alanlarda yatırım yaparak, ülke ekonomisine ve istihdama katkı sağlamayı hedefliyor. Konya’nın en büyük 3’üncü sanayi kuruluşu olan Pakpen Şirketler Grubu ayrıca 2011 yılı sonuçlarına göre 226’ıncı sırada yer aldığı ISO 500 listesinde daha yukarılara yükselmeyi ve 2023 yılında ilk 100 içerisinde yer almayı da hedefliyor.
MEHMET TUZA ENDÜSTRİ VE TEKNİK MESLEK LİSESİ TÖRENLE AÇILDI Konya’nın en büyük sanayi kuruluşlarından Pakpen Şirketler Grubu tarafından Konya Sanayi Bölgesi’nde yaptırılarak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlanan Mehmet Tuza Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nin resmi açılışı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı törenle gerçekleştirildi. Açılış töreninde konuşan Bakan Davutoğlu ‘Ülkemizin geleceği için normal liselerle teknik ve meslek liseleri arasında bir denge olmalı. Milli eğitim politikamız çerçevesinde aradaki adaletsizliği gidereceğiz. Özellikle istihdamın dengeli olması için üniversitelerde bir denge yaratacağız. Mehmet Tuza Endüstri ve Teknik Meslek Lisesi de bu yolda önemli bir adım oldu’ dedi. SANAYİ VE EĞİTİMİN GÜÇ BİRLİĞİ Konya’da kurularak bugün dünyaya açılan Pakpen Şirketler Grubu, ülkemizin en önemli ihtiyacı olan
kalifiye eleman açığını kapatmak amacıyla; Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’ni yaptırarak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışladı. 1970 yılından beri yapı sektöründe pencereden bahçe aksesuarına, dış cepheden kapıya, borudan yalıtım ürünlerine kadar bina için gereken birçok malzemeyi birlikte üreten tek firma olan Pakpen’in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza tarafından yaptırılan ve 30 bin metrekare alanda 800 öğrenci kapasiteli okul, 2012-2013 öğrenim yılında 125 öğrenci ile eğitim vermeye başladı. Okulda, Sanayi Bölgesi’nde bulunan firmaların iş alanlarına uygun eğitim alacak olan öğrenciler, stajlarını da bu firmalarda yapacak ve mezun olduklarında % 100 iş garantisine sahip olacaklar. Sanayi ve eğitimin güç birliği yaptığı okul bir ‘Konya Projesi’ haline gelerek, diğer şehirlere de örnek olmayı amaçlıyor. Törende konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu “ Her açılış güzeldir ama okul açılışı, yüzleri gülen öğrencilerle ve bir hayrın başlangıcı olduğu için daha da güzeldir. Bu açılışta 3 ayrı mutluluğu birden yaşıyorum. Birincisi; okul açılışı ile eğitime destek verilirken gençlerimizin geleceği dolayısıyla ülkemizin geleceği için aydınlık bir kapı açılıyor. Hükümetimizin politikasıyla liseler arasındaki katsayı eşitsizliği ortadan kaldırıldı. Buradaki gençlerimiz için üniversite artık bir hayal değil. Bu okul da bunun en önemli destekçisi. Üniversite girişlerinde teknik ve meslek liselerinden mezun olan öğrenciler de normal liselerden mezun olanlarla eşit haklara sahip olacak. İkincisi; Konya ekonomisi sürekli iyileşiyor. Konya Organize Sanayi Bölgesi dışında Konya Enerji Bölgesi’ni yakın bir zamanda kurduk. Bu çalışmalarla Konya’mız, ülkemizin sanayisinde lokomotif şehri haline gelecek. Bunun olabilmesi için ara eleman ihtiyacının karşılanarak alt yapının güçlendirilmesi gerekiyor. Pakpen hali hazırda Konya sanayisinin kalkınmasında
çok önemli bir kurumudur. Şimdi bu okulla farklı bir platformda da Konya sanayine destek olduğu için teşekkür ederiz. Sevincimin bir üçüncü sebebi de kurumlar arasında işbirliği yapılmasıdır. Ülkemizin gelişmesi için belediyelerin, sanayi odalarının, ticaret odalarının, borsa ve birliklerin birlikte çalışarak bir sinerji oluşturması gerekmekte. Burada bu sinerji var’ dedi. Bakan Davutoğlu öğrencilere de seslenerek’ Değerli öğrenciler, gözlerinizdeki ışık yüzünüzdeki gülümseme bizi memnun ediyor. Böyle hayırsever iş adamları oldukça sizlerin geleceği her zaman parlak olacak. Bu gençlerin geleceğe ümitle bakmaları, karamsarlığa düşmemeleri için bu okulların açılmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim’ dedi.
MESLEK EĞİTİMİNDE ÖRNEK PROJE Türkiye sanayisinin en önemli problemlerinden ara eleman açığını kapatmak amacıyla kurulan Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Konya sanayiinin de kalesi olacak. Açılışta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ardından söz alan Pakpen Şirketler Grubu Yönetim Başkanı Mehmet Tuza’ Pakpen Şirketler Grubu’nu kurarken kendimize büyük hedefler koyduk. Bu hedeflere ulaşmak için çok çalıştık ve hep inandık. Beni meslek sahibi yapan sanat okulunda eğitim almış olmamın da her zaman büyük katkısını gördüm. Umarım bu okul da birçok gencin kendi büyük hedeflerine ulaşması için aracı olur. Konya’da bulunan fabrikaların eğitimli elemana ihtiyacı var. Köylerde, ilçelerde yaşayan maddi durumu yetersiz olan çocuklarımızınsa eğitime ihtiyacı var. Bu okul ile çocuklarımızın umudu olmak istedik. Toplumun ekonomik ve kültürel açıdan gelişmesinin temel ve en önemli koşulu eğitimdir. Pakpen Şirketler Grubu olarak Türkiye’de eğitim standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunmaktan gurur duyuyoruz’ dedi.
Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nin sınıflarına Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, emektar Ayşe Teyze ile birlikte gezdi.
Kasım’12
nalburteknik.com
31
Kale Endüstri Holding’den Divriği’ye en modern hastane Kale Endüstri Holding’in kurucusu Sadık Özgür doğduğu topraklara hizmet etmeye devam ediyor
T
ürkiye’de 59 yıldır sektörünün lideri olan Kale Endüstri Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı Sadık Özgür tarafından, doğup büyüdüğü yer olan Sivas Divriği’de yaptırılan TC Sağlık Bakanlığı Sadık Özgür Divriği Devlet Hastanesi; TC Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ ve TC Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın katıldığı törenle hizmete açıldı. Yaklaşık 30 milyon TL’lik yatırımla hayata geçirilen ve 2,5 yılda tamamlanan TC Sağlık Bakanlığı Sadık Özgür Divriği Devlet Hastanesi, bölgenin en modern sağlık kurumu olma özelliğini taşıyor. Kale Endüstri Holding’in Kurucusu ve Onursal Başkanı Sadık Özgür, doğduğu topraklara bağlılığıyla Sivas’ta toplumsal hayata destek sağlayacak çalışmalarını sürdürüyor. Kale Endüstri Holding’in yaklaşık 30 milyon TL’lik yatırımla 21 dönüm arazi üzerinde yaptırdığı TC Sağlık Bakanlığı Sadık Özgür Divriği Devlet Hastanesi; TC Sağlık Bakanı Recep Akdağ, TC Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, TBMM Sivas Milletvekilleri, Sivas Valiliği ve diğer üst düzey Sivas devlet protokolüyle birlikte Kale Endüstri Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı Sadık Özgür, Kale Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Özgür ve Kale Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kenan Kızıltan’ın katıldığı törenle 13 Ekim 2012 tarihinde hizmete açıldı.
GÜVENLİK ALANINDA TÜRKİYE’NİN TERCİHİ Teknolojinin bütün imkânlarından yararlanılarak yapılan ve “akıllı hastane” özelliğini taşıyan TC Sağlık Bakanlığı Sadık Özgür Divriği Devlet Hastanesi, 96 yatak kapasitesiyle Sivas’ın yanı sıra, çevre ilçelere de hizmet verecek. Hastane kompleksinde, 5 poliklinik,
14 diyaliz merkezi ve laboratuvarların yanı sıra, doktor ve hemşireler için 12 daireli lojman bulunuyor. Hastanenin açılış töreninde konuşan Kale Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Özgür, “Kale Endüstri Holding Onursal Başkanımız babam Sadık Özgür’ün doğup büyüdüğü bu topraklara Sadık Özgür Divriği Devlet Hastanesini kazandırmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz. Kale Endüstri Holding’in kurucusu Sadık Özgür, çıraklıktan başladığı çalışma hayatında, azmi ve çalışkanlığıyla, 59 yıl sonra 300 milyon dolar ciroluk bir dünya markası yaratan ustalığa yükseldi. Kale Endüstri Holding, sektördeki yenilikçi uygulamalarıyla 2011 yılında yüzde 20 büyüme kaydetti. Güvenlik teknolojileri alanında Türkiye’nin tercihi olarak, 2012’de toplam 36 milyon kilit ürettik. Bu tablo bize gelecekteki çalışmalarımız için güç veriyor” dedi.
“TOPLUMSAL DESTEKLER DEVAM EDECEK” Özel sektörün önde gelen şirketlerinin toplumsal alandaki çalışmalarının önemine değinen Özgür, sözlerine şöyle devam etti: “Kale Endüstri Holding’in toplumsal alandaki destekleri devam edecek. Divriği ve çevre ilçelerdeki vatandaşlarımızın sağlık ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap vermek üzere hazırlıkları tamamlanmış olan hastanemizin, milletimize, vatanımıza hayırlı olmasını diliyoruz. Hastane yatırımımız bölgeye çok kapsamlı bir hastaneye kazandırmanın yanı sıra, aynı zamanda gelişme sürecini sürdüren Divriği için diğer yatırımların önünü açacak ve yeni iş alanlarının yaratılmasına öncülük edecektir.”
TBMM ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ
Kale Endüstri Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Sadık Özgür’ün Divriği’de gerçekleştirdiği yatırımlar arasında, Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilerek hizmete sokulan ilkokul, ortaokul, Anadolu Ticaret Meslek Lisesi ve yapımına katkıda bulunulan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Divriği Maden Meslek Yüksek Okulu gibi kurumlar bulunuyor. Sadık Özgür, sosyal sorumluluk alanında yaptığı çalışmalarla 2009 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’ne ulusal ve uluslararası düzeyde üstün hizmetlerde bulunanlara verilen “TBMM Üstün Hizmet Ödülü”nü almıştı.
32
nalburteknik.com
Kasım’12
LED yarışması Pelsan Aydınlatma’nın ışığında parladı Pelsan Aydınlatma, aydınlatma sektörünün tüm paydaşları ile sağlam bir gemi inşa edip, birlikte yol alarak, Türkiye’yi aydınlatma konusunda bölgesel güç haline getirmeyi hedefliyor
T
ürkiye’nin ilk ve tek led yarışmasında projeler Pelsan Aydınlatma’nın ışığında parladı. Pelsan Aydınlatma’nın ana sponsorluğu’nda gerçekleşen 3. Led ve Led Aydınlatma Proje Yarışması finalist projeleri 28 Eylül Cuma günü yarıştı. Üretim ve Ar-Ge çalışmalarının artmasına katkı sağlanmasının yanı sıra sektöre ilgi duyan üniversite öğrencileri ile sektör profesyonellerini bir araya getiren yarışmaya, 19’u üniversite öğrencisi, 13 tanesi de sektör profesyoneli tarafından toplam 32 proje gönderildi. Yapılan ilk değerlendirmelerin ardından finale kalan toplam 15 proje, Proje Sergisi’nde LED ile ilgilenen tüm sanayicilere ve akademisyenlere fuar süresi boyunca sunuldu. Final gününde, akademik ve sanayi kurulu projeleri değerlendirdi. Sanayi Kurulu başkanlığını Pelsan Aydınlatma Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Göğüş üstlendi.
TASARRUFLU VE UZUN ÖMÜRLÜ Yarışmanın final gününün açılış konuşmasını yapan Pelsan Aydınlatma Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yurdem Göğüş Çoruhlu “Bu
34
nalburteknik.com
Kasım’12
yıl 3’üncüsü düzenlenen Led yarışmasına Pelsan Aydınlatma olarak elimizden geldiği ölçüde destek vermeye çalıştık. Aydınlatma tarihinde bir yenilik olarak nitelendirilen enerji tasarrufu ve uzun ömürlü kullanım özelliği ile hayatımızın her aşamasında girmeye başlayan Led konusunda bu tür farklılıklar oluşturmaya çalışan tüm girişimleri sektörün öncüleri olarak desteklemenin borcumuz olduğunu düşünüyoruz” dedi. Aydınlatma pazarının enerji tasarrufu ve akıllı aydınlatmaya doğru hızla ilerlediğini belirten Göğüş, Led’i iyi ve nitelikli kullanmayı başaranlar için fırsatlar oluşturduğunu, kötü ve bilinçsiz kullananların sektörün tüm paydaşları için risk oluşturacağını söyledi ve fırsatları sıraladı;
LED’İN FIRSATLARI - Bugün gezegenimizin hiç olmadığı kadar enerji tasarrufuna ihtiyacı var. Aydınlatma enerji tasarrufu konusunda çok önemli bir oyuncu. Aydınlatma sektöründe bu konuda üzerine düşeni LED teknolojisi ile yapma şansı var. - Bugün doğanın hiç olmadığı kadar korunmaya
dürtülerden dolayı LED’in kullanımı abartılabiliyor. İstanbul’un tarihi silüeti, binaları mordan maviye kırmızıdan pembeye dönüyor. Biz proje departmanımızın ilke ve değerleri arasında yapılacak projenin yapısına, çevresine, tarihine, mimarisine uygun olması prensibini ilk sıraya koyuyoruz. dedi.
SANAYİ- AKADEMİ –ÖĞRENCİ BİRLİKTELİĞİ
ihtiyacı var. Biz aydınlatmacıların ısı üretmeyen, karbon salmayan Led teknolojisi ile çevreci olma fırsatı var. - Bugün aydınlatma gece karanlığını gündüzleştirme fonksiyonundan çok tasarım ve estetikle anılıyor. Led teknolojisi ile aydınlatmayı mimarinin önemli bir parçası haline getirme fırsatı kazanıyoruz. - Led sayesinde ışıkla oyunlar oynayabiliyoruz. Sonsuz renk değiştirebiliyor, dim edebiliyor, senaryolar oluşturabiliyoruz. Led ışığın kontrolü anlamında bize çok büyük fırsatlar sunuyor. - Aydınlatmacılar bugün elektronik ile hiç olmadıkları kadar yakınlaştılar. Led teknolojisi elektrik ve elektroniğin birliğinden doğan yepyeni fırsatlar sunuyor. - Bugün aydınlatma projelerinde yatırımın geri dönüşümü çok kısa sürede alabiliyoruz. Bu aydınlatma pazarını büyütmek için önümüze gelen çok büyük bir fırsattır.
PELSAN AYDITLAMA’NIN ALDIĞI ÖNLEMLER Bu fırsatların yanında bu yeni buluşun aydınlatma sektöründe risk teşkil etmemesi için Pelsan Aydinlatma’nin aldığı önlemleri sıralayan Göğüş; - LED’in geleneksel aydınlatma aygıtlarına göre bileşenleri çok daha fazla. Kalitesiz, standartı olmayan, ucuz ürün kullanmıyoruz. - Aydınlatmacılar elektronikle, elektronik aydınlatmacılarla henüz tam anlamıyla yakınlaşmadığı için standartların oluşturulmasında çeşitli sıkıntılar yaşanıyor. Biz bu süreçte; - Çeşitli danışmanlıklar alarak AR-GE bölümünü yeniledik. - Tasarım ekibini oluşturduk. - Laboratuarlarımızı akredite olabileceğimiz şekilde yeniledik. Elektriğe özel testle yapacağımız cihazlar ekledik. - Elektronik tesisi kurduk ve ilk prototiplerimizi ürettik. - Mühendis kadromuzu elektronikçilerle genişlettik. - Türkiye’nin LED çöplüğüne dönme riski görünüyor ve endişeleniyoruz. Sahip olamadığımız estetik
36
nalburteknik.com
Kasım’12
Pelsanin 30. yılında yaptigi yeniliklerden örnekler veren Göğüş, Gençlik yenilik demektir. Pelsan Aydınlatma’nın yeni nesil yöneticileri olarak hedefimiz aydınlatma sektörünün tüm paydaşları ile sağlam bir gemi inşa etmek ve birlikte yol alarak, Türkiye’yi aydınlatma konusunda bölgesel güç haline getirmektir” dedi. 1000 yıllık bir kültür mirası olan Gaziantep kalesinin aydınlatmasını üstlendik. Benzer sorumluluk projeleri için komisyonlar oluşturduk. Yeni Ar-Ge bölümü ve laboratuarlarımız için ilk önce üniversitelerimizi ziyaret edip akademisyenlerimizin fikirlerini aldık. Üniversitelerin ilgili bölümleri ile çeşitli çalışmalar başlatıp Sanayi-Akademi-Öğrenci birlikteliğini sağlamaya çalıştık.
Kentsel Dönüşümde Doğru Çözümler Eryap’ta
Türk yapı sektörünün dış cephe ve yalıtım alanında öncü ve yenilikçi kimliğiyle dikkat çeken Eryap, ülkemizdeki yapıların modern, güvenilir ve sağlıklı standartlara ulaşmasını sağlamak için sektörün ihtiyaçlarına yenilikçi marka ve ürünleriyle inşaat sektörünün gelişimine katkıda bulunuyor
K
entsel yaşam alanları doğal afetler, sosyal, ekonomik ve çevresel etkenler sonucu kent dokusu zarar görerek yaşanabilirlikten uzaklaşmaktadır Özellikle İstanbul gibi çarpık kentleşmenin görüldüğü büyük şehirlerde bu etkiler çok daha fazla hissedilmektedir. Bu nedenle gündeme gelen, afet riski altındaki alanların dönüşümünü kapsayan “Kentsel Dönüşüm” süreci Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın önderliğinde başlamıştır. Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesini kapsayan Kentsel Dönüşüm projesi, 1999 Gölcük ve Düzce ile özellikle 2011 Van depremi gibi önemli afetler nedeniyle daha fazla önem kazanmıştır. Toplumda depremlerin yol açtığı büyük yıkımların çok bilinmese de en önemli nedeni binaların taşıyıcı sistemleri içindeki donatının çürüyerek (korozyon) taşıyıcılığını kaybetmesidir. Korozyonun oluşmasının en büyük sebebi ise binalarda su yalıtımının olmamasıdır. Su yalıtımı olmayan binalar zamanla taşıma kapasitelerinin büyük bir oranını korozyon nedeniyle kaybederek deprem anında yaşamsal risk oluşturmaktadır. Ülkemizdeki konutların yaklaşık
38
nalburteknik.com
Kasım’12
yüzde 85’inde ısı yalıtımı bulunmamaktadır. 2011 yılında yayınlanan yönetmelik gereği yeni yapılan tüm binalarda ısı yalıtımı zorunlu hale gelmiştir. Ancak ülkemizdeki özellikle eski binalarda ısı yalıtımı bulunmamaktadır. Kentsel dönüşümle birlikte olumsuz yaşam koşulları sergileyen bölgelerin yıkılacak olması, yeni yapılacak binaların ısı yalıtımlı olması açısından büyük önem taşımaktadır. Böylece önemli miktarda ısı tasarrufu da sağlanarak ülkemizin cari açığının kapatılmasına da destek olunacaktır.
ÖNCÜ VE YENİLİKÇİ Eryap, Türk yapı sektörünün dış cephe ve yalıtım alanında öncü ve yenilikçi kimliğiyle dikkat çeken, büyüme ivmesini sürekli artıran, ürettiği lider markalar ile katma değer sağlayan güçlü bir kuruluştur. Eryap, ülkemizdeki yapıların modern, güvenilir ve sağlıklı standartlara ulaşmasını sağlamak için sektörün ihtiyaçlarına yönelik en doğru seçenekleri 2001 yılından bu yana yenilikçi marka ve ürünleriyle inşaat sektörünün gelişimine yön vermeyi sürdürmektedir. AmericanSiding, Bonuspan,
FocusMembran, Bonusmax, Winer ve FocusShingle gibi lider markaları Türkiye pazarına kazandıran Eryap yeni ürünü Wooler ile sektördeki öncülüğünü ve yalıtımdaki iddiasını bir adım öteye taşıyarak taş yünü tesisini 2012 yılı Mart ayında devreye almıştır. Wooler markalı taş yünü ürünü, kullanım yeri ve amacına göre farklı boyut ve teknik özelliklerde, değişik kaplama malzemeleri ile şilte, levha, boru ve dökme şeklinde üretilebiliyor. Çatılarda, dış cephede, ara bölme duvarlarda, yüzer döşemelerde, kazan ve tesisat yalıtımı olmak üzere birçok farklı alan ve sektörde tercih edilen Wooler taş yünü, ileri teknoloji üretim prosesi ve üstün ürün kalite performansı gibi avantajları ile rakiplerinden ayrışarak “Yeni Nesil Taş Yünü” söylemini hak etmektedir.
KULLANIM AVANTAJLARI - Hammaddenin ergitilmesinde açığa çıkan yüksek oranda sıcak yanmamış hava geri besleme ile üretim
sürecinde tekrar kullanılarak üretimde ihtiyaç duyulan enerji miktarı azaltılmaktadır. - Ergitme fırınında biriken safsızlıkların özel bir teknoloji ile ayrıştırılması ve uzun lif yapısı sayesinde Wooler, sahip olduğu üstün ısı yalıtım değeri ile muadillerine kıyasla daha fazla enerji tasarrufu sağlanabilmesine olanak sunmaktadır. - 30-200 kg/m3 aralığında farklı yoğunluklarda, 25-200 mm aralığındaki farklı kalınlık ve ebatlarda, farklı ürün grubu ve projelere özel ürünlerinden oluşan geniş ürün yelpazesi ile tüm beklentileri karşılamaktadır. - Vakumlu paketlerde sevk edilen Wooler taş yünü ürünleri, hacimce %30’lara varan nakliye avantajı sağlayarak ürünün sevki, stoklanması gibi faaliyetler için harcanan enerjinin neden olduğu sera gazı oluşumundaki kurumsal pay azaltılmaktadır. - 10000C üzerindeki sıcaklıklara dayanıklılığı ile TS EN 13501-1’e göre A1 sınıfı “yanmaz malzeme” olarak yapılarda tam yangın güvenliği sağlamaktadır. - Sahip olduğu boyutsal kararlılık, bina ömrünce böcek, mikroorganizma, çürüme, küf tutma ve paslanma gibi dış etkenlere karşı yapıları bir zırh gibi korumaktadır. Üretim döngüsünde enerji kaynaklarını en verimli şekilde kullanmayı hedefleyen Eryap, ürünleri ile enerji tasarrufuna geniş anlamda katkıda bulunmakta ve Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasını desteklemektedir. Gelişen pazar beklentileri ve standartları doğrultusunda yüksek kalitede ürün geliştiren Eryap, faaliyet gösterdiği tüm sektörlerde ürün-hizmet-yaşam döngüsü sorumluluğu kapsamında doğaya dost, çevresel risk faktörlerini gözeten, enerji kaynaklarının doğru kullanımını öngören stratejik modelini ileri taşımak için kararlılıkla çalışmaktadır.
Kasım’12
nalburteknik.com
39
Weber konsantre serisi, hem ustalara hem çevreye fayda sağlıyor weber konsantre serisi’nin seramik yapıştırıcıları pazarına yeni bir yön kazandıracağına inandıklarını belirten weber Seramik Grubu Ürün Sorumlusu Gülnur Gülsever: “weber konsantre serisi hem toz çıkarmıyor hem de 15 kg’lik ambalajı ile 25 kg’lik ambalaja eşdeğer metraj yaptığı noter huzurunda kanıtlandı. Üstelik weber konsantre serisi hem ustalarımıza hem de çevreye verdiğimiz değerin bir göstergesi” dedi weber Seramik Grubu Ürün Sorumlusu Gülnur Gülsever
kullanıma uygun ürün çeşitliliği sağlamak değil, aynı zamanda pazara yenilikçi ürünler sunabilmek” dedi. Dökme ve karıştırma anında toz çıkarmayan weber konsantre serisi, hem uygulayıcılara hem de ev sahiplerine % 100 tozsuz ortam sağladığını ayrıca özel saplı ambalajı sayesinde de taşıma kolaylığı sunduğunu söyleyen Seramik Grubu Ürün Sorumlusu Gülnur Gülsever’den faaliyetleri hakkında bilgi aldık.
Bize kısaca Weber’den ve faaliyet alanlarından bahseder misiniz? “Saint-Gobain Weber, dünya çapında 48 ülkede 10.000 çalışanı ile endüstriyel harçlar alanında faaliyet gösteren bir şirkettir. Endüstriyel harç üretiminde dünya lideri olan Weber, 1998 yılından beri Türkiye’de toplam 5 fabrikası, 8 bölge temsilciliği, 600’ü aşkın bayisi ve yaygın bir satış ekibi ile faaliyet gösteriyor.”
Bunların yanı sıra oldukça geniş bir ürün yelpazeniz olduğunu biliyoruz. Bunlardan bahseder misiniz?
S
eramik yapıştırıcıları ve derz dolguları, dış cephe ve ısı yalıtım uygulamaları, teknik uygulamalar, zemin sistemleri ve iç cephe uygulamalarını da kapsayan çözümler sunduklarını belirten weber Seramik Grubu Ürün Sorumlusu Gülnur Gülsever: “Oldukça zengin bir ürün portföyümüz var. Bu ürün gruplarında 200’e yakın ürün çeşidimiz bulunuyor. Tabi bizim için önemli olan sadece her amaca ve
40
nalburteknik.com
Kasım’12
“Evet, seramik yapıştırıcıları ve derz dolguları, dış cephe ve ısı yalıtım uygulamaları, teknik uygulamalar, zemin sistemleri ve iç cephe uygulamalarını da kapsayan çözümler sunuyoruz. Oldukça zengin bir ürün portföyümüz var. Bu ürün gruplarında 200’e yakın ürün çeşidimiz bulunuyor. Tabi bizim için önemli olan sadece her amaca ve kullanıma uygun ürün çeşitliliği sağlamak değil, aynı zamanda
pazara yenilikçi ürünler sunabilmek. Bildiğiniz gibi 2008 yılında Türkiye’nin ilk toz çıkarmayan seramik yapıştırıcısını pazarın beğenisine sunmuştuk. Bu Eylül ayı başında da pazara yeni ürünümüz “weber konsantre serisi’ni sunduk. weber konsantre serisi, iki üründen oluşuyor; konsantre, toz çıkarmayan, çok elastik seramik yapıştırma harcı weber.kol flex konfor konsantre ve konsantre, toz çıkarmayan, hafif seramik yapıştırma harcı weber.kol SRK konfor konsantre.”
weber konsantre serisi’nden biraz daha bahseder misiniz? Bu da yenilikçi bir ürün serisi mi? “Evet, “weber konsantre serisi” Türkiye’nin ilk konsantre ve toz çıkarmayan seramik yapıştırıcıları olarak piyasaya sürüldü. Aktif sıkıştırma teknolojisiyle üretilen weber konsantre serisi, bu teknoloji sayesinde, 15 kg’lik ambalajı ile 25 kg’lik ambalaja eşdeğer metraj yapıyor. 15 kg’lik ambalajı ile daha az yer kaplayarak nakliye ve stoklama avantajı da sağlayan bu yeni ürün serimiz böylece daha az karbon salınımı ile çevrenin korunmasına da katkıda bulunuyor. Üstelik dökme ve karıştırma anında toz çıkarmayan weber konsantre serisi, hem uygulayıcılara hem de ev sahiplerine % 100 tozsuz ortam sağlıyor. Ayrıca özel saplı ambalajı sayesinde taşıma kolaylığı sunuyor.”
Peki bu durumda konsantre serisi bir ilk mi oluyor? “Pazarda hafif dolgulu seramik yapıştırıcıları mevcut, weber konsantre serisi pazarda bulunan bu
42
nalburteknik.com
Kasım’12
yapıştırıcılardan çok farklı bir teknoloji ile, uluslararası know-how ile üretildi. Aktif sıkıştırma teknolojisi bu anlamda Türkiye’de bir ilk. Bu teknoloji ile, ürün belirtilen süre ile karıştırıldığında hacimsel olarak genişliyor ve böylece 25 kg’lık ambalaja eş değer metraj yapıyor.”
Bu yenilikçi ürün seriniz açısından seramik yapıştırıcıları pazarını nasıl yorumluyorsunuz? Beklentileriniz neler? “Biz weber konsantre serisi’nin seramik yapıştırıcıları pazarına yeni bir yön kazandıracağına inanıyoruz. Daha önce toz çıkarmayan seramik yapıştırıcılarımız weber konfor serisi’ni çıkardığımızda da beklenenin üzerinde bir talep görmüş ve çok beğeni kazanmıştı. Uygulamacılar kısa zamanda toz çıkarmayan seramik yapıştırıcılarımızı benimsediler. Şimdi weber konsantre serisi için de aynı şekilde beklentimiz yüksek. Çünkü weber konsantre serisi hem toz çıkarmıyor hem de 15 kg’lik ambalajı ile 25 kg’lik ambalaja eşdeğer metraj yaptığı Noter huzurunda kanıtlandı. Üstelik weber konsantre serisi hem ustalarımıza hem de çevreye verdiğimiz değerin bir göstergesi. Ustalarımız için hem daha hafif, hem daha kolay taşınabilen hem de toz çıkarmayan bir ürün sunmuş oluyoruz. İş ortaklarımız içinse nakliye ve stoklama avantajı sağlayan bir ürün çıkartmış olduk. Bu sayede daha az karbon salınımı ile de çevrenin korunmasına katkıda bulunuyoruz. Hem ustalarımıza hem de iş ortaklarımıza böyle bir avantajı sunabildiğimiz için çok mutluyuz. Bu yenilikçi ürün serimizin de pazarın gelişimine katkıda bulunacağına inanıyoruz.”
Bahçe mobilyalarınızın bakımını ihmal etmeyin Ahşap boya ve vernik sektörünün lider markası Genç, yaz günlerinin en keyifli mekanı bahçelerde daha temiz ve uzun ömürlü olabilmesi için özel bir ürün sunuyor
G
enç Su Bazlı Emprenye ile bahçe mobilyalarınıza özel bakım. Ahşap boya ve vernik sektörünün lider markası Genç, yaz günlerinin en keyifli mekanı bahçelerde, dekorasyonun vazgeçilmez parçası olan bahçe mobilyalarının daha temiz ve uzun ömürlü olabilmesi için özel bir ürün sunuyor. Genç Aqua - su bazlı emprenye ürünü dış cephede ahşap yüzeyleri UV ışınlarına, dış etkenlere, bakterilere ve küflenmeye karşı etkin bir şekilde korur ve renklendirir. Çevre dostu teknoloji ile üretilen ve doğru bilinen yanlışları ortadan kaldıran Genç Aqua - su bazlı emprenye ürünü, doğada çözülebilir özelliği ile ekolojik sisteme zarar vermiyor. Ahşap bahçe mobilyalarına sihirli bir dokunuş getiren Genç Aqua - su bazlı emprenye, ahşap mobilyaları gençleştirip ömrünü uzatarak daha fazla ağaç kesilmesine de engel oluyor. Ahşabın yıllar boyu özelliğini kaybetmeden muhafaza edilmesini sağlayan Genç Aqua - su bazlı emprenye ürünü naturel, maun, ceviz, meşe ve yeşil olmak üzere renk alternatifleri de sunuyor.
44
nalburteknik.com
Kasım’12
Yıldız Gaz, yeni fabrikasıyla kapasitesini iki katına çıkarıyor İstanbul Esenyurt’taki fabrikasının açılışını renkli bir organizasyonla gerçekleştiren Yıldız Gaz Armatürleri, yeni yatırımıyla kapasitesini iki katına çıkarmayı hedefliyor.
Y
ıldız Gaz Armatürleri’nin yeni fabrika açılışı 22 Eylül 2012 tarihinde, firma müşterileri, tedarikçileri ve çalışanlarıyla beraber yaklaşık 500 kişinin katılımı ile gerçekleştirildi. Renkli bir organizasyonla yapılan fabrika açılışında Şevval Sam, bir konser verdi. Konser öncesi fabrikayı gezerek fabrikanın imalathanesinde, çalışanlarla sohbet eden Sam, burada kaynak yapmadaki ustalığını da sergiledi. Oksijen kaynak ve kesme ekipmanları konusunda TSE belgeli üretim gerçekleştiren ve ISO9001 belgesine sahip olan Yıldız Gaz Armatürleri, bugün altı ana grup ve 350 çeşitten oluşan ürün grubuyla İstanbul Esenyurt’taki yeni fabrikasında 150 kişiden oluşan ekibiyle faaliyetlerine devam ediyor.18 bin metrekare kapalı alana sahip yeni üretim tesislerinin 2011 yılında tamamlanarak şirket tarihinin en büyük yatırımını gerçekleştirdiklerini kaydeden Yıldız Gaz Armatürleri Genel Müdürü Serdar Tekyıldız, bu fabrikanın 2012 yılı başından itibaren hizmet vermeye başladığını dile getirdi. Üretim verimliliklerine katkı sağlayacak ve üretim ihtiyaçlarına yönelik olarak planlanan binada yapacakları yatırımlarla kapasitelerini iki katına çıkarabilecek olanakları olduğunu belirten Tekyıldız, bunun da kendilerine daha rekabetçi fiyatlarla pazara, kaliteden ödün vermeden, ürünlerini sunma imkanı sağlayacağını savundu. Ürünlerini başta
48
nalburteknik.com
Kasım’12
Avrupa olmak üzere toplam 43 ülkeye ihraç ettiklerini bildiren Tekyıldız, “Bu doğrultuda yapmış olduğumuz ihracatla toplam ciromuzun yüzde 50’sine ulaştık. Yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Fakat Avrupa’daki kriz sebebi ile yeni pazarlara yöneldik. Bu nedenle Ortadoğu ve Afrika bizim için 2012 sonrasında yeni bir hedef olarak şekillendi” diye konuştu. Firmanın üretim sürecine 1979 yılında İstanbul Karaköy’de küçük bir atölye ile başladığını ifade eden Serdar Tekyıldız, günümüzde yeni tesislerinde 150 kişilik ekibiyle, dünya standartlarına uygun, modern
makine parkıyla üretimini artırarak faaliyetlerine devam ettiklerini aktardı.
“MEVCUT BAYİİ SAYIMIZI ARTIRMAYI HEDEFLEDİK” Kuruluşundan bugüne değişim ve yeniliği kurum kültürü olarak benimsediklerini ve üretimlerinde müşteri memnuniyetini hedeflediklerini dile getiren Tekyıldız, “Bunun neticesi olarak da Ar-Ge departmanımıza yapmış olduğumuz yatırımlar sonucu birçok yeniliği Türkiye sanayisinin hizmetine sunduk” şeklinde konuştu. Sektörle ilgili kısa vadede oksijen kaynak, kesme ve gaz armatürleri kullanıcılarının satın aldıkları ürünlerin standart belgelerine sahip, kaliteli, satış öncesi bilgilendirmesi ve satış sonrası servisi mevcut olan firmalar ile çalışmalarının beklendiğine değinen Tekyıldız, şunları söyledi: “Kısa vadede dünya genelinde pazar payımızı artırmak için uluslararası mevcut bayii sayımızı artırmayı hedefledik. Uzun vadeli hedefimiz ise müşterilerimizin beklentilerini çok iyi belirlemek ve sektörel piyasadan daha çabuk gelişmek. Standartlara uygun, kaliteli ürünler imal edip, müşteri memnuniyetinden ödün vermeden kurumsal, çok uluslu bir şirket olarak dünyanın sayılı firmaları arasında yer almayı planlıyoruz. Bu konu ile ilgili olarak teknik pazarlama bölümümüz; bayilerimiz, alt bayilerimiz ve kullanıcılarımıza yapmış oldukları ziyaretlerle aktif olarak hizmet vermeye başladı.”
önemli sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Ama maalesef bazı ürünler hiçbir garantisi olmadan ithal edilip piyasaya sürülmekte ve fiyat cazibesi ile satabilmekte. Tüketiciler bu tip taklit ve kalitesiz ürünleri tercih ederken yaşayabilecekleri sorunları mutlaka göz önünde bulundurmalı. Aldığı ürünün kalite belgelerini talep etmeli ve ürünlerin markasına, menşelerine ve Sanayi Bakanlığı onaylı garanti belgesi bulunup bulunmadığına bakmalıdır.” Bu konuda yetkili kurumlardan firmaları haksız rekabetten ve tüketiciyi sağlıksız üründen koruyacak çalışmaları yürütmelerini beklediklerini söyleyen Serdar Tekyıldız, özellikle Uzakdoğu’dan ithal edilen ürünlerin kontrolü hususunda ilgili yönetmeliklerin geliştirilmesi ve tüm ürünlerin mutlaka TSE ve EN normlarına uygun şekilde Türkiye’ye sokulması gerektiğine işaret etti.
KALİTELİ ÜRÜN SUNUMU ÖNEMLİ Sektörlerinde güvenlik ve standart şartlarına uygun olmayan kalitesiz ve taklit ürünlerin hiçbir kontrol ya da denetleme olmadan piyasada yer almasının en önemli sorunları olduğuna dikkat çeken Serdar Tekyıldız, şöyle devam etti: “Ürünlerimiz yanıcı ve yüksek basınçlı gazlarla çalıştığı için mutlaka standartlarda belirtilen emniyet ve kalite şartlarına uygun olmalıdır. Bu şartlara haiz olmayan ürünlerin kullanımında insan ölümlerine yol açabilecek
Kasım’12
nalburteknik.com
49
FİXA Bayileri Riga’da Buluştu Türk Yapı Kimyasalları sektörünün öncü firmalarından FİXA Yapı Kimyasalları bayileriyle Letonya’nın Başkenti Riga’ya bir seyahat gerçekleştirdi
E
kim ayı içinde iki farklı etapta yapılan seyahate yaklaşık 80 bayi katıldı. Seyahate katılan misafirler dört günlük gezi süresince UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne alınan Riga şehrini yakından tanıma fırsatını yakaladılar. Şehir turu esnasında Art Nouveau mimarisinin en güzel örnekleri arasında yer alan binaları, tarihte ilk Noel ağacının süslendiği yeri, Avrupa’nın en büyük halk pazarı unvanına sahip Zeplin Hangarları’nı ve ünlü St. Peter kilisesini ziyaret ettiler. FİXA bayileri,Riga’ya 51 km uzaklıktaki Letonya’nın en güzel şehirlerinden biri olarak kabul edilen Siguldaşehrine düzenlenen turda ise Gauja Milli Parkı, Gutman Mağarası, Turaida Kalesi ve Müzesini ziyaret ettiler. Sigulda turu esnasında şehrin yemyeşil ağaçları, ovaları, Gauja Nehri’nin muhteşem doğası ile büyülenen misafirler gezinin son akşamında düzenlenen gala yemeğinde yerel halk dansları ve oryantal danslar eşliğinde doyasıya eğlendiler.
50
nalburteknik.com
Kasım’12
“Yumuşak iniş tamam artık ekonomide çarkların dönmesi gerek” İSGİD Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, Türkiye ekonomisinin hedeflenen yumuşak inişi başarıyla gerçekleştirdiğini belirterek “Yılın son çeyreğinde ekonomik büyümede bir hızlanma olmasını bekliyoruz” dedi.
İSGİD Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı
T
ürkiye’nin önde gelen sanayici ve girişimcilerinin üye olduğu İstanbul Genç Girişimciler Derneği (İSGİD) yaşanan son gelişmelerle ilgili “Ekonomik Görünüm” adlı bir değerlendirme toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan İSGİD Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, Türkiye ekonomisinin hedeflenen yumuşak inişi başarıyla gerçekleştirdiğini belirterek “Yılın son çeyreğinde ekonomik büyümede bir hızlanma olmasını bekliyoruz. İhracat odaklı büyümenin yanı sıra bir taraftan da artık iç tüketimin hızlandırılarak çarkların dönmeye başlaması gerekiyor. Ekonominin durgunlaşması Türkiye için iyi olmaz. Önümüzdeki yıldaki yüzde 4’lük büyüme hedefinin tutturulabilmesi için ekonomide çarkların bir an evvel dönmeye başlaması gerek. Bölgemizde Suriye sorunun bir an evvel çözülmesi ve Türkiye’nin notunun artırılması halinde yatırım ve istihdam hamlesi başlar” diye konuştu. Global ekonomide yaşanan sıkıntılı dönemde Avrupa’da ve gelişmekte olan ülkelerde eksili veya sıfırlı büyüme rakamlarının konuşulduğu bir dönemde Türkiye ekonomisinin pozitif ayrışmaya devam ettiğini ifade eden İSGİD Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı , “Açıklanan Orta Vadeli planda 2012 sonunda yüzde 3.2, 2013 için ise yüzde 4 rakamlarının konuşuluyor olması gerçekten sevindirici ve Türk sanayicisi ve girişimcileri bakımından umut verici bir gelişme. Orta vadeli plan Türkiye’nin gerçekten global risklerden en az şekilde etkilenerek istikrar ortamına kavuştuğunu gösteriyor. Bu gelişmeler ışığında sanayici ve iş adamları olarak
52
nalburteknik.com
Kasım’12
kapasitelerimizi genişletip yeni yatırım planlarını devreye soktuğumuz bir döneme girdik. Bölgede siyasal ve askeri bir olumsuzluk yaşanmaması ve global emtia fiyatlarında çok ciddi bir artış olmaması durumunda hedeflerin rahatlıkla tutacağını düşünüyoruz. Türkiye bu elde ettiği başarılarla şu andaki uluslar arası derecelendirme kuruluşlarının verdiği notu hak etmiyor. Türkiye ile kıyaslandığında çok daha kötü ekonomilere sahip ülkelerin notları bile daha yüksek. Beklentimiz önümüzdeki süreçte kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmesidir. Bu gerçekleşmesi halinde 2013 ve 2014 yılları Türkiye ekonomisi için çok parlak yıllar olacaktır. Türkiye’nin 2023 hedefine ulaşabilmesi için her yıl ortalama yüzde 5 büyümesi gerekiyor. Ekonominin durgunluktan çıkarak yeniden yüksek büyüme rakamlarına ulaşacak politikalar geliştirilmeli” ifadelerini kullandı.
MERKEZ BANKASI REZERVİ 200 MİLYAR DOLARA ÇIKARILMALI Türkiye’nin hali hazırda en önemli sorununun yüksek cari açık ve işsizlik olduğunu vurgulayan Kabadayı, “Yeni hazırlanan teşvik sistemi girişimci ve sanayicilere çok cazip fırsatlar sunuyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini kapsayan ve 5 ve 6. Bölgelerde yatırım avantajları var. Bu bölgelerdeki fırsatlar hakkında üyelerimizle düzenli toplantılar yapmayı ve iş adamlarını bilgilendirmek için organizasyonlar yapacağız. Teşvik paketinin kararlılıkla uygulanması halinde 2 yıl sonra meyvelerinin toplanmaya başlanacağına inanıyoruz” diye konuştu. Toplantıda konuşan Ekonomist Prof. Dr. Kerem Alkin de, Türkiye’nin global kriz ortamında önemli bir trend yakaladığını belirterek, “Dünya ticaretinin diplerde seyrettiği bir dönemde Türkiye ihracat rekorları kırıyor, bu alkışlanacak bir başarı. Ancak dış şoklara karşı ayakta kalabilmek için Merkez bankası Döviz rezervinin 200 milyar dolara çıkarılması gerek. Birileri ayağımızın altındaki iskemleyi çektiğinde bizi döviz rezervi korur. Bugün Çin ülkeye tek kuruş döviz girmediğinde 26 ay ayakta kalacak rezerve sahip. Bizim rezervimiz en fazla 3 ay ayakta kalmamızı sağlar. Osmanlı’dan günümüze Avrupa en büyük pazarımız oldu. Fakat Avrupa krize girince yeni koridorlar açmak için Ortadoğu, Afrika, Orta Asya ve Balkanlar gibi pazarlara yöneldik. Krizde denen Avrupa, 6.3 Trilyon dolarla tarihinin en büyük ithalat rekoru kırdı. Türkiye ise bu ithalatta yüzde 1 paya bile sahip değil. Demek ki bir şeyleri yanlış yapıyoruz” dedi.
TİMFED inşaat sektörü sorunları ve geleceği’ni mercek altına aldı TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu)’in ev sahipliğinde, TOBB Plaza’da gerçekleştirilen “Kentsel Dönüşüm Öncesinde İnşaat Sektörü Sorunları ve Geleceği” toplantısında, kamuoyunda çok tartışılan ama detayları fazla bilinmeyen konulara değilinildi
T
oplantı Kentsel Dönüşüm lie ilgili birçok gerçeği ortaya koydu. TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali TUNG, Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ali Osman Dumankaya, İMSAD (İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç ve TSF (Türkiye Seramik Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın konuşmacı olarak katıldığı ve Moderatörlüğünü TİMDER (Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği) Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Emre Alkin’in gerçekleştirdiği toplantıda medya ve inşaat sektörünün her kolundan yöneticiler ile profesyoneller katıldılar. Konuşmacıların en çok altını çizdiği konu, Kentsel Dönüşüm hamlesinin durgun seyreden sektör için olumlu bir gelişme olduğu ancak detaylarının tam olarak çalışılmadan başlandığı oldu. Özellikle devletin bu konuda ayrıdığı finans kaynağının yeterli olmadığı ancak bazı kararlar ile faiz desteği sağlanırsa, dönüşüm için gereken kaynağın yaratılabileceği belitildi. Toplam Maliyetin Milyarlarca Dolar olduğu hatırlatırlırken, “istim arkadan gelir” şeklindeki bir yaklaşımın uygun olmayacağı da ifade edildi.
KONUT STOKU Küresel Ekonomik Konjonktür dahilinde sektör için gereken yeni hikayenin Kentsel Dönüşüm çerçevesinde oluşturulabileceği, ancak inşaat sektörünün ve inşaat malzemesi sektörünün kalite/ fiyat rekabetine odaklanmış durumunun istenen sonuçları oluşturmayacağı endişesinin altı çizildi.
54
nalburteknik.com
Kasım’12
Diğer taraftan “konut stoku” sorununun abartıldığı, sektörde yeni teknoloji kullanılarak bitirlen projelerin alıcı bulduğu belirtili. Durgunluğun konut stoku nedeniyle değil, talep cephesindeki endişeler sebebiyle oluştuğu da ifade edildi. Bu arada sürekli fiyat baskısı altında olan malzeme sektörünün de maliyet artışları sebebiyle, talepteki durgunluğa rağmen yakın zamanda zam yapabileceği de belirtildi. Konuşmacılar oldukça hazırlıksız ve plansız şekilde girişilen Kentsel Dönüşüm hamlesinin sektörün soğukkanlı ve tecrübeli duruşu sayesinde yoluna girebileceği konusunda umutları olduğunun altini çizerek sözlerini tamamladılar. Toplantı, ev sahipliğini yapan TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali TUNG’un yaptığı kapanış değerlendirmesiyle sona erdi.
GYODER 2012 1. Çeyrek Türkiye ve Dünya Gayrimenkul Sektör Raporu:
Türkiye inşaat sektörü yüzde 2.8 oranında büyüdü
G
YODER’in hazırladığı 2012 yılı birinci çeyrek döneme ilişkin Türkiye ve Dünya Gayrimenkul Sektörü Raporu’nda; dünya ekonomilerindeki ve gayrimenkul sektörlerindeki yavaşlayan büyümeye dikkat çekildi. Türkiye’nin 2012 yılının ilk üç ayındaki büyüme oranının; dünyadaki bu yavaşlamanın ve ‘ekonomiyi soğutma’ önlemlerinin de etkisiyle yavaşladığı, ancak ABD, Euro Bölgesi ve Japonya’nın da önünde yüzde 3.2 olarak gerçekleştiği vurgulandı. Türkiye ekonomisindeki büyüme hızındaki düşüş tüm alt sektörlere yansırken, raporda gayrimenkul sektörünün ise 2012 yılı ilk çeyreğini yüzde 2.8 büyüme ile tamamladığı belirtildi. GYODER Başkanı Işık Gökkaya, Türk inşaat sektörünün; ekonomi geneli ve sektördeki önemli gelişmelerle birlikte özelikle son iki çeyrekte toparlanarak, öngörülen büyüme oranını yakalamasının beklendiğini belirtti. GYODER (Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) tarafından hazırlanan 2012 Birinci Çeyrek Dönem Türkiye ve Dünya Gayrimenkul Sektör Raporu açıklandı. 2012 yılı ilk çeyrek dönemi rakamlarının 2011 yılı aynı dönemi ile karşılaştırıldığı raporda; dünya ekonomilerindeki yavaşlayan büyümeye dikkat çekildi. 2012 yılı ilk üç ayındaki ekonomik büyüme
56
nalburteknik.com
Kasım’12
oranlarının ABD’de yüzde 1.9, Japonya’da yüzde 2.7 oranında gerçekleştiği, Euro Bölgesi’nin ise yüzde -0.1 olarak gerçekleştiği belirtilen raporda; küresel yavaşlamanın Çin’de de etkisini gösterdiği ve bu ülkede de büyüme oranının yüzde 8.1’e düştüğü vurgulandı. Ekonomiyi soğutma önlemlerinin yeni yıl itibariyle etkili olduğuna dikkat çekilen raporda; Türkiye ekonomisi büyüme hızının 2012 yılı ilk üç ayında yavaşlayarak yüzde 3.2 olarak gerçekleştiği ve bu daralmanın tüm alt sektörlere yansıdığı belirtildi. GYODER raporunda; Merkez Bankası’nın uyguladığı ‘sıkılaştırıcı para politikası’nın temel neden olduğu bu yavaşlamada, 2011 yılı ikinci yarısı itibari ile gerçekleşen ‘yüksek faiz oranları’ ve ‘daha düşük likidite’nin de belirleyici olduğuna da dikkat çekildi. Ekonomiyi soğutma önlemlerinin temel hedefleri olan cari açık ve enflasyondaki gerilemenin ilk üç ayda da sürdüğüne dikkat çekilen raporda ancak henüz kalıcı iyileşme için erken olduğu, bu nedenle Merkez Bankası’nın göreceli sıkı para politikasının bir süre daha süreceği ve buna bağlı olarak iktisadi faaliyetlerdeki büyümenin de aynı süreçte sınırlı kalacağı yorumu da yer aldı.
Raporda; dünya gayrimenkul sektöründeki durağanlığa ve sınırlı artışa karşın, ekonomi geneline paralel olarak yavaşlayan Türkiye inşaat sektörünün 2012 yılı ilk çeyreğinde geçen sene aynı döneme oranla yüzde 2.8 oranında büyüdüğü kaydedildi. Sektördeki bu yavaşlamada, kamu sektörünün inşaat harcamalarındaki durgunluğun da etkili olduğu belirtilen raporda, özel sektör harcamalarındaki düşüşe de dikkat çekildi. Yüksek kredi faiz oranlarının kredi talebini sınırlandırdığı, bunun da faiz oranlarda gevşemeye yol açtığı belirtilen raporda, ticari gayrimenkulün ise ekonomideki yavaşlamadan olumsuz etkilenmediği belirtildi. Raporda: ofis, AVM, otel yatırımlarının devam etmesine karşın kiralama talebi ve doluluk oranlarında sıkıntı yaşanmadığı vurgulandı. Raporu değerlendiren GYODER Başkanı Işık Gökkaya, Türk inşaat sektöründeki büyümenin, ekonomi genelindeki yavaşlamanın, özellikle yeni yıl ile birlikte etkisini gösteren ekonomiyi soğutmaya yönelik önlemlerin ve sektörde 2011 yılı sonundaki yüksek seviyenin doğal etkisiyle öngörülebilir ve temkinli bir büyüme oranı kaydettiğini belirtti. Gayrimenkul sektörünü olumlu yönde ve önemli boyutta etkileyecek olan, kentsel dönüşümün henüz ilk projelerinin görüldüğünü, Afet Yasası’nda henüz ön hazırlık çalışmalarının yürütüldüğünü ve yabancılara mülk satışı ile ilgili düzenlemelerde ise oturma izni, kredi kullanımı gibi tamamlayıcı unsurların beklendiğini belirterek; “Konut kredisi faiz oranlarında düşüş ve kullanım oranında artış sağlayacak bazı gelişmeler de beklenmektedir. Tüm bu gelişmelerin piyasaya etki etmesi ve genel ekonomideki gelişmelere paralel olarak Türkiye gayrimenkul sektörünün de, özellikle yılın ikinci yarısında vites büyütüp hızlanarak, sene sonunda öngörülen büyüme oranını yakalaması beklenmektedir” dedi.
58
nalburteknik.com
Kasım’12
Rakamlarla 2012 Birinci Çeyrek Dönem Türkiye ve Dünya Gayrimenkul Sektör Raporu: • ABD’de; inşaat harcamalarında kıpırdanma, konut satışlarında sınırlı artış yaşanırken, ticari gayrimenkul fiyatları endeksi ise durağanlaştı. • Avrupa Euro bölgesinde inşaat sektöründe küçülme sürüyor. • Türkiye inşaat sektörü yüzde 2.8 büyüdü. • Alınan konut yapı ruhsatları sayısı 115.637 olarak gerçekleşti. • Konut kredilerinde yıllık büyüme hızı yüzde 11.5 olarak gelişti. • İlk çeyrekte kullandırılan yeni konut kredisi 4.78 milyar TL. olarak gerçekleşti. • Konut kredisi aylık faiz oranı ortalama yüzde 1.25’e geriledi. • Konut satışları 96.092 adet olarak gerçekleşti. • Konut fiyatları ve konut kiralarında sınırlı artış yaşandı. • Açılan 5 AVM ile birlikte toplam AVM sayısı 284’e, toplam kiralanabilir alan büyüklüğü 7.49 milyon m²’ye ulaştı. • İstanbul ofis piyasasında MİA bölgesi A ve B tipi ofislerde düşük boşluk oranları sürüyor, kiralar durağanlaştı. • Lojistik binası ve AVM kiralarında durağanlık sürüyor. • İMKB’de işlem gören GYO sayısı 24’e yükseldi. Toplam piyasa değerleri ise 13.8 milyar TL olarak gerçekleşti. • Yabancılara gayrimenkul satışı 557 milyon dolar, doğrudan yabancı sermaye yatırımları 149 milyon dolar oldu.
Armatür alırken çoğu kez kişisel beğeniler, fonksiyonelliğin ve konforun önüne geçiyor
Mutfaklara iki yeni armağan:
Blancoseda ve Blancolian
E
viye ve armatür uzmanı Blanco’nun dengeli tasarımlarla oluşturduğu ürün yelpazesinde ise zevkleriniz uğruna fonksiyonellikten ödün vermenize hiç gerek kalmıyor. Blancoseda ve Blancolıan gibi şık, pratik, konforlu ve bir o kadar da hünerli modellerle armatürler mutfaklara hiç olmadığı kadar yakışıyor. Blancoseda olağanüstü tasarımı ile hayranlık oluştutuyor. Silindirik gövde formu ve dikey tasarımı, kolaylıkla aşağı ve yukarı hareket ettirebilmeniz için büyük avantaj sunuyor. Böylece sürahi gibi uzun eşyaların içini su ile doldurmak hiç zor olmuyor. İnce ve pürüzsüz tutma yeri ise son derece ergonomik. Öte yandan kompakt boyutları sayesinde her eviyeye kombin edilebiliyor. Krom ve krom ile mat siyah kombinasyonlarından oluşan renk seçenekleri bulunan Blancoseda tasarımı, kullanıldığı her mutfağa modern bir hava katıyor.
DOĞADAN GELEN İLHAM
Blanco’nun en son tasarımlarından biri de Blancolıan. Doğadan ilham alınarak oluşturulan akıcı ve zevkli tasarımı ile BLANCOLIAN geleneksel armatürlerden sıyrılıyor. Modelin bir diğer karakteristik özelliği ise kumanda kolu. Akan suyun miktarını ve sıcaklığını yumuşak şekilde ayarlamanıza imkan tanıyan kumanda kolu, hem armatürün modern çizgisini hem de eviyenin genel konseptini mükemmel şekilde tamamlıyor. Her iki armatür de üstün tasarım özelliklerinin yanı sıra günlük kullanımdaki fonksiyonel detaylarıyla kendilerini kanıtlıyor. Öte yandan su tasarrufu sağlayarak dünyanın geleceğine de katkı sağlıyor. Blanco tasarımları Öztiryakiler Grup güvencesiyle Türk mutfaklarındaki yerini alıyor.
60
nalburteknik.com
Kasım’12
İstanbul Tasarım Bienali’nde ÇEBİ ile kusurluluk üzerine 13 Ekim-12 Aralık 2012 tarihleri arasında İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından ilki düzenlenecek olan İstanbul Tasarım Bienali start alıyor
Y
urtiçi ve yurtdışında kendi alanlarında önde gelen isimlerden oluşan bir danışma kurulunun katılımı ile yürütülecek olan bienalde ÇEBİ de paralel katılımcı olarak bir ürün sergisi ile bienal ziyaretçileri ile buluşmayı hedefliyor. ÇEBİ, bienalin teması olan ‘kusurluluk’ kavramına, seri üretim ve otomasyon ile kusursuzu yakalamaya çalışan bir üreticinin penceresinden bakıyor. 5-18 Kasım tarihleri arasında 10.00-18.00 saatleri arasında Beşiktaş, Yıldız’daki Barbo Design Showroom’da izlenebilecek olan serginin detayları şu şekilde:
DEFECT / DEFO Seri üretimle kusursuz, mükemmel kopyaların üretimini amaçladığımız bir süreçte, kusurluluk kavramına yeni anlamlar yükleniyor. Kuralları, ölçütleri neredeyse kesinleşmiş ve zihnine kodlanmış verilerle bir anlamda kendini de güvenceye aldığı bir yaratıcı süreç yaşayan tasarımcının, tüm bunlardan kopup kendini riske atması gerekiyor kusurluya ulaşması için. ÇEBİ markası da açtığı sergide Bienal’in temasının
62
nalburteknik.com
Kasım’12
endüstriyel üretimle yaşadığı ironiye kendi penceresinden bakmaya çalışıyor. Seri üretimle kusursuzluğa yaklaşmayı amaçlayan markanın, sürecin her aşamasında verdiği kararları tekrar gözden geçirip, her adımda değişkenliğin ve belirsizliğin olumlu taraflarını arayarak yaşadığı bu deneyimin sonuçları sergide izlenebilir.
41 ÜLKEYE İHRACAT 1979 yılından bu yana dekoratif mobilya aksesuarları alanında faaliyet göstermektedir. Kapı kolu, kulp, düğme, askı, metal ayak, bağlantı aparatları, çocuk ve genç mobilyaları için aksesuarları üreten firma, mobilya kapak ve çekmece sistemleri ile mutfak aksesuarları üreticisi İtalyan FGV markasının da distribütörlüğünü yürütmektedir. İspanya, İtalya, Fransa, İngiltere, Almanya, Belçika, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Slovenya, Ukrayna, Rusya, Belarus, Baltık ülkeleri, Cezayir, Libya, Ürdün, S.Arabistan, Mısır, Lübnan, Güney Afrika, Nijerya, Hindistan, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya, başta olmak üzere 41 ülkeye ihracat gerçekleştirmektedir.
BLB küvetleri ile banyolara yeni bir soluk geliyor
Gelişim Teknik A.Ş, küvet ve duş tekneleri üretiminde engin tecrübeye sahip BLB firması ile, 2011 yılında yaptığı işbirliği sayesinde, en iyi kalitede maksimum dayanıklılıkla üretilen BLB ürünlerini, Türkiye’ye getirmeye başladı.
S
uyun arındıran, iyileştiren ve rahatlatan gücünü banyolara getiren BLB küvetleri, gün boyu yaşanılan tüm sıkıntı ve gerginliklerin geride bırakılmasın ısağlıyor. BLB firmasının küvet ve duş tekneleri, üstün özellikleri ile lüks bir banyo keyfi yaşatıyor. Yoğunolarak en ileriteknolojiyikullanarak en yüksek Avrupa ve uluslararası standart ve gerekliliklerini karşılayan firma, büyük küvet üretim kapasitesi ile sektörünün liderlerinden biridir. BLB firması, Avrupa’nın en verimli fabrikalarından birine sahiptir. Dünya çapında 50’den fazla ülkede distirbütörlüğü bulunan BLB firmasının geniş kapsamlı ürünleri en iyi kalitede, özellikle maksimum dayanıklılık, kalited eüretilmiştir ve tüm standart ve teknik gerekliliklerle uyumludur. Aralarında ISO 9001: 2000 (kalite) ve ISO 14001:1999 (çevre) bulunan birçok önemli sertifikanın sahibi olan firma müşterilerinin istediği her renkte, renk örneği tedarikedildiği süreceyeni renkler de dahil olarak, üretmektedir.
64
nalburteknik.com
Kasım’12
Ürünleri sevidalıayak, yapışkanayak, emaye ve kabartmalı anti-slip, sezgeçirmezlik padleri ve tutacak gibi farklı aksesuarlarla uyumludur. Üst düzeyde konfor sağlayan BLB küvetleri ile banyolara yeni birsoluk geliyor.
RAHAT TEMİZLİK İMKANI Bu ağır görünümlü küvet banyonuz için güzel ve modern bir tasarım sağlar. BLB Duo Comfort doğrudan banyo zeminin üzerine oturtturulur. Ve bu küvet diğer küvetlerin montajı gibi 3 duvar gerektirmez. 30 yıl garantilidir. %100 geri dönüştürülebilir. Ce Marc 14516 standartlarına uygundur. Metal ayak seti vardır. Eşsiz tasarımlı Emaye Anti-Slip (kaymaz taban) sayesinde güvenli bir kullanım sağlar. Titanyum çelikten imal edilmiştir. Küvet kalınlığı 3,5 mm’dir. İnsan vücudunun dayanabildiği tüm kimyasallara dayanıklıdır. Çizilmez kuru bir bez ile bile rahatlıkla temizliği yapılabilir.
Modern görünümü zarafetle birleştiren banyo tasarımı Cosmopolitan tasarım anlayışıyla üretilen Grohe Eurolines batarya ve duş sistemleri estetik görünümün yanı sıra teknik fonksiyonellik açısından da mükemmellik sunuyor
B
anyonuza taze bir hava katmak istiyorsanız, Grohe’nin Cosmopolitan tasarım anlayışıyla ürettiği modern ve son derece fonksiyonel Eurolines bataryalarına bir göz atın. Ürünün mütevazı ve kentli tasarımı, lavabolara, küvetlere ve duşlara estetik bir hava katıyor ve uyumlu tasarım sayesinde her zaman ahenkli bir görünüm ortaya çıkıyor. Armatür ve duş sistemleri sadece göz zevkine hitap etmekle kalmıyor aynı zamanda kullanıcıların teknik fonksiyonellik konusundaki son derece yüksek taleplerini de karşılıyor. Zengin ürün gamı, mükemmel sonuçların yanı sıra tam anlamıyla isteğe uyarlanmış banyoların oluşturulmasını sağlıyor.
ÜSTÜN VE YENİLİKÇİ TASARIM Düz çizgiler ve geometrik şekiller, Grohe Cosmopolitan tasarım anlayışının ana unsurları. Bu bataryalar, en son trendleri takip etmek yerine tasarım anlamında şık bir geleceğe işaret ediyor ve sonuçta, bugün olduğu gibi gelecekte de hayranlık uyandıracak bir banyo ortaya çıkıyor. Kentli tasarım, en son teknolojik yenilikler ve son derece uygun bir fiyat-performans oranı, bu yüksek kaliteli armatür ve duş sistemlerini sadece son kullanıcılar ve sıhhi tesisatçılar için değil, aynı zamanda mimar ve planlamacılar için de cazip kılıyor. 66
nalburteknik.com
Kasım’12
DÖRT SERİ, TEK MİSYON Benzersiz şekilde tasarlanan dört ürün serisiyle (Eurosmart Cosmopolitan, Eurostyle Cosmopolitan, Eurodisc Cosmopolitan ve Eurocube) banyolardan en iyi şekilde yararlanmak mümkün. Ürün serilerinin her biri, kendi özgün tarzını ve kendi tasarım özelliklerini taşıyor. Eurosmart Cosmopolitan,yeni formları ve
sadeleştirilmiş tasarımıyla, modern minimalist anlayışı temsil ediyor. Batarya gövdesi ile kavisli zarif kumanda kolu arasındaki, canlı ve hemen göz çarpan bir tasarım öğesi olan konik geçiş aynı zamanda tüm ürün çeşitlerinde bulunan bir özellik. Mütevazı tasarım ve sadece en temel ihtiyaçları karşılamaya odaklanma; işte Eurostyle Cosmopolitan. İnce çıkış ucuyla armatür gövdesi arasındaki akıcı geçiş ve anahtar deliği şeklinde tasarlanan kumanda kolu, bu yüksek kaliteli ürün serisinin ayırıcı özelliklerini oluşturuyor. Boyutları ve zarafetiyle hemen göze çarpan Eurodisc Cosmopolitan, şaşırtıcı şekilde şık detaylar sunuyor. Öne eğimli gövdesi ve eşkenar dörtgen şeklindeki estetik kumanda kolu sizi etkileşime davet ediyor. Kavislerden ve silindirik öğelerden arındırılmış olan Eurocube, cesur kenarları ve düz yüzeyleriyle usta işçilik ürünü olduğu izlenimini veriyor. Serideki tüm ürünler, bu hemen göze çarpan ürün serisinin keskin profilini vurgulayan dikdörtgen pencereli zarif bir kumanda koluyla birlikte geliyor.
TEKNOLOJİ VE ÇEŞİTLİLİĞİN ÖNE ÇIKTIĞI BİR DÜNYA Teknoloji bakımından, ürün serilerinin dördü de azami kullanım kolaylığı ve en yüksek kaliteyi bir arada sunuyor. Grohe SilkMove teknolojisi, kumanda kolunun uzun vadede zahmetsizce kullanılabilmesini sağlarken, Grohe StarLight ise krom yüzeye uzun ömürlü parlaklık veriyor. Farklı model ve çeşitlerin sayısı, ürün serisinin bir diğer özelliği. Maksimum
68
nalburteknik.com
Kasım’12
esneklik ve çeşitlilik için her zevke ve odaya uygun seçenekler bulunuyor. Çeşitli çıkış ucu yükseklikleri, duvardan çıkış uçları ya da üç delikli kombinasyonlar, duş jeli ve şampuan saklanması için entegre Grohe EasyReach tepsisi ve su tasarrufu sağlayan Grohe EcoJoy çözümleri, banyolarda bulunması istenen her özelliği sunuyor. Ürünlerin; armatür ve bataryaların sürdürülebilirliğinin teyidi için kullanılan Avrupa WELL (Su Tasarrufu Etiketi) ürün sınıflandırma sistemine uygun olması da sunulan diğer bir avantaj. Eurosmart Cosmopolitan, Eurostyle Cosmopolitan ve Eurodisc Cosmopolitan, sistemde en yüksek seviyede sertifikalandırılmış durumda ve Eurocube serisinin sonbaharda WELL sınıflandırması alması bekleniyor.
DPÜ, malzeme ve seramik mühendisi yetiştirecek Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Malzeme ve Seramik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. İskender Işık, 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılında itibaren Malzeme ve Seramik Mühendisliği olarak yeni bir bölüme daha kavuştuklarını belirterek, mezun olan öğrencilerin daha geniş alanda iş sahibi olma fırsatını yakalayabileceğini ifade etti
K
onu ile alakalı olarak İskender Işık, şunları söyledi: “Malzeme ve Seramik Mühendisliği Bölümü, seramiğin başkenti olan Türkiye’de örnek gösterilen Evliya Çelebi Yerleşkesinde Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nin bir bölümü olarak Seramik Mühendisliği Bölümü ismi ile 1994 yılında kurulmuş ve ilk mezunlarını 1998 yılında vermiştir. Bölümden 14 yılda toplam 1225 kişi Seramik Mühendisi Lisans Diploması ile mezun olmuştur. Günümüzde kayıtlı 400 civarında lisans öğrencisi eğitimine devam etmektedir. Bölümde 1995 yılından beri yüksek lisans ve 2008 yılından beri doktora eğitimi verilmektedir. Bugüne kadar 68 yüksek lisans 3 doktora öğrencisi mezun olmuştur. Halen 39 yüksek lisans 16 doktora öğrencisi eğitimini sürdürmektedir.” Işık, yeni Malzeme ve Seramik Mühendisliği bölümünün ileri teknoloji üretimi konusunda da araştırma ve çalışma yapacak mühendisler yetiştireceğini belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü: ”Küresel eğilimler sonucunda müfredatlarına seramiklerle birlikte, metaller ve polimerlerin dahil edilmesi ve iyi yetişmiş insan kaynaklarından güç alarak Malzeme ve Seramik Mühendisliğine dönüşümünün her aşamasını 2012-2013 Eğitim ve Öğretim yılında tamamlamıştır. Yeni bölüm olan
Malzeme ve Seramik Mühendisliği programındaki amaç; her türlü malzemeyi geliştirmek için geleneksel ve ileri teknoloji üretimi konusunda çalışma ve araştırmalar yapacak mühendisler yetiştirmektir.” Yeni Malzeme ve Seramik Mühendisliği Bölümünün ek yerleştirmeler için gözde bölümlerden biri olacağının altını çizen Prof.Dr. İskender Işık, “Malzeme ve Seramik Mühendisliği öğrencileri, eğitim süreleri boyunca temel mühendislik malzemeleri olan seramik, organik (polimerik), metalik ve kompozit malzemeler konularında teorik ve uygulamalı bilgiler elde ederek; sürekli gelişen endüstriyel şirketlerin, ulusal ve uluslararası laboratuarların ve üniversitelerin ihtiyaç duyduğu yeterliğe ve niteliklere sahip olacaklardır“ dedi.
MEZUNLARA İŞ İMKANI Mezunların çok geniş alanlarda iş bulma imkanına sahip olacağına dikkati çeken Prof.Dr. İskender Işık, “Mezunlar; mikro elektronikten yapısal malzemelere; enerji üreten ve biriktiren ileri teknoloji malzemelerden biyomedikal malzemelere; kara, havacılık ve deniz malzemelerine; büyük köprülerde, binalarda, boru hatlarında ve benzer önemli yapılarda kullanılan çelikten, havacılıkta kullanılan çok hafif ve yüksek dayanımlı alaşımlara, bilgisayar çiplerinde kullanılan silikonlara kadar geniş bir endüstri ve teknoloji alanında çalışma şansına sahiptir “ diye konuştu.
70
nalburteknik.com
Kasım’12
Aktif Grup yeni yönetim merkez binasında muhteşem bir açılış yaptı İstikrarlı büyümesini sağlam temeller ile pekiştiren Aktif Grup, başarılı çalışmalar ile büyümesini taçlandırıyor
I
sıtma, Soğutma, havalandırma, imalat ,yalıtım, mekanik tesisat ve yenilenebilir enerji teknolojileri alanlarında müşterilerine teknoloji odaklı hizmet ve mühendislik çözümleri üreten Aktif Grup, Merkez yönetim binası açılışını 15 Eylül 2012 tarihinde İTO Başkanı.Murat Yalçıntaş ve sektörün önde gelen isimlerinin de katılımlarıyla gerçekleştirildi. Kurdela kesimi öncesinde açılış konuşması yapan, Yönetim Kurulu Başkanı Halim Özdemir, Grup şirketleri hakkında kısa bilgiler verdi. Hizmet hayatına, Aktif Isı ile 1995 yılında başladıklarını, hizmette kalite ve güven prensibine bağlı kalarak yaptıkları çalışmalar sonucu sektörde çok kısa sürede yer edinmeyi başardıklarını vurgulayarak, 2000 yılında Aktif Mühendislik firması kurulduğunu ve aynı hizmet anlayışı ile mekanik tesisat uygulamaları alanında da saygın bir yer edindiklerini belirten Özdemir, çevre ve enerji verimliliği bilinci ile, bu alandaki ihtiyaçları karşılamak amacıyla, 2005 yılında Aktif Çevre firmasının gruba katıldığını belirtmiştir. Satış ve uygulama alanlarında edindikleri, deneyimler ve başarılar sonucunda dördüncü firması olan Aktif Tesisatı 2009 yılında
72
nalburteknik.com
Kasım’12
kurduklarını söyleyen Özdemir , çıtasını yükseklere taşımanın vermiş olduğu heyecanla 2011 yılında Proaktif Yalıtım Sistemlerinin de grup şirketlerine katıldığını belirtmiştir. Aktif Grup; bugün konusunda uzman 5 şirketi ve 75 personeli ile çalışmalarını hız kaybetmeden sürdürmekte olup, 2500m2 yönetim, 6500m2 üretim ve depolama olmak üzere toplam 9000m2 alanda hizmet vermeye devam etmektedir.” Özdemir, kendilerinin bu günlere gelmesinde katkısı olan herkese, başta kendisine bu işi öğreten Rüknettin Küçükçalı ya, iş ortaklarına ve her zaman yanlarında olan MuratYalçıntaş’a teşekkür ediyorum” dedi.
18 YILLIK BİR GEÇMİŞ Açılışta bir konuşma yapan İTO Başkanı Murat Yalçıntaş; “Aktif Grup’un 18 yıllık bir geçmişi olduğunu, ısıtma, soğutma, havalandırma sektöründe gerçek bir birikime sahip ve basamakları birer birer ve sağlam adımlarla atmıştır.” Aktif Grup’un ilkeli, yenilikçi ve insana değer veren bir firma olduğundan da bahseden Yalçıntaş, yeni yerin Aktif Grup’a bereketli, hayırlı ve uğurlu olması söyledi.
kısa kısa
Kanca’dan eğitim yardımı Merhum Abdullah Kanca’nın 30 yıl önce başlattığı eğitime destek geleneği ailesi tarafından sürdürülmekte. 1980’lerden beri devam eden ilköğretime destek projesi kapsamında, bu yıl da Sürmene ve Köprübaşı ilçelerinde 17 okuldaki 1100 öğrenciye dağıtılmak üzere defter, kalem, silgi vb. temel eğitim malzemeleri ilçe milli eğitim müdürlüklerine teslim edilmiştir. Bu malzemelerin maddi imkanı kısıtlı ailelerin çocuklarına verilmesine özen gösterilmekte, böylece bölgenin gelir dağılımdan dolayı oluşan fırsat eşitsizliğine bir nebze olsun şifa bulmak amaçlanmaktadır. Doğdukları topraklara her fırsatta fayda sağlamayı ve özellikle de eğitim projelerini desteklemeyi amaç edinen Kanca ailesinin, Abdullah Kanca Meslek Yüksek Okulundan sonra, bağışladıkları arsa üzerine inşası devam eden öğrenci yurdu ise gelecek sene faaliyet girecektir. Kanca A.Ş. Genel müdürü Alper Kanca bölgedeki eğitim faaliyetlerine desteklemenin babalarından kalan bir vasiyet olarak gördüklerini ve Eğitime yönelik desteklerinin artarak devam edeceğini söyledi.
Vaillant yeni jenerasyon yoğuşmalı kombi cihazları Daha öncekilere göre % 30 küçük hacim, yüksek verim, 3* sıcak su konforu, akıllı eBUS sistemi ile ev konforunun küçük devi Vaillant ecoTEC Plus yoğuşmalı kombiler. Yeni jenerasyon Vaillant ecoTEC Plus Yoğuşmalı Kombiler, yeni dizayn şık görünümü ve sağladığı tasarruf ile ön plana çıkarken daha da küçülen ebadı ile her tür mekana kolayca monte edilebiliyor. Atık gaz kollektör entegreli paslanmaz çelik yoğuşmalı ısı eşanjörü ile tam ön karışımlı premix yanma tekniğini kullanarak % 106 (TS EN 677’ye göre) yüksek verim elde ediliyor. 20.000 Kcal/h ısıtma 25.000 Kcal/h sıcak su, 26.000 Kcal/h ısıtma 29.000 Kcal/h sıcak su ve 32.000 Kcal/h ısıtma ve sıcak su gücüyle üç farklı modelde sunulan kombiler, NOX sınıfı 5 emisyon değerleri ile çevre dostu kullanıma imkan tanıyor. Tek ve Vaillant patentli ActoSTOR modüler turbolux bağlantısı sayesinde, ekstra yer ihtiyacı olmadan daha bol ve sabit sıcaklıkta su konforu elde edilebiliyor.
Merten serisi ışıklı priz ile yolunuz hep aydınlık olsun Enerji yönetiminde global bir uzman olan Schneider Electric, daha önce sadece KNX otomasyon sistemleriyle birlikte sunduğu Merten anahtar-priz serisini, artık tüm Türkiye’deki Life Space bayilerinde satışa sunuyor. Merten Anahtar-Priz serileri Schneider Electric Life Space bayilerinde satışta. Schneider Electric, Merten Anahtar-Priz serilerini daha geniş bir pazara sunuyor. Merten serisi aynı zamanda Schneider Electric’in yeni Üst Segment Anahtar-Priz Fiyat Listesi’nde de yerini aldı. Ailenizin güvenliği günün 24 saatinde de önemlidir. Ve bilirsiniz ki, gece sizin uyuyor olmanız, evdeki herkesin uyuduğu anlamına gelmez. Merten serisi, tüm Life Space ürünleri gibi günlük yaşamınızı kolaylaştıran ve evinizi yaşamak için daha konforlu bir yer haline dönüştüren; kurulumu kolay, basit çözümlerden biri. Hayatınızı kolaylaştıran ve daha güvenli bir hale getiren Merten serisi ışıklı prizler, LED aydınlatma modülü sayesinde priz üzerindeki ışık sensörü vasıtasıyla karanlık olduğunda zemini otomatik olarak aydınlatıyor.
74
nalburteknik.com
Kasım’12
İnsan sağlığına zararsız, Filepoks su borusu ve tankları boyası İnsan sağlığını koruyucu özelliğe sahip Filli Boya Sanayi Boyaları, kullanıcıların tercihi olmaya devam ediyor
T
ürkiye’de boya sektörünün lider markası Filli Boya, geliştirdiği kullanıcı dostu, insan sağlığına zararlı katkı maddesi içermeyen Filepoks su borusu ve tank boyaları ile yüksek koruyuculuk sağlıyor. Günlük hayatta zararlı kimyasallar içeren endüstriyel boyalardan kaynaklanan tehlikelere karşı üretilen Filepoks, demir pasının ve kolay aşınan yüzeylerin oluşturduğu zararlı etkileri ortadan kaldırıyor. Deniz suyuna, mineral yağlara ve birçok kimyasal maddeye karşı dayanıklı ve antikorozif özelliğe sahip Filepoks, iki bileşenli yapısıyla uzun yıllar uygulanan yüzeylerin rengini korurken, uygulandıktan sonra aşınma ve sürtünmeye karşı da yüksek direnç sağlıyor. Ağır metaller içermemesi ve ekstra hızlı kuruma özelliğiyle sanayi borularının yanı sıra sağlığa duyarlı özelliğiyle su boruları üzerinde de pratik kullanımıyla tercih ediliyor. Daima üstün özellikli ürünler geliştiren insan ve çevre sağlığına duyarlı Filli Boya, yeni ürünler ile daima kaliteli ve öncü marka olmaya devam ediyor.
Kasım’12
nalburteknik.com
75
kısa kısa
Ahşap eşyalar Metylan Ahşap Rötuş Kalemi ile hayat buluyor Bien “En iyi Tasarımcı Ülkeler” listesinde yer aldı Türkiye seramik sektörünün dijital teknoloji öncülerinden Bien, Avrupa Birliği’nin uluslararası tasarım yarışması A’Design Award&Competition sonuçlarına göre açıklanan “En iyi Tasarımcı Ülkeler” listesinde Türkiye’yi ikinci sıraya taşıyan üç tasarım ekibi arasında yer aldı. Türkiye ve ihracat yaptığı 55 ülkede tasarım ve seramik alanında başarılı bir ivme yakalayan Bien, Avrupa Birliği’nin uluslararası tasarım yarışmasında en çok derece yapan ülkelerin sıralandığı “Top 100 En İyi Tasarımcı Ülkeler” listesinde, Türkiye’yi ABD’den sonra ikinci sıraya taşıyan üç tasarım ekibi arasında yer aldı. Bien’ in Yer ve Duvar karosu koleksiyonlarından İnci, Elhamra ve Eramosa, Seramik Sağlık Gereçleri ürünlerinden Lotus ve Fracture banyo takımları ile aldığı toplam 5 ödülle 140 ülke arasında listenin üst sıralarına girmeyi başardı.
Üstün teknolojisiyle her zaman fark yaratan ürünler geliştiren Henkel, ahşap yüzeyler için yeni bir çözüm sunuyor. Tüm ahşap yüzeylerde oluşan darbe ve çizikleri kapatan “Metylan Ahşap Rötuş Kalemi” ile sevdiğiniz ahşap eşyaları kolayca yenileyebilirsiniz. “Çamaşır ve Ev Bakımı”, “Kozmetik/Kişisel Bakım” ve “Yapıştırıcı Teknolojileri” alanlarında dünyanın öncü ve lider markalarından Henkel, yeni bir ürünü daha beğeniye sundu. Metylan Ahşap Rötüş Kalemi, ahşap yüzeylerdeki çizik gibi istenmeyen görüntüleri, profesyonel müdaheleye gerek kalmadan kolayca ortadan kaldırıyor. Metylan Ahşap Rötuş Kalemi, mobilya ve diğer tüm ahşap yüzeyler üzerinde oluşmuş darbe, sıyrık ve çizikleri mükemmel şekilde kapatarak, yıpranan yüzeylerin yenilenmesini sağlar. Ahşap mobilya, parke yüzey, banyo dolabı, çerçeve, kapı gibi tüm ahşap yüzeylerde kullanılabilir.
Graniser’den ihtiyaç sahibi okullara destek Seramik ve granit sektörünün önde gelen üretici ve markalarından Graniser, yeni eğitim yılında okullarda bina iyileştirme projelerine destek veriyor. İlk aşamada 4550 metrekare seramik hibe eden Graniser, ihtiyaç sahibi okullara yardım etmeye devam edecek. Graniser, Akhisar İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı 69 okulda kullanılmak üzere 4550 metrekare seramik hibe etti. Okullarda tadilatta kullanılmak üzere ihracat fazlası ürünlerden 3905 metrekare duvar ve 645 metrekare yer için seramik yardımında bulunan Graniser, ihtiyaç sahibi okullara verdiği desteklere devam edecek. Manisa merkezli Graniser firmasının ilk olarak kendi bölgelerinde destek amaçlı yola çıktıklarını ifade eden Graniser Seramik Genel Müdür Yardımcısı Kenan Çebi “Yardımlarımıza öncelikle kendi ilçemizden başladık. İlerleyen zamanlarda ülkemizdeki tüm İhtiyaç sahibi okullara gücümüzün elverdiğince destekte bulunacağız. Çocuklarımız okusun” dedi.
76
nalburteknik.com
Kasım’12
Serra’dan yer ve duvar karolarında yeni ürün ‘Lava’ Serra’nın yeni ürünü Lava, bu yıla damgasını vuran çimento görünümlü zeminler için en iyi alternatifi sunuyor
S
eranit Yapı Grubu’nun genç markası Serra’nın, yer ve duvar için geliştirdiği ürünü Lava, çimento görünümü ile son dönemdeki popülerliğini koruyor. Serra, Lava ile tüm dünyada büyük ilgi gören çimento görünümüne sahip yer ve duvar karolarında en iyi alternatifi sunuyor. Rustik, çimento görünümlü bu ürün, 40x80 duvar ve 40x40 porselen karo olarak sunuluyor. Rektifiyeli ve mat yüzeye sahip bu ürün, krem, kahve ve cement gibi doğal renk alternatiflerine sahip. Gün içinde değişen ışık ve gölge oyunlarıyla mekanlara hareketlilik katan Lava, çimentonun farklı tarz ve duruşuyla da günün modasını evlere taşıyor. Serra, duvar ve yer karoları için farklı tasarımları ve alışılmışın dışındaki ebatlarıyla sunuluyor. Serra ürünlerine, Seranit’in Türkiye çapına yayılmış mağazalarından ulaşmak mümkün.
Kasım’12
nalburteknik.com
77
kısa kısa
Dyo Türkiye’nin renklerini seçiyor Düşleyin, fotoğrafınızı yükleyin, büyük ödül sizin olsun. Dyo, “Türkiye’nin Renkleri” adını taşıyan yeni kampanyasına katılanlara sürpriz hediyeler kazanma fırsatı sunuyor. Dyo’nun kampanya uygulama sayfasına Facebook üzerinden bağlanıp fotoğraflarını yükleyerek Türkiye’nin renkleri arasında yerini alanlar, her hafta birbirinden değerli armağanlar kazanıyor. 11 Kasım’a kadar sürecek kampanya sonunda gerçekleşecek final çekilişinde ise 3 kişi, IPhone 4S, Samsung Galaxy S3 Cep Telefonu ve IPad 2’den oluşan büyük ödüllerden birinin sahibi olacak. Dyo, “Türkiye’nin Renkleri” kampanyası ile hem Türkiye’nin renklerini seçiyor, hem de katılanlara birbirinden özel hediyeler kazandırıyor. Dileyen herkesin katılabileceği, kampanyaya özel olarak hazırlanan www.turkiyeninrenkleri.com adlı internet sitesi, http://www.dyo.com.tr ve https://www.facebook.com/dyo adresleri üzerinden ulaşmak mümkün. Katılımcılar, facebook ya da site üzerinden kişisel bilgilerini girerek kayıt yaptırdıktan sonra yüzlerinin net olarak göründüğü bir fotoğrafı yükleyip, Dyo renkleri ile renklendiriyor. Böylece Türkiye’nin renkleri arasındaki yerlerini alanlar çekilişe katılma hakkı kazanıyor.
Her mekana uygun estetik hava kanalları Form Şirketler Grubu’nun imalat ayağını oluşturan Form Endüstri Tesisleri San. A.Ş, Ankara’daki tesislerinde ürettiği ‘yuvarlak ve oval’ hava kanallarıyla modern mimariyle uyumlu ve pratik havalandırma çözümleri sunuyor. Galvaniz, alüminyum ve paslanmazdan üretilen hava kanalları, hızlı ve kolay kurulumları, dayanıklı, sessiz ve kolay temizlenebilme özelliğiyle mekanlarınızın iç hava kalitesini arttırıyor. Renk seçenekleri ve içten yapılan yalıtım sayesinde mekanlarla uyumlu estetik bir görünüme imkan tanıyor. Yuvarlak ve Oval Havalandırma Kanallarının avantajları. Uzun ömürlüdür. C sınıfı sızdırmazlık özelliğine sahiptir. Basınç kayıp değerleri düşüktür. Contalı ve flanşlı tip olarak üretilebilir. Ucuz ve pratik askı sistemlerine sahiptir. Montaj kolaylığı sağlar. Hızlı ve fabrikasyon üretilir. Kolay temizlenebilme özelliğine sahiptir. Form hava kanalları, alış veriş merkezleri, spor salonları, hangarlar, hastaneler, depolar, fabrikalar gibi temiz havanın taşınmak istendiği tüm mekanlarda güvenle kullanılabilir.
VitrA’dan 4 Farklı duş alanı VitrA, duş keyfini ruh haline göre farklılaştırmak isteyenlere, dört farklı öneri sunuyor. “Can sıkıntısı ve moral bozukluğu duş yaparken müzik dinlemekle geçer.” diyenler için, Bluetooth bağlantılı müzik sistemiyle Notte. Dinamik ve hızlı yaşayan, kısa sürede pratik duş keyfiyle yorgunluğunu atmak isteyenlere Eco Enjoy masajlı duş sistemi. Evde duş keyfini masajla birleştirip rahatlamanın tadına varmak isteyen masaj tutkunlarına Cubido kompakt kabin. Küçük banyoları genişleten, her boya ve ölçüye uygun seçenekleriyle duş keyfinden ödün verdirmeyen Optimum duş tekneleri. VitrA’nın; aralarında Ross Lovegrove, Noa ve Matteo Thun’un olduğu tasarımcıların imzasını taşıyan duş ürünleri satışa sunuluyor.
78
nalburteknik.com
Kasım’12
ODE’den bir ilk daha: WIACO’ya destek ODE Yalıtım, Dünya Yalıtım ve Akustik Kongresi’ne sponsor olan ilk Türk firması oldu
Y
erel bir güçten global bir marka yaratma hedefine doğru emin adımlarla ilerleyen ODE Yalıtım, 19-21 Eylül 2012 tarihleri arasında Paris’te düzenlenen ve uluslararası arenadaki en önemli yalıtım kongrelerinden olan WIACO (World Insulation & Acoustic CongressDünya Yalıtım ve Akustik Kongresi)’ya sponsor oldu. Bir dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen ODE Yalıtım, bu yıl 10.cusu düzenlenen ve ‘Yalıtım: Sürdürülebilir Dünyaya Katkımız’ temasının işleneceği, WIACO ’ya sponsor olan ilk ve tek Türk firması oldu. Bu sene 20’den fazla ülkenin katıldığı kongrenin sponsorlarından olan ODE Yalıtım’ın Pazarlama Direktörü Burak Serkan Çakır “ODE Yalıtım, bir ilki gerçekleştirerek dünya sahnesinde ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Sektörün en büyük ve en prestijli kongrelerinden birine sponsor olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi. Burak S. Çakır, bundan sonra da çeşitli uluslararası kongreleri desteklemeyi hedeflediklerini belirtti. Yalıtım sektöründe düzenlenen en büyük ve en önemli uluslararası kongrelerden olma özelliğini taşıyan WIACO, FESI (European Federation of Associations of Insulation Companies- Avrupa Yalıtım Firmaları Birlikleri Federasyonu), NIA (National Insulation Association – (Amerika) Ulusal Yalıtım Birliği) ve SNI (Syndicat National I’Isolation – Fransa Ulusal Yalıtım Birliği) tarafından 4 senede bir düzenleniyor. Ev sahipliği yapan kuruluşa göre Avrupa veya Amerika’da gerçekleştirilen kongrenin 2012 yılındaki adresi SNI’nin ev sahipliği ile Paris olarak belirlendi. Bu yıl onuncusu düzenlenen ve ana teması ‘Yalıtım: Sürdürülebilir Dünyaya Katkımız’ olarak belirlenen WIACO Kongresi sponsorlarını, iş hacmi, güvenilirlik ve bilinirlik gibi kriterleri göz önünde bulundurarak seçiyor. Kongrede endüstriyel ve teknik dönüşüm, ekonomik ve çevresel durumlar, akustik ve enerji verimliliği gibi pek çok sektörel konu başlığı 3 gün boyunca tartışıldı.
Kasım’12
nalburteknik.com
79
Yeni nesil, çevre dostu asansörler Yenilikçi ve üstün teknolojiye sahip ürünleri ile asansör sektörünün zirvesinde yer alan Kleemann da sürdürülebilir çevre için adım atan markalar arasında yerini almış bulunuyor
T
eknoloji, sanayi devriminden günümüze sürekli bir gelişme içinde. İnsan nüfusu ve buna bağlı olarak tüketim ihtiyaçları artıyor. Enerji tüketimi arttıkça çevre sorunları da büyüyor. Tüm bu gelişmeler ise dünyamızın ve üzerinde yaşayan tüm canlıların geleceğini tehdit ediyor. Çözüm ise çevreci enerji kullanımı ve etkin enerji planlamasında. Yenilikçi ve üstün teknolojiye sahip ürünleri ile asansör sektörünün zirvesinde yer alan Kleemann da sürdürülebilir çevre için adım atan markalar arasında yerini almış bulunuyor. Kleemann en yüksek performansı en az enerji tüketimi ile sağlayan yeni nesil hidrolik ve elektrikli asansörler tasarlıyor.
ÇEVRE DOSTU OLMASI YANINDA % 50 ENERJİ TASARRUFU SAĞLIYOR Araştırma ve geliştirme çalışmalarına büyük önem veren Kleemann, hidrolik asansörlerde devrim yaratan bir yeniliğe imza attı. Asansör sektörünün lider markası, geliştirdiği eşsiz teknoloji ile yeni nesil,çevre dostu hidrolik asansörlerinde,üstün performanstan ödün vermeden büyük oranda enerji tasarrufu sağlamayı başardı. Kleemann’ın çevre dostu hidrolik asansörleri, geleneksel modellerle karşılaştırıldığında %50’ye kadar daha düşük enerji tüketiminin yanı sırabirçok önemli avantajlar da taşıyor: Yük ve ısı ne olursa olsun C-LRV elektronik valf vasıtasıyla mükemmel hareket kalitesi. Hassas seviyeleme ve duruş özelliği (yeni EN 81-2/A3 standardına tam uygunluk). Soğutucu gerektirmemesi. Y-üçgen veya softstarter gibi kalkış bağlantılarına gerek duymaması. Düşük kalkış akımı (daha düşük ana elektrik besleme ihtiyacı – bina için). Taşınan yükten bağımsız sabit hız ayarlanabilmesi.Bu şekilde daha da yüksek enerji tasarrufu. VDI 4707 enerji tüketim sertifikasına sahipKleemannçevre dostu hidrolik asansörler; LED teknolojisi ile kabin aydınlatma, özel bekleme modunda çalışma(Inverter, ışıklandırma ve göstergeler, asansör çalışmadığı zaman kapanır), elektronik kontrol paneli, daha kolay kurulum için valf, invertörve kontrol paneli ayarlarının öncedenyapılması gibi özellikleriyle de dikkat çekiyor. Elektrikli asansörlerde de %55’e kadar enerji tasarrufu sağlayan teknoloji. Kleemann Asansör Satış ve Pazarlama Müdürü Stefanos Parizyanos geliştirdikleri teknoloji ile elektrikli asansörlerde de % 55’e varan enerji tasarrufu sağladıklarını belirtiyor. Parizyanos, “Çevre dostu elektrikli asansörlerimizde de enerji tasarrufunun yanı sıra çok önemli avantajlar sunuyoruz. Dişlisiz makine, kademesiz hız kontrollü, özel bekleme modu paneli bunlardan sadece birkaçı.” diyor.
80
nalburteknik.com
Kasım’12
Yangın yalıtımı yangında hayat kurtarır İzocam’ın Taşyünü ürünleri ile destek verdiği “Yangın Yalıtımı Yangında Hayat Kurtarır” başlıklı etkinlik 11 Ekim tarihinde Nasuh Mahruki ve Kadir Çöpdemir’in de katılımıyla Nimetullah Mahruki İlköğretim Okulu’nda gerçekleştirildi
I
sı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği İzoder’in yangın yalıtımına dikkat çekmek adına projelendirdiği “Yangın Yalıtımı Yangında Hayat Kurtarır” başlıklı etkinliğe AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Nasuh Mahruki, Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürü Necati Özçolak, Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel ve Kadir Çöpdemir de katıldı. Yangın yalıtımına dikkat çekmek için Türkiye’de ilk kez bir devlet okulunda uygulanan bu projede yangına karşı korunumlu kaçış koridorları ile yangın sırasında öğrencilerin kaçabilmeleri için güvenli ortam ve süre oluşturuldu. “Yangın Yalıtımı Yangında Hayat Kurtarır” projesi, yangın yalıtımlı binalardaki kurtarma çalışmalarının kendilerine ve itfaiye ekiplerine çok ciddi zaman kazandırdığını söyleyen AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Nasuh Mahruki, İzocam’ın katkılarıyla İZODER tarafından Nimetullah Mahruki İlköğretim Okulu’nda yapılan yangın kaçış koridorlarının yangında öğrencilere 30-120 dakika arası kaçış süresi sağlayacağını söyledi. Alınması gereken önlemlere de değinen Nasuh Mahruki, öğrencilerle yangından kaçış tatbikatı gerçekleştirdi. Öğrencilerin yanısıra tatbikata Kadir Çöpdemir ile birlikte öğretmen ve veliler de katıldı. Kadir Çöpdemir öğrenci, öğretmen ve velilerden yangın yalıtımının yaygınlaştırılması adına edindikleri bilgileri arkadaş ve çevreleri ile paylaşmalarının ne kadar önemli olduğunu iletti. Proje ile ülkemizde yalıtım bilincini geliştirilmesi, yalıtımın ülke ekonomisine ve bireylere sağladığı faydaların anlatılması hedeflendi. Yangın yalıtımının önemini sık sık gündeme taşıyan İzocam da Taşyünü ürünü ile yangından güvenli kaçış yolları sağlanmasına önemli bir katkıda bulundu.
Kasım’12
nalburteknik.com
81
Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı ve Çevre Dostu Binalar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Melih Şimşek: “Türkiye’de her geçen gün şirketlerin çevreye olan duyarlılığı artıyor ancak daha yolun başındayız, kat edilmesi gereken çok yol var” dedi.
Dönüşüm özel sektör ve kamu için bir fırsat
T
ürkiye’de kentsel dönüşüm ile 6,5 milyon bina yeniden inşa edilecek. Bu binaların çevre dostu teknolojiler ile yeşil bina olarak inşa edilmesi durumunda yıllık yaklaşık 30 bin gWh enerji tasarrufu sağlanmış olacak. Bu sene 17- 23 Eylül tarihleri arasında kutlanan Dünya Yeşil Binalar Haftası nedeniyle açıklamada bulunan Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı ve ÇEDBİK Yönetim Kurulu Üyesi Melih Şimşek, dünyanın en pahalı enerjisini yüzde 70’ler düzeyinde dışa bağımlı kullanan bir ülke olarak, enerji ve sürdürülebilir verimlilik için özel sektör ve kamunun elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi. Şimşek: “Yeşil binaların, enerji verimliliği ve çevre duyarlılığı anlamında atılacak adımlardan en önemlisi olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizde enerji bu kadar pahalı ve doğal kaynaklar tüm dünyada büyük bir hızla tüketilirken, kullandığımız kaynakların yerine konmasını sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız. Kentsel dönüşüm bu anlamda yeni inşa edilecek birçok binanın yeşil bina olması için bir fırsattır” dedi.
ÇEVRE DOSTU BİNALAR
Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı ve Çevre Dostu Binalar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Melih Şimşek
82
nalburteknik.com
Kasım’12
Yeni yapılan binaların mutlaka çevre dostu kriterlere uygun yeşil binalar olarak inşa edilmesinin gerekliliğinin altını çizen Şimşek şöyle konuştu: “Bir yapının yeşil bina olarak kabul edilmesinde lokasyon, tasarım, kullanılan yapı malzemelerinin özellikleri, yapı tekniği, atık malzemelerin yeniden kullanımı gibi birçok konu etken faktördür. Biz Akşan Yapı olarak yüzde 90 geri dönüştürülebilir
bir malzeme olan çeliği kullanarak ülkemizde yeşil binaların yaygınlaşması için üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Yapısal çelik sistemi sayesinde Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında çevre dostu binalar inşa ediyoruz.” Şimşek sözlerine şöyle devam etti: “Binalarda geri dönüştürülebilir yapısal çelik sistemi kullanımı başta ısı yalıtımı olmak üzere üst düzey enerji verimliliği için de daha fazla avantaj sağlıyor. Diğer taraftan inşaat sırasında minimum su tüketimi sağlayarak su kaynakları ve yer altı sularının azalma ve kirlenme riskini azaltıyor.”
YAPISAL ÇELİK SİSTEMİ
Yeşil bina uygulamalarına Akşan Yapı’nın İzmir’de inşaatına devam ettiği 35. Sokak projesini örnek gösteren Melih Şimşek proje hakkında şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin yapısal çelik sistemi ile inşa edilen en büyük konut projesi olan 35. Sokak, çevre dostu özellikleri ile ülkemizin BREEAM Sertifikası’na sahip ilk ve tek konut projesidir. Biz her şeyden önce 35. Sokak’ın inşa edileceği arazinin ekolojik değerini inceleyerek işe başladık ve düşük ekolojik özelliği ile arazinin uygunluğunu belirledik. Yapısal çelik sisteminin farklı kesit tasarımlarına olanak verebilmesi sayesinde İzmir bölgesi için belirlenmiş eşik ısı geçiş değerlerinden % 50 daha fazla verimlilik sağladık. Yine bu sistem sayesinde 35. Sokak’ın inşaatı sırasında 30.455 ton su tasarrufu elde ettik.” Havadan suya ısı pompası kullanarak karbon emisyonunu azalttıklarını belirten Melih Şimşek yüksek verimli ısı pompası sayesinde 376.000 kWh elektrik tasarrufu yapılarak, yılda 272 ton daha az karbon salımı gerçekleşeceğini söyledi. Projenin sosyal tesisi ve ortak alanlarının yaklaşık 350 kW elektrik ihtiyacı güneş panelleri ile elde edileceğine dikkat çeken Şimşek bu sistem ile de yılda 290 ton daha az karbon salımı gerçekleşeceğini vurguladı. 35. Sokak’ın iç mekan konfor koşullarını artıran kaplama ve bitirme malzemeleri, ‘Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ ve yapısal çelik sisteminin öngördüğü şekilde seçilirken geri dönüşüm oranları da projenin dikkat çeken bir diğer özelliği olarak ortaya çıkıyor. Proje ömrünü tamamlayıp yıkılması gerektiğinde yaklaşık 4.050 ton çelik geri dönüştürülebilecek.
Kasım’12
nalburteknik.com
83
Akçansa çimento sektörü ve İSG uzmanlarını bir araya getirdi Türk çimento ve hazır beton sektörünün lider şirketlerinden Akçansa tarafından Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ve Çimento Endüstrisi İşverenler Sendikası (ÇEİS) işbirliği ile düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı sektör temsilcileri ile iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarını buluşturdu Akcansa Genel Müdürü Hakan Gürdal
güvenliği konusunda gösterdikleri hassasiyet ve örnek davranışları nedeniyle İSG Öncüsü Ödülü’ne layık görülen Selahattin Karaman, Muhammet Tüloğlu ve Ziya Özağır’a ödülleri takdim edildi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ
Ç
imento ve hazır beton sektörünün lideri Akçansa önderliğinde bu yıl ilk kez düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryum Salonunda gerçekleştirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez’in yanı sıra YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek ve Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal’ın açılış konuşmalarını yaptığı konferansa çok sayıda bakanlık yetkilisi ve akademisyen de katıldı. Bu yıl ilk kez düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı kapsamında yeni iş sağlığı ve güvenliği kanununun çimento ve hazır beton sektörüne etkileri değerlendirildi. Çimento ve Hazır Beton sektörünün önde gelen isimlerinin yanı sıra sendika ve sivil toplum kuruluşlarının yoğun katılımıyla gerçekleşen konferansta sektörün iş sağlığı ve güvenliği sorunları ile yeni yasanın bu sorunların çözümüne hizmet edip etmediği gibi konular masaya yatırıldı. Akçansa İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nda ayrıca, çimento ve hazır beton tesislerinde sağlık için yapılması gerekenler ile iş sağlığı ve güvenliği alanındaki örnek uygulamalar da aktarıldı. Konferans kapsamında Akçansa çalışanları için verilen İş Sağlığı ve Güvenliği ödülleri de sahiplerini buldu. 2011 yılında iş sağlığı ve
84
nalburteknik.com
Kasım’12
Konferansa katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, İş Sağlığı ve Güvenliği konusundaki hassasiyetleri nedeniyle Akçansa, YTÜ ve ÇEİS yetkililerine teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için geniş kapsamlı olarak çalışmalarına devam ettiğini belirtti. Haziran ayında yürürlüğe giren yeni iş sağlığı ve güvenliği yasasının önemine vurgu yapan Etyemez, “Hazırlanan yasa ile birlikte bu güne kadarki iş sağlığı ve güvenliği hükümleri ilk kez mevzuatımızda yer almış oldu. İş sağlığı ve güvenliği konusunda kuralcı bir yaklaşımdan ziyade önleyici, iyileştirici ve geliştirici bir yaklaşımı benimsiyoruz. Yeni yasada iş sağlığı ve güvenliği konusundaki kararlara işçilerin katılımının sağlanması hedefleniyor ve İSG yaklaşımı, işverenlerin çalışanlara karşı bir sorumluluğu olarak tanımlanıyor” dedi. Yasanın çalışanlar kadar işletmelere de yararlı olacağını belirten Halil Etyemez, “Sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı yalnızca çalışan güvenliği açısından değil işletme verimliliği ve itibar açısından da çok önemli bir konudur. Gayrı Safi Milli Hasılanın 1.3 trilyon düzeyinde olduğu ülkemizde 2011 yılında iş kazaları ve meslek hastalıklarının maliyeti 52 milyar TL olmuştur. Yaşamını ve sağlığını kaybedenlerin yakınlarının acılarının ise maddi bir karşılığı yoktur. Sosyal politikalarla desteklenmeyen ekonomik programlar başarısız olur. Bu nedenle sürdürülebilir bir sosyal güvenlik politikasının ve çalışma barışının sağlanması öncelikli hedeflerimizden olmalıdır” dedi.
AB NORMLARINDA BİR SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek iş sağlığı ve güvenliği konusunda düzenlenen bir konferansa ev sahipliği yapmaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek başladığı konuşmasında “İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle çok fazla insan zarar görüyor. Gerek manevi gerekse maddi boyutuyla bize zarar veren ve hassasiyetle yönetilmesi gereken bir konu. Bakanlığın bu konudaki
Çalısma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez
çalışmalarının başarılı olması için işverenlerin de konuyu yakından takip etmesi ve desteklemesi gerekli. AB normlarında bir sosyal güvenlik sisteminin uygulanır hale gelmesi Türkiye için son derece önemli” dedi.
“BAŞKA SEKTÖRLERE YOL GÖSTERMEYİ HEDEFLİYORUZ” Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal ise İş Sağlığı ve Güvenliği meselesinin özellikle üretim sektörü açısından en öncelikli konu olduğunu belirterek, “Türk Çimento sektörünün lider markası olarak bu konuyu sahiplenmeyi, gündeme taşımayı görev addettik. Bakanlığımızın ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nin değerli katkılarıyla bu toplantıyı gelecek yıllarda da geleneksel olarak gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Amacımız, konunun taraflarını düzenli olarak bir araya getirerek iş sağlığı ve güvenliği bilimine katkıda bulunmak ve sektörümüzde iş sağlığı ve güvenliği kriterlerine ilişkin farkındalık oluşturarak başka sektörlere yol göstermek. İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu’nun, gelecekte içeriği ve katılımcıları ile sürekli gelişerek daha kapsamlı bir buluşmaya dönüşmesini umuyoruz. Bu buluşmanın sektörümüzün yöneticileri ile konunun uzmanlarını bir araya getirerek mevcut durumu ve geleceğe dönük olarak yapılması gerekenleri saptamak adına bir fırsat olacağını düşünüyoruz” dedi.
ÇEİS’TEN AKÇANSA BÜYÜKÇEKMECE FABRİKASI’NA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖDÜLÜ ÇEİS İSG Kurulu’nun Türkiye’deki Çimento Üretim Tesisleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda iş sağlığı ve güvenliği performansı en yüksek tesisler belirlendi. Yapılan değerlendirme sonucunda Akçansa Büyükçekmece Tesisi, “Çimento Sektörü İş Sağlığı ve Güvenliği Performans Ödülü”ne layık görüldü. ÇEİS tarafından yapılan açıklamada Akçansa Büyükçekmece Fabrikası’nın 2007 yılından itibaren iş sağlığı ve güvenliği konusunda en iyi performans gösteren üç tesisten biri olduğu belirtildi.
Kasım’12
nalburteknik.com
85
. Yenilikleri ile öncü bir fırma:
Akdeniz Çivi Yeniliklerin öncüsü Akdeniz Çivi, dünyadaki yeni uygulamaları Türkiye’ye getirerek kullanıcıların kalite ve üretim verimliliklerinin artmasına yardımcı oluyor
H
avalı el aletleri ve konusunda sektörün en güçlü firmalarından olan Akdeniz Çivi, yurtdışından ithal ettiği mobilya, inşaat ve ağaç palet sektörünün ihtiyacı olan havalı, gazlı, elektrikli ve barutlu tabanca çeşitlerinin tümünü ve bu tabancaların kullandığı her türlü çivi, zımba teli, klips, C-ring ve metal/beton pinleri, şerit vida çeşitleri, NK çivi ve kapsülleri, çelik T-çiviler, V-çivi, cam çivisi ve zıvana çivilerini ürün çeşitleri ile hizmet vermeye devam ediyor. Akdeniz ve Nail ve A-Mex markasıyla ürünlerini pazarlamakta olan firma, aynı zamanda Japon Max firmasının da Türkiye distribütörüdür. Ayrıca Rapid ürünlerinin bayisidir. Firmamız hızla büyüyen, yeniliklere açık sektörün her türlü ihtiyacına cevap veren, Türkiye’nin her bölgesinde satış ağı olan güçlü bir firmadır. Akdeniz çivi daima yeniliklere öncü bir firma olmuştur. Firmamız dünyadaki yeni uygulamaları Türkiye’ye getirerek kullanıcıların kalite ve üretim verimliliklerinin artmasına, maliyetlerini düşmesine vesile olmaktan mutluluk duymaktadır. Bu amaçla Türkiye’de palet sektöründe havalı çivi tabancalarını yaygın olarak kullanılmasına öncülük etmiştir. Eskiden işçilerin el ile çaktığı palet sektöründe havalı tabancalar sayesinde üretim katlanarak artmış, işçilik maliyetleri ve üretim verimliliği artmıştır. Bugün elektrik kesildiğinde dahi işçiler elle çakma yerine beklemeyi tercih etmektedir. Eskiden 1300 dolardan satılan bu tabancaların fiyatı bizim sektöre girmemizden sonra 200-300 dolara kadar düşmüştür. Parke sektöründe parke ve sıva dibi çıtaları el ile çakılırken artık brad tabanca ve çivileri ile seri şekilde çalışma imkanı doğmuştur. Yatak sektöründe klips tabanca ve çivilerin kullanımıyla üretim, kalite ve verimlilik artmış, işçilik maliyeti düşmüştür. Mobilyacılıkta, resim çerçeve imalatında köşe birleştirme işlerinde kullanılmak üzere getirdiğimiz havalı zıvana tabancası ve zıvana çivileri (dalgalı saç) sayesinde kalite ve üretim verimliliğinin arttığı buna karşılık işçiliğin düştüğü, karlılığın artığı görülmektedir.
AKDENİZ ÇİVİ HER ZAMAN YANINIZDA
C-ring (halka) kullanımı çuval bağlama, çiçekçilik, montaj işleri, kafes telleri birleştirme işleri gibi hizmet sektörüne ve ambalaj sanayine tanıtılmış ve elle yapılan işlere göre büyük kolaylık getirerek üretim artışı sağlamış, işçilik ve diğer maliyetlerin düşmesini sağlamıştır. Plastiğe dizili vida ve
86
nalburteknik.com
Kasım’12
elektrikli ve şarjlı vidalama tabancası ile vidalama yapma işi mobilya ve alçıpan sektöründe çığır açmıştır. El ile veya tek tek tabanca ile vidalama yerine şerit vidalarla seri şekilde vidalama bu sektörde yapılan üretimlerin artmasına işçilik maliyetlerinin çok büyük oranda düşmesine ve karlılığın artmasına sebep olmuştur. Yine ilk defa inşaat sektöründe el ile demir bağlama işine son veren demir bağlama makinalarını Türkiye’ye firmamız getirmiştir. 5 işçinin yaptığı işi tek makine 1 işçi ile yapabilmekte ve demir bağlama işi standardına uygun olarak tel bağlamaktadır. Üretimi katlayarak artırdığı ve maliyetleri düşürdüğü için bu sektörde artık elle demir bağlama işinin yerini kısa sürede alacağına inanıyoruz. Yüksek basınçlı tabanca ve kompresörler yardımıyla özel metal/beton uygulamalarının gerçekleştirilmesi işinin de öncüsü yine firmamızdır.
Kasım’12
nalburteknik.com
87
Mst iş makinalarında doğru adres Sanko Holding’in iş makinaları sektöründeki şirketi Sanko Makina’nın Gaziantep’teki modern tesislerinde ürettiği bekoloder (kazıcı-yükleyici) ve telehandler (teleskopik forklift), kamu sektörünün de tercihi olmaya devam ediyor
88
nalburteknik.com
Kasım’12
D
evlet Malzeme Ofisi ve İller Bankası yetkililerinin katıldığı törende, üretim hattından çıkarılan ve gerekli testleri yapılan 30 bekoloder ve 14 telehandler, kurum uzmanlarının detaylı kontrolleri sonrasında teslim alındı. Teslimat törenine, SankoMakina adına, İş Geliştirme Koordinatörü Ertan Paşa, Satış Koordinasyon Şefi Gönenç Udumlu, İmalat Makinaları Satış Direktörü Aydın Karlı ve Kamu Satış Müdürü Hakan Saral katıldı. Sanko Makina iş makinalarının konforu, kullanım rahatlığı, düşük yakıt sarfiyatı ve satış sonrası hizmetlerin 24 saat, kesintisiz sürdürülmesi, özel sektörün yanı sıra, kamu sektörünün de tercihinde etken oluyor. Gaziantep 4’ncü Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 42 bin metrekare alan üzerine kurulan Sanko Makina, ultra modern üretim tesislerinde pazar ve müşteri talepleri doğrultusunda araştırma ve geliştirme faaliyetleri sonucu yüksek performanslı iş makinaları üretimi gerçekleştiriyor.
İlk ve tek akredite laboratuvar Stoper tarafından hizmete açıldı Türkiye’deki bitümlü membran üreticileri arasında ilk ve tek akredite laboratuvar Stoper tarafından hizmete açıldı
2
007 yılında üretime başlayan ve polimer bitümlü membran üretiminde son teknolojiyi Türkiye’ye getiren “Stoper Yapı ve Yalıtım Sistemleri A.Ş.” Laboratuvarı akreditasyon sürecini tamamlayarak, Türkiye’deki bitümlü membran üreticileri arasında tek akredite laboratuvarı olan firma oldu. Teknik yeterliliğin güvenilir bir göstergesi olarak hem ulusal, hem de uluslararası saygınlığı ifade eden ve yaklaşık 1 yıl süren akreditasyon sürecinin tamamlanmasıyla “Stoper Laboratuvarı” tarafından sunulan tüm raporlar uluslararası arenada da kabul görmeye başladı. Müşterilerine daha güvenilir test ve deney hizmeti vermeyi hedefleyerek akreditasyon sürecini başlatan Stoper; “Kalınlık Tayini, Yüksek Sıcaklıkta Akma Mukavemeti Tayini, Düşük Sıcaklıkta Esnekliğin Tayini, Çekme Özellikleri Tayini, Boyut Kararlığının Tayini, Çivi ile Yırtılmaya Karşı Direncin Tayini, Statik Yüklere Mukavemetin Tayini, Darbe Dayanımının Tayini, Granüllere Yapışma Tayini” olmak üzere 9 farklı deney metodundan akredite oldu. Güvenilir deney hizmetlerini mümkün kılan test araç ve gereçleri ile donanan Stoper Laboratuvarı sadece Stoper ürünleri için değil, bağımsız ve akredite yapısı sayesinde aynı zamanda tüm sektöre hizmet vermeyi hedefliyor.
Kasım’12
nalburteknik.com
89
Kütahya Zafer Havalimanı’nın çatısında Wavin quickstream sifonik yağmur suyu tahliye sistemi kullanıldı Dünya’nın lider plastik boru üreticisi Wavin yenilikçi, proje çözümü sağlayan ürünlerini her geçen gün artan çeşitliliği ile pazara tanıtmaya devam ediyor tarafından onaylı ekipler ile gerçekleştirilirken projelendirme Wavin’in kendi bünyesinde yapılmıştır. Toplam alanı 12.850 m2 olan bina çatısına hem birincil tahliye sistemi hem de acil durum yağmur toplama sistemi kurulan bu uygulamada; 28 adet ısıtıcılı metal süzgeç ve 22 adet metal acil durum süzgeci ve süzgeçlere monte edilmişsıfırın altında 20 derecede bile etkili elektrikli ısıtıcılar kullanılmıştır. Boru hatları PE80-PN4 polietilen boru ile döşenmiştir. Bütün bağlantılar elektrofüzyon kaynağı ile yapılmıştır.
WAVİN QUİCK STREAM SİFONİK SİSTEMİN AVANTAJLARI
W
avinPilsa 1971 yılından beri devam ettirdiği üretim, satış ve pazarlama aktivitelerinin yanı sıra portföyüne eklediği yeni ürünlerle, proje bazında özel çözümler de sunmakta. Dünya’nın lider plastik boru üreticisi Wavin yenilikçi, proje çözümü sağlayan ürünlerini her geçen gün artan çeşitliliği ile pazara tanıtmaya devam etmektedir. Wavin kalitesi ile Türkiye pazarına sunulanQuickStreamSifonik Yağmur Suyu Tahliye Sistemikısa sürede oldukça ilgi görmüştür. Konvansiyonel yağmur suyu drenaj sistemine göre önemli avantajlar sağlayan Sifonik Sistem, Türkiye’de artan inşaat hızı ile birlikte birçok projede tercih edilmektedir. Özellikle geniş çatılı alışveriş merkezi, fabrika, havalimanı, okul, hastane gibi ticari uygulamalarda yaygın olarak kullanılan sifonik sistem Wavin kalitesi ile birlikte proje bazında anahtar teslim çözümler sağlamaktadır. 2012 yılında Türkiye pazarına giriş yapan Quick Stream Sifonik Yağmur Suyu Tahliye Sisteminin ilk uygulaması olan Kütahya Zafer Havalimanı çatı uygulaması Ağustos ayında tamamlamış ve sistem test edilerek çalışır şekilde ana yüklenici firma İÇTAŞ’ a teslim edilmiştir. Kütahya, Afyon ve Uşak illerine hizmet edecek Zafer Havalimanı’nın sifonik sistem uygulaması Wavin
90
nalburteknik.com
Kasım’12
Daha az iniş borusuna ihtiyaç duymasından dolayı; toplamda daha az miktarda boru kullanımı gerektirmektedir. Daha küçük çaptaki borular ile yağmur suyu çatıdan deşarj edilebilmektedir. Dolayısı ile daha az izolasyon ihtiyacı bulunmaktadır. Daha az iniş olduğu için; kullanılan küçük bağlantı rögarlarının sayısında azalma sağlamaktadır. Böylece temel kotunda daha az yatay kazı ile ana yağmur hattına bağlanabilmektedir. Çatıdan ana rögar bağlantısına kadar yatay hatlarda eğim ihtiyacı yoktur. Bu nedenle uygulama kolaylığı sağlar. Hızlı montaj edilir. Yüksek su taşıma hızı sayesinde kendi kendisini temizler. Bakım maliyeti minimumdur
Üretime güç katan fuarlar ülkemizin üretim merkezi Bursa’da Düzenlendiği ilk yıldan itibaren üretime güç katan ve beğeni ile takip edilen Bursa Metal İşleme Teknolojileri Fuarı ile BELEX 2012 Fuarı, 2012 yılı için “Uluslararası Fuar” niteliği kazanmış durumda
G
eçtiğimiz yıl 19 ülkeden 384 firma ve firma temsilciliğinin katılımıyla eş zamanlı hazırlanan fuarlar, yurtiçi ve yurtdışından 31 ülkeden toplam 36.162 kişi tarafından ziyaret edildi. Bu yıl da 45.000 profesyonelin ziyaret etmesi hedefi ile sanayi şehri Bursa’da hazırlanan Fuarlar; sac işleme, elektrik, elektronik, otomasyon, hırdavat ve iş güvenliği, endüstriyel su teknolojileri konularındaki lider üretici ve ihracatçı firmalar ile yurtiçi ve yurtdışından gelecek profesyonellerin iş bağlantıları kurmalarına olanak sağlayarak üretime güç katmaya devam ediyor. Ülkenin ve bölgesinin en kapsamlı buluşması olarak sektörlerinde büyük iş imkânları sunan fuarlarda, her türlü üretim aşamasında ihtiyaç duyulan; sac işleme makinesinden cnc tezgahlara, elektrik, elektronik ve aydınlatmadan iş güvenliğine, hırdavattan endüstriyel su teknolojilerine kadar geniş bir alanda kullanılan tüm ürünler bir arada sergilenecektir. Eş zamanlı hazırlanarak büyük bir sinerji oluşturacak fuarlar, yapılan etkin tanıtımlar ile yurtdışından Almanya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyet, Çin, Fas, Fransa, Filistin, Güney Kore, Hırvatistan, Katar, Kosova, İran, İspanya, İtalya, Makedonya, Mısır, Pakistan, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Suudi Arabistan, Tunus, Türkmenistan, Ürdün, Yugoslavya ve Yunanistan’dan davetli iş adamlarını, yurtiçinden ise sektörlerin yoğun olduğu Adana, Adapazarı,
92
nalburteknik.com
Kasım’12
Afyon, Aksaray, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Çanakkale, Denizli, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Karaman, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mersin, Samsun ve Trabzon başta olmak üzere 46 ilden gelecek profesyonelleri ağırlayacaktır. Ayrıca savunma sanayi, elektrik – elektronik sanayi, beyaz eşya sanayi, makine sanayinde üretim yapan firmaların satın alma yetkilileri de söz konusu fuarımıza özel olarak davet edilmiştir.
YENİ İŞ BAĞLANTILARI KURULACAK 6 ayrı salonda 40 bin metrekare kapalı alanda düzenlenecek olan fuarlarımızda; Salon 1, 2, 3 ve 4’te metal işleme makineleri, CNC tezgâhları, sac işleme teknolojileri, boru, profil işleme makineleri, vinç sistemleri, imalat sanayinde kullanılan makine ve yan sanayileri, el aletleri, teknik hırdavat, bağlantı elemanları, iş güvenliği, depolama ve raf sistemleri, Salon 5’te elektrik, elektronik, otomasyon ve aydınlatma, Salon 6 da ise endüstriyel su teknolojileri ile ilgili firmalar yer alacaktır. Metal işleme makineleri ve CNC tezgâhları başta otomotiv yan sanayi olmak üzere genel makine sanayinde yoğun olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde üretimin lokomotifi, ihracatın ikinci büyük şehri olan; tarım, gıda, otomotiv, tekstil, metal sektörlerinde büyük işgücüne sahip Bursa’da düzenlenecek Bursa Metal İşleme
BURSA METAL İŞLEME TEKNOLOJİLERİ FUARI
Teknolojileri Fuarı’nda sektörün en önemli üretici ve ihracatçı firmaları, yurtiçi ve yurtdışından gelen profesyonellerle iş bağlantıları kuracak, teknolojide ulaşılan son nokta topluca sunulacaktır. Belex Fuarı’nda endüstriyel potansiyeli yüksek olan Bursa ve çevresinde ihtiyaç duyulan elektrik, elektronik, aydınlatma, otomasyon ve iletişim sektörlerindeki son yenilik ve teknolojiler sergilenecektir. Sac, boru, profil işleme teknolojileri üretiminde Türkiye’de lider, dünyada sayılı şehirler arasında bulunan Bursa’da dördüncü kez organize edilecek Bursa Sac İşleme Teknolojileri Fuarı, ülkemizde konusunda ihtisaslaşmış tek fuar olma özelliği taşımaktadır. Üretim merkezi Bursa’da üçüncü kez düzenlenecek olan Hırdavat ve İş Güvenliği Fuarı, makine sanayinde ve her geçen gün önemi daha da artan iş güvenliği sektöründe kullanılan, en son teknoloji ile üretilen tüm malzemelerin bir arada bulunacağı bir platform oluşturacaktır. Söz konusu sektörlerin önde gelen üretici ve ihracatçı firmaları, fuar süresince profesyonellerle iş bağlantıları kuracak, sektörlerin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Bu yıl ilk kez TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi işbirliği ile organize edilen Ensutek Fuarı, su hazırlama sistemleri, kazan sistemleri, soğutma sistemleri, ölçüm teknolojileri, arıtma tesisleri, jeotermal sistemler ve diğer sektörel faaliyetler konularında ürün ve hizmetlerini sergileyecek sektörün lider firmalarının katılımı ile hazırlanmaktadır. Fuar ile eş zamanlı olarak yine Oda tarafından “1. Uluslararası Endüstriyel Su Teknolojileri Sempozyumu” gerçekleştirilecektir. Söz konusu sempozyumda konunun uzmanları tarafından; endüstriyel su yönetimi ve suyun geri kazanımı, endüstride su kaynaklı problemlerle mücadele, ölçüm, yönetim teknolojileri ve sektörel güncel konular ele alınacaktır.
94
nalburteknik.com
Kasım’12
Bursa Metal İşleme Teknolojileri Fuarı kapsamını; Talaşlı İmalat Makineleri (NC, CNC, Takım Tezgâhları), Presler, Kesici ve Tutucu Takımlar, Endüstriyel Fırınlar, Teknik Hırdavat ve El Aletleri, Aşındırıcılar ve Zımparalar, Endüstriyel Güvenlik Sistemleri, Redüktörler, Malzeme Kaldırma ve Taşıma Ekipmanları, Elektroerezyon Tezgâhları, Toz ve Elektrostatik Boya makineleri, Elektrik Motorları, Endüstriyel Hava Temizleme Sistemleri, Hidrolik Pnömatik Sistemleri, Kalıplar ve İşleme Sistemleri, Kaynak Makineleri ve Yedek Parçaları, Kesme Ekipmanları ve Yedek Parçaları, Kesme Yağları ve Sıvıları, Endüstriyel Otomasyon Sistemleri, Kompresörler, Kimyasalları, CAD/CAM Sistemleri ve Yazılımları, Diğer Makine Alet ve Donanımları ve ilgili yayınlar oluşturmaktadır. BELEX 2012 kapsamını; Elektrik Üretimi, Elektrik Çevrimi, Elektrik İletimi, Elektrik Dağıtım, Kumanda, Koruma, Aydınlatma, Elektrik Elektronik Test Cihazları, Yıldırımdan Korunma, Topraklama ve Paratonerler Elektronik Malzemeler ve Yardımcı Ekipmanlar, Güvenlik Sistemleri, Otomasyon Sistem ve Yazılımları, Hidrolik - Pnömatik Ekipmanları Fabrika Donanımları, Zayıf Akım Sistemleri, Sektörel Yayınlar ve Bilgisayar oluşturmaktadır. Bursa 3. Hırdavat ve İş Güvenliği Fuarı kapsamını; Teknik Hırdavat Makineleri ve Aksesuarları, Genel El Aletleri ve Aksesuarları, Bağlantı Elemanları, İş Güvenliği, Depolama ve Raf Sistemleri, Endüstriyel Takım Ekipmanları, Ambalaj, Plastik, Yapıştırıcı ve Kimyasal Malzemeler ve ilgili yayınlar oluşturmaktadır. Bursa Sac İşleme Teknolojileri 2012 Fuarı kapsamını; Sac Levha İşleme Teknolojisi, Yüzey Teknolojisi, Şekillendirme Teknolojisi, İşlemeye Yönelik Araç Teknolojisi, Presler, Kesme Ekipmanları, Kesme Yağları ve Sıvıları, Ayırma Teknolojisi, Sac Levha, Yarı Bitmiş ve Bitmiş Ürünler, İstifleme Makineleri, Fabrika ve Depo Donanımları, Proses Kontrolü ve Kalite Güvencesi oluşturmaktadır.
ENSUTEK FUARI Su Hazırlama Sistemleri; Filtrasyon Ekipmanları, Multimedya Filtreler, Kartuş Filtreler, Kum Filtreleri, Mikrofiltrasyon, Reçineli Sistemler, Ekipman Üreticileri, Reçine Üreticileri, Membran Teknolojileri, Membran Üreticileri, Ekipman Üreticileri, Ev Tipi Arıtma Cihazları, Edı - Elektrodeiyonizasyon, Çöktürme Sistemleri, Kazan Sistemleri; Endüstriyel Tip Kazan Üreticileri, Atık Isı Kazanları, Su - Buhar İletim Teknolojileri, Numune İstasyonları, Soğutma Sistemleri; Chiller Sistemleri, Paket Tip Soğutma Kuleleri, Soğutma Kulesi Üreticileri, Otomasyon Sistemleri, Filtrasyon (Side Stream Filtration), Ölçüm Teknolojileri; Laboratuvar Cihazları, Online Ölçüm Ekipmanları, Arıtma Tesisleri; Biyolojik Arıtma Sistemleri, Kimyasal Arıtma Sistemleri, Arıtma Tesisi Kurulum Ekipmanları, Filtrepresler / Beltpresler, Şartlandırma; Ters Ozmoz Şartlandırılması, Rejenerasyon Kimyasalları, Kazan Şartlandırma Teknolojileri, Soğutma Kulesi Şartlandırılması, Koagülantlar, Flokülantlar, Biyolojik Arıtma, Deniz Suyu Sistemleri (Desalinasyon), Artezyen Sistemleri, Jeotermal Sistemleri oluşturmaktadır.
Ağaç işleme makinesi ve İntermob fuarlarında rekor büyüme Her geçen yıl artan ziyaretçi sayısı ve niteliği ile yenilikçi ve gelişimci yönünü ortaya koyan fuarlar, son 3 yıl içerisindeki performansı ile dikkat çekti fuarları, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da iş bağlantıları gerçekleştirme anlamında bir adım daha önde olduğunu kanıtladı. Fuarlar Ürdün, Mısır, Kuveyt, Filistin, Sırbistan, Karadağ, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Bulgaristan, Azerbaycan, Hırvatistan, Suudi Arabistan, Arjantin, Finlandiya, Meksika, Yunanistan, İran, Lübnan, Ermenistan, Singapur, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Hindistan, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Tayvan, Beyaz Rusya, Romanya, Belçika, ABD, Almanya, İspanya, İtalya, Güney Kore, İngiltere, Nijerya, Arnavutluk, Polonya, Bosna Hersek ve Tunus’tan gelen alım heyetleri ile 2012 yılı damgasını vurdu.
T
üyap tarafından 13 - 17 Ekim 2012 tarihlerinde hazırlanan Ağaç İşleme Makinesi 25. Uluslararası Ağaç İşleme Makineleri, Kesici Takımlar, El Aletleri Fuarı ve İntermob 15. Uluslararası Mobilya Yan Sanayi, Aksesuarları, Orman Ürünleri ve Ahşap Teknolojileri Fuarlarını 6.904’ü yabancı toplam 61.543 kişi ziyaret etti. Ahşap, orman ürünleri ve mobilya yan sanayi sektörlerinin geleneksel buluşma noktası Ağaç İşleme Makinesi ve İntermob fuarları, Türkiye’nin yüzünü güldürdü. Bu yıl Almanya, ABD, Avusturya, Belçika, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Fransa, Güney Kore, Hollanda, Hindistan, Lüksemburg, İngiltere, İran, İspanya, İsrail, İsviçre, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Slovenya, Singapur, Tayvan, Türkiye, Yunanistan olmak üzere 27 ülkeden 859 firma ve firma temsilcisi ile kapılarını açan fuarları toplam 61.543 kişi ziyaret etti. Ağaç İşleme Makinesi ve İntermob fuarlarında katılımcılar; ürünlerini, teknolojilerini ve geleceğin trendlerini sergiledi. Çok sayıda firma ilk kez fuarlarda ürün lansmanlarını gerçekleştirirken, fuarlar 87 ülkeden gelen yabancı ziyaretçi sayısı ile yeni bir rekora imza attı.
SON 3 YILDA YÜZDE 33 ORANINDA BÜYÜDÜ
Türkiye ahşap, orman ürünleri ve mobilya yan sanayi sektörlerine hareket kazandıran fuarlar, katılımcıları ve ziyaretçilerine yeni açılımlar ve ticari fayda sağladı. İki fuar da, Türkiye dışındaki pazarlara ulaşma ve yatırımlar yapma, iş bağlantıları kurma anlamında geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da katılımcılarının beklentilerini karşıladı. 2010 yılında toplam ziyaretçi sayısı 46.215, yurt içi ziyaretçi sayısı 42.626 ve yurt dışı ziyaretçi sayısı 3.589 olan fuarlar, 2011 yılında toplam ziyaretçi sayısında 53.487’ye, yurt içi ziyaretçi sayısı 47.414’e, yurt dışı ziyaretçi sayısı ise 6.073’e yükseldi. Son 3 yılda toplam ziyaretçi sayısında yüzde 33, yabancı ziyaretçi sayısında yüzde 19 oranında artış sağlayan Ağaç İşleme Makinesi ve İntermob
96
nalburteknik.com
Kasım’12
SEKTÖRE KATMA DEĞER SAĞLADI İş ortaklıklarının oluşmasında ve yeni trendlerin belirlenmesinde önemli rol üstlenen Ağaç İşleme Makinesi ve İntermob; Ar-Ge, Endüstriyel Tasarım, Üretim, Satın Alma gibi konularda sektör profesyonellerine katkı sağlama, firmaların gelişimi ve bilgilendirilmesi anlamında çok önemli bir noktada duruyor. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelen profesyonel ziyaretçiler, firmaların standlarındaki ürünleri büyük bir ciddiyetle incelemeye aldı. Fuar süresince ardı ardına gerçekleştirilen iş bağlantıları, katılımcıları memnun etti.
ETKİNLİK MERKEZİ Ağaç İşleme Makinesi ve İntermob fuarları, bu yıl etkinlikleri ile de sektör, akademi ve bilimi bir araya getirdi. Makine Zirvesi kapsamında sektör temsilcilerini buluşturan fuarlarda, ağaç işleme makineleri alanında dünya trendlerinden bahsedildi. Orman endüstrisinde nanoteknoloji uygulamaları panelinde; nanoteknoloji tanımı ve ahşap sektöründeki uygulamaları üzerinde duruldu. Ahşap oyma sanatı üzerine workshop uygulama aktivitelerinin yer aldığı fuarlar, zanaatkarın yanında durarak bu mesleklerin devamına olanak sağladı.
Traçim teknolojiyi kullanıyor, tasarruf ediyor Çimento sektörünün yükselen yıldızı Traçim Çimento, kullandığı teknoloji sayesinde hem elektrik enerjisinden ve sarf malzemelerden tasarruf sağlıyor, hem de arıza trendlerini düşürüyor. Traçim Genel Müdürü İrfan Yorulmaz
daha az durmamızı sağlıyor. Ayrıca, optimizasyon yaparak kalem bazında her üniteyi inceleyip onların eğilim grafiklerini ve etkileşimlerini tespit ederek daha az elektrik tüketilmesini sağlıyor. Bu sayede de elektrikten de % 2 dolayında tasarruf sağlıyoruz” diyor.
“ELEKTRİKTEN % 2, SARF MALZEMEDEN % 30 TASARRUF EDİYORUZ”
G
ayrimenkul, enerji, çimento ve döküm sektörlerinde öncü projelere imza atan Soyak Holding’in, çimento sektöründe faaliyet gösteren fabrikası Traçim Çimento, kullandığı teknoloji sayesinde elektrik ve sarf malzemelerden tasarruf sağlıyor. Bilişim teknolojileriyle tasarruf konusunda sektörde fark oluşturan Traçim Çimento, böylece faaliyetlerinde % 30’lara varan tasarruflar elde ediyor. Traçim Genel Müdürü İrfan Yorulmaz, en fazla yatırımı bilişim teknolojilerine ve hammadde konusunda yaptıklarını vurguluyor. Traçim ile yerli bir yazılım şirketi olan Praktikkod Yazılım’ın birlikte geliştirdikleri proses takip ve yönetim karar destek programı, emisyon takip ve izleme sistemi, digital arşiv ve etkinlik yönetimi programı Traçim Çimento süreçlerinde ciddi operasyonel fayda ve tasarruf sağlıyor.
ELEKTRİKTEN % 2 TASARRUF Traçim Çimento, kullandığı teknoloji sayesinde, elektrikten % 2 tasarruf sağlıyor ve arıza trendlerini %10 düşürüyor. Traçim Çimento Genel Müdürü İrfan Yorulmaz geliştirdikleri bu software sayesinde üretimin ve satışın her aşamasını anlık izleyebildiklerini belirtiyor. “Bu sayede üretim sürecindeki problem noktalarını daha önceden görüyor ve parça yedekleme konusunda daha esnek davranabilmemizi sağlıyor” diyen Traçim Genel Müdürü İrfan Yorulmaz, anlık parametreleri gördükleri için de işletme genelinde operasyonel maliyet unsurunu daha erken fark ettiklerini vurguluyor. İrfan Yorulmaz, “Bu sistem bize ulaştırdığı anlık alarmlarla, gerekli hallerde acil müdahale edebilmemize olanak sağlayarak, % 10 daha az arıza ve dolayısıyla da
98
nalburteknik.com
Kasım’12
İrfan Yorulmaz doküman izleme prosesi ile sarf malzemelerden de % 30 civarında tasarruf sağladıklarını belirterek şunları söylüyor: “Artık evrakların kayıt, arşivleme ya da dosyalamaları ortadan kaldırıldı. Her şey bilgisayar ortamında olduğu için kaybolma ihtimali yok oldu. Evrakların kaybolmaması ve arandığında hemen bulunması ihtiyacından dolayı yaratılan Pratikkod çözümleri, zamandan kazandırıyor, belgeleri bir çatı altında toplayarak mekandan da tasarruf ediliyor. Ama en önemlisi sarf malzemelerinden % 30 tasarruf sağlıyor ve çok eski bir evrak dahi anahtar kelimeler sayesinde hemen bulunabiliyor.”
pazarola
Prof. Dr. İsmail KAYA ismail.kaya@gmail.com
Dil ve Gönül Fertler, gruplar ve toplumlar olarak dilimize hâkim olamıyor ve birbirimizle pek anlaşamıyoruz. Dillerimiz fırın küreği gibi. Lâkin, “dil yâresi”ndeki mecâzla, bir türlü gönüllere giremiyoruz. Bazen de, dil ve söylemler, fillerin eğitiminde olduğu gibi, müşteriler olarak ve toplum olarak sahip olduğumuz büyük gücü kullanmaktan, maksadımıza ulaşmaktan bizleri mahrum edebiliyor. Yavru filleri kısa bir zincirle ayağından kazığa bağlarlarmış. Adım adım zinciri uzatır, daha geniş bir alanda dolaşmasına izin verirlermiş. Zamanla, koca fil duruma alışır, bebeklikten kalan bir hisle, zincir yerine bir ip, demir kazık yerine bir çıtayla bile zaptedilir hale gelirmiş. Popüler kültür ve medya da bir aşamadan sonra pek çok alanda “filin ipi” gibi çalışıyor, hepimizi kuşatıyor. Hedeftekilerin pek azı, şayet nasibi de varsa, akılları ve gönülleriyle ipleri koparmayı başarabiliyorlar. Uzmanlık alanımız, bizi müşterinin diliyle yakından ilgilenmeye, onu anlamaya, onu derinden araştırmaya zorluyor. Pazarlamada başarı (isterseniz iletişimde deyiniz) kendisinin veya firmasının dilini değil, müşterisinin dilini öne çıkaranlara daha çok yakışıyor. Genellikle, müşterinin dili firmanın dilinden daha zengin, daha geniş, daha sevecen, daha çekici ve daha renkli oluyor. Firmalar, kurumlar, istisnalar hariç, kendi dillerinin farkına bile varamıyor. Lafın nereye dokunduğunu kestiremiyorlar. Nerede kaldı ki, kendi dillerini geri çekip veya ayarlayıp, müşterinin dilini anlamaya, o dilden konuşmaya başlasınlar.
100
nalburteknik.com
Kasım’12
Aslında bunu gerçekleştirmek çok da zor değil. “Kişi dilinin altında gizlidir.” sözü işi özetliyor. Müşteri zaten diyeceğini nasılsa, yeri ve zamanı geldiğinde bir şekilde diyor. Yeter ki, bir dinleyen bulunsun. Bizler, ne tür bir kurumun veya kuruluşun parçası olursak olalım, dilimize, tarzımıza ve söylemlerimize özen göstermeliyiz. Sevdiriyor muyuz, yoksa nefret mi saçıyoruz? Davet mi ediyor, yoksa geleni kovup, kaçırıyor muyuz? Sözlü sözsüz, yazılı görüntülü, açık kapalı, genel özel, bütün iletişimlerimizi gözden geçirelim; yanlış olanları çizelim, silip, atalım. Yerine maksada uygun olanları koyalım. Hoş, dili ve söylemi tutturabilsek bile, bazen maksadı ve hedefi tutturamayabiliyoruz ya, neyse... “Doğruyu söylemek için dil, anlamak için gönül gerek.”
Prof. Dr. İsmail Kaya, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Başkanıdır. Kendisine ismailkaya@gmail.com adresinden ulaşılabilir. Başka yazıları için, http://pazarola.blogspot.com http://pazarlamabitanedir.blogspot.com http://pazarlamazekasi.blogspot.com blogları ziyaret edilebilir.
yorum
M.Ali Özbudun mehmetali.ozbudun@tg.com.tr
Haliç’in düşündürdükleri Çok şükür, bu günleri de gördük. Sarıyer’den alınan Boğaz suyu, 5 kilometrelik tünelle Haliç’e ulaştırılıyor. Oksijen miktarını arttırarak, biyolojik çeşitliliği besleyecek proje kapsamında, günde 260 bin metreküp Boğaz suyu Haliç’e veriliyor. Böylece, Haliç’in suyu, yılda 3 defa yenilenmiş olacak. Zannediyorum, 2004 yılıydı. Yetkililer, şöyle bir açıklama yapmıştı: -Haliç’te 25 ayrı tür balık larva ve yumurtasına rastlanmıştır. Son durum mu? -Son durum daha da sevindirici, balık türü 48’e çıkmış. Haliç’i temizleyenleri biliyoruz. Peki, ya kirletenler, kirletilmesine kayıtsız kalanlar.. Onları tanıyor muyuz? *** Aslında, Haliç’in kirletilmesine seyirci? kalanlarla,?ekonomiyi?kirletenler aynı senaryonun?aktörleri. Şurası kesin. Kirlilikten beslendiğiniz sürece, kirliliği ortadan kaldırmaya yönelik bir irade oluşmuyor; hiç kimse bindiği dalı kesmiyor. Geçmişte kamu maliyesini müflis kılan faktörlerden biri de, ahbap çavuş kapitalizminin, “bölüşüm süreçlerine” egemen olması ve demokrasinin irtifa kaybetmesiydi. “Kaynak tahsisi ve bölüşüm” süreçlerinde siyasetin ağırlığı arttıkça, ülkemiz, uluslararası yolsuzluk
102
nalburteknik.com
Kasım’12
endekslerinde füze gibi tırmandı. Deyim yerindeyse, Ankara’dan yayılan müstekreh koku, Haliç’in kokusunu bastırdı. Haliç’i kirlettik, balıklar tüydü; ekonomiyi kirlettik, sermaye kaçtı. *** Dahası.. Bürokrasi, bölüşümü koordine eden bir mekanizmaya dönüştü. Patronlar, kendilerini faaliyet dışı alanlardan para kazanmanın cazibesine kaptırdı. Bir kısım özel sektör, bir türlü özelleşemedi. Bölüşüm ilişkilerinde ortaya çıkan kokuşma, “demokrasi, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı” gibi kavramların içini boşalttı. Hukuk, güçlünün iradesine indirgendi. Bu çerçevede, senaryolar yazıldı, roller dağıtıldı. Ankara’dan bölüştürülen rantların egemen olduğu Hababam Ekonomisi, Hababam Sınıfı tarafından yönetildi. Hababam Sınıfı, tüm sosyal sınıfların fevkindeydi. *** Netice itibariyle.. “Saydamlık” ve “hesap verme sorumluluğu” diye bilinen iki ilkenin delinmemesi çok önemli. Niçin? -Sadece?Haliç’in değil,?siyasetin?ve ekonominin kirlenmemesi için!
Abant
Dağa harikası bir yer
Ö
ncelikle size Abant Gölü ve özelliklerinden bahsedelim. Çevresi 6.5 km, alanı ise 1.28 kilometrekare olan Abant Gölünün en derin yeri ise sadece 18 metre derinlikte. Gölün etrafı köknar, çam ve kayın ağaçlarıyla dolu bir ormanın içinde olması Abant Gölü’ne eşsiz bir zerafet katmakta. Ayrıca Abant Gölü, Bolu’nun 34 km. güneybatısında yer almaktadır. Gölün çevresinde yaklaşık 7. Km’ lik yolu faytonla ya da bisikletle gezebilirsiniz. Kışın ise kızaklarla da gezilebilinir.Kış haricinde göl içinde su bisikleti ya da sandal ile de gezilebilinir. Abantta yamaç paraşütü de yapabilirsiniz. Dağ bisikleti ile gezmek isteyenler için de muhteşem manzarasıyla uygun bir yöredir. Trekking yapmak için oldukça doğru bir seçimdir Abant. Trekking turuyla Abant’a gelen pek çok tur şirketi vardır. Kısaca, sizi şehrin yorgunluğu ve gürültüsü ağır geliyorsa, Abant’a gelip çok güzel bir tatil yapabilirsiniz. Sessizliği bozan kuş seslerinin arasında, gölün vereceği huzur atmosferi sizde unutamayacağınız izler bırakacaktır.
MEVSİMİNE GÖRE MEKÂN BULMAK MÜMKÜN Abant Gölü milli parkı ve çevresi, dört mevsim
104
nalburteknik.com
Kasım’12
ayrı güzellikler sunmaktadır. Göl çevresi gezileri için mevsimine göre at, bisiklet, fayton ya da kızak gezisine katılabilirsiniz. Abant’taki balık restoranlarında, nefis manzaraya karşı oturup, taze tutulmuş balık yemek güzel bir seçim olacaktır. Vakti ve imkanı olanlar için, Abant çevresindeki köyleri gezmelerini de öneriyoruz. Betonlaşmanın yasaklandığı bu köylerde, köy kahvelerini ziyaret edebilirsiniz. Çomlu köyü, Ömerci Köyü ve yaylası size gezmenizi tavsiye edebileceğimiz yerlerden bir kaçı.
SORUNSUZ BİR ULAŞIM
Bolu’nun 34 km güneyinde, toprak kaymaları sonucunda oluşmuş, 1.28 kilometrekarelik bir alanda yer alan Abant gölünün çevresine kurulmuş olan bir yer. Genel anlamda düşünüldüğünde 3 otel ve bir göl haricinde bir şey yokmuş gibi görünse de, yaşamadan anlamak imkansız. Abant’a ulaşmak için öncelikle Bolu’ya gitmeniz gerekiyor. Ankara veya İstanbul’dan, her iki şehirden de Abant’a gidiş için en kısa yol Tem otoyoludur. Ankara’dan ortalama 1,5 saatte, İstanbul’ dan ise 3 saatte ulaşabilirsiniz. Tem otoyolunun bittiği bir Abant sapağı vardır, burada bulunan dik bir tepeyi tırmandığınızda yaklaşık yarım
Abant denince her ne kadar akla kış turizmi gelse de, aslında burası her mevsim farklı güzelliklerin bir arada yaşandığı bir yer. Yaprakların, yeşilden yavaş yavaş sarıya, ya da sarıdan yeşile dönüşü ve bahar aylarının güzelliklerini hiç çekinmeden umarsızca size sunar Abant
saat sonra Abant’tasınız. Her mevsimin renklerini üzerinde çok güzel bir elbise gibi taşımasını bilen Abant’ta, yaz aylarında, gölün etrafında bir hamakta ya da çimenlerin üzerinde yapılan bir öğle uykusu. Kış aylarında ise, beyaz bir görüntü eşliğinde buz tutmuş bir göl manzarası. Ama en güzel mevsimi bahar aylarıdır. Yaprakların, yeşilden yavaş yavaş sarıya, ya da sarıdan yeşile dönüşü ve bahar aylarının güzelliklerini hiç çekinmeden umarsızca size sunar Abant.
ÇOCUKLUK ÖZLEMLERİ
Çocukken kar yağdığında neler yapılırdı. Bir tahta parçası alıp bulduğunuz en dik yokuşa çıkar ve aşağıya doğru korkusuzca, sevinç çığlıkları atıp kaymanın keyfini yaşamayan yoktur. Abant’ın büyülü taraflarından biri de bu. Çocukluğunuzda kaydığınız tahta parçalarının biraz modernize edilmiş, bir direksiyonla gidiş yönünüzü ayarlayabilme şansı verilmiş bir kızakla Abant’ın çorak kalmış tepelerinden aşağıya kayarken şaşırmayın.
HER YANI AYRI BİR GÜZEL
Temiz hava, yeşil bir doğa, karşınızda göl manzarası
gölün içinde bulunan nilüfer çiçekleri sonrasında yavaş yavaş acıkmaya başlar insan. Burada mangal devreye girecektir. Arabanızın arkasında getirdiğimiz mangal kurulup, yakılacak ve üstüne konan etler yavaştan pişmeye bırakılacak. Bu arada eğer acil olarak yola çıkılmış ve mangal alınmamışsa, mangal kiralama durumu söz konusu. Bu konuda da içiniz ferah olsun. Eğer havanın soğuk olması sizi hasta olacağım diye tedirgin ediyorsa, o zaman hemen yanı başınızda gölün etrafında bulunan restoranları tercih edebilirsiniz. Her şey tamam sıra geldi yenenlerin eritilmesine. Ormanın etrafında ağaçlarda gezip duran sincaplar ve at nalları sesi eşliğinde göl manzaralı geziye başlamanız gerekmektedir. Her konuda Abant ve Bolu çevresi korunmaya alındığından içiniz bu konuda da rahat olsun. He ayrıca bu korunaklı bir yerde olmanın hazınımı desem, yoksa çevre köylerde kurulan pazarlardan alınan yiyeceklerin tadını mı saysam. Balın lezzeti, meyvenin hormonsuzu, peynirin her çeşidi ve birde koca bir tabak süzme yoğurdunu köy ekmeğini bandırarak yemenin keyfi eklenince o zaman herhalde bir şey demeye gerek kalmıyor.
Kasım’12
nalburteknik.com
105
Avrupa kıtasının güneyinde yer alan bir Avrupa ülke:
Romanya
Doğal güzellikleri ile olduğu kadar tarihi güzellikleri ile de turistlerin uğrak yeri olan Romanya’ya her yıl milyonlarca insan gezmek için gelmekte
R
omanya Türkiye’nin kuzeybatısında ve Balkan Yarımadasının kuzeydoğusunda 20° 15’ - 29° 42’ doğu boylamları ile 43° 37’ 48°16’ kuzey enlemleri arasında bir Doğu Avrupa ülkesi. Doğuda Karadeniz, Ukrayna ve Moldovya, kuzeyde Ukrayna, batısında Macaristan ve Yugoslavya, güneyinde Bulgaristan ile çevrilidir. Doğuda Karadeniz, Ukrayna ve Moldovya, kuzeyde Ukrayna, batısında yer almakta. Macaristan ve Yugoslavya, güneyinde Bulgaristan ile çevrilidir. Bir Hind-Avrupa grubu olan Trakyalılar, Romanya toprakları üzerinde yaşamış ilk insanlar olarak bilinir. Bunların bir kolu olan Dokyalılar M.Ö. 800-300 yılları arasında Burebista liderliğinde
108
nalburteknik.com
Kasım’12
Transilvanya merkez olmak üzere, Dakya Devletini kurdular. M.S. 106-271 yılları arasında Romalılar toprakları istila ederek insanları Romalılaştırdılar. Osmanlı İmparatorluğu 1299 yılında kurulduktan sonra kısa zamanda cihan devleti olmuştu. Osmanlılar Avrupa içlerine İslamiyeti yayabilmek için önceleri Balkanlara olmak üzere, Avrupa seferleri düzenlemekteydiler. 1394’te Dovin, 1456’da Belgrad, 1475’te Vaslui, 1476’da Schera seferleri, Osmanlıların Avrupa’ya ilk adım atma dönemi savaşlarıdır. 16. yüzyıl başlarındaki iki Romanya toprağı olan Eflak ve Boğdan, Türk hakimiyeti altında birer derebeylik oldular. Askeri ve diplomatik açıdan Osmanlı Sultanının emrine göre
Ülke: Romanya Başşehri: Bükreş Para Birimi: Ley Dil: Rumence Önemli Şehirleri: Brasov, Timisoara ve Konstanta
hareket eder ve yıllık vergi verirlerdi. İdarecileri, Osmanlı Padişahları tarafından tayin edilirdi.
ORMANLARLA KAPLI DAĞLAR Romanya’nın yüzölçümü yaklaşık 237.500 km2dir. Güneydoğu Avrupa’da Karadeniz kıyısında yer alır. Doğu bölgesi olan Dobruca, Karadeniz kıyısında bulunur. Romanya’nın yaklaşık olarak üçte ikisi dağlık ve tepelik, geri kalan üçte biriyse yaylalık ve düz arazidir. Doğu Karpat Dağları ülkenin omurgasını teşkil eder. Güneydoğuya doğru geniş bir kavis çizerek yaklaşık 97 km’lik bir mesafe kat eder ve sonra ülkenin batısına döner ve burada Transilvanya Alpleri adını alır. Böylece ülkenin kuzey ortasındaki Tansilvanya Yaylası sanki duvarla çevrilmiş gibidir. Bu dağlar genel olarak aşınmış ve alçaktır. Yükseklikleri 900 m ila 1800 m civarındadır. Ülkenin en yüksek
yeri Tansilvanya Alplerinde yer alan, yaklaşık 2548 m yüksekliğindeki Negoi Tepesidir. Transilvanya Alpleri, Karpatlara nazaran daha yüksek olup, ekseri tepeleri 2500 m civarında yüksekliğe sahiptir. Romanya dağları ormanlarla kaplıdır. Bazı dağların yüksek bölgeleri çayırlık ve buzul gölleriyle doludur. Ülkenin denize açılan doğu yönünde yer alan Dobruca, Romanya’nın tek sahil şeridine sahip bölgesidir.
KARASAL BİR İKLİM Romanya’nın iklimi orta nemlilikte olan tipik bir kara iklimidir. İklim, geniş ölçüde, mevsimlere ve bölgelere göre farklılıklar gösterir. Yaz ayları kurak ve sıcak, kış ayları ise sert ve karlı geçer. Sonbahar mevsimi uzun sürerken, İlkbahar çok kısa müddetle kendini gösterir. Ocak ayı sıcaklık ortalaması yaklaşık -3°C ve haziran ayı sıcaklık ortalaması ise 23°C’ye yükselir. Ülkenin yağışı her yerde hemen hemen aynı olmakla beraber,
Kasım’12
nalburteknik.com
109
doğu bölgeleri ve dağlık alanları diğerlerine göre biraz daha fazla yağış alırlar. Dağlık alanlarda yıllık yağış ortalaması yaklaşık 1270 mm ve Delta bölgesinde ise 380 mm civarındadır. Ülkenin genelinde ise yıllık yağış oranı 715 mm dolayındadır. Bahar aylarında sellere ve yaz aylarında kuraklıklara rastlamak mümkündür.
TABİİ KAYNAKLARI Ülkenin dörtte biri ormanlıktır. Ülke yüzölçümünün sadece onda birlik bir bölümü çıplak dağlardan ve sulardan teşekkül etmiştir. Toprakların yaklaşık üçte birine yakın bir bölümü ekim için oldukça müsaittir. Romanya’nın topoğrafik çeşitliliği, başkalığı oldukça dengeli olup, geniş ovalar, çok sayıdaki ırmak ve su yolları, verimli toprakları ve uygun iklimiyle dikkat çeker. Yoğun ormanlık olan dağlarda geniş ölçüde çayır alanları da vardır. Bu durum başta koyun olmak üzere hayvancılık için geniş imkanlar kazandırır. Sık ormanlar kereste kaynağı durumunda ve tepe etekleriyse bağ ve meyve bahçeleriyle dolu bölge halindedir. Dağlar ve etekleri aynı zamanda demir ve tuz yatakları bakımından zengindir. Bundan başka,
110
nalburteknik.com
Kasım’12
buralar, aşağı yukarı iki bin çeşit mineral kaynağına sahiptir. Romanya, Rusya’dan sonra Avrupa’nın en çok petrol üreten ülkesidir. Ayrıca dünyada nadir olarak çıkarılan metan gazı(ural gazı) bakımından da oldukça zengindir.Ülkede çıkarılan diğer yeraltı zenginlikleriyse şunlardır: Kömür, linyit, demir filizi, manganez, krom, molibtenyum, bakır, kurşun, çinko, gümüş, altın, antimon, boksit, cıva ve uranyum.
NÜFUS VE SOSYAL HAYAT Ülke nüfusu 23.168.000 dolaylarındadır. Nüfus yoğunluğu yaklaşık 94’tür. Yıllık nüfus artışı % 1 civarındadır. Nüfûsun % 88’i Romen, % 8’i Macar ve % 2’si Alman’dır. Toplam nüfûsun yaklaşık yarısı şehir hayatı yaşamaktadır. Ayrıca Ruslar, Tatarlar, Türkler, Yahûdiler, Bulgarlar, Çekler, Slovaklar, Yunanlılar, Ermeniler, Çingeneler ve Sırp-HırvatSloven grupları da mevcuttur. Halkın % 80’i Ortodoks, % 10’u Katoliktir. Ayrıca bir miktar Müslüman, Yahûdi, Kalvenist ve Lütherist de vardır. Resmi dil Rumencedir. Macarca ve Almanca da yaygın olarak kullanılır. Ülkede okuma-yazma oranı % 98’dir. Genç nüfûsun % 70’i okul hayatındadır. Ülkenin hayat standardı yüksek ise de, 1977’de 1300 kişinin ölümüne sebep olan Bükreş zelzelesinin inşaat ve endüstri sektörüne ağır bir darbe vurması ve gıda maddeleri yetersizliği ekonomide ciddi krizlere yol açmıştır.