襤MG
Aral覺k-December 2014
, t a a ş n İ n e n Göze Görü t a v a d r ı H n a y Ortada Olma
e record rtajlar ve off th po rö ız ım ığ pt dar ile ya n gösterildiği ka rine göre, rı le la ri sa ve ya u pi e um rd ur ik K sohbetle ı iyiye gittiği Türkiye İstatist i konut satışlar adığını aksine m m ol ne tü dö k kö lı da ay bu yılın 10 Türkiye a verimli geçti. kç du leri, belirtiliyor. ol n da ın açıs ü kapsayan ürün ak-ekim ün oc ı ör ar kt şl se tı t sa va t nu Hırda sanız genelindeki ko klaştı. Buna i saymaya kalk ya er el na m yo ze il al m m 1 inşaatta döneminde z. Yüzde 90’nı 90, saatte 129, n nu bi su 3 or a ıy m m la ya ta en sa göre günde or e olmasına rağm . m di ze ir şt al ği m de an ıl el t an kull m ürün dakikada 2 konu inde birkaç kale şan Türk iğ tt ko bi ya at rı şa şa in ba . Ortada Başarıdan komotifi inşaat şey sayılamıyor lo r bi in e iz nd m ci ke ri ül zarının ha r müteahhitle k bir hırdavat pa zeme, yü al bü m ı en ar ey kl dı km an ece zü gö sektöründe kull nyanın es mutabık. Sad dü rk e he il e er nd rl ti ğe ye de di rin ları mevcu ğil tüm sektörle ortaya çıkardık Türkiye . de or ün iy ün ed ör m kt va se eye de hırdavat k kanunu dikkatini çekm ı da çekler ve çe ne göre mevsim nt ri kı le sı ri k ve yü u bü um en uğrayan İstatistik Kur rumdan kayba at sektörü du şa u in B ış r. lm va rı e dı nu ın soru sürede düzenlem etkilerinden ar sa kı ı. tt en i ar er 4 pl 1, hi e yüzd firma sa güven endeksi hesaplarına nu so l yı de ün istiyor. rlarken, İnşaat sektör r sıkıntılı sını sizlere hazı da yı ka sa n ne so r n he lı r yı le lemeye Bu başlayan şirket sektörünü ince yaptıkları ri de le in et iç al l el yı li de ik se in elektr arı ile bir yıl geçirmiş i göreceği tahm rün öncü firmal in tö iğ ek rd S ve k. tı dı ar al n leştirdik. faaliyetleri yleşiler gerçek sö bağlı olarak e ve r ün la ör aj kt rt se po at rö dileği ile, ediliyor. İnşa de ise r arada olmak ün bi ör da kt a se nd at lı yı av rd 2015 hareket eden hı ram sonrasında ay B . lı rk fa z ra durum bi ar arttı, lara inat, satışl sa ya pi n la ra da edik bir saplar beklenm he ı, tt ar er şl ri arı sipa rün öncü firmal tö ek S i. çt ge e yükseliş
ı c y a l a K n e r E i l A
İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık Genel Müdür Ahmet Kızıl ahmet.kizil@img.com.tr Yayın Editörü Ali Eren Kalaycı ali.kalayci@img.com.tr Reklam Müdürü Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr
Grafik Tasarım Sami Aktaş Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Hakan K urt hakan.kurt@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe Müdürü Mürsel Gürler mursel.gurler@img.com.tr
Abone Zekeriya Aydoğan zekeriya.aydogan@img.com.tr CTP-Baskı İhlas Gazetecilik A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul Tel: 0 212 454 30 00 Adres Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51 www.nalburteknik.com
Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.
16 J ÖZEL RÖPORTA 2 4 J ÖZEL RÖPORTA 3 4 J ÖZEL RÖPORTA 4 2 J ÖZEL RÖPORTA 6 8 AYIN KONUĞU 8 6 J
ÖZEL RÖPORTA
BAYRAK BOSCH - METİN
NANEL BURLA - DAN HA
ET MUŞTALI HİTACHİ - MEHM
A KAYALAR - TOLG
KAYALAR
ISIJET - TURGAY
ÖZDEMİR
ATERSAN DIKOĞULLARI
EYMEN SA
AJANS PRES................. 133 AKÇANSA........................ 13 ASKAYNAK ........... 144-A.K.İ ATEŞ İNŞ......................... 73 AYAN............................... 85 AYAZ PLASTİK................ 8-9 BOSCH............... Ö.K-Ö.K.İ 1 BOYSAN................. 107-109 BURLA........................... 4-5 CERMİX.......................... 47 ÇELİK KAUÇUK................ 45 EMÜLZER........................ 83 ERATAŞ........................... 95 ERKALIP.......................... 29 ERYAP............................. 19 ESMO............................. 49 FOSTER......................... A.K
GATA KİMYA.................... 63 GÜLAL..................... 33-103 HORTUMSAN.................. 31 ISIJET............................. 71 İHLAS KOLEJ................ 137 İHLAS NET............. 142-143 İNDEX........................ 10-11 İSKAV............................ 136 KALEKİLİT....................... 97 KAMİLTÜRK..................... 77 KANCA............................ 99 KAPI FUARI................... 127 KARCHER........................ 59 KARKİM.......................... 37 KUZULUK KAP................ 139 KÜÇÜKOĞLU .................. 75 MAKRO TEK........... 111-113
MANO............................. 93 MAPA.............................. 41 MODERN BAL.................. 39 PENCERE FUAR............. 131 SAİNT-GOBAİN....Ö.K.KULAK SEDA END...................... 6-7 SEL DIŞ TİC.................... 2-3 SEL EATON.. 115-117-119121-123-125 STARWOOD.................... 15 TEKSAN................... 21-101 TÜM PLASTİK............. 55-57 TÜMRAY.......................... 23 TÜRK BARTER............... 105 YAPI FUARI.................... 129 YDS................................ 67
Yapı İzin İstatistikleri, Ocak-Eylül, 2014 Yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü %39,2 arttı 2014 yılının ilk dokuz ayında bir önceki yıla göre belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların bina sayısı %25,6, yüzölçümü %39,2, değeri %54,4, daire sayısı %33,3 oranında arttı. Yapı ruhsatı verilen binaların 2014 yılı Ocak-Eylül ayları toplamında; Yapıların toplam yüzölçümü 173,1 milyon m² iken; bunun 98,1 milyon m 2’si (%56,6) konut, 46,4 milyon m 2’si (%26,8) konut dışı ve 28,6 milyon m 2’si (%16,6) ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti. Kullanma amacına göre 124,8 milyon m² (%72,1) ile en yüksek paya iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 9,6 milyon m² (%5,6) ile kamu eğlence, eğitim, hastane veya bakım kuruluşları binaları izledi. Yapı sahipliğine göre, özel sektör 151,6 milyon m² (%87,6) ile en büyük paya sahip oldu. Bunu 18,8 milyon m² (%10,8) ile devlet sektörü ve 2,8 milyon m² (%1,6) ile yapı kooperatifleri izledi. Daire sayısına göre ise, toplam 809 bin 597 dairenin 761 bin 525’i özel sektör, 37 bin 406’sı devlet sektörü ve 10 bin 666’sı yapı kooperatifleri tarafından alındı. İllere göre 29,6 milyon m 2 (%17,1) ile İstanbul en yüksek paya sahip oldu. İstanbul’u, 18,8 milyon m² (%10,9) ile Ankara, 7,8 milyon m² (%4,5) ile Bursa illeri izledi. Yüzölçümü en düşük olan iller sırasıyla Muş, Ardahan ve Tunceli oldu. Daire sayılarına göre, İstanbul ili 165 bin 996 adet (%20,5) ile en yüksek paya sahip oldu. İstanbul’u 77 bin 375 adet (%9,6) ile Ankara ve 34 bin 731 adet (%4,3) ile İzmir illeri izledi. Daire sayısı en az olan iller sırası ile Hakkari, Muş ve Tunceli oldu.
12
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların yüzölçümü %17,3 arttı 2014 yılının ilk dokuz ayında bir önceki yıla göre belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların bina sayısı %15,8, yüzölçümü %17,3, değeri %29,7, daire sayısı %12,1 oranında arttı. Yapı kullanma izin belgesi verilen binaların 2014 yılı Ocak-Eylül ayları toplamında; Yapıların toplam yüzölçümü 112,3 milyon m 2 iken; bunun 67,5 milyon m²’si (%60,1) konut, 28,5 milyon m 2’si (%25,4) konut dışı ve 16,3 milyon m 2’si (%14,5) ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti. Kullanma amacına göre 79,7 milyon m² (%71,0) ile en yüksek paya iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 6,3 milyon m² (%5,6) ile toptan ve perakende ticaret binaları izledi. Yapı sahipliğine göre, özel sektör 98,2 milyon m² (%87,5) ile en büyük paya sahip oldu. Bunu 11,3 milyon m² (%10,0) ile devlet sektörü ve 2,8 milyon m² (%2,5) ile yapı kooperatifleri izledi. Daire sayısına göre ise, toplam 568 bin 570 dairenin 519 bin 597’si özel sektör, 36 bin 576’sı devlet sektörü ve 12 bin 397’si yapı kooperatifleri tarafından alındı. İllere göre 21,1 milyon m 2 (%18,8) ile İstanbul en yüksek paya sahip oldu. İstanbul’u 11,9 milyon m² (%10,6) ile Ankara, 5,8 milyon m² (%5,2) ile Antalya izledi. Yüzölçümü en düşük olan iller sırasıyla Bayburt, Batman ve Ardahan oldu. Daire sayılarına göre, İstanbul ili 110 bin 584 adet (%19,4) ile en yüksek paya sahip oldu. İstanbul’u 54 bin 514 adet (%9,6) ile Ankara ve 33 bin 679 adet (%5,9) ile İzmir illeri izledi. Daire sayısı en az olan iller sırası ile Batman, Bayburt ve Muş oldu.
Bosch Türkiye Elektrikli El Aletleri Direktörü Metin Bayrak
Hem profesyonel, hem de amatör kullanıcılara yönelik, hayatı kolaylaştıran çözümler sunan Bosch’un Türkiye Elektrikli El Aletleri Direktörü Metin Bayrak ile elektrikli el aletleri piyasası hakkında bilinmeyenleri konuştuk.
16
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Hayatın Her Noktasında Yaşam İçin Bosch Bosch Grubu’nun temel başarısının yenilikçi gücü ve hızı olduğunu söyleyen Metin Bayrak, Elektrikli El Aletleri bölümünden her yıl, piyasaya 100’d en fazla yeni ürün sunulduğunu söyleyerek, “Tüm ürün ve hizmetlerimiz göz önüne alındığında, Bosch, yenilikçi ve faydalı çözümleri sayesinde yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunmakta” dedi.
Elektrikli el aletleri piyasasını değerlendir misiniz? Bosch’un Türkiye pazarındaki yeri ve payı nedir?
Elektrikli El Aletleri pazarı ekonominin lokomotif sektörleri olan inşaat, imalat ve otomotiv sanayi ile doğrudan ilgili bir pazar ve son yıllarda gelişme trendi gösteriyor. Özellikle inşaat sektöründe ki gelişmeler bizim için çok önemli. Bosch bu pazarın en büyük oyuncularından biri. Profesyonel kullanıcılar için mavi renkli profesyonel Bosch makinelerimiz, DIY veya hafif hizmet kullanıcıları için yeşil renkli Bosch makinelerimiz, SKIL, DREMEL markalarımız ve tüm bunların aksesuarları ile pazara
komple ürün ve hizmet sunan bir markayız. Bunun haricinde Türkiye’d e ki en iyi bayi ve servis ağına sahip olduğumuza inanıyoruz. Yıllardır beraber çalıştığımız bu değerli stratejik partnerlerimiz ile birlikte toplam pazarın lideri olduğumuzu düşünüyoruz, bağımsız firmalara yaptırdığımız sayısız pazar araştırmaları bu iddiamızı destekliyor. Ne yazık ki Türkiye pazarının mevcut konumu şeffaf değil ve net bir değer vermemizi engelliyor.
Türkiye’de pazara sunduğunuz yeni ürünlere talepler, istenilen seviyede gerçekleşti mi? Yeni ürün tanıtımı için neler yaptınız? Sene başında yaşanan döviz artışı sebebiyle yenilik ürünlerine olan talep geçmiş senelere göre biraz daha az gerçekleşti. Kullanıcılarımız özellikle senenin ilk yarısında yeni alımlarını ertelediler ama senenin ikinci yarısında beklediğimiz talebe ulaştık. 2014 yılında Türkiye pazarına toplamda 125 yeni ürün sunduk. Yenilik ürünlerimizin tanıtımı
için pazarlama iletişiminin tüm araçlarını kullanıyoruz. Geleneksel ve dijital reklam mecralarının yanı sıra; PR çalışmaları, bayi görselliğini artırıcı POP malzemeleri ve sosyal medyayı kullanarak 360 derece iletişim çalışmaları hayata geçiriyoruz. Bunun haricinde tanıtım ve demo elemanlarımız tüm Türkiye’d e hem bayi hem kullanıcıya yoğun şekilde ürün tanıtımı ve eğitimler gerçekleştiriyorlar.
Teknolojik gelişmelere paralel olarak sektörün gelişimi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Pazarımızda en göze çarpan trend akülü ürünlerin kullanımındaki artış. Akülü ürünlerdeki artışımız pazar artışının bir kaç katı değerinde. Bu sene lansmanını yaptığımız EC Motorlu yani kömürsüz motorlu akülü ürünlerimiz ciddi bir talep gördü. Kömürsü EC Motor standart DC Motorlu ürünlere kıyasla %100’e kadar daha uzun motor ömrü ve %30’a kadar daha uzun akü çalışma süresi sağlar. Özellikle kurumsal müşterilerimiz bu yeni ürünlerin orta ve uzun vadede
getirdiği avantajlardan yararlanmak istiyorlar ve makine parklarını bu doğrultuda değiştiriyorlar. Yeni yılın başı itibarıyla yine profesyonel akülü ürünler grubumuzda pazara dünyada ilk olan bir yenilik sunacağız, kablosuz şarj sistemine sahip akülü makineler. Kullanıcılarımıza ciddi bir verimlilik sağlayacak bu ürünlerimizi Ocak ayında satışa sunacağız. Bu sene özellikle artan başka bir talep de kullanıcı güvenliğini maksimize eden ürünlere olan talep. Yüksek fiyat ve kalite sınıfındaki taşlama makinelerimiz ve kırıcı-delici/ kırıcı makinelerimize olan ilgi de ciddi bir artış var. Geliştirilen iş güvenliği kanunları sebebiyle bu ürün gruplarımızda önümüzdeki yıllarda da benzer bir talep artışı göreceğimize inanıyorum.
Elektrikli el aletleri ürünleri hangi özelliklere sahip olmalı? Bosch hangi alanda öne çıkıyor?
18
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Elektrikli el aletleri kullanıcılarına göre farklı özelliklere sahip olmalı. Kullanım sıklığı ve kuvvetine göre farklı ürünler ve buna uygun aksesuarlar kullanılmalı. Örneğin, profesyonel kullanıcılar, bu ürünlerde sağlamlık ve verimlilik gibi özellikler ararken, hafif hizmet kullanıcıları tasarım ve kullanım kolaylığını tercih ederler. Biz Bosch olarak tüm pazara hizmet edebilecek bir ürün gamına sahibiz.
satış sonrası konumlamamız var. Teknik bilgi seviyesi, müşteri ilişkileri, tamir süresi, profesyonel seri ürünlere sağlanan 3 yıllık üretici garantisi ve yedek parça bulunabilirliği ile fark oluşturan satış sonrası hizmetlerimiz mevcut. Önümüzdeki sene yedek parça fiyatlarında yapacağımız iyileştirmeler ve ek servislerimiz ile servis konusunda pazardaki konumumuzu güçlendireceğiz.
Satış sonrası teknik servis hizmeti kapsamda neler yapıyorsunuz? ? Türkiye genelindeki servis sayınız kaç?
2014 yılsonu hedeflerinize ulaştınız mı? 2015 yılı için öngörüleriniz nelerdir?
Günümüz pazar koşullarında müşteri memnuniyeti ve aidiyeti için rekabette fark oluşturmak gerekiyor. Ürünler çabuk taklit edilebiliyor esas farklılık, insan faktörünün işin içine girdiği hizmetlerde bir numara olabilmek. Türkiye genelinde 51 servisimiz ile çok güçlü bir
2014 senesinde pazarın hacimsel olarak %10 civarında büyüdüğünü öngörüyoruz, biz de Bosch olarak her zaman pazarın üzerinde bir büyüme hedefi ile ilerliyoruz. Bu sene de diğer senelerde olduğu gibi hedeflerimizin üzerinde büyüdüğümüzü söyleyebilirim. 2015 senesinin bu seneye benzer şekilde geçeceğine inanıyoruz, hedefimiz yine pazarın üzerinde büyümek.
Teksan Bayileriyle Yurt Dışında Buluştu Her geçen gün ürün gamına yeni ürünler ekleyen ve Türkiye’de ölçüm sektöründe yerli üretim ve tasarım konusunda pek çok ilke imza atan - A.Ş.; bayileriyle birlikte Tayland’ın Phi Phi Adaları’na gezi düzenledi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen bayileriyle 5-12 Kasım tarihleri arasında buluşan Teksan; önümüzdeki dönem için bol bol enerji depoladı. Özellikle bölgede düzenlenen 2 ada turu ve bir şehir turu sayesinde stres atan Teksan
20
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
ailesi; 12 Kasım günü yurda dönüş yaptı. Bayileri için pek çok ayrıntıyı düşünen Teksan; yine bölgenin ünlü James Bond ve Mercan Adası’nı da tura dahil ederek keyifli bir yurt dışı gezisine imza atmış oldu. Bir haftalık gezide, bir gece de özel bir restaurantta yemekli gala tertip eden Teksan; bayilerine verdiği değeri bir kere daha ispatlamış oldu. Bu ve bunun gibi pek çok organizasyonu düzenli olarak gerçekleştirdiklerini belirten Teksan A.Ş. Satış Müdürü Uğur
Tascı: “Her zaman Teksan’ın büyük bir aile olduğunu gururla vurgularım. Aile bireylerimiz olan bayilerimiz bizim için çok değerlidir. Bayilerimizin hem bizimle hem de birbirleriyle bağlarını daha da arttırmak çok önemli. Piyasa koşulları her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bu yüzden, bu tip organizasyonların çalışma hayatımıza çok olumlu etkileri olduğu kanaatindeyim. Ayrıca, buna benzer organizasyonlar Teksan’ın bayilerine verdiği önemin göstergesidir” dedi.
Makita 18V 5 Ah’lık Akü İle Sınırları Zorlayın Yeni MAKİTA 18V 5 Ah’lık Aküleriyle Çözüm Ortağınız Olmaya Devam Ediyor Reis Makina’nın her geçen gün artan ürün gamı Makita Akülü grubuna katılan 18V 5 Ah’lık aküleri ile daha da çeşitlendi. Makita yeni 18V LXT Lithium-ion 5Ah teknolojisiyle kullanıcılara
DTW281 Somun Sıkma; DHR263 Delici-Kırıcı ve DHP481 Darbeli Matkap modellerini kullanıcıların beğenilerine sunuyor. 5Ah LXT Li-ion teknolojisi sayesinde 4Ah akülülere göre %33, 3Ah akülere göre %70’e varan fazla çalışma süresi sağlayan Makita Aükülü Grubu, Reis Makina güvencesiyle
DTW281RFE Kapasite Dakikadaki Darbe Sayısı Boşta Devir Maximum Tork Net Ağırlık Güç Kapasitesi
Standart civata : M10 - M20 Yüksek germeli civata : M10 - M16 0-3,500 (darbe/dk) 0-2,800 (dev/dk) 280N.m 1.5kg 18V/5Ah/Li-ion
DHR263RF2 Kapasite Dakikadaki Darbe Sayısı Boşta Devir Net Ağırlık Güç Kapasitesi DHP481RTJ Kapasite Dakikadaki Darbe Sayısı Boşta Devir Maximum Tork Net Ağırlık Güç Kapasitesi
Beton : 26mm Çelik : 13mm Ahşap: 32mm 0-4,800 (darbe/dk) 0-1,200 (dev/dk) 4.7 kg 36V/5Ah/Li-ion
Çelik : 13mm Ahşap : 76mm Tuğla : 16mm Yüksek: 0-31,500 (darbe/dk) Düşük : 0-8,250 (darbe/dk) Yüksek : 0-2,100 (dev/dk) Düşük : 0-550 (dev/dk) Sert/ Yumuşak: 98 / 54 N.m 2.4 kg 18V/5Ah/Li-ion
zorlu çalışma şartlarında en büyük yardımcınız olmaya devam ediyor. DTW281 Somun Sıkma; DHR263 Delici-Kırıcı ve DHP481 Darbeli Matkap modellerine uyumlu 18V 5 Ah’lık aküler sektöründe yeniliğin öncüsü olan Reis Makina güvencesi ile Reis Shoplarda kullanıcıların beğenisine sunuldu.
Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Ş.’de Makina Bölüm Yöneticisi Dan Hananel
Demo Tanıtımları İle Talep Oluşturuyoruz 100 yılı aşkın bir süredir Türkiye’nin önde gelen ithalatçısı Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Ş.’d e Makina Bölüm Yöneticisi Dan Hananel ile bir söyleşi gerçekleştirerek yenilikler ve çalışmalar hakkında bilgi aldık. Asırlık şirketin makina bölümündeki faaliyetlerini anlatan Dan Hananel, özel müşteri ziyaretlerinde nitelikli ürünlerin demolarını yaptıklarını söyleyerek, “Bizi farklılaştıran ürünlerimiz ile tercih ediliyoruz. Sonrasında da daha standart ürünlerle
24
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
tercih edilmeye başlıyoruz. Bu çalışmalarla Metabo ve Fimer’d e önemli bir artış yakalayacağımıza inanıyoruz” dedi.
Burla Makina’nın kurumsal kimliği ve pazarlama stratejileriniz hakkında bilgi verir misiniz? Burla makina 100 yılı aşkındır faaliyetlerini sürdüren aile firmasıdır. Bende 4 nesilden ailedenim. Makine bölümünün dışında, fotoğraf, pil, elektrikli aydınlatma, deniz ürünleri
bölümleri mevcuttur. Aynı yapı içinde kurulmuş olan Teknika firması ile istifleme makinalarının dağıtımın yapan bir firma vardır. Burla Makina, yurtdışındaki firmaların distribütörlüğünü ve yurtiçinde de dağıtımını yapan ithalatçı bir firmadır. Türkiye içinde de aktif faaliyetlerimiz mevcuttur. Yurtdışına satış arayan bir yapımız yok. Satışlarımızın büyük kısmı bayilik kanalından yapılır. Farklı olarak bir tek Teknika’d a son kullanıcıya gidilir. Fakat yine büyük satış bayilerimiz üzerinden
yapılır. Toptancı ve perakende bayilik, ağırlık verdiğimiz satış kanalımızdır. 4 kuşak işletme olarak belli bir kurumsallığa ulaştığımız doğru fakat tam kurumsallığa geçilmiş değildir. Bir aile şirketiyiz ve bu durumun getirdiği avantaj ve dezavantajları üzerimizde taşıyoruz.
Elektrikli el aletleri piyasasını değerlendirir misiniz? Metabo markası hakkında bilgi verebilir misiniz?
Metabo dünya klasmanında üçüncülüğü yakalamış bir firma. Amatör serisi bulunamayan ve direk profesyonel kullanıcıyı hedef alan bir markadır. Bizde dağıtıcısı olarak profesyonellere ulaşıyoruz. Burla’nın makina bölümünde en önemli yeri Metabo tutar. Fimer kaynak makinelerimiz var. Burla ile Fimer Türkiye’ye inverter tipi kaynak makinasını tanıtan firmadır. Çanta tipi kaynak makinalar pazarı oldukça geniştir. Çanta tipi invertör pazarı önemsediğimiz ciddi bir pazardır. Fimer’in diğer çeşitli makinalarının da dağıtıcılığını yapıyoruz. Bunun dışında kaynak sektörün de Victor Techonologies’in plazma kesme ürünlerinin dağıtımını yapıyoruz. Bu sene yeni bir ısıtıcı firması ile anlaştık. İtalyan menşeili Biemmedue firmasının ısıtıcılarını getirmeye başladık. 2-3 aylık mevsimsel bir iş. Bunların dışında Asturomec Boya Tabancalarını getiriyoruz.
Akülü el aletleri piyasası hakkında bilgi verebilir misiniz?
Metabo özellikle akülü el aletlerinde sürekli bir yenilik peşinde. Geçen senenin sonuna doğru 5.2 amper aküler piyasaya sunulmuştu. Sadece Metabo bu kuvvette bir aküyü piyasaya sunabilmişti. Biz bunu Türkiye’yedeki profesyonellerin hizmetine sunduk. Metabo global olarak akülü aletlere önem veriyor. Dünya akülüye doğru gidiyor. Fakat, Türkiye akülü konusunda biraz geride. Gelişmiş bazı ülkelerde
akülü oranı yüzde 60’lara kadar yükseliyor. Yatırım maliyeti yüksek olması sebebi ile tercih edilmediği durumlar oluşabiliyor. Geçen seneki satışlarımızda koyduğumuz hedef içerisindeki akülü oranını yükselttik ve bundan sonrada arttırmaya gayret göstereceğiz.
Distribütörlüğünü yaptığınız markaların yeniliklerinden bahseder misiniz?
Metabo 2014 içerisinde çok önemli bir yıl oldu. Yepyeni bir “avuç taşlama serisi” üreterek satışlara başladı. Bu durum uzun zamandır yapılan Ar-Ge’nin sonucudur. Tüm dünyadan alınan geri dönüşlerin değerlendiren yetkililer, iyi olan ürün gamını daha da iyi bir duruma getirdiler. Ürünler daha da kuvvetlendi. Kuvvet artarken, cihazların ergonomisi de çok gelişti. Avuç taşlama serisinde 1700 Watt motoru tanıttılar. Dünyadaki en güçlü avuç taşlama makinasıdır.
Bunun dışında oto balans özelliği var. Titreşimi azaltan bu özellik kullanıcıya büyük fayda sağlıyor. Taşlamada yüzde 50, kesmede yüzde 33 oranında disk tasarrufu sağlıyor. Geçtiğimiz yıl 43 dereceye kadar yaklaşabilen dar açılı taşlama da sadece Metabo’d a bulunan bir ürün olarak öne çıktı. Fimer Kaynak Makinalarında da sürekli yeni ürün geliştirme var. Bununla ilgili tanıtım çalışmalarını yürütüyoruz.
Üreticilerin son tüketiciye ulaşmasını doğru buluyor musunuz?
Bayilik yapısı ile çalışan bir kurum için doğru değil. Bu durum daha çok firmaların kendi stratejisidir. Biz kendi ürünlerimizi son kullanıcıya demo yaparak talep oluşturuyoruz. Metabo’d a bu iş ile ilgilenen 1 arkadaşımız var. Bunu ikiye çıkaracağız. İki kişinin ziyaretleri ile daha geniş bölgeye hitap etmeyi hedefliyoruz.
Biemmedue Isıtıcı Ailesi
Satış sonrası servis konusunda Türkiye çapında 100 civarında yetkili servisimiz var. Onun dışında merkez servisimizde mevcut. Satış sonrası destek Burla Makina’nın en kuvvetli olduğu alandır. Piyasa bilinen bir geçek vardır, oda ‘Burla Makina getirdiği ürünün arkasındadır ve servis ağı kuvvetlidir’.
Çalışma prensipleriniz nelerdir? Bayi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Dağıtımımızı bayiler üzerinden yapıyoruz. Bayi seçerken bölgesinde güvenilir firmaları seçiyoruz. Finansal geçmişlerinde herhangi bir sıkıntı olmaması bizim için önemli. Biz bayilerimizi ortağımız olarak görüyoruz. Beraber çalıştığımız aktif 100 bayimiz vardır. Bunların arasında toptancı ve perakendeci bayilerimiz mevcut. İstanbul’d aki bayilerimiz daha çok toptancılar, Anadolu’d a da perakendeci bayilerimiz var. Yapı marketlerle çok çalışmıyoruz. Tamamen profesyonel bir seriye sahip ürün gamı ile hobi kullanıcılarına hitap etmiyoruz. Ürünlerimiz hobi için pahalı kalıyor.
2014 yıl sonu hedeflerinize ulaştınız mı?
26
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Ciro artışı sağladık, akülü el aletlerinde istediğimiz oranları yakaladık. 2011 yılından itibaren süre gelen sıkıntılarımızı atlattık ve koşmaya başladık. Diğer sektörlere göre daralma yok denecek kadar az. Hırdavat sektörünü her zaman önü açık bir alan olarak görüyorum. O bakımdan bazı zamanlarda para sıkışmasından dolayı periyodik sıkışmalar olabiliyor. Ama iş olarak her zaman hareket olacağına inanıyorum. 2015’d e daha agresif büyüme planlıyoruz. Metabo’d a 2, Fimer 1 iş geliştirme uzmanımızın bunda katkısı olacağına inanıyoruz. Müşteri ziyaretlerimizle daha sağlıklı son kullanıcılarla iletişime giriyoruz ve ürünlere talep oluşturuyoruz. Ziyaretlerde özel nitelikli ürünler ön planda. Kullanıcılar bizi farklılaştıran ürünleri tercih ediyor. Sonrasında da daha standart ürünlerle tercih edilmeye başlıyoruz. Bu çalışmalarla Metabo ve Fimer’d e önemli bir artış yakalayacağımıza inanıyoruz. İthalatçı ve pazarlamacıyız.
Sektörün dikkat etmesi gereken konular nelerdir?
Sektörün öncelikle takip etmesi gereken konu iş güvenliğidir. Türkiye’d e günde 5 ayrı ölümlü kaza
meydana geliyor. Son zamanlarda medyada çıkan haberlerle de bunun devam ettiği görülüyor. Biz de sunduğumuz ürünlerde iş güvenliğine çok önem veriyoruz.. Metabo ürünlerinde emniyet debriyajı var. Taşın kitlendiği durumlarda sadece taşın durmasını sağlıyor. Motor çalışmaya devam ediyor ve motorun yanmasını engelliyor. Taş sıkışıp patlamadığı için kullanıcıya zarar vermiyor. Bu sistem elektronik değil, mekanik bir emniyet debriyajıdır. Arıza vermemesi için mekanik tercih edilmiştir. Elektronik her şeyi algılayamıyor. Sadece Metabo ürünlerinde olan oto balans özelliği var. Yumuşak başlama özelliği de çok tercih edilen bir özellik.
Son olarak eklemek istediğiniz neler var? Metabo ürünlerinde aküye çok önem veriyor. Akülü ürünlerimiz teknolojik olarak en ileri ürünlerimizdendir. Sadece akülere 3 yıl garanti verebiliyor. Çoğu zaman sadece cihaza garanti verilir. Ama burada 3 yıl akü garantisi verebiliyor. Akülerini Panasonic ve Sanyo ile ortak ar-ge çalışmaları sonucunda geliştiriyorlar fakat kendilerinin de geliştirdiği sistemlerle çok
Metabo’dan Dünyanın İlk 1,700 Watt Avuç Taşlama Makinası
daha iyi dizayn ediyorlar. Akünün fazla boşalmasını ve şarj ederken fazla dolmasını engelliyorlar. Metabo akünün içerisindeki her bir batarya hücresini tek tek
kontrol ediyor. Bunların dışında taşlamalarda yeni seri tanıtıldı. Büyük taşlamalara da yeni özellikler eklendi. Havalı serimizi daha önce piyasaya sunmuştuk
fakat şimdi yeniden başladık. Ahşap serisinde de çalışmalarımız olacak.
Tasarruf Evden Başlar! Enerji Verimliliği İçin Mantolama Şart!
Filli Boya Yalıtım, kış aylarında doğalgaza gelen zamlarla birlikte enerjinin daha verimli ve tasarruflu kullanılması için ısı yalıtımının önemine dikkat çekiyor. Ülkemizde enerjinin %37,2’si binalarda, %32’si sanayide ve %20 ’si ulaşımda harcanıyor. Binalarda tüketilen enerjinin en büyük payı ise ısıtmadan kaynaklanıyor. Konutlarda tüketilen toplam enerjinin yaklaşık %75’inden fazlası ısıtma ve soğutma için tüketiliyor. Isı yalıtımının uzman markası Capatect, alınacak tasarruf önlemlerinin yanı sıra kaliteli bir ısı yalıtımının faturalarda kazanıma dönüşebileceğini, yalıtım yapılan binalarda yaklaşık %50 oranında daha az doğalgaz tüketilmesini sağlanabileceğini belirtiyor. Doğal gaza yapılan zamların ardından kabaran faturaların tek çözümünün ısı yalıtımı olduğunu belirten, Betek Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk,” Enerji tasarrufu sağlamak için ısı yalıtımı artık büyük bir zorunluluk arz ediyor. Türkiye’d eki mevcut binaların sadece %15’inin ısı yalıtımlı olduğu tahmin ediliyor. Kalan %85 oranındaki yalıtımsız binaların tümünün yalıtılması durumunda sadece ısıtmadan elde edilecek enerji tasarrufu ile yılda 10,5 milyar $’d en daha fazla doğalgaz tasarruf edilecektir. Bu nedenle “Isı Yalıtımı” enerji verimliliğinin ilk ve en etkili yöntemi olarak karşımıza çıkıyor ”dedi.
Yalıtım Doğru Yapılırsa Yatırımdır!
28
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Tüketicilerin, ısı yalıtımı konusunda dikkat etmeleri gereken en önemli konunun kalite ve ürün garantisi olduğuna da dikkat çeken Dindoruk, “Kalitesiz malzemelerle yapılan ısı yalıtımında tasarruf sağlamanın mümkün olmadığını” belirtti. Ayrıca, “Capatect Isı Yalıtım Sistemi kullanılan binalardaki doğalgaz ve elektrik faturalarında düşüş sağlandığını böylece bina sahipleri için yalıtımın, yatırıma dönüştüğünü” sözlerine ekledi.
Filli Boya Yalıtım’ dan tasarruf sağlayacak ücretsiz hizmet: Termal kamera Filli Boya Yalıtım Capatect, tarafından ücretsiz olarak sunulan
“termal kamera” hizmeti ile siz de binanızdaki ısı kaçakları tespit edebilir, çıkan raporlar sonucunda mevcut yalıtımlarını iyileştirebilir veya yalıtımsız binanızı standartlara uygun şekilde yalıtabilirsiniz. Enerji tasarrufuna ve hava kirliliğini azaltmaya katkı sağlayan ısı yalıtım sistemlerinin ihtiyaca yönelik kullanımını belirleyen bu hizmeti, Filli Boya Yalıtım tüketicilere “ücretsiz” olarak sunuyor. Filli Boya Yalıtım’ın teknik elemanları tarafından çekimler yapıldıktan sonra bilgisayar ortamına aktarılan görüntülerle binaların termik açıdan bütün zayıf noktalarını tespit etmek mümkün oluyor.
Saint-Gobain Norton’dan Quantum, Vulcan ve Starline serileri Dünya piyasalarında yüksek kaliteli ve iş odaklı aşındırıcı çözümleri ile tanınan Norton’un Quantum, Vulcan ve Starline serileri ile performansı optimum fiyat/kazanç dengesi ile sunarak uzun zamandır beğeni ile kullanılmaktadır. Norton zımpara taşları, flap disk ve elmas diskleri çelik, paslanmaz çelik, dökme demir ve mermer gibi çeşitli malzemeler dahil
30
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
olmak üzere geniş bir yelpazedeki malzemelerin kesim ve taşlama uygulamalarında güvenle kullanılabilir. Özellikleri 1-Çelik,paslanmaz çelik, döküm ve mermer uygulamalarında uygunluk 2-Demir,sülfür ve klor içermez 3-Keskin silisyum karbür
minerallerinden imal edilmiştir Avantajları 1-Makine ya da sık ürün değişiminden kaynaklanan zaman kayıplarına son 2-Zararlı katkı maddesi içermez 3-Daha uzun ömür & daha hızlı kesim 4-Döküm taşlamaya uygun
Akçansa’nın 9 aylık cirosu 1,079 milyon TL oldu
Akçansa, 2014 yılının ilk 9 aylık döneminde 1,079 milyon TL satış geliri ve 206 milyon TL net kar elde ettiğini açıkladı. Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, büyümenin, istikrarlı bir şekilde artan altyapı ve kamu yatırımlarından kaynaklandığını belirtti. 30 Eylül 2014 tarihi itibarıyla açıklanan finansal sonuçlara göre Akçansa, üçüncü çeyrekte 366,6 milyon TL’lik satış geliri elde etti. Şirketin dokuz aylık cirosu ise 1,079 milyon TL olarak gerçekleşti. Akçansa, Ocak-Eylül döneminde 206 milyon TL net kar elde etti.
Hacıkamiloğlu: “Sürdürülebilir büyümeye devam edeceğiz”
Eylül ayı itibarıyla Akçansa Genel
32
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Müdürlüğü görevini üstlenen M ehmet Hacıkamiloğlu, şirketin
dokuz aylık performansını şöyle değerlendirdi, “Akçansa, müşterisine değer oluşturmak ve ortaya çıkan katma değeri paylaşmak üzerine kurulu, uzun vadeli bir bakış açısı taşıyor. Türkiye’d e çok prestijli projelerde tedarikçi olarak yer alıyoruz. Sektörün, istikrarlı bir şekilde artan altyapı ve kamu yatırımlarından beslenerek büyüdüğü bir dönemde, bu büyümenin lokomotifi görevini üstleniyoruz. Akçansa olarak yenilikçi pazarlama stratejileri ve müşteri odaklı inovasyon çalışmalarımızın ürünü olan özel ve zengin bir portföyle sürdürülebilir büyümemize ve sektörde fark yaratmaya devam edeceğiz.”
Akçansa ilk G4 onaylı
Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı
Mehmet Hacıkamiloğlu, Akçansa’nın enerji yönetiminde, tedarik ve tüketimde sektörün en iyisi olma misyonu doğrultusunda; piyasadan en uygun enerji alımı yapmayı, atıklardan enerji geri kazanımını artırmayı, enerji verimliliği uygulamalarını yaygınlaştırmayı ve alternatif enerji kaynakları oluşturmayı hedeflediğini söyledi. Bu alanlarda 2012-2013 yıllarında kaydedilen performansı içeren Sürdürülebilirlik Raporu tamamlanarak, paydaşların bilgisine sunuldu. Akçansa’nın 3. Sürdürülebilirlik Raporu, GRI’ın yayınladığı yeni G4 ilkelerine uygun hazırlanarak onaydan geçti ve çimento sektöründe G4 ilkelerine göre yayımlanan ilk rapor oldu.
Hitachi Elektrikli El Aletleri Ürün Yöneticisi Mehmet Muştalı
Katma Değerli Çözümler Sunuyoruz Elektrikli el aletleri konusunda, dünyanın en saygın, kaliteli ve başarılı markalarından biri olan Hitachi’nin Elektrikli El Aletleri Ürün Yöneticisi Mehmet Muştalı ile bir söyleşi gerçekleştirerek, yeni girdikleri sektördeki çalışmalarını öğrendik.
34
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Mehmet Muştalı, Hitachi Elektrikli El Aletlerinin 20 yıldır Türkiye pazarında yer aldığını, bundan sonraki süreçte Eczacıbaşı - Lincoln Electric Askaynak distribütörlüğü sayesinde çok daha geniş müşteri kitlesine ulaşacağını ve mevcut pazar payını arttıracağını s öyledi.
Elektrikli el aletleri piyasasını değerlendir misiniz? Hitachi’nin Türkiye pazarındaki yeri ve payı nedir?
Türkiye’d eki elektrikli el aleti pazarı fazlasıyla dinamik ve birçok güçlü oyuncunun yer aldığı iddialı bir pazardır. Elektrikli el aleti denilince akla gelen ağır sanayiden, ahşap işlerine, küçük atölyelerden, amatör ev kullanıcısına kadar birçok müşteri grubu bu pazarın tetikleyicisi konumundadır. Müşteri grubu bu kadar geniş olduğundan pazarın hızında dönemsel olarak bazı değişiklikler yaşansa da tempo sürekli üst seviyededir. Hitachi Elektrikli El Aletleri yaklaşık 20 yıldır Türkiye pazarında yer almakta olup, Türkiye Pazarı’ndaki 5 büyük oyuncudan biridir. Bugüne kadar kalitesi ve performansı ile kendisini kanıtlamış olan Hitachi Elektrikli El Aletleri, bundan sonraki süreçte Eczacıbaşı - Lincoln Electric Askaynak distribütörlüğü sayesinde çok daha geniş müşteri kitlesine hitap ederek verdiği güven ve ulaşılabilirlik
gücünü de arkasına alarak mevcut pazar payını hızla arttıracaktır.
Hitachi markası ile yeni girdiğiniz sektörde talepler, istenilen seviyede gerçekleşti mi? Yeni ürün tanıtımı için neler yaptınız? Elektrikli el aletleri sektörü Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak için yeni olsa da piyasada yaklaşık 20 yıldır tanınan bir markadan söz ediyoruz. Bu noktada Askaynak’ın ulaşılabilirlik ve Türkiye Pazarı’ndaki güven algısını da eklediğimizde daha önce hiç Hitachi Markası ile karşılaşmamış ya da elektrikli el aleti satmamış müşterilerimizle de pozitif yönde bir iletişim kurduk. Bunun için ilk olarak Haziran ayı içinde iş ortaklarımızı davet ettiğimiz büyük bir organizasyonla Hitachi Lansman Toplantısı düzenledik. Bu lansmanda yeni distribütör olan Askaynak’ın ve Hitachi Elektrikli El Aletleri’nin potansiyeli birleştiğinde ortaya çıkacak gücü tüm iş ortaklarımıza göstermeye çalıştık. Birkaç hafta sonra düzenlenen Expo Tool 2014 fuarındaki iki büyük katılımcı firmadan biri olarak pazara ne kadar hızlı ve istekli girdiğimizi gösterdik. Bunların yanı sıra Türkiye’d e 4 farklı bölge 12 değişik ilde Askaynak Kaynak Günleri adı altında düzenlediğimiz geleneksel tanıtım organizasyonumuza bu yıl Hitachi Elektrikli El Aletleri
ürün gurubumuzu da dahil ettik. Etkinlikte yeni ürün grubumuzla demo çalışmaları ile ürünlerin doğrudan son kullanıcıların deneyimine sunuldu. Son olarak geçtiğimiz ay için bir yapı marketleri zincirinin organize ettiği tanıtım gününe katılarak son kullanıcı ile el aletleri ürün grubumuz arasındaki iletişimi artırmaya yönelik organizasyon düzenledik.
Teknolojik gelişmelere paralel olarak sektörün gelişimi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte her sektörde insan gücünün yerine makineler almaya başladı. Bu konuda hem kullanıcı ergonomisi hem imalat kalitesi hem de maliyet açısından elektrikli el aletleri mekanik el aletleri piyasasıyla karşılaştırıldığında daha da yüksek bir ivmeye sahiptir. Bu teknoloji yarışında elektrikli el aleti sektörünün büyük oyuncuları da farkındalık oluşturacak araştırma geliştirme faaliyetleri üzerinde yoğun emek harcamaktadırlar. Hitachi de bu konuda sadece teknolojiyi takip eden değil takip edilen marka olma konusunda sağlam ve kararlı bir şekilde yoluna devam etmektedir. Özellikle akülü ürün grubumuz incelendiğinde pazarda yaygın kullanılan geleneksel modellerin yanı sıra kömürsüz motor teknolojisine
sahip geniş bir ürün yelpazesi de göze çarpmaktadır. Akülü el aleti sektöründeki yeni trend olan kömürsüz motor teknolojisi sayesinde sürtünme kayıpları sıradan modellere göre çok daha minimize edilmekte, bu sayede aynı güç ile çok daha yüksek torklara çıkılabilmektedir. Ayrıca kömür değiştirme zorunluluğu olmadığından uzun vadede tamir ve bakım masrafları çok daha düşüktür. Bu anlamda Hitachi olarak felsefemizin müşterilerimize sadece ürün satmak değil, katma değer sağlayan çözümler sunmak olduğunu belirtmek isterim.
Elektrikli el aletleri ürünleri hangi özelliklere sahip olmalı? Hitachi hangi alanda öne çıkıyor? Profesyonel elektrikli el aleti kullanıcısında genel beklenti ürünün sağlam ve performansının
üst seviyede olmasıdır. Bunun yanı sıra satış sonrası servis hizmet kalitesi de marka seçerken önemli bir parametredir. Hitachi Elektrikli El Aletleri sadece profesyonel kullanıcılara hitap eden kalite ve performans değerleri üst seviyede olan ürünleri sunmaktadır. Bunu yaparken Türkiye genelinde 90’ın üzerindeki yetkili servis ağı ile müşterilerimizde yaşanabilecek teknik aksaklıklara en kısa zamanda müdahale etme imkânı sunulmaktadır. Hitachi her ürün grubunda iddialı olmakla birlikte özellikle Kırıcı-Delici ve Kırıcılar konusunda az önce bahsettiğim kriterler göz önüne alındığında açık ara öndedir. Bu grubun dışında yine profesyonellere hitap eden ve ağır şartlarda taşlama yapan müşterilerimizin yoğun ilgi gösterdiği, pazara 2 ay kadar önce lanse ettiğimiz 1200W ’lık avuç taşlama modelimiz olan G12SW
kendi sınıfının en düşük gövde çapı ve ağırlığına sahip olup rakiplere oranla çok daha ergonomik bir tasarıma sahiptir.
2014 yılsonu hedeflerinize ulaştınız mı? 2015 yılı için öngörüleriniz nelerdir?
2014 yılı hedeflerimize mevcut satış tempomuzu göz önüne aldığımızda rahatlıkla ulaşabileceğimizi söyleyebilirim. Hitachi Elektrikli El Aletleri ile Askaynak’ın sinerjisi, pazardan fazlasıyla olumlu bir geri dönüş aldı. Bu durum doğal olarak da satış performansımıza yansıdı. Kazandığımız bu ivmeyi 2015 yılında da devam ettirerek gerek farklı sektörlere hitap eden kampanyalar, gerekse tanıtım faaliyetleri açısından önümüzdeki yılın Hitachi için çok daha dinamik ve hareketli geçmesini bekliyoruz.
Pakpen, Adana’da Tesisat Ustalarıyla Buluştu Tesisat ustalarına yönelik seminerlerinin 27’ncisini Adana’d a düzenleyen Pakpen’in Üstyapı Boru Üretim Müdürü Ali Dural, “Bu seminerlerde, ürünlerimizde en büyük önceliğimiz olan kalite olgusunu, hammadde alımından üretime, ürün performansından uygulama ve nitelikli insan kaynağına kadar tüm süreçleriyle paylaşmayı hedefliyoruz” dedi. Pakpen, Türkiye çapında düzenlediği tesisat ustalarına yönelik seminerlerinin 27’ncisini, Adana’d a Anemon Otel’d e gerçekleştirdi. Pakpen’in Adana’d aki iş ortağı Efes Yapı’nın da katkılarıyla gerçekleşen seminere, 300’e yakın tesisat ustası katıldı. Pakplast markasıyla alt yapı ve bina içi tesisat boruları üretimi yapan yapı malzemeleri sektörünün öncü
38
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
kuruluşlarından Pakpen AŞ, 2011 yılından bu yana tesisat ustalarıyla buluşuyor. Buna göre şirket, bina içi tesisat borularında yeni teknolojileri, kaliteli bir üründe bulunması gereken özellikleri ve ürün uygulamalarında verimliliği artıran püf noktalarını aktarmak amacıyla seminerler düzenliyor. Bu kez Adana’d a gerçekleştirilen seminere, Pakplast Üstyapı Boru Üretim Müdürü Ali Dural, Pakplast Üstyapı Boru Grubu Satış Müdürü Coşkun Öner ve Pakplast Üstyapı Boru Grubu Adana Bölge Yöneticisi Can Tuna katıldı. Seminerde ürünleri hakkında bilgi Pakplast Üstyapı Boru Üretim Müdürü Ali Dural, Pakplast PP boruların zehirli gaz içermediğine, özellikle de yanma esnasında insan sağlığı ve doğa için zararlı
bir etkisi olmadığına dikkat çekti. Dural, şöyle devam etti; “Pakplast PP boruların darbelere ve depreme olan dayanımı ve kimyasallara olan direnci de oldukça yüksek. Sızdırmaz özelliklere sahip Pakplast PP borular, aynı zamanda 50 yıllık bir servis ömrüne de sahip” dedi. Pakpen seminerlerinde, tesisat ustalarına yönelik olarak yaşam koçu ve yönetim danışmanı İsmail Karasu da bir eğitim gerçekleştiriyor. Adana’d a da gerçekleştirilen ve ustaların yoğun ilgi gösterdiği eğitimde Karasu, başarılı olmaya giden yolda atılması gereken adımları aktardı. Karasu’nun pozitif yaşam becerileri konusunda eğitimiyle renklenen seminere, ustaların ilgisi ise büyük oldu.
Mapa Professionnel Yağli Ortamlar Için Yeni Grip & Proof Eldivenleri Çıkardı Bu ürün yelpazesi 2013 yılında geliştirilmiştir ve tüm ihtiyaçlarınız için komple bir çözüm sunmaktadır. Kirli ve yağlı ortamda rahat çalışabilmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Bazen mükemmel reklam kampanyaları niçin ve nasıl bir ürün gerçekten bir ihtiyacınızı karşılar ve size ürünün tüm faydalarını açıklar. Mapa Professionnel Pazarlama Müdürümüz Christelle Scepi şöyle açıklıyor “ Neden ürünümüzü temsil etmesi için bir Formula yarış arabası seçmeyi tercih ettik? Çünkü Grip&Proof eldivenler çok zorlu ve yağlı ortamlarda en yüksek güvenlik düzeyini aynı şekilde ifade ediyor. Diğer bir nedende eldivenlerimizin hassas işler için en yüksek el hassasiyeti sunmasıdır“.
40
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Peki neden ve nasıl bu teknoloji tasarlanmıştır?
Christelle Scepi ekliyor “ MAPA’nın uzmanlığı ve güvenilir test yöntemleri sayesinde sıvı direnci ve yüksek tutuş kabiliyetini birleştiren bir teknoloji ile bu eldiven serisini tasarladık. Bu nedenle teknolojinin adı Grip & Proof ! “ Yağlı ya da kirli parçaları tutarken işçiler genellikle tahriş edici içerikli kesme sıvıları ile temas halindedir. Bunun yanı sıra ‘Egzama, dermatit, kas yorgunluğu ve nesnelerin artan kayıp düşme riskini ‘ ekleyebiliriz diyor Christelle Scepi. “Yeni serinin daha bir çok faydası vardır. Optimum cilt koruması, mükemmel bir tutuş ve kanıtlanmış bir dayanıklılık gibi, “Grip & Proof ” serisi yüksek verimlilik sağlar ve maliyetleri optimize eder. Bunlar genellikle
yağlı veya kirli ortamlarda çalışılan otomotiv, mekanik ve bakım endüstrilerinin aradığı özelliklerdir” diye açıklıyor Christelle Scepi. 2013 yılında geliştirilen seri genişlemeye devam etmekedir. Ultrane serisi, cilt koruması ve yüksek tutuş kabiliyetini bir arada sunan 2 yeni modeli Ultrane 525 & Ultrane 526 ya kavuştu. Bunun yanı sıra kesik koruma için tasarlanmış Krynit serisi, 4 eldiveni piyasaya sunduk , bu seriden Krynit 599 & 600 isimli 2 yepyeni eldiven bir süre önce seriye katıldı. “ Son olarak Kronit serisi, ağır işler için tasarlanmış piyasadaki en iyi kesik koruma eldivenini piyasaya sürdük” diye ekliyor Christelle Scepi. Mapa Professionnel’in ana sloganında dediği gibi gerçekten çalışan her el için bir çözüm vardır.
Tolga Kayalar
Üretim Yatırımı İle Büyüyeceğiz Vernik ve boya üretiminde Türkiye’de pazar lideri olan Kayalar Kimya’nın Genel Müdür Yardımcısı Tolga Kayalar ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Türkiye’nin mobilya vernik ve boyaları üretiminde en büyük ve en ileri teknolojiye sahip tesislerinde, Avrupa standartlarında üretim yapan Kayalar Kimya’nın Türkiye pazarında yüzde 23’lük payı bulunduğunu söyleyen Tolga Kayalar, güçlü bayi ağı ve satış kanallarıyla Türkiye’nin her köşesine ulaştıklarını belitti. Mobilya boya ve vernik üretimini alanında kurdukları Ar-Ge tesisi ile bir ilke imza attıklarını bildiren Tolga Kayalar, son teknoloji ekipmanlarla donatılan 1000 metrekarelik Ar-Ge laboratuvarına, uzman ve deneyimli Ar-Ge çalışanlarına sahip olduklarını söyleyerek, “sektördeki yeni teknolojileri takip ederek, maksimum kaliteyi oluşturmak ve yeni Ar-Ge çalışmaları sayesinde ürün
42
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
çeşitliliğini arttırmayı hedefliyoruz” dedi.
Yatırımlar konusunda bilgi veri misiniz? 2012’deki yangın sonrasında neler değişti? Bilindiği gibi 2 senen önce bir yangın geçirdik. Yangın sonrasında bütün tesisimizi yeniledik. Yenilerken eski tesisimizde eksik gördüğümüz alanlara yatırımlar yaptık. Hem otomasyon anlamında hem de kapasite bakımında geliştik. Tesisimizde daha önce olmayan otomatik dolum, paketleme, paletleme, depolama gibi sistemleri devreye girdi. Kapasite anlamında yüzde 20 daha fazla kapasiteye ulaştık. Fabrikamızda hali hazırda genişlemeye uygun. Tek vardiyada 45 bin tonluk
bir kapasiteden bahsediyoruz. Türkiye’d eki toplam mobilya boyası pazarı 90 bin ton olduğunu düşünürseniz, yüklü bir miktar. Bu kapasiteye sadece Türkiye’d eki satış baz alınarak çıkılmadı. Özellikle çevre ülke pazarları hedeflenerek hareket edildi.
İhracat çalışmalarınızdan ve oranlarından bahseder misiniz?
Mevcut durumda 50’nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye’d eki pazar payımız yüzde 23 civarlarında. Bu seviye bizi pazar lideri yaparken, ayrıca ihracatta da ulaştığımız 8 bin tonluk satış ile Türkiye’nin en fazla mobilya boyası ihracatçısı haline getiriyor. Türkiye’d en boya segmentinde yapılan ihracatlar ele alındığında ise ilk ikinin içindeyiz. Biz bu rakamlara
sadece mobilya verniği ile yapıyoruz. Üretim yatırımı ve pazarlama çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Pazarlama ve satış çalışmalarına yönelik olarak İspanya’d a bir fabrika satın aldık. Orada aynı Türkiye’d e olduğu gibi mobilya merkezleri var. İspanya’d a da Genç markası ile hareket ediyoruz. Portekiz ve İspanya pazarı başta olmak üzere Avrupa ülkelerine de bu tesisimizden hizmet veriyoruz. Bundan sonrada güney Amerika ülkelerine satış hedefimiz var. Yatırım hedeflerimiz içerisinde Türkiye ve İspanya’nın ardından Hindistan’d a bir yatırım yapmak. Orada mobilya yan sanayine hizmet veren 650 milyon dolarlık halka açık bir şirketle görüşüyoruz. Bu vasıta ile orada üretime geçmeyi hedefliyoruz. Hali hazırda Hindistan’a distribütörlerimiz aracılığı ile ihracatımız var. Eğer oradaki üretim yatırımını hayata geçirirsek düşündüğümüz potansiyel, Türkiye’d en daha da büyük bir duruma gelecek. Çünkü 1 milyar 300 milyon kişi ve satın alma gücü Türkiye’nin onda biri. Çok fazla potansiyel
var. Bize göre, Afrika ile beraber potansiyelini gerçekleştirmemiş pazarlardan bir tanesi Hindistan’d ır.
İhracat hedeflerinizden bahseder misiniz?
Bunun dışında tüm firmaların hedefinde olduğu gibi bizimde hedefimizde Afrika var. Kuzey Afrika’d a buradan ihracatla iyi bir noktadayız ama Orta ve Güney Afrika pazarlarını hala girilmemiş pazarlar olarak görüyoruz. Tabi ki dünya küçüldü. İnsanlar çok kısa sürelerde, dünyada neler olup bittiğini öğrenebiliyor. Afrika ülkeleri de geri kalmamak için yatırımcı çekmeye çalışıyorlar. Bu sebeple 2-3 Afrika ülkesi ile görüşme halindeyiz. Bunlardan bir tanesi Etiyopya ve ülkemiz ile olan ilişkileri ve teşvikleri çok iyi. Üretim yatırımı konusunda Hindistan ve Etiyopya üzerinde yoğunlaştık. Hali hazırda 50 ülkeye ihracat yapıyoruz, fakat asıl olan o ülkelerde ilk 3’e girmek. Birçok pazarda mesela Azerbaycan gibi ülkelerde pazar lideriyiz.
Dünya’da mobilya boyası ve vernik pazarındaki
oranlardan bahseder misiniz?
İtalyan ve Alman üreticiler teknoloji olarak bizden önde
olsa da bizde hızla gelişiyoruz. Bizde 7 milyar dolar olan pazar, İtalya’d a 20, Almanya’d a ise 22 milyar dolar civarındadır. Sadece boyada değil, mobilya yan sanayi ürünleri de geliştiği için pazara girmek zor oluyor. Daha önce İtalyan ürünleri satan Polonya’d a 2 tane müşterimiz var. Zamanla teknolojimizi anlatacağımıza inanıyoruz.
Ar-Ge çalışmalarınız ve ayırdığınız bütçe ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Genç olarak teknoloji alanında çok iyi bir yerdeyiz. Bakanlık onaylı bir Ar-Ge merkezine sahibiz. Mobilya boyacıları arasında böyle bir tesisi il biz kurduk. Ar-Ge tesisini ekibi daha ileriye götürmek için, teknolojiyi ileriye götürmek için yaptık. Biz teknolojiyi ileriye götürmezsek, pazar liderliğimizi koruyamaz ve ihracattaki hedeflerimize ulaşamayız. Önümüzdeki 5 yıl içindeki hedefimiz Avrupa’d a ilk 3 içine girmek var. Bu durum kolay değil, dünya devleri ile karşılaşıyorsunuz. Bu yüzden ArGe olmazsa olmazlarımızdadır. Ar-Ge’ye ayırdığımız bütçe satış üzerinden yüzde 2’d ir. Bu rakamı arttırmayı düşünüyoruz. Çünkü Ar-Ge’ye nitelikli personel alıp, nitelikli projeler yapmaya
44
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
başladığınız zaman bunun farkını almaya başlıyorsunuz. Bu hem bizim hem de ülke ekonomisi bakımından sevindirici bir durum. Türkiye’nin 2023 hedeflerinde 500 milyar dolar ihracat hedefi var. Bu hedeflere ulaşırken, mevcut ürünleri daha fazla ülkeye satmaya çalışmak yerine katma değerli yeni ürünlere yönelmelidir.
Teknolojik gelişmelerin sektöre etkisinden bahsedebilir misiniz? Sizin ulaştığınız son nokta nedir?
Mobilya boyası ve verniklerinde en yeni teknoloji nedir dersek, UV ışını ile kuruyan boya verniklerdir. Su ve solvent bazlı çeşitleri mevcut. Bu yenilik çevre duyarlığı bakımından da önemli poliüretan sistemlerde salınan emisyon daha fazla. Yeni sistemde ise çevreye çok az bir salımın gerçekleşiyor. Çevreye en duyarlı ürün su bazlı üründür. Sıfır solvent, çevre ve insan sağlığına en uygun üründür. Bazı performans ve maliyet hesapları bunun yayılmasını engelleyebiliyor.
Son olarak eklemek istediğiniz neler var? Her sene 50 civarında yeni
ürünü müşteri memnuniyetine sunuyoruz. Türkiye mobilya sanayinin 90 bin ton boya ve vernik tüketimi var. Boyanın kullanım oranı satın alma gücü arttıkça daha fazla artıyor. Mesela üst kalite ürünler cilalı ve boyalı ürünlerdir. Mobilya sanayi büyüyor. Boya ve verniğin kullanımı da artacaktır. Dış cephelerde çok fazla ahşap kullanılmaya başlandı. Bu alanlarda su bazlı ürünler kullanılıyor. Endüstriyel grupta da ahşap doğramalar arttı. Bilinç ve satın alma gücü arttıkça ahşaba yönelim var. Çünkü ahşap nefes alan bir sistemdir. Dolayısıyla boya tüketimi, ahşap ve mobilya sanayinin büyümesi ile paralel bir şeklide artacaktır.
Yale, konut projelerinin güvenliğine talip!
Yale Kilit, yakın zamanda lansmanını yaptığı alarm merkezi ile özellikle henüz yapım aşamasında olan ve satışa yeni çıkan inşaat projelerinin güvenliğini hedefliyor. Yale Türkiye Genel Müdürü Burçin Saltık, başta İstanbul olmak üzere ülke genelinde irili ufaklı binlerce yeni projenin olduğunu vurgulayarak “Alarm Merkezimiz ile konut projelerinin var olan güvenlik tedbirlerine ek çözümler sunuyoruz. Türkiye’d e resmi rakamlara göre sadece geçen yıl 150 bin ev hırsızlığı gerçekleşti. Tamamı kablosuz montaj edilen ürünlerimiz ile ülke genelindeki 20 milyon konutun yanı sıra henüz yapım aşamasında olan inşaat projelerinin de güvenlik sistemine talibiz. İşe, projelerin örnek dairelerinden başlayacağız. Buralara alarm sistemlerimizi ücretsiz olarak kurup, daire almaya gelenlerin avantajlarımızı yerinde birebir görmesini amaçlıyoruz. Herhangi
46
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
bir abonelik ücreti veya aylık hizmet bedeli gerektirmeyen “Alarm Merkezimiz”, yeni projelerde inşaat firmasına önemli bir maliyet avantajı sağlıyor. Konut sahipleri ise, güvenlik için düzenli aidat ödeme derdinden kurtuluyor” dedi. Yale Alarm Merkezi’nde Premium ve Compact isminde iki farklı model bulunurken, kullanıcılar, 7/24 caydırıcı güvenliğe tek seferde erişilebilir fiyat ile sahip oluyor. İhtiyaca göre 12 ayrı aksesuarın eklenebildiği Compact model 288 TL+KDV, Premium model ise 768 TL+KDV ’d en satışa sunuluyor. Herhangi bir abonelik ücreti gerekmeyen sistem, bir yıl gibi kısa bir sürede kendini amorti ediyor.
Alarm tetiklendiğinde önceden belirlenmiş numaraları arayarak uyarıda bulunuyor!--
Yale Kilit’in alarm sistemi, evde bulunan telefon hattı sayesinde alarm tetiklendiği
zaman, önceden yetkilendirilmiş telefon numaralarını sırasıyla arayarak gerekli bilgilendirmeyi yapıyor. Kontrol panelinden veya mobil telefon üzerinden açılıp kapanabilen sisteme, ihtiyaca göre evcil hayvanlara da uygun PIR dedektörü, kablosuz kapı&pencere kontağı, duvar tipi ve anahtarlık tipi uzaktan kumanda, kablosuz panik butonu, duman ve su dedektörü gibi aksesuarlar da entegre edilebiliyor. Firmanın ayrıca “Kişisel Saldırı Alarmı”, “Telefon Bağlantılı Acil Yardım Alarmı” ve “Gaz Dedektörü” gibi bağımsız alarm sistemleri de bunuluyor.
Namık Ekinci “dünya ticaret örgütü kurallarına aykırı ihracat yapan ülkelerin ürünlerinin ülkeye girişi engellenmeli”
Türk çelik sektörünün üretim kapasite kullanım oranı yüzde 70’ler, ihracatı ise 18 milyon ton civarındayken; 16 milyon ton civarında da yarı mamul ve mamul ithalatı gerçekleştiriyor. İthalata getirilecek vergi, ihracatı olumsuz yönde etkilemezken; Dünya Ticaret Örgütü kurallarına aykırı ticaret yapan ülkelerin ürünlerinin Türkiye’ye girmesini engeller. Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Son günlerde, ithal çelik ürünlerine karşı getirilen vergiyle ilgili bazı ihracat yöneticileri tarafından uygun olmadığı yönünde görüş beyanları yapılıyor. Açıklamalarında özellikle ihracatın olumsuz yönde etkileneceğine dair kaygılarını belirtiyorlar. Oysaki çelik ürünleri ithalatına gelen verginin ihracatımıza hiçbir olumsuz etkisi olmadığı gibi olmayacaktır da. Bilindiği gibi Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında
48
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
imalatçı/ihracatçı firmalarımız, imalat girdisi ürünlerinin ithalatında hiçbir gümrük vergisi ödemeden ithalatlarını gerçekleştirmektedirler” dedi. Uygulanacak verginin ülkemize dampingli ve/ya devlet yardımı almış hatta Gtip oyunlarına başvurmuş kalitesiz ürün girişini engelleyeceğine dikkat çeken Namık Ekinci “DİR haricinde Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşması olduğu ülkelerden ve Avrupa Birliği üye ülkelerinden yapılacak ithalatta da herhangi bir gümrük vergisi uygulanmadığı gibi ithalatı gerçekleştirilen bu ürünlerin işlenerek tekrar ihracatının yapılması gibi herhangi bir mecburiyeti de yoktur. Ancak bahsi geçen bu ülkelerin dışında kalan ve dünya üretiminin yüzde 50’sini gerçekleştiren Çin gibi bazı ülkelerin, anormal derecede kapasite büyütmesi ve kendi iç piyasalarında ürettiklerini; tüketemedikleri zaman da haksız yere devlet teşvikli ve dampingli
ürünlerini diğer ülkelere pervasızca ihraç etmeleri kabul edilemez. Bu durum DTÖ kuralları ve ilkelerine aykırı olmakla birlikte bizim gibi ülke sanayilerine ciddi zarar vermekte ve kapanmalarına sebebiyet vermektedir” diyerek sözlerine devam etti. Namık Ekinci son olarak “ABD, Kanada, Avustralya, AB gibi dünya devi pek çok sanayi ülkesi bu gibi uygulamalar yapan ülkelerin ürünlerini, kesinlikle ülkelerine sokmamaktadırlar. Dünya Ticaret Örgütü kuralları çerçevesinde ihracat gerçekleştirmeye çalışan bir sektör olarak ithalatta bu ve benzeri uygulamaların görmezlikten gelinmesine karşıyız. Ayrıca Gümrük Kontrolü Altında İşleme Rejimi kapsamında ihracat mecburiyeti olmaksızın yüzde 0 vergi ile ithalat yapılmasına fırsat verilmesi Türk çelik sanayisine büyük zarar vermektedir. En kısa zamanda bunun yürürlükten kaldırılması ihtiyacı hasıl olmuştur” dedi.
Aktif Elektrikli El Aletleri Pazarı 170, Aksesuar Pazarı ise 185 Milyon Dolar Stanley Black&Decker Elektrikli El Aletleri Ürün Müdürü Kerem Sürmen
11 milyar dolar ciro ile Dünya’nın en büyük el aleti tedarikçisi konumunda ve Fortune 500 şirketi arasındaki Stanley Black&Decker’ın Türkiye Ofisi Elektrikli El Aletleri Ürün Müdürü Kerem Sürmen ile bir röportaj yaparak sektör hakkında bilgiler aldık.
50
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Kerem Sürmen, “StanleyBlack&Decker olarak elektrikli el aletleri, aksesuarlar dışında el aletleri ve takım çantaları da üretiyoruz. Bu, dağıtım ağımıza markalarımızla bir sinerji yakalama imkanı sunarken, kullanıcılarımıza da işlerini tamamlamak için gerekli bütün malzemeleri bildikleri ve güvendikleri bir markadan karşılama imkanı sunuyor” dedi. Elektrikli el aletleri piyasasını değerlendirir misiniz? Türkiye pazarının dünya pazarındaki payı nedir? Elektrikli El Aletleri pazarı başta inşaat olmak üzere otomotiv, imalat, enerji vb. gibi birçok sektöre bağlı olarak gelişmektedir. 2014 itibarıyla Elektrikli El Aletleri Pazarı’nın büyüklüğünün 170 milyon dolar seviyelerine, aksesuar pazarının büyüklüğünün ise 185 milyon dolar seviyelerine geldiğini düşünüyoruz. Geleneksel kanal olarak adlandırdığımız bayi kanalı bu pazarın %80’ini elinde bulunduruyor ve özellikle
pazarın büyük bölümünü teşkil eden profesyonel son kullanıcıya ulaşmak için çok büyük önem arz ediyor. Öte yandan modern kanal olarak adlandırdığımız yapı market kanalında geçtiğimiz yıllarda global oyuncuların pazardan çekilmeleri sonrasında oluşan yeni dinamiklerle büyüme sürüyor ve bu kanal müşterilere sunduğu farklı seçeneklerle her geçen gün önem kazanıyor. Dünya’d aki toplam Elektrikli El Aletleri pazarının yaklaşık 10 milyar dolar, Aksesuar pazarının ise 15 milyar dolar seviyelerinde olduğunu düşünüyoruz. Türkiye pazarı gelişmiş pazarların hepsinden daha hızlı büyüyor ve önümüzdeki yıllarda Türkiye pazarının da Dünya’d aki önemli pazarlardan biri haline geleceğini öngörüyor ve StanleyBlack&Decker olarak yatırımlarımızı bu öngörü doğrultusunda değerlendiriyoruz. Mevcut durumda Türkiye pazarının gelişmiş pazarlarla farklarını konuşacak olursak, gelişmeye açık birkaç nokta görüyoruz. Öncelikle gelişmiş pazarlarda önemli bir
paya sahip olan Kendin Yap (D.I.Y) pazarı Türkiye’d e henüz gelişme aşamasında. Türkiye’d e Elektrikli El Aletleri kullanıcılarının %95’i profesyoneller, ancak tüketici bilinçlenip talep arttıkça Kendin Yap (D.I.Y) pazarının da hızla büyüdüğünü gözlemliyoruz ve bu büyümenin hızlanarak artacağını öngörüyoruz. Türkiye pazarının gelişmiş pazarlardan bir diğer önemli farkı ise piyasadaki uzun ödeme vadeleri. Bu sürelerin uzaması pazarın finansal yükünün belirli oyuncular üstünde artmasına neden oluyor ve daha hızlı bir büyümenin önünde önemli bir engel teşkil ediyor. Raporlara göre Türkiye, 2050 yılına kadar Avrupa’nın 3. büyük ve dünyanın 9. büyük ekonomisi haline gelecek. Şirketimizin gelişen pazarlar vizyonunda Türkiye’nin Rusya, Çin ve Hindistan ile birlikte anılması önemli. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde StanleyBlack&Decker olarak yatırımlarımızı da bu vizyon doğrultusunda şekillendiriyor ve Türkiye’d e organik ve inorganik çift
haneli büyüme hedefliyoruz.
Pazarlama stratejileriniz ve kurumsal kimliğiniz hakkında bilgi verir misiniz? Stanley Black&Decker şirketi 2010 yılında Stanley ve Black&Decker şirketlerinin birleşmesinden oluşuyor. Bu birleşme ile yakalanan sinerji sayesinde 2013 yılını toplamda 11 milyar dolar ciro ile kapatan şirketimiz Dünya’nın en büyük el aleti tedarikçisi konumunda ve bir Fortune 500 şirketi. Global olarak üç ana sektörde faaliyet gösteriyoruz; İnşaat & Kendin Yap (D.I.Y), Sanayi ve Güvenlik. Bizi rakiplerimizden ayıran en önemli özellik ise hem dağıtım ağımıza hem de kullanıcılarımıza bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri çözümler sunabilmemiz. StanleyBlack&Decker olarak elektrikli el aletleri, aksesuarlar dışında el aletleri ve takım çantaları da üretiyoruz. Bu dağıtım ağımıza markalarımızla bir sinerji yakalama imkanı sunarken, kullanıcılarımıza da işlerini tamamlamak için gerekli bütün malzemeleri bildikleri
52
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
ve güvendikleri bir markadan karşılama imkanı sunuyor. Türkiye’d e uzun süredir faaliyet gösteren bir firmayız, fakat 2012 yılında Türkiye’d e kurulan StanleyBlack&Decker ofisi sayesinde distribütörlerimize verdiğimiz desteği daha da arttırdık ve bu destekle Dünya’d a açık ara önde olduğumuz alanlarda Türkiye’d e de liderliği elde etmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Pazarlama çalışmalarında en büyük önceliğimiz son kullanıcıya ulaşarak onların ihtiyaçlarına uygun çözümler sunmak. 2014 içinde bu alanda fark oluşturacağını düşündüğümüz Demo Van projesini başlattık ve 2015’d e de bu alandaki çalışmalarımızı arttırarak sürdürmeyi hedefliyoruz. StanleyBlack&Decker şirket olarak dağıtım ağını pazarlama ile desteklemeye çok büyük önem veren bir firma. Türkiye Ofisi içindeki pazarlama departmanımız da dağıtım ağını güçlü pazarlama aktiviteleri ile desteklemek için yoğun şekilde çalışıyor. 2014’d e StanleyBlack&Decker Lansman ve Demo TIR’ı gibi bu çalışmaların ilk
örneklerini gördük ve piyasadan olumlu geri dönüşler aldık. 2015’d e daha büyük aktivitelerle sektörde ses getirmeyi planlıyoruz.
Sektörde kaç şirket faaliyet gösteriyor, sektörün büyüklüğü nedir?
Sektördeki marka sayısını söylemek zor, çünkü büyüklükleri farklı olsada, çok fazla sayıda marka var, ancak bizim rakip olarak 15’e yakın firma bizim radarımızda. Global olarak el aletleri pazarında varlık gösteren markaların neredeyse hepsi Türkiye’d e de aktif 170 milyon dolar büyüklüğündeki pazarı bizim de aralarında bulunduğumuz bu global markaların domine ettiğini görüyoruz. Bu markalar dışında daha alt fiyat segmentlerini hedefleyen birçok Uzak Doğu markası bulunuyor, ancak bu ürünlerin pazardaki payının toplamda 10%’u geçmediğini düşünüyoruz. Yaklaşık 185 milyon dolar büyüklüğündeki Aksesuar pazarındaki durum ise biraz daha farklı. Bu pazarda bahsettiğim global markaların yanı sıra güçlü lokal markaların da önemli pazar
payına sahip olduklarını görüyoruz. düşünüyoruz. Yaklaşık 185 milyon dolar büyüklüğündeki Aksesuar pazarındaki durum ise biraz daha farklı. Bu pazarda bahsettiğim global markaların yanı sıra güçlü lokal markaların da önemli pazar payına sahip olduklarını görüyoruz.
Elektrikli el aletleri ürünleri hangi özelliklere sahip olmalı? Stanley Black&Decker hangi alanlarda öne çıkıyor?
Kullanıcıların bir alet alırken önem verdikleri noktalar kullanım alanına ve kullanılacak alete göre farklılıklar gösterebiliyor, ancak bütün kullanıcıların büyük önem verdiği bazı noktalar var ; yüksek fiyat/performans oranı, yüksek kalitede satış sonrası hizmeti ve kullanıcının işini kolaylaştıran yenilikler. Bu noktaları değerlendiren kullanıcı da zaten pazarda bilinirliği yüksek, global markaları tercih ediyor. StanleyBlack&Decker olarak bizi diğer global markaların önünde “Dünya’nın bir el aletleri tedarikçisi” yapan ise işte bu noktalardaki üstünlüğümüz. Yüz yılı aşan geçmişimizle her türlü kullanıcının ihtiyacına
cevap olacak yüksek kaliteli ürünler geliştirip, üretiyor ve kullanıcılarımızı üst düzey ve yaygın servis ağımızla destekliyoruz. Şirketimizi bugünlere getiren özelliklerden belki de en önemlisi yaptığı yeniliklerle elektrikli el aletleri pazarına öncülük etmesi. Yeni ürünler geliştirilirken kullanıcının sesi en önemli rehberimiz olduğundan çözümler de kullanıcıların işlerini gerçekten kolaylaştıracak ve hatta bazen yapılan işte devrimsel değişikliklere neden olacak boyutta oluyor. Bir kaç örnek vermek gerekirse; 1946’d a pazarı tamamen değiştiren ilk şarjlı matkap BLACK+DECKER tarafından üretildi, 1962’d e Dünya’nın ilk şarjlı bahçe ürünü, şarjlı çit budama ürününü piyasaya sürdük ve 1968’d e Apollo 15’in Ay yüzeyinden örnekler alabilmesi için bu göreve özel Ay Yüzey Matkabı’nı ürettik.
Satış sonrası teknik servis hizmeti kapsamda neler yapıyorsunuz? Türkiye genelindeki servis sayınız kaç? 100 yakın servisimiz var. Bunu geliştireceğiz. Dünya çapında kaliteli servis ağı bulundurmayı her zaman kendimize ilke
edindik. Kaliteli servis hizmeti vererek rekabetten ayrışıyoruz. Son kullanıcıya verdiğimiz kaliteli hizmet kendisini gösteriyor. 2015’d eki en önemli hedeflerimizden biri bu alanda kendimizi daha da geliştirerek piyasaya öncülük etmek.
2014 yılsonu hedeflerinize ulaştınız mı? 2015 yılı için öngörüleriniz nelerdir?
2013’d e pazar %6-%7 civarında büyürken, bu seneki büyüme oranlarının hem ülkemiz içinde hem de komşu ülkelerdeki olumsuzluklardan etkilenerek daha düşük olduğunu düşünüyoruz ve sektörün yıl sonunda %3%4 oranında bir büyüme kaydetmiş olacağını öngörüyoruz. Pazardaki yavaşlamaya rağmen biz StanleyBlack&Decker olarak 2014 hedeflerimize büyük ölçüde ulaştık ve önemli bir önceliğimiz olan iç yapılanmamızda büyük yol katettik. 2015 için ise 2014’e göre daha pozitif bir tablo öngörüyoruz ve sektörde yaklaşık %5-%6 civarında büyüme bekliyoruz ve sektörün en az 3 katı hızda büyüyerek pazar payı kazanmayı hedefliyoruz.
Geleceğin Renk ve Trendleri İstanbul’da Belirlendi 2016- 2017 Renk ve Trendleri Belli Oldu
Dünya’nın en önemli renk uzmanları Filli Boya’nın desteğiyle geleceğin trendlerini belirlemek için Türkiye’ye geldi. Yarım yüzyıldır Dünya çapında faaliyet gösteren Intercolor (Ulusalararası Renk KomisyonuICC) çatısı altında bulunan 13 ülkenin 30 temsilcisi, 2016-17 yıllarının renk ve trendlerini belirlemek için İstanbul’a geldi. Filli Boya’nın desteği, Ümit Ünal’ın kurucularından olduğu 34.Color.
54
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
İst organizasyonuyla hayata geçen toplantı, Cezayir adlı mekanda gerçekleştirildi. Yaşam eğilimlerimizi şekillendirecek geleceğin trend ve renklerinin açıklandığı toplantıda, 13 ülke içerisinde Türkiye, İtalya ve Japonya en çok ilgi gören ülkeler oldu.
2016-17 Yıllarının Rengi Siyah, Trend ise Mutant Malzemeler ve Materyaller
Türkiye’yi 17 yıldır Intercolor’d a (ICC) temsil eden Ümit Ünal 201617 yıllarının renk ve trendlerini
hazırladıkları bildirgeyle sundu. Ünal: ”Sessizliğin felsefesi “Synchronize”, “Re- nature”, “Artitude” 2016-17 yıllarının konseptleri. Performans ve sanat ağırlıklı derin bir dönem bizi bekliyor. Siyah ve derin koyuluklar. Dönüşüm ve mutant, tekno ve modern-klasizm önümüzdeki 2 yılda karşımıza çıkacak olan kavramlar olacak. Çok farklı seçeneklerle derin renklerin olduğu insana ait tüm yeni tanımlamalar hayatımıza giriyor. Kişisel deneyimlerin en öncelikli
olduğu sezon olarak düşünürsek, 2016-17’d e özellikle sonbahar kış döneminde Siyah, parlak siyahlar yeni dönemin renkleri, mutant malzemeler ve mataryeller ise trendlerin başında gelecek.” Yorumunda bulundu.
komisyonun şu anda 18 ülkeden toplam 40 üyesi bulunuyor. Dünyanın en önemli markalarına danışmanlık yapan üyeler, kendi ülkelerindeki sosyo-kültürel değişimleri esas alarak sunumlarını gerçekleştiriyor.
Yaşam Eğilimlerimizin Gizli Kahramanları
Intercolor (ICC) Coloration’ı Destekliyor
Belirlediği renklerle, tekstil, moda, mimari başta olmak üzere pek çok disiplini, akımı ve sektörü etkileyen Uluslararası Renk Komisyonu Intercolor (ICC), yaşam alanlarımızın gizli kahramanları olarak senede 2 kez Dünya’nın farklı yerlerinde bir araya geliyor. Bu yıl ilk kez Intercolor’a üye olarak katılan ülkelerden biri de: Amerika. Intercolor İstanbul, Amerika’nın ilk toplantısı olma özelliği taşıyor. Ticari bir varlık göstermeyen bu
56
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Intercolor (ICC) 2012 yılından bu yana Ümit Ünal’ın belirlediği “Filli Boya Coloration” projesini destekliyor. Dünyadaki renk eğilimlerini yakından takip eden Filli Boya, 18 yıldır ülkemizi Intercolor’d a temsil eden Ümit Ünal ile birlikte yürüttüğü Coloration projesiyle ülkemize taşıyor.
Selda Uzun: “Trendlerin Renkle Başladığını, Rengin Hayat Olduğunu Biliyoruz.”
Filli Boya Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkiler Müdürü Selda Uzun; kaliteli ürün üretmekle yetinilemeyeceğini bu nedenle üreticiliğin ve yenilikçiliğin peşinde olduklarını belirtti. Uzun; Filli Boya olarak 25 yıldır ürettikleri sınırsız renk, doku ve ürün seçenekleri ürettiklerini söyledi. Geleceğin önünde yer almaya çalıştıklarını söyleyen Uzun; mimarlar, tasarımcılar ve tüm kullanıcıların seçimlerine Intercolor (ICC) desteği ile doğru referanslar üretmeye çalıştıklarını belirtti. Uzun, “trendlerin renkle başladığını, rengin de hayat olduğunu biliyoruz, desteklediğimiz Intercolor (ICC) toplantısıyla insanların yaşam eğilimlerine yön verdiğimizi hissediyoruz.’ ’ dedi.
Pakpen, Ürünlerini Azerbaycan’daki Yapı Sektörü İle Buluşturdu
20. BAKUBUİLD-Bakü Yapı ve İnşaat Fuarı’na katılan ürünlerini Azerbaycan yapı dünyası ile buluşturdu. Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Tuza, Azerbaycan pazarına büyük önem verdiklerini ve bu pazara yönelik çalışmalarını önümüzdeki süreçte artırmayı hedeflediklerini söyledi. Pakpen, Azerbaycan Bakü’d e bu yıl 20’ncisi düzenlenen BAKUBUİLD-Bakü Yapı ve İnşaat Fuarı’na katıldı. 22 Ekim tarihinde kapılarını açan ve 25 Ekim tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlayan fuarda Pakpen, ürünlerini Azerbaycan’d aki yapı sektörü ile buluşturdu. Pakpen, fuarda 72 metrekare büyüklüğündeki stand alanında PVC profil ürünleri, sandviç panelleri, PPRC boru ve ek parçaları, HDPE 100 boruları ve Korige kanalizasyon borularını sergiledi. Pakpen Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Tuza, Azerbaycan pazarına
58
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
büyük önem verdiklerini belirterek, yeni işbirlikleri geliştirmek adına BakuBuild Fuarı’na katılmaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti. Tuza, komşu ülke Azerbaycan’ın, pazar paylarını artırmak istedikleri pazarlar arasında öncelikli olduğunu ve bu pazara yönelik çalışmalarını, önümüzdeki süreçte artırmayı hedeflediklerini söyledi. Pakpen olarak kalitede iç pazarda yakaladıkları başarıyı, yurtdışına da taşımayı hedeflediklerini kaydeden Tuza, “Kalitedeki iddiamızı, Azerbaycan başta olmak üzere komşu ülkelerimiz, Avrupa Birliği ve Körfez ülkelerine de taşıyacağız. Söz konusu pazarlara yönelik aldığımız kalite belgeleri ile bu konuda atılması gereken en büyük adımı atmış bulunuyoruz. Bir numaralı yapı malzemeleri şirketi
olarak öne çıktığımız Azerbaycan pazarında, marka bilinirliğimiz oldukça yüksek. Önemli projelerde yer alarak satış hacmimizi her geçen gün artırıyoruz” dedi. Fuar stantlarında pek çok ziyaretçiyi ağırladıklarını belirten Tuza, “Türk Büyükelçiliği’nden Ticari Müşaviri Cengiz Türkay da fuar standımızı ziyaret edenler arasındaydı” şeklinde konuştu. Toplamda 50’ye yakın ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini kaydeden Tuza, sektörde ürün kalitesi ile birlikte toplam kalite algısını yükseltecek uygulamalar ve yaklaşımlar geliştirmeye özen gösterdiklerini ifade etti. Tuza, sektörde, yılda 300 bin ton plastik, 650 bin metreküp yalıtım malzemesi üretim kapasitesine sahip olduklarının da altını çizdi.
Büyüme Hedefimiz Yüksek 40 yılı aşkın bir süredir inşaat ve sanayi alanlarında el aletleri ihtiyaçlarını karşılayan, satış ve satış sonrasında mükemmel hizmet sunan Gedore El Aletleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’in Genel Müdürü Tuna Çağla ile bir söyleşi yaptık. Elektrikli el aletleri piyasasını değerlendir misiniz?
Elektrikli el aletleri, aksesuarları ve bahçe makinelerini dışarıda tutarsak yaklaşık olarak Türkiye’d e 130-140 milyon TL’lik bir pazara sahip. Bu ürünlerin ana pazarı olarak İnşaat sektörünü gösterebiliriz. Özellikle inşaat sektörünün son 10 senede ülkemizde hızla büyümesi, buna
paralel olarak markaların el aletleri programlarının da genişlemesine neden oldu. Yani ürün çeşidi arttı ve benzer şekilde yeni markalar da pazara girdi. İnşaat sektöründe beklentiler ve hizmet kalitesi de zaman geçtikçe artıyor. İnşaatın gecikmesi büyük zararlara neden olabileceği için, makinelerin kalitesi ve ömrü burada ön planda olmaya başladı. Yani daha çok kaliteli ürünlere yönelim olmaya
Gedore El Aletleri Genel Müdürü Tuna Çağla
60
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
başladı. Bu ürünler için ikinci büyük pazar metal sanayisi. Taşlama makineleri ve aksesuarları burada önemli yere sahip. Benzer şekilde markalar ve ürün çeşidi taşlama ürünlerinde son yıllarda artış gösterdi. En ucuz ürünlerden en pahalı ürünlere kadar, pazarda bulunan ürün yelpazesi genişledi. Ancak yine de İnşaat sektörünün aksine daha fiyat odaklı ürünler tercih edilmeye devam ediliyor. Bu sebepten ötürü İnşaat ve Metal sektörlerini karşılaştırdığımızda, inşaat sektöründe ürün dayanıklılığı ve verimi yüksek, kaliteli markalar tercih edilirken, metal sektöründe tercihler daha fiyat odaklı gerçekleşiyor. Son 10 sene içerisinde marketlerin de oyuna girmesi ile birlikte elektrikli el aletleri marketlerde çok önemli bir yere sahip olmaya başladı. Marketlerde satılan elektrikli el aletleri, önceden yapılan tahminlerin daha altında bir şekilde ev kullanıcısına gidiyorken, tahminlerin üzerinde tesisatçı gibi yarı profesyonel kullanıcılara gidiyor. Taksit imkânları, çeşit ve fiyatlardan bunun başlıca nedenleri arasında. Hizmet çok önem kazanmaya başladı. İkinci büyük endüstri metal sektörüdür. Daha fiyat odaklı olan bu pazarda çok aktif ve etkin rol oynayan markalar var. Ahşap, otomotiv, inşaat gibi sektörlerden hizmet almayı planlayan son kullanıcıların beklentilerinin artması ile birlikte, bu sektörler daha spesifik ürünler arayışına girdiler. Son kullanıcılar, istedikleri ürünü veya hizmeti eskiden olduğundan çok daha hızlı ve ince işçiliği çok daha üst seviyede olmasını bekliyorlar. Bu sektörlerde faaliyet gösteren
firmaların üretimleri veya verdikleri hizmet, kullandıkları ürünün arızalanması veya ortaya çıkan üründeki düşük kalite yüzünden sekteye uğraması, o işletme için büyük zarar anlamına geldiği için, artık ürün tercihleri çok daha bilinçli yapılmaya başlandı. Yine benzer şekilde, eskiden 1 ürünle 1’d en fazla uygulama yapılırken şimdi her uygulama için o uygulamaya özel ve o uygulama için doğru ürün ihtiyacı artmaya başladı. Festool gibi uzun ömrü, yüksek kalitesi, ortaya çıkan işdeki kalitenin çok yüksek olduğu özel ürünlere yönelinmesi, bu tarz ürünlerin arayışına girilmesini gözlemliyoruz. Bu süreçte büyük firmalardaki satınalmacılar yatırım geri dönüşlerini hesaplarken, daha az işçilik ile daha fazla iş, işçi sağlığı, yüksek iş kalitesinden ötürü müşteri memnuniyeti, uzun kullanım ömrü, arızalardan kaynaklanabilecek muhtemel ciro kayıpları çerçevesinde hesaplıyorlar. Bu çerçevede Festool her zaman en iyi yatırım geri dönüşünü sağlıyor.
Pazarlama stratejileriniz ve kurumsal kimliğiniz hakkında bilgi verir misiniz? Festool, profesyonellerin yanı sıra
zorlu talepleri olan kullanıcılar için de üstün kaliteli elektrikli ve pnömatik aletler geliştirmektedir. 1925 yılında aile şirketinin kuruluşundan bu yana, kalite ve inovasyon en yüksek öncelikler olmuştur. 300’d en fazla patent ve ürün ve iş süreçleri için 80’d en fazla ödül, bu ilkelerin odaklanmaya değer olduğunu kanıtlamaktır. Müşterilerimizin % 90’d an fazlası, Festool markasına sadık kalmaktadır. Müşterilerimiz, Festool’un yıllar içinde bir rekabet avantajı sağladığından emindir. Müşterilerimiz ayrıca ‚“Almanya’d a Üretilmiştir” etiketine güvenmekte ve en zorlu talepleri karşılamak için ürünlerimize güvenmektedir. Pazarlama stratejilerimiz çerçevesinde eğitimlere ve müşterilerimizin üretim alanlarında yapacağımız demo faaliyetlerine çok önem veriyoruz. Festool ürünleri hem müşterilerimize hem de son kullanıcılara daha iyi anlatabilmek için, ürünlerin verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamak için eğitim merkezimizi kurarak eğitim faaliyetlerimizi arttıracağız. Ayrıca Festool ürünleri ile ilgilenen kullanıcıları da yerlerinde ziyaret ederek ürünlerimiz hakkında daha detaylı bilgi vermek için, ürünleri
deneyerek görmeleri için demo çalışmalarımızı başlattık.
Sektörde kaç şirket faaliyet gösteriyor, sektörün büyüklüğü nedir?
Sektör büyüklüğü 130-140 milyon TL seviyesinde. Sektörde birçok oyuncu var ama 4 firma belli konularda uzmanlaşmış ve ön plana çıkmış durumda. Örneğin Festool, otomotiv, ahşap, boya, akrilik gibi alanlarda premium seviyede ürünleri ile konumlanmış durumda.
Elektrikli el aletleri ürünleri hangi özelliklere sahip olmalı? Festool hangi alanlarda öne çıkıyor?
10-15 sene önce sadece dayanıklılık ve fiyat ön plandaydı. Bugün ise hafiflik, kullanıcı emniyeti, akülü ürünlerde pil ömrü, kırıcı delicilerde kolay tamir, zımpara makinelerinde daha kısa sürede iş objesinin hazır hale getirilmesi gibi konular ön plana çıkıyor. Festool tüm ürünlerinde sürekli hassaslığı, gücü ve estetiği mükemmel bir şekilde birleştirerek sunuyor. Yüksek kalitesinin arkasında Festool’un Alman mirası yatıyor. Hobi amaçlı kullanımdan, seri üretim amaçlı kullanıma kadar
her kategoride farklı ölçülerde ürünlere sahip. Festool ürünleri özellikle Ahşap, Otomotiv, İnşaat ve Akrilik sektörlerine özel olarak geliştirilmiş. Testereler, yüzey işleme yani zımparalama ve polisaj makineleri, frezeleme, domino birleştirme sistemleri, planyalama, delik delme ve vidalama, alçıpan yenileme ve toz emme sistemleri konusunda uzmanlaşmış. Festool müşterilerine her zaman en iyi yatırım amaçlı ürünlerini sunuyor. Bunu da ürünlerinin yüksek dayanıklılığı ve uzun ömrü, daha kısa sürede daha fazla aynı zamanda çok daha kaliteli sonuçlar sunarak gerçekleştiriyor. Bunları yaparken kullanıcı sağlığını da daha az titreşimli ürünleri ve gelişmiş toz emme sistemleri ile özen gösteriyor. Özetlemek gerekirse; Müşterilerimiz el aletlerinden çok
62
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
şey beklemektedir. Bunun için de iyi bir nedenleri var : Müşterilerimiz, çoğunlukla zor koşullar altında , profesyonel olarak çalışmaktadır. Bunun için, piyasanın sunabileceği en iyi araca ihtiyaç duymaktalar. Festool bunu sağlıyor. Bunu yapabileceğimiz gerçeğinin zanaatkarlık ile yakın ilişkimiz ve marangoz, boyacı ve otomobil gövde mekanik hedef gruplar üzerine odaklanmamız ile önemli bağı var. Müşterilerimiz mükemmel sonuçlar için duyduğumuz tutkudan da kazanç sağlar. Bu, beklentilerinin yüksek kalması anlamına gelmektedir
inclusive isimli servis satış sonrası servis hizmetlerimiz kapsamında kullanıcılar aldıkları ürünleri Festool web sayfası üzerinden kaydettikleri takdirde ekstra 1 yıl garanti süresi kazanarak, toplam garanti süresini 3 yıla çıkarma fırsatını yakalıyorlar. Servislerimizde garanti kapsamında veya garanti kapsamı dışında onarım hizmeti ve buna bağlı olarak 10 yıl yedek parça bulundurma garantisi veriyoruz. Yine Festool Service all-inclusive hizmeti kapsamında kullanıcıların herhangi bir sorusu olduğunda uygulama ve teknik danışmanlık hizmeti veriyoruz. Tanıtım ekibimiz, kullanıcıları iş yerlerinde ziyaret ederek Festool ürünlerinin kullanımı konusunda teknik destek de sağlayabiliyor.
Satış sonrası teknik servis hizmeti kapsamda neler yapıyorsunuz? Türkiye genelindeki servis sayınız kaç?
Gedore’nin yaygın bayi ağı ve Festool Almanya’nın destekleri ile 2014 yılı bitmeden 2 ay öncesinden hedeflerimizi yakaladık. 2015 yılında da Festool için yüksek büyüme hedefi koyduk. Festool için doğru son kullanıcı gruplarına sahip, bu yüksek kaliteli ürünü doğru bir şekilde son kullanıcılara aktarabilecek yeni bayilikler ile bayi ağımızı 2015 yılında genişletmeyi planlıyoruz.
Festool markamızda satış sonrası servis hizmetlerine çok önem veriyoruz ve sektörün son kullanıcılara sunduğu hizmetlerin daha fazlasını müşterilerimize sunuyoruz. Bir tanesi merkez servis olmak üzere Türkiye genelinde 13 adet servisimiz var. Service all-
2014 yılsonu hedeflerinize ulaştınız mı? 2015 yılı için öngörüleriniz nelerdir?
Asal İthalat İhracat Satış ve Pazarlama Müdürü B. Ercan Öztürk
Satışın Gizli Kahramanı Servistir
Türkiye pazarına ithalat yolu ile getirdiği kaliteli marka ve ürünleri ile adından söz ettiren, aşındırıcı aletler, inşaat malzemeleri ve kaldırma ekipmanları, mekanik el aletleri, kaynak makinaları ve aksesuarları gibi birçok ürün grubunun lider tedarikçisi olan Asal İthalat İhracat Limited Şirketi Satış ve Pazarlama Müdürü B. Ercan Öztürk ile söyleşi gerçekleştirdik. Asal İthalat İhracatın pazarlama stratejisi ve kurumsal kimliği hakkında bilgi verir misiniz?
ASAL başta çelik ve beton olmak üzere, üretimin her alanında dünyanın önde gelen üretici firmaları ile partnerlik yaparak,
64
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
üretimde kullanılacak yüksek kaliteli ürünleri iş ortaklarına en uygun fiyat ve en iyi satış sonrası hizmet anlayışı ile sunma gayreti içerisindedir. Türkiye, komşu ülkeler ve Türki cumhuriyetler' de tek distribütör olarak temsil ettiği markalar kendi konusunda
dünyanın en iyi markası ya da en iyi markaları içindedir. Bayi profilinin profesyonel olması ve ağır sanayinin çözüm ortağı olması nedeni ile markalar özenle seçilmiş, ağır sanayinin beklentilerini karşılayacak markalar ile işbirliği yapılmıştır. Satışta doğru
ihtiyaca doğru ürün ve doğru aksesuarın tespitinin yapılmasının çok önemli olması nedeniyle sürekli olarak kurum içi ve bayi eğitimlerimiz belirli periyotlar ile devam etmektedir. Bu yaptığımız eğitimlerle son kullanıcının doğru ürün seçmesini sağlayarak verimliliğini artırmaya çalışıyoruz.
toplam sahip olma maliyetine göre değiştirmektedir. Bu beklentiye cevap verebilen firmalar sektör ile paralel büyümektedirler.
Sektörde kaç şirket faaliyet gösteriyor, sektörün büyüklüğü nedir?
İçerisinde bulunduğumuz makine, tezgah, yardımcı aksesuarlar ve hırdavat sektöründe artan ithalatçı ve satıcı sayısı beraberinde birtakım zorlukları ve yoğun rekabeti de getirmiş olsa da müşteri beklentileri devamlılık ve istikrardan yana olduğu için, kaliteli ürünü uygun fiyatla sunan, satış sonrası memnuniyeti sağlayan firmalar yoluna devam ediyor. Diğer firmalar sektör içerisindeki gelişimlerini sürdüremeyeceklerdir. Ülkemizin ve komşu ülkelerdeki büyüme oranı ile paralellik gösteren sektörel büyümedeki alıcı kitlesi artık satın alma eğilimini
2014
yılında pazara sunduğunuz yeni ürünler hakkında bilgi verir misiniz? Yeni ürün tanıtımı için neler yaptınız?
Dünyada birçok ünlü markaya OEM üretim yapan paslanmaz MIG, TIG ve elektrot üretiminde Hindistan’ın en önemli markası Superon ile tek distribütör olarak anlaştık ve
yüksek kalite ürünleri en uygun fiyatla pazara sunduk. Almanya'nın lazer ölçüm teknolojileri devi Laserliner firması ile tek distribütör olarak anlaştık ve çok iddialı bir seri Laserliner markasını iş ortaklarımızla tanıştırdık. Yine Almanya'nın iş güvenliği konusunda, kaynak duman emme sistemlerinin dünyadaki lider markası KEMPER'in komple yenilenen serisinin tanıtımı tüm bayilere ve kaynak iş güvenliği dostlarına yapıldı. Almanya'nın yenilikçi markası SPARKY 'nin yeni çıkardığı seriler özellikle avuç taşlama konusunda tüm bayi servis ve son kullanıcılara tanıtımları gerçekleştirilmeye devam ediliyor. Ürün tanıtımında sektörel fuarların ve dergilerin ne derece etkili olduğunun farkındayız ve bunlardan en iyi şekilde yararlanmaya çalışıyoruz.
Elektrikli el aletleri ürünleri hangi özelliklere sahip olmalı, Sparky hangi alanlarda öne çıkıyor.
İçinde bulunduğumuz sektör yoğun bir rekabetin yaşandığı, bu rekabetten dolayı da kar marjlarının son derece düşük olduğu bir sektördür. Sektörün en önemli aktörü olan son kullanıcının ve ona hizmet veren bayinin aldığı ya da sattığı üründeki beklentileri artık değişti. Ürünü son kullanan yada satan artık sadece fiyat odaklı bir satın alma eğilimi göstermiyor, ürünün toplam sahip olma maliyetine bakıyor. Ülkemizde yükselen işçilik maliyetleri satın alma eğilimini değiştirdi. Çalışırken sizi yarı yolda bırakan bir ürünün ya da satış sonrası geç tamir olan veya yüksek tamir maliyetleri olan bir ürün toplam sahip olma maliyetlerini çok fazlasıyla artırdığı için artık tercih edilmiyor. Son kullanıcı artık kaliteyi uygun fiyatla almak istiyor. Satış gerçekleştiren bayi ise satış yaptığı son kullanıcının memnuniyetini sağlamak, onunla sürekli ticari ilişkilerini korumak için bu beklentileri karşılamayı çalışıyor. Yıllarca dünyanın birçok ünlü markalarına OEM üretim yapmış ve yapmaya devam eden
66
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
SPARKY tam bu noktada bütün beklentileri karşılıyor ve yenilikçi modelleri ile de çözüm ortaklarının takdirini kazanıyor.
Satış sonrası teknik hizmetleri kapsamında neler yapıyorsunuz, Türkiye genelindeki servis sayınız kaçtır?
Satışın en önemli gizli kahramanı olan servisler maalesef hiçbir zaman hak ettiği itibarı ve muameleyi yeterince görememektedir. Aslında yaptıkları işin en iyi bilirkişisi konumundadırlar. Servislerimiz bizim için çok önemli ve kıymetli. Onların periyodik olarak eğitimlerini devam ediyoruz. Şu an Türkiye'nin hemen hemen her ilinde servis yapılanmamızı tamamladık ve 69 servisimizle Türkiye’d e satış sonrası hizmetlerde en kaliteli servisi vermeye çalışıyoruz.
2014 yılsonu hedeflerinize ulaştınız mı, 2015 yılı için öngörüleriniz nelerdir? Dünyadaki bir takım gelişmeler,
komşularımızdaki devam eden iç savaşlar sebebi ile ülkemiz de bundan olumsuz etkilenmiştir, Türk iş dünyası endişeli bir bekleyiş içerisindedir. ASAL olarak 2014 yılı bizim için kendimizi ve markalarımız tanıtmaya devam ettiğimiz, firma ticari kültür ve anlayışımızı iş ortaklarımızla pekiştirdiğimiz verimli bir yıl oldu. 2015 yılının da Türkiye ve dünya için 2014 benzeri bir eğilim de geçeceğini düşünüyoruz. Bizim için 2015 sektörde büyümemizi devam ettireceğimiz, yeni katılacak markalarımızı iş ortaklarımıza tanıtacağımız güzel ve verimli bir yıl olacağını düşünüyoruz. 2015 yılının tüm iş dünyasına, ülkemize ve ülkemiz insanlarına bol kazanımların yaşandığı birlik ve beraberliğin korunup geliştirildiği, huzur ve kardeşlik ortamının geliştiği, kazanımların taçlandığı ve beklentilerin üzerinde olduğu bir yıl olmasını, şahsım, yönetim kurulum ve firmam adına temenni ediyorum.
Alan Isıtmada Lider “ISIJET”
Uzun süreli AR&GE ve test çalışmalarının ardından “taşınabilir ve sabit endüstriyel ısıtıcılar” üretimine ISIJET markasıyla başlayan ISIJET Genel Müdürü Turgay Özdemir ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Öncelikle Isı Jet’in kuruluşu ve bugünlere gelişi hakkında bilgi verir misiniz?
Firmamız 2009 yılında kurulmuş ve çeşitli makine ve otomasyon sistemleri üzerinde çalışmalarına başlamıştır. Çeşitli alanlardaki Makine imalatları sonrasında ise, 2012 yılında endüstriyel ısıtıcılar üzerinde çalışmalarına başlayarak; ilk üretimlerini gerçekleştirmiştir. Uzun süreli AR&GE ve test çalışmalarından sonra da, endüstriyel ısıtıcılarla ilgili seri üretim hazırlıkları tamamlanmıştır. Bu çalışmaların hemen ardından ISIJET markasıyla, “taşınabilir ve sabit endüstriyel ısıtıcılar” piyasaya sürülmüştür. Günümüze kadar geçen sürede de, ürünlerle ilgili iyileştirme ve geliştirme çalışmaları devam ederek, en iyiye doğru yol alınmıştır.
Ortam ısıtma cihazlarında satışa sunulan toplam ürün sayısı nedir? İmalat yaptıklarınız ve ithal ettikleriniz hangileri?
ISIJET Genel Müdürü Turgay Özdemir
68
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
ISIJET, ürün kataloğunda müşterilerine şu anda 7 farklı model üzerinden toplam 30’a yakın farklı alternatif sunmaktadır. Ayrıca müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre
de özel ve farklı ürün üretimleri de yapılabilmektedir. Söz konusu ürünlerin tamamı, Ankara’d aki 5.000 m2’lik fabrikamızda, son teknoloji makine ve ekipmanlar aracılığıyla üretilmektedir. Ürün kataloğumuzda ithal edilen bitmiş ürün bulunmamakla birlikte, bazı ısıtıcıların önemli parçaları, yüksek kaliteyi koruyabilmek için Avrupa ülkelerinden getirilmektedir.
maliyetle üretilmiş hem de stok konusundaki sorunlar ortadan kalkmıştır. ISIJET, özellikle inşaat sektöründe çalışmalar gerçekleştiren müşterileri için, daha ekonomik tüketim değerlerine sahip ve ayrıca kullanımı, inşaat üretim alanlarında daha pratik olan yeni modelleriyle ciddi avantaj sağlanmıştır.
Isıtma cihazları piyasasına sunduğunuz çözümler hakkında bilgi verir misiniz? Yenilikçi ürünlerinizin özelliklerinden bahseder misiniz?
Bayileriniz ile ilgili yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? Çözüm ortaklarınız ile bilgi verir misiniz?
ISIJET, daha önceden Türkiye’d e imalatı gerçekleştirilen ürünlerin yanı sıra, başka yeni ürünleri de bu yılla birlikte ürün kataloğuna ekleyerek, Türkiye pazarındaki kullanıcılara çok fazla alternatif sunmayı başarmıştır. Özellikle bazı modellerde yabancı markalara olan bağımlılık bu vesile ile ortadan kalkmış ve kullanıcılar için aynı kalitedeki ürünler hem düşük
ISIJET markası, Türkiye’nin birçok şehrinde, farklı bayiler aracılığıyla müşterilere hizmet verebilmektedir. Bayileşme çalışmalarımız halen hızlı bir şekilde devam etmektedir ve bu konudaki amacımız, tüm Türkiye’d eki kullanıcıların, rahat ve kolay bir şekilde ISIJET markasına ulaşmalarını sağlayabilecek şekilde bir bayi ağı oluşturabilmektir. ISIJET olarak, bayilerin markalaşma ve büyüme noktasındaki katkısının öneminin çok iyi bir şekilde
farkındayız. Kurumsallaşma ve büyüme yolundaki en büyük ortaklarımız, şüphesiz ki bayilerimiz olacaktır. Bu bağlamda, bayilerimiz ile başlattığımız çalışmaların muhakkak sağlam ve dürüst temeller üzerinde yükselmesine özen gösteriyoruz. Çalışmalarımızın başladığı bayilerimizi de, mümkün olduğunca destekleyerek, ISIJET ürünleri konusundaki tecrübe ve kazançlarının artmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bayilerimizi de genel olarak iki bölüme ayırabiliriz. Birinci kısım, hırdavat sektöründe faaliyet gösteren firmalar. Bu firmalar kimi zaman çok büyük hırdavat marketler olabilirken, kimi zaman da görece daha ufak çapta çalışmalar gerçekleştiren hırdavatçılar olabiliyor. Ancak bu bayilerin, özellikle inşaat sektöründeki tecrübe ve bağlantıları, başarılı işlere imza atmalarına imkan sağlayabilmektedir. İkinci gruptaki bayiler ise, ısıtmasoğutma sektöründe faaliyet
gösteren firmalardır, ki bu firmalar da genellikle projelendirme konularında çalışmalar gerçekleştirmektedir.
AR-GE çalışmalarına önem veriyorsunuz. Hangi alanlarda çalışma yapılıyor? Bilgi verebilir misiniz?
Özellikle ısıtma konusunda çok çeşitli ürün ve firmalar, sektörde faaliyet göstermektedir. ISIJET, özellikle taşınabilir endüstriyel ısıtıcılar konusunda uzmanlaşmaya gayret göstererek, bu konuda ürün geliştirme çalışmalarını sürdürmektedir. Özellikle Avrupa’d aki üreticiler tarafından ortaya çıkarılan yeni ürünlerle rekabet ederek, dünya pazarlarında kendine yer bulabilmek için, Türk üreticilerin de hiç durmadan yeni ürünler ilgili çalışmalar yapması gerekmektedir. Bu gerçeğin farkında olan ISIJET, kadrosunda bulunan 4 mühendis ile, sürekli olarak yeni ürünlerin ortaya çıkarılması için AR&GE çalışmaları gerçekleştirmektedir. Geliştirme çalışmalarının ardından, uzun süreli testlerle, ürünlerin müşterilerin ihtiyaçlarına ve ağır
70
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
kullanım şartlarına uygunluğu da gözden geçirilmektedir. Yeni modellerin geliştirilmesinin yanında, mevcut ürünlerde de iyileştirme ve geliştirme çalışmaları da devam etmektedir. Bu vesile ile hem mevcut ürünlerin daha uzun süre müşterilerimize hizmet verebilmesi hem de daha verimli çalışma koşullarının oluşturulması hedeflenmektedir.
Son kullanıcıların dikkat ettikleri hususlar nelerdir? Satın almadaki belirleyici faktörlerden bahseder misiniz? Isı Jet hangi alanlarda öne çıkıyor?
Kullanıcıların, endüstriyel ısıtıcılarla ilgili temel kriterleri verimlilik, dayanıklılık ve fiyat olarak sıralanabilir. Bu kriterlerin sıralaması, kullanıcıdan kullanıcıya değişkenlik gösterebilmekle birlikte, temel olarak tüm kullanıcılar için tamamı geçerlidir. ISIJET ürünleri, üretimde kullanılan metal aksamların özellikleri ve kalitesinin yanı sıra, elektronik parçaların da kaliteleri sayesinde oldukça kaliteli ve sağlam bir yapıya kavuşmaktadır.
Uzun soluklu AR&GE ve test çalışmaları da, verimli bir çalışma garantisini müşterilere rahatlıkla sunabilmektedir. Tüm bu detayların yanında, fiyat politikası da oldukça önemlidir ve ISIJET ürünleri bu nokta da, piyasadaki benzer kalitedeki tüm ürünlerden daha uygun fiyatlara sahiptir. Muhakkak, daha düşük kaliteli Uzak Doğu malları, fiyat noktasında ISIJET ürünlerinin altında kalıyor gözükse de, uzun vadede kullanıcılar için kesinlikle daha avantajlı değillerdir.
Satış ve pazarlamada izlediğiniz strateji nedir? Siz daha çok hangi hususlara dikkat ediyorsunuz? ISIJET ürünlerinin daha fazla kullanıcıya ulaşabilmesi için, bayileşme konusuna oldukça önem vermekteyiz. Bunun yanı sıra reklam ve tanıtım çalışmalarına da fazlasıyla önem vererek, ISIJET markasının bilinirliliğini artırmak için önemli çalışmalar yapmaktayız. Yazılı ve görsel medyanın dışında, fuarlar gibi önemli tanıtım organizasyonları da bizler için oldukça önemlidir. Satış konusunda da, ISIJET
markasının birinci önceliği kesin müşteri memnuniyetidir. Müşterilerimizin memnun olarak ürünleri satın almaları bizim için oldukça önemli. Gerek son kullanıcılar gerekse bayilerimizle yaptığımız ticaretin kesinlikle ahlak ve dürüstlük temelleri üzerine kurulu olmasına çok dikkat ediyoruz. Ayrıca satış sonrası çalışmalara da oldukça önem verdiğimiz için, müşterilerimizle belli aralıklarla görüşmeler yaparak ya da onlardan gelen talep ve sorunları dinleyerek, en kısa sürede en iyi çözümü sunmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
Son gelişmelerin ekonomiye etkisinden bahseder misiniz? 2014 yılsonu beklentileriniz nelerdir?
Şu an gerek ülkemizde gerekse dünyada ki gelişmeler, ekonomimizin olumsuz yönde etkilenebileceği sinyallerini verse de, biz Türkiye’nin dinamiklerine oldukça güveniyoruz. Ortaya çıkan ekonomik yapının, çok fazla etkilenmeden aynı ivmeyle devam edebileceği düşüncesindeyiz. Özellikle inşaat sektörünün, 2014 sonuna kadar bu ivmeyle devam etmesi beklentilerimiz arasında. İnşaat sektöründeki bu gidişatın da bizleri hem direk olarak hem de başka birçok sektörde olduğu gibi dolaylı olarak etkileyeceğini düşünüyoruz. 2015 başlangıcında, kısa süreli bir duraksama yaşanması söz konusu olabilir. Sonrasını ise, ülkemizdeki ve çevremizdeki gelişmeler belirleyecektir muhakkak. Bu süreçte, altyapısı güçlü firmalar ayakta kalırken, daha zayıf firmaların ufak sallantılar geçirmesi de kaçınılmaz olacaktır. ISIJET, önümüzdeki süreçte yatırımlarını artırarak, sektördeki yerini sağlamlaştırmak ve marka değerini artırm ak adına
önemli çalışmalar yapmayı planlamaktadır. Türkiye’nin sahip olduğu potansiyel, firmamıza bu konuda ciddi umutlar vermektedir.
72
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
sektör olduğuna inanmaktayız.
Sektörünüzü değerlendirir misiniz? Sektörün geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Türkiye’d e son yıllarda birçok sektörde olduğu gibi, endüstriyel ısıtıcılar konusunda da, önemli gelişmeler yaşandı. Birçok alandaki gelişme, beraberinde başka birçok sektörün de gelişip büyümesine katkıda bulunuyor. Bu bağlamda, özellikle lokomotif sektör olan inşaat sektörü, endüstriyel ısıtıcılarla ilgili pazarın da büyümesine sebep oldu. İnşaat sektörünün yanı sıra, başka sektörlerde gelişen “verimlilik” ve “daha kaliteli üretim” kavramları, endüstriyel ısıtıcılara daha fazla ihtiyaç duyulmasına sebep oldu. Kullanıcılar bizim ürünlerimizi kullanarak hem üretimlerini/ ürünlerini daha hızlı şekilde tamamladılar hem de daha kaliteli sonuçlar elde ettiler. Tüm bu sebeplerden dolayı, sektörümüzün geleceğini kesinlikle daha iyi görüyoruz. Halen gelişip, daha büyük noktalara gelecek bir
Toparlamak gerekirse son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
ISIJET ürünleri %100 Türk sermayesi ve Türk üretim gücü ile üretilerek kullanıcılara sunulan ürünlerdir. Sahip olduğumuz bilgi birikimi, fiziksel tüm olanak ve altyapıyı da kullanarak, büyümeyi ve Türkiye’nin konusundaki söz sahibi firması olmayı hedeflemekteyiz. Çok kısa süre içerisinde pazarda önemli bir yer edindik ve firmamızın sahip olduğu dinamikler ve vizyon sayesinde de, önümüzdeki yakın gelecekte daha iyi yerlerde olabilmeyi hedefliyoruz. Müşterilerimize her zaman daha iyiyi ve kaliteliyi sunabilmek için de, hiç durmadan çalışmaya devam edeceğiz. Derginizde, firmamıza yer ayırıp, düşüncelerimizi paylaşmamıza imkan sağladığınız için sizlere çok teşekkür etmek isteriz.
Yatırım Artışı ile Üretim ve Ticaretimizi Güçlendireceğiz
büyümesini sürdürüyor. Bu doğrultuda yurtiçi ve yurtdışı hedeflerimizi büyüterek hak ettiğimiz yeri almak için çaba sarf ediyoruz. İçinde bulunduğumuz rekabetçi pazarda, her geçen gün kendimizi yeniliyor ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. İşimizi geliştirirken aynı zamanda sektörün şekillenmesine de ciddi katkı sağlıyoruz.
İmalatını yaptığınız ürün sayısı ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Ürün gruplarınız nelerdir? İzmir tesisimiz 3 bin 500 metrekare alana sahip. 2 bin 400 metrekarelik üretim ve servis alanımızda aynı anda 12 makineye servis hizmeti verilebiliyoruz. 600 metrekare büyüklüğündeki yedek parça depomuzda mevcut makine Küçükoğlu Makina Genel Müdürü Dilek Küçükoğlu parkına ve satışı yapılan makinelere yönelik yedek parça Kuruldukları günden bu yana ürünlerle ilgili olarak dünya dünyadaki gelişmeleri de pazarında konularında lider olan stoku bulunmakla beraber bu stok, her gün yeni ilavelerle de yakından takip ettiklerini firmaları distribütörlük genişletilmeye devam ediyor. bağlantıları kurarak kullanıcıl söyleyen Küçükoğlu Makina Firmamızın ürün grupları, beton arla buluşturuyoruz” dedi. Genel Müdürü Dilek vibratör ve çeşitleri, perdah Küçükoğlu ile İzmir Yapı makinası ve çeşitleri modelleri, Küçükoğlu Makina’nın Fuarında buluştuk. Sektörde kurumsal kimliği, inşaat asfalt kesme makinası ve çeşitli yaşanan yoğun rekabet sektöründeki yeri ve modelleri, yerden kumandalı ortamında üretim yaptıklarını çalışmalarını anlatır vinçler, kompaktör makinası hatırlatan Dilek Küçükoğlu, mısınız? ve betoniyer makinaları olmak “kullanıcıların işlerini Firmamız bugün geldiği kolaylaştıracak ve maliyetlerini noktada hızla büyümeye devam üzere 76 model makine üretimi yapılmaktadır. azaltacak çözüm yöntemleri ve ediyor. Daima geleceğe bakarak
74
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Çözüm ortaklarınız ve müşterileriniz ile olan ilişiklilerinde nelere önem veriyorsunuz? Pazarlardaki alıcılar ile bir araya gelerek markamızı, ürünlerimizi ve kalitesini yeni müşteri adaylarına tanıtmak, kalite güven ve müşteri memnuniyeti bizim için çok önemlidir. Satışını yaptığımız tüm ürünler garantimiz altındadır. “Kaliteli ürünler en iyi fiyatlara” sloganı ile verilen hizmetin kalitesini ve önemini vurgulamaktadır.
yatırımların yanında bunları gerçekleştirebilmek için alanında son derece uzman ve tecrübeli bir ekip kuruldu ve bu ekiple beraber şu ana kadar pazardaki en yüksek servis ve hizmet standartlarını bu tesisimizde veriyor olacağız.
Son kullanıcıların dikkat ettikleri hususlar nelerdir? Satın almadaki belirleyici faktörlerden bahseder misiniz? Ar-Ge faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Firmamız yatırımlarını istikrarlı Türkiye’de hangi fuarlara arttıran ve AR-GE çalışmalarını katılıyorsunuz? Öncelikleriniz en üst seviyede tutan hakkında bilgi verir misiniz? sektöründe kurumsallaşmayı Öncelikle sektör fuarlarına sağlamış örnek bir firmadır. katılmayı tercih ediyoruz. Firmamızı tercih eden son Bunlar; yapı inşaat, makine Kullanıcımızın önce kaliteyi fuarları, belediye ve tercih etmeleri üretimde beton fuarlarına katılarak zaman sorunu çözmüş ve müşterilerimiz ile daha sık bir satışta teknik serviste hizmette araya geliyoruz. KÜÇÜKOĞLU MAKİNE İNŞ. SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. lider Satış sonrası teknik konuma gelmiştir. destekte hangi olanakları sunuyorsunuz? Teknik servis Hafif iş ve inşaat makinaları yapılanmanızı anlatır mısınız? sektörünü değerlendirir Kendi alanında uzman, misiniz? Sektörün geleceği ile yeterliliği olan, tecrübeli, ilgili neler düşünüyorsunuz? eğitimli personeli ile Firmamız Bu içinde bulunduğu fabrikamızda teknik hizmet Konum İtibariyle yurtiçi ve vermemiz dışında ayrıca, yurtdışı hedeflerimizi büyüterek Türkiye genelinde 15 servis hak ettiğimiz istasyonumuz bulunmaktadır. yeri almak Bölgeye satış sonrası için çaba sarf konularında mümkün mertebede ediyoruz. İçinde en hızlı ve kaliteli hizmet bulunduğumuz anlayışıyla destek veriyoruz. rekabetçi Mobil servis araçlarımız, gerek pazarda, her ürün destek gerekse teknik geçen gün destek mühendislerimizle kendimizi müşterilerimizin taleplerine yeniliyor ve anında çözümler üreterek hızlı dünyadaki dönüşler sağlıyor. Yaptığımız gelişmeleri
76
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
yakından takip ediyoruz. İşimizi geliştirirken aynı zamanda sektörün şekillenmesine de ciddi katkı sağlıyoruz. Sektör temsilcilerine oldukça başarılı sunumlar yaptıklarını belirten Dilek Küçükoğlu;2014 Mayıs Ayı İstanbul YAPI İnş. ANKOMAK Fuarı Ve Kasım ayı İzmir Yapı Fuarı bizim için çok faydalı geçti. Fuar vesilesi ile yenilikçi ürünlerimizi tanıtarak önemli iş bağlantıları ve dostluk ilişkileri kurduk. Geniş ürün gamımız ve hizmetlerimizle sektörle hedeflerimize ulaşmaya çalışıyoruz. Toparlamak gerekirse son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir? Türkiye hızlı büyüyen ekonomisi, nitelikli beşeri sermayesi ve coğrafi konumuyla üretim ve yatırım için son derece cazip bir ülkedir. Daha fazla üretim, ticaret ve daha fazla yatırım yapmaya devam ediyoruz ve edeceğiz. Hedeflerimizi Büyüterek büyüceğimizi düşünüyoruz. Bu doğrultuda 2015 hedeflerimizde yurtiçi ve yurtdışı hedeflerimizi büyüterek hak ettiğimiz yeri almak için çaba sarf ediyoruz.
Culha Hırdavat Genel Müdürü Sait Ekinci
Dürüst Çalışmak, Başarıyı Getirir İkinci kuşak idaresinde 40.yılını dolduran Culha Hırdavatçılık Tic. Ltd. Şti.’nin Genel Müdürü Sait Ekinci ile söyleşi gerçekleştirerek, çalışmaları hakkında bilgi aldık. Firma olarak ürün çeşitliliğini ve kalitesini sürekli arttırarak müşterilerine en iyi hizmeti vermeyi kendilerine hedef koyduklarını söyleyen Sait Ekinci, ithal ettikleri markaların yanında İzeltaş, Karbosan, Fisco, Esaş, Cerpa gibi sektörün köklü üreticilerinin en büyük bayiliklerinden birini yapmakta olduklarını söyledi. Öncelikle Culha Hırdavat’ın kuruluşu ve bugünlere
78
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
gelişi hakkında bilgi verir misiniz?
Firmamız 1986 yılında bir aile şirketi olarak kuruldu ve halen aynı şekilde devam etmektedir. Tahtakale merkezli bir firmayız ve bugünde merkezimiz yine aynı yerde ancak İkitelli Organize Sanayii Bölgesinde ana depomuz ve dağıtım yerimiz vardır. İlk kuruluş yıllarında iki çalışanımız varken bugün 20’nin üstünde arkadaşımızla çalışıyoruz.
Ürün gruplarından bahseder misiniz? Satışa sunulan toplam ürün sayısı nedir?
El aletleri, ölçü aletleri, aşındırıcılar, delici-kesici aletler ana çeşitlerimizdir. Alt kalemleri ve boyları ile birlikte toplam 8 bin çeşit ürün satmaktayız. Firmamızın iddialı olduğu ve gurur duyduğumuz yanı geniş çeşit ve güçlü stok kapasitemizdir.
tedarik etmek, stokunda kalan malları da iade etmek istiyor. Bu hizmetleri vermeyen firmalarla çalışmak istemiyor. Biz bayilerimizin bu sorunlarını ivedilikle çözmeye çalışıyoruz.
El Aletleri piyasasına sunduğunuz çözümler hakkında bilgi verir misiniz? Pazara yenilikçi bir ürün girecek mi?
Daha öncede söylediğim gibi geniş çeşidimiz ve hızlı sevkiyatımız sayesinde müşterilerimizin taleplerini anında karşılayabiliyoruz. Bunun yanı sıra esnek ödeme imkânları sunarak bayilerimize yardımcı oluyoruz.
Bayileriniz ile ilgili yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? Çözüm ortaklarınız ve bayisi olduğunuz markalar hakkında bilgi verir misiniz?
Müşterilerimizle her zaman direk temas halindeyiz. Bizlere her zaman rahatlıkla ulaşıp taleplerini iletebilirler. Biz hem ithalatçı firmayız hem de yerli ürünler satmaktayız. Birinci grup ithal ettiğimiz ve pazarlamasını yaptığımız Tomax markalı ürünler ikinci grup ise hırdavat piyasasının yerli üreticilerinin bayilikleri. Bunlar İzeltaş,
Karbosan, Esaş, Cerpa gibi markalardır. Biz bu bayiliklerde Türkiye genelinde her markada en yüksek ciroyu yapan firmalardanız. Satış sonrası hizmet ile ilgili hangi olanaklar sunuyorsunuz? Çalışmalardan bahseder misiniz?
Günümüzde arzın talepten daha fazla olduğu bir dönem yaşıyoruz. Artık piyasada her çeşit malı, her çeşit kalitede muhtelif markalarda rahatlıkla bulabilirsiniz. Burada fark edici özellik satış sonrası hizmettir. Müşteri malınızı aldıktan sonrada sizden hizmet bekliyor. Arızalı malları değiştirmek, çeşidi kırılan malları hemen
AR-GE çalışmalarına önem veriyorsunuz. Hangi alanlarda çalışama yapılıyor? Bilgi verebilir misiniz?
Yeni ürünler artık sektörümüzün olmazsa olmazı. Biz her yıl birkaç yeni ürünü bayilerimize sunarız. Bazısı çok tutulur, bazısı vasat satış performansı gösterir. Biz uluslararası fuarları yakından takip ederek firmamızın profiline uyacak ürünleri tespit edip onları piyasaya sunuyoruz. Son kullanıcıların dikkat ettikleri hususlar nelerdir? Satın almadaki belirleyici faktörlerden bahseder misiniz? Culha hangi alanlarda öne çıkıyor?
Artık son kullanıcıların mutlaka talep ettikleri en önemli husus ürün kalitesidir. Eğer sattığınız malın kalitesine güveniyorsanız mutlaka hak ettiği fiyata satabil-
irsiniz. Bizim tüketicimiz artık bu bilinç seviyesine ulaşmıştır. Biz ticaret hayatımız boyunca hep bu prensiple hareket ettik ve kaliteli ürün satmanın faydasını her zaman gördük. Satış ve pazarlamada daha çok hangi hususlara dikkat ediyorsunuz?
Bizimle uzun soluklu çalışacak müşteriler her zaman tercihimizdir. Şunu gururla söyleyebilirim bizimle çalışmaya başlayan bayilerimiz bizi kolay kolay bırakmazlar. Bizde ilk hedef müşteri memnuniyetidir. Bu prensiple yol alarak olumlu neticelere ulaşmışızdır. Ekonomik kalkınmanın sektörünüze etkisinden bahseder misiniz? Ölçümü hangi kriterlerle yapıyorsunuz?
Ülkenin kalkınma hızı hırdavat sektörünü yakından etkiler.
80
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Yıllık bazda baktığımız zaman Türkiye’nin hızlı büyüdüğü yıllarda bizim işlerde hızlı büyür. Neticede bizim hitap ettiğimiz sektörler inşaat ve otomotiv gibi lokomotif piyasalardır. Son gelişmelerin ekonomiye etkisinden bahseder misiniz? 2014 yılından beklentileriniz nelerdir?
2014 yılı oldukça zorlu geçti. 2015’inde en az bu kadar zor geçeceğini tahmin edebiliriz.
Global olarak paranın kıymetli ve finansmanın pahalı olduğu bir döneme giriyoruz. Bizim sektörde özellikle ödemeler ve tahsilat konusu gittikçe esnafımızı sıkıştırır hale geldi. Mal alırken ve satarken çok dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum. Artık çok satış değil kaliteli satış önem kazanıyor.
Hırdavat sektörünü değerlendirir misiniz? Sektörün geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Sektörümüzün şuandaki en önemli sorununun kısıtlı öz sermaye ve finansman problemi olduğunu düşünüyorum. Bunda 10 sene evveline kadar bizim sektörde banka kredisini sadece sanayiciler kullanırdı, bugün baktığımızda ise pek çok küçük işletmenin bile ciddi kredi borcu olduğunu görüyoruz. Zaten satış karlarının çok düşük olduğu, işletme giderlerinin her geçen gün yükseldiği piyasamızda birde finans maliyeti binince firmalar bir süre sonra darboğaza girebiliyor. Toparlamak gerekirse son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Her türlü olumsuzluğa ve zor şartlara rağmen ben sektörümüzden umutsuz değilim. Bence iyi veya kötü meslek yoktur işini iyi yapan veya kötü yapan vardır. Basiretli, çalışkan ve dürüst esnaf her şartta başarılı olur diye düşünüyorum.
Sağlıklı Ve Güvenli İş Hayatı İçin Tüm Çalışanlar El Ele Vermeli Çelik sektöründe iş güvenliği ve sağlığı kültür olarak yerleşecek
Dünyada her yıl işle ilgili hastalıklar ve iş kazaları nedeniyle 2,34 milyon kişi hayatını kaybediyor. Ölümlerin yüzde 86’sını meslek hastalıkları, yüzde 14’ünü ise iş kazaları oluşturuyor. Ülkemizde son on yılda 14 bin, 2014 yılının on ayı içinde bin 600 yurttaşımız iş kazalarında hayatını kaybetti. Bu ağır tablonun hızla düzeltilmesi için yeni yasal düzenlemelerin uygulanması, etkin denetim yapılması; bütün yönetici ve tüm çalışanların da sorumluluğu paylaşması gerekiyor. Yaklaşık 35 bin kişilik istihdama sahip çelik sektörü de iş güvenliği ve sağlığının sektörde sürdürülebilir bir kültür haline dönüşmesi için harekete geçti. Konu ile ilgili yapılması gerekenler 5. Çelik Teknolojileri
82
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Semineri’nde sektör temsilcileri ile paylaşıldı. Çelik İhracatçıları Birliği bünyesinde faaliyet gösteren Matil Malzeme Test ve İnovasyon Laboratuvarları A.Ş. tarafından düzenlenen ve Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nin desteklediği “Çelik Teknoloji Seminerleri”nin beşincisi İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetimi Alanında “Yeni İhtiyaçlar, Artan Risk, Kültür İnşası için Farklı Yöntemler” konusunda yapıldı. 5. Çelik Teknoloji Semineri boyunca iş güvenliği ile ilgili tüm detaylar, konunun uzmanı Dr. Ali Rıza Tiryaki tarafından aktarıldı. İş sağlığı ve güvenliğini çelik sektöründe yerleşik bir kültür haline getirecek tüm yöntemlerin masaya yatırıldığı seminerde, öncelikli olarak meslek hastalıkları ile ilgili bilgiler paylaşıldı. Dr. Ali Rıza Tiryaki Türkiye’d e, en iyimser tahminle 36 bin yeni
meslek hastalığı beklenirken, tespit edilebilen vaka sayısının 400 civarında olduğunu, mevcut tanı sistemleri nedeniyle tespit edilememiş vakalar bulunduğunu belirtti. Tiryaki, ÇSGB tarafından yayınlanan Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesine meslek hastalığı tanı sistemlerinin geliştirilmesi ve meslek hastalığı vaka sayısı tespitinin yüzde 500 artırılması hedefinin konduğunu, bu konuda ulusal bir seferberlik ilan edildiğini ifade etti. 6331 sayılı İşçi Sağlığı Güvenliği (İSG) yasası ve yenilenmiş mevzuatın getirdiği uygulamalar ile ilgili bilgiler paylaşan Tiryaki tarafından katılımcılara; meslek hastalığı riskinin yönetimi sorumluluğu ve stratejik bir öncelik olarak çelik sektöründe mesleki sağlık gözetimi ile bilgiler, iş sağlığı güvenliği iklimi, iş sağlığı ve
güvenliği kültürünün inşa süreçleri anlatıldı. Dr. Ali Rıza Tiryaki seminer boyunca Türkiye’d e yaşanmış vaka örnekleri ile ilgili bilgileri de paylaştı. Tiryaki son olarak; “bir kurumda iş sağlığı ve güvenliği kültürünün inşa edilebilmesi için öncelikle üst yönetimin güçlü, görünür, tutarlı liderlik sergileyip, yeterli kaynak ayırarak işi sahiplenmesi, takip etmesi ve bütün çalışanlara katılım ve katkı imkânı sağlaması gerekiyor. Sadece uzmanlar veya yöneticilerin çabaları ile değil,
84
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları ve ikliminin oluşturulması için sağlık ve güvenliğin bir değer olarak benimsenmesi, bütün çalışanların işbirliği, dayanışma içinde hakikaten gönülle, el ele vererek sağlık ve güvenlik için dayanışması, bir birine göz kulak olması gerekiyor” dedi. Açılış konuşmasını yapan Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci ise, “Çelik sektörü olarak son iki yıldır üretim ve ihracatta zorlu bir süreçten geçiyoruz. Tüm olumsuz
koşullara rağmen bir yandan mevcut ihracat pazarlarımızı korumak, geliştirmek, yeni ihracat pazarları bulmak için çalışıyor, bir yandan da sektörümüzün rekabet edebilir ve sürdürülebilir gelişimine yönelik idari ve teknik konulara yoğunlaşıyoruz. Ülkemizde halen üretilemeyen ve ithalat ile karşılanan çelik ürünlerinin üretilmesi, yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesi ile ihracatın önündeki teknik engellerin kaldırılması sektörümüzün ilerlemesini sağlayacak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor” dedi. Namık Ekinci, “Elbette belirlediğimiz bu hedeflerimizi gerçekleştirebilmek ve sektörümüzün sürdürülebilirliği için üretimimizin her aşamasında iş sağlığı ve güvenliği de bizim olmazsa olmazımız. Çünkü çelik sektörünün üretim aşamaları ve üretim ortamında oldukça zorlu koşullar mevcut. Kazasız üretim amacıyla tüm faaliyetlerimizde iş sağlığı ve güvenliği birincil önceliğimiz olmuş ve olmaya da devam edecektir. En değerli varlığımız olan çalışanlarımızın zarar görmesini engellemek için de potansiyel tehlikelerin tanımlanması, risklerin değerlendirilmesi, belirlenen risklere karşı tüm tedbirlerin alınması ve iş güvenliği performansımızın sürekli iyileştirilmesi ve kazasız çelik üretiminin sağlanması bizim sorumluluğumuz. Ayrıca sadece devletin yasal düzenlemeleri yeterli değildir, iş sağlığı ve güvenliğini kültür olarak ileriye taşımak için başta çalışanlar olmak üzere tüm sanayicilerin, odalar ve mesleki kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının elini taşın altına koyması gerekir. Ancak bu şekilde iş güvenliği ve sağlığının kurum kültürü haline gelerek yerleşeceğini ve sürdürülebilir olacağına inanıyorum” diyerek sözlerine son verdi.
Ayın Nalbur ve Hırdavat Toptancısı
ATERSAN
Karaköy Piyasası Hırdavatın Paris’idir Faaliyet alanını teknik hırdavat malzemeleri tedariki olarak belirleyen ve 37 yıldır Karaköy piyasasında hizmet veren Atersan A.Ş.’nin ikinci kuşak işletmecisi ve Genel Müdürü Eymen Sadıkoğulları ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Nalbur Teknik Dergisinin sorularını cevaplayan Eymen Sadıkoğlulları, alanında söz sahibi kurum ve kuruluşların ana bayiliğini yaptıklarını ve müşteri ihtiyaçlarını baz alarak uluslararası pazarlarda da kendini kanıtlamış ürünlerin
86
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Türkiye distribütörlüğüne dayalı olarak çalışma alanına yöneldiklerini belirterek, “adım adım güvenli büyüme hedefliyoruz” dedi. Öncelikle Atersan A.Ş.’nin kuruluşu ve firma yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz? Biz 1977’de babamız Osman Adil Sadıkoğulları tarafından kurulan bir firmayız. 3 ortak başlanan ticari faaliyet sonrasında firmayı babam tek başına devralıyor. Bende 2000 senesinden beri
profesyonel çalışma hayatıma ikinci nesil olarak kardeşim Tahsin Emre Sadıkoğulları ile burada devam ediyorum. 2000 yılı öncesinde sadece bayiliklerle satış yaparken, sonrasında yurtdışından aldığımız distribütörlüklerle ve kendimizin yaptığı ithalatlarla ürün gamını genişlettik. An itibarı ile ülke geneline satış yapmaktayız. İkinci kuşak işletme olarak size hırdavatı sevdiren ne oldu? Ben aslında Siyaset Bilimi
Ayın Nalbur ve Hırdavat Toptancısı
ATERSAN
ve Uluslararası İlişkiler okudum. Yeditepe Üniversitesi mezunuyum. İşimle eş değer değil ama siyaset hayatımızın her yerinde var. Hırdavat sektöründe; Yer temizliğinden tezgahtarlığa ve mal indirmesinden sevkiyatına kadar firmanın tüm bölümlerinde çalıştım ve kendimi yetiştirdim. Ticareti ve kaliteli ürünü alıp-satmayı seviyorum. Babamda olan tecrübeye hala sahip değiliz ancak bu konuda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığımızı düşünüyorum. Bayisi olduğunuz markalardan ve distribütörlüğünü yaptığınız ürünler hakkında bilgi verir misiniz? Reis Makina’nın en büyük eski bayilerindeniz. Makita, Bosch, Karbosan gibi alanında lider markaların bayiliğini de yapmaktayız. Steinel , Bondhus, Orbis, Eclipse,
Jonard, Telesteps vs. makina ve el aleti üreticileri gibi bir çok markanın da Türkiye’deki tek distribütörüyüz. Benim en büyük politikam, babadan da öyle gördük; kaliteli ürün ve kaliteli hizmet. 1977’lerden buralara gelmek ve adım adım büyümenin bunu bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. Yeniliklere açık olmak gerekiyor. Bayi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Pazarlamada dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir? Bayilerin belli bir süzgeçten geçmesi bizim için çok önemli. Bu firmalar genellikle Bosch ve Makita gibi kurumsal işletmelerin süzgecinden geçmiş firmalar oluyor. Aynı sektörde olduğumuzdan bilgi paylaşımı yapabiliyoruz ayi toplantılarında, gezilerden ve seyahatlerden tanıştığımız firmalar var. Hem İstanbul’da hem de Anadolu’da birçok
müşterimiz var. Atersan olarak her getirdiğimiz ürünü, gönül ister ki herkese verelim ancak bizim sektörümüz maalesef en çok batak veren sektörlerden bir tanesidir. Üzülerek ve sıkılarak belirtmeliyim ki sahtekarlık çok oluyor. Yeni firmalarla çalışmak yerine daha çok, geçmişi olan firmaları tercih ediyoruz. Borcuna sadık ve borçlu olmaktan korkan firmalarla çalışmayı tercih ediyoruz. Bir çokları gibi bizim sektörümüzün kanayan yarası çekler ve çek vadeleridir. Mükelleflerin çeklerinin arkasında durmaması ve devletimizin de bizlere bu konuda çok fazla destek vermemesi durumu daha kötü hale getiriyor. Eskiden hapis yasası vardı. O dönemde insanlar korkuyordu. Ama o yasa kalktığından beri bataklar yine çoğaldı. Bu durumun yeniden ele alınmasını değerli ve çok kıymetli hükümetimizden diliyorum.
Ayın Nalbur ve Hırdavat Toptancısı
ATERSAN
Türkiye genelinde 400’e yakın bayimiz mevcut. Bizim için müşteri memnuniyeti çok önemli portföyümüzdeki müşterilerimizle daha yoğun bir şekilde çalışmalarımızı artırmayı hedefliyoruz. 3 şeklide satış politikası uyguluyoruz. Toptan, perakende ve ticari olmak üzere 3 ayrı müşteri çeşidimiz var. Ama bizim asıl hedefimiz toptancı firmalarla çalışmaktır. Sektör fuarları hakkında ve e-ticaret konusundaki görüşlerinizi öğrenebilir miyim? Son 3 senedir, internet üzerinden satış yapmaya başladık. Alanında profesyonel satış yapan e-ticaret sitelerine ürün gönderiyoruz. İnternet
88
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
satışlarımızdan memnunuz. Türkiye geneline bakıldığında internet kullanıcısı çok az. İnternet kullanıcısını yüzde 40 kabul edersek, bu oranın sadece yüzde 10’u internetten alış-veriş yapıyor. Hala güven problemi yaşanıyor. Bunun dışında bizde hâkim olan sokak marketleri var. Vatandaşlarımız ürünü görmek, ellemek ve pazarlık yapmak istiyorlar. Satın almada son kullanıcıyı etkileyen faktörler nelerdir? İnsanlarımız yapısı çok farklı. Türk milleti şahsına münhasır bir millet. Mesela kendimize soralım; Avrupalı mıyız? Cevap; hayır. Avrupalı gibi yaşıyoruz ancak örf ve ananelerimize düşkünüz. Buda Avrupa dan bizi ayıran
ve farklı kılan en büyük özelliklerimizden sadece bir tanesidir. Artık köylerimizde bile internet var. Bunun dışında ne tam bir Asyalıyız ne de Orta Doğuluyuz. Gelişmişliğin dışında örf ve ananelerimiz ile yaşamak bizim hoşumuza gidiyor. Bugün en modern yaşayan İslam devleti olduğumuzu düşünüyorum. İnceleme yaparken bu konuyu göz önünde bulundurmakta fayda var. Neden büyük yapı marketlerden çok fazla alışveriş yapılmadığını bu konular incelenerek öğrenilebilir. Pazarlık yapamayan, satıcı ile sıcaklık kuramayan müşteri, alışkanlıklarını yaşadığı küçük esnafı tercih ediyor. Tabi ki satın almada son kullanıcıyı etkileyen bu alışkanlıkların yanı sıra; dürüstlük, kaliteli ürün, satış sonrası hizmet ve iyi fiyatın da son kullanıcıyı etkileyen en büyük faktörler olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yeni ürün tanıtımları kapsamında neler yapıyorsunuz?
Ayın Nalbur ve Hırdavat Toptancısı
ATERSAN
Atersan Genel Müdürü Eymen Sadıkoğulları
Ürün katalogları, broşürler, numune gönderimi, sıcak pazarlama, e-postalar, web siteleri ve fuarlar gibi unsurlar büyük ölçüde yeterli olabiliyor. Ancak Yeni ürünlerimizi bayilerimize ve alt bayilerimize götürmek ürünün daha hızlı yayılmasını sağlıyor. Her şirketin kendine ait bir müşteri portföyü var. Yeni bir Allen anahtar setini ele alalım; ürünün kalitesini bayiye iyi anlatabilir ve servisi sağlarsanız satış kendiliğinden gerçekleşiyor. Ürüne ve tedarikçisine güvenen satıcı, kendi müşterisine tereddüt etmeden sunabiliyor. Bence en iyi reklam son kullanıcının fikri ve görüşleridir. Memnun bir müşteri binlercesinin gelmesine
neden olduğu gibi engelde olabilir. Sırf bu yüzden daima kaliteli mal ve kaliteli hizmet diyoruz... Satış sonrası hizmet konusunda neler yapıyoruz? Biz burada sattığımız tüm ürünlere garanti veriyoruz. Elektrikli el aletlerinin zorunlu 2 yıl garantisi var. Maalesef ülkemizde yapılan en büyük yanlış; daha ucuz olmasından dolayı amatör ürünü alıp, profesyonel iş yapmaya çalışmak. Bu durumla çok karşılaşıyoruz. Ucuza mal etmek isteyip amatör seri ürün alan ve sonrasında mağdur olan müşterimiz oluyor. Bu ürünün kalitesizliği değil, malın o işe uygun olmayışındandır. Atersan olarak hep en iyi ve iddialı
ürünlerin peşinde koşuyoruz. Bondhus markalı ürünlerimiz ömür boyu garantilidir. Siz kırsanız dahi garantilidir. Böyle iddialı ürünlerin tedarikçisi olmaya gayret gösteriyoruz. Son gelişmelerin ekonomiye etkilerinden ve Atersan’ın ekonomik verilerinden bahseder misiniz? Atersan olarak ciromuzu 2000 yılından itibaren adım adım arttırdık. Hedeflerimiz gerisinde kalan bir yılımız şükürler olsun olmadı. Ticaretin kuralıdır; bu sene veya dönem yatırım yapmayalım, bunlarla idare edelim dediğiniz anda gerilersiniz. İleriye yatırım yapmazsanız geri kalıyorsunuz, bu bir gerçek. Gelişim ve
Ayın Nalbur ve Hırdavat Toptancısı
ATERSAN
yatırım halinde olursak, ileriye gidiyoruz. Ticarette durmak diye bir şey yok. Büyük krizler olmadığı sürece sıkıntı çekmiyoruz. Sonsuz şükür ki ticari itibarımız da yüksek; bize mal satan firmalar asla nasıl ödersin diye sormuyor, ne zaman ödersin diye soruyorlar. Buda bizim için gurur vericidir. Babamızdan bize miras kalan bu durumu gelecek nesillere de aktarmayı planlıyoruz. Kendi sermayesi ile ayakta duran ve borcu olmayan bir firmayız. Bu bizim için çok önemli. Ticarette risk almadan da büyüme olabiliyor. Belki küçük büyümeler söz konusu oluyor fakat sağlam ve sağlıklı büyümeler... Kafanız rahat oluyor; biz buna çok dikkat ediyoruz. Yoksa ticarette
90
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
mutlu olmak çok zor oluyor. Ve bankalarla çok sıkı ilişkiler kurmak insanları sıkıntıya düşürebiliyor. Öncelikli işimiz ithalat. Fakat yoğun bir talep olursa şayet ve nadiren de olsa ihracat yapıyoruz. İhracata çok fazla girmeyişimizin asıl sebebi; tam anlamıyla buna hazır olmamaktır. Ve bize göre ancak en iyisini yapabilirsen o işi yapmak en doğrusu. Ne zaman o konuda da kendimizi yetiştirip en iyisi olursak o zaman sık sık ihracat yapacağız. Hırdavat piyasası bayram sonrasında açıldı ve satışlar yükseldi. Yıl sonu hedeflerimiz tutuyor. Malum böyle bir yılda hedefleri tutturmasak ta önemli olmazdı. Kendi yapımızda da değişikliğe
Ayın Nalbur ve Hırdavat Toptancısı
ATERSAN
gitmek istiyoruz. Kurumsallık kazanmak zordur, fakat biz daha fazla kurumsallaşmanın peşine düşeceğiz. Daha fazla eleman yetiştirip yeni kitlelere kendimizi anlatmayı hedefliyoruz. Her hangi bir ekonomik görüşüm yok. Bu görüşü bizim ülkemizde erken veremezsiniz, bu doğru olmaz. Ön yargılı yaklaşmıyoruz ve kötü düşünmüyoruz. İleriye yönelik kendimizi işimize vereceğiz. Sizce sektörün sıkıntısı nedir? Çözümü için neler yapılmalı? Bizim en büyük sıkıntımızdan biri de yeni ve zayıf firmaların türemesidir. Bence bu oluşumun bu kadar kolay olmaması ve belli kriterlere sahip insanların buna sahip olmalarının gerektiğinin kanaatindeyim. Bunu devletin yapması gerekiyor. En azından sermaye kotası konabilir. Belli bir sermayesi olmayan firmalar elenmeli. Bankaların da çeklerin arkasında durması gerekiyor. Durmayacaklarsa çek vermesinler. Bizim en büyük problemlerimiz arasında çek kanunu yüzünden tahsilat geliyor. Şirketlerin güvenirliliği çok önemli bir konuma geldi. Bu sıkıntıların giderilmesi dışında devletten çok fazla şey istemiyoruz. Bugüne kadar kendi yağımız ile kavrulduk. Çalışmaktan yorulmayız. Hırdavatın bu kanayan yaralarına devletin yardımcı olmasını bekliyoruz. Karaköy’ü neler bekliyor?
Yapılamasını istediğiniz düzenlemeler nelerdir? “Karaköy’ün geleceği ne olacak?” sorusu; 55 yıllık bir soru. Geçmişte gündemde olan sorular hala geçerliliğini koruyor. Konumu ve tarihi bakımından Karaköy dediğimiz zaman “ticaret veya hırdavat” akla gelir. Hırdavat piyasasının atan kalbi burasıdır. Karaköy
92
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
korunmaya alınması gereken bir yer. Karaköy’ün çok katlı olmamak şartı ile yaygın bir pazara taşınabileceğini düşünüyoruz. Başka bir bölgeye geçilebilir. Karaköy piyasası için esnaflar toplanarak kendimize yer istedik. Reis Makina gibi sektörün büyük oyuncuları ile birlikte görüşmeler oldu. Maalesef devlet tarafından bizlere yer
gösterilmedi; daha önce biz size Perpa’yı vermiştik dediler. Tabi Perpa’nın bizim konsepte uygunluğu tartışılır. Hırdavat konseptine uygun bir yer değil. Kamyon girmiyor, piyasa orada oluşamadı. Daha çok küçük elektronik malzeme satışı yapılıyor. Karaköy çarşısı tarihi bakımdan önemli bir ticaret merkezidir. Nasıl Türkiye konumu itibari ile çok önemli bir coğrafya ve bu yüzden sıkıntısı bitmez. Karaköy’de Türkiye’nin bulunduğu jeopolitik durumdadır. Ulaşımı kolay şehir içindedir. İnsanlarımız Karaköy’e geldiklerinde kaliteli malzemeyi ucuza alacaklarını biliyorlar. Karaköy piyasası hırdavatın Paris’idir. Tahtakale daha çok nalburiye ve daha hesaplı malzemelerin bulunduğu yer olarak öne çıkar.
Endermak Makina Sahibi Ender Dülger
30 Yıllık Deneyimlerimi Aktarmaya Hazırım Faaliyetine İzmir- Yenişehir’deki Hırdavatçılar Çarşısında devam eden Endermak Makina San. Tic. Sahibi Ender Dülger ile servislik ve doğru ürün kullanımı konusunda bir söyleşi gerçekleştirdik. Sorularımıza cevap veren Ender Dülger, yurtdışında kazandığı tecrübeyi paylaşmaktan memnun olduğunu söyledi. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Sektöre girişinizden ve işinizden bahseder misiniz?
1979 yılında İzmir’d e meslek lisesi elektrik bölümünden mezun olduktan sonra 1984 yılında yurt dışına çıktım. Hilti el aletlerini tamir ederek başladığım meslek hayatımda 1990 yılında ülkeme geri döndüm. 1997’d e bir arkadaşımla birlikte, Hilti El Aletleri Tamir Servisi açtık. Bir yıl sonra Hıltı El Aletleri Ege Bölge Yetkili Servisi
94
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
olduk. 2000 yılında ortağımdan ayrıldıktan sonra yoluma tek başıma devam ettim. 2005 yılında Center Dış Ticaretin yetkili bayii ve servisi olduktan sonra, Hilti ile yolumuzu ayırdık. Halen Endermak olarak hizmet vermekteyim.
Servisliğini yaptığınız markalardan ve tarot işiniz ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Türkiye genelinde tanınmış distribütörlük yapan
firmaların 20 markasına yetkili servislik yapıyorum. Servisini yaptığım el aletleri; inşaat firmalarına, fabrikalara, elektrik müteahhitlerine, doğalgaz ve tesisat firmalarına, karot işi yapanlara ve bunun dışında bütün küçük işletmelere hitap ediyor. Servisliğimizin yanı sıra, hafif inşaat makineleri satışımız da var. ( Derz kesme, perda, vibratör, kompaktör ve demir kesme makineleri gibi.) Gelecekte daha yoğun kullanılacağına inandığım
taşlamalardır. Kullanıcı hataları ve üretici hataları bakımından; kullanıcıların bu konudaki eğitimleri, makinelerin markaları ve üretildikleri ülkeler de etken oluyor. Son yıllarda her alanda olduğu gibi el aletlerinde de Uzakdoğu ürünleri bu piyasayı; fiyatıyla, kalitesiyle olumsuz etkilemiştir. Kullanım hatası, kaliteli üründe de, Uzakdoğu ürününde de yapılıyor. Ama üretim hatasına kalite düşüklüğüne Uzakdoğu ürünlerinde daha fazla rastlanıyor. Alım gücü dikkate alındığında bu tür ürünlere de ihtiyaç olduğu bir gerçek. Ancak bizde olduğu gibi garanti ve servisinin olması şart.
Sektörün geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Siz hangi alana ağırlık vereceksiniz?
yeni ve eski karot uçlarının soketlenmesi işini de bir yıldır başarıyla devam ettirmekteyim.
Müşterilerinize teknik servis hizmetleri kapsamında hangi olanakları sunuyorsunuz? Müşterilerimize teknik servis hizmeti olarak; en hızlı ve güvenilir şekilde arızayı doğru tespit ve doğru tamir mantığı ile elektriksel ve mekaniksel bütün arızaları giderebiliyoruz. Son yıllarda karot makinelerinin kullanımının artmasıyla da bu makinelerin tamirine 30 yıllık tecrübemizi yansıtıyoruz.
Son kullanıcıların dikkat ettikleri hususlar nelerdir? Satın almadaki belirleyici faktörlerden bahseder misiniz?
96
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Son kullanıcılar bundan 20-30 yıl öncesine göre, eksiklikleri olmasına rağmen daha bilinçliler. Aldıkları ürünün, üretim hatalarına karşı ne kadar garantisinin olduğunu, servis ağının yaygın olup olmadığını, parça probleminin olup-olmadığına, güvenilir ve hızlı servis hizmeti verilmesine dikkat ediyorlar. Satın almadaki belirleyici faktörler ise; son kullanıcıya doğru ürün satılması, (yapacağı işe göre) ülke genelinde servis ağı, servis kalitesi, servis garantisi ve yedek parça stokunun yeterli olmasını sıralayabiliriz.
Ürün gruplarından hangileri daha çok servise geliyor? Kullanıcı hataları ve üretim hatalarını karşılaştıracak olursak hangisi daha fazla? Daha çok servise gelen makineler delici-kırıcılar, karot makineleri ve
Eğer hırdavat sektörü bir önlem almazsa, önümüzdeki yıllarda yapı marketlerinin bu alandaki ağırlığı ciddi şekilde hissedilecek. Şu anda bu oran yüzde yirmilere ulaşmış durumda. Endermak olarak biz, ileriki yıllarda; hem servis hem satış hem de karot ucu soketlemesi işine en iyi, en garanti ve en güvenilir şekilde devam edeceğiz. Toparlamak gerekirse son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir? Son olarak; meslek liselerinde açılması çok gecikmiş olan, el aletleri bölümünün acilen açılması gerekiyor. Bu bölümün açılması ile günümüzde her alanda, her işte kullanılan el aletleri son kullanıcılara doğru makine satılması ve servis kalitesinin artmasını sağlayacaktır. Böyle bir bölümün açılması durumunda bir meslek liseli olarak otuz yıllık deneyimlerimi aktarmaya hazırım.
Mantolama Sistemlerinin Yangın Dayanımı, Bilimsel Metotlar İle İspatlandı
Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri Yangın Testinden Tam Not Aldı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dr. Robert Murjahn Enstitüsü Bilimsel Araştırma Merkezi (RMI -Türkiye) işbirliğiyle, dış ısı yalıtım sistemlerinin yangın performansını ölçmeyi amaçlayan “Full Scale” yangın testleri ülkemizde ilk kez gerçekleştirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Selami Merdin, TSE temsilcileri, akademisyenler ve çeşitli sektör temsilcilerinin katılımıyla Kayseri İncesu Organize Sanayi Bölgesinde gerçekleştirilen testlerde ülkemizde yaygın olarak kullanılan dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin yangına olan
98
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
dayanımı Türkiye’d e ilk defa “gerçek bina ölçekli bilimsel metotlar” ile test edildi.
Neden Yangın Dayanımı, Neden Gerçek Ölçekli Yangın Testleri?
Binalarda kullanılan malzemeler bir yangın esnasında kuşkusuz ki yangının ilerlemesini hızlandırmaktan ziyade, yavaşlatıcı, geciktirici veya engelleyici rol oynamalıdır. Yangının binanın bölümleri arası ilerlemesini geciktirici malzemeler ve uygulama teknikleri mevcut. Ancak uygulanan her teknik veya kullanılan her malzemenin belirli bir ek maliyetinin olmasının yanı sıra, bunlar binanın ömrü,
dayanımı veya güvenliği açısından ek sakıncalar doğurabiliyor. Bu sebepten dolayı, binaların yangına karşı güvenliğini teknik olarak “en azami” seviyede kılan uygulamalar yerine, teknik ve ekonomik olarak “en optimum” seviyede kılan uygulamaların tespit edilmesi gerekiyor. En optimum malzemelerin ve uygulama tekniklerinin tespit edilebilmesi için, yangın testlerinin gerçekçi olması, malzemeleri doğru değerlendirmesi gerekiyor. Ülkemizde yürürlükte olan standartlar bu anlamda yeterli olmamasına karşın, birçok Avrupa ülkesinde yaygın olarak yapılan “gerçek bina ölçekli yangın testleri” sayesinde doğru değerlendirmeler
yapılabiliyor ve en optimum malzemeler ve uygulama teknikleri tespit edilebiliyor.
Bir İlk: Devlet - Özel Sektör İşbirliği ile Yangın Testleri 7 Kasım 2014 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dr. Robert Murjahn Enstitüsü işbirliği ile yapılan yangın testleri, devlet – özel sektör işbirliği ile yapılmış, doğru malzemeleri ve uygulama tekniklerini bilimsel metotlar ile tespit etmek için yapılmış bir çalışma olması itibarı ile Türkiye’d e bir ilk olma özelliği taşıyor. Bakanlık, sorumlu olduğu yönetmelik düzenlemelerinde doğru adımlar atabilmek için bilimsel testleri referans almış ve sonuçları doğru değerlendirmek
100
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
için testlere bizzat iştirak etmiştir. Bu işbirliği, Bakanlığın yaptığı titiz çalışmanın ve bilimsel sonuçlara olan inancının göstergesidir. Testlerde çeşitli tipte dış cephe ısı yalıtım (mantolama) sistemlerinin yangına tepkisi tespit edilmiştir. Yaklaşık 5 saat süren testleri titizlikle takip eden ve sonrasında açıklama yapan Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Selami Merdin, “Biz burada enerji verimli, sürdürülebilir, güvenli bir bina için özellikle dış cephe sistemlerinin güvenilirliğini test etmiş bulunuyoruz. Bu deney sonucunda elde etmiş olduğumuz verilerle de düzenleyeceğimiz kanun, yönetmelik ve mevzuatlarda değerlendirmede bulunacağız.”
dedi. Selami Merdin devamında “Farklı kombinasyonlarda uygulanmış dış cephe sistemlerinin yüzey yangın yürümesini gerçekleştirmediğini, yangının yayılmasına katkı vermediğini gözlemlemiş bulunuyoruz.” açıklamasında bulundu.
Tüketiciler Spekülasyonlara Değil Bilimsel Sonuçlara İtibar Etmeli Ülkemizde ilk kez bu kadar büyük ölçekte yapılan testlerde her biri 25 m2 ve toplamda 100 m2 büyüklüğündeki dört farklı tip mantolama sistemi Avrupa standartlarına göre yangın testine tabi tutuldu. Test esnasında 5,5 metre yüksekliğindeki test yüzeylerinin sıcaklığı ve cephede
alev ilerlemesi olup olmadığı gözlemlendi. İlk testte 5 cm EPS, ikinci testte ise 5 cm taşyünü içeren mantolama sistemleri yaklaşık 30’a r dakika boyunca test edildi. Test sonucunda 5 cm EPS sistem ile 5 cm taşyünü sistem aynı yangına dayanım performansı sergiledi ve testleri geçti. 10 cm EPS ve yangın bariyerli olarak 12 cm EPS içeren diğer mantoma sistemleri de diğerleri ile aynı performansı sergiledi ve testleri geçti. Dr. Robert Murjahn Enstitüsü Bilimsel Araştırma Merkezi (RMI - Türkiye) Müdürü Güneş İnan, test sonrası yaptığı açıklamada
102
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
“Mantolama sistemlerin yangın karşısında gösterdiği dayanım, sadece kullanılan ısı yalıtım malzemesine indirgenmemeli. Yaptığımız testler, yangın performansının ağırlıklı olarak cephenin en dış katmanını oluşturan sıva ve güçlendirme amaçlı sıva içine gömülü file tarafından belirlediğini gösteriyor. Bu sonuçlar, tüketicilerin mesnetsiz bilgilere değil bilimsel sonuçlara itibar edilmesinin önemini ortaya koyuyor.” dedi.
Doğru Malzeme, Doğru Uygulama
Güneş İnan devamında “Bu testler bize Türkiye’d e son 15 yıldır doğru malzemeler ve doğru uygulama teknikleri ile yapılan milyonlarca metrekarelik mantolama uygulamalarının yangın açısından güvenli olduğunu işaret ediyor. Test sonuçları, EPS içeren mantolama sistemlerinin yükseklik sınırı veya bina tipi kısıtlaması olmadan tüm binalarda güvenle kullanılabileceğini gösterdi. Ülkemizde son yıllarda uygulama standartları ve mesleki yeterliliklerin belgelendirilmesi konusunda çok önemli adımlar atıldı, ancak bunların yaygınlaştırması için hem devletimizin hem de özel sektörün üzerine düşen görevler var. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Yeni İş Güvenliği Paketi’nde Mesleki Yeterlilik Kurumu aracılığıyla yapılan mesleki belgelendirmeye verdiği destek son derece anlamlı. Mantolama uygulamalarının belgelendirilmiş uygulamacılar tarafından yapılması, hem uygulama kalitesini hem de uygulama esnasında iş güvenliği kurallarına uyulması yönünde kişisel bilinci artırıyor. Bu bağlamda, doğru malzemelerin belgelendirilmiş uygulamacılar tarafından uygulanması konusunda ısrarcı olmalıyız. Doğru uygulamalara olan güvenin de, doğru olmayan uygulamalar veya bilimsel dayanağı olmayan bilgiler dolayısı ile erozyona uğramasına izin vermemeliyiz.” dedi. Büyük çaplı “full scale” testlere duyulan ihtiyaç konusunda sorulan soruya Güneş İnan “Ülkemizde ve Avrupa’d aki standartlar, mantolama sistemlerinin gerçek yangın dayanımını tespit etmek için yeteri değil. İngiltere, Almanya, Avusturya gibi birçok ülkede bu tür büyük ölçekli testler uzun yıllardan beri yapılıyor. Ülkemizdeki mantolama sistemlerinin de bu testlerden geçmesi ve Bakanlığın hazırladığı yönetmelikler vasıtasıyla, özellikle yangın riski yüksek olan binalarda bu testlerde başarılı olmuş sistemlerinin kullanımına izin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
sağlıklı ve konforlu yaşam ortamı oluşmasını sağlıyor. İç yüzeylerde terleme sonucu küflenme, siyah leke oluşması ile sıva ya da boyaların kabarmasını engelliyor. Yapının dayanıklılığını sağlayarak ömrünü uzatıyor. Binanın onarım masraflarını azaltıyor. Binanın dış cephesini güzelleştiriyor. Atmosfere giden karbondioksit miktarını azaltarak, hava kirliliğinin azalmasına ve çevrenin korunmasına katkıda bulunuyor.
İngiltere’d eki yönetmelikler 18 metreden yüksek binalarda sadece bu tür testlerden geçmiş cephe sistemlerinin kullanılmasına izin veriliyor. Bilimsel yöntemlere ve testlere dayalı benzer düzenlemeler ülkemizde de olmalı.” dedi.
Alanımızda Takip Eden Değil, Takip Edilen Olmak İstiyoruz Türkiye mantolama pazarı son 10 yıl içerisinde hızlı bir büyüme sonucu Avrupa’nın en büyük mantolama pazarı haline gelmiş durumda. Avrupa Isı Yalıtım Sistemleri Derneği EAE’ye göre Türkiye’d e 2013 yılında 63 milyon m2 mantolama uygulaması yapılmış olmasına karşın, en yakın takipçileri arasında yer alan Polonya’d a 40 milyon m2, Almanya’d a ise 36 milyon m2 mantolama uygulaması yapıldı. Konuya ilişkin açıklama yapan Güneş İnan, “Mantolama pazarının ulaştığı büyüklük, ülkemizde enerji verimliliğine verilen önemin göstergesi. Bu son derece memnuniyet verici. Ulaştığı pazar büyüklüğü dolayısı ile ülkemiz Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri tarafından örnek gösterilir konuma geldi. Bu da son derece memnuniyet verici. Biz ancak bununla yetinmek istemiyoruz. Ülkemizin pazar büyüklüğü olarak elde ettiği liderliği, teknik alanlarda
104
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
elde edeceğimiz liderlikler ile sürdürülebilir kılmak istiyoruz. Biz her alanda takip eden değil, takip edilen olmak istiyoruz. Kanun ve yönetmelikler de buna dahil.” dedi. Ülkemizin 2023 yılı Enerji Verimliliği hedeflerine ulaşabilmek için önemli bir yere sahip olan dış cephe ısı yalıtım sistemleri son kullanıcılara ekonomik kazancın ötesinde birçok fayda sağlıyor. Yangın testini başarıyla geçen dış cephe ısı yalıtım sistemleri ayrıca sağladığı fayda ve avantajlar konusunda da ön plana çıkıyor.
Dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin fayda ve avantajları
Isı yalıtımı binadan dışarıya ısı kaybını azaltıyor, enerji tasarrufu sağlıyor. Ortalama % 50 yakıt tasarrufu sağlıyor ve kendini 2 ila 5 yılda amorti ediyor. Sadece kış aylarında yakıt giderlerini değil, yazın da soğutma giderlerini azaltıyor. Mekânlarda ısının dengeli dağılımını sağlıyor. Konut içindeki dengeli ısı dağılımı sayesinde, yaşanan mekânlarda rutubetsiz,
2. Akçansa B2B Pazarlama Zirvesi Düzenlendi Odak noktasına ‘insan’ı koyan B2B pazarlama anlayışı yükseliyor
Türkiye’nin lider yapı malzemeleri şirketi Akçansa tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Akçansa B2B Pazarlama Zirvesi, iş ve pazarlama dünyasından çok sayıda profesyonelin katılımıyla gerçekleşti. Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Schneider Electric Genel Müdürü Bora Tuncer, Olmuksan International Paper Genel Müdürü Ergun Hepvar, Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı Hakan Gürdal ve, Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, B2B Pazarlama’ya bakış açılarını ve önde gelen uygulama örneklerini paylaştı. Teknoloji ve Trend Editörü M. Serdar Kuzuloğlu ile Fütürist / M-Gen Dijital Ajans Başkanı Ufuk Tarhan’ın konuşmalarıyla renk kattığı zirveye ilgi yoğundu. Türkiye’nin lider yapı malzemeleri şirketi Akçansa tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen B2B Pazarlama
106
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Zirvesi, 18 Kasım Çarşamba günü Sabancı Center Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda iş ve pazarlama dünyasından çok sayıda profesyonelin katılımıyla gerçekleşti. Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu ve Marka Danışmanı Temel Aksoy’un açılış konuşmalarıyla başlayan zirve, Teknoloji ve Trend Editörü M. Serdar Kuzuloğlu’nun “B2B’d e Sosyal Medya ve Dijital Pazarlama”; Fütürist / M-Gen Dijital Ajans Başkanı Ufuk Tarhan’ın “Fütürizm ve Yeni Trendler” başlıklı konuşmalarıyla devam etti. Moderatörlüğünü Marka Danışmanı Temel Aksoy’un üstlendiği “B2B’d e Örnek Uygulamalar” adlı panelde ise; Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Schneider Electric Genel Müdürü Bora Tuncer, Olmuksan International Paper Genel Müdürü Ergun Hepvar ve Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı Hakan Gürdal, kendi şirketlerinden en iyi B2B uygulamalarını katılımcılarla
paylaştı. Katılımcılar ayrıca; geleceği nasıl gördüklerini ve değişimi nasıl yönettiklerini de dinleyicilere aktardı.
Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu: “Akçansa’da pazarlamayı ‘insandan insana’ ilişki olarak görüyoruz”
Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu zirvede yaptığı açılış konuşmasında, Akçansa’nın B2B pazarlamayı ‘şirketten şirkete’ olmaktan ziyade ‘insandan insana’ ilişki olarak gören bir kurum olduğunu söyledi. Hacıkamiloğlu, “Dijital devrimin hızla geliştiği bir dünyada yeni trendlere ayak uydurmamak mümkün değil. Şirketlerin, yeni tüketicinin algısını, artan ve yenilenen pazarlama kanallarını ve sosyal medyayı takip etmeden, ayakta kalması pek mümkün görünmüyor. Bugün şirketler kendilerini anlayan, kendileri gibi konuşan, karşılaştıkları sorunları birlikte
çözecek, birlikte yenilikler ve inovasyonlar yapacak tedarikçilere artık daha fazla ihtiyaç duyuyorlar” dedi. Hacıkamiloğlu, büyük şirketlerin tedarikçileriyle girdiği ilişkinin sıradan bir ticaret ilişkisinden stratejik ortaklık yapısına dönüştüğünü vurgulayarak şöyle söyledi: “Bu dönemin, fiyat rekabeti ötesinde, müşterisinin iş süreçlerine entegre olup onunla birlikte yaşayıp, onunla birlikte içgörü geliştirerek değer üretebilen tedarikçilerin dönemi olduğunu biliyoruz. Fakat ‘insan’a dokunan, ‘insandan insana’ ilişki kuran herkesin başarılı olması kaçınılmaz.” Mehmet Hacıkamiloğlu’ndan sonra sunum yapan Teknoloji ve Trend Editörü M. Serdar Kuzuloğlu, markalar için yeniliklere ayak uydurmak kadar doğru kanallarda olmanın ve ulaşılabilir olmanın önemine değindi. Kuzuloğlu, kurumların ellerindeki verileri çok iyi yorumlayarak iletişim stratejisi geliştirilmesi gerektiğinin de önemle altını çizdi. Fütürist / M-Gen Dijital Ajans Başkanı Ufuk Tarhan ise; geleceği anlamanın ve yorumlamanın önemine değindiği sunumda, pazarlamada B2B ve B2C yerine artık insandan insana ilişkinin esas olduğunu vurguladı.
108
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı Hakan Gürdal: “İnovasyonu çimento sektörüne de taşıyarak süreç ve hizmet inovasyonlarıyla kendimizi yeniledik” Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı Hakan Gürdal ise iş dünyasının hızla değiştiğini ve oyunun kurallarının birkaç yılda bir yeniden yazıldığını belirten Gürdal, sözlerine şöyle devam etti: “Son yılların moda kavramı olan inovasyonu çimento sektörüne de taşıdık. Ama bunu sadece ürün inovasyonu olarak düşünmedik. Aynı zamanda süreç ve hizmet inovasyonlarıyla da kendimizi yeniledik. Akçansa olarak markalaştırdığımız ve ödül kazandığımız ürünlerimiz ön plana çıkmaya devam edeceğiz. “
“B2B dünyasının dinamikleri kökten değişti”
Marka Danışmanı Temel Aksoy ise, “Aynı ürünü üreten şirketlerin çoğalmasıyla rekabetin her geçen gün artması ve dijital devrimin hızla hayatımıza girmesiyle birlikte herkesin bilgiye ulaşımının kolaylaşması, fiyatların düşmesine ve karlılığın azalmasına neden oldu. Bu da B2B dünyasının bütün
dinamiklerini kökten değiştirdi. Bu nedenle şirketlerin rekabet üstünlüğü sağlamaları için birçok iyiyi aynı anda yapmaları gerektiği bir döneme girdik” şeklinde konuştu. Panelde söz alan Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem; “Enerji zaten B2B ağırlıklı bir sektör. Yaptığımız işi daha iyi yapmak, daha iyi hizmet sunmak ve farklılaşmak için teknolojiden yararlanmak önemli. Teknoloji sayesinde, müşterilerin ihtiyacını görüp ona göre hizmet sunma şansı elde ediyoruz” dedi. Schneider Electric Genel Müdürü Bora Tuncer ise; “Enerji sektöründe şehirleşmenin gözlemlenmesi önemli. Şehirleşme arttıkça, enerji tüketimi de artıyor. Sürdürülebilirlik ve karbon salınımı üzerine bir strateji söz konusu. Sürdürülebilirlik ayrıca, B2B ve B2C ilişkileri de değiştirecek” şeklinde konuştu. Olmuksan International Paper Genel Müdürü Ergun Hepvar panelde, halka gerçeği açıklığıyla anlatmanın önemli olduğunu söyleyerek; “Pazarlamanın temeli müşterinin top mind’i olmak üzerine. Tedarikçi ve müşteri birbirini geliştirerek dönüştürüyor” şeklinde konuştu.
Plasfed Yıl Sonu Tahmin Raporunu Yayınladı
Plastik Ürün Sanayicileri 2 Milyar Dolar Dış Ticaret Fazlasına Koşuyor!
Plasfed Yıl Sonu Tahmin Raporunu Yayınladı Plastik Ürün Sanayicileri 2 Milyar Dolar Dış Ticaret Fazlasına Koşuyor! PLASFED, yılın 9 ayı sonu plastik mamul ve hammadde gerçekleşmeleri ve buna bağlı yenilenmiş 2014 yıl sonu tahminlerini açıkladı. Rapor değerlendirmesine göre, Avrupa’nın ikinci büyük plastik imalatçısı konumuna gelen Türkiye plastik sektörü, 2014’te 2 milyar dolar dış ticaret fazlasına koşuyor. Sektörün, plastik mamullerde 9 ay sonunda; 26.6 milyar dolarlık üretim yaptığı, ihracatın 3.7 milyar dolara ulaştığı ve dış ticaret fazlasının da aynı dönemde 1.4 milyar dolar olduğu belirlendi. Yıl sonu itibariyle ihracatın 5 milyar doları geçeceği ve dış ticaret fazlasının da 1 milyar 902 milyon dolar olacağı tahmin edildi. Gerçekleşmeleri ve revize yıl sonu tahminlerini değerlendiren PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy, “Sektörümüzün değer bazında yıl sonu büyüme oranı tahmini, ilk tahminlerimize göre bir miktar yükselerek yüzde 4,7’ye çıktı. Sevindirici bir gelişme ama bu
110
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
oran yine de önceki yıllar büyüme oranlarının gerisinde ne yazık ki. Sektörümüzün ihracat başarısı ise bizi mutlu etmeye devam ediyor. Kısa vadeli sorunlarımıza yönelik çözüm önerilerimizi yakın zamanda karar vericilere ilettik. Plastik sektörünün ülkemizin gururu olmaya devam etmesi için çabamız sürecek” dedi. Türkiye plastik sektörüne yönelik
kapsamlı ve düzenli verileri yayınlayan PLASFED, 2019 yılı 9 aylık gerçekleşmelerini ve buna bağlı güncellenmiş 2014 yıl sonu tahminleri raporunu yayınladı. Plastik mamullerde, Türkiye’nin 2014 yılı sonu itibariyle dış ticaret fazlasının 1.9 milyar doları aşacağı açıklanan raporda, plastik mamullerde 9 aylık üretimin tutar bazında 26.6 milyar dolara ulaştığı ve yıl sonunda da bir önceki yıla
göre yüzde 4,7 artışla 35.8 milyar dolara ulaşacağı tahmini yer aldı. Altı aylık gerçekleşmelere göre yapılan ilk tahmine göre, yıl sonu itibariyle büyüme hızı ise yüzde 4.1 olarak öngörüldü. PLASFED’in sunduğu raporunda, yıl sonu itibariyle plastik mamullerde tutar bazında ihracatın bir önceki yıla göre yüzde 9,7 oranında artarak, 5 milyar 29 milyon dolara erişeceği tahmin edildi. İthalatın da yüzde 7,7 oranında artacağı ve 3 milyar 127 milyon dolar olacağı öngörüldü. Sektörün yıl sonu itibariyle 1 milyar 902 milyon dolar dış ticaret fazlası vereceği ve 2 milyar dolar seviyesine doğru ivmesini sürdüreceği belirlendi. 2014 Ocak-Eylül gerçekleşmeleri! PLASFED raporuna göre, 2014’ün yılın ilk 9 ayı sonunda 6 milyon 219 bin ton plastik mamul, 761 bin ton da hammadde üretimi yapıldı. Hammaddede ithalat miktarı, 4 milyon 621 bin ton oldu. Tutar bazında ise 2014 Ocak-Eylül dönemi sonunda, 26 milyon 607 bin dolarlık üretim, 2 milyar 345 milyon dolarlık ithalat ve 3 milyar
772 milyon dolarlık ihracat yapıldı. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 161 olarak gerçekleşirken, yurtiçi ihtiyacın yüzde 91’i yerli mamul üreticileri tarafından karşılandı. Plastik mamul üreticileri, üretimlerinin yüzde 14’ünü ihraç etti ve Türkiye’ye mamul mal bazında net 1 milyar 427 milyon dolar döviz girişi sağladı. 2014 yıl sonu tahminleri! PLASFED, 9 aylık gerçekleşmeler ışığında, yıl sonu verilerini de güncelledi. Buna göre, 6 aylık gerçekleşme sonucunda, plastik mamullerde değer bazında 2014 büyüme oranı tahmini yüzde 4,1’d en yüzde 4,7’ye yükseltildi. Yıl sonu itibariyle plastik
112
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
mamullerde, tutar bazında üretimin yüzde 4,7 artarak 35 milyar 817 milyon dolara ulaşacağı, ithalatın 3 milyar 127 milyon dolar olacağı, ihracatın ise yüzde 9,7 oranında artarak ilk kez 5 milyar barajını aşıp, 5 milyar 29 milyon dolara ulaşacağı tahmin edildi. Plastik mamul üreticileri böylece ülke genel ihracat artışının da üzerinde bir büyüme gerçekleştirmiş olacak.2014 yılı sonu itibariyle, ithalatta, ihracata göre düşük olan yüzde 7,7 artış sonucunda, dış ticaret fazlasını yüzde 13,2 oranında artırarak 1 milyar 902 milyon dolara ulaştıracak. 2014 yılı sonunda direk ihracatın 1 milyar 181 milyon doları plastik
hammadde ve 5 milyar 28 milyon doları mamul olmak üzere toplam 6,3 milyar dolara ulaşacağı ve sektörün ayrıca 6,2 milyar dolarlık dolaylı ihracat yaparak ülkenin dış ticaretine toplam 12,5 milyar dolar döviz katkısında bulunacağı tahmin ediliyor. “Büyümemiz sürüyor, ivedi sorunlarımız için girişimde bulunduk” Gerçekleşmeleri ve revize yıl sonu tahminlerini değerlendiren PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy, plastik mamul sektörünün son 10 yıllık dönemde, ekonominin genel büyüme hızından çok yüksek hızda büyüdüğünü, ancak 2014 yılında büyüme hızında bir düşüş beklendiğini kaydetti. Aksoy, “Sevindirici gelişme; sektörümüzün yıl sonu büyüme oranı tahmini, ilk tahminlerimize göre bir miktar yükselerek yüzde 4,7’ye çıktı. Bu oran yine de önceki yıllar büyüme oranlarının gerisinde. Sektörümüzün ihracat başarısı ise bizi mutlu etmeye devam ediyor” dedi. Sektörün kısa vadeli sorunlarına yönelik çözüm önerilerini yakın zamanda karar vericilere ilettiklerini belirten Selçuk Aksoy, “Plastik sektörünün ülkemizin gururu olmaya devam etmesi için çabamız sürecek. Plastik mamul üreticilerimiz güçlü ve iç pazar ihtiyacının hemen hemen tamamını karşılayor ve dış ticaret fazlası da veriyor. Sektörümüz, Türkiye’d e üretilmediği için yüksek miktarda hammadde ithal ediyor. Bu zorunlu bir ithalat. Dolayısıyla ithalatta kur ve tarife uygulamalarına sektörümüz çok duyarlı. Son dönemde hammadde ithalatında maliyet artırıcı düzenlemeler gündeme geldi ve biz de görüşlerimizi ve taleplerimizi ekonomi yönetimine ilettik. Türkiye plastik mamul üreticileri ülkemize ‘Avrupanın ikinci, dünyanın yedinci büyük plastik imalatçısı ülkesi’ ünvanını kazandırdı ve bu ünvanı kaybetmek istemiyoruz” dedi.
Ege ve Akdeniz Bölgesi’nin en Büyük Buluşması Yoğun İlgi Gördü! Yapının Ege ve Akdeniz Zirvesi 20.Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’i 28 bin 418 Kişi Ziyaret Etti
20. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’d e yapı sektörünün bölge profesyonelleri bir araya geldi; fuar 28.418 kişiyi ağırladı. 6 – 9 Kasım tarihleri arasında, İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda düzenlenen ve bölgenin en büyük Yapı Buluşması olan fuara, sektörün profesyonelleri yoğun ilgi gösterdi; fuarda yapı malzemesi sektörünün en yeni malzemeleri, teknoloji ve hizmetleri sergilendi. Fuarda geleneksel olarak düzenlenen Altın Mıknatıs “Amacına Uygun Düzenlenmiş Stand Ödülleri” de sahiplerini buldu. YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, Ege Bölgesi’nde yapılan
114
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
inşaat harcamalarının 9,2 milyar dolar olduğunu, İzmir’in ise Türkiye’nin en çok konut satılan üçüncü ili konumunda bulunduğunu belirterek “37 yıllık tecrübesiyle başarısını her yıl daha da ileriye taşıyan fuarımızın bu yıl da oluşturduğu yeni iş ve işbirliği olanakları ile öncelikle düzenlendiği Ege Bölgesi’ne ve ülke ekonomisine büyük katkı sağladığına inanıyoruz” dedi. YEM Fuarcılık tarafından düzenlenen, Türk yapı malzemesi sektörünün Ege ve Akdeniz bölgesindeki en köklü ve en büyük buluşması olan 20. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir, yapı sektörünün profesyonellerini bir araya getirdi. Sektör profesyonellerinin yoğun ilgisiyle karşılanan fuar, geçtiğimiz yıllarda %30 büyüyerek 19.500 m²’ye ulaşan
sergileme alanında, binlerce ürün çeşidini ve 350’yi aşkın firmayı, 28.418 ziyaretçiyle buluşturdu. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’d an sonra sergileme alanı bazında, 2. büyük sektör buluşması olma özelliğini taşıyan fuar, bölge yatırımcılarına sektörün dev markalarındaki gelişme ve yenilikleri izleme imkânı sağlarken, yapı sektörünü de bölgenin gündemine taşıdı. Türkiye ekonomisinin yükselen değeri yapı sektöründe, yılın en önemli organizasyonlarından biri olan bu fuarın önemine dikkat çeken YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer şunları söyledi: “Sırasıyla önce İstanbul sonra da Ankara’d a düzenlediğimiz fuarlarımızın ardından Kasım ayında Ege ve Akdeniz krediler
Filli Boya Takipçileri Türkiye’nin Renklerini buluyor Filli Boya, Instagram üzerinden hayata geçirdiği “Renk Avcıları” kampanyasıyla takipçilerini ülkemizin renkleri ve güzelliklerini öğrenmeye davet ediyor. Kampanya özelinde www.facebook.com/filliboya veya www.renkavcilari.com adresinden kayıt olan kullanıcılar #FilliBoyave #RenkAvcıları etiketleri ile fotoğrafını yükleyerek yarışmaya katılabiliyor. Paylaşılan fotoğraflar kampanya özelinde hazırlanan www.renkavcilari.com ‘da yer alan Galeri bölümünde sergileniyor. Fotoğrafların üzerine tıklandığında ise kaç beğeni aldığını, yapılan yorumları, kullanılan filtreyi ve fotoğraftaki renklerin Filli Boya kartelasındaki karşılıklarını görebiliyorsunuz. Fotoğraf sanatçısı, Instagram fenomenleri Mustafa Seven ve Sezgin Yılmaz, Filli Boya Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkiler Müdürü Selda Uzun, Base İletişim Kurucu Ortağı Banu Erdi’nin jüri üyesi olduğu yarışmada seçilen ilk 3 fotoğrafın sahibi ise sırasıyla iPhone 6, iPad ve iPad Mini sahibi olacak. Ayrıca ilk 10 ‘a giren yarışmacılar Mustafa Seven ile İstanbul’d a fotoğraf turu da kazanacak. 17 Kasım’d a başlayan ve 1 ay sürecek olan kampanya, interaktif olarak Facebook, renkavcilari.com ve Instagram üzerinden devam ediyor. Türkiye’d e sosyal medyayı en iyi kullanan 50 markası arasına giren Filli Boya, takipçilerine yepyeni fırsatlar sunmaya devam edecek.
Bölgesi’ndeki yapı profesyonellerini bir araya getirdiğimiz Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’i başarıyla tamamladık. YEM Fuarcılık’ın 37 yıllık tecrübesiyle başarısını her yıl daha da ileriye taşıyan fuarımızın bu yıl da elde ettiği yeni iş ve işbirliği olanakları ile öncelikle düzenlendiği Ege Bölgesi’ne ve ülke ekonomisine büyük katkı sağladığına inanıyoruz.”
‘Ege Bölgesi’ndeki inşaat harcamaları 9,2 milyar dolar’
YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, bölgenin 2013 yılı itibariyle Türkiye’d eki toplam inşaat harcamalarından aldığı payın yaklaşık yüzde 12 olduğunu belirterek, bu oranın yaklaşık 9,2 milyar dolarlık inşaat harcamasına karşılık geldiğini söyledi. İzmir’in yanı sıra, Ege Bölgesi’nin diğer illerde de inşaat sektöründe önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Başer, şu bilgileri verdi: “TÜİK verilerine göre bölgede
116
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
yaklaşık 2,5 milyon adet konut stoku bulunuyor. 2013 yılında İzmir’d e 39.561, bölgede 96.990 adet yeni konut yapı ruhsatı alındı ve bölgenin Türkiye içindeki payı yüzde 11,9 oldu. Bölgede konut dışı bina yatırımlarında da hareketlilik görülüyor. 920 adeti İzmir’d e olmak üzere toplam 3.928 bina yatırımı için yapı ruhsatı alındı. Bunların 482’si otel, 470’i ofis, 663’ü ticaret ve 430’u sanayi binası. Türkiye genelinde konut dışı bina ruhsatından alınan pay yüzde 22,9 oranında. 2013 yılında İzmir’d e 72 bin, Ege Bölgesi’nin diğer illeri Aydın, Denizli, Muğla, Manisa, Afyon, Kütahya ve Uşak’ta ise 157 bin konut satışı gerçekleşmiştir ve bunun Türkiye genelindeki payı yüzde 13,61’e karşılık gelmektedir.”
‘Konut satışlarında İzmir üçüncü sırada’
Eylül ayında açıklanan konut satışı rakamlarının sektöre yeni bir ivme kazandırdığını ve öngörülere göre konut satışındaki hareketliliğin
devam edeceğini belirten Başer, şunları kaydetti: “Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,2 artarak Türkiye genelinde tam 115 bin 786 konut satışı gerçekleşti. Bu konut satışlarında Eylül ayları bazında tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşılarak yeni bir rekor kırıldığı anlamına geliyor. İzmir’in bu rekorda İstanbul ve Ankara’nın ardından en çok konut satılan üçüncü il olarak önemli bir payı var. Bu sene Eylül ayında İzmir’d e 7.103 konut satıldı. İzmir’in nüfus artış hızı ve aynı zamanda deprem riski yüksek olan bir il olması nedeniyle, konut ihtiyacı en yüksek olan iller arasında yer aldığını söyleyebiliriz. Bu verilere göre, İzmir’d e 2023 yılına kadar 340 bin konut ihtiyacı olacağı öngörülmektedir. İzmir’d e konut satışındaki olumlu hareketlilikle ilgili olarak bir diğer veri de, alınan konut kredisi verileridir. İzmir’d e kullandırılan konut kredileri 2013 yılı sonunda 8,3 milyar TL olarak gerçekleşti. Türkiye genelinde kullanılan
EN 388 PERFORMANS SEVİYESİ 4341
Stex 541 Showa Best Eldiven Otomotiv, inşaat, elektronik, işleme ve lojistik sektörlerinde kullanım için üretilen, yüksek kesilme direnci performansı ile kullanıcısını koruyan Stex 541 Showa Best eldiven Erataş güvencesi ile Türkiye Pazarında. Stex 541 Showa Best Eldiven, PU kaplaması, yüksek aşınma direnci ve mükemmel tutuşu ile nefes alan avuç içi yapısı ile açık sırt tasarımı elleri konforlu ve kuru tutuyor. Ergonomik tasarımlı el kalıbı, insan elinin doğal kıvrımlarını tekrarlayarak el yorgunluğunu azaltır. Dikişsiz örmesi tahrişi önler.
içinde İzmir’in payı yüzde 7,4’tür. Konut satışlarındaki artışı hem sektör hem de ekonomi adına olumlu buluyoruz.”
‘Planlanan kentsel dönüşüm çalışmalarının sektöre olumlu etkisi’
İzmir’in kentsel dönüşümde öne çıkan kentlerden biri olduğunu hatırlatan Başer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 2007 yılında yürürlüğe konulan ve 2009 yılında revize edilen İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Planı ve Raporu’na göre; İzmir’d e kent merkezinde toplam 9.525 hektar konut alanının 4.310 hektar alanı gecekondu ve imar afları sonucuna göre geliştiği görülüyor. İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Planı’nda 12 adet kentsel yenileme ve sağlıklaştırma program alanı tespit edilmiş durumda. Bu kapsamda planlanan kentsel dönüşüm çalışmalarının hayata geçmesiyle ortaya çıkacak iş hacmi de inşaat sektörünün büyümesine olumlu katkı sağlayacaktır.”
Fuarın en iyi standları ödüllerildi! Altın Mıknatıs Ödülleri Sahiplerini Buldu…
Yapı Fuarları – Turkeybuild’in geleneği olan ve “Altın Mıknatıs” başlığı altında düzenlenen “Amacına En Uygun Tasarlanmış Stand Ödülleri” fuar kapsamında sahiplerini buldu. Dr. Ülkü İnceköse, Dr. H. İbrahim Alpaslan, Elif Çelik, Erhan Arslan ve Ege Mine Kılcı’d an oluşan seçici kurul, fuarda yer alan standları: “Standın ürünle kurduğu bağlantı, standın ürünün
118
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
belirtilmek istenen niteliklerini en iyi şekilde vurgulaması, standın üç boyutlu tasarım nesnesi olarak düzenlenmesi, standdaki görsel malzeme kullanımındaki estetik kriterler, standların modülerliği ve yeniden kullanılabilir olma” özelliklerine göre değerlendirdi. Buna göre; Birincilik Ödülü, önerdiği özgün sergileme tekniği, standın modülerliği ve farklı mekânlarda yeniden kullanılabilir özellikte olması açısından başarılı bulunması nedeniyle tasarımı Mimar İbrahim Naç ve Artstone Tasarım Ekibi tarafından yapılan Artstone firmasına verildi. İkincilik Ödülü’ne standın modülerliği, ürün ile kurduğu bağlantı, ürünün niteliklerini en iyi şekilde açıklaması sebebiyle tasarımına Metric Yapı mimarlarından İlkay Kurt’un imza attığı Metric firması değer görüldü. Üçüncülük Ödülü ise tasarımın sadeliği, ürüne yapılan vurgu ve farklı mekânlarda kullanılabilirlik özellikleri açısından başarılı bulunması nedeniyle tasarımı Mimar Burcu Demir yönetiminde Vefa Holding ekibi tarafından yapılan Ekoboard firmasına verildi. Tasarımı İç Mimar Fulya Benli ve Mimar Özer Özerdekli tarafından yapılan Argemo Mobilya Dekorasyon firmasının standı ise görsel malzeme kullanımındaki estetik, üç boyutlu tasarım nesnesi olarak düzenlenmesi açılarından başarılı görülerek Mansiyon Ödülü kazanırken, tasarımı Mimar Murat Saraylı ve Mimar Hilal Arda tarafından yapılan As – El Yapıfirmasının standı ise YEM Fuarcılık Özel Ödülü’ne değer
görüldü. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir, turizm sezonunun bitimiyle beraber hareketlenen inşaat malzemeleri pazarına her yıl olduğu gibi bu yıl da ivme kazandırdı. Turizm yapılarının yanı sıra yazlık konut yatırımları ve tadilat çalışmaları ile Türk yapı malzemeleri sektörü için büyük önem taşıyan bu dinamik pazar için, bölgenin sektör profesyonelleri Yapı Fuarı - Turkeybuild İzmir’d e bir araya geldi. Katılımcı firmalar fuarda pazarın ihtiyaçlarına cevap verebilecekleri en önemli ürün, teknoloji ve hizmetlerini sundular. YEM Fuarcılık A.Ş. tarafından 37 yıldan bu yana düzenlenen Yapı Fuarları – Turkeybuild sektörün en büyük buluşma platformudur. Yapı Fuarları Türk yapı malzemesi sektörünün dev firmalarını, mimarlar, mühendisler, peyzaj mimarları, müteâhhitler, GYO’lar, meslek odaları, resmi ve yerel yönetim temsilcileri, yatırımcılar, akademisyenler, öğrenciler ve ilgili STK’lardan oluşan yapı sektörü profesyonelleri ile bir araya getiriyor. “Yapı”nın tüm süreçlerinde yer alan binlerce ürün ve hizmeti tek bir çatı altında toplayan, çeşitlilik içeren örnekleri karşılaştırılarak malzeme seçiminde kolaylık sağlayan, sektördeki en yeni teknoloji ve gelişmelerin sergilendiği, uygulamadaki çözüm önerilerini uzman görüşleri ile değerlendirme fırsatı sunan, oluşturduğu iş olanakları ile sektöre ticari fayda sağlayan Yapı Fuarları – Turkeybuild büyüyor, sektöre olan katkısını büyütüyor.
KE-1202 Deri Eldiven
E-1208 Deri Eldiven
Starline’dan Kişisel Koruyucu Donanımlar
Avuç içi ve tüm parmakları 1. kalite Bufalo derisinden imal edilerek zor şartlarda kullanımı kolaylaştıran yapısı ile dikkat çeken E-1202 deri eldivenin el üstü polyesterden oluşuyor. Floresan kumaştan üretilen E-120 deri eldiven tek şerit reflektörlü ve yırtılma ve delinmelere karşı dayanıklılığı kullanıcısına güven veriyor. Deri Eldivenin avuç içi cilt deridir. Florasan polyester kumaşlı olup, el üstünde ve parmak uçlarında dikkat çeken reflektör şeritlere sahiptir. Kullanım kolaylığı sağlayan elastik bileklikli eldiven yırtılma ve delinmelere karşı dayanıklılığı ile öne çıkıyor.
Gelişen Yerli Sanayi Plastik Sektörünü Dünya Lideri Yapar
“Katma değeri yüksek plastik üretimi için stratejik yatırımlar desteklenmeli” Türk plastik sektörü, son on yıllık sürece bakıldığında en büyük gelişim gösteren sektörler arasında yer alıyor. Üretim kapasitesi ile Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise yedinci büyük üreticisi konumundaki sektör, buna rağmen sahip olduğu potansiyeli tam olarak değerlendiremiyor. Bugün Avrupa lideri Almanya yaklaşık 15,3 milyon ton üretim kapasitesi ile Türkiye’nin yaklaşık iki katı üretim yaparken Türk plastik sektöründen 4,5-5 kat daha fazlası ile 27 milyar dolarlık ihracata ulaşıyor. Üretim değeri olarak ve ihracatta Almanya gibi ülkelerle aynı seviyeye ulaşmanın yolu ise katma değeri yüksek ürünlerden geçiyor. PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu Kimya Sektör Platformu Kimya Endüstrisi Gelişim Şurasında yaptığı konuşmada yüksek katma değerli plastik üretimi için stratejik öneme sahip yatırımların desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. Türk plastik sektörünün üretimi ve ihracatı her geçen gün artsa da değer bazında sahip olduğu potansiyel ile doğru orantılı bir seviyeye ulaşamıyor. Bunun en önemli sebebi ise sektörün katma
120
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
değeri yüksek olmayan ürünler üretmesi. Örneğin; Türkiye’d e bir ton mamul plastiğin birim fiyatı 3 bin 600 dolar iken, Avrupa üçüncüsü İtalya’d a bu rakam 6 bin dolara kadar yükseliyor. Bu nedenle İtalya, Türkiye’ye ile aynı üretimi yapmasına rağmen ihracatta yaklaşık iki kat ile 10 milyar dolarlık ihracata ulaşıyor. Bugün plastik sektörünün direkt ve diğer sektörler aracılığı ile gerçekleştirdiği endirekt plastik mamul ihracatının yaklaşık 12 milyar dolar seviyelerinde olduğu düşünülürse, katma değer artışıyla bu değerin ilk planda 20 milyar dolara çıkabileceği ön görülüyor. Plastik sektörünün rakipleri ile aynı seviyelere ulaşabilmesi ve dünya sıralamasında daha üst basamaklara çıkabilmesi için inovatif ürünlere yönelmesi gerekiyor. Katma değeri yüksek plastiklerin üretilmesinin anahtarı ise ülkemizde stratejik önem arz eden; savunma, otomotiv ve uçak/uzay gibi büyük sanayi yatırımlarının desteklenmesi. Katma değeri yüksek plastikler denildiğinde ilk akla gelen ürünler arasında; namlu hariç silahın her parçası için kullanılabilen mühendislik plastikleri (metal yerine geçen plastikler), otomotiv plastikleri (ki bugün motor dahil tüm parçalar plastikten üretilebiliyor), medikal plastikleri (örneğin sonsuz ömürlü kemikler gibi), cep telefonu teknolojisi için özel iletkenlik sağlayan plastikler, uzay mekiklerinde kullanılan plastikler ile bioplastikler sayılabilir. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlukonuyla ilgili Kimya Sektör Platformu Kimya Endüstrisi Gelişim Şurasında yaptığı konuşmada “sektörümüzün gelişimi için katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz gerektiği bir gerçek. Ancak bu ürünleri sadece üretmek de yeterli değil. Ürünlerimizi satacak pazarımızın
da olması gerekli. Dolayısıyla öncelikle ülkemizde yerli savunma sanayinden uçak ve otomotiv endüstrisine, yerli biyoteknoloji sektörlerine kadar stratejik öneme sahip yatırımların yapılması gerekiyor. Zira bu yatırımlar yapılmadığı takdirde ürünlerimize satabileceğimiz bir pazar oluşmaz” dedi. Söz konusu sektörlere yönelik üretilecek ürünlerin ihracatının da zor olduğunu belirten Yavuz Eroğlu, “Çünkü stratejik sektörler ihtiyaç duydukları ürünleri kendi ülkelerinde oluşturdukları kümelerden alıyorlar. İthal ürünlere karşı ise başta sertifikasyon olmak üzere çeşitli koruma önlemleri ve engellemeler uyguluyorlar” diyerek sözlerine devam etti. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu son olarak “savunma, uçak/uzay ve otomotiv sanayileri bizim katma değerli ürünlerimize ihtiyaç duyan endüstriler. Bu sanayilerin kurulması, teşvik edilmesi katma değerli plastik üretimine sebep olacaktır. Bu yüzden hükümetimizin bu yöndeki politikalarının artarak devamı çok önemli. Teşvikler artırılmalı, kurulacak tesislere uzun yılları kapsayan alım garantisi verilmeli, ofset anlaşmalar ve yerlileşme çabaları hız kesmemelidir. Zincirin ilk halkasını takiben; bu sektörler ile birlikte katma değerli ürünler üreten bir yan sanayi de oluşacaktır. Bu sanayi ürünleri geliştirmek için AR-GE yapılacak ve hatta üniversitelerle işbirliğine ihtiyaç daha da yoğunlaşacaktır. Yüksek katma değerli üretime geçen sektörler, çalışanlarını daha yetkin seçecek ve elinde tutmak için daha yüksek ücretler verecektir. Böylece katma değer zincirinin halkaları üretimden, eğitime, istihdama kadar artacaktır. Sistem bir kez kurulup çalışmaya başladığında kendi kendini yenileyen ve sürekli gelişim içinde bir yapıya dönüşecektir” dedi.
Yangın İle Aranıza Duvar Çekin
Ytong Duvar Blokları, yangın güvenliği ve ısı yalıtımını bir arada sunuyor Türk Ytong, yüksek kalitede ve yenilikçi ürünleriyle yapı malzemesi sektörüne yön vermeye devam ediyor. Yapılarda iç ve dış duvarların oluşturulmasında kullanılan Ytong Duvar Blokları, konuttan ticari ve sosyal yapılara, AVM’lerden sanayi tesislerine tüm yapılarda üstün özellikli duvar malzemesi olarak tercih ediliyor. Çevre ile dost ve nefes alan duvarların oluşturulmasına olanak sağlayan Ytong Duvar Blokları, üstün ısı yalıtım özelliğinin yanı sıra yangına dayanıklı yapısı sayesinde, yangın duvarı yapımında güvenilir çözümler sunuyor. Sektöründe ilklerin öncüsü Ytong’un, Duvar Blokları, her türlü yapıda güvenilir bir çözüm olarak tercih ediliyor. Taşıyıcılık, darbe dayanımı, ses yalıtımı ve difüzyona açık olma özelliklerini bir arada sunan üstün bir yapı malzemesi olmasının yanı sıra, duvar örümünü kolaylaştıran ve işçilik hatalarını en aza indiren yapısı sayesinde inşaatlara hız kazandırıyor. Tüm Ytong ürünlerinde olduğu gibi yüksek ısı yalıtım özelliğine sahip olan Duvar Blokları, her mevsim dengeli bir iç ortam sıcaklığı elde edilmesini mümkün kılıyor.
Yangın Duvarları Ytong’a Emanet
Ytong Duvar Blokları, A1 sınıfı hiç yanmaz ürün sınıfında olup bu özelliği sayesinde yapılarda yangına karşı dayanıklılık sunuyor. Ytong Duvar Blokları bu özelliği ile yangın anında, yangının daha da büyümesini önlemek amacıyla uygulanan ve hayati önem taşıyan yangın duvarlarında özellikle tercih ediliyor. Tamamen mineral esaslı çevre dostu içeriği ile ekolojik yapıyı da koruyan Ytong Duvar Blokları, aynı zamanda Türkiye’d e Çevre Etiketi alan ilk ürün olma özelliğini de taşıyor
kısa
kısa
3M MAKTEK Avrasya’da İnovatif Ürün Ve Çözümlerini Sundu Endüstriyel yüzey işlemelerine yönelik ürünler sunan 3M Aşındırıcı Sistemler Bölümü, farklı ölçeklerdeki sanayi tesislerinin tüm aşındırıcı ihtiyaçlarına yönelik inovatif çözümler sunuyor. TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen MAKTEK Avrasya 2014’te, 3M’in inovatif ürün ve çözümleri, distribütörü Form Makine’nin standında katılımcılarla buluştu. 3M’in sektöre sunduğu inovatif ürün ve çözümler, MAKTEK Avrasya 2014’te, 3M distribütörü Form Makine’nin standında katılımcılara ulaştı. Endüstriyel yüzey işlemelerine yönelik ürünler sunan 3M Aşındırıcı Sistemler Bölümü, farklı ölçeklerdeki sanayi tesislerinin, faaliyet alanları ne olursa olsun tüm aşındırıcı ihtiyaçlarına yönelik inovatif çözümler sağlıyor. 3M’in en son geliştirdiği seramik minerali olan Cubitron™ II, dünyanın en önde gelen hassas aşındırma teknolojisine sahip olan Winterthur ürünlerinde de kullanılıyor. Cubitron™ II teknolojisiyle üretilmiş taşlama taşları üçgen şekillendirilmiş minerallerden oluşuyor. Cubitron™ II taşlama taşlarındaki üçgen şekillendirilmiş mineral sürekli olarak kırılarak keskin uçlar ve kenarlar oluşturuyor. Bu sayede daha temiz ve hızlı kesiyor, ısınma yapmıyor ve çok daha uzun süre dayanıyor. 3M, Winterthur ürünleriyle müşterilerinin hassas aşındırıcı ihtiyaçlarını karşılarken, üstün fiyat-kalite performansı ve verimliliğiyle sektöre farklı bir soluk getiriyor.
Makita Collection Makita Ailesine Katıldı Özel tasarımlı Avrupa menşeili ürünler reisshoplarda yerini aldı. Gelişen teknoloji ile birlikte özellikle iş güvenliği Türkiye’d e büyük önem taşımaktadır. Makita Collection iş güvenliğinde daha rahat ve kalite anlamında hizmet vermektedir.
Üç Boyutlu Karo: Millenium Evlerinde modern tarzı sevenler, doğal renkleriyle öne çıkan Millenium karoları tercih ediyor. Sydney şehrinden esinlenilerek tasarlanan Millenium serisi, yumuşak renkleri ultra modern çizgilerle harmanlayarak, mekânlara farklı bir tarz katıyor. Mat karoları altın ve platin kaplı bordürlerle kombinleyen seri, sadelik ve şıklığı bir arada sunuyor. Vizon, antrasit, beyaz, kahve renk alternatifleri bulunan Millenium’un 3D dekorları, dokunulduğunda doğallığı hissettiriyor.
122
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Küresel Su Yalıtımı Zirvesinde Bir Türk Multiplan Yönetim Kurulu Üyesi ve ÇATIDER Başkanı M. Nazım Yavuz, Almanya’d a onur konuğu olarak katıldığı ve dünya sektör liderlerini bir araya getiren Waterproof Membranes 2014 Konferansı’nda açılış konuşmasını yaptı. Bu yıl sekizincisi düzenlenen, 25 ülkeden 150’nin üzerinde katılımcının yer aldığı Waterproof Membranes 2014 Konferansı’nın açılış konuşmasını Multiplan Yalıtım Sistemleri A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi ve ÇATIDER Başkanı M. Nazım Yavuz gerçekleştirdi. M. Nazım Yavuz, Waterproof Membranes 2014 Konferansı’nın “Sektöre Genel Bakış” temalı ilk gününde, “Türkiye’d e Su Yalıtımı” başlıklı konuşması ile yalıtım ve inşaat sektörünün devlerini bilgilendirdi. Almanya’nın Bonn şehrinde, Maritim Hotel’d e düzenlenen Waterproof Membranes 2014 Konferansı, sektörün önde gelen yalıtım malzemeleri üreticilerini bir araya getirdi. İki gün süren konferansta su yalıtım membran pazarındaki trendler, araştırmalar ve uygulamalar, alanında uzman isimler tarafından masaya yatırıldı. Türkiye’yi temsil eden Multiplan Yönetim Kurulu Üyesi ve ÇATIDER Başkanı M. Nazım Yavuz, açılış konuşmacısı olarak 18 Kasım’d a konferansa damgasını vurdu. M. Nazım Yavuz “Türkiye’d e Su Yalıtımı” başlıklı açılış konuşması ile ülkemizde membran üretimi ve uygulamaları konularında gelinen son noktayı anlattı. Konuşmasında Türkiye’d e inşaat sektörüne yön veren sosyal ve ekonomik parametrelere değinen M. Nazım Yavuz, membran pazarının gelişimini rakamlarla ifade etti. Multiplan Hakkında: Multiplan Yalıtım Sistemleri, NuhGroup ve Almanya’nın önde gelen PVC su yalıtım membran üreticisi VWS Multiplan ortaklığıyla 2004 yılında kuruldu. Türkiye’d e ilk kez PVC ve TPO su yalıtım membranları alanında, 10 milyon m2 üretim kapasitesine sahip modern tesislerinde üretim yapan Multiplan Yalıtım Sistemleri, NuhGroup bünyesinde tek başında yoluna devam ediyor. Deney Laboratuarı, sektörde TÜRKAK’ın (Türk Akreditasyon Kurumu) akredite laboratuar listesine giren ilk ve tek şirket olan Multiplan, Ar-Ge çalışmaları ile müşterilerine özel üretim ve uygulamalar gerçekleştiriyor.
Atık Yönetimi Ve Geri Dönüşümün 2023 Vizyonunda Yeni Açılımlar Atıkları toprağa gömmeyin geri dönüşümle ekonomiye kazandırın!
Sürdürülebilir çevre, sağlıklı nesiller, katma değerli ekonomi için son yıllarda en çok üstünde durulan konu “atık yönetimi ve geri dönüşüm”… Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de bu alandaki çalışmalar artıyor. Söz konusu çalışmaların son örneği PAGÇEV sponsorluğunda gerçekleşen “TÜRKTAY 2023’e Doğru Türkiye’de Tüm Yönleriyle Atık Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar Paneli” oldu. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu panelde yaptığı konuşmada; yeni açılımlar anlamında özellikle atıkları toprağa gömmenin yarattığı kayıplara dikkat çekti. Günümüzde üretim ve tüketimde artış yönündeki değişimler; işlevini tamamlayan ürünlerin oluşturduğu atık miktarındaki artışı da beraberinde getiriyor. Ülkeler için önemli bir sorun haline gelen atıkların doğru yönetilmesi ve kaliteli atıkların geri dönüştürülerek ekonomiye tekrar kazandırılması büyük bir önem taşıyor. Bu doğrultuda atıkların toprağa gömülmesinin engellenmesi hatta yasaklanması; uzun vadede geri dönüşüm ve enerji dönüşümünün daha yüksek oranlara çıkmasını ve ülke ekonomisi için yaratılan kazancın da artmasını beraberinde getirecek. Geçtiğimiz günlerde; T.C. Çevre ve
124
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Şehircilik Bakanlığı’nın öncülüğünde düzenlenen “2023’e Doğru Türkiye’de Tüm Yönleriyle Atık Yönetiminde (TÜRKTAY) Yeni Yaklaşımlar Paneli”ni destekleyen kurumlar arasında PAGÇEV de yer alıyor. Toprağa gömme uygulamasının geri dönüşüm süreçlerini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Başkanı Yavuz Eroğlu panel sırasında yaptığı konuşmada; “Plastik sektörü olarak sorumlu endüstri misyonumuz çerçevesinde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ancak geleceğimiz için ülkemizin işlevsel bir katı atık yönetimine ihtiyacı var ve bu konuda yeni açılımları da uygulamaya geçirmeliyiz. Bizler atıkların toprağa gömülmemesi gerektiğine inanıyoruz. Hatta bu uygulamanın yasaklanmasını talep ediyoruz. Çünkü atıklar toprağa gömülmeyecek kadar değerlidir. Katı atıkları geri dönüştürerek tekrar kazanabiliriz ve ekonomimize katkı sağlayabiliriz. Böylece çevre açısından da daha sağlıklı bir ortam yaratılmış olur” dedi. Almanya, Danimarka, Avusturya, Norveç, İsviçre gibi ülkelerde atık gömmenin yasak veya çok az olduğunu belirten Yavuz Eroğlu “Bu yasak sayesinde atıkların neredeyse tamamı geri kazanılıyor ve kullanılıyor. Böylece geri dönüşüm ve enerji dönüşümü konusunda en verimli sonuçlara ulaşıyorlar. Atık
gömmenin serbest veya çokça olduğu İngiltere, Romanya gibi ülkeler ise tam tersi durumda kalıyor; geri dönüşüm ve enerji dönüşümünde olumsuz portre çiziyorlar. Örneğin Almanya’da 2001 yılında toprağa gömmenin yasaklanması kararı alındı ve uygulamaya 2005 yılında geçildi. 2005 yılında geri dönüşüm oranı yüzde 50 iken, gömme yasağı ile birlikte bu oran 2011 yılında yüzde 99,8’lere ulaştı. Sonuç olarak Almanya’da toprağa gömme yasağı altı yılda dönüşümü yüzde 100 artırmış oldu” diyerek sözlerine devam etti. Yavuz Eroğlu, “Avrupa Birliği’nin son dönemde yayınladığı ‘döngüsel ekonomi belgesi’ bu konuda AB’nin stratejisini de ortaya koyuyor. Stratejik olarak geri dönüştürülecek malzemelerin gömülmemesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıca bu doğrultuda 2020 yılında geri dönüşümü mümkün olmayan maddelere enerji dönüşümünün uygulanacağı, 2025 yılında ise yüzde 0 toprağa gömme, yüzde 40 geri dönüşüm ve yüzde 60 enerji dönüşümünün gerçekleşeceği öngörülüyor. Türkiye’de geri dönüşüm mevzuatları da AB ile uyumlu ancak uygulama konusunda sıkıntılarımız var. Olumlu örnekleri uygulamaya geçirmeliyiz. Böylece hem 2023 yılı hedeflerimize ulaşırız hem de çevreye karşı sorumluluklarımızı yerine getirmiş oluruz” dedi.
5 büyük Uluslararası İnşaat Zirvesi 4 Aralık’ta Türkiye İMSAD’ın bu yıl altıncısı düzenlediği Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi 04 Aralık 2014 tarihinde İstanbul’d a, The Grand Tarabya Hotel’d e gerçekleştirilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ile Fas Enerji Madenler Su ve Çevre Bakanı Mohammed Nabil Benabdallah’ın katılımıyla gerçekleşecek olan 6. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nde Türk inşaat sektörünün 2015 yılı rotası çizilecek. Ülkemizin önde gelen 80 inşaat malzemesi sanayi firması ve 29 sektörel derneği ile sektörün çatı örgütü olan Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (Türkiye İMSAD), bu yıl altıncısını düzenlediği Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ile Fas Enerji Madenler Su ve Çevre Bakanı Mohammed Nabil Benabdallah’ın katılımı ile gerçekleşecek. Türkiye inşaat sektörünün en geniş platformu olan 6. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi, 04 Aralık 2014 tarihinde İstanbul’d a, The Grand Tarabya Hotel’d e düzenlenecek. İnşaat sektörünün 2015 yılı rotasının çizileceği bir çerçevenin sunulacağı Zirve’nin bu yılki ana teması ‘İş Birliği-Güç Birliği’ olacak. Türkiye’nin inşaat pazarını büyütmek, sektörün kurum ve kuruluşları arasındaki işbirliğini güçlendirmek ve ihracata pozitif katkı artırmayı amaçlayan Türkiye İMSAD, sektörün devlerini bir kez daha Zirve’d e bir araya getirecek. 6. Uluslararası Kalite Zirvesi’nde, sektörün üç sacayağı olan Müşavirler, Müteahhitler ve Malzemeciler, Türkiye’nin adını dünya inşaat sektöründe markalaştırmak amacıyla güç birliği yapmanın yöntemlerini tartışacaklar. ‘Sektör güç birliği yapacak, Türkiye kazanacak’ mesajının vurgulanacağı Zirve’d e, üç alanın önde gelen isimlerinin konuşmacı olacağı beş ayrı oturumda yabancı uzmanlar da deneyim ve değerlendirmelerini paylaşarak, Türk inşaat sektörünün geleceğine ışık tutacaklar.
5 Büyük Kente Ait Veriler Konut Konferansı’nda Açıklandı Yapı sektörünün bilgi merkezi Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) tarafından düzenlenen, Türkiye ekonomisinin lokomotifi inşaat sektörünün yapı taşı “konut”u, tüm boyutlarıyla ele alan ve bu yıl “Önemli olan büyüklük mü?” sorusuna yanıt arayan 5. Konut Konferansı sorusuyla dün gerçekleştirildi. Konut Konferansı, ‘Gelişen Kentlerde Büyümeyi Okumak’ oturumuyla başladı. Konferansta 5 büyük kente ait konut araştırmasının sonuçları açıklanırken, dünyaca ünlü mimarlar da konut sektöründeki trendlere ilişkin görüşlerini paylaştı. Yapı sektörünün bilgi merkezi Yapı-
126
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Endüstri Merkezi (YEM) tarafından düzenlenerek dün gerçekleştirilen, 5. Konut Konferansı, Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Üyesi Neşecan Çekici’nin moderatörlüğünü yaptığı ‘Gelişen Kentlerde Büyümeyi Okumak’ oturumuyla başladı. Oturumda, büyüme ve gelişmenin paradoksal yapısı hakkında bilgi paylaşımında bulunan konuşmacılar ; son yıllarda çok hızlı gelişen ve büyük potansiyel taşıyan ikincil şehirlerin ekonomik ve demografik yapılarını mercek altına alarak konut pazarındaki yatırım fırsatlarını irdelediler. ‘Gelişen Kentlerde Büyümeyi
Okumak’ başlıklı oturuma konuşmacı olarak Kentsel Strateji Kurucu Ortağı A. Faruk Göksu, Ankara Üniversitesi Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş ve dünyaca ünlü mimarlardan, Urban Think Tank (U-TT) kurucu ortağı, ETH Zürih Mimarlık ve Kentsel Tasarım Bölüm Başkanı Prof. Alfredo Brillembourg katıldı. ‘Gelişen Kentlerde Büyümeyi Okumak’ başlıklı oturumun açılış konuşmasını yapan Neşecan Çekici, GYODER olarak düzenledikleri ve en sonuncusu Eylül ayında Kayseri’d e gerçekleştirilen ‘gelişen kentler zirveleri’ne göndermede bulunarak; bu kentlerin ortak
özelliklerini, önümüzdeki 10 yıl içinde 100 - 500 bin civarında nüfus artışı ve bununla birlikte ivme kazanacak konut talebi, ortalama 10 - 20 kentsel dönüşüm projesi ilan edilmiş ve üzerinde çalışılıyor olması olarak sıraladı. GYODER’in Konut Konferansı için yaptırdığı, beş büyük kenti kapsayan ve alıcı profili ile alım kararlarını tetikleyen unsurları ortaya koymayı hedefleyen konut araştırmasının sonuçlarını da aktaran Çekici; katılımcıların yüzde 72’sinin 5 yıl içinde konut sahibi olduğunu, yüzde 28’inin de önümüzdeki 5 yılda konut sahibi olmayı hedeflediğini aktardı. Kadınlarda site içi ve müstakil ev tercihinin ön planda olduğunu belirten Çekici; şehirlere bakıldığında ise Gaziantep’te apartman dairesi, Bursa ve Samsun’d a site içi apartman dairesi, İzmir’d e müstakil ev, Konya’d a ise site içinde müstakil ev talebinin öne çıktığına işaret etti. Katılımcıların yüzde 86’sının bizzat yaşamak için konut almak istediğini söyleyen Çekici, 3 kişiden 2’sinin ise 3+1 daireleri tercih ettiğini kaydetti. Çekici, konut yapısına göre tercihlere bakıldığında ise yüzde 70 ile ara katların revaçta olduğunu, yüzde 10’un ise bahçe katı istediğini ifade etti. Binalarda ses ve ısı yalıtımı beklentisinin yüzde 97 gibi yüksek bir orana karşılık geldiğini aktaran Çekici; gaz ve yangın alarmı isteyenlerin yüzde 85, dekoratif cephe isteyenlerin ise yüzde 81 olduğunu sözlerine ekledi. Site yapılarında tüketici için öne çıkan etkenlere de değinen Çekici, anket katılımcılarının yüzde 49’unun profesyonel bir yönetim istediğini, kapalı otopark beklentisinin de yüzde 44 olduğuna dikkat çekti.
Faruk Göksu: Büyümeyi yok saydık
“Büyümeyi okuyabildik mi?” sorusuyla sunumuna başlayan oturumun ilk konuşmacısı Kentsel Strateji Kurucu Ortağı A. Faruk Göksu, Türkiye’nin ‘büyümeyi’ yok saydığına işaret ederek; “Bizim kentlerimiz, dönüşümün
128
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
dönüşümünü yaşıyor” dedi. 1960’lardan itibaren dönüşmeye başlayan Türkiye kentlerinin bugün bir ayrışma noktasına geldiğine işaret eden Göksu; bu kentleşme probleminin biraz da Türkiye’d e şehir planlama değil de imar planı yaklaşımından kaynaklandığını belirtti. Türkiye kentlerinin estetiğin, korumanın, merkezi canlanmanın öne çıktığı bir rönesansa ihtiyacı olduğunu vurgulayan Göksu; ulaşımın çeşitlendiği ve toplu taşımanın teşvik edildiği, yürünebilir, karma kullanıma dönük, konut yapısının çeşitlendiği akıllı bir büyüme stratejisi izlenmesi gerektiğini söyledi. Üretici ve yenilikçi yeni yüzyıl kentleri için ortak bir akıla ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek ‘81 Kent 81 Vizyon’ ve ‘39 Kent 1 İstanbul’ çalışmalarına da değinen Göksu; makro formlara göre 75 kentin ancak 1 İstanbul edebildiğini, havlu atma noktasına gelen İstanbul ve Ankara’d aki bu sıkışmanın ikincil kentlere doğru taşınması gerektiğini sözlerine ekledi. “Kentlerimizin geleceğini doğru kurgulamak istiyorsak 6K’ya dikkat etmemiz gerekiyor” diyen Göksu; bunları da ‘kimlik’, ‘kapasite’, ‘kalkınma’, ‘kalite’, ‘katılım’ ve ‘kurgu’ olarak özetledi.
Prof. Harun Tanrıvermiş: Bugün konutu 20 yıl öncesine göre daha farklı okumamız gerekiyor
Faruk Göksu’d an sonra söz alan Ankara Üniversitesi Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş de zaman içinde farklılaşan ‘konut’ algısı ve bunun kentlere yansıması üzerinde durdu. “Konut belki 20 yıl önce başka türlü tanımlanıyordu; ancak bugün daha farklı bir okuma yapmak gerekiyor” şeklinde konuşan Tanrıvermiş; öncesinde sadece arz tarafına odaklanılan süreçte artık tüketici beklentilerinin de göz önünde bulundurulmasının gerekliliğini vurguladı. Yaşanan kentsel dönüşüm sürecinin artık sadece ‘barınma’ ihtiyacının
karşılanmasının yetmediğini gösterdiğini vurgulayan Tanrıvermiş, “Beklentilerde, konfor, ulaşım olanakları, sosyal donatılar öne çıkıyor. Konut alanların talepleri sürekli değişiyor ; bunun belli aralıklarla izlenmesi, ölçülmesi önemli” dedi. Konut yatırımının sadece Türkiye için değil, Avrupa ülkeleri için de cazip bir yatırım aracı olduğunu, orta vadede de bu trendin devam etmesinin beklendiğini ifade eden Tanrıvermiş; Türkiye için balon iddialarının gerçekçi olmadığını, ancak hedef kitleye göre konut üretilmemesinin uzun vadede bir soruna işaret edebileceğini söyledi. Kentsel dönüşüm konusunda ise bütüncül bir yaklaşım olmadığı için kentlere olumlu ya da olumsuz yansımaları olabileceğini aktaran Tanrıvermiş; süreçte özel sektör kamu işbirliğinin önemine vurgu yaptı.
Ahmet Şahin: Kentsel dönüşüm rant aracı olarak görülmemeli
TOKİ Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin ise yılda yaklaşık yüzde 1 oranında kentleşen Türkiye’nin bu sürece çok iyi adapte olması gerektiğinin altını çizdi. 81 il ve 800 ilçede 3 bin 12 şantiyesi olan ve 639 bin 307 konut sayısına ulaşan TOKİ’nin artık yatay ve yerel mimariyi, mahalle kültürünü, öne çıkaran projelere yöneldiğini belirten Şahin; bulundukları kentlere değer katan projeler yapmak istediklerini söyledi.
Prof. Alfredo Brillembourg “Amacımız, kent için bir üniversite oluşturmak”
Urban Think Tank (U-TT) kurucu ortağı, ETH Zürih Mimarlık ve Kentsel Tasarım Bölüm Başkanı Prof. Alfredo Brillembourg ise Konut Konferansı 2014’te yaptığı “Ortak Zemin İnşa Etmek: Gelişmekte Olan Güney Ülkelerinde Hibrit Konut” başlıklı sunumunda, kentsel yoksulluk sorununa çözüm üreten demokratik kentler inşa etmenin ipuçlarını paylaştı.
“Bugün yıldız mimarları ve ürettikleri projeleri anlatmayacağım; kentler inşa edilirken konuşmanın dışına itilen dünyanın %99’luk kesiminden bahsedeceğim” diyerek sözlerine başlayan Alfredo Brillembourg ise Urban Think Tank çatısı altında gerçekleştirdikleri Vertical Gymnasium (Caracas), Fava School (Caracas), Grotão Community Center (Sao Paolo), Metro Cable (Caracas) gibi, kamusal alan oluşturarak yoksulların kentle iletişime geçmesini sağlayan projelerden örnekler sundu.
“İklim değişikliğini geriye çevirmek için 15 yılımız var” Zürih merkezli Urban Think Tank mimarlık ve kentsel tasarım ofisinde, kenti bir laboratuar olarak ele alan projeler ürettiklerine dikkat çeken Brillembourg “Amacımız, kent için bir üniversite oluşturmak; kenti nasıl inşa edeceğimizi hep birlikte düşünmek” dedi. “Bugün dramatik bir hal içindeyiz; iklim değişikliğini geriye çevirmek için 15 yılımız var. Gecekondu gibi ‘enformel şehircilik’ örnekleri aslında çok daha az enerji tüketen yerleşim alanları” diyen Alfredo
130
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Brillembourg, toplumsal adaleti sağlayacak kentleşme modeli üzerine düşüncelerini paylaştı. Kentlerin zaman içinde yavaş yavaş inşa edildiğine, bugün pek çok Avrupa kentinde geriye kalan tarihi dokuların da bu yöntemle inşa edilmiş Ortaçağ kentlerinden parçalar olduğuna dikkat çeken Brillembourg, “elde edilebilecek en iyi mimarlık budur” diyerek, günümüzdeki hızlı inşa sürecini eleştirdi. Önümüzdeki yıllarda dünya nüfusunun 7 milyardan 9 milyara ulaşacağı öngörüsünü hatırlatan Brillembourg, bu artışla birlikte kentsel yoksulluk alanlarının büyük kısmının, şu anda da en yoksul kesimi barındıran Güney yarıkürede yer alacağını söyledi. Caracas, Rio de Janeiro, Bogota, Buenos Aires, Mexico City gibi Güney yarıküredeki gelişmekte olan kentlerinden hibrit konut örnekleri sunan Alfredo Brillembourg, “İnsanlara üreticiliklerini kullanmaları için fırsat vermeli ve kendi kentlerini inşa etmelerini sağlamalıyız. Kentin doğal bir şekilde büyüyebilmesi için bu yönde bir konut tipolojisine ihtiyaç var” dedi.
Dünyaca ünlü mimarlar Konut Konferansı’nda
Yapı sektörünün bilgi merkezi Yapı-Endüstri Merkezi tarafından bu yıl 25 Kasım tarihinde 5. kez gerçekleştirilen Konut Konferansı, Türkiye’d e yapı, gayrimenkul, inşaat, tasarım ve mimarlık alanlarının önde gelen temsilcilerini buluşturdu. Dünyaca ünlü konuşmacı ve uzmanların AKG Gazbeton ve Çuhadaroğlu ana sponsorluğunda, Canon sponsorluğunda ve GYODER, İNDER, Piemonte Agency ve ULI Türkiye işbirliğinde bir araya getirildiği konferansta, tasarım, finansman, geliştirme, planlama, ve mevzuat başta olmak üzere birçok konu gündeme taşındı. Çağdaş mimarlığın öncülerinden Massimiliano Fuksas, görsel ve performans sanatları ile mimarlık etkileşiminde disiplinerarası tasarım sunan Diller Scofidio + Renfro ortağı Charles Renfro ve kıtalararası araştırmacı ödüllü tasarım ofisi Urban-Think Tank kurucularından Alfredo Brillembourg’un katıldığı Konut Konferansı 2014’te, Türkiye’nin konut sektörüne ilişkin güncel konuları da masaya yatırıldı. Konuşmacılar, konuşma içerikleri ve etkinlik programı ile ilgili gelişmeler www.konutkonferansi. com adresinden takip edilebiliyor.
İnşaat İşgücü Girdi Endeksleri, III. Çeyrek: Temmuz - Eylül, 2014 İnşaat sektöründe istihdam %4,5 azaldı Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat istihdam endeksi 2014 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %4,5 oranında azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış inşaat istihdam endeksi ise, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %14,9 oranında azaldı.
İnşaat sektöründe çalışılan saat %4,3 azaldı Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat çalışılan saat endeksi 2014 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %4,3 oranında azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış inşaat çalışılan saat endeksi ise, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %14,5 oranında azaldı.
İnşaat sektöründe brüt ücret-maaş %0,8 azaldı Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat brüt ücret-maaş endeksi 2014 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %0,8 oranında azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış inşaat brüt ücret-maaş endeksi ise, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre değişmedi.
132
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Ahlâk Kodlarının İçeriği
134
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
Etik davranışların özendirilmesi ve etik dışı davranışların önlenmesi, çalışanların davranışlarının değerlendirilmesi için bir dizi yazılı standart ölçütler belirlenmesi. Çalışanların karar verme sırasında şirket yararıyla bireysel çıkar arasında tercih yaparken bir güçlükle karşılaşınca yararlanacağı bir rehber olması, çalışanların faaliyetlerinin sonuçlarıyla ilgili hak ve sorumluluklarını belirlemesi, çalışanın mesleki ve etik gelişimiyle ilgili kuralları belirlemesi. Mesleki kuralların ve bu kuralların ihmali halinde ya da etik dışı davranışlar ortaya çıktığında uygulanacak yaptırımların temelinin sağlanması, müşterilerin çalışanlardan beklentilerini belirleyen mesleki davranış kurallarını belirlemesi. İş ahlâkı kodları belirlenirken şirketin faaliyette bulunduğu sektör ve şirket kültürü de dikkate alınmalı, zaman içerisinde gerekli güncellemeler yapılmalıdır. Ahlâk kodlarının şirket kültürünün bir parçası olabilmesi için üst yönetimin destek vermesi, iş ahlâkı konusunda şirket içi eğitimlerin yapılması, ahlâk kurulu oluşturulması ve gerekli denetimlerin yapılması gerekmektedir. 1985 yılında 279 büyük ABD şirketini kapsayan bir araştırmada şirketlerin %20’sinde ahlâkî standartları geliştirmek için eğitimler düzenlendiği belirlenmiştir. İş ahlâkı eğitimi ile ilgili programlarda dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır : Eğitim programları, yöneticiler ve yönetici kadrosu dışında kalanlar için iki farklı biçimde düzenlenmelidir. Ahlâk ile ilgili problemler her zaman açık değildir ve ikilemlerle doludur. Bu nedenle senaryolar kullanılarak durum izah edilmelidir. Ahlâk kuramları karmaşık ve belirsiz koşullarda ahlâk ile ilgili kararların verilmesine yardımcı olmaktadır. Özellikle yönetim kadrosunda bulunanlara ahlâk konusunda kuramsal bilgi verilmelidir. Eğitim boyunca şirketin ahlâka uygun davranışlarda
136
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
bulunacağı, ahlâk koduna uyulmasında şirketin kararlı olduğu ve çalışanların ahlâk koduna uyması gerektiği vurgulanmalıdır. İş ahlâkıyla ilgili gerçek hayattan olaylar sunularak soru-cevap eğitim yöntemine ağırlık verilmelidir. Bu yöntem alternatifli ve detaylı düşünmeyi sağlaması bakımından önemlidir. Bu sayılanlar, aile ve okulda verilecek ahlâki değerlere ilişkin eğitimlerle birlikte düşünüldüğünde, toplumun kültürel ve inanç değerleri yanında evrensel ahlâki değerlerle çatışmadığı, tam tersine birbirlerini destekledikleri sürece anlamlı ve etkili olacaktır. İş ahlâkıyla ilgili problemler gruplandığında 29 değişken 9 başlık altında gruplanmıştır. Bu gruplar ilkesizlik, kanaatsizlik, temel değerlerin öneminin zayıflaması, kayırmacılık, işle ilgili şartlar, bireysel vizyonsuzluk/ bilgisizlik, kötü örnekler, yetersiz destek ve toplumsal yaptırımların yetersiz oluşu şeklinde sıralanmıştır. İlkesizlik, özelikle işe başlarken verilen sözlerinde ya da olduğu belirtilen ilkelerin daha sonra olmadığının görülmesi ya da değişmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. İşi alabilmek için dürüst, çalışkan görünen kişilerin daha sonra rol yapmayı bırakmaları sonucunda ortaya çıkan memnuniyetsizliği göstermektedir. Olduğundan farklı görünmeye çalışmak olarak ifade edilen bu durum aslında dürüst olmamakla eş anlamlıdır. Bu durumun düzelebilmesi için istekli çalışanların sayısının artması, aynı zamanda “bu iş bana göre değil ya da bu sektörde, bu işte çalışmak istemiyorum” diyebilecek insanların sayısının artması gereklidir. Adalet duygusunun eksikliği kişileri ilkesiz haline getirebilmektedir. Kanaatsizlik/hırs olarak ifade edilen ve başkalarının daha çok tüketip daha az çalışmasını dikkate alan bir önemli faktör daha iş ahlâkı ile ilgili problemlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Daha fazla kazanma ve daha fazla tüketme isteği, bireysel olarak daha
çok tüketme sonucu ortaya çıkan obezite gibi değil de, başkalarının yaşadıkları hayata ve tüketmelerine bakarak onlara özenmekle ortaya çıkan bir durumdur. Yani daha bireysel olmaktan çok toplumsal bir durumdur. Başkalarının maddi durumuna bakarak kendi durumunun daha kötü olduğunu düşünme sonucunda oluşan bu durum kişileri ahlâki olmayan davranışlara yöneltmektedir. Bu durum yaşanan maddi imkânsızlıklara sabretmeyi öğrenmek, kanaati (az ile yetinmeyi)öğrenmek ve maddi hayatı yaşarken kendi hayatı ile daha iyi durumda olanları karşılaştırmayı bırakmak yolu ile düzeltilebilir. Ailenin ve dini duyguların iş ahlâkını destekleme konusunda zayıf kalması ve bu manevi ve sosyal desteksizlik yanında işini kaybetme korkusunun da etkisi ile kişiler iş ahlâkına aykırı davranışlar gösterebilmektedir. Bu durum bu araştırmada temel değerlerin öneminin zayıflaması olarak isimlendirilmiştir. Tersinden okunduğunda dini uygulamaların ve ilkelerin (hak, adalet gibi) hayatın içinden çıkması ve uzaklaşması ile aile içi iletişimin zayıflaması ve iş yapma biçiminin nasıl olması gerektiğine dair ilkelerin oluşturulmaması, bireylere içinde bulundukları durumda işini kaybetmemeyi öne alarak karar vermeyi önermektedir. Cinsiyete veya hemşericiliğe bağlı olarak bazı kişilerin kayırılması ve iltimas görmesi, iş dünyasındaki iş ahlâkına aykırı davranışlardan kaynaklarından birisi olarak gösterilmektedir. Hak ve adalet duygularını yıpratan kayırmacılık da iş ahlâkı ile ilgili problemlerin artmasına neden olmaktadır. Çalışanlar günlerinin önemli bir kısmını iş yerlerinde ya da işi yapmaları gerek yerlerde geçirmektedir. Günlük olarak işe yatırılan zaman ve elde edilen kazanç orantılı olmaktan uzaklaştıkça çalışanlar ahlâki davranmaktan vazgeçmektedirler. İş ortamının çalışmaya uygun
olmaması, hak edilen kazancın elde edilememesi gibi işle ilgili şartlar çalışanların ahlâki olmayan davranışlarını meşrulaştırmalarına neden olmaktadır. Toplum bireylerden oluşmaktadır. Bireylerin sağlam ahlâki ilkelere dayanması durumunda da toplum ahlâklı bir toplum olacaktır. Araştırma verileri göstermektedir ki bilgisizlik, aşırı kazanma hırsı, yapanın yanına kar kalır düşüncesinin varlığı gibi nedenler bireylerin küçük düşünmesine ve uzun vadeli kazançlar yerine kısa vadeli kazançlar peşine düşmesine yol açmaktadır. Bireysel vizyonsuzluk ve bilgisizlik olarak isimlendirilen bu faktörde aslında iş dünyasındaki insanların kendileri için neyin yararlı neyin zararlı olduğunun farkına varmamaları problemin kaynağıdır. Çünkü kısa vadede aleyhine de olsa, “dürüst olmak” uzun vadede kazandıracaktır düşüncesine sahip olmak iş ahlâkına uygun davranmayı getirecektir. Halbuki
138
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
bulgular, ahlâki problemlerin kaynaklarından birisinin böyle düşünmemek olduğunu göstermektedir. Bir işi yapabilmenin çok sayıda yolu ve yöntemi olabilir. Bu yöntemlerden bazıları ahlâki ya da ahlâk dışı olabilir. Normal şartlarda iş yapmak isteyen birisinin ahlâka uygun davranması beklenir. Ancak değişik nedenlerle ahlâki olmayan yolları seçen birilerinin varlığı bu şekilde davrananı izleyenleri de ahlâki olmayan davranışa yöneltmektedir. Örneğin kırmızı ışıkta duran bir şoför, kırmızı ışıktayken yanından geçen bir aracın az sonra gireceği bir otoparktaki son yeri kaptığını gördüğünde ne hissedecektir? Bu tür kötü örneklerin varlığı ve artışı toplumsal planda bireylerarası gerginliği artırmakta ve aykırı davranışların getirdiği avantajdan yararlanamayanların sonraki durumlarda ahlâki davranmamalarını teşvik etmiş olmaktadır. Kültürün
bir ögesi olarak kurumlar iş ahlâkını bireylere öğretmekle görevlidirler. Görevli ya da gönüllü kurumların işlerini yapmamaları, eksik yapmaları ya da ihmalleri, iş ahlâkının bozulmasına neden olmaktadır. Ancak sivil toplum kuruluşları olsun, resmi eğitim kurumları olsun, iş ahlâkının iyileştirilmesi ve iş ahlâkı ile ilgili ilkelerin bireylere öğretilmesi ve uygulanması konusunda yetersiz kalmaktadır. Üstüne bir de iş ahlâkını bozucu etki yapabilen kurumsal yapıların varlığı iş ahlâkı ile ilgili olumsuzlukların daha sık yaşanmasını teşvik etmiş olmaktadır. Olumlu etki yapması gereken kurumlar beklenen etkiyi yapmadıklarında doğan boşluğu ahlâki olamayan davranışları destekleyen yapılar doldurmaktadır. Öğrenme ile ilgili olarak bilinen basit bir ilke “ödüllendirilen davranış tekrarlanır” demektedir. Ahlâki olmayan bir iş yapıldığında toplumsal olarak tepki gösterilmediğinde (kınama, dışlama vs) aslında o davranış ödüllendirilmiş olmaktadır. Toplumsal yaptırımların ahlâki olmayan davranışları azaltma konusunda etkili olacağı kuşkusuzdur. Ancak iş ahlâkına uygun olmayan davranışların yaygınlaşmasının nedenlerinden biri de araştırma bulgularına göre toplumsal yaptırımların yetersiz oluşudur. Toplumsal olarak yanlışların görüldüğünde düzeltilmesine yönelecek bireylerin toplum içinde daha büyük oranlara ulaşmasına ihtiyaç vardır. Bu da dışarıdan gelecek yeni bir toplulukla değil, mevcutların bu konuda farkındalık sağlamalarıyla mümkün olacaktır.
Baş Döndürücü Deneyim “Büyük Kanyon” Büyük kanyon ani yükseltiler ve dev çukurlardan oluşur. Jeolojik hareketler sonucu oluşmuştur. Uzaydan görülebilecek kadar büyüktür. İlk insan yaşamından beri varlığını sürdürür. Binlerce milyon yılda oluşmuştur. Tepede en yeni kayalar, dipte en yeni kayalar vardır. Tepe kısmında eski deniz fosilleri vardır. Kanyon en eski zamanlar hakkında bilgi verir. Amerikanın batı kısmında yer alır. Büyük kanyonda her dönemin tarihi vardır. Yükseğe çıkıldıkça günümüze ait bilgiler verir. Bölge sekiz farklı sel baskınına uğramıştır. Deniz seviyesinin 1676 metre üzerindedir. Tüm jeolojik zamanların izlerini taşır. Eski dağ sıralarından oluşur, 1,5 milyon yıllık dağ kalıntıları vardır. Takım adaların bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Milyonlarca yıl önce denizlerle kaplıdır. Bilim adamları tektonik levhalar teorisiyle kanyonun tarihini açıklamaya
140
Nalbur Teknik.com / Aralık’14
çalışmışlardır. Kanyon erozyon hareketlerinden etkilenmiştir. Kanyonda birçok nehir yatakları bulunur. Nehirler günümüzün ters yönünde akar. Dağlar alçalarak havzalar oluşturmuştur. Yatay olan dağlar günümüze doğru dikleşmeye başlamıştır. Yerin hareketleriyle yönün değiştirmişlerdir. Fosillerden hareketle kanyonun tarihi araştırılmıştır. Kanyon nehirler tarafından parçalanmıştır. 19 bin yıl öncesine ait deniz yıldızı vardır. Bu daha önce kanyonda göl olduğunu gösterir. Günümüzde kanyon içinde göl yoktur. Araştırmacılar kanyonun oluştuğuna dair birçok araştırma yapmışlardır. Fakat tarihi tam olarak anlaşılmamıştır. Kanyonun oluşmasındaki tek etkenin nehir olmadığı araştırılmıştır. Kayaç yumuşak olursa kanyon zamanla genişler. Kanyonun yapısını araştırmada ışık kullanılmıştır. Kanyonda hala büyüyen kayalar vardır. Deneyim
Büyük Kanyon’un doğu girişinden girersiniz kanyonun ortasındaki Grand Canyon Village’a kadar birçok gözlem noktası var. Bu noktalar genelde terste kaldıkları için daha az uğrak noktalar ama en az diğerleri kadar güzeller. Büyük Kanyon dünyanın 7 doğa harikasından biri. Burası gerçekten de doğanın bizlere en büyük armağanlarından, yer yüzünün milyonlarca yıllık hikayesini katman katman anlatıyor. Amerika kıtasının jeolojik tarihinin neredeyse bütününe bu yarıktan bakabiliyoruz. Bu topraklarda bir zamanlar bulunan okyanustan kalma deniz canlısı fosilleri de var, 10binlerce yıl sonra aynı yerde oluşmuş yağmur ormanlarının da izi var, şu anki çöl halinin de. Büyük kanyon hem kıta kaymalarının, hem de Kolorado Nehri’nin toprağı aheste oymasının sonucunda bugünkü haliyle karşımızda. Hala her gün biraz biraz değişiyor,
büyüyor. Her katmanda sarının, kırmızının, toprağın bambaşka renklerini önümüze getiriyor. Kızılderili geleneklerinin etkisinde inşa edilmiş tarihi gözetleme kulesi. Kule hem tepesinden harika bir manzara sunuyor. Hem de kullanılan doğal taşlar sayesinde çevresiyle müthiş bir uyum içinde tarihe tanıklık ediyor. Grand Canyon Village’a, 1800’lerin sonunda Büyük Kanyon turistikleşmeye başladıktan sonra kurulmuş parkın içindeki merkezi köye, vardığımızda hava artık kararmaya başlamıştı. Güney kapısından çıkıp otel ayarladığımız Tusayan’a doğru yola çıktık. Kanyonun jeolojik önemi vesaire birçok konuyu çok keyifli bir şekilde anlatan güzel bir kısa film
var. İzlenmesini tavsiye ederim. Pespembe gündoğumu Büyük Kanyon’da olağanüstü gözüküyordu. Sabahın ilk ışıklarında ise daha çok fotoğraf sevdalılarının sessiz bekleyişi içinde adım adım yükselen güneşin aydınlattığı Büyük Kanyon’un duvarları eşsiz bir güzellik sunuyordu. Batı yamacı yoluna araba giremiyor. İki şansınız var, ya yürüye yürüye gezeceksiniz ya da 10 dakikada bir geçen servis araçlarını kullanacaksınız. Vaktimiz çok, yürümeyi de severiz dedik düştük yola. Batı tarafında 9 tane gözlem noktası var, dedik ki hepsini tek tek gezelim, günü nerede batıracağımıza karar verelim. Büyük Kanyon’un en güzel izlenebileceği nokta diye bir şey kesinlikle yok. Her bir
nokta farklı bir bakış, farklı bir açı sunuyor. Büyük Kanyon o kadar büyük ki, bütün gözlem noktalarını gezseniz bile tam olarak boyutunu sindiremiyorsunuz. Büyük Kanyonun dibini boydan boya kateden ilk insan olan bilim adamı John Wesley Powell’ın adının verildiği ve bir heykelle onurlandırıldığı Powell Point ve hemen onun yanındaki Hopi Point, ta Büyük Kanyonun içlerine kadar uzanan bir kaya yarım adasının üzerinde bulundukları için 270 derecelik manzaralarıyla oldukça etkileyiciler. Özellikle Hopi Point’in günbatımını izlemek için en doğru yer olduğu geçtiğimiz yüzyıldır park korucuları tarafından söylenirmiş.