Nalbur Teknik Haziran'16

Page 1

Haziran/2016














H. Ferruh Işıkik m.tr

Genel Müdür

Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com.tr

Yayın Editörü

Emine Korkmaz emine.korkmaz@img.com.tr

Reklam Müdürü

Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr

Sanat Yönetmeni

İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr

Grafik Tasarım

Sorumlu Müdür

Dış İlişkiler Müdürü

Kurumsal İletişim Müdürü

Kurumsal İletişim Müdürü

Abone

CTP-Baskı

Adres

www.nalburteknik.com Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.

F

Şükrü Karşıyaka sukru.karsiyaka@img.com.tr Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Hakan Kurt hakan.kurt@img.com.tr Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr

Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr

İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr

Matsis Matbaa Hizmetleri Tevfikbey Mah. Dr. Ali Demir Cad. No: 51 Sefaköy / İSTANBUL 0212 624 21 11

Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51

EDİTÖRDEN

İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına

uarlarla geçen bir mayıs ayından sonra haziran sayısı ile karşınızdayız. ISK-SODEX-2016 Fuarı, 2. TOS+H EXPO Fuarı ve 39. İstanbul Yapı Fuarı Mayıs ayında düzenlenerek endüstri liderleri ile buluştu ve sektörler temsilcilerini bir araya topladı. Bizler de fuar katılımcısı olan firmalar ile röportajlar yaparak yeni ürünleri ilgili bilgiler aldık. Sektörel ve ekonomik değerlendirmelerine de yer verdiğimiz firmaların, aynı zamanda fuarlarla ilgili beklentileri, arz ve talepleri de röportajlarımızın içeriğini oluşturdu. Bildiğiniz üzere Nalbur Teknik dergisi Ana Basın Sponsorluğunda gerçekleşen ve proje müdürlüğünü, Zülküf Karadayı’nın üstlendiği İstanbul Hırdavat Fuarı 23-25 Mart tarihlerinde gerçekleşecek. Hırdavat sektörünün nabzını tutacak olan bu etkinlik aynı zamanda uluslararası arenada da adından söz ettirecek. Bu anlamda İstanbul Hırdavat Fuarı Uluslararası Satış ve Pazarlama Müdürü İbrahim Arslan Las Vegas’ta düzenlenen National Hardware Show fuarını ziyaret ederek global anlamda da tanıtım çalışmalarına hız kazandırdı. Hırdavat va nalbur sektöründen son gelişmeleri ve detayları bulacağınız haziran sayısı ile sizleri baş başa bırakıyoruz. Keyifli okumalar.

Emine Korkmaz


İstanbul Hırdavat Fuarı Uluslararası Satış ve Pazarlama Müdürü İbrahim Arslan İstanbul Hırdavat Fuarı National Hardware Show’u ziyaret etti

İNDEX

Katılımcı firma değerlendirmeleri 2. TOS+H EXPO FUARI PANORAMA

Efsun Eren “Nozbart markası özellikle Termoplastik Sirkülasyon Pompalarında dünyanın lideri”

Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Fikri Işık “Gelecek, Bosch ile çoktan gelmiş”

Katılımcı firma değerlendirmeleri ISK-SODEX-2016 PANORAMA

Katılımcı firma değerlendirmeleri 39. YAPI FUARI – TURKEYBUILD İSTANBUL PANORAMA

ABUDABİ HIRDAVAT FUARI............ 123

EGESAN......................................... 5-6

KARBOSAN......................................29

AKTEK BUSİNESS ............................21

EMÜLZER.........................................41

KARCHER.........................................99

ASKAYNAK..................................... A.K

ER- EL- ALSALAR ...................... 86-87

KARKİM................................... 77-119

ASKAYNAK.................................. Ö.K K

ER KALIP..........................................55

MAGMAWELD .................................27

ATAMAN...........................................75

FOSTER..................................... 66-67

MANO............................................111

ATEŞ İNŞ..........................................47

GATAKİMYA....................................101

MAPA...............................................69

BORU FUARI...................................131

GEZER...........................................115

PANASONİC.....................................17

BOSCH SİA ABRASİVE ..........93-95-97

HİLTİ................................................45

RİTİM YAPI.......................................63

BOSCH.............................................25

İHF........................................... 15-151

SEL SİL.......................................... 2-3

BOSCH......................................Ö.K.İ-1

İHLAS KOLEJİ.................................137

TÜM PLASTİK............................. 50-51

BURLA........................................... 3-4

İSTANBUL HIRDAVAT FUARI Ö.K

TÜRK BARTER................................127

CENTER.....................................A.K.İ.K

KALEKİLİT........................................33

YDS.................................................37

CERMİX...........................................71

KAMİLTÜRK....................................107

YOLDAŞ KİMYA.............................. 7-8

ÇELİK HORTUM ................... İÇ İNSÖRT

KANCA...........................................109

YURTBAY YAPI KİM..................... 90-91


HABER

İlk çeyrekteki yapı ruhsatları yılın geri kalanı için umut verdi 2016 yılı ilk çeyrek döneminde verilen yapı ruhsatları bina sayısında %28,0 artış yaşandı. İnşaat sektöründeki hareketlenme ile yaşanan bu artış yılın geri kalanı için umutları artırdı. Türkiye İMSAD tarafından her ay yayınlanan Sektör Raporu, mayıs ayında iyimser tablolar çiziyor. Mayıs 2016 Sektör Raporu’na göre belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen yapıların 2016 yılının ilk üç ayında bir önceki yıla göre artış yaşandı. Artışlar bina sayısında %28,0, yüzölçümünde %31,6, değer olarak %38,5 ve daire sayısında %34,7 oranında oldu. Yapı ruhsatı verilen binaların 2016 yılı Ocak-Mart aylarında toplam yüzölçümü 52,1 milyon metrekare olurken, bu rakamın 28,2 milyon metrekaresini konut, 13,0 milyon metrekaresini konut dışı ve 10,8 milyon metrekaresini ise ortak kullanım alanı oluşturdu. Kullanma amacına göre, 37,9 milyon metrekare ile en yüksek paya iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip olurken, bunu 3,2 milyon metrekare ile ikamet dışı diğer binalar izledi. Toplam 248 bin 925 dairenin 223 bin 421’i özel sektör, 21 bin 229’u devlet sektörü

12

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

ve 4 bin 275’i yapı kooperatifleri tarafından alındı. Daire sayılarına göre verilen yapı ruhsatlarında ise İstanbul 67 bin 543 adet ile en yüksek paya sahip olurken, 18 bin 160 adet ile Ankara ikinci ve 15 bin 129 adet ile İzmir üçüncü sırada yer aldı.

artış gösterdi. Yılın ilk üç aylık döneminde en yüksek üretim artışı görülen üç ürün grubu metalden kapı ve pencereler, çelik boru ve profiller ile fırınlanmış tuğla ve karo ürünleri oldu. Hazır beton, boyalar, merkezi ısıtma radyatörleri, çimento, kireç ve alçı ile inşaat amaçlı alçı ürünleri üretimleri ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10’un üzerinde artış gösterdi. 2016 yılı mart

İnşaat malzemesi sanayi üretimi ilk çeyrekte yüzde 7,2 arttı İnşaat malzemesi sanayi üretimi mart ayında da artmaya devam etti. 2016 yılı Ocak-Mart döneminde sanayi üretimi 2015 yılı Ocak-Mart dönemine göre yüzde 7,2

ayında ise inşaat malzemeleri sanayi üretimi bir önceki yılın mart ayına göre ağırlıklı ortalama olarak yüzde 3,7 arttı. İnşaat malzemeleri sanayi mart ayında geçen yılın mart ayının üzerinde sanayi üretimi gerçekleştirdi. Mart


ayında izlenen 26 üründen 20’sinde üretim geçen yılın aynı dönemine göre yükselirken, 6 üründe ise üretim geçen yılın altında kaldı. Mevcut inşaat işleri seviyesi mayıs ayında 2,0 puan geriledi Raporda, şubat ayından sonra hızlı bir artış eğilimi gösteren mevcut inşaat işleri seviyesinin mayıs ayında gerilediği belirtildi. Mevsimsellik etkisi ile mevcut inşaat işleri seviyesinde görülen hızlı toparlanmanın yerini erken bir gerilemeye bıraktığı, bu gerilemenin önümüzdeki aylardaki inşaat malzemesi talebini de olumsuz etkileyebileceğinin belirtildiği raporda, mevcut inşaat işleri seviyesinin mayıs ayında bir önceki aya göre 2,0 puan düştüğü belirtildi. Geçen yılın Nisan

ayındaki mevcut işler seviyesi de 3,3 puan altına indi. Konut satışlarında ivme kaybı Konut satışları ise, şubat ve mart aylarındaki artışın ardından nisan ayında yüzde 10,9 düşüş gösterdi. Konut satışları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10,9 azalarak 106 bin 348 adet olurken, birinci el satışlar nisan ayında yüzde 10,8 azalarak 46 bin 908 adet oldu. İkinci el satışlar da ise gerileme yüzde 10,9 oldu. Nisan ayında ipotekli satışlar ise yüzde 27,4 gerilerken, diğer satışlar yüzde 0,5 düşerek 72 bin 919 adet oldu. Güven endeksi ilk kez Mayıs’ta Geriledi İnşaat sektöründe güven endeksi yıl içinde ilk kez mayıs ayında geriledi. Yılın ilk dört ayında inşaat sektörü

güven endeksi 12,8 puan artış gösterirken, mayıs ayında nisan ayına göre 3,6 puan geriledi. Böylelikle ilk dört ayda görülen güven artışı ve sahip olunan iyimserlik mayıs ayında durağanlaşarak geriledi. Raporda gerilemenin muhtemel nedeni olarak mayıs ayındaki siyasi gelişmeler gösterilirken, inşaat sektörü güven endeksinin mayıs ayında geçen yılın aynı dönemindeki güven seviyesinin de 1,0 puan altında kaldığı belirtildi.


HABER

14

Nalbur Teknik.com / Haziran’16



HABER

16

Nalbur Teknik.com / Haziran’16



FUAR VİZYON

18

Nalbur Teknik.com / Haziran’16


İstanbul Hırdavat Fuarı National Hardware Show’u ziyaret etti

İstanbul Hırdavat Fuarı Uluslararası Satış ve Pazarlama Müdürü İbrahim Arslan

İ

stanbul Hırdavat Fuarı Uluslararası Satış ve Pazarlama Müdürü İbrahim Arslan, Las Vegas’ta 71’incisi gerçekleştirilen Uluslararası Las Vegas Hırdavat Fuarı’nı (National Hardware Show) ziyaret etti. 4-6 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenen Uluslararası Las Vegas Hırdavat Fuarı (National Hardware Show) bu yıl 71’inci kez endüstri profesyonellerini ağırladı. 32 ülkeden 2 bin 800

katılımcı ve yaklaşık 30 bin endüstri profesyonelinin ziyaret ettiği fuarda, İstanbul Hırdavat Fuarı Uluslararası Satış ve Pazarlama Müdürü İbrahim Arslan da ziyaretçiler arasındaydı. 23-25 Mart 2017 tarihlerinde düzenlenecek olan İstanbul Hırdavat Fuarı, tanıtım çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen Uluslararası Las Vegas Hırdavat Fuarı’nı (National Hardware Show) ziyaret etti. İkili görüşmel-

erin yapıldığı fuar ziyaretinde Arslan: “Bu ziyaretimizde; sektörel dernek, organizasyon ve global üreticilerle görüştük, 2017 yılında ilkini düzenleyeceğimiz fuarımız ile ilgili görselleri ve dökümanları endüstriel profesyonellere ulaştırdık.”dedi. Hırdavat, nalbur, ev geliştirme vb 15 farklı ürün grubuna ayrılmış olan fuarda İbrahim Arslan, stantları gezerek bilgiler aldı.


HABER

İGİAD, Samsun ziyaretlerini tamamladı

İ

GİAD (Türkiye İktisâdi Girişim ve İş Ahlâkı Derneği), Anadolu ziyaretleri kapsamında gerçekleştirdiği il ziyaretlerine, daha önceden programına aldığı Samsun’u da ekledi. İGİAD yönetim kurulundan oluşan heyet, yapılan görüşmeler de Samsun Sanayici ve İş Adamları Derneği (SAMSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin YALGIN, MÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Selim SAĞ, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki MURZİOĞLU’nu makamlarında

20

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

ziyaret etti. Samimi bir ortamda geçen görüşmede İGİAD’ın yaptığı faaliyet ve projelerden bahsedildi. İGİAD heyeti ayrıca, Samsun Müftüsü Veysel ÇAKI, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin AKAN’ı makamlarında ziyaret etti.

İGİAD heyeti yapılan görüşmelerde; • İş ahlakı açısından Türkiye’de borç alacak ilişkisinde borca sadakat zayıflamıştır. • Tüketici ürün reklamında en çok aldatılmaktan şikâyetçi oluyor. • İGİAD, İş Ahlakı Raporuna göre İş Ahlakındaki dini inançtan kaynaklı hassasiyet 2008-2013 yılları karşılaştırıldığında 4 basamak gerilemiştir. • Dindarlar dünyevileşmeyi yeni bir yaşam biçimi ve din anlayışı olarak kendilerince meşrulaştırmaktadırlar.

• Mümin kendinden zarar gelmeyeceğinden emin olunan kişidir. Bu kişinin başında bulunduğu işletmede güvenle alışveriş yapılan yerdir. • Her birimiz kendimize bir ajanda oluşturalım kendisinden zarar gelmeyeceğinden emin olduğumuz dostlarımızı yazalım sayfa dolarsa sınıfı geçtik dolmazsa sınıfta kaldık demektir. • Dindar nesil yetiştirirken içini ahlakla dolduramazsak amaca ulaşmış olmayız. • Bir insanın gece teheccüd kılması nafile oruç tutmasından ziyade o kişinin yalan söylememesi sözünde durması dürüstlüğü bizi ilgilendirmelidir. • İGİAD, İş Ahlakı ilkelerinde bir kişide bulunması gereken vasıfların başında samimiyet doğruluk ve iyilik üzere olması gelmektedir. • Bir ürünün elde edilmesinde emek verenlerin hakkının ödenmiş olması o ürünün organik; hijyenik veya sağlık sertifikalarına sahip olması kadar önemlidir. • İGİAD, Ürün etiketinde “BU ÜRÜN EMEĞİN HAKKI ÖDENEREK ÜRETİLMİŞTİR” ibaresinin yer almasını istemektedir. • Girişimci işini müşteriyi bekleyerek değil müşteriye ulaşarak geliştirir. • Kişinin yaptığı işin hakkını vererek yapması işinin emeğinin hayrıdır. • İş Ahlakı bakımından Ahireti kazanmamız da işgörenlerimiz bizim imtihanımızdır. hususlara

vurgu

yaptı.



HABER

Bakan Fikri Işık:

B

“Gelecek, Bosch ile çoktan gelmiş”

osch Türkiye, 2015 yılında cirosunu yüzde 9 artışla 3,4 milyar avroya çıkardı. Bosch Türkiye’nin ihracatı ise 2,1 milyar avro oldu. Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, “Türkiye’de 100 yılı aşkın geçmişimizde olduğu gibi bu ülkenin gelecek potansiyeline güven duyuyoruz. Türkiye’deki yatırımlarımızı artırarak, varlığımızı daha da pekiştirmek istiyoruz” dedi. Bosch Türkiye, 2015 yılı

22

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

itibarıyla Orta Doğu’daki 16 ülkenin de yönetim sorumlu-luğunu üstlenirken, istikrarlı büyümesini ve yatırım çizgisini devam ettiriyor. Bosch Türkiye’nin sorumluluk alanının genişlemesine paralel olarak, Türkiye’de bugüne kadar farklı lokasyonlarda çalışan Bosch birimleri de Küçükyalı’da yeni kurulan Bosch Türkiye ve Ortadoğu Genel Merkezi’nde aynı çatı altında buluştu. Genel Merkezin resmi açılışını, Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Fikri

Işık, Almanya Bü-yükelçisi Martin Erdmann ve Bosch Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Uwe Raschke birlikte yaptı.

Bakan Işık’tan Bosch Ailesi ve çalışanlarına teşekkür Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Fikri Işık açılışta, “Türkiye’ye verdikleri önem do-layısıyla Bosch Ailesi’ne çok teşekkür ediyorum. 1910 yılında başlayan serüvenin 1972’de yatırıma dönüşmesi ve o günden bu yana da sürekli büyüyen


bir şirket olarak Türkiye’de varlıklarını sürdürmüş olmaları, bizim için çok anlamlı ve çok de-ğerli…” diye konuştu. Bakan Işık, Bosch Türkiye’nin yatırımlarının kalıcı olmasını sağlayan çalışanlara da teşekkür etti. Bakan Işık: “Bosch bir Türk şirketidir!” Bosch’un Türkiye’ye son dönemde yoğun yatırım yapan şirketlerin başında geldi-ğini söyleyen Bakan Işık sözlerine şöyle devam etti: “Bosch, doğduğu topraklar Almanya’nın dışında, ABD ve Çin’den sonraki en büyük dördüncü yatırımını Türki-ye’ye yapıyor. 1972’den bu yana Türkiye’ye 2,5 milyar avro yatırım yapması da Bosch’un Türkiye’ye verdiği önemi gösteriyor. Bu açıdan Bosch sadece bir Alman şirketi değil, aynı zamanda bir Türk şirketidir. Bosch’un Türkiye’ye katkısını sadece yatırım, üretim, istihdam ve ihracat olarak değerlendirmiyoruz. Türkiye’nin glo-balleşme sürecinde Bosch’un, Türkiye’ye verdiği değer çok fazla. Bosch’un global kültürünü Türkiye’ye taşımış olması çok değerli. Bosch’un verileri, Türkiye için he-deflediğimiz gelecek için çok kritik rakamlar. Türkiye’nin gitmesi gereken yere aslında Bosch şimdiden varmış durumda. Şöyle diyebiliriz; gelecek Bosch ile çok-tan gelmiş veya Bosch geleceğe çoktan gitmiş…”

Bölgesel merkezini Türkiye’de kuran şirketlere vergi teşviki geliyor Bakan Işık, Bosch’un bölgesel operasyonlarını İstanbul’dan yönetmesinin çok an-lamlı ve değerli olduğunu vurguladı. İstanbul ve Türkiye’nin önemli bir bölgesel merkez olduğunu belirten Bakan Işık, hükümetin, bölgesel merkezlerin İstanbul’da ve Türkiye’de kurulması için özel bir çalışma yaptığını açıkladı. Bakan Işık, “Böl-gesel merkezini Türkiye’de kuran şirketlere vergi avantajı ve vergi teşviki getirece-ğiz. Maliye Bakanlığımız ve Hazine Müsteşarlığımız şimdi bunun üzerinde ortak çalışma yapıyor. İstiyoruz ki, bölgesel merkezler İstanbul’da, Türkiye’de kurulsun ve buradan bölgedeki tüm operasyonlar çok rahat yönetilebilsin” dedi. Raschke’den Türkiye’ye güvenoyu Bosch Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa ve Afrika bölgesinden sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olan Uwe Raschke “Türkiye, Bosch Grubu’nun gelecek planları açısından büyük önem verdiği bir ülke. Türkiye’de istikrarlı bir çizgimiz var. 5 şehirde, 8 üretim üssü ve 4 Ar-Ge Merkezimizle faaliyet gösteriyoruz. 16 bin 600 çalışanla Avrupa’da, Almanya’dan sonra ikinci sırada Türkiye geliyor. Burada bü-yümeye devam ediyoruz. Son 5 yılda Türkiye’ye bir milyar

avronun üzerinde, ge-çen yıl ise 300 milyon avro tutarında yatırım yaptık. Bu rakam, globalde Almanya, Çin ve Amerika’dan sonraki en büyük yatırım rakamımız. Bu yıl da 220 milyon av-ronun üzerinde yatırım yapmayı planlıyoruz” diye konuştu. Uwe Raschke, Bosch Türkiye’nin, Ortadoğu bölgesinin yönetimini üstlenmesinin de Bosch Grubu’nun stratejik büyüme ve yatırım planlarında Türkiye’ye verilen önemin bir göstergesi olduğunu vurguladı. Young: “Bursa, Bosch’un küresel Endüstri 4.0 zincirinin bir parçası…” Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young da açılışta yaptığı konuşmada, “2015 yılında toplam satış gelirimiz yüzde 9 artışla 3,4 milyar avroya yükseldi. 2,1 milyar avroluk ihracatımızla


HABER

yine Türkiye’nin önde gelen ihracatçı şirketleri arasında yer alıyoruz. Bu veriler de gösteriyor ki, Bosch’un Avrupa’daki büyüme-sinde önemli pay sahibiyiz. Bölgemizdeki büyüme için itici güç oluyoruz” dedi. BoschTürkiye’nin başarısının ardında inovasyon gücünün yattığını söyleyen Steven Young, Türkiye’deki 4 Ar-Ge Merkezinde 537 kişinin çalıştığını, 97 ülkeye Ar-Ge ihracatı gerçekleştirildiğini kaydetti. Başta Avrupa ve ABD olmak üzere tüm dünyanın Endüstri 4.0 atılımını konuşma-ya başladığını dile getiren Steven Young, “Türkiye’deki faaliyetlerimizde Endüstri 4.0 ile özel olarak ilgileniliyor ve bu konuda Türk sanayisinde öncü olmayı hedefli-yoruz” dedi. Bosch, Türkiye’de Endüstri 4.0’la ilgili organi-

24

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

zasyon çalışmalarını 2014 yılında başlattı. Endüstri 4.0 ekibi, 2014 yılından beri 5 farklı pilot proje yürütüyor. Bakım maliyetlerinden tasarruf etmek ve üretim kapasitesini artırmak amacıyla bu projelerden üç tanesi, önümüzdeki Haziran ayında hayata geçirilecek. Ayrıca Bosch, arıza durumunda müdahale süresini kısaltarak bu yılın sonu iti-barıyla Bursa’da bakım maliyetlerini %30 oranında azaltmayı, üretim kapasitesini ise %5 ila %10 arasında artırmayı hedefliyor. Bosch Bursa Fabrikası, global Endüstri 4.0 üretim zincirinin bir parçası ve en son üretim teknolojilerini kullanıyor. Örneğin; bu yıl lojistik robotları, malzemeleri ihtiyaç duyulan yere tam zamanında götürmeye başlayacak.

Bosch Türkiye’ye ilham veren genel merkez binası İstanbul Küçükyalı’da yer alan Bosch Türkiye ve Ortadoğu Genel Merkezi, şirketin mobilite çözümleri, elektrikli el aletleri, otomotiv yedek parça, güvenlik sistemleri, termoteknik ve merkezi yönetim departmanlarındaki 405 çalışanına ev sahipliği yapıyor. Genel Merkez, Bosch dünyasında, ilham veren çalışma ortamı (IWC) konseptinde tasarlanan ilk bölgesel genel merkez olması nedeniyle de özel bir önem taşıyor. En ince ayrıntıya kadar yenilikçi yeşil bina stratejilerinin uygulandığı bina, aynı zamanda LEED Platinum Sertifikası’na sahip bulunuyor.



HABER

Devletten Yatırımcıya “Anahtar Teslim Fabrika”

T

ürkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı, hükümetin ülke genelindeki 200’e yakın OSB’de uygulamaya koyacağı “yatırımcıya anahtar teslim fabrika” projesinin ülkede girişimciliğin gelişimi ve istihdam artışına önemli katkılar sağlayacağını bildirdi. Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan başkanlığında Şubat ayında gerçekleştirilen Reformların Koordinasyonu ve İzlenmesi Kurulu toplantısında, 2016 Yılı Eylem Planında yer alan bu projenin uygulamasına yönelik temel ilkeler belirlenmişti. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da uygulamaya ilişkin esasları belirledi. Projenin önümüzdeki günlerde hayata geçirilmesi bekleniyor. -Emek yoğun sektör şartı… 64. Hükümet’in 2016 Yılı Eylem Planı’nda 200 no’lu eylem olarak yer alan yatırımcıya anahtar teslimi fabrika binası projesi Ekonomi Bakanlığı sorum-

26

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

luluğunda, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Kalkınma, Maliye Bakanlıkları ile Hazine Müsteşarlığı ve İlgili STK’lar işbirliğinde yürütülecek. Proje kapsamında emek yoğun sektörlerdeki yatırımcıların ilk yatırım (arazi ve inşaat) maliyetlerini azaltmak, yatırımcıların mevcut finansman imkânlarını doğrudan üretime yönlendirmek ve ülke genelinde istihdam artışı sağlamak hedefleniyor. Destekten yararlanabilmek için öncelikle emek yoğun sektörlerin birinde faaliyet göstermesi gereken yatırımcının, belirlenecek asgari hacimdeki kapalı alanda üretim gerçekleştirme ve öngörülecek asgari sayıdaki istihdamı gerçekleştirmeyi taahhüt etmesi gerekiyor. Bu taahhütleri yerine getiren yatırımcılar anahtar teslimi fabrika binası yapım desteğinden yararlandırılacak. -”Yatırımlar ve istihdam artar”… Türker Naslı yaptığı açıklamada, Eylem Planı’nda yer alan bu projenin hayata geçirilmesinin ülke ekonomisi açısından son derece önemli olduğunu bildirdi. Proje kapsamında ülke genelinde 200’e

yakın OSB’de emek yoğun sektörlerde yatırımcılara, sembolik bir kira bedeliyle, anahtar teslimi fabrika binası yapılarak teslim edileceğini belirten Naslı, bunun yatırımcıların yatırım başlangıç maliyetlerini aşağı çekerek, ellerindeki mevcut ekonomik kaynakları doğrudan üretime aktarmalarını teşvik edecek bir model olduğuna işaret etti. Naslı, “anahtar teslimi fabrika” projesinin, yatırımcıların arsa ve bina-inşaat maliyetlerini sorun olmaktan çıkaracağını, mevcut finansman olanaklarının doğrudan üretime yönlendirilmesini sağlayacağını, böylece yatırım malı alımlarının toplam yatırım maliyeti içindeki payının artacağını anlattı. Projenin, emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren yatırımcılara ilave işletme sermayesi olanağı ve finansal kolaylık yaratacağını vurgulayan Naslı, “Bu uygulama ülkede girişimciliği geliştirecek, yatırımları ve istihdamı artıracak, işsizlikle mücadeleye önemli katkı sağlayacaktır. Genç işadamları olarak hükümetin bu girişimini yürekten destekliyoruz. TÜGİAD projeye her türlü katkıyı vermeye hazırdır” dedi.



HABER

Hans Van Bylen, Henkel’in yeni global CEO’su oldu Hans Van Bylen, 1 Mayıs 2016 tarihi itibariyle Henkel’in yeni global CEO'su olarak görevine başladı. Van Bylen, Henkel Yönetim Kurulu'nda 11 yıl boyunca hizmet veren Kasper Rorsted'den görevi devraldı.

G

örev değişiklikleri ile ilgili olarak konuşan, Henkel Danışma Kurulu ve Hissedarlar Komitesi Başkanı Dr. Simone Bagel-Trah, “Henkel’e gelecekte Hans Van Bylen’in liderlik edecek olmasından dolayı mutluyum. Henkel’deki uzun süreli ve uluslararası deneyimi ile mükemmel yönetim becerilerinin yanı sıra markalar, yenilikler ve müşterilere tutkuyla bağlı olmasından dolayı da kendisi CEO pozisyonuna mükemmel şekilde uyuyor.

28

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Hans Van Bylen ile Henkel’in geleceğinin emin ellerde olduğunu biliyoruz” dedi. Hans Van Bylen ise açıklamasında “CEO olarak atanmış olmam benim için hem bir onur hem de sorumluluk anlamına geliyor. Görevime başlamayı dört gözle bekliyorum ve global ekibimizle birlikte gelecekte Henkel’in başarılı gelişimini devam ettireceğimizden eminim.” şeklinde konuştu. 1984 yılında Henkel’e katılan Hans Van Bylen’in (55), son 31 yıl içinde şirkette başarılı bir kariyeri oldu. Hans

Van Bylen bu süre içinde Henkel’in iş birimlerinden ikisinde, Çamaşır ve Ev Bakımı ile Beauty Care’de, geniş bir coğrafi alanda yönetim görevlerinde bulundu. Belçika ve Benelüks’te kariyerine başlayan Hans Van Bylen, daha sonra Fransa, Batı Avrupa, Orta Doğu, Afrika, Kuzey Amerika, Asya Pasifik ve Latin Amerika’daki iş sorumluluklarını aldı. 2005 yılından bu yana da Beauty Care iş bölümünden sorumlu Yönetim Kurulu üyesiydi. Belçika’nın Berchem şehrinde 1961 yılında doğan Hans Van Bylen, evli ve üç çocuk sahibi. Antwerp Üniversitesi İş Yönetimi Bölümü mezunu olan Van Bylen, İşletme Yönetimi Master’ı (MBA) da yapmış bulunuyor.



HABER

Reis Makina Bayilerini Alanya Adenya Hotel’de Buluşturdu

H

ırdavat ve Makina sektörünün lider firmalarından olan Reis Makina, Türkiye genelinde faaliyet gösteren Reis Shop bayilerini Alanya Adenya Hotel’de bir araya geldi. Reis Makina tarafından organize edilen program yoğun ilgi görürken beş gün olarak planlanan organizasyon boyunca bayiler, aileleriyle birlikte eğlenceli yarışmalarla keyifli günler geçirdiler. Tatil programı Reis Makina Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Topçu, Yönetim

30

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Kurulu Başkan Yardımcısı Abdullah Topçu, Yönetim Kurulu Üyeleri, Genel Müdür Dr.Selim Temurci ve 500’ü aşkın Reis Shop bayisinin katılımıyla gerçekleşti. Reis Makina Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Topçu, bayilere hitap ederken özellikle gelişmelerinde ve büyümelerinde 100 yıllık bir aile oluşumunun büyük payı olduğunu belirtti. Topçu: “Reis makina firma kurucuları, yöneticileri, çalışanları ve bayilerimizle birlikte büyük bir gücüz. Bu gücümüz siyasi ve ekonomik istikrarın sürmesi ile birlikte nice senel-

ere kaliteli hizmet vermeye devam edeceğiz. Bu büyüme hızımız gelişen teknolojileri takip ederek hızlanacak, aynı zamanda kararlılığımız artacak, kazancımız hakkaniyetle paylaşılarak dostluklarımız daha da pekişecektir” dedi. Programda konuşan Genel Müdür Dr. Selim Temurci, Reis Shop işbirliğinin geçmiş yıllarda olduğu gibi önümüzdeki dönemde de sektöre yön vereceğini belirtti. Reis Makina olarak Makita, Kipor, Oerlikon, Knipex, Dolmar, Leica, Virax ve Optimum başta olmak üzere 100’ü aşkın markayı


Reis Shop bayileriyle buluşturduklarını ifade eden Dr. Selim Temurci, markalaşmanın, kaliteli ürünlerle her alanda var olmaktan geçtiğini vurguladı. Siyasi ve ekonomik istikrarla birlikte yapı ve inşaat sektörünün büyümesiyle, sektörlerinin de geliştiğini anlatan Temurci, Reis Makina’nın yeni ürünler ve büyüyen markalarla, Türkiye sanayisinin gelişimine ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaya, her geçen gün daha çok insanımıza istihdam yaratmaya devam edeceğini söyledi.

Eğlence ve Yarışma Ayrıca bu programda sportif eğlence amaçlı etkinlikler de yapıldı. Futbol, voleybol, halat çekme, su topu, masa tenisi, dart ve sumo güreşi yarışmaları misafirlerin yoğun katılımı ile gerçekleştirildi. Etkinliklerde başarı gösteren bayilere madalyaları Reis Makina Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Topçu, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları, Yönetim Kurulu Üyeleri, Genel Müdür Dr. Selim Temurci tarafından takdim edildi. Dr. Selim Temurci Organizasyon bitiminde de emeği geçenlere davetimize icabet eden misafirlere çözüm ortaklığından ve ailevi birliktelikten dolayı vefakarlık gösteren bütün dostlara da teşekkür etti.

Reis Makina Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Topçu

Genel Müdür Dr. Selim Temurci


HABER

Kale Anahtarcılar Kulübü bir yılı geride bıraktı Türkiye'de güvenliğin lideri Kale Kilit’in, anahtarcıları bir çatı altında birleştirmek amacıyla kurduğu "Kale Anahtarcılar Kulübü" bir yılı geride bıraktı. Türkiye genelinde yüzlerce anahtarcının üye olduğu kulüp, sektörde bir ilke imza atarken anahtarcılık alanında sosyal bir network oluşturdu.

T

ürkiye’de mekanların tam kapsam güvenlik sağlayıcısı Kale Kilit’in, iş ortaklarını bir çatı altında toplamak hedefi çerçevesinde kurduğu “Kale Anahtarcılar Kulübü” birinci yaşını kutladı. Sektörün gelişimine katkı sağlamak amacıyla yıllardır ürün, hizmet ve çözümler geliştiren

32

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Kale Kilit’in, Türkiye geneli anahtarcıların katılımıyla kurduğu Anahtarcılar Kulübü, sektörü daha kurumsal bir yapıya doğru yönlendirmeyi başardı. Henüz bir yıllık bir kulüp olmasına rağmen Türkiye genelinde 300’den fazla anahtarcıyı tek çatı altında topladı. Sektörde bir ilk olan Kale Anahtarcılar Kulübü, birinci

yılını 12-13 Mayıs 2016 tarihleri arasında Wyndham Grand Otel’de gerçekleştirilen etkinlikle kutladı. Kale Anahtarcılar Kulübü’nün birinci yılı kutlamaları, ünlü sunucu Ceyhun Yılmaz’ın yaptığı şovlarla renklendi. Gecenin sonunda ise Anahtarcılar Kulübü’nün 1.yıl ‘en’lerine plaketler verildi. ‘En’lerin ödülleri; En Çok Ürün Satan Üye, En Nitelikli Ürün Satan Üye, En Sosyal Üye, Kale Alarm’a En Çok Yönlendirme Yapan Üye olmak üzere dört ayrı kategoride kulüp üyelerine sunuldu.



HABER

Kanca, 50. kuruluş yılını çalışanları ile kutladı

D

övme ve El Aletleri sektörünün lider kuruluşu Kanca AŞ, 50.Kuruluş yılını çalışanları ve aileleri ile birlikte Cumhuriyet köyünde gerçekleştirdiği piknik ve konser organizasyonunda kutladı. 
1500 kişinin katıldığı Kanca 50. kuruluş yılı kutlaması pikniğinde Genel Müdür Sn. Alper Kanca; “Merhum babam Abdullah Kanca 50 yıl önce 5 kişi ile bir atölyede üretim hayatına başlamıştı. Bu günlere gelmek için o kadar çok çalıştı ki çocukluğumda akşamları kendisini gördüğümü çok az hatırlıyorum. Babam sabah erken çıkardı, akşam geç gelirdi, inanılmaz bir çalışma temposu vardı. Babam bütün

34

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

ömrünü çalışmaya vermiş bir insandır. Geri dönüp bakınca eğer o ve çalışma arkadaşları zamanında o kadar çabalamış olmasalardı, bugün bu şartları yaşamamız mümkün değildi. Bugün 5 kıta 135 ülkede bir çok otomobilde hayati öneme sahip dövme çelik parçalarımız araçları hareket ettirirken, kuruluşumuzun ana ürünleri el aletleri de 5 farklı kıtada, 50 ülkeye ihraç edilmektedir. Bu başarı ve gurur aslında 50 yıldır şirketimizde emek veren herkese aittir..” şeklinde duygularını dile getirdi.

50.Yıl pastasının kesilmesinden sonra Kanca çalışanları ve aileleri Cimilli İbo’nun verdiği konserde kemençe eşliğinde horon ile doyasıya eğlendi.

Kanca çalışanlarının 50. yıl kutlamaları için kurduğu folklor ekibi ülkemizin farklı yörelerinden halk oyunları gösterisi yaptı. Her biri Türkiye’nin farklı yerinden gelen halk oyunları ekibi bu tören için 6 aydır mesai sonrası çalışıyordu. Performansları iş arkadaşları tarafından alkışlarla ödüllendirildi. Günlerden beri bu etkinliği bekleyen Kanca çalışanları için en heyecan verici şeylerden birisi de piyango oldu. Ütüden tencere takımına, fırından buzdolabına uzanan çeşitlilikte 50 değerli hediye çekiliş piyangosu ile 50 çalışanın oldu.. Çekilişte kazanan yeni evlilerin, eşyalarını değiştirmek isteyenlerin sevinci görülmeye değerdi.


Abdullah Kanca’nın Sürmene kökenli olmasını hatırlatmak amaçlı olarak tüm çalışanların eşlerine Sürmene’ye özel bıçak takımı hediye verildi. Son olarak 25 ila 45 yıl arası kıdeme sahip 50 kişiden 25 mavi yakalı çalışana verilen ve sadece bu gün için dövme çelikten üretilmiş olan plaket ile Kanca’nın uzun yıllardır emektarlığını yapan çalışanları onurlandırıldı. Diğer 25 çalışan daha önce yapılan başka bir organizasyonumuzda ödüllendirilmişti. Sabah saatlerinden akşam saatlerine kadar süren programda çocuklar unutulmadı ve her an onlar için de oyunlar düzenlendi. Türkiye’nin ilk el aletleri üreticisi ve lider dövme parçaları imalatçısı olan Kanca AŞ’nin çalışanlarına yönelik 50 yıl kutlama pikniği sona erdi fakat gerek kültürel gerekse sanatsal başka kutlama faaliyetleri yıl sonuna kadar devam edecek.

1966’da üretime başladı Kanca,1966 da başladığı el aletleri üretimi ile konusunda Türkiye’nin ilk üretici olması yanında, Türkiye’nin ilk el aletleri ihracatçısı ve yine ilk AR-GE merkezine sahip el aletleri üretici kimliklerini de taşımaktadır. 1966 da Trabzon ,Sürmene de başlayan el aletleri

imalatı, daha sonra İstanbul, Topkapı da küçük bir atölye de devam etmiştir. Müşterilerinden gördüğü yoğun ilgi ve teveccüh üzerine 1970 li yıllarda 12,000 m2 kapalı alana sahip Güneşli tesislerine taşınan Kanca, 2004 senesinde Kocaeli -İstanbul sınırında yer alan Taysad (Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği) Organize Sanayi Bölgesindeki, 55.000 m2 si açık, 25.000 m2 si kapalı olan yeni fabrikasına taşınmıştır. 1980’li senelerde Türkiye’de otomotiv sektörünün gelişimine paralel olarak dünyanın en prestijli araçlarının da yer aldığı geniş bir müşteri portföyüne dövme parça tedariki yapmaktadır. Kanca’nın ürettiği dövme emniyet parçaları dünyanın dört bir yanında sürücüleri hayata bağlamaktadır. Dövme parçaları, taşıt araçlarında; motor, aktarma organları, ateşleme sistemleri, aks ve süspansiyon sistemleri, direksiyon ve sürüş takımları gibi geniş bir alanda kullanılmaktadır.

Otomotiv sektörünün katı kalite standartları, yüksek beklentileri ve müşterilerin teknik şartnameleri sektördeki rakiplerinden bir adım öne geçiriyor. 80’li yıllarda Tofaş, Mercedes, İveco, Ford ve Renault gibi ana sanayi firmaları müşteri portföyünde yer alırken, bugün VW Group, BMW, Toyota, TRW, Delphi, Bosch, Scania gibi bir çok dünya markası, emniyet parçalarında Kanca kalitesine güvenmektedir. 

 Otomotiv ve el aletleri yanında demiryolları, denizyolları, ağır iş makinaları, savunma sanayi...vs sektörlere de dövme parça üretimi yapması nedeniyle geniş bir sertifika portföyüne sahip. El aletleri için kullandığı ISO 9001 ve TUV sertifikaları yanında ISO 16949 otomotiv, ISO 14001 çevre, HPQ demiryolları ve denizcilik sektörüne yönelik de 7 farklı sertifikaya sahip.


HABER

Elektrik Dağıtım Sektöründe Belgesiz Çalışan Kalmayacak Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER), Elektrik Dağıtım Sektörünün Mesleki Standart ve Yeterliliklerini Belirleyecek.

E

LDER, Elektriği Dağıtan Mesleklerin Belgelendirilmesi Projesi ile daha önce oluşturduğu Ulusal Mesleki Standartların yeterliliklerini hazırlıyor ve belgelendirme merkezini kuruyor. ELDER Genel Sekreteri Uğur Yüksel, elektrik dağıtım sektöründe yapılan işlerin belirlenmiş standartlarda ve belgelendirilmiş kişiler tarafından yürütülmesinin sağlanacağını belirterek, “Hem çalışanlarımızın can güvenliği, hem de yapılan işin verimliliği ve kalitesi açısından önemli bir adım atıldı” dedi. Elektrik dağıtım sektörü, doğrudan 47 bin, dolaylı 55 bin olmak üzere 100 binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyor. ELDER, sıfır ölümlü iş kazası hedefine ulaşmak ve sektörün hizmet kalitesini artırmak için yaptığı çalışmalara bir yenisini ekleyerek, ‘Elektriği Dağıtan Mesleklerin Belgelendirilmesi Projesi’ni hayata

36

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

geçiriyor. Projenin tanıtım toplantısı 2 Haziran 2016 tarihinde Ankara’da, Latanya Otel’de gerçekleştirilecek. Projeye ilişkin bilgi veren ELDER Genel Sekreteri Uğur Yüksel, elektrik dağıtım sektöründeki mesleklerin büyük çoğunluğunun çok tehlikeli meslek grubunda bulunduğuna dikkat çekerek, gerçekleştirilen işlerin belirli standartlarda ve belgelendirilmiş kişiler tarafından yürütülmesinin, hem çalışanların can güvenliği, hem de işin verimliliği ve kalitesi açısından büyük önem arz ettiğinin altını çizdi. Yüksel, ELDER’in Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK)’yla imzaladığı protokol çerçevesinde, elektrik dağıtım mesleklerindeki Ulusal Meslek Standartları ve Ulusal Yeterlilikleri hazırladığını dile getirdi. Yüksel sözlerini şöyle sürdürdü:

̇ ye ̇ Belge Yaklaşık 50 Biṅ Kişi ̇ Verilecek “Bugüne kadar 10 Ulusal Meslek Standardı hazırlanarak Resmi Gazete ’de

yayımlanmış, bunların dördünün yeterliliği onaylanarak MYK da yayınlanmıştır. Kalan 6 mesleğin yeterliliklerinin hazırlanması ve toplamda da 10 meslek için “Personel Belgelendirme Merkezi” nin kurulması amacıyla teklif ettiğimiz “Elektriği Dağıtan Mesleklerin Belgelendirilmesi Projesi”, VOC-Test Merkezleri II. Hibe Programı Kapsamında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Program Otoritesi tarafından, kabul edildi. Hazırlanan yeterlilikler kapsamında TÜRKAK tarafından akredite edilmiş, MYK tarafından yetkilendirilmiş, kalite güvencesi sağlanmış, şeffaf ve uluslararası geçerliliği olan “sınav ve belgelendirme sistemi” kurulması amaçlanıyor. İlk etapta yaklaşık 50 bin kişinin belgelendirilmesi hedefleniyor.



HABER

Akdemir Bayileri Antalya Belek’te buluştu

38

Nalbur Teknik.com / Haziran’16


A

kdemir Bayileri, 04-08 Mayıs tarihleri arasında Antalya Belek’te gerçekleştirilen etkinlikle bir araya geldi. Akdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hazreti Akdemir’in ev sahipliğinde düzenlenen toplantı; bayilerle iş yaşamının yoğunluğu dışında bir araya gelerek sinerji oluşturma ve Akdemir’de yaşanılan değişim süreci hakkında bilgilendirme hedefi ile gerçekleştirildi. Akdemir tarafından; iş

yaşamının yoğunluğu dışında bayilerle bir araya gelerek sinerji oluşturmak, bayilerle olan iletişimi güçlendirmek ve motivasyonu arttırmak amacıyla geleneksel hale getirilen bayi buluşmaları; tali bayilerin de katılımı ile geniş kapsamlı olarak düzenlendi. 27 yıllık bir başarı hikâyesine sahip, sektör tarafından bilinen ve takip edilen Akdemir grubu, 600 kişiden oluşan bayi ve tali bayileriyle 04-08 Mayıs tarihlerinde arasında düzen-

lediği etkinlikle bir araya geldi. Akdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hazreti Akdemir’in yaptığı açılış konuşması ile başlayan etkinlik süresince katılımcılar bütün markaları inceleme fırsatı buldular. Etkinlikte katılımcılara yönelik ürün tanıtımları ve bilgilendirme sunumları gerçekleştirildi. Akfix Yapı Kimyasalları adına Akfix Ürün Grubu Müdürü Mete Öztürk, RTRMAX Makine adına Marka Koordinatörü Bülent Çiftçi


HABER

yeni ürünler ve gelişmelerle ilgili sunum gerçekleştirdiler. Teşhir stantlarıyla donatılan fuaye alanında tüm Akdemir markaları tanıtılarak yeni

ürün

ları

lansman-

gerçekleştirildi

ve

katılımcılar ürünleri yakından inceleme fırsatı buldular. Ayrıca katılımcıların keyifli vakit geçirmelerine yönelik olarak birçok sosyal aktivite ve turnuva düzenlendi. Eğlenceli ve keyifli geçen etkinliğin Gala gecesi, Akdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hazreti Akdemir’in konuşması ile başladı. Haz-

Akdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hazreti Akdemir

reti Akdemir’in konuşması sonrasında ödül törenine geçildi.

Başarılı

bayilerin

plaketleri Akdemir Grubu Yönetim

Kurulu

Başkanı

Hazreti Akdemir tarafından takdim edilirken, Futbol turnuvası birincisi olan takıma ödülünü Finans

Akdemir Müdürü

Grubu Mehmet

Mustafa Akdemir, diğer sosyal etkinliklerde dereceye girenlere ise Akdemir Genel Müdürü Ahmet Abay takdim etti.

Gecenin

devamında

ünlü sanatçı Orhan Hakalmaz, türküleri ile misafirlere unutulmaz

anlar

yaşattı. Akdemir Grubu Finans Müdürü Mehmet Mustafa Akdemir

40

Nalbur Teknik.com / Haziran’16



HABER

VİKO’dan Çocuklar için İş Sağlığı ve Güvenliği Resim Yarışması

S

ağlıklı ve güvenli ortamda çalışma imkânı, insanların en temel hakları arasında yer alıyor. ILO rakamlarına göre her 15 saniyede 1, her gün ise yaklaşık 6 bin işçi, iş kazaları veya meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliğinin önemini kamuoyu ile paylaşmak amacıyla VİKO, çalışanlarının çocuklarına yönelik olarak bu yıl “Anne Baba, Sağlık ve Güvenliğini Şansa Bırakma” resim yarışmasının ikincisini düzenledi. “Anne Baba, Sağlık ve Güvenliğini Şansa Bırakma” VİKO, iş ortamında karşılaşılabilecek çeşitli risk, tehlike ve iş kazaları konu-

42

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

larında kendi çocuklarının yaptığı resimler sayesinde çalışanların farkındalığını artırmak amacı ile düzenlediği yarışmanın ikincisini gerçekleştirdi. VİKO by Panasonic, çalışanların çocuklarının katılım gösterebildiği, “Anne Baba, Sağlık ve Güvenliğini Şansa Bırakma” sloganı ile hayat bulan yarışmanın ödül töreni ise geçtiğimiz günlerde VİKO Endüstriyel Tesislerinde yapıldı. VİKO çalışanları, eşleri ve çocuklarının yanı sıra Yönetim Kurulu Başkanı Toshihide Arii, CEO Nusret Kayhan Apaydın, üst yönetimden Hiroyuki Oka, İK ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu, Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok ve

diğer yöneticilerin katılım gösterdiği ödül töreninde açıklanan sonuçlara göre ilkokul 1. sınıf öğrencisi Ada Akdeniz yarışmada birincilik ödülüne layık görüldü. Utku Yağız Aka, Ebrar Mina Şimşek, Emirhan Gügercin, Kübra Meniz ve Berra Demiralay ise dereceye giren diğer öğrenciler oldu. Programda ayrıca, yapımı VİKO tarafından gerçekleştirilen ve Sancaktepe İbni Sina İlkokulu’nda faaliyet gösteren Karre Kids Çizgi Film Atölyesi’nin öğrencileri tarafından tamamlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu çizgi film ilk kez izleyicilerle buluştu. Katılımcıların beğeni ile izlediği filmin, henüz ilkokul düzeyindeki öğren-


ciler tarafından yapılmış olması tüm katılımcıların takdirini topladı.

“İş sağlığı ve güvenliği öncelikle ve önemle ele aldığımız bir konu…” Ödül töreninin ardından konuşarak VİKO’nun iş sağlığı ve güvenliği konusuna verdiği öneme vurgu yapan İK ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu “Günümüzde biz sanayi kuruluşlarının gelişmişlik ve liderlik göstergelerinden belki de en önemlisi çalışanlarına güvenli çalışma ortamları sunmasıdır. Bu nedenle VİKO olarak, çalışanlarımızın iş sağlığı ve güvenliği alanın-

daki bilinç ve farkındalığı içselleştirmelerini çok önemsiyoruz. En önemli değerlerimiz arasında tanımladığımız ‘Çalışan Odaklılık’, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki bilincin artırılması, öncelikli duyarlılık gösterdiğimiz bir konudur. OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’ne sahip olan VİKO’da ‘İSG Anlayışını Yaygınlaştırmak’ çok önem verdiğimiz hedefler arasında yer almaktadır. Bu yıl insan kaynakları ve kurumsal gelişim direktörlüğü olarak hayata geçirdiğimiz ‘Anne Baba, Sağlık ve Güvenliğini Şansa Bırakma’ temalı resim yarışması da bunun önemli bir kanıtı olmuş-

tur. Ayrıca sponsorluğunu yürüttüğümüz İbni Sina İlkokulu’na dört yıl önce kazandırmış olduğumuz Karre Kids Çizgi Film Atölyesi öğrencileri de bu yılki filmlerini ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’ teması ile tamamladı. Çalışanlarımızın sağlık ve güvenliğinin, kendi çocuklarının dünyasındaki önemini resim sanatı aracılığı ile göstermeye çalışırken, ilkokul düzeyindeki öğrencilerin oluşturduğu ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’ temalı filmi bugün hep birlikte izlemek, bu önemli konuya çok özel bir anlam kattı, duygusal boyutu yüksek bir katma değer sağladı.” dedi.


HABER

Türkiye’nin En İyi İşverenleri 2016 listesinde Hilti 4’üncü sırada

İnşaat ve el aletleri sektörünün önde gelen şirketleri arasında yer alan Hilti Türkiye, Great Place to Work Enstitüsü tarafından açıklanan “Türkiye’nin En İyi İşverenleri 2016” listesinde 50-500 çalışanı bulunan şirketler kategorisinde 4. oldu. Çalışan odaklı yönetim anlayışının yansıması olarak mutlu bir ekiple yoluna devam eden Hilti Türkiye, bu ödülle Türkiye’nin en iyi işverenlerinden biri olduğunu bir kez daha kanıtladı.

İ

nşaat ve el aletleri sektöründe hizmet veren Hilti Türkiye, Great Place to Work Enstitüsü’nün, dünyanın en prestijli araştırmaları arasında yer alan “Türkiye’nin En İyi İşverenleri 2016” listesinde

44

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

4. sırada yer aldı. 50-500 çalışan sayısı kategorisinde geçtiğimiz yıl 3. sırada yer alan Hilti Türkiye, Türkiye’nin en iyi işverenlerinden biri olarak farkını yine ortaya koydu. Ekonomiye yarattığı katma değerin yanı

sıra insan kaynakları alanında çalışmalarıyla da öne çıkan Hilti Türkiye, çalışan odaklı yönetim anlayışıyla, insani dokunuşu yüksek kurum kültürüne sahip En İyi İşverenler sıralamasında 2014 yılında 9., 2013 yılında ise 12. sırada yer almıştı. Great Place to Work’ün, kurum kültürü alanında dünyada gerçekleştirilen en geniş çaplı araştırmasında, çalışanların mevcut kurum kültürleri hakkındaki düşünceleri ve insan kaynakları uygulamalarının bütünü analiz ediliyor. Çalışanlarla yapılan ankette, şirketlerdeki güven algısı; güvenilirlik,



HABER

ana Bölge Müdürlüklerinde görev alan 250’ye yaklaşan çalışanı ile faaliyet gösteriyor.

saygı, hakkaniyet, gurur ve takım ruhu kriterlerine göre ölçülüyor. İyi sonuç alan şirketlerin çalışanları, o kurumda çalışmaktan gurur duyuyor. 34 yıldır Türkiye pazarında yer alan Hilti, merkez ofisi İstanbul’un yanı sıra Ankara, İzmir, Antalya, Bursa ve Ad-

46

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

İK’nın İLK’leri Hilti Türkiye, insan kaynakları alanında pek çok ödül almış bir program olan The Hilti Way Kampı, üstün yetenekli çalışanlarına özel Uluslararası Yetenek Programları, Pizza ve Liderlik Etkinliği gibi program, uygulama ve etkinliklere sahip bulunuyor. Hilti Türkiye, Hilti Global için bir yetenek havuzu ve önemli bir insan kaynağı gücü haline gelmeyi hedefliyor. Bu amaçla gerçekleştirilen Performans ve Stratejik İnsan Gücü Yönetimi süreçleri sonucunda Hilti Türkiye’deki yetenekli çalışanların META

Bölgesi (Middle East, Turkey and Africa - Ortadoğu, Türkiye ve Afrika), Hilti Merkez (Lihtenştayn) ve benzeri diğer Hilti organizasyonlarına atamaları yapılıyor. İstanbul Ataşehir’deki sıra dışı ve modern tarzıyla dikkat çeken ofisini çalışanlarının istekleri ve beklentileri doğrultusunda dizayn eden Hilti Türkiye’nin ofisi, Hilti Group içerisinde ilk ve tek durumunda. Ofiste Genel Müdür dahil kimsenin kendine ait odası yok. Çalışanların dinlenmeleri, eğlenmeleri ve sosyalleşmelerine olanak sağlayan geniş bir mutfak, oyun alanı, rekreasyon alanı, siesta odası, yeni anne bakım odası gibi alanlar yer alıyor.



ISK-SODEX-2016

FUAR VİZYON

“Nozbart markası özellikle Termoplastik Sirkülasyon Pompalarında dünyanın lideri” Yüzme ve süs havuzları, atık su arıtımı ve her nevi akışkan transfer hatlarına yönelik plastik; pompa, küresel vana, çekvalf, rakor, filtre, fittingsler ve bütün tesisat bağlantı elemanlarının ve ekipmanlarının tasarımı, imalatı ve satışı konusunda Türkiye’nin lider şirketleri arasında yer alan Tüm Plastik,Sodex 2016 fuarına katılarak ziyaretçiler ile buluştu. Tüm Plastik yetkilerinden Efsun Eren ile yaptığımız kısa söyleşide fuara dair genel değerlendirdmelerini aldık.

S

odex 2016’nın katılımcılarındandınız. Bu yıl fuar ile ilgili izlenimleriniz nelerdir? Fuarlar firmamızın artık prestij amaçlı katıldığı orga-

48

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

nizasyonlardandır. Açıkçası fuarların işlevselliği eskisi gibi değil. Diğer bir fuar ile birleşmesi, salon sayısının oldukça fazla olması ve sektör salonumuzun küçük olması

dezavantaj diye düşünüyorum. Ancak bu sene yurtdışından salonumuzda daha fazla ziyaretçi vardı. Bu da olumlu bir gelişme.

Bu tür fuar organizasyonları sektörünüzü tam anlamı ile karşılıyor mu? Fuarlardan beklentileriniz neleredir? Fuarın bir başka fuar ile aynı anda olması organizasyonu sektörün fuarı olmasının dışına itiyor. Ayrıca ayrılan salon hem ebat hem de yer olarak sektörü göstermekten uzak. Yer bulamayıp katılamayan firmalar olduğunu bilme-


kteyiz. Fuar tanıtımlarının daha iyi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Fuardan en büyük beklentimiz üreten bir firma olarak tabi ki müşteri yelpazesini genişletmek. Bunun dışında az da olsa ürün gamımızı tamamlayan ürünler için gerek yurtdışından gerekse yurtiçinden tedarik ettiğimiz ürünler var. Bunlarla ilgili işbirliği içinde olacağımız firmalarla tanışmak da beklentilerimiz arasında diyebilirim.

Fuarda tanıttığınız ürün gruplarınız ile ilgili bilgi verir misiniz.? Özellikle öne çıkan ürün grubunuz neler oldu? Firmamız Nozbart markası ile özellikle termoplastik

sirkülasyon pompalarında dünyanın lideridir. Dünyada ilk 30 HP ardından dünyanın en büyük en verimli 60 HP pompası ile kendimizi de aşmış durumdayız. Şu an dünyada bu üretimi yapan bir 2. Firma yok. Ayrıca bu konuda 1/4HP’den 60 HP’ye uzanan çok geniş bir yelpazemiz olduğunu gurur ile belirtmek isterim. Pompalarımız dışında küresel ve kelebek vana çeşitlerimiz, kum filtrelerimiz ve fittings yelpazemiz ile de öne çıktığımızı söyleyebilirim.

2016 yılını genel ekonomik anlamda nasıl değerlendirirsiniz? Bu anlamda sektörünüz ile ilgili neler söylemek

istersiniz. Türkiye’nin çok iyi yerlere geleceğine inanıyoruz. Gençlerimize, üreticilerimize güvenimiz tam. Tahsilatlarda ne kadar sıkıntı yaşasak da iş var. Sektörümüz gelişmekte ve büyümekte. Bunda kentsel dönüşüm çerçevesinde yapılan çalışmaların yanı sıra artık havuzun bir ihtiyaç haline gelmesinin de katkısı büyük. Çok hareketli bir coğrafyada olmanın farkındalığı ile her zaman inişler çıkışlar olacağını kabul etmek lazım. Bu durumda yılmadan ileriye hep birlikte ve daha iyiye yürümeye devam edeceğiz.




A M A NOR

ISK-SODEX-2016

FUAR VİZYON

E D O ISK-S

A P 6 1 X-20

52

Nalbur Teknik.com / Haziran’16


ISK-SODEX, HVAC-R sektörü için uluslararası bir buluşma sağladı

Y

alıtım, pompa, vana ve bağlantı parçaları, su arıtma ve güneş sistemleri de dahil olmak üzere ısıtma, soğutma, havalandırma ve klima teknolojisinde Avrasya’nın önde gelen fuarı ISK-SODEX Istanbul 2016, 4-7 Mayıs 2016 tarihleri arasında CNR EXPO Fuar Merkezi’nde düzenlendi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Fikri Işık’ın katılımıyla gerçekleşen ticaret fuarı, 50.558 net metrekare alan üzerinde 46 ülkeden 1293 firmayı ağırladı. Bahreyn, Estonya ve Suudi Arabistan da bu yıl ilk kez katılımcı ülkeler arasında yerini aldı. Dr. Andreas Gruchow, Deutsche Messe AG Yönetim Kurulu Üyesi (Hannover) “Avrasya’nın en büyük HVAC-R fuarını organize etmekten mutluluk duyuyoruz. ISK-SODEX, ziyaretçilerin sektörün önde gelen tüm firmalarını aynı çatı altında bulabildileri önemli bir marka. Sektörün yalnızca ulusal değil aynı zamanda uluslararası aktörleri de yeni ürün tanıtımları için ISK-SODEX’i

tercih ediyor,” diye belirtti. Fuarı dört gün boyunca 83.764 profesyonel ziyaret etti. Almanya, Azerbaycan, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Kamerun, Etiyopya, Gürcistan, Yunanistan, İran, İtalya, İsrail, Ürdün, İspanya, Kırgızistan, Kosova, Pakistan, Romanya, Tunus, Türkmenistan ve Ukrayna’dan pek çok satın almacı, editör ve dernek temsilcisi Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklenen Uluslararası Ticaret Heyeti programı kapsamında, fuara geldi ve fuarın ilk iki günü gerçekleştirilen B2B toplantıları vesilesiyle Türk ihracatçıları ile tanışma fırsatı buldu. Bunların yanı sıra, fuar boyunca Belçika, Gana, Hindistan, Endonezya, Kazakistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Katar ve BAE’den gelen ziyaretçi heyetleri ağırlandı. Endonezya Enerji Bakanlığı’ndan yetkililer de, Endonezya delegasyonuna eşlik etti. Tüm heyetler ISK-SODEX Istanbul’un satın alma süreçlerini pozitif yönde etkilediğini ifade etti. Özellikle, Azerbaycan ve Pakistan’dan katılım gösteren ticaret heyetleri

etkinlik süresince önemli anlaşmalara imza attı. Pakistan HVACR Society Başkanı Mohammad Abbas SAJID, “Bizler ürünlerimizi, Çin, ABD ve Türkiye’den alıyoruz. Ancak kaliteli ve düşük maliyetli ürünleri ile Türkiye’nin bunlar içinde önemi her geçen gün artıyor. Bu nedenle Pakistanlı satın almacılar bu yıl bu fuara yüksek düzeyde bir katılım gösteriyor,” diye ifade etti. Uluslararası ziyaretçi programının yanı sıra, Hannover Messe Sodeks Fuarcılık’ın Ticaret Odaları ve çeşitli dernekler ile işbirliği içinde düzenlediği Anadolu Heyeti Programı kapsamında ise fuar 70 farklı delegasyon tarafından ziyaret edildi. ISKAV (Isıtma Soğutma Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Vural Eroğlu, fuara ilişkin değerlendirmesini “Türkiye iklimlendirme sektörü bu fuarda da büyüme hızının, Türkiye büyüme hızından daha yüksek olduğunu aldığı bol ziyaretçi ile göstermiş oldu. ISK-SODEX fuarının


ISK-SODEX-2016 FUAR VİZYON başarısı bir kez daha kanıtlandı,” sözleriyle ifade etti.

Üç önemli konferans fuarla eş zamanlı olarak düzenlendi Fuar, kapsamlı konferans programı ile de sektöre önemli bir katkı sağladı. Bu yıl ISK-SODEX Istanbul fuarı Sürdürülebilir İç İklimlendirme Konferansı’na ev sahipliği yaptı. Sektördeki teknik bilgileri paylaşmak ve ilgili diğer konularda fikir alışverişi yapmak üzere öncü uluslararası firmalar bu konferansta bir araya geldi. Birçok panel ve seminer ile ısıtma, soğutma, havalandırma ve klima teknolojisi sektöründeki güncel konulara ve trendlere ilişkin genel bir bakış açısı sunuldu.Buna ek olarak, 9. Pompa-Vana-Kompresör Konferansı da bu yıl ISK-SODEX Istanbul fuarında düzenlendi. Eko Tasarım ve Eko Sistemler üzerinde duran bu konferans sektördeki Ar-Ge faaliyetlerinin geliştirilmesi, değerlendirilmesi ve ele alınması için bir fırsat sundu. ISK-SODEX Istanbul ile aynı zamanda düzenlenen POOL EXPO 2016 kapsamında ise ‘’Yüzme Havuzu ve Sağlık Sektöründeki Yenilikler’’ de iki gün (5-6 Mayıs) boyunca devam eden UHE-Ulusal Havuz Enstitüsü Konferansı’nda ele alındı.

SODEX Fuarlarının geleceği belirlendi

54

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

ISK-SODEX Istanbul, Hannover Messe Sodeks Fuarcılık ve DOSIDER, ISKID, TTMD, IZODER ve ISKAV tarafından iki yılda bir düzenleniyor. Bu güçlü işbirliği 19 Nisan tarihinde imzalanan 6 yıllık bir anlaşma ile 2022 yılına kadar uzatıldı. ISK-SODEX ISTANBUL 2016 esnasında Sodex fuarlarının geleceği açısından önemli bir gelişme daha yaşandı. İzmir’de gerçekleşen TESKON + SODEX fuarı orga-

nizasyonuna ilişkin anlaşma TMOBB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Güniz Ermin, Hannover Messe Sodeks Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel and Deutsche Messe AG Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Andreas Gruchow’un katılımıyla ISK-SODEX Fuarı’nda gerçekleşen imza töreni ile yenilendi. Böylece, fuarın başarısının arkasındaki işbirliği bir kez daha pekiştirilmiş oldu.



RÖPORTAJ

TİGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Furtun:

“Önceliğimiz üreticiye odaklanmak.” İş güvenliği ürünlerinin kullanımını ve doğru ürün kullanılmanı arttırmak için birçok faaliyet gerçekleştiren ve aktif bir şekilde bu alanda çalışmalarını yürüten TİGİAD (Türkiye İş Güvenliği İş Adamları Derneği), Mart ayında yapılan Genel Kurul Toplantısı ile Yönetim Kurulu Başkanlığına Fatih Furtun’u seçti. Yakından tanımak adına söyleşi gerçekleştirdiğimiz Fatih Furtun; genel kurulun bir seçim atmosferinden çok bayrak devri şeklinde huzurlu bir atmosferde gerçekleştiğini belirterek yeni dönem çalışmaları ile ilgili bilgiler verdi.

56

Nalbur Teknik.com / Haziran’16


Son Gelen Kurulda Türkiye İş Güvenliği İş Adamları Derneği başkanı seçildiniz. Öncelikle hayırlı olsun. Önce sizi tanıyabilir miyiz? 34 yaşındayım. Bu sene Nisan ayında evlendim. MFA Maske firmasının ortağı ve genel müdürüyüm. Trabzonlu esnaf bir ailenin üçüncü çocuğuyum. Samsun’da doğdum, ilk ve orta öğretimi de bu şehirde tamamladım. Şu anda tüm ticari yatırımlarım ise Zonguldak’ta. doğusundan batısına tam bir Karadenizli sayabilirim kendimi. Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini İstanbul’da Kültür Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesinde tamamladım. Ardından Çin devlet bursuyla iki sene Pekin Üniversitesinde eğitim gördüm. Şu anda halen öğrenciyim. Ankara Üniversitesi’nde doktora eğitimime devam ediyorum. Mart ayından itibaren de TİGİAD’ın Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyorum.

rulunda bulunuyordum. Bu dönem yeni bir görev değişimi ile devam ediyorum. Tek liste olarak girdiğimiz genel kurulda arkadaşlarımla birlikte emaneti devraldık. İnşallah bizden sonra gelecek arkadaşlara aynı şekilde teslim edeceğiz. Yeni Yönetim Kurulu beş isimden oluşuyor. Sema TURGUT ve Erkan ATEŞ daha önceki Yönetim Kurulunda da görev almışlardı. Gökhan ERPOLAT ve Arda ATAOĞLU ise yeni görev alan arkadaşlarımız. Kısaca Yönetim Kurulu üyelerinin sektörde önemli bir yeri olan firmaları da temsil ettiğini söyleyebilirim.

ni, TİGİAD’ın sektörün gelişimi ve üyelerinin menfaatleri doğrultusunda daha etkili olabilmesi istiyorlardı. Bunun için yönetimin gençlere emanet edilmesi gerektiği yönünde bir değerlendirmeleri oldu. Bizde sektörde önemli bir yer ifade eden genç iş adamları olarak bu görevi memnuniyetle devraldık. Tabii yalnız değiliz. Büyüklerimiz derneğin en üst danışma kurulu olan Yüksek İstişare Konseyinde bizi desteklemeye devam ediyorlar. Onların tecrübelerini ve tavsiyelerini de arkamıza alarak derneğimizi daha ileri noktalara taşımak istiyoruz.

Tekrar hayırlı olsun. TİGİAD seçim sürecini bizimle paylaşabilir misiniz? Yeni Yönetim Hakkında Bilgi Verir misiniz? 26 Mart 2016 tarihinde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurulda yeni yönetim kurulumuz oybirliğiyle seçildi. Ben de yeni yönetim kurulunun başkanı seçildim. Öncelikle genel kurulun bir seçim atmosferinden çok bayrak devri şeklinde huzurlu bir atmosferde gerçekleştiğini belirtmek isterim. TİGİAD birçok kuruma göre kendine has gelenekler oluşturmuş, halefselef kavramının oturmuş bir dernek. Son üç dönemdir farklı görevlerle TİGİAD Yönetim Ku-

Takip edebildiğimiz kadarıyla TİGİAD’ın en geç ekibi görev başında. Bu dönüşümü nasıl gerçekleştirdiniz? Az önce de bahsettiğim gibi, TİGİAD geleneklerini oluşturmuş bir kurum. Üyeleri arasında ciddi bir sinerji var. Herhangi bir konuda karar aşamasına gelinmeden önce birbirine paralel birçok süreç izleniyor. Ortaya çıkan sonuçlar da üzerinde tartışılmış ve fikir birliğine varılmış görüşler ve öneriler oluyor aslında. Bizim göreve gelmemizde de benzer bir süreç işledi. Dernek kurucu üyelerimiz TİGİAD’da bir kuşak değişimini arzuluyordu. Yönetimin gençleşmesi-

Yeni yönetim nasıl bir yönetim anlayışı sergileyecek? Yeni yönetim önümüzdeki iki yıllık dönem için seçildi. Genel Kurul ardından ilk Yönetim Kurulu Toplantımızı gerçekleştirdik ve aramızdaki görev dağılımını yaptık. Ayrıca toplantıda önümüzdeki dönemde nasıl bir yol haritası takip edeceğimizi de tartıştık ve karara bağladık. Önümüzdeki dönemde dört temel prensip belirledik. Yeni yönetimin önceliği bu dört prensip olacak, atacağımız her adım bu dört prensip çerçevesinde olacak.

“TİGİAD birçok kuruma göre kendine has gelenekler oluşturmuş, halef-selef kavramının oturmuş bir dernek. Son üç dönemdir farklı görevlerle TİGİAD Yönetim Kurulunda bulunuyordum. Bu dönem yeni bir görev değişimi ile devam ediyorum. Tek liste olarak girdiğimiz genel kurulda arkadaşlarımla birlikte emaneti devraldık. “

Bu dört prensip nedir? Daha fazla bilgi alabilir miyiz?


RÖPORTAJ

Her prensip aynı zamanda bir öncelik demek. Bu çerçevede ilk önceliğimiz yani prensibimiz “Üreticiye Odaklanmak.” Bildiğiniz gibi ‘İş Güvenliği’ Türkiye’de görece yeni bir sektör, yerli üretim oldukça düşük seviyelerde. Bunu yükseltmemiz, Türkiye’de üretilmeyen ürünleri Türkiye’de üretmemiz, mevcut üreticileri küresel rekabete hazırlamamız gerekiyor. Bizde TİGİAD olarak bu konuda üzerimize düşen görevleri yerine getirmek istiyoruz. İkinci önceliğimiz ise “Kurumsallaşmak”. Bu prensip daha çok TİGİAD’ın iç işleyişiyle ilgili. Daha sonra gelecek yönetimlere, yeni üyelerimize daha kurumsal hizmet verebilmemiz için kurumsal alt yapımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Bunu sağlayabilmek için çeşitli adımlar atacağız. Üçüncü önceliğimiz “Farkındalık Yaratmak”. Bu prensip çerçevesinde İş Güvenliği konusunda yapılacak farklı organizasyonlara destek vermek ayrıca kendimiz de yeni projeler geliştirmek istiyoruz. Bu şekilde iş güvenliğine yönelik farkındalığı arttırmak istiyoruz.

58

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Dördüncü ve son önceliğimiz “Uluslararası Bağlantıların Kurmak”. Bu prensip çerçevesinde sektörel anlamda uluslararası oluşumların bir parçası olmak, küresel birikimi ülkemize getirebilmek ve gelişmelerden daha hızlı haberdar olmak istiyoruz. Bu bağlantılardan gelecek bilgi akışının üyelerimiz için hayati olacağını düşünüyoruz.

Özellikle yerli üretime destek prensibiniz etkileyici. TİGİAD olarak yerli üretime nasıl bir destek vermeyi planlıyorsunuz? KKD üreticilerini desteklemek yeni dönemde en önemli önceliğimiz. Ülkemizde bu alanda üretim yapan firma sayısını arttırmak, mevcut firmaları güçlendirmek, özellikle de ülkemizde üretilmeyen ürünlerin ülkemizde üretilmesini teşvik etmek en büyük arzumuz. Bu aynı zamanda mevcut hükümetin de önceliği. Dolayısıyla mevcut ekonomi politikaları ile bizim önceliğimiz arasında bir uyum söz konusu. Öncelikle üreticilerimizi daha görünür kılmak istiyoruz. Bu çerçevede sizin gibi etkili yayın

kuruluşlarımızın dergilerinde üretici üyelerimize daha fazla yer ayırmasını talep edeceğiz. Bu röportaj vesilesiyle sizden bunun da sözünü almış olalım. Yerli KKD üreticilerinin ihracat kapasitelerinin artması da oldukça önemli. Bu çerçevede Ekonomi Bakanlığı ile beraber, üretici üyelerimizin ihracat imkânlarını arttırabilmek için ortak bir proje üzerinde çalışıyoruz. Yerli üreticilerin test imkânlarının geliştirilmesi, KKD üretiminin mevcut teşvik sisteminde stratejik yatırım olarak değerlendirilmesi, yerli KKD tüketimine yönelik destek arama gibi başlıklarda yine üreticiye odaklanma prensibimiz çerçevesinde yapacağımız çalışmalardan bazıları.

Öncelikle yerli üreticilere destek olmayı biz de arzularız. TİGİAD aracılığıyla üretici üyelerinizi okuyucularımıza tanıtmaktan zevk duyarız. Konuşmalarınıza baktığımda TİGİAD daha çok bir üretici derneği gibi görünüyor. Üyeleriniz ağırlıklı olarak üreticilerden mi oluşuyor? Hayır. TİGİAD bir üretici derneği değil, bir iş adamları derneği. Üyelerimiz arasında İş Güvenliği konusunda üreticiler, ithalatçılar ve danışman firma temsilcileri var. Hatta ithalatçı üyelerimizin sayısı üretici üyelerimizden daha fazla diyebilirim. Dolayısıyla sadece bir üretici derneği gibi hareket etmemiz söz konusu değil. Böyle algılanmak da istemeyiz. Dernek olarak asli vazifemiz Türkiye’de İş Güvenliği sektörünün gelişmesine yardımcı olmak. Serbest ve adil


rekabet bizim için çok önemli. Ancak bir ülkede herhangi bir sektörün gelişmesi için bu sektörde güçlü üreticiler olması gerektiğini de biliyoruz. Bu çerçevede üreticiler Türkiye’de İş Güvenliği sektörünün önemli bir unsurudur. TİGİAD’dan itici gücünün önemli bir kısmını üretici üyelerinden alır. Bundan dolayı yeni yönetim döneminde üreticilere destek olmak için birçok proje geliştireceğiz.

Türkiye’de KKD üretimi neden düşük seviyelerde? Aslında Türkiye’de KKD üretim kültürü her zaman vardı. Ancak üreticilerin büyük bölümü şekil olarak bir ürünü üretiyorlardı ancak içerik olarak ne ürettiklerinden haberleri yoktu. Ülkemizin AB müktesebatına tam uyum kararı alması üreticiler için bir turnusol kâğıdı işlevi gördü. Standarda uygun düzgün üretim yapan firmalar daha da büyüdü, markalaştı. Ancak herhangi bir standarda tabi olmadan tabiri caiz ise “çöp” üreten firmalar piyasadan çekilmek zorunda kaldı. Bu sırada ülkemizde İş Güvenliği kanunu kabul edildi ve KKD kullanım oranları ciddi oranda arttı. Tabii bu boşluğu ithal ürünler hızlı bir şekilde doldurdu. Keşke üreticilerimiz standarda uygun üretime geçip dönüşebilselerdi. Ama bunun çok fazla olmadığını görüyoruz. TİGİAD olarak üreticilerimiz için ülkemizde ve küresel pazarda büyük fırsatlar olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda onları desteklemek için de tüm gücümüzü kullanacağız.

Türkiye’de İş Güvenliğini nasıl görüyorsunuz? Gidecek uzun bir yolumuz var. Ancak biraz cılız da olsa tünelin sonunda ışık görünüyor. Kanun ve yönetmelik anlamında fazla bir eksikliğimiz kalmadı. Avrupa Birliği müktesebatını büyük ölçüde karşıladık. İlerleyen dönemde de kalan eksiklerin tamamlanacağına inanıyoruz. Ülkemizde bu alanda en büyük eksikliğin, işçisinden patronuna kadar İSG Kültürünün yeterince yerleşmemesi old-

uğunu düşünüyorum. Uzlaşı içerisinde kararlar alınıyor, kanunlar yapılıyor. Ancak bu kararları uygulayacak olan ‘insan’. Bizim öncelikle bu ‘insan’a odaklanmamız gerekiyor. Ülkemizde tüm seviyelerde İSG kültürünü oluşturmamız gerekiyor. Ardından zaten işler yoluna girecektir. Bizim sektörde bilinen bir örnektir. Kamuda makam sahibi bir yetkilimiz Japonya’ya gidiyor. Orada çeşitli geziler ve görüşmelerde bulunuyor. Karşısında muazzam bir sistem görüyor tabii. Türk yetkili Japon muhatabına soruyor: ‘İşçilerinizin baret takmasını nasıl sağlıyorsunuz,

nasıl denetliyorsunuz’. Japon yetkili bu soruya çok şaşırıyor. ‘Nasıl yani’ diyor. ‘biz neden işçilerimizi baret takmaya ikna etmeye çalışalım ki!’ diyor. Bence de işin özü burada. Biz halen daha çalışanlarımız aldıkları KKD ürünlerini kullansınlar istiyoruz. Kullanıp kullanmadıklarını denetleyecek sistemler kuruyoruz. Japonya’da ise işçi bunu yapmıyor. Zaten uygun KKD malzemelerini almadan iş sahasına girmiyor orada işçi. Türkiye’de de böyle olacak bir gün. Böyle olması için başta ÇSGB olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları yoğun bir çaba sarf ediyor. Biz de TİGİAD olarak sivil toplum ayağında elimizden geleni yapacağız. Az önce belirttiğim ‘Farkındalık Yaratma’ prensibi zaten direk bununla ilgili.

ÇSGB dediniz. Bakanlığın İş Güvenliği konusunda attığı adımlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’de İş Güvenliği konusunun en çok gündeme geldiği dönem sanırım 61. Hükümet dönemi oldu. ÇSGB Bakanlığını Sayın Faruk Çelik’in yaptığı bu dönemde iş güvenliği kanunu ve iş kazaları haberleri eş zamanlı bir şekilde Türk medyasında sıklıkla işlendi. Soma Faciası, Esenyurt’ta bir AVM inşaatında çalışan işçilerin kaldığı çadırın yanması, yine Mecidiyeköy’de lüks bir proje inşaatının asansörünün düşmesi sonucu işçilerin hayatını kaybetmesi ve daha nice iş kazası maalesef bu dönemde yaşandı. Bu kazaları elimizden geldiğince bizlerde derneğimizin resmi yayını olan İş Güven-


RÖPORTAJ

liği dergisinde ele aldık ve görüşlerimizi okuyucularımıza aktardık. Bu kötü haberlere karşı, yine bu dönemde İş Güvenliği kanunu ve yönetmelikleri çıkarıldı. Böylece Türkiye İş Güvenliği konusunda hukuki bir altyapıya kavuştu. Tüm eksikliklerine karşı bu Türkiye’de İSG konusunda tarihi bir adımdır. Başta Sn. Faruk Çelik olmak üzere emeği geçen herkese buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum. Yeni kurulan hükümette yine etkili bir isim olan Sn. Süleyman Soylu görevi devraldı. ÇSGB içerisinde birçok önemli müdürlüğü ve daireyi barındıran bir bakanlık. Sayın Süleyman Soylu’nun İSG duyarlılığını devam ettireceğini düşünüyorum.

Bakanlık ile ilişkileriniz nasıl? ÇSGB bizim sektörümüzün amiral gemisi. Oldukça önemli bir kuruluş. Bu sektörde iş yapan iş adamlarını temsil eden bir iş adamı derneği olarak ÇSGB ile yakından çalışıyoruz. ÇSGB’nin politikalarını anlamaya çalışıyor, bunları üyelerimizle paylaşıyoruz. Eksiklik, aksaklık gördüğümüz konularda da görüşlerimizi yetkililerle farklı mecralarda paylaşıyoruz. Bunlardan en önemlisi Kişisel Koruyucu Donanımlar Teknik Komitesi (KKDTK). Şuanda KKDTK’in sivil toplum üyelerinden birisi TİGİAD. Sektörle ilgili tüm konular bu komite toplantılarında masaya yatırılıyor. Bizlerde görüşlerimizi iletiyoruz. Yine birçok ÇSGB etkinliğinin sivil toplum ayağında elimizden gelen desteği vermeye çalışıyoruz. Bakanlıkla ters düştüğünüz konular oluyor mu?

60

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Bazen farklı düşündüğümüz konular oluyor tabi. Ancak konuşarak ortak bir noktaya varıyoruz. Nihayetinde bizler aynı sokağın sakinleriyiz. Birbirimize ihtiyacımız var. ÇSGB icra makamı olarak hayati önemde. Aynı zamanda muazzam bir birikime ve tecrübeye sahip. Sektörde Türkiye’nin kurumsal hafızası durumunda. İnsan kaynağı da oldukça zengin. İş Güvenliğinde Türkiye’de ilk beş ismi sayın derseniz bunlardan birisi ÇSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sn. Kasım Özer örneğin. Beyefendi Türkiye’de İSG konusunda ayaklı kütüphaneden farksız. Yine ÇSGB’nin İSGÜM (İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Müdürlüğü), İş Güvenliği Dairesi, Piyasa Gözetim ve Denetim Dairesi gibi daha birçok kurum bizim sektörümüz için oldukça önemli. TİGİAD’da sivil toplum ayağında olmazsa olmaz. İş Güvenliği alanında faaliyet gösteren şirketlerin önemli bir bölümünü temsil ediyor. TİGİAD

olarak ÇSGB ile sektördeki firmalarımıza aracılık yapmak istiyoruz. Sektörün gelişmesi için bu işlevi görecek sivil toplum örgütlerinin güçlü olması ve icracı durumdaki kamu kurum ve kuruluşları ile uyum içerisinde çalışması şart.

Bildiğiniz gibi birçok Nalbur ve Hırdavatçı KKD Ürünlerinin satışını gerçekleştiriyor. Bu alandaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konu sektörün gelişiminde ve çalışanlarımızın güvenliği açısından oldukça önemli. KKD satıcılarını kabaca ikiye ayırabiliriz. Bunlardan ilki iş güvenliği firmaları, ikincisi ise bu sorunun muhatabı olan nalbur ve hırdavatçılar.


İş güvenliği firmaları çalışanları KKD ürünleri konusunda daha duyarlı ve bilinçli. KKD ürünlerini tanıyor, standartları ve mevzuatı biliyor. Bu tarz firmalar daha çok kurumsal işletmelere çalışma yapıyorlar. Kurumsal işletmeler de KKD konusunda görece daha bilgili tabii. Bu tarz firmaların kendi bünyelerinde bir iş güvenliği uzmanı da oluyor genellikle. Dolayısıyla bu tarz firmalar da ne kullanmaları gerektiğini biliyor. Bakanlık yetkililerinin sıklıkla denetlediği alan da yine bu alan. Kısaca ve özetle satanın da alanın da denetleyenin de belirli bir bilinç seviyesinde olduğu bir alan burası ve nispeten güvenli. İkinci kategoride ise maalesef İSG alanın da belirgin bir farkındalık yok. Nalbur ve Hırdavatçılar, binlerce ürün yanın da KKD ürünlerini de satıyorlar. KKD’lerin içerikleri konusunda, standartlar konusunda bilgili olduklarını söylemek güç. İşin kötü tarafı ise ürünü satın alanların da benzer nitelikte olması. Küçük işletmelerin birçoğu ya da serbest meslek çalışanları KKD ürünlerini bu noktalardan satın alıyor. Ancak onlar da neyi neye göre almaları gerektiği konusunda çok bilgili değil. Nalbur ve Hırdavatçıların sayılarının çok olması, tüm Türkiye genelinde köy-bucak dâhil her alana yayılmış olmaları ise denetimleri güçleştiren bir unsur. Kısaca ve özetle satanın da alanın da bilinçli olmadığı, denetleyenin de fazla denetlemediği bir alan burası ve oldukça güvensiz. Bu durum insanımız ve sektörümüz için oldukça tehlikeli. İnsanımız için tehlikeli çünkü

Türkiye bir KOBİ ülkesi ve bugün çalışanların büyük çoğunluğu KKD ürünlerini Nalbur ve Hırdavatçılardan alıyor. Dolayısıyla birçoğu da korunamıyor aslında. Yani sağlıkları ve güvenlikleri tehdit altında. Sektör açısından da tehlikeli. Çünkü bu alan kaliteden ziyade fiyat rekabetinin döndüğü bir alan. Özellikle de birçok hırdavat toptancısı sadece fiyat endeksli bir politika yürütüyor. Satılan ürünlerin standarda uygun olup olmaması maalesef birçoğu için bir dert değil.

Nalbur ve Hırdavatçılar KKD ürünleri satmamalı mı diyorsunuz? Hayır, tam aksine. Nalbur ve Hırdavatçıların KKD için olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum. Az önce de söylediğim gibi iş güvenliği firmalarının her yerde hizmet verebilmeleri mümkün değil. Nalbur ve Hırdavatçılar çok geniş bir dağıtım ağına sahip. Ülkemizde de tüm çalışanların sağlıklı ve güvenli bir şekilde çalışma hakları var. Dolayısıyla Nalbur ve Hırdavatçılar KKD ürünlerini satmalı ancak bu konuda eğitim almaları şart. Ne sattıklarını bilmeleri gerekiyor. Bakanlığımızın da büyük hırdavat toptancılarını denetlemesi gerekiyor. Bu şekilde büyük bir alanda güvenlik tesis edilmiş olur diye düşünüyorum. Biz dernek olarak KKD satışı konusunda Meslek Standardı oluşturulması gerektiğini de düşünüyoruz. KKD ürünlerini satan kişilerin asgari seviyede de olsa ne sattıklarını bilmesi şart. Bunun için de akredite kurumlardan eğitim almaları ve serti-

fikalandırılmaları şart bizce. Son olarak TOS+H EXPO fuarına dernek olarak katıldınız. Fuar hakkında ne düşünüyorsunuz? TOS+H nasıl geçti? TOS+H Expo fuarını önemsiyoruz. TİGİAD olarak fuarı destekledik. Fuarda stant açan firmaların büyük bölümü üyemiz. Biz de TİGİAD olarak bir stant açtık ve dergilerimizi ücretsiz olarak dağıttık. TOS+H Expo fuarı ÇSGB tarafından organize edilen 8. Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği Konferansı ile eşgüdümlü gerçekleştirildi. Bu çerçevede de oldukça etkili, katılım profili yüksek olan bir fuar oldu. Ziyaretçi sayısı, ziyaretçi profili gibi konular fuarlar için oldukça önemli. Bunlar bizlerin de fuarları değerlendirirken baktığımız temel kriterler. Bu açıdan TOS+H Expo fuarı sınıfı başarıyla geçti ve bizlerin de takdirini topladı. Ancak stant açan firmalar için metrekare fiyatının oldukça pahalı olması, fuarın ulusal yazılı ve görsel basında yeterince reklamının yapılmamış olması, organizasyon alanının fuar konseptine uygun olmaması gibi konular bizden sarı kart gördü. Özellikle fuar alanı konusunun çözülmesi gerekir diye düşünüyorum. Haliç Kongre Merkezinin önündeki alan sınırlı bir alan, fuar ise her sene daha da büyüyor. Yakın gelecekte çadır sistemi bir çözüm olmaktan çıkabilir. Fuar yetkililerinin bakanlıkla anlaşarak, fuar mantığına uygun başka bir yerde ve yine kongreyle birlikte bu organizasyonu yaparsa çok daha mutlu olacağız.


2. TOS+H EXPO FUARI

FUAR VİZYON

Foster TOS+H Expo’da yeni ürünlerini sergiledi

İ

ş güvenliği ekipmanları üretiminde sadece ayakkabı üretimi yapan Foster, TOS+H Expo 2016’ya katılarak ürünlerine sergiledi. Foster Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sevim ile yaptığımız kısa söyleşide Sevim; TOS+H Expo 2016 fuarında yeni müşterilerle karşılaştıklarını, sektördeki firmaları yakından tanıdıklarını ve eski müşteriler ile görüşme

62

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

fırsatı yakaladıklarını belirtti. Yurtdışı müşteri geçişlerinin ve son kullanıcı ziyaretlerinin fuar açısından eksik yönler olduğunu aktaran Sevim, TOS+H Expo 2016’nın yine de sektör açısından doyurucu bir etkinlik olduğunu belirtti. Sektörle ve ekonomi ile ilgili genel değerlendirmelerde bulunan Sevim: Piyasa denetimleri zayıf, sahte CE Belge üretimi yapımı devam ediyor.

Firmamız açısından yüzde 50 hızlı gidiyoruz. Fakat karlılık %20 civarı düştü. Ülkede inşaat sektörü hariç işler pekiyi değil ciddi sıkıntı var.” dedi. Foster’in yeniliklerini tanıttığı TOS+H Expo 2016 fuarında 300 dereceye kadar dayanıklı ayakkabı tabanları ziyaretçi ve katılımcılarla buluştu. Aynı zamanda 300.000 V’a dayanıklı elektrikçi ayakkabıları da tanıtılan ürünler arasındaydı.



2. TOS+H EXPO FUARI

FUAR VİZYON

“Fuarla ilgili izlenimlerimiz kendi adımıza tatminkâr değil” Geniş ürün yelpazesi ile iş güvenliği alanın her noktasını kapsamak için çalışan Starline kaliteli ürün ve dürüst ticaret politikası ile sektörde adından söz ettirmeye devam ediyor. Katıldıkları TOS+H Expo 2016 fuarında dikkat çeken ürünler sergileyen Starline, ziyaretçilerden tam not aldı. İş Güvenlik Uzmanı & Öğretim Görevlisi Erkan Altun ile Starline adına yaptığımız kısa söyleşide Altun, fuar ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak çalışmaları ile ilgili bilgiler verdi.

64

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

“Fuarla ilgili izlenimlerimiz kendi adımıza tatminkâr değil” Starline olarak Türkiye pazarında var olabilmek, iş güvenliği kültürünü yakından görebilmek ve yeni ürünlerimizi müşterilerimize sunmak adına TOS+H Expo 2016 fuarına ilgi duyuyoruz ve katılmak istiyoruz. Burada aynı anda rakip firmalarımız, tüm sektörün tedarikçi ve müşteri profilinde ki firmalarla bir


araya gelme fırsatı buluyoruz. Fakat fuarla ilgili izlenimlerimiz kendi adımıza tatminkâr değildi. Geçen seneye oranla katılımcı sayısında gözle görülür bir düşüş olduğunu gözlemledik. Bizim için olumlu tarafı gerek ülkemizden gerekse de Avrupa ve dünya ülkelerinde ki müşterilerimiz ile yüz yüze bağlantı kurabildik. “Fuara katılımı nasıl arttırabiliriz bunun yollarını aramalıyız” Sektörün kıymetli firmalarının bir arada olması ve yeni gelişmelerden haberdar olmak adına bu tür fuarların katkıları yadsınamaz. Burada ürünlerinizi sergileyebiliyor ve müşteri portföyünüzü genişletebiliyorsunuz. Fuara katılımın beklentinin altında olmasından dolayı görüşlerimizden ziyade bir

daha ki seneler de fuara katılımı nasıl arttırabiliriz bunun yollarını aramalıyız.

Starline eğitimlere önem

“Müşteri ihtiyaçlarına cevap verebilecek ürünlerimizi sergiledik” Starline kişisel koruyucu donanımlar da bir insanı tepeden tırnağa koruyacak yeterlilikte ürün gamına sahip ve sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilecek büyüklükte bir firmadır. Bu yüzden ürünlerimizin hepsini standa koyup sergilememiz imkansızdı. Dolayısıyla müşteri ihtiyaçlarına cevap verebilecek ürünlerimizi sergiledik. Özellikle öne çıkaracak ürün sunmuyoruz. İşin sonu insana dayandığı için her ürünümüze ayrı önem veriyoruz ve kendimizi devamlı bu konuda geliştiriyoruz. Bu konuda da olumlu eleştiriler alıyoruz.

konusunda

veriyor Türkiye

ekipmanları son

yıllar-

da büyük atılım gösterdi. Sektörde biz de dahil çok değerli firmalar var. Çeşitlilik ve koruyuculuk konusunda bir sıkıntı olduğunu düşünmüyoruz. Tek problemin çalışanların bu konuda eğitimsiz olması. Dolayısıyla da ürünlerden bihaber olmaları ve türlü bahanelerle kullanmak istememeleridir. Biz bu konuda profesyonel bir adım atarak eğitim departmanı kurduk. Müşterilerimiz çalışanlarına

bu

konuda çeşitli eğitimler de vererek

bilinçlendiriyoruz.




2. TOS+H EXPO FUARI

FUAR VİZYON

Mapa, TOS+H Expo 2016’da yeni ürünlerini tanıttı Dünyanın en eski eldiven üreticilerinden biri olan ve her ele bir çözüm üreten MAPA, iş güvenliği alanında tek bir ürüne yoğunlaşarak alanında en iyi olma hedefi ile yoluna devam ediyor. MAPA Professionnel Ülke İş Müdürü Tolga Karabacak ile katılım gösterdikleri TOS+H Expo 2016’da kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

T

OS+H Expo 2016 katılımcılarındandınız. Bu yıl fuar ile ilgili izlenimleriniz nelerdir? Sizlere katkısı ne yönde oldu? Kişisel Koruyucu Donanım sektörüne ilgi her geçen

68

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

sene fazlasıyla artıyor. Bu senede oldukça yoğun ilgi gören bir fuar yaşadık. Özellikle çalışanların işlerini daha konforlu ve daha güvenli yapmalarını sağlayan yeni eldiven teknolojilerim-

izi geniş kitlelere tanıtmamızda oldukça yardımcı oluyor bu gibi fuarlar. Bu tür fuar organizasyonları sektörünüzü tam anlamı ile karşılıyor mu? Fuarlardan beklentileriniz neleredir? Açıkçası sektörde duayen uluslararası bir marka olarak bu tür fuarlarda mutlaka yer almamız gerekiyor. Özellikle stratejimiz kalıcı ve sektörün rağbet ettiği fuarlarda yer almak. Fuarda tanıttığınız ürün



FUAR VİZYON gruplarınız ile ilgili bilgi verir misiniz.? Özellikle öne çıkan ürün grubunuz neler oldu? MAPA olarak özellikle ilk kez bu fuarda sergilediğimiz yeni Air & Durable serisi “ TERLEMEYİ AZALTAN” nefes alan su bazlı polimer kaplamalı, ve aynı zamanda çok dayanıklı eldivenlerimiz çok fazla ilgi gördü. Açık mikro- hücre teknolojisi ile üretilen bu eldivenler ülkemiz gibi sıcak iklimlerde eldiven kullanımında en büyük sorunlardan biri olan terlemeyi azaltarak, kullanıcının uzun saatler boyunca konforlu bir çalışma yapabilmesine yardımcı oluyor. Yeni Air & Durable serisi ULTRANE 510 montaj, Krytech 511 ( 3 Kesilmez ) ve Krytech 531 ( 5 Kesilmez ) olarak 3 eldivenden oluşmakta. Her 3 eldivende Silikon içermiyor ve Oeko-Tex® Standard 100 sertifikasına sahip. Yine 2 katman yağ geçirmez ve yağda kaydırmaz kaplamalı serimiz Grip & Proof ‘a eklenen ve güncellenen yeni ürünlerde çok beğenildi. Özellikle yenilenen Kronit 380 ( 3 Kesilmez ) 2 katman yağ geçirmez modelimiz, uzatılan güvenlik koncu ve artan el hassasiyeti ile deneyen tüm ziyaretçilerimiz tarafından beğenildi. Demo alanımızda kullanıcıların birebir denemesini sağladığımız temas

70

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

ısısı direnci sağlayan özel nitril noktalarla kaplanmış, konforsuz hantal deri eldivenlere ikame yüksek el hassasiyeti sunan ödüllü eldivenlerimiz Tempdex 710 ve Temp-dex 720 ( 3 kesilmez ) modellerimiz de ziyaretçiler tarafından çok ilgi gördü.

de çalışan seviyesinde iş güvenliği bilincinin oturması gerekiyor.

İş güvenliği ekipmanları sektörü ile alakalı sıkıntı ve problemler nelerdir? Bu eksikliklerin giderilmesi için yapılması gerekenler nelerdir? Türkiye’de iş güvenliği sektörü hızla büyümesine rağmen diğer gelişmiş pazarlar ile mukayese edilirse olması gerekenden çok daha düşük bir hacimde. Yeni kanunlar ve iş güvenliğindeki artan bilinçlenme ile bu farkı hızla kapatacağımıza inanıyorum. Özellikle hem yönetici hem

istersiniz. Yıl bizim için korktuğumuzun aksine çok hızlı başladı. Türkiye’de hızla artan büyümemize devam ediyoruz. Coğrafyamızdaki belirsizlikler herkes gibi bizi de zaman zaman endişelendiriyor ama Türkiye bölgedeki gücü ve oturmuş yapısı ile birçok uluslararası şirket gibi bizim de ana hedef pazarlarımızdan biri.

2016 yılını genel ekonomik anlamda nasıl değerlendirirsiniz? Bu anlamda sektörünüz ile ilgili neler söylemek



2. TOS+H EXPO FUARI

FUAR VİZYON

3M’in “yüksekte çalışma çözümleri” TOS+H Expo 2016’da büyük ilgi gördü “3M Bilimi. Hayatın Her Anında” yaklaşımıyla bilime dayalı inovatif çözümler sunan, hayatı kolaylaştıran ve yenilikçi binlerce ürün geliştiren 3M, TOS+H Expo 2016’da iş sağlığı ve güvenliği alanında geniş bir yelpazede yer alan ürün ve çözümlerini sergiledi. 3M’in özellikle yüksekte çalışma çözümleri, 3M’in yeni ürünleri (3M Solus buğu önleyen gözlükler ve 3M yüksek ısıya dayanıklı baret) yoğun ilgi gördü.

3M Bilimi. Hayatın Her Anında” yaklaşımıyla insan yaşamını kolay-

laştıran

72

ürünler

geliştire-

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

rek bilimi insanlığın günlük yaşamına yerleştiren 3M, iş sağlığı ve güvenliği alanında geniş bir yelpazede yer alan

ürün ve çözümlerini 8-11 Mayıs arasında İstanbul’da düzenlenen 2. TOS+H Expo’da sergiledi. İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde bu yıl ikincisi düzenlenen TOS+H Expo (İş Güvenliği + Sağlığı Fuarı) Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği konularında geniş kapsamlı bir pazar ve iletişim platformu oluşturdu. Fuarda 3M, özellikle kişisel koruyucu donanım sektöründe “yüksekte çalışma çözümleri ile öne çıktı. 3M


Türkiye Güvenlik ve Grafik Ürünleri Ülke Direktörü Kerem Kürklü 2015 yılında 3M’in bu alanın öncü firmalarından Capital Safety’yi satın almasıyla tüm dünyada ve Türkiye’de bu alanda sundukları ürün yelpazesini genişlettiklerini belirterek şunları söyledi. “Capital Safety’nin ürün ve çözümleri arasında, yaygın şekilde tanınan global markaları DBI-SALA ve PROTECTA altında satılan emniyet kemerleri, halatlar, geri sarımlı düşüş durdurucular ve özel tasarımlı sistemler de yer alıyor. Türkiye’de özellikle inşaat ve telekomünikasyon sektörlerinde bu ürünlere giderek daha büyük ilgi olduğunu görüyoruz. 3M olarak ürünlerimizle ve bu çerçevede verdiğimiz eğitimlerle Türkiye’deki iş kazalarının azaltılmasına, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasına katkıdabulunmayıamaçlıyoruz.” 3M Solus Gözlükler en zorlu koşullarda bile buğulanmayan lens yapısıyla daha uzun süre temiz görüş sağlıyor Fuarda 3M, K (çizilmeye karşı dirençli) ve N (buğulanmaya karşı dirençli) standardına sahip 3M Solus gözlüklerini sergiledi. Buğu önleyici teknolojisi ile en zorlu koşullarda bile buğulanmayan lens yapısıyla çalışanlara daha uzun süre temiz görüş sağlayan 3M Solus gözlükler, yüze oturarak kullanıcıya konfor sunuyor, baş bandı

ve içlik seçenekleri ile hybrid goggle olarak da kullanılabiliyor ve özellikle fiziksel olarak zorlu koşullarda, sıcak ve nemli ortamlarda rahatça takılabiliyor. 3M Yüksek Isıya dayanaklı Baret ve Altın Vizör’ün kullanım sıcaklığı -30°C ile +150°C arasında 3M TOS+H Expo’da yüksek ısıya dayanaklı Baret ve Altın Vizör ürünlerini de sergiledi. Kullanım sıcaklığı -30°C ile +150°C olan ürün

sıcak

çalışma

ortamında

terlemeyi azaltmayı hedefleyen deri içlik de içeriyor. Özellikle sıcak çalışmanın yoğun olduğu demir & çelik, metal döküm, cam fabrikaları, çimento fabrikalarında kullanılan ürün, piyasadaki diğer yüksek ısıya dayanımlı baretlere göre daha hafiftir.


2. TOS+H EXPO FUARI

FUAR VİZYON

Kişisel Koruyucu Ekipmanları ek masraf görülüyor Ürün yelpazesini sürekli geliştirerek “İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı” sektöründeki ticari hayatına hız kesmeden devam eden İş Koruma, sektörel organizasyonları da yakından takip ediyor. TOS+H Expo 2016 katılımcılarından olan İş Koruma İş Güv. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. Firma Yetkilisi Arda Ataoğlu fuar ile ilgili izlenimlerini paylaşarak değerlendirmlerde bulundu. TOS+H Expo 2016 katılımcılarındandınız. Bu yıl fuar ile ilgili izlenimleriniz nelerdir? Sizlere katkısı ne yönde oldu?

74

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Fuar genel itibariyle başarılı ve faydalı geçti. Ziyaretçilerin fuara ilgisi ve gelen ziyaretçilerin sektör ile olan bağlantıları çok yerindeydi.. Maalesef

ülkemizin vazgeçemediği alışkanlığı olan hafta sonu fuar organizasyonu bu fuarda da pazar günü başlaması itibariyle tekrarlandı ve gerçekten sektör ile ilgili kişilerin yanında amacı sadece vakit geçirmek ve poşet toplamak olan ziyaretçiler de oldu. Lojistik nedenlerden dolayı başta otopark olmak üzere birçok katılımcı ve ziyaretçi sorunlar yaşamış olsa da fuarın hafta içi ziyaretçi performansı bizleri tatmin etti.



FUAR VİZYON Bu tür fuar organizasyonları sektörünüzü tam anlamı ile karşılıyor mu? Fuarlardan beklentileriniz neleredir? Tam anlamıyla beklentilerimizi karşılıyor diyemeyiz ancak iş güvenliği sektörü için düzenlenen en kapsamlı fuar. 10 yıl öncesine göre çok yol kat etmiş durumdayız umarım ilerleyen fuarlar da üstüne koyarak gelişir. Fuarda tanıttığınız ürün gruplarınız ile ilgili bilgi verir misiniz.? Özellikle öne çıkan ürün grubunuz neler oldu? Kişisel koruyucu ekipmanların tamamına yakını standımızda sergilendi ancak öne çıkan gruplar sektörün en çok tükettiği ürünler ile paralel olarak iş eldiveni ve iş ayakkabısı modellerimiz oldu. İş güvenliği ekipmanları sektörü ile alakalı sıkıntı ve problemler nelerdir? Bu eksikliklerin giderilmesi için yapılması gerekenler nelerdir? Sektör olarak en temel sıkıntı bu bilincin henüz ülkemizde çok yeni oluşuyor olması. İşverenler ve çalışanlar hala kişisel koruyucu ekipmanları bir ek masraf ve çalışmaya engel olan materyaller

76

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

olarak görmekte. Genellikle yabancı sermayeli ve çalışan sayısı yüksek işletmeler bu konuya özen göstermekte ve doğru işler yapmaya çalışmakta ancak nispeten daha az çalışanlı ve maliyet odaklı üretim

yapan firmalar maalesef bu konuyu ek bir gider olarak görmekte. En temel amacımız toplumda bu ön yargıyı kırmak ve aslında iş güvenliğinin ek bir gider değil bilakis ileride oluşacak maddi ve manevi kayıpları önleyerek firmalara kazanç sağlamakta olduğunu anlatmak. Bunun için de hem TİGİAD (Türkiye İş Güvenliği İş Adamları Derneği) olarak hem bu sektörde çalışan tedarikçiler olarak her fırsatta kullanıcılara bu ürünlerin amacını ve faydasını anlatmak ve onlara doğru ürünleri sunmak tek amacımız olmalı. 2016 yılını genel ekonomik anlamda nasıl değerlendirirsiniz? Bu anlamda sektörünüz ile ilgili neler söylemek istersiniz. 2016 yılı her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de endişe ile geçmesi beklenen bir yıl. İthalat veya üretim yapan herkes lokal ve global ekonomik gelişmeleri yakından takip etmeli ve en ideal yolları izleyerek büyümeye, istihdam yaratmaya ve bunları yaparken de sunduğu ürün ve hizmet kalitesini korumaya çalışmalıdır.



2. TOS+H EXPO FUARI

FUAR VİZYON

Genel Müdür Rıfat Yeşiltepe

AR-GE ve Kalite Müdürü Dr. Hayri Baltacıoğlu

TOS+H Expo 2016’ya Polly Boot damgası Türkiye’nin ilk Poliüretan Güvenlik Çizmesi üreticisi konumunda olan Polly Boot, kaliteli ürün, bilinçli ve sorumlu hizmet anlayışı ile ürünlerini genişletmeye devam ederken TOS+H Expo 2016 fuarında da yeni ürünlerini tanıttı. Fuar ziyaretçileri ile buluşan Polly Boot Genel Müdürü Rıfat Yeşiltepe ve AR-GE ve Kalite Müdürü Dr. Hayri Baltacıoğlu ile kısa bir söyleşi yaptık.

P

olly Boot markası ile TOS+H Expo 2016 fuarına katılan Güçlü İş Güvenliği Ltd. Şti Genel Müdürü Rıfat Yeşiltepe fuar ile ilgili genel izlenimlerini şu şekilde aktardı: “Firma standımızı ziyaret

78

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

eden müşteri ve müşteri profiline baktığımızda, olumlu geçti diyebiliriz. Ziyaretçilerimiz Arge Müdürümüz Hayri Baltacıoğlu’ndan gerekli tüm teknik ve kimya, Arge bilgilerini alma imkanı buldular. Marka tanıtımı ve firma bilgilendirmelerim-

izin şirketimize katkısı oldu diye düşünüyoruz.” Dedi. Güçlü İş Güvenliği Ltd. Şti AR-GE ve Kalite Müdürü Dr. Hayri Baltacıoğlu ise sorumuzu şu şekilde yanıtladı: “Standımızı ziyaret eden firma ve kişilerden edindiğim izlenim “iyi ki bu fuara katılmışız” şeklindedir. Ziyaretçilerimizin birçoğu müşterilerimizdi. Bizleri bu fuarda görmek kendinden birilerini görmek gibi geliyordu. Sıcak müşteri ilişkilerimiz burada da devam etti. Yeni ismimizi duyanlar da oluyordu. Özelliklede çizmenin görüntüsünün yurt dışı çizmesine benzetmeleri ve Türkiye’de üretildiğini


öğrenmelerindeki mutlulukları ve memnuniyetleri görülmeye değerdi. Birçoğu böyle güzel bir çizmenin Türkiye’de firmamız tarafından üretilmesinden dolayı bizleri tebrik ettiler.”

Bu tür fuar organizasyonları sektörünüzü tam anlamı ile karşılıyor mu? Fuarlardan beklentileriniz neleredir? Bu tür fuar organizasyonlarının ihtiyaçlara yanıt verip vermediğini sorduğumuz Genel Müdürü Rıfat Yeşiltepe tam anlamı ile ihtiyaçlara yanıt vermediğini belirterek görülen eksikleri şu şekilde değerlendirdi. - Seminer ve konuşmaların çok uzun olması dolayısıyla ürün bilgilendirmelerine az zaman kalması - Yurt dışı ziyaretçilerin ve katılımcı firmalarının sayısının az olması yada yetersiz olması - Özellikle fiziki olarak fuar içi tanıtım, eğitim ve gösterilerinin olmaması - Yemek, yiyecek ve içecek ve cafe gibi hizmetlerin çok yetersiz olması AR-GE ve Kalite Müdürü Dr. Hayri Baltacıoğlu ise yabancı ziyaretçi sayısının eksikliğini dile getirerek daha fazla yabancı ziyaretçi gelmesi gerektiğini belirtti.

Fuarda tanıttığınız ürün gruplarınız ile ilgili bilgi verir misiniz.? Özellikle öne çıkan ürün grubunuz neler

oldu? Dr. Hayri Baltacıoğlu TOS+H Expo 2016 fuarında sergiledikleri ürünler ile ilgili şu bilgileri verdi: “1. SRC özellikli PU/TPU tabanlı yeni bir çizmemiz vardı. 2. Yine patent başvurusunu yaptığımız taban topuk kısmı içerisinde 2. bir şok absorber elemanı olan buluşumuz vardı. Bu ürün tamamen sektördeki bilgi birikimi ve tecrübenin bileşkesinde oluşmuştur. 3. Yine ayak giyeceklerinin en büyük sorunu olan terleme sorununun çözümünde çok büyük katkısı olacak antibakteriyel, antistatik, su absorbsiyon ya da ter emme kapasitesi çok yüksek ve aynı zamanda su desorpsiyon yada emilen teri hızlı atma özelliğine sahip tabanlıktır. Bu konuda 20 istasyonlu yeni PU makinamızla müşterilerimize yeni ürün sunmanın mutluluğu içerisindeyiz.”

İş güvenliği ekipmanları sektörü ile alakalı sıkıntı ve problemler nelerdir? Bu eksikliklerin giderilmesi için yapılması gerekenler nelerdir? Sektör ile ilgili sıkıntı ve eksikler ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Rıfat Yeşiltepe: “Sektörümüz ile ilgili sıkıntıları kısa olarak özetlemek gerekirse; - İlgili bakanlık ve kurumların yeterli kontrol ve denetimleri yapmaması veya yeterince yapmaması. Bu dene-

timlerin hem üretici hem de satıcı firmaların nezdinde yapılması gerekmektedir. - Bunun yanında denetimler sonrası caydırıcı cezai yaptırımların uygulanmaması şeklinde özetlenebilir.” Dedi. Dr. Hayri Baltacıoğlu ise; gerek hükümet olarak tüm bakanlıklar gerekse Ticaret, Sanayi ve Meslek Odaları konunun önemini bilerek davranmaktadırlar. Önce iş değil Ö’nce İşçi Güvenliği ve Sağlığı’ olması bunu doğrulamaktadır.” açıklamalarında bulundu.

2016 yılını genel ekonomik anlamda nasıl değerlendirirsiniz? Bu anlamda sektörünüz ile ilgili neler söylemek istersiniz. Genel Müdür Rıfat Yeşiltepe genel ekonomik değerlendirmelerle ilgili sorularımıza da, 2016 yılını genel olarak olumlu gördüklerini belirterek, “ARGE’ye önem veren ve yatırım yapan firmalar için bu yılında sorunsuz geçebileceğini söyleyebiliriz.” Dedi. AR-GE ve Kalite Müdürü Dr. Hayri BALTACIOĞLU ise “Benim söyleyeceğim tek şey yılların durumu ne olursa olsun ARGE’ye önem veren ve yatırım yapan firmalar için korkulacak bir durum yoktur. Hatta ARGE’ye önem veren firmaların kriz yıllarını fırsat yılına çevirdikleri iyi bildiklerim arasındadır.” Dedi.


2. TOS+H EXPO FUARI

FUAR VİZYON

40 yıl boyunca “Basiretli Tüccar” olmaya çalıştım 2. TOS+H Expo katılımcılarından olan Erataş İş Güvenliği Ekipmanları bu yıl 40’ıncı yılını da kutladı. Genel Müdür Mehmet Emin Kuşçu’dan Nalbur Teknik dergisine özel fuara dair değerlendirme ve görüşlerini alırken aynı zamanda da Erataş’ın 40’ıncı yıl değerlendirmelerini aldık. Mehmet Emin Kuşçu’nun değerlendirmeleri.

Uluslararası Firmalarda Artış Vardı” Bu yıl geçmiş yıllardan farklı olarak, uluslararası üretici firmaların fuara katılımının daha fazla olduğunu gördük. Ziyaretçiler sayısal olarak fazla olmasa da ilgili ve konusunda uzman kişilerin gelmesi bizleri sevin-

80

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

dirdi. Ayrıca Çalışma Bakanlığının düzenlediği etkinlikler, katılımcılar için çok yararlı oldu.

Organizasyon değerlendirmeleri Öncelikle fuar organizasyonunun belirlediği ‘’ stant’’ ücretlerinin çok yüksek olduğunu belirtmek isterim. Biz Avrupa ve Ortadoğu ülkel-

erinde de fuarlara katılıyoruz ama bizde daha ucuz olması gereken fiyatlar daha yüksekti maalesef. Fuar alanında yaşadığımız bazı sıkıntıları ve yeterli tanıtımın yapılmaması ile ilgili görüşlerimizi, beklentilerimizi TİGİAD aracılığıyla organizasyon yapan arkadaşlara yazılı olarak ileteceğiz. Fuarda öne çıkan ürünler Kişisel Koruyucu Donanımları hemen hemen her türünü sergiledik. Ancak öne çıkardığımız ürün grupları; MSA firmasının gaz ölçüm cihazları, Güvenlik Kilitleme Sistemleri – LOTO- ve yorgunluk giderici paspaslara ağırlık verdik.


Sektör ve ekonomik değerlendirmeler ‘’ İş Güvenliği Ekipmanları’’ sektörü, fazla geçmişi olmayan, gelenekleri ve kuralları tam oluşmamış bir sektör. Ciddi bir sorumluluk isteyen böyle bir sektörün; TİGİAD gibi, Çalışma Bakanlığı gibi kural koyucu, yönlendirici kurumlara gerekliliğinin olduğunu düşünüyorum. Bizler çalışanların sağlığını doğrudan ilgilendiren ürünleri üreten, pazarlayan kurumlarız mutlaka doğru bilgi ve bilince sahip olmalıyız. 2016 tüm sektörler için kötü başladı bence. Yaşanan terör olayları, Dış politikalardaki olumsuzluklar bence ekonomiyi de olumsuz etkiledi. Ben Yunanistan’ a, Bulgaristan’ a kara yoluyla çıktığımda yüzlerce Türk tırının yollarda gördüğümde gurur duyuyorum. Dışsatımın bu yeni ‘’Akıncıları’ nın hep çoğalmasını istiyorum. Dinamik ve zeki bir toplum olarak bu sıkıntıları da aşacağımıza inanıyorum

40. yıl mesajı 40 yıl önce henüz fakülte son sınıfta başladığım iş hayatımda aklımda yer eden bir söz beni çok etkilemiştir. ‘’ Basiretli Tüccar olmak’’ bende 40 yıl boyunca hep ‘’ Basiretli Tüccar’’ olmaya çalıştım.


A M A NOR

ISK-SODEX-2016

A P I R FUA

FUAR VİZYON

O P X E S+H

2. TO

82

Nalbur Teknik.com / Haziran’16


FUAR VÄ°ZYON

2. TOS

F O P X +H E

A P I UAR

A M A NOR


2. TOS+H EXPO FUARI

FUAR VİZYON

2. TOS+H Expo yüksek ziyaretçi artışıyla ilk fuarın başarısını pekiştirdi 2. TOS+H Expo (Occupational Safety + Health Exhibition) iki yıl önce düzenlenen ilk fuarın başarısını pekiştirdi ve yüksek bir ziyaretçi artışıyla kapandı.

8

- 11 Mayıs 2016 tarihleri arasında 5.223 uzman ziyaretçi (2014: 3.540) 17 ülkeden 106 katılımcı tarafından kişisel koruma, işyerinde sağlık ve işyerinde korunma konusunda sunulan en yeni trendler ve ürün yenilikleri ile ilgili bilgi almak üzere İstanbul’a Haliç Kongre Merkezi’ne geldi. Messe Düsseldorf

84

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

TOS+H Expo Fuarı Direktörü Birgit Horn: „TOS+H, paralel düzenlenen VIII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nı mükemmel bir şekilde tamamladı. İlginç sunumlar ve müzakerelerle geçen üst düzeyde bir konferans ile yenilikçi ürünlere, donanımlara ve hizmetlere kapsamlı bir toplu bakış imkanı sunan uzmanlık fuarının bileşimi başarının formülünü

açıkça

ortaya

koyuyor.”

2. TOS+H Expo’nun T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu tarafından açılması fuarın bu zamana kadar kazandığı önemin altını etkili bir şekilde çizmiş oldu. UVEX Arbeitsschutz firmasının Avrupa 2 Bölgesi Satış Müdürü Gerald Haas, bir çok katılımcıyı temsilen fuar standlarındaki olumlu havayı şu şekilde ifade etti: „TOS+H Expo, Türk pazarı ile kuvvetli bağımızı ortaya koyan mükemmel bir plat-


form olduğunu yine kanıtladı. 2014 yılındaki başarılı başlangıcın ardından Türkiye için sektörün öncü etkinliği olduğunu teyit etti. “ Innotech

firması

Uluslar-

arası Satışlar Yöneticisi Sebastian Mohrwind şunları ekledi: „ TOS+H, Innotech ve

Yüksek

İşler’e

yeni-

liklerini bir çok ilgili kişiye tanıtma

imkanı

sağladı.“

Valuedshow Proje Yöneticisi Amanda Yang da aynı şekilde olumlu bir değerlendirmede bulundu: „ TOS+H, Türkiye için çok kapsamlı ve iletişime yönelik bir platform olarak kendini kanıtladı ve beklentilerimizin üzerinde sonuçlar elde ettik. Çinli katılımcıların çoğu şimdiden iki yıl sonraki fuara katılacaklarının sinyalini verdi. Tüm etkinlik ekibine

teşekkür

ederiz.“

TOS+H Expo, dünyanın öncü iş güvenliği fuarı A+A Düsseldorf’un organizatörü Messe Düsseldorf ile yerel fuar organizatörü Tezulaş Fuar tarafından

düzenleniyor.




YENİ ÜRÜN

E • •

Bosch GWS 750 Professional Avuç Taşlama Makinesi rgonomik sayesinde rahat

tasarımı daha kullanım

Yeni güçlü 750 watt motor ile daha hızlı çalışma fırsatı sunar Havalandırma kanalları, motor/şanzıman koruması sağlar ve dayanıklılığı artırır Yeniden başlama emniyeti sayesinde daha fazla güvenlik sağlar

Bosch Elektrikli El Aletleri ürün portföyüne katılan yeni GWS 750 Professional avuç

88

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

taşlama makinesi, 115 milimetrelik disk çapı, yüksek performansı, ergonomisi ve fiyat/performans oranıyla göz dolduruyor. Özellikle küçük ve ince dizaynıyla ulaşılması ve çalışılması zor alanlar için üretilen avuç taşlama makinesi, 750 Watt motoruyla daha iyi bir taşlama ve önceki modellere

oranla %15 daha fazla güç sunuyor. Bu geliştirilmiş özellik, soğutma özelliği de dahil olmak üzere tamamen yeni bir motor dizaynıyla sağlandı. Geliştirilen GWS 750 Professional’da daha yüksek dayanıklılık üzerinde duruldu. Bunu geliştirmek için, tutuşu ve havalandırma kanallarının geliştirilmesi üzerine çalışıldı. Yeni ürünün şanzımanı dayanıklılığıyla dikkat çekerken, havalandırma kanalları optimize edildi. Bu iyileştirmeler sayesinde makinenin titreşim ve gürültü seviyeleri azaltıldı. Bu yeni özellikler, ürünün


Basın Bülteni

1

hem çalışma süresini hem de yaşam ömrünü uzattı. Hem makine hem çalışan kişi koruma altında… GWS 750 Professional’ın optimize edilmiş küçük tutamak çevresi, eski modellere ve piyasadaki benzerlerine oranla daha rahat kullanım olanağı sunuyor. Daha ergonomik kullanım sayesinde hassas ve kontrollü sonuçlar elde ediliyor. Önemli güvenlik fonksiyonları sayesinde ulaşılması zor alanlarda bile oldukça rahat çalışılabiliyor. Bosch GWS 750 Professional avuç taşlama makinesi, yeniden başlama emniyet sistemi sayesinde güç kesintisinden sonra istemsiz çalışmayı durdurarak hem makineyi hem çalışan kişiyi koruyor. Farklı aksesuarlarla farklı işleri yapmak mümkün… Profesyonellerin beklediği çok yönlü bir makine olan yeni Bosch GWS 750 Professional avuç taşlama makinesi uygun fiyat/performans oranıyla da dikkati çekiyor. GWS 750 aynı zamanda, elmas diskleri veya fırça taşlama ve kesme diskleri gibi birçok aksesuarla birlikte de kullanılabiliyor. Metal işleme uygulamalarında, metal borular, metal plakalar ve çelik kirişlerin kesme ve taşlama gibi işlemleri de bu parçaların taşlamaları kadar hızlı bir sürede tamamlanabiliyor. Farklı aksesuar seçenekleriyle beton, taş ve fayans kesmek veya boya kaldırmak da mümkün olabiliyor.

Ürün özellikleri

GWS 750 Professional

Giriş gücü

750 W

Boştaki devir sayısı

11.000 rpm

Disk çapı

115 mm

Yeniden başlama emniyeti

Evet

Ağırlık

1,8 kg




YENİ ÜRÜN

Big Hawg™ Benzersiz Verimlilik Havalandırma sistemleri ve su tesisatının yanı sıra mühendislik gerektiren diğer uygulamalar için kulanılan sunta, mdf, osb gibi malzemelerde büyük çapta delikler oluşturmak için özel olarak dizayn edilmiştir

D

92

aha hızlı, daha uzun kullanım ömrü ve büyük boy yapısı ile yeni BIG HAWG™ tekrarlanan delik kesimleri için dayanıklı, düşük maliyetli ve zaman kazandıran çözümler sağlar. Profesyonel kullanıcılar için,rakipsiz kesme hızları ve inanılmaz dayanıklılıkları özellikle ilgi çekicidir. The BIG HAWG™ agresif diş geometrisi sayesinde,diğer delik testerelere göre 10 kat daha hızlı kesim sağlar. Aynı zamanda bileylenme gerekmeden,600 deliğe kadar keser.

Yeni BIG HAWG’ın özel olarak üretilen güçlendirilmiş çelik dişleri daha uzun kullanım ömrü ve daha temiz bir kesim sağlar.

Daha verimli işler için ihtiyaç duyabileceğiniz her şey süper keskin dişler kolaylıkla elmas eğeyle bilenebilir, kesilen parçayı kolay ve hızlı çıkarılmasına olanak sağlayan geniş oluklar mevcuttur.

Ağır hizmet ürünleri ve aksesuarları,profesyonel kullanıcıların taleplerini ve ihtiyaçlarını süreç boyunca karşılamıştır.Milwauekee,kalitesini 1924’ten bu yana sürekli ilerleterek ve geliştirerek artırmıştır.

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

̇ Milwaukee® Kalitesi Kalite bizim en büyük önceliğimizdir. Profesyonel elektrikli el aleti kullanıcılarının ihtiyaçlarına uyucak bir anlayış ile başlayan, kalitesi üstün ürün tasarımıyla şekillenen, bileşenleri ve işlemleri yüksek kaliteli malzemeler kullanılarak genişletilmiş,ürünler ev ve saha koşullarına uygun testlerden geçirilir.

Diğer panç testerelerden 10 kata kadar daha hızlı kesim



YENİ ÜRÜN

Bu anahtar “iş”e geliyor 1900’lerin başında, Finlandiyalı mekanikçi Emil Vilhelm, zamanının otomatik yazar kasalarını tamir ederken silindirlerin birbiri üstüne binme prensiplerini kilitlere uygulayabileceğini düşündü ve kilit dünyasında yepyeni bir dönem açıldı. Bu kilit mekanizması öylesine yıldızlaştı ki, bu prensibi uygulayan Abloy markası, dünyanın en büyük kilit ve güvenlik markalarından biri haline geldi. Bugün sadece mekanik değil elektronik alanda da çalışmalar yaparak farklı ihtiyaçlara yeni ve yaratıcı çözümler getiriyor.

Elektronik emir komuta zinciri Modern iş dünyasının yoğun ihtiyaçlarını işte böyle bir tarih, yepyeni teknolojilerle karşılıyor. Abloy Cliq Protect2; mekanikte yakalanmış 100 yıllık gelişmenin günümüz teknolojisiyle harmanlanmış hali olarak karşımıza çıkıyor. Bunu bir anahtar kilit ikilisi olarak tanımlamaktan çok, kapı kontrol sistemi olarak nitelemek daha doğru olacaktır. Teknolojinin sihri, her kapıya uyabilecek kilitlerde

94

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

başlıyor: Bu kilit elektronik dilini iyi bilen, açılıp kapanmak için, içine giren anahtardan çok elektronik emirlere riayet eden bir mekanizmaya sahip. Ama benzeri diğer elektronik kilitler gibi sürekli elektrikle beslenmek, içine bir yerlere ne zaman biteceği belli olmayan piller takılmasına gerek duymuyor. Sihrin ikinci ayağında ise elbette akıllı anahtar var. Bu anahtar kendine söylenenleri ve yetkilendirmeleri mükemmel bir şekilde uyguluyor. Kullanıldığı ki-

lidin tetiklenmesi için gerekli enerjiyi sağlıyor. Emir değişikliklerini hiç nazlanmadan anında öğreniyor. Kaybolsa bile yerine yenisi hızlı biçimde konabiliyor.

Güvenliğin sihirbazları Sihir şöyle gerçekleşiyor: Diyelim ki bir kilidiniz var. Bu kilidi kimlerin açmasını istiyorsanız ve ne zaman açılmasını istiyorsanız bunun bir listesini yapıyorsunuz. Bunu anahtara “esas anahtar” vasıtasıyla söylüyorsunuz. Yetkilendirme için gerekli in-



YENİ ÜRÜN

sıyla işi halletmek mümkün.

ternet bağlantısını özel cihazlar üstünden yapabildiğiniz gibi, cep telefonu gibi her zaman herkeste bulunan sistemler üstünden dahi gerçekleştirebiliyorsunuz. Anahtar sahibiyle birlikte kilide gittiğinde bu iki kontrolü gerçekleştiriyor: Ben bu kilidi açmak için doğru kişi miyim? Şu anda bu kapıyı açmak için doğru zaman mı? Eğer her iki sorunun cevabı da evetse anahtar ürettiği çok özel şifreyi sadece o kilidin anlayabileceği bir dilde söylüyor. Kilit açılıyor ama kimin ne zaman açtığını da bir kenara not etmeyi unutmuyor. Eğer doğru kişi ya da zaman değilse kilit açılmıyor ve bunu uygun ışık ve ses kombinasyonuyla anahtar sahibine iletiyor. Eğer kapı açılmak istemezse bunu filmlerde gördüğümüz bilgisayar korsanları gibi insanların saldırılarıyla açmak mümkün değil çünkü kilit internete bağlı değil. Bu tür şeyler ancak filmlerde olabiliyor. Bunun yanında asma kilit ya da türevlerini kesmek isteyenler için kötü bir haberimiz var: Bu cihazın alaşımı öyle kuvvetine ve

96

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

demir testeresine güvenenleri çok üzecek kadar sert.

Maliyet avantajları Peki bu ürün kime ne fayda getirebilir? Kimler bunu niye kullanmalı? Bu sorunun cevabı aslında çok basit: Toplam sahip olma maliyetine önem veren firmalar Abloy Cliq Protect2 kullanmalı. Çünkü anahtar kaybettiğinizde kapının göbeğini ve tüm anahtarları değiştirmeniz gerekmiyor. Personel sayısını mümkün olduğu kadar azaltıp, bunların takibini yapma işini bilgisayarlara bıraktığı için insan kaynağı olarak maliyet avantajı doğuyor. Bu kilit anahtar ikilisinin sağladığı en önemli avantaj ise başka bir teknolojik çözümle sağlayamadığınız imkanlar. Örneğin, bir kamyona yüklediğiniz kritik içeriğe sahip bir ürün ya da hizmetiniz var. Bunun yol boyunca açılmasını engellemek için birbirini kontrol etmesi gereken birden fazla çalışan istihdam etmeniz gerekiyor. Oysa Abloy Cliq Protect2 ile bunu zamanlayarak güvence altına aldığınızda, tek kişilik eleman atama-

Sensormatic Güvenlik Hizmetleri; 21 yıldır sektör lideri olarak hizmet veren ve Securitas Grup şirketi olan Sensormatic, sektöre ve ihtiyaca özel tasarladığı marka bağımsız çözümlerle öne çıkan bir teknolojik çözüm entegratörüdür. 230 çalışanı ve Türkiye’deki 9 ofisi ile Perakende, Havacılık, Kamu ve Adalet, Bankacılık ve Finans, Ticari ve Endüstriyel, Enerji, Sağlık, Eğitim, Lojistik, Spor, Turizm ve Otelcilik alanlarına güvenlik ve operasyonel verimliliğe doğrudan etki eden teknolojik çözümler sunar. Sensormatic’in sunduğu çözümler; video izleme ve geçiş kontrol çözümleri, biyometrik sistemler, çevre güvenlik sistemleri, yangın algılama ve alarm çözümleri, elektronik ürün takip çözümleri, kişi sayma sistemleri gibi yenilikçi ve entegre teknolojilerden oluşur.



YENİ ÜRÜN

Hilti’den 5 Yeni Ürün

Global inşaat endüstrisine ileri teknoloji çözümler sağlayan Hilti, 5 yeni ürününü gerçekleştirdiği “Marketing Wave” etkinliğiyle tanıttı. RE 500v3 ve RE 100 Kimyasal Dübel, HST3 ve HST2 Klipsli Dübel ile TE 3 Delici Kırıcı ürünlerini piyasaya sunan Hilti, bu yeni nesil ürünleriyle sektörde adından söz ettirmeye devam edecek.

Ü

stün performans ve dayanıklılığa sahip ürünleriyle fark yaratan jenerik marka Hilti, yılda dört kez yeni ürünleri için satış ekibine özel olarak düzenlediği “Marketing Wave” (Pazarlama Dalgası) etkinliğinin 2016 yılındaki ikinci ayağını gerçekleştirdi. Etkinlikte yeni ürünleri RE 500v3 ve RE 100 Kimyasal Dübel, HST3 ve HST2 Klipsli Dübel ile TE 3 Delici Kırıcıyı tanıtan Hilti, her zaman olduğu gibi bu yıl da pazarda fark yaratacağını kanıtladı. ETA onaylı “Hilti RE 500v3 Kimyasal Dübel” Hilti RE 500v3 Kimyasal Dübel, delik pürüzlendirme aparatı ile karotla açılmış deliklerde yük kaybı yaşamayan tek kimyasal dübel olarak dikkat çekiyor. Tozsuz delim ucu sayesinde delin-

98

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

miş deliklerde delik temizliği yapmadan uygulama konusunda ETA onayı bulunan Hilti RE 500v3 Kimyasal Dübel, rakiplerinden daha yüksek yük değerlerine sahip olma özelliği ile de öne çıkıyor. Profis ile kolay ve çabuk dizayn imkanı sunan Hilti RE 500v3 Kimyasal Dübel, tozsuz delim ucu ile en hızlı uygulamalara imkan tanıyor. Bugüne kadar üretilmiş en hızlı kürlenen, sıfır derecenin altında uygulama onayı bulunan, akülü tabanca ve aksesuarlarla piyasadaki en rahat uygulanabilir epoksiye sahip olan Hilti RE 500v3 Kimyasal Dübel, şantiyelerdeki tüm uygulamalarda en üst düzeyde performans sunuyor. “Hilti RE 100 Kimyasal Dübel” ile farklı tip uygulamalarda optimum çözüm Çatlaklı ve çatlaksız betonda ETA onaylı performans

sunan yeni Hilti RE 100 Kimyasal Dübel, farklı tip uygulamalarda optimum çözüm imkanı sağlıyor. Beton, doğal taş, tahta gibi ana malzemelerde ve kuru, ıslak, su dolu veya su altı deliklerde uygulanabilirliğiyle dikkat çeken Hilti RE 100 Kimyasal Dübel, akülü tabanca ve tozsuz delim ucu ile kolay uygulama avantajına sahip. Daha küçük delik çapı ile uygulama imkânı sunan ETA onaylı Hilti RE 100, akülü tabanca ile birlikte piyasadaki en iyi tabanca platformunu sunuyor. Sistem olarak yüksek verimlilik vadeden ve şantiyedeki üretkenliği artıracak özelliklere sahip olan Hilti RE 100 Kimyasal Dübel, daha kolay ve yenilikçi delik temizliği ve 20 mm’lik çapa kadar olan deliklerde manuel temizlik imkânı sağlıyor. Yenilikçi “Hilti HST3 ve HST2 Klipsli Dübeller” Hilti’nin yeni dahiyane klips geometrisi ile birleştirilmiş yüksek dayanımlı çelik malzemeli Hilti HST3 Klipsli Dübel’i, yenilikçi ve optimum kaplaması ve düşürülmüş gerilme kuvveti ile yüksek



YENİ ÜRÜN

kaliteli bir ürün olarak öne çıkıyor. Ayrıca, artırılmış alttan kesme yüzdesi özelliği sayesinde klipsin bozulmaya göre şekil alabilmesini sağlıyor. Eski HST ürününe nazaran aynı çap ve boyda maliyet avantajı sağlayan ve fiyat avantajına rağmen eski HST ürünü ile benzer yük değerlerine sahip olan yeni Hilti HST2 Klipsli Dübel ise sadece çatlaklı beton onayı ile birçok şantiyenin vazgeçilmez çözüm ortağı olmaya aday. Sınıfının en hızlı delicisi “Hilti TE 3 Delici Kırıcı” Marka vaadi “Hilti. Üstün Performans. “Üstün Dayanıklılık.” olan Hilti’nin yeni ürünü Hilti TE 3 Delici Kırıcı, zorlu koşullar ve ağır uygulamalarda bile üstün performans ve dayanıklılık özelliği sergiliyor. 850 Watt motora sahip Hilti TE 3 Delici Kırıcı, toz toplama adaptörü ile baş üstü uygulamalarda da kolaylık sunuyor. 3 kilogram ağırlığa ve 6-16 optimum delim çapına sahip Hilti TE 3 Delici Kırıcı, uzun kömür süresi ile de avantaj sağlıyor. Tamir servisinde verimlilik ilkesiyle tasarlanan Hilti TE 3 Delici Kırıcı, düşüp kırılma, suya girme ve hatalı kullanım dışında “2 yıl masraf yok” uygulaması kapsamında garanti altında sunuluyor. Ürün, ergonomik tutma kolu tasarımı sayesinde rahat uygulama imkânı tanıyor.

100

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

ETA onaylı “Hilti RE 500v3 Kimyasal Dübel”

“Hilti RE 100 Kimyasal Dübel”

“Hilti HST3 ve HST2 Klipsli Dübeller”

Sınıfının en hızlı delicisi “Hilti TE 3 Delici Kırıcı”



A M A R O N A P BUL

ISK-SODEX-2016 FUAR VİZYON

I P A Y 39.

102

U B Y E URK

AN T S İ ILD

T – I R FUA

Nalbur Teknik.com / Haziran’16


FUAR VİZYON

A M A NOR

PI A Y . 39

T – I R FUA

U B Y E URK

A P L U B N A T S İ D L I


39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

39. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul 110.430 yerli yabancı ziyaretçiyi ağırladı Dünyanın beş büyük fuarından biri olan, Türk yapı sektörünün ve bölgenin en büyük buluşması olan 39. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, bu yıl da yoğun ilgi görerek 100.000 m2’lik 14 salon ve açık alanda, 1.250 üretici firmanın en yeni malzemelerini, teknoloji ve hizmetlerini 110.430 ziyaretçiyle buluşturdu. YEM Fuarcılık tarafından düzenlenen ve 39 yıldır yapı sektörünün uluslararası zirvesi olan Yapı Fuarı - Turkeybuild İstanbul 10 – 14 Mayıs 2016 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, uluslararası etkinlikleri ve yarattığı iş fırsatları ile bu yıl da sektörün ilgi odağı oldu. Her geçen yıl büyüyerek sektöre olan katkısını arttıran fuarda binlerce ürün çeşidi, yeni teknoloji ve hizmetler yer aldı. 100.000 m2’lik 14 salon ve açık alanda, 105 ülke, 1.250 üretici firmanın 18.640 ürün ve hizmetleriyle katıldığı fuarı 110.430 kişi ziyaret etti. Beş gün süren fuar boyunca ürünleriyle, katılımcısıyla,

104

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

ziyaretçisiyle sektörün kalbinin Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da attığını vurgulayan YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, şunları söyledi:“110.430 yerli ve yabancı ziyaretçisiyle bu yıl da bölgenin en büyük etkinliği olarak başarıyla gerçekleşen fuarımıza gösterdikleri ilgi için tüm sektör profesyonellerine, katılımcılarımıza ve ziyaretçilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. Fuarlarımızla iş hacmine destek verdiğimiz yapı malzemeleri sektörü, ihracata dönük yüzüyle kendisini kanıtlamış bir sektör. Ülke ekonomisi için bu denli önem taşıyan yapı sektörüne sağladığımız katkıyı günden güne artırmak

YEM Fuarcılık’ın öncelikli görevleri arasında yer alıyor. Bu bağlamda, bu yıl “İş Geliştirme Platformu Etkinlikleri”nin içeriğini zenginleştirerek sektöre yarattığımız faydayı artırmayı hedefledik. 5 yıldır başarıyla sürdürdüğümüz “Konuk Ülke Projesi”ni bu yıl “Konuk Bölge Afrika Projesi” başlığı altında gerçekleştirdik. İnşaat sektöründeki hızlı büyümeleri, kıta içerisindeki coğrafi konumları ve Türk yapı sektörünün gelişimine sunduğu iş fırsatlarıyla dikkat çeken Kenya, Nijerya ve Mozambik ülkelerini, üst düzey devlet yetkilileri ile satınalma heyetleriyle ağırladığımız projemiz sektörde büyük yankı uyandırdı. Ayrıca “İş Geliştirme Platformu Etkinlikleri”nde bu yıl ilk defa dahil ettiğimiz ve Kalekim destekleriyle gerçekleştirdiğimiz “Hedef Pazar İran” projemiz de ilgiyle izlendi. Bu yıl yeniliklerimiz arasında yer alan, hem bizim orga-


olarak yer aldı. Bu ülkelerin son beş yıldır inşaat sektöründeki büyümeleri ülke ekonomilerinin büyümesinin önüne geçmesi ve 35 milyar dolarlık inşaat harcaması gerçekleştirmeleri forumda öne çıkan konular arasında yer aldı. Forumun ardından, bu üç ülke ve kıtanın önemli pazarlarından gelen satınalma heyetleri fuar katılımcılarıyla “İkili İş Görüşmeleri Toplantısı”nda bir araya geldi.

nize ettiğimiz hem de katılımcı firmalar ile sektör STK’ları tarafından organize edilen “Mimarlık ve Mimarlık Kültürü Etkinlikleri” tüm ziyaretçilerden büyük ilgi gördü, fuar sırasında gerçekleşen etkinliklere katılım oldukça yüksek oldu. Tüm bu etkinliklerle sektörümüzün gelişmesi, bilgi akışının sağlanması, ihracatın artması, yeni iş ve işbirlikleri için önemli platformlar yaratmış olduk. Bundan sonra da çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı fuarlarımızı, dolayısıyla sektörümüzü geliştirmek üzere devam ettiriyor olacağız.” Konuk Bölge Afrika Projesi’ne büyük ilgi Fuarın “İş Geliştirme Platformu” etkinliklerinden beş yıldır başarıyla sürdürülen “Konuk Ülke Projesi”nde bu yıl ilk kez bir ülke yerine, Türk yapı sektörünün hedef pazarları arasında yer alan Afrika Bölgesi ağırlandı. “Konuk Bölge Afrika Projesi” başlığı altında fuarın kapsamında gerçekleştirilen etkinliklerde

yeni pazarlar arayışındaki Türk yapı sektörünün potansiyel büyüme alanlarından olan Kenya, Nijerya ve Mozambik ülkeleri değerlendirildi. Projenin açılış konuşmalarını Kenya Cumhuriyeti Arazi, Konut ve Kentsel Kalkınma Bakanı Prof. Jacob Kaimenyi, T.C Mozambik Büyükelçisi Aylin Taşhan ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer gerçekleştirdi. Proje kapsamında gerçekleşen “Türkiye – Afrika İnşaat Forumu”nda Türkiye Cumhuriyeti Nijerya Fahri Konsolosu Ömer Cürebal, T.C Mozambik Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Ahmet Mahir Yener, Mozambik Ekonomik Birlikler Konfederasyonu (CTA) Başkanı Rogerio Manuel, Mozambik Yatırım Teşvik Merkezi Başkan Yardımcısı Godinho Alves, DEİK Türk-Nijerya İş Konseyi Başkanı Hakan Özel, Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, Türkiye İMSAD, Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar ve Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel konuşmacı

Hedef Pazar İran’daki potansiyel... Türk yapı sektörünü bu yıl farklı etkinlikleriyle buluşturacak fuarın yeniliklerinden biri de Kalekim’in desteğiyle gerçekleştirilen “Hedef Pazar Projesi” oldu. “Hedef Pazar Projesi”nde ambargonun kalkmasıyla Türk yapı sektörünün gözde pazarlarından biri olan İran değerlendirildi. Proje kapsamında düzenlenen “İran – Türkiye İnşaat Forum”nda, İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Müsteşarı Danışmanı Keyvan Zedah, İran İnşaat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Esfandiar Soltani, Bonyad Mostazafan Türkiye Temsilcisi Ahmad Haddad Moghaddam, DEİK Türk – İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül, Kalekim İran Distribütöri Ali Ziaee ve Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel konuşmacı olarak yer aldı. Hedef pazar İran’daki iş fırsatları Türk yapı sektörü profesyonelleriyle paylaşıldığı forumun ardından ülkeden gelen satınalma heyetleriyle Türk inşaat malzemesi üreticileri “İkili İş Görüşmeleri Toplantısı”nda bir araya geldi.


39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON Mimarlık ve Mimarlık Kültürü Etkinlikleri yapı profesyonellerine ışık tuttu Bu yıl geliştirilen yeniliklerden “Mimarlık ve Mimarlık Kültürü Etkinlikleri” sektöre mimarlık alanında bilgi akışı sağladı. Fuar süresinde gerçekleşen bu etkinlikler programında, YEM Fuarcılık tarafından düzenlenen etkinliklerin yanı sıra katılımcı firmalar ve sektör STK’larının düzenlediği etkinlikler de yer aldı. YEM Fuarcılık tarafından düzenlenen; Mimar Selçuk Avcı’nın konuşmacı olduğu “Türkiye’de Sürdürülebilirlik ve Türk Müteahhitler Birliği Deneyimi” semineri, “Asya’nın yükselen yıldız tasarımcısı” olarak nitelenen dünyaca ünlü, RIBA ödüllü Mimar Chris Bosse “Geleceğin Şehri: Kentsel Çevrede İnsan, Teknoloji ve Doğanın Sinerjisi” başlıklı konferansı, Mimar Hasan Cenk Dereli’nin moderatörlüğünü üstlendiği, Mimar Ahmet Alataş ve Mimar Sinan Logie’nin konuşmacı olarak yer aldığı “Mimarın Yeni Malzemesi” etkinliği, moderasyonunu Neslihan Şık’ın yaptığı etkinlikte Mimarlık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra yapı sektörünün farklı alanlarında uzmanlaşan Y. Mimar Burcu Başer, Y. Mimar Cemal Emden, Y. Mimar Pınar Gökbayrak, Mimar Emre Gündoğdu, Mimar Banu Uçak

106

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

ve Y. Mimar Burçin Yıldırım kariyer yolculuklarına dair tecrübelerini geleceğin profestonellerine aktardıkları “Mimarlıkta Kariyer” etkinliği büyük ilgi gördü. Altın Mıknatıs “En İyi Stand Tasarım” Ödülleri sahiplerini buldu! Yapı Fuarları - Turkeybuild’in bir geleneği olan Altın Mıknatıs “En İyi Stand Tasarım” Ödülleri fuar kapsamında düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Birincilik ödülü; tasarımını Lineadecor Tasarım Ekibi’nden Ürün geliştirme Müdürü Timur Erbil’in yaptığı Lineadecor – Dekor Ahşap Ürünleri A.Ş standına verildi. İkincilik ödülü; tasarımını SU Mimarlık Dekorasyon’dan Mimar Sıla Uzundurukan’ın yaptığı

Hekim Yapı Endüstrisi San. ve Tic. A.Ş standının ve tasarımını Prefabrik Yapı A.Ş Tasarım Ekibi’nden Mimar Yeliz Uzunyurt’un yaptığı Prefabrik Yapı A.Ş – Hekim Profil ve Steelin standının oldu. Üçüncülük ödülü; tasarımını HUNN İç Mimarlık’dan Mimar Kadir Yurdakul’un yaptığı DYO Boya Fabrikaları San. ve Tic. A.Ş standına verildi. AS Mimarlık’dan Mimar Ayşin Sevgi Karakurt’un tasarladığı Ersa Mobilya A.Ş standı da Mansiyon Ödülüne layık görüldü. YEM Fuarcılık Özel Ödülü ise tasarımını BÇN Mimarlık’dan Mimar Atıl Beçin’in Aktav Akustik Malzmeler San. ve Tic. A.Ş standına verildi.



HABER

Türkiye İMSAD 8 ayda Afrika’nın kapısını araladı

İ

nşaat ve inşaat malzemeleri ihracatı ve iş ilişkileri konusunda bir süredir dış pazar arayışlarını sürdüren Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği), bu çerçevede 1 Eylül 2015 tarihinde Kamerun Temsilciliğini açarak, ilk somut adımı atmıştı. O tarihten bu yana çalışmalarını sürdüren Türkiye İMSAD 8 ay gibi kısa bir sürede ilk heyeti ağırladı. 7 Mayıs’ta ilk Türkiye ziyaretini gerçekleştiren, tüccar, malzeme tedarikçileri ve proje geliştiricilerden oluşan Kamerun Ticaret Heyeti, 14 Mayıs’a kadar Türkiye İMSAD üyelerinden oluşan çok sayıda sanayici ve iş adamı ile bir araya gelerek, Afrika’da gerçekleştirilmesi planlanan çeşitli projelere ilişkin işbirliği, proje ve malzeme desteği konusunda ön görüşmelerde bulundu.

“Kamerun’dan Afrika’ya açılacağız” Kamerun Ticaret Heyeti Tür-

108

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

kiye ziyaretinin yeni pazar arayışlarının devam ettiği bu dönemde büyük öneme sahip olduğuna değinen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, şunları söyledi: “İhracatta yaşanan daralmayı aşmak için Afrika ülkelerine yöneldik. 2015 Mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz heyet ziyareti sonrası yaptığımız değerlendirmelerde, Kamerun’un bölgede bir üs kurmak için doğru bir adres olduğuna kanaat getirdik. Kamerun, inşaat malzemelerinde Türkiye için potansiyel bir pazar konumunda bulunuyor. Ayrıca Kamerun’u, coğrafi konumu itibariyle CEMAC ülkelerine açılan kapı olarak da tanımlayabiliriz” dedi. Kamerun’un da üyesi olduğu CEMAC ülkelerinde 1998 yılında yapılan yasal değişiklikle üye ülkeler arasında gümrük vergilerinin kaldırıldığı bilgisini de paylaşan Başkan Hinginar “Şu an Türkiye inşaat malzemeleri sektörü olarak dünyadaki tüm yapı malzemeler-

ini Türkiye’de iyi üretebilir konumdayız. Bugün 100’e yakın ülkeye inşaat malzemesi ihracatı yapıyoruz. 2014 yılında 21,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Geçen yıl biraz gerileme yaşandı; ihracat rakamımız 17 milyar dolarlara düştü. Fakat yeniden çok ciddi atılımlarımız var. Önceki yıllarda sahip olduğumuz öngörülerle, başka ülkelerdeki pazar payımızı artırmak ve yeni pazarlar bulma çalışmalarına başlamıştık. Bu pazarların başında da ambargoların kalktığı İran ile son yıllarda ciddi bir kalkınma atılımı içerisinde olan Afrika ülkeleri geliyor. Biz de Afrika’daki etkinliğimizi artırmak için geçtiğimiz mayıs ayında Dış Ticaret Komitemizin temsilcilerinden oluşan bir heyeti Kamerun’a göndererek, temaslar sonucu 1 Eylül 2015 itibariyle Kamerun Temsilciliğimizi faaliyete açmıştık. Bugünkü buluşmalar da bu çalışmalarımızın bir sonucu olarak başarılı bir şekilde gerçekleşti” dedi.



39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

PAKPEN, Yapı Fuarı’nda büyük ilgi gördü

Yapı sektöründe birçok ilke imza atan Pakpen, 10 – 14 Mayıs 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen 39. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a katıldı. Pakpen, Türk yapı sektörünün en büyük fuarı olan Yapı Fuar’ında Pakboard, Pakdoor ve Pakfoam markaları ile yer aldı. Pakpen’in Salon 2’de yer alan 411 no’lu standında, tanıtımını gerçekleştirdiği ürünleri ile ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.

Y

apı sektöründe alt yapı ve bina içi tesisat boruları, PVC profil ve yalıtım olmak üzere 3 farklı ürün gamını birlikte üretebilen Pakpen, 38’incisi gerçekleştirilen Yapı Fuarı’nda bu yıl, Pakboard XPS ve EPS yalıtım malzemelerini, Pakdoor iç kompozit kapı modellerini ve geniş kullanım alanına sahip Pakfoam Köpürtülmüş PVC ve Foam Plaka ürünlerini ziyaretçilere tanıttı. Yapı Fuarı’nın hem yurtiçindeki iş ortakları hem de yurtdışından potansiyel müşterilerle bir araya gelmek ve yeni iş fırsatlarını değerlendirmek için çok

110

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

önemli bir platform olduğunu aktaran Pakpen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Tuza, “Bu yıl fuarda yalıtım ürünlerimizi ön plana çıkarmayı tercih ettik. Bildiğiniz gibi yalıtım sektörü özellikle son yıllarda büyük bir ivme kazandı. Bugün artık binalarda yalıtım, yasalarca da düzenlenir hale geldi. Enerji tasarrufunun giderek önem kazanması sayesinde yeni yapılan binalarda yalıtım artık ön planda. Biz de Pakpen olarak yalıtım konusunda oldukça iddialıyız” dedi. Tuza, yalıtımın yalnızca bina yalıtımı olmadığını, ev içerisinde de yalıtımlı ürünler kullanılmasının önemli

bir fayda sağladığına dikkat çekerek “Türkiye’de kapı üretiminde ısı yalıtım levhası EPS’yi kullanan ilk firmayız. EPS ile kapıdaki kalite iddiamızı, ses ve ısı yalıtımı özellikleri ile güçlendirdik. Çünkü artık bir evden beklenilen konfor seviyesi değişmiş ve artmış durumda” diye konuştu. Pakfoam’dan farklı sektörlerin çok çeşitli ihtiyaçlarına cevap veren ürünler… Pakfoam’dan farklı sektörlerin çok çeşitli ihtiyaçlarına cevap veren ürünler… Pakpen, Yapı Fuarı’nda Pakfoam PVC Plaka ve Foam Plaka ürünlerini de ziyaretçilerin beğenisine sundu. Köpürtme ajanları kullanılarak üretilen Pakfoam ürünleri, özellikle reklam sektörü ve inşaat sektörü başta olmak üzere farklı sektörlerin çok çeşitli ihtiyaçlarına cevap veriyor. Hafif bir malzeme olan Foam Plakalar; işleme, depolama ve taşıma rahatlığı sunarken, kaliteli bir baskıya da olanak veriyor.



39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

BTM 41. yılında Yapı Fuarı’nda dikkatleri üzerine topladı Bu yıl sektördeki 41. yılını dolduran yalıtım firması BTM, 39 yıldır düzenlenen Uluslararası Yapı Fuarı’na katılım göstermesinin 26.yılında fuardaki en köklü katılımcılardan biri oldu. 10-14 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşen fuarda her yıl olduğu gibi, bu yıl da BTM standı gerek ulusal gerekse uluslararası birçok ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. BTM Yurtiçi Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Ürkmez ile Nalbur Teknik dergisi adına özel bir söyleşi yaparak BTM ve BTM’nin Yapı Fuarı katılımları ile ilgili bilgiler aldık.

Yapı Fuarı’nda katılımcı oranı düşmüş durumda” BTM olarak tam 26 yıldır aralıksız Yapı Fuarı’na katılım gösteriyoruz. Bu 26 yıl da hem fuarın, hem İstanbul’un hem de Türkiye’nin gelişimini çok rahat gözlemleyebiliyoruz. Yapı malzemeleri dediğimiz zaman çember oldukça genişliyor. Çemberin genişlemesi beraberinde fuara olan ilgiyi de arttırmış oluyor. Fakat bütün bu olumlu gelişmelere rağmen, içinde bulunduğumuz olumsuz

112

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

koşullar (terör olaylarının tırmanması) vs. fuara olan yabancı ilgisini azaltmış görünüyor. Geçtiğimiz yıllara nazaran yabancı yatırımcı, sanayici katılımı oldukça düşmüş durumda. Umarız önümüzdeki yıllarda bu durum tekrar tersine döner ve uluslararası da birçok misafiri ağırlama imkânı bulabiliriz. Bu tarz organizasyonlar 2 yılda bir yapılmalı İçinde bulunduğumuz yalıtım sektöründen bizim dışımızda başka birçok oyuncu da fuarda yerini almış bulunuyor.

Bayiler üzerinden satış ağını örgütleyen bizim gibi firmalar için, son tüketiciye dokunabildiğimiz nadir alanlardan biri olan Yapı Fuarı, 2 yılda bir yapılabilse bizim beklentilerimizi daha çok karşılayacak gibi gözüküyor. Bu tarz fuarların Avrupa’da ve dünyadaki örneklerine bakacak olursak hepsinin 2 yılda bir yapıldığını görüyoruz. 2 yıl içinde her firmanın yeni ürünü, yatırımı vs mutlaka

BTM Yurtiçi Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Ürkmez


olacağı için, ziyarete gelen misafirler de tam tatmin olmuş şekilde ayrılacaklardır diye düşünüyoruz. BTM ürünlerini uygulamalı tanıttı Bu sene standımızda bir ilki gerçekleştirdik ve Yeni Nesil Su Yalıtım Ürün grubumuzun nasıl uygulandığını canlı gösterimler ile son kullanıcıya aktarmış olduk. Ürün yöneticimiz Osman Özkarakaya’nın sunumu ile gerçekleşen uygulama gösterimleri tahmin ettiğimizden fazla ilgi gördü. Yeni Nesil Su Yalıtım Malzemeleri grubumuzdaki tüm ürünler en çok ilgi gören ve merak uyandıran ürünlerimiz oldu. İkinci sırada ise, BTM Bahçe Çatı sistemleri çok ilgi gördü. Günümüzün en önemli ihtiyaçlarından olan yeşil alanı, büyük projelerde hayata geçirmeye olanak sağlayan BTM Bahçe Çatı Sistem çözümleri mimari ofisler tarafından ilgi ile incelendi. Ayrıca standımızda öne çıkardığımız diğer önemli noktaları özetlersek; BTM grubu olarak 177.000 m2 açık alan ve 57.000 m2 kapalı alanda üretim ve stoklama yapıyoruz. Ayrıca BTM 30.000.000 m2 su yalıtım membranı üretim kapasitesi ile Türkiye’de bu üründe en çok üretim kapasitesine sahip firma. BTM’nin 41 yıldır ürettiği su yalıtım membranı ile bugün mümkün olsa dünyanın çevresini tam sekiz kere dolaşabilirdik. Geriye dönüp baktığımız zaman 2016 yılının Mayıs

ayına kadar yapmış olduğumuz membran üretimi toplam 320 milyon m2 olarak karşımıza çıkıyor. Bu da bizim için çok gurur verici bir rakam. Türkiye’de şu anda bu rakama ulaşmış başka bir firma olabileceğini düşünmüyorum. Bu konularında üstünü çizerek rakiplerimizden farkımızı en iyi şekilde anlatmaya çalıştık. “2016’nın canlı geçmeyeceğini düşünüyoruz” Belirsizlik ve

ekonomik

durgunluğun hem yerel, hem de küresel pazarlarda devam edeceği düşüncesiyle, bundan yalıtım ve inşaat sektörünün de etkileneceği varsayımı ile 2016 yılının hareketli ve canlı geçmeyeceğini düşünüyoruz. Yeni binalar, mevcut binalarda yalıtım yenileme, kentsel dönüşüm projeleri, altyapı projelerinde yalıtım gibi işlerin yalıtım sektörüne yine inşaat sektöründen daha fazla bir ivme katacak olması olasıdır.


39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

METSAN Yapı Fuarı’nda 3 ürünü ile öne çıktı Metsan Endüstriyel Yapıştırıcılar A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çabuk

E

ndüstriyel yapıştırıcıları, bakım-onarım kimyasalları konusunu uzmanlık alanı olarak seçen ve üç ayrı markanın Türkiye’ deki tek yetkili temsilcisi ve ithalatçı kınumunda olan Metsan A.Ş, bu yıl 10-14 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen 39. Yapı Fuarı’a katılım gösterdi. Metsan Endüstriyel Yapıştırıcılar A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çabuk ile Nalbur Teknik dergisi olarak kısa bir söyleşi gerçekleştirerek Yapı Fuarı’na dair değerlendirmelerini aldık.

“Uluslararası fuarlara özen gösteriyoruz” Yurt içinde ve yurt dışında konumuzla ilgili uluslararası nitelik taşıyan ihtisas fuarlarında katılımcı olarak yer almaya özen gösteriyoruz. Bu bağlamda

114

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

bu yıl 39. düzenlenmiş olan Yapı Fuarı’nda da katılımcı olarak yer aldık ve ürünlerimizi yapı sektörünün yerli ve yabancı önemli aktörlerine tanıtma fırsatı bulduk.

Yapı Fuarı’nda özellikle uluslararası pazarlarda kalite ve fiyat noktasında rekabetçi olduğumuz üç ürün grubumuzun tanıtımına öncelik verdik. Bu ürünleri şu şekilde açıklamak isterim; Beton yapıların güçlendirilmesi, metal sistemler, küpeşte ,korkuluk, aksesuar vb. malzemelerin montajında kullanılan beton ankraj kimyasalları: EMS DUBELL F. 1511 Vinil ester ve EMS DUBELL F 1311 polyester esaslı kimyasal dübel. Teflon bant, keten ve macun gibi geleneksel

sızdırmazlık malzemeleri yerini alan yeni nesil boru sızdırmazlık kimyasalları: EMS FORCE 55-43 Genel amaçlı boru sızdırmazlık kimyasalı EMS FORCE 55-42 Yüksek sıcaklık dayanımlı boru sızdırmazlık kimyasalı EMS FORCE 55-77 Geniş çaplı borular ve yüksek kimyasal direnc gerektiren uygulamalar için geliştirilmiş boru sızdırmazlık kimyasalı Plastik, metal, ahşap, kumaş, Deri mantar,, keçe, kağıt v.b birçok yüzey tipinde hızlı ve güçlü yapışma sağlayan süper yapıştırıcılar: EMS FORCE 801 Süper hızlı nüfuz edici. EMS FORCE 805 Ultra hızlı extra güçlü. EMS FORCE 807 Hızlı , güçlü ,boşluk doldurur. EMS FORCE 809 Maksimum güç-maksimum boşluk doldurma



39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

Akdeniz Çivi’nin üretim yolculuğu hız kesmeden devam ediyor Çivi üretimi ile yola başlayan Akdeniz Çivi & Tel Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Servet Dövenci ile Nalbur Teknik dergisine özel bir röportaj gerçekleştirdik. Serhat Servet Dövenci; tüm zorluklara rağmen üretimden hiç bir zaman vazgeçmediklerini belirterek hedeflerinden ve temel prensiplerinden bahsetti.

İhracatta ilk 1000’deyiz” 1994 yılında kurulan Akdeniz Çivi & Tel’in

kuruluş amacı Mersin ve çevresinde çivi üretmekti.

116

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Fakat daha sonraki yıllarda gelişen teknoloji ve endüstri ile birlikte bizlerde Akdeniz Çivi olarak kendimizi geliştirdik ve tabanca çivileri vb. çiviye dair el aletleri de

üretmeye başladık. Bu kategorileri her yıl geliştirerek artırmaya devam ediyoruz. Daha sonra ki yıllarda yurt dışına ihracata başladık. İlk önce çevremizdeki ülkelere akabinde Avrupa ülkelerine ve sonra da ABD’ye ciddi bir ihracatımız söz konusu oldu. Geçen yıl ihracatta 25 milyon dolara kadar çıktık ve ihracatta ilk 1000’e girdik. Bütün bu gelişmelerle birlikte bizler sadece çivi üzerinden ilerleyemeyeceğimizi anladık ve ithalata


Akdeniz Çivi & Tel Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Servet Dövenci

başladık. Çivi çakma tabancaları, zımba çakma tabancaları, kompresörler gibi aletlerin parçalarının üretimini kendimiz yapıyoruz ve bazı malzemeleri de ithal ediyoruz. Bütün bu ürünleri kendi markamızla ithal ettik. Türkiye’de inanıyorum ki havalı aletler konusunda çok ciddi pazar payı var. Bu pazar payının ciddi bir bölümünde de Akdeniz Çivi damgası bulunmakta. 400’e yakın Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde mağazalarımız ve stantlarımız var. Türkiye’de yaygınlaşmanın yanı sıra etrafımızdaki Balkan ülkelerinde ve Arap ülkelerinde de etkinliğimiz giderek artıyor. Son iki yıl içerisinde de çivinin haricinde vida sektörüne giriş yaptık. Türkiye bilindiği üzere üretim

konusunda yurt dışına bağımlı bir ülke. Vida tüketiminin yüzde 70’i Malezya, Tayvan, Çin gibi ülkelerden ithalatla karşılanıyor. Bu noktada sektör çok güdük kalmış ve Türkiye içerisinde gelişim gösterememiş. Geçen yıl alının bir kararla gözetim adı altında bir fon geldi ve ithalattaki giderler ağırlaştırıldı. Bizde bu alanda yatırımlarımızı geliştirerek vida üretimine girdik. Geçen yıl yine çelik çiviler ile ilgili ciddi yatırımlar yaptık. Üretimi çok basit olan beton çiviler bile büyük rakamlarla telaffuz edilen ithalatla yol alıyor. Bizler Akdeniz Çivi olarak bu durumu bitirip yerli üretime geçme çalışmalarındayız ve yatırımlarımızı bu doğrultuda geliştiriyoruz. Türkiye’de sanayi yerli üretim ile gelişecektir

Maalesef üretim desteklerini alamıyoruz. Öz sermayemiz ile bu kaynağı kendimiz yaratıyoruz. İhracatımız fazla olduğu için dışarından döviz gelirimiz var ve yatırımlarımızı bu şekilde gerçekleştiriyoruz. Devletten üretim desteği alamadığımız gibi banka kredilerinden de yararlanamıyoruz. Türkiye’de sanayi gelişimi yerli üretimin gelişmesi ile gelişecektir. Bir ülke düşünün ki 250 milyon dolar ithalatı var, 150 milyon dolar ihracatı var ve bu 100 milyon açıkla yol alma şansınız yok. O yüzden bu ülke kendi ekonomisini desteklemek zorunda. Bizler ve çevremizdeki bazı arkadaşlarımız destek almadan ayakta durmaya çalışıyoruz. Türkiye’de sanayi politikası yok ve teşvik politikası yok maalesef. Devletimiz teşvik veriyor fakat bunlar doğu


39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON fakat bu makinaları kullanacak işçi bulamadığımız için tam kapasite çalışamıyoruz. Biliyorsunuz ekonominizin gelişmesi için dünyada katma değeri yüksek ürün üretmeniz gerekiyor. Katma değeri yüksek ürün demek otomotiv ya da herkesin yapamadığı ürünler demektir. Bu ürünleri üretebilmeniz için iş gücünüzün verimli ve kapasiteli olması gerekiyor. Bugün Türkiye’nin ton bazında kg başına yaptığı ihracat 1.5 dolara tekabül ediyor. Bu rakam aynı üründe Almanya’da 4.5 dolar ABD’de 4 dolar. Bu farkın nedeni teknolojilerinin gelişmiş olması ve nitelikli iş güçlerinin bulunmasıdır.

yatırımlarında kullanılacak olan bölgesel teşvikler. Doğu bölgesine yatırım yapsanız bile maalesef arazi eksikliği var, lojistik eksikliği var, yetişmiş insan gücü eksikliği var, güvenlik sorunları var. Yani bu durumda teşvikin adı var kendi yok oluyor. Yani aslında teşviklerin bölgesel değil diğer sanayisi gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sektö0rel olması gerekiyor. “Yetişmiş iş gücünün olmaması en büyük sıkıntılardan bir tanesi” Türkiye’de ikinci olarak

118

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

da sanayide yetişmiş iş gücünün olmaması en büyük sıkıntılardan bir tanesi. Avrupa’da özellikle Almanya’da yetişmiş iş gücüne ulaşmak oldukça kolay. Fakat Türkiye’de düz lise sonrası çalışmak için gelen gençlerin iş deneyim ve bilgileri olmuyor. Sanat okullarından gelseler bile bomboş bir bilgi birikimi ile geliyorlar. Bütün bunların düzeltilmesi gerekiyor. Neticede bizlerde ciddi yatırımlar yapıyoruz ve çalışacak işçi bulmakta zorlanıyoruz. Makinalar geliştiriyoruz

2016 Yapı Fuarı değerlendirmesi Yapı sektörü için çok güzel bir fuar. Çok ciddi katılımcılar var. Akdeniz Çivi olarak öne çıkan ürünümüz betona çivi çakma makinası oldu. Hem elektrikli hem gazlı hem de hava ile çalışan bir ürün. İnşaatta eskiden her şey el ve beden gücü ile yapılırdı şimdi artık iş hızlandı ve otomasyona girdi. Bu tür tabancalar hem dekorasyon hem de çalışma süresinin verimliliği anlamında pozitif geri dönüşler alıyor. Aynı zamanda mantolamada kullanılan mantolama tabancalarımız da sergilediğimiz ürünler arasındaydı.



39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

Zigana Ev Gereçleri Yetkilisi Salih Ulusoy

“Yurt dışından gelen ziyaretçi çeşitlendirilmeli”

Ö

nemli merdiven üreticilerinden biri olan Kayseri firması Zigana Ev Gereçleri 39. Yapı Fuarı’na katılarak ziyaretçilerle buluştu. Zigana Ev Gereçleri’nden Salih Ulusoy ile yaptığımız kısa söyleşide Ulusoy; fuara gelen ziyaretçi sayısından oldukça memnun olduklarını fakat yurt dışından gelen ziyaretçi sayısında ve ülkelerin çeşitlendi-

120

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

rilmesinde büyük fayda olduğunu belirtti. Salih Ulusoy sözlerine şöyle devam etti: “ Bu tarz fuarlar sektörümüzü genel olarak karşılıyor ama ,tabiî ki biz hırdavat nalburiye sektörü olarak yapı sektörünün küçük bir parçasıyız. O nedenle tabii ki biraz ayrılıklar var, bu da bize bir ‘hırdavat ve nalburiye ‘’fuar gerekliliğini gösteriyor.” dedi. Ekonomik değerlendirmelerle ilgili sorularımıza yanıt veren Ulusoy: “Türkiye iç

piyasa ödeme açısından sıkıntılı olsa da yine de hareketlilik var diyebiliriz. Dış piyasalar oldukça durgun, bu imalatçıyı en çok etkileyen düşündüren durum. Yurt dışında da dolar kurunun artması, hammadde maliyetlerinin hızlı ve % 50 civarındaki yükselişi de imalatçılar ve sektör açısından istenen gelişmeler değil.” açıklamalarında bulundu.


39. YAPI FUARI

“Türk Markası olan Beybi‘yi dünyaya tanıtmak istiyoruz” 39. Yapı Fuarı katılımcılarından olan Beybi Plastik Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Ticaret Direktörü Yusuf Levi’nin ekonomik ve sektörel değerlendirmeleri alarak Levi ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

B

eybi, 67 yıllık bir holding kuruluşudur. Türkiye’de her zaman sanayiciliğe önem vermiş ve konusunda hep öncü olmuştur. Beybi bugün İstanbul ve Bursa (Gürsu) olmak üzere 2 şehirde, en modern teknoloji ile sanayi kolunda eldiven üretimine devam etmektedir. Türkiye’de bir ilki yarattık ve tamamen dikişsiz ve el değmeyen ortamda, çok amaçlı Nitril ve Poliüretan kaplamalı Polyester eldivenler üretiyoruz. Bunca yıllık deneyim, bilgi, teknoloji ve kaliteye verdiğimiz önemle, dünyaya açılmak ve bir Türk Markası olan Beybi‘yi dünyaya tanıtmak istiyoruz. Bunca yıllık deneyim, bilgi, teknoloji ve kaliteye verdiğimiz önemle, dünyaya açılmak ve bir Türk Markası olan Beybi‘yi dünyaya tanıtmak istiyoruz.

Maalesef ki global şartlar karşısında, Türkiye’de sanayici olmak, yerini, prestijini, haksız rekabet karşısında kalitesini korumak çok da kolay değildir. Haksız rekabet, Çin’den gelen kalitesiz ve sağlığa zararlı muadil eldivenler pazarda karşımıza çıkmakta ve bunlarla her gün mücadele etmekteyiz. Fuarlardan kazanç beklentimiz yok Beybi 39. Yapı Fuarı’da Beybi, fuarcılığa ve fuar katılımlarına profesyonel gözle bakar. Fuarlardan kazanç beklentisi yoktur. Fuar, prestij, tanıtım, güncel pazarı ve yenilikleri takip, bayi / müşteri / tüketici ile birebir karşılaşıp, pazardaki konumunu ve ürün yelpazesini değerlendirme şansına sahip olduğu tek yerdir. Bunu da kapsamlı bir araştırmacı kadro ve satış

temsilcileri ile birlikte yapar. Fuarda öne çıkan ürünler Bu yıl fuarda öne çıkan ve yüksek talep gören PU ve NITRIL kaplı Polyester eldivenler oldu. Eski NİTRİL kaplı pamuklu eldivenler hala talep görmelerine rağmen, izlediğimiz kadarıyla yerlerini zaman içerisinde dikişsiz Polyester eldivenlere bırakacaktır. Beybi’den Türk Malı vurgusu İş güvenliği ve önemi daha yeni yeni ortaya çıkmakta ve kuruluşlar konuyla ilgili kanunları önemsemeye başlamışlardır. Bu nedenle, ekonomik anlamda, önümüzdeki yıllarda İş güvenliği sektöründe ilerleme ve yükseliş beklemekteyiz. Pazar da bu konularda bilinçlenip daha kaliteli ve özellikle Türk Malı üretime yönelerek, gerek kalitesiz gerekse haksız rekabet yaratan firmalardan sıyrılıp, sanayide yatırım yapmak isteyen kuruluşların önlerini açmalı ve gereken desteği sağlamalıdır. Konuya göstermiş olduğunuz duyarlılığa teşekkür eder, sizler gibi değerli takipçiler ile birlikte nice fuarlar geçirmeyi dileriz.


39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

“Bu yıl fuar ziyaretleri alıcı nitelikten uzaktı “ 39. Yapı Fuarı’na katılım gösteren Doğuş Fırça Yetkilisi Fatih Güloğlu ile genel bir söyleşi yaptık. Güloğlu; fuar ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken ekonomik anlamda da ön görü ve temennilerini aktardı. 39. Yapı Fuarı’nın katılımcılarındandınız.Bu yıl fuar ile ilgili izlenimleriniz nelerdir ? Her yıl olduğu gibi bu yılda beklenilen ziyaretçi sayısını yakaladık. Fakat geçen yıllara kıyasla ziyaretçiler alıcı niteliğinde değildi, pek çoğu için 2016 Yapı Fuarı basit bir fuar ziyareti şeklinde gerçekleşti. Bu yıl gerçekleşen ekonomik faktörlerin fuarları da etkilediğini gördük. Gerek katılımcı firmalar gerekse ziyaretçilerden bunu anlamak son derece mümkündü. Bu tür fuar organizasyonları sektörünüzü tam anlamı ile karşılıyor mu ? Fuarlardan beklentileriniz nelerdir? Her imalatçı ve ticaret erbabı için fuarlar son derece önemlidir ve bu fuarları düzenleyen organizatörler, fuarın tanıtımını son derece iyi yapmalılardır. Aynı seviyedeki ve içerikli uluslararası fuarlarla

122

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

denk seviyeye getirilmelidir. Genellikle yapı fuarlarını takip etmekteyiz fakat hırdavat sektörü ile alakalı geniş kapsamlı bir fuar düzenlenmelidir. Doğuş Fırça olarak yurt içi fuarların bizim için birinci önceliği müşterilerimizle tekrardan birebir diyalog kurup istek ve taleplerini dinlemek onlarla bağlarımızı güçlendirmektir.

Fuarda tanıttığınız ürün grupları ile ilgili bilgi verir misiniz? Özellikle öne çıkan ürün grubunuz neler oldu? Bilindiği gibi çok farklı çeşitli imalat gruplarımız var ve hepsi kendi alanında amiral durumdadır özellikle oto fırça grubumuz. Bunun yanı sıra kestirme & yağlıboya fırçaları ve tamamı yine kendi imalatımız olan rulo grubumuz ile bu fuara katılım gösterdik. Ürünlerimizin kaliteli olmasının en önemli sebebi a dan z ye her ihtiyacımızı kendimiz imal etmemiz ve aynı kalite standartlarında üretim yapmamızdır.

Bu yıl öne çıkan ürün grubumuz boya rulosu grubumuz oldu. Özellikle yurt içindeki tüketicilere ve toptancı firmalara birebir tanıtma fırsatı yakaladık. Aldığımız tepkiler yine olumluydu ve bu durum bizleri son derece memnun etti. Tüm ziyaretçilerimize ve müşterilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz.

2016 yılı genel ekonomik anlamda nasıl değerlendirirsiniz? Bu anlamda sektörünüz ile ilgili neler söylemek istersiniz? 2016 yılı bizim için ve edindiğimiz genel piyasa dikkate alındığında bir kayıp yıl olarak değerlendirilebilir. Tabii ki bazı durumlar önceden tahmin ediliyor ve bizde bazı tahminlerimiz doğrultusunda tedbirlerimizi 2015 yılından itibaren almış bulunuyoruz. Fakat ne olursa olsun ülke ekonomimizin ve sektördeki firmaların durumları bizleri de hem üzmekte hem de endişelendirmektir. Umarız önümüzdeki dönemler ülke ekonomisi ve piyasalar için çok daha iyi bir hal alır.



39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

“Sektörümüze ve yerli üreticilere talep artıyor” 1940 ‘lı yıllarda Ali Keskin tarafından kurulan Tosya Keskin Çelik inşaat ve Tarım Aletleri, Isı Sistemleri 39. Yapı Fuarı’na katılarak ürünlerini sergiledi. Nalbur Teknik dergisi olarak Tosya Keskin Çelik Müdürü Ali Çelik ile yaptığımız söyleşide Çelik; fuar ile ilgili gözlemlerini paylaşarak genel bilgiler verdi.

124

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Z

iyaretçi sayısında azalma vardı Fuar ile ilgili söyleyeceğim ilk şey geçtiğimiz yıla göre ziyaretçi sayısının az olması. Dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu maddi daralma ile birlikte zaten beklenen bir sonuç. Bunun yanında bazı katılımcıların da


fuara katılmadığını görüyorum. Özetle geçen yıla göre daha az hareketli bir fuar geçirdik. Ziyaretçilerin az olmasına rağmen, yurt dışı ziyaretçilerinde daha ciddi ve sektörle direkt ilgili kesimlere hitap edilmiş. Dolayısıyla Yem Fuarcılık ekibinin ziyaretçi konusundaki çalışmaları hissedilir düzeyde olumlu sonuçlar getirmiş. 39. Yapı Fuarı’nın meslektaşlarımız ve ülkemiz açısından verimli geçmiş olmasını temenni ediyorum. Fuardan beklentimiz uluslararası arena Bilindiği üzere yapı sektörü çok geniş bir sektör. Yapı sektörünün bu kadar geniş olması organizasyonu daha genele indirgenmesine sebep oluyor ve sektörümüzü tam anlamı ile karşılamıyor. Ama Türkiye’deki diğer organizasyonlar ile karşılaştıra-

cak olursak, sektörümüzü en fazla karşılayan organizasyon Yapı Fuarı. Fuardan genel beklentimiz özellikle yurt dışı müşteri portföyümüzü genişletmek daha fazla pazara ulaşabilmek. Kürek ve el arabası dikkat çekti Fuarda hepsi kendi üretimimiz olan el arabası, kürek çeşitleri, tırmık, çapa tanıttığımız başlıca ürün gruplarındandı. Özellikle öne çıkan ve ilgi gören ürünümüz kürek ve el arabası oldu. Firmamızın ürün kalitesine verdiği önem doğrultusunda ürünlerimizle ilgili olumlu yorumlar ve talepler aldık. “Olumsuzluklara rağmen sektörde ilerleme kaydedildi” 2015 yılı Türkiye ekonomisi için zor bir yıl oldu. Dolar karşısında sert bir şekilde zayıflayan para birimimiz ve bunun yanında olumsuz

koşullara ek olarak, 2015 yılında Türkiye ekonomisinin gündeminde bölgesel jeopolitik riskler, iki seçim döneminin yarattığı siyasi belirsizlik ve tırmanan terör olayları vardı. 2016 yılında da küresel ve bölgesel bu sorunlar devam ediyor. Bu anlamda sektörümüzün de ekonomik durumdan etkilenmemesi kaçınılmaz bir durum. Fakat, tüm bu olumsuz koşullara rağmen sektörümüz beklenmedik bir şekilde ilerleme kaydetmekte. Sektörümüze ve yerli üreticilere olan talep artmaktadır. Yerli ve yabancı yatırımcıların Türk üreticilerine ve ‘Türk Malı’ ibaresine olan güveninin artması sektörün büyümesindeki en büyük neden. 2016 ekonomik yılının başta Türkiye’miz olmak üzere sektörümüze olumlu ve hissedilir gelişmeler getireceğini umut ediyoruz.


39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

1

“Fuar beklediğimiz gibi geçmedi”

990 yılında Konya’da kurulan Saraylı, ev gereçleri sektöründe hızla büyüyerek 46 ülkeye ulaştı. Robot destekli elektrostatik toz boya, tam otomatik kurutmalık üretimi ve uluslararası normlara uygunluğu ve sağlamlığı garanti edilen merdiven üretim hatlarına sahip olan Konya Saraylı’dan Ali Çelik ile katıldıkları 39. Yapı Fuarı’nda kısa bir söyleşi gerçekleştir-

126

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

dik. Ali Çelik fuarın bekledikleri gibi geçmediğini belirterek yabancı ziyaretçi sayısı açısından tatmin olmadıklarını ve kendilerine verilen holden memnun olmadıklarını aktardı. Yapı Fuarı’nın tanıtım ve reklamının daha iyi olması gerektiğini açıklayan Çelik sergiledikleri ürünlerle alakalı; ‘Alüminyum ve metal merdiven, iskele merdiven, platform merdiven ve müşteri talepli özel merdivenler

üretiyoruz, standart merdivenler haricindeki müşteri talepli özel merdivenler öne çıkan ürünlerimiz arasındaydı’ Dedi. Ali Çelik: “2016 yılı ekonomik olarak sıkıntılı çekmektedir, sektör olarak ihracatımız çok düştü, komşu ülkeler ve dünyadaki savaş, karışıklık vb. olumsuzluklar ihracatı çok düşürdü,” diyerek ekonomik olumsuzluklara değindi.



RÖPORTAJ

“Derby yapıştırıcıları 2008 yılından bu yana Derby Kimya A.Ş. tarafından üretiliyor” 1950’lerin sonunda, DERBY markalı ürünler Türkiye pazarına girerek uzun yıllar başta ayakkabı sektörü olmak üzere ülkemiz ihtiyacını karşıladı ve liderliğini sürdürdü. DERBY yapıştırıcıları ise, 2008 yılından itibaren Derby Kimya A.Ş. tarafından üretilmeye başlandı. Yakından tanımak adına söyleşi yaptığımız Derby Kimya Genel Müdürü Işık Güler ; ticarette insan odaklı ilerleyerek agresif bir yapıda olmadıklarını belirterek, 2016 yılı sonuna kadar iç pazar çalışmalarını arzu edilen seviyeye getirip ihracata yöneleceklerini aktardı.

128

Nalbur Teknik.com / Haziran’16


D

erby ürünleri Rafael Torel tarafından 1950’lerin sonunda Türkiye pazarına girmiş, yıllarca başta ayakkabı sektörü olmak üzere ülkemiz ihtiyaçlarını pazar lideri olarak karşılamıştır. Sektöre ilk yapıştırıcı Derby markası ile girmiştir. Benim gibi orta kuşak yaşlarındaki herkesin hatırlayacağı bir markadır. Aynı marka ile, yapıştırıcıdan sonra çizme, eldiven ve jilet üretilmiştir. Derby Kimya A.Ş. ünvanı ile 2008 yılında yapıştırıcı üretim ve marka kullanım haklarını satın alarak üretime başladık.2010 yılı sonuna kadar unutulmuş ve neredeyse yok olmuş olan Derby markasını diriltmeye ve kurumsal kimlik çalışmalarını öncelikle Kırtasiye ve Lüks Hırdavat sektöründe oluşturmaya çabaladık. 2011 yılından itibaren de izolasyon ürünleri ile ilgili portföy genişleme çalışmalarına başladık ve bu zamana kadar çok darbeler aldık, aynı ağır sıklet bir boksöre karşı mücadele veren hafif sıklet bir boksör gibi, çok küçük bir ekip ile yılmadık çalıştık ve bu günleri gördük. Başladığımız yer ile şu an bulunduğumuz nokta bizi mutlu edecek boyuttadır. Ben ticari hayatım boyunca hep bardağın dolu tarafını görmüşümdür, çünkü bana göre bir(1)her zaman sıfırdan(0)büyüktür. İzolasyon sektöründe bizlerden çok daha başarılı ve çok önceden adımlarını atmış güçlü rakiplerimiz, arkadaşlarımız var. Onlardan her zaman feyz alarak kendimizi geliştirmeye gayret ettik. Derby Kimya olarak bizler öncelikli insan odaklı ve sabır ile yolumuza devam ediyoruz. Bayilerimizle de bu prensip ile çalışmaktayız. Sadakat duygusu çok yüksek olan

“Derby Kimya olarak bizler öncelikli insan odaklı ve sabır ile yolumuza devam ediyoruz. Bayilerimizle de bu prensip ile çalışmaktayız. Sadakat duygusu çok yüksek olan bir firmayız. Herkese mal satalım ya da her noktada bulunalım şeklinde saldırgan bir ticari anlayışımız yok. Hiçbir bayimizin arkasından dolanıp mal satma gibi bir düşüncemiz yoktur. İstikrarlı olmak için, hızlı düşünüp yavaş ve sağlam adımlar atarak yerimizde kalıcı olmaya odaklandık. “

bir firmayız. Herkese mal satalım ya da her noktada bulunalım şeklinde saldırgan bir ticari anlayışımız yok. Hiçbir bayimizin arkasından dolanıp mal satma gibi bir düşüncemiz yoktur. İstikrarlı olmak için, hızlı düşünüp yavaş ve sağlam adımlar atarak yerimizde kalıcı olmaya odaklandık. Müşteri odaklı ilerliyoruz Fabrikamız İzmir’de. Portföyümüzdeki ürünlerin tamamına yakınını kendi bünyemizde üretmekteyiz.Tabii kimyasal üretimi çok zorlu bir süreç. Zaman zaman bazı hatalarımız ve yol kazalarımız oluyor. Bu hataları çok hızlı bir şekilde telafi edip kendi içimizde düzenleyip müşterilerimize en iyi hizmeti sunuyoruz. Çok esnek bir yapımız var. Bunu da ticari geçmişimizdeki birikimlerimiz sayesinde sağlıyoruz. Büyümenin tabii ki sonu yok. Rekabet hiç bir zaman bitmez. Dünyanın küçüldüğü köy olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Rusya hapşırsa biz nezle oluyoruz, Çin soğuk algınlığı geçirse bize virüs bulaşıyor. Kısacası böyle interaktif bir ticaretin içindeyiz. Biz iç pazarda bilinirliğimizi artırmak 2016 yılı sonuna kadar yurt içi bayii yapılanmamızı sonlandırıp, yurtdışı pazar çalışmalarına başlamayı planlamış durumdayız. Üretimde hammadde sıkıntısı Bana göre maalesef Türki-

ye’mizin sorunu hammaddeyi kendi içinde karşılayamamasıdır. Yapı kimyasalları üretimi yapan bütün firmalar hammaddelerini yurt dışından karşılamak zorundadırlar bu da dışa bağımlılığımızı gün be gün arttırmaktadır. Geniş ürün yelpazesi Derby Kimya, ürünlerini 3 gruba ayırmaktadır; * Kontak Yapıştırıcılar, İzolasyon Ürünleri ve Hızlı Yapıştırıcılar Kontak Yapıştırıcılar; daha çok ayakkabı sektöründe, yer kaplamalarında, döşeme kaplamalarında, mobilya ve ahşap kaplamalarındakullanılanürünlerdir. *İzolasyon Ürünleri; tamamen yapı kimyasalları ürünleridir. İşyeri,konut ve sanat yapılarının tüm detaylarında kullanılan ürünlerdir.


RÖPORTAJ

*Hızlı Yapıştırıcılar; genelde mobilya sektöründe, ayakkabı sektöründe, tüm işyeri ve ev tamiratlarında kullanılan ürünlerdir. Ayakkabı, lüks hırdavat, kırtasiye, mobilya, otomotiv, inşaat ve nalburiye hizmet verdiğimiz sektörler arasında yer almaktadır. Bu noktada aslında avantajlarımız da var. Bir sektörde durağanlaşma ya da sıkıntı oluştuğunda diğer sektörlerden destek almaktayız. İhracat çalışmaları yakın zamanda başlayacak Şu anda tamamen yurt içi odaklı hareket etmekteyiz. Arzu ettiğimiz bazı bölgelerde başarılı olduk. Tabii ki Türkiye’nin 7 bölgesinde etkinliğimiz yok. Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi ve İç Anadolu bölgesinde etkinliğimiz ve bilinirliğimiz var. Bu sektöre bizden önce emek veren çok değerli dostlarımız, rakiplerimiz var. Onlardan pazar payı almak tabii ki çok zor.2016 yılı sonuna kadar planlamamızı iç pazar üzerine kurduk, bu yılın sonuna doğruda yurt dışı çalışmalarımıza başlayacağız. Bu fuar kendimizi sınamak adına iyi bir başlangıç olacak aslında. Türkiye geneli 150’ye yakın bayi

130

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Toplamda 150’ye yakın bayimiz var. Daha önce de belirttiğim gibi bir ilde bize yeterli olan bir bayii ile çalıştıktan sonra başka bir firma arayışına girmiyoruz. Onunla doğru yol aldığımıza inanana kadar ya da onun bize güvendiğini görene kadar bir başka firma ile çalışmıyoruz. Dediğim gibi her nokta da olalım diye agresif bir yapımız yok. Biraz daha mantıklı ve sakin gidiyoruz. Çok bayii olması değil az bayi ile anlamlı satışlar yapılması bizler için asıl önemli olan nokta. Biraz daha keyifli ticaretten yanayız. ‘2016 yılında varız ,uzun yıllar varlığımızı devam ettireceğiz’ Tabiri caiz ise merdiven altı düşünce ile üretim yapan firmalar, fiyatlardaki anormal dalgalanmalar, firmaların sürekli fiyat indirimi ve genelde bu işe girip aradığını bulamayan ‘‘bari sistemi döndürelim ayakta kalalım’’ diyerek çok küçük marjlar ile ürün satışı yapanlar,bizlerin en çok mücadele ederek yorulduğu hususlar arasında gelmektedir. Ayrıca ürün standart ambalajları, hacimleri ve gramları ile olumsuz yönde oynanması çok ciddi olarak savaştığımız bir başka cephe olmaktadır. Derby Kimya olarak,bu tarz ticareti asla benimsemedik ve bunları yapan firmalara karşı da direnmeye devam edeceğiz. Belki karlılık arzu ettiğimiz seviyelerde olmayacak, sermaye istediğimiz ölçüde artmayacak ama Derby Kimya 2016’da vardır, inşallah nice uzun yıllar daha da güçlü olarak varlığını devam ettirecektir. ‘Yere sağlam basarak hareket etmemiz gereken bir dönemdeyiz’ 1983 yılında babamın

Tahtakale’deki kırtasiye dükkânında çırak olarak başladığım ticari yoluma, 1994 yılında iki dostumla ve öz sermayemiz ile üretim hayatına başlamış bir müteşebbisim. Hayatımda 4 tane ekonomik kriz yaşadım. Hepsini atlattım çok şükür ayaktayım. Şu anda içinde bulunduğumuz da zor bir süreç. Bu durumu hiç bir Avrupa ülkesi tevekkül ile karşılayamazdı. Bizim ülkemize duyduğumuz sevgi, toprağımıza duyduğumuz bağlılık, devletimize duyduğumuz sadakat ile bu krizlerin üstesinden gelebiliyoruz. Tabii ki ticarette kar da vardır zararda; gün olur ayı besler, ay olur yılı besler. Kural bu olmalıdır. 2003 ya da 2004 yılına kadar bütün üreticiler, toptancılar, ara toptancılar, karlılık içindeydi. Ama şimdi karlılık anlamında o kadar büyük bir hacmin olmadığı dönemdeyiz. Bu krizleri; firmaların finanslarını iyi yöneterek, satın alma ve harcamalarını dengeli bir şekilde yaparak aşabileceklerini düşünüyorum. Konuşmamın başında da söylemiştim, yere sağlam basarak hareket etmemiz gereken bir dönemdeyiz. Artık hayalperest projeler ve hedeflerle yol alacak bir dönemde değiliz. Çok çalışıp üretmek ve satmak zorundayız.



39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

“İçinde bulunduğumuz sektörü hizmet sektörü ile destekleme çabasındayız” 2007 yılında hırdavat sektörüne adım atan, Made Plastik Sanayi Ticaret Ltd. Şti Made Dübel markası ile sektördeki yerini sağlamlaştırdı. Made Plastik sahibi Mavi Deniz Arısoy ile Yapı Fuarı’nda Nalbur Teknik dergisine özel kısa bir söyleşi gerçekleştirerek firma hakkında genel bilgiler aldık.

Ağırlıklı olarak plastik dübel ve bağlantı elemanlarının üretimi yapıyoruz” Firmamız 2007 yılında kuruldu. 2 makina ile bu işe başladık. Genç nesil olmamız, performansımız, ürün kalitemiz ve yatırımlarımız ile hedeflerimize kısa zaman içerisinde ulaştık. 7/24 çalışma kapasitesi ve 60’ın üzerinde çalışan ile yurtiçinde aynı zamanda yurt dışında ciddi pazarlar elde ettik. Türkiye’de yüzde 70’in üzerinde pazar payımız bulunuyor. Azerbaycan ve Irak’ta ciddi bir pazar hacmine sahibiz. Diğer ülkelere de yavaş yavaş açılmaya

132

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

başladık. Şu an Lübnan ile çalışmalarımız devam ediyor. Ürün grubu olarak dübel, mobilya aksesuarları, izolasyon malzemeleri kategorilerine sahibiz. Fakat ağırlıklı olarak plastik dübel ve bağlantı elemanlarının üretimini yapmaktayız. Bu yıl özellikle asma tavan malzemelerinde ön plana çıkmaya çalışıyoruz. Takım halinde dübel ve bu dübeller için özel vida geliştirdik. Yapı Fuarı’nda özellikle bu ürünün tanıtımını gerçekleştirdik.

Hedef ve beklentiler Hedefimizin yüzde 90’lık kısmına şuanda ulaştık. Sektörel olarak Türkiye’yi doyurmayı bitirip yurtdışındaki pazarımızı büyütmeyi hede-

fliyoruz. Aynı zamanda bir kaç yıl sonra içinde bulunduğumuz mevcut sektörü hizmet sektörü ile destekleme çabasındayız. İnşaat ve gıda pazarına girmeyi planlıyoruz. Şu an 7 ülkedeyiz. Azerbaycan, Irak, Lübnan, Ermenistan, Gürcistan gibi ülkelerde faal çalışıyoruz. İran yeni hedef pazarlarımızdan bir tanesi. Önümüzdeki günlerdi ARGE ekibimizle İran’a gidip araştırma yapacağız.

Sektörel değerlendirmeler Hammadde olarak plastik kullanıyoruz. Bu noktada doların sürekli iniş çıkışları, petrol fiyatlarının düşmesi ve buna bağlı hammadde fiyatlarında düşüşün olmaması, devlet kanadındaki istikrarsızlıklar ve ülkenin ateş çemberi içinde bulunması bizleri tabii ki ekonomik olarak bizleri etkiliyor. Yaşanan bir diğer zorluk ise sattığımız ürünlerin tahsilatında bazen sıkıntılar yaşamamız oluyor.


39. YAPI FUARI

DYO Yapı Fuarı’na da renk kattı Yapı Fuarı, 10 – 14 Mayıs tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Boya sektörünün öncü markası DYO, dekoratif boyalar ile ısı yalıtımındaki geniş ürün yelpazesini ziyaretçilerin beğenisine sundu. Yapı Fuarı kapsamında verilen Altın Mıknatıs Stant Tasarımı Ödülleri’nde bu yıl DYO üçüncülük ödülünü aldı.

B

oya sezonunu A Milli Futbol Takımı’na verdiği destekle açan DYO, Yapı Fuarı’na da standında düzenlediği eğlenceli futbol oyunu ile renk kattı. DYO, Yapı Fuarı kapsamında ‘Altın Mıknatıs’ adı altında düzenlenen amacına en uygun tasarlanmış stant yarışmasında 3.lük ödülüne layık görüldü. Türkiye boya sektörünün öncü markası DYO, yapı sektörünün tüm bileşenlerini bir araya getiren ve bu yıl 39’uncusu gerçekleştirilen Yapı

Fuarı’ndaki yerini aldı. 10-14 Mayıs 2016 tarihleri arasında TÜYAP’ta düzenlenen fuarda DYO, dekoratif boyalar ve Klimatherm markası altında sunulan ısı yalıtımı çözümlerini ziyaretçiler ile buluşturdu. DYO’nun dekoratif boyalar kategorisinde Nanoteknoloji, PTFE ve Hybrid teknolojisine sahip iç ve dış cephe boyaları ile kaplamaları, sorunlu yüzeylere özel geliştirilen Dr. DYO serisi, Massiveline markalı su bazlı ahşap vernik ve koruyucular gibi geniş bir ürün gamı bulunuyor. Isı yalıtımında

kaliteli ürün ve hizmetleri ile öne çıkan Klimatherm ise kışın doğalgaz, yazın klima kaynaklı elektrik kullanımında yüzde 50’ye yakın enerji tasarrufu sağlıyor. Dekoratif boyalar pazarında; iç ve dış cephe son kat boyalar, astarlar ve ahşap vernikleri ile ısı yalıtımından oluşan geniş ürün yelpazesi ile faaliyet gösteren Casati markası da 39. Yapı Fuarı’ndaydı. Boya sezonuna Türkiye Futbol Federasyonu ile imzaladığı anlaşmayla damgasını vuran DYO, Yapı Fuarı’nın en renkli ve eğlenceli standına da imza attı. Fuarın ziyaretçileri, 3. Salon 441 no’lu DYO standında hem DYO, Casati ve Klimatherm ürünlerini daha yakından tanıma hem de keyifli futbol oyununu deneyimleme fırsatı buldular.


39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

“Enternasyonal organizasyonlar ilgimizi çekiyor”

S

134

targil markası ile her türlü boya fırçası üretimini yapan Birleşik Fırça 6.600 metrekare kapalı alanda; yaklaşık 130 kişilik deneyimli kadrosuyla üretimine hız kesmeden devam ediyor. Birleşik Fırça yıllık 12,500,000 adet fırça kapasitesinin %80’ini başta Avrupa Topluluğu ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri, Orta Doğu ülkeleri olmak üzere 6 kıtada 57’yi aşkın ülkeye ihraç ile ulaşıyor.

düşüş olduğunu belirtti. Bu tarz fuarların sektörel ihtiyaçlara cevap verip vermediğini sorduğumuzda Akyol: “Yurtiçi fuarlar genellikle iç piyasaya yönelik olduklarından firma olarak bizim beklentimizi tam olarak karşılamıyorlar çünkü biz Birleşik Fırça olarak üretimimizin %80 ini ihraç etmekteyiz ve daima yeni pazar arayışları içindeyiz. Dolayısı ile daha enternasyonal organizasyonlar bizim ilgimizi çekmektedir.”dedi.

“Ziyaretçi sayısında düşüş oldu” Katıldıkları Yapı Fuarı’nda kısa bir söyleşi yaptığımız Birleşik Fırça İhracat Müdürü Handan Akyol, bu yıl eskiye oranla fuara gelen ziyaretçi sayısında

Handan Akyol: “Bu sene üretim planımıza yeni kattığımız bir sap modelimizi ve su bazlı boyalar için geliştirdiğimiz PRO AQUA serimizi tanıttık. Bunun yanı sıra yeni olarak hammadde gamımıza kattığımız ve

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

yurtdışında çok ilgi gören ve tekrar su bazlı boyalar için geliştirdiğimiz dikkat çekici renkli kıl karışımımız ve bundan üretilmiş fırçalarımızı lanse ettik.” diyerek 39. Yapı Fuarı’nda sergiledikleri ürünlerdin bahsederek genel ekonomik değerlendirmelerde bulundu. Akyol: “Her ne kadar Libya ve benzeri piyasalardaki durgunluktan dolayı bu ülkelere ihracat negatif etkilendiyse de Biz Birleşik Fırça olarak toplam 57 ülkeye ihracat yapmaktayız. 2016 yılının ilk 4 aylık bölümünde döviz bazında ciromuz %14 lük bir artış göstermektedir. Bizim Birleşik Fırça olarak 2016 hedefimiz % 18 lik bir büyümedir. Ekibimiz bu hedefe ulaşmak için tüm gayreti ile çalışmaktadır.”


39. YAPI FUARI

Akçansa’dan Yapı Fuarı’nda 3. Köprü Yürüyüşü Akçansa’nın referans projelerine uyarladığı MineCraft oyunu, faaliyet alanlarını gösteren interaktif haritası ve sanal gerçeklik projeleri dikkatleri üzerine çekiyor. Sanal gerçeklik gözlüğü ile 3. Köprü’yü yürüyerek geçen ziyaretçiler de farklı bir deneyim yaşadı. Akçansa, yapı sektörünün temsilcilerini bir araya getiren 39. Yapı Fuarı’nda bir ilke imza atarak, ziyaretçilerine farklı bir deneyim yaşattı. Akçansa, tüm

dünyada 100 milyondan fazla kullanıcı ve 1 milyondan fazla anlık oyuncu sayısıyla dünyanın en fazla oynanan oyunu olan MineCraft’a referans projel-

erini de dahil etti. Böylece ziyaretçilere 3. Köprü, Türk Telekom Arena gibi dev referans projeleri, oyun içindeki Betonik City’de inşa edebilme şansı tanıdı. MineCraft’a İstanbul inşa edildi Akçansa, Yapı Fuarı’na özel olarak Minecraft’a Betonsa’nın referans projelerini inşa etti. İnşaat için ise oyunda, 240 saatte 42 milyonun üzerinde tuğla kullanıldı.


39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON Akçansa standı ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşırken, fuarın ilk gününde 500’ün üzerinde kişi sanal gerçeklik gözlüğü ile 3. Köprü’yü yürüyerek geçti. Akçansa standında Artırılmış Gerçeklik… Akçansa, tablet bilgisayar ve akıllı telefonların kamerası kullanılarak ekrana yansıyan gerçek görüntülerin sanal gerçeklik yoluyla zenginleştirilmesini sağlayan Artırılmış Gerçeklik uygulamasıyla da katılımcılara güncel projelerini tanıttı. Standı ziyaret edenler, interaktif harita üzerinden Akçansa faaliyet alanlarını tek bir dokunmatik ekran üzerinden görüntüledi. Zenar: “Herkes için fark yaratan çalışmalara imza atıyoruz” Akçansa’nın pazar dinamiklerini, müşterilerini ve müşterilerinin ihtiyaçlarını takip ederek yenilikçi yaklaşımlar sergilediğini belirten Akçansa Genel Müdürü Umut Zenar, “Akçansa, Türkiye’de yapı malzemeleri sektörünün lideri. Ancak bu liderlik, tek başına rakamsal performanstan kaynaklanmıyor. Öncü, yeniliklere değer veren bir şirket olarak, müşterilerimizin yenilikçi taleplerini karşılayacak ürün ve çözümler geliştiriyoruz. Herkes için fark yaratan çalışmalara imza atıyoruz“ dedi.

136

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Akçansa ödüle doymuyor Capital Dergisi tarafından düzenlenen ‘En Beğenilenler’ organizasyonunda bu yıl 14. kez ardı ardına çimento sektörünün ‘En Beğenilen Şirketi’ seçilen Akçansa, karbon emisyonunu azaltmayı amaçlayan Mikroalg Projesi ile III. İstanbul Karbon Zirvesi kapsamında Düşük Karbon Kahramanları Ödülü’ne değer bulundu.

Akçansa ayrıca bu yıl yedincisi düzenlenen Sabancı Altın Yaka Ödülleri’nde ‘Değer Yaratan’ kategorisinde birinci olarak Büyük Ödülü kazandı. Aynı yarışmada, İşte Eşitlik’te

birincilik,

Pazar

Odaklılık’ta bireysel kategoride birincilik ve İnsana Yatırım’da mansiyon aldı.



HABER

Evde tadilat ve dekorasyon yaparken hastanelik olmayın kimyasallar içerir. Boyalar kururken bu kimyasallar havaya karışır ve tarafımızdan teneffüs edilir.

T

Mimar Funda Varlık

ürkiye’de yapı marketlerinin çoğalmasıyla birlikte ‘evdeki tadilat ve dekorasyonu kendin yap’ fikri kulağa hoş gelmeye başladı. Bu işler gerçekten eğlenceli. Fakat dikkat edilmezse hastanelik olabilir hatta ailenizin de sağlığını riske sokabilirsiniz. Mimar Funda Varlık ve İç Mimar Oya Çavdar, evinizde tadilat ve dekorasyon sırasında karşılaşabileceğiniz gizli tehlikeleri ve almanız gereken önlemleri sizler için kaleme aldı:

̇ zi ̇ ̇ Boyarken Kanser Evini ̇ ni ̇ ̇ Göz Ardi Etmeyin Riski Evde kullanılan boyaların içindeki çözücüler ve bir takım uçucu organik bileşikler sağlığa zararlı

138

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

Konut için günümüzde en çok kullanımda olan boyalar; plastik boyalar, su bazlı boyalar ve yağlı boyadır. Su bazlı boyalar akrilik esaslı. Alerjik ve koku hassasiyeti olan kişiler için üretilmiştir. Su ile inceltilebilmesi ve solvent salgılamaması önemli bir avantaj. Yağlı boyalar ise daha çok parlak görünüm için kullanılan boyalar. Boyanın eşit şekilde dağılması ve incelmesini sağlamak için çözücü yani tiner eklemek gerekiyor. Ve kuruması sırasında içerdiği kimyasalları ortama salgılıyorlar. Boyadan çıkan gazların solunması astım ve sinüs problemlerinin körüklenmesine neden oluyor. Boya yapılırken boya yapısında barınan kimyasal gazlar ve çözücüler açığa çıkmakta. Bunlar akciğerler tarafından emilip kan dolaşımına karışır. Baş ağrısı ve baş dönmesi yapabilir. Havalandırma olmayan bir odada uzun

süre boya yaparsanız bayılmanıza bile neden olabilir. Bu tür uçucu karışımlar teneffüs edildiğinde, göz, burun ve boğaz rahatsızlıkları ortaya çıkabiliyor. Büyük miktarlara maruz kalındığında, hayvanlarla yapılan deneyler; bu kimyasalları doğuştan sakatlıklarla, kanser ve sinir sisteminde oluşan zararlarla doğrudan ilişkilendirmiştir. Profesyonel boyacılar ne yazık ki büyük risk altındadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre boyacıların özellikle akciğer kanseri olma riski normalden %20 daha fazla. Danimarka’da, uzmanlar uzun zaman boya ve çözücülere maruz kalanlarda “boyacı bunaması” dedikleri nörolojik durum

İç Mimar Oya Çavdar


tespit ettiler. Sheffield ve Manchester üniversitelerinin çalışmalarında düzenli olarak bu kimyasallara maruz kalan erkeklerin üreme problemlerine daha yatkın oldukları görüldü. Cilt üzerine bulaşan boya da alerjik döküntü gibi bir reaksiyona neden olabiliyor. Ama bunu ciltten çıkarmak için kullanılan tinerin ciltte yaratabileceği hasar çok daha vahim maalesef.. Su Bazli Boyalar, Senteti̇k ̇ ̇ Boyalardan Daha Az Riskli Çözüm Su bazlı boyalar, çözücü bazlı boyalardan daha az risklidir, kimyasal toksin içermez ve daha az kokarlar. Alternatif olarak uçucu organik karışım içermeyen

ve kokusuz doğal boyaların denenmesi gerekmektedir. Doğal boyalar toksin salınımı yapmazlar. Fırçalar da su ile yıkanabildiği için ayrıca terebentin veya tiner kullanmayı gerektirmez. Boya yaptığınız odanın sürekli iyi şekilde havalandırılmasını sağlayın ve camları açık tutun. Sık sık temiz hava almak için dışarı çıkın, boya kuruyana kadar odaya girmeyin. Nefes filtreli maske kullanın. Solventler yüksek derecede yanıcıdır, boya tenekelerini ateşten uzak tutun. Yağlı boya bulaşmış bezler de kolaylıkla tutuşabilir. Kullandığınız boyalı bezleri, fırça ve ruloları, boya tenekelerini kimyasal atık olarak

uygun şekilde yok edin. Duvardaki ̇ Eski ̇ Boyayı Kazımayın Kurşun Yayilabi ̇lGünümüzde kullanılmasa da eski evlerdeki boyayı duvardan kazıyarak sökerken kurşun yayılabilir ve bu da teneffüs edilebilir. Eskiden kurşun, boyaya renk katması ve daha çabuk kuruması için kullanılırdı. Kurşun vücutta birikir ve düşük IQ’ya ve çocuklarda davranış bozukluklarına neden olabilir. Duvarları kazırken küflerden çıkacak gazlar da o ortamda solunacaktır. Ardından ciğerlerde birikerek balgam, hırlama, nefes alma zorluğu ve potansiyel astım hastalığına neden olabilir. Evinizin yaşı boyada kurşun olup olmadığının ipuçlarını


HABER

verir. Özellikle 1978 yılından önce inşa edilen binalarda istemeseniz de buna maruz kalırsınız. Kapılarda, çerçevelerde, radyatörlerde ve süpürgeliklerde de bulunabilir. ÇÖZÜM: Boya yaparken kurşunla baş etmenin en kolay yolu eski boyanızın

140

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

üstünü modern yeni bir boya ile kaplamaktır. Bu kurşunun size zarar vermesini engelleyecektir. Eğer kurşunlu eski boyayı kaldırmaya ihtiyacınız var ise profesyonel yardım almalısınız. Böylece boya kaldırılırken boya partiküllerinin evinizin başka yerlerine yayılmasını da engellemiş olursunuz.

Yerleri ̇ Zımparalarken Ci ̇ğerleri ̇ni ̇z Zarar Görebir Zımpara işi kolaylıkla teneffüs edebileceğimiz ince tozlar meydana getirdiğinden ciğerlerimize zarar verebilir. Bu ince tozlar deri üzerinde de tahribat yapabilir. ÇÖZÜM: Bu işlem sırasında toz geçirmez maske ve


eldiven kullanılmalı. Ya da ıslak zımpara yapmalı, bunun için de özel bir zımpara kağıdı kullanmalısınız. Bu daha az toz meydana getirecektir ve ciğerleriniz ve derinizin daha az etkilenmesine yardımcı olacaktır.

bunu

̇ Yaparken Çocuğunuz Cila ̇ Astım Olabilir Boyada olduğu gibi ahşap üzerinde kullanılan cilalar da uçucu organik maddeler içerir. Teneffüs edildiğinde baş ağrısı, göz, burun ve boğaz rahatsızlıklarına neden olabilir. Bu tür kimyasallara maruz kalmış çocukların astım olma riski diğer çocuklara göre dört kat fazladır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda bu maddelerin kanserle bağlantısı bulunmuştur.

̇ ̇ ze ̇ Ve Cam Yünü Ciğerleri ni Boğazınıza Zarar Verir Yalıtım malzemeleri cam yününden oluşmaktadır, derinizin içine nüfuz edebilir ve zarar verir. Ayrıca teneffüs edildiğinde ciğerleriniz ve boğazınız da tehlike altındadır. ÇÖZÜM: Elleriniz ve cildiniz eldivenle, yüzünüz maske ve gözlükle korunmalıdır.

ÇÖZÜM: Odada camlar açık bir şekilde çalışın. Daha iyisi açık alanda solvente dirençli koruyucu eldiven kullanarak çalışın. Kimyasala maruz kalma sürenizi sınırlayın ve sık sık ara verin; yarım saatte bir temiz hava almak için dışarı çıkın. Duvar Kağıdı Tutkalı Egzamayı Teti̇kler Duvar kağıdı tutkalları küfü önlemek için mantar ilacı içerir, bu da bazı kişilerde deri problemlerini ve egzamayı tetikler. Ve cilt bir kere alerjik reaksiyon gösterirse aynı ortama her maruz kaldığında

tekrar

edecektir.

ÇÖZÜM: Duvar kağıdı tutkalına temas etmemek için eldiven kullanınız. Daha da iyisi eğer mümkünse mantar ilacı içermeyen yapıştırıcı kullanmaya özen gösteriniz.

̇ zi ̇ ṅ Üzerine ̇ Yemeklerini Çökebili̇ r,̇ Yıllarca Vücudunuzda Kalabilir Duvardan duvara halılar yanmayı geciktirici madde içerebilir. Ürünleri yanmaz hale getirmek için kullanılan kimyasallar, insanlar ve yaban hayatı üzerindeki etkilerinin kaygılarından dolayı zaman içinde yasaklandı. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda meme kanseri ile bağlantılı olabileceği görüldü. Midyelerde ve deniz salyangozlarında kısırlık, farelerde ise düşüğe neden olduğu tespit edildi. Uzmanların insanlarda da aynı sonuçları doğuracağı ile ilgili ciddi kaygıları oluştu. Bromlu alev geciktiriciler bulundukları or-

tamda insanlar tarafından solunabilir hatta ev tozu ile karışıp yemeklerinizin üzerine çökebilir. Yağda çözülebilir olduklarından vücuttan atılmaları zordur ve yıllarca vücudumuzda kalabilir. ÇÖZÜM: Düzenli olarak evinizi süpürerek toz birikmesine engel olun. Yün, pamuk, jüt (hint keneviri) ve rattan gibi doğal ürünlerden yapılan halı satın almayı tercih edin. ̇ z, ̇ Burnunuz Ve Gözlerini Boğazınız Zarar Görebili ̇ Çoğu ağartıcılar, küf ve kireç sökücüler Sodyum Hipoklorit adında bir kimyasalı içerir. Yüksek derecede yıpratıcıdır. Salgıladığı zehirli gazlar; gözler, burun ve boğaz için zararlı olabilir. Ağartıcı ve amonyaklı maddeler içeren ürünleri aynı odada kullanmak çok tehlikelidir. Bu karışım boğaza ve akciğerlere saldıran ölümcül bir gaz olan klorun açığa çıkmasına neden olur. ÇÖZÜM: Mümkün olduğunca çok pencere açarak odanın iyice havalanmasını sağlayın. Bir maske yardımı ile kendinizi açığa çıkan gazları teneffüs etmekten koruyun.


HABER

Türkiye Çimento Sektörü Bugün 100 Milyon Ton Üretim Kapasitesine Ulaştı

İ

nşaat sektörünün dünyada hızla gelişmesiyle birlikte çimento, ihracatçı ülkelerde ekonomik kalkınma için önemli bir rol oynamaya başladı. Suudi Arabistan’ın ihracata açılmasıyla birlikte rekabetinin sert geçmesi beklenen Ortadoğu pazarına karşı Türkiye, kentsel dönüşüm, mega projeler ve yeni pazarlar sayesinde çimento sektörde büyüme hedefliyor. 2016 Şubat ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 46.35’lik artış gösteren çimento ihracatının yıl sonunda 7 milyon ton, klinker+çimento ihracatının ise 10 milyon ton olması öngörülüyor. Toplam ihracatın ülke ekonomisine katkısının ise 500 mily-

142

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

on dolar olması bekleniyor. Türkiye çimento sektörü üretimde Avrupa 1.si olurken, dünyada Çin, Hindistan, A.B.D ve İran’la birlikte ilk 5’te yer almaktadır. İhracatta ise Çin ve İran’dan sonra ilk üçte yer alan Türkiye Çimento sektörü, 2015 yılında yaklaşık 3.2 milyar dolar cirosu, 550 milyon dolar ihracatı ve doğrudan 17 bin kişiye ulaşan istihdamı ile Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumundadır. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği(TÇMB) Başkanı M. Şefik Tüzün sektörle iligli olarak; “1911 yılında sadece 20 bin ton kapasite ile başlayan yolculuk bugün 80 milyon tonun üzerinde klinker üretim kapasitesine ulaştı. Çimento üretimi olarak karşılığı ise yaklaşık 100

milyon ton. Devam eden ve başlayacak yeni yatırımlar ile birlikte, 2017 yılı sonuna kadar bu rakama 5 milyon ton daha ilave geleceğini öngörüyoruz. Sektörün ilk 60-70 yılında Cumhuriyet Hükümetleri kalkınmanın anahtarı olarak ülkenin dört yanına çimento fabrikalarının kurulmasını sağladılar. Başlangıçta Kamu imkanları ile kurulan fabrikalar, özelleştirme sonrası tamamen özel sektörün yatırımlarıyla yurt sathına yayıldı; Çimento sektörü Türkiye’de hızla gelişerek bugünkü büyüklüğüne erişti.” şeklinde konuştu. İlk iki ayda üretim yüzde 34.08 artı Tüzün; “2015 yılında yaşanan siyasi ve ekonomik belirsiz-


liklerle geçen bir yıl olmasının yanı sıra mevsim koşulları da aynı ölçüde inşaat sektörünü, dolaylı olarak da çimento sektörünü ektilediği bir yıl oldu. 2016 yılı Şubat ayında çimento üretimi geçen yıla oranla yüzde 34.08 oranında artış yaşandı. Üretilen çimentonun yüzde 14.47’si ihraç edildi. Şubat sonu yurt içi çimento satışlarında yüzde 23.84’lük artış yaşanmasının yanı sıra ihracattaki yüzde 46.35’lik artış sektörü olumlu yönde etkiledi. 2015 yılında üretim TÇMB üyeleri bazında yüzde 0.3 artarak 72.8 milyon ton olarak gerçekleşti. 2015 yılında sektörün tamamının iç satışı, üye olmayan fabrikaların satışları da tahmin edilerek, 65 milyon ton olarak gerçekleşti. İç satışlar sektör bazında yüzde 1.3 artış gösterdi. Üretilen çimentonun yaklaşık yüzde 10.7’si ihraç edildi. 2015 yılında sektörün kapasite kullanım oranı yaklaşık yüzde 85 olarak hesaplandı.” dedi. Türkiye ihracatta dünyada 3’üncü sırada Tüzün; “2015 yılsonunda Türkiye’nin çimento ihracatı (TÇMB üyesi olmayan tesislerin bilgileri dahil) 7.8 milyon ton, (çimento+klinker) toplam olarak 10.7 milyon ton civarında gerçekleşti. Bu rakamlar, çimento ihracatında yüzde 3.5 küçülme, (çimento+klinker) toplam ihracatta yüzde 2.7 küçülme anlamına geliyor. 2015 yılı Ekonomi Bakanlığı verilerine göre toplam ihracatımızın (çimento+klinker) tutarı yaklaşık 550 milyon dolar olarak gerçekleş-

ti. 2014 ihracat gelirimiz 640 milyon dolardı. Bu da yaklaşık yüzde 14’lük bir düşüşe işaret etmektedir.” dedi. Çimento ihracatının yüzde 23’ü Suriye, yüzde 20’si Libya’ya TÇMB üyelerinin son 10 yılda en çok çimento ihracatı yaptığı ülkeler olan Irak, Rusya ve Libya’yı geçen sene Suriye geride bıraktı. 2015 yılında Suriye’ye 1.7 milyon ton ihracat gerçekleştirildi. 2013 ve 2014 yıllarında en çok ihracat yaptığımız ülke olan Libya pazarı, 1.5 milyon ton ihracat ile ikinci pazar oldu. İsrail ve son yılların şampiyonu Irak’a ise sırasıyla 0.7 ve 0.5 milyon ton ihracat yapıldı. Çimento ihracatının sırasıyla yüzde 23 ve yüzde 20’si Suriye ve Libya’ya yapılırken ihracatta diğer önemli pazarlar İsrail, Irak ve ABD’dir. İhracatın yüzde 47’si Asya, Orta Doğu ve Körfez Ülkelerine Çimento ihracatında ağırlık özellikle Suriye’deki artış ile birlikte Orta Doğu yani Asya pazarı olurken, Libya’nın etkisiyle Afrika kıtası ikinci önemli pazar oldu. Klinker ihracatında ağırlık Afrika ülkelerine olurken, Amerika ülkeleri diğer önemli pazar haline geldi. En çok klinker ihracatı Gana, Moritanya ve Fildişi Sahili’ne yapıldı. Klinker ihracatının yüzde 67’si Afrika’ya yapıldı. 2015 yılında çimento ihracatının yüzde 47’si Asya ülkelerine, yüzde 36’sı Afrika ülkelerine, yüzde 7’si

Avrupa ülkelerine ve yüzde 10’u Amerika ülkelerine gerçekleştirildi. Son yıllarda Türkiye, Çin ve İran’dan sonra dünyanın üçüncü en büyük ihracatçısı durumundadır. M. Şefik Tüzün; ”Gelecek yıllarda ihracatta Afrika ve Amerika pazarının payının artacağını buna karşılık Avrupa pazarının payının daha da düşeceğini tahmin ediyoruz. Özellikle; geleneksel ihraç pazarımız olan Orta Doğu ve Akdeniz havzasındaki politik istikrarsızlık, bazı bölgelerde savaş durumunun devam etmesi, Çin’de büyümenin azalması, Rusya ile yaşanan gerginlik, İran ambargosunun kalkması neticesinde İran’ın yüksek kapasite ve düşük enerji maliyeti ile ihracat pazarlarımıza nüfuz etme olasılığının artması gibi olumsuzlukla birlikte ihracatta sıkıntılı bir döneme girmekteyiz. Örnek olarak Suriye ve Irak’a yapılan ihracatları gösterecek olursak, Bu 2 ülkeye 2016 yılı ilk 3 ayında ihracatımız 2015 yılı ilk 3 ayına göre toplamda yaklaşık 225 bin ton azalmıştır. Bu bölgeden gelen düşüşleri telafi olarak Libya pazarında artış görülmüş, Yemen ve Fildişi Sahili pazarları açılmıştır. dedi. Yabancılara 22 bin 830 konut satıldı İnşaat sektörü 2015 ilk çeyreğinde yüzde 2.7 küçülürken, ikinci çeyrekte yüzde 1.9, üçüncü çeyrekte yüzde 2, son çeyrekte ise yüzde 5.4 oranında büyüme kaydetmiştir. Sektörün yıllık ortalama büyümesi ise yüzde 1.7 olmuştur. İnşaat sektörünün büyüklüğü ise cari


HABER

fiyatlarla 79.8 milyar TL’den 85 milyar TL’ye çıkmıştır. 2015 yılı içinde kamu inşaat harcamaları yüzde 14.6, özel sektör inşaat harcamaları yüzde 3.7 büyüdü. Türkiye genelinde toplam konut satışları 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde 10.6 oranında artarak yaklaşık 1.3 milyon konuta ulaştı. Konut sektörü 2016 yılında 1 milyon 500 bin konut satışı hedeflemektedir ve bu da 2015 yılındaki 1 milyon 290 bin adet satışa oranla yaklaşık yüzde 15’lik bir artış anlamına geliyor. 2015 yılında yabancılara satılan konut sayısı yıllık bazda yüzde 20.4 artışla 22 bin 830’a yükseldi. Geçmişte konut alımı için tatil bölgelerini tercih eden yabancılar, yeni projelerin de etkisiyle İstanbul’a yöneldikleri görülüyor. Halihazırda devam eden mega projelere ilave olarak yeni başlayacak konut ve altyapı projeleri, kentsel dönüşüm projeleri, yabancı yatırımcıların devam eden yüksek ilgisi ile birlikte 2016 yılı, çimento ve inşaat sektörü için 2015’e göre çok sınırlı da olsa büyüyen bir yıl olacak gibi görünüyor. Orta Doğu’da Suudi Arabistan rekabeti Tüzün; “Suudi Arabistan çimento sektörüne 2008 yılından bu yana getirilen ihracat yasağını kaldırmasıyla birlikte; ülke olarak mevcut ve planlanan yatırımları ile ihraç pazarları için önemli bir rakip. Klinker üretim kapasitesi 61 milyon ton olan Suudi Arabistan’ın önümüzdeki 5 yıl

144

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

içinde kapasitesini 78 milyon tona çıkaracağı, ülkedeki petrol üretimi de düşünüldüğünde, ciddi bir şekilde maliyet avantajı sağlayacağını tahmin ediyoruz. Ülkedeki stoğun yaklaşık 20 milyon ton olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye çimento sektörü ihracatının yaklaşık yüzde 40’ını Orta Doğu ülkelerine yaptığı düşünülürse bu bölgelerde Suudi Arabistan ile rekabet yaşamamız kaçınılmaz olacaktır. Özellikle Yemen, Irak, Ürdün, Mısır ve Filistin hedef pazarlar arasında olacaktır. Suudi Arabistan’ın ihracat vergisi uygulayıp uygulamaması da önemli bir rol oynayacatır.” şeklinde konuşan Tüzün; İran’ın ihracat pazarlarımıza nüfuz etme olasılığı “İran ambargosunun kalkması ve ülkedeki atıl kapasitenin ihracata yönelmesi ve Suudi Arabistan’daki bu gelişme sonrası her iki ülkenin pazara girmesiyle rekabet gücünün önemli ölçüde etkileneceği tahmin ediliyor. İran’ın yüksek kapasite ve düşük enerji maliyeti ile ihracat pazarlarımıza nüfuz etme olasılığı daha da

artmıştır. Son günlerde alınan bir haber ise Irak yönetiminin Irak’a çimento ithalatını bu yıl sonuna kadar tamamen yasaklayacağı yönündedir. Irak yönetimi yeni kurulmakta olan kapasiteler ile yerel üretimin ülke ihtiyacını karşılayacağını ve dolayısıyla kendi üreticilerini korumak için ithalata sınır getireceklerini belirtmiştir. Mevcut durumda ülkemizde İran çimentosu bulunmamaktadır. 28 gün kalite denetimleri etkili olmaktadır. Ayrıca Doğu bölgelerimizdeki iç piyasa fiyatları şu an için düşük olduğundan ithalat cazip değildir. Ancak hem tüccarlar, hem de İranlı fabrikalar ihracat için arayış içindeler.” dedi. Sektöre yatırım devam ediyor Tüzün; “2015 yılı içinde Doğu Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde olmak üzere iki yeni fabrika devreye girdi. Bugün itibariyle, önümüzdeki üç yıl içinde devreye alınacak olan altı fabrika yatırımı devam etmekte veya inşaata başlama aşamasında. Bu veriler ışığın-


da, sektörde hala ciddi bir yatırım sürecinin devam ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ne yazık ki normal şartlarda bir başarı olarak görülebilecek bu gelişme ve yatırım heyecanı, ülkedeki çimento üretim kapasite fazlası nedeniyle olumsuz bir tablo olarak ortaya çıkıyor. Önceki yıllarda yurtiçi talebin ve ihracat pazarlarının canlı olması kapasitedeki bu fazlalığı dengelemiş ve sektörün kapasite kullanımı yüzde 88-90’larda seyretmiştir. Ancak son 2 yılda gördüğümüz durgunluk, sektör oyuncularını ciddi endişeye sevk etmektedir. Bu yeni fabrikalar ile ara mamul olan klinkerin üretim kapasitesinde 2017 yılsonuna kadar 85 milyon ton olması ve eşdeğer çimento öğütme kapasitesinin ise 104 milyon ton olması öngörülmektedir.” dedi. 2016 beklentileri; Ekonomide yüzde 4.5, inşaat sektöründe yüzde 4-5 büyüme Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Başkanı M. Şefik Tüzün, Türkiye çimento sektörü 2016 beklentileriyle ilgili olarak; “İnşaat sektörünün de ülke ekonomisi ve büyümesi içinde en önemli lokomotif sektörlerden biri olduğunu düşünürsek, Türkiye ekonomisinin ve global ekonominin gelişmesi ve istikrara kavuşması çimento sektörü için de büyük önem taşımaktadır. Gündemde olan yeni projelerle birlikte iç pazarda talebin artacağı ve 2016 yılında sağlanacak olan siyasi ve ekonomik istikrarla birlikte yabancı yatırımcıların da ülkemizde

yeni yatırım planlarının olacağı tahmin ediyoruz. Bu veriler ışığında sektörün, ülkenin ekonomik büyüme tahminine paralel olarak yüzde 3 civarında büyüyeceğini öngörüyoruz. OVP tahminlerine göre, 2016 yılında Türkiye ekonomisinde büyümenin yüzde 4.5; İMSAD tahminlerine göre de inşaat sektöründe büyümenin yüzde 4-5 arasında gerçekleşmesi beklenmektedir.” şeklinde konuştu. Mega projeler Türkiye çimento sektörünün büyümesine katkı sağlayacak Tüzün; “Kentsel dönüşüm projesi kapsamında yeniden inşa edilen konut yatırımları, 3’üncü havaalanı, Körfez Geçişi gibi özel projeleri, hızlı tren, metro, otoyol gibi altyapı projeleri, Türkiye’nin enerji bağımlığını azaltmayı hedefleyen HES, RES vb. enerji yatırımları 2016 yılında çimento sektöründeki büyümeye katkı sağlayacaktır. Son 2 yıl içinde yurt içi çimento talebinin durgunlaşması ve büyüme hızının azalmasına karşılık gündemde olan yeni yatırımlar ile gelecek ilave kapasiteler sektörün ihracat performansına bağımlılığını artırmaktadır. İhracatın önümüzdeki yıllarda büyüme gösterememesi durumunda fabrika kapasite kullanımlarında ve verimlilikte azalma görmemiz kaçınılmaz olacaktır. Bu anlamda 2016 yılında, yeni çimento pazarları bulmak, rekabetçi olacak aksiyonları almak daha da önemli olacaktır. Global ekonomide beklenen toparlanma ve

büyümenin gerçekleşmemesi, kesintiye uğraması ve duraklaması, Türkiye çimento sektörü için büyük önemi olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesindeki politik ve ekonomik açıdan süregelen karışık ve istikrarsız durum, Avrupa’da beklenen büyümenin yakalanamaması ve hatta resesyon tehlikesi, Rusya’daki son ekonomik sıkıntılar, dünya çimento ihracatının önde gelen ülkelerinden birisi olan Türkiye için bir dezavantaj yaratmaktadır. Avrupa para birimi Euro’nun zayıflaması, özellikle Avrupa’daki üreticiler ile rekabet anlamında bir dezavantaj yaratabilir.” dedi. Kentsel dönüşümde 20 yılda 7 milyon konut Tüzün; “İnşaat sektörünün büyümesinde etkisi olacağını beklediğimiz; Kentsel dönüşüm projeleri (20 yılda 7 milyon konut), mega projeler, devam eden konut ve altyapı projeleri ve yabancıların konut sektörüne devam eden ilgisi, aynı zamanda çimento sektörü için de gelecekte fırsat olarak görülebilir. 100 m2 konut inşaatı için gereken çimento miktarı yaklaşık 18-20 ton civarındadır. 20 yıl boyunca Kentsel Dönüşüm projesi kapsamında tüketilecek toplam çimento miktarının yaklaşık 130-140 milyon ton olacağı tahmin edilmektedir. Yıllık 6-7 milyon ton çimentonun (tüketimin yaklaşık %10’u), kentsel dönüşüm projelerinde kullanılması beklenmektedir.” dedi.


MAKALE

İGİAD İş Ahlakı Raporu 2. Kısım İş Ahlâkının Kaynakları ve Tarihsel Gelişimi

İslam ve İş Ahlâkı İslam dini de diğer dinler gibi bağlılarının hayatlarını iyi yönde düzenlemek üzere çeşitli ilkeler koymuştur. Hatta ana kaynağı olan Kurân-ı Kerîm’in orijinalliğini korumuş olması ve diğer dinlere nazaran insan hayatının tüm yönleri ile ilgili düzenlemeler içermesi bakı¬mından ahlâk ve iş ahlâkı açısından çok daha kapsamlı esaslar ihtiva eden bir dindir. İslam’da insan, yeryüzünde yaratıcısının halifesi olarak kabul edilir ve dünya hayatı bir imtihan olarak görülür. İnsan Allah tarafından helal kılınan işlerle ilgilendiği tak¬dirde bu işler de birer ibadet olarak kabul edilir. İslam dininde çalışmak ibadet olarak kabul edilmekte, ticaret özendirilmekte, üretici çalışmaya önem atfedilmek¬te ve toplumdaki refahın adil dağılımı

146

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

üzerinde titizlikle durulmaktadır. Gerçekten de İslam dini önemli bir ticaret geleneği barındırmaktadır. Bizzat İslam pey¬gamberi Hz. Muhammed ve yakın çevresi ticaretle uğraşmaktaydılar. Diğer dinlerde çalışmanın yasaklandığı günler varken, İslam’da sadece Cuma namazı vakti ticaret namaz bitimine kadar ertelenmiştir. Cuma günlerinin resmi olarak tatil ilan edildiği dönemler olmuşsa da ticari faaliyetlerde kesinti olmamıştır. Hz. Peygamber’in bizzat kendisi ticareti ahlâki bir çerçevede gerçekleştirme, kendi el emeğiyle çalışma, çalı¬şanın hakkını teri kurumadan ödeme, kazandığını paylaşma konularında örneklik etmektedir. İslam tarihi Hz Muhammed’den önceki peygamberlerin tutumlarıyla da iş ahlâkı konusunda ör¬nekler barındır-

maktadır. Örneğin Kurân-ı Kerîm’de Hz. Şuayb’ın ölçüyü ve tartıyı doğru yapmayan, emanetlere riayet etmeyen, insanlara haklarını vermeyen Medyen ve Eyke halklarına doğru yolu göstermek için peygamber gönderildiği bilinmektedir. Yine Hz. Şuayb’ın damadı olan Hz. Musa ile bir anlamda işçi-işveren olarak yürüttükleri ilişki biçimi de önemli ahlâki ilkeler barındırmaktadır. Kendileri bizzat çeşitli meslekler icra eden pek çok peygamber de iş ahlâkı konusunda önemli ör¬neklikler ortaya koymuşlardır. İslam dini, çalışmanın yanında tevekkülü de tavsiye etmiştir. “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmak” şeklinde anlayışla bir dünya-ahiret dengesi gözetilmesi tavsiye edilmiştir. Bu anlayış tasavvuf bakış açısıyla birleşerek; ahlâkı, ticaretin ve iktisadın gündemine taşı¬mış, İslam dinini iş ahlâkının en önemli kaynağı haline getirmiştir. İbn-i Sina’nın iş ahlâkı konusundaki şu tavsiyeleri bu duruma örnek gösterilebilir: “Ezerek, zorlayarak ve boğuşa-rak elde edilen her artık; günahla, utançla, yüzsuyu dökmekle, hayasızlıkla, haysiyet düşüklüğüyle ve ırz lekesiyle kazanılan her kâr, miktarı büyük olsa da önemsizdir, çok olsa da değersizdir, yararlı görülse de yararsızdır. Lekesiz temiz kazanç ve bitkinliğe düşmeden elde edilen fazlalık, miktarı az olsa da, tartıda hafif


gelse de daha lezzetli, daha bereketli ve daha kazançlıdır. Gazali’nin de iktisat ahlâkı ile ilgili olarak İslam’ın temel ilkesini ihsan, yani başkalarına faydalı olacak şekilde davranmak olarak yorumlamaktadır. İslam’ın ahlâk konusunda beş temel ilkesinden bahsedilebilir: Tevhid, muvazene, özgür irade, sorum¬luluk ve ihsan. Bu beş ahlâk ilkesinden ilki olan tevhid, inanç ve amel konularına ilişkin yaklaşımları yanında, insan yaşamının ekonomik, siyasi, dini ve sosyal yönlerinin birbirinden ayrılamayacağını da ifade etmektedir. Ekonomik hayata ilişkin yönü ile tevhid ilkesi; iş ahlâkı açısından işletmenin çalı¬şanları, müşterileri, ortakları, tedarikçileri gibi paydaşları arasında ayırım yapılmamasını, ahlâki ilke¬lerin her alanda geçerli olduğunu, mal ve mülkün emanet olduğunu, sadece kar güdüsü ile hareket edilemeyeceğini ifade eder. Muvazene ilkesi, kâinattaki her şeyin bir denge içerisinde yaratıldığını ifade eder. Ticarette ölçülü olmak, ölçüyü doğru tutmak, müsriflik yapmamak, servet düşkünlüğün¬den kaçınmak gibi esaslar muvazene ilkesinin yansımasıdır. Allah’ın yeryüzündeki halifesi olarak insana belli bir seviyede özgür irade verilmiştir. Böylece insan ahlâki davranıp davranmamayı seçe¬bilir. Bunun iş hayatındaki yansıması dini çerçeveye uygun çeşitli iş anlaşmalarının yapılabilmesidir ve anlaşmalara sadık kalınması bir zorunluluktur. Bu ilke aynı zamanda sınırsız bir piyasa serbestisini de hatalı görmektedir. Piyasaların “görünmez el” yerine iş ahlâkı prensipleri tarafından düzen-

lemesi tercih edilmektedir. Sorumluluk ilkesi, sınırsız özgürlük karşısında hesap verebilirliği ifade etmektedir. Herkes kendi fiillerinden sorumludur, örneğin iş hayatında başkalarının yanlış davranışlarda bulun¬ması yanlış davranmayı meşrulaştırmaz. Son olarak ihsan ilkesi, hiçbir zorunluluk yokken başkasının faydasına yapılan iş olarak tanımlanmaktadır. Zor durumdaki alıcılara düşük karla satış yapılması, zor durumdaki satıcılara normalden yüksek fiyat ödenmesi, borcunu ödeyemeyenlere vade tanınması hatta borcun silinmesi, mal iade etmek isteyenlere izin verilmesi, borçlunun borcunu erken ödemesi gibi iş ahlâkı ilkeleri ihsan ilkesinin iş hayatındaki yansımalarına örnek verilebilir. İslam’da iş ahlâkı ile ilgili yapılan çalışmalarda bazı temel prensipler belirlenmiştir. Zekat vermek, malı Allah yolunda harcamak, faiz almamak, hile, vurgunculuk, spekülasyon ve tekelcilikten kaçınmak, helal işlerden para kazanmak, aşırı servet biriktirmek yerine topluma katkı sağlamak, yoksulları gö¬zetmek, sınıflaşmaya karşı eşitliği korumak, gösterişten uzak yaşamak, ticarette halis niyetli olmak, mesleki bilgi ve ehliyete sahip olmak, helal-haram sınırlarına dikkat etmek, işçilerin ve işverenin hakkını gözetmek, toplumun zararına tüketim ve harcamalarda bulunmamak, israf etmemek, yalan söylememek, tica¬ret sırasında yemin etmemek, sözünde durmak, şirketleşmeye çalışmak, işe sabah erken başlamak, ibadetleri aksatmamak, mecbur kalmadıkça borçlanmamak, borçluyu sıkıştırma-

mak, karaborsacılık ve haksız rekabetten kaçınmak, taşınmaz satımında komşularına öncelik tanımak, alıp satarken kolaylık göstermek, sabırlı ve sebatkâr olmak, Allah’a tevekkül etmek, cesur ve girişimci olmak, kibirli olmamak. Hukuki boşluklardan yararlanmaya çalışmamak, aile ve ortaklık ilişkilerini istismar etmemek, rekabeti engellememek gibi prensipler İslami iş ahlâkına örnek olarak verilebilir. Özelde çalışma ahlâkı açısından ise işverenlerin çalışanların haklarını gözetmeleri, ücret¬lerini tam ve zamanında ödemeleri, ibadetlerine izin vermeleri, yapabilecekleri kadar iş yüklemeleri, çalışanlarla çatışma yerine kardeşlik ekseninde ilişki kurmalarını isteyen kurallar mevcut. Çalışanların ise işlerini bizzat ve hakkını vererek yapmala¬rı, mesai süresince çalışmayı aksatmamaları, işverene ait alet ve eşyaların emanet kabul etmeleri, karşılıklı rıza ile belirlenmiş iş akdinin gereklerine uymaları İslami bir çalışma ahlâkının temel prensipleri arasındadır. Ahilik ve İş Ahlâkı İş ahlâkının oluşumunda dinlerin özellikle de İslam dininin etkisinin en önemli örneklerin¬den birisi de Ahilik kurumudur. Ahlâk ile sanatın uyumlu bileşimi olarak tarif edilen Ahilik Anadolu’da 13. yüzyılın başından itibaren görülmeye başlanmış, başta Kayseri, Konya ve nihayetinde Kırşehir’de esnaf birlikleri olarak teşekkül etmiş bir sosyo-ekonomik örgüt¬lenmenin adıdır. Ahilik anlayışının kökeni 9. yüzyılda başlayan ve bir meslek örgütü niteliği taşımasa


MAKALE

da ticaretle uğraşan gençler arasında karşılıklı yardımlaş¬ma, dayanışma ve arkadaşlık ilkelerine uygun yaşamayı ifade eden fütüvvet teşkilatlarına kadar gitmektedir. Daha sonraları Türkler tarafından Ahilik olarak kurumlaştırılan bu teş¬kilat, Anadolu’nun Türkleşmesinde, Türk kültürü ve medeniyetinin, Türk dili ve edebiyatı¬nın gelişmesinde, gelenek ve törelerin yerleşmesi ve korunmasında, Türk sanat ve ticaret ahlâkının oluşması ve yaygınlaşmasında çok önemli hizmetler görmüştür. Osmanlının son döneminde lonca teşkilatı adını alan ahilik teşkilatı sadece bir esnaf birliği değil, ekonomik, sosyal, siyasal ve askeri alanda faaliyetlerde bulunmuş, bugünkü esnaf odaları, sendikalar, ticaret odaları, eğitim kurumları, TSE ve belediyeler gibi çok sa¬yıda kuruluşun verdiği hizmetleri yüzyıllarca yürütmüş bir teşkilattır. Ahilik teşkilatı 1860’lı yıllarda açılan meslek okullarına kadar varlığını sürdürmüş, bugün de gerek kanunlarımızda, gerekse usta-kalfa-çırak sistemi şeklinde çalışma hayatımızda etkilerini sürdürmektedir. Fakat Ahiliğin günümüzde etkilerinin çok da belirleyici olduğu söylenemez. Bütün prensiplerini dinin asıl kaynağından alan Ahiliğin nizamnamelerine “Fütüvvetname” adı veriliyordu. Ahiliğin esasları ve ticaret kuralları bu kitaplarda yazılıydı. Teşkilata girecek kimseler belirlenen dini ve ahlâki esaslara uymak zorundaydı. Fütüvvetnamelerde, Ahilerde bulunması gereken temel özellikler şu şekilde sıralanmıştır: Doğruluk, emniyet, cömertlik, tevazu, arkadaşları-

148

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

na nasihat ve doğru yola sevk etme, affedici olma, bencil olmama ve ko¬nukseverlik. Ahiler iş ahlâkını koruyabilmek için birkaç iş veya sanatla değil, yeteneklerine en uygun sanatla uğraşmalı, hak ettiğinden fazlasına tamah etmemeli, sanatının geleneksel pirlerinden kendi ustasına kadar bütün büyüklere içten bağlanmalı ve onları sanat ve davranışında örnek almalıdır. Bilgi sahibi olmalı, bilginleri sevmeli, onlara karşı küçük düşmemeli, aldığı bilgileri yerinde ve zamanında kullanmalıdır. Ahilerin ahlâk dışı saydıkları ve Ahilikten çıkma nedeni sayılan eylemler ise şunlardır: İçki içmek, zina etmek, münafıklık, dedikodu ve iftira etmek, gururlanmak ve kibirlenmek, merhametsizlik etmek, kıskanmak, kin beslemek, sözünde durmamak, yalan söylemek, emanete hıyanet etmek, kişinin ayıbını örtmemek, ayıbı yüzüne vurmak, cimrilik ve adam öldürmek. Ahilik anlayışı bugünün sosyal güvenlik, ticaret ve iş kanunlarında geçen birçok soruna yüzyıllar¬ca önceden çözümler üretmiş, toplumun sosyo-ekonomik örgütlenmesinin temellerini atmıştır. Tica-ri hayatta işbölümü, üretim anlayışı, dayanışma, kalite ve kendi kendini denetleme gibi yaklaşımlarla bugünün müşteri memnuniyeti, tüketici hakları, toplam kalite yönetimi gibi kavramlarını o zamandan gündeme getirmiş, bugün için geçerli olabilecek bir iş ahlâkı anlayışına kaynaklık etmiştir. 800 Yıllık Tüketici ve Üretici Hakları Kanunları “Pabucu Dama Atmak”

Ahi teşkilatında kalite anlayışı, müşteri odaklı üretim ve her kademede yürütülecek eğitim anlayışından geçmektedir. Mal ve hizmet üreten ahiler her şeyden önce müşteri isteklerini göz önüne almak zorundaydılar. Kaliteli mal ve hizmet üretimi, iyi eğitilmiş çırak, kalfa ve ustalardan oluşan personel kadrosuyla sağlanırdı. Son yıllarda dillerden düşmeyen Toplam Kalite Yönetiminin de esası müşteri odaklı; ürünlerin ve hizmetlerin üretim süreçlerinin sürekli iyileştirilmesi yöntemleriyle, sıfır hataya yaklaşma felsefesidir. Ahi teşkilatının kurucusu sayılan Ahi Evran, ilk olarak esnaflar arasında birlik ve dirliği sağlamıştır. Esnafın denetlenmesine ve özellikle de eğitilmesine önem vermiştir. Her esnafın sağlam iş yapıp yapmadığını, müşterilere karşı davranışlarını kontrol etmiş, üretilen malların kaliteli ve standartta olmasına çalışmıştır. Ahi birliklerinde ustaların üreteceği ürün belirli bir standarda bağlandığı gibi, alacakları çırak sayısı da standarda bağlanmıştır. Usta sadece ahi teşkilatının öngördüğü kadar çırak alabilirdi. Çünkü çırakların sayısı çok olursa işyerinde eğitim, üretim, kalite ve standart istenilen özellikte gerçekleşmeyecek ve kontrol güçleşecektir. Eğer bir usta kalitesiz mal üretir, üretim standardına uymaz, kalfaların ücretlerini vermez, çıraklarını sömürür, onlara bildiklerini öğretmez ve kendinden beklenen görevleri yerine getirmezse, ustaya işyeri kapatma cezası verilirdi. Ahiliğin temelleri başlangıçta o kadar sağlam atılmış ve kuralları zamanın ve toplumun


ihtiyaçlarına o kadar uydurulmuştur ki, bu kurallar sonradan şehir ve kasabaların belediye hizmetleri ve bu hizmetlerin denetlenmesinden örnek alınmıştır. Örneğin, esnaf ve sanatkarların meslekleri ile ilgili hususları düzenleyen 1630 yılından önceye ait olduğu sanılan belge, ayakkabıcıların hangi kalitedeki ayakkabıyı kaça satacaklarını göstermektedir. Günümüzde hala kullandığımız “pabucu dama atmak” deyimi, bir Ahi deyimi olup, Ahiliğin kalite kontrol sistemini çok güzel ifade etmektedir. Bazı esnafların imalatı, standartların altına düşürmesi, sahte mal imal ederek hakiki gibi piyasaya sürmesi hususları da esnaf arasında tepkiyle karşılanıyordu. Bu gibi hallerde ikazlara ehemmiyet verilmeyip, kalitesiz imalata devam edenlerin dükkânları, Kethüdaları (esnaf odası başkanları) tarafından kapatılırdı. Bu cezayla da kendisine çekidüzen vermeyenler daha ileri gittikleri takdirde esnaflıktan ihraç edilirdi. Birçok üründe olduğu gibi, şişecilerin imalatında da cinsine göre şişelerin gramajları tespit olunmuştu. Bu gramajların altında imalat yasak olduğu halde riayet etmeyen bazı ustaların, dükkânları kapatılmıştı. Düşük kaliteli nişasta imal eden ve bunu birinci sınıf nişasta fiyatına satan usta ise, uyarılara aldırmayarak, halkı aldatmaya devam ettiğinden, lonca mensupları, kendisini aralarında barındırmak istemeyerek ihracı için müracaatta bulunmuşlardır. Kılıç kabzalarında sakız ağacı kullanıldığı halde, üzerini siyaha boyayarak, müşteriye abanos gibi gösteren

ve buna benzer daha bir takım yolsuzluklarla meslek haysiyetini zedeleyen başka bir esnaf da lonca mensuplarınca aralarından ihracı istenmişti. Ahi birliklerinde üretilen mal ve hizmette kalite ve verimliliğin artırılması için aşağıdaki kriterlere özellikle dikkat edilirdi. •Ahiliğin temel felsefesini, üretilen mal ve hizmette müşteri odaklı düşünceyi ifade eden, “Müşteri velinimettir” anlayışı oluşturmaktadır. •Ahilikte ikisi temel olmak üzere, üç yönlü eğitim vardır. Bunlar mesleki eğitim, tekke eğitimi ve medrese eğitimidir. Medrese eğitimi mecburi değildir. Ömür boyu ve her kademede devam edecek olan mesleki eğitimle tekke eğitimi Ahiliğin temelidir. •Ahi birliklerinde katılım ve paylaşım esastır, bu sebeple toplantılara önemli bir yer verilirdi. Esnaf aleyhine alınan kararlar büyük bir mecliste görüşülürdü. Ancak Ahi Baba Vekili, lüzum görürse, “olağan üstü toplantı” yapardı. Bu toplantıya büyük meclis üyeleri ile birlikte her meslek kolundan üç usta da davet edilirdi.

Devlet yetkilileriyle yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamazsa, ertesi gün “Memleket Toplantısı” yapılırdı. Memleket toplantısına bütün ustalar, beldenin ileri gelenleri (uluma, eşraf) ilan suretiyle çağrılırdı. •Ahiler teşkilatında çalışanlar arasında dayanışmayı sağlamak, moral ve verimliliği artırmak için akşam zaviyelerinde toplanılır, yemekten sonra dini, ahlaki ve mesleki konularda eğitici kitaplar okunur, sohbetler edilir, ilahiler söylenirdi. Buralarda stres atılır, bilgi ve tecrübeler artırılır, ertesi güne büyük bir moralle motive olarak işe başlanırdı. •Ahilikte sosyal ilişkiler, dayanışma ve işbirliği pekiştirilmiştir. Üst yönetimden, çırağa kadar bütün çalışanların işbirliği içerisinde bulunması, bu felsefenin en önemli amaçlarından biridir. •Ahilikte üretilen kaliteli mal ve hizmeti ucuza satmak esastı. Kalitesiz bir malı fiyatından daha yüksek bir bedelle satan esnafın “pabucu dama atılırdı”. •Ahilikte israf haram olduğu ve maliyetleri arttırdığı için yasaktı. Üretilen mal ve hizmetlerde sıfır hata esastı.


39. YAPI FUARI

FUAR VİZYON

Kale, katma değerin hayat bulmuş halini tüketici ile buluşturdu Türkiye ekonomisinin son dönemde ortaya koyduğu büyük dönüşüm hedefini yıllar önce yakalayan Kale Endüstri Holding, inovatif, nitelikli, satana katma değer, kullanana yüksek verim sağlayan ürünlerini, 39. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da tüketici ile buluşturuyor. 10-14 Mayıs 2016 tarihleri arasında İstanbul Beylikdüzü TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek organizasyonda 7. Salon, 241 numaralı stantta yerini alan Kale Endüstri Holding, sadece yurt içinden gelen ziyaretçilere değil, yurt dışındaki alım heyetlerine de kalite, güvenlik, katma değer üçgeninin fırsatlarını sunacak. Yapı Fuarı’nda yerini alan Kale Endüstri Holding, bu sene de yeni ürünleri, inovatif çözümleri ve marka işleriyle organizasyona imza atmaya hazırlanıyor. Ahşaptan demire, çelikten alüminyum doğramaya, PVC

150

Nalbur Teknik.com / Haziran’16

doğramadan çelik kapıya kadar geniş bir yelpazede kilit alanındaki son gelişmeleri sergileyecek olan firma, alarm izleme hizmetiyle de güvenlik anlayışını farklılaştırmayı sürdürecek. Sergilenecek ürün ve hizmetlerle ilgili bir açıklama yapan Kale Endüstri Holding yetkilileri, hedefin sadece bir ürün gamını sergilemek olmadığını, herkesin kazanç ve konfor elde edebileceği güvenlik ürünleriyle sundukları kaliteyi pekiştirmeyi de hedeflediklerini belirttiler.

Anahtarcıların kulüp buluşması

Sektörde doğru ürünü müşteriyle buluştururken, doğru uygulayıcıların da önemli olduğu bilinciyle hareket eden Kale Endüstri Holding, ustaları da aynı çatı altında buluşturdu. Bu yıl birinci senesini kutlayan Kale Anahtarcılar Kulübü sistemi sayesinde iş ortaklarıyla ilişkilerini daha kurumsal ve performansa teşvik eden bir yapı çerçevesine oturtan Kale Endüstri Holding, tüketiciye verilen hizmetin de niteliğini bu yolla arttırıyor. Hedef, projenin tüm Türkiye’deki anahtarcıları kapsayan ve gittikçe genişleyen büyük bir sosyal ağ haline gelmesi. Yapı Fuarı’nda mevcut kulüp üyelerini de ağırlayacak olan Kale Endüstri Holding, yeni katılımlara davette bulunup, “Gelin ustalık ile nitelikli ürün buluşmasının yarattığı faydayı, Türkiye genelinde her tüketiciyle paylaşalım” çağrısında bulunuyor.






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.