Nalbur Teknik Kasım'15

Page 1

İMG İMG

Kasım-November/2015














İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik H. Ferruh Işıkik m.tr İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına Genel Müdür

Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com.tr

Yayın Editörü

Emine Korkmaz emine.korkmaz@img.com.tr

Artık ekonomi öncelikli olmalı

2

Reklam Müdürü Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr Sanat Yönetmeni İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr

Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Hakan Kurt hakan.kurt@img.com.tr Ebru Pekel Kurumsal İletişim Müdürü ebru.pekel@img.com.tr

Kurumsal İletişim Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr

Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr

İhlas Gazetecilik A.Ş. CTP-Baskı Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul Tel: 0 212 454 30 00 Adres Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51 www.nalburteknik.com

Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.

EDİTÖRDEN

Grafik Tasarım Şükrü Karşıyaka sukru.karsiyaka@img.com.tr

015 yılını geride bırakmaya hazırlandığımız şu günlerde erken seçimin yaşanması ile ekonominin derin bir nefes alacağı yetkililer tarafından öngörülüyor. Yapılan açıklamalarda, 7 Haziran seçimlerinden sonra sancılı geçen siyasi hayatın artık sona ermesi ve ekonominin öncelikli olması gerektiği yönünde. Üretimi ve ihracatı artıracak ekonomik reformların biran önce hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanırken yeni bir ekonomik paket hazırlanmasının da elzem olduğu belirtiliyor. Bizlerde bu öngörüler ve temenniler ışığında ülke ekonomisinin en kısa zamanda tekrar atağa geçeceği ve yükseleceği günleri bekliyoruz. Kasım ayı sayımızda Elektrik Malzemeleri sektörünü dosya konusu olarak ele aldık. Mutlusan, Viko, gibi alanında uzman ve en iyilerden olan firmalarla sektöre dair söyleşiler yaparak yakından tanımaya çalıştık. Akabinde; silikon, mastik ve yapıştırıcı alanında önemli firmalardan biri olan Selsil’in İhracat Müdürü Amir Karavil ile söyleşi yaparak hem Selsil’i daha yakından tanıma fırsatı bulduk hem de yakın dönem şirket politikaları, ürün özellikleri ile ilgili bilgiler alarak siz okuyucularımıza aktardık. Aralık sayısında El Aletleri dosya konusu ile dopdolu bir içerikle buluşmak ümidi ile.

Emine Korkmaz


İÇİNDEKİLER

IŞIK KAFTAN IŞIK MAKİNA

İNDEX

AMİR KARAVİL SELSİL

MUSTAFA KAÇMAZ MUTLUSAN

TEKSAN......................................... Ö.K

HENKEL......................................37.39

RİTİM...............................................89

BOSCH.....................................A.K-Ö.K

VİKO................................................43

KAMİLTÜRK......................................91

ASKAYNAK..................................... A.K

AKDEMİR.........................................47

GERDENYA ......................................95

FOSTER........................................A.K.İ

DEKOR.............................................51

SARAY SU........................................99

SELSİL ............................... 2-3-70-71

ERYAP..............................................55

BURLA MAKİNA ............................ 5-4

AYVAZ..............................................59

KARBOSAN...............................6-7-15

CERMİX...........................................61

YOLDAŞ KİMYA ........................... 8-9

ATAMAN...........................................63

MAGMAWELD..................................17

KARCHER.........................................67

KALEKİLİT........................................19

EMÜLZER.........................................75

TEKSAN...........................................21

MANO..............................................77

İ.KOLEJ..........................................129

TÜMRAY...........................................25

ER KALIP..........................................79

İ.KUZULUK.....................................131

RİDGİD.............................................29

ATEŞ ...............................................81

İ.PAZARLAMA.................................133

CENTER................................... İNSERT

TÜM PLASTİK............................. 83-85

İ.NET.............................................135

KARKİM................................. 103-105 AKTİF ISI........................................107 TÜRK BARTER................................109 WIN FUAR......................................111 SEL EATON.115-117-119-121-123-125


HABER

İstikrar sağlandı, sıra ekonomik reformda Seçim sonuçları ile siyasi istikrarsızlığın bittiğini ve artık ekonominin öncelikli olması gerektiğini belirten iş dünyası, bir an önce üretimi ve ihracatı artırabilecek bir ekonomi reformunun hazırlanmasını istiyor.

Akdeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Bülent Aymen: Siyasi belirsizlik bitti öncelik ekonomi olmalı Sandıkta çıkan sonuç istikrar getirecek. Kurulacak hükümetten beklentilerimiz büyük. Yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı ekonomik kırılganlığın azaltılması gerekli. Yeni hükümetin oluşturulacak yeni ekonomi politikasında belirleyeceği en önemli unsurlar, inovasyon ve Ar-Ge’ye yönelik yatırımlar olmalı. Özellikle katma değerli ürün üretimi ve ihracatının artması için birtakım ekonomik kararların acilen alınması gerekli. İhracat rakamlarında her ay bir düşüş söz konusu. 2023 hedefl erine ulaşabilmemiz için bu atılımların yeni hükümet tarafından acilen yerine getirilmesini istiyoruz.

12

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Hükümetin öncelikli olarak bir ekonomi paketi oluşturması gerekli. Çünkü artık siyası belirsizlik bitti. Bu nedenle öncelik ekonomi olmalı”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Mahmut Arslan: Para politikaları sıkı takip edilmeli İş dünyası aradığı istikrarı buldu. Yeni hükümetten beklentimiz ekonomiye dönülmesi yönünde. Bundan sonra gerekli reformları bekliyoruz. 2023 hedefl erine sadık olarak gereken yapılmalı. Ayrıca ihracatın önünün açılması gerekiyor. Esnafa gerekli desteğin sağlanmasını istiyoruz. Para politikalarının daha sıkı şekilde takip edilmesi gerekli.

Mersin- Tarsus Organize

Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli: Sandıktan istikrar çıktı

6 aydır ekonomi durmuş, iş dünyası karamsarlık içerisindeydi. Sandıktan tek başına iktidar, yani istikrar kararı çıktı. Milletimiz AK Parti’ye bir kez daha tek başına ülkenin idaresini teslim etti. Şimdi geçmişi unutup çok çalışma zamanı. Bizler iş dünyası olarak sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Hükümet partisinden tek beklentimiz ise bir an evvel ekonomik istikrarın sağlanması ve ülkenin geleceğine yönelik projelerin hayata geçirilmesidir.

Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Mehmet Deniz: Bölgesel üstünlükler dikkate alınmalı


HABER

Halkın tercihine herkesin saygı duyması gerekli. İş dünyası her zaman istikrar istedi. Türkiye’nin artık bir hükümete kavuşması oldukça sevindirici. Para politikalarının devam etmesi ve mali olarak sıkı bir denetimin olması gerekiyor. İş dünyasının zararlarını telafi edici tedbirler alınmasını istiyoruz. Her ilin veya bölgenin kendi göreceli üstünlüklerinin dikkate alınarak bunun geliştirilmesi ve ekonomiye kazandırılması gerekli. Mersin’de lojistik, tarım, tarıma dayalı sanayi gibi sektörler ön planda. Bu sektörlerin bir an evvel hak ettiği yere getirilmesi gerekiyor.

Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk: Bugünden itibaren birinci gündem maddesinin ekonomi olması gerekir

Milletin tercihi ile oluşan yeni tabloda, ülkemizde siyasi istikrar ortamının kaldığı yerden devam edeceğine inanıyoruz. Bundan sonra hedef birlik ve beraberlik içinde 2023’tür. Türkiye 2019 yılına kadar seçimsiz bir dönemde girdi. Önümüzdeki dört yıl süresince istikrar ve güven ortamında ekonomiye yoğunlaşılması için ortam sağlandı. Türkiye’nin, kalkınma hedefi ne ulaşabilmesi için bugünden itibaren birinci gündem maddesi ekonomi olmalı.

İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş: Yeni dönemde gerilim ve kutuplaşmalar da sona ermeli Seçmen, AK Parti ile yola devam dedi. Seçmen 7 Haziran’da da AK Parti’ye bir ihtar vermişti. O nedenle yeni hükümetten daha dikkatli bir ülke yönetimi bekliyor. Tüm partilerin bu mesajları alması, sonuçları değerlendirirken de 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini birlikte değerlendirmesi gerekiyor.

2019 yılına kadar bir seçim yapılmayacak, birbirini tekrarlayan, kilit haline gelen seçimler bitti. Hızla hükümetin kurulmasını ve ülkemizin ekonomide, siyasette beklediği reformların hızla hayata geçirilmesini bekliyoruz. Yeni dönemde gerilim ve kutuplaşmalar da sona ermeli. Tüm partiler bunun için üstüne düşeni yapmalı.

Gaziantep Sanayi Odası Yönetim (GSO) Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu: Hükümet hızla yol haritasını çıkarmalı, reform başlatmalı Milletimiz iradesini sandığa yansıttı. Birlik beraberlikten, istikrardan, huzurdan, güvenden yana oy kullandı. Sandık aracılığıyla, tek başına iktidar için güçlü bir mesaj verdi. Milletimiz ve ülkemiz kazandı. Kurulacak hükümet hızlı şekilde yol haritasını çıkartarak, öncelikle ekonomiye odaklanmalı ve her alanda reform hareketi başlatmalıdır. Daha güçlü bir Türkiye için daha çok çalışmalı, bir an önce seçim atmosferini geride bırakarak işimize gücümüze dört elle sarılmalıyız.

GTO Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık: Bundan sonra hedef Türkiye’nin kalkınması olmalı Seçimi geride bıraktık, seçmen tercihini AK Parti’den yana kullandı. Seçim atmosferinde oluşan kutuplaşmanın bir an önce giderilmesi gerekiyor. Gündemimiz artık değişmeli. Planlarımızı Türkiye’nin kalkınmasına ve yeni hedefl erine göre yapmalıyız. Bundan sonra hedef Türkiye’nin kalkınması olmalı.

Gaziantep OSB ve OSBÜK Başkanı Cahit Nakıboğlu:

Huzur ticareti, ticaret zenginliği getirir Milletimiz tek parti yönetimi ve istikrar iradesini güçlü bir şekilde ortaya koymuştur. Türkiye’nin önü açılmıştır. Şimdi işe koyulup milletimizin ihtiyaçlarına cevap verme zamanıdır. 13 yıldır tek parti hükümetinin getirdiği istikrar sayesinde ekonomide çok önemli adımlar atıldı. Milletimizin daha zengin ve müreff eh olmasının yolu huzur ve istikrardan geçer. Çünkü huzur ticareti, ticaret zenginliği getirir. Şimdi yakaladığımız bu kazanımları daha ileriye götürme zamanın geldiğine inanıyoruz. Her seçim döneminde sıkıntılar, dargınlıklar ve kırgınlıklar yaşanabilir. Bunları geride bırakarak ülkemizin geleceği için daha çok çalışıp hep birlikte ekonomiye odaklanmalıyız.

Memur Sen Başkanı Ali Yalçın: Kamu görevlilerinin grev ve siyaset yasağı sona erdirilmeli Her siyasi parti kendi iç dinamikleri ile birlikte milletin seçim sonucuyla verdiği mesajı da dikkate almak, yarına dair siyaset stratejisini, siyasi söylem ve eylemlerini, merkezinde millet ve iradesinin olduğu bir kurguyla belirlemek sorumluluğuyla hareket etmelidir. Şüphesiz ki bu sonuç nedenler ve niçinler üzerinden tartışılacaktır. Milletimiz seçimlerde, ‘Türkiye milleti ve devletiyle siyasetten, ekonomiye, eğitimden, diplomasiye, kültürden, teknolojiye her alanda dünya liginin zirvesinde olmalıdır” vizyonunu ortaya koymuştur. Demokratik hukuk devleti noktasında sırtımızda kambur olan kamu görevlilerine yönelik grev ve siyaset yasaklarını sona erdirilmelidir. Türkiye’nin dünya devler liginde olmasını sağlayacak ekonomik büyüme


HABER

gerçekleştirilmelidir.

ATB Başkanı Ali Çandır: Ekonomiyi güçlendirecek yapısal reformlar için kararlı davranılsın

Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirmeli, yapısal reformları bir bir hayata geçirmeli. Türkiye’nin normalleşmeye ihtiyacı var. Seçim sürecindeki kırıcı ve yapıcı olmayan üslup, yerini yapıcı ve güven verici bir ortama bırakmalı. Huzur, demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, ekonomik büyüme ve kalkınma halkın temel beklentisi oldu. 2015 yılını ekonomide kayıp yıl olarak görüyoruz, kaçırdığımız treni 2016 yılında yakalamayı ümit ediyoruz. Artık demokratikleşme ve ekonomik reformların birinci gündem maddesi olması gerekir. İş dünyası olarak ekonomiyi güçlendirecek yapısal reformlar için kararlı davranılmasını umut ediyoruz.

ATSO Başkanı Davut Çetin: Huzur ve güven inşa edilmeli ekonomik reformlar hızla gerçekleştirilmeli

Ülkemizde aylardır süren seçim atmosferi ve siyasi belirsizlik ekonomik, siyasi ve sosyal birçok sorunu derinleştirdi. Artık seçim süreci geride bırakılmış ve Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yapısal reformların hayata geçirilmesinin önünde engel kalmadı. Şu aşamada bir an önce seçim psikolojisinden çıkılması, TBMM’nin görevine başlaması, hükümetin kurularak ülkemizin üst düzey karar mercilerinin biran önce tesis edilmesi ve ihtiyaç duyduğumuz yapısal reformlar için gerekli adımların bir an önce atılması gerekiyor. Önümüzdeki süreçte tek parti iktidarının ülkemizin ortak çıkarları doğrultusunda uzlaşma sağlayarak huzur ve güven inşasına öncelik vermesi, demokrasi, sosyal

14

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

adalet ve ekonomik reformları hızla gerçekleştirecek bir siyasi ortamın oluşumunu sağlaması en önemli hususlardan.

BASİFED Başkanı Levent Akgerman: Ertelenmiş reformları hayata geçirmek zorundayız Artık seçim atmosferini bir an önce geride bırakarak Türkiye’nin geleceğini düşünmek, özellikle kamu ve hukuk alanında şeff af ve hesap verebilir kurumların inşasını ve ertelenmiş reformları hayata geçirmek zorundayız. Ülkede ekonomi gündemi kapsamında, sanayi, hizmetler ve tarım da dahil olmak üzere odaklanılması gereken bir çok konu var. Yeni hükümetten inovasyon, Ar-Ge ve bilimsel eğitimi öne çıkaran, yüksek katma değer odaklı bir büyüme modelini gündemine almalarını bekliyoruz.

Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı: Yatırımcıların sıkıntılarını öncelikli ele alınmalı

2015 yılında kayıplarımız oldu. Bundan sonra bizler de siyasi irade de daha fazla çalışacak. Büyüme hedefl erini aynı seviyeye getireceğiz. Yatırımcının en önemli sıkıntılarından biri bina ve arsa maliyetleri. AK Parti’nin seçim beyannamesinde bununla ilgili çözüm önerileri var. Bu çözüm önerileri gerçek anlamda sanayicinin makine parkına yatırım yapmasını teşvik edecek. Sanayicinin sermayesinin neredeyse yarısından fazlası arsa ve bina yatırımına gidiyordu. Ayrıca ihracattaki büyüme hedefl eri de sadece siyasi iradeyle değil, bulunduğumuz coğrafya ve dünyadaki sıkıntılarla yakından alakalı. Tüm bunlarla birlikte asgari ücrete yapılacak iyileştirmeye baktığımız zaman da insanların gelirinin artmasından bizler

de mutluluk duyarız. Sonuçta ekonomiye dönecek bir harcama olacak. Ancak sanayi noktasındaki desteklemeleri yapamazlarsa, direkt asgari ücretten başlanırsa, bu fayda değil yük de getirebilir. Sıralamaya dikkat etmelerini talep ediyoruz.

Balkan Rumeli Sanayicileri ve İş Adamları Derneği Başkanı Aytuğ Onur: Acilen reform bekliyoruz Seçim sonucunda belirsizlik ortadan kalktı ve daha güvenli daha net bir tablo ortaya çıktı. Gerek dış dünyadaki belirsizlikler gerekse de ülkemizdeki sıkıntılar zaman kaybetmemizi sağlamıştı. Şimdi bu zamanı telafi etmek ve gelecek için bir an önce yola koyulmak gerekiyor. İş dünyası olarak acilen reformların gerçekleşmesini, global ekonomide yer almamızı sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını arzuluyoruz.

MÜSİAD Antalya Şube Başkanuı Resul Lekesiz: Daha hızlı ve adil işleyen hukuk devleti hayata geçirilmeli Milletimiz, tercihini net bir şekilde tek parti iktidarı yönünde kullandı. İş dünyasının önünün açılması, sosyal hayatta ve demokratik açılımlarda reformların devamı, daha hızlı ve adil işleyen bir hukuk devleti yolunda, birlikte üreteceğimiz sinerjinin tekrar yakalandığına inanıyoruz. Bu sonuçlar, aynı zamanda, mazlum milletlerin ülkemizden beklentileri bakımından da önemli. Özellikle Ortadoğu’da yaşanan sıkıntılar ile, teröre karşı mücadelede, daha etkin bir mücadelenin de yolunu açacak. Seçim sonuçları, ülkemizdeki huzur, güven ve pozitif istikrar ortamının devam edeceğine olan inancımızı perçinledi. Milletimiz sözünü söyledi. Bize düşen saygı göstermek.



HABER

İMSAD İNŞAAT SEKTÖRÜ RAPORU’NU YAYINLADI Mevcut inşaat işleri seviyesi mevsimsellik etkisi ile birlikte yılın ikinci çeyrek döneminde artmıştı. Ancak üçüncü çeyrekte mevcut işler seviyesinde gerileme başlamıştır. Temmuz ayında 4,5 puan, Ağustos ayında ise 0,1 puan gerileme sonrası mevcut işlerin seviyesi Eylül ayında 3,7 puan daha inmiştir. Bu gerileme ile birlikte mevcut inşaat işlerinin seviyesi 95,3 puana inmiştir. Mevcut işler seviyesi geçen yılın aynı ayına göre ise 1,8 geriye düşmüştür. Erken seçime kadar mevcut inşaat işlerinde gerilemenin sürmesi beklenmektedir.

16

Nalbur Teknik.com / Kasım’15



HABER

İ

nşaat Sektöründe Güven Endeksi Eylül Ayında 4,9 Puan Azaldı

İnşaat sektörü güven endeksi Eylül ayında 4,9 puan daha gerilemiştir. Böylece üçüncü çeyrekteki gerileme 11,5 puan olmuştur. İnşaat sektörü güven endeksi yılın ilk çeyrek dönemindeki artmış, ikinci çeyrekte ise durağanlaşmıştı. Üçüncü çeyrekte gerilemeye başlayan inşaat sektörü güven endeksi Eylül ayında 4,9 puan ile yılın en yüksek gerilemesini göstermiştir. Siyasi ve ekonomik belirsizlikler inşaat sektöründeki güveni de azaltmaktadır.

İnşaat Malzemesi Sanayi Üretimi Temmuz Ayında Yüzde 1,3 Arttı

İnşaat malzemeleri sanayi üretimi Temmuz ayında yüzde 1,3 artmıştır. İnşaat malzemeleri sanayi üretiminde dalgalanma devam etmektedir. Haziran ayında yılın en yüksek aylık artışını gerçekleştiren inşaat malzemeleri sanayi üretimi

18

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Temmuz ayında bu kez sınırlı bir büyüme göstermiştir. İnşaat malzemeleri sanayi üretiminde 2015 yılının ilk çeyreğinde yüzde 6,7, yılın ilk yarısında ise yüzde 2,6 gerileme yaşanmıştı. Temmuz ayındaki yüzde 1,3 artış ile birlikte yılın ilk yedi ayında inşaat malzemesi sanayi üretimi yüzde 2,1 gerilemiştir. Yılın ikinci çeyrek dönemindeki toparlanma ardından Temmuz ayındaki göreceli sınırlanan üretim artışında ramazan ayı ile bayram etkisi belirleyici olmuştur. Siyasi alanda yaşanan belirsizlikler de etkili olmuştu. Temmuz ayında 12 alt sektörde üretim geçen yılın aynı ayına göre artmıştır. Yılın ilk yedi ayında ise üretimi izlenen 26 alt sektörden 13’ünde üretim gerilemiştir. Alt sektörlerde üretim gerilemesi giderek azalmaktadır. Türkiye’nin yeniden bir genel seçime gidiyor olması nedeniyle üretim performansının önümüzdeki aylarda zayıf kalması beklenmektedir.

İhracat pazarları da üretime halen katkı sağlamamaktadır

Temmuz Ayında İhracat Yüzde 17,2 Geriledi, Yıllık İhracat 18,87 Milyar Dolara Geriledi İnşaat malzemesi ihracatı Temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,2 gerilemiş ve 1,44 milyar dolar olmuştur. Böylece yılın ilk yedi ayında ihracat yüzde 18,5 düşmüş ve 1,37 milyar dolara inmiştir. Paritelerdeki gerilemeler ve pazarlardaki bozulmalar ihracatı olumsuz etkilemeye devam etmektedir. 2015 yılının ilk yedi ayında yıllık ihracatta da önemli bir gerileme yaşanmıştır. Bu gerileme ile birlikte yılın ilk yedi ayında yıllık ihracat yüzde 11,1 düşerek 18,87 milyar dolar olmuştur. Yıllık ihracattaki gerilemenin sürmesi beklenmektedir. İthalat Temmuz Ayında Yüzde 7,9 Arttı, Yıllık İthalat 9,29 Milyar Dolar İle Değişmedi İnşaat malzemeleri ithalatı



HABER

Temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,9 artarak 823 milyon dolara olmuştur. Yılın ilk yedi ayında ithalat değişmeyerek 5,44 milyar dolarda kalmıştır. 2015 yılının yedi ayında inşaat malzemesi ithalatı değişmemiştir. Buna bağlı olarak yıllık ithalat da 9,29 milyar dolar ile aynı kalmıştır. İthalatta kademeli ve sınırlı gerileme son aylarda artışa dönüşmüş ve yıllık gerileme ortadan kalmıştır. Döviz kurlarındaki artışa rağmen ithalat sürmektedir.

2015 Yılı İlk Yarısında Alınan Toplam Yapı Ruhsatları Yüzde 28,4 Geriledi

Alınan konut ve konut dışı bina yapı ruhsatları bir dönem sonraki inşaat harcamaları için önemli bir öncü gösterge olmaktadır. 2014 yılında alınan yapı ruhsatlarında önemli bir artış yaşanmıştı. 2015 yılının ilk yarısında ise alınan toplam yapı ruhsatları metrekare olarak geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 28,4 azalarak 89,60

20

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

milyon m2’ye gerilemiştir. Alınan konut yapı ruhsatları ise yine bir önceki yılın ilk yarısına göre metrekare bazında yüzde 30,1 azalarak 65,51 milyon m2’ye inmiştir. Alınan yapı ruhsatları içinde konut dışı bina ruhsatlarında da gerileme yaşanmıştır. Konut dışı binalar için alınan yapı ruhsatları da 2015 yılının ilk yarısında yüzde 23,2 azalarak 24,09 milyon metrekareye düşmüştür.

İnşaat Sektörü 2015 Yılı İkinci Çeyreğinde Yüzde 2,0 Büyüdü İnşaat sektörü 2015 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 2,0 büyüme göstermiştir. 2014 yılı son çeyreği ve 2015 yılının ilk çeyrek döneminde küçülen inşaat sektörü böylece yeniden büyüme göstermiştir. 2015 yılının ikinci çeyrek dönemindeki büyümede yeni inşaat başlangıçları ve mevsimsellik etkili olmuştur. İkinci çeyrekteki büyümeye rağmen 2015 yılının ilk yarısında ise inşaat

faaliyetleri yüzde 0,3 oranında küçülmüştür. Buna bağlı olarak bu yılın ilk yarısındaki inşaat faaliyetlerinin performansı geçen yılın ilk yarısının altında kalmıştır.

Özel Sektör İnşaat Harcamaları 2015 Yılı İkinci Çeyreğinde Yüzde 3,4 Büyüdü

Özel sektör inşaat harcamaları 2015 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 3,4 büyümüştür. 2015 yılı ilk çeyreğinde yüzde 0,7 küçülen özel sektör inşaat harcamaları yeniden büyümüştür. Özel sektör inşaat harcamalarında büyüme yeni inşaat başlangıçlarından ve mevcut işlerin mevsimsellik ile toparlanmasından kaynaklanmıştır. Kamu inşaat harcamalarında ise küçülme yavaşlamakla birlikte sürmektedir. 2014 yılındaki yüzde 11,2 ve 2015 yılının ilk çeyrek dönemindeki yüzde 8,3 küçülme ardından kamu inşaat harcamaları yılın ikinci çeyrek döneminde de yüzde 2,8 daralmıştır.



AMİR KARAVİL Sel Dış Ticaret ve Kimya Sanayi A.Ş. İhracat Müdürü

“Usta Serisi bugün kalitenin, 25 senelik bir üretim tesisinin ve kültürün sembolüdür”

22

Nalbur Teknik.com / Kasım’15


Türkiye pazarında ve yurtdışı pazarında yatırımlarına ara vermeden devam eden Sel Dış Ticaret ve Kimya Sanayi A.Ş.’nin İhracat Müdürü Amir Karavil sorularımıza cevap vererek firma ve ürün gamı hakkında bilgiler verdi. Karavil: “Otomotiv ve inşaat alanlarında her türlü mastik, silikon, köpük, tutkal ve benzeri ürünleri üretiyoruz” dedi.

herkesin anlayacağı türden cevap vermek isterim. Bugün bir binanın inşaatından, banyo ve mutfağının, parkesinin, halısının, camının, aynasının, raflarının montajına kadar gerekli olacak her türlü mastik, silikon, köpük, tutkal ve benzeri ürünü üretmekteyiz. Son 3 senedir otomotiv kimyasallarına yatırım yapıyoruz. Otomotiv tarafındaki ürün gamımıza her geçen gün yeni ürünler ekleniyor.

991 senesinde kurulduk. İthalatçı olarak başladık, o zamanlar yabancı meşhur bir markanın silikonlarını yurt dışından Türkiye’ye ithal ediyorduk. 90’ların ikinci yarısında ithalatçılık gitti yerine sanayi ve yerli üretim geldi. O günden bu güne ülkemize yatırımdayız diyebiliriz. Bizim sektör gibi merdiven altı üretimlerin olduğu bir markette bu aslında çok önemli bir değer.

“Yangın durumuna karşı ürünler önem kazandı” Bu konuda global pazardan yola çıkarak cevap vermek isterim. Artık dünyada başlamış olan ve ülkemizde de yeni yeni başlayan çevreye karşı duyarlı, herhangi bir yangın durumunda “fire stop” yani yanmaz özelliği olan ürünler önem kazanmaya başladı. Bunlar aslında çevremiz, ülkemiz veya geniş bir çerçeveden bakarsak dünyamız için güzel kazanımlar. Koskoca bir bina projesi yapıldığını düşünün, ufak bir fark ödüyorsunuz ve olası bir felakette bir sürü kişinin hayatını kurtarabiliyorsunuz. İşte büyük kazanımlar daha fark etmemiş olsakta küçük detaylarda gizli.

“Otomotivden inşaata kadar her alanda mastik, silikon, köpük, tutkal ve benzeri ürünü üretiyoruz” Kimya terimlerini arka arkaya sıralamak yerine

“Usta serisi; çevreye karşı duyarlı, kirletmemeye pisletmemeye özenli üründür” Usta Serisi bugün kalitenin ve 25 senelik bir üretim

1


RÖPORTAJ

tesisinin ve kültürün sembolüdür bence. Mastiği, köpüğü, tutkalları, PU ürünlerini 100 metre ilerden görüp anlayan ustaların ortaya çıkardıkları üründür. Bir tecrübenin insanlara sunulmuş, paketlenmiş halidir. Çevreye karşı duyarlı, kirletmemeye pisletmemeye özenli üründür. Bir değişimdir aslında. Zaman içerisinde insanların daha fazla kullanacağını ve hatta ilerde diğer ürünlerin yerini aldığını her beraber göreceğimizi düşünüyorum. Selsil’in Türkiye pazarındaki yeri Bence bir markanın müşterisine verebileceği en önemli hissiyat güvendir. Güven ise 2 şekilde ölçülebilir. Bunlardan ilki kalite ile ilgili. Kalite nedir? Kalite zaman içerisinde müşterinin algısına yerleşmesi mümkün olabilecek bir terim. Hiçe yakın şikayet almak, yani ürünün sözlere, anlatmaya, hiçbir şeye ihtiyacı olmaksızın kendini anlatması. Fakat müşteri kapı kapı dolaşıp herkesten başka bir ürün de sormamalı. Aynı marka aynı şirket müşterisine çok çeşitli bir ürün gamıyla gelmeli ve her ürününü aynı düzeyde iyi kalitede ve fiyat olarak da yine aynı düzeyde rekabetçi yapmayı bilmeli. Futbol gibi düşünün, maçı kazanmak yetmez şampiyon olmak istersiniz; sadece iyi forvet veya defans veya orta sahayla

24

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

şampiyon olamazsınız. Her alanda başarılı olmalı ve takım oyunu oynamalısınız. Güven için diğer şart markanın ürünlerinin ne kadar kolay satılıp, paraya döndürülebildiği konusu. İşte bu da tamamen ayrı bir konu. Selsil Yurtdışı faaliyetleri Biz çalışan, 25 senedir her gün daha ileri gitmeye çalışan bir firmayız. Yurt içinden aldığımız kuvvetimizle 15 sene önce yurt dışına açıldık. Bugün 80 küsür ülkeye ihracat yapıyoruz. Yurt dışında bir çok memlekette ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Daha yapacağımız ve yapmamız gereken çok şey var diye düşünüyorum. 2016 hedef ve beklentiler Dünyada bir belirsizlik hali var. Ülkemizde de 1 Kasım seçimleri var. Umarım ülkemiz, bölgemiz ve dünya için güzel gelişmeler olsun. Sonuçta kriz ve belirsizlik ekonomi için istikrar için her zaman kötü olmuştur. Herkes kendi işini daha iyi yapmaya çalışırsa, dünyanın da daha güzel olacağına inanıyorum. Türkiye için her şeyin en hayırlısını diliyorum. Şimdiden herkese güzel, mutlu bir 2016 dilerim. İnşallah ekonomimiz için de 2015’den daha huzurlu ve insanların daha mutlu olduğu bir sene olsun.



HABER

RIDGID Roadshow’un 26 Avrupa ve Orta Doğu ülkesinde toplam 114 durağı olacak

Ridgid, Kasım ayı itibari ile RIDGID Roadshow’un startını vererek yaklaşık 1 yıl boyunca 26 Avrupa ve Orta Doğu ülkesi olmak üzere toplam 114 durağa konuk olacak.

26

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

1

923 yılında ağır sanayi ve boru anahtarı üretmek için ürünler üretip bugün dünyanın en büyük profesyonel iş aletleri tedarikçilerinden biri olan RIDGID 300’den fazla alet tipi 2000’den fazla modeli ile hizmet veriyor. Avrupa, Kanada, Orta ve Latin Amerika, Avustralya, Orta Doğu, Japonya, Uzak Doğu ve Afrika’daki 140’tan fazla ülkede, 51bin’den fazla konuma 5 bin’den fazla distribütör aracılığıyla dağıtım yapan RIDGID 114 durakta düzenlediği Roadshow etkinliği ile dikkatleri üzerine çekti. Ridgid “1923’ten beri yenilikte

öncü” sloganı ile pek çok kişinin beklediği etkinliği RIDGID Roadshow’un startını verdi. Yaklaşık 1 yıl sürecek olan turun 26 Avrupa ve Orta Doğu ülkesinde toplam 114 durağı olacak. Kiralık, tesisat, HVAC/R, kamu hizmetleri, endüstri, elektrik, petrol, kurumsal, ticari ve donanım pazarlarında hizmet veren 200’den fazla araç, RIDGID şovunda sergilenecek. Etkinlikler sırasında sektör profesyonelleri RIDGID’in en son yenilikçi çözümlerini yakından görmenin yanı sıra katılımcılar etkileşimli sunumlara katılabilecek,


HABER

RIDGID ürünleri kazanma şansı yakalayabilecek ve RIDGID ürünleri ve teknolojileri ile ilgili özel soru sorabilecekler. Roadshow’u ziyaret eden konuklara promosyon paketleri almanın yanı sıra yeni fırsatlar yakalayacak.

“Duraklarımızın her biri zanaatkarlara en son RIDGID yenilikleri

hakkında deneyim kazanma imkanı verecek”

Avrupa Orta Doğu ve Afrika Pazarlama Müdürü Teodara Takacks: “2015’te yeniden yollara düşmekten büyük bir heyecan duyuyoruz! Duraklarımızın her biri zanaatkarlara en son RIDGID yenilikleri hakkında deneyim kazanma imkanı verecek. Müşterilerimizin özel

iş ihtiyaçlarıyla ilgileniyoruz ve onların işlerini en iyi ve en verimli bir biçimde yapmalarına nasıl yardımcı olacağımıza her zaman özen gösteriyoruz. Gelişen teknolojilerimiz müşterilerimizin günümüzün sorunlarını çözmelerine yardımcı olurken, gelişmiş mühendislik imkanlarımız her zaman gelecekteki ihtiyaçlarını da göz önüne almaya çabalıyor.” dedi. Teodora Takacs sözlerine şu şeklide devam etti: “RIDGID Roadshow iş fikirlerini paylaşmak ve doğru araçları ve çözümleri kullanarak karlılığı artırmanın yeni yollarını bulmak için harika bir fırsat aynı zamanda. Katılımcılar ürün özellikleri hakkında büyük deneyim kazanabiliyor, araç uzmanlarımızla tartışmalar yapabiliyor, ürün tanıtımlarını izleyip ihtiyaçlarına en uygun olan ürünleri bundan sonra seçebiliyor.” RIDGID Innovation Roadshow hakkında daha fazla bilgi için www.RIDGIDroadshow.com adresi ziyaret edilebilir.

RIDGID Roadshow Türkiye Takvimi 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22.

Ekim 27 Ekim 28 Ekim 30 Kasım 2 Kasım 3 Kasım 4 Kasım 5 Kasım 6 Kasım 9 Kasım 10 Kasım 11 Kasım 12 Kasım 13 Kasım 14 Kasım 16 Kasım 17 Kasım 18 Kasım 19 Kasım 20 Kasım 21 Kasım 23 Kasım 24

KARABÜK ANKARA ANKARA ANKARA KIRIKKALE KAYSERİ ADANA GAZİANTEP GAZİANTEP İSKENDERUN KONYA ANTALYA DENİZLİ İZMİR İZMİR İZMİR İZMİR BURSA İZMİT ADAPAZARI İSTANBUL İSTANBUL

KARDEMİR FEZA GRUP İKMAL ENDÜSTRİ BOTAŞ TÜPRAŞ ÖZBOYA ALTEK YAPI MEHMET RÜŞTÜ UZEL ENDÜSTRI MESLEK LISESI GAZİANTEP İSDEMİR MURAT TÜRK HIRDAVAT AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ DENİZLİ BELEDİYESİ İZMİR GIDA ÇARŞI MERKEZİ TÜPRAŞ İZMİR HABAŞ DEMİR ÇELİK ÇINARLI ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TÜPRAŞ İZMİT ENSAR MAKİNA HIRDAVAT SAMANDIRATEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK BAĞCILARTEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK


ÜRÜN TANITIMI

İşinin Gerçek Ustası; Panasonic Silikon Tabanca

S

ilikon tabancası, her ustanın malzeme çantasındaki vazgeçilmez aletler arasında. İşini bilen ustaların silikon tabancaları ise şimdi PANASONIC marka. Dünyanın önde gelen markalarından PANASONIC’in ülkemizde VİKO by PANASONIC satış kanalı ile pazara sunduğu profesyonel el aletleri serisinin içinde silikon tabancaları özel bir yer tutuyor. Ünlü Japon markası, silikon tabancalarında teknoloji ve yüksek performansı buluşturuyor. PANASONIC silikon tabancaları; özellikle su tesisatı, cam tesisatı, dolgu uygulamaları ve otomotiv cam uygulamaları konusunda çalışan ustalara en uygun çözümleri sunuyor. 360° dönebilen alüminyum boru ile etkili ve rahat bir çalışma sağlayan PANASONIC Akülü

28 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Silikon Tabancaları ise güçlü motor, yüksek itme basıncı ve yüksek akış oranı özellikleri ile dikkat çekiyor. Uzun kullanım ömrüne sahip olan ürün, büyük hacimlerdeki dolgu malzemesinin etkili şekilde yeniden uygulanması için özel olarak tasarlanmış bulunuyor. PANASONIC EY3641 Silikon Tabancası, 4.2Ah Li-Ion akü seti ile birlikte yüksek performans sağlıyor. Yeni seviye batarya kapasitesi bulunan ürün, bu sayede çok daha uzun ömürlü olmayı başarıyor. Yeni 4,2Ah’lik akü seti sayesinde 50 dakikalık kullanılabilirlik ve 60 dakikalık tam şarj edilebilirlik mümkün hale geliyor. 600 ml’ye kadar kartuş veya folyo paket kullanımı, elektrik hızı kontrolü ve tam otomatik basınç azaltma fonksiyonları

ise ürünün diğer özellikleri olarak öne çıkıyor. PANASONIC EY3640 Silikon Tabancası modeli, akülü silikon tabancası ve 4.2Ah Li-Ion akü seti ile birlikte 310 ml kartuş kapasitesi kullanımlarına uygun olarak çözüm sunuyor. PANASONIC EY3610 Silikon Tabancası modeli ise sahip olduğu 1.5Ah Li-Ion pil kapasitesiyle 400 ml’ye kadar kartuş ve folyo paket kullanımlarında hizmet veriyor. Ürünlerdeki elektrikli hız kontrolü ve tam otomatik basınç azaltma kontrolleri sayesinde üstün performans gösteriyor. VİKO by PANASONIC, profesyonel el aletlerine 3 yıl garanti verirken, Türkiye genelinde oluşturulmuş 21 yaygın servis noktası ağı ile de satış sonrası destek sağlıyor.



RÖPORTAJ

IŞIK KAFTAN IŞIK KAFTAN

IŞIK KALIP Firma Ortağı

Takım çantası ile özdeş hale gelen bir marka: Port-Bag

30

Nalbur Teknik.com / Kasım’15


Kalıp tasarım ile ticari hayatına başlayan daha sonra takım çantası üretimi ile ticari hayatına yön veren Işık Kalıp, 90’dan fazla ülkeye ihracatı aynı zamanda iç pazardaki konumu ile alanında en iyi olma hedefinde ticari hayatını sürdürüyor. Gelişen, değişen iç ve dış pazarı yakından takip eden Işık Kalıp, ARGE projeleri, evrensel çözümleriyle takım çantası ile özdeş hale gelen bir marka olan Port-Bag’ı oluşturdu. Firma sahibi olan Işık Kaftan ile Port-Bag’ın gelişimi ürün gamı, İç ve dış pazardaki etkinliği ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirerek Işık Kalıp’ı daha yakından tanıma fırsatı bulduk.

I

şık Kalıp ürün çeşitliliği ile öne çıkıyor 1971 yılında kalıp tasarımı ve imalatı üzerine faaliyete geçen Işık Kalıp kurulduğu ilk yıllarda ülkemizin bilinen bütün büyük firmalarına kalıp tasarımı ve imalatı konusunda destek vermiştir. Bu süreç içerisinde kalıpların deneme üretimleri için bünyesinde plastik enjeksiyon prosesi oluşturan Işık Kalıp, 1990 yılında ilk plastik takım çantasını tasarlayarak takım çantası üretimine başlamıştır. Daha sonra gelişen pazar ve artan müşteri ihtiyaçları neticesinde ürün gamı plastik takım çantaları, plastik avadanlıklar, plastik organizerler, çekmece setler, modüler sistemler vb. olmak üzere genişlemiş ve ürün çeşitliliği açısından sektöründe hep öncü olan bir firma olmuştur. Takım çantası ismi ile özdeşleşen marka; Port-Bag Türkiye de ilk plastik takım çantasını firmamız üretmiştir. O yüzden markamız Port-Bag plastik takım çantası ile özdeşleşmiştir. Bugün herhangi bir nalburiye / hırdavat dükkanına girseniz ve bir Port-Bag çanta istiyorum deseniz çoğunlukla karşınıza farklı bir üretici veya ülkeye ait bir ürün gelebilecektir. Bizler müşterilerimizin istekleri doğrultusunda


RÖPORTAJ

ürün yelpazemizi her sene en az 4-5 ürün ile destekleyip üretici bir firma olarak Türkiye’nin en geniş ürün yelpazesine sahip seçenekler sunuyoruz. 1 takım çantası ile başlayan ürün yelpazemiz her geçen gün artarak müşterilerimizin ihtiyaçları nezdinde şekillenmektedir. Port-Bag evrensel çözümler ışığında üretim yapıyor Bu sorunun cevabı tarihsel gelişim içerisinde değişim göstermektedir. Aslında tüm sektör ve pazarlar içinde geçerli olan bir durumdur bu. İlk başlarda kaliteli ama uzun sürede ve pahalı ürün, daha sonra ucuz , hızlı ama kaliteli seviyesi düşük ürün, şimdilerde ise kaliteli, ucuz, hızlı ve tamamıyla müşteri isteklerine göre özelleştirilmiş ürün. Müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu ürün ve ürün gruplarından bu denklemi sağlayabileceğimiz olanları yatırım programlarımıza alıyoruz. Uygun görülen yatırım projelerini bir müşteri veya bir ülkeye değil, birden fazla müşterimizle paylaşarak gelen kritik ve eleştiriler neticesinde evrensel çözümler yaratmaya çalışıyoruz. Sayısal veriden çok verim ve başarı figürünü ölçmeye çalışıyoruz Ürünlerimizin % 70’ini ihraç etmekteyiz. Dünyada 70’in üzerinde ülkeye sürekli ve düzenli olarak ihracat yapıyoruz. Üretim kapasitesi olarak mutlaka belirli sayısal figürlerimiz var ama bizim son yıllarda odaklandığımız şey müşteri - pazar isteklerine zaman, kabiliyet, hedef fiyat,

32

Nalbur Teknik.com / Kasım’15


kalite vb olarak ne kadar geri dönüş sağlayabildiğimizdir. Sayısal kapasiteden ziyade müşteri, sipariş vb. adına istenilen verim, başarı figürlerini ölçmeye çalışıyoruz. Bu anlamda belki sayısal kapasitesi bizden çok fazla olan Uzakdoğu üreticilerden bir adım öndeyiz. Avrupa ve Ortadoğu pazarına gerek yakınlık gerekse hızlı geri dönüşler sağlayan gayet iyi bir üretici olduğumuzu söyleyebilirim. Port-Bag’da sürekli ARGE var Bu konuyu birkaç değişik başlıkta açıklamak gerekir. Ürün tasarımı, prototip üretimi, kalıp tasarımı ve üretim konularında ciddi bir bütçemiz var. En son bünyemize kattığımız 3D printer ile artık üretimini tasarladığımız ürünlerin kendi bünyemizde numune aşamasına daha hızlı bir şekilde getirip firma içi veya müşteri pazar bazında değerlendirmelerimizi çok hızlı yapabiliyoruz. Ürünlerimizin daha mukavim, dayanıklı ve kullanışlı olması adına mevcut hammaddelerimizde compound malzeme kullanımlarını arttırıyoruz. Ürün maliyetleri yükseliyor olsa da müşteri


RÖPORTAJ

memnuniyeti ve ürün fayda değeri açısından olumlu geri dönüşler alıyoruz. Ambalajlama konusunda müşteri istekleri ve daha verimli olmak adına ciddi bütçelerle yatırım yapıyoruz. Yeni ambalajlama, etiketleme makine ve aparatları alıyoruz. Üretim adına daha verimli ve hızlı olmak adına hızlı kalıp bağlama, duruş zamanları azaltıcı planlı bakım-onarım planları ile bu kayıpları minimize etmeye çalışıyor, enerji tasarrufu ve maliyeti açısından tüm operasyonel enerji tüketimlerini takip ve kontrol ediyoruz. Satış sözleşmeleri artık ürünün yanı sıra işletme ve üretim sistemini de kapsamakta Her geçen gün bir pazara girmek, yeni bir müşteri ile çalışmaya başlamak veya pazardaki konumunuzu korumak zorlaşıyor. Müşterilerimizin satın alım davranışları ve kriterleri de gün geçtikçe değişmekte. Eskiden ürün odaklı yapılan satış sözleşmeleri artık işletme ve üretim sistemlerini de kapsamakta. Sahip olduğumuz ISO 9001: 2008 yönetim sisteminin yanı sıra ihracat sırasında müşterilerimizin büyük bir çoğunluğu bulunduğu pazarın gerekleri ya kendileri ya da kendilerinin atadığı akredite kuruluşlar tarafından bizleri birçok denetimden geçirmekte. Ülkemizin birçok mevzuatının üzerinde olan bu denetimler ihracat müşterilerimizin bizlerle çalışması için birincil şartları. Sadece ürün üretmek değil, iş güvenliği ve yangın önlemleriniz, eğitimleriniz,

34

Nalbur Teknik.com / Kasım’15


çalışanlarınızın hakları, ırk, dil, din ayrımcılık vb. birçok hususta konuyu da yönetmeniz ve düzenlemeniz gerekiyor. Merdiven altı tabir edilen ürün ve üretim mantığı özellikle Avrupalı müşteriler adına çoktan iflas etmiştir. Firmamız 2011 yılından itibaren bu denetim ve yönetim felsefesi ışığında istenilen şartları sağlama konusunda oldukça hassas bir politika izlemekte ve üretim tesis ve sistemini bu konularda sürekli belli bir düzen içerisinde tutmaktadır. Öte yandan özellikle ürün ve hammadde testleri de oldukça önem kazanmıştır. Ürün ve kullanılan hammadde, materyalin insan sağlığına zararlı olup olmadığına dair her sene yine uluslararası akredite laboratuvarlarda birçok test yaptırmakta ve müşterilerimizle paylaşmaktayız. Her geçen sene kapsamı artan bu test ve araştırmalar için ciddi bir bütçe ayırmaktayız.


BÖLGE ESNAFININ SESİ

“Sektörün en büyük sıkıntısı müşterilerin bilinçsiz ürün alması”

2005 yılında Osmaniye’de kurulan Sayoğlu Teknik Hırdavat müşterilerine karşı dürüst, samimi ve güvenilir hizmeti vererek en iyi olma gayreti ile ticari hayatına devam ediyor. Firma sahibi Seval Sayoğlu ile yaptığımız söyleşide Sayoğlu Teknik Hırdavat’ı yakından tanıma fırsatı bulduk.

36 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Ü

rün grubumuz oldukça geniş Sayoğlu Makine Sanayi ve Tic. Ltd. Şti 2005'te Osmaniye’de kuruldu. Şirketimiz küçük çapta sektöre giriş yaptı. Sürekli değişen ve gelişen dünyada, kendimizce işimize yenilikler katıp yavaş yavaş büyümeye çalıştık. Şirketimizin en büyük güvencesi müşterilerimize karşı dürüst, samimi ve güvenilir bir şeklide hizmet verebilmektir. Firmamız hırdavat sektöründe olduğu için ürün grupları oldukça geniştir. Mümkün oldukça müşterilerimizin istediği doğrultuda ürün getirmeye çalışıyoruz. Bayisi olduğumuz ürün gruplarımız şunlardır; Bosch Elektrikli El Aletleri ve Altaş- Gedore'dir. Sattığımız ürünlerde Max- Extra, Godeyer ve Kayışları, rulman çeşitleri,

sanayi aspilotürleri ve fanları, vidalı ve pistonlu hava kompresörleri, çelik halatlar ve ekipmanları, iş güvenlik malzemeleri, cıvata çeşitleri, kaldırma ekipmanları, hidrolik ve pinomatik, hortum fitings malzemeleri, alüminyum merdiven çeşitleri ve buna benzer birçok çeşitli bulunmaktadır.

Bayilerden beklentimiz ürünlerin zamanında gönderimidir

Bayiliğini yaptığımız ürünler hakkında herhangi bir sorun yaşamadık. Üretici firmalarımızdan beklentimiz, sipariş verdiğimiz ürünleri bize zamanında ve düzenli bir şekilde göndermeleridir.



BÖLGE ESNAFININ SESİ

şekilde büyüme sağlıyor. Bununla birlikte biz tedarikçi firmaların büyümelerine katkı sağlıyor ve bu da bizleri daha iyi yerlere taşıyor. İnşaat sektörü de aynı oranda ilerliyor. Her bölgede olduğu gibi bizim bölgemizde de hırdavat ve nalbur sektöründe rekabet vardır. Bu da biz işletmecilere yansıyor ve rekabetle büyümemizi sağlıyor. Fark oluşturmak için, daha iyi ürünü tüketicinin kendi işine uygun ürünü vererek yapıyoruz. Müşterilerimiz bizi kendisine doğru ürünü sunacağımız için firmamızı tercih ediyorlar.

Hedefler

2015-2016 yılları hedeflerimiz arasında son çıkan ürünleri getirip müşterilerimize sunmak var. Firmamızı gelecek yıllarda hedef büyüterek başarı grafiğini yukarılara taşımak istiyoruz. Ayrıca yeni şubemiz yakınlarda yeni sanayi sitesinde açılacak bu da bizim için ürün yelpazesinin genişlemesi demek.

Sektör sıkıntıları

Üretici ile müşteri arasındaki köprü

Müşterilerimiz bizim için değerli çok değerli. Müşterilerimize istediği ürün hakkında bilgi verip aydınlatıyoruz ve müşterilerimize ürünlerin içinde kullanma kılavuzlarının olduğunu kullanmadan önce mutlaka okumaları gerektiğini belirtiyoruz. Ürünlerimiz garantili olduğundan dolayı herhangi arıza ya da problemde bizlere başvurmalarını söylüyoruz. Bizler bu tür sorunlarla karşılaştığımızda aldığımız ürünlerin servisleriyle iletişime geçiyoruz. Ürünümüzdeki sıkıntıyı

38 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

hallettikten sonra müşterilerimize tekrar gönderiyoruz. Bizim için müşteri memnuniyeti önemlidir.

Üretici firmaların tanıtımları oldukça önemli Üretici firmaların reklam tanıtımları bizim satışlarımızın artmasını sağlıyor. Müşterilerimiz reklamları görüp geldiği zaman ürünler daha çok rağbet görüyor. Bu da biz satıcılara yansıyor.

Bölge ekonomisi ve hırdavat nalbur sektörü

Bölgemizde kurulmuş olan Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi devlet teşviki aldığından hızlı bir

Hırdavat sektöründe yaşanan en büyük sıkıntılardan biri müşterilerin bilinçsiz şekilde ürün almalarıdır. Kullanıcılar bu şekilde bilinçsiz alınan ürünlerde sıkıntı yaşayabiliyorlar.

Hırdavat sektörü her geçen gün büyüyor

Bizim hırdavat sektörü dev bir çınar ağacının kökleri gibi çok geniş alanlara yayılarak büyüyor. Sayoğlu Tek. Hırdavat olarak işimizi severek ve en iyi şekilde yapma gayreti içerisindeyiz. Bu noktada hırdavat sektörüne prensipli bir şekilde hizmet vererek yolumuza devam ediyoruz. Bizlere derginizde yer vermenizden dolayı Nalbur Teknik ailesi olarak sizlere teşekkür ederiz.



SEKTÖR ANALİZİ

MUSTAFA KAÇMAZ MUSTAFA KAÇMAZ Mutlusan Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

“Bayilere Mutlusan ile çalışmanın ayrıcalığını yaşatmak istiyoruz “

40 Nalbur Teknik.com / Kasım’15


SEKTÖR ANALİZİ

T

ürkiye’de pazar liderliğimizi sürdürme

gayretindeyiz Mutlusan Elektrik A.Ş. olarak

500 kişilik kalifiye çalışanımız ile hizmet veriyoruz İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde 40bin metrekarelik bir alanda son teknolojik alt yapı ile kurduğumuz üretim tesisimizde 500 kişilik kalifiye bir üretim kadrosu ile çalışmaktayız. Ürün gamımızı anahtar, kablo kanalı, tesisat, otomasyon ve aydınlatma olmak üzere beş başlıkta grupluyoruz. Bunların içinde anahtar priz serileri, kablo kanal ve aksesuarları, w otomat kutuları, PVC yanmaz spiraller, halojen free spiraller, polietilen borular, çelik ve izoleli spiraller, sinyal armatürleri ve aydınlatma armatürleri bulunmaktadır.

Mutlusan yurtiçinde bini aşkın bayiisi ve 84 ülkeye yaptığı ihracatla dikkat çekiyor

Mutlusan Elektrik, üretim gamında bulunan ürünleri ile 1996 yılından bu güne kadar yurt içi ve ihracat satışlarında, bayi ağını oluşturmuştur. Günümüz itibari ile Türkiye’nin 81 ilinde bini aşkın bayisiyle ürettiği birçok ürün grubunda Pazar liderliğini devam ettirmekte ve dünyada 5 kıtada 84 ülkeye ihracat yapan dev bir sanayi kuruluşu haline gelmiş bulunmaktadır.

Mutlusan’da Arge çalışmaları

Tamamı bilgili, deneyimli, uyumlu ve özverili olan bir ekibe sahibiz. Kuşkusuz başarının da bu anlamda doğru ekip, iyi bir AR-GE yapılanması ve kusursuz bir Kalite Kontrol işleyişi ile mümkün olduğunu düşünüyoruz.

Sırrımız her şeyden önce ekibimizle aile olarak çalışabilmemizdir

Yurtiçinde ve yurtdışında doğru hedef noktaları belirleme konusunda uzman

ELEKTRİK MALZEMELERİ

1983 yılında ticari hayata adım atan Mutlusan Elektrik, 500 kişilik kalifiye üretim kadrosu, 81 ilde bin bayii ve 5 kıtada 84 ülkeye ihracatı ile birlikte üretimine her geçen gün artırarak devam ediyor. Mutlusan Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kaçmaz ile stratejileri, üretimi, şirket kapasitesi ile ilgili detayları görüştüğümüz bir söyleşi gerçekleştirdik.

firmamızı 1983 yılında kurarak kablo kanalı ve iç tesisat malzemeleri ile üretim faaliyetimize başladık. Bu alanda geliştirmeye halen devam ettiğimiz ürünler ile Türkiye’de pazar liderliğimiz sürmektedir. Aynı zamanda sektörün rekabetçi ortamına karşılık tüketici ihtiyaçlarını ve taleplerini kalite ve dünya standartlarında karşılamaya devam ediyoruz.


SEKTÖR ANALİZİ

bir ekip ile çalışıyoruz. İyi düşünülmüş, üretimden depolamaya, lojistik ağından müşteri memnuniyetine iyi kurgulanmış bir stratejik yapı ile sorunsuz hizmet vermeye çabalıyoruz. Belki de sırrımız, bu doğrultuda her şeyden önce ekibimizle de iyi bir aile olabilmiş olmamızdır.

ELEKTRİK MALZEMELERİ

Yeni ürün stratejileri

Uzman satış ve pazarlama ekibimiz ile müşteri beklentileri ve pazarın ihtiyaçlarını belirlemeye çalışmaktayız. Bu doğrultuda müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler ve öneriler doğrultusunda mevcut ürünlerimiz ile ilgili iyileştirme beklentileri ve yeni ürün ihtiyaçlarını belirlemekteyiz.

42 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Mutlusan ile çalışıyor olmanın ayrıcalığını yaşatmak istiyoruz

2015 Yaz Kampanyamız yakın zamanda bitti. Bu kampanya ile kazanan müşterilerimize hediyelerinin dağıtımı yapılmaktadır. Kasım ayı itibari ile www.mutluparaharca.com Mutlu Para Çekleri kullanılarak alışveriş yapabilecekleri web sitemiz yayınlanmaya başlayacak. Ayrıca yine kasım ayı içerisinde bayilerimizle bir Kıbrıs ve sonrasında bir de Uzakdoğu seyahatlerimiz olacak. Müşterilerimize her zaman Mutlusan ile çalışıyor olmanın ayrıcalığını yaşatmak istiyoruz.

Mutlusan hedefleri

Mutlusan Elektrik olarak önümüzde ki 10 yıl için

stratejik hedeflerimiz için çalışmaya devam ediyoruz. Mevcut anahtar serilerimize ek olarak modüler anahtar serilerimizin yanında yeni tasarımlı anahtar serilerimiz ve sigorta kutuları ile sektörde ve dünyada lider markalar arasında yer almayı hedefliyoruz. Öncelikle kendimize ve ürünlerimize güveniyor ve kullanıcılarımıza da güvencesini veriyoruz. Her fiyat segmentine uygun ürünlerimiz var ve bunları ne ürün ne de hizmet kalitesinden ödün vermeden sunuyoruz. Tamamı yerli sermayeli bir şirket olan Mutlusan’ı Misyon ve Vizyon gereği kalite ve dürüstlük ilkeleri ile bu güne kadar vermiş olduğu hizmeti yeni yatırımlar ile daha da ileriye taşımak arzusundayız.



SEKTÖR ANALİZİ

VİKO 35’inci yılında süper marka seçildi

ELEKTRİK MALZEMELERİ

yeri koruyabilmek olacaktır. Bu başarımızı sürdürülebilir kılmak için her zamankinden daha çok çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Bu vesile ile markamıza verdikleri eşsiz değer için tüm paydaşlarımıza ve ayrıca ödül sürecine katkılarından dolayı değerlendirme ekibine kuruluşumuz adına teşekkürü bir borç biliyorum.” dedi.

“Süper markaya giden yol her alanda dengeli sonuçlar üretmekten geçiyor.”

T

ürkiye’nin sektöründeki en saygın 43 markasının ödüllendirildiği Superbrands ödül töreni Grand Hyatt Oteli’nde gerçekleşti. Superbrands Türkiye’nin Nielsen’e yaptırdığı araştırma sonuçlarına göre belirlenen markalar arasında VİKO da yer alarak marka algısındaki güçlü ve öncü kimliğini bir kez daha tescillemiş oldu. VİKO, alanında gerçekleştirdiği inovasyonlar, yaptığı yatırımlar, iş gücü kalitesi, markalaşma başarıları, teknolojik gücü, kurumsal hacmi, sürdürülebilirlik konusuna verdiği önem ve sosyal sorumluluk projeleri gibi konularda gösterdiği üstün performans nedeniyle bu ödülü almaya hak kazandı. Superbrands Türkiye, 2014-2015 yıllarının süper markalarını açıkladı. Nielsen’in ölçümleri dikkate alınarak belirlenen markalar arasında elektrik anahtar ve priz sektörünün inovatif ve lider kuruluşu VİKO da yer aldı. Süper marka araştırmasının ilk etabında öncelikle pazar araştırması yöntemi ile 1023 önemli marka belirlendi. Bu markaların

44 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

konusunda uzman olan seçici kurul tarafından değerlendirilmesinin ardından pazarlama iletişimi konusunda uzmanlaşmış araştırma şirketi Nielsen’in seçilen finalist markalara yönelik olarak gerçekleştirdiği yüz yüze görüşmeler sonrasında Türkiye’nin süper markaları belirlenmiş oldu.

“Asıl başarı, müşterilerimizin gönlünde edindiğimiz paha biçilmez yeri koruyabilmektir.”

Ödülü ünlü sanatçı Ali Poyrazoğlu’nun elinden alan VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok, ödülün yüklediği sorumluluğa dair vurgu yaptığı konuşmasında “VİKO olarak, Superbrands Türkiye tarafından belirlenen süper markalar arasında yer almanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu ödüle, sektörümüzün tek temsilcisi olarak layık görülmenin yüklediği sorumluluğun ise farkındayız. Bu doğrultuda bizim için asıl başarı, öncelikle müşterilerimizin gönlünde edindiğimiz paha biçilmez

Tüketicilerin, (bilinçli veya bilinçaltı) arzuladıkları, tanıdıkları ve bir ücret ödeyerek sahip olmak istedikleri, duygusal veya fiziksel avantajları, diğer markalara göre çok daha yüksek oranda sunan markaya “Süper Marka” deniyor. Süper marka seçme kriterleri arasında yaratıcılık, şirketin büyüklüğü, teknolojisi, yatırımları, iş gücü kalitesi, markalaşmaya yaptığı yatırım ve marka devamlılığı, sosyal sorumluluk projelerine katkısı, çevreye duyarlılığı ve etik değerlere uyması gibi maddeler bulunuyor.

Viko’dan süper proje

Süper Marka ödülünün yanı sıra VİKO sosyal sorumluluk alanında da adından söz ettirmeyey devam ediyor. “Sürdürülebilir, Aydınlık Bir Gelecek” yaklaşımı ile yaşama değer katan birçok sosyal sorumluluk projesi yürüten VİKO, çalışanlarından oluşan Aydınlık Toplum Gönüllülerini bu projelerine dahil ederek maksimum etkiyi sağlamayı amaçlıyor. Tam 17 yıldır toplum yararına çok sayıda proje gerçekleştiren kuruluş, hayata geçirdiği kurumsal sosyal sorumluluk projelerini, çalışanlarından oluşan Aydınlık Toplum Gönüllüleri ile birlikte yürütüyor. VİKO Aydınlık Toplum Gönüllüleri, ışığa muhtaç sosyal


konulara aydınlık katmak için gönülden çaba sarf ediyor. Toplum için değer yaratan projelere imza atıyor. Aydınlık Toplum Gönüllülerinin yer aldığı son proje ise “Steptember” oldu. Bu kapsamda gönüllülerin kurduğu takımlar, eylül ayı boyunca günde 10.000 adım atma hedefi ile birlikte Cerebral Palsy’li (duruşu ve hareketleri etkileyen fiziksel bir engellilik durumu) çocuklar için 12.000 TL bağış toplayarak yine örnek adımlar attılar.

Adım adım farkındalık oluşturdular

Steptember, tüm dünyada eş zamanlı olarak yürütülen bir sosyal sorumluluk projesi ve İngilizce september (eylül) ve step (adım) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuş anlamlı bir proje adı. Amacı ise, Cerebral Palsy hastası çocukların varlığına ve ihtiyaç duydukları desteğe dair toplumda farkındalık yaratmak. Projeye destek olan gönüllüler, Steptember projesi kapsamında eylül ayı boyunca günde 10.000 adım atma hedefi koyarak bireysel sağlıklarına katkı sağlarken, sosyal çevrelerinden topladıkları bağışlarla da Cerebral Palsy’li çocukların tedavilerine maddi katkı sağlıyor. Bu doğrultuda anlam dolu bir farkındalık yaratıyor. “Işığa Muhtaç Her Sosyal Konuda,

Tüm Gönlümüzle Aydınlatmak İçin Varız.” sloganı ile sosyal sorumlulukta örnek olan VİKO Aydınlık Toplum Gönüllüleri, proje kapsamında kurdukları 8 takımın elde ettiği 12.000 TL bağışla Cerebral Palsy’li çocuklara, attıkları yaklaşık 5 milyon adımla da bireysel sağlıklarına katkı sağladılar.

“Işığa Muhtaç Her Konuda, Tüm Gönlümüzle Aydınlatmak İçin Varız.”

VİKO İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu, gönüllülüğün önemine vurgu yaptığı konuşmasında “1998 yılından beri, bugüne ve geleceğe değer katan sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmek üzere azami çaba göstermekte ve bu projelerimizi çalışanlarımızdan oluşan Aydınlık Toplumlu Gönüllülerinin katılımı ile yürütmekteyiz. Çalışanlarımız, örnek bir duyarlılıkla ve ‘Işığa Muhtaç Her Sosyal Konuda, Aydınlatmak İçin Varız.’ sloganı ile gerçekten gönüllülük konusunda her zaman örnek adımlar atmışlardır. Daha önce Özel Sektör Gönüllüler Derneği tarafından ‘En Başarılı Gönüllülük Programı’ ödülüne de layık görülen bir kuruluş olmamız, sosyal sorumluluğu ve gönüllülüğü adeta kurum kültürümüzün bir parçası olarak ele aldığımızın

bir göstergesi niteliğindedir. Tabii bu başarıda liderlerimizin desteğini de göz ardı etmememiz gerekir. Sosyal sorumlulukla ilgili hemen her çalışmada olduğu gibi Steptember projesinde de Yönetim Kurulu Başkanı’mız Toshihide Arii ve CEO’muz Nusret Kayhan Apaydın’ın da bizzat destek sağlaması projedeki en önemli motivasyon kaynaklarından biri olmuştur. Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nın hayata geçirdiği bu önemli projeye destek sağlamak üzere kurduğumuz 8 takım, 12.000 TL gibi rakamsal olarak sembolik de olsa, gönüllülükle elde edilmesi nedeni ile anlamca büyük bir destek sağladılar. Umarım, Cerebral Palsy’li çocuklarımızın eğitimine bir nebze olsun katkı sağlamaya ve bu anlamda farkındalık yaratmaya destek olur.“ dedi.

Cerebral Palsy nedir?

Cerebral Palsy (CP) duruşu ve hareketleri etkileyen fiziksel bir engelliliktir. CP ilerleyici değildir. Beyin veya beyinciğin sağlam kalan alanlarına eğitim ve rehabilitasyon uygulanarak her zaman işlevsellik kazandırılabilir. Anne karnında ilk aylarda oluşabilecek bir gelişimsel sorun, Cerebral Palsy’ye sebep olabileceği gibi, 3 yaşına kadar beyne veya beyinciğe zarar veren herhangi bir olay da Cerebral Palsy oluşmasına neden olabilir.

ELEKTRİK MALZEMELERİ

SEKTÖR ANALİZİ


ÜRÜN TANITIMI

Bosch GSR 1000 Professional Akülü Vidalama Aleti •

Vidalama işlemini mükemmel ve zahmetsiz bir şekilde gerçekleştirir • 0,9 kg (900 gr) ağırlığı ile yorulmadan çalışma imkanı sağlar • Hızı ayarlanabilen tetiği ile kullanım ömrü boyunca yaklaşık 100.000 adet vida-lama yapabilir • osch Elektrikli El Aletleri Profesyonel serisi herkes için profesyonellik sağlayan, hayatı kolaylaştıran ürünler sunmaya devam ediyor. Yeni çıkan Bosch GSR 1000 Profes-sional Akülü Vidalama Aleti vidalama işlemini mükemmel ve zahmetsiz bir şekilde gerçekleştirilmesine imkan tanıyor. Sade tasarımı ve ergonomik yapısıyla kolay kullanım sağlayan Bosch GSR 1000 Pro-fessional Akülü Vidalama Aleti ahşap yüzeylerde 16 mm’ye kadar delme işlemi ger-çekleştirebiliyor.0,9 kg (900 gr) ağırlığıyla taşıması çok kolay olan vidalama aleti,15,2 cm uzunluğu ile dar yerlerde bile çok rahat çalışma imkanı sunuyor. Yorulmadan çalışmaya uygun dizayn edilen Bosch GSR 1000 Professional akülü vidalama aleti sınıfının en kompakt delme vidalama aleti olma özelliği taşırken uzun akü ömrü özellikleriyle alışılmış kırıcı-delici aletlerin standartlarını yükseltiyor. Hızı ayarlanabilen tetiği ile kullanım ömrü boyunca yaklaşık yüz bin adet vidalama yapabilen Bosch GSR 1000’nin gövdesinde yer alan LED ekran göstergesi pil durumunun izlenmesini sağlar. Herkes için profesyonellik imkanı tanıyan bu benzersiz ürüne sahip olmak için en yakın Bosch Elektrikli El Aletleri yetkili satıcısına başvurabilirsiniz.

B

46 Nalbur Teknik.com / Kasım’15



SEKTÖR ANALİZİ

Başkentte Türkiye buluşması

ELEKTRİK MALZEMELERİ

tanıtıldığı Türkiye buluşmasında, arıtma ve atık su tesislerindeki su otomasyonu konusu örnek uygulama ile anlatıldı. Yeni endüstri evresinin Mitsubishi Electric’teki karşılığı olan e-F@ ctory konsepti ile geleceğin dijital fabrika teknolojisini sunan ürünlerden uygulamalar da büyük ilgiyle karşılandı.

Neden Ankara?

Mitsubishi Electric’in Türkiye Başkanı Masahiro Fujisawa

E

lektrik, elektronik ve otomasyon alanında iki yıldır Türkiye pazarında kendi yapılanmasıyla faaliyet gösteren Mitsubishi Electric, başkent Ankara’da düzenlediği Türkiye buluşmasında kamu, özel sektör temsilcileri ve taahhüt firmaları ile bir araya geldi. Türkiye’deki sanayi tesisleri ve altyapı projelerindeki elektrik, otomasyon, taahhüt çalışmalarına talip olduğunu açıklayan Mitsubishi Electric’in Türkiye Başkanı Masahiro Fujisawa, “Türkiye’nin Geleceği İçin Çalışıyoruz” konulu etkinliğin açış konuşmasında, gücüne ve enerjisine inandıkları Türkiye’de yatırım yapmaya devam edeceklerini bildirdi. Türkiye’de özellikle Marmaray projesi, TÜRKSAT 4A ve geçtiğimiz günlerde başarılı bir şekilde fırlatılan TÜRKSAT 4B uydularında kullanılan teknolojisi ile tanınan Mitsubishi Electric, elektrik, otomasyon ve taahhüt çalışmaları kapsamındaki Türkiye buluşmasını başkent Ankara’da

48 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

düzenledi. İstanbul merkezli olarak Türkiye pazarına iki yıl önce giren Mitsubishi Electric Türkiye’nin 21 Ekim Çarşamba günü Wyndham Ankara Oteli’nde “Türkiye’nin Geleceği İçin Çalışıyoruz” temasıyla gerçekleştirdiği etkinliğine, Türkiye genelinden çok sayıda kamu, özel sektör ve taahhüt firması temsilcisi katıldı. Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Masahiro Fujisawa ve birim yöneticilerinin katılımıyla Ankara’da düzenlenen etkinlikte Mitsubishi Electric, dünyada güçlü bir global oyuncu olduğu sanayi tesisleri ve altyapı projelerindeki elektrik, otomasyon, taahhüt çalışmaları hakkında bilgi verdi. Etkinlik kapsamında, Mitsubishi Electric’in Marmaray’da gerçekleştirdiği “İstasyon Bilgi ve Yönetim Sistemi Projesi” sunumu yapıldı. Dünya genelinde 71 binin üzerinde kurulumu bulunan Mitsubishi Electric Videowall görüntüleme sistemlerinin de

Mitsubishi Electric Türkiye’nin, sempozyum ve ardından akşam yemeğiyle devam eden “Türkiye’nin Geleceği için Çalışıyoruz” temalı etkinliğinde açış konuşmasını yapan Başkan Masahiro Fujisawa, dünyada 120 binden fazla çalışanı ile 42 ülkede faaliyet gösteren ve 36 milyar dolar konsolide net satışa sahip olan 94 yıllık dünya devi Mitsubishi Electric Corporation’ın, 2012 yılından bu yana üç yıldır kendi yapılanması ile Türkiye’de, İstanbul merkez ofisinde faaliyet gösterdiğini belirtti.

“Türkiye’nin geleceğinin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz”

“Türkiye’nin geleceğinin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz” sloganıyla, Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki altyapı projelerinin ve sanayi tesislerinin çözüm ortağı olma hedefi doğrultusunda ileri teknolojisi ve kalitesiyle sunabileceği farklılık ve avantajlarını tüm Türkiye’ye anlatmak için başkent Ankara’da olduklarını kaydeden Masahiro Fujisawa, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’de temelde fabrika otomasyonu, ileri robot teknolojileri ve klima sistemlerinin satış ve satış sonrası


SEKTÖR ANALİZİ

“Türksat 4B’yi başarılı bir şekilde fırlattık”

16 Ekim tarihinde fırlatılan Türksat 4B uydusu ile ilgili açıklama yapan Masahiro Fujisawa, “Mitsubishi Electric Corporation, Türksat 4A’nın ardından Türkiye’de iletişim ve yayıncılık altyapısının güçlendirilmesine yardımcı olacak Tüksat 4B uydusunu da başarılı bir şekilde fırlattı. Aralık başına kadar yörünge testlerini yapacak olan Mitsubishi Electric, sonrasında Türksat 4B’nin Türksat’a devir teslimini resmen gerçekleştirecek. Mitsubishi Electric olarak üretmekten gurur duyduğumuz uyduların ve yapım aşamasından yörüngeye yerleştirilme sürecine kadar sorumluluğunu üstlendiğimiz projenin tamamında, ileri teknolojimizi kullanarak üstün güvenilirlik sağladık. Türksat 4A ve Türksat 4B aracılığıyla Türkiye’nin ve komşu ülkelerin iletişim ve yayıncılık altyapısına katkıda bulunmaktan memnuniyet duyuyoruz” şeklinde konuştu. Fujisawa, Marmaray projesi

ile ilgili de “Marmaray’daki hizmetlerimiz; Mitsubishi Electric’in ileri teknoloji ürünü otomasyon ekipmanları, mühendislik ve tasarım, projelendirme, yazılım programlama, donanım montajı, devreye alma, eğitim ve servis desteğinden oluşuyor. Projede izlediğimiz ve kontrol ettiğimiz alt sistemleri ise tünel havalandırma, enerji temin, istasyon havalandırma, temiz ve atık su, tünel ve istasyon aydınlatma, tünel ve istasyon yangın alarm sistemleri, yürüyen merdivenler, asansörler, tünel drenaj ve sel kapakları oluşturuyor” diyerek konuşmasını sürdürdü.

“Türkiye’nin Su ve Atık Su Otomasyonu İçin Hazırız”

Mitsubishi Electric’in içme suyu ve atık su arıtma tesisleri, pompa istasyonu otomasyonu ve pompaların doğru kullanımı ile su ve elektrik tasarrufu sağlayan yazılımlar ve SCADA konusunda, birçok ülkede su konusundaki yetkililer ve sistem entegratörleri ile uzun yıllardan beri çalışan bir marka olduğunun altını çizen Masahiro Fujisawa, “Bu deneyimimize ek olarak geniş bir atık su arıtma uygulama referansı ile güvenilir bir ortağız ve sistem sağlayıcısından beklenen uzmanlığa da sahibiz” dedi.

“Türk Sanayisini

Geleceğin Fabrikalarına Hazırlayabiliriz”

Jeopolitik konumu nedeniyle pek çok açıdan avantajlı olan, Asya ve Avrupa’nın köprüsü Türkiye’nin global düzeyde rekabet edebilmek için dünyadaki değişim ve gelişimlere hızla ayak uydurması gerektiğine dikkat çeken Başkan Fujisawa, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin üretimde global rekabet trenini kaçırmaması için hayati önem taşıyan teknolojilerimizden biri de yeni endüstri evresinin Mitsubishi Electric’teki karşılığı olan dijital fabrika konsepti e-F@ ctory. Mitsubishi Electric olarak yeni endüstri evresinin iddialı oyuncularından biriyiz. Türk sanayisinin, hayal gücümüzü zorlamaya hazırlanan geleceğin fabrika otomasyonuna hazır olması için teknolojik çözümler sunuyoruz. Bu noktada e-F@ ctory konsepti üretimde çok ciddi maliyet tasarrufu sağlayabilecek evrimsel bir adım. Üretim ve bakım aşamaları da dâhil olmak üzere yönetimden üretim katına kadar tüm fabrika katmanlarını optimize etmek için ileri teknolojileri kullanan e-F@ctory, küresel rekabette bir adım önde olmayı sağlıyor.”

“Dünyaya 71 binden fazla görüntüleme sistemi kurduk”

Mitsubishi Electric’in dünyanın önde gelen videowall görüntüleme sistemleri

ELEKTRİK MALZEMELERİ

hizmetlerini sürdürüyoruz. Bu faaliyetlerimizin yanı sıra uydular, asansör, görsel veri sistemleri, güç kaynakları ve ulaştırma bağlantılı altyapı işlerine de destek veriyoruz. Türkiye’de özellikle Türksat uyduları ve Marmaray projesinde kullanılan teknolojimiz ile tanınıyoruz.”


SEKTÖR ANALİZİ

düşünüyoruz. Bu düşüncemiz, Türkiye’nin gerçekleştirdiği Marmaray projesi, inşa etmekte olduğu köprü, baraj, tünel, havalimanı gibi çok sayıda projeyle doğrulanmaktadır.”

ELEKTRİK MALZEMELERİ

“Yatırıma Devam Edeceğiz”

Konuşmasında, “Türkiye’nin enerjisine ve gücüne” olan yüksek inancını dile getiren Masahiro Fujisawa, üstün teknolojiye sahip global bir firma olarak Mitsubishi Electric’in tüm dünyada kullanılan ve yüksek kaliteye sahip ürün ve sistemleri ile ileri teknolojisini Türkiye’ye getirerek ekonominin gücüne güç katmayı, Türkiye’nin belirlediği yüksek ekonomik hedeflerine ulaşması için gerekli teknoloji ve bilgi kullanımını aktarmayı hedeflediklerine dikkat çekti. Fujisawa “Enerji verimli, çevreci, yenilikçi ürün ve hizmetlerimizle, büyüyen Türkiye’nin gelişimine ortak olmaya, Türk halkı için yatırım yapmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

tedarikçilerinden biri olduğunu belirten Fujisawa, “En yeni LED ve LCD teknolojisine bağlı olarak dünya genelinde pek çok projede kontrol odalarında kullanılan Mitsubishi Electric videowall görüntüleme sistemleri; trafik akışlarının, telekomünikasyon ağlarının, enerji şebekelerinin, su ve atık su gibi kritik şebeke sistemlerinin, toplu taşıma sistemlerinin idaresine yardımcı oluyor. Bugüne kadar dünyada 71 binin üzerinde Mitsubishi Electric LED videowall küpleri monte edildi; bu sistemler milyonlarca insanın sağlık ve güvenliğinin korunması, konforlu ve üretken olmalarının

50 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

sağlanması için 7/24 faaliyet gösteriyor” diye konuştu.

“Türkiye, Öncelikli Pazar”

Türkiye’nin, hızlı büyüme potansiyeli ile Mitsubishi Electric için öncelikli pazar durumunda olduğunu kaydeden Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Masahiro Fujisawa şu açıklamalarda bulundu: “Mitsubishi Electric olarak Türkiye’nin, endüstrisi ve teknolojisiyle üretkenliğinin daha da artacağını, katma değeri çok daha yüksek ürünler üretileceğini ve dünyanın ileri ekonomileri arasındaki yerini alacağını

“Daha İyisi İçin Değişim”

Kurumsal beyanı “Daha İyisi İçin Değişim” (Changes for the Better) ve çevresel beyanı Ekolojik Değişim’in (Eco Changes) ruhuna uygun hareket eden Mitsubishi Electric, bugün bu özelliği sayesinde sadece ürünlerinin teknolojisi, güvenilirliği ve kalitesiyle değil, çevre duyarlılığı konusunda da fark yaratıyor. Mitsubishi Electric, 100. yıldönümü olan 2021 yılına denk gelen uzun dönemli çevresel yönetim vizyonu “Çevre Vizyonu 2021” çerçevesinde; çevresel duyarlılığı teşvik etmeyi, düşük karbon salınımı ve geri dönüşüm konularında bilinç artışına katkı sağlamayı hedefliyor.



HABER

TİM Başkanı ihracatçılara ‘Yeniden Avrupa’ya ağırlık verin’ çağrısı

O

tomotiv sektörünün 2 milyar dolar ihracat yapmasıyla ekimde ihracattaki kan kaybı yüzde 1.5’e inerken TİM Başkanı Büyükekşi ihracatçılara ‘Yeniden Avrupa’ya ağırlık verin’ çağrısı yaptı. AB’ye yılın on ayında ihracat ise yüzde 9.8 azaldı. Türkiye’nin ihracatı yılın onuncu ayını da düşüşle geride bıraktı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre ihracat ekimde yüzde 1.5 düştü ve 12 milyar 351 milyon dolara indi. 10 aylık ihracattaki kan kaybı ise yüzde 8.6. On ayda Türkiye ancak 119.6 milyar dolar ihracat yapabildi. Ancak ekim ayında

52

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

ihracattaki sert düşüşün yavaşlamasına şahit olduk. Bunun nedeni ise bu yıl ilk kez 2 milyar dolar sınırını aşan otomotiv ihracatı. Otomotiv ekimde yılın en yüksek ihracat rakamına ulaştı ve 2 milyar 30 milyon dolar ihracat yaptı. Hazırgiyim de geçen yıl ekime göre ihracatını arttırmayı başardı ve 1.5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ihracatta umutların 2016 yılına kaldığını belirterek ihracatçılara Avrupa’yı yeniden keşfedin çağrısı yaptı. 2008 sonrasında AB’d eki krizin etkileri yüzünden yeni pazarlar çağrısı yapan TİM 2016’d a yeniden yönünü AB’ye

çevirmeye karar verdi.

10,6 Milyar Dolar kayıp

İhracatçı bu yılı oldukça kötü geçiriyor. Dolardaki değer kazancı, Euro/dolar paritesinin düşmesi ve Rusya başta olmak üzere komşu ülkelerdeki kriz ile çatışmalar ihracatı kötü etkiledi. Euro/ dolar paritesindeki yüzde 17.2’lik düşüş yüzünden ihracatçının 10 aylık kaybı 10.6 milyar dolar oldu. Rusya’ya on aylık ihracattaki azalma yüzde 38.3. Yılın son çeyreğinde düzelme bekleyen ihracatçı bu kez umutlarını 2016’ya erteledi. TİM Başkanı Büyükekşi Avrupa Birliği’nin dünya ile


HABER

yaptığı ticarette ve büyüme oranlarındaki artış beklentileri ile birlikte ihracatçılara Avrupa Birliği’ne özel ve yeni bir ağırlık vermelerini önerdiklerini vurguladı. 2015 yılına dünya ekonomisinde yüzde 3.1 büyüme beklentisi ile girildiğini ancak bu beklentinin şimdi yüzde 2.5’e gerilediğini belirten Büyükekşi, “Tüm küresel konjonktüre baktığımızda aşağı yönlü risklerin hala geçerliliğini koruduğunu görüyoruz. Bu risklerin başında özellikle dünya mal ticaretindeki gerileme, düşük emtia fiyatları ve Euro-dolar paritesindeki düşüş gelirken, ihracatımız da bu gelişmelerden son derece olumsuz etkileniyor” dedi.

Pazar payı artıyor

TİM Başkanı Büyükekşi, AB ekonomisinde uygulanan parasal genişlemenin büyümeyi harekete geçirdiğini, ancak Avrupa’d a yeterli enflasyonun halen yaratılamadığını vurguladı. Bunun sonucunda, Avrupa Merkez Bankası, aralık ayında ilave parasal genişlemeyi gündemine alabileceğini açıkladığını hatırlatan Büyükekşi, “En büyük ticaret

partnerimiz olan AB’d e yaşanan parasal genişleme ile ihracatın önümüzdeki dönemde toparlanacağına inanıyoruz. 2016 yılında AB ülkelerinde büyümenin hızlanması bekleniyor. Bu nedenle 2016 yılında AB ülkelerinin ihracat için yeniden önemli fırsatlar sunacağını bekliyoruz. Polonya, İsveç, İspanya, İngiltere, Çek Cumhuriyeti göreceli daha hızlı büyüyecek ülkeler olarak öngörülüyor. AB-28’e gerçekleştirdiğimiz ihracatımız son 1 yılda Euro bazında yüzde 10’luk büyüme gösterdi. AB-28 ithalatı ise yine Euro bazında yüzde 3 büyüdü. AB-28’in ithalatından daha yüksek büyüme performansı sergileyen ihracatımızın payı Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesi olan binde 12’ye yükseldi. AB’nin dünya ile yaptığı ticaretteki ve büyüme oranlarındaki artış beklentileri ile birlikte ihracatçılarımıza Avrupa Birliği’ne özel ve yeni bir ağırlık vermelerini öneriyoruz” diye konuştu. Düşük fiyata satıyoruz Mal ticaretinde ilk 8 ayda yüzde 11.1 bir gerileme

yaşadığını hatırlatan Büyükekşi sözlerini şöyle sürdürdü: “2014 yılında 18.4 trilyon dolar olarak gerçekleştirilen dünya mal ticaretinin 2015 sonunda 16.5 trilyon dolara inmesi bekleniyor. En fazla ihracat yaptığımız Almanya’nın ve İtalya’nın son 1 yıldaki ithalatı dolar bazında yüzde 12 gerilerken, Fransa’nın ithalatının yüzde 14, Rusya’nın ithalatının yüzde 31 gerilediğini görüyoruz. Diğer taraftan, ABD Merkez Bankası FED’in faiz artışı beklentisi ile doların güçlenmesi emtia fiyatlarında gerilemeye yol açıyor. Bu gerileme ile birlikte birim fiyatlarını aşağıya çekiyor. İşte bu yüzden ihracatçılarımız aynı ürünü daha düşük fiyata satmak zorunda kalıyor. İhracatımız kilogram bazında artmasına rağmen, düşük fiyatlar, ihracatımıza değer bazında kayıp olarak yansıyor. İşte bu ortamda kilogram bazında ihracatımızın ilk 10 ayda yüzde 0.8 artması, önümüzdeki dönem beklentilerimizin pozitif olmasını sağlıyor. “

İhracatın katkısı negatif Geçtiğimiz ay, 2016-2018


HABER

yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’ın açıklandığını söyleyen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, küresel şartlara bağlı olarak daralan mal ticareti ve yavaş tempoda seyreden dünya ekonomisi nedeniyle, net ihracatın büyümeye katkısının 2016 ve 2017 yıllarında negatif, 2018 yılında ise sıfır olarak öngörüldüğünü ifade etti. Büyümenin sadece iç talep kaynaklı olmasının yeterli olmadığını ifade eden Büyükekşi, “Türkiye yapısal reformları hızlı bir şekilde gerçekleştirerek, katma değeri yüksek ihracat ile daha yüksek büyüme oranlarını yakalayabilir. Önümüzdeki dönemin, ihracat ve sanayi odaklı

54

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

yapısal reformlara eğildiği, hukukun üstünlüğünün ve yargının bağımsızlığının sağlamlaştırıldığı bir dönem olmasını temenni ediyoruz” diye konuştu.

İnovasyon Haftası başlıyor

TİM’in 5-6 Kasım tarihleri arasında Türkiye İnovasyon Haftası Adana Buluşması’nı düzenleyeceğini ifade eden Büyükekşi, 2 gün boyunca Güler Sabancı, Ali Sabancı, Fuat Tosyalı, Hamdi Akın gibi iş dünyasının önde gelen temsilcilerinin yanı sıra teknoloji fütüristi Jordan Brendt ile yaratıcılık ve inovasyon kitabının yazarı Frans Johansson gibi önemli yabancı konuşmacıları

ağırlayacaklarını belirtti. Büyükekşi, sanayicilerin, akademisyen, girişimci ve öğrencilerle buluşacakları bu etkinlikte partner ülke olarak Finlandiya’nın katılacağını ve program çerçevesinde eş zamanlı workshoplar, öğrenci-iş adamı buluşması, InovaCLUB buluşması, yatırımcı, girişimci, start-up buluşmaları gerçekleştireceklerini kaydetti. Büyükekşi, organizas-yonun önemli konukları arasında TÜSİAD Başkanı Cansen BaşaranSymes ve MÜSİAD Başkanı Nail Olpak’ın de yer alarak “STK’larda İnovasyon” konulu bir panel düzenleyeceklerinin altını çizdi.



HABER

TÜRK TİCARETİNİN YENİ ROTASI GÜNEY AFRİKA

56

Nalbur Teknik.com / Kasım’15


HABER

A

frika pazarında oldukça büyük bir potansiyel olduğunu sık sık dile getiren yetkililer özellikle Afrika pazarına açılan kapının Güney Afrika’dan geçtiğini aktararak çalışmaların ivedilikle yapılması gerekti konusunda hem fikir. Türkiye; DEİK, Güney Afrika Cumhuriyeti İş Forumu ile Temmuz ayında geniş kapsamlı bir çalışma yapmış, akabinde Eylül ayında Johannesburg şehrinde düzenlenen Bauma Conexpo Afrika 2015 ile İMMB Yapı Malzemeleri Komitesi öncülüğünde ilk kez milli katılım göstererek ikili ilişkileri genişletmiş ve iş birliklerini artırma fırsatı yakalamıştır. Bütün bunlara istinaden siz okuyucularımıza Güney Afrika pazarı ile ilgili geniş bir dosya hazırlayarak konuyu Nalbur Teknik dergisi içerisinde ele almaya çalıştık.

Güney Afrika Bölgesi ile Türkiye arasındaki ekonomik geçmiş

Güney Afrika Cumhuriyeti Afrika Kıtasının güney uç bölgesini kaplayan ve Atlas Okyanusu ile Hint Okyanusuna uzun kıyıları bulunan üç tarafı denizle çevrili bir yarımada konumunda olmakla birlikte, ülkeler ve sınırları; Namibya (855 Km), Botsvana Cumhuriyeti (840Km), Zimbabwe (225 Km), Mozambik Cumhuriyeti (491Km), Swaziland Krallığı (430 Km), Lesoto (909Km)’dır. Aslında en uzun kara sınırlarının

görüldüğü Lesoto, tamamen GAC toprakları tarafından çevrilidir. GAC toprakları 9 eyalete ayrılmış olup bunlar; Gauteng, Western Cape, Kwazulu Natal, Eastern Cape, Northern Cape, Limpopo, Mpumalanga, Free State and the North West’dir. Yasal başkent Cape Town olmakla birlikte yönetim için başkent Pretorya’dır. Diğer önemli şehirler Johannesburg, Durban, Port Elizabeth, Bloemfontein ve East London’dır. Uluslararası ticaret limanı Port Elizabet olmakla birlikte son yıllarda özellikle Durban, Cape Town ve Port Elizabet’in batısında yeni bir liman inşası ile deniz ticareti ulaşımının ülke sınırları içinde yayılma öngörülmüştür. Özellikle Durban BAE’de Dubai örneği bir gelişim çizgisine yönelmiştir. GAC demokratik değerlere dayanan anayasal düzeni ve gelişmiş ekonomisiyle günümüzde Afrika kıtasındaki en güçlü ve istikrarlı ülke konumundadır. GAC’daki güçlü ve istikrarlı yapı Türkiye ile arasındaki ekonomik ilişkileri artırarak sürdürmeye devam etmiştir. Ülkemiz ile GAC arasındaki ticari ilişkiler 1966 yılından beri devam etmektedir. 1980 yılına kadar ülkemizde uygulanan dış ticaret politikaları yüzünden düşük düzeyde seyreden ticari ilişkiler 1981 yılından sonra hızla artmaya başlamış ve 2000 yılına kadar belirgin bir seviyeye gelmiştir. 2004 yılını izleyen süreçte özellikle

Türkiye’nin dış ticarette stratejik yaklaşımı ve ayrıca GAC’da da ciddi dışa açılma hareketleri, ticaret hacminin artmasında önemli rol oynamıştır. Karşılıklı üst düzey ziyaretleri ve işadamlarının/ kadınlarının da ilgisi ile Türkiye ile GAC arasındaki ticaret, artış surecine girmiş, dış ticaret hacmi 2004 yılında ilk kez 1 milyar doları aşmıştır. Geçtiğimiz 10 senede boyunca dış ticaret hacmi artış göstererek, 2014 yılında 1.7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir.

Güney Afrika sadece yapı sektöründe değil, diğer alanlarda çok ciddi iş potansiyeline sahip

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçılar Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Mertöz’ün Güney Afrika Cumhuriyetleri ile ticari ilişkilerimizin zaman geçmeden daha da ilerlemesi gerektiğine va GAC’nin Afrika’nın giriş kapısı niteliği taşımasından dolayı oldukça önemli bir pazar olduğundun bahsetti. Güney Afrika’yı kıtanın kapısı olarak gördüklerini söyleyen Mertöz, “Güney Afrika hem sosyal hem de ekonomik yönden hızla gelişmekte, biz bu pazar için geç kaldığımızı bile söyleyebiliriz. Güney Afrika sadece yapı sektöründe değil, diğer alanlarda çok ciddi iş potansiyeline sahip. Türk ihracatçısı hazır pazarlarına odaklanıp kalmasın, ufkunu geniş tutsun, biz bu pazarda


HABER

yaptığımız incelemeler sonucunda Türk firmalarının burada çok iş yapacağına inandık” ifadelerini kullandı. Gerçekleştirdiği 3.4 milyar dolarlık yapı malzemeleri ithalatı ile dikkat çeken Güney Afrika pazarından, sadece 45 milyon dolarlık pay alan Türk yapı sektörü daha fazla ihracat için atağa kalkıyor. İMMİB Yapı Komitesi Başkanı Serdar Urfalılar ise, “Güney Afrika’nın ithalat sıralamasında Türkiye ilk 15’de yer alırken, bu sıralama yapı malzemeleri için yapıldığında ilk 20’ye bile giremiyoruz” dedi. “Bu rakamlar sektör olarak bu pazara ne kadar uzak kaldığımızın bir göstergesi” diyen Urfalılar, “Katıldığımız fuarlar ile ihracatçımıza uzak gibi görünen pazarları yakın ediyoruz, bir ihracatçı için uzak kavramını mesafeler değil, navlun fiyatları belirlemeli” diye konuştu. Türk yapı sektörünün Afrika pazarından daha fazla pay

58

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

alabilmesi için “Bauma Conexpo Afrika 2015” fuarına milli katılım gerçekleştirdiklerine değinen Urfalılar şöyle devam etti: “Bölge ülkeler ve mevcut ihracat pazarlarında yaşanan ekonomik ve siyasal sorunlar sektör olarak yeni pazarlara yöneltiyor. İhracatçılar üzerinde uzak algısı olan bu pazara, Türk yapı malzemeleri komitesi olarak, 246 metrekare alanda, 10 firma ile milli katılım gerçekleştirdik. 68 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulan fuar bu yıl 42 ülkeden 616 katılımcı firma ve 110 ülkeden 14 bin 700 ziyaretçiyi ağırladı. Bunlar çok ciddi rakamlar. Türk yapı komitesi olarak fuara ilk kez gerçekleştireceğimiz katılımın pazarda ki payımızı çok ciddi seviyelere çıkaracağına inanıyorum. Yabancıların Türkiye’deki yapı malzemesi kalitesinden hiç haberleri yok. Her fırsatta sektörün büyüklüğünü ve kalitesini vurguluyoruz. Biz inşaat demiri

ihracatında dünya birincisiyiz. Seramikte, doğal taşta, çimentoda, boruda ve pek çok üründe dünyada öndeyiz. Bunları anlattıkça insanlar şaşırıyor”. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçılar Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Mertöz ve İMMİB Yapı Komitesi Başkanı Serdar Urfalılar Güney Arika ile aramızdaki ticari ilişkilerin yetersiz olduğunu aynı zamanda Türk Yapı sektörününün Afrika pazarı için tekrar atağa kalkacağı yerin Güney Afrika olduğunu önemle belirtiyorlar.

Güney Afrika Cumhuriyeti İş Forumu ile Güney Afrika pazarı masaya yatırıldı GAC ülkeleri ile aramızdaki ticari ilişkilerin gelişmesi yönünde fuar ve iş forumları sürerken bir önemli toplantıda DEİK öncülüğünde Temmuz ayında gerçekleşti.



HABER

Önemli konuların masaya yatırıldığı Güney Afrika Cumhuriyeti İş Forumu’nda T.C. Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, Güney Afrika Cumhuriyeti KOBİ’lerden Sorumlu Bakan Yardımcısı Elizabeth Thabethe ve Güney Afrika Ankara Büyükelçisi Vika Mazwi Khumalo’nun katılımları ile DEİK Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Tamer Taşkın’ın ev sahipliğinde gerçekleşti. İki ülke işadamlarının daha sık bir araya getirilmesi ve yeni işbirliği fırsatlarının yakalanması için düzenlenen forumda, açılış konuşmalarında DEİK Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Tamer Taşkın Güney Afrika’da gerçekleştirilmesi planlanan projelerde, Türk iş dünyasının önemli roller alabileceğini vurgulayarak firmaların Güney Afrika piyasasında kısa vadeli değil uzun vadeli planlama ve strateji izlemeleri gerektiğini belirtti.

Güney Afrika Cumhuriyeti KOBİ’lerden Sorumlu Bakan Yardımcısı Elizabeth Thabethe Güney Afrika Cumhuriyeti KOBİ’lerden Sorumlu Bakan Yardımcısı Elizabeth Thabethe ise Güney Afrika’nın birçok ülke ile tercihli ticaret anlaşmasının bulunduğunu kaydetti. İki ülkenin stratejik konumlarından faydalanılması gerektiğini belirten Thabethe, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Afrika’nın önemli ekonomik güçlerinden biri olarak yoluna devam ettiğini söyledi. Güney Afrika’da yatırımcılar için önemli fırsatların bulunduğunu hatırlatarak, Türk iş dünyasının yerel üreticiler ile ortaklık kurabileceklerini dile getirdi. Afrika’nın nüfusunun 1 milyar civarında olduğunu ve Güney Afrika’dan her yere açılımın mümkün olduğunu vurguladı. Thabethe, Güney Afrika’da gümrük

60

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

vergilerinin iş çevresi için son derece dostane seviyede olduğunu ve teşviklerle birlikte doğrudan yatırımları çektiklerini ifade etti.

- Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım

Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, hedeflerinin iki ülke arasındaki imkanlardan en fazla verimi elde etmek, ticaret politikalarına yoğunlaşmak ve ortak yatırımları arttırmak olduğunu ifade etti. Afrika stratejisi sayesinde iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerde önemli mesafelerin kat edildiğini belirten Yıldırım, Afrika’daki Türk yatırımlarının 6,3 milyar dolara ve Türk müteahhitlik firmaları tarafından kıtanın tamamında üstlenilen projelerin değerinin 55 milyar dolara ulaştığını vurguladı. Türkiye’nin Sahra Altı Afrika’daki en büyük ikinci ticaret ortağının Güney Afrika olduğuna işaret eden Yıldırım, iki ülke arasındaki ticaret hacminin iki kattan fazla arttığını ekledi. Türkiye’nin sadece Güney Afrika’da yaklaşık 500 milyon dolar değerinde yatırımı olduğunu ve Türk müteahhitlerce bugüne kadar Güney Afrika’da 19 milyon dolar değerinde toplam 3 proje üstlenildiğini ifade eden Yıldırım, Türkiye-Güney Afrika 3. Dönem Karma Ekonomik Komisyon Toplantısının 2015 yılı bitmeden gerçekleştirilebileceğini belirtti. İki ülke arasındaki ticaretin ve yatırımların hedeflenen seviyelere çıkması için 2000 yılında imzalanan “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Yıldırım, mevcut potansiyel ve stratejik pozisyonlara bakıldığında iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için sayısız fırsatların olduğunu hatırlattı.

Peki Türk İş dünyası için Güney Afrika’daki iş fırsatları nelerdir?

Zengin hammadde kaynakları, gelişmiş altyapısı, tekstil, turizm, otomotiv ve tarım gibi önde gelen sektörleriyle, Afrika kıtasının en büyük ekonomisi konumunda olan Güney Afrika Cumhuriyeti (GAC), Afrika kıtasının yüzölçümünün sadece %3’ünü kaplamasına rağmen ülke olarak Afrika kıtasının toplam sınai üretiminin %40’ını, kıtanın toplam GSYIH’sinin %20’sini, toplam elektrik üretiminin %50’sini ve maden üretiminin ise %45’ini gerçekleştirmektedir. Dünyadaki en ‘açık’ ekonomilerden birine sahip olan Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ulaşım alt yapısı iş dünyası için oldukça gelişmiş olup, Afrika kıtasında bulunan en iyi yapıya sahiptir. Büyük çaplı limanları, etkin kara ulaşım ağı, özellikle ABD ve Avrupa ile havayolu bağlantıları mevcuttur. Geçen 10 yıl içinde diğer Afrika ülkeleri ile ticareti oldukça gelişen GAC’ın ihraç ürünlerinin büyük bir bölümü imalat sanayi ürünlerinden oluşmaktadır. İmalat sanayisi; gıda, tekstil, madencilik ve enerji, ağır kimyasal ve mineral işletmeciliği ile demir-çelik gibi endüstrilere dayalı olarak büyük ölçüde sermaye yoğun bir sanayidir. İmalat sanayi ürünleri ihracatı yanısıra, maden bakımından dünyanın en zengin doğal kaynakları sahip olan GAC’de, maden ürünleri ihracatı toplam ihracatın 1/3’ünü oluşturmaktadır. Başlıca madenleri; platin, altın, bakır, elmas, kömür, uranyum, manganez, krom ve demir cevheridir. GAC’ın ithalatında üst sıralarda yer alan ürünler, ham petrol, petrol yağları, otomotiv ve yan sanayi ürünleri, telefon cihazları



HABER

ve ekipmanları, hava ve kara taşıtları için aksam ve parçaları, ağır iş makine ve cihazlarının aksam ve parçaları, tıbbi ilaçlar, kauçuk dış lastikler, pirinç ve matbaacılık makineleri şeklindedir.

Güney Afrika pazarına giriş koşulları a. Pazarın özellikleri:

Güney Afrika ekonomisi serbest girişim ve piyasa ekonomisi prensiplerine dayanmakla birlikte bazı önemli sektörlerde (ulaştırma, haberleşme ve elektrik gibi) kısmen veya tamamen devlet mülkiyeti ve kontrolü mevcuttur. Devlete ait belirli işletmelerin ticarileştirilmesi, yeniden yapılandırılması ve özelleştirilmesi çalışmaları devam etmektedir. Gelişmiş bir örgütlenme yapısına sahip, gerekli dağıtım mekanizmaları oluşturulmuş, düzenli bir piyasa düzenine sahip olan Güney Afrika’da yasalar ve ticari uygulamalar Kuzey Amerika ve Avrupa’dakilerle benzerlik taşımaktadır. Kuralları, prensipleri

62

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

oluşmuş bu piyasada ihracatçıların pazara girişte kullanabileceği seçenekler yeterli çeşitliliktedir. Modern ve güçlü bir ulaşım ve iletişim altyapısına sahip olan, bankacılık ve finans sektörünün gelişmiş olduğu GAC’de piyasa aktörleri olarak büyük zincir mağazaları, acenteler, genel ithalatçılar, ithalatçı toptancılar, imalatçılar, ihtisas firmaları, toptancılar ve perakendeciler mevcuttur. İthal mallarının ülkeye girişinden nihai tüketiciye ulaşmasına kadar uzanan zincirin halkaları her ülkede olduğu gibi sektöre ve ürüne göre değişmektedir.

b. Pazara giriş stratejileri:

Güney Afrika pazarına giriş stratejileri, diğer yeni Pazar stratejileri ile aynıdır; pazarın gezilmesi, pazarda araştırma yapılması, ilgili iş çevreleri ile görüşülmesi ve ürüne uygun bir pazar olup olmadığına karar verilmesi. Pazara girişte kullanılabilecek seçeneklerden biri olan acenteler,

sürekli ve büyük miktarlarda satış hedefleyen ihracatçılarımız için uygun bir tercih olabilecektir. Bu tür firmalarımız için müşterinin bulunması, bağlantıların düzenli ve tatminkar şekilde kurulup sürdürülmesi, pazardaki güncel veya konjonktürel gelişmelerden zamanında haberdar olunabilmesi, sevkiyat ve teslimat işlemlerinin tamamlanması gibi konularda acenteler GAC’de önemli görevler üslenebileceklerdir. Şüphesiz acente ile yapılacak temsilcilik sözleşmesinin diğer ülkelerde de olduğu gibi iyi bir şekilde düzenlenmesi gereklidir. Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yaşayan ve sayıları 100 civarında olduğu tahmin edilen Türk işadamları pazara giriş için bir başka seçenektir. Burada yaşayan Türk işadamları ile işbirliği özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için daha uygun bir yoldur. Ürün tanıtımı ve potansiyel müşterilerle tanışma, pazar hakkında bilgi edinme ve rekabet gücünün tesbiti açısından GAC’de yapılan ulusal ve uluslararası



HABER

fuar ve sergilere iştirak etmek piyasaya girecek firmalarımız için bir başka imkan sunmaktadır. Bu amaçla genel fuarların yanısıra, ihtisas fuarlarına katılım mümkün bulunmaktadır. Bunun dışında franchising sistemi de pazara girişte bir başka alternatif olarak kullanılabilecektir. Diğer taraftan, hipermarketler, çok şubeli büyük mağazalar etkin bir pazarlama için uygun birer piyasa kanalıdır. Ancak, uzun vadeli pazarlama stratejileri ile pazara giriş önem taşımaktadır. İthalatçılarla ilişkilerde dikkatli ve özenli davranılması, (düzenli çalışma, taahhütlerin zamanında ve eksiksiz yerine getirilmesi, siparişlerin düzgün bir şekilde gönderilmesi) gerekmektedir. Ayrıca, toplumun, tanınmış marka ve ürünleri tercih eden yüksek gelirli üst kesim ve yoksulluk sınırında yaşamını sürdüren alt kesim şeklinde ikiye ayrılmış olması nedeniyle ürün kalitesi ve fiyat açısından hedef kitlenin doğru belirlenmesi zorunluluk arzetmektedir. Ambalajlama, etiketleme ve paketlemeye dikkat edilmesi, talebe ve standartlara uygun hareket edilmesi, gerekli bilgileri içeren

64

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

etiketlemenin ihmal edilmemesi yararlı olacaktır. Ülkenin dış ticaret mevzuatı, ithalat rejimi, gümrük oranları, gümrük tarifeleri ve diğer vergiler, ithalat için gerekli belgeler ve kambiyo rejimi konularında gerekli ön araştırmaların yapılması da daha sonra ortaya çıkabilecek sorunları asgariye indirecektir. Güney Afrika ile ticaret yaparken farklı grupların (siyahlar, beyazlar, hintliler) kültürel özelliklerine dikkat edilmesi yararlı olacaktır. Düzgün yürüyen, ancak yavaş işleyen bir sisteme sahip olan GAC ile iş bağlantılarında sabırlı olmak gerekmektedir. Güney Afrika’yı bir Afrika ülkesi olarak değil, gelişmiş, tüketicinin korunduğu, mağazalar zincirinin çok güçlü ve kurallarının katı olduğu bir ülke olarak değerlendirmekte fayda vardır.

d. İhraç potansiyeli olan ürünler:

Güney Afrika pazarının yapısı, piyasadaki ürünlerin kalitesi, piyasa fiyatları, gelir seviyesi ve geçmiş yıllara ait ihracat rakamları ve ihraç malları yelpazesinin değerlendirilmesi sonucunda Güney Afrika Cumhuriyetine ihracatta aşağıdaki malların avantajlı olduğu ve ihraç potansiyeli taşıdığı düşünülmektedir. -Otomotiv ürünleri, yedek parçaları ve aksesuarları -Otomobil, otobüs, kamyon dış lastikleri -Traktörler, aksam ve parçaları -Çeşitli pompa ve valfler -Hijyenik kağıt ürünleri (hijyenik havlu, tampon, çocuk bezi, tuvalet kağıdı, mendil, kağıt havlu vb.) -Camdan ev ve mutfak eşyaları -Paslanmaz çelik ev mutfak eşyası -Mermer -Bakır cevherleri ve konsantreleri -Ponza taşı

-Ev tekstil ürünleri (battaniye, çarşaf, masa örtüsü, havlu, perde, mefruşat) -İplik, mensucat -Denim dokuma -Akrilik iplik -Yünlü kumaş -Suni elyaftan kumaş -Halı, kilim -Örme kumaşlar -Tekstil ve konfeksiyon ürünleri (eşarp, şal) -Deri ürünleri (deri konfeksiyon, çanta, terlik, kemer, cüzdan) -Ayakkabı -Kozmetik ürünleri ve tuvalet müstahzarları (parfüm, sabun, şampuan) -Yapı malzemeleri (seramik, fayans, karo vb.) -PVC, plastik boru -Elektrikli ev aletleri, aksam ve parçaları (Buzdolabı, çamaşır makinası, televizyon vb.) -Ocaklar, fırınlar -Demir-çelik mamulleri -Kablo -Mobilya -Çeşitli makine ve teçhizat -Çeşitli kimyasallar -Gıda işleme ve paketleme makineleri -Gıda -Zeytin -Zeytin yağı -Yemeklik yağlar -Bakliyat ürünleri (Mercimek, nohut, fasulye, bezelye) -Fındık -Kuru incir -Kuru kayısı -Kekik, defne yaprağı -Makarna -Şekerleme ve şeker mamulleri, bisküvi, gofret vb. -Domates konserveleri -Baharat -Güvenlik sistemleri ve ürünleri Önceki yıllara göre GAC’ne ihracatında önemli artış kaydedilmiş olan kağıt havlu, tuvalet kağıdı, çocuk bezi, ıslak


HABER

mendil gibi ürünlere uygulanan gümrük vergisi %20’dir. Gelişmiş bir otomotiv sanayiine sahip olan GAC’de kauçuktan dış lastikler sektöründe iç talep canlılığını sürdürmektedir. Bu nedenle, lastik ihracatımızın önümüzdeki yıllarda artışının devam etmesi ve ülke pazarındaki payımızın yükselmesi muhtemeldir. Ürünün gümrük vergisi çeşitli ebatlara göre değişmekte ve % 30’a kadar yükselen oranlarda vergi alınmaktadır. Güney Afrika Cumhuriyeti kabuklu kuru meyveler ayrıca, sezonların değişik olması nedeniyle ülkemizde yetişen taze meyveler ihracatı açısından uygun bir pazardır. Bu grupta yapılan ihracat yıllar itibariyle değişiklik göstermekle birlikte ihracatımızın artması, kurutulmuş yemişlerin çeşitlerinin artırılması olası görülmektedir. Taze meyvelerde gümrük vergisi oranları değişmekte, ülkeye özgü meyvelerin gümrükleri % 35’e kadar yükselirken, Türkiye’den ihracı düşünülebilecek olan kiraz, kayısı, şeftaliye % 5 oranında gümrük vergisi uygulanmaktadır. Bu ürünlerin ülkede yaygın olarak bulunan mağaza zincirleri vasıtasıyla satışı mümkün olabilecektir. Güney Afrika Cumhuriyeti güvenlik açısından sorunlu ülkelerin başında gelmektedir. Gelir dağılımındaki eşitsizlik, AIDS hastalığının yaygınlığı, yüksek işsizlik oranı, ayrıca polis teşkilatının yeterli ve etkili bir yapıda teşkilatlanamamış olması ve komşu ülkelerden Güney Afrika’ya yasa dışı yollardan gelen işsiz ve parasız insanların sayılarındaki artış ülkedeki güvenlik sorununun her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaşmasına neden olmaktadır. Bu sebeple, evler, resmi ve özel iş yerleri farklı tiplerde güvenlik sistemleri ile korunmaktadır. Bu husus dikkate alındığında binalarda ve taşıtlarda

kullanılan güvenlik sistemlerinin ve yedek parçalarının ülkeye ihracatının artması söz konusu olabilecektir. Bunların dışında diğer bazı ürün gruplarına uygulanmakta olan gümrük vergileri ise şu şekildedir: Cam eşya % 5-% 15, ayçiçek yağı, zeytinyağı %10, paslanmaz çelik mutfak eşyası % 20, ayakkabı % 30, şeker ve şeker mamulleri % 0-% 25, mermer, traverten, granit, bazalt % 0.

e. ithal potansiyeli olan mallar:

Güney Afrika ihraç malları, Türkiye piyasası, piyasadaki ürünlerin kalitesi, piyasa fiyatları ve geçmiş yıllara ait ithalat rakamları ve ithal malları yelpazesinin değerlendirilmesi sonucunda Güney Afrika Cumhuriyeti’nden ithalatta aşağıdaki malların avantajlı olduğu ve ithal potansiyeli taşıdığı düşünülmektedir. -Demir çelik ürünleri -Kömür -Ham veya yarı işlenmiş altın -Gümüş -Kıymetli taşlar -Demir cevherleri ve konsantreleri -Krom cevherleri ve konsantreleri -Çeşitli metaller -Çeşitli mineraller -Ham deri -Yün, iplik, mensucat, -Ağır iş makine ve cihazları aksam ve parçaları -Kara taşıtları aksam ve parçaları -Eksoz susturucusu ve borusu -Buhar kazanları, aksam ve parçaları -Çeşitli pompalar, aksam ve parçaları -Elevatörler, konveyörler, teleferikler, aksam ve parçaları -Kağıt hamuru ve kağıt -Çeşitli kimyasallar -Gübre -Haşarat öldürücüler -Çeşitli makinalar -Gıda

-Taze meyveler -Mısır

e. Müteahhitlik sektörü

Müteahhitlik sektörü açısından GAC’nin doymuş bir pazar olduğu ve bazı firmaların GAC dışına, ortadoğu ülkelerine ve SADC ülkelerine, özellikle Mozambik, Botsvana, Svaziland ve Zambiya’ya yöneldiği müşahede edilmektedir. Son yıllarda, hükümetin altyapı harcamalarına yeterli pay ayırmaması, madencilik sektörü ile ilgili mevzuat konusundaki belirsizlik nedeniyle yatırımların yavaşlaması, ekonominin yavaş büyümesi, rand’in değer kazanması ve yeterli proje olmaması gibi nedenlerle sektörün daralma trendine girdiği ifade edilmektedir. Müteahhitlik sektörünün oldukça gelişmiş ve sektördeki rekabetin güçlü olduğu bu pazarda, Türk müteahhitleri tarafından farklı zamanlarda yapılan piyasa değerlendirmelerinde, sektörün kendileri açısından cazip olmadığı, tek katlı veya dubleks evlerin, yada siyah nüfus için inşaa edilen 16-40-60 metre kare arasındaki ufak konutların kar marjlarının çok düşük olduğu belirtilmiştir. Ancak, GAC müteahhitlik sektöründe faaliyet gösteren Fransa, Brezilya, Çin, ABD ve Hindistan firmaları mevcut olup, yıllık hacminin 2 milyar dolar civarında olduğu belirtilen bu sektörde liman, hava alanı inşaası ve genişletilmesi gibi projelerde ve Angola boru hattı gibi projelerde Türk firmalarının da şanslı olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, GAC firmaları ile işbirliği yapılarak önümüzdeki yıllarda önemli alt yapı yatırımları gerçekleştirilmekte olan diğer sahra altı ülkelerdeki projelerden de pay alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak, bunun için Türk müteahhitlik firmalarının GAC’de bir ofis veya temsilcilik açmaları ve bu suretle açılacak ihaleleri takip etmeleri gerekmektedir.


ÜRÜN TANITIMI

Modern Mimari Sistemler ASL-4 ile Dubai Big Five fuarında fark oluşturacak

Modern Mimari Sistemler tarafından piyasaya sunulan Alarmlı Güvenlik Kilidi ASL - 04 sunduğu imkanlarla fark oluşturmaya devam ederken, Dubai’yi de düzenlenecek olan Dubai Big Five fuarı ile de katılımcı ve ziyaretçilerle buluşarak geniş kitlelere ulaşacak.

A

SL-4 nedir?

Dış gövdesi zamak metalden olan Alarmlı Güvenlik Kilidi ASL – 4’ün içerisinde 3 adet saat pili ve elektronik devre yer alıyor. Pil bitiğinde değiştirilebilen ASL-04 200 gr ağırlığında olup, 120 Newton basınca dayanıklılık gösteriyor. Kasaya taban kısmı monte edilen, uzun tarafı kanadın üstüne doğru çevrilen kilit, dışarıdan açılıp kanat itildiğinde hem açılmıyor hem de alarm çalmaya başlıyor. Alarm kilidin üstündeki düğmeye basılarak susturuluyor.

ASL-04’ü neden kullanmalıyım? Alarmlı güvenlik kilidi hırsızlık

66 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

olaylarında kanat açılmak istendiğinde, alarm çalmaya başlıyor ve kanat içeride olduğundan hırsızın açması imkansız hale geliyor ve alarm sesini duyan hırsızın kanada zarar vermeden uzaklaşma muhtemel ihtimali ortaya çıkıyor. Küçük çocukların ulaşamayacağı şekilde monte edildiğinde de, çocuk hem kanadı açamıyor, açmak istediğinde alarm çalarak, büyükleri uyarıyor.

ASL-04’ün pazarlama ve fiyat politikası nedir?

Pazarlama faaliyetlerini Amerika, Avrupa ülkeleri basta olmak üzere birçok ülkeye yapan Alarmlı Güvenlik Kilidi ASL-04 alüminyum, ahşap, çelik kapı, PVC doğramalara montaj

yapılabiliyor. Sağladığı faydalardan çok daha ekonomik fiyatlara satışa sunulan ASL-04’ü, PVC doğrama basta olmak üzere cam balkon sistemi, çelik kapıda standart ürün olarak monte edilip, satışları artırmak mümkün. Yurt dışı pazarlama yapan firmaların kolaylık ile değerlendirebileceği bir ürün olan ASL-4’ü ilerleyen zamanlarda bir çok mekanda kullanıldığını ve bir çok tatsız durumun önleneceği öngörülmektedir. Patenti Modern Mimari Sistemler ait olan Alarmlı Güvenlik Kilidi ASL - 04 vb. yeni ürünlerde tasarlanmaya devam ediyor.



SEKTÖR ANALİZİ

Enerji Koruma Prizleri ve Güvenlik

ELEKTRİK MALZEMELERİ

E

nerji koruma prizleri hassas elektrik/elektronik cihazları kısa süreli yüksek gerilimlerden (voltage surge) ve elektriksel gürültülerden (electrical noise) korur; bu hassas cihazların çalışma geriliminin güvenilir çalışma sınırları içinde kalmasını sağlar. Değişik nedenlerle şebeke geriliminde ortaya çıkabilecek bozulmalar hassas ve pahallı elektrik/elektronik cihazlara zarar verebileceği gibi, bu cihazları belli gerilim bozulmalarından korumak maksadıyla satın alınacak enerji koruma prizlerinin insan can ve mal güvenliğini sağlayan temel koruma özelliklerine sahip olmaması kullanıcı açısından ciddi güvenlik riskleri oluşturacaktır. Büyük güçlü motorların devreden çıkarılması, şebekedeki açma kapama olayları, ihtiyaç fazlası kullanımda olan kompanzasyon sistemleri, yıldırım düşmesi gibi olaylar ve oluşumlar enerji koruma prizlerinin kullanılmasını gerektiren durumlardır. Çok kısa süreli ve yüksek değerli gerilim darbeleri ve gürültüler tüketicinin kendi evinde ve işletmesinde oluşabileceği gibi doğal nedenlerle (yıldırım) de oluşabilir; diğer tüketicilerden ve şebekeden de kaynaklanabilir. Enerji koruma prizleri, şebekede oluşan ve normal çalışma gerilimlerinin çok üstüne çıkan gerilimleri bünyelerinde yer alan MOV (Metal Oxide Varistor) elemanları yardımıyla kırparak koruma sağlarlar. Normal çalışma gerilimlerinde çok yüksek elektriksel direnç değeri gösterip devreye girmeyen MOV elemanı, sahip olduğu etiket gerilim değerinin üstüne çıkan şebeke geriliminde düşük direnç göstererek devreye girer ve koruduğu cihaza gelen şebeke gerilimini sınırlar. Enerji koruma prizi seçiminde dikkate alınacak kriterler Piyasada tüketicinin kullanımına sunulmuş çok sayıda, farklı marka ve modelde tekli ve çoklu priz bulunmaktadır. Bu prizlerin imalatında kullanılan malzeme kalitesinin yetersizliği ve güvenlik fonksiyon ve donanımı eksikliği kullanıcı açısından ciddi riskler oluşturmaktadır. Can ve mal güvenliği açısından enerji koruma prizlerinde aranması gereken hususlar aşağıda sıralanmıştır.

1-Uygun değerli MOV elemanı kullanımı.

Seçeceğiniz enerji koruma prizinde darbe gerilimini sınırlayan MOV elemanın gerilim değerinin ve elektrik enerjisi taşıma kapasitesinin amacınıza uygun olduğundan emin olun. Sık sayıda gerçekleşen, uzun süreli ve yüksek değerli darbe gerilimleri için yüksek enerji koruma kapasiteli, yüksek dayanım gerilimli ürünleri tercih edin. Joule cinsinden verilen elektrik enerji taşıma kapasitesi ne kadar yüksek ise, MOV elemanı

68 Nalbur Teknik.com / Kasım’15


SEKTÖR ANALİZİ

2- Malzeme ve kablo kalitesi

Prizlerde kalitesiz malzeme ve kablo kullanımından kaynaklanan yangın ve ölüm haberleri basında ve görsel medyada sıklıkla yer almaktadır. İnternette yapılacak küçük bir araştırma bu konuda onlarca örneği bilgisayar ekranlarına getirecektir [1,2]. Üzerindeki prizleri birbirine bağlayan ve akım taşıyan bakır baraların uygun kesit ve kalınlıkta olmadığı kolaylıkla yanabilen plastik malzemeden imal edilmiş enerji koruma prizleri uzun süreli ve şiddetli gerilim yükselmelerinde kolaylıkla zarar görebilecek, hatta yanarak yangın çıkmasına neden olabilecektir. Satın alacağınız enerji koruma prizlerinde yangına dayanıklı plastik gövde ve ağır hizmet sınıfı kablo ve fiş kullanıldığından emin olun.

3- Gaz deşarj tüpü (GDT)

IEC standartlarına uygun olarak MOV elemanlarına seri şekilde bağlanır ve enerji hattı ile anten hattı korumasında kullanılır. Yüksek darbe gerilimi oluştuğunda tüp içindeki gaz akım akışına izin verir. GDT MOV’un beklenmedik ve gereksiz şekilde iletime geçmesine engel olan bir tedbirdir.

4- Elektriksel gürültüye karşı ekstra koruma

Darbe gerilimlerinin yanı sıra, şebekede oluşabilecek çok yüksek frekanslı elektriksel gürültülerin de hassas elektronik cihazlara ulaşmaması arzu edilir. Yüksek frekanslı bu gürültü sinyalleri haberleşme ve kontrol sinyallerinin bozulmasına neden olabilir.

Bu gürültüler, sahip oldukları frekanslara uygun olarak tasarlanmış EMI/RFI filtreleri ile zayıflatılır. Filtre işlevini yerine getiren özel yapıdaki bir kondansatörün enerji koruma prizinde bütünleşik olarak yer aldığından emin olun. Bu yapıdaki bir priz sizi ekstra EMI/RFI filtre masrafından kurtaracaktır.

5- Otomatik sigorta

Enerji koruma prizi üzerinden şebekeden beslenen yüklerin şebekeden sürekli aşırı akım çekmesini veya kısa devre olup kısa devre akımı çekmesini önleyecek akım koruma özelliğinin satın alacağınız enerji koruma prizinde yer alması gerekir. Belirtilen aşırı akım ve kısa devre akımının şebekeden çekilmesi halinde binadaki pano sigortası atmadan sadece enerji koruma prizindeki otomatik sigorta atacak ve kendisinden beklenen seçici korumayı sağlayacaktır. Sorun giderildikten veya sorunu oluşturan yük devre dışı bırakıldıktan sonra atan sigorta tekrar kurularak enerji koruma prizi tekrar işlevsel hale getirilmelidir.

6- Çocuk emniyet prizi

Satın alacağınız enerji koruma prizi, çocukların bir metal parçasını veya parmağını priz deliğine sokarak öldürücü gerilime maruz kalmasını engelleyecek yapıda olmalıdır. Normalde kapalı olan priz delikleri ancak fişin sert ucu takıldığında açılabilmelidir.

7-Uygun kapasitede elektrik baraları

Enerji koruma prizinin içinde yer alan ve üstündeki her bir bağımsız prize şebeke gerilimini

Yrd. Doç. Dr. Vehbi BÖLAT Tunçmatik A.Ş.

taşıyan bakır iletken baralar yük akımlarını taşıyabilecek kapasitede, kalınlıkta ve uluslararası standartlara uygun olmalıdır. Piyasada satılan çoğu prizde kullanılan bakır baraların çok ince olduğu ve taşıdığı sürekli akım nedeniyle kısa zaman içinde kararmaya başladığı bilinen bir gerçektir.

8- Anten ve data hattından gelecek darbelere karşı koruma

Yük için tehlikeli olabilecek darbe gerilimleri sadece elektrik hattından gelmeyebilir. Enerji koruma prizinin hassas elektronik yükleri data ve anten hattından gelebilecek gerilim darbelerine karşı da koruyabilecek yapıda olması ekstra güvenlik sağlayacaktır. Bu yazıda kendinizin ve sevdiklerinizin can güvenliğini, mal güvenliğini yakından ilgilendiren bir konuya kısaca değindik. Evinizde ve işyerinizde kullandığınız hassas ve değerli elektrik/elektronik cihazları beslemek amacıyla satın alacağınız enerji prizlerinin bilinçli şekilde seçilmesi ve gerekli koruma fonksiyonları ile koruma özelliklerinin üzerinde yer alması son derece önemlidir.

ELEKTRİK MALZEMELERİ

zarar görmeden o kadar uzun süre gerilim darbesinin yüke uygulanmasını önler.




SEKTÖR ANALİZİ

Türkiye elektronik atıkta dünya 17’ncisi

ELEKTRİK MALZEMELERİ

Türkiye’de kişi başına düşen e-atık miktarı 6.5 kilogram

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Filiz Karaosmanoğlu,

Türkiye’d e geçen yıl kullanım ömrü tamamlanan elektrikli ve elektronik cihazların toplam ağırlığı 503 bin tonu buldu. Türkiye bu rakamla dünya genelinde 184 ülke arasında 17’nci sırada yer aldı Türkiye’d e geçen yıl kullanım ömrü tamamlanan elektrikli ve elektronik cihazların toplam ağırlığı 503 bin tonu buldu. Türkiye bu rakamla dünya genelinde 184 ülke arasında 17’nci sırada yer aldı. Birleşmiş Milletler Üniversitesi (UNU) tarafından hazırlanan “2014 Global e-Atık İzleme Raporu”na göre, geçen yıl dünya genelinde 41.8 milyon ton e-atık ortaya çıktı. ABD, 7 milyon tondan fazla e-atıkla ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi yaklaşık 6 milyon ton e-atıkla Çin, 2.2 milyon ton e- atıkla Japonya izledi. Almanya’d a 1.8

72 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

milyon ton, Hindistan’d a 1.6 milyon ton e-atık oluştu. Kişi başına en fazla elektronik atık düşen ülke, 28.4 kilogramla Norveç oldu. İsviçre 26.3 kilogramla 2’nci, İzlanda 26 kilogramla 3’üncü sırayı aldı. Rapora göre, gelecek 3 yılda elektronik atık tutarı dünya genelinde 50 milyon tona yükselecek. Geçen yıl elektronik atıkların içindeki altın miktarının da yaklaşık 300 ton olduğu hesaplandı. Elektronik atıkların geri dönüşümünden elde edilen kaynağın ise 52 milyar dolar olduğu tahmin edildi.

Türkiye, 503 bin ton e-atıkla dünya genelinde 17’nci sırada yer aldı. Ülkede kişi başına düşen e-atık miktarı da 6.5 kilogram olarak belirlendi. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, elektronik atıkların doğru yönetilmesi gerektiğini söyledi. Bu konuda üreticiden tüketiciye kadar herkesin sorumluluğunun yüksek olduğunu ifade eden Karaosmanoğlu, şunları kaydetti: “e-atıklar dünyada en hızlı büyüyen atık türünü oluşturmaktadır. Bunlara yeni bir kaynak, hammadde demek daha doğrudur. e-atıklar bakır, gümüş, altın, paladyum ve benzeri değerli metalleri, cam, plastik ve diğer pek çok geri kazanılabilir bileşenleri içermektedir. Bunlar geri


kazanılmadığında büyük maddi kayıplar oluşur. e-atık yönetimi ile çevresel avantaj, yeni istihdam ve yeni iş kolları yaratılması ve katma değer sağlanması bir arada ilerleyecektir.” E-atık geri dönüşümüne yapılacak yatırımların önemine işaret eden Karaosmanoğlu, “Firmalar, ömrünü tamamlamış elektrikli ve elektronik eşyaların geri dönüşümü, geri kazanımı ve bertarafında sorumluluk almalıdır. Üretici firma, tüketici, e-atık geri dönüşüm firması, yerel yönetim birlikte ilerlemelidir. Denetim ve ceza yaptırımları gündemde olmalı, yetkin ve yeterli tesislerde e-atık geri dönüşümü başarılmalıdır” diye konuştu.

Ekonomik etki de önemli

Türkiye’d e Çevre ve Şehircilik

Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş, ilk elektrik ve elektronik atık toplama kuruluşu olan Elektrik ve Elektronik Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi Derneği İktisadi İşletmesi (ELDAY) Genel Müdürü Levent Halaç da Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için e-atıkların çevresel etkilerinin yanında ekonomik etkilerinin de önemli olduğunu ifade etti. Türkiye’nin hurda demir- çelik ithalatına büyük miktarda para harcadığına dikkati çeken Halaç, “1 kilogram demir üretimi için 200 kilogram maden işleniyor. 1 kilogram demiri 2 kilogram e-atık prosesinden elde etmek mümkündür. Bu açıdan bakıldığında e-atık geri dönüşümü için rahatlıkla şehir madenciliği ya da yeşil madencilik diyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Çevreye zarar vermeden geri dönüştürülmesi E-atıkların çevreye zarar vermeden geri dönüştürülmesi gerektiğini vurgulayan Levent Halaç, “Maalesef ülkemizde hurdacıların büyük kısmı e-atıkları kırarak parçalamakta ve içinden para yapacak metalleri almakta, bu esnada doğaya salınan zararlı ve toksik maddeleri önemsememektedir. İşe yaramayacağını düşündükleri diğer maddeleri de yakarak çevreye zarar vermektedir. Tüketiciler olarak hepimizin sorumluluğu; yeni bir ürün aldığımızda eskisini ücretsiz olarak dağıtıcılara vermek veya belediyelerin oluşturduğu merkezlere atığımızı vererek lisanlı geri dönüşüm tesislerinde doğaya kazandırıldığından emin olmaktır” dedi.

ELEKTRİK MALZEMELERİ

SEKTÖR ANALİZİ


Filli Boya, Mobilya Boyaları Yeni Ürün Lansmanını Gerçekleşti

F

illi Boya, Mobilya Boyaları yeni ürün lansmanını gerçekleştirdi. Filli Boya, Gebze Fabrikası’nda bayilerinin katılımı ile gerçekleştirdiği lansmanda, sektöre sunduğu birçok yeni ürünün yanı sıra yeni ambalajlarını da tanıttı. Sektöre yön verecek bu büyük buluşmada, yeni oluşturulan ULTRA, SUPER ve FINE serilerine ait ürünler ve ambalajlar tanıtıldı. Yeni ürün serileri ile sektörün tüm ihtiyaçlarına karşılamayı hedefleyen Filli Boya yeni ambalajları ile de beğeni topladı.

Filli Boya Mobilya Boyaları Grubu;

ULTRA serisi ürünleri ile üstün performans ile profesyonel çözümleri, SUPER serisi ürünleri ile sektörün tüm ihtiyacını karşılamaya yönelik yüksek kalitede ürün çeşitliliği, FINE serisi ile de mükemmel fiyat/performansa sahip ürünlerini bayileri ile buluşturdu. Yeni ürün serisinde yer alan; Ultra serisi akrilik ürünleri ile üstün sararmazlık ve mükemmel netlik ile

74 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

uzun yıllar ilk günkü görüntüsünü koruyacak yüksek kalitede mobilyalar üretilmesini sağlayacak. Poliüretan MDF Bariyer ve Ahşap Bariyer ile de uygulama yüzeyinden kaynaklanan sorunlar giderilmektedir. Super serisinde yer alan 4+1 Poliüretan Boya ile poliüretan boya pazarına yepyeni bir ürün sunan Filli Boya, üstün sararmazlıkta, dik yüzeylerde çok iyi yayılma performansı gösteren, aynı zamanda mükemmel kuruma performansı ile kullanıcıların birçok isteğini bir üründe bir araya getiriyor. Panel Kapı boyası pazarı için de yeni bir ürün geliştiren Filli Boya, Fine serisinde yer alan ürünü Poliüretan Panel Kapı Boyası ile çok daha beyaz, daha tok görünümlü ve çok iyi yayılma özelliği ile panel kapılarda daha kaliteli yüzeyler elde edilmesini sağlıyor. Filli Boya yeni ürünleri ile birlikte yeni geliştirdiği ürün kod sistematiğini de bayilerine tanıttı. Sektörde bir ilk olan uluslararası anlaşılabilir özellikte konuşan kodlar, kullanıcılara ve bayilere kolaylık sağlayacak şekilde tasarlandı. Daima insan ve çevre sağlığına duyarlı, kullanıcı dostu, üstün özellikli ürünler geliştiren Filli Boya, yeni ürün serilerinde de bu hassasiyetlerinden taviz vermeyerek kurşunsuz, serbest izosiyanat oranı düşük, rahatsız edici kokular yaymayan özellikte ürünlerini mobilya boyaları sektörüne sunar.



HABER

Kurumsallaşma ve markalaşmaya büyük destek Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, KOBİ’lerin kurumsallaşma ve markalaşmaya yönelik projelerini Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) aracılığıyla desteklemeye devam edeceklerini söyledi. başvurduğunu ve bunlardan bin 20’sinin kurul değerlendirmesine hak kazandığını belirtti. Işık, kurul tarafından yapılan nihai değerlendirme sonucunda, 686’sı kurumsallaşma ve 213’ü markalaşma olmak üzere 899 projenin, yaklaşık 45 milyon liralık bütçeyle KOSGEB tarafından desteklenmesine karar verildiğini söyledi.

“Kurumsallaşma ve markalaşma olmadan ölçek büyütmek zor”

B

akan Işık, KOSGEB KOBİ Proje Destek Programı kapsamında, 30 Ocak-10 Nisan 2015 tarihleri arasında “Yönetim Becerilerinin ve Kurumsal Yetkinliklerinin GeliştirilmesiKurumsallaştırma” ve “Tanınmış Ürün/Hizmet Süreci OluşturmaMarkalaşma” konularında proje teklif çağrısına çıkıldığını hatırlattı. Fikri Işık, çağrılara toplam 2 bin 358 projenin

76

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

KOBİ’lerin kurumsallaşma ve markalaşma

olmadan ölçek büyütmelerinin zorlaşacağına dikkati çeken Işık, KOSGEB’in işletmelerin kurumsallaşma ve marka yaratma hedeflerine yönelik yeni stratejiler belirlediğini kaydetti. Bu kapsamda, “KOBİ’lerde Kurumsallaşmanın Geliştirilmesi” ve “KOBİ’lerde Markalaşmaya Geçiş” konularında gelen yoğun talep ve işletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda, proje teklif çağrısına çıkmak üzere gerekli hazırlıkların tamamlandığını anlatan Işık, “Söz konusu teklif çağrıları kapsamında, işletmelerin hazırlayacakları projelere, yaklaşık 55 milyon liralık destek sağlanması öngörülüyor. Gelişen, üreten, büyüyen Türkiye2de daha müreffeh yarınlar için ekonominin can damarı KOBİ’lere büyük iş düşüyor. Bakanlık olarak KOBİ’lerin büyümesi ve ülkeye katkılarının artması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Işık, proje başvurularının 30 Kasım’a kadar devam edeceğini bildirdi.



HABER

Burla Makina bayileri, Dubai gezisi ile Ekim ayında güneşin keyfini çıkardı

B

urla Makina’nın 09-12 Ekim tarihleri arasında Dubai’ye gerçekleştirdiği gezide keyifli anlar yaşandı. Çok sayıda bayinin bir araya geldiği gezide şehrin gözde yerleri ziyaret edildi. Yeni Dubai’nin görüldüğü şehir turuyla başlayan Cumartesi günü Çöl Safari ile devam etti.

78

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Bayiler, altı kişilik ciplerde yapılan çöl safariden sonra yine çölde kurulan özel alanlarda Arap kültürünü yakından tanıma fırsatı buldu. Pazar günü dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa’nın 124.katına çıkan ziyaretçiler tüm şehri kuşbakışı görme şansını elde etti. Öğleden sonra ise büyük alışveriş

merkezi Dubai Mall’da alışveriş için serbest zaman bırakıldı. Tur, eski Dubai bölgesinde yer alan ahşap teknede gezi eşliğinde akşam yemeği ile sona erdi. Her yıl düzenli olarak bu tarz seyahat hediyeli kampanyalar yapan Burla Makina A.Ş. bayilerini geçen sene de İspanya’ya götürmüştü.



HABER

Türkiye’de üretilen en büyük savaş gemisinde Ayvaz ürünleri tercih edildi 8 ay sonra denize indirilmesinin planlandığı bilgisi alındı. Gemide kullanılan kompansatörler hakkında açıklama yapan Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut, tamamen yerli ürünler kullanma hedefiyle yola çıkılan TCG Bayraktar adındaki geminin ülkemiz açısından gurur verici olduğunu söyledi. Türk Loydu sertifikasına sahip olmalarının bu gemide Ayvaz ürünlerinin tercih edilmesi açısından etkili olduğunu dile getiren Alpagut, inşa sürecinde tersaneye verdikleri mühendislik hizmetlerinin ve desteğin de önemli olduğunu belirtti. Ayvaz markasının güvenle özdeş olduğunun altını çizen İcra Kurulu Başkanı, “Ayvaz Türkiye’de kompansatörü ilk üreten firma. Bu marka 67 yıldır kalite kavramı ile özdeş olarak anılıyor ve sektöre her zaman ilkleri kazandırıyor. TCG Bayraktar gibi birçok açıdan “ilk”leri taşıyan gemide Ayvaz gibi “ilk”leri gerçekleştiren bir markanın tercih ediliyor olması bize gurur veriyor” dedi.

S

avunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından Anadolu Deniz İnşaat Kızakları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye (ADİK Tersanesi) Türk Loydu klası altında inşa ettirilen ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın kullanımına sunulacak olan TCG Bayraktar adlı çıkarma gemisinde Ayvaz ürünleri tercih edildi. Nükleer, biyolojik ve kimyasal saldırılar için tam personel korumasına sahip olan ileri teknolojiye sahip geminin özellikle egzoz sistemleri ve devreleri üzerindeki tüm kompansatörlerinde markası kullanıldı. 138 metre boyunda, üzerine helikopter inebilecek pisti olan,

80

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

TCG Bayraktar gemisi hakkında toplam 486 personel, 1200 ton çeşitli yük ve araç taşıma kapasitesine sahip gemi için 6 Ekim tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılım gösterdiği bir denize iniş töreni gerçekleştirildi. Saat 15 sularında başlayan tören öncesinde TCG Bayraktar’ın teknik özelliklerini, silah sistemlerini ve önemini vurgulamak amacıyla bir slayt sunumu yapıldı. Sunumun ardından Sivil Savunma Müsteşarı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Milli Savunma Bakanı’nın da söz aldığı törende; aynı özelliklere sahip ikinci gemi olan TCG Sancaktar’ın da inşasına hemen başlandığı ve

Dünyanın en büyük çıkarma gemilerinden olan ve 60 ton ağırlığında 20 tankı ve 350 amfibi komandosunu karaya çıkarabilen TCG Bayraktar, 18 deniz mil sürat yapabiliyor. 2 metreden daha az derinlikteki kıyıya bile asker ya da zırhlı araç sevkiyatı yapabilen TCG Bayraktar, Türkiye’de yapılan en büyük savaş gemisi.

TCG Bayraktar’ın teknik özellikleri:

Toplam Boy: 138,75 m. En: 19,60 m. Deplasman: 7.125 ton Maksimum sürat: 18 mil Denizde kalma: 15 mil sürat ile en az 6.000 mil - İkmal yapmadan 30 gün



Kale Çelik Kapı sonbahara muhteşem bir kampanya ile merhaba diyor

G

üvenliğin Kale’si Çelik Kapı ürünlerinde 800 TL’ye varan indirim uygulayarak dev bir kampanyaya daha imza atıyor. 1 Ekim - 22 Kasım tarihleri arasında geçerli olacak kampanya tüm Kale Çelik Kapı ürünlerini kapsayacak. Güvenliği ve kaliteyi kusursuz bir şekilde müşterilerine ulaştıran Kale Çelik Kapı sonbahara sektöre damga vuracak bir kampanya ile “merhaba” diyor. 1 Ekim –

22 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek kampanya dahilinde tüm Kale Çelik Kapı ürünlerinde 800 TL’ye varan indirimler uygulanıyor. Lider ve öncü kapı üreticisi Kale Çelik Kapı’nın ürün yelpazesinde her zevk ve ihtiyaca uygun çelik kapı alternatifleri bulunuyor. Montaj ve satış sonrası hizmetleri ile üstün kalite sunan Kale Çelik Kapı ev ve işyerleri için uygun ebat ve renklerde birçok ürün ile

güvenliği ve şıklığı birleştiriyor. Kale Çelik Kapı’nın ürün gamında yer alan ve özel siparişle sınırlı sayıda üretilen 6. Seviye Çelik Kapı ise hırsızlığa karşı güvenlik seviyesi en yüksek kapı olma özelliğini taşıyor. Kale’nin kırılmayan, delinmeyen, parçalanmayan ve kesinlikle aşılamayan 6. Seviye Çelik Kapı ürünü bu kampanya dahilinde yer alan ürünler arasında ön plana çıkıyor.



HABER

Eryap Grup, Bakubuild 2015’te Yerini Aldı değerlerinin, enerjisinin korunmasında büyük katkılar sağlıyor.

Eryap Grup yalıtımda ilerlemeye devam ediyor

T

ürkiye’d e inşaat ve yalıtım sektöründe lider markaların üreticilerinden biri olan Eryap, 21-24 Ekim 2015 tarihlerinde Bakü Expo Center’d a düzenlenen, Hazar bölgesinin en büyük yapı etkinliği olan BakuBuild 2015’e katıldı. Eryap, fuar boyunca inşaat ve yalıtım sektörünün gelişimine yön veren ve aynı zamanda enerji verimliliğini artırmayı sağlayan ürünlerini sergiledi. Yaklaşık 15 yıldır, inşaat sektörünün lokomotiflerinden olan yalıtım alanında Türk yapı sektörünün lider markalarından biri olan Eryap Grup, 34 metrekarelik alanda polimer dış cephe kaplama sistemleri (American Siding), ısı, su, ses ve yangın yalıtım malzemeleri (Bonuspan, Focus Membran, Bonusmax, Focus

84

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Shingle ve Wooler) ve polimer kapı-pencere sistemlerini (Winer) ziyaretçilerle 3 numaralı salon B3006 no’lu standda buluşturarak lider markalı ürünleriyle fuara damgasını vurdu.

Eryap dünya markası ürünleri ile BakuBuild Fuarı’nda

2001 yılında çıktığı yolda bugün Gaziantep, İstanbul ve Sakarya’d aki tesisleriyle toplam 150 bin metrekareyi aşan üretim sistemine sahip Eryap Grup, yüksek kaliteli pek çok yapı ürününün üretimini gerçekleştiriyor. İnşaat malzemesi üreticisi olmasının dışında, ülkemizde yangın, deprem ve ısı yalıtımı konularında yönetmeliklerin hazırlanmasında öncülük ediyor ve ülkenin milli

Eryap Grup 2001 yılında Gaziantep’teki tesisinde, sektörün ilk polimer dış cephe kaplaması üretimini gerçekleştirerek American Siding markasını sektöre kazandırdı. 2005 yılında İstanbul Silivri’d e toplam 50.000 m2 alanda kurulan İstanbul tesislerinde siding uygulamasının tamamlayıcı unsuru olan Bonuspan markalı XPS Ekstrüde Polistiren ısı yalıtım levhası üretimine başlandı. Daha sağlıklı, uzun ömürlü ve daha güvenli yaşam alanlarının sağlanabilmesi için ürün portföyümüzü genişleterek 2007 yılının son çeyreğinde İstanbul Silivri tesislerimizde Focus Membran markalı bitümlü su yalıtım örtüleri üretimine başlayarak su yalıtım ürünleri sektöründe de yerini aldı. 2009 yılı sonunda Bonusmax markalı Isı Yalıtım Paket Sistemini, 2010 yılında Winer markalı Polimer Kapı ve Pencere Sistemlerini ve 2011 yılında Focus Shingle çatı kaplama malzemesini sektöre sunan Eryap Grup; 2012 yılında üretimine başladığı, ısı, ses ve yangın yalıtımını bir arada sunan Wooler ürünü ile yalıtım sektöründeki lider konumunu pekiştirmiş bulunuyor.



HABER

3M, Capital Safety şirketini satın aldı 3M, kişisel koruyucu donanım sektörünün en önemli kategorilerinden biri olan “yüksekte çalışma ekipmanları” alanında dünyanın önde gelen tedarikçilerinden Capital Safety şirketini satın aldı.

3

M, Capital Safety’nin şirketin kasasındaki nakit düşüldükten sonra, yaklaşık 0,7 milyar ABD dolarlık borcun devralınması da dahil, 2,5 milyar ABD dolarlık toplam şirket değeri üzerinden KKR’den satın alımına dair kesin sözleşme imzaladı. İş Güvenliği ve Kişisel koruyucu donanım sektörü 3M’in stratejik öncelikleri arasında yer alıyor. 3M

86

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Türkiye Genel Müdürü Andrei Holban Capital Safety’nin satın alınmasıyla tüm dünyada ve Türkiye’de bu alanda sundukları ürün yelpazesini genişleteceklerini belirterek şunları söyledi: “Pazarda yüksek bilinirliği sahip, DBI-SALA® ve Protecta® gibi markaları, emniyet kemeri, yaşam hatları ve mühendislik sistemleri gibi ürünleri bulunan Capital

Safety’nin satın alınması, 3M İş Güvenliği Bölümünü daha da güçlendirecek. Capital Safety’nin farklı pazarlara yönelik ürünleri, Türkiye’de özellikle inşaat ve telekom sektöründe daha etkin bir oyuncu olmamızı sağlayacak. Biz de böylece diğer ürünlerimizi daha geniş kitlelerle buluşturacağız.” 3M’in, Güvenlik ve Grafik Grubu bünyesinde faaliyet gösteren 3M İş Güvenliği Bölümü, çalışanların güvenlik ve emniyetinin iyileştirilmesine odaklanıyor. 3M portföyünde stratejik açıdan önemli bir büyüme iş kolu olan iş güvenliği alanında bu satın almanın ardından şirketin teknoloji, imalat, global beceriler ve marka alanlarındaki güçlü temellerini daha da pekiştirmesi bekleniyor. 3M’in iş güvenliği alanındaki markası ve gücü, gerek Capital Safety’nin gerekse 3M’in müşterilerine çok daha geniş bir ürün ve çözüm yelpazesi sunacak. Merkezi ABD’nin Minnesota eyaletinin Bloomington şehrinde bulunan Capital Safety, dünya çapında yaklaşık 1.500 kişiye istihdam sağlıyor. DBI-SALA ve PROTECTA Capital Safety şirketinin tescilli ticari markaları. 3M Türkiye’nin hedefi yıllık 1 milyar dolarlık satış 3M, yüz on yılı aşkın süredir yeni fikirler geliştirerek bu fikirleri dâhiyane ürünlere dönüştürüyor; ileri seviyedeki teknolojilerini kullanarak, inovasyon yeteneğini 55 binden fazla ürünüyle sergiliyor. Yıllık satış rakamı 31.8 milyar dolar olan ve 70 ülkede faaliyet gösteren 3M’in dünya çapında 89 bin çalışanı bulunuyor.


HABER

Üretim Çerkezköy ve Çorlu’da yapılıyor

3M, 1987’den bu yana 3M Türkiye adı altında, yaklaşık 600 çalışanıyla Türkiye’de de hizmet veriyor. Çerkezköy ve Çorlu’da kurulu üretim tesislerinde sürekli Ar-Ge’ye yatırım yaparak, müşterileri için yerel çözümler üretiyor. Tesislerde otomotiv kaplama filmi, SBT braket, temizlik ürünleri (sünger, bez, paspas), hava filtreleri, medikal filtreler, medikal ürünler, toz maskeleri, koli bandı, maskeleme bandı, belt zımpara, bebek bezi yan bandı ve otomotiv pasta macun ürün gruplarının üretimi yapılıyor. Elde edilen gelir açısından Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa’nın en büyük ülkesi durumunda.

Hedef 1 milyar dolar

Çerkezköy’de 60 bin metrekarelik alana sahip tesisinde üretimini uzun yıllardır sürdüren 3M Türkiye, 2012 yılında Çorlu’da Super Hub yatırımının temellerini attı. Tesis, 2015’in Şubat ayında faaliyete geçti. 200 bin metrekarelik bir alana yayılan Super Hub Türkiye, bölge ve dünya pazarına üretim yapacak bir bölgesel üretim üssü durumunda. 3M’in Super Hub yatırımının önümüzdeki yıllarda 500 milyon dolara, yıllık toplam satış değerinin 1 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

3M Türkiye büyüyor

3M Türkiye 2011 yılında Türkiye’nin ilk bin ihracatçı şirketi arasında yer aldı. 2 yıl içerisinde elde ettiği belirgin büyüme ile 2013 yılında ise Türkiye’nin ilk 500 ihracatçı şirketi arasında girmeye hak kazandı. 2014 yılı ihracat miktarı yaklaşık 36 milyon dolar olan 3M, Türkiye’nin ilk 500 ihracatçı şirketi arasında yer almayı sürdürüyor. 2014 yılında 52 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiren 3M, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, çevre ülkeler de dahil geniş bir coğrafyaya ihracat gerçekleştiriyor.


HABER

Eryap bayileri Bosna Hersek’te

Y

alıtım sektöründe lider markaların üreticilerinden biri olan Eryap Grup, bölge bayileri için Bosna Hersek’e 4 günlük bir seyahat düzenledi. Eryap Grup, seyahat programı kapsamında 30’a yakın bayisini Bosna Hersek’te özel bir tur düzenleyerek Avrupa’da ağırladı. Geçtiğimiz Eylül ayında düzenlenen gezide bayiler Bosna Hersek’in en kalabalık şehri olan Saraybosna’da keyifli bir tatil yaptı. Yılın son çeyreği için enerji

88

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

toplayan Eryap bayileri ülkenin ekonomi, kültür, idari, eğitim ve spor merkezi olan Saraybosna’da konakladı. Kentin Osmanlı ve AvusturyaMacaristan İmparatorluğu mimarisinin en güzel örneklerini dört günlük Bosna Hersek gezisi için özel hazırlanan seyahat programı kapsamında bayiler Tarihi Mostar Köprüsü, 300 yıllık tarihe sahip İbrahim Paşa Medresesi, 550 yıldır yaşayan Alperenler Tekkesi, Birinci Dünya

Savaşı’nın çıktığı yer olarak bilinen Latin (Hünkar) Köprüsü, Tarihi Osmanlı Kalesi gibi çok sayıda önemli ve tarihi noktayı ziyaret edip; Saraybosna şehir manzarasını izlediler, meşhur restoranlarda yöresel lezzetleri denediler. Bosna Hersek’in büyülü atmosferinde dört gün gezerek Bosna’da yerel lezzetlerin de tadını çıkaran Eryap bayileri, şehrin muazzam kültürel çeşitliliğini görme fırsatını buldu.



HABER

Beylikdüzü Newista Konut Projesi’nde BTM imzası

K

onut projelerinin çevresel ve görsel zenginliğini tamamlayan ve benzer yapılardan ayıran en önemli argümanlardan biri peyzaj alanlarındaki uygulamalardır. Geçmişte ağırlıklı olarak arazi toprağı üzerinde yapılan peyzaj çalışmaları günümüzde artan ihtiyaçlar neticesinde proje alanındaki her bir m2 değerlendirilmektedir. Buna örnek olarak yer altına alınan otoparklarının üzerinde veya yine kat bahçesi olarak dizayn edilmiş; altta yaşam ve kullanım alanı olan bina teraslarında bahçe çatılar karşımıza çıkmaktadır. BTM olarak su yalıtımıyla birlikte toprak katmanına kadar komple çözüm sunduğumuz Beylikdüzü Newista Konut Projesi yakın zamanda “yüzer sistem” olarak uygulanan bahçe çatı örneklerimiz arasındadır. Alt katı komple ticari amaçlı olarak kullanılan yapıda, üstte

90

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

yükselen 2 blok arasındaki tüm alan rekreasyon ve peyzaj alanı olarak dizayn edilmiştir. Peyzaj projesini incelediğimizde; sert zemin olan yürüyüş ve gezi yolları ile bitkilendirme yapılacak yüzeyler arasında son dereceamorf ve eğrisel sınırlar olduğunu gördük. Aynı şekilde dik inişli süzgeçlerin yerlerinin de yeşil alanlara denk gelmediği noktalar mevcuttu. Bu yüzden fazla suyun tahliyesi hem statik açıdan hem de sistemin devir daimi açısından projeyi yüzer sistem olarak çözmemizde önemli bir kriter oldu. Tüm alan yeşil çatı mantığı ile tasarlanarak, toprak alanlardaki suyun tahliyesi tüm yüzey altından uygun noktalardaki süzgeçlere yönlendirildi. Teras yalıtımında bitki köklerine dayanıklı EN 13948/ FLL sertifikalı BTM Botanik serisi membranlarımız tercih edilmiş olup yalıtım üzerinde sırasıyla BTM Polpan XPS ısı

yalıtım levhası, BTM Optigreen yeşil çatı ürün grubundan buhar geçirgenliği yüksek ayırıcı tabaka, 25mm’lik çift kademeli drenaj levhaları ve sistem filtresi tüm yüzeyde parapetlerde dönülecek şekilde serilmiştir. Bitkilendirme ile sert zemini ayıracak beton parapet ve bordür yüzeylerde bu malzeme üzerinde sınırları oluşturacak şekilde projesine uygun bölümlendirilmiş olup hem sert zemin altında hem de toprak altı alanlarda fazla suyun en yakın noktadan tahliyesi sağlanmıştır. Sıklıkla sert zemini ayrı, yeşil çatıyı ayrı şekilde dizayn ederek optimum çözümü sağlasak da bu projemizde olduğu gibi peyzaj tasarımını zorlayıcı ve hareketli alanlara sahip teras çalışmalarında “yüzer sistem bahçe çatılar” ;uygulamanın sağlıklı çalışması ve yeşil çatı sisteminin devir daimi açısından tercih edilmektedir.



MAKALE

İnşaat sektöründe, işçi sağlığı ve iş güvenliği

Şevket GÖLÜK

İ

şçilerin ve çalışanların iş kazalarına uğramalarını önlemek amacı ile güvenli çalışma ortamını oluşturmak için alınması gereken tedbirler dizisine “İş Güvenliği” denir. İşçi sağlığı sağlıklı bir yaşam çevresi için gereken sağlık kurallarını içerirken; iş güvenliği, daha çok işçinin yaşamına ve vücut bütünlüğüne yönelik tehlikelerin ortadan kaldırılması için gerekli teknik kuralları ele alır. İşçi sağlığı ve güvenliğinin (İSG) en çok kabul gören tanımına görede; “İş güvenliği, işyerlerindeki çalışma koşullarının sağlık ve güvenlik içinde olmasını temin eden ve sonucunda iş kazaları ile meslek hastalıklarını azaltan bir bilimdir.” İş güvenliği hukuki açıdan, “İşin yapılması sırasında işçilerin karşılaştığı tehlikelerin ortadan kaldırılması veya azaltılması konusunda, esas olarak işverene, kamu hukuku temelinde getirilen yükümlere ilişkin hukuk kurallarının bütünüdür.” şeklinde tanımlanmıştır.

92

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Genel tanımlara göre işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramı, işçinin sağlık ve emniyetinin işyeri sınırları ve iş dolayısıyla doğan tehlikeler karşısında korunmasını kapsamaktadır. Ancak özellikle yaşama çevresinde de işçinin korunmasının gerekli olduğu fikrinin ileri sürülmesiyle birlikte bu tanımlamaların yeterli olmadıkları ortaya çıkmaya başlamıştır. Böylece içeriği daha geniş olan bir tanımlama ile karşı karşıya kalınmaktadır. Geniş anlamda işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramı işyeri ile sınırlı sağlık ve emniyet tedbirlerinin yeterli koruma sağlayamayacağını kabul eden ve işçinin sağlığını ve güvenliğini etkileyen ve ilgilendiren ve işyeri dışından kaynaklanan riskleri de kapsamına dahil eden bir kavramdır. Bu bağlamda her türlü işte çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal durumlarının iyileştirilmesi, çalışma şartlarının düzenlenmesi, çalışanların fiziksel, bedensel ve ruhsal niteliklerine uygun işlere yerleştirilmeleri, işin insana, insanın da işe uyumunun sağlanması işçi sağlığı ve iş güvenliği konuları arasındadır. Öncelik olarak işyeri sınırları dahilindeki tehlike kaynaklarının belirlenmesidir. Sonrasında bu tehlike kaynaklarının giderilmesi veya risklerin kabul edilebilir seviyelere çekilmesi gerekmektedir.

İkinci adım olarak çalışanların eğitilmesi ve iş güvenliği kültürünün bir yaşam biçimine sokulmasıdır. Bu bilince erişmiş çalışanların kural ve talimatlara uyup, giderilemeyen tehlike kaynaklarına karşı gerekli kişisel koruyucu ekipmanları kullanmaları halinde işyerlerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı tesis edilmiş olacaktır. Ülkemiz nüfusunun artış hızıyla birlikte inşaat sektöründe de yapılaşma hızı sürekli artmakta ve bu sektörde çalışan gerek teknik personel gerekse diğer çalışan sayılarıda artmaktadır. Bunun sonucu inşaat sektöründe işçi sağlığı ve iş güvenliği gereksinimi artmakta ve sektörün temel bir dalı olmaktadır.

Öncelikli iş güvenliği değil para anlayışı var Ülkemizde son günlerde hızla artan işçi ölümleri sebebiyle (son 6 ayda 366 vatandaşımız iş kazaları sonucunda hayatını kaybetmiş) iş güvenliği kavramı ülkemizde biraz daha ön plana çıkmış durumda. Türkiye’de iş güvenliği deyince insanların aklına ne yazık ki sadece baret gelmektedir. Ülkemizdeki kuruluşlarda bırakın iş güvenliğine ve işçi sağlığına yatırım yapmayı, para harcamamak için daha da sağlıksız ortamlarda çalışmayı göze alan kuruluşları görmekteyiz.


MAKALE

İnşaat alanları,tersaneler başta olmak üzere organize sanayilerin tümünde sağlıklı ve dört dörtlük firma bulmak neredeyse imkansız. Kuruluş sahiplerine iş güvenliği veya işçi sağlığı dediğimizde bu konu hakkında hiçbir bilgilerinin olmadığını görüyoruz.İşçi sağlığı ve İş Güvenliğinin ne olduğunu kendilerine açıkladığımızda ise tek sordukları şey ne kadar para harcayacakları oluyor. Görünen o ki iş güvenliği, işçi sağlığı, sağlıklı yaşam koşulları inşaat başta olmak üzere hemen hemen diğer tüm sektörlerdeki yöneticileri hiç ilgilendirmiyor. Dünyada ve ülkemizde sanayileşme ve teknolojik gelişmelere paralel olarak özellikle işyerlerinde üretken faktör olan çalışan kişilerin sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir takım sorunlar ortaya çıkmıştır. Başlangıçta fazla önemsenmeyen bu sorunlar iş verimini ve işletmeyi tehlikeye sokmasıyla önem kazanmış ve üzerinde düşünülmesi gerekliliği doğmuştur. Bu aşamada yapılan çalışmalar sonucunda işyerlerinde çalışma düzenini ve koşullarını kapsayan birtakım kurallar ve

kanunlar yürürlüğe konmuştur. Ancak geçen zaman içinde bu düzenlemelerin yetersiz olduğu görülmüş ve soruna daha değişik açılardan yaklaşılması gerekliliği baş göstermiştir. Bunun üzerine yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucunda “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” kavramı doğmuş, konuya bilimsel olarak yaklaşılmaya başlanmıştır. “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” tıbbın, tekniğin ve diğer bilim dallarının çalışma alanı olmuştur. Teknolojik gelişmenin süreklilik arz etmesi nedeniyle her gün çalışma alanlarına katılan yeni işkolları, kimyasal maddeler, makine ve teçhizatlar bu konu üzerinde çalışmanın kesintisiz olmasını ve yeni teknoloji ile karşılaşılan yeni sorunların araştırılmasını ve çözümlenmeye çalışılmasını gerektirmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre: “Sağlık yalnız hastalık ve sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir.” Bu tanımlama, kişilerin sağlık durumlarındaki farklılıkları ortaya koyduğu gibi, sağlıklı davranışlarla varılmak istenen amacı da belirtmektedir. İnsanların ve çalışanların

sağlığı, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi ile yükselir veya bozulur. Bu çeşit faktörlerin iyice bilinmesi ile sağlıkla ilgili bir sorunu anlamak, çözümünü bulmak mümkün olur. Bu yaklaşıma göre hastalıklar tek bir nedene bağlanamaz. Başka bir deyişle sağlık ve dolayısıyla hastalıkla ilişkili nedenler çok çeşitlidir. İnşaatta sağlık ve güvenlik, özellikle 1992 yılında AB tarafından bu konuda bir çerçeve oluşturması amacıyla hem yapıların inşa edilmesi hem de kullanım süresi süresince çalışacak işçilerin sağlık ve güvenliği konusunda kabul edilen 92/57/EEC sayılı Hareket Halindeki Çalışma Sahalarına İlişkin Direktif ’in (Mobile Sites Directive) ardından Avrupa’da oldukça önemli bir konu haline geldi. Türkiye ölümcül iş kazalarında dünyada ve Avrupa’da hiç de parlak olmayan bir yerde. Sürekli iş kazaları oluyor etrafımızda. her yıl binin üzerinde inşaat sektörü çalışanımız iş kazaları sonucunda hayatını kaybetmiştir. Bu konuda ülkemizde acilen bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Ancak bunu tek


MAKALE

başına sektörde çalışanlar başaramazlar,sorumluluğu tek başına çalışanların almalarını bekleyemeyiz.Bu sorumluğu kanun yapanlar,iş güvenliği denetmenleri, iş güvenliği uzmanları ve işverenler ortaklaşa paylaşmalı ve her sorumluluk sahibi görevlerini en iyi şekilde yapmalıdırlar. İnşaat sektörü, ülkemizde her yıl yüzlerce insanın hayatını kaybettiği ve çok daha fazla sayıda kişinin, inşaat iş alanının yol açtığı çeşitli meslek hastalıklarının yansıra sakatlanma veya yaralanma gibi rahatsızlıklar geçirdiği bir sektördür. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı

94

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

SGK istatistik verilerine göre, ülkemizde her gün 172 iş kazası meydana geliyor. Bu kazalar sonucu 4 ölüm, 6 sürekli iş göremezlik oluyor. Bu evlerinden çıkan ve çocuklarının geçimlerini sağlamak için çalışmaya giden 4 işçimizin akşamları evlerine dönememeleri anlamına gelmektedir. İstatistikler her 2,5 saatte 1 işçinin iş göremez hale geldiğini açıklamaktadır. İş Kazaları İstatistiklerinde Avrupa'da ilk sırayı, dünyada ise 3. sırayı almaktayız. Bu çok acı durum karşısında insan hayatı bu kadar ucuz olmamalıdır. Geçen yıl itibarıyla ülkemizde 1-9 kişi çalıştıran işyeri sayısı 1 milyon 214 bin,10-49 kişi

çalıştıran işyeri sayısının da 182 bin 843 olduğu tespit edilmiştir.50'den fazla işçi çalıştıran 28 bin 147 işyeri var olup, toplam işçi sayısı 11 milyonu aşmıştır. İş kazalarının ülkemize yıllık maliyeti ise 7.7 milyardır. Yani ülkemizde meydana gelen iş kazalarının büyük bir maddi boyutuda vardır.Bu kayıpları önlemek adına sadece kanun ve yönetmelik çıkarmak yetmeyecek olup bu sorumlululukları yüklenerek çalışmalar yürütecek iş güvenliği uzmanı sayısı ülke ihtiyacına karşılık gelecek şekilde çoğaltılmalıdır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün 155 ve 161 nolu sözleşmelerindeki iş sağlığı ve güvenliği düzenlemelerinin ana ekseni,çalışanın sağlığının tehlikeye girmemesi,hastalıkların daha oluşmadan önlenmesidir.İş kazası ve iş hastalıkları, nedenleri konusunda önlem alınmayan hallerde ortaya çıkan sonuçlardır. Halbuki uygulamada bu nedenler ve önlemler üzerine yoğunlaşmak yerine ana eksen,bazı kuruluş ve meslek gruplarınca ortadaki İSG pastasının paylaşımı üzerine kurgulanmaktadır. Sonuç olarak ; İşverenler, İş Sağlığı ve Güvenliği kültürünü vizyonlarının bir parçası olarak kabul ettiklerinde, üretim ve kalite artışını, şirketlerin karlılığını, itibarını ve rekabet gücünü artıracaklardır. İşverenlerin iş sağlığı ve güvenliği (İSG) konusundaki duyarlılığı; çalışanlarını bilgilendirmesi, işyerinde potansiyel tehlikelere karşı gerekli tedbirleri alması,işyerinde iş güvenliği uzmanı bulundurması ve güvenli bir çalışma ortamı hazırlaması, iş kazalarını asgariye indirecek ve ülke ekonomisine getireceği maddi yükten de kurtulmuş olacağız.



MAKALE

Kişisel Koruyucu Donanımların Doğru Seçimi, Doğru Kullanılması ve Kişisel Koruyucu Malzememelerin Taşıması Gereken Özellikleri

* Sadettin Sezginer Erataş İş Güvenliği Ekipmanları Ltd. Şti., Kimya Mühendisi, 1 A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Sadettin Sezginer

Kişisel Koruyucu Donanımların (KKD) etkin kullanımı için gerçek ihtiyaçların belirlenmesi, bu ihtiyaca uygun kişisel koruyucuların doğru seçimi, kullanıcıların onayının alınması, etkin kullanım için eğitim verilmesi ve denetim gibi bir dizi işlemi gerektiren önemli bir konudur. İşyerlerinde kişisel koruyucu donanımların seçimine ve satın alınmasına karar verilirken etkili olan en önemli unsur, standartlara uygun olup olmadığının bilinmesidir. Yaşamımız içinde her geçen gün daha fazla yer almaya başlayan standartlar, tüm dünya ülkelerinin üzerinde büyük bir titizlikle durduğu vazgeçilmez bir konuma getirilmiştir. Standartlarla ilgili çalışmalar, “EUROPEAN NORM – EN” adı altında ürünlerin taşıdıkları özelliklere göre nasıl üretilmeleri ve nasıl test edilmelerini açıklayan belgeler olarak yayımlanmaktadır; ana amaç ise kaliteli, hatasız mal üretimini sağlamaktır. Ürünlerin kendi gurubundaki standartlara uygun olup olmadığı ise yetkili ve akredite edilmiş laboratuvarlara sahip kuruluşlar aracılığı ile test edilmekte 1

ve standartlara uygunluğu belgelendirilmektedir. Ülkemizde Türk Standartları Enstitüsü tarafından 89/686/EEC ve 93/68 EEC Direktifleri çerçevesinde kabul edilen standartlar, dilimize çevrilerek ve ilgili kuruluşların görüşleri alınarak hayata geçirilmektedir. TS–EN olarak yayımlanan standartlar, özellikle çalışanların sağlığı ve güvenliği için büyük önem taşımaktadır. Kişisel Koruyucu Donanımlarda TSEN kodları ve CE uygulamasına yönelik yönetmelikler yayımlanmıştır; bu yönetmelikler ve söz konusu direktiflere göre KKD’ler, üç gurup içinde incelenmektedir. Bu kategorizasyonda KKD’lerin hangi riske karşı koruma sağladığı önem taşımaktadır. Çünkü KKD’ler, koruma sağladığı riskin özelliğine göre kategorize edilirler. Kategorizasyon, CE işaretlemesi yapılırken doğru uygunluk değerlendirme yönteminin seçiminde önemli bir kriterdir. Kategori 0: KKD Yönetmeliği kapsamına girmeyen KKD’lerdir. Kategori 1 (Minör Riskler): Kullanı-

cının kendisinin değerlendirebileceği kabul edilen, tedrici olarak ortaya çıkan ve zamanında fark edilebilir derecede düşük düzeydeki risklere karşı koruma sağlayan basit yapıdaki KKD’lerdir. Kategori 2 (Orta Riskler): Kategori 1 ve kategori 3’ün dışında kalan tüm KKD’ler, kategori 2 olarak sınıflandırılır; özellikle yaralanmalarda onaylanmış kurumların bunları sertifikalandırmasına ihtiyaç duyulur. Kategori 3: Ani olarak ortaya çıkan tehlikeler karşısında kullanıcının zamanında fark edemeyeceği düşüncesinden hareketle, tasarımcı tarafından üretilen, hayati tehlike oluşturan, sağlığa ciddi şekilde, geriye dönüşü olmayan derecede zarar veren risklere karşı koruma sağlayan karmaşık yapıdaki kişisel koruyucu donanımlardır. Geri dönüşü olmayan (toksik ya da yüksek yoğunluklu kimyasal içeren) riskler sertifikalandırılmalı ve bu sertifikalarda onaylanmış kurumun kimlik numarası yer almalıdır. Kategori 3 içinde sayılan kişisel koruyucular, çalışanları ortam riskleri ve tehlikelerine, iş kazaları ve meslek

Erataş İş Güvenliği Ekipmanları Ltd. Şti., Kimya Mühendisi, A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı - sadosezginer@hotmail.com

Mühendis ve Makina

96

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

55 57 Cilt: Sayı: 655


MAKALE

*** “Kişisel Koruyucu Donanımların Doğru Seçimi, Doğru Kullanılması ve Kişisel Koruyucu Malzememelerin Taşıması Gereken Özellikleri” isimli yazının devamı olani“Yükseklikte Çalışma” konusu Aralık sayısında yayınlanacaktır.


ÜRÜN TANITIMI

Ataman Grup’tan kesme, delme, kılavuz çekme ürünü

I

SO 9001Kalite sertifikası ile müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutan Ataman Grup; Yeni nesil kesme, delme, kılavuz çekme ürünü ile kullanıcılara sunduğu diğer yeni nesil teknik kimyasal seçeneklerini ile insan sağlığını ön planda tutuyor. Yeni nesil özel ürünleri, özel kullanıcılar için üretip ve tasarlıyor.

Ürün özellikleri •

ATM TECH kesme, delme, kılavuz çekme Yüksek performanslı kesme, delme ve kılavuz çekme sıvısıdır. Paslanmazda, siyah metalde ve tüm çelik türlerinde delme, kesme ve kılavuz çekme işlerinde kullanılır. İşlem sırasında oluşacak olan ısıyı düşürerek takımların zarar görmesini engeller ve çok rahat bir çalışma ortamı sağlar. Tüm metallerde sürtünmeyi azaltır. Kılavuz ve matkap ömrünü uzatır. Kusursuz diş çekme ve delme işlemi sağlar. Kullanıldığı yerde sürtünmeyi azaltır. İşlem ısısını düşürerek talaş yanmasını engeller ve bu sayede kullanılan ömrünü uzatır. Kullanılacak yüzeye kılavuz, matkap, vb sistem çalışmaya başlamadan önce birkaç damla damlatılır. Hiçbir bakım gerektirmez, çok istasyonlu uygulamalar için idealdir. Alüminyum hariç bütün metallerde kullanılır.

98 Nalbur Teknik.com / Kasım’15



HABER

Çimento Sürdürülebilirlik Girişimi Toplantısı Kapadokya’da yapıldı

D

ünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) Çimento Sürdürülebilirlik Girişimi (CSI)’nin yıllık toplantısı, Nevşehir Kapadokya’da gerçekleştirdi. Toplantı, bu yıl, 2013’ten bu yana girişimin bir parçası olan, Türkiye çimento ve yapı malzemeleri sektörünün önde gelen şirketlerinden Çimsa’nın ev sahipliğinde düzenlendi. ‘Çalışanlar, İş Ortakları ve Paydaşlar için Daima Tam Güvenlik’ sloganıyla toplanan CSI Forum 2015, çalışan davranışlarının değişimi, yönetim sisteminin revizyonu, dış paydaşlarla iletişimin geliştirilmesi için güvenlik hakkında yerleşik düşüncelerin

100

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

nasıl kurum kültürünün DNA’sına işlenebileceğinin tartışıldığı bir platform oldu. Forum’da yapılan sunumlarda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili iyi uygulamalar, değişen koşullar ve teknolojik gelişmeler ele alındı. Çimento Sürdürülebilirlik Girişimi üyesi şirketler çimento sektörünün durumu ve gelişim alanları ile ilgili çözümleri birlikte değerlendirme fırsatı buldu. Çimento Sürdürülebilirlik Girişimi üyesi şirketlerin üst düzey yöneticileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, farklı ülkelerden gelen akademisyenler, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışan uzmanlar, sanayi ve ticaret dünyasının temsilcileri, ve

kamu yetkililerinin katılımıyla gerçekleşti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Serhat Ayrım’ın da teşrif ettiği Forum’da Çimento Sürdürülebilirlik Girişimi Direktörü Philippe Fonta, “Çimento Sürdürülebilirlik Girişimi Forumu, çimento sektöründe ve ötesinde işbirliğini güçlendiren tek platformdur. Bu yıl Çimsa tarafından muhteşem bir şekilde düzenlenen Forum’da dünyanın çeşitli yerlerinden iş sağlığı ve güvenliği alanındaki uzmanlar, iş sağlığı ve güvenliğinin gelişimi için paylaşımın önemli bir adım olduğunu kabul ederek bir araya geldi. Çimento Sürdürülebilirlik Girişimi üyeleri ve paydaşları


HABER

ile birlikte, çimento sektörünün yüksek riskli alanlarını tanımlamak ve sonrasında etkili çözümler geliştirmek için dürüst ve açık bir diyalog gerçekleşti” şeklinde konuştu. Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay da açılışta yaptığı konuşmada, “İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının temel amacı, çalışanların bedensel ve ruhsal bütünlüğüne zarar verebilecek olası riskleri ortadan kaldırarak, sağlıklı ve güvenli bir iş yeri ortamı oluşturmaktır. Ancak bu asla, sadece o işyerinin çalışanları ve o iş yerinin duvarlarıyla sınırlı bir yaklaşım değildir. Aynı zamanda bu çalışanların ve bu duvarların ötesinde, bizimle ilgili şirketleri ve o şirketlerin çalışanlarını da iş ortaklarımızı da kapsamaktadır. Kapsamalıdır” dedi. İş sağlığı ve güvenliğini bir ‘takım oyunu’ olarak nitelendiren Özhatay, “Takımın tüm oyuncuları aynı hedefe kitlendiği takdirde başarının geleceği muhakkaktır. Bunun sağlanabilmesinin yolu, şirket içinde ve iş ortaklarında iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılmasından geçmektedir” diye konuştu. Tüm sektörlerde olduğu gibi çimento sektöründe de çalışan sağlığı ve güvenliğinin, konuların en başında geldiğini vurgulayan Özhatay, Çimsa’da bu bilinçle konuya özel bir önem verildiğini söyledi. Özhatay sözlerine şöyle devam etti: “Biz Çimsa’da, iş sağlığı ve güvenliğinde sıfır kaza hedefine ulaşma yolunda iki önemli unsur olduğuna inanıyoruz. İlki, iş ortamında alınması gereken önlemleri almak, emniyetsiz durumları ortadan kaldırmak. İkincisi ise çalışanların iş

sağlığı ve güvenliği yaklaşımını içselleştirmeleri ve dikkate almalarını sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak, emniyetsiz hareketlere engel olmak.” ‘Çalışanlar, İş Ortakları ve Paydaşlar için Daima Tam Güvenlik’ odak noktasıyla iki gün boyunca 30’dan fazla konuşmacı 6 farklı oturum ve 2 panelde sürdürülebilirlik, iş sağlığı ve güvenliği hakkında bilgi ve deneyimlerini paylaştı.

2012 yılında “Türkiye’nin En Temiz Sanayi Tesisi” seçilen ve aynı zamanda Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası tarafından “İş Sağlığı ve Güvenliği Performans Ödülü”ne birçok kere layık görülen Çimsa Kayseri Fabrikası’nda gerçekleşen teknik gezide Çimsa, katılımcılara üretim prosesini ve iş sağlığı uygulamalarını anlattı.


HABER

Polisan Boya, Avrupa’dan “TİP III EPD Çevre Etiketi” aldı

Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi

P

olisan Boya Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Polisan Boya), üretmiş olduğu 4 adet iç ve dış cephe ürünlerine tüm pazarlarda geçerli uluslararası onaylı ve Avrupa standartları uyumlu Çevresel Ürün Beyanı – Environmental Product Declaration (EPD) Belgesi’ni alabilen sektöründe Türkiye’de ilk, Avrupa’da ise ilk üç üreticiden biri olmayı başardı. Dilovası Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan ve dünya standartlarında üretim yapan Polisan Boya tesislerinde üretilen Elegans Extra Yarı Mat ve Natura Ambians iç cephe ile Exelans Macro ve Natura A1 Silikonlu dış cephe ürünlerine alınan EPD Belgeleri, Metsims Sustainability Consulting firması tarafından gerçekleştirilen çalışma sonucu başarı ile tamamlandı.

102

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

ISO 9001, ISO 14001 ISO 18001, ISO 10002, ISO 50001, Üçlü Sorumluluk standartlarına uygun üretim yapan ve Türkiye’nin ilk solvent bazlı yağlı boyaya muadil olan su bazlı parlak son kat boyası ile insan sağlığına önem veren, çevreci ve yenilikçi kimliğini ortaya koyan Polisan Boya, EPD belgeleri ile bu farklılığını Avrupa'da da gösterdi. Polisan Boya, Avrupa Yapı Malzemeleri Üreticileri Birliği (Construction Products Europe) tarafından kurulan ve Avrupa'da EN 15804 Normu uyumlu EPD belgeli yapı ürünlerinin yayınlandığı ECO Platform'a da kayıt olan ilk Türk boya üreticisi ve Avrupa'da sektöründe 3. firma oldu. Dünyayı daha keyifli, renkli ve huzurlu yaşanır kılmak vizyonu; tüketicilerin yaşadığı mekanlardan keyif alması için en yenilikçi, en fonksiyonel, en pratik, en çözümleyici ürünleri üretmek ve bu ürünleri en uygun fiyatlarla, en kolay ulaşılabilir şekilde, en anlaşılır uygulama bilgileriyle pazara sunma misyonu ile Polisan, ürün sürdürülebilirliği alanında tamamlamış olduğu ISO 14040/44 LCA çalışması ve ISO 14025 EPD belgelendirmesi ile sektöründe öncü firmalardan biri olduğunu gösterdi.

Erol Mizrahi: “Gurur duyuyoruz”

Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi, "Sürdürülebilir çevre ilkeleri doğrultusunda 2013 yılında başladığımız Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi

çalışmalarımızı bugün üretmiş olduğumuz 4 ürüne Avrupa normlarına uyumlu EPD belgeleri aldığımız için gurur duyuyoruz. Ürünlerine EPD belgesi alabilen sayılı Avrupa firmaları arasına girerken, aynı zamanda yeşil bina sertifika sistemlerinde ürünlerimiz ilave puanlar sağlayarak sürdürülebilir yapılara katkı sağlıyor" dedi. Sürdürülebilir Üretim ArGe ve Tasarım Merkezi (SÜRATAM) tarafından yürütülen ve Türkiye'de yerleşik EPD Belgelendirme sistemi olan EPD Türkiye kanalıyla The International EPD System üzerinden yapılan belgelendirme sayesinde hem uluslararası pazarda İngilizce olarak hem de Türkiye'de Türkçe EPD belgeleri ile Türk mimar ve mühendislerine ulaşılabiliyor. Polisan Boya EPD Belgeleri, mimar, mühendis, yeşil bina uzmanları için kolaylık sağlıyor Polisan Boya EPD Belgeleri, Türkiye Yapı Malzemeleri EPD Veri Tabanı'nda yer alarak mimar, mühendis, yeşil bina uzmanları ve danışmanları için kolaylık sağlıyor. EPD Türkiye Yöneticisi Dr. Mimar İlker Kahraman “Ürün sürdürülebilirliği konusundaki kararlılığını EPD belgeleri ile gösteren ve Avrupa’da sayılı üreticiler arasına giren Polisan Boya’yı bu başarısından dolayı kutluyor ve çalışmada emeği geçen tüm personeli tebrik ediyorum. Artık sürdürülebilir yapıların bir boyası var” diyerek EPD belgelerinin önemine dikkat çekti.



HABER

28. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara’yı 24 bin 562 kişi ziyaret etti Türkiye yapı malzemesi sektöründen yüzde 17 pay aldı

ITE Turkey ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer

Y

apı sektörünün başkent buluşması 28. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara’yı 24 bin 562 kişi ziyaret etti. Geçtiğimiz hafta ATO Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen 28. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara’ya, sektör profesyonelleri yoğun ilgi gösterdi. Yapı sektörünün bölgedeki en köklü ve en büyük buluşması olan ve 28. kez düzenlenen fuarda yapı sektörünün en yeni ürün, hizmet ve teknolojileri sergilendi. Yapı Fuarları – Turkeybuild’in geleneksel “Altın Mıknatıs Stand Tasarım Ödülleri” de fuar sırasında düzenlenen ödül töreni ile sahiplerini buldu. YEM Fuarcılık tarafından düzenlenen, Türk yapı sektörünün

104

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

bölgedeki en köklü ve en büyük buluşması olan 28. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara, geçtiğimiz hafta 12 bin m2 alanda, binlerce ürün çeşidini ve 200’ü aşkın firmayı, 24 bin 562 ziyaretçiyle buluşturdu. Bölge yapı sektörünün en büyük buluşması olan Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara, başkentin merkezinde, tüm bölgedeki firmaları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını, yatırımcılarını sektör profesyonellerini bir araya getirdi. Yeni iş ve işbirliği fırsatları için büyük önem taşıyan bu ticari platformda, ziyaretçiler yapı sektöründeki en son teknoloji, ürün ve hizmetleri görme, katılımcı firmaların üst düzey yetkililerinden görüş ve önerilerini aldılar.

ITE Turkey ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, Ankara ve içinde bulunduğu Orta Anadolu Bölgesi’nin yapı sektörünün gelişiminde önemli bir yerinin olduğunu ve Türkiye ekonomisinin taşıyıcılarından biri olan yapı sektöründe, yılın en önemli buluşmalarından biri olan bu fuarın, bölgedeki ticari ve ekonomik faaliyetlere destek olduğunu söyledi. Başer, sözlerine şu şekilde devam etti: “2014 yılında Orta Anadolu ve Ankara, 12,8 milyar dolarlık inşaat harcamalarıyla Türkiye genelinden yüzde 17,3’lük bir pay almıştır. Bölge, yine 2014 yılında 9 milyar dolarlık bir büyüklükle Türkiye yapı malzemesi sektöründen yüzde 17 pay almıştır. Bu bilgilerden yola çıkarak Orta Anadolu ve Ankara’nın yapı malzemesi sektörüne büyük hareketlilik kattığını söyleyebiliriz. Fuarımız bu yıl, bu yapı sektörünün büyümesinde önemli rol oynayan bu bölgede, 200 katılımcının ürün, hizmet ve teknolojisini 24.562 ziyaretçiyle bir araya getirerek hem katılımcılar hem de ziyaretçiler için verimli iş birliklerinin yaratıldığı bir platform oldu. Bu yıl da bölgenin en büyük yapı zirvesi olarak başarıyla gerçekleşen fuarımıza gösterdikleri ilgi için tüm sektör profesyonellerine, katılımcılarımıza ve ziyaretçilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bundan sonraki fuarımız yılın son “Yapı” buluşması olan 21. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir, 5 – 8 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek,



HABER

tüm sektör profesyonellerini sektör yeniliklerini görmeye davet ediyoruz.

En iyi standlar ödüllerini aldı

Yapı Fuarları – Turkeybuild’in gelenekse “Altın Mıknatıs Stand Tasarım Ödülleri” de fuar kapsamında sahiplerini buldu. Doç Dr. Ayşe Tavukçuoğlu, Buket

Çelik, Hüseyin Tolga Koyuncugil ve Tuğba Arslan Konak’dan oluşan seçici kurul, fuarda yer alan stantları; “Standın ürünle kurduğu bağlantı, standın ürünün belirtilmek istenen niteliklerini en iyi şekilde vurgulaması, standın üç boyutlu tasarım nesnesi olarak düzenlenmesi, stanttaki görsel malzeme kullanımındaki estetik

kriterler” gibi özelliklerine göre değerlendirmeye tabii tuttular. Seçici kurulun değerlendirmesi sonucunda Birincilik Ödülü, tasarımını Asar- ı Nefise’nin yaptığı MAPEİ firmasına verildi. İkincilik Ödülü, tasarımı Sotis Mimarlık’a ait olan Kurtoğlu Alüminyum firmasına verildi. Üçüncülük Ödülü tasarımını Asar- ı Nefise’nin yaptığı Lafarge Dalsan firmasına verildi. Mansiyon Ödülü’ne de tasarımı kendilerine ait olan Sağlam Orman Metal AŞ. standı, YEM Fuarcılık Özel Ödülü’ne ise tasarımı Çatı Reklam’a ait olan Zemin Collection standı değer görüldü. Yapı sektörü 2015 yılının son buluşması olarak Ankara zirvesini takiben 5 - 8 Kasım tarihleri arasında yeni fuar alanı, “Fuar İzmir”de 21. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir’de buluşacak.

106

Nalbur Teknik.com / Kasım’15



HABER

ECE Holding Ar-Ge Merkezi tescillendi ECE Holding’in Ar-Ge Merkezi’ne, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Resmi Ar-Ge Merkezi Belgesi verildi. aldı.

1

4 Ekim’de Sheraton Ankara Hotel & Convention Centre’da gerçekleşen “4. Özel Sektör Ar-Ge Merkezleri Zirvesi ve Fuarı“nda ECE Holding, kurulduğu yıldan bu yana geliştirerek yürüttüğü Ar-Ge faaliyetleri, nitelikli, araştırmacı kadrosu ve sektöre getirdiği yeniliklerle “Ar-Ge Merkezi Belgesi”ni aldı. Ar-Ge Merkezi Belgesi, çalışmalarını düzenli bir altyapı ve kolektif bir yöntemle yapan, geliştirdiği yeniliklerle sektöre know-how desteği sağlayan ve Ar-Ge Merkezi bünyesinde çalışan araştırmacıların ve yardımcı personellerin bilgi birikimi ile ortaya çıkan projelerle hem firmanın hem de ülkenin gelişimine katkı sağlayan firmalara veriliyor. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilen resmi Ar-Ge Merkezi Belgesi, aynı zamanda belgeyi alan firmaların Ar-Ge Merkezi’nin kamu onaylı bir merkez haline geldiğinin de göstergesi.

108

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

İleri teknoloji üreten bir Ar-Ge Merkezi Ece Holding Ar-Ge Merkezi, toplamda 1800 m2 alana kurulu, yeni ürün geliştirme merkezinden ileri teknoloji seramikleri laboratuarına, geleneksel seramik geliştirme laboratuarından termal özellikler laboratuarına ve seramik makineleri geliştirme laboratuarına varıncaya kadar birçok alanda ileri teknoloji üreten bir yapıya sahip.

Ar-Ge Merkezimizle sektörümüze ve ülkemize know-how desteği sunacağız Ar-Ge Merkezi Belgesi’ni Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’tan alan ECE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, bu belgeyi almanın çok kapsamlı bir süreci temsil ettiğini, Ar-Ge merkezlerini teknolojinin, inovasyonun, üretimin, nitelikli işgücünün ve istihdamın gelişmesine katkı sağlayan en önemli unsurların

başında geldiğini belirtti. Çenesiz, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilen resmi Ar-Ge Merkezi Belgesi’nin sahibi olmak yeni projelerimiz için bizi motive ediyor. Bu belgeyle birlikte Ar-Ge Merkezimiz kamu onaylı bir merkez haline gelmiştir. Ece Holding Ar-Ge Merkezimiz ile gerek sektörümüze gerekse ülkemize sunacağımız hizmetlerle öncü olmayı hedefliyoruz. Ar-Ge merkezinin kurulması, firmamızın Ar-Ge altyapısını, üretim yaptığımız tüm alana yansıtabilecek teknik desteği sağlaması, nitelikli araştırmacı kadrosuyla bilgi birikiminin gelişmesi için bir avantajdır. Bu sayede sektöründe bilgi üreten ve bu bilgiyi kendi bünyesinde kullanan ve dışarıya satan bir sistem kurulmaktadır. Biz de Ece Holding Ar-Ge Merkezi olarak geliştirdiğimiz sistemleri sektöre fayda sağlayacak şekilde know-how desteği olarak sunacağız. ”



HABER

İzocam’dan Dünya Tasarruf Günü’nde enerji tasarrufu çağrısı 1924 yılından bu yana her yıl 31 Ekim günü Dünya Tasarruf günü olarak kabul ediliyor. Enerji kaynaklarının tasarruflu kullanılması amacıyla çeşitli etkinliklerin de düzenlendiği Dünya Tasarruf Günü’nde yalıtım öncelikli konular arasında yer alıyor.

E

nerji ihtiyacının yaklaşık olarak yüzde 80’ini dışarıdan sağlayan ülkemiz için enerji tasarrufu, mutlaka dikkate alınması gereken bir unsur olarak dikkat çekiyor. Kurulduğu günden bu yana 200 milyon ton petrole eşdeğer enerji tasarrufunun gerçekleşmesine katkıda bulunan İzocam, etkin bir enerji tasarrufunun yalıtım ile mümkün olacağını vurguluyor. Ürettiği tüm yalıtım ürünleriyle 650 milyon ton CO₂’in atmosfere salımını önleyen ve ülke ekonomisine 110 milyar dolarlık tasarruf sağlayan İzocam, yalıtım sayesinde ev ve ülke bütçesine önemli meblağlarda katkı sağlanacağının altını çiziyor.

Enerji tasarrufuna yönelik çıkarılan yönetmelikler aksaksız uygulanmalı Türkiye’de enerjinin yüzde 35’i konutlarda tüketiliyor. Yaklaşık 22

110

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

milyon konutun yalnızca yüzde 25’inin iyimser tahminle TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun tasarlandığı öngörüldüğünde, binalarda ısı yalıtımının ne kadar önemli olduğu göze çarpıyor. 1 Ocak 2011’den itibaren yürürlüğe giren ve enerji tasarrufuna yönelik son derece yararlı maddeler içeren Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği tasarruf için çağrıda bulunan bir nitelik taşıyor. BEP yönetmeliği, yeni inşa edilecek binalarda yalıtımı zorunlu kılıyor ve yalıtımın öneminin anlaşılmasına yardımcı oluyor. Ülkemizde bugüne kadar sadece ısıtma enerjisini sınırlandırmaya yönelik çıkan yönetmeliklerin ardından, BEP ile birlikte ilk kez ısıtma enerjisinin yanı sıra soğutma ve aydınlatma enerjileri ile sıcak su kullanımının bir arada düşünüldüğü bütünleşik çözümlerle enerji verimliliği hedefleniyor. Onuncu Kalkınma Planı, Program ve Eylem Planları, Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği gibi yasal mevzuatlar tüm detaylarıyla aksaksız biçimde uygulanması büyük önem arz ediyor. Bunun yanı sıra dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise yalıtımın doğru bir şekilde uygulanıyor olması… Yalıtımın kalınlığı, doğru malzeme seçimi, doğru detayla yaptırılması ve sertifika sahibi, eğitim almış ustalar tarafından

yapılması gibi hususlar “doğru yalıtımın” olmazsa olmazları arasında yer alıyor.

Multikonfor Binalar ile %90 enerji tasarrufu

Toplumların bilinçlenmesi ve artan duyarlılıkla birlikte Multi Konfor Binalara ilgi ve talep de artıyor. Pasif ev kavramından türemiş ve biyoiklimsel tasarımı hedefleyen, sürdürülebilir, ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenleri göz önünde bulunduran Multikonfor Binalar, yüksek enerji tasarrufuyla birlikte azami ısıl konforu sunuyor. Etkin olmayan, eski, konforsuz teknolojilerin yerine yüksek etkinlikte, yeni, konforlu teknoloji içeren, enerji ihtiyacını ve kullanımını en aza indirgeyen Multikonfor Binalar, yüzde 90 enerji tasarrufu sağlıyor. Bunun yanı sıra akustik konfor ve yangın güvenliği de içeren Multikonfor Binalar özellikle etkin ısı yalıtımı sayesinde hem ev hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Minimum seviyede enerji harcayan binalar ayrıca çevre dostu özelliği ile öne çıkıyor. Sistemindeki maliyeti artırmadan “daha kalın” yalıtım ile tasarrufun orantılı bir şekilde artırılması sağlanıyor. Uygulanan kalın yalıtım ısı kayıp ve kazançlarını engelleyerek yakıt tüketimini ve salımları azaltıyor.



MAKALE

Pazarlama: “İnsandan Müşteri Çıkarmak” Başlıktaki ifade bazı zihinlerde “şapkadan tavşan çıkarmak” sözünü de çağrıştırmışsa ne âlâ. İşimize ve dururumuza en uygun insanları birer müşteri olarak görebiliyorsak, pazarlama yolculuğunda ilk taşı yerine oturtmuşuz demektir. Ardından ilk taşa uygun diğer taşlar da üst üste konabilirse, kısa zamanda, müşterilerden oluşan kıymetli bir binaya, verimli bir pazar segmentine sahip olabiliriz. Pazarlama, çok sade bir tanımla, bir nevi “müşteri üreten bir fabrikaya benzer.” Buna göre, işletmeler de, organizasyonlar da, kurum ve kuruluşlar da, müşteri üretimiyle ve/ veya müşteri hizmetleriyle görevli insan topluluklarıdır. En azından, biz pazarlamacılar dünyayı böyle görürüz. Müşteri üretmek ve onları sürekli elde tutabilmek için, müşteriyi tanımak, onu anlamak ve onun dünyasına tam olarak girebilmek gerekiyor. Bunun da yolu, müşterilerle doğrudan ve samimî bir diyalog içinde olabilmekten geçiyor. Şimdi kendimize de, çevremizdekilere de soralım: En son ne zaman müşterilerimizle konuştuk? Onlarla ne sıklıkla diyaloğa geçiyoruz? Çoğumuz, bu konuda gerekenden çok gerilerde kaldığımızın farkında bile değilizdir. Pazarlamacıların sıklıkla yaptığı ciddî hatalardan biri de, müşterilerle ve müşteri olabilecek insanlarla yeterince ilgilenmemek, onlara yaklaşmamak, onları dinlememek, sorular sormamak, zihinlerindeki ve kendi aralarındaki konuşmalardan habersiz kalmaktır. Müşterisinin kendisi, firması, ürün ve hizmetleri hakkında ne düşündüğünü, ne dediğini bilmeyen, bununla ilgilenmeyen bir firma, gözü kapalı bir koşucuya benzer ki, ya çukura

düşecek, ya da bir yere toslayacaktır.

Müşterileri dinleyebilenler neler öğrenebilir, neler kazanılabilirler?

Prof. Dr. İsmail Kaya

Müşterilerin satınalma kararı sırasında yaşadıkları tereddütler ve zihinlerindeki sorular satınalma kararı önündeki engellerin neler olduğu, hangi dürtüyle karar verdikleri öğrenilebilir. En iyi müşterilerin nerelerde bulunabileceğini ve onlara ulaşma yolları hakkında fikir edinilebilir. Malum, her müşteri özeldir, her müşterinin firma için anlamı ve değeri farklıdır. Değerlisi vardır, zararlısı vardır. Müşterilerle, firmanın ve ürününün ilk temas ve teslim anlarında neler olup bittiği öğrenilir. Bu anı etkinleştirme ve iyileştirme fırsatları hakkında bilgi sahibi olunur. Her alanda olduğu gibi, ilkler, ilk karşılaşmalar ve ilk temas anları çok önemlidir. Zira, bu anlarda yaşanan duygular, ilişkinin sonraki dönemlerinde yapılacak değerlendirmelerde belirleyici bir rol oynar. O yüzden firmalar, müşterinin ürünle ilk karşılaştığı anları olabildiğince gerçekçi ve ayrıntılı anlamak zorundadırlar. Müşterilerin kendilerini ve problemlerini ifade ederken kullandıkları dili keşfetmek imkanı doğar. Hepimiz kendi dilimizin sınırları ve çerçevesi dahilinde düşünür, dünyayı o dilin kelime, sembol ve kavramlarıyla algılar, değerleriz. Müşteriyle konuşmadan, onun dilini anlamak mümkün olmaz. Insanlar konuşa konuşa anlaşır, sözü boşuna değil. Dil konusunda müşterinin dilini anlamak yetmez. Firmanın da müşterilerine yönelik olarak kullanacağı dilin de doğru seçilmesi

ismail.kaya@gmail.com üzerinden ulaşılabilir, http://www.pazarola.blogspot.com ve http://www.pazarlamabitanedir.blogspot.comblogları ziyaret edilebilir.

112

Nalbur Teknik.com / Kasım’15


MAKALE

gerekir. Özel bir ilgi ve dikkat gösterilmediyse, çoğu firmanın kullandığı dil ve üslup ile hedef aldığı müşterilerin dili ve üslubu birbirine uymadığı, uygun olmadığı durumlarda, müşterileri iknâ etmek, onları, tercih ve beğenilerini kazanmak çok zor olur. Müşterilerin neden öyle davrandıkları, neden öyle yaptıkları anlaşılabilir. Müşterinin herhangi bir ürünü satınalması sırasında, o kişiye, o ana, o duruma ve o ürüne dair belli bir temel gerekçe adeta başrolü oynar. Şu sıralar buna, “insight” deniyor. Yani işin özünü teşkil eden, Niçin alıyor? sorusunu cevaplayan bu temel açıklama en gerçekçi olarak müşterileri derin dinlemekle yakalanabilir. Müşterilerin bir satınalma sırasında, gerçekte neye para verdikleri, neden o miktar harcamayı göze aldıkları/ almadıkları da ancak müşterilerle konuşarak öğrenilebilir. Değer ve bedel izafîdir. Kişiden kişiye değişir. Müşteriyle konuşmadan öğrenilmesi zordur. Müşterilerin çoğunluğunun gerçekte neye ihtiyaç duydukları, neyin peşinde oldukları ve ne istedikleri ortaya çıkarılabilir.

Müşterilerin çok az bir bölümü gerçek istek ve şikayetlerini dile getirirler, getirebilirler. Geri kalan çoğunluk, çeşitli sebeplerle sessiz ve suskun kalırlar, konuşsalar bile düşüncelerini samimiyetle açıklayamazlar. Onları gerçekten ve içtenlikle anlamak için onlarla konuşmak gerekir. Müşterilerin başını ağrıtan, onları uğraştıran en büyük sıkıntılar, onlarla konuşularak öğrenilebilir. Müşterilerin gerçekte ne düşündükleri ile, bizim müşterilerin ne düşündüklerine dair düşüncelerimiz arasındaki farkları öğrenmek için de müşterilerle karşılaşmak, onlarla yüzleşmek şarttır. Müşterilerle konuşabilen yöneticiler, müşterilere sundukları önerilerin ve çözümlerin müşteriler açısından en uygun ve en doğru seçimler olup olmadığını da bu sayede anlama fırsatı bulurlar. Müşterilerle konuşulabilirse, firmalarda ucu müşteriye ulaşan bütün operasyonlar ve işlemleri müşteri yönlü hale getirebilmek için ilave ne gibi fırsatlar bulunduğu hakkında bilgiler alınabilir. Müşterilerin her gün yaşadıkları

problemleri anlamak ve bunlara çözümler bulmak imkanı bulunabilir. Müşterilerin ve farklı müşteri segmentlerinin hayat boyu geçirdiği değişimlerin farkına varmak mümkün olur. Müşterilerin bizim ürünlerimize müşteri olmaları ve bunları kullanmaları ile ulaştıkları başarıları ve olumlu durumları tarif etmede hangi kelimeleri, ifadeleri kullandıkları öğrenilebilir. Tarif mühim. Hatta, denilebilir ki, pazarlamacı tarifleri müşterisinden alan, o tarife göre davranıp, o tarifi yine müşterisine sunmayı becerebilen kişidir. Pazarlamada bunun tersi de geçerli. Pazarlamacı, o güne kadar hiç görülmemiş, duyulmamış tariflerle piyasalara ve müşterilerin karşısına çıkan ve başkalarının da dünyayı bu tariflerle ve bu perspektiften bakmasına yol açabildiğinde, büyük başarılar elde edebilin kişidir. Sattığınızı müşterinin anlayacağı bir tarifle sunabiliyorsanız, müşteri sizin bu ikramınızdan büyük bir memnuniyet duyacaktır. Yeter ki, müşterilerle konuşalım, konuşabilelim...


HABER

Bosch Rexroth Açık Kaynak Mühendisliği Bosch Rexroth, endüstriyel otomasyon teknolojilerinde artan talepleri karşılamak için yeni çözümler sunmaya hızla devam ediyor. Bu kapsamda geliştirilen Kaynak Mühendisliği (Open Core Engineering – OCE) son kullanıcı ve makine imalatçıları için çok büyük kolaylık sağlıyor. Bosch Rexroth tarafından geliştirilen (OCE) ile tüm sürücü ve kontrol sistemlerinin parametrelendirilmesi esnek ve basit bir hale getiriliyor.

B

osch Rexroth PLC ve IT otomasyon sistemleri arasındaki boşluğu kapatacak Açık Kaynak Mühendisliği (Open Core Engineering – OCE) geliştirerek yazılım mühendisliğindeki sınırları ortadan kaldırdı. Kullanıcılar, geliştirilen Açık Kaynak Mühendisliği (OCE) ile kontrol programından bağımsız olarak gerçek zamanlı uygulamalara özel fonksiyonları işleme alabiliyor, ayrıca kendi yazılımlarını geliştirerek uygulamaları çalıştırabiliyor. Bosch Rexroth’un geliştirdiği OCE sayesinde kullanıcılar kontrol programından bağımsız olarak gerçek zamanlı uygulamalara özel fonksiyonları işleme alabiliyor, ayrıca kendi yazılımlarını geliştirerek uygulamaları çalıştırabiliyor. OCE, PC ve akıllı cihazlar gibi harici birimlerde ise gerçek zamanlı olmadan da çalıştırılabiliyor. Kaynak programlara genişletilmiş erişim gerektiren yenilikçi fonksiyonlar da makine üreticileri tarafından gerçekleştirilebiliyor, aynı zamanda uygulamada

114

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

kullanılan bilgiler korunabiliyor. OCE, üretici firmalara, özellikle HLL-tabanlı uygulamaları programlarken IndraMotion MLC ve IndraLogic XLC sistemlerinin kaynağına erişim esnekliği sağlıyor. Bosch Rexroth sektördeki tecrübesiyle elektrik, hidrolik ve hibrid sürücüler için geliştirdiği IndraMotion MLC ile dikkat çekiyor. IndraMotion MLC - H, Pres Uygulamalarında (Yüksek basınçlı şekillendirme presleri, laboratuvar presleri, Tuğla presleri vb.), demir çelik uygulamalarında (sürekli dokum makineleri, uçar makas vb.), malzeme taşıma uygulamalarında (konteynır vinçleri, kamyon ve tren asansörleri) ve özel imalat makine uygulamalarında (otomatik döner tablalar, vidalı milli konveyörler, boru bükme makineleri vb.) esnek çözümler sunmamıza yardımcı oluyor. Boru bükme makinesinde 16 eksen kontrolü yapabilen CML 25 kullanıldı Bosch Rexroth tarafından

otomasyonu gerçekleştirilen, üç eksen boru bükme makinesinde, kontrolör olarak CML 25 kullanıldı. 16 eksen kontrolü yapabilen, 1000 kombine edilmiş talimatı 35μs‘ de işleyebilen, 1ms’lik sercos çevrim süreli, 512 tane I/O ara yüzünü destekleyen bir kontrolör olan CML 25’te; standart haberleşme ara yüzü olarak Sercos III kullanılıyor. CML 25 kontrolör, Sercos III haberleşme ara yüzü üzerinden, iki adet Servo sürücü ve 1 adet hidrolik eksen kontrol kartıyla haberleştirildi. Kontrolörün mühendislik yazılımı sayesinde, hem servo sürücülerin hem de hidrolik eksen sürücülerinin tüm parametrelerine ulaşılarak, program içerisinde kolay bir şekilde kullanılmasına olanak sağlandı. Her iki sistem de benzer şekilde davranıyor Kontrol yazılımı, otomasyon sistemlerinde kullanılmak üzere hem hidrolik eksenler için hem de servo eksenler için özel fonksiyon blokları içererek, her iki sisteminde benzer şekilde davranmasına


olanak sağlıyor. Kendi kütüphanesi ve teknolojik fonksiyon bloklarının kullanıldığı güçlü bir kontrolörler ile kombine edilen PLCopen fonksiyon blokları, IndraMotion MLC, IEC 61131-3 PLCopen standartlarıyla programlanabiliyor. Hidrolik eksenler için geliştirilmiş özel fonksiyon bloklara sahip olan IndraMotion MLC-H ile GAT (Generic Application Template) sihirbazıyla program alt yapısı oluşturularak mühendislik çalışmasının % 50’ye kadar düşürülmesi amaçlandı. Ayrıca makine üzerinde kullanılan servo sürücüler, sırasıyla boru sürme ekseni ve boru döndürme ekseni olarak kullanılırken, borunun kıvrılması işlemi ise hidrolik eksen sayesinde yapıldı. MLC kontrolör içerisinde bulunan teknoloji fonksiyonları sayesinde Hidrolik eksenin de servo eksenleri gibi kapalı çevrim çalışarak, yüksek hassasiyette pozisyonlama yapması sağlandı. Kullanıcı dostu bir ara yüz ile veri tabanı oluşturuldu Makine üzerinde operatör paneli olarak Windows 7 işletim sistemiyle bütünleşik çalışan win - studio yazılımlı Rexroth panel kullanılırken, kullanıcı dostu bir ara yüz oluşturularak, yapılan üretim tiplerine göre üretim adetlerinin tutulduğu bir veri tabanı oluşturuldu. Son kullanıcıdan alınan geri beslemeler sayesinde, hızlı ürün geçişlerine olanak sağlayarak esnek üretim yapabilen, yüksek hassasiyetle çalışarak kalite kontrol sürecini sorunsuzca geçen, oluşturulan veri tabanı sayesinde üretim bilgilerinin fabrika altyapısında değerlendirilmesine olanak sağlayan esnek bir çözüm sunuldu.


ELEKTRİK MALZEMELERİ

SEKTÖR ANALİZİ

Elektrik - elektronik sektörün Türkiye’deki gelişim gelişimi

116 Nalbur Teknik.com / Kasım’15


E

lektrik - elektronik, bugün tek başına sektör olmaktan çıkarak, diğer tüm sektörleri de geliştiren, verimlilik artışı sağlayan bir sanayi dalı haline dönüşmüştür. Türkiye'de, elektrik ve elektronik sanayiinin geçmişi çok uzun olmamakla birlikte, özellikle son 20 yılda sektörde hızlı bir yol alınmıştır. Bununla birlikte sektörde dünyadaki gelişim trendine ayak uydurmanın ancak planlı bir gelişme ve hatta bir sıçrama ile mümkün olabileceği vurgulanmaktadır. Türk ekonomisinde çok önemli bir yeri olan küçük ve orta büyüklükteki işletmelere (KOBİ) daha fazla destek olunması ve Ar-Ge çalışmalarına hız verilmesinin de bu süreçte büyük önem taşıdığının altı çizilmektedir.

Sektörün tarihsel gelişimi

Türkiye'de elektrik-elektronik sanayiinin oluşum başlangıcı, uzun ve büyük bir dış ödemeler dengesizliğinin arkasından kotalı ithalat sisteminin uygulandığı 1958 yılı olarak kabul edilmektedir. Bu tarihten önce ve daha sonra bazı kuruluşların sabit ve mobil çeşitli telsiz cihazlarını ürettikleri de görülmektedir. Elektrik-Elektronik kota rejimi ile radyo, pikap vb dayanıklı tüketim ürünlerinin ithalatı yasaklanmış ve bunun neticesi olarak da bu cihazların sadece yerli işçilik katkısı ile montaj faaliyetleri başlamıştır. Daha sonra yine kotalarla giderek azalan şekilde muayyen parçaların ithaline müsaade edilmek suretiyle yerli katkının artırılması sağlanmıştır. 14 Nisan 1964 tarihinde yürürlüğe giren "Montaj Sanayii Talimatı" bu alanda düzenleyici bir unsur olmuştur. 18 Mayıs 1964 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ülkede elektronik sanayii kurulması için çalışmalar yapılması kararı alınmış ve Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planının 1965 yılı programına elektronik sanayii kurulması ile ilgili fizibilite raporu hazırlanması kararı eklenmiştir. Bu görev önce MKE Kurumuna, daha sonra PTT Genel Müdürlüğüne verilmiş, bu teşkilat tarafından hazırlanan rapor Temmuz 1967'de ilgililere teslim edilmiştir. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (1963-1967) elektrik sanayii içinde bulunan elektronik sanayiine İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (1968-1972) ilk defa


ELEKTRİK MALZEMELERİ

SEKTÖR ANALİZİ

ayrı bir sanayi sektörü olarak yer verilmiştir. 1960'lı yıllarda İTÜ'nün İstanbul'da FM ve deneysel TV yayınları bu alanda bir pazar açılmasına yardımcı olmuş, 1968'de siyah beyaz TV üretimi başlamıştır. Altmışlı yılların ikinci yarısında haberleşme cihazları sanayiinin temelleri atılmıştır. Dolayısı ile Türk Elektrik-Elektronik Sanayiinde 1960'lı yılların, özellikle 19651970 arasının çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Bundan sonra TRT'nin 1972'den itibaren sürekli TV yayınlarına başlaması, 1983'te renkli TV'ye geçiş bir taraftan radyo, diğer taraftan TV yayınlarının yurt sathına yayılmasını sağlamak üzere TRT ve PTT tarafından gösterilen çabalar elektronik tüketim cihazları pazarının yaratılması ve genişlemesini sağlamıştır. Aynı şekilde PTT yatırımları, haberleşme cihazları sanayiinin gelişiminde çok büyük etken olmuştur. Türkiye'de 1960'lı yılların sonundan itibaren gelişmeye başlayan sektör, son yıllarda tüm alt sektörler için vazgeçilmez bir

118 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

konuma yükselmesiyle dikkat çekmektedir. Ancak, buna rağmen sektörün üretim, dışalım ve dışsatım rakamlarının son yıllarda büyük bir değişim göstermediği görülmektedir. Son yıllarda sektörün durağan bir seviyede kaldığı değerlendirmesini yapan sektör aktörleri, sektörün belli bir büyüklüğü aşamadığını ifade etmektedir. Sektördeki bu durumu pozitife döndürebilmek amacıyla Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, 2012-2016 Elektrik ve Elektronik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı yayınlanarak, sektörde umut ışığı olması beklenmektedir.

Sektörel panaroma Dünyada elektronik sanayi hızla büyüyen ve gelişen bir yapıya sahiptir. Elektronik sanayine öncelik veren bir politika izleyen ülkelerin, gelişmişlik düzeyinde kısa sürede önemli ilerlemeler kaydettiği görülmektedir. Elektronik, dünya üretim hacminde çalıştırdığı işçi sayısı ve sanayinin tüm alanları üzerindeki etkisi nedeniyle dünyanın lider sanayi sektörlerinden biridir. Elektrik-Elektronik dünyanın önde

gelen elektronik ihracatçı ülkeleri arasında; Çin, ABD, Güney Kore, Hong Kong, Japonya, Almanya ve Singapur yer alırken; en önemli ithalat yapan ülkeler yine Çin, ABD, Hong Kong, Almanya, Singapur, Japonya, İngiltere, Meksika ve Güney Kore olarak sıralanmaktadır. Türkiye'nin en yüksek istihdam yaratan, en büyük Ar-Ge merkezlerine sahip, patent şampiyonu şirketleri elektronik sektörde yer almaktadır. Teknolojik gelişmeleri yakından izleyen, Ar-Ge'ye ve tasarıma yatırım yapan Türk firmaları, pek çok ürün grubunda Avrupa'nın üretim merkezi haline gelmiş durumdadır. İmalat sanayi, 2014 Nisan ayında yüzde 74,4 kapasite ile çalışırken, en yüksek kapasite kullanım oranı yüzde 85 ile bilgisayar, elektronik ürünleri imalatında gerçekleşmiştir. 130 bin kişinin istihdam edildiği sektörde 2023 hedefi istihdamı 400 bine ulaştırmaktır.

Sektörel Analiz İMMİB İhracat Değerlendirme Raporu'na göre; sektör, 2013 yılında yaklaşık 12 milyar dolarlık


ihracat gerçekleştirmiştir. Elektrikelektronik ihracatının kilogram cinsinden miktarı, 1.8 milyon tondan 2.1 milyon tona çıkmıştır. Bununa birlikte, değer olarak 2012 yılına göre önemli bir artış oluşmamış, emtia fiyatlarında gözlenen düşüş doğrultusunda sektör ihracatının birim fiyatı 6,63 $/kg değerinden 5,82 $/kg değerine gerilemiştir. 2013 yılında 12 milyar dolar olarak kaydedilen sektör ihracatı toplam 13 bin 873 firma tarafından gerçekleştirilmiştir. Sektörün ihracat dağılımı yüksek baremli firmalar tarafına doğru yığılmış durumdadır. Toplam ihracatın yüzde 80'lik kısmı 177 firma tarafından yapılmıştır. Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) verilerine göre, elektrikelektronik sektörünün ihracatı, 2014 yılının ilk çeyreğinde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12.2 oranında artarak 2 milyar 947 milyon dolara çıkmıştır. Sektör en çok ihracatı İngiltere, Almanya ve Irak'a gerçekleştirmiş; Fransa, Türkmenistan, İtalya, Rusya, AzerbaycanNahcivan, İspanya ve İsrail, ilk 10'da yer almıştır. Enerji ihtiyacı 30 yıl içinde iki kat artacak Sektörde üzerinde dikkatle durulması gereken konulardan birisini ‘enerji verimliliği' oluşturmaktadır. Günümüzde enerji ihtiyacı giderek artarken, enerji ihtiyacının önümüzdeki 25-30 yıl içinde şu an tüketilen enerjinin iki katına ulaşılacağı belirtilmektedir. Bu nedenle sektör aktörleri, karbon emisyonunun azaltılması konusunda baskıların yoğunlaştığı bir dönemde aynı enerjiyle daha fazla iş yapabilmenin büyük önem taşıdığına dikkat çekmektedirler. Öte yandan genel vergi yükü, bürokratik engeller, kalifiye ara eleman eksikliği, yüksek girdi maliyeti, kayıt dışı ekonomi ve merdiven altı üretim gibi hemen her sektörün kronik sorunu olan bu başlıklar, globalleşen dünyada hızla yükselen elektrik ve elektronik sektöründe de varlığını korumaktadır. Sektör temsilcileri, sektörün ilerlemesinde engel oluşturan bu konuların bir an evvel regüle edilmesi yönünde görüş bildirmektedir.


HABER

PARA

Ertan Acar Paranın icadıyla insan emeği ve sahip olunan maddi varlıklar ölçülebilir birer meta haline geldi. Böylece kapitalizmin temelleri atıldı. Nihayet seçimler sona erdi. Seçmen “Tek parti” dedi. Benim için seçimin özeti şudur ; “Ampul sönecek” diyenler yanıldı ve avizemiz oldu. 1 Kasım 2015 Genel Seçimlerinin sonuçları ülkemize hayırlı olsun. Seçimler bitti. Bırakalım siyaseti politikacılar yapsın, onları eleştirmeyi de gazeteciler. Biz işimize bakalım. Konu işe gelince, akla, para kazanmak ve para geliyor doğal olarak. Bundan yaklaşık 2 bin 650 yıl önce bu topraklarda dünyanın kaderini değiştirecek bir icat yapıldı: Para…

120

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Bugün Manisa’nın Salihli ilçesinin sınırları içinde kalan Sardes’te basılan ilk sikkeler dolaşıma çıktı ve geri dönülemez bir sistem oluşmaya başladı. Paranın icadından önce ticaret elbette vardı. Ama karşılıklı takas ile yapılıyordu. Paranın icadı ile alışverişin de şekli değişti ve ticaret kurumsallaştı. Para ile alışverişin yapıldığı ilk pazar da yine paranın icat edildiği yerde yani Lidya’nın başkenti Sardes’te kuruldu. Sardes’te kurulan pazar yeri öyle bir çekim merkezi oldu ki; hemen etrafında para karşılığı yemek satan lokantalar, içki içilen mekanlar, eğlence yerleri, hamamlar, genelevler, borç para veren tefeciler ve hatta kumarhaneler açıldı.

Paranın icadı yeni bir çağın başlangıcıydı. İcat edilen para, takas sistemini ortadan kaldırarak yeni bir ticaret sisteminin kurulmasının temellerini attı. Mülkiyet kavramı yeniden şekillendi. Paranın icadıyla insan emeği ve sahip olunan maddi varlıklar ölçülebilir birer meta haline geldi. Böylece kapitalizmin de temelleri atıldı. Dolayısı ile para veya kapital ile demokrasi arasındaki ilişki bu yüzden Sardes’e yani paranın icadına kadar gidiyor. Çünkü kapitalist sisteme dahil olmayan hiç bir rejimde demokrasiden söz edilemiyor. Bu yüzden demokrasinin Yunanistan’d a icat edilmesinin bile para ile doğrudan ilgisi vardır. Çünkü o dönemde


despotların yönettiği Yunanistan’d a, Lidya’d an gelen para sayesinde siyasetin de demokratikleşmesini sağlandı mesela. Para piyasalarının oluşmasıyla dünyanın mimarisi yeniden şekillendi ve para piyasalarının yarattığı etkiler ile güç dengeleri oluştu. Para, ticaret sayesinde zengin ve soylu ya da seçkin sınıfı yarattı. Bu sınıf zenginliğin getirdiği boş zaman sayesinde felsefe, sanat ve sporu geliştirdi. Aylak olma ayrıcalığına sahip bu zengin sınıf, dünyada “kreativitenin” atalarıdır bu yüzden. Çünkü para onların düşünmesine ve yaratmasına zaman ayırmalarını sağladı. Para ve demokrasi, aklın da merkeze alınmasını sağladı. Başka deyişle paraya dayalı ekonomi, aklı yaşamın en değerli enerjisi haline getirdi. Sayılar ve matematik de para sayesinde gelişti. Çünkü saymak ve hesap tutmak parayı değerli hale getiriyordu. Bu eski dünyaya yetmedi, paranın doğurduğu bilgi birikimi dünyaya yayıldı. Yeni kıtalar keşfedildi, uluslararası ticaret bilinci oluştu, dünya küresel bir köy oldu ve teknoloji ilerledi. Bazen paraya ya da parasal güce dönüşen metalara sahip olmak, onlara hükmetmek için savaştı insanoğlu. Bu savaşlarda seçkinler ve zenginler güce hükmedebilsin diye fakirler can verdi. Çünkü muktedirlerin askerleri olmaları karşılığında maaş yani para alıyorlardı. Ölmek ise askerliğin fıtratında vardı. Antropolog ve tarihçilere göre uygarlık; şehirlerde yaşam, anıtsal yapıların inşası, yazının icadı ve sermayenin oluşumu sayesinde oluştu. Doğal olarak günümüz uygarlığının temel taşı; para. Özetle; varsa paran pulun, cümle alem kulun. Yoksa paran pulun, öteden geçer yolun. Kazancınız bol ve bereketli olsun. Haydi hayırlı işler!


ÜRÜN TANITIMI

Kalekim’den, kışın yapımı süren inşaatlar için çözüm: ‘Wintertech’

Y

apı kimyasalları sektörünün lideri Kalekim, (-10) °C’d e dahi yapılara uygulama imkanı sağlayan yenilikçi ürünü ‘Wintertech’ ile zorlu kış şartlarında bile inşaatların durmaması için mükemmel bir çözüm sunuyor. Kalekim, köklü Ar-Ge tecrübesiyle geliştirdiği yenilikçi ürünlerini, ‘teknik çözüm’ konseptiyle tüketici ve profesyonellerin kullanımına sunmaya devam ediyor. Zorlu kış koşullarında dahi yapılara uygulama imkanı sağlayarak bir ilke daha imza

122Nalbur Teknik.com / Kasım’15

atan Kalekim’in geliştirdiği ‘Wintertech’ teknolojisi, artık kışın işe ara verilmesi, ortamın ısıtılmaya çalışılması gibi zorunlulukları ortadan kaldırıyor. Kış aylarında çimento esaslı ürünler ile birlikte güçlü çözümler sunan Wintertech,(-10)°C’d e dahi kullanım imkanı sağlıyor. Çimento esaslı ürünler (+5)°C - (+35)°C arasında uygulanabiliyorken, Kalekim’in geliştirdiği Wintertech teknolojisi ile üretilen yüksek performanslı seramik yapıştırıcısı 1056 Profesyonel

ve gazbeton örgü harcı 1058 Technoblock ürünleri, (-10)°C - (+23)°C arasında rahatlıkla kullanılabiliyor.

Artık şantiyelerde işe ara vermek yok

Ürün gamını, sektördeki trendleri ve tüketici ihtiyaçlarını gözeterek yeni çözümler ile genişleten Kalekim, Wintertech ile sıcaklığın düştüğü kış şartlarında şantiyelerin durmasının önüne geçerek, inşaat projelerinin hızla tamamlanmasına katkıda bulunuyor.


Hayatınıza fark katan tasarım Creavit’in yaşamın kaynağı sudan ilham alarak tasarladığı Colon; seramiğin gücünü suyun akışkanlığı ile buluşturarak banyolara tarzını yansıtmak isteyenlere ideal bir çözüm önerisi oluyor. Hızla değişen dünyada gelişen farklı alışkanlıklar ve zevkler, banyolarda da kendisini gösteriyor. Creavit’in zarif yorumuyla şekillenen Colon; şık, modern ve fonksiyonel çizgileri göz alıcı mekânlarla buluşturuyor. Yıllardır seramiği aşkla şekillendirip farklı bir ruha büründüren Creavit; hayatın pozitif enerjisini Colon’un estetik tasarımıyla yeniden yorumlayarak birbirinden farklı banyolara mutluluğu yansıtıyor. Özgün ve aykırı tasarımıyla hayatında ve banyosunda farklılık arayanlara seslenen Creavit Colon lavabo; beyaz, siyah ve kırmızıdan oluşan ışıltılı ve canlı 3 renk seçeneği, her mekâna uyabilen ölçüleriyle birbirinden farklı banyolar yaratmanıza olanak sağlarken, suyun yumuşak dokunuşunu banyosunda hissetmek isteyenlerin de tercihi oluyor. Mükemmel tasarımıyla zamanın ruhunu yakalayan Colon; tarzını banyosuna yansıtmak isteyenlere şık bir yaşam önerisi olurken, işlevsel detaylarıyla da hayatı kolaylaştırıyor.


ÜRÜN TANITIMI

Marshall ile evinizde sıcak bir ortam oluşturuyor

H

avaların soğumasıyla birlikte evlerde daha uzun zaman geçirmeye başladık. AkzoNobel Marshall’ın sunduğu dekorasyonu önerileri ile, İskandinav tarzı modern ve sofistike bir görünüm yaratırken daha fazla sıcaklık hissi veren yaşam alanları elde etmek mümkün. “Renklendir Hayatı” sloganı ile insanların hayatına renk katan AkzoNobel Marshall, havaların soğumasıyla birlikte daha uzun zaman geçirmeye başladığımız evlerde sıcaklık hissi yaratacak dekorasyon önerileri sunuyor. İskandinav iç mekânların rahat görünümünü seviyorsanız topraksı renk tonlarını doğal desenlerle birlikte kullanarak bu tarzı evinizde uygulayabilirsiniz.

Canlı renkler ve doğal açık ahşap tonları bir arada

Rahat yaşamdan ilham alan İskandinav tarzı tamamen şık hatlar, eşleşen arka plan renkler ve ölçülü bir zarafetten oluşur. Kendi İskandinav tarzı mekânınızı yaratmak için, yeşil

124Nalbur Teknik.com / Kasım’15

ve mavilerin açık tonları, kırık beyaz gibi temiz, canlı renkler ve dişbudak ağacı, kayın ve akçam gibi doğal açık ahşap tonlarından oluşan renk tonları seçin. İş mobilya seçmeye gelince, duyusal kavislerle kesintisiz şekilde kaynaşmış şık hatlara sahip mobilyalar kullanın. Rahat, yaşanılır bir görünüm yaratmak için pamuk ve keten gibi doğal kumaşları seçin. Her biçimde ahşap, İskandinav tarzının önemli bir parçasıdır. Şömineniz varsa kullanmayı düşündüğünüz odunlarla hoş ve kullanışlı bir görüntü oluşturabilirsiniz. Bu görünümü örme puf, dokuma halı ve koyun postu gibi bol miktarda dokulu aksesuarlarla zenginleştirebilirsiniz. Modern ve sofistike bir görünüm Sofistike, nötr bir renk uyumu yaratmak aslında oldukça kolay. Derin ve ilgi uyandıran bir görünüm için duvarlarınızı bu oturma odasındaki gibi istiridye, taş ve kum gibi çeşitli sıcak nötrlerle boyayabilirsiniz. Modern görünümü vurgulamak için, kırık beyaz renkte soğuk nötr mobilyalar seçin. Mekâna

sıcaklık hissi katmak için ise, ahşap mobilyalar, koton yastıklar ve yumuşak yün örtüler gibi malzemeler kullanabilirsiniz.

‘Marshall Gör&Boya’ uygulaması ile duvarlarınızı sanal olarak boyamak mümkün

Marshall’ın Türkiye’de tek olan “Artırılmış Gerçeklik Teknolojisi (Augmented Reality Technology) adıyla anılan AR ile desteklenen ‘Marshall Gör&Boya uygulaması sayesinde, mekânları boyamadan önce nasıl görüneceğini öğrenebilir ve çocuklarınızı mutlu edecek seçimler yapabilirsiniz. Gerçek zamanlı ‘Marshall Gör&Boya’ uygulaması ile tablet veya akıllı telefonunuzu oda içinde hareket ettirirken, duvar yüzeyi ile mobilya ve eşyaları ayırt ediliyor. Yani uygulama, duvarları sanal olarak boyarken, otomatik algıladığı diğer nesneleri orijinal renkleriyle ve formları ile bırakıyor; seçilen rengin mobilya ve aksesuarlarıyla uyumunu da görerek tercih yapmak mümkün oluyor.


Artema’dan parlaklık ipuçları Artema, temizlikte hassasiyet arayanlara her temizlemede kararan armatürler için öneriler sunuyor. Doğru temizlik ürünü ve yöntemiyle armatürlerin nasıl parlak bir görünüme kavuşacağını belirtiyor.

Artema’nın önerilerine göre;

*Armatür temizliği sabunlu yumuşak bir bez ile yapılmalı daha sonra armatür mutlaka durulanmalı. *Kalan su damlaları tekrar leke oluşturmaması için yine yumuşak bir bezle kurulanmalı. *Lavabo ve eviye temizliğinde kullanılan temizleme tozları, klozet ve yer temizliğinde kullanılan çamaşır suyu, asit veya tuz ruhu gibi malzemeler armatür temizliğinde kesinlikle kullanılmamalı. Çünkü asit içerikli, kireç çözücülü veya klor içerikli sıvı temizlik malzemeleri armatür kaplamasının ömrünü kısaltır. Asit içeriği çok kuvvetliyse kaplamayı birkaç dakikada bile karartır. *Sert temizlik ekipmanlarıyla (süngerlerin sert tarafı, alüminyum tel gibi) ürün yüzeyi temizlenirse zamanla kaplama aşınır ve hatta ana metale kadar ulaşır. Bunlara ek olarak kullanma talimatlarına uygun düzenli temizlikle armatürler uzun süre ilk günkü gibi parlak kalır. Artema, ürünlerinde kaplama kalınlığına ve formülüne güvenerek 10 yıl garanti veriyor.


MAKALE

126

Nalbur Teknik.com / Kasım’15


MAKALE

Başarılı olmak için ürününüzün hikayesini iyi anlatın Bir ürünün başarısını o ürünün hikâyesi belirler. Sizin ürününüzün hikâyesi nedir? Nasıl daha etkili, ilgi çeken ve akılda kalan bir hikâye anlatabilirsiniz? Başarılı olmak için ürününüzün hikayesini iyi anlatın

K

onuşmak, fikirlerimizi aktarmak için her gün başvurduğumuz bir yöntem. İşle ilgili fikirlerimizi açıklamak, ürün veya hizmetlerimizi yatırımcılara veya müşterilerimize anlatmak için belki birkaç dakikamız var. İlk dakikada net bir tablo çizip ilgilerini çekebildiniz mi ne ala… Yoksa sözleriniz pek de bir anlama gelmeyen laf kalabalığının önüne geçemiyor. İyi bir anlatım ya işinizi bağlayacak ya da çöpe atacak. O zaman hiç

zaman kaybetmeyin, konuşma yeteneğinizi geliştirmeye bakın. Konuşma tarzınız ve ürününüzle ilgili anlattığınız hikâye, temsil ettiğiniz ürün, marka veya kurumla ilgili en önemli bağlantınız. Kısacık zamana sığdırabildiğiniz yalın ve size özel hikâye açık, ilgi çekici ve bir sonraki detaylı konuşmaya davet eden nitelikte olmalı. Yeni müşteri, danışman veya yatırımcının kafasında ışık yanmalı, ayrıntıları merak ettiğinden karşınızdaki size

sorular sormalı. Kafası karıştığı ya da iş planınızın yürüyüp yürümeyeceğini sorguladığı için değil, bu güzel fikri nasıl hayata geçireceğinizle ilgilendiği için konuyu irdelemeli karşınızdaki. Çoğu zaman fikrinizi ilk 5 dakikada satamazsanız, karşınızdaki fikrinizi çürütmek için soru sormak yerine, kibarca konuyu kapama yoluna gider. Bu sayede, ne kendi zamanını ne de sizin zamanınızı kaybetmeden yoluna devam eder.


MAKALE

T

abii ki fikriniz parlaksa, onu daha etkileyici bir şekilde, fikre inanarak anlatabilirsiniz. Eğer fikrinizden emin değilseniz, yerine oturmayan şeyler varsa, kendinizden emin olmanız daha zor olabilir. Ancak iş planını ve fikri iyi sunmak iş fikri kadar önemlidir. Çok parlak bir iş fikrini vasat bir sunumla mahvedebilir veya ortalama bir iş fikrini harika bir sunumla farklı seviyelere taşıyabilirsiniz. İyi bir anlatımın başarısı, kişisel, akıcı, etkili ve karşımızdaki dinleyiciyle bağlantı kurma özelliklerine sahip olmasında gizlidir. Tüm bu özellikleri bir araya getirebilmek için ise, topluluk önünde ve birebir etkili konuşma yetisinin gelişmiş olması gereklidir. Eğer kendinizi bu konuda geliştirmek istiyorsanız, inc. com’un bir araya getirdiği bu yedi maddeye dikkat edin 1. Fikrinizi bir çocuğa anlatın Alın karşınıza 10 yaşındaki oğlunuzu, yeğeninizi ve iş fikrinizi ona anlatın. Az terim kullanarak, mümkün olduğunca basit ve kısa cümlelerle kendinizi ifade edin. Çocukların gerçek dünyada az deneyimi olduğu gibi, onlar için kelimeleri basitleştirmeniz

128

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

gerekir. Yani, kulağa karmaşık gelen, anlamı herkese ve duruma göre değişen o cafcaflı kelimelere veda edin. Yalın, taze, 10 yaşındaki bir çocuğun rahatlıkla anlayacağı bir dilde iletişim kurun. Konuşmanızı ne kadar basitleştirirseniz, mesajınızı o kadar kuvvetlendireceğinizi ve ne kadar az kelime kullanırsanız, o kadar net olacağınızı sakın unutmayın. Genç dinleyicinizle pratik yaparken konuşmanızın bitiminde kendisinden size soru sormasını isteyin. Nereleri çok iyi anladığını, nereleri tam olarak anlamadığını net olarak görmüş olursunuz. Konuşma metniniz üzerinde çalışırken de, bu noktaları daha farklı bir şekilde anlatmaya özen gösterebilirsiniz. 2. Havadan sudan konuşmayı unutmayın Dinleyicilerinize ısınmanız, onların da size ısınması gereklidir. Yoksa vermek istediğiniz mesajı tam olarak alamayabilirler. Hiçbir zaman bir yabancının yanına gidip ısınma konuşması yapmadan konuya girmeyin. Önce havadan, bulunduğunuz yerden veya giyindiğiniz kıyafetten konu açın. Bu sayede bir şeyi satma telaşı

olmadan kişinin nelerden hoşlandığını, tarzı ve karakteriyle ilgili ipuçları edinmiş olursunuz. Hiç tanımadığınız insanlarla arkadaşça, akıcı ve iki tarafın da keyif aldığı sohbetler kurmak buzları kıracak, karşınızdakilerin de size sempati duymasını sağlayacaktır. Her gün yeni insanlarla minik sohbetler başlatmayı deneyin. Gitgide daha rahat sohbet konusu bulacak ve doğal bir şekilde konuşacak hale geleceksiniz. 3. Ana konuları not edin Yazılı egzersizler zihninizin görsel olarak uyarılmasına ve bilgileri aklınızda daha kolay tutmanıza destek olur. İş fikrini anlatımınız kafanızın içindeyken size mükemmelmiş gibi gelebilir ancak kâğıda döktüğünüzde, önemli bir noktayı atladığınızı fark edebilirsiniz veya pek de önemli olmayan bir ayrıntıyı 5 dakikalık konuşmanız içine almış olabilirsiniz. Yazın, çizin, fikirlerinizi daha etkili ifade etmenin yolunu şemalarla, fikirler arası bağlantılar kurarak, üzerinde düşünerek, geliştirin. Yazıya dökmek aklınızdakileri görünür kılacak, somutlaştıracaktır. Bu sadece, kendi sözlerinize daha tarafsız ve analitik yaklaşma şansı bulmanızı sağlayacaktır.



MAKALE

4. Postürünüzü düzeltin Kendinizi ve ürününüzü anlatırken postürünüz çok da önemli değilmiş gibi düşünülebilir ancak ilk izlenim oluşturma konusunda son derece önemlidir. Dimdik kendinden emin bir duruş, diksiyonunuzun net ve akıcı olması, anlatımınızı büyük ölçüde etkiler. Dik, omuzlar geride, elleriniz iki yanınızda kesinlikle ceplerde değil - bir duruş sizi kendinden emin, rahat ve konuya hakim gösterecektir. Konuştuğunuz kişilerin gözlerinin içine bakmanız ve konuşurken nefesinizi iyi ayarlamanız karşınızdakilerin güvenini kazanmanıza yardımcı olacaktır. 5. Farklı anlatımlara açık olun Hazırladığınız konuşmayı birebir aynı kelimelerle pratik etmeyin. Bir süre sonra kendinizi robot gibi hissedersiniz. Bunun aksine bilinçli bir şekilde kelimelerle oynayarak ifade etmek istediğinizi farklı kelimeler kullanarak, farklı üsluplar deneyerek ve farklı açılardan ana noktalara temas ederek daha özellikli bir hale getirebilirsiniz. Bu sayede otomatikleşmiş, ruhunu kaybetmiş bir

130

Nalbur Teknik.com / Kasım’15

konuşma yapma tuzağına düşmez, daha natürel, daha kendiniz gibi bir konuşma yaparsınız. 6. Hızınızı iyi ayarlayın İnsanların konuşma hızları farklılık gösterebilir. Kimi çok daha hızlı konuşur, kimi tane tane. Sizin anlatımınızın hızı nasıl olmalı? Ne çok hızlı, ne çok yavaş. Ne dinleyicilerinizin sizi takip etmesini güçleştirecek bir hızda olmalı, ne de onları sıkıntıya boğacak yavaşlıkta. Siz kendinizi hangi hızda rahat hissediyorsunuz? Konuya buradan girin. Çok yavaş konuşuyorsanız, biraz daha hızlı konuşmaya odaklanın. Eğer heyecanla çok hızlı konuşuyorsanız, yavaşlayın, cümleler arasında esler verin. İnsanın kendi kendini dinlemesi ve yorum yapması çok zor olacağı için, üçüncü bir kişinin fikrini alın, konuşmanızı onun önünde yapın ve geribildirim isteyin. Her söylediğiniz anlaşılıyor mu? Konuşmanız akıcı mı? İlgi çekici mi? Tonlamanız nasıl? Neler farklı yapılabilir? Birden fazla kişinin görüşünü alırsanız, daha sağlıklı olacaktır. 7. Anlatımınızı kaydedin Kendi anlatımınızı

videoya alın veya sesinizi kaydedin. Belli kelimeleri tekrar ettiğinizi, tikleri, sessizlikleri… Konuşma tarzınızla ilgili daha önce hiç fark etmediğiniz şeyleri göreceksiniz. Hangilerini değiştirebilirsiniz? Mesajınızı daha net bir şekilde verebilmek için, neleri yapmalı veya yapmamalısınız? Örneğin, konuşmanın bir kısmında olması gerektiğinden fazla bir süre sessiz kalıyor olabilirsiniz veya belli bir cümleden sonra omuzlarınızı indiriyor, vücut diliniz ile ilgisiz görünüyor olabilirsiniz. Kayıt altına aldığınız görüntüyü inceleyin, konuşmanızın akıcılığının bozulduğu her bir saniyesini etüt edin ve düzeltmek için harekete geçin. Mükemmel bir anlatıma ulaşmak için, dinleyici kitlenizi genişletin ve deneme konuşmaları sırasında bol bol geribildirim almaya bakın. Dinleyicilerinizin yaptıkları yorumları kişisel olarak algılamayın. Onların uyarıları sayesinde anlatımını geliştirebilir ve başarı şansınızı arttırabilirsiniz.



GEZİ

Biraz da Güney Afrika’yı gezmeye ne dersiniz? Kış mevsimine yaklaştığımız şu günlerde şu günlerde şimdiden sıcak bir tatil planı yapmaya ne dersiniz? Hem de karlar altından güneşin sıcaklığını hissedeceğiniz yerlere doğru! Özellikle Ocak ve Şubat aylarında muhteşem olan bu yerlere bir göz gezdirin Eşsiz doğal güzellikleri, çok kültürlü şehirleri ve oyun parklarıyla Güney Afrika! Bu yıl düzenlenen Dünya Kupası nedeniyle kendini daha da geliştiren ülkede en sıcak aylar Ocak ve Şubat aylarıdır. Güneşlenmek için ideal yerlerden biri olan plajlarında yazın üzerinize giydiğiniz bronzluğa elveda demek zorunda kalmayacaksınız. Cape Town Türk Turistleri bekliyor Sabah uyandığında gözünü farklı bir kıtada açmak istediğinde, keşfedilmemiş uzaklar çağırdığında, merak dürttüğünde, son ana kadar karar verme özgürlüğünü yaşamak istediğinde, vize ile uğraşmak istemediğinde, içindeki hayvansever ortaya çıktığında, safariye çıkmak istediğinde, insanları ve

132 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

havasıyla sıcak bir yerde olmak istediğinde gidebileceğin en eşsiz destinasyonlardan bir tanesi de Güney Afrika’dır. Bir maniniz yoksa Güney Afrika gezmek, görmek ve keşfetmek için sizi bekliyor. Bu seyahatte bol bol okyanus balığı yemeniz, dumanlı dağların çevrelediği kartpostallık manzaralar görmeniz, güney enlemlerinde yetişen üzümlerin şaraplarını içmeniz, vahşi hayvanları doğal yaşam alanında görmeniz, çita ve aslanları ellerinizle sevmeniz, şansınızı denemeniz, yerin 1.400 metre aşağısına altın madenine inmeniz, hiç de uzak bir ihtimal değil. Güney Afrika’da gezilecek yerler Cape Town Güney Afrika’nın yasama başkenti olan Cape Town ülkenin en turistik şehirleri arasındadır. Lila,

sarı ve narçiçeği renginin sadece çiçeklerin taç yapraklarında olmadığı, caddeleri ve yolları saran ağaçlardan öbek öbek fışkırdığı, şehirdeki parklarda sincapların insanlara yanaşıp yiyecek beklediği, okyanusun, Cape Dağları’nın ve sislerin sarıp sarmaladığı bir şehir Cape Town. Tabiata ait güzelliklerin cömertçe bahşedildiği bu alandaki bitki örtüsü tüm dünyada yalnızca altı farklı yerde tespit edilen bitki örtüsü krallığından bir tanesini oluşturuyor. UNESCO tarafından 2004 yılında Dünya Mirası Listesine alınan bitki örtüsü krallığı 9000 ayrı türü içeriyor ve bunların içinde yarıdan fazlası bulunduğu bölgeye özgü olarak yetişiyor. Bu haliyle yeryüzündeki cennet köşesini içinde barındıran Cape Town sahip olduğu iklimi, toprak yapısı ve güney yarım kürede



GEZİ

olmanın verdiği coğrafi konum avantajı ile kaliteli üzüm için gerekli olan koşulları yerine getirerek şarap alanında dünya çapında haklı bir şöhrete sahip. Şehir merkezine yaklaşık yarım saat uzaklıkta olan Stellenbosch bölgesinde şarap tadımının yapılabileceği, mahzenlerin gezilebileceği ve butik otellerde konaklama imkânı olan büyük ölçekli bağ çiftlikleri göz alabildiğince uzanıyor. Muhteşem bağlar, bahçeler ve vadiler insanı kendinden geçiriyor. İnsan bir kez daha cennet işte böyle bir yer olmalı diyor. Masa Dağı Şehirdeki en turistik dağ yatay olarak sanki bir bıçakla kesilmiş gibi tepesi dümdüz olan masa şeklindeki Masa Dağı (Table Mountain). Hava koşulları müsait olduğu zaman buraya çıkarak teleferiğe binilebilinir ve kartpostalları süsleyen kuşbakışı manzara seyredilebilir. Ama bunun için öncelikle masanın örtüyle kaplı olmaması gerekiyor yani yoğun bir sis görüş mesafesini azaltmamalı aksi halde bizim gibi planlarınız suya düşer ve teleferiğe izin vermezler. O zaman da şehirdeki diğer tepeler örneğin, Aslan Tepesi gezilebilir. Cape Town’da mutlaka fotoğraf çekilmesi gereken bir nokta da Güney Afrika’nın güney batısının en uç noktası olan Ümit Burnu’dur. Milli Park içinde raylı bir taşıma aracı olan fenikülere binerek Ümit Burnu Feneri’ne çıkabilirsiniz ve işte okyanus dalgaları üzerinde ve dünyanın hakikaten bir uçundasınız. Burayı ilk kez gemi ile dolaşan

134 Nalbur Teknik.com / Kasım’15

Bartolomeu Dias dönüş yolunda Ümit Burnu’nu Fırtınalar Burnu olarak adlandırmıştır. Asıl ismi ise dönemin Portekiz Kralı tarafından Hindistan’a giden yolu ortaya çıkarması ümidiyle Ümit Burnu (Cape of Good Hope) olarak verilmiştir. Trajiktir ki, Dias kendi keşfettiği Ümit Burnu’nda son nefesini vermiştir. Ümit Burnu’nun hemen ilerisinde yer alan Cape Point ise iki okyanusu birleştirmektedir. THY’nin Güney Afrika’ya haftanın üç günü direkt uçuşları var. Cape Town’a giderken Johannasburg aktarmalı uçuluyor. Uçuş yaklaşık 13 saat sürüyor. Emirates’in her gün aktarmalı uçuşları var. Turistik amaçlı 30 gün boyunca vize almadan kalabilirsiniz. Tedavüldeki para birimi Güney Afrika Randı. 10 € yaklaşık olarak 100 Rand yapıyor (Kasım/2011). Para bozdururken yanınızda pasaport olması gerekiyor ve işlem biraz uzun sürüyor bir de her para bozdurmada tutarla ilişkili olarak ilave hizmet ücreti aldıkları için az miktarda sık sık bozdurmak yerine bir seferde bozdurmak daha mantıklı. Ayrıca banknotlarında önde gelen bir şahsiyet yerine hayvan resimleri olan tek ülke Güney Afrika. Dört mevsimin yaşandığı bir coğrafya, kıyılarda Akdeniz iklimi hakim. Kasım-şubat yaz dönemi, mayıs-temmuz kış dönemi. Ancak sıcaklıklar akşamüstü birden düşüyor o nedenle ilave hırka, ceket, yağmurluk almakta fayda var. Birden ıslanıp birden kuruyabilirsiniz. Oldukça büyük bir yüzölçümüne sahip Güney Afrika’yı bir uçtan bir uca gezebilmek için uzun bir zaman gerekir. Size önerimiz

Johannesburg, Sun City ve Cape Town gibi başlıca şehirler için ayrı ayrı program yapmanız. Doğa, kültür, tarih ve eğlencenin iç içe geçtiği Güney Afrika, dört ayrı mevsimi yaşatır ziyaretçilerine. Mevsimlerde olduğu gibi mimaride de farklı tatlar alabilirsiniz bölgeden. Otantik işçiliklerden Felemenk sömürge tarzı Stellenboch evlerine kadar görülmeye değer birçok şey bulacağınıza eminiz. Neler yapmalı? Johannesburg’ta doğanın tadını çıkarabilir, Las Vegas olarak da adlandırılan Sun City’de yapay tropik sahillerde ve casinolarda vakit geçirebilir, birbirinden güzel kumsallarıyla ünlü Cape Town’da denizin ve güneşin keyfine varabilirsiniz. Su sporları, balık tutma deneyimleri, yerel pazarlarda keşifler ayrıca sizi bekleyenler. Ve Mandela… Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma, devlet televizyonundan yaptığı açıklamada, Mandela'nın, evinde "huzur içinde" yaşamını yitirdiğini belirtti. Akciğer enfeksiyonu nedeniyle 8 Haziran'da hastaneye kaldırılan Mandela, 1 Eylül'de taburcu edilerek evine gönderilmişti. Güney Afrika'daki ırkçı beyaz rejime karşı yürüttüğü mücadele nedeniyle ömrünün 27 yılını demir parmaklıklar ardında geçiren Mandela, ülkesine 5 yıl devlet başkanı olarak hizmet etmişti. Güney Afrika'nın efsanevi lideri Nelson Mandela, ırk ayrımcılığıyla mücadelenin sembol ismiydi.






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.