Nalbur Teknik Mart'16

Page 1

İMG İMG

Mart-March/2016














İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik H. Ferruh Işıkik m.tr İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına Genel Müdür

Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com.tr

Yayın Editörü

Emine Korkmaz emine.korkmaz@img.com.tr

2017’de İstanbul Hırdavat Fuarı geliyor

B

Reklam Müdürü Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr Sanat Yönetmeni İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr

Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Hakan Kurt hakan.kurt@img.com.tr Ebru Pekel Kurumsal İletişim Müdürü ebru.pekel@img.com.tr

Kurumsal İletişim Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr

Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr

İhlas Gazetecilik A.Ş. CTP-Baskı Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul Tel: 0 212 454 30 00 Adres Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51 www.nalburteknik.com

Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.

EDİTÖRDEN

Grafik Tasarım Şükrü Karşıyaka sukru.karsiyaka@img.com.tr

u yıl şubat ayı, fuarların yoğunlukta olduğu bir dönem oldu. Öncelikle Win Eurasia Metalworking fuarı ve ardından UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı gerçekleşti. Nalbur Teknik dergisi olarak bizlerin de katılımcı olarak katıldığı fuarlarda her yıl olduğu gibi bu yıl da sektörden isimlerle buluştuk. Yayıncı olarak spesifik bir sektöre hitap etmemiz dolayısı ile katıldığımız bütün fuarlarda hırdavat ve nalbur sektöründen katılımcıları tabiri caiz ise cımbız ile seçip bu segmentte ki faaliyetleri ve ticari işleyişleri ile ilgili bilgiler alıp siz okuyucularımıza sunuyoruz.

Hırdavat ve Nalbur sektörünün birleştirici bir gücünün olmayışından hep yakınmışızdır. Çözüm odaklı yaklaşımlarımız sayesinde bu birlikteliği dergi içerisinde sağlamaya çalışmanın yanı sıra aslında tam da sektöre hitap etmeyen fuarlarda da bu birlikteliğin oluşmasına katkı sağlamaya çalıştık. Bu sektörü çok yakından tanıyoruz ve başta dediğim gibi çözüm odaklı projeler üretmeye çalışıyoruz. Bütün bunları neden anlatıyorum sorusu aklınıza gelebilir. Sebep şu ki sektörün yıllardır beklediği ve bizlerinde uzun zamandır hazırlandığı İstanbul Hırdavat Fuarı projesi nihayet faaliyete geçiyor. Daha sonraki sayılarda detaylı bilgi vereceğimiz bu fuarla alakalı şimdilik şunları söylemek isterim. Sektörün beklediği gerçek bir ticari arena niteliğinde ki Istanbul Hırdavat Fuarı endüstri yelpazesinde üretici, toptancı ara toptancıları buluşturan bir köprü olacak. Sektördeki teknolojik gelişmeleri yakından görmek ve ürün, hizmetler hakkında bilgi almak ziyaretçilerin yoğun olarak katılımı esas amaçlar arasında. Orta Doğu’ya açılan bir kapı olan Türkiye’nin ticari konumunu değerlendirerek yurt dışı firmalarının Türkiye’ye çekilmesi planlanıyor. İstanbul Hırdavat Fuarı 2017 ile ilgili daha geniş bilgiler vermek ve Nalbur Teknik dergisi içeriğinde söktörün nabzını tutmak için gelecek sayılarda görüşmek dileği ile.

Emine Korkmaz


Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı “Yurtbay Yapı Kimyasalları UNICERA’daydı”

Reis Makina “WIN EURASIA Fuarına Oerlikon Damgası”

Gata Kimya Genel Müdürü Ayşen Öven ve Satış Pazarlama Müdürü Selim Dindar “Chameleon Sprey Boya ile renkler dünyasına hoş geldiniz”

Elteks İşletme Müdürü Sahir Erol

“Avrupa kalite standartlarında bir marka ELTEKS”

Akdeniz Çivi Türkiye Satış Direktörü Pelin Taşdemir Yılmaz “Türkiye ve dünyaya adını çivileyen marka Akdeniz Çivi”

Hemel Genel Müdürü Giray Hüdayioğlu “Ahşabın Dostu Hemel”

EMES Yurtdışı Satış ve Pazarlama Sorumlusu Ayten NAYIR “Bütün sektörlerin tekeri EMES”

Ekonomistler 2015 Türk yapı sektörünü değerlendirdi

İNDEX

3M...................................................19 EGELİ............................................ 6-7 KAMİLTÜRK .....................................97 RİTİM YAPI ......................................61 ABONE FORMU..............................135 EMÜLZER ........................................59 KANCA ............................................87 SEDA END ..................................... 8-9 ASKAYNAK................................. Ö.K.K ER KALIP .........................................53 KARBOSAN ................................... A.K SELSİL.......................................... 2-3 ATAMAN...........................................69 FASTANER FUAR .............................95 KARCHER ........................................31 SOLAREX ......................................115 ATEŞ İNŞ ........................................49 FİLLİ BOYA ......................................23 KARKİM .................................. 99-101 TEKSAN.......................................... 51 AYVAZ .............................................45 FOMY ...........................................129 MAGMAWELD .................................15 TÜM PLASTİK ............................ 72-73 BOSCH .............................. Ö.K-Ö.K.İ-1 GATA KİMYA ....................................25 METABO ....................................... 4-5 TÜRK BARTER ...............................103 CENTER ....................................A.K.İ.K GERDANYA İ..............................NSÖRT NT ................................................109 CERMİX 4..........................................7 HİLTİ................................................39 ÖZKARDEŞLER ................................75 VİKO ...............................................79 ÇELİK HORTUM ....................... İNSÖRT İMG ..............................................125 PAKPEN ..........................................35 YAPI FUARI ....................................121 DEKOR ............................................43 KALEKİLİT .......................................57 RENK PLASTİK ................................91 YURTBAY YAPI KİM .................... 64-65


HABER

Ekonomistler Türk yapı sektörünü değerlendirdi Yapı-Endüstri Merkezi, ( YEM ) her yıl hazırladığı “Türk Yapı Sektörü Raporu”nu bu yıl ekonomistlerin geleceğe yönelik değerlendirmeleriyle birlikte açıkladı. 25 Şubat 2016 Perşembe günü Yapı-Endüstri Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte, Ekonomist; Ali Ağaoğlu, Mahfi Eğilmez ve Mustafa Sönmez, raporu 2016 yılına dair ön görüleriyle beraber değerlendirdi. Yatırımcıların, mimarların, yapı malzemesi üreticilerinin, basın mensuplarının, sektör profesyonelleri ve temsilcilerinin izlediği etkinlikte katılımcılar sektöre dair somut öneriler elde etti.

Y

apı Dünyasının Bilgi Merkezi, YapıEndüstri Merkezi (YEM) tarafından hazırlanan ve 21 yıldır düzenli olarak yayımlanan “Türk Yapı Sektörü Raporu 2015” açıklandı. Türk yapı sektörünün 2015 karnesini geniş ve kapsamlı analizlerle değerlendiren, Türkiye ve dünya ekonomisindeki gelişmeler ışığında yeni mevzuatlara, gelecek beklentilerine ve hedeflerine yer veren, "Türk Yapı Sektörü Raporu 2015", "Ekonomistler Türk Yapı Sektörünü Değerlendiriyor / Türk Yapı Sektörü 2015 Analizleri ve 2016 Öngörüleri" toplantısı ile açıklandı.

Konut hala en i ẏ i ̇ yatırım aracı Yapı-Endüstri Merkezi, (YEM) her yıl hazırladığı “Türk Yapı Sektörü Raporu”nu bu yıl ekonomistlerin geleceğe yönelik değerlendirmesiyle birlikte açıkladı. 25 Şubat

12

Nalbur Teknik.com / Mart’16

2016 Perşembe günü YapıEndüstri Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte, Ekonomist; Ali Ağaoğlu, Mahfi Eğilmez ve Mustafa Sönmez, raporu 2016 yılına dair ön görüleriyle beraber değerlendirdiler. 2016 yılı öngörüleri, büyüme ivmesi, gayrimenkul sektörü, inşaat malzemeleri sanayisine ait üretim, tüketim, ihracat ve ithalat büyüklükleri gibi çok çeşitli verinin önceki yıllarla karşılaştırmalı olarak analiz edildiği ve raporun açıklandığı toplantıya,

yatırımcılar, mimarlar, gayrimenkul sektörü temsilcileri ve yapı sektörünü temsil eden kurum ve sivil toplum örgütlerinin yöneticileri katıldı. Türk Yapı Sektörü Raporu; Türkiye ekonomisini, gayrimenkul piyasalarını, yurtiçi ve yurtdışı müteahhitlik hizmetlerini, yapı malzemesi sanayisini, üretim ve tüketim


detaylarını, ihracat ve ithalat büyüklüklerine ilişkin verilerle derinlemesine analiz ediyor ve tüm sektör paydaşlarıyla paylaşıyor.

malzemeleri iç pazarda yüzde 2'lik büyüme, dış pazarda ise 16,5-17,5 Milyar Dolar arasında ihracat öngörümüz var” diye konuştu.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel, Türkiye'de inşaat sektörünün 2015 yılında beklentilerin üzerinde büyümesine rağmen çok tatmin edici bir büyüme gerçekleştiremediğini belirtti. Türkiye GSYH değerlerinde yüzde 3,4 oranında büyüme yaşandığı 2015 yılının ilk 9 aylık döneminde inşaatta yüzde 0,4, gayrimenkulde yüzde 3,3'lük oranda büyüme görüldüğünü dile getiren Gürlesel, yakın ve komşu ülkelerle ilişkilerdeki bozulma ve ekonomik yavaşlamanın inşaat malzemeleri ihracatını önemli ölçüde etkilediğini söyledi. Dünya inşaat harcamaları büyüme oranının 2016 yılında yüzde 4 ve 10,1 Trilyon Dolar seviyesinde olacağı öngörüsünü paylaşan Gürlesel, “2016 yılında inşaat sektörü için yüzde 2,53'lük büyüme beklentimiz var. İnşaat

"Konuta Talep Devam Edecek" Ekonomist, yazar Mahfi Eğilmez, 2015 yılının dünya ve Türkiye için parlak bir yıl olmadığını kaydederek 2015'in en ciddi etkilerinden birinin Türk Lirası'nda yaşanan yüzde 25 oranındaki değer kaybı olduğunu ifade etti. İşsizliğin çift hanelerde olduğuna dikkat çeken Eğilmez, 2016'da işsizlik oranında fazla gerileme beklemediğini belirtti. İşsizlikle birlikte istihdam da artış olduğuna vurgu yapan Eğilmez, nüfusun sürekli artış eğiliminde olduğunu ifade etti. Türkiye'nin 2016 yılında yüzde 4 civarında büyümesini beklediğini belirten Eğilmez, asgari ücret artışının ekonomiyi canlandırıcı etkisinin olacağını ve bunun yapı sektörünü olumlu etkileyeceğini söyledi. 2016'da enflasyonun yüzde 9 civarında kalmasını beklediğini kaydeden Eğilmez, Türk Lirası'nın dolar karşısında yüzde 12 civarında değer kaybetmesini beklediğini vurguladı. Faizlerin düşmesiyle yatırım yapılacak alanın kalmadığını kaydeden Eğilmez çoğu kişinin tasarruflarını çözüp bankadan kredi alarak

gayrimenkule yöneldiğini söyledi. Eğilmez, "Konuta talep devam edecek. Faizler böyle durduğu sürece insanların alternatif imkânı olmadığı müddetçe konuta talebin devam etmesini bekliyorum" diye konuştu. "Konuttaki ̇ Geti ṙ i ̇ Başka Yerde Yok” Ekonomist, yazar Mustafa Sönmez, Türkiye ekonomisinin 2015 yılında tahminen yüzde 4 oranında büyüdüğüne dikkat çekerek Türkiye gibi işsizliğin yüzde 10 civarında olduğu bir ülkede bu büyüme oranının yeterli olmadığını belirtti. Sönmez sözlerini şöyle sürdürdü: "Yüzde 3-4 büyüme oranıyla Türkiye yetinemez, bu oranı mutlaka yüzde 5-6 seviyesine çıkarmamız lazım. Türkiye'nin yüzde 4 büyümeyi nereden sağladığına baktığımızda inşaatın önemli katkı sağladığını düşünüyorum. Yatırım ve şantiye aşamasında çok ciddi hareket olmasa bile stokların eritilmesi, satılması ve emlak hareketi açısından önemli yer tuttuğu kanısındayım. Son yıllarda konut satışları sadece barınma amaçlı konut alımları değil, konutu yatırım aracı olarak görüp üzerinde getiri sağlamaya dönük ciddi bir talep söz konusu. İllere göre konut fiyatlarına baktığımızda İstanbul'un çok ciddi şekilde ayrıştığını görüyoruz. Merkez Bankası'nın konut fiyat istatistikleri bize İstanbul'da konut fiyat artışlarının Türkiye ortalamasından epey yüksek olduğunu gösteriyor. 2015


HABER

yılında yaklaşık yüzde 26 nominal konut fiyat artışı olduğu görülüyor. 2015 yılında dolar yüzde 24 civarında değer kazanırken konut yüzde 26 civarında değer kazandı. Merkez Bankası'nın fiyat istatistiklerini tutmaya başladığı 2010 yılından beri İstanbul'da konut fiyat artışı yüzde 86 seviyesinde. Böyle bir getiri başka hiç bir şeyde yok. Yarı yarıya nakdi olan bile konut kredisi kullanarak konuta yatırım amaçlı yönelebiliyor. Konutun yatırım aracı olarak görülmesi ve bu yönden talep alması önemli bir eğilim. Bu eğilimin sürmesi ihtimali de yüksek gözüküyor." Türkiye'nin iç talebe yönelmek durumunda kalacağını bildiren Sönmez, konut ve inşaat sektöründe yatırım amaçlı konut talebinin devam etmesini beklediğini belirtti.

14

Nalbur Teknik.com / Mart’16

En İyi ̇ Yatirim En İyi ̇ Savunma Aracı: Konu Finansal Piyasalar Uzmanı ve Yazarı Ali Ağaoğlu da "İnşaat sektörünü, yılın ilk 9 ayında sadece % 0,4 ile oldukça sınırlı bir büyüme göstermesine ve genel ekonomik büyümenin altında kalmasına rağmen 2015 yılında konut satışları % 10,6 artarak 1,29 Milyona ulaştığını söyleyerek beklentileri aşarak tüm zamanların satış rekorunu kırdığını belirtti. Ağaoğlu ‘’Halkımız için konutun halen en önde gelen “yatırım enstrümanı” olması, ekonomideki belirsizliklere karşın en iyi “savunma aracı” olarak algılanması bu rekoru getirdi ‘’ dedi. Ağaoğlu, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin küresel “büyüyememe” sorunundan doğrudan etkilendiğini, dış politikada yaşanan gerilimlerin de

inşaat malzemeleri ihracatını olumsuz etkilediğini göründüğünü dile getirdi. Yeni dönemde ekonomiye ilişkin beklentilerini paylaşan Finansal Piyasalar Uzmanı ve Yazarı Ali Ağaoğlu ise önümüzdeki dönemde turizm, tekstil, enerji sektörlerinde yaşanan olaylardan dolayı bankacılık sektöründe karşılıklarda esnetilme beklendiğini belirtti. Ağaoğlu, bankacılık sisteminin eski sıkışmış yerinden birazcık gevşediğinde bir miktar kaynak aktarabilir hale geleceğini ifade etti. Dolar/TL kurunda 3,14-3,16 bandının üzerine çıkılması durumunda bir miktar sorun yaşanabileceğini kaydeden Ağaoğlu, yeni merkez bankasının kim olacağı konusunun önümüzdeki dönemin kilit konusu olacağını söyledi.



HABER

Türk Yapı Sektörü Raporu 2015’e genel bakış ÖZET

Gösterge Dünya

Dönem

2014

2015

Değişim

Ekonomik Büyüme %

YILLIK

2,7

2,5

Gelişmiş Ülkeler Büyüme % Gelişen Ülkeler Büyüme % Dünya Mal Ticaret Milyar Dolar

YILLIK YILLIK YILLIK

1,8 4,6 18.427

1,9 4,0 16.650

Dünya İnşaat Harcamaları Büyüme %

YILLIK

5,1

4,0

Dünya İnşaat Harcamaları Trilyon Dolar Dünya İnşaat Malzemesi Pazarı Trilyon Dolar Dünya İnşaat Malzemeleri İhracatı Milyar Dolar

YILLIK YILLIK YILLIK

9,35 6,54 877,6

9,72 6,80 810,0

4,0 4,0 -7,7

Sınır Ötesi Gayrimenkul Yatırımları Milyar Dolar

YILLIK

1.210

1.340

10,7

GSYH Büyüme % GSYH Değeri Milyar TL

Ocak-Eylül Ocak-Eylül

3,1 1.301,4

3,4 1.445,6

11,1

Sabit Sermaye Yatırımları Milyar TL Toplam İnşaat Harcamaları Milyar TL Kamu İnşaat Harcamaları Milyar TL Özel İnşaat Harcamaları Milyar TL İnşaat Sektörü Cari Değeri Milyar TL

Ocak-Eylül Ocak-Eylül Ocak-Eylül Ocak-Eylül Ocak-Eylül

262,8 123,2 44,9 78,3 60,4

292,5 131,3 46,4 84,9 64,4

11,3 6,6 3,3 8,5 6,5

İnşaat Sektörü Büyüme % Kamu İnşaatları Büyüme % Özel İnşaatlar Büyüme % İnşaat Sektörünün GSYH’ya Katkısı İnşaat Sektörü İstihdam Bin Kişi

Ocak-Eylül Ocak-Eylül Ocak-Eylül Ocak-Eylül Eylül

1,9 -10,0 11,3 5,7 1.964

0,4 -2,6 1,2 5,6 2.028

3,3

Gayrimenkul Sektörü Büyüme % Alınan Yapı Ruhsatları Milyon m2 Alınan Konut Yapı Ruhsatları Milyon m2 Alınan Konut Dışı Bina Yapı Ruhsatları Milyon m2 Bina İnşaat Maliyetleri Artışı %

Ocak-Eylül Ocak-Eylül Ocak-Eylül Ocak-Eylül YILLIK

2,2 175,86 131,10 44,76 10,7

3,3 132,32 98,02 34,30 5,9

YILLIK YILLIK YILLIK YILLIK

10,9 1.165.381 18.959 124,8

5,2 1.289.320 22.830 143,7

10,6 20,4 15,1

ARALIK YILLIK Ocak-Ekim Ocak-Ağustos Ocak-Ağustos

0,91 152,4 3.620 16,80 168

1,18 166,7 3.360 14,85 85

9,4 -7,2 -11,6 -49,4

İnşaat Sektörü Kullanılan Yurtiçi Kredi Milyar TL

Ocak-Eylül

100,66

135,88

35,0

İnşaat Malzemesi İç Pazarı Milyar TL İnşaat Malzemesi İhracatı Milyon Dolar İnşaat Malzemesi İthalatı Milyon Dolar

Ocak-Eylül YILLIK YILLIK

86,21 21,18 9,30

91,89 17,00 9,13

6,6 -19,8 -1,7

Ocak-Kasım

0,5

0,7

-9,6

Türkiye

Bina İnşaat Malzemesi Maliyet Artışı % Konut Satışları Yabancılara Konut Satışı Konut Kredileri Milyar TL Konut Kredisi Aylık Faiz Oranı % Yeni Konut Fiyat Endeksi 2010=100 Yabancıların Gayrimenkul Alımı Milyon dolar Yurtdışı Müteahhitlik Projeleri Milyar Dolar Yurtdışı Müteahhitlik Projeleri Adet

İnşaat Malzemesi Sanayi Üretimi Büyüme %

16

Nalbur Teknik.com / Mart’16

-24,8 -25,2 -23,4


D

ÜNYADA GELİŞMELER 2015 yılında dünya ekonomisi beklentilerin ve geçen yılın altında yüzde 2,5 büyümüştür. Gelişmiş ülkeler geçen yılın üzerinde ve yüzde 1,9, gelişen ülkeler ise geçen yılın altında ve yüzde 4,0 büyüme göstermiştir.

dünya inşaat harcamaları 2015 yılında nominal olarak değer bazında yüzde 4,0 genişlemiş ve 9,72 trilyon dolara ulaşmıştır. ABD’de inşaat harcamaları rekor seviyelere ulaşmış, Avrupa Birliği’nde harcamalar artışı yavaşlarken özellikle Rusya ve Körfez ülkelerinde harcamalarda küçülmeler yaşanmıştır.

Dünya ekonomisinde 2015 yılında ABD ve AB Merkez Bankalarının para politikaları belirleyici olurken, petrol ve emtia fiyatlarındaki gerileme etkili olmuştur. Çin ekonomisindeki yavaşlama da yıla damgasını vurmuştur. Dolar diğer para birimleri karşısında son 10 yılın en değerli seviyesine ulaşırken, gelişen ülkeler oluşan bu küresel koşullardan olumsuz etkilenmiştir.

Dünya inşaat malzemelerinde büyüme ise inşaat harcamalarındaki gelişmeye paralel 2015 yılında yavaşlamış ve değer olarak yüzde 4,0 büyüyerek 6,8 trilyon dolara ulaşmıştır. İnşaat malzemelerine talep artışı gelişmiş ülkelerde hızlanırken, başta Çin olmak üzere gelişen ülkelerde yavaşlamıştır.

Dünya mal ticareti de 2009 küresel krizi sonrası 2015 yılında değer bazında yeniden ve yüzde 10’a yakın daralarak 16,65 trilyon dolara gerilemiştir. Petrol emtia ve mal fiyatlarındaki gerileme dünya mal ticaretinde değer bazında daralmanın temel nedeni olmuştur. İnşaat malzemeleri ihracatı da olumsuz etkilenmiştir. Dünya inşaat sektöründe 2015 yılında iki önemli eğitim ortaya çıkmıştır. İlki ABD ve AB gibi gelişmiş ülkelerde inşaat sektöründe büyümenin kalıcı hale gelerek sürmesidir. İkinci eğilim ise özellikle petrol ve emtia ihracatçısı gelişen ülkelerin gelirlerinin azalması ile alt ve üst yapı inşaat harcamalarının sınırlanmasıdır. Bu iki ana eğilime bağlı olarak

Dünya inşaat malzemeleri ihracatının 2015 yılında yüzde 7,7 gerilediği ve 810 milyar dolara düştüğü öngörülmektedir. İnşaat malzemeleri fiyatlarında küresel ölçekte yıl boyu gerilemeler yaşanmıştır. İnşaat faaliyetlerinde yavaşlama da mal talebini ve ticaretini sınırlamıştır. Bu nedenle uzun yıllar sonra inşaat malzemeleri dünya ticaretinde yeniden daralma yaşanmıştır. Küresel gayrimenkul sektöründe ise sınır ötesi yatırımlar yüzde 10,7 artarak 1,34 trilyon dolara ulaşmış ve küresel kriz sonrası en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Artışta gelişmiş ülke varlıklarına yönelik artan yatırım iştahı ile gelişen ülke varlıklarından çıkış eğilimi etkili olmuştur. TÜRKİYEDE GELİŞMELER Türkiye ekonomisinde 2015 yılında yapılan iki genel seçim

ile oluşan siyasi belirsizlik, artan terör olayları, jeopolitik gelişmeler ve dışarıda yaşanan küresel mali dalgalanmalar etkili ve belirleyici olmuştur. Yıl genelinde reel kesim ve tüketici güveni düşük seyrederken iktisadi faaliyetlerde yıl geneline yayılan bir bekle-gör dönemi oluşmuştur. 2015 yılında yaşanan belirsizlik ve dalgalanmalara rağmen Türkiye ekonomisi yılın ilk dokuz ayında geçen yılın üzerinde ve yüzde 3,4 büyüme göstermiştir. Yılın genelinde büyümenin yüzde 4,0’e ulaşması beklenmektedir. Temel ekonomik göstergeler içinde dış ticaret açığı ile cari açıkta önemli bir iyileşme yaşanmıştır. İki genel seçime rağmen kamu mali disiplini korunmuştur. Buna karşın enflasyonda artış yaşanmıştır. Türk Lirası da yıl genelinde önemli kayıp yaşamıştır. Bu gelişmelere bağlı olarak yılsonuna doğru daha yüksek faiz oranları oluşmuştur. Ekonomik ve siyasi alanda yaşanan belirsizlik yıl genelinde özellikle özel sektör yatırımlarının ötelenmesine yol açmıştır. Sabit sermaye yatırım harcamaları 2015 yılının ilk dokuz ayında nominal olarak yüzde 11,3 oranında genişlemiştir. İnşaat harcamaları da 2015 yılında oluşan koşullardan olumsuz etkilenmiştir. Toplam inşaat harcamaları yılın ilk dokuz ayında nominal olarak yüzde 6.6 oranında artmış ve 131,3 milyar TL’ye ulaşmıştır. Kamu inşaat harcamalarında genişleme yüzde 3,3 ile daha


HABER

sınırlı kalmıştır. Özel sektör inşaat harcamaları ise yüzde 8,5 genişlemiş olmakla birlikte enflasyondan arındırıldığında reel büyüme olmamıştır. İnşaat harcamalarındaki bu gelişmelere bağlı olarak inşaat sektörü yılın ilk dokuz ayında sadece yüzde 0,4 ile oldukça sınırlı bir büyüme göstermiştir. Yıl genelinde inşaat sektörünün büyüme performansı zayıf ve genel ekonomik büyümenin altında kalmıştır. İnşaat sektörü genel ekonomiye göre olumsuz koşullardan daha fazla etkilenmiştir. Buna bağlı olarak inşaat sektörünün milli gelir içindeki payı yüzde 5,6’ya inmiştir. İnşaat sektöründeki istihdam ise Eylül ayı itibariyle 2,0 milyonu ve geçen yılki seviyesini aşmıştır. Gayrimenkul iş geliştirme ve kiralama sektörü ise yılın ilk dokuz ayında yüzde 3,3 ile geçen yılın üzerinde ve genel ekonomiye paralel bir büyüme göstermiştir. 2015 yılının ilk dokuz ayında alınan toplam yapı ruhsatlarında yüzde 24,8 ile önemli bir gerileme yaşanmıştır. Konut yapı ruhsatları yüzde 25,2, konut dışı bina yapı ruhsatları ise yüzde 23,4 gerilemiştir. Yıl genelinde yaşanan belirsizlik

18

Nalbur Teknik.com / Mart’16

ve dalgalanmalar alınan yapı ruhsatlarını sınırlamıştır. Yıl genelinde bina inşaat maliyetleri yüzde 5,9, inşaat malzemesi maliyetleri ise yüzde 5,2 ile enflasyonun ve geçen yılki gerçekleşmelerin altında artış göstermiştir. 2015 yılında konut satışları yüzde 10,6 artarak 1,29 milyona ulaşmış, beklentileri aşarken tüm zamanların satış rekorunu kırmıştır. Konut talebi belirsizlik ve dalgalanmalara rağmen artışını sürdürmüştür. Konut bir güven unsuru olarak talep görmüştür. Konut talebini destekleyen konut kredilerinde büyüme 2015 yılında 15,1 olmuş ve konut kredileri stoku 143,7 milyar TL’ye ulaşmıştır. Konut kredileri aylık ortalama faiz oranları ise yıla yüzde 0,91 seviyesinden başlamış ve yüzde 1,18 oranından kapatmıştır. Konut talebindeki artışın sürmesine karşın yeni konut fiyatları 2015 yılında yüzde 9,4 ile makul oranda ve enflasyona paralel bir artış göstermiştir. Yabancıların Türkiye’den gayrimenkul alımları 2015 yılının ilk on ayında yüzde 7,2 gerileyerek 3,36 milyar dolar olmuştur. Gerilemede Türkiye’de yaşanan

belirsizlikler kadar küresel mali dalgalanmalar ve jeopolitik gelişmeler de belirleyici olmuştur. Yurtdışı Müteahhitlik işlerinde de gerileme yaşanmıştır. 2015 yılının ilk 8 ayında alınan proje sayısı yüzde 49,4, proje tutarı ise yüzde 11,6 gerilemiştir. Müteahhitlik işlerinin yoğun olarak alındığı ülkelerin enerji ihracat gelirlerinin azalması ile bu ülkelerle yaşanan siyasi gerginlikler alınan işlerinin düşmesine yol açmıştır. İnşaat sektöründe yaşanan bu gelişmelere bağlı olarak inşaat malzemeleri iç pazarı yılın ilk dokuz ayında nominal olarak yüzde 6,6 büyüyerek 91,9 milyar Türk Lirasına ulaşmıştır. İnşaat malzemeleri dış ticaretinde ise önemli bir gerileme yaşanmıştır. 2015 yılında inşaat malzemeleri ihracatı yüzde 19,8 gerileyerek 17,0 milyar dolara inerken, ithalatta gerileme yüzde 1,7 ile daha sınırlı olmuş ve toplam ithalat 9,13 milyar dolara inmiştir. İnşaat malzemeleri sanayi üretimi ise 2015 yılında sadece yüzde 0,7 artarak yine zayıf bir performans göstermiştir.



DOSYA

BOYA ve BOYA EKİPMANLARI

Türkiye ve dünyada boya sanayi Son 10 yılda hızla büyüyen boya sektörü oldukça dikkat çekici bir konuma geldi. Sektörde uzmanlaşma, globalleşme ve çok yönlü ortaklıkların ağırlık kazanması sektöre farklı bir boyut kazandırdı. Şimdi rakamlarla boya sektörünü yakından inceleyelim. Boya sanayindeki ana trendler Talep kayması • Son kullanıcı sektörlerindeki coğrafi yer değiştirmeler boya pazarını doğrudan etkileyecektir. • Gelişmiş pazarlardaki inşaat ve diğer sektörlerdeki yatay gelişimi • Gelişen pazarlardaki sektörel büyüme yıllık %4-5 olup, GSYİH gelişiminin biraz üzerindedir. • Yükselen (emerging) ülkelerdeki sektörel büyüme yıllık %10’a kadar olup, GSYİH gelişiminin üzerindedir. Yeni iş modelleri • Boya sektörü daha çok (son) tüketici tarafından yönlendirilmektedir. • Ar-Ge ve ürün müşterek geliştirme çalışmaları tüketicilerin taleplerine paralel olarak yapılmaktadır. • Daha yakın işbirliği daha istikrarlı ilişkilere yön verir ve fiyat baskısını rahatlatabilir. İnovasyon • Akıllı fonksiyonlar, nanoyapılar ve çoklu fonksiyon kombinasyonları

20

Nalbur Teknik.com / Mart’16


katma değerli özellikler olarak ortaya çıkmaktadır. • Endüstriyel boyalarda UV ile kürlenebilen teknolojiler geleceğin teknolojisi olarak görülmektedir. • Solvent bazlı boyalardan su bazlı boyalara geçiş hızlanmıştır. • İnovasyonun etkisi orta vadede çok güçlü, uzun vadede ise hafifleyecek gibidir. • Yönetmeliklerin tetiklediği, çevre dostu ‘yeşil boyalar’ sektörün gelecekteki gelişimine daha da katkıda bulunacaktır. Türkiye Avrupa’nın en büyük 5. boya üreticisi Türkiye Avrupa’nın en büyük 5. boya üreticisi olarak dünya pazarının yaklaşık % 2’sini oluşturan boya sanayisiyle son 10 yılda hızlı bir büyüme göstermiş, modern üretim ve teknoloji yapısına ulaşarak önemli bir dönüşüm ve gelişim sağlamış ülkedir. Boya sanayi özellikle teknoloji ve inovasyon alanında sağladığı ilerlemeler ve bu alanlarda genişleyen faaliyetleriyle birlikte ürün kalitesi olarak uluslararası alanda rekabetçi hale gelmiştir. 2014 yılında sektör % 4’e yakın büyümüştür. 2015 yılındaki büyüme tahmini ise % 3’tür. İç pazardaki toplam boya tüketimi 2,2 Milyar USD değerindedir. Türk boya ve hammaddeleri sek- töründe yaklaşık 903 Bin tonluk üretim gerçekleşirken üretimin miktar bazında % 60’ı inşaat, % 40’ını ise sanayi boyaları oluşturmaktadır. Türkiye’de boya sanayinde 20’si büyük ölçekli ve gelişmiş üretim teknolojisine sahip firmalar ile birlikte ülke geneline dağılmış çok sayıda küçük ve orta ölçekli firma faaliyet göstermektedir. Kişi başına düşen 11 kg'lık boya

kullanımıyla nispeten düşük tüketime sahip olan Türkiye’nin pazar gelişimini önümüzdeki yıllarda da sürdürmesi beklenmektedir. Dekoratif boya kategorisinde sektörün satışlarının % 80’i yenileme pazarından gelmektedir Dünya boya dış ticaretinde ilk 10 ülke Dünya boya ihracatı 2014 yılında % 3,5 büyüyerek 30,5 Mil-yar USD olmuştur. 2014 yılında en fazla ihracat yapan ülke 5,7 Milyar USD ile Almanya’dır. 2. ve 3. olarak 3,16 Milyar USD ile ABD ve 1,9 Milyar USD'lik ihracatıyla Belçika sıralanmışlardır. En çok ithalat yapan ülke Almanya’dır. Almanya’dan sonra 1,5 Milyar dolarlık ithalatıyla Rusya gelmektedir. Türkiye boya (dekoratif / inşaat) ihracatı ve ithalatı Türkiye inşaat sektöründe kullanılan boya ihracatı 2015 yılında % 14,3 oranında gerileyerek 393,1 Milyon USD'ye düşmüştür. İthalatta ise % 9,5 gerileme yaşanmış ve boya ithalatı 560 Mil- yon USD'ye inmişti. Türkiye Boya ihracat pazarı 2014 yılında yakın sınırlarında boy göstermeye başlayan sıcak gelişmelerden 2015 yılında da negatif olarak fazlasıyla etkilenmiştir. Boya ihracatı yaptığımız komşu ve yakın tüm pazarlarda ihracatta gerileme yaşanmıştır. Irak, İran, Azerbaycan, Türkmenistan ve Gürcistan gibi en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkelerde ihracat düşüşleri ortalama % 15-20’yi bulmuştur. 2016 yılında da bu pazarlarda gelişme beklenmemektedir.

Türkiye’de dekoratif boya satışı İnşaat sektöründe kullanılan dekoratif boya satışları 2010 yılından bu yana 500 Bin ton seviyesinin üstünde gerçekleşmektedir. 2014 yılında 549 Bin ton dekoratif boya satılmıştır. Tamamına yakını yerli üretimdir. Değer bazında ise 2014 yılında 893 Milyon USD'lik satış büyüklüğüne ulaşılmıştır. Dekoratif boya segmentinde iç pazarda ısı yalıtım sistemlerinin daha çok kullanılmaya başlamasıyla dış cephe boya tüketimi artmaktadır. Bina stoğuuzun kentsel dönüşümle yenilenecek olması, boya bilincinin gitgide yaygınlaşması yüksek kaliteli ürün talebinin artmasına yol açmaktadır. Ahşap boya satışları da 2010 yılında 86.000 tonluk seviyesinden 2014 yılında 99.000 tona yükselmiştir. Değer olarak 2014 yılı satış büyüklüğü 237,5 Milyon USD'dir. Türk ve dünya boya sanayisinde alt segment miktarları Türkiye’de dekoratif boyalar % 61 ile en çok kullanılan boyadır. Dekoratif boyalardan sonra en çok mobilya ve inşaat sektöründe kullanılan ahşap boyalar (% 11) tüketilmektedir Dekoratif boyalar sanayide ve başka alanlarda kullanılan bo- yalara göre daha ucuz olduğundan değersel bakımından % 41 orana sahiptir. 2013 yılında dünya boya pazarı 129,5 Milyar USD büyüklüğünde hesaplanmıştır. Dekoratif boyaların satışı ise 55,5 Milyar USD civarındadır. İn- şaat boyalarının bölgesel pazar paylarında Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinin payı % 40, AsyaPasifik % 33 ve Amerika’nın % 27’dir.


DOSYA

BOYA ve BOYA EKİPMANLARI

: a y o B i ill

F

g n a h a ngi od

Ha

F

illi Boya renk uzmanları buradan yola çıkarak hangi mekanlarda hangi renkleri tercih etmeli sorusunu yanıtlıyor. Renklerin bir dili ve enerjisi olduğuna inanılır. Filli Boya renk uzmanları buradan yola çıkarak hangi mekanlarda hangi renkleri tercih etmeli sorusunu yanıtlıyor. Salon en önemli bölümlerden biri, ortak paylaşımlı bir mekan, orta tonlarda renkler tercih edilebilir. Dağ kristali ile başlayan, bej ve yıldız tozu olarak adlandırdığımız özel griler, ay taşı gibi çok açık bej, sarılar, ya da siz mavi derinliklerden hoşlanıyorsanız; Mavi Sis, Gri Mavi, Derin Deniz maviler. Salonda mobilya tercihleri ve dekoratif objeler renkli ve farklı renklerle tercih edilmişse açık gri, gri maviler ve vizon tonlar tercih edilmeli. Tam tersi, monokrom bir tercihli mobilyalar ve objeler renksiz ve yalın tercihli

22

Nalbur Teknik.com / Mart’16

ise daha koyu ve güçlü renkler tercih edilebilir. Kozmos Taşı ve Aqua, Güneş Taşı. Yatak odası aslında terapi renkleriyle tercih edilebilir. Dinlendirici olmalı. Bulut Mavisi, Kadet Mavi, Opal, sıcak bej aralıkları, Pembe Buğu ideal seçimlerdir. Koridorlar ya açık renk ya da koyu değerli olabilir. Unutmayın ki koridorlar tüm mekanları birbirine bağlar. Koridorlara mekanın sahiplerinin fotoğrafları panolarla monte edilebilir. Özel yalın çerçeveler hatta sadece cam çerçeveler ile. Bu yüzden taş rengi, kobalt, kristal beyaz, grimsi tonlar ya da koyu antrasit, fümerol taş renkleri ya da yine açık değerlerden yola çıkabiliriz. Buz mavileri, bej serisi ve gri pembe, lila arasındaki açık ton değerleri. Çocuk odası: Aslında çocukların karakterleriyle yakından ilgili. Ama daha ortalama bir anlayışla,

?

lı a m l o i renk

klasik yaklaşımlardan uzak olmak önemli. Pembe mavi seçeneklerini fazla standart. Daha çok mint, turkuaz, aquatik renklerin tercihi, tatlı bej tonları, kristal renkler, dağ kristali, kadet mavi, opal, buz beyazı, güneş taşı. Kısaca kolay olmayan kimlikli renkler, çocuklar adına sempatik kararlar yerine, çocukları birey olarak ele alıp, kimliklerine yaratıcı etkiler kazandıracak renkler, tonlar. Mutfak, dinamizmi olan ve banyo da bu dinamizm taşıyan mekanlardır. Doğal ve aquatic tonlar. Ya da sizin kimliğinize uygun seçimler. Kirli beyaz ile başlayıp krom sarısı, safran, mint, mavi, gümüşe kadar pozitif skala. Yemek odasında orta tonlar tercih özel lokal aydınlatmalar ve estetik aydınlatma üniteleri ile müthiş uyum sağlayacak; Gri Mavi, Magma, Yıldız Tozu renk önerilerimizden.



DOSYA

BOYA ve BOYA EKİPMANLARI

Filli Boya’dan tonlarca atığa çevreci dönüşüm Çevreci yaklaşımlarıyla tanınan Filli Boya 2015 yılında 3.382 ton atığı geri dönüşüme göndererek sanayiye yeniden kazandırdı.

F

illi Boya, 2015 yılında üretim ve hizmet faaliyetlerinden kaynaklanan 3.382 ton atığı geri dönüşüme göndererek, ülke ekonomisine geri kazandırdı. Enerji verimliliği uygulamaları ile tanınan, sürdürülebilirlik kavramına inanan, çevreye duyarlı politikalar üreten marka, doğal kaynakların tasarrufuna ve atık malzemelerin çevreci geri dönüşümüne özen gösteriyor. Sürdürülebilir kalkınmanın, ancak üretimde enerji kaynaklarının verimli kullanılmasıyla gerçekleştirileceğine inanan Filli Boya, üretim süreçlerini bu bilinçle sürdürüyor. Ham Madde Olarak Geri Dönüşüyor Çevreci kurumlar tarafından örnek tesis olarak gösterilen

24

Nalbur Teknik.com / Mart’16

Filli Boya, “Ambalaj Atıkları” “Değerlendirilebilir Tehlikeli Atıklar” ve “Değerlendirilemeyen Tehlikeli Atıklar” olmak üzere 3 ana grupta topladığı atıkları, Gebze tesislerinin “Atık Depolama ve Geri Dönüşüm Merkezi’nde” ayrıştırıyor. 152.000 m² üzerinde yaklaşık 90.000 m² kapalı alanda kurulu, yıllık üretim kapasitesi 348 bin ton olan tesis atıkların sanayide tekrar hammadde olarak kullanılmasına imkan sağlıyor. En Çevreci Tesis 2013 yılında ‘’Bursa Büyükşehir Belediyesi Sağlıklı Kentler Birliği Çevreci Tesisler ‘’ kategorisinde Gebze Belediyesi tarafından “Çevreci Tesis” ödülüne layık görülen Filli Boya, 2014 yılında da 953 tonu tehlikeli atık olmak üzere toplamda 3.758 ton atığın

geri dönüşümüne doğrudan ve dolaylı olarak katkıda bulunmuştur. TSE EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi belgesine sırasıyla, “TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri”, “TS ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi” ve “TS EN ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi” belgelerini de ekledi. 2011 yılında Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından “TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi” kapsamında belgelendirilen Filli Boya, “TS ISO EN 9001 Kalite Yönetim Sistemi” belgesine sahip olup, 2010 yılında “14001 Çevre Yönetim Sistemi” belgesini de almaya hak kazanarak çevreye olan duyarlılığını tescillemiştir. Kocaeli Sanayi Odası tarafından 2006 yılında düzenlenmiş “Şehabettin Bilgisu Çevre Ödülleri” organizasyonunda büyük işletmeler dalında “Çevre Teşvik Ödülü” alan Filli Boya; enerji verimliliği, kaynak tüketimi, atık yönetimi, geri kazanım ve geri dönüşüm uygulamalarıyla ülkemiz geleceğine, doğal kaynaklarına, çevresine ve ekonomisine büyük katkı sağlıyor.



DOSYA

BOYA ve BOYA EKİPMANLARI

Gata Kimya Genel Müdürü Ayşen Öven ve Satış Pazarlama Müdürü Selim Dindar

Chameleon Sprey Boya ile renkler dünyasına hoş geldiniz Şimdiye kadar herkesten farklı bir formül ile kalite farkımızı ortaya koyduk ve vazgeçilmez bir marka haline geldik diyen Satış Pazarlama Müdürü Selim Dindar ve Gata Kimya Genel Müdürü Ayşen Öven; Chameleon markası ile ilgili bilgiler vererek şunları açıkladılar: “Chameleon Boya garantimizdir. Parlaklık, pusluluk, örtücülük, darbe direnci, sertlik, korozyon, uv, soluma, kronik bükme gibi deneylerden geçmiş olması verdiğimiz bu garantinin nedenidir. Bu yıl yeniliklerimizi sıralamak gerekirse; çeşitlerimizi arttırdık, daha parlak ve daha canlı renkler ile kusursuz bir hizmet vermek için kollarımızı sıvadık.”

26

Nalbur Teknik.com / Mart’16


Kurumsal yapısı ve aile sıcaklığını bir araya getiren Gözegirin grup şirketlerinden biri olan Kimya; ikinci nesil yönetimi hem aileden hem de profesyonellerden oluşuyor. Amatör ruhu ile profesyonel bir takım oluşturan Gata Kimya geniş ürün yelpazesi ile daima güçlü, dinamik ve yeniliklere açık bir şirket. Araştırma ve geliştirmeyi şirket politikası haline getirerek; 12 farklı markası ve hammadde tedarikinden, üretim, satış ve kalite anlayışı ile pazarın beklentilerinin bir adım önünde. Gata Kimya Genel Müdürü Ayşen Öven ile Gata Kimya’yı yakından tanıyarak 2016 projeleri ve hedefleri ile ilgili bilgiler aldık.

G

ata Kimya bir Gözegir Grup şirketidir Gözegir Grup ayakkabı üretimi ile 1955 yılında kurulmuştur. O günden bu yana birçok sektörde yatırımlarını gerçekleşmiştir. Bugün kimya, kozmetik, gıda, ayakkabı üretimleri, ve ayrıca mağazacılık, inşaat, otelcilik ve sağlık ile ilgili iştiraklerimizi sıralayabiliriz. Pazarlama ve satış ağlarımız sektördeki payımızı önemli bir noktaya getirdi. Üretim tesislerimizden yurtiçi satış ve ihracata, dağıtım şirketlerimizden bayilerimize kadar uzanan faaliyetlerimiz sonucunda bugün pazarda kalıcı ve güvenilir marka olduk. Dünya çapında, ne zaman Aerosol dolum akla geldiğinde referans gösteriliyoruz. Gata Kimya ve Kozmetik 2006 yılında kurulmuştur ve kendimize ait 12 markamız bulunuyor. Üretim zincirinin tüm aşamalarında; hammadde tedarikinden, üretim, satış ve kalite anlayışı ile pazarın beklentilerinin bir adım

önündeyiz. Boyanın sprey hali Chamelon Sprey Boya Firmamız kozmetik ve kimya tesislerinde ayrıca gıda tesislerinde üç ayrı grupta ürün sunuyor. a. Gıda b. Kozmetik c. Kimya Kimya alanında oda spreyi, doğal özlü haşere kovucu, ev grubu diye adlandırdığımız mobilya cilası, fırın temizleyici, çelik parlatıcı, ütü kolası gibi ürünler ve oto grubu olarak da fren temizleyici, jant temizleyici, lastik parlatıcı, motor temizleyici, buğu önleyici, kokpit parlatıcı, kumaş ve deri temizleyici ürünlerini üretmekteyiz. Kimya alanında Sprey Boya ürünlerimiz de bulunuyor Boya grubunda Chameleon tescilli markamız olmak üzere 200 ml, 220 ml ve 400 ml sprey teneke ambalajda, her renk ve çeşitten sprey boyanın yanı sıra; boya sökücü, pas sökücü, kalıp ayırıcı, vernik, sıvı gres yağlama, silikon sprey, fren balata spreyi,

gaz altı kaynak spreyi, ısıya dayanıklı boya, özel efekt boyalar, florasan boyalar, makine ve parça temizleyici sprey, zincir yağlayıcı sprey. Liste gün geçtikçe artıyor. Tüketiciye çok amaçlı çözümleri sunuyoruz Sektörde tercih edilen marka olmak çok güzel bir duygu. 220 ml’de lider konumdayız. Sprey boyada genel amaçlı boya, metalik, simli metalik, floresan, özel efekt, beyaz eşya ve ısıya dayanıklı boya gibi çok uzun bir liste sunuyoruz. Ayrıca kalıp ayırıcı, vernik ve pas sökücü ürünlerimizde bulunuyor. Nalbur ve hırdavat müşterilerimize istedikleri renkte boyaya sahip olma imkanı sağlıyoruz. Böylece Chameleon olarak tüketiciye çok amaçlı çözümleri sunuyoruz. Sadece bayilerimizin değil nihai tüketicimizin de güvendiği marka haline gelmiş durumdayız. Bırakın renkler dünyanıza girsin Chamelon ve Gata markalı ürünlerimizi gördüğünüzde kaliteyi hissedip vazgeçemeyeceğiniz markalarınız olacaktır. Yaşam alanlarınızda


DOSYA

istediğiniz canlı renklerimizi kullanarak tasarladığınız şekil ve biçimleri verebileceksiniz. Uzun ve güzel zaman geçirdiğiniz odalarınız, çalışma alanları, iş ortamları, bahçe ve duvardan, mobilyalarına kadar yapacağınız değişikliklerle CHAMELEON markası altındaki tüm boyalarımızı kullanabilirsiniz. Tıkanmayan ve akmayan sprey boya ile standardın dışına çıktık Boyada kullandığımız özel formül sayesinde ürünümüz hakkında olumlu geri dönüşler alıyoruz. Ancak Ar-Ge sürekli devam ediyor çünkü bununla yetinmiyoruz. Sürekli bir adım önde olmak

28

Nalbur Teknik.com / Mart’16

BOYA ve BOYA EKİPMANLARI

istiyoruz. Tıkanmayan ve akmayan sprey boya ile standardın dışına çıktık. Yeni fikirlerimize cevap ararken diğer yandan da yeniliklere cevap veriyoruz Boya üretiminde güçlü ve profesyonel bir kadroya sahibiz. Mühendislerimiz gerekli tecrübe ve donanıma sahiptir. Onlarla gurur duyuyoruz. Gelişen teknoloji ile her geçen gün pazara sürülen yeni boya hammaddelerini, renk pigmentlerini güncel olarak takip ediyoruz. Yeniliklere açık bir firma olarak tedarikçilerimizin de AR-GE departmanları ile sürekli iletişim

halindeyiz. Tecrübemiz sayesinde bir yandan yeni fikirlerimize cevap ararken diğer yandan da yeniliklere cevap veriyoruz. Gata Kimya büyük bir dağıtım ağı projesi içerisinde Türkiye’nin her yerine ulaşan dağıtım ağımız ile çalışan çok başarılı satış ekibimiz var. Türkiye’nin her ilinde bayilerimizin olması için gece gündüz çalışıyoruz. Büyük bir dağıtım projesinin arifesindeyiz. Hali hazırda belirli bölge bayiliklerimiz mevcut ancak il temsilciliği için de bayilik arayışımız bulunuyor ve bu kapsamda ilanlarımıza


rastlayabilirsiniz. Müşteri ağımızı arttırmak için PR çalışmalarına önem veriyoruz. Satış sonrasında da sürekli çalışma içerisindeyiz Satış sonrasında da müşterilerimize hizmetlerimiz devam ediyor. Sürekli olarak bayi ziyaretlerimiz ile olabilecek herhangi müşteri şikayetlerini dinleyerek Ar-Ge departmanımıza hemen iletiyoruz. Tarafımıza iletilen sorunlara en kısa zamanda çözüm bulmaya çalışıyoruz. Kendimizi bu şekilde de yeniliyoruz. Tekrarladığımız ziyaretlerde de bulduğumuz çözümlerin takibini sağlıyoruz. İş güvenliği ve işçi sağlığı önceliklerimiz arasında İş güvenliği ve işçi sağlığı günümüzde yasal zorunluluk olmadan önce önem verdiğimiz ve yerine getirdiğimiz kriterler arasındadır. Ambalajımızın üzerinde tüketiciyi yönlendirecek uyarılar ve kullanma talimatı bulunmaktadır. Bu talimatlar sayesinde ürünün muhtemel oluşturabileceği tüm etkiler engellenmiş oluyor. Farkı yeni formülünde Sprey boyanın bir çok avantajı bulunmaktadır. En önemli avantajı ise pratik ve kolay kullanımlı olmasıdır. Diğer boyalar gibi hazırlamak için zaman harcayarak, uğraşmadan, sadece bir iki kere

çalkaladıktan hemen sonra uygulayabilirsiniz. Ayrıca Gata Chameleon sprey boyaları tıkanma, kuruma gibi problem yaşamadan rahatlıkla tekrar tekrar kullanabileceğiniz şirketimize özel yeni formüldür. İhracat ağı Dünyanın 5 kıtasına ihracat yapıyoruz; Amerika, Kanada, Avrupa, Orta Doğu, Uzak Doğu ve Rusya’ya ihracatımız var. Üretici bir firma olduğumuzdan üretim girdileri olarak zaman zaman hammadde ve ambalaj ithalatlarımız oluyor ancak şirketimizin ürünleri esasında ihraç ediliyor. Gata Kimya bir çok uluslararası Fuarda boy gösteriyor Boya grubumuzu ilgilendiren fuarlar ise; her yıl dünyanın farklı ülkelerinde düzenlenen Aerosol Fuarı bu yıl İstanbul’da düzenlenecektir. Gata Kimya olarak bu fuarda tanıtımlarımızı yapacağız. Ayrıca kozmetik ve gıda ürünlerimizle her yıl düzenli olarak yaptığımız fuarlarda var. İstanbul’da gerçekleşen Beauty Eurasia fuarı başta olmak üzere, Chicago’da America’s Beauty Show, Cosmoprof İtalya, Intercharm Moscow, bunların yanında gıda alanında Foodex Japan Çin, PLMA Amsterdam, Sial Paris fualarına katılmaktayız. Nalbur Teknik dergisinin yer aldığı fuarlarda da, dergimize verdiğimiz reklam ile de yer alıyoruz.

Gata Kimya’dan sektörel ve ekonomik değerlendirmeler Her yıl bir önceki yılın hedeflerini geçen hedeflerimiz mevcut fakat asıl amaç kaliteli hizmet vermek. Kaliteli hizmet vererek aylık milyon adetleri muhafaza etmek bizim hedefimiz. Sektörde en büyük sıkıntı maalesef ki fiyat düzensizliği. Kalitesiz ürünlerin stoklarda ve raflarda bulunması piyasada düşük fiyatlara sebep oluyor. Haksız rekabet olmasına rağmen Chameleon Sprey Boya aranan bir kalite konumundadır. Bayilerimize sadece ürün temininde değil bilgi, satış ve pazarlama yönünde de destek veriyoruz Nalbur ve hırdavat sektörü son zamanlarda standart ve özel kriterlerde iki şekilde büyüyerek ilerlemektedir. Çeşitliliklerin çokluğu tüketicilere daha uygun fiyatlarla hizmet vermeleri tercih edilmelerini sağlıyor. Nalbur ve hırdavat sektöründeki hizmet kalitesini daha da arttırmak için üretici olarak tüm bayilerimizle toplantılar yapıyor bire bir iletişim kuruyoruz. Bayilerimize sadece ürün temininde değil bilgi, satış ve pazarlama yönünde de destek veriyoruz. Bir çok nedenden dolayı önce bayilerimize, daha sonra tüketicilerimize CHAMELEON’u tercih ettiklerinden dolayı ekibim ve Gata adına teşekkür ediyorum.


HABER

Kärcher bayileri, Nasuh Mahruki ile kendi zirvesinde buluştu!

T

emizlik ekipmanları sektöründe dünya liderlerinden biri olan Alman markası Kärcher, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen bayileri ile bu yıl Antalya’da bir araya geldi. Everest’in zirvesine tırmanan ilk Türk dağcı Nasuh Mahruki’ nin konuşmacı olarak renk kattığı toplantıda, başarılı bir yılı geride bırakan Kärcher Türkiye ve iş ortakları, Kendi Everest’lerine tırmanmak yolunda 2016 hedeflerini paylaştı. Açılış konuşmasında 2015 yılının ilk yarısında Kärcher ülke şirketleri içinde bir önceki yıla göre en çok büyüme kaydeden şirket olduklarının altını çizen

30

Nalbur Teknik.com / Mart’16

Kärcher Türkiye Genel Müdürü Gökhan Gökmen, 2016 yılında da sürdürülebilir başarıyı hedeflediklerini belirtti. Toplantı sonunda Kärcher ailesine yeni katılan iş ortaklarına plaket verilirken, en yüksek ciroya sahip bölge birincilerine de başarı ödülleri takdim edildi. Toplantı boyunca temizlik sektörüne yönelik değerlendirmeler yapılırken, Kärcher’ in sunmuş olduğu üstün temizlik teknolojileri, yenilikçi sistemler ve yeni ürünlerin lansmanlarına da yer verildi. Katılımcılar akşam düzenlenen gala yemeğinde yılın yorgunluğunu eğlenerek attı.

Kärcher bugün Türkiye’de profesyoneller için temizlik ekipmanlarını alışveriş merkezlerinden otellere, fabrikalardan hastanelere kadar birçok sektörün hizmetine sunarken; ev kullanıcılarına yönelik olarak da evinde gerçek hijyene önem veren kadın kullanıcılar ve özellikle çocuklu aileler için buharlı temizlik makineleri ve çeşitli elektrikli ve şarjlı süpürgelerin satışını gerçekleştiriyor. Ayrıca araç ve dış alan temizliğine yönelik su tasarruflu ve çevreci basınçlı yıkama makineleri konusunda da Kärcher tartışmasız dünya pazar liderleri arasında.



DOSYA

BOYA ve BOYA EKİPMANLARI

AHŞABIN DOSTU

HEMEL Hemel Genel Müdürü Giray Hüdayioğlu

1966 yılında İngiliz ve Türk ortaklığında kurulan Hemel’in uzmanlık alanını ahşabın çürümeye karşı korunması, ahşap boya ve cilaları oluşturuyor. Türkiye’de ahşap korumada pazar liderlerinden beri olan Hemel aynı zamanda Hollanda, İngiltere, Brezilya, Singapur, Azerbaycan ve Kıbrıs gibi ülkelere ihracat yapıyor. 2016 yılı şubat ayında 50. Yılını kutlayan Hemel’i yakından tanımak adına Hemel Genel Müdürü Giray Hüdayioğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

K

urumunuzun kuruluşu, bugünlere geliş süreci ve kurumsal yapısı hakkında bilgi verir misiniz? Hemel 1966 yılında İngiliz Hickson &Welch Holding’in %33 ve Türk ortakların bir araya gelmesi ile limited şirket olarak kuruldu. Kuruluşunda sadece ahşabın korunması ve uzun yıllar çürümeden servis vermesini sağlayan emprenye ürünlerini Türk ahşap sektörüne sundu. Daha sonraları anonim şirkete dönüşen kuruluşumuz ahşap boya, mobilya ve parke cilalarının tedariki ve üretimine başladı. Firmanız hangi ürün gruplarını sunuyor?Özellikle hangi sektörlere seslenmektesiniz? Ürün gruplarımız su bazlı emprenye maddeleri, solvent ve

32

Nalbur Teknik.com / Mart’16

su bazlı dış mekan doğrama boya ve cilaları, su bazlı parke cilaları, bahçe mobilyaları ve deckler için doğal yağ bazlı ürünler, yangın geciktirici cilalar, su bazlı spor salonu parke cila ve boya sistemi,panel kapı boya sistemleri ve endüstriyel su bazlı ahşap boyalarını kapsamaktadır. Piyasaya yeni olarak sunacağınız ürünleriniz ve projeleriniz nelerdir? Piyasada hangi ürünlerde iddialısınız? Yeni ürünlerimiz fibercement boya sistemleri, su bazlı açık hava mobilyası cila sistemi, su itici özellikte doğal yağ bazlı şeffaf yağ, thermowood ahşaplar için özel geliştirilen renk değiştirmeyen doğal yağdan oluşmaktadır. Ar – Ge alanında yaptığınız aktiviteleri paylaşır mısınız?

AR-Ge çalışmalarımız başlıca su bazlı ürünler üzerine yoğunlaşmış olup konusunda büyük ihtisas sahibi Hollanda’lı uzmanın yönetiminde yerli teknik ekip tarafından yürütülmektedir. Piyasa etki ve tepkileri de yine aynı ekip tarafından değerlendirilip sonuca ulaşmaya çalışılmaktadır. Türkiye genelinde kaç bayiiniz var? Satış ve pazarlama alanında ne gibi faaliyetler yürütüyorsunuz? Bayilere ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? Türkiye genelinde 300 yetkili satıcı bulunmaktadır. Bayilerimizle satış aktivitelerimizi geliştirebilmek için teknik bilgi sağlayabilmek amacı ile seminer, teknik broşür, sunum ekipmanları ve promosyon malzemelerine ek olarak direkt reklam yolu ile de yakın iletişim içinde bulunmaktayız. Satış sonrası destek noktasında nasıl çalışmalar yapıyorsunuz? Boya satıcı ve kullanıcıları için önerileriniz nelerdir? Satış sonrası satış ekibimiz dışında, teknik ve üretim


departmanlarıyla da her tür danışmanlığı müşterilerimize ve bayilerimize veriyoruz. Ayrıca müşteri hattımızla gelen soruları anında cevaplandırabiliyoruz. Müşteri şikayetlerini en kısa sürede çözmek müşteri memnuniyeti açısından Hemel’in en kuvvetli olduğu alanlardan biridir. İhracatınız ile ilgili bilgi verir misiniz? İhracat aşamasında yaşadığınız problemler nelerdir? İhracat yaptığımız ülkeler şu an için Hollanda, Singapur, Brezilya, Kıbrıs, Kazakistan, Falkland Adaları, Türkmenistan, Azerbaycan’dır. Yakın zamana kadar mallarını ithal ettiğimiz şirketlere şimdi ihracat yapmaktayız. Rusya ile Türkiye arasında yaşanan kriz sonucunda inşaat ve malzeme sektörü öncelikli etkilenen sektörler arasında yer aldı. Boya sektörü de etkilenen sektörler arasında mı? Bu anlamda Rusya pazarında oluşan açığı kapatmak adına ne gibi çalışmalar yapılıyor? İran ile kalkan ambargo sonucunda boya sektörü nasıl etkilenecektir? Rusya’ya henüz ihracatımız olmadı. İran ambargosunun

kalkmasıyla İran pazarında da aktif olmayı hedefliyoruz. Bu pazarlarda ana sorun politik şartlardan kaynaklanmaktadır. Bunlar normale döndüğünde başarılı olacağımıza inanıyoruz. 2016 yılı için sektörünüz açısından ön görüleriniz ve beklentileriniz nelerdir? Ekonomideki genel problemler sektörümüzü de aynen etkilemekte olup gerek iç gerekse dış siyasi huzursuzluk 2016 için iyimser bir tablo çizmemektedir. Sektörün sıkıntıları nelerdir? Bu noktada sunacağınız çözüm önerileri neler olur? Sektörde kalite ve standartların oturması ve bunların regule edilmesi önemli bir sıkıntı oluşturmaktadır. Bu da piyasa etkenlerinin zaman içinde daha iyi tanıtım ile aydınlatılmaları ile düzelecektir. Türkiye’de boya sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Küresel bazda Türkiye’nin boya sektöründeki konumu hakkında neler söylemek istersiniz? Türkiye’de kendi iç piyasası için yeterli kapasite ve düzeyli bir boya sektörü bulunmaktadır. Çevremizdeki ülkelerdeki politik

ve sosyal ortam iyileştiğinde dış pazarda önemli bir pay alacaktır. Kentsel dönüşüm çalışmaları boya sektörüne ne gibi etkilerde bulundu(bulunuyor) ? Kentsel dönüşüm inşaat sektöründeki talebi arttırdığından, dolayısı ile boya sektörünü de olumlu şekilde etkilemekte ve etkileyecektir. Avrupa’da üreticilerin kendi perakende kanallarını kurma stratejisi yaygın olarak görülen bir durum. Türkiye’de ise şirketler bayiler ve nalburlar aracılığı ile kullanıcılara ulaşmakta. Sizce Türkiye bu geleneksel sistemi bir gün terk ederek üretici kanallı satış noktası oluşturma sistemine gider mi? Türkiye Avrupa’daki bu trende ayak uydurur mu? Biz Türkiye’deki sistemin bazı aksaklıklara rağmen maliyet/ fayda açısından olumlu çalıştığı kanaatındayız. Bayilerimiz de satış konusunda önemli bir rol üstlenmektedirler. Dolayısı ile bu sistemin uzun süre devam edeceğini beklemekteyiz.


FUAR VİZYON

WIN EURASIA Fuarına Oerlikon Damgası

B

ünyesinde yer alan yüzlerce küresel büyüklükte ki marka ile 100 yıla yakın süredir adından kalitesi ile söz ettiren ve sektöründe lider olan Reis Makina, WIN EURASIA Metalworking Fuarına katılım gösterdi. Üretim sektörünü bir araya getiren fuarda Oerlikon Kaynak Makinaları ve aksesuarları yoğun ilgi gördü. Yerli ve yabancı çok sayıda ziyaretçi ile çözüm ortağı olan Reis Makina birçok yurtiçi müşterilerisi ile de buluşma şansı yakaladı. Demo yapılan Toz Altı Kaynak Makinası, Kaynak Traktörü ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Oerlikon kaynak makinaları uzun yıllara dayanan tecrübesi ile kaynak konusunda ilerleyen teknolojiye yön veriyor. Oerlikon markasına duyulan kalite güvencesi ve Reis Makina hırdavat sektördeki bayi ağı ve güven dolu ticari geçmişi ile ziyaretçilerden tam not aldı.

34

Nalbur Teknik.com / Mart’16



DOSYA

BOYA ve BOYA EKİPMANLARI

Cora Boya Tabancaları tüm Reis Shop’larda Hırdavat alanında her kalemde farklı bir marka ile sektörün temsilciliğini yapan Reis Makina, boya ekipmanları alanında da Cora Boya Tabancalarının satışını gerçekleştiriyor. 11 farklı model ve özelikteki Cora Boya Tabancaları, küçük ve orta ölçekli kullanıcıların hizmetine sunuluyor. Tüm Reis Shop’lardan temin edilebilecek olan ürün boya sektörü içinde önemli bir yer tutuyor. Reis Makina yetkilileri ile yaptığımız kısa söyleşide Cora markası ile ilgili bilgiler aldık.

R 36

eis Makina’nın boya ve aplikasyon (uygulama) alanlarındaki ürün, marka ve

Nalbur Teknik.com / Mart’16

hizmetleri hakkında bilgi verir misiniz? Bu alanda sektöre oldukça geniş denebilecek CORA BOYA TABANCALARI

markasıyla boya tabancası ürünleriyle ile hitap etmekteyiz. 11 farklı model ve özellikte tabancayı ağırlıklı olarak bireysel kullanıcıların, küçük ve orta ölçekteki işletmecilerin kullanıcılarının hizmetine sunuyoruz ayrıca boya tabancalarının olmazsa olmazı tamamlayıcı ürün grubu olan kompresörleri de CORA ve FINI markalarımız altında geniş bir ürün yelpazesiyle kullanıcıların hizmetine sunuyoruz. Boya sektörü açısından piyasaya yeni olarak sunacağınız ürünleriniz ve projeleriniz nelerdir? Bu konuyla ilgili uzun yıllardır kemikleşmiş olan bir ürün gamına sahibiz piyasa beklentilerine ve yeni nesil


ürünlere zaman içerisinde yer ver veriyoruz. Türkiye’de boya tabancalarının kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Boya tabancaları küçük ve orta ölçekteki pek çok işletmenin ürün sonlandırmada kullandığı vazgeçilmez ürünler olduğundan dolayı ülkemizde oldukça yaygın olarak kullanım alanı bulmakta, üretim alanında tüm olumlu gelişmeleri bu ürünlerin kullanım alanını ve miktarını yaygınlaştıran önemli bir unsur olarak görüyoruz. Cora Markasının satış kanalları hakkında bilgi alabilir miyiz? Girişte de belirttiğimiz gibi bireysel kullanıcılar, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yoğunlukla kullandığı ürünleri Reis Shop bayilerimiz aracılığıyla kullanıcılara ulaştırmaktayız. Satış sonrası destek noktasında nasıl çalışmalar yapıyorsunuz? Boya tabancalarında satıcı ve kullanıcıları için önerileriniz nelerdir? Boya tabancaları hakkında genel olarak fazla maliyetli ürünler olmadığından dolayı kullanıcılar tarafında sarf malzemesi algısı oluşmuş durumda tabi bu geneli kapsayan bir durum değil fakat satış sonrası hizmetler noktasında çok fazla bir yük teşkil etmiyor denilebilir, tabi ki tamir gereken durumlarda ürünlerimizin problemlerini servislerimiz aracılığıyla gideriyoruz.


FUAR VİZYON

Teksan AHR Expo’da yerini aldı 1950'li yıllardan bu yana Türkiye'de ölçüm cihazları sektöründe önemli bir yere sahip olan Teksan A.Ş., 25 - 27 Ocak arasında Orlando’da düzenlenen AHR Expo'da yerini aldı.

S

on dönemde başarılı ar-ge çalışmalarıyla özellikle yeni nesil ürünlerde yükselen bir ivme kazanan Teksan A.Ş., bölgesindeki önemli organizasyonlardan olan AHR Expo’ya katıldı. Ziyaretçilerine standında geniş ürün gamını tanıtan Teksan, yeni dönemde piyasaya çıkardığı ısı sayacı ve ultrasonik sayaç çeşitleri ile ilgi topladı. Teksan, fuar boyunca standında pek çok ziyaretçi ağırladı, yoğun

38

Nalbur Teknik.com / Mart’16

görüşmeler gerçekleştirdi. Fuarda gördükleri ilgiden memnun kaldıklarını söyleyen Teksan Yönetim Kurulu üyesi Kemal Altun; “Bölgedeki ön önemli fuarda yer aldık. Standımıza yoğun ziyaretçi akını oldu. Bu sayede pek çok sektör profesyoneli ile bağ kurma şansını yakaladık. Ürünlerimize ziyaretçilerimizin gösterdiği ilgiden oldukça memnun kaldık. Özellikle son dönemde ürettiğimiz ısı

sayacı ve ultrasonik seriye ilgi yüksekti. Teksan olarak; yurtdışında bilinen ve önemli bir sayaç tedarikçisi olma hedefiyle yola çıktık. Bu hedef doğrultusunda, yorulmadan çalışmalarımıza devam edeceğiz..” dedi. kaldıklarını belirten Teksan A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Altun; “Özellike kendi üretimimiz olan su sayacı konusunda, Avrupa ve Rusya ekseninde, Uluslar arası bir oyuncu olmak istiyoruz” dedi. Altun, IFAT 2014'te pek çok yabancı sektör temsilcisi ile biraraya gelindiğini ve ileriki dönemlerde artan üretim hacmi ile beraber yurtdışında önemli ticari anlaşmalara imza atmak istediklerini belirtti.



DOSYA

BOYA ve BOYA EKİPMANLARI

Marshall

2016’da da Türkiye’yi renklendirmeye devam edecek Türkiye pazarında ki 60 yıllık tecrübesi ile Türkiye’nin renk otoritesi olarak bilinen AkzoNobel markası Marshall; ülke ekonomisine ve boya sektörüne katkı sağlamanın yanı sıra aynı zamanda insanların yaşamına olumu yönde ilham vermeyi hedefliyor. AkzoNobel Pazarlama Müdürü Pınar Adabağ ile Marshall’a yönelik yaptığımız söyleşide Adabağ: “Ülkemizde kültürel renkliliği içselleştirmiş bir tüketici kitlesine sahibiz. Biz sadece onlara rehberlik ediyor, koleksiyonlarımızla ilham, ürünlerimizle de kalite sunuyoruz.” dedi. 2016 yılı projelerinden ve sektörle ilgili açıklamalarda bulunan Pınar Adabağ; “Leke tutmama teknolojisiyle desteklenen yeni bir formül üzerinde çalışıyoruz ve bu ürünümüz Türkiye pazarına özel bir ürün olacak” dedi.

40

Nalbur Teknik.com / Mart’16


H

ayatına renk katmak isteyenlerin ilk tercihi oluyoruz Türkiye’nin bir numaralı ve sektörünün en beğenilen boya markası Marshall, 1954 yılında İstanbul Topkapı’da 20 kişilik küçük bir fabrikada kuruldu. O günden bu yana hayatına renk katmak isteyenlerin ilk tercihi oluyoruz. Marshall olarak, 1998’den itibaren dünyanın en büyük boya ve kaplama şirketi AkzoNobel çatısı altında faaliyet gösteriyor, Türkiye pazarındaki 60 yıllık güçlü geçmişimize AkzoNobel’in küresel perspektifini de ekleyerek ufkumuzu genişletiyoruz. Bir boya markası olmanın ötesine geçerek, insanların hayatlarına renklerle anlam ve değer katıyoruz. Türkiye’nin renk otoritesi olarak, her zaman yenilikçi yaklaşımlarımız ile gerek ülke ekonomisine ve sektörümüze, gerekse insanların hayatına hep daha iyisini sunmayı, olumlu yönde değişim için ilham vermeyi hedefliyoruz. Ülkemizde kültürel renkliliği içselleştirmiş bir tüketici kitlesine sahibiz Ürün ve hizmetlerimiz, Türkiye geneline yayılmış bayi ağımız ve satış noktaları aracılığıyla Türkiye’nin her yerindeki tüketicilere ulaşıyor. Sektörümüzdeki en son gelişmeleri ve yenilikleri geniş ve zengin bilgi birikimimizle takip edip, Türkiye’ye Marshall markası ile sunuyoruz. Hayata renk katma misyonu ile insanlara ilham veriyor, hepimizin ortak ihtiyacı olan renkli bir hayata en kolay şekilde ulaşabileceğimizi gösteriyoruz. Ülkemizde kültürel renkliliği içselleştirmiş bir tüketici kitlesine sahibiz. Biz sadece onlara rehberlik

Ülkemizde kültürel renkliliği içselleştirmiş bir tüketici kitlesine sahibiz. Biz sadece onlara rehberlik ediyor, koleksiyonlarımızla ilham, ürünlerimizle de kalite sunuyoruz.

ediyor, koleksiyonlarımızla ilham, ürünlerimizle de kalite sunuyoruz. Marshall olarak, yenilikçi yaklaşımla hep daha iyiyi sunma gayreti içindeyiz. Bu yönde ürün ve renk yelpazemizi yeni teknolojilerle sürekli geliştiriyor, geniş ve kaliteli bir ürün gamı sunuyoruz. Farklı trendleri yansıttığımız ürün gamımızın yanında ilham verici renk önerilerinin yer aldığı web sitemiz https://www. marshallboya.com/tr sayesinde tüketicilerimize farklı ilham alanlarında çok farklı dekorasyon önerileri sunmaktayız. Yakın zamanda 2 milyon indirilmeye ulaşan ve Türkiye’nin en popüler app’lerinden biri haline gelen Gör&Boya mobil uygulaması evlerin duvarlarını sanal ortamda renklendirirken sonucu gerçek zamanlı olarak görme imkânı sağlıyor ve hayal edilen renkler artık daha cesur bir şekilde denenebiliyor. Thermo’s Isı Yalıtım Sistemimiz ülke ekonomisi ve çevre açısından önem taşıyor. Ürünümüz mekânlarda dış cephe yalıtımı sayesinde yüzde 55 oranında ısı tasarrufu sağlayabiliyor. Cuprinol markası ile pazarda yer alan ahşap bakım ve verniklerimiz, ahşabın ömrünü uzattığı gibi, ürünlerimiz 5 yıl garanti kapsamında sunuluyor. Metalin uzun yıllar paslanmasını önleyen ve hatta paslanmış metallerin üzerine direkt olarak sürülerek onları yenileyen boyamız Hammerite, kullanıcıların üç aşamada ve üç ürünle ancak elde edebildiği sıradan metal boyaları yerine,

tek ürünle altı yıllık bir paslanmazlık garantisi sağlıyor. Boya işini zahmet olmaktan çıkarıp, keyif haline getiren ürün serimiz Marshall Silikonlu Özel Mat ve Silikonlu İpek Mat, sahip olduğu eşsiz özellikleriyle tüketicilerimize büyük kolaylık sunuyor. Boyalarımız rahatça sürülüyor, yüksek kapatıcılık özelliği ile çok koyu renklerden, açık tonlara kolayca dönülebilmesini sağlıyor. Çabucak kuruduğundan eve yerleşmek için günlerce hatta bazen haftalarca boyanın kurumasını beklemek gerekmiyor. Ürün gamımızda ayrıca içerdiği gümüş iyonlarıyla ortamda hijyen sağlayan, Gümüş İyonlu Hijyen ve dış cepheleri adeta bir kalkan gibi koruyan Masterpro Ailesi bulunuyor. Marshall’dan yeni ürün: Leke tutmayan boya Leke tutmama teknolojisiyle desteklenen yeni bir formül üzerinde çalışıyoruz ve bu ürünümüz Türkiye pazarına özel bir ürün olacak. Bu ürünle boyanan duvarın üstüne su bazlı sıvılar döküldüğünde sıvı akmıyor, boncuklanma etkisi gösteriyor. Sadece silerek lekelerden kurtulmayı sağlayacak bu yeni ürünümüzü 2016’nın ikinci yarısında piyasaya süreceğiz. Ürünün özellikle çocuklu aileler tarafından beğenileceğine ve tercih edileceğine inancımız tam.


DOSYA

BOYA ve BOYA EKİPMANLARI

“Boya Ustalarının Eğitimi ve Semineri Programı, hayata daha çok renk katabilmek yolunda attığımız en önemli adımlardan biri. Eğitimlerimizle tüketicilerimize en iyi sonucu sunmanın ötesinde, yetkin ustalarla sektörün gelişimine destek olmaktan mutluyuz. “

“Sürdürülebilirlik ilkesinden taviz vermiyoruz” Ar-Ge çalışmalarımızda hem global olanaklarımızdan faydalanıyor hem de lokal dinamikleri göz ardı etmiyoruz. AkzoNobel’in tüm dünyada, tüm ülke ihtiyaçlarına uygun, sürdürülebilirlik ilkesinden taviz vermeden geliştirdiği ürünleri kendi pazarımıza sunuyoruz. AkzoNobel markası olarak çevre ve sürdürülebilirlik konusunu her zaman Ar-Ge çalışmalarımızın merkezinde tutuyoruz. Gezegen üzerindeki etkilerimizi azaltmaya ve müşterilerimize daha sürdürülebilir ürünler ve çözümler sunmaya söz veriyoruz. “Boya Ustalarının Eğitimi ve Semineri Programı ile hayata daha çok renk katabimek attığımız en önemli adımlardan biri” En önemli hedefimiz, tüm renkleri, en canlı halleri ile hayata taşımak. Bunun için, tüketicilerimizle en güçlü bağımızı oluşturan ustalarımıza güveniyoruz. 2002 yılından bu yana ücretsiz olarak yürüttüğümüz ve 160 bin boya ustasına ulaşan Marshall Boya Ustalarının Eğitimi ve Semineri Programı ile Türkiye’yi il il dolaşıyoruz. Eğitimlerimizde ustalarımızla bir araya geliyor, onlarla en son teknoloji, teknik ve uygulamaları paylaşıyoruz. Eğitimler ustalara, ihtiyaca uygun ürünlerle tüketicilere doğru bilgi ve çözümler sunmaları için destek sağlıyor. İş güvenliği ve sağlığı konularında verilen bilgiler ustaların, iş kazaları

42

Nalbur Teknik.com / Mart’16

konusunda daha bilinçli ve dikkatli olmalarına katkıda bulunuyor. Boya Ustalarının Eğitimi ve Semineri Programı, hayata daha çok renk katabilmek yolunda attığımız en önemli adımlardan biri. Eğitimlerimizle tüketicilerimize en iyi sonucu sunmanın ötesinde, yetkin ustalarla sektörün gelişimine destek olmaktan mutluyuz. “İç pazarda iddialıyız fakat ihracatta agresif hedeflerimiz yok” Dünyanın en büyük küresel boya ve kaplama şirketi AkzoNobel’in markalarından biriyiz. Dolayısıyla, iç pazarda iddialıyız ancak ihracat konusunda marka olarak agresif hedeflerimiz bulunmuyor. Dünyanın hemen her ülkesinde AkzoNobel’in dekoratif boya markaları, kendi ülkelerinin lider markası konumunda bulunuyor. KKTC ve Türki Cumhuriyetler, bulunduğumuz coğrafyada en önemli ihracat merkezi olarak konumlanıyor. “Pazara sağlıksız ve kalitesiz ürünlerinin sunulması ile kayıt dışı üretim ortaya çıkıyor” Sektörümüzün en önemli sorunlarından birinin, pazara kalitesiz ve sağlıksız ürünler sunulmasına yol açan kayıt dışı üretim olduğunu söyleyebiliriz. BOSAD’ın kaliteli ve sağlıklı boya ürünlerini tercih etmeleri konusunda tüketici bilincinin güçlenmesi için çalışmalarını takdir ve takip ediyoruz.

Gelir seviyesinin yükselmesi ve nüfus artışı ile inşaat ile sanayi boya sektörüne ivme kazandırdı Türkiye boya sektörü son on yıldır güçlü büyüme performansını koruyor. Özellikle ekonomik kalkınmaya bağlı olarak hane başına düşen gelir seviyesinin yükselmesi, nüfus artışı ve inşaat ile sanayi sektörlerindeki olumlu gelişmeler boya sektörünün büyüme ivmesine destek sağlıyor. AkzoNobel Marshall olarak gerek tüketicilere gerekse sektöre yönelik yürüttüğümüz çalışmalarla boya tüketimi konusunda bilinçlenme yaratarak kişi başı tüketim miktarının artmasına önemli bir katkıda bulunuyoruz. Çabuk kuruyan, kolay sürülen ve temizlenen, kokusuz, yüksek kapatıcılık özellikli ürünlerimiz sayesinde artık boyama işi haftalarca sürmüyor. O nedenle tüketicilerimiz daha sık boya yapmaya en önemlisi de, boyayı en kolay ve en etkili dekorasyon malzemesi olarak kullanmaya başladı. Ancak halen Türkiye’de kişi başı tüketim 10 kilogram dolayında iken gelişmiş ülkelerde bu oran Türkiye'nin 2,5-3 katına ulaşıyor. Aslında insanlar renk kullanmayı ve hayatlarına, evlerine daha çok renk taşımayı arzuluyorlar. Onlara, beklentilerini karşılayan yenilikçi ürün teknolojileri sundukça ve renkler konusunda daha cesur olmaları için ilham verdikçe sektörümüzün gelişmeye devam ediyor. Bu sayede, boya yapma sıklığı 3 yıla kadar indi.



DOSYA

Kentsel dönüşüm Boya sektörünü doğrudan etkiliyor Kentsel dönüşüm, inşaat sektörünün büyümesine etki eden faktörlerden biri olduğu için boya sektörünün de büyümesini tetikliyor. Geçtiğimiz yıllarda bu etkiyi gördük, önümüzdeki yıllarda da hız kesmeden görmeye devam edeceğimize inanıyorum. Avrupa’da üreticilerin kendi perakende kanallarını kurma stratejisi yaygın olarak görülen bir durum. Türkiye’de ise şirketler bayiler ve nalburlar aracılığı ile kullanıcılara ulaşmakta. Sizce Türkiye bu geleneksel sistemi bir gün terk ederek üretici kanallı satış noktası oluşturma sistemine gider mi? Türkiye Avrupa’daki bu trende ayak uydurur mu? Marshall olarak biz, Türkiye geneline yayılmış bayi ağımız ve satış noktaları aracılığıyla Türkiye’nin her yerindeki tüketicilere ulaşıyoruz. Hayata renk katma misyonu ile insanlara ilham veriyor, hepimizin ortak ihtiyacı olan renkli bir hayata en kolay şekilde ulaşabileceğimizi gösteriyoruz. Türkiye’deki diğer firmaların da sağladığı faydalardan dolayı orta vadede bu tarz bir sistemi benimseyeceğine inanıyoruz. 2016’da yılın rengi Altın Sarısı AkzoNobel Marshall olarak bu yıl 13.’sünü sunduğumuz yıllık renk trendi rehberinde, 2016 için “Yılın rengi” olarak Altın Sarısı’nı seçtiğimizi duyurduk. Altın ve tonları tasarım dünyasında yaygın olarak kullanılıyor. Bu renk, tasarım fuarları ve grafik tasarımın yanı sıra

44

Nalbur Teknik.com / Mart’16

BOYA ve BOYA EKİPMANLARI

mimari, moda, güzellik ve iç mimarinin de tekrar tekrar kullandığı gözdeleri arasında bulunuyor. Altın aynı zamanda 2016’nın genel trendi olan “her iki taraftan bakmak” ile bağlantı kuran renk olarak da tanımlanıyor: Bu yıl, kendimizi hem geleneğin hem de modern inovasyonun avantajlarını görebildiğimiz ve karşıt fikir ve görüşleri düşünüp tartmanın öneminin zirve yaptığı eşsiz bir kavşakta buluyoruz. Altın Sarısı da bu ikilik temasının bir örneğini sunuyor; halen dikkat çekecek kadar parlak olmasına rağmen zarif bir biçimde geçmişe ve toprağın rengine atıfta bulunurken diğer renkler ile de iyi kombinlenebiliyor. “Renklendir Hayatı” Şehirlerin binalardan çok daha fazlası olduğunu; sahip oldukları miras açısından değerli ve ilham verici olduğunu düşünüyoruz. İnsanlara, yaşadıkları alanları bir damla boya ile yenilemek ve hayatı renklendirmek konusunda ilham veren Renk Hareketi Projemiz, gri ve kasvetli alanları renkli hale getirmek için AkzoNobel tarafından dünya çapında başlatıldı. “Renklendir Hayatı” sloganıyla insanların hayatına renk katan, dekoratif boya sektörünün lideri AkzoNobel Marshall olarak, Renk

Hareketi projemizle insanların hayatına renk ve estetik katma konusundaki uzmanlığımızı bir adım daha ileriye taşıyoruz. Türkiye’de 2010 yılında Kadıköy Ayrılık Çeşmesi Sokağı’nda başlatılan Renk Hareketi, Yıldız Sarayı, Manisa’nın Kula ilçesi, Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi ve Kastamonu’ya ulaştı. Renk Hareketi, bu yıl da yüzyıllardır koruduğu tarihi mirası, renklerin gücü ile ortaya çıkarıp daha fazla kişiye ulaştırmak için 2015’te Antakya’ya taşındı. Antakya’da, Renk Hareketi kapsamında boyanan, 19. yüzyılda erken Osmanlı mimarisi tarzında inşa edilen ve eski adı Herod Caddesi olan Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı’nda, bu çok kültürlü şehirde varolan benzersiz renklerin, şehrin görünümüne yansıtılmasını sağladık. Boyama aktivitesi yaptığımız alanda, bir Katolik kilisesi, bir Ortodoks kilisesi, bir sinagog ve cami aynı avluda yer alıyor. Dünyanın ilk kolonlu caddesi olma özelliğini de taşıyan bu eşsiz bölgede aynı zamanda Anadolu’nun ilk camisi olan ve adını Hz. İsa’ya ilk inanan isimlerden olan Habib-i Neccar’dan alan bir Cami de bulunuyor. Renk Hareketi’nin Antakya’ya taşınmasıyla, Antakya’nın yüzyıllardır kültürel çeşitlilik içinde yakaladığı uyuma, Marshall olarak renklerimizle katkıda bulunduk.



HABER

“Yeni İmar Kanunu Çok Yakında Mecliste”

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD), 92’inci Genel İdare Kurulu toplantısını Adana’da düzenledi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı’nın akşam yemeğine katıldığı, Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan ve bakanlık ekibinin MÜSİAD’ın hazırladığı rapora istinaden soruları cevapladığı toplantıda, kentsel dönüşümden imar kanununa, inşaat sektörünün sorunlarından çözüm önerilerine kadar birçok konu masaya yatırıldı. Toplantıda konuşan Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, yeni imar kanunu ile mevzuat hazırlıklarında sona gelindiğini ve çok yakında Meclise sunulacağını söyledi.

M

ÜSİAD’ın iki ayda bir farklı bir şubenin ev sahipliğinde

gerçekleştirdiği Genel İdare Kurulu toplantılarının 92’incisi, 12-13 Şubat tarihlerinde Adana Sheraton Otel’de düzenlendi. Her defasında farklı bir konunun; yetkili isimlerle işlendiği Genel İdare Kurulu

46

Nalbur Teknik.com / Mart’16

toplantılarının 92’incisinin konusu, Kentsel Dönüşüm ve Şehirlerin Ruhu oldu. Toplantının akşam yemeğine Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı katıldı. MÜSİAD, toplantı için “Kentsel Dönüşüm”, “İmar Kanunu/Mevzuatı ve Uygulamaları” ve “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Yerel Yönetimlerle/ TOKİ ile Koordineli Yürütmesi Talep

Edilen Hususlar” olmak üzere 3 ana başlık altında bir çalışma raporu hazırladı. Bakanlık yetkililerine sunulan raporda “Konut Sektörünün Genel Sorunları ve Çözüm Önerileri” ile ilgili özel bir bölüm oluşturuldu. “Rapor Bakanlığımıza Katkı Sağlayacak” Toplantının akşam yemeğinde konuşan ve MÜSİAD’ın Türkiye’nin kardeşlik anlayışına her zaman destek olduğunu kaydeden Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, “Saygın bir siyaset anlayışının ancak sağlam bir ekonomik kalkınmayla gerçekleşebileceğini çok iyi biliyoruz. MÜSİAD olarak; Türkiye’nin ekonomik kalkınma ve büyümesi alanında büyük bir yükü taşıdınız. Kurulduğunuz günden bu yana; gerek bir sivil toplum kuruluşu olarak gerekse insani



HABER

hedeflerinizle Türkiye’ye yeni bir soluk getirdiniz” dedi. Sarı, MÜSİAD’ın hazırladığı raporun bakanlık çalışmalarına da önemli katkı sağlayacağının altını çizdi. “Kentsel Dönüşüm Fonu Kurulmalı” KONUTDER, GYODER ve İNDER gibi inşaat sektörünün önde gelen derneklerinin de katkısıyla hazırladıkları raporun önemine dikkat çeken MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, “Ülke ekonomimizin lokomotif sektörlerinden inşaat sektörünün en önemli konularını 92’inci Genel İdare Kurulumuzda bakanlığımıza aktarma ve değerlendirme fırsatı bulduk. “Kentsel Dönüşüm”, “İmar Kanunu/Mevzuatı ve Uygulamaları” ve “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Yerel Yönetimlerle/ Toki ile Koordineli Yürütmesi Talep Edilen Hususlar” olmak üzere 3 ana başlık altında bir çalışma raporu hazırladık. Bakanlık yetkililerimize sunduğumuz raporda; kentsel dönüşümde ekonomik, sosyal ve kültürel boyutların genellikle dikkate

alınmadığını, Kentsel Dönüşüm Fonu adı altında bir kamu fonu oluşturulması ve kentsel dönüşüm olgusunun asıl amacının ne olduğu vatanda¬şa iyi anlatılması gerektiğini vurguladık. 3194 sayılı imar kanununun günümüz ihtiyaçlarına cevap vermediğini ve kanunun yeniden düzenlenerek imar değişikliklerinin kamu vicdanını zedele¬yen, kişilere özel değerlendirmelerden arındırılması gerektiğini belirttik ” şeklinde konuştu. Olpak, rapora bakanlık ile yapılacak istişarelerle son şeklinin verileceğini söyledi. Raporda “Konut Sektörünün Genel Sorunları ve Çözüm Önerileri” ile ilgili özel bir bölüm oluşturduklarını belirten Olpak, “Yerel yönetimler, kentsel dönüşümün, gerek karar alma sürecinde, gerekse uygulama safhalarında, kent¬sel kültür mirasını korumak ve gözetmek

12-13 Şubat 2016 / Adana

48

Nalbur Teknik.com / Mart’16

üzere, uzmanından yönetime, meslek odaları temsilcileri ve özel şahıslara dek uzanan “Danışma Kurulu” niteliğinde bir katılım grubu ile işbirliği içinde çalışmalı, onların görüşleri doğrultusunda hareket etmelidirler” dedi. Olpak, kentsel dönüşümde yöresel mimarinin özendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Yeni Kanun Çok Yakında Mecliste” Toplantıya katılan ve raporun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çalışmalarına katkı sağlayacağını belirten Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, kentsel dönüşümde önemli aşamalar kat edildiğini belirtti. Ceylan, yeni imar kanunu ve mevzuatların hazırlıklarında sona gelindiğini ve çok kısa zaman içinde meclise sunacaklarını söyledi.



EKONOMİ

Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, TOBB ve diğer kuruluşlarla ihracat alanında görüş alışverişi yaptıktan sonra talepleri hükümete paket halinde sunmayı hedeflediklerini bildirerek, önümüzdeki ay içerisinde “İhracat Teşvik Tedbirlerini hayata geçirmeyi arzu ediyoruz” açıklamasını yaptı.

Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş

İhracata teşvik paketi yolda

E

litaş, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksinde düzenlenen “Vizyon Toplantısı”nda ihracatçı birliklerinin başkanlarıyla bir araya geldi. İhracatın ve uluslararası ticaretin önündeki engelleri kaldırmak için gayret gösterdiklerini göstereceklerini dile getiren Elitaş, TİM kurulduğu günden bu yanda Türkiye’de 175 bine yakın ihracatçı olduğunu, ancak bunların devamlılığı her zaman sağlayamadığını söyledi. “Her yıl yaklaşık 10 bin ihracatçı ihracat yaparken 9 bin ihracatçı da ihracattan geri çekiliyor” diyen Elitaş, ihracatçı sayısının 200 bine ulaşması gerektiği, neden 60

50

Nalbur Teknik.com / Mart’16

binde kaldığı meselesini ihracatçı meclisleri ile tahlil edeceklerini dile getirdi. Elitaş, “175 bine yakın ihracat kültürüne ulaşmış, ihracat yapmış, dış ticareti en azından bir noktada koklamış ve onun zorluklarını aşmış firmaları tekrar hayata geçirmek için gayret göstereceğiz” diye konuştu. Geçen yılın Türkiye’nin hem çevresindeki ülkelerde yaşananlar hem de iç dinamiklerin değişmesi nedeniyle farklı bir ortamda geçtiğini anlatan Elitaş, son 2 yıl içerisinde Türkiye’nin 4 seçim gerçekleştirdiğini, bu süreçte istikrar ve güveni elden bırakmadığını, mali disiplinden taviz vermediğini, dünyadaki olumsuzluklara rağmen büyük

bir başarı hikayesini ortaya koyduğunu vurguladı. ‘Başarılı bir yıl geçirildi’ Elitaş, 2015’te ihracatın bir önceki yıla göre parasal yönden yüzde 8,7 daraldığını, bundan paritenin etkili olduğunu kaydederek, hesaplarına göre 12,9 milyar dolarlık pariteden kaynaklanan ihracat kaybıyla karşı karşıya kaldığını, ihracatın miktar cinsinden yüzde 2 arttığını vurguladı. Yüzde 2 ihracat artışının miktar cinsinden biraz az olduğunu ancak mevcut durum itibarıyla başarılı bir yıl geçirildiğini belirten Elitaş, 2015’in son aylarından itibaren terör örgütü ile yapılan mücadele dolayısıyla Habur Sınır Kapısının bir ay süreyle kapalı kaldığını hatırlattı. Elitaş, bu kapıdan geçişlerin yapılamamasının ihracatın azalmasında etkili olduğunu, Gürbulak Sınır Kapısında ortaya çıkan yavaşlamanın ihracata olumsuz yansıdığını anlattı. ‘Şubatta ihracat artacak’



EKONOMİ

“Her yıl yaklaşık 10 bin ihracatçı ihracat yaparken 9 bin ihracatçı da ihracattan geri çekiliyor” İhracatta ocak ayında yaşanan azalmaya değinen ve bunun nedenlerini anlatan Elitaş, “Şubat ayı ihracat rakamlarımız olumlu bir seyir takip ediyor. Bu, 2015 yılı şubat ayı rakamlarına göre bir miktar olumlu ve artış yaşanacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Elitaş, hükümet programı çerçevesinde açıkladıkları reform paketlerini bir bir hayata geçirdiklerini dile getirerek, 1 Kasım seçimlerine giderken vatandaşa verdikleri taahhütleri yerine getirirken özel sektörün önündeki engelleri kaldırmak için yasal düzenlemeleri de gerçekleştirdiklerini söyledi. 16 Şubat’ta Ar-Ge ile ilgili önemli bir yasanın hayata geçirildiğinin altını çizen Elitaş, bunda sivil toplum örgütlerinin büyük katkısı olduğunu bildirdi. Hafta başında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 2016 Turizm Eylem Planını açıkladığını anımsatan Elitaş, yaşanabilecek olumsuzlukların bertaraf edilmesi ve azalabilecek gelirleri düzenlemek için bir teşvik paketinin hayata geçirildiğini hatırlattı. ‘Türkiye’nin performansı iyi yönde ilerliyor’ Elitaş, 2016 ihracat hedefinin 155,5 milyar dolar olduğunu anımsatarak, “2016 yılı için Dünya Bankası ve IMF’nin dünyadaki olumsuz gelişmeler doğrultusunda başka ülkelerle ilgili öngörüleri olumsuzken, Türkiye’nin 2016 yılı performansı iyi yönde değerlendirilmekte. Hakikaten Türkiye 2016’da yüzde 4’e yakın bir büyümeyi hedefliyor. 2015’e göre de ihracatında yüzde 11 artışı da ortaya çıkarmak için gayret

52

Nalbur Teknik.com / Mart’16

gösteriyor” dedi. Emtia fiyatlarında 2016’da olağanüstü bir düşüş yaşanmadığı ve paritede denge sağlanması halinde 2016 yılında yüzde 10’luk ihracat artışını gerçekleştireceklerini belirterek, bunun için yeni pazarlar bulmaları, katma değeri yüksek malların üretilmesi gerektiğini vurguladı. İhracat Teşvik Tedbirleri geliyor Elitaş, Türk ürünlerinin girmediği bir pazar bırakmamak için çaba harcadıklarını dile getirerek, bu yönde ziyaretlerin gerçekleştirileceğini aktardı. Bakan Elitaş, “Bu toplantının benzerini TOBB ile yapacağız. Diğer sivil toplum kuruluşları ile de ihracatın önündeki engelleri ve desteklerin ne olması gerektiğiyle ilgili görüşlerini aldıktan sonra bir paket halinde hükümetimize sunup önümüzdeki ay içerisinde İhracat Teşvik Tedbirlerini hayata geçirmeyi arzu ediyoruz” diye konuştu.

53’ünden daha iyi performans sergiledik. AB’nin toplam ithalatından aldığımız pay 2014 yılında yüzde 1,12 seviyesinde iken 2015’te yüzde 1,21 ile Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine ulaştı” dedi. Dünya ticaretinden aldıkları payın 0,95’e yükseldiğini dile getiren Büyükekşi, “Yeni bir rekor kırıldı. 2018 ara dönem hedefimiz olan yüzde 1 hedefine 2015 sonu itibarıyla çok yaklaştık. 2023 yılında dünya ticaretinden yüzde 1,5 pay alma hedefimize hükümetimizin de desteğiyle sağlam adımlarla yürüyoruz” diye konuştu. Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘Dünya ticaretinde payımız arttı’ TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de geçen yıl sadece dünya ekonomisinin değil dünya ticaretinin de daraldığını belirterek, küresel ticaretin yüzde 11 daralarak 15,2 trilyon dolara gerilediğini ve 2010’daki seviyesine geri döndüğünü söyledi. İhracatta büyük düşüş yaşayan ülkelere örnek veren Büyükekşi, son 5 yılda ihracatını her yıl ortalama yüzde 10 artıran Çin’in bile 2015 yılını yüzde 2,9’luk kayıpla tamamladığını anımsattı.

‘İhracat Destek Paketi önerimizi Bakanlığa ilettik’ “Hükümetimiz tarafından, ihracatımıza yüksek katma değer kazandıracak, yüksek potansiyelini açığa çıkaracak yeni nesil reformlar yapıldı. Yapılmaya devam edeceğini de biliyoruz. Biz de TİM ve İhracatçı Birlikleri olarak bir süredir üzerinde çalıştığımız İhracat Destek Paketi Önerilerimizi Bakanlığımıza arz ettik. Niye bir ihracat destek paketine ihtiyacımız var? Çünkü geçtiğimiz yıl ihracatımızda gerçekleşen düşüşün arkasındaki sebeplerden biri, sürekli söylediğimiz gibi paritedeki gerileme. Bu, ihracatçılardan kaynaklanan bir sebep değil. İkincisi, ham madde fiyatlarındaki gerileme. Bu da ihracatçılardan kaynaklanan bir sebep değil. Üçüncüsü, çevre ülkelerde yaşanan sorunlar. Bu da ihracatçılardan kaynaklanan bir sorun değil.”

Büyükekşi, Türkiye’nin ihracatının sadece yüzde 8,7 gerilediğini kaydederek, “Dünya ticaretinde önde gelen 71 ekonominin

Büyükekşi, öncelikli hedeflerinin, dünya üzerinde ihracatçılarının gitmediği yer ve girmediği pazar bırakmamak” olduğunu söyledi.



HABER

Seramik sanayinde dünyanın en büyükleri arasına girdik

Türkiye, seramik sanayisinde Dünya’da kaplama malzemelerinde 8’inci, sağlık gereçlerinde 4’üncü en büyük üretici ülke konumunda. Seramik karolarda ve sağlık gereçlerinde Dünya’nın 4'üncü büyük ihracatçısı olurken, karolarda Avrupa 3.’sü, sağlık gereçlerinde ise Avrupa’nın en büyük tek ihracatçısı konumuna yükseldik.

B

u yıl 28. kez düzenlenen Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı - UNICERA öncesi bir basın toplantısı düzenleyen Türkiye Seramik Federasyonu (TSF), seramik sektöründe Dünya sıralamasında Türkiye’nin konumunu açıkladı. Seramik sektörüne destek vermek üzere; Yüksel Seramik Yönetim Kurulu Başkanı, TSF Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve SERKAP Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi MUTLU, Turkuaz Seramik Yönetim Kurulu Üyesi, SERSA Yönetim Kurulu Başkanı ve TSF Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kürşad Noyan ÖZKAYA, ECE Holding Yönetim Kurulu Başkanı, TSF - SERSA Yönetim

54

Nalbur Teknik.com / Mart’16

Kurulu Üyesi Erdem ÇENESİZ ve TSF Genel Sekreteri Germiyan SAATÇİOĞLU da toplantıda hazır bulundular. Toplantıda sektörün geleceği, hedefleri, yeni yatırımlar ve pazarlar ile sorunları ve çözüm önerileri de konuşuldu. Türkiye Seramik Sektörünü üreticileri, satış kanalları, bilim adamları ve seramik sanatçıları dahil bütün kolları ile dünyada temsil eden Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Ahmet Tahsin YAMANER konuşmasına “Gurur Tablomuz” dediği Dünya sıralamasındaki yerimizi açıklayarak başladı; ‘’Seramik sanayi Türkiye’de 1950’li yılların başlarında kuruldu ve 1980’li yıllardan sonra rekabet edebilir

konuma geldi. 1990’lı yıllarda ise modernize edilen ve güncel dünya teknolojileri ile yeniden yapılandırılan seramik sanayisinde güçlü bir ülke haline geldik. Bugün Dünya üzerinde kaplama malzemelerinde 8’inci, sağlık gereçlerinde 4’üncü en büyük üretici ülke konumuna yerleştik. Seramik karolarda ve sağlık gereçlerinde Dünya’nın 4’üncü büyük ihracatçısı olurken, karolarda Avrupa’nın 3’üncüsü, sağlık gereçlerinde ise en büyük tek ihracatçısı olduk.” İç Pazar Canlandı, Dış Pazar ise Durgun Seramik Kaplama Malzemelerinde iç pazarda toplam 230 milyon m2, dış pazarda ise toplam 77,2 milyon m2 satış gerçekleştirildiğini; Seramik Sağlık Gereçlerinde ise toplam 11 milyona adet iç pazar, 8 milyon adet dış pazar satışı olduğunu belirten Başkan Ahmet Tahsin YAMANER; “Bu


sektörün iç pazarda gelişmesini sağlayan en önemli etkenin kentsel dönüşüm projeleri olduğunu, nitelikli, büyük çaplı konut ve yaşam alanlarını barındıran projelerin bu gelişimi desteklediğini belirtti. Sırada Gelişmekte Olan ABD Pazarı, Afrika ve Uzakdoğu Var Seramik sektörünü ihracat rakamları ile de yorumlayan Ahmet Tahsin YAMANER; “İhracat verileri, artan döviz kurları ile rekabetçi konuma geçen sektör temsilcilerimiz, doğal pazarlarımız olan Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerindeki politik sorunlar nedeni ile beklenen büyümeyi gösteremedi. Gelişmiş Avrupa ekonomilerindeki pazar payımızı artırarak bu durumu telafi ettik” dedi. YAMANER şöyle devam etti:

rakamlardan da anlaşılacağı üzere seramik sektörü ekonomisi 2015 yılında iç pazar destekli gelişti. Küresel pazarlarda olan daralma nedeniyle 2015 yılında Kaplama Malzemeleri ihracatımız Aralık ayı sonu itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre miktar olarak %8,90 ve tutar olarak %16,37 azaldı. Aynı sebeplerle Seramik Sağlık Gereçleri ihracatımız Aralık sonu itibarıyla geçen yılın aynı dönemine kıyasla miktar olarak %2,67 ve tutar Dolar olarak %10,66 oranlarında azaldı. 2016 yılı

ihracatımızın da 2015 yılındaki tempoyu sürdüreceğini düşünüyoruz. Seramik Karo ve Sağlık Gereçleri ithalatımızda daralma görülüyor. Karo ithalatı özellikle Çin’e dayalı olmakla birlikte 2015 yılında miktar ve tutar olarak yaklaşık %38 azaldı. Sağlık gereçlerinde ise bu oran %69 artış gösteriyor. Gelecek yıl da bu yıl olduğu gibi benzer bir durumla karşılaşılacağını öngörüyoruz” dedi. Kentsel Dönüşüm Sektörü Olumlu Etkiledi YAMANER; geçtiğimiz yıl

“Türkiye, Dünya sıralamasındaki yerini her alanda birinciliğe taşımak için, gelişmekte olan ABD pazarı başta olmak üzere, bugüne kadar pek işlenmemiş olan Sahra altı Afrika pazarı, Asya Kıtası pazarları ve Uzakdoğu pazarları üzerinde çalışıyor. Türkiye seramik üretiminin karolarda üretimin %30’unu, sağlık gereçlerinde %40’ını ihraç etmektedir. Bu sebeple sektör katma değeri çok yüksek olan ve döviz kazandırıcı bir sektördür.” Yıllık Büyüme Oranı %7 Konuşmasında üretim ve yatırım çalışmalarını da değerlendiren Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Ahmet Tahsin YAMANER; “Sektörümüzde serbest pazar ekonomisi içerisinde yeni üretim tesisleri için yapılan yatırımları yakından takip ediyoruz. Kaplama seramiklerinde 330 milyon m2


HABER

üretim mevcut olup, bunun 230 milyon m2’si iç pazarda tüketiliyor. Özetle, üretimi iç pazar desteklemekte. İnşaat sektöründeki hareketlilik devam ettiği sürece bu alanda bir sorun çıkmayacağını öngörüyoruz. Sektör için yıllık büyüme tahminimiz %7 oranında. Seramik Sağlık Gereçleri üretimi de yıllık yaklaşık 19 milyon adet olup, bunun büyük kısmı yine iç pazara sunuluyor.” Yabancı Yatırımcı Gelmedi ‘’Sektörümüze bu güne kadar seramik hammaddeler konusu dışında herhangi bir yabancı yatırım gelmedi’’ diyerek konuyu gündeme taşıyan YAMANER, ‘’Sektörümüz, yurt dışında üretim tesisi ve/veya marka hakimiyeti olan seramik şirketlerini satın almak veya bunlarla ortaklık kurmak için çalışmalar yürütüyor. Halen yurt dışından marka satın almış ve yurt dışında üretim tesisleri açmış olan Türk şirketlerimiz mevcut. Bu da bizim için başka bir gurur tablosudur” dedi. Türkiye Tasarımda Gelişmektedir Türkiye’nin bu alanda bir tasarım merkezi haline gelişinin farkına varıldığının altını çizen YAMANER, “Endüstrileşmenin tarihine baktığımızda, emek yoğun üretimler gelişmiş Avrupa ülkelerinden doğuya doğru kayma eğiliminde. Fakat bu endüstriler, yoğun istihdam sağlamaları açısından toplumlar için önemlidir. Türk Seramik Sanayi; İngiltere, daha sonra Almanya, İtalya ve İspanya’dan kendi ülkemize almış olduğu üretim liderliğini uzun yıllar korumak için tasarımın ne kadar önemli olduğunu yıllar önce fark etti” dedi.

56

Nalbur Teknik.com / Mart’16

220 Bin Kişilik İnsan Kaynağı İstihdam rakamlarının da verildiği açıklamada, seramik sektörünün Kaplama Malzemelerinden ziyade Sağlık Gereçlerinin üretiminde daha yoğun işgücü kullanıldığı belirtildi. Sektörde her iki ürün grubu için de ürün tasarımları, seramik üretiminde kullanılan kalıplar, makine ve ekipman üretimi, satış kanallarında ve montaj işlerinde çalışan kişiler ile toplamda 220.000 kişiye iş, aileleri ile birlikte yaklaşık 1 milyon insana aş temin edildiği açıklandı. Sektörün Sorunları ve Çözüm Önerileri Başkan Ahmet Tahsin YAMANER, sektöre ilişkin önemli sorunlara, çözüm önerilerine değindi ve otoritelerden destek istedi. “Seramik sektörü yerli hammaddeler kullanarak ülkemiz ekonomisine önemli ölçüde katma değer kazandıran bir iş koludur. Sektörün devamlılığı adına seramik hammaddelerine erişim ve bu hammaddelerin sektörde kullanılması zorunludur, ithal ikamesi telafisi mümkün görülmeyen çok büyük kayıplara sebep olacaktır. İstanbul Şile gibi çok önemli ve kritik kil hammaddesi rezervlerinde bu ocakların işletilmesine getirilecek engeller ve kısıtlamalar sektörümüzü ve dolayısıyla ülke ekonomisini olumsuz etkileyecektir. Yıl içerisinde sektörün büyük uğraşları ile kamu tarafından konulan kısıtlamalar, 2020 yılına kadar kaldırılmış olup sorunsuz işletimin devamını beklemekteyiz. Hammadde sorunun yanı sıra sektörümüzdeki diğer bir çözüm bulunması gereken

konu düşük kar marjları. Yurt dışındaki pazarlarımızdan gelen talep, sağlıklı bir seyir izlememekte. 2016 yılı itibariyle yürürlüğe giren yeni asgari ücret uygulaması her ne kadar işvereni zorlayacak olsa da, işgücü verimliliğinin artırılması, işverenlerin üzerinde bulunan halihazırdaki yüklerin ve bu yeni yükün negatif etkilerinin devletimiz tarafından yeni politikalar ile ortadan kaldırılmasını beklemekteyiz. Asgari ücret ile ilgili devletimizin vereceği desteğin daha fazla olmasını bekliyorduk. Çünkü, iş sağlığı ve güvenliği, çevre mevzuatları ve yeni uygulamaları neticesinde işverene birçok yeni yükler gelmekte. Ne yazık ki sektörümüz, yatırım maliyetleri ve geri dönüş süreleri açısından, yatırımcıya destek sağlanmadan yatırım alınabilecek bir konumda değil. Dolayısıyla, sanayi yatırımları ortamının iyileştirilmesi ve çalışmaların kolaylaştırılması için devletin pek çok düzenleme yaptığı malumlarımızdır. Teşvik sistemi de bu düzenlemeler arasında. Mevcut teşvik sistemi eskisine göre daha anlamlı ve yapıcı olmakla birlikte yeterli değildir. Avrupa Birliği’nde yerleşik rakiplerimizin faydalanmakta olduğu “yoğun enerji tüketen sanayi dallarına Avrupa Birliği Komisyonu tarafından kararname ve yönetmelikler ile verilmekte olan doğal gaz ve elektrik enerjisi fiyatlarındaki vergi muafiyetleri ve sübvansiyonlar ve sektöre özel enerji fiyatları” uygulamalarının ülkemizde de uygulanmasını sektörümüzün sağlıklı bir gelecek perspektifinde gelişmesi adına önemsiyoruz.”



HABER

Başkan F. Fethi Hinginar:

Kentsel dönüşümde yerli ürün yerine ithal ürün kullanan firmalara devlet desteği kaldırılmalı

İnşaat malzemeleri sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İMSAD’ın 34. Olağan Genel Kuruluna yerli malzeme kullanımı damgasını vurdu. Türkiye inşaat malzemeleri sektörünün yabancı pek çok markayı geride bırakacak ürün ve hizmet kalitesine sahip olduğunu belirten Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, kentsel dönüşüm ve konut sektöründeki gelişmelere rağmen rant ve reklam amaçlı yabancı malzeme kullanımını eleştirdi. Hinginar, “Çoğu kez kalitesi yerli ürünlerden daha düşük olmasına rağmen Avrupa menşeili diye lanse edilerek ‘daha kaliteli’ algısı yaratılmaya çalışılıyor. Bu durum, yerli sanayimizin gelişiminin önüne set çekmektedir” dedi. İthal ürün kullanmayı tercih eden firmaların devlet desteği almalarını eleştiren Hinginar, “Haksız muameleye sessiz kalamayız” açıklamasında bulundu.

T

ürkiye İMSAD’ın Swiss Otel’de 25 Şubat’ta gerçekleştirilen ve dernek üyelerinin yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan’ın da katıldığı 34. Olağan Genel Kurulu’nda inşaat sektörü gündem maddeleriyle masaya yatırıldı. Genel Kurul öncesi düzenlenen toplantıda Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Üyesi Ece Ceylan

58

Nalbur Teknik.com / Mart’16

Baba ve Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Can Fuat Gürlesel konuşmacı olarak yer aldı. Açılış konuşmasını yapan Dernek Başkanı F. Fethi Hinginar, yerli inşaat malzemesi kullanımı ve denetim konusunu gündeme taşırken; Bakan Yardımcısı Ceylan da, yapı denetimi konusunda Türkiye İMSAD’la hemfikir olduklarını vurguladı. Hinginar: “Kalitemizi dünya biliyor”

Müteahhitlerin ithal malzeme kullanımına son vermesi gerektiğine dikkat çeken F. Fethi Hinginar, “Kentsel Dönüşüm projeleri muhtelif devlet teşviklerinden yararlandırılıyor. Kimi zaman müteahhitler projesini daha çekici hale getirmek için, kimi zaman da mal sahiplerinin taleplerinden dolayı yerli malzeme yerine ithal menşeili ürünler tercih ediliyor. Üstelik bu, reklam unsuru olarak da kullanılıyor. Dünyaya ürün satan, kalitesi dünya genelinde kabul görmüş bir sektör olmamıza rağmen, ne yazık ki, çoğu kez kalitesi bizim ürettiğimiz ürünlerden daha düşük olmasına karşın Avrupa menşeili diye lanse edilerek ‘daha kaliteli’ algısı yaratılmaya çalışılıyor. Hem ödediğimiz vergilerle oluşan kaynaktan devlet desteği alan hem de ithal ürün kullanan uygulamalara bir son verilmelidir. İthal ürün kullanmayı tercih eden firmaların devlet desteği almaları, yönetmeliklerde yapılacak düzenleme ile



HABER

önlenmeli, denetimlerde de bu konu incelenmelidir. Kalitesi bütün dünyaca tasdik edilen Türk menşeli inşaat malzemelerinin ülkemizde gördüğü haksız muameleye sessiz kalmamalıyız, yerli sanayimizin gelişiminin önüne set çeken bu durum bertaraf edilmelidir” dedi. Hinginar: “Ulusal Bina Yönetmeliği Platformu’nun oluşturulmasına bakanlığımızın önderlik etmesini bekliyoruz” Fethi Hinginar, her fırsatta dile getirdiği yapı denetimi ve Yapı Yasası konusunu Olağan Kurulda da gündeme taşıdı. Hinginar, “Biz Ulusal Bina Yönetmeliği Platformu’nun kuruluş çalışmalarına başladık ancak kamu ayağını henüz oluşturamadığımız için ilerleme kaydedemiyoruz. Bina Yönetmeliği Platformu’nun oluşturulmasına Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın önderlik etmesini ve kamu tarafında bu platformu sahiplenmesini bekliyoruz. 1999 depreminden sonra devreye giren denetim sistemi en çok beton kalitesi ve demirle ilgileniyor. Geri kalan 200’den çok malzeme çeşidinin denetiminde büyük eksiklikler var. Bu şekilde ne depreme hazırlanabiliriz ne de sağlıklı bir kentsel dönüşüm sürecine imza atabiliriz” açıklamasında bulundu.

60

Nalbur Teknik.com / Mart’16

Ceylan: “Her türlü desteğe hazırız” Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak yaşanılabilir bir çevre ve marka şehirler oluşmasında en önemli hedefin yapı ve yapılaşmaya ilişkin bütüncül çözümler getirmek olduğuna dikkat çeken Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Türkiye İMSAD’ın çağrısına “Her türlü desteğe hazırız” yanıtını verdi. Türkiye İMSAD’ı inşaat malzemesi sektörüne yönelik yaptığı bilimsel çalışmalar, ekonomi raporları, endeksler ve akademik çalışmalarından dolayı tebrik eden Ceylan, inşaat malzemeleri sektöründe son 13 yıldaki büyüme ve diğer uluslararası gelişmelerin gurur verici olduğuna değindi. Ceylan “Ulusal Bina Yönetmeliği Platformu’nda Türkiye İMSAD’ın yanında olmaktan mutluluk duyarız. Sektör varsa biz de varız, etle tırnak gibiyiz. Bakanlık olarak da bu tür çalışmalara katkıda bulunmak zorundayız. Ülkemizde inşaat sektörü katma değer ve istihdam açısından lokomotif sektördür. Yüzlerce alt sektörü etkilemektedir. Yatırımların yaklaşık yüzde 50’si inşaat sektörüne yapılmaktadır. 2000’li yıllardan itibaren önemli gelişmeler kaydeden inşaat sektörünün öneminin bilincindeyiz” dedi. Ceylan: “TOKİ’nin mimari anlayışının ve malzeme kalitesinin düzeltilmesi için çalışıyoruz” Kamuoyunda TOKİ’ye gelen eleştirilere değinen Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, “TOKİ 1984 – 2000 arası 43 bin konut üreten bir yapı iken, 2002 – 2015 arasında 700 bin konut üreten bir yapıya dönüştü. 2023 hedefi 1 milyon 200 bin adet konut. Ancak bu süreçte benzer mimari yapı ve malzeme konusunda eleştiriler

yapıldı. Bu konunun düzeltilmesi için çalışmalara başladık. Birbirine benzeyen şehirler yerine kendi kültürüne ve bölgenin mimari dokusuna önem veren yeni projeler geliştireceğiz” dedi. Ece Ceylan Baba: “Güvenli Yapılar Eğitim Merkezi’ bölgenin ilk ve benzersiz projesi olacak” Dünyada sadece ABD de ve Japonya’da örneği olan “Güvenli Yapılar Eğitim Merkezi”nin Türkiye’de de kurulmasına ilişkin Türkiye İMSAD tarafından hayata geçirilecek olan projeye ilişkin bilgiyi ise Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Üyesi Ece Ceylan Baba verdi. Baba, “Türkiye İMSAD olarak geçtiğimiz yıl Tuzla Belediyesi ile Güvenli Yapılar Eğitim Merkezi projesi için işbirliği yaptık ve inşası için protokol imzaladık. Türkiye İMSAD olarak, temsil ettiğimiz inşaat sektörünün önde gelen paydaşlarıyla birlikte bir sosyal sorumluluk projesi olarak planladığımız Güvenli Yapılar Eğitim Merkezi tamamlandığı zaman bölgenin ilk ve benzersiz projesi olacak. En iyi güvenli yapı örnekleri ve uygulamalarının sergileneceği Eğitim Merkezimizde ayrıca interaktif etkinlikler, simülasyonlar, konferanslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. Bu merkez ile afetler ve güvenli yapı konusunda kamuoyunda bilinç oluşturmayı amaçlıyoruz” açıklamasında bulundu. İnşaat Malzemeleri Sanayi Endeksleri Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel de Genel Kurul öncesinde Türkiye İMSAD tarafından hazırlık çalışmalarına Ağustos 2013’te başlanan ve ilk kez 2015 Ocak ayında kamuoyuyla paylaşılmaya başlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Endeksleri’ne ilişkin bilgi verdi.



RÖPORTAJ

YAPI KİMYASALLARI

Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı

Yurtbay Yapı Kimyasalları UNICERA’daydı Bu yıl UNICERA fuarına katılım gösteren Yurtbay Yapı Kimyasalları yeni ürünlerini sergileyerek ziyaretçilerle buluştu. Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı ile yaptığımız kısa söyleşide Sarı: “Yaklaşık 6 ay önce piyasaya çıkardığımız Yurtbay Aqua Silikon, Yurtbay Aqua Nötr Silikon, Yurtbay Aqua Mastik ve Yurtbay PU Köpük ürünümüz çok ilgi gördü.” dedi. Her kullanım alanına özel ürün ürettiklerini ve “Uzman Serisi” oluşturduklarını aktaran Sarı: “Oldukça ilgi gördüğümüz ve güzel bağlantılar kurduğumuz bir fuar oldu.”açıklamalarını yaptı.

Y

urtbay Yapı Kimyasalları adına UNİCERA 2016 katılımcılarındandınız. Bu yıl UNİCERA 2016 fuarını nasıl değerlendirirsiniz? Seramik kökenli bir firma olmamız sebebi ile UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nın anlam ve önemi şirketimiz için her zaman farklı olmuştur. Bu nedenle bizler de UNICERA fuarına;

62

Nalbur Teknik.com / Mart’16

Yurtbay Yapı Kimyasalları olarak Yurtbay Seramik standı içinde katıldık. Amacımız seramik sektörüne yardımcı ürünler üreten bir firma olarak seramik bayi ve tüketicileri ile iç içe olmak, ürünlerimizi ve uygulamalarımızı onlarla buluşturmaktı. Maalesef yapı fuarlarında bu kitleye tam anlamı ile ulaşamıyorduk. Bunu çok net

tespit ettik.. Çok da doğru bir karar almışız. Hem yurt içi hem de yurt dışı bayilerimizden ve tüketicilerden çok yoğun ilgi gördük. Bu ziyaretçilerin büyük bir bölümün yapı fuarına katılmadığını gördük.. Fuarda pek fazla yapı kimyasalları üretici firması olamaması ilgiliyi daha da arttırdı. Bu yıl sergilediğiniz yeni ürünler arasında neler vardı? Bu yıl UNICERA fuarında, geçtiğimiz Yapı Fuarı’nda da lanse ettiğimiz “Uzman Serisi” ürün grubumuzu tanıttık. Uzman Serisi kullanım alanlarına göre daha teknik ve kendi başına ayrı birer özellik içeren ürünler. Özellikle yapı kimyasallarında ürün kalitesi çok iyi olsa bile o ürünü farklı kullanım alanlarında kullanmaya çalıştığınız zaman aynı performansı veremeyebiliyor. Bu da kalitesiz ürün imajı yaratıyor. Biz bunu baz alarak farklı uygulama alanlarında kullanılan ürünler dizayn ettik. Örneğin bir


havuz uygulaması için, havuzun özelliklerine uygun üretim yaptık ya da büyük bir projeye ürün sağlayacaksak hızı ön planda tutan ürünler tasarladık. Hastane ya da endüstriyel mutfaklar gibi hijyenik ürünlerin kullanıldığı alanlarda yapıştırıcı ve derz dolgularınındı anti bakteriyel olmasına dikkat ettik. Yaşayan kapalı alanlar için, tozumayan ürünlerimiz var. Bütün bu saydıklarımın birleşiminde Uzman Serisi ortaya çıktı. Bunun haricinde “Yurtbay Aqua Silikon , Yurtbay Aqua Nötr Silikon Yurtbay Aqua Mastik, Yurtbay Aqua PU Köpük” gibi ürünlerimizin yanı sıra su yalıtımında kullanılan sürme esaslı likit membran ürünlerimizden “Yurtbay Agua color” , “Yurtbay Aqua Bitüm 1K” ve “Yurtbay Aqua Bitüm 2K” ‘yı ilk defa UNICERA fuarında tanıttık . Bunun haricinde yeni dış cephe boyalarımızdan olan Yurtbay Silico’yu fuarda ziyaretçilerimiz ile buluşturduk. Özellikle ziyaretçiler tarafından ilgi gören ürününüz hangisi oldu? Yaklaşık 6 ay önce piyasaya çıkardığımız Yurtbay Aqua Silikon, Yurtbay Aqua Nötr Silikon, Yurtbay Aqua Mastik ve Yurtbay PU Köpük ürünümüz çok ilgi gördü. Bu ürün grubumuzda ki esas amaç ile mutfak ve banyo tüketici kitlesi olan UNICERA fuarı ziyaretçileri beğeni ve ilgileri ile çok örtüştü. Bu pazarda bir boşluk olduğunu ve kaliteli üreticilere ciddi bir talep olduğunu biliyorduk ve bunu fuarda da çok net gördük. Daha fuar esnasında yurt içi ve yurt dışı müşterilerimiz ile bağlantılar yapıp siparişler aldık. Ürün grubunun başarısında kaliteli ve görsel olarak başarılı bir stant sunumu da etkili oldu.






BTM’den İşinizi Kolaylaştıracak Eşsiz Bir Ürün

İ

çme Suyu Depolarında Dahi Kullanılabilen Su Yalıtım Malzemesi ALFA HİBRİT HB F BTM, yeni nesil yapı kimyasalları ürün ailesini her geçen yıl yaptığı inovatif çalışmalar ile genişletmeye devam ediyor. Bulunduğu segmentte uygulayıcıların işini kolaylaştıracak ve zamandan kazandıracak bir ürün geliştiren BTM Ar-Ge yetkilileri, pazardan gelen talepler doğrultusunda en doğru ürünü hayata geçirmeye çalıştıklarını belirttiler. BTM Yapı Kimyasalları Ürün Yöneticisi Osman Özkarakaya yeni

68

Nalbur Teknik.com / Mart’16

ürünün özelliklerinden bahsetti. “BTMSEAL ALFA HİBRİT HB F ürünü; Polimer Esasli Tek Komponentli yapısı ile - 5 ºC ve üstü sıcaklıklarda, ıslak zeminlere uygulanabiliyor. Beton, seramik, doğal taş ve metal yüzeylerde astar gereksinimi olmadan da rahatça uygulanan ürün; 2mm çatlak köprüleme özellikliği ile kullanıcıların tercih ettiği bir ürün olacak. Solvent ve siyanat içermeyen ürün hızlı kürlendiği için zamandan tasarruf etmenizi sağlar” dedi. Özkarakaya sözlerine şöyle devam etti “Benzer ürünlere göre daha

kolay ugulanan hibrit polimer esaslı yeni BTMSEAL ALFA HİBRİT HB F ürünü; içme ve kullanım suyu depoları için bir su yalıtım kaplamasıdır. Uygulama sonrası eksiz, U.V. dayanımlı, sağlam ve çatlak köprüleme özellikli bir yapı oluşturur. Elastomerik özelliği nedeni ile düşük ve yüksek sıcaklıklarda performansı aynı kalır.” Alfa Hibrit HB F, isosiyanat, solvent ve ağır metaller gibi çevre ve insan sağlığı için zararlı maddeler içermemektedir. Uygulama sırasında ve sonrasında bu özellikleri nedeni ile zararsız ve çevreci bir üründür.



HABER

Hilti’den

Depreme Karşı İnovatif Çözümler

Birinci derece deprem ülkesi olan Türkiye’de, binaların depreme karşı güvenli olması hayati önem taşıyor. Bina sağlamlığının yanı sıra yapı elemanlarını sabitleyen dübellerin ve taşıyıcı sistemlerin sağlamlığı da önem arz ediyor. İnovasyonu ve ileri teknolojisi ile inşaat sektörüne yön veren Hilti, C2 sismik onaylı dübelleri ve 4 saate kadar alev, duman ve zehirli gazların yayılmasını önleyen pasif yangın durdurucu ürünleriyle yapılara güvenli bir ortam kazandırarak depremin olası hasarlarını önlemeye yardımcı oluyor. Binaların deprem dayanımını röntgen çeker gibi pratik bir şekilde ölçebilen Hilti Donatı Tarama Sistemi ise yapıların geleneksel yönteme göre 15 kat daha hızlı ve tahribatsız taranmasını sağlıyor.

Y

üzölçümünün yüzde 92’si deprem kuşağında yer alan ülkemizde, binaların depreme karşı güvenli bir şekilde inşa edilmesi büyük önem taşıyor. Ancak bilinenin aksine bu güvenlik sadece binanın depremde yıkılmaması anlamına gelmiyor. Hayati risklerin ve yaralanmaların önlenmesi için binanın sağlamlığı kadar elektrik tesisatı, asansör, dış cephe gibi

70

Nalbur Teknik.com / Mart’16

yapı elemanlarını sabitleyen dübellerin ve taşıyıcı sistemlerin sağlamlığı da önemli. Doğalgaz ve elektrik kaçağı gibi sebeplerle gerçekleşebilecek yangınlara karşı ise pasif yangın durdurucu ürünlerin kullanılması gerekiyor. Bu önlemler alınmadığı takdirde, olası bir deprem anında bina içinde gerçekleşen bir kaza diğer pek çok kazayı da beraberinde getiriyor. Bu noktada mevcut binaların da kentsel dönüşüm sürecinde bir an önce

incelenmesi ve riskli yapılara müdahale edilmesi gerekiyor. Ar-Ge temelli patentli ürünler geliştiren inşaat sektörünün jenerik markası Hilti, C2 sismik onaylı dübelleri, pasif yangın durdurucu ürünleri ve Donatı Tarama Sistemi ile depreme karşı inovatif çözümler sunuyor. 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında binalarda C2 sismik onaylı dübel kullanımının önemine dikkat çeken Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol şunları aktardı: “EOTA (Avrupa Teknik Onay Organizasyonu) tarafından ETA (Avrupa Teknik Değerlendirmesi) Belgesi altında verilen C2 sismik onayı, Türkiye’nin de içinde bulunduğu en zorlu deprem kuşağı göz önüne alınarak verilen sismik onay. Dübeller, yapısal beton-beton ve çelikbeton birleşimleri, mekanik ve elektrik tesisatı sabitlenmesi, asansör ya da dış cephe sabitlenmesi gibi yapıların


pek çok alanında kullanılıyor. Deprem anında dübellerde oluşabilecek aksaklıklar tehlikeli kazalara neden olabiliyor. Bu alanla ilgili net bir istatistiki çalışma olmasa da geçmişte yapılan bazı çalışmalar, incelenen spesifik depremlerde can kaybı nedeni olarak yaklaşık yüzde 10 oranında yapısal olmayan nedenleri sıralıyor. En çok göze çarpan yapısal olmayan ve yapısal uygulama örnekleri ise cephe kaplamaları, asansör rayları, mekanik-elektrik bağlantılar veya filiz ekimi (yani mevcut bir taşıyıcı betonarme elemana ek olarak yapılan yapı elemanı gibi) uygulamaları. Dübeller bu elemanların yapıya sağlıklı bir şekilde sabitlenmesini sağlar. Bu sebeple Türkiye gibi 1. derece deprem kuşağında bulunan ülkelerin C2 sismik onaylı dübel kullanmaları yasal olarak zorunlu olmalı.” Pasif yangın durdurucular Hilti olarak ilk C2 belgeli bazı dübellerin üretimini de gerçekleştiren, bu sistemin öncü

firmalarından biri olduklarının altını çizen Banu Çetinkol, deprem anında bir başka tehlike olarak ise doğalgaz ve elektrik tesisatında yaşanabilecek kaçaklar nedeniyle oluşacak yangınlara dikkat çekti. Hilti Pasif Yangın Durdurucu ürünlerin yangın esnasında 4 saate kadar alev, duman ve zehirli gazların yayılmasını ve ısının yükselmesini engellediğini belirten Çetinkol, bu sayede olası bir yangının büyümesinin önlendiğini ve insanların binayı terk etmesi için güvenli bir ortamın oluştuğunu söyledi. Binaların röntgenini çekiyor Binaların deprem dayanımını röntgen çeker gibi pratik bir şekilde ölçebilen Hilti Donatı Tarama Sistemi ile betonarme üzerinde kırım yapılmadan binanın muayene edildiğini anlatan Çetinkol, “Kentsel dönüşümün ilk adımı olan risk tespitini, zaten güçsüz durumda olan bir yapıda tahribatsız inceleyebilen Hilti Donatı Tarama Sistemi,

Türkiye’de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’nde kullanılarak tüm illerde binaları analiz ediyor. Kırım yapmadan çok pratik bir biçimde kolonun üzerinde makineyi gezdirerek analizin yapılabildiği Hilti Donatı Tarama Sistemi, geleneksel yönteme göre 15 kat daha hızlı çözüm sunuyor” diye konuştu. Depremle ilgili çalışmalara destek Hilti olarak Türkiye’de depremle ilgili yapılan çalışmaları desteklerini ifade eden Çetinkol, “Bugüne kadar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) koordinasyonu ile yürütülen yeni deprem yönetmeliği çalışmasında kendi alanımız ile ilgili katkıları sağladık. Bundan sonra da hem üniversiteler hem de İnşaat Teknik Değerlendirme ve Bilimsel Araştırma Kurumu’nun (İTBAK) bu alanda yapacağı çalışmalarda yer alarak elimizden gelen desteğin en iyisini vermeye devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.




HABER

Öz Kardeşler AŞ. 2016 yılı itibari ile Ridgid distribütörlüğünü aldı

Y

aklaşık 60 yıldır grup şirketleriyle birlikte elektrikli el aletleri ve makine sektöründe dünyanın en önemli markalarının Türkiye distribütörlüğünü başarıyla yürüten Öz Kardeşler Makina Ticaret; portföyünü genişleterek, dünyanın en büyük iş aletleri tedarikçilerinden RIDGID’in 2016 yılı ile birlikte Türkiye distribütörlüğünü aldı. Şirketler grubu, bünyesinde bulundurduğu Dewalt, Flex, Stanley, Black&Decker, Ultralube, Atlas ve KL gibi uluslararası ve ulusal pazarda tanınmış kendi markaları ile de yurtiçinde ve yurtdışı pazarlarda satış ve satış sonrası hizmetler veren Öz Kardeşler, RIDGID’in de distribütörlüğünü alarak yeni teknolojiler ve yenilikçi

74

Nalbur Teknik.com / Mart’16

ürün gruplarını dünya ile eş zamanlı olarak Türk tüketicisiyle buluşturuyor. RIDGID’in sağladığı avantajlar 1923 yılında ağır sanayi ve boru anahtarı üretmek için ürünler üretip bugün dünyanın en büyük profesyonel iş aletleri tedarikçilerinden biri olan Ridgid Türkiye’de ki kullanıcılara şunları vaat ediyor: • Sağlam ve güvenilir yapısı ile sürekli yenilikleri ile teknolojiyi yakından takip eden RIDGID; aşırı sıcak ve soğukta çalışarak, çamur ve toza dayanıklı ve gün boyunca güvenilir bir performans sunuyor. • Tasarımı ile birlikte kolay kullanımı amaçlayan

RIDGID, işi hızlı yapmak adına ergonomik kullanımı önemsiyor. • Sadece günün gerektirdiği ihtiyaçlara çözüm üretmeyen RIDGIT gelecekle ilgili gereksinimlere de uyacak şekilde tasarlanır. • Son kullanıcının geribildirimleri ışığında revize edilen ürünlerde mükemmel sonuca ulaşmak için sürekli değişim halindedir. • RIDGID ile, çalışanları eğitmek için daha az zaman harcarsınız ve işinizi yürütmek için daha fazla zamanınız olur. • RIDGID işinizi büyütmenize ve daha fazla kazanmanıza yardımcı olmak için yeni yöntemler sunar.



SEKTÖR

EL ALETLERİ

Bosch’tan akülü yeni ‘GSA 18 V-LI C’ panter testere

Bosch Elektrikli El Aletleri, ahşap, metal, lambri gibi pek çok farklı alanda kul-lanımlar için geliştirdiği ‘GSA 18 V-LI C Professional’ panter testereyle en zorlu uygulamalarda dahi yüksek performans vadediyor.

G

eliştirilen yeni yapısıyla daha güçlü bir motora ve dar alanlarda esnek kullanım aksesuarlarına sahip olan GSA 18 V-LI C Professional, kullanıcılara rahat ve zahmetsiz bir çalışma deneyimi sunuyor. En zor alanlarda dahi kolay ve rahat kullanımı garanti eden panter testere, güçlü akü-süyle elektrikçiler, tesisatçılar ve içyapı profesyonellerinin ihtiyaçlarını tamamıyla karşılayabiliyor. Ahşap ve lambri kesimlerin yanı sıra metal tüplerin ve metal levhalar gi-bi çok farklı kesimler için de uygunluk gösteriyor. Yeni panter testeresi, ‘GSA 10,8 V-LI’ ve ‘GSA 18 V- LI’ ürünlerinin özelliklerini de bir arada sunuyor.

kesme işlemine yumuşak ve kontrollü bir başlangıç sağlar-ken, hassas ve güçlü motorlarla ihtiyacınız olan hızı da sağlayabiliyor. Güvenlik unsurlarıyla donatılmış olan testere, farklı kesme uygulamalarında rehberlik görevi de üstleniyor. Metal ve tahta paletler, alçıpan yapılar gibi birçok alanda en uygun kesme işlemini gerçekleştirebiliyor. Düşük titreşim değerleriyle tek elle kullanım kolaylığı da sağlayan ürün, hafif ağırlığıyla da kullanıcıları yormuyor.

Kontrollü başlangıç, düşük titreşim ve hızlı kesim GSA 18 V-LI C Professional,

4.0 Ah akü ve Elektrik Hücre Koruma (ECP) özelliği bir arada Test edilmiş ve onaylanmış SDS

76

Nalbur Teknik.com / Mart’16

Dilediğiniz kesme hızına ayarlanabilen testere dakikada 3050 vuruşluk inme hızıyla kısa sürede kesme işleminin tamamlanmasını sağlıyor.

sistemi ile bıçakları kolayca değiştirilebilen GSA 18 V-LI C, başka bir alete ihtiyaç duymadan tüm işlerini pratik bir şekilde gerçekleştirebilir. GSA 18 V-LI C, güçlü DC motoru ve 4.0 Ah aküsüyle en hızlı kesme ve çalışma süresini sağlıyor. Ayrıca, Elektrik Hücre Koruma (ECP) özelliğine sahip olan ürün, aşırı yüklen-meye karşı lityum iyon piller tarafından korunuyor. Böylece pil ömrü de en üst düzeye çıkarılıyor. Düşük ağırlık ve anti vibrasyon sistemi ile kontrollü çalışma sağlayan ürün, güvenli tutuş için Multigrip şeklinde el yapısına anatomik uygunluk gösteren bir tutacak kısmına sahip bulunuyor ve LED ışıkla karanlık ortamlarda da kolayca görülüyor. GSA 18 V-LI C Professional akülü panter testere, AL 1860 CV Professional şarj aleti, iki adet 4.0 Ah lityum iyon pil ve üç adet testere bıçaklarıyla birlikte L- Boxx içerisinde temin edilebiliyor.


Bosch

‘GSB’ serisiyle vidalama ve delme işleri artık çok daha kolay Bosch Elektrikli El Aletleri, yeni ‘GSB Profesyonel’ seri vidalama ve delme aletleriyle en zor uygulamalarda dahi beklenen dayanıklılığı ve kolaylığı sunuyor. GSB Profesyonel serisi ‘14,4-2-LI Plus’ ve ‘18-2-LI Plus’ ürünler iki aşamalı şanzımanıyla her türlü duvar, ahşap gibi alanda delme ve vidalama işlemlerini kolayca gerçekleştiriyor.

B

osch Elektrikli El Aletleri, sınıfının en hafif akülü darbeli delme aletleri GSB 14,4-2-LI Plus Professional ve GSB 18-2-LI Plus Professional ürünlerini profesyonellerle buluşturuyor. Hafifliği sayesinde rahat bir kullanım sunan seri, ergonomik yapısı ve tutacak kısmı ile kullanıcıları en uzun kullanımlarda dahi yormayacak şekilde tasarlandı. Hafifliğin ve el yapısına en uygun tutacak aparatının önemli bir ihtiyaç olduğunun bilinciyle tasarlanan seri, çok ince yapısıyla sadece 202 mm uzunluğa sahip bulunuyor. ‘GSB 14,42-LI Plus Professional’ (14.4 V) 1,49 kg GSB 18-2-LI Plus Professional ise (18 V) 1.54 kg ağırlığında bulunuyor. Seri, bu nedenle dar alanlarda ve uzun kullanımlarda rahat çalışmak

için son derece uygundur. Entegre motor freni ile maksimum performans ve güvenlik yeni ‘GSB Profesyonel’ seri vidalama kullanımlarında entegre motor freni ile yüksek performans sağlıyor. Kısa sürede vidalama işlemini tamamlayan aletler daha sonra makinenin derhal durmasını sağlıyor. Ayrıca seride karanlıkta çalışma kolaylığının sağlanması için LED ışık da bulunuyor. Böylece zorlu ve karanlık alanlarda da ışıklandırma sorunu yaşanmıyor. Esnek güç sistemi sayesinde eşsiz deneyim… Bosch GSB 14,4-2-LI Plus ve 18-2-LI Plus Profesyonel serisi, esnek güç sistemi sayesinde voltaja göre ayarlı iki pil sürümünü birden sunuyor. Yeni piller daha düşük bir ağırlığa ve daha

az hacme sahip olup, özellikle uzun süreli çalışmalara ve dar alanlardaki kullanımlara uygunluk gösteriyor. Premium ‘4.0 Ah’ ve ‘2.0 Ah’ aküler ise daha uzun pil ömrüne sahip olmanızı sağlıyor. Bsch Elektronik Hücre Koruması (ECP) özelliğiyle üründe kullanılan piller daha uzun süreli kullanıma imkan sağlıyor. ECP aynı zamanda aşırı yüklemeye ve ışınmaya, toplam deşarja karşı aküyü koruyarak makine ömrünü de uzatıyor. Aküler aylarca kullanılmamış olsa dahi ilk günkü gibi kullanıma hazır durabiliyor. Hyper-Charge teknolojisi ile en hızlı şarj süresi Bosch’un akülü el aletleri 45 dakikalık hızlı şarj süresinden sonra yeniden kullanıma hazır hale gelebiliyor. Ayrıca “Hyper-Charge” teknolojisi ile şarj süresinin yarısına gelindiğinde akünün % 75lik bir parçası dolmuş oluyor. Taşıma çantası ve ya ‘L-Boxx’ çantalı olarak satışa sunulan Bosch GSB 14,4-2-LI Plus Professional ve Bosch GSB 18-2-LI Plus Professional akülü darbeli delme makineleri tüm Bosch perakende satış noktalarında bulunabiliyor.


SEKTÖR

TESİSAT

E.C.A. İle banyolarda 3 boyut devri Armatür pazarında trendlerin belirleyicisi Elmor, E.C.A Myra ve Tiera modellerinde birbiriyle uyumlu tasarımlarda hazırladığı yeni ürün serileriyle banyo ve mutfaklarda yeni bir trende imza atıyor.

D

ış cephe ısı yalıtımı, binaların enerji sınıfını iyileştirmek için alınabilecek en önemli ve en ekonomik önlemlerden biri. Ancak mevcut konutlara ısı yalıtımı yaptırma kararını verirken dikkat edilmesi gereken birkaç nokta var: 1.Dış cephe ısı yalıtımı tadilatında sistem tercih etmek. 2.Doğru uygulama: Bir ürün ne kadar iyi olursa olsun, eğer doğru şekilde uygulanmıyorsa gerçek performansını gösteremeyecektir. 3.Kalite Belgesi: Seçilecek ısı yalıtım sisteminin kalite normları önemlidir. Çünkü bu belge, ürünün belli testlerden geçerek kullanıcıya ulaştığını ve performansının belgelendiğini gösterir. 4.Sistem garantisi Profesyonellerin pek çok büyük projede (Sinpaş Altınoran, Tema İstanbul, Resim İstanbul, Ağaoğlu My Europe, vb.) tercihi olan Baumit kalitesi ve güvencesi, mevcut binaların yenileme projelerine de tecrübesini taşıyor. Baumit’in hazırlamış olduğu 15 yıl garantili Renovasyon Hizmet Paketi, bu dört önemli noktaya yanıt verirken Uygulama Sigortası, Bakım Sigortası, Eşya Hırsızlık Sigortası imkanları ile de projelere daha güvenli bir hizmet sunuyor. Pakette sunulan Pro Isı Yalıtım Sistemi, mükemmel ve güvenilir yalıtım özelliklerini en iyi fiyat/performans oranı ile bir araya getiren ve büyük projelerde de kullanılan bir sistem. Özellikle gayrimenkul projeleri için

78

Nalbur Teknik.com / Mart’16

geliştirilmiş olan Baumit Pro ile en ekonomik koruma ve maliyet bilinci sağlanıyor. Baumit’in tüm sistemlerinde olduğu gibi ETAG 004 belgesiyle CE belgeli olarak piyasaya sunulan Pro ısı yalıtım sistemi, projenin ihtiyacına göre hem EPS hem de taş yünü plakalarla oluşturulabiliyor. Avrupa Teknik Onaylarına uygun olarak verilen ETAG 004 belgesi, ısı yalıtım sistem performansının en üst seviyede olduğu garanti altına alınıyor. Doğru uygulama konusunda Baumit, bünyesinde bulunan süpervizörleri ile yapılan çalışmaları denetleyip raporlayarak ürün uygulamalarının olması gerektiği gibi yürümesini sağlıyor. Baumit süpervizörü tarafından kontrol edilen ve onaylanan uygulama ile sistem garantisi veriliyor. Baumit’in uygulamaya yönelik hizmetlerine ek olarak sunmuş olduğu; -Sistem uygulaması boyunca (en fazla 6 ay) meydana gelebilecek ve 3 şahıslara verilebilecek maddi zararları kapsayan Uygulama Sigortası; -Çalışma bittikten sonra 2 yıl boyunca uygulama hatalarına karşı koruma kapsamında sunulan Bakım Sigortası; -Sistemi alan ve uygulamasını yaptıran herkesi uygulama süresince koruyan Eşya Hırsızlık Sigortası konut sahiplerinin de güven konusunda rahat olmasını sağlıyor. Baumit yine hizmet kapsamında Enerji Kimlik Belgesi’nin alımı ve binanın ısı kayıplarını gösteren Termal Kamera konularında da yardımcı oluyor.



IN

SINIFIN

K AYNA AHİP, K İ Y İ S EN KAYNAK SEKTÖR INA MAKİNALARI S N A RM ve PERFON GÜVENLİ LAY E EN KO İ I S A TAŞIM AK MAKİNES

Örtülü Elektrod Kaynak Makinesi

KAYN

SADECE

13,5 kilogram

Eczacıbaşı - Lincoln Electric Askaynak’tan, Yeni Expressweld Inverter 255-Ultra

E

czacıbaşı - Lincoln Electric Askaynak, Expressweld invertör kaynak makinesi ailesine bir yenisini daha ekledi. Sınıfının en iyi kaynak performansına sahip Expressweld 255 Ultra, taşınması en kolay ve en güvenli invertör kaynak makinesi olma özelliğiyle öne çıkıyor. Ağır

80

Nalbur Teknik.com / Mart’16

çalışma koşullarına dayanıklı ve jeneratör uyumlu cihaz, konvansiyonel makinelere göre %20 ile %50 oranında enerji tasarrufu sağlıyor. Mükemmel kaynak performansı sunan Expressweld 255 Ultra, %30’da 250 A kaynak akımı sağlıyor ve 5,0 mm’ye kadar rutil ve bazik örtülü elektrod kaynağı yapabiliyor.

Düşük ağırlığı ve kompakt tasarımı, ilave arabaya gerek olmadan kolayca taşınmasını mümkün kılıyor. Tüm güvenlik standartlarına uygun tasarlanan makine, sınıfının en düşük boşta çalışma gerilimi (OCV) sayesinde elektrik çarpma tehlikesine karşı yaşamsal risk oluşturmadan güvenli kaynak yapabilme imkânı sağlıyor. Expressweld


255 Ultra, özel tasarımlı havalandırma ızgaraları sayesinde makineye su girişini engelliyor, yüksek dayanıma sahip kauçuk kaplı enerji besleme kablosu ise tamirbakım maliyetlerini azaltıyor. Sınıfının en iyi kaynak performansına sahip, en güvenli ve taşıması en kolay kaynak makinesidir. Mükemmel Kaynak Performansı – %30’da 250A kaynak akımıyla 2.5 mm’den 5.0 mm çapa kadarki rutil ve bazik karakterli örtülü elektrodlarla gerçekleştirilen kaynak uygulamalarında sıçrantıdan uzak ve yüksek performansa sahip kaynak dikişleri sağlar. Güvenli Çalışma Olanağı – 47V değerindeki sınıfının en düşük boşta çalışma gerilimi (OCV) sayesinde elektrik çarpılma tehlikesine karşı yaşamsal risk oluşmadan güvenli bir şekilde kaynak yapabilme imkanı sağlar. Düşük Ağırlık ve Kompakt Tasarım – Yalnızca 13,5 kg ağırlık ve 16,5 x 28 x 44 cm boyutuyla ilave arabaya gerek olmadan kolay taşıma imkanı sağlar.

Teknik Özellikleri Inverter 255-Ultra Nominal Şebeke Gerilimi

380-400 V 3Faz : 50/60 Hz

Maksimum Güç Tüketimi

: 9,5 kW (%30)

Şebekeden Çekilen Akım

: 14,5 A (%30)

Maksimum Efektif Akım

: 8A

Güç Faktörü

: 0,96 (%30)

Kaynak Akımı

250 A; 30,0 V (%30) 180 A; 27,2 V (%60) : 150A; 26,0 V (%100)

Boşta Çalışma Gerilimi

: 47 V (DC)

Kaynak Akımı Ayar Aralığı

: 30 - 250 A

Sigorta Değeri ve Tipi

: 3 x 20 A (gecikmeli)

Koruma Sınıfı

: IP21S

Soğutma Sistemi

: Fan soğutmalı

Ağırlık (Kablolar hariç)

: 13.5 kg

Ölçüler (GxYxD)

: 165 x 280 x 440 mm

Standartı ve Onayı

: EN 60974-1 ; EN 60974-10 ; CE

Hot Start (Kolay Tutuşma) Ayarı – Özellikle kirli veya paslı parçalar üzerinde kaynak yaparken ve örtüsü nemli elektrodlar kullanılırken karşılaşılan ark tutuşma problemlerini yaşatmaz. Arc Force (Ark Kuvveti) Ayarı – Elektrodun iş parçasına yapışması veya arkta kesiklik sorununu ortadan kaldırır.

Özellikleri • Konvansiyonel makine tipine bağlı olarak % 20-50 oranında enerji tasarrufu sağlar. • Ağır çalışma koşullarına karşı dayanıklıdır. Yüksek dayanıma sahip kauçuk kaplı enerji besleme kablosuyla tamirbakım maliyetlerini azaltır. • IP21S standartlarıyla uyumludur. Özel tasarıma sahip havalandırma ızgaraları sayesinde makineye su girişi engellenirken, maksimum hava sirkülasyonu sağlanır. • Jeneratör uyumludur. • Aşırı ısıl yüklemelere karşı termal koruma devresi ve uyarı lambası ile donatılmıştır. • Gerilim koruma özelliği sayesinde uzun kablolarla kullanıma uygundur. • Fan soğutmalıdır. • EN 60974-1, EN 60974-10 ve CE güvenlik standartlarını karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. • Parça ve işçiliğe karşı 2 (iki) yıl garantilidir.


RÖPORTAJ

ka r a m n e y e l i v i ç ı n ı d a a y a y n ü d e v e y i Türk

i v i Ç z i n e Akd

Y

üzde yüz yerli üretim olan Akdeniz Çivi; çiviye dair aklınıza gelen her türlü ürünü “Türk Malı” damgası ile üretip en üst teknoloji ile dünyanın bir çok bölgesine ulaştırıyor. Kendi bünyesinde oluşturduğu laboratuvar ve ARGE birimi ile üretmek mottosu ışığında hedef büyüten Akdeniz Çivi, ürettiği çiviler ve ithal ettiği havalı el aletleri ile her alanda kendini geliştirme çizgisinde ilerliyor. Yakın dönem içerisinde Akdeniz Shop’ları da faaliyete geçirecek olan Akdeniz Çivi, ithalatın ve üretimin sağladığı avantajları direkt iş ortakları ile paylaşma amacı taşıyor. Akdeniz Çivi Türkiye Satış Direktörü Pelin Taşdemir Yılmaz ile yaptığımız söyleşide Taşdemir Yılmaz: “İleri ki dönemlerde oluşturacağımız Akdeniz Shop’la daha çok iş ortağımıza ulaşıp daha aktif bir pazara ulaşacağız.” diyerek Akdeniz Çivi ile ilgili stratejileri ve yeni dönem hedeflerini anlattı.

82

Nalbur Teknik.com / Mart’16


M

ersin’de küçük bir atölyede sektöre adım atan Akdeniz Çivi ve Tel sektörü içerisinde yüzde 60 pazar payına sahip olmanın dışında 40’tan fazla ülkede faaliyetlerine devam ediyor. Türkiye pazarında %65 çivi ihtiyacını karşılıyoruz Mersin firmasıyız. Çivi ve türevleri ürünlerin üretimine küçük bir atölyede başlayıp şu anda 50 bin metrekare kapalı alan ve 40 ülkeye ihracat yapan bir üretici konumundayız. Türkiye pazarında da yaklaşık yüzde 65 çivi ihtiyacını karşılıyoruz. Toplamda 350’yi aşkın personelimiz var. Bunun yanı sıra da çivinin kullanıldığı el aletleri var. Bu el aletlerini de ithal edip, distribütörlüklerini alarak Türkiye içerisinde markalaştırıyoruz. Firma sahibimiz ve yönetim kurulu başkanımız Serhat Servet Dövenci’nin söylediği bir şey vardır: “Çivi ile ilgili hayal ettiğiniz ne varsa söyleyin, yapalım.” Çünkü yaklaşık 35 yılı aşkın bir bilgi deneyimi var, ki bu çok önemli. Çivide iddialı olduğumuz kadar yurt dışından ithal ettiğimiz ürünlerde de iddialıyız. Hatta ileriki süreçlerdeki projelerimizden biri de, ithal ettiğimiz ürünlerin üretimini gerçekleştirmek var. Bunun altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Hedeflerimizi geçen yıl gerçekleştirdik. Bu yıl da belli hedeflerimiz var fakat bütün bunları yaparken ve hedeflerken en önemli sloganımız; üretmek, üretmek, üretmek. Havalı el aletleri önceliğimiz Ürün gamımız oldukça geniş. Özellikle havalı el aletleri kısmında ki ürün gamımızı geliştirmeye önem veriyoruz.

“Çivide iddialı olduğumuz kadar yurt dışından ithal ettiğimiz ürünlerde de iddialıyız. Hatta ileriki süreçlerdeki projelerimizden biri de, ithal ettiğimiz ürünlerin üretimini gerçekleştirmek var. Bunun altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Hedeflerimizi geçen yıl gerçekleştirdik. Bu yıl da belli hedeflerimiz var fakat bütün bunları yaparken ve hedeflerken en önemli sloganımız; üretmek, üretmek, üretmek.”

Biliyorsunuz son dönemlerde Havalı El Aletleri kullanımı oldukça yaygınlaştı. Özellikle otomotiv ve mobilya sektörü içerisinde endüstriyel fabrikalarda akülü el aletleri yerine havalı el aletleri tercih ediliyor. Bizler de bu ihtiyaç ve talebe karşılık ürün gamımızı genişlettik. Bu alanda çok yoğun bir satışımız var. Yaklaşık 60’a yakın servis ağımız bulunuyor. Özellikle

büyük şehirlerde 2-3’ten fazla servisimizin olmasını istiyor ve çalışmalarımızı bu yönde yürütüyoruz. İzolasyon alanında iş verimliliğini artıracak yeni ürün Yeni ürünümüz dış yapı kaplama izolasyon sistemleri ile ilgili bir ürün grubu. Daha önce bildiğiniz gibi izolasyon kaplamalar manuel sistemde delinir bunun içinde matkap kullanılırdı. Önce


RÖPORTAJ

matkapla delinir daha sonra dübel yerleştirilir ve manuel çekiçle çakılırdı. Ortalama bu işlemin iki dakika gibi bir zaman kaybı var. Bizler bu noktada herhangi bir enerji gereksinimine duyulmaksızın şarjlı sistem ile çalışan, sadece 0,8 saniyede çakım yapıp strafor ile duvarı birleştiren bir ürün geliştirdik. Betonda, tuğlada her yüzeyde rahatlıkla kullanabileceğiniz bir ürün. Bu ürünle birlikte zaman kazanımının dışında binaya da zarar vermiyorsunuz. Aynı zamanda yüzde yüz kalite içinde tercih edilmesi gereken bir ürün. Ürün üzerinde bazı testler yapıyoruz. Örneğin dübelin tutunma ağırlığı 135 kg yük taşıyor. Bahsettiğimiz bu dübel mantolama sisteminin çivisi dahil olmak üzere tüm parçalarını kendimiz üretiyoruz. İzolasyon grubunda ciddi anlamda etkili olacağına inanıyoruz. Akdeniz Shop’lar ile daha aktif bir pazara ulaşacağız Türkiye genelinde yaklaşık 1000’i aşkın büyük ölçekli bayimiz var. Aslında bayiden çok iş ortaklarımız demeyi tercih ediyoruz. Çünkü iş başlangıcı

84

Nalbur Teknik.com / Mart’16

yaptığınızda başlangıçtan sonuca kadar birlikte hareket ediyorsunuz. 1000’i aşkın iş ortağımızla önümüzdeki dönemlerde Akdeniz Shop’ları göreceksiniz. Buna neden gerek gördük sorusunu şu şekilde yanıtlandırabiliriz; ithalatın ve üretimin sağladığı avantajları direkt iş ortaklarımızla paylaşma taraftarıyız. Bu yüzden de ileri ki dönemlerde oluşturacağımız Akdeniz Shop’larla daha çok iş ortağımıza ulaşıp daha aktif bir pazara ulaşacağız. Türkiye’de Türk malına gereken önem ve değer verilmiyor Akdeniz Çivi ve Tel’in bayilere sunduğu avantajlar Öncelikle bayilerin bizleri seçmelerindeki en büyük amaç ürün çeşitliliğimiz. Bir diğer neden ise sadece ithal eden bir firma değiliz üretiyoruz. Bu noktada iş ortaklarımız da artık yüzde yüz yerli üretimi tercih eder duruma geldi. Bugüne kadar Türkiye’nin içinde bulunduğu eksikliklerden biri de bu oldu aslında. Aldık ve sattık. Bu durum, yani al sat sistemini durduralım ve yüzde yüz yerli üretime geçelim istiyoruz. Bir

anekdot paylaşmak isterim. Bakü’de distribütörümüz olan bir arkadaşımızı ziyaret esnasında içeriye müşterisi geldi. Ürünlerimizi görünce üretim yerini sordu. Tayvan malı olduğunu söyleyince; “Türk malı değil mi, Türk malı ise alalım” dedi. Buradan şu sonuca varıyoruz. Türk malına müthiş bir güven var ve biz bunun farkında değiliz. Türkiye’de Türk malına gereken değer gereken önem verilmiyor. Bizlerinde çabası bu yönde. Türk üretimini desteklemek ve Türk üreticisini kalkındırmak. Yönetim Kurulu Başkanımız Serhat Dövenci bu konuda çok milliyetçidir. Yurt dışından getirdiğimiz ürünleri daha sonra Türk mühendislere tasarlatıp üretim yapmayı planlıyor. Başta da belirttiğim gibi al – satın artık bir yerde biteceğini ve tükeneceğini biliyoruz. İş ortaklarımızda bu durumun farkında, ki bu noktada bizi tercih etmelerindeki en önemli etkenlerden birisi oluyor üretim. İş ortaklarımızın bizi tercih etmelerindeki bir diğer etken ise ‘Teknik Servis’ hizmetimiz. Biz sattığımız ürünün arkasındayız. İş ortaklarımıza da hep bunu söylüyoruz. Biz çözüm ortağı olmak istiyoruz. Yani ürünü sattık tamam demekten ziyade, birlikte nasıl daha fazla geliştirebiliriz, nasıl yayınlaştırırız ve bu üründen doğan hataları nasıl çözümleyebiliriz, bunun üzerinde yoğunlaşıyoruz. “Özel bir laboratuvar ve ARGE grubu oluşturduk” Üretim yaptığımız için özellikle 2016 yılında Arge çalışmalarına ciddi anlamda gereksinim duyduk. Bu noktada yeni bir birim ile birlikte özel bir laboratuvar kurduk. Özel bir ARGE grubu oluşturduk. Her


müşterilerimizle birebir iletişim içerisindeyiz. Bizlerde gitmediğin yer senin değildir mantığı var. Bu nedenle her yere gitmeye çalışıyoruz. Özellikle yurt dışı için bir katalog bastırdık. Yurt dışında bazı bölgelerde Türk Malı diye bir çekinme varken biz bu yıl kataloğun üzerine yüzde yüz ‘Türk Malı ibaresi koyduk. Bu çok onur ve gurur verici.

ne kadar durağan bir yapı gibi görünse de çivi sürekli gelişen ve değişen bir yapıya sahip. Bu ürün grubunu daha da geliştirmek adına Türkiye’de çok ciddi anlamda yeni teknolojik makinalara ve teknolojik değişimlere açık olmak zorundasınız. Bu anlamda bizlerde geçen yıldan başlayarak makina parkurumuzu çok genişlettik. Diğer taraftan da laboratuvar ve ARGE alanlarını da kurmak zorundaydık. Şu anda tüm ürünlerimiz laboratuvar ortamlarında test ediliyor, inceleniyor, gerekli çalışmalar yapılıyor ve müşteri memnuniyeti sorgulanıyor. Daha sonrada sahaya iniyor.

“Gitmediğiniz yer sizin değildir” Şu an 36 ülkeye ihracatımız var. Ama ağırlıklı olarak Amerika’ya ihracatımız söz konusu. Yine bu konu ile alakalı bir ihracat birimimiz var. Özellikle Amerika’nın Çin’e uyguladığı anti dampingden dolayı şuan Amerika pazarının yüzde 70’ini biz karşılıyoruz. Bunun dışında Brezilya, Afrika ülkeleri, Avrupa ülkelerine çivi tedarik ediyoruz. Yeni pazarlara da açılmayı düşünüyoruz. Özellikle son dönemlerde Ortadoğu pazarında bir hareketlilik oldu. Bütün bunların dışında zaten sürekli yurtdışı fuarlarına katılıyoruz Bu şekilde

Üreticinin desteklenmesi ve Gümrük Mevzuatı Son dönemlerde Türkiye’de Türk üretimini desteklemek adına hükümetin desteklediği bazı adımlar var. Örneğin çivilerde yüzde 20’lik bir fon başladı. Bunun gibi bir çok iyileştirme yapıldı fakat yine de istenilen düzeyde bir iyileştirme göremiyorum. Gerçekten istenilen düzeyde bir iyileştirme olsa ben inanıyorum ki Türkiye’de üretim gücü artacak. Gümrüklerde de mevzuatın sürekli değişmesi ile ilgili sürekli sıkıntılar yaşıyoruz. Bu durum bizi bir hayli yoruyor. Getirdiğiniz malı belli şart namelerle getiriyorsunuz ve bir daha ki sefere mevzuat değişmiş oluyor. Bunlar tabii yorucu durumlar. 2016 yılı riskli bir yıl 2015 yılında kurum olarak hedeflerimizin üzerine çıkmış bir firmayız. Gayet olumlu ve güzel gelişmeler oldu. Ama 2016 yılını riskli bir yıl olarak görüyoruz. Çünkü bir çok firmanın kepenk kapattığını, iflas ertelemesi istediğini, kayyuma devredildiğini biliyoruz. Bu nedenle 2016 yılı bizim için riskli bir yıl. Mümkün mertebe bununla ilgilide bazı frenleme yollarına gitmek zorunda kaldık.


EKONOMİ

Merkezi İstanbul’da bulunan İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) 22 üyesi ile kardeş ülke Bangladeş’e çıkarma yaptı.

İGİAD heyetinden Bangladeş’e çıkarma

Ç

eşitli ticari alanlarda iş görüşmesi yaparak işbirliği anlaşmalarında bulunan İGİAD üyeleri başkent Dakka başta olmak üzere farklı bölgelerdeki sosyal projeleri de inceleme fırsatı buldu. İGİAD’ın organizasyonuna ev sahipliği yapan ve sahasında güvenilirliği ile bilinen Multi Serve İnternational Derneği, yapmış olduğu ticari program ile birlikte sosyal projeleri de inceleme imkânı sundu. Ziyaret süresince heyet yoğun ilgi ile karşılandı. İGİAD’ın yıllık programları dâhilinde farklı ülkelere düzenlediği seyahatler, ticari amacın yanında dostluk köprüleri kurmayı da amaçlamaktadır. İGİAD Kurumsal İlişkiler Başkanı

86

Nalbur Teknik.com / Mart’16

Adnan İnanç, Bangladeş’e yapılan seyahati, ticari, turizm, sosyal ve kültürel amaçlı olduğunu belirterek: “Mazlum coğrafyamız olan Bangladeş’e olan seyahatimiz, ülkelerimiz halkları arasında dostluk ve dayanışma zemini oluşturmak ve kardeş Bangladeş’li kardeşlerimizle çok yönlü ilişkileri geliştirmeyi hedeflemektedir. Derneğimiz, iş ahlakını ve ticari erdemleri hayati derecede önemsemektedir. Karşılıklı ve uzun soluklu çalışmalar ve ticari ilişkiler ancak ahlaki tutarlılık, ahde vefa ve iş ahlakı ile mümkün olabilir ki İGİAD tam da bu ilkelerin yaygınlaşmasını amaçlamaktadır” dedi. İGİAD heyeti üyeleri, Chittagong İslam Üniversitesi Merkezini ve

merkeze bağlı başta Tıp fakültesi olmak üzere birçok üniversite yerleşkesini gezerek bilgi aldı. Üyeler, Dakka’da Büyükelçimizi ziyaret ederek Bangladeş hakkında fikir alışverişinde bulundu. Ayrıca TİKA yetkilileri ile de görüşen İGİAD üyeleri, İGİAD’ın misyonu ve iş ahlakı vurgusunu dile getirdi. Sıcak ve dostluk havasında yapılan görüşmeler üyeler tarafından oldukça faydalı bulundu. Üyeler TİKA nın Türkiye adına yapmış olduğu faaliyetlerle bölgede oldukça faydalı ve başarılı çalışmalar yaptığına ve Türkiye nin kardeşlik ve dostluk projesini hayata geçirmede hayati işlevine tanık oldu. Bangladeş Ticaret ve Sanayi Odalar Birliği Başkanı Abdulmatlub Ahmed’in ev sahipliğinde düzenlenen özel oturumda karşılıklı tanışma ve iş görüşmeleri yapıldı. Daha sonra ikili görüşmelerle toplantılar devam etti. Adnan İnanç, Bangladeş seyahatinin oldukça verimli geçtiğini, tüm sivil toplum kuruluşlarının 160 milyonu aşkın nüfusu ve ortalama yaşın 15’in altında olduğu genç Bangladeş halkının her türlü yatırıma ve ticari işbirliğine hazır olduğunu belirtti. Türkiye’ye yakın ilgisini ve sevgisini her vesile ile dile getiren Bangladeş halkı bu ziyaretten ve muhtemel işbirliğinden oldukça memnun kaldı.



TEKNİK HIRDAVAT

RÖPORTAJ

i r e k n te

i r e l r ö t k n se

ü t ü B

T

ürkiye pazarında geniş yaygın bayilik ağı ile hatırı sayılır bir büyüklükte olan ve şu anda 42 ülkeye ihracat yapan EMES Endüstriyel Makina Ekipmanları San. ve Tic. A.Ş., yüzde yüz yerli üretim ile sektöründe adından söz ettirmeye devam ediyor. EMES Yurtdışı Satış ve Pazarlama Sorumlusu Ayten NAYIR ile yaptığımız söyleşide NAYIR: “ %100 yerli üretim ile yolumuza devam ediyoruz” diyerek EMES’in, zorlu piyasa koşullarından dolayı hiç bir zaman kalitesinden ödün vermediğini belirterek firmanın son dönem çalışmaları ve yeni projeleri ile ilgili bilgiler verdi.

88

Nalbur Teknik.com / Mart’16

t ’ S

E M


%

100 Yerli Üretim ile EMES

1998 yılında çok ortaklı bir firma olarak kurularak 42 ülkeye ihracat yapar duruma geldik. Türkiye genelinde satış yapan 15 tane bayimiz mevcuttur. Kendi alanında, Türkiye’de DIN EN ISO 9001:2008 Kalite Belgesi’ni alan ilk firmayız. Bu kalite ile birlikte büyük bir hızla Türkiye pazarına girdik ve kısa süre içinde de güçlü bir marka olarak kendimizi pazara kabul ettirdik. Bununla birlikte de dış ülkelere çok çabuk açılma fırsatı bulduk. Bunda da en büyük etken kalitemiz ve güçlü iletişimimiz oldu. Bizim kendimizde gördüğümüz en büyük avantaj; ürünlerimizin yüzde yüz yerli üretim olması ve ürün çeşitliliğimizdir.

“Altında teker gördüğünüz her ekipman bizim faaliyet alanımıza giriyor. Yani küçük bir saksının altındaki tekerden tutunda süpermarket alışveriş aracının altındaki tekere, yine çok büyük bir makinenin altındaki tekere kadar hepsi bizim faaliyet alanımıza giriyor. “

4.000’nin üzerinde ürün çeşidimiz bulunmakta. Bu çeşitlere her geçen gün yenileri de eklenmektedir. Piyasanın koşullarına ayak uydurmak adına Uzakdoğu ülkelerinden ithalat yapmıyoruz. Piyasadaki güçlüklere dayanarak yüzde yüz yerli üretim ile yolumuza devam ediyoruz. Sektörümüz daha çok makina ekipmanlarıdır. Sanayi ve mobilya tekerleri üretiyoruz. Ağırlıklı olarak sanayiye hitap ediyoruz. Aslında altında teker gördüğünüz her sektör

bize hitap ediyor. Yani küçük bir saksının altındaki tekerden tutunda süpermarket alışveriş arabasının altındaki tekere, yine çok büyük bir makinenin altındaki tekere kadar hepsi bizim faaliyet alanımıza giriyor. Her Zaman AR-GE ve INOVASYON Öncelikle tasarım ve kalıplarımızı kendi bünyemizde yapıyoruz. Ürünlerimizin dizaynı tamamen bize aittir. Bunun dışında Mühendislik ve AR-GE


TEKNİK HIRDAVAT

departmanımız var. Ekibimiz yeni ürün süreçleri ve müşteri talepleri ile ilgili sürekli çalışıyorlar. Bu bölümdeki çalışmalarımızda son hız devam etmekte. Bu yıl itibari ile Türkiye’de bir ilk olacak olan hastane tekerlekleri serisini üretmiş ve piyasaya sunmuş olacağız. Hastane tekeri konusunda INOVATIK bir bakış açısı ile piyasaya giriş yapmaya hazırlanıyoruz. EMES’te Her Daim Kalite Yaşadığımız problemlerden biri her firma için sorun olan ithal malzemelerden dolayı piyasadaki değişken fiyatlar. Yüzde yüz yerli üretim olduğu için piyasada ki diğer rakiplerin ürünlerine göre ürünlerimiz biraz pahalı kalabiliyor. Neye göre pahalı kalıyor sorusunu sorabilirsiniz? Bu noktada da şunu söyleyebiliriz; Çin üretimi tercih eden kurumlara pahalı gelebilir ürünlerimiz. Zaman içinde de kaliteyi anlayan ve tercih eden firmalar bu ayrımın çok net farkına varabiliyorlar. Ürünlerimizin Avrupa kalitesinde olduğu müşterilerimiz tarafından her zaman vurgulanmaktadır. Türkiye Geneli 15 Bayii ve 42 Ülkeye İhracat Ağı Türkiye’de 15 bayimiz bulunmakta. Bayiler üzerinde satış yapıyoruz ve fabrikadan satışımız bulunmamakta. Yurtdışında da bayilik yapılanması ile çalışıyoruz. Bayisi olmayan ülkelerde ise direkt müşterilere satışlarımız bulunuyor. Dünya üzerindeki her ülke bizim hedef pazarımız ve amacımız her ülke de markamızın adını yaşatmak ve devamlılığını

90

Nalbur Teknik.com / Mart’16

RÖPORTAJ

sağlamak. Yüzde yüz yerli üretimimiz ile her konuda her zaman müşterilerimizin arkasındayız. Mutlak müşteri memnuniyeti felsefesi ile hareket ediyoruz. Pazarlamada ekip arkadaşlarımız var. Düzenli olarak müşterilerimizi ziyaret ediyorlar. Aslında bizler müşteri kelimesinden daha çok çözüm ortağı olarak benimsiyoruz onları. EMES Teknolojinin Takipçisi Firma olarak müşterilerimiz ile işbirliği halinde sürekli teknolojik gelişime yönelik çalışmalar ve projeler içerisindeyiz. Bu tür konularda sürekli fabrika içerisinde ve dışında incelemeler yapıyoruz, ekipmanlarımızı yeniliyoruz ve otomasyon sistemini genişletiyoruz. Bu konularda ki en büyük hedefimiz otomasyona ağırlık vermek ve Avrupa’nın otomasyon sistemini yakalamak. Bunun içinde var gücümüzle çalışıyoruz.

Gelişen Yurtdışı Pazarı Kurum olarak her yıl belirlediğimiz belirli ülkeler oluyor. Bu yıl Asya ve Avrupa ülkelerini üzerine planlarımız mevcut.. Şu ana kadar gittiğimiz her ülkede güzel başarılara imza attık ve müşteri çeşitliliğimiz arttırdık. Gümrük mevzuatı ile ilgili sıkıntılar yaşanılan bazı ülkeler dışında gayet güzel sonuçlar alıyoruz. Bu yıl özellikle Avrupa pazarına yoğunluk vermeyi düşünüyoruz. Rusya ile Türkiye arasında yaşanan krizden dolayı biz de etkilendik tabii ki. Şu anda alternatif nakliye yolları arıyoruz. Sorunun belirli bir süre sonra çözüleceği kanaatindeyiz. Bunun dışında İran ile Türkiye arasında kalkan ambargo ile birlikte bizler için büyük bir pazar haline geldi. Bu yıl İran’da düzenlenecek olan bir fuarda biz de EMES markamız ile yerimizi alacağız.



İŞ GÜVENLİĞİ

RÖPORTAJ

;

a k r a m ir b a d ın r a l a kalite standart

Avrup

Elteks

Elteks İşletme Müdürü Sahir Erol

Avrupa kalite standartlarında koruyucu eldiven üretimi yapan Elteks, otomobil endüstrisinde, kauçuk işlemesinde, inşaat, demir ve çelik endüstrisinde, madencilikte, kimya alanında ve aynı şekilde atölyelerde kullanım alanı buluyor. CE-Direktifleri gereğince ve en modern Avrupa endüstri standartlarına göre imal edilen Elteks eldivenlerinin cildi tahriş etmediği OEKO-TEX® Standart 100 ile test edildi. Elteks İşletme Müdürü Sahir Erol ile kısa bir söyleşi yaparak Elteks’in satış stratejisi ve ürün özellikleri ile ilgili bilgiler aldık.

92

Nalbur Teknik.com / Mart16


E

lteks’ten %100 yerli üretim ile için OEKOTEX® sertifikalı ürünler 1994 yılında Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulduk. O yıl CE sertifikası aldık. Kuruluş yılımızdan bugüne kadar Almanya, İngiltere ve Yunanistan’a ihracatımız var. Kaliteden kesinlikle taviz vermiyoruz. Her daim ürünümüzün arkasındayız. 2014 yılında Almanya’dan sadece kumaş için OEKO-TEX® belgesi aldık. Daha sonrada eldiven için aldık. Bu şu demek oluyor; ürettiğimiz eldivenler içerisinde kesinlikle ve kesinlikle insan sağlığına zararlı kimyasal madde bulunmamakta. Yani kanserojen madde bulunmamakta. Aynı zamanda yüzde yüz yerli üretim yapmaktayız. Yani fabrikamıza iplik olarak gelen ürünler çeşitli aşamalardan geçerek mamul hale gelir. Elteks’te ürün yelpazesi çok

“Her zaman şunu savunurum; Çin’den gelen ürünler denetlensin, insan sağlığına sakıncalı bir noktanın olmadığı belgelensin ve Türkiye içerisinde satışı rahatlıkla yapılsın.”

geniş Ürünlerimiz her sektöre hitap etmekte. Yani metal, cam sektörü, tekstil sektörü, otomotiv gibi bütün sektörlere hitap etmekteyiz. Bunu küçük bir örnekle aktarmak isterim; Geçmiş yıllarda bir arkadaş fabrikamıza geldi. Bu arkadaş köylere çeşitli malzemeler veriyormuş. Tarım işi ile uğraşan müşterilerine de eldiven satmak için bize ulaştı. Bu malzemelerin içine eldiven de koysam nasıl olur dedi. Denemesini tavsiye ettim ve 10 çift aldı. Şimdi ise koliler halinde alıyor. Demem o ki; bu

eldivenler Türkiye’de Bursa’nın endüstri bölgesinde modern tesislerimizde üretilmekte olup otomobil endüstrisinde, kauçuk işlemesinde, inşaat, demir ve çelik endüstrisinde, madencilikte, kimya ve tarım alanında ve aynı şekilde atölyelerde kullanılarak her sektörde kendine yer buluyor. Türkiye’de ki denetimler yeterli değil İş güvenliği alanında iki denetimlerden oldukça şikayetçiyiz. Şu an bile bazı iş güvenliği uzmanları CE’nin ve OEKO-TEX®’in ne olduğunu


İŞ GÜVENLİĞİ

RÖPORTAJ

Önümüzdeki dönem içerisinde Fransa başta olmak üzere Amerika pazarlarını düşünüyoruz. Bunlar için tabii ki bazı şartlar gerekiyor. Öncelikli hedefimiz bu gereklilikleri yerine getirmek.

bilmiyor ve Çin’den gelen ürünleri kullandırıyor. Dolayısı ile kullanıcıların sağlık açısından kanserojene maruz kalmasına neden oluyor. Türkiye’de kontrol mekanizması diye bir şey yok. Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bünyesinde geçen yıl kurulan bir denetim mekanizması var. Fakat konuyla alakalı makinaları eksik. Bu noktada ithal edeceğimiz ürünlerin denetimlerini bizler kendi sistemimiz içerisinde yapmaya başlayacağız. Yani kendi testimizi kendimiz yapıp gerekli belgeleri alacağız. Her zaman

94

Nalbur Teknik.com / Mart16

şunu savunurum; Çin’den gelen ürünler denetlensin, insan sağlığına sakıncalı bir noktanın olmadığı belgelensin ve Türkiye içerisinde satışı rahatlıkla yapılsın. Başta da belirttiğim gibi ihracatımız söz konusu. Özellikle Avrupa ilkelerinde bu konularda müthiş bir denetim söz konusu. Eldivenin yapım aşamasındaki kullanılan ipliğinden tutunda son aşamasında kullanılan malzemeye kadar hepsi denetleniyor. Elteks’in hedefinde yeni pazarlar var

Ekonomik anlamda bir daralma yaşamadık Türkiye’de genel anlamda baktığınız zaman şöyle bir tablo var. Örneğin otomotiv sektörü zayıfladıysa inşaat sektörü ön plana çıkıyor yani bir sektör daraldıysa diğer bir sektör harekete geçiyor. Açıkçası bizde bütün sektörlere seslendiğimiz için üretimde herhangi bir daralma vs. yaşamadık. Elteks’te satış sonrası hizmet Her alanda satış sonrasında müşterilerimizin arkasındayız. İlk andan beri savunduğumuz ve arkasında durduğumuz bir şey var ki kalite kalite kalite. Bu noktada eğer ki Elteks ürünlerinde bir sorun yaşanır ve bize gönderilirse gerekli incelemeler yapılır ve eğer ki hata bizden kaynaklı ise müşterimizin tüm zararı karşılanır.



RÖPORTAJ

TEKNİK HIRDAVAT

Kristal Kesici Unicera’da yeni modellerini tanıttı 2016 UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’na her yıl olduğu gibi bu yıl da katılım gösteren Kristal Kesici; 45 derece pah kırma işlemini kuru kesim yapan TİTAN modeli ve 3-6 mm inceliğinde ve 3 metre uzunluğunda olan seramiklerin kesimi için geliştirdikleri Topaz modelinin tanıtımı yapıldı. Ermo Nalburiye Satış Pazarlama Müdürü Evren Karabiber ile yaptığımız kısa söyleşide Karabiber; bu yıl fuarın diğer yıllara göre daha sakin geçtiğini fakat hedef pazarlarını geliştirmede yine de etkili olduğundan bahsetti.

işlemini kuru kesim yapan TİTAN modelimiz ve 3-6 mm inceliğinde ve 3 metre uzunluğunda olan seramiklerin kesimi için geliştirdiğimiz Topaz modelimiz tüketiciler ve satıcılar tarafından büyük bir beğeniyle karşılandı.

ristal Kesici olarak UNİCERA 2016 katılımcılarındandınız. Bu yıl UNİCERA 2016 fuarını nasıl değerlendirirsiniz? 2010 yılından beri Unicera fuarına her yıl katılıyoruz. Bu yıl düzenlenen Unicera 2016 fuarının, önceki yıllara nazaran daha sakin geçtiğini gözlemledik. Pazar günü fuar yapılmayışının hareketliliği azalttığını düşünüyoruz. Buna rağmen, uluslararası boyutta önemli bir fuar olmasından

Özellikle ziyaretçiler tarafından ilgi gören ürününüz hangisi oldu? En çok beğenilen ürünümüz Titan modelimiz oldu. Ustalarımız için en zor kesim yapılan işlerden birisi Pah kesmektir. Genellikle bu işlem için sulu kesim makinaları kullanılmaktadır. Kristal Kesici Aletler olarak geliştirdiğimiz kuru kesim makinemiz hem taşıma ve kullanım rahatlığından hem de fiyatının sulu kesim makinalarına göre düşük olmasından dolayı en çok ilgi gören ürünümüz olmuştur.

K 96

Nalbur Teknik.com / Mart’16

dolayı yabancı katılımcıların yoğunlukta olması firmamız açısından önemliydi. Kristal Kesici Aletler olarak, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere 26 ülkeye ihracat yapmaktayız. Fuara yabancı katılımcı olarak gelen Ortadoğu ve Afrika ülkeleri hedef pazarlarımızı geliştirmemiz anlamında fayda sağlamıştır. Bu yıl sergilediğiniz yeni ürünler arasında neler vardı? Bu yıl iki yeni ürünümüzü fuarda tüketicilerin beğenisine sunduk. 45 derece pah kırma



SEKTÖR

YAPI KİMYASALLARI

Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Eko-Verimlilik işletmeler olabilecek, ekoinovasyon ve eko-verimlilik gibi yöntemler ise ön plana çıkan kavramlar olacaktır.

BTM Kalite ve Güvence Geliştirme Müdürü Nur Çakı

BTM Kalite ve Güvence Geliştirme Müdürü Nur Çakır, Sürdürülebilirlik için eko-verimlilik üzerine faaliyetlerinden ve projelerinden bahsetti. Çakır: ”BTM, İZKA ve TTGV tarafından desteklenen bu projelerde takım olmanın ruhunu göz ardı etmeden “sürdürülebilirlik için eko-verimlilik” sloganı ile birlikte yola çıkmış ve yalıtım sektöründe eko-verimlilik projeleri ile birlikte örnek ve öncü teşkil edecek projelerle bir ilki daha gerçekleştirmiştir.” dedi.

İ

çinde bulunduğumuz yüzyıl, birçok teknolojik imkanı insanlığın hizmetine sunarken, bir yandan da insanlığın ortak mirası olan çevrenin bozulmasına ve çevre sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, günümüzde doğal çevrenin korunması ve iyileştirilmesi giderek önem kazanan bir konu haline gelmiştir. Dünyada ve ülkemizde birçok sektörde yer alan birçok kuruluş,

98

Nalbur Teknik.com / Mart’16

çevresel sorumluluklarını yerine getirebilmek için üretim yönetimine ilişkin kararlarda çevre konularına duyarlı yaklaşımlar sergilemekte ve çevreye olumsuz etkileri en az olabilecek yatırımlara yönelmektedir. Çevresel faktörlerin sanayicinin rekabet gücü açısından giderek önem kazanmakta olduğu önümüzdeki süreçte, bu sorumluluklarını yerine getiren firmalar, gelecekte ayakta kalabilen

Çevresel ve ekonomik performansı buluşturan bir yönetim stratejisi olan Temiz Üretim (Eko-verimlilik) kavramı, ülkemizde ilk kez 1999 yılında Tübitak ve TTGV tarafından yazılan sanayi sektörü raporuyla gündeme gelmiş, 2011 yılında “Türkiye’nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesinin Geliştirilmesi Birleşmiş Milletler Ortak Programı” kapsamında bir alt-program olarak Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) sorumluluğunda ve TTGV tarafından Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) işbirliği ile yürütülen ulusal ölçekte tek program olmuştur. Bu yaklaşım, hem üretim maliyetlerinden tasarruf sağlanmasına katkıda bulunmakta, hem de işletmelerin gelirleri için yeni



SEKTÖR

YAPI KİMYASALLARI

kaynaklar yaratabilmektedir. BTM’de Eko-Verimlilik uygulamaları 2011 yılında Ozon tabakasını incelten şişirici gazlar yerine ikame gazların kullanımına geçiş projesiyle birlikte başlamış, 2014 yılında İZKA ve TTGV işbirliği ile imzalanan protokol çerçevesinde “İzmir’de ekoverimlilik uygulamalarının yaygınlaştırılması” programı ile hız kazanmaya devam etmiştir. İZKA ve TTGV tarafından sanayi kuruluşlarına yapılan çağrı ve sonrasında yapılan değerlendirmeler neticesinde firmamız, 19 firma arasından seçilerek, uygulanabilir ekoverimlilik projelerine sahip, bu program kapsamında destek ve hibe almaya hak kazanan 4 firma arasında yer almayı başarmıştır. İZKA ve TTGV işbirliği ile yürütülen bu program kapsamında, firmamız bünyesinde proje ekipleri oluşturularak, amaç ve hedefler belirlenmiş, öncelikli alanlar belirlendikten sonra, ekoverimlilik fırsatlarının tespiti yapılmıştır. Üst yönetimin onayı ve desteği ile birlikte, tespit

edilen eko-verimlilik fırsatları içerisinden; 1- Kızgınyağ kazan baca ısısından enerji elde edilmesi ve, 2- Bitümlü membran atıklarının geri kazanımı olmak üzere iki adet projemizin hayata geçirilmesine karar verilmiştir. İZKA ve TTGV ile yapılan sözleşmeler sonrasında toplam bedelleri ~150.000 $ olan projelerimizin uygulaması 6 ayın sonunda tamamlanmış, altı ay boyunca da izleme ve performans ölçümleri yapılmıştır. 2015 yılının Aralık ayında izleme süreçleri tamamlanan projelerimiz halen uygulanmakta ve sürekliliği sağlanmakta olup, projeler için yapılan tüm (makine-techizat, personel, sarf malzeme vb) harcamalar, İZKA ve TTGV tarafından hibe ve geri ödemeli destekler ile desteklenmiştir. Yıllık ortalama 110.000 $ tasarruf sağlanmakta olan bu projelerle; -Yıllık ort. 100 ton atık azaltımı, -Yıllık ort. 100 ton hammadde tasarrufu, -Yıllık ort. 2,5

milyon kwh enerji tasarrufu sağlanmaktadır. Eko-Verimlilik yöntemi, işletmelerin pazarın değişen dinamiklerine adapte olmalarını sağlayan, dünyada uygulamaları giderek artan ve gelişen bir araçtır. Avusturya, Kanada, Almanya gibi ülkelerde Eko-Verimlilik merkezleri oluşturulmuş, danışmanlık ve eğitim hizmetleri verilmekte olup, bu tür merkezlerin ülkemizde de hayata geçirilerek yerel kalkınma ajansları ile desteklenmesi firmalarımızın dünya pazarlarına açılmasına da büyük katkı sağlayacaktır. Bu türde uygulamaları gerçekleştiren şirketler, özellikle yalıtım sektöründe rekabetçi baskılara daha atak bir şekilde yanıt verebilecek, müşteri ihtiyaçlarını ve artan talepleri karşılayabilecek ve aynı zamanda çevreyi koruyarak toplumsal sorumluklarını yerine getirebilecektir. Sanayi sektöründe, bu tür uygulamaların gerçekleştirilebilmesi için, her düzeydeki personelin ekip çalışmalarına özendirilmesi, uygulamaların günlük işleyişin bir parçası haline getirilmesinin desteklenmesi büyük önem arz etmektedir. BTM, İZKA ve TTGV tarafından desteklenen bu projelerde takım olmanın ruhunu göz ardı etmeden “sürdürülebilirlik için eko-verimlilik” sloganı ile birlikte yola çıkmış ve yalıtım sektöründe eko-verimlilik projeleri ile birlikte örnek ve öncü teşkil edecek projelerle bir ilki daha gerçekleştirmiştir.

100

Nalbur Teknik.com / Mart’16



FUAR VİZYON

2. TOS+H Expo uluslararası anlamda önemli gelişmeler kaydetti +H Expo (İş Güvenliği + Sağlığı Fuarı), 8 - 11 Mayıs 2016 tarihleri arasında İstanbul’da T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın VIII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı ile eş zamanlı olarak düzenlenecek. Messe Düsseldorf ve Tezulaş Fuar tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak TOS+H hemen hemen net 2.500 m² büyüklüğünde bir sergi alanını kaplayacak. 2014 yılında gerçekleştirilen ilk fuar (90 katılımcı, 3.540 ziyaretçi) ile karşılaştırıldığında katılımcı sayısında önemli bir artışa ve uluslararası katılımcılarda üst düzeyde bir çeşitliliğe ulaşıldı. Güncel olarak fuara şimdiden 17 ülkeden katılımcı kaydedildi, bu ülkeler arasında: Almanya, Avusturya, Belçika, Birleşmiş Arap Emirlikleri, Çek Cumhuriyeti,

102

Nalbur Teknik.com / Mart’16

Çin, Fransa, Hindistan, İspanya, İsviçre, İtalya, Japonya, Pakistan, Polonya, Sri Lanka, Tayvan ve Türkiye’yi sayabiliriz. Messe Düsseldorf TOS+H Expo Direktörü, Birgit Horn: „Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı ile birliktelik, TOS+H Expo ihtisas ziyaretçilerine güvenli ve sağlıklı çalışma konusu ve trendleri çerçevesinde bölgeye has eşsiz bir iletişim, görüşme, tartışma ve pazar platformu sağlıyor. Fuarın ağırlıklı konusunu yine kişisel koruyucu donanımlar (KKD) oluşturuyor. Yeniliklerle özel olarak biçimlenen bir alan da yüksekte güvenli çalışma alanı – iskele üzerinde ya da uygun güvenli halatlarla“. Türkiye, çalışan nüfus payının yüksek olması ve gerçekleştirdiği ortalamanın üzerinde seyreden ekonomik büyüme nedeniyle,

son yıllarda kişisel koruyucu donanım üreticilerinin de ilgisini çeken bir pazar haline geldi. Yaklaşık 27 milyon çalışan, kişisel koruyucu donanım bakımından yüksek bir kullanıcı potansiyeli oluşturuyor. Tezulaş Fuar firması sahibi Demet Tezulaş: „TOS+H Expo, başlangıcından beri hem Türkiye’de hem de dünyanın her yerinde iş güvenliği ve iş sağlığı konularında faaliyet gösteren öncü firmaların ilgisini çekiyor. Türkiye’de sektörün tek ihtisas fuarı olması nedeniyle, TOS+H için takip eden yıllarda da olumlu bir büyüme hedefliyoruz. Türkiye 2013 yılında, Düsseldorf’da düzenlenen güvenli ve sağlıklı çalışma konusunda dünyanın öncü ihtisas fuarı ve kongresi A+A’da Partner Ülke oldu. Bu birlikteliğin daha da geliştirilmesi sonucu T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile TOS+H Expo Fuarı’nın kurulması ve düzenlenmesi konusu görüşülerek uygulamaya alındı. Fuar A+A’nın organizatörü Messe Düsseldorf ve yerel Partneri fuar organizatörü Tezulaş Fuar tarafından organize edilmektedir.



FUAR VİZYON

Metal Aşıkları Wın Eurasıa Metalworkıng Fuarında Buluştu

W

kullanılan endüstriyel robot kolları gibi yenilikçi teknolojiler fuarda ön plana çıktı. Bu yenilikler, hızları, hassasiyetleri ve güçleri ile ziyaretçilerden büyük ilgi gördüler ve geleceğin üretim sistemlerine ilişkin harika fikirler sundular.

Delme, frezeleme, kesme, bükme ve zımbalama gibi çeşitli işlemlerde

Hannover Messe Bileşim Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel "Endüstri dünyasında artık yeni bir dönem başlıyor. Endüstri 4.0 olarak adlandırılan bu yeni dönem, dijital teknolojik gelişmelerin ışığında şekilleniyor ve "akıllı üretimi" endüstrinin merkezine taşıyor. Bu yeni gelişmelerle birlikte, artık üretim sürecindeki makina, bilgisayar, sürücü ve

IN EURASIA Metalworking, 4 başarılı günün ardından kapılarını 14 Şubat'ta kapattı. Tüm bölgeden metal aşıklarını ağırlayan fuar, Avrasya'nın en önemli endüstriyel ticaret fuarlarından biri olma pozisyonunu bir kez daha pekiştirdi. Metalworking Eurasia ve Surface Treatment Eurasia fuarlarını tek bir çatı altında buluşturan etkinlik, metal işleme ve yüzey işlem teknolojileri zincirinin tamamını gözler önüne serdi.

104

Nalbur Teknik.com / Mart’16

kontrol cihazlarının birbiriyle iletişim kurması; insanlardan neredeyse tamamen bağımsız olarak kendilerini koordine ve optimize edebilmeleri mümkün. Böylece, üretim süresi, maliyeti ve harcanan enerji miktarı düşerken, üretim kalitesi artıyor," diye belirtti ve ekledi: "WIN EURASIA Metalworking çatısı altında 13 ülkeden 474 katılımcı bu yeni dönemde rekabet gücünü korumak isteyen ziyaretçilere rehberlik edecek yenilikçi çözümlerini sergiledi. Fuar boyunca, paketleme, otomotiv, demir-çelik, plastik, alümiyum gibi çeşitli imalat endüstrilerinden ziyaretçiler işlerine değer katacak en iyi çözümleri bulma şansı elde etti." Özel alanlarıyla çok yönlü bir ticaret platformu İleri teknolojiler Robotics çatısı altındaydı Robotik teknolojilerin üretim süreçlerindeki artan önemine dikkat çekmek amacıyla ilk kez geçtiğimiz yıl düzenlenen ve


yoğun ilgi gören Robotics bu yıl ENOSAD (Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği) işbirliği ile yeniden ziyaretçilerle buluştu. 14 firmanın robotik çözümlerini sergilediği alanın ortasında oluşturulan özel forum alanında ise 4 gün boyunca İmalat sanayiinde Robot Teknolojileri ve Endüstri 4.0 konularında 20’yi aşkın sunum gerçekleşti. Bu alanda katılım ve sunum gerçekleştiren firmalar; Halıcı, E3 TAM, EMF Motor, ENTEK Otomasyon, FESTO, GÜNMAK, HKTM-HİDROPAR, KUKA ROBOTER CEE, MITSUBISHI Elektrik Turkey, NACHI EUROPE, SCHUNK Intec, STAUBLİ, YASKAWA Turkey, FANUC TURKEY oldu. Otomotiv üretim süreci Automotive Supply Chain ile sergilendi WIN EURASIA Metalworking bir yeniliğe daha imza atarak bu yıl ilk kez düzenlenen Automotive Supply Chain bölümü ile metal ve yüzey işlem sektörünün otomotiv üretimindeki yerini, kurulan üretim bandında canlı olarak ziyaretçilerine aktardı. 4 gün boyunca 600 metekarenin üzerinde bir alanda gerçekleşen etkinlikte, otomotiv üretim süreçleri firmaların sunumu ile aşama aşama ele alındı: Kesme - Ayırma (MVD), İşleme (ELMALI), Şekil Verme (FLOW), Kaynak ve Bağlantı Ekipmanları (AKDENİZ MAKİNA), Markalama (FIBERLAST), Boya ve Yüzey İşlem (ZAFER MAKİNA). Parts2clean ve "Metal işleme Endüstrisinde Yüzey İşlem" Forumu Surface Treatment Eurasia fuarı kapsamında parts2clean markası altında oluşturulan uluslararası pavilyon ile endüstriyel parça ve yüzey temizleme teknolojileri bir arada sergilendi. Ayrıca VDMA ve GALDER işbirliği ile Surface Treatment Eurasia kapsamında

"Metal işleme Endüstrisinde Yüzey İşlem" konulu bir forum gerçekleştirildi. 2 gün süren forum boyunca endüstrinin yeni eğilimleri tartışıldı. İş sağlığı ve güvenliği, Safe@ Work'de tartışıldı Özellikle son yıllarda artan iş kazaları ve bunların doğurduğu maddi ve manevi kayıplar gözönünde bulundurularak, iş sağlığı ve güvenliği (İSG) konusunda yüksek risk taşıyan imalat sanayiine yönelik alınması gereken önlemler ve İSG konusunda Türkiye ve dünyada yaşanan son gelişmeler bu yıl ikincisi düzenlenen Safe@ Work etkinlikleri kapsamında değerlendirildi. 5. salonda oluşturulan özel forum alanında ve konferans salonlarında İSAG (İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneği) işbirliği ile gerçekleşen etkinlikler aracılığıyla, sac işleme ve yüzey işlem süreçlerindeki iş sağlığı ve güvenliği riskleri ele alındı. Tüm Avrasya için uluslararası bir buluşma noktası WIN EURASIA Metalworking, yerli ve yabancı katılımcı firmaların, yeni pazarlara ulaşması için, önemli olanaklar sundu. Fuar boyunca Türkiye'nin yanı sıra Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve CIS ülkelerinden toplam 29.821 ziyaretçi ağırlandı. Ekonomi Bakanlığı desteği ile 29 ülkede sürdürülen Ticaret Heyeti Programı kapsamında Kamerun, İran, Ürdün, Fas, Tunus ve BAE'den davetli satın almacı, editör ve dernek temsilcileri ağırlandı. Ayrıca, Hannover Messe Bileşim Fuarcılık tarafından gerçekleştirilen davetli satın almacı programı kapsamında; Bulgaristan, Lübnan, Kosova, Slovenya, Suudi Arabistan'dn alıcı delegasyon grupları ile katılımcılar bir araya geldi. Bu yıl ilk kez gerçekleştirilen ve katılımcılar ile uluslararası delegasyonları bir

araya getiren İkili İş Görüşmeleri, Türkiye'nin 2023 yılı için 500 milyarlık ihracat hedefinden 100 milyar dolar pay almayı hedefleyen makine endüstrisi için önemli bir katkı sundu. Bunlara ilave olarak, Sanayi ve Ticaret Odaları, Meslek Odaları, Federasyonlar vb. kurumlarla işbirliği sonucunda Türkiye'nin dört bir yanından 50 farklı Anadolu delegasyonu fuarı ziyaret etti. ERMAKSAN Uluslararası Satış Koordinatörü Serhan Şenyurt fuara ilişkin şunları ifade etti: WIN EURASIA Metalworking'e uzun yıllardan beri katılan bir firma olarak, müşteri portföyümüz her yıl artıyor. Ulusal ve özellikle Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan uluslararası potansiyel müşterilerin ziyareti bizi mutlu ediyor. Burada hem yeni kontaklar elde etme hem de yeniliklerinimizi sunma şansı elde ediyoruz." EWM AG Türkiye'den Sorumlu İhracat Müdürü Mehmet Yıldız ise WIN EURASIA Metalworking fuarına katılmaktan duydukları memnuniyeti şu sözlerle dile getirdi: "Bu yıl ilk kez burada olmaktan mutluluk duyuyoruz. Başarılı bir fuar geçirdik. Birçok yeni iş kontağımız oldu. Elde ettiğimiz pozitif sonuçlar neticesinde, önümüzdeki yıl fuara yeniden katılmayı planlıyoruz."


MAKALE PAZAROLA

Kazanmak Kazandırmak

İ

ş alemindekiler bilir. Belli zaman dilimlerinde olan biteni anlamak için toplu bir değerlendirmeye, esaslı bir muhasebeye ihtiyaç duyular. Bu dönemlerde fabrika, mağaza ve dükkanlarda bir envanter telaşı yaşanır. Büyük marketlerde elemanlar seferber olur, ne var ne yok tek tek sayılır. Buna fiziksel envanter deniyor. Şimdilerde bilgi teknolojileri sayesinde on binlerce çeşitten elde, depoda ve hatta yolda ne kadar bulunduğu saniyesi saniyesine bir çırpıda öğrenilebiliyor. Mal canın yongası. Malın envanterini tutuyoruz da, canımızın, hayatımızın envanterini niye tutmuyoruz? Zaman zaman, “elde ne kaldı?”nın hesabını niye yapmıyoruz? İşli olsun, işsiz görünsün, aslında herkesin birden fazla işi var. Ama farkında değil. Hayata pazarlama gözlüğü ile bakınca, herkesin bir iki değil, onlarca piyasada/pazarda kazanmaya, kâr etmeye, yüzünü güldürmeye uğraştığı ayan beyan görülüyor. En yakında “ev halkı pazarı” var. Bu pazarda evin, ailenin büyükleri, ortancaları ve küçükleri var. Herkes birbirine karşı kâh alıcı kâh satıcı durumunda. Saygı veriyor, sevgi alıyor. Sevgi veriyor, saygı alıyor. Gönlünü hoş ediyor, hediye veriyor, ihsanlara kavuşuyor. Bazen de bedel ödetiyor. Daha neler neler…

Prof. Dr. İsmail Kaya

* ismail.kaya@gmail.com üzerinden ulaşılabilir, http://www.pazarola.blogspot.com ve http:// www.pazarlamabitanedir.blogspot.com blogları ziyaret edilebilir.

Evden çıkınca, “apartman veya mahalle ve komşular piyasası” ile karşılaşılıyor. Onlar da kâh alıcı, kâh verici olarak sahnedeler. “Mangalın kokusu gitmiştir” düşüncesiyle kebaplar komşuya gidiyor; “tatlı severler” deyip baklavalar komşudan geliyor. Vesaire… Sözü uzatmayalım ama bir

de akrabalar var. “Akrabalar segmenti”nde yer alan “müşteriler” için bir siz bir şeyler yapar, bir şeyler verirsiniz, bir de onlar size verirler veya sizden bir şeyler beklerler. Hastalık, sağlık, düğün, dernek derken, mürüvvetler kadar mazarratlar da paylaşılır, hediye, yardım ve ödünçler dahi alınır verilir. Kısacası, iş için veya yaşamak için birer parçası olduğumuz, müşteri veya sunucu rolüyle girip çıktığımız başka “pazarlar” da var. Yabancı dilde, cohort da denilen, “meslektaşlar piyasa diliminde”, “okul arkadaşları pazarında”, “askerhacı-gezi arkadaşları piyasasında”; tanıdık tanımadık sürüyle insanla bir arada olduğumuz “toplu taşıma dilimlerinde”, “alışveriş yerlerinde”, “sosyal organizasyonlarda” vesairede sürekli bir “alış-veriş”, “değiş-tokuş” “memnun edip karşılığını alma”, “men dakka dukka” işinde değil miyiz? Saydığım ve sayamadığım bütün “piyasa dilimleri”ndeki insanlar bizim “hedef pazarımız”a dahil değiller mi? Biz hayatımızı onlarla birlikte, onların bize verdikleri veya verebilecekleri, bizim onlara verebileceklerimiz veya verdiklerimizle daha değerli veya daha değersiz hale getirmiyor muyuz? Hayattaki başarımız, mutluluğumuz, refahımız, kısacası, dünyalığımız ve hattâ ahiretimiz bu piyasalardaki “alışverişlerimiz”de ne kadar kârlı, ne kadar etkili-başarılı bir “pazarlamacı” olabildiğimize bağlı değil mi? Pazarlamacı derken, “yağlayıcı”, “laf kalabalığına boğucu”, “alttan girip üstten çıkıcı”, “zorlayıcı”, “emredici” türünden “çığırtkan satıcı” tarifine giren işlerden


MAKALE

bahsetmiyoruz. Müşteri keşfetmekten başlayıp, onları mest etmeyi hedefleyen ahenkli bir faaliyet bütünüyle onlara özel olarak hizmet etmeyi amaçlayan stratejik bir iş olarak, müşteriyi “muhterem” gören bir anlayışa dayalı gerçek pazarlama gayretlerini kastediyoruz. İşimizdeki performansımız nasılsa bir şekilde ölçülüyor. Peki, biz kendi özel işlerimizde ve pazarlarımızda kendi şahsî performansımızı ve başarımızı hiç değerlendiriyor muyuz? Zaman zaman hayatımıza ve “hayatımızın pazarları”na “pazarlama gözlüğüyle” bakabiliyor muyuz? “Pazarlama zekâsı” diye bir terim duyduk mu? Bunun, müşteri temelli bir pazarlama anlayışına ne kadar yakın durulduğuna ve pazarlamanın ne derecede güçlü, yoğun

ve kapsamlı bir şekilde hayata geçirilebildiğine dair bir ölçü olduğunu biliyor muyuz? İşimizde ve kendi hayatımızda “pazarlama zekâmız”ın kaç paralık olduğunu hiç ölçtük mü, ölçtürdük mü? “Pazarlama zekâmızı” geliştirmek için özel bir çaba gösteriyor muyuz? Nasıl geliştirileceğini biliyor muyuz? Bir fırsatını bulup, arada sırada oturup bir düşünsek... *** Tarih boyunca dünya siyaseti, pazarlar, pazar paylaşımları ve ticaret alanları üzerinde cereyan etti. İşletmecilerin yakından bildiği bu gerçeği, ülke yönetimine talip olanların da bilmesinde fayda var. Medeniyetler su kenarlarında ticaretle gelişti. Kıtalar, keşifler, ürünler ve yenilikler yeni pazarlar ve pazarlarda

yeni fırsat arayışları sonunda gerçekleşti. Pazar savaşları eskiden olduğu gibi, gelecekte de tarihe damgasını vuracak, vurmaya devam edecek. Dünya, kimine çok büyük, kimine iğne ucu kadar küçük görünse de neticede bir pazaryeri. Dünya hayatı da bir nevi ticaret zamanı. Doğumdan ölüme, ömürler hep almak-vermekle geçiyor. Hayat boyu alıyor, satıyoruz. Hepimiz bir şey alıyor, bir şey satıyoruz. Zamanında satmaz, vaktinde almaz isek; satılacakla alınacakları birbirine karıştırsak; verdiğimizden daha fazlasını alamazsak kaybediyoruz. Alıcı yokken satmaya, müşteriyi anlamadan etkilemeye kalkınca netice alamıyor, satamıyoruz. Hattâ hesabını bilmeyenlere, patavatsızlara, densizlere, arsızlara iyi gözle bakmıyoruz. Yönetime talip olanların dünyayı bir pazaryeri gibi


MAKALE PAZAROLA

görüp görmemeleri, dünya hayatını bir ticaret fırsatı olarak bilip bilmemeleri çok şeyi değiştiriyor. Asıl kazancın alınanla verilen arasındaki fark olduğuna inanan; gerçek kârını zararını, önceliklerini, hedeflerini, işini ve meşgalesini müşteri esası üzerinden geliştiren insanlar bir başka oluyor. “Pazarlama bakış açısı”, “pazarlama okuryazarlığı”, “pazarlama zekâsı” kişiyi diğerlerinden ayırıyor. Pazarlama zekâsı geliştikçe, rekabet işbirliğine; üretmeden paylaşmak üretip bölüşmeye; ezip sömürmek besleyip doyurmaya; emredip zorlamak hizmet ederek gönül kazanmaya; kazan/ kaybet anlayışı kazan/kazana dönüşüyor. Çevrenizdeki insanların “pazarlama zekâlarını” anlamaya çalışın. Dünyası için ahiretini, ahireti için dünyasını satanlara dikkat edin. Size beş on gün müsaade. Ekranlarda, meydanlarda, kahvelerde

konuşanlara bir de bu gözle bakın. Ahali, kişiler, partiler, firmalar, markalar, ekipler pazar gerçeğinden ve pazarlamadan ne kadar haberdarlar? Ne kadar pazarlamalılaşabilmişler?

bakın. Acaba bu kişiler dünyanın bir ticaret zamanı, bir büyük pazaryeri olduğu gerçeğinden ne derecede haberdarlar? Tahmin etmeye çalışın.

Yaşamak için, iş için hayatımız boyunca çeşit çeşit insanla tanışıyor, yakınlaşıyor, ilişki kuruyor, iş yapıyoruz. Bunların büyük bölümünü biz kendi irademizle, tercihlerimizle seçiyoruz. Bir kısmıyla da mecburen, istemesek de veya geçici olarak beraber olmak, onlarla birlikte iş yapmak zorunda kalıyoruz.

Ticareti, pazarı ve pazarlamayı doğru anlayanlardan, rızkın onda dokuzunu orada görenlerden size de başkalarına da zarar gelmez. Lakin, bu dünyada ticaret ve pazarlama terazisini hep kendi lehlerine tutan öyle insanlar da var ki, onlar hem halka, insanlığa, hem de pazarlama mesleğine ihanet içindeler. Üstelik, niyetlerini gizlemeyi de pek biliyorlar.

İlişkide bulunduğunuz, bulunmak durumunda olduğunuz kişileri isim isim düşünün. Kimlerin ilişkilerde kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünmediklerini, hep almaktan yana davrandıklarını anlamaya çalışın. Kimlerin de hayatın alışverişle, almak için önce vermekle kâim olacağı düşüncesinden yana durduklarını anlamaya

Kime ve kimlere yakın, kimlerden uzak duracağımızı bilmek önemli. Muhatabını, müşterisini, pazarını tanıyan ve çok çalışanlar hem kendileri kazanıyor hem de kazandırmayı da biliyorlar. Nasibleri ölçüsünde, elbette...



KISA KISA

IMI Hydronic ürünleri Akasya Park Ümraniye’de kullanıldı İç ortam iklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren IMI Hydronic Engineering, ünlü ve prestijli projelere ürün sağlamaya devam ediyor. IMI Hydronic Engineering son olarak Ümraniye’de yapımı süren Akasya Park Ümraniye projesinin tüm ısıtma ve soğutma sistemlerine hidronik dağıtım çözümleri sundu. 154 yıldır vana sektöründe faaliyet gösteren köklü firma IMI Hydronic Engineering, Akasya Yapı tarafından Ümraniye’de gerçekleştirilen Akasya Park Ümraniye rezidans, ofis ve alışveriş merkezi inşaatında 102 bin m²’yi donatacak ürünleri sağladı. Proje içerisinde yer alan tüm ısıtma ve soğutma sistemleri için IMI Hydronic Engineering ürünleri kullanıldı.

Kale, Çelik Kapılarda Mart ayı boyunca 300 TL indirim fırsatı sunuyor Türkiye’de her üç evin ikisinde tercih edilen güvenliğin markası Kale, Mart ayında muhteşem bir kampanyaya daha imza atıyor. Güvenliği şıklıkla birleştiren 22 farklı kaplama seçeneğine sahip K66 Kale Çelik Kapı modeli, Mart ayı boyunca 300 TL indirimle tüketicilerle buluşuyor. K66 Kale Çelik Kapı, doğal meşeden ahşap siyah lakeye; ahşap doğal kirazdan alpi mauna kadar birçok tasarım ve renk seçeneği sunan 22 farklı kaplama alternatifiyle güvenliği en şık haliyle sunuyor. K66 Kale Çelik Kapı, 7 cm. kalınlığında, ağır darbelere dayanıklı çelik gövdesi; Kale Kilit tarafından Kale Çelik Kapıların kilit sistemi için özel üretilen 3 milli, 3 kademeli sürgüsü ve üst düzey güvenlik sağlayan özel silindirleriyle güvenliği yeniden tanımlıyor. K66 Kale Çelik Kapı; üç eksende hareket ederek kapı ayarlarındaki sorunları önleyen menteşeler sayesinde kolayca monte edilebiliyor. Toz, rüzgar, ses ve böcek sirkülasyonunu önleyici; isteğe bağlı hareketli lastikleri sayesinde ise evinizi sadece hırsızlara karşı değil istenmeyen diğer misafirlere karşı da koruyor.

110

Nalbur Teknik.com / Mart’16


KISA KISA

Eczacıbaşı – Lincoln Electric Askaynak, Türkiye’nin ilk mobil uygulamasını güncelledi. Eczacıbaşı – Lincoln Electric Askaynak, kaynak sektörüne özel geliştirdiği Türkiye’nin ilk mobil uygulaması Kaynak Uzmanı’nı güncelledi. Uygulama, malzeme tipi ve ürün ölçütlerine göre, kullanıcılar için en uygun ürünü ve doğru kaynak adımlarını öneriyor. Kaynak sektöründe çalışan teknik personel, kaynak mühendisleri, müşteriler ve metal işleri öğrencileri için geliştirilen uygulamanın yeni sürümünde; kaynak malzeme kalınlıkları sektör standartlarına uygun olarak yer alıyor. Apple kullanıcıları için iOS9 güncellemesi de eklenen Kaynak Uzmanı, App Store, Google Play ve Windows Store’dan ücretsiz olarak indirilebiliyor. Kullanıcılar, uygulamanın ürün sonuç sayfasında, ilgili ürünlerin tüm onaylarını ve sertifikalarını da görebiliyor. Böylece ürün seçim süreci daha doğru ve güvenli ilerliyor. Ürün sonuç sayfasına eklenen “Hemen Teklif Al” butonu, kullanıcıların satış temsilcisiyle iletişime geçmesini kolaylaştırıyor. Güncellenen uygulama, kullanıcıların tercihlerine uygun tavsiyelerde bulunuyor. Önerilen kaynak prosedürleri, genel ve detaylı ürün tanımları, kaynak pozisyonları gibi teknik bilgi ve öneriler sunarak, tüm süreçleri verimli hale getiriyor.

Egepen Deceuninck HEBESCHIEBE 76 ile mekanlarınız daha ferah ve daha özgür! Türkiye’nin en geniş sürme sistemi ürün yelpazesine sahip Egepen Deceuninck, geniş görüş açısı sağlayan HS 76 / Contalı Sürme Sistemi ile manzaraya açılan tüm mekânlar ile bütünlük sağlıyor. Tek hamle ile kolay açma ve kapama imkânı sunan HS 76 /Contalı Sürme Sistemi üstün kalite ve emniyet özellikleriyle tüm yaşam alanlarına ayrı bir değer katıyor Tasarımında izolasyon, estetik ve emniyetin ön planda tutulduğu HS 76, mekanların daha ferah ve mimari açıdan daha dekoratif görünmesini sağlıyor. 76 mm genişliğinde ve 4 odacıklı kanatları ve kullanılan özel contalarıyla mükemmel izolasyon amacıyla tasarlanan sürme sistemi serisi, kolay açma-kapama özelliği ile de konfor ve estetiği bir araya getiriyor. Balkon, teras, bahçe gibi alanlara daha geniş görüş imkânı sağlayan HS 76 / Contalı Sürme Sistemi, mükemmel ses ve ısı yalıtımıyla eşsiz bir yaşam alanı sunuyor.

111

Nalbur Teknik.com / Mart’16


KISA KISA

Viko’dan geleceğin teknolojisi, Dokunmatik novella S serisi

Alanında hayatı kolaylaştıran birçok yeniliğe ve ilke imza atan, sunduğu inovatif ürünlerle fark yaratan VİKO, Novella S serisi ile üstün teknolojiyi kullanımınıza sunuyor. Yaşam alanınızla aydınlığı buluşturmak için dokunmatik teknolojili ve 3 ödüllü Novella S’e parmak ucunuzla hafifçe dokunmanız yeterli oluyor. Novella S’in estetik ve fonksiyonel tasarımına, ışığın derecesini ürün üzerinden kolayca izlenmesini sağlayan şık bir LED göstergesi eşlik ediyor. Evinizi aydınlatan ışıkları hafif bir dokunuşla açıp kapamaya ne dersiniz? Elinizi hisseden Novella S serisinin kapasitif teknolojili hassas anahtar seçeneği şimdi evinize geleceğin teknolojisini getiriyor. VİKO’nun Novella S koleksiyonundaki elektrik anahtarları, dokunmatik fonksiyonunun yanı sıra gecikmeli anahtar özelliği ile de büyük kolaylık sağlıyor. Düğme yüzeyine kısa süreli temas ile gecikmeli anahtar fonksiyonuna geçiş yapılabiliyor. Bu özellik sayesinde ışıkların kapatıldıktan 8 saniye sonra sönmesi sağlanıyor. Bu da odadan çıkana kadar size zaman kazandırıyor. Örneğin ışığı kapattıktan sonra yatağınıza giderken önünüzü görmenizi ya da dışarı çıkarken kapınızı kapatmadan önce evinizin anahtarını bulmanıza yardımcı oluyor. Novella S serisinin dokunmatik komütatörü ise iki ayrı ışık kaynağının dokunmatik olarak kontrolünü sağlıyor.

İtalyan BTicino, Living Light ile çok daha iddialı İtalyan tasarımını ürünlerine de yansıtan BTicino, gelişmiş ürün teknolojisi ile modern yapıların aranılan anahtar priz seçeneklerini sunuyor. Living Light serisi ile yaşam, çalışma ve üretim alanlarına iddialı güzellik BTicino ile geliyor Konut, ev otomasyonu ve interkom sistemlerinde yenilikçi, elektrik altyapı ve tesisatında dünya lideri olan İtalyan BTicino, Living Light serisi ile İtalyan tasarımını, üstün teknolojiyle birleştiriyor. BTicino Living Light anahtar priz seçenekleri, yenilikçi ve farklı tasarımı, ekstra inceliği, malzeme ve renk alternatifleriyle hayalinizdeki evi, konutu ya da çalışma alanınızı gerçeğe dönüştürüyor.

112

Nalbur Teknik.com / Mart’16


KISA KISA

Kalekim’in ‘Dolgulu Astar’ı ile artık kırıp dökmeden tadilat yapmak mümkün Yapı kimyasalları sektörününün öncü ve lider firması Kalekim, seramik üzeri seramik uygulamaları için sunduğu ‘Dolgulu Astar’ ürünüyle, evlerini kırıp dökmeden yenilemek isteyenlerin hayatını kolaylaştırıyor. Yapı sektöründe 43. yılını kutlayan Kalekim, geliştirdiği ürünlerle tüketici ve profesyonellerin hayatını kolaylaştırarak, sektöre öncülük etmeye devam ediyor. Kalekim’in, seramik üzeri seramik uygulamaları için en ideal çözüm olarak sunduğu ‘Dolgulu Astar’, yapı sektöründe önemli bir ihtiyaca cevap veriyor. Tadilat korkusu bitiyor Tadilat yaptırmak isteyen ancak evinin kırılıp dökülmesinden ve sürecin uzamasından korkan ev hanımlarının yanı sıra, sektör profesyonellerinin de hayatını kolaylaştıran ‘Kalekim Dolgulu Astar’, güçlü performansıyla öne çıkıyor. Balkon, teras, mutfak ve banyolarda seramikleri kırıp dökmeden yenilemek isteyenler için de ideal bir malzeme olan ‘Dolgulu Astar’, prüzsüz ve parlak zeminler üzerine seramik yapıştırılması için prüzlü bir yüzey oluşturarak yapışma mukavemetini artırıyor.

Panasonic güvenlik çözümleri Şimdi Türkiye’de

VİKO by Panasonic, Türkiye’deki faaliyetlerini hız kesmeden sürdürüyor. Dünyaca ünlü Japon markası Panasonic, şimdi profesyonel yangın algılama sistemleri ve güvenlik çözümleri ile Türkiye pazarına güvenli ve tam entegre çözümler sunuyor. Yüksek doğruluk performansıyla başarısı dünyada birçok endüstride kanıtlanan Panasonic Yangın Algılama Sistemleri, 30 yılı aşkın deneyimle dünya sınıfı koruma sunuyor. Yangına karşı doğru zamanda doğru alarmın yanı sıra yangına yol açabilecek durumları da önceden bildirmek üzere tasarlanmış teknolojisiyle Panasonic Yangın Algılama Sistemleri, tüm binalar için gereken güvenlik ve emniyeti profesyonel çözümlerle buluşturuyor. Panasonic Yangın Alarm Sistemleri, hem kontrol panellerinde hem de dedektörlerde ileri Panasonic teknolojilerinin kullanılması sayesinde, yüksek güvenirliliğin yanı sıra yanlış alarm sayısında azalmayı da garanti ediyor. Yeni nesil yangın algılama sistemi EBL512 G3, ortama uyum sağlayan dedektörlerle birlikte çalışan benzersiz işlevsellik, kendini uyarlama ve interaktif özellikleriyle binalara, iş yerlerine güvenlik, koruma ve konfor sunuyor.

113

Nalbur Teknik.com / Mart’16


HABER Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan düzenleme ile ilk etapta 40 meslek dalında, mesleki yeterlilik belgesi olmayanlar çalışamayacak. Uygulama 25 Mayıs 2016’da yürürlüğe girecek. Tehlikeli işler için uygulanacak sistem, işveren ve çalışanlara herhangi bir maddi yük getirmeyecek. Sınav ücretlerinin tamamı devlet tarafından karşılanacak. TOBB’un girişimleriyle kurulan MEYBEM de sınav ve belgelendirme yetkisi aldı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, hedefin iş kazalarını en aza indirmek ve çalışanların nitelik seviyesini yükseltmek olduğunu bildirdi.

TOBB İş kazalarının önüne geçebilmek için Mesleki Yeterlilik Belgesi verecek

T

OBB tarafından tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde sınav ve belgelendirme yapmak üzere kurulan Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezleri (MEYBEM), 12 alanda Mesleki Yeterlilik Kurumu’ndan (MYK) sınav ve belgelendirme yetkisini aldı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, 2010 yılından bu yana UMEM Beceri’10 projesi ile işi olmayanlara mesleki eğitim vererek istihdam edilmelerini sağladıklarını hatırlatarak, bu projenin ardından mesleki yeterlilik konusunda yeni bir inisiyatif aldıklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, “MEYBEM Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezleri’ni kurduk. MEYBEM, tehlikeli ve çok tehlikeli işlerden olan inşaat, asansör ve metal sektörlerinde 12 yeterlilikte sınav ve belgelendirme hizmeti sunuyor. 5 Kasım’da TÜRKAK tarafından akredite edilen MEYBEM, 28 Aralık 2015 tarihinde Mesleki Yeterlilik Kurumu’ndan sınav ve belgelendirme yetkisini aldı” dedi. -40 meslekte mesleki yeterlilik

114

Nalbur Teknik.com / Mart’16

belgesi zorunlu oldu Hedeflerinin zorunluluk getirilen tüm mesleklerde Türk iş dünyasına belgelendirme hizmeti vermek olduğunu ifade eden TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan tebliğ ile ilk etapta 40 meslekte, mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu geldiğini açıkladı. Hisarcıklıoğlu, 1 yıllık geçiş sürecinin 25 Mayıs 2016 tarihinde dolduğunu ve bu tarihten sonra, mesleki yeterlilik belgesi olmayan kişilerin çalıştırılamayacağını söyledi. Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Sınav ücretlerinin tamamı devlet tarafından karşılanıyor. Hem işverenlerimizin hem de çalışanlarımızın bu belgeyi alırken herhangi bir maddi gideri olmayacak. Birliğimiz, sınav ve belgelendirme konusundaki yeni hizmetiyle elini taşın altına koydu. Hedefimiz, zorunluluk getirilen mesleklerin tamamında sınav ve belgelendirme hizmeti vererek, iş kazalarını en aza indirmek ve bu mesleklerde çalışanların nitelik seviyesini yükseltmek. Ayrıca önümüzdeki süreçte mesleki yeterlilik sistemini daha

çok tanıtacak ve sınavları oda ve borsalarımız kanalıyla 81 ilde yaygınlaştıracağız” -İlk sınav ‘iskele kurulum elemanı’ alanında yapıldı Hisarcıklıoğlu, MEYBEM tarafından ilk sınavın İskele Kurulum Elemanı alanında inşaatlarda bu görevde çalışan kişilere yapıldığını açıkladı. Hisarcıklıoğlu, “MYK tarafından yetkilendirilen MEYBEM ilk olarak, 2015 yılı tamamlanmadan, inşaatlarda iskele kurulumu yapan kişilere, İş Sağlığı ve Güveliği ile İskele Kurulumu, Kontrolü, Sökümü ve Depolama İşleri’nden oluşan teorik ve pratik sınavları gerçekleştirdi. Sınavlar önümüzdeki günlerde açıklanacak ve sınavın tamamından başarılı olanlar mesleki yeterlilik belgelerini alacak.” dedi. - MEYBEM’e nasıl başvurulacak? Ankara’da TOBB İkiz Kuleler içerisinde ofisi bulunan MEYBEM’e başvurular www.meybem.com. tr adresi üzerinden bireysel veya kurumsal olarak yapılabilecek. MEYBEM A.Ş tarafından sınav ve belgelendirme hizmeti verilen alanlar şunlar: Asansör Bakım ve Onarımcısı Seviye 3, Asansör Bakım ve Onarımcısı Seviye 4, Ahşap Kalıpçı Seviye 3, Betonarme Demircisi Seviye 3, Betoncu Seviye 3, Duvarcı Seviye 3, İskele Kurulum Elemanı Seviye 3, Sıvacı Seviye 3, CNC Programcısı Seviye 4, CNC Programcısı Seviye 5, Metal Sac İşlemeci Seviye 3, Metal Sac İşlemeci Seviye 4.



HABER

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak İhracatçıları Birliği;

İhracattaki Tıkanıklığı Ürün, Pazar Çeşitliliği ve İnovasyonla aşacak

2015 yılı ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 11,6 oranında düşüş gösteren çimento, cam ve seramik sektörleri, orta vadede dünya ticaret hacminde yaşanan daralmadan olumsuz etkilenmenin önüne geçmek ve istikrarlı bir büyüme sağlamak için inovasyon ve ArGe yatırımlarını güçlendiriyor. 2016 yılında ise pazar çeşitliliğiyle ihracattaki kan kaybını azaltmayı hedefleyen sektör, kısa vadede hacimden ziyade kârlılığa odaklanacak.

D

ünya ticaret hacminde yaşanan sıkıntılar Türkiye’nin ihracatını da olumsuz etkiliyor. Özellikle Orta Doğu’da yaşanan siyasi krizler ve petrol fiyatlarında yaşanan düşüşten olumsuz etkilenen Rusya ve Azerbaycan gibi pazarlardaki daralma; Türkiye çimento, seramik ve cam sektörlerinin 2015 yılı ihracatının kan kaybetmesini neden oldu. Türkiye ekonomisine net döviz girdisi sağlayan üç sektörün koordinatör birliği Çimento, Seramik, Cam ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), 2015 yılı ihracat verilerini, sektörün hedef

116

Nalbur Teknik.com / Mart’16

ve sorunlarını kamuoyu ile paylaştı. Düzenlenen basın toplantısına, Birlik Başkanı Bahadır Kayan’ın yanı sıra Başkan Yardımcıları Ali Özinönü ve Haluk Sarıaltın ile yönetim kurulu üyeleri katıldı. Çimento, Seramik, Cam ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) Başkanı Bahadır Kayan basın toplantısında yaptığı konuşmada, uzun yıllar ihracatta yükselen bir grafik sergileyen çimento, cam ve seramik sektörleri için 2014 yılı gibi 2015 yılının da zorlu geçtiğini söyledi. Kayan’ın verdiği bilgiye göre, 2014 yılında 3.3 milyar dolar olan birlik ihracatı, 2015

yılında yüzde 11,6 oranında düşerek 2.9 milyar dolara geriledi. 2015 yılında yüzde 61 oranında daralmayla ihracatta en fazla kan kaybını Rusya pazarında yaşayan çimento, cam ve seramik sektörünün Azerbaycan’a olan ihracatı yüzde 43, Irak ve Libya’ya olan ihracatı yüzde 40 ve Gürcistan’a olan ihracatı ise yüzde 35 oranında düştü. Sektör, bu pazarlarda yaşadığı yüksek oranlı kayıpları ise ABD ve Avrupa pazarlarıyla sınırladı. Çimento, Seramik, Cam ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği verilerine göre, 2015 yılında İtalya’ya olan ihracat yüzde 88, ABD’ye olan ihracat yüzde 23, İngiltere’ye olan ihracat ise yüzde 14 oranında arttı. Kan kaybının nedeni bölgedeki siyasi kriz ve petrol fiyatlarındaki düşüş Sektör olarak ihracattaki kan kaybının ana nedeninin


son birkaç yılda olduğu gibi 2015 yılında da Orta Doğu’da yaşanan siyasi kriz olduğuna değinen Bahadır Kayan, “Petrol fiyatlarındaki hızlı düşüşün de etkisiyle Rusya’da kriz derinleşiyor. Bunun yanı sıra “uçak krizi” sonrasında Rusya’nın Türk mallarına yönelik sınırlayıcı politikalar geliştirmesi bu ülkeye olan ihracatımızı olumsuz etkiledi. Keza petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle ekonomik sorunlarla karşı karşıya olan Azerbaycan pazarındaki daralmadan da olumsuz etkilendik” dedi. Kayan, bu pazarlarda yaşanan sıkıntıları İtalya, ABD, İngiltere gibi gelişmiş ülkelere yapılan yüksek oranlı ihracat artışlarıyla telafi etmek için büyük bir çaba içerisinde olduklarını söyledi. 50 doların altındaki petrol fiyatları ihracatımızı vuruyor Kayan, Çimento, Seramik, Cam ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin yaptığı analizlerde, petrol fiyatlarının 50 dolar seviyesinin altına gerilemesinin bu pazarlara olan ihracatımızı olumsuz etkilediğini ortaya koyduğuna dikkat çekti. Bu anlamda petrol fiyatlarındaki düşüşün sektör ihracatı açısından önemli sorunlardan biri olduğunu belirten Kayan, “Bugün petrol fiyatlarında 30 dolar gibi çok daha düşük seviyeleri konuşuyoruz. Bu seviyeler, Rusya ve Azerbaycan gibi pazarlara olan ihracatımızın daralmaya devam edeceğini gösteriyor” dedi. 2016 rehabilitasyon yılı olacak Dünya mal ticaretinin 2016

yılında yüzde 2,5-3 oranında daralmasının beklendiğine dikkat çeken Çimento, Seramik, Cam ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Kayan, 2016 yılı ihracatını pazar ve ürün çeşitlemesi ile artırmayı hedeflediklerini söyledi. Kayan, “Bu koşullar altında 2016 yılını verimliliğe odaklandığımız, stratejik planlarımızı gözden geçirip orta vadeli hazırlıklar yapabileceğimiz bir ‘rehabilitasyon’ yılı olarak görmek gerekiyor. Bu anlamda inovasyon, Ar-Ge yatırımlarını artırarak ürün ve süreçlerde yaratacağımız katma değerle ihracatta istikrarlı büyüme yakalayabiliriz. 2016 yılı ise ürün ve müşteri gamının elden geçirildiği, hacimden ziyade kârlılığa odaklandığımız bir yıl olacak” dedi. Çimento, Seramik, Cam ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği basın toplantısında çimento, seramik ve cam sektörü ihracatına yönelik ayrıntılı bilgi verildi. Seramik sektörünün, 2015 yılı ihracatının bir önceki yıla kıyasla yüzde 15,4 kayıpla 935 milyon dolar seviyesinde

gerçekleştiğini belirten Kayan, “İhracat anlamında geçen yıl payına düşen olumsuzluktan etkilenen seramik sektörü, buna rağmen ihracatta yerli kaynakları en çok kullanan sektörlerden biri olarak, Türk ekonomisine katkısını sürdürmektedir” dedi. Çimento sektörü daralmayı Afrika ve Güney Amerika ile aşacak Çimento sektörü hakkında bilgi veren Çimento, Seramik, Cam ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Özinönü ise 2015 yılında çimento sektörü ihracatının yüzde 18 daralarak 530 milyon dolara gerilediğini hatırlattı. Özinönü, “İhracatta yaşadığımız sorunların temel nedeni, yakın coğrafyamızda yaşanan jeopolitik riskler. Bu pazarlardaki riskler bugün de devam ediyor. Sektör olarak uzun zamandır pazar çeşitlemesine yöneldik. Önemli ihracat pazarlarımızda yaşadığımız daralmayı yeni dönemde Afrika ve Güney Amerika bölgelerinde telafi etmeyi planlıyoruz” dedi.


EKONOMİ

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, Türkiye'de enflasyonun hedeflerden yüksek olduğuna dikkat çekerek, "Bugün geldiğimiz noktada maalesef enflasyon sadece hedeften yüksek olmakla kalmayıp, giderek yükselen bir trend izlemeye başladı" uyarısında bulundu.

ÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes

TÜSİAD Başkanı:

Enflasyon giderek yükselen trend izlemeye başladı

T

ürk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile Dünya Bankası, Dünya Bankasının hazırladığı "Küresel Ekonomik Beklentiler 2016: Zayıf Büyüme Döneminde Yayılma Etkisi" raporunu ele alan bir toplantı düzenledi. Toplantının açılış konuşmalarını TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes ve Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Johannes Zutt yaptı. TÜSİAD Başkanı Symes toplantıda yaptığı konuşmasında, "Merkez Bankası'nın izlediği politikaların başarısını, Merkez Bankası'nın hedefleri doğrultusunda yani enflasyon

118

Nalbur Teknik.com / Mart’16

hedefini tutturması açısından değerlendirmek gerektiğini hep söylüyoruz" dedi Enflasyon Uyarısı Yaptı Enflasyondaki yükselme trendine dikkat çeken TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes şunları söyledi: "Bugün geldiğimiz noktada maalesef enflasyon sadece hedeften yüksek olmakla kalmayıp, giderek yükselen bir trend izlemeye başladı. Aynı zamanda Merkez Bankası politikaları, enflasyon hedeflemesinden uzak bir görüntü çiziyor. Enflasyon için hedef koymakla, para politikası olarak enflasyon hedeflemesi yapmak arasında fark

var. Son zamanlarda sadece bir hedefe sahip olmak yeterliymiş gibi bir izlenim hakim. Asla ulaşamayacağımız bir hedef mi belirliyoruz acaba? Yoksa bu hedefe ulaşmak için yapılması gereken politikaların önünde engeller mi var? Samimi olarak söylemeliyim; anlamakta güçlük çekiyoruz." 'Düşük Petrol Fi ẏ atları ̇ İsti k̇ rarını Bi ṙ çok Ülkeni n Bozabilir’ Symes, jeopolitik risklerin geçen yıla kıyasla çok daha arttığına da dikkat çekerek, "Son zamanlarda her sohbetin maalesef en tedirgin edici baş konusu maalesef bu" dedi ve şu değerlendirmeyi yapıt: "Düşük petrol fiyatları ise bir çok ülkenin ekonomisinde hiç tahmin etmediğimiz kadar istikrarı bozucu etki yapıyor, daralmaya neden oluyor. Uzun süre daha düşük seviyelerde kalacağı tahmin edilen fiyatlar, yalnızca hammadde


satarak sağlanan refahın sürdürülebilir olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bizim de buradan kendi adımıza çıkarmamız gereken ders, sadece hammadde gelirine dayalı ekonomilere dayanarak büyümemizi sürdürülebilir kılamayacağız. Bu durumun çözümünün de petrol fiyatlarının yeniden çözülmesini beklemek olmadığı son derece aşikar. İş dünyamız pazar çeşitliliğinin önemini her zamankinden daha fazla hissediyor. Küresele ekonomik değişiklikler artık istinasız tüm ekonomilerde arz yönlü önemli yapısal değişikler olmasını kaçınılmaz kılıyor." 'Türki ẏ e’yi ̇ Zor Bi ṙ Yıl Bekliyor’̇ Cansen Başaran Symes, gelişen ülkelerin, küresel ekonomide giderek daha büyük bir yer kapladığına ve bu piyasaların sağlıklı olmasının küresel istikrara için daha önemli olduğuna dikkat çekerek, "Ancak küreselleşmeyi ne kadar iyi anlayabildik. Gittikçe serbestleşen sermaye ve küresel ekonominin gerektirdiği denetim ve düzenleme mekanizmalarını kurmayı başarabildik mi? Dünyadaki aktörler, küresel ölçekte politika yağma kabiliyetine sahip mi? Bu son krizi beklide bize aslında ne kadar az şey bildiğimizi bir kez daha gösterdi. Mevcut uluslararası kurumların ne kadar dar bir politika alanına sahip olduğunu gün yüzüne çıkardı" diye konuştu ve şöyle devam etti: "Dünya Bankası raporu kürsele finansal koşulların giderek zorlaştığına

dikkat çekiyor. Finansal dalgalanmaların boyutu giderek artarken, rapora göre gelişmekte olan piyasalara akan sermaye krizden beri görülen en düşük seviyede. Küresel ticarete ilişkin tahminlerde raporda aşağıya yönlü revize edilmiş. Bu tespitler 2016 yılında Türkiye'yi yine zor bir yılın beklediğini açıkça gösteriyor. Dünya bankası raporu bizlere aslında birçok politika önerisi de sunuyor. Ekonomik yavaşlamanın gelişmekte olan ülkelerde mali alanı daralttığı ancak yapılsa reformların uzun vadeli büyümeyi artırmak için yardımcı olacağı belirtiliyor. Kısa vadede ise kredibilitesi yüksek bir reform ajandasının açıklanmasının yatırımcı iştahını artıracağına değinilmiş. Biz de tam da bu nedenle hükümetin açıkladığı reform ajandasını destekledik. Takipçisi olacağımızı ifade etik ve ediyoruz." Zutt: Ri ṡ kler Olabi l̇ ir Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Johannes Zutt'da toplantıda yaptığı konuşmasında, Türkiye'nin 2015 yılında beklentilerinin üzerinde büyüdüğünü belirterek şunları dile getirdi: "2015 yılında yapılan seçimler ve bunun beraberinde getirdiği belirsizliklerinde etkisi oldu. Türkiye'yi doğrudan etkileyen bir takım jeopolitik gelişmelerde var" dedi ve şu tespit ve uyarıları yaptı: "Bunların Türkiye'yi daha fazla etkileyeceğini düşünmüştük. Ama gördük ki Türkiye'de hem kamuda, hem de özel sektörde güçlü

bir yapılanma var. Aynı zamanda tüketim de bunda önemli bir rol oynadı. Aynı zamanda mevcut cari açığa rağmen bu şekilde bir büyüme kaydedildi. Ancak geleceğe dair endişeler var. Özellikle Türkiye'de özel sektörün dış finansmana bağlı olduğunu biliyoruz. ABD Merkez Bankası'nın (FED) tahvil alımlarında azalmaya gitmesi Türkiye'ye de etkileri oldu. Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler de gösteriyor ki FED'in bu sıkılaşma politikaları en başta ön görüldüğü gibi hızlı gitmeyecek. Ancak Türkiye'yi bekleyen riskler olabilir çünkü Türkiye hala dış finansmana bağlı." Raporun Ayrıntıları Dünya Bankası raporundaki verilere göre, küresel büyüme 2015 yılında da beklentilerin gerisinde kaldı ve 2014 yılındaki yüzde 2.6 düzeyinden yüzde 2.4'e indi. Raporda, "Hayal kırıklığı yaratan bu performansın başlıca sebepleri yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlamanın devam etmesi ve emtia fiyatlarının, küresel ticaretin ve sermaye alışkanlıklarının zayıf seyretmesi oldu" denildi. Küresel büyümenin daha önce öngörülenlerden daha yavaş bir hızda olsa da biraz daha toparlanarak 2016 yılında yüzde 2.9, 201718 yıllarında da yüzde 3.1' e yükselmesi bekleniyor. Raporda, "Aşağı yönlü riskler etkisini sürdürüyor ve giderek yükselen ve gelişmekte olan ülkeler üzerinde yoğunlaşıyor" uyarısı da yapıldı.


FUAR VİZYON

İş kazalarını azaltacak yeni sistem ve teknolojiler İSG Avrasya’da sergilenecek

İFO Fuarcılık Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, ILO verilerine göre dünyada 3 milyar işgücü bulunduğunu ve her yıl ortalama 270 milyon iş kazası meydana geldiğini vurgulayarak, bu konuda Türkiye’nin ne yazık ki ön sıralarda yer aldığını söyledi. Aytemur, kaza riskini en aza indirecek teknolojik çözümlerin bir arada sunulacağı İSG Avrasya 2016’nın, başta iş kazalarının en yoğun yaşandığı inşaat, maden, taşımacılık ve metal sanayi sektörleri olmak üzere, işçi çalıştıran tüm firmalar açısından önemli bir buluşma adresi olacağını belirtti.

U

luslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre dünya genelinde her yıl 270 milyon iş kazası meydana geliyor ve bu kazalarda başı inşaat sektörü çekiyor. Resmi rakamlar, Türkiye için de durumun farklı olmadığını gösteriyor. Ülkemizde işçi ölümü ve iş kazalarının üçte biri inşaat sektöründe yaşanıyor. Onu sırasıyla taşımacılık, madencilik ve metal sektörleri takip ediyor. Resmi rakamlara göre yaşanan iş kazalarının sayısı son dört yıldır sürekli artıyor! Sosyal Güvenlik Kurumu rakamlarına göre 2012’de 74.871 iş kazası yaşanırken, 2013 yılında bir önceki döneme göre yüzde 291 oranında artış oldu ve toplam 191.389 iş kazası gerçekleşti. Artışların devam ettiği 2014 yılında ise 221.366 iş kazası yaşandı. SGK tarafından 2015 verileri henüz paylaşılmamış olmakla birlikte rakamların bir önceki yılın yine üzerinde olacağı öngörülüyor.

120

Nalbur Teknik.com / Mart’16

Meydana gelen kazalar ve sağlıksız çalışma koşullarının neden olduğu meslek hastalıkları ciddi bir ekonomik kayba da neden oluyor Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerinde gelişmekte olan ülkelerde iş kazaları ve meslek hastalıkları, gayri safi yurt içi hâsılalarının (GSYİH) % 4’ü tutarında ekonomik kayba yol açıyor. Bu oran dikkate alındığında ülkemizin 2012 yılı GSYİH’sına göre iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin 56,67 milyar TL, 2013 yılında 62,68 milyar TL, 2014 yılında da 70, 56 milyar TL olduğu tahmin ediliyor. İş kazalarında başı İstanbul çekiyor! SGK’nın 2010 ila 2014 yılı arası resmi rakamları en çok iş kazasının İstanbul’da meydana geldiğini gösteriyor. Söz konusu dönemde toplam 110.379 kazanın yaşandığı megakenti, 63.633 kaza ile İzmir ve 52.834 iş kazasının gerçekleştiği

Bursa takip ediyor. En çok iş kazasının meydana geldiği diğer iller ise Manisa, Kocaeli, Ankara, Zonguldak, Antalya, Kayseri ve Denizli olarak sıralanıyor. Kaza riskini en aza indirecek teknolojik çözümler de fuarda olacak! Başta kişisel koruyucu ekipmanlar olmak üzere hijyen ve sıhhi gereçlerden, mobil tıbbi teknoloji ekipmanlarına, ölçüm ve kontrol teknolojilerinden, iş sağlığı ve güvenliği yazılımlarına kadar pek çok yeniliğin sergileneceği İSG Avrasya, faaliyetlerinden ötürü özellikle yüksek riske sahip firmaların mutlaka ziyaret etmesi gereken bir organizasyon olarak gösteriliyor. İSG Avrasya, geçen yıl olduğu gibi yine 12. Uluslararası Geri Dönüşüm, Çevre Teknolojileri ve Atık Yönetimi Fuarı REW İstanbul ile eş zamanlı düzenlenecek. 28-30 Nisan 2016 tarihlerinde Tüyap Beylikdüzü’nde ziyaretçilerini ağırlayacak her iki organizasyon, başta sanayi kesimi olmak üzere tüm firmalara; hem çalışan sağlığı ve iş güvenliği hem de sürdürülebilir çevre konusundaki sorumluluklarını doğrudan ilgilendiren teknolojileri bir arada görme fırsatı sunacak.



MAKALE İŞ GÜVENLİĞİ

YÜKSEKTE ÇALIŞMA NEDİR?

5

Ekim 2013 tarihli 28786 sayılı Yapı İşlerinde İş Sağlığı yönetmeliği ek-4’e göre; seviye farkı bulunan ve düşme sonucu yaralanma ihtimalinin oluşabileceği her türlü alanda yapılan çalışma; yüksekte çalışma olarak kabul edilir. Bu geniş kapsamlı açıklamaya birkaç reel örnek vermek gerekirse: köprüler, barajlar, binaların dış yüzeyindeki faaliyetleri ve temizlikleri, fabrikalar, endüstriyel tesis binaları, silolar, inşaatlar (binalar, gökdelenler vb.), itfaiye ve kurtarma hizmetleri, madenler, taşocakları, altyapı hizmetleri, çeşitli idari ve askeri faaliyetler gibi birçok işkolundan örnekler verilebilir. Tanıma göre ilerlersek düşme sonucu yaralanma ihtimalini önlemek amacıyla yapılan çalışmalardan önce kısaca çalışanların düşmesine sebep olabilecek faktörlere değinirsek; standartsız, yetersiz ve uygun olmayan donanım, kişisel koruyucu donanımların ya da sistemlerin doğru kullanılmaması, iş güvenliği kurallarına uymama vb. faktörlerden söz edilebiliriz. Düşme eyleminin

Aybüke TİRYAKİOĞLU Kimyager/ C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı/ IRATA – L1

aybketiryakioglu@gmail.com

gerçekleşmesi için bir yükseklikten bahsedebilmemiz gerekmektedir. İskeleler, çatılar, boşluklar ve kazılmış alanlar nerelerden düşebileceğimize örnek olabilir. Düşme başlamadan hemen önce potansiyel enerji maksimum olup kinetik enerji değeri sıfırdır. Düşme esnasında oluşan enerjiyi cisim içerisindeki iç kuvvetler karşılayamazsa, cisim dağılacaktır. Eğer bu bir insan ise vücutta yırtılmalar, kemiklerde kırılmalar olacağı gibi iç organlarda da ciddi yaralanmalar olabilir. Bunun önlenmesi amacıyla çeşitli sistemler geliştirilmiştir. Bu sistemler iki başlığa ayrılır: toplu koruma yöntemleri ve kişisel koruma yöntemleri. Toplu koruma sistemlerinde birden fazla kişisinin korunması söz konusu olduğu için kişisel koruma sistemlerine göre her zaman önceliği söz konusudur. Bu nedenle pasif koruma sistemler olarak da bilinen toplu koruma sistemleri daha çok çalışma süresinin uzun, çalışan sayısının fazla olduğu


MAKALE

ve geniş alanda yapılan çalışmalarda tercih edilir. Toplu koruma sistemleri; korkuluklar, güvenlik ağları, uyarı hatları, bariyerler – çitler – siperler ve perdeler, mobil yükselebilen çalışma platformları gibi birçok sistemi kapsar. Kişisel koruma sistemleri, yalnız kullanıcının güvenliğini sağlayan; düşüşün gerçekleşmesi halinde en az zararla kurtulmasını sağlamak üzere tasarlanmış kişisel koruyucu donanımlardır. Bu donanımların etkili çalışabilmesi için kullanıcıya ihtiyacı olduğundan ‘ aktif sistemler ‘ olarak alınırlar. Pasif koruma sistemlerinin aksine kullanıcıyla birlikte çalışma esnasında hareket ederler. Çalışma alanı sınırlama sistemi, sabitlenecek çalışma sistemi (pozisyon alma), iple erişim, düşüş durdurucu sistemler, kurtarma sistemleri aktif sistemlerdir. Aktif sistemlerin oluşumunda kullanılan bileşenler ise kısaca; ankraj bağlantı elemanları (karabinalar, D-halkalar, mapalar vb.), lanyardlar, şok emiciler, geri sarmalı düşüş tutucular, makaralar, halat

tutucular, emniyet kemerleri vb. ’dir. Aktif ve pasif sistemlerin dışında kılavuzlu düşmeyi önleme sistemi ve esnek – hareketli bir yaşam hattı üzerinde düşmeyi önleme sistemi de kullanılmakta olan alternatif sistemlerdir. Aktif ve pasif sistemlerin uygulanamadığı veya uygulandığında riskin artacağı durumlarda işverenin düşüş koruma planı oluşturması gerekmektedir. Öncelikle yetkili bir uzman tarafından, neden düşüş koruma planına ihtiyaç olduğu ve bu planın işçileri nasıl koruyacağı açıklanır. Daha sonra düşüş koruma planının içeriğinde kontrollü giriş bölgeleri oluşturulmalı, bu planın gereklerine nasıl uyulacağı açıklanmalı ve iş yeri şartları değiştiğinde güncelliği sağlanmalıdır. Tüm bu önlemlerin dışında yüksekte çalışan personelin sağlık durumunu da gözden kaçırmamamız gerekir. Çalışanların işe giriş muayenesi ve yıllık periyodik muayeneleri ihmal edilmemelidir. Yüksek ve düşük tansiyon, şeker, vb. gibi yüksekte çalışmaya

engel olabilecek rahatsızları olan çalışanların kesinlikle yüksekte çalışmasına izin verilmemelidir. Ayrıca her gün işe başlamadan önce çalışanların o günkü sağlık durumları sorulmalı (grip, halsizlik, vb.) herhangi bir sorunu olan kişinin yüksekte çalışmasına izin verilmemelidir. Sonuç olarak günden güne yüksekte çalışma alanları artarken maalesef buna bağlı olarak yaşanan kazalarda artış göstermektedir. Amacımız ve dileğimiz bu kazaları en aza indirgemektir. Bu doğrultuda gereken önlemlerin alınması, eğitimlerin verilmesi ve denetleme mekanizmasının aktif rol alması kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir. Yapılan bu çalışmalarla ilgili sektör ve kişilerin ihtiyaçlarının doğru tespiti için yetkili kişilere başvurmanızı önerir, kazasız ve mutlu bir yaşam dilerim.


HABER

Türk Barter 2015 yılını değerlendirdi

Avrupa’nın en büyük barter şirketi Türk Barter, başarı ile tamamlanan 2015 yılı sonuçlarını ve 2016 yılı hedeflerini genel merkezde değerlendirdi.

2

5. yılını tamamlayıp çeyrek asırı geride bırakan ve uluslararası tecrübesiyle, üyelerine büyük bir ortak pazar sağlayan, işlemlerinde güveni temin eden Türk Barter, 2015 yılı sonuçları ve 2016 vizyonunu, tüm şube çalışanlarının katılımı ile genel merkezde değerlendirdi. Toplantıda, geride kalan 2015 yılındaki üyelerinin gerçekleştirdiği binlerce işlem neticesinde başarı ile tamamlanan yılsonu değerlendirmeleri gerçekleştirildi. Türk Barter’ın dünyadaki Barter Endüstrisine olan katkısı gündeme alındı. 2016 yılı vizyonu ve hedeflerinin de görüşüldüğü toplantılarda, piyasalardaki artan kur savaşları nedeniyle mal ve hizmet değerlerinde meydana gelen aşırı kayıpların önüne geçilmesi için barter sektörünün önemine vurgu yapılarak bu sene için ülke ekonomisine önemli katkı yapılması hedeflendi. Sürdürülebilir büyüme hedefine devam kararı alan Türk Barter, 2016 yılında

124

Nalbur Teknik.com / Mart’16

da üyelerine alternatif finans ve ticareti yine en güvenli şekilde sunacağını teyit etti. Türk Barter Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmed Sırrı Şimşek, yaptığı açıklamada özetle; “2015 yılının Türk Barter için oldukça verimli geçtiğini yılsonu değerlendirmemizde de görmüş olduk. Barter Ortak Pazarı’na katılan yeni üyelerimizle 2016 yılında da hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz. 2016 yılı içerisinde Türkiye’de olduğu kadar uluslararası arenada da üyelerimizin ticaretini güvenle büyüteceğiz” dedi. Türk Barter 25. Yılını Kutluyor Türkiye’nin lider barter şirketi ve barter sektörünün ülkemizdeki öncüsü olan Türk Barter, sektörde 25. yılını doldurmanın heyecanını yaşıyor. Türkiye’nin ve Avrupa’nın barter sektöründe lideri olan Türk Barter, uluslararası arenada 25 yıldır hizmet veriyor. 25 yıldır ülke ekonomisine destek olan ve ekonomik krizlerde şirketlerin

mali sıkıntılarını en aza indirerek iflas etmelerini önleyen, âtıl kapasitelerini eriterek ticarete hareketlilik kazandıran Türk Barter, hedeflerini büyüterek yoluna devam ediyor. Mali sıkıntılar ile tamamlanamamış gayrimenkul projelerinden, araç filo kiralama hizmetine kadar pek çok temel ihtiyacın barter ile karşılandığı Barter Ortak Pazarı’nda binlerce üye binlerce arz ile ticaretini büyütüyor. Türk Barter Tüm Sektörlerde ̇ ̇ Hizmet Veriyor Türk Barter; gayrimenkul, araç kiralama, tekstil, medya, gıda, lojistik gibi pek çok sektörde, firmaların ticaretini güven içerisinde yapmalarını sağlayan Barter Ortak Pazarı ile binlerce firmaya hizmet veriyor. Atıl kapasitelerini eritmek isteyen, satış ve kârını artırmayı amaçlayan, yeni müşteriler arayan firmalar, Türk Barter Ortak Pazarı’nda güven ile ticaret yapıyor. 10 bine yakın firmanın tüm ürün ve hizmetlerini diğer tüm üyelere sunduğu barter arzları ile büyük bir tanıtım kapasitesi oluşturuluyor.



HABER

Akçansa’nın 2015 cirosu 1,5 milyar TL’ye ulaştı

Türkiye’nin lider yapı malzemeleri şirketi Akçansa, 2015 yılı finansal sonuçlarını açıkladı. Buna göre şirketin 2015 yılındaki satış geliri 1 milyar 469 milyon TL, dönem kârı ise 283 milyon TL olarak gerçekleşti.

T

ürkiye’nin lider yapı malzemeleri şirketi Akçansa’nın açıkladığı 31 Aralık 2015 tarihi itibarıyla düzenlenmiş konsolide gelir tablosu ve döneme ait mali sonuçlara göre, şirketin geçen yılki toplam cirosu 1,5 milyar TL’ye yaklaştı. Şirketin satış geliri 1 milyar 469 milyon TL olarak açıklanırken; Brüt Karı 428,5 milyon TL, Dönem Karı ise 283 milyon TL oldu. Akçansa Genel Müdürü Umut Zenar, “Özellikle ana pazarımız olan Marmara Bölgesi başta olmak üzere Avrasya Tüneli, 3. Köprü, 3. Havalimanı, HES projeleri, metro projeleri gibi büyük tüketim noktaları haline gelen mega projeler sektörümüzde iç talep üzerinde olumlu etki yaptı. Kentsel Dönüşümün etkisini 2015 yılı içinde görmeye

126

Nalbur Teknik.com / Mart’16

başladık, önümüzdeki 3 yıllık süreçte çok daha pozitif etkisini sektörümüzde görüyor olacağız. Diğer yandan pazarlarımızdaki olası riskleri, yönümüzü yeni pazarlara çevirerek aşmayı başardık. Yabancı ortağımız HeidelbergCement’in katkısıyla geçen yıl dünyada önemli ve kalıcı pazarlar kazandık; üretimini yaptığımız katma değeri yüksek ürünümüz, etkin yükleme ve hizmet performansımız ile ABD pazarının Türkiye’deki en büyük tedarikçisi konumuna geldik” diye konuştu. Zenar: “Akçansa katma değerli ürün ve hizmetlerle sektörün geleceğini çiziyor” Akçansa’nın benimsediği pazar ve müşteri odaklı pazarlama anlayışıyla müşterilerinin talep ettiği katma değerli ürünleri geliştirip pazara sunduğunu

belirten Genel Müdür Zenar, sözlerine şöyle devam etti: “Müşteri odaklı, müşteri ihtiyaç ve beklentilerini karşılayan ve pazarda fark yaratan bir ürün portföyüne sahibiz. Uzun yıllara dayanan Ar-Ge çalışmalarımızın en yeni ürünlerinden biri olan ‘Yolbeton’ ile artan karayolları onarım masraflarına ve zaman kaybına karşı etkili bir çözüm sunuyoruz. Enerjik Beton ile sektörde tekrar bir ilke imza atarak elektrik üreten beton satışına ve uygulamalarına da 2016 yılında başlıyor olacağız. Sektörde bir ilk olan online çimento satışına da www.akcansamarket. com üzerinden başladık. Diğer yandan Yapı Club Kart, Geleceğin Liderleri ve Bayi Konseyi uygulamaları ile müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın sesine kulak veriyoruz. Çalışanlarımızla ve tüm paydaşlarımızla güç birliği yaparak Akçansa’yı geleceğe taşıyoruz. Akçansa olarak yenilikçi yaklaşımımızla sektörün geleceğini çiziyoruz.”



HABER

Viko’ya İnsana Saygı Ödülü

İnsan kaynakları alanındaki başarılı çalışmaları öne çıkarmak ve kamuoyu ile paylaşmak amacıyla Kariyer.net tarafından bu yıl 15’incisi gerçekleştirilen ödül töreninde İnsana Saygı Ödülünün sahibi VİKO’nun oldu. İnsan kaynakları alanında fark yaratan uygulamalara ve birçok önemli başarıya sahip olan VİKO, insan kaynakları süreçlerindeki sürdürülebilir başarısını bir kez daha kanıtlamış oldu.

B

u yıl 15’incisi gerçekleştirilen İnsana Saygı Ödülleri, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Türkiye’nin en büyük insan kaynakları platformu Kariyer.net’in, başvurularını özenle cevaplayan kuruluşlar arasından yaptığı değerlendirmeye göre verdiği ‘İnsana Saygı’ ödüllerinden birisine de VİKO layık görüldü. Adaya özel başvuru cevaplama oranının yüzde 99,35 olması ve ortalama cevap süresinin ise 3 gün gibi kısa bir zamanda gerçekleşmesi VİKO’nun, Kariyer. net ‘İnsana Saygı’ Ödülü’ne layık bulunmasında etkili oldu.

128

Nalbur Teknik.com / Mart’16

“İnsana Saygı, Tüm Süreçlerimizde İçselleştirdiğimiz Bir Kavram…” İnsana yapılan yatırımın şirketleri ileriye götürecek ana unsurlardan birisi olduğuna dikkat çeken VİKO İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu “İş yaşamında fark yaratmanın ve sürdürülebilir başarılar elde etmenin yolu, insana ve kurumsal kültüre verdiğiniz değerden geçmektedir. Kuruluşumuz, gücünü çalışanlarından aldığını, temel değerlerinden biri olarak kabul etmektedir. Hedeflerimize ulaşabilmenin ‘Biz bir aileyiz’ anlayışıyla ve takım çalışması kültürüyle mümkün olabileceğinin bilinci

ile en önemli kaynağımızı insan olarak görüyor ve bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. VİKO, kurulduğu günden bu yana, insana ve kurum kültürünü besleyen değerlere verdiği önemle varlığını başarı ile sürdürmüştür. İnsan kaynakları kapsamındaki tüm süreçlerimiz, kuruluş ihtiyaçları ve kurum kültürü dikkate alınarak içselleştirilmekte ve iyileştirilmektedir. Kuruluşumuza yapılan her iş başvurusu, insana verdiğimiz değerin ortaya koyduğu sorumlulukla, hassasiyet içerisinde ele alınmakta, titizlikle incelenmekte ve en kısa sürede cevaplanmaktadır. Kurum olarak benimsediğimiz bu yaklaşımın, İnsana Saygı Ödülü ile taçlandırılması bizi son derece mutlu etmiştir. VİKO olarak hepimizi onurlandıran bu ödül, insan kaynakları alanında kurduğumuz sistemleri daha üst seviyelere taşımada itici bir motivasyon unsuru olacaktır.” dedi.


İşyerindeki kazada tek sorumlu patron olacak 10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işletmelerin iş güvenliği konusunda dışarıdan hizmet alma zorunluluğu kaldırıldı. Bu kriterlerdeki işletmelerin sahipleri Anadolu Üniversitesi’nin açtığı İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri e-Sertifika Programına katılarak sertifika alabilecek.

İ

şyeri Hekimi Dr. Ali Çolak, sertifika alacak işverenlerin sadece kendi işletmesinin iş güvenliği işlemlerini yürütebileceğini, ancak meydana gelebilecek kazalardan da tek sorumlu olacağını söyledi. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre, 10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işletmeler Temmuz 2016 itibariyle iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almak zorundaydı. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yönetmelikte yaptığı değişiklikle bu zorunluluğu ortadan kaldırdı. Böylelikle bu işletmelerin sahipleri dilerlerse alacakları eğitim sonrası işyerlerinin iş güvenliği çalışmalarını kendisi yürütebilecek, çalışan başına

aylık en az 10 dakikasını iş güvenliği denetimlerine ayırmak zorunda olacak. Çalışan sayısı ve tehlike seviyesi az olan işletmelere bir anlamda özgürlük getirildiğini açıklayan Güvenbir OSGB Genel Müdürü ve İşyeri Hekimi Dr. Ali Çolak, işverenlerin ise bir anlamda üzerlerine risk alacağını ifade etti. Çünkü bu işletmelerde olabilecek herhangi bir kazada sorumluluk tamamen işverende olacak. Sağlık Gözetimini Aile Hekimleri Yapacak! İlgili işletmelerin iş sağlığı konusunda kamu sağlık hizmet sunucuları ya da aile hekimlerinden hizmet alabileceğini söyleyen Ali Çolak, işverenlerin iş sağlığı konusunda sorumlu olamayacağının altını çizdi.

İşveren Bu Hizmetleri Dışarıdan da Alabilir! İş sağlığı ve güvenliği hizmetinin tamamının ya da bir kısmının dışarıdan hizmet olarak alınabileceğini belirten Dr. Ali Çolak, özellikle risk almak istemeyen işverenlerin böyle bir yol izlemesinin daha sağlıklı olabileceğinin altını çizdi. Sertifika Nasıl Alınacak? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Anadolu Üniversitesi arasında protokol imzalandığını belirten Dr. Çolak, “İşyeri sahipleri belirlenen harç miktarını yatırıp bu Anadolu Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri e-Sertifika Programına kayıt yaptıracaklar. Eğitimlerini tamamlayan firma sahipleri daha sonra sınavı geçerek kendi işyerlerinde kullanılmak üzere İş Sağlığı ve Güvenliği sertifikasına sahip olacak fakat bu durum onları iş sağlığı ve güvenliği uzmanı yapmayacak ” ifadelerini kullandı.


EKONOMİ

‘Somali ile 100 milyon dolarlık ticaret hacmini yakalamalıyız’ Türkiye ile Somali arasında 72 milyon doları bulan ticaret hacminin bulunduğunu belirten Ekonomi Bakanı Elitaş, ‘ 100 milyon dolarlık ticaret hacmini yakalamalıyız’ açıklamasında bulundu. Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Türkiye ile Somali arasında 72 milyon doları bulan ticaret hacminin ülkeler arasındaki gerçek hacmi yansıtmadığını ve bunun yükseltilmesi gerektiğini belirterek, “2016 yılı için ilk hedefimiz 80 milyon dolar ve ondan sonraki yıl 100 milyon dolarlık ticaret hacmini yakalamalıyız” dedi.

'Somali ile 100 milyon dolarlık ticaret hacmini yakalamalıyız'

D

ış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen Türkiye-Somali İş Forumu’nda konuşan Elitaş, Türkiye’nin 2002 yılından bu yana önemli bir ekonomik dönüşüm geçirdiğini belirterek, tüm dünya ekonomik krizle mücadele ederken bile ekonomik büyümeyi sürdürdüklerini söyledi. Gayri safi yurtiçi hasılalarının 2002’de 230 milyar dolarken 2014’te 3 kat büyüyerek 799 milyar dolar olduğunu dile getiren Elitaş, bu süreçte kişi başına düşen milli gelirin 3 bin

130

Nalbur Teknik.com / Mart’16

492 dolardan 10 bin doların üzerine çıktığını aktardı. “Son dönemde elde ettiğimiz başarıları ve deneyimlerimizi Somalili dostlarımızla paylaşmaya hazırız” diyen Elitaş, son dönemde Türkiye’nin Afrika’daki kurumsal varlığının hızla arttığını ve Afrikalı dostlarıyla iş birliği alanlarını geliştirdiğini ifade etti. Elitaş, Afrika’da son 13 yılda sayıları katlanan büyükelçilik ve ticari müşavirlik sayılarına değinerek, THY’nin bugün Afrika’da 31 ülkede 48 noktaya sefer düzenlediğini, Afrika ile Türkiye arasını yakınlaştırdığını anlattı.

Her alanda olduğu gibi ticari ve ekonomik alanda da ilişkilerde belirgin bir ilerlemenin söz konusu olduğunu kaydeden Elitaş, “2003 yılında bütün Afrika kıtası ile 5,5 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 4 kat artarak 2015 yılında 20 milyar dolara ulaşma başarısını göstermiştir” diye konuştu. “Mevcut ticaret hacmi potansiyeli yansıtmıyor” Bakan Elitaş, “Ülkelerimiz arasındaki mevcut dostane ilişkiler, bize ticari ve ekonomik ilişkilerimizi daha üst seviyelere taşıma görevini, sorumluluğunu yüklemektedir” ifadesini kullandı.2011 yılında Türkiye’nin Mogadişu Büyükelçiliğinin faaliyete geçtiğini hatırlatan Elitaş, bu vesileyle ülkeler arasında siyasi ve dostane ilişkilerin geliştirilmesi konusunda önemli bir adım atıldığını bildirdi.Elitaş, bugün


gelinen noktada 72 milyon doların üzerinde bir ticaret hacmini yakalamalarına rağmen bu rakamın ülkeler arasındaki gerçek potansiyeli yansıtmadığını kaydederek, “2016 yılı için ilk hedefimiz 80 milyon dolar ve ondan sonraki yıl 100 milyon dolarlık ticaret hacmini yakalamalıyız” dedi. Türk müteahhitlik firmalarının başarısı Mustafa Elitaş, TİKA ve TOKİ aracılığı ile ülkeye giriş yapan ve bugüne kadar 65 milyon dolar değerinde 3 proje üstlenen Türk müteahhitlik firmalarının Somali’nin ihtiyaç duyduğu alt ve üst yapı projelerini başarılı bir şekilde hayata geçirdiğini aktardı.Türkiye ile Somali arasında, Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması’nın yenilenmesi gerektiğini dile getiren Elitaş, bunun ikili ilişkilerin yasal altyapısının güçlendirilmesi açısından faydalı olacağını söyledi.Elitaş, Türk firmalarının Somali’de

üstlendiği kritik işlerden bahsederek, iki ülke arasındaki ikili ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve yatırımların arttırılması hususunda Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması (YKTK) Anlaşmasının imzalanmasının önemli bir adım olacağını vurguladı.Somali’de gerekli yatırımlar yapılarak üretim atmosferi geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Elitaş, bu kapsamda Somali’nin üretim yapısı ve mevcut talebi göz önüne alındığında karşılarına balıkçılık sektörünün çıktığını bildirdi. Elitaş, “Halihazırda Somali kıyılarında ne yazık ki yasal olmayan balıkçılık faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle Somali’nin yıllık 15-20 milyon dolarlık bir gelirden mahrum kaldığı tahmin edilmektedir. Bu itibarla balıkçılık çerçevesinde bir sektörel kümelenme oluşturularak sektörün sahip olduğu potansiyeli en etkin şekilde ekonomik kalkınma

için kullanabiliriz” ifadesini kullandı. “Özel sektörlerin temasları itici güç olacak” Somali’de balıkçılık sektörünün yanı sıra, gıda, gıda işleme, lojistik ve hizmet sektörlerinde yatırım yapmanın taraflar için olumlu sonuçlanacak iş birliği alanları olduğunu belirten Elitaş, ikili ilişkilerin gelişmesinin ardındaki önemli itici güçlerden bir tanesinin özel sektörlerin gerçekleştireceği temaslar olduğunu söyledi. Elitaş, “Geçen yıl eylül ayında imzalanarak özel sektör temsilcilerimizin katılımıyla kurulan ve iş adamlarımız arasında bir köprü işlevi görecek Türkiye-Somali İş Konseyi, ülkelerimiz arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişmesinde önemli bir mihenk taşı olacaktır” dedi. “Somali, emin adımlarla ilerliyor” Somali’nin yavaş ama emin


EKONOMİ

adımlarla olumlu bir dönüşüm gerçekleştirdiğinin altını çizen Elitaş, şöyle devam etti:”Somali’ye yatırım yapılması uzun dönemde ülkede istihdam fırsatları yaratılmasını sağlayacaktır. Ülkede istihdamın arttırılması ülkenin potansiyelinin keşfedilmesine, uzun vadede ise güvensizlik ve istikrarsızlığın azaltılmasına yardımcı olacaktır. Somali’ye yapılan yatırımlar sayesinde ülke 10 yıldan kısa sürede ekonomik bir güç merkezi haline gelecektir.İş adamlarının bölgeye altyapı yatırımı yapmalarını sağlamak ‘Afrika Boynuzu’nda yaşayan insanların hayatlarında önemli ve kalıcı bir fark yaratacaktır. Bu anlamda bugün gerçekleştirdiğimiz iş forumu ve yarın gerçekleştirilecek ‘Yüksek Düzeyli Ortaklar Forumu’ toplantılarının çok önemli olduğunu ve Somali’nin istikrara kavuşmasına anlamlı katkılar sunacağına gönülden inanıyorum.”Elitaş, ülkelerin mevcut potansiyelinden etkili olarak yararlanılması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini kaydederek, Somali’nin kalkınması için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını vurguladı.Bakan Elitaş, “Türkiye ve Somali arasındaki ilişkilerin parlak geleceğini beraberce inşa edeceğimize olan inancımı bir kez daha belirtmek istiyorum” dedi. Şarmarki: Somali’ye yatırım bir fırsattır Somali Başbakanı Ömer Abdurreşid Ali Şarmarki, zaman ve para harcayarak politikalar üretmeye çalıştıklarını belirterek, ülkelerine yatırımcı

132

Nalbur Teknik.com / Mart’16

getirmek istediklerini, gelen yatırımcılarının da kazanacağını söyledi. Türkiye’nin büyümek ve gelişmek isteyen Somali’nin bu yolda müttefiki olduğunu dile getiren Şarmarki, Türkiye’nin Somali’nin yanında olduğunu bildirdi.Şarmarki, “Yatırımlar konusunda çalışmalar yapıyoruz. Afrika’daki yatırımlarınızı biliyoruz. Somali’ye yatırım bir fırsattır. Bakanlarımızın yaptığı sunumlar mevcut fırsatları göz önüne serdi. İnsan ve doğal kaynakları olan ülkemizde tarımda, enerjide, bilgi teknolojilerinde ve nakliye alanında büyük fırsatlar yer almaktadır” dedi. “Daha fazla Türk yatırımcı istiyoruz” “Bugün Türk şirketleri müteahhitlik ve gıda gibi farklı alanlarda Somali’de faaliyet gösterbilirler” diyen Şarmarki, sözlerini şöyle tamamladı:”Benim hükümetim, halkımızın refaha ulaşması için her türlü çalışmayı gerçekleştiriyor. Somali hükümeti olarak bütün yatırımcıları ağırlamaktan mutluluk duyacağız. Sizleri

dinlemeye ve ağırlamaya hazırız. Daha fazla Türk yatırımcı ağırlamak istiyoruz. Sizi kollarımız açık ağırlayacağız. İyi bir arkadaşım bir zamanlar bana balıkların yaşlanarak öldüğünü söylemişti denizde. Beraber yasa dışı balıkçılığı önleyebiliriz.” Türkiye-Somali Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması imzalandı Türkiye-Somali İş Forumu, ülkeler arası imzalanan “Türkiye-Somali Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması” ile sona erdi. Ekonomi Bakanı Elitaş ile Somali Ticaret ve Sanayi Bakanı Abdiraşid Muhammed Ahmed tarafından imzalanan anlaşma, ticaret, yatırım, enerji, doğal kaynaklar, tarım, hayvancılık, eğitim, sağlık, balıkçılık, bilim ve teknoloji alanlarında iş birliğini teşvik etmeyi amaçlıyor. Öte yandan, anlaşma ile ikili ticari ve ekonomik iş birliğinin geliştirilmesi ve kolaylaştırılması amaçlarına ulaşmak için bakanlar düzeyinde bir Karma Ekonomik Komisyon kurulduğu bildirildi.



EKONOMİ

İ L

A M

C

oğrafi yapısı Somali Afrika'nın en doğu ucunda yer alıp, Kuzeybatıda Cibuti, güneybatıda Kenya, kuzeyde Aden Körfezi ve Yemen, doğuda Hint Okyanusu, batıda Etiyopya ile çevrilidir. Ülke siyasi yapısı, parti sistemine elverişli olmayıp, yasama ve yürütme organlarının oluşum tarzı aşiret temsiline dayanmaktadır. ACP, AfDB, AFESD, AMF, AfU, CAEU, FAO, G-77,

134

Nalbur Teknik.com / Mart’16

O S

IBRD, ICAO, ICRM, IDA, IDB, IFAD, IFC, IFRCS, IGAD, ILO, IMF, IMO, Interpol, IOC, IOM, ITSO, ITU, LAS, NAM, OIC, UN, UNCTAD, UNESCO, UNHCR, UNIDO, UPU, WFTU, WHO, WIPO, WMO uluslararası kuruluşlar üyeliği vardır. Türkiye Somali ilişkileri Türkiye-Somali ilişkileri Osmanlı İmparatorluğu dönemine uzanan bir geçmişe sahiptir. Somali’de 1979 yılında açılan, ancak yaşanan iç savaş sebebiyle

1991 yılında kapatılan Mogadişu Büyükelçiliğimiz 1 Kasım 2011 tarihinde yeniden açılmıştır. Somali Ekonomisi Somali’nin potansiyel olarak yeterli doğal kaynakları bulunduğu ifade edilmektedir. Hayvancılık, tarım ve iletişim sektörlerindeki faaliyetler ile yurtdışından gelen para transferleri ülke ekonomisinin bel kemiği konumundadır. 2010 yılı verilerine göre, GSMH’da


tarım % 60,2, sanayi % 7,4, hizmetler % 32,5 oranında yer tutmaktadır. Özellikle hayvancılıktan elde edilen gelirler GSMH’ın % 40’ına, ihracat hacminin ise % 50’sine tekabül etmektedir. Hayvancılıktan geçinen göçebe ve kırsal kesim nüfusun büyük kısmını oluşturmaktadır. Tarım ürünlerini işlemeye dayalı sanayi sektöründeki makineler talan edilmiş, hurda metal olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kamu eliyle yürütülen bankacılık faaliyetlerinin bulunmadığı ülkede, yılda 2 milyar ABD Doları’na ulaşan yurtdışı para transferleri nakit hareketliliğine kaynaklık etmektedir. En son anlamlı istatistiklerin bulunabildiği 2012 yılında % 2,6 oranında tahmini yıllık büyüme sergileyen ekonomide, 516 milyon ABD Doları tutarında ihracat, 1,2 milyar ABD Doları civarında ithalat gerçekleşmiştir. Bu çerçevede toplam dış ticaret hacmi 1,7 milyar ABD Doları’na ulaşırken, dış ticaret dengesi 684 milyon ABD Doları açık vermiştir. İhracat yapılan başlıca ülkeler BAE, Yemen ve Oman olup, başlıca ihraç ürünleri canlı

hayvan, deri, muz, balık, kömür ve hurda madendir. Somali’nin ithalat yaptığı ülkeler arasında Cibuti, Kenya, Hindistan, Çin, Pakistan, Oman ve BAE bulunmakta olup, başlıca ithalat ürünleri mamul maddeler, petrol ürünleri, gıda, inşaat malzemesi ve kat’tır. Somali ile 2014 yılı ticaret hacmimiz 59,3 milyon ABD dolardır. Bu rakamın 57,8 milyonunu ihracatımız oluşturmaktadır. Somali’de etkin bir vergi sistemi olmaması nedeniyle Hükümetin gelirleri sınırlıdır. Mevcut güvenlik durumu nedeniyle dış yatırımcı çekememektedir. Ülkenin en önemli ihraç ürünlerinden olan odunkömürünün ihracatı 2036 (2012) sayılı BMGK kararı ile yasaklanmıştır. Canlı hayvan ve tarım ürünleri en çok ihraç edilen ürünler arasındadır. Sanayi ve petrol ürünleri ithal edilmektedir. Siyasi durumu Somali yönetimi, 2013 Mayıs ayında Londra Eylül ayında Brüksel Konferanslarında uluslararası toplum tarafından taahhüt edilen yaklaşık 3 milyar ABD Dolarından öngörülen

katkıların tahsisinin yerine getirilmediğini ifade etmektedirler. 2013 Nisan ayında IMF Somali Hükümeti’nin tanımış ve görüşmelere başlamıştır. Ayrıca, Yeni Düzen (New Deal for Somalia) çerçevesinde Afrika Kalkınma Bankası ve Dünya Bankası ile de kapasite artırımı çalışmaları yapılmaktadır. Somali’yi ziyaret gidecekler nelere dikkat etmeli Somali’ye seyahat edecek vatandaşlar pasaport ayrımı gözetmeksizin vizeye tabidir. Sınır kapılarında vize verilmesi uygulaması mevcut değildir. Vatandaşların Somali ziyaretlerinden önce sarıhumma, hepatit ve tetanos aşılarını yaptırmaları ve sıtmaya karşı önlem almaları önem taşımaktadır. Kapalı şişelerdeki içme suyu kullanılması ve pişmemiş yiyeceklerden kaçınılması gerekmektedir. Somali’ye seyahat edecek vatandaşların sağlık konusunda en güncel bilgileri T.C. Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü’nden almaları mümkündür.

Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı internet sitesi





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.