Nalbur Teknik Mayis'15

Page 1

襤MG

May覺s -May /2015












İMG

Ocak-January/2015

İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına

Mayıs sayısı ile merhaba

H. Ferruh Işıkik m.tr

Genel Müdür

Ahmet Kızıl ahmet.kizil@img.com.tr

Yayın Editörü

Emine Korkmaz emine.korkmaz@img.com.tr

Reklam Müdürü

Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr

T

Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü

Hakan K urt hakan.kurt@img.com.tr

Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr

Muhasebe Müdürü Mürsel Gürler mursel.gurler@img.com.tr

Abone Zekeriya Aydoğan zekeriya.aydogan@img.com.tr

İhlas Gazetecilik A.Ş. CTP-Baskı Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul Tel: 0 212 454 30 00 Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Adres Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51 www.nalburteknik.com

Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.

EDİTÖRDEN

Grafik Tasarım Şükrü Karşıyaka sukru.karsiyaka@img.com.tr

ürkiye’nin inşaat sektörü alanında en büyük fuarlarından biri olan Yapı Fuarı’nın bu yıl 38’incisi düzenlendi. 104 bin 284 ziyaretçi ile sektör buluşmasının yaşandığı fuarda bizlerde Nalbur Teknik dergisi olarak hem sektörün gözlemcisi hem de katılımcısı olarak yerimizi aldık. Sektörün önde gelen kurumları ile yaptığımız söyleşiler sonucunda firmaların 2015 hedefleri, piyasa analizleri ve değerlendirmeleri ile siz okuyucularımıza geniş bir çalışma sunduk. Yine Mayıs ayı dosya konumuz olan “Yapı Kimyasalları” sektörüne, yaptığımız röportajlar ve aldığımız görüşler ile geniş bir yelpazeden baktık. Nalbur Teknik dergisi farkı ile sadece ürün tanıtımlarına değil piyasanın sıkıntılarına ve getirilecek çözüm önerilerine de değinerek “Yapı Kimyasalları“ sektörünü yakından inceledik. Bizler için sektörün en önemli kurumlarının görüş ve önerileri son derece önemli fakat bu lokomotifin parçaları olan Anadolu’daki bayii ve toptancılarda son derece önem taşımakta. Bunun bilinci ile Kastamonu, Edirne, Bartın Adıyaman ve Sivas illerinden bayiler ile görüşerek daha yakından tanıdık. Yine problemleri ve çözüm önerileri üzerinden Anadolu’da ki firmaların düşüncelerini dile getirdik. Nalbur Teknik dergisi olarak bizler hırdavat sektörünün sesi ve birleştirici gücü olmaya devam ederken sizleri Mayıs ayı sayımızla baş başa bırakıyoruz. Haziran sayısında görüşmek dileği ile.

Emine Korkmaz


İÇİNDEKİLER

Akyüzler Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akyüz

Emülzer Genel Müdürü Özcan Özman

Yaparlar Yönetim Kurulu Üyesi M. Semih Yapar

Eryap A.Ş CEO'su Emrullah Eruslu

İNDEX

AKTİF ISI........................................165 DERSAN...........................................89 GÜLAL...........................................121 NALBUR TEKNİK ............................175 ASKAYNAK...................... Ö.K.K-A.K-45 DİRİM METAL...................................75 İHLAS KOLEJ.................................172 SEL DIŞ TİC.................................... 2-3 ATAMAN.........................................157 DYO.................................................23 İHLAS NET.....................................174 SEL EATON.137-139-141-143-145-147 ATEŞ İNŞ.......................................109 EMRE BAHÇE.................................161 KALEKİLİT......................................133 SİSTA......................................... 64-65 AYVAZ..............................................63 EMÜLZER.........................................55 KANCA...........................................155 BERKE...........................................119 ER KALIP........................................105 KARBOSAN...............................6-7-15 TEKSAN......................................... Ö.K BETA KİMYA............................... 86-87 ERATAŞ..........................................117 KARCHER.........................................71 TÜM PLASTİK......................... 111-113 BOSCH......................................Ö.K.İ-1 FİLLİ BOYA.......................................93 KARKİM................................... 97-151 BURLA MAK................................... 4-5 FOSTER.....................................A.K.İ.K KUZULUK.......................................173 CENTER................................... İNSERT GEDORE...........................................59 MAKRO TEKNİK ..................... 167-169

TÜMRAY.........................................163 YAPAŞ..............................................33

CERESİT.................................... 68-69 GERDANYA.....................................127 MANO..............................................79 YEM...............................................171 CERMİX...........................................49 GULFCO................................. 101-159 MAPA...............................................77 YOLDAŞ KİM.................................. 8-9


EKONOMİ

2015 yılının ilk çeyreğinde karşılıksız çek tutarı yüzde 74 arttı Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, 2015'in ilk çeyreğinde karşılıksız çekler hem adet hem de tutar olarak rekor kırdı. Karşılıksız çek adedinde yüzde 15'lik artış yaşanırken, karşılıksız çıkan çeklerin tutarı ise yüzde 74 oldu

12

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


EKONOMİ

ibraz edilen toplam çek tutarları, geçen yılın aynı dönemindeki 133.5 milyar liradan, yüzde 14 artarak 152.2 milyar liraya çıktı. Böylece, geçen yılın ilk çeyreğinde ortalama 24 bin 720 lira düzeyindeyken, bu yılın aynı döneminde 28 bin 185 liraya yükseldi. Buna göre, Ocak - Mart 2015 döneminde, karşılıksız çek adedi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artarken, karşılıksız işlemi yapılan çeklerin tutarı ise yüzde 74 oranında artışla 4.3 milyar liradan, 7.5 milyar liraya yükseldi.

Karşılıksız çeklerde artış

T

ürkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi Ocak-Mart dönemine ait karşılıksız çek verilerine göre, Ocak - Mart 2015 döneminde, karşılıksız çek adedi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artarken, karşılıksız çıkan çeklerin tutarı ise yine aynı dönemde yüzde 74 artışla 7.5 milyar liraya çıktı. Bankalara bu yılın ilk çeyreğinde ibraz edilen çek sayısı, geçen yıl olduğu gibi 5.4 milyon adette kaldı. Ancak, bu dönemde, bankalara

Ocak - Mart 2015 döneminde, parasal tutarı 7.5 milyar lira olan 173 bin adet çek için karşılıksız işlemi yapıldı. Karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra ödenen çek sayısı yılın ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50 gerileyerek 25 bin 262 adete düştü. Karşılıksız çıktıktan sonra ödenen çeklerde miktar bazında ise büyük düşüş yaşandı. Aynı dönemler itibarıyla karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra ödenen çeklerin tutarı yüzde 69 gerileme ile 650 milyon lira oldu. Mart 2015 döneminde karşılıksız işlemi yapılan çeklerin bankalara ibraz edilen çeklere oranı, adet olarak yüzde 3.2 ve tutar olarak yüzde 4.3 oldu. 2014 yılı sonunda bu oranlar adet olarak yüzde 2.9 tutar olarak yüzde 3.3 idi. 2015’in ilk çeyreğinde karşılıksız çekler hem adet hem de tutar olarak rekor kırdı. Karşılıksız çek adedi bu yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 yükseldi. Karşılıksız çıkan çeklerin tutarı ise yüzde 74 artışla 7,5 milyar liraya çıktı. Kötüye giden ekonomik şartlar, Karşılıksız çek oranlarında ve tutarlarında patlamaya yol açtı. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre karşılıksız

çek tutarı, 2015’in ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 74 arttı. Geçen yılın ilk üç ayında 4 milyar 327 milyon lira olan karşılıksız çek tutarı, bu yılın aynı döneminde 7 milyar 529 milyon liraya yükseldi. Aynı dönemler itibarıyla karşılıksız çek adedi ise yüzde 15 arttı. Geçen yılın ilk üç ayında 145 bin 98 olan karşılıksız çek adedi, bu yılın ilk üç ayında 173 bine fırladı. Karşılıksız işlemi yapılıp sonradan ödenen çeklerde de büyük düşüş meydana geldi. Geçen yıl mart ayında karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra ödenen çek adedi 17 bin 490 iken bu yıl mart ayında bu rakam 7 bin 911’e geriledi. Karşılıksız işlemi yapılan sonradan ödenen çeklerin tutarı geçen yıl mart ayında 403 milyon lira iken, bu yıl mart ayında 194 milyon liraya geriledi. Bankalara ibraz edilen toplam çekler içinde karşılıksız çıkma oranı hem adet hem de tutar bazında büyük artış gösterdi. Geçen yılın mart ayında bankalara ibraz edilen çeklerin yüzde 2,7’si karşılıksız çıkarken bu yıl bu oran yüzde 3,2’ye çıktı. Geçen yıl martta bankalara ibraz edilen toplam çek tutarının yüzde 3,2’si karşılıksız çıkarken bu yıl bu tutar yüzde 4,3’e yükseldi.

İstanbul birinci sırada Mart 2015’te sayı olarak en fazla karşılıksız çek işlemi yapılan 5 şehir sırasıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa oldu. Tutar olarak en fazla karşılıksız çek ise İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya ve İzmir’de bulundu. Martta tutar olarak karşılıksız çeklerin sunulan çeklere oranının en yüksek olduğu şehir ise yüzde 43,4 ile Bolu oldu. Bunu yüzde 9 ile İçel, yüzde 8,1 ile Adıyaman, yüzde 7,5 ile Mardin, yüzde 7,5 ile Bursa takip etti. Tutar olarak en düşük karşılıksız çek oranına sahip iller ise Yozgat, Sivas ve Kırşehir oldu.


HABER

Çeşmeci Mehmet', Anadolu'nun En Etkin 50 İş İnsanı arasında

P

akpen AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza, Ekonomist dergisinin bu yıl beşincisini gerçekleştirdiği "Anadolu'nun En Etkin 50 İş İnsanı" araştırmasında, 36’ncı sırada yer aldı. Türkiye ekonomi medyasının önemli dergilerinden Ekonomist, bu yıl beşinci kez "Anadolu'nun En Etkin 50 İş İnsanı" araştırması yayınladı. Anadolu'nun lider iş insanlarının ortaya konulduğu araştırmada, Pakpen AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza, 36’ncı sırada yerini aldı. Araştırmanın yayınlandığı haberde, Tuza’nın, anılarını ve iş hayatındaki tecrübelerini kaleme aldığı “Tuza’nın Penceresi’nden” adlı kitabından da alıntı yapıldı. “Çeşmeci Mehmet, Konya'nın en büyük sanayi gruplarından birini kurdu” başlığıyla verilen haberde, Pakpen AŞ’nin 300 bin metrekare alan ile Konya OSB'de en büyük araziye konumlanmış fabrikaya sahip olduğu vurgulandı. Pakpen’in, boru ve mamulleri konusunda Türkiye'nin en büyük

14

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

beş grubundan biri olduğu belirtilen haberde, 1970 yılında sanayiciliğe başlayan Mehmet Tuza’nın, kitabında yer verdiği "Çeşmeci Mehmet Usta'dan Pakpen Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza'ya dönüşmemin kitabı" ifadesi de yer buldu. Son olarak Pakpen, yenilikçi ürünleri, yüksek marka bilinirliği, üretim kapasitesi, ürün çeşitliliği, yaygın dağıtım kanalı, finansal kaynaklara erişim kolaylığı ve sergilediği büyüme performansı nedeniyle, Japon Derecelendirme Kuruluşu’ndan ‘yatırım yapılabilir’ notu almıştı.

Mehmet Tuza’nın iş ve yaşam tecrübeleri “Tuza’nın Penceresinden” kitabında

Mehmet Tuza, “Tuza’nın Penceresinden” kitabıyla, ticarete atılmak ve işini büyütmek isteyenlere, “nelere dikkat etmesi gerektiğini bilmediği için, yapmak istediklerinden vazgeçenlere” ilham vermek istediğini söyledi. Başarının

zorlu bir sürecin meyvesi olduğunu, hayalleri gerçek kılmak için çok ve azimle çalışmak gerektiğini dile getiren Tuza, “Hayatım boyunca çok çalıştım. Beni eleştirenler de oldu. Vazgeçmem gerektiğini düşününler de. Onların bilmediği şey, hayatımda deneyimlediğim hiçbir ticari tecrübeyi unutmadan, deneyimlerimin üzerine başka ne koyabileceğime yorulmaksızın bakarak, başladığım iş her ne olursa olsun, sonuca odaklanmamı sağlayan bir azme sahip olduğumdu. İş hayatım boyunca beni ayakta tutan, işte bunlar oldu” diye konuştu. Türkiye’nin yakın tarihinden kesitleri, yine Tuza’nın hayatı paralelinde aktaran ve kitap için 1 yıl boyunca Tuza’nın aile, dost ve iş arkadaşlarıyla söyleşiler gerçekleştiren ise Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Kaan Özkan oldu. Kitabın yazarı Özkan, öğretim üyeliğinin yanı sıra firmalara Felsefi Danışmanlık hizmeti de veriyor.



HABER

Teksan ailesi 60. yılında da bir arada Teksan A.Ş.; gelenekselleşen ve bu yıl 11’incisini düzenlediği bayi buluşmasını ve 60. yılının coşkusunu bir arada yaşadı.

B

undan tam 60 yıl önce Türk sanayisinde ve sayaç sektöründe bir ilke öncülük ederek seri üretime başlayan Teksan, bu coşkusunu Türkiye’nin dört bir yanından gelen 180 bayisi ile beraber bayi buluşmasında paylaştı. Geleneksel hale gelen ‘Teksan Bayi Buluşması’ bu yıl 23-27 Nisan tarihleri arasında Antalya-Belek Papillon Ayscha Hotel’de gerçekleşti. Geçen senelerde olduğu gibi bu sene de bayiler bu büyük buluşmaya eşleri

16

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

ve çocukları ile beraber katıldı. Büyük bir aile havasında geçen bu buluşmada bayiler, hem yeni çalışma dönemi için moral depoladı, hem de yeni ürün projeleri hakkında bilgi sahibi oldu. Antalya’da 4 gün süren bayi toplantısında, 3 gün boyunca bayilerle özel oturumlar gerçekleştirildi. Özel oturumlarda bizzat bulunan Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Şahin ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fatih Şahin; bayilerin

bölgelerinde yürüttükleri çalışmaları dinlediler ve durum değerlendirmesi yaptılar. Yine 4 gün boyunca kurulan ürün standında mekanik sayaçlardan, yeni nesil elektronik ve ultrasonik sayaç çeşitlerine ve toplu okuma sistemlerine kadar pek çok ürünü toplu halde inceleme olanağı bulan bayiler ; ürünler hakkında çok daha ayrıntılı bilgi sahibi oldular. Bayi toplantısında yüksek moral ve motivasyonu da hedefleyen Teksan;


HABER

küçük yarışmalar, çocuklara özel aktiviteler, tavla turnuvası gibi sosyal etkinliklerle de farklı bölgelerden gelen bayilerin ve ailelerinin birbirleriyle daha çok kaynaşmasını sağladı. Kurumun 60. yılı olması nedeniyle gala gecesinde bir konuşma yapan Teksan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fatih Şahin; “Bu büyük buluşmaya katılan bütün bayilerimiz, hepiniz hoşgeldiniz. Gelenekselleşen bu buluşmalar sayesinde hepimiz büyük bir aile olduk. Seneye yine sizleri böyle güzel organizasyonlarda yanımızda görmek isteriz. Bu sene 60. yılımızı hep beraber bayi buluşmamızda kutlamak istedik, çünkü bu

hepimizin zaferidir.” dedi. 60. yıla özel Teksan çalışanlarının kendi bünyesinde ve kendi imkanlarıyla hazırladığı video çalışması ve bayi röportajlarından derlenen görüntülerle devam eden gala gecesi, Hopdedik Ayhan lakabıyla tanınan Ayhan Güngör sunuculuğunda gerçekleşti. Gala gecesine

katılan konukların eğlenceli saatler geçirdiği gecede sanatçı Coşkun Sabah sahne aldı. Teksan A.Ş. yönetimi ve bayilerinin beraber 60. yıl pastası kesip aile fotoğrafı çektirdiği gece, bütün konukların topluca şarkılar söylemesiyle oldukça keyifli bir şekilde son buldu.


RÖPORTAJ

Emülzer Asfaltevi Tecrit Maddeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Proje ve Teknik Satış Müdürü İnşaat Yüksek Mühendisi Cem Ercan ile Emülzer’in yatırımları, hedefleri ve ürün grupları hakkında bir söyleşi yaptık. Ercan; “Gelişen teknolojik cihazların üretime aktarılması önemli, yeni cihazlar alınıp devreye sokulacaktır. Üretimde makineleşme, otomasyonu arttırarak verimliliği arttırmak, şirket karlılığını olumlu yönde etkileyecektir. Yatırımlarımız mevcut ürünleri daha seri üretmeye yönelik ürünlerdir.” dedi.

18

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

Cem Ercan Cem Ercan Emülzer

Proje ve Teknik Satış Müdürü İnşaat Yüksek Mühendisi Yatırımlarımız mevcut ürünleri, daha seri üretmeye yönelik Firmanız hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Yüzde 100 yerli sermayeli bir Türk şirketi olan Emülzer, 1935 yılında kurulmuştur. Türkiye'de, su yalıtımı ürünleri üreten ilk firmadır. 1935 yıllarında at arabalarıyla yapılan sevkiyat yerini lojistik depolarına, yapılan üretimlerde kullanılan ufak metal kazanlar ise yerini, otomatik reaktörlere bırakmıştır. Emülzer, geleneksel kalite ve istikrarlı çalışma anlayışı yanında, yıllar içinde sürekli geliştirdiği ürünleriyle de Türkiye'de likit yalıtım teknolojisinin öncüsü olmuştur. Üretimini, en yüksek teknolojiyi

kullanarak ve ISO-9001:2008 sistem kalitesiyle sürdürmekte olan Emülzer, su yalıtımı alanında geniş ürün yelpazesine sahip firmalar arasındadır. Firmamız, yalıtım uygulamaları ve saha çalışmalarındaki deneyimiyle inşaat sektörünün değişen ihtiyaçları doğrultusunda yeni ürünler geliştirmektedir. Emülzer, doğru insan kaynağını kullanarak, birikimini yenilikçi çözümler üretmekte kullanmaktadır.

Firmanızın çalışmaları ve odaklandığı projeler nelerdir?

Ülkemizde, yerli ve yabancı konsorsiyumların yönettiği, milyar dolarlık projeler inşa edilmektedir. Ayrıca proje ve fizibilite çalışmaları devam eden yakında ihaleye çıkacak olan projeler bulunmaktadır. Bu projelerin birçoğuna Emülzer ürünleri verilmektedir. Bitüm esaslı sürme ürünlerin yanı sıra, su ile şişen bantlar, poliüretan esaslı ürünler, epoksi vb. ürünlerimiz de projelerde yer bulmaktadır. Altyapı projeleri, HES' ler, yol ve köprü projeleri hedef proje alanlarımız. Bunun yanı sıra ihracatımız da her sene yükselerek artmaktadır. Birçok yapı kimyasalları üreten firma


RÖPORTAJ

gibi biz de '' direkt satış yapmıyoruz ''. Şantiye, proje, kamu kurumları, mimari ofislerle görüşerek talep arttırıyoruz. Satışları bayilerimize yönlendiriyoruz. Bayinin yeni ürünlere adapte olması, bilmesi gerekli ki, satışını yapabilsin. Bu konuda bayilerimize yönelik seminerler vermeye başladık.

Yapı sektörüne yönelik sunduğunuz ürün gamınızdan bahseder misiniz?

9 farklı ürün grubunda yaklaşık 200 adet ürünümüz bulunmaktadır. Ayrıca fason (private label) müşterilerimiz de bulunmaktadır. Güçlü bir Araştırma Geliştirme ve Üretim Geliştirmeye sahibiz. Müşterilerimizin talepleri üzerine, niş projeler geliştirerek, özel ürünler üretmekteyiz.

İnşaat Sektöründe Büyüme % si 4 5 (tahmini) 20

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Ana başlıklar altında ürün gruplarımız aşağıdadır. • Bitümlü Likit Su Yalıtım Malzemeleri • Derz Dolgu ve Sızdırmazlık Ürünleri • Harç Katkıları • Çimento Esaslı Yalıtım Malzemeleri • Su Yalıtım Membranları • Renkli ve Şeffaf Su Yalıtım Malzemeleri • Epoksi Zemin Kaplamaları • Oto ve Mobilya Grubu • Yardımcı Yalıtım Ürünleri

2014 yılında yüzde 30'luk bir büyüme elde ettik. Otoritelerin 2015 yılı bazı tahminlerini aşağıdaki gibi karşılaştırdığımız zaman, mücbir haller dışında, aynı seviyelerde bir artışımız olacağı tahmin edilmektedir. Kentsel Dönüşüm Projelerinin ivme kazanması da satışlarımızı arttıran etkenlerden birisidir.

Su ile şişen bantlar, poliüretan esaslı su yalıtım ürünlerimiz ile piyasada iyi bir alıcı kitlesine ulaşmış durumundayız.

Gelişen teknolojik cihazların üretime aktarılması önemli, yeni cihazlar alınıp devreye sokulacaktır. Üretimde makineleşme, otomasyonu arttırarak verimliliği arttırmak, şirket karlılığını olumlu yönde etkileyecektir. Yatırımlarımız mevcut ürünleri daha seri üretmeye yönelik ürünlerdir.

Firmanız 2014'ü nasıl geçirdi 2015 için hedef ve beklentileriniz nelerdir?

Önümüzdeki dönemlerde yatırımlarda bulunacak mısınız? Yatırımınızın içeriği hakkında bilgi verir misiniz?

Hazır Beton Üretimi (milyon m3)

Kalkınma Bakanlığı Verilerine Göre Büyüme Hedefleri %

107 110 (tahmini)

3,3 4,0 (tahmini)


RÖPORTAJ

Sektöre yönelik varsa Ar-Ge çalışmalarınızı kısaca anlatır mısınız? Ar-Ge departmanımız da uygulayıcı bayilerden ve müşterilerimizden gelen istek ve öneriler doğrultusunda yeni ürünler geliştirilmektedir. Bunun yanı sıra, var olan ürünlerimizin kalitesinin daha da arttırılması yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Tedarikçilerden gelen numuneler üzerinde testler yapılmaktadır. Saha denemesinde de, iyi sonuç veren hammadde kullanılmaktadır. Kalite kontrol departmanına gelen bazı hammaddelerin denemeleri de yine Ar-Ge birimimiz tarafından gerçekleştirilmektedir. İhtiyaç duyulan hammadde ve ekipmanlar belirlendikten sonra maliyetleri hesaplanır. Ortaya çıkan maliyet ile yeni/kalitesi arttırılmış üründen elde edilecek kazanç kıyaslanır. Fizibilitesi tamamlandıktan sonra, yapılacak harcamaların gerekliliğine karar verilir.

Sektörünüzü kısaca değerlendirir misiniz? 2015'te sektörün gelişimini nasıl öngörüyorsunuz?

Üretimimizin yüzde 70'ini oluşturan bitüm esaslı ürünler petrol türevli hammaddelerden oluşmaktadır. Petrol fiyatlarında yaşanan düşüşten dolayı müşterilerimiz haklı olarak indirim talep etmekteler. Ancak doların artışı maliyetlerimizi yine arttırmış durumdadır. Hatta bazı

kalemlerde fiyat artışları yapmak zorunda kaldık. Dolardaki artış, ihracatımızı olumlu yönde etkilese de iç piyasada sıkıntı yoluşturmaktadır. Piyasalar tedirginliği sevmez.

Sektörünüzün pazar büyüklüğü ve firmanızın pazardaki yeri hakkında bilgi verir misiniz?

Su yalıtım sektöründe bitüm esaslı membranların yıllık 100-120 milyon m2 kadar bir pazarı bulunmaktadır. Özellikle TS 11758-1 ürün ve TS 11758-2 uygulama standardının olması kamu projelerinde yaygın bir kullanımı beraberinde getirmektedir. 2014 yılında yıllardır beklenen 'Su Yalıtımı Yönetmeliğinin ' çıkması hususunda bazı çalışmalara başlandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Yapı Malzemeleri Dairesi Başkanlığı Standart ve Uyumlaştırma Şube Müdürlüğü tarafından su yalıtım malzemeleri teknik şartnameleri hazırlanmaktadır. Bakanlık ile görüşmeleri Sivil Toplum Kuruluşlarından İZODER ve SUDER yapmaktadır. SUDER'i temsilen Emülzer olarak bu toplantılara katılarak desteğimizi sunuyoruz. Yönetmeliğin çıkması ile birlikte su yalıtımının yapılması zorunluluğu, hukuki boyuta taşınarak kesinlik kazanacaktır. Böylece sadece belli ölçekteki firmalar değil, mahalle arasında iş yapan müteahhitler de su yalıtımı yapacaktır. Bu da su yalıtım pazarına olumlu yönde etki edecektir.

Sektörün sorunlarından bahsederek, kalite ve standartlar bakımından sektörü değerlendirir misiniz? Çözüm için önerileriniz?

Türkiye'de yapı kimyasalları üretici bolluğu var. Sayı artık 1000'li rakamların üzerine çıkmıştır. Her il veya ilçede 4-5 adet üretici bulunmaktadır. Bu sayı çok fazladır. Birçok dünya ülkesinde, nüfusa oranla bu kadar Yapı Kimyasalı üreticisinin bir arada olduğu başka bir ülke daha yoktur. Yapı Kimyasalları çok geniş bir yelpazeye sahip. Temelden-çatıya, mühendislik yapılarından, mimari yapılara kadar bu geniş yelpazede tümünü üretmek, araştırma geliştirme yapmak mümkün değil. Uzman olduğunuz iş koluna yönelik ürünler üretmek, sektöre ekonomik ve kaliteli ürünler sunmak pazarda sizi farklı bir yerde konumlandırmaktadır. Çimento esaslı ürünleri üretmek çok fazla bir bilgi birikimi ve sermaye istemiyor. Bu nedenle üretici firmalar genelde ısı mantolama yapıştırıcısı, sıvası, dekoratif sıvası, fayans yapıştırıcısı ve derz dolgusu üretmektedir. Genelde ürettikleri ürün sayısı 5-10 'u geçmemektedir. İstihdam edilen kadrolarında maalesef kimya mühendisi, inşaat mühendisi, mimar, makine mühendisi.. gibi teknik elemanlar bulunmuyor. Pazarın büyüklüğü, yabancı firmaları ülkemizde yatırım yapmaya mecbur


RÖPORTAJ

hale getirmektedir. Bu da rekabeti arttırmaktadır. Ancak yabancı ortaklıklı firmalar kazançlarını ülkelerine gönderebilmektedir. Döviz çıkışı olmaktadır. Oysa yerli üretici istihdam yaratmakta, ve kazancını işine yansıtmaktadır. Çok uluslu şirketler daha teknik, bilgi birikimi gerektiren, yükte hafif paha da ağır ürünleri tercih etmektedirler. Su yalıtımı yapılmasının zorunluluğu devlet tarafınca kabul edilmiştir. Ancak maalesef teknik şartnamelerin oluşturulmaması nedeniyle hem üreticiler hem de yapımcılar zorluklar çekmektedir. Bir an önce Su Yalıtımı Teknik Şartnamelerinin çıkarılması gereklidir. Artık belediyeler mahallere göre Su Yalıtımı Projesi isteyerek uygulamasını da takip ettirmelidir. Şayet bu yapılmaz ise korozyon sadece eski binalar için değil yeni binalar için de tehdit oluşturmaya devam edecektir.

22

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Yapı İstanbul 2015 fuarı hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?

Yapı Fuarları yıllar önce mimarlık, mühendislik okulunun sınıfları arasında sergilenmesinden bu zamana ulaşmıştır. Gerçekten bir marka ve başarı hikayesidir. Yapı Endüstri Merkezi ülkemiz için de oldukça önemli bir değerdir. Çünkü artık yurtdışından birçok firma burada ürünlerini sergilemek, müşteri bulma arzusu içindedir. Yerli firmalar ise mevcut stant alanının büyülterek, yeni ürünlerini sergilemek istemektedir. Müşterilerini, misafirlerini, tedarikçilerini, ziyaretçilerini en iyi şekilde ağırlamak istemektedirler.

Fuarın sektöre, firmanıza katkısı ve beklentiler hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Günümüzdeki iletişim teknolojisi araçlarıyla birçok kişi firmalara

direkt ulaşabilmektedir. Ancak alış-veriş yüz yüze yapılan, aynı zamanda psikolojik bir eylemdir. Yapı Fuarı iş, sağlık vb. sebeplerden dolayı görüşemeyen insanları, firmaları da bir araya getirerek aslında ticari bir eylemin arkasında sosyal sorumluluk projesine de imza atmıştır. Birçok kişi burada buluşarak hasret gidermektedir. Özellikle Yapı İstanbul fuarları, konaklama, ulaşım sektörüne, gıda, turizm, inşaat sektörüne olumlu yönde fayda sağlamaktadır. Yapı Fuarı İstanbul 2015'den beklentimiz her firmaya eşit bir süre tanıyarak görsel, video olarak hem standını çekmesi hem de firmalara kendini tanıtma imkanı sağlamasıdır. Bu görseller bir veri bankasında saklanabilir. Paylaşılmasında sakınca duymayan firmalar dışında toplu olarak satılarak YEM'e de bir gelir olabilir



RÖPORTAJ

Eryap A.Ş CEO'su Emrullah Eruslu; American Siding markası ile ilgili, “Biz de bir nevi bize ait olanı geri getirdik ve ülkemizde üretmeye, uygulamaya başladık. American Siding bu şekilde doğmuş oldu. American Siding’in marka adı itibariyle ithal bir ürün olduğu düşünülüyor, ancak yüzde 100 Türk üretimi olan ve Madrid Protokolü’ne bağlı olarak birçok ülkede kullanım hakkı bize ait tescilli markalarımızdan biri.” dedi.

24

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

Emrullah Eruslu Emrullah Eruslu Eryap A.Ş CEO’su

Bümeyi sürdürülebilir hale getirmek herkesin asıl gayesi olmalı Kısaca Eryap A.Ş’den bahseder misiniz? Eryap A.Ş. olarak 2001 yılında 35 kişi ile Gaziantep’te American Siding markamızla üretim faaliyetine başladık. 2001 yılından beri artan ürün gamımızla inşaat sektörünün lokomotiflerinden biri olan yalıtım alanında öncü ve yenilikçi kimliğimizle Türk yapı sektörünün lider markalarını üretiyoruz. Gaziantep, İstanbul ve Sakarya’da toplam 150 bin m2’yi aşan 3 üretim tesisimizde polimer dış cephe kaplama sistemleri, ısı, su, ses ve yangın yalıtım malzemeleri ve polimer kapı-pencere sistemleri üretimini

gerçekleştiriyoruz.

Markanız olan American Siding’in ilginç bir çıkış hikayesi var. Kısaca bu hikayeyi okuyucularımıza aktarmak isteriz. 1999 depreminden sonra yüksek katlı yapılar yerine yatay yapılaşmaya talep arttı. Bunun üzerine biz de bu tür yapıların Osmanlı'dan sonra en yoğun kullanıldığı ülke olan Amerika'yı göz önüne aldık ve Amerika’daki yapılaşmayı inceledik. O dönem Amerika'daki yapıların dış cephelerinde yoğun olarak Siding

kaplandığını gördük ve bunu ülkemize adapte etmeye çalıştık. Biz o dönemlerde siding ürününü Türkiye’ye getirirken Amerika’dan esinlendik ama; aslında onlar da zamanında bizden esinlenerek siding ürününü geliştirmişler. 1972 yılında Yale Üniversitesinden bir profesörün Siding ürününün tarihiyle ilgili yaptığı açıklamada, İstanbul Boğazı’ndaki yalılarda kullanılan ahşap dış cephe kaplamalarından esinlenerek bu mimari yaklaşımı aldıklarını itiraf ediyor. Biz de bir nevi bize ait olanı geri getirdik ve ülkemizde üretmeye, uygulamaya başladık. American Siding bu


RÖPORTAJ

şekilde doğmuş oldu. American Siding’in marka adı itibariyle ithal bir ürün olduğu düşünülüyor, ancak yüzde 100 Türk üretimi olan ve Madrid Protokolü’ne bağlı olarak birçok ülkede kullanım hakkı bize ait tescilli markalarımızdan biri.

Eryap markaları, yalıtım sağlamanın yanında yangın, deprem vb. afetlere karşı da özel koruma sağlıyor, bu çok yönlü ürünler ile ilgili bilgi verir misiniz? Ürün gamınız nelerdir? Dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinde yer alan ülkemizde sık sık şiddetli depremler oluyor. Bu depremlerde bilinçsiz yapılaşma yüzünden evler yıkılıyor, can kayıpları yaşanıyor. Depreme karşı can ve mal kayıpları yaşanmaması için gerekli tedbirleri almak büyük önem taşıyor. Yapıların deprem sonucu yıkılmalarının en önemli nedeni olan korozyonun önlenmesi için ise iyi bir su yalıtımı gerekmekte. Suyun yapılara verdiği hasar, özellikle deprem tehdidinin bulunduğu bölgelerde can ve mal güvenliği açısından tehdit oluşturuyor. Herhangi bir yoldan yapıya sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek yapının özelliğini yitirmesine yol açar. Bu durum da yapının dayanım gücüne ve süresine

26

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

olumsuz etkilerde bulunuyor. Üreticisi olduğumuz Focus Membran bitümlü su yalıtım örtüleri, yapıların dayanıklılığını azaltarak ömrünü kısaltan su tehdidini ortadan kaldırırken, yapıların daha sağlıklı, güvenli ve konforlu olmasını sağlıyor. Binaların su yalıtımında suya karşı üstün koruma sağlayan Focus Membran ayrıca, çatı, temel, bodrum, bahçe ve teraslarda da su sızıntısı riskini tamamen ortadan kaldırıyor. Ülkemizde “yalıtım” denince kamuoyunun aklına öncelikle ısı ve su yalıtım uygulamaları geliyor, hayati bir önem taşıyan yangın yalıtımı göz ardı ediliyor. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan diğer bir büyük tehlike ise yangınlar oluyor. Türkiye’de yılda yaklaşık 75 bin yangın vakası yaşanırken; doğru yalıtımla yangınların önüne geçilebileceği halen bilinmiyor. Yapılarda oluşabilecek yangınlara karşı, yangın güvenliği sağlamanın yolu aktif önlemlerin dışında, doğru yalıtımdan geçiyor. Son teknoloji ile ürettiğimiz, ısı-ses-yangın yalıtımını bir arada sağlayan eşsiz ürünümüz Wooler taş yünü, volkanik kayaçlardan elde edilen bazalt, diyabaz, dolomit gibi inorganik taşların 1400-1500°C arasında ergitilip, elyaf haline getirilmesiyle elde ediliyor. Yüzde 97 oranında elyaf içeren doğal yalıtım malzemesi olan Wooler, yangın dayanımının yanı sıra mükemmel bir ısı ve ses

yalıtımı da sağlıyor.

Yurt içi ve yurt dışı pazar payının yüzde kaçına sahipsiniz?

Eryap olarak yaklaşık 40 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Doğrudan ihraç ettiğimiz ürünler arasında özellikle American Siding ve Winer marka ürünlerimiz yer alıyor. 2013 yılı İhracat Performansımızla İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından Plastik Borular ve Bağlantı Elemanları grubu ve Yalıtım Malzemeleri dalında olmak üzere iki ayrı kategoride başarılı ihracatçı ödüllerini almaya hak kazandık. Önümüzdeki yıllarda sahip olduğumuza başarımızı, çalışmalarımızı artırıp daha büyük başarılar elde ederek taçlandırmayı planlıyoruz.

Çevre dostu ürünler son dönemde titizlikle takip ediliyor. Sizin bu konudaki çalışmalarınız nelerdir? Enerji ihtiyacımızı büyük oranda fosil yakıtlardan karşıladığımız günümüzde, hem çevreye salınan sera gazlarının etkisini azaltmak hem de enerji kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından yalıtım tartışmasız çok yönlü bir yarar sağlamaktadır. Hızla artan dünya nüfusu nedeniyle artan ısıtma ve soğutma ihtiyacı


RÖPORTAJ

için, içinde yaşanan yapıların yalıtımı sayesinde doğal kaynaklara ihtiyacın azaltılması ve bu sayede kaynakların gelecekte de kullanılabilirliğinin sağlanması mümkündür. Bu, kişisel olarak her bir bireyin sosyal sorumluluğu olmalıdır. Aynı zamanda ısıtma-soğutma işlemleri sırasında atmosfere salınan sera gazı miktarını azaltmak, küresel ısınmaya engel olmak ve sağlıklı nesiller oluşturmak adına yalıtım çok büyük öneme sahiptir. Tabii ki bütün bunları yaparken yalıtım için kullanılan malzemelerin çevreci ve üretim prosesi itibari ile de doğaya zarar vermeyen yapıda olması gerekmektedir. Eryap olarak biz de bu konuda üzerimize düşeni yapıyor ve dört ana yalıtım grubuna (ısı, su, ses ve yangın yalıtımı) hizmet eden, proses itibari ile de doğaya dost yalıtım malzemeleri üretiyoruz.

Eryap ürünleri kaç noktada satılıyor. Bayilik çalışmalarınız ile ilgili bilgi verir misiniz?

Bünyemizde yalıtım ve PVC grubu olarak iki ayrı yapılanma var. PVC grubunda üretici ve

satıcı olmak üzere bize direkt bağlı olarak 520 bayimiz var. Tüm ürün gruplarında toplamda 2000'e yakın da alt bayilerimiz var ürünlerimiz ise 5 bini aşkın noktada satılıyor.

2015 yılında ön plana çıkan ürününüz ile ilgili bilgi verir misiniz? Gelişen pazar ihtiyaçları ve firma hedeflerimiz doğrultusunda sürekli yüksek kalitede ürün geliştirmekteyiz. Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Son dönemde özellikle taş yünü grubumuzda piyasaya sürdüğümüz üç yeni ürünümüzle sektördeki iddiamızı sürdürüyoruz. Ürün gamımıza yeni eklenen Wooler DESIBEL (Alçı Kaplı Taşyünü Levha) ile iç duvarlarda ve ara bölmelerde, duvar elemanlarının oluşturduğu yüzeylerle birlikte perde duvar gibi betonarme yüzeylerin de yalıtılarak, ısı ve ses köprülerinin ortadan kaldırılmasını ve yalıtımın bir bütün halinde tamamlanmasını sağlıyoruz. Bu sayede Wooler DESIBEL; yeni inşa edilen ve yenileme çalışmalarında olan tüm yapılarda kolayca kullanılabilmekte olup tercih

edilen bir ürün haline gelmiştir. Bir diğer yeni ürünümüz ise yangın kapıları için özel olarak ürettiğimiz yüksek yoğunluklu, özel ölçülü Wooler DOOR taşyünü ürünümüzdür. Bir yapıda yangın güvenliğinin tanımlanmasında kullanılan yangın dayanım periyodunun (REI) bileşenlerinden oluşan yalıtım, yangına karşı dayanım için belirlenen süreye uygun olacak şekilde tercih edilir. Yangın kapılarının yangınla direkt maruz kalması halinde yapının fonksiyonuna bağlı olarak 60, 90 ve 120 dakika ısıya karşı dayanımlı olması esastır. Bu nedenle yangın kapılarında tercihlerini bizden yana kullanan üreticiler, yangın kapıları için ürettiğimiz yüksek yoğunluklu ve özel ölçülü taşyünü ürünlerimizi kullanarak 120 dakika dayanım sağladıklarına dair akredite kuruluşlardan onay alabiliyor. Sektöre sunduğumuz son yeni ürünümüz ise bacalar için özel olarak ürettiğimiz Wooler Flexible Alu taşyünü Boru Levhasıdır. Üretimine uzun süren araştırmalar ve kullanıcılarla görüşmeler neticesinde, isteklerine uygun olacak şekilde başlanmış olan Wooler Flexible Alu ürünümüz, piyasadaki muadil ürünlere bakıldığında fire oranını azalttığı için hem maddi olarak, hem de lamelli yapısı sayesinde uygulama kolaylığı açısından kullanıcıların isteklerin, karşılayan bir ürün olmuştur. Son yıllardaki yalıtım konusunda bilinçlenme ve devlet desteğinin Eryap’a yansıması ne yönde oldu? Yalıtım sektörü son 10 yılda yadsınamayacak kadar bir büyüme gerçekleştirdi. Bilhassa bunun ilk 7 yılı ile son 3 yılını ayırıyorum, ilk 7 yıllık kısmını dikkate alırsak, burada pazar yüzde yirmi ile otuz arasında, hatta bazı dönemler yüzde


RÖPORTAJ

otuzun üzerinde büyüme gerçekleşti. 2014 yılında ise sektör tüm ısı yalıtımı malzemeleri için büyüdü. Doğası gereği ısı yalıtım malzemeleri tek başına kullanılan ürünler değil. Gerek dış cephede gerek çatıda gerek temelde bir sistem halinde kullanıldığı için tüm bu sistem üreticilerinin yapı kimyasalı; sıva, boya, çatı kaplama, temel koruma levhaları gibi nitelendirebileceğimiz birçok alandaki pazarda inanılmaz bir büyüme söz konusu oldu. Öngörülemeyen büyümeler bir tarafta üreticisini ve ülke menfaatlerini enerji konusundaki tasarruflarıyla memnun etse de diğer taraftan da farklı sıkıntıları beraberinde getiriyor. Tüm bunlara baktığımız zaman da bu büyüme güzel bir büyümeydi ama sürdürülebilir hale getirebilmek, büyümeyi sağlıklı bir hale getirebilmek gerçekten bizim ve diğer şirketlerin de asıl gayesi olması gerekiyor.

Eryap A.Ş olarak 2014 yılını genel hatlarıyla nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eryap olarak 2014 yılında öncü ve yenilikçi markalarımız ile büyümemizi sürdürmeye devam ettik. Ürün çeşitliliğimiz ile toplamda belirlediğimiz hedeflere 2015 yılında da rahatlıkla ulaşacağımızı düşünüyoruz. 2014’te genel sektör büyümesinin istediğimiz doğrultuda olmaması bizi zorlamış olmasına rağmen, 40 yılı aşkın üretici kimliğimizin oluşturduğu birikim ve dağıtım kanallarımızdaki etkin faaliyetlerimizle bu zorluğun üstesinden geldik.

2015 yılı için yol haritanız ve hedefleriniz nedir? 2015 yılında mali piyasaların

28

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

çok hareketli bir dönem geçireceğimizi düşünüyoruz. FED’in faiz artırımını 2015 yılı bitmeden gerçekleştireceğini, bu nedenle paranın gelişmekte olan ülkelerden kaçışı ile finansal darboğaz ve kurların yukarı yönlü olacağı aşikar. 2014 yılının son çeyreğinde yaşanan petrol (emtia) fiyatlarındaki düşüş ve bunun fiyatlara olan etkisinden bu dönemde herkes mutluyken, bunun bir sonu olduğunu hep beraber bilmekteyiz. Şirketlerin bu son fiyatlama ile net çalışma sermayelerinin azalacak olması ve buradan gelecek bir likit artışı 2014 sonu bilançolarında iyimser bir tablo ortaya koyacak. Biz Eryap olarak bu iyimser tabloya aldanmadan ilk defa bizim için mütevazı denilebilecek

yezde 10 civarında bir büyüme hedeflemekteyiz.

Siz aynı zamanda da Isı Yalıtım Sanayicileri Derneği başkanısınız? Dernek çalışmaları ne yönde ilerliyor?

Dernekteki temel hedefimiz mevzuat ve standartları belli bir seviyede tutmak ve geliştirmek. Hedefimiz gelişmiş ülke standartlarını birebir ülkemizde uygulamak. Avrupa Birliği ülkeleri gibi enerjimizi verimli kullanmak için ilk hedefimiz ülkemizde niteliksiz yapı stokunun iyileştirilmesi, ısı yalıtımsız binaların ısı yalıtımlı hale gelmesi. Son açıklanan 10. Kalkınma Planı-Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planı’nda Enerji Verimliliği

bölümünde yer alan, binalarda ısı yalıtımı ile enerji tasarrufu hedefleri, binaların enerji verimliliği için çok önemli ve sevindirici bir gelişme. Yeni eylem planı ile binaların ısı yalıtımı konusunda teşvik edilmesi, vatandaşın sağlıklı ve doğru ısı yalıtımı konularında bilinçlendirilmesi ve kamu binalarındaki iyileştirmeler büyük oranda enerji kaybının önüne geçilmesini sağlayacak. 2015 yılında da biz de bilinçlendirme kampanyalarımızı sürdüreceğiz. Tüm bu sebeplerle gelecek yıllarda ısı yalıtımına ve enerji verimliliği uygulamalarına yönelik talebin daha da artacağı öngörülebilir.


RÖPORTAJ

Kurulduğu günden bugüne fiyat, hizmet, kalite, tecrübe denkleminde yoluna devam eden Yoldaş Kimya, 2015 yılında ürün gamına kattığı yeni markalar ve açtığı yeni şubelerle ticari hayatta varlığına emin adımlarla devam ediyor. Yoldaş Kimya yetkilisi Adnan Kalyoncuoğlu Ile Yoldaş Kimya’nın 2015 hedefleri ve piyasa değerlendirmeleri üzerine kısa bir söyleşi yaptık.

Adnan Kalyoncuoğlu

Adnan Kalyoncuoğlu

Yoldaş Kimya

Önünü görememek ticaretin her yönünü olumsuz etkiliyor

30

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

2015 yılında yeni marka ve ürünleri portföyümüze kattık

2015 yılında yeni markamız olan KOBİTAPE ile alüminyum folyo bandı, maskeleme bandı, koli bandı, pvc bandı, merdiven kaydırmazlık bantları, duck bandı ve köpüklü çift taraflı bantları ürün portföyümüze kattık. Daha önce sadece başka markaların ürünlerini satarken bundan sonra diğer markalarla birlikte kendi markamız olan KOBİTAPE’yi bant pazarına sunacağız. 2015 yılı olarak mastik grubunda da MAY804 Nötral silikon markası ile inşaat sektöründe ağırlıklı olarak dış cephede ve giydirme cephelerde yalıtım amacı ile kullanılan silikon çeşidine girdik. Onun dışında öncelikli olarak PVC sektöründe kullanılan mastik türü MAY702 silikonize mastik ürünümüzü pazara sunduk. Ayrıca bu sene Memo markalı ürünlerimizi de MAY markası olarak değiştirmeyi planlıyoruz. Bu yıl Zeytinburnu Demirciler Sitesi 3. Caddede yeni mağazamızı açtık. Ümraniye Dudullu’da merkez, İzmir Bornova’da şube ve Zeytinburnu’nda açtığımız şube ile birlikte Karaköy’de Seda Endüstri firmamız olmak üzere 4 ayrı noktada müşterilerimize hizmete devam etmekteyiz.

Yaşanan belirsizlikler ticareti olumsuz etkiliyor Ek vergilerle alakalı daha çok Avrupa ülkelerinden ithalat yaptığımız için

firmamızın yaşadığı net bir sıkıntı yoktur.. Zaman içerisinde ne yönde ilerler bilemiyoruz. Uzak doğudan getirilecek ürünlerde ek vergi sorun yaratacaktır. Ama piyasada bununla ilgili sıkıntılar yaşandığını duyuyoruz. Özellikle eldiven, bant ve iş güvenliği alanlarında ek vergi sıkıntıları olduğunu biliyoruz. İthal ürünlere getirilen vergiler ile ilgili öngörüm şudur ki, yerli üreticiyi korumak adına getirilen vergiler bizleri olumsuz etkileyecektir. Ürün fiyatlarının aşırı artmasına neden olabilecektir.

Bu da son tüketicinin ürünleri daha pahalı tedarik etmesi sonucunu doğuracaktır. Şu anda 2015’in ilk 4 ayı 2014’ün ilk 4 ayına göre daha durgun geçiyor. Özellikle tahsilatlarda sıkıntı yaşıyoruz. Anadolu’dan özellikle karşılıksız çek oldukça fazladır. Şimdi de maalesef seçimler bahane ediliyor. Kurların yükselmesi ile birlikte yaşanan belirsizlikler ticareti olumsuz etkiliyor. Önünü görememek yatırım yapmada firmaları durağanlığa sürüklüyor ve ticaretin her yönünü olumsuz etkiliyor.


RÖPORTAJ

Dersan, Wagner markası ile kullanıcılara büyük kolaylık sunuyor Dersan Makina Alman markası olan Wagner ile amatör ve yarı amatör boya uygulayıcılarına büyük kolaylık sunuyor

Abdulkadir Keçeler - Zafer Keçeler

2

015’te öne çıkan ürünümüz Wagner marka amatör boya ekipmanları yarı amatör kullanıcılara yönelik kolaylıklar sunarak boya uygulayıcılarına farklı ve pratik bir alternatif sunuyor. Wagner marka amatör baya ekipmanını bu yıl 38. Yapı Fuarı’nda da tanıtıma sunduk. Fuar müşterilerimizin oldukça ilgisini çekti. Wagner marka amatör ekipmanlarin uygulaması ve tanıtımı için oldukça yoğun talep aldık.

32

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Wagner markası ile ilgili bayilik çalışmalarımızda devam ediyor. Oldukça fazla avantajı bulunuyor bu ekipmanların. Öncelikle reklam konusunda oldukça yatirimlarimiz bulunuyor ve tabi ki fuarlarda da oldukça aktif durumdayiz. Bu yüzden bayilerimizin tanitim için çok emek harcamalarına gerek kalmıyor. Tüm illerden müşterilerimiz var bu yüzden bayilerimizin bulunduğu illerden gelen talepleri direkt olarak

bayiye yönlendiriyoruz. Tüm kullanıcılarımıza Wagner’i öneriyoruz. Bu tür makinalar sizler için kolaylık sağlamaktadır.

2014 yılı bizler için oldukça verimli bir yıldı 2014 yili firmamiz için oldukça verimli bir yıldı. Bir önceki yıla göre yüzde 15’lik bir büyüme orani sergiledik. Bu yılki hedefimiz ise geçen yılki rakamların yüzde 15 üzerine çıkmak.



Dünyadaki RÖPORTAJ rekabetçi ticari yapı içerisinde Türk imalatçısının hak ettiği yeri alması adına, teknolojik koşullarda kaliteli ürünler üreten Yapaş, müşteri memnuniyeti ilkesini ön planda planda tutuyor. Yapaş Genel Müdürü Remzi Şener ile Yapaş ürün grubu ve faaliyetleri ile ilgili bilgiler aldık.

Remzi Şener Remzi Şener Yapaş Genel Müdürü

Performansı en yüksek ürünü sunmak temel amacımız

34

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

Yapaş hakkında bilgi verir misiniz?

Bir Digicom grup markası olan Yapaş ,2001 yılından bu yana İstanbul-Güneşli’de , 3600 m2 kapalı alanda, son model üretim teknolojisini bünyesinde barındıran makine parkı ile müşterilerine hizmet vermektedir. ISO ve TSEK belgelerine sahip sektördeki nadir üreticilerdendir. Yurt içinde ve dışında geleneksel kanala ve yapı marketlere hizmet etmenin yanı sıra bir çok boya ve hırdavat üreticisine de özel markalı ürünler vermektedir.

Yapaş’ın sektöre sunduğunuz ürün grupları hakkında bilgi verir misiniz? Firmamız tescilli Yapaş ve Arya markaları altında boya ruloları ve boya fırçaları üretmektedir. Ayrıca temizlik, badana, elbise ve oto yıkama fırçalarını da üreterek sektörün hizmetine sunmaktadır. Çeşitli boya yardımcı malzemelerini de kendi markası ile pazara sunmaktadır.

Türkiye’de ilk sizin tarafınızdan tanıtılan mikrofiber ruloların özellikleri ve faydaları hakkında bilgi verir misiniz?

Mikrofiber ruloların kumaşını, dokuma tezgahlarımızda özel metodlarla dokuyarak ve dikerek mamul haline getiriyoruz. Mikrofiber ruloları uygulamacılar, geleneksel ruloların aksine, her türlü boya ve incelticisi ile birlikte kullanabilme imkanına sahipler. Bu rulolar özel iplik yapıları sayesinde, geleneksel rulolara göre, bünyelerine çok daha fazla boya alırlar. Bu sayede uygulamacılar, astarı ve boyayı yüzeye daha hızlı aktarır daha fazla alan boyarlar. Bunu da mikrofiber ipliğin yüksek emiş özelliği sayesinde, etrafa da sıçratmadan yaparlar. Pürüzsüz bir yüzey ile birlikte, işçilikten ve malzemeden de tasarruf sağlamış olurlar. Her şeyden önemlisi uygulamacılar, Microfiber Rulolar ile boya yapmaktan büyük keyif alırlar.

Sektörde o kadar rulo varken neden mikrofiber rulo yapma ihtiyacına hissetiniz. Ve bu rulolardan beklentileriniz nelerdir?

Biz müşterilerimize ve uygulayıcılarımıza performansı en yüksek ürünü sunmak ve neticesinde de rakiplerimizden farklılaştırmak istedik.


RÖPORTAJ

Yaparlar İnşaat ve Tarım Aletleri A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Semih Yapar ile ekonomiye, sektöre ve Yaparlar ürünleri ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik

36

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

Mustafa Semih Yapar Mustafa Semih Yapar

Yaparlar

Yönetim Kurulu Üyesi Türkiye, gelecek için üretime ve teknolojiye ağırlık vermeli

T

ürkiye, Gelecek için Üretime ve Teknolojiye ağırlık vermeli

Türkiye 2015 değerlendirmelerini yapan ve sektörel olarak çözüm önerileri sunan Mustafa Semih Yapar; “Ülke olarak 2002 yılından beri tek parti hükümeti ile birlikte öz güvenimiz yükseldi. Artık her yer de varız ve her yere ulaşabiliyoruz. Ülkemizin daha çok ihracat yapması gerekiyor. Peki nasıl yol alabiliriz konusuna gelirsek, devlet desteği ve STK'ların çalışmaları oldukça önemli bu noktada. Herşeyi bireysel yapmaya çalışıyoruz. Burada devlet,

ticaret odaları, sanayi odaları, STK'lar, üreticiler, satıcılar arasında kesinlikle bir organizasyonun kurulması gerekiyor.” dedi. Yapar sözlerine şöyle devam etti, “Ülkemizde doların yükselmesi piyasalarda sıkıntı oluşturmaktadır, özellikle ithal edilen ürünlerin Yurt içinde dolar bazından satılması ciddi bir handikap oluşturuyor. İnşaat sektöründe yatırımların büyük olması nedeniyle planlamanın doğru yapılaması önem arz ediyor. 2015'de ekonominin seçime kadar dalgalı olacağı kanaatindeyim. Seçimden sonra da ekonominin istikrarlı bir şekilde ilerlemesi gerekiyor. Türkiye

belirli kazanımlar almış ve belirli bir noktaya gelmiş. Dış ticarette artık made in turkey ibaresini çok önemseniyor. Bu ibarenin katlanarak değer kazanması çok önemli. Türkiye'de ticaret anlamında insanların gerçekten kapasiteleri çok yüksek. Herkes canla başla çalışıyor ve bu bağlamda yurt dışında made in turkey ibaresinin daha da önem kazanacağını, kalite grafiğini giderek yükselteceğini öngörüyoruz. Burada önemli olan nokta teknolojik ürünlere eğilmemiz ve önem göstermemiz gerekiyor. ARGE çalışmalarını arttırmamız gerekiyor. Katma değeri


RÖPORTAJ

yüksek olan ürünlerin muhakkak yönelmemiz gerekiyor.” dedi. Üretim yapan firmaların sorumluluğunun çok daha büyük olduğunu dile getiren Yapar; “İmalat yapan firmalarda çok ciddi sıkıntılar var. Kendi fabrikasında, iş yerinde, atölyesinde çalıştırdığı insana bir şekilde iş vermek zorunda. Sadece al sat yaptığınızda bu tarz sıkıntılarla çok fazla karşılaşmıyorsunuz. Ama imalat sektöründe böyle bir şansınız yok.” dedi. Bir ülkenin kalkınması Sanayi ile olur diyen Yapar, Gelişen teknolojileri yakından takip ederek yatırım yapılması gerektiğini belirtti. Son dönemlerde hükümetin yapmış olduğu istihdamı arttırıcı yatırım teşvik programları, yatırımcıları biraz da olsun rahatlatıyor.” dedi.

Mümkün olduğunca ürünlerin kalitesini, değerini bilen insanlarla çalışmaya özen gösteriyoruz

Yaparlar olarak ürünlerinden bahseden Mustafa Semih Yapar, yeni piyasaya sürdükleri ürünün özelliklerinden bahsetti. Yapar; “Kürek deyince insanların aklına sadece harç karılan ya da toprakta kullanılan bir malzeme gelebilir fakat öyle değil, 65-70 kürek çeşiti var. Her ürün bahçede kullanılan, maden de kullanılan gibi çeşitlere ayrıldığı gibi ülkelere hatta Türkiye içerisinde bölgelerin iklim ve topografik yapsına göre farklılık gösteren modelleri var. Bizler de bu bağlamda sürekli firma olarak kendimizi geliştiriyor ve yeni ürün çeşitlerini pazara sunmaya çalışıyoruz. Bunlardan bir tanesini de piyasaya yakın zamanda sunduk. Hem gramaj olarak hem de çeliği açısından mevcutlarından farklılık gösteriyor. Esneye bilen, hafif ve mevcut dayanıklılığın çok üzerinde olan özel bir ürün. Şu anda kürek üzerinde geliştirdiğimiz bu ergonomik ürünü diğer ürünlerimiz üzerinde de kullanmayı planlıyoruz. Sadece Türkiye içinde değil yurt dışında da bu ürünü gerek fuarlarla gerek farklı etkinliklerle olsun tanıtmaya çalışıyoruz. Kuzey Afrika ülkelerinde, Balkan ülkelerinde, Türkiye Cumhuriyetleri'nde, Arap Yarımadası'nda

38

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

etkinliğimiz var. Mümkün olduğunca ürünlerin kalitesini, değerini bilen insanlarla çalışmaya özen gösteriyoruz. Bizleri özellikle yurt dışında Çin faktörü çok fazla etkiliyor. Yaparlar olarak yurt dışında Çin faktörüne rağmen pazar ağımızı oldukça genişlettik. Yaparlar olarak ARGE çalışmalarına önem veriyoruz. Biraz önce de bahsettiğim gibi her ülke ve bölgeye göre farklılık gösteren ürün çeşitlerini inceleyip, araştırıp o bölgenin yapısına uygun hale getiriyoruz. İstenilen özelliğe göre ürünlerin imalatını yapıyoruz. Bu nokta da ithalatçı firmalardan ayrılan en büyük özelliğimiz de bu.” dedi.

İş ahlakı gelişmeli

İş ahlakının gelişmesi gerektiğini vurgulayan Yapar; “Bizler zaman zaman bayilerimiz ve toptancılarımız ile yaptığımız konuşmalarda da bunu görüyoruz. Firmaların ödeme ve ödeme alma konusunda sıkıntı çektiklerini, çek toplayamadıklarını ifade ediyorlar. Bütün bunlar akabinde bizlere de yansıyor. Bu bağlamda çalıştığımız vadelerden taviz vermek zorunda

kalıyoruz. Ki bu karşılıklı iyi niyetle bir şekilde çözülüyor ama bizlerin en büyük sıkıntısı çek yasası. Karşılıksız çeklerde hiç bir cezai yaptırımın olmaması sektörde büyük sıkıntılara neden oluyor. Bu kapsamda ticaret hukukunu düzenleyici cezai müeyyidelerin çıkması gerekiyor. İnsanlar ticaret yapıyorsa gerekli kurallara uymak zorunda. Eski ticaret anlayışı ile şu anda yapılan ticaret

arasında inanılmaz fark var. Eski ticaret anlayışında insanların bir sözü senet, çek yerine geçerdi. Şimdi maalesef eski ticaret anlayışı yok ve sıkıntılar yaşanıyor. Bununda önüne geçmek için, biraz önce de bahsettiğim gibi ticari hukukun müeyyideleri nelerse onların uygulanması ve iş ahlakının gelişmesi gerekiyor. “ dedi.


RÖPORTAJ

Akyüzler Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akyüz ile yaptığımız söyleşide, Akyüz; dünya ülkeler birliğinin oluşmaya başladığını ve getirilen vergi fonları ile bu sistemin önünün kesilmesinin çok doğru olmadığını belirtti. Ahmet Akyüz ile 2015 beklentileri, sektöre bakışı ve Akyüzler'in yeni projeleri ile ilgili konuştuk

40

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

Ahmet Akyüz

Ahmet Akyüz

Akyüzler

Yönetim Kurulu Başkanı Kriz kelimesini kabul etmiyorum, sadece bir güven bunalımı ve kaygı var 2015 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?

2015 yılının kırılgan ve zorlu bir yıl olacağı 2014 yılında da öngörülüyordu. 2015 yılı için satış grafiklerimizde ki, ivme güzel. Ancak Türkiye’de değil dünyada genel olarak bir sıkıntı var. Amerika’dan başlayın; Avrupa, komşularımız Yunanistan, Bulgaristan, Ukranya, Romanya, Ortadoğu -ki zaten ateş çemberi-, bununla birlikte, Çin gibi bölgelerde sıkıntılar var. Yurt dışı ziyaretlerimizde aldığımız izlenimler ile Türkiye’ye baktığımız

zaman durumun çok da kötü olmadığını görüyoruz. Türkiye pazarında yaşanan sıkıntılar aşılmayacak türden büyük sıkıntılar değil. Türkiye bankalar birliği, risk merkezi verilerine göre, 2015 yılı ilk çeyreğinde, Ülkemizde, maalesef, karşılıksız çek adetinde yüzde 15; karşılıksız çeklerin tutarında ise yüzde 74 lük bir artış yaşanmış. Tabi ki bu aşamada 7 Haziran seçimlerini, önümüzdeki ramazan ayını ve sonrasında gelecek yaz tatilini de düşürsek piyasanın ilk 9 ayının bu şekilde devam

edeceğini düşünüyorum. Fakat seçimlerden sonra bir istikrar yakalanırsa son çeyrekten umutluyuz diyebilirim. Türkiye’de kriz var mı sorusu soruluyor sık sık. Kriz kelimesini kesenlikle kabul etmiyorum. Bir güven bunalımı ve kaygı var. Bunun da nedeni kurlardaki dalgalanma. benim bu konuya dair felsefem şudur ; 3 lira’ya çıksın ama orada sebat etsin yani durağan hale gelsin. Herkes buna kendisini hazırlar. Piyasa en fazla 15 gün, bu yükselişin tedirginliğini yaşar ama sonrasında


RÖPORTAJ

duruma göre kendisini revize eder. Tabii kurlarda ki bu dalgalanma ithalatçı olarak bizleri oldukça etkiliyor. Sorumluluklarımız, taahhütlerimiz ve yaptığımız bağlantılar var bunların tedbirlerini almak zorundayız.

Şubat ayı içerisinde 130 kalem ürüne getirilen ek vergi zamları ile alakalı neler söylemek istersiniz? Bu soruya iki şekilde cevabım olacak. Birincisi milleyitçilik açısından bakmak istiyorum. Getirilen ek vergiler Türk sanayisinin önünü açacaksa

42

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

ben bunu alkışlarım. Üretimi artırıp merkezi hükümetin 2023 hedefi olan 500 milyar doları yakalaması adına hakikaten önemli bir karar. Ama artık dünya globalleşti, birleşti artık ayrılıklar yok. Dünya ülkeler birliği oluşmaya başladı. Getirilen vergi fonları ile bu sistemin önünün kesilmesinin çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Bunun yanında iç piyasadaki üreticilerimiz; Pazarın ihtiyacını tam olarak karşılayabilecekler mi? oda ayrı bi soru işareti. Bu gün Uzakdoğu pazarı dünyanın atölyesi haline geldi.

Avrupa’dan markalar kendi sistemleri, mühendisleri ile üretimlerini Uzakdoğu’da yapıp, rekabetçi pazara sunuyorlar. Bizler buradan konuya bakmalıyız. Türk markalarının önünü kesmememiz gerekiyor. Nerede olursa olsun en ucuza üretim yapıp, dünya markası yapıp, dünyaya pazarlamamız lazım ki bizler 500 milyar dolar hedefini yakalayabilelim. Türk sanayisinin önün açmak lazım. Gerekirse demonte halde ithalatı serbest bırakıp ürünleri marka haline getirip, dünya pazarına sunmalıyız.


RÖPORTAJ

Sektöre baktığınızda gördüğünüz en büyük sıkıntısı nedir?

Türk ticaret piyasası, çek alışverişi ile devam ediyor. Bu kapsamda çek yasasının yeniden revize edilmesi, gerekirse bunun, bankaların sorumluluğuna tevdi edilmesi ve bankaların bu konuda ellerini taşın altına koyması gerekiyor. Biraz önce de belirttiğim gibi, yılın ilk çeyreğinde geçen yıla göre yüzde 74 iade çek söz konusu. Bu önlemek adına çeklerin, kredi kartı gibi bir garantörü olması, matbuu basılı çeklerin olması gerekiyor. Banka tabi ki bu çeklerin teminatını almalı ama bu çekler alındıktan sonra iadesi olmaması lazım ki, pazar sağlıklı dengeler üzerine oturabilsin. Şu an sanal bir ticaret var, bu sanal ticaretten hepimiz etkileniyoruz. Ülkemizde hem ithal hem de üretim boyutunda çok ciddi bir arz fazlası var . Bu konuda yeteri kadar maalesef talep yok. Sanal bir ticaret ve istatistik dayanağı olmayan üretim yoğunluğu var. Dolayısı ile bu ticaretin yerine oturabilmesi için ticaret yapısının, satış tahsil konusunda, Ticaret Bakanlığımız tarafından yeni bir tanımlama yapılması gerekiyor. Bunlar eğer bir kayıt,zapt altına alınabilirse sağlıklı ticaret ve dönüşlerin de sağlıklı olacaktır. Sonrasında da çok daha zevkli ve verimli bir ticaret yapısına kavuşacağımıza inanıyorum. Sıkıntılar evet var fakat hepsi geçici. Ümit ediyoruz ki seçimden sonra istikrarlı bir yapı sağlanırsa,

daha güzel ticari günler bizleri bekliyor.

2015 yılında öne çıkan ürünleriniz nelerdir? Akyüzler 43 yıllık bir firma. Geldiğimiz nokta da firmamızın, piyasa da hizmetini verdiği ürün çeşitliliği: 8 bin 500 kalem. Genel olarak inşaat sektöründeki kullanılan ürün çeşidi, 143 bin kalemdir. Ağırlıklı olarak da hırdavat sektöründeyiz. Son dönemlerde el aletlerine ve elektrikli el aletleri konusuna yöneldik. İsviçre menşeli DWT markasının yakın dönemde distiribütörlüğünü aldık.

Türkiye’de servis ağı yapısını hızlı bir şekilde kurup, süratle ürünün Türkiye’ye intikalini gerçekleştirip elektrikli el aletleri grubuna dahil olacağız. Yine kendi bünyemizde Master markasının üretimini yapıyoruz. Master markası adı altında iş ayakkabısı, emniyet kemeri, boya rulo grubunda ve kestirme fırça grubunda, alçı, boyacı el aletleri çelik grubunda yeniliklerimiz var. Bu şekilde yapılanmamız devam ediyor. Sektörümüze sürekli yenilikleri takip ederek katkı sağlamaya çalışıyoruz.


HABER

Henkel, müşteriye özel çözümlerle ödül topluyor

H

enkel Yapıştırıcı Teknolojileri alanında, 2014 yılında dünyanın çeşitli yerlerindeki müşterilerinden ve uluslararası medyadan 30’un üzerinde ödül aldı. Kalite, mükemmellik ve inovasyon gibi kategorileri kapsayan çeşitli endüstri dallarında verilen ödüller Henkel’in gurur kaynağı oldu. Henkel know-how’ı çocuk bezi, kadın hijyen ürünlerinin üretiminde kilit içerik ürünü olarak kullanılıyor. İşte bu ürünlerin önde gelen Japon üreticilerinden Unicharm, Henkel Yapıştırıcı Teknolojilerinin kalite performansını ödüllendirdi. Henkel Yapıştırıcı Teknolojileri’nden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jan-Dirk Auris

44

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

“Müşterilerimizin bize verdiği ödüller, performansımızın takdir edildiğinin önemli bir göstergesi. Ödüller aynı zamanda tüm ekiplerimize, müşterilerimizin işlerini daha da kolaylaştırmak için tüm değer zincirinde yenilikçi ve müşteriye özel çözümler bulma çalışmalarını daha da yoğunlaştırmaya yönelik bir motivasyon sağlıyor.” diyor. Henkel Yapıştırıcı Teknolojilerinin, yüksek performansı ve üstün kalitesi nedeniyle aldığı bir diğer ödül ise General Motors tarafından verilen “Tedarikçi Kalite Mükemmellik Ödülü” oldu. Henkel, GM Kokomo, Indiana tesisine GM otomobillerinde kullanılan çeşitli baskılı devre kartlarının üretimi için Loctite kurşunsuz lehimleme

macunu tedarik ediyor. Loctite üretiminin artışı açısından bakıldığında bu ödül daha da anlam kazanıyor. Ödül, Henkel’in ürün kalitesi, zamanında teslimat ve süreçler arası destek gibi çok sayıda alanda en yüksek performansı gösterdiğini ortaya koyuyor. Singapur merkezli bir teknoloji şirketi olan ve elektronik parça üreten Flextronics International Ltd. tarafından yakın zamanda Henkel Yapıştırıcı Teknolojilerine verilen “Stratejik Tedarikçi Ödülü” de kuruluş için bir başka gurur oldu. Ödül, Flextronics tarafından stratejik tedarikçilerde aranan üstün performans, stratejik katma değer, mükemmel hizmet ve inovasyon gibi kriterler değerlendirilerek veriliyor.



RÖPORTAJ

BASF Yapı Kimyasalları Ülke Yöneticisi Emrah Ertin ile binalarda enerji verimliliği üzerine yaptığımız kısa söyleşide Ertin, binalarda sürdürülebilirlik kavramına çok önem verdiklerini ve BASF Türk bünyesinde sadece uygulamalı sürdürebilirlik üzerine odaklanmış bir birimlerinin olduğunu aktardı.

Sürdürülebilir bir gelecek için kimya üretiyoruz “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz” kurumsal stratejisi ile kuruluşunun 150. yılında bulunan BASF, 113 bin'in üzerinde çalışanı ile plastiklerden performans ürünlerine, bitki koruma ürünlerinden petrol ve gaza kadar geniş bir yelpazeye hizmet eden kimyasal ürün portföyüne sahip. Özellikle yapı kimyasalları markası ile öne çıkan BASF, ekonomik başarısını da çevresel koruma, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk alanları ile birleştirerek dikkat çekiyor.

46

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

Emrah Ertin Emrah Ertin BASF

Yapı Kimyasalları Ülke Yöneticisi

Gelecek için kimya üretiyoruz BASF olarak, global bakış açısıyla kurumsal bir stratejilerinin olduğunu belirten Ertin; “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz’’. Bu kurumsal stratejimiz doğrultusunda da yapı kimyasalları markamızla birlikte binalarda enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik üzerine çalışıyoruz. Uygulamalı sürdürebilirlik başlığı altında bu konuya odaklanmış bir birimimiz var. İnşaatlarda ve binalarda sürdürebilirlikten anladığımız, enerji verimliliği ve binaların inşası esnasında kullanılan yapı malzemelerinin, yaşam süresindeki enerji verimliliğine

olan katkısı ve çevreye zarar vermeyecek, çevre ile uyumlu olan hammadde ve malzemelerden oluşması” dedi.

İki ana grup segmenti üzerinde çalışıyoruz BASF Yapı Kimyasalları Ülke Yöneticisi Emrah Ertin, iki ana ürün segmenti üzerinde çalıştıklarını belirterek, bu ürünleri şu şekilde açıkladı: “Birincisi; Katkı Sistemleri dediğimiz hazır beton, prekast beton ve yeraltı yapılarının inşasında kullanılan özel kimyasal katkılar ve ağırlıklı olarak da beton katkıları. Yüksek sınıflı ve dayanımılı beton imalatının yanı sıra beton içerisinde çimento miktarını azaltmaya ve

dolayısıyla karbon salınımını düşürmeye katkı sağlayacak ‘Green Sense Concrete- Yeşile Duyarlı Beton’ konseptini ve ilgili beton katkılarını sektöre ve müşterilerimizin kullanımına sunuyoruz. İkinci ana segmentimiz ise; Yapı Sistemleri… Bu segmentin altındaki ürün gruplarını su ve ısı yalıtım sistemleri, zemin kaplamaları, onarım ve güçlendirme sistemleri, performans grupları ve seramik sistemleri olarak adlandırabiliriz. Bunların arasında binalarda enerji verimliliğine ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunacak ve binaların daha konforlu daha uzun ömürlü olmasını sağlayacak ürün ve sistemlerimiz yer alıyor.


RÖPORTAJ

Enerji verimliliğini bir bütün olarak düşünmek gerekiyor Binalarda enerji verimliliğini ve sürdürülebilirliği bir bütün olarak binanın tasarım aşamasından itibaren projelendirmeye ve planlamaya almak gerektiğini aktaran Ertin; “Bununla ilgili artık, binaların enerji verimliliği seviyesini belirleyecek, kategorize edecek ve test edecek sertifikasyon sistemleri ve standartlar var. Binanın inşasına başlamadan önce enerji verimliliği konusunun gündeme alınması gerekiyor. Bunun için de temel altı su yalıtımı, beton ve betonarme özellikleri ve sınıfları, dış cephe ısı yalıtımları, teras ve çatı su ve ısı yalıtımları, iç mekanlarda kullanılacak zemin, kaplama ve diğer yapı malzemelerini; bina tasarım aşamasındayken

48

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

detaylarıyla birlikte planlamak, projelendirmek ve arkasından uygulamaya almak gerekiyor. Bütün bunları bir bütün olarak değerlendirmek şart. BASF Yapı Kimyasalları olarak bu doğrultuda proje aşamasında işin sahibi olan firmalarla, tasarımcı ve yüklenici firmalarla irtibatlarımızı kuruyoruz ve üzerimize düşen katkıyı sağlamak üzere çalışmalarımızı yapıyoruz. Binanın ve ilgili yapının inşası aşamasında da malzemelerimizin uygulamalarının doğru ve uygun bir şekilde yapılması için gerekli teknik desteği sağlıyoruz ve takibini yapıyoruz.” dedi.

Sürdürebilirliğin ve inovasyonun odağında insan ve insan yaşamı var Kuruluşunun 150. yılı münasebeti ile enerji

verimliliği inovasyon yarışması üzerine, sürdürülebilirliğin ve inovasyonun odağında insan ve insan yaşamı olduğunu belirten Ertin, “İnovasyon insan ihtiyaçları ve fikirleri ile ortaya çıkıyor. Bu kapsamda bir yarışma düzenleyerek akıllı enerji ve yenilenebilir enerjinin depolanması üzerine çözümlerin fikirlerine ulaşılması amaçlandı.” dedi. 38. Yapı Fuarı - Turkeybuild İstanbul hakkında da değerlendirme yapan Emrah Ertin, “Yapı Fuarı, sektörün paydaşlarının bir araya geldiği bir platform ve artık gelenekselleşti. Bizler de bu fuarı iş ortaklarımız, distribütörlerimiz, bayilerimiz ve diğer firmalar ile bir araya gelmek için güzel bir imkan olarak görüyoruz” dedi.



RÖPORTAJ

Bu yıl Smartcem projesi ile gözlerini üzerine çeviren Akçansa, piezoelektrik materyalinin basınçla birleşmesi halinde elektrik enerjisi açığa çıkararak, gün boyu atılan adımları, elektrik enerjisine dönüştürülerek aydınlatmada kullanabilmeyi hedefliyor. Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, Akçansa olarak büyük projelerinin olduğunu aktararak, “Hayata geçirmek için üzerinde çalıştığımız projelerin başında, İstiklal Caddesi’nin tümünü Smartcem betonu ile kaplayarak gece kullanılacak olan elektriğin üretilmesi bulunuyor. Ayrıca metro ve metrobüs hatlarının bulunduğu noktalarda da bu projeyle elektrik üretilebilir.” dedi

50

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

Mehmet Hacıkamiloğlu

Mehmet Hacıkamiloğlu

Akçansa

Genel Müdürü Smartcem projesi ile adımlarınız elektiriğe dönüşecek Türkiye’nin önde gelen yapı malzemeleri üreticilerinden biri olan Akçansa, her yıl hedef grafiğini yükselterek özellikle sürdürülebilirlik ve enerji tasarrufu alanında projelerine hız kesmeden devam ediyor. Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, ile Akçansa'nın 2015 hedefleri, yeni projeleri ve sektöre dair değerlendirmelerini içeren bir söyleşi gerçekleştirdik.

Akçansa hakkında kısa bir bilgi alabilir miyiz?

Sabancı Holding ve HeidelbergCement ortak kuruluşu olarak faaliyet gösteren Akçansa, bugün ülkemizin lider yapı

malzemeleri üreticisidir. İstanbulBüyükçekmece, Çanakkale ve Samsun-Ladik’teki üç fabrikamızda çimento ve klinker üretimimizin yanı sıra İstanbulAmbarlı, İzmir-Aliağa, Yalova, Samsun, Yarımca ve Hopa’da kurulu altı çimento terminalimiz mevcut. Hazır beton markamız Betonsa ise Karadeniz, Marmara ve Ege bölgelerine yayılmış 40’a yakın hazır beton tesisinde üretim yapıyor. Ayrıca Agrega üretim faaliyetini de ‘Agregasa’ markası altında 4 tesiste sürdürüyoruz. Ülkemizin çimento ihtiyacının yüzde 9’unu tek başımıza karşılayan bir marka olarak, 2014 yılı bizim önemli başarılara imza

attığımız bir yıl olarak geride kaldı. 2014 yılını şirketimizin üretim verimliliği odaklı yatırımları, faaliyet gösterdiği işkollarında verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı çalışmaları ve elde ettiği satış rekorlarıyla kapattığımızı söyleyebilirim. Bu başarımızın sonucu olarak geçen yıl 1.411 milyon TL ciro yaptık. Net karımız ise 250,3 milyon TL olarak gerçekleşti. Yabancı ortağımız HeidelbergCement’in katkısıyla ihracat pazarlarında önemli ve kalıcı pazarlar kazandık. ABD, Batı Afrika ülkeleri, Akdeniz Havzası, Rusya gibi çok farklı coğrafyalara ürün ve hizmetlerimizi


RÖPORTAJ

ulaştırıyoruz. Sadece Çanakkale’de üretimini yaptığımız düşük alkalili çimento ihracatımızla ABD pazarının en büyük tedarikçisi konumundayız. Öte yandan Akçansa, gelecek dönemde yurt içinde ve yurt dışındaki iddiasını ve konumunu koruyacaktır. Diğer yandan şirketimiz için büyük önem taşıyan limancılık iş kolunu büyüterek kârlılığımızı artırmayı hedefliyoruz.

Akçansa sürdürülebilir gelecek hedefi ile yoluna devam ediyor. Sürdürülebilirlik alanındaki faaliyet ve politikalarınızdan bahseder misiniz?

Akçansa olarak tüm paydaşlarımızın geleceğini düşünmeyi, en önemli ev ödevlerimiz arasında görüyoruz. Bunu da yasal yükümlülüklerimizi yerine getirmenin ötesinde, topluma ve çevreye çözümler sunarak tesislerimizin varlığını sürdürülebilir kılarak sağlıyoruz. Bu nedenle çevrenin ve doğal kaynakların korunmasında büyük önem taşıyan alternatif yakıt ve hammadde kullanımı alanındaki faaliyetlerimizle Türkiye’de öncü konumda bulunuyoruz. Bu çerçevedeki çalışmalarımızı 2014 yılında da sürdürdük ve alternatif yakıt kullanım oranımızda yüzde 23 artış kaydettik. Aslına bakarsanız hedefimiz, tüm fabrikalarımızda 2008’de yüzde 2,84 seviyesinde olan alternatif yakıt kullanım oranını 2020’de yüzde 29’a çıkarmak… Çünkü Akçansa, sürdürülebilirlik hedeflerine gönülden bağlı bir şirket. Bu alandaki ilerlememizi her yıl Sürdürülebilirlik Raporu yayımlayarak paydaşlarımızın bilgisine sunuyoruz. 3. Sürdürülebilirlik Raporumuz yakın bir dönemde, üstelik bu yıl ilk kez GRI G4 ilkelerine uyumlu olarak

52

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

yayımlandı. Öte yandan 2014’te BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzaladık. Ayrıca dünyanın en prestijli ve yaygın çevre girişimi Karbon Saydamlık Projesi’nin (CDP) 2014 yılı rapor sonuçlarında Akçansa, dört yıldır olduğu gibi geçen yıl da gönüllü olarak CDP’ye yanıt vererek Türkiye’deki öncü şirketler arasında yer aldı. 76 puanla en saydam şirketler arasında bulunuyoruz.

Enerji, çevre ve atık yönetimi konusunda gerçekleştirdiğiniz yatırımlar ile Türkiye'nin önde gelen firmalarındansınız. Bu konuda hali hazırdaki proje ve hedeflerinizden bahseder misiniz?

Yarım asra yakın bir süredir Türk çimento sektörüne yön veren bir şirket olarak, yeni yatırımlarımızı verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı yürütmekteyiz. Bu doğrultuda yenilenebilir enerji kaynakları, atık yönetimi uygulamalarıyla verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı çalışıyoruz. 2014 yılında toplamda 114 milyon TL yatırım harcaması gerçekleştirdik. Yatırımlarımızın yüzde 63’ü verimlilik, geliştirme, iş sağlığı güvenliği ve sürdürülebilirlik odaklı olarak hayata geçti.

İstanbul Yapı Fuarı'ında da öne çıkan, aynı zamanda ödüllü ürününüz olan Enerjik Beton'dan bahsedersek neler söylemek istersiniz? Akçansa olarak bu sene Yapı Fuarı’nda 5.Betonik Fikirler Proje Yarışması’nı birinci olarak tamamlayan Smartcem Projesi’ni sektör profesyonelleriyle buluşturduk. Smartcem; betonu enerji üretim sürecine entegre eden bir proje.

Materyal basınçla birleştiğinde elektrik enerjisi açığa çıkıyor. Böylece gün boyu atılan adımlar elektrik enerjisine dönüştürülerek lambalar aydınlatılabiliyor. Akçansa olarak bu projeyle çok büyük planlarımız var. Hayata geçirmek için üzerinde çalıştığımız projelerin başında, İstiklal Caddesi’nin tümünü Smartcem betonu ile kaplayarak gece kullanılacak olan elektriğin üretilmesi bulunuyor. Ayrıca metro ve metrobüs hatlarının bulunduğu noktalarda da bu projeyle elektrik üretilebilir.

Ar-Ge ve inovasyon alanındaki politikalarınız nelerdir?

Sektöre yön veren bir şirket olarak, Ar-Ge ve inovasyon temel önceliklerimiz. Benimsediğimiz pazar ve müşteri odaklı yaklaşım da bizi buna yönlendiriyor. Amacımız, müşterilerimizin yanında yer alarak trendleri doğru takip edebilmek, analizleri doğru yapabilmek, bu analizlerin neticesinde ihtiyaç dahilinde ürün ve hizmetler sunabilmek… Dolayısıyla bugün ürün portföyümüzün önemli bir bölümünü, müşterilerimizin ve pazarın ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiğimiz ürünler oluşturuyor. Safkan Çimento, Yeşil Şap, 100+Beton, ActionCem ve benzeri ürünlerimiz müşteri talep ve beklentileri doğrultusunda geliştirildi. Betonsa Teknoloji Merkezi’nde 1996 yılından bu yana İTÜ işbirliğiyle sektörün ihtiyaçları doğrultusunda Ar-Ge çalışmaları ve deneyler yürütülüyor. Diğer yandan Ar-Ge çalışmalarına yönelirken, tüm çalışanlarımızın inovasyon konusunda bilgi sahibi olabilmeleri amacıyla 2006 yılından bu yana inovasyon eğitimleri düzenliyoruz. İnovasyon bilincinin yayılması amacıyla


RÖPORTAJ

Sabancı Holding ile işbirliği içinde de tüm grup şirketlerinde inovasyon yayılımı için metodoloji çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Öte yandan, inovasyona verilen önemin tüm çalışanlar tarafından benimsenmesini hedeflediğimiz için, çalışanlarımızın da inovatif projelere katkı göstermesini sağlayan bir öneri sistemini geliştirdik. Öneri sistemiyle her çalışan şirketin daha iyi performans göstermesine katkı sağlayacak önerileri değerlendirebiliyor.

Akçansa'nın yatırımları ile birlikte dünya pazarındaki

yeri nedir? Türkiye çimento sektörünün dünya pazarındaki konumunu nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye, 65 milyon ton çimento tüketimi ve 10,7 milyon ton çimento ve klinker ihracatı ile Avrupa'nın en büyük ve dünyanın 4. büyük çimento üreticisi unvanını taşıyor. Sektörümüz, ülkemizde GSYİH ile paralel bir büyüme sergilerken, kişi başına çimento tüketimi 835 kiloya ulaşmış bulunuyor. Türkiye’de büyüme, genç nüfus, kentsel dönüşüm ve mega altyapı projeleri çimento talebini destekliyor. İç talebin üzerinde oluşan

kapasite fazlası yurt dışına ihraç ediliyor. Türkiye 2014 yılı çimento ihracatı bir önceki yıla göre azalarak 7,7 milyon tona geriledi, klinker ihracatında ise yüzde 31 oranında artışla 2,9 milyon ton satış gerçekleştirildi. Yapılan bu ihracatın içinde özellikle Libya, Suriye, Mısır, İsrail, Irak gibi ülkelerle Batı Afrika ülkelerine yapılan satışlar önemli yer tutuyor.

2014 ve 2015 yılı için geçmiş ve gelecek olarak çimento sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de yükselen yeni konut projeleri, devam eden ve yeni gündeme gelen mega projelerin yanı sıra Kentsel Dönüşüm’ün ivme kazanmaya başlamasıyla birlikte, inşaat sektörünün büyümesine paralel olarak Türkiye çimento sektörü de satışlarını artırıyor.

3. köprü projesi içerisinde çimento Akçansa tarafından üretilecek. Bu mega proje hakkında bilgi verir misiniz?

Akçansa olarak bugüne kadar çözüm ortağı olarak yer aldığımız büyük projelere, geçen yıl, İstanbul’da inşasına başlanan 3. Boğaz Köprüsü’nü de ekledik. Bu proje için geliştirdiğimiz 100+ adını taşıyan ürünümüz, her türlü fiziksel ve kimyasal etkiye dayanıklı ve adından da anlaşılacağı üzere proje ömrü 100 yıl ve üzeri olan betonu yapabilme özelliğine sahip… Amacımız, müşterilerimizin yanında yer alarak trendleri doğru takip edebilmek, analizleri doğru yapabilmek, bu analizlerin neticesinde ihtiyaç dahilinde ürün ve hizmetler sunabilmek… Dolayısıyla bugün artık müşterilerimizin ve pazarın ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiğimiz bir ürün portföyüne sahibiz.


HABER

İhracatın parlayan yıldızı Gedik Kaynak

T

ürkiye’nin toplam ihracatının üçte birini gerçekleştiren, altı birliği bünyesinde barındıran İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB” bu başarıya imza atan yıldız şirketleri 10 Nisan 2015 Cuma günü, Hyatt Regency İstanbul Ataköy Otel’de düzenlediği organizasyonla ödüllendirdi. Gedik Kaynak “En Çok Ülkeye İhracat Yapan Orta Ölçekli İhracatçılar” kategorisinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da birinci seçilerek ihracatın yıldızları arasındaki yerini aldı. İMMİB’in geleneksel hale getirdiği ve bu yıl sekizincisi düzenlenen ödül gecesinde Türkiye’nin 2014 yılında gerçekleştirdiği ihracatta en büyük paya sahip olan şirketlere toplam 195 ödül verildi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin ekonomideki güncel gelişmelere dair değerlendirmelerde bulunduğu törende, TİM Başkanı

54

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Mehmet Büyükekşi ve İMMİB bünyesindeki Türkiye’nin ihracat lideri 6 ihracatçı Birliğinin Başkanları da hazır bulundu. Ödül gecesinde ödülü Firmamız adına Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik T.C. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin elinden aldı.

Gedik Teknoloji Günleri ‘nin ikincisi düzenlendi

Gedik Kaynak ile Gedik Üniversitesi'nin; düzenlediği Teknoloji Günleri'nde; kaynak sektöründe son teknolojik gelişmeler ele alındı. Seminerde, Özlü Tel, Tozaltı Kaynak ve Kaynak Otomasyon Teknolojilerinde son teknolojik gelişmeler değerlendirildi. İlki 9-10 Şubat 2015 tarihleri arasında Gedik Teknoloji Günleri 1 adı altında Japon devi JFE Steel’in katılımıyla,

Gedik Kaynak ve Gedik Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen seminerin devamı niteliğinde olan Gedik Teknoloji Günleri’nin ikincisi, 9 Nisan Perşembe günü Pendik GreenPark Otel’de gerçekleştirildi. Dr. Ertuğrul Engindeniz, Dr. Mustafa Koçak, Dr. Didem Gençkan ve Ömer Dolu’nun konuşmacı olarak katıldığı seminer, kaynaklı üretim yapan sektörlerin yöneticilerine, teknik uzmanlarına, ARGE ve Kalite mühendislerine ve akademisyenlere yönelik gerçekleşti. Katılımın ücretsiz olduğu seminerde Özlü Tel, Tozaltı Kaynak ve Kaynak Otomasyon Teknolojilerinde Son Gelişmeler ve Uygulamaların yer aldığı tersanelerde ve doğalgaz boru sanayinde kullanılan kaynak teknolojilerindeki temel bilgiler ve son gelişmeler katılımcılarla paylaşıldı.



RÖPORTAJ

Mapei’i rakiplerinden ayıran en önemli özellik projelerin temelden çatıya her alanında ürün sunmasıdır

MAPEI Türkiye Genel Müdürü Alper Özer

Mapei Türkiye Genel Müdürü Alper Özer: “Mapei’i diğer yapı kimyasalları firmalarından ayıran en önemli özelliklerden biri de projelerin temelden çatıya her alanında önerebilecek bir ürün grubunun olması ve bu ürünleri bir sistem dahilinde önermesidir. “

Marina Bay Sands Intergrated Resort SINGAPORE

56

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Ferrari World, Yas Island Abu Dhabi

Dragon Bridge,Da Nang Vietnam


RÖPORTAJ

MAPEI hakkında genel bir bilgi verir misiniz? Türkiye biriminin çalışmaları nelerdir?

1937 yılında Rodolfo Squinzi tarafından kurulan MAPEİ küçük bir atölyeden yapı kimyasalları endüstrisinin pek çok alanında dünya lideri olan ve kendi sektöründe en zengin ürün portföyüne sahip bir dünya markası konumuna geldi. MAPEİ, bugün 5 kıtada 31 ülkede toplam 65 üretim tesisi ile faaliyet gösteren yaklaşık 2,3 milyar Euro ciroya sahip uluslararası bir firmadır. Türk firması Wallmerk Yapı Kimyasalları A.Ş.’nin yüzde 100’ünü satın almasıyla pazarda tamamen operasyonel duruma geçen firma, Ankara’nın en önemli sanayi bölgelerinden, Polatlı OSB’de yer almaktadır. 5 bin 500’ü kapalı olmak üzere toplam 23 bin m² alan üzerine kurulu Mapei; aralarında seramik yapıştırıcı ve derz dolguları, su yalıtım sistemleri, özel harçlar ve ankraj harçları, ısı yalıtım ürünleri, iç ve dış mekan kaplamaları, endüstriyel zeminler ve diğer yapı malzemelerini de içeren geniş ürün yelpazesiyle, kimyasal ürünlerin üretimi ve satışını gerçekleştirmektedir.

MAPEI olarak yer aldığınız projeler ve bu projeler için oluşturduğunuz çözüm önerileri nelerdir?

Geçtiğimiz yıl, gün geçtikçe gelişen ve güçlenen organizasyon yapımız ve Mapei ürün grubunda yer alan ürünlerin belli bir strateji ve sırayla Türkiye pazarına sunulduğu bir yıldı. Avrasya Tünel Projesi, Ankara İçme Suyu İsale Hattı Projesi , Gerede Tüneli, İskenderun Port, Mercedes Kamyon Fabrikası, Nike Beyoğlu ve Özdilek AVM Mağazaları, Emlak Konut Projeleri,Sinpaş Altınoran, AÇE

Kardelenköy Villaları, Point Bornova İzmir, Adnan Menderes Havalimanı, Maya Koleji gibi Türkiye’nin en önemli projelerine ürünlerimizi tanıtma ve kullandırma imkânı bulduk. Şunu da özellikle belirtmek isterim ki Mapei’i diğer yapı kimyasalları firmalarından ayıran en önemli özelliklerden biri de projelerin temelden çatıya her alanında önerebilecek bir ürün grubunun olması ve bu ürünleri bir sistem dahilinde önermesidir.

• Püskürtme harçlar (shotcrete) için hızlandırıcılar • Su yalıtımı ve nem önleyici ürünler • Ses yalıtım sistemleri • Isı yalıtım sistemleri • Öğütme yardımcıları • Boya ve Isı Yalıtım Sistemleri

Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir? Mapei olarak Türkiye pazarında da lider olma gibi bir hedefimiz var. Bildiğiniz gibi Mapei Türkiye’ye

Ürün gamınız nelerdir? Bu yıl özellikle öne çıkan bir ürününüz var mı?

MAPEI her tür zemin, duvar ve kaplama malzemelerinin uygulanması için yapıştırıcı ve tamamlayıcı ürünler üretiminde dünya lideri olmasının yanı sıra su yalıtım ürünleri, özel harçlar, beton katkıları, yeraltı inşaatı için ürünler ve beton ve tarihi yapıların restorasyonu gibi yapı endüstrisinde kullanılan üstün teknoloji ürünleriyle de dünyadaki birçok başarılı projeye imzasını atmıştır. Mapei olarak genel ürün gamımızı aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz; • Seramik ve doğal taş zemin ve kaplamalar için yapıştırıcılar • Derz dolguları ve esnek mastikler • Sentetik ve tekstil zemin ve kaplamalar için yapıştırıcılar • Her türden alt yüzeylerin hazırlanması için ürünler • Harç ve beton katkıları • Dış mekanlar için koruyucu duvar kaplamaları • Çimento ve reçine esaslı zeminler • Parke döşenmesi, bitirilmesi ve bakımı için ürünler • Yeraltı inşaatları için ürünler • Özel hidrolik bağlayıcılar • Ön karışımlı harçlar ve beton yapıların restorasyonu için özel ürünler • Taş yapıların restorasyonu için harç ve bağlayıcılar Mapei Renkli Derz Dolguları


RÖPORTAJ

Mapei 38. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da özel standı ile yer alırken sergilenen ürünler ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü.

gireli henüz iki sene oldu. Dolayısıyla yatırımlarımıza da yeni başladık ancak çok hızlı bir şekilde büyüdüğümüzü söyleyebilirim. Elbette, bu yatırımlarımızın sürekliliği de olacak. Mapei, alışkanlık olarak çok ciddi yatırım yapan ve en önemlisi de bu yatırımları kullanıcının kolaylıklarını arttırmak için doğru alanlarda yapan bir firma. Türkiye’de de önümüzdeki 5 yıl içerisinde bazı planlarımız var. Şu anda da hali hazırda yeni fabrikamızın yatırımı başlamış bulunmaktadır.

ARGE alanındaki faaliyetleriniz nelerdir?

Mapei, her yıl toplam cirosunun yüzde 5’i ve çalışanlarının yüzde 12’siyle araştırma programlarına yatırım yapan bir firma. 62 adet Kalite Kontrol Laboratuvarının yanısıra, 18 adet merkez laboratuvarıyla, enerji tüketimini azaltmak ve yapıların

58

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

performansını ve güvenliğini arttırmak için üstün teknoloji ürünler formüle ediyor ve bunu yaparken, yapı profesyonellerinin sağlık gereksinimleri ile uyumlu ve çevreyi koruyan maddelerin kullanımına özel önem veriyor.

Yapı Kimyasalları sektörü 2015 yılı ilk 3 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2015 yılı için beklentileriniz nelerdir?

Yapı kimyasalları alanında Türkiye’nin kendi coğrafyasında çok güçlü olduğunu düşünüyorum Türkiye inşaat piyasasında bir markadır ve bu da ülkemizde ciddi bir know-how olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sebepten, tüm ciddi yapı kimyasaları firmaları Türkiye’de AR-GE ve üretim tesisleriyle aktiftir. Türkiye’nin bu coğrafyada rolünün daha da büyüyeceğini düşünüyorum Mapei olarak, biz de 2015 yılı

için çok ciddi bir büyüme hedefi koymuştuk ve ilk çeyrekte bunun da üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. Böyle devam edeceğini umuyoruz.

Her sektörde olduğu gibi Yapı Kimyasalları sektöründe de maalesef merdiven altı üretimler yapılıyor. Sektörün kalite standartları konusunda ki değerlendirmeleriniz, görüş ve önerileriniz nelerdir?

Tabii ki bu bir sorundur; ancak Türk kullanıcısının daha iyiye, kaliteliye ve sağlama karşı çok ciddi bir eğilimi var. Araştırmasını da çok ciddi yapıyor. Zaten böyle olmasa dünyada inşaat konusunda bir marka yolma yolunda ilerleyemezdik. Ben onların çıkartacağı sonuçlara güveniyorum. Merdiven altı dediğiniz ürünlerin bir tehdit olduğunu düşünmüyorum.



RÖPORTAJ

“İthalatta getirilen ek vergi Türkiye’de ki üreticiler açısından olumlu bir gelişme. Zaten Türkiye’de bazı ürenlerde imalatçı kalmamıştı. Sektörün bazı ürünleri ithal ediyordu. Bu noktada getirilen fonla birlikte üretimin canlanacağını düşünüyorum. Yerli emek ve yerli sermayeyi GSYiH‘ ye kazandırmak açısından yerinde bir adım.”

Atila Türk

Atila Türk

Dirim Metal Genel Müdürü

Döviz kurlarının yükselmesi ithalat için iyi ihracat için kötü bir gelişme

60

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

Konya’nın üretici ve tedarikçi firmalarından biri olan Dirim Metal hız kesmeden ticari hayatına devam ediyor, Dirim Metal Genel Müdürü Atila Türk ile yaptığımız kısa söyleşide Türk: 2014 yılı bizler açısından oldukça verimli geçti. 2015’in seçimler dolayısı ile biraz daha zorlu geçeceğini tahmin ediyorum. Ama herşeye rağmen yinede değişen ve gelişen insan ihtiyaclarından biri olan barınma ihtiyacı, inşaat sektörünü devam ettiriyor ve bu da aynı çarkta dönen nalbur ve yapı sektörünüde devam ettirecektir. “ dedi. Atila Türk: “Fuarda öne çıkan ürünlerimiz mil menteşe ve kepli makara grupları, inşaat makaralı, kapı sürgüleri ve üretimini yapmış olduğumuz bazı ürünlerdir. Yeni olarak piyasaya sunacağımız ürünler arasında çekiç, kapı tanponu ve boya karıştırıcı bulunuyor. Bunun dışında halen ARGE’si devam eden ürünler de bulunmakta. 7 Haziranda yapılıcak genel seçimler dolayısı ile ARGE çalışmalarını biraz yavaşlatsakda, çalışmalarımıza devam ediyoruz. “ dedi. 2014 yılını oldukça verimli geçirdiklerini belirten Türk, sözlerine şöyle devam etti: “2015’in seçimler dolayısı ile biraz daha zorlu geçeceğini tahmin ediyorum. Ama herşeye rağmen yine de umutluyuz neticede inşaat sektörü devam ediyor ve bu bağlamda nalbur sektörüde devam edecektir. Piyasada döviz kurlarının yükselmesi ile de bir durgunluk oldu. Döviz kurlarının yükselmesi nihayetinde herkes gibi bizleri de etkiledi fakat, ihtiyatlı ve azimli duruşumuzla en az etkiyle bu süreci kontrol altına almayı başardık.. Bugün metal, plastik gibi hammaddelerin kurlardan etkilenmesi ürünlerimizin maliyetini de çok yakından ilgilendiriyor. Bütün bunlar tabi ki ticari hayatı bir tedirginlik içine sokuyor. Bu tedirginlikler ithalat ve ihracata da yansıyor. Döviz kurlarının yükselmesi ithalat için iyi ihracat için kötü bir gelişme aslında.” Şubat ayında ithal ürünlere getirilen fonu değerlendiren Türk: “İthalatta getirilen ek vergi Türkiye’de ki üreticiler açısından olumlu bir gelişme. Zaten Türkiye’de bazı ürenlerde imalatçı kalmamıştı. Sektörün bazı ürünleri ithal ediyordu. Bu noktada getirilen fonla birlikte üretimin canlanacağını düşünüyorum. Yerli emek ve yerli sermayeyi GSYiH ‘ ye kazandırmak açısından yerinde bir adım” dedi.


HABER

Türk Yapı Sektörü değerlendirmesi:

Yabancılar 2014’te 4,3 milyar dolarlık gayrimenkul aldı

Y

apı-Endüstri Merkezi Türkiye yapı sektörünün yıllık performansına dair en geniş değerlendirmeyi sunan 'Türk Yapı Sektörü Raporu 2014’ün ardından, güncel verilerle yeni bir rapor hazırladı. Raporda yabancılara satılan gayrimenkulün 2014’te yüzde 41,6 gibi yüksek bir oranda artarak 4,32 milyar dolara ulaştığı kaydedildi. Raporda ayrıca ekonomideki küçülmeye rağmen inşaat harcamalarının 2014’te yüzde 14,4 oranında büyüdüğü, büyümeyi ise özel sektörün sürüklediği belirtildi. Toplam inşaat harcamaları 2014’te 162,3 milyar TL’ye yükselirken, istihdam yüzde 4,3 oranında arttı. İnşaat harcamalarının artmasındaki en önemli nedenler olarak konut inşaatları ve kentsel dönüşüm faaliyetleri gösterildi. Hazırladığı, Türk yapı sektörünün yıllık performansına dair en geniş değerlendirmeyi sunan “Türk Yapı Sektörü Raporu”yla sektöre ışık tutan Yapı-Endüstri Merkezi, 2014 yılına ilişkin güncel verilerle yeni bir değerlendirmenin yapıldığı “İnşaat Gayrimenkul, İnşaat Malzemesi Sanayinde Gelişmeler Ve Beklentiler” başlıklı raporunu açıkladı. Raporda 2013’te 3,049 milyar dolarlık gayrimenkul alan yabancıların 2014 yılında gayrimenkul alımlarının yüzde 41,6 oranında artarabk 4,32 milyar dolara yükseldiği kaydedildi. Yabancılar 2014 yılında 18.959 adet daire satın aldı. İnşaat harcamaları 2014’te yüzde 14,4 oranında artarak 162,3 milyar TL’ye ulaşırken, sektördeki istihdam edilen çalışan sayısı yüzde 4,3 oranında artarak 1 milyon 829 bine yükseldi. İnşaat sektörü 2014 yılında ilave olarak 76 bin kişi daha istihdam etmiş oldu.

İnşaatta büyümenin lokomotifi özel sektör Raporda Türkiye ekonomisinin 2014

62

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

yılında yüzde 2,9 büyüme oranının, Orta Vadeli Program’da yüzde 4,0 olan ve yüzde 3,3 ile revize edilen büyüme hedefinin altında kalındığı belirtildi. İnşaat sektörünün 2014 yılında yüzde 2,2 büyüdüğü genel ekonomik büyümenin altında kaldığı belirtilen raporda, sektörün son çeyrekte ise yüzde 2,0 küçülmesine rağmen yabancıların Türkiye’deki gayrimenkul sektörüne duydukları ilginin giderek arttığı vurgulandı. Kamu inşaat harcamalarının 2014 yılında yüzde 10,8 küçüldüğü, 2013 yılında yüzde 30,2 gibi çok yüksek bir büyümenin ardından kamu harcamalarının 2014 yılında sınırlı kaldığı belirtilen raporda yer alan diğer veriler ve değerlendirmeler şöyle: Özel kesim inşaat harcamaları 2014 yılında yüzde 9,4 büyüdü. 2012 yılında yüzde 0,1, 2013 yılında ise yüzde 0,7 küçülen özel inşaat harcamaları 2014 yılında önemli bir büyüme gösterdi. 2013 yılında alınan yüksek konut ve konut dışı bina yapı ruhsatları 2014 yılında fiili inşaata dönüştü. Toplam inşaat harcamaları 2013 yılında 141,9 milyar TL olurken 2014 yılında yüzde 14,4 artarak 162,3 milyar TL’ye yükseldi. Kamu inşaat harcamaları yüzde 1,0 oranında azalarak 61,8 milyar TL’den 61,2 milyar TL’ye geriledi. Özel sektör inşaat harcamaları ise yüzde 26,3 oranında artarak 80,1 milyar TL’den 101,1 milyar TL’ye yükseldi. 2014 yılında alınan toplam konut yapı ruhsatları yüzde 23,4 artarak 160 milyon metre kareye, konut dışı bina yapı ruhsatları ise yüzde 23,2 artarak 57,7 milyon metre kareye yükseldi. Alınan yapı ruhsatları 2015 yılı için de sektör adına ümit veriyor.

İnşaat malzemeleri sanayi ekonomiyi destekliyor

2014 yılında inşaat malzemeleri sanayinde ihracat yüzde 0,2 gibi küçük

bir oranda gerileyerek 21,21 milyar dolara düştü. İnşaat malzemeleri ithalatında gerileme daha fazla oldu. İnşaat malzemeleri ithalatı yüzde 10,4 gerileyerek 9,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. İnşaat malzemeleri sanayi, dış ticarette cari fazla vermeyi sürdürerek ekonomiyi desteklemeye devam etti. İnşaat malzemeleri sanayi üretimi ise 2014 yılında önemli ölçüde yavaşladı. 2013 yılında yüzde 4,7 büyüyen inşaat malzemeleri sanayi üretimi 2014 yılında yüzde 0,7 büyüdü. İnşaat malzemeleri iç pazarı ise inşaat sektöründeki ve inşaat harcamalarındaki gelişmeye paralel olarak yüzde 14,4 büyüyerek 2014 yılında 113,6 milyar TL’ye yükseldi. 2013 yılı iç pazar büyüklüğü 102 milyar TL’den 99,3 milyar TL’ye revize edildi. Dolar cinsinden iç pazar büyüklükleri 2013 yılında (revize) 51,99 milyar dolar, 2014 yılında ise 51,97 milyar dolar oldu. (2013 yılı ortalama dolar kuru 1,91 TL, 2014 yılı ortalama kuru 2,1860 TL) İnşaat malzemeleri fiyatları 2013 yılında ortalama yüzde 7,0 artarken, 2014 yılında yüzde 9,2 oranında yükseldi.

Gayrimenkulde yabancı iştahı büyüyor Yabancıların gayrimenkul alımları 2014 yılında yüzde 41,6 oranında artarak 4,32 milyar dolara yükselmiştir. Yabancılar 2014 yılında 18.959 adet daire satın aldı. Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında yurt dışında üstlenilen projelerin tutarı ise 2014 yılında yüzde 28,1 azalarak 31,3 milyar dolardan 22,5 milyar dolara indi. Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında yurt dışında üstlenilen projelerin tutarı ise 2014 yılında yüzde 28,1 azalarak 31,3 milyar dolardan 22,5 milyar dolara indi.





RÖPORTAJ

Fixkim A.Ş Genel Müdürü Yaşar Kamil Küçükosman ile yaptığımız söyleşide, Fixkim 2015 hedefleri, yeni projeleri ile ilgili kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Küçükosman; TaşDevri Yalıtım Sistemi ile yalıtımda rutubete kesin çözüm sunduklarını dile getirken, 2015 yılının bu anlamda önemli olacağını kaydetti.

Yaşar Kamil Küçükosman Yaşar Kamil Küçükosman

Fixkim A.Ş

Genel Müdürü Ekolojik, sağlıklı ve nefes alan binalar için Fixkim'den TaşDevri

66

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


RÖPORTAJ

2

014 yılı ve 2015 yılının yarı döneminin Fixkim için oldukça verimli geçtiğini belirten Fixkim A.Ş Genel Müdürü Yaşar Kamil Küçükosman şunları belirtti: “Bizim için oldukça verimli geçti. Özellikle Yapı Kimyasalları grubundaki ürünlere çok daha fazla önem vererek ilerledik. Hem uygulama yapan bayilerimizin hem de yapı malzemeleri satıcısı olarak faaliyet gösteren bayilerimizin sayısını 1000’in üzerine ulaştırmayı başardık. 2015 yılının ilk aylarında , dünya yalıtım sektörüne damgasını vuracak TaşDevri Yalıtım Sistemini sektöre sunduk. Nisan ayında katıldığımız Yapı Fuarı'nda da ürünümüz sektör profesyonelleri tarafından büyük ilgi gördü. Enerji tasarrufunun en etkin nasıl sağlanabileceği konusu, ülkemizde de dünyada da sürekli gündemdedir. Binalar için enerji verimliliği ve enerji tasarrufunun en önemli yapı taşı ise “ısı yalıtımıdır”. Buna rağmen ısı yalıtımı Türkiye’deki binaların toplamında %15 iken, AB’ de bu oran %50-60 seviyesindedir. Bu anlamda bizler çağdaş teknolojiler kullanarak sunduğumuz benzersiz ürünlerle bu tasarrufu sağlayacak yeğane ürünleri müşterilerimiz sunmayı başardık. Ve bizler bu çalışmalarımızı yaparken ciddi Ar-Ge çalışmaları ile bütün

standartlara uyuyoruz. Dünyada ilk defa yapı yönetmeliğinin istediği bütün temel nitelikleri bünyesinde barındıran yüzde yüz yerli, TaşDevri Yalıtım Sistemi, kullanıcılarına uygulamanın her aşamasında eksiksiz yalıtım sunduk. Isı-suses- yangın yalıtımını bir arada sunan ve kendi alanında tek olan TaşDevri Yalıtım Sistemi , sıra dışı çözümleri ile dünya yalıtım pazarının gözdesi olmaya aday. Ekolojik, sağlıklı ve nefes alan binalar için kullanılacak tek ürün olan TaşDevri Yalıtım Sistemimiz ile yalıtımda rutubete kesin çözüm sunuyoruz. Bizler sektörün önemli bir açığını kapatmayı başarabildik. 2015 yılı bu anlamda yeni ürünümüzün dünya piyasasına tanıtılması sağlamak için önemli bir yıl. Aynı zamanda, 2015 Fixkim A.Ş olarak sektörde 11. yılımız ve bu yıl da İstanbulTrabzon –Niğde deki fabrikalarımızda aktif olarak tüm ürün gruplarımızda başarılı bir şekilde yaptığımız üretimleri devam ettirmek istiyoruz. “ Sürdürülebilir kalite, kolay uygulanan verimli ürünler Kocaosmanoğlu; “Bizler kendimizi sadece bir üretici olarak görmüyor müşterilerimizin memnuniyeti üzerine kurulu çözüm ortağı

anlayışımızla ortak başarıların mimarı olmayı hedef liyoruz. Çalışanına ve müşterisine her zaman vefalı olan firmamız tüm Türkiye ve 20 ülkede profesyonel yapı ustalarına eğitim vermektedir. Profesyonel iş yaşamının yanı sıra sosyal sorumluluk çalışmaları da üstlenen firmamız 2014 yılında ÇayırlI'da bir okulu eğitim öğretime açmıştır. Fixkim A.Ş yeni ürünleri ile piyasaya zenginlik katmaya, kaliteli ve yaratıcı ürünlerini sürdürülebilir çalışmalarla müşterilerine sunmaya devam edecektir.” dedi.

En büyük sorun “haksız rekabet - merdiven altı” üretim

Sektörün en büyük sorununun “ haksız rekabet - merdiven altı” üretim olduğunu belirten Kocaosmanoğlu; “Hiçbir test cihazı ve laboratuvarı olmayan tesislerde üretilen ürünlerin kullanılması binalara fayda yerine sadece zarar getirerek bütçelerin boşa gitmesi neden olmaktadır. Başka bir sorun ise toplumda ısı yalıtımı yaptırmanın maliyetinin çok fazla olacağı algısı. Halbuki; ısı yalıtım uygulaması, bina inşaat maliyetlerinin içindeki oranın yüzde 3 ve 5'i arasında değişiyor. Yalıtımın sağladığı tasarruf ile birkaç yıl içerisinde bu maliyetlerin geri dönüşünü almak mümkün.” dedi.




ÜRÜN TANITIMI

Bosch’dan "Kablosuz Şarj Sistemi”

Bosch, Elektronik El Aletleri önemli bir ilke imza atarak endüktif enerji transferiyle çalışan Kablosuz Şarj Siste-mi’ni piyasaya sundu. Kablosuz Şarj Sistemi teknolojik özellikleriyle akülü el aletlerinin verimliliğini artırıyor, kullanıcıların maliyet ve zamandan tasarruf etmesini sağlıyor. Robert Bosch GmbH'nin Elektrikli El Aletleri Bölümü yöne-ticilerinden Henk Becker, yeni teknolojik gelişimle ilgili “2003'ten önce lityum iyon teknolojileri yalnızca cep telefonlarında kullanılıyordu. Geliştirdiğimiz teknoloji ile şu an Avrupa'daki tüm elektrikli el aletlerinin yüzde 83'ünde lityum iyon akü teknolojisi kullanılıyor. Kablosuz Şarj Sistemi ile de aynı şekilde öncü bir rol üstelenerek sektöre başarılı bir teknoloji daha kazandırdığımıza inanıyoruz” Bosch Elektrikli El Aletleri, uzun vadede ürün çeşitliliğini artırma stratejisi doğrultusunda "Kablosuz Şarj Sistemi’ne daha fazla sistem bileşeni ekleyerek yeni ürünler çıkarmayı planlıyor.

70

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

ortadan kaldırdığı için klasik şarj sistemlerine kıyasla maliyeti önemli ölçüde düşürür. Aletin içerisindeki akünün şarj edilmesi için sürekli ara vermek ya da şarj istasyonuna gitmek gerekmez, işi yaparken de şarj edebilme özelliği sunduğu için el aletleri her zaman kullanıma hazırdır. Bir voltaj sınıfının içindeki endüktif piller bu sınıftaki tüm aletlerle uyumlu olduğu için tam esneklik sağlanır. Temas noktası bulunmadığı için suya, toza ve kire dayanıklıdır ve uzun ömürlüdür.

Özellikleri Bosch "Kablosuz Şarj Sistemi"nin avantajları

Kablosuz Şarj Sistemi ile profesyoneller hareket ederken bile akülü el aletlerini şarj edebilir. El aletleri her an kullanıma hazır olduğu için iş verimliliğini artırır. Temassız enerji iletimi, ikinci bir akü veya pahalı endüstriyel şarj istasyonları gereksinimini

• • •

Kablosuz şarj sistemiyle el aletleri her an kullanıma hazır Teknoloji ve maliyetten tasarruf Temas noktası olmadığı için suya ve toza karşı korumalı Üstelik Bosch’un tüm 18 volt'luk profesyonel sistemiyle uyumlu



ÜRÜN TANITIMI

Askaynak’tan yeni nesil inverter kaynak makinesi

A

skaynak, pazara sunduğu yeni Expressweld Inverter 405-Ultra kaynak makinesiyle, ağır çalışma koşullarında dahi yüksek performans elde edilmesini sağlayarak iş süreçlerini hızlandırıyor. Expressweld ailesinin en yeni üyesi olan Inverter 405-Ultra, yüzde 45 çalışma çevriminde verdiği 400 Amper çıkış akımıyla, sınıfının en güçlü ürününü sunuyor. Ayrıca konvansiyonel redresörlere göre düşük elektrik tüketimiyle, maliyetleri önemli ölçüde azaltıyor. Inverter 405-Ultra kaynak makinesi satın alanlara, sınırlı bir süre için HITACHI G12SS Avuç Taşlama Makinesi

72

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

hediye ediliyor. Jeneratörlerle çalışabilme uyumuyla hem atölye içi, hem de atölye dışı kullanımlarda uzun kablolarla bile kesintisiz kaynak imkânı sağlıyor. Yeni nesil elektronik devre tasarımıyla kompakt ve hafif bir yapıya sahip olanInverter 405-Ultra, sadece 20,5 kilogram ağırlığıyla dar ve kalabalık ortamlarda bile ilave taşıyıcıya ihtiyaç duyulmadan çalışabiliyor. CE belgeli, sağlık ve güvenlik standartlarıyla uyumlu Inverter 405-Ultra, 50 Voltluk boşta çalışma gerilimi sayesinde, kaynak esnasında çarpılma tehlikesini ortadan kaldırarak kaynakçı sağlığını ön planda tutuyor.

Özel tasarlanan havalandırma ızgaraları, makinenin içine su girişini engelleyerek kaynak esnasında yaşamsal risk oluşturmuyor. Dışarıdan gelebilecek darbelere ve kirlenmeye karşı ekstra koruma sağlayan ön kapağı, cihazın kullanım ömrünü uzatıyor. Hot Start kolay tutuşma özelliği, kirli veya paslı yüzeylerdeki tutuşma problemlerini en aza indirirken, Arc Force özelliği elektrodun kaynak banyosuna yapışmasını önlüyor. Dijital akım ayar göstergesiyle kaynak ayarları kontrol edilebiliyor, kauçuk kaplı enerji kablosu güvenli çalışma sağlayarak, cihazın tamir-bakım maliyetlerini düşürüyor.


ÜRÜN TANITIMI


ÜRÜN TANITIMI

74

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15



ÜRÜN TANITIMI

2015, Kärcher Türkiye’nin atak yılı olacak

K

ärcher, 2015 yılında Türkiye’de Gökhan Gökmen ve ekibiyle yüzde 30’luk bir büyüme hedefliyor. Kärcher bu yıl, Türk tüketicilerin deterjansız temizlik konusunda bilinçlenmesine paralel olarak, buharlı temizlik makinelerinin büyük işyerleri dışında tüm evlere girmesi için gerekli pazarlama stratejilerini uygulamaya koyacak. Buharlı temizlik makineleri, basınçlı araç yıkama, bahçe sulama, akülü cam temizleme makinesi gibi tüm ürünlerin pazara sunulmasının yanı sıra, bayi ve zincir satış noktalarının sayısı da artacak. Bu amaçla pazarlama çalışmalarına hız verilecek. Sosyal projelerle toplum çevre ve hijyen

76

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

konusunda bilinçlendirilecek. Dünya’nın en büyük otel zincirlerinden biri olan, 7 farklı ülkede 19'u 5 yıldızlı, 1'i ise 7 yıldızlı olmak üzere 20 otel ile faaliyet gösteren Rixos Grubu’nun tüm otelleri bundan böyle Kärcher ürünleri ile temizlenecek. Globalde yapılan özel anlaşma kapsamında Türkiye’deki Rixos Otelleri’nin de temizlik çözüm Kärcher olacak. Kärcher’den oto yikama merkezlerine özel avantaj kampanyasi başliyor Kärcher, oto yıkama noktalarına profesyonel bir dokunuş sağlamak ve kaliteyi bu noktalara taşımak için ürettiği özel ürünlerde hem indirim hem taksit fırsatı sunuyor.

Karcher, yeni kampanyasında oto yıkamacıları hedefliyor. Oto yıkama noktalarına profesyonel bir dokunuş sağlamak ve kaliteyi bu noktalara taşımak için özel ürünler üreten firma, alıcılara hem fiyat avantajı, hem de ödeme kolaylığı sunuyor. Oto yıkama noktalarına özel ürettiği 2'li makine paketi, KDV dâhil 3 bin 500 T ile 9 taksit imkânıyla satılacak. Paket, 200 barlık HD 9/20 Classic basınçlı yıkama makinesi ve NT 70/2 Me Classic çift motorlu profesyonel ıslak kuru elektrikli süpürgesinden oluşuyor. Ayrıca, servis süresince oto yıkamalarda işlerin aksamaması için servise alınan makinenin yerine yedek makine bırakılıyor.



ÜRÜN TANITIMI

İş kazalarının en büyük kısmı ellerle ilgilidir, ellerinizi koruyun

E

ller yapı endüstrisinde, hala en yaygın kullanılan aletlerdir. Çok çeşitli risklere açıktırlar, kesilmeler, sıvılar ve kimyasal ile temastan kaynaklanan deri rahatsızlıkları gibi. Uygun eldivenler giyerek, çoğu kazadan, yaralanmalardan veya dermatit gibi alerjik reaksiyonlardan korunabilirsiniz.Mapa Professionnel yapı sektörüne, ergonomik olarak uygun, geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Dextram 375 & 376, Dexilite 383 ve Titanlite 397 hafif, esnek ve dayanıklı. Farklı dizaynları ile (taraklı- örgü bileklik, yarım-tam kaplama) eldivenler, ağaç işleri ve sıvama için farklı kullanım alanlarına uygundur. Pamuk astarı ile ele iyi oturur ve kaplamasız arka yüzeyi, müthiş konfor sağlar. Yüksek kaliteli nitril kaplama aşınmaya dayanıklıdır ve uzun bir kullanım ömrü sağlar. Ağır malzemeleri tutma, iskele kurma veya yıkım işleri için aşınmaya ve yırtılmaya çok dayanıklı, ekstra dayanıklı koruyucu eldivenler, Titan 385/388/391/392. Kullanıcıları korurken, hareket özgürlüğü tanır. Maksimum koruma için, tek hareketle çıkartılabilen emniyet manşetli (model 385 veya 388). Jersette 300 & 301, çimento sektöründe uzun süreli kullanım ve koruma için dizayn edilmiştir, yüksek konfor sağlayan pamuk astarı ve doğal lateksin dayanıklılığı ve esnekliğini birleştirir. Yüksek el hassasiyeti sağlar ve yırtılma direnci yüksektir. Sıvı geçirmezliği ve seyreltilmiş asit ve bazlara karşı direnciyle çimento ve ıslak çalışma ortamları için idealdir.

78

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15



ÜRÜN TANITIMI

Bosch’dan profesyoneller için Avuç Taşlama Makineleri

B

osch, profesyoneller için metal işleme endüstrisinin tüm beklentilerini karşılayabilecek kapasitede, yüksek performanslı ve kullanıcı koruması özelliğiyle güçlendirilmiş yeni Avuç Taşlama Makinelerini piyasaya sunuyor. Bosch kalite ve güvencesiyle test edilip onaylanmış yeni taşlama makineleri 1300 ve 1700 watt seçenekleriyle kendinden önceki modellerden çok daha hızlı çalışıyor. Bosch Profesyonel Avuç Taşlama makineleri optimize edilmiş özellikleriyle daha uzun kullanım ömrü sağlar. Küçültülmüş havalandırma deliği boyutları özel hava akışı sağlayarak motoru toza karşı korur ve etkili motor soğumasını ga-rantiye alır. SLG Prüf- und Zertifizierungs GmbH tarafından yapılan testler de rakiplerine kıyasla neredeyse yüzde 50 daha

80

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

uzun kömür fırça ömrü olduğunu kanıtlanmıştır. Kömür fırçaların daha az sıklıkla değiştirilmesi kullanıcıya hem zaman hem de para tasarrufu sağlar.

Yüksek güvenlik standartları için etkili donanım

Bosch avuç taşlama makineleri artan yüksek güvenlik gerekliliklerini karşılayabilmek için kapsamlı güvenlik korumaları ile donatılmıştır. Koruma özellikleri Titreşim Kontrolü, Kick-Back Stop,

yumuşak başlangıç ve yeniden çalışma emniyetini içerir. Tüm bu özelliklere ek olarak, “ Akıllı Fren Sistemi” nin entegre edildiği modelleri de mevcuttur. Koruma özellikleri aletlerin endüstriyel üretim, vinç, gemi, tank, konteynır yapımı, rafineri ve petrol platformu gibi yüksek güvenlik standartları gerektiren alanlarda da güvenle kullanılmasını sağlar.

Ürün özellikleri • • • •

1300 ve 1700 watt’lık güçlendirilmiş iki seçenek Dayanıklılığı artıran motor soğuması ve toz koruması özelliği Kömür fırçası kullanımı ömründe yaklaşık yüzde 50 artış Yüksek koruma özelliği ile güvenli kullanım


ÜRÜN TANITIMI

Yoldaş Kimya’dan May 702 Silikonize Akrilik Mastik Yoldaş Kimya’dan May 702 Silikonize Akrilik Mastik

1 – Ürün Tanıtımı

May 702 silikonize akrilik mastik tek bileşenli, akrilik dispersiyon esaslı, silikon emülsiyonu ile takviye edilmiş, yüksek yapışma gücüne sahip elastiki bir dolgu ve yalıtım malzemesidir.

2 – Özellikleri

• Elastiktir. • Parlak ve kaygan bir görünümü vardır. • Tuğla, beton ve ahşap gibi tüm gözenekli yüzeylerde kullanılabilir. • Uygulanması ve temizlenmesi kolaydır. • Yağmur, kar ve güneş ışığına karşı dayanıklıdır. • Solvent içermez. • Boyanabilir. Kokusuzdur. • Kürleştikten sonra su geçirmez. • Küf tutmaz

3 - Uygulama Alanları

• Ahşap, beton ve tuğla gibi inşaat elemanlarının birleşim yerlerinde sızdırmazlık sağlayıcı olarak • Kapı ve pencere doğramalarının

montajında, boşlukların doldurulmasında • Duvar ve tavanlardaki çatlakların doldurulmasında

4 - Kullanım Şekli

• Uygulanacak yüzeyler toz, kir ve yağdan arındırılmış olmalıdır. • Gözenekli olmayan yüzeyler için astar kullanmaya gerek yoktur. Gözenekli yüzeylerde akrilik mastik su ile inceltilerek astar olarak kullanılabilir. • Derz genişliği min. 5 mm, max. 25 mm olmalıdır. Önerilen derz genişliği / derz derinliği oranı 2/1’ dir. • Uygulama sıcaklığı +5 0C ve +40 0C arasındadır. • Uygulamadan hemen sonra mastik yüzeyi ıslak bir sünger veya parmakla düzeltilebilir. • Uygulamadan sonra uygulama alnını 2 saatliğine kuru tutunuz.

5- Raf Ömrü

• Uygun şartlarda orijinal açılmamış ambalajında depolanması durumunda 15 ay’dır.

6- Önemli

• Sürekli suya maruz kalan yerlerde kullanılmamalıdır.

7- Ambalaj Bilgisi • •

Ürün içi âdeti Beyaz

Hacim Koli 310ml 30

8- Teknik Özellikleri

Kimyasal yapısı: Akrilik Dispersion Kıvam : Pasta pH : 7-9 Yoğunluk : 1,60 ± 0,03 gr/cm3 (ISO 1183) Kabuk bağlama süresi : 50 ± 20 min (23 °C and 50% R.H) (ASTM C679) Kürleşme hızı : 2 mm/day (23 °C and 50% R.H) Shore A Sertlik : 30-50 Shore A (DIN 53505) Elastikiyet : ≥300 (DIN 53504) E 100 Modules: 0,55 kg/ cm² Max. gerilme Mpa/mm² : >0,01 (Mpa/mm2 ) (ISO 8339) Sıcaklık dayanımı : -10 °C ile +80 °C Uygulama Sıcaklığı : +5 °C ile +40 °C


ÜRÜN TANITIMI

ARI-Predu Direkt Tesirli Basınç Düşürücü’nün kullanım avantajları Diyafram ve denge körüğü ile harici enerjiye ihtiyaç duymadan kendiliğinden çalışan ve hassas basınç kontrolü yapan basınç düşürücü; bir kere ayar yapıldıktan giriş basıncı sonradan değiştirilse de ayarlanan çıkış basıncını sağlar. Kolonsuz tasarıma sahip gövde yapısı; aktüatör, denge kabı veya kontrol hattındaki arızalarda basınç düşürücüyü yerinden sökmeden çok hızlı bir şekilde değişim ve tamir imkanı sunar. Benzer rakip firma ürünlerinde bu tür durumlarda tamir ve bakım işlemleri için hattı kesip vanayı yerinden sökmeniz ve atölyenizde bu işlemleri yapmanız gerekir. Bu ciddi anlamda zaman ve para kaybı demektir. Standart olarak müşterilermize ARI-Predu ürünümüzü; komple aktüatörlü vana, aktüatör ile denge kabı arası bağlantı için paslanmaz çelik hortum, denge kabı, iğne vana, destek için dirsekli nipelli boru, bağlantı parçaları ve akış kısıtlayıcı içeren bir paket şeklinde sunuyoruz. Akış kısıtlayıcı, aktüatörün daha hızlı tepki vermesi isteniyorsa kullanılabilir. Eğer ARI-Predu ile uygun bir akışkan ile çalışılıyorsa, nbr diyafram kullanılıyorsa ve akışkan sıcaklığı 100 °C’yi aşmıyorsa denge kabı kullanımına gerek yoktur. Aktüatör içinde kullanılan diyafram malzemesi tiplerine ve çalışma sıcaklığı aralıklarına ürüne ait veri sayfasından ulaşabilirsiniz.

Ne yazık ki Türkiye’de basınç düşümü için tesislerde basınç düşürme istasyonu kurulmamaktadır. Genellikle sadece öncesinde bir globe vana devamında bir pislik tutucu, bir basınç düşürücü ve son olarak bir globe vana montajı ile tesisat sonlandırılmaktadır. Eğer buhar kazanından uzak bir basınç düşürme istasyonuna sahipseniz seperatör eklemenizi tavsiye ederiz. Bu şekilde doymuş buharı yani ıslak olmayan buharı basınç düşürücüye ve buharı tüketecek olan sisteme vermiş olursunuz. Seperatör altındaki buhar kapanı istasyonunda kullanmanız gereken buhar kapanı tipi kesinlikli şamandıralı olmalıdır. Özellikle ARI-Cona-S ve ARI-Cona-SC şamandıralı buhar kapanları; içlerinde pislik tutucu ve çek vana barındırması nedeniyle kapan istasyonunda ek olarak pislik tutucu ve çek vana kullanımına gerek yoktur.

82

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


ÜRÜN TANITIMI

ARI-Predu ile çözüm senaryoları sunulmuştur. • •

Sorun-I: Denge kabı zarar görmüş ve/veya içindeki su azalmış Çözüm-I: Kontrol hattının üst kısmında dengeleme kabının üzerinde bulunan iğne vana kapatılır ve denge kabı üzerindeki dişli tapa gevşetilerek huni ile su doldurulur. Denge kabı zarar görmüşse aynı şekilde iğne vana kapatılarak dişi bağlantıya sahip denge kabı sökülerek yenisi ile değiştirilir. • Sorun-II: Diyafram ve/veya aktüatör arızası • Çözüm-II: Kontrol hattının üst kısmında dengeleme kabının üzerinde bulunan iğne vana kapatılır ve aktüatörün mile bağlı olduğu noktadaki quick(çabuk) kaplin uygun anahtar kullanılarak saatin tersi yönünden gevşetilir sonrasında elinizle kavradığınız aktüatör saat yönünün tersine çevrilerek sökülür. İsteniyorsa aktüatör açılarak içindeli diyafram, yay ve/veya diğer parçalar değiştirilebilir veya komple yeni aynı ayar sahasına sahip aktüatör hızlıca vanaya monte edilerek sistem hızlıca devreye alınabilir. Eğer çıkış basıncınız eskisi gibi kalacaksa yeniden ayar yapmazsınız. Görmüş olduğunuz gibi bu işlemler için ARI-Predu kullanıyorsanız vanayı komple yerinden sökmeye gerek yoktur. • Sorun-III: Proseste değişiklik; çıkış basıncınızı farklı bir aralığa almanız gerektiği için aktüatör tipinin değişimi • Çözüm-III: Kontrol hattının üst kısmında dengeleme kabının üzerinde bulunan iğne vana kapatılır ve aktüatörün mile bağlı olduğu noktadaki quick(çabuk) kaplin uygun anahtar kullanılarak saatin tersi yönünden gevşetilir sonrasında elinizle kavradığınız aktüatör saat yönünün tersine çevrilerek sökülür. Farklı tip aktüatör saat yönünde çevrilerek dişin sıkılması sağlanır ve uygun anahtar ile quick(çabuk) kaplin sıkılarak aktüatörün montajı tamamlanır. Sonrasında istediğiniz çıkış basıncı için aktüatör ayarının yapılması gerekir. Önemli Not: Diğer firmaların benzer ürünlerinde bunları yerinde yapmanız mümkün değildir. Çünkü ürün üzerinde bunun için kolonsuz bir tasarım, iğne vana veya benzeri bir düzenek yoktur. Ayrıca kontrol hattı gövde üzerine delik açılarak doğrudan saplanmıştır. Bu tasarım özellikle buhar için hassas basınç düşümü konusunda sorunlara yol açabilir. Basınç düşürücüden sonra kontrol hattı ile denge kabının min. 1mt mesafe uzağa yerleştirilmiş olması gerekir. Bu konum özellikle buharın doymuş buhara dönüştüğü ve laminer akışı yakaladığı ve bunun sonucu olarak doğru basınç ölçümü yapılabilecek noktadır.

Kullanım Alanları: • • • • • • • •

Basınç düşürme istasyonları Çamaşırhaneler Gıda endüstrisi Kantin mutfağı Yem endüstrisi Ağaç-Orman endüstrisi Hastaneler Kauçuk endüstrisi

• • • • • • • •

Haddehaneler, pres tesisi Buhar üretimi ( Besi suyu tankı, basınç düşürme istasyonu) Merkezi ısıtma ağı Gemi inşa Isı transfer yağı sistemleri Dolum istasyonları (tanklar, kimya endüstrisi) Isıtma ve iklimlendirme Proses suyu tesisleri


ÜRÜN TANITIMI

VİKO Artline’ın Novella Corian Serisi

G

ünümüzde dekorasyona renk katan malzemelerin başında corian geliyor. Uzun ömürlü, hijyenik, dayanıklı ve zarif yapısıyla her ortama kişilik katan corian malzemesi, elektrik anahtarı ve priz sektörünün lider ismi VİKO’da şimdi mükemmelliğe ilham veriyor. Kullanıldığı mekanların dekorasyonunu mermer efekti ile tamamlayan VİKO Artline’ın Novella Corian Serisi, farklı seçeneklerle zevklere de özgürlük getiriyor. Novella Corian Serisi ile gerçek mermer efektini yaşam alanlarına

84

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

taşıyan VİKO, evlerinde şıklık ve modernlik arayanlara yepyeni bir seri sunuyor. Kalite ve tasarımı bir arada sunarak yaşam alanlarını ayrıcalıklı yerlere dönüştüren VİKO, Novella Corian Serisi ile ev dekorasyonunda klasik bir şıklık arayanların tercihi oluyor. Aydınlık, ferah, ışıltılı bir atmosfer oluşturmak ya da yaşam alanlarına hareketlilik katmak isteyenler için doğadan ilham alan VİKO Artline’ın Novella Corian Serisi, elektrik anahtarı ve prizlerde doğal bir görünüm oluşturmak mermer etkisini dekorasyona yansıtıyor. Yaşam

alanınızın genel konseptine uygun olarak seçebileceğiniz dusk, aurora, sand stone ve black quartz renklerindeki mermer deseni alternatifleri, zevkinizi hayatınıza taşımanıza yardımcı oluyor. Novella Corian Serisi, zarif tasarımı ile doğal taşların sıcaklığını gözler önüne sererken, ince ve keskin hatlarıyla da duvarlara şıklık katıyor. Mermerin hayata sıcaklık katan doğal etkisi, Novella Corian Serisi’nde hayat buluyor.


ÜRÜN TANITIMI

Erataş’tan SHOWA BEST 379

İş güvenliği ve kişisel korumanın olmazsa olmazı olarak gördüğü el koruma ekipmanlarında dünya liderlirinden biri olan Erataş, SHOWA BEST 379’un tanıtımını yaptı. SHOWA BEST 379 - Ürün özellikleri • Polyester astar • Nitril film kaplama, avuç içi köpük nitril • Islak ortamda da yüksek kavrama yeteneği • Ergonomik tasarımı sayesinde el yorgunluğunu minimize eder. • Petrokimyasal, kimyasal end. vb. KAT.III EN 388 (4122) EN 374-3 (JKL)




ÜRÜN TANITIMI

‘Marshall Gör&Boya’ ile evinize en çok yakışan rengi seçin

“Renklendir Hayatı” sloganıyla hayata renk katan AkzoNobel Marshall, “Arttırılmış Gerçeklik Teknolojisi” ile desteklenen Marshall Gör&Boya uygulamasıyla dekorasyonda bir devrim oluşturuyor. Bu çığır açan mobil uygulama sayesinde kullanıcılar, bir ilk olarak, evlerinin duvarlarını sanal ortamda renklendiriyor ve sonucu gerçek zamanlı olarak görme imkânına sahip oluyor.

Marshall Gör&Boya’ uygulaması sayesinde Arttırılmış Gerçeklik Teknolojisi ile hayal ettiğiniz halde kullanmaya cesaret edemediğiniz renkleri, yaşadığınız mekânlarda görerek hayatınıza yeni bir sayfa açabilirsiniz. ‘Marshall Gör&Boya’ uygulamasını kullanarak, tek damla boya kullanmadan istediğiniz renklerle sınırsız deneme yapabilirsiniz. ‘Marshall Gör&Boya’ uygulaması, tablet veya akıllı telefonunuzu oda

88

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

içinde hareket ettirirken, duvar yüzeyi ile mobilya ve eşyaları ayırt edebiliyor. Yani duvarları sanal olarak boyarken, otomatik algıladığı diğer nesneleri orijinal renkleriyle ve formları ile bırakıyor. Bu özelliği sayesinde seçtiğiniz rengin mobilya, döşeme ve aksesuarlarıyla uyumunu da görme imkânı sunuyor.

Güvenle renk seçimi yapın, hayatınıza renk katın

Marshall’ın Küresel Renk Araştırması , katılımcıların yüzde 93’ünün “renklerin ruh halimizi değiştirme ve renklerin bizi mutlu etme gücüne sahip olduğuna inandığını”, ancak yüzde 76’sının “yanlış renk seçimi yapmaktan çekindiğini” ortaya koyuyor. ‘Marshall Gör&Boya’ uygulaması, insanların hayatına renk katma misyonu ile kullanıcılarının güvenle renk seçimi yapabilmelerini sağlıyor.



ÜRÜN TANITIMI

Çalışan Dostu Yeni Nesil Hilti Kırıcılar Global inşaat endüstrisine ileri teknoloji çözümler sunan Hilti, inovatif ürünlerine her geçen gün yenilerini eklemeye devam ediyor. Hilti tarafından geliştirilen yeni nesil TE 1000.2 AVR ve TE 800 AVR kırıcılar yüksek kırma performansı ve düşük titreşimiyle fark oluşturuyor, rahat çalışma imkanı ve üstün verimlilik sağlıyor.

Daha çok performans daha az titreşim

Hilti TE 1000 kırıcının yeni nesil modeli olan TE 1000.2 AVR kırıcılar, düşey kırımlarda 11 kilogram sınıfının en güçlü kırıcısı olma özelliğine sahip. 15

90

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

kilogram sınıfındaki kırıcılardan bile daha üstün performans gösteren TE 1000.2 AVR kırıcılar, yüzde 50’ye kadar daha yüksek kırma performansını sınıfında en düşük titreşimle (5m/s2) sağlıyor. Hilti'nin yenilikçi şasi altı Aktif Vibrasyon Azaltma (AVR) teknolojisi sayesinde yüzde 30 daha az titreşimle çalışan TE 1000.2 AVR kırıcılar, çalışanları yoğun titreşime maruz kalma sonucu ortaya çıkabilecek mesleki hastalıklardan koruyor. Çalışanların işini kolayca yapmasına yardımcı olan kırıcılar, uzun süreli rahat kullanımı ile işçinin performansını artırırken günün yorgunluğunu da azaltıyor.

Ödüllü tasarım avantajı 26 Joule darbe enerjisi ve yenilikçi Hilti Polygon keski tasarımı sayesinde güçlü kırım performansı gösteren TE 1000.2 AVR kırıcılar, zorlu kırım uygulamalarında kontrol kolaylığı sağlayan özel bir tasarıma sahip. TE 1000.2 AVR, bu tasarımı sayesinde iF Ürün Tasarım Ödülleri 2015’te (iF Product Design Award) altın ödüle layık görüldü. 15 cm’ye kadar döşeme kırımlarında ideal olan TE 1000.2 AVR kırıcılar, zemin seviyesinde veya bel hizası altında beton ve duvar kırımında kullanıma uygun. Her türlü


ÜRÜN TANITIMI

döşeme tadilat işleri, fayans kırma, yüzey pürüzlendirme ve sıkıştırmada uygulanan TE 1000.2 AVR kırıcılar, kapı ve pencere açıklıklarında keskiyle düzeltmede de kullanılıyor.

2 kat daha uzun ömürlü

Daha kısa ve kolay tutulabilir şekilde dizayn edilen TE 800 AVR kırıcılar ise yatay uygulamalarda daha hızlı ve performanslı çalışma göstererek yüzde 40 daha fazla kırım yapıyor. Aynı zamanda yatay kırım esnasında düşük seviyede titreşimle (10,7 m/s2) çalışan TE 800 AVR kırıcılar, uzun süreli kullanıma uygun. TE 1000.2 AVR kırıcılarda olduğu gibi kullanıcıya rahat çalışma performansı sağlayan TE 800 AVR kırıcılar, muadillerine göre

minimum 1,5 kat daha fazla performans ve 2 kat uzun ömre sahip. Tutma koluna yakın ağırlık merkezi sayesinde optimum denge sağlayan TE 800 AVR kırıcılar, gün boyu süren yoğun verimliliği artırıyor. Duvar ve döşeme kırımlarında kullanıma uygun olan TE 800 AVR kırıcılar, hafif tasarımı sayesinde tüm gün kırım yapan işçilerin daha hafif bir makinayla daha rahat ve uzun süre çalışabilmesine olanak tanıyor.

Daha az bakım maliyeti

Bakım gerektirmeyen kömürsüz SR motor ve üç bölmeli yağlama sistemleri sayesinde servise daha az gönderilen TE 1000.2 AVR kırıcıların ömrü ve çalışma saati uzuyor. Kırıcılarda bulunan

tak-çıkar kablo sayesinde ise kullanım sonrası kabloyu çıkararak kırılma ve yıpranmaları önlemek, kablo tamir masraflarını en aza indirmek mümkün. Aynı zamanda TE 1000.2 AVR kırıcılarda hasarlı ve kopuk şebeke kablolarının hızlı ve kolay değiştirilmesini sağlayan sökülebilir şebeke kablosu da mevcut. TE 800 AVR kırıcılar da 150 saatlik servis öncesi çalışmayla bakım ve işçilik maliyetlerini düşürüyor. TE 1000.2 ve TE 800 AVR kırıcılarda bulunan cam elyaf takviyeli gövde aksamı ile darbeler ve düşmeler karşısında makina çok daha iyi korunuyor. Böylece daha uzun ömürlü olan kırıcılar, kullanıcının tamir masraflarını da önemli ölçüde azaltıyor.


ÜRÜN TANITIMI

Fayans aralarındaki kirlere çözüm Fugaremix-Derz Boyası, banyo, mutfak, koridor ve dış mekandaki tüm seramik ve fayans yüzeylerde kullanılıyor ve istenmeyen kirleri yarım saat içinde yok ediyor.

E

ndekosis Dekoratif Ürünler, seramik ve fayans aralarında kirli görüntüyü ortadan kaldıran yeni bir ürünü pazara sürdü. Eylül 2010 yılında Consumers Golden Laurel’in altıncısında, iç ve dış mekandaki derzlerin yenilenmesinde kullanılmak üzere dizayn edilmiş olan yenilikçi ürün Fugaremix, Consumers Golden Laurel 2010 Yılın Buluşu ödülünü aldı. Kolay kullanımı ile ev kadınlarının hayatını kolaylaştıran Fugaremix Derz

92

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Boyası, evlerde ve iş yerlerindeki derzlerde kötü görünüme yol açan tüm anlamda kirleri ortadan kaldırıyor. Derzleri ufak bir dokunuşla tertemiz ve yepyeni bir hale getirebilen ve yıllarca aynı temizlikte kullanıma imkan veren ürün kolay bir uygulamayla gerçekleştiriliyor. Seramik ve fayans yüzeylerin yeni yapılmış kadar güzel görünmesini sağlayan Fugaremix Derz Boyası’nın yüzerlerce renk seçeneği bulunuyor. Evde yaşayan çocukların ve ev halkının

sağlığına zararlı hiçbir katkı maddesi içermeyen Fugaremix, su bazlı yapısıyla çevre ve kullanıcı dostu bir üründür. Dünya dekoratif ürünler marketinde markalaşmayı başaran Endekosis; ileri teknoloji içeren, kalitesi yüksek ve bol çeşitli ürün yelpazesi sunuyor. Endekosis, dekoratif sistemler ve hizmetlerinde yüksek kalite ve uygun fiyatları sağlayarak, kişiye ve projeye özel çözümler üreterek yaşanacak mekânlar kuruyor.



HABER

Enerji verimliliği yatırımlarını yaygınlaştırmak amacıyla geliştirdiği EKOkredi ile bugüne kadar 566 milyon TL’yi aşkın finansman desteği sağlayan Şekerbank, yalıtım sektörünün köklü markası Filli Boya Capatect ile bir araya gelerek Türkiye’de yalıtım seferberliği başlatıyor.

Şekerbank - Filli Boya yalıtım seferberliği

E

nerji verimliliği yatırımlarının finansmanı konusunda Türkiye’d e bir ilk olan EKOkredi ürünü ile 82 bine yakın konutun yalıtılmasına destek olan Şekerbank ve dünya genelinde 50 yılı aşkın ürün ve uygulama tecrübesine sahip Filli Boya Capatect, yalıtım seferberliğine bilinçlendirme toplantılarıyla başlıyor. Apartman yönetimlerini enerji verimliliği ve yalıtım konusunda bilgilendirmek amacıyla 15 Nisan’d a Ankara’d an başlayacak toplantılar ile 1.500 apartman/ site yöneticisine ulaşılacak. Yalıtım buluşmalarının sonraki durakları ise Denizli, İzmir, Bursa, Balıkesir ve Tekirdağ

94

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

olacak. Proje kapsamında, yalıtım yaptıracak apartman/ site yöneticileri ve bireysel müşteriler, masrafsız olarak sunulan EKOkredi Yalıtım’ın 60 aya varan vade ve avantajlı faiz oranlarından faydalanabiliyor. Ayrıca, binalar Capatect uzmanlığı ile yalıtılarak Enerji Kimlik Belgesi ve ücretsiz teknik danışmanlık hizmeti de sağlanıyor. Yalıtım ile elektrik ve doğal gaz giderlerinde elde edilecek yüzde 50’ye varan tasarrufla yapılan harcamanın kendi kendini ödeyen yatırıma dönüşmesi hedefleniyor. Şekerbank EKOkredi-Filli Boya Capatect yalıtım seferberliği kapsamında, her yıl 60 bin konutun yalıtılması ve yıllık 300 milyon TL

finansman desteği sağlanması öngörülüyor. Yalıtım seferberliğinin tanıtım toplantısı, Şekerbank Perakende Bankacılık Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Ertürk ve Filli Boya Yalıtım Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk’un ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Şekerbank Perakende Bankacılık Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Ertürk, “2009 yılından beri enerji tasarrufuna destek veriyoruz, enerji verimliliği yatırımlarını yaygınlaştırmak amacıyla Türkiye’nin ilk EKOkredi programı ile enerji tasarrufuna desteğimize devam edeceğiz” dedi. Şekerbank, ısı yalıtım


HABER

sektöründe ürün ve uygulama tecrübesine sahip Filli Boya Capatect işbirliğiyle, Ankara’d a “yalıtım” hamlesi başlattı. 6 ilde yalıtım seferberliği toplantıları gerçekleştirileceğini belirten Ertürk, bu kapsamda ilk etapta 1.500 apartmana ve site yöneticisine ulaşacaklarını ve her yıl 60 bin konut yalıtımının hedeflendiği söyledi. Ertürk, iş birliğinin ilk adımının, apartman ve site yönetimlerini enerji verimliliği ve yalıtım konusunda bilgilendirmek olduğunu belirterek, enerji verimliliği yatırımlarının yaygınlaştırılması amacıyla Şekerbank’ın kredileriyle bugüne kadar 566 milyon liranın üzerinde finansman desteği sağlamanın yanında, 150 milyon metreküp doğalgaz tasarrufu ve 17,2 milyar kilovatsaat enerji tasarrufu sağladıklarının altını çizdi. Enerji tasarrufuna komple

bir proje olarak baktıklarını belirten Ertürk,” Türkiye’d eki toplam 20 milyon konutun yüzde 85’inin mantolamaya ihtiyaç duyması sebebiyle, ağırlıklı olarak yalıtım tarafında finansman kullandıracağız” dedi. Filli Boya Yalıtım Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk ise konuşmasında, “Türkiye’d e enerji verimliliği politikalarının yoğun şekilde devam ediyor, ilk defa başka bir kurumla enerji tasarrufu ve verimlilik alanında ortak bir çözüm önerisi sunmaya karar verdik” dedi. Dış cepheye uygulanacak doğru bir ısı yalıtım sistemiyle ortalama yüzde 50 enerji ve yakıttan tasarruf sağlanabileceğini söyleyen Dindoruk, her yıl ülke ekonomisine yaklaşık 25 milyar lira katkı sağlamanın mümkün olduğunu belirtti. Enerji Bakanlığı tarafından onaylanmış bir enerji

verimliliği danışmanlık firması olduklarını hatırlatan Dindoruk, bu sayede iş birliği kapsamında Enerji Kimlik Belgesi ve doğru yalıtım için ücretsiz teknik danışmanlık hizmeti sunduklarını bildirdi. Isı yalıtım sisteminin performansında, kullanılan malzemelerin kalitesinin, birbiriyle uyumunun ve doğru uygulanmasının önemine dikkati çeken Dindoruk, Filli Boya’nın ısı yalıtım uygulaması hizmeti veren bayileri tarafından Capatect teknik şartnamesine göre kullanılan ürünlerde 10 yıl garanti ve 2 yıl sigorta ayrıcalığı sunduklarını kaydetti. Filli Boya Capatect Yalıtım Pazarlama yöneticisi Bulut Şenyücel ise doğru yalıtım ve doğru malzemelerden oluşan bir ısı yalıtım sisteminin binalar için gerekli olduğunu söyledi.


EKONOMİ

Bina inşaat maliyetleri ilk çeyrekte yüzde 2.4 yükseldi inşaat maliyetleri, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5.9 ve dört çeyrek ortalamalarına göre ise yüzde 9.3 arttı

B

ina inşaatı maliyet endeksi (BİME), Ocak-Şubat-Mart aylarını kapsayan 2015 yılı birinci çeyreğinde, toplamda bir önceki çeyreğe göre yüzde 2.4 yükseldi.

İnşaat maliyetleri yükseldi

96

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Türkiye İstatistik Kurumu ( TÜİK ) Bina İnşaatı Maliyet Endeksi verilerine göre, inşaat maliyetleri, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5.9 ve dört çeyrek ortalamalarına göre ise yüzde 9.3 arttı. BİME’de 2015 yılı birinci çeyreğinde işçilik

endeksi bir önceki çeyreğe göre yüzde 3.3, malzeme endeksi ise yüzde 2.1 arttı. Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre işçilik endeksi yüzde 9.3 ve malzeme endeksi yüzde 4.9 arttı.



HABER

Rakiplere benzemek yerine fark yaratmayı prensip edindik

1979 yılında kurulan Yıldız Gaz, sürekli iyileştirme çabaları ile rakiplerine benzemek yerine fark oluşturmayı ilke edinerek, ticari yolculuğuna devam ediyor.

1

979 yılında kurulan Yıldız Gaz Armatürleri, bugün 150 kişiden oluşan uzman kadrosu ve dünya standartlarında modern makine parkuruna sahip 18 bin metrekare kapalı alanda kurulu Esenyurt / İstanbul'daki yeni fabrika binası ile konusunda Türkiye'de ve dünyada saygın kuruluşlar arasında yer alıyor.

98

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Yıldız Gaz A.ş Kalite Müdürü Mehmet Duman, Yıldız Gaz Armatürleri’nin kuruluşundan bu güne rakiplerine benzemek yerine fark oluşturan ve benzetilen olmak için kendi kalite prensiplerini oluşturduğunu belirtti. Duman; “Türk sanayisinin halen emekleme dönemini yaşadığı yıllarda, bu günün ISO

9001 kalite sistemleri henüz bilinmezken, kendi organizasyon el kitabını oluşturup bu günkü Kalite Yönetim sisteminin temellerini atmış bir kuruluştur yıldız Gaz” dedi. 1999 yılında sektöründe ilk ISO 9001 standardını alan Yıldız Gaz Armatürleri yönetim anlayışı kapsamında sadece bu


HABER

sistemin mevcut beklentilerini karşılamakla yetinmeyerek tüm alanlarda kalite yaklaşımının bir yaşam biçimi olması için sürekli iyileştirme çalışmalarına devam ettiğini aktaran Mehmet Duman, sözlerine şöyle devam etti; Kusursuz kalite ve uygun fiyatlarla ürün çeşidini arttırarak müşteri ihtiyaç ve beklentilerini en kısa süre ve en üst seviyede karşılamak üzerine kurulu satış politikası ile çıktığımız bu yolda, özellikle Avrupa başta olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinde ülkemizi gururla temsil edebilmek için ürünlerimiz, EN, ISO, DIN normları ve CE direktiflerine uygun olarak APRAGAZ ve TUV gibi uluslararası akredite ve saygın kuruluşlarca belgelendirilmiştir. Bu günkü rekabet koşullarında, zincirin tüm halkalarının güçlü olması, yani bu zorlu yolda yürüyüşünüze engel çıkarmayacak kalite de olması gerekir. Bu sebeple, ilk ürün tasarımından, her türlü mal/ malzeme alımı için tedarikçi seçimine, kontrol süreçleri dahil tüm üretim şartlarına,

ürünün sevkinden, satış sonrası hizmete kadar beklentilerin üstünde bir kalite seviyesi ortaya koymak mutlak kaçınılmazdır. İşte biz, tedarikçiler dahil tüm paydaşların, bu anlayışı benimsemesi ve oluşturduğumuz güçlü kalite zincirini sürekli kılmak için çok çalışıyoruz. Hatalı ürün ve fireler, en önemli maliyet unsurlarıdır ve marka değerinizi belirlemektedir. Bu sebeple tüm ürünlerimizi yüzde 100 testlerden geçirerek piyasaya sürerken, iç ve dış müşteri şikayetlerinin oluşmaması için, oluşturduğumuz sisteme uygun yetkin personel ve en yeni teknolojik imkanları kullanıyor, aynı zamanda tüm test ve kontrol cihazlarının sık sık denetimlerini yaparak hata olasılıklarını kaldırıyoruz. Ürettiğimiz ürünün satış sonrası hizmet kalitesini yüksek tutarak müşteri mağduriyetini önlemek amacıyla tamir/bakımların en hızlı şekilde yapılması, ürünlerimize 3 yıl garanti verilmesi ve en küçük uygunsuzluk durumunda ürünlerin yenisi ile değiştirilmesi, müşteri memnuniyetine

verdiğimiz önemin diğer göstergelerindendir. ISO 9001 kalite sistemine sahip olmanız, ürünlerinizi belgelendirmeniz, tabi ki bir kalite göstergesi, ancak günümüzde artık özellikle israf nedenlerini ortadan kaldıracak yeni sistemleri de kurum kültürünüze uygun olarak benimsemeniz gerekiyor. Bu sebeple Yıldız Gaz olarak biz de “Yalın Üretim Sistemini” benimseyip, mevcut kalite sistemimize entegre ederek tüm alanlardaki kalite problemleri dahil her türlü israfın ortadan kaldırılması için çalışmalar yürütüyoruz. Müşterilerimizin Yıldız markasına verdiği değer ve güven sayesinde bu gün Türkiye’de sektöründe lider olmanın getirdiği sorumlulukla bu marka bağlılığını sürekli kılmak ve yüzde 100 Türk markası olarak bayrağı dünyanın her köşesinde dalgalandırmak için tüm faaliyetlerimizde yenilikçiliğin, gelişimin ve üstün kalitenin adı olmaya devam edeceğiz.


HABER

Viko’dan dünya geleceği için ‘Yeşil Ofis’ uygulaması

“Yeşil Ofis” diploması Enerji verimliliği ve çevre duyarlılığı konusunda fark oluşturan uygulamalara sahip bulunan VİKO, WWF-Türkiye tarafından verilen Yeşil Ofis diplomasını almaya hak kazanarak sektöründe yine bir ilki gerçekleştirdi. VİKO, bu program kapsamında sağladığı elektrik ve su tasarrufu, atık yönetimi ve çalışma ofislerinde hayata geçirdiği kaynakların etkin kullanımına yönelik diğer iyileştirme uygulamaları ile çevre dostu kuruluşlar arasında olduğunu bir kez daha kanıtladı. “Hem gelecek kuşaklara hem de doğaya karşı sorumluyuz…” WWF-Türkiye tarafından Yeşil Ofis kriterlerine uygun bulunan VİKO, diplomasını WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak ile VİKO CEO’su Nusret Kayhan Apaydın’ın ve çalışanların katılımıyla gerçekleştirilen törende aldı. Törende konuşan WWF Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak “WWFTürkiye’nin Yeşil Ofis Programı, şirket çalışanlarının katkısıyla ofisteki mevcut kaynak kullanımını tespit ederek, ofisler için uygulanabilir kaynak yönetimi oluşturmayı ve bu

100

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

çerçevede çevreye verdikleri zararı azaltmayı hedefliyor. Programa katılan şirketler, bir taraftan doğal kaynaklar üzerinde oluşturan baskıyı azaltırken diğer taraftan ofis giderlerinde oluşan azalma sebebi ile tasarruf yapmış oluyor. VİKO'yu da Yeşil Ofis Programı'mızın bir parçası olduğu için kutluyoruz ve çabaları için kendilerine teşekkür ediyoruz.” dedi. VİKO CEO’su Nusret Kayhan Apaydın, dünyanın en önemli doğa kuruluşlarından biri tarafından bu anlamlı diplomaya layık görülmenin verdiği mutluluğa değindiği konuşmasında, ayrıca şunları söyledi; “VİKO’da sürdürülebilirliği kurumsal bir değer olarak tanımladığımız için üründe, üretimde, tesis yönetiminde ve sosyal sorumluluk projelerinde doğal kaynaklarımızın korunmasını ve enerji verimliliğini ana kriter olarak ele alıp faaliyetlerimizi bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz. Geldiğimiz noktada insanlığın doğa üzerindeki baskısı artarken, küresel iklim değişikliği ve doğal kaynaklarımızın giderek azalması, hepimizin bu alanlarda sorumluluk almasını gerektiriyor. Biz de VİKO

olarak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için gerçekleştirdiğimiz projeler ile yaşama değer katmaya gayret gösteriyoruz. Günlük yaşamımızın büyük bir çoğunluğunu iş ortamlarında geçirdiğimiz düşünüldüğünde, ofislerimizdeki faaliyetlerimizin tanımlanmış tasarruf kriterleri ile gerçekleşmesi ve ekolojik ayak izini azaltma girişimleri çok daha önem kazanıyor. Bu noktadan hareketle, geçtiğimiz yıl WWF-Türkiye iş birliğinde uygulamaya başladığımız Yeşil Ofis Programı kapsamında, elektrik ve su tüketiminin azaltılmasından kağıt ve kartuş tasarrufuna kadar birçok alanda, ofislerimizde ölçülebilir iyileştirmeler gerçekleştirdik. Çalışanlarımızın bu programı gönülden bir sorumluluk duygusu ile sahiplenmeleri bizleri ayrıca mutlu etti, onlara teşekkürlerimizi sunuyorum. Bundan sonraki hedefimiz, çalışanlarımızın kazanmış olduğu bu alışkanlıkları sürdürülebilir kılmak suretiyle, bir yaşam biçimi olarak içselleştirmelerini sağlamak olacak.



HABER

BS Tool Trade ile el aletleri sektörünün dev firmaları Türkiye’de

BS Tool Trade, mekanik ve elektrikli el aletlerinde HAZET, WERA, MOB Peddinghaus, NWS ve NAREX gibi dünya markalarının Türkiye temsilciliğini aldı.

102

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


HABER

B

S Tool Trade, mekanik ve elektrikli el aletlerinde HAZET, WERA, MOB Peddinghaus, NWS ve NAREX gibi dünya markalarının Türkiye temsilciliğini aldı. Bu markaların Türkiye pazarında kullanıcılarla tanıştırılmasını sağlamak prensibi ile kurulan firma, el aletleri sektörüne hızlı bir giriş yaptı. BS Tool Trade, faaliyetlerinin temelini, temsilciliğini yaptığı Avrupa merkezli, özellikle de Alman kökenli markaların, bayiler üzerinden satışının gerçekleştirilmesi ve satış oranının artırılmasını sağlamak oluşturuyor. Uzun yıllar el aleti sektöründe büyük firmalarda yöneticilik yapan, BS Tool Trade’in kurucusu

Savaş: “Tüm dünyada kalite, hassas ölçüm değerleri ve uzun ömürlülük simgesi haline gelen Alman HAZET, WERA, MOB Peddinghaus, NWS ve NAREX firmalarının uluslararası standartlarda onaylı geniş ürün yelpazesini Türkiye pazarına sunmanın heyecanını yaşıyoruz” Bülent Savaş: “Tüm dünyada kalite, hassas ölçüm değerleri ve uzun ömürlülük simgesi haline gelen Alman HAZET, WERA, MOB Peddinghaus, NWS ve NAREX firmalarının uluslararası standartlarda onaylı geniş ürün yelpazesini Türkiye pazarına sunmanın heyecanını yaşıyoruz”

diyerek, bu firmalara ait markaların, dünya pazarlarının aranılan ürünleri olduğuna dikkat çekiyor. Bülent Savaş, BS Tool Trade’in çalışma prensibini şöyle açıklıyor: “Öncelikli hedefimiz, bayiler ile yurt dışındaki üretici firmalar arasında koordinasyon görevi yaparak işlemlerin hızlı, düzenli ve sorunsuz yürütülmesini sağlamaktır. Otuz beş yıllık sektörel deneyimimi, Alman üreticileri ve Türkiye pazarını iyi tanımamın avantajlarını hizmete çevirerek, sektöre farklı bir anlayış kazandıracağız” dedi. BS Tool Trade, el aleti sektöründe temsilciliğini yaptığı seçkin Alman markalarını Türkiye’deki kullanıcılara ulaştırıyor.


FUAR VİZYON

Pakpen, Yapi Fuarı’nda standıyla büyük ilgi gördü

P

akpen, Yapı Fuar’ında Pakboard, Pakdoor ve Pakfoam markaları ile yer aldı. Pakpen’in standının inşasında tamamen kendi üretimi olan ve fuarda tanıtımını gerçekleştirdiği ürünleri kullanması ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Yapı sektöründe alt yapı ve bina içi tesisat boruları, PVC profil ve yalıtım olmak üzere 3 farklı ürün gamını birlikte üretebilen Pakpen, 38’incisi gerçekleştirilen Yapı Fuarı’nda bu yıl, Pakboard XPS ve EPS yalıtım malzemelerini, Pakdoor iç kompozit kapı modellerini ve geniş kullanım alanına sahip Pakfoam Köpürtülmüş PVC ve Foam Plaka ürünlerini ziyaretçilere tanıttı. Pakpen’in fuar standı da bu ürünler kullanılarak inşa edildi. Yapı Fuarı’nın hem yurtiçindeki iş ortakları hem de yurtdışından potansiyel müşterilerle bir araya

104

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

gelmek ve yeni iş fırsatlarını değerlendirmek için çok önemli bir platform olduğunu aktaran Pakpen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Tuza, “ Bu yıl fuarda yalıtım ürünlerimizi ön plana çıkarmayı tercih ettik. Bildiğiniz gibi yalıtım sektörü özellikle son yıllarda büyük bir ivme kazandı. Bugün artık binalarda yalıtım, yasalarca da düzenlenir hale geldi. Enerji tasarrufunun giderek önem kazanması sayesinde yeni yapılan binalarda yalıtım artık ön planda. Biz de Pakpen olarak yalıtım konusunda oldukça iddialıyız” dedi. Tuza, yalıtımın yalnızca bina yalıtımı olmadığını, ev içerisinde de yalıtımlı ürünler kullanılmasının önemli bir fayda sağladığına dikkat çekerek “Türkiye’de kapı üretiminde ısı yalıtım levhası EPS’yi kullanan ilk firmayız. EPS ile kapıdaki kalite iddiamızı,

ses ve ısı yalıtımı özellikleri ile güçlendirdik. Çünkü artık bir evden beklenilen konfor seviyesi değişmiş ve artmış durumda” diye konuştu.

Pakfoam’dan farklı sektörlerin çok çeşitli ihtiyaçlarına cevap veren ürünler Pakpen bu yıl Yapı Fuarı’nda Pakfoam PVC Plaka ve Foam Plaka ürünlerini de ziyaretçilerin beğenisine sundu. Köpürtme ajanları kullanılarak üretilen Pakfoam ürünleri, özellikle reklam sektörü ve inşaat sektörü başta olmak üzere farklı sektörlerin çok çeşitli ihtiyaçlarına cevap veriyor. Hafif bir malzeme olan Foam Plakalar; işleme, depolama ve taşıma rahatlığı sunarken, kaliteli bir baskıya da olanak veriyor.



KAYSERİ

AYIN NALBUR VE HIRDAVAT TOPTANCISI

“Türkiye’deki olumsuz ekonomik gelişmeler 2015 yılı ilk çeyreğinde pazarımızı da etkiledi”

Ahmet ALİBEYOĞLU

Marka ve markalaşmak önceliğimiz Öncelikle Alibeyoğlu Hırdavat ve Nalburiye’ nin kurumsal yapısından ve kuruluş aşamalarından bahseder misiniz?

1950 yılında babalarımız Hacı Mustafa Alibeyoğlu ve Hacı Ömer Alibeyoğlu tarafından kurulmuş olan firmamız, 1980 yılında ikinci nesil olarak Ahmet Alibeyoğlu ve Mehmet Alibeyoğlu’na devredilmiştir. 1997 yılında Alibeyoğlu A.Ş kimliği altında kurumsal bir altyapı oluşturduk. Kayseri ve civarında bütün il ve ilçelerle 2 bin müşteri portföyü, 3 bin kalem malzeme ile hizmet vermekteyiz.

106

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Ürün gruplarınız nelerdir? Bayiliğini yaptığınız markalardan ve tercih sebepleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Kendi markanız var mı? Hırdavat, nalburiye, boya ve yan mamulleri, genel başlıkları altında ürün gruplarımız bulunmaktadır. Kale Kilit, Yaparlar, Naksan Plastik, Çelik Hortum, Hok Kilit, Doğuş Fırça, Özgür Plastik, İto Kilit, Meridyen Vida, Birleşim İzolasyon, Doğrular Madeni Eşya, Marshall Boya, Akzo Nobel, Grofen Yalıtım gibi yaklaşık 150 ayrı firma bayiliğimiz bulunmaktadır. Beyoğlu markası adı altında

fason çivi ve tel üretimimiz bulunuyor. Firmamız mümkün olduğunca piyasada kendini ispatlamış markalarla çalışmayı tercih ediyor.

Bayi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Çalışma prensiplerinizden bahseder misiniz?

İkili ilişkilerde güvenli olduğunu düşündüğümüz, istihbarat bilgisinde genel ticari prensiplere uygun rüştünü ispatlamış birimlerle çalışmayı tercih ediyoruz. Dürüstlük en önemli seçici prensibimiz.

Bölgenizdeki Nalburiye


AYIN NALBUR VE HIRDAVAT TOPTANCISI

ve hırdavat pazarını değerlendirir misiniz? Pazar yeniliğe açık mı? Sorunların çözümü için neler yapılmalı?

İç Anadolu Bölgesi, gerek tabii gerek coğrafi sebeplerden dolayı oldukça zor bir bölgedir. Dolaysıyla ticari zihniyet oldukça gelişmiştir. Tarımsal, hayvansal ve gerekli sanayii üretimi yetersizliği bölge insanını ticaret yapmaya itmiş, bunun sonucu arz miktarı çoğalmıştır. Satıcı arzında ki yoğun artış maalesef kıyasıya bir rekabet doğurmaktadır. Bu pazar şartlarında kendimizi maksimum verimlilikte tutabilmek için elimizden geldiğince müşteri memnuniyetini ön planda tutarak, hizmet etmeye çalışıyoruz.

Son kullanıcılarda ‘doğru ürün’ algısı oluşması için neler yapılmalı? Siz bu kapsamda hangi çalışmaları yapıyorsunuz?

İmalat sektöründe olmadığımız için, biz olayın mümkün olduğunca

müşteriden olumsuz geri dönüşüne dikkat ederiz. Eğer bu konuda olumlu veriler söz konusu ise, o malzeme veya marka bizim için doğru olandır. Tanıtım konusunda mümkün olduğunca üretici firmaları yönlendirmeye çalışıyoruz.

Sektörünüzü etkileyen faktörler nelerdir? Etkilenmemek için neler yapılmalı? Sektörümüz toplu alım anlayışı ve toplu imalat anlayışı geliştikçe maalesef tedarik yönünü değiştirmekte. Bu konuda kendimizi geliştirmek ve piyasadaki yerimizi sağlam bir zemine oturtmak için, elimizden geldiğince markalaşmaya çalışıyoruz.

Alibeyoğlu Hırdavat ve Nalburiye’ nin bölgesindeki pazar payı nedir? Pazar’ın gelişmesi için neler gerekiyor? Bölgemizde Pazar payımızın yüzde 40 civarında olduğunu düşünüyoruz. Pazar payımızı artırmamız markalaşmamız oranında mutlaka

yükselecektir.

2015 yılı için yol haritanız ve hedefleriniz nedir? Geçtiğim 3 ayı sektör açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? 2015 yılı yeni taşındığımız yerle birlikte bizim için yeni bir sayfa açacağını düşünüyoruz. Bu bağlamda pazar payımızı artırmak için daha güçlü ve doğru mal alımı için hedefe odaklandık. 2015 yılı ilk çeyreği maalesef genel Türkiye’d e ki olumsuz ekonomik gelişmeler, pazarımızı da etkilemiştir. Seçimlerden sonra daha istikrarlı bir pazar yapısına kavuşulacağını düşünmekteyiz.

İnşaat malzemesinden hırdavata ithal edilen 130 ürüne yüzde 25 ek vergi getirildi bu konu ile alakalı neler söylemek istersiniz? Sektöre etkisi ne yönde olacaktır? Küçük ölçekli imalat sanayini korumak ve geliştirmek adına doğru olduğunu düşünüyoruz. Ama bu avantaj haksız rekabet sonuçlarını doğurup pazarımıza umarız fahiş fiyat


AYIN NALBUR VE HIRDAVAT TOPTANCISI

şeklinde yansımaz.

Eski ticari kavramların neredeyse yok olduğu bir süreçteyiz. Bu noktada e-ticaret kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bilgi ve teknoloji çağında bunlardan uzak durarak yaşamı sürüklemek mümkün olmayacaktır. Zamanın gerekliliği olan e-ticareti de devreye sokmak için alt yapı çalışmalarımız devam

108

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

etmektedir.

Sektörünüzü değerlendirir misiniz? Sektörün geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde inşaat sektörü her zaman lokomotif olmuştur. Sektörümüz bu açıdan ilerlemeye açıktır. Bu sektörde kalıcı olmak adına marka imajımızı mutlaka

oluşturmak zorundayız.

Toparlamak gerekirse son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir? Ticaretle uğraşan bir kurum olarak, geleceğe güvenle bakmak için, istikrarlı bir yönetime ihtiyacımız vardır. Ülkemizin siyasal yapısı ne kadar güvenilir ve istikrarlı ise geleceğe güvenle bakışımız o derece yüksek olacaktır.



BÖLGE ESNAFININ SESİ

KASTAMONU

İthalatçılar servis konusunda gereken önemi vermiyor

Ayhan Efe

Öncelikle kendinizden ve firmanızın kuruluşu hakkında bilgi verir misiniz? 1995 yılında İnebolu’da kurulan firmamız 2000 yılında genel merkezini Kastamonu merkeze taşıyarak büyümeye başlamış, bugün iki mağaza ve üç depodan oluşan 2000 metrekare'lik fiziki altyapısı ve alanında yetişmiş personelleri ile başta Kastamonu olmak üzere Batı Karadeniz bölegesinde faaliyet göstermektedir.

Bayiliğini yaptığınız markalar nelerdir? Tercih edilme sebeplerinden bahseder misiniz? Firma olarak taahüd ile toptan ve perakende olarak faaliyet göstermekteyiz. Taahüd grubunda ısıtma soğutma, havalandırma

110

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Kastamonu'da ticari hayatını sürdüren Ayka Dış Ticaret iki mağaza ve üç deposu ile hizmet vermeye devam ediyor. Firma sahibi olan Ayhan Efe ile yaptığımız söyleşide Efe; “Sektörel anlamda en önemli problemlerin başında ithalatçıların servis konusuna gereken önemi vermemesinden kaynaklanıyor. İthal ürünlerin yanında türkçe kullanım klavuzlarının olmaması ya da gelişigüzel hazırlanması, satın alınan ürünlerden maksimum faydanın sağlanmasına mani oluyor.” dedi. alanında mühendislik hizmeti ve anahtar teslim projeler yapmaktayız. Baymak Özel statülü bölge bayii olarak Baymak çatısı altındaki tüm markalarda satış ve uygulama olarak hizmet vermekteyiz. Diğer yandan Makine market olarak bölgemizde kurumsal ve bireysel müşterilerine en çok çeşit sunan firmayız. Reisshop olarak basta Makita El Alatleri ve tüm Reis Makine ürünlerinin bayiliği, Dewalt, Blac&Decker, Stanley, Aeg, Stayer, Einhell, Karcher, Atlas gibi 30’a yakın markanın bayiliğini yapmaktayız. İnsanlar artık kalitesiz malın daha pahalıya mal olduğunun biliciyle hareket etmeye başladı. Servisi olan ve satış sonrasında sorun çıkarmayan markalar daha çok tercih edilmeye başlandı. Bu da müşteri memnuniyetini esas

alan bizim gibi firmaların tercih edilmesini sağlıyor.

Bölgesel olarak yaşanan sıkıntılar nelerdir? Çözüm için neler yapılmalı? Bölgemizin en önemli konularının başında lojistik dezavantajlar geliyor. İkinci olarak kalifiye eleman sıkıntısı var. Özellikle son yıllarda ürünler teknolojik olarak geliştiği ve müşteri beklentileri arttığı için tüketici ihtiyaçlarına doğru orantılı ürün sunabilmek adına yetişmiş insan gücüne azami oranda ihtiyaç duyuyoruz.

Sektörel olarak yaşanan sıkıntılar nelerdir? Sektörümüz büyük oranda ithalata bağımlı olduğu için kur hareketleri ve ihtalata gelen antidamping vergileri ileriye dönük plan yapmayı



BÖLGE ESNAFININ SESİ

güçleştiriyor. Diğer yandan sektörel anlamda en önemli problemlerin başında ithalatçıların servis konusuna gereken önemi vermemesinden kaynaklanıyor. İthal ürünlerin yanında türkçe kullanım klavuzlarının olmaması ya da gelişigüzel hazırlanması, satın alınan ürünlerden maksimum faydanın sağlanmasına mani oluyor. Diğer yandan karsız yada kar denemeyecek oranlarla yapılan satışlar satış yapan firma için belki günü kurtarmaya yetiyor ama uzun süreçte hem firmalara hemde sektöre ciddi sıkıntılar doğuruyor.

2014 yılsonu hedeflerinize ulaştınız mı? 2015 yılı için öngörüleriniz nelerdir? 2014 yılını önceki yıla oranla yüzde 8 ciro artışı ile kapattık. 2015 yılında cirosal anlamda yüzde 12 artış ama karlılık anlamında bir artış olmadan kapatacağımızı öngörüyoruz.

Ürün gruplarınız nelerdir? Ürün gruplarına göre hangileri daha hareketli? Makina,hırdavat,Isıtma soğutma ürünleri,pompa ve hidrofor ürünleri,tesisat malzemeleri ,bahçe ve tarım makinaları oluşturmaktadır. Bahar aylarında bahçe makinaları ve pompa grubu,inşaat makinaları ve elektrikli el aletlerinde ,sonbahar ve kış aylarında ise ısıtma ürünlerinde bir hareketlenme oluyor. Diğer ürünlerimiz ise yıl içinde genelde rutin bir satışa konu oluyor.

Şubat ayı içerisinde bakanlık tarafından getirilen yüzde 25’lik vergi zammında bildiğiniz üzere hırdavat sektörü de yer almakta. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Ek vergi zammının size yansımaları ne yönde oldu? Özellikler imalat ve şantiye bazlı çalışılan yerlerde fiyat geçişi nedeniyle talepte bir azalma ve duraganlık oldu. Müşterilerde fiyat farkını tolere edebilmek için muadil olan daha ucuz ürünlere bir yöneliş oldu.

Son olarak neler eklemek istersiniz? Sektörümüzdeki acımasız rekabetin üretici, distribütör, ithalatçı ve bayiler açısından kuralları net olarak konmuş ilkeler ve yasalarla düzenlenmesi herkesin hayrına olacaktır.

112

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15



BÖLGE ESNAFININ SESİ

EDİRNE

Her geçen yıl bir önceki yıl da yapılan ciroları arar hale geliyoruz

Özçetin Rulman Teknik Hırdavat‘tan Özden Çetin ile Söyleşi yaparak sektöre dair değerlendirmelerini aldık

Özden Çetin

Öncelikle kendinizden ve firmanızın kuruluşu hakkında bilgi verir misiniz?

Firmamız 1985 yılında Hüdai Çetin tarafından kurulmuştur. O yıllarda okuldan zaman buldukça işleri babamla birlikte yürütürdük. 2009 yılında babam vefat edince işleri devraldım ve 6 yılıdır tamamen ben yönetiyorum.

Bayiliğini yaptığınız markalar nelerdir? Tercih edilme sebeplerinden bahseder misiniz? Bayiliğini yaptığımız markalar; İzeltaş El Aletleri, Atlaş El

114

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Aletleri, Yıldız Gaz Armatürleri, Makita ve Bosch Elektirkli El Aletleri, Bando Kayış Fag Ors Skf Rulmanları ve Skt Yağ Keçeleri. Genelde müşterilerin talepleri doğrultusunda ürün gamımızı genişletiyoruz. Bizi bu markalara yönlendiren de kalite güven ve hızlı servis ağı olmasıdır.

Kaç çalışanınız var? Firmanız çalışma prensibi nedir? Fiyat politikasını nasıl planlıyorsunuz? Şuan benimle birlikte üç kişi çalışmaktayız . Malum piyasadaki durgunlukta bizim büyümemizi engelliyor. Her zaman müşteriye doğru malı

tercih etmesini öneriyor ucuz malın daha pahalıya mal olacağını söylüyorum . Kapıdan giren her müşteriyi bizden memnun kalmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bizim Özçetin Teknik Hırdavat olarak başlayıp Özçetin Rulman Teknik Hırdavat olarak devam eden babadan oğula geçen bu sürede her zaman müşteriye dürüst ve kaliteden ödün vermeden hizmet ediyoruz. Masraflarımız ağır ve bu masrafları (kira stopaj vergi personel masrafı) ve buna birde internet üzerinden yapılan satışlar eklenince insanları malı yerinde görmek yerine internet üzerinden karısında kiminle


BÖLGE ESNAFININ SESİ

muhatap olacağını bilmeden alışveriş yapınca doğal olarak bizim satışlarımızda etkileniyor. Müşterilerimizi üzmeyecek bizimde en azından az da olsa ekmek yiyebileceğimiz şekilde hareket etmeye çalışıyoruz. Ben fiyatların tekel ürünleri sabit olmasını istiyorum. Sabit olmayan piyasada veya serbest piyasada fiyatlar çok değişiyor ve çok çeşitli fiyatlar çıkıyor. Sabit fiyat politikasında müşteri fiyat farkından dolayı aldatıldığı kanısına varmayacak ve daha güvenli bir alışveriş ortamı sağlanmış olacak.

Bölgesel olarak yaşanan sıkıntılar nelerdir? Çözüm için neler yapılmalı? Bulunduğumuz bölge Trakya bölgesi, tarımla uğraşan bir bölge olduğundan ve iklimden dolayı ürün ekilemiyor. Çözüm fabrikalarda ve devletin yapacağı yatırımlardan geçiyor. Bölgede

çelektik fabrikaları ağırlıkta olup bunların dışında un tuğla kömür ocakları var ama yeterli değil . Organize sanayi bölgeleri açılarak daha bir hareketli günler bekliyoruz. Bu sayede bölgemizden iş için göç eden binlerce birey geri gelecek ve kentimiz daha çok gelişecek diye ümit ediyoruz.

Sektörel olarak yaşanan sıkıntılar nelerdir?

Sektörümüz en hızlı büyüyen sektörlerden bir tanesi. Devamı olan bir iş elimizden bulunan veya yeni aldığımız yeni gördüğümüz çeşitler her yerde her zaman kullanılacak ürünler( dipsiz kuyu misali) sonu yok . Her gün yeri bir iş yeri açılıyor ve bunlar açıldıkça çoğaldıkça pastadan aldığımız pay küçülüyor ve bir süre sonra bırakın pastadan yemeği pastayı göremez hale geliyoruz..

2014 yılsonu hedeflerinize ulaştınız mı? 2015 yılı için öngörüleriniz nelerdir? 2014 yılı sonunda planladığımız cirolara tabi ki ulaşamadık. Çok zorlu bir 2014 yılı geçirdik. Yaşadığımız 2 seçim bunu en büyük nedenidir. Her yeni seçim halk için düşünmeye bazen de karamsarlığa yol açabiliyor. Tabi ki buda müşteri potansiyelimizi olumsuz yönde etkiliyor. Her geçen yıl bir önceki yılda yapılan ciroları arar hale geliyoruz. Bu yıl için öngörüm şu dur ki; herkes hesabını kitabını çok iyi yapmalı. Zor günler bizi bekliyor. Piyasa daha da durgunlaşacak ve içinden çıkılmaz hale gelebilir. Dövizin yükselmesi bu yıl birde genel seçimlerin olması ayağını yorganına göre uzatmayanı sıkıntıya sokabilir. Eskiden bankalar bizlerin kapısında beklerken artık biz onların kapısında bekliyoruz. Kredi ile dönmeyen, çeki ödensin


BÖLGE ESNAFININ SESİ

diye kredi kullanmayan esnaf neredeyse yok.

Şubat ayı içerisinde bakanlık tarafından getirilen yüzde 25’lik vergi zammında bildiğiniz üzere hırdavat sektörü de yer almakta. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Ek vergi zammının size yansımaları ne yönde oldu? Vergi zammı benim düşünceme göre yerinde bir uygulama .Bunun faydalarını zaman içerisinde göreceğiz ve sonunda da ithal ürünler azalıp yerli ve kaliteli ürünler pazarımızda tekrar kendine yer bulacaktır. Başta da bahsettiğim gibi kalite öne çıkıp markalar üzerinden satış yapılacaktır. Bu durum da müşteri aldatıldım duygusuna kapılmayacak. Çünkü bilinçsiz müşteri sadece malzemenin görüntüsü ile ilgilenirken bilinçli müşteri onun markasına kullanılan hammaddesinin kalitesiyle ilgileniyor. Şuan bir bocalama dönemi içerisindeyiz. İthal ürün fiyatları tam netleşmediğinden müşteriye, oluşan fiyat zammını bakanlar kurulunun çıkarmış olduğu kararnameyi göstererek açıklıyoruz.

Son olarak neler eklemek istersiniz?

1985 yılından bu yana bölgemizde kaliteden ödün vermeden hizmet etmekteyiz. 30 yıldır güler yüzlü ve dürüst iş arkadaşlarımızla bu yola baş koyduk değerli müşterilerimize hizmet etmek için varız. 2015 yılının bütün Nalbur Teknik üyelerine bol kazançlı sağlıklı huzurlu bir süreç yaşatmasını temenni ediyorum

116

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15



BÖLGE ESNAFININ SESİ

SİVAS

Bir önceki aya göre malzeme alımı nerdeyse yarıya düştü

1988 yılında ticari hayatına adım atan Hamle Hırdavat Sivas’da faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor

Ahmet Haksever

Hamle Hırdavat sahibi Ahmet Haksever firmalarının toptan ve perakende inşaat malzemeleri, teknik hırdavat ve boya satışı yapmak üzere 1988 yılında Sivas’d a kurulduğunu belirtirken, 27 yıl önceki heyecanları ile hizmet etmeye devam ettiklerini aktardı. Ahmet Haksever; Firmamız toptan ve perakende inşaat malzemeleri,teknik hırdavat ve boya satışı yapmak üzere 1988 yılında sivas’d a kurulmuş olup 27 yıl önceki heyecanımızla hizmet etmeye devam etmekteyiz. Bayiliğini yapmış olduğumuz markalar; BoschSkill-Dremel Elektrikli El

118

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Aletleri, İzeltaş El Aletleri, Kale Kilit, Onduline, Dyo Boyaları, Sika Yapı Kimyasalları, Gedik Kaynak Ekipmanları, Sel Kauçuk, Siba Silikonları, Dekor Mamülleri, Yıldız Kaynak Ürünleri, Ceta Form El Aletleri, Meridyen Vida, 3M, Cömert Merdiven” dedi. 5 çalışanları ile önceliklerinin müşteri memnuniyeti olduğunu aktaran Ahmet Haksever, İş ortaklarımıza mümkün mertebe kaliteyi ucuza en hızlı biçimde temin etmek bizlere karşı olan güvene layık olmak maliyet ve rekabet odaklı bir fiyat politası izlemeye gayret gösteriyoruz.” dedi.

İstihdam darlığı, işssizlik ,mevsimsel olarak çalışma sürelerinin sınrlı olması ve kaliWfeye eleman yetişmesinde eğitimin az olmasını bölgesel sıkıntıların başında olarak değerlendiren Ahmet Haksever sözlerine, “Sanayii alanında hem özel hemde devlet yatırımlarının çok yetersiz olması başlıca sıkıntılardan. Üretime yönelik sanayii yatırımlarının arttırılması, mevsimsel durumlarda gözetilerek süreklilik arz edecek iş kollarının oluşturulmasını sağlamak bu sorunlara çözüm oluşturabilir.” şeklinde devam etti.



BÖLGE ESNAFININ SESİ

Sektörel sıkıntıların başında istikrarın olmamasını gösteren Ahmet Haksever “Sadece devletin bazı zamanlarda ki inşaat yatırımları ve toplu konut yatırımlarına bağlı hareketlilik dışında sürekli bir hareketlilik bulunmuyor. Ayrıca satışların yüzde 60'ı vadeli yapılıyor ve geri dönüşleri oldukça sıkıntılı oluyor. Piyasadaki nakit sıkıntısı bu yıl kendini hissettiriyor.” dedi. Ahmet Haksever 2014 hedeflerimize her ne kadar ulaşsakta, 2015 yılı için maalesef umutlu değiliz. Son 4 ayda piyasada ki nakit sıkıntısı tahsilatlarımızın zamanında yapılamaması bizleri olumsuz etkiledi. Dövizde ki hareketlilik , seçimlerin olması, arkasından ramazan ayının gelmesi ile yıl bizim için bitiyor.” dedi. Şubat ayı içerisinde ithal ürünlere getirilen ek vergi ile ilgili konuşan Ahmet Haksever, sözlerine şöyle devam etti; “Bakanlığın yapmış olduğu yüzde 25 ek vergi zammının yanında, dövizdeki yüzde 15'lik artış uzun zamandır fiyat artışı yapamayan ithalatçılarımıza bir fırsat doğurdu. Çoğu yüzde 40 zam yerine yüzde 60 ile yüzde 80 arası bir zam yapmayı tercih ettiler. Müşterilerimizi bu yeni fiyat uygulaması çok şaşırttı. Bir hafta önce aldığı malzemenin bir anda nerdeyse iki katına çıktığını görünce bir çoğu almaktan vaz geçiyor. Bir önceki aya göre malzeme alımı nerdeyse yarıya düştü. Ama herşeye rağmen iyimserliğimizi korumaya çalışıyoruz. 2015 yılının tüm camiamıza hayırlı bol kazançlar getirmesini temenni ediyorum, ayrıca bizlere bu imkanı tanıdığınız için şahsınızda Nalbur Teknik dergisi ailesine şükranlarımızı sunarız.”

120

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15



BÖLGE ESNAFININ SESİ

BARTIN

Küçük karlılıklarla, doğru, sağlam seçimlerle yüksek cirolar hedefliyoruz Bartın’da 1970’li yıllarda kurulan Boyyap Boya Yapı Malzemeleri firması 2000’li yıllarda şirketleşme sürecine girerek ticari hayatına devam etmektedir. Ali Yılmaz ile yaptığımız söyleşide sektöre ve şirkete dair genel bilgiler alarak bir söyleşi gerçekleştirdik

F

irmamız aile şirketi olup, temelleri 70 ‘li yıllarda marangozluk ve camcılık, sonra nalburiye ve boya inşaat malzemeleri de eklenerek geliştirilmiş ve 2000’li yıllarda bizlerinde şirketleşme ile geliştirerek devamını sağladığımız bir oluşumdum olmuştur. Boya ve ısı yalıtım mantolama ürünleri ana kalem olmak üzere işletmemiz sıhhi tesisat yapı kimyasalları ve nalburiye konularında hizmet veriyor. Parrot Boya, Dünya Eps, Polisan Boya - Exelans Enerji Polisan Isı Yalıtım Sistemleri , Parex, Geser Yapı Kimyasalları , Alvit, Bartın seramik , Yepsa pvc boruları, Pera Boya, Dekor, Hassan, Rulo El Aletleri Grubu

122

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

ürünlerin pazarlama ve dağıtımını yapıyoruz. Toplamda 7 çalışanımızla beraber bizler işletme olarak tam zamanında doğru hizmet anlayışı ile lojistik ve depolama anlamında müşteri memnuniyeti ana hedef alınarak çalışmalarımıza ağırlıkta Bartın , Zonguldak illeri ve ilçeleri olmak üzere Karabük ve Kastamonu’da devam ediyoruz. Parrot Boya ve Polisan Boya Başta olmak üzere, Dünya Eps , Parex Grup, Alvit Virifiye , Yepsa Pvc Boru gibi güçlü partnerlerle çalışma imkanı bulmamız, bizleri de dolayısıyla müşterilerimizi de daha güzel noktalara taşımaktadır. Ürünlerin ve hizmetlerin, fiyatlandırılması konusunda

üretici firmaların kendi rekabetçi politikaları yanında, bizlerde küçük karlılıklarla, doğru, sağlam seçimlerle yüksek cirolar hedeflemekteyiz. 2014 Yılı hedeflerimiz konusunda büyük ölçüde başarılı olduk, bunu hedeflerin ulaşılabilir ve makul hedefler olmasına da bağlayabiliriz. 2015 Yılı için de hedeflerimiz anlamında ilk çeyrek için doğru yoldayız diyebiliriz. Ürün gruplarımız boya ve ısı yalıtım grupları başta olmak üzere ince tabir edilen inşaat malzemeleri, seramik, vitrifiye, nalburiye ve Hırdavat ürünleri. Pvc borular ve ek parçaları strafor kartonpiyer ve söve şeklindedir. Şuan bölgemiz için yalıtım işleri oldukça yoğunluktadır.


BÖLGE ESNAFININ SESİ

Bu gruplarda Polisan Exelans enerji ürünleri başta olmak üzere , Parex & Geser - Dünya Eps & Kapla Dow Xps ürünleri ve markaları ile toptan ve perakende olarak hizmet vermekteyiz

Bölgesel yöneticilerin yaklaşımları oldukça önemli

Genel olarak bölgemiz de geçmişte yurt dışında çalışan işçiler ve maden çalışanları temel müşteri profiliyken son yıllarda, Avrupa ülkelerindeki sorunlarla gelir ve alım gücündeki düşüşler ve birinci kuşak bölgelerine yatırım yapma isteklerinin az olması ve madenlerinde eskisi kadar çalışana yer verilmemesi, bu kanallarda ki gelir kaynaklarını düşürmüştür. Bu yüzden eski dönemlerde işsizlikten biraz daha az etkilenen bölgemiz şimdilerde daha çok etkilenmekte ve göç vermektedir. Sektörel olarak ülkemizde ve yöremizde işsizlik olması yanı sıra çalışan da bulmanın güç olduğu tezatlıklar yaşanmaktadır. İnşaatlarda çalışmalar yerel çalışanlar yanı sıra bölge dışından gelen çalışanlarla sürdürülebilmektedir. İş güvenliği konusu oldukça önem arz etmektedir. Hedef insan odaklı , insan sağlığının birinci öncelik olması gerektiği konusunu her zaman ön planda tutarak işlerimizi yapmamız, tedbirlerimizi almamız gerektiği fikrindeyiz. Bütün işlerde ve insan yaşamında olduğu gibi bölgesel yöneticilerin yaklaşımları oldukça önem arz etmektedir. Bölgesel yöneticilerimizin de öncelikle ticaretten ve özellikle inşaat sektöründen olmaları, sorunların anlaşılması ve çözüme odaklanılması anlamında sektör olarak kolaylık sağlıyor. Onlara ayrıca teşekkürlerimiz bildirmek isteriz. Son olarak bizlerin de fikirlerimizi açıklayabilme imkanı sağladığınız için tüm çalışanlarınızla birlikte sizlere teşekkür ederiz.


BÖLGE ESNAFININ SESİ

KASTAMONU Kastamonu ilçesi Tosya’da 1880’lü yıllarda temellerini atıp 2015 yılına kadar ticari hayatına devam eden Abayın Ticaret, hem Tosya’ya hem de ticaret alanına yaptığı desteklerle büyümeye devam ediyor. Firma sahibi Hasan Abayın, sektörde çeşitli kalite standartlarının olması, müşterilerin kalite ayırt edememesi neticesinin işlerine yansıdığını belirterek, sektöre ilişkin analizleri ve ticari faaliyetleri hakkında bilgi verdi Hasan Abayın

Denetimlerin yapılarak ülkemizi hırdavat çöplüğünden kurtarılmasını ümit ediyorum Öncelikle kendinizden ve firmanızın kuruluşu hakkında bilgi verir misiniz?

Firmamız 1800’lü yılların başlarında kurulmuş olup kurulduğu günden buyana Kastamonu’nun Tosya ilçesinde bir çok sektörde faaliyet göstermiş ve göstermektedir. Faaliyet göstermiş olduğumuz dönem içerisinde kalite ve dürüstlükten taviz vermeyen kuruluşumuz 65 senedir Singer, 70’e yakın senedir ÇBS Boya bayiliği yapmış olup dededen toruna intikal ederek işimizi sürdürmekteyiz. Bugün Hasan Abayın önderliğinde bu anlayış ile devam etmektedir. Ayrıca 1988 yılında kurduğumuz doğan tuğla üretim fabrikamızda

124

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

sunduğumuz ürün çeşidi ve hizmetlerle müşteri memnuniyetini ön planda tutan, çalışanlarının gelişimine önem veren, kalite yönetimi sisteminin sürekliliğini modern üretim tekniklerini uygulayarak sağlayan ölçen ve iyileştiren sektöründe lider firmalar arasına girebilmek için yeniliklere açık bir firma misyonundayız. Doğan Tuğla Fabrikası 1992’den beri yönetim kurulu başkanlığı görevini de yürütmekteyiz. 2001-2009 yılları arasında Tosya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı yapmış olup dönem içerisinde kamu kurum ve kuruluşları ile yapmış olduğumuz çalışmalarla OSB’nin kurulması sağlanmış ve bugün faaliyetini sürdürmektedir. Ayrıca Tosya’ya doğalgazın gelmesini sağlayarak,

Tosya sanayisinde kullanılmasını sağlanmıştır. Gayrimülkler üzerinde bulunan vakıf şerhleri TOBB Başkanı, Başbakan ve devlet büyükleri ile görüşülerek çözülmüş ve bu yolda az da bir katkı sağlayarak Türkiye’de vatandaşın malındaki vakıf hisselerinin çözülmesine yönelik meclisten bir kanun çıkarılmıştır. Tosya’da bağ-kur şubesinin kapatılmasından sonra mağdur olan esnafın mağdurunun giderilmesi için Tosya TSO nezaretinde bağkur irtibat bürosu açılarak işveren ve çalışanlarının kolay ulaşabilmesi sağlanmıştır. Tosya’da bulunan bütün oda ve dernekler bir araya getirilerek sivil toplum kuruluşları birliği kurulmasına da sağlanmıştır.


BÖLGE ESNAFININ SESİ

Bayiliğini yaptığınız markalar nelerdir? Tercih edilme sebeplerinden bahseder misiniz? Geçmişte Singer, Profilo, Vestel bayilikleri yapan kuruluşumuz bugünde beyaz eşya sektöründe Sınger-Hotpoint-Samsung bayiliği Züccaciye sektöründe Paşabahçe ve nalburiye sektöründe sektörün güçlü markaları ile Reis Shop bayiliği olup faaliyetlerimize devam etmekteyiz. Müşterilerimizin bizi tercih etmelerinin başında güvenirlik ve kalite anlayışımız gelmektedir.

Kaç çalışanınız var? Firmanız çalışma prensibi nedir? Fiyat politikasını nasıl planlıyorsunuz?

Firmamız Tosya’da 6 kişi ile hizmet verirken tatil ve bayramlarda dahil olmak suretiyle erken işe başlayıp geç kapatma prensibimiz neticesinde müşterilerimizin her an açık olduğumuz düşüncesi hafızalara kazınmış olup istedikleri ürünü temin edebilmekteyiz. Fiyatlarımızı maliyetine en kurtarır şekilde belirleyip müşterilerimizin kaliteli ürünü düşük fiyatlara bulabilmelerini sağlıyoruz.

Bölgesel olarak yaşanan sıkıntılar nelerdir? Çözüm için neler yapılmalı?

Bölgesel olarak ipek yolu üzerinde

bulunan ilçemiz ulaşılması kolay bir yer olmasına rağmen sadece kara yolu bağlantısı neticesinde ilçemizde üretilen ağaç sanayisi ve tuğla sanayisi tekstil sanayisi petrol fiyatlarının yüksekliği hammadde ve enerji kanallarına uzaklığı neticesinde maliyetlere yansıyor olup ilçemizde ürettiklerimizi Türkiye ve yurt dışı piyasalara sunmamız maliyetlerimize yansıdığından rekabet gücümüzü elimizden alıyor. Çözüm olarak ilçeden geçecek bir demir yolu ilçe olarak büyümemizi ürünlerimizi makul fiyatlarda piyasaya sunmamızı sağlayacaktır.

Sektörel olarak yaşanan sıkıntılar nelerdir?

Ağaç ve inşaat sektörünün canlı olduğu ilçemizde hemen her çeşit markanın bu pazardan pay almak için talep fazlalığı nedeni ile çeşitli fiyatlar üretip üretici ile birebir temas kurup başka bir fiyat ve ödeme seçeneği sunmaları bu seçenekleri ticari firmalarımıza sunmayıp aradaki farktan ötürü işlerimize yansımaktadır. Ayrıca sektörde çeşitli kalite standartlarının olması müşterilerin kalite ayırt edememesi neticesinde işlerimize yansımaktadır.

Şubat ayı içerisinde bakanlık tarafından getirilen yüzde 25’lik vergi zammında bildiğiniz üzere hırdavat sektörü de yer almakta. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Şubat ayı içerisinde gelen vergi zammı piyasada bulunan kalitesiz malların rağbet görmemesi ve yerli üreticiyi destekleyeceği için olumlu görüyorum. Bu konuda düşüncelerimiz kalitesiz kötü malların denetiminin yapılarak ülkemizi bir hırdavat çöplüğünden kurtarılmasını ümit ediyorum

Son olarak neler eklemek istersiniz?

Sektörde iyi ürün ile kötü ürünün ayırt edilip aynı zamanda dürüst esnafların ayrı bir yere konarak kıymet verilmesi. Devletin ise vergisini ve borcunu günü gününe ödeyen esnaf ile devlete ve piyasaya olan borçlarını aksatanların hem sektör hem de devlet gözünde aynı değerlendirmeye alınmayıp bir farkının olmasını ümit ediyorum. Uluslararası standartlarda ileri teknolojiye sahip fabrikada üretilen tuğla ürünlerinin kullanım alanları genişleterek yıllarca güvenle kullanılacak cepheler ve çevre düzenlemesi oluşturularak misyonunu Türk inşaat malzemeleri sektöründe tuğla bilincini artırmak üretim ürün ve hizmet kalitesini yükseltilmesi müşteri memnuniyetinin üst sınırlara taşımak çevreye duyarlı bir fabrika oluşturarak sağlıklı ve güvenli bir iş ortamı sağlamak çalışanlarının iş kazalarını önlemek için gereken tedbirlerini alarak doğruluk dürüstlük ve kalite anlayışımızla faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz.


BÖLGE ESNAFININ SESİ

ADIYAMAN

Devletin üreticiye desteği ve teşviği şart Adıyaman’da 50 yıl once kurulan Canpolat Teknik Hırdavat ticari hayatına devam ederken şirket sahibi Mehmet Sıtkı Canpolat’la Hırdavat sektörüne ve şirket gelişimine dair bir söyleşi yaptık Mehmet Sıtkı Canpolat

Mehmet Sıtkı Canpolat Şirketi hakkında şu bilgileri verdi. “Canpolat Teknik Hırdavat 50 yıl once babamızdan devraldığımız ve halen ticari hayatına Adıyaman’da devam eden bir şirket. Bayiliğini yaptığımız firmalar; Reis Makina, Bosch, Polisan Boya, Genç Boya ve çeşitli hırdavat markalarıdır. Canpolat Teknik Hırdavat’ta 3 çalışanımız ile ticari hayatımıza devam ediyoruz. Hertürlü el aletleri, hırdavat, boya, nalburiye malzemelerini ürün gruplarımız ile müşterilerimizin memnuniyetine sunuyoruz. İstikrar ve müşteri memnuniyeti temel çalışma prensibimizi oluşturuyor. Dürüst ticareti benimseyerek müşterilerimize en iyi hizmeti vermeye çalişiyoruz. 2015 yılının ticari hayatta orantısız iniş çıkışları bizleri son derece olumsuz etkiledi. Artık hedef koyamaz hale geldik ve

126

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

2015 yılına endişe ile devam ediyoruz. Sektöre dve Adıyaman bölgesine dair sıkıntılardan bahseden Mehmet Sıtkı Canpolat; Bölgesel olarak sanayi bakımından maalesef zayıf bir ilde yaşıyoruz. Sanayinin zayıflığı nalbur sektörünü de doğrudan etkiliyor. İnşaat sektörünün gelişme göstermesi ile sektör bir nebze olsun hareketlensede sanayinin zayıflığı olumsuzluğa itiyor. Sektörel anlamda yaşadığımız en büyük sıkıntı aşırı derecede haksız rekibetin olması. Fiyat kalite ekseninde haksız rekabetin olması, bizler gibi dürüst ticareti ilke edinen kurumları olumsuz etkiliyor. Yani çok fazla sektörden aynı firma bulunuyor, kalitesiz ürünleri uygun fiyata pazarlayıp müşteriyi etkiliyorlar ve müşteriler bu bağlamda kaliteyi değil fiyat uygunluğnu göz önüne alıyorlar. Bu da bizlerin ticari

yaşantısını olumsuz etkiliyor. Sektörle ilgili genel düşüncem, devletin üretimi teşvik edip piyasayı düzenlemesi gerektiği. Başta internet ticareti ve zincir mağazalar olmak üzere bu tür esnafı mağdur eden ticaret anlayışı önlenmeli. Bunun için de devlet internet ticaretine ve zincir mağazalara ek vergi ve mükellefiyetler getirebilir. Bu noktada esnaf ve ticaret odaları sıkıntıları inceleyip, yukarıda belirttiğim sıkıntıların çözümü için öncülük etmeli. ” dedi. İthal ürünlere getirilen ek vergi zamları ile ilgili , “Ithal ürünlere getirilen vergi zammının ithalatı engellemek için getirildiğini düşünmüyorum. Getirilen vergi zammı ile alakalı olarak üretimin Türkiye’de yapılması gerektiğini düşünüyorum. Tabiki bunun için de devletin üreticiye desteği ve teşviği şart.” dedi.



HABER

Danıştay, aşırı düşük teklif ihale verilmesine “dur” dedi

128

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


HABER

D

anıştay, Avukat Melih Akkurt’un açtığı dava ile aşırı düşük teklif sorgulamadan ihale verilmesine “dur” dedi. Danıştay’ın aldığı karar, 2014 yılı rakamlarıyla yaklaşık 40 milyar TL olan yapım işleri sektörünü yakından ilgilendiriyor. Danıştay, tüm inşaat sektörünü yakından ilgilendiren bir karara imza attı. 2014 yılında yürürlüğe giren Kamu İhale Kurumu Yapım işleri Yönetmeliği’nde aşırı düşük teklife sorgulama yapmadan ihale verilmesine imkan sağlayan maddeler, yasalara ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle Avukat Melih Akkurt tarafından yargıya götürüldü. Avukat Melih Akkurt’un başvurusunu inceleyen Danıştay 13. Dairesi de, başvuruyu haklı buldu ve ilgili maddelerin yürütmesini durdurma kararı aldı. Avukat Melih Akkurt, “Bu karar kamu kaynaklarının korunması anlamında önemli bir adım. Aşırı düşük teklife verilen ihalelerin büyük bölümü işlerin yarım bırakılmasına neden oluyor ve ihalelerin tekrarlanmasıyla sonuçlanıyor. Bu da kamuyu zarara uğratıyor” diye konuştu.

Torba yasayla yapılan değişiklik yönetmelikle genişletildi Geçtiğimiz yıl Şubat ayında Meclis’ten geçerek yasalaşan torba yasada; Kamu İhale Kurumu’na “ihale konusu işin türü, niteliği ve ihale edilme usulünü” dikkate alarak aşırı düşük tekliflerin tespiti, değerlendirilmesi ve aşırı düşük teklif sorgulaması yapmadan ihalenin sonuçlandırılması konularında yetki verildi. Kamu İhale Kurumu da yasadaki değişiklikleri dikkate alarak; Haziran ayı içinde bir yönetmelik değişikliği yaptı.

Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle getirilen en önemli değişiklik ise, “ihale ilanında ve dokümanında aşırı düşük teklif açıklaması istenmeyeceğine dair bir hüküm varsa; ihalenin aşırı düşük teklife verilebileceği” yönündeki düzenleme oldu.

Kamu yararı gözetilmiyor

Ankaralı Avukat Melih Akkurt ise, yönetmelikle getirilen bazı düzenlemelerin milyarlarca liralık kamu alımlarında “kamu yararı” ilkesinin ihlal edilmesine neden olabileceği gerekçesiyle Danıştay’a başvurdu. Danıştay 13. Dairesi’nde ele alınan davada, geçtiğimiz günlerde ilk karar çıktı. Dairenin verdiği kararda, geçtiğimiz yıl yasalaşan torba yasayla belli koşullarda aşırı düşük teklif sorgulaması yapmadan ihalenin sonuçlandırılması konusunda Kamu İhale Kurumu’na yetki verildiğine dikkat çekildi. Bu koşulların “işin türü, niteliği ve yaklaşık maliyeti ile ihale edilme şekline” göre şekilleneceği vurgulanan kararda, Kamu İhale Kurumu’na da söz konusu 4 koşulla ilgili bir çalışma yapıp yapmadığının sorulduğu kaydedildi.

Çalışma yapmadan yetki verilmiş

Karara göre, Kamu İhale Kurumu Danıştay’a verdiği yanıtta 4 koşulla ilgili bir çalışma yapmadığını belirtirken, aşırı düşük teklif sorgulaması yapmadan ihaleyi sonuçlandırma yetkisini yasalar çerçevesinde idarelere bıraktığı savunmasında bulundu. Ancak Danıştay, Kamu İhale Kurumu’nun savunmasını yeterli bulmadı. Yasanın aşırı düşük teklifler konusunda yetkiyi ihaleyi yapan idarelere

değil Kamu İhale Kurumu’na verdiğini belirten Danıştay, “Aşırı düşük teklifle ilgili düzenlemeler hukuka aykırı” kararına vardı. Uygulamanın devam etmesi halinde telafisi güç ve imkansız zararların doğabileceğini belirten Danıştay, Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin aşrı düşük teklifi düzenleyen maddelerinin yürütmesini durdurdu.

40 Milyar TL’lik pazarı etkiliyor

Danıştay’ın aldığı karar, 2014 yılı rakamlarıyla 40 milyar TL olan yapım işleri sektörünü yakından ilgilendiriyor. Yönetmelikle ilgili hukuki süreci başlatan Avukat Melih Akkurt sorularımız üzerine, “En düşük teklife verilen ihaleler, işin tamamlanmamasına ve idarenin daha yüksek bedellerle işin tekrar tekrar ihale edilmesine neden oluyor. Bu düzenlemede yürütmenin durdurulmasıyla en düşük teklife değil makul ve mantıklı teklifte bulunana işler gidecek. Bu da başlı başına kamunun kaynaklarının korunması anlamına geliyor” dedi. Avukat Melih Akkurt’un başvurusu sonrası Danıştay’ın aldığı yürütmeyi durdurma kararı; aşırı düşük tekliflerle ilgili tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi. Türk müteahhitlik sektörü, aşırı düşük tekliflerle sonuçlanan ihalelerin büyük bir bölümünün tamamlanamadığını belirtirken; bu tekliflerin sektörde haksız rekabete yol açtığı tezini dile getiriyor. Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından geçtiğimiz aylarda yayınlanan ve sektörün taleplerinin yer aldığı bildirgede de, aşırı düşük tekliflerin sektörde sıkıntıya yol açtığına dikkat çekilerek; bu konuda bir düzenleme yapılması istendi.


FUAR VİZYON

Gedore El Aletleri Automechanika Fuarındaydı Gedore bünyesinde bulundurduğu Gedore, Altaş ve Festool markaları ile Automechanika fuarında ürünlerini kullanıcılara tanıttı.

A

utomechanika fuarı dünyanın en büyük otomotiv after market fuarlarından biri olarak farklı ülkelerde her sene yoğun katılım ile düzenleniyor. Bu sene de 9-12 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşen fuarda Gedore El Aletleri çatısı altında bulunan Gedore, Altaş ve Festool markalarımız ile bu fuarda öne çıkan ürünlerimizi sergiledik ve müşterilerimiz ile

130

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

buluştuk. En zorlu kullanım şartları için geliştirilmiş Festool elektrikli ve havalı el aletleri otomotiv endüstrisinin büyük oyuncuları tarafından sistem tedarikçisi ve çözüm ortağı olarak kabul edilmiştir. En üst sınıf el aletleri üreticisi olarak Festool, kaporta servislerinin ve araç üreticilerinin mükemmel yüzey kalitesine ulaşmalarında en büyük yardımcısı olmayı

hedefliyor. Bunun için de Festool markamızdaki elektrikli ve havalı zımpara ve polisaj makineleri, el aletlerine son derece uyumlu aksesuarlar, çalışma ortamındaki toz sorununu çözen üstün toz emiş sistemleri ve çalışma ortamı ekipmanları otomotiv sektörünün hizmetindedir. Automechanika fuarında Festool’un otomotiv sektörü için geliştirdiği ürünleri ve


FUAR VİZYON

yeniliklerini tanıtma fırsatı bulduk. Fuarda kullanıcılar ürünleri deneme fırsatı da buldu. Ürünlere ilgi her zaman olduğu gibi çok yoğundu. Diğer yandan Gedore ve Altaş mekanik el aletleri ile Türkiye’d e 45 yıldır otomotive endüstrisi ve sanayinin hizmetindeyiz. Markalarımızdan Gedore 1919 yılından beri Almanya’da üretim yapan, premium segmentte en üst kalite standartlarında, 7000 çeşit ürünü portföyünde bulunduran amiral gemimiz.

Gedore markamızdaki innovasyon ödüllü Tork Anahtarlarımızı, L-Boxx alet kutusu sistemlerimizi, takım arabası, çektirme ve diğer ürün gruplarımızı ve Lösomat markalı şarjlı, elektrikli, hidrolik ve pnömatik tork anahtarlarını bu fuarda sergiledik. Bildiğiniz gibi Altaş markamız ile Gedore grubunun teknolojik bilgi birikimini ve kalite standartlarını ekonomik çözümler ile birleştirerek ortaya

çıkardığımız kaliteli el aletlerini otomotiv sektörünün hizmetine sunuyoruz. Altaş uzun yıllardır otomotiv sektöründeki büyük üreticilerin, servislerin çözüm ortağı olmuş yenilikçi bir marka. Bu fuarda da Altaş markamızın geniş ürün programını ve yeni ürünlerini sergileme fırsatı bulduk. Bijon anahtarları, penseler, tork anahtarları, lokma setleri, takım arabaları, tornavida ve anahtarlarımız büyük beğeni topladı.


FUAR VİZYON

Kale Endüstri Holding Yapı Fuarı’na damgasını vurdu Kale Endüstri Holding inovatif ürün yelpazesi ve yenilikçi hizmetleriyle 21-25 Nisan 2015 tarihlerinde TÜYAP Fuar Merkezi’nde gerçekleşen “38. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul”da sektör profesyonelleri ve tüketicilerle buluştu

K

ale Endüstri Holding, yapı sektörünün bütün bileşenlerini bir araya getiren en büyük ve en önemli "Yapı Fuarı" olma özelliğini sürdüren “38. Yapı Fuarı – Turkeybuild”de yenilikçi ürün ve çözümlerini ziyaretçilerle buluşturdu. Kale Endüstri Holding, 21-25 Nisan 2015 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve 1250 katılımcıya ev sahipliği yapan Yapı Fuarı’na, Holding

132

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

bünyesinde faaliyet gösteren Kale Kilit, Kale Çelik Eşya, Kale Kilit Dış Ticaret ve Kale Güvenlik Sistemleri şirketleriyle katıldı. Ürün gamının oldukça zengin tutulduğu fuarda, firmanın en dikkat çeken ürünleri arasında 6. Seviye Çelik Kapı bulunuyor. Türkiye’deki tüm rakiplerini geride bırakarak TSE sertifikasını alan ve 6. Seviye Çelik Kapı üretimini elinde bulunduran lider kurum, SMS Atan Kasa ile de dikkatleri standa çekti. Kasanın

en önemli özelliği, herhangi bir dış müdahale, zorlama veya aşırı ısıya maruz kaldığı durumlarda kullanıcıya mesaj atarak uyarıda bulunmasıdır. Kale Endüstri Holding; Balkanlar, Rusya ve BDT Ülkeleri ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı kapsayan bölgedeki en büyük fuar olma özelliğine sahip Yapı Fuarı’nda geniş bir ürün yelpazesi ve özel tasarım standıyla 7. Salon, 241 numaralı stantta yer aldı



FUAR VİZYON

Akçansa’dan ‘her adımda elektrik üreten’ Enerjik Beton

134

Akçansa standının yıldızı, Betonik Fikirler Proje Yarışması’nda birinci olan Smartcem adlı projeydi. ‘Enerjik Beton’ olarak da adlandırılan proje, atılan her adımda elektrik üretiyor. Basıncın elektrik enerjisine dönüştürülmesiyle yüzde 100 enerji tasarrufu sağlanıyor. Akçansa standında ayrıca, Betonsa Özel Ürünler Kataloğu mobil uygulaması ile Sabancı şirketlerinin ortak projesi Nalbur / Mayıs’15 olanTeknik.com KraTosbeton da ziyaretçilere tanıtıldı.


FUAR VİZYON

A

kçansa standının yıldızı, Betonik Fikirler Proje Yarışması’nda birinci olan Smartcem adlı projeydi. ‘Enerjik Beton’ olarak da adlandırılan proje, atılan her adımda elektrik üretiyor. Basıncın elektrik enerjisine dönüştürülmesiyle yüzde 100 enerji tasarrufu sağlanıyor. Akçansa standında ayrıca, Betonsa Özel Ürünler Kataloğu mobil uygulaması ile Sabancı şirketlerinin ortak projesi olan KraTosbeton da ziyaretçilere tanıtıldı. Sektörde kesintisiz ve ucuz enerji tedarikinin taşıdığı büyük önemden hareketle bu konuda önemli yatırımları hayata geçiren Akçansa, bu yıl Uluslararası Yapı Fuarı’nda da çok konuşulan bir tanıtıma imza attı. Şirket, geçtiğimiz yıl Betonik Fikirler Proje Yarışması’nda birinci olan Smartcem isimli projeyi, sektör profesyonellerinin bilgisine sundu. Betonu enerji üretim sürecine entegre eden Smartcem projesi, piezoelektrik materyalinin basınçla birleşmesi halinde elektrik enerjisi açığa çıkarmasına odaklanıyor. Böylece gün boyu atılan adımlar, elektrik enerjisine dönüştürülerek aydınlatmada kullanılabiliyor. Aynı sistem, beton banklara oturulduğunda da devreye girebiliyor; açığa çıkan enerji sayesinde malzeme ısınıyor. Bu sayede beton sıcak bir malzeme özelliği kazanıyor. Özel Ürünlere Akıllı Uygulama Dijitalleşme alanında çalışmalarını sürdüren Akçansa, iş ortaklarına ve müşterilerine daha hızlı yanıt verebilmek adına hayata geçirdiği Betonsa Özel

Ürünler Mobil Kataloğu’nu da fuarda tanıttı. Ürün seçim aracı ile özel ürünlere ve özel çözümlere her an ulaşılabilir olmayı amaçlayan uygulama, ürünlerle ilgili bilgi ve kullanım alanlarını hızlıca öğrenme fırsatı sunuyor. Öte yandan Akçansa, çevreci, sürdürülebilir, dayanıklı ve güçlü yapılar için ürettiği yeni nesil fiber donatılı beton ürünü KraTosbeton’u, ilk kez Uluslararası Yapı Fuarı’nda sektör profesyonelleriyle buluşturdu. Sabancı Holding şirketleri Akçansa, Çimsa ve Kordsa’nın ortak sinerjisiyle geliştirilen KraTosbeton, bu yönüyle bir başarı hikayesi olarak ön plana çıkıyor. Hacıkamiloğlu:“Müşterilerimizi iyi dinliyor, beklentilerini karşılayacak ürünler geliştiriyoruz” Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, son yıllarda ağırlık verdikleri müşteri ve pazar odaklı yaklaşım sayesinde müşteri beklenti ve ihtiyaçlarını dinlediklerini, böylece ihtiyaca cevap verecek nitelikte ürün ve hizmetler geliştirdiklerini vurguladı. Bu yaklaşımın Akçansa’nın Ar-Ge ve inovasyon gücünü de artırdığını kaydeden Hacıkamiloğlu, “Bugün artık müşterilerimizin ve pazarın ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiğimiz bir ürün portföyüne sahibiz” dedi. Hacıkamiloğlu, Akçansa’nın yenilikçi ve çevreci ürünleriyle enerji verimliliği ve iklimsel koruma anlamında da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini vurguladı.


YAPI KİMYASALLARI 185

SEKTÖR ANALİZİ

DOSYA: Yapı Kimyasalları

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15


B

ildiğiniz üzere yapı kimyasalları sektörü inşaat sektörü ile gelişim ivmesini her geçen gün arttıran bir pazar payına sahip. Türkiye’d e ki yerli üreticilerin dışında yabancı oyuncularında bu sektöre katılması ile rekabet gücünün arttığı aşikar. Peki bu denli hızlı büyüyen bir sektörde neler oluyor, yaşanan sektörel sıkıntılar nelerdir, üretici firmaların 2015 beklentileri ne yönde ilerliyor? Bütün bu soruların cevabının bulmak adına sektörün en büyük firmaları ile söyleşiler yaptık. Yaptığımız röportajlarda sektörel sıkıntılar başlığı altında 4 madde önümüze çıktı. Bunlardan ilki, merdiven altı dediğimiz kalite standartları dışında yer alan ürünler. Yaptığımız araştırmalarda kurumların büyük bir kısmı bu durumu denetleme sıkıntısından, kullanıcıların kaliteye değil de fiyata endeksli hareket etmesinden kaynaklandığını belirtse de bazı görüşlerde bunun tam tersini söylüyor. Devletin bu konuda kesinlikle bir polisiye görevi olmadığını, denetimlerin tabi ki olması gerektiğini fakat birincil görevi devlete yüklenmemesi gerektiği yönünde. Kullanıcıların kaliteyi değil de fiyatı tercih ettiği görüşüne karşı olarak bazı sektör oyuncuları da son kullanıcıların artık çok bilinçli olduğu ve merdiven altı üretimlere taviz vermediği görüşünde. Başta da belirttiğimiz gibi sektörün hızla büyümesi ile yapı kimyasallarında ki rekabet ortamı genişledi. Bu rekabet ortamına dair aldığımız görüşler ise oldukça pozitif yönde. Firmalar rekabet ortamını, kişilerin ve

kurumların kendini her an geliştirme fırsatı ve ortamı oluşturduğunu belirtiyor. Bizlerin genel açıdan aldığı izlenimler bu şekilde ilerlerken, ilerleyen sayfalarda da kurumlardan aldığımız görüşleri okuyacaksınız. Dilerseniz yapı kimyasalları sektörünün gelişimine bir de sayısal veriler tarafından inceleyelim. Yapı Endüstri Merkezi tarafından hazırlanan 2014 Türk Yapı Sektörü Raporu’nda, yapı kimyasalları sektöründe üretici, satış ve uygulayıcı olarak yaklaşık 500'e yakın firma bulunmaktadır. Bu firmalarda yaklaşık 13 – 15 bin arası kişi istihdam edilmektedir. 2012 yılında yapı kimyasalları pazar büyüklüğü 1.9 milyar TL olmuştur. Yapı kimyasallarına talep oluşturan ilişkili sektörlerdeki büyümeye bağlı olarak pazar büyüklüğünün 2013 yılında 2,3milyar TL, 2014 yılında ise 2.6 milyar TL büyüklüğe ulaştığı tahmin edilmektedir. Sektörün üretim değeri ise 2012 yılında 1,7 milyar TL civarındayken, 2013 yılında 2.06 milyar TL'ye 2014yılında ise 2.33 milyar TL'ye ulaştığı öngörülmektedir. Yapı kimyasalları iki ana ürün grubuna sahip. İlki çimento, beton ve hazır beton üretiminde kullanılan doğal katkı ürünleri. İkinci ana ürün grubu ise seramik karo, fayans, su yalıtımı ve zemin kaplama alanlarında kullanılan dolgu ve yapıştırıcı malzemeleri. Yurt içi pazarda yapı kimyasalları bu ürün gruplarına bağlı olarak üç alt ürün grubunda toplanıyor. Buna göre en büyük alt pazarı yüzde 40'a yakın payı ile sentetik örtüler, bükümlü örtüler, PU-Akrilik

çimento, bitüm esaslı sürme ve püskürtme ürünleri kapsayan su yalıtımı malzemeleridir. Beton, hazır beton ve çimento katkı ürünlerinin payı yaklaşık olarak yüzde 20 olarak öngörülmektedir. Yapıştırıcı, dolgu, kaplama malzemeleride yüzde 40'a yakın bir pay alıyor. Yapı kimyasallarının kullanıldığı bu 3 alt sektörde2013 ve 2014 yıllarında büyümeler sürmüştür. Hazır beton üretimi 2012 yılında 93.1 ton iken 2013 yılında 102 milyon ton olmuştur. 2014 yılında üretim 107 milyon ton olarak tahmin edilmektedir. Seramik karo üretimiyse 2012 yılında 280 milyon metrekareyken 2013 yılında 330 milyon metrekareye yükselmiş, 2014 yılında ise 300 milyon metrekareye gerilemiştir. Yapı kimyasallarının kullanıldığı alanlardaki büyümeler yapı kimyasalları talebini ve pazarınıda genişletmektedir. Yapı kimyasalları sektöründe çok sayıda Uluslar arası yabancı firma, Türkiye'd e orta büyük ölçekli yatırımarı ile üretim yapmaktadır. Yine sektörde orta, büyük ölçekli önemli Türk üretici firmalar yer almaktadır. Yüksek bir rekabetin yaşandığı sektörde inşaat sektöründe yeni yatırımlar, yenileme ve güçlendirme faaliyetleri ve kentsel dönüşüm ile ortaya çıkacak talep yapı kimyasallarına yönelik talep artışını desteklemektedir. Evet sektör müthiş bir büyüme hızı ile yoluna devam ederken, bizler bir sonra ki dosya konumuz ile farklı bir sektörün tüm gelişmelerini aktarmaya devam edeceğiz.

Emine Korkmaz

YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ


YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Salt satış ve ciro kaygısı ile itibar edilen üretim anlayışı sektörümüze katkı sağlamayacaktır Köster Türkiye Satış Müdürü Selahattin Özüpek: “Bilimsellikten uzak anlayışla sıklıkla karşılaşıyoruz. Sektörümüzün bu gerçeği görmesi ve gereğini yapması gerekiyor. Salt satış ve ciro kaygısı ile itibar edilen üretim anlayışı sektörümüze katkı sağlamayacaktır.” Köster Türkiye Satış Müdürü Selahattin Özüpek

Yapı Kimyasalları sektörü 2015 yılı ilk 3 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2015 yılı için beklentileriniz nelerdir?

Ocak ve Şubat aylarında hava muhalefeti ve yoğun yağışlar genel işleyişle birlikte planlamalarımızın da gerisinde kalmamıza sebebiyet verdi. Mart ayı ile başlayan hareketlilik seçim sürecine kadar devam edecektir. Bu süreçte yapay ekonomik koşulların reel politikalara dönüşebilir. Diğer taraftan döviz kurlarındaki artış ve parite gerçekleri ayrıca artan faizler de önümüzdeki sürece ışık tutabilir. Tüm saydıklarımız görünen ve yakın geleceğe ilişkin olabilecek varsayımlar. Ancak KÖSTER Türkiye olarak sektör ortalamalarının üzerinde büyüme hedefliyoruz. Dolayısıyla uluslararası düzeyde yetkili olduğumuz geniş bir coğrafyada faaliyet gösteriyoruz. Faaliyetlerimizde de tüm koşulları göz önünde bulundurarak hedef bütçelerimize sadık kalmak durumundayız. Sonuç olarak hem olumlu hem de olumsuz pek çok bakış açısından bahsedebiliriz.

136

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

KÖSTER Türkiye olarak pazarda ki 21 yıllık tecrübemizle iyimseriz. Bu durumu temellendirebileceğimiz tecrübemiz ve tüm ürün gruplarımızda gücümüz bulunuyor.

Yapı kimyasalları sektörü Türkiye’de inşaat sektörünün de büyümesiyle büyük bir ivme kazandı. Sizler sektör açısından bu rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rekabeti eşdeğer koşullarda gerçekleştirebilmek önemli. Maalesef büyüyen yapı kimyasalları sektörü nitelik boyutunda aynı büyümeyi sergileyemiyor. Buradan bir endüstri oluşturup, sektörümüz ve Türkiye açısından katma değer oluşturacak isek, nitelikli üretimle bunu gerçekleştirebiliriz. KÖSTER tüm dünyada yıllardır kullanılan ürünlerini teknolojik yatırımlarla Türkiye’de de desteklemektedir.

Sektörün kalite standartları konusunda ki değerlendirmeleriniz, görüş ve önerileriniz nelerdir?

Standartlara uygun olarak üretim yapılabilmesi için maalesef devlet denetimi yok. Türk standartları açısından belgelendirme sonrası süreçlerin yönetimi bu açıdan önemli olumsuzluklar içeriyor. Ayrıca standartlarda ki eksiklik de büyük önem taşıyor. Konunun dünyada 2. sırada yer alan Türk inşaat sektörü açısından büyük tezatlar içerdiğini de görmek gerekiyor. Diğer bir önemli bakış açısı da; kalitesiz ve standartlara uygun olmayan üretim sadece merdiven altında gerçekleşmiyor. Bilimsellikten uzak anlayışla sıklıkla karşılaşıyoruz. Sektörümüzün bu gerçeği görmesi ve gereğini yapması gerekiyor. Salt satış ve ciro kaygısı ile itibar edilen üretim anlayışı sektörümüze katkı sağlamayacaktır.

Sektöre dair sıkıntılar, çözüm önerileri ve eklemek istedikleriniz nelerdir? Su Yalıtım Yönetmeliği ile Türkiye’de yeni bir dönemin başlayabileceğini ifade edebiliriz. Diğer taraftan ısı yalıtımı sektöründen edindiğimiz tecrübeler ışığında katma değerli çalışmalarla su yalıtımı konusunda zaman kaybetmemeliyiz. Bilindiği üzere ısı yalıtımı sektöründe hem çok zaman, hem çok enerji kaybettik ancak sektörümüze yönelik sınırlı katma değer oluşturabildik. Bu kapsamda gerek ürün standartları gerekse uygulama standartları ile eşgüdüm içerisinde değerlendirebileceğimiz yönetmeliklerle arzu ettiğimiz sinerjiyi oluşturabiliriz. Bu yönde bir irade olduğunu da belirtmeliyiz.


Creavit Art ile banyodaki sanat Minimalist çizgiler, estetik bir form. Özel tasarımlarıyla ile banyolara yeni bir bakış açısı getiren Creavit’in Art Banyo Mobilyası banyoları sanat ile yoğuruyor. Klasiğin modernize edilmiş hali, sadelik ve şıklıkla yeniden yorumlanıyor. Sanatsız bir hayatın olamayacağı fikrinden yola çıkılarak tasarlanan Art Banyo Mobilyası, bir sanat eseri gibi tüm bakışları üzerine çekiyor. Bir banyodan çok daha fazlasını isteyen herkes için ideal bir seçenek oluyor. Sanatı işlevselliğe entegre eden Art, 85 cm alt modülü ve 80 cm aynası ile minimalist bir güzelliği evinize taşıyor. Tam açılır çekmecesi, tabloyu andıran led ışıklı özel aynası tasarımda fonksiyonelliğini ortaya koyuyor. Beyaz ve siyah lake iki ayrı renk seçeneği ile sunulan Art Banyo Mobilyası, banyoların kendine özgü havasını ışıltısıyla ortaya çıkarıyor. Çanakcılar Şirketler Grubu, geçen yıllar içinde sürekli büyüyerek Türkiye’nin en önemli girişimlerinden birisi haline gelme yolundaki ilerleyişine emin adımlarla devam ediyor. Çanakcılar Şirketler Grubu bünyesinde yer alan Creavit, Avrupa ve Amerika’da kabul gören kalite yönetimi ve ürün standartlarıyla çevresel ve toplumsal sürdürülebilirliği de gözeterek, Türkiye’nin dört bir yanına ve dünyanın pek çok ülkesine satış yapıyor.


YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Yapı kimyasalları sektörü ürünleri kısa vadeli çözümleri tolere edecek bir sektör değil

Sika Kurumsal İletişim ve Pazarlama Yöneticisi Hakan Şengül

Yapı Kimyasalları sektörü 2015 yılı ilk 3 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2015 yılı için beklentileriniz nelerdir? Sektörümüz, olumsuz hava koşulları nedeniyle 2015 yılına yavaş başlamış olsa da 3. ay itibariyle projelerin hızlandığını söyleyebiliriz. Sika olarak da devam eden projelerimizin yanı sıra yeni ve farklı projeleri de devreye almaya başladık. 2015 yılı için de sektörümüzün, gerek yıl ortasında gerçekleşecek seçimler, gerekse döviz kurlarındaki dalgalanmalar nedeniyle ekonomik açıdan etkilense bile yılı büyüme ile kapatacağı inancındayız.

Yapı kimyasalları sektörü Türkiye’de inşaat sektörünün de büyümesiyle büyük bir ivme kazandı. Sizler sektör açısından bu rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’deki yapı kimyasalları sektörüne

138

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Sika Kurumsal İletişim ve Pazarlama Yöneticisi Hakan Şengül, merdiven altı üretimi ürünlerin kullanılması ile birlikte oluşabilecek hasarların onarımının çok daha yüksek bir maliyet getirdiğini belirterek, “Müşterilerimiz ürün tercihi yapmadan önce mutlaka ürünlerin kalite belgelerini istemeli ve sipariş sonrasında gelen ürünlerinde kalitesinde de bir değişiklik olmadığından emin olmalıdır. Yapı kimyasalları sektörü ürünleri kısa vadeli çözümleri tolere edecek bir sektör değildir. “ dedi. birçok yeni oyuncu girdi ve de sayısı da giderek artış gösteriyor. Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de rekabetin olması bizim için mühim. Çünkü rekabet, beraberinde kalite artışını da gerektiriyor. Burada dikkat edilmesi gereken husus; rekabet uğruna kaliteden ve de hizmetten ödün vermemek, çevreye duyarlı ürünler ile sürdürülebilir çözümler sunulmasıdır. Böylece hem kaynaklar daha verimli kullanılır, hem de sektörün gerektirdiği kalite en üst düzeyde müşterilere sunulmuş olur.

Sektörün kalite standartları konusunda ki değerlendirmeleriniz, görüş ve önerileriniz nelerdir? Kamu birimleri olarak başta Şehircilik ve Çevre Bakanlığı gerekli çalışmaları tam olarak gerçekleştirmektedir. Merdiven altı üretimi ürünlerin kullanılması ile birlikte oluşabilecek hasarların onarımı çok daha yüksek bir maliyet getirmektedir. Müşterilerimiz ürün tercihi yapmadan önce mutlaka ürünlerin kalite belgelerini

istemeli ve sipariş sonrasında gelen ürünlerinde kalitesinde de bir değişiklik olmadığından emin olmalıdır. Yapı kimyasalları sektörü ürünleri kısa vadeli çözümleri tolere edecek bir sektör değildir. Yanlış uygulamalar hem can hem mal güvenliği ile ilgili riskler içermektedir. Bu sebeple üretilen ve kullanılan ürünlerin yüksek standartta ve iyi kalitede olması başlıca önceliktir.

Sektöre dair sıkıntılar, çözüm önerileri ve eklemek istedikleriniz nelerdir? Öncelikle müşterilerimize, kesinlikle kalite belgeleri olmayan, doğaya zararlı ve de sürdürülebilir çözümleri sunmayan ürünleri kullanmamalarını tavsiye ederiz. Doğru ürünlerin doğru yerde ve de doğru bir şekilde uygulanabilmesi için üretici firmalar ile uygulama öncesinde mutlaka iletişime geçmelerini, kaynakların etkin kullanımını sağlayacak olan ürünleri tercih ederek doğaya en az iz bırakabilmeyi hedeflemelidirler.


Dyo ile renk trendlerini siz belirleyin DYO, boyasını istediği renk ve miktarda oluşturmak isteyenlerin hizmetinde. Renk Pınarı ile kendi renginizioluştururken , DYO’nun sağlıklı ve çevreye dost, uygulandığı alanlara yenilikçi çözümler getiren ürünlerine de sahip olabilirsiniz. Su bazlı boya ve kaplamaların renklendirildiği D yo Renk Pınarı’nda , iç mekanların yanı sıra dış cepheler ile ahşap ve metal yüzeylere yönelik renk ve ürün seçenekleri bulunuyor. Bilgisayara kayıtlı on binlerce renk formülü ile çalışan sistemde, D yo’nun standart renklerinin yanı sıra NOVA, NC S ve RAL gibi uluslararası renk kartelaları arasından da seçim yapmak mümkün . İç cephe boyalarında ; Nanoipekmat, Teknoplast, Dinamik İpekmat, Dinamik Mat, D yoplast Silikonlu ve D yoplast, dış cephe boyalarında ; Teknotex, Dinamik Dış, D yosil ve D yotex, dış cephe kaplamalarında ; Teknotex Grenli , Dinamik Grenli ve Texture, ahşap ve metal boyalarında ; Hidrolux Parlak Boya ve Massiveline Su Bazlı Panel Kapı Boyası bu sistem sayesinde renklendirilebiliyor.


YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Yükselen çimento maliyetleri beton üreticisinin rekabet gücünü azalttı Polisan Yapı Kimyasalları Satış ve Operasyon Direktörü Nihat Girit ile yapı kimyasalları sektörüne dair yaptığımız söyleşide Girit, bölgesel şartların değişim göstermesine rağmen ülke genelinde yükselen çimento maliyetlerinin beton üreticisinin rekabet gücünü azalttığını belirtti.

Polisan Yapı Kimyasalları Satış ve Operasyon Direktörü Nihat Girit

Yapı kimyasalları sektörü 2015 yılı ilk 3 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2015 yılı için beklentileriniz nelerdir?

Beton ve çimento sektörü açısından 2015 1.çeyrek beklentilerin biraz uzağında gerçekleşti. İnşaat sektörünün en önemli yapı taşı olan beton üretiminde yüzde 20’lere varan düşüş gerçekleşti. Bu düşüşe sebep olan etkenlerden biri kuşkusuz hava şartları oldu. Etkili geçen kış şartları ve soğuk havalar beton üretimi için olumsuz şartları beraberinde getirmiştir. Beton teknolojisinin önemli bileşenlerinden olan beton kimyasalları pazarında bu düşüşe paralel olarak ilk çeyrekte hedeflerin altında kalınması olumsuz hava şartlarının etkisi yanında dünya genelinde yaşanan ekonomik çalkantılar, ülkemizde yaşanan kur artışları ve artan maliyetlerin etkisinde kalmıştır. Yeteri kadar fiyatlanamayan maliyet artışlarının satışlar üzerinde ek bir baskı yarattığını düşünüyoruz. 2015 yılında beton ve çimento sektöründe genel olarak 2014 yılı rakkamlarına paralel olacak bir performans beklentisi var.

140

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Sizler sektör açısından rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Büyüyen ve gelişen inşaat sektörü yapı kimyasalları dünyasında Türkiye’ye ilgiyi çok arttırdı. Türkiye inşaat teknolojisindeki gelişimi ve uygulaması alanında çok önemli işlere imza atmıştır. Bugünün koşullarında bakıldığında inşaat mühendisliğine gelecek yıllarda önemli izler bırakacak projeler Türkiye’de hızla yapılmakta ve dünyaya örnek olmaktadır. Bu teknoloji artışı ve kalite anlayışı yapı kimyasalları sektöründe olumlu yansımaları beraberinde getirmiştir.

Sektörün kalite standartları konusunda ki değerlendirmeleriniz, önerileriniz nelerdir?

Yapı hizmet ömürlerinin yeni standartlarda 100 yıl gibi sürelerde tasarlandığı dünyada kalite ve kalitede süreklilik inşaat mühendisi ve mimarların en büyük beklentisi olmalıdır. Yapı ancak bileşenlerinin yüksek kalitede olması ile bir değer kazanır. Kalitesiz üretim ve malzeme kullanımı günü kurtarmaktan öte bir anlayış değildir. Bu konuda mühendislerin ortak tavrı kaliteden yana

olmalıdır.

Sektöre dair sıkıntılar, çözüm önerileri ve eklemek istedikleriniz nelerdir? Beton sektöründe çimento ve agrega maliyet artışlarının beton fiyatlarına yansımaması olarak özetlenebilir. Bölgesel şartların değişim göstermesine rağmen ülke genelinde yükselen çimento maliyetleri beton üreticisinin rekabet gücünü azaltmıştır. Düşük karlar ile günü kurtarmaya çalışan sektörde hizmet veren taşeron ve katkı maddeleri üreticileri oldukça zorlanmıştır. Sektörün rahat nefes alabilmesi için mutlaka beton fiyatlarının artması lazım. Beton ve çimento kimyasallarında kullanılan hammaddelerin yüzde 80 gibi kısmı ithalata dayalı olduğundan bugünün koşullarında yüksek kur maliyetinin etkisi katkı maliyetlerini çok fazla etkilemiştir. Beton sektöründe beton fiyatlarının istenilen seviyede olmaması katkı üreticilerinide zor durumda bırakmaktadır.


ISOPLASTER ile yüzde 70 ısı tasarrufu Eclactia, enerji faturalarının ağır yükünden kurtulmak isteyen bina sahiplerine, ısı yalıtımının tüm aşamalarında güvenilir hizmet ve malzeme garantisi sunuyor. Yalıtım ve zemin kaplama firması Eclectia’ nın üretimini Türkiye’ deki fabrikasında gerçekleştirdiği ISOPLASTER yalıtım malzemesi ile dübel kullanmadan, binayı delmeden, diğer yalıtım malzemelerinin aksine, binaya artı yük getirmeden yüzde 70 enerji tasarrufu yapmak mümkün. ISOPLASTER özel formülasyonu ile çimentosuz, kumsuz, filesiz, dübelsiz, elastik, uzun ömürlü binaya dekoratif görünüm sağlaması, hafifliği ve ekonomik olması nedeniyle inşaat projelerinde, işyerleri ve konutlarda tercih edilmekte. Yapılarda ek yeri olmadan, boşluk bırakmadan yapıları tüm doğa etkilerine karşı koruyarak ısı ve su geçirgenliğine karşı maksimum derecede koruma sağlar. Teneffüs etkisine sahip olduğu için su buharı geçişini de sağlamaktadır. Binaların mantoloma ısı yalıtım ve zemin kaplama sistemleri ile ilgili faaliyet gösteren Eclectia insan ve çevre sağlığına son derece duyarlı üretim yapmaktadır. ISOPLASTER yalıtım malzemesi beton, ahşap ve her türlü yüzeyler üzerine uygulanabiliyor, ısı ve su izolasyonunu birarada sağlayabiliyor. Tek başına kullanıldığında yüzde 100 su izolasyonu sağlayan Isoplaster yalıtım malzemesi, bünyesindeki hava boşlukları sayesinde tek başına sürüldüğünde yüzde 30 ısı yalıtımı sağlarken, EPS plakaları ile birlikte uygulandığında binaların cephelerinde yüzde 70 e varan ısı yalıtımı sağlamaktadır. ISOPLASTER Türkiye’ de üretilen hem su hem yüzde 70 e varan ısı yalıtımı ile enerji tasarrufu sağlayan ilk ve tek üründür.


YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Kaliteli ürün ve hizmet, güvenli yapılar üretmenin ilk adımıdır

Baumit Pazarlama Müdürü Candan Mumcuoğlu

Yapı Kimyasalları sektörü 2015 yılı ilk 3 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2015 yılı için beklentileriniz nelerdir? Yapı Kimyasalları oldukça geniş ve kapsamlı bir sektör. Baumit olarak, bu grupta karo yapıştırıcıları, derz dolgular ve su yalıtım ürünleri alanında faaliyet gösteriyoruz. Bizim adımıza ilk 3 ay hedeflediğimiz gibi geçti. 2015’in geri kalan kısmı için de özellikle konut dışı projelerdeki ivme ve hareketlenmeye başlayan kentsel dönüşüm projeleri ile bu ürün grubumuzda hedeflerimizi gerçekleştireceğimizi düşünüyoruz.

Yapı kimyasalları sektörü Türkiye’de inşaat sektörünün de büyümesiyle büyük bir ivme kazandı. Sizler sektör açısından bu rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Tüm alt sektörler gibi, yapı kimyasalları

142

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Baumit Pazarlama Müdürü Candan Mumcuoğlu, yapı kimyasalları sektöründe en önemli noktanın haksız rekabetin önlenebilmesi ve tüketici bilincinin artırılması gerekliliğini vurgulayarak, “Haksız rekabetin önlenmesi için önerimiz, piyasa denetim ve gözetiminin artırılmasıdır. Bu denetimlerin çok ciddi anlamda yapılmaya başlanması hem tüketicilerin yararına olacak hem de sektörün daha doğru şekilde büyümesine katkı sağlayacaktır.” dedi. da inşaat pazarının büyümesi ile hız kazanıyor. Özellikle özel yatırımların devam etmesi bu noktada sektör için çok önemli. Tabii ki büyüyen bir sektörde her geçen gün rekabet de artacaktır. Rekabet ortamının olması sağlıklı gelişen sektörler için aslında tüketicinin faydasınadır. Zira böyle bir ortamda tüketiciler daha iyi ürün ve hizmete daha kolay ulaşabilme fırsatını yakalayabilirler. Ancak Türkiye’de her büyüyen sektör maalesef beraberinde daha iyi ürünleri getirmeyebiliyor. Özellikle inşaat malzemeleri sektöründe bunu çok net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. Biraz önce de söylediğim gibi özellikle inşaat malzemeleri sektöründe sizin de vurguladığınız standart dışı ürünlerle karşılaşıyoruz. Tabi ki belli denetimler ve kontroller var. Ancak yeterli değil. Kalite standartlarımız Avrupa standartlarına eş. Burada en önemli konu, standartlardan ziyade, bu standartlara uymayan ürünlerin saptanması ve tüketiciye ulaşmalarının durdurulmasıdır. Denetimlerin artırılabilmesi için gerekli önlemlerin

alınması gerektiğine inanıyoruz. Bu denetimlerin ve kontrollerin de aslında piyasadan ya da şantiye alanlarından ürün alınarak yapılmasının daha doğru sonuçlar vereceğini düşünüyoruz.

Sektöre dair sıkıntılar, çözüm önerileri ve eklemek istedikleriniz nelerdir?

En önemli nokta haksız rekabetin önlenebilmesi ve tüketici bilincinin artırılmasıdır. Haksız rekabetin önlenmesi için önerimiz, piyasa denetim ve gözetiminin artırılmasıdır. Bu denetimlerin çok ciddi anlamda yapılmaya başlanması hem tüketicilerin yararına olacak hem de sektörün daha doğru şekilde büyümesine katkı sağlayacaktır. Zira kaliteli ürün ve hizmet, güvenli yapılar üretmenin ilk adımıdır. Biz bilincin artırılması konusunda üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Bu konuda sizin gibi sektör yayınların da aynı tonda iletişim yapması ve bilinçlendirme çalışmalarına destek vermesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz.


Filli Boya’dan “Güneşle Dost” renkler Filli Boya, hayata geçirdiği Coloration 2015-2016 koleksiyonunda yer alan 80 renk içerisinden “Güneşle Dost” olarak tanımladığı ilkbahar-yaz renklerini açıklıyor. Ortak zevkler göz önünde bulundurularak oluşturulan bu palet, renk çeşitliliğiyle ilkbahar ve yaza ait çok özel renk tonlarından oluşuyor. Yaşam alanlarında sade ve ferah etki oluşturacak bu özel palet duvarlarla mükemmel uyum sağlıyor. Zihinde her zaman dinlendirici etkiler uyandırdığı bilinen bu temiz tonlar, güneş ışığından gelen sıcak hava dalgalarını da atmosfere geri yansıtmasıyla biliniyor. Zengin seçeneklerden oluşan bu paletle, Akdeniz’in her rengini yakalamak ve kişiye özel, sınırsız renk seçeneği sağlayan Renxmatik sistemi ile mekânlara taşımak mümkün.

Işıklı ve Monokrom Tonlar

“Güneşle Dost” ilkbahar ve yaz renklerini insan gözünün algılayabildiği tüm renkleri eksiksiz ve kesin olarak tanımlayarak kişiye özel, sınırsız renk üreten Filli Boya Renxmatik Sistemi’nden temin edebilirsiniz. Renxmatik sistemi ile bir kumaş, kağıt, perde ya da favori bir eşyanın rengi 2 saniye gibi kısa bir sürede elde edilebilmesini sağlıyor. Filli Boya, ilkbahar ve yaz renklerinin; ev, ofis, spor kompleksleri, salonlar, showroom ve sanat gösteri mekanları gibi tüm bu alanlara uygulanabileceğine dikkat çekiyor. Bu özel paleti daha ayrıntılı incelemek için Filli Boya Coloration koleksiyon renklerini aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz.


YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Merdiven altı üretimlerle kalitesiz malların piyasada dolaşması büyük sıkıntı

İKS Isı Yalıtım Sistemleri Fabrika Müdürü Hikmet Karakoç

Y

apı kimyasalları gelişime açık bir sektör. Ciddi anlamda pazar içindeki oyuncularda her geçen gün artıyor ve bu da rekabet gücünü hızlandırıyor. Kaliteli üretim yapan firmalar dışında maalesef merdiven altı üretim diye tabir edilen kalite normlarına uygun olmayan ürünler piyasaya sürülüyor. Bu tarz ürünler her sektörün sıkıntısı olsada, özellikle yapı kimyasalları sektöründe daha da fazla görülüyor. Elazığ’dan örnek vermek isterim. Elazığ’ın 3

144

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

büyük firmasından bir tanesiyiz ve ve bu firmaların haricinde 24 tane merdiven altı üretim yapan yer var ve 400 bin civarı nüfusu olan bir şehir şehirden bahsediyoruz.. Bunun yanında fiyatları yüzde 50’ye çekebilecek bir üretim yapıyorlar. Bu tarz ürünlerin önüne geçeilebilmesi için devlet denetlemelerinin daha hızlı ve yoğun olması gerekiyor. Ürünlerde TSE belgesi bulunması gerekirken ve belgesiz ürünlerin kullanılmaması gerekirken denetimlerde bunlara göz yumuyorlar. TSE ve CE belgesi olmayan

ürünler büyük projelerde bile kullanılabiliyor fiyat politikasından dolayı. Bütün bunların önüne geçilmesi gerekiyor. Elazığ’da yapılan büyük konutlarda bile biliyoruz ki belgesiz ürün kullanımına gidiliyor. Çünkü bizim maliyetlerimizin yüzde 30, yüzde 40 altında fiyat çıkarıyorlar. Sektöraün en büyük sıkıntısı sorunuza. ‘Sektörün en büyük sıkıntısı merdiven altı üretimlerle kalitesiz malların piyasada dolaşması. ‘ şeklinde cevap verebilirim.


Banyolar Memoria Black ile siyahlaşıyor VitrA’nın fark oluşturan serisi Memoria’nın tasarımcısı Christophe Pillet,Memoria Black ile tarzını bir adım daha öteye taşıyor. Siyahın cazibesi ile ahşabın sıcaklığını harmanlayan Memoria Black ile seri tamamlanıyor. İnce kenarları ve keskin hatlı formları akıllı detaylarla tamamlayarak, ayrıcalıklı bir banyo deneyimi sunuyor. Farklı modül ve boyut seçenekleriyle zevke ve ihtiyaca göre kişiselleştirilebilen seri, tam açılır geniş çekmeceleriyle saklama ve kullanımda sınırsız kolaylık sağlıyor. Dönebilen açık raf ünitesinin arka yüzündeki ayna, pratik ve fonksiyonel bir çözüm sunuyor. Mat siyah ve hareli meşe renginin mükemmel uyumu, zamanın ruhunu yakalıyor. Geniş saklama alanıyla banyonun tüm yükünü kaldıran boy dolapları, yaşam için daha fazla yer bırakıyor. Seride bulunan ince kenarlı, dikdörtgen, oval ve yuvarlak formdaki lavabolar, mobilyalarla mükemmel uyum yakalıyor. Göz alıcı lavabo ve klozet tasarımları, değişik renkleri, parlak ve mat sır seçenekleriyle, Memoria Black’in seçkin zevklere seslenen ürünleri arasında yer alıyor. Lavaboların iç kısmında tek kumandalı armatür monte edilebilen armatür bandı sayesinde ıslak alan lavabo içinde kalarak mobilyaları sudan koruyor. Lavabolar ayrıca hem genişiği hem de derinliği ile su sıçratmayan kullanım sağlıyor


YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Eile POMEX Yapı Kimyasaları Bölüm Müdürü Muammer Ünlüsoy

Denetimler şantiyelerde kullanılan malzemeler üzerinde yoğunlaşmalı Eile POMEX Yapı Kimyasaları Bölüm Müdürü Muammer Ünlüsoy ile yapı kimyasalları sektörüne dair yaptığımız söyleşide Ünlüsoy, denetlemelerin firmaların üzerinden olmasının yanında aslında daha çok piyasa, şantiyelerde kullanılan malzemelerde yapılması gerektiğini vurguladı. Yapı Kimyasalları sektörü 2015 yılı ilk 3 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2015 yılı için beklentileriniz nelerdir?

2015 ilk üç ayı bu seneki hava şartları yüzünden inşaat sektörünün durgun olmasına rağmen ilk üç ayı beklentilerimizin üzerinde kapattık. 2015 yılının da da yeni bölgelerde satışa başlayacağımızdan yüzde 75 büyüme beklemekteyiz. Ayrıca bu sene ihracatta da önemli artışları hedeflemekteyiz.

Yapı kimyasalları sektörü Türkiye’de inşaat sektörünün de büyümesiyle büyük bir ivme kazandı. Sizler sektör açısından bu rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rekabet her zaman için iyidir. Firmaların kendilerini geliştirmelerini sağlar. Fakat bu rekabetin kalite yönünden olması gerekmektedir. Rekabet ortamının sadece fiyat yönünden olması kalitenin düşmesine sebebiyet vermektedir. Belli standartlarda üretim yapılması zorunlu olmasına

146

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

rağmen bu standartlara uyulmaması haksız rekabeti beraberinde getirmektedir.

Sektörün kalite standartları konusunda ki değerlendirmeleriniz, görüş ve önerileriniz nelerdir?

Devletin denetimi var. 305/2011/AB Yapı Malzemeleri Yönetmeliği bir çok üründe CE işaretlemesinin yapılmasını zorunlu hale getirmiştir. TSE almak isteğe bağlı iken, CE piyasada ürün satmak için bir zorunluluktur. Piyasada CE ye tabi ürünleri CE işaretsiz satamazsınız. Bu kağıt üzerinde kalmaktadır. Devlet denetimini CE işaretlemesini yapmış olan firmalar giderek yapmaktadır. Bizim firmamıza minimum yılda iki defa habersiz CE denetlemesine bakanlıktan elemanlar gelmektedir. Biz bu denetimlerden herhangi bir şikayetimiz yok. Fakat bu denetlemenin yanında aslında daha çok olarak piyasa, şantiyelerde kullanılan malzemelerde yapılması lazım. CE işaretlemesi zorunlu olan ürünlerin CE siz satılmasının önlenmesi gerekmektedir. Piyasada bir çok CE

işaretlemesi olmayan ürün olmasına rağmen Bakanlığın bu ürünleri toplatma kararı verdiği görmedik. Bu da merdiven altı dediğimiz üretimlerin azalmadan devam etmesini sağlamaktadır.

Sektöre dair sıkıntılar, çözüm önerileri ve eklemek istedikleriniz nelerdir? Sektörün en önemli sorunu denetim mekanizmalarının çalıştırılmamasıdır. Hem inşaat ayağında hem de üretim kalite kontrol ayağında eksiklikler bulunmaktadır. Isı yalıtımı haricinde su yalıtımı konusunda hala belli zorunluluklar yoktur. İnşaat sahibinin isteği doğrultusunda su yalıtımı yapılmakta veya yapılmamaktadır. Kalite kontrol ve standartlara uyum konusunda gelişmeler olsa da henüz yeterli düzeye gelmediğinden merdiven altı tabirini kullandığımız ürünler piyasada kol gezmektedirler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bu konudaki denetimlerini arttırması gerekmektedir.


Viko’dan anneler gününe özel seri Viko’dan anneler gününe özel seri VİKO’nun en özel koleksiyonu Thea, elektrik anahtarı tasarımlarını lüksün ve zarafetin sembolü olan Swarovski taşlarla süsleyerek mekanlara bambaşka bir ışıltı taşıyor. Thea Swarovski Serisi, teknoloji ve sadeliği en görkemli şekilde buluştururken inox, inox-mat, chrome, chore-mat, una ve gold gibi zengin renk seçenekleri de sunuyor. Thea Swarovski Serisi’nde elektrik anahtarları ve prizler, her iki yanlarından yaydıkları kadifemsi mavi ışık ile mekanlara farklı bir hava katıyor. Duvara yansıyan ışıklar, adeta kelebek kanatlarına benzer bir figür oluştururken ürünlerin üzerlerindeki Swarovski taşlar da estetik zevklerde yeni bir sayfa açıyor.

Yüzyılın ışık keşfi Thea’da

VİKO’nun ödüllü markası Thea anahtar ve priz serisinde, kendi kendine kapanan gecikmeli anahtarlardan, dijital müzik yayın anahtarına kadar 70’in üzerinde farklı ürün bulunuyor. Dikkat çekici özelliklerinin başında; anahtar serilerinin yan yüzey aydınlatmasında kullanılan yüzyılın ışık keşfi; mavi LED aydınlatması geliyor. Thea, mavi ışıklı özel aydınlatması, yüzen anahtar yapısı, tornavida kullanımı gerektirmeyen çabuk bağlantılı klemensleri, 35 renk alternatifi ve incelikle düşünülmüş daha birçok tasarım öğesiyle yepyeni bir yaşam tarzı sunuyor.


YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Türkiye’ye 10 yıl yetecek kadar bir renovasyon pazarı ve iş büyüklüğü var

Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı

İ

nşaat sektörünün Türkiye’de büyük bir ivme kazanması ile Yapı kimyasalları gibi yan kollarında büyük bir büyüme payı ile geliştiğini aktaran Yurtbay Yapı Kimyasalları Genel Koordinatörü Tolga Sarı, “Eskiden yapı kimyasallarında sadece fayans yapıştı grupları yer alırken, şu anda ısı yalıtım grubu da yapı kimyasallarının kendi karakteristiğinin üzerine geçmiş durumda. Isı yalıtımı çok talep gören bir ürün grubu ki, şu anda hiç bina yapılmasa bile Türkiye’ye 10 yıl yetecek kadar inovasyon pazarı ve iş büyüklüğü var. “ dedi. Sarı; “Yapı kimyasalları sektörünü ele almadan önce, öncelikle inşaat sektörünü ele almak gerekiyor. Türkiye’de inşaat

148

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

Tolga Sarı: “Eskiden yapı kimyasallarında sadece fayans yapıştırıcı grupları yer alırken, şu anda ısı yalıtım grubu da yapı kimyasallarının kendi karakteristiğinin üzerine geçmiş durumda. Isı yalıtımı çok talep gören bir ürün grubu ki, şu anda hiç bina yapılmasa bile Türkiye’ye 10 yıl yetecek kadar bir renovasyon pazarı ve iş büyüklüğü var “ sektörü inanılmaz bir ivme ile büyüyor. Hükümetimizin ve devletimizin desteği ile beraber İnşaat sektörü dünya normlarının çok üzerinde bir yükselme ile karşılaştığı aşikar. İnşaat sektörü, yapı kimyasalları sektörünü de bu bağlamda olumlu yönde etkiliyor. Bunu sadece yapı kimyasalları olarak değerlendirmemek gerekiyor. Yapı kimyasallarının alt kolları olan fayans yapıştırıcıları, derz dolguları, su izolasyonları, ısı yalıtım gibi çok ciddi bir ürün yelpazesi var. Bütün bunların gelişiminde baktığımız zaman Türkiye’de yapı kimyasalları sektörü son 5 yılda çok ciddi ivme kazandı. Türkiye’de sektöre çok önemli oyuncuların yurt dışından katıldığını, sektöre önemli

üretici firmaların konuşlandığını biliyoruz. Yine ciro bazında baktığımızda inşaat sektörü geneli ortalama yüzde 10 gibi rakamlar ile büyürken içinde ısı yalıtım sistemi ürünlerinin de bulunduğu yapı kimyasalları sektörünün bunun çok üzerinde büyüme içinde olduğunu görüyoruz.

Tüketiciler bilinçlendikçe, seçim kriterleri değiştikçe pazarda kendi kendilerine bir kontrol mekanizması yaratıyorlar Ürün grubundan bahsedecek olursak, eskiden yapı kimyasallarında sadece fayans yapıştırıcı grupları yer alırken, şu anda ısı yalıtım grubu da yapı kimyasallarının kendi


karakteristiğinin üzerine geçmiş durumda. Isı yalıtımı çok talep gören bir ürün grubu ki, şu anda hiç yeni bina yapılmasa bile Türkiye’ye 10 yıl yetecek kadar bir renovasyon pazarı ve iş büyüklüğü var. “ dedi. Sektörü kalite standartları açısından değerlendiren Tolga Sarı sözlerine şöyle devam etti: “Pazarda ürün kalitesinin yükseltilmesi anlamında sadece devletin ilgili kurumlarının yapacağı denetimlerinin tek başına yeterli olmayacağını, her geçen gün artan tüketici bilinci ile kaliteli ürün üretimi anlayışının gelişebilir. Dünyanın hiç bir ülkesinde devletin ilgili kurumların tek başına sektörün kalite standartlarını kontrol etmek gibi polisiye bir vazife ile kalite standartları yükseltmiş değil . Bu bir tüketici bilinci. Tüketiciler bilinçlendikçe, seçim kriterleri değiştikçe pazarda kendi kendilerine bir kontrol mekanizması yaratıyorlar. Yalıtım Türkiye’ye ilk geldiği yıllarda çok daha net görüyorduk, bir çok merdiven altı ve kalite standartlarının altında üretim yapan firma vardı. İlk aşamada fiyat öngörüsü ile talep gördü, uygulamalar yapıldı ve artık bundan sonra insanlar fiyat farklarından ziyade, kaliteye önem vermeye başladılar. Aslında baktığınızda kalite gün geçtikçe fiyatın önüne geçmeye başladı. Geçmiş zamanlarda fiyat her zaman kalitenin önündeydi ama özellikle yapı kimyasalları ve ısı yalıtımı sektöründe teknik ürünler olması sebebi ile daha sonra onarımlarının çok büyük uğraşlar ve meblağlara neden olması ile ilk aşamada kaliteli yatırımın yapılması gerektiğini herkes anladı. Kalite standart bir seçim kriteri haline geldi. Ben bütün bunların bir polisiye denetleme mekanizmasından

ziyade, kullanıcıların, son nihai tüketicilerin, projecilerin seçimleri ile beraber kendi kendini kontrol edebilen ve iç denetim mekanizmasını kurabilen bir hale geldiğini görüyoruz. Şu an gerçekten kalite standartlarına önem veren, kaliteli ürün üreten, bu konuda ürün garantisi verebilen firmaların sektörde çok büyük pazar payına sahip olduğunu görüyoruz. Diğer küçük üreticiler gün geçtikçe, kan kaybediyorlar.”

Yapı kimyasallarındaki büyüme de aslında inşaattan bağımsız olarak yükselen bir grafik var

“Yurt dışı firmaların özellikle yalıtım ve yapı kimyasalları alanında, son 5 yılda ne kadar büyüdüğü ve talep gördüğü de sektörün yükselen grafiğini kanıtlıyor “ diyen Tolga Sarı; “İnşaat sektörünün gelişmesi ile birlikte rekabet ortamı da arttı ve bunu olumsuz olarak değerlendirmek mümkün değil. Çok ciddi bir şekilde içinde çalışan barındırıyor şu an itibari ile. Bu konuda hükümetimizin de desteklediği inşaat sektörünün de özelliği itibari ile kendi kendine yetebilen, cari açığa etkisi olmayan çok önemli bir endüstri. Haliyle ekonominin gelişiminde de inşaat sektörü, altında bulundurduğu sektörlere de besliyor ki yapı kimyasalları sadece bunlardan bir tanesi. Yapı kimyasallarındaki büyüme de aslında inşaattan bağımsız olarak yükselen bir grafiği var. Aslında kentsel dönüşüme kadar sadece yeni projelerden bahsedebilirdik fakat kentsel dönüşüm ile birlikte hem yeni projeler hem de yeni bir inovasyon pazarı oluştu. İnşaat pazarına baktığımız zaman yapı kimyasalları ve yalıtım sektöründeki büyüme ana sektörün büyümesini geçmiş durumdu. Bizler Yurtbay Yapı

Kimyasalları olarak bu yıl yüzde 50 büyüme hedefindeyiz. 3 ayda bu büyüme hedefini hem ciro hem de tonaj anlamında gerçekleştirdik. 2014 yılı büyümemiz yüzde 62’ydi. 2013 yılında da yine yüzde 70 büyümeler vardı. Yurt dışından olan firmalarında özellikle yalıtım ve yapı kimyasallarının da son 5 yılda ne kadar büyüdüğü ve talep gördüğü de sektörün yükselen grafiğini kanıtlıyor. “dedi. Sarı sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin inşaat sektörü artık dünya standartlarını aşmış durumda. Çok büyük projeler yapılıyor ve biz bunlarla gurur duyuyoruz. Bu gün Avrupa’ya baktığınızda Avrupa’nın hayal edemediklerini bile bizler yapıyoruz. Bizler dünyanın en büyük hava limanını, en büyük asma köprülerini ortak girişimciler ile yapar hale geldik. İnşaat ve konut sektörü içerisinde müthiş bir büyümenin içerisindeyiz. Türkiye’de ki inşaat firmalarının dünyada ki yeri anlamında üzülerek aynı memnuniyette belirtemeyeceğim. Bu kadar büyük bir inşaat pazarı ve teknik olarak gelişmişliğimize rağmen yurt dışındaki projelerde çok fazla yer alamıyoruz. Bu durumun devletimiz ve hükümetimiz tarafından görüldüğünü de hissediyoruz. Bence yakın zamanda artık yurt dışındaki büyük projelere ve yurt dışındaki ülkelere de bu teknik bilgi birikimimizi, pazar büyüklüğümüzü yansıtmamız gerektiğini ve buralarda da yer almamız gerektiğini düşünüyorum. Hükümetimizin hem ekonomik hem de siyasal güç ile arkasına aldığı inşaat sektörünü , yurt dışına da çok daha fazlasını taşıyacağını, yurt dışında da çok güzel projelere imza atacağını düşünüyorum. Umarım yakın dönemde yurt dışında da yapı sektöründen çok önemli başarılar elde ederiz. “

YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ


YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Kalitenin zorunluluk haline getirilmesi gerekiyor

2

015 yılında inşaat sektörünün büyümeye devam edeceği yönünde piyasada temkinli ancak olumlu bir eğilim olduğunu görüyoruz. Üyesi olduğumuz İMSAD'd an da gelen açıklamaya göre yapı malzemeleri sektörünün geçen yıla göre yüzde 5 mertebesinde büyümesi bekleniyor. Piyasanın önüne çıkan zorlukları inşaat malzemeleri üreticilerinin oluşturduğu dernekler içerisinde uygun çözümler üreterek ve uygun otoritelere ve ilgili devlet birimlerine bunları sunarak ilerlemenin doğru olacağını düşünüyoruz. Sektörde

150

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

beton, su ve ısı yalıtımı konularında mevzuatlara olan ihtiyacın yanı sıra, teknik şartnamelerin de yenilenmeye ve güncellenmeye ihtiyacı var. Bu konular, tek bir firma ya da tek bir kişinin çözebileceği konular değil. Bu noktada ilgili devlet birimleri ve inşaat sektörünün dernekleri ortak bir platformda teknik çözümleri üretebilmek için birlikte çalışması gerekiyor. Teknik komiteler kurarak çözüm aranması ve bu kapsamda sektörü, paydaşları ile daha ileriye götürmek gerekiyor. Binalarda hem enerji verimliliğini hem de sürdürülebilir dayanımı sağlamak açısından su

ve ısı yalıtımının güncel şartnameler ile zorunlu hale getirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Betonun şartnamelere ve sınıfına uygun dökülmüş olmasının yanı sıra hem temelde hem çatıda hem de iç ve dış mekanlarda uygun şekilde su yalıtımı yapılması yapının uzun ömürlü olması, karbonatlaşma ve korozyon etkilerine dayanması için bir şart. Bunları bir bütün olarak değerlendirip, hem beton hem de su ve ısı yalıtımı tarafında şartnamelerin güncellenmesi gerekiyor. En önemlisi de inşaat sektöründe kalitenin bir zorunluluk haline getirilmesidir.



YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Ürünlerin kalitesinin yanı sıra uygulamanın kaliteside bir o kadar önemli KYK Yönetim Kurulu Başkanı C.Onur Sürmeli ile yapı kimyasalları sektörüne yönelik yaptığımız söyleşide Sürmeli, sektörel açıdan asıl önemli çıkışı yılın ikinci yarısında gelmesini beklediklerini belirterek, “Ürünlerin kalitesinin yanı sıra uygulamanın kaliteside bir o akdar önemli. Bizde bu bilinçle üretimimizdeki kalite çalışmalarımızın yanı sıra, müşterilerimize yönelik süreçlerde de mükemmellik hedefimize ulaşmak adına faaliyetlerimize devam ediyoruz.” dedi.

KYK Yönetim Kurulu Başkanı C.Onur Sürmeli

Yapı Kimyasalları sektörü 2015 yılı ilk 3 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2015 yılı için beklentileriniz nelerdir? Sektörel açıdan baktığımızda 2015 yılı ilk 3 ayında, gerek seçim ekonomisinin etkisi gerekse bu yıl ki zorlayıcı kış şartları yıla hızlı bir başlangıç yapılmasının önüne geçti. Döviz kurundaki hareketlilik, son dönemde konut faizlerinin yükselmesi, konut satışında da durağanlığı ve piyasadaki likidin tedirginliğini beraberinde getirdi. Bununla birlikte yılın başında

152

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

öngördüğümüz bu etkilere karşılık aldığımız pozisyon ve stratejiler sektördeki durağanlığa karşın bizim belirlediğimiz hedeflere kolay ulaşmamızı sağladı. Nisan ayıyla birlikte hareketlenmeye başlayan piyasa, inşaat sezonunun başlamasıyla yükselen bir trende girecektir. Sektörel açıdan asıl önemli çıkışı yılın ikinci yarısında gelmesini bekliyoruz. Sektör açısından

rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? İnşaat sektörünün ülke ekonomisi içinde lokomotif

bir sektör olduğunu düşünürsek, bu pazarın önemli alt sektörü olan yapı kimyasallarındaki gelişme kaçınılmaz. Yapı kimyasalları sektörü içerisindeki ısı yalıtım ve su yalıtım ürünleri ve uygulamalarına dair Devlet tarafından çıkarılan yönetmelikler ve düzenlemelerde sektörün doğru yönde gelişimi adına umut verici. 2014 yılında açıklanan 10. Kalkınma Planı içerisinde ele alınan enerji verimliliği kapsamında, enerji tüketiminin düşürülmesine ilişkin hedeflerin yer alması önemli bir gelişmeydi.


Enerji verimliliğinin devlet politikası içerisinde yer bulması önümüzdeki dönemlerde de yalıtım sektöründeki talebin ve bilincin artacağının bir göstergesi. Bunun yanı sıra mevcut ve yeni binalarda Enerji Kimlik Belgesi alınması yönündeki yasal düzenlemeler de bunu destekler nitelikte. Diğer taraftan ısı yalıtım yönetmeliğine dair yapılan çalışmaların sistem performansını tanımlayan ve uygulama prosedürlerini içeren detayda hazırlanması konusunda derneklerin, stk’ ların çalışmalarıda ısı yalıtım sektörü açısından bakıldığında doğru yolda ilerleyediğimizin göstergesidir. Su yalıtım yönetmeliğinin temelinden ıslak hacmine kadar tüm noktalarda su yalıtım çözümleriyle hazırlanıyor olması yapıların güvenliği ve konfor koşullarının yükselmesi açısından umut vericidir. Bu çalışmalar yalıtım sektöründe şimdiye kadar olan eksikliklerin tamamlanması, yapılan ürün seçiminde ve uygulamada yapılan hataların önüne geçilmesi için önemli adımlar olmuştur. Bu adımların kamu tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle zorunlu hale getirilmesiyle sonuçlanması gerekmektedir.

Sektörün kalite standartları konusunda ki değerlendirmeleriniz, görüş ve önerileriniz nelerdir?

Su ve ısı yalıtımındaki yasal mevzuatların halihazırdaki durumu yetersiz. Dolayısıyla

yapılan uygulamalarda yetersiz. Hatta halihazırdaki mevzuatların bile tam uygulandığını söyleyemeyiz. Isı yalıtımında TS 825’ deki U değerlerinin revize edilmesi, su yalıtımında binanın sadece temelinde değil ıslak hacimleride kapsıyor olması gerekiyor. Bu konularda yapılan çalışmaların da yönetmeliklere dönüştürülerek hayata geçirilmesi gerekiyor. Tabi bundan sonra atılması gereken bir diğer adımda sektördeki kalite denetim ve gözetimindeki eksiklikleri giderecek çözümlerin üretilmesidir. Şu anki koşullarda bu mevzuatların uygulamasının denetlenmesi çok da sağlıklı işlemiyor. Piyasadaki kalite denetim ve gözetimindeki eksiklikler nedeniyle standartların altında çok malzeme bulunuyor. Üreticilerin ulusal ve uluslararası standartlarda ürün üretme konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesi, kamu tarafından da denetlenmesi şart.

Sektöre dair sıkıntılar, çözüm önerileri ve eklemek istedikleriniz nelerdir?

Yasal mevzuatların çıkması, kalite denetim sisteminin tam olarak işlemesi büyük ölçüde yapı kimyasalları sektöründe gelişme sağlayacaktır. Bununla birlikte unutulmaması gereken bir başka boyut daha var ki; o da uygulama. Yapı kimyasalları çoğunlukla usta elinde şekillenen ve ürün haline gelen malzemeler. Bu sebeple ürünlerin kalitesinin yanı sıra uygulamanın kaliteside

bir o akdar önemli. Bizde bu bilinçle üretimimizdeki kalite çalışmalarımızın yanı sıra, müşterilerimize yönelik süreçlerde de mükemmellik hedefimize ulaşmak adına faaliyetlerimize devam ediyoruz. “Usta Buluşmaları” adını verdiğimiz günlük eğitim seminerleri ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile ortaklaşa yürüttüğümüz 40 saatlik uygulamacılara yönelik eğitim programı ile de eğitimler veriyoruz. Sektörde bir ilk olarak, Usta Buluşmaları kapsamında KYK Eğitim Tırı ve Eğitim Otobüsü ile Türkiye’yi adım adım dolaşarak eğitim seminerleri gerçekleştiriyoruz. 2014’te bu faaliyetimizi 50.000 km yol kat ederek, 215 ayrı noktada 17.000 ustamıza ulaşarak bir seviye daha yukarı çıkardık. Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ille Eskişehir fabrikasında kurulan eğitim merkezinde de Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen uygulamacılara, 5 gün boyunca Seramik Uygulamaları ve Dış Cephe Isı Yalıtımı konularında teorik ve pratik eğitimler veriyoruz. Doğru ürünün, doğru uygulama ile bütünleşmesi ve doğruların yaygınlaşması bakımından bu program son derece önemli. Bu programda başarılı olan katılımcılar, M.E.B. onaylı Kurs Bitirme ve Mesleki Yeterlilik Belgesi almaya hak kazanıyor. Bu eğitim yatırımlarımız yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerimiz içerisinde yer alan ve sektörel bilinçlenmeyi artırmayı hedefleyen bir projedir.

YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ


HABER

Mart ayında ihracat ve ithalat azaldı Dış Ticaret İstatistikleri, Mart 2015

578 2015

İhracat %14,4, ithalat %6,1 azaldı

:00

Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2015 yılı Mart ayında, 2014 yılının aynı ayına göre %14,4 azalarak 12 milyar 570 milyon dolar, ithalat %6,1 azalarak 18 milyar 723 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Dış ticaret açığı %17,2 arttı Mart ayında dış ticaret açığı %17,2 artarak 5 milyar 251 milyon dolardan 6 milyar 154 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2014 Mart ayında %73,7 iken, 2015 Mart ayında %67,1’e düştü.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat %5,6 azaldı Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2015 Mart ayında bir önceki aya göre ihracat %5,6, ithalat %3,5 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2015 yılı Mart ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat %14,4, ithalat %8,8 azaldı.

Avrupa Birliği’ne ihracat %11,8 azaldı Avrupa Birliği’nin (AB-28) ihracattaki payı 2014 Mart ayında %41,2 iken, 2015 Mart ayında %42,5 oldu. AB’ye yapılan ihracat, 2014 yılının aynı ayına göre %11,8 azalarak 5 milyar 343 milyon dolar olarak gerçekleşti.

En fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu Almanya’ya yapılan ihracat 2015 yılı Mart ayında 1 milyar 80 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla İngiltere (1 milyar 31 milyon dolar), Irak (745 milyon dolar) ve BAE (597 milyon dolar) takip etti.

İthalatta ilk sırayı Çin aldı Çin’den yapılan ithalat, 2015 yılı Mart ayında 2 milyar 347 milyon dolar oldu. Bu ülkeyi sırasıyla Rusya (2 milyar 191 milyon dolar), Almanya (1 milyar 814 milyon dolar) ve İtalya (960 milyon dolar) izledi.

154

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15



YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Türkiye’nin en öncelikli sorunu, sürdürülebilir-yenilenebilir enerji elde etme

Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş dergimize verdiği röportajında Kalekim'in son dönem projeleri ve yapı kimyasalları sektörü hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş

Yapı Kimyasalları sektörü 2015 yılı ilk 3 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2015 yılı için beklentileriniz nelerdir? İnşaat projelerinin hızla planlandığı, geliştirildiği ve bitirildiği günümüzde, Türkiye yapı kimyasalları sektörünün ulusal ve uluslararası pazarda daha da güçlendiğini görüyoruz. Geçmiş verileri değerlendirdiğimizde, sektörün bu alanda büyümeye ve ihracatını artırmaya devam edeceğine inanıyoruz. 70 ülkede ürünlerimizle varız, bu yıl yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz. Yapı kimyasalları sektörünün açık ara lideri Kalekim olarak, uluslararası alanda konumumuzu üst sıralara taşımak ve başarımızı artırmak üzere, yenilikçi

156

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

ürün ve hizmet sunmaya, mevcut pazarların bize sağladığı avantajları değerlendirmeye çalışıyoruz. Yapı kimyasalları alanında özellikle Türkiye’nin yakın çevresi bizim için çok önemli. Ortadoğu ve Afrika’da farklı açılımlarla büyümek istiyoruz. Bir yandan da dünyaya entegre olarak, farklı coğrafyalarda üreten, o coğrafyanın insanlarına satan ve onlardan alan bir yapı oluşturuyoruz. Bugün dünyanın pek çok yerinde güçlü bir dağıtım ağına sahibiz ve ürünlerimizi tam 70 ülkede tüketici ve profesyonellerle buluşturuyoruz. İhracatımızın yüzde 6’sını Avrupa Birliği ülkelerine, yüzde 35’ini Ortadoğu’ya, geri kalanını tüm dünyaya yapıyoruz. Kalekim olarak, uzun yıllardır geliştirdiğimiz üretim tecrübesi, kaliteli iş ve mühendislik

gücümüzle, 2015 yılında yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz.

Garantili Usta Sistemi’nden biraz bahseder misiniz? Kalekim olarak çok önem verdiğimiz bir projeyi hayata geçirdik. Dünyada bir ilke imza attığımız ‘Garantili Usta Sistemi’ ile ustalar ve tüketiciler için yepyeni bir dönem başlattık. 65 ilde 2 bin 500 usta ile faaliyete geçirdiğimiz, tüketicilerin hayatını büyük ölçüde kolaylaştıran ‘Garantili Usta Sistemi’ ile müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşıdık. ‘Doğru ürün’, ‘doğru çözüm’ ve ‘doğru uygulama’ prensibiyle hayata geçirdiğimiz sistemle, şu ana kadar hiç tüketici şikayeti almadık. Her aşamada en iyi çözümleri sunarak mükemmel müşteri deneyimi



YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

yaratmamız, yapı sektörüne ne kadar doğru bir sistem kazandırdığımızı gösteriyor.

Ürünlerinizde sunduğunuz çözüm önerileri nelerdir?

Kalekim olarak, her zaman tüketicilere ve sektör profesyonellerine çözümler sunuyoruz. Kale Mantolama Sistemleri ‘EPS’ ve ‘Taşyünü’ ile, Türkiye’de ilk kez 10 yıl ürün, 2 yıl uygulama garantisi sunarak binaları koruma altına alıyoruz. Uygulama süresine ilave olarak 2 yıl kullanım sürecini kapsayan sigorta ile uygulama sonrası montaj ve işçilik nedeniyle meydana gelebilecek hasarlara karşı da güvence sağlıyoruz. Kalekim’in geliştirdiği ısı yalıtım sistemi, elde ettiği tasarrufla birkaç yılda maliyetini karşılayıp, binanın ömrü boyunca tasarruf sağlıyor. Ayrıca binaların soğutma maliyeti, ısıtma maliyetine göre daha yüksek olduğundan mantolamayı sadece ısınma amaçlı düşünmemek gerekir. Garantili Kale Mantolama sistemi ile koruma altına aldığımız binalarda yaşayan tüketiciler, ısıtma ve soğutma amacıyla yapılan harcamalarda yarı yarıya tasarruf elde ediyor. Önümüzdeki yıllarda meyvelerini toplayacağımız, daha fazla hamle yapacağımız bir sürece giriyoruz ve Kalekim olarak ısı ve su yalıtımı alanındaki gücümüzü daha da artırmaya yönelik faaliyetlerimize hız vereceğiz.

Sektör açısından rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Büyüyen yapı sektöründe, enerji tasarruflu yapılar ve yeşil binalar, kullanılan malzemenin kalitesi gibi çok önemli çevreci gelişmeler var. Bunların hepsini bir araya koyduğumuz zaman; kullanılan malzemenin kalitesi, artan konut kalitesi, artan refah seviyesi gibi faktörlerin sektörümüz adına çok olumlu gelişmeler olduğunu görüyoruz. Gelişen teknoloji ile

158

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

birlikte, ülkemiz yapı sektöründe Ar-Ge ve inovasyonun önemini geç de olsa anlaşılmaya başlandı. Çünkü tüketici ve profesyoneller artık daha fazla sorgulayıcı ve seçici oldu. Şirketler de bu doğrultuda yenilikçi düşünmeye yöneldi. Artan müşteri beklentilerinin yanı sıra çevre, sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konuları da inovasyon ve Ar-Ge’ye odaklanılmasını zorunlu kılıyor. Kalekim olarak, bu rekabet ortamında, müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerine en doğru cevabı verebilmek için tüm faaliyet alanlarımızda ‘daima en iyi’ olmayı prensip ediniyoruz. Sürdürülebilir bir büyümeyi başarmanın yolunun sürekli iyileştirme ve geliştirmeden geçtiğinin bilincindeyiz.

Sektörün kalite standartları konusundaki değerlendirmeleriniz, görüş ve önerileriniz nelerdir?

Bugün sektörümüzün en önemli konularının başında denetim geliyor. Örneğin ısı yalıtımında verimliliğin; ‘ürün’, ‘uygulama’ ve ‘denetim’ olmak üzere üç ayağı var. Sektörümüz adına, hem ürün hem de uygulamanın denetlenmesi ve belgelenmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu kapsamda Kalekim, İZODER tarafından haksız rekabeti önlemek, yalıtım sektörünün büyüme ve gelişmesinin sağlıklı ve sürdürülebilir koşullar içinde devamını sağlamak amacıyla başlatılan “Kalite ve Teknik Altyapı Geliştirme Hareketi” kapsamında verilen İZODER Kalite Onay Sertifikası’nı (İKOS) alarak bir ilke daha imza attı. Böylece Kalekim’in Kale EPS markasıyla piyasaya sunduğu EPS ısı yalıtım malzemelerinin temel özelliklerine dair yapılan beyanların doğru, tutarlı ve güvenilir olduğu tescillendi. Ayrıca sektör temsilcileri olarak, su yalıtımı konusunda bazı düzenlemelerin yapılması gerektiğini savunuyoruz. Planlı Alanlar Tip

İmar Yönetmeliği’nde yer almasına rağmen, yapı karar vericileri için hangi detayda hangi malzemelerin seçileceğine dair yeterli referans kaynağı ve mevzuat bulunmuyor. Mevcut mevzuattaki bu eksiklik binalarda su yalıtımı yapılırken, malzemelerin ve uygulamaların denetimini de yetersiz kılıyor. Mağduriyetlerin önlenebilmesi için bu alanda denetim mekanizmasının etkinleştirilmesi gerekiyor. Binalarda su yalıtımı mevzuatı hazırlığı ve yayımlanması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte sektör temsilcileri, uygulayıcılar ve diğer ilgili tarafların katılımıyla, çalışmaların sağlıklı bir şekilde tamamlanacağına inanıyorum. Depreme dayanıklı binalar için su yalıtımı şart ve kentsel dönüşümün gündemde olduğu günümüzde, su yalıtımı mevzuatının çıkarılarak, bu fırsattan yararlanılması gerektiğini düşünüyorum.

Sektöre dair sıkıntılar, çözüm önerileri ve eklemek istedikleriniz nelerdir?

Türkiye’nin en öncelikli sorunu, sürdürülebilir-yenilenebilir enerji elde etme ve bu enerjiyi verimli kullanmaktır. Gelecekte pasif enerjili veya sıfır karbonlu yeşil binalara kavuşmak istiyorsak zorlayıcı hedefler koymalı ve bu hedeflere ulaşacak uygulamaları hayata geçirmeliyiz. Tüm yasal düzenlemelere rağmen ülkemizdeki 19 milyon konutun yüzde 85’inde maalesef ısı yalıtımı yok. Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu ve A enerji sınıfı binalara sahip olabilmek için ise önümüzde kentsel dönüşüm gibi çok önemli bir fırsat var. Eğer elimizdeki bu fırsatı iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek tüm binalara CE ve ETAG belgelerine sahip, Avrupa standartlarına uygun ürünlerle ısı yalıtımı yaptırırsak ülke ekonomimize her yıl milyarlarca dolarlık katkıda bulunabiliriz. Isı yalıtımı ile ülke ekonomisi ve çevre kirliliğini önlemeye sağlayacağımız katkının yanında binamızın değerini de yükseltmiş oluyoruz.



YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

Markanızı; yeni inovatif ürünlerle ve güçlü, dinamik bir takımla pazarda üst sıralara taşıyabilirsiniz Remmers Pazarlama ve Ticaret Müdürü Dilek Egüz: “Marka olarak pazarda söz sahibi olmak istiyorsanız; ekonomik gücünüzün yanında Ar-Ge gücünüzü geliştirmelisiniz. Güçlü inovatif ürünler pazara sunabilmelisiniz. Bununla birlikte insan kaynağınızın dinamik, tecrübeli ve sürekli gelişmeye açık olması gerekiyor. Ancak bu şekilde marka olarak farklılık yaratabilir ve bulunduğunuz sektöre yön verebilirsiniz. “ Remmers Pazarlama ve Ticaret Müdürü Dilek Egüz

Remmers’in 2015 projeleri ve öne çıkan projeleri nelerdir?

Remmers yapı kimyasalı alanında özellikle Avrupa’d a adından güçlü bir şeklide söz ettiren bir firma. Güçlü ArGe yapısı ve ürün gamındaki çeşitlilik sayesin de tüm detaylar da doğru sistem çözümlerini sunabilmekte. Biz firma olarak ürün gamımızı sürekli geliştiriyor ve yeni ürünleri inşaat sektörüne sunuyoruz. 2014 yılında Kiesol C ürünümüzü sektörümüze sunmuştuk. Kiesol C ile su yalıtımında enjeksiyon sistemi ile yapılan uygulamalara büyük bir yenilik getirdik. Kiesol C özellikle tarihi yapılarda yerden yükselen nemlenmeye

160

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

karşı kolayca uygulanabilen yüksek aktif içerikli çok özel bir enjeksiyon kremidir. Bu ürün, uygulamada, pahalı enjeksiyon sistemlerini de gerektirmez. Bu yıl ki gözbebeğimizde Multi-Baudicht 2K; çift bileşenli, çimento esaslı, ultra esnek özel su yalıtım malzemesidir. Hem sıvı bileşeni hem de toz bileşeni üzerinde yapılan çalışmalarla, yüksek performanslı yeni nesil bir ürün elde edildi. Multi-Baudicht 2K’nın performansı o denli yüksek ki basınçlı sular, temel ve perde duvarları gibi zorlu koşullarda bile güçlü bir çözüm ortağı olarak karşımıza çıkıyor. 2015 yılında projelerde su yalıtımı, onarım ve güçlendirme

alanlarında adımızdan sıkça söz ettireceğiz. Varlığımızı hissettireceğimiz bir diğer alanda zemin koruma ve kaplama sistemleridir. Gerek epoksi esaslı gerekse poliüretan esaslı zemin koruma ve kaplama sistemleri Remmers ürün gamının en etkili olduğu sistemlerin başında geliyor. 2014 yılında bu alanda çok güçlü projelerde yer almıştık. Bunlara en güzel örnek Akasya Acıbadem kapalı otoparklarının uygulamasıdır. Tarihi eser ve restorasyon projeleri de 2015 yılında etkin olduğumuz alan olacaktır. Zaten restorasyon konusunda Avrupa’d a pazar lideriyiz. Bu gücümüzü ve tecrübelerimizi Türkiye pazarında da sunmaya



YAPI KİMYASALLARI

SEKTÖR ANALİZİ

devam edeceğiz.

Yapı Kimyasalları sektörü 2015 yılı ilk 3 ayını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2015 yılı için beklentileriniz nelerdir? Yapı kimyasalı sektörü özellikle son 10 yıldır hızlı bir şekilde büyüyen bir pazar ve 2014’d e de ciddi gelişmeler kaydetti. 2013-2014 yılları; yapı kimyasalı sektöründe standartların ön plana çıktığı, kalitenin vurgulandığı ve pazarın teknik anlamada büyük bir ivme kazandığı bir dönem olmuştur. 2015 yılı da aynı ivmeyle başlamıştır. Tabi ki iklim koşullarının etkisi özellikle zorlu kış şartları projelerin yavaşlamasına neden olsa da, pazar 2014 te aldığı büyük ivmeyi 2015 te de devam ettirecektir. 2015 yılında kalitenin ve standartların pazarda daha da ön plana çıkmasını bekliyoruz.

Yapı kimyasalları sektörü Türkiye’de inşaat sektörünün de büyümesiyle büyük bir ivme kazandı. Sizler

162

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

sektör açısından bu rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Standartların olduğu, üretimin ve ürün kalitesinin denetim altında olduğu, uygulamaların denetlendiği her koşulda rekabet büyük bir güçtür. Çünkü koşullar eşittir ve sektörde hizmet verenler; iyi ürünü, iyi uygulamayı uygun koşullarda ve uygun fiyatla sağlamak zorundadır. Bu da pazarın nitelikli büyümesini ve tüketicinin kaliteli hizmeti ekonomik bir şekilde almasını sağlar. Ancak yapı kimyasalı sektöründe biz rekabeti bu anlamda tam olarak yaşamıyoruz. Firmalar hem kendi kulvarlarındaki rakipleriyle yarışmak hem de haksız rekabetle uğraşmak zorunda kalıyorlar. Bu haksız rekabet koşulları sektörümüze ve tabi ki son tüketiciye kayıp yaşatıyor. Bu durum da marka olarak pazarda söz sahibi olmak istiyorsanız; ekonomik gücünüzün yanında Ar-Ge gücünüzü geliştirmelisiniz. Güçlü inovatif ürünler pazara

sunabilmelisiniz. Bununla birlikte insan kaynağınızın dinamik, tecrübeli ve sürekli gelişmeye açık olması gerekiyor. Ancak bu şekilde marka olarak farklılık yaratabilir ve bulunduğunuz sektöre yön verebilirsiniz

Merdiven altı üretimlerin engellenmesi ve kalite standartlarına uygun üretim yapılabilmesi için devlet denetimi var mı? Sizin bu konuda ki görüş ve önerileriniz nelerdir? Kayıt dışı üretim sadece yapı kimyasalları sektörünün değil Türkiye’nin farklı sektörlerde de kanayan yarası. Kayıt dışı demek sadece faturasız ürün değil; kaçak elektrikten tutun, uygun olmayan hammaddelerin kullanılması, sigortasız işçi çalıştırılması veya sigortaların eksik gösterilmesi gibi birçok olumsuzluğu içinde barındırıyor. Devlet bu noktada ciddi adımlar atıyor ve bu konuyu disiplin altına almaya çalışıyor. Hem cezaların hem de teşviklerin bu anlamda doğru adımlar olduğunu düşünüyorum.



YAPI KİMYASALLARI 164

SEKTÖR ANALİZİ

Denetim mekanizmasının sağlam işlemesi ve cezai uygulamaların çok net olması gerekiyor. Fakat devletin tek başına da her şeye yetişmesi pek mümkün değil. Bunu tek başına insanların vicdanı ve iş ahlakına bırakmamız da mümkün değil. Bu nokta da standartların oluşturulması büyük önem arz ediyor. Bilgi kirliliğinin de engellenmesi ya da en aza indirgenmesi gerekiyor. Burada İzoder, Suder gibi derneklere çok iş düştüğüne inanıyorum.

Sektöre dair sıkıntılar, çözüm önerileri ve eklemek istedikleriniz nelerdir?

Hızlı büyüme de sektörümüzdeki rekabet ortamında etkili. Pazarın hızlı büyümesi olumlu etkilerin yanında olumsuz etkileri de barındırıyor. Hızlı kurulan, fizibilite çalışmaları önceden yapılmayan tesisler ve zaman

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

içinde oluşan kapasite fazlalığı pazarda haksız rekabeti getiriyor. Sektörümüz bunu özellikle ısı yalıtım pazarında yaşamıştır. Yine hızlı büyüme nedeniyle yetişmiş iş gücü sorunu ortaya çıkarıyor. Uygulama, üretim, satış, ar-ge gibi tüm stratejik alanlarda donanımlı ve de verimli işgücünü bulabilmek çok önemli. Özellikle de sahada tecrübe kazanmış nitelikli personel istihdamı sektörümüz gibi uygulamayı içinde barındıran pazarlar için büyük önem arz ediyor. Tabi ki sıkıntılara rağmen sektörümüzden çok umutluyum. Evet, sektör çok hızlı büyüdü, dengeler değişti, sıkıntılar oldu, altı boş gelişmeler oldu ama yine de bu kadar hızlı büyüyüp de Türkiye’d e kendini geliştirebilen, standartlarını oluşturan ender sektörlerden biri olduğunu düşünüyorum. Burada özellikle depremden kaynaklı bina güvenliğinin

masaya yatırılması, yapı kimyasalları sektörünün daha kaliteli büyümesine katkı sağladı. Dinamik bir sektör içindeyiz ve hepimizin emek vermesi gerekiyor. Bu sektörde üreticilerin veya devlet mekanizmasının yanında müteahhitlerimizle ilgili kısmın da doğru değerlendirilmesi gerekiyor. Müteahhitlik kurumunun doğru tanımlanması inşaat sektörünün bugünü ve yarını için önemli. Ayrıca İnşaat mühendislerimiz, mimarlarımız ve sahadaki diğer teknik arkadaşlarımız da pazarımız için önemli. Teknik kişilerin projelerde daha da etkin olması daha kaliteli bir pazarda daha kaliteli inşaat teknolojisiyle ilerlememizi sağlayacaktır. Bu da beraberinde evlerimizi, işyerlerimizi, yollarımızı, köprülerimizi ve tüm inşaat sahalarımızı daha güvenli hale getirecektir.



MAKALE

Siyâk ve Sibâk Kitapla video arasında tüketim mekanizmaları ve tüketim kontrolü açısından birbiriyle ilintili önemli iki fark var. Kitabı istediğimiz sayfadan başlayıp tüketebiliyorken, video tüketimi adım adım, saniye saniye, sıra sıra gerçekleşiyor. İçeriğini hangi sürede ve sırayla tüketeceğimiz, kitapta okura bağlı ve okurun kontrolünde iken, videoda içeriğin tüketimini ve sıralamasını büyük oranda video yapımcısı kontrol ediyor. Sahneleri peşpeşe sıralayarak, arzuladığı “efekt”leri üretebiliyor. Ağlatıp, güldürebiliyor. Kendimiz hakkında, bildiğimizi sandığımızdan çok daha az şey biliyoruz. Her yaptığımızı kendi irademizle, kontrol ettiğimizi sanıyor, dahası, öyle olduğunu düşünmek hoşumuza gidiyor. Kontrol bizde olsun istiyoruz. Bazen kendimizi, bunun tam aksi bir durumda, akıntıya kapılmış gibi de hissedebiliyoruz. Kimi zaman ve kimi durumlarda hiç farkına varmadan, çevremizden, çevremizdekilerden, bizim dışımızdaki aktör, durum ve etkenlerden inceden inceye ileri boyutlarda etkilenebildiğimiz kaygısına kapılıyoruz. Hele bir de, Priming Effect, Öncül Etkisi’nden, psikolojik mekanizmadan haberdar isek, nasıl işlediğine dair bir iki satır okumuş isek... (İngilizcede, priming, hareket için hazırlama (tulumba v.s.), yemleme, kıvılcımlama, ateşleme, astarlama (boya), hazırlık vb. gibi anlamlara sahip.) İnsanlığın hayrına bir şeyler yapmak için veya başkalarının ocağına odun olmamak için bu etkiyi bilmek, tanımak, kullanmak, veya en azından, kullanılmak ihtimaline karşı uyanık olmak

Prof. Dr. İsmail Kaya

gerekiyor. Nobel ödüllü Daniel Kahneman “Thinking, Fast and Slow” kitabında insanın düşünme tarzı ve süreçleriyle ilgili bir dizi tespitleri yanında, bahsini ettiğimiz, Öncül Etkisi’ne de yer veriyor. Beynin bir sıralama süreciyle çalıştığına dair işaretlerden bahsediyor. Herhangi bir anda, herhangi bir kelime veya kavram zihnimizde canlandığında, zihnimiz ona odakladığında, bununla ilgili başka kelimelerin de o kelimeyle birlikte zihinde hareketlendiği, ilgili kelime ve hatıraların hatırlanmalarının daha kolay olduğu ileri sürülüyor. Beynimiz, zihnine (şuuruna) bir kelime geldiğinde, biz farkında bile olmadan, onunla ilgili kelimeleri de anında dağarcığından bulup çıkarıyor, zihnin algı ve şuur alanına, hemen kullanılabilecek pozisyona yaklaştırıyor. Misal, aklımızda yemek varken yemekle ilgili; seyahat varken seyahatle bağlantılı kelimeler zihnimize üşüşüyor. Yani, bir kelime peşinden başka kelimeleri de sürüklüyor. Şayet zihinde uyanan (veya uyandırılan) kelimeler, önden giden ve arkadan gelenler itibariyle birbiriyle uyumlu bulunursa beynin tepki ve becerisi başka; uyumsuz olursa, beynin aktığı yer başka oluyormuş. Lafı istediğimiz yere getirmek istiyorsak, siyâk ve sibâkını da düzenlemeye ihtiyaç var. Muhatabımızın zihnini yöneltmek istiyorsak, birini öne çıkarıp, ardına istediğimiz kelimeleri dizebileceğimiz belli bir öncül kelime bulmak, bunun üzerinden kişinin zihnini bir bakıma “yönlendirmek” mümkün olabiliyor. Kelimeler dahil, diğer uyarıcılar yoluyla ortaya konacak etkilerin içeriği ve uygulama zamanı kadar

ismail.kaya@gmail.com üzerinden ulaşılabilir, http://www.pazarola.blogspot.com ve http://www.pazarlamabitanedir.blogspot.comblogları ziyaret edilebilir. 166

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15



MAKALE

sırası da, sıralanması da işi kolaylaştırabiliyormuş. Misal, bir sohbet sırasında az önce tarla bahçe bahsi geçmiş, çiçek böcek resimleri görmüşsek bize gösterilen şu yazıyı (Ç_PA) yı “ÇAPA” okurmuşuz. Yok, deniz, tekne ve tatilden bahsedilmiş ve ardından oku denmişse “Ç_PA”ya “ÇIPA’ dermişiz. Yani, kullandığımız her kelime, bir bakıma peşinden gelen öteki kelimeler için birer “öncül” etkisi yapıyormuş. Bir bakıma, bir Antep deyişinde de geçtiği gibi, “Adamın Ümer diyeceği, dudağını büzüşünden belli oluyor”muş. Beyanatlarda veya tartışmalarda hepimiz şahit olmuşuzdur; bir önceki konuşmacının söylediğine veya başta konuşulan konuya “karşı” bir söz sarf edilecek ise, konuşmanın tam o noktasında veya kişi konuşmaya başladığı anda, lafı uzatıp gezdirip dolaştırıp bir noktada işi “ama”ya bağlayacağını, “lâkin” veya “fakat” ara nağmesiyle birlikte, lafı öbür tarafa doğru çevireceğini baştan hissederiz. Bir bakıma, konunun sinyalcisi ve öncülü önceki laflara bakıp, sonraki laflarının akacağı yönü kestirebiliyoruz. Hekimlerimiz de bu öncüllemenin önemini bilirler. Dişimizi oyar, gözümüzü ayarlar, bedenimizde bir işlem yaparlarken, az sonra neler yapacaklarını, başımıza nelerin

168

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15

geleceğini önceden bildirirler ki, bizler daha rahat ve daha uyumlu olalım. Bilir misiniz ki, bu açıklamaları önemseyen, hatta bunu bir sanata dönüştürerek yapan hekimlerimiz hastalarından tam not alırlar. Kelimelerle “öncüllemek”, sadece düşünceleri yönlendirmek ve şekillendirmekle kalmıyor, davranışları da etkileyebiliyor. John Bargh ve arkadaşlarının deneyleri enteresan. Önce deneklerden verilen beş kelimeden anlamlı cümleler üretmeleri istenmiş. Deney gereği, bir gruba yaşlılarla ilgili, kırışık, ak saç, kabak kafa, gözlük gibisinden kelimeler verilmiş. Daha sonra denekler başka bir salona geçmeye davet edilmiş. Ne görmüşler bilir misiniz? Bu kelimelerle “yemlenen” denekler, başka kelimelerle uğraştırılan kontrol grubundaki kişilere nazaran diğer salona geçerken daha yavaş yürümüşler. İyi mi? Bazen bir resim bile insanların davranışlarını değiştirebiliyor. Şöyle ki: İngiltere’de bir üniversitede, öğrenci ve çalışanların içtikleri çay veya kahve için dilediklerince para ödedikleri bir self-servis ofis mutfağında, (bizdeki çay ocaklarını hatırlayalım) duvara bir hafta çiçek resimleri, peşinden gelen hafta ise gözlerin görüldüğü insan fotoğrafları yerleştirilmiş.

On haftalık gözlem sonunda, araştırmacılar, deneklerin kendilerin . e bakan bir gözün olduğu haftalarda, çiçek manzaralı haftalara nazaran kutuya bırakılan paralar üç kat daha fazla çıkmış. (“Göz öncülü” dürüstlükleri düzelttiğinden midir, cömertlikleri coşturduğundan mı, orasına bakmadım.) Bu yazı, pazarlama nedir, neyle ilgilenir, pazarlamacılar (tabiî pazarlamanın ruhunu yakalayabilmiş olanlar) neler yapar, işlerini nasıl yürütürler diye merak edenlere bir armağanımız olsun. Pazarlamayı anlatmak için bazen lafı getirip,“Pazarlama eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmektir” deyiveriyorum. İyi mi ediyorum, kötü mü, bilemiyorum. Alınanlar da oluyor, tabiî ki. İyisiyle kötüsüyle pazarlamacılar hayatları boyunca, insanı anlamaya, onun nasıl davrandığını, düşündüğünü, hissettiğini tahmin etmeye ve kendi hesabına sonuçlar üretmek için her yolu deneyerek onları etkilemeye, harekete geçirmeye uğraşırlar. Niyetlerine ve becerilerine göre de, “iyi” veya “kötü” pazarlamacı olurlar... Hep iyileriyle karşılaşmak dileğiyle...



Uluslararası pazarlarda parite nedeniyle ülke ihracatımız kısmen gerilese de patent, marka ve tasarım müracaatları dikkate alındığında Türkiye'nin ülke ihracatının yoğun olarak gerçekleştiği sektörler, gelecek için umut vaat ediyor. Son yıllarda ihracatımız miktar bazında artış göstermiş olsa da doların uluslararası pazarlarda değer kazanması, petrol ve altın fiyatlarındaki istikrarsızlık, kimi coğrafyalardaki savaş ortamları ve konjonktürel gelişmeler neticesinde, sanki pariteye her geçen gün biraz daha da boyun eğiyor. Bunu aşmanın anahtarı yine buluş yapma, katma değer oranı yüksek ürünler geliştirme ve bunun sağlanması için de Ar-Ge’de… WİPO verilerine göre; dünya liginin son üç yıldaki rakamlarına baktığımızda patent müracaatlarında 24’üncü sıradan 26’ıncı sıraya gerilemişiz mesela. Aynı dönemde marka başvurularında 19’uncu sıradan 7 sıra yükselerek 12’nciliğe, tasarım müracaatlarında ise 15’inci sıradan 11 basamak atlayarak 4’üncü sıraya yükselmişiz ama… Patent konusunda arzu edilen ivme tam olarak yakalanamamış olsa da marka tescili ve endüstriyel tasarım alanındaki kayda değer başarı, bize “inovasyon” yani “yenilikçilik” kavramının ülkemizde giderek yerleşmeye başladığını gösteriyor. Tabii ki bu başarıda her yıl “İnovasyon Haftası” gibi etkinlikler ve bu alanda çeşitli eğitici faaliyetler düzenleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi, KOSGEB, diğer ihracatçı birlikleri ile yerel sanayi ve ticaret odalarının gayretlerinin katkısı büyük. Yeterli mi? Elbette ki hayır! Fikri ve sınai haklar konusunda diğer dünya ülkeleri arasındaki mevcut konumumuzu daha da iyi seviyelere taşımamız için bilinçli bir toplum yapısına kavuşup, yenilikçilikte istikrarlı bir hale getirmemiz şart. İhracatın yoğun olduğu sektörlerde gerçekleştirilecek sürdürülebilir Ar-Ge ve yenilikçilik hareketleri ile

İhracatta sürdürülebilir büyümenin anahtarı inovasyonda

MAKALE ülkemizin bu alanda lider konuma yerleşmesi şaşırmayın elbette mümkün. Çünkü gelişmekte olan ülke konumundan, gelişmiş ülke konumuna geçildiğinin bir kanıtı da patent başvuru ve patent tescil sayısıdır. Bu çerçevede ülkemizin sınıf atlaması Ar-Ge konusunun şirketlerin kurum kültürüne yerleşmesinden geçiyor. Bunun için şirketlere devlet tarafından da destek elzem. Unutmamakta fayda var; çünkü doğru manada yürütülen Ar-Ge faaliyetleri arttıkça ülkemizin geliştirdiği patent oranları da o düzeyde artış gösterecektir. Burada asıl önemli olan, tescil sayısının artmasının başvuru sayısındaki artıştan daha önemli olduğudur. 2003-2012 yılları arasında patent başvuru sayısı ve tescile bağlanan patent sayısına bakarsak, örneğin 2003 yılında 125 patent başvurusunun sadece 8 tanesi tescile bağlanırken, 2012 yılında bu rakam 630 patent başvurusundan 134 tanesinin tescili ile sonuçlanmış. Patent başvurularındaki artış olumlu değerlendirilse de burada asıl önemli olan tescil oranındaki artıştır ki; bu oran yüzde 6’lardan yaklaşık yüzde 22’lere ulaşmıştır. Bu rakamı yüzde 50 hatta yüzde 70’lere ulaştırmamız büyük önem arz etmekte. Bu nedenle kanun koyuculara önemli görevler düşmektedir. Çünkü fikri ve sınai haklarının bilincinde bir toplum daha üretken bir hale gelirken ölçek ekonomisinin tesisi daha da kolaylaşacaktır. Türkiye açısından baktığımızda Güney Kore’de yapıldığı gibi ileriye dönük, uzun vadeli somut politikalar ve eylem planları geliştirilmesi gerekmektedir. Unutmayalım; dünyaya sadece ürün değil, akıl, model ve iş yapış biçimi satan bir ülke olmak için sadece kurumsal düşünmek de yetmez, bireysel buluşlar da en az kurumsal başvurular kadar önemli, mutlaka değerlendirilmeli ve desteklenmelidir. Ertan Acar 170

Nalbur Teknik.com / Mayıs’15










Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.