İMG
Ekim-October 2014
AYLIK YAPI MALZEMELERİ - HIRDAVAT - İŞ GÜVENLİĞİ DERGİSİ / MONTHLY HARDWARE MAGAZINE
, e c n Ö n a d a Olm l A r i b d e T e c n Ölmeden Ö
ış, Güvenli Kal ği Güvenli Çal li en üv G İş ce satın alma Ön veya işyerinin çalışanların in en in iy iş d ” K az lm o el Koruyucu “Bana bir şey işverenlerin ne bağlı Kişis cü en gü ey kl te es d ü ile çalışmak ve bunu yetkililer iş (KKD) ürün en ım ed e an risi n el o d D ca ü aşka bir geti mantığı ile m esi için uzun uymaktan b m a liş re at ge gö zu n e ev ü iğ n m ürü nitel . güvenliği kült u söylüyorlar r. Yapılan iş ve n yo ir. ğu u il u b lm ld o o şa ç la tiya amacına u bir sürece ih ış ılan KKD’ler am an m ll ıl ku p ya in başka bir ebi ile sağlam b in se et k ve al u ir el zl il ir b cu b la U Herhangi nların bilir, harap o i iş ılması çalışa KKD’ler kırıla eraberindek amaçla kullan lanmasına veya çalışanı ve b la n le; ra u en n ya u k ed b n ra . Bu ciddi ola ı yaralayabilir malzemenin ın n e la aş şı in ad lı er k ça kl ar e lli d k öze i üzerin a yol açar. İy ’lerin güvenli D ın . K ır as K ıd am al ğr m u ıl bak u zarara lamaları ile b u yg u ği li n iş güve çalışanlar a trol etmek ve n ko ri venliğini dosy le ke li teh ski minimize mızda İş Gü ri yı i iz sa eğ u im ec B iğ il d b il ra b en rek doğru için oluştu et ır. Hemen hem konusu seçe etmeye gayr e etmek olasıd ld ki lışları tespit ın bir şe n yg ya ve ya e ri d le in ci ti er D üre tüm işyerl görme gösterdik. KK a nlerin , göz ve röportajlard ız in m er d kullanılan ürü ğı çalardan ri ile yaptı ir ar le B p . ek k ık n çü ad er d kü ar cevaplar kaybı, fırlayan hatta parmak, tendon , e, sorularımıza , ar al m i şmek dileği il n d d la ci ra i ya nraki ay görü eleri gib so lm si ke ar atardam çalışanları en olabilen , kazalara ned oyabilecek lerinden alık uzun süre iş dür. Önemli ası mümkün lm o ın ar al isini de kaz mak ve kend olan tedbir al emektir. mağdur etm işverenini de
ı c y a l a K n e r E i l A
İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık Genel Müdür Ahmet Kızıl ahmet.kizil@img.com.tr Yayın Editörü Ali Eren Kalaycı ali.kalayci@img.com.tr Reklam Müdürü Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@img.com.tr
Grafik Tasarım Erdem Mermer erdem.mermer@img.com.tr
Abone Zekeriya Aydoğan zekeriya.aydogan@img.com.tr
Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr
CTP-Baskı İhlas Gazetecilik A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul Tel: 0 212 454 30 00
Dış İlişkiler Müdürü Hakan K urt hakan.kurt@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe Müdürü Mürsel Gürler mursel.gurler@img.com.tr
Adres Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51 www.nalburteknik.com
Nalbur Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Nalbur Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan Nalbur Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.
18 J ÖZEL RÖPORTA 2 4 J ÖZEL RÖPORTA 2 8 J ÖZEL RÖPORTA 4 0 J ÖZEL RÖPORTA 7 2 J ÖZEL RÖPORTA 8 4 J
ÖZEL RÖPORTA
N AD - Gülay YASA
TİGİ
ATEŞ İNŞAAT -
Hatice TURGUT
EN an Hasan GÖKM KARCHER - Gökh
KANCA
KANCA - Alper
n SEVİM
FOSTER - Haka
AVAT ALTUNEL HIRD L TU Ahmet AL NE
AJANS PRESS......................... 129
FASTENER FUARCILIK............... 51
MİTREFİX.................................. 91
AKÇANSA.................................... 9
GATA KİMYA.............................. 99
MODERN BALKON..................... 83
AKTİF ISI................................. 109
GÜLAL...................................... 59
NANOFİX................................... 17
ARTEMA................................... 39
HORTUMSAN............................ 93
PAİNTİSTANBUL...................... 127
ATEŞ İNŞ................................... 69
ISITAÇ....................................... 87
REİS MAKİNA..........................Ö.K.
ASKAYNAK ....................144-A.K.İ.
İHLAS KOLEJİ.......................... 133
REMS..................................... A.K.
AYAN .......................................... 8
İHLAS NET.......................142-143
RENK PLASTİK........................ 105
AYVAZ....................................... 55
İSKAV...................................... 137
SAİNTGOBAIN......................Ö.K.K.
BURLA MAKİNA........................4-5
KALE KİLİT................................ 33
SEDA END..............................6 - 7
BTM......................................... 15
KALEKİM................................... 75
SEL DIŞ TİCARET.............111-113
BOSCH.........................Ö.K.İ.-1-13
KANCA...................................... 45
........................115-117-119-121
BOYSAN...........................102-103
KARKİM.................................... 71
SELSİL..................................2 – 3
CERMİX.................................... 67
KARCHER.................................. 27
TEKSAN...............................21-77
DÜFA BOYA............................... 47
KİMFER..................................... 97
TÜM PLASTİK.......................63-65
EMULZER.................................. 57
KUZULUK................................ 139
TÜMRAY.................................... 23
ERATAŞ..................................... 95
MAKRO............................107-123
3M............................................ 89
ERKAN MAKİNA......................... 81
MAPA........................................ 37
YAPI FUARI.............................. 125
ESMO....................................... 79
METAL EXPO........................... 141
YDS (YAKUPOĞLU)..................... 61
Bakan Çelik:
Tüm İş Kazalarını Manşet Yapın, Teşhir Çok Ciddi Etki Yapıyor Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, teşhir olayının iş kazalarını engellenmesi noktasında çok ciddi tesiri olduğunu söyledi. Sadece Soma’d aki maden ocağı ve İstanbul’d a ki asansör faciasının manşet yapılmaması gerektiğine dikkat çeken Çelik, “İstanbul’d a ki kazadan sonra Konya’d an İzmir’e varıncaya kadar 8 kardeşimiz daha hayatını kaybetti. Siz bunlarla ilgili manşet gördünüz mü? Arkadaş 300 can da 100 can da bir can da candır. Hepsini manşet yapın, hepsini. Atın manşetleri, kimin nerede ne sorumluluğu varsa ortaya çıksın. İşçinin sorunu varsa, ortaya çıksın,
12
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
yetkililerin, görevlilerin eksikliği varsa ortaya çıksın ki bu teşhir olayı çok ciddi bir şekilde etki yapıyor.” dedi. Bakan Çelik, İstanbul’d a ki asansör kazasıyla ilgili olarak da “Bakan mı gelip 50 liralık sivici takacak.” ifadesini kullandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, yine yüksek sesle yaptığı konuşmada, herkesin üzerine düşen sorumluluğu alması gerektiğini dile getirdi. Canla, malın kazanılabileceğine işaret eden Çelik, can olmadı mı, malın hiçbir faydasının olmadığını hatırlattı. Çelik şunları kaydetti: “Aslolan insanın sağlıklı ortamda çalışmasıdır. Eğer biz bunu
gerçekleştiremezsek maalesef hayat bittikten sonra para olmuş bir anlamı yok. Sendika yöneticileri, ‘ücret sendikacılığı dönemini geride bıraktık’ dediler. Toplu görüşmelerde yalnız ücretlerin düzeltilmesi olmamalı, bunun dışında haklarımız var, bunları konuşun. Bunlara para harcayan bir sendikacılık anlayışı tüm sendikalara oturmalı. Mali haklarını ararken diğer taraftan sağlıklı koşullarda insanca çalışma ortamlarının sağlanması noktasında hak arayışlarına devam etmeli.” Her işin başının gerçekten sorumlu bir yaklaşım anlayışından geçtiğini anlatan Bakan Çelik, işin başının
vicdanlı hareket etmekten geçtiğine dikkat çekti. Bakan Çelik, “Eğer vicdanlar pas tutmuşsa doğrusu bunu silmek çok zor. Vicdanlarının paslarını silmeye dönük herkes kendini bir kez daha çek etmeli. Allah bir daha Soma benzeri İstanbul’d a ki asansör kazaları bir daha göstermesin. Bunları temenni etmemiz başka bir şey, buradan tüm işverenlere çalışanlara sesleniyorum. Birçok işyeri biliyoruz ki ‘kaza geliyorum’ diyor yine. Kimse işin kolayına kaçmasın. ‘Çalışma Bakanının omuzuna bir davul asarız, vururuz aman vururuz’ Yok öyle bir şey Çalışma Bakanı da sesini yükseltmeye başladı bakınız. Yok, öyle kolay değil, işin sorumlusu, suçlusu kimse ortaya çıkacak.” diye konuştu.
‘Asansör Kazasında Sorumlular Bellidir, Bakan Mı Siviçi Takacak’
İstanbul’d a ki asansör kazasının sadece 10 metre karelik alanda vuku bulduğunu dile getiren Bakan Çelik şöyle devam etti: “10 metre karelik asansör alanında kaza oluyor. 500 metre, 5 bin metre karelik alandan bahsetmiyorum, 10 metre kare.
14
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
O asansörün sorumluları belli. O asansörün 31’inci katta durması gerekiyordu arkadaş, ben onu bunu bilmem. Her harikulade durması gerekiyordu. Çünkü 32’inci kat yok. 32’inci kat demek dişlinin boşa dönmesi demek. ’Siviç’ denilen durdurucu yok muydu? Yoksa kimin sorumlu olduğu belli. 10 metrekarede meydana gelen kazanın sorumluları bellidir, bunlar ortaya çıkarılmalıdır. Bedava gürültü çıkarmaya gerek yok. 10 can gitti. Ben gittim orada gördüm, 140 metreden betona çakılmış. Buna kimsenin yüreği dayanmıyor arkadaşlar. Dayanır mı, herkesin çoluk çocuğu var, herkes kendini koysun onun yerine. Bakan gelip sivici mi takacak. Bakan yetkilisi gelip 50 liralık durdurucuyu mu takacak, orada görevli var, sorumlular var, onlarca insan var. Bizzat asansörden sorumlu insanlar var. Herkes görevini yapacak, yapacak ki; bu sorunlar çözülsün.”
‘Önce Tedbir Alacaksın, Nazar Boncuğu İle Olmaz’
Kazaların ve meslek hastalıklarının yüzde 98’inin önlenebileceğini, ancak yüzde 2’sine ‘kaza’ denilebileceğini belirten Çelik,
şunları söyledi: “Arkadaşlar ‘kaza’ olacak ki ‘kaza’ diyelim. Durdurucuyu takmadığın zaman ben nasıl kaza diyeyim. ‘Takdir’ eyvallah kimsenin itirazı var mı takdire. Peki, tedbir nerede? Allah bize, ‘Tedbir almadan ‘takdiri bekleyin mi?’ diyor. Nazar boncuğu takacaksın iş yerine, nazar boncuğunun ne faydası olacak. ‘Dua ettim’ diyor. Tedbir almadan dua kabul olur mu yahu? Tedbiri alacaksın, ondan sonra dua edeceksin. Tedbir alacaksın nazar boncuğu mu ne takacaksan bilmem artık ben. Ondan sonra dua etmenin, ondan sonra iyilikler dilemenin dönemi başlıyor. Yoksa hiçbir tedbir alma, ondan sonra, ‘Ne yapalım, kaderde bu varmış’. Yahu kaderde var da tedbirini al kader zaten işliyor, senin, benim zaten ona gücüm yetmez.” Eğitim seminerlerinin önemine değinen Bakan Faruk Çelik, “Geleceğimizi aydınlatma adına bu seminerler çok önemli. Olmayan arkadaşlarınıza anlatın. Yasalar sizin iş güvenliği tedbirlerini nasıl uygulamanız gerekiyorsa siz üzerinize düşeni yapın, işveren bu konuda gerçekten müspet, işçiden yana, işçinin tüm ekipmanlarını
önüne koyan işverenleri de zora sokmayın, çünkü yatırıma ihtiyacı var bu ülkenin, kalkınmanın ihtiyacı var. Daha çok işverene ihtiyacımız var, daha çok işçiye ihtiyacımız var. İşverenle işçiyi birbirine düşman haline getirmek düşüncesi hayır değildir. İşverenle işçi ayrılmaz ikili. Bir işvereni işyeri varsa, niye işyeri daha açsın, önce insan gerek açmaya. Bu kapıyı işçi arkadaşlarımız ve işverenler sağlayacak. Bunu birlikte çözeceğiz. Birilerinin gelip sorunları çözmeyeceğini bilin. Tüm arkadaşlarınıza selam söyleyin ve bu güvenlik kültürünü yaygınlaştıralım ve Türkiye’ye yakışmayan tabloları bir daha manşetlere çekmeyelim.” dedi.
‘TEŞHİR ETKİLİ OLUYOR, TÜM KAZALARI MANŞET YAPIN’
Konuşması sırasında bir grup işçinin “Devlettir babamız, emanettir canımız” ve “Kazalara
16
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
dayanmaz yürek bize çelik gibi bir bakan gerek” sloganları atması üzerine Bakan Çelik, “İşverenlerle aramızı açacaksınız” diyerek gülümsedi. Teşhirin iş kazalarını engellemede ciddi etki yaptığını vurgulayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, şunları kaydetti: “Nasıl oluyor bu? Soma’d a 301 kardeşimizi kaybettik, manşet. Tabi ki manşet olacak. İstanbul’d a 10 işçi kardeşimizi kaybettik; manşet. Eyvallah tabi ki olacak. Ama arada İstanbul’d a ki kazadan sonra Konya’d an İzmir’e varıncaya kadar 8 kardeşimiz daha hayatını kaybetti. Siz bunlarla ilgili manşet gördünüz mü? Arkadaş 300 can da 100 canda bir can da candır. Hepsini manşet yapın, hepsini. Atın manşetleri, kimin nerede ne sorumluluğu varsa ortaya çıksın. İşçinin sorunu varsa, ortaya çıksın, yetkililerin, görevlilerin eksikliği varsa ortaya çıksın ki bu teşhir olayı çok ciddi bir şekilde etki yapıyor.”
KULE VİNÇ BAKIMINA İKİ AY SONRAYA GÜN VERİYORLAR
İstanbul asansör kazasından sonra işverenlerle ilgili yaptığım görüşmelerde, kule vinçlerin bakımı için 2 ay sonraya gün verildiği bilgisine ulaştığını belirten Çelik, “İşverenler şunu söylediler ; ‘Bizim kule vinçlerimiz var. Kule vinçlerinin bakımını yaptıracağız ama iki ay sıra var. İki ay sonra ancak gün veriyorlar.’ Şimdi 10 kişi öldükten sonra mı yoğunluk kazandı. Keşke kaza olmadan önce de herkes vincine baktırsaydı, asansörlere baktırsaydı da bu olaylardan sonra düzelmesi bizi üzüyor. Akıl var, mantık var. İşin sahibisin, işçisin, üzerinize düşenleri acı olaylar yaşanmadan tedbirlerimizi, araç gereçlerimizin bakımını ve bizim ekipmanlarımız kullanışlı mı, değerlendirelim.” şeklinde konuştu.
Medya Olmasa İş Kazalarını Kimse Duymayacak kişisel koruyucu malzemeler üreten, ithal eden, pazarlayan, eğitim ve danışmanlık hizmetleri veren kişileri bir araya getiren; Merkezi İstanbul’da, üyeleri Türkiye genelinde olan bir dernektir. Avrupa Birliği Güvenlik Federasyonu’na (ESF) 2013 yılında temsilci üye olarak katılmıştır.
İş güvenliği ve iş sağlığına yönelik kişisel koruyucu malzemeler üreten, ithal eden, pazarlayan, eğitim ve danışmanlık hizmetleri veren kişileri bir araya getiren Türkiye İş Güvenliği İş Adamları Derneği (TİGİAD)’ın Başkanı Gülay Yasan ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Sorularımızı cevaplayan Gülay Yasan’d an KKD’ler ve uygulamaları hakkında bilgiler aldık.
18
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Öncelikle TİGİAD’ın kuruluş amacı ve çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz? 1999 yılında kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz İSGİAD (İş Güvenliği İş Adamları Derneği) kuruluşunun 9. yılında 2008 yılında TİGİAD (Türkiye İş Güvenliği İş Adamları Derneği) olarak ismini değiştirdik. TİGİAD İş güvenliği ve iş sağlığına yönelik
TİGİAD’ın çalışmalarını kısaca özetlersek; İnsan sağlığı ve çalışma verimini doğrudan etkileyen kişisel koruyucu donanımların üretimini, ithalatını ve ihracatını yapan üyelerimizin karşılaştığı sorunları çözmek ve mesleki yardımda bulunmaktır. Endüstriyel sağlık, iş güvenliği ve çevre sağlığı alanlarında ilgili standartların eğitim, tanıtım ve uygulaması ile ilgili programların geliştirilmesine öncülük etmektir. Avrupa kişisel koruyucu donanımlar yönetmeliği çerçevesinde ilgili standartların anlaşılması ve uygulanması konusunda destek hizmeti sağlamaktır. Kişisel koruyucu donanımların standartlarını belirlemek, geliştirmek ve sürekli kılmak amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Türk Standartları Enstitüsünün yaptığı çalışmalara katkı koymak ve öneride bulunmaktır. Her üç ayda bir yayınladığımız “İş Güvenliği” dergisi, Türkiye genelinde İş Güvenliği sektörünün öncü dergisi olup kamu ve özel sektör haberleriyle desteklenen en zengin içerikli mecradır. Kamu ve akademisyenlerin dışında ilk 2000 sanayi kuruluşuna isme özel ve ücretsiz dağıtılmaktadır. Tamamı renkli 90 sayfanın üzerinde, 3000’den fazla tirajı ve 10000 kişinin üzerinde okunma
oranı ile sektörümüze hizmete devam etmektedir. “İş Güvenliği Dergisi” Türkiye’de “Güvenlik Kültürünün” oluşmasına katkı koymaktadır.
Dernek çalışma sahasında kendisine taban bulabiliyor mu? İş güvenliği alanında faaliyet gösteren işadamları bilinçli mi?
Derneğimiz çalışma sahasında katılımcı ve destekleyen işyerleri bulmakta geçtiğimiz yıllarda daha çok zorlanıyordu. Bu zorluk, “İş sağlığı ve güvenliği “ Kanununun çıkması, iş sağlığı ve güvenliği kavramının iş kazaları nedeniyle daha çok medyatik olması vb. nedenlerden dolayı kısmen aşıldı. Ama sorun tamamen çözüldü diyemeyiz.
Ülkemizde Kişisel Koruyucu Donanımlar doğru kullanılıyor mu? Bilgilendirme faaliyetleriniz var mı? Konunun anlaşılması için ne gibi faaliyetlere ihtiyaç var? Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD)satışı ve kullanımında hala birçok sorunla karşılaşıyoruz. Derneğimiz iki yılı aşkın bir süredir KKD satış personeline KKD konusunda eğitimler düzenliyor ve katılımcıları belgelendiriyoruz. Dernek olarak ileriye yönelik amaçlarımız arasında KKD satış personelinin mesleki belgelendirme ve sertifikasyon sürecini tamamlamak. Bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Yerli iş güvenliği ürünleri sizce yeterli mi? Arttırılması için neler yapılmalı? Türkiye’de üretilen KKD ürünleri sınırlı. Türkiye’de üretilen KKD’ler arasında en çok mekanik iş eldivenleri, kullanılıp atılabilen solunum maskeleri, emniyet kemerleri ve iş ayakkabıları bulunuyor. KKD üretiminde ürün çeşitliliği aslında çok büyük. Bizde üretilen solunum maskeleri ve ayakkabılar bu bölümde yer alan KKD’lerin ancak küçük bir kısmını oluşturuyor. Diğer tüm bölümler ithalatla karşılanıyor. Burada sorumlu olan devlettir. Devlet üreticiyi desteklemeli, bu donanımların Türkiye’de üretilmesi için teşvik, araştırma, arge vb. birçok faaliyette üreticinin yanında bulunmalıdır.
2014’ün ikinci yarısında ekonomik olarak neler bekliyorsunuz? Öngörüleriniz nelerdir?
2014 yılının son çeyreğine girmekteyiz. 2014 başından beri ekonomik açıdan zor bir yıldı. 2014 yılının her çeyreğinde bunu daha net anladık. Son seçim sürecinden sonra tüm ekonominin durması, parasal hareketin olmaması, piyasalardaki durgunluk bizi daha çok endişelendirdi. Dileğimiz, bu olumsuz sürecin en kısa sürede sona ermesi ve piyasaların canlanması, yoksa 2015 yılını düşünmek bile istemiyoruz.
Hangi fuarlara katılıyorsunuz? Fuarlar hakkındaki düşünceleriniz alabilir miyiz?
TİGİAD olarak iş sağlığı ve güvenliği konusunda ülkemizde düzenlenen fuarları destekliyoruz. Fuarların üretici, dağıtıcı ve tüketici birlikteliğini arttıracağına ve iş sağlığı güvenliği kültürünün gelişmesine katkı koyacağına inanıyoruz. Sektörel bazda düzenlenmeyen fuarların bu katkıyı yapacağına inanmıyoruz. Bu yıl Mayıs ayında İstanbul’da düzenlenen TOSH Expo Türk İş Güvenliği ve Sağlığı Fuarına destek verdik. Fuar çok başarılı geçti, fuara katılan üyelerimiz halen fuar
20
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
sonrası çalışmalarını sürdürüyorlar. Katılmayan üyelerimiz, bir sonraki 2016 fuarında yer almak için çalışmalarını sürdürüyor. Bizce başarı bu.
Son dönemde meydana gelen iş kazaları ile gündemden düşmeyen iş güvenliği konusunda neler söylersiniz?
İş kazaları son zamanda meydana gelmiyor. Bu kazalar Türkiye’nin gerçek yüzü, Türkiye uzun yıllardan beri “İş Kazaları Sonucu Ölümlerde, Dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci sırada yer alıyor”. Bu yıllardır böyle, hiç değişmedi. İş kazaları son dönemde neden medyatik oldu? Sorusunu sorsanız, yanıtım sayılar çok yüksekti, Büyük şehirlerin göbeğinde oldu derim. Kimse ay boyu birer ikişer ölen işçilerin hesabını yapmıyor. Ama karşımıza 301, 10 vb ölen işçi rakamları çıktığı zaman, haber bültenlerinde açık oturumlarda bu konu konuşulduğu zaman, ne oldu? diyoruz. Bir şey olmadı, her şey alıştığı düzende devam ediyor zaten. Şu medya olmasa bu kazaları kimsenin ruhu bile duymayacak. Çözüm derseniz, çözüm 2012 Haziran ayında çıkartılan “İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” derim. Bu kanunu da iki yıl içinde kuşa çevirdiler, işverenler sendikası kızdı taraf olan çevreler kızdı her bir torba yasada bu kanunla ilgili yeni bir maddeyi devreye alarak, kanun maddelerini yok ederek işlevini yitirdi.
Sektörünüzü değerlendirir misiniz? Sektörün geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
KKD ve iş sağlığı güvenliği sektörü büyüyecek sektörler arasında her zaman yer almıştır. Günümüzde de bu yerini korumaktadır. Sektör büyüyecek, rekabet artacak, globalleşme hızlanacak, küçük bakkal dükkanı misali satıcılar elenecek, tekeller gelişecek. Tabi bu süreçte üreten üyelerimiz hep kazanacaklar. Çözüm üretimde ve üretmekte yer alıyor.
2012 yılında açıklanan iş güvenliği kanunu ile birlikte sektörde hareketlenme oluştu mu? Pazarın büyümesi söz konusu mu? İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ilgili görüşlerimizi “iş kazaları” kısmında açıklamıştık. Önemli olan kanun çıkarmak değil, kanunun uygulanmasını, denetim ve işleyişini sağlamak olmalıdır.
Reis Makina İş Güvenliği Sektöründe Doğru Ürün Algısını Maxsafety İle Sağlıyor Sektörün lider markalarını bünyesinde bulunduran Reis Makina, iş güvenliği sektöründe MaxSafety Markası ile müşterilerinde doğru ürün algısını oluşturuyor. LTX-012 EN388
NIT-PRO
EN388
2231
4111
NIT-001G EN388 4121
PET-004
NIT-002
EN388
EN388
4221 Birçok sektör için uygun ürünler ve yüksek stok avantajı ile iş güvenliği pazarına nefes aldıran Reis Makina, ar-ge uzmanları ile dünyadaki yenilikleri, Türkiye pazarı ile en kısa sürede paylaşarak müşterilerinin taleplerini yerine getirmeye devam ediyor. Reis Makina ülke geneline yayılmış geniş bayi ağı ile MaxSafety iş güvenliği ürünlerinin son kullanıcılara kısa sürede ulaşmasını sağlıyor. Reis Makina sektörde, son kullanıcılar ve bayiler
22
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
4121 tarafından yüksek kalite ve fiyat istikrarıyla kabul görmüş MaxSafety ürün gamına, piyasanın sürekli artan talebini karşılayabilecek yeni ürünler ilave ediyor. Tüm ürünlerinde CE belgesi ile Avrupa güvenlik standartlarına uygunluk gösteren MaxSafety ürün grupları, El Koruyucular: Deri (KaynakçıArgon-Driver), PU (Poliüretan), Nitril, Lateks, Tek Kullanımlık
Eldivenler Ayak Koruyucular: Emniyet Ayakkabıları, Emniyet Botları, Dizlikler Solunum Koruyucular: FFP1-FFP2FFP3 Toz Maskeleri Kulak Koruyucular: Kulaklıklar, Kulak Tıkaçları Göz Koruyucular: Google Tip, TozÇapak, Kaynak Gözlükleri Baş ve Baş üstü Koruyucular: Siperlikler, Baretler, Vizörlerden oluşmaktadır.
Denetimlerin ve Eğitimlerin Artarak Devam Etmesi Gerekiyor Teknolojiyi yakında takip ederek, ürün yelpazesini tüketicinin ihtiyaçlarına göre belirleyen Ateş İnşaat’ın Satın Alma Müdürü Hatice Turgut ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Tedarik ettikleri tüm ürünlerde stok tuttuklarını ve büyük araç filoları ile hızlı ve güvenli teslimat yaptıklarını belirten Hatice Turgut, “Türkiye genelinde 20 kişiden oluşan profesyonel pazarlama ekibimizle müşterilerimizin sipariş, istek, beklenti ve sorunlarını büyük itinayla tespit etmekte, bir problem varsa hemen çözümlemekte ve ürün temini bazında süreklilik
24
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
sağlamaktayız. Kaliteli, güvenilir ve sorumluluk sahibi şirket bilincimizle çalışmalarımızı sürdürmekte ve bu prensibi gelecek kuşaklarımıza da aşılamaktayız” dedi.
Ateş İnşaatın İş Güvenliği alanındaki faaliyetlerinden bahseder misiniz? Ateş A.Ş. iş güvenliği alanında
STARLINE markası ile hizmet vermektedir. Geçtiğimiz yıllar boyunca her sene kendisiyle yarışarak ve gücünü katlayarak arttırmayı başarmıştır. Şu an iç piyasada en ses getiren markalardan biri olmaktan gurur duyuyoruz. Ayrıca ihracatta yüzümüzü güldürecek ve gelecek için oldukça umut vadeden bir yapıya kavuştuk.
Ürün gruplarınız nelerdir? Ürünler hakkında bilgi verir misiniz?
Ateş A.Ş. kesme taşları, hırdavat, hortum, iş güvenliği malzemeleri ve kaynak ekipmanları konusunda kendi markaları ya da aldığı distribütörlüklerle Türkiye’deki her ile ve yurtdışına hızlı ve güvenli hizmet anlayışıyla dağıtım yapan bir firmadır. Türkiye genelinde her amaca uygun gıda, buhar, aşındırıcı, hava, su, pvc ve hidrolik hortumlar olmak üzere yüksek stok kapasitesiyle hortum tedarik etmektedir. İş güvenliği konusuna da büyük önem veren firmamız tüm iş güvenliği donanımlarının, eldiven, gözlük, baret, toz maskeleri ve ayakkabı gibi, tedarik ve dağıtımlarını da STARLINE markasıyla yapmaktadır. KAAN markamız ile yurtiçi ve yurtdışında fason olarak üretimlerini yaptırdığımız kaynak kabloları, camları, penseleri ve maskelerini de piyasaya sürmektedir. FIREFLEX markası aşındırıcılar, kesme ve taşlama taşları, zımpara çeşitleri, sanayi testereleri, flap ve fiber diskler ve tel fırça grubu gibi geniş bir alanda güvenle hizmet vermektedir. Ateş İnşaat, dünyanın önde gelen firmalarından biri olan E.MC pnömatiğin Türkiye’deki tek distribütörüdür. Pnömatik silindirler, solenoid valfler, hava şartlandırıcı ürünleri, fittingler, valfler, amortisörler, basınç saatleri gibi çok çeşitli ürünleri Türkiye Piyasasına sunmaktadır.
Türkiye’de iş güvenliği kavramının doğru algılandığına inanıyor musunuz? Doğru ürün kullanımı için neler yapılması gerekiyor?
Gelinen durum geçmişe kıyasla çok iyi. Fakat yine de uygulamalar yetersiz durumda. Bakanlığın çok fazla kamu bilgilendirmesi yaptığı, her yerde iş güvenliği diye bağırılan bir durumda hala çatılarda emniyet kemeri olmadan çalışan kişiler görüyoruz. Kendi canını harcayacağı ufak meblağlardan değersiz gören çalışanlar var. Ya da çalışanına iş
güvenliği malzemesi almayı reddeden işverenler var. Bu noktada çalışan kişinin Avrupa ülkelerinde olduğu gibi işi yapmayı reddetmesi gerekir. Fakat işe ihtiyacın çok olduğu bir ülkede çalışanın işi bırakması da her zaman mümkün olmuyor. Çalışanlar kadar işverenlerinde bilgilendirilmesi çok önemli. En doğru çözüm devlet denetiminin arttırılması ve ağır cezalar içeren yeni yasalardan geçmektedir. Denetim yapan firmaların bile denetlenmesi gerekiyor. Hiçbir şey insan hayatından önemli değildir.
Ateş İnşaat için “Doğru Ürün” nedir? Kalite için üründe hangi özellikler olması gerekiyor?
Doğru ürün, güvenli ve yeterli belgeleri alabilen ürünlerdir. Firma olarak belgesiz veya denetimsiz hiçbir ürünü tüketime sunmayız. Her ürünümüze yasaların ve Avrupa normlarının gerektirdiği en ağır testleri uygulatan ve yeni yönetmeliklere uyup uymadıklarını kontrol ve takip eden bir ekibimiz mevcut. Sıkı çalışmalar sonucunda en doğru ürünü tespit edip tüketiciye sunarız. Doğru ürün=güvenilir üründür. Kendi adımıza tüm talepleri en kısa sürede karşılamayı hedefledik
ve bunu da her sene ürün gamımızı yüzde 50 oranında arttırarak yapıyoruz. Piyasada tarafımızdan talep edilen, eksikliği hissedilen her ürün AR-GE ekibimiz tarafından titizlikle incelenerek ürün gamımıza eklenir.
Pazardaki yerli ürün oranı yeterli mi? Arttırılması için neler yapılmalı? Sektör hala gelişmekte, henüz yeterli ve iddialı seviyelere ülke olarak ulaşamadık. Fakat kendi adımıza Avrupa ile yarıştığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Bugün yurtdışına ve özellikle Avrupa’ya yaptığımız ihracat oranı da STARLINE’ın ne kadar tercih edildiğinin ispatıdır.
Yürürlüğe giren İş güvenliği Kanunu kapsamında sektör hareketlendi mi?
Kabul edilen yeni yasa ile birlikte iş güvenliği kendi başına bir sektör olmaya başladı. Piyasa denetim ve gözetimlerinin artarak devam etmesi gerekiyor. En önemli konu kullanıcıların eğitilmesi gerekiyor. Doğru yerde, doğru ürün kullanımı çok önemli bir konudur. Sektöre verilen önem ve duyulan ihtiyaç her gün bir öncekinden çok daha fazla kendini hissettiriyor.
Teksan, Aqua Therm 2014’te Yerini Aldı
Son yıllarda ihracat çalışmalarına hız veren Teksan A.Ş., bu kez Kazakistan’d aki Almatı şehrinde, 5-7 Eylül tarihleri arasında düzenlenen Aqua Therm 2014 Fuarı’nda geniş ürün yelpazesiyle görücüye çıktı. Yurtiçi piyasada özellikle son dönemde başarılı ar-ge çalışmalarıyla dikkat çeken ve sektöründe önemli bir noktada bulunan Teksan, yüksek tempoda ilerleyen ihracat çalışmaları kapsamında, bu kez Aqua Therm 2014 Fuarı’nda yer aldı. Isıtma, havalandırma, iklimlendirme, su temini ve çevre teknolojileri alanında bölgesindeki önemli fuarlardan olan, 22 ülkeden 200 firmanın katıldığı ve bu sene 7. kez düzenlenen Aqua Therm 2014 Fuarı’nda, Teksan geniş ürün gamını sergiledi. Ön ödemeli sayaçlarından ısı sayaçlarına, sistem çözümlerinden klasik soğuk-sıcak tip sayaçlarına kadar pek çok ürünün tanıtıldığı Teksan standı fuar süresince yoğun ilgi gördü. Fuarın ilk günü
26
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
T.C. Ekonomi Bakanlığı Almatı Başkonsolosluğu Ticaret Ateşesi Sayın Osman Elgün’ün ziyaret ettiği Teksan standında fuar boyunca pek çok sektör profesyoneliyle de yoğun toplantılar gerçekleştirildi. Fuarın firmaları adına hareketli geçtiğini belirten Teksan Yönetim Kurulu Üyesi ve İhracat Müdürü Kemal Altun; “Son dönemde daha fazla yurtdışı fuarlarına
katılmaktayız. Yurtiçi piyasası kadar, yurtdışı piyasalarında da aktif bir oyuncu olmak bizim için önemli. Bu fuarda yine üretici olmanın avantajını yaşadık. Kendi üretimimiz olan Isı Sayacı’mız ile ilgili pek çok önemli görüşme gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde de yurtdışı pazarı için çalışmalarımız devam edecek” dedi.
Profesyonel Temizliğin Adı “Karcher” Ev tipi ve profesyonel Karcher ürünlerini bulabileceğiniz, temizlik çözümleri ile ilgili uzmanlarımızdan bilgi alabileceğiniz Karcher Center giderek Kärcher Türkiye Genel Müdür Gökhan Hasan Gökmen ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Öncelikle Kärcher’in Türkiye çalışmalarından ve yapılanmasından bahseder misiniz?
1935 yılında Almanya’d a kurulan KÄRCHER, temizlik makine, ekipman ve aksesuarlarının yanı sıra temizlik deterjanları üretmekte olan, dünya üzerinde 190’ı aşkın ülkede 40 bin satış noktasıyla hem profesyonel kullanıcılara hem de
28
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
ev kullanıcılarına yenilikçi temizlik çözümleri sunan bir sanayi devidir. Kärcher’in temizlik makineleri sektöründeki üretim, inovasyon, kalite ve satış sonrası servisleri liderliğini; KÄRCHER Türkiye olarak 2000 yılından bugüne Türkiye’d e de devam ettirmekteyiz. Ülkemizde 2014 yılı itibariyle 14’ü bütün ürün gamımızın sergilendiği Kärcher Center konseptinde olan, 200’ü aşkın satış ve servis noktamızla kullanıcıya hizmet sunuyoruz. Sektörün gelişmesi ve ürünlerimize olan taleplerin her geçen gün artmasıyla biz de daha ulaşılabilir olmak adına hizmet noktalarımızın sayısını hızla arttırmaya devam ediyoruz.
Genel Müdürlüğünüz hayırlı olsun. Kısa ve uzun vadeli hedeflerinizden bahseder misiniz? Teşekkür ederim, 1 Haziran itibariyle Kärcher ailesine katılmaktan ve müthiş bir ekiple çalışıyor olmaktan büyük gurur ve heyecan duyduğumu içtenlikle söyleyebilirim. Türkiye’d e temizlik sektörünün makineleşme süreci devam etmekte. Alışkanlıklarına bağlı bir kültüre sahip olmamız nedeniyle klasik temizlik yöntemlerinden vazgeçemediğimiz alanlar hala var, tabii işçilik maliyetlerinin düşük olması ve birçok işletmede tam hesaplanması da önemli bir faktör. Biz de Kärcher Türkiye
ekibi olarak, manuel temizliğe oranla temizlik hizmetinin maliyetlerini düşüren, enerjinin yanı sıra zamandan ve dolayısıyla maliyetten tasarruf ettirirken mükemmel temizlik sağlayan üstün Kärcher teknolojisiyle tüketiciyi buluşturarak ülkemizdeki temizlik anlayışının değişimi sürecine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Sektöründe lider bir firma olarak bu değişim ve gelişime katkı sağlamamız, temizliğin önemini anlatmamız gerektiğine inanıyorum. Biz de yapılan pazar araştırmalarının ardından bu konuda kısa ve uzun vadeli birçok strateji geliştirerek çalışmalara hızlı bir şekilde başladık. Önümüzdeki dönemlerde de hem profesyonel hem ev kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştıracak pratik ve hijyenik temizlik yapmalarını sağlayacak yeni üstün teknoloji ürünlerimizi de kullanıcılarla buluşturmaya devam edeceğiz.
Ürün gruplarınız nelerdir? Basınçlı yıkama makineleri hakkında bilgi verir misiniz?
Kärcher olarak; zemin temizlik ve bakım otomatlarından cila makinelerine, her türlü elektrik süpürgesinden endüstriyel vakum makinelerine, basınçlı yıkama makinelerinden şehir süpürücülerine, buhar makinelerinden pompa ve sulama sistemlerine kadar yüzlerce ürünü bünyesinde barındıran geniş bir ürün gamıyla kullanıcılara hizmet sunmaktayız. Genel olarak tüm temizlik teknolojilerini kapsayan bir ürün gamına sahibiz. Bilindiği gibi kurucumuz Alfred Kärcher, basınçlı yıkama makinelerinin mucididir. Kullanım amaç ve yerlerine özel geliştirilmiş soğuk ve sıcak-soğuk basınçlı yıkama makinesi gruplarında dahi onlarca farklı modelimiz mevcuttur. Üretim, otomotiv, inşaat, tarım, endüstriyel tesisler, hastaneler, belediyeler, oteller gibi birçok farklı alandaki zorlu kirlerle kolayca baş edilmesine yardımcı olur.
Yılın ikinci yarısında pazara girecek yeni ürünler var mı? Yenilik konusunda Kärcher neler yapıyor? Amsterdam ISSA/Interclean fuarında, Innovatıon 2014 ödülünü alan Kärcher B 60/10 automop ve buharın gücünü yenilikçi teknolojisiyle birleştirerek temizlik profesyonellerinin kolayca hijyenik temizlik yapmalarını sağlayacak Kärcher SGV ’nin lansmanlarını yaptık. 2014 yılının ikinci yarısında Türkiye pazarındaki yerini alan Kärcher SGV vakumlu buhar makinesi, kullanım esnasında su eklenebilmesi özelliği sayesinde kullanıcısına kesintisiz temizlik yapma imkânı sunuyor. 8 barlık üstün buhar gücü sayesinde en zorlu kirleri dahi kolayca çıkarırken, vakum yapma
özelliğiyle kirleri ve buharın oluşturduğu ıslaklığı çekerek temizlik işlemini ekstra bir ürüne ihtiyaç duymadan tamamlıyor. Bazı endüstriyel alanlarda özel çözücü olmadan temizlenmesi mümkün olmayan kirlerin de üstesinden tek başına gelebilmesi için bilinenin buharlı temizlik makinesi teknolojisinin dışına çıkılarak ekstra deterjan atma özelliği de eklendi. Kire özel çözücüyü uygulayarak yapılan temizliğin ardından buharın eşsiz mikrop öldürücü özelliğini sayesinde uygulama yapılan alandaki deterjan kalıntılarını da yok ederek, profesyonellere hem temiz hem de hijyenik temizlik yapma imkanı sunması amaçlanmıştır. Kärcher SGV ’yi rakiplerinden farklı kılan bir diğer belirgin özelliği ise kendi kendini temizleyebilmesi
AR-GE çalışmaları kapsamında neler yapılıyor? İnovasyon tarafında neler göreceğiz? Dünya’d a 14 ayrı ülkede üretim yapan Kärcher’in bünyesinde 500’ün üzerinde Ar-Ge mühendisi ve teknisyeni bulunuyor. Kärcher her yıl cirosunun yaklaşık %5’ini Ar-Ge çalışmalarına ayıran oldukça yenilikçi bir firma. Düşük enerji ile uzun saatler etkin ve verimli çalışabilen üstün eco-efficiency teknolojisine sahip ürünlerimizle sürdürülebilir enerji tüketimini sağlıyoruz. Ürünlerimizde, temizlik işlemine bağlı olarak su miktarını düzenleyerek su tüketimini mümkün olduğunca azaltmayı hedefliyor, deterjan dozajlama teknolojisiyle sayesinde de makinelerin sadece ihtiyaç duyulan oranda deterjan kullanmasını sağlayarak kimyasal tüketimini de minimuma indiriyoruz. İzolasyonlu motorları ve optimize edilmiş kanalları sayesinde ürünlerimizin birçoğunun ses seviyesi de minimize edilmiştir. Aynı zamanda tüm bu çevre dostu teknolojileri %85’i geri dönüşümlü malzemelerden üretilmiş ürünlerinde bir araya getiriyor. Tüm bu teknolojik yeniliklere bakınca Kärcher’in Ar-Ge çalışmalarına verdiği önemi açıkça görebiliyoruz.
Kärcher için “Doğru Ürün” nedir? Kalite için üründe hangi özellikler olması gerekiyor? ve bu sayede her daim en hijyenik temizlik için kendisinin de hijyenik kalmasıdır. Amsterdam ISSA Interclean fuarında kategori ve overall dallarında Innovation 2014 ödülünü alan Kärcher B 60/10 C Automop’ta paspas arabasının ve zemin temizleme makinesinin avantajlı tarafları bir araya getirilerek kullanımı kolay, performansı profesyonelleri şaşırtacak bir zemin temizleme makinesi üretildi. Paspasa oranla 5 kat daha hızlı,
30
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
muadili zemin otomatlarına oranla daha ergonomik kullanım sunan bu yenilikçi ürün, sadece 21 kg olması sayesinde bayanlar tarafından da kolayca kullanılabiliyor. Akü, elektrik enerjisi, şarj cihazı ya da rahatsızlık veren elektrik kablosu olmadan uzun saatler sessiz ve sınırsız kullanım imkanı sunan mekanik sistemli Kärcher B 60/10 C ergonomik, hijyenik ve yüksek performanslı olmasının yanı sıra düşük bakım maliyetleriyle büyük ilgi gördü.
Bizce “doğru ürün” müşterinin beklentisine cevap verebilen üründür. Oldukça üstün teknoloji bir ürün dahi sunsanız eğer müşterinin ihtiyacına cevap vermiyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Biz de Kärcher satış ekibi olarak bunun bilinciyle hareket ediyor, önce müşterimizi dinliyor, sonra kullanım alanını ve çözüm üreteceğimiz kir türünü inceleyerek en uygun ürünü tavsiye ediyoruz. Bir üründe kalite denilince akla ürünün sağlam malzemeden
yapılması, dayanıklı ve yüksek performanslı iç aksamı gelir ama bunu eğer satış sonrası hizmetlerle desteklemiyorsanız o zaman kaliteden ödün vermiş olursunuz. Uluslararası verdiğimiz Kärcher garantisini yaygın servis ağı ve 10 yıl parça bulundurma garantisiyle destekliyoruz.
Kärcher’in Türkiye pazarında payı nedir? Avrupalı firma sahiplerinin Türkiye’ye bakış açısı nedir?
Kärcher’in Avrupa ve Amerika pazarında %85 olan marka bilinirliği Türkiye’d e profesyonel temizlik alanında %90’ı buluyor. Bugün Türkiye genelindeki büyük projelerin geneli Kärcher makineleriyle temizleniyor. Amatör ürün grubumuzda ise, özellikle basınçlı yıkama dışındaki ürün gruplarımız için, hem marka bilinirliğimizin hem de pazar payımızın radikal şekilde arttırılması gerektiğinin farkındayız. Bu konuda 2015 yılında ciddi bir atılımımız olacak. Türkiye, yeni ve gelişmekte olan bir pazar. Sadece Kärcher değil
birçok Avrupalı marka yurtdışındaki büyümelerini tamamladı şimdi ise Türkiye gibi büyümekte olan ülkelerin pazar payından alabilmek için buralara yatırım yapıyorlar.
Nalbur ve hırdavat piyasasını nasıl görüyorsunuz? Kärcher Türkiye olarak yılsonu hedeflerinize yakın mısınız? 2015 planı yapabiliyor musunuz? Nalbur ve hırdavat piyasası bizim açımızdan hem bugün hem gelecek için önemli bir kanal. Bugün itibarıyla basınçlı yıkama ve pompa grubunda bu kanalda satışlarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Profesyonel temizlik makinaları pazarının büyüyerek tabana yayılması ile beraber KOBİ ölçeğindeki firmaların satın almalarının bu kanalda yoğunlaşacağını ve tüm temizlik makinalarımız için bu kanalın önemli bir hale geleceğini görüyoruz ve kanal yapılanmamızı bu yönde geliştiriyoruz. Yılsonu hedeflerimiz sene başı planlarımıza paralel ve hatta biraz üzerinde gerçekleşiyor. 2. Çeyrek itibarıyla ortadan kalkan ekonomik
belirsizlik sonrası satışlarımızda gözle görülür artışlar var ve bu da 2014 yılını olumlu kapatabilmemizi sağlıyor. 2015 yılında öncelikle ekonomi ve döviz kurlarından önemli bir rahatsızlık beklemiyoruz. Özellikle yeni ürünlerimiz ve bu sene temellerini attığımız yeni satış kanalları yapımızla birlikte, pazarın doğal büyümesi rüzgarını da arkamıza alarak 2015’d e Pazar payımızı, ürün çeşitliğimizi arttırarak büyümeyi hedefliyoruz.
Toparlamak gerekirse son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Öncelikle Nalbur Teknik dergisine sektörümüze gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Profesyonel temizlik makinalarının bu kanalda her geçen gün önemini ve yerini arttırarak hem bizler hem de kanaldaki iş ortaklarımız için vazgeçilmez olması açısından desteğiniz önemli. Kärcher Türkiye olarak önümüzdeki dönemlerde de tüm süreçlerimizi müşteri memnuniyetine odaklayarak ve iş ortaklarımızı destekleyerek başarıya ulaşacağız.
FİMER, Avrupa Demo Aracı ile Türkiye’de…
Kurulduğu 1942 yılından beri kaynak dünyasının yakından tanıdığı İtalyan menşeili FİMER, Avrupa Demo Aracı ile Türkiye’d e. Türkiye’d e Burla Makina A.Ş.’nin uzun yıllardır distribütörlüğünü yaptığı FİMER, Avrupa’nın her türlü uygulamaya yönelik, en yeni ürün çeşidine sahip ve en çok satan kaynak makinası markası unvanına sahip. Portföyünde inverter kaynak makinaları ( MMA, Mig, Tig,
32
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Plazma), standart kaynak makinaları ( MMA, Mig-Mag, Spot) ve aksesuarları yer alıyor. Kullanıcılar tarafından da sevilen FİMER, özellikle Inverter Gazaltı kaynak makinalarının avantajlarını daha detaylı anlatabilmek için orijinal demo aracı ile Türkiye’ye geliyor. Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden FİMER’in son kullanıcı ziyaretlerindeki amacı sinerjik
modellerin, kaynak sektöründeki yoğun kullanıcıların hayatlarını nasıl kolaylaştırabileceklerini gösterebilmek. FİMER Demo Günleri kapsamında, ilk ziyaretler Eylül ayının son haftasında İstanbul’d a başlayacak. Araç, 2014 sonuna kadar Türkiye’nin farklı illerindeki müşterileri ziyaret edecek.
MAPA Professionnel Eldiven İle Çözüm Çok Yakın
1957 yılında ilk pamuk havı emdirilmiş eldivenin imalatını yapan MAPA Professionnel’in Türkiye Satış Müdürü Tolga Karabacak ile röportaj yaparak eldiven konusunda bilmediklerimizi öğrenmeye çalıştık. Tarihi hep aynı yenilikçi vizyonla yönlendiren MAPA Professionnel tüm dünyada çalışanların sağlığının korunması ve çalışma ortamlarının temiz, güvenli ve sağlıklı olmasını hedefliyor. Yüksek teknolojili yapısı, dağıtımının etkinliği ve son kullanıcıların ihtiyaçlarının anlaşılması sayesinde, yüksek kaliteli koruyucu eldiven pazarında lider oyuncu durumuna getiriyor.
Öncelikle Mapa’nın Türkiye ve dünya pazarındaki yeri ve çalışmaları hakkında bilgi
34
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
verir misiniz?
MAPA Professionnel 1948‘den beri profesyonel ve endüstriyel uygulamalar için koruyucu eldivenler üreten ve pazarlamasını yapan dünya lideri bir markadır. Eldivenlerimiz 7 kıtada iş ortaklarımız, distribütörlerimiz aracılığı ile son kullanıcıların hizmetine sunulmaktadır.
Ürün gruplarınız nelerdir? Eldiven çeşitleri ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?
Eldiven çeşitlerimiz arasında, sıvıya ve kimyasallara mukavemetli eldivenler, hassas iş eldivenleri, genel kullanım ve kesilmeye mukavemetli eldivenler, termal korumalı ve tek kullanımlık eldivenler, İnşaat, balıkçılık, temizlik ve gıda
endüstrisi eldivenleri var. Özellikle kimyasal dirençli, gıda kullanım onaylı, pamuk havı emdirilmiş lateks eldivenler ve yağ geçirmez ağır iş eldivenlerinde yıllardır süregelen bir uzmanlığımız var.
2014’ün ikinci yarısında pazara girecek yeni ürünler var mı?
Evet, 2014 yılı Ekim ayı bizim için çok önemli. Tüm dünyada ve ülkemizde artan talebe uyumlu olarak “Yağ Geçirmez” çift katman “Oil &Proof ” Serisi “ 8 “ adet yeni eldiveni Türkiye pazarına sunacağız. Bunun yanı sıra, yaklaşık 3 ay önce Türkiye ürün gamımıza 3 ve 5 kesilmez HDPE hafif kolluklar ekledik( Krytech 532 ve 538 ) . Özellikle ısı riski olmayan yerlerde, gereksiz yere kalın ve pahalı kolluk kullanmak zorunda
kalan müşterilerimizden çok ciddi talep almaya başladık.
Hangi fuarlara katılıyorsunuz? Tanıtımın öneminden bahseder misiniz?
Tüm dünyada bölgesel birçok fuara katılıyoruz, ancak bizim için en önemli fuar Almanya’d a yapılan A+A fuarıdır. Türkiye’d e TOSH fuarına katılıyoruz.
AR-GE çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Fransa ve Malezya’d a 2 AR-GE ofisimiz var, sürekli pazarın beklentileri ile uyumlu yeni eldiven geliştiriyoruz ve bu konuda rakiplerimizle karşılaştırıldığında çok hızlıyız.
Mapa eldivenleri rakiplerinden ayıran özellikler nelerdir?
En önemlisi rakiplerimizin aksine çok hızlı AR-GE çalışması yapıp, yeni bir eldiveni pazara sunabiliyoruz. Büyük bir organizasyon olmamıza rağmen, iş
ortaklarımız; distribütörlerimizin ve son kullanıcıların istekleri doğrultusunda eldiven modellerimizde isteğe bağlı revizyona gidebiliyoruz. Bunun yanı sıra nerdeyse tüm iş riskleri bir için eldiven tipimiz mevcut. Ayrıca iş ortaklarımız ve son kullanıcılara teknik destek, eğitim ve yerinde iş istasyonu inceleyerek en uygun eldiven önermesi
yapmak gibi birçok destek veriyoruz. Bir büyük avantajımızda eldivenlerimizin büyük bir bölümünü kendi tesislerimizde geliştirip üretmemiz.
Avrupalı üreticilerin Türkiye pazarına bakış açısı nedir? Her yönüyle hızla gelişen bir pazar olarak görülüyor. İş Güvenliği
Pazarı’nın önümüzdeki yıllarda hızla artacağı düşünülüyor.
Son kullanıcıların dikkat ettikleri hususlar nelerdir? Satın almadaki belirleyici faktörlerden bahseder misiniz?
Açıkçası son kullanıcılar özellikle iş eldivenlerini kullanan işçi arkadaşlarımızda bir kalite ve marka imajı bilinci oluşmaya başladı. Hangi eldiven tipinin veya markasının işlerini daha rahat ve risksiz yapmalarına olanak vereceğini biliyorlar. Bence bu çok önemli gelişme. Kısacası, kaliteli bir eldivenle düşük kaliteli bir eldiveni ayırabiliyorlar. Bu da düşük kaliteli eldiven kullanımı ile artan iş kazaları riskini azaltıyor. Bunun yanı sıra dikkat edilmesi gereken diğer bir önemli unsurda,
36
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
kaliteli ve yapılacak işe göre en doğru eldivenin seçilmesinin değişim sürelerini ve iş kaybını azaltarak önemli bir maliyet avantajı sağlamasıdır.
Sektörünüzü değerlendirir misiniz? Sektörün geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Türkiye’d e iş güvenliği sektörü hızla büyümesine rağmen diğer gelişmiş pazarlar ile mukayese edilirse olması gerekenden çok daha düşük bir hacimde. Yeni kanunlar ve İş Güvenliğindeki artan bilinçlenme ile bu farkı hızla kapatacağımıza inanıyorum.
Mapa’nın Türkiye’deki pazar payı nedir? Pazarın büyümesi söz konusu mu?
Mapa olarak Türkiye pazarında tahminlerimizin ötesinde çok hızlı büyüyoruz. Açıkçası bu büyümenin önümüzdeki seneler de daha da hızlanarak süreceğini öngörüyoruz. Yatırımlarımızı bu doğrultuda yapıyoruz.
Toparlamak gerekirse son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
MAPA olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de amacımız çalışanların en yüksek konfor ve en düşük riskli şekilde işlerini yapmasını yardımcı olmak. Bu doğrultuda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu vesile ile tüm milletimizin ve camianın Kurban bayramını kutlar, herkese huzurlu ve sağlıklı bir bayram dilerim.
Artema, Yeni Sezon Öncesi İstanbul’daki Tesisatçılarla Bir Araya Geldi İstanbul Doğalgaz, Sıhhi Tesisatçılar ve Kaloriferciler Teknisyenleri Odası’nın işbirliğiyle tesisatçılara yönelik eğitimler düzenleyen Artema, Sarıyer’d eki Life Park’ta “Artema Tesisatçılar Panayırı” etkinliğini gerçekleştirdi. Oda Başkanı Yaşar Biter’in de katıldığı buluşmada, ödüllü oyunlar
38
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
ve ikramlarla, İstanbullu tesisatçıların keyifli bir gün geçirmesi sağlandı. Tesisatçılar Takımı adlı eğitimlerle, sektördeki ürün ve hizmet kalitesinin yükseltmesine destek olmayı amaçlayan Artema, panayır sayesinde tesisatçılara keyifli zaman geçirecekleri bir platform sundu.
Geleceğe Dünden Hazırlanan 3. Kuşak İşletme “Kanca” Üstün teknolojisi, uluslararası kalitesi ve yüksek kapasitesi ile sektöründe Türkiye’nin gururu olan Kanca A.Ş.’nin Genel müdürü Alper Kanca ile bir söyleşi gerçekleştirerek, başarını sırlarını ve sürdürülebilir ticaretin metotlarını öğrenmeye çalıştık.
40
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Müdür Alper Kanca, “VW ,Audi, Seat, Porsche, Bentley, BMW, Ford, Fiat, Renault, Toyota, TRW, Delphi, Bosch, ZF, Scania gibi birçok dünya markası emniyet parçalarında Kanca kalitesine güveniyor” dedi.
Öncelikle, Kanca A.Ş.’nin kuruluşu ve kurumsal yapısı hakkında bilgi verir misiniz?
2016’d a yarım asırlık firmalar arasında yerimizi alacağız. 1966’d a Trabzon, Sürmene de el aletleri imalatı ile başlayan üretim serüvenimiz, 1980’li senelerde Türkiye de otomotiv sektörünün gelişimine paralel olarak, dünyanın en prestijli araçlarının da yer aldığı geniş bir müşteri portföyüne yaptığımız dövme parça üretimi ile genişlemiştir. Avrupa’d a yüzlerce senelik üretim tecrübesi olan firmalarla rekabet ediyoruz. Avrupalı rakiplerimize göre daha genç bir firmayız. 2004 senesinde, TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesinde yer alan yeni fabrikamıza taşındıktan sonra ağırladığımız müşterilerimizden, üretim parkı, altyapısı ve çevre düzenlemesi ile sektörde örnek firma niteliğinde olduğumuz bilgisini almaktayız ve Türkiye adına gurur duymaktayız.
Ürün gamınız hakkında bilgi verir misiniz? Yeni ürün tespiti ve arge çalışmalarını nasıl yapıyorsunuz? Üstün teknolojisi, uluslararası kalitesi ve yüksek kapasitesi ile sektöründe Türkiye’nin gururu olan Kanca A.Ş.’nin Genel müdürü Alper Kanca ile bir söyleşi gerçekleştirerek, başarını sırlarını ve sürdürülebilir ticaretin metotlarını öğrenmeye çalıştık. Yeni fabrikasında gerek parça gerekse kalıpların tasarım ve üretimi, ısıl işlem, işleme, kaplama ve montaj işlemlerini aynı çatı altında gerçekleştirmesi KANCA’yı öncelikli tercih edilen tedarikçi haline getirdiğini söyleyen Genel
El aletleri grubunda, mengene, işkence, saç ve beton demir makasları, örs, boru ve bükme
anahtarları ile çekiç ve keser gruplarından oluşan ana gruplar içinde, değişik ebatlarda 420 çeşit ürün üretiyoruz. Yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda tescilli 6 markamız bulunuyor. Ürünlerimiz yurtiçinde 81 ilde, tüm nalburlarda, hırdavatçılarda ve teknik yapı marketlerde, öncelikle tercih edilmektedir. Türkiye’d e kendi alanında birçok ilke imza atan Kanca, el aletleri sektöründe ilk AR-GE merkezine sahip olan firmadır. 2010 senesinde kurulan, 860 m2 alanda 60 personeli bulunan ARGE merkezimiz müşterilerimizin de takdirini kazanmaktadır. Pazarı ve müşterilerimizi yakın takip ederek yeni ürün fikirlerini değerlendiriyoruz. Kanca, 2011 senesinde 18 orta ve Doğu Avrupa ülkesindeki aday firmalar arasında yapılan seçimde “Avrupa’nın Gizli Şampiyonları” arasına alınmıştır. Bu seçimde Kanca’nın dövme mengene de Avrupa’d a pazar lideri olması yanında, yüksek müşteri memnuniyeti, uygun kalite/fiyat dengesi, müşterilerinin istekleri doğrultusunda yeni ürünleri piyasaya sürebilme hızı, tasarım kabiliyeti ve AR-GE çalışmalarına verdiği önem etkili olmuştur.
Sektörde sizi ön plana çıkartan yönleriniz nelerdir? Sürdürülebilir ticaret için neler yapıyorsunuz?
Köln el aletleri fuarında, Almanya’d a yerleşik bir müşterimizin, Kanca ile ilgili söylemi hiç aklımdan çıkmıyor.
Diğer taraftan farklı ülkelerdeki bölgesel fuarlara da katılıyoruz. 2014’d e Dubai Big5 da ürünlerimizi sergileyeceğiz. Diğer taraftan üretim alanımızın en iyi sergi alanı olduğu bilinci ile müşterilerimizin fabrikamızı ziyaretini çok önemsiyoruz.
İhracat konusunda son durum nedir? 2015 yılında hangi ülkelere ulaşacaksınız?
“ Kancayı Almanya’d a, hemen yanı başımızda bir firma olarak kabul ediyoruz. Bu nedenle de güven duyarak sipariş veriyoruz” . Almanya‘ da 2005 senesinde faaliyete geçen satış-dağıtım firmamız ve depomuz sayesinde Avrupa’d aki müşterilerimize çok hızlı servis ve hizmet verebiliyoruz. Kanca’nın hızlı ve esnek yapısı rakiplerine göre farklılığını ortaya koymaktadır. Sürdürülebilir ticaret için hem mali yapınızı sağlıklı tutmanız hem de müşteri portföyünüzü geniş ve düşük riskli hale getirmeniz gerekir. Diğer bir deyişle az sayıda müşteriye, ülkeye veya sektöre bağımlı olmamak gerekiyor. Kanca bu anlamda hem otomotiv tarafında hem de el aletleri tarafında riskleri büyük ölçüde düşürmüş, homojen bir müşteri dağılımı sağlamıştır. İhracat pazarlarında müşteriye özel markalar yerine KANCA markamızla bulunabilmek için gayret ediyoruz. Diğer taraftan Avrupa’d a satılan her üç mengeneden bir tanesinin
42
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Kanca üretimi olması nedeniyle profesyonel dağıtım kanallarında önemli bir bilinirlik elde edilmiştir.
Pazara giren yeni ürünlerin, son kullanıcı ile tanışmasına öncülük eden faktörler nelerdir? Tanıtım faaliyetlerinizi nasıl planlıyorsunuz?
Kanca, sahip olduğu yeni ürün geliştirme kabiliyeti ve AR-GE faaliyetlerinin de desteği ile pazarda müşteriye kazanç olarak dönebilecek “faydayı” ürünlerine yansıtabilmektedir. Nihai kullanıcı öncelikle yeni üründe kendi işine yönelik bir fayda ve kazanç görmelidir. Örnek olarak Anvillo ürünümüz mengene ve örs fonksiyonlarını tek üründe sunabilmektedir. Diğer taraftan Drillo ise matkap mengeneye 360 derece dönüş imkânı vermekte, nihai kullanıcıya önemli fayda sağlamaktadır. Yeni ürünlerimizin tanıtımı için sektörün lider fuarı olan ve iki senede bir Almanya, Kölnde düzenlenen Eisenwaren Messe fuarına düzenli olarak katılıyoruz.
2014 senesinde belki birçok kişinin ismini dahi duymadığı, haritada yerini göstermekte zorlanacağı, Latin Amerika ülkesi, Surinam’ı, Kanca el aletleri ile buluşturduk. 2014 senesinde Latin Amerika ülkelerini mercek altına aldık. Brezilya’d a yeni müşteriler bulmak istiyoruz. Şili, Peru, Kolombiya gibi ülkelerde de bayi ve acentelik oluşturmak için yoğun faaliyet içindeyiz. 2015 senesinde bu bölgelerde daha aktif olacağız. 80’li senelerin başlarında, ilk ihracat faaliyetlerimiz başlamış, günümüzde ise dünya genelinde 40 civarında ülkeye ihracat yapar duruma gelmiştir. El aletlerindeki ciromuzun 70% i ihracattan gelmektedir. Önemli ihracat pazarlarımız arasında; Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Benelüx ülkeleri, Danimarka, Avusturya, Yunanistan, Kanada, İsveç, Lübnan, Mısır gibi ülkeler bulunmaktadır. ABD’d e yüzyıllardır alışılmış büyük ve döküm mengene geleneğini yıkarak, dövme mengeneyi nihai kullanıcılarla tanıştırdık. Diğer taraftan Rusya’d a hızlı büyüyen pazarlarımız arasında yer almaktadır. 2015 senesinde Afrika ülkelerinde de aktivitelerimizi artırmayı hedefliyoruz.
Satış sonrası hizmet ile ilgili hangi olanaklar sunuyorsunuz? Çalışmalardan bahseder misiniz?
Dövme mengenemize “kırılmaz” ibaresini güvenle ekleyebildik. Avrupa’d a uzun seneler içinde kendini kabul ettirmiş ürün kalitemize, ABD’d e de çok cesaretli
bir yaklaşımla “kırılmaz” ibaresini verebildik. Hem yurtiçinde hem de yurtdışında müşteri memnuniyetine her zaman öncelik veren bir anlayışa sahibiz. Almanya’d a yer alan depomuz ve elemanımız sayesinde 24 saat içinde müşterilerimize reaksiyon verebilmekteyiz. Kanca ürünlerini alan müşterilerimizin kafasında, satış sonrası için güvenilir bir hizmet alabilecekleri algısını seneler içinde yerleştirebildik. Kanca’nın müşteriye reaksiyonunda bu kadar hızlı olabilmesi, yakın olabilmesi örnek olarak dövme mengene de Avrupa Pazarında lider olmamızı sağlayan önemli bir etkendir.
Üretimde otomasyona geçiyorsunuz. Faydalarından bahsedebilir misiniz?
Her sene üretim hatlarımıza yatırım yapıyoruz. Avrupalı rakiplerimizle baş edebilmenin yolu hızlı, hatasız, verimli üretimden geçmektedir. Fiyat rekabetçiliğimizi ancak bu şekilde sağlayabiliriz. Dövme teknolojisinde ve el aletleri üretiminde transfer hatlarının kullanılması, robotla üretim gibi uygulamalarda da Türkiye’d e sektörümüze öncülük etmekteyiz. En iyi olduğumuzu düşündüğümüz konulardan biri de bu alandır.
Bayilik faaliyetlerinizde hangi kriterlere
önem veriyorsunuz? Müşterileriniz ile çalışma prensiplerinizden bahseder misiniz?
Kanca 50 senelik bir firma ve yurtiçinde oturmuş ve yerleşik bir satış organizasyonumuz var. Yurtdışında ise sürekli olarak yeni pazarlar elde etmeye çalışıyoruz. Yeni girdiğimiz pazarlarda ise Kanca ismini doğru temsil edebilecek distribütörleri özenle seçiyoruz. Seçim kriterlerimizin başında firmanın halihazırda satışını yaptığı markalar, sağlıklı mali yapısı gelmektedir. Diğer taraftan yeni bir firma ile işe başlamadan önce, Türkiye’d e çalıştığı firmalardan ve yurtdışında tanıdığımız firmalardan referans alıyoruz.
Ekonomik kalkınmanın sektöre etkisi nasıl oldu? 2014 yılsonu beklentileriniz nelerdir?
İnşaat sektörünün ve büyük altyapı
yatırımlarının devam etmesi tabii ki el aletleri sektörünü olumlu etkiliyor. Sanayi deki büyümeden ziyade yeni binalar ve kentsel dönüşüm tarafındaki çalışmalar sektöre hız katıyor.
Eski ticari kavramların yok olduğu bir süreçte, ticaret yaparken nelere dikkat edilmeli? Eski ticari kavramların araç olanları kayboluyor. İşin özüne yönelik temel esaslar hala binlerce yıl önceki gibi. Mesela iş yaptığınız paydaşlarınızın size güven duyması kavramı hiç değişmedi, değişmeyecek. Ya da süreklilik, devamlılık gibi değerler kaybolmuyor. Sadece biçim değiştiriyor, biz onları farklı isimlerle veya şekillerde iş hayatında yaşıyoruz. Yani aslında ticaretin özüne baktığımızda güneşin altında yeni bir şey yok .
Sektörün geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Türkiye ekonomisi nerede ise 12 yıldır aralıksız büyüyor. Bu çok ciddi bir performanstır. Büyük krizlerde bile Türkiye geri gitmedi. Dünyada az ülkede görülen bir büyüme çizgisi var. Biraz bunun yorgunluğunu yaşıyoruz gibi. El Aletleri sektörü de bu büyümeden nasibini aldı. Ama inşaat, kentsel dönüşüm, şehirleşme ve
sanayideki büyüme devam ettikçe, gelişim devam edecek. Hem sıradan tüketicinin alet kullanma ihtiyacı ve bilinci artacak hem de kurumların talepleri daha nitelikli aletlere yönelecek. Bu iki trend piyasayı büyütecek.
İş güvenliği konusundaki hassasiyetiniz ortada. Fabrikanızdaki iş güvenliği ne durumda?
İş güvenliği Kanca yönetiminin en fazla önem verdiği konuların başında gelmektedir. Sadece iş güvenliği değil, fabrika alanı içinde çalışanlar için ergonominin sağlanması da şirket yönetiminin üzerinde hassasiyetle durduğu ve çalıştığımız konulardan birisidir. Özellikle otomotiv tarafındaki müşterilerimizin de bu konudaki hassasiyeti yüksektir ve denetimlerde de özellikle iş güvenliği koşullarının standartlara göre sağlanabiliyor olması müşterilerimizin talebidir. Geçen hafta bir dünya devi otomotiv müşterimiz geldi ve iki gün boyunca iş güvenliği, çalışma şartları denetimi yaptı. Ayrılırken de İK ekibimize, iş güvenliği
44
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
uzmanımıza başarılı çalışmaları için teşekkür etti.
Kanca A.Ş. sosyal sorumluluk projelerine çok önem veriyor. Yapılan çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Trabzon, Sürmene de yaptırdığımız ve KTÜ bünyesinde hizmet veren 800 öğrenci kapasiteli Abdullah Kanca Meslek Yüksek Okulu ve Yurdu ile birlikte birçok sosyal sorumluluk projesinin içinde yer aldık ve almaya devam ediyoruz. Her eğitim yılı başında Trabzon’da ihtiyacı olan ilköğretim okullarındaki öğrencilerin okul ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bu konuda da sektörde örnek olmaya çalışıyoruz. 2012 senesinde, Anadolu’nun farklı bölgelerinde yer alan 10 meslek lisesine 100 mengene yardımında bulunduk. Diğer taraftan dövmecilik misyonumuzun bir göstergesi olarak hazırladığımız bir eğitim CD’sini 500 civarında meslek lisesine dağıttık. “Atma Değerlendir Meslek Liselerini Güçlendir” sloganı ile başladığımız projeyle Türkiye’nin dört bir yanındaki meslek liselerindeki eğitime destek
veriyoruz.
Türkiye’de çok az rastlanan durumlardan olan ikinci ve üçüncü kuşakların mevcut ticarete devam etmemesi durumunu ortadan kaldırmak için neler yapılmalı?
Türkiye’d e baba işini devam ettirmek bir dönem için pek moda değildi. Herkesin yeni bir şeyler yapması gerekiyordu sanki. Birçok işletme bu “yenilik” arayışı sebebi ile battı veya el değiştirdi. Hâlbuki herkes hayatını sürdürebilmek için bir işe ihtiyaç duyar. Bu işler içinde en iyisi de ailenin kurduğu, geliştirdiği ve belirli bir bilinirliğe ulaştırdığı yapılardır. Bunları genç kuşakların devralıp, yenilemesi, geliştirmesi kendi faydalarınadır. Bu konuda toplumsal kültürümüzde de eksiklik var. Toplum baba işini devam ettiren kız veya erkek çocuklarını takdir edeceğine “başka iş yapamadınız mı” diye küçümsüyor. Hâlbuki Batı Avrupa’d a küçük bir nalbur dükkânının 3-4 kuşaktır aynı aile tarafından işletildiğini görebiliyoruz.
Düfa Thermal’den Yüzde 50 Enerji Tasarrufu Tüm iç ve dış cephelerde uygulanabilen Düfa Thermal ısı yalıtım yoluyla enerji tasarrufu sağlanması konusuna öncülük ediyor. Düfa Thermal Isı Yalıtım Sistemleri ısıtma ve soğutma giderlerinde %50’ye varan enerji tasarrufu sağlıyor. Türkiye’d e tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde %37,2’si binalarda tüketilirken, bu enerjinin yaklaşık %60’ı ise binaları ısıtmak için harcanıyor. Enerji tüketimini ve faturasını düşürmek için alınabilecek önlemlerden olan binalarda ısı yalıtımı en verimli ve ekonomik çözüm olarak biliniyor. Küresel ısınma ve yakıt fiyatlarına yansıyan artışlarla, ısı yalıtımının önemi yadsınamaz hale geldiği günümüzde Düfa Thermal Isı Yalıtım Sistemleri, iç mekanlardaki sıcaklık değeri ile dış alan arasındaki ısı dengesini sağlayarak, mekanları ısıtma ve soğutma için yapılan masrafların en aza indirgenmesine destek oluyor. Düfa Thermal Isı Yalıtım Sistemleri, ısı
46
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
yalıtımı sektörüne getirdiği verimlilikle atmosfere zarar veren gazların tüketimini en aza indirerek hava kirliliğini azaltırken, yüzde 50-55 arasında enerji tasarrufu da sağlıyor. Düfa Thermal Ürün Yöneticisi Ertan Şafak “Son yıllarda ısı yalıtımının önemi sadece ülkemizde değil, tüm dünyada geçerli. Enerji kıtlığı, küresel ısınma ve yakıt fiyatlarına gelen artışla bu sorun daha da belirginleşti. TS 825’in yönetmeliğe girerek yapıların enerji karnelerinin çıkartılmaya başlanması, ısı yalıtımının zorunlu hale getirilmesi, sektörün genişlemesi ve genel bilinçlenme ile ısı yalıtımı sistemlerinde kalite ve güven
arayışı ön plana çıktı. Düfa olarak, yüksek performansı ile dikkat çeken Düfa Thermal Isı Yalıtımı ile hem yüzde 55’lere varan oranda enerji tasarrufu sağlıyor hem de çevreye destek oluyoruz” dedi. Mekanlarda yoğuşmayı, dolayısıyla küf ve bakteri oluşumunu engelleyerek sağlıklı yaşam alanlar oluşturan Düfa Thermal Isı Yalıtım Sistemleri, hem üretim teknolojisi bakımından, hem de sistemin getirdiği çevresel avantajlar bakımından doğaya saygılı bir sistem olma özelliği taşıyor. TS825 yönetmeliğine uygun TSEK belgeli olan Düfa Thermal’in levha yapıştırıcısı, sıva ve dekoratif sıvaları da TSE belgeli oluşu ile de sektör tarafından tercih ediliyor.
En Yenilikçi “EN İYİ 100” ’den Uvex Yenilikte liderler arasında olmayı kendisine hedef koyan, dünya çapında değer odaklı büyüme ve faaliyet gösteren İş Güvenliği Ürünleri İmalatçısı Uvex’in Türkiye Müdürü Gökhan Maden ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Her alanda ve sektörel pazarda lider olmayı amaçladıklarını anlatan Gökhan Maden, marka olarak sorumluluklarının “insanları korumak” olduğunu söyleyerek, “Bu düsturla insanları çalışırken, spor yaparken ve eğlenirken koruyacak ürünler ve hizmetler tasarlıyor, imal ediyor ve dağıtıyoruz” dedi. Türkiye’d eki faaliyetlerini anlatan ve doğru bilinen yanlışlara değinen Gökhan Maden ile yaptığımız röportajı siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz.
48
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Öncelikle Uvex’in Türkiye çalışmalarından ve yapılanmasından bahseder misiniz?
Uvex’in, Türkiye Uvex’e inancı tam. Bu sebeple yıl içinde kendi ofisimizi ve depomuzu hizmete sokacağız. Yatırımlarımız da artarak devam edecek. Uvex Türkiye olarak distribütör firmalarımız üzerinden çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Distribütör firmalarımız İstanbul,
Bursa, İzmir, Ankara ve Adana’d a yer almaktadır. Türkiye’nin bir çok noktasına bu sayede sorunsuz hizmet götürebiliyoruz. Sadece ekipman değil hizmette ulaştırabiliyoruz. Uvex Türkiye olarak ta sektör tecrübesine, bilgi birikimine sahip kadromuz ile 4 kişiyiz. Ben Ülke Müdürü olarak Gökhan Maden, Marmara Bölge Müdürü Gülşen Çıkay, Ege Bölge Müdürü Neşe Faydalı, Güney Marmara Müdürü Özgür Bayram.
Ürün gruplarınız nelerdir? İş güvenliği ürünleri hakkında bilgi verir misiniz?
Kısaca kafa korumadan ayak korumaya tüm ekipmanlar portföyümüzde mevcuttur. Bunlar ; baret, koruyucu şapka, kulak tıkaçları, kulaklıklar, maske, gözlük, kimyasal koruyucu tulumlar, eldiven ve ayakkabılardır. Tüm ürünlerimiz çok ciddi teknolojik yatırımlar ve ar-ge çalışmaları sonucu geliştiriliyor. Kısaca avantajlı olduğumuz noktalar ; Gözlük; 13 farklı kaplama teknolojisi sayesinde üstün performans, dayanım ve farklı dizayn seçenekleri ile konfor sunuyoruz. Kaplama teknolojisi sayesinde uygun ortam koşullarına göre istenilen performansı sunacak ürün portföyüne sahibiz. Örneğin; buğulanma ve çizilme şikayetinin yaşandığı bir işletmeye, bize özgü olan yüksek performanslı kaplama sistemimiz ile uygun lens seçeneği sunarak şikayeti ortadan kaldırabiliriz. Baret; üstün havalandırma
kanallı dizayn özelliği ile terleme konusunda ki şikayetleri minimize ediyoruz. Açılıp kapanabilen aparat sayesinde mevsim koşullarına göre kullanıcı havalandırma sistemini aktif ya da pasif konuma ayarlayabilir. Koruyucu Şapka; Kısa siperlikli seçeneği ve manşonlu kulaklık takılabilir özel dizaynı sayesinde işletmeleri ve kullanıcıları memnun kılıyoruz. Kulak Tıkacı; Basıncı dışarı atan özel dizaynı ile uzun süreli kullanımlarda yaşanan uğultu şikâyetini ortadan kaldırıyoruz. Kulaklık; Reflektörlü modelleri ile ışığın yetersiz olduğu noktalarda, çalışma alanlarında görünürlük elde edilmesi sağlanmıştır. Maske; Ventilde kullanılan geniş açısı(360 derece) ile nefesin dışarıya çok daha rahat çıkışını sağlayarak çalışanlara uzun süreli kullanımlarda dahi konfor sağlıyor. Kimyasal Koruyucu Tulumlar ; Çift yönlü fermuar, 3 parçalı başlığı, iç kısmında ki özel dokuması sayesinde konfor konusunda avantaj sağlıyoruz. Silver serisi tulumlarımızda dış kısmına
kazandırılmış gümüş moleküller sayesinde sadece kimyasal riskten koruma değil üzerinde bulunabilecek bakterilerinde yok edilmesini sağlar. Eldiven; Alanlara ve yapılan işlere uygun ürün sunabilecek geniş bir eldiven portföyüne sahibiz. Bu sayede işletmeler tek marka ile tüm işletmenin eldiven ihtiyaçlarını çözümleyebiliyorlar. Ayakkabı; En çok karşılaştığımız sıkıntılar terleme, koku, ağırlık, koruyucu burunluğun rahatsız etmesi, tabanın kısa sürede yorgunluğa sebep olması vs. Uyguladığımız özel teknolojimiz sayesinde tüm şikâyetleri minimize ediyoruz.
Yılın ikinci yarısında pazara girecek yeni ürünler var mı? Yenilikçilik konusunda Uvex neler yapıyor? Farklı ürün gruplarına ait yeni ürünlerimiz ile her daim yenilikler katabilmek üzere müşterilerimizin karşısında olacağız. Yenilikçilik konusunda dünya çapında birçok ödüle sahibiz. Uvex, 2011 yılında Almanya’d aki en yenilikçi
‘’EN İYİ 100’’ listesine girmeyi başarmıştır. Şirketin Yenilik Yönetimi Sistemi, Viyana Ekonomi Üniversitesi Girişimcilik ve Yenilikçilik Enstitüsünün bilimsel liderliğinde test edilmiş ve harika sonuçlar elde edilmiştir. Bu testte, Uvex’in “Yenilik Süreçleri ve Organizasyon” kategorisinde birinci olduğu ilan edilmiştir.
eldivenin yağa karşı dayanımlı olması önemli değildir. Dolayısı ile doğru yerde doğru ürün kullanılır ise kalite önem kazanır. Avrupa’d a Kalitenin diğer adı UVEX’ tir.
Sektörünüzü değerlendirir misiniz? Sektörün geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
İş Güvenliği sektörü son yıllarda yaşanan üzücü kazalar olsun, yasa değişiklikleri olsun bakış açılarının değişmesinde, gösterilmesi gereken dikkatin ve önemin artmasında etkili olmuştur. Gelecek dönemlerde de bilincin artacağına inanıyor ve umuyoruz. Bizlerde Uvex olarak bu noktada bilgi birikimimiz ve teknolojimiz sayesinde sektöre yön vererek yerimizi koruyor olacağız.
AR-GE çalışmaları kapsamında neler yapılıyor?
AR-GE çalışmaları çok ciddi maddi güç sayesinde yapılabiliyor. Uvex te markasına yakışır şekilde çok ciddi çalışmalar yapıyor. Kadrosunda çalıştırdığı profesyoneller ile bu konuna aldığı ödüllerin hakkını verir konumda.
Türkiye’de iş güvenliği kavramının doğru algılandığına inanıyor musunuz? Doğru ürün kullanımı için neler yapılması gerekiyor?
Önceki yıllara göre bakış açılarının değiştiğini, doğru algıyı elde etmek için çalışmaların yapıldığını sektör olarak biliyoruz. Ancak ülke olarak olmamız gereken noktanın maalesef ki çok gerisindeyiz. Doğru ürün kullanımı için; konusunda uzman kişilerle çalışılıp öncelikle alanlara göre inceleme yapıp ‘’d oğru yerde doğru ürün’’ kullanımını sağlamak gerekiyor.
Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında hangi faaliyetleri yapıyorsunuz?
Uvex Group hissedarı ve Yönetim Kurulu Başkanı Rainer Winter, Vakfın Vision for the World projesinin önümüzdeki 3 yıl boyunca Rainer Winter Vakfı aracılığıyla Uvex Group tarafından desteklenecektir. Bu proje kapsamında; her yıl dünya çapında 500 bin çocuk sadece A vitamini eksikliği nedeni ile kör oluyor.
50
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Her yıl sosyal sorumluluk projesi ile birçok ülke de göz muayenesi yapılmasını sağlamaktadır. Yine her yıl 1200 çocuğa katarakt ameliyatı yapılmasını ve yaklaşık 2000 çift gözlük ihtiyacının karşılanmasını üstlenmiştir.
vex için “Doğru Ürün” nedir? Kalite için üründe hangi özellikler olması gerekiyor?
Doğru ürün sadece standardı olan ürün demek değildir. Birçok işletme üzerinde standardı yazılı olan ürünleri uygun ürün olarak kabul ediyor. Doğru ürün demek tabi ki öncelikle standartlara sahip olan aynı zamanda konforu ile kullanımını da mümkün kılan, üstün performansı ile uzun ömürlü olan üründür. Kalite için sahip olması gereken özellikler ortam koşullarına göre belirlenmedir. Örneğin; yağlı parçalarla çalışılan bir departmanda yağa karşı dayanımlı kaplamaya sahip eldiven önerilmelidir. Kuru ortam koşullarında çalışılan alan için
Uvex’in pazar payı nedir? Pazar’ın gelişmesi için neler gerekiyor?
Avrupa’d a pazar lideriyiz. Türkiye’d eki payımızda tatmin edici ve her yıl büyüme gösteriyoruz. Türkiye olarak pazarın gelişmesi için öncelikle insana verilen değerin ve bilincin artması gerekiyor. İnsana verilen değer sayesinde kalite gelecektir. Zaten kalite = Uvex demektir.
Toparlamak gerekirse son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Uvex Türkiye olarak piyasanın içinde yer almaktan, merkez Almanya’nın desteği ile müşterilerimizin ihtiyaçlarına zamanında profesyonel çözümlerle cevap verebilmekten dolayı mutluyuz. Daha uzun yıllar kadromuzu da genişleterek Türkiye piyasasında müşterilerimizle, çözüm arayanlarla birlikte olmaya devam edeceğiz. Uvex Türkiye olarak; bilincin ve insana verilen değerin arttığı güvenli bir yaşam diliyoruz.
Ayvaz A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut
Ayvaz A.Ş İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut, Endüstriyel yalıtım konusunda bilgilendirmeler yaptığı röportajında, tamir izolasyonu ile var olan yalıtım malzemelerinin iyileştirilebildiğini ve izolasyon malzemesi ve vana ceketleri satışına önem verdiklerini söyledi.
52
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
“Endüstriyel yalıtım konusunda üstün çözümler sunuyoruz”
Ayvaz olarak enerji tasarrufu konusunu önemsiyor ve yenilikçi ürünleri piyasaya sürmek adına yatırımlar ve çalışmalar yapıyoruz. Bu hususta 2011 yılında Ayvaz
Yalıtım Teknolojileri A.Ş. adında bir firma kurduk. Bu firma ile, dünyanın en iyi yalıtım çözümlerini ülkemize kazandırma konusuna odaklanıyoruz. İlk olarak ABD’li bir üretici olan Aspen Aerogels firmasının Türkiye ve çevre ülkeler genel distribütörlüğünü aldık. Bu firmanın 650 °C’d en -270 °C sıcaklığa kadar kullanılabilen çeşitli ısı yalıtım ürünleri var. Ürünlerimizin en önemli özellikleri yüksek performanslı, esnek ve açık gözenekli olmalarıdır. Ayrıca bu yalıtım ürünleri sudan etkilenmeyen; yani suyu geçirmeyen fakat nefes alan hidrofobik özelliğe sahip. A sınıfı yanmaz ve alevden etkilenmeyen ürünler. Uzun ömürlü olmalarının yanı sıra ısı iletim kat sayı değerleri de son derece düşük seviyelerdedir. Bu denli yüksek performansa sahip yalıtım ürünlerinin kullanım alanı tabii ki bina dış cephe yalıtımı değil. Aşırı düşük ve aşırı yüksek sıcaklığa maruz kalınan tüm sistemlerde benzersiz performans sunmak için kullanılıyorlar. Deniz altı boru hatlarından, yüksek sıcaklıktaki buhar hatlarına, uzay endüstrisinden vana ceketlerine kadar uzanan geniş bir yelpazede fark yaratıyor. Tekstil, giyim, otomotiv, askeri uygulamalar, her türlü endüstriyel tesis ve aklınıza gelebilecek her türlü boru hatlarında enerji tasarrufu adına çığır açıyor. Biz ilk olarak Aspen Aerogels’in bu üstün ürünlerini kullanarak, güneş enerjisi paneli ara bağlantı hortumları ürettik. Nano-flex adını verdiğimiz bu izolasyonlu solar hortumları, rakiplerine göre çok daha üstün bir tasarruf sunuyor. Isı kayıplarını minimuma indiriyor. Ayrıca ürün gamımıza son olara eklediğimiz “vana ve kondenstop ceketlerinde” de bu üstün yalıtım ürünlerini
kullandık. Benzerlerinden çok daha ince ve çok daha uzun ömürlü olan bu ürünler sayesinde işletmelere büyük tasarruf sunuyoruz. Dünyanın en iyi yalıtım maddelerinden biri olan aerojelin kullanıldığı Ayvaz vana ve kondenstop ceketleri, işletme enerji giderlerini düşürerek, yatırım maliyetini en kısa sürede amorti etmeyi sağlıyor. Vana ceketine 10 yıl, içindeki yalıtım malzemesine ise 20 yıl garanti veriyoruz. Bildiğiniz üzere işletmelerdeki vana gibi elemanlar belli aralıklarla bakım gerektiriyor. Ayrıca bu elemanlar izole edilmezlerse, yüzey alanı kadar enerji kaybediyor. Yani yalıtımsız her vana ve kondenstop size maddi olarak büyük zararlar veriyor. Bu elemanlarda sökülüp takılabilen vana ceketi uygulamaları kullanmak gerekiyor. Ürünümüz, eş değer yalıtımı sağlayabilen bir taş yünü ile mukayese edildiğinde 4-5 kat aha ince. Yani 5 mm’lik Pyrogel kullandığınızda ilgili sıcaklıkta ve ilgili çalışma koşullarında ortalama 3-4 cm taş yünü kullanmanız gerekiyor. Bu sayede, Ayvaz vana ceketlerini dar alanlarda rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Taş yünündeki bağlayıcı kimyasallar belli bir sıcaklık ve belli bir kullanım süresinden sonra
çözülmeye geçiyor ve taş yünü yalıtım özelliğini kaybetmeye başlıyor. Ayvaz vana ceketlerindeki yalıtım malzemesi ise tam 20 yıl garantili. Taş yününe kıyasla başlangıç maliyeti yüksek gibi görünse de, inceliği, montaj kolaylığı, çok uzun ömrü ve yalıtım performansı sayesinde aslında çok daha ucuza geliyor. Aspen Aerogels yalıtım ürünlerimizin içinde “aerojel” denen özel bir madde kullanılıyor. İçinde nano boyutlarda hava kesecikleri barındıran bu maddeyi ilk olarak NASA uzay mekiklerinde kullanmaya başlıyor. Bizim bugünü satışını gerçekleştirdiğimiz ürünler, endüstriyel yalıtımda kullanılmak üzere geliştirilmiş, esnek battaniye formundaki ürünler. Bu haliyle solar hortumlarımızın üzerine sarabiliyoruz. Güneş panellerindeki teknolojinin ilerlemesiyle artık ulaşılabilen sıcaklıklar 200 derecenin de üzerine çıktı. Geleneksel hortum üzeri izolasyon malzemeleri de 110 ile 150 °C’nin üzerinde dayanmıyor. Bu ürünleri iki yıldır Türkiye pazarına sunuyoruz fakat esas pazarımız enerji tasarrufu konusunda bizden çok daha önde olan Avrupa pazarı. Ürünümüz geleneksel yalıtım ürünlerine göre ilk bakışta pahalı gibi görünen bir ürün. İlk yatırım
maliyeti yüksek olmakla birlikte, uzun ömrüne baktığınız zaman rakiplerine oranla çok daha ucuza geldiğini söyleyebilirim. Düşünün ki taş yünü uygulaması yaptınız. Kar, çamur veya mekanik darbe gördü. İki yıl sonra yalıtım özelliğini belli bir oranda kaybetmeye başladı. Ortalama üç yıl sonra bunu yenilemeniz gerekiyor. Bu ürün ise 20 yıl garantili. Bir kere taktıktan sonra –koşullara göre tabii ki değişiklik gösteriyor fakat ortalama 3 yıldan itibaren diğer ürünlere göre kendi kendini amorti etmeye başlıyor. Ayrıca ince olması nedeniyle çok ciddi miktarda yerden tasarruf sağlıyorsunuz. Düşünün ki boru hattınız var ve 10 tane yan yana borunuz var. Ortak boru hattındaki mevcut yeri, mevcut kanalları genişletmeniz mümkün değil. İzolasyonla beraber o borular genişliyor. Yer kazanmanız gerekiyor. Bu durumda, taş yününden veya benzer izolasyon malzemelerinden aerojel kullanılan bir yalıtım malzemesine geçtiğiniz zaman ciddi oranda yer tasarrufu sağlıyorsunuz.
Ayvaz Tamir İzolasyonu ile var olan yalıtım malzemesi iyileştirilebilir Bu ürün ayrıca tamir izolasyonu
olarak da kullanılabiliyor. Mevcut bir boru hattınız var ve üzerindeki taş yünü izolasyon belli noktalarda yıpranmış. Geleneksel düşünce, o yalıtımı yenisiyle değiştirmek ve birkaç yıl daha idare etmeyi öneriyor. Oysa biz yıpranmış taş yünü izolasyonu da tamir eden yani iyileştiren bir çözüm sunuyoruz. Ayvaz Tamir İzolasyonu kullanarak, var olan yalıtım malzemesini iyileştirebilir ve eski sağlığından daha iyi hale kolayca getirebilirsiniz. Biz öncelikle hasarlı izolasyon sorununu kimsenin hafife almamasını öneriyoruz. Boru hattınızda hasarlı bir izolasyon kullanıyorsanız, birbirini tetikleyen birçok soruna da davetiye çıkarmış olursunuz. Hasarlı izolasyonlar enerji tüketimini artırır, emisyon değerlerini yükseltir ve izole altı korozyona neden olur. İzole altı korozyon konusu tek başına bile çok önemli. Dış ortamın etkisiyle içine nem alan taş yünü, önce ısıl performansını yitiriyor. Sonrasında ise, içine aldığı nemi yalıttığı boruya taşıyarak “izolasyon altı korozyon” adını verdiğimiz yıkım sürecini başlatıyor. Boru hattınızda telafisi olmayan bu sorunla karşı karşıya gelmemeniz için, hasarlı taş yünü izolasyon malzemenizi Ayvaz tamir izolasyonu ile iyileştirebiliyorsunuz. Bu iyileştirme sürecinden de kısaca bahsetmek istiyorum. Aerojel içeren Ayvaz Tamir İzolasyonu, hidrofobik bir yapıya sahiptir. Yani bu ürün su geçirmez olduğu halde altından gelen su buharının geçişine imkan tanır. Yani boru hattını korur ve nefes alır. Ayvaz Tamir İzolasyonu, uygulandıktan hemen sonra nemden etkilenen hasarlı taş yünü izolasyonu kurutmaya ve eski performansına geri döndürmeye başlar.
İzolasyon malzemesi ve vana ceketleri satışını bayilerimizle birlikte gerçekleştiriyoruz
Endüstriyel alanda kullanılmak üzere Aspen Aerogels yalıtım malzeme çeşitlerini ve vana ceketlerini bayilerimizle birlikte
54
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
piyasaya sunuyoruz. Bu üstün ürünlerin özelliklerini hedef kitlemize anlatmak için broşür ve katalog çalışmaları hazırladık. Sektörün en çok ziyaret edilen web sitelerinden olan ayvaz. com’d a da bu broşürleri ve bilgileri kullanıcılarımıza sunuyoruz. Bu yalıtım ceketleri sadece vanalarda kullanılmıyor ; kondenstoplarda ve kompansatörlerde de kullanabiliyorsunuz. Enerji tasarrufunu ülkemiz endüstrilerinde yaygınlaştırmak ve bu ürünleri tanıtmak amacıyla, kampanyalar düzenlemeye başladık. Bunların ilki, Ayvaz’d an aldığınız vana ve kondenstoplarla birlikte yalıtım ceketi de sipariş ederseniz, ürünlere özel indirimler sunuyoruz. Şu anda müşterilerimizi bilinçlendirmeye ve enerji tasarufu konusunda farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. En başta ülkemizin büyük kuruluşları bu ürünlerin eşsiz avantajlarının farkına vardı. Yalıtım ürünlerimiz ilk olarak TÜPRAŞ, PETKİM, TEMSA, HABAŞ ve ERDEMİR gibi enerji tasarrufuna önem veren ve yenilikleri son derece iyi takip eden dev kuruluşlarla tanıştı. Ayvaz olarak en küçük endüstrilerin bile bu ürünlerin avantajlarının farkına varması için çalışıyoruz. Rekabetin arttığı ve maliyetlerin önem kazandığı günümüzde, enerji tasarrufu yaparak hep kazanmanın önemini anlatıyoruz. Önümüzdeki süreçte büyük küçük tüm işletmelerin Ayvaz’ın üstün ürünleriyle tanışacağını ve endüstriyel yalıtım sayesinde fark oluşturacağını umuyoruz.
Ari Armaturen’d en sonra özellikle değinmek istediğim diğer marka Aspen Aerogels. Bizim Ayvaz Yalıtım Teknolojileri adında kardeş bir şirketimiz var. Dünyanın en iyi yalıtım malzemelerinden olan aerojeli, endüstriyel uygulamalarda kullanıma uygun hale getiren Aspen Aerogels firmasının Türkiye distribütörü. Bu firmanın 650 °C’d en -270 °C sıcaklığa kadar kullanılabilen çeşitli ısı yalıtım ürünleri var. Ürünlerimizin en önemli özellikleri yüksek performanslı, esnek ve açık gözenekli olmalarıdır. Ayrıca bu yalıtım ürünleri sudan etkilenmeyen; yani suyu geçirmeyen fakat nefes alan hidrofobik özelliğe sahip. A sınıfı yanmaz ve alevden etkilenmeyen ürünlerdir. Uzun ömürlü olmalarının yanı sıra ısı iletim kat sayı değerleri son derece düşük seviyelerdedir. Özellikle boru hatları gibi silindirik yapılarda, yalıtım kalınlıklarının artırılmaması öne çıkar. Yüzey alanlarının mümkün olduğunca küçük olması, ısı kayıplarının daha da azalmasını sağlar. Ürünlerimizin önemli bir özelliği de bu. Ayvaz Yalıtım Teknolojileri’nin ürünleri bu avantajları sayesinde kısa bir sürede Petkim, Tüpraş, Erdemir, Hugo Boss gibi büyük şirketler tarafından kullanılmaya başladı. Aspen Aerogels dışında, izolasyon kaplama folyo ve bant üreticisi olan Venture Tape firması ile de çalışıyoruz. Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere çeşitli firmalarla proje bazlı çalışmalar yürütüyoruz. Yakın bir tarihte endüstriyel yalıtım ürün gamımızı daha da genişleteceğiz.
Alper Kanca, 3. Kez Avrupa Dövmeciler Birliği’nin Başkan Yardımcılığı Koltuğunda
Avrupa Dövmeciler Birliğinin bu sene Stockholm’d e yapılan Genel Kurulunda, Türk dövme sektörünün lider firmalarından, KANCA Dövme Çelik AŞ nin Genel Müdürü Alper Kanca, Avrupa Dövmeciler Birliği (EUROFORGE)’nin Başkan Yardımcılığı görevini üçüncü kez üstlendi. Euroforge tarihinde ilk kez aynı yönetim kurulu üç kez üst üste göreve seçilmiş oldu. Avrupa Dövmeciler Birliği (EUROFORGE), dünyanın önde gelen otomotiv markaları başta olmak üzere makine, savunma, enerji sektörlerinin üretimlerinde vazgeçilmez ve büyük önem taşıyan dövme parçaları üreticilerini aynı
56
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
çatı altında toplayan Avrupa’nın tanınmış ve etkin bir meslek örgütü olarak faaliyetlerine devam ediyor. Türkiye, 2000 yılından sonra gözlemci olarak faaliyetlerine katıldığı EUROFORGE’ne 2006 senesinde Dövme Sanayicileri Derneği (DÖVSADER) ile resmen üye oldu. 2010 yılına gelindiğinde ise, Türk dövme sanayisi, iş hacmi, bilgi birikimi, teknolojisi ve Avrupa’ya olan ihracatı sayesinde EUROFORGE derneği içinde saygın bir yer edindi. Bunun bir göstergesi olarak da, 2010 yılında Brüksel’d e yapılan Genel Kurulunda Alper Kanca, EUROFORGE’nin Başkan Yardımcılığı görevine seçilen ilk Türk olmuştu. 2012 Ekim ayında
ikinci defa bu göreve layık görüldü. Alper Kanca 2 Yıllık görev süresinin dolması sonrası, bu sürede yaptığı başarılı çalışmalara gösterilen güvenin bir karşılığı olarak 26 Eylül 2014 tarihinde İsveç in başkenti Stockholm’d e yapılan genel kurulda üçüncü kez aynı göreve seçildi. Bu başarı Türk Otomotiv tedarikçilerinin, Türk yan sanayicilerinin geldiği konumu ve uluslar arası arenada gördüğü kabulü vurgulaması açısından oldukça önemlidir. Otomotiv sektörünün önemli bir tedarikçisi olan dövme sektörünün Avrupa’ya olan entegrasyonu bu sayede ivme kazanacak ve dövme sektörü dış ülkelerde daha da tanınır hale gelecektir.
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, II. Çeyrek:
Nisan - Haziran, 2014
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) değeri sabit fiyatlarla %2,1 arttı Üretim yöntemiyle gayri safi yurtiçi hasıla tahmini, 2014 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre sabit fiyatlarla %2,1’lik artışla 30 803 Milyon TL oldu.
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) değeri cari fiyatlarla %9,7 arttı
Üretim yöntemiyle gayri safi yurtiçi hasıla tahmini, 2014 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre cari fiyatlarla %9,7’lik artışla 423 921 Milyon TL oldu. İmalat sanayi, 2014 yılı ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla %12,3’lük artışla 69 305 Milyon TL, sabit fiyatlarla %2,0 ’lık artışla 7 835 Milyon TL oldu. Finans ve sigorta faaliyetleri, 2014 yılı ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla %8,0’lık azalışla 12 545 Milyon TL, sabit fiyatlarla %7,1’lik artışla 3 710 Milyon TL oldu.
GSYH 2013 yılında cari fiyatlarla 1 565 181 Milyon TL oldu
GSYH değeri 2013 yılında cari fiyatlarla %10,5 artışla 1 565 181 Milyon TL, sabit fiyatlarla %4,1 artışla 122 476 Milyon TL oldu. Kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri 2013 yılında cari fiyatlarla 20 580 TL, ABD doları cinsinden 10 807 Dolar olarak hesaplandı.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH bir önceki çeyreğe göre % 0,5 azaldı
Takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH değeri 2014 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre % 2,4’lük artış gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri bir önceki çeyreğe göre % 0,5 azaldı.
Hanehalklarının nihai tüketim harcamaları sabit fiyatlarla %0,4 arttı Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamalarının değeri 2014 yılı ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla %6,1’lik artışla 292 388 Milyon TL, sabit fiyatlarla %0,4’lük artışla 19 902 Milyon TL oldu.
Devletin nihai tüketim harcaması sabit fiyatlarla %2,4 arttı Devletin nihai tüketim harcaması değeri 2014 yılı ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla %7,6’lık artışla 61 008 Milyon TL, sabit fiyatlarla %2,4’lük artışla 3 277 Milyon TL oldu.
Gayri safi sabit sermaye oluşumu sabit fiyatlarla %3,5 azaldı Gayri safi sabit sermaye oluşumu değeri 2014 yılı ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla %10,1’lik artışla 90 500 Milyon TL, sabit fiyatlarla %3,5’lik azalışla 7 536 Milyon TL oldu.
Mal ve hizmet ihracatı sabit fiyatlarla %5,5 arttı
Mal ve hizmet ihracatı değeri 2014 yılı ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla %20 ,8’lik artışla 118 769 Milyon TL, sabit fiyatlarla %5,5’lik artışla 8 557 Milyon TL oldu.
Mal ve hizmet ithalatı sabit fiyatlarla %4,6 azaldı
Mal ve hizmet ithalat değeri 2014 yılı ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla %8,5’lik artışla 139 873 Milyon TL, sabit fiyatlarla %4,6’lık azalışla 8 950 Milyon TL oldu.
58
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği’nden Uyarı:
Zamlarla Mücadele İçin Isı Yalıtımı Şart
Kış aylarının yaklaşmasıyla nasıl ısınacağız diye endişe etmeye başlayan vatandaşı, şimdi de yeni doğalgaz ve elektrik zammı vurdu. XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Başkanı Emrullah Eruslu, konutlarda kullanılan enerjinin en büyük bölümünün ısıtma ve soğutma harcamaları için kullanıldığına dikkat çekerek, zamlardan korunmak için binalarda ısı yalıtımının kurallara uygun olarak, doğru kalınlıkta yapılmasının zamlarla mücadelede en etkin yöntem olduğunu söyledi. Doğalgaz satış fiyatlarına, 1 Ekim 2014’den itibaren uygulanacak yüzde 9 oranındaki zamma dikkat çeken Eruslu, enerjinin yüzde 75’ini ithal eden Türkiye’de piyasalardaki dalgalanmalarla yükselen enerji fiyatları ile tek mücadele yönteminin enerji tasarrufu olduğunun altını çizdi. Eruslu, “Türkiye’de binaların yüzde 85’i yalıtımsız. Mevcut
60
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
yönetmeliklerdeki ısı yalıtım kalınlıkları henüz yeterli seviyede değil. Mevcut mevzuata göre ilgili Yönetmelikte yer alan TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı’ndaki sınır değerleri, binanın enerji verimliliği için yeterli ısı yalıtım kalınlığı sağlayamıyor. Türkiye’deki ısı yalıtım mevzuatları mevcut hali ile AB ülkelerinin gerisinde“ dedi. Eruslu şu bilgileri verdi: “Enerjisinin yüzde 75’ini ithal eden ülke olarak artan enerji ihtiyacının karşılanması ne kadar önemli ise de tasarruf yolu ile kazanılacak potansiyel enerji miktarı bir o kadar önemli. Ülkemizde yalıtımsız binaların sayısı 15 milyondan fazla, bu da mevcut binaların yüzde 85’inin yalıtımsız olduğu anlamına geliyor. Yalıtımsız binalar yüzünden enerjimizi boşa harcıyoruz ve her yıl bunun ülke ekonomisine bedeli 10 milyar doları buluyor. Binalarda enerji kaybını ısı yalıtımı uygulamaları ile yüzde 50 azaltmak mümkün. Yalıtım levhasının kalınlığı arttıkça enerji verimliliği de o oranda artıyor.” Türkiye’de enerji kullanımının yaklaşık yüzde 40’ının konutların harcamalarından olduğunu ve konutlarda harcanan enerjinin yüzde 85’inin ısınma ve soğutma için kullanıldığını vurgulayan Eruslu, ısı yalıtımı yaptırarak doğalgaz ve elektrik faturalarının yarı yarıya azaltılabildiğini vurguladı.
Yalıtım ile doğalgaz faturasından yüzde 50 tasarruf
Isı yalıtımı yaptırmanın sanıldığı kadar pahalı bir uygulama olmadığının da altını çizen Eruslu, “Binalarda gerek doğalgaz gerekse elektrik faturalarında en az yüzde 50 tasarruf sağlayan ısı yalıtımı
uygulamasının maliyeti, bir binanın toplam inşaat maliyetinin yüzde 3 ila 5’i kadar. Hatta yalıtım kalınlığı arttıkça yüzde 70’lere varan tasarruf yapmak mümkün. Bir örnekle de açıklamak gerekirse sıvalı dış cephe ısı yalıtım sisteminde yani mantolamada 5 cm kalınlıkta yalıtım levhası yerine 10 cm yalıtım yapılması durumunda, yalıtım uygulamasının maliyeti yüzde 30 artmasına rağmen, tasarruf potansiyeli yüzde 100 artıyor.” diye açıkladı. Yalıtımın sağladığı tasarrufla birkaç yılda kendi kendini amorti edip ömür boyu tasarruf sağladığını belirten Eruslu, “Isı yalıtımı standartlara uygun ürünler doğru detaylarda doğru işçiliklerle uygulandığında en az yüzde 50 tasarruf sağlıyor. Yani ısınma için harcanan aylık ortalama 200 TL’lik yakıt faturası 100 TL’ye düşüyor. İstanbul’da 100 metrekarelik bir daire için kış sezonunda yalıtımsız bir binada yıllık ortalama 1.500 TL doğalgaz harcaması gerçekleşirken, bu rakam yalıtımlı bir binada 750 TL’ye düşüyor. Erzurum’da ise yine 100 metrekarelik bir dairede kış sezonunda ısınma için yapılan toplam doğalgaz harcaması yaklaşık olarak yalıtımsız bir binada 2.500 TL iken, yalıtımlı binada 1.250 TL oluyor.” dedi. Isı yalıtımının sadece kışın soğuktan korunmak için olmadığını vurgulayan Eruslu, ülkemizin yazın da binaların soğutması için elektrik tüketiminin ciddi boyutlara ulaştığını, artan elektrik maliyetlerinin yazın klima faturalarını da arttıracağına dikkat çekti. Küresel iklim değişiklikleri ile mücadele kapsamında, bireysel olarak yapabileceklerimizin başında enerji maliyetlerini düşürmek, daha az enerji kullanarak istenen konfor şartlarını yakalamak için XPS Derneği’nin farkındalık oluşturmak istediğinin altını çizdi.
Filli Boya Yalıtım Capatect, 3.Model Birleşmiş Milletler Türkiye Konferansına Sponsor Oldu Filli Boya Yalıtım, Genç Öngörü derneği tarafından 27-29 Eylül tarihleri arasında Kadir Has Üniversitesinde düzenlenen Model Birleşmiş Milletler Türkiye konferansının bronz sponsoru oldu.
Genç Öngörü Derneği tarafından 3.’sü düzenlenen Model Birleşmiş Milletler Konferansı, Türkiye nüfusunun çoğunluğunu oluşturan ve ülkemizin geleceğini şekillendirecek lise çağındaki gençlerin, fikirlerini özgürce belirtip savunabilecekleri bir platform. Bu seneki teması “Açlık ve Yoksulluk” olarak belirlenen konferansta öğrencilerin; dünya konuları ve uluslararası ilişkiler hakkında bilgilenip, global düşünmeyi öğrenebilecekleri bir platform yaratılması hedeflendi. Adana, Adıyaman, Ağrı, Antalya, Diyarbakır, Düzce, Giresun, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, , Siirt, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Tunceli, Van, Yozgat ve Zonguldak gibi toplam 27 ilden öğrencilerin katılacağı konferansla, katılımcıların modern tartışma
62
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
kültürünün gelişeceği, fikirlerini özgürce belirtip savunabilecekleri bir ortam da oluşturulması amaçlandı. Konuyla ilgili açıklama yapan Betek Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk, “Böyle bir organizasyonun için de yer almaktan oldukça mutluyuz. Betek olarak gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gençlerimizin fikirlerini özgürce belirtip savunabilecekleri bir ortam hazırladıkları için Genç Öngörü Derneğine de teşekkür ediyoruz” dedi.
Capatect Hakkında
Capatect Isı Yalıtım Sistemleri,kurulduğu 1988 yılından beri inşaat malzemeleri sektörünün lideri olan Betek A.Ş., tarafından
2003 yılında Türkiye pazarına sunulmuştur. Capatect Isı Yalıtım Sistemi, Capatect markasının sahip olduğu 40 yıllık ürün ve uygulama tecrübesini, üstün ısı yalıtım performansına sahip CapatectDalmaçyalı Isı Yalıtım Levhası ile birleştiren bir sistemdir. Filli Boya Yalıtım Grubu, yüksek teknolojiye sahip modern üretim tesislerinde AB standartlarında üretim yapmakta, çevre, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik politikaları ve projeleriyle daha iyi bir dünya için çalışmaya devam etmektedir. Capatect, bugüne kadar yaptığı AR-GE yatırımlarıyla ve şirket genelinde düzenlediği eğitimlerle; çevre bilincinin oluşturulmasını ve sürekliliğinin sağlanmasını en önemli prensip olarak belirlemiştir.
Teksan, The Energy Event 2014’e Katıldı Türkiye’de su sayacı konusunda pek çok ilke öncülük eden ve sektörünün öncülerinden olan Teksan A.Ş., yılın en önemli sektörel organizasyonlarından biri sayılan The Energy Event 2014’e katıldı.
Her sene düzenlenen ve bu sene sadece Avrupa/Asya bölgesinden 200 firmanın katılımcı olarak yer aldığı, dünyanın dört bir yanından ziyaretçinin akın ettiği İngiltere, Nec Birmingham’d a yapılan, enerji ve su temalı The Energy Event 2014’e, Teksan yeni ürünlerinin de katıldığı geniş ürün gamıyla boy gösterdi. 15-16 Eylül tarihleri arasında düzenlenen, dünya üzerinde su yönetim konusunda son teknolojilerin tanıtıldığı ve çok sayıda sektör profesyonelini
64
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
buluşturan fuarda Teksan, özellikle son dönemde piyasaya sunduğu Isı Sayacı ve M-Bus Converter ile ilgi topladı. Su ve yönetimi ile ilgili pek çok seminer ve çalıştayın da yapıldığı etkinlikte Teksan, pek çok görüşme gerçekleştirdi. Gördükleri ilgiden gayet memnun olduklarını söyleyen Teksan Yönetim Kurulu Üyesi ve İhracat Müdürü Kemal Altun; “Sektördeki en önemli fuarlardan birinde yer almaktan dolayı mutluyuz. Burada hem ürünlerimizi tanıttık, hem
yeni fırsatlarla karşılaştık, hem de sektörün son dönemdeki en son yeniliklerine şahit olduk. Bu hem ticari açıdan hem de sektördeki en son yeniliklerin takibi açısından bizim için faydalı oldu. Standımızda dünyanın pek çok ülkesinden ziyaretçiler ağırladık. Fikir alış-verişleri ve parlak iş görüşmeleri gerçekleştirdik. Bu fuarın da bu sene katıldığımız diğer fuarlar gibi bize çok olumlu katkıları olacağı inancındayım” dedi.
Yapılarda Yangın Oranı Her Yıl Yüzde 10 Artıyor
Malzeme Hayati Önem Taşıyor
Türkiye yılda ortalama 100 bin yangın olayına ev sahipliği yapan yangın bakımında oldukça riskli bir ülke. Bu yangınların ise 25 bin kadarını sadece İstanbul’d a meydana gelen yangınlar oluşturuyor. Bu yangınlarda yapılarda kullanılan malzemelerin hayati önem taşıdığını ifade eden Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, Türkiye’d e meydana gelen yangın olaylarının her yıl % 10 arttığına dikkat çekiyor. Yangına karşı korunma yapılarda yaşamsal risk açısından büyük öneme sahip. Yangın güvenliği konusu, tarihi boyunca birçok büyük yangın felaketi yaşayan ülkemiz için ayrı bir önem taşıyor. Hem geçmişte yaşadığımız acı tecrübeler hem de zaman zaman tekrarlayan üzücü felaketler, yangın güvenliğinin önemini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Yangından Korunma Haftası sebebiyle açıklamalarda bulunan Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel’e göre, Türkiye’de son yıllarda meydana gelen yangınların asıl nedeni kullanılan malzemeler.
66
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, “Türkiye’d e son yıllarda meydana gelen yangınların asıl nedeni kullanılan malzemelerin yangına dayanıklı olmamasıdır. Binalarda yalıtım ve mantolama amaçlı yanıcı malzemelerin yangına karşı önlem alınmadan kullanılması sebebiyle yangınlar hızla büyümekte. Yangının başlamasını, gelişmesini ve büyümesini hızlandıran bu malzemelerin yapılarda tercih edilmemesiyle yangın sayısının büyük oranda azalacağını düşünüyorum” dedi.
Ytong Isı yalıtım Plağı ile iddialıyız
Ytong olarak, yapı ve yaşam kalitesini bir bütün olarak gördüklerini ifade eden Erel, yapılarda tıpkı “enerji tasarrufu” ve “deprem güvenliği” konularında olduğu gibi yangın güvenliğinde de maksimum fayda yaratabilmek için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Erel, “Ytong zaten A1 sınıfı hiç yanmaz malzemeler sınıfında yer alan, yapılarda yangın güvenliği çözümlerinde öncelikle tercih edilen bir ürün olarak önemli bir yere sahip. Ytong Isı Yalıtım Plağı da yangın sırasında bile hiç yanmayan ve alev almayan bir yalıtım malzemesi olması, duman,
zehirli gaz ve yangın damlalarının oluşmasını önlemesi sebebiyle yapılarda güvenle kullanılabilecek bir ürün” dedi.
Mantolama İçin Yangın Deneyi Şart
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Temmuz 2014’te yayınladığı genelde ile mantolama işlemi için akredite bir laboratuvardan yangına dayanıklılık deneyi isteneceğini belirten Erel, bu uygulamanın kalitesiz malzeme ve yanlış uygulamaların önüne geçmek için önemli bir fırsat olduğunu dile getirdi. Erel, Binaya mantolama yaptıran müteahhit, kullanacağı ısı yalıtım malzemesi, yapıştırıcı, dübel, sıva filesi, sıva gibi malzemeleri ayrı ayrı temin edip, tüm sistem için deney yapılmadan uygulamayı gerçekleştirebiliyordu. Bundan sonra denetim firması yetkilileri, şantiyeye geldiğinde mantolama için yangın deney raporunu görmek isteyecek. Bu tarz yönetmeliklere ve denetimlere uyulduğu takdirde meydana gelecek yangınların büyük ölçüde önüne geçilmesi mümkün olacaktır. Ytong Isı Yalıtım Plağı ise yanmaz bir ürün olması nedeniyle bu uygulamadan muaftır. Yani Ytong ile herhangi bir deney gerektirmeden güvenle cephe mantolaması yapılabilir” dedi.
İskele Kalıp Fuarı İle İnşaat Sektöründe Yeni Bir Dönem Başlıyor
Dış cephe iş iskelelerine dair 1 Temmuz 2015’te yürürlüğe girecek olan inşaat tebliğinden önce firmalar, iş güvenliği ekipmanlarına dair eksikliklerini İskele Kalıp Fuarı’nda tamamlama fırsatı bulacak. Son günlerde artan iş kazaları ile birlikte önemi iyice artan inşaat sektöründeki güvenlik açıkları, 12 -15 Şubat 2015 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek 4.Uluslararası İskele Kalıp Fuarı ile büyük ölçüde kapanacak. Uluslararası kurallara ve yeni çıkan tebliğin şartlarına uygun olarak
68
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
üretilmiş, inşaat iskelesi ve kalıp sistemlerinin sergileneceği İskele Kalıp Fuarı’na, inşaat sektörünün dünyadaki lider firmaları katılacak.
Güvenlik Açıklarının Kapatılması İçin Son Şans
İnşaat firmaları, taşeronlar, iş güvenlik uzmanlarına yönelik hazırlanan ‘A hşap ve Ön Yapımlı Çelik ile Alüminyum Alaşımlı Bileşenlerden Oluşan Dış Cephe İş İskeleleri Tebliği’,1 Temmuz 2015’d e yürürlüğe girmeye hazırlanıyor. Sektör profesyonellerinin tüm eksikliklerini tamamlanması
için bir fırsat oluşturan İskele Kalıp Fuarı, iskele sistemlerini ve inşaatlardaki tüm iş güvenliği ekipmanlarını aynı çatı altında toplayacak.
Yeni Tebliğe Uygun İnşaat İskeleleri İlk Kez Sergileneceği Fuar İş Güvenliği Zirvesi İle Dikkat Çekecek
Dünya’d a yapılan tek İSKELE KALIP İHTİSAS FUARI olma özelliği taşıyan fuara Türk inşaat sektörünün yanı sıra yurt dışından da yoğun katılım bekleniyor.
Yüzde 15 Tasarruf EndoTherm Türkiye’de! Yüzde 15 yakıt tasarrufu sağlayan çevreci EndoTherm’i Türkiye’ye getiren Kurtuluş Şahan, su ile çalışan ısıtma sistemlerinde kullanılan yeni ürününü ‘sudan bile ucuz’ olarak tanımlıyor. Şahan, “EndoTherm’in sağladığı yakıt tasarrufu ile ısıtma yakıt gideri ayda 10 bin TL olan bir işletmede 1 çalışanın maaşı bedavaya geliyor” diyor.
Enerji rezervlerinin her geçen gün daha da azalması, yenilenebilir enerjinin önemini gözler önüne seriyor. Enerji ithalatına bağımlı olan Türkiye gibi ülkelerde ise var olan kaynakları tasarruflu kullanmak hem ülke ekonomisi hem de çevre için daha da kritik bir önem taşıyor. Nitekim son dönemlerde devletin enerji tasarrufuna yönelik başlattığı teşvik ve destekler sayesinde pek çok kurum, enerji tasarrufu konusunda çalışmalar yürütmeye başladı. Ancak bu yöntemlerin büyük bir kısmı ya ekonomik seçenekler sunmuyor ya da çevreye dolaylı yollardan zarar veriyor. Türkiye’de enerji tasarrufunu mümkün kılan yöntem ve ürünlere yeni bir alternatif, bir girişimcinin öngörüsü sayesinde İngiltere’den geldi. Neredeyse tüm hayatını başta İngiltere olmak üzere Irak, Dubai, Tunus gibi ülkelerde büyük projelerde çalışarak geçiren Kurtuluş
70
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Şahan, yakıt tasarrufuna yönelik çevreci ürünü EndoTherm’i Türkiye’ye getirdi. Şahan’ın enerji tasarrufu üzerine çalışmalar yapan danışmanlık şirketi EKONOVA güvencesiyle Türkiye’deki enerji sektörü ile buluşan EndoTherm, İngiliz merkezli Endo Enterprises tarafından üretiliyor. Su ile çalışan ısıtma sistemlerinde yüzde 15’e kadar yakıt tasarrufu sağlayan ürün, başta İngiltere olmak üzere şu anda İrlanda, Estonya, Rusya gibi pek çok ülkede de kullanılıyor. Tamamen organik maddelerden üretilen EndoTherm’in çevreye duyarlı bir ürün olduğunu anlatan EKONOVA’nın kurucusu Kurtuluş Şahan, “Endo Enterprises tarafından geliştirilen ve İngiltere’de üretilen EndoTherm, yaklaşık 5 yıldır üzerinde yoğun Ar – Ge çalışmaları yapılan ve başarısı bağımsız akredite kuruluşları tarafından kanıtlanmış bir ürün. Isıtma sistemlerinde yüzde 15 enerji tasarrufu sağlayan EndoTherm, doğalgaz ve kömür gibi yakıtlı su ile çalışan ısıtma sistemlerinde kullanılıyor. Merkezi ısıtmalı binalarda, sistemdeki su hacminde her 100 litre için bir litre EndoTherm dâhil edildiği andan itibaren tasarruf sağlamaya başlayan EndoTherm, maliyetini bir yıl içinde karşılayabiliyor. Ürün en az dört yıl süresince kullanılabiliyor” dedi.
“Bir çalışan maaşı kadar tasarruf ”
Sistemine EndoTherm ekleyen 3 + 1 bir işyerinin yaklaşık 175 TL’lik bir yatırımla en az dört yıl boyunca yüzde 15 yakıt tasarrufu
yapabileceğini anlatan Şahan, “EndoTherm özellikle AVM, okul, otel, hastane, plazalar gibi yakıt giderleri çok yüksek olan binalarda önemli tasarruf sağlıyor. Aylık yakıt gideri 10 bin TL olan bir bina, ürünümüz sayesinde 1500 TL civarında tasarruf elde edebilir ki bazı binalarda bu oran daha da artabiliyor. Bu da bir işletme için, asgari ücreti baz alırsak en az bir çalışanın maaşı anlamına geliyor” dedi. EndoTherm’in kullanım maliyetinin ısıtma sistemlerindeki sudan bile ucuz olduğunu anlatan Şahan, “EndoTherm, hem kullanım maliyetinin düşük olması hem de çevreye duyarlı yapısı ile şu anda dünyada tek. İngiltere’de kamu kuruşlarında, okullarda, hastanelerde ve çok haneli konut sistemlerinde ürünümüz kullanılıyor. Ankara’nın Londra’dan daha soğuk olduğu gerçeğini düşündüğümüzde ürünümüze olan ilgi şimdiden çok fazla. Çevreye duyarlı pek çok belediye ve ısınma giderlerini düşürmek isteyen özel sektördeki pek çok önemli şirketle görüşmelere başladık” dedi.
Ayrı Ayrı Belgelendirme Zorunluluğu Olduğunu Defalarca Anlatmaktan Vazgeçmeyeceğiz Öncelikli hedefi müşterilerine güven, ergonomi, estetik ve konfor içeren çözümler sunmak olan Foster Grup, ürünleri ve hizmetlerinde son teknolojiyi takip ediyor. 1996 yılında kurulan Foster Grup bünyesinde 5 marka ve 4 firma faaliyet gösteriyor. 12 bin m2 alanda EN İSO 20345 ve EN İSO 20347 – İSO 9001 sertifika onaylı yüksek güvenlikli iş ayakkabıları üreten Foster Grubun Genel Müdürü Hakan Sevim ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Yüksek güvenlikli iş ayakkabıları, Nato onaylı askeri bot ve postallar, itfaiye botları, kolluk kuvvetleri ve çevik kuvvetler için özel botlar, spor ayakkabılar, nefes alabilen yürüyüş ve tırmanış
72
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
ayakkabılarının üretimleri hakkında bilgi veren Hakan Sevim, aynı zamanda her türlü askeri üniforma ve mühimmat ihtiyaçlarını da tedarik etmekte olduklarını söyledi.
Öncelikle Foster’in kuruluşu ve çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz? İstanbul Tuzla Deri Organize Yan Sanayisinde 12 bin m2 alanda faaliyet gösteriyoruz.
Müşterilerimizin isteklerini çok iyi bilmemiz, ürünlerimizi yüksek kalitede, güvenilir, insan vücuduna uyumlu ve konforlu yapmamızı olanak sağlıyor. Ayrıca şirketimizin uzun yıllardır iş güvenliği ve askeri ekipmanlar sektöründe yer almasından kaynaklı her türlü ihtiyaçlarınızı çözüm ortaklarımız ile birlikte sizlere sunuyoruz. Depo ve dağıtım zincirimiz, kaliteli ekibimiz ve çözüm ortaklarımız ile birlikte TÜRKİYE – ORTA ASYA – BATI AFRİKA – RUSYA – ORTADOĞU ve DOĞU AVRUPA’NIN her yerine zamanında dağıtım yapmaktadır. Uzmanlarımız ve satış ekibimiz en uygun ürünü önerebilmek için sürekli aktif olarak çalışmaktadırlar.
Ürün gruplarınız nelerdir? Bot çeşitleri ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Şu an iş güvenlik ayakkabıları, personel ayakkabıları, askeri güvenlik malzemeleri, bot, kamuflaj giysileri, balistik ürünlerin üretimini yapıyoruz.
Her türlü belgeye sahip özel bot üretimlerimiz var. Özellikle yüksek ısıya dayanıklı 300®C sıcaklıkta rahatlıkla kullanılabilen yüksek ısıya dayanıklı itfaiyeci ve iş güvenlik bot üretimimiz var. Ayrıca Türkiye’d e en yüksek elektrik test dayanımı olan ayakkabı ve botları biz üretiyoruz.
2014’ün ikinci yarısında pazara girecek yeni ürünler var mı?
2015 yılı içinde dünyada sadece 2-3 üreticinin yapabildiği yüksek teknolojik özellikli ürünler piyasaya süreceğiz. Birçok üreticinin hayal bile edemeyeceği yenilikleri takip ediyoruz. Artık yakında tek takip edilen firma Foster olacak kendi alanında. Bu konuda ekibimize ve alışma azmimize inanıyoruz.
Hangi fuarlara katılıyorsunuz? Tanıtımın öneminden bahseder misiniz?
Sadece iş güvenlik ve savunma sanayi fuarlarını takip ediyoruz. Yılda 10 civarı yurt dışı 2-3 yurtiçi fuara katılıyoruz. Amacımız
ihracata yönelmek. Fuarlar ciddi masraflar gerektiriyor. Yılda 450 ila 500 bin TL fuar giderlerimiz oluyor ama bu gerekli bir gider.
AR-GE çalışmaları hangi kriterlere göre yürütülüyor? Foster için “Doğru Ürün” nedir?
Ar-Ge çalışmalarımızı yürüttüğümüz 3 laboratuvarımız ve çalıştığımız üniversiteler var. Buralardan bilgi desteği ve danışmanlık hizmeti alıyoruz. Her sene 4-5 patent başvurumuz oluyor. Kaliteli ürün için kaliteli malzeme birinci şarttır. Modellerimizi çıkarırken dünya markalarını takip ediyoruz. Amaç en ucuzu en kaliteli ile buluşturmaktır.
Son kullanıcıların dikkat ettikleri hususlar nelerdir? Satın almadaki belirleyici faktörlerden bahseder misiniz?
Son kullanıcılar maalesef hala en ucuz ürün peşinde. Maalesef kalite anlayışımız Avrupa ülkelerini 20 sene sonra yakalayacak. Ama biz CE belgeli her ürün için ayrı
Türkiye’nin 2015 yılı tüm komşularımızla problemimiz olduğundan dolayı zor geçecek gibi görünüyor bizim firma olarak sıkıntımız yok ama karsızlık var ve vadeler uzadı. Sektörde vasıfsız çok firma türedi. Buda fırsatçı satıcılara bayram yaptırıyor. Sektörde prensiplerini bozmayan kaliteyi ilke edinen güçlü imalatçılar kalıcı olacaktır.
ayrı belgelendirme zorunluluğu olduğunu defalarca anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’d e her ürününe ayrı ayrı belgelendirme yapmış iki firmadan biriyiz. Satıcılar çok önemsemiyor cezalardan korkmuyor ama çoğu piyasada satılan malzemenin CE belgeli gibi zannedilip alınıp satılması bu firmalara ciddi zarar verecek. Bizce bu konuda daha hassas olunması gerektiğine inanıyoruz. Her ürüne ucuz diye yapışmasınlar bir gün elbet devlet denetimlerinde bu yanlışlıklardan dolayı mağdur olacaklardır. Aldıkları her ürün için ayrı ayrı belge istesinler sadece ayakkabı ve
74
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
bot bile üretse bir üretici S1/S2/ S3/S1-P belgelerinden ayakkabı ve bot için 8 ayrı kod numaralı belge sunmak zorundadırlar. Sadece bir belge ile hem ayakkabı hem bot üretemezsiniz. Maalesef piyasada ucuz diye bilinen tüm firmalar bu hataları bilerek yapmaktadırlar ve satıcılarımız bunları maalesef göz ardı etmektedirler.
Son gelişmeler, ekonomiyi nasıl etkiledi? 2014 yılı sonunda beklentileriniz olumlu mu? Sektörünüzü değerlendirir misiniz? Sektörün geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Foster’in pazar payı nedir? Pazarın büyümesi söz konusu mu? Pazar’ın gelişmesi için neler gerekiyor?
Foster pazardaki üretici payından yüzde 30-40 civarını elde tutmaktadır. Pazar büyüyor ama bir o kadarda kalite düşüyor. Dengesiz hesapsız ve tutarsız firmalar haksız rekabetten kendileri batışa giderken bize de para kazandırtmıyor. Ama sabreden ve dayanan iyi firmalar ilerde çok kazanacak
Toparlamak gerekirse son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir? Sektörümüze başarılar diler, memleketinizin huzurlu ve bereketli günlere ulaşmasını dilerim.
Teksan, Güney Afrika’da Boy Gösterdi Su yönetim ve ölçüm sistemlerinde Türkiye’de pek çok ilke öncülük eden Teksan A.Ş. geniş ürün yelpazesiyle Afrika’nın en büyük yapı ve inşaat organizasyonu olan InterBuild Africa 2014’te boy gösterdi. İki senede bir düzenlenen, 200’d en fazla ülkenin dahil olduğu, dünyanın dört bir yanından yaklaşık 300 firmanın katılımcı olarak yer aldığı ve çok sayıda ziyaretçinin geldiği bu büyük organizasyonda Teksan; tek huzmeliden çok huzmeli sayaçlara, ön ödemeli sayaç modellerinden toplu okuma sistem çözümlerine kadar pek çok ürün ve hizmetini, standını ziyaret eden sektör profesyonellerine tanıttı.
76
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Ziyaretçilerine standında geniş ürün gamını tanıtan Teksan, yeni dönemde piyasaya çıkardığı M-Bus Converter ve Isı Sayacı ile ilgi topladı. Teksan, fuar boyunca standında pek çok ziyaretçi ağırladı, yoğun görüşmeler gerçekleştirdi. Fuarda gördükleri ilgiden memnun kaldıklarını söyleyen Teksan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Fatih Şahin; “Bölgedeki en büyük fuarda yer aldık. Standımıza
yoğun ziyaretçi akını oldu. Bu sayede pek çok sektör profesyoneli ile bağ kurma şansını yakaladık. Ürünlerimize ziyaretçilerimizin gösterdiği ilgiden oldukça memnun kaldık. Özellikle son dönemde ürettiğimiz M-Bus Converter ve Isı Sayacımıza ilgi yüksekti. Teksan olarak; yurtdışında bilinen ve önemli bir sayaç tedarikçisi olma hedefiyle yola çıktık. Bu hedef doğrultusunda, yurtdışı fuarlarında daha aktifleşeceğiz.” dedi.
Mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi Eylül’de %0,2 arttı üç aylık dönemde iş hacmisatışların artacağını bekleyen girişim yöneticisi sayısı ise arttı. Perakende ticaret sektöründe bir önceki aya göre; iş hacmi-satışlar endeksi %0,9 ve mevcut mal stok seviyesi endeksi %4,5 azalırken, iş hacmi-satışlar beklentisi endeksi %2,4 arttı.
Ağustos ayında 99,3 olan hizmet sektörü güven endeksi, Eylül ayında 99,6 değerine yükseldi. Hizmet sektörü güven endeksindeki artış; son üç aylık dönemdeki iş durumunun iyileştiğini ve son üç aylık dönemdeki hizmetlere olan talebin arttığını değerlendiren girişim yöneticisi sayısının artmasından kaynaklandı. Gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talebin artacağını bekleyen girişim yöneticisi sayısı ise değişmedi. Hizmet sektöründe bir önceki aya göre; iş durumu endeksi %0,5 ve hizmetlere olan talep endeksi %0,2
78
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
arttı.
Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi %0,9 azaldı
Ağustos ayında 104,9 olan perakende ticaret sektörü güven endeksi, Eylül ayında 103,9 değerine düştü. Perakende ticaret sektörü güven endeksindeki azalış; son üç aylık dönemdeki iş hacmi-satışların arttığını ve mevcut mal stok seviyesinin mevsim normallerinin altında olduğunu değerlendiren girişim yöneticisi sayısının azalmasından kaynaklandı. Gelecek
Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi %1,8 arttı
Bir önceki ayda; 82,2 olan inşaat sektörü güven endeksi, Eylül ayında 83,6 değerine yükseldi. İnşaat sektörü güven endeksindeki artış; alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyinin mevsim normallerinin üzerinde olduğunu değerlendiren ve gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısının artacağını bekleyen girişim yöneticisi sayısının artmasından kaynaklandı. İnşaat sektöründe bir önceki aya göre; alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi endeksi %2,8 ve toplam çalışan sayısı beklentisi endeksi %1,1 arttı.
Pazar Lideri Genç Gözünü Avrupa Liderliğine Dikti Avrupa’da İlk 5’te
Kayalar Kimya çatısı altında istikrarlı bir büyüme grafiği çizerek Türkiye’d e yüzde 23’lük pazar payıyla liderliğini sürdüren Genç, bu başarısını Avrupa’d a ilk 5 firma arasında yer alarak da kanıtlıyor. Asya’d an Avrupa’ya, Rusya’d an Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyada 48 ülkeye ihracat gerçekleştiren marka, ilerleyen dönemlerde Romanya, Rusya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Hindistan, Endonezya, Tayvan ve Malezya’d a da ihracat faaliyetlerini geliştirerek pazarda söz sahibi olmayı hedefliyor.
Avrupa’da İtalyanları Zorluyor
Kayalar Kimya, şirketin amiral gemisi konumunda olan Genç markası ile 27 Eylül-1 Ekim 2014 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen İntermob 17. Uluslararası Mobilya Yan Sanayii, Aksesuarları, Orman Ürünleri ve Ahşap Teknolojileri Fuarı’nda yer aldı. Kayalar Kimya’nın, mobilya boyası ve vernik üretiminde %23’lük payı ile Türkiye’d e Pazar lideri ve kendi sektöründe Avrupa’d a ilk 5 firmadan biri olan markası Genç, fuarda özellikle Avrupalı mobilya üreticilerden yoğun ilgi gördü.
80
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Yenilikçi, kaliteye ve yeni teknolojilere önem veren vizyonuyla sektöründe hızlı adımlar atan Genç, pazar liderliğiyle başarısını kanıtlamış, 48 ülkeye ihracat gerçekleştiren bir marka olarak İntermob Fuarı’nda ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Dünyanın 94 farklı ülkesinden yaklaşık 62 bin ziyaretçinin katıldığı fuarda Türkiye’nin en modernize tesisinde en ileri teknolojiyle Avrupa standartlarında üretimini gerçekleştirdiği ürünleriyle yer alan Genç, sektöründe söz sahibi konumunu bir kez daha ortaya koydu.
İntermob Fuarı’nda sektörün lideri olarak yer alan Genç markasının yılda 75 bin ton üretim kapasitesi olduğuna dikkat çeken Kayalar Kimya Satış ve Pazarlama Müdürü Bedri Büyüktaşkın: “Genç markamız, Kayalar Kimya’nın amiral gemisi konumunda. Genç ile 48 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. İlerleyen dönemlerde ihracat bünyemize ekleyeceğimiz yeni ülkelerle birlikte başarılı büyüme grafiğimizi daha da yükselteceğiz. Sektörümüzde Türkiye’d en yapılan ihracatta liderliği açık ara sürdürmek istiyoruz. Bununla da yetinmeyerek şu anki büyüklüğü 540.000 ton olan Avrupa mobilya ve vernikleri pazarında İtalyan rakiplerimizi geçerek birinci sıraya yerleşecek Uzun vadeli hedeflerimizde ise Afrika pazarında başarılı olup, Amerika’ya ihracatı başlatmak yer alıyor. Tüm bunları başararak gelecekte tüm ürünleri, servisleri ve uygulamaları ile dünyada örnek gösterilecek global bir şirket olmayı hedefliyoruz” dedi.
Iconic Awards’tan VitrA’ya 3 ödül VitrA, German Design Council (Alman Tasarım Konseyi) tarafından düzenlenen, disiplinler arası mimarlık yarışması Iconic Awards’tan 3 ödül birden aldı. VitrA’nın ahşap görünümlü porselen karo serileri Samba ve Pera; klozet temizliğinde yeni bir dönem başlatan inovatif ürünü Metropole Rim-ex, Iconic Awards 2014’te ürün kategorisinde ödüle layık görüldü. VitrA tasarım ekibinden Selma ve Erden Gülkan’ın imzasını taşıyan Samba ve Pera ile Alman endüstriyel tasarım stüdyosu NOA tarafından dizayn edilen Metropole Rim-ex; yenilikçi, vizyoner, sürdürülebilir tasarım kriterleriyle değerlendirildi.
82
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
VitrA’nın ürünleri bugüne kadar; EDIDA, Good Design, iF, PlusX, Red Dot, Wallpaper, Interior Innovation ve Design Plus gibi dünyaca ünlü tasarım ödüllerini almaya hak kazandı. VitrA’nın Rio’d an alınan ilhamla tasarlanan bej, açık meşe ve venge renkteki ahşap görünümlü porselen karo serisi Samba, doğanın güzelliğini şehir ortamına taşıyor. Çok yönlülük ve sonsuz sayıda renk şemasıyla uyumlu bir şekilde kombinlenen 20 x 120 cm boyutundaki ürünler, birlikte veya ayrı olarak da kullanılabiliyor. Seri, kırmızı, sarı, turkuvaz ana motif renkleri ve doğal görünümüyle dikkat çekiyor. VitrA’nın
İstanbul’d an ilham alan Pera serisi, siyah ve beyazın zıtlığını sofistike bir uyumla sunarak, adını aldığı semt gibi, geçmişi günümüzle harmanlıyor. Rölyef deseninin de aralarında yer aldığı 3 farklı desenle tasarlanan seri, ahşabın yalınlığını ve doğallığını mekanlara taşıyor. Pera, 20x120 cm boyutunda yer ve duvar karolarından oluşuyor. Özel kanalsız tasarımı sayesinde bakteri üremesini engelleyen Rim-ex klozet, Alman endüstriyel tasarım stüdyosu NOA tarafından dizayn edildi. Geniş ürün yelpazesiyle her banyoya uyum sağlayan Rim-ex, VitrA’nın Metropole serisi ile birlikte kullanılabiliyor.
Kaliteli Hizmet İle Uzun Yıllar Süren Ticari İlişkiAltunel Hırdavat 1966 yılında Birinci Kuşak İşletmeci Hakkı Semih Altunel tarafından kurulan Altunel Hırdavatçılık San. ve Tic. A.Ş.’nin İkinci kuşak işletmecisi Ahmet Altunel’d en firma hakkında ve ticaret ile ilgili bilgiler aldık. Firmayı üçüncü kuşak işletmeye devir etmeye başladıklarını söyleyen Ahmet Altunel, şirketlerinde değişmeyen tek şeyin kaliteli ürünler satmak ve müşterilerimizle uzun yıllar
84
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
sürecek ticari ilişkiler kurmak olduğunu söyledi.
Öncelikle, Altunel Hırdavatın kuruluşu ve kurumsal yapısı hakkında bilgi verir misiniz? Firmamız bir aile şirketi olarak Babamız Hakkı Semih Altunel tarafından kurulmuştur. 1975 yılında anonim şirkete geçtik. Firmamız daha çok kurumsal firmalara tedarik hizmeti
vermektedir. Bu hizmetin içinde boyadan penseye kadar her şeyi tedarik edip müşterilerimize sunuyoruz.
Bayisi veya distribütörü olduğunuz ürünler nelerdir? Ürün gamınız hakkında bilgi verir misiniz? Satışını gerçekleştirdiğimiz ürünler elektrikli el aletleri, servi ve fabrika malzemeleridir. Ayrıca tedarikçisi olduğumuz firmaların
ihtiyaçları doğrultusunda talep edilen malzemelerin tedarikini yapmaktayız. Ceta El Aletleri, Reis Shop ve Karbosan gibi birçok markanın bayiliğini yapmaktayız. Will marka Alman malı el aletleri ve İRODA Marka Prımuslarında ithalatını yapmaktayız.
Sektörde sizi ön plana çıkartan yönleriniz nelerdir? Sürdürülebilir ticaret için neler yapıyorsunuz?
Sektörde bizi ön plana çıkartan özelliğimiz tecrübemizdir. 3 kuşak işletme olarak çok uzun yıllardır bu ticaretin içindeyiz. Oğlumda bu işi devam ettiriyor. Ben babamda devraldım. Oğluma devrediyorum.
Satış sonrası hizmet ile ilgili hangi olanaklar sunuyorsunuz? Çalışmalardan bahseder misiniz?
Yılların verdiği geniş bir müşteri portföyümüz var. Şuan müşterilerimiz taleplerini karşılamakta zorlanıyoruz. Satışta problemimiz yok. Çeşitli
sektörlerde müşterilerimiz var. Bir sektör durduğunda diğer sektör çalışıyor. Bu dönemde bütün sektörlerde bir durgunluk var. İnşallah zamanla bunu da atlatacağız. Eskiden krizler kısa süreli olurdu. Şimdi krizler uzun süreli oluyor. Sattığımız ürünler ithalatçı ve üretici firmaların garantisi altındadır. Bu özelliklere sahip olmayan ürünleri kesinlikle satmıyoruz. Servis ağı kuvvetli markaları tercih ediyoruz. Müşterimizi de servis ağı yedek parçası çabuk temin edilen markalara yönlendiriyoruz. Önemli olan benim müşterimin mağdur olmaması. Müşterinin faaliyetleri bu aksamadan dolayı sıkıntıya giriyorsa, hiçbir önemi yok. Bu desteği vermeyen firmalar kaybetmeye mahkûmdur.
Müşterileriniz ile çalışma prensiplerinizden bahseder misiniz?
Biz direk son kullanıcıya dönük ticaret yapıyoruz. Bir fabrikanın tüm ihtiyacını karşılıyoruz. Firmalarla anlaşmamızda üretimi durduracak bir aksaklıkta tazminat
ödemeyi kabul ediyoruz.
Ekonomik kalkınmanın bölgesel yapı marketleri nasıl etkiledi? 2014 yılsonu beklentileriniz nelerdir?
2014 yılında siyasi gelişmelerden dolayı hareket kazanmadı. Ekonomiler siyasi çekişmelerden ve savaşlardan çokça etkileniyor. Irak ve Suriye’d eki savaşlar bizim tüm enerjimizi alıyor. Kimse ihracat yapamıyor ve yapanlarda parasını alamıyor. Hepsi birbirine bağlı durumlar. Piyasa böyle durumlarda beklentilerini erteliyor. Alacağını daha sonra alıyor. Beklemeye giren durum var. Sadece inşaat üzerinde bir yatırım oda yapılıyor ve bitiyor. Sektörümüze yabancı yatırımlar geliyor. Yapılan ihracatın ülkeye getirisine bakmak gerekiyor. Üretimlerimiz çoğunluğu montaj üzerine kurulu. Ticaret beklentidir. Herkes beklenti satın alır. İstikrar ve toplumsal barış gerekiyor. Tabi her tarafımızda savaş var. Komşularımızla düzenli ticaret kuramıyoruz. İyi olacağını düşünüyorum. Hepimiz aynı gemideyiz. Herkesin riski bellidir.
olmayışından dolayı bir çalışmanız veya öneriniz var mı? Neler yapılabilir?
Aslında Karaköy bir üniversitedir. Çoğu firmalar buradan çıkmıştır. Perşembe Pazarı geçmişte Cenevizlilerden kalmadır. Ticaret buradan başlamıştır. Çok eski olan bu yerleşim yerine sahip çıkılmamış. 500 yıllık binaya çiviler çakılmış ve bakımsızlık almış başını gitmiş. Burada kalma sebebimiz tamamen alışkanlık. Ben burayı seviyorum. Karaköy’e her sabah denizden gelirim. Denizden giderim. Burada dostluklarımız var. Komşularımız ve hatıralarımı var. Her ne istersem bulabiliyorum. Bu piyasanın korunması gerekiyor. Kooperatif kurup sahip çıkmaya çalıştık fakat yer bulamadık.
Üreticilerin son kullanıcıya ulaşmasını doğru buluyor musunuz?
Kimse bu risk limitlerini aşmamalı. Bin TL’lik bir işin varsa 10 bin TL’lik iş yapamazsın.
Eski ticari kavramların yok olduğu bir süreçte, ticaret yaparken nelere dikkat edilmeli?
Mal vereceğiniz firmayı ve insanları iyi araştırılmalıdır. Yani biz yeni müşteri pek istemiyoruz. Eski müşterimizi koruyalım başka bir şey istemiyoruz. Yeni müşteri risk demektir. Bugün kanuni şartlarla bile firma çekini yazsa bile, bir geçerliliği yok. Vatandaş iflas erteleme almış, hiçbir şey yapamıyorsun. Bunun çözümünü devlet büyüklerimiz yapacak. Çek kanunu ile ilgili yapılması gerekenler var. Bankalarda bu duruma önem vermeli. Herkese çek vermesinler.
86
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Karaköy, mevkii olarak çok eski bir yerleşim yeri. Binaların eski ve kullanışlı
Biz bunun mücadelesini çok yerde yaptık. O bölgedeki bayin versin ürünü. Tüm markaları tek tek takip etmemiz mümkün değil. Bu durumda üretilen mazeretler çoğalıyor. Üretici üretimini yapacak ve gerisine karışmayacak. Eğer bayisinden memnun değilse bırakacak yeni bayi alacak. Gerekli kontrolleri yapıp denetleyecek. Artık her türlü ticari hareket izlenebiliyor. Üretici direk satış yaparsa bayi onla rekabet edemez ki.
Ticaret, Karşılıklı Güven ve İstikrar İster
olumlu etkilemiştir. Bu tabi ki uzun yıllar önce gıda marketlerdeki gibi zamanla Anadolu’ya da bir kültür olarak gidecektir. 2014 yılı sonu başından bugüne nasıl zorlu gelindiyse yine öyle gözüküyor. Ticarette en önemli kriter karşılıklı güven ve istikrarlı olmaktır. Her sektörde olduğu gibi kurumsal olan ve işine özen gösteren iyi muhasebe yapan firmalar ayakta durabilecek. Gelecekte firmaların bu şartlarda yani rekabet (karsızlık)ve masraf faturalarının yüksek olması nedeniyle daha da zorlanacak veya firmaların birleşmesi gerekecek ya da olduğundan daha da küçüleceğini düşünüyorum” dedi.
Türkiye’d e kendi sektöründe yapı market ve ekipmanlarının satış ve pazarlamasını yapan Dostkar, aynı zamanda Bursa yerelinde yapı market sektörünün ilkleri arasında yer alıyor. 1979 yılında yapı marketlerin alt yapısı olan hırdavat, nalburiye, kilit ve anahtar satışı ile başladığı ticaret hayatına DOST TİCARET adı altında perakende mağazaları ve Türkiye genelinde 20 ilde toplam 1250 müşteri portföyüne hizmet verir duruma gelmiştir. Şirket Avrupa ve Uzakdoğu ülkeleri başta olmak üzere 7-8 ülkeden ithalat ve ihracat gerçekleştirmeye devam ediyor. Firma hakkında bilgiler veren Firma Yetkilisi Celal Çatallar, “Firmamız 1976 yılında nalbur ve hırdavat sektörüne perakendeci olarak başlamıştır. Ürün çeşidi olarak tesisat tüm çeşidi elektrik, avize, ankastre, boya, kilit, çilingir malzemeleri, ham anahtar, kapı kolu, mobilya aksesuarı, temizlik grubu, el aletleri, elektrikli el aletleri, ölçülü banyo ve mutfak yapımı, parke uygulamalı fayans boya, tesisat, ana gruplarında hizmet veriyoruz” Yeni ürünlerin tanıtımında en
88
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
büyük faktör reklam ve ürünün teşhirdeki iyi bir dekorla sunumudur. Satış sonrası havaleli ürünleri yerine teslim etmekteyiz. Kullanıcı hatası olmayan ürünleri birebir değiştirmekteyiz. Son kullanıcı genelde fiyat ve kaliteye dikkat etmekte fiyat konusunda müşterinin alım gücüne göre değişmektedir. Satın almadaki en önemli faktör müşteriyle birebir ilgilenmek ve ürün hakkında detaylı bilgi vermektir. Ekonomik kalkınma yapı market sektörünü
Türkiye İMSAD 3. Ekonomi Toplantısı Gerçekleştirildi Türkiye İMSAD’ın yılda dört kez düzenlediği ‘Ekonomi Toplantıları’nın üçüncüsü “Siyaset ve Ekonomi Nereye Gidiyor?” ana gündemiyle 11 Eylül 2014 tarihinde Ortaköy Feriye Lokantası’nda gerçekleştirildi. Yılın üçüncü ekonomi toplantısında Türkiye İMSAD üyeleri ve paydaş kurumların temsilcileri bir araya geldi. ‘Siyaset ve Ekonomi Nereye Gidiyor?’ konulu toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener, ‘İş Sağlığı ve Güvenliğinin önemini vurguladı. Yetişener toplantıda, Türkiye ekonomisi, inşaat ve inşaat malzemeleri sektörlerine ilişkin son verileri de paylaştı.
90
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Türkiye inşaat malzemesi sektörünün önde gelen sanayici üyelerinin katıldığı toplantının moderatörlüğünü Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Oktay Alptekin yaptı. Konuk konuşmacı olarak katılan Gazeteci Meliha Okur’un ‘Ortadoğu’nun Geleceği ve Yeni Kaynak Paylaşımı’ konulu sunumunun ardından, Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanları Prof. Dr. Kerem Alkin ve Dr. Can Fuat Gürlesel, dünya
ve Türkiye ekonomisi ile inşaat ve inşaat malzemesi sektörlerine ilişkin gelecek beklentilerini anlattılar.
“İş Sağlığı ve İş Güvenliği” vurgusu
Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki iş güvenliği standartlarını belirleyen İLO Sözleşmesi’nin Türkiye’nin gündemine alınması girişiminden büyük bir memnuniyet duyduklarını belirten Türkiye İMSAD Başkanı Dündar Yetişener,
“Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte, İLO Sözleşmesi’nin sağlayacağı tüm disiplinlerin ülkemizde hayata geçmesi için Türkiye İMSAD olarak gereken her türlü işbirliğine hazırız” dedi.
Yetişener: “İLO Sözleşmesi’nin hayata geçmesi için Türkiye İMSAD işbirliğine hazırdır”
Türkiye İMSAD Başkanı Dündar Yetişener, Soma’d a 301 madencinin yası bitmeden İstanbul’d a bir inşaatta çalışan 10 işçinin hayatını kaybettiği iş kazasını sektör olarak büyük üzüntü ile karşıladıklarını belirterek başladığı konuşmasında, “Soma’d an sonra ülke olarak büyük acı duyduğumuz bu elim inşaat kazasında yaşamını yitiren tüm işçilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim” dedi. Üretimde sürekliliğin
92
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
ancak iş sağlığı ve iş güvenliği ile sağlanabileceğini vurgulayan Dündar Yetişener, sözlerine şöyle devam etti: “İnsan yaşamını ve sağlığını önceliğe alan ve iş güvenliği konusunda yüksek bir sahiplenme birlikteliği kurularak, sürdürülebilir süreçlerin oluşturulması bugün ülke olarak en öncelikli gündemimiz olmak durumundadır. Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki iş güvenliği standartlarını belirleyen İLO Sözleşmesi’nin Türkiye’nin gündemine alması girişiminden büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları olarak bizler, ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte, İLO Sözleşmesi’nin getirdiği tüm disiplinlerin ülkemizde hayata geçmesi için gereken her türlü işbirliğine Türkiye İMSAD olarak hazır olduğumuzu belirtmek isterim” dedi.
Okur: “Yeni yüzyılın ilk 15 yılı ‘kaos’ dönemiydi, ikinci 15 yıl ise ‘kaynak paylaşımı’ dönemi olacak”
Gazeteci Yazar Meliha Okur da toplantıda yaptığı konuşmada, küresel dünyanın ekonomide halen likidite krizini aşmaya çalıştığını belirtti. Bu dönemde Türkiye’nin de bol likiditeden gelen parayı yönetmeye çalıştığına işaret eden Meliha Okur, dünyada yeni yüzyılın ilk 15 yılını ‘kaos’, ikinci 15 yılını ise ‘kaynak paylaşımı’ dönemi olarak nitelendirdi. Okur konuşmasında, “içinde yaşadığımız bölgede kartlar yeniden karılırken gelecekte neler olacak? Küresel likidite nereye gidecek ve kapitalizm yolunu nasıl çizecek? Türkiye ekonomide ve siyasette yeniyi nasıl oluşturacak?” konularını irdeledi.
Artema, 14 bin Armatürü Dönüştürecek
“Eskisini Getir, Yenisini Götür” kampanyasıyla,15 ton pirinç tasarrufu sağlanacak
Kurulduğu günden bu yana sürdürülebilirlik ve tasarruf kavramlarının önemini vurgulayan Artema, sorumlu üretim uygulamalarına kullanıcıları da dâhil ediyor. Eylül ayında başlayıp Aralık sonunda bitecek Eskisini Getir, Yenisini Götür kampanyası kapsamında; kararan, akıtan, sızdıran, eskiyen armatürler, yeni Artema’larla değiştiriliyor. Kampanyayla Artema, 14 bin yeni
94
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
armatürün üretilmesini sağlayacak toplam 15 ton pirinç tasarrufu sağlamayı hedefliyor. Artema, Eskisini Getir, Yenisini Götür kampanyasına, 162 çalışanına X-Line armatür hediye ederek, geri dönüşüme ilk katkıyı çalışanlarının yapmasını amaçlıyor. Kampanya kapsamında toplanacak armatürlerin %70’i Artema fabrikalarında olmak üzere; pirinç, plastik, çinko vb malzemelerin
çoğu dönüştürülerek tekrar sisteme kazandırılacak. Böylece hammadde, üretim ve dağıtım süreçlerindeki enerji için gerekli kısıtlı petrol kaynakları korunmuş olacak. Geri dönüştürülmesi hedeflenen 15 ton pirinç ile 14 bin armatür, 2 bin 300 kalorifer peteği, 3 bin 500 üflemeli çalgı, 280 bin kaşık, 1 milyon 700 bin adet 1 TL, 2 milyon adet 50 kuruş yeniden üretilebiliyor.
Yurtbay Seramik Cersai Fuarı’na Katıldı Yurtbay Seramik, dünyanın en büyük uluslararası seramik ve banyo aksesuarları fuarı Cersai’ye katıldı. 22- 26 Eylül tarihlerinde İtalya’nın Bologna kentinde gerçekleştirilen fuarda yeni ürün portföyünü sergileyen, vizyonuyla sektörüne yurtiçi ve yurtdışında öncülük eden Yurtbay Seramik, Cersaie Fuarı’nda, 16. Salon B61-B66 numaralı stantta ziyaretçilerle buluştu. Dijital üretim teknolojisiyle yer karosu, duvar karosu, sırlı granitin yanı sıra teknik granit üreten, yapı kimyasalları alanında da ürün çeşitliliği ve üretim kapasitesi açısından seramik sektörünün
96
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
öncü markalarından olan Yurtbay Seramik, fuarda dünyanın en önemli üreticileri ile bir araya geldi ve ürünlerini uluslararası kullanıcıların beğenisine sundu. Yurtbay Seramik İhracat Müdürü Gürkan Peker ; “ Yurtbay Seramik olarak bu yıl Cersaie Fuarı’na üçüncü kez katıldık. Kuruluşumuzdan günümüze sürekli kendini yenileyen, öngörüleri ile sektöre yön veren, öncülük eden bir yaklaşım içinde olduk. Üretim portföyümüzdeki zengin ebat çeşitliliğine yenilerini ekledik. Önceki yıllarda üretimine başladığımız 45x45 hegzegon
(altıgen) ve 25x75 duvar karosu tasarımlarımızı sergiledik. Günümüz trendleriyle uyumlu olacak şekilde tasarımlarımızda; taş, çimento, beton, ahşap dokulu ürünlere ve Retro tarzına yer verdik. 30x60, 60x60 ve 45x90 ebatlarındaki lappatolu ürünlerimizi sergileme imkânı bulduk. Ziyaretçilerin beğenisine sunduğumuz ürünlerimiz büyük ilgi gördü. Ticari anlamda yeni kazanımlar sağlamamızın yanı sıra sektörümüzdeki gelişmeleri yakından takip etmek, deneyim edinmek açısından büyük katkılar sağladık” diyerek, Cersaie izlenimlerini paylaştı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi, bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 5.9 azalırken, üretim endeksi yüzde 0.3 arttı
ANKARA - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın nisan-haziran dönemine ilişkin “inşaat ciro ve üretim endeksleri” verilerini açıkladı. Buna göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi, bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 5.9 azalış kaydetti. Takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksinde ise geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0.7 artış görüldü.
İnşaat sektöründe üretim arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat üretim endeksi, ikinci çeyrekte birinci çeyreğe göre yüzde 0.3 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış inşaat üretim endeksi de geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2.9 artış gösterdi.
98
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
İnşaat Ciro ve Üretim Endeksleri, II. Çeyrek: Nisan Haziran, 2014
İnşaat sektöründe ciro %5,9 azaldı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi, 2014 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %5,9 oranında azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %0,7 oranında arttı.
İnşaat sektöründe üretim %0,3 arttı
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat üretim endeksi, 2014 yılı II. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %0,3 oranında arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış inşaat üretim endeksi ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %2,9 oranında arttı.
Dünya Devlerini Buluşturan Lansman Sumitomo İş Makinaları Dünya Başkanı Mikio İde: “Satış ve satış sonrası alanlarda 1 numara olacağız” Sumitomo, Ammann, Hyster markaları ile iş makinaları alanında güçlü bir ivme oluşturan TSM Global, Türkiye lansmanı ile büyük gövde gösterisi yaptı. Türkiye’nin inşaat, gayrimenkul, mimarlık, sanayi sektör profesyonellerinin katıldığı görkemli gecede, 1.000’in üzerindeki davetli, çevreye duyarlı, yüksek performanslı yeni ürünlerle tanışma fırsatı da elde etti. Japonya’nın en büyük üç
100
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
grubundan biri olan ve kimyadan endüstriye, otomotivden finans sektörüne, madencilikten ağır sanayiye kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren Sumitomo, yüzyıllardır edindiği tecrübeyi Türkiye pazarında TSM Global adı altında topladı. Türkiye’d e Sumitomo, Hyster, Ammann markalarının satış, servis ve yedek parça hizmetlerinden sorumlu olacak TSM Global, aynı zamanda
Irak, İran, Azerbaycan, Gürcistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan pazarlarının da bölge üssü olacak. TSM Global çatısı altında, 80 yılı aşkın tecrübesiyle ABD’nin köklü forklift ve istif makineleri şirketi Hyster ile İsviçre menşeli, asfalt ve yol ekipmanları konusunda lider kuruluşu Ammann Grup da yer alıyor. İnşaat, mimarlık, sanayi
sektöründen çok sayıda davetlinin katıldığı lansman, Sumitomo İş Makineleri Dünya Başkanı Mikio İde, Hyster Forklift ve İstif Makineleri Başkan Yardımcısı Frank Ulbrich, Ammann Asfalt ve Sıkıştırma Ekipmanları CEO’su Hans Christian Schneider ve TSM Global CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Taner Sönmezer’in yaptığı açılış konuşmalarıyla başladı. Ali Poyrazoğlu’nun bu geceye özel gösterisiyle devam eden lansman, canlı performans gösterileriyle renklendi. Gecede çekilişle belirlenen üç konuğa özel ödüller verilirken, TSM Global’in ilk müşterisine de plaket takdim edildi. Sumitomo Grubu, Türkiye’ye ve bölgeye verdiği önem dolayısıyla lansmana en üst düzeyde katıldı. Türkiye’ye ilk kez gelen Sumitomo İş Makineleri Dünya Başkanı Mikio İde, “Ürünlerimizin tüm dünya ülkelerine yayılmasında stratejik olarak Türkiye altın bir anahtar
konumunda. Bu durum bizler için Türkiye’nin bugün olduğu kadar gelecekte de çok önemli bir yer olacağı anlamına geliyor” dedi. Sumitomo Grubu’nun Türkiye’ye duyduğu güvenin altını çizen Sumitomo İş Makineleri Dünya Başkanı Mikio İde,“ Sumitomo Grubu’nun en öncelikli politikası ve değeri güvendir. Bizim firma olarak Türkiye’d eki 23 yıllık tecrübemizin bize kanıtlamış
olduğu bir gerçek vardır ki, o da, Türkiye ve Japonya arasındaki güvenden zerre kadar şüphemizin olmamasıdır. Bugün, TSM Global ile Sumitomo iş makineleri operasyonlarını üstlenmeye karar vermiş bulunuyoruz. Bu güçlü güven ile pozisyonumuzu en kısa zamanda daha da güçlendirip, satış ve satış sonrası alanlarda 1 numara olacağımızdan hiç şüphe duymuyoruz” dedi.
Yurtdışında Katlanır Konteynerlere İlgi Büyük Toplu konut projelerinden enerji tesislerine, altyapı projelerinden sosyal tesislere kadar pek çok önemli inşaat faaliyetinin başlangıcında yer alan Vekon, yurtdışındaki etkinliğini fuar katılımları ile güçlendiriyor. En son Türkmenistan ve Kazakistan’daki fuarlarda yer alan Vekon, 17 Kasım’da da Dubai’deki BIG 5 Fuarı’na katılacak.
Vefa’nın büyük inşaat şirketlerinin çözüm ortağı olan markası Vekon, yurtdışında gücünü giderek artırıyor. Ortadoğu, Körfez Ülkeleri, Rusya ve Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere yurtdışında yoğun ilgi gören Vekon’un özellikle, son yatırımların ardından sektörünün en yüksek kapasiteli tesisinde ve son teknolojiler ile ürettiği katlanır konteynerlerine ilgi büyük. Yurtdışında birçok projede imzası bulunan Vekon, katıldığı fuarlarda da yoğun ilgi görüyor. En son Türkmenistan ve Kazakistan’d aki
104
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
fuarlara katılan Vekon, şimdi de 17-20 Kasım tarihlerinde Dubai’d e düzenlenecek olan Big 5 Show ve yine yılsonuna doğru Irak’ta düzenlenecek olan Erbil ve Basra Fuarlarına hazırlanıyor. Vekon Genel Müdürü Özgül Yücel, fuarlara büyük önem verdiklerini vurgulayarak, bu yıl yurtdışında sekiz fuara katılmayı planladıklarını kaydetti. İlk olarak 1-4 Nisan tarihleri arasında Moskova’d a düzenlenen MosBuild Fuarı’na ve Mayıs ayında gerçekleştirilen Cezayir ve Katar fuarlarına katıldıklarını
kaydeden Özgül Yücel, 27 – 29 Ağustos tarihleri arasında Türkmenistan’d a düzenlenen Turkmen Construction Fuarı ile de yılın ikinci yarısını açtıklarını belirtti. Fuarda Türkiye’d eki prefabrike yapı sektöründen tek katılımcı firma olarak kendilerinin yer aldığını dile getiren Yücel, ürünlerinden katlanır konteynerlere ziyaretçilerin büyük ilgi gösterdiğini kaydetti. Yücel, fuarın açılış günü Vekon Standını Türkmenistan Ticaret ve Dış Ekonomik İlişkiler Bakanı Bayar Abayev’in ziyaret ettiğini de sözlerine ekledi. Türkmenistan’d a katıldıkları Turkmen Construction Fuarı’ndan sonra Kazakistan Almatı’d a 2 – 5 Eylül tarihleri arasında düzenlenen KazBuild Fuarı’nda da şirket olarak yer aldıklarını hatırlatan Özgül Yücel, 27 ülkeden 350’nin üzerinde firmanın bulunduğu fuara Türkiye’d en 15 firmanın katıldığını söyledi. Bu firmalar arasında prefabrike yapı sektöründen katılan tek firmanın Vekon olduğunu dile getiren Yücel, fuara ilginin yüksek olduğunu vurguladı. Fuarın ilk günü stantlarını Türkiye’nin Kazakistan Ticari Ataşesinin ziyaret ettiğini ifade eden Yücel, “Vekon standına da ilgi büyüktü. Sektör profesyonelleri en çok katlanır konteynerlere ve hangarlara ilgi gösterdi. Ayrıca prefabrik evlere de yoğun ilgi vardı” dedi. Özgül Yücel, yılsonuna kadar yurtdışında Dubai, Erbil ve Basra’d a üç fuara daha katılacaklarını ifade etti.
Penta Banyo’dan Su Tasarrufuna Katkı
Yeşil Armatür serisi Penta’nın teknolojik ürünlerini kapsıyor. Fotosel özelliğine sahip su tasarrufu sağlayan ürünler küresel ısınma ve su tüketimi konusunda duyarlı olmamızı sağlıyor.
“Banyo gereçleri” alanında 2001 yılından bugüne uzmanlaşan, özgün tasarım ve fonksiyonel ürün anlayışıyla farklılığı ortaya koyduklarını belirten Penta Yönetim Kurulu Başkanı Salih Aydın, “su canlıların yaşaması için hayati öneme sahiptir. Nüfusun hızla artması, buna karşılık su kaynaklarının sabit kalması sebebiyle su ihtiyacı her geçen gün artıyor” dedi. Aydın su kaynaklarının dikkatli kullanılması gerektiğini belirterek su tasarrufunun önemine dikkat çekti. “Ülkemize halkımıza karşı bizim de sosyal sorumluluklarımız var” şeklinde konuşan Aydın
106
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
“Bu sosyal sorumluluğumuzdan dolayı her geçen gün azalan su kaynaklarının verimli ve tasarruflu kullanılmasına katkı sağlamak için biz de Yeşil Armatür serisini geliştirdik. Fotosel özelliğine sahip ürünler su tüketiminde tasarruf sağlıyor” dedi. Aydın; “Bütün bunlara rağmen Penta ailesi olarak, tükenmekte olan doğal kaynaklarımızın tasarruflu, verimli kullanımını sadece ürün odaklı bir çözüm olarak elbette görmüyoruz. Tüketici bilincinin, kentlilik bilincinin gelişimi, özellikle çocukluk yaşlarından itibaren yaşanılan şehre sahip çıkma
kültürünün, değerinin gelişimi yaşanabilir bir kent için olmazsa olmaz ön şarttır diye düşünüyoruz. Zira biliyoruz ki; yaşanılan kente ait olma bilinci her konudaki verimliliğin ön koşuludur. Örneğin el yıkarken, tıraş olurken veya diş fırçalarken suyu açık bıraktığınızda kişi başına yıllık 12 ton suyu boşa harcarsınız. Ancak Penta Yeşil Armatür serisi ile aynı miktarda suyu gelecek nesillere taşımayı hedefliyoruz. Üstelik sadece bir serimizde değil birçok ürün grubumuzda su kullanımını minimize eden teknik aksamlar kullanmaktayız.” diyerek sözlerini noktaladı.
Binalar Şimdi Yeşilleniyor
Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SUT-D) Başkan Yardımcısı ve Enerji Kurulu Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu: “Çevresel yatırım olarak karşımıza çıkan yeşil binalar yaşam kalitesini artırdığı gibi genel giderleri de ciddi şekilde düşürüyor. Bugün çok fazla önemsenmese de yarın konut ve ofis tercihinde vazgeçilemez ve bir numaralı kriter yeşil bina sertifikası olacak” dedi. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SUT-D) Başkan Yardımcısı ve
108
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Enerji Kurulu Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, şu an çevresel yatırım olarak değerlendirilen yeşil binaların yaşam kalitesini artırdığı gibi genel giderleri de ciddi şekilde düşürdüğünü ifade ederek, “Bugün çok fazla önemsenmese de yarın konut ve ofis tercihinde vazgeçilemez bir numaralı kriter yeşil bina sertifikası olacak” dedi. Karaosmanoğlu, Yeşil Bina Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, tüm önlemlere karşın her geçen gün kirlenen yerküremizde her sektörün kendi açısından çevreyi korumak için yeni arayışlara
girdiğini ifade etti. Değişen ve gelişen teknoloji ile yol alan inşaat sektöründe modern dünyanın çevre dostu yeşil binalara eğiliminin arttığını kaydeden Dr. Karaosmanoğlu, şunları söyledi: “Yeşil binalar geleceğin hem üretim, hem de yaşam sürecinde daha az enerji tüketen ve doğaya zarar vermeyen malzemelerin, kimyasalların kullanıldığı yapıları olacak. Çevreye olumsuz etkisi en aza indirilmiş, enerji verimliliği ve geri dönüşümün yanı sıra ev sahiplerinin konforunun da büyük oranda düşünüldüğü yeşil binalar, ülkemizde şu an İstanbul, kısmen de Ankara’d a yavaş yavaş kendini gösteriyor. Özellikle çevresel yatırım olarak karşımıza çıkan yeşil binalar yaşam kalitesini artırdığı gibi konut ve ofis sahiplerinin en büyük şikâyet konusu olan genel giderleri de ciddi şekilde düşürüyor. Artan aidatlar, giderler kişileri kendi evlerinde kiracı konumuna getiriyor. Kim kendi evinde kiracı pozisyonunda olmak ister? İşte bu nedenle bugün çok fazla önemsenmese de hem maliyetler, hem de çevre bilincinin artması nedeniyle, yarın konut ve ofis tercihinde bir numaralı kriter yeşil bina sertifikası olacak” Karaosmanoğlu, iklim değişikliği üzerinde binaların payının günümüzde ciddi orana yükseldiğini belirterek yeşil binaların “gelecek nesillere bırakılması vaat edilen temiz dünya” için büyük önem taşıdığının da altını çizdi. “Binalar için kullanılan inşaat malzemeleri ve yapı kimyasalları sürdürülebilir üretimin ürünleri olmalıdır. İnşaat sürecinin toprak-hava-su etkisi en aza indirilmelidir. Ardından binada enerji, atık ve su yönetimi sürdürülebilir ilerlemelidir “ diyen Prof. Karaosmanoğlu ev alım ve kiralamalarında tüketicileri bilinçli olmaya davet ederek günümüzde yeşil binaya yatırım yapanlar gelecekte karlı çıkacak” dedi.
İnşaatlarda 5 Yılda Bin 754 İşçi Öldü İstihdamın 2 milyona yaklaştığı inşaat sektöründe, 5 yıllık dönemde meydana gelen 35 bin 846 iş kazasında bin 754 işçi yaşamını yitirdi, bin 940 işçi sakat kaldı. Sigorta kayıtlarına göre, Türkiye’d e 2008’d e 72 bin 963 iş kazası yaşandı. Bu kazaların 5 bin 574’ü yapı işlerinde gerçekleşti. İş kazalarının yüzde 8’i bu sektörde meydana geldi. İş kazalarında toplam 865 kişi yaşamını yitirirken, bu kayıpların 297’si inşaatlarda yaşandı. İş kazasında ölümlerde sektörün payı yüzde 34’ü buldu. Altyapı yatırımları ve konut yapımında son yıllarda yaşanan hızlı gelişmeyle Türkiye’d e inşaat
110
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
sektöründe ciddi bir büyüme kaydedildi. Bu gelişmeler beraberinde sektörde istihdam artışını getirdi.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, sektörde 2008’d e 1 milyon 238 bin işçi çalışırken, Mayıs 2014 itibariyle bu sayı 1 milyon 954 bine çıktı. Söz konusu dönemde sektörde istihdam edilenlere 716 bin kişi eklendi. Bunun yanında inşaat, iş kazası ve kaza sonucu meydana gelen ölüm sayısı bakımından tüm sektörler arasında ilk sırada yer alıyor. İş kazalarının yaklaşık yüzde 10’u yapı iş kolunda gerçekleşiyor. Yapı iş kolunda meydana gelen
kazaların yaklaşık yüzde 5’i ölümle sonuçlanıyor. İş kazası sonucu meydana gelen ölümlerin yaklaşık yüzde 30’u yapı iş kolunda meydana geliyor. İş kazaları 2009’d a 64 bin 316’ya geriledi. Kazaların 6 bin 877’si yapı işlerinde gerçekleşti. İş kazalarının yüzde 11’i inşaatlarda meydana geldi. İş kazalarında toplam bin 147 kişi yaşamını yitirirken, bu kayıpların 156’sı inşaatlarda yaşandı. İş kazasında ölümlerin yüzde 14’i sektörde gerçekleşti. İş kazası sayısı 2010’d a 62 bin 903’e düştü. Kazaların 6 bin 437’ü yapı işlerinde gerçekleşti. İş kazalarının yüzde 10’u sektörde meydana
geldi. İş kazalarında toplam bin 444 kişi yaşamını yitirirken, bu kayıpların 475’i inşaatlarda yaşandı. İş kazasında ölümlerde sektörün payı yüzde 33’e karşılık geldi. Türkiye’d e 2011’d e 69 bin 227 iş kazası yaşandı. Bu kazaların 7 bin 749’u yapı işlerinde gerçekleşti. İş kazalarının yüzde 11’i sektörde meydana geldi. İş kazalarında toplam bin 710 kişi yaşamını yitirirken, bu kayıpların 570’si inşaatlarda yaşandı. İş kazasında ölümlerin yüzde 33’ü sektörde gerçekleşti. İş kazası sayısı 2012’de 74 bin 871’e çıktı. Kazaların 9 bin 209’unu yapı işlerindekiler oluşturdu. İş kazalarının yüzde 12’si inşaatlarda meydana geldi. İş kazalarında toplam 744 kişi yaşamını yitirirken, bu kayıpların 256’sı inşaatlarda yaşandı. İş kazasında ölümlerin oranı yüzde 34’le 5 yıllık dönemdeki en yüksek seviyeye ulaştı. İnşaatlarda 2008-2012 arasındaki 5 yıllık dönemde iş kazalarında bin 754 işçi yaşamını yitirdi. Bunun yanında bin 940 işçi de sakat kaldı.
Çelik İhracatı Son Çeyreğe Yükseliş Trendi İle Girdi Çelik sektörünün dokuz aylık ihracatı 10 milyar 110 milyon dolar oldu Türk çelik sektörünün önemli ihracat pazarlarında süren siyasi dalgalanmaların, haksız yere açılan anti-damping ve koruma önlemi soruşturmalarının, bazı ülkelerin Türkiye’nin ihracat pazarlarına yaptığı dampingli ürün ticaretinin, sektörün ihracatı üzerindeki olumsuz etkileri sürüyor. Ancak kayıplarını en aza indirmek için çalışan çelik sektörü, yılın son çeyreğine girerken olumlu sinyaller almaya başladı. Çelik ihracatı dokuz aylık dönemini geçen yıla göre miktar bazında yüzde 4,5, değer bazında ise yüzde 3,3’lük gerileme ile tamamladı. Eylül ayında ise çelik
112
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
ihracatında geçen yılın aynı ayına oranla miktarda yüzde 8, değerde yüzde 7 artış kaydedildi. Çelik İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2014 yılı Ocak-Eylül dönemi verilerine göre; Türkiye’nin çelik ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,3 azalış ile 10 milyar 110 milyon dolar, miktar bazında ise yüzde 4,5 düşüş ile 13,3 milyon ton olarak gerçekleşti. Çelik sektörünün ihracatına, diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de eklendiğinde Türkiye’nin dokuz aydaki toplam çelik ihracatı; miktar bazında 14 milyon ton; değer bazında ise
12 milyar dolara ulaştı. Üçüncü çeyrek verileri bölgeler bazında incelendiğinde; liderliği miktarda yüzde 22 azalışa rağmen 4 milyon 583 bin tonluk ihracat ile Ortadoğu bölgesinin sürdürdüğü görüldü. Bu bölgeyi sırasıyla 2 milyon 319 bin tonla AB, 1 milyon 801 bin tonla Kuzey Amerika ülkeleri ve 1 milyon 499 bin tonla Kuzey Afrika ülkeleri izledi. Çelik sektörünün Ocak-Eylül döneminde en çok ihracat yaptığı üç ülke ise sırasıyla, 1 milyon 496 bin tonla ABD, 1 milyon 286 bin tonla Irak ve 1 milyon 18 bin tonla Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Bu dönemde
en fazla miktar artışı yaşanan ülkeler ABD, İngiltere, Fas, İsrail ve Kanada olarak sıralanırken; en fazla azalış Suudi Arabistan, Irak, İtalya, Libya ve Portekiz’de yaşandı. Dokuz aylık dönem içerisinde en çok ihraç edilen ürünler sıralaması ise; 5 milyon 760 bin ton ile inşaat çeliği, 1 milyon 436 bin tonla boru, 1 milyon 368 bin tonla profil ve 1 milyon 242 bin tonla yassı sıcak olarak gerçekleşti.
Çelik ihracatı son çeyreğe artış ile başladı…
Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2014 yılı Eylül ayı ihracatı geçen yılın aynı ayı ile kıyaslandığında değerde yüzde 7 artış ile 1 milyar 89 milyon dolar, miktarda ise yüzde 8 artış ile 1,4 milyon ton olarak gerçekleşti. Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci çelik sektörünün üçüncü çeyrek ihracat verileri ile ilgili yaptığı değerlendirmede; “sektörümüz 2014 yılının dokuz aylık dönemini geçen yıla göre miktar bazında yüzde 4,5 değer bazında ise yüzde 3,3’lük gerileme ile tamamladı. Bu gerilemenin nedenlerini; önemli ihracat pazarlarımızın bazılarında yaşanan siyasi dalgalanmalar, bazılarında ise mücadele ettiğimiz anti-damping ve koruma önlemi soruşturmaları ile açıklamamız mümkün. Ancak burada önemli bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. Sektör temsilcilerimizin özverili ve yılmayan çalışmaları neticesinde özellikle Ağustos ve Eylül aylarında ülkemizin çelik ihracatını artı rakamlara geçirdik. Bunun sonucunda ilk yarıya oranla üçüncü çeyrekte gerileme oranlarımızı da düşürdük. Ancak ihracatımızda daha önemli kayıplar yaşamamamız için, dış ticarette kural tanımayan, dünya çelik üretiminin yüzde 50’sini karşılayan ve 80 milyon ton civarında çelik ihracatı gerçekleştiren Çin’in hal ve tutumunu dikkatlice gözlemlememiz gerekmektedir. Çin’in bu kural tanımaz dış ticaret anlayışı; sektörümüzün dış ticareti üzerinde olumsuz etki yaratabilir. Bunun için bu şekilde dış ticaretini sürdüren ülkelere karşı hem sektör hem de ilgili kamu kuruşlarımızın önlem almaları elzemdir” dedi. Namık Ekinci, “İhracat verilerimizi özellikle bölgesel olarak değerlendirdiğimizde ise sektörümüzün en önemli pazarları arasında yer alan Irak ve Suudi Arabistan’da son dönemlerde yaşadığımız kayıplar dikkat çekiyor. Ancak özellikle Irak ihracatımızda Eylül ayında toparlanma eğilimini de gözlemliyoruz. Tüm olumsuzluklara rağmen Ortadoğu Bölgesi, ihracatımızdaki liderliğini yılın üçüncü çeyreğinde de korudu. Bu bölgede yaşadığımız kayıpları Kuzey Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerine yaptığımız ihracat ile karşılıyoruz. Sonuç olarak özellikle son aylardaki artışları da göz önüne alarak yılın son çeyreğine girerken 17,5 milyon tonluk yılsonu hedefimize ulaşacağımızı söyleyebilirim” diyerek sözlerini bitirdi.
Geberit İle Banyolarda Beş Yıldızlı Otel Konforu
Banyolarda modern ve şıklığı temsil eden İsviçreli sıhhi tesisat ve rezervuar markası Geberit, gömme rezervuarlar ve yeni nesil akıllı klozet sistemi AquaClean Sela ile beş yıldızlı lüks otellerin süit odalarında kullanılan konforu ev banyolarına taşıyor. Avrupa’nın bir numaralı sıhhi tesisat ve rezervuar markası Geberit, beş yıldızlı lüks otellerin süit odalarında tercih edilen Geberit AquaClean Sela serisi ve gömme rezervuar sistemi ile lüksü ve konforu banyolara taşıyor. Sadelik ve modernliği bir arada sunan Geberit, zarif dokunuşlarıyla banyolara yeni bir soluk katıyor.
Suit Oda Konforunda Akıllı Klozet Sistemi
Tek bir tuşla su akışını sağlayan AquaClean Sela, eşsiz tasarımı, gizlenmiş bağlantıları ve sade kapağı sayesinde otomatik taharet sistemli bir WC gibi değil, normal bir klozet gibi görünüyor. Akıllı
114
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
püskürtme spreyi teknolojisi, elektrik ve su bağlantıları seramiğin içine gizleniyor. Vücut sıcaklığında, yumuşak sprey sayesinde tek tuşla kişisel temizlik sağlanıyor. Kullanıcı algılama fonksiyonu sayesinde klozete yaklaştığınız anda su otomatik olarak ısınmaya başlıyor. AquaClean Sela otomatik taharet özelliği ile benzersiz tuvalet hijyenini, süit oda konforuyla ev banyolarına taşıyor.
Gömme Rezervuarda Geberit Kalitesi
Banyolarda maksimum alan kazanmak ve mimari dekorasyonu sağlamak için bundan 50 yıl önce
Geberit tarafından tasarlanan gömme rezervuarlar banyolarda kusursuz şıklığı yakalarken, klasik rezervuarlardan daha az su harcayarak tasarruf edilmesini sağlıyor.
Geberit Rezervuarlar ile Uyumlu AquaClean Sela
Banyolarda, mimari tasarımı kaliteyle buluşturmak isteyenlerin tercihi Geberit, gömme rezervuarından akıllı klozet sistemlerine kadar pek çok ürün gamında tüketicisine maksimum fayda sağlıyor. Tüm Geberit gömme rezervuarları ile uyumlu AquaClean akıllı klozet sistemleri, banyolarda lüks ve konforlu bir arada sunuyor.
Henkel, Bergquist Şirketini Satın Alıyor
A
merika Birleşik Devletleri’nin Minnesota eyaletinin Chanhassen şehrinde yerleşik Bergquist şirketi, elektronik uygulamalar için termal-yönetim çözümleri sunuyor. Şirket, otomotivden tüketici ve endüstriyel elektronik alanlarına, LED ışıklandırmadan farklı endüstri alanlarına kadar Kuzey Amerika, Asya-Pasifik ve Avrupa Bölgelerinde hizmet veriyor. 2013 mali yılında yaklaşık 130 milyon Euro’luk satış gerçekleştiren şirketin, yaklaşık olarak 1.000 çalışanı ve altı üretim sahası bulunuyor. Üretim sahalarından beşi ABD’de ve bir tanesi de Çin’de faaliyetlerini sürdürüyor. Yapıştırıcı Teknolojilerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jan-Dirk Auris “Global olarak tamamlayıcı lider teknolojilere yatırım yapma stratejimize paralel olan bu satın almayla, global pazar ve teknoloji lideri olarak pozisyonumuzu güçlendiriyoruz. Bergquist’in eşsiz termal-yönetim çözümleri alanındaki deneyimi müşterilerimize özel, sınıfının en iyisi çözümler sunma konusundaki kararlılığımızla örtüşüyor. 2013 mali yılında Henkel, Yapıştırıcı Teknolojileri iş kolunda 8 milyar Euro’dan fazla satış gerçekleştirdi. Bu gelişmeler de Henkel’i yapıştırıcı, sızdırmazlık ve fonksiyonel kaplamalar tedarikçisi olarak, lider çözüm sağlayıcı konumuna getirdi.” dedi. Şirketin satışı, anti tröst makamlarından verilecek onaya tabi olacak.
Henkel’in 2014 yılındaki şirket satın almaları
Şubat 2014: PZ Cussons’tan 53 milyon Euro karşılığında Polonya çamaşır ve ev bakımı işinin satın alınması. Mayıs 2014: Latin Amerikalı saç bakım markası Pert’ün 24 milyon Euro karşılığında satın alınması. Haziran 2014: 940 milyon Euro karşılığında French Spotless Grubu’nun satın alma anlaşmasının imzalanması. Haziran 2014: ABD’de profesyonel saç bakım konusunda uzman şirketler olan Sexy Hair, Alterna ve Kenra şirketlerinin 274 milyon Euro karşılığında satın alınması.
Erzurumlu Boya Ustası Marshall’dan Mercedes Kazandı! 60. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlediği ”600 Hediyeli 60. Yıl Kutlaması” çekiliş kampanyasında bir boya ustası, bir Mercedes A180 otomobil kazandı. Mercedes otomobilin talihlisi olan 44 yaşındaki Erzurumlu usta Hüsamettin Dedeoğlu, ödülünü 26 Eylül Cuma günü yapılan törenle Marshall kurucu ortağı Ömer İsmet Uzunyol’d an teslim aldı. Ardından fabrika bahçesinde kutlama yapıldı. ’Arabanın en iyisi Mercedes, boyanın en iyisi Marshall’ Otomobil talihlisi usta Hüsamettin Dedeoğlu da, kazandığı armağan nedeniyle AkzoNobel Marshall Genel Müdürü Petros Katsampouris’e teşekkür etti. Mutluluğunu ifade edecek kelimeler bulmakta zorlandığını belirten Dedeoğlu, Marshall Club Card üyesi olmanın bayii ve boyacılar için çok önemli olduğunu söyledi. Dedeoğlu şunları söyledi:
Marshall ClubCard ile 15 Mayıs31 Temmuz tarihleri arasında alışveriş yapan ustalara Mercedes otomobilin yanı sıra motosikletler, iPhone 5s telefonlar iPad’ler ve Marshall tulum setlerinden oluşan tam 600 hediye dağıtıldı. Marshall’ın 60. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlediği ”600 Hediyeli 60. Yıl Kutlaması” çekiliş kampanyasında Mercedes’i ise
116
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Erzurumlu usta Hüsamettin Dedeoğlu kazandı. Hüsamettin Dedeoğlu, Mercedes otomobilinin anahtarını, Marshall fabrikasında düzenlenen törenle Marshall kurucu ortağı Ömer İsmet Uzunyol’d an aldı. “Renklendir Hayatı” sloganı ve yenilenerek, daha da renklenen kurumsal kimliği ile insanların hayatına renk katan Marshall,
”Bir Mercedes otomobil kazanacağımı hiç düşünmezdim. Ailem, arkadaşlarım inanmadılar. Ben de başta inanamadım. Marshall’d an araba kazandığımı söylediklerinde şaka zannettim. Radikal ve Posta gazetelerinde görebileceğimi söylediler. Sonra bir baktım, arabayı ben kazanmışım. Ailemle de paylaştım, herkes çok sevindi. Daha önce de Marshall’d an bazı hediyeler kazanmıştım ev eşyaları vb. Ama bu en büyük hediye oldu. Bu ödülü ayrıca bu büyük markanın kurucu ortağı Sayın Ömer İsmet Uzyunyol’d an almak benim için büyük onur. Marshall kendini kanıtlamış bir boya. Arabanın en iyisi Mercedes ise boyanın da en iyisi Marshall’d ır” dedi.
Artema, Ödüllerine Kristal Elma’yı da Ekledi Artema, 26. Kristal Elma 2013-2014 Türkiye Reklam Ödülleri Yarışması’ndan Gümüş ve Bronz Elma’yla dönerek, ulusal ve uluslararası başarılarına yenisini ekledi. Rekor katılımla 2.715 reklamın başvurduğu yarışmada, Artema; “Basın” ve “Entegre Kampanyalar” dallarında ödüle layık görüldü. Artema, kreatif ajanslarından TBWA\İstanbul ile birlikte hazırladığı “Artema Damlatmaz” ilanıyla “Basın” dalında “Yapı ve Yapı Malzemeleri” kategorisinde Bronz Elma ve “Artema Lansman Kampanyası” ile “Entegre Kampanyalar” dalında “Dayanıklı Tüketim” kategorisinde Gümüş Elma’nın sahibi oldu.
Teknikerler Birliği Genel Başkanı Şevket Gölük -Ülkemizde İş Güvenliği ve Sorunları Ülkemizde iş güvenliği uzmanları ücretini, denetledikleri şirketten alıyor. Bu durum ücret alamama korkusu ile denetleme esnasında karşılaşılan ölümcül hataların raporlarda atlanmasına neden oluyor. İş güvenliği uzmanının işten atılma korkusu, iş cinayetlerine sebep oluyor. İş güvenliğinde temel problem, iş güvenliğini denetleyen uzmanın veya uzmanın çalıştığı firmanın ücretini denetlediği şirketten almasıdır. Bu durum denetmenin, inşaat şirketlerinin hatalarını objektif şekilde dile getirme ihtimalini azaltıyor. İş güvenliği
118
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
uzmanlarının mevcut durumda denetledikleri şirketin çalışanı gibi oluyor ve buda İş güvenliği uzmanının işten atılma korkusu, iş cinayetlerine sebep oluyor. İş güvenliği denetimindeki çarpıklıklar şunlardır: Haziran 2012 öncesinde 50 kişi çalıştıran bir şirkete 47 saat iş güvenliği denetimi uygulanırdı. 6331 Nolu yasanın değişmesi ile bu denetim 10 saate düşürüldü. Yeterli denetim zamanı azaltıldı. Bunun yanında Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) kuruldu. Bu OSGB ile iş güvenliği uzmanları anlaştığı şantiyeye iş güvenliği uzmanı gönderen şirketin
elemanları haline geldi. Adeta bir yarış atı misali şantiyeden şantiyeye koşturuluyorlar. Bunun sebepleri mevcut yasa ve yönetmelikler. Yeterli zaman olmayışı, yeterli bağımsızlık olmayışı iş cinayetlerini beraberinde getiriyor. Ülkemizde iş güvenliği uzmanlığı sadece mühendis ve mimarlara değil bu konuda eğitim almış İş Güvenliği Teknikerlerine ve ilgili eğitim alan diğer tekniker programı mezunlarına da eğitimleri karşılığı yeterli yetki ve sorumluluklar verilerek tüm çalışma alanlarında tam bir iş güvenliği denetimi yapılmalıdır.
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nin Yeni Başkanı M. Şefik Tüzün Oldu
T
ürkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Votorantim Çimento San ve Tic A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO’su ve TÇMB Başkan Vekili Mustafa Şefik TÜZÜN seçildi. Sabancı Holding Çimento eski Grup Başkanı Mehmet GÖÇMEN’in Sabancı Holding Enerji Grup Başkanlığına atanmasının ardından 16 Eylül 2014 tarihinde toplanan TÇMB Yönetim Kurulu, boşalan başkanlık görevine M. Şefik TÜZÜN’ü seçti. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nin 21. Başkanı olan M. Şefik TÜZÜN, 28.02.2008 tarihinden bu yana Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nin çeşitli organlarında görev aldı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 2014 yılı Temmuz Ayına Ait Sanayi Üretim Endeksini Değerlendirdi 2014 yılı Temmuz ayında, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki aya göre % 1.8 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre ise %3.6 arttı. Bu verilerle birlikte, yılın 3. çeyreğine ilişkin ilk sanayi üretim rakamlarını elde etmiş olduk. Bu yıl büyümede ihracatın ağırlıklı bir rol oynamasını bekliyorduk. Özellikle Avrupa’d aki gelişmeler bu beklentimizi destekledi. Ancak en önemli ihracat pazarlarımız arasında yer alan Irak’ta yaşanan gelişmelerin ve Rusya bölgesindeki olayların ihracatımız üzerinde olumsuz etkileri görülmeye başlandı. Buna rağmen, Temmuz ayında sanayi üretiminin hem aylık hem de yıllık bazda artış göstermiş olması, Türkiye ekonomisinin ve sanayicilerimizin ciddi bir başarısıdır. Temmuz ayı sanayi üretim rakamlarında en sevindirici
120
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
hususlardan birisi de sermaye malı üretiminin ciddi bir artış göstermesidir. Bu durum ülkemizde yatırım ortamının düzeldiğini, güvenin arttığını ve ileriye dönük olarak olumlu gelişmeler beklendiğini göstermesi açısından önemlidir. Irak ve Rusya pazarlarımız yeniden istikrar kazandıkça, sanayicilerimiz bu bölgelerde yeni kanallar, alternatif güzergahlar tespit ettikçe, sanayi üretimi bundan da olumlu bir şekilde etkilenecektir. Türkiye çok sağlam bir ekonomiye sahiptir ve bunu her gelişmede bir kere daha göstermektedir. Çok kısa bir süre içinde devletin ve AK Parti’nin üst düzey kadrolarında yaşanan değişim, ekonomimiz
açısından da olumlu bir test olmuştur. Bu hükümet, 9 aylık geçici bir hükümet mantığına sahip değildir. Tam aksine 2023 vizyonuyla hareket etmektedir. 62. Hükümet Programı’nda bu vizyon açıkça görülmektedir. Hükümet programında reel ekonomiye, sanayi üretimine, KOBİ’lere ve özellikle Ar-Ge konusuna çok geniş yer ayrılmıştır. Bu durum, Bakanlığımızın yapacağı çalışmaların önemini ve değerini de ortaya koymaktadır. Biz bu sorumluluğun farkındayız ve çalışmalarımızı bu yönde sürdürmek hususunda kararlıyız. Sanayicilerimizle el ele vererek, her açıdan rekabetçi bir reel sektör inşa edeceğiz.
Türkiye İmsad 30’uncu Yaşını Kutladı
T
ürkiye inşaat sektörünün gelişmesinde 30 yıldan bu yana aktif olarak görev yapan Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), 30’uncu kuruluş yılını sanatçı Zuhal Olcay’ın şarkılarıyla renk kattığı gala gecesi ile kutladı. Türkiye İMSAD üyeleri, paydaş kuruluşlar ve sektör temsilcilerinin katıldığı gecede, Türkiye İMSAD kurucu üyeleri, eski başkanları ile 20 ve 30 yıldan bu yana Dernek üyesi olan kurum yöneticilerine teşekkür plaketi verildi. Sanatçı Zuhal Olcay’ın şarkılarıyla coşku dolu ve keyifli anlar yaşattığı gala gecesinde, Samistanbul Grubu’nun davul performansı da davetlilerden beğeni topladı.
Yapı İşlerinde, • İş Sağlığı ve Güvenliği • İş Kazaları ve İstatistikleri • Yeni Yaklaşımlar ve Denetimlerde Dikkat Edilecek Hususlar Yapı işleri, çalışma şartları bakımından, en riskli sektör olup, iş kazası sayısı ve kaza sonucu meydana gelen ölüm sayısı bakımından, tüm sektörler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Yapı işkolunda meydana gelen kazaların yaklaşık % 4’ü ölümle sonuçlanmaktadır. İş kazası sonucu meydana gelen ölümlerin % 34’ü yapı iş kolunda meydana gelmektedir. Bu durum, yapı işlerinde iş sağlığı ve güvenliği bilincinin yeterince oluşmamasının yanı sıra bu sektörün en riskli sektörlerden biri olmasından kaynaklanmaktadır.
122
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Yapı sektörünü çalışma şartları bakımından diğer sektörlerden farklı kılan bir çok neden vardır. Bu nedenlerden bazıları şunlardır. * Kendi kendini üreten bir sektördür, yapılan çalışmalar sürekli değişim gösterir. Buna bağlı olarak alınması gerekli önlemler de sürekli değişim gösterir. * Geçici işlerdir, çalışmalar belirli sürelidir. Termal konfor şartları bakımından her türlü olumsuzluğa açıktır. Genelde günlük çalışma süreleri uzun veya çalışma saatleri düzensizdir. Bu durum çalışanların moral motivasyonunu olumsuz etkileyebilir.
* Çalışanlar sık değişir, işçi sirkülasyonu fazladır. Organizasyon ve eğitimde aksamalar olabilir. * Çalışma alanı genellikle geniş ve dağınıktır. Toplu korunma önlemlerinin yeterince sağlanması kolay değildir. * Eğitimsiz ve vasıfsız işçilerin çok çalıştığı bir sektördür. Yukarıda sayılan ve benzeri nedenlerle, yapı işlerinde çalışanların sağlık ve güvenliğinin sağlanabilmesi ve iş kazalarının önlenebilmesi için diğer sektörlere göre daha sistematik ve yoğun çabalar gerekir.
Güvenlik Organizasyonu ve Yönetimi
• Sağlık ve güvenlik konusu ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi, ilgili tarafların tümünün birlikte çalışmalarına bağlıdır. • İşyerlerinde güvenlik yönetimi (iş güvenliği çalışmaları); planlama, problemli alanların (risk gruplarının) belirlenmesi, koordinasyon, kontrol ve güvenlik çalışmalarının düzenli bir şekilde yürütülmesini kapsar. • Bir kaza olayı; kişilere veya malzemelere zarar vermeden önce yüzlerce kez tekrarlanabilir. Bu nedenle, kazaya neden olabilecek tehlikeli durum veya tehlikeli bir hareket, herhangi bir yaralanma veya hasara neden olmadan önce gerekli tedbirler alınmalıdır. Güvenlik yönetiminin anlamı, amacı da budur. • Etkili bir güvenlik yönetiminde, dikkate alınması gerekli temel unsurlar, üç ana başlık altında toplanabilir. - çevre güvenliğinin sağlanması, - iş güvenliğinin sağlanması, - çalışanların güvenlik konusunda bilinçlendirilmesi,
124
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Güvenlik Politikası
* İşyerlerinde, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşması şans eseri olmaz. Bu konuda bir politika oluşturulmalı ve bu politika aşağıdaki konuları kapsamalıdır. - İşyerinde tüm seviyelerde eğitim düzenlenmeli, özellikle iskele yapımında çalışan ve vinç operatörleri gibi, yapacakları hataların diğer işçiler için de tehlike oluşturacağı işlerde çalışan kişilere özel önem gösterilmelidir. - Tehlike riski yüksek olan çalışmalarda, güvenli sistem ve metotlar geliştirilmelidir. - Denetimle görevli personel ve kilit personelin görev ve sorumlulukları iyi belirlenmelidir. - Çalışanlar tarafından bilinmesi gerekli sağlık ve güvenlik bilgileri iyi düzenlenmelidir. - Güvenlik konusunda bir kurul oluşturulmalıdır. - Taşeron veya alt işveren seçimi ve kontrolü iyi yapılmalıdır.
Güvenlik Organizasyonu
* Yapı işyerlerinde güvenlik organizasyonu; İşyeri büyüklüğüne,
işin kapasitesine, istihdam sistemine ve hazırlanan proje tarzına göre belirlenmelidir. * İşyerindeki sağlık ve güvenlik problemlerinin çözümü için istatistikler, kayıtlar tutulmalıdır. * Taşeron kullanılan işyerlerinde sözleşmeler, taşeron tarafından alınması ve yerine getirilmesi gerekli görev, sorumluluk ve güvenlik tedbirleri belirtilerek yapılmalıdır. Bu güvenlik tedbirleri, özel güvenlik araç ve gereçlerini sağlama ve kullanmayı, özel görevleri güvenle sürdürmeyi, denetleme ve aletlerin uygun kullanılması gibi konuları da kapsamalıdır. * Eğitim; yöneticiler, denetçiler ve işçileri de kapsayacak şekilde, tüm seviyelerde düzenlenmelidir. Taşeron ve taşeron işçilerinin de işyerinde uygulanan güvenlik yöntemine uygun olarak eğitilmesi gerekir. * Aynı zamanda, tehlikeli çalışma ve uygun olmayan malzeme konusunda, işyeri yönetimini çabucak bilgilendirecek bir sistem olmalıdır.
* Sağlık ve güvenlik işleri, bu konuda yetkilendirilmiş belirli kişiler tarafından yürütülmelidir.
Güvenlik Sorumlusu
Her büyüklükteki tüm inşaat şirketleri veya firmaları, sağlık ve güvenlik konusunda, işyeri büyüklüğüne ve işin özelliğine göre, tam yetkili ve sorumlu bir veya birkaç personel istihdam etmelidir. Bu kişi veya kişiler, direkt olarak şirketin veya firmanın yetkili müdürüne bağlı olmalıdır. Bu kişilerin görevleri, aşağıdaki konuları kapsamalıdır. - Yönetimden, taşeronlara ve işçilere iletilmesi gereken bilgilerin akışını organize etmek, - İş güvenliği eğitimlerini organize etmek, yönetmek ve sonuçlarını değerlendirmek, - Sağlık ve güvenlik konusunda gerekli tedbirleri önerebilmek için, meslek hastalıkları ve kaza nedenlerini araştırmak ve incelemek, - Güvenlik kuruluna teknik
126
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
danışmanlık yapmak, - İşyeri ön planlama çalışmalarına katılmak. Bu çalışmaları yürütecek güvenlik sorumlusunun, konusunda yeterli eğitim ve tecrübeye sahip olması ve mesleki sağlık ve güvenlik görevlisi olarak tanınması gerekir.
Denetçiler
Yapı işyerlerinde; iyi bir planlama ve organizasyon ile yetki ve sorumlulukları tam olarak, açık bir şekilde belirlenmiş denetçiler, iş güvenliği yönünden temel unsurlardır. Denetçiler, ilk seviyede kontrol yapan kişilerdir. Bunlar formen, ekip başı veya ustabaşı olarak adlandırılabilir. Denetçilerden; sorumlu oldukları bölgelerde, aşağıda belirtilen konularda yönetime destek olmaları istenir. - Çalışma şartları ve ekipmanların güvenli ve yapılan işe uygun olması, - İşyeri güvenliğinin düzenli kontrol ve denetimi,
- İşçilerin yapacakları işler konusunda eğitimi, - İşyeri güvenlik önlemlerinin tam olarak alınması, - Uygun kaynak ve yetenekler kullanılarak ortaya çıkan problemlerin çözümü için en uygun yöntemin bulunması, - Gerekli kişisel korunma araçlarının hazır olması ve kullanılmasının sağlanması, * İşyerlerinin güvenli hale getirilmesi için, düzenli denetim ve gerekli olan araç ve gereçlerin sağlanması gerekir. *İşçilerin eğitimi de, onların çalışırken karşılaşabilecekleri riskleri tanımasını ve bunların üstesinden gelmelerini mümkün kılar.
İşçiler
İşçiler de, ahlaki ve aynı zamanda yasal anlamda, kendi ve diğer işçilerin güvenliği konusunda azami ölçüde dikkat göstermek zorundadırlar. İşçileri bu yönde motive etmenin çeşitli yolları vardır.
-İş başlangıcında; Görev bölümü, Yetki ve sorumluluk verilmesi, Güvenlik problemleri konusunda karşılıklı konuşma ve tartışma. Çevrede, kendilerinin ve diğer işçilerin güvenliğini tehlikeye sokacak herhangi olumsuz bir durumun olup olmadığının kontrolü.
Güvenlik Kurulu
Elliden fazla işçi çalışan işyerlerinde, bir iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturularak, oto kontrol sağlanmalıdır.
TÜRKİYE’DE İŞ KAZASI İSTATİSTİKLERİ HAKKINDA GENEL BİLGİ
İş sağlığı ve güvenliği konusunda sağlıklı saptamalar yapılarak, gerekli önlemlerin bilimsel incelemeler ve araştırmalar ışığında daha sistematik bir şekilde alınabilmesi ve yıllara göre değişimlerin izlenebilmesi için güvenilir sayısal bilgilere ihtiyaç vardır. Türkiye’d e yıllara ve sektörlere göre çalışan işçi sayıları, işyeri sayıları ve iş kazaları ile ilgili sayısal veriler, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından kayda geçilmektedir. Bu veriler, kuruma bağlı işyerlerinden elde edilen bilgiler olup, sigortalı olmayan işçiler ile ilgili verileri içermemektedir. Devlet İstatistik Enstitüsü de iş kazaları ile ilgili olarak SSK istatistiklerini kullanmaktadır. SSK istatistiklerinde, 43 faaliyet grubu(meslek kodu) tanımlanmıştır. İlgili yıl için işyeri ve sigortalı çalışan sayılarının, daimi iş göremezlik ve ölümle
128
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
sonuçlanan iş kazalarının meslek kodlarına göre sayısal dağılımlarına bu istatistiklerden ulaşılabilmektedir. Kazaların yaş gruplarına, işyerindeki sigortalı çalışan sayısına, hizmet sürelerine, iş saatlerine göre dağılımları ve benzeri bilgiler de bulunmakla birlikte bu bilgiler meslek kodu bazında olmayıp, Türkiye’d eki toplam kaza sayısının dağılımı biçimindedir. Bu nedenle SSK istatistiklerinde yer alan sayısal veriler meslek kodlarına göre yeterli ayrıntıda bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’d e inşaat meslek kodunda meydana gelen iş kazaları ile ilgili olarak, sadece iş kazası, daimi iş göremezlik ve ölüm sayıları elde edilebilmekte, özellikle inşaat iş kazalarının çeşitli faktörlere (kazazedenin yaşı, kazanın nedeni, haftanın kaçıncı iş günü, kaçıncı iş saati olduğu, şantiyenin büyüklüğü v.b.) göre sayısal dağılımları gibi yapı işlerinde iş sağlığı ve güvenliği araştırmalarına ışık tutabilecek detaylı bilgiler SSK istatistiklerinden sağlanamamaktadır.
Türkiye’de İş Kazalarının ve İnşaat İş Kazalarının Sayısal Durumu ve Bazı Karşılaştırmalar
SSK verilerine göre son 20 yılda Türkiye genelinde tüm sektörler toplamında: her yıl ortalama 112.235 iş kazası meydana gelmekte, 2.680 işçi kaza sonucu sürekli iş göremez duruma düşmekte, 1.110 işçi hayatını kaybetmektedir. İnşaat sektöründe:
her yıl ortalama 18.701 iş kazası meydana gelmekte, 494 işçi kaza sonucu sürekli iş göremez duruma düşmekte, 415 işçi de hayatını kaybetmektedir. Ölüm ile sonuçlanan iş kazası sayılarının ortalamasına baktığımızda ise Türkiye genelinde artış söz konusu iken, inşaat sektöründe ikinci on yılda düşüş gözlenmektedir. Ancak, inşaat sektöründe meydana gelen iş kazalarının ölümle sonuçlanması yirmi yıllık süreç içinde azalmış görülse de bu azalma bu sektördeki iş kazalarındaki azalmaya göre çok azdır, yani aslında kazaların ölümle sonuçlanması da artmıştır. Bu şu şekilde yorumlanabilir : hem Türkiye genelinde hem de inşaat sektöründe meydana gelen iş kazaları önemli ölçüde azalmış, ancak asıl ölümcül kazaların önlenmesi konusunda bir gelişme sağlanamamıştır. İnşaat sektöründe ölümle sonuçlanan iş kazalarının yıllar içinde hızlı bir azalma göstermesine rağmen halen Türkiye’d eki inşaat iş kazalarının önemli bir özelliği ölümle sonuçlanan kaza sayısının çokluğudur. Öyle ki, Türkiye’d e 2003 yılında meydana gelen tüm iş kazalarının % 10.7’si inşaat sektöründe meydana gelmekte iken, ölümle sonuçlanan iş kazaları için bu oran %33.8’d ir. Sürekli iş göremezlik ile sonuçlanan iş kazalarında bu oran %24.4’d ür. Ayrıca Türkiye’d e 2003 yılındaki tüm iş kazalarının % 0.01’i ölümle sonuçlanırken, inşaat iş kazalarının %0.03’ü ölümle sonuçlanmıştır.
Ahi Evran ve Ahilik Kültürü Anadolu’da Ahilik esnaf teşkilatının kurucusu olan büyük alim. İsmi Mahmud bin Ahmed el- Hoyi, künyesi Ebül-Hakayık lakabı Nasuriddin ünvanı Nimetullah’tır.
Doğum ve ölüm tarihleri kesin bilinmemektedir. Batı Azerbaycan tarafından bulunan Hoy kasabasında doğmuştur. Ahilik teşkilatının kurucusu olan bu büyük zat zamanın en büyük Alimlerinden Fahreddin-i Razi hazretlerinin derslerine devam ederek çeşitli ilim dallarından zahiri ilimleri öğrenmiş, diğer taraftan da Ahmet Yesevi hazretlerinin talebelerinden
130
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
tasavvuf ve gönül ilmini almıştır. Kısa sürede manevi olgunluklar ve yüksek derecelere ulaşmış, tevsir, hadis fıkıh, kalem ve tıp ilimlerinde derin bir alim ve büyük bir veli olmuştur. İnsanlara kardeşlik ve beraberliği aşılamak için hocası Evhadüddin ile birlikte Anadolu’ya gelmiş, burada hocasının kızı Fatıma Bacı ile evlenmiş ve Anadolu şehirlerini birer birer dolaşmıştır.
Bu arada yaklaşan Moğol istilasına karşı da Anadolu halkının metanetinin arttırılmasını ve teşkilatlandırılması için bütün gücüyle çalışmıştır. Hocasının vefat etmesi üzerine yerine geçmiş ve Kayseri’ye yerleşmiştir. Burada debbağık ( Dericilik) yaparak kendi elinin emeği ile geçimini temin etmiş ve halkı irşad etmeye devam etmiştir. Kendisine sorulduğu zaman Debbağlık sanatların en kutsalıdır. Çünkü sabır ve tahammül gerektirir demiştir. Ahi Evran daha çok esnaf ve sanatkarlar tarafından sevilmiştir. Burada hareketle hemen şehir ve kasabalarda kardeşlik manasına gelen Ahilik Teşkilatını kurmuş ve kısa zamanda Anadolu’nun büyük bir bölümünde toplanıp sohbet edebilecekleri, birbirlerinin ilimlerinden istifade edebilecekleri dergahlar yaptırmıştır. Bugünkü manada Esnaf teşkilatı diyebileceğimiz bu kuruluş esnafı bir çatı altında toplamış ve örgütlenmesini sağlamıştır. Bu arada Moğol istilasına karşı halkı uyarmaya ve istiladan kaçanlara yardım etmeye bütün gücüyle destek vermiştir. Onun bu kadar başarılı oluşundan ve çevresinin genişlemesinden rahatsız olanlar Anadolu Selçuklu Devleti’ne karşı yapılan bir olaya adını karıştırarak hapse girmesine neden olmuşlardır. Hapiste kaldığı beş yıl süre içinde Moğollar Kayseri’yi de istila ederek birçok kişiyi şehit etmişler ve hanımı
Fatıma Bacı’yı da esir almışlardır. Bu hadiseden sonra Ahiler Anadolu’nun her yanında Moğollara karşı amansız bir mücadele vermişlerdir. Ahi Evran hapisten çıktıktan sonra Kayseri’ye gitmiş, orada da Kırşehir ( Gülşehir)’e gelerek hayatının sonuna kadar burada kalmıştır. Burada Ahilik Teşkilatını köklendirip geliştirmiştir. Sanat, ticaret ve mesleğin olgun kişilik, Ahlak ve doğruluğun içiçe geçmiş bir alaşımı olan Ahiliği büyük kitlelere benimsetmiştir. Anadolu Türküne alın teri ile geçinme, başı dik, kendine güvenli ve minnetsiz yaşama yeteneği kazandırmış, bu ruhu onlara aşılamıştır. Kısa sürede etrafında fek çok insan toplanmıştır. Ahi Evran-ı Veli’nin 93 yaşında Kırşehir’d e vefat ettiği bilinmektedir. Daha sonraları bir kısım ahiler Osmanlı Beyliği’nin emrine koşmuşlar ve üç kıta’a da altı asır at oynatacak olan Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunda önemli rol almışlardır. Mesela bir Ahi Olan Şeyh Edebali kızını Osman Bey’le evlendirmiş ve onlara Ahilik yolunu öğretmiştir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda olduğu kadar yayılıp genişlemesinde de ahilerin çok büyük rolleri olmuştur. Hatta Osmanlı Ordusuna yetecek kadar ayakkabı, kılıç ve kalkan imal ettikleri gibi İmparatorluğun en sıkışık dönemlerinde İran’a olan borçlarını Ahi kooperatifi vasıtasıyla ödemişlerdir. Türk esnafının teşkilatlanması yönünde büyük hizmetler yapan Ahi Evran-ı Veli bütün bu hizmetlerinin yanında birçok eser de yazmıştır. Araştırmacılar ona ait yirmi bir eser tespit etmişlerdir. İşte onlardan bazıları: * Metali’ün-iman * Tebsrat’ül-Mübtedi ve Tezkiret’ülMüntehi, * Et-Teveccüh’ül-Etemm, * Menacih’i Seyfi, * Medh-Fakr ve Zamm-i Dünya. Ahilik, köylere, kasabalara kadar yayılan en küçük teşkilatından en büyüğüne kadar milli birlik
ve beraberliği, karşılıklı saygı ve sevgiyi, sosyal dayanışma ve yardımı temel alan ilkeler sayan el birliği, gönül birliği ve kardeşlik havası içinde din ve ahlak kurallarına sıkı sıkıya bağlı, köklü, sağlam, düzenli ve milli bir toplum kurmayı amaç bilen tarikat niteliğinde bir kuruluştur. Bu kuruluşa “ Fütüvvet” adı da veriliyordu. Kendine özgü töreleri ve zaviye adıyla tanınan dernekleri vardı. Üyeleri daha çok meslek sahibi esnaftan kişilerdi. Küçük sanatların gelişip yayılmasında, sanat erbabının geleneksel kurallara göre yetiştirilmesinde, ekonomik hayatın düzenlenmesinde büyük faydaları görülmüştür. Fütüvvet ve Ahilik’in tarihi eski olmakla birlikte, Anadolu’d a onun kurulması ya da teşkilatlanmasında Ahi Evran’ın öncülük ettiği söyleniyor ve Ahi Evran bu örgütün piri sayılıyordu. Ahilik, sanat, ticaret ve mesleğin olgun kişilik,ahlak ve doğruluğun iç içe girmiş bir karışımıdır. Ahi diye anılan kişi kesin olarak bir sanat, ticaret ya da meslek sahibidir. O, bununla beraber olgun, ahlaklı, merhametli, iyilik sever ve her işinde, her davranışında dürüst ve güvenilir bir kişidir. Ahi kelimesi Arapça’d an Türkçe’ye “ kardeş- birader” anlamı ile geçmiş ve Türkçede geniş kapsamlı bir kavram haline gelmesinin yanında “ cömert-yiğit” anlamlarını da kazanmıştır. Gerçekten de Ahilik’te cömertlik çok önemli ilkelerdendir. Ahilik; kahramanlık ve dini nitelikler içeren Fütüvvetnamelerin yanında 1000’e yakın düzenleyici kurala sahiptir. Bu kurallar sadece insanın dış dünyasını değil, iç dünyasını da düzenleyecek niteliktedir. Bu çerçeve içindeki düsturlar ise şöyledir :
“ELİNİ, SOFRANI, KAPINI AÇIK TUT, GÖZÜNÜ, DİLİNİ, BELİNİ BAĞLI TUT”
Ahilik, tasavvufi inançlar içinde hırsızlık ve haramdan uzak durmayı, namuslu olmayı, sır saklamayı, kötü söz söylememeyi telkin eden ahlaki prensipleri yaymış; iyi, doğru ve güzele dönük, kardeşçe yaşama ilkeleriyle Osmanlı Devletinin Sosyal ve Ekonomi düzeninde ilk esnaf teşkilatını kurmuş ve devletin yardımcısı olmuştur. Ahilikte kalfalığa geçişi sembolize ede8n “Şed Kuşatma” vardır. Ahi, birkaç iş ve sanatla değil, yeteneğine en uygun olan tek bir iş veya sanatla uğraşandır. Ahi, doğru olmalı, emeğiyle hak ettiğinden daha fazlasını kazanma yoluna sapmamalıdır. Ahi, işinin veya sanatının geleneksel pirlerinden, kendi ustasına kadar bütün büyüklere isten bağlanmalı sanatında ve davranışlarında onları örnek almalıdır. Ahi kazancını geçiminden arta kalanını, tümüyle yoksullara ve işsizlere yardımda kullanmalıdır. Bütün Ahilere yönelen düsturların yanı sıra, Ahiliğin, kadınlar kolu olan Bacıyan-ı Rum ( Anadolu Bacıları) için; aşına, işine, eşine sahip ol düsturu ayrıca önem kazanmıştır. Ahilik teşkilatının kurulaması ile şu sonuçlar doğmuştur : 1-Türklerin göçebe hayattan yerleşik hayata geçişini hızlandırmıştır. 2-Müslüman olmayan yerli halkın elindeki sanat ve ticaret hayatına Türklerin katılması ile bu konularda canlılık başlamıştır. 3-Türk esnaf ve sanatkarları arasında sıkı işbirliği ve karşılıklı yardımlaşma duygusu gelişmiş ve iyi ahlak kuralları halk arasında yayılmıştır.
Ahilik, kendi kural ve kurumları ile III. Ahmet ( 1703-1730) dönemine dek sürmüştür. 1727 yılında “Gedik” denen bir sistem uygulanmaya başlanmıştır. Bu tür esnaflık ve sanatkarlık 1867 yılına kadar devam etmiştir. Kırım Harbinden sonra I. Abdülmecid’in ( 1839-1861) 1856’d a yayınladığı “ Islahat Fermanı” ile Osmanlı İmparatorluğu’nun bütün uyruklarının her türlü sanat, ticaret ve meslekleri serbestçe yapabilmeleri kabul edilince 1860 yılında bütün “ Gedik Beratları” iptal edilerek Ahi teşkilatı da sona ermiştir.
Şed Töreni
Şed, görünüşte bir esnaf merasimidir. Anlatmak istediği mana hayatımızı kuşatan ihtiyaç maddelerinin mamul hale getirilişinde, kalite ve standart da muvaffak olunduğunu, kalite ve standart ölçülerine göre iş yapabilecek bir sanatkarın yetiştiğinin ilanıdır. Şed eğitilip yetiştirilen çırakların ustalık
132
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
icazetini aldıkları törende bellerine bağlanan pamuktan veya yünden yapılmış peştemale verilen addır. Beşe bükülüp üçe katlanan şed hurma yaprağından örülme tepsi içinde üçe katlanmış seccade ile birlikte törenin başı Ahi Baba’ya sunulur. Çarup çekme (süpürme), hediye verme, nasihat etme, el öpme törenlerinden sonra hazırlanan şed, usta adayının beline bağlanır mesleğinde kullanacağı aletlerden bazılarıyla sanat sırları verilir.
27. Ahilik Haftası Kutlamaları
Kırşehir’d e düzenlenen 27. Ahilik Haftası kutlamalarına Başbakan Ahmet Davutoğlu’d a katıldı. Davutoğlu konuşmasında “Allah bizi Ahi Evran’ın ahlakından ayırmasın. Elimize, dilimize, belimize, soframıza, kapımıza haram yaklaştırmasın diyerek başladığı konuşmasına “bir zerre haramdansa bin yıllık esareti, acıyı, sızıyı tercih ederiz” dedi.
Ahmet Davutoğlu: “Dedem ve babam bir ayakkabı ustasıydı. Kayınpederim de öyle. Biz ailede daha sofraya otururken Ahiliğin felsefesini öğrenerek oturduk. Sofra duasını okurken ve kalkarken, dükkanı açarken, dükkana sağ adımımızla girerken okuduğumuz ilk dua Ahi Evran’dan bu yana kadar gelen bir ahitleşmeydi. Haktan ayrılmayacaksın, kimseyi aldatmayacaksın, eline, diline, beline sahip çıkacaksın ve senin sözünde ahdi görecekler. Allah’a verilen ahdi, dürüstlük ahdini görecekler. İşte biz bu ahlakla bezenerek yola çıktık. Allah bizi Ahi Evran’ın ahlakından ayırmasın” dedi. Ahilik’te kalfalıktan ustalığa geçişin sembolize edildiği Şed Kuşatma Töreninin ardından, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ve TESKOMB Genel Başkanı Abdulkadir Akgül tarafından Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlun’a Şed kuşatılarak Ahilik kaftanı giydirildi.
İş Ahlakı Raporu Kamu Kurumlarıyla İlişkiler
134
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Rüşvet
Toplumlumuzda “çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz” diye yaygın bir kanaat vardır. Bu kanaate göre hemen tüm zenginler hakkında su-i zan yapılmaktadır. Sadece özel sektöre hizmet veren işletmeler, işlerini çok büyütememekte, aynı zamanda rüşvet vermek zorunda da kalmamaktadır. Kamu ile iş yapmak, işletme yöneticileri için kısa zamanda büyük karlar elde etmek; aynı zamanda referanslar kazanmak anlamına gelmektedir. Kamu yöneticileri ise duruma kendi gözlerinden bakmakta ve “çok büyük tutarlı” sözleşmelere imza attıklarını, bunun büyük bir sorumluluk olduğunu, bu kadar büyük tutarların döndüğü işlerden kendilerine dönen ya da kurumlarına dönen küçük meblağlardaki hediyelerin “rüşvet” olarak isimlendirilemeyeceğini iddia etmektedir. Ya da rüşvet olarak isimlendirse bile uygun bir açıklama getirebilmektedir. Özel sektör işletmeleri siyasi görüş ya da dünya görüşü olarak yakın buldukları kamu yöneticilerine yaklaşarak ihale almaya çalışmaları durumuna herkes kendi çevresinden örnek bulabilir. ıhalelerde kamunun kaynaklarının kullanılması söz konusu olduğundan kamu adına karar verenlerin daha hassas olmaları beklenmektedir.
Yolsuzluklar ve Ulusal Kurumlara Güven ılişkisi
Rüşvet sadece Türkiye’nin bir sorunu değildir. Bu sorun tüm dünya da geçerli bir sorundur. OECD 2011 yılı raporuna göre Türkiye şeffaflık açısından kendisinden daha gelişmiş bazı ülkelerden daha iyi durumdadır. Başka bir ifadeyle ülkemiz 34 OECD ülkesi arasında açıklık ve şeffaflık açısından 24. sıradadır. Bu sıralama 2007 verilerine göre sondan ikinci olan Türkiye’nin bu konuda oldukça mesafe kat ettiğini göstermektedir. OECD raporu aynı zamanda sosyal kurumlarına güvenen ülkelerde
rüşvetin daha düşük seviyelerde olduğunu göstermektedir. Türkiye dünyada düşük gelirli ülkelerle kıyaslandığında az rüşvet veren ülkeler sıralamasında daha iyi bir yere yerleşmektedir. Bu durum şunu anlatmaktadır : Ülkemiz insanı henüz rüşvete karşı olan hassasiyetini tamamen yitirmemiştir. Aile ve din gibi güçlü sosyal kurumlarımızın korumakta olduğu bu hassasiyetin kaybolmaması için, hem özel sektöre hem de kamuya düşen görevler bulunmaktadır.
Lobicilik
Lobicilik, bir işletmenin işlerini kolaylaştırmak ve kamuoyunda olumlu tutum geliştirmek için kullandığı bir halkla ilişkiler yöntemidir. Esas olarak lobicilik iyi niyetlidir ve işletmelerin kullanması hem işletme, hem toplum adına faydalıdır. Lobicilik yapmak için iş adamaları ve işletme yöneticileri kamu yöneticileri ve toplumun fikir önderleriyle görüşerek onların gözünde daha olumlu bir işletme imajı oluşturmak için çaba sarf ederler. Bu tür çabalar genellikle iş ahlâkıyla çatışmaz. Ancak, bazen iş adamları sırf kendi
kazançlarını artırmak için kamu yöneticileri ve fikir önderleri ile iletişime geçerler. ışte bu tür lobicilik iş ahlâkının dışında görülmektedir. Lobi faaliyetleri, bir satın almanın, ithalatın, ihracatın önündeki yasal engelin kaldırılması amacını taşıyabildiği gibi, bir ürünün kullanılmasını zorunlu hale getirmeyi de içerebilir. Her halükarda işletme kendi lehine bir düzenleme yapılması için kamu adına karar verenleri etkilemeye çalışmaktadır. Halkın da faydasına olan bir düzenleme için lobi faaliyetleri yapmak normal karşılanabilir. Ancak halkın zararına ve işletmenin yararına düzenlemeler için lobi faaliyetleri yapmak, ahlâki zaafın göstergesidir.
Çalışanların İş Ahlâkına İlişkin Konular
İşletmelerin çalışanlarına karşı ahlâki sorumlulukları olduğu gibi çalışanların da işletmelere karşı ahlâki sorumlulukları bulunmaktadır. Bu sorumluluklar doğrudan iş sözleşmesinde yazılı olabileceği gibi, yazılı olmayan hususları da kapsayabilir. Çalışanların işletmeye karşı ahlâki sorumlulukları birkaç başlık altında incelenebilir.
Sözleşme hükümlerine uygun hareket etme
Genellikle işletmelerde çalışanların iş sözleşmesi hükümlerine uygun olarak çalıştıkları var sayılmaktadır. Bu durumda çalışanın sorumlulukları bu alanla sınırlanmış gibi anlaşılabilir. Sözleşme hükümlerine uyulmasının temel ahlâki sorumluluk olduğu, sözleşme gereği yapılan davranışların sorumluluğunun da işveren olduğu şeklinde düşünülebilir. Bu durumda sadece yöneticinin talimatlarına uyulması çalışanı ahlâki sorumluluktan kurtarmayacaktır. Bireyin kendi yaptığı işlerin ahlâki sorumluluğunu yüklenmesi gerekmektedir. Çalışanların işletmelerine karşı sorumlulukları ancak meşru görevlerin yerine getirilmesi konusunda geçerlidir. Diğer yandan, işverenin iyi niyetinden veya denetim eksikliğinden faydalanılarak işe geç gelmenin alışkanlık haline getirilmesi, işyerine ait araç gereç ve malzemenin hor kullanılması, verilen işleri yapmamak için mazeretler üretilmesi, gereksiz yere rapor alınarak işe gelmeme.
136
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
Kaytarma, işin yapılması ile ilgili bilgi ve becerilerin kasıtlı olarak geliştirilmemesi gibi uygulamalar da çalışanlardan kaynaklanan ve bu başlık altında değerlendirilebilecek ahlâki problemler arasında sayılabilir.
Haksız menfaat temin etmeme
Çalışanlar işlerini yürütürlerken bazı durumlarda işletmenin zararına olmayacak biçimde çalışmak durumundadırlar. Ancak bazen işletmenin zararına olmayan bazı menfaatlerin temin edilmesi de mümkün olabilir. Buna bahane olarak alınan ücretin çalışmanın tam karşılığı olmadığı gibi bahaneler de üretilebilir. Her ne şekilde meşrulaştırılmaya çalışılırsa çalışılsın, çalışanların haksız menfaat sağlamaya çalışmaları ahlâki açıdan problemli bir durumdur. Bunun doğrudan rüşvet biçiminde olması ile ufak tefek hediyeler, çeşitli ikramlar ve yolculuk, tatil, gezi teklifleri biçiminde olması arasında; hırsızlık ile müşteri tarafından unutulan eşyaların sahiplenilmesi ve işletmeye ait yazılımların
kopyalanması arasında ancak çok ince sınırlar bulunmaktadır. ışyerine ait araç gereç ve malzemenin şahsi amaçlarla kullanımı, çalışma arkadaşlarının başarılarının sahiplenilmesi, şahsi hataların başkalarına yüklenmeye çalışılması gibi uygulamalar da haksız menfaat temini sağlayan ahlâk dışı davranışlardandır.
Bilgi Paylaşımı Ve Güvenliği
ışletmeler yaptıkları işin gereği olarak çalışanları ile çeşitli bilgileri paylaşmak durumundadırlar. Ya da çalışanlar görevlerini yerine getirirken işletme ile ilgili çeşitli bilgiler elde ederler. Bu bilgilerin bir kısmı formüller, patentler, derlenen bilgiler ve buluşlar gibi şirkete ait ticari sırları içerebilir. Bu sırların saklanması zaten hukuki bir zorunluluktur. Ancak bazen çalışanların bir işin yapılmasını öğrenmeleri bile şirkete ait bir bilgi kapsamında değerlendirilebilir. ışi öğrenip başka firmalara gitmek ahlâki açıdan problem olarak kabul edilebilir. Diğer yandan şirket içerisindeki bazı durumların dışarıya bildirilmesi genel olarak olumsuz karşılanırken, yasal
yeni gelişmeler nedeniyle yasal düzenlemelerin dışında kalabilmektedir. Yasal düzenlemenin yetersiz kaldığı ya da hiç bulunmadığı alanlarda iş adamı nasıl davranacaktır? Bu konuda kişi daha önce edindiği ahlâki ilkelerin etkisi altında vicdanıyla baş başa kalacaktır. Bazen yasal olduğu halde yapılabilecek bir iş veya faaliyet kamu zararı doğurabilmektedir. ışte bu tür durumlarda iş adamları muhakeme yaparak doğru karar vermekle sorumlu olmaktadırlar.
Kayıtdışılığın getirdiği sorunlar
olmayan bir durumun açıklanması konusunda çalışanlar ahlâki ikilem içerisinde kalabilirler. Son olarak, şirkete ait mali bilgilerin ve stratejik kararların da saklanması gerekmektedir. ıçeriden öğrenenlerin ticareti olarak bilinen bilgi sızdırmaların kapsamı konusunda da hukuki veya ahlâki oluşu açısından sınır belirlenmesi her zaman kolay olmayabilmektedir.
Kamu Hakkı Doğuran İş Ahlâkı Konuları
İşletmeler, yer aldıkları ülkelerin ekonomik sistemleri içinde işleyen çarklardan birisidir. Ülkenin ekonomik sistemi de sosyal ve kültürel sistemleriyle organik bağ içindedir. Şu ya da bu şekilde çarkın düzenli işlemesine bilerek ya da bilmeyerek engel olacak her davranış sistemin işleyişine zarar verecektir. Çarklardan birinin yavaş çalışması, durması ya da gerekenden hızlı çalışması tüm sisteme zarar verecektir. Üstelik diğer çarkların daha fazla çalışmasına ve sistemden faydalanacakların daha az fayda elde etmesine neden olacaksa bu tür davranışlar normal davranış olarak kabuk edilemeyecektir. İşte ülkenin ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyal boyutlarını doğrudan veya dolaylı etkileyen iş
138
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
dünyası ahlâk dışı faaliyetleriyle tüm toplumu etkilemektedir. Ahlâk dışı davranışların ne olduğuna göre bu etki doğrudan ya da dolaylı, büyük ya da küçük olabilmektedir. Kısacası tüm ahlâki olmayan davranışlar toplumu ve kuruluşlarını etkilemektedir. Kamu hakkı doğuran bazı iş ahlâkı konuları aşağıda sıralanmaktadır. İş Hayatında Kamu Hakkı Doğuran Ahlâki Problemler şöyle sıralanabilir. •Yasal boşluklardan yararlanmaya çalışma •Toplumsal kaynakların israf edilmesi •Doğal çevrenin kirletilmesi •Enerji ve su gibi kaynakların bedel ödenmeksizin kullanılması •Sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarını artıracak uygulamalar •Vergi kaçırma •Kamu teşviklerinden ve muafiyetlerinden haksız yararlanma •Kamu teşviklerini amaç dışı kullanma
Vicdani sorumluluk – yasal sorumluluk
Yasalar kamunun menfaatini korumak için yapılmış düzenlemelerdir. Ancak bazı alanlar bu düzenlemeler için istisna olabilmekte veya
Kayıt dışılık, haksız rekabet oluşturmanın ötesinde kişinin ya da kuruluşun devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması anlamına gelmektedir. Kayıt dışı çalışmaları nedeniyle vergi vermeyen ya da daha az vergi verenler, halkın devletten daha az, ya da daha düşük kalitede hizmet almasına neden olmaktadır. Zaman zaman bu tür kişilerin “devlet gerçek hizmet verse ben de vergi kaçırmam” gibi savunmalara başvurmaları, bu söylenenin “bahane” mi yoksa gerçek mi olduğu konusunda kuşkular doğurmaktadır. Kayıt dışılık sadece vergi kaçırma şeklinde değil, küçük yaşta işçi çalıştırma, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, sigorta primlerinin ödenmemesi, sigortasız işçi çalıştırma şeklinde de olabilmektedir. Bazı işletmelerin profesyonel yöneticileri belge üzerinde aldıkları ücretleri düşük göstermekte, aslında daha yüksek olan ücretlerini ise k ayıt dışı şekilde almaktadır. Bu durum güncel bir şekilde uygulanmaktadır. Alışverişlerden sonra verilmesi gereken KDV fişleri iş adamlarımız tarafından mümkün olduğunca verilmek istenmemektedir. Böylece hem KDV ’d en hem de gelir vergisi matrahın artırılmasından kaçınılmış olmaktadır. Hemen her işletme sahibi bu tür davranışlarını meşrulaştırmak için bahaneler bulabilmektedir. Sonuç olarak kayıt dışı çalışmanın bedeli, aynı ücret
için daha fazla, aynı hizmeti almak için daha fazla ödeme şeklinde tüm ülke vatandaşları tarafından ödenmektedir. Bu duruma sebep olan işletme milyonlarca kişinin hakk ını gasp etmiş olmaktadır.
İş Hukuku İş Güvenliği
İşletmeler, karlılığı ya da potansiyeli yüksek alanlara yatırım yapmak istemektedir. Örneğin ülkemizde son yıllarda gemi yapım (tersanecilik) sektörü oldukça hızlı büyümektedir. Bunun sonucu olarak sektör dışarıdan hızla işçi almakta ve sektörde çalıştırmaktadır. Siparişlerin çokluğu da hızlı çalıştırmayı gerektirmektedir. Ancak bu kadar hızlı büyüyen bir sektörde gerekli nitelikleri taşıyan işçi bulmak zor olduğu gibi, işin gerektirdiği iş güvenliği önlemlerini almak için de yeteri kadar özen gösterilememektedir. Bu durum 2008 yılı başlarında
140
Nalbur Teknik.com / Ekim’14
tersanelerde meydana gelen iş kazaları sonucu gerçekleşen ölümlerin dikkat çekici boyutlara ulaşmasına neden olmuştur. Ulaştırma Bakanının verdiği bilgiye göre 2002-2008 yılları arası tersanelerde iş kazası sonucu ölüm sayısı 58 kişidir. İşçilerin yeterli iş güvenliği tedbirleri alınmadan çalıştırılmaları sonucu gerçekleşen neredeyse kitlesel ölümler 2008 yılından sonra da devam etmiştir. 2010 yılında Adana Kozan’d a baraj inşaatı sırasında baraj kapağının patlaması sonucu 10 işçinin, 2011’d e Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde kömür sahasında toprak kayması sonucu 10 işçinin. Yine 2011 yılında Ankara Ostim Organize Sanayi Bölgesi’nde bir patlama sonucu 20 işçinin, 2012 yılında ise İstanbul’un Esenyurt ilçesinde bir AVM inşaatında çalışan 11 işçinin inşaat alanı yakınında uyudukları çadırda yanarak hayatını kaybetmesi
olayları hala hafızalardır. Hemen her gün gazete ve televizyonlarda inşaat göçükleri, patlamalar sonucu yaralananların ve ölenlerin haberleri yer almaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kayıtlarına göre 2013 yılı itibariyle ülkemizde her gün 172 iş kazası meydana gelmekte, her gün 4 ölüm ve 6 sürekli iş göremezlik durumuyla karşılaşılmaktadır. İş kazalarının ülkemize yıllık maliyeti ise 7.7 milyar liradır. Katma değer katmak ve evine ekmek götürmek için çalışan insanların, gerekli önlemler alınmaması nedeniyle, iş göremez duruma düşmeleri veya hayatlarını kaybetmelerine neden olmak oldukça ağır bir sorumluluktur. Gelişmiş toplumlarda iş kazalarının neden olduğu kayıpların boyutu çok önceden kavranmış ve bu konudaki bilinç düzeyi, iş güvenliği önlemlerini zamanında almayı getirmiştir.