1
2
3
VİLEROY BOCH
4
5
6
7
8
9
10
11
pierre cardin
12
13
14
15
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Design City Bursa 2013 Yaratıcı Endüstriler Buluşması Uzun bir süredir üzerine çalıştığımız, her noktasıyla bizi heyecanlandıran projemiz için artık sona geldik. İsimler netleşti, mekanlar organize edildi, haritalar çizildi. Şehrimiz adına büyük bir tasarım hareketi olacak Design City Bursa için ajandalarımıza notumuzu aldık.
Fatoş Altıntaş Yılmaz Yayın Yönetmeni f.yilmaz@artimekan.com
4-5 Ekim günleri kimseye randevu vermeyin istiyoruz. Bursa sokaklarında tasarımcılar kol gezecek çünkü… Şehrin tarih notlarına geçmiş her noktasını ve yarınlara kalacak yeni yüzünü görmeye, gezmeye ve anlatmaya geliyorlar. 10 tasarımcı 10 nokta 20 fotoğraf denkleminden yola çıktığımız projemiz yaratıcı endüstrilerin köşe başlarını tutan uluslararası başarılara imza atmış isimlerden oluşuyor. Ellerinde şehir haritaları ile başlayacakları yolculukları günün sonunda sunuma hazır özel bir hikaye ve aynı zamanda çok değerli bir arşive dönüşecek. Ertesi gün gerçekleştirecekleri sunumlarla Bursa’nın masaya yatırıldığı yaratıcı beyinlerin randevusu, akşamında tasarımcılarımızın katılacağı design party ile son bulacak. Her tasarımcının kendi objektifinden gördüğü Bursa ile yüzleşmeye, daha iyisi için hep birlikte düşünmeye, sorular sormaya hazırsanız randevuyu kaçırmayın…
Dergimiz artık ulusal… Design City Bursa gibi çok özel bir projeye imza atan dergimizin duyduğu gurur ve mutluluğa kocaman bir mutluluk daha ekleniyor. Bu sayımızla birlikte İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Antalya, Trabzon, Samsun, Mersin, Denizli, Bodrum, Çeşme D&R’larında dergimizi bulabilirsiniz. Yeni projeler ve yeni gelişmelerle gelen yepyeni bir mevsimi karşıladığımız yeni sayımızla merhaba Türkiye… facebook.com/designcitybursa twitter.com/designcitybursa www.designcitybursa.com
16
17
içindekiler art’› mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
İÇİNDEKİLER AJANDA 24 YENİ TASARIM 30 SADE TASARIM 36 ETKİNLİK 38 ZEYNEP YILMAZ ARTINTERNATIONAL İSTANBUL
42
GİZEM ÖNÜRMEN JAPON STİLİ EV TASARIMI
48
ESRA TOSUN ROKA LONDRA
DEKORASYON 52
MEKAN MAXIMUS CAFE SERRA-İ SULTAN LAST POINT
66 94 72
EV-ŞEBNEM BUHARA EV-SİNEM ERENUS MUHTAR EV-ALİ İSKEÇELİ EV-MAHMUT BÜLBÜL
132 138 148 154
OFİS-FİLİZ BÜR OFİS-ÖZLEM TOKERİM
68 102
OTEL DOSYA İSKANDİNAV MOBİLYALAR 86 BANYOLARDA YENİ TASARIMLAR 104 TASARIMDA KADIN İZLERİ 122
SÖYLEŞİ DENİZ TUNÇ NUKHET TAŞMAN
art’ı MEKAN Dekorasyon ve Mimarlık Dergisi Barış Mh. Tutkun Sk. Çelikay Sit. D Bl. No.18 İhsaniye / BURSA Tel.: 0 224 452 99 63 18
Sahibi Altıntaş Yayıncılık adına Fatma Altıntaş YILMAZ
76 114
Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Müdür Fatma Altıntaş YILMAZ fatos@altintasyayincilik.com
BAYLOSUITS D-MARİS OTEL
160 164
MAĞAZA RB SHOWROOM
44
DEKORASYON IKEA ALİ İSKEÇELİ
Editör Mihriban CiCi TAYLAN mihriban@artimekan.com
58
Görsel Yönetmen Zeynep BERİŞ zeynep@altintasyayincilik.com
Mehmet ARDA
Yayın Kurulu Adnan SERBEST Atilla KUZU Levent ÇIRPICI Kunter ŞEKERCiOğLU Esat FİŞEK Zeynep YILMAZ
İstanbul Temsilcisi Gözde SEVEROĞLU Londra Temsilcisi Esra TOSUN Viyana Temsilcisi Gizem ÖNÜRMEN
Baskı MEGA BASIM YAYIN Cihangir Cihangir Mah. Güvercin Cad. No: 3/1 Baha İş Merkezi A Blok Kat:2 34310 Haramidere / İstanbul Tlf : 0212 412 17 00 Serftifika No: 12026
Baskı Yeri- İstanbul Baskı Tarihi - Eylül 2013
Syf 76
Syf 114
Syf 132 Fotoğraf Semih URAL semih@altintasyayincilik.com
Yerel Süreli Yayın Eylül - Ekim 2013 Yazı ve Fotoğrafların Tüm Hakları art’ı MEKAN Dergisi’ne, Yayınlanan ilanların Sorumluluğu ilan Sahiplerine Aittir. 19
20
21
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
EDİTÖRden Yaz sonuyla sonbahar başlangıcının birbirine karıştığı günleri yaşıyoruz. Ne sıcak, ne soğuk havalar… Sonbaharı severim. Havalar bunaltmaz, gün hala geç kararır, bazen ürperip üzerine bir şeyler almak istersin, bazen ilham gelir şair olduğunu zannedersin ve hala tatil için son bir umut vardır. Şehir hareketlenir, etkinlikler artar ve daha çok eve kapanır insan.
Miriban Cici Taylan mihriban@artimekan.com
Yazın rehavetinden kurtulup evde değişiklik yapmak isteyenlerin zamanı da gelmiş olur artık. Bazen evdeki küçük bir değişiklik, büyük bir mutlulukla sonuçlanır. Uzun zamandır hayalini kurduğun bir koltuğa uzanmak, yeni duvar rengine göre yeni çerçeveler seçmek, banyodaki yeni seramiklere hayran olmak… Siz de eviniz ve kendiniz için yeni bir şeyler yapın bu sonbahar. Melankolik havalara inat renkli, eğlenceli ve canlı mekanlar yaratın evinizde. Eve girdiğinizde kendinizi özel hissedeceğiniz mekanlar yaratın, sizi yansıtan yeni bir dekorasyon deneyin, hiç düşünmediğiniz bir rengi kullanın… Yeni başlangıçlar, hayattaki yenilikler her zaman iyi gelir insana. Ben kendi adıma heyecanlı bir kitabın sonuna geliyor gibiyim bu ay. Kitap bitecek ama yerini minik bir heyecan alacak. Sizin de hayatınızda heyecanlar ve yeni başlangıçlar hiç bitmesin…
22
23
BEBEKLER‘’Softy’’ İLE DAHA HUZURLU
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
ajanda
Bebek, çocuk ve genç odalarının öncü markası Çilek, güvenli ve eğlenceli tasarımlara sahip bebek odalarıyla ailenizin en küçük üyelerine ilk günden itibaren kucak açıyor. Yeni bebek odası Softy tasarımı ile hem kız hem de erkek çocukların odalarını süslüyor. Adını kullanılan yumuşak dokulu malzemeden alan Softy, şık tasarımı ve soft rengi ile çocuğunuzun uzun yıllar kullanabileceği bir oda kurma imkanı sunarken, modern ve klasik tarzın birleşimiyle annelerin zevkine de hitap ediyor.
DEKORASYON VE RENGE DAİR HER ŞEY FİLLİ BOYA İLE “EVİMLE BEN” DE!
Yenilikçi ve öncü kimliğiyle Filli Boya, yepyeni dijital platformu “evimleben.com”u hayata geçirdi. Evimle Ben’de “Tam Evime Göre” diyebileceğiniz sayısız tasarım, stil ve renk keşfedilmeyi bekliyor. Evinize dair en yeni renk ve dekorasyon trendleri, ilham veren fikirler ve pratik çözümlerle yayın hayatına başlayan evimleben.com, yaşam alanlarına bambaşka çözümler üretmenin formülünü sunuyor.
SERTEX, MAVİ YOLCULUKTA DA SİZİNLE
Geliştirdiği teknolojilerle hayatı kolaylaştıran Sertex, Contract serisi ile yat, gemi ve tekne döşemeliklerinde farklı tasarımlar sunuyor. Üstün teknolojiyle oluşturulmuş ürünler su geçirmez, kolay temizlenebilir, güç tutuşur, güneş haslığı ve klor haslığı kazandırılmış özellikleriyle uzun ömürlü bir kullanım sunuyor. Hem iç hem de dış mekanlarda ihtiyaç duyulan tüm teknolojik özellikleri sunan Sertex, yüksek UV dayanımı olan, kolay temizlenebilir, su geçirmez ve klor haslığına sahip döşemelik ürünleriyle öne çıkıyor.
NUEV’DEN “RENK DEĞİŞTİREN” YATAK Yenilikçi tasarımları ile mobilya sektörüne farklı bir bakış açısı kazandıran Türkiye’nin ilk ve tek sadece online mobilya markası NUEV, yatak odalarının havasını değiştiriyor. NUEV, ayrıca alabileceğiniz ve rengini zevkinize göre seçebileceğiniz, Union Yatak Kılıfı ile yatak odalarını renklendirerek sıradanlığa son verecek. Lazzoni firmasının online markası NUEV, evleri hem kullanışlı hem de modern hale getirmek için tasarım mobilyalarına her geçen gün bir yenisini daha ekliyor. NUEV, bu kez yatak odalarını hep aynı renk görmekten sıkılanlar için renk seçenekleri bulunan özel tasarım yatak kılıflarını geliştirdi.
24
An ka r a C i n n a h C a d d es i N o : 1 Çankaya T: 0 312 4 27 7 1 30 ankara@ dorya.com .tr B u r sa E sk i M ud a n y a Y o lu S i r ke ci Evle ri No: 4 /29 Bade m li T: 0 224 54 9 01 25 burs a@ dorya . com.tr İstanbu l S ü l e y m a n S e b a C a d d es i N o : 3 7 & 3 9 A kare tle r Be ş iktaş T: 0 212 258 8 5 7 0 is tanbul@ dorya .com.tr İ zm i r Plevn e B lv. 1 5 / A A ls ancak T: 0232 4 21 9 2 6 0 iz m ir@ dorya.com .tr For all international inquiries contact Dorya USA : 501 Brickel Key Drive No: 503 Miami, FL 33131 USA T.+1 305 373 4446 info@dorya.us 25
MARSHALL VİOLETLERİ GİZEMLİ BİR EYLÜL’E GÖZ KIRPIYOR
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
ajanda
“Renklendir Hayatı” sloganı ile insanların hayatına renk katmaya devam eden AkzoNobel Marshall, uluslararası çapta yürüttüğü araştırmaları sonucunda belirlediği 2013 Teması, Renk Paleti ve Renkleri ile hayatı renklendirmeye devam ediyor. Marshall 2013 Renk Ailesi’nde yer alan çiçeksi ve kadifemsi violetler, içlerindeki gizemi evlere taşıyor. Marshall 2013 Violet Paleti’ndeki anahtar renk, bukalemun gibi renk değiştirmesiyle ilgi çekiyor. Bu rengi sarılarla kullanınca farklı, pembeler ile eşleştirince bambaşka bir atmosfer yakalamak mümkün oluyor.
NOLTE’DEN, MUTFAKLARIN HER SANTİMİNİ DEĞERLENDİREN ÇÖZÜMLER… Nolte, modern dolap sistemleri ile günlük mutfak yaşamına düzen getiriyor. Mükemmel planlanmış sürgülü kasalar ve çekmeceler, iç düzenlemeler ve mükemmel detaylar mutfağı en verimli şekilde kullanmanızı sağlıyor. Böylece fazla çaba harcamadan mutfağınızda istediğiniz şeye ulaşmanız da mümkün oluyor. Değişik genişlikteki çekmeceli dolaplar, mutfağınızdaki alandan en uygun şekilde yararlanmanız için harika bir fırsat yaratıyor.
PUFFY NEVRESİMLER İLE YATAĞINIZ RENKLENİYOR Sağlıklı ve doğal bir hammadde olan %100 pamuktan yapılmış nevresim takımlarının hava geçirgenliği kumaş yüzeyindeki ipliklerin oluşturduğu doku sayesinde yüksektir. Uzun süre dayanıklılık sağlayan 57 tel sık dokumasıyla yumuşacık gerçek ranforce kumaştan üretilmiş Ranforce Plus Nevresim Takımları, farklı renk ve desenleriyle her zevke ve her yatak odasına uyum sağlıyor.
ÇOCUK ODALARI RASCH’IN YENİ KOLEKSİYONU PICCOLO İLE RENKLENİYOR HannaHome’un Türkiye temsilcisi olduğu Rasch markasının yeni çocuk koleksiyonu Piccolo, çocuklara kendilerini özel hissettirecek farklı renk ve desenlerde duvar kağıdı seçenekleri sunuyor. Böylece çocuklar, keyifle oyun oynayabilecekleri, hayal dünyalarını geliştirebilecekleri odalara kavuşuyor. 26
27
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
ajanda
NEBRİNA VE ELHAMRA’NIN MÜKEMMEL UYUMU
Kale’nin, geleneksel detayları kullanarak mutfakta güncel fonksiyonelliği yakaladığı Nebrina koleksiyonu, Kalebodur’un, geçmişin izlerini taşıyan karo çini koleksiyonu Elhamra ile aynı mekanda buluşuyor. Mutfak mobilyası koleksiyonu Nebrina’nın bulunduğu mutfağın duvarlarında Elhamra karolarının kullanılması, her iki koleksiyonun kusursuz uyumunu gözler önüne seriyor. Kale, Nebrina mutfak mobilyası ile country tarzın sıcak ve keyifli ortamlarını mutfaklara taşıyor. Geçmişe göndermeler yapan Nebrina bir o kadar da günümüzün modern kullanım detaylarını tüketicilerin beğenisine sunuyor.
HOTPOINT ANKASTRE FIRINLARLA LEZIZ KURABIYELER! İtalyan tasarımını üstün teknolojiyle buluşturan Hotpoint’in ankastre fırını yeni Dual Flow Sismemi’yle havayı fırının her noktasına ve her seviyesine eşit bir şekilde yayıyor. Bu sofistike teknoloji sayesinde anneler okuldan dönen çocuklarına, hem damak tadına hem göz zevkine uygun, leziz kurabiyeler pişirebilecek. Böylece, Hotpoint fırınlarda tam kıvamında pişmiş kıtır kıtır kurabiyeler sayesinde çocuklar artık pastaneden ve marketten alınmış hazır kurabiyeleri unutacak.
SALONUNUZDA HİÇ ESKİMEYEN BERJER MODASINA YER VERİN…
Berjerler zamanın trendleri ne kadar değişirse değişsin modası geçmeyen parçaların başında geliyor. Eski klasik modellerinin yanı sıra günümüze uyarlanan sade ve modern tasarımlıları büyük beğeni topluyor. Tuna Ev’in Point Berjeri modern tasarımıyla evinize ayrı bir şıklık katıyor. Özellikle evin en güzel manzaralı kısmına konulan iki adet berjer koltuk sevdiğiniz kişiyle yapacağınız hoş sohbetlerin ve doyumsuz kitap okuma saatlerinin en gözde yeri oluyor. Siz de evinizde kendinize özel bir alan yaratmak istiyorsanız bir berjer koltuk ve bir sehpa sizin için yeterli olacaktır...
SICAK YEMEKLERİN SIRRI WOLF ISITMA ÇEKMECESİNDE SAKLI İşlevselliği sayesinde tüketiciye maksimum verim sağlayan ankastre ürünler artık mutfakların vazgeçilmezi haline geldi. Dünya çapında profesyonel ve amatör şeflerin tercihi olan Wolf ankastre ekipmanlarının en kullanışlı üyesi ısıtma çekmeceleri, şıklığı ile mutfak dekorasyonunu tamamlarken pratikliği ile de hayatı kolaylaştırıyor.
28
technology with style
Y
İ N E
TR4110P •177 Lt Toplam Hacim •3 Farklı Fırın
•7 Gazlı Pişirme Bölümü •Dijital Saat ve Programlama
Smeg Victoria Serisi Kuzine www.bogaziciithalat.com.tr
0212 251
0707
29
NATHALIE KOLTUK TAKIMI’YLA EVİNİZ ARTIK DAHA GENİŞ
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
yeni tasarım
Yataş Grup’un farklı zevk ve ihtiyaçlara cevap veren mobilya markası Enza, ürün portföyüne yeni eklediği Nathalie Koltuk Takımı ile şıklık ve fonksiyonelliği bir arada sunuyor. Enza’nın geleneksel kalite anlayışı ve tasarımdaki titizliğinin en son ürünü Nathalie Koltuk Takımı, salonları geniş gösteren tasarımıyla küçük metrekareli evlerde bile ferah bir hava yaratıyor. Gövdesinde tay tüyü desenli kumaş kullanılan, değişik renk ve boylardaki kırlentlerle hareketlendirilen ve zenginleştirilen tasarım, kendi yorumunuzu katma fırsatı da veriyor.
PHILIPS ORİJİNAL MİNİ RADYO İLE GEÇMIŞTEN GELECEĞE MÜZİK İLE BAĞLANIN 1955 model efsanevi Philips radyonun tasarımından ilham alan, iPod veya iPhone’unuzu aynı anda çalan ve şarj eden Philips Orijinal Mini Radyo, güçlü ve derin bas sesleri ile müzik keyfinizi ikiye katlıyor. Kılıfında olsa bile tüm iPod ve iPhone ürünlerinin bağlanabildiği Orijinal Mini Radyo, müzik zevkini kesintiye uğratmadan şarj da ediyor. Akılcı bir tasarıma sahip olan yaylı dock bağlantı portuna, özel adaptör gerektirmeden tüm iPod veya iPhone cihazları takılabiliyor. Dahası, kılıf takılıyken bile çalıştığından size sadece iPod veya iPhone’unuzu takmak kalıyor.
MODA SERISININ YENI ÜYESI MODA VIONA
MUTFAĞINIZIN PARLAYAN YILDIZI; VANUCCI PLATINO
Göz alıcı mutfakların önde gelen markası Vanucci, Platino ile mutfaklarda şıklık ve fonksiyonelliği bir arada sunuyor. Parlak lake dokusuyla mutfaklara ışıltılı ve estetik bir görsellik kazandıran Vanucci Platino, desenlerindeki özel el işçiliği sayesinde mutfak mobilyasında fark arayanlara özel bir alternatif sunuyor. Çeşitli renk alternatifleri de bulunan Platino, yenilikçi ve fonksiyonel özellikleriyle hayatı kolaylaştırmak için yaratılmış. 30
Elektrik sektörünün öncü firmalarından ELBİ Elektrik, farklı ihtiyaçlara değişik alternatifler sunan ürün serilerine bir yenisini daha ekledi. Anahtar ve prizde modüler segmentine “moda” dokunuşu yapan ELBİ Elektrik, son olarak Moda Viona serisini kullanıma sundu. Metal çerçeveli tasarımı ile ön plana çıkan Moda Viona 5 farklı çerçeve rengi ve 6 farklı renk bordür seçeneği sunuyor.
31
DAYDREAM KOLEKSİYONU’NDAN GİZEMLİ DETAYLAR…
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
yeni tasarım
Dünyaca ünlü markaların en yeni koleksiyonlarını müşterilerinin beğenisine sunan Fatih Kıral Mobilya’dan “Daydream” koleksiyonu. Giorgio Collection ‘’Daydream’’ koleksiyonunda yemek odasından oturma odasına, yatak odasından aksesuara kadar birçok seçenek yer alıyor. Mobilya ve uygun aksesuarlarında en ince ayrıntıyı bile kaçırmayan Giorgio Collection abanoz kaplamanın kalitesini ürünlerine yansıtıyor. ‘’Daydream’’ koleksiyonun sade ve elegant modelleri sizi farklı kılarken, şık anlayışının da sizi etkilemesi kaçınılmaz oluyor.
KOLEKSİYON’DAN YEPYENİ KANEPE SEÇENEKLERİ!
Hem evini hem de ofisini yenileyeceklere zengin kanepe seçenekleriyle yeni bir soluk getiren Koleksiyon, içinde bulunduğumuz coğrafyaya ait eşsiz izleri taşıyan modelleriyle dikkat çekiyor. Faruk Malhan imzalı yeni mobilya ailesinin üyelerinden Babil Serdiyar kanepe, yüksek sırtlı yapısı ile kendinizi dinleyebileceğiniz, dinleneceğiniz, rahat ve özgür bir ortam yaratıyor. 500 yıllık kadim bir medeniyetin estetiğini ve desenlerini sergileyen Babil Serdiyar kanepe, kadife ve kapitone döşeme seçenekleriyle yaşam ve çalışma alanlarında yer buluyor.
DEKORASYONDA TUTKUNUN RENGİ MAVİ: VİKO’DAN THEA BLU SERİSİ… Elektrik anahtarı ve priz sektörüne sunduğu yeniliklerle öne çıkan ve ileri teknolojiyi estetik tasarımlarla buluşturmayı başaran güçlü marka VİKO, Thea Blu Serisi ile standartları belirleyen marka olmaya devam ediyor. Yüzyılın ışık keşfi olan led teknolojisini kullanan Thea Blu Serisi, duvarda kelebek formu yaratan mavi ışığı ve dekoratif çözümleri ile fark yaratıyor.
32
Reddot ödüllü ünlü tasarımcı Mirzat Koç tarafından tasarlanan Thea Blu Serisi’nde elektrik anahtarları ve prizler, her iki yanlarından yaydıkları kadifemsi mavi ışık ile mekanlara farklı bir hava katıyor.
VAKKO HOME - CRUISE LINE 2013 Vakko Home – Cruise Line, teknelerini özgün parçalarla döşemek ve en iyisiyle yolculuk etmek isteyenler için tasarladığı sezon koleksiyonlarının yanı sıra, özel sipariş üzerine kabin, güverte ve mürettebat takımları için de istenilen renk ve desenlerde teknelere özel tasarımlar hazırlıyor. % 100 doğal kumaşların kullanıldığı bu tasarımlar; kamaralar için yorgan, yastık kılıfı, çarşaf grubu... banyolarda da havlu, bornoz, peştemal... mutfak için ise masa örtüleri, amerikan servisleri ve peçete koleksiyonlarından oluşuyor.
33
ERGUVAN ÇİÇEKLERİNİN RENKLERİNİ IHLAMUR KOKULARIYLA EVİNİZE TAŞIYOR
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
yeni tasarım
Günlük yaşamdaki lekeleri, kir ve tozları, kokuları kendi kendini temizleyerek yaşama benzersiz bir kolaylık ve keyif katan, halı temizleme sıkıntısına son veren Atlas Halı’nın Petunya Serisi’nde yer alan Derun, şehir hayatının sadece yüzeysel bir karmaşa olmadığını anlatıyor. Derun, yüzyıllardır biriken kültürel zenginliği, bir çınar altı kahvesinde kendinizi dinlerken serin bir esintiyle huzur bulmanın duygusunu evinize taşıyor. Atlas Halı tasarım ekibinin genç ve yetenekli tasarımcılarından Eda Güreli Şen’in çizgilerini taşıyan Derun; Üsküdar’ın Boğaz’a bakan yamaçlarındaki bir evin penceresinden, erguvan ve ıhlamur ağaçlarının arasından, Kabataş sırtlarını seyretmek gibi daha derin anlamları içeriyor.
JOYCE ELIZABETH İLE YATAK ODASINDA YENİ STİL Dünyaca ünlü tasarımcı Joyce Elizabeth’in Lazzoni için tasarladığıyatak odaları ilgi çekiyor. Lazzoni Mobilya, Türk mobilyasını, küresel bakışla bütünleştirerek, alanında dünya pazarının önemli aktörlerinden biri olmayı başarıyor. Özellikle büyükşehirlerde yaşayanların ihtiyaçlarına odaklanan Lazzoni, yatak odalarında da ABD’nin genç ve başarılı tasarımcısı Joyce Elizabeth ile klasik ve modern tarzı, ince bir çizgi ile birleştirdi.
TUNA EV’DEN “L’ODEUR” KOKULU KOLTUK! İş ve trafik stresinden sonra evinize geldiğinizde sakinlik ve rahatlık hissedeceğiniz bir koltuk istemez misiniz? Tuna Ev, bunları düşünerek dünyada ilk kez gerçekleşen bir projeye imza attı ve kokulu koltuk tasarladı. Adı ‘’L’odeur’’ olarak adlandırılan koltuk Fransızca da ‘’koku’’ anlamına geliyor. Tuna Ev’in bu özel koltukların kokusu evinizde huzuru ve rahatlığı sağlayacak yağların bileşiminden oluşuyor. L’odeur koltuğun kokusu ‘’Clean Sofa’’, Tuna Ev’ in uzun ARGE çalışmaları sonucunda yüzlerce koku içerisinden seçildi. Kokunun üst notası fresh kokulardan oluşuyor. Yağların bileşimi kişiye rahatlık, sakinlik ve huzur veriyor. İçinde yer alan özel yağlar kişinin zihnini harekete geçirirken bir taraftan da kişiyi rahatlatıyor
VESTEL’LE HER KAHVALTI PAZAR KAHVALTISI TADINDA
Vestel, her kahvaltıyı pazar kahvaltısı tadında yaşamak isteyenler için kahve makinesi, ekmek kızartma makinesi ve su ısıtıcısından oluşan yeni kahvaltı hazırlama setlerini tüketicilerin beğenisine sundu. Pratik kullanımıyla kahvaltı hazırlığını zahmetsiz hale getiren Vestel 4000 serisi kahvaltı hazırlama setleri, kendileri ve sevdikleri için güne keyifle başlamak isteyenlerin tercihi oluyor. Vestel kahvaltı hazırlama setleri ile süslenen iştah açıcı kahvaltı sofraları öğrenciler için okul sabahlarını da keyifli hale getiriyor. 34
35
AKICI, ÇOĞALABİLEN, ZAMANSIZ BİR BEKLEME ÜNİTESI: WAVE
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
sade tasarım
Derin Design’ın iddialı ürünlerinden Wave, bir Aziz Sarıyer tasarımı. Formu, çoğalabilirliği ve yalın yapısı ile ürünün temel öğelerini akıcı bir biçimde çözümlüyor. Wave’in metal ayaklarının çizgisel yapısı, kalıpsal font ile kontrast oluşturarak ana formun estetiğini ön plana çıkarıp, ürünün karakterini ortaya koyuyor. Çoğalabilir bir oturma birimi olan Wave, farklı boyutlardaki mekanlara çoklu oturma seçenekleri sunan zamansız bir bekleme ünitesi. Kullanıcının isteğine bağlı olarak sonsuza dek uzayabilen bir yapıya sahip. Döşeme sistemi ile üretilen Wave, malzeme seçiminin getirisi ile sade form ve detayları ortaya çıkaran, özenli bir tasarım ortaya koyuyor.
TOKYO TABLE Loïc Bard’ın tasarımı bu sehpa, kitap, dergi, dizüstü bilgisayar gibi nesneleri yutmak için ağzını açmış bekliyor. Bard, rengi açılmış akçaağaç kerestesinden yapılan üç ayaklı bu sehpayı Montreal’de geçirdiği bir kış, çocukluğunda Japonya’ya yaptığı bir yolculuk anılarından ilham alarak tasarlamış. Geçmişin sade ve rüstik atmosferinden esinlenen Bard, sadeliğin estetiğini yakalamaya çalışmış. Kitap, dergi gibi nesneleri gizleyerek derli toplu bir görünüm sunan el yapımı sehpa, şıklığını sadeliğinden alıyor.
JAR RGB Fransız tasarımcı Arik Levy, lüks aydınlatma tasarımcısı ve üreticisi Lasvit için “Jar RGB” (Kırmızı, Yeşil, Mavi Kavanozlar) adlı aydınlatma elemanını tasarlamış. Jar RGB, ince şişeler formunda şişirilmiş renkli camlar ve elektrik aksamından meydana getirilmiş. Aydınlatma, cam üfleme tekniği ile RGB renk birleştirme tekniklerini bünyesinde buluşturmuş. Bir araya getirilen şişelerin ortasındaki beyaz olandan yayılan ışık sayesinde aydınlatma, mekana ve kendisine geçişli ve değişik renk tonları imkanı sağlıyor. Jar RGB farklı farklı kombinasyonlarla da kullanılabiliyor.
SIRADIŞI SAATLER İtalyan endüstri tasarımcı Sabrina Fossi ‘den enteresan saatler, Freakishclock… Tasarımlarının mekan ve yaratıcılığa meydan okuduğunu, sıradanlıktan uzak olduğunu belirten genç tasarımcı Fossi, Freakishclock saatler için seçtiği renklerle sıra dışı, tasarımıyla sade ve şık olmayı aynı anda başarıyor. Özel tasarımıyla bulunduğu mekana estetik katacak olan bu saatler, 30 cm çapında ve 2 cm kalınlığında. Plastikten yapılan saatlerin çeşitli renk seçenekleri de bulunuyor. 36
37
ARSLAN SÜKAN ‘INtheVISIBLE’
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
etkinlik
Galerist, Türk çağdaş sanatının yükselen temsilcilerinden Arslan Sükan’ın ‘INtheVISIBLE’ (Görünür/mez) başlıklı ikinci kişisel sergisine 11 Eylül – 12 Ekim 2013 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Sergide, Sükan, Postmodernizmle birlikte resim düzleminden sıyrılıp tek başına bir gösterge haline gelen galeri mekanını mercek altına alıyor. Görünen ve görünmeyenin zıtlığı arasındaki ilişkiye, bağlam ve içerik kavramları üzerinden ışık tutan sanatçının, “beyaz küp” ve alışılmış kurallarını sorguladığı yeni serisi ilk kez izleyiciyle buluşuyor.
RAMPA’DAN EYLÜL’DE İKİ SERGİ BİRDEN! Rampa Eylül ayında iki sergiyle birden yeni sezonu karşılıyor. Galerinin alt kattaki sergi mekanı Cengiz Çekil’in Temizlik Bezi İle sergisini ağırlarken, üst kattaki mekanda da Nilbar Güreş’in Açık Telefon Kulübesi isimli sergisi yer alacak. Sergiler 14 Eylül’den 12 Ekim tarihine dek görülebilir. Cengiz Çekil’in 144 parçadan olan yeni işi, resim mecrasının kendi biçimsel dinamiklerini manipule ediyor; sanatçının işlerindeki önemli motiflerden biri olan tekrar, bu seride merkeze oturtuluyor. 2011 yılında Frieze Sanat Fuarı’nda ilk kez gösterilen Nilbar Güreş’in Açık Telefon Kulübesi isimli 3 ekranlı bir video yerleştirme ve fotoğraflardan oluşan projesi de Rampa’nın diğer mekanında izleyicilerle buluşacak.
TREVOR PAGLEN’DEN “İŞLEVSİZ” UZAY ARACI 2011’den beri İstanbul ve New York’ta uluslararası ve göçebe sergiler düzenleyen Protocinema’nın İstanbul serüveni Trevor Paglen ile devam ediyor. Amerikalı sanatçının “İşlemeyen bir Uydu için Prototip; tasarım 4, yapım 3” adlı yeni büyük boyutlu heykel çalışması 12 Eylül Perşembe gününden itibaren Dolapdere’de sanatseverleri bekliyor. Bu çalışma; bilginin nasıl yayıldığı veya yayılmadığı; hangi yollarla dağılıp dağılmadığı, ve bunların yanı sıra sanatın işlevi ve nasıl iletişim kurduğu –eğer ki iletişim kurabiliyorsa– gibi konularla ilgili. “İşlemeyen bir Uydu için Prototip; tasarım 4, yapım 3”, hiçbir ticari veya askeri “işlevi” olmayan bir uzay aracı heykeli –tamamen estetik bir nesne olarak tasarlanmış. “Sanat için sanat” düşüncesine yakın, ama “sanat için sanat” yerine “uzay mühendisliği için uzay mühendisliği” düşüncesi hakim. Sergi 20 Ekim’e kadar görülebilir.
38
39
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Tasarım Etkinlik
DESIGN CITY BURSA YARATICI ENDÜSTRİLER BULUŞMASI 2013 Dergimizin gerçekleştirdiği tasarım etkinliğinde geri sayım başladı. Etkinlik, yaratıcı endüstrilerin köşe başlarını tutan, hem Türkiye’de hem de dünya da önemli başarılara imza atmış isimlerin Bursa ziyaretlerinde kendi alanlarına özgü bakış açıları ile oluşturacakları şehir hikayelerini konu alıyor. Bütünsel bir şehir hareketi olacak bu proje; tüm Bursa ve çevresinde gerçekleştirilecek geniş kapsamlı şehir turları ile tasarımcıların kendi yaratıcı alanlarını konu alan bölgelere yapacakları ziyaretlerinde çekeceği fotoğraflardan oluşacak Bursa hikayelerini konu alıyor. YARATICI DİSİPLİNLER Moda, Fotoğraf, Mimarlık, Endüstriyel Tasarım, Seramik, Tekstil, İç Mimarlık, Tasarım, Sanat SUNUMLAR 10 tasarımcı... 20 fotoğraf… 20 dakika… Tasarımcıların hazırladıkları sunumların moderatör eşliğinde sunulduğu seminerlerden oluşacaktır. DESIGN PARTY Tasarımcıların katılımı ile sunumların bitiminde gerçekleştirilecek bir design party…
Atilla Kuzu 40
Oya Akman
Adnan Serbest
Derin Sarıyer
Mehmet Turgut
Esra Apaydın
Can Yalman
Kerem Erginoğlu
Erdem Akan
Levent Çırpıcı
04 Ekim – 05 Ekim 2013 Sheraton Hotel Aloft Bursa facebook.com/designcitybursa twitter.com/designcitybursa www.designcitybursa.com
41
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Kültür Sanat
Türkiye’nin en yeni uluslararası çağdaş sanat fuarı:
ArtInternational Istanbul Bilkent Kültür Girişimi Ürün Geliştirme ve Tasarım Bölüm Sorumlusu
Zeynep Yılmaz
Türkiye’nin en yeni uluslararası çağdaş sanat fuarı ArtInternational Istanbul 16-18 Eylül tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde düzenleniyor. İstanbul’dan New York’a, Dubai’den Viyana’ya, uluslararası alandan 62 seçkin galerinin katılacağı fuarda Damien Hirst’ten Ahmet Mater’e, Sabine Pigalle’den Nevin Aladağ’a, çağdaş sanatın usta isimlerinin işleri sanatseverlerle buluşacak. 16 - 18 Eylül 2013 tarihlerinde Dyala Nusseibeh’in koordinatörlüğü ve Stephane Ackermann’ın artistik direktörlüğünde gerçekleşecek ArtInternational Istanbul’un programı belli oldu. Avrupa, Amerika ve Ortadoğu’yu kapsayan geniş bir bölgeden toplam 62 galerinin katılacağı fuarda dünyaca ünlü sanatçıların işleri de yer alıyor.
Viyana’dan Ursula Krinzinger, İstanbul’dan Leyla Tara Suyabatmaz, Dubai’den Isabelle van den Eynde ve New York’tan Leila Heller’den oluşan seçim komitesinin Avrupa, Amerika ve Ortadoğu’yu kapsayan geniş bir bölgede yaptıkları değerlendirme sonucu 62 galeri İstanbul’da sanatseverlerle buluşacak. Bunlar arasında Londra’dan Pace ve Lisson Gallery, Paris’ten Yvon Lambert, Berlin’den Arndt gibi çağdaş sanat tutkunlarını heyecanlandıracak galeriler de bulunuyor.
42
MİKROSKOPLA GÖRÜLEBİLEN DÜNYANIN EN KÜÇÜK ESERLERİ Mikroskobik ölçülerde minyatürleri ile tüm dünyada nam salan 76 yaşındaki Mykola Syadristy, hayrete düşüren eserlerini Türkiye’de ilk defa İstanbul’da, Aqua Florya AVM’de sergiliyor. Pek çoğu Guinness Rekorlar Kitabı’na giren ve mikroskopla görülebilen ilginç eserler arasında saç telinin içindeki gül, ayakkabı giydirilmiş gerçek bit, üzüm çekirdeğinin içinde tilki, pirinç tanesinin üzerinde yelken ve şeker tanesi üzerinde yapılmış kadeh kompozisyonları dikkat çekiyor. Türkiye’nin dört bir yanında sanatseverleri ve meraklılarını ağırlayacak olan sergi mikro teknik sanatı ile yediden yetmişe herkesi büyüleyecek.
İnsan saçından 400 kat daha ince bir tel kullanarak 3,96 milimetre uzunluğunda yelken meydana getiren Syadristy, eserlerini rubin, altın, platin, safir gibi farklı malzemeler ile özel teknik ve aletler kullanarak meydana getiriyor. En çok ilgi çeken eserler arasında bu işin zorluğunu anlatmak için yaptığı “iğne deliğinin içindeki deve kervanı” yer alıyor. Sivrisineğin iğne ucundaki 6.5 mm çapındaki şemsiyeli kız minyatürü, yarım haşhaş tohumu içinde kırlangıçlar ve yuvalar, 203 detaydan oluşan 1.8 mm çapındaki yel değirmeni, karaçalı taşının oyulması ile yapılan, 3.3 mm boyutunda ki Abraham Lincoln portresi Syadristy en çok ilgi gören eserleri… “Kobzar Kitabı” adını verdiği 12 sayfadan oluşan ve Şair Taras Shevchenko’nun eserlerinin yer aldığı yaklaşık 0,6 mm2 lik çapı ile dünyanın en küçük kitabı görülmeye değer önemli bir diğer eser… Mikroskopla görülebilen eserlerden oluşan sergi, sanatçının son sergisi olması dolayısı ile ayrı bir önem taşıyor. Sergi Mart 2014 tarihine kadar görülebilir. 43
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Mağaza
BIR EVİ ÇIPLAK GÖRMEK, KÖTÜ BİR KIYAFETLE GÖRMEKTEN İYİDİR! Hayalinin peşinden gidebilenlerden biri Rezzan Benardete. Ekibi ile birlikte Bronz sokakta bir ofis açıyor, adı da “Rezzan Benardete”. Hem mekan tasarımı yapıyor hem de eklektik bir tarzı olan Showroom’unda dünyadan seçtiklerini sergiliyor. Showroom’u ise RB-Living. Yaşam alanlarından zevk almayı sağlayacak projeler, ürünler, tasarımlarla uğraşıyor. Mekanları ister yeni baştan, ister ufacık bir dokunuşla mimari olarak baştan yaratıyor. “Bir evi çıplak görmek, kötü bir kıyafetle görmekten daha iyidir” diyen Benardete, RB Living’de mobilya, nevresim, ev tekstili, dekoratif objeler bulunduruyor. Her birini kendi seçiyor. Bazılarını da kendi bambaşka bir objeye dönüştürüyor.
44
45
46
47
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Viyana
Mimar Gizem Önürmen gizem@artimekan.com
JAPON STİLİ EV TASARIMI Şarapçılıkla uğraşan Viyanalı bir ailenin mahzen ve ev olarak kullanmak üzere mimar Gerhard Steixner’e tasarlattığı bu yapı, eğimli bağda konumlanıyor. Arsa Viyana’nın yarım saat kadar uzağında şehre bakan bir yamaçta yaklaşık 13 metre uzunluğunda ve 300 metre genişliğinde. Arsadaki aşırıya kaçmayan eğim doğal olarak farklı kotlardaki terasların oluşmasını sağlamış. Böylece bahçedeki bütünlüğü evin içine de sağlamak adına farklı yüksekliklerdeki ara katları oluşturmuş.
48
Profesör Steixner’in kişisel ilgi alanı olan Japonya ve Japon yapı kültürü hakkındaki uzun araştırmaları sonunda Avusturya’da uygulamaya koyduğu ‘Japon stili ev tasarımı’ 1990’lardan bu yana inşaa ettiği tüm prototip evlerde aynı prensiple işliyor. Avusturya ve Japonya gibi çok farklı iki kültürü harmanlayıp Japonların düşünce yapısından ne denli ilham aldığını yapıdaki her detayda fark edebiliyorsunuz. Bunun en belirgin kanıtı hiç kuşkusuz ki hareketli bölme elemanları ve içerisine tesisatın döşeli olduğu güney cephesine bakan güneş enerjisini absorbe eden merkezi bir taşıyıcı duvar. Projelerinde pencereye yer vermeyen Steixner bunun yerine açıklık olarak tanımladığı ve kat boyundaki açılabilen cam veya tahta paneller kullanıyor. Betonarme merkez duvar haricindeki yapı elemanları prefabrike olarak hazır parçalar halinde gelerek evin kısa sürede tamamlanmasını sağlamış. Evin dekorasyonu ise ailenin kendisine ait.
49
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Firma
FERAH FIRAT YAPI DEKORASYON Bursa’da 14 yıldır banyo sektöründe bir fiil hizmet veren Ferah Fırat geçtiğimiz ay kendi ismi ile açtığı Ferah Fırat Yapı Dekorasyon Mağazası ile Bursa’nın önemli projelerine imza atan mimarlara ve Bursa’nın birçok seçkin projelerine yurtdışı ve yurtiçi desteğiyle malzeme ve hizmet kalitesini sunuyor. Bursa’daki seçkin projelerin ıslak hacimlerle ilgili tüm beklentilerini rahatlıkla karşılayabilen ürün skalasını bünyesinde bulunduran firma, görselliğin yanı sıra ergonomi ve kaliteyi birleştiren markaları ile tam hizmet sunuyor. GAMBARELLİ,LA FABRİCA,PAMESA,APE HOME WORKS EXCLUSIVE ,SERANİT,M.EMILIANA, İDEAL STANDART,WEBERT,GROHE,GEBERİT GEDY,WİNDİSH,PH DİZAYN gibi sektöründe öncü olan ithal ve yerli markaları bünyesinde bulunduran firma, banyo için geniş bir yelpaze sunarken aynı zamanda inşaat sektöründe WALLINE (duvar ,tavan ,dış cephe,yalıtım vb.), SHINESTONE (ışıklı taşlar ) ve MASSIVE Parke gibi yeni markaları ile de daha geniş bir hacimde hizmet sunmayı hedefliyor 50
visus
51
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Londra
Esra Tosun
ROKA LONDON Dünya mutfaklarının başkenti Londra desek yalan olmazdı herhalde. Ne Fransızlar kadar baskın ve tutucu ne de İtalya kadar alışılmış... İngiliz mutfağı geleneksel kahvaltısı ve fish and cips ile tanınır sadece. Mutfak yönünden eksikliklerini tüm dünya tatlarını bünyesinde barındırarak örtüyor bence. Nasıl ekonominin nabzını New York, teknolojininkini Japonya, patisserieinkini de Fransa tutuyorsa; tüm dünya mutfaklarının en başarılıları da Londra’da bulunmaktadır.
Bu ayki durağımız Japon mutfağının Londra’daki üstadı ROKA Restaurant. Londra’nın gezi ve yaşam rehberi Time Out dergisinin 5 yıldız üzerinde 4 verdiği ve en iyi 3 Japon restaurantından biri seçilen mekan, şehrin merkezinde bulunan Oxford Street’ e çok yakın. Ayrıca Canary Wharf’ta da brunchı bulunmakta. Lezzetlerin sunumu ise ayrı bir başarı. Deniz ürünlerinin istridye kabuklarıyla servis edilmesi çok yaratıcı. Alışılmış sushisashimi seçenekleri dışında ilginç aperatif- başlangıçlar ve meşhur çorba alternatifleri de bulunuyor. Izgara etin de taze renk renk sebzelerle servis edilmesi, denizaşırı tropical bir hava katıyor. Mekan meşe ağacı masalarla döşenmiş olsa da yer yer uzak doğunun tik detaylarıyla tamamlanmış. Tasting, yani tadımlık tüm yemek çeşitlerinin bulunduğu karışık ordür tabaklarının yanı sıra restaurantın kendine has dumpling ve robata (şişte ızgara edilmiş kırmızı et, deniz ürünleri ya da sebzeler) seçenekleri de bulunuyor. Size önerim tatlı yemeden kalkmamanız. Exotic meyvelerle bir arada sunulan klasik olarak bilinen tatlı çeşitleri, Japon şefler tarafından alışılagelmişin dışında lezzet şöleni sunuyor.
52
53
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
#DİRENYASTIK
Tasarım
Beşiktaş’ta Dore Perde mağazası sahibi olan Erol Akkuş, Gezi olaylarından sonra bir girişimcilik örneği göstererek geziurunleri.com adlı internet sitesini kurmuş. Yaşanılan olaylara yaptığı işle cevap vermek isteyen Akkuş, üzerinde harika illüstrasyonlar olan yastıklar üretiyor. Çekilen fotoğraflar nasıl herkesin hayatında anı olarak kalıyorsa, Gezi olaylarını da yaptığı yastıklarla insanların hayatına katmak isteyen Erol Akkuş, ürünlerini Beşiktaş’taki mağazasında satışa sunuyor. En büyük ilgiyi “Everyday I’m chapulin” ve “Ortantısız Zeka” yastıkları alırken ardından magnet, kolye, kalemlik ve duvar saati üretmek konusunda da çalışmalar yapan Akkuş’un ürünlerine sadece Türkler değil, yabancılar da büyük ilgi gösteriyor.
BEYAZTEPE MOBİLYA’DAN YEPYENİ BİR MARKA
JUNIOR SUIT
2005 yılından bu yana mobilya sektöründe estetik ve kaliteyi mimari bakış açısıyla sunan Beyaztepe Mobilya, Stella, Viva, Danca gibi sektöründe lider markaların ev sahipliğini başarılı bir şekilde sürdürüyor. Geçtiğimiz aylarda bu özel marka skalasına bir yenisini daha ekleyen firma, Bursalıların mobilya, aksesuar, halı, aydınlatma gibi ihtiyaçların yanı sıra çocuk mobilyası ihtiyacına da çok özel bir marka ile cevap veriyor.
54
Lüks Çocuk Mobilyaları alanında hizmet veren Junior Suit ürünleri biraz vintage, biraz modern, biraz temalı, biraz çocuksu… Her yaşa ve zevke uygun mobilyaları ile marka, çocuk mobilyası sektöründeki açığı kapatacağa benziyor.
55
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Proje Konut
DİKENCİK MEŞELİ BAHÇE EVLERİ
ETAP 2
Dikencik Meşeli Bahçe Evleri Etap 1’in inşaat, mimari ve dekorasyon tarzı ile görmüş olduğu büyük ilginin hemen ardından başlayan Etap 2 projesi, Etap 1 ile Balat ormanı sınırları arasında kalan ve Balat ormanı üzerinden Bademli ve Nilüferköy manzarasına hakim bir yamaçta konumlanıyor. Etap 2, iki blokta yer alan toplam 22 daireden oluşuyor. Dairelerin büyüklükleri 183 m2’den 365 m2’ye kadar değişiyor. 3+1 ve 4+1 dairelerin yanı sıra 5+1 çatı dubleksi daireler de projenin içerisinde yer alıyor. 18 ay gibi kısa bir sürede tamamlanacak Etap 2’de dubleks dairelerde toplam 4 adet banyo bulunuyor. Çatı arasındaki her odada birer banyo, alt katta ise ebeveyn yatak odasında bir banyo ve genel bir banyo daha yer alıyor. 56
Sosyal alanlarında 130 m2 büyüklüğünde açık yüzme havuzu ve çocuk havuzu, güneşlenme terasları, fitness, kafeterya ve çocuk oyun alanı yer alan projede ayrıca her daireye 2 araçlık kapalı otopark alanı tahsis edilen toplam 44 araç kapasiteli kapalı otopark da bulunuyor. Kapalı otoparkta bulunan yangın algılama dedektörleri ve sprinkler ile yangın söndürme sistemi projenin önemli detaylarından biri iken, yine bu katta her dairenin kilitlenebilir müstakil bir deposunun olması da projeye katılan artılardan. Daire içi, görüntülü interkom sistemi ile 24 saat devrede olan kameralı güvenlik sisteminin yanı sıra, peyzaj ve çevre düzenlemesi olarak sızıntı sularını yapıdan uzaklaştıracak çevre drenaj sistemi ve özel peyzaj uygulaması da projeyi farklılaştıran diğer özelliklerden sadece birkaçı…
Daire iç tasarımlarında ise Etap 1’de kullanılan uzun ömürlü, sağlam, estetik ve marka değeri olan ürünler yer alıyor. Mutfak : NOLTE Küchen Evye : BLANCO Tezgah:BELENCO Ankastreler: MIELE Kapılar: DORTEK Banyo Dolapları :IDEAL STANDART Armatur: GROHE Seramikler: SERRA Parke Uygulama: MASSIVE PARKE
57
Dekorasyon art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
MİMAR ALİ İSKEÇELİ
IKEA’DA
Bu mekanı tasarlarken nelere dikkat ettiniz? İlk dikkat ettiğimiz konu IKEA’nın genel kullanım ve tefriş prensiplerinden ödün vermeden mümkün olduğunca farklı renklerde dekore etmekti. Renk skalası çok geniş bir firmanın tüm farklılıklarını kullanabilmek için uğraştık. Özellikle son zamanlardaki trendlerle beraber tekrar farklı tarzdaki obje ve mobilyaların farklı renklerle kombin yapılabilmesi üzerine eğildik ve bu paralelde çalışmamızı tamamladık.
58
Yaptığınız bu mekanda nasıl bir aile yaşar? Bu mekanı tasarlarken çocuksuz bir çifti örnek aldık. Erkek olan eş biraz daha keyfine düşkün, rahat, ayaklarını uzatarak kitap okumayı ya da müzik dinlemeyi seven bir adam... Kadın ise daha renkli, daha enerjik bir insan... Bu çiftin aynı ortamda oturup farklı tarzlarına rağmen bir arada vakit geçirebilecekleri ve zevk alabilecekleri bir ortam oluşturmak için çalıştık. Böyle bir ev tasarlamak isteyenlere hangi malzemeyi hangi renklerle kullanmasını önerirsiniz? Ana ve büyük mobilyalarda ve öğelerde daha sakin, iddiasız renklerin hakim olacağı, ama detaylarda, aksesuarlarda ve kumaşlarda bol rengin ve desenin katılabileceği, birbirinin üzerini kapamayacak şekilde oranlı kullanacakları bir mekan öneririz. Çok net bir renk tercihinden ziyade birkaç uyumlu rengin bir arada kullanılması ana tercihimizdir. Biz de daha çok psikolojik güzel etkileri sebebiyle portakal rengi, yeşil ve mavi tonlarıyla zenginleştirdik.
IKEA PJAS Hasır Sepet
32,99 TL
59
dekorasyon art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
IKEA PS SVARVA Ayakli Lamba
449 TL
Burayı dekore ederken neden bu ürünleri seçtiniz? Hem rahat kullanım hem de görsel tarz anlamında mekana bir ayrıcalık katacağını düşündüğümüz için bu ürünleri tercih ettik. Özellikle aralarında gerçekten iyi tasarımların olduğu parçalar var. Tasarımın ön plana çıkması için bu yönde hareket ettik.
60
IKEA’da en çok sevdiğiniz ve kullandığınız ürün hangisi? Özellikle İran halıları ve yeni satış bandına giren tasarım ayaklı lambader, ilk baştan beri mutlaka bu mekanda olmalı diye düşünüyorduk. Bu düşüncemizi son noktaya kadar koruduk ve tatbik ettik. Okuyucularımıza IKEA’dan ne önerirsiniz? Özellikle son zamanlarda eklenen farklı tasarımlı aksesuar, aydınlatma ve halıları mutlaka değerlendirmelerini tavsiye ediyoruz. Koltuk ve TV ünitelerinin fonksiyonelliği zaten yıllardır ortada... Kattıkları renk ve tasarımları kesinlikle ıskalamayın deriz.
61
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Sanat
“SANAT HER ZAMAN HER YERDE” SANAT 7/24 Vol. 2 Türkiye’de fonksiyonel sanat üzerine yapılan tek sergi Genç sanatçı ve tasarımcıları desteklemek amacıyla kurulmuş olan ARMAGGAN Art & Design Gallery, bu yıl ikincisini düzenlediği SANAT 7/24 sergisini 31 Temmuz-16 Ekim 2013 tarihleri arasında gerçekleştiriyor. “Sanat Her Zaman Her Yerde” başlığı altında açtığı sergiyle ARMAGGAN Art & Design Gallery, kavramsal özelliklerinin yanı sıra işlev yüklenen sanat eserlerine kapılarını açıyor.
62
63
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
sanat
“Sanat gündelik yaşamın içindedir, insanidir ve gereklidir” çıkış noktasıyla kurgulanan sergi, bu mottoyu takip ederek 22 sanatçının eseriyle “Sanat 7/24 yanımızda nasıl olur?”, “Sanat gündelik hayata nasıl dahil olur?” gibi sorulara yanıt arıyor. ARMAGGAN Art & Design Gallery’nin koordinatörü Şanel Şan: SANAT 7/24 sergisinin çıkış noktası ile ilgili “Son zamanlarda sıklıkla kullanılan sanattasarım-işlev kavramları arasında ve fonksiyonel sanat gibi yeni başlıklar altında, gündelik hayatımızda kullandığımız “günlük objeler” birer sanatçının elinde ‘biricik’leşip yaşamlarımıza dahil oluyor, gündelik yaşama giriyor.” diyor.
SANAT 7/24 Vol.2 sergisi, Türkiye’de fonksiyonel sanat üzerine yapılan tek sergi olma özelliği taşıyor. Tan Mavitan, Hüseyin Rüstemoğlu, Lütfiye Kösten ve Neşe Çoğal’ın da içinde yer aldığı SANAT 7/24 için sergi teması 22 sanatçıya üç ay önce verildi ve sergiye özel yapıtlar hazırlanması istendi. Sonuç olarak, sanat ve tasarımın kesişim kümesinde yer alan yapıtlar bu iki yaratıcı disiplinin arasında birbirinden farklı ve özgün köprüler kurdu. SANAT 7/24 Sergisi 16 Ekim 2013 tarihine kadar ARMAGGAN Art & Design Gallery’de izlenebilir.
64
65
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Mekan Cafe
DÜNYA MUTFAĞINININ TÜRKİYE’DEKİ YENİ ADRESİ MAXIMUS ! Dünya mutfağının Türkiye’deki son gözdesi Maximus Maslak’da ilk şubesini açtı! Minimalist şıklığı yansıtan sade ve zarif çizgilerin hakim olduğu dekorasyonu, güler yüzlü servis anlayışı, dünya mutfağından örnekler sunan lezzetli ve doyurucu menüsü ile Maximus konuklarına Maslak Nurol Plaza’da hizmet vermeye başladı.
66
Yaklaşık 3 sene önce take-out conseptinde kurulan Maximus, yemeğin lezzet ve sunumunun büyük önem taşıdığı ‘fine-dining’ restaurant conseptini en sağlıklı, steril ve hızlı bir şekilde müşteriye ulaştırma amacından yola çıkıp artan müşteri talebi karşısında restaurantlounge conseptinide uygulamaya başladı. Dünya mutfağının seçme menüsüyle hizmet vermeye başlayan Maximus 120’nin üzerinde çeşidi barındıran menüsünün yanı sıra butik catering hizmeti de veriyor. Menüde, pizzalar, makarnalar, noodle’lar, birbirinden lezzetli hamburger ve özel et çeşitleri, tadına doyum olmaz sandviçler, doyurucu ve göz alıcı kahvaltı menüleri, leziz balık çeşitleri ve özel tarifleri ile hiçbir yerde bulamayacağınız tatlılar yer alıyor. Lezzet avcılarının yeni durağı olan Maximus hazırladığı çok özel menüsü, senelerin deneyimi ve farklı mutfak kültürlerini bir araya getirdiği tarifleri ile bütün yemek severleri, sunumları ve lezzetleri ile büyülemeye hazırlanıyor. Muhteşem müzikler eşliğinde yenilen doyurucu ve lezzetli yemeklerin yanında herkes kendi damak zevkine hitap eden alkollü içecekleri de bulabiliyor.
67
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dekorasyon Ofis
OFİSTE FONKSİYONEL ÇÖZÜMLER Kaba inşaatını Evke Yapı’nın üstlenmiş olduğu, Mediloft’ta yer alan klinik sahibi doktorlar, Mimar Filiz Bür’ün eski dostları olması sebebiyle, mimardan yer yer ufak dokunuşlarla; nezih ama yalın bir dekorasyon anlayışı ve aynı zamanda fonksiyonel çözümler istemişler. Bu fikirle yola çıkan Bür Mimarlık Tasarım Ekibi; toplam 160 m2 olan hacmi, alt katı sekreterya, hasta bekleme ve doktor ofisleri olarak düzenlerken üst katıda dinlenme ve yaşam alanı olarak ele almışlar. Tasarım ve uygulama 2 ay kadar sürmüş. Metrekarenin çok büyük olmaması sebebiyle bekleme- oturma ünitesi, TV ve depolama alanları bir duvar yüzeyinde toplanarak monoblok olarak çözümlenmiş. Genelde soft ve nötr renklerle beraber ham yüzeyli ceviz kaplama kullanılmış. Mimar Filiz Bür
68
Sekreter masası, dolapları ve arkasındaki ışıklı kolon giydirme ile birlikte doktor ofislerinde kullanılan masa ve kütüphaneler özel tasarım yapılırken, hareketli mobilyalar Nurus’tan seçilmiş. Sekreter masası, dolapları ve arkasındaki ışıklı kolon giydirme ile birlikte doktor ofislerinde kullanılan masa ve kütüphaneler özel tasarım yapılırken, hareketli mobilyalar Nurus’tan seçilmiş. Genel aydınlatma; bekleme bölümünde gergi tavan pvc aydınlatmayla çözümlenmiş, sekreter masasının üzerindeki silindirik sıva üstü armatürler özel imalat. Giriş katta zemin döşemesi olarak pvc yekpare malzeme kullanılırken üst katta parke tercih edilmiş. Hasta ve danışanların kullanacağı WC’de hijyen ve görsellik açısından, duvar yüzeylerinde Bianco Carrera mermer kullanılmış, lavabo ünitesi masif coryen, bataryalar ise ankastre siyah coryen ve Altay Yapı’dan tedarik edilmiş.
69
dekorasyon ofis art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Hasta ve danışanların kullanacağı WC’de hijyen ve görsellik açısından, duvar yüzeylerinde Bianco Carrera mermer kullanılmış, lavabo ünitesi masif coryen, bataryalar ise ankastre siyah coryen ve Altay Yapı’dan tedarik edilmiş.
İmalat Mobilyalar: Yılka Hareketli Mobilyalar: Nurus Aydınlatma elemanları özel imalat ve sıva üstü armatürler: Berk Aydınlatma- FEM Aydınlatma Gergi tavanlar: Berk Aydınlatma Merdiven korkuluk – demir konstrüksiyon işleri: Pimet
70
71
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dekorasyon Restaurant
Tolga Sırdaş
Mimar Ercüment Aydın
72
LAST POINT LOUNGE&BAR
Brütal mimari tarzın aynı zamanda klasikle harmanlandığı kendine özgü dekorasyonu ile bar, restoran ve gece kulübü konseptini başarılı bir şekilde bir araya getiren mekanın tasarımı Dekorex Mimarlık’a ait. Bulunduğu lokasyon itibari ile şehrin eğlence ve iş dünyasının merkezinde yer alan Last Point, Nilüfer bölgesinde Kumova Plaza altında konumlanıyor. Mekanda alakart restaurant ve bar konsepti iç içe uygulanırken ana tema olarak ferah, şık ve rahatlık ön planda tutulmuş.e rahatlık ön planda tutulmuş.
Mekanda sizi ilk olarak tüm doğallığı ile bahçe karşılıyor. Ahşap iroko zemin kaplama, ahşap teak masa ve rattan oturmalarla desteklenen dış alan çiçek ve ağaçlarla huzurlu bir ortam sağlanmış. Farklı doğal malzemelerin kullanıldığı mekanda tuğla, demir ve ahşap kullanımı dengeli bir şekilde karşımıza çıkıyor. Aydınlatmalarda kırmızı led ve wallwasher sarı direkt aydınlatmalarla oldukça hoş ışık süzmeleri yaratılıyor. 6.30 tavan yüksekliği ile ferah bir mekan olan Last Point, ortasında yer alan merkez bar ile farklı sunumları bir arada barındırıyor.
73
dekorasyon restaurant art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
74
Proje ve uygulama: Dekorex Mimarlık Hareketli ve sabit mobilyalar: Treeart Mobilya Masa, sandalye: Baf Elektrik: EKC Elektrik Mühendislik Isıtma & Soğutma & Havalandırma: Cihan İklimlendirme Parke: Aksun Parke Armatür: Öykü Yapı Vitrifiye: No Two Perde: Çizgi Perde Avizeler: Fem Aydınlatma / Özkristal
Ön kısım alakart restaurant iken arka bölüm canlı performans yeri olabiliyor. Zeminde ebatlı gri tonlarda parke kullanılırken, bar önü alakart kısmı ve yükseltilmiş locaların alt kısımlarında ise lamine Amerikan ceviz parke kullanılmış. Bar kısmı ise sahne merkezde tutulup her açıdan görüş mesafesiyle seyir zevki veriyor. Üst kat loca ve alt localarda siyah ve kırmızı tonlar hakim olurken, VRV sistem havalandırma ve klima açıktan geçerek, duvarlardaki siyah demir hakimiyetinde endüstriyel hava genele katılmış.
75
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Söyleşi
YALIN TASARIMLARIYLA
DENİZ TUNÇ… Röportaj Mihriban Cici Taylan
76
Tasarımcı Deniz Tunç, geçmişin çizgilerini kendi tasarımlarıyla yorumlayarak günümüze taşıyor. Son yıllarda aydınlatmanın yanında mobilya tasarımına da ağırlık veren Deniz Tunç, metale farklı bir anlam katıyor. Nişantaşı’ndaki showroom’unda başka bir dünyaya daldığımız tasarımcıyla keyifli bir söyleşi yaptık…
Dekor ve kostüm tasarımcılığıyla başlayan bir tasarım hayatınız var. Bugünümüz, belki de yaptıklarımız, biriktirdiklerimizle şekilleniyor. Geçmişe dönüp baktığınızda o günlerden biriktirdiğiniz neler var? Dekor ve Kostüm Bölümü’nü çok severek, isteyerek okudum. O dönem yaptıklarım, biriktirdiklerim sonrasında bana çok şey kattı. Oyunlarda geçmişi, geleceği tasarlayabilmek vizyonumu genişletti. Her şey bunun içindeydi. Antik Roma’da geçen bir oyun ya da günümüzde çekilen bir reklam filmi gibi... Bu ortamları tasarlayabilmek, gerçekçi olmasını sağlayabilmek dönem bilgisi, ambiyansı yaratmak ise bilgi ve yetenek gerektiriyordu. Show dünyasının motoruydu bu gerçeklik... Önemli olan, hikayelerinin en kolay şekilde anlaşılmasını sağlayabilmektir. Fikirlerinin zeka pırıltıları barındırması, diğer fikirlere alternatif değişiklikte ve yaratıcılıkta tasarımlara dönüşebilmesidir. Bir büyü oluşturmak için uğraşıyorsunuz. Kesin bir matematiği olmayan bir şey bu. Kendinizi devamlı besleyebilmek zorundasınız. Daha ne isteyebilirim ki…
77
söyleşi art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Tasarımlarınızda Osmanlı motifleri dikkat çekiyor. Osmanlı kültürünü sizin için çekici kılan nedir? Kendi showroom’umu açarken İstanbul’da eksik neydi, diye düşündüm. O zamanlar piyasada hep ithal ürünler vardı ya da bunu taklit edenler... Avrupa’ya hayran olarak büyüdük. Çünkü o diyarlarda tasarıma farkındalık zaten oluşmuştu. Kendi tarzları vardı. Ya ben? Kendi tarzım neydi? Onların yaptıklarının en spesifik olanını beğeniyordum, ama ötesine geçebilecek neyimiz var, diye düşündüm. İçinde yetiştiğim, izlerine rastladığım Doğu mistisizmini, Osmanlı’nın ihtişamını kullanmaya karar verdim. İlgi çekti. Desen ve form yoğunluğunu ayrıştırmaya başladım. Sadeleştirip günümüze uyarladım. Yeni yorumlarımın oluşturduğu büyü tuttu. Bir ürün tasarlarken hangi koşullar yönlendiriyordu sizi? İz sürüyordum. Ardında ne var, nasıl ortaya çıkmış, diye araştırırken derinlerde kaybolup geri dönerken keşke şöyle olsaydılar diye düşünüyordum. Yerçekiminin olmadığı bu zaman yolculuğunda bana tutunmayı başaranları, değer verdiklerimi, beğendiklerimi alıp yeniden şekillendirdim. Şekillendiriyorum…
78
79
söyleşi
Her şeyin bir modası var artık. Aynı şey endüstriyel tasarım için de geçerli mi? Özellikle endüstriyel tasarımlar için geçerlidir moda. Yeniden yeniden farklılıklarla çok insana ulaşabilmek, çok satış yapabilmek ve kazancı maksimize edebilmek için her şey… Yeni fikirler üretebilecek tasarımcıları bulmaya, onları besleyebilmeye ve tüketimi artırmaya dayalı her şey günümüzde.
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Malzemede en çok neleri tercih edersiniz? Zor olan o mu, ben mi kavgasını vereceğim metali tercih ediyorum daha çok. Tasarımlarınızda özellikle yer verdiğiniz renkler var mı? Soğuk renkler. Tasarımlarınızı yaparken çoğunlukla nelerden besleniyorsunuz? Her biri sanat objesi olarak algılanan tasarımlarımı ve mekanlarımı oluştururken o kadar çok şeyden besleniyorum ki… Doğulu nesnelerden, yapılardan, desenlerden, bit pazarında karşıma çıkıveren bir objeden, geçmişini merak ettiğim bir antikadan, gelecek hikayelerinden…
Deniz Tunç için “iyi tasarım” nedir? Gerçekten “farklı” bir anlatım tekniği ve yalınlığı olan, fazlalıklarından zekice arınmış, üzerine artık bir şey ekleyemeyeceğiniz ya da çıkaramayacağınız tasarım iyi tasarımdır. Sizin için dönüm noktası olan bir tasarımınız var mı? “Sabır” isimli ışığım işe ilk başladığım günlerdeki başarısı açısından önemliydi. Daha sonra “Çintemani” ışık önemli oldu benim için. Çintemani gibi sık kullanan bir desenden yeniden klasik algılanmayan heykelsi bir ışık oluşturmuştum. Bugün ise “Kaldera” serisi desensiz, sadece formuyla öne çıkabilen bir çalışmam. Kişiselliği, özgünlüğü vurguladığı için önemli. Projelerinizi ilk kiminle paylaşırsınız? Hiçbir şeyi beğenmeyen ikinci ruh halimle… İstek üzerine tasarım yapıyor musunuz? Tabii zevkle. Işık, mobilya, mekan… Müşterimin her gün içinde yaşamaktan mutlu olacağı bir mekanı ya da içindeki objeleri tasarlaması için beni seçmesi mutlu ediyor.
80
Son koleksiyonunuzda nasıl ürünler yer alıyor? Son koleksiyonda desenlerle arama mesafe koydum. 13 yıldır belleğimde yer eden formlarla oynuyorum şimdilik. Yeni doku ve form arayışındayım. Bir ürün tasarlarken ya da yeni bir koleksiyon oluştururken hangi kriterleri esas alırsınız? Ya bir desen ya da form hoşuma gitmiştir, yorumlarım. Kendi imgelerimle yoğururum ya da bir konu etrafında onu çağrıştıran elemanları araştırma yolculuğumda yeni şeyler keşfeder, onları dönüştürürüm. Mağaza konseptinizden bahseder misiniz? Yaşayan, sessizce kendine bağlayan, sükuneti içinde hayran dolaşırken bakışlarınızı başka yöne döndürdüğünüzde yeni bir şey keşfetmenizi sağlayan modern doğulu bir konsepti var. Tasarımlarınız yurtdışında da ilgi görüyor. Deniz Tunç tasarımları bugüne kadar nerelerde yer aldı? Dubai-Zabeel Saray Hotel, Dubai Embassy Residence, Londra Kazan Restaurant, Moskova Rixos Royal Spa Hotel, Kazakistan Astana Büyükelçiliği, Abu Dhabi Saadiyet Beach Resort, Dubai Büyükelçiliği, Park Hyatt Oteli – Chicago, Libya Triboli Hotel, Dubai Beach Palace, Qatar Al Wajba Hotel.
81
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
söyleşi
Her coğrafyanın etkilendiği kültür ve yaşamlar bambaşka. Bu anlamda İstanbul için neler söyleyebilirsiniz? Yaşadığımız kültür içinde nasıl tasarımlar bize daha yakın? Bir düzensizlik, üst üste olma haline ne eklenebilir? Ayrıştırmak, sakinleştirmek gerek. Büyüyü bozmadan… Bostandaki yabani otları temizler gibi…
82
Deniz Tunç’un nasıl bir gelecek hayali var? Tasarımlarımın daha özgür seslenebilmesini istiyorum. Kişisellikleri öne çıksın. Özgürlüğü ve özgünlüğü daha rahat kullanabilmeyi hedefledim. Şu an üzerinde çalıştığınız, sizi heyecanlandıran projeler var mı? Her zaman oldu. Yeni koleksiyonlar için yeni fikirler bulmaya çalışmak ve bulabilmek beni çok heyecanlandırıyor.
83
Ahşap sevenler için 10 öneri
Doğal malzemenin kusursuz işçilikle birleştiği tasarımlar, bugüne kadar dünya çapında pek çok ödül sahibi olan Mobi Mobilya ile evlerinizde.
1
KlasiK şıK Parlak cilalı kök ceviz Vienna büfe deri detaylarıyla klasik mekanların gözdesi olmaya aday. Bu tarz bir büfeyi yine aynı renk malzemeden bir yemek masasıyla kombinlediğinizde etkisi artacak, kullandığınız mekanın konsepti kusursuz biçimde tamamlanacak. Hayvan formlu bronz aksesuarlar sezonun gözdesi; siyah abajur ve şamdanlar işe asaletin simgesi.
2
Modadan dekorasyona Özgün ve heykelsi bir tasarım… Ceviz gövdeli parlak lake kaplama Vogue orta sehpa evinizdeki trend sözcüsü olmaya aday. Dünya fuarlarında gözlemlediğimiz en belirgin uygulamalar arasında liste başı olan parlak lake bu tasarıma çok yakışmış. Sehpanın kendinden raflı olması da kullanım faydasını en üst düzeye çıkarıyor.
Öze dÖnüş Osmanlı döneminin etkisini güçlü biçimde hissettiğimiz sezonda evlerimizde de kültürel füzyon uygulamaları harika sonuç veriyor. Ottoman ceviz kolçaklı sandalye belli bir stilin öncüsü olarak sanat eseri duruşunu sergiliyor. Salon ya da oturma odanızda keyifli sofistike bir köşe için doğru bir seçim olacak.
Advertorial 84
5 4
mobi@mobi.com.tr
3
Kusursuz işçiliK Granada ceviz vitrin, oryantal motiflerden ilham alırcasına mekanda mimari bir unsur oluşturacak. Ahşabın doğallığı, son yılların öne çıkan trendi zanaat ve el işçiliğinin zarif etkisiyle birleşiyor.
zamansız çizgi Masif ceviz deri kaplamalı Calisto sandalye, yalın ve asil çizgisiyle zamansız tasarımlara gönderme yapıyor. Modern ya da klasik her tarzdaki dekorasyon konseptiyle uyum içinde kullanabileceğiniz sandalyeleri yemek masanızın etrafında; ya da başlı başına evinizin tüm yaşam alanlarında tercih edebilirsiniz.
6 new york tarzı Amerikan tarzı tutkulu, gösterişli bir mekan konsepti için ayrıcalıklı bir seçim: New Yorker ceviz orta sehpa. Chesterfield stilinde deri bir kanepeyle ya da hafif keten kumaş döşemeli koltukların yanında; bu tasarımı rahatlıkla yaşam alanlarınıza adapte etmeniz mümkün.
zanaatkar tasarıM Kök ceviz üzeri akçaağaç marketöri bronz çalışılan Granada konsol bulunduğu her köşede sürprizlerle dolu bir etki yaratabilir. Geometrik modern bronz ayakları, bu sanat eseri ürünü benzersiz kılan detaylardan. Üzerine yerleştireceğiniz kocaman tek renkli bir aranjman ve çerçevesiz ayna ile en güzel karşılama alanı sizin evinizde olabilir!
7 8
mimari etKi Valencia büfede ceviz üzerine kök ceviz kulplar ve marketöri işçiliği göze çarpıyor. Ahşap yüzey üzerine uygulanan kakma işçiliği her mekanda kendini gösterebilen gizli bir iddia; abartıdan uzak zarafeti gözler önüne seriyor.
lale bahçesi Tulip ceviz yatak odası takımı, Neoklasik etkisiyle konforu geçmişin köklü izleriyle birleştirmeyi başarıyor. Yatak odanızda sade bir romantizm, sakin bir huzur arıyorsanız Tulip takımla doğal etkinin dört bir yanınıza sarmasına izin verin…
9
10
ahşabın gücü Masif ceviz üzeri akağaç marketöri uygulanan Tulip dresuar organik formu ve incelikli motifleriyle ahşabın mekanlardaki gücünü bir kez daha kanıtlıyor. 85
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dosya İskandinav
Nordist
İSKANDİNAV MOBİLYA VE DEKORASYON Yalınlık, fonksiyonellik, dayanıklılık… İskandinav tarzının temel felsefesini oluşturuyor. Günlük hayatı güzelleştirecek çözümler sunan bu tarzda zarif hatlı, rahat mobilyalar, aydınlık iç mekanlar ve ahşap detaylar dikkat çekiyor. Tasarımlarda öne çıkan unsurlar modern yaşam tarzına uygun, gün ışığını en iyi şekilde yansıtan sade, pratik, süsten uzak ve çevreye duyarlı ürünler yaratmak. İskandinav tasarımları için zamansızdır diyebiliriz. Anlık modaya göre değil yıllar içerisinde oluşmuş zamanın ötesinde bir takım estetik değerler taşır. Organik olan formlar ve doğal ahşap kullanımı esastır. Genelde masif ahşap zemin döşemesi açık renk mobilyalar ile tamamlanır. Işığı daha da fazla yansıtmak için aynalar da bolca kullanılır. Açık renk ve sade mobilyalarla renkli aksesuarlar çok güzel bir şekilde kombine edilmektedirler. Ahşabın sıcaklığı ile birleşmiş renkli aksesuarlar yaşanılması güzel ve rahat bir ortam ve yaşam alanı yaratırlar.
86
NORDist, kuzey ülkelerinin özenli tasarım ve nitelikli işçilik geleneğini mekân çözümlerinde kullanmak isteyen mimarlar, iç mimarlar ve dekorasyon meraklıları için çok farklı ve özel alternatifler sunuyor.
4800 Euro+KDV
1800 Euro+KDV
2850 Euro+KDV
1100 Euro+KDV 87
dosya iskandinav art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
FUNCTIONLAS& TRADITION 430 Euro
HAY 285 Euro
HAY 266 Euro
GUBI 6670 Euro
Diseno, modern İskandinav tarzı beğenenlerin sevdikleri bir adres. Diseno addresistanbul’daki mağazasında dekorasyon ve mobilya markalarını aynı çatı altında bir araya getiriyor.
FUNCTIONLAS& TRADITION 5850 Euro 88
GUBI 1080 Euro
89
dosya iskandinav art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
BOCONCEPT
IKEA 1899 TL
IKEA 699 TL
BOCONCEPT
Boconcept ürünlerinin tamamı iskandinav ruhunu yansıtıyor. Bunu, şehir yaşamını temsil eden ‘Urban Design’ ürünler olarak nitelendiriyor.
BOCONCEPT
BOCONCEPT
90
Evinize, mutfağınıza ferahlık ve neşe katacak Green Gate, İskandinav stilini en güzel yansıtan markalardan biri. Mint yeşili yeni koleksiyon ağırlıklı olarak seramik, melamin ve porselen malzemelerden oluşuyor.
91
92
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
dosya iskandinav
Q TOO 269 TL
DANCA
Q TOO 269 TL
Q TOO Bank 1695 TL
DANCA
93
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Mekan
SERRA-İ SULTAN
Mimar Duygu Çakmak
94
Bursa’nın yeni açılan mekanlarından olan Serra-i Sultan Restaurant’ın Türk mutfağının eşsiz lezzetlerinin yanı sıra mekan olarak da etkili olması için tasarımında geleneksel Türk motifleri kullanılmış. İç Mimar Başak Yurttaş bu motiflerin etkisi ile restaurantın iç mimari tasarımında; ahşabın dokusu ve sıcak etkisinin hissedilmesini ön planda tutmuş. Ahşabın geleneksel ağırlığının açık renk zemin ve duvar ile etkileşimi, servis hattının ön planda oluşu, tasarım kriterleri yönünden öne çıkan detaylar.
Gaziantep ve Hatay yöresinin geleneksel lezzetlerinin sunulduğu mekanda, kara fırın ve ızgara bölümlerinin tasarımın bir parçası olarak müşterinin görselinde hazırlanması ve pişirilmesi hedef edinilmiş. Bu sayede mekan ve marka arasındaki ilişkinin arttırılması hedeflenmiş ve genel mekan konseptinin ürünlerin sunumları ile tamamlanması sağlanmış. WC gruplarının ferah ve hacim olarak büyük tutulması da mekana artı değer katan özelliklerden biri. Üst kat VIP bölümü olarak planlanarak daha sakin bir oturum alanı yaratılmış ve bu sayede aynı mekan içinde müşterilere farklı alanlar oluşturularak konfor ve ayrıcalık sağlanmış. Alt kat ve üst katlarda LCD televizyonlar kullanılarak görsel bir hareketlilik kazandırılmış. Üst katta, klasik çizgilerin ağırlığı daha yoğun hissettirilmiş. Chesterfield tarzı deri koltuklar ve seperatörlerle bütünlük oluşturan torna ayaklı masalardan oluşan mobilyalar ile kombinlenerek renk uyumu içinde mekan bütünlüğü sağlanmış.
95
96
97
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dekorasyon Ev
ALAÇATI HAVASI Mimar Çiğdem Tambahar İç Mimar Davut Tambahar
98
DT Mimarlık’ın uygulamasını yaptığı ev Alaçatı da yer alıyor. Evin tasarımı tamamıyla ev sahibinin aile yapısına göre tasarlanmış. Bir ebeveyn odası, banyosu ve giyinme odası bulunan evde bir çocuk odasını iki kardeş paylaşıyor. Evde bir de misafir odası bulunuyor. Alaçatı’da yaygın olan taş ev mantığından biraz uzak bir havası var. Bu evde daha sade ve net hatların olmasına dikkat edilmiş.
Evin en önemli özelliklerinden biri, yaz kullanımıyla beraber kış kullanımını da mümkün kılınmış. Çeşme, iklimi itibari ile kışın konaklamaya çok uygun bir yer. Buna paralel her ev kendi ısıtma sistemine ve hatta daha keyifli anlar içinde şöminesine sahip. Öndeki pergolenin korunaklı bir yapıya sahip olması sayesinde kışın yağmurlu havalarda bile hem içeride şömine keyfi yapılıp hem de bahçe keyfinin yapılması mümkün olabiliyor.
Kullanılan malzemelerin uzun ömürlü olmasına dikkat edilmiş. Çeşme iklimi keyifli olduğu kadar zordur da. Bu yüzden uzun ömürlü ve dayanıklı secimler yapmaya özen gösterilmiş. Mümkün olduğunda doğal malzemeler seçilmiş. Mermer, ahşap cam gibi materyaller yoğun kullanılmış.
99
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Evin bütün mobilyaları ev sahiplerinin kullanım tercihlerine göre özel olarak tasarlanmış ve üretilmiş. Evin ıslak mekanlarında Grohe ve Artema gibi markalar kullanılmış. Evin doğal taşları tasarım ve imalat ölçülerine göre özel hazırlatılmış ve uygulamaları Taşpınar Mermer’e yaptırılmış. Mutfak bankosunda yakma granit kullanılmış. Böylece hem duvarlardaki brüt beton görüntüsü tamamlanmış hem de alışıldığın dışında bir malzeme ile evin görünümüne yeni bir doku katılmış. Evdeki aksesuarlar genelde Mudo, Boyner Home, Paşabahçe ve Alaçatı’daki antikacılardan seçilmiş. Evin hemen hemen tamamı özel imalat. Bunun dışında kalan yaşam alanlarındaki hareketli mobilyaların bir kısmı Mudo Concept’ten bir kısmı da IKEA’dan kullanılmış.
100
101
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dekorasyon Ofis
OFİSTE TASARIM RUHU Mimar Özlem Tokerim tarafından tasarlanan ofis, ince ayrıntılarıyla dikkat çekiyor. Ofise ilk girildiğinde göze çarpan merdiven bölümü oluyor. Aydınlatmalı basamaklar, taş duvarlar ve buna güzellik katan asimetrik ahşap korkuluklar merdivenlere ayrı bir hava katmış.
Mimar Özlem Tokerim
102
Ofisin dublex olması nedeniyle firma sahibi, müdür ve diğer çalışanların ihtiyaçları doğrultusunda ve göz zevkine hitap eden ayrı ayrı odalar olarak tasarlanmış. Tasarımlar yapılırken, göz zevkinin yanı sıra kullanıma uygun olmasına da dikkat edilmiş. Dublex ofisin çok fazla büyük olmaması nedeniyle ofise özgü bazı alanlar odalara dahil edilmiş. Ofis koridorunda duvar yerine cam kullanılması, mekanı ferahlatmış.
Beyaz koltuk Vanessa’dan alınmış.
Ofisin genelinde ceviz ve krem ağırlıklı renkler kullanılırken, sadece firma sahibinin odası beyaz olarak tasarlanmış. Yerde kullanılan koyu ahşap parkeler beyazla kontrast oluştururken mekana ağırlık katmış. Ofisteki dekorasyon ürünlerinde genelde ithal ürünler tercih edilmiş. Özellikle firma sahibinin odası için özel ithal plakalar kullanılmış. Mobilyalar mimar tarafından özel olarak tasarlanmış ve imalatı yapılmış.
103
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dosya Banyo
BANYOLARDA YENİ TASARIMLAR Eskiden evlerimizin temizlenme bölümü olarak düşünülen banyolar, artık başlı başına birer yaşam alanı. Günümüzün dekorasyon anlayışı ile paralellik gösteren vitrifiyeler, bataryalar, banyo dolapları, aksesuarlar, duvar ve zemin karoları hayatımızı renklendiriyor. Büyük değişim yaşayan banyo kültürü gerek görselliği, gerek fonksiyonelliği, gerekse de ergonomik çizgisi iler yeni çözümler sunuyor. Artık daha büyük metre karelerde tasarlanan banyolarda yeni ihtiyaçlara ve değişik yaş gruplarına göre de yeni sistemler geliştiriliyor.
Artema
104
Bien Seramik
Bien Seramik
Devon&Devon
Geberit, geliştirdiği DuoFresh teknolojisiyle istenmeyen kötü kokuları klozet taşının içinden emerek, kokudan arındırıp temiz havayı tekrar ortama verme özelliğine sahip inovatif bir ürün.
Boyner
GROHE batarya koleksiyonunun yeni yıldızı Grandera, modern tasarımı zamanın ötesine geçen bir estetik ile bir araya getiriyor ve ihtişamlı bir nostalji hissi uyandırıyor.
105
dosya banyo art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Banyo sektörünün deneyimli markası Kale, işlevsel ve şık tasarımlarını, en yalın haliyle Zero koleksiyonunda buluşturuyor.
Kütahya Seramik
Çanakkale Seramik
Mudo
Villeroy & Boch’un yeni serisi True Oak, özel seçilmiş meşe ağaçlarından can bularak; benzersiz ve otantik bir gerçek ahşap mobilya tasarımına dönüşüyor. Sade ve yalın tasarımıyla True Oak, geçmişten ilham alarak yeni ve eskiyi, modern ve gelenekseli bir araya getiriyor… Seride kullanılan el işçiliği her detayda ortaya çıkıyor.
106
107
dosya banyo art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
VitrA’nın, banyonun her köşesine uyum sağlayabilen duş ünitesi Zest, cam panelleriyle şeffaf bir yıkanma alanı oluşturuyor. Zest, modern ve zarif çizgisiyle, klasik tarzın dışına çıkmak isteyenler için tasarlanmış.
Villeroy&Boch
Çanakkale Seramik
Grohe
İlhamını ölümsüz aşklardan alan Creavit Frida Banyo Mobilyası ile banyolarınıza sihirli bir el değiyor. Frida; grinin şıklığını bordonun tutkusuyla lake gövde ve kapaklarda buluşturuyor.
108
NG Kütahya Seramik
Tasarımı ileri teknolojiyle buluşturan Seramiksan, Vintage ile mekanlarda country şıklık ve doğal görünüm oluşturuyor.
Seranit
Mudo
Mükemmelliği evlere taşıyan Serra, Fiori di Pesca ile duvar ve yer karosu için en iyi alternatifi sunuyor. İsmi şeftali çiçeği anlamına gelen Fiori di Pesca, çiçeğin sahip olduğu çok özel renk tonlarını karolara yansıtırken; her karoda farlı bir desen oluşturan damarlı yapısı ile mekanlarda farklılığın uyumunu gözler önüne seriyor. 109
Duravit
Devon&Devon, 2013 koleksiyonunda, duyulara hitap eden şekilleri, büyüleyici, şık stil ipuçlarıyla karakterize edilen aynalar ve duvar aydınlatması da yaşam alanlarında farklı bir ambiyans yaratmak isteyenler için şık ve zarif detaylarıyla dikkat çekiyor.
Karaca Home 110
Villeroy & Boch uzun yıllardır banyonun her alanında güçlü bir tasarım sağlayan lavabo ve duş çözümlerinin yanı sıra yüksek kaliteli ve banyo koleksiyonlarını tamamlayan armatürleri de geliştirmeye devam ediyor. 2013 yılında prestijli tasarım stüdyosu Molldesign tarafından iki yeni kapsamlı armatür serisi tasarlandı: modern ve evrensel tasarımı ile Just ve zamansız zarif tasarımı ile LaFleur Classique...
111
112
113
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dekorasyon Ev
YALOVA’DA BİR KIR EVİ
Röportaj Fatoş Altıntaş Yılmaz
114
2001 yılında Danca Mobilya’yı Türkiye’ye getiren Hugo van der Hoek- Nükhet Taşman çifti, o günden bu yana Türkiye’nin pek çok yerinde hizmet veriyorlar. Üretimi Bursa’da yapılan Danca ürünleri farklı ülkelerden deneyimli tasarımcılar tarafından özenle tasarlanıyor. Hugo van der Hoek- Nükhet Taşman çiftinin Yalova’daki kır evine konuk olduk bu sayı. Tasarımını Nükhet Taşman’ın İngiltere’de yaşayan kardeşi mimar Ferhan Azman’ın yaptığı evin en büyük özelliği, sade ve doğal olması. Yoğun iş temposundan kaçarak burada huzurlu bir yaşam süren çift, doğanın içinde olmanın tadını çıkarıyorlar. Nükhet Taşman’la yaptığımız söyleşide hem evlerini konuştuk hem de Danca’nın yeni hedeflerini…
Öncelikle, dekorasyona merakınız var mıydı? Evim yapılmadan öncesinde dekorasyona merakım yoktu, fakat gözüm her zaman oldu. Bakan birisiyim. Ne neye yakışır düşünürüm. Bir iddiam olmaksızın, bu buraya yakışmadı, bunu buradan alayım diye kendi kendime yorumlarım. Objeleri seçerken sadece hissederim. Eve koymak istediğim yerde de hissetmek önemli benim için. Peki, evin tarzıyla ilgili bir şeylerden bahsedelim. Evim Yalova’ya bağlı Esadiye Köyü’nde. Köy evimi İngiltere’nin gelecek kuşak mimarları arasında gösterilen yenilikçi ve kendine özgü çalışmalarıyla tanınan, aynı zamanda Danca’nın da tasarımcıları arasında yer alan Ferhan Azman tasarladı. Benim üzerinde durduğum en önemli nokta tek katlı olmasıysı. Arkadaşlarımızla her buluşmamızda esas konumuz hep yemek oluyor. Birlikte pişiriyoruz, oturuyoruz, konuşuyoruz, yiyip paylaşıyoruz. Yani vaktimizin çoğu mutfakta geçiyor. Daha sonra hep birlikte masaya oturuyoruz, ardından da yavaş yavaş koltuklara kayıyoruz. Kat çık, in, bin derdi olmasın istedik. Bir de arkadaşlarımızın gelip, kalacağını düşünerek geniş bir mekan olsun dedik.Bunu anlattığımda Ferhan’ın kafasında hemen proje oluştu ve bu tarza uygun bir ev tasarladı. Yaşam şeklimize çok uygun bir yaşam alanı oldu.
Mimarın kardeşiniz olduğunu düşünürsek, nasıl bir dekorasyon süreci yaşadınız birlikte? Ferhan’ın getirdiği ilk projede asma kattan oluşan bir bölüm vardı. Ben onu iptal ettim. Katı iptal ettim ama ablam bu tepede gördüğünüz camları bıraktı. İlk tepkim o camlar niye kalıyor, ben o camları silemem, temizleyemem oldu. Onları da silmeyivereceksin dedi Ferhan. Bunun fonksiyonu nedir diye sordum. Işık dedi. Işığı kullanmak lazım. O projenin yapılanması da öyle toparlanmış oldu. Dekore ederken beraber miydiniz yoksa dekorasyon tamamen size mi ait? Evin içi Ferhan için fazla kalabalıktı. Çünkü Ferhan minimalist ve ortalıkta bir şey olmamasından hoşlanan birisi. Ben de kullandığım her şeyin elimin altında olmasını isterim. O nedenle içine girdiğimde ablam beni terk etti zaten. Sen nasıl istersen öyle yap dedi. Masanın büyük olması fikri onundu. 12 kişinin bir anda rahat oturabileceği bir masa. Onun dışında, 2000 yılında Danca’yla birlikte çalışmaya başladığımızda direk Danca’dan koltuklar alıp koydum. Mesela kanepemizi biz X Large olarak tanımlarız. X Large oturma derinliği büyük olan demektir. Kanepelerimizde insanlar köylerdeki sedirler gibi yayılabilsin, rahat rahat oturulabilirsin, ayağını altına çekebilsin, iki kişi yatabilsin, kitap okusun, vaktini konforlu geçirebilsin istiyoruz. Bu ev tamamen sizi yansıtıyor diyebilir miyiz? Aslında, öyle.
115
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Mekanın en dikkat çekici bölümü neresi? Bence, şöminesi ve etrafı. Burası dağın eteklerinde, ormanın içinde, etrafı yeşille kaplı bir ev. Kışın şömine başında birden fazla kişiyle oturup sohbet etme imkanı bulabiliyoruz. Şöminenin sadece kendi sıcaklığından bahsetmiyorum, renginin verdiği sıcaklık da var. Orada tek duvarı farklı bir renk yapma konusunu da ablama sordum. Böyle bir şey çok mu çılgınca olur, diye. Çünkü normalde evde renk olmasını istemiyordum. Ablam, ne yapmak istersin dedi. Bıraksan kırmızı yaparım dedim. Ferhan hemen bayrak kırmızısı yaptır o zaman diye kesinleştirdi. Onun sınırlarını da o belirledi.
iyi ki evim var derim. Başka bir yerde o huzuru bulamam. Evimi çok severim.
Bu ev ve dışında yaşadığınız mekanlarda da olmazsa olmaz diyeceğiniz bir şey var mı? Anılar, fotoğraflar, yazılar bunlar mutlaka olmalı. Büroma da evime de onları mutlaka taşırım. İnsanlar bir fotoğrafı albüme ya da çerçeveye koyar, yıllarca o fotoğraf orada durur. Ben fotoğraflarda da dinamik olmayı seviyorum. Bir de şuna inanıyorum. Albüme koyduğunuz fotoğraf orada kalıyor, bilgisayara attığınız fotoğraf orada kalıyor. Oysa, IKEA sağ olsun, ucuz çerçeveleri çıkardığından beri fotoğrafları bastırıp IKEA’nın çerçevelerine koyup, o çerçeveleri sık sık değiştiriyorum. Bir odam vardır, rafında yığınla çerçeve vardır. Ara sıra gider, bunları özlemişim derim çıkarıp asarım.
Evinizde Danca koleksiyonlarından mutlaka ürünler var diye tahmin ediyorum. Neler var şu an? Koltuklarım var, çok rahat olduğuna inandığım. Yeni yeni koltuklar çıksa bile hiç değiştirmedim. Onlar koyduğumdan beri yani yaklaşık 10 yıldır oradalar. Çünkü onlar zamansızlar ve kullanımları çok rahat. Benim için onlar tartışmasız doğrular. Bir tek, kılıflarını değiştirdim iki kere. Çünkü Danca ürünleri çift kılıflı biliyorsunuz. Second skin denilen bu kılıf ürünün döşemelik kılıfının altında yer alıyor ve ürünün hem alt yapısını bir arada tutuyor hem de döşemelik kılıfın kolayca giydirilmesini sağlıyor. Bir de yine bir Ferhan Azman tasarımı olan masamı çok severek kullandım. Bu masayı da çok fonksiyonel buluyorum. Bir de, objeleri bulundurma yönümle bütünleşti. Masayı toplamama gerek kalmadan objelerimi görebilmek çok hoşuma gidiyor.
Evinizde size en huzur veren yer neresi? Evim, kendisi... Kapıdan ilk adımımı attığım anda,
116
Evinizin içinde sizi çeken yer var mı? En çok uzanıp kitap okuyabileceğim .koltuğumu seviyorum. .Bizim Lazy diye bir modelimiz var ve onun love seat denilen bir buçuk kişilik koltuğunu kullanıyorum. Bir koluna bacaklarımı, bir koluna kafamı dayarım. Geceyse kafamı ışığa doğru, gündüzse ışığın aldığı yöne doğru dönerim. Aynı koltukta bir sağa, bir sola dönerek okurum. Orası benim için evin bulunmaz, yeri doldurulamaz bölümü.
117
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Buraya tipik bir kır evi diyebilir miyiz? Çok tipik değil, biraz atipik tabii. Yani biz aramızda köy evimiz deriz, çünkü ağzımız alışmış. Köy evi dediğimiz için gelenler çok şaşırıyor. Tipik bir köy evi ama çok fonksiyonel ve lüks değil. Ama yine de doğal. Doğal olmasına çok önem verdik. Bunda yine Ferhan’ın etkisi var. Dışında kullandığı taş süslemeler ve ön cephede kullandığı panjurlarla bunu sağladı. Onlar evin bütünleyicisi gibi. Her zaman ışık evin içinde yani siz her zaman bahçede gibisiniz. Bahçedeki yaşam içeride de sürüyor sanki. Doğayı sevdiğimiz için, bu hoşuma gidiyor. İşiniz haricinde evinizde tam gün geçirdiğinizde nasıl zaman geçiriyorsunuz? Ya kitap okuyorum ya köpeklerimi tarıyorum ya da bahçemle uğraşıyorum. Mutfakla aranız nasıl? Hugo çok iyi bir aşçı olduğu için ben mutfağa pek girmiyorum. Girersem de onun çıraklığını yapıyorum ya da onun batırdığı mutfağı temizliyorum. Mutfağınız kültür olarak nasıl? Mesela Hugo soğuk, zeytinyağı sebze yemeklerini yemez. Benim için de hayatın vazgeçilmezidir. Ben onu şöyle çözdüm, sebze yemekleri yapıp içine tereyağı koyuyorum. Yani o sıcak sebze yemeğini seviyor. Onun için et vazgeçilmezdir, benim için sebze vazgeçilmezdir. Ama Hugo zaten bir mutfağa bağlı kalıp yapmıyor yemekleri, spontan yapıyor. Evde ne malzeme var, ben bunla ne yapabilirim, diyor.O zaman da anlaşıyoruz zaten. Bir tabakta çözüyoruz işi. Benim yaşım 50’ye geldi zaten, çok yememem gerekiyor.
118
Mesela koltuklarınızı değiştirmek istediniz. Şu an Danca’nın yeni koleksiyonundan neyi koyarsınız oraya? Yine mevcutlara çok benzer yeni Jumbo takımı var, onu koyarım. Koltuklarımızın çift kılıf özelliğini bu evde bizim çok işimize yaradı. Çünkü evde havuz var. Zaten burası köy evi. Burada insana stres yaratabilecek hiçbir şeyden yana değilim. Bu bana ters bir şey. İnsanlar havuza girip çıkıyor, bazen burada kalabalık pikniklerimiz oluyor. Şirketten arkadaşlarla falan beraber oluyoruz, çoluk çocuk. Annelerimizde vardır ya, aman oğlum döşemelik kirlenmesin, aman oğlum dondurma düşürme, şunu dökme. Benim için hiç o önemli olmadı.
Çünkü hakikaten kılıfları çıkarın, otuz derece de yıkayın sonra kuruyunca giydirin. Onu burada dibine kadar uyguladık. Leke tutmuyorlar. Danca ürünlerinin ‘second skin’ kadar önemli bir başka özelliği de leke tutmuyor olmaları. Danca, döşemelik kumaşların üzerine, bir film tabakası şeklinde özel bir malzeme ile kaplayarak su, yağ ve kire karşı koruma altına alıyor. Bu opsiyonel bir seçenek. Onları burada mutlaka uygulatıyoruz. Bu da çok büyük bir kolaylık sağlıyor. Üstüne bir şey döküldüğünde cıva gibi kalıyor üstünde. Danca’nın Türkiye’deki gelişimiyle ilgili neler söyleyebilirsiniz ? Nasıl bir süreçte şu an? Aslında, yakın zamana kadar Türkiye’de satışlar üzerine çok eğilmemiştik. Ama iki yıldır bunun üstüne daha ciddi çalışıyoruz. Şimdi, bu projemiz çok daha şekillendi diyebilirim. Tabii inşaatı konuşuyorsak, kaba inşaatı bitti. Artık detayına başlamak üzereyiz. Yeni bir üst düzey yöneticimiz başlayacak. Bizlerin getirdiği ve yarattığı ruhun üzerinde ticari yönden çok destekleyecek girişimlerde bulunacağız. Manavgat’ta açtığımız Danca Ev / Home isimli showroomumuz çok takdir topladı. Açıkçası, hepimizi çok şaşırttı. Gördük ki pazarın büyük bir boşluğuna hitap eden bir ifade oldu bu. Nedir o ifade? Aslında bu sıcaklığı, yaşanılırlığı, o enerji veren havayı oralara da taşıdık. Ve bu bizi çok memnun etti. İstanbul’dan çok talep aldık. Herhalde, yakın zamanda, İstanbul’da bir mağazayla artık Danca perakendecinin de bulabileceği bir hal alacak.
Danca’nın farkı nedir? İhtiyaçları analiz edip buna cevap vermeye çalışacağız bu yeni yüzümüzle. Tabii ki burada esas olan artık Türkiye ve Türkiye’nin doğusu olacak. Batı’ya ilişkin o yönümüzü ortaya çıkardığımızı düşünüyoruz. Sadelik, özgünlük bizim için önemli. Tabii ki her sektörde olduğu gibi modellemede herkes birbirinden etkileniyor ama yine de Danca bu birikimleriyle, oluşumundan bu yana getirdiği birikimlerle üründe vazgeçilmezleri var. İşte kalite olsun, oturma gruplarında ergonomi olsun. Bunların tamamlayıcısı pratiklik. Ve biz Danca’nın aday olduğu segmentinde bir boşluk olduğunu düşünüyoruz. Birbirimize benzememeye çalışacağız, bir başka markaya benzememeye çalışacağız diyebilirim. Hangi tasarımcılarla çalışıyorsunuz? Yeni eklenen isimler var mı? Ferhan Azman, Teun Van Zanten, Michelle Moore, Mat Linders, Hugo De Ruiter, Robert Nimwegen, Thomas Althaus gibi farklı ülkelerden deneyimli tasarımcılarla çalışıyoruz. Teun Van Zanten Avrupa’da çok ünlü, büyük bir tasarımcı. Birçok ünlü markanın son derece iyi satan ürünlerinde imzası var. Türkiyeli tasarımcılardan da Ferhan Azman, Aziz Sarıyer ile çalıştık. Bugünden sonra başka Türkiyeli tasarımcılarımız da olacak. Danca’nın ticari faaliyetlerinin dışında, bir de sosyal projeleri de var. Manavgat’ta geçen yıl yaptığınız bir şenliğiniz var. Biraz onlardan bahsedelim. Markaya aynı zamanda faklı bir konumlandırma da yapıyorsunuz? Aslında, evet. Onun mantığı da şuradan çıktı. Her mobilya firması aksesuarlarla bezenir. Biz bunu aksesuarlarla bezerken ne yapabiliriz, diye düşündük. Aksesuar aslında el emeği demektir, el sanatı demektir. O zaman biz neden el sanatlarımıza yönelip, el sanatçılarımızın da iş birliğiyle bir şeyler yapmıyoruz? Oradan yola çıktığımızda ilk aklımıza gelen kişi, Hughet Eyüboğlu oldu. Bedri Rahmi’nin gelini kendisi, Kanadalı. Onun eşinin ortaya çıkardığı, yazmanın pratik bir çoğaltılma yöntemi var. O yöntemi uygulayarak Manavgat’taki showroomun açılışını da içeren yazma şenliğiyle 16 Ekim’de piyasaya girdik. 5 gün süren etkinliğimiz çok ilgi çekti. Manavgat’ta yabancılardan ilgi göreceğimizi düşünüyorduk, ama Manavgat’ın yerlisinden gördüğümüz büyük ilgi bizi şaşırttı. Ve çok da takdir gördük. Bunu gelenekselleştirelim yılda bir kez yapalım diye düşünürken, olmaz öyle dediler. Altı ayda bir gerçekleştirdiğimiz organizasyonlara dönüştü. Mayıs ayı anneler günüyle bir araya geldi. Orada nazar boncuğunun ustası Zekai Erdal’ı bulduk İzmir den. Onur konuğumuz oldu. Danca Sanat Şenliği üç gün sürdü. Bursa’dan Feyza Açıkgöz’le, Antalya’dan Yalos ekibiyle atölyeler yaptık. Hepsini birleştirdik yazma, keçe, boncuk ve Yalos… Yalos yaptığı işi çer çöp sanatı olarak
tanımlıyor ve odunlardan objeler üretiyorlar. Sloganları da bana odun deme. Denizden toplanan, denizin aşındırdığı odunlarla yapılan heykelcikler… Bunların hepsi bir araya geldi. O dönemde ilişki içinde bulunduğumuz Ağrı’nın Patnos ilçesindeki bir okulun yardıma ihtiyacı olduğunu duyduk. Ve şenlikte yapılan aksesuarları satışa çıkardık. Sonra o çocukları ziyarete gittik. Şimdi,25 Ağustos’tan 5 Eylül’e kadar bir karavanla tekrar oraya gidiyoruz. Diş hekimi ve kulak burun boğazcı bir doktorumuz bizimle birlikte olacak. Siz markanın hangi yüzüsünüz? Ben aslında tasarım ekibiyle işbirliği yapacak olan kişisiyim. Tasarım direktörü diyorlar da direktör lafı pek hoşuma gitmiyor. Tasarımcılarla Danca kişiliğinin örtüşmesi anlamında ben bir katalizör görevindeyim. Tasarımcıyı üretimle örtüştürerek satışın isteklerine ve pazarlamanın hedeflerine uygun ürünün çıkmasını sağlıyorum. Yönlendiren, eleştiren, ilimine eden, kabul eden rol benim üstümde. Türkiye’de başka nerelerde göreceğiz Danca’yı? Aslında, stratejik planlarımızı yaptık. Toplam yirmi beş noktamız olacak bayi olarak. Bunlardan on tanesi Türkiye’de, beşi dışarıda olacak. Ama dağılım nasıl olur şimdilik bir şey diyemiyorum. Türkiye’de İstanbul’da mutlaka olacağız. Ardından Ankara, İzmir, Antalya olacak. 119
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Danca’nın ticari faaliyetlerinin dışında, bir de sosyal projeleri de var. Manavgat’ta geçen yıl yaptığınız bir şenliğiniz var. Biraz onlardan bahsedelim. Markaya aynı zamanda faklı bir konumlandırma da yapıyorsunuz? Aslında, evet. Onun mantığı da şuradan çıktı. Her mobilya firması aksesuarlarla bezenir. Biz bunu aksesuarlarla bezerken ne yapabiliriz, diye düşündük. Aksesuar aslında el emeği demektir, el sanatı demektir. O zaman biz neden el sanatlarımıza yönelip, el sanatçılarımızın da iş birliğiyle bir şeyler yapmıyoruz? Oradan yola çıktığımızda ilk aklımıza gelen kişi, Nükhet Eyüboğlu oldu. Bedri Rahmi’nin gelini kendisi, Kanadalı. Onun eşinin ortaya çıkardığı, yazmanın pratik bir çoğaltılma yöntemi var. O yöntemi uygulayarak Manavgat Showroomunun açılışını da içeren yazma şenliğiyle 16 Ekim’de piyasaya girdik. 5 gün süren etkinliğimiz çok ilgi çekti. Manavgat’ta yabancılardan ilgi göreceğimizi düşünüyorduk, ama bizi şaşırtan Manavgat’ın yerlisinden de çok ilgi topladık. Ve çok da takdir gördük.
120
Bunu gelenekselleştirelim yılda bir kez yapalım diye düşünürken, olmaz öyle dediler. Altı ayda bir, gerçekleştirdiğimiz organizasyonlara dönüştü. Mayıs ayı anneler günüyle bir araya geldi. Orada nazar boncuğunun ustası Zekai Erdal’ı bulduk İzmir den. Onu konuğumuz yaptık. Üç gün sürdü. Bursa’dan Feyza Açıkgöz’le keçe çalışmaları yaptık. Hepsini birleştirdik. Yazma, keçe, boncuk ve Yalos… Çer çöp sanatı olan, sloganları: bana odun deme. Denizden toplanan, denizin aşındırdığı odunlarla yapılan heykelcikler… Bunların hepsi bir araya geldi. O dönemde ilişki içinde bulunduğumuz Ağrı’nın Patnos ilçesindeki bir okulun yardıma ihtiyacı olduğunu duyduk. Ve şenlikte yapılan aksesuarları satışa çıkardık. Sonra o çocukları ziyarete gittik. Şimdi,25 Ağustos’tan 5 Eylül’e kadar bir karavanla tekrar oraya gidiyoruz. Diş hekimi ve kulak burun boğazcı bir doktorumuz bizimle birlikte olacak.
121
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Tasarımda Kadın
TASARIMA KADIN DOKUNUŞU Estetik düşünceler, ince detaylar, yaratıcı tasarımlar… Tasarım dünyasında vizyonu geniş, eğitimli pek çok kadın tasarımcı var. Hepsi yaptıklarıyla birbirinden ayrılıyor ama sonuçta aynı kulvarda buluşuyorlar. Tasarım dünyasında kadın olmak… Çoğu yaptığını iş olarak görmüyor, çünkü bu onlar için bir yaşam tarzı artık. Etrafımızda gördüğümüz her şeyde onların bir dokunuşu var. Bu bazen bir koltuk, bazen bir resim, bazen de bir pasta olabiliyor. Hayallerinin peşinden giden bu yaratıcı kadınlar, elleriyle şekillendirdikleriyle tasarım dünyasına yön veriyorlar.
122
“Yetmedi, yetinmedim. Hala beni arıyorum her gün.” Gerçek olanlara gözüyle yaptığı hayali eklemeler, çıkarmalar okul yıllarında ve sonrasında yolunu açmış Birsen Canbaz’ın. Etraftan duyduğu yaşam hikayeleri, farklı algılamalar, bazen yanlış anlamalar, ironiler üretmek en büyük desteği olmuş. Seramik sanatçısı Birsen Canbaz’ın ilk tasarımı bir Penguen olmuş, kanadı olan ama uçamayan bir penguen. Onu uçan ağırlık takip etmiş. “Terazi ağırlıkları bir zamanlar bendim, ağır ve hareketsiz, iki yana kanat ilavesiyle hayat değişti.” diye tanımlıyor kendini. Birsen Canbaz Sanatçıyı en iyi besleyen şeylerin başında mucize model olarak nitelendirdiği doğa geliyor. İşe bakış açısının, ciddiye almanın, kendini işe vermenin, kendinden bir şeyler katmanın ve işini severek yapmanın da insanın kendisini beslediğini düşünüyor. En sevdiği tasarımı: “Sade, orta, şekerli” fincanları çok seviyorum. Ben çözümü önerdim, “sade, orta, şekerli” isimli fincanlara imzamı verdim, Sanat Toprak üretti.
Deniz Toraman
“Bir Sır’dır Seramik, yaşamın özündeki Sır gibi” Tasarım benim yaşamımda her zaman var olan bir olgu ve bunu her alanda kullanıyorum diyor Deniz Toraman tasarımla ilişkisini. Yaşam biçimini de bir tasarım olarak görüyor. İlk göz ağrısı resim olmuş sanatçının ama bir süre sonra ona yetmemeye başlamış. Üç boyutlu bir şeyler tasarlamak, yaratmak istemiş ve böylelikle seramiğe yönelmiş. Zor beğenen ve zoru seven biri olan sanatçı yeni bir şeyler üretirken mükemmeli yakalayan kadar yapıp
bozmaktan çekinmiyor. Bugüne kadar yapmış olduğu çalışmalar, açmış olduğu sergiler beğeni ile karşılanmış. Bunlar benim dünümdü diyor ve yeni projelere ve geleceğe umutla bakıyor. En sevdiği tasarımı: Porselen damlalardan oluşan İstanbul Siluetlerim (Süleymaniye, Galata Kulesi, Sarayburnu, Dalgakıran) beğendiğim tasarımım. Nedeni ise kuşlarımın bu tasarım ile bütünleşmiş olması. Binlerce kuşu üretmek zor zanaat; ama binlerce kuşu duvarda özgürce uçurmak ise bir sanat… Onlar benim için özgürlüğünde ötesinde bir anlam taşıyor…
123
tasarımda kadın
Ece Yalım
“Zaman geçtikçe, tecrübelerim arttıkça, günden güne ben de çalışmalarım ile besleniyorum, büyüyorum ve hala öğreniyorum.”
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Ece Yalım için tasarım öncelikle oyuncaklarında, kullandığı eşyalarda, odasında eksik görüp ilave ettiği iyileştirmelerle başlamış. Sonraları edindiği deneyimlerle çevresini, mekanları, kullanılan objeleri sorgulamaya başlamış. Okul yıllarında kitapçı bir dostu için bir arkadaşıyla tasarladığı ayarlanabilir modüler kitaplık, Ece Yalım’ın ilk tasarımı olmuş. Doğal malzemelerle çalışmayı çok seviyor, ahşap ve camdan vazgeçemiyor. Her konuda film seyreden ya da kitap, dergi okuyan tasarımcıyı en çok besleyenler belgeseller ve yurtdışı gezileri oluyor. Yaşamın her anında gözlem yapmanın altını da özellikle çiziyor.
En sevdiği tasarımı: Frame çalışma masası ve takımı. Çünkü az, öz, yalın, fonksiyonel, rasyonel ama duygusal, biraz maskülen, teknolojinin baskısı altında olmayan, nostaljik ama hala modern.
Esra Fişek
“Bu benim hayattaki yolum, işim ve en büyük zevkim.” İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünde, tasarıma giriş dersindeki hocasının “Siz birer kanatları çıkmamış kuşsunuz. Size uçmayı öğreteceğim.” demesiyle Esra Fişek için tasarım bir anlam kazanmış ve bakmakla görmek arasındaki farkı öğrenmeye başlamış. İlk tasarımı çalıştığı iş dolayısıyla yaptığı minik promosyon aksesuarları olmuş. Tipik bir ikizler burcu olan Esra Fişek kendini seramik çalışmaları, yurtdışı pastacılık eğitimleri, her türlü basın ve yayın organlarıyla her gün saatlerce besliyor. Esra Fişek kendini, insanları tasarımlarıyla mutlu etmenin en kısa yolunun mideden geçtiğine karar verip sonunda kendini lezzetler diyarında bulan bir garip “cakelady” olarak tanımlıyor.
En sevdiği tasarımı: Pastalarımın hepsi benim için çok kıymetli, çünkü hepsi insanlarda mutluluk yaratıyor. Hepsini öyle özenerek bezenerek ve kişiye özel tasarlıyorum ki ve hepsini o kadar çok seviyorum ki birini seçmem mümkün değil. 124
Artık daha hızlı karar alıyor ve projelere daha çabuk konsantre oluyorum
Gamze Güven
Gamze Güven lise 2. sınıfta endüstri ürünleri tasarımının ne olduğunu kavramış ve aradığı mesleğin bu olduğuna karar vermiş. Üniversitede 2. Sınıfta yaptığı ilk tasarım, elektrikli hızar (daire testere) tasarımı olmuş. Profesyonel hayatında yaptığı ilk ürün tasarımı projesi ise; dişçilerin kullandığı ‘artikülatör’ tasarımı. Tasarımcı kendisini en iyi besleyen şeylerin meraklı olmak ve gözlem yapmak olduğunu söylüyor. Seyahat etmek ise vazgeçemedikleri arasında yer alıyor. Son yıllarda ağırlıklı olarak ambalaj tasarımı yapan Gamze Güven’in favori malzemelerinin başında cam geliyor.
En sevdiği tasarımı: En sevdiğim tasarımımı seçemem. Birkaç örnek verebilirim; Yeni Rakı Şişesi, Komili Zeytinyağı Şişesi, Tekirdağ Rakısı Şişesi, Eti Sütlü Çikolata ve Efes Malt Bira Ambalajı tasarımı.
Gamze Yalçın
“Mobil olmak, benim en büyük özgürlük alanım, özgür olmak en büyük besin kaynağım.” Gamze Yalçın yaptığı seyahatlerle dünyayı algılamaya başlamış ve bu da beraberinde tasarımı getirmiş. Çocukluğundan beri seyahat etmeyi ve yollarda çizim yapmayı çok seven tasarımcı, yaptığı Avrupa ve Uzakdoğu seyahatleri sayesinde iç mimari kimliğine başka bir boyut katan illüstrasyona adım atmış. Gamze Yalçın’ın ilk tasarımı, Mosder Ev Mobilyaları Tasarım yarışmasından ikincilik ödülü aldığı ‘Çizgi’ isimli genç odası tasarımı olmuş.
Nerede olursa olsun çalışmanın keyfini çıkaran tasarımcıyı en çok seyahatleri besliyor. En sevdiği tasarımı: Filipinler’deyken, çöplük bölgesinin içinde olan bir anaokulu için yaptığım duvar resmi. Geleceğin çocuklarının hayallerine ilham verecek bir duvar resmi olacağını düşünüyorum.
125
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
tasarımda kadın
“Bir müzede gördüğüm bir eser beni allak bullak edebiliyor.”
Hülya Çelik Pabuççuoğlu
Hülya Çelik Pabuççuoğlu’nun profesyonel iş hayatındaki ilk tasarımı müşteri talebi üzerine yaptığı metal bir konsol olmuş. Metal malzemeyle çalışmayı çok seven tasarımcı, döküm parçaların modellerini eliyle şekillendirip gönlündekini yapabiliyor. Seyahat etmeyi çok seven tasarımcıyı en çok müzeler, kitaplar, sergiler besliyor. Neredeyse 20 senedir bu işi yapan tasarımcı, bu mesleğin her an kendisini şaşırtabildiğini söylüyor ve ekliyor: Bence öğrenci heyecanını kaybetmemek ve asla kibirli olmamak lazım. En sevdiği tasarımı: Tasarlarken, üretirken her şey çok keyifli. Onun yoktan ortaya çıkması, insanlar tarafından beğenilmesi çok mutluluk verici. Ama bir şey üretildikten sonra bana çok anlamlı gelmemeye başlıyor, sıkıyor. Bu, piyasadaki diğer ürünler için de geçerli.
“Öğrenme bitti diyemem, devam ediyor ve edecek de...”
Nursema Öztürk
Tasarım hayatı resme olan ilgisiyle başlayan Nursema Öztürk’ün içindeki tasarım yeteneği sonradan gördüğü ve anladığı bilinçle şekillenmiş. Küçük yaşlarda ablasının yanında seramik çalışmaları yapmış ama ilk bilinçli tasarımı okul projesinde yaptığı yemek masası olmuş. Ahşabı seviyor, ama seri üretilmesi gerektiği için tercih ettiği malzeme daha çok fiberglas oluyor.
Nursema Öztürk keşfetmeyi seviyor ve kendini “aslında biraz çocuk gibiyim” diye tanımlıyor. Meraklı olması ve resim hobisi onu en çok besleyenler arasında yer alıyor. En sevdiği tasarımı: Aslında hepsini çok seviyorum, çünkü hepsinin bir doğuş hikayesi var. Ben bu hikayeleri çok seviyorum, onlar tasarımlarımın yaratıcısı. Beni en çok şaşırtan ve etkileyen “ box” tasarımım oldu. Öyle basit bir form ki her şey olabiliyor ve olasılık hesaplarına göre trilyonlarca farklı biçim alabiliyor. 126
Aysun Altındağ
Meltem Maralcan
“Giderek pişiyor ve başarılı bir omlet olma yolunda ilerliyoruz.” Omletistanbul, Aysun Altındağ ve Meltem Maralcan’ın okul yıllarında hayalini kurdukları bir projeymiş. Bir tasarım ofisi kurmak, istedikleri her alanda tasarım yapmak, kendi tasarımlarını yaratmak… 2007’de bu hayalleri gerçek olmuş. Omletistanbul’u kurar kurmaz tasarımcı bir karga’nın macerasının anlatıldığı bir masaldan yola çıkarak, renkli, pop-up, kendi elemanlarını kendi malzemesinden çıkaran ürünler tasarlamışlar; Birdy, omlet, key forest, forest apart… Çeşitli atölye çalışmalarına katılmak, ortak çalışmalar yapmak, paylaşımlarda bulunmak 2 genç tasarımcıyı en çok besleyenler arasında yer alıyor. En sevdikleri tasarımları: Şu ana kadar yaptığımız tüm tasarımları çok seviyoruz, ancak en sevdiğimizi henüz tasarlamadık!
“Hep merakla araştırdım. Üretimde ve tasarımda yenilikçi çözümler adına çok çalıştım. İyi bir teknoloji ve malzeme bilgisi ile pratik çözümcü bir alt yapım oluştu.”
Oya Akman
Yeni malzemeler ve teknolojilere çok meraklı olan tasarımcı için geleceği öngörmek çok önemli. Farklı malzemeleri, farklı yenilikçi yöntemlerle yeniden keşfetmeyi, yönetmeyi seviyor Oya Akman ama en çok cam, Dedemin verdiği büyüteç ile baktım, çizdim, porselen tekstil, ürünleri ile çalışıyor. kurguladım... Oya Akman’ın hayatına tasarım En sevdiği tasarımı: Bubble bardaklarımı böyle girmiş. Hep bir şeyler tasarladım, seviyorum. Çok yalın, çok hafif ve fiziksel çizdim, ama DGSA (MSÜ) Endüstri Tasarımı yansıma kuralları ile minik bir oyun da ve İç Mimarlık Bölümü net bir profesyonel barındırıyor tasarımı. başlangıçtı benim için diyor. İlk yaptığı tasarımı bir giysi olmuş.
127
tasarımda kadın
“Suya küçük bir taş attım ve halkasının büyümesini izliyorum.”
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Oya Erol
Oya Erol, çocukluğunda hep farklı bir şeyler üretiyor, bilincine varmasa da “tasarım” yapıyormuş. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümündeki lisans eğitimi sırasında hayatındaki tasarım süreci bilinçli olarak başlamış. İlk çalışması, Helenist XXI. yy adlı porselen tabak üzerine dekorladığı seri olmuş. Tasarımcıyı en çok besleyenlerin başında, doğa ve İstanbul aşkı geliyor. Kurumsal işlerle daha çok insana ulaşmaya çalışan tasarımcı, büyük beklentiler olmadan, küçük, gülümseten işlerle tasarım dünyasında bir yer bulabilmenin mutluluğunu yaşıyor.
En sevdiği tasarımı: İşlerimi birbirinden ayırmam zor, ama Helenist XXI. yy serisindeki kola içen Helenist tiplemesi hem grafik, hem ironik olarak etkileyici ve enteresan bence. Ayrıca “İstanbul’un martıları, Perili Köşk’ün perileriymiş!” çalışmam da gerçekten hem çok “İstanbul”, hem de çok eğlenceli...
Özlem Tuna
“Yaşadığım toprakların beni etkileyen yanlarını, evrensel olanla birleştirme isteği ile vücut süsleri ve keyif objeleri yapmaya devam ediyorum.” Tasarım Özlem Tuna’nın hayatına bahçede sıkılmadan çamurla oynadığı yıllarda girmiş. Yemek yapmayı da çok seven tasarımcı, tasarım ile yemeğin çok iç içe olduğunu düşünüyor. İlk tasarımları Ege’de evinin bahçesinde çamurdan oluşturduğu insan figürleri olmuş. Profesyonel anlamda yaptığı ilk tasarımları ise, mücevherlerden oluşuyor. Okumak ve seyahat etmek Özlem Tuna için vazgeçilmezler arasında yer alıyor. Farklı malzemeleri bir araya getirmeyi, malzemenin doğası içinde gidebileceği noktalara kadar ilerlemeyi çok seviyor.
En sevdiği tasarımı: En sevdiğim bir tasarımım yok. Açıkçası ben tasarlayıp, ürettikten sonra onun büyüsü bitiyor benim için. Ama ‘’Dün Bugün Yarın ‘’ kaselerimi seviyorum.
128
“Yaptığı işe aşık olanlardanım ben. Her yeni projede o işin heyecanını duymak beni yeniliyor.”
Seda Okutan
Selda Okutan plastik sanatlara olan ilgisi nedeniyle heykel üzerine eğitim almak isterken takı ile tanışmış ve heykelin sadece belirlenmiş alanlarda yapılması gerekmediğini, takılabilir heykeller de yapabileceğini anlamış. Bunun üzerine üniversitede takı teknolojisi ve tasarımı üzerine eğitim almış. Gözlemlemeyi ve araştırma yapmayı seven tasarımcı için insan benzersiz bir kaynak. Tasarımlarını ağırlıklı olarak gümüş ve altından yapan tasarımcı porselen, ahşap gibi yardımcı malzemeler kullanmayı da seviyor.
En sevdiği tasarımı: Çizdiğim ama henüz uygulamadığım tasarımlarımı çok severim :) Benim için henüz yapılmamış bir işin heyecanından daha güzel bir şey yoktur.
Şule Koç
“Detaylara meraklı, gelecek düşkünü, hiçbir zaman tam hissedemeyen ve hep arayışta olan biriyim.” Şule Koç, çocukluktan itibaren en çok zaman ayırdığı ve ilgi duyduğu konuların üstüne gitmeyi tercih etmiş ve hayatında tasarım böyle şekillenmiş. İlk tasarımı bir oyuncak olmuş. Profesyonel anlamdaki ilk tasarımı ise “Su” isimli bir kanepe. Dijital ve interaktif sanat gibi alanlarla ilgi duyan tasarımcı, bilimsel yazılar okumayı seviyor. Tasarımda beslenmenin ilham
almakla değil biraz da unutmakla mümkün olduğunu düşünüyor. Şule Koç belli bir malzeme üzerinde durmasa da ağır, sert malzemeleri akıcı veya hareket edebilen formlarda kullanmayı, hafif malzemelerle birleştirmeyi seviyor. En sevdiği tasarımı: Black Diamond diyebilirim. Sevmemin nedeni, uzun süredir kafamda yer etmiş ve sonra çok kısa bir sürede ürün haline gelebilmiş bir tasarım olması.
129
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Mekan
Mimar Duygu Çakmak
SICACIK BİR MEKAN İçerisinde büyük bir taş fırın, önünde kocaman bir mermer tezgah ve ekmeklerin dizli olduğu fırınlar artık eskide kaldı. Modernleşen dünyada diğer her şey gibi fırınlar da dekorasyonlarına önem vermeye başladı. Mimar Duygu Çakmak ve İç mimar Melih Konuk’un tasarımını gerçekleştirdiği fırın projesi, çözümlenmesi zor görünse de hem keyifli olmuş hem de proje aşaması çabuk ilerlemiş.
İç Mimar Melih Konuk
130
Müşterinin talepleri doğrultusunda yerleşim projesini bitirdikten sonra sıra dekorasyonu belirleyecek unsurlara gelmiş ve mekan eski ve köklü bir fırın olduğundan mimarlar hem modern hem de içerisinde eskiyi anımsatacak malzemeler kullanmak gerektiğini düşünmüşler. Konsepti belirleyen ana unsur, tezgahların önündeki eskitme parke olmuş. Mimarlar daha önce bir parke mağazasında görüp beğendikleri bu malzemeyi bir projede değerlendirmek istemişler ve bu projede uygun olduğuna karar vermişler. Bu eskitme parkenin içindeki siyah, beyaz ve maviyi diğer malzemelere dağıtarak kullanmak, ana renkleri de belirlemiş. Beyazı tezgah mermerinde, siyahı dolap gövdelerinde maviyi ise yerdeki çinilerde kullanmak bir renk bütünlüğü sağlamış. Diğer mobilya aksamlarında eskitme meşe kaplama, duvar ve tavanlarda sıva görüntüsü yapılarak mekana sıcak ve farklı bir hava katılmış.
Bu fırında alışılmışın dışında sabah çıkan nefis simit ve poğaçalardan alıp çaykahve içilebilecek sıcak bir cafe ortamı yaratmak için girişteki bölüm kullanılmış. Diğer geniş alan ise teşhir alanı olarak ayrılmış. Girişi ve cafe bölümünü ferahlatmak amacıyla tavanda bir girinti oluşturulup içi ayna kaplanmış ve üzerine asılan karpuz lambalarla da hareketlendirilmiş. Kapı girişindeki duvar dekoratif tuğla kaplanıp üzerine cafe bölümünde kullanılan ahşap çapraz bantlardan esinlenerek iki adet fırın küreği asılmış. Arta tarafta fırın için oluşturulan şişirmenin devamına çay kahve servisi için küçük bir mutfak alanı çıkartılmış. Fırının sağ ve sol tarafına nişler oluşturularak doğal bir görüntü elde etmek amacıyla fırınlarda kullanılan odunlar kesilerek dizilmiş. Fırının sol tarafında imalata açılan kapı ve wc kapısı eski ferforje rozet ve kollarla süslenmiş. Ekmek çeşitlerini yazmak ve esprili kelimelerle müşterilerin ilgisini çekmek amacıyla ekmek standı ve sütlüğün üstüne monte edilen kara tahtalar tasarlanmış. Son olarak sağ ve sol taraftaki kolonların önüne oluşturulan nişlerin içine alınan aksesuarlarla ve fırın yanındaki duvara asılan büyük saatle dekorasyon tamamlanmış.
131
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dekorasyon Ev
CHIC&BASIC
Balmumcu’daki 5 katlı müstakil ev, 3 kişilik bir aile için dekore edilmiş. 6 odası, 2 salonu bulunan evi çok katlı olduğu için ortak mekanlarda yalın ve kullanışlı bir stili benimsenmiş. Mimar Şebnem Buhara’nın genel tarzı olan farklı mekanlarda farklı stilleri kullanmak, bu evde de tercih edilmiş. Spor, şık, maskulen stiller harmanlanıp kullanılmış.
Mimar Şebnem Buhara
132
Evin mimarisi kolon ve taşıyıcı haricinde yeniden şekillendirilmiş. İlk hali harabe olan evin dış sıvası dahil sökülüp yeniden tasarlanmış. Statik yapısı sebebiyle çok küçük mekanlara sahip yapıda, yeni bir tasarımla mekanlar birbirine bağlanmış. Ev; dinlenme bölümü, eğlenme bölümü, uyku bölümü olarak katlara ayrılmış.
Şömine duvarının sağında yer alan kolon aslında gizli bir büfe, bu bölümlerin içinde yemek takımları yer alıyor.
Girişte kullanılan gri mermer, tüm katlarda ve merdivenlerde devam etmiş. Ana girişte yer alan şömine duvarı, çok parçalı mermer ile kaplanmış. Mermer yemek masası ayakları parlak krom üzeri deri ile kaplanmış. Salonda yer alan abanoz kaplı gizli mutfak dolabı açıldığı zaman yanan led ışıkları, buzdolabı ve bulaşık makinası ile büyük davetler sonrası iş yükünü hafifletiyor. Gri ve vizon renk skalasına kiremit ve siyah eşlik etmiş. Metal birleşimler de parlaklığı pekiştirmiş.
133
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Mimarın evde en keyif aldığı mekan alt oturma odası olmuş. Üst katta maskulen bir stil varken alt katta Provence bir hava yakalanmış. O yüzden evde soft-hard hava hoş bir şekilde hissediliyor. Şehrin merkezinde olduğu için bahçe imkanları oldukça sınırlı olan evde çeşitlilik içeren bölümler tasarlanmış. Terastan jakuziye, bilardo salonundan basket sahasına kadar her şey incelikle düşünülmüş. Böylelikle evin her köşesi farklı kullanımlar için değerlendirilmiş.
134
Merdiven kovası çok dar olduğu için Pleksi ile şeffaflaştırılmış. Siyah ve koyu renkler maskulen hava yaratılmak istenilen alanlarda kullanılmış. Birçok mekanda, o mekana uygun imalatlar yapılmış. TV üniteleri, yatak odaları, banyo dolapları Boudesign tasarımı. Terasta Plaza Yapı’ya ait teak görünümlü seramikler kullanılmış. Mermer kaplamalar Stonline, Küpeşte Pleksi firmasına ait. Alt salonda kullanılan seramikler yine Plaza Yapı’ya ait. Bu bölümde açık mutfak ve sinema sistemi mevcut. Ayrıca evin oğlu için bir oyun odası bulunuyor. Üst çatı katı eve eğlence bölümü olarak katılmış. Gömme hote tube jakuzi yaz aylarında sürekli kullanılıyor. Çatı katı zemini epoksi yapılmış.
135
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Yatak odası gri parke döşenmiş (Trio Parke). Yatak başı tavana kadar özel imalat yapılmış. Duvarlarda tekstil esaslı duvar kağıdı kullanılarak otel havası yaratılmış. Evin genel tonları gri renk skalası ile bağdaştırılmış. Zeminlerde parlak ve kullanışlı malzemeler seçilmiş.
136
Boudesign tarafından yapılan evin tasarımında; Stoneline, Trio Parke, Ayhan Mor, Kur Mobilya, Pleksi, Fendi, Artemide, Itallamp, Plaza Yapı Ürünleri ve Tasarım Perde ürünleri kullanılmış. Tekstilde Designers Guild, Fabricut, Zimme Rohde kumaşlar, duvar kağıdında Omexco ve Arte markaları kullanılmış. Ev sahipleri evde vakit geçirmekten hoşlandıkları için, evin eğlenceli ve sürprizli olmasını istemişler. Birçok evde yapılıp kullanılmayan bölümler bu evde sürekli kullanılır hale gelmiş. Kısacası “yaşayan bir ev” tasarlanmış.
137
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dekorasyon Ev
BALAT’TA VİLLA KONFORU Balat’ta villa konforunu dairede yaşatan dublex yapı, 370 metrekarelik bir alana sahip. Mimar Sinem Erenus Muhtar’ın tasarım ve uygulamasını yaptığı daire 5 oda, çamaşırhane, 1 oturma alanı, salon ve mutfaktan oluşuyor. Geniş karşılama alanı olan ev, tasarımındaki detaylarıyla da dikkat çekiyor. Mimar Sinem Erenus Muhtar
138
139
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Salondaki beyaz hakimiyeti, tercih edilen döşeme ve perde seçimleri ile farklılaşıyor. Salonu yarı transparan olarak ikiye bölen ahşap kolonlar tavanda da devam ettirilmiş. Yemek bölümü ve oturma bölümü olarak ikiye ayrılan salonda çapraz oturma düzeni ile farklı, ama salona hakim bir yerleşme yapılmış. Duvarda kullanılan dekoratif Elazığ vişne mermeri renk olarak döşeme ve perdelere de devam ettirilmiş. Yemek odasının tavanındaki kirişi kapatmak için masa genişliğinde asma tavan çalışması yapılmış. Yemek odasında oymalı nişin etrafı dolap olarak kullanılmak üzere tasarlanmış. Şömine üzerinde ve oturma odasında Bülent Kılınç Yağlı Boya tabloları bulunuyor. 140
Projeye ilk başlanıldığında antrenin büyük ve karşılama alanının daha aydınlık olması için mutfak duvarı kırılarak ışığın antreye kadar girmesi sağlanmış. Kapı görüntülerini minimize etmek için pano tasarımı yapılan holde Amerikan ceviz ağırlığı gümüş varak çıta ve desenlerle farklılaştırılmış. Zeminde kullanılan Afkan halı, mekandaki tabloyla beraber renk katan önemli bir aksesuar. Merdiven çıkısındaki duvara tavanla beraber özel aynalı desen çalışması yapılarak yüksek olan hacmin algısını farklılaştırmış.
141
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Oturma salonunda estetik ve konfor ön planda tutulmuş. Amerikan ceviz ve lake olarak tasarlanan kitaplık ve TV ünitesi çiçekli perdeler ve döşemelikteki renklerle canlandırılmış.
142
Hol duvarına yapılan ledli nişler galeri boşluğunda hem aydınlatma hem de aksesuarların sergilendiği bir alan yaratmış. Merdiven üzerinden indirilen paslanmaz aydınlatmalar İroni’den seçilmiş. Üst holde bulunan mavi konsol ortama farklı bir renk vermiş.
143
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Yatak odası çatı eğiminden dolayı yüksek tavanlı bir mekana sahip. Yan duvarların dolap olarak değerlendirildiği alanlar aynalarla desteklenmiş. Yatak başının tavana kadar yapılan tasarımı mor döşemeyle renklendirilmiş.
144
Yatak odasında bulunan şömine, yüksek tavanlı alanda farklılığını gösteriyor. 145
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Mutfakta gelen misafirlerin bile rahatlıkla bu alanda ağırlanabileceği büyük bir masa yer alıyor. Beyazın hakim olduğu mutfakta lacivert ve yeşilin farklı uyumu duvar kağıdı ile bütünleşiyor. Smeg beyaz eşyalar beyaz mutfağa uygun olarak seçilmiş.
146
Çocuk odasında mevcut mobilyaların yeniden düzenlenmesi ve duvar kağıdındaki konseptin döşemeliklerle birleştirilmesiyle farklı bir ortam oluşturulmuş. Evin genelindeki tüm mobilyalar özel olarak tasarlanıp üretilmiş.
Dekorasyon proje, tasarım ve uygulama: Erenus Mimarlık Mobilya işleri: Turkuaz Mobilya Mutfak: Lineadecor (Yazmacılar) Koltuk ve hareketli ürünler: Kaas, Tepe Mobilya Vitrifiye: Can Can Seramik Elektirik işleri: Berk aydınlatma AydınlatmaLar: Fem Aydınlatma, İroni aydınlatma Alçıpan işleri: Rumeli dekorasyon Perde uygulama: Gençler Mefruşat Halılar: Halıca Şömineler: Teknik şömine Duvar Kağıdı: Evce Aksesuarlar: F&Y Mobilya, Deco Center, Paşabahçe Exclusive, Mikasa Moor, Mudo Concept, Anna Fresco Çiçek aranjman ve aksesuarları: Kurtuluş Tablolar: Simurg Sanat Evi 147
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dekorasyon Ev
SADE DOĞAL ŞIK Mimar Ali İskeçeli
148
Erginevler’de Mimar Ali İskeçeli imzasını taşıyan daire, sade ama klasik çizgileriyle dikkat çekiyor. Ev sahipleri mimardan mümkün olduğu kadar rahat ve kullanışlı bir ev istemişler. Ev sahiplerinin de abartısız, sade ama dikkat çekici bir yaşam tarzı olduğu için mimar bu yaşantıyı dekorasyona adapte etmekte hiç zorlanmamış.
149
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Ev sahipleri nasıl bir şey istediklerini çok net bildikleri için bunu anlatmakta da hiç zorluk yaşamamışlar. Çok renkli bir mekan düzenlemesi istememişler. Ama bazı noktalarda özellikle yumuşak renk geçişleri kesinlikle olmalı diye düşünülmüş. İlk dikkat edilen kullanışlılık ve rahatlık olmuş. Seçilen ürünlerde de tasarım yapılan kısımlarda da bu birinci hedef bu olmuş. 4 kişilik genç ve dinamik ailenin genel yaşam tarzları direk eve yansıtılmış. Daha çok kahve ve doğa renkleri üzerine yoğunlaşılmış. Ailenin genel tarzında iddialı ve bol renkler olmadığı için mimar da o paralelde hareket etmiş.
150
Ev sahipleri nasıl bir şey istediklerini çok net bildikleri için bunu anlatmakta da hiç zorluk yaşamamışlar. Çok renkli bir mekan düzenlemesi istememişler. Ama bazı noktalarda özellikle yumuşak renk geçişleri kesinlikle olmalı diye düşünülmüş. İlk dikkat edilen kullanışlılık ve rahatlık olmuş. Seçilen ürünlerde de tasarım yapılan kısımlarda da birinci hedef bu olmuş. 4 kişilik genç ve dinamik ailenin genel yaşam tarzları direk eve yansıtılmış. Doğal malzemelerle çalışmayı seven mimar, bu evde de kullanılan tüm malzemelerin mümkün olduğunca doğal olmasına dikkat etmiş. Özellikle mobilyalarda ve zemin malzemelerinde o natürelliği bozmayacak seçimler yapılmış. Mutfak ve banyolarda duvar ve ebat olarak mevcut mekanı kullanılmış. Onun dışındaki malzeme giydirmeleri yerleşim ve seçilen ürünlerde tamamen farklı bir oluşum üzerine gidilmiş.
151
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Ahşabın sıcaklığı yaşantıya ve tarza yansıtmak adına çok rahat ve bol kullanılmış. Koltuklar ve yataklar ebat itibariyle tamamen fonksiyonel olacak şekilde ayarlanmış. Kalabalık kullanımlarda bile sıkıntı yaratmayacak konforda tercihler yapılmış. Koltuklar, yemek takımı ve parça mobilyaların tümü Mobi Mobilya’da alınmış. Yerine ve ölçüsüne göre hazırlanan banyo dolabı, gardıroplar vestiyerle ve yatak odaları tasarlanarak Seren Mobilya’ya özel olarak yaptırılmış.
152
Çocuk odalarında ise çocukların tarzı ve cinsiyetine göre kendi kişiliklerine uygun odalar hazırlanmış. Bütün bunlarla beraber özellikle aydınlatma ve aksesuarlarla biraz daha klasik bir dokunuş verilmeye çalışılmış. Ortak banyodaki aplikler, yemek konsolu yanındaki iki adet sehpa, TV ünitesi, orta sehpa, banyo dolapları ve yatak odaları tasarlanıp özel olarak imal edilmiş.
153
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Dekorasyon Ev
VAZGEÇİLMEZ KLASİK Barok motif ve süslemelerin öne çıktığı Beşevler’deki daire, Mimar Mahmut Sami Bülbül tarafından tasarlanmış. Dairenin genel tasarımında ev sahiplerinin istekleri doğrultusunda klasik bir tasarım öne çıkarken, çocuk odalarında daha yalın çizgilere geçilerek dingin bir ortam oluşturulmaya çalışılmış.
Mimar Mahmut Sami Bülbül
154
Eve ilk olarak vestiyer bölümünden başlanmış. Vestiyer dolabının yerinin yuvarlak hale getirilmesiyle girişteki hantallık yok edilmiş. Bir galeri havası verilen bu bölümle birlikte dairenin tasarım konsepti belirlenmiş. Vestiyer dolabı yuvarlak hatlarda, sedef beyaz lake tasarlanmış. Zeminler tasos mermeri olup tamamı su jeti imalatı yapılmış.
Salon, misafir kabul ve günlük yaşam alanı olarak iki türlü düşülmüş. Salondaki bu iki bölüm, seperatör sistemi ile ayrılmış. Koltuklarda altın varak eskitme ve Anadolu cevizin natürel hali kullanılmış. Mekanda duvar kağıtlarıyla renk ve desen bütünlüğü oluşturulmuş. Mekanda aydınlatma, genel ve endirekt olarak düşünülmüş. Salon tavanlarında barok motifler kullanılarak alçı döküm süslemeleri yapılmış.
155
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Mutfakta tezgah ve dolaplar karşılıklı olacak şekilde iki bölüme ayrılmış. Ayrı bir yemek yeme bölümü, beyaz parlak sedef lake tasarlanarak oluşturulmuş. Zeminler mermer kaplama, tavanlar alçı döküm süslemelerle endirekt aydınlatma yapılmış.
156
Erkek genç odasında mekan küçük olduğundan giysi dolabı, kitaplık ve yatak kombin olarak ceviz kaplama ve beyaz parlak lake olarak tasarlanmış. Odaya hareket kazandırmak ve farklılık oluşturmak için yapılan tavandaki alçı döküm yuvarlaklıklar mobilya üzerinde kulp olarak kullanılmış. Mobilyalarda lacivert ve beyaz renkleri parlak lakeyle kombin edilmiş. Bu kombin, duvar kağıdı ve tavandaki endirekt aydınlatmayla da baskın olarak ön plana çıkarılmış.
Kız çocuk odasında el oyması mobilya üzerlerinde bol miktarda ayna kullanılmış. İpek mat, beyaz ve somon renkleriyle oda bir o kadar eğlenceli hale getirilmiş. Tavanda alçı döküm motifler kullanılarak endirekt aydınlatma sağlanmış. Ferah ve enerjik mekan olduğu için projede mimarın en keyif aldığı mekan burası olmuş.
157
dekorasyon ev art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Yatak odasında yatak duvar kaplama lambri ve giysi dolabı birbirini takip edecek şekilde kombin edilerek, beyaz parlak sedefli lake olarak tasarlanmış. Odada derinlik ve ferahlık sağlamak için kapaklarda ayna kullanılmış. Lacivert damask duvar kağıtları seçilerek neo klasik hava baskın hale getirilmiş.
158
Banyoda duvarlar mermer kaplama yapılarak, duvarda su jeti kesimi ile özel pano oluşturulmuş. Banyo dolapları sedef parlak lake olup üzerine antik ayna çalışılmış.
Mobilya imalatları: Gökşen Mobilya ve Dekorasyon Hareketli mobilyalar: Asal Mobilya Parke: Kahvecioğlu Duvar kağıdı: Arc303 Aydınlatmalar: Özertaş, Işıkevi Perde: Coquet Perde Seramik ve vitrifiye: Biryılmaz, Can Can Seramik Yatak başları ve döşeme: Gürhan Yedikardeş Mermer işleri: Teknotaş Boya alçıpen: Gökçeler Dekorasyon
159
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Otel
GALATA’DA YENİ REZİDANS: BAYLOSUITES Galata Kulesi’ne birkaç adım uzaklıkta yer alan Baylosuites, İstanbul’un tarihini yaşarken, şehrin sanat ve eğlence hayatının keyfini çıkarmak isteyenlerin tercihi olacak. Baylosuites, yeniden canlanmaya başlayan Karaköy ile Beyoğlu arasında bir köprü konumunda olup, vapur, tramvay, metro ve birçok kafe-restorana yürüme mesafesinde. 160
1880’lerde inşa edilmiş olan tarihi bina yenilenirken volta tavan, tuğla duvarlar, mermer merdivenler gibi orijinal unsurların tamamen korunmasına özen gösterilmiş. Binanın alt katında bulunan Alba Galeri’den temin edilen Türk ressamlara ait özgün baskılar ve orijinal gravürler dairelerin duvarlarını dekore ediyor. Baylosuites’in alt giriş katında bulunan Alba Galeri’de bölge ve İstanbul tarihini yansıtan tanıtıcı kitaplar, eski kartpostallar ile orijinal gravür ve haritalar sergi ve satışa sunuluyor.
161
otel art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Baylosuites binası, 19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş ikinci derece tarihi eser. Binanın renovasyon ve dekorasyonunda, çevrenin korunması önemle dikkate alınmış. Orijinal mimari özellikler muhafaza edildiği gibi, inşaatın çevreye verdiği olumsuz etkiler en aza indirilmiş. Standart binalara göre yüksek oranlarda enerji, su ve hammadde tasarrufu sağlandığı belgelerle kanıtlamış.
162
Baylosuites’in her biri farklı dekore edilmiş, 52 ile 60 metrekare arası dört dairesi var: Retro, Klasik, Şık Tasarım ve Modern. Dairelerin ortak özellikleri ise eskiyle moderni birleştirmeleri. Daireler en yeni teknolojik aletler, modern mutfaklar ve gereçlerle donanımlı. Doğal taş banyolarda yerel organik banyo ürünleri bulunuyor.
163
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Otel
YÜKSEK BEKLENTİLERİN ADRESİ D-HOTEL MARIS D-Hotel Maris, Ege ve Akdeniz’in birleştiği Datça Yarımadası’nda dünyanın en güzel koylarından birinin zirvesinde, yüksek beklentilerinize hitap edecek ayrıcalıklı bir otel. Doğu’nun egzotik unsurlarıyla Batı’nın modernliğini, minimalist tarzda birleştiren otelin yenilenmesi Midek Mimarlık tarafından yürütülmüş. Gerek iç gerekse dış tasarımıyla benzersiz bir çehre kazanan D-Hotel Maris’in kendine has özelliği, mekanlarının çeşitliliği ve her köşesindeki farklı detay kalitesi…
164
Datça Yarımadası’nda yer alan eşsiz konumu, beş özel plajı ve sunduğu lüks hizmet seçenekleri ile yüksek beklentilere hitap eden D-Hotel Maris, ürün yelpazesini genişleterek yeni restoranları, yenilenen ESPA spa merkezi, zenginleşen yoga ve fitness alternatifleri ile 2013 yaz sezonunda da misafirlerine unutamayacakları bir tatil yaşatmaya devam ediyor.
165
otel art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
Otelin bulunduğu doğa parçası, Midek Mimarlığa farklı iç ve dış mekanlar yaratma şansı vermiş. Midek de bu mekanların her birini kendine has bir konseptle tasarlamış. Tüm odaların akıllı dokunmatik panel sistemi ile donatıldığı otelde; odalar, lobi ve genel alanlardaki mobilyaların çoğu Midek Mimarlık tarafından tasarlanarak uygulanmış. Midek’in tasarladığı mobilyaların yanı sıra bu çalışmada İspanya, İtalya, Fransa, İngiltere, Almanya gibi çoğunluğu Avrupa olan, çok çeşitli mobilya ve tasarım firmaları bir araya gelmiş.
166
D-Hotel’in yenilenme süreci sadece görünüşü güzelleştirmek değil, bütünüyle bir değişim olmuş. İşin büyüklüğü ve kompleksliliğine rağmen her köşesi özel bir dikkatle detaylandırılmış. D-Hotel Maris projesi içerisinde birçok projeyi barındırma ve misafirlere de bir otel içinde farklı atmosferler yaratma şansı olmuş. Bu nedenle proje ve uygulama, yaklaşık 2 yılı bulan uzun ve zorlu bir sürede tamamlanmış. Midek’in misyonu her binayı, her mekanı ve mobilyayı tek tek, büyük, küçük ayırmadan bir tasarım ögesi olarak ele almak olmuş. D-Hotel binası da büyük ölçekli bir butik otel olgusuyla düşünülerek projelendirilmiş
167
otel art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
D-Maris Hotel misafirlerine üç yeni restoranı ileistisnai bir yeme–içme keyfi sunuyor. Man.Zara, Türk ve Osmanlı mutfağıyla buluştururken, et düşkünlerinin adresi İstanbul’dan gelen özel etlerden oluşan geniş menüsüyle Grill 93.Bellariva ise Floransalı İtalyan şefi ile geleneksel İtalyan mutfağından makarna ve pizza örnekleri ile damaklara bayram yaşatacak. Saklı cennet koylardan bir diğerinde yer alan The Breeze ise Ege ve Akdeniz mutfağından geleneksel örnekler sunuyor.
168
Otelin oldukça geniş bir alana yayılan SPA’sında ESPA ürünleri kullanılıyor. Geçen yaz büyük ilgi gören SPA, bu yıl yenilenen daha fazla terapi odasıyla hizmet veriyor. D-Hotel Maris, otelcilik sektöründe dünya çapında prestij sahibi “The Leading Hotels of the World” üyeliğine Türkiye’de kabul edilmiş tek resort otel olma özelliğine sahip.
169
art’ı mekan / Eylül - Ekim 2013 / *41
fihrist
MOBİ YALOVA YOLU 14.KM SANAYİ CD. NO: 4 TEL: 0 224 267 06 48 GRÖN KÜKÜRTLÜ CD. NO:58 OSMANGAZİ / BURSA TEL: 0224 236 16 82 BLANCO TEL: 0 212 886 57 13 www.blanco.com.tr BY KEPİ MUDANYA CD.ÇAĞRIŞAN KÖYÜ NO: 56 MUDANYA/BURSA TEL: 0 224 244 65 51
EMİN IŞIK / IŞIK KAPLAMA ÜÇEVLER SANAYİ SİT. 80. BLOK 18. CD. NO: 37 TEL: 0 224 443 44 95 NEZİH BAĞCI HOCAALİZADE CD. NO: 21 SETBAŞI/BURSA TEL: 0 224 224 98 21 AKSUN PARKE ESENTEPE MH. GÜZEL SK. NO: 2 NİLÜFER/BURSA TEL: 0 224 245 99 00
OSSA DESIGN İZMİR YOLU NO: 166 NİLÜFER/BURSA TEL: 0 224 249 92 72
MASSIVE PARKE KRİSTAL ÇARŞI 50/8 İHSANİYE/BURSA TEL: 0 224 245 65 70
MIELE www.miele.com.tr
IŞIKLAR MOBİLYA YENİ YALOVA YOLU 12. KM NO: 531 BURSA TEL: 0 224 267 02 46
PIERRE CARDIN KARADAĞ MOBİLYA LTD. ŞTİ. ODUNLUK MAH. İZMİRYOLU CAD. NO:29 NİLÜFER /BURSA TEL: 0224 452 53 68
NO TWO DESIGN CUMHURİYET MH. GAZİ CD. NO: 2 SADIKOĞLU SİT. B BLOK/B TEL: 0 224 452 02 24
FERAH FIRAT YAPI DEKORASYON İHSANİYE MH. 1.YAPRAK SOK. KANUNİ CAD. NO:20/A NİLÜFER / BURSA TEL: 0224 247 48 40
VİSUS BADEMLİ TEL: 0224 549 07 02
SHERWOOD FSM MAH. SANAYİ CD. EVKE PLAZA NO: 646/5 OSMANGAZİ / BURSA TEL: 0 533 203 67 46
BERK MEKANİK İHSANİYE MH. TUNA CD. ÇETİNKAYA SİT. NO: 1-2 TEL: 0 224 247 88 84
BEYAZ TEPE MOBİLYA MUDANYA YOLU SANAYİ CD. NO: 132 OSMANGAZİ/BURSA TEL: 0 224 249 06 61
SACHA KÜKÜRTLÜ MH. OULU CD. AKA PLAZA NO:1 TEL: 0 224 233 59 79
NURUS İZMİR YOLU CD. NO: 212 NİLÜFER/BURSA TEL: 0 224 443 22 43
MASACHI ERTUĞRUL MH. İZMİR YOLU CD. NO: 354/1 NİLÜFER/BURSA TEL: 0 224 999 1963
DORYA ESKİ MUDANYA YOLU NO: 24 BADEMLİ / BURSA TEL: 0 224 549 01 25
FEM AYDINLATMA FATİH SULTAN MH. SANAYİ CD. EVKE PLAZA NO: 646-1 OSMANGAZİ / BURSA TEL: 0 224 245 98 16
ALLIGATOR / POLAT TİCARET ULUYOL KIBRIS ŞEHTLERİ CD. ŞEVKİ İPEKTEN PLAZA 28/B OSMANGAZİ/BURSA TEL: 0 224 252 06 66
170
SMEG BOĞAZİÇİ İTHALAT TEL: 0 212 251 29 36
KUMOVA PLAZA KUMOVA (CARREFOUR YANI) 6. KAT NO:7/37 TEL: 0 224 451 39 39
NOU.KA FURNITURE VAKIFKÖY MH. VOLKAN SK. NO: 8/9 YILDIRIM/BURSA TEL: 0 224 353 04 34 DECOER ARABAYATAĞI MH. ANKARA YOLU CD. NO:296 YILDIRIM / BURSA TEL: 0224 360 63 70 GÖKÇELER DEKORASYON KÜKÜRTLÜ MH. MUDANYA CD. TAN SİT. NO: 83/A TEL: 0 224 235 05 70 TREND LINE KARAMAN MAH. İZMİR YOLU GİRİŞİ NO: 62 NİLÜFER/BURSA TEL: 0 224 246 60 86 ASPENDOS İZMİR YOLU 7.KM. NO: 276/A NİLÜFER/BURSA TTEL: 0 224 451 88 10 PERDELÜKS İHSANİYE MH. TUNA CD. NO:92/A TEL: 0 224 245 81 95 PETRA ABDÜLHAKMOLLA SOK. NO 25(21) ARNAVUTKÖY BEŞIKTAŞ İSTANBUL TÜRKIYE TEL:0212 287 61 58 İLK ÇİZGİ NİLÜFER HATUN CADDESİ İLK ÇİZGİ SOKAK NO: 5 NİLÜFER KÖY OSMANGAZİ/BURSA TEL: 0 224 244 91 91 VILLEROY&BOCH www.villeroy-boch.com ASTASARIES MUDANYA YOLU SANAYI CADDESI. ÇALIŞKAN IŞ MERKEZI NO:398 KAT:1/9 OSMANGAZI/BURSA TEL:0224 241 30 40
171
MOROCCO
172
www.mobi.com.tr