KEDİ - KÖPEK İÇ HASTALIKLARI
Prof. Dr. Tarık Bilal
NOBEL TIP KİTABEVLERİ
© 2013 Nobel Tıp Kitabevleri Tic. Ltd. Şti. Kedi - Köpek İç Hastalıkları Yazar: Prof. Dr. Tarık Bilal ISBN: 978-975-420-952-5
5846 ve 2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasası hükümleri gereğince herhangi bir bölümü, resmi veya yazısı, yazarların ve yayınlayıcısının yazılı izni alınmadan tekrarlanamaz, basılamaz, kopyası çıkarılamaz, fotokopisi alınamaz veya kopya anlamı taşıyabilecek hiçbir işlem yapılamaz.
Yayımcı : Nobel Tıp Kitabevleri Tic. Ltd. Şti. Millet Cad. No:111 34104 Fatih-İstanbul Yayımcı Sertifika No : 15710 Baskı / Cilt : No-bel Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Kurtini Mevki, General Şükrü Kanatlı Cad. Ömerli - Hadımköy - İstanbul : 12565 Matbaa Sertifika No Sayfa Tasarımı - Düzenleme : Nobel Tıp Kitabevleri, Özkan Kaya : Özkan Kaya Kapak Tasarım : Nisan 2013 - İstanbul Baskı Tarihi
NOBEL TIP KİTABEVLERİ TİC. LTD. ŞTİ. MERKEZ - ÇAPA Millet Cad. No:111 Çapa-İstanbul Tel: (0212) 632 83 33 Faks: (0212) 587 02 17 CERRAHPAŞA Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Karşısı Park içi Cerrahpaşa-İstanbul Tel: (0212) 586 17 58 KADIKÖY Rıhtım Cad. Derya İş Merkezi No: 7 Kadıköy-İstanbul Tel: (0216) 336 60 08
ANKARA Sağlık Sokak No:17/C Çankaya (Sıhhiye) Tel: (0312) 434 10 87 ANTALYA Meltem Mahallesi Dumlupınar Bulvarı Başkent Sit. B Blok. No: 4 Meltem Tel: (0242) 238 15 55 BURSA Sakarya Mah. Bahriye Üçok Cad. Menekşe Sok. No: 21/18 Görükle, Nilüfer Tel: (0224) 224 60 21 ELAZIĞ Yahya Kemal Cad. Üniversite Mah. No: 36/B Tel: (0424) 233 43 43 İZMİR Kazım Dirik Mahallesi, 186 Sokak No: 21/B Bornova Tel: (0232) 343 10 50 SAMSUN Ulugazi Mah. 19 Mayıs Bulvarı 16/6 Tel: (0362) 435 08 03
ÖNSÖZ Kedi - Köpek İç Hastalıkları üzerine 2004 yılında Karnivorları İç Hastalıkları başlıklı bir kitap yayımlamıştım. Bu onun genişletilmiş baskısıdır. Kitapta hastalıklar 14 bölümde, 241 şekil ve 223 tablo içeren geniş ve güncel bir kuramsal bilgi kapsamında işlenmektedir. Bazı bölümler çıkartılarak eklemeler yapılmış ve dil sadeleştirilerek bol bilgi sunulmuş, kaynak teşkil edecek değişkenler özellikle verilmiştir. Konular sistem başlıkları altında toplanarak kliniğe yardımcı bilim dalları bilgileri ile beraber verilmiş, bu şekilde kaynak teşkil etmesi, lisans, doktora öğrencilerine ve veteriner hekimlere gereksinim duydukları bilgileri sunmak amaçlanmıştır. Başkalarının yazdığı kitapları başkalarına çevirterek editörlük yapmak yerine bilim toplumuna mal olmuş kitap, doktora tezi ve bilimsel makale ve araştırmalardan yararlanarak ve bunlara atıf yaparak Türkçe kitap yazmak, bilgi birikimi sağlamak esas amacımdır. Hekimliğimizde Türkçeye çevrilmiş yabancı kitaplar, yabancı dille yazılmış uluslararası kitaplar ve Türkçe yazılmış kitaplar olmak üzere 3 çeşit kitap mevcuttur. Yabancı dille yazılmış olanların tümü İngilizce olup, öğretim üyeleri ve yabancı dili olanlar tarafından yararlanılmaktadır. Bu kitapların bazıları izin alınarak Türkçeye çevrilmiş bulunmaktadır. Önsöz yeri olmamakla beraber bilim ve sınavlar hakkındaki görüşlerimi belirtmek arzusundayım. Bilim alanında üretimin sürekliliği ve o bilgiye kendini adamış bilim insanlarının uluslararası yeri bilim tarihi açısından vazgeçilmezlerdir. Fakir ve az gelişmiş toplumlarda bilim insanının yetişmesi koşullara katlanarak yaşayan idealist insanlar tarafından gerçekleştirilir. Akademisyen olmak profesör olmaktan daha ötedir. Bağımsızlık ve özgürlük üniversitelerde daha mükemmel bir öğretimi ve yenilikleri teşvik eder. Bu nedenle öğretim üyelerine devlet memuru gibi bakmamak gerekir. Yüksek öğretimle oynanmaz. Batı toplumlarında üniversite araştırmalarının ilgili alanlarda ulaştığı üstünlük bilim insanının özgürlüğü sonucudur. Günlük yaşamı politik tartışmalar ve gruplaşmalar içinde geçen ülkemiz üniversiteleri gerçeğin anlatıldığı ve araştırıldığı öğretim kurumları olarak nitelendirilemez. Bizde teknoloji ile doğrudan ilişkili alanlarda araştırma olanağı çok sınırlıdır. Kalkınma bilimin gelişmesine ve bilimsel özgürlüğe dayalıdır. Bu modelin dışındaki toplumlar çağdaş yaşam standartlarına ulaşamaz. Bilim, disiplinlere göre farklılıklar içermekle beraber benzer bilimsel yöntemler kullanarak kesintisiz bir üretim sistemine sahiptir. Gözlem, tanımlama (araştırılacak konunun özelliklerinin belirlenmesi-1) ve varsayımı (süreci açıklamak için önerilen geçici yapı-2) kapsar. Kanıtlarla desteklenmeli ve buradan genele, kalıcı yapıya ve ulusal bilime geçebilmelidir. Öngörü (deneysel çalışmanın sonucuna yönelik ve istatistiksel veriler ile açıklanabilecek olasılıklar şeklinde planlanır. Öngörüler deneylerle sınırlandırılamaz. Sağlamaları yapılabilmelidir-3). Deneysel aşama (deney yenilenebilir olmalı ve sonuçları bilimsel yayınlarla başkalarının inceleme ve sorgulamasına açık bırakılmalı-4) ve bilimsel kuram (doğayı ve süreçleri veya olguyu açıklayan güvenilir, tutarlı ve kapsamlı bilgi bütünlüğüne sahip olmalıdır. Bilimsel süreç yinelenmelidir-5) olmak üzere beş aşamaya sahiptir. Bu şekilde bilimsel üretim yapısına uygun olmayanları ayırarak yanlışları ortadan kaldırır. Büyür ve köklerini sürekli sağlamlaştırır. Bilimsel devrim başarısının nedeni budur. Yazılı sınavların yeri ve önemi başka, seçmeli testlerin başkadır. Test sınavları doğru-yanlış 4-5 seçenekli, boşluk doldurma ve benzeri şekillerde uygulanır. Özel yetenek ve eğilimlerin
iv
ÖNSÖZ
kişisel nitelik ve becerileri saptanmasında uygulanan sınav türü olduğundan işlenen konular üzerinde öğrenci başarısı çoktan seçmeli testlerle ölçülemez. Yanıt hazır verildiğinden seçenekler arasında doğru yanıtı bulmak başarı olarak değerlendirilir. Öğrencinin başarısı işlenen konulardan çıkarılan soruları yazılı olarak açıklaması ile ölçülen, yanıt verirken öğrendiklerinde ürettiği düşüncelerini kişiye özgü olarak yanıtlar. Test soruları ise yazıya dönüştürülmediği için zihinsel üretimden yoksundur. Yazılı sınav sadece bilgi seviyesini ölçen araç değil, bilgiyi kullandıran bir denetim şeklidir. Bu nedenle öğretilenin kalem ile ortaya konması gerekir. Kalem yazma aracı olmaktan çok düşünme aracıdır. Yazılı sınavlar öğrencinin işlenen konuları ne denli öğrenebildiklerini açıklamaya olanak sağlar. Öğretim başarılarını ortaya koyar. Öğretenin eğitim ve öğretim başarısını gerçek anlamda ölçen yazılı sınavdır. Test değil. Test ağırlıklı eğitim ve sınavların gençlerin yetişmesi açısından yararlı olmadığı görüşündeyim. Öğrencinin görüş ve düşüncelerini yansıtan yazılı makale tipi veya sözlü sınavı tercih ederim. Üniversite öğrencileri bilgi ve düşüncelerini düzgün cümleler ve uygun sözcüklerle anlatabilmelidir. Kesik, kesik cümleler, bağlantı kurulmadan, tutarlıklık sağlanmadan, birbiri ile bağdaşmayan ve gelişigüzel ifadeler yeterli değildir. Büyük bir öğrenci grubu kitap almak ve okumak alışkanlığına sahip değildir. Fotokopi ağırlıklı eğitim yaygındır. Öğrenciler anlatılanları dinlemedikleri gibi, sorulara yanıtta veremiyorlar. İnternet ise, bir iletişim aracı. Verdiğinizden daha fazlasını alamazsınız. Çıktının kalitesi girdinin kalitesine bağlıdır. İnternet yoluyla eksik ve hatalı bilgi edinmekte olasıdır. Araştırma yapmadan konu hakkında bilgi sahibi olmadan indirme yaptığınızda çıktı yetersiz olur. Olabilecek eksikliklerin hoşgörü ve anlayış ile karşılanacağını ümit eder, bilime, Türkçeye, hekimliğimize katkıda bulunması ve ülkemize yaralı olmasını dilerim. Prof. Dr. Tarık BİLAL Kasım 2012-İSTANBUL
İÇİNDEKİLER Bölüm 1. SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI ............... 1 1. 2. 3. 4.
Ağız Mukozası, Diş Eti Ve Yutak Yangısı ...1 Kusma .............................................................2 Geri Kaçış .......................................................6 Mide Hastalıkları...........................................9 4.1. Akut Gastritis .......................................10 4.2. Kronik Gastritis ....................................10 5. Diğer Gastritis Nedenleri ...........................11 6. Midede Kıl Yumakları ................................11 7. Peptik Ülser ..................................................12 8. Akut Abdomen ............................................12 9. Gastrik Dilatasyon Volvulus ......................12 10. Mide Bağırsak Hastalıklarının İlaçla Sağaltımı .......................................................14 10.1. Kusturucu İlaçlar................................14 10.2. Antiemetikler .....................................15 10.3. Gastrik Sekresyonu Azaltan İlaçlar .16 10.4. Hücre Koruyucu ve Antiasitler ........19 10.5. Protektan ve Absorbe Edici İlaçlar ..20 10.6. Motiliteyi Etkileyen İlaçlar ...............21 10.7. Antimikrobiyel İlaçlar .......................22 10.8. Bağışıklık Sistemini Düzenleyen İlaçlar ..................................................24 11. Ascaridiosis ..................................................25 12. Kancalı Kurt Enfestasyonu .........................27 13. Sestodlar .......................................................30 14. Koksidiosis ...................................................32 15. Cryptosporosis.............................................33 16. Trichuriasis...................................................34 17. Septik Peritonitis .........................................35 18. Peritoneal Efüzyonlar .................................36 19. Myastenia Gravis .........................................37
Bölüm 2. KARACİĞER ve PANKREAS HASTALIKLARI ............. 39 A. Karaciğer Hastalıkları .................................39 1. Karaciğerin İşlevi.........................................39 2. Karaciğer Hastalıklarının Klinik Semptomları.................................................42
3. Hepatik Yetersizlik ......................................51 4. Hepatoensefalopati .....................................53 5. Kedilerde Karaciğer Yağlanması................59 6. Porto Sistemik Şant .....................................63 7. Cholangiohepatitis, Cholelithiasis ............64 8. Siroz ..............................................................66 9. Sarılık (Icterus) ............................................66 10. Steroid Hepatopatisi....................................68 11. Hepatik Neoplazmalar ................................68 B. Pankreas Hastalıkları ..................................69 1. Pankreas ve İşlevi ........................................69 1.1. Anatomi.................................................69 1.2. Histoloji .................................................70 1.3. Fizyoloji .................................................70 1.4. Pankreas’ın korunma mekanizmaları ......................................71 1.5. Sindirim Enzimleri ..............................71 1.6. Pankreatik Sekresyonun Regülasyonu ..........................................72 1.7. Kanda Pankreas Enzimleri..................72 2. Pankreatitis...................................................73 3. Ekzokrin Pankreas Yetersizliği ..................79 4. Neoplastik Ekzokrin Pankreas Hastalıkları ...................................................88
Bölüm 3. SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI ............ 91 1. 2. 3. 4. 5.
Normal Solunum Sesleri ............................91 Patolojik Akciğer Sesleri .............................91 Solunum Güçlüğü .......................................92 Siyanoz ..........................................................94 Üst ve alt Solunum Yolları Hastalıkları ...................................................96 6. Toraks Dışı Üst Hava Yollarında Tıkanma ........................................................97 7. Paranşimal Hastalıklar................................98 8. Pleural Boşluk Hastalıkları ........................98 9. Öksürüğe Klinik Yaklaşım .........................99 10. Bronkopneumoni ......................................100 11. Pulmoner Ödem ........................................102 v
vi
İÇİNDEKİLER
12. Lenfadenopati ............................................102 13. Radyografik Toraks Muayeneleri ............104 13.1. Larenx ve Trachea ............................104 13.2. Toraks ................................................104 13.3. Mediastinum.....................................107 13.4. Radyolojide Yarık Çizgileri .............108 13.5. Pulmoner Paranşim .........................109 13.6. Pleural Boşluk...................................112 14. Kardiyak Değerlendirme ..........................112 14.1. Kalp Gölge ve Boyutlarının Yorumlanması .................................114 14.2. Normal Radyolojik Kardiyovasküler Anatomi ...............117 14.3. Kedilerde Kardiyak Boyutlar ..........119 14.4. Akciğer Damarlarında Konjesyon..........................................119 14.5. Akciğerlerde Ödem..........................120 15. Genel Kalp Büyümesi ...............................121 15.1. Sol Ventriküler Dilatasyon..............122 15.2. Sol Atrial Dilatasyon........................123 15.3. Sağ Ventriküler Dilatasyon .............124 15.4. Sağ Atrial Dilatasyon .......................126 15.5. Kronik Dejeneratif Mitral Kapak Hastalıkları............................126 16. Vertebral Kalp Değeri ...............................126 17. Büyük Damarlarda Değişimler................129 17.1. Truncus Pulmonaris’de Dilatasyon 129 17.2. Genişlemiş Aortik Kemer ...............130 17.3. Vena Cava Caudalis .........................130 18. Kalp Kurdu Hastalığı ................................130 19. Perikardial Efüzyon...................................130 20. Pleural Boşluğun Radyolojisi ...................130 21. Solunum Sistemi Hastalıkları ..................132 21.1. Bordotella Bronchiseptica...............133 21.2. Canine Parainfluenza ......................134 21.3. Genç Köpek Hastalığı ......................134 21.4. Chlamydia Psittaci Enfeksiyonu ....140 21.5. Feline Calicivirus Enfeksiyonu (FCV) ..........................142 21.6. Feline Herpesvirus-1 Enfeksiyonu (FHV)..........................143 22. Kedilerde Burun Boşluğu, Farenks, Larenks Ve Akciğerlerde Bitkisel Kökenli Yabancı Maddeler .......................150 23. Antibiyotik Seçimi ve Kullanımı .............154 24. Akut Solunum Sistemi Hastalıkları ........157
25. Pulmoner Ödem ........................................157 26. Akciğer Kanaması .....................................159 27. Akut Trakeobronşitis ................................159 28. Enfeksiyöz Olmayan Tracheobronchitis .....................................160 29. Hava Yollarında Parazitler .......................160 30. Pneumonia, Bronchopneumonie ............160 31. Kronik Bronşial Hastalıklar .....................162 32. Pleura Hastalıkları.....................................163 32.1. Pleural Efüzyonlar ...........................163 32.2. Pyothorax ..........................................167 32.3. Chylothorax ......................................168 32.4. Pneumothorax ..................................169 33. Kedilerde Astım .........................................170
Bölüm 4. DOLAŞIM SİSTEMİ HASTALIKLARI ........... 173 1. Doğmasal Kalp Defektleri ........................173 1.1. Patent Ductus Arteriosus Botalli .....174 1.2. Aortic Stenosis ....................................177 1.3. Pulmonik Stenosis .............................179 1.4.Ventriküler Septal Defekt...................180 1.5. Atrial Septal Defekt............................183 1.6. Mitral Valvul Displazisi .....................184 1.7. Tricuspital Displazi ve Atresia ..........186 1.8. Fallot Tetralojisi ..................................189 1.9. Diğer Kompleks ve Kombine Defektler .............................................190 1.9.1. Büyük Damarların Transpozisyonu .........................190 1.9.2. Sinus Valsalva ve Aort Anevrizması ...............................191 2. Konjestif Kalp Yetersizliği ........................191 2.1. Sol Kalp Yetersizliği ...........................193 2.2. Sağ Kalp Yetersizliği ...........................194 3. Kısıtlayıcı Kardiyomiyopati .....................205 4. İskemik Kardiyomiyopati .........................205 5. Bakteriyel Endokarditis ............................206 6. Edinsel Valvuler Kardiyopatiler ..............208 7. Yangısal Kardiyopatiler.............................210 8. Valvuler Kardiyopatilerde Hemodinamik Değişiklikler ....................211 9. Enfektif Endokarditis ................................213 10. Kronik Atrioventriküler Kapak Hastalıkları .................................................214 11. Miyokardial Hastalıklar ............................214
İÇİNDEKİLER
12. Perikarditis Ve Efüzyon ............................215 13. Kardiyak Tümörler ....................................216 14. Cor Pulmonare ..........................................216 15. Hipertrofik Kardiyomiyopati...................217 15.1. Hipertrofik Kardiyomiyopatide Aortik Tromboemboli .....................218 15.2. Tromboembolinin Engellenmesi ....................................220 16. Septik Şok ...................................................221 17. Dolaşım Şoku.............................................228 18. Kardiyak Şok ..............................................229 19. Kalp Hastalıklarının Sağaltımı ................229 20. İmmun Kaynaklı Hemolitik Anemi .........................................................233 21. Canine Babesiosis......................................235 22. Köpek ve Kedilerde Neutropenia ............236 23. Riketsial Enfeksiyonlar Köpeklerde Ehrlichiosis.................................................238 24. Haemobartonellosis ..................................241 24.1. Hemobartonella Felis ......................241 25. Eperythrozoonosis ....................................243 26. Eritrosit Hastalıkları .................................243 26.1. Anemi ................................................243 26.2. Demir Eksikliği Anemisi ................246 26.3. Kronik Organ Hastalıklarına Bağlı Anemi ......................................247 27. Trombositopeni .........................................248 28. Von Willebrand Hastalığı .........................250 29. Kedilerde Kobalamin Eksikliği ................251 30. Kedilerde Heinz Cisimcikli Hemolitik Anemi ve Methemoglobinemia ...............252 31. Hiperkalemi ...............................................253 32. Kalp Kurdu Asalak Bulaşı ........................254 32.1. Kalp Kurdu İlişkili Sendromlar ......266 32.1.1. Eozinofilik Pulmoner Granulomatosis .......................266 32.1.2. Lenfomatoid Granulomatosis .......................267 32.1.3. Kaval Sendrom ........................267 33. Feline Heartworm Disease .......................270
Bölüm 5. ÜRİNER SİSTEM HASTALIKLARI ........... 273 1. Böbreklerin İşlevi ......................................273 2. Nefronun İşlevleri .....................................274 3. Oliguri ve Anuri ........................................277
4. 5. 6. 7. 8.
vii
Glomerulonefritis......................................277 Akut Böbrek Yetersizliği ...........................281 Kronik Böbrek Yetersizliği .......................289 Fanconi Sendromu ....................................302 İdrar Muayeneleri......................................303 8.1. Fiziksel İdrar Muayeneleri ................303 8.2. Kimyasal İdrar Muayeneleri .............305 8.3. Sediment Muayenesi ..........................309 9. Kan Muayeneleri .......................................312 9.1. Ekskrasyon İşlevini Ölçen Testler ..................................................312 9.2. Regülasyon İşlevinin Kontrolü .........313 9.3. Hormonların İşlevi ............................314 10. Böbrek İşlev Testleri ..................................314 11. Çok Su İçme/Çok İdrar Yapma ...............316 11.1. Ortak Nedenler ................................318 11.2. Ortak Olmayan ve Ender Görülen Nedenler ............................319 11.3. Poliüri ve Polidipside Uygulanan Testler ............................320 12. İnterstitiel Nefritis .....................................322 13. Paraziter Böbrek Hastalıkları ...................323 14. Kedilerde Polikistik Böbrek Sendromu ..323 15. Kedilerde Perirenal Pseudokistler ...........325 16. Pyelonefritis ...............................................327 17. Canine Struvite Urolithiasis .....................328 18. Feline Struvit ..............................................331 19. İdrar Yolları Enfeksiyonu ........................333 20. Kedilerin Alt Üriner Sistem Hastalığı .....................................................335 21. Feline Idiopathic Cystitis..........................337 22. Hidronefroz................................................338 23. Diüretikler ..................................................338 24. Testis Hastalıkları ......................................341 25. İnterseksualite ............................................342 26. Kryptorhismus ...........................................342 27. Testis Yangıları ...........................................342 27.1. Testis Atrofisi ....................................342 27.2. Testis Kistleri ....................................343 27.3. Testis ve Epididymis Yangıları ........343 27.4. Kronik Orchitis ve Epididymitis......................................343 27.5. Lenfositer Orchitis ...........................343 28. Testis Tümörleri .........................................343 28.1. Leydig Hücreli Tümör .....................343 28.2. Seminom ...........................................344
viii
İÇİNDEKİLER
28.3. Sertoli Hücreli Tümör .....................344 28.4. Karışık Tümörler (LZT+SZT) ........345 29. Kristalüri ....................................................345 29.1. Kristalüri Diyeti ...............................346 29.2. Strüvit Kristalleri..............................346 29.3. Kalsiyum Okzalat Kristalleri ..........348 29.4. Ürat Kristalleri..................................348 29.5. Silisyum Kristalleri ..........................349 29.6. Sistin Kristalleri ................................349
Bölüm 6. ENDOKRİN SİSTEM HASTALIKLARI ........... 351 A. Tiroid Bezi Hastalıkları .............................351 1. Tiroidial Olmayan Tiroid Bezi Hastalıkları .................................................351 1.1. Hipotalamo-Hipofizer-Tiroid Bezi İlişkisi ..........................................352 1.2. Anatomi...............................................352 1.3. İyot Metabolizması, Tiroid Bezi Hormonlarının Sentez ve Sekresyonu ..........................................352 1.4. HHT Bezi Yolu ...................................353 1.5. Tiroid Bezi Hormonları Metabolizması ....................................354 1.6. Tirod Bezi Hormonlarının Plazmada Bağlanması ........................354 1.7. Tiroid Bezi Hormonlarının Etkisi....354 1.8. Kedilerde Durum ...............................355 1.9. Tiroid Bezi Hastalıkları .....................355 2. Guatr ...........................................................356 3. Köpekte Hipotiroidi ..................................356 4. Hipertiroidi ................................................363 5. Tiroid Neoplazmaları................................364 6. Hiperkalsitoninizm ...................................365 B. Paratiroid Bezi Hastalıları ..........................365 1. Hiperparatiroidi ........................................366 1.1. Primer Hiperparatiroidi ....................367 1.2. Pseudohiperparatiroidi .....................367 1.3. Renal Sekonder Hiperparatiroidi.....367 1.4. Nutrisyonel Sekonder Hiperparatiroidi .................................367 2. Hipoparatirodi ...........................................368 C. İyot Eksikliğine Bağlı Tiroid Proliferasyonu ............................................368 1. Tiroid Hormonları Konsantrasyonu.......369 2. Tümörlerin Klasifikasyonu ......................369
D. Köpeklerde Tiroid İşlevi Üzerine Etkili İlaçlar ................................................372 E. Köpeklerde Cushing Syndrome...............377 a. Genel Bilgi ..................................................377 1. Hipotalamus...............................................377 2. Hipofiz Bezi ...............................................377 3. Böbrek Üstü Bezi .......................................379 4. Hipotalamo-Hipofizer-Böbrek Üstü Bezi İlişkisi ........................................379 5. Hormonlar .................................................379 6. Kortikosteroid’ler ......................................381 b. Cushing Sendrom......................................383 F: Endokrin Pankreas Hastalıkları ..............398 1. Köpeklerde Şeker Hastalığı ......................398 2. Kedilerde Şeker Hastalığı .........................409 3. Şeker Hastalığında Komplikasyonlar .......................................421 3.1. Somogy Etkisi .....................................421 3.2. Diyabetik Ketoasidoz.........................423 3.3. Hipoglisemi ........................................427 3.4. Göz Lezyonları ...................................427 4. Hiperinsulinizm ........................................428 5. Diabetes Insipidus .....................................429
Bölüm 7. SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI ........... 435 1. Nöbetler ........................................................435 1.2. Epileptik ve Nonepileptik Nöbetler...............................................435 1.3. Generalize Nöbetler ...........................436 1.4. Sınıflandırılmayan Nöbetler .............437 2. Epileptik Nöbetlerin Nedenleri ...............437 3. Sara ..............................................................438 4. Canine Neoporosis ....................................443 5. İntrakranial Neoplazmalar .......................447 6. Ensefalitis ve Meningoencephalitis .........452 7. Paraziter Ensefalomiyelitis .......................456 8. Distemper Myelitis ....................................456 9. Myasthenia Gravis.....................................456
Bölüm 8. ÖZGÜN ENFEKSİYONLAR ....... 459 1. Kolibasilloz .................................................459 2. Köpek Herpesvirus Enfeksiyonu .............460 3. Genç Köpeklerin Sistemik Hastalıklar ..................................................460
İÇİNDEKİLER
4. 5. 6. 7. 8.
Parvovirus Tip 2 Enfeksiyonu .................461 Adenovirus Enfeksiyonu ..........................467 Köpeklerin Bulaşıcı İshalleri ....................470 Kuduz ..........................................................471 Kedilerin Efeksiyöz Peritonitisi .................................................478 9. Feline Immunyetersizlik Virus Enfeksiyonu................................................486 10. Feline Leukemia Virus Hastalığı .............490 11. Genç Kedi Hastalığı ..................................492 12. Kedilerde Toksoplazmosis........................494 13. Köpeklerde Leishmaniasis .......................501 14. Giardiasis ....................................................506 15. Campyloacter Jejuni Enfeksiyonu................................................507 16. Verem ..........................................................508 17. Salmonellosis .............................................510 18. Tetanoz........................................................510 19. Leptospirosis ..............................................512 20. Lyme Hastalığı ...........................................516
Bölüm 9. ZEHİRLENMELER....... 519 1 2. 3. 4. 5. 6. 7.
Striknin Zehirlenmesi...............................519 Çikolata Zehirlenmesi ..............................520 Rodentisid Zehirlenmesi ..........................522 Etilen Glikol Zehirlenmesi .......................523 Aspirin Zehirlenmesi ................................524 Antiparaziter İlaçlar ..................................526 Organik Fosforlu Ensektisid Zehirlenmeleri ...........................................527 8. Karbamat Zehirlenmeleri .........................531 9. Piretrin ve Piretroidler ile Zehirlenme .................................................532 10. Asetaminofen Zehirlenmesi ....................533 11. Amitraz .......................................................534 12. Vitamin A Zehirlenmesi...........................534 13. Vitamin D Zehirlenmesi ..........................535
Bölüm 10. KEMOTERAPİ VE TÜMÖRLER ............... 537 A. Kemoterapi ..................................................537 1. Kemoterapinin Prensipleri .......................537 2. Kemoterapinin Endikasyonları ...............537 3. Sitostatik İlaçların Muhafazası ................539 4. Sitostatiklerin Uygulanması.....................541
ix
5. 6. 7. 8. 9.
Kemoterapinin Komplikasyonları...........542 Köpeklerde Maling Melanoma ................542 Kedide Fibrosarkom .................................547 Köpeklerde Mast Hücreli Tümör ............549 Köpek ve Kedilerde Tümörlerin Epidemiyolojisi ve Tanısı..........................553 10. Tümörlü Köpek ve Kedilerde Beslenme ....................................................555
Bölüm 11. SIVI ELEKTROLİT VE ASİT-BAZ DENGESİ.................... 561 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7.
Parenteal Sıvı Sağaltımı ............................561 Kusmada Sıvı Seçimi.................................562 Kusma ve İshalde Sıvı Seçimi...................564 İshalde Sıvı Seçimi.....................................564 Sıvı Sağaltımının İzlenmesi ......................565 Aşırı Damar İçi Enfüzyon ........................570 Köpek Yavrularında Dehidrasyon ve Sıvı Sağaltımı .........................................570 8. Hipovolemik Şok .......................................570 9. Akut Pankreatitis .......................................574 10. Köpek Kanlı İshal Hastalığı .....................575 11. Kalp Yetersizliği .........................................576 11.1. Dakikada Kalp Volümü ve Frank Starling Yasası .......................576 12. Konjestif Kalp Yetersizliğinde Sıvı Sağaltımı..............................................577 13. Peritonitis ...................................................578 14. Genel Anestezi ...........................................578 14.1. Preoperatif Sıvı .................................578 14.2. Operasyon Esnasında Sıvı Sağaltımı ...........................................579 14.3. Postoperatif Sıvı ...............................579 15. Diabetik Ketoasidoz ..................................581
Bölüm 12. KÖPEK VE KEDİ YAVRULARININ BESLENMESİ ............. 583 1. Yeni Doğanlarda Fizyoloji ........................583 2. Köpek ve Kedi Yavrularında Bağışıklık ....................................................584 3. Doğal Yetiştirmede Beslenme ..................585 4. Anasız Büyütme ........................................587 5. Biotin Noksanlığı ......................................588 6. Vitamin A Noksanlığı ...............................588
x
İÇİNDEKİLER
7. Vitain E Noksanlığı ...................................588 8. Vitamin B12 ve Folik Asit Noksanlığı ......589
Bölüm 14. KÖPEK VE KEDİLERDE TABLOLAR ................ 597
Bölüm 13. AŞI SEÇİMİ VE KULLANIMI ............... 591
KISALTMALAR ........................... 603
A. Köpeklerde Aşı Seçimi ve Kullanımı ....................................................591 B. Kedide Aşı Seçimi ve Kullanımı ....................................................592
İNDEKS ........................................ 607
1
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
BÖLÜM
1. Ağız Mukozası, Diş Eti Ve Yutak Yangısı (Stomatitis, Gingivitis Ve Pharyngitis) Etiyoloji, patogenez: Stomatitis, gingivitis ve farengitis kompleksi lenfositik, plazmasitik ve plazma hücreli olarak gruplandırılır. Yangı, ülser veya proliferasyonla nitelendirilir. Her yaş kedi ve köpekte gelişirsede ortalama 7 yaş belirlenmiştir. Premolar ve molar diş etleri, glossopalatinum mukozası, farenks, yumuşak damak, sert damak, dudaklar ve dilde lezyonlar şekillenir. Lezyonlara lenfosit ve plazma hücreleri infiltre olmuştur. Tam olarak nedeni bilinmemektedir. Bağışıklıkla ilgili, multifaktöriyel, bakteriyel veya duyarlılıkla ilişkili olduğu ileri sürülmektedir. Feline calicivirus önemli rol oynar. Kronik olgulardan Bartonella, FeLV, FCV ve FIV virusu izole edilmektedir. Bacteroides spp. kültürde izole edilmiştir. İyileşmeye yanaşmayan lezyonlar şeklindedir. Semptomlar: Ptiyalismus, ağzı açık kaparken ağrı, yalanma isteğinin olmaması, yem alımında, çiğnemesinde güçlük, iştahsızlık ve canlı ağırlık kaybı görülür. Fiziksel muayenede lezyonlar ortaya konur. Lenfadenopati gelişmiştir.
Şekil 1. Ağız mukozası ve yutakta ptiyalismus nedeni ileri derecede yangı (Robson, M., Crystal, A. 2011)
Tanı: Mukozanın muayenesinde tipik lezyonlar görülür (Şekil 1). Genç kedilerde ağrı yoktur. Komple kan sayımı, idrar analizi ve diş muayeneleri yapılır. Oral doku biyopsisi veya histopatolojisinde plazma hücreleri, mukoza ve submukozada lenfosit infiltrasyonu araştırılır. Skuamoz hücreli kanser ile ayırıcı tanısı yapılır. Bakteriyel kültür yapılır. Ayırıcı tanı: Peridontal hastalıklar, retroviral enfeksiyon, calicivirus enfeksiyonu, eozinofilik granuloma kompleksi ve böbrek has1
2
KEDİ - KÖPEK İÇ HASTALIKLARI
talığı ile ilişkili sistemik değişiklikler ile karışır. Retroviral ve calicivirus testleri yapılır. Sağaltım: Dişlerle ilgili sorunlar varsa giderilir. Amoxicilline (22 mg/kg, per os), amoxicilline/clavulonic asit (22 mg/kg), clindamycin (5-11 mg/kg) veya metronidazol (12.5 mg/ kg, per os)’dan biri 4-6 hafta süre ile kullanılır. Altın tuzları (chrysotherapy) ile sağaltım aurothioglucose (Solganol) veya altın sodyum thiomalate (Aurolate, 1-5 mg) ile yapılır. Feline rekombinant interferon Omega: 1 mega ünit/kg dozunda deri altı 2 gün ara ile yapılır. 30 gün sonra tekrarlanır. Diğer bağışıklığı baskılayanlar azothioprin, chlorambucil veya cyclophosphamide denenebilir. Karbondioksid lazer ile laser sağaltımı yapılır. Öngörüm: Tek başına antibiyotikler ile iyileşme sağlamak güçtür. Megesterol asetat (1 mg/kg dozunda) etkili bulunmuştur.
2. Kusma (Emesis, Vomitus, Vomiting) Tanımlama: Mide ve duodenal içeriğin reflektorik olarak ağızdan geri gelmesi kusma olarak tanımlanır. Komplike bir refleks olup, birçok hastalığın semptomu niteliğindedir. Kusma merkezi M.oblongata’da yer alır. Merkezi uyaran nedenlerden, mide bağırsak hastalıklarından veya mide-bağırsak dışı diğer nedenlerden ileri gelir. Sentral sinir sisteminde lateral ventrikülün tabanında yer alan kemoreseptör triger zone’de kusma merkezini uyarır. Normalde kusma beyin dokuda medulla oblongata’da yer alan kusma merkezi tarafından başlatılır. Bu merkez değişik nedenlerden kaynaklanan salgısal ve sinirsel yollarla etkin hale geçer. Bunlar sentral sinir sistemi hastalıkları, değişik organ ve dokulardaki reseptörlerin ozmotik, kimyasal veya ağrı benzeri nedenlerle stimüle edilmesi olarak kabul edilir. Kemoreseptör triger zone (chemoreseptör trigger zone-CRTZ)’de kusma merkezini stimüle eder. Beynin dördün-
cü ventrikülünün tabanında yer alır ve kanbeyin bariyeri ile sınırlandırılır. Dolaşımdaki değişik ilaçlar, endojen ve eksojen toksinler ve asit-baz denge değişiklikleri ve vestibuler stimülasyon bu merkezi stimüle eder. Kusma merkezi ve CRTZ kusmanın farmakolojik kontrolünde önemlidir. Karnivorlarda (köpek, kedi, kurt, çakal, tilki v.b.) kusma bir ölçüde fizyolojik olarak kabul edilir. Çünkü hızlı yem tüketimi, soğuk veya sıcak gıdanın aşırı miktarda ve hızla tüketilmesi, gıda alımından sonra mide iç basıncının artması veya içeriği saklayıp ilerde tüketmek amacıyla toprağa gömülmesi fizyolojik kusma olarak tanımlanır. Benzer durum oral ilaç kullanımına bağlı olarakta özellikle kedilerde meydana gelir. Kusma refleksi karnivorlarda çok iyi gelişmiş refleks olduğundan en kolay kusan hayvanlar karnivorlar ve domuzdur. Ruminant ve tek tırnaklılar anatomik yapı gereği kusamaz. Mide-bağırsak: Gastrik nedenler (gastritis, gastrik neoplazma, gastrik ülser, pylorik stenosis, yabancı cisimler), enfeksiyonlar (CD, CPV, Salmonella, Camphylobacter, mycobacterium, fungal nedenler), paraziter bağırsak hastalıkları (köpek yavrularında ascaridiosis, tenyalar, kancalı kurt enfestasyonu), bağırsaklarda tümör, hareket bozuklukları ve yabancı cisimler sayılabilir (Tablo 1). Mide-bağırsak dışı: Peritoneal neoplazma, steatitis, peritonitis (septik, safra, idrar, idiopatik) hepatobilier (neoplazma, hepatitis, hepatik encephalopathy, enfeksiyonlar, bağışıklık ilişkili hastalıklar, toksinler, cholangitis, cholelithiasis, safra kesesi torsiyonu, apse) dalak hastalıkları (torsiyon, apse, dalak enfarktı ve neoplazma), pankreas hastalıkları (pancreatitis, neoplazma, flegmon, pseudokist), böbrek (nefrolitiasis, apse, neoplazma), urogenital (pyometra, endometritis, urolithiasis), metabolik (üremi, ketoasidoz, hepatik ensefalopati, hiperkalsemi, hiper-hiponatremi), toksik (kurşun, antifiriz, etanol, theobramin,
1
•
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
3
Tablo 1. Kusma nedenleri Mide-bağırsak dışı Endokrinopati: Hipertiroid, diyabetik ketoasidoz Metabolik: Böbrek yetmezliği, uretra veya ureterde tıkanma, hepatobilier hastalıklar, pankreas hastalıkları, elektrolit, asit-baz denge bozuklukları Zehirlenmeler Ender nedenler: Nörolojik, kardiyovasküler, davranış bozuklukları, ağrı, FeLV, FIV
Mide-bağırsak Diyeti tolere edememe veya gıda alerjisi Mide-bağırsak ülserleri
Gastroenteritis Gastrointestinal motilite bozuklukları Helicobacter gastritisi Yangısal bağırsak sendromu Tümörler Konstipasyon, tıkanmalar, invaginasyon, volvulus, torsiyon Ascaridler, kancalı kurt ve sestodlar Panleukopeni, CD, CPV, Salmonella, Camphylobacter, mycobacterium, fungal nedenler
apomorfin), ilaçlar (cisplatin, methotrexate, digoxin, erythromycin), sinirsel (travma, hidrosefalus, meningitis, encephalitis, vestibuler hastalıklar, serebellar hastalıklar ve epilepsi) olarak sayılabilir. Patogenez: Mide mukozası epitel hücrelerinden salgılanan bikarbonat, mukozal prostoglandin sentezi, gastrik mukus salgısı ve epitel hücreleri yüzeyindeki fosfolipidler tarafından otoindigesyondan korunur (mukoza bariyeri). Mide mukozası bariyeri NSAIDs’lar, safra tuzları, paraziter veya enfeksiyöz mide yangılarında bozularak içerikte mevcut hidrojen iyonları (HCl) mukoza ve submukozaya penetre olarak intramukozal hidrojen iyonu artışına, pH azalmasına ve mukoza kan damarlarının yıkımına sebep olan histamin açığa çıkmasına yol açar. Sonuçta mukozal kan akımı sekteye uğrayarak iskemi, hipoksi ve vasküler staz nedeniyle kan ve plazma proteinlerinin mide içeriğine sızmasına sebep olur. Kusma refleksi: M.oblongata’da yer alan kusma merkezinde refleksi başlatacak uyarımlar beyin korteksinden, intrakranial basınç
artışından, apomorfin, veratrin veya xylazin gibi ilaçlardan, üremik sendrom toksinlerinden, endişe-stres hallerinden, mide-bağırsak sisteminde ve farenkse lokalize olmuş reseptörlerde algılanan uyarımlar sempatik ve parasempatik yollar ile ulaşır. Merkezin uyarılması sonucunda kusma refleksinin motor efferent sinirleri, spinal sinirler ve phrenic sinirler yolu ile abdomen duvarı ve diyaframa uyarılarak kusma refleksi tamamlanmış olur. Refleks şu aşamaları gösterir. Prodromal dönem: Mide bulantısı (nausea) ve aşırı salivasyonla (ptyalism) başlar. Yutkunma, öğürme, depresyon, telaş, acele etme ve yalanma mevcuttur. Alt özefageal sfinkter ve midenin proksimali gevşer. Öğürme ve kusmaya çalışma: Duodenum mideye doğru kasılarak içeriği mideye sevk eder. Pylorus kasılırken midenin fundus’u gevşer. Ritmik öğürmeler ve salivasyon inhibe edilir. Bu şekilde mide içeriği karıştırılmış olur. Ekspiratorik interkostal kaslar etkinleşir (aktif hale geçme). Üst özefageal sfinkterin tonusu artar. Larenks kapanır. Öğürmeler ara-
4
KEDİ - KÖPEK İÇ HASTALIKLARI
sında farengeal ve servikal özefagusun tonusu artar. Patlama şeklinde içeriğin çıkarılması: Servikal ve farengeal özefagusun tonusu azalır. Diaframa gevşer. Alt özefageal sfinkterin tonusu azalır. M. rectus abdominis kasılır. Larenks kapanır ve genohyoideus kasılır. Kusma yem tüketiminden 10-12 saat sonra meydana gelirse midenin boşalmasında gecikme (tıkanıklık, hareket bozukluğu) söz konusudur (pylorus stenozu). Kan kusma (haemathemesis) akut kusmalarda veya NSAIDs’uygulamalarında görülür. Canlı ağırlık kaybı söz konusu ise, kronik bir hastalık (gastrointestinal tümör) olasılığı mevcuttur. Su tüketimi incelenir. Polidipsi pyometra ile ilişkilidir. Bu durum çoğunlukla atlanır. Abdominal sancı pancreatitis’de vardır. Diyet değişiklikleride kusma nedenidir. Ataxia, nystagmus ve bazı davranış bozukluklarının kusmaya neden oldukları bildirilmektedir. Peritonitis’de kusma nedenidir. Assit ise çoğunlukla portal hipertnasiyona bağlıdır. Şiddetli dehidrasyon ve hipovolemik şok olgularında sıvı sağaltımı zorunludur. Toksinler ve ilaçlar vestibular nükleus, triger zone veya dolaylı olarak kusma merkezini uyarır. Kusma merkezi beyinde retrofasial nükleusun dorsomedialinde yer alır. Mide ve duodenum mukozasında vagusun afferent kollarının stimülasyonu sonucunda (5-HT reseptörleri) gerçekleşir. 5-hydroxytryptamine/ serotonin (5-HT) enterokromafin hücrelerden salgılanır. Hastalıklar veya mide-bağırsak kanalının irritasyonu, abdominal organların, peritonun veya sentral sinir sistemi hastalıkları veya irritasyonu N.vagus’un getirgen (afferent) kolları yolu ile kusma merkezini uyarır. Mide-bağırsak sistemi proksimalinde peristaltik (proksimal gastroentestinal motilite) artışı, ince bağırsaklarda kasılma, mide içeriğinin bağırsaklara geçişinin engellenmesi, kardia’da dilatasyon ve alt özefageal sfinkterde gevşeme gastrik kusma nedenleridir.
Kusma esnasında karın duvarı kasları kasılır. İntratorasik basınç düşerken, intra-abdominal basınç artar. Sonuçta mide içeriği ağızdan dışarı çıkarılır. Uygulamada önemli olan kusmanın kronik sürekli (inatçı), kronik süreksiz veya akut sürekli olarak gruplandırılmasıdır. Bazı kusma türleri kronik aralıklı kusma şeklindedir (Kıl yumaklarında olduğu gibi). İnatçı ve sürekli kusma ile nitelendirilen olgular sıvıelektrolit ve asit-baz denge bozukluklarına neden olur (Ör. Canine parvovirus infection). Mide-bağırsak içeriği klor, potasyum, sodyum ve bikarbonat elektrolitlerini kapsar. İnatçı kusmalara bağlı olarak kısa süre içinde hipokloremi, hipokalemi ve hiponatremi ile nitelendirilen metabolik alkaloz gelişir. Ancak köpeklerin mide-bağırsak sistemi hastalıklarında metabolik asidoz olgularına metabolik alkalozdan daha sık rastlanır. Kusma önemli etkin savunma sistemidir. Bu şekilde vücut hızla etkili bir şekilde zehirli maddelerden veya yabancı cisimden kurtulmuş olur. Otomatik olarak refleks şeklinde ard, arda meydana gelir. Et yiyenlerde kusma bir ölçüde fizyolojiktir. Aşırı miktarda veya sıcak veya alışkın olmadıkları yemi tüketen et yiyenler kusarlar (fizyolojik kusma). Kemik gibi yem maddelerini saklamak için toprağa gömerler. Fizyolojik kusma tek bir kez gerçekleşir. Art, arda inatçı nitelikte değildir. Hipovolemi ve alkaloza neden olmaz. Medulla’daki kusma merkezinin stimulasyonu sonucunda gerçekleşen reflektorik mide içeriğinin dışarı çıkarılmasıdır. Kusma merkezinin kemoreseptör triger zone (CTZ) yoluyla doğrudan veya dolaylı olarak uyarılmasıdır. Patolojik kusma sonucunda iki farklı içerik ile karşılaşılır. Mide içeriği: Hacim olarak fazla, seröz nitelikte, köpüklü, gıda maddelerini içeren ve bazen çizgi, nokta şeklinde veya yaygın kan kapsayan mide içeriği şeklindedir. Hidroklorik asit (HCl) kapsar. Sürekli ve inatçı kusma-
1
ya bağlı bu asidin kaybı metabolik alkaloz ve hipokloremi ile sonuçlanır. Klor böbreklerden sodyum bikarbonat geri emilimini sınırlandırır ve metabolik alkaloz gelişir. Hem kusma ve hem de ishal görülen köpek ve kedilerde ishal ağır basar (metabolik asidoz). İnce bağırsak ve mide içeriği karışımı: Mide içeriği yanında sarı renkte safra salgısını yani proksimal mide-bağırsak kanalı içeriğini (duodenal) kapsar. Safra içeren mide içeriği duodenal kanala salgılanan safra ve pankreas salgısınıda içerir. Pankreatik salgı ile bikarbonat (HCO3) ve potasyum iyonları kaybolur. Bu durumda metabolik asidoz ve hipokalemi gelişir. Bu nedenle kusulan içeriğin rengi, bileşimi, miktarı ve sıklığı çok önemlidir. Mide bulantısı: Mide bulantısını ortaya koymak güçtür. Boş yerlere kaçma, huzursuzluk, kendi etrafında gezinme, kusacak yer arama, boş, boş yalanma, yutkunma hareketleri yapma, baş ve boynun sürekli aşağıda tutulması, ileri uzatılması, kapıya doğru yönelme ve salivasyon gibi semptomlar mevcut olabildiği gibi hiçbir belirti olmadan da hayvan kusabilir. Aşırı salivasyon asit nitelikte mide içeriğini nötralize etmek içindir. Mide bulantısı fazında bazı köpekler çim yer. Boş mideye ot yiyen köpek ve kediler sabah erken kusan (early morning vomiting=Frühmorgenerbrechen) olarak isimlendirilir. Çim yemenin ve yiyip kusmanın altında çok farklı nedenlerin yattığı bildirilmektedir. İç organlarda reseptörler: Her organ reseptör içermekle beraber özellikle abdominal boşluktaki organlar reseptörlerden zengindir. Mide-bağırsak kanalı hastalıkları, dalak, karaciğer, böbrekler ve prostat gibi organlarda yangı yabancı cisim ve tümörler kusma nedenidir. Denge: İç kulak ile küçük beyin tarafından kontrol edilir. Buna tipik örnek yolculuk esnasında kusmadır. Köpeklerde özellikle yavru köpeklerde oto ile yolculuk esnasında kusma meydana gelir. İç ve orta kulak yangısı veya
•
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
5
küçük beyin yangısı, kanama ve neoplazmalar kusma nedenidir. Beyin hastalıkları: Kusma refleks olup, merkezinin uyarılması sonucunda gerçekleşir. Köpeklerde epilepsi olgularında kusma meydana gelir. Zehirlenme ve metabolik hastalıklar: Metaldehid, değişik ilaçlar (antibiyotikler), apomorfin, rompun, ağrı kesiciler, ağır metaller, dezenfektanlar ve zehirler kusma merkezini uyarır. Normal koşullarda kan-beyin bariyeri zehir ve ilaçlara karşı koruyucu etkilidir. Farenksin irritasyonu: Reflektorik kusma nedenidir. Yutak bölgesindeki yabancı cisimler veya lenf düğümlerinde büyüme kusmaya yol açar. İnsanlarda parmak basma, köpek ve kedilerde farenkse spatül ile bastırma ve telek ile irritasyonu sonucunda kusma reflektorik olarak gerçekleşir. Mide dönmesinde başarısız kusma: Büyük köpek ırklarında yaşamı tehdit eden bir hastalıktır (GD ve GDV). Abdominal boşlukta mide uzun eksen boyunca yer değiştirir (volvulus). Pylorus ve kardia bölgeleri düğümlenir. İçerik ve gaz yer değiştiremez (dilatation). Cerrahi olarak organa eski pozisyonu (repozisyon) verilmez ise, 6-12 saat içinde köpek ölür. Huzursuzluk, gaz dolu abdomen ve başarısız kusma istekleri mevcuttur.
Olası Kusma Komplikasyonları Hipovolemik şok: İnatçı ve sürekli kusma olgularında (CVP) sıvı kaybı hızlı gelişen dehidrasyona (hipovolemik şok) çoğunlukla ishal ile beraber neden olur. Elektrolit kaybı: Et yiyenlerde mide içeriği asit niteliktedir (pH= <7). Sürekli kusmaya bağlı olarak bütün organizma pH değeri asit kaybı nedeniyle alkaliye (metabolik alkaloz) kayar. Klor ve potasyum kaybı gerçekleşir. Potasyum kas ve sinir işlevinde önemli rol oynar.
6
KEDİ - KÖPEK İÇ HASTALIKLARI
Aspirasyon pneumonisi: Sıvı ve gıda maddeleri trachea yoluyla akciğerlere kaçar. Öksürük, iştahsızlık, solunum güçlüğü ve ateş yaşamı tehdit eder niteliktedir. Özefagitis: Özefagus yutak ile mide arasında su ve yem maddelerinin taşıyan kassal yapıya sahip bir organdır. Taşıma önden arkaya doğru peristaltik hareket ile sağlanır. Tersi durumda mide içeriği özefagusa kaçar (reflux) ve refluks özefagiti olarak isimlendirilen klinik tablo gelişir. Çok ender bir durumdur. İştahsızlık, salivasyon, ağrı ve regürjitasyon belirtileridir. Kusma ne zaman tehlikeli? Kusma bir savunma işlevidir. Buna karşın sürekli ve inatçı kusma genel durumda bozulma ve metabolik alkaloz nedenidir. Köpek yavrularında ani kusma çok önemlidir. Plastik, odun ve taş gibi yabancı cisimlerde akut sürekli kusma nedenidir. Köpekler oyun oynarken ender de olsa bu gibi yabancı cisimleri yutabilir. Enfeksiyonlar: Köpek ve kedilerde esas kusma nedenleridir. Köpeklerde CPV ve CD gibi viral hastalıklar ölümcül seyreder. Leptospirozis gibi bakteriyel ve yavru köpeklerde klinik manifeste ascaridiosis ile tek hücreli Giardia ve Isospora’lar kusma nedenidir. Pancreatitis kısa süreli iştahsızlıktan yaşamı tehdit eden dehidrasyon, kanlı kusma, kanlı ishal ve septisemiye kadar değişen semptomlarla nitelendirilir. Orta ve ileri yaştaki Cocker Spaniel veya Schnauzer ırkı köpeklerde daha çok rastlanır. Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber yağlı beslenme, kortizon uygulama ve metabolik bozukluklar sorumlu tutulmaktadır. İştahsızlık, kusma, safra kusma, ishal ve abdominal ağrı mevcuttur. Colitis, kusma ve ishal ile seyreder. Çünkü kalın bağırsak ve mide aynı sinir tarafından innerve edilir. İshal mukoza parçaları ve taze kan içerir. Ancak dehidrasyon gelişmez. Hemorajik mide-bağırsak yangıları: Akut seyirlidir. Yorkshire Terrier veya Chihuahua ırkı küçük boy köpek ırklarında ge-
lişir. Hızla genel durum bozulur. İştahsızlık, ağrı, abdominal kramplar mevcuttur. CPV en güzel örnektir.
3. Geri Kaçış (Regürjitasyon-Regurgitation) Gıda ve sıvıların mideye ulaşmadan özegafustan geri dönerek ağız ve burun boşluğundan geri gelmesidir. Burada karın kaslarının kontraksiyonu söz konusu değildir. Regurgitasyon özefagus hastalıkları ile ilişkilidir. Kaslar pompalama görevi yapmaz. Bazen içerik yem tüketiminden hemen sonra, bazen de genişlemiş veya divertikül oluşmuş özefagustan saatler sonra geri gelir. Salya, sindirilmemiş yem maddeleri ve mukus kapsar. Köpeklerde özefagus hastalıklarından kaynaklanır. İşlevsel nedenler: Köpeklerde en önemli neden megaözefagus olgusudur. Organ felci veya genişlemesi nedeniyle yutak ile mide arasında yem maddeleri iletimi sağlanamaz. Özefagus yapısına katılan düz kaslar kontrol edilemez. Buna karşın çizgili kaslar kontrol edilebilir. Hayvan türlerine göre düz ve çizgili kasların özefagus yapısındaki dağılımı farklıdır. Yem maddeleri ağız boşluğuna alındıktan ve çiğnendikten sonra özefagusta kendiliğinden dalgalanma şeklinde peş, peşe peristaltik meydana gelir ve lokma yutulduğunda mideye kadar gider. Ancak megaözefagus olgularında bu fizyolojik işlev aksar. Gıda ve sıvılar özefageal boşlukta oluşan divertikül içinde birikir. Köpeklerde sert gıda maddeleri sıvılara oranla özellikle birikir. Megaözefagus hastalık değildir. Semptomdur. Kas zayıflığı veya neden olan myasthenia, kas yangısı veya noröhormonal bir bozukluk sonucunda megaözefagus gelişir. Özefagusu innerve eden sinirlerin hastalıkları (neuropati) nedendir. Özefagus tıkanması (mekanik obstrüksiyon): İki ana neden söz konusudur. Özefagusun yabancı cisimler ile tıkanması
1
veya doğuştan var olan sapaklıktan (anomali) kaynaklanır. Ender olarak özefagus daralması (striktur) veya tümörler nedendir. Neoplazmalar özefagustan köken aldıkları gibi, göğüs boşluğunun herhangi bir yerinde gelişip organa basınç uygular. Sağ atrium ve mediastinal boşlukta yer alan tümör veya lenf düğümü şişlikleri özefagusa basınç uygulayarak LL radyografide organı dorsale doğru kaldırır (deviasyon) ve basınç uygular. Ender olmakla beraber Alman Kurt Köpeği ve İngiliz Bulldogge ırkı köpeklerin özefagusunda halka şeklinde damar sapaklıkları ortaya konmuştur. Bu durumda özefagus balon şeklinde genişler. Bu tür yavru köpekler iştahsızdır. Göğüs girişinde balon şeklinde özefagus şişliği solunum güçlüğüne ve ritim bozukluğuna neden olur. Cerrahi yaklaşım uygulanmaz ise, hayvan yaşamını kaybeder. Semptomlar: Kusma gerçekleşmeden önce insanlardaki mide bulantısına benzer yalanma, yutkunma hareketleri, salivasyon ve yerinde duramama belirtileri görülür. Bu durumu takiben hemen hayvan kusma pozisyonu alarak (baş ve boyun ileri ve aşağıya doğru uzatarak, ön ekstremiteler açık bir vaziyette) abdominal duvar ve diyaframayı kasarak, sfinkter cardia’yı gevşeterek mide içeriğini dışarıya çıkarır. Sfinkter cardia mide içeriğinin özefagusa geçişini (özefagal refluks) engelleyen doğal bir sfinkterdir. Nedenler çok çeşitli olduğu için kusma gruplara ayrılır. Hekimliğimizde birincil kusma nedenleri mide ve duodenum hastalıklarıdır (Gastrik kusma). a. Gastrik kusma: Mide-doudenum mukozasını irrite eden her çeşit neden gastrik kusmaya sebep olur (fizyolojik kusma hariç). Mide-bağırsak yangıları, gıda niteliğinde olmayan yabancı cisimler (lastik top, plastik parçası, şeftali çekirdeği, taş-tahta parçaları v.b. gibi), kokmuş, bozulmuş gıdalar, toksinler, parazitler, mide-bağırsak tümörleri, kimyasal maddeler (antifiriz, deterjanlar, ta-
•
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
7
rım ilaçları, suni gübreler, ağır metaller), ot ve ilaçlar (özellikle kedilerde) kusmaya sebep olur. Köpek ve özellikle kedilerde koku ve tat alma duyusu çok geliştiği için oral yolla ilaç kullanıldığında kusma meydana gelir. Açı lezzette olan, koku ve tatlandırıcı eklenmiş insan ilaçlarının birçoğu kedilerde salivasyona ve kusmaya sebep olur. Bu durumu köpekler kedilere oranla daha iyi tolere eder. Gastrik kusmanın esas nedenleri mide-bağırsak kanalına yerleşen enfeksiyöz ve paraziter hastalıklardır. Bunların başında Canine parvoviral enteritis (CPV), Canine Distemper (CD), Hepatitis contagiosa canis (HCC), salmonellosis, leptospirosis, kedilerde panleukopeni, rota ve coronavirus enfeksiyonları gelir. Paraziter kusma nedenlerinin en önemlisi yavru köpek ve kedilerde ascaridiosis’dir. Bunun dışında ender olarak köpek ve kedilerin mide mukozasındaki granulomlar içinde bulunan Spirocerca lupi, mukozaya yapışık olarak bulunan Physaloptera praeputialis (kedi), P.canis ve P.rara kusma nedenidir. Köpek ve kedilerde kusmaya neden olan gastrik ve doudenal ülserlere de rastlanır. NSAIDs’ların (başta aspirin) kullanılması veya Camphylobacter spp.’den (C.jejuni) ileri gelen ülserler hayvanlarda bildirilmiştir. Kusma refleksi ya tek, tük, ya da sürekli olarak gerçekleşir. Özellikle köpeklerin parvoviral enteritis’inde (CPV) kusma sürekli ve inatçı niteliktedir. Kısa zaman içinde (24-36 saat) dehidratasyona sebep olarak eksikozis, koma ve ölüme kadar götürür. Buna karşın bazı olgularda kusma enderdir. Kusma ne tür olursa olsun, hayvan yemini yemez. Ancak susuzluk nedeniyle çok su içmek ister. Su içtikten çok kısa bir zaman sonra tekrar kusar. Her kusma refleksi birbirini stimüle ederek kısa zaman içinde hipokloremi, hiponatremi ve hipokalemi gelişimine sebep olur. Kusmaya bağlı olarak meydana gelen metabolik alkaloz başlangıçta orta şiddettedir. Ancak zamanla dehidratasyon ve yetersiz doku perfüz-
8
KEDİ - KÖPEK İÇ HASTALIKLARI
yonu nedeniyle metabolik asidoz ile komplike olur. Mide içeriği ile sıvı kaybından dolayı dehidratasyon, sodyum, klor ve potasyum kaybı oluşur. Sürekli kusma gösteren hayvanlar durgunlaşır, halsiz ve depresse görünümdedir. Deri elastikiyeti kaybolmuş, gözler orbitaya çökmüştür. Hematokrit değer (PCV) ve plazma total protein değeri artmıştır. b. Gastrik olmayan kusma: Mide-bağırsak kanalından köken almayan kusma olguları bu grup içinde incelenir. Organizmada değişik organ ve dokularda yerleşmiş bulunan duyu reseptörleri uyarıldığında impulslar kusma refleks arkı boyunca merkeze ulaşarak kusmaya sebep olur. İç kulakta denge organı yangısı, beyin ve zarlarının yangısı, stres, heyecan ve korku, pankreas, karaciğer ve üriner sistem enfeksiyonları, peritonitis, farenksin irritasyonu, üremik sendrom (üremi), ikterus (safra renkli maddeleri), apomorfin, veratrin ve xylazin gibi kusma uyarıcı ilaçların uygulanması, intrakranial kan basıncında artış (meningitis et meningoencephalitis) ve nakliyat gibi nedenler gastrik olmayan kusma sebepleridir. Tanı, ayırıcı tanı: Kusma kolay tanımlanır. Larenks kapalı iken diyaframa ve abdominal kaslarının kuvvetli kasılması sonucunda mide içeriği dışarı çıkarılır. Kaslar kuvvetle kasılır-
ken göğüs kafesi derinlemesine hareket eder. Sırt kamburlaşır. Ağız boşluğu kapalıdır. Larenks kapalı olduğu için göğüs boşluğuna hava giremediğinden basınç düşer. Bu basınç farkı mide içeriğinin özefagusa doğru yer değiştirmesine, ilerlemesine yol açarak kusma gerçekleşir. İçerik kusulduğu anda larenks tıkalıdır ve hayvan nefes almaz. Kusmadan sonra yoğun yalanma ve yutkunma hareketleri gerçekleşir. Art, arda kusma (inatçı kusma) istenmeyen bir durumdur. Sentral sinir sisteminde kusma merkezi yer alır ve değişik nedenlerle bu merkez stimüle edilir. Mide-bağırsak ve dışı ayırıcı tanısı zorunludur (Tablo 2). Komple kan sayımı yapılarak biyokimyasal profil çıkarılır. Regurgitasyondan ayırıcı tanı: Kusmanın regurgitasyondan ayrılması zorunludur. Kusmada mide bulantısı, ptiyalismus, yutkunma, öğürme, depresyon, telaş, acele etme ve yalanma mevcuttur. Abdominal kasların kontraksiyonu sonucunda mide ve duodenal içerik geri gelir. İçinde safra, sindirilmemiş gıda maddeleri, kan ve mide öz suyu yer alır. Kusma ile dışarı atılan mide içeriğinde gıda maddeleri, safra salgısı, kan parçaları veya mukus yer alır. Şayet mide boş ise içerikte mide mukozası salgısı (mide öz suyu), hidroklorik asit, sodyum, potasyum, klor, su, pepsinojen ve mukus bulunur. Buna karşın regurgitasyon pasif hareket
Tablo 2. Ayırıcı tanı ölçütleri Hastalıklar Diabetes mellitus Karaciğer hastalığı Böbrek hastalıkları Hipertiroidi Elektrolitler ve asit-baz dengesi Eozinofili Nötrofili Nötropeni Anemi
Ölçütler Hiperglisemi, glikozuri, ketonuri, düşük idrar dansitesi Hiperbilirubinemi, BUN değerinde düşüş, hepatospesifik enzim etkinliğinde artış, bilirubinuri BUN ve creatinin değerlerinde artış, idrar dansitesinde düşüş Karaciğer enzimlerinde artış, hematokrit değerde artış, düşük idrar dansitesi Sodyum, potasyum, klor, kalsiyum, pH, bikarbonat, total karbondioksid, baz aşımı, anion-gap, güçlü iyon farkı Parazit, kalp kurdu, eozinofilik yangısal bağırsak sendromu, mast hücreli tümör Değişik mide-bağrsak yangıları, neoplazmalar Salmonelosis, retroviral hastalıklar Mide-bağırsaklardan kan kaybı
1
olup, özefageal içeriğin geri gelmesidir. Abdominal kaslar kasılmaz. Mide bulantısı yoktur. İçerikte safra ve mide öz suyu bulunmaz. Sindirilmemiş yem maddelerini kapsar. Sağaltım: Kusma durdurucu ilaçlar bu amaçla kullanılır. Ancak nedenin saptanması, gastrik ve gastrik olmayan kusmanın ayırıcı tanısının yapılması gerekir. Nedene göre yapılır. Akut veya kronik nitelikte inatcı kusmalarda asit-baz dengesinin tamponlanması ve elektrolitlerin tamamlanması zorunludur. Fizyolojik ve reflektorik kusmalarda elektrolit ve sıvı kaybı şekillenmediği için herhangi bir sağaltım önlemine gerek yoktur. Değişik patolojik nedenlerden ileri gelen kusmalarda etiyolojiye göre sağaltım yapılır. Neden paraziter ise antiparaziter ilaçlar, enfeksiyon ise antibiyotikler ve yabancı cisim ise operasyon endikasyonu vardır. Ancak Canine parvoviral enteritis ve Panleukopenia gibi şiddetli kusma semptomu ile seyreden hastalıklar o hastalığa özgü sağaltım önlemleri göz önüne alınarak sağaltılabilir. Bu hastalıklarda oral yolla ilaç kullanılması ve su verilmesi kusmayı uyardığı için, mide-bağırsak lezyonları iyileşinceye kadar parenteral sıvı sağaltımı ile yetinilmeli, ancak tam şifa sağlandıktan sonra oral yolla su ve sıvılar verilmelidir. Kusmayı durdurmak amacıyla merkezi yatıştıran ilaçlar (antiemetik) kullanılır. Kusma merkezini ve kemoreseptör triger zone’yi bloke eden phenothiazin derivesi ilaçlar chlorpromazine (0.5 mg/kg) ve prochlopromazine (0.5 mg/kg) olup, kas içi, deri altı veya damar içi yolla günde 3-4 kez kullanılır. Köpek ve kedilerde supezituvar (fitil) olarak kullanmak daha kolay ve avantajlı bir yöntemdir. Bu yöntem aynı zamanda hayvan sahibi tarafından günde 3-4 kez antiemetik kullanımına olanak sağlar. Kusma merkezini uyaran periferik reseptörlerin blokajı amacıyla kullanılan diğer antiemetik etkili ilaçlar antikolinerjiklerdir. Ancak antikolinerjik ilaçların mide spazmını artırma, sekresyonu ve peristaltiği azaltma, içe-
•
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
9
riğin boşalmasını geciktirme, mide atonisine sebep olma gibi yan tesirleri mevcut olduğundan 3 günden fazla kullanılmazlar. Bu nedenle phenothiazin deriveleri ile durdurulamayan kusmalarda son çare olarak kullanılabilir. Bu ilaçların başında atropin sulphate gelir. Aminopentamid (0.1-0.4 mg, s.i.d.), isopropamid, phenothiazine veya prochlorperazine (0.140.22 mg/kg, b.i.d.) deri altı veya kas içi yolla kullanılır. Dehidratasyona ve eksikozise sebep olan inatçı kusma olgularında rehidratasyonu sağlamak amacıyla parenteral sıvı tamamlaması (parenteral sıvı sağaltımı) şarttır. Antiasit sağaltımı: Mide ülserlerinin sağaltımı ve gastrik asiditenin kontrolü amacıyla famotidine (0.5 mg/kg, b.i.d.), ranitidine (2.5-3.5 mg/kg), cimetidine (10 mg/kg) veya omeprazole (0.7 mg/kg, per os)’den biri kullanılır. Mide-bağırsak tıkanmalarında antiemetik kullanımı kontrendikedir.
4. Mide Hastalıkları Mide gıda maddelerini depo etmek, gastrik sekresyonla karıştırmak ve sindirime hazırlamak gibi üç ana göreve sahip bir organdır. Köpek ve kedilerde mide hastalıkları kusma semptomu ile karakterizedir. Gastrik sekresyon hidroklorik asit (HCl), sodyum, potasyum, su, pepsinojen, lipaz ve mukus içerir. Köpek ve kedilerde mide öz suyu diğer hayvanlardan farklı olarak devamlı salgılanmaz. Sadece gıda alımı, yemek kokusu ve gıda refleksinde salgılanır. Mide sıvısı son derece koroziv etkili olduğu için, sindirilecek gıda maddesi olmadığı zaman sekresyon durur. Bunun dışında mide mukoza bariyeri gastrik mukozayı otoindigestiyondan korur. Mukozanın yüzeyi daima mukus ile kaplıdır ve mukoza hücreleri asit sekresyonu nötralize etmek için bikarbonat salgılar. Diğer taraftan mukoza iyon reabsorpsiyonuna izin vermez. Gastrik mukoza kan akımı, mukozal prostoglandinler ve bazal membran mukoza bariyeri olarak isimlendirilir. Mukozal bariyerin yıkı-
10
KEDİ - KÖPEK İÇ HASTALIKLARI
mı sonucunda erezyon veya ülser şekillenerek mide ağrısı, yanma, iştahsızlık ve gastrik kusma meydana gelir. Köpek ve kedi midesinin normal boşalma süresi gıda maddelerinin karakterine göre değişir ise de, et-kemik ile beslenenlerde midenin boşalma süresi 12 saat kadardır. Karnivorların midelerinde Heliobacter türlerine ait bakteriler %80-100 oranında yer alır ve bunların çoğu H.felis ve H.heilmanii’dir.
Sağaltım: Midenin boşaltılması, sıvı, elektrolit ve asit-baz dengesinin sağlanması esasına dayanır. Antiemetik etkili ilaçlardan chlopromazin (0.5 mg/kg) veya metochlorpramid (0.4-0.5 mg/kg), H2 blokerlerinde cimetidine (5 mg/kg), ranitidin (2 mg/kg), famotidin (1-2 mg/kg) veya sucralfat (0.25-1.0 mg/kg) dozunda kullanılır.
4.2. Kronik Gastritis 4.1. Akut Gastritis Etiyoloji ve patogenez: Gastrik mukozal bariyerin yıkımına neden olan aşırı soğuk, sıcak, bozulmuş, küflenmiş gıda maddeleri veya irritan etkili ilaçlar akut mukoza yangısı nedenleridir. İrritan etkili ilaçlar, kemik parçaları (alışkın olmayan köpekler) ve yabancı cisimler mukozayı yaralayabilir. Ancak, esas akut gastritis nedenleri gastro-intestinal sistemde yerleşen viral, bakteriyolojik ve mikotik özgül enfeksiyonlardır (CPV, CDV gibi). Etiyolojik nedenlerle mide mukozasına fagositoz amacıyla nötrofil lökositler infiltre olarak chemotaxin’leri salgılar. İçerikdeki asit veya toksinler neuronlardan vasodilatatör etkili calcitonin salgılanmasına sebep olarak submukozadaki arteriollerin dilate olmasını sağlayarak mukozal kan akımında artışa, içeriğin sulanmasına ve tampon etki sağlanmasına yol açar. Semptomlar: Birincil semptomları kusma, iştahsızlık, letarji ve depresse klinik görünümdür. İçerikte gıda maddeleri, mide öz suyu, safra salgısı veya bazı olgularda kan (hemathemesis) bulunur. Sürekli ve inatçı kusma semptomu gösteren hayvanlar kısa zaman içinde dehidrasyona girerek exicosis’ten ölürler (CPV’de olduğu gibi). Ateş olmayabilir. Tanı ve ayırıcı tanı: Akut gastritis tanısı anamnez, fiziksel muayene bulguları, endoskopik muayene, direk ve endirekt radyografik muayeneler yapılarak konur. Ayırıcı tanıda midede yabancı cisimler veya enfeksiyöz mide-bağırsak hastalıklarıdır. Mide-bağırsak kanalında tıkanma, üremi ve akut pankreatitis karıştığı diğer hastalıkladır.
Etiyoloji ve patogenez: Kronik nitelikte aralıklı kusma mukozal histopatolojik değişikliklerin meydana geldiği yangı belirtisidir. Mukozal bariyerin yıkıma maruz kalması, akut gastritislerin komplikasyonu, sindirilmemiş yabancı cisimler, idiopatik sebepler veya H.felis’e bağlı olarak kronik karakterli gastritisler meydana gelir. Kronik gastritisler mukozanın histopatolojik değişiklikleri olan plazmositik-lenfositik, eozinofilik veya atrofik yapısı göz önüne alınarak sınıflandırılır. Semptomlar: Kronik nitelikte kusma en belirgin semptomdur. Gıda maddeleri alındıktan bir süre sonra gerçekleşir. Genel durum değişmez. Bazı hayvanlar kustukları gıda maddelerini tekrar yer. Kusma refleksinden hemen sonra sancı belirtileri ortaya çıkar veya hayvan özel pozisyonlar (ön ekstremiteler üzerine çömelme gibi) alır. Kranial abdomen palpasyonunda ağrı, canlı ağırlık kaybı ve dehidratasyon belirgin semptomlardır. Tanı: Hematolojik, biyokimyasal, radyolojik, ultrasonografik muayeneler yapılarak konur. Kontrast radyografi ve midenin boşalmasının izlenmesi gerekir. Ancak endoskopik muayene en kesin tanı yöntemidir. Kusma ile seyreden bütün hastalıklar ile karışır. Sağaltım: Kronik gastritis sağaltımı H2 reseptör antagonistleri, diyet değişiklikleri ve kortikosteroid uygulanılarak yapılır (bakınızmide-bağırsak hastalıklarının sağaltımında kullanılan ilaçlar). Diyet değişikliği olarak pirinç, patates, karbonhidrattan zengin makarna gibi gıdalar, hipoalerjenik nitelikte diyet uygulanır. Protein kaynağı olarak kanatlı eti tercih edilir.
1
5. Diğer Gastritis Nedenleri Etiyoloji ve patogenez: Heliobacter türlerinde ileri gelen köpek ve kedi gastritisleri henüz çalışma aşamasındadır. Lezyonların histopatolojik bakısında eozinofilik gastritis, plasmositiklenfositik gastritis ve refluks gastritisine belge değişiklikler saptanmaktadır. Plazmasitik-lenfositik gastritisde mukoza korunmasında immunolojik değişiklikler, eozinofilik gastritisde eozinofil infiltrasyonu, refluks gastritisde mukozada yıkım, lipidden zengin içerik ve gastrik boşalmada gecikme söz konusudur. Tanı: Direkt ve endirekt radyografi ve endoskopik yöntemle alınan mukoza örneklerinin histopatolojik muayenesi ile konabilir. Sağaltım: Eozinofilik gastritis sağaltımı kortikosteroid uygulamaları ve diyette yapılan düzenleme ile yapılır. Bu amaçla prednisolon, cimetidin ve alerjik nitelikli protein maddelerinin diyetten uzaklaştırılması esastır. Refluks gastritisinin (duodenal içeriğin mideye geri kaçması) sağaltımında cimetidine (5 mg/kg, per os, b.i.d.), metoclorpramid (0.3-0.5 mg/kg, per os, t.i.d.) ve cisapride (0.3-0.5 mg/kg, per os, t.i.d.) kullanılırken, yağsız veya az yağlı diyet uygulanır. Beslenme günde iki kez yapılır. Plazmasitik-lenfositik gastritis sağaltımında cimetidin veya sucralfate (0.25-1.0 mg/
•
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
11
kg) 7-10 gün süre ile gıdaya katılarak verilir. Prednison veya prednisolone 0.5-1.0 mg/kg dozunda 12 saat ara ile 10-14 gün verilir. Heliobacter gastritisine karşı omeprazole (0.71.0 mg/kg, q.i.d.), metronidazole (20 mg/kg, b.i.d.) ve amoxycilline (20 mg/kg, b.i.d.) iki hafta süre ile per os yolla kullanılır.
6. Midede Kıl Yumakları (Trichobezoars) Etiyoloji: Kedilerde midede toplanan kıl yumakları kusma ve regurgitasyon nedenidir. Kediler kıllarını yalarken yutar ve dışkı ile çıkar. Ancak yalamanın aşırı olduğu özellikle uzun kıllı kedi ırklarında davranış bozukluğu, nörolojik nedenler, deri hastalıklarına bağlı mide bağırsakta birikir. Uzun kıllı genç ve orta yaş kedilerde daha çok kıl toplanır. 1-2 günlük iştahsızlıktan sonra kedi kılları kusar. Şayet canlı ağırlık kaybı, iştahsızlık ve tıkanıklık semptomları mevcut ise, kontrast radyografi alınarak kıl yumakları radyolusent olarak görülür. Kıl yumakları baryumu absorbe eder. Palpasyonda gözden kaçar. Sağaltım: Petrol bazlı laksatif ilaçlar (parafin likid-Sokol) denenebilir. Kıl yumaklarını eriten pasta hazırlanmıştır. Tıkanma olgularında operasyon zorunludur (Şekil 2).
Şekil 2. Mide ve ince bağırsaklarda kıl yumağı (Crystall, M.A. 2011)
12
KEDİ - KÖPEK İÇ HASTALIKLARI
7. Peptik Ülser
8. Akut Abdomen
Etiyoloji ve patogenez: Mide ve proksimal duodenum mukozasında oluşan ülserler peptik ülser olarak isimlendirilir. Ülser deri ve mukozaların iyileşmeye yanaşmayan maddi kayıplı yaralarıdır. Akut veya kronik, yüzeysel (supeficial) veya derin (deep) ülser olarak gruplandırılır. Köpek ve kedilerde stresin peptik ülser oluşumundaki rolü henüz ortaya konamamıştır. Ancak aspirin, flunixin meglumin veya diğer NSAIDs ilaçların peptik ülsere neden oldukları bilinmektedir. Kortikosteroidlerden özellikle dexamethasone mukoza prostaglandinleri üzerinde etkili olarak ülser oluşumuna yol açar. Mukozal bariyerin yıkımı sonucunda mide duvarının asit-pepsin sindirimine maruz kalarak ülserlere sebep olduğu kabul edilmektedir. Semptomlar: Köpeklerde peptik ülser olguları kedilerden daha iyi incelenmiş olup, kanamalı veya kanamasız kronik nitelikte kusma ile karakterizedir. İçerik bazen kahve telvesi renktedir. Melena, anemi, hipoproteinemi, iştahsızlık ve abdominal sancı gibi semptomlara sahiptir. Tanı: Direkt ve endirekt radyografi veya endoskopik muayeneler (gastroscopie) yapılarak ülser tanısı konur. Gastroskopi ile aynı zamanda mukozadaki değişiklikler, midedeki yabancı cisimler ve tümörler saptanırken, biyopsi örneği alınarak histopatolojik muayeneye tabi tutulur. Gastrik ülserli hayvanlarda plazma gastrin seviyesi ölçülebilir. Sağaltım: H2 reseptör antagonistleri, antiasit etkili ilaçlar, propanthelin gibi antisekrotorik etkili ilaçlar peptik ülser sağaltımında kullanılır. Sepsis ile ilişkili peptik ülserlerde asit sekresyonu nötralize etmek amacıyla cimetidin (5 mg/kg, t.i.d.) kullanılır. Kanamalı peptik ülserlerde proton pompa inhibitörü olan omeprazol (0.7 mg/kg, s.i.d.) verilir. Perforasyon tehlikesi olan gastrik ülser olgularında cerrahi müdahale şarttır.
Tanımlama: Fiziksel muayenede gergin, ağrılı abdomen ve tipik öykü ile nitelendirilen tablodur. Önemli abdominal ağrı olgusudur. Acil sağaltımı gerektirir. Patogenez: Ağrı, organ hacim artışı, yangı, mezenterial veya peritoneal gerginlik veya iskemi ile ilişkilidir. Abdominal iç organlar farklı bir şekilde innerve edilir. Sinir uçları bağırsak duvarının submukoza ve musküler katları arasında dağılmış haldedir. Sıvı veya gaz artışı ağrı nedenidir. Yangı doğrudan vazoaktif maddeleri salınımına neden olarak sinir uçlarını uyararak ağrıya neden olur. Peritonda yer alan sinir uçları yangısal yanıta duyarlıdır. Semptomlar: Titreme, iştahsızlık ve ağrı mevcuttur. Hepatobiliyer tıkanıklık, ekstrahepatik kolestaz (safra peritonitisi), akut pyeleonefrit, üretrada tıkanıklık veya idrar kesesi rupturu nedenlerdir. Solunum sayısı artar. Genç hayvanlarda travma ile ilişkili olabilir. Erkek köpek ve kedilerde idrar yolları ve kesesinde taş, kristaluri, mide-bağırsakta ülser önemlidir. Titreme, hareket etmede isteksizlik kusma, ishal anormal pozisyon alma semptomlardır. Tanı: Abdominal palpasyon, ağrı, retroperitoneal ağrı, abdominal radyografi, abdominal US, abdominosentez, sıvı analizi, deneysel laparotomi gibi tanı yöntemlerinden yararlanılır. Sağaltım: Nedene göre farklıdır. Çoğunlukla cerrahi değerlendirme gerekir.
9. Gastrik Dilatasyon Volvulus (Magendilatation-Volvulus Komplex-MDV) Gastrik dilatasyon (GD) veya gastrik dilatasyon-volvulus (GDV) yaşamı tehdit eden, akut seyirli, şiddetli hipovolemi ile seyreden ve acil müdahale edilmesi gereken patolojik durum
1
değişikliğidir. Ölüm oranı kaynaklarda ~43% olarak bildirilmektedir. Olguların büyük çoğunluğunda hipovolemik şok, dissemine intravasküler koagulopati (DIC), endotoksemi ve aritmi (%42) komplikasyonları gelişir. Aritmi nedenleri iskemi, hipotansiyon, asitbaz denge bozukluğu, miyokardı depresse eden faktörlerin açığa çıkması, TNF, IL-1 ve elektrolit denge bozukluğudur. Kalp kasında işlevsel ve yapısal değişiklikler meydana gelir. 8 ay ile 10 yaş arasındaki büyük boy köpek ırklarında ortaya konmuştur. Midede hacim artışı (Gastrik distensiyon) nedeniyle vena cava caudalis obstrüksiyona maruz kaldığından hızla hipovolemik şok gelişir. Dalağın mide ile beraber torsiyonu, abdominal organlarda konjesyon ve endotoksik şok nedeniyle hipovolemik kriz gelişir. Nedenler: Köpeklerde GDV oluşumuna zemin hazırlayan nedenler şunlardır: Yerden yüksek mama vermek hava yutmaya (aerofaji) neden olur. Kuru köpek mamalarının sürekli tüketilmesi. 30 mm’den büyük mamaların verilmesi. Sofra artığı yemlerle beslenme. Kuru ve yaş mama karışımı ile beslenenlerde GDV riski yüksektir. Gastrik dilatasyon-volvulus olgularında sıvı-elektrolit ve asit-baz dengeleri bozulur. Metabolik asidoz ve hipokalemi şekillenir. Metabolik asidoz doku kanlanmasında azalmaya, anaerobik metabolizma ve laktik asit birikimine neden olur. Kısa süre içinde gastrik nekroz gelişir. Kardiyak aritmi hipotansiyon nedenidir. Bazı olgularda DIC (%8) gelişir. DIC olgularında kan nakli yapılır. Septisemi şekillenme olasılığı düşüktür (%2.5). Semptomlar: 2-24 saat içinde ortaya çıkar. Kalp sıklığı 51-315/dakika arasında değişir. >180 atım/dakika taşikardi olarak nitelendirilir. Tanı: GDV olgularında hematokrit değer daima yüksektir (%55 civarında). Gastrik iğne ile mideden gaz alındıktan sonra sağ lateral ve
•
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
13
dorsoventral radyografi alınır. GDV olguları sırt üstü yatırılmaz. Çünkü aspirasyon pneumonisi riski mevcuttur. Sağ lateral radyografide mide ters C harfi şeklinde, dorso-ventral bakıda ise pylorus cardia’nın altında görülür. Omentum major mideni üstünde ise dönme vardır. Dönme saat yönünde 270 derecedir. Pylorus cardia’nın altına kayar. Kardiotroponin I (cTnI) ve laktat değerleri normalden çok az yükselebilir. 3-7 gün sonra ulaşılan olgularda öngörüm elverişsizdir. Trombositopeni gelişir. Ayırıcı tanı: Basit gastrik hacim artışı, ince bağırsak düğümlenmesi (intestinal volvulus), splenik torsiyon, diaframatik hernia ve lumbal disk hastalıkları gelir. Sağaltım: Acil olarak gastrik iğne ile midedeki gaz alınır (dekompenzasyon). Sedasyon sağlanarak gastrik tüp yerleştirilir. Foley katateri kontrendikedir. Peroz yerleştirilen sonda 13. interkostal aralığı geçmemelidir. Yoksa mide perforasyonu gerçekleşir. GDV olgularında kesin sağaltım ameliyattır. Cerrahi olarak eski pozisyon (repozisyon) verilir. Elektrolit dengesi düzenlenmiş, dekompenzasyon sağlanmış ve kalp sıklığı yazdırılmış olgularda gastropeksi operasyonu yapılır. Dalakta nekroz var mı araştırılır. Mide mukozası siyah renkte ise, en fazla ülserler gelişir. Bu ülserler öldürücü değildir. Köpek iyileşir. Midede morarma mevcut ise, 5 gün içinde perforasyon gerçekleşir. Nekrotik mide kısımları mevcut ise, rezeksiyon şarttır. Aritmi mevcut ise, lidocain (9 mg/kg), bradıkardi mevcut ise, atropin sülfat yapılır. Yapılması gerekenler: İlk yapılması gereken işlem şok sağaltımıdır. Bu amaçla sıvı uygulamasında bulunulur. GDV olgularında laktatlı Ringer (60-90 ml/kg/saat) sefalik veya juguler ven yoluyla verilir. Vena cava obstrüksiyonu nedeniyle arka bacak kullanılmaz. GDV olgularında 60 ml/kg/saat dozunda %0.9’luk sodyum klorür ve devamı 20 ml/ kg/saat, hipertonik tuzlu su (5 ml/kg, %7.5’lik
14
KEDİ - KÖPEK İÇ HASTALIKLARI
NaCl ve %6 dextran 70) bileşimi daha etkilidir. Hipertonik tuzlu su (%7.5’lik NaCl) V.cephalica veya V.jugularis yoluyla 4-5 ml/ kg dozunda 5-10 dakika süre ile verilir. Hetastarch 5-10 ml/kg dozunda 10-15 dakika süre ile verilir. Bu aşamada sefazolin yapılması gerekir. Gentamycine nefrotoksik etkili olduğundan kullanılmaz. Şok olgularının sağaltımında kortikosteroid uygulama eskiden beri tartışmalıdır. Ancak son yıllarda steroidler şok olgularında artık kullanılmamaktadır. Sodyum bikarbonat ve potasyum tamamlama ancak kan gaz analizi yapılabilirse uygundur. GDV olgularında metabolik asidoz, metabolik alkaloz, solunum asidozu ve solunum alkalozunun her biri gelişebilir. HCl bağırsaklara geçemediği için metabolik asidoz, solunun sayısı arttığı ve mide akciğere basınç yaptığından solunum asidozu gelişir. Bu nedenlerle kan gazlarına bakmadan bikarbonat önerilmez. Operasyon sonrası bakım: Monitörize edilerek kalp izi alınır. Kan gaz değişikliği mevcut ise, asidoz gelişmiştir. Kusma riski açısından yumuşak gıdalarla beslenir. Gastrik ülser oluşumunu engellemek için sucralfat 0.5-1 gr oral yolla verilir. Öngörüm: GDV olgularında klinik semptomlar geliştikten sonra 6 saat geçerse öngörüm elverişsizdir. Plazma laktat düzeyi ölçümü öngörüm saptamak amacıyla yapılır. Laktat konsantrasyonunda (Venöz kan normal laktat değeri: <1.0 mmol/L, 9 mg/100 ml) artış midede nekroz belirtisidir. >6.6 mmol/L kesin gastrik nekroz değeridir. DIC mevcut ise, heparin ve plazma nakli yapılır.
10. Mide-Bağırsak Hastalıklarının İlaçla Sağaltımı Köpek ve kedilerde mide-bağırsak hastalıklarının sağaltımında değişik ilaçlar kullanılırr. Bunlar kusma durdurucu, kusturucu, midebağırsak salgılarını azaltıcı, mukoza koruyu-
cu, toksik maddeleri absorbe edici, peristaltik artırıcı veya azaltıcı ilaçlardır. Ayrıca antimikrobiyel, antiprotozoer etkili ilaçlar ile kortikosteroid ve kemoterapötiklerde kullanılır.
10.1. Kusturucu İlaçlar (Emetik) Kusma merkezi beyinin medulla bölgesine lokalizedir ve bu merkezi uyaran impulslar kusmaya sebep olur. Kusma merkezi kanbeyin bariyeri tarafından korunur. Merkezi uyaran impulslar serebral korteks (psikojenik kusma, göz ve koku duyusunun uyarılması), intrakranial basınç artışları, kemoreseptörleri barındıran sahanın (chemoreceptor trigger zone-CTRZ) uyarılması ve periferik impulslar tarafından meydana getirilir. Asetilkolin kusmada rol oynayan primer mediatör olup, yüksek merkezlerde bulunan Hı reseptörlerinden histamin açığa çıkmasına sebep olur. Kan dolaşımı tarafından taşınan kimyasal stimülanlar kemoreseptörleri barındıran bölgeyi (CTRZ) stimüle eder. Bu bölge kan-beyin bariyeri tarafından korunmaz ve kan dolaşımındaki toksinler, ilaçlar ve diğer maddeler bölgeyi kolayca etkiler. CTRZ’nin stimülasyonu dopaminerjik reseptörlerden dopamin, apomorphine hydrochloride ve serotonin (5HT3) açığa çıkmasına sebep olur. Farenks ve boğaz bölgesinden kaynaklanan impulslar ile seyehat IX. Kranial sinir yoluyla kusma merkezini etkiler. Diğer periferik impulslar kalp, mide, duodenum, ince bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, peritoneum, böbrekler, ureter, idrar kesesi ve uterus gibi değişik organ ve dokuların sempatik veya vagal kollarının stimülasyonundan kaynaklanır. Köpek ve kedileri kusturmaktan amaç midede mevcut toksin ve zehirlerin bağırsaklara geçmeden dışarı atılmasını sağlamaktır (indicatio vitalis). Alındıktan sonra 30-60 dakika içinde kusturucu ilaçların kullanılması toksik ilaçların atılmasını ve böylece ince bağırsaklardan emilmesini engeller. Sıvı yiyecekler
1
20-30 dakika içinde bağırsaklara geçerken, sert gıdalar (kemik gibi) 3-4 saat boyunca midede kalır. Kusturma işlemi bilinci yerinde olmayan, solunum güçlüğü olan ve nöbetler geçiren köpek ve kedilerde endike değildir. Kusma refleksi 5-10 ml/kg dozunda ılık suyun mide tüpü ile mideye verilmesi ile uyarılabilir. Bu işlem toksinleri dilüe ettiği gibi mide periferinde mevcut periferal reseptörleri stimüle ederek etkir. Mide mukozasını irrite eden maddelerde kusma refleksini uyarır. Oral yolla hipertonik tuzlu su, tuz tableti, %3’lük hidrojen peroksid solüsyonu, ipeka şurubu veya tozu (emetin) acil durumlarda kusturucu olarak kullanılabilir. İpeka kedilerde toksiktir. Hidrojen peroksid köpürür ve kedilerde fötal aspirasyon nedenidir. Sentral etkili ilaçlar kusma refleksini stimüle eder. Apomorphine hidroklorid opium (afyon) ve sentetik morfin derivesi olduğu için dopamin reseptörlerinin aktive ederek CTRZ’yi stimüle eder (Tablo 3). Kapsül ve enjeksiyonluk çözeltileri vardır. Tablet formları konjunktival boşluğa konarak hızlı emilimi sağlanır. Tabletlerin oral yolla kullanımı biyo yararlılığı düşük olduğundan yüksek doz gerektirir. Apomorfin aynı zamanda sentral sinir sistemi depressanı olduğundan depresse köpeklerde kullanılmaz. Apomorfin hidroklorid kedilerde kusturucu olarak kullanılmaz. Çünkü yüksek dozların verilmesi gerekir. Bu
•
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
15
durumda sentral sinir sisteminde eksitasyona ve hiperaktiviteye sebep olur. Günümüzde apomorfin temini uyuşturucu olduğundan yeşil veya kırmızı reçete ile mümkündür. Bu nedenle piyasada mevcut değildir. Xylazin α2-antagonisti olup, kedilerde kusturucu olarak kullanılır. Aslında sedasyon ve analjezik etkisinden yararlanılan bu ilaç kedilerde düşük dozda yapıldığında kusturucu olarak etkir. Köpeklerde kusturucu olarak etkimez.
10.2. Antiemetikler Kusma gastro-intestinal veya bu sistem dışındaki hastalıklardan ileri gelir. Aslında kusma refleksi et yiyenlerde fizyolojik olarakta oluşabilir. Sıcak gıda, gıda değişikliği, hızlı yem tüketimi gibi faktörler kusmaya sebep olabilir. Bu yönüyle kusma et yiyenlerde fizyolojik olarak kabul edilir. Hatta yabani karnivorlar yediklerini kusarak saklar ve ileride tüketmek amacıyla saklar. Ancak art, arda kusma veya inatcı sürekli kusma hali sıvı, mide asitleri ve elektrolitlerin kaybına sebep olur. Pylorus veya bağırsak tıkanması olan kedi ve köpeklerde kusmayı uyarmak kontrendikedir. a. Dopamin antagonistleri: Metachlorpromide dopamin antagonisti olup, CTRZ’deki dopamin reseptörlerini bloke eder. Yüksek dozları 5-HT3 reseptörlerinin antagonistidir.
Tablo 3. Kusturucu ilaçlar İlaç %3’lük hidrojen peroksid İpeka şurubu
Apomorphine hydrochloride Xylazine
Doz 5-10 ml per os, (s.i.d veya b.i.d.) Köpek: 1-2.5 ml/kg, per os Kedide: 1-3.3 ml/kg, per os (toksik ve öldürücü) Köpek: 0.04 mg/kg IV, 0.08-0.1 mg/kg, İ/M veya S/C veya 0.25 mg konjunktival boşluğa Kedi: 0.44 mg/kg, İM
Açıklama Kedilerde yavru ölümüne sebep olabilir 15 ml/köpek dozu aşılmamalıdır
Kedilerde kullanılmaz
Köpeklerde etkili değildir. Kediler 15 dakika içinde kusar ve sedasyon 1-2 saat sürer
16
KEDİ - KÖPEK İÇ HASTALIKLARI
Bu ilaç üst gastrointestinal hareketleri ve alt özefageal sfinkter tonusunu artırırken, pylorik sfinkter tonusunu azaltır ve gastrik antrum kontraksiyonlarını uyarır. Sentral sinir sistemini stimüle etmek ve sinirsel belirtilere neden olmak gibi yan tesirleri vardır. Köpek ve kedilerde antidotu diphenhydramine hydrochloride (1 mg/kg, İV)’dir. Mide-bağırsak kanalında hemoraji ve obstrüksiyonlarda kullanımı kontrendikedir. Diğer dopamin antagonistleri olan domperidone ve butyrophenone deriveleri olan haloperidol ve droperidol’de antiemetik etkili olmalarına karşın kullanılmaz. Bu ilaçlar daha ziyade trankilizan ve epilepsi sağaltımında kullanılır. b. Serotonin antagonistleri: Serotonin antagonistleri 5-HT3 antagonisti olarak bilinir ve CTRZ stimülasyonunu bloke eder. Mide-bağırsak sisteminden kaynaklanan kusmalarda kullanılır. Neurotransmitter madde olan serotonin distal ganglionlarda asetilkolin sekresyonunu artırarak CTRZ’yi stimüle eder. Serotonin antagonistleri bu mekanizmayı bloke ederek kusmayı durdurur. Bu ilaçlar kemoterapi, Canine parvovirus enfeksiyonu ve inatçı kusmalarda kullanılır. 5-HT3 antagonisti olarak ondansetron, tropisetron, granisentron, azesetron ve dolasetron bilinmektedir. Bunlardan köpek ve kedilerde en etkili olanları ondansetron ve dolasetron’dur ve yan etkiye sahip değildirler. c. Fenotiazin’ler: Fenotiazin’ler antidopaminerjik ve antihistaminik etkileri ile CTRZ’yi inhibe ederek etkir. Fenotiazin deriveleri olan klorpromazin (chlorphromazine), proklorperazin (prochlorperazine), triflupromazin (triflupromazine), perfenazin (perphenazine), trifluoperazin (trifluoperazine) ve mepazin (mepazine) köpek ve kedilerde antiemetik olarak kullanılır. Fenotihiazin deriveleri sedasyon, periferik hipotansiyon gibi yan tesirlere sahiptir.
d. Glikokortikoid’ler: Beşeri hekimlikte kusmanın kontrolü amacıyla kullanılır. Ancak etki mekanizmaları tam olarak bilinmemektedir. Metoclopramid ile beraber kullanıldığında sinerjik etki meydana getirdiklerinden kemoterapide kullanılır. Glikokortikoidlerin gastrik ve kolon ülserlerinde kullanılması kontrendikedir. e. Barbitürat ve benzodiazepin’ler: Barbitüratlar (phenobarbital) ve benzodiazepin’ler (diazepam) sedatif etkili olduklarından psikojenik ve davranış bozukluklarından ileri gelen sentral kusmaların kontrolünde kullanılır. Bu tür kusmalar veteriner hekimlikte bugüne değin saptanmamıştır. f. Antikolinerjik ilaçlar: Antikolinerjik ilaçlar (atropin sulphate) kusma merkezinde muskarinik reseptörlerdeki kolinerjik geçişi bloke ederek etkir. Glikopyrolat (glycopyrrolate), propanthelin (propantheline), methskopalamin (methscopalamine-kedilerde uygulanmaz) ve izopropamid (isopropamide-kanbeyin bariyerini aşmaz) gibi antikolinerjik ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar vagal stimülasyonu inhibe ederek, düz kas spazmını çözerek ve gastro-intestinal sekresyonu azaltarak etkir. g. Antihistaminikler: İç kulaktaki vestibuler organ ile ilgili hastalıklarda, deniz ve araba tutmasında siklizin hidroklorid (cyclizine hydrochloride), meklizin hidroklorid (meclizine hydrochloride) veya difenhidramin hidroklorid (diphenydramine) yarım veya bir saat öncesinden kullanılır.
10.3. Gastrik Sekresyonu Azaltan İlaçlar Gastrik sekresyonu azaltan ilaçlar mide mukozası yangı ve ülserlerinin sağaltımında kullanılır. İlaçlar, toksinler, travma, bağışıklık kaynaklı hastalıklar veya neoplazmalar mide mukozasında ülserlere sebep olur. Bu durum-
1
•
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
17
Tablo 4. Antiemetik etkili ilaçlar Etken madde Metoclopramide
Reseptörler CRTZ, MB
Cisapride Chlorpromazine
CRTZ, MB CRTZ, KM
Prochloperazine
CRTZ, KM
Doz Köpek+kedi: 0.1-0.5 mg/kg per os veya SC (t.i.d.), 0.02 mg/kg, İV veya 1-2 mg/kg/gün İV 2.5-7.5 mg/kedi, per os, (b.i.d.) Köpek: 0.2-0.4 mg/kg İM veya SC (t.i.d.) 3.3 mg/kg per os (t.i.d.) Kedi: 0.13 mg/kg İM veya 0.5 mg/kg per os (b.i.d.) 0.1-0.5, SC, İM, (t.i.d.)
Dolasetron (Anzamet)
CRTZ, vagal afferent yol
0.3-0.6 mg/kg, SC, İV, (s.i.d.) veya 0.6-1.0 mg/kg, per os, (b.i.d.)
Ondansetron (Zofran)
CRTZ, vagal afferent yol
Maropitant (Cerenia)
CRTZ, periferik MB reseptörler, KM
Köpek+kedi: 0.1-0.2 mg/kg SC, (t.i.d.), 1.1-1.0 mg/kg (s.i.d.) per os veya 0.5 mg/kg İV 1 mg/kg, per os, SC, (b.i.d.)
Domperidone
Cyclizine hydrochloride
Köpek+kedi: 0.1-0.5 mg/kg İM veya İV (b.i.d.) veya 2-5 mg/kg per os (b.i.d.) Köpek+kedi: 4 mg/kg İM (b.i.d.)
Diphenylhydramine hydrochlorid
Köpek+kedi:2-5 mg/kg per os (t.i.d.) 2 mg/kg İM veya İV (yavaş) (b.i.d.)
Meclizine hydrochloride
Köpek <10 kg:2-10 mg/kg/gün per os Köpek >10 kg: 2-6 mg/kg/gün per os Kedi:4 mg/kg/gün per os Köpek:+kedi: 0.03 mg/kg, İM (b.i.d.)
Trifluoperazine
Yan etki İshal, uyum bozukluğu, yüksek dozları renal bozukluğa sebep olur Hipotansiyon, sedasyon
Hipotansiyon, sedasyon Metoclopramid ile kombine kemoterapi kusmasından korunmak için Yan etkisi bilinmemekte Enjeksiyon yerinde ağrı ve konstipasyon Yan etkisi yok
Vestibuler hastalıklardan kaynaklanan kusmalarda Vestibuler hastalıklardan kaynaklanan kusmalarda Vestibuler hastalıklardan kaynaklanan kusmalarda Sedasyona neden olur
CRTZ: Kemoreseptör triger zone, KM: Kusma merkezi, MB: Mide-bağırsak
da mide salgısını azaltarak hiperasidite engellenir. Benzer durum yabancı cisimlerden, yakıcı maddelerden, gastrik reflukstan (anestezi esnasında) ve kronik kusmadan kaynaklanan özefagitis olguları içinde geçerlidir.
a. H2-reseptör antagonistleri: H2-reseptör antagonistleri (H2-blokerler) mide salgısındaki hidrojen iyonlarını ve pepsin miktarı ile diğer sekresyon enzimlerini azaltır. Ek olarak bu ilaçlar özellikle antikolinesteraz etkisinden
18
KEDİ - KÖPEK İÇ HASTALIKLARI
ileri gelen gastrik kinetik etkinliği düşürür. Bu ilaçlar ranitidine, cimetidin ve famotidin’dir. Cimetidin karaciğerdeki mikrozomal enzim sistemi P-450’yi inhibe eder ve diğer ilaçların karaciğerde metabolize olmasını engeller. b. Proton pompa inhibitörleri: Proton pompa inhibitörleri benzimidazol ve yeni grup antisekretorik ilaçlar olup, H+/K+ ATPase proton pompa antagonistleridir (Tablo 5). Parietal hücrelerden (oxyntic) hidrojen iyonları sekresyonunu engeller. Omeprazole en çok bilinen proton pompa inhibitörü olup, cimetidine göre 30 kat daha etkilidir. Omeprazol enterik granüller veya tabletler şeklinde hazırlanmış olduğundan doğrudan sistemik dolaşıma absorbe edilir ve parietal hücrelerde (oxyntic) asidik ortamda inhibitör ilaç haline dönüşür. Bu hücrelerdeki etkisi 3-5 gün süre ile devam eder. Daha sonra günlük dozlar halinde verilir. Kuvvetli bir H2 blokeri olduğundan özefagus ve mide yangı ve ülserlerinde kullanılır. Hayvanlarda 8 hafta süre ile omeprazol kullanıldığı halde hiçbir yan etki saptanmamıştır. Omeprazole: Omeprazol proton pompa inhibitörü olup, at, tay, köpek ve kedilerde (4 haftadan yukarı) gastrik ülser sağaltımında kullanılır. Farmakoloji: Omeprazol per os yolla uygulandıktan sonra gastrik asit üretimi bloke edilmiş olur. Hidrojen/potasyum (H/K) ATPase ve enzimler midenin mukozal yüzeyinde toplanarak hidrojen ve potasyum iyonlarının değişimi gerçekleşir. Protonlar mide lümenine geçerek hidroklorik asit meydana getirir. Nötral pH’da omeprazol lipofilik etkilidir. Aktif parietal hücrelerdeki sekretorik kanallar yardımı ile nötral pH’da moleküller kolayca dolaşıma geçer. Parietal hücrelerde omeprazol asidik kondüsyon oluştuğundan ilaç uzun süre etkili değildir. Bu şekildeki ortamlarda omeprazol sulfonamid metabolitlerine dönüşür ve dış yüzeyine H/K ATPase enzimleri bağlanır ve aktivitesini bloke eder.
Omeprazol oral yolla verildikten hemen sonra absorbe olur. Çünkü asit ortamda kısa sürede degranüle olur. Bu nedenle insanlar için hazırlanan tabletleri nötral ortama sahip ince bağırsaklarda açılacak şekilde (enerik) üretilmiştir. Veteriner preparatları kaplanmamıştır. En yüksek plazma konsantrasyonuna insanlarda 0.5-3.5 saat içinde erişir. İnsanlarda omeprazol yemekten önce verilerek asit sekresyon bloke edilir. Veteriner preparatlarının biyoyararlılığı gıda ile uygulandığında %67 düzeyindedir. Biyoyararlılık kullanıldıkça artar. Çünkü gastrik pH artmaktadır. Omeprazol nötral ortamlarda da absorbe edilir. Çünkü omeprazolun mekanizması proton sekresyonunu bloke etmektir. Mide ortamından daha az asidik ince bağırsaklarda daha iyi etki yapar. Omeporazolun köpeklerde yarılanma ömrü 1 saat kadardır. Tek bir doz uygulaması asit sekresyonu 24 saatten 4 güne kadar engeller. Bu nedenle omeprazol günde bir kez verilir. Asit sekresyonu tam olarak baskılaması 4-5 uygulamadan sonradır. İnsanlarda omeprazol p-450 cytochrome’a metabolize olur ve inaktif metabolitlerinin %80’i idrar, geri kalanı dışkı ile atılır. Endikasyon: Duodenal ülser, aktif bening nitelikte gastrik ülser ve eroziv özefagitte kısa süreli (4-8 hafta) kullanılır. Uzun süreli olarak hipersekrotorik karakterli Heliobacter pylori enfeksiyonlarında kullanılır. Omeprazol sağaltımı gastrik pH’yı artırır. Bütün benzimidazol derivelerinde olduğu gibi omeprazol kemik iliğini baskılar. Kontrendikasyon: Aşırı duyarlılığı (hypersensivite) bilinen hayvanlarda kullanılmaz. Çünkü benzimidazol derivesi olup, insanlarda kan dyscrasia’sına ve laboratuvar hayvanlarında tümör oluşumuna sebep olur. Omeprazol insanlar tarafından iyi tolere edilir. Pankreatitis, karaciğer nekrozu, pancytopeni ve agranulositosis gibi yan tesirlerin %1 oranında meydana geldiği ortaya konmuştur. Ancak köpeklerde omeprazolun yan etkileri