NOVELLA DİNAMİK Novella Dinamik: 4 KÜL Shani Petroff & Darci Manley Copyright© Shani Petroff & Darci Manley Bu kitabın Türkçe yayın hakları Polis Books LLC aracılığıyla NOVELLA DİNAMİK’e aittir. Yayınevinden izin alınmadan kısmen ya da tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.
Genel Yayın Yönetmeni: Şahin Güç Çeviren: Tuba Özkat Yayına Hazırlayan: Duygu Pınar Redaksiyon: Zerrin Özalp Öztarhan Kapak Tasarım: Sammy Yuen Kapak Uygulama: Alla Özabat Sayfa Tasarım: Elif Yavuz Özgür Balpınar
Özgün Adı: ASH 1. Baskı: Kasım 2015 ISBN: 978-605-348-838-5 Sertifika no: 12330 Baskı: Baskı Cilt İlhan Ergül Matbaası Davutpaşa Çifte Havuzlar Yolu No:8/A Zeytinburnu/İst. Sertifika No: 29030 Tel: (212) 674 37 23
NOVELLA DİNAMİK MARTI YAYIN DAĞITIM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. markasıdır. Maltepe Mh. Davutpaşa Cd. Yılanlı Ayazma Sk. No: 8 Zeytinburnu/İstanbul Tel: 0 212 483 27 37 - 483 43 13 / Faks: 0 212 483 27 38 www. martiyayinlari.com
www. novellayayinlari.com
Olay sırasında ölen milyarlarca insanın anısına... Siz artık yüreklerimizde yaşayacaksınız....
KANUN DEĞİŞİKLİĞİ 41 Statüsü, topluma katkı sağlayamayacağını belirten bir çocuğu tutmayı seçen her aile, yıllık bir vergiye maruz kalacaktır. Bu kanun değişikliğiyle toplanan vergi, sistemi geliştirmek için kredi, bağış ve diğer finansal desteklere parasal kaynak sağlamakta kullanılacaktır. KANUN DEĞİŞİKLİĞİ 44 Reddedenler ve Uzmanlaşma Departmanı tarafından kendilerine atfedilen kaderleri kabul ve takip etmekte başarısız olanlar, mahkemeye verilebilir ve suçlu bulundukları takdirde Yediler Bakanlığı’nın emirleri doğrultusunda cezalandırılır ya da hapsedilirler. KANUN DEĞİŞİKLİĞİ 44, BENT A Muhafızlar Departmanı, kaderini tamamlamaya karşı gelenleri hızlı ve yargısız bir infazla cezalandırmakla yetkilidir.
7
.
BİR
_____
Dax “Bunu senin için mahvetmelerine izin verme,” dedim Laira’ya. Gözlerini toplanmakta olan öğrenciler yerine benim üzerimde tutmaya çalışıyordum. Sesimi kendinden emin çıkarmaya zorladım. “Sadece orada değillermiş gibi davran, tamam mı? Bugün için on yedi yıl bekledin ve ne olursa olsun ultra olacak.” Okulumuzun ön bahçesindeki geniş, özenle biçilmiş çimlerde duruyorduk ve bizden daha yüksek halkada bulunanlar altı metre kadar ötemizde toplanıyordu. Bazılarının, örneğin benim, tercih edeceğimiz şekilde zoraki ayrımı sürdürüyorlardı. Morlardan biri bahçenin karşısından bağırdı, “Niçin Kül, yolun karşısına geçiyor?” 9
Shani Petroff & Darci Manley Kırmızılardan biri bağırarak karşılık verdi, “Zamanımızı harcamak için.” Başımı tiksintiyle iki yana salladım. Üst halkalardakilerin birbirleriyle hemfikir olmalarına emin olabileceğimiz tek konu, alt halkadakilerin üzerindeki üstünlükleriydi. Laira’ ya tam bunu anlatacakken yüzünde beliren korkmuş ifadeyi fark ettim. Ayaklarını sürüyerek ilerlerken sınıf arkadaşlarımızın dik bakışlarından kaçınmaya çalışıyordu. “Ah Dax,” derken sesi bir fısıltıdan ibaretti. “Bu çok kötü bir fikirdi. Hepsi benim yüzümden okuldan sonra kaldıkları için kızgın. Burayı seçmekle nasıl da aptallık ettim.” “Hayır, etmedin,” diyerek ona güven verdim. “Spektrum Akademisi mükemmel. Yani, öyle olmak zorunda, değil mi? Bu yer Uzmanlaşma Departmanı tarafından onaylandı. ” Başını eğdi ve ben de kaşlarımı çattım. Laira’nın ailesinin burada olup onun Kader Günü’ne tanık olamayışı zaten yeterince kötüydü. İşi kaçırmayı göze alamazlardı; Kül halkası demek buydu işte. Fakat burada onu destekleyecek çok az insan vardı. Spektrum’a alt halkadan sadece bir avuç insan katılırdı ve üst halkalar onlarla arkadaş olmak için hiç de hevesli değillerdi. Fakat bunların hiçbirinin en iyi arkadaşımın gününü mahvetmesine izin vermeyecektim. Başka bir yaklaşım deneyerek, “Yediler her zaman ne söyler?” diye sordum. “Kaderin armağanı, tehlikeli bir sorumluluktur. Geleceğin gücüyle birlikte gelir.” Yediler Bakanlığı’nın sonu gelmez halka birliği sloganları vardı ve bu, Laira’nın favorisiydi. İşe yaramış gibi gö10
KÜL ründü; çünkü başını yeniden dikleştirdi ve hafifçe gülümsemeye çalıştı. “Harika olacak,” diye devam ettim. “Yani, kendine bir baksana. Bir milyon ostow’luk* gibi görünüyorsun.” Ve öyle de görünüyordu. Laira, kestane rengi saçlarını kıvırarak tamamen üst halkadan görünecek şekilde özenli bir taç şekline getirmişti. Elbisesi, Küllerin çoğunun giydiği gibi düz gri renkte değildi. Neredeyse gümüş rengi gibi görünüyordu ve güneşte parıldıyordu. “Gerçekten mi?” diye sordu. “Kesinlikle.” Kendi yamalı gömleğimle pantolonuma bir göz attım. Öyle bir elbise sahibi olmayı dilerdim ya da işin aslına bakılırsa herhangi bir elbiseye de dünden razıydım. Ama bugün, tıpkı diğer her günkü gibi, yedi ağabeyimden bana miras kalan solmuş kıyafetleri giyiyordum. “Gerçi, modayı yargılayacak en iyi kişi ben olmayabilirim,” dedim sırıtarak. Laira’nın dudaklarının kenarları titredi ve yüzüne yeniden renk geldi. Başka bir Mor, “Hadi ama,” diye araya girdi. İkinci bir ses ekledi, “Gitmemiz gereken bir yarış var. ” Kalabalığa doğru dönüp bağırarak karşılık verdim. “Laira’ nın da takip etmesi gereken bir zaman damgası var, o yüzden, eğer bunu bozması gerektiğini düşünüyorsanız meseleyi şu adamla konuşun.” Bugün Laira’nın kaderini kaydedecek en yakın iki Kader Muhafızı’nı işaret ettim. Adam dev gibiydi. Sahip olduğu kaslarla öyle sağlam yapılı ve dik duruşluydu ki, o vü-----------------------------------------------------* ostow: Kullandıkları para birimi. (ç. n.)
11
Shani Petroff & Darci Manley cuda uygun bir üniforma bulabilmesine şaşırdım. Belindeki kemerden bir şok aleti sallanıyordu, gerçi kullanması gerekeceğinden şüpheliydim. Kimse tek kelime etmedi. Herkes kaderle uğraşmanın sonuçlarını çok iyi biliyordu. “Sağ ol, Dax,” dedi Laira, gülümsemesini hâlâ korumaya çalışıyordu. “Biliyor musun,” diye devam etti, “okulun önünde olmanın beni bir şekilde özel, önemli ya da başka bir şey hissettireceğini düşündüm. Bunun üst halkadakilerin gerçekten önemseyeceği bir gün olabileceğini sandım. Ama tarihle ilgili hiç düşünmedim. Yılın yarışına üç saat kala kimse burada olmak istemiyor. Senin burada olmana bile inanamıyorum. Bugün önemli olan Aldan’ın kaderi.” Başımı vurgularcasına iki yana sallarken, “Hadi oradan,” dedim. “Senin kaderin de ağabeyiminki kadar önemli. İnan bana, Aldan da aynı şeyi söylerdi. Kader kaderdir. Bu, kutlamak için çifte sebep demek.” Alaycı bir şekilde, “Benim kaderim yoldan karşıya geçmek, Dax,” dedi. “Ağabeyinin kaderi dünya şampiyonasını kazanmak. Tam olarak aynı şey sayılmaz.” “Haklı olabilirsin,” dedim. “Ama ya değilsen?” Karşı çıkışlarını engellemek için tek parmağımı havaya kaldırdım. “Asla bilemezsin. İşte bu yüzden sana bunu aldım. Sana hatırlatması için.” Eski püskü omuz çantamı açıp Laira’nın hediyesini buluncaya kadar elimi içinde gezindirdim. Bir kitaptı. Gerçek türden. Sayfaları, sert bir kapağı ve her şeyi olan cinsten. Laira kahkaha attı. “Dalga geçiyor olmalısın,” dedi. 12
KÜL Omzumu silktim. “Bir klasik.” Kitabı ona doğru uzattım. Laira kıkırdayarak, “Bu eski,” diye cevapladı. “Kaderle ilgili,” diye açıkladım. “Doktor Og’un ilk kader çıkarımlarıyla ilgili yazılmış. Her şeyden bahsediyor, insanların beyinlerini nasıl tarayıp her insanın yazgısını geri almasını ve anlamını açıklamasından, eğer süreç fazla uzun zaman alırsa zaman damgalarının ve diğer detayların nasıl kaybolabileceğinden bahsediyor. Hatta gerçekten ünlü olan bazı erken tetikleyiciler hakkında bilgi bile var.” Kitabı elinden alıp tetikleyici etkileriyle ilgili bölümü açtım ve ilk sayfayı taradım. “Bak, bu bölüm, kaderinde bir şiiri yüksek sesle okumak olan bir Kül’le ilgili. Bu Mula Olan’a havada durma teknolojisini bulması için ilham verdi. Eğer Mula Olan o şiiri duymamış olsaydı bugün çember yarışı diye bir şey bile olmazdı. ” “Öyle bir şeyin olmasını sağlayabileceğimi gerçekten düşünüyor musun?” “Kesinlikle,” dedim. “Bu ultra, Dax. Gerçekten,” dedi ve çabucak bana sarıldı. O beni bırakırken çan çalmaya başladı. Aynı anda başımızı kaldırıp saat kulesine baktık. Saat kulesi neredeyse bütün halkalardan görülebilirdi. Aslında Laira’nın geldiği yer haricindeki her yerden. Tabii eninde sonunda benim de boylayacağım yerden; Kül Rengi halkadan. Fakat bu şu anda pek önemli değildi. Saat ikiydi ve Laira’nın zaman damgası 2.03’teydi. “Buna hazır mısın?” diye sordum. Onun yerine ukala biri, “Ah, lütfen,” diye yanıtladı. Sesin 13
Shani Petroff & Darci Manley sahibi Portia adındaki ufak tefek bir Mor’du. Boy eksikliğini ekstra büyük olan kötü karakteriyle telafi ediyordu. “Bu tam bir zaman kaybı. Alt tabakadan bir beslemenin alelade bir görevi yerine getirmesini izlemeye mecbur olmamalıyız. Özellikle de okulun üzerimize bıraktığı bir hayır işi için.” Onunla yüzleşmek için döndüm. Alt tabakadaki renk halkasından olabilirdim fakat bu, o Laira’ya hakaretler yağdırırken benim boş boş durmam gerektiği anlamına gelmiyordu. Yumruklarımı sıkıp ileri doğru bir adım attım. İşte o zaman en yakın Kader Muhafızı’nın gözlerini gördüm ve durdum. İnsanlar ne söylerse söylesin, ben aklımı kaybetmemiştim. Yine de Portia’yı yumruklayarak içine mantık sokamayacak olmam, ona defolmasını söyleyemeyeceğim demek değildi. Konuşmak için ağzımı açtım ancak Madden Sumner benden önce davrandı. “Portia, yeter,” diyerek arkadaşını fırçaladı. Herkes anında sessizliğe gömüldü. Madden’ın kaderinde geleceğin Yediler Bakanı’ndan biri olacağı vardı; onlar ülkenin en üstündeki yöneticilerdi, fakat şimdilik okulumuzun sakinlerinin ilgi odağıydı. Ve benim en az sevdiğim insanlardan biriydi. “Laira’nın heyecanlı olmaya hakkı var,” diye devam etti Madden. “Bu onun Kader Günü ve Küllerin kaderlerinin de işlevleri var. Sonuçta, en ufak kaderlerin bile biraz anlamı vardır. ” Laira’ya lütfeden, hafif bir tebessüm gönderdi ve kestane rengi saçlarını omzunun üzerine doğru savururken bileğindeki bileklikler tıngırdadı. Her halkayı temsil eden yedi 14
KÜL bileklik takıyordu. Önem sırasına göre sıralanmıştı; mor, kırmızı, yeşil, sarı, kahverengi, barut rengi, kül rengi. Bütün renkleri aynı anda bulundurmasına izin verilen tanıdığım tek insandı. Eğer bunda samimi olduğunu düşünseydim gerçekten uyumluluğun güzel bir sembolü olurdu. Gözlerimi devirdim ve moral konuşmama devam etmek için Laira’ya döndüm. Yüz ifadesini fark edince durdum. Sanki bir görevdeymiş gibi kararlı görünüyordu ve Madden’ın sözlerine başını sallıyordu. Cidden o sözleri bir iltifat olarak almıştı. Benim anlamadığım bir sebepten Laira, Madden’a tapıyordu ve geleceğin bakanının gerçekten onu önemsediğini düşünerek kendini kandırıyordu. Ama ben gerçeği biliyordum. Madden, ağabeyim Link’le çıkarken onun sahne arkasındaki görünüşünü incelemiştim. Yine de bu konuyu Laira’ ya açacak değildim. Şimdi olmazdı. Tam da kaderini gerçekleştirmek üzere olduğu zamandayken olmazdı. Saat kulesindeki yelkovanın üç geçe işaretine doğru hareket etmesini izledim. “Zamanı geldi,” dedi Laira. Derin bir nefes aldı ve yola adım attı. O belli belirsiz adımını atarken, “İyi şanslar!” diye seslendim, gözleri benden ayrılıp saat kulesine doğru giden kalabalığa doğru gezindi. Saat 2.04’ü vurmadan önce tamamen karşıya geçmiş olması gerekiyordu, fakat anı aceleye getirmek de istemiyordu. Yalnızca bir kaderin vardı. Yani en azından çoğu insanın öyleydi. 15
Shani Petroff & Darci Manley Spektrum’un önündeki cadde, okulun etrafından keskince dönüyordu. Laire yolun yarısını geçmişti ki bir motor uğultusu duydum. İlk önce sesi tanıyamadım. Arabalar o kadar yaygın değildi. Ayrıca Kader Muhafızları sokağı kordon altına almıştı; o yüzden yaklaşmakta olan bir araç sesi yeteri kadar tuhaftı. Ama sonra onu gördüm. Beyaz hükümet kamyoneti hızla virajı alıyordu. Herkes donakalmıştı, neredeyse olduklara yere çakılmışlardı. Üst halkadakiler sessizdi. Kader Muhafızları sessizdi. Laira sessizdi. Caddenin ortasında felç olmuş gibi duruyordu. Sesim sessizliği parçaladı. “Laira, hareket et!” Kamyonet kaldırıma doğru son sürat ilerlerken Laira donakalmıştı, geçen her saniyeyle birlikte çarpışma yaklaşıyordu. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Çok uzaktaydım. “Zıpla!” diye çığlık attım.
16