YIL: 9 SAYI 84 MAYIS-HAZİRAN 2015 15TL
TÜRKİYE’NİN EN İYİ YEREL YÖNETİM DERGİSİ
Bir şehrin güzellik sırları ‘‘Birkaç deli bir araya gelmiş ve memleketi güzelleştirmenin peşine düşmüşüz’’ Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz
GÜZELLİK BİR ŞEHRE NELER KAZANDIRIR Dünyanın en ünlü şehir plancısı Grey Linsay, 3. Havalimanı için ne düşünüyor? Türkiye’nin ve Avrupa’nın en güzel köyleri, dünyanın en güzel sokakları bizi bekliyor Artık sakin bir şehrimiz daha var:
ARTVİN ŞAVŞAT
Özelkalem Dergisi artık Google play ve App Store’da
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 1
12.07.2015 20:48
sayfalar.indd 1
04.05.2015 13:03
İMTİYAZ SAHİBİ
24
Yerel Yönetim Ajansı adına
Erengül Bilenser
EDİTÖR
Emine Civanoğlu SORUMLU MÜDÜR
Sevil Günsal Alkoç REKLAM
ozelkalemreklam@epr.com.tr DANIŞMA KURULU
Sadun Emrealp Prof. Dr. Cevat Geray Ali Fuat Güven Prof. Dr. Ruşen Keleş Mithat Kırayoğlu Aykut Taluy Prof. Dr. Mete Tapan Prof. Dr. Handan Türkoğlu Zekeriya Yıldırım GRAFİK TASARIM
e’pr
BASKI PORTAKAL BASKI
Huzur Mahallesi Tomurcuk Sokak Numara: 5 Kat: 1 4 Levent / İSTANBUL 0212 332 28 01
YÖNETİM ADRESİ
Ahmet Fetgari Sokak Nil Apartmanı Numara: 7/1 Teşvikiye / İSTANBUL Tel: (0212) 327 1 285 Faks: (0212) 327 1 286
www.ozelkalem.com.tr ozelkalemhaber@epr.com.tr
Yaygın süreli yayın. Özelkalem Dergisi, basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 2
04-23 34-37 30-31 32 34-35 42 43
KISA HABERLER
BAŞKAN RÖPORTAJI
Hayri Türkyılmaz, Mudanya Belediye Başkanı GÜZELLİK NE KAZANDIRIR / BİR ŞEHRİN GÜZELLİK SIRLARI MAKALE
Prof. Dr. Ruşen Keleş MAKALE
Avukat Gürsel Öngören MAKALE
Y. Mimar Doğan Hasol MAKALE
Prof. Dr. Doğan Kuban
12.07.2015 20:48
YIL: 8 SAYI: 84 MAYIS-HAZİRAN 2015
30
4
’den merhaba...
36
Nereye gitsek, ne ya baksak, kiminle ne konuşsak aklımızda hep aynı soru var bizim; Türkiye nasıl daha güzel bir ülke olur. Özelkalem Dergisi’nin ilk sayısından bu yana hep aynı şeyi soruyoruz kendimize; nasıl tertemiz olur bütün kentlerimiz? E’pr Yerel Yönetim Ajansı’nı kurduğumuzdan bu güne hep aynı yanıtı arıyoruz; daha güzel binalar nasıl inşa edilir, daha güzel parklar nasıl yapılır, daha güzel sokaklara nasıl kavuşulur, daha güzel kaldırımlar nasıl mümkün olur?
38 40 46
Herkesin kenti kendine güzel gelebilir ama kentler söz konusu olduğunda güzellik göreceli bir kavram değildir. 8 yıldan fazladır bütün yerel yöneticilerle ve akademisyenlerle konuştuğumuz, akıl yürüttüğümüz, çözüm yolları aradığımız, şehir plancılarına ve mimarlara danıştığımız ‘güzel bir Türkiye’ konusunu, bundan sonra çok daha derinlemesine ele alacak, çok daha geniş kapsamlı çalışmalar yapacak, çok daha fazla konu edeceğiz hem Özelkalem Dergisi’nde hem Özelkalem.com’da hem de ÖzelkalemTV’de. Bundan sonra çok daha somut projelerle yürüyeceğiz bu hayale doğru. Bundan sonra çok daha uzaklara erişmeye çalışacağız. Güzelliğin sadece parayla, sadece inşaatla, sadece aydınlatmayla, sadece parkla, sadece yeni yollar yapmakla olmadığını da biliyoruz. Bundan sonra insanımızın güzelliği için de büyük çaba harcayacağız çünkü bir kenti güzelleştirecek olan en temel etkenin o kentin insanı olduğunu inanıyoruz. Herkesin daha güzel olanı istemesi, daha güzel kentler için elinden geleni yapması, daha güzel sokaklar için kendi katkılarını gönülden ortaya koyması için üzerimize ne düşüyorsa biz payımıza düşen sorumluluğu çok daha büyük bir heyecanla üstleneceğiz. Özelkalem Dergisi’nin bu sayısında ‘Güzel bir Türkiye’ hayalimizi farklı alanlardan pek çok uzman, birey ve akademisyen ile konuştuk. Biz biryandan yerel yönetimlere yönelik çok güzel projeler için hevesle çalışırken siz de bu sayımızı keyifle okuyun isterim. Güzel bir Türkiye’nin bir hayal olmadığına hep inandım ve daima inanacağım. Güzel gelişmelere tanık olduğunuz, güzel haberler aldığınız, çok güzel sokaklardan geçtiğiniz nice güzel günler dilerim. Sevgilerimle,
50 54 Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 3
12.07.2015 20:48
4
KISA HABERLER
ANKARA / BÜYÜKŞEHİR
BU ATEŞİ KİM SÖNDÜRECEK Hayat bazen bilgisizlik yüzünden de alev alır. Bazen çok küçük bilgi sayesinde insan hayatta kalır. Yangın çıksa, itfaiye gelene kadar ne yapılacağını kim bilir? Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, Büyükşehir Belediyesi personeline ‘Yangınla Mücadele’ eğitimi verdi. Eğitmenler, oksijenin bulunduğu yani yaşamın her alanında yangın tehlikesi olduğuna dikkat çekti ve yangını gören kişinin hemen alarm zili veya mevcut imkanlarla çevredeki kişileri uyardıktan sonra en hızlı şekilde ‘Alo 110 Yangın İhbar’ telefonunu araması gerektiğini vurguladı. İtfaiyenin olay yerine ulaşmasını sağlayan bir başka hayati bilgi de, Yangın İhbar telefonunu arayan kişinin en doğru adres bilgisini verebilmesi. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, talepte bulunan bütün okul, kamu kurumu ve özel şirket çalışanlarına yangınla mücadelede teorik ve pratik eğitim veriyor.
BURSA / GEMLİK
GEMLİK’TE GÜZEL HAREKETLER Yerel yönetim ekiplerinin büyük fotoğrafa bakması, o fotoğraftaki en küçük detayı bile net olarak görmesi, fotoğrafın güzelliğini bozan ne varsa ortadan kaldırması önemli. Bir yer başka nasıl güzelleşir? Gemlik Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, tehlike saçan atıl durumdaki binalara yönelik yıkım çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Son altı ay içinde ilçe merkezi ve mahallelerinde bu kapsamsa 80’den fazla bina yıkımı yapıldı. Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz, kötü görünüm ve can güvenliği tehdidinin yanı sıra, zaman zaman uyuşturucu bağımlılarının da mekânı haline gelebilen atıl durumdaki bu tip binaların yıkımına yönelik çalışmaların devam edeceğini söyledi.
sürdüren ekipler, çöp konteynerlerinin yenilenmesi, dezenfekte edilmesi ve sayılarının artırılması konusunda da harekete geçti ve 60 bin lira harcanarak 110 adet yeni çöp konteyneri alındı.
Gemlik fotoğrafındaki bir başka ayrıntı da yazın artan turist sayısı ile birlikte ortaya çıkan çöp sorunu. Gemlik’te nüfus yaz aylarında 300 bini bile aşıyor. Belediye ekipleri de temizliğe yönelik önlemlerini artırıyor. Mahalle, cadde ve sokaklarda sulama ve temizlik çalışmalarını aralıksız
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 4
12.07.2015 20:48
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 5
12.07.2015 20:48
6
KISA HABERLER
BURSA / NİLÜFER
MUTLULUĞUN DA FESTİVALİ OLUR Nilüfer Belediyesi’nin 28. kuruluş yıldönümü halkla birlikte kutlandı. Nilüfer Belediyesi Halk Evi önündeki Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen ‘Nilüfer Mutluşehir Festivali’nde gün boyu süren eğlence, Funda Arar konseriyle doruğa çıktı. Rengarenk süslenen Cumhuriyet Meydanı’nda Nilüfer’deki kadın dernekleri, üretici köylü dernekleri, Rock derneğinden sanat derneğine farklı alanlarda faaliyet gösteren toplam 76 dernek, kulüp, vakıf ve eğitim kurumu stant açtı.
Nilüfer Belediyesi de gün boyu konuklara dondurma, macun, mısır ve pamuk şeker ikram etti. Festival alanında kurulan 3 ayrı sahnede birbirinden farklı etkinlikler vardı. Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, festival açılışındaki konuşmasında, Nilüfer’in bugününde imzası bulunan bütün Nilüferlilere, geçmiş dönem Belediye Başkanları Ziya Güney ve Faruk Baykal’a, geçmiş dönem büyükşehir belediye başkanlarına, valilere, kaymakamlara, Meclis üyelerine ve muhtarlara teşekkür etti.
ÇORUM
ÇORUM ARTIK BİR BAŞKA KARŞILAYACAK SİZİ İlk görüş, ilk tanışma, ilk karşılaşma önemli. Terminaline bakıp bir kent hakkında kanıya vardığımız ama sonra o kenti tanıdıkça hakkında çok daha iyi şeyler düşündüğümüz olur. Terminaldeki karşılık, eskilik, özensizlik bütün şehre sirayet etmiştir diye düşünmekte de haksız sayılmayız tabii çünkü misafirini kapıda nasıl karşılıyorsan, elbette evin de öyledir. Çorumda durum değişti. Çorum, bölgenin en modern şehirlerarası otobüs terminaline kavuştu. Terminalin açılış törenine AK Parti Çorum Milletvekilleri Salim Uslu ve Dr. Cahit Bağcı, Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Müftü Mehmet Aşık, TSO Başkanı Çetin Başaranhıncal, TSO Meclis Başkanı Erol Karadaş, AK Parti İl Başkanı Rumi Bekiroğlu, Merkez İlçe Başkanı Yaşar Anaç ve çok sayıda davetli katıldı.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 6
12.07.2015 20:48
8
KISA HABERLER
DENİZLİ
TAŞIN İNSAN ELİNDE EVRİMİ Anna Rasinska (Polonya), Bioa Wang (Tayvan), Çağdaş Erçelik (Türkiye), Ciprian Hopirtean (Romanya), Cynthia Saenz (Kosta Rika), Luydmyla Mysko (Ukrayna), Valerian Jikia (Gürcistan) ve Vasilisa Chugnova (Rusya) olmak üzere 10 sanatçı katılıyor. Koloni’de bu yıl Denizli’nin ünlü ozanı Özay Gönlüm’ün de heykeli yapılacak.
Denizli Büyükşehir Belediyesi ile Kömürcüoğlu Mermer işbirliğinde düzenlenen 5. Uluslararası Taş Heykel Kolonisi ile kentte bir aylık yontu heyecanı başladı. 2011 yılından bu yana düzenlenen Taş Heykel Kolonisi’nde bugüne kadar 13’ü Türk, 23’ü ise yabancı toplam 36 sanatçı 36 heykel yaptı. 43 ülkeden 157 sanatçının 195 proje ile başvuruda bulunduğu 5. Uluslararası Taş Heykel Kolonisi’ne bu yıl Aldo Shiroma Uza (Peru), Anna Korver (Yeni Zelanda),
EDİRNE
DAHA NİCE ŞOFÖR NEBAHATLERİMİZ OLSUN Siyah beyaz zamanların en naif filmlerinden biridir Şoför Nebahat. Büyük ve anlamlı mesajları vardır. Türkiye’de kent içi toplu taşımacılıkta o yıllardan bu yana kadın şoförler bakımından pek yol alınamadıysa da son dönemde güzel adımlar atıldı. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi ile Sabancı Vakfı önderliğinde, 11 pilot ilde hayata geçirilen Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme çalışmaları kapsamında Edirne Belediyesi’nde ‘Toplu Taşımada Kadın Şoför’ dönemi başladı. Edirne’de toplu taşıma araçlarının ilk kadın şoförü olan Sibel Pakarda’nın ardından ikinci kadın şoför Pelin Aslantaş da görev başında artık. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Erkek şoförlerin çok nazik olmadığı yönünde şikâyetler geliyor. Kadın şoförlerimizin sayısı arttıkça bu şikâyetlerin azalacaktır. Kadınlarımızın doğasında nezaket var. Erkek meslektaşlarına da örnek olacaklardır.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 8
Bu durumu teşvik için, bundan sonra taksiler ve servislerde dahil, kadın şoför olan toplu taşıma araçlarından belediyenin alması gereken vergiyi, harcı ve ruhsat bedelini almayacağımızı söyledik ve bu da meyvesini verdi. Bu iki kızımızın tüm alanlarda örnek olmasını diliyorum.” dedi.
12.07.2015 20:48
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 9
12.07.2015 20:48
10
KISA HABERLER
ESKİŞEHİR
BİR İLBER ORTAYLI KOLAY OLUNMUYOR Herkes heykeli dikilsin ister tabii ama bunun için sonsuza dek anılmayı gerektirecek işler yapmalı insan. Prof. Dr. İlber Ortaylı da pek çok nedenle ve elbette tarihin sayfalarını bu kadar meraklandırıcı, ilgilendirici ve bilgilendirici biçimde açmak üzere verdiği onca emekle hep anılacak. Balmumu heykeli de onun o neşeli hallerini ölümsüz kılacak. Eskişehir’de Odunpazarı Belediyesinin düzenlediği konferansa katılan Prof. Dr. İlber Ortaylı, Yılmaz Büyükerşen Balmumu Müzesi’ni de gezdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile birlikte gezdiği müzede kendi balmumu heykeli ile karşılaşınca biraz şaşırdı ve ‘kendisi’ ile birlikte poz verdi. Yılmaz Büyükerşen Müzesindeki eserleri çok başarılı bulan İlber Ortaylı, siyasi liderlerin bulunduğu bölümde, espri üstüne espri yaparak uzun uzun yorumlarda bulundu. İlber Ortaylı, müzeyi ziyaretçileri kırmayarak onlarla bol bol fotoğraf da çektirdi.
ESKİŞEHİR
SOKAKTA BİR ŞEYLER OLDU
Porsuk Bulvarı’nda düzenlenen festivalde Eskişehirliler güzel ve eğlenceli bir hafta sonu yaşadılar. Dünyanın dört bir yanından gelen müzik gruplarının Porsuk Nehri üzerinde kurulan duba sahnede ve sokakta verdiği konserlerle Eskişehir sanat dolu bir hafta sonu yaşadı. Festival’de kent dışından ziyaretçilerin de akınına uğradı. Festival kapsamında iki gün boyunca konserler, defileler ve birbirinden farklı stantlarla birçok etkinlik yapıldı, festivalin coşkusu Porsuk Bulvarı’nı baştan aşağıya şenlendirdi.
Hayat keşke her zaman böyle renkli olsa. Keşke hayatı böyle görmek isteyen, hayatı böyle seven, hayatın böyle renkli olması için elinden geleni yapan çok olsa. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, yerel yönetimler arasındaki renkli karakterini yine ortaya koydu ve Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi ile bu sene yedincisini gerçekleştirdiği Eskişehir Uluslararası Sokak Festivali, hafızalarda yine çok renkli anılar bıraktı.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 10
12.07.2015 20:48
12
KISA HABERLER
ISPARTA
ISPARTA YANGINA TEKNOLOJİYLE MEYDAN OKUYOR Teknolojinin güncel olanaklarından yararlanarak bir kentin pek çok sorunu çözülebilir. Önemli olan, bu konuda en etkin yatırımı yapabilmek ve kente değer katabilmek. Isparta Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü de teknolojinin kullanımıyla ilgili olarak her geçen gün kendini yeniliyor. Hem eğitim hem araç hem de teknik cihaz noktasında son teknolojiyi araç parkına ekliyor
Bu konuda yeni bir adım da atıldı ve özellikle dumandan zehirlenmelerde gerekli olan oksijen tüpleri yenilenerek hem hafif hem de daha uzun süre kullanılabilen oksijen tüpleri satın alındı. Aydınlatma, maske, koruma grupları da artırıldı. Isparta İtfaiye Müdürlüğü’nün yangına müdahale hızı, Türkiye ortalamasının altında. Müdürlük, en uzak mesafeye 5 dakika içerisinde müdahale edebilecek bir organizasyona sahip. Bugüne kadar yaptıkları eğitim seminerleri ile de yıllık 700 olan yangın sayısını yarıya düşürdüler. Belediye Başkanı Yüksek Mimar Yusuf Ziya Günaydın da itfaiye müdürlüğüne alınan yeni cihazları gözden geçirdi ve İtfaiye Müdürlüğü ekibini tebrik etti.
İSTANBUL / BEYLİKDÜZÜ
BEYLİKDÜZÜ’NDEN GÜZEL SMAÇ Spor yapan bir kent, sağlıklı ve keyifli bir kenttir. Sporu seven bir kent, huzurlu ve çalışkan bir kenttir. Spor, her kenti güzelleştirir. Beylikdüzü Belediyesi, sağlıklı yaşam için güzel bir adım daha attı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Kavaklı Sahil Mahallesi’nde ve Gürpınar Sahili’nde plaj voleybolu sahaları oluşturdu. Beylikdüzü’nün sahilleri artık plaj voleyboluna da ev sahipliği yapacak ve ilçede spor odaklı yaşam daha geniş alanlara yayılacak. Yaz aylarını çeşit çeşit etkinliklerle geçiren, sahili, denizi ve yeşil alanları çok aktif kullanan Beylikdüzü halkı, bundan böyle voleybol sporunu kum zeminli sahalarda yapacak. Kum zeminli, plaj voleyboluna uygun olarak hazırlanan Kavaklı’daki 308 metrekarelik sahanın etrafı ahşap korumalarla döşendi. Gürpınar Sahili’ndeki 384 metrekarelik saha ise kum zeminin yanı sıra tel örgülü alan içerisine alındı. Çekişmeli mücadelelerin geçeceği, sporcuların kendilerini geliştirebilecekleri bu sahalar, heyecan dolu müsabakalar için sporcularını bekliyor.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 12
12.07.2015 20:48
7
RIXOS GRAND ANKARA
ÇELÄ°KLER TAAHHĂœT Ä°NĹžAAT VE SANAYÄ° A.Ĺž Nenehatun Caddesi No:104 GaziosmanpaĹ&#x;a / Ankara 5FM t 'BLT info@celiklerholding.com.tr
ÇELİKLER SEYİTÖMER TERMİK SANTRALİ
GERZE-SÄ°NOP YOLU
TEKÄ°RDAÄž MURATLI DEMÄ°RYOLU
GERZE-SÄ°NOP YOLU
ÇELİKLER SEYİTÖMER TERMİK SANTRALİ
14
KISA HABERLER
İSTANBUL / KARTAL
KARTAL UMUTLA PEDAL ÇEVİRDİ Daha temiz bir çevre elbette mümkün, daha sağlıklı bir kent yaşamı imkansız değil. Bunun için herkes istekli olursa hedefe ulaşmak elbette olası. Kartal’da buna inananlar, herkese bu mesajı vermek ve farkındalık yaratmak için yola düştü.
Tema Vakfı’nın motorlu taşıtların yarattığı çevre kirliliğine, trafik sıkışıklığına ve karbon salınımının küresel ısınmaya etkilerine dikkat çekmek, aynı zamanda bisiklet kullanımını özendirmek amacıyla yaptığı çağrı ile bir araya gelen yaklaşık 200 bisikletli, Kartal ile Caddebostan arasında bisiklet turu yaptı. Kartal Belediyesi’nin de desteklediği bisiklet turundan önce tören düzenlendi. Törene katılan Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Ömer Fethi Gürer, Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz’ün hayata geçirdiği 230 proje olduğunu ve bunların önemli bir kısmının çevreyle ilgili olduğunu söyledi. TEMA Vakfı İstanbul 1. Bölge Sorumlusu Tamer Aner, TEMA Vakfı’nın internet sitesinde dileyenlerin karbon ayak izini hesaplatabileceklerini söyledi. Etkinliğe katılan bir diğer isim olan Bisikletliler Derneği Başkanı Murat Suyabatmaz, her yıl Türkiye’de 1.5 milyon bisikletin satıldığını belirterek Türkiye’de toplumun bisiklete bakış açısının değişmeye başladığını vurguladı ve daha fazla bisiklet yolu talep ettiklerini söyledi.
İZMİR / BERGAMA
BERGAMA’DA HAYAT TEMİZE ÇEKİLDİ Daha sınırlarından içeri girer girmez mis gibi kokan köyler, sokaklar, kentler var dünyada. Bizde neden olmasın. Tabii sadece yaseminler ekmek, mis kokulu ıhlamurlar dikmek yetmez. Temizlik yapmak gerek. Çevre dostu projelerini hayata geçirerek çevreye duyarlı hizmet anlayışını sürdüren Bergama Belediyesi’nin hizmete aldığı yeni Çöp Konteyneri Yıkama ve Dezenfekte Aracı ile artık çöp bidonlarının çevreye yaydığı kötü kokular engellenecek. Çöp Konteyneri Yıkama ve Dezenfekte Aracı, çöp konteynerlerini yıkama ve dezenfekte etmesinin yanı sıra, konteynerini kendi içerisine alarak yıkama ve dezenfekte işlemini gerçekleştiriyor, üstelik de pis suyu dışarıya bırakmadan kendi içinde barındırıyor. Mahallelerdeki çöp konteynerlerini en son teknolojiyi kullanarak dezenfekte eden konteyner yıkama aracı ile konteynerler hem hızlıca hem de kolayca yıkanıyor. Kentlerin daha güzel ve daha temiz olması için yeni ürünler tasarlayıp üreten markalarında bu gelişmede çok değerli bir yapı var.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 14
12.07.2015 20:48
16
KISA HABERLER
İZMİR / DİKİLİ
HERŞEY DAHA GÜZEL BİR DİKİLİ İÇİN Dikili Belediyesi araç filosunu 432 bin TL’ye mal olan 10 araçla güçlendirdi. Bütünşehir Yasası ile hizmet alanı çok büyük oranda genişleyen Dikili Belediyesi, hizmetlerini daha hızlı ve sağlıklı yürütebilmek için filosuna kattığı yeni araçlar için Devlet Malzeme Ofisi’nden destek aldı. İlçeye daha güzel hizmetler vermeyi hedeflediklerini belirten Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, “Bir belediye düşünün ki bir gecede sorumluluk alanı bir anda 4 mahalleden 30 mahalleye ve bir de içerisinde 245 sitesi olan büyük bir bölgeye dönüşsün.
Buna rağmen, aynı araçlarla ve aynı personelle çalışmamıza rağmen hiçbir bahanenin ardına sığınmadan hizmet sunduk. Altyapıdan üstyapıya, sosyal, sanatsal, sportif ve kültürel hizmetlerden tesis yatırımlarına, çevre korumadan yeni park bahçe, yol açmaya kadar aynı anda çok önemli çalışmalarla Dikilimizi, ‘Sevginin Kenti Dikili’ yapmanın mutluluğunu yaşadık. Bugün de ne mutlu ki ilçemizin dört bir sathına daha kısa zamanda, daha kaliteli hizmet götürmek için 10 yeni binek aracımızı hizmete sokuyoruz.” dedi.
İZMİR / KARŞIYAKA
KARŞIYAKA GÜZEL BİR TEZAHÜRATI HAK ETTİ Karşıyaka’yı sporda marka kent haline getirme hedefiyle örnek projelere imza atan Karşıyaka Belediyesi, dev spor kompleksi inşaatını tamamlayarak hizmete açtı. Zübeyde Hanım Mahallesi’nde inşa edilen ve Karşıyaka Spor Kulübü Kurucu Başkanı Zühtü Işıl’ın adının verildiği Spor Kompleksi’nin açılışını Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar gerçekleştirdi. Açılışta konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu; palmiyeler, stat, çöp tesisi ve opera binası ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Tramvay projesi kapsamında sahildeki palmiyelerin kesileceği iddialarını yalanlayan Kocaoğlu, “Sahilde 1300 değil, 600 ağaç var. Hiç biri kesilmeyecek. Yaklaşık kırk kadarı taşınacaktı, güzergahı değiştirerek onun da önüne geçtik. Karşıyakalıları duyarlılıkları için tebrik ediyorum. Bizim anlayışımızda ağaca, doğaya, hayvana zarar vermek yok.” dedi.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 16
Karşıyaka’ya 30 bin seyirci kapasiteli stat inşa etmek için önce Örnekköy sonra ise Çiğli üzerinde çalıştıklarını belirten Kocaoğlu, gerekçe gösterilmeksizin bu projelerin engellendiğini savundu ve Karşıyakalıların merakla beklediği Opera Binası’nın temelinin de yıl içinde atılacağı müjdesini verdi.
12.07.2015 20:48
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 17
12.07.2015 20:48
18
KISA HABERLER
İZMİR / SELÇUK
ŞİRİNCE’NİN GÜZELLİĞİNE GÜZELLİK GELİYOR Güzelliğiyle ünlü Şirince, daha güzel günlere doğru kararlı adımlar atıyor. Selçuk Belediye Başkanı Dr. Dahi Zeynel Bakıcı ile İzmir Rölöve ve Anıtlar Müdürü Cemil Karabayram, Şirince halkı ile buluştu. İzmir Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü ve Selçuk Belediyesi arasında imzalan protokol kapsamında Şirince’de başlatılan Sokak Sağlıklaştırma Projesi çalışmaları hakkında Şirince halkına yönelik kapsamlı bilgilendirme toplantısı yapıldı. Selçuk Belediyesi tarafından ihalesi yapılan bu projenin inşaat kontrollüğünü kurumlar ortaklaşa yürütecek. Proje için İzmir Valiliği’nin ve Selçuk Belediyesi’nin desteği ile 333 bin TL ödenek verildiğini belirten İzmir Rölöve ve Anıtlar Müdürü Cemil Karabayram, Selçuk Belediyesi’nin gerçekleştirdiği proje ihalesinin ardından proje çalışmalarının başladığını kaydetti. Şirince’nin tarihi Rum evlerinin cephe sağlıklaştırma çalışmaları ve yine Şirince’de Çınaraltı Meydanı, çarşı ana aksı ve Saint. John Kilisesi’ne bağlanan sokaklarda tamamen Sağlıklaştırma çalışmaları yapılacak ve toplam yatırım yaklaşık 6 milyon civarında olacak.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 18
12.07.2015 20:48
KISA HABERLER
19
SAFRANBOLU
SAFRANBOLU BU KADARLA YETİNMİYOR
UNESCO Dünya Miras Listesi’nin en üst sıralarında yerini her geçen gün biraz daha sağlamlaştıran Safranbolu’da, Belediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy ve ekibinin kararlı çalışmaları ile bu olumlu durum daha da gelişiyor.
Uzman kadrosu ile restorasyonu yapılabilecek her evi, konağı, çeşmeyi teker teker incelediklerini, projeler ürettiklerini ve nihayetinde bu projeleri hayata geçirdiklerini söyleyen Başkan Aksoy, ‘En büyük dileğimiz bize emanet edilen bu maddi ve manevi güzel varlıkları gelecek nesillere taşıyabilmek, nasıl sahip çıkacakları ve koruyacakları bilgisini de onlara aktarabilmektir. Bu nedenle çalışmalarımıza ara vermeden büyük bir şevkle devam ediyoruz.” dedi. Bağlar Hamamı Restorasyonu ve Uygulanması Projesi, Urfa’da yapılan ve çok sayıda Tarihi Kentler Birliği Üyesinin de katıldığı toplantıdan ödülle ayrıldı. Çalışmaların devam ettiğini belirten Safranbolu Belediye Başkanı D. Necdet Aksoy, yeni projelerin yolda olduğu sinyalini de verdi.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 19
12.07.2015 20:48
20
KISA HABERLER
TEKİRDAĞ / ÇORLU
GÜZEL BİR KENT OLMAYA GİDEN YOL Yollar çok şey anlatır. Yolların güzelliği, temizliği bir kentin karakterini bütün açıklığıyla ortaya koyar. Yolların doğru planlanması kadar doğru inşa edilmesi ve tabii bakımı, temizliği de o kentin nasıl birisi olduğunu söyler bize. Çorlu’da yollara yatırım hız kazandı. Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri yol açma çalışmalarına başladı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Sarıkurt, “Yol açma ekiplerimiz, toplantılar neticesinde planladığımız mahalle bazlı 2015 yılı iş programı çerçevesinde Yenice Mahallesi sınırları içerisinde yer alan imar yollarının düzenlenmesine başladı. Bu çalışmayı diğer yeni mahallelerimizde de yürüteceğiz. Greyder, toprak silindiri, bekoloader ve su tankerinden oluşan yol açma ekibimiz, ilgili çalışmalar kapsamında kış mevsiminde bozulan yol satıhlarını greyder ile tesviye edip, yol malzemesi sererek düzenleme yapıyor. Çorlu’nun bütün mahallerini içeren program kapsamında önümüzdeki günlerde asfalt-yama ekiplerimiz de çalışmalarına hız verecek.” dedi.
ZONGULDAK
MAVİ BAYRAK BİR SAHİLİN ONURUDUR Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) bu yıl, ülke geneline 436 plaja mavi bayrak verdi ve bu sayede Türkiye Mavi Bayrak sayısı bakımından dünya ikincisi oldu.
Temizliğin ve bunun sürdürülebilir oluşunun simgesi Mavi Bayrak. Çevreye ve insan yaşamına verilen değerin simgesi. Sağlıklı, güzel bir kent olmanın simgesi. Zonguldak Kapuz Plajı, titizlikle sürdürdüğü çalışmalar sonucunda amacına ulaştı ve ‘Mavi Bayrak’ almaya hak kazandı ve böylece temizliği tescillenmiş oldu.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 20
Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Kapuz Plajı’na mavi bayrak kazandırdıklarını için büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek; “Akçakoca’dan Sinop’a kadar olan bölgede sadece Kapuz Plajı mavi bayraklı. Bu bizim için çok önemli. Zonguldak Kapuz Plajı doğal bir güzelliğe sahip. Mavi Bayrak kolayca verilmiyor, alınınca sonsuza kadar kalacağı anlamına gelmiyor. Hiç haberimiz yokken uluslararası yetkililer plaja gelip kontroller yapıyorlar. Zor aldığımız bu mavi bayrağımızı, inşallah geri vermeyiz. Vatandaşlarımızın da mavi bayrağa sahip çıkacağını düşünüyorum.” dedi.
12.07.2015 20:48
KISA HABERLER / MARKALAR
21
GÜLERYÜZ KOBRA
GÜLERYÜZ OTOMOTİV AKLI HEP DAHA UZAKTA
Sektöründe her zaman daha uzağı hedefleyen ve o hedef ulaşmak için en iyisini yapmaya odaklanan Güleryüz Otomotiv, dünyanın lider kompanent üreticisi CUMMINS ile işbirliği yaparak yeni nesil Güleryüz Cobra otobüslerde düşük yakıt tüketimini ve sürüş konforunu arttırdı. Dayanıklılığını kanıtlayan Güleryüz Cobra otobüsleri, CUMMINS motor seçeneği ile düşük işletme giderleri sunma konusunda da iddialı. Sektöründe 46 yılı aşan tecrübesi ile toplu taşıma aracı üretiminde lider kuruluşlardan biri haline gelen Güleryüz Otomotiv, gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda yolculuk standartlarını yükseltmek için Ar-Ge faaliyetlerine ara vermeden yeni modellerle çözümleri sunuyor. Güleryüz Cobra otobüslerinin tasarımını kullanım ihtiyaçlarından kaynaklanan ergonomi oluşturuyor. Güleryüz Cobra’nın ürün gamı, şehir içi, servis taşımacılığı ve turistik kullanıma uygun 9.30, 10.5, 11 ve 12 metre uzunluklardaki alçak/yüksek taban ve çift katlı otobüslerden oluşuyor. Güleryüz Cobra otobüsleri değişen motor gücü alternatifleri, manuel ve otomatik şanzıman seçenekleri ile kullanıcıların farklı beklentilerini eksiksiz olarak karşılıyor. Dünyanın 28 farklı ülkesine ihracatı gerçekleştirilen Güleryüz Cobra otobüsleri Türkiye’de ise 16 şehirde tercih ediliyor. Güleryüz Otomotiv, Türkiye çapında 5 ayrı satış noktası ve 27 servis ağı ile hizmet veriyor. Güleryüz Cobra’nın sektöre kazandırdığı ürünlerden biri olan ve Euro 5 emisyon standardını sağlayan CUMMINS 300 HP motor ve ZF Ecolife 6 ileri otomatik şanzımana sahip 12 metrelik komple alçak tabanlı Cobra GD 272 LF, sınıfının en geniş iç hacim özelliğini sunuyor.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 21
Güleryüz Cobra’nın sektöre kazandırdığı ürünlerden biri olan ve Euro 5 emisyon standardını sağlayan CUMMINS 300 HP motor ve ZF Ecolife 6 ileri otomatik şanzımana sahip 12 metrelik komple alçak tabanlı Cobra GD 272 LF, sınıfının en geniş iç hacim özelliğini sunuyor. 28 oturan 70 ayakta yolcu kapasitesinin yanı sıra elektrik kontrollü hava süspansiyonu (ECAS), engelli rampası, yana yatma (kneeling) ve klima standart donanımları ile birlikte çağdaş, çevreci ve işlevsel toplu taşıma hizmetinin gerekliliklerini bir arada sunuyor.
Sürüş ve seyahat konforunu maksimuma çıkarmasına ek olarak güvenliğin, tasarımının her noktasında sağlanabilmesi amacıyla ABS, ASR fren sistemi, şanzımana entegre retarder, 21 gün aralıksız kayıt yapabilen sürüş yönü ve araç içi kameraları, iniş ve binişlerde kolaylık sağlayan kapı üstü kameralar donatılmış. Tavana monteli LCD monitörler, iç ve dış anons sistemi ile hat, rota ve durak bilgilerinin yolculara aktarılmasının yanı sıra reklam yayını olanağı da sunuyor.
12.07.2015 20:48
22
KISA HABERLER / MARKALAR
KARSAN - HYUNDAI
KARSAN ve HYUNDAI’DEN DEV ADIM
Bugüne kadar kurduğu ortaklıklar ve hayata geçirdiği projelerle sektörde her zaman ses getiren köklü otomotiv üreticisi Karsan, iş ortağı Hyundai Motor Company (HMC) ile Kasım 2012’de imzaladığı anlaşma kapsamında deneme üretimini tamamlayarak seri üretimine başladığı ‘Hyundai H350’ adlı yeni hafif ticari araçları için ‘Üretim Başlangıç Töreni’ düzenledi. Hyundai H350 serisinin azami yüklü ağırlığı 3 ton ila 6 ton arasında değişen panel van, şasi kamyonet ve minibüs olmak üzere üç farklı versiyonu bulunuyor. Hyundai’nin yeni hafif ticari araç serisi H350’nin Üretim Başlangıç Töreni, T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Fikri Işık’ın katılımıyla Bursa’daki Karsan fabrikasında gerçekleştirildi. Üretimin yüzde 80’den fazlasının başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere Kuzey Afrika, Ortadoğu ve CIS ülkelerine ihraç edilmesi beklenen araçların Türkiye pazarındaki distribütörlüğünü münhasır olarak Karsan Pazarlama yürütecek. Karsan Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, Murahhas Azası Jan Nahum ve CEO’su Murat Selek’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen törene Hyundai Motor Company’nin Başkan Yardımcısı Byung Tae YEA ve Kore Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi CHO Yunsoo da katıldı.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 22
İnan Kıraç törendeki konuşmasında, “Karsan son 15 yıldır ciddi bir değişim ve gelişim içerisinde. Bu 15 yılın son beş yılı ise 2009’da belirlemiş olduğumuz ‘Sınırsız Ulaştırma Çözümleri’ vizyonumuz kapsamında fiilen hayata geçirdiğimiz projelerimizle dolu. Bu proje sadece bizler açısından değil, Türkiye açısından da çok önemli. İş ortağımız Hyundai Motor Company bu denli stratejik önemi olan bir projede yepyeni bir hafif ticari araç serisinin üretimini Kore dışında dünyada ilk ve tek olarak Türkiye’de Karsan’da yapmayı uygun gördü. Bu başlı başına Türkiye’nin, Türk otomotiv sanayisinin ve bu sanayide yabancı ortağı olmayan ender şirketlerden biri Karsan’ın, uluslararası rekabet ortamında eriştiği güçlü konumunun bir göstergesi. Karsan, otomotiv sektöründen beklenen 75 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak uğruna yükü her zaman omuzlarında taşımaya hazır”. dedi.
Karsan ve Hyundai Motor Company arasında Kasım 2012’de imzalanan anlaşma doğrultusunda bu yeni hafif ticari araç serisinden ilk yedi yılda toplam 200 bin adedin üzerinde üretim gerçekleştirecek. Üretimin yüzde 15’i iç pazarda satılacak. Segmentinde dünyanın en yüksek otomasyon seviyesine sahip proje için 200 milyon Avro’nun üzerinde yatırım gerçekleştirildi. Başlangıçta 6 araç/ saat üretim hızında bir vardiya için 350 kişi ek istihdam yaratması beklenen projenin, ek yatırımlarla 8,5 araç/saat üretim hızına ulaşması ve üç vardiyada toplam bin 200 kişiye istihdam sağlaması söz konusu.
12.07.2015 20:48
23
KISA HABERLER / MARKALAR
WILO
WILO’DAN ÇOK İDDİALI BİR İLK DAHA
Pompa sistemleri sektörünün lider şirketi Wilo, hizmetlerİNe yenilerini eklemeye devam ediyor. IFAT Eurasia 2015 Çevre Teknolojileri İhtisas Fuarı’nda basın toplantısı düzenleyen Wilo, yeni finansman sistemini ve müşterilerin ihtiyacı olan ürünü önce denemesi ardından da memnun kaldığı takdirde satın alması esasına dayanan ‘Önce Dene Sonra Al’ adlı yeni hizmetini tanıttı. Toplantıda konuşma yapan Wilo Türkiye Genel Müdürü Ercüment Yalçın, “Pompa sistemi sektöründe ezberleri bozacak olan yeni finansman sistemimizle ve ‘Önce Dene Sonra Al’ hizmetimiz ile yeni bir dönem başlatıyoruz. Türkiye’de bir ilk olan bu hizmetlerimizle müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmayı, müşterilerle olan güven bağımızı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Müşteriler 6 aya kadar varabilen deneme süresi sonunda memnun kaldığı takdirde ürünü satın alabilecek. Pompa sistemleri sektöründe yeni bir dönem başlatan bu yeni hizmetler, sektörün vizyonuna da katkıda bulunacak gibi görünüyor.
konuşan Ercümen Yalçın, Wilo’nun kuruluşundan bu yana enerji verimliliği sağlayan çevre dostu ürünler geliştirdiğini vurguladı ve “Devreye aldığımız hem yeni finansman sistemimiz hem de ‘Önce Dene Sonra Al’ hizmetimiz ile pompa sistemleri sektöründe ezberleri bozacak yeni bir dönem başlatıyoruz.” diye konuştu. Wilo Türkiye Altyapı Uygulamaları ve Endüstri Satış Müdürü Ercan Tortumlu ise ‘Önce Dene Sonra Al’ sisteminin işleyişi ile ilgili bilgiler verdi. Hizmetin bütün altyapı pompaları ve mikserlerde uygulanacağını belirtti ve deneme süresi sonunda ürünü iade etme seçeneği sunduklarını da söyledi.
Basın toplantısında Wilo SE Kıdemli Başkan Yardımcısı ve EMEA Bölge Müdürü Thomas Kubbe de bir konuşma yaparak, “140 yılı aşkın tecrübesiyle Wilo bütün dünyada pompa sektörünün nabzını tutuyor. Enerji tasarruflu ürünleriyle sektörde ilklere imza atıyor. Türkiye’de lider konumda olan Wilo, yeni finansman sistemi ve ‘Önce Dene Sonra Al’ hizmetiyle yine fark yaratacak.” dedi.
Wilo SE Kıdemli Başkan Yardımcısı ve EMEA Bölge Müdürü Thomas Kubbe, Wilo Türkiye Genel Müdürü ve Wilo SE Yakındoğu Bölge Müdürü Ercüment Yalçın ile Wilo Türkiye Altyapı Uygulamaları ve Endüstri Satış Müdürü Ercan Tortumlu’nun ev sahipliğindeki toplantıda
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 23
12.07.2015 20:48
24
KEŞKE 89’DA BELEDİYE BAŞKANI OLSAYDIM MUDANYA’YA Dünyanın en güzel, en şık, en zengin, en popüler, en sevilen yerlerinden biri olabilirdi Mudanya. Sosyal medyada fotoğrafı en çok paylaşılan ilçe olabilirdi. İnsanların başka ülkelerden kalkıp Türkiye’ye, Bursa’ya seyahat etmelerinin en önemli nedeni olabilirdi. Öyle değil. Öyle olması için gerekenler yapılmadı. Öyle olabileceğine inanan da çıkmadı belki şimdiye dek. Oysa şimdi bunu başarmaya inanmış, programını buna göre yapmış bir belediye başkanı var Mudanya’nın. Sayın Hayri Türkyılmaz ile Mudanya’nın güzelleşme ve dünyaca ünlü olma potansiyelini, handikapları, bunu mümkün kılacak projeleri konuştuk.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 24
12.07.2015 20:48
25
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 25
12.07.2015 20:48
26
8 aday arasından seçimde en fazla oyu alarak başkanlığa aday oldunuz. Bu beklediğiniz bir sonuç muydu? Evet. Zaten ön seçim olmasaydı aday olmayacaktım. Daha önceki yıllarda bunları denemek istedik fakat o fırsat verilmedi. Partideki iktidar anlayışı nedeniyle bunu yapabilmemiz 25 yıl aldı.
Daha önce Mudanya’da ne yaptınız da bu kadar büyük bir özgüvenle önseçim istediniz ve seçildiniz? Neden seçti Mudanya sizi? Çocukluğumdan beri siyasetin içindeyim. 73’te ortaokuldayken başladım. 2013 ön seçim kararı alınınca aday oldum. Öncesinde beni Ankara merkezden aday göstermek istediler. Kabul etmedim. Parti içinde ön seçim istedim. Hatta Gürsel Tekin “Kendine bu kadar güvenmen doğru mu, güvenme sen” dedi. Aday oldum, “ya çıkmazsan ne olur” dedi, “çıkanı omzumda taşırım” dedim. Girdik ön seçime. Partideki muhalefete rağmen halkın büyük desteğiyle seçimi kazandık. Ben siyasete çocuk yaşlarda girdim ama hiçbir zaman oturduğum yerden siyaset yapmadım. İletişim kurdum. Köy çocuğuyum. Burgazlıyım. Burgaz Köyü’nün ne hale geldiğini görüyorsunuz. Bir karış yer yok şimdi yeşillendirmek için. Aileden terbiyemiz gereği kapımıza gelip geri dönen olmamıştır. Bir lokma ekmeğimizi bölüşmediğimiz insan yoktur. Kendim aç kalıp başkalarının karnını doyurduğumuz çoktur. Bütün bunlar siyasette beni buraya getirdi.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 26
12.07.2015 20:49
27
‘Halka ait yerleri halka vereceğiz’ diye vaat etmiştiniz seçimden önce. Sözünüzü tuttunuz. Sıkıntılar yaşadınız mı? Evet. Büyük sıkıntılar yaşadığımız açık; ölüm tehditlerine varana kadar. Hiç geri adım atmadım. Beni halkım koruyor. Doğru şeyler yaptığımı biliyorum. Daha yapılacak çok işimiz var. Önümüzdeki bir yıl içinde sanırım bütün işgaller kalkmış olacak. En büyük sıkıntımız Bütünşehir Yasası. Yetkilerin büyük bir bölümünün büyük şehre devredilmesinden kaynaklanan sıkıntılar var. Bizim için beş dakikalık işler, bazen beş ayda, beş senede çözülmeyecek hale geliyor. Büyükşehir belediye başkanımla sorunum olmamasına rağmen durum bu. Bursa’nın 17 ilçesi var ama ihtiyaçlar bakımından Mudanya’yı bir tarafa, diğer 16 ilçeyi bir tarafa koymak gerek. 33 köy... Trilye de bize bağlandı. Önceden Mudanya’yı Güzelyalı, Trilye, Mudanya belediye başkanları ve bir de il özel idaresi yönetiyorken şimdi bütün bu işleri tek bir belediye başkanı yapıyor. Mudanya artık mütevazı olmayacak. Gelen giden Mudanya’ya bir tekme vurmuş. Ne yol düşünmüş ne kaldırım ne yeşil alan ne çocuk bahçesi ne de temizlik... Her yer beton yığını. Hep beşinci sınıf yapılar. Bütün bu sorunları aşacağımı biliyorum. Hedefim de belli. İki dönem yapacağım belediye başkanlığını. Sonra belki millet vekili olabilirim.
Sahil projesi hakkında neler söylersiniz? Mütareke ve eski iskele arasında yapılmaya başlanan bir proje bu. Bu yıl bitirilmesi gerekiyor. Gecikmez umarım ama keşke birkaç ay önce başlansaydı ya da biraz planlı yapılsaydı. Biz etap etap yapılmasını istemiştik ama öyle olmadı.
Siz müdahale edemiyor musunuz? Hayır. Sahilin tamamı Büyükşehrin. Bizim yapacak bir şeyimiz yok.
İlginç bir Başkansınız. Göreve geldiğinizde makam aracınızı iade ettiniz. Neden? Görevi devraldığımda Mudanya’nın yaklaşık 7 milyon lira borcu vardı. Hepsi kayıtlı. Bankada ise sadece 62 bin lira... Baktık ki makam aracı bu durumda epey lüks kalacak, ben de lüksü seven insan değilim.
Mudanya Mütarekesi’nin tarihte çok önemli bir yeri var. Sizce Mudanya bu yönüyle yeteri kadar biliniyor mu? Seyahatlerimde gördüm, Mudanya’nın nerenin ilçesi olduğunu bile bilmiyordu. Mudanya Mütarekesi gerçekten de çok önemli. 1. Dünya Savaşı’nın bizim için bitişini ve kurtuluşumuzu İzmir’de düşmanın denize dökülmesiyle oldu zanneder herkes. Oysa 11 Ekim 1922’de Mudanya Mütarekesi’nde İsmet İnönü’nün masayı yumruğuyla kırdığı o binada bitti savaş, orada anlaşma sağlandı ve oradan Lozan’a gidildi.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 27
Mudanya Mütarekesi olmasaydı Lozan Anlaşması olmazdı. Lozan Anlaşması olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti olmazdı. Biz de zaten ‘Mudanya, barışın ve kardeşliğin başkenti olmalı’ anlayışıyla yola çıktık. Mudanya Mütarekesi’ni Türkiye’ye ve dünyaya duyurmaya çalıştık. Mütareke gününü canlandırdık 11 Ekim’de. Mütareke Binası ışıklarla giydirildi. İsmet İnönü’nün, arkadaşlarının, diğer ülkelerin devlet adamlarının, generallerinin gösterileriyle mükemmel etkinlik oldu. Çok duygusal anlar yaşadık. Şimdi bunu daha da yukarı çıkartarak mütarekeyi imzalayan İngiliz Helingten, Fransız Sharke, İtalyan Mumberly ve Yunan Mazarakisi’nin çocuklarını, torunlarını bir araya getirerek mütarekeyi yeniden imzalatmak üzere adım attık. İlk seferinde tam hedefimize ulaşamadıysak da mesaj önemliydi ve bu sene daha fazla sayıda katılım olacağına inanıyorum.
Mudanya iyi korunabilseydi, Türkiye’nin en önemli kıyı sahillerinden biri olurdu. Mudanya’nın sizce hala şansı var mı? Var. 1993 yılında mütareke haftasında Mudanya Ekim Kurultayı yapmıştık. Bir hafta sürmüştü. Bilim adamlarının da katıldığı çok önemli bir kurultaydı. Mudanya sanayi kenti olamaz sonucu çıkmıştı oradan. Mudanya eğitim kenti olmalıydı. Mudanya turizm kenti olmalıydı. Bunun olabilmesi için her şeye sahibiz. Köylerde bağbozumu geleneklerini yeniden canlandırıyoruz. Akköy’ün kara inciri, dünyanın en güzel meyvelerinden biri. Şenliklerle incirimizi dünyaya tanıtacağız. İlk şenliğimizi yaptık. Zeytinimiz dünya standartlarında. Onu öne çıkarmak için de şenlik, konferans, eğitimler, ne gerekiyorsa yapıyoruz, yapacağız. Bunları koruyarak hem köylümüzü kalkındırmalı hem turizmimizi geliştirmeli hem de eğitime önem vermeliyiz ki bu yönde çalışmalarımıza başladık. Etap etap restorasyon yapıyoruz. Kumyaka, Trilye, Dereköy, Aydın Pınar gibi köylerde özellikle çok olan başka kültürlere ve başka dinlere ait yapıları da restore ediyoruz. Mudanya’ya gelen turist sayısı artmaya başladı.
12.07.2015 20:49
28
Trilye’ye her hafta üç beş otobüs yabancı turist geliyor şimdiden. Mudanya Planlanıyor. Sanıyorum birkaç yıl içersinde Mudanya tamamen değişmiş olacak. Sahillerimize yatırım yapacağız. Trilye’den sonraki Eşgel, Ercin, Söğütpınar, Ayazma’da iki yüz metreye varan derinlikte kumsallar var. Buralar gibi bozulmadan, betonlaştırılmadan turizme kazandırılması gerekiyor.
Singapur’a gittiğimde şöyle düşünmüştüm. Sanki Tanrı bir mimara demiş ki “buraya bir şehir yapmak istiyorum, sen yap” ve o şehir kurulmuş oraya. Her şey bir konseptin, bir bütünün parçası. Türkiye’nin en büyük eksiklilerinden biri bu. Her belediye başkanı bir şeyler yapıyor ama estetik bütünlüğü olmuyor. Estetik sadece parayla olacak şey değil. Bizim anlayışımız da bu. 100 projemiz var. Mudanya’nın bir dünya şehri olmasını sağlamayı hedefliyoruz. 10 yılda bunlarının tümünü bitireceğiz. Çirkin olan, halka ait alanları işgal eden çok yeri, çok yapıyı yıktık. Hatta adım ‘yıkım başkanı’na çıktı neredeyse ama eğer oraya güzellik gelecekse, o çirkinliğin ortadan kaldırılması gerekiyordu ve bunun güzel bir örneği Mudanya’daki Cumhuriyet Meydanı oldu.
Türkiye’nin en büyük problemi uygulama. Diyorum ki kırk elli usta, işçi alıp yurtdışına bir geziye gitsek. Onların orada bir projede bir ay çalışıp deneyim, bakış açısı, detaycılık kazanmalarını sağlasak. Çekül Vakfı’ndan Mithat Kırayoğlu, çok değerli Cengiz Bektaş bizim danışmanlarımızdan. Bazen ‘onlar deli, ben deli’ diyorum. Deliler bir araya gelmiş, başkaları para kazanmanın derdindeyken biz memleketi güzelleştirmenin derdine düşmüşüz.
Mudanya’nın ‘Ev Ürünleri’ diye bir kazanımı oldu. Ne durumda bu proje? Sosyal İşlem Müdürlüğü’nün içinde oda burası şimdilik. Gelen herkes ürünlere hayranlıkla bakıyor. Amacımız, bütün köylerimizdeki kadınlarımızın boş zamanlarını gelire dönüştürebilmelerine olanak sağlamak, bu ürünlerle hem kazanç hem de turizm açısından değer yaratmalarına katkıda bulunmak ve tabii böylece Mudanya’nın değerine değer katmak. Bu ürünlerin pazarlanması gerekiyor şimdi. Bunun için de şehrin girişinde ya da çıkışında bir alan oluşturma planımız var.
Benzer bir çalışmayı biz de Cemil İpekçi’nin de katılımıyla Hatay’da Musa Ağacı projesi için yapmıştık. Burada da uygulanabilir o fikir. Peki ne zaman güçlenecek Belediye? Beş on yıl içinde Mudanya Belediyesi’nin çok güçlü olacağına inanıyorum. Benden sonraki belediye başkanına korumak ve işletmekten başka bir şey kalmasın istiyorum.
Sizin başkanlığınızla Mudanyalı için ne değişti? Çok şey değiştiğine inanıyorum. Mudanya’ya yeni yerleşen birisi de bana göre Mudanyalıdır. İnsanlarımızın aidiyet duygusu çok yukarılara çıktı. Temizlik, denizin kirletilmemesi, halkın kendi arazisini betonlaşmaya teslim etmemesi gibi konularda büyük değişiklikler oldu. İncir, zeytin, üzüm gibi ürünlerimizin değerini artırdıkça, köylü de istiyor ki tarlası, doğası, yeşili dursun, burada hayat betona dönüşmesin çünkü nasılsa kazanıyor tarlasından. Daha da kazanlı hale getireceğiz tarımı. Yapılaşmanın önünü bu yolla da keseceğiz. Bunlar çok hayati değişimler.
Güzel bir Türkiye için gönüllü çalışan birisi olarak, Mudanya’nın daha güzel olması için neler yaptığınızı ya da yapacağınızı merak ediyorum ve İznik, Mudanya, Gölyazı aklıma gelince de büyük heyecan duyuyorum. Mudanya’nın da Nice kentindeki Eze Köyü ya da Portofino kadar güzel, onlar kadar temiz olması mümkün. Mudanya’nın güzelleşmesinde benim de katkım olsun isterim. Gönüllü olurum bu konuda herhangi bir görev için. Teşekkür ediyorum. Şimdi Mudanya’ya baktığım zaman keşke diyorum 89’da belediye başkanı olsaydım da Mudanya bu kadar geriye gitmeseydi. O süreçte bana destek vermeyip hatta karşı olup da bugün ‘senin kıymetini bilmemişiz’ deyip sahip çıkanlar var. Bunlar güzel şeyler.
Bir sonraki seçimde rekor oy almak gibi bir hedefiniz var mı yine? Var tabii. Yüzde ellinin üzerinde olacağını tahmin ediyorum.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 28
12.07.2015 20:49
30
GÜZELLİĞİNDEN KAZANIYOR Öyleyse güzellik çekicidir; turisti, kazancı, itibarı, sevgiyi, daha iyi bir yaşamı çeker kendine.
Eskilerin hikayelerinde çok vardır; kız öyle güzeldir ki taaa başka memleketlerden onu görmeye gelen olur, ev öyle güzeldir ki bütün kasaba evin oraya akar, hanımın elbisesi öyle güzeldir ki şehrin bütün hanımları soluğu orada alır. Dünyanın en güzel bitkisini görmek için haftalarca yollara düşen, dünyanın en güzel şehrini görme hayaliyle yaşayan, dünyanın en güzel kuşunu bir kerecik
görebilmek için bir ağacın dalında nefes almadan günler geçiren insanlar var biliyoruz. Bütün yerel yöneticilerin de kendi kentlerini güzelleştirmek için kişisel beğenilerinin sınırlarına sıkışıp kalmadan çok daha evrensel, zamansal ve tabii sanatsal açıdan harika işler yapmak üzere çok daha fazla gayret etmelerini diliyoruz.
Güzellik bir şehre ne kazandırır? Mutluluk Huzur Keyif Sağlık Turist Kazanç
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 30
Karakter Marka değeri Yatırımcı Emlak değeri İtibar
12.07.2015 20:49
31
BİR ŞEHRİN GÜZELLİK SIRLARI Güzelliği ile dünyada nam salmış kime sorarsanız sorun, güzelliğinin sırrı olarak neredeyse tümü aynı yanıtı verir; temizlik. Temiz olmak, güzel olmaktır. Dünyanın en pahalı kozmetik ürünlerine gerek yoktur aslında güzel olmak için. Tabii bir de insanın içi güzel olmalı. Bu da insanın yüzüne tarifsiz bir güzellik olarak yansır. Şehirler de aynı insanlar gibidir; güzelliklerinin sırrı aslında çok açıktır.
Aydınlatma Dünyanın en ünlü aydınlatma tasarımcılarından Duilio Passariello, “Şehir güzelleştirme uygulamalarında aydınlatma disiplini yöntemleri artık başlı başına bir sanat olmuştur ve bunun sonucu olarak da tiyatrodan mimariye, tasarıma kadar değişik alanlarla ilgilenen yeni aydınlatma tasarımcıları şehir aydınlatması konusunda en yetenekli profesyoneller olarak görülmektedir.” diyor. Şehrin dokusuna uygun doğru bir aydınlatma, bir şehri güzelleştirmek için en etkili yollardan biri.
Doğa Hepimiz biliyoruz ki bir şehrin en önemli güzellik sırlarından biri de doğadır. Bir anda açıverip şehri dantel gibi süsleyen kiraz ağaçları, erguvanlar, başları göğe eren manolyalar, duvarlarla dans eden begonviller, çiçeklerin ve ağaçların türlü çeşidini barındıran parklar... Güzelleşmek için bir şehir başka ne ister ki! Doğası güzel bir şehrin, insanları da güzel ruhlu olur. Boşuna demiyorlar; güzellik içten gelmelidir diye. İçimiz neyse, dışımız da odur.
Temizlik Mimari Bir binanın, simgesel bir yapının bir şehri ne kadar güzelleştirdiğinin örneklerini, dünyanın pek çok kentinde görmek mümkün. Hikayesi olan, zamanın ötesinde, toplumsal kültürün renklerini yansıtan, kalıpların dışına çıkacak özgün bir yaklaşımla tasarlanmış bir mimari yapı, bir şehri dünyalar güzeli yapabilir. Önemli olan, bu tür mimari yapıları tasarlamak konusunda yeni kuşakları cesaretlendirmek. Şehirlerin mimari bir karakterinin olması, bir şehre sonsuz ve sınırsız bir güzellik katar.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 31
En çirkin şehri alın, el birliğiyle köşe bucak temizleyin, her yerini sabunlu sularla yıkayın, tozlarından ve çöplerinden arındırın ve sonra onun nasıl bir değişim yaşadığını görün. Temizlik, güzelliktir. Geri dönüşüm disiplinlerini de temizliğin temel unsurlarından biri kabul ederek yerel yönetimlerin titizlikle yapması gerekenlerden biri de atık yönetimidir.
12.07.2015 20:49
32
MAKALE
GÜZEL BİR TÜRKİYE İÇİN PROF. DR. RUŞEN KELEŞ
Kuşku duymadığım bir şey varsa, o da on yıldan uzun bir süre önce yayın yaşamına büyük bir iyi niyetle başlamış olan ÖzelKalem Dergisi’nin başta gelen özleminin ‘Güzel Bir Türkiye’ olduğu gerçeğidir. Güzel, temiz, bakımlı ve düzenli bir Türkiye, hiç kuşku yok ki sokakları, caddeleri, yolları, binaları, köyleri, parkları, her köşesi tertemiz olan, insanımızın yaşamaktan sonsuz bir zevk aldığı bir Türkiye’dir. Kentlerimizin ve kasabalarımızın yönetilmesi görevi kendilerine bırakılmış olan belediyecilerimizin bu uğurda ellerinden gelen çabayı harcamaktan çekinmeyecekleri açıktır. Dergimizde yayımlanan yazılarda, yapılan söyleşilerde, gezip gördüğümüz yerlerde gözümüze çarpanlar bu konudaki iyimserliğimizi çoğu kez artıran örneklerle doludur. Ne var ki çağdaş batı ülkelerinin kentlerini ve kırsal yörelerini gezme fırsatı buldukça, doğanın, kültürün ve tarihin onlara bahşetmiş olduğu değerlerin ne denli iyi korunmuş olduğuna yakından tanık oluyor ve ülkemizle yaptığımız karşılaştırmalardan ister istemez ferahlık duyamıyoruz. Bu olumsuz durumun sorumluluğunu toplumun tek bir kesimine yüklemek haksızlık olur. Kent ve çevre kirliliğine ilişkin sorunların büyük boyutlara varmasında kaynak sıkıntılarının önemli bir payı olduğunu yadsımaya olanak yok elbette. Ancak unutmamalıyız ki sorumluluk ve bu olumsuzluk salt kaynak yetersizliğine yüklenemez. Kentlilik bilinci ve çevre duyarlılığı gibi ancak eğitimle ve kültürle yoğrulduğu takdirde Türkiye’yi daha da güzelleştirebilecek davranış kalıplarını, yeterince geliştirebildiğimiz söylenemez. Kentte yaşamakta olduğu halde henüz kentlileşememiş kitlelerle Türkiye nasıl güzelleştirebilir? Bu önemli eksiğimizi, yalnız yerel yönetimlerde görev almış olanlarda değil, yönetim sisteminin bütün basamaklarında görev yapanlarda, sivil örgütlenmelerde, kimi meslek kuruluşlarının, bir bölüm medyanın, üniversitelerin duyarsızlıklarında ve daha da önemlisi halkın kendisinde de açıkça görüyoruz. Çevre Yasası’nda yapılan son değişiklikler arasında gündeme gelen hatta uygulanmasına da yavaş yavaş başlanan ‘radyo ve TV kanallarında haftanın belli saatlerinde çevre için eğitici programlar yayımlama zorunluluğu’, bu eksiğimizi gidermek için yeterli değildir. Her türlü örgün ve yaygın eğitim araçlarından yoğun bir biçimde yararlanmayı
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 32
gündemimize almalıyız. Kentli olma durumunu, o kentte taşınmaz mal edinme hatta kimi görev yerlerini de ‘rant’ yaratmanın ve rantın paylaşımdan pay almanın bir aracı olarak görme alışkanlığına ancak gerçek anlamda kenttaş ve yurttaş olmakla son verilebilir. Uluslararası hukuk belgelerindeki yerini koruyan ‘halk katılımı’, halkın hangi süreçlere, nasıl ve hangi amaçlarla katıldığı, katılmakta olduğu ve katılmak istediği gibi sorularla yakından ilgilidir. Bu süreçlerdeki değişiklikleri kuşkusuz küreselleşme olgusunun olumsuz rüzgarları da derinden etkilemektedir. Üzerinde durulmasında yarar olabilecek bir nokta da kentlerimizin ve çevremizin sahip olduğu değerlerin gereğince korunması gibi konuların, ülkenin genel anlamdaki ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasal sorunlarından kopuk ve bağımsız olarak ele alınamayacağı gerçeğidir. ‘Güzel Türkiye’ için atılacak bütün adımların bir bütünsellik anlayışı içinde değerlendirilmesi şarttır. Güzel Türkiye’yi atalarımızdan mirası olarak değil, gelecek kuşaklardan ödünç olarak aldığımızı aklımızdan çıkarmamak zorundayız. Özelkalem Dergisi’nin ve E’pr Yerel Yönetim Ajansı’nın bu alandaki yorulmaz çabalarını takdirle karşılıyorum
12.07.2015 20:49
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 33
12.07.2015 20:49
34
MAKALE
ESTETİK VE SAĞLIKLI ŞEHİRLEŞMEDE KENTSEL DÖNÜŞÜM FIRSATI AV. GÜRSEL ÖNGÖREN Kentsel dönüşüm, kentteki sorunlu alanların belirlenip, sağlıklı ve de yaşanılabilir hale getirilmesidir. Kentsel dönüşüm kentin dokusunu bozan (yapı, yol, altyapı, ulaşım vb) sorunların giderilmesidir. Bu şekilde şehir estetiğini bozan kaçak yapılaşmanın önüne geçilerek, ekonomik ömrünü doldurmuş binaların depreme dayanıklı biçimde yeniden inşası ile olası doğal afetler sonucu oluşacak zararlar en aza indirilecektir. Kentsel dönüşüm ile aslında bir şehirde yeni konut inşası kadar, zayıf yapılı binaların (gecekondu) önüne geçilmesi, şehrin modern ve medeni ihtiyaçları karşılayacak hale getirilmesi (örneğin kongre ve finans merkezleri, yeteri kadar yeşil alan ve eğlence alanları inşası) önem taşımaktadır. Kentsel dönüşüm, devraldığımız doğayı daha iyi bırakabileceğimiz; düzenli, sağlıklı ve güzel şehirler yaratabileceğimiz bir fırsattır.Kentsel dönüşümün faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz: 1. Kent içinde terk edilmiş çöküntü alanlarının canlandırılması suretiyle ekonomik, sosyal ve idari sorunlar çözüme kavuşturulur. 2. Kentin sağlıklı ve etkili şekilde geliştirilmesi mümkün olur. 3. Kent ekonomisinin güçlendirilmesi sağlanır. 4. Kentsel yaşam kalitesi ve toplumun yaşam tatmininin artar. Anayasamızın 56. maddesinde; herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu ve çevreyi geliştirmenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu belirtilmiş, 57. maddede de; Devletin şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çevresinde konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri almakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın denetiminde, belediyeler tarafından yürütülecek kentsel dönüşüm çalışmaları, uygulamacıları ve paydaşlarını tarih önünde sınava çıkarılmıştır. Kentleşmeyi yeniden kurgulayıp; gelecek nesillere düzenli, sağlıklı ve güzel şehirleriyle iyi bir yaşam bırakmak olanağına, bu çalışmada yer alan herkes kendince sahiptir. Bu vesile ile üzerimize düşen görevi hakkı ile yerine getireceğimize, bizden önceki zaafları tekrarlamayacağımıza gönülden inanıyoruz. Yapılaşması ve ulaşımıyla karmaşadan uzak, düzenli; sosyal ve kültürel yapıları ile fiziksel ve ruhsal sağlığımızı koruyan bir kent oluştururken, 1980’lerden sonra ihmal ettiğimiz estetik ve sanatı da ‘kentsel tasarım’ vesilesi ile dikkate almak ileride takdirlerle hatırlanmamızı sağlayacaktır.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 34
Kentsel dönüşümünün estetik açıdan değerlendirilmesi önümüzdeki 10 yıl içinde net olarak görülebilecektir. Bu konuda İstanbul Gaziosmanpaşa kentsel dönüşüm uygulamalarını örnek verebiliriz. Çünkü ilk defa dünyaca ünlü bir mimarlık ve planlama firmasınca 4 bin dönümlük bütüncül bir master plan hazırlandı. Kentsel dönüşüm uygulamaları bu plan doğrultusunda yapılacak. Bu master plana sadık kalınarak kentsel dönüşümü uygulanırsa, Gaziosmanpaşa İstanbul’un en gözde semti haline gelir kanaatindeyim. Şu an metrekaresi 1000 dolardan satılan dairelerin metrekaresi 25 bin dolardan satılır 5 yıl içinde. Kamu yöneticilerinin vizyonu böyle olursa; Çinlisinden Amerikalısına kadar yabancıların yatırım yaptığı ve dairelerin metrekaresinin 60 bin dolara satıldığı Londra gibi bir şehir oluruz.
12.07.2015 20:49
MAKALE
Gaziosmanpaşa’yı örnek alan ilçe belediyelerine bu vesile ile tavsiyem şudur. Öncelikle riskli alanı da kapsar şekilde ilçe için Türkiye’nin veya dünyanın önde gelen mimari şirketlerine ya da ODTÜ, İTÜ gibi üniversitelerin şehir planlama bölümlerine bir master plan çizdirsinler. Sonra bu master plana sadık kalarak, riskli alanı 20-30 veya 50 dönümlük parçalara bölerek burada yapılacak inşaat projesinin detaylarını belirlesinler. Ardından da projeyi halkla beraber son haline getirsinler. Bir kentin kurulması aşamasında veya var olan kentin geliştirilmesi için; kent alanının fiziki ve coğrafi durumunu, zemin koşullarını, doğa ve diğer kent ve yerleşim yerleri ile olan ilişkilerini, şimdiki ve gelecek nüfus yoğunlu da göz önüne alarak orada sağlıklı, düzenli ve estetik bir yapılaşmanın olması gerek. Kentsel dönüşüm projelerinde yapılan önemli yanlışlardan biri şehrin tarihsel dokusunu ve kimliğini dikkate almamaktır. Her şehre gökdelen yapamazsınız veya aynı tip bina veya AVM... Bazı şehirler özel bir tarihsel ve çevresel dokuya sahip olabilir. Bunun korunması ve bu anlamda marka şehirleşmenin sağlanması gereklidir. Kentsel dönüşümde mutlaka plan bütünlüğü olmalı, imar planları 100-200 yıl gibi ihtiyaçlar göz önüne alınarak yapılmalı ve her iktidar tarafından değiştirilmemelidir.
35
Fikirtepe’de kamu yararı yerine,arsa ve ev sahiplerinin aşırı kazanç hırsı ağır basmış ve o zamanın yöneticileri buna evet demiştir. Bu hırs yüzünden 4 emsal bir konut yoğunluğu oluşmuştur. Kişi başına düşmesi gerekli yeşil alan yetersiz kalmıştır. Fikirtepe örneği 2005 model kentsel dönüşüm olan Belediye Yasası 73. Maddenin uygulanmasıdır ve ne yazık ki uzlaşma ile sorun çözülememiş, süreç uzayıp gitmiştir. Örneğin bir arsa sahibi aşırı para hırsı ile bin kişilik bir projeyi kilitleyebilmiş ve ilerlemeyi durdurabilmiştir. 2012’de yürürlüğe giren 6306 sayılı kanun ile bu gibi yerlerde kamu yararına engel olan kişiler için acele kamulaştırma çözümü getirildi ve bu sayede yasal olarak bu tip bir projeyi kilitleyen durumlar ortadan kaldırılmış oldu. Ek olarak Bakanlık buranın aşırı yoğun yapılaşmasını azaltmaya, ortaya çıkan sorunları çözmeye çalışmaktadır. 6306 sayılı Kanun çıktıktan sonra ve Bakanlık devreye girdikten sonra şu anda pek çok projeye ruhsat verilmiş satışlar başlamıştır. Bu gibi projelerde alanın fizibilitesinin çok iyi yapılması, hak sahibi olanların mülkiyet değerlendirmelerinin doğru yapılması, bu hususun vatandaşlara çok iyi anlatılması gerekmektedir. Tabii ki burada olması gereken, katılımcı ve uzlaşmacı bir kentsel dönüşümdür.
Kentsel dönüşüm projelerinin başlangıcı ve devamında, idare, vatandaşlar özel sektör açısından hoş olmayan süreçler yaşanmaktadır. Bunlardan biri de Fikirtepe örneğidir.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 35
12.07.2015 20:49
36
KÜÇÜK BİR KÖYE Mİ YERLEŞSEK? Büyük şehir insanının ağzından pek düşmeyen cümlelerden biri Kaleköy Gökçeada, Çanakkale bu; işi gücü bırakıp küçük bir Eski ismiyle Kastro, Gökçeada’nın Rum köylerinden biri köye mi yerleşsek? Avrupa’nın ancak köyde artık hiç Rum yok. Deniz manzarasına hakim bir tepe üzerinde kurulu olan köyde, otel ve pansiyonların tertemiz, her yanı çiçekli, Bob yanı sıra birkaç kafe de var. Ayrıca adını köye veren antik Ross’un tablolarından çıkmış bir kaleye sahip. gibi duran köylerine hayran kalanlara, ülkemizde de benzer köyler olduğunu hatırlatmak ve ilk fırsatta gidip görmelerini önermek isteriz. İşte bunlar da bizim güzeller güzeli köylerimiz. Elbette biraz ilgilenilse, biraz derlenip toplansa, biraz temizlense, hepsi de şimdiki hallerinden bin kat daha güzel olabilir. Şirince Selçuk, İzmir
Adrasan Çıralı, Antalya
İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı eski bir Rum köyü Şirince. Maya takvimine göre 21 Aralık 2012’de kopacak olan kıyamette güvenli bölge olduğu gerekçesiyle gündeme gelmişti. Her evi, her sokağı ile insanı kendine çeken bu köyün çarşısı ve tepesindeki kilisenin manzarası en turistik özelliklerinden.
Dünyanın her yerinden turistin bir masala gider gibi gittiği Olimpos, bu köyün sınırları içinde. Yapılaşmanın yasak olduğu bu köydeki işletmelerin neredeyse tamamı köy halkı tarafından işletiliyor. Denizden ve güneşten payını fazlasıyla almış olan Köy, sakinlik arayanların uğrak yeri.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 36
12.07.2015 20:49
37
Göreme Ürgüp, Nevşehir
Bitez Bodrum, Muğla
Nevşehir’in Ürgüp İlçesine bağlı. Doğanın büyük gizemlerinden biri olan peribacaları sayesinde ününü dünyaya duyurmuş bir köy. Bizans devrinden kalma mağara kiliseleri ve yer altı şehirleri ile ünlü bu köyün halkı, turizmle geçimini sağlıyor. Yakınlarındaki Uçhisar, ilk gördüğünüzde sanki bu dünyanın dışından bir yer gibi gelebilir size de.
Bodrum’un merkeze çok yakın köylerinden biri. Sahil şeridi ile ünlü. Perşembe günleri kurulan Bitez Halk Pazarı’na da özellikle uğramanızı tavsiye ederiz. Ünlü Bitez Dondurmacısı, mantıcı, kasap, yeni açılan kafeler ve bir ilkokulun bulunduğu köy, Bitez Yalısı’na yakınlığıyla da oldukça popüler.
Gölyazı Köyü Karacabey, Bursa Bursa’nın Uluabat Gölü kıyısında yer alan bu köy, bir ada üzerine kurulu. Köyde yaklaşık 500 aile yaşıyor. Eski Rum evleri hala ayakta. Etrafı göl ile çevrili köyde balıkçılık en önemli geçim kaynağı. Köy meydanında 450 yıllık dev bir çınar ağacı var siz burayı dolaşırken arnavut kaldırımlı dar sokaklarda kümes hayvanları size eşlik ediyor.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 37
Kayaköy Fethiye, Muğla Levissi ve Karmylassos olarak da bilinen eski bir Rum köyü. Rum ve Türk Mahallelerinden oluşuyor. Pansiyonları ve kafeleriyle hafta sonları Fethiyelilerin uğrak yeri. Köyde yaklaşık 50 hane yaşıyor. Küçük bir marketi, kahvehanesi ve şirin bahçeli evleri var. Mübadele sonrası boş kalan evler harabeye dönüşmüş olsa da eskinin güzelliğini hala yansıtıyor.
12.07.2015 20:49
38
GÖRÜŞ
3. HAVALİMANI İSTANBUL’U HEDEFİNE UÇURACAK MI GREG LİNDSAY
Şehir ve Çevre Planlama Uzman ABD’de ve dünyada satış rekorları kıran “Havalimanı Kentleri: Bir sonraki Yaşamımız (Aerotropolis: The Way We’ll Live Next)” kitabının yazarı, ulaşım, yeşil alanlar, kentleşme gibi alanlarda da çok sayıda çalışması bulunan Greg Lindsay’e göre 3. Havalimanı, İstanbul’u dünya klasmanında çok yükseklere taşıyacak. Dünyaca ünlü şehir ve çevre planlama uzmanı Greg Lindsay, İstanbul’a yapılacak yeni havalimanını değerlendirdi. Lindsay, “150 milyon yolcu kapasitesine sahip dünyanın en büyük bu havalimanı, İstanbul’u en önemli uçuş merkezlerinden biri yapacak.” dedi. Lindsay, yakıt fiyatları son on yıl içerisinde üç katına yükselmesine rağmen hava taşımacılığını kullananların sayısında bir azalma söz konusu olmadığını belirterek “Giderek küreselleşen dünyamızda gelişmiş bir havalimanına sahip olmanın ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan önemi tartışılmaz.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 38
Havalimanları artık dünyada yalnızca ulaşımı sağlayan yerler olarak görülmüyor. Yavaş yavaş hayatlarımızı havaalanlarının etrafına taşıyoruz. Böylelikle alanların çevresinde sunulan imkânlar artıyor. Oteller, ofisler, alışveriş merkezleri ile birlikte yeni bir yaşan alanı oluşturuluyor. Bu bölgelerde yer alan ev ve iş yerlerinin en yüksek kira bedellerine sahip olduğu görülüyor. Amsterdam Schiphol Havalimanı bunun en güzel örneğidir.” dedi. Dünyanın en önemli iş merkezlerinden biri olmak için hava taşımacılığında öne çıkmak gerektiğini belirten Lindsay, hali
12.07.2015 20:49
39
hazırda iki havalimanımız varken bir yenisini inşa etmek gerekli miydi, Sabiha Gökçen ve Atatürk Havalimanı’nın geliştirilmesi mümkün olmaz mıydı gibi sorulara; “Var olan havaalanlılarını büyütmek mümkün ama emin olun yenisini yapmak kadar zahmetli. İstanbul nüfus itibariyle dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri. Sekiz milyon nüfusa sahip Londra’nın dört havalimanına sahip olduğunu göz önünde bulundurursak yeni bir alan İstanbul için fazla değil.” diye yanıt verdi. İstanbul’un coğrafi olarak çok önemli bir noktada olduğunu belirten Greg Lindsay, “Hava taşımacılığında önemli olan ne kadar çok havalimanına sahip olduğunuz ya da ne kadar büyük olduğu da değil, gelişime katkı sağlayan önemli tek bir şey var o da ne kadar noktayı birbirine bağladığınız. İnsanlar İstanbul’a geldiğinde dünyanın hemen her yerine uçabiliyor mu işte dünyanın en önemli merkezlerinden biri olmak için atılan adımların en önemlisi budur.” şeklinde konuştu. Şehir planlaması alanında çok gerçekçi tespitleri ve ufuk açıcı önerileri bulunan, aynı zamanda da çevre uzmanı olan Lindsay, yeni havalimanının inşa edileceği alanla ilgili olarak, “Ağaçları kesmeden inşaatlar yapmak mümkün ve dünyada örnekleri de mevcut.” dedi.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 39
12.07.2015 20:49
40
MAKYAJINIZI KİM YAPTI Çok güzel ve çok çekici bir kentiniz, herkesin onunla fotoğraf çektirmek istediği bir sokağınız olsun diye hayal ediyorsanız, biraz makyaj çok etkili olabilir. Tabii o makyajı kimin yaptığı da önemli. Duvarlarınıza makyaj yapın ve sonra insanların nasıl akın akın oraya geldiğini izlemek için karşısına geçip bekleyin. Instagram’da sokağınızın kaç fotoğrafı var? Dünyanın bir ucundan, şehrin öbür yanından kimler geliyor sokağınıza sadece bir duvara bakmak ya da önünde fotoğraf çektirmek uğruna? İstanbul bu konuda çoktan yol almış ve duvarlarını dünyanın en usta Mural sanatçıları ile buluşturmuş durumda. Karaköy’ün yanı sıra Kadıköy de bu konuda çok önde. Duvar sanatçıları Kadıköy Belediyesi ve Çekül
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 40
Vakfının desteği ile gerçekleştirilecek ‘Mural İst’ Festivali ile Kadıköy’de dördüncü kez buluşuyor. Festival, Türkiye’de bina cephelerinin bütünüyle boyandığı ilk etkinlik. Yaz boyu devam edecek festivalde İstanbul’dan Esk Reyn, Cins, Nuka, Wicx, İspanya’dan Deih, ABD’den Levi ve Kristi lakaplı grafiti sanatçıları Kadıköy duvarlarını sanat eserlerine dönüştürecek.
12.07.2015 20:49
41
Duvarın önünde bekliyorum seni Bazen basit bir resim karışık olandan daha güçlü bir etki yaratır. Bu duvar resmi ‘Street Of London’ tarafından organize edilen bir projenin parçası olarak yapıldı. Kendisi şimdi dünyanın en ünlü duvarlarından biri.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 41
12.07.2015 20:49
42
MAKALE
GÜZEL BİR TÜRKİYE İÇİN DOĞAN KUBAN Kendi halkı için her ülke güzeldir çünkü anıları oradadır. İnsanlar henüz bütün dünyayı kirletemediler. Anıların biriktiği, açgözlü bilinçsizlerin ulaşamadığı yerler hala çok. Tabii her güzel yere anılar ve güzellikler de birlikte gitmiyor. Geri kalmış toplumların aç insanları, sadece karınlarını doyurmak ve hayatta kalmak güdüsü ile kentlere yığıldılar. Bilinçsiz bir şekilde ve Alzheimer hastalığına tutulmuş gibi sadece anı yaşıyorlar. İstanbullu için, İstanbul yazarları için, tarihçiler için, Boğaz’da tur atan turistler için İstanbul güzel bir kenttir. İstanbul’da yaşayan içinse bir cehennem. Bilinçli ve duyarlı bir mimar için dünyanın en çirkin gelişen, geçmişine acımayan bir kenttir. Bir kent plancısı için plansız büyüyen bir yerleşim kargaşasıdır. Kısaca birkaç tarihi kalıntı ile siluet ve topografyanın hediyesi Boğaz, Haliç, koy oluşumu dışında, dünyanın en çirkin kentlerinden biridir. Belki Karaçi ve Lagos gibi kentlerle karşılaştırırsanız, bizden kötüsü de var diyebilirsiniz. Güzel Türkiye, Güzel İstanbul... Bunlar birer slogan. Turizm propagandası için dünyanın her köşesi güzeldir fakat bu turistik propaganda pratiği gerçekten güzel bir İstanbul isteyenlere bir sorumluluk yüklüyor. Geçmişten kalan imgelerle ve eskimiş sloganlarla İstanbul güzel olmuyor. Türkiye büyük, tarihi dipsiz kuyu gibi, insan eli az değmiş sayısız güzelliği var. İstanbul’un ve pek çok kentin bu güzellikte, bu imgelerde bir payı var. Türkiye’yi ve İstanbul’u sevenlerin, sevdiklerini korumaları gerek! Görünüşe göre bu devletin sorumluluğu ama Türkiye’de böyle olmadı. Sorumluluk hissedenlerden, bu günkü aşamada beklenen şey bir belgeleme etkinliğinin örgütlenmesi. Tarihi doku ve kimliklerini neredeyse yitirmiş kentlerde kalan fiziksel varlığın en küçük ayrıntılarının bile görsel (fotoğraf ) ve teknik (mimari ve mühendislik rölövesi olarak) saptanması gerekir. Bunlar bir çok kent için mimarlık fakülteleri arşivlerinde vardır. Fakat bu birikimin saptanması ve belli bir yerde toplanması gerekir. Bunu üniversiteler ya da özel araştırma kurumları yapabilir. Bu olmadıkça geri kalanların da korunması için bilimsel temel olmayacaktır. Aslında elbette bu belirttiğim durum, sanıldığından zor bir sorundur. Bu günkü idarelerin yapısında ve politikasında ne bir koruma endişesi ne düzenli bir bilimsel arşiv ne de sözü titizlikle dinlenen uzman var. Bizim kültürümüzde, ilgiye dayalı bir koruma bilinci yok. Duyarlı olanları dinleyen politikacı yok. Türkiye’nin giderek daha çirkin olmasının nedeni de bu fiziksel varlığın bilinçsiz
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 42
yönetim ve bilinçsiz insanlarca her gün kemirilmesidir. Buna ses çıkarmayan ve eski sloganları yinelemeğe devam eden aydınların da sorumluluğu devletinki kadar büyüktür. Kendimize soralım. Bizde Roma, Floransa, Venedik, Viyana, Salzburg, Heidelberg ya da Maastricht gibi bir kent var mı? Bu eski bir yokluk mu? Yeni bir yokluk mu? Hiçbir şey mi yoktu? Yoksa olanları da mı yok ettik? Ya da tümü çözümü daha da zor bir kültür yoksulluğu sorunu mu?
12.07.2015 20:49
MAKALE
43
GÜZEL BİR TÜRKİYE HAYALİ Mİ DR. Y. MÜH. (MİMAR) DOĞAN HASOL ‘Güzel bir Türkiye’ hayal mi? Bence değil. Türkiye, coğrafi konumu, doğal yapısı ve tarihsel zenginlikleriyle zaten güzel. Çoğu kez onu bizler çirkinleştiriyoruz. Suyu, havayı, çevreyi, yeşili, tarihsel varlıkları, kent dokusunu, kent kimliğini yok eden bizleriz. Bunun en çarpıcı örneği İstanbul’dur. Dünyayı tanıyanların dile getirdikleri bir gerçek var: İstanbul, dünyanın en güzel şehri. Ne var ki planlamaya önem vermeyerek onu çarpık ve yaşanmaz hale getirenler, hiç kuşkusuz bilim dışı kararların sahipleri ve bu duruma sessiz kalan kentlilerdir. Tutarlı, sağlıklı, mutluluk veren bir çevrede yaşamak, insan hakkıdır. ‘Kötü mekânda iyi insan yetişmez’ deyişini sık kullanırım. Bu deyiş abartılı sayılabilir ama yanlış olmadığına eminim. İnsanlar, mimari mekânlarda yaşarlar. Caddeler, sokaklar, meydanlar, parklar, okullar, evler… Bunların hepsi, mimari ortamlardır. Bu mekânların insanların gelişmesinde eğitici ve belirleyici etkileri vardır. O nedenle toplumun iyi mimarlığı talep etmesi gerekiyor. Tabii bu durum kentliler için olduğu kadar ülkeyi ve kentleri yönetenler için de geçerli. Ancak siyasetçilerimizin ciddi bir kusuru var. Her şeyi bildikleri varsayımıyla uzmanlarla işbirliği yapmayı da konuları kentlilerle paylaşmayı da göz ardı ediyorlar. Gelişmiş ülkelerin yazılı mimarlık politikaları ya da mimarlık yasaları vardır. Bizim ne yazık ki ne politikamız ne de tutarlı bir mimarlık yasamız var. Fransız Mimarlık Yasası’nın ‘Mimarlık kültürün bir ifadesidir’ diye başlaması rastlantı değildir. İyi mimarlık, toplumun mutluluğu için olduğu kadar ülkenin ileriye dönük kültürel birikimi için de önemlidir. Bugün ülkemizde geçmişte üretilmiş mimarlık değerleriyle –gerektiği gibi korumasak da- övünüyoruz. Peki, geleceğe miras olarak bırakacağımız iyi mimarlık örnekleri için toplum ya da kamu kesimi olarak bilinçli bir çabamız var mı? Olmadığı kesin.
yanı sıra kentlilerin de çevrelerine sahip çıkmaları, iyi mimari çevreler yaratılmasını istemeleri gerekir. Ne var ki burada toplumun bilgisi, görgü ve beğeni düzeyi çok önemli; ülke ve kent yöneticilerininki de… Bu olgu, bir eğitim sorunudur ama akla, düşünmeye, sorgulamaya, bilime dayalı bir eğitim... Bütün bunları insanları mutlu edecek mimari, fiziksel çevreler için söylüyoruz. “Çevre hakkı” olarak söylediklerimiz gerekli koşullardır ancak yeterli değildir. Ülkelerin refah düzeyini belirleyen, uluslararası araştırmalarda da ele alınan ölçütlere göre, insani gelişmeler, refah düzeyi, eğitim, sağlık, güvenlik, özgürlük konuları gibi çağdaş değerler de çok önemli. Ülkelerin yaşam kalitesi bu ölçütlerle belirleniyor. Sorabiliriz, ülkemiz insanı huzurlu ve mutlu mu? Konumuzu biraz daha genişleterek şunları ekleyebiliriz; çevre bir insan hakkıdır. Kentlerin havasının, suyunun, toprağının, yeşilinin yanı sıra bütün canlılarını, ekolojik dengesini, doğal sitlerini korumak gerekir. Buna kentlerin tarihsel dokusunun, arkeolojik ve kültürel değerlerinin korunması da eklenmeli. Bunlar yapılırken de yerel yönetimler güzel bir ülke hedefiyle topluma en azından iyi mimarlık örnekleri oluşturacak özendirici kent parçaları sunmalı. Bu bakımdan Özelkalem Dergisi’nin, bilinç uyandıracak girişimini desteklemek gerekiyor.
Mimarlık ve Kentsel Tasarım, ilgili pek çok kişinin ya da kuruluşun katılımıyla üretilen sanatlardır. İyi mimarlık için yalnızca mimarın iyi olması yetmez. Yatırımcının ve işverenin
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 43
12.07.2015 20:49
44
SOKAK RÖPORTAJLARI
BİRAZ KONUŞABİLİR MİYİZ? Herkes güzel bir sokakta oturmak, işe giderken güzel bir parkın yanından geçmek, yürüdükçe güzel binalar görmek, çocuklarını güzel bir kentte büyütmek, mahallesinde güzel tavırlı insanlarla komşuluk etmek ister; her yönden güzel bir
‘
Türkiye herkesin hayali yani aslında. Peki bu nasıl mümkün olacak? Eleştirmek kolay ama öneriyi kim yapacak? o büyük soruyu sorduk.
Güzel bir Türkiye nasıl olunur? Bunun mümkün olabilmesi için belediyelerin neler yapması gerek? Orkun Tuncay Vançin 27 yaşında / İstanbul’da / Serbest Meslek
’
Ben belediyelerin bir mini devlet gibi olmasını isterim. Bölgesindeki bütün vatandaşlar kayıtlı olsun. Vergiler, herkesin kendi gelire göre toplansın. Yaşlıların bakımı ve gençlerin eğitimi ile sportif faaliyetleri konusunda belediye sorumluluk üstlenip buna ödenek ayırsın. Evi olmayanlara belediye arsalarının bir kısmı düşük faizle satılsın. En önemlisi belediyelerin Almanya’daki gibi çöpleri evsel atık, kağıt, cam, metal olmak üzere ayırması ve her evden düzenli olarak toplaması, bu geri dönüşüm sürecinden elde edilen geliri de bölgeye eşit olarak dağıtması harika olur.
Kemal Çelik 33 yaşında / İstanbul’da / Satış Temsilcisi Belediyeler vatandaşa en yakın makro ölçekli yönetim birimi. Bu yüzden vatandaşın ihtiyaçlarını en iyi belediler tespit edebilir. Hükümetler ise yerelden uzak kaldıkları için her yere eşit hizmet etmeye çalışıyorlar ama bu ‘eşit’ olma durumunun da bir mantığının olması gerekir yoksa milli gelirin boşa harcanması işten bile değil. Örneğin İstanbul’da kent ormanları oluşturmak önemli ve faydalı bir çalışmayken, o kent ormanını Bolu’da yapmanın zaman ve para israfından başka bir şey olmayacağı ortada.
Tuğsan Çetin 32 yaşında / Alanya’da / İşletmeci Tek olması gereken, belediye başkanlarının seçilmeden önce söylediklerini ve belediyeciliğin olmazsa olmazlarını eksiksiz, eşitlikçi, doğru şekilde yapmaları. İnsan odaklı olmalılar, estetik gözle bakmalılar ve sürdürülebilirlik ilkelerine sadık kalmalılar.
Arzu Tanrıverdi Kuliğ 39 yaşında / İstanbul’da / Daire Başkan Yardımcısı Belediyecilik, şehrin fiziki yapısına ait hizmetleri yerine getirmekle olmuyor sadece, artık sosyal belediyecilik diye de bir şey var. Yani bu iş artık sadece çevreyi değil insanı da kapsıyor. Şehir yaşamında kargaşa, düzensizlik ve estetik kirlilik oluşmaması için yaşam adabını düzenleyici yazılı veya yazılı olmayan genel kültür kuralları vardır. İnsanların bu kurallara uyması ve uymayanların da ceza alması bence çok önemli. Çevre konusunda belediyelerin şehir insanlarını bilinçlendirme çalışmaları yapmaları çok gerekli çünkü ne kadar temizlersen temizle, insanlar bu konuda bilinçsiz olduğu taktirde başarılı olamazsın. Ataşehir Belediyesi bu bakımdan iyi hizmeti veren belediyelerden. İnsanlar orda daha mutlu. Sokaklar yıkanıyor, ilaçlamalar düzenli. Mesela Aydın Belediyesi bir süt kombinesi kurmuş ve hem bebekli ailelere süt yardımı yapıyor hem de süt firmalarından aldığı sütlerle peynir üretip yoksullara dağıtıyormuş; ne güzel Mahalle içlerinde akan ıslah edilmemiş dereler, altyapı çalışmalarının doğru yapılamaması büyük sorun. Hareketsiz insan bereketsiz insandır. Bu nedenle de spor alanları oluşturulması, sporun herkese aşılanması, çevrenin de spora uygun şekillenmesi önemli. Park ve bahçeler çok önemli. Ağaçlandırma için sadece park yapmak yeterli değil. ‘Her eve 1 ağaç’ projesiyle ki şimdi aklıma geldi bu, insanlar evlerinin çevresine ağaç dikmek konusunda yönlendirilebilir. Kültürel varlıkların korunması da gerek tabii Üsküdar’da bir tarihi eserin duvarlarını tuğla ile örmüşler, insanlar çok bilinçsiz ama buna müsaade eden mahalle sakinleri ve belediye görevlileri de çok suçlu. Bir de gözlemim var, paylaşayım sizinle; Beşiktaş’taki kafeler bayat ekmeklerini çöpleriyle beraber denize atıyor, hepsinin takip edilmesi ve uyarılması gerek.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 44
12.07.2015 20:49
45
Nilay Türköz Bosuter 36 yaşında / İstanbul’da / Halkla İlişkiler Sorumlusu Yeşil alanların daha fazla olması gerek. Parkların daha temiz, güvenilir ve bakımlı olması da güzellik katar bir şehre. Rant uğruna büyük binaların yapılmaması ve çevre dostu binaların inşa edilmesi hayati derecede önemli bence. Sokaklarda yere çöp atılmaması için de bir şeyler yapılması şart. Belediyeye ait olan toplu ulaşım araçlarının da daha modern, daha konforlu ve daha insani ulaşım sunabilecek niteliklerde olmasını sağlamalılar.
Emre Albayrak 29 yaşında / İstanbul’da / İletişim Uzmanı
Yaşam alanlarının yani nefes alabileceğimiz, keyif alabileceğimiz, sağlıklı zaman geçirebileceğimiz alanların genişletilmesi gerek; daha az yapı, daha çok yeşil alan. Hayatı zorlaştıran değil, sürekli daha da kolaylaştıran bir şehircilik sistemi oluşturulmalı. Trafik, aydınlatma, yollar, bisiklet yolları, hepsi el atılması gereken konular.
Tolga Üstün 43 yaşında / Gezgin / Seslendirme Sanatçısı İnsan odaklı ve yenilikçi bir yaklaşımı, hizmet anlayışı olmalı belediyelerin. Kendini tekrar etmeyen yapılar haline dönüştürülmeli ve sürekli yeni fikirler üretebilecek, bunları uygulayabilecek bir çalışma modeli oluşturulabilmeli. Yasakçı değil, yaratıcı belediye olmalı hepsi.
Onur Tuner 31 yaşında / Eskişehir / Müşteri Temsilcisi Eskişehir gibi olması gerek veya Avrupa’nın bir çok şehrinde olduğu gibi. Oldcity ile Newcity yani şehrin eski ve tarihi bölümü ile yeni ve fazla turistik unsur barındırmayan bölümü ayırarak eskiyi korumak çok önemli ama bizde bu yok. Yeni şehri modern altyapılarla ve tabii gelişimi de düşünerek doğru planlamak, eskiden uzak tutmak ama ikincisi arasındaki ulaşımı da kusursuz yapmak... Bunu öneririm.
Merve Karacaoğlu 28 yaşında / İstanbul’da / Metin Yazarı Belediyeciler, şehir yaşamı perspektifine sahip olmalılar. Yol kenarlarındaki yeşil alanlar ve estetik çizgisi yüksek bir zevkle yapılmış peyzaj, bir şehri birden bir ve kolayca güzelleştirebilir ama bizim yol kenarlarımız malum. Haliç’in temizlendiğini ve bizim Haliç’te gondolla gezebildiğimizi düşünsenize. Sahillerimizdeki yürüme ve bisiklet yolları da modern, bakımlı, işlevsel hale getirilirse güzel olur.
Ercan Gökkaya 27 yaşında / İstanbul’da / Menajer Sanata, sanatçıya, çoğunluktan farklı sesler çıkaran insanlara da saygılı olsunlar. Başka hiçbir beklentim yok. Müzik emekçilerinin, maden emekçilerinden hiçbir farkı yoktur. En ufak bir toplumsal olayda cezayı ‘yas’ adı altında, kültür sanat etkinliklerine kesmesinler. Yerel yönetimlerin tek görevi yol yapmak değildir. Toplumun refahını topyekûn bir nitelik olarak değerlendirmeliler. İnanın başka hiç beklentim yok.
Nurşen Yiğit 30 yaşında / İstanbul’da / Öğretmen Güzel bir Türkiye için belediyeler fonksiyonlarını tam yerine getirmeli. Belediyeler kişi odaklı değil toplum odaklı çalışmalı. Sadece herkesin gördüğü alanları değil görünmeyen ve muhtaç bölgelere de hizmet vermeli. Taşeron sisteminin sonlandırılması da pek çok şeyi olumlu anlamda değiştirir. Belediyelerin, yaşam görüşü bakımından kendine yakın olan kesime değil her çevreye hitap etmesi ve siyasi görüşe dayalı taraflılık yapmaması, tarafsız hizmet üretmesi, şehirlerimizi daha güzel yapacak etkenlerden en önemlisi bence.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 45
12.07.2015 20:49
46
AVRUPA’NIN EN GÜZEL KÖYLERİ
HEPİNİZ ÖYLE GÜZELSİNİZ Kİ Doğacağımız yeri seçemiyoruz ama yaşayacağımız yeri seçmek tabii mümkün. Peki neresi olsun istersiniz orası? Güzel bir Türkiye sayımızda Avrupa’nın en güzel köylerini de görelim istedik. Görelim ve feyz alalım. Güzellikleri dillere destan bu köylerin hepsi de insana kendisini bir masal kahramanı gibi hissettirecek kadar çekici. Korunmuş, iyi bakılmış, her köşesine değer verilmiş bu köylerde sizi önce huzur karşılıyor. Manarola, İtalya
Hallstatt, Avusturya
La spezia ile Cenova arasındaki meşhur ‘Cinque Terre’ bölgesindeki beş köyden biri olan Manarola, bu bölgenin en küçük ikinci köyü. Öyle güzel ki daha görür görmez, ömrünüzün geri kalanını burada geçirmeyi hayal etmeye başlarsınız.
UNESCO Dünya Mirası olan bu köyde, dünyanın en eski tuz madeni bulunuyor. Hallstatt Gölü kıyısındaki bu köye hayran kalan Çinliler, köyün aynısını Çin’in Huizhou şehrinde inşa etmişler.
Bibury, İngiltere Londra’ya otobüsle yaklaşık üç saatlik mesafedeki Bibury’de 17. yüzyıldan kalma şahane evleri neden yıkıp yerine kartonpiyer kaplama binalar yapmadıklarını sorabilirsiniz. Yani bizde olsa belki böyle olurdu.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 46
Gruyères, İsviçre Alp Dağları manzaralı Gruyères, Heidi’nin Peter’in peşi sıra güle oynaya gibi koştuğu o İsviçre köylerinden biri. Gruyères’te 13. yüzyıldan kalma bir kale var ve ayrıca meşhur İsviçre fondülerinde kullanılan ‘Gruyères’ peynirinin ana vatanı da bu köy.
12.07.2015 20:49
Pučiśća, Hırvatistan
47
Adriyatik Denizi’nin 3. en büyük adası olan Brač üzerinde yer alan Pučiśća, Dubrovnik turlarından sonra özellikle de Türk turistlerin pek de gitmedikleri bir bölgede. Bizden tavsiye; o taraflara yolunuz düşerse siz siz olun rotanıza bu harika köyü de dahil edin.
Colmar, Fransa Colmar da Avrupa’nın en güzel köyleri listesinde bulunan diğer köyler gibi insanı kendine ilk görüşte aşık ediyor. Hem Fransa hem de Almanya’nın etkisinde kalmış bu şahane köyün mimarisi de oldukça zengin.
Telč, Çek Cumhuriyeti Levissi ve Karmylassos olarak da bilinen eski bir Rum köyü. Rum ve Türk Mahallelerinden oluşuyor. Pansiyonları ve kafeleriyle hafta sonları Fethiyelilerin uğrak yeri. Köyde yaklaşık 50 hane yaşıyor. Küçük bir marketi, kahvehanesi ve şirin bahçeli evleri var. Mübadele sonrası boş kalan evler harabeye dönüşmüş olsa da eskinin güzelliğini hala yansıtıyor.
Reine, Norveç Dünyanın beşinci büyük petrol, ikinci büyük doğalgaz ihracatçısı bir ülkede olmasına rağmen tertemiz ve masalsı bir köy. Bir balıkçı köyü. Fotoğraftaki evlerin arasında görünen kırmızı kulübeler aslında balıkçı barınakları ama bugün artık hepsi turistler için konuk evi olarak kullanılıyor.
Cong, İrlanda Viktorya döneminden kalma kaleler ve 300 yıllık köprüler eşlik edecek bu köye size. Köyün en görkemli yapılarından olan Ashford Kalesi, 1228 yılında yapılmış ve kendisi İrlanda’nın en eski kalesi. Ülkenin en ünlü ailelerinden Guinness Ailesi’ne (evet, bildiğimiz Guinness) ev sahipliği yapan kale, bugün dünyanın en lüks otellerinden biri olarak hizmet veriyor.
Bled, Slovenya Dünya üzerindeki gizli cennet burası olabilir. Bled Gölü ve bir Lego figürü gibi duran şatosuyla gerçek olduğuna inanamayacağınız kadar masalsı bir köy Bled. Abdülhamid’in de bir Avrupa seyahati sırasında güzelliğine dayanamayıp burada mola verdiği söylenir.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 47
12.07.2015 20:49
48
MAKALE
GÜZEL VE IŞIKLI BİR TÜRKİYE ÖZGE SÜZEN
Philips Aydınlatma Türkiye Pazarlama Direktörü LED ve bağlantılı aydınlatmanın küresel lideri Philips olarak, enerji verimliliği her zaman önceliğimiz. Zira enerji tasarruflu aydınlatmaya geçiş hem tüketiciler ve çevre hem de ülke ekonomileri açısından ciddi önem arz ediyor. Türkiye’de şu anda LED dönüşümü konusunda en ciddi çalışma yapılan alanlardan biri de yol aydınlatma uygulamaları. Türkiye’nin karayolu taşımacılığında; transit konumu, çevre ülkelere oranla filo büyüklüğü bakımından lider konumu ve güvenli liman algısı ile ciddi fırsatlar oluşturuyor. Şehirlerimize baktığımızda ise her geçen gün güzelleşiyor, artan nüfus için yeni kaynaklar üretme ihtiyacına giriyor.
Bu anlayışla çıktığımız yolda Ankara’da 22 noktayı aydınlatarak Uluslararası Şehir Aydınlatma Birliği tarafından düzenlenen yarışmada pek çok Avrupa ülkesini geride bırakıp birincilik ödülüne layık görüldük. İzmir’de şehrin simgelerinden Saat Kulesi, Kordon, tarihi Asansör gibi önemli turistik yerleri aydınlatarak hem İzmirlilerin yaşam kalitesini artırmayı hem de turizm gelişimini desteklemiş olduk.
Bu kapsamda Türkiye’de mevcut 7 milyon geleneksel yol aydınlatma armatürünün kısa ve orta vadede LED’e dönüşümü gündemde. Philips olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Başkent EDAŞ ile ortaklaşa bir çalışma yürütüp, Türkiye’deki ilk uzaktan kontrol edilebilen aydınlatma otomasyonuna sahip LED yol aydınlatma pilot projesini Ankara’da hayata geçirdik. Bu projenin en önemli özelliği, %70’e varan enerji verimliliği sağlayabilmesi. Türkiye her yıl yol ve sokak aydınlatmasına 1.5 milyar TL ödüyor. Bu gideri düşürmekse buna benzer LED ve aydınlatma otomasyonu sistemleriyle mümkün.
Toplumumuz aydınlatmayla güven, huzur ve cazibe kavramlarını ilişkilendiriyor. Biz de Philips olarak, Güzel bir Türkiye için kent altyapı ve estetiğine yatırım yapmaya devam edeceğiz.
Şehir ve yolların yanında Türkiye’nin gelişmesi ve kalkınmasında öncü rol üstlenen Organize Sanayi Bölgeleri’nin enerji verimliliğini artırması amacıyla OSBDER ile bir protokol imzaladık ve burada da OSB’lerimizin %70’e varan enerji verimliliği sağlamalarının kapılarını açtık. Bu kapsamda Gebze, Kayseri, Eskişehir ve Gebze Birlik OSB’de enerji verimli yol aydınlatma çözümü uygulamalarını gerçekleştirdik. Enerji verimliliğinin yanı sıra bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de mimari aydınlatma ve şehir güzelleştirme projelerinde yer alıyoruz. Buradaki amacımız ise hem bu yapıların aydınlatılmasında tasarruf sağlamak hem de şehirlerimize kimlik kazandırarak kendi dokusuna ve hikâyesine uygun olarak güzelleştirmek.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 48
Bunların yanı sıra bizi gururlandıran projelerimizden birini Çanakkale Şehitliği Anıtı’nda gerçekleştirdik. Çanakkale Savaşı’nın 100’üncü yılında aydınlatmaktan onur duyduğumuz Anıt’a, doğru ışığı ve doğru etkiyi verebilmek için 16,7 milyon renk elde edilebilen bağlantılı LED aydınlatma sistemleri kullandık. Anıt ve çevresi artık çok daha güvenli. Yeşil İnovasyon için 463 milyon Avro yatırım yaptığımız 2014 senesinde, 2 milyar Avro değerindeki EcoVision programının hedefine, planlanan tarihten bir sene önce ulaşmış olduk. Şirket faaliyetlerimize bağlı karbon ayak izini de 2013 senesine kıyasla %5 oranında düşürdük. 2014 yılı sonu itibariyle 3 milyar insanın hayatını iyileştirme hedefinin 1,9 milyar’lık kısmını gerçekleştirdik. Türkiye’de ise satışta olan tüketici ürünlerimizin yüzde 44’ünü, aydınlatma ürünlerinin ise yüzde 87’sini yeşil ürünler oluşturuyor. Türkiye’de pazar lideri olarak, özellikle bağlantılı LED sistemleri ve anahtar teslim aydınlatma çözümleri gibi birçok konuda öncü ve destekçi olmayı sürdüreceğiz.
12.07.2015 20:49
49
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 49
12.07.2015 20:49
50
DÜNYANIN EN GÜZEL SOKAKLARI Mutluluğun, yaşadığımız yerle bir ilgisi olduğu açık. Sabah gözümüzü açıp kendimizi mis kokulu, temiz, pencerelerinden çiçekler sarkan, evlerinin kapıları birer sanat eseri gibi duran, insanları huzurlu, kedileri neşeli, kaldırımları özenli bir sokağa kendimizi bırakmak, bizi kesinlikle daha keyifli birisi yapabilir. Peki nerede bu sokaklar? Türkiye’de kaç kişi evinden çıkıp bu duygularla geçiyor kendi sokağından? Bir kentin sokaklarına bakıp o kentin bütün huylarını, yaşam tarzını, hayata ve insana verdiği değeri hemen anlayabilirsiniz. Bir kentin sokaklarına bakarak o kentin hayatı nasıl ve ne kadar kucakladığını anlayabilirsiniz. Bin kentin sokaklarına bakarak o kentin insanlarıyla daha hiç karşılaşmadan onların yüzlerini tahmin edebilirsiniz. Bir kentin sokaklarına baktığınız anda o kentin yerel yöneticilerinin o kente yüklediği anlamı görebilirsiniz. Sokak tabelalarından banklarına, çöp kutularından saksılarına, kapı önlerinden balkonlarına kadar bir sokağın kendini bize anlattığı çok şey vardır ve siz kendinizi bazı sokaklarda yeniden doğmuş gibi hissederken bazı sokaklarda ise hiç doğmamış olmayı dileyecek kadar derin bir gel git yaşayabilirsiniz. Çok mu zor bir sokağın güzel olması? Çok mu zor bir sokakta hayatın insana sonsuz bir enerji verecek kadar canlı ve berrak olması? Çok mu zor
bir sokağın bu fotoğraflardaki kadar mutluluk vermesi? Zor olmadığını biliyoruz ama peki neden bütün sokaklarımızın pırıl pırıl, capcanlı olması için yeterince emek vermiyor ya da bunu yeterince talep etmiyoruz? Bunu kimin yapmasını bekliyoruz? O kişiler bunu neden yapmıyor? Neden yetiniyoruz bu kadarıyla? Belki de bu cevapların ardından varacağız hayalimizdeki o güzelim sokaklara.
Tellaro, İtalya
Bellagio, İtalya
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 50
12.07.2015 20:49
51
Capri, İtalya Morocco, Fas
Umbria, İtalya
Malaga, İspanya Lizbon, Portekiz
Monaco Eguisheim, Fransa
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 51
12.07.2015 20:49
52
ÇEVRE / BURSA
AVRUPA’NIN YEŞİL DEVİ BURSA Türkiye’de kentsel dönüşüm ve modern şehirlerin en büyük buluşması olarak adlandırılan ‘Modern Şehircilik ve Kentsel Dönüşüm Zirvesi’nin Adana ve Antalya’dan sonra üçüncü durağı, 2017 yılı için Avrupa Yeşil Başkenti olmaya aday gösterilen Bursa oldu. Dünya Gazetesi ve CNBC-E işbirliğinde, Rönesans Gayrimenkul ana sponsorluğu ve Emlak GYO’nun katkılarıyla düzenlenen ve bu yılki odağını ‘Akıllı ve Yeşil Şehirler’ olarak belirleyen zirvenin açılışı, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin katıldığı bir organizasyonla yapıldı.
‘Yeşil şehircilik nedir’, ‘Dünyada bu konuda hangi uygulamalar öne çıkıyor’, ‘Türkiye’nin kentsel dönüşümünde yeşile ve akıllı şehirleşmeye önem veriliyor mu’ sorularının öne çıktığı zirvede, sürdürülebilir şehirler oluşturmak için doğru kentsel projelerinin önemine değinildi. 2017 yılı için Avrupa Yeşil Başkenti olmaya aday gösterilen Bursa’nın kentsel dönüşüm çalışmalarının masaya yatırıldığı zirvede, ayrıca bu konuda atılması gereken adımlar değerlendirildi.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 52
12.07.2015 20:49
53
“Böyle Bir Dünya Yok” Açılış konuşmalarında söz alan ve Türkiye’nin en önemli gündeminin kentsel dönüşüm olması gerektiğini kaydeden, ne zaman ve nasıl geleceği belli olmayan deprem gerçeğinin gerek şehirler gerekse ülke açısından hem sosyal hem de iktisadi büyük problem oluşturduğunu ifade eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, bu konuda devlet, vatandaş ve özel sektörün birlikte hareket etmesi gerektiğine değindi. Toplumda kentsel dönüşüm algılamasının yanlış olduğunu belirten Başkan Altepe, “Bu konuda büyük sıkıntı var. Vatandaşlarımız maalesef duyarlı değil. Bu işi devletten bekliyorlar. Devlet gelip yapacak, dairemize karşılık daire verecek, evler yapılırken de kiramız ödenecek, her şey istediğimiz gibi olacak! Bu arada da deprem olmayacak! Böyle bir dünya yok.” dedi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Türkiye ve dünyaya birçok konuda örnek çalışmalar gerçekleştiren Bursa’nın kentsel dönüşümde de örnek olması için imar planlarında yüzde 50 emsal artışı getirdiklerini söyledi. Daha önce Bursa’daki otel sıkıntısını da bu şekilde giderdiklerini, turizm alanlarına özel yüzde 50 imar artışıyla şehrin dört bir yanının lüks tesislerle donatıldığını kaydeden Başkan Altepe, “Aynı uygulamayı kentsel dönüşümde de başlattık. Belediye meclisinde karar alarak, bize başvuran birkaç siteye 0.50 emsal artışı sağladık. Onlar çalışmalara başladılar. Ben buradan riskli bölgelerde oturanlara, site yönetimlerine ve inşaat firmalarına çağrıda bulunuyorum. Üzerinde çalıştıkları projeleri bize getirsinler. Biz de yapılan projeleri sonuçlandıralım. O evlerde oturanların ilave para verme şansları yok. Ancak biz destek sağlar, imar artışı verirsek dönüşüm gerçekleşebilir” diye konuştu.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 53
Bursa’nın Dönüşümü başlıklı panelin moderatörlüğünü Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç üstlendi. Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz; İkidesign Mimarlık Kurucu Ortağı Murat Kader; İMSİAD Başkanı Namık Ziya Mescioğlu ve Sözüneri Mimarlık Kurucusu Hasan Sözüneri’nin panelist olarak katıldığı bu bölümde, yeşil bir şehir olma yolundaki Bursa’da yaşanan kentsel dönüşüm çalışmalarıyla gelecek planları tartışıldı.
12.07.2015 20:49
54
SAKİNLEŞMEYE İHTİYACIMIZ VAR D
aha sakin olmalıyız. Daha sakin dinlemeliyiz birbirimizi. Daha sakin yapmalıyız ne yapıyorsak. Daha sakin düşünmeliyiz. Daha sakin yaşamalıyız hayatı. Sakin olup hayatın tadına varmalıyız. Şehirler öyle büyük bir hızla genişliyor, her şey öyle büyük bir hızla değişiyor ve sebzeler bile öyle büyük bir hızla yetişiyor ki biz aslında yaşamıyor, deli bir nehrin çılgın sularında akıp gidiyoruz. Sakinleşmeliyiz. Dünyanın en umut verici fikirlerin bir olan ve giderek daha çok ülke, daha çok kent tarafından olumlu bir hedef haline dönüşen Sakin Şehir kavramı, Türkiye’de de bazı yerel yöneticilerin odağında. Artvin’in Şavşat ilçesi, amacına ulaştı ve onca emek sonrasında ‘sakinlik’ unvanına kavuştu.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 54
12.07.2015 20:49
55
Cittaslow 2015 Genel Kurulu’nda aldığı belge ile Artvin’in Şavşat ilçesi de artık ‘Sakin Şehir’. Artvin Valisi Kemal Cirit, düzenlediği basın toplantısında, 21-23 Haziran tarihlerinde İtalya’nın Milano şehrinde düzenlenen törende, Şavşat’ın bu değerli unvanı aldığını söyledi. Cirit, bu durumun Artvin’in geleceği açısından oldukça önemli bir pozisyon olduğunu kaydetti. Şavşat Kaymakamlığı, Şavşat Belediye Başkanlığı, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) ve projenin mutfağında aktif görev alan kurum ve kişileri tebrik eden Cirit, “Şavşat, bu atılımı ile ülkemizde birçok ilçemizin göz bebeği haline geldi. Örnek alınan ilçe oldu. Dünyada 200’e yakın yerleşim yeri bu unvana sahip. Şavşat kırsal alanıyla, kent merkeziyle, kültürü korunmuş bir alan olması hasebiyle, doğal güzelliyle, müziğiyle, geleneksel
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 55
ögeleriyle adeta bir saklı cennet. Bu unvanımızla birlikte bunu dünyaya ilan ettik.” şeklinde konuştu. Türkiye’de Seferihisar, Perşembe, Yalvaç, Taraklı, Gökçeada, Vize, Akyaka, Yenipazar, Halfeti’den sonra Şavşat da hayatına bundan sonra sakin sakin devam edecek. Alınan belgenin Artvin’e ve Şavşat’a önemli değerler, kazanımlar sağlayacağını kaydeden Cirit, Artvin’i ve Şavşat’ı nitelikli turizmin merkezi haline getireceğini vurguladı. Şavşat Kaymakamı Cemil Sarıoğlu ise ‘Sakin Şehir’ unvanını alabilmek için 70 kriteri en iyi şekilde yerine getirmek gerektiğini belirterek, bu sonuca ulaşmalarından dolayı memnuniyetini dile getirdi.
12.07.2015 20:49
56
SOSYAL SORUMLULUK / DENİZLİ
HAYAT SEN BİZİ ‘DOWN’ EDEMEZSİN İstersek neler olur. İstersek neler neler başarabiliriz birlikte. İstersek şimdiye dek aşılmamış çok fazla engeli aşıp çok uzak hedeflere varabiliriz. Tabii istersek. Denizli Belediyesi, down sendromlu çocukların daha güzel bir hayat yaşaması, onlarla toplum arasında daha güzel ve sağlıklı bağların gelişmesi için değerli bir projeyi hayata geçirdi. Down Kafe, menüsünde yazmayan pek çok şeyi de sunuyor; sevgi, farkındalık, anlayış, saygı, paylaşmak ve herkesin aslında aynı aileden olduğu bütünlük bilinci... Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, down sendromlu çocuklarla bir araya geldi. Başkan Zolan, “Özel çocuklar diye tanımladığımız kardeşlerimiz toplumumuzun ayrılmaz bir parçasıdır. Gerek şahsım gerekse belediye olarak kardeşlerimizin her zaman yanlarındayız. Çocuklarımızın hayatlarını kolaylaştırmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.” dedi. Denizli Down Sendromu Derneği’nin Başkan’ı ziyaretine Dernek Başkanı Hayrettin Çakmak, dernek üyeleri ile down sendromlu çocuklar katıldı. Babalar Günü vesilesi ile çocukların Başkan Zolan’ı ziyaret etmek istediklerini dile getiren Çakmak, Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan, down sendromlu çocukların çalışıp üretim yaptığı kafe için Başkan Zolan’a sonsuz teşekkürlerini sunduklarını söyledi. Down sendromlu çocukların toplumsal hayata katılımında büyük katkıda bulunan kafenin, Denizli ve çocuklar için büyük kazanım olduğunu belirten Hayrettin Çakmak, “Bu kafe sizin sayenizde hayat buldu. Çocuklarımız orada üretimin içinde yer alarak rehabilite oluyor. Bu güzellik sizin eseriniz. Çocuklarımız ve aileleri adına size sonsuz teşekkürlerimizi iletiyorum.” dedi.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 56
12.07.2015 20:49
57
Down Kafe’de Mutluluk Pişiyor Daha önce söz verdikleri Down Kafe’nin hizmete girmesinden olmasından dolayı son derece mutlu olduğunu
ve Ramazan sonrası bizzat ziyaret edeceğini belirten Başkan Zolan;
“İnşallah söz verdiğimiz gibi o kafe Ramazan sonrası tam anlamıyla çalışmaya başlayacak. Sonuçta çocuklarımız oradaki kafeteryayı çalıştıracaklar. Bu çocuklarımıza fırsat vermemiz gerekiyor. O fırsatı en iyi şekilde değerlendireceksiniz. Ben şimdiden heyecanınızı görüyorum. Annelerin yükü ağır, bu sorumluluğun yükünü çekenler onlar. Sizleri ve çocuklarımızı rahatlatmak adına böyle bir adım attık. İnşallah o imkanlarla beraber her şey daha güzel olacak. Çocuklarımızın mutlu olması demek sizlerin mutlu olması demek. Sizlerin ve çocuklarımızın mutlu olması da bizlerin mutluğudur.” diyerek çocuklar keyifli anlar yaşadı.
Başkan’dan ‘her zaman destek’ sözü Başkan Zolan ise, ziyaretten dolayı son derece mutlu olduğunu dile getirerek, “Hepiniz hoş geldiniz. Sizlerle her zaman beraber olmaya çalışıyoruz. Tüm etkinliklerinize katılmaya çalışıyoruz. Sizler her zaman bizleri hatırlıyorsunuz, bizler de her zaman sizlerin yanında olmaya gayret gösteriyoruz” dedi. Babalar Günü vesilesiyle çocukların kendisini ziyaret etmek istemesinin kendisini çok mutlu ettiğini ifade
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 57
eden Başkan Zolan, “Biz Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak bugüne kadar tüm engellilerimize destek olma ve o insanlarımızın önündeki engelleri kaldırma konusunda gayret sarf ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz” diye konuştu.
12.07.2015 20:49
58
AKILLI KENTLER / ANTALYA
ANTALYA’NIN AKLI BAŞINDA Antalya, Dubai, Barselona ve Londra’dan sonra dünyanın ‘akıllanan’ dördüncü büyük kenti olacak. Proje kapsamında Antalya’da trafik işaretleri ve ışıkları, aydınlatma ve sulama sistemleri, sağlık sistemi, kent bilgilendirme panoları, ücretsiz internet hizmeti tek merkezden akıllı sistem ile yönetilecek. Kentte ücretsiz internet hizmeti de birçok noktada başladı.
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 58
‘Hedef 81 Akıllı Kent’
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Türk Telekom ve Antalya Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde gerçekleştirilen ‘Hedef 81 Akıllı Kent’ projesinin lansmanı Atatürk Kültür Merkezi’nde Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Eski Bakanı Lütfi Elvan, Antalya Valisi Muammer Türker, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Türk Telekom Grubu CEO’su Rami Aslan, Türk Telekom Grubu Kurumsal İş Birimi Ceo’su Mehmet Ali Akarca, Türk Telekom Grubu Strateji ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Hakan Dursun ve çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi.
12.07.2015 20:49
59
Dünyanın Etrafını Beş Kez Dönecek Kadar Fiber Alt Yapı Projenin tanıtımını yapan Türk Telekom Grubu Ceo’su Rami Aslan, projenin büyük ekonomik katkı sağladığını ifade etti. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için teknolojik adımlar attıklarını da ifade eden Aslan, “İnsanların daha mutlu ve verimli olduğu daha akıllı bir gelecek ön görüyoruz. Türk Telekom fiber alt yapısı dünyanın etrafını beş kere dönebilecek büyüklükte. Hanelerin yüzde 98’ine geniş bant alt yapısı ulaştırıldı. Bu, Almanya’dakinden on kat daha iyi bir rakam. Türkiye bölgede parlayan bir ekonomi. Bu güzel ülkeyi korumak zorundayız. Akıllı sistemler bu yolda da çok işe yarayacak. Hava kirliliği, su tasarrufu ve enerji verimliliği bakımından kazanımlar sağlayacak. Kasım’da G20 zirvesi olacak. 20’den fazla akıllı kent uygulamasıyla Türkiye’nin G20’de yüzünü daha güzel gösterecektir. Expo 2016 Fuarı’nda 8 milyondan fazla ziyaretçi buraya akacak. Bu etkinlik sırasında şehir bilgi panoları ve mobil uygulamalar, akıllı otobüs durakları kullanılıyor olacak. Alt yapıdan üst yapıya çok sayıda yenilikle insanların hayatlarını kolaylaştıracağız.” dedi.
Sistemde Neler Var Türk Telekom Grubu Strateji ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Hakan Dursun da Akıllı kent sistemi ile sağlanacak kolaylıklarla ilgili bilgiler verdi. Türk Telekom ailesi olarak bir çok proje yaptıklarını ancak ‘Akıllı Kent’ uygulamasının bu projeler içerisinde en güçlüsü olduğunu belirten Dursun, Antalya’nın bu sistemi Karaman’dan sonra kullanan ikinci kent olacağını ifade etti. Türkiye’nin 22 kilometrelik en uzun ücretsiz internet şeridini Antalya’ya uygulayacaklarını da belirten Dursun, “Yaşlılar, bileklerine bağlanacak bir sistemle tek tuşla sağlık birimleriyle iletişime geçebilecek ve ambulans talep edebilecekler. Antalya’ya ilk defa gelenler şehirde konumlandırılan bilgimatiklerden
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 59
kentteki restoran, işletme, hastane gibi yerlere anında ulaşabilecek. Toplu ulaşımda ücretsiz internet hizmet sağlanacak. Kamusal alanlarda kullanılan aydınlatmada yüzde 35, sulamada yüzde 30, karbondioksit salınımın da yüzde 40 tasarruf sağlanacak.” dedi.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Lütfi Elvan ise “Ben akıllı kentle ilgili bahsettiğimde ’Bu ne diyor?’ diyenler oldu. Ancak gelinen nokta işte ortada. Ücretsiz internet bugün başladı. Antalya’ya 20 yılda yapılacak işleri 5 yılda yapmak zorundayız.” diye konuştu.
12.07.2015 20:49
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 60
12.07.2015 20:49
Ozel_Kalem_84.sayi_SON.indd 61
12.07.2015 20:49
OZEL KALEM 235X305.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
03/07/15
11:50