PL A S T İK S A N AYİ C İ L ERİ F ED ERASY ONU DER G İSİ
KASIM - ARALIK 2014 / 8. SAYI
English version included
Türkiye'yi orta gelir tuzağından sanayileşme kurtaracak
Şimdi
SANAYİLEŞME ZAMANI
BAŞKANIN MESAJI
PLASFEDDERGİ
Hampetrol fiyat düşüşleri: Fırsat ve zorluk yan yana Selçuk Aksoy
Başkan PLASFED Plastik Sanayicileri Federasyonu
Ham petrol fiyatları küresel krizin ardından en keskin düşüşlerinden birini yaşıyor. Düşüşün kalıcı olup olmayacağı belli değil ama bir dönem 120 dolarlarda istikrar kazanan varil başına ham petrol fiyatı için 60 dolarlar konuşulmaya başlandı. Bu keskin düşüşün –ki yüzde 45’lere varıyornedenlerine ilişkin farklı senaryolar var. Hatta, siyasi gerekçelerle yapılan açıklamalar da. Bütün petrol ihraç eden ülkeler için yüzde 40 dolayındaki hampetrol fiyatı gerilemesinin gelir azaltıcı etkisi yıllık 1,5 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Bütün bunlar bir yana, ülkemiz ve sektörümüz için ciddi bir fırsat penceresinin açıldığı ortada. Nitekim, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2015’e ilişkin para ve kur politikasını açıkladığı basın toplantısında, enflasyonun yüzde 5’lere kadar gerileyeceği bir ortamın sağlanabileceğini belirtti. Özellikle de petrol fiyatlarının düşmesinden kaynaklı dış açık azalması sağlıyor. Merkez Bankası hesabına göre yılın tamamı için her 10 dolarlık fatura azalışı, 4 milyar dolar ithalat faturası düşüşü demek. Enflasyonda da 0,4 puan gerileme anlamına geliyor. Şüphesiz, petrol fiyatlarındaki gerilemenin sektörümüz açısından da ciddi avantajları var. Hammadde fiyatlarında bir gerileme hali hazırda başladı. Dergimiz için ChemOrbis’in yaptığı çalışmada ise bu düşüşün sınırlı olduğu, bu yılın başından itibaren gerçekleşen ve yıl ortasından sonra hızlanan keskin düşüşe karşılık, plastik hammadde fiyatlarındaki gerilemenin bu hızlı düşüşün çok gerisinde kaldığı yönünde. Elbette, hammadde fiyatlarındaki düşüşlerin her biri sektörümüzün rekabet gücü ve karlılığına etki edecek. Buna ilave olarak, Federasyonumuz ve sektörel paydaşlarımızla yürüttüğümüz çalışmalarla, kimi hammaddelerde gümrüksüz vergi avantajının 2015 başından itibaren yürürlüğe girmesi ilave bir katkı yapacak. Öteyandan, her zaman olduğu gibi madalyonun bir de öbür yüzü var. İhracat pazarlarımızın çok büyük kısmı petrol geliri elde eden ülkeler. Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya ve BDT ülkelerinin büyük kısmının ana gelir kaynağı hampetrol. Petrol fiyat düşüşlerinin ilk ciddi etkisi Rusya’da görüldü. Finans piyasalarında başlayan bir zorluğu yaşıyorlar. Kısa sürede reel sektörü de etkilemeye başlayacaktır. Türkiye’ye ilk etkisi turizm sektöründe görüldü. Yapılan ilk tahminler, -cepheden gelen ilk haberlerin hep kötü olduğunu göz önünde bulundurarak- olumsuz senaryoda Türkiye’ye etkisinin 6 milyar dolara kadar çıkabileceğini gösteriyor. Buna karşılık, cepheden gelen iyi haber ise Avrupa kanadında. Tıpkı bizim gibi enerji ithalatçısı olan Avrupa ülkelerinin, petrol fiyatlarındaki gerilemeye bağlı olarak iç tüketimlerinin hızlanması mümkün görünüyor. Bu da ana ihraç pazarımız açısından iyi gelişme. Ortadoğu ülkelerinin 2015 için, bütçe açıklarını hızlandırıp hızlandırmayacağı belli değil. OPEC petrol üretim miktarını düşürmeyeceğini açıkladı. Bu ülkelerin, kamu harcamalarında bir kısıntıya gideceği ya da genel tüketime yönelik bir makro ihtiyati tedbir alacakları yönünde şu anda bir işaret görünmüyor. Buna karşılık Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan, Libya, Cezayir ile bazı Güney Amerika ülkelerinde, olası ekonomik daralma ile yerel paraların Dolar/Avro karşısındaki değer kaybına bağlı hane halkının ve şirketlerin alım gücünün azalacağı ortada. Her zaman olduğu gibi, Türkiye ve sektörümüz açısından fırsat ile zorluk yan yana geliyor ama fırsat ayağı daha büyük gibi görünüyor. Tabii ki bütün bu tartışma, düşüşün kalıcı olacağı varsayımı altında geçerli. Heyecan verici bir döneme girdiğimiz ortada. Yeni yılınızı kutluyor, başarılı, mutlu bir yıl diliyorum.
3
PLASFEDDERGİ
YAYIN KURULU BAŞKANI’NDAN
Sibel Destereci Yılmaz
PLASFEDDERGİ Yayın Kurulu Başkanı PAGDER Plastik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Sanayileşmek Yakın zamana kadar sanayileşme, kalkınma ile eş anlamlı olarak kullanılabiliyordu. Elbette, sosyal, ekonomik, çevre bütün faktörleriyle gelişmeyi kapsayan kalkınma daha doğru bir kavram. Nereden bakarsanız bakın, kalkınmanın tanımlandığı bütün kriterler ise sanayileşmeyle doğrudan ilişkili. Bu nedenle, 2014 yılının son sayımızı sanayileşmeye ayırdık. Bu yılın ortalarından itibaren Türkiye’nin “sanayileşme” yolundaki çabaları tartışmaya açıldı. Geçtiğimiz 20 yıllık dönemde sanayinin payı GSYH içinde önce düşme eğilimine girdi sonra da son 10 yıllık dönemde yüzde 30’larda sabitlendi. Tarım sektörünün GSYH içindeki payı azalırken, oluşan bu farkın tamamı hizmetler sektörüne gitti. Gelişmiş ülkelerin hemen hemen tamamında hizmetler sektörü GSYH’nin yüzde 70’i dolayında seyreder. Gelişmekte olan bir ülke için istenen bir durum değildir. Nüfusunuz bizim gibi 76 milyon kişiye ulaşmışsa ve eğer yeterince zenginleşmeden –ki bugünler için kişi başına gelirde 20 bin dolar seviyesi kabul ediliyor- hizmet sektörü ağırlıklı bir yapıya geçerseniz bu “orta gelir tuzağına saplanmak” anlamına geliyor. Sanayileşme için kaynak yaratamaz duruma geliyorsunuz. Plastik sektörü imalat sanayii içinde çok önemli ve hepimiz biliyoruz ki gelecekte de çok önemli olmaya devam edecek. Bu nedenle hepimizin tartışması gereken bir konu olduğunu düşünüyoruz. Sektörümüz için bir diğer önemli gündem maddesi ise yapısal sorunumuz olan hammaddeye yönelik gelişmeler. Petrol fiyatlarındaki düşüşün ardından, diğer emtia fiyatlarında da bir gevşeme yaşandı. Bu aşırı fiyat gerilemesine ilişkin analizler yeni yeni yapılıyor. Küresel siyasetin bir parçası olarak fiyat müdahalesi olduğu kadar, ekonomik yönü de oldukça ilginç olan bir olayı yaşıyoruz. Bu konudaki yazımızda gelişmeleri kapsamlı olarak değerlendirmeyi amaçladık. PLASFEDDERGİ 8. sayısıyla karşınızda. Sektörümüze bir haber dergisi kazandırmaktan mutluyuz. Geniş bir kitleye ulaşıyoruz. Sektör dışındaki karar alıcılar, ilgi duyanlar, hatta profesyonellere sektörümüzü anlatmak için haber dergisi tarzını benimsedik. Elbette sizlerin sahiplenmesiyle erişimimiz çok daha geniş kitlelere ulaşacaktır. Yeni yılın hepimize mutluluk, başarı ve sağlık getirmesini dilerim.
4
PLASFEDDERGİ
İÇİNDEKİLER
Türkiye, sanayi sektörünün büyümesi için yeni bir hamle içinde
Şimdi sanayileşme zamanı
56 PLASFEDDERGİ
14
Plastik Sanayicileri Federasyonu Dergisi e-dergi; www.plasfed.org.tr • PLASFED Adına İmtiyaz Sahibi Selçuk Aksoy
17
• Yayın Kurulu Başkanı Sibel Destereci Yılmaz - Tepsan Plastik
• Yayın Kurulu Hüseyin Semerci - Şenmak Makina Reha Gür - Eurotec Yavuz Eroğlu - Sem Plastik Mevlüt Çetinkaya - Petkim Ahmet Yalçınkaya – Yalçınkaya Plastik Kurt Kuruç - Farmamak Erdoğan Çiçekçi – Çipitaş Sentetik Mehmet Turhan Onur – Ravago Group Yakup Ülçer - Enplast Murat Cansever - Eurotec Talha Apak – Apak YMM Adnan Akkurt – Gazi Üniversitesi Behçet Gülenç – Gazi Üniversitesi Hüseyin Yıldırım – Yalova Üniversitesi Kerem Cankoçak – İstanbul Üniversitesi Levent Kurnaz – Boğaziçi Üniversitesi Mehmet Emin Yurci – Yıldız Teknik Üniversitesi Mehmet Sankır – TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mustafa Öksüz – Yalova Üniversitesi Nevzat Artık – Ankara Üniversitesi Nurseli Uyanık – İstanbul Teknik Üniversitesi Yusuf Menceloğlu – Sabancı Üniversitesi
Pano : GAPLASDER’den Valiliğe ziyaret
24
• Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Barbaros Demirci
Pano:
PLASTEURASIA sektörü buluşturdu
• Editör Mehmet Pala • Yayın Sorumlusu Erol Türker • Editoryal Hazırlık Mediaetik İletişim Ajansı
64
• Grafik Tasarım Burak Çetiner – Pusula Basım Tel: 90 212 671 8303
Pano:
Kompozit Sanayicileri 2015 Kompozit günlerine hazır
26 Pano: Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık: Plastik sektörü daha fazla desteklenmeli
68
• Reklam Koordinatörü Meriç Gezici • İletişim İstanbul Ticaret Sarayı, No:333 Giyimkent – İSTANBUL Tel: 90 212 438 2619 Faks: 90 212 438 1593 www.plasfed.org.tr plasfed@plasfed.org.tr
Söyleşi: Işılplast Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Işıldar:
• Baskı Ümit Matbaacılık Tel: 90 212 565 4269
Firmalar belirli bir odak seçmeli, o alana yoğunlaşmalı
Dergi T.C. yasalarına uygun yayınlanmaktadır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve tüm grafiklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
6
Atlas: İtalya: Türkiye’nin en önemli dış ticaret partnerlerinden biri
PLASFEDDERGİ
30-50
PlaSTK: Derneklerden Mesajlar
18 Pano:
Hampetrol fiyat düşüşü plastik hammaddeye yansımayabilir
28 Pano : Plastik sektörü girişim başlattı, bazı hammaddelerde fiyatlar geriledi
74 Söyleşi: Mehmet Ali Aslan: Türkiye’nin ilk özel organize sanayi bölgesi ilgi görüyor Plastik sektörü Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyor
8
12
Pano :
PLASFED Raporu: Türkiye PET resin pazarında global bir oyuncu olacak
21
Pano : PLASFED Yönetim Kurulu üye derneklerin illerinde toplanacak
23 Pano : ZÜCDER, sektörün envanterini çıkarıyor
Pano: Çukurova PLASDER ilk organizasyonuna başladı
43
34
Pano: Türk plastik sektörü yerli otomobile hazır
Pano : APSD: Ankara Plastik Sanayicileri kümelenmeye yoğunlaştı
86
80
From the Industry (Eng): Turkey’s PVC market will continue to grow
92
Endüstriden: PLASFED Genel Sekreteri Barbaros Demirci
Türkiye PVC pazarı büyümeye devam edecek
Breaking News: News In English
7
PLASFEDDERGİ
PANO
Türkiye PET resin pazarında global bir oyuncu olacak PLASFED, plastik sektörüne yönelik detay analiz çalışmalarına PET (polietilen tereftalat) raporunu da ekledi. Türkiye PET Pazarı-2013 başlığını taşıyan ve PET’e ilişkin bütün detayları kapsayan raporda, “Halen süren yatırımlarının tamamlanması ile 2016 yılında PET Resin üretiminde 902 bin ton üretim kapasitesi ile global bir oyuncu olacaktır. Mevcut ve yeni tesislerin rantabl olabilmeleri için sektörün en az yüzde 70 kapasite kullanımı ile çalışmaları gerekecektir” bilgisine yer verildi. Türkiye’nin 902 bin ton kurulu kapasiteye karşılık, 2016 yılında ulaşacağı fiili üretim miktarının da 586 bin ton dolayında tahmin edildiği kaydedildi. Rapor, PLASFED Genel Sekreteri Barbaros Demirci tarafından hazırlandı.
PLASFED, Türkiye PET pazarının büyümesini sürdüreceğini ve mevcut yatırımların tamamlanmasıyla 2016 yılı itibariyle kurulu kapasite olarak PET resin alanında küresel oyunculardan biri haline geleceğini açıkladı. PLASFED Genel Sekreteri Barbaros Demirci tarafından hazırlanan Türkiye PET Pazarı-2013 raporu yayınlandı. PLASFED, plastik sektöründe yoğun olarak kullanılan hammaddelere yönelik raporlar yayınlamayı sürdürdü. Raporda, 2016 yılında Türkiye’nin PET resin kurulu kapasitesinin 902 bin tona erişeceği, fiili üretimin de 586 bin ton dolayında olacağı tahmini yer aldı. Türkiye’nin global düzeyde etkin olmasına yönelik beklentiye yönelik olarak analizde; “1980-90’ lı yıllarda moda olan her şeyin uzak doğuda üretilmesi fikri şimdi geri dönmekte
ve lokal üretimler tekrar önem kazanmaktadır. Zira firmalar voladitenin çok yüksek olması nedeniyle Çin’den 3 ayda gelecek bir ürüne bağlı olmak yerine lokal üreticiden almak istemektedir. Bu nedenle Türkiye de PET üretimi konusunda önemli bir üs olmaya adaydır. Avrupalı üreticilerin düşük kapasite kullanımları ve yaşanan bazı finansal sorunlar nedeniyle Avrupa’da PET üretiminde de konsolidasyon beklenmektedir. Bu arada AB ile ABD arasında serbest ticaret anlaşması bitirilmek üzeredir. Kuzey Amerika 2 yıl içinde PET konusunda da net ihracatçı konuma gelecektir. Sonuç olarak bu şartlar altında Türkiye’deki PET pazarı sağlam bir şekilde ayakta kalacaktır” görüşüne yer verildi. Raporda, 2013 yılı itibariyle Türkiye PET resin kullanılan sektörlerde 1,5 milyar dolarlık ihracat yapıldığı ve iç pazarın da 13 milyar dolarlık bir potansiyele eriştiği kaydedildi. Dünyada toplam PET tüketiminin 2013 yılı sonunda 19,7 milyon ton olarak gerçekleştiği buna 8
karşılık kurulu kapasitenin de 29,4 milyon ton olduğu, 9,7 milyon tonluk fazla kapasitenin 4,4 milyon ton ile yarısını Çin’de bulunduğu belirtildi. Çin’in, yıllık 2 milyon ton dolayındaki ihracatına rağmen kapasite kullanımının, PET resin işletmeleri için rantabl çalışma düzeyi olan yüzde 70’in altında olduğu kaydedildi. AB ülkelerinde ise 2,5 milyon tonluk talebe karşı 2,9 milyon tonluk bir üretimi bulunduğu bilgisi raporda yer aldı. Raporda, gelecek döneme ilişkin yapılan analizde de Türkiye’nin 2013 yılında 243 bin ton olan üretiminin, 2016 yılında 586 bin tona erişeceği beklentisine yer verildi. Bunun olabilmesi için kurulu kapasitenin yüzde 70’inin kullanılması gerektiği hatırlatılan analizde, yurt içi talebin yıllık ortalamada yüzde 5 oranında artacağı varsayımı altında, 2016 yılı itibariyle yüzde 70 kapasite kullanılması için üretimin en az yüzde 20’sinin ihraç edilmesi gerekeceği, yurt içi talebin de sadece yüzde 9’unun ithalatla karşılanması gerekeceği vurgulandı.
PANO
cek seviyede olduğu, Köksan firmasının ikinci hat yatırımı ile 2016 yılında üretim kapasitesinin 432 bin tona ulaşacağı belirtildi. Diğer devam eden yatırımlar olan; Polyflex’in 2014 sonunda, 200 bin tonluk yatırımı tamamlayacağı ve böylece 2016 yılında Türkiye’nin şişe tipi PET Resinde toplam 782 bin ton kapasiteye ulaşacağı kaydedildi.
PET Resinlerde Arz – Talep Gelişim Tahmini (Bin ton) 2013
2014
2015
2016
CAGR %
Kapasite
486
486
686
902
23
Üretim
243
340
480
586
34
İthalat
260
197
99
44
-44
İhracat
61
73
92
119
25
442
464
487
512
5
İhracat / Üretim
25
22
19
20
İthalat / İç Talep
59
42
20
9
Yurtiçi Talep
Sasa ve Polyfleks’in 110.000 ton kapasite ile tekstil ve film tipi PET resin imalini kendi ihtiyaçlarında kullanmayı sürdürdüğü hatırlatılan raporda, diğer küçük firmaların da 10 bin ton/yıl üretimleri bulunduğu hatırlatıldı. Bu veriler ışığında 2016 yılında Türkiye’de toplam PET Resin üretim kapasitesinin ( şişe, tekstil ve film ) 902 bin ton olacağı hesaplandı.
TOPLAM PET Resin Üretiminde Mevcut ve Beklenen Kapasite ( Ton / Yıl ) MEVCUT KAPASİTE
SÜREN YATIRIMLAR
TAHMİNİ KAPASİTE 2016
Şişe Tipi PET Resin
366.000
416.000
782.000
Tekstil Tipi PET Resin
120.000
-
120.000
TOTAL RESİN
486.000
416.000
902.000
Kaynak : Firmalar
Mevcut durum Raporda, Türkiye’de şişe tipi PET Resin ( Polieetilen tereftalat ) üretiminin Artenius
PLASFEDDERGİ
Turkpet, Meltem Kimya ve 2013 yılı sonunda devreye giren Köksan tarafından devam ettiği belirtildi. Bu şirketlerin kurulu kapasitesinin yıllık 360 bin ton şişe tipi PET resin üretebile-
Raporda, PET resin talebinin geçen 5 yılda düzenli olarak arttığı ve gelecekte de artma eğilimini sürdüreceği bilgisi verildi. Toplam üretimin yüzde 75’inin şişe tipi, yüzde 25’inin de tekstil-film tipi olduğu belirtilen raporda, kapasite kullanım oranının 2012 yılında yüzde 86 olduğu, 2013 yılı sonunda da bazı yine yatırımların üretime başlaması nedeniyle yüzde 84’e indiği hatırlatıldı.
Stoktan Teslim Yeni SRC ServoTech Enjeksiyon Makineleri
YENİ JENERASYON ENERJİ TASARRUFLU ENJEKSİYON MAKİNELERİ 60 - 2100 Ton ServoTech Serisi Saraç Plastik Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş. Mecidiye Mah. Ağrı Cad. Selçuk Sk. No.1 34920 Sultanbeyli - Istanbul / Turkey T:+90 216 419 47 32 (pbx) F:+90 216 419 06 60 src@sarac.com www.sarac.com
9
PANO
PLASFEDDERGİ
PET Resin Kullanılan Başlıca Sektörlerin Yaklaşık İhracat ve İç Pazar Potansiyeli İhracat Potansiyeli Milyon $
İç Pazar Potansiyeli Milyon $
Dondurulmuş Sebze- Meyve
120
200
Bitkisel Yağlar
300
3.650
Meyve Suları
150
2.300
Domates Salçası
150
350
Kozmetik, Deterjan, Muhtelif Kimyasallar
700
3.000
Fotoğraf – Rontgen Filmleri
15
500
Ambalajlı Su
20
2.300
1.455
12.300
PET Kullanılan Başlıca Sektörler
TOPLAM yılı sonunda 393 milyon dolara karşılık gelen 260 bin tona eriştiği vurgulanan PLASFED raporunda, şişe tipi PET resine ihracatının daha hızlı arttığı, film ve tekstil tipi PET resin ithalinin 5 yıllık dönemde miktar bazında yüzde 5,8, değer bazında da yüzde 7,3 oranında gerilediği kaydedildi.
Dış ticaret Türkiye’nin PET resin ithalatı 2008 – 2013 döneminde miktar bazında yıllık yüzde 8,3 ile 7,7 aralığında artış gösterdiği ve 2013
İhracatta ise her iki PET resin tipinde de büyüme görüldüğü ve toplamda miktar bazında yüzde 14,5, değer bazında da yüzde 15,3 oranında ortalama artış tutturulduğu vurgulandı. 2013 yılı sonu itibariyle ihracatın 106 milyon dolar ve 61 bin ton olarak belirlendiği açıklandı. Türkiye’nin 2013 yılı sonu itibariyle ihracat birim fiyatının 1730 dolar/ton olduğu,
ithalat birim fiyatının ise 1509 dolar/ton olduğu belirlendi.
Hammaddede dışa bağımlılık PLASFED raporunda, PET’in ( polietilen tereftalat ) termoplastik polyster reçine olduğu ve başlıca hammaddelerinin PTA ( Saf Teraftalik Asit ) ve MEG ( Mono Etilen Glikol ) olduğu hatırlatılarak, üretiminde az miktarda da IPA ( İztopik Asit ) ilave edildiği kaydedildi. Talebi hızlı artan PTA ile az artan MEG’in Türkiye’deki tek üreticisinin Petkim olduğu hatırlatılan raporda, bu ürünlerin yurt içi tüketiminin ihtiyacı karşılamaması nedeniyle, ithalatla karşılanma oranlarının sırasıyla yüzde 84 ve yüzde 72 seviyesinde olduğu kaydedildi.
Türkiye PET pazarı büyüyecek Raporun son bölümünde, Türkiye pazarının büyümesine yönelik bir analize de yer verildi. Bunun nedenlerinin sıralandığı raporda, PET ürün kullanan bütün sektörlerde büyüme eğiliminin gözlendiği hatırlatıldı. “PET resinin, hafif ve dayanıklı olması nedeniyle Türkiye’de kullanım yelpazesi giderek genişlemektedir” denilen raporda, gıda, kozmetik-ev kimyasalları, fotoğraf-röntgen filmi, tekstil, plastik levha, kablo, emniyet kemeri, plaka gibi çok geniş bir alanda kullanıma sunulduğu hatırlatıldı. Kaynak : TUİK
PET Resin Arz – Talep Dengesi ( 1000 Ton ) (Mevcut Durum) 2013
CAGR %
2008
2009
2010
2011
2012
Üretim
216
221
224
230
232
243
2,4
İthalat
175
173
219
235
208
260
8,3
İhracat
31
34
49
41
32
61
14,5
360
360
394
423
409
442
4,2
İhracat / Üretim
14
15
22
18
14
25
İthalat / İç Talep
49
48
56
56
51
59
Yurtiçi Talep
10
PANO
PLASFEDDERGİ
Züccaciye sektöründe TOBB Sektör Meclisi ve Federasyon heyecanı
ları sektöründe porselen, seramik, cam, plastik,
Açıklamada, “Mikro düzeyde bireysel
Türkiye’nin önemli sektörle-
çelik eşya, elektrikli ev gereçlerinden hediyelik
üyesinden, makro düzeyde sektörün bütünü-
rinden olan züccaciyede iki önemli
eşyaya kadar çok çeşitli ürün grubunda faaliyet
ne, etki alanı çok daha geniş bir kesime hitap
gösteren üretici, ihracatçı, ithalatçı ve peraken-
edecek ve sektörün kamuoyunda en güçlü
deci firmayı kavradığı hatırlatıldı.
temsilcileri olacak EVFED-Ev ve Mutfak Eşya-
örgütlenme çalışması son aşama-
ları Federasyonu üyelerimize, sektörümüze ve
ya geldi. ZÜCDER’den yapılan açık-
Bu yapısıyla ve 430 üyeyle sektörün tek
lamada, Ev ve Mutfak Eşyaları Fe-
çatı kuruluşu konumuna gelindiği belirtilen
derasyonu EVFED kurulma kararı
ihtiyaç bulunduğu belirtilerek, “Aynı sektörde
alındığı duyuruldu. Sektörün uzun süredir üzerinde çalıştığı TOBB
açıklamada, bütün sektörün üst yapılanmasına farklı uğraşlar içerisindeki üyelerimizden olu-
ülkemize hayırlı olsun” denildi.
TOBB Sektör Meclisleri kapsamında Züccaciye Sektör Meclisi de kuruluyor
şan bu birliktelik, Türkiye ekonomisinde önemli bir yer tutan züccaciye sektörünün ortak amaç-
Öteyandan, Türkiye Odalar ve Borsalar
Sektör Meclisi de kurulma aşama-
larını korumak ve sektörün gelişimini sağlamak
Birliği (TOBB) bünyesindeki Türkiye Sektör
sına geldi.
amaçlarıyla hareket etmektedir. ZÜCDER, bir
Meclislerinde, istikrarlı bir şekilde büyüyen ve
federasyon kurma fikrini hayata geçirmekte
her yıl cari fazla veren ender sektörlerden biri
öncülük etmektedir. Bu kapsamda 1 yıldır ya-
olan Züccaciye Sektörümüzün de temsil edil-
pılan çalışmalar çerçevesinde Ev ve Mutfak
mesi amacıyla ZÜCDER tarafından yürütülen
Eşyaları Federasyonu-EVFED kurulmaktadır”
çalışmaların son aşamaya geldiği duyuruldu.
denildi.
Yapılan açıklamada, “Züccaciye Sektör Meclisi”
Züccaciye sektöründe iki önemli üst sivil toplum örgütlenmesi son aşamaya geldi. Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonunun kuruluşu için 5 dernek anlaştı. Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) ev ve mutfak eşya üreticilerini kapsayan Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu kurulma çalışmalarının başladığını açıkladı. ZÜCDER tarafından Başkan Ömer Ertuğrul Erdoğan imzasıyla yapılan açıklamada, sektörde faaliyet gösteren 5 derneğin federasyonlaşma kararı aldığı kaydedildi. Açıklamada, ZÜCDER’in 2004 yılın-
adı altında TOBB yapılanması içinde bir sektör EVFED’e, ZÜCDER’in yanısıra, Plastik Sa-
meclisi
oluşturulmasının
gerçekleştirilece-
nayicileri Derneği (PAGDER), Endüstriyel Mut-
ği kaydedildi. Açıklamada, “Züccaciye Sektör
fak, Çamaşırhane Servis ve İkram Ekipmanları
Meclisi”nin başarılı işlere imza atmasını ve
Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD)
sektörümüze, iş dünyasına ve ülkemize hayırlı
Mobilya Sanayi İşadamları Derneği (MOBSAD)
olmasını diliyoruz” denildi. Sektör meclisi bün-
İSTOÇ İş Adamları Derneği’nin (İSTOÇDER) üye
yesinde çalışma yürütecek firmaların isimleri
olduğu belirtildi.
de TOBB’a bildirildi.
da kurulmasının ardından, ev ve mutfak eşya11
PLASFEDDERGİ
PANO
PLASFED Yönetim Kurulu üye derneklerin illerinde toplanacak
PLASFED Genişletilmiş Yönetim Kurulu toplantısında, örgütlenme, sektörün bölgesel işbirlik ve dayanışmasını artırma ile 2016’da yapılacak PLASTECH fuarına katkının güçlendirilmesi için, üye derneklerin illerinde PLASFED Yönetim Kurulu Toplantısı yapılması kararlaştırıldı. PLASFED, sektör savunuculuğu ve sektör faydalarının güçlendirilmesi amacıyla, vergi, gümrük, harç gibi uygulamalara yönelik rekabet avantajı sağlayacak girişimlerini hızlandırma kararı aldı. PLASFED Yönetim Kurulu toplantısında, konuklarla birlikte üçüncü kuruluş yıldönümü için yaptırılan pasta da kesildi.
PLASFED Yönetim Kurulu çeşitli illerde toplanacak EGEPLASDER ile birlikte yürütülecek PLASTECH fuarına ilişkin gelişmeler ve organizasyon için atılması gereken adımlar da toplantıda değerlendirildi. Bu kapsamda, katkı verecek üye derneklerle birlikte yürütülecek işlemlere yönelik detay uygulamalar gözden geçirildi. Toplantıda, PLASFED Yönetim Kurulla-
PLASFED Genişletilmiş Yönetim Kurulu
KAYPİDER Başkanı Yusuf Özkan da söz alarak
toplantısı Plast Eurasia 2015 vesilesiyle İstan-
bölgesel ve genel plastik sektörü gelişmelerini
bul TÜYAP’ta gerçekleştirildi. Toplantıya, üye
yorumladılar.
dernekler yanında sektör paydaşları PAGEV ve Kauçuk Derneği temsilcileri de katıldı.
Yönetim Kurulu, gündemindeki önemli konuları değerlendirdi. Toplantıda, ZÜCDER’in
Toplantıda konuşan PLASFED Başkanı
PLASFED’e üyelik kararından duyulan mem-
Selçuk Aksoy, devam eden çalışmalar hak-
nuniyet dile getirildi ve örgütlenme çalışma-
kında bilgi verdi. Aksoy, plastik hammadde
larının hızlanması ve yaygınlaşmasına yönelik
ithalinde sağlanan avantajlar, sektörün örgüt-
girişimlerin yaygınlaştırılması, sektör paydaş-
lenmesine ilişkin yapılan çalışmaları anlattı.
ları ve diğer potansiyel-muhtemel üyelerle
Toplantıda, BURPAS Başkanı İlker Biliktü ve
temasın güçlendirilmesi kararı alındı. 12
rının, PLASTECH fuar tanıtımını da içerecek şekilde, üye derneklerin bulunduğu illerde yapılması kararlaştırıldı. Buna yönelik takvim ve planlama çalışması da başlatıldı. PLASTECH fuarının iki yılda bir yapılmasına yönelik görüş alış verişi ve yapılmadığı yıllarda Gaziantep’te bir fuarın yapılması yönündeki fikir de gündeme alındı. Sektör sorunlarının ve önceliklerini belirlenmesine yönelik olarak, daha önce PAGDER tarafından yapılan çalışmanın yenilenmesi konusu da PLASFED Yönetim Kurulunda gündeme alınan bir başka konu oldu.
PANO
PLASFEDDERGİ
kında bilgi verdi ve PLASFED-ICIS ortaklığında düzenlenen “ Türkiye Polimer Konferansı “ ile ilgili bilgi paylaşımı yapıldı. Uni Credit Bank, EMDC,
Euro-Mediterranean
Development
Center, Milano-Vicenza Ticaret Odaları işbirliği ile yapılan ikili iş görüşmelerinin sonuçlarına ilişkin bilgi paylaşımı yapıldı. Federasyon işleyişine yönelik idari konular da toplantıda değerlendirildi.
Üçüncü yaş pastası kesildi Plastik sektörü şemsiye kuruluşu olarak sektörü güçlü temsilde önemli bir adım atan PLASFED’in üçüncü kuruluş yıldönümü nede-
Sektör savunuculuğu güçleniyor PLASFED’in ana faaliyet konularından
niyle konuklarla birlikte üçüncü yaş pastası
gündem maddesi de tartışıldı.
kesilerek kutlandı. Genişletilmiş Yönetim Ku-
PLASFED Yönetim Kurulu genişletilmiş toplantısında, üye dernekler çalışmaları hak-
olan sektör savunuculuğu ve sektör çıkar-
rulu Toplantısına, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Başkan Yardımcısı Ahmet Meriç, Kauçuk Derneği’ni temsilen de Nalan Kaya katıldılar.
larının geliştirilmesine yönelik çalışmalar da yönetim kurulunda karara bağlandı. Bu kapsamda, organize sanayi bölgelerindeki arsa ve fabrikalardan belediyelerce alınan emlak vergisinin sektör lehine kolaylaştırılması, ihraç kayıtlı yapılan ithalatlardan ülke gözetmeksizin alınan gümrük vergisi sorunun çözümüne yönelik girişim başlatıldı. Bazı televizyon kanallarında rastlanan plastik malzemelere yönelik yanlış haberlere yönelik başlatılan girişime yönelik bilgi verildi ve gözden geçirme çalışması da yapıldı. Plastik sektörünün maliyetlerini düşürecek çalışmalardan biri olan TSE laboratuvar altyapısının AR-GE çalışmalarında sektöre açılmasına yönelik yapılan talep hakkında da bilgi verildi. Plastik sektörünün rekabet gücünün artırılması ve sektörün gelişmesi amacıyla, sektörde faaliyet gösteren firmaların mevcut faaliyet alanları ile kapasitelerinin kavranması ve bir ihtiyaç analizi-tamamlayıcılık çalışması
PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, PAGEV Öğrenci-Sanayici Buluşmalarının konuğu oldu PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, Halkalı PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri için düzenlenen Öğrenci-Sanayici Buluşmaları toplantısına konuk oldu. Geçmiş dönem PAGEV Başkanlığı’nı da yürüten Selçuk Aksoy, yaklaşık 300 öğrencinin izlediği konferansında, plastik sektörünün gelecek 25 yıllık döneme “imza atacağını” belirtti. İyi eğitimli gençlere sektörde geniş iş olanakları bulunduğunu kaydeden Aksoy, öğrencilere dünyadaki sektörel gelişmeleri takip etmelerini ve en az bir yabancı dili mutlaka öğrenmelerini ve sektör şirketlerinde mutlaka stajyer olarak çalışmalarını tavsiye etti. Selçuk Aksoy, akademik eğitimle elde ettiği birikimleri kendi aile şirketleri (Aksoy Plastik) içinde çalışarak daha da geliştirdiğini vurguladı. PAGEV’in yürüttüğü çalışmaların diğer sektörlere de örnek teşkil ettiğini vurgulayan Selçuk Aksoy, eğitim ve plastiğe yönelik olumsuz algılara yol açan bilgi kirliliğine karşı bütün sektör kuruluşlarının çalışma yürüttüğünü anlattı. Öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Aksoy, plastik sektörünü seçmesinin nedenini soran bir öğrenciye, “sürekli gelişimlere açık ve etkileşim halinde bulunduğu diğer sektörlerinde gelişimine katkı sağlamakta olan bir sektörün içinde bulunmasının kendisine her zaman için artı değerler katabileceğine inandığım için” yanıtını verdi. Konferansta PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu da bir konuşam yaparak, geçmişte iki dönem PAGEV Başkanlığı Yürüten Selçuk Aksoy’un iki dönem yaptığı başkanlık görevi sırasında konferansın yapıldığı Halkalı PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin inşasının başladığını hatırlattı. Yavuz Eroğlu, konferansın ardından Selçuk Aksoy’a teşekkür plaketi verdi.
yapılarak, olası üretim ve hizmet konularının ortaya konulması ve bu yolla yatırımların özendirilmesine yönelik bir çalışma da toplantıda tartışıldı. Toplantıda, İzmir Ticaret Odası’nın PVC, akrilik, metal ve alüminyum malzemelerin; kesiminde, şekillendirilmesinde, dijital ve serigrafi baskısında oluşabilecek fire ve zayiat oranları” ile ilgili olarak istemiş olduğu PLASFED görüşlerinin oluşturulmasına yönelik
13
PLASFEDDERGİ
PANO
GAPLASDER Yönetim Kurulu Gaziantep Valisi Erdal Ata’yı ziyaret etti
“Sektörümüzü dünya ile entegre etmek istiyoruz”
GAPLASDER Yönetim Kurulu üyeleri, Gaziantep Valisi Erdal Ata’yı ziyaret etti. Vali Ata görüşmede, sanayicilere teşekkür ederek, daha yüksek katma değerli üretim için çalışılması gerektiğini vurguladı. GAPLASDER Başkanı Murat Kökoğlu da Gaziantep’in plastik ve kimya sektöründe güçlü bir konumu bulunduğunu, sektörün dünya ile entegre olması için ellerinden gelen çabayı sürdüreceklerini vurguladı.
merkezlerinden birisi haline getirme hedefimiz var” diye konuştu. Vali Erdal Ata da Derneğin hayırlı olmasını dileyerek, “Üretime ve istihdama yaptığınız katkılardan dolayı sizleri tebrik ediyorum. Katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz lazım. Türkiye’de üretilen ürünlerin ihraç fiyatının or-
Güneydoğu Plastik ve Kimya Sanayicileri
bir yapıda olduğunu vurguladı.
Derneği GAPLASDER Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kökoğlu, Gaziantep’in plastik ve kimya
Kökoğlu, plastik ve kimyanın hem mamul
sektörü açısından kümelenmenin iyi örnekle-
olarak kendisinin, hem de girdi olarak değer-
rinden birini sunduğunu söyledi. GAPLASDER
lendirildiği diğer sektörlere üretim ve ihracat
Yönetim Kurulu Üyeleri, Murat Kökoğlu Baş-
gücü sağladığını, istihdam ve katma değer
kanlığındaki heyetle Gaziantep Valisi Erdal
açısından Türkiye’de en önemli sektörler ara-
Ata’yı ziyaret etti. Ziyarete, Başkan Yardımcıları
sında yer aldığını kaydederek, hedeflerinin
Selçuk Yıldırım ve Serkan Ünverdi, Yönetim Ku-
plastik ve kimyada çok daha fazla katma de-
rulu üyeleri Murat Doğan Ercan, Emre Nakiboğ-
ğeri olan ürünler üretmek olduğunu vurgula-
lu ve Salih Bilecen de katıldı.
dı. Kökoğlu, “Bölgedeki tüm firmaları da kucak-
Ziyarette, derneğin kuruluş işlemlerinin
layarak, onların sesini
tamamlanarak faaliyetine başladığını belirten
duyurmak ve dünya ile
Kökoğlu, Gaziantep’in plastik ve kimya sektö-
entegre hale getirmek
ründe çok önemli bir üretim merkezi olduğu-
istiyoruz.
nu belirtti. Dernek üyeleri arasında sektörün
teknolojik olarak ken-
en büyük kapasitesine sahip firmalarının da
dilerini yenilemelerine,
bulunduğunu, hatta dünya ölçeğinde önemli
gelişmelerine ön ayak
büyüklüklere ulaşan bir üretimin sözkonusu
olmak istiyoruz. Burayı
olduğunu belirten Kökoğlu, Gaziantep’in sek-
dünyanın bilinen en bü-
törel kümelenme açısından örnek gösterilecek
yük ve en önemli plastik 14
Üyelerimizin
talama 1,5 dolar, Almanya’da 4,5 dolar olduğu söyleniyor. Kullandığımız cep telefonun 100 gram ağırlığı var ama fiyatı 1000 dolar. Bunda kullanılan cam, plastik ve metalin değeri 17 dolar olduğu söyleniyor. Yani 17 dolarlık bir hammaddeyle bin dolarlık bir değer yaratılıyor. Bunu da içindeki teknoloji ve yazılım oluşturuyor. Bizim hedefimiz de bunlar olmalı. Bunu da ancak eğitimle ve eğitimin kalitesini arttırarak sağlarız diye düşünüyorum” diye konuştu.
PLASFEDDERGİ
PANO
Ekstrüzyonun Yaşayan Efsanesi Türkiye’ye geliyor Eğitim faaliyetlerini yoğunlaştıran PAGDER, ekstrüzyon alanında dünyanın en saygın isimlerinden biri olan Chris Rauwendaal semineri organize edileceğini açıkladı. Seminer, 8-9 Nisan tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek. Rauwendaal, yüksek maliyetli sorunların tanımlanması ve çözümüne yönelik bilgileri seminer kapsamında gerçek olaylara bağlı olarak anlatacak. PAGDER, ekstrüzyon alanında dünyanın en saygın kişilerinden olan ve kitapları ders kitabı olarak da kullanılan Chris Rauwendaal’in İstanbul’da bir seminerinin organize edileceğini duyurdu. PAGDER’den yapılan açıklamada seminerin, 8-9 Nisan 2015 günlerinde yapılmasının planlandığı kaydedildi. Seminere ilişkin verilen bilgide, Chris Rauwendaal’in tüm dünyadaki plastik işleme makineleri üreticileri için bir başvuru, referans kaynağı sayıldığını belirterek, kitaplarının Türkiye dahil birçok ülkede ders kitabı olarak da okutulduğu, dünya çapında, 200’e yakın seminer / konferans verdiği kaydedildi. Açıklamada, “Ekstrüzyon süreçlerinde yaşanan sorunların hızlı ve efektif olarak çözümüne yönelik konuların işleneceği semi-
nerin yerli makine üreticilerinin gelişimleri-
akış şemaları, kılçık diyagramları gibi sistema-
ne katkısı büyük olacaktır. Seminerin hedef
tik sorun gidermeyi destekleyen teknikler an-
kitlesi, ekstrüzyon ve kompaund operasyon
latımı, makineyle ilgili çeşitli sorunların tartışıl-
müdürleri, ekstrüder operatörleri, makine
masının gerçekleştirileceği vurgulandı.
mühendisleri, kalite ve kontrol personelleridir. Chris Rauwendaal tarafından Türkiye’de se-
İkinci oturumda ise ilk önce polimer deg-
miner verilmesi Avrupalı plastik işleme makine
radasyonu konusu kapsamında, temel bozun-
üreticileri nezdinde prestijli bir iştir. Semine-
ma tipleri, ekstrüzyon süreçlerinde bozunmayı
re sadece ülkemizden değil başta Almanya,
azaltmaya yönelik önlemlerin işleneceği, takip
Avusturya, İtalya, İsviçre olmak üzere tüm
eden kısımda ise gerçek ekstrüzyon sorunla-
Avrupa’dan, Rusya, Ukrayna, Türki Cumhuri-
rının; ekstrüzyon düzensizlikleri kategorileri,
yetler, İran, Suudi Arabistan, Çin, Hindistan ve
her bir düzensizlik sırasında alınabilecek muh-
Körfez ülkelerinden de plastik işleme makinası
temel çözüm yolları, ele alınacağı anlatıldı.
sektöründe faaliyet gösteren temsilcilerin katılımını beklemekteyiz“ denildi.
Seminerin son bölümünün ise gerçek
PAGDER açıklamasında, Rauwendaal’in
sorunlara karşı örnek olay çalışması yapılaca-
seminerleri için ABD ve Avrupa’ya gidildiği ha-
ğı belirtilerek, bu bölümün kapsamı, “Seminer
tırlatılarak, geniş katılım imkanı sağlamak üze-
sırasında gerçek problemlerin adres göste-
re, yurtdışı seminer fiyatlarından daha ucuz
rilmesi amacıyla, katılımcıların seminere eks-
bir bedel belirlendiği, seyahat masraflarının da
trüzyon süreçlerinde yaşadıkları problemleri
İstanbul ile sınırlı olması nedeniyle, İstanbul ve
bilerek gelmeleri önerilir. Katılımcılar tarafın-
İstanbul dışından çok sayıda sektör mensubu
dan seminer sırasında tartışılması istenen
için iyi bir fırsat sağlanmaya çalışıldığı kayde-
spesifik sorunların etkinlik tarihinden önce
dildi.
iletilmesi durumunda seminer içeriğine ve su-
Eğitim akışı PAGDER açıklamasında eğitimin, ekstrüder ile çalışan teknik personelin sorun giderme becerilerini geliştirmek amacını taşıdığına kaydedildi. Yüksek maliyetli ekstrüzyon sorunlarının efektif ve sistematik bir şekilde çözülmesi gerekliliği hatırlatılan açıklamada, seminerin ilk oturumunda bu konunun işleneceği, takip eden bölümlerde de beyin fırtınası,
16
numuna eklenebilir” denildi.
Seminer Konuları 1. Verimli Sorun Giderme için Gereksinimler • Araç - gereç • Süreci anlama • Tarihsel veri toplama • Teçhizat durumu • Hammadde bilgisi
PANO 2. Sorun Giderme Araçları • Sıcaklık ölçüm cihazları • Veri toplama sistemleri • Mikroskopi • Termokromik malzemeler • Termal analizler * DTA ve DSC * TGA * FTIR * TMA * Tork reometre * Diğer termal tanımlamalar
3. Sistematik Sorun Giderme • Değişim ile atılım sorunu karşılaştırması • Sorun giderme teknikleri * Beyin fırtınası oturumları * Akış şemaları * Kılçık diyagramları • Makineyle ilgili problemler * Sevk sistemi * Besleme sistemi * Isıtma ve soğutma sistemi * Aşınma sorunları • Vida bağlama * Vida bağlama mekanizması * Vida bağlama problemleri çözümü
4. Polimer Degradasyonu
PLASFEDDERGİ
7. Jel Problemleri
• Termal bozunma • Mekanik bozunma • Kimyasal bozunma • Sıcaklık etkisi ve kalış süresi • Ekstrüzyonda erime sıcaklıkları • Ekstrüzyonda kalış süreleri • Bozunma problemleri çözümü
• Jeller nasıl ve nerede üretilir • Polimerizasyonda üretilen jeller • Ekstrüzyon prosesinde üretilen jeller • Jeller nasıl ölçülür • Jel problemlerinin çözümü
8. Kalıp akışı problemleri • Erime kırılması • Kalıp öncesi kafada birikme • V- ya da W- kalıplar • Lekelenme ve renk bozulması • Kalıp çizgileri ve kaynak hatları • Kalıp akış problemlerinin çözümü
5. Ekstrüzyon Düzensizlikleri • Düzensizlik sıklığı * Yüksek frekans düzensizlikler * Vida frekans düzensizlikleri * Düşük frekans düzensizlikleri * Çok yavaş dalgalanmalar * Rastgele dalgalanmalar • Fonksiyonel düzensizlikler * Katı madde iletim problemleri * Erimeyle ilgili problemler * Eriyik iletme problemleri * Karıştırmayla ilgili problemler • Ekstrüzyon düzensizliklerinin çözümü
9. Çeşitli Ekstrüzyon Operasyonları • Şişirme film ekstrüzyonunda (Bodinözde sorun giderme ) • Levha ekstrüzyonunda sorun giderme • Boru ekstrüzyonunda sorun giderme • Profil ekstrüzyonunda sorun giderme
6. Hava Sıkışması
10. Örnek Olay Çalışması
• Hava sıkışma mekanizması • Hava sıkışmasından korunma • Sıkışan havanın giderilmesi
Seminer sırasında gerçek problemlerin tartışılması amacıyla, katılımcıların seminere ekstrüzyon süreçlerinde yaşadıkları problemlere dair hazırlıklı gelmeleri önerilir.
Türk Kompozit 2015 Kongre ve Sergisi 8-10 Ekim 2015’te Türkiye’nin kompozit teknoloji ve sana-
2015 kompozit sanayisine özgü üretim, işle-
yiinin buluşma noktalarından biri haline gelen
me ve uygulama metotları başta olmak üzere
Türk Kompozit 2015 Kongre ve sergisi 8-10
tüm kompozit sektörünü kapsayan etkinlikleri
Ekim 2015 günlerinde İstanbul’da yapılacak.
içerecek” denildi.
Kompozit Sanayicileri Derneği, etkinliğin duyurusunu ve konferans çağrısını yayınladı.
METYX Kompozit günleri yapıldı
Türkiye’nin Avrupa’nın 6. büyük üreticisi konumunda olması yanında en hızlı büyüyen pa-
Kompozit Sanayicileri Derneğinin des-
zarı olduğu belirtilen çağrıda, “Türk Kompozit
tekçileri arasında bulunduğu METYX Compo-
sites tarafından düzenlenen Kompozit Günleri 4. kez yapıldı. İstanbul’da 22-24 Ekim 2014 tarihleri arasında yapılan kompozit günlerinde, 3 gün süren etkinlikte çeşitli sektörlerden konusunda uzman kişiler kompozit endüstrisindeki son gelişmeler ve yeni üretim teknikleri sundu. Etkinlik kapsamında, Tunç Üstünel ve Uğur Üstünel’in açılış konuşmalarının ardından, Kompozit Sanayicileri Derneği üyesi TAI-TUSAŞ, ONUK-BG, Composite Integration, eCON Engineering, Arkema,Walter Mader, ve SARP Yacht firmalarından temsilciler sunuş yaptılar. Etkinlikte, RTM ve infüzyon eğitimi gerçekleştirildi. Kompozit Günlerinde firmalar info standlarıyla katılımcılara eriştiler.
17
PLASFEDDERGİ
PANO
Petrol fiyatları düşüşü gerçek, kalıcılığı ise tartışmalı
Dünya ekonomisini en yakından ilgilendiren emtia durumunda olan hampetrol fiyatları son yılların en ciddi düşüşünü yaşıyor. Düşüş süreci 8 haftayı geçti. Plastik sektörünün en önemli kaynağı olan ham petrole yönelik tartışmalar sürüyor. Ekonomik gerekçelerden, komplo teorilerine kadar bir dizi açıklama gündemde. Her şey bir yana, Türkiye gibi net ithalatçı olan ve yıllık 50-60 milyar Dolar arasında enerji ithal eden bir ülke için gelişmeler şimdilik “iyi” görünüyor. Ne var ki, ihracat pazarlarının bir bölümünde oluşacak gelir kaybı da çok etkili olmasa da negatif unsur. Plastik sektörü ise ham petrol fiyatı düşüşünün bir an önce hammadde fiyatlarına yansımasını bekliyor.
üretimlere büyük kaynaklar verildi. Gelişmiş ülkeler durdursa da ispatlanmış en önemli alternatif enerji kaynağı olan nükleer santrallere dönüş tekrar görüldü. Şu veya bu şekilde, fosil kaynakların sona ereceği bilindiği için bu yatırımları haklı kılan çok sayıda analiz hala mevcut. Dünyanın 2013 sonunda kanıtlanmış petrol rezervinin 1,8-2 trilyon varil arasında olduğu tahmin ediliyor. Bunun yüzde 72’si OPEC ülkelerinde bulunuyor. OPEC dışı ülkelerin rezervi ise 380 milyar varil. Rusya ise
Dünya, yakın zamandaki en ciddi emtia
gelirlerinin refahını süren Rusya ve İran’ı ce-
fiyatları tartışmasını sürekli petrol üzerine
zalandırmak istediği yönünde. Diğeri ise yine
yaptı. Varil fiyatı 130 dolak sınırına dayandığı
Ortadoğu ülkelerinin ABD’nin kayagazı-pet-
dönemde de yoğun biçimde tartışıldı, bugün-
rolü girişimlerini baltalamak istediği yönünde.
lerde de 70-80 dolar aralığında dalgalandığı
Komplo teorilerine itibar edilmemesi gerekti-
günlerde de.. Fiyat düşüşüne yönelik ekono-
ğini söyleyenlerin kafasını karıştıran unsur ise
mik gerekçelerle yapılan açıklamalar şimdilik
Suudi Arabistan’ın “60 Dolarlar seviyesinde”
genel kabul görüyor. Dünya ekonomisinde
petrolün istikrar kazanmasına razı olmak zo-
toparlanma ihtimalinin zayıflığı, Çin’in petrol
runda kalacağı haberleri oldu.
talebinin beklenenden az olacağı, ABD’nin kendi petrol üretimini artırması gibi.
Buna
Dünya, son 20 yıldır hiç olmadığı kadar
karşılık, “komplo” teorileri ile örülmüş, filmlere
“alternatif enerji” kavramı üzerinde düşünme-
güzel senaryo çıkaracak teoriler de yok de-
ye başladı. Taşıt araçlarından, soğuk füzyona
ğil. Bunlardan ilki, Suudi Arabistan ve Körfez
kadar, geçmişte aşırı maliyetli görüldüğü için
destekli “batı blokunun”, son dönemde petrol
yavaşlatılan alternatif enerji kaynaklı araç ve
18
bazıları temkinli karşıladığı için farklı görüşler öne sürse de bütün petrol rezervlerinin yüzde 6’sını oluşturan 95 milyar varil rezervi bulunduğunu iddia ediyor. 2013 yılı sonu itibariyle dünyanın günlük petrol üretimi 32 milyar varil olarak gerçekleşti. Petrol fiyatlarını belirlemede en etkili yapı olarak görülen OPEC, 1960 yılında kurulduktan sonra 1970’li yıllarda etkisini kullanmaya başladı. 1973’te 3,29 dolar olan varil fiyatı, 1974’de 11,58 dolara kadar çıktı. 1980 yılında sorunlu dünyada ve savaşlı Ortadoğu’da 37 dolar görüldü. Soğuk savaşın bitmesinin ardından yeni petrol ülkelerinin ortaya çıkması ve kısmi olarak petrol satıp gelir elde etmek için
PANO
PLASFEDDERGİ
acele eden başta Rusya olmak üzere çok sayı-
kendi yerli petrolünde stokunun artması ve fi-
keyfini süren ülkelerin varil eşdeğer fiyatı 80
da ülkenin istikrarlı arzı sonucu 1999 yılı varil
yatların gerilemesiyle, bunun etkisinin Avrupa
dolarda başa-baş geldiği iddia edilen kaya
başına 18 dolarla geçildi.
borsalarına yansıması olarak görülen bir süreç
gazı-petrolünün üretilmesini sınırlamak için
ortaya çıktı.
fiyatları bunun altına çekmiş olduğu yönünde.
Bütün dünyanın büyüdüğü ve ekonomik
Birçok analistin tek başına ABD bir yana, OPEC
bir sıçrama dönemi olan 2000’li yılların ilk yarı-
ABD’nin petrol üzerindeki bir diğer ağır-
ile birlikte dahi petrol fiyatlarına bu denli bü-
sı da 55 dolar ile geçildi. Küresel krizin yaşandı-
lıklı rolü de, küresel kriz döneminde finans
yük bir müdahaleyi yapmasını imkansız görü-
ğı 2008 sonrası ise petrol 120 dolarlara kadar
kesimine ve dolayısıyla dünyaya neredeyse sı-
yor. Ancak komplo açıklamalarının ekonomik
çıktı.
nırsız olarak verilen doların artık verilmemeye
açıklamalardan daha keyifli olduğu ortada.
başlanacak olması ve Dünyadaki “dolarların” Gelişmiş ülkeler açısından bu çok ciddi
yavaş yavaş ABD’ye dönmesi sonucu dolarda
bir sorun gibi görülse de, bu ülkelerin aynı za-
yaşanan değer artışına bağlı açıklandı. Bu ku-
manda küresel petrol ve akaryakıt ticaretini ve
rala göre, dolar değerlenirse, petrol fiyatları
Türkiye açısından petrol fiyatlarındaki
bağlı ürünleri üreten şirketlere sahip olması
geri gider ve son dönemdeki düşüşün etken-
gerileme ilk etapta büyük bir rahatlama sağ-
nedeniyle bir şekilde bu fiyatlar tolere edilebil-
lerinden biri olarak ortaya konuldu.
layacak gibi görünse de bu düşük fiyatların
di. Üstelik, petrol fiyatlarından fazlaca yararla-
-Kısa vadede Türkiye ekonomisine etkisi
uzun süre devam etmesi bazı riskleri de içinde
nan Ortadoğu ülkeleri, Orta ve Güney Amerika
Petrol fiyatlarına yönelik olarak yürütü-
barındırıyor. Merkez Bankası Başkanı Erdem
ülkeleri, Rusya gibi ülkeler dünya ekonomisini
len ekonomik açıklamalarda ve analizlerde
Başçı, yıllık 50-60 milyar Dolar enerji ithal
büyütme rolünü üstlendiler. Türkiye, Hindis-
kaya gazı ve petrolünün rolü ile gelişmiş ül-
eden Türkiye’de, petrol fiyatlarındaki her 10
tan ve Çin gibi ülkeler ise zorlansalar da finan-
kelerin bir türlü büyümeye geçememesi ana
dolarlık düşüşün, 0,4 puan cari işlemler açığı-
sal piyasalardaki ucuzluk nedeniyle, gelişmiş
etken olarak görüldü. Petrolün kısa vadede 70
nı azalttığını vurguladı. Türkiye’nin yurt dışına
ülkelerin ve krizdeki ülkelerin en azından işle-
ile 80 dolar arasında kalacağına yönelik veriler
ödeyeceği hampetrol ve doğalgaz faturaların-
rini sürdürmesine yetecek kadar ithalat yap-
sunulurken bu kez şaşırtıcı biçimde OPEC’in
da düşüş olacak ve dolayısıyla daha az borç-
maya devam ettiler.
yönlendiricisi durumundaki Suudi Arabistan’ın
lanma ihtiyacı dahi ortaya çıkabilecek. 2017
60 dolar seviyelerine razı olabileceği belirtildi.
yılı sonunda bütçe açığını sıfıra doğru itmeye
Bu yıla gelindiğinde ise yeni bir dalga
Bu haberlerin neye dayandığı henüz bilinmi-
çalışan Türkiye için sevindirici haber.
ortaya çıktı. Krizden bu yana emtia fiyatları
yor ama OPEC’in “üretimi kısmayacağını açık-
üçüncü ağır şokunu yaşadı. Küresel büyümeyi
lama” dışında herhangi bir tavır almasını kimse
sırtlayan gelişmekte olan ekonomilerde peş
beklemiyor.
Buna karşılık, bazı riskler de yok değil. Türkiye’nin Avrupa’dan umudun kesildiği dö-
peşe büyüme hazları yavaşlamaya başladı.
nemde ihracatta pazar çeşitlendirme adına
Türkiye, Rusya, Brezilya son üç yıldır, Çin ve
Petrol fiyatlarındaki bu düşüş, ekono-
yöneldiği ülkelerin hemen hemen tamamı pet-
Hindistan ise son iki yıldır büyüme hızlarını
mi dışında açıklama yapmayı sevenleri de
rolden ve doğal gazdan para kazanıyor. Yine
kaybettiler. Avrupa’nın büyüme hızının sıfıra
memnun etmiş gibi görünüyor. ABD ve Suudi
müteahhitlerin en fazla iş aldığı ülkeler de aynı
yakın gerçekleşmeye devam edeceğinin anla-
Arabistan’ın, Rusya ve İran ve elbette ABD
ülkeler. Petrol fiyatlarının iyice riskli hale gel-
şılması, Japonya’nın küçülme ihtimali, Çin’in de
ile arası iyi olmayan Orta ve Güney Amerika
mesi, bu ülkelerde tüketim ertelemesi kadar
büyümesinin yine sınırlı kalıp petrol talebinin
ülkelerini cezalandırmak ve onların petrol ge-
büyük projelerin ertelenmesine de yol açarsa,
düşük kalacağının ortaya çıkması emtia fiyat-
lirlerinden daha da zenginleşmesini engelle-
küresel kriz, bölgesel gerginlik, bölge ülkele-
larında düşüşe yol açtı.
mek için talebin düştüğü bir ortamda fiyatları
riyle süren diplomatik kopukluğun üstüne bu
aşağıya ittiği bu alanda üretilen ilk tez. Diğer
kez bir de ekonomik risk eklenmiş olacak.
-ABD’nin kaya gazı
tez ise neredeyse 60 yıldır petrol gelirlerinin
Kısa vade olarak görülen bu etkiler yanında, birçok analist ABD’nin “kaya gazı ve kaya petrolü” rezervinin birçok şeyi değiştirme niteliği bulunduğunun altını çiziyor. Bu rezervin çoğunluğu Kuzey Amerika’da olacak şekilde 3 trilyon varillere kadar çıkabileceği söylentileri, mevcut rezervleri elde edilmesi pahalı da olsa iki katına çıkarma anlamına geliyor. ABD’nin bu rezervi kullanmakta kararlı olduğunu açıklaması, ABD ve AB arasında devam eden Trans Atlantik Serbest Ticaret Anlaşması görüşmelerinin iyi gitmesinin gelişmekte olan ülkeler ve ekonomisi petrole bağlı ülkelere yönelik ilgiyi azaltabileceği yorumları yapıldı. ABD’nin kaya gazı ve petrolü eritimine bağlı olarak 19
PLASFEDDERGİ
PANO
ChemOrbis Genel Müdürü Alp Özdenler:
“Petrol fiyatlarındaki düşüşün tamamı polimer piyasalarına yansımayabilir“ Petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün, polimer ürünlere de düşüş yönündeki etkisi sürüyor. Polimer piyasaları başta olmak üzere, emtia fiyatlarına yönelik veri üreten ChemOrbis Genel Müdürü Alp Özdenler, petroldeki düşüşün tamamının polimer piyasalarına her zaman eş zamanlı olarak yansımadığını vurgulayarak, önceki yıllardan elde ettikleri deneyimlerini hatırlattı. Özdenler, petrol fiyatlarındaki düşüş ve polimer piyasalarına olası etkilerini PLASFEDDERGİ için değerlendirdi.
2014 yılında petrol fiyatlarında sert bir düşüş var, polimer fiyatlarına şu ana kadar yansıma nasıl oldu?
Petrol fiyatlarında 2014 Haziran’ının ikinci yarısından bu yana devam eden düşüşlerin oranı Aralık ayı ortası itibarıyla ortalamada yüzde 45’i buldu. Bu düşüş petrol fiyatlarının yüzde 74 gerilediği
PET Resin Arz – Talep Dengesi ( 1000 Ton ) (Mevcut Durum) Petrol
PP
PE
Poliolefin/Petrol Elastisitesi
2008
%74
%64
%65
%85-86
2011
%29
%25
%12
%40-85
2012
%27
%21
%17
%63-77
2014
%45
%18
%14
%30-40
içinse yüzde 17’lik bir düşüş gözlendi. Başka bir ifade ile; poliolefin piyasalarının petroldeki düşüşlere esneklik (elastisite) oranı 2012’de yüzde 63 ve yüzde 77 oranında değişiklik gösterdi. Biraz daha geriye gidildiğinde 2011 yılında petrolün yüzde 29’luk düşüşüne homo PP yüzde 25 oranında bir düşüşle tepki verirken, PE sadece yüzde 12 oranında bir düşüşle yanıt vermişti. Yani poliolefin piyasalarının petrole olan esnekliği PP için 2011’de yüzde 86, YYPE için ise yüzde 41 oranındaydı.
2008 krizinden bu yana piyasaların gördüğü en keskin düşüş oldu. Nitekim 2011’de petroldeki toplam düşüş oranı yüzde 25, 2012’de ise yüzde 29 civarında kalmıştı. Yine 2014’ün neredeyse ikinci yarısının tamamı süresince polimer piyasaları da petrole paralel olarak yönünü aşağı çevirdiyse de kaydedilen toplam düşüşün oranı petroldekinin çok uzağında. Türkiye’de homo PP rafya fiyatlarının, ChemOrbis Fiyat Endeksleri’ne göre, ortalama neredeyse yüzde 18 gerilediği görülüyor. Filmlik YYPE’de ise düşüş miktarının yaklaşık yüzde 14 ile daha da ufak olduğu gözleniyor.
Geçmiş yıllardaki petrol fiyatı gerilemelerinde, poliolefin piyasaları nasıl ve hangi oranlarda takip etmişti?
En son düzenli ve büyük düşüşler 2012 yılının ilk yarısında yaşandı. O dönemde petroldeki yüzde 27 oranında kaydedilen toplam düşüşe karşın poliolefin piyasalarında PP için yüzde 21’lik, YYPE film
20
Petrol piyasalarında 2008 krizinde yüzde 74 oranında bir değer kaybı ile tüm zamanların en sert düşüşünün yaşandığı dönemde de poliolefin piyasalarının ortalama değer kaybı yüzde 64 civarında kalmıştı. Yine esneklik açısından bakıldığında poliolefinlerin petrole olan esnekliği yüzde 85-86 oranında seyretmişti.
Belirttiğiniz gibi, yaşadığımız petrol fiyatı düşüşü polimer piyasalarında pek yakın seyretmiyor, hangi zaman diliminde bir yüksek düzeyli etki beklenebilir ?
2011 yılında petrol fiyatlarının yüzde 29 gerilediği dönemde düşüşün Ekim başında bitmesine karşın, homo PP piyasalarındaki düşüş 2011 yılının sonuna kadar devam etmişti. Aşağıdaki grafikten de görülebileceği üzere, PP fiyatları artışa 3 aylık bir gecikme ile 2012’nin başı itibarıyla tepki vermeye başladı. Ancak 2012 ve 2013 yıllarında petrol ve PP fiyatlarındaki değişikliğin daha paralel seyrettiği dikkat çekiyor.
PANO
PLASFEDDERGİ
Çukurova PLASDER Çin’e gezi düzenleyecek Yeni yılın başında 24-29 Ocak tarihleri arasında Çin gezimizi gerçekleştireceğiz. Yönetim kurulumuzda görev alan Necati Onatça’nın takip ettiği ve organizasyon görevini üstlendiği gezi programımızı 25 kişilik bir ekiple gerçekleştireceğiz. Yönetim Kurulumuz ve üyelerimizden oluşan 25 kişilik bir ekiple yapacağımız bu gezide önemli tecrübeler kazanacağımızı düşünüyoruz” dedi.
01.01. sloganı
Kuruluş işlemlerini tamamlayan Çukurova PLASDER iki önemli etkinliğe hazırlanıyor. Çalışmaları yürütmek üzere hazırlanan Dernek genel merkezinin Ocak ayı içinde tamamlanarak açılacağı duyuruldu. Dernek, yine Ocak ayının son haftasında ise Çin’e bir iş gezisi düzenleyecek. Çukurova PLASDER, kuruluşunun ardından yapılanmasına yönelik çalışmaları hızlandırdı. Derneğin, “01.01” sloganıyla, Genel Merkezi çalışma ofisini Ocak ayı içinde açacağı duyuruldu. Kahvaltıda bir araya gelen ÇUKUROVAPLASDER Yönetim Kurulu, gelecek dönem çalışmalarını tartıştı. Başkan Selahattin Onatça, Ocak ayının son haftasında gezinin gerçekleştirilmesini planladıklarını duyurdu. Çukurova PLASDER Yönetim Kurulu toplantısında konuşan Başkan Selahattin Onatça, Adana, Mersin, Osmaniye ve Hatay’dan işadamlarının yönetimde olduğunu hatırlattı. Bölgede plastik sanayiinin hızla geliştiğinin altını çizen Onatça, kısa sürede önemli mesafeler kaydetmeyi başardıklarını vurguladı. Onatça, “Kuruluş işlemlerinin hemen ardından üye sayımızda önemli bir artış sağladık. Adana OSB içinde dernek binamızı son aşamaya getirdik ve açılışa hazırlanıyoruz” dedi.
ziyarette plastik sektöründe dünyada isim yapmış olan Liansu, Lessa ve Jwel firmalarıyla görüşmeler gerçekleştirdim.Çukurova PLASDER olarak bir daha geleceğimizi söyledim.
Derneğin faaliyetlerini sürdüreceği çalışma ofisi için tasarım hazırlattıklarını ve çalışmaların son aşamada bulunduğunu belirten Onatça, “01.01 Sloganıyla Ocak ayı içerisinde dernek binasının açılışını yapacağız. Bu merkezimizle birlikte daha etkin çalışmalar yürüteceğiz. Çukurova PLASDER olarak kısa bir dönem içerisinde önemli girişimlerde bulunduk. Bölgede gelişen sektörümüzle alakalı arkadaşlarımızla birlikte yapacağımız çalışmalarla bölgenin önemli sivil toplum kurulularından biri olmayı hedefliyoruz. Ocak ayı içerisinde dernek binamızın açılışıyla daha aktif bir şekilde çalışmalarımızı yürüteceğiz. Yapacağımız organizasyonlarla sektörümüzün gelişmesine ve bölgede plastik sektöründe üretim yapan firmalarımızla örgütlü bir şekilde olmayı hedefliyoruz.” dedi.
Çukurova PLASDER Yönetim Kurulu heyeti BURPAS’ı ziyaret etti Çukurova PLASDER Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan bir heyet, Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneğini (BURPAS) ziyaret etti. BURPAS Başkanı İlker Biliktü ile biraraya gelen heyet, birlikte çalışmalar yürütme konusunda görüş birliğine vardı. BURPAS Başkanı İlker Biliktü, ziyaretten memnun olduklarını belirterek, “Bursa ve başta Adana olmak üzere Çukurova bölgesi ülkemiz ekonomisinin iki önemli merkezi durumunda. Bu anlamda plastik ve ambalaj sektöründe Bursa ve Çukurova bölgesinde faaliyette bulunan sektörel dernekler ile firmaların işbirliklerini bizler de önemsiyoruz” dedi. Selahattin Onatça ise konuşmasında “Biz de hem dernek faaliyetlerimiz hem de Çukurova bölgesindeki sektörün durumu ile ilgili bilgi paylaşımında ve geleceğe yönelik birlikte projeler geliştirmek düşüncesindeyiz” ifadesini kullandı.
Derneğin, Çin’e bir inceleme gezisi planladığını ve hazırlıkların son aşamada bulunduğunu belirten Onatça, “Başka yurtdışı gezileri de düzenleyeceğiz. Yakın tarihte Çin’e yaptığım
21
PLASFEDDERGİ
PANO
DowAksa Alman c-m-p’nin yüzde 50 hissesini satın aldı
Dow Chemical Company ve Aksa Akri-
duyduğumuz dünya standartlarında güçlü or-
lik Kimya San A.Ş’nin ortak girişimi DowAksa,
taktır” diyerek söyle devam etti, “Bu ortaklık,
Alman prepreg üreticisi c-m-p’ye ortak oldu.
yüksek hacimli uygulamaların doğurduğu ih-
c-m-p’nin eş kurucusu ve gelecekteki
Kompozit Sanayicileri Derneği’nde yer alan
tiyaçlara cevap vermek için gerekli uzmanlığa
CEO’su Rolf Dothagen ise “Karbon elyaf sektö-
bilgiye göre, DowAksa bu satın alma ile başta
sahip iki girişimci ortağı bir araya getiriyor.
ründeki uzun yıllara dayanan kişisel deneyim-
otomotiv olmak üzere endüstriyel uygulama-
DowAksa ve c-m-p birlikte, ABD’li ve Avrupalı
lerimizi bir araya getirerek kurduğumuz c-m-p
lar için katma değeri yüksek, karbon elyaf bazlı
otomotiv müşterileri ve diğer pazar segment-
için vizyoner bir ortak arıyorduk. DowAksa,
ürün üretimini artırmayı amaçlıyor.
lerinden dünya çapında ortaklarla ileri kompo-
global hedefleri, geniş hizmet ağı ve bir kar-
zit geliştirme faaliyetlerini hızlandırabilecek-
bon elyaf üreticisi olarak güçlü konumu ile
tir” bilgisini verdi.
bizim için ideal bir ortaktı. Bu ortaklığı sonuca
DowAksa’dan yapılan açıklamada, yeni ortaklık ile dünyanın sayılı özel prepreg üreti-
rilerimize sunacağız” dedi.
ulaştırmaktan heyecan duyuyor ve DowAksa
cilerinden c-m-p’nin, farklı sektörlerden müş-
Ortaklık
aynı
zamanda
DowAksa’nın
terileri için gereken yüksek hacimli ve uzun
Türkiye’de kompozit ürün üreticisi olarak bü-
vadeli ürün tedariğini garanti altına aldığı
yümesini ve iç pazarı genişleterek ileri malze-
kaydedildi. c-m-p’nin bağımsız operasyonunu
me teknolojisi ile üretilmiş ürünlerin satış ve
sürdüreceği belirtilen açıklamada, DowAksa
ihracatını artırmasına da olanak verecek.
tarafının ise karbon elyaf üretiminin bir adım
ile elde edeceğimiz basarının sektörde büyümemizi sağlayacağına inanıyoruz” dedi. Mevcut şirket sahipleri ve şirket yönetiminin görevde kalacağının altını çizen Dothagen “Bu ortaklık, mevcut tedarik zincirimizi
ötesine geçerek prepreg (reçine emdirilmis
Karbon elyafın iç pazarda tüketiminin
sağlamlaştırırken, en büyük ölçekteki endüst-
kompozit kumas) üretimine girme fırsatı bu-
artması için ileri malzeme teknolojilerine hiz-
riyel uygulamalarda ve havacılık uygulamala-
lunacağı kaydedildi. Böylelikle, DowAksa,
met veren kompozit sektörünün Türkiye’de
rında dahi, müşterilerimize özel teklifler suna-
otomotiv, enerji, insaat ve spor ekipmanları
gelişmesi gerektiğine değinen DowAksa Ge-
bilmemizi sağlayacak” dedi.
sektörlerine yönelik katma değerli ürün port-
nel Müdürü Mithat Okay “Biz DowAksa olarak
folyosunu genişletecek.
karbon elyafla, üretim zincirindeki başarılması ve tedariğinin garanti altına alınması gereken
DowAksa CEO’su Kostas Katsoglou sa-
en önemli ilk halkayı Yalova’daki fabrikamızda
tın almaya yönelik yaptığı değerlendirmede,
oluşturduk. Bu ortaklık ile birlikte c-m-p’nin
“c-m-p, yenilikçi ürün çözümleri ile birçok
Heinsberg, Almanya’da bulunan tesislerinde
downstream uygulamasına karbon elyaf bazlı
geliştirdiğimiz ürünleri Yalova’da devreye ala-
kompozit malzemeleri dahil etmek için ihtiyaç
cağımız hattımızda da üreterek global müşte-
22
PANO
PLASFEDDERGİ
Züccaciye sektörü envanteri çıkarılacak ve İstanbul Ticaret Üniversitesi ile işbirliği içinde bir saha araştırması yürütüleceği açıklandı. “Züccaciye Sektör Araştırması”
adı verilen
proje kapsamında, Türkiye çapında 22 ildeki züccaciye firmaları ile yapılan anketlerin değerlendirileceği ve bir rapor hazırlanacağı, bu çalışmanın da son aşamaya geldiği belirtildi.
ZÜCDER Züchex Endonezya 2014 Fuarı’na katıldı Züccaciyeciler Derneği, sektörün envan-
sektör mensubu firmaların bilgilerinin toplan-
terini çıkarmak üzere çalışma başlattı. Ayrıca,
dığı kaydedildi. Bugüne kadar 250 oda ile ile-
sektör firmalarıyla saha araştırmasına dayalı
tişim kurulduğu ve 100’ünden bilgi derlendiği
bir analiz çalışması da yürütülüyor.
kaydedilen açıklamada, bilgi alma çalışmasının
ZÜCDER’den yapılan açıklamada, sek-
tamamlanmasının ardından oluşturulacak en-
törün envanterini çıkarmak amacını taşıyan
vanter ve bunu takiben de “Türkiye Züccaciye
çalışmanın başlatıldığı duyuruldu. Çalışma
Sektör Atlası” hazırlanacağı vurgulandı.
kapsamında, Ticaret ve/veya sanayi odalarıyla
ZÜCDER’in, sektöre yönelik ikinci kap-
işbirliği içinde çalışma başlatıldığı belirtilerek,
samlı çalışmasında ise İstanbul Ticaret Odası
23
Öteyandan, ZÜCDER heyeti, 13-15 Kasım 2014 günlerinde yapılan ZUCHEX-ENDONEZYA 2014 Fuarı’na katıldı. Jakarta’da yapılan fuara Güney Asya ülkelerindeki profesyonel alım heyetlerinin yoğun ilgi gösterdiği belirtildi. Fuarda 41 Türk firması, 1307 metrekare alanda ürünlerini sergiledi.
PANO
PLASFEDDERGİ
24. Plast Eurasia başarıyla tamamlandı
Dünyanın en büyük plastik fuarları arasında bulunan Plast Eurasia İstanbul’da 24. defa kapılarını plastik sektörüne açtı. Sektörün firma ve kurumlarından yoğun ilgi gören ve milli katılımcı ülkelerle güçlenen PlasEurasia, alım heyetleri de ağırladı.
doğru adım adım ilerliyoruz. Sektörümüzün gü-
lerinin ortak sorun olarak ortaya çıktığını kay-
cünü dünyanın dört bir yanından ağırladığımız
detti.
yerli ve yabancı tüm katılımcılarımıza gösterme şansını bir kez daha elde ettik” dedi.
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci ise Ekonomi Bakanlığı ile
Fuarda, PLASFED, PAGDER, KAYPİDER,
TÜYAP’ın
organize
BURPAS ve Kompozit Sanayicileri Derneği de
ettiği alım heyetleri
kurumsal standlarında sektör mensuplarına
bulunduğunu hatırla-
erişti. Fuarın ardından bir değerlendirme ya-
tarak, “Türkiye plastik
pan PLASFED Başkanı
sektörü
Selçuk Aksoy, “Bu yıl
olarak yeni pazar ve
mensupları
Dünyanın önde gelen fuarları arasında yer
yirmidördüncüsü ger-
işbirlikleri için görüş-
alan Plast Eurasia, 24. kez Türkiye ve dünyadan
çekleştirilen fuar gerek
meler sonucunda önemli bağlantılar kurmanın
çok sayıda katılımcıyla başarıyla gerçekleştiril-
katılım gerekse ziya-
yanında sektörümüzdeki son gelişmeleri pay-
di. Toplam 10 salonda, 98 bin metrekare sergi
retçi açısından oldukça
laşma fırsatı bulduk. Dünya plastik sektörünün
alanında 1154 firma ile gerçekleştirilen fuar, bir
zengindi. Önceki yıla
bu önemli oyuncuları arasında, rakiplerimizle
önceki yıla göre yüzde 15 oranında büyüdü. Su-
göre hem hammadde
udi Arabistan, Çin, Güney Kore ve Tayvan fuara
hem de makine firma-
milli katılım organize etti. PAGEV Başkanı Yavuz
larından
Eroğlu, fuara ilişkin yaptığı açıklamada, “Plast
katılım olmuş.
Eurasia
Fuarı’nı
daha
fazla
her
yıl daha da büyüterek
Ziyaretçi sayısı içindeki yabancı oranı çok
devam ettirmek hede-
önemli oranda artmış. Ancak Bulgaristan, Ro-
findeyiz. Türk plastik
manya Ukrayna ve Rusya’dan gelen ziyaretçiler
sanayisi üretim kapa-
yok denecek kadar azdı. Daha çok İran, Ortado-
sitesi ile Avrupa’nın
ğu ve Afrika ülkelerinden gelenler vardı. Genel
ikinci,
ise
olarak başarılı bir fuar olduğunu söyleyebilirim”
yedinci büyük üreticisi
dedi. Aksoy, sektör mensupları ile görüşmele-
konumunda. Liderliğe
rinde piyasa durgunluğu ve ödeme gecikme-
dünyanın
24
PANO
PLASFEDDERGİ
ürün kalitemiz, üretim gücümüz ile başarıyla
tüm dünyaya gücünü kanıtlıyor. PAGEV ve TÜ-
ticari ilişkilerini geliştirmek ve yenilikleri yakın-
yarıştığımızı; Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise ye-
YAP iş birliğinde düzenlenen Plast Eurasia-24.
dan takip edebilmelerini sağlamak amacıyla
dinci büyük üreticisi olarak gücümüzü yeniden
Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı,
Plast Eurasia Fuarı’nı her yıl daha da büyüte-
görme mutluluğunu yaşadık” dedi.
Uzakdoğu ve Ortadoğu’dan Avrupa’ya, Orta
rek devam ettirmek hedefindeyiz. Türk plastik
Asya’dan Balkanlar’a kadar birçok ülkeden katı-
sanayisi üretim kapasitesi ile Avrupa’nın ikinci,
Semerci, plastikteki güçlü sektörel fuar-
lan sektör profesyoneli ile rekor kırmayı hedef-
dünyanın ise yedinci büyük üreticisi konumun-
ların 2 ya da 3 yıllık periyotlarla düzenlendiğini
liyor. Ayrıca bu yıl fuara Çin, Kore, Suudi Arabis-
da. Liderliğe doğru adım adım ilerliyoruz. Sektö-
hatırlatarak, Türkiye’nin Dünyanın en büyük
tan ve Tayvan’dan milli katılım organizasyonları
rümüzün gücünü dünyanın dört bir yanından
fuarı olma hedefine bu yolla ulaşabileceğinin
düzenlendi” bilgisi verildi.
ağırladığımız yerli ve yabancı tüm katılımcıları-
altını çizdi. Semerci “Yeter ki, cesur olalım, ka-
mıza gösterme şansını bir kez daha elde ettik.
rarlı olalım ve en az iki yılda bir düzenlenmesi
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu da fuara yö-
stratejik kararını bir an önce alalım” sözleriyle
nelik yaptığı değerlendirmede, “Öncelikle Türk
fuarı değerlendirdi. Gezenlerin etkilendiği bu
plastik sektörü olarak dünyanın her yıl düzen-
fuara emeği geçenleri ve katılanları kutluyo-
lenen ikinci büyük
rum” dedi.
plastik fuarına 24.
Fuar büyük ilgi gördü
kez ev sahipliği yapıyor olmaktan son derece mutlu oldu-
Plast Eurasia 2014’e yönelik PAGEV tara-
ğumuzu belirtmek
fından yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisi-
istiyorum.
nin ve sanayisinin güçlü aktörleri arasında yer
olarak Türk plastik
PAGEV
alan Türk plastik sektörü, üretim ve ihracattaki
sektörü
ilerleyişine devam ediyor. Son dönemde kamu-
lerini
oyunda yaratılmaya çalışan olumsuz algılama-
diğer meslektaşları
lara karşılık sektör, Plast Eurasia 2014 Fuarı ile
ile
temsilcidünyadaki
buluşturmak,
25
Ayrıca Plast Eurasia Fuarı’mıza milli katılım düzenleyen ülkelerin sayısı da artıyor.” dedi.
PLASFEDDERGİ
PANO
Sanayi Bakanı Işık:
Plastik sektörü desteklerden daha fazla yararlanmalı
Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sektör Buluşması” toplantısına katılan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, KOBGEB ve TÜBİTAK tarafından yürütülen girişim ve AR-GE destek programlarına plastik sanayiinin daha fazla ilgi göstermesi gerektiğini söyledi. Bakan Işık, yerli üreticinin korunması gerekliliğine de inandıklarını vurguladı. Plastik sektörü mensupları da konuşmalarında, özellikle yerli oyuncakların, sağlıksız ithal oyuncaklara karşı korunmasının önemine işaret etti.
aldığı payın yüzde 0,7’den yüzde 1,62’ye çıktığını hatırlatarak, sektörün gelişmesinden memnuniyet duyduklarını vurguladı. Sanayide genel olarak orta düzey teknolojiye geçiş sağlandığını hatırlatan Işık, bunun üst düzey teknolojilere doğru gitmesi gerektiğini belirtti. Sanayi gelişiminde, “Yerli, Yenilikçi ve Yeşil” kelimelerinden oluşan 3Y yaklaşımını benimsediklerini belirten Işık, bu yönde girişimlerini yoğunlaştırdıklarını anlattı.
Plastik sektörüne yönelik gelişmelerin ele alındığı “Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sektör Buluşması” PAGEV’in ev sahipliğinde, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın katılımıyla yapıldı. Toplantıda, plastik sektörünün gelişimi için petrokimya yatırımlarının artı-
Başkanı Şekip Avdagiç, Kauçuk Derneği Nurhan Kaya’da katıldı.
Fikri Işık: Sermaye yoğun petrokimya yatırımlarına ihtiyaç var
rılması, yerli üreticilerin korunması ve kamu desteklerinden daha fazla yararlanılması ge-
Toplantıda bir konuşma yapan Bilim Sa-
rektiği vurgulandı. Toplantıya, PAGEV Başkanı
nayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türk plastik
Yavuz Eroğlu, Kompozit Sanayicileri Derneği
sanayiinin son 12 yılda dünya ihracatından 26
Plastik sektöründe yerli hammadde üretiminin yetersizliğinin ana sorun olduğunu hatırlatan Işık, bu durumun sektör yatırımlarına engel teşkil ettiğini hatırlattı. “Sermaye-yoğun ve ileri teknolojili” yatırımlara yoğunlaşılması gerektiğini belirten Işık, yerli petrokimya tesislerini korumanın önemine değindi. Plastiklerin, demir, tahta ve cam yerine alternatif olarak kullanıldığını ve sanayi için çok önemli olduğunu vurgulayan Işık, bunun modern ve
PANO
yenilikçi bir çözüm anlamına geldiğini söyledi. Girişimci Bilgi Sistemi (GBS) verilerine göre, sektörde bilanço beyan eden firma sayısının 9 bin 423 olduğunu ve bunlaın 157’sinin KOBİ üstü büyüklüğe eriştiğini belirten Işık, 646 firmanın orta, 2 bin 797 firmanın da küçük ölçekli olduğunu anlattı.
“Plastik ve kauçuk sektöründe AR -GE merkezi yok” Sektörün AR-GE harcamalarının toplam satışların yüzde 0,17’si olduğunu imalat sanayiinde ise oranın yüzde 0,22 olduğunu belirten Işık, kimya sektöründe 11 AR-GE merkezi olmasına rağmen, plastik ve kauçuk sektörün-
PLASFEDDERGİ
de hiç bulunmadığını kaydetti. Plastik firmalarının TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) desteklerine bugüne kadar toplam 882 proje başvurusu yaptığını, desteklenen 361 projeye 54 milyon TL hibe desteği verildiğini, TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından desteklenen proje sayısının 453, toplam destek bütçesinin ise
Fikri Işık: İhracat, tasarım ve AR-GE yapanlar daha karlı
80 milyon TL olduğunu açıkladı. Sektörde faaliyet gösteren 19 bin 87 KOBİ’nin, KOSGEB desteklerinden yeterince
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Giri-
faydalanmadığını vurgulayan Işık, 2013 yılın-
şimci Bilgi Sistemi (GBS) verileri üzerinden, plastik ve
da kauçuk ve plastik sektöründe sadece 936
kauçuk sektörüne yönelik elde edilen verileri paylaştı.
KOBİ’nin 11,5 milyon TL’lik bir destek başvuru-
Genel olarak imalat sanayiinde ölçek büyüdükçe, ihra-
sunda bulunduğunu belirtti.
cat, tasarım ve AR-GE yapıldıkça firma karlılığının daha
Yerli oyuncaklar için koruma
yüksek gerçekleştiğini belirterek, aynı durumun plastik ve kauçuk sektörü için de geçerli olduğunu vurguladı. Işık şunları kaydetti. “Kauçuk ve plastik sektöründe
Toplantıda, Bakan Işık’a, sektörün duru-
ihracat yapan bin 859 firmanın faaliyet karlılığı yüzde
mu ve sorunlara yönelik sunum gerçekleştiril-
7,7 iken, ihracat yapmayan 7 bin 564 firmanın faaliyet
di. Bu kapsamda gündeme gelen, ucuz, kalite-
karlılığı yüzde 4,2’dir. Sektörde tasarım yapan 231 fir-
siz ve sağlıksız ithal oyuncaklara yönelik olarak
manın faaliyet karlılığı yüzde 9,9 iken, tasarım yapma-
da Bakan Işık kamunun bu oyuncaklara karşı
yan 9 bin 192 firmanın faaliyet karlılığı yüzde 6,5’dir.
daha etkili tedbir alması gerektiği görüşüne
AR-GE yapan 162 firmanın faaliyet karlılığı yüzde 9,1 iken, AR-GE yapmayan 9 bin 261
katıldığını vurguladı ve destek sözü verdi. PA-
firmanın faaliyet karlılığı ise yüzde 6,0’dır. Bu rakamlar bize ihracat, tasarım ve AR-GE
GEV Başkanı Yavuz Eroğlu da, “Bugün sorun-
yapmanın, firmaların karlılıklarını net bir şekilde artırdığını gösteriyor.”
larımızı anlatarak Bakanlığımızın yardımlarını istedik ve hızlı adımlarla 2023 hedeflerine
Işık, GBS verilerine göre, kauçuk ve plastik sektörünün, toplam imalat sanayisi ciro-
ulaşmak üzere yol alıyoruz. Toplantıda son dö-
sunun yüzde 5,2’sini, faaliyet karının yüzde 6,1’ini ve istihdamın ise yüzde 5.5’ini oluş-
nemde giderek kaybolan yerli plastik oyuncak
turduğunu belirterek, “2006-2013 dönemi sektördeki faaliyet karlılığı, imalat sanayisi
üretiminin desteklenmesi konusunda Sayın
faaliyet karlılığından yüksek. Sektörle ilgili bir diğer dikkati çekici durum ise sektörün
Bakanımızdan aldığımız söz ve diğer bütün so-
2007-2012 dönemi için yerlilik oranının imalat sanayisi yerlilik oranının altında olması-
runların çözüm yolları toplantımızın amacına
dır. Bu durumun, detaylı analizler sonucu sektörün girdi kullanımında kimya sektörüne
ulaştığının önemli bir göstergesidir” dedi.
bağımlılığından kaynaklandığı görülmektedir” bilgisini verdi.
27
PANO
PLASFEDDERGİ
Bazı hammaddelerde sıfır gümrük vergisi uygulaması yürürlükte PAGDER’in, Ekonomi Bakanlığı nezdinde; PAGEV ve sektörün diğer paydaşlarıyla yürüttüğü çalışmalar sonucunda elde edilen bazı hammaddelerde gümrük vergisinin sıfırlanması uygulaması yürürlüğe girdi. PAGDER’den sektöre yönelik yapılan duyuruda, “PAGDER olarak, Türkiye plastik sektörünün küresel başarısını artırma vizyonu ile çalışmalarımızı yürütmeye devam ediyoruz. Uzun süredir Ekonomi Bakanlığı, PAGEV ve diğer işbirliği kurumlarıyla birlikte yürüttüğümüz yoğun çalışmalar çerçevesinde, bazı hammaddelerin gümrük vergisi sıfırlanmıştır. Gümrük vergisi sıfırlanan hammaddelerin listesi 2015 İthalat Rejimi Ek (V sayılı liste) Kararda yayınlanacak” denildi.
Bazı polipropilen türlerinde bir yıl süreyle sııfır gümrükle ithalat imkanı
Kararları değerlendiren PAGDER Başkanı
paydaşların iyi bir çalışma gösterdiğini ve plas-
Hüseyin Semerci, AB içinde askıya alma ve kota
tik sektörü için de bu imkanların sağlandığını
Öteyandan, gümrük tarife pozisyonu
kontenjanı sistemlerinde, üretimi olmayan ya
kaydeden Semerci, Ekonomi Bakanlığı’na da
da üretimi yetersiz olan ürünler için sıfır güm-
uygulama konusundaki desteklerinden dolayı
rükle hammadde ithalatı yapma imkanı sağlan-
teşekkür ettiklerini vurguladı.
3902.10 olan bazı propilen türlerinde de bir yıl boyunca sıfır gümrükle 10 bin tona kadar ithalat imkanı sağlandı. PAGDER’den verilen bilgide, kararın 1 Ocak 2015 günü yürürlüğe gireceği ve 31 Aralık 2015 günü sonu itibariyle biteceği kaydedildi.
dığını, AB içindeki sanayicilerin bu imkanlardan
PAGDER açıklamasında, ithalat yapılırken
yararlanarak 1 milyar Avro dolayında gümrük
gümrük işlemleri sırasında söz konusu ham-
vergisi ödemektenkurtulduğunu belirtti. Uy-
maddelere ilişkin V sayılı listede yer aldığını be-
gulamaya yönelik PAGDER, PAGEV ve diğer
lirtmeleriyle işlemin gerçekleşeceği hatırlatıldı.
01.01.2015 tarihi itibariyle GÜMRÜK VERGİSİ SIFIRLANAN HAMMADDELER ÖNEMLİ NOT: Kırmızı ile işaretlenenler sadece 1 Ocak- 30 Haziran 2015 tarihleri arasında gümrük vergisi sıfırlanacak hammaddelerdir. Siyah ile işaretlenenler 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle 5 yıl boyunca gümrük vergisinden muaf tutulacak hammaddelerdir CN CODE
*ex 3901 10 10
ex 3901 10 10 ex 3901 90 90
*ex 3901 90 90
TARIC
DESCRIPTION
DUTY
DEADLINE
10
Linear low-density polyethylene / LLDPE (CAS RN 9002-88-4) in the form of powder, with -5 % or less by weight of comonomer, -a melt flow rate of 15 g/10 min or more, but not more than 60 g/10 min and -a density of 0,924 g/cm3 or more, but not more than 0,928 g/cm3
0%
30.06.2015
20 50
High flow linear low density polyethylene-1-butene / LLDPE (CAS RN 2508734-7) in form of powder, with -a melt flow rate (MFR 190 °C/2,16 kg) of 16g/10min or more, but not more than 24 g/10 min and -a density (ASTM D 1505) of 0,922 g/cm3 or more, but not more than 0,926 g/cm3 and -a vicat softening temperature of min. 94 °C
0%
30.06.2015
30
Linear low-density polyethylene / LLDPE (CAS RN 9002-88-4) in the form of powder, with -more than 5 %, but not more than 8 % by weight of comonomer, -a melt flow rate of 15 g/10 min or more, but not more than 60 g/10 min and -a density of 0,924 g/cm3 or more, but not more than 0,928 g/cm3
0%
30.06.2015
28
PANO
PLASFEDDERGİ
40
Copolymer of ethylene and 1-hexene only (CAS RN 25213-02-9): -containing more than 5 % but not more than 20 % by weight of 1-hexene, -of a specific gravity of not more than 0,93, -manufactured using a metallocene catalyst
0%
30.06.2015
40
Polypropylene, containing no plasticiser: -of a tensile strength: of 32-60 MPa (as determined by the ASTM D638 method); -of a flexural strength of 50-90 MPa (as determined by the ASTM D790 method); -of a Melt Flow Rate (MFR) at 230 °C/ 2,16 kg of 5-15 g/10 min (as determined by the ASTM D1238 method); -with 40 % or more but not more than 80 % by weight of polypropylene, -with 10 % or more but not more than 30 % by weight of glass fibre, -with 10 % or more but not more than 30 % by weight of mica
0%
31.12.2019
60
Non-hydrogenated 100 % aliphatic resin (polymer), with the following characteristics: -liquid at room temperature -obtained by cationic polymerisation of C-5 alkenes monomers -with a number average molecular weight (Mn) of 370 (± 50) -with a weight average molecular weight (Mw) of 500 (± 100)
0%
31.12.2019
*ex 3904 10 00
20
Poly(vinyl chloride) powder, not mixed with any other substances or containing any vinyl acetate monomers, with: -a degree of polymerisation of 1 000 (± 300) monomer units, -a coefficient of heat transmission (K-value) of 60 or more, but not more than 70, -a volatile material content of less than 2,00 % by weight, -a sieve non-passing fraction at a mesh width of 120 µm of not more than 1 % by weight, for use in the manufacture of battery separators (1)
0%
31.12.2019
*ex 3904 50 90
92
Vinylidene-chloride methacrylate co-polymer for use in the manufacture of monofilaments (1)
0%
31.12.2019
*ex 3901 90 90
*ex 3902 10 00
*ex 3902 90 90
29
PLASFEDDERGİ
PANO
Kimya Sektör Şurası:
Kimya sektörü en az destekle liderliğe oynuyor
Kimya Sektör Platformu tarafından düzenlenen, Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası’nda, diğer sektörlere kıyasla daha az destek alan kimyanın buna rağmen ihracat liderliğine oynadığı belirtildi. 2023 için 50 milyar dolarlık ihracat hedefinin geçerli olduğu vurgulandı. Şu-
şeyler söylemeliyiz. Geçmiş başarılarımızdan
sahip. Tüm dış etkenlere rağmen ihracat ve
yola çıkarak sektör geleceğimizi bu temel üze-
üretim açısından iyi bir performans sergiliyor.
rine kurgulamamız gerekiyor. Plastik, kauçuk,
Ancak kayıt dışı ekonominin yaygınlaşması,
ilaç, boya ve kozmetik gibi alt sektörlerde çok
yatırım ortamındaki eksiklikler, hammaddede-
önemli gelişmeler yaşanıyor. Özellikle bu alan-
ki yüksek ithalat rakamları ve sanayi-üniversi-
larda yapılacak AR-GE çalışmaları sektörümü-
te işbirliğinin yeterli düzeye ulaşamaması gibi
ze yön verecektir” dedi.
nedenler sektörün performansını olumsuz yönde etkiliyor.” diye konuştu. Şurayı, Kimya
rada, uluslararası rekabet gücünün artırılması, kimya sanayinde katma değeri yüksek kimyasallara geçiş süreci ve 2023 ihracat hedefleri, alt sektörler ana gündem maddeleri oldu.
Sektörün bütün diğer sektörlere girdi verdiğini hatırlatan Akyüz, “Kimya her sektöre ara ürün sağlamasıyla stratejik bir öneme
Kimya sektörünün meslek örgütlerinden oluşan Kimya Sektör Platfomu (KSP) tarafından yedinci kez düzenlenen Kimya Endüstrisi Gelişim Şurası’nda konuşan İKMİB ve KSP Başkanı Murat Akyüz, kimya sektörünün 2023 yılı 50 milyar dolarlık ihracat hedefinin ancak sektörel engellerin aşılmasıyla mümkün olabileceğine dikkat çekti. Akyüz, kimya sektörünün en az destekle son 10 yılını bir başarı hikâyesi olarak tamamladığını ifade ederek, “Kimya sektörü 2003 yılındaki 3,6 milyar dolarlık ihracatını 2013 yılında 17,5 milyar dolara çıkarmayı başardı. Üstelik bunu çok az destekle yaptı. Sürdürülebilir ihracata ulaşmak için artık farklı 30
Sektör Platformu üyesi Kompozit Sanayicileri Derneği üyeleri de destekledi.
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
OAİB’den cep telefonlarına uygun devlet destekleri bilgi uygulaması Yunus Karakaş
Ankara Plastik Sanayicileri Derneği Başkanı
Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri, fuarlar başta olmak üzere devlet yardımlarına yönelik kolay bilgi sağlamayı amaçlayan mobil cihazlara yönelik bir uygulamayı kullanıma açtığı
Kümelenme iyi bir çıkış yolu
duyuruldu. Yapılan açıklamada, iOS ve Android yazılımlı cihazlar için uygulamanın marketlere yüklendiği kaydedildi.
Kümelenme kavramı üzerine son 5 yıldır daha fazla konuşuyoruz. Hatta, kamu destekleri planlanmış ve bu alanda ilk başarılı örnekler ortaya çıkmaya başlamış durumda. Plastik sektörü açısından ülkemizde bir yoğunlaşma var. Marmara ve Ege Bölgesi çok ağırlıklı bir yapıya ulaşmış durumda. Ancak Türkiye’nin çok farklı alanlarında tek başına olağanüstü büyümüş şirketler var. Bunlara ilave olarak da yine Türkiye ölçeğinde büyük sayılabilecek yatırımlar devam ediyor. Ölçek olarak baktığımızda ise sektörün neredeyse tamamı küçük ve orta ölçekli şirketlerden oluşuyor. Hepimiz biliyoruz ki çok üretmek önemli ancak bunu kısa-orta vadede sağlama imkanımız yok. Geriye kalan unsur ise kümelenme. Ankara bu alanda bir hayli deneyim biriktirdi. Savunma sanayii ile başlayan ve kısa sürede yaygınlaşması olası bir kümelenme çabası var. Havacılık sektörüne yönelik olağanüstü boyutta büyük bir yatırım başlamış durumda. İvedik OSB başlı başına bir imalat sanayii kümesi olarak değerlendirilebilir. Plastik ve kauçuk sanayii olarak biz de bu arayışın içindeyiz. Kümelenme, hepimizin bildiği gibi belirli bir alanda değer zinciri içinde bulunan bütün işletmelerin rekabet avantajı sağlamak üzere iş ilişkisi içine girmesi demek. Akla ilk geldiği şekilde rekabeti önleyici bir yapı değil. Her bir şirket küme içinde yine rekabet etmek zorunda. Ancak toplamda bakıldığında hemen herkes işletme, üretme, finansman, deneyim, bilgiye ulaşma hatta pazarlama alanında rakip olarak faaliyet yürütse de çok avantajlı konuma gelebiliyor. ABD’nin Silikon Vadisinde sağladığı IT kümelenmesinin yarattığı sinerjiyi sadece gözlemek bile insanları heyecanlandırmaya yetiyor. Öyle ki, Türkiye’de üniversiteler ve kimi IT şirketleri dahi Silikon Vadisinde ofis açmaya başladı. Zaman zaman basında, daha önce iş yaşamı içinde tanışmadığımız, belki adını duyduğumuz plastik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin başarısını okuyoruz. Üretim süreçlerinde ya da ürünlerde farklılaşmaya gidiyorlar. Bütün bunları ortak bir başarı güdüsü etrafında topladığımızda bunun etkisinin katlanarak döneceğini söylemek sanıyorum yanlış olmaz.
Mobil cihaz uygulamasının devlet destekleri mevzuatını başından sonuna dek takip edilebilecek, kullanıcı dostu bir ara yüzle anlattığı, ayrıca, Fuara Giderken Dikkat Edilecek Hususlar, Destek almak İçin Mutlaka Yapılması Gerekenler gibi değerli bilgileri de içerdiği,
Sektörümüzde rekabet sert ve acımasız. Bu rekabeti daha akılcı şekilde ama yok etmeden sinerjiye dönüştürmek ise mümkün.
Devlet yardımları süreçlerinde gerekli olan tüm belgelerin uygulama aracılığı ile mobil cihazlara indirilebildiği gibi e-posta aracılığı ile gönderiminin de sağlandığı kaydedildi. Uygulamada sunulan içeriğe, OAİB internet sitesin-
Hepinize sağlıklı, mutlu bir yıl dileklerimle.
den de ulaşılabileceği açıklandı. 32
PANO
PLASFEDDERGİ
Pakpen’den, Pakfoam ve Pakboard’ı inşaat sektörüne önerdi Pakpen, yürüttüğü Ar-Ge çalışması sonucunda, reklam sektöründe çok kullanılan Pakfoam marka suya ve yangına dayanıklı, ahşaba alternatif nitelikleri bulunan köpürtülmüş PVC tabanlı ürünleri ile ozon tabakasına zararlı gazları içermeyen Pakboard marka XPS yalıtım malzemesini tanıttı.
Kalite ve Ar-Ge Müdürü Serhat Çiftçi, Pakfoam marka köpürtülmüş PVC’ye ilişkin olarak “Bu ürün, birçok sektörde kullanılan ahşap ve MDF’nin yerini alabilme konusunda potansiyeli çok yüksek bir ürün. Bu potansiyeli değerlendirmek için farklı sektörlerden üreticiler ile temasa geçtik ve daha farklı neler yapabileceğimizi araştırıyoruz” dedi.
Pakpen’den yapılan açıklamada, Pakpen Çiftçi, “PVC foam plakalar, çok kolay boyanabiliyor ve çok kolay kesilip biçimlendirilebiliyor. Ayrıca sıcak hava ile kaynak yapılabiliyor ya da yapıştırıcı kullanılarak rahatlıkla birleştirilebiliyor. En büyük avantajlarından biri de suya dayanıklı olmaları. Foam plakaların bir diğer avantajı ise ahşaba göre daha zor alev alan malzemeler olması.” dedi. Çiftçi, su ve ses yalıtımı daha iyi olan ürünün, bina içi döşemelerde, duvarlarda ve tavanlarda rahatlıkla kullanılabileceğini anlattı.
33
HFC içermeyen polistren ısı yalıtım levhası Serhat Çiftçi, yaptıkları çalışmayla Türkiye’de ilk kez ozon tabakasına zarar veren HFC gazları içermeyen ekstrüde polistren köpük (XPS) üretimini de yaptıklarını söyledi. Pakboard markasını taşıyan ürünlerinin de kullanıma sunulduğunu anlattı. İSO 500’de 203. sırada bulunan Pakpen, Konya OSB’de toplam 300 bin metrekarelik tesislerde üretim faaliyetlerini sürdürüyor.
PANO
PLASFEDDERGİ
Ankara Plastik Sanayicileri Derneği Başkanı Yunus Karakaş:
“Kümelenme ortak çalışma modellerinden biri”
Ankara Plastik Sanayicileri Derneği-APSD Başkanı Yunus Karakaş, sektörün bir dizi sorunla karşı karşıya bulunduğunu belirterek, bunların çözümü için ortak çalışma modelleri geliştirilmesi gerektiğini, bunlar arasında da kümelenmenin iyi bir model olarak görüldüğünü kaydetti.
sek katma değerli ürünlere geçiş için mutlaka ortak çalışma yada Kamu desteği şart hale geliyor. Kümelenme ortak çalışma modellerinden biri” diyen Yunus Karakaş, APSD olarak bu yöndeki girişimlere destek verdiklerini anlattı. Yunus Karakaş, OSB bünyesinde yürü-
Ankara
Plastik
Sanayicileri
Derneği
(APSD) Başkanı Yunus Karakaş, plastik sektörünün büyük oranda KOBİ’lerden oluştuğunu, bunun da avantajlar yanında bir dizi sorunu da
“Ülkemizde çok ciddi hacimlere ulaşmış
tülen kümelenme çalışmasının da bu anlam-
plastik firmaları var. Bunun yanında genel ola-
da Ankara’ya ve Türkiye’ye katkı vereceğine
rak baktığımızda ise ağırlığı KOBİ’lerden olu-
inandığını kaydetti.
şan bir yapıya sahibiz. Hal böyle olunca yük-
beraberinde getirdiğini söyledi.
APSD’den hayvan dostlarımıza destek
Yunus Karakaş, İvedik OSB Plastik ve Kauçuk Üreticileri Sektör Kümesi’ne yönelik olarak devam eden proje toplantısında konuştu. Konuşmasında APSD’nin hızla gelişen 134
APSD, PAGDER tarafından yürütülen “Yuvaya Dönüşen Plastikler” kampanyasına destek verdi. Ankara’da çeşitli belediyelere ziyarette bulunan APSD heyeti, projeyi anlattı ve belediyelerin katılımı için destek istedi.
firmayı temsil ettiğini hatırlatarak, Ankara’nın plastik sektöründe hızlı bir gelişme dönemi içinde bulunduğunu belirtti. Sektörün hammadde temini, şirketlerin küçük olması, nitelikli personel bulmada güçlükler, tedarikçi ve müşterilere erişim, pazarlama, yeni ürünlere geçiş sorunlarının yaşandığını hatırlattı. Buna
APSD Başkanı Yunus Karakaş, küçük firmaların iş güvenliği ek maliyetlerinin kamu tarafından karşılanmasına yönelik çalışmalar çerçevesinde Çalışma Bakanlığı nezdinde görüşmelerde bulundu. Karakaş, İvedik OSB Teknik Kolejinde plastik endüstrisine yönelik eğitim verilmesine ilişkin talebini de okul yönetimine iletti.
ek olarak, iş sağlığı ve güvenliği, idari zorluklar kaynaklı ek maliyetlerle birlikte, küçük şirketlerin bir hayli sorunla boğuşmak zorunda kaldığını belirten Karakaş, ortak çalışma modelleri bulunması gerektiğinin altını çizdi.
Öte yandan, Ankara’da faaliyet gösteren firmalardan 110’u Plast Eurasia 2014’te ürünlerini sergiledi. APSD, Yunus Karakaş başkanlığında oluşturduğu bir heyet ile fuarı ziyaret etti.
34
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
Emniyet Genel Müdürlüğü polimer gövdeli tabanca kullanıyor İlker Biliktü
Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı
Mesleki eğitim Sevgili Dostlar,
Emniyet Genel Müdürlüğü, polislerin kullanımı için açtığı ihalede, polimer gövdeli yeni teknoloji silahları seçti. Samsun’da Yurt Savunma Sanayi tarafından üretilen Canik TP9SF modeli açılan ihaleyi kazandı. Bu silahlardan Emniyet Genel Müdürlüğü için 25 bin adet üretilecek. Silahlar, tasarım dahil yüzde 100 yerli ürün olarak tanıtıldı. Polimer gövdeli tabanca ikinci kez Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından tercih edilmiş oldu. Geçen yıl açılan ilk ihalede de aynı şirketin bir başka model silahı seçilmişti. Silahların, Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü’nün tesislerinde uzun süren performans testlerinden geçirildiği kaydedildi. Şirket Genel Müdürü Utku
Ülkemiz uzun zamandır mesleki eğitimi tartışıyor. Sanayiciler olarak bu sorunu her gün yaşıyoruz. Elemanlarımız eğitimlerini işbaşında yapıyor, çünkü eğitilmiş olarak işe hazır bir şekilde eleman bulamıyoruz. Bu sadece mavi yaka için değil, beyaz yakalı elemanlar için de geçerli. Elbette modern dünyada kabul gören “hayat boyu öğrenme” kavramını dışlamıyorum. Hepimiz hayatımızın tamamında öğrenmeye devam edeceğiz ama temel unsurlarla teçhiz edilmemiş kişilerin iş başında yeniden eğitilmek zorunda kalması da kabul edilebilir bir durum değil. OECD üye ülkelere yönelik mesleki eğitimi incelediği bir çalışmasını geçen ay açıkladı. Bunun içinde Türkiye yer almadı. Rapor daha çok iyi uygulamalara yöneldiği için olsa gerek. Ancak OECD’nin diğer raporları ve en önemlisi ülkelerin kıyaslandığı “Better Life Index” baktığımızda, Türkiye’nin mesleki eğitim kriterinde Şili ve Meksika ile ortalamanın çok altında bulunduğunu görüyoruz. OECD çalışmasına göre dünyada en fazla mesleki eğitim veren ülke Kanada. Raporun temel vurgusu, orta öğretim sonrası daha iyi verilen mesleki eğitimin çalışanları çok daha becerili kıldığı yönünde. Rapor, gelişmekte olsun ya da olmasın her ülkeye daha fazla mesleki eğitim tavsiye ediyor. Bu tavsiyesini dayandırdığı temel unsur ise daha önce yaptığı ve gençlerin işsizlik sorununu çözmek için oluşturduğu “İyi İşler Raporu”nda belirttiği açık işlerin büyük bir kısmının orta öğretim sonrası 4 yıllık olmayan mesleki yüksek okullardaki eğitimle karşılanmasının mümkün olması. Çok umutsuz olmamak gerekiyor sanırım. Mevcut işgücü için yürütülen ve kriz döneminde bir sosyal politika aracı olarak da işleyen İŞKUR kısa süreli mesleki eğitimlerinden yararlanan kişi sayısı 1 milyona yaklaştı. İşbaşı eğitim programı ciddi avantaj sağlıyor. Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun eğitim-istihdam ilişkisini kurmada temel teşkil edecek olan bilgi altyapısı hızla ilerliyor. Ne var ki, eğitim alanındaki tartışmaların biraz bu gündemden uzaklaştığını görüyoruz. Sanıyorum ve inanıyorum ki kısa süre içinde yeniden yapısal olarak ortada duran bu soruna döneceğiz. Sizleri, yeni yılda bol kazançlı ve mutlu bir yıl dileğimle selamlıyorum.
36
Ural, ihalenin kazanılmasının ardından yaptığı açıklamada, “Açık teklif usulü düzenlenen ihaleye, 15 bin atışlık mukavemet testlerini geçmeyi başaran iki yabancı firma ile birlikte tamamlayan Samsun Yurt Savuma Sanayi, CANİK TP9SF modeli ile katıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2015 yılında ihtiyacı olan 25 bin adetlik silah alımı ihalesinde en iyi performansı sergileyen ve en iyi teklifi vererek ihaleyi kazandık. Polisimize yüzde 100 yerli silahı üretecek olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi. Yeni nesil silahlar, polimer gövdeleri yanında iğne ateşleme sistemindeki farklılıkla da dikkatleri çekiyor. Bu silahları klasik anlamda kurmak gerekmiyor ve bu tür tabancalarda genellikle polimer gövde tercih ediliyor. Üretici şirketin modelleri, Türkiye dışında başta ABD olmak üzere farklı ülkelere de ihraç ediliyor. Şirketin üretiminin yüzde 70’ini ihracat oluşturuyor. Son 3 yılda, AR-GE faaliyetlerine yatırım yapıldığını ifade eden Genel Müdür Aral, savunma teknolojilerine hız kesmeden yatırım yapamaya devam edeceklerini ve 2018 yılına kadar dünyada faaliyet gösteren ilk 10 hafif silah üreticisi firma arasına girmeyi amaçladıklarını belirtti.
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
Mart 2015’te yapılacak Paris JEC Composites Fuarı ön kayıtları başladı Erol Paksu
Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği Başkanı
Daha fazla çalışmak, işbirliği yapmak, akılcı üretim tek çözüm
İstanbul Ticaret Odası, sektörün en önemli etkinlikleri arasında bulunan JEC Composites Paris 2015 Fuarına Türkiye Milli İştirak Organizasyonu ön kayıtlarına başladı. Kompozit Sanayicileri Derneği tarafından yapılan açıklamada, Türk Kompozitinin uluslararası bir marka olma yolundaki ilerleyişi için önemli bir araç olarak değerlendirilen JEC Composites Fuarına yoğun ilgi beklendiği
Değerli çalışma arkadaşlarım, Plastik Sektörünün Türkiye’de geçmişi 1960’lı yıllara dayanmaktadır. En hızlı büyüyen sektörlerden biri olarak dikkat çeken plastik, Türkiye’de özellikle 90’lı yıllardan sonra hızlı büyüme trendi yakalamıştır. Türkiye’de Plastik Sektörü, genç ve doymamış bir pazara sahip olduğundan tüketim her geçen gün artış göstermektedir. Sektörümüz Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise yedinci büyük üreticisi konumunda ve 20 milyar dolara ulaşan dış ticaret hacmiyle dünya plastik dış ticaretinden yaklaşık yüzde 2 pay alıyor. %30 düzeyindeki atıl kapasitenin, küresel krizin olumsuz etkisinin yanı sıra diğer önemli bir nedeni de sektörde çok sayıda firmanın geleneksel mamuller üreterek faaliyet göstermesidir. Küresel krizin uzun sürmesiyle finansal yapısı güçlü olmayan firmaların sektörü terk etmesi ve doğal bir seleksiyon yaşanarak, ileriki yıllarda firma sayısının azalmasına yol açmaktadır. Uzun süredir yıllık olarak Türkiye ekonomisinin üzerinde bir büyüme hızı kaydeden plastik mamul sektörünün, 2014 yıl sonu tahminlerine göre ülke büyümesiyle hemen hemen aynı oranda büyüyeceği öngörülüyor. Türk plastik sektörünün üretimi ve ihracatı her geçen yıl artsa da değer bazında sahip olduğu potansiyelle doğru orantılı bir seviyeye ulaşamıyor. Bunun en önemli sebebi ise sektörün katma değeri düşük ürünler üretmesi olarak gösteriliyor. Ancak bu ürünleri sadece üretmek yeterli değil, ürünleri satacak pazarın da bulunması gerekir. Dış ticaret fazlası veren plastik sektörünün en önemli sorunu, hammadede dışa bağımlı olması ve enerji maliyetinin yüksekliğidir. Sektör olarak bir devlet politikası ile uzun vadede bu bağımlılığı azaltacak projelere daha çok teşvik sağlanmasını bekliyoruz. Kar marjlarının düşüklüğü nedeniyle, finansmana erişim imkanlarından başlayarak, hammadde ve enerji gibi diğer üretim girdileri, iç ve dış pazarlara ulaştırma masraflarında çok ciddi arayışlar içinde olmak şart. Bu unsurların gerek sektörümüzle ilgili karar alıcılar tarafından, gerekse iş dünyası tarafından yeterince bilinmediğini düşünüyorum. Çünkü bu unsurlar bilinse halen gündemimizde olan birçok sorunu bu denli büyük boyutta yaşayacağımızı zannetmiyorum. Burada önerimiz, hem hammadde üreticileri, hem de biz plastik sanayicileri için yatırım teşvikleri kadar işletme teşviklerinin de uygulamaya alınması katma değeri yüksek plastik üretimi için stratejik yatırımların desteklenmesi gerekir. Biz sanayicilerin de maliyetleri düşürmek adına enerji verimliliği ve kalifiye işgücü kullanımına önem vermemiz gerekir. Çünkü küresel rekabette geriye düşmemek, mevcut yatırımları devam ettirebilmek için ve en önemlisi yüksek katma değerli ürünlere geçmeyi sağlayacak yatırımları için buna ihtiyaç var. Bu başarılara yenilerini eklemek, daha ileriye gitmek için hem yeteneğimiz, hem de isteğimiz var. Gelecek dönemde elde ettiğimiz başarıları daha ileri taşımak için başta karar vericiler olmak üzere herkesin dikkatini gelişmeye odakladığı bir sürece gireriz diye düşünüyorum. Daha fazla işbirliği yaparak akılcı metotlarla daha çok üreterek zenginleşmek tek çıkar yolumuz. Faaliyetlerimizin temeli de refahımızı ve dolayısıyla mutluluğumuzu artırmak amacına çıkmalı diye düşünüyorum. 2015 yılının hepimiz için mutluluk getirmesi dileğimle.
38
vurgulandı. Fuara kayıt işlemlerinin İstanbul Ticaret Odası tarafından yapıldığı belirtildi. JEC Paris, 10-12 Mart 2015 günleri arasında Paris’te gerçekleştirilecek. Organizasyon tarafından verilen bilgide, daha önce gerçekleştirilen fuarlarda yüzde 95 memnuniyet ve yüzde 65 oranında yararlı görüşme bildirimi alındığı belirtildi. Üç gün içinde 700’ün üzerinde toplantının gerçekleşeceği tahmini yapıldı.
Glikozdan doğrudan fermantasyonla propilen üretildi Global Bioenergies Grubu, doğrudan fermantasyon yoluyla glikozdan propilen üretimi yaptığını açıkladı. Plastik üretiminde temel üretim maddelerinden biri olan propilen ilk kez biyolojik kaynaktan ve herhangi bir kimyasal adım kullanılmadan üretilmiş oldu. Firma, bu üretim yöntemini tescil ettirdiğini açıkladı. Firma, 2010 yılında izobutan ve 2014 yılı başında da butadien üretiminden sonra laboratuvar ölçeğinde glikozdan propilen üretebildiğini vurguladı. Etilenden sonra petrokimya endüstrisinde önemli bir yere sahip olan propilenin dünyada yılık 100 milyar dolarlık bir pazarı bulunduğu belirtiliyor. Global Bioenergies İş Geliştirme Başkanı Thomas Buhl konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada nafta parçalama kapasitesinde yaşanan düşüşün hafif olefinler, daha özelinde de propilen üretimi için değişik yollara başvurulması ihtiyacı yarattığını ve biyo-propilen üretimi için söz konusu adımın atılması ile daha iyi, sürdürülebilir ve çevre dostu bir üretim yapısı oluşturulmasına katkıda bulunduklarını vurguladı.
PANO
PLASFEDDERGİ
İSO 14. Çevre ve Enerji Ödülleri verildi İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 14. Çevre ve Enerji Ödülleri, düzenlenen bir törenle sahiplerine verildi. Beş kategoride toplam 18 ödülün dağıtıldığı İSO 14. Çevre ve Enerji Ödülleri’nde; “İnovatif Çevre Dostu Ürün” dalında Kordsa Global, “Çevre Dostu Uygulama” dalında Vestel Elektronik, “Enerji Verimliliği Uygulama Projesi” kategorisinde Kaleseramik, “Çevre ve Sürdürülebilirlik Yönetimi” dalında Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Sanayi birinci seçildi. “Enerji Verimli Ürün” kategorisinde de Jüri Özel Ödülü’ne Enel Enerji Elektronik layık görüldü. “İnovatif Çevre Dostu Urün” kategorisinde KOBİ alanında Jüri Özel Ödülü Net Pak Ambalaj’ın, Jüri Teşvik Ödülü ise Artaş Endüstriyel Tesisler’in oldu. Enerji Verimliliği Uygulama Projesi Jüri Özel Ödülü de Elif Plastik’e verildi. Ödül törenine İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Öztürk ve davetliler katıldı. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, törende yaptığı konuşmada, “Biz diyoruz ki ‘Çevreyi hor gören, gele9&12月-SD-SV.pdf 2014/7/22 ceği1 zor görür.’上午 Bu11:00:12 gerçekten hareketle daha yeşil, daha temiz ve yaşanabilir bir dünya ya-
Elif Plastik ve Netpak ambalaj jüri özel ödülü aldı
ratmak için hep birlikte mücadele vermeliyiz” dedi. Bahçıvan, Türkiye’nin su zengini olmadığını da hatırlatarak, gelecek dönemde sanayi üretimi için gerekli suyun temininde güçlükler yaşanmasının olası görüldüğünü anlattı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Öztürk de konuşmasında, Bakanlık olarak tehlikeli atıkların depolanmasına karşı olduklarını belirterek “AB’de bu tür bir uygulama söz konusu değil. İSO gibi sivil toplum örgütleri ile işbirliği yaparak bu atıkları yok etmeliyiz” dedi. Bahçıvan, sera gazı salımı konusunda Çin ve ABD’nin kamuoyuna açıklamadıkları bir anlaşmaya vardığını, Türkiye’nin de endüstri ile birlikte bu konuda hızla bir karar vermesi gerektiğini belirtti.
39
Elif Plastik Genel Müdürü Selçuk Yarangümelioğlu, “Enerji Verimliliği Uygulama Projesi” kategorisinde NOsume isimli projeleriyle Jüri Özel Ödülü’nü aldıklarını belirterek, sıcak su geri dönüşümü projesi sayesinde, ilk yatırım maliyetini (tüm ekonomik faktörler göz önünde bulundurulduğunda) bir yıldan kısa bir sürede karşıladıklarını, yüzde 30 enerji tasarrufu ve çevreye bırakılan CO2 miktarını yılda 330 ton azaltıldığını kaydedildi. Netpak Ambalaj Genel Müdürü Ali Avcı, bu ambalajların doğaya kontrolsüz terkedilmesinden kaynaklı sorunlar görüldüğünü vurguladı. Netpak’ın doğaya dost, çok kullanımlı, Türk ekonomisi faydalı, cari açığı azaltıcı ürünler geliştirdiğini bildiren Avcı, “Kendi teknolojimizi kendimiz üreterek yolumuza devam ediyoruz. 16 adet faydalı model ve incelemeli patent sahibiyiz.” diye konuştu.
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
Türk firmasından Manchester United’a bilet kabini Yusuf Özkan
Kayseri Plastik İşletmeciler Derneği Başkanı
İnovasyon için daha fazla odaklanmak
Dünyanın en büyük futbol kulüplerinden biri olan Manchester United, bilet satış kabinlerini Türk firması Karmod’dan aldı. Konuya ilişkin bir açıklama yapan Karmod, kombine bilet satış kabinlerini teslim ettiklerini ve ünlü Old Traford Stadının çevresine yerleştirildiğini kaydetti. Toplam 12 kabin, özel banko ve panjur uygulamasıyla, kulübün renklerinde üretildi. Karmod Dış Ticaret Müdürü Fehim Özkanca, “80’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştirdik ve
Değerli dostlar, Ülkemizin AR-GE yatırımları bütün çabalara rağmen kamu ağırlıklı olarak artıyor. Özel sektörün yatırımlarının yüzde 80’inin savunma sanayii ve beyaz eşya olmak üzere gerçekleştiği yakın dönemden sonra, teknoloji alanına yönelik girişimlere destek paketiyle birlikte diğer sektörlere yayılmaya başladı. TÜBİTAK’ın girişimleri ve hibeleri, yakın zamanda beklenen sağlık endüstrisindeki yeniden yapılanma bu alandaki sevindirici gelişmeler. İnovasyonun bir “kültür” olduğu sürekli söylenir ve doğrudur. Yıllarca belirli bir mamul üretimine yoğunlaşan kişilerin, yenilik yapmakta zorlanması gayet doğal. Ancak sektörümüz açısından bu kaçınılmaz bir duruma geldi. Hepimizin yakındığı şekilde toplam olarak sektörümüze baktığımızda katma değer oluşturmakta güçlük çektiğimizi görüyoruz. Sanıyorum, yeni süreçte oldukça maliyetli olan AR-GE ve inovasyon yatırımlarına yönelik olarak küçük ve orta ölçekli firmalara yönelik bir yaklaşım belirlememiz gerekecek. Çünkü bu konuda söylem ve kısmi hibe programlarıyla ne kadar ivme yaratılmaya çalışılırsa çalışılsın, etkisinin sınırlı kaldığı ortada. Gördüğüm kadarıyla AR-Ge ve inovasyona yönelik en büyük eksiklik, birçok firmanın bunu nasıl yapacağını bilmemesi. Her bir sektöre yönelik, analize dayalı, belirli bir amaca hizmet eden farkındalık-bilinçlendirme-eğitim faaliyeti tasarlanması gerekiyor. İstekli olmak elbette önemli ancak nasıl ve neden yapacağını bilmeden bir yatırıma girmek konusundaki çekingenliği ne normal karşılamak gerekli. Ülkemizde yeni bir teşvik programı uygulamaya alınacağı Hükümetimiz tarafından açıklandı. Bu teşvik programının, bildiğimiz işlerde ve ürünlerde yeni yatırımları teşvik etmekten çok, yenileşmeye, yüksek katma değerli ürünlere geçişe imkan sağlayacak bir sürecin başlangıcı olması en büyük dileğim. Sivil toplum örgütleri olarak bizlerin, gündemimize inovasyon ve AR-GE süreçlerine yönelik kapsamlı bir farkındalık-bilinçlenme sürecini başlatmayı almamız gerekliliğine samimiyetle inanıyorum. Hepimize daha güzel ve mutlu bir yeni yıl dilerim.
40
gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Yaptığımız ihracatın bir Avrupa ülkesine yapılması bizi daha da mutlu ve motive ediyor. Yaşam kabinleri modüler özelliğe sahip olup demonte üretimle kullanım yerinde de kurulum imkanı sunmaktadır. Çoğunlukla güvenlik amaçlı kullanımla tanınan kabin ürünlerimiz büfeden ofise, şantiye yatakhanelerinden yemekhanelere, wc, duş ünitelerine kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır” dedi.
Atatürk Bulvarı Deposite İş Merkezi A-5 Blok 5.Kat No:507 İkitelli O.S.B. İstanbul - Türkiye Tel: +90 212 549 83 35 - 549 83 94 pbx. Fax: +90 212 549 86 66
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
Şekip Avdagiç
Kompozit Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Türk kompozit sektörü “Türk Kompozit 2015” kompozit zirvesi’nde bir araya geliyor.
PAGDER’den Ekonomi Bakanlığı destekli Milano PLAST’15 organizasyonu PAGDER, İKMİB ile 5-9 Mayıs 2015 günlerinde İtalya’da yapılacak Milano PLAST’15 Fuarı’na, Ekonomi Bakanlığı’nın mali desteğini kapsayan katılım düzenliyor.
Derneğimiz ilkini 2013 yılında gerçekleştirdiği Kompozit Zirvesi etkinliğinin 2015 yılında da ikincisini düzenlemeye karar vermiş bulunmaktadır. 2. Türk ve Bölgesel Kompozit Sanayi, Teknoloji ve Uygulamaları Zirvesi & Forumu 8-9-10 Ekim 2015 tarihlerinde Gorrion Hotel İstanbul’da gerçekleştirilecektir. Etkinlik; seminerler, ürün tanıtımları, demolar, sergi alanları ve ödüller başlıklarında birçok aktiviteye yer verecektir. Türk Kompozit Sektörünün en önemli sektörel buluşması olan etkinliğin her iki yılda bir düzenlenmesi sureti ile geleneksel hale gelmesi derneğimizin önemli bir amacıdır. Derneğimiz üyelik geliştirme çalışmalarına geçtiğimiz dönemde de devam etmiş ve 3 yeni üyeyi bünyesine katmıştır. Sırası ile Hanko Makina ve San. Tic. Ltd. Şti., İnovatif Teknoloji Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. (İNORES) ve Cengiz Teknik Kompozit San. ve Tic. A.Ş. şirketleri üye olarak derneğimizin daha da güçlenmesini sağlamışlardır. Derneğimizin üye sayısı böylece 100’e ulaşmıştır. Sektörümüzün en önemli organizasyonu olan JEC Composites Fuarı’na 2015 yılında da İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile oluşturduğumuz işbirliği içerisinde Türkiye Milli İştirak Organizasyonu çerçevesinde katılacağız. Bu yılki fuarda yirmiye yakını Milli İştirak Organizasyonu içerisinde olmak kaydıyla otuza yakın Türk firmasının yer alacağı kesinleşmiş bulunmaktadır. JEC Europe 2015 Fuarı’nın, Türk kompozitinin marka olma yolunda önemli bir dönüm noktası olacağına inanmaktayız. Geçtiğimiz dönemde düzenlemiş olduğumuz 3 önemli eğitim çalışması sektör mensuplarımızın ilgi ve beğenisi ile karşılanmıştır. KOSGEB Eğitim Destekleri, Kompozit Hammaddeleri ve Atık Yönetimi ve Kompozitlerin Geri Dönüşümü Konulu Eğitimlerde sektörümüzün birçok temsilcisi yer almıştır. Başlatmış olduğumuz eğitim çalışmaları hız kesmeden 2015 yılında da devam edecektir. Derneğimiz PAGEV 9. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nde “Otomotiv Kompozitleri” konulu bir sunum gerçekleştirmiş ve “Plastiklerle Hafifletilmiş Araçlar” isimli panelde de katılımcı olarak yer almıştır. 24. Plast Eurasia Fuarı’nda derneğimiz 5 üyesinin yanı sıra bir info stand ile yer almıştır. Fuar sırasında T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın katılımı ile gerçekleştirilen “Plastik, Kompozit ve Kauçuk” sektör buluşmasında derneğimiz kompozit sektörünü ilgilendiren sorunların ve çözüm önerilerinin dile getirilmesini ve tartışılmasını sağlamıştır. Tüm Plastik ve Kompozit sektörü mensuplarının yeni yıllarını kutlar 2015 yılının Ülkemiz ve sektörlerimiz için hayırlı, bol ve bereketli işlerle dolu olmasını dilerim.
42
Üç yılda bir düzenlenen fuara, 2012 yılında 46 ülkeden 1400 firmanın ve 144 ülkeden 55 binin üzerinde ziyaretçinin geldiği belirtildi. PAGDER’den yapılan yazılı açıklamada, fuar kapsamında İtalyan Ticaret Odası ile işbirliği de yapıldığı kaydedildi. Fuarın katılım bedeline Ekonomi Bakanlığı’nın Tebliği kapsamında yüzde 50’ye kadar destek verildiği hatırlatıldı. Sektör mensuplarının katılım için başvurularının açıldığı kaydedildi. 2012 yılında yapılan Fuara, Türkiye’den Lider Makine, Akkaya Makine, Kuatro Plastik, Altek Makine, Polimer Teknik, Domeks, Gür-İş Makine, Dermak, Korsini, Erse Makine, Marmara Melat ve Sarem Makine’nın katıldığı kaydedildi.
PANO
PLASFEDDERGİ
Türk Plastik Endüstrisi Kongresi: Plastik sektörü yerli otomobil için hazır PAGEV tarafından dokuzuncu defa düzenlenen “Türk Plastik Endüstrisi Kongresi” otomotiv plastikleri gündemiyle toplandı. Toplantıda, bu alanda faaliyet gösteren firmalar teknik sunumlar gerçekleştirdi ve otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firma ve kuruluşların temsilcilerin yer aldığı panel düzenlendi. Toplantıda, İKMİB Başkanı Murat Akyüz ve Kompozit Sanayicileri Derneği Başkanı Şekip Avdagiç de konuşma yaptı. Kongrede yapılan çalışmalarda, Türkiye’nin 2020 yılına kadar üretime geçmesi hedeflenen yerli otomobil projesine ilişkin değerlendirmeler öne çıktı. Bütün dünyada, otomotiv sektöründe karoser ve motor dahil hemen her parçada plastik kullanımı için yoğun bir araştırma sürecinin yaşandığının altı çizildi. Otomotivde plastik kullanımının yakıt tüketiminden, maliyet avantajına kadar çok yönlü fayda sağladığı hatırlatıldı. Sunumlarda, 200-300 kg muadil malzeme yerine plastik kullanıldığında ağırlığın 100 kg’a kadar düştüğü bunun da 150 bin km. otomobil ömründe 750 litre daha az yakıt anlamına geldiği belir-
tildi. Batı Avrupa’daki taşıt sayısına bağlı olarak yapılan bir hesaplamada, bunun yıllık 12 milyon ton daha az petrol tüketimi ve 30 milyon ton daha az karbon salımı anlamına geldiği vurgulandı. Türkiye’de yıllık plastik üretiminin yüzde 3 ile 5’i aralığında kısmının otomotiv plastiklerinden oluştuğu belirtilen kongrede, 2013 yılı sonunda 281 bin ton plastik ve 156 bin ton kauçuk ürün üretildiği kaydedildi. Mevcut teknolojilerle bir aracın toplam ağırlığının yüzde 11’inin plastik, yüzde 6,1’inin ise kauçuktan oluştuğu bilgisi verildi. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Türk plastik sektörünün otomotiv sanayiine daha fazla ürün verebilir durumda olduğunu kaydederek, “Üretmek yeterli değil, satacak pazarımızın da olması gerekli. Dolayısıyla öncelikle ülkemizin yerli savunma
sanayinden uçak ve otomotiv endüstrisine, yerli biyoteknoloji sektörlerine kadar stratejik öneme sahip yatırımlara ihtiyacı var. Son dönemlerde özellikle yerli otomobil üretimi konusundaki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Gelişmeler oldukça umut verici.” dedi. İKMİB Başkanı Murat Akyüz de konuşmasında “Tüm alt sektörlerimizde olduğu gibi AR-GE ve inovasyona verilecek önem doğrultusunda yapılacak katma değerli üretim büyüme rakamlarını çok daha yukarılara çıkarır” dedi.
JC Times
43
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
İSO Kasım ayı Meclis Toplantısı: Doğu Anadolu’ya petrokimya tesisi gerekli
Hüseyin Semerci
Plastik Sanayicileri Derneği Başkanı
Sanayi ülkemizin geleceği Değerli Meslektaşlar, Sanayi sektörümüzün GSYH içindeki payı uzun zamandır yerinde sayıyor. McKinsy’in “Manufacturing the Future: The Next Era of Global Growth and Innovation, McKinsey, 2012” araştırma sonuçlarına göre; Türkiye, dünyada yaratılan imalat sanayisi katma değerindeki pay açısından 1990 yılında 13’üncü sırada, 2000’lerde 15’nci sırada yer alırken 2010’da liste dışına çıkmış durumdadır. Şaşırtıcı değil mi, ülkemizin en hızlı büyüdüğünün varsayıldığı son on yılda, önceki yirmi yıla kıyasla imalat sanayisi katma değer payı azalmış. Yeni fırsatların ve yeni risklerin olduğu bir yıla ve döneme giriyoruz. Hükümet yeni bir reform programını ilan etti. Orta Vadeli Programla birlikte baktığımızda yeni reform paketinde daha fazla yatırım ve üretim hedefleniyor. Ümit ve şükür ediyoruz ki artık herkes sanayinin, üretmenin bir mecburiyet ve ülkenin geleceği olduğunun farkında. Bu farkındalık iyi yönetilirse ülkemizi hak ettiği refaha götürür ama sektörümüzü uçurur. Bizim ürünlerimiz sanayinin, gelişmişliğin bir göstergesi ve nerdeyse tüm imalat sanayi sektörlerinin ara malıdır. Plastik sektörü geçmişte önemliydi, şimdi de önemli, gelecekte ise çok ama çok daha önemli olacak. Türkiye kalkınacak, büyüyecekse ve söylendiği gibi orta gelir tuzağından çıkıp zenginler kulübüne girecekse bunu sanayi ile sağlayacak. Başka çıkar yolu yok. Sanayileşen, gelişen Türkiye’nin plastik sektörü ise bugünkü hacmine kıyasla katlayacak. Herkes planlarını hiç de uzak olmayan bu yakın geleceğe göre yapsın, tabi ki iyi yönetilirse.. PAGDER ve plastik sanayicileri olarak uzun süredir gündemde tuttuğumuz konulara odaklandık. Geçtiğimiz süreyi elimizden geldiğince ve sektörümüz adına yapısal sorunlarımızı çözmeye yönelik adımları atarak değerlendirdik. Teşvik ve yatırım yeri sorunu için PAOSB projesini hayata geçirdik. Sektör savunuculuğu için PLASFED oluşumuna gönülden emek harcadık. İhracat atağı başlattık, bilimsel olarak rehber niteliğinde 97 ülkenin incelendiği çalışmamızı yaptık. Uzun süredir kimsenin üzerinde konuşmadığı plastik işleme makine sektörümüzü yeniden gündeme taşıdık. Eğitim ve pazarlama odaklı dış ticaret faaliyetlerimizi derinleştirdik. Türkiye olarak rekabet gücümüzde bir aşınma var. Bunun için kaybedecek zamanımızın kalmadığını hepimiz biliyoruz. Umut dolu olarak, 2015 yılının hepimize sağlık, başarı ve mutluluk getirmesini dilerim. Sektörümüzün bayrağını bu yılda birlikte daha da ileriye taşıyalım.
44
İstanbul Sanayi Odası, kasım ayı Meclis Toplantısında, Doğu Anadolu’ya petrokimya tesisi kurulması gerektiği belirtildi. Ayrıca, plastik sektörü dahil, taşımacılıkta sıkıntılara yol açan istiap haddi sorununun çözülmesi de talep edildi. İSO Meclis Toplantısında konuşan İSO Meclis Üyesi Nevzat Demir, petrokimya alanında yeni yatırımlara ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Türkiye’nin ihracatının yakın çevresindeki ülkelerle hızla arttığını kaydeden Demir, ““Ülkemizin ihracatı ya ortak sınıra ya ortak denize yahut da ortak kültüre sahip olduğumuz, tarihimizden bugüne getirdiğimiz ülkeler üzerine kümeleniyor. Ancak ithalatımıza baktığımızda ya ayrı bir kültürden ya ortak olmayan sınır ya da ortak olmayan denizden ulaşıyor” dedi. Petrokimya ve demir-çelik, metalürji alanında yoğun ithalat yapıldığını vurgulayan Nevzat Demir, petrol ürünlerinde fırsat bulunduğunu anlattı. Demir, “Azerbaycan’dan çıkan petrol yıllık 18-20 milyar dolarla, BaküTiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın bedeli üzerinden Ceyhan’a, Ceyhan’dan da bir başka coğrafyaya gidiyor. Mesela Avrupa Birliği’ne, orada işleniyor, petrokimya oluyor, bana ara malı olarak geliyor, biz de buradan tekrar komşularımıza vermeye çalışıyoruz. Oysa Doğu Anadolu’da Kars, Erzurum, Erzincan ve Maraş’ta fevkalade petrokimya tesisleri kurulabilir ve böylece İstanbul’daki şu yoğun, üretmeyen nüfusu oraya doğru kaydırabiliriz” önerisinde bulundu.
İSO Meclis Üyesi Ömer Karadeniz: “İstiap hadleri konusunu çözelim”
Toplantıda söz alan İSO Meclis Üyesi Ömer Karadeniz de ekonomi yönetiminin sanayicilerin sorunlarıyla ilgisinden memnuniyet duyduklarını vurgulayarak, “Biz, İstanbul’da gerçekten çok büyük mücadeleler veriyoruz. Herşeyin ötesinde bunun hakkını vermek lazım. Anadolu’da verilen mücadeleyi tabii ki takdirle karşılamalıyız ama İstanbul’daki sanayicimizin çektiği, gerçekten çok daha fazla. Bizim yönetim kurulumuza havale ettiğimiz bir resen kararımız var. Sayın Yönetim Kurulu Başkanım şu istiap hadleri konusunda lütfen gereken önemi ve değeri verelim. Çok büyük bir haksızlık var, bunu ilgili bakanlıklarımız da zaten gördüler, biliyorlar. Lütfen bu konuya biraz daha fazla önem verelim ve çözülmesi için elimizden geleni yapalım. Çünkü bu sadece sanayimizi değil, tüccarımızı ve vatandaşımızı ilgilendiriyor.” dedi.
30 YILI AŞKIN TECRÜBE...
EKSTRÜZYON EKİPMANLARI » LEVHA KALIBI » PLASTIK POMPASI » STATİK KARIŞTIRICI » FİLTRE » KARA KUTU » REGÜLATÖR » MANİFOLD
www.ozmakina.com
PLASTİK LEVHA HATLARI » PP-PS-ABS-PE LEVHA HATTI » PET LEVHA HATTI » PVC LEVHA HATTI » TPO MEMBRAN LEVHA HATTI » PVC MEMBRAN LEVHA HATTI » PVC KENAR BANDI HATTI » ABS KENAR BANDI HATTI » HORTUM MAKİNASI HATTI » PVC PLANET LEVHA HATTI » PMMA LEVHA HATTI
Telefon: 0216 499 44 04 Fax: 0216 499 44 05
Adres: Ferhatpaşa Mah. G-3 Sok. Ataşehir İstanbul
PLASFEDDERGİ
PANO
Hükümetten sanayi için eylem planı lat sanayiinde makine teçhizat yatırımlarına verilen kredilerde Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinin (BSMV) alınmaması yönünde bir plan yaptıklarını açıklayan Davutoğlu programın, finansal istikrar amacıyla, KOBİ ve ticari kredilerin kolaylaştırılması uygulamasının iyi sonuç verdiğini, bu kez doğrudan üretimi desteklemek amacıyla imalat sanayiine yönelik yatırım ve işletme kredilerine bir özendirme yapmayı amaçladıklarını, bu tür kredilerden BSMV alınmaması yönünde bir maddenin Finansal İstikrar Komitesi gündeminde bulunduğunu açıkladı. Başbakan Davutoğlu, petrol fiyatlarındaki düşüşün fırsat yarattığını, farklı senaryolar altında ekonominin nasıl yönetileceğine dair alternatifleri belirlediklerini açıkladı. Hükümet, Onuncu Kalkınma Planında öngö-
ken, Almanya’nın 4,5 dolar.
rülen 25 Öncelikli Dönüşüm Alanı yaklaşımına
4-Bütüncül ekonomi: Finans ve reel sektöre
yönelik, 1150 eylem içeren ekonomik program
yönelik karşıtlık varsayımı yanlıştır. Her ikisi
ilan etti. Üç bölüm halinde ilan edilen eylem-
de birbirini destekler. Ekonomi ve özelde kal-
lere yönelik, ilk toplantıda konuşan Başbakan
kınma bütüncül bir şekilde ele alınmalıdır.
Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin uygulayacağı
5-Dünya ekonomisi ile tam entegrasyon: Ka-
ekonomik dönüşüm programının daha önce
palı bir ekonomi mümkün değil. Küreselleşme
öngörülen küreselleşme bazlı yeni ekonomik
bağlamında Türkiye’nin bu sürece dahil ol-
yapıya uyum sağlama niteliği bulunduğunu,
ması ve hatta yönetici olması gerekli. Türki-
niyette kalmayarak uygulamaya geçeceğini
ye, G-20 başkanlığını 1 Aralık’ta devralacak.
vurguladı. Programın genel hedefleri, 2018
Entelektüel birikimi bu yönetimi gerçekleşti-
yılı itibariyle 1,3 trilyon dolar GSYH, yüzde 7
rebilir durumdadır ve hatta dönem başkanlı-
işsizlik ve GSYH’nin yüzde 5’i kadar cari açık
ğında dünya ekonomisine ilham verecek uy-
hedefi belirlendi. Yeni yaklaşımlarının 5 ana
gulamalar yapılacak.
prensipte topladıklarını kaydeden Davutoğlu, bu prensipleri ve gerekçelerini şöyle sıraladı:
Finansal dalgalanlara dayanıklıyız
1-Siyasi istikrar ve ekonomik öngörülebilirlik:
Başbakan Ahmet Davutoğlu, eylem planla-
Küresel krizdeki en önemli sorunlardan biri
rına yönelik Aralık ayında yaptığı toplantıda
ülkelerin istikrar ve ekonomik öngörülebilirli-
ise Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin
ğindeki zayıflıktan kaynaklandı.
ekonomik olarak olası finansal dalgalanma-
2-İnsan odaklı kalkınma, insan kaynağının
lara dayanıklı olduğunu ispatladığını, gelecek
geliştirilmesi: Türkiye’nin iki önemli avantajı
dönemde de ilkeli ve disiplinli duruşlarından
insan kaynağı ve bulunulan coğrafyadan kay-
vazgeçmeyeceklerini söyledi. Bu toplantıda
naklanıyor.
reel sektöre yönelik bazı rekabet gücü avan-
3-Üretim teknolojisindeki değişime intibak:
tajları hazırladıklarını açıklayan Davutoğlu,
Yeni gelişmeye uyum gösterilemezse kayıp
finansmana erişime yönelik düzenlemelere
büyük oluyor. Sanayi devrimine uyum sağla-
dikkat çekti.
namadığı için 100 yıl kaybedildi. Ar-Ge ve inovasyon temelli yeni sürece uyum gerekiyor.
İmalat sanayiinin yatırımları açısından dikkat
Türkiye’nin kg ihracat birim fiyatı 1,6 dolar-
çekici yenilik ise vergi kanalında yapıldı. İma-
48
Hükümet tarafından açıklanan eylem planlarında, sanayiye yönelik ön plana çıkan eylemlerden bazıları şöyle:
I-Üretimde Verimliliğin Artırılması Programı Program hedefi: -Sanayi sektöründe toplam faktör verimliliğinin (TFV- daha üst düzey bir teknolojik ürüne geçişle sağlanan verimlilik, değer artışı) büyümeye katkısı yüzde 20’nin üzerine çıkarılacak. Performans göstergesi(2014-2018) -KOBİ’lerin toplam imalat sanayii içindeki payı yüzde 92’den yüzde 90’a gerileyecek.
-2014 sonunda –0,2 olan TVF, 2018’de 1,9 seviyesine gelecek. Eylem Planı: -Sistematik olarak verimliliğini artıran KOBİ’lere teşviklerde öncelik verilecek. Kurumsallaşmak isteyen KOBİ’lere destek sağlanacak. -Firmaların yurt dışında bilinen markaları satın alması desteklenecek. -Sanayi sitelerinde ortak kullanım atölyeleri oluşturulacak. -Sanayi etkileşim ağı oluşturulacak. -KOBİ’lere yönelik verimlilik düzeyi karşılaştırılması yapılacak, verimlilik artışı için planlı
PANO
PLASFEDDERGİ
sanayi bölgelerinin kurumsal kapasitesi geliştirilecek. -OSB’lerin teknoloji geliştirme ve teknolojik altyapı kapasiteleri iyileştirilecek. -Yurt dışında pazarlama faaliyet destekleri devam edecek. -Ortak pazarlama ve kümelenme desteklenecek.
II-Yurtiçi Tasarrufların Artırılması Ve İsrafın Önlenmesi Programı Eylem Planı Program hedefi: Yurtiçi tasarruf oranı 2018’de yüzde 19’a yükseltilecek.
Performans Göstergesi: -İmalat sanayii kredileri, toplam kredilerin yüzde 20,5’inden yüzde 25’ine yükselecek. -Özel sektörün yatırımlarındaki makine teçhizat oranı yüzde 68’den yüzde 72’ye çıkacak.
Eylem Planı -İmalat sanayiinde makine teçhizat yatırımlarına BSMV alınmamasına yönelik düzenleme yapılacak. -İthalat yoğunluğu yüksek lüks tüketim mallarına ek yükümlülükler getirilecek. -Halka açık şirketlerin kurumlar vergisinin düşürülmesi için çalışma yapılacak. -Sermaye araçlarının stopajlarında, elde tutma süresine bağlı farklılaştırma yapılacak. -Katı atıkların geri dönüşümü için bilinçlendirme çalışması yapılacak. -KİT’lerin ürettiği malların, farklı KİT’lerin birbirine indirimleri (çapraz sübvansiyon) engellenecek, ticari olmayan indirimler rasyonel hale getirilecek ve KİT ürünleri kullanımı rasyonelleştirilecek.
III-İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Programı Program Hedefleri - İstanbul’un dünyada ilk 25 küresel finans merkezi içerisinde yer alması - Türkiye’nin finansal gelişmişlik açısından ilk 30 ülke içerisinde yer alması - Finansal hizmetler sektörünün GSYH içindeki payının yüzde 6’ya yükselmesi Performans Göstergeleri(2014-2018) -Bankacılık aktif büyüklüğünün GSMH’ye oranı yüzde 111’den yüzde 125’e çıkarılacak. -Sigorta hizmetleri ihracatı 1 milyar 98 milyon dolardan, 1 milyar 794 milyon dolara çıkarılacak. -Finansal hizmetler ihracatı 876 milyon dolardan, 1 milyar 236 milyon dolara çıkarılacak. -BİST’te işlem gören şirket sayısı 426’dan
606’ya çıkarılacak.
-Belediye ve il özel idarelerinin sermaye gelir-
-Toplam yerli yatırımcı sayısı 4 milyon 105
leri hariç öz gelirlerinin Plan dönemi sonunda
binden, 4 milyon 830 bine çıkarılacak.
GSYH’ya oran olarak yüzde 1,7’ye çıkarılması
-Yerli kurumsal yatırımcı sayısı 105’ten 126’ya çıkarılacak
Performans Göstergeleri(2014-2018) -Belediye ve il özel idarelerinin sermaye ge-
Eylem Planı:
lirleri hariç öz gelirlerinin GSMH’ye oranı yüz-
-Sermaye piyasası araçlarının döviz cinsin-
de 1.40’tan yüzde 1.65’e yükseltilecek.
den ihraç edilmesi ve işlem görebilmesi için
-Mükellef memnuniyet oranı yüzde 65’ten
çalışma yapılacak.
yüzde 73’e çıkarılacak.
-Kamu sermayeli kuruluşların sermaye piyasasından faydalanması sağlanacak.
Eylem Planı
-Banka dışı finansal piyasaların geliştirilmesi-
-Tasarrufların üretken yatırımlara yönlendi-
ne yönelik strateji belgesi hazırlanacak
rilmesi amacıyla, imar değişikliği veya kamu
-Metal ve emtianın işlem görebileceği organi-
yatırımları sonucu oluşan değer artışlarından
ze piyasalar oluşturulacak
kamunun pay almasını ve gayrimenkullerde
-Faizsiz finans sisteminin felsefesini ve uy-
değer artışına yol açacak bazı kamu yatırım-
gulamalarını konu alan kapsamlı bir tanıtım
larına yararlanıcıların katkıda bulunmasını
kampanyası yürütülecek.
sağlayacak bir sistem geliştirilecek
-Kamu sermayeli katılım bankalarının kurul-
-Vergi ve sosyal güvenlik yükümlülüklerinin
masına yönelik hazırlık çalışmaları tamamla-
tek beyanname ile bildirilmesi konusunda ça-
nacak.
lışma yapılacak
-Azalan müşareke(İslami finansal kiralama)
-İhbar bildirimlerinin internet üzerinden alın-
ürünü geliştirilecek
ması sağlanacak
- Mevcut faizsiz finans ürünlerinin yaygınlaş-
-Takdir ve uzlaşma komisyonlarının iş üretme
tırılmasına ilişkin vergi uygulamaları gözden
kapasitesi etkinleştirilecek
geçirilecek.
-Vergi Usul Kanunu yenilenecek
- Faizsiz finans alanında girişim sermayesi
katılım şemsiye fonunun uygulanması yay-
V-İş ve Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Programı: Programın Hedefi
gınlaştırılacak.
-Özel sektör yatırımlarının GSYH’ya oranının
- Kamu kira sertifikası ihraçlarının artırılması-
2018 yılı sonunda yüzde 19,3’e çıkarılması
na yönelik çalışmalar yapılacak.
- Plan dönemi boyunca (gayrimenkul hariç)
yatırım fonu, gayrimenkul yatırım fonu, altyapı gayrimenkul yatırım ortaklığı ve
IV-Kamu Gelirlerinin Kalitesinin Arttırılması Program Hedefleri
kümülatif uluslararası doğrudan yatırım tutarının 92,8 milyar dolara ulaşması - İş Yapma Kolaylığı Endeksi sıralamasında ilk 40 ülke arasına girilmesi
- Vergilemede hizmet sunumu kalitesinin ar-
- Süreçlerin iyileştirilmesi suretiyle yatırım
tırılması
yeri tahsis miktarının artırılması
-Kamu gelirlerinin sağlıklı ve sürekli kaynak-
Performans göstergeleri(2014-2018)
lardan elde edilmesi
-Türkiye’nin İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde
49
PLASFEDDERGİ
PANO
51’inci sıradaki yeri 40’ıncılığa çekilecek.
-MTA’nın yurt dışında maden arama yetkisi - Kamu İhale Kanunu ve ilgili mevzuatta yerli üre-
lecek.
melenme modeli uygulanacak.
tim, yenilik ve teknoloji -Uluslararası doğrudan yatırım girişi 10.4 geliştirilecek. -Tedarik zinciri içinde farklı aşamalarda kütransferini teşvik edecek şekilde düzenleme yamilyar dolardan, 28.3 milyar dolara yükseltipılacak. - Kamu alımlarında KOBİ’lerin payının arttırılması-
-Özel yatırımların GSYH içindeki payı yüzde 15.6’dan yüzde 19.3’e yükseltilecek.
Bazı performans göstergeleri (performans na yönelik tedbirler alınacak.
Eylem Planı:
göstergeleri) : İhracatın ithalatı karşılama Hedef: Kamu alımlarında orta-yüksek ve yüksek
-Şirket kuruluş ve şube açılış işlemlerinde oranı 2018’de yüzde 70 olacak. İhracatta orta teknoloji sektörlerindeki yerli firmaların payının ve yüksek teknolojili ürünler yüzde 37,6 ola- artırılacak, yüksek teknoloji sektörlerinde uluslamaliyetler azaltılacak. -Enerji lisans/ruhsat/izin işlemleri basitleşti- cak.
rarası alanda markalaşma süreci desteklenecek,
rilecek
markalaşmış ürün sayısı arttırılacak, kamu teda-
Hedef:
-Yatırımların izin ve yatırım yeri temini süreç- Plan dönemi sonunda dış ticaret açığının rik sistemi yoluyla Ar-Ge harcamaları arttırılacak, GSYH’ya oranı yüzde 9.9 seviyesinde gerçek- kamu alımlarında uygulanacak politikalarla uluslerinin hızlı ve etkin bir biçimde yürütülmesine ve sonuçlandırılması- leşecek. na yönelik mekanizma oluşturulacak. -OSB’lerle ilgili mevzuat sadeleştirilecek ve günün şartları çerçevesinde güncellenecek.
lararası doğrudan yatırımlar arttırılacak.
VII-Öncelikli Teknoloji Alanla- IX-Yerli Kaynaklara Dayalı Enerji rında Ticarileştirme Programı Üretim Programı Eylem Planı Amaç: “Enerji, sağlık, havacılık ve uzay, oto- Amaç:
-OSB parsellerinin rant amaçlı kullanılmasının motiv, raylı sistemler ve bilişim ile savunma” Yerli kaynakların enerji üretimindeki payının artırılması suretiyle enerjide dışa öncelikli teknoloji alanları olarak belirlendi. önüne geçilecek. -Üst ölçekli mekânsal planlama çalışmaların-
Eylem Planı:
da stratejik ve büyük ölçekli yatırımlara uy- -Öncelikli alanlarda teknolojik ürünün prototipinin geliştirilme süreci desteklenecek. gun yerler ayrılacak
bağımlılığın azaltılacak.
Eylem Planı:
-“Stratejik ve Büyük Ölçekli Yatırımlar” için -Öncelikli alanlarda rekabet gücünün artırıl- -Kamu özel ortaklığına dayalı bir finansman moönemli bir araç olabilecek Endüstri Bölgele- masına ve ihracata yönelik yatırımlar destek- deli ile linyit sahalarında termik santrallerin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılacak. rine ilişkin uygulama sürecindeki sorunlar lenecek. incelenecek ve gerekli mevzuat değişiklikleri -Girişimciliğin erken aşamasına yönelik en az -Türkiye’de arama faaliyetleri ile petrol ve doğal belirlenecek ve hızla uygulamaya konulacak.
bir üst fon kurulması desteklenecek.
gaz üretimi artırılacak.
-TTK’nın şirketlerin iradi tasfiyesine yönelik -KOBİ’lere mentorluk ve danışmanlık hizmeti - HES projeleri tedrici olarak büyükten küçüğe doğru özel sektör başvurusuna maddeleri paydaşların katılımı ile gözden ge- verilecek. çirilerek süreçlerin makul sürede sonlanması- Bazı performans göstergeleri: 2018’de yıllık açılacak. 13 bin patent başvuru sayısına ulaşılacak. Yıl- -Yenilenebilir eneji kaynakları envanteri yenilenı sağlamak üzere düzenleme yapılacak. -Yatırım yeri temininde verimli tarım alanla- da 35 yeni buluş gerçekleşecek. Özel sektör necek. rının kaybedilmesinin önlenmesi ve verimsiz ar-ge merkezlerinin ar-ge yatırımları 2014- -Enerji üretim cihazlarının yerlileşmesi sağlanatarım alanlarının yatırım amaçlı değerlendiril- 2018 yılları arasında (kümülatif) toplam 20 cak. milyar TL’ye ulaşacak. Bazı performans göstergeleri: 2018’de yerli kömesi sağlanacak. -Yatırım yeri temininde ve tahsisinde karşıla- Hedef: Öncelikli sektörlerde teknolojik ürün mürden elektrik üretimi 57 TWh’ye ulaşacak. Petşılan güçlüklerin giderilmesine yönelik olarak ve marka sayısı artırılacak, imalat sanayii üre- rol ve doğalgaz günlük üretimi 121 bin 600 adete mevzuattaki tüm iş süreçleri Türkiye Yatırım tim ve ihracatında öncelikli sektörlerin payı çıkacak. Hidrokarbon kaynak arama yerli cihazlaDestek ve Tanıtım Ajansı tarafından ilgili ku- artırılacak, nitelikli araştırmacı yetiştirilmesi rında yerlileşme yüzde 18 olacak. rumlarla beraber incelenecek.
VI-İthalata Olan Bağımlılığın Azaltılması Programı
ve özel sektörde istihdamı artırılacak, araş- Hedef: 2012 yılı sonunda birincil enerji üretimintırma merkezi, kuluçka, hızlandırıcı, teknoloji de yüzde 27 olan yerli kaynak payı, 2018 sonunve yenilik merkezleri arttırılacak, Teknoloji da yüzde 35’e yükseltilecek, 2013 yılında 32 milGeliştirme Bölgeleri (TGB) sektör odaklı hale yar kWh olarak gerçekleşen yerli kömür kaynaklı
Amaç: Yurtiçinde üretilen ürünlerin standart getirilecek, yenilikçi girişimcilik geliştirilecek, elektrik enerjisi üretimi 2018 yılında 57 milyar kWh’e çıkarılacak, Plan döneminde 10.000 MW’lık ve kaliteleri ile teknoloji kapasitesinin yüksel- teknoloji transfer ara yüzlerin arttırılacak. tilmesinin desteklenmesi. Eylem Planı: -Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) ihtiyaçlara bağlı olarak güncellenecek. -Güneş, HES, RES, jeotertam tesislerinde yerli üretimin payı artırılacak. HES’lerde kulla-
ilave hidrolik kapasite devreye alınacak.
VIII-Kamu Alımları Yoluyla Teknoloji Geliştirme ve Yerli Üre- X-Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı Eylem Platim Programı Amaç: Kamu alımları ve kullanım hakkı tahsis- nı lerinde yerli Ar-Ge ve yenilik katkısı gözetile- Eylem Planı:
nılan 50 MW ve üstü türbinin tamamının yerli cek.
-Enerji verimliliği yatırımlarının finansmanı için
olarak üretilmesi sağlanacak.
yeni tedbirler geliştirilecek.
Eylem Planı:
-Orta ve yüksek teknolojili ürünlere yönelik -Yüksek teknolojili ürünlerde kamu alım ga- - Enerjiyi verimli tüketen ürünlerle verimsiz tükerantisine dayalı üretim yapılması için model ten ürünlerin vergilerinin Ar-Ge, yenilik ve tasarım geliştirilecek. farklılaştırılması sağlanacak. faaliyetlerine öncelik verilecek.
50
PANO -OSB’lerde
kurulan
Enerji
Yönetimi
-İlaç etkin maddesinin geliştirilmesi ve üretil-
Birimleri’nin (EYB) kapasiteleri güçlendirile-
mesi desteklenecek.
cek.
-Yerli üretim tıbbi cihaz alımlarında geri öde-
Bazı performans göstergeleri: 2018’e kadar
mede öncelik verilecek
toplam 19 bin 815 petrol eşdeğeri birincil
-Yerli üretim tıbbi cihaz geliştirme destekle-
enerji tasarrufu yapılacak.
necek, KOBİ üreticilere finansman sağlana-
Hedef: 2011 yılı sonunda, iklim düzeltmeli ve
cak.
XII-Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı Eylem Planı -Türkiye Lojistik Master Planı hazırlanacak, mevzuat yürürlüğe konulacak. -TCDD’nin yapılandırılması 2014 sonuna kadar tamamlanacak. -Lojistikte modern depoculuk anlayışına ge-
2000 yılı dolar fiyatlarıyla 0,2646 TEP/1000 dolar olarak gerçekleşen Türkiye’nin birin-
Bazı performans göstergeleri: İlaçta ihracatın
cil enerji yoğunluğu, 2018 sonunda 0,243
ithalatı karşılama oranı 2018’de yüzde 29,3,
TEP/1000 dolar değerinin altına indirilecek.
tıbbi cihazda yüzde 20 olacak. 260 ilaç üreti-
2018 yılına kadar kamu binalarındaki enerji
cisi şirkete ulaşılacak.
çişin sağlanması için standart proje oluşturulacak. -Üretim tesislerinin demiryolu bağlantısına öncelik verilecek, limanlar yeniden yapılanacak.
tüketimi, 2012 yılı baz alınmak suretiyle belirlenecek göstergeler düzeyinde
Hedef: Yurtiçi tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme
ve verimlilik artışı uygulamaları ile yüzde 10
ihtiyacının değer olarak yüzde 20’si yerli
düşürülecek.
üretimle karşılanacak, yurtiçi ilaç ihtiyacının
XI-Sağlık Endüstrilerinde Yapısal Dönüşüm Programı Eylem:
PLASFEDDERGİ
değer olarak yüzde 60’ı yerli üretimle karşılanacak, 2023’te en az bir orijinal ürün keşfi ve/ veya 2 mevcut molekülün farklı endikasyonlarda yeniden konumlandırılması (repositioning) amacıyla ilaç temel araştırma altyapısı
-İlaç ve tıbbi cihaz sektörü için sektör strate-
geliştirilecek, global klinik araştırma yatırım-
jileri açıklanacak
larından Türkiye’nin aldığı pay ve yürütülen
-Geri ödemelerde Türkiye’de üretilen ilaç ve
klinik araştırma sayısı yıl bazında yüzde 25
cihazlara öncelik verilecek.
oranında artacak.
-Kamu-Özel İşbirliği modelleriyle yeni gümrük yatırımları yapılacak. Bazı performans göstergeleri: 2018’de, Demiryolunda özel sektör payı yüzde 30’a yükselecek. Demiryolu bağlantısı olan limanlarda, demiryolu ile gelen yükün toplam gelen yüke oranı yüzde 15,4’e ulaşacak. Hedef: Türkiye’nin lojistikteki uluslararası konumu güçlendirilecek, sanayi ürünlerinin toplam maliyeti içindeki lojistik maliyetin yükü azaltılacak, nihai ürünlerin tüketim pazarlarına ulaşım süresi kısaltılacak.
51
PLASFEDDERGİ
PANO
Kompozit Sanayicileri Derneği eğitim faaliyetlerini yoğunlaştırdı Kompozit Sanayicileri Derneği, KOBİ’lere yönelik KOSGEB destekleri ile kompozit hammaddelere yönelik eğitim programlarını başarıyla tamamladı. Eğitimlerde, sektörün gelişmesi için yeni malzeme ve teşviklere yönelik konular ele alındı. Kompozit Sanayicileri Derneği’nin sektöre yönelik rekabet gücünü artıracak eğitim faaliyetleri gelecek dönemde de devam edecek. Kompozit Sanayicileri Derneği, üyelerine yönelik eğitim faaliyetlerini hızlandırdı. Kompozit Sanayicileri Derneği ve PAGDER Plastik Sanayicileri Derneği işbirliğiyle KOSGEB desteklerine yönelik olarak yapılan eğitimde, şirketlerin bu desteklerden yararlanmasına ilişkin usuller ve desteklerin kapsamı hakkında bilgi verildi. Eğitim faaliyeti, İstanbul Tuzla Organize Sanayi Bölgesi konferans salonunda yapıldı. KOSGEB İstanbul Anadolu Yakası Şube Müdürü Dr. Serhat Öztürk tarafından yürütülen bilgilendirme çalışmasında, Türkiye’nin demografik değişim bilgileri paylaşarak, fırsat penceresinin değerlendirilmesi halinde gelişmiş ülkeler düzeyine çıkılacağını, bunun da ancak KOBİ’lerin güçlenmesiyle mümkün olduğunu anlattı. Türkiye’deki KOBİ profili hakkında da bilgi sunan Öztürk, bunun ardından KOSGEB’in uyguladığı destek programlarını anlattı. KOSGEB’in “Genel Destek Programı” ve “Araştırma Geliştirme ve İnovasyon Programı” olmak üzere iki ayrı başlıktaki desteklerini anlatan Öztürk, buna ek olarak sanayicilerin sıklıkla kullandığı laboratuvar hizmetlerine yönelik KOSGEB uygulamaları hakkında da bilgi verdi.
Kompozit Hammaddeleri Eğitimi Kompozit Sanayicileri Derneği, Kompozit Hammaddeleri Eğitimi de tamamlandı. PAGDER ve Kompozit Sanayicileri Derneği işbirliğiyle yapılan eğitimde, Dernek Genel Sekreteri İsmail Hakkı Hacıalioğu ve Tila Kompozit Genel Müdürü Burak Darcan sunuş yaptı. Boytek Firmasından Bülent Darcan “Doymamış Polyester Reçineleri ve Vinilester”, Duratek Firmasından Kerem Paksoy “Epoksi Reçineler”, Şisecam Firmasından Aref Cevahir “Cam Elyaf Takviyeleri” konulu sunuşlarını yaptı. Metyx Şirketinden Dr. Gülnur Baser’in “Dokuma ve Teknik Tekstil Elyaflar”, Akpa Firmasından Yusuf Eren Sogul’un “Dondurucu ve Hızlandırıcılar” sunuşlarını yaptı. Eğitimin son bölümünde ise İlkalem Firmasından İbrahim Çakmak’ın “Jelkot ve Dolgu Malzemeleri”, Tila Kompozit Firmasından
Mehmet
Bal’ın “Kalıp Ayırıcılar” ve Omnis Kompozit Firmasından Sayın Tolga Kutluğ’un “Solvent - Çözücü & Temizleyiciler” isimli eğitimleri yapıldı.
52
PLASFEDDERGİ
PlaSTK
PANO
Petkim geri dönüştürülmüş plastikten palet kullanmaya başladı
Ömer Ertuğrul Erdoğan ZÜCDER Yönetim Kurulu Başkanı
Sorunları kaynağında tespit edip çözüm için harekete geçiyoruz 2004 yılında kurulan Derneğimiz, her zaman üyelerinin menfaati doğrultusunda çalışarak, haklarının korunması, sorunlarının çözülmesi, küreselleşen dünyada rekabet güçlerinin artırılması, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlar nezdinde başarıyla temsil edilmeleri ve sektörümüzü hep daha yukarıya taşımak amaçlarıyla hareket etmektedir. Derneğimiz kurulduğundan bu yana ev ve mutfak eşyaları sektöründe porselen, seramik, cam, plastik, çelik eşya, elektrikli ev gereçlerinden hediyelik eşyaya kadar çok çeşitli ürün grubunda faaliyet gösteren üretici, ihracatçı, ithalatçı, perakendeci ve toptancı firmaları aynı çatı altında toplayan bir gücü temsil etmektedir. Her zaman ortada durmayı başarabilmiş, her zaman haklının yanında olan ve sorunların çözümü noktasında olayları çok yönlü olarak inceleyerek gerekeni yapan bir kurum olmuştur. Derneğimize bildirilen sorunların çözümü ile ilgili mutlaka gerekli işlemler yapılmaktadır. Gelen talepler Yönetim Kurulumuzda görüşülüp değerlendirilerek çözümü konusunda çalışılmakta, sorunun kaynağı tespit edilip gerekirse girişimler yapılmaktadır. Örneğin, Derneğimize iletilen küçük elektrikli ev aletlerindeki ÖTV’nin yüksekliği ve çifte vergilendirme dolayısıyla uğranılan haksız rekabetten dolayı, küçük elektrikli ev aletlerindeki ÖTV’nin kaldırılmasıyla ilgili yapılan araştırma ve raporlamalardan sonra Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık dahil ilgili tüm Bakanlıklar nezdinde girişimde bulunulmuştur. Yine üyelerimizin talebi üzerine yaptığımız girişimler sonucu, Türkiye’nin Çin’den ithal ettiği porselen mutfak eşyasındaki kota uygulaması kaldırılmıştır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesindeki Türkiye Sektör Meclislerinde, istikrarlı bir şekilde büyüyen ve her yıl cari fazla veren ender sektörlerden biri olan sektörümüzün de temsil edilmesi amacıyla, Derneğimizce bir yılı aşan süredir gerçekleştirdiğimiz girişimlerimiz neticesinde “Züccaciye Sektör Meclisimiz” kurulma aşamasına gelmiştir. İstanbul ile sınırlı olmayan üye portföyümüz nedeniyle, diğer illerimizdeki sektör mensuplarımızın da sesi olabilmek ve sektörümüzle ilgili konularda Ticaret ve Sanayi Odalarıyla birlikte hareket edip, güç ve etkinliklerimizi birleştirmek amacıyla, ülkemizdeki tüm Ticaret ve Sanayi Odalarıyla Haziran 2014’ten bu yana kurulan iletişim ile hem sektörümüzle ilgili meslek komitelerindeki üye meslektaşlarımızın bilgileri, hem de işbirliği talep edilmiştir. İller bazında sektörümüzün envanteri niteliğinde bir rapor ve bilgi bankası oluşturulacak ve eksikliği hissedilen “Türkiye Züccaciye Sektör Atlası” tamamlanarak sektörümüzün hizmetine sunulacaktır. Çok sayıda üyemizin faaliyetlerini sürdürdüğü İSTOÇ’un, Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olarak bir ihracat ve ticaret merkezi haline getirilmesiyle ilgili projemiz, ZÜCDER-İSTOÇ bünyesinde kurduğumuz bir Komisyon’un çalışmalarıyla yürütülmektedir. Yurt dışındaki sektörümüzü ilgilendiren fuarlara üyelerimizin çeşitli avantajlar dahilinde katılmaları veya fuarları ziyaret etmeleri yönünde her yıl çalışmalar yapıyoruz. Sektörümüzü ilgilendiren tüm konularda çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında yapılan seminer, sempozyum ve kongrelere iştirak ederek hazırladığımız raporları web sayfamızda yayınlıyoruz. Çeşitli kanun ve mevzuatlardaki değişiklikleri ve uygulamaları da üyelerimizle paylaşıyoruz. Derneğimiz TİM, İMMİB, İKMİB, İTO, İSO, TÜSİAD, TÜRKONFED, SEDEFED, üniversiteler ve bunlar gibi çeşitli kurumlarla işbirliği içindedir. Çalışmalarımız; üretici, ihracatçı, ithalatçı, perakendeci, toptancı fark etmeden, tüm üyelerimizin ortak menfaatlerini gözeterek sürdürülmektedir. Bu geniş yelpazedeki birliktelik büyük bir Derneği, büyük Dernek büyük bir fuarı, büyük fuar ise güçlü ve büyük bir sektörün oluşmasına katkı sağlamaktadır.
54
Petkim, ahşap yerine, geri dönüştürülmüş plastiklerden üretilmiş palet kullanmaya başladı. Şirket böylece yıllık 11 binden fazla ağacın kesilmesini önleyecek. Plastik paletler daha hafif olduğu için taşıma sırasında da daha az karbondioksitin çevreye yayılmasına katkı verecek. Petrokimya alanında üretim yapan ve Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında bulunan Petkim, plastik palet kullanmaya başladı. Türkiye’nin tek hammadde üreticisi olan Petkim’in, ürünlerini müşterilerine teslim ederken yılda 350 bine yakın palet (ürünlerin taşıma ve istiflemesinde kolaylık sağlayan altlık) kullandığı kaydedildi. Petkim’den yapılan açıklamada, bu paletlerin geleneksel malzeme olan ahşap yerine geri dönüştürülmüş plastikten imal edilmesiyle yılda 11 bin ağacın kesilmekten kurtulacağının hesaplandığı vurgulandı. Çevreye karbon bırakılmasını önlemeye yönelik girişimler başta olmak üzere çevreci uygulamaların sürdüğü belirtilen Petkim açıklamasında, “Petkim fabrikalarından çıkan ürünlerin taşınmasında kullanılan paletleri ahşaptan geri dönüşümlü plastiğe çeviren şirket, böylece yılda 11 binden fazla ağacın korunmasını sağlayacak. Palet ağırlığını 40 kilogramdan 11 kilograma indiren dönüşüm, taşıma sırasında araçların akaryakıt kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan karbondioksit salınımını da yüzde 27 oranında azaltacak” denildi. Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut uygulama hakkında bilgi verirken, sadece Türkiye içinde yıllık 350 bin palet kullandıklarını hatırlatarak, “Plastik paletlerin bir başka katkısı da karbon salınımı konusunda. Petkim her yıl karayolu ile sanayici müşterilerine ulaştırdığı hammadde miktarı 600 bin tonu buluyor. Sadece geçen yıl Petkim’den yapılan sevkiyatlar göz dikkate alındığında katedilen yol 13 milyon kilometreyi buldu. Plastiklerin 4 katı ağırlığındaki ahşap paletlerin kullanımdan kalkmasıyla taşıma sırasındaki karbon salınımı otomatik olarak önemli ölçüde düşecek.” dedi. Petkim açıklamasında, geri dönüşümlü plastik paletlerin, ahşaplara göre 10 kat daha fazla uzun ömürlü olduğu, deniz aşırı ve uzak doğu ülkelerine sevkiyatlarda ihracat standartlarına uyum sağladığı, AB’nin hijyen kurallarına tam uyum gösterdiği, çevre dostu ve yüzde 100 dönüşümlü malzemeden üretildiği, dayanıklılık ve esneklik standartları yüksek olduğu için tercih edildiği kaydedildi.
PLASFEDDERGİ
GÜNDEM
Sanayileşme kavramı yeniden tartışma masasında
Türkiye kalkınma için yönünü arıyor Türkiye, küresel kriz sürecinde önemli bir sınav verdi ve ekonomisini korumayı başardı. Her ne kadar istenen düzeyde olmasa da büyümesini sürdürdü. Ancak bu büyümenin niteliğine ilişkin tartışmalar sürüyor. Çünkü büyüme, sanayi yatırımlarından çok hizmetler sektörü ağırlıklı gerçekleşiyor. Hizmetler sektörü, başta inşaat ve finans kesimi olmak üzere, kardan, istihdamdan ve oluşturulan her türlü kaynaktan daha fazla pay alıyor.
Türkiye’de neredeyse 14 yıldır sanayinin GSYH içindeki payı aynı düzeyde kaldı. Üstelik bu düşme eğilimi dahi gösteriyor. Gelişmekte olan ülkeler için “hizmet sektörüne erken kayış” olarak adlandırılan bu olgu bir tehdit. Çünkü, sanayileşemeden, sanayileşmenin ardından yüksek katma değerli ürünlere geçemeden bu olgu yaşanırsa, ekonomi yönetimi, iktisatçılar ve iş dünyası tarafından artık kabul gören “orta gelir tuzağına” yakalanmış oluyorsunuz.
Ekonomi yönetimi, bu süreçte iki önemli belgeyle bu süreci kırmaya yönelik girişim başlattı. Bunlardan ilki olan Onuncu Kalkınma Planı, Başbakan Ahmet Davutoğlu Başkanlığında kurulan Yeni Hükümet tarafından ana reform programının temel çerçevesi olarak kabul edildi. Temmuz ayında başlayan “kaynakların inşaat yerine sanayiye yönlendirilmesi” tartışması, bugünlerde de devam ediyor. Ancak şu bir gerçek ki, hem tıkanan büyümeyi aşmak, hem de orta gelir tuzağından kurtulmak için tek çıkar yol sanayileşme.
56
GÜNDEM
“Sanayi üretiminin milli gelirdeki payı düşmeye başladı. Bu tehlikeli bir trend. Özel sektörün sabit sermaye yatırımı harcamaları iç açıcı değil. Büyümede özel sektörün sabit sermaye harcaması arzu ettiğimiz seviyelerde gitmiyor. Bu hem bugünkü büyümemizi biraz baskı altında tutuyor, hem de geleceğin büyümesi için bizi kaygılandırıyor. Sektörler arasında dengesizlik var. Son dönemde özellikle gayrimenkul sektörüne ilgi çok yoğun. “ “Gayrimenkulde her bir proje yeni bir tekel. Sanayici birikimini sanayiye mi yatırsın, yoksa rezidans, AVM mi yapsın; oraya kayış
var, bu tehlikeli. Üreteceğiz, hak edeceğiz daha sonra lüks AVM’lerde alışveriş yapacağız, daha lüks konutlarda oturacağız. Üretmeden dışarıdan sağlanan krediyle lüks alışveriş, lüks konut Türkiye’yi çıkmaza sokabilir” “Türkiye’nin üretim ve ihracatı fason ağırlıklı. Katma değerli ürün üretilemediğinde milli gelir düşük, cari açık yüksek çıkıyor” Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu sözleri 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinden önce Temmuz ayı ortasında söyledi. Geçen süreçte ise tartışmaya birçok kişi katıldı. 57
PLASFEDDERGİ
Türkiye’nin ekonomik büyümesinin tekrar sağlıklı bir zemine oturtulması için hazırlanan Eylem Planlarının içinde de bu tartışmaya birkaç önemli atıfta bulunuldu. Sorun, genel ekonomik düzen içinde inşaat sektörünün kaynakların çoğunun aktığı bir yön olarak diğer alanları baskıladığı şekilde ortaya konuldu. Ekonominin sağlıklı büyümesini düzenlemek amacıyla ortaya konulan reform programında da imar düzenlemelerinden kaynaklı gelir artışlarının vergilenmesine yönelik bir hazırlık yapıldığının ilan edilmesiyle de uygulamaya geçmiş oldu.
PLASFEDDERGİ
GÜNDEM
Sanayileşmemiz yeterli değil Türkiye’nin kalkınmasının “niteliğine” ilişkin tartışmalar, Küresel krizin hemen ardından başladı. Aynı dönem, Türkiye’de iktisatçılardan başlayan uyarıların kamu ekonomi yönetimi tarafından da dikkate alınmasıyla “orta gelir tuzağının” aşılması için atılması gereken adımların belirlendiği bir dizi kamu çalışmasının ortaya çıkmasını sağladı. Sanayileşme stratejisi, TÜBİTAK odaklı AR - GE ve inovasyon teşvik politikası, genel AR - GE destekleri, Girdi Tedarik Stratejisi ile somutlaşan Türkiye’nin cari açığı önlemek için yerli ara malı üretimine yoğunlaşması, sanayileşmenin niteliğinin yükseltilmesi yönünde atılmış olumlu adımlar olarak benimsendi. Peki aranan neydi? Türkiye büyüyordu, sanayi yatırımları devam ediyordu ama orta düzey teknolojilere sıkışıp kalmıştı. Üstelik bunların üretilmesi için çok fazla ithalat yapması gerekiyordu. Üstelik, tarımdan çözülen işgücünün büyük bir kısmı hizmetler sektörüne kayıyordu. Sanayinin GSYH içindeki payı 2000 yılından bu yana hemen hemen hiç değişmedi ve 2013’te 32,9 olmak üzere yüzde 30’larda sıkıştı.
de kaldıkları için de GSYH içindeki payı düşük ama miktar olarak çok yüksek düzeyde sanayi ürünlerini üretmeyi sürdürdüler. Türkiye, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerde ise sanayileşme çabalarında taşınan “risk” yeterince sanayileşemeden ve yüksek teknolojili ürünlere geçemeden hizmet ağırlıklı bir ekonomik yapıya dönülmesi olarak belirlendi. Eğer bu gerçekleşirse gelişmekte olan ülkeler –o arada Türkiye- orta gelir tuzağında kalacak ve asla “zengin” olamayacak. Çünkü, 2023’ten itibaren başlayacak olan yaşlanma ile bu fırsatı bulması mümkün olamayacak. İktisatçı Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, “sanayileşme” konusunda son dönemde yaşanan sıkışmaya ilişkin iki önemli uyarı yaptı. Bunlardan ilk sanayi sektörünün çok düşük karlılıkla çalışmak zorunda kalması nedeniyle bir türlü ne üretime ne de AR - GE ve inovasyona yönelik yatırımları yapamaması. Çünkü, inşaat başta olmak üzere hizmetler sektöründe olağanüstü bir karlılık dönemi yaşandı ve bütün
İlk akla gelen soru, “zaten gelişmiş ülkelerin tamamında bu paylaşım aynı, hatta daha yüksek” Ancak gelişmiş ülkelerin tamamında sanayileşme süreci içinde bir dönem faktör verimlilikleri olağanüstü boyutta arttı ve hemen hepsi sanayilerini “yüksek teknolojiye” dönüştürme fırsatı buldu. Daha düşük teknolojili üretimleri ise ya gelişmekte olan diğer ülkelere kaydırdılar ya da tamamen çıktılar. Çok yüksek katma değerli sanayi ürünlerin-
58
büyük sanayiciler inşaat projelerine kaydı. Peki bunun ne zararı var? Prof. Dr. Çolak, Türkiye gibi ihracata dayalı büyümede yol almak isteyen bir ekonomide, kaynakların yönlendirildiği veya “yönlendiği” alanların “ihracata konu mal üretip-üretmemesinin” ileride önem taşıyacağının altını çiziyor. Sanayinin mevcut yapının ikilemleri arasına sıkıştığını belirten Ömer Faruk Çolak, büyümenin dinamiklerinden biri olan inşaat sektörünün çok yüksek karlılıklarla çalışmasının Türkiye’nin risklerinden biri haline geldiğini belirtti. Çolak, “Burada iktisat teorisinde olan ama fazlaca konuşmadığımız bir konu var. Dış ticarete konu olan mallar, dış ticarete konu olmayan mallar. Aldığınız borç ya da cari açığınızla elde ettiğiniz 100 doları sanayi sektörüne aktarıyorsanız, ortaya çıkan ürünü ihraç da edebilirsiniz yani para geri dönecektir. Türkiye ise mevcut cari açığı verirken parayı büyük ölçüde inşaat sektörüne aktardı. Burası ihracat yapan bir sektör değil. Yabancıya mülk satışla-
PLASFEDDERGİ
GÜNDEM
rı da devede kulak. Dış ticarete konu olmayan sektöre kaynak aktarıyorsan, dış ticarete konu olan sektörün kaynağını kısıtlıyorsun demektir, Türkiye bu çelişkiyi yaşayan bir ülke.” görüşünü vurguladı. Çolak, inşaat sektörünün sanayiden çok fazla ürün kullanmasıyla büyüme açısından tercih edildiğini vurguladı. Çolak, sanayi sektöründe karlılığın artırılması konusunda kamunun elindeki araçlarla müdahale etmesini öneriyor. Ancak burada da kamunun elinde “fazla araç kalmaması” da ciddi bir sıkıntı. Mali politikalarla kaynak tahsisini yönlendirmek –örneğin rant vergisi ile inşaat sektöründe kar marjını sınırlamak- yanında enerji politikası uygulanması gerekebilir. Burada da tamamı özelleşen enerji sektöründe örneğin ve hatta zarar yoluyla kamunun enerji maliyetlerini sabitlemesi ya da aşağı çekmesi imkanı kalmadı. Bu konuda da kamu yaratıcı çözümler bulmak zorunda.
Türkiye’de hızlı sanayileşme döneminin başladığı 1980’li yıllarda yüzde 17,9 oranında GSYH’den pay alan sanayi sektörü, takip eden dönemin tamamında payını artırarak 1990’da yüzde 26,2’ye, 2000’de ise yüzde 32,1 ağırlığa ulaştı. Buna karşılık, 2001 krizi dışında sürekli büyüyen ekonomi içinde sanayi kesiminin ağırlığı hemen hemen hiç artmadı. Bir iki puanlık oynamalara rağmen GSYH içindeki sanayinin payı 2013 sonunda yüzde 32,9 seviyesinde oluştu.
-Sanayileşmenin önünde engellerden biri de karlılık
Gelişmekte olan ülkeler açısından bir risk unsuru olarak görülen, yeterince sanayileşemeden hizmet ağırlıklı bir ekonomik yapıya dönüşmenin Türkiye açısından şu anda tartışılması gereken bir olgu olduğu belirtiliyor. Ömer Faruk Çolak, bu riskin 2008 krizinde görünür hale geldiğini ve sanayi üretimi, özellikle ileri teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli sanayi üretimi bulunan Almanya, İsveç, İngiltere gibi ülkelerin, tam sanayileşmesini sağlayamamış hizmetler sektörü ağırlıklı ülkelere karşı çok daha fazla direnç gösterdiğini belirtti.
Prof. Ömer Faruk Çolak, sanayi kesiminin karların çok düştüğünü, küçük ve orta ölçekli işletmelerde düzenli bir kar ortamının yakalanamadığını, büyük işletmelerin de çok küçük seviyelerde kar ederek çalıştığını vurgularken, bunun yatırımların önüne geçtiğini, üretim yapan şirketlerin tamamının borçla işlerini yürütmeye çalıştığını vurguladı. Çolak, inşaat sektörü ile finans sektörü başta olmak üzere, diğer hizmetler sektörünün kar pastasının büyük kısmını aldığını belirtirken, hizmet sektörüne giriş ve çıkışın kolay ve düşük maliyetli olması nedeniyle sanayiye yatırımdan caydırıcı etkisi olduğunu anlatıyor.
Ömer Faruk Çolak, sanayi sektörünün GSYH içindeki payının sabit kalmasının birkaç nedeni bulunduğunu, bunun en önemlilerinden birinin “karlılık oranlarındaki düşüklük” olduğunu belirtti. “Sanayi sektöründe karlılık oranları düşüyor. Türkiye’nin 2002’den bu yana hele ki KOBİ’lerde ciddi biçimde düşüyor. Merkez Bankası sektör raporlarına bakınca görülen tablo bu. Küçük ölçekli sanayi işletmeleri çoğu zaman zararda, orta ölçekliler bazen kar bazen zarar, büyük ölçekli şirketler kısmen kar edebiliyor” diyen Çolak, sanayi kesiminin ancak borçlarla büyüyebildiğini, son yayınlanan İSO 500 listesinde de borç/özsermaye rasyo-
60
sunun 1’in üstünde (borçların özsermayeden daha yüksek) olmasının bunun göstergesi olduğunu kaydetti. Türkiye’de ve dünyada, finansal sektörün sürekli olarak kar pastasından daha büyük pay aldığını belirten Çolak, “Basit dille konuşursak, faiz lobisi var mı yok mu deniyor ya bence şöyle bakmak lazım: Bankacılık sektörünün karlılığından hoşlananlar, hoşlanmayanlar, ya da taraf olanlar-olmayanlar. Bankalar ve banka dışı finansal kuruluşların hepsinin karı yüksek” dedi. Türkiye’nin bu olguyu tek başına tersine çevirmesinin mümkün olmadığını belirten Ömer Faruk Çolak, ekonomi politikalarında “tercihlerin” ön plana çıktığı bir planlama ile sanayi sektörünün desteklenmesi gerektiğini belirtti.
PLASFEDDERGİ
GÜNDEM
kademeli olarak artırılması ise uzun dönemli ve yüksek oranlı sürdürülebilir bir büyümenin sağlanması açısından son derece önemlidir” yorumu yapıldı.
Ara malı ithalatına dikkat Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, sanayinin büyümesindeki etkin unsurlardan biri olan ara malı üreten sektörlerde de ciddi sıkıntı bulunduğunu, Çin’in çok ucuz ara malı satışı nedeniyle Türkiye’deki şirketlerin ya üretimden çekildiğini ya da çok düşük karlılıklarla ayakta kalmaya çalıştığını, aramalı üretenlerin hemen hemen hiç gelişemediğini vurguladı.
Kamu iki ayrı programda bu sorunu dile getirdi Taslağı 2013 yılında ilan edilen Onuncu Kalkınma Planı ile yeni Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından oluşturulan yeni Sanayileşme Strateji Belgesi (2015-2018) Türkiye’nin sanayileşmesi ve orta gelir tuzağından çıkması için yüksek katma değerli üretime geçiş önerdi. Bunun nasıl yapılacağına dair oluşturulan eylem planları hala tam olarak kamuoyuna başlıklarıyla açıklanmadı. Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından kurulan yeni hükümet, eylem planlarında atılacak adımları Onuncu Kalkınma Planı temelli olarak uygulayacakları sözünü verdi.
Faktör verimliliği bazı alanlarda “eksi” düzeyde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yeni strateji planında, Sanayinin GSYH’daki payının artırılması gereğine vurgu yaptı. Strateji belgesinde üç hedeften ilki olan “sanayide bilgi ve teknolojiye dayalı yüksek katma değerli yerli üretimin geliştirilmesi” başlığına yönelik olarak bilgiler de yer aldı. Belgenin giriş bölümünde, Türkiye’de sanayinin GSYH içindeki payının çok anlamlı bir şekilde değişmemesine vurgu yapıldı. Planda, sanayinin GSYH içindeki payının yüzde 32.9 seviyesinde olduğu belirtilerek, “Hizmetler sektörünün payı diğer sektörlere göre yıllar itibariyle daha fazla artış göstermiştir. Sanayi sektörünün payının
Strateji belgesi taslağında, bir önceki dönemin ana eksenleri arasında da bulunan yüksek teknolojili ürünlere yönelik bilgi de dikkat çekti. Türkiye’de, büyümedeki teknolojinin payının hesaplandığı “Toplam faktör verimliliği”nin kriz yılları dönemini kapsayan 2007- 2012 yılları arası ortalama artış hızının yüzde -0.5 olduğu belirtilen belgede, “Söz konusu dönemde, imalat sanayinde büyük ölçekli firmalardan kaynaklanan bir verimlilik artışı yaşanmıştır. Büyük ve küçük ölçekli firmalar arasındaki yüksek verimlilik farkı ise devam etmiştir” denildi. Sanayinin teknolojik durumuna ilişkin olarak ise belgede, 2003-2012 yılları arasında düşük teknoloji grubuna giren malların imalat sanayiindeki payının yüzde 47’den yüzde 39.1’e düştüğü, ortanın altı ve ortanın üstü
teknoloji grubuna giren mallarda payın yüzde 47.4’ten yüzde 57.3 oranına yükseldiği belirtildi. Onuncu Kalkınma Planının neredeyse tamamı bu olguyu düzeltmeye yönelik bir ruhla hazırlandı. Orta gelir tuzağından çıkış için, sanayileşme ve yüksek teknolojiye geçiş kadar, insan kaynaklarının iyi yönetilmesi ve hatta şehirlerin daha iyi dizayn edilerek, hem yaşayanların daha mutlu olması, hem de demokratik gelişmişlikle yabancı ve yetenekli insanların Türkiye’de yaşamaya ve çalışmaya ikna edilmesi dahi planda yer buldu.
Tartışma sürüyor Bütün bu tespitlere karşılık, tartışma nihayetinde “inşaat-sanayi” noktasında duruyor. Her ne kadar “sanayileşme” günlük dilde ağırlığını kaybetmiş olsa da kamu ekonomi yönetimi Türkiye’nin kalkınmasının, sanayileşme boyutunda sıkıştığını ve bunu çözmek için adımlar atılması gerektiğini biliyor. Hükümet uygulamalarında bu ne kadar sonuç doğuracak henüz belli değil. Ancak inşaat sektöründe karlılıkların vergi yoluyla bir miktar sınırlanması isteği ortaya çıktı. Buna karşılık, yine ekonomik karar alıcı mekanizmalarda, inşaat sektörünün karlılığının korunması ve bu yolla istihdam artışının sürdürülmesi yönünde de güçlü bir baskı var.
Türkiye’nin mal ihracı içindeki ürünlerin teknolojik düzeyleri 2010 Orta - yüksek teknolojili ürün ihracatının payı
Yüksek teknolojili ürün ihracatının payı
2011
2012
2013
2014
2015
2019
% % % % % -% 27,3 28,0 29,2 30,0 30,8 31,5
% -% 32,1 35,0
% 3,4
% 5,5
% 3,6
% 3,7
% 3,5
% 4,1
9,% 4,9
Türkiye İmalat Sanayii içinde teknoloji seviyesinin payı Teknoloji Yoğunluğu
2003
2007
2012
% 5,7
% 3,4
% 3,5
Ortanın üstü
% 21,9
% 23,2
%24,1
Düşük
% 47,0
% 38,7
% 39,1
Toplam
% 100
% 100
%100
Yüksek
62
2023
9% 8,0
PLASFEDDERGİ
SÖYLEŞİ
Işılplast Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Işıldar:
Firmalar belirli bir odak seçmeli, o alana yoğunlaşmalı
Plastik sektörünün duayenlerinden Işılplast Yönetim Kurulu başkanı İzzet Işıldar, genç işadamlarına “belirli bir alana odaklanmaları” tavsiyesinde bulundu. Siesta markasıyla Türkiye ve Avrupa’nın en güçlü plastik mobilya üreticilerinden biri haline gelen Işılplast’ın bu nedenle başarılı olduğunu belirten Işıldar, plastik mamulden, plastik işleme makinalarına kadar faaliyet gösteren her bir şirketin çok fazla alanda yatırıma girişmesinin olumsuz sonuç doğurabileceğini belirtti. İzzet Işıldar, PLASFEDDERGİ’ye kendi iş deneyimini ve Siesta markasının özelliklerini anlattı. -Öncelikle Işılplast’tan söz edebilir mi-
yaptık. Işıldar Makine Sanayii.. Bunu takiben
siniz. Makine üretiminden sonra bu alan-
1985 senesinde makine imalatını bıraktık çün-
da önemli markalardan biri olan Siesta’yı
kü bize çalışan yan sanayiideki arkadaşlarımız,
Daha sonra 1994 yılında Büyükçekme-
oluşturdunuz, bu süreç nasıl gelişti?
-maalesef her işte olduğu gibi- “biz de yaparız”
ce’deki bugünkü fabrikamıza geldik. Bugün 32
arkadaşlarımız da bu alanda imalata başladılar.
dediler.. Bunun içinde birçok arkadaşımız var.
bin metrekare kapalı kullanma alanına sahip
Sektörde başlangıcımız, 1960’a dayanır.
Biz de 1987 tarihinde Işıl Plastik olarak, plastik
tesislerimizde faaliyet gösteriyoruz. 2004 se-
Tahtakale’de 40 metrekare alanda işe baş-
bahçe mobilyası alanında faaliyete başladık.
nesinde ise oğlum Tuncay Işıldar ABD’deki iş-
ladık. Topkapı’ya 1969’da taşındık. Burada
Türkiye’de yine ilk olduk. Mümkün mertebe
letme eğitimini tamamladı ve bu tarihten son-
Türkiye’nin ilk plastik enjeksiyon makinesini
ilkleri yapmaya çalışıyoruz. İki yıl sonra, başka
ra işi üstlendi. 2005 yılından sonra ise yeniden
64
SÖYLEŞİ yapılanma dönemi başladı. İhracat atağına başladık. Bugün 90 ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye’de 60 bin ihracat yapan şirket var. Biz tüm sektörlerde ilk 1000 ihracatçı arasındayız. Türkiye genelinde en fazla mobilya ihracatı yapan 5. Firmayız, Avrupa’da yenilikçi ürünlere yönelik bir eğilim var. Avrupa’da biz şu anda plastik bahçe mobilya üretiminde ilk üçteyiz diyebiliriz. İhracatımız şu anda 25 milyon doların üzerinde ve toplam satışlarımızın yüzde 65’ini oluşturuyor.
madı. 10 yıl mücadele verdik, bu işi geliştirmek için. Fuarlarda, başka alanlarda çalıştık. Bütün birikimimizi de buraya kanalize ettik. -Siesta oldukça tanınan bir marka oldu. Tasarımı da dikkat çekiyor. Biz işe başladığımızda Türkiye’de uygun kalıp olmadığını gördük. Kendim de kalıp sektöründe faaliyet gösterdiğim için biliyorum. İtalya’da bir kalıpçı bulduk ve ortak hareket ettik. Ortak bir girişim diyebiliriz. Biz kalıp dizay-
-Uzun yıllardır sektörün içindesiniz, bu konudaki en deneyimli isimlerden biri olarak, sektörün gelecek dönem için hareket tarzı ne olmalı?
nında yardımcı olduk, onlar da imalatında. 20 yıldır bu firma ile çalışıyoruz. Biz çizim de yapıyoruz ancak yüzde 60-70 İtalya’da modellerimizi tasarımcılara yaptırıyoruz. Tedarikçimiz, dizayn ve kalıp üretimi yapan bir yapıda.
Yeni nesiller artık sesimizi daha iyi duyuruyorlar. Yeni neslin bizim önümüze farklılıkları koymaları lazım, tatbikat yapmaları lazım. Biz çalışmalarımızla sektörü, işletmelerimizi bir noktaya kadar getirdik. 1950’lerden itibaren başlayanlar birinci nesil diyelim, herkes kendine göre birşeyler yaptı. Sanayimiz o kadar kötü değil, ilerleme kaydediyor ama bilgisayar çağında, tahsilini yapmış gençler bu işe hakim oluyorlar daha da iyi olacaklardır. 500 milyar dolar ihracat hedefini de bu bağlamda gerçekçi görüyorum. -Sektörün
PLASFEDDERGİ
işin başına geçtikten sonra, ki şu anda şirke-
Bu alanda, rapor ve standartlara ulaşmadan üretim yapılamaz. Yurt dışında laboratuvar testleri yaptırıyor ve alıcılarımıza bu belgeleri veriyoruz. TSE belgemiz de var ama yurt dışında başka belgeler de isteniyor. Biz hangi malzemenin nerede kullanılacağına dair ciddi bir birikime sahibiz. Mesela polikarbonat hammadde. En iyi hammaddeleri alıyoruz. Polikarbonatta bize ürün veren şirket ile güzel bir işbirliğimiz var ve sektörümüzde başarımız ve markamız dolayısıyla sadece biz onlar ile marka işbirliğini yapabiliyoruz, ortak hareket
çoğunluğu
KOBİ’lerden
oluşuyor, büyüme sınırlı kaldı. Bu alanda neler yapılmalı? Türkiye’de ortaklık, birleşme biraz güç. Kabul etmemiz gerekiyor. En büyük firmalardaki ortaklıklar dahi ikinci, üçüncü kuşaklarda bozulabiliyor. Bu nedenle, birleşme, ortak büyüme gibi ihtimallere fazla inanamıyorum. “Her şeyi ben yapacağım” tavrı ile küçük şir-
ediyoruz. Hammaddede, güvenilir üreticileri seçerek mamulümüzü üretiyoruz. Rakip firmaların dışardan tedarik ettiği cam elyaf gibi katkı malzeme ürünleri de kendi tesislerimizde üretiyoruz.
tin tamamını O yönetiyor, bu tür gelişmeler O’nun döneminde daha da hızlandı. İhracatın ülkelere yaygınlaşması, o ülkelerdeki payımızın artışı hep son dönemde gerçekleşti. Yeni nesil bir hayli şanslı. Bilgisayar ve iletişim çok gelişti. Bizim gibi elinde katalogla gezmiyorlar. Bu nesille Türkiye’nin daha da büyüyeceğini düşünüyorum ve şahsen seviniyorum. Diğer sanayici arkadaşlarımızın da ikinci nesilleri çok başarılı oldular, hepsiyle iftihar ediyorum. -Başka alanlarda yatırım gündeminizde var mı? Hayır, şu an için böyle bir düşüncemiz yok. Biz işe başlarken, diğer alanlardaki bütün şirketlerimizi lağvettik ve bütün hepsini buraya (mobilyaya) odakladık. Ben tecrübe olarak
-Ürün bazında farklılaşmaya yönlenmenizin nedenini anlatır mısınız?
şunu söylemek istiyorum: Bilmediğiniz işlere ne kadar fazla açılırsanız, “şunu da yapayım, buraya da şirket kurayım” dediğiniz anda bat-
Yeni nesiller gerçekten farklı. Oğlum
ketler oluştu, kendine hedef koyanlar büyüyor. Biz de sabırlı davrandık ve büyüdük. Diğer arkadaşlarımız kendilerine alan belirlerlerse büyüyebilirler. Muvaffakiyetin sırrı nedir derseniz, ben derim ki; Fiyat istikrarını koruyacaksınız, kaliteden ödün vermeyeceksiniz, zamanında işi teslim edeceksiniz. Bu üç unsurdan hiç taviz verilmemeli. Fiyatta taviz olmaz. Taviz vermeye başlarsan aşağıya gider. Fiyatı iyi tespit etmek gerekli. Bizimle rekabet edilememesinin ana nedenlerinden biri bu. Rakip firmaların fiyatlarını çok iyi analiz ettik. Müşteri şu anda bizim markamızı katoloğuna aldı ve devam ediyor. KOBİ arkadaşlarımız da buna kendisini vermeli. Büyümemiz kolay ol65
maya mahkum oluyorsunuz, inanın Türkiye’de
PLASFEDDERGİ
SÖYLEŞİ mağazayı doldurabilir. Tabii ki geri dönüş mümkün. İkinci ne-Dünya’da rakipler hangi ülkeler?
sil şu anda makine sektöründe de işbaşında. Büyüme, fabrika alanını büyütmek değil. Her
Öncelikle, Türkiye’de rekabet avanta-
şeyiyle büyüme gerekli. Kendimizi yalnızca
jımızın çok yüksek olduğunu düşünüyorum.
bahçe mobilyalarına odaklandık. Bugün de
Başka ülkelerde de rakip olabilecek güçte
onun meyvesini yiyoruz. Makine sektöründe
görünmüyor diyebilirim. Çok büyük yatırımlar
arkadaşlarımızın yeni atılımlar yapacağına ina-
yapıyoruz, kalitemizle, üretimimizle bu işe çok
nıyorum. Kooperatif girişimi bu alanda önemli.
odaklandık. İtalya, Almanya ve Fransa’da üreticiler vardı ama gördüğümüz kadarıyla, hızla
Diğer taraftan, yan sanayiinde iyileşmeyi
kapanıyor ya da şirketlerini satıyorlar. Batı-
görüyoruz. Kovan vidacılar başarılı oldular ama
da, son 30 yıl içinde çok ünlü markalar birkaç
fiyat konusunda rekabetleri zor. Çin çok daha
kez el değiştirdi. O nedenle istikrarlı büyüme
ucuza satabiliyor. Şunu da belirtmeliyim, Çin
sağlayamadılar. Bunun ana nedeni Avrupa’da
makine alanında hızla iyileşiyor, biz de kulla-
işgücü maliyetleri arttı, yenilik yapamadılar ve
nıyoruz. Kendi sektörümüz açısından söyler-
zorlandılar. Bizim avantajımız makineciliği bili-
sem, biz Çin firmalarıyla rekabet edebiliyoruz.
çok yaşanan bir durum. Çok şükür bunu aştık.
yoruz ve kalıpçıyız. Onlardan çok daha bilgiliyiz
Makine sektöründe de yeni nesil biraz daha
Banka kredisi kullanmıyoruz, özsermaye ile
genel alana bakınca.
gayret gösterirse muvaffak olacaktır.
çalışıyoruz. Biz başka işe önümüzdeki 5 yılda odaklanmayacağız. Bahçe mobilyaları çok ge-
Türkiye’de, bahçe mobilyalarında “birin-
-Yeni nesiller bir taraftan iyi eğitilir-
niş bir alan zaten. Biz 30 bin metrekare alan
ciyiz” demek isterim ama ben söylersem ayıp
ken, bir yandan da ara eleman sıkıntısı var
daha olsa orayı da doldurabiliriz diye düşü-
olur. Ama Avrupa’da plastik mobilya sektörün-
deniliyor siz de bu görüşe katılıyor musu-
nüyoruz. Şu anda başka iş düşünmüyoruz ve
de ilk 5 şirketin içinde olduğumuzu gururla be-
nuz?
istikrarlı biçimde yürümek istiyoruz.
lirtmek isterim. Fuarlara gittiğinizde Siesta’nın konumunu herkes görebilir. İnşallah Dünya
Biz yapı marketlere prensip olarak dizayn
markası olduk diyebiliriz.
Bunu gidermek için de bizler 20 yıl evvel bir vakıf kurduk. PAGEV bizim plastik bilgisine
ürünlerimizi vermiyoruz. İsteniyor ama sadece -Yerli makine sektörünün gelişmesi
fiyatı daha rekabetçi orta sınıfa hitap edecek bahçe ürünleri vermeyi tercih ediyoruz. Di-
Evet, gerçekten eleman sakıntısı var.
için neler söyleyebilirsiniz?
sahip lise mertebesinde elemanlar yetiştirmesini arzuladık. Birincisini Gebze’de açtık, diğeri İkitelli’de faaliyetini sürdürüyor. Onların daha
zayn ürünler için otellere, restoranlara hitap eden, bu alanlarda uzmanlaşmış bayilerle ça-
İlk başta da söylemiştim. Makine imala-
çoğalarak, daha iyi elemanlar yetiştireceğine
lışıyoruz. Türkiye’de tüm bölgeler için distribü-
tına ilk başlayanlardan biriyiz. Yan sanayii ça-
inanıyoruz. Buna karşılık, sadece biz değil, bü-
törümüz var ve yapılanmayı o arkadaşlarımıza
lıştırmakla ünlü bir işadamıydım. “Hepsini ben
tün sektörlerde bu eksiklik var. İşsizlik var de-
bıraktık. Bütün vilayetlerde, tek bir şirket ya
yapayım” diye uğraşmadım. Projeleri yapardık,
niyor ama eleman aradığımızda zorlanıyoruz.
da büyüklüğe göre iki şirket tespit eder. Yeni
verirdik. Aradan iki yıl üç yıl geçer başkaları
Bugün inanın 20-30 yıllık elemanlarımız var
mağazaları onlara açtırır. Ürünlerimiz mağaza-
“ben de bunu yaparım” diye girişim gerçek-
ve çalışmaya devam ediyorlar. Bu alana daha
larda satılıyor. Bizim markamızı taşıyan mağa-
leştiriyordu. Bu nedenle makine sektörümüz
fazla yatırım yapmaya ihtiyaç var diyebilirim.
zalarda başka ürün satılmaz. Şu anda yaklaşık
atölye havasından çıkamadı. Işıldar Makine
15 adet farklı şehirde Siesta markasıyla mağa-
ile yan sanayii aynı şekilde devam etseydi çok
zamız var.
büyük bir üretici olurduk diye düşünüyorum. Enjeksiyon makineleri konusunda, tespitle-
-Konsept mağaza açmıştınız sanırım?
rim hep doğru çıktı. Yanımdan ayrılarak atölye kurarak -asla küçümsemiyorum- insanlar is-
Evet, İstanbul Etiler’de doğrudan şirketi-
tikrarlı olamadı. İstikrar çok önemli, büyümeyi
mize bağlı bir konsept mağaza açtık. “Etiler’de
sağlayan bu. Yan sanayii olmakla da çok büyü-
plastik satılır mı?” diyenlere bir örnek olması
me imkanı var. Bunun tamamını yaparım de-
amacıyla bu girişimi yaptık. Başlangıçta 4 yıl
yip, makine imalatına dönünce de Türkiye’de
işleteceğimize dair hedef koyduk, çünkü ba-
şu anda fabrikasyon, büyük bir yapı oluşmadı
yilerimize haksızlık olsun istemiyorduk. Satışı
diyebiliriz.
onlara bırakmışsak, fabrikaya ait bir yer olsun istemiyoruz. Onlara bu konuda cesaret edebi-
Bir diğer unsur Türkiye’nin istikrarsız
leceklerini gösterdik. Böyle bir ürün, böyle bir
olduğu dönemler oldu. 1977 senesinde ünlü
mağazada satılabiliyor. Çok başarılı bir mağa-
bir İtalyan makine üreticisiyle ortaklığa imza
za oldu, fevkalade memnunuz. Fabrika show
atacakken, ciddi bir ekonomik sıkıntı görüldü.
room ise 750 metrekare ve ürünlerimizle dol-
İtalya’ya para göndereme imkanı kalmadı ve
durabiliyoruz. Demek ki yeterli ürün var ve bir
durdurduk. 66
From America to Asia, From Africa to Europe
WE HAVE CHEMISTRY WITH 210 COUNTRIES
PLASFEDDERGİ
ATLAS
İtalya: Türkiye’nin en önemli dış ticaret partnerlerinden biri
İtalya, 2 trilyon doları geçen GSYH’si ve kişi başına 34.7 bin dolar geliriyle Dünyanın dokuzuncu büyük ekonomisi. Dünya tarihinde belirleyici bir dönemi oluşturan Roma İmparatorluğundan bu yana, bütün Akdeniz havzasında, Avrupa’da ticari olarak boy göstermiş
Türkiye’nin ve Türk plastik sektörünün en önemli dış ticaret ortaklarından biri durumundaki İtalya, küresel krizde yaşadığı büyüme sorununu aşmaya çalışıyor. Halen Dünyanın 9. büyük ekonomisi durumunda bulunan ve G-8 olarak adlandırılan ülkeler arasında bulunan İtalya, dünyanın kültürel ve ekonomik olarak etkili ülkeleri arasında
bir kültürün mirasçısı durumunda. Roma İmparatorluğu sonrasında, Hıristiyanlık döneminde Daha çok şehir devletleri biçiminde örgütlenen İtalya’da, her bir şehir devleti de büyük ticari güce ulaştı. Ülke ulus devlet kimliğine ise ancak 19. yüzyılın sonunda erişti. İtalyan siyasi birliği, 1861 yılında İtalya
bulunuyor. İtalya, bugünkü Avrupa siyaseti ve toplumsal kültürünün
Krallığı’nın yeninden ihdasının (Risorgimen-
oluşumunda etkili olan Rönesans’ın başladığı ülke olma yanında, ülke
to) ardından, 1866’da Garibaldi öncülüğün-
statüsünde olsa da Vatikan’a ev sahipliği yapması nedeniyle Katolik inancının başkenti konumunda.
de başlatılan Bağımsızlık Savaşı sonucunda sağlandı. 1870-71 Prusya-Fransa Savaşı’nın ardından son kalan Fransız güçlerinin de ülke-
68
ATLAS
PLASFEDDERGİ
den atılmasıyla bağımsız ulus-devlet kuruldu. İkinci Dünya savaşı sonuna kadar devam eden Krallık, bugünkü coğrafi sınırları oluşturdu. İkinci Dünya Savaşı döneminin ünlü diktatörü Mussolini’nin ırkçı yönetimi sonrası da İtalya’da Cumhuriyet dönemi Milattan Önce Birinci Yüzyılın ardından İtalya’ya tekrar dönmüş oldu. İtalya, siyasal birliğini sağladığı 19. yüzyıl sonrası sanayi devrimini yakalayan ülkeler arasında yer aldı. İkinci Dünya savaşında ağır bir yıkıma uğrayan ülke, savaş sonrası Marshall Yardımları ile tekrar ayakları üzerinde durdu ve Avrupa Ekonomik Topluluğu girişimiyle 1959-1961’i kapsayan üç yılda olağanüstü bir büyüme ile tekrar varlıklı ülkeler arasına girdi. İtalya, dini ve özellikle ABD’de yerleşik İtalyanlar nedeniyle sürekli olarak ekonomi ve siyasette Dünya sahnesinde oldu. İtalya, siyasi yapı olarak ilginç özellikler taşıyan bir Cumhuriyet ve Demokrasi olarak dikkati çekti. Sürekli olarak koalisyonlarla yönetilen ve hükümet olarak istikrarsız bir yapıya sahip olan İtalya, 20. yüzyılın sonunda en dikkat çekici değişimlerden birine uğradı. So-
en fazla plastik mamul ihraç eden ülkeler sı-
yüzde 14 payla üçüncü sırada bulunuyor. 2013
ralamasında 2013 sonu itibariyle 249 milyon
sonu itibariyle Türkiye’nin İtalya’dan plastik iş-
dolar ile üçüncü sırada bulunuyor. Türkiye’nin
leme makineleri ithalatı 76 milyon dolar sevi-
İtalya’ya yönelik plastik mamul ihracatı ise ilk
yesinde oldu.
10 ülke arasında bulunmuyor. İtalyan hammadde üreticilerinin Türkiye’ye ihracatı ise 505 milyon dolar seviyesinde ve altıncı sırada bulunuyor. Plastik sektöründe çok küçük bir
Türkiye ile İtalya arasında plastik sektö-
payı oluşturan plastik hammadde ihracatında
ründe yaşanan Türkiye aleyhine dış ticaret
ise İtalya, 67 milyon dolarla üçüncü sırayı alı-
dengesizliği, genel mal ticaretinde de gözle-
yor.
niyor. Ekonomi Bakanlığı’nın verilerine göre iki ülke arasında 2013 yılı itibariyle ticaret hacmi
ğuk savaş döneminde batı demokrasilerinde, devlet içinde “düzeni ve mevcut rejimin devamını sağlamak üzere” oluşturulmuş ve kuralsız davranan çeteleri tanımlamakta kullanılan “Gladio” ilk kez İtalya tarafından tanımlandı. 1993 yılında başlatılan “Temiz Eller” operasyonu, siyaset, kamu yönetimi ile suç çeteleri arasındaki işbirliğini ortaya çıkardığı kadar, bu sistemin devamını öngören devlet içindeki “Gladio” yapılanmasını da tanımladı ve deşifre etti. İtalya, bu tarihten sonra da yeni bir yapı-
İtalya, Dünyanın en büyük plastik işleme makine ihracat-
Türkiye- İtalya Dış Ticaret Değerleri (Milyon Dolar)
çısı ülkeleri arasında bulunu-
YILLAR
İHRACAT
İTHALAT
HACİM
DENGE
yor. 2012 sonu itibariyle İtalya
2008
7.818,99
11.011,53
18.830,51
-3.192,54
2.2 milyar dolarlık ihracatı ve
2009
5.890,48
7.673,37
13.563,86
-1.782,89
4,7 pay ile dünyanın dördüncü
2010
6.505,28
10.203,69
16.708,97
-3.698,42
büyük ihracatçısı seviyesinde
2011
7.851,48
13.549,47
21.400,95
-5.697,99
bulunuyor. İtalya, Türkiye’ye
2012
6.373,52
13.559,68
19.933,20
-7.186,16
en fazla plastik işleme makine-
2013
6.717,8
13.097,1
19.814,9
-6.379,3
si ihraç eden ülkeler içinde de
lanmaya gitti ancak halen koalisyonlar ve siyasi istikrarsızlığın etkileri gözleniyor.
Dış ticaret dengesiz
Türkiye’nin İtalya’ya İhracatında Başlıca Ürünler ( Milyon Dolar) 2011
2012
2013
8703
Binek otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtlar
801,7
660,4
614,8
8704
Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar
761,1
508,6
501,2
0802
Diğer kabuklu meyveler (taze/kurutulmuş) (kabuğu çıkarılmış/soyulmuş)
327,0
321,4
349,0
İtalya, üretim bakımından her ne kadar
7208
Demir veya alaşımsız çelikten yassı hadde ürünleri (genişlik >= 600 mm) (sıcak haddelenmiş) (kaplanm
532,3
128,9
278,4
geçen iki yıl içinde konumunu Türkiye’ye kap-
8708
Karayolu taşıtları için aksam, parça ve aksesuarlar
213,0
200,8
238,2
tırsa da Dünyanın en önemli ülkeleri arasında
2710
Petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar
180,1
178,9
161,8
yer alıyor. Çünkü, 8 milyon ton yıllık plastik
4011
Kauçuktan yeni dış lastikler
172,3
138,5
142,4
Plastik sektörünün her alanında güçlü bir ülke
GTİP
ÜRÜNLER
mamul üreten ülke, 10 milyar dolarlık ihracat Türkiye’nin İtalya’ya İhracatında Başlıca Ürünler ( Milyon Dolar)
gerçekleştiriyor. İtalya, Türkiye’ye plastik sektöründe en fazla yatırım yapan ülkeler arasın-
GTİP
da da bulunuyor. Yabancı sermayeli şirketler
2710
Petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar
içinde İtalya 25 şirket ve yüzde 9,9 pay ile
8708
Karayolu taşıtları için aksam, parça ve aksesuarlar
Almanya’nın ardından ikinci sırada bulunuyor.
3004 8704
İtalya ile Türkiye arasında plastik mamul, hammadde ve plastik işleme makinelerinde de yoğun bir ticaret bulunuyor. İtalya, Türkiye’ye
ÜRÜNLER
2011
2012
2013
1.974,0
2.675,3
1.742,1
547,6
433,0
504,5
Tedavide veya korunmada kullanılmak üzere hazırlanan ilaçlar (dozlandırılmış)
260,6
223,9
303,4
Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar
272,2
247,1
254,0
7113
Mücevherci eşyası ve aksamı (kıymetli metallerden veya kıymetli metallerle kaplama metallerden)
200,9
203,9
236,7
2709
Ham petrol (petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar)
99,6
215,2
212,2
69
PLASFEDDERGİ
ATLAS
Reel GSYİH Büyüme Projeksiyonu 2012a
2013b
2014c
2015c
2016c
2017c
GSYİH
-2,0
-1,9
0,5
1,0
1,2
1,1
Özel Tüketim Harcamaları
-4,2
-2,6
-0,1
0,1
0,5
0,2
Hükümet Harcamaları
-1,0
-0,1
-0,5
0,0
0,8
0,8
Gayri Safi Sabit Yatırımlar
-9,0
-5,4
0,8
2,0
2,3
2,5
Mal ve Hizmet İhracatı
1,8
0,1
2,3
2,8
3,3
3,4
Mal ve Hizmet İthalatı
-8,0
-2,5
1,6
1,6
2,2
2,7
İç Talep
-4,8
-2,6
0,2
0,6
0,8
0,8
Tarım
0,5
-,05
0,3
0,3
0,3
0,3
Sanayi
-5,0
0,2
1,0
1,4
1,3
0,6
Hizmetler
-1,1
0,6
1,1
1,1
1,1
1,2
19.8 milyar dolara ulaştı ancak Türkiye aleyhi-
gıda ise yüzde 10’unu oluşturuyor. Türkiye’nin
ne açık 6 milyar 379 milyon dolar olarak ger-
İtalya’dan ithalatında ise diğer makine ve ula-
Ekonomi Bakanlığı değerlendirmelerinde
çekleşti.
şım araçları yüzde 30 pay ile ilk sırada yer alır-
İtalya’nın karmaşık iş mevzuatı ve yerel özel-
ken, mineral yakıtlar ve mineral yağlar yüzde
likleri nedeniyle, yerel ortak veya temsilci veya iyi bir hukuk bürosuyla çalışma tavsiye ediliyor.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2011 yı-
16 pay ile ikinci sırada, diğer tüketim malları
lında 21.4 milyar dolarla rekor kırdı. İtalya’nın
da yüzde 9 pay alıyor. İki ülke arasında çifte
yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle 2012 yılında
vergilendirmeyi önleme ve yatırımları koruma
keskin biçimde düştü. Türkiye’nin bu ülkeye ih-
anlaşmaları bulunuyor.
Küresel kriz etkiledi İtalya, küresel krizin ardından toparlanmaya yönelik girişimlerini sürdürüyor. Bu kap-
racatı 2012’de düşerken, İtalya’nın Türkiye’ye ihracatı sabit kaldı. 2013 yılında Türkiye’nin
Ekonomi Bakanlığı analizinde Türkiye ile
samda ülkenin 2014 yılını düşük de olsa bir
İtalya’ya ihracatı 2012 yılına göre yüzde 5 ar-
İtalya arasında tekstil, konfeksiyon, makine
büyümeyle kapatacağı belirtiliyor. Dünyanın
tarken İtalya’dan ithalat ise yüzde 3 oranında
imalat, gıda işleme ve kimya sektörleri ara-
en zengin ülkelerinden biri olan İtalya her ne
azaldı. Bunun sonucunda dış ticaret hacmin-
sında birbirini tamamlayıcılık ilişkisi bulunu-
kadar sorun yaşasa da mevcut hayat stan-
de önemli bir değişme olmazken Türkiye’nin
yor. Buna ek olarak ikincil düzeyde ambalaj,
dardından kayıp vermeyeceği tahmin ediliyor.
İtalya’ya karşı dış ticaret açığı yüzde 11 oranın-
madencilik, mobilya, otomotiv yan sanayiinde
Ülke GSYH’si içinde sanayinin payı yüzde 23,8,
da azaldı. Türkiye, İtalya’nın en fazla ihracat
işbirliği imkanları bulunuyor. Rekabet avanta-
hizmetler sektörünün payı ise yüzde 74,4 se-
yaptığı 9. ülke özelliğini taşıyor. İtalya’nın en
jını kaybeden İtalyan ayakkabı üreticilerinin
viyesinde bulunuyor.
fazla ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında ise
Türkiye’de üretim yaptırma isteğinin bulundu-
Türkiye 1,4 pay ile 17. sırada bulunuyor.
ğu da Ekonomi Bakanlığı değerlendirmesinde
Turizm, futbol ve opera
yer aldı. Analizde, ürün bazında potansiyel Türkiye’nin İtalya’ya ihracatında en yük-
ihracat ürünleri ise çimento, tişört, ev teksti-
İtalya, 47.7 milyon turistle dünyanın en
sek payı yüzde 22 ile otomotiv sanayi oluş-
li, bakır teller, metal şekillendirme tezgahları,
fazla turist çeken beşinci ülkesi durumunda.
turuyor. Dokumacılık ürünleri yüzde 13’ünü,
otobüs, deri giyim eşyası, pantolon sayıldı.
Ülkenin turizmden elde ettiği gelir de 43,9
70
PLASFEDDERGİ
ATLAS
mekanı. Roma’ya gerek kültürel gerek eğlence
sopranolarından Türk Leyla Gencer’in de yak-
gerekse dini amaçlı milyonlarca kişi turist ola-
laşık 50 solistliğini yaptığı La Scala, İtalya’nın
rak geliyor. Bologna ülkenin fuarlarının yoğun
Milano şehrinde bulunuyor.
olduğu şehir olarak dikkati çekerken, Röne-
milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. İtalya’nın, antik ve imparatorluk döneminde de başkent olan, orta çağda Roma din devletine de başkentlik yapması yanında Ka-
sansın başlangıcının gerçekleştiği Floransa
Ülkenin deniz turizmi merkezi ise Güney
yapılarıyla açık hava müzesi olması yanında
sahillerinde gerçekleşiyor. Sardunya adası ve
Uffizi ve David of Michelangelo Buonarroti
Sicilya adaları bu konuda büyük beğeni toplu-
müzelerine ev sahipliği yapıyor. Genova, Milan
yor. İtalya, Dünyanın en önemli futbol merkez-
önemli turizm ve eğlence mekanı olarak dikkat
lerinden biri olma özelliğini de taşıyor. Dünya
çekiyor. İtalya’nın kuzeyindeki ünlü “romantik
Kupasını 4 kez, Avrupa Kupası’nı da 1 kez ka-
şehir” Venedik de en bilinen turizm mekanla-
zanan İtalya, kulüp düzeyinde de Dünyanın en
rından biri. Ünlü Venedik Karnavalı da her yıl
başarılı ülkeleri arasında bulunuyor. Milan’ın
Şubat ayında yapılıyor.
iki takımı, İnter ve Milano, Juventus ülkenin en ünlü ve Avrupa Şampiyonlar Ligi (Eski adıyla
tolik Hıristiyanların kutsal “devleti” Vatikan’ın içinde bulunduğu Roma şehri en önemli turizm
Dünyanın en ünlü opera kuruluşu ve binası olan, Dünyanın gelmiş geçmiş en önemli
Şampiyon Kulüpler Kupası) kazanmış takımlarıdır.
İtalya yarımadası 2500 yıldır en önemli coğrafyalardan biri -Millattan önce 500’lü yıllarda başlayan ve kendine özgü bir demokrasi olan Roma Cumhuriyetinin, bugünkü İtalya yarımadası dışına taşan hakimiyeti, Millatan önce birinci ve Millattan sonra birinci yüzyıl arasında imparatorluğa dönüşmesiyle bütün Akdeniz havzasına yayıldı. Tarihin gördüğü en geniş devlet organizasyonlarından biri oluştu ve Akdenizin tamamının çevresinde düzenli ticaret ve ekonomik ilişki doğdu. Yunan, İslam ve diğer yerel kültürünün de etki ettiği, bu dönemde İtalya yarımadası ve özelinde Roma şehri olağanüstü gelişti. Roma İmparatorluğu, eski Mısır ve Yunan kültüründen gelen bir Roma Kültü dinine sahipken, Hıristiyan dininin doğuşunun ardından bu din yurttaşları arasında yayıldı. Millattan sonra 390’lara kadar, Hıristiyanlara karşı Roma devleti bütün alanlarda mücadele etti ancak din yayılmayı sürdürdü. İstanbul merkezli Roma İmparatorluğunun doğu yönetim birimi ile Batı Roma’yı birlikte yöneten son imparator olan Birinci Theodosius’un 347’de başlayan iktidarı döneminde Hıristiyanlığı kabul etmesiyle de Hıristiyan dini resmi olarak hakim oldu. Theodosius’un ölümünün ardından Roma İmparatorluğu resmen ve fiilen ikiye bölündü ve Theodosius’un iki oğlu imparatorluğu paylaştı. Kavimler Göçünün etkisiyle Germenlerin sürekli saldırılarıyla zayıflayan Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında tamamen çöktü ve küçük krallıklara bölündü. Daha sonra Roma Katolik kilisesine dönüşecek olan Roma Hıristiyan Devleti de orta İtalya’ya sahip oldu. Çeşitli dönemlerde, yarımadanın geniş bir bölümüne hükmetmiş krallar çıksa da ticari bakımdan yetenekli şehir devletleri varlıklarını Roma’da sürdürdüler ve güçlü-ayrıcalıkla bu aileler zenginliklerini artırdılar. Batı Roma İmparatorluğunun çöküşünün ardından başlayan Ortaçağ, aynı zamanda Doğu ve Batı kiliselerinin ayrıldığı ve Katoliklerin Avrupa’nın tamamına etki ettiği ve dolayısıyla Papa tarafından yönetilen Roma Devletinin Avrupa’nın tamamındaki krallara etki edebildiği bir dönem oldu. İtalya’da çeşitli şehirlerde hüküm süren şehir devletleri olan Venedik, Cenova, Floransa’lı tüccarlar Akdeniz’in tamamında ticaret yürüttüler ve zenginleştiler. Haçlı seferlerinin organizatörü durumundaki Katolik Kilisesinin zenginliği de o dönemde arttı ve Kilise ile birlikte hareket eden şövalyeler orta çağ dönemi boyunca güvenlik, zenginlik ve finansal yönetimde etkili oldu. Orta Çağa damgasını vuran İtalya yarımadası, bu dönem kültürünü ortadan kaldıran Rönesansa da ev sahipliği yaptı. Bugünkü Avrupa kültürü ve yaşam biçiminin oluşumunun temellerinin atıldığı Rönesans, 14. yüzyılda Floransa’daki zenginlik içinde gelişen sanatçı ve düşün insanları tarafından başlatıldı ve Orta Avrupa’daki reform hareketinin doğuşunun ardından bugünkü Avrupa’nın kültür, siyaset ve yaşam biçimi oluştu. Yarımada, Katolik dininin merkezi olduğu için orta çağda neredeyse bütün Avrupa’ya hükmetme imkanı buldu. Dünyanın en yaygın inanç sistemi olan Katoliklik, Roma’nın içinde bulunan Vatikan Devleti ve Papa nedeniyle İtalya’yı hala en önemli merkezlerden biri haline getiriyor.
72
PLASFEDDERGİ
SÖYLEŞİ
Türkiye’nin ilk özel organize sanayi bölgesi niteliğini taşıyan yatırımına plastik sektörü imza atıyor
Plastik sektörü Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyor
Plastik sektöründe, özellikle İstanbul ve yakın bölgesinde gittikçe derinleşen yatırım yeri sorununa yönelik olarak girişimler artıyor. Teşvik uygulamasından yararlanması da OSB bünyesinde yatırım yapmasına bağlı olan sektörde organize sanayi bölgesi yatırımları da yoğunlaştı. Bu çalışmalar içinde dikkat çeken girişimlerden biri olan PAGDER-ASLAN Plastikçiler İhtisas Özel Organize Sanayi Bölgesinde (PAOSB) yatırımlar için son dönemece girildi. PLASFEDDERGİ, PAOSB kurucularından Mehmet Ali Aslan ile iş yaşamı ve PAOSB girişimi süreçlerini konuştu.
-Sayın Aslan, PAOSB’un organize
arsanın birinde 15 villa yaptık ve hızla satıldı.
sanayi bölgesi olma süreci biraz farklı.
Böylece inşaat işlerimiz de yoğunlaştı ve bü-
Sanıyoruz, Türkiye’nin OSB yapılanma
yüdü.
süreci içinde farklı bir yer ediniyor. Öncelikle bu süreci anlatır mısınız, sanıyoruz
Tekstil ticareti ve imalatıyla uğraştığımız
Türkiye’nin ilk “özel teşebbüs organize
sürecin içinde, Kırklareli’nin Vize ilçesinde,
sanayi bölgesi” olma gibi bir özelliği söz-
imalat sanayiine daha fazla yatırım yapabiliriz
konusu?
düşüncesiyle, sanayi arsası olarak ciddi bü-
Benim aşağı yukarı 38 yıllık bir iş yaşamım
yüklükte bir arazi satın almıştık. Yaklaşık 300
var. Tekstil ticaretiyle başladık. Ardından ufak
dönüm kadardı. Bu bölgede alımlarımız sürdü
tefek inşaatlar yapmaya başladık. Bu inşaat
ve zaman içinde 400 dönüme ulaştı. Ancak
sürecinde de Prag’da iş yaparken bir tekstil
herhangi bir yatırım gerçekleştirmedik.
fabrikası satın aldık. Burada imalat sektörüne
Sayın Yalım Erez’in Sanayi Bakanlığı dö-
de girmiş olduk. Karışımlı keten iplik imalatı
neminde sohbet ederken, bu konu gündeme
yapıyorduk. Fabrikamızda 300 kişinin çalıştığı
geldi. Yaptıkları bir düzenlemeyi hatırlattı ve
bir dönem oldu. Doğu bloku ülkelerinde ima-
“özel teşebbüsün organize sanayi bölgesi
latlar yoğunlaşınca fiyat rekabeti yapamaz ol-
kurması”nın serbest bırakıldığını söyledi.
duk. Fabrikayı kapattık, makine parkını da yine doğu bloku ülkelerinde sattık. Fabrika alanı 80
Biz de hemen araştırmaya başladık, asga-
dönüm kadardı. Etrafta inşaatlar başlayınca,
ri 500 dönümlük bir şart vardı. Biz de arazimizi
74
SÖYLEŞİ
PLASFEDDERGİ
büyüttük ve 650 dönüme ulaştık, buna güvenerek de müracaatımızı yaptık. Yaptık ama ancak yedi yılda özel organize sanayi bölgesinin tescilini yaptırabildik. Ülkemizde kanun çıkıyor, arkasından da pürüzler sıralanıyor. Gittiğimiz her yerde ilk uygulama olduğu için “bilmiyoruz, bilmiyoruz, bilmiyoruz” yanıtını alıyorduk. Biz OSB tesciline sahip olmuştuk ama bu kez de Türkiye’de yatırım ortamı pek uygun değildi. O nedenle işi uyumaya bıraktık. İşimiz uyumaya bırakılmışken bir vesile Sayın Hüseyin Semerci ile tanıştım. Plastikçiler için uygun yatırım yerinin sorun olduğunu, böyle bir arayış içinde olduklarını öğrenmiş olduk. Tescilli
yeşil alan, tesisler gibi yatırımlar olmak üzere
yürümeyi sürdüreceğiz umuyoruz ardından
bir bölgemiz vardı ve görüşmelerimiz bunun
üstyapı olacak. Artık, altyapı yatırımlarına da
da genişleme gelecek, yeni imkanlar doğacak.
üzerinde yoğunlaştı. Çok titiz, hassas bir gö-
geçiyoruz.
Büyüme alanına yönelik olarak arazi satın al-
rüşme süreci oldu ve altı ay kadar süren titiz ve hassas bir çalışma döneminin sonucunda işi
malarımız sürüyor. Meradan yer alma durumu Şu anda 62 firma arsa satın almış du-
var ve üzerinde çalışıyoruz. Şahıslardan 150
rumda. Yatırımlarına başlaması için her türlü
dönüm kadar zaten aldık. Bu mera alımı da
kolaylığı sağlamaya gayret ediyoruz. Altyapı
olursa toplamda 2500 dönümlere doğru gidi-
Sonuçta, sözleşmeyi yaptık ve Sanayi
yatırımlarıyla birlikte isteyenler için inşaatla-
şimiz başlayacak.
Bakanlığı’nda PAGDER ASLAN OSB olarak ayrı
rına başlama imkanı sağlayacağız. Ne zaman
bir tescil yaptırdık. En sonunda, PAGDER AS-
derseniz, bu yıl altyapıya başlamamız biraz zor
PAOSB ve Vize’nin konumu çok iyi ve
LAN Plastikçiler İhtisas Özel OSB’yi Plastik İh-
görünüyor ama 2015’te mutlaka yatırımlarımı-
genişlemeye müsait. Hatta bir açıdan Trakya
tisas Organize Sanayi Bölgesi olarak tamamla-
za başlamış olma kararımız var.
bölgesinde şu anda sanayi yatırımları için en
neticelendirebildik.
dık. Bu beraberlik bugüne ulaştı.
uygun yer gibi görünüyor çünkü başka yerler -Bir genişleme planı da açıkladınız, gi-
-Kuruluş sürecinin ardından elbette yatırımlar da başlayacak. Türkiye’nin ilk “özel girişim” ihtisas bölgesine plastikçi-
oldukça dolu.
rişim ne aşamada? Plastik sektörünün bu denli dinamik olEvet, mevcudumuzu çok daha ileriye
duğunu açıkçası ben bilmiyordum. Sadece
taşıyacak bir girişim var. Nasip olursa 1500
ülkemizde değil, ihracatıyla, üretimiyle bütün
dönüm daha büyüme alanı ilave edeceğiz. İh-
dünyada gelişiyor. Elbette plastik işleme ma-
Geldiğimiz nokta çok iyi bir seviye. Şu
tiyacı gözlüyoruz, plastikçilerimiz de farkına
kine üreticileri de çok önemli bir sektör. Bu
anda 550 dönümünü sattık. 150 dönüm kadar
vardı ki mevcut alan çok küçük kaldı. Genişle-
alanda çalışan arkadaşlarla da görüşüyoruz ve
Aslanlı grup olarak biz kendimiz alacağız. Bil-
me alanına yönelik olarak girişimlerimizin so-
PAOSB bünyesinde faaliyette bulunmalarını
diğiniz gibi, brüt 650 dönüm bir yatırım alanı
nuçlanmasının bir yıl daha süreceğini tahmin
arzu ediyoruz.
sözkonusu. Bunun yüzde 17 dolayında, yol,
ediyoruz. Bu süreçte biz mevcut alanımızla
lerin ilgisi nasıl?
Böyle olunca, büyüme alanı dahil bütün PAOSB’u sadece plastik sektörüyle faaliyete geçirmemiz mümkün gibi görünüyor. En azından benim şu anki tahminlerim bu yönde. PAOSB, gerçekten ilk olma özelliğini taşıyan OSB.. Türkiye’de örneği yok ve altyapısıyla da inşallah örnek olacak. Ben de gerekli fedakârlıkları yapacağım. -İhtisas OSB Türkiye için yeni bir alan. Kümelenme vb. sinerji sağlayacak girişimlere yönelik deneyimlerimiz sınırlı ancak herkes öneminin farkında. İhtisas OSB deyince ne anlamalıyız? İhtisas OSB denilince özel statüye sahip,
75
PLASFEDDERGİ
SÖYLEŞİ
latabilirsek inanıyorum bizi destekleyecekler. Şunu da söylemeyi borç bilirim, Kırklareli ve Vize mülki yönetiminden, eğitim kurumlarından olağanüstü bir destek görüyoruz. İlk projeyi tanıtmaya başladığımızda bazı sanayici arkadaşların endişesi vardı, eleman bulma konusunda. Gördük ki Vize’de iyi bir işgücü var ve halen Çerkezköy ile Çorlu’da çalışıyorlar. PAOSB yatırımları hayata geçtiğinde işçinin de hazır olacağı bir ortam olduğunu gördük. -PAOSB’un toplam yatırım ve istihdamı ne kadara ulaşabilir? Bizim tahminimiz 15 bin kişinin istihdam birçok yatırımcının biraraya geldiği tek bir sek-
Bence önemli bir diğer husus müteşebbis
törü anlamalıyız. İhtisasın ayrıca getirdiği teş-
heyetin tamamının girişimcilerden oluşması.
vikler var ve sektör tarafından biliniyor.
Her türlü kararı hızla ve teşebbüsleri koruyacak şekilde alabiliriz. Biz, estetiğiyle olsun ya-
Burada ayrıca vurgulamak istediğim bir
tırım yeri olarak uygun koşullar sağlamakla il-
husus daha var: Burada faaliyet gösteren top-
gili olsun plastik sektörünün özelliklerine göre
luluk olarak devletten bazı taleplerimiz olabilir.
bir yatırım gerçekleştiriyoruz.
Bugünkü hükümetin beğendiğim yönlerinden biri şudur, sorunu anlatıp talebinizi iletince
Bölge yatırıma gerçekten uygun. Yeraltı
çözüyorlar. Dolayısıyla bu ihtisas bölgesinin
sularımız zengin, başka alanlardan da su geti-
altyapısına başlarken kredi çalışmasını da ya-
riyoruz. Doğalgaz dağıtım firması ile görüştük
pacağız. Hibeye yönelik girişimler var ve takip
ve onlar da yatırıma hazır bekliyorlar. Üçüncü
ediyoruz. Burayı yatırımcıya çok cazip hale ge-
havalimanı yolu, Kanal İstanbul gibi projelere
tirmek için elimizden geleni yapacağız.
yakınlık avantajlarımız var. Kırklareli’nin Bulgaristan sınırındaki Dereköy kapısının ticarete
-Peki PAOSB ne gibi avantajlar sunuyor?
açılması sözkonusu. Bu da ciddi bir avantaj olacak gibi görünüyor. Muazzam bir kapı yapılıyor. PAOSB’un içinden itibaren 50 kilo-
Herşeyden önce bildiğiniz gibi bu bölge-
metre bir mesafede. Yeni yollar hep
de plastik sektörü teşvik uygulamasından ya-
bizim yakınımızdan geçiyor. Üçüncü
rarlanabilmek için organize sanayi bölgesinde
köprü yollarıyla bağlantı sağlayan bir
yatırım yapmak zorunda.
yol yatırımı sözkonusu.
Özel OSB olmanın ise ek bir dizi avantajı
Elbette, plastik sektörü için
ortaya çıkıyor. Herşeyden önce biz tapuyu he-
enerji çok büyük bir önem taşıyor.
men veriyoruz. Bilindiği gibi, diğer OSB’lerde
Özel OSB olmanın avantajını da bu-
tapu yatırımlardan sonra veriliyor, sıkıntılar
rada kullanmak, yatırımcıya uygun
çıkabiliyor. 2 yıl içinde yatırımını realize etmek
koşullar sağlamak üzere girişimimiz
zorunda. Özel OSB olunca hemen tapuyu ver-
var. İnşallah başarırız, enerji mali-
memizle yatırımcı bunu ister teminat olarak
yetini düşürmek için çeşitli yatırım
gösterip finansman sağlamak olsun, isterse
alternatifleri üzerinde çalışıyoruz.
diğer avantajlarından yararlanmak olsun her
Ben gördüm ki plastikçinin en önem-
türlü hakkını kullanabiliyor. Bizim yatırımcımız
li derdi enerji. Gerçekten bu maliyeti
rant için de bu alımı yapabilir. Özel girişim ol-
çok yüksek. Bu nasıl ucuzlatıp ihra-
duğu için ileride olaması muhtemel her türlü
catta avantaj nasıl sağlanır konuş-
değişim için önü açıktır. Herhangi bir yerden
mamız lazım. Enerji Bakanlığımız ile
arsa almış gibisiniz.
bunu görüşeceğiz. Yatırımcının mutlak bu desteğe ihtiyacı var. Güzel an-
76
edileceği bir OSB olacak. Büyüme alanıyla birlikte düşünürsek; sanayicilerimizin ve OSB’nin yatırımı birlikte 2,5 milyar dolarlık bir yatırım Vize bölgesine çekilmiş olacak. OSB için soracak olursanız 650 dönümlük ilk etap için bütün yatırım unsurları dahil 700 milyon dolara kadar giden bir yatırımımız sözkonusu. Vize Meslek Yüksekokulunda plastik bölümü konusunda hızlı bir çalışma dönemi geçirdik ve nihayet okul açıldı. Valimiz projenin hayata geçmesi için elinden gelen her şeyi yapıyor. Önceki Cumhurbaşkanımızın Kırklareli ziyaretinde yatırımımızı anlatma fırsatı bulduk. O da sevincini belirtti. Devlet desteğiyle, halk desteğiyle, bizlerin yatırımcıya desteğiyle somut ve düzgün bir şey ortaya çıkarmak istiyoruz.
GÖRÜŞ
PLASFEDDERGİ
Ali İbrahim Aydın
Gerçek veya tüzel kişilerce sahip olunan arsanın hasılat paylaşımı modeline konu edilmesi
Yeminli Mali Müşavir aaydin@prosesdenetim.com.tr
Sayın okurlar, bu sayımızda sahip olunan arsanın müteahhit ile akdedilecek bir sözleşme kapsamında hasılat paylaşımı modeliyle konut ve/veya işyeri inşaatına konu edilmesinin arsa sahipleri yönünden doğuracağı vergisel sonuçlar üzerinde duracağız.
Uzunca bir süredir devam eden bu tar-
tarihte sadece müteahhit tarafından üçüncü
tışmanın 60 no’lu KDV Kanunu Sirkülerinde
şahıslara fatura düzenlenecek, faturada gös-
yapılan açıklamalarla çözüme kavuşturulduğu
terilen toplam bedel üzerinden bağımsız biri-
düşünülüyordu. Ancak, Gelir İdaresinin sonra-
min niteliğine göre % 1 veya % 18 oranında
dan verdiği muktezalar bu konudaki belirsizliği
KDV hesaplanarak beyan edilecektir.
yeniden ve başka bir boyutlarıyla yeniden gündeme getirdi.
- Arsanın bir iktisadi işletmeye dâhil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını
60 seri no’lu KDV Kanunu Sirkülerlerinde
mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi
konuya ilişkin olarak yapılan açıklama şu şekil-
halinde, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu
de:
tarih itibariyle hasılattan kendisine kalan pay için müteahhide arsa satış faturası düzenle-
Hasılat paylaşımı modeli, arsa üzerine yapılacak konut veya işyerlerinin satışından elde edilecek hasılatın belirlenecek bir oran çerçevesinde arsa sahibi ve müteahhit arasında paylaşılması esasına dayanıyor. Gerçek veya tüzel kişilerce sahip olunan bir arsa üzerine hasılat paylaşımı modeli çer-
“Uygulamada “hasılat paylaşımı”, “gelir
yecek, fatura bedeli üzerinden genel esaslara
paylaşımı” vb. şekillerde düzenlenen sözleş-
göre KDV hesaplayarak beyan edecektir. Arsa
meler uyarınca yapılan işlerde, inşa edilen
tesliminin, KDV’nin konusuna girmemesi veya
bağımsız birimler yerine bunların hasılatı pay-
KDV’den istisna edilmiş olması halinde bu tes-
laşılmakta olup, bu tür sözleşmeler gereğince
limde KDV hesaplanmayacaktır.”
yapılan işlerin de 30 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde düzenlenen “arsa karşılığı inşaat” olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
çevesinde inşaat yapılması halinde arsa sahibi
Bu çerçevede;
gerçek veya tüzel kişinin karşı karşıya kalacağı vergisel yükümlülükler öteden beri tartışılıyor.
ARSANIN GERÇEK BİR KİŞİYE AİT OLMASI Gerçek kişilerin satın aldıkları arsayı satın
- Bağımsız birimlerin üçüncü şahıslara sa-
alma tarihinden itibaren beş yıl içinde elden
tışında, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu
çıkartmaları halinde bu satıştan elde edilen
78
GÖRÜŞ
PLASFEDDERGİ
mazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerinin katma değer vergisinden istisna olduğu, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz teslimlerinin istisna kapsamı dışında olduğu hükümleri yer almaktadır. 60 no’lu sirkülerin ilgili bölümünde; arsanın bir iktisadi işletmeye dâhil olması halinde, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih itibarıyla hasılattan alınan pay için müteahhide arsa satış faturası düzenlenerek katma değer vergisi hesaplanacağı, ancak, arsa tesliminin kazanç, “değer artış kazancı” sayılıyor. Bu du-
19.02.2014 tarihli muktezada şu görüşe yer
rumda, arsanın iktisap bedeli ile hasılattan alı-
verilmiştir.
veya vergiden istisna edilmiş olması halinde bu teslimde katma değer vergisi hesaplanmaya-
nan pay arasındaki farkın değer artışı kazancı
cağı belirtilmektedir.
“…
olarak gelir vergisine tabi tutulması gerekiyor.
katma değer vergisinin konusuna girmemesi
Bu durumda, gayrimenkul alım, satım ve Öte yandan, arsanın iktisap edildiği tarih
inşa işlerinin hasılat paylaşımı sözleşmesine
ile inşa edilen konut veya işyerlerinin satıldığı
istinaden icra edilmesi, arsa sahibi yönünden
tarih arasındaki süre beş yılı geçmişse, elde
ticari organizasyonun varlığına karine teşkil
edilen kazanç, değer artış kazancı olarak de-
edeceğinden, hasılat paylaşımı sözleşmesine
ğerlendirilmiyor. Ancak, arsa sahibinin arsa
istinaden arsa sahibinin hissesine isabet eden
alım satımını sürekli bir faaliyet olarak sürdür-
kazanç tutarının ticari kazanca ilişkin hükümler
mesi halinde, iktisap tarihi ile satış tarihi ara-
çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmekte-
sındaki süre ne olursa olsun bu satıştan elde
dir.”
Söz konusu sirküler yayımlandığında sirkülerde yer alan bu açıklama pozitif olarak değerlendirilmiş ve gayrimenkul alım satım faaliyeti bulunmayan şirketlerin en az iki tam yıl süreyle aktifte yer alan arsalarını hasılat paylaşımı modeli kapsamında işleme tabi tutmaları halinde, hem Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-r maddesinde yazılı istisnanın uygulanabileceği hem de gerekli diğer şartların
edilen kazanç ticari kazanç olarak gelir vergisine tabi oluyor. Böyle bir durum, ticari kazanç
Görüldüğü üzere, mukteza, bir gerçek ki-
sahibi açısından defter tutma yükümlülüğü ile
şinin sahip olduğu yegane arsayı hasılat payla-
katma değer vergisi mükellefiyetini de berabe-
şımı modeliyle değerlendirmesini bile ticari fa-
rine getiriyor.
aliyet kapsamında mütalaa ederek sirkülerde yapılan açıklamaları anlamsız kılmaktadır. Zira
da sağlaması koşuluyla elde edilen kazanç için Kurumlar Vergisi Kanununun 5/e maddesinde yazılı istisnadan istifade edilebileceği yorumları yapılmıştı. Ancak, Gelir İdaresi Başkanlığınca verilen
Gelir İdaresi öteden beri verdiği görüşler-
bir gerçek kişinin sahip olduğu yegane arsayı
de, beş yıllık süre geçmiş olsa bile, aynı yılda
hasılat paylaşımı modeliyle değerlendirmesi-
birden fazla veya birbirini takip eden yıllarda
nin dahi ticari faaliyete karine teşkil ettiği ka-
birer bağımsız bölüm satışını süreklilik kavramı
bul edilirse, sirkülerde yer alan açıklamanın en
içinde mütalaa ediyor ve elde edilen kazancı
başından beri hiç bir duruma karşılık gelmeyen
“ticari kazanç” olarak nitelendiriyordu. İdare-
gereksiz bir açıklama olduğunu da kabul etmek
nin bu yaklaşımı, kat karşılığı sözleşmesi çer-
gerekir.
yapıldığına karine teşkil ettiği gerekçe gös-
ARSANIN BİR SERMAYE ŞİRKETİNİN AKTİFİNE KAYITLI OLMASI
Kanununun 17/4-r maddesindeki istisna hük-
çevesinde arsa karşılığı elde edilen daire veya işyerlerinin aynı yılda birden fazla veya izleyen yıllarda en az birer tane satılmasını da ticari faaliyete karine olarak kabul ediyordu.
rinde üretim tesisleri bulunan arsanın “hasılat paylaşımı” modeline konu edilmesi işleminde hasılat paylaşımı modelinin taşınmaz ticareti
münden istifade edilemeyeceği belirtilmiştir. Aynı muktezada, bu satış nedeniyle oluşacak kazanç için Kurumlar Vergisi Kanununun 5.
Kurumlar Vergisi Kanununun 5. maddesi-
lat paylaşımı modelinin ticari faaliyet olarak iş-
nin birinci fıkrasının (e) bendine göre, kurumla-
leme tabi tutulma riski içermeyeceği kanaatine
rın en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan
yol açmış ve sahip olduğu arsasını müteahhitle
taşınmazların satışından doğan kazançların %
anlaşmak suretiyle değerlendirmek isteyen
75’lik kısmı kurumlar vergisinden istisnadır. An-
arsa sahipleri açısından hasılat paylaşımı mo-
cak, taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğra-
delinin öne çıkarmıştı. Hiç şüphesiz böyle bir
şan kurumların bu amaçla ellerinde bulundur-
yaklaşım, hayatlarında sadece bir kez böyle bir
dukları taşınmazların satışından elde ettikleri
durumla karşılaşan çok sayıda gerçek kişiyi ra-
kazançlar istisna kapsamı dışındadır.
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnadan da yararlanılamayacağı görüşüne yer verilmiştir.
SONUÇ Yukarıda belirtilen muktezalarda yer alan görüşler 60 no’lu sirküler ile çelişmektedir. Bu itibarla, gerçek ve tüzel kişilerin sahip oldukları arsayı değerlendirmek üzere kat karşılığı veya hasılat paylaşımı şeklinde işleme tabi tutarken
hatlatacak ve bürokratik yüklerden kurtaracak Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-r maddesinde, kurumların aktiAncak Gelir İdaresi Başkanlığınca verilen
uzun süredir aktifte kayıtlı bulunan ve üze-
terilmiş ve bu sebeple Katma Değer Vergisi
60 no’lu sirkülerde yapılan açıklama, hası-
bir çözüm olacaktı.
18.02.2013 tarihli muktezada; iki tam yıldan
finde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşın79
Gelir İdaresinin konuya ilişkin yaklaşımını göz önünde bulundurmalarında fayda bulunmaktadır.
PLASFEDDERGİ
Barbaros DEMİRCİ
ENDÜSTRİDEN
Türkiye PVC pazarı büyümeye devam edecek
Genel Sekreter PLASFED
Türkiye ve Dünyada kullanımı hızla artan PVC’ye yönelik bir rapor hazırlayan PLASFED, dünya toplam plastik ihracatının yüzde 9’unun PVC’den oluştuğunu belirledi. PLASFED Genel Sekreteri Barbaros Demirci tarafından hazırlanan raporda, Türkiye’nin son 5 yılda PVC tüketiminin bileşik yüzde 8 oranında büyümeyi yakaladığı kaydedildi. Raporda, 2018 yılı itibariyle 1.6 milyon ton PVC ithal edileceği ve bunun çok büyük bir kısmının ithalatla karşılanacağı vurgulandı.
PVC tüm dünyada üretimi, tüketimi ve dış ticareti en fazla olan plas-
tondan 960 bin tona ve 604 milyon dolardan 1 milyar 117 milyon dolara
tik hammaddelerinden biridir. Nitekim ; 2013 yılında PVC ithalatı, dünya
ulaşmıştır. Türkiye’nin 2009 yılında 24 bin ton ve 26 milyon dolar olan
toplam plastik hammadde ithalatı içinden % 9 pay alırken PVC ihracatı-
toplam PVC ihracatı, 2013 yılında 19 bin tona düşerken değer bazında
nın, dünya toplam plastik hammadde ihracatı içindeki payı, % 7 olarak
26 milyon dolar düzeyinde kalmıştır. PVC ihracatı son 5 yıl içinde miktar
gerçekleşmiştir. 2009 yılında 26 milyon ton ve 23 milyar dolar olan dün-
bazında % yılda ortalama % 6 gerilerken değer bazında aynı düzeyde
ya PVC dış ticaret hacmi son 5 yılda, miktar bazında ortalama % 5,4 ve
kalmıştır.
değer bazında da ortalama % 10,6 artarak 2013 yılında 28 milyon ton ve Türkiye plastik sektöründeki hızlı gelişime paralel olarak, sektörün
39 milyar dolara ulaşmıştır.
PVC tüketimi de hızlı bir artış trendi göstermiş ve 2009 – 2013 yıllarını 2018 yılında dünya toplam PVC ithalatının 20 milyon ton ve 33 mil-
kapsayan son 5 yılda % 8 bileşik büyüme hızı ile artmıştır. 2009 yılında
yar dolara, ihracatının ise 17 milyon ton ve 32 milyar dolara, toplam dış
772 bin ton olan tüketim 2013 yılında % 38 artarak 1 milyon 62 bin tona
ticaret hacminin de 37 milyon ton ve 65 milyar dolara çıkması beklen-
çıkmıştır. Türkiye dünyanın önemli PVC ithalatçısı ülkelerinden biridir.
mektedir. Türkiye’de PVC üreten tek tesis Petkim olup, mevcut üretim
Plastik sektöründeki hızlı büyüme trendi, PVC iç talebinin de hızla artma-
kapasitesi yılda 150.000 ton PVC üretebilecek seviyededir. Firmanın PVC
sına neden olmaktadır. Ancak PVC yerli üretimi bu talebi karşılamaktan
üretimi 2002 ve 2004 yıllarında 157.000 ton ile maksimum seviyesine
uzak kalmaktadır.
erişmiştir. 2013 yılında üretimin 121.000 tona indiği görülmektedir. İç tüketim tahminleri 2018 yılında ithalat bağımlılığının 93’e ulaşaTürkiye’nin son 5 yıl içinde yapmış olduğu toplam PVC ithalatı miktar
cağını göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin PVC üretimi
bazında yılda ortalama % 10 değer bazında da % 17 artmış ve 658 bin
için mevcut veya muhtemel petrokimya tesisleri için önemli bir pazar niteliği taşıdığı görülmektedir.
DÜNYA PVC DIŞ TİCARET HACMİ : PVC tüm dünyada üretimi, tüketimi ve dış ticareti en fazla olan plastik hammaddelerinden biridir. Nitekim ; 2013 yılında PVC ithalatı, dünya toplam plastik hammadde ithalatı içinden % 9 pay alırken PVC ihracatının, dünya toplam plastik hammadde ihracatı içindeki payı, % 7 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında 26 milyon ton ve 23 milyar dolar olan dünya PVC dış ticaret hacmi son 5 yılda, miktar bazında ortalama % 5,4 ve değer bazında da ortalama % 10,6 arta-
80
ENDÜSTRİDEN
rak 2013 yılında 28 milyon ton ve 39 milyar dolara ulaşmıştır.
PLASFEDDERGİ
2013 yılında dünya toplam PVC ihracatının miktar bazında % 91’i 20 ülke tarafından gerçekleştirilmiş olup, bu ülkelerin 2009 yılında 10
2009 yılında 11 milyon ton ve 13 milyar dolar olan dünya PVC ithalatı
milyon ton olan toplam PVC ihracatları yıllık ortalama % 4,4 artış hızı ile
son 5 yılda miktar bazında ortalama % 6,5 ve değer bazında da ortalama
2013 yılında 13 milyon tona çıkmıştır. Diğer tüm ülkeler toplam ithalattan
% 10,6 artarak 2013 yılında 14 milyon ton ve 20 milyar dolara yüksel-
% 8 pay almaktadır. 2013 yılında dünya toplam PVC ihracatının miktar
miştir.
bazında % 23’ü ABD tarafından yapılmıştır. Miktar bazında en büyük ihracatçı 5 ülke sırası ile ; ABD, Almanya, Tayvan, Çin ve Fransa dır. Bu
2013 yılında dünya toplam PVC ithalatının miktar bazında % 72’si 20 ülke tarafından gerçekleştirilmiş olup, bu ülkelerin 2009 yılında 8
ülkelerin miktar bazında toplam dünya PVC ihracatı içindeki payları % 50 seviyesindedir.
milyon ton olan toplam PVC ithalatları yıllık % 7 artış hızı ile 2013 yılında 10 milyon tona çıkmıştır. Diğer tüm ülkeler toplam ithalattan % 28 pay
Türkiye miktar bazında dünya toplam PVC ihracatından 2009 ve
almaktadır. 2013 yılında dünya toplam PVC ithalatının miktar bazında %
2013 yıllarında % 0,2 ve % 0,1 pay almış olup 2009 yılında 24 bin ton
10’u Hindistan tarafından yapılmıştır. En büyük PVC ithalatçısı 5 ülke sı-
olan ihracatı % 6,4 ortalama düşme hızı ile 2013 yılında 19 bin tona in-
rası ile ; Hindistan, Çin, Türkiye, Mısır ve Almanya’dır. Bu ülkelerin toplam
miştir.
dünya ithalatı içindeki payları miktar bazında % 37 seviyesindedir. Türkiye, miktar bazında dünya toplam PVC ithalatından 2009 yılında % 6 pay
2013 yılında dünya toplam PVC ihracatının değer bazında % 91’i 20
alırken, payı 2013 yılında % 7’ye yükselmiş olup, dünyanın 3.ncü büyük
ülke tarafından yapılmış olup, bu ülkelerin 2009 yılında 11 milyar dolar
PVC ithalatçısı konumundadır.
olan toplam PVC ihracatları yıllık ortalama % 11 artış hızı ile 2013 yılında 18 milyar dolara ulaşmıştır. Diğer tüm ülkeler değer bazında toplam ih-
2013 yılında dünya toplam PVC ithalatının değer bazında % 71’i 20
racattan % 8 pay almaktadır.2013 yılında dünya toplam PVC ihracatının
ülke tarafından gerçekleştirilmiş olup, bu ülkelerin 2009 yılında 9,5 mil-
değer bazında % 21’i ABD tarafından yapılmıştır. Değer bazında en büyük
yar dolar olan toplam PVC ithalatları yıllık % 10,6 artış hızı ile 2013 yılında
ihracatçı beş ülke sırası ile ; ABD, Almanya, Belçika, Tayvan ve Çin dir. Bu
14 milyar dolara çıkmıştır. Diğer tüm ülkeler toplam ithalattan % 29 pay
ülkelerin toplam dünya PVC ihracatı içindeki payları % 50 seviyesindedir.
almaktadır. Türkiye değer bazında dünya toplam PVC ihracatından 2009 ve 2013 yılında dünya toplam PVC ithalatının değer bazında % 8’i Çin tarafından yapılmıştır. En büyük PVC ithalatçısı 5 ülke sırası ile ; Çin,
2013 yıllarında % 0,2 ve % 0,1 pay almış olup, 2009 yılında 26 milyon dolar olan ihracatı 2013 yılında da aynı düzeyde kalmıştır.
Hndistan, Almanya, Türkiye ve İtalya’dır. Bu ülkelerin toplam dünya ithalatı içindeki payları miktar bazında % 35 seviyesindedir. Türkiye, değer
2013 yılında dünya PVC dış ticaretinde en çok fazlalık veren 10 ülke
bazında dünya toplam PVC ithalatından 2009 yılında % 5 pay alırken,
içinde ABD 3,1 milyar dolarlık dış ticaret fazlası ile önde gelmiştir. Tayvan
payı 2013 yılında % 6’ya yükselmiş olup, dünyanın 4.ncü büyük PVC it-
ise 1 milyar dolar ile en yüksek dış ticaret fazlası veren ikinci ülke konu-
halatçısı konumundadır.
mundadır.
Dünya PVC ihracatının son 5 yılda yıllık ortalama artış hızı, miktar
PVC üreticisi olmayan veya kısıtlı üretim yapan 10 ülkenin PVC dış
bazında % 4,4 ve değer bazında da % 10,6 olarak gerçekleşmiş ve 2009
ticaretinde en yüksek açığı verdikleri görülmektedir. 2013 yılında 1,5 mil-
yılında 13 milyon ton ve 12 milyar dolar olan ihracat, 2013 yılında 14 mil-
yar dolar dış ticaret açığı veren Hindistan’dan sonra 1,1 milyar dolar dış
yon ton ve 19 milyar dolara ulaşmıştır.
ticaret açığı ile Türkiye ikinci büyük dış ticaret açığı veren ülke konumundadır. 2009 – 2013 yılları arasında dünya PVC ortalama ithalat fiyatları
81
PLASFEDDERGİ
ENDÜSTRİDEN
TÜRKİYE PVC PAZARI :
yılda ortalama % 4, ihracat fiyatları ise % 6 artış göstermiş ve 2009 yılında ortalama 1210 $ / ton olan ithalat fiyatı 2013 yılında 1404 $ / tona , 2009 yılında 1094 $ / ton olan ortalama ihracat fiyatı da 2013 yılında 1381 $ / tona çıkmıştır.
Türkiye’de PVC üreten tek tesis Petkim olup, mevcut üretim kapasitesi yılda 150.000 ton PVC üretebilecek seviyededir. Petkim tarafından üretilen PVC’nin başlıca kullanım alanları : Tarım ve inşaat sektöründe
2013 yılında PVC ithalatında önde gelen 10 ülke, yaptıkları PVC ithalatına dünya ortalaması olan 1404 $ / ton’un üzerinde fiyat ödemişlerdir. Türkiye’nin de 2013 yılında dünya ortalama fiyatının altında fiyatla PVC ithal ettiği görülmektedir.
(sulama boruları, pis su boruları, fittings imalinde) ambalaj filmi, kablo kaplamaları, şeffaf kozmetik ve yağ şişeleri, çeşitli tüp ve diğer şişeler imali, ayakkabı tabanları, yer karoları, çeşitli yapı malzemeleri ( kapı, pencere doğramaları, panjur imali ) döşeme kaplamaları ve suni deri imalatıdır.
Bu dönemde Türkiye’nin PVC ithal fiyatı, % 6,1 artış hızı ile dünya ortalama fiyat artış hızının altında gerçekleşmiştir. 2013 yılında ihracatı yönlendiren 20 ülkenin içinde 9 ülke dünya ortalama ihracat fiyatının üzerinde fiyatla PVC ihraç etmişlerdir. Türkiye’nin de 2013 yılında dünya ortalama fiyatının üstünde fiyatla PVC ihraç ettiği görülmektedir. Bu dönemde Türkiye’nin PVC ihracat fiyatı yıllık ortalama % 6 ile dünya ortalama fiyat artış hızının üzerinde gerçekleşmiştir.
Petkim’in 1990 – 2013 yılları arasında gerçekleştirdiği PVC üretimi aşağıdaki tabloda ve grafikte verilmiş olup, firmanın PVC üretimi 2002 ve 2004 yıllarında 157.000 ton ile maksimum seviyesine erişmiştir. 2013 yılında üretimin 121.000 tona indiği görülmektedir. Petkim’in 1990 yılından bu yana PVC üretiminde kapasite kullanımı aşağıdaki tabloda verilmiş olup, firmanın kapasite kullanımı 1993, 2002 ve 2004 ve 2007 yıllarında % 100’ü aşmış ancak 2013 yılında kapasi-
82
ENDÜSTRİDEN
PLASFEDDERGİ
tenin ancak % 81’i kullanılabilmiştir. 2013 yılında PVC üretimi Petkim’in
2009 yılından bu yana artmıştır. ABD, Fransa, Meksika, Almanya ve Nor-
toplam hammadde üretiminin % 19’unu oluşturmuştur.
veç, Türkiye’nin en çok PVC ithalatı yaptıkları ilk 5 ülkeyi oluşturmaktadır.
PVC DIŞ TİCARETİ
Türkiye PVC ihracatının miktar bazında % 96’sını ve değer bazında
Türkiye’nin son 5 yıl içinde yapmış olduğu toplam PVC ithalatı miktar
da % 95’ini 20 ülkeye yönelik olarak gerçekleştirmektedir. 20 ülkenin
bazında yılda ortalama % 10 değer bazında da % 17 artmış ve 658 bin
toplam ihracattan aldıkları pay 2009 yılından bu yana artmıştır. Azerbay-
tondan 960 bin tona ve 604 milyon dolardan 1 milyar 117 milyon dolara
can, Kazakistan, Bulgaristan, Ukrayna ve Yunanistan Türkiye’nin en çok
ulaşmıştır.
PVC ihracatı yaptığı ilk 5 ülkeyi oluşturmaktadır.
Türkiye’nin 2009 yılında 24 bin ton ve 26 milyon dolar olan toplam
2009 – 2013 yılları arasında Türkiye’nin PVC ortalama ihraç fiyatları,
PVC ihracatı, 2013 yılında 19 bin tona düşerken değer bazında 26 milyon
ortalama ithal fiyatlarının üstünde seyretmiştir. İthal fiyatları son 5 yıl
dolar düzeyinde kalmıştır. PVC ihracatı son 5 yıl içinde miktar bazında %
içinde yılda ortalama % 6,1, ihracat fiyatları ise % 7 artış göstermiştir.
yılda ortalama % 6 gerilerken değer bazında aynı düzeyde kalmıştır. Türkiye PVC dış ticaretinde hem miktar hem de değer bazında dış ti-
PVC İÇ PAZAR TÜKETİMİ:
caret açığı vermektedir. PVC dış ticaret açığı 2009 – 2013 yılları arasında miktar bazında yılda ortalama % 10, değer bazında da % 17 artış göstererek 2013 yılında 941 bin tona ve 1,1 milyar dolara yükselmiştir.
Türkiye’de PVC’nin kullanıldığı başlıca sektörler; İnşaat, otomotiv, sağlık, elektrik - elektronik, ambalaj ve diğer tüketim malzemeleridir. plastik sektöründeki hızlı gelişime paralel olarak, sektörün PVC tüketimi de hızlı bir artış trendi göstermiş ve 2009 – 2013 yıllarını kapsayan son 5
2013 yılında Türkiye’nin PVC ithalatı toplam plastik hammadde ithalatı içinden miktar bazında % 16, değer bazında % 10 pay almıştır. Aynı yıl içinde PVC ihracatının toplam plastik hammadde ihracatı içindeki payı miktar ve değer bazında % 3 olarak gerçekleşmiştir.
yılda % 8 bileşik büyüme hızı ile artmıştır. 2009 yılında 772 bin ton olan tüketim 2013 yılında % 38 artarak 1 milyon 62 bin tona çıkmıştır. Türkiye’de toplam PVC’nin % 42’si boru ve fiting, % 19’u profil, % 16’sı film ve levha, % 7’si tel ve kablo, % 2’si şişe üretiminde kullanılmakta olup, diğer tüm sektörlerin PVC kullanımı % 14 civarındadır. Bu açıdan
Türkiye miktar ve değer bazında PVC ithalatının % 98’ini 20 ülkeden gerçekleştirmektedir. 20 Ülkenin toplam ithalattan aldıkları pay
bakıldığında inşaat sektörünün PVC tüketimi toplam tüketim içinden % 61, Ambalaj sektörü ise % 18 pay almaktadır. 83
ENDÜSTRİDEN
PLASFEDDERGİ
Dünya Toplam PVC Dış Ticaret Hacmi Tahmini Milyon Ton İthalat
Milyar $
2013
2014
2018
2013
14
15
20
20
2014
2018
22
33
İhracat
14
15
17
19
21
32
Toplam Dış Ticaret Hacmi
28
30
37
39
43
65
Türkiye’de Toplam PVC Arz ve Talep Gelişimi ( 1000 Ton ) 2009
2010
2011
2012
2013
CAGR %
Üretim
138
148
145
146
121
-3,2
İthalat
658
769
855
821
960
9,9
İhracat
24
23
28
23
19
-6,4
İç Tüketim
772
893
972
943
1.062
8,3
İthalat / İç Tüketim ( % )
85
86
88
87
90
ihracat / Üretim ( % )
18
16
20
16
15
İhracat / İthalat ( % )
4
3
3
3
2
Türkiye’de Toplam PVC Arz ve Talep Tahmini ( 1000 Ton ) 2013
2014
2015
2016
2017
2018
Üretim
121
135
135
135
135
135
İthalat
960
1.055
1.159
1.274
1.400
1.539
İhracat
19
20
20
20
20
20
Yurtiçi Satışlar
1.062
1.169
1.274
1.389
1.515
1.653
Dış Ticaret Açığı
-941
-1.034
-1.139
-1.254
-1.380
-1.518
İthalat / İç Tüketim ( % )
90
90
91
92
92
93
ihracat / Üretim ( % )
15
15
15
15
15
15
İhracat / İthalat ( % )
2
1,9
1,7
1,6
1,4
1,3
İLERİYE DÖNÜK TAHMİNLER : DÜNYA PVC DIŞ TİCARET BEKLENTİLERİ :
% 85’i ithalatla karşılanırken, ithalat bağımlılığının 2013 yılında % 90’a çıktığı görülmektedir. 2009 yılında yerli üretimin % 18’inin ihraç edildiği ancak ihracatın üretim içindeki payının 2013 yılında % 15’e gerilediği izlenmektedir. PVC ihracatının ithalatı karşılama oranı 2013 yılında % 2’ye
2009 – 2013 yılları arasında dünya PVC ithalatı miktar bazında yılda
düşmüştür.
ortalama % 6,5 ihracatı ise % 4,4 artış göstermiştir. Aynı yıllar içinde değer bazında yılık ortalama ithalat ve ihracat artışı % 10,6 olarak ger-
Türkiye’nin toplam PVC arz ve talep denge tahminleri ; 2018 yılında PVC iç pazar talebinin 1,7 milyon tona çıkacağını, yerli üretimin % 20
çekleşmiştir.
sinin ihraç edilmesi ve mevcut üretim kapasitesinin % 90 kullanılması Söz konusu artış hızlarının sürmesi halinde; 2018 yılında dünya top-
halinde ithalat bağımlılığının 2018 yılında en az % 93’e çıkacağını gös-
lam PVC ithalatının 20 milyon ton ve 33 milyar dolara, ihracatının ise 17
termektedir. İç talepteki artış trendi ve artışın büyük ölçüde ithalatla kar-
milyon ton ve 32 milyar dolara, toplam dış ticaret hacminin de 37 milyon
şılanacağı dikkate alınarak ihracatın ithalatı karşılama oranının % 1,3 lere
ton ve 65 milyar dolara çıkması beklenmektedir.
gerileyeceği tahmin edilmektedir. 2018 yılında PVC dış ticaret açığının 1,5 milyon tonu bulacağı görülmektedir.
Miktar bazında yapılan tahminler, 2018 yılında Hindistan’ın 3,3 milyon ton ithalatla dünya toplam PVC ithalatından % 17 pay alacağı,
Türkiye dünyanın önemli PVC ithalatçısı ülkelerinden biridir. Plas-
Türkiye’nin ise % 7 payla dünyanın ikinci büyük PVC ithalatçısı durumuna
tik sektöründeki hızlı büyüme trendi, PVC iç talebinin de hızla artmasına
yükseleceği görülmektedir.
neden olmaktadır. Ancak PVC yerli üretimi bu talebi karşılamaktan uzak
TÜRKİYE PVC PAZAR BEKLENTİLERİ :
kalmaktadır. İç tüketim tahminleri 2018 yılında ithalat bağımlılığının 93’e ulaşacağını göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin PVC üretimi için mevcut veya muhtemel petrokimya tesisleri için önemli bir pazar
Türkiye’nin son 5 yıl içinde toplam PVC üretiminin yılda ortalama % 3 azaldığı, ithalatının % 10 arttığı, ihracatının % 6 azaldığı ve iç tüketimin de yılda ortalama % 8 arttığı gözlemlenmektedir. 2009 yılında iç talebin
84
niteliği taşıdığı görülmektedir.
PLASFEDDERGİ
Barbaros DEMİRCİ
FROM THE INDUSTRY
Turkey’s PVC market will continue to grow
Secretary General PLASFED
PLASFED, which prepared a report regarding the rapid increase of use of PVC both in Turkey and throughout the World, stated that PVC holds a 9 per cent share of the total plastics export. Within this report, which was prepared by PLASFED General Secretary Barbaros Demirci, it was recorded that within the last 5 years the annual PVC consumption of Turkey displayed a compound 8 per cent growth. In the report, it was pointed out that by the year of 2018, 1.6 million tons of PVC will be imported and a majority of this will be met by importation. PVC is one of the raw materials with the highest levels of manufac-
of the company reached its maximum levels with 157.000 tons between
ture, consumption and foreign trade all around the world. Hence, whi-
the years 2002 and 2004. This figure regarding manufacturing is seen
le the share of PVC import within the total world plastic raw materials
to drop to 121.000 tons in 2013.
import was 9%, the share of PVC export within the total world plastic raw materials export was 7%, within the year of 2013. The PVC foreign
Total PVC export of Turkey, within the last 5 years, displayed an an-
trade volume, which was 26 million tons and 23 billion dollars in 2009,
nual increased on average by 10% on quantity basis and 17% on values
displayed on average an increase of 5.4% on quantity basis and 10.6%
and reached from 658 thousand tons to 960 thousand tons and from
on value basis within the last 5 years and reached to 28 million tons and
604 million dollars to 1 billion 117 million dollars. While the PVC export
39 billion dollars in 2013.
of Turkey, which was 24 thousand tons and 26 million dollars in 2009, dropped down to 19 thousand tons in 2013, it maintained the 26 milli-
It is expected for total world PVC import to increase to 20 million
on dollar level on value basis. Within the last 5 years, while PVC export
tons and 33 billion dollars, total export to 17 million tons and 32 billion
decreased by 6% annually on average, it maintained the same level on
dollars and total foreign trade volume to 37 million tons and 65 billion
value basis.
dollars by the year of 2018. The only facility which manufactures PVC in Turkey is Petkim and its current manufacturing capacity is at the level of
In parallel to the rapid growth in Turkish plastic industry, the PVC
the capability of 150.000 tons of PVC per year. The PVC manufacturing
consumption of the industry also displayed a rapidly growing trend and in the last 5 years covering 2009 – 2013, increased with a 8% compound growth pace. The consumption, which was 772 thousand tons in 2009, reached to 1 million 62 thousand tons with an increase of 38%. Turkey is one of the important PVC importer countries of the world. The rapid growing trend within the plastics industry causes also the rapid growth of PVC domestic demand. However, the PVC domestic manufacturing is far from meeting this demand. Domestic consumption forecasts suggest that the import dependence will reach to 93% by the year of 2018. When considered from this aspect, it can be observed that Turkey holds a nature of being an important market for current or poten-
86
FROM THE INDUSTRY
tial petrochemical facilities for PVC manufacturing.
PLASFEDDERGÄ°
performed by the People’s Republic of China. The biggest 5 PVC importers, respectively, are P.R.C, India, Germany, Turkey and Italy. The share
WORLD PVC FOREIGN TRADE:
of these countries within the total world import on value basis is 35%. While Turkey had a share of 5% within the total world PVC import on
PVC is one of the raw materials with the highest levels of manufacture, consumption and foreign trade all around the world. Hence, whi-
value basis, this figure increased to 6% in 2013 and Turkey is now the 4th largest PVC importer of the world.
le the share of PVC import within the total world plastic raw materials import was 9%, the share of PVC export within the total world plastic
The total world PVC export, which was 13 million tons and 12 billion
raw materials export was 7%, within the year of 2013. The PVC foreign
dollars in 2009, displayed on average an increase of 4.4% on quantity
trade volume, which was 26 million tons and 23 billion dollars in 2009,
basis and 10.6% on value basis within the last 5 years and reached to 14
displayed on average an increase of 5.4% on quantity basis and 10.6%
million tons and 19 billion dollars in 2013.
on value basis within the last 5 years and reached to 28 million tons and 39 billion dollars in 2013. The total world PVC import, which was 11
The 91% of total world PVC export on quantity basis, within the
million tons and 13 billion dollars in 2009, displayed on average an inc-
year of 2013, was performed by 20 countries and total annual PVC ex-
rease of 6.5% on quantity basis and 10.6% on value basis within the
ports of these countries, which was 10 million tons in 2009, reached to
last 5 years and reached to 14 million tons and 20 billion dollars in 2013.
13 million tons in 2013, with an annual growth rate of 4.4%. The rema-
The 72% of total world PVC import on quantity basis, within the year of
ining countries have a share of 8% within the total import. The 23% of
2013, was performed by 20 countries and total annual PVC imports of
total world PVC export on quantity basis, within the year of 2013, was
these countries, which was 8 million tons in 2009, reached to 10 million
performed by the U.S.A. The biggest 5 PVC exporters, respectively, are
tons in 2013, with an annual growth rate of 7%. The remaining countri-
USA, Germany, Taiwan, China and France. The share of these countries
es have a share of 28% within the total import. The 10% of total world
within the total world export on quantity basis is 50%. While Turkey had
PVC import on quantity basis, within the year of 2013, was performed
a share of 0.2% and 0.1% within the total world PVC export on quantity
by India. The biggest 5 PVC importers, respectively, are India, China, Tur-
basis in 2009 and 2013, its total export, which was 24 thousand tons in
key, Egypt and Germany. The share of these countries within the total
2009 dropped down to 19 thousand tons in 2013, with an average drop
world import on quantity basis is 37%. While Turkey had a share of 6%
rate of 6.4%. The 91% of total world PVC export on value basis, within
within the total world PVC import on quantity basis, this figure increased
the year of 2013, was performed by 20 countries and total annual PVC
to 7% in 2013 and Turkey is now the 3rd largest PVC importer of the
exports of these countries, which was 11 billion dollars in 2009, reached
world. The 71% of total world PVC import on value basis, within the year
to 18 billion dollars in 2013, with an annual growth rate of 11%. The re-
of 2013, was performed by 20 countries and total annual PVC imports
maining countries have a share of 8% within the total import. The 21%
of these countries, which was 9,5 billion dollars in 2009, reached to 14
of total world PVC export on quantity basis, within the year of 2013, was
billion dollars in 2013, with an annual growth rate of 10.6%. The rema-
performed by the U.S.A. The biggest 5 PVC exporters, respectively, are
ining countries have a share of 29% within the total import. The 8%
USA, Germany, Belgium, Taiwan and Chian. The share of these countries
of total world PVC import on value basis, within the year of 2013, was
within the total world export on quantity basis is 50%. While Turkey had 87
PLASFEDDERGİ
FROM THE INDUSTRY
a share of 0.2% and 0.1% within the total world PVC export on value
areas of use of PVC manufactured by Petkim: Agriculture and Construc-
basis in 2009 and 2013, its total export, which was 26 million dollars in
tion industries (irrigation pipes, drain pipes, fittings manufacturing)
2009, also remained at the same level in 2013. The U.S.A. is at the top
packaging film, cable coverings, transparent cosmetic and oil bottles,
with a 3.1 billion dollars of foreign trade surplus amongst 10 countries
manufacture of various tubes and other bottles, footbeds, floor beds-
with the highest surplus in world PVC foreign trade in the year of 2013.
teads, various construction materials ( door, window profiles, shutter
Taiwan, on the other hand, is the second country with the highest fore-
manufacture) floor covering and manufacture of artificial leather.
ign trade surplus with 1 billion dollars. As the PVC manufacture of Petkim between the period covering It is observed that 10 countries who are not manufacturers of PVC
1990 – 2013 is provided in the provided table and graphic below, it can
or conduct limited manufacturing of the same have the highest deficit
be observed that the PVC manufacture reached its maximum levels with
in the PVC foreign trade. Turkey is second in the highest foreign trade
157.000 tons in 2002 and 2004. It can be seen that the manufacture
ranking with 1.1 billion dollars in 2013 following India, who had a foreign
regressed to 121.000 tons in 2013. The capacity usage of Petkim as of
trade deficit of 1.5 billion dollars.
1990 in PVC manufacture is provided in the table below and it is observed from the said table that Petkim had exceeded 100% of its capacity
The average world PVC import prices displayed an annual increase
in 1993, 2002, 2004 and 2007 however could only use 81% of its capa-
of 4% while the export prices, an annual increase of 6% between the
city in 2013. PVC manufacture in 2013 did only comprised 19% of total
years 2009 – 2013 and the average import price of 1210 $ / ton in 2009
raw material manufacture of Petkim.
went up to 1404 $ / ton in 2013 and average export price, which was 1094 $ / ton in 2009, increased to 1381 $ / ton in 2013.
PVC IMPORT OF TURKEY: Total PVC import of Turkey within the last 5 years displayed an
10 leading countries in 2013 for PVC imports have performed their
increase of 10% on quantity basis and 17% on value basis and reached
payments pursuant to the average world PVC import price 1404 $ / ton.
from 658 thousand tons to 960 thousand tons and from 604 million
It can be observed that Turkey has imported PVC within 2013 below the
dollars to 1 billion 117 million dollars.
average world price. Within this period, the 6.1% increase rate of PVC import price of Turkey was below the average world price increase rate.
PVC EXPORT OF TURKEY: Total PVC export of Turkey, which was 24 thousand tons and 26
9 countries out of the 20 countries shaping export within the year
million dollars in 2009, dropped down to 19 thousand tons on quantity
of 2013 exported PVC at the price higher than the average world export
basis however maintained its level of 26 million dollars on value basis
price. It can be observed that Turkey has exported PVC within 2013 abo-
in 2013. While PVC export, within the last 5 years, regressed by 6% on
ve the average world price. Within this period, the 6% increase rate of
quantity basis, it maintained the same level in terms of value.
PVC export price of Turkey was above the average world price increase
PVC FOREIGN TRADE DEFICIT:
rate.
Turkey is experiencing foreign trade deficits for PVC foreign trade
TURKISH PVC MARKET:
both on quantity and value basis. The PVC foreign trade deficit, displa-
Petkim is the only facility in Turkey which manufactures PVC and
ying an annual average increase of 10% on quantity basis and 17% on
has the capacity to annually manufacture 150.000 tons of PVC. Primary
88
value basis, went up to 941 thousand tons and 1.1 billion dollars.
FROM THE INDUSTRY
PLASFEDDERGİ
Kazakhstan, Bulgaria, Ukraine and Greece comprise the top 5 countries PVC import of Turkey had a share of 16% on quantity basis and
to whom Turkey exports PVC the most.
10% on value basis in 2013 within the total plastics raw material import. Within the same year, the share of PVC export within the total plastics raw material export was 3% for both quantity and value basis.
AVERAGE PVC FOREIGN TRADE PRICES OF TURKEY: PVC average export prices of Turkey for between the years 2009
PVC IMPORTS BY COUNTRIES:
– 2013 has cruised over the average import prices. Import prices displa-
Turkey, on quantity and value basis, performs her 98% of PVC im-
yed an annual average increase of 6.1% while export prices, an annual
port with 20 countries. The share of these 20 countries within the total
average of 7% within the last 5 years.
import has risen as of 2009 until this day.
PVC DOMESTIC MARKET CONSUMPTION:
USA, France, Mexico, German and Norway comprise the top 5 countries, from whom Turkey imports PVC the most.
Main industries in which PVC is utilised in Turkey; Construction, automotive, health, electric – electronic, packaging and other consumption
PVC EXPORTS BY COUNTRIES:
materials. In parallel to the rapid growth in Turkish plastic industry, the
Turkey conducts 96% on quantity basis and 95% on value basis
PVC consumption of the industry also displayed a rapidly growing trend
of her PVC export with to 20 countries. The share of these 20 countries
and in the last 5 years covering 2009 – 2013, increased with a 8% com-
within the total export has risen as of 2009 until this day. Azerbaijan,
pound growth pace. The consumption, which was 772 thousand tons in
PVC Foreign Trade Deficit and Export-Import Coverage Ratio of Turkey 2009
2010
2011
2012
2013
CAGR ( % )
1000 Tons
-634
-745
-827
-797
-941
10
Million Dollars
-578
-832
-1.031
-888
-1.091
17
89
PLASFEDDERGÄ°
FROM THE INDUSTRY World Total PVC Foreign Trade Volume Forecast Million Tons
Billion $
2013
2014
2018
2013
2014
2018
Import
14
15
20
20
22
33
Export
14
15
17
19
21
32
Total Foreign Trade Volume
28
30
37
39
43
65
Total PVC Supply and Demand Forecast for Turkey ( 1000 Tons ) 2013
2014
2015
2016
2017
2018
Production
121
135
135
135
135
135
Import
960
1.055
1.159
1.274
1.400
1.539
19
20
20
20
20
20
Domestic Sales
Export
1.062
1.169
1.274
1.389
1.515
1.653
Foreign Trade Deficit
-941
-1.034
-1.139
-1.254
-1.380
-1.518
Import / Dom. Consumption ( % )
90
90
91
92
92
93
Export / Production ( % )
15
15
15
15
15
15
Export / Import ( % )
2
1,9
1,7
1,6
1,4
1,3
2009, reached to 1 million 62 thousand tons with an increase of 38%.
average increase of 8%.
42% of total PVC in Turkey is used for pipe and fitting, 19% for
While it is observed that Turkey covered 85% of her domestic de-
profiles, 16% for films and plates, 7% for wire and cables, 2% for bottle
mand by import and that her import dependence increased to 90% by
manufacturing and the percentage of the remaining industries in PVC
the year of 2013. The 18% of her domestic production was exported in
use is 14%. When considered from this aspect, it can be observed that
2009 however it is seen that the share of production of export regres-
the construction industry holds 61% of share within the total PVC con-
sed to 15% in 2013. The export-import coverage ratio of PVC in 2013
sumption while Packaging industry holds 18%.
dropped down to 2%.
WORLD PVC FOREIGN TRADE EXPECTATIONS:
Total PVC supply and demand equilibrium forecasts for Turkey; PVC
World PVC import displayed an annual average increase of 6.5%
internal market demand will rise to 1.7 million tons by the year of 2018
on quantity basis and export, on the other hand, an increase of 4.4%
and in case of exportation of 20% of domestic production and use of
between the dates 2009 – 2013. Within the same year, annual average
90% of current production capacity, the import dependence will be at
import and export increase on value basis was 10.6%.
least 93% by the year of 2018.
In case the pace of the aforementioned increases is maintained; It
By taking the uptrend of domestic demand and that the increase
is expected for total world PVC import to increase to 20 million tons and
will majorly be covered by import into consideration, it is estimated that
33 billion dollars, total export to 17 million tons and 32 billion dollars and
the export-import coverage ratio will regress to 1.3%. It is seen that the
total foreign trade volume to 37 million tons and 65 billion dollars by the
PVC foreign trade deficit will reach 1.5 million tons by the year of 2018.
year of 2018. Turkey is one of the important PVC importers of the world. The raThe forecasts made on quantity basis reveals that by the year of
pid growing trend of the Plastics industry causes also the rapid growth
2018, India will have a share of 17% within the total world PVC import
of PVC domestic demand. However, the PVC domestic manufacturing is
with 3.3 million tons and that Turkey will rise to being the second hig-
far from meeting this demand.
hest PVC importer with a share of 7%. Domestic consumption forecasts suggest that the import depen-
TURKISH PVC MARKET EXPECTATIONS:
dence will reach to 93% by the year of 2018. When considered from this
It is observed from the last 5 years the total PVC manufacture of
aspect, it can be observed that Turkey holds a nature of being an im-
Turkey decreased by 3%, import increased by 10%, export decreased
portant market for current or potential petrochemical facilities for PVC
by 6% and the internal consumption of whom experienced an annual
manufacturing.
90
Three satellite-shows in the largest exhibition for plastics and rubber in Europe in 2015
rubber
3D printing and related technologies
innovative startup companies
PLASFEDDERGİ
BREAKING NEWS
AGENDA (COVER)
Once Again The Notion of Industrialization is A Matter of Debate Turkey searching a path for development
Turkey displayed a significant strength during the global crisis and succeeded in preserving her economy. Even though it was not within the desired level, her economy continued its growth. However, the discussions regarding the nature of this growth are still on-going. Because the growth is largely taking place based on services industry rather than industrial investments. The services industry, particularly the construction and financing section, receives more shares from profit, employment and all kinds of resources established. In Turkey, nearly for 14 years now, the share of the industry within the GDP has been stuck at the same level. Besides, this is even inclusive of the downward trend of the industry. This phenomenon, which is referred to as “early transition to service industry” for developing countries, is a threat. Because, if this phenomenon happens to come to life prior to industrialization or transition to high value-added products following industrialization, it means that you are a prisoner of the “middle income trap” which is now being accepted by economy administration, economists and the business world. The economy administration initiated a venture towards shattering this process with two significant documents. The Tenth Development Plan, which is the first of the two, has been accepted as the fundamental framework of the main reform program by the New Government establishment under the leadership of Prime Minister Ahmet Davutoğlu. The discussion of “the routing of resources to industry rather than construction”, which began in July, is ongoing nowadays. However it is a fact that industrialization is the only path to take in order to overcome the congested growth and to be free of the middle income trap. The discussions regarding the “nature” of Turkey’s development began right after the Global crisis. The same period ensured the emergence of a series of public exercises, through which the steps to take in order to overcome the “middle income trap” was identified, as the warnings, firstly put forth by the economists, were taken into account by also the public economy administration. The industrialization strategy was adopted as assertive steps towards TÜBİTAK based R & D
and innovation incentive policies, general R & D supports, concentrating on domestic intermediate goods production in order to prevent current deficit of Turkey concretizing with Input Supply Strategy and increasing the quality of industrialization. Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak emphasizes that within an economy which desires to advance in growth based on exports, such as Turkey’s, “whether the production of goods subject to export or not” of fields where resources are canalized or “oriented” will be of the essence in the coming years. Ömer Faruk Çolak, who states that the industry is stuck between the dilemmas of the current structure, pointed out that the operation of construction industry, which is one of the dynamics of growth, with sky-high profitability, has become one of the risks of Turkey. The Ministry of Science, Industry and Technology emphasized, within its new strategy plan, the need towards the increase of Industry’s share within the GDP. Within the context of the strategy document, there was also information regarding the title “improvement of high valueadded production within industry based on information and technology”, which is the first of the three goals. In the introduction chapter of the document, the emphasis, towards the nonchanging share of the industry in Turkey within the GDP, was made. Within the plan, by stating that the share of the industry within the GPD is 32.9 per cent, the comment “The share of services industry has displayed a greater increase as oppose to other industries by years. The gradual increase of share of industry sector, on the other hand, is of vital importance in terms of ensuring a long term and highly sustainable growth” was made. In spite of all these evaluations, the debate is still in its discussion stage as “construction vs. industry”. Even though “industrialization” has lost its credibility in daily language, the public economy administration is aware of the fact that the growth of Turkey is jammed in terms of industrialization and steps need to be taken in order to solve this. It is not still clear what will the extent of the outcomes of such implementations of the Government. However the desire to limit the profitability of construction industry to a certain degree by means of taxation has emerged. On the other hand, there is a significant pressure within again the decision making mechanisms of economy towards the preservation of the profitability of construction industry and sustainment of employment through such preservation.
Crude Oil price reductions: Opportunity and challenge side by side
The crude oil prices are exhibiting one of their greatest reductions in history following the global crisis, whether it will be long lasting or not is still uncertain. It is wide clear that a window of great opportunity has been opened for our country and industry. The study conducted by ChemOrbis for our jourSelçuk Aksoy Chairman / Turkish Plastics nal, on the other hand, suggests that this reIndustrialists’ Federation Greetings from PLASFED duction is limited and in spite of the reduction, which emerged in the early days of this year and accelerated after the mid-point of the year, the regression of plastic raw material prices is far behind this rapid reduction. However, as it always
92
has been, there is the other side of the medallion. A great majority of our export markets is comprised of countries that generate petroleum income. The main source of income for North Africa, Middle East, Russia and the majority of CIS countries is crude oil. Same as it ever was, opportunity and challenge lies together for Turkey and our industry.
Industrialize
Until quite recently, industrialization has been used as an equivalent of development. Certainly a development, which covers social, economic and environmental progress, inclusive of all factors, is a more accurate concept. No matter how you look at it, all criteria, through Sibel Destereci Yılmaz PLASFEDDERGİ Broadwhich development is casting Board Chairwoman identified, are directly associated with indusPAGDER- Turkish Plastics trialization. The Plastics Industrialists’ Association Board Member industry is of vital importance within importation and we all know that it will continue to preserve its importance in the coming years. For this purpose, we believe it is a subject which must by tackle by all.
Turkish composite industry rallies at “turk kompozit 2015” composite summit.
Our Association has decided to hold the second of the Composite Summit in 2015, the first of which was held in 2013. The 2nd Turkish and Regional Composite Industry, Technology and Implementations Summit &Forum will be held at Gorrion Hotel İstanbul between the Şekip AVDAGİÇ Composites Industrial- dates November 8th, ists Association Chair- 9th and 10th of 2015. man, Board of Directors The event will include many activities such as seminars, product promotions, demos, exhibiting areas and awards. To traditionalize this event, which is the most important industrial gathering of the Turkish Composite Industry, by arranging it every two years is a signification objective of our association.
Clustering is a good way out
The talks surrounding the clustering concept have been concentrating for the past 5 years. In fact, the public supports have been planned and the first successful samples within this field have been emerging. There is a concentration in our country in terms of plasYunus KARAKAŞ Chairman / Association of tics industry. The MarAnkara Plastics Industrial- mara and Aegean Region ists (APSD) have reached to a very weighted structure. However Turkey holds companies, which have single-handedly grown in many different fields. In addition to these, there are also investments which are considered to be
BREAKING NEWS
significant throughout Turkey.
To focus more on innovation
The R & D investments of our country, despite all efforts, are displaying a publicbased rise. Following the recent period, within which 80 per cent of private sector investments took place on defence industry and white goods basis, the technology has begun its expanYusuf ÖZKAN C h a i r m a n / A s s o c i a - sion to other sectors with tion of Kayseri Plas- support packages for tics Business Owners incentives regarding its (KAYPİDER) field. The incentives and grants of TÜBİTAK and the reconstruction within the health industry, which is expected to take place in the near future, are pleasing developments in this area. Innovation being a “culture” is always uttered and it is in fact true. It is quite natural for those who concentrate on the production of a certain good for decades to experience difficulties in making innovations. However, this has reached to an inevitable point for our industry.
“We take action for solutions after detecting the source of the problems” The required operations are without doubt being performed for the solution of problems notified to our Association. The incoming requests are discussed and evaluated at our Board of Directors, studies are conducted regarding their solution and if necessary incenÖmer Ertuğrul Erdoğan Chairman of ZÜCDER tives are initiated by detecting the source of the Board of Directors problem. For example, an incentive has been initiated before all Ministries, including the Presidency and Prime Ministry, following the research and reporting conducted regarding the removal of SPT (special consumption tax) on small electronic home appliances due to the unfair competition in regard of the high rate of SPT on small electronic home appliances and double taxation, which was brought to the attention of our Association. Again, as a consequence of the ventures implemented upon the request of our members, the quota practices implemented on porcelain kitchenware imported to Turkey from China has been uplifted.
The only solution is to work more, to collaborate, and to produce rationally
The history of plastics industry in Turkey is based on the 1960’s. As one of the fastest growing sectors, plastic sector gets attention and has a trend of rapid growth especially after the 90s. The fact that the firms not having strong financial structure had Erol PAKSU Chairman/EGEPLASDER to leave the sector due Aegean Plastic Industrial- to the length of global ists Solidarity Association
crisis and a natural selection occurred will cause the reduction in the number of firms in the years ahead. Due to low profit margins; starting from the opportunity for the access to finance, the other production inputs such as raw materials and energy, the transportation costs in internal and external markets should be seriously considered for a quest for the further development. Herein our recommendation is to incorporate the business subsidies as well as the investment subsidies into implementation process for the sake of business persons in plastic sector and to support strategic investments for the production of plastic with high added value.
The Future of Our Industrial State
Our industry sector’s GDP (Gross Domestic Product) share has been at a standstill for long time. According to the results of McKinsy’s research: Turkey, which ranked 13th in 1990 and 15th in 2000, in terms of share of added value within world’s manufacturing industry, has fallen out of the list in 2010. The Government Hüseyin SEMERCİ Chairman /Turkish Plastics has announced a new Industrialists’ Assocation reform program. We hope (PAGDER) and are thankful that now everyone is aware of the fact that industry, and manufacturing are imperative and the future of the country. This awareness could lead our country towards the prosperity she deserves and our industry to sprint, if well managed,. Our products are an indicator of the industry, development and are the byproducts for nearly all manufacturing sectors. If Turkey is to develop, join the club of the wealthy, she will ensure this through industry. We have initiated the PAGDER ASLAN Organized Industrial Zone project to solve the incentive and investment location problems. We have lunged for our exporting offfence, conducting our research, possessing a nature of scientific guidance, through which 97 countries were analyzed.
Vocational Training
Our country has ever been discussing vocational training. We, as the industrialists, experience this problem every day. Our personnel are receiving their training on the job because we cannot find personnel who have previously been trained and ready to work. This is true not İlker BİLİKTÜ only for white collar but Chairman/Association of Bursa Plastics and also blue collar workers. Packaging Industrialists Of course I am not trying to exclude the notion of (BURPAS) “life-long learning” which has been accepted by the modern world. We all will continue to learn throughout our lives however it is unacceptable for to be obliged to retrain those, who have not been equipped with the fundamental elements, on the job. One should not that hopeless, I guess. The number of people benefiting from İŞKUR short term vocational trainings, which is implemented for the current
93
PLASFEDDERGİ
labor force and acted as a social policy during the crisis period, has reached to almost 1 million. Onthe-job training program provides critical advantages. The information infrastructure of Professional Competency Institute, which will establish the basis for training-employment relation, is rapidly progressing.
Turkey will be a global player in PET resin market PLASFED has added the PET (polyethylene terephthalate) report to its detailed analysis studies regarding the plastics industry. Within the report, entitled as Turkey PET Market-2013 and covers all details regarding PET, the following information has been included; “Turkey will be a global player with its 902 thousand tons of production capacity in PET Resin production with the completion of the on-going investments by the year of 2016. The industry has to work at a 70 per cent capacity at the least in order for the current and new facilities to become rentable”. In return for the Turkey’s 902 thousand tons of installed capacity, it was recorded that by the year of 2016 Turkey is estimated to reach 586 thousand tons of actual production capacity. The report was prepared by PLASFED General Secretary Barbaros Demirci. -PLASFED has declared that the Turkish PET market will continue its growth and Turkey will be one of the global players in the field of PET resin in terms of installed capacity by the year 2016 with the completion of current investments. Turkey PET Market-2013 has been published. PLASFED continued to publish reports regarding the extensively used raw materials within the plastics industries. Within the report, it was estimated that the PET resin actual production of Turkey will be approximately 586 thousand tons by the year of 2016.
PLASFED Extended Board of Directors will gather in provinces of member associations During the PLASFED Extended Board of Directors meeting, it was decided to hold the PLASFED Board of Directors meeting at provinces of member associations for the enhancement of the organisation, regional cooperation and solidarity of the industry and to strengthen the contribution to the PLASTECH fair, which will be held in 2016. PLASFED, for the purpose of industry advocacy and strengthening of industry benefits, has decided to accelerate the ventures which will ensure competition advantage towards practices such as tax, customs and fees. A ceremony was also held at the PLASFED Board of Directors meeting for to celebrate the third foundation anniversary. -PLASFED Extended Board of Directors meeting was held at İstanbul TÜYAP on the occasion of PlastEurasia 2015. Apart from the member associations, industry stakeholders PAGEV and Rubber Association representatives attended to the meeting. PLASFED Chairman Selçuk Aksoy, who gave a speech during the meeting, informed the attendants regarding the continuing studies. Aksoy explained the advantages provided for plastic raw material import and the studies conducted for the organisation of the industry. At the meeting BURPAS Chairman İlker Biliktü and KAYPİDER Chairman Yusuf Özkan, also took the floor and gave their opinions on the general plastics industry developments.
PLASFEDDERGİ
BREAKING NEWS
Petroleum price drops are real, their continuance is controversial
The crude oil prices, which is stock that particularly concerns the world economy, is experiencing the most severe reduction within the last decade. The reduction process has been on-going for more than 8 weeks. Discussions regarding crude oil, which is the most important source of plastics industry, are continuing. There is a series of explanations, from economic justifications to conspiracy theories, on the front burner. Aside of all things, a country such as Turkey, who is a net importer and imports energy between the value of 50-60 Billion US Dollars, seems to be “okay” for now. However, though the revenue loss, which will occur in a section of the exporting markets, will not be very effective, it is still a negative factor. The plastics industry, on the other hand, is waiting for the reduction in crude oil prices to reflect in the crude oil prices. “The drop in petroleum prices in all may reflect on polymer markets” The effect of the drop in petroleum prices is continuing its downward effect on the polymer products. Alp Özdenler, General Manager of ChemOrbis, which produce data on stock prices, particularly for polymer markets, reminded the experiences gained in the previous years by emphasising that the drop in petroleum in all does not always simultaneous effect on the polymer markets. Özdenler evaluated the drop in petroleum prices and its possible effect on polymer markets for PLASFEDDERGİ.
Zero customs tax practice for some raw materials is in effect
-The practice of resetting customs taxes on some raw materials, which was acquired through the studies of PAGDER, before the Ministry of Economy with PAGEV and other stakeholders of the industry has come into force. Within the context of the announcement by PAGDER, “As PAGDER, we are continuing our studies with the vision to increase the global success of Turkish plastics industry. Within the framework of the intensive studies we have been conducting for a long period of time with Ministry of Economy, PAGEV and other cooperating associations, the customs tax of some raw materials has been reset. The list of raw materials of which customs tax were reset will be published with the 2015 Import Regime Annex (V numbered List) Decision” was stated.
Çukurova PLASDER will organise a trip to China
Çukurova PLASDER, which completed the transactions regarding its foundation, is preparing for two important events. It has been announced that the Association headquarters, which was established in order to conduct the studies, will be completed and opened within the month of January. The Association, also during the last week of January, will organise a business trip to China. Following its foundation, Çukurova PLASDER accelerated its studies regarding its organisation. It was announced that the Association, with the “01.01” motto, will open its Headquarters operation office within the month of January. The Çukurova PLASDER Board of Directors, which gathered for breakfast, discussed the future period works.
GAPLASDER Board of Directors visited Gaziantep Governor Erdal Ata
“We want to integrate our industry with the world” Members of GAPLASDER Board of Directors visited Gaziantep Governor Erdal Ata. During the visit Governor Ata thanked the industrialists and emphasised the need towards working for higher value-added production. GAPLASDER Chairman Murat Kökoğlu, on the other hand, emphasised that Gaziantep holds a strong ground within the plastics and chemical industry and that they will do whatever is possible in order to integrate the industry with the world.
Glassware market inventory will be taken
The Glassmen Association initiated a study on taking the inventory of the industry. Furthermore, an analysis is also being conducted based on field research with industry companies. The initiation of the study aiming to take the inventory of the industry was declared with the announcement of ZÜCDER. Within the scope of the study, it was recorded that the information of industry member companies are being collected by pointing out the initiation of studies in cooperation with chambers of commerce and/or industry. It was emphasised within the announcement, which was reported within that 250 chambers were conducted until today and information has been gathered from 70 of them, that the inventory which will be taken after the completion of information gathering and following the study a “Turkish Glassware Industry Atlas” will be prepared.
24th PlastEurasia was successfully ended PlastEurasia, which is one of the largest plastics fair of the world, opened its doors for the 24th time to the plastics industry in İstanbul. Procurement committee was also hosted during PlastEurasia, which draw great attention of industry companies and associations and is strengthen with the national attending countries. -PlastEurasia, which one of the leading fairs throughout the world, was successfully held for the 24th time with many participants from Turkey and all around the world. The fair, which was held in 10 halls with 1154 companies holding a 98 thousand meter square of exhibit area, displayed a 15 per cent growth according to the previous year. Saudi Arabia, China, Souty Korea and Taiwan organised national attendances to the fair. PAGEV Chairman, Yavuz Eroğlu, stated the following in his remarks regarding the fair, “We are aiming to ensure the continuance of PlastEurasia Fair, with a gradual growth every year. The Turkish plastics industry is second within Europe and seventh in the world for production capacity. We are moving towards the top spot step by step. We, once again, had the opportunity to share the strength of our industry with all of the participants, whether local or foreigner.” 94
Rauwendaal seminar, one of the most respected names in extrusion, is at İstanbul in April PAGDER, which intensified its training activities, announced that the Chris Rauwendaal seminar, who is one of the most respected names of the world in the field of extrusion, will be organised. The seminar will be held on April 8th, 9th in İstanbul. Rauwendaal will explain, based on true events, the information regarding the identification and resolution of high cost problems within the scope of the seminar. PAGDER announced that a seminar for Chris Rauwendaal, who is one of the most respected names of the world in the field of extrusion and books of whom are used as course books, will be held in İstanbul.
Minister of Industry, Işık: Plastics industry should benefit more from the supports Minister of Science, Industry and Technology, Fikri Işık, who attended to the “Plastics, Rubber and Composite Industry Meeting” stated that the plastics industry should show more interest to the incentive and R & D support programs carried out by KOBGEB and TÜBİTAK. Minister Işık, also, emphasised the need towards the protection of domestic manufacturer. Plastics industry members, on the other hand, pointed out the importance of protection of particularly the domestic toys against unhealthy imported toys. -The “Plastics, Rubber and Composite In-
dustry Meeting”, which tackled the developments regarding plastics industry and was hosted by PAGEV, was held with the attendance of Minister of Science, Industry and Technology, Fikri Işık. The increase of petrochemical investments, protection of domestic manufacturers and further utilisation of public support for the development of plastics industry were emphasised during the meeting. PAGEV Chairman Yavuz Eroğlu, Chairman of Composite Industrialists’ Association Şekip Avdagiç and Chairman of Rubber Association Nurhan Kaya attended to the meeting. Minister of Science, Industry and Technology, Fikri Işık, who gave a speech during the meeting, emphasised that they were pleased with the development of the industry by reminding the share of the Turkish plastics industry within the world export from 0.7 to 1.62 per cent within the last 12 years. Işık, who reminded that a transition to medium level technology in general within the industry has been ensured, stated that this transition should continue towards advanced technology.
Turkish Plastics Industry Congress: Plastics industry is ready for domestic car The “Turkish Plastics Industry Congress”, which was held for the ninth time by PAGE, gathered with the agenda regarding automo-
BREAKING NEWS
tive plastics. During the meeting, the companies, which are active within this field, made presentations and a panel, to which representatives of companies and associations active within the automotive industry attended, was carried out. IKMIB Chairman Murat Akyüz and Chairman of Composite Industrialists’ Association Şekip Avdagiç also gave a speech within the meeting. Evaluations regarding the domestic automobile manufacturing, which Turkey is aimed to initiate until the year of 2020, stood out in the studies conducted within the scope of the Congress.
TOBB Industry Assembly and Federation excitement in Glassware industry
Two important organization studies have reached their final stage within glassware industry, one of the important industries of Turkey. Through the announcement made by ZÜCDER, it was declared that the decision to establish
Household Goods and Kitchenware Federation EVFED was taken. TOBB Industry Assembly, which the Industry has been working on for a long time, is also at the establishment phase. Two important high non-governmental organizations, within the glassware industry have reached their final stages. 5 associations have come to an agreement for the establishment of Household Goods and Kitchenware Federation. Glassmen Association (ZÜCDER) announced that it has begun the establishment transactions of Household Goods and Kitchenware Federation which covers the manufacturers of household goods and kitchenware. In the announcement made by ZÜCDER with the signature of Chairman Ömer Ertuğrul Erdoğan, it was recorded that 5 associations, which are active within the industry, agreed to federate.
lion US dollars for 2023 was emphasized. The increase of international competitive capacity, the transition process to chemicals with high added-values within the chemical industry and 2023 export targets, sub-sectors were the main agenda items at the Council. IKMIN and KSP Chairman Murat Akyüz, who gave a speech at the Chemical Industry Development Council, organized for the seventh time by the Chemical Industry Platform (KSP), constituted from occupational organizations of the chemical industry, pointed out that the export target of 50 billion US Dollars for 2023 can only possible if industrial obstacles are overcome.
European chemical industry lost half of its share in world market within 20 years
-CEFIC (European Chemical Industry Council), largest chemical industry association of Europe, announced that its share within the world chemical markets experienced a critical drop within the last 20 years, as a result of the research conducted by Oxford Economics. Within the research it was designated that while share of the European chemical substance manufacturers within the world market was 32 per cent in 1993, their share dropped down to 17 per cent at the end of 2013. The report exhibited that the European chemical industry has suffered a significant loss in competitiveness, compared to other regions and that this was mostly seen in petrochemical and polymer sub-sectors. Oxford Economics, as a solution proposal, stated the need to a change in energy policy and to focus on R & D. In case of taking the required steps, it was calculated that the annual additional income, which will be provided throughout Europe, may increase to 43.5 billion dollars and in the next 15 years, new employment opportunities for 500 thousand people may be ensured.
SMEs, growth is limited. What should be done? Partnership or merger is quite difficult in Turkey. We have to accept that. Even the partnerships in the largest companies can diminish with the second or third generation. For this reason, I do not believe in possibilities of merger or joint growth. Small companies have emerged through the “I do not need anyone else” attitude, those who set goals seems to grow. We were also patient and grown we have.
Italy: One of the most important foreign trade partners of Turkey Italy, who is one of the most important foreign trade partner of Turkey and Turkish plastics industry, is trying to overcome the problem of growth, she experienced during the global crisis. Italy, who still possesses the 9th largest econ-
omy of the world and is amongst the countries that are known as G-8 countries, is amongst the culturally and economically effective countries of the world. Italy, aside from the country of origin for the outbreak of Renaissance, which was the cornerstone for the constitution of today’s European politics and social culture, is also the capital of Catholic Belief as being the host of Vatican, despite its country status.
Chairman of Işılplast Board of Directors İzzet Işıldar:
Turkey’s PVC market will continue to grow
Companies should choose a certain focus point, concentrate on that point
Initiatives towards the problem of place of investment, which gradually deepens within the plastics industry, particularly in İstanbul and close regions, are increasing. Organized industrial zone investments are also increasing within the industry, the utilization of incentive practice of which depends on its investment to OSB. The last phase has begun for the investments to PAGDER-ASLAN Plastics Specialized Private Organized Industrial Zone (PAOSB), which is one of the initiatives within these practices that draws attention. PLASFEDDERGİ talked to Mehmet Ali Aslan, one of the founders of PAOSB, regarding his business life and PAOSB initiative processes.
One of the connoisseurs of plastics industry, Chairman of Işılplast Board of Directors, İzzet Işıldar advised young businessmen to “focus on
Chemical Industry Council: Chemical Industry racing to the top with the least support -The chemical industry, despite the lesser support received in comparison with the other industries was stated to be racing to the top of
export at the Chemical Industry Development Council, which was organized by the Chemical Industry Platform. The export target of 50 bil-
PLASFEDDERGİ
a certain field”. Işıldar, who stated that this is the reason for Işılplast’s success, which has become one of the most powerful plastic furniture manufacturers of Turkey and Europe, with the brand Siesta, pointed out that for every one of the company active from plastics manufacturing to plastics processing machines to undertake investment in many areas may give rise to adverse results. İzzet Işıldar talked to PLASFEDDERGİ about his own work experiences and features of the brand of Siesta. -The majority of industry is comprised of
95
Investments will of course begin following the establishment phase. How is the interest shown by plastics industrialists towards Turkey’s first “private enterprise” specialization zone? The point where we are at is actually a really good one. We have sold 550 hectares up until now. We, as Aslanlı group, will buy about 150 hectares. As it is known, an investment of grossly 650 hectares is in question. Approximately 17 per cent of this area will be superstructures for investments roads, green fields and facilities. Now, we are also moving towards infrastructure investments. As of right now, 62 companies have purchased lands. We are making an effort to provide with all kinds of facility for the initiation of investments.
DİKKAT EĞİTİM VAR!
PLASTİK ENDÜSTRİSİ İÇİN TEKNİK EĞİTİMLER www.plastikegitimi.com
egitim@plastonline.com
0554 404 13 81