İzmir Valiliği İl Kültür Turizm Dergisi

Page 1



Uzun yolun kısası

aktarma yok! Artık İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan birçok noktaya* aktarma yapmadan ve yolculuğunuzu uzatmadan uçabilir, zamandan kazanabilirsiniz. *Adnan Menderes Havalimanı’ndan 60 havayoluyla, 35 ülke ve 60 destinasyona direkt uçabilirsiniz.

facebook.com/izmirairport twitter.com/izmirairport

www.izmirairport.com

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

1


İmtiyaz Sahibi / Publisher on Behalf İZMİR VALİLİĞİ İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adına Abdülaziz EDİZ İl Kültür ve Turizm Müdürü / Director of Culture and Tourism

Genel Yayın Yönetmeni / Publishing Director Cengiz KESKİNER İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

40

Provincial Directorate of Culture and Tourism

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Responsible Manager of Editorial Department

Ali AKSAKAL İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Provincial Directorate of Culture and Tourism

54

Yayın Kurulu / Editorial Board Yayın Kurulu Başkanı / Head of Editorial Board Doç. Dr. Gözde EMEKLİ Prof. Dr.Şadan GÖKOVALI - Prof. Dr. Füsun BAYKAL Deniz SİPAHİ - Hamdi TÜRKMEN - Sirel EKŞİ M. Kaan ERGE - Talat AYDİLEK - İsmail GÖÇMEN Güzfent DİLEMRE - Nalân MELEK Zeynep GÜVERCİN GÖÇMEN Mehmet İŞLER ETİK Başkanı

14 /

Turizm sezonuna Foça’dan ‘merhaba’

Foça welcomes the new tourism season

18 /

Dünya Turizm Örgütü’nden EXPO için İzmir’e tam destek

24 /

İzmir’de rengarenk 23 Nisan

A colorful celebration in Izmir for April 23

40 /

Bayındır yine çiçek açtı

Full support for Izmir’s EXPO from the World Tourism Organization

Presedent of ETİK

Bülent TERCAN ETİK Başkan Yardımcısı Vice Presedent of ETİK

Danışma Kurulu / Consultative Board Başkan: Güman KIZILTAN Prof. Dr. Öcal USTA - Prof. Dr. Alp TİMUR Prof. Dr. İge PIRNAR - Necmi ÇALIŞKAN Alex BALTAZZI - Dilek GAPPİ Özer MUMCU - Veysi ÖNCEL İzmir Kültür ve Turizm Dergisi’ne internette www.izmirdergisi.com, www.izmir.gov.tr ve www. izmirkulturturizm.gov.tr adresinden e-dergi olarak ulaşabilirsiniz. You can have İzmir Culture and Tourism Magazine as an e-magazine from www.izmirdergisi.com, www.izmir.gov.tr and www.izmirkulturturizm.gov.tr.

Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Neither, text nor photographs from this publication may be reproduced either in ful lor summary without acknowleding the source and without prior permission from the publisher.

ISSN: 977-1309 2642 İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü Tel: +90 232 483 51 17 Faks: +90 232 483 42 70 E-Posta: iktm35@kulturturizm.gov.tr www.izmirkulturturizm.gov.tr Yayın Türü: Yerel, iki aylık

2

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Bayındır blossomed again

44 / Bir tutam fesleğenden çiçekçilik sektörüne

From a handful of basil to floriculture

48 /

“EXPO kalkınmada lokomotif rol üstlenecek”

“EXPO will be a locomotive in development”

54 /

Güvenlik amacıyla yapıldı müze oldu

Built for security purposes but is now a museum


60 60 /

Çeşme İzmir’in vitrini

Çeşme, the showcase of Izmir

78 Ajans Başkanı / Chairman Özer KESTANE Yayın Koordinatörü Editorial Coordinator Derya ŞAHİN

66 /

İzmir sağlık turizminde çıtayı yükseltti

İzmir has raised the bar in health tourism

78 /

İzmir’in kültür hazineleri turizmin hizmetinde

İzmir’s cultural assets serve tourism

Grafik Tasarım / Graphic Design Rahşan AKSOY Neslihan EDİZ

90 /

İzmir için festival zamanı!

Festival time for Izmir!

Çeviri / Translation Roxanne YURCHAK

98 /

Haluk Bilginer’in İzmir’i kekik, deniz ve nergis kokuyor

Haluk Bilginer’s İzmir smells of oregano, sea and daffodils

106 / Levantenlerin İzmir’e mirası Buca köşkleri

The heritage of Levantines to Izmir: The villas of Buca

138 / Binlerce yıllık zanaatın umudu Çömlek Köy Projesi

The Pottery Village Project: The hope of a thousand year old art

Muhabir / Interviewer Onur ŞAN

REKLAM / ADVERTISING Reklam Direktörü Advertising Director Güliz İLGEN Reklam Koordinatörü Advertising Coordinator İrfan IŞIK Koordinatör-Coordinator Ferzan YAPKUÖZ

RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Ltd. Şti. 1480 Sok. No: 7 Alsancak / İZMİR Tel: +90 232 463 75 40 (pbx) Faks: +90 232 421 92 24 www.renklikalem.com.tr bilgi@renklikalem.com.tr Baskı Yeri /Printing: Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San ve Tic.Ltd.Şti 5627 Sk. No:37 Çamdibi-İZMİR Tel: 0232 433 33 55

Baskı Tarihi /Printing Date: 15.05.2013

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

3


İzmir is a city of tolerance and tourism which harbors historical and cultural heritages; a city that has hosted 36 different civilizations and has managed to share its economic, cultural and social riches with people from different races, religions and cultures. Izmir, a candidate to host EXPO 2020, the world’s biggest event, will quickly ready itself for Turkey’s 2023 vision if it can host the giant organization. This process will contribute greatly to Izmir’s development and improvement thus giving the city a chance to show the world that healthy living, peace, tolerance and brotherhood originated in this geography. With this regard, Izmir, which has set out with the slogan “New Roads for a Better World/Health for Everyone”, will take a great leap in becoming a brand city. Izmir, which has accelerated its advertising efforts en route to EXPO 2020, will do everything in its power to in-

4

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

troduce its cultural and touristic assets to the world. I would like to congratulate our City Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz, his staff and our publishing company Renkli Kalem Media for making sure that our magazine, which contributes to these advertising efforts, has been published continuously during my seven year service in Izmir. As you may know, I have been appointed to Diyarbakır and will be starting to serve there as of end of May. So, I would like to thank everyone who has supported me during my time in Izmir on behalf of myself and my family and send everyone my warmest regards.

M. Cahit KIRAÇ Governor of İzmir


İzmir; binlerce yıllık tarih ve kültür hazinelerini bağrında barındıran, 36 uygarlığa ev sahipliği yapmış ve sahip olduğu ekonomik kültürel, sosyal zenginliği farklı dinlerle, dillerle, kültürlerle paylaşmasını bilmiş bir hoşgörü ve turizm kentidir. Dünyanın en büyük insanlık buluşması EXPO 2020’ye de aday olan İzmir, bu buluşmaya ev sahipliği yapması durumunda Türkiye’nin 2023 hedef lerine daha hızlı hazırlanacaktır. Bu aşama, İzmir’in büyüme, gelişme, ileriye gitme politikalarında belirli basamakları daha rahat çıkmasını sağlayacaktır. Böylece İzmir; dünyaya sağlığın, sağlıklı yaşamın, insan kalitesinin, barışın, hoşgörünün, kardeşliğin bu coğrafyadan yayıldığını gösterme şansını yakalayacaktır. Bu açıdan bakıldığında “Daha İyi Bir Dünya İçin Yeni Yollar, Herkes İçin Sağlık” sloganıyla yola çıkan İzmir; bir marka kent olma yolunda önemli bir açılım yapmış olacaktır. EXPO 2020 yolunda tanıtım çalışmalarına hız veren İzmir; sahip olduğu kültür ve turizm değerlerini de dünya kamuoyuna doğru bir şekilde

anlatma ve geleceğe taşımak için elinden geleni yapmıştır- yapmaya devam edecektir. İzmir’de görev yaptığım yedi yıldan bu yana, şehrimizin tanıtım faaliyetlerine önemli katkılarda bulunan dergimizin, sürekli ve düzenli yayınlanmasını sağlayan Kültür ve Turizm İl Müdürü Abdülaziz Ediz başta olmak üzere, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü personeli ile yayıncı kuruluş Renkli Kalem Medya Grubu’nu tebrik ediyorum. Bilindiği gibi Mayıs ayı içinde yayınlanan kararname ile Diyarbakır’a atanmış bulunuyorum ve ay sonu itibariyle orada göreve başlayacağım. Bu vesileyle, İzmir’de görev yaptığım süre içerisinde ilgi, katkı ve desteğini gördüğüm İzmirli turizmciler başta olmak üzere herkese; şahsım ve ailem adına teşekkür ediyor, en içten duygularımla sevgi ve saygılarımı sunuyorum. M. Cahit KIRAÇ İzmir Valisi

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

5


Güncel / Actual

İzmir Ansikopedisi görücüye çıktı

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi tarafından hazırlanan ‘İzmir Ansiklopedisi’ kültür ve sanat çevrelerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen bir etkinlikle tanıtıldı. 200 araştırmacının 2 yıldır üzerinde çalıştığı dev eser toplam 6 bin sayfadan oluşuyor. 10 ciltlik ansiklopedinin “Mahalli İdare Yer Adları” ve “Tarih” başlıklı ciltleri tamamlandı. Diğer 8 cilt ise 29 Ekim 2013’te Cumhuriyet’in 90’ıncı yılı kutlamaları kapsamında okuyucularla buluşturulacak. Şehrin sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel zenginliğini gözler önüne seren eser, bu zamana kadar İzmir için yapılan en kapsamlı çalışma niteliği taşıyor. İzmir Ansiklopedisi’nde, sanattan spora, sağlıktan şehir mimarisine, kültürden ekonomiye, cadde ve meydanlardan tarihi yapılara kadar her türlü bilgi yer alıyor.

The İzmir Encyclopedia is ready

The Izmir Encyclopedia, published by the İzmir Metropolitan Municipality Ahmet Piriştina City Archive and Museum, was introduced during an event attended by people from the art and culture world. The giant encyclopedia, prepared by 200 researchers in over two years, is 6000 pages. The 10 volume encyclopedia’s “regional names” and history” volumes have been completed. The remaining eight volumes will be published in October 29, 2013, during the 90th anniversary of the formation of the Turkish Republic. This encyclopedia, which shows the social, economic, political and cultural richness of the city, is the most comprehensive work that has been assembled for Izmir. Information from art to sports, from health to architecture, from culture to economy and from avenues to history is included in the encyclopedia.

600 bin adet godetya ile renk cümbüşü

İzmir Büyükşehir Belediyesi, yeşil alanlara diktiği toplam 600 bin adet godetya çiçeğiyle kente adeta bir çiçek bahçesi görünümü kazandırdı. Kent iklimi de göz önünde bulundurularak Bayındır Üretici Kooperatifi’ne bağlı üreticilerden alınan binlerce godetya çiçeğini metrekareye ortalama 20 adet olacak şekilde diktiklerini belirten Büyükşehir Belediyesi Tarım Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı yetkilileri, Godetya’nın son üç yıldır kentin sembol çiçeklerinden biri haline geldiğini söyledi. İpeksi dokulu, gösterişli bir çiçek olan godetya, “yer açelyası” olarak da biliniyor. Tek yıllık, dayanıklı bir bitki olan godetya, güneşli ve rüzgara açık yerleri seviyor. Kırmızı, pembe, ef latun, mor ve beyaz renkleri bulunan godetya çiçeği, bulunduğu ortamın koşullarına göre, ilkbaharın başından yaz sonuna kadar açıyor.

A color fest with 600 thousand godetias

The Izmir Metropolitan Municipality turned Izmir into a f lower garden by plating 600 thousand godetias all over the city. The authorities at Parks and Recreation, who stated that they planted the f lowers bought from the Bayındır Cooperative in accordance with climatic conditions, said that godetia had become the symbol f lower of the city for the past three years. Godetia, which has silky texture, is also called farewell to spring. Godetia, which is a durable plant, loves the sun and wind. Godetia, which comes in red, pink, light purple, purple and white blooms from spring until late summer, depending on weather conditions.

6

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

7


Güncel / Actual

Tekneler Teos Marina Ormanı’nda fidan oldu

Ege Orman Vakfı ile protokol imzalayarak Seferihisar - Doğanbey’de ağaçlandırma çalışmalarına başlayan Teos Marina 3 ay içerisinde hedefine ulaştı. “Teos Marina Ormanı”nda fidanlar toprakla buluştu. Seferihisar Kaymakamı Şakir Erden, Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürü Cemalettin Şevli, İzmir Liman Başkanı Durmuş Ünüvar, Teos Marina Genel Müdürü Burak Köylübay, Ege Orman Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Timur Çınar, Genel Müdür Metin Gençol ve Teos Marina yetkilileri ile tekne sahiplerinin aralarında bulunduğu doğaseverlerin katılımı ile “Teos Marina Ormanı”nda fidan dikim töreni gerçekleşti. Törende konuşan Ege Orman Vakfı yönetim kurulu üyesi Timur Çınar, Teos Marina yönetimi ve tekne sahiplerinin katkıları ile çok kısa bir sürede 10 bin fidanlık ormana ulaşıldığını söyledi. Teos Marina Genel Müdür’ü Burak Köylübay projelerinin tekne sahiplerinden çok destek gördüğünü belirterek, “Hedefimiz Teos Marina’da bulunan her teknenin adına en az bir fidan dikilmesini sağlamak, Teos Marina’yı karada da ormanlarımızla yaşatmak” dedi.

Boats became saplings at the Teos Marina Forest

Teos Marina, which signed a protocol with the Aegean Forest Foundation and began reforestation works in Seferihisar – Doğanbey, reached its target in three months and saplings were planted in the Teos Marina Forest. The plating ceremony included the District Governor of Seferihisar Şakir Erden, Deniz, the general manager of the Inner Water Organization Directorate Cemalettin Şevli, the president of the Izmir Port Durmuş Ünüvar, Teos Marina General Manager Burak Köylübay, executive board member of the Aegean Forest Foundation Timur Çınar, general manager Metin Gençol, Teos Marina authorities and yacht owners. Executive board member of the Aegean Forest Foundation Timur Çınar, who spoke at the ceremony, stated that they had reached a 10 thousand sapling forest with contributions from Teos Marina authorities and yacht owners. Teos Marina general manager Burak Köylübay, who said that they had received a lot of support from yacht owners for the project, added that their goal was to make each yacht owner plant at least one sapling and keep Teos Marina alive on land as well.

Yetenekli çocuklar ödüllendirildi

Ülke genelinde 6, 7 ve 8’inci sınıf öğrencilerinin bilimsel amaçlı etkinliklere ilgisini artırmak ve yaygınlaştırmak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜBİTAK işbirliği ile bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen Matemetik ve Fen Bilimleri Proje Çalışması ‘Bu Benim Eserim’ödülleri Ankara’da sahiplerini buldu. 12 bölgeye ayrılan Türkiye genelinde projeler öncelikle kendi bölgelerinde sergilendi. İzmir Bölgesi Aydın, Manisa, Muğla ve Uşak illerinden gelen 100 projeye evsahipliği yaparak aralarından seçilen 10 projeyi Ankara’ya gönderdi. Türkiye genelinden gelen ve Ankara’da toplanan 100 proje ise ilk ve son 50 proje olarak bölümlendi. İzmir bölgesinden 3 proje (İzmir, Manisa ve Aydın ili projeleri) ilk 50 proje arasına girdi.

Gifted children awarded

Awards for the 8th Math and Science Projects Competition, which is jointly organized by the Ministry of Education and TÜBİTAK to increase interest for scientific activities among children in the 6th, 7th and 8th grades, were given out in Ankara. Projects, which were divided among 12 regions in Turkey, were first exhibited in their own regions. The İzmir Region, which entered the competition with 100 projects, sent the best 10 projects to Ankara which included entries from Aydın, Manisa, Muğla and Uşak. The projects from İzmir, Manisa and Aydın were named among the best 50 projects. 8

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

9


Güncel / Actual

Pegasus ilk İzmir-Sivas seferini gerçekleştirdi

Uçuş ağını genişletmeye devam eden Pegasus Hava Yolları ile İzmir’den Siva’a gitmek artık daha kolay. 9 Nisan’da İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan Sivas Nuri Demirağ Havalimanı’na gerçekleştirilen ilk uçuşa Ulaştırma Bakanı Müsteşarı Mehmet Habib Soluk, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Orhan Birdal, Pegasus Yöneticileri ve çok sayıda Sivaslı basın mensubu katıldı. Bilet fiyatları 49,99 TL’den başlayan İzmir - Sivas uçuşları; İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan salı günleri 17.45, çarşamba günleri 10.25 ve pazar günleri 07.00’de; Sivas Nuri Demirağ Havalimanı’ndan ise Salı günleri 19.40, çarşamba günleri 12.20 ve pazar günleri 08.55’te olmak üzere haftanın üç günü karşılıklı seferlerle gerçekleştirilecek. Sivas ile birlikte Pegasus misafirleri İzmir’den 22 noktaya direkt uçacak

The first Pegasus flight from Izmir to Sivas

Now it is easier to go to Sivas from Izmir, thanks to Pegasus Airlines which continues to widen its f light network. The first f light on April 9 that took place between İzmir Adnan Menderes Airport to Sivas Nuri Demirağ Airport was attended by Undersecretary of the Ministry of Transportation Mehmet Habib Soluk, the general manager of State Airports Management Orhan Birdal, directors at Pegasus and many journalists from Sivas. Ticket prices for the f light start at 49,99 TL and Pegasus will f ly from Izmir to Sivas every Tuesday at 17.45, Wednesdays at 10.25 and Sundays at 07.00’de; while f lights from Sivas Nuri Demirağ Airport will take place every Tuesday at 19.40, Wednesdays at 12.20 and Sundays at 08.55. With the addition of Sivas, Pegasus guests will f ly directly to 22 destinations from Izmir.

Mövenpick Hotel İzmir ile şehri keşfedin

Mövenpick Hotel İzmir, kenti keşfetmek isteyenler için iki özel tur düzenliyor. Otelin şehir turlu konaklama paketi ile özel paketi, hatırdan çıkmayacak bir İzmir tatili vaat ediyor. Şehir turlu konaklama paketinde ziyaretçilere İzmir’in tarihi, bu kente gelindiği zaman yapılması ve yenmesi gerekenler sunuluyor. Paket, Pasaport’ta deniz kenarına kurulacak özel masada boyoz, gevrek, çay, İzmir tulumu gibi yerel malzemelerle hazırlanan kahvaltı, yürüyerek Saat Kulesi ve Kemeraltı turu, Kızlarağası Hanı’nda Türk kahvesi, Kestane Pazarı ve Havra Sokağı gezileri, Kemeraltı’nın meşhur esnaf lokantası Adil Müftüoğlu’nda öğle yemeği, Tarihi Agora gezisi, yürüyerek otele dönüş ve otel önünde bekleyen faytonlarla Kordon turu, faytonda otel tarafından hazırlanan özel lunchbox’larla şampanya ve kanepe ikramını kapsıyor. Mövenpick Hotel İzmir özel paketinde ise ziyaretçiler İzmir’in en iyi şarap üreticilerinden Cankara, Sevilen ve Urla Şarapçılık’ı geziyor ve şarap tadımı yapıyor.

Discover the city Mövenpick Hotel İzmir

Mövenpick Hotel İzmir organizes two special tours for those who want to discover the city. These two tours offer an unforgettable vacation in Izmir. The first package, tour and accommodation, offers the history of Izmir and hot destinations to be seen. The tour includes a traditional Izmir breakfast by the sea, a walking tour of the Clock Tower Kemeraltı, Turkish coffee at Kızlarağası Inn, tours of the Kestane Market and Synagogue Street, lunch at a traditional restaurant, a tour of the historical agora, buggy rides at Kordon and champagne and canapés in special lunchboxes upon returning to the hotel. In the Mövenpick Hotel İzmir special package, guests visit Cankara, Sevilen and Urla wineries and taste their special selections. 10

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

11


Güncel / Actual

EXPO meydanlara indi

EXPO 2020 adaylığı çerçevesinde toplumun farklı kesimlerine yönelik etkinliklere ev sahipliği yapan İzmir’de, Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenen karaoke partisine üniversite öğrencileri büyük ilgi gösterdi. “İzmir’i seviyoruz, EXPO’yu istiyoruz” sloganlarının atıldığı organizasyonu, kentteki yabancı uyruklu üniversite öğrencileri de EXPO 2020 İzmir bayraklarıyla renklendirdi. Karaoke partisine Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan da öğrencileriyle birlikte katıldı. Etkinlikte konuşan EXPO 2020 İzmir Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergüder Can, amaçlarının EXPO adaylık sürecine toplumun bütün kesimlerini dahil etmek olduğunu belirtti. Profesyonel DJ eşliğinde gerçekleşen etkinlikte viral film çekimleri de yapıldı. Çekimler ilerleyen süreçte sosyal medyada yayınlanacak.

EXPO in the streets

Izmir, which organizes various events in accordance with its EXPO 2020 candidacy, organized a karaoke party for university students at Gündoğdu Square. The event was also attended by foreign students who waved EXPO f lags. “ The dean of Yaşar University Prof. Dr. Murat Barkan also attended the party with his students. EXPO 2002 General Secretary Doc. Dr. Ergüder Can, who spoke at the event, stated that it was their aim to include everyone in the EXPO candidacy process. During the event, which was jazzed up with a professional DJ, viral films were recorded and they will be posted on social networking sites in the near future.

Çeşme Marina yeni markalarıyla yine çok iddialı

Ege Denizi’nin cevherlerini keşfetmek ve unutulmaz bir deneyim yaşamak isteyenlerin uğrak yeri olan ve bölgeye katkısı, mimari tasarımı ve hizmet kalitesiyle üç önemli ödülle taçlandırılan Çeşme Marina, yeni sezona yeni ve iddialı markalarla ‘merhaba’ diyor. Geçen yıl Çeşme Marina bünyesine katılan Hayal Kahvesi Çeşme Marina, Sevil Parfümeri, Vakko Home ve Köfteci Ramiz gibi Türkiye’nin çok önemli markalarının ve Hartford gibi dünyaca ünlü bir markanın yanına bu yıl da çok değerli markalar katılıyor. Türkiye’nin en iyi et lokantalarının başında gelen Dükkan Steakhouse bu yaz Çeşme Marina’nın en gözde restoranlarından biri olmaya aday. Tekstil alanında da önemli markalar Çeşme Marina’nın mağaza karmasına katılıyor. Ev tekstilinin öncü firmalarından Madame Coco, ilhamını denizden ve doğadan alan Türk tekstil firması Smile, denizle ve doğayla ilgili olanların yakından tanıdığı Quiksilver ve dünyaya Türkiye’de üretilen kot pantolonları giydiren Mavi Jeans, Çeşme Marina ailesinin birer üyesi oluyor. Çeşme Marina, kıpır kıpır, eğlenceli ve keyif li bir yaz geçirmek isteyen herkesi Çeşme’ye bekliyor.

Çeşme Marina will be a hit with its new brands

Çeşme Marina, which is the meeting place of those who want to discover the beauties of the Aegean Sea and have an unforgettable experience and was crowned with three awards with its design and service quality, welcomes the new season with new brands. Important brands are added to the marina, which already welcomed famous Turkish brands such as Hayal Kahvesi Çeşme Marina, Sevil Perfumery, Vakko Home and Köfteci Ramiz last year. Dükkan Steakhouse, which is regarded as one of Turkey’s best steakhouses, is a candidate to become one of the marina’s favorite spots. Important brands in textile are also opening shops in the marina such as Madame Coco, Turkish textile firm Smile which derives its inspiration from the sea and nature, Quicksilver and Mavi Jeans. Çeşme Marina awaits everyone to Çeşme for a fun and enjoyable summer. 12

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

13


Güncel / Actual

Turizm sezonuna Foça’dan ‘merhaba’ İzmir’de 37’nci Kültür ve Turizm Haftası’nın etkinlikleri ve sezonun açılışı Foça’da düzenlenen görkemli tören ile gerçekleştirildi.

Foça welcomes the new tourism season The 37th Culture and Tourism Week and the opening of the new season were celebrated with colorful activities in Foça.

14

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


37’nci Kültür ve Turizm Haftası, 15-19 Nisan 2013 tarihleri arasında İzmir’in çeşitli noktalarında düzenlenen etkinlikler ile kutlandı. Turizm bilincinin yaygınlaştırılması ve İzmir’in tanıtımı amacıyla düzenlenen Turizm Haftası, her sene farklı bir ilçede kutlanırken, bu yıl kutlamaların merkezi gözde turizm merkezlerinden Foça oldu.

mad Foça Branch Manager Şeref Alkoç, the president of the Foça Tourism Association (TUDER) Işıl Dirim Kavitaş, Dokuz Eylül University Foça Tourism and Hotel Management Faculty Principal Doc. Dr. Avşar Kurgun, representatives of nongovernmental organizations, teachers, tourism school students and citizens.

Foça’da Atatürk anıtına çelenk konulması ile başlayan törenlere İzmir Vali Yardımcısı Adem Karaosmanoğlu, İzmir İl Özel İdaresi Başkanı Serdar Değirmenci, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar (ETİK) Birliği Başkanı Mehmet İşler, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, İlçe Milli Eğitim Müdürü Celal Yıldız, CHP Foça İlçe Başkanı Osman Mert, AK Parti Foça İlçe Başkanı Kadir Özgirgin, Temad Foça Şube Başkanı Şeref Alkoç, Foça Turizm Derneği (TUDER) Başkanı Işıl Dirim Kavitaş, Dokuz Eylül Üniversitesi Foça Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksek Okulu Müdürü Doç.Dr. Avşar Kurgun, bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, daire müdürleri, öğretmenler, turizm okulları öğrencileri ve yüzlerce vatandaş katıldı.

After garlands were placed on the Atatürk monument on Cumhuriyet Square, the cortege walked to Democracy Square after passing from Büyükdeniz Sahil Avenue, Foklu Çeşme and Reha Midilli, accompanied by the band and folklore groups.

Foça Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na İzmir Valiliği, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Foça Belediyesi adına çelenk sunumunun ardından oluşturulan kortej Büyükdeniz Sahil Caddesi, Foklu Çeşme, Reha Midilli Caddesi Sevgi yolu güzergahını izleyerek davul zurna ve halk oyunları ekiplerinin rengarenk görüntüleri, esnaf ve vatandaşların alkışlarıyla Demokrasi Meydanı’na yürüdü. İzmir Vali Yardımcısı Adem Karaosmanaoğlu, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, TURSAB İzmir BYK Başkanı Rıza Gencay, ETİK Başkanı Mehmet İşler ve Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ’ın açılış ko-

A traditional folk dance performance followed speeches by İzmir deputy Governor Adem Karaosmanoğlu, Izmir City Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz, TURSAB İzmir BYK President Rıza Gencay, ETİK President Mehmet İşler and Foça Chief Magistrate Gökhan Demirağ.

The 37th Culture and Tourism Week was celebrated with various activities all around Izmir on April 15-19, 2013. Tourism Week, which is being organized to widespread tourism consciousness and advertise Izmir, is being celebrated with a different approach each year and Foça was the center of celebrations this year. The ceremony, which began at the Atatürk monument, was attended by İzmir Deputy Governor Adem Karaosmanoğlu, İzmir City Special Management Director Serdar Değirmenci, İzmir City Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz, Vice President of the Turkish Hotels Federation and ETIK president Mehmet İşler, Foça Chief Magistrate Gökhan Demirağ, Director of Education of Foça Celal Yıldız, CHP Foça district president Osman Mert, AK Party Foça district president Kadir Özgirgin, Te-

İzmir must be advertised in the best way

İzmir City Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz pointed out that Tourism Week was being organized to revitalize domestic tourism and include citizens in touristic activities. Ediz said, “The tourism sector is a versatile sector that contributes to humanity on so many levels such as economic development, intercultural dialogue, technological improvement and protection of historical and cultural assets. One of the boroughs that best understands this is Foça” Ediz, who stated that Turkey was one of the 10 countries in the world to receive the most international tourists and the number had reached 32 million as of 2012, added that Izmir wasn’t receiving its fair share in foreign tourist numbers despite its rich potential and alternative touristic assets. Ediz continued; “As of 2012, around 1 million 370 thousand foreign tourists visit our city and Izmir can only take 4% of total tourism revenues.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

15


nuşmalarının ardından halk oyunları gösterileri düzenlendi.

İzmir en iyi şekilde tanıtılmalı

İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, Turizm Haftası’nın her yıl toplumda turizm bilincini geliştirmek, iç turizmi canlandırmak ve halkın turizm hareketlerine katılımını sağlamak amacı ile kutlandığına işaret etti. Ediz, “Turizm sektörü; ekonomik kalkınmadan kültürlerarası diyaloğa, teknolojik gelişimden çevre ve tarihi mirasın korunmasına kadar geniş bir yelpazede insanlığa katkı sağlayan çok yönlü bir sektördür. Bunu en iyi algılayan ilçelerimizden birisi de Foça’dır” dedi. Dünyada en fazla yabancı turist ağırlayan 10 ülkeden biri olarak bilinen Türkiye’nin 1980’lerde sadece 1,2 milyon civarında olan turist sayısının, 2012 yılı itibarıyla 32 milyona ulaştığını kaydeden Ediz, İzmir’in zengin potansiyeline ve alternatif değerlerine karşın turizmden henüz hak ettiği payı alamadığını vurguladı. Ediz sözlerini şöyle tamamladı; “2012 yılı itibariyle ilimizi ziyaret eden yabancı turist sayısı 1 milyon 370 bin civarındadır ve İzmir, ülkemizin toplam turizm gelirinin yaklaşık yüzde 4’ünü 16

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

alabilmektedir. Hedefimiz, turizmde markalaşma yolunda olan İzmir’in, daha fazla harcama yapacak grupların ilgisini çeken bir şehir olması ve kendine özgü değerlerinin en iyi şekilde tanıtılması ve korunmasıdır.” Turizm haftası kapsamında, ören yeri ve müze gezileri, sağlık turizmi ve Foça’nın turizmde gelişmesi konulu paneller, konferanslar, dans gösterileri ve konserler düzenlendi.

Our goal is to make Izmir, which is en route to becoming a brand city in tourism, attractive for richer tourist groups and advertise its touristic assets in the best way possible.” Excursion site and museum tours, panels regarding health tourism and the development of tourism in Foça, conferences and concerts were organized during Tourism Week.


Turizm oscarları sahiplerini buldu

Tourism Oscars awarded

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün Turizm Haftası kapsamında bu yıl beşincisini düzenlediği gecede İzmir Turizm Ödülleri sahiplerini buldu. İzmir Arena’da düzenlenen, İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdulaziz Ediz’in ev sahipliğindeki geceye Vali Yardımcısı Adem Karahasanoğlu, Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Muzaffer Tunçağ’ın da aralarında yer aldığı kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.

The Izmir Tourism Awards were handed out during Tourism Week. The event at Izmir Arena, hosted by İzmir City Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz, was attended by Deputy Governor Adem Karahasanoğlu, consultant to the Izmir Metropolitan Municipality Muzaffer Tunçağ and invited guests.

İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz gecede bir araya gelen tüm turizmcilere teşekkür ederken “Sektörümüzün temsilcilerine teşvik ve bir katkı sağlamak amacıyla bu geceyi düzenledik” dedi. İzmir Vali Yardımcısı Adem Karahasanoğlu ise sektör temsilcilerine teşekkür ederek gelişen ekonomide turizmcilerin üstlerine düşen görevi layığı ile yerine getirdiğini söyledi. Konuşmaların ardından ödül töreni gerçekleştirildi. Ödül töreninden sonra özel bir dans ve müzik gösterisi sunuldu. Key Otel-Özgörkey Grubu, Anemon Oteller Zinciri, Best Western Konak, Mini Fuar Oteli, Sadun Alp, Bircan Tağıl, Yakup Demir, Kaya Prestige Otel, İmren Han Otel Alaçatı, Sipari Restaurant, Sakız Alsancak Restaurant, Sun Express, Karadeveci Travel, Tiamo Turizm, Gençay Star, Prof. Dr. Alp Timur-Dokuz Eylül Üniversitesi, İlyas Gönen Dibek Kurukahvecisi, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Mustafa Oğuz ve Bahar Akıncı- ödüle layık görülen isimler oldu.

İzmir City Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz, who thanked tourism professionals for attending the event, said that they had organized the event to support representatives of the sector. İzmir Deputy Governor Adem Karahasanoğlu thanked sector representatives and added that tourism professionals were doing their part in the improvement of the economy. The awards were handed out after the speeches and a dance and music performance ended the night. Key Otel-Özgörkey Group, Anemon Hotels chain, Best Western Konak, Mini Fair Hotel, Sadun Alp, Bircan Tağıl, Yakup Demir, Kaya Prestige Otel, İmren Han Hotel Alaçatı, Sipari Restaurant, Sakız Alsancak Restaurant, Sun Express, Karadeveci Travel, Tiamo Turizm, Gençay Star, Prof. Dr. Alp TimurDokuz Eylül University, İlyas Gönen Dibek Turkish Coffee, TÜRSAB President Başaran Ulusoy, Mustafa Oğuz and Bahar Akıncı received awards at the gala. İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

17


Güncel / Actual

Dünya Turizm Örgütü’nden EXPO için İzmir’e tam destek Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü 55’inci Dönem Avrupa Bölgesel Komisyonu, Çeşme’de toplandı. İzmir’in EXPO adaylığı için destek istenen toplantıda Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri Taleb Rifai, EXPO 2020’nin en güçlü adayının İzmir olduğunu belirtti.

Full support for Izmir’s EXPO from the World Tourism Organization The 55th European Regional Commission of the United Nations World Tourism Organization convened in Çeşme. During the meeting where Izmir sought out support for its EXPO candidacy, the general secretary of UNWTO Taleb Rifai said that Izmir was one of the strongest candidates to host EXPO 2020.

T

urizm politikaları, istatistikleri ve bu konularla ilgili bilgi üretimi konusunda global bir forum işlevi gören ve 155 üye devlet ile aralarında otel zincirleri, seyahat şirketleri, eğitim kurumları ve özel sektör kuruluşlarının da yer aldığı 400’ü aşkın üyesi bulunan Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (BMDTÖ) 55’inci Avrupa Bölgesel Komisyonu Toplantısı 25-28 Mart tarihleri arasında Çeşme Radisson Blue Otel’de gerçekleştirildi. Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimleri sonucu Çeşme’de yapılmasına karar verilen organizasyonun açılış kokteyli Çeşme Radisson Otel’de gerçekleştirildi. Açılış kokteyline Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO ) Genel Sekreteri Taleb Rifai, UNESCO Dünya Mirası Merkezi Direktörü Kishore Rao, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşteşarı Özgür Özaslan, Çeşme Kaymakamı İnci Sezer Becel, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, Türkiye Otelciler Birliği Başkan Yardımcısı ve ETİK Başkanı Mehmet İşler ile Dünya Turizm Örgütü Avrupa Bölgesel Komisyonu üyeleri katıl18

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

T

he 55th European Regional Commission Meeting of UNTWO, which has over 400 members and acts like a global forum regarding tourism policies, statistics and information generation, took place at the Çeşme Radisson Blue Hotel on March 25-28, 2013. The opening cocktail of the organization, which was brought to Turkey with the ef-

forts of the Aegean Touristic Facilities Association and the Ministry of Culture and Tourism, was organized at the Çeşme Radisson Hotel. The cocktail was attended by the General Secretary of UNWTO Taleb Rifai, UNESCO World Heritage Center Director Kishore Rao, Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Özgür Özaslan, District Governor


Birleşmiş Milletler

Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri

Taleb Rifai, “İzmir’i

EXPO yürüyüşünde destekliyoruz” dedi.

The general secretary of UNWTO Taleb

Rifai said, “We are

supporting Izmir in its

EXPO candidacy”

dı. Kokteylde, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) tarafından 100 kişilik Birleşmiş Milletler heyetine EXPO İzmir, Çeşme ve Alaçatı tanıtım filmleri izletildi. Bölgeye ait folkloru tanıtmak için Egenin ünlü halk oyunu ‘harmandalı’nın da sergilendiği kokteylde ETİK tarafından Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri Taleb Rifai, UNESCO Dünya Mirası Merkezi Direktörü Kishore Rao ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşteşarı Özgür Özaslan’a teşekkür plaketleri verildi.

Komisyondan EXPO desteği

ETİK tarafından katılımcılara EXPO 2020 İzmir vurgulu tişört ve şapka dağıtılarak, İzmir’in EXPO 2020 yürüyüşünde destek de istendi. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri Taleb Rifai, EXPO 2020’nin en güçlü adayının İzmir olduğunu belirterek, “İzmir EXPO 2020’ye inanmış durumda. Bu büyük organizasyonu düzenlemek isteyen diğer kentlere göre İzmir’in şansının bir hayli yüksek olduğunu söyleyebilirim. İzmir’i EXPO yürüyüşünde destekliyoruz” dedi. Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Ege Tu-

of Çeşme İnci Sezer Becel, Çeşme Chief Magistrate Faik Tütüncüoğlu, ETİK President Mehmet İşler and the members of the European Regional Commission of UNTWO. During the cocktail, the members of the UN committee were shown introductory films of EXPO İzmir, Çeşme and Alaçatı. During the cocktail where a traditional folk dance of the Aegean was performed, general secretary Taleb Rifai, UNESCO World Heritage Center Director Kishore Rao and Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Özgür Özaslan were given plaques by ETİK.

The commission supports EXPO

ETİK distributed EXPO 2020 Izmir themed t-shirts and hats to participants to seek their support of Izmir’s EXPO 2020 bid. The general secretary of UNWTO Taleb Rifai, who stated that Izmir was one of the strongest candidates to host EXPO 2020, said, “İzmir believes in EXPO 2020. I can safely say that Izmir has a big

chance to host this event. We are supporting Izmir” The vice president of the Turkish Hotels Federation and the president of the Aegean Touristic Facilities Association Mehmet İşler pointed out that approximately 120 members from various countries around the world were in Çeşme for the meeting. İşler said, “As ETIK, we are proud that İzmir and Çeşme is hosting the event. The members of the commission and other foreign guests stated that they were going to support Izmir during its EXPO candidacy. This is a very important development for Izmir. The eyes of all tourism professionals will be on Izmir. At this point, ETIK is sharing all its contributions in developing tourism in Izmir with all its citizens. We would like to thank the Minister of Tourism and Culture Ömer Çelik for their support in bringing this important event to Izmir.” On the second day of the program, a seminar called “Tourism in World Heritage Regions: Hardships and Opportunities” was organized. The seminar was attended by UNWTO General Secretary Taleb Rifai, UNESCO World Heritage Center Director Kishore Rao, the honorary presi-

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

19


ristik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, dünyanın çeşitli ülkelerinden toplantı için yaklaşık 120 üyenin Çeşme’de bulunduğuna dikkat çekti. İşler, “Türkiye adına İzmir ve Çeşme’nin ev sahipliği, ETİK olarak bize ayrı bir gurur veriyor. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Taleb Rifai başta olmak üzere, komisyon üyeleri ve diğer yabancı konuklar, EXPO sürecinde İzmir’e destek olacaklarını ifade ettiler. Bu İzmir adına son derece önemli bir gelişme. Örgütle birlikte tüm Türkiye ve Avrupa’daki turizmcilerin gözü İzmir’de olacaktır. Bu noktada ETİK, İzmir turizminin gelişmesine koyduğu katkıyı tüm İzmirlilerle paylaşmaktadır. İzmir’in EXPO yürüyüşünde belirleyici rol oynayacak bu büyük organizasyonun İzmir’e taşınması için ortaya koyduğu yardım ve destekleri için Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ömer Çelik’e teşekkür ediyoruz” dedi. Programın ikinci günü olan 26 Mart Salı günü “Dünya Mirası Alanlarında Turizm: Zorluklar ve Fırsatlar” konulu seminer düzenlendi. Toplantıya UNWTO Genel Sekreteri Taleb Rifai, UNESCO Dünya Mirası Merkezi Direktörü Kishore Rao, Dünya Anıtlar ve Sitler Konseyi ICOMOS’un Onursal Başkanı Graham Brooks ve çok sayıda ülkeden tanınmış 20

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

turizmciler, uzmanlar ve Turizm Bakan yardımcılarının yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özarslan katıldı.

‘Turizmde Global Etik İlkelere Özel Sektör Taahhütnamesi’ imzalandı

Organizasyonun üçüncü gününde basına kapalı olarak gerçekleştirilen ve UNWTO Genel Sekreteri Taleb Rifai, UNWTO İcra Direktörü Zoltan Somogyi, Yunanistan Turizm Bakanı Olga Kefalogianni, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahim Arıcı, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Ender Yorgancılar, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Mehmet İşler ve sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıda bazı turizm özel sektörü temsilcileriyle UNWTO arasında ‘Turizmde Global Etik İlkelere Özel Sektör Taahhütnamesi’ imzalandı. İmza töreninde taahhütnameyi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği adına yönetim kurulu üyesi Ender Yorgancılar, Türkiye Otelciler Federasyonu adına başkan yardımcısı Mehmet İşler, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği adına başkan Turgut Gür ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği adına genel sekreter Günnur Özalp imzaladı.

dent of the World Monuments and Sites Council Graham Brooks, tourism professionals, experts and deputy tourism managers from all around the world and the undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Özgür Özarslan.

‘The Private Sector Guarantee with Global Ethics in Tourism’ was signed

On the third day of the organization, and with the participation of UNWTO General Secretary Taleb Rifai, UNWTO Executive Manager Zoltan Somogyi, The Greek Minister of Tourism Olga Kefalogianni, Deputy Minister of the Ministry of Culture and Tourism Abdurrahim Arıcı, Izmir City Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz, TOBB executive board member Ender Yorgancılar, Türkiye Mehmet İşler and sector representatives, the Private Sector Guarantee with Global Ethics in Tourism was signed. During the ceremony, the guarantee was signed by Ender Yorgancılar on behalf of TOBB, by Mehmet İşler on behalf of the Turkish Hotels Federation, by Turgut Gür on behalf of the Turkish Tourism Investors Association and by Günnur Özalp on behalf of the Turkish Travel Agencies Association.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

21


Güncel / Actual

Azerbaycan’da Türkiye standına yoğun ilgi

A

zerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen 12’nci Azerbaycan Uluslararası Seyahat ve Turizm Fuarı (AITF) renkli etkinliklerle tamamlandı. 35 ülkeden 250 civarında şirketin katıldığı fuardaki en büyük alana sahip olan Türkiye standına ilgi yoğundu. Bakü’de 4-6 Nisan 2013 tarihleri arasında düzenlenen fuara katılım geçtiğimiz yıla oranla daha yüksekti. THY, İzmir, İzmir Karşıyaka Belediyesi, Manisa, Muğla, Ordu, Rize, Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Eskişehir, Bodrum Boytav, Kemer GATAB, Antalya Destinasyon gibi resmi ve gayri resmi kurum ve kuruluşların yer aldığı fuarda, Türkiye standında, 360 derece çekilmiş videolar eşliğinde, özel bir gözlük ile sağlanan sanal gezi imkanı bir hayli ilgi gördü. Türkiye, Azerbaycan ve Uzak Doğu ülkelerinden milli kıyafetlerle sahne alan sanatçıların, müzik ve halk oyunları gösterileri de ziyaretçilerin ilgisini çekti. İzmir’in de yer aldığı fuarda kentin EXPO adaylığı tanıtıldı. Kültür ve Turizm Müşaviri Seyit Ahmet Arslan, “Buraya çok önem veriyoruz. Azerbaycan Türkiye’nin turist aldığı ülkelerden bir tanesi. Bu sayının daha da yükselmesini arzuluyoruz. Bu yıl standımızı kültürel aktivitelerle zenginleştirdik. Örneğin “Muhteşem Yüzyıl” dizisi burada çok izlendiği için Kazazlık Sanatı’nı, İzmir’in ‘EXPO 2020’ adayı olmasıyla, Manisa’yı özellikle ‘Nevruz ve Mesir’ şenlikleri münasebetiyle çok farklı bir şekilde ön plana çıkarttık” diye konuştu. 22

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

The Turkish stand in Azerbaijan attracts a lot of attention

T

he 12th Azerbaijan International Tourism Fair, which took place in the capital city of Baku, ended with colorful events. Turkey had the biggest stand at the fair which was attended by 250 companies from 35 companies.

GATAB, Antalya Destination and other public and private institutions attended, the virtual 3D tour attracted a lot of attention. The guests also enjoyed traditional folk dances and concerts. Izmir’s EXPO 2020 candidacy was advertised at the fair.

Attendance was higher this year at the fair that took place on April 4-6, 2013 in Baku. During the fair, which THY, İzmir, İzmir Karşıyaka Municiaplity, Manisa, Muğla, Ordu, Rize, The Northeastern Anatolia Development Agency, Afyon Kocatepe University, Eskişehir, Bodrum Boytav, Kemer

Counselor of the Ministry of Culture and Tourism Seyit Ahmet Arslan said, “This fair is very important to us. Turkey receives tourists from Azerbaijan and we want this number to increase. This year, we enriched our stand with cultural activities and highlighted Izmir’s EXPO candidacy and the Mesir Paste Festival in Manisa.”


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

23


Güncel / Actual

İzmir’de rengarenk

23 Nisan

Dünyanın çeşitli ülkelerinden 23 Nisan törenleri için İzmir’e gelen çocuklar, EXPO bayrakları ile renkli dans gösterileri sergiledi.

A colorful celebration in Izmir for April 23 Children from all over the world who came to Izmir for April 23 celebrations performed colorful dance shows with EXPO flags.

24

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı, İzmir’de büyük bir coşkuyla kutlandı. 46 ülkeden yaklaşık 900 öğrenciyi ağırlayan İzmir’de kutlamalar renkli görüntülere sahne olurken, İzmir Valisi Cahit Kıraç, çocuklarla birlikte EXPO ve Türk bayraklarını salladı. EXPO temalı kutlamaların bu yıl merkezi Cumhuriyet Meydanı oldu. İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı’nın Atatürk anıtına çelenk koyması ile başlayan ve İzmir Valisi Cahit Kıraç, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Abdullah Atay, Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök ’ün katılımıyla gerçekleşen öğrenciler şiirler okudu, çeşitli ülkelerden gelen çocuklar gösteriler sundu. İl Milli Eğitim Müdürü Bardakçı, yaptığı konuşmada, “TBMM’yi açan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1929’da Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı sizlere armağan etmiştir. Günümüzde bütün dünya çocukları, bu bayramı birlikte kutlamaktadır. Bugün 35. TRT 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği ile 46 ülkeden yak-

EXPO themed celebrations took place this year at Cumhuriyet Square. The ceremony, which began by placing a garland on the Atatürk monument, was attended by the Governor of Izmir Cahit Kıraç, deputy chief magistrate Sırrı Aydoğan, General Abdullah Atay and former Chief of Defense Hilmi Özkök. During his speech, the City National Education Director Bardakçı, said, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, who established the Turkish senate and built the Turkish Republic, has awarded you with this national holiday.

İzmir, 23 Nisan

törenlerinde 46 ülkeden 900 öğrenciyi ağırladı.

Çocuklar dans gösterileri düzenledi, şiirler okudu.

İzmir welcomed 900

students from 46 countries during the celebrations.

Children organized dance shows and read poems.

The National Sovereignty and Children’s Holiday was celebrated with utter excitement in Izmir. While Izmir was the setting for colorful events which included 900 students from 46 countries, the Governor of Izmir Cahit Kıraç waved Turkish and EXPO f lags with the children.

Today, children all over the world are celebrating this holiday together. We have 900 students from 46 countries here with us today.” The governor, who stood with the children, said, “I welcome all the children.” Kıraç then posed with the children and waved the Turkish and EXPO f lags.

The TRT Children’s Festival was organized in Izmir

The children’s festival, which is being organized by TRT since 1979, was or-

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

25


laşık 900 öğrenci bizimle” şeklinde konuştu. Çocukların yanına inen Vali Kıraç da, “Bütün çocuklara hoşgeldiniz diyorum” dedi. Kıraç daha sonra çocuklarla birlikte fotoğraf çektirdi, EXPO ve Türk bayraklarını salladı.

TRT Çocuk Şenliği İzmir’de düzenlendi

TRT’nin 1979 yılından bu yana gerçekleştirdiği “35’inci TRT 23 Nisan Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği” bu yıl İzmir’de gerçekleştirildi. Şenliklerde, dünyanın farklı kıtalarından, aralarında Suriyeli çocukların da yer aldığı toplam 46 ülkeden 900’e yakın misafir çocuk yer aldı. İzmir’e gelen misafir ülke çocuklarının, İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ziyaretlerinden sonra, Kültürpark Fuar Alanı’nda düzenlenen muhteşem ‘Şenlik Yürüyüşü’ ile çocukların heyecanla beklediği ‘Çocuk 26

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Ülkesi’nin açılışı yapıldı. İzmir Kültürpark Fuar Alanı’nda kurulan ”Çocuk Ülkesi”, etkinlikler boyunca TRT Çocuk Kanalı’nın sevilen kahramanları ve daha birçok sürpriz ile çocukları eğlendirmeye ve onlara bayramın coşkusunu yaşatmaya çalıştı. Şenliğe katılan dünya çocukları, Ankara ziyaretlerinde de bulundu. Önce Anıtkabir’i ziyaret eden çocuklar, daha sonra sırasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i ziyaret ederek ülkelerinden getirdikleri hediyeleri sundular. Şenliklerin değişilmez etkinliği haline gelen halk konserlerinde ise, “Mustafa Ceceli” ve Pepee ile Keloğlan’ın İzmir Kültürpark’ta düzenlediği konserler şenliğe ayrı bir renk kattı.

ganized in Izmir this year. Nearly 900 children from 46 different countries, including Syria, participated in the festival. After the children visited Governor Mustafa Cahit Kıraç and Chief Magistrate Aziz Kocaoğlu on April 15, the holiday parade and the opening of the most anticipated children’s world opened at Culture Park Fair area. The children’s world was the setting of colorful activities and many surprises during the entire holiday. The children who participated in the festival went to Ankara on April 17. The children first visited the final resting place of Ataturk and then visited the Turkish Senate, President Abdullah Gül, Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan and TRT General Manager İbrahim Şahin and presented presents they brought from their countries. The festival was further jazzed up with free concerts.


İN ANAHTARI. THE

OF PLEASURE.

Mimar Kemalettin Cd. No:1 35260 Konak,İzmir

Ph: +90(232) 482-1111 Fax: +90(232) 482-1110 E.Özgörkey Grubu kuruluşudur. An E.Özgörkey Groupstablishment.

www.keyhotel.com

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

27


Güncel / Actual

Gastronomi dünyası İzmir’de buluştu İzmir’de bu yıl ikincisi düzenlenen Türk Mutfağı Zirvesi’nde hem damaklar şenlendi hem de geleneksel Türk mutfağı uzman kişiler tarafından masaya yatırıldı.

The world of gastronomy met in Izmir During the 2nd Turkish Culinary Summit the traditional Turkish cuisine was discussed by experts.

T

ürkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu’nun öncülüğünde Konak Belediyesi ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) desteğiyle düzenlenen İkinci Türk Mutfağı Zirvesi, 3-4-5 Mayıs tarihlerinde İzmir’de gerçekleştirildi. İzmir’in EXPO 2020 yarışında özellikle gastronomi turizmini ön plana çıkartmak, Türk ve Ege mutfağının uluslararası platformda tanıtımını sağlamak adına büyük önem taşıyan zirve, gastronomi dünyasını buluşturdu. Zirve kapsamında düzenlenen panellerde Türk mutfağı masaya yatırıldı. Panellere gazeteci Serdar Turgut, Türk Mutfağı Araştırmacıları Vedat Başaran, Nedim Atilla, İlknur Benlik, Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, Aynur Tartan, Emin Alıcı, Mutfak Araştırmacısı, Yazar Nevin Halıcı ve Yemek Yazarı, Araştırmacı, Esnaf Lokantası İşletmecisi Ebru Omurcalı, Hacı Abdullah Lokantası Genel Müdürü Abdullah 28

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

T

İkinci Türk Mutfağı Zirvesi’nde Ege’nin 5 ilinden 200’ün

üzerinde lezzet yarıştı.

Over 200 dishes from 5 Aegean cities competed

during the event.

he 2nd Turkish Culinary Summit, which was sponsored by the Municipality of Konak and the Aegean Touristic Facilities and Accommodations Association (ETİK), took place on May 3-4-5 in Izmir. The summit, which aimed to highlight gastronomy tourism and advertise the regional cuisine internationally, was the meeting place of the world of gastronomy. The traditional Turkish cuisine was discussed during panels that were organized at the summit. The panels were attended by journalist Serdar Turgut, Turkish cuisine experts Vedat Başaran, Nedim Atilla, İlknur Benlik, Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, Aynur Tartan, Emin Alıcı, Nevin Halıcı, Ebru Omurcalı, the general manager of Hacı Abdullah Restaurant Abdullah Korun, Naciye Sulkalar, Prof. Dr. Nevzat Aytek, lawyer Metin Altmışkara, Sezai Uçarmak, Hüseyin Üst, City Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz, ETİK president


Korun, Naciye Sulkalar, Prof. Dr. Nevzat Aytek, Avukat Metin Altmışkara, Sezai Uçarmak, Hüseyin Üst, İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, ETİK Başkanı Mehmet İşler, Sahan Restoranlar Zinciri Sahibi Tahir Tekin Öztan katıldı. ‘Ege Mutfağı Yarışması’nda ise lezzetler yarıştı. Ege’nin beş ilinden katılan yarışmacılar Ege’ye özgün 200’ün üzerinde lezzeti jüriye beğendirebilmek için kıyasıya yarıştı. Araştırmacı Yazar Nevin Halıcı, Hacı Abdullah Lokantaları Genel Müdürü Abdullah Torun, Yeditepe Üniversitesi’nden Tahir Öztan, İzmir Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nden Nihal Kadıoğlu Çevik, Orkide Genel Müdürü Ercan Erol ve ETİK Yönetim Kurulu Üyesi Şinasi Akçay’dan oluşan jüri birbirinden lezzetli yemekler arasında seçim yapmakta zorlandı. 3 saat süren değerlendirmelerin sonunda İzmir Bizim Mutfak’tan işkembeli nohut ve elmalı kuru fasulye,

Mehmet İşler, and Tahir Tekin Öztan, the owner of Sahan restaurants. Regional dishes competed during the Aegean Cuisine Competition. Competitors from 5 cities did their best to impress the jury which consisted of author Nevin Halıcı, the general manager of Hacı Abdullah Restaurant Abdullah Torun, Tahir Öztan, Nihal Kadıoğlu Çevik, Orkide general manager Ercan Erol and ETİK Executive Board member Şinasi Akçay. After a three hour evaluation chickpeas with tripe and haricot beans with apple from İzmir, rolled dough stuffing from Kütahya and ink fish stew from Balıkesir placed first in the competition. Chefs from Izmir also placed second and third. Tarhana soup from Uşak and squash stuffing with artichokes from Izmir were given the jury special award.

“The richest cuisine”

Chief Magistrate of Konak Hakan Tartan, who attended the summit, said that

Turkish cuisine was one of the best in the world and added, “People love French, Italian and Chinese cuisines. Everyone knows their cheeses. What about ours? Turkish cuisine is the richest. Health, taste, quality and prices are best in our cuisine. Once more, we have proved the richness and quality of Turkish cuisine at this summit.”

“İzmir could be a gastronomy center”

The president of the Turkish Restaurateurs and Bakers Federation Aykut Yenice stated that that they had achieved a very successful summit with great attendance. Yenice, who said that they had taken an important step in making Izmir a gastronomy center by organizing the event, said, “We have once again shown the dynamic and exiting side of Turkish cuisine. Our cuisine is a work of art with its visuals and tastes. Our summit will continue to improve.”

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

29


Kütahya’dan sarma hamur dolması ve Balıkesir’den de sübye yahnisi birinciliği elde etti. İkincilik ve üçüncülük plaketleri ise İzmirli lezzet ustalarına gitti. Hisar Balık Lokantası sübye ve fava, Sevim Lokantası karameliçe, Çorbacı Ali Osman enginar tatlısıyla ikincilik elde etti. Ayşa Boşnak Börekçisi evseleme, Güven Lokantası iç baklalı elbasan tava, Aliağa Balıklama yoğurtlu şevketi bostan yemeği ile üçüncülük plaketi aldı. Uşak’tan İlibada sarması ile tarhana çorbası, İzmir’den Girit Lokantası enginarlı kabak dolması ile jüri özel ödülüne layık görüldü.

“Bu zenginlik kimsede yok”

Zirveye katılan Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, Türk Mutfağı’nın dünyanın önde gelen lezzetlerini barındırdığını söyleyerek, “Fransız, İtalyan ve Çin mutfaklarına dünya hayran oluyor. Onların peynirlerini herkes tanıyor. Peki benim Bergama tulumuma, Van’ın otlu peynirine ne oldu? Türk 30

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Mutfağı’ndaki zenginlik kimsede yok. Türk Mutfağı’nda sağlık, lezzet, kalite ve ucuzluk birarada bulunuyor. Türk Mutfağı’nın zenginlik ve güzelliğini de burada bir kez daha kanıtladık” dedi.

İzmir gastronomi merkezi olabilir

Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice, muhteşem bir ilgi ve katılımla başarılı bir organizasyona imza attıklarını söyledi. İkinci Türk Mutfağı Zirvesi’nde İzmir’in gastronomi merkezi olması için de bir meşale yaktıklarını vurgulayan Yenice, “Türk Mutfağı’nın dinamik ve heyecan verici görüntüsünü bir kez daha ortaya koyduk. Türk Mutfağı görseliyle, lezzetiyle adeta bir sanat eseri özelliği taşıyor. Yemek kültürümüzün ne derece ayrıcalıklı olduğunu bir kez daha ispatladık. Çok değerli ustalarımız ve panelistlerimizle Türk Mutfağı’nın filmini çekerek, gözler önüne serdik. Bundan sonra da zirvemiz gelişerek devam edecek” dedi.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

31


Güncel / Actual ADVERTORIAL

32

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

33


Sanat / Art

Sanatın evrensel dili İzmir’i kucakladı Bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası İzmir Sanat Bienali, farklı kültürlerdeki sanatçıların özgün yapıtlarını biraraya getirerek sanatın evrensel dilini ortaya çıkardı. Fotoğraflar / Photographs : Onur Şan

The universal language of art embraced Izmir The International Izmir Art Biennial, which was organized for the second time this year, showed the universal language of art by combining unique artworks of artists from different cultures.

34

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


Bienal kuratörü ve genel

direktörü Seba Uğurtan: “1 Mayıs’ı İzmir’e sanat emekçisinin bayramı

olarak getirdik” dedi.

Curator and general

director of the biennial, Seba Uğurtan said:

“We celebrated May 1

in Izmir as the holiday of working artists”

İ

zmir’de 1-5 Mayıs 2013 tarihleri arasında düzenlenen İkinci Uluslararası İzmir Sanat Bienali, 53 ülkeden 450 sanatçıyı biraraya getirdi. Kentin 8 ayrı noktasında gerçekleşen bienalde kişisel ve karma sergiler sanatseverlerle buluştu.

Farklı kültürlerdeki sanatçıların özgün yapıtlarını biraraya getirerek sanatın evrensel dilini ortaya koyan bienalde video art, tezhip, tekstil, seramik, resim, performans, özgün baskı, heykel, grafik, fotoğraf, enstalasyon, ebru, dijital art, çini ve cam tekniğiyle yapılmış bin 700 eser İzmirli sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sanatseverlere, yerli ve yabancı birçok sanatçıyı ve eserlerini birarada görme ve tanıma fırsatı sağlayan bienalin Küratörü ve Genel Direktörü Seba Uğurtan, 1 Mayıs’ı İzmir’e sanat emekçisinin bayramı olarak getirdiklerini söyledi. Seçici kurulunu yerli ve yabancı akademisyenlerin oluşturduğu bienalin ödüllerini ise; video art kategorisinde Iury Lech, fotoğraf kategorisinde Hasancan Özden, dijital art kategorisinde Elir Haydaroğlu, seramik kategorisinde Yeşim Özdemir, heykel kategorisinde Timur Tekbaş ve Azimet Karaman, baskı resim onur ödülünü Çiçek Bozkuş, resim ödülünü ise Zhang Lei, Varda Breger ve Babita Das aldı.

T

he 2nd International Izmir Art Biennial, which took place in Izmir on May 1-5, 2013, was the meeting place of 450 artists from 53 countries. Exhibitions were organized at eight different points. 1700 artworks, made with techniques such as video art, textiles, ceramic, paintings, performance, sculpture, graphic, photographs, installations, ebru, digital art, tile and glass, were displayed during the biennial. The Curator and general director of the biennial, Seba Uğurtan said that they had celebrated May 1 in Izmir as the holiday of working artists. Iury Lech in the video art category, Hasancan Özden in the photography category, Elir Haydaroğlu in the digital art category, Yeşim Özdemir in the ceramic category, Timur Tekbaş and Azimet Karaman in the sculpture category and Zhang Lei, Varda Breger and Babita Das received awards in the painting category. İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

35


Bienalde en çok dikkat çekenler Bienalde en çok dikkat çeken eserlerin başında Timur Tekbaş’ın ponza taşından yaptığı heykeller geldi. Samsun’da kendi kurduğu “Tabalkon Sanatevi”nde çalışmalarını sürdüren sanatçının eserleri, heykel kategorisinde ödüle layık görüldü. Ressam İlknur Kazak’ın su temalı tabloları da bienalin beğeni toplayan eserleri arasındaydı. Resimlerinde ıslaklığı yansıtmaya çalıştığını belirten Kazak, bienalde sergilenen eserin oluşum sürecini ise şöyle özetledi: “Resimlerimde biraz daha realist bir şekilde ıslaklığı vermeye çalışıyorum. Suyun şeffaflığını, berraklığını ortaya koymak istedim. Bir küvet oyunu, resim oyununa dönüştü.” Bienalin akılda kalıcı eserlerinden biri de Uluslararası Fuar Alanı 1 Nolu Holde sergilenen, Nursel Önen’in “Yarılma,‘Cleavage’” adlı enstalasyon çalışmasıydı. Kadının toplumda ve kendi içerisinde yaşadığı çıkmazı ve sıkışmışlığı anlatan çalışmada, kazaya uğramış bir araç içerisinden dışarıya saçılan ve biriktirdiklerini maskelenmiş yüzüyle izleyen kadın, akla birçok soruyu getiriyordu.

Highlights of the biennial One of the artworks that attracted much attention during the biennial was the sculptures of Timur Tekbaş which were made with rottenstone. The artist, who continues his works in his own studio in Samsun, received the award in the sculpture category. Painter İlknur Kazak’s water themed paintings also attracted a lot of attention. Kazak, who stated that she aimed to ref lect wetness in her paintings, said, “I try to ref lect wetness in a more realistic manner in my paintings. I wanted to show the clarity and transparency of water.” Another interesting work during the biennial was Nursel Önen’s installation called Cleavage. Her installation tried to convey the dilemma of women in society.

36

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

37


Güncel / Actual

Engelliler kongresi ’ Türkiye’de ilk kez İzmir de The handicapped congress will be held in Izmir

İ

T

zmir Büyükşehir Belediyesi, engelsiz yaşamın öncüsü olabilmek için, engellilerin sorunları ve çözümlerine yönelik Türkiye’de ilk niteliği taşıyacak uluslararası bir kongre düzenliyor. Kongre ile birlikte yine Türkiye’de ilk kez “Engelli Stratejik Planı” hazırlanması amaçlanırken, engelli ailelerine rahat nefes aldıracak olan “Engelli Konukevi” de hayata geçirilecek.

he Izmir Metropolitan Municiaplity is organizing an international congress to solve the problems of handicapped citizens. After the congress, the Handicapped Strategic Plan will be prepared and the Handicapped Guest House will be opened. The congress will take place between October 30 and November 3, 2013 at the Izmir International fair Area. During the fair, a strategic plan will be prepared for the handicapped people in Turkey.

Engelsizmir 2013 Kongresi, 30 Ekim – 3 Kasım 2013 tarihleri arasında İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda düzenlenecek. Kongre kapsamında Türkiye’de engelliler için stratejik plan hazırlanacak.

Concerts and a trade exhibition

Konserler düzenlenecek, ticari sergi açılacak

Engelsizmir 2013 bilimsel bir kongre olmasının yanında, kentsel yaşamda engellileri görünür kılacak bir dizi sosyal etkinlikler ve düzenlenecek fuarı da kapsıyor. Engellilerin sorunlarının tartışılacağı, kentsel mimari, sosyal haklar ve kanuni haklarının konferans ve bildiri olarak sunulacağı bu platformda, yapılmış ve yapılmakta olan projeler, STK’lar ve belediyeler, odalar tarafından yayınlanacak. Ayrıca kongre boyunca engellilerin yaptıkları değişik sporları uygulamalı olarak gösteren sokak gösterilerinin yapılması, ünlü sporcu ve sanatçıların farkındalık yaratma amacıyla spor müsabakalarına katılımının sağlanması hedef leniyor. Kongrede “Engellere Sessiz Kalma” adı altında amatör müzik gruplarının konserlerinin düzenlenmesi planlanırken, engelli otomobilleri, tekerlekli arabalar, ortopedik 38

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

malzemelerin yer alacağı bir ticari sergi de açılacak. Engelsizİzmir 2013 kapsamında yapılacak sanat yarışmalarına ise Yaşar Üniversitesi ev sahipliği yapacak. Yaşar Holding ana sponsorluğunda düzenlenecek kısa film, karikatür ve fotoğraf dallarındaki yarışmalarla, engelli sorunlarına farklı bakış açıları ile dikkat çekilecek. Yarışmalarda dereceye girenler, Ekim 2013’de Yaşar Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek törende ödüllerini alacaklar.

Engelsizmir, besides being a scientific congress, also includes social activities and a fair. During the platform where the problems of handicapped people will be discussed and conferences regarding urban architecture, social and legal rights will be discussed, declarations by nongovernmental organizations, municipalities and chambers will be prepared. In addition, street performances and competitions regarding handicapped citizens attended by famous sportsmen will be a part of the event. Various bands will perform during the event that will also include a trade fair regarding products for handicapped people. Yaşar University will host the art competitions which will be organized within the context of Engelsizmir 2013. The problems of handicapped people will be shown from a different angle with the short film, caricature and photograph competitions sponsored by Yaşar Holding. Those who place in the competition will receive their awards during a ceremony at the university in October 2013.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

39


Güncel / Actual

Bayındır

yine çiçek açtı Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali’nde süs bitkileri ve mevsimlik çiçeklerin ağırlıkta olduğu 82 üretici stant açarak ürünlerini gelen ziyaretçilere sundu.

Bayındır blossomed again 82 producers opened stands at the International Bayındır Flower Festival and advertised their products. 40

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


T

ürkiye’nin en önemli çiçek üretim merkezlerinden Bayındır’da 16’ncısı düzenlenen Uluslararası Çiçek Festivali büyük ilgi gördü. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile AK Parti İzmir Milletvekili, Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay, İzmir Valisi Cahit Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sırrı Aydoğan, Bayındır Belediye Başkanı Mehmet Kertiş’in katıldığı festivalin açılışı, mehteran eşliğindeki yürüyüş ile başlarken, halk oyunları gösterileriyle devam etti. Bayındır Belediye Başkanı Mehmet Kertiş, festivalin bu yılki temasının ‘Bütün binalar, kocaman bir şehir, kalbini begonvillerle açtı, seni bekliyor’ olarak belirlendiğini ifade ederek, Bayındır’ın büyük bir atılım içinde bulunduğunu, söyledi. Kertiş , “Özellikle süs bitkileri, kesme çiçek konularında Türkiye’de başka yerler de var ama Bayındır öne geçti” diye konuştu.

“İlk Bayındır’ın akla gelmesi başarı”

İlçe girişinde çiçeklerle karşılanan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, protokolle birlikte, festival alanına kadar mehter takımı eşliğinde kortej yürüyü-

şüne katıldı. Festivalin açılış töreninde konuşan Arınç, Bayındır’ın Türkiye’de çiçek dendiği zaman akla ilk gelen ilçe konumuna geldiğine işaret ederek, “Bayındır Belediye Başkanı büyük bir gayretin içinde Ankara’ya gelerek, parlamentoya karargah kurarak, ilçesini tanıtmaya çalışıyor. Çiçek dendiği zaman Bayındır akla geliyorsa bu büyük başarı. Süs bitkileri ve kesme çiçek konusunda Türkiye’de başka yerler de var ama, Bayındır bunların önüne geçti” ifadesini kullandı. Arınç, en sevdiği çiçeğin fesleğen olduğunu ekleyerek, “Annemin de öyleydi. Eskiden tenekeden yağ kutuları vardı. Bizim de Manisa’daki küçük evimizde mutlaka fesleğen bulunurdu” dedi.

Barışa çiçek yakışır

Kültür ve Turizm eski Bakanı, AK Parti İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay ise konuşmasında, barış sürecine gönderme yaparak, barışa en çok çiçeğin yakışacağını söyledi. Günay, Bayındır’ın son 5 yılda hızlı bir gelişme gösterdiğine işaret ederek, “Bayındır, Birgi ve Safranbolu gibi yapılarıyla değil, sadece çiçeğiyle de değil, insanının kalbinin güzelliği ile dünyanın bildiği bir yaşam alanı haline gelecektir” dedi. Festival boyunca binlerce ziyaretçiyi ağırlayan,

T

he 16th International Flower Festival, which was organized in Bayındır, one of Turkey’s top f lower production centers, attracted a lot of attention. The opening of the festival was attended by Deputy Prime Minister Bülent Arınç ile AK Party İzmir MP Ertuğrul Günay, the Governor of İzmir Cahit Kıraç, İzmir Deputy Chief Magistrate Sırrı Aydoğan and Bayındır Chief Magistrate Mehmet Kertiş. The festival began with a parade accompanied by the janissary band and continued with traditional Turkish folk dances. Bayındır Chief Magistrate Mehmet Kertiş, who stated that this year’s theme was “The city opened its heart to bougainvillea”, added that Bayındır was about to make a big leap. Kertiş said, “There are other centers in Turkey working in ornamental plants and cut f lowers but Bayındır is number one”

Bayındır’s success

Deputy Prime Minister Bülent Arınç, who was greeted f lowers at the entrance of the borough, joined the parade with protocol members and walked to the festival site. Arınç, who spoke at the opening ceremony of the festi-

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

41


Bülent Arınç ve

Ertuğrul Günay’ın katıldığı açılış

töreninde barış

mesajları verildi. Messages of peace

were given at the opening of the

festival which was also attended by

Bülent Arınç and Ertuğrul Günay.

Flowers go well with peace

birbirinden alımlı çiçek stantlarının yer aldığı Bayındır’da restorasyonu tamamlanarak butik otele dönüştürülen eski Hükümet Konağı’nın açılışı da yapıldı. Ayrıca İstanbul Ağaç A.Ş. ile üreticiler arasında ise mevsimlik çiçek alım anlaşması da imzalandı. 26-28 Nisan tarihleri arasında düzenlenen festival, ünlü sanatçıları da ağırladı. Yaşar, Ender Balkır ve Gülben Ergen, festival kapsamında birer konser verirken, Anadolu Filarmoni Orkestrası da festivale renk kattı. 42

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

val, pointed out that Bayındır was the first place that came to mind in Turkey in f lower production and added, “The Chief Magistrate of Bayındır is camping in Ankara in order to advertise his borough. Now Bayındır comes to mind when f lowers are mentioned and this is a big success.” Arınç, who added that his favorite f lower was basil, said that basil was also his mother’s favorite f lower and that they had basil in their kitchen when he was a kid.

The former Minister of Culture and Tourism and AK Party İzmir MP Ertuğrul Günay stated that f lowers went well peace. Günay, who pointed out that Bayındır had developed quickly in the last 5 years, said, “Bayındır will become a settlement all around the world not only with its f lowers and structures but with its good hearted people.” During the festival, the old Government Building, which was recently restored and turned into a boutique hotel, was opened. In addition, a seasonal f lower acquisition agreement was signed between producers and İstanbul Ağaç SA. The festival, which took place on April 26-28, 2013, also welcomed famous Turkish singers and the festival was further jazzed up with a concert from the Anatolian Philharmonic Orchestra.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

43


Ekoturizm / Ecotourism

Bir tutam fesleğenden çiçekçilik sektörüne Bayındır, yetiştirdiği onlarca türle Türkiye’de çiçekçilik sektörünün öncü ilçelerinden biri. İlçenin bacasız sanayisi olan çiçekçiliğin yakın gelecekte uluslararası şirketlerin yoğun ilgi göstereceği büyük bir sektör haline gelmesi bekleniyor. Yazı / Article : Yrd. Doç. Dr. Ali Salman / E.Ü Bayındır MYO Müdür Yardımcısı

Ç

içek, bir değer verme biçimidir. Sevdiğini, beğendiğini, benimsediğini, takdir ettiğini, kutladığını, paylaştığını, içinden geldiğini, unutamadığını, hep hatırlamak ve kendini hatırlatmak istediğini anlatma biçimidir. Ülkemizde Bayındır denilince akla önce çiçekçilik gelir. Bugün çiçek üretiminde geldiği konumundan olsa gerek ki tüm ülke Bayındır’ı çiçekçiliği ile tanır. İlçedeki çiçekçiliğin Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanan köklü bir geçmişi oldu44

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

ğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. İlçede Gülbahçe adı ile bilinen bölgede gülfidanı yetiştiriciliği yapıldığı, Osmanlı sarayları, medreseleri ve hastanelerine buradan gülfidanı gönderildiği bilinmektedir. Yörede çiçekçiliğin tekrar başlaması da yıllar öncesine uzanır. Yaklaşık 40 yıl kadar önce, köylülerin bahçelerindeki domates, patlıcan, biber karıklarının başına diktikleri fesleğenin pazara çıkması ile Bayındır’da çiçekçilik sektörünün ilk adımları atılmıştır. Bu sektörün öncülüğünü Bayındır yerlilerinden Zeynep Çakır’ın başlattığı

F

lowers are a way to show you care, love, like, appreciate, celebrate and share. When Bayındır is mentioned in Turkey, the first thing that comes to mind is f loriculture. The entire country knows Bayındır with f loriculture. The profound history of f loriculture in the borough is further proven by records. We now that rose saplings were produced in the region known as Gülbahçe and rosebuds used to be sent to Ottoman palaces, schools and hospitals from Bayındır. Floricul-


From a handful of basil to floriculture Bayındır is one of the pioneer boroughs in Turkey in floriculture with the hundreds of types of flowers it produces. Floriculture is expected to become a very big sector in the future that will attract attention from global companies. söylenir. Fesleğenin pazarda değer kazanması ve paraya dönüşmesi ile başlayan bölge çiçekçiliği, başlangıçta yöre pazarlarında daha sonra şehir dışındaki pazarlarda değer kazanmıştır. Zamanla talebin artması bu alandaki üretimi arttırmış ve Bayındır, çiçekçiliği ile çevrede tanınmaya başlamıştır. 1990’lı yıllarda pazardaki ürünleriyle daha çok tanınan Bayındır çiçekleri belediyeler tarafından fark edilmiş ve belediyeleri ilçeye çekmiştir. Zamanla belediyelerin çevre düzenlemesinde kullandıkları çiçeklerin de kaynağını Bayındır çiçekleri oluşturmuştur. Belediyelerin çiçek talebine cevap verebilmek için üretim miktarları, buna bağlı olarak sektörde çalışan aile sayısı artmıştır.

2 bin kişiye istihdam sağlıyor

Zamanla çeşit zenginliği oluşan yörede bundan 16 yıl önce (1997) ilk çiçek festivali düzenlenmiştir. Bu ilk festivale ziyaretçilerin ilgisi o kadar büyük olmuştur ki üreticilerin ellerindeki tüm çiçekler satılmıştır. Bu olumlu gelişme karşısında üreticileri koordine etme, gereksinimlerini karşılama, planlama ve ürünlerin pazarlanmasında yardımcı olmak amacıyla 2000 yılında Çiçek Üreticileri Tarımsal Kalkınma Kooperatif i, 2010 yılında Bayındır İç ve Dış Mekan süs Bitkileri Üretici Birliği kurulmuştur. Bugün sayıları 300-400 arasında değişen küçük ve orta ölçekli aile işletmeleriyle sektör üretimlerine devam etmektedir. Kapalı (sera) ve açık alanda yapılan üretimlerde; mevsimlik bitkiler, dış mekan bitkileri, iç mekan bitkileri ve soğanlı bitkilerin üretimi yapılmaktadır. Özellikle mevsimlik bitkiler üretiminde ilk sırada olan Bayındır çiçekçiliği 2 bin kişinin istihdamına olanak sağlamaktadır. İlçenin bacasız sanayisi olan çiçekçilik sektö-

ture returned to the region years ago. About 40 years ago, the production and sell of basil which the farmers planted next to their vegetables, was the first step towards f loriculture. It is said that the pioneer of the sector was a local named Zeynep Çakır. Floriculture in the borough which began with basil being sold as a serious commodity resulted in the development of the sector. Bayındır increased its production in time with growing demand and became known for f loriculture. The f lowers of Bayındır, which became more popular in the 1990’s, were noticed by the municipalities. In time, municipalities started using these f lowers to decorate their cities. Production volumes and employment in the sector increased to cater to the needs of municipalities.

Employment for 2000 people

16 years ago, a festival began to be organized in the region. This first festival was so popular that producers sold all their f lowers during the festival. After this positive development, the Flower Producers Agricultural Devel-

opment was established in 2000 and the Bayındır Ornamental Plants Producers Association was established in 2010 to coordinate producers, cater to their needs and market their products. Productions in the sector continue today with around 300-400 family owned small and midsized companies. Seasonal plants, outdoor plants, indoor plants and bulbous plants are being grown in greenhouses and outdoor areas. Floriculture in Bayındır, which is number one in seasonal plants production, provides employment for 2000 people. A Floriculture Organized Industrial Zone is planning to be built in Bayındır to improve the sector and plans have been added to the investment budget of the Ministry of Industry and Trade. After the establishment of the zone, increase is expected in population and revenue. Sales of seasonal plants and ornamental f lowers to domestic and international municipalities, hotels, building complexes, landscaping companies and public and private institutions are

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

45


rünün daha da gelişebilmesi için “Çiçekçilik Organize Sanayi Bölgesi” kurulması yönündeki çalışmalar Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yatırım programına alınmış ve alan tespit işlemleri gerçekleştirilmiştir. Çiçekçilik Organize Sanayi Bölgesi kurulması ve faaliyete geçmesi ile bölge nüfusunda ve gelirde artış sağlanması beklenmektedir. Yurtiçi ve yurtdışında, belediyelere, otellere, site yönetimlerine, peyzaj düzenleme yapan şirketler ile özel ve resmi kuruluşlara ihtiyaçları olan mevsimlik, yer örtücü, çalı ve ağaç gurubu, saksılı süs bitkilerinin üretimi ve satışı alım garantili sözleşmeli üretim şeklinde gerçekleştirilmektedir. Çiçek üretiminde kalitenin ve çeşitliliğin arttığı bölgede, yakın gelecekte küçük aile işletmelerinin yerini büyük işletmelerin alacağı ve yabancı şirketlerin de yoğun ilgi göstereceği büyük bir sektör haline geleceği tahmin ediliyor.

Neler yetişiyor?

Dayı gülü, mimoza, akasya, akçaağaç, ıhlamur, kaya kuduz otu, kokarağaç, gülibrişim, Alman papatyası, aspidistra, kartopu, begonya, akuba, hanım tuzluğu, gelin duvağı, şimşir, Cezayir menekşesi, katalpa, bodur akasya, acem borusu, katır tırnağı, sinameki, menekşe, kızılcık, demir ağacı, sedir, erguvan, Japon ayvası, palmiye gerdanya, yalancı servi, bodur palmiye, dağ muşmulası, servi, mor salkım, ka46

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Geçmişte Osmanlı

sarayları, medreseleri ve

hastanelerine Bayındır’dan gülfidanı gönderilirmiş.

In the past, rosebuds used to be

sent to Ottoman palaces, schools and hospitals from Bayındır.

rayemiş, kardeş kanı, iğde, funda, ökaliptus, avize çiçeği, kedi tırnağı, aralya, dişbudak, koyun gözü, çayır güzeli, şakayık sarmaşık, Çin gülü, ağaçhatmi, yasemin, hanım düğmesi, süs şeftalisi, ardıç, mercan, oya ağacı, ağaç minesi, aslanağzı, meşe, defne, lavanta, hanımeli, kurtbağrı, papatya, ateş çiçeği, mahonya, manolya, tesbih ağacı, buz çiçeği, ortanca, çivit, mersin, zakkum, Amerikan sarmaşığı, sardunya, şebboy, fırça çiçeği, petunya, f il bahri, hurma ağacı, çam varbana, kotanez, pitospurum, çınar, kavak, süs eriği, horoz ibiği, leylandi, süs, narı ateş dikeni, sumak, yalancı akasya, mazan milisa, kuşdili, söğüt, mürvel, lâvantin, rozet yer minesi, damkoruğu, bahçe kül çiçeği, yalancı karabiber, keçi sakalı ve süs lahanası bölgede yoğun üretilen süs bitkileridir.

undertaken as sales guaranteed productions. In the region where quality and diversity is increasing in f loriculture, the sector is expected to develop further with interest from big companies and international firms.

What is grown?

Dayı rose, mimosa, acacia, maple, linden, alyssum, kokarağaç, gülibrişim, German daisy, aspidistra, kartopu, begonia, spotted laurel, hanım tuzluğu, gelin duvağı, boxwood, Algerian violet, catalpa, small acacia, trumpet vine, gorse, senna, violet, cranberry, iron tree, cedar, redbud, Japanese quince, gardenia, cypress, palmetto, mountain medlar, purple grape, prunus laurocerasus, oleaster, heather, eucalyptus, gerbera, paper plant, common ash, sheep’s eye, çayır güzeli, ivy, Chinese rose, rose of Sharon, jasmine, ornamental peach, juniper, coral, crape myrtle, lantana, snapdragon, oak, bay leaf, lavender, honeysuckle, common privet, daisy, fire f lower, magnolia, margosa tree, ice f lower, hydrangea, çivit, myrtle, oleander, American ivy, geranium, wallf lower, brush f lower, petunia, fil bahri, date tree, pine, kotanez, pitospurum, sycamore, poplar, ornamental plum, topknot, Leyland cypress, sumac, robinia, rosemary, willow, elderberry, sedum, ash f lower, fake black pepper and ornamental cabbage are produced in the region.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

47


Güncel / Actual

“EXPO kalkınmanın lokomotifi olacak” EXPO 2020’nin yerel yönetim olarak İzmir’e yaptıkları yatırımları taçlandıracağını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, organizasyonun hem İzmir hem de yakın coğrafyanın daha hızlı kalkınmasında “lokomotif” rolü üstleneceğini söylüyor. Yazı / Article : Derya Şahin

“EXPO will be a locomotive in development” Izmir Metropolitan Municipality Chief Magistrate Aziz Kocaoğlu, who stated that EXPO 2020 will crown all the works they had done for Izmir as the local authority, says that the organization will be a locomotive in the development of the city. 48

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


D

I

ünyanın en eski ve en büyük uluslararası etkinliklerinden EXPO’ya ikinci kez aday olan İzmir, zorlu yarışta son dönemece girdi. 656 sayfalık adaylık dosyasını hazırlayıp sunan, bu güne kadar üç başarılı sunum yapan ve Uluslararası Sergiler Bürosu (BİE) heyetini ağırlayan İzmir’in, Kasım ayındaki oylama öncesi yapacağı tek bir sunum kaldı. EXPO 2020 ev sahipliği için Brezilya’dan Sao Paolo, Tayland’dan Ayutthaya, Rusya’dan Ekaterinburg ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden Dubai ile yarışan kent, 26 Haziran’da Paris’te son sunumunu yapacak. İzmir’in yarışı kazanması durumunda, kentte gelecek 30 yılda yapılması planlanan yatırımların büyük çoğunluğunun 5-6 yıl içinde tamamlanması gerekiyor. Ulaşımdan konaklamaya alt yapıdan üst yapıya pek çok projeyi hızlandırması beklenen EXPO’nun, İzmir’i “bir dünya kenti” haline getireceği dile getiriliyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da EXPO 2020’nin yerel yönetim olarak İzmir’e yaptıkları yatırımları taçlandıracağını belirtiyor. İzmir’in 2011’de dünyada 4’üncü büyüyen metropol kent seçildiğini hatırlatan Kocaoğlu, EXPO 2020’nin hem İzmir hem de yakın coğrafyanın daha hızlı kalkınmasında “lokomotif ” rolü üstleneceğini söylüyor. Kocaoğlu’nun, 2005 yılından bu yana EXPO yolculuğuna devam eden İzmir’in Kasım ayında yapılacak oylamada ipi göğüsleyeceğine inancı tam.

“İzmir 2020 EXPO’suna çok yakışacak”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yerel yönetim olarak belirledikleri yol haritası, çizdikleri hedef ve gerçekleştirdikleri projelerle İzmir’i EXPO 2020’ye hazırladıklarını söylüyor. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bu süreçte yerelde kalkınmayı sağlamakla yükümlü olduğunu hatır-

zmir, which is a second time candidate for EXPO, the world’s oldest and biggest international event, is in the final lap of the big race. Izmir, which has prepared and presented its candidacy dossier, realized three successful presentations and welcomed the BIE delegacy, has only one presentation left before the voting in November. The city, which is competing with Sao Paolo, Ayutthaya, Yekaterinburg and Dubai, will make its last presentation in Paris on June 24, 2013. If Izmir wins the race, investments that are planned to be completed in 30 years must be finalized in 5-6 years. EXPO, which is thought to accelerate many projects, will make Izmir a world city.

Kocaoğlu,

Izmir Metropolitan Municipality Chief Magistrate says that EXPO 2020 will be an amazing final where they will crown our targeted projects. Kocaoğlu, who pointed out that Izmir was chosen the 4th biggest growing metropolis in the world in 2011, states that EXPO 2020 will be a locomotive in the development of the city and region. Kocaoğlu firmly believes that Izmir will be the winner after the voting in November.

İzmir’de yürütülen kentsel dönüşüm

çalışmalarının EXPO 2020 sürecinde çok önemli olduğunu söylüyor.

Kocaoğlu says that

“İzmir is the ideal place for EXPO 2020”

the urban renewal

efforts in Izmir are

crucial for the EXPO 2020 process.

latan Kocaoğlu, “EXPO adaylık sürecinde üzerimize düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. EXPO’ya ulaşmamızda önemli bir itici güç olacak yatırımlarla kentin fotoğrafını değiştirmeye çabalıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 21’inci yüzyıl hamlesinde çok önemli bir rol oynayacağına inandığımız İzmir’in bu değişen fotoğ-

Izmir Metropolitan Municipality Chief Magistrate Aziz Kocaoğlu says that they have prepared the city for the big event with the plans and projects they have completed. Kocaoğlu, who stated that it was his job as the chief magistrate to secure local development during this process, said, “We are doing everything in our power during the EXPO candidacy process. We are trying to change the view of the city with new investments that will make us win the EXPO race. We want EXPO 2020 to be a part of this picture. We know that Izmir is the ideal place to host EXPO 2020. We believe that Izmir, which has been continuing its EXPO bid since 2005, will win the race in November”

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

49


rafında, EXPO 2020’nin de olmasını istiyoruz. İzmir, 2020 EXPO’suna çok yakışacak, biliyoruz. 2005 yılından bu yana EXPO yolculuğuna devam eden İzmir’in Kasım ayında yapılacak oylamada ipi göğüsleyeceğine inanıyoruz” diyor.

Marka kent hedefiyle örtüşüyor

İzmir’i ilk günden bu yana marka kent haline getirmeye çalıştıklarını belirten Kocaoğlu, EXPO’nun bu hedefle son derece örtüştüğünün altını çiziyor. Kocaoğlu, “İzmir’i fuarlar ve kongreler kenti yapmak en önemli hedefimiz. Bu kapsamda uluslararası ölçülerde bir fuar alanı ve bir kongre merkezini yakın bir zamanda kente kazandıracağız. İzmir’in fuarlar ve kongreler kenti olmanın yanı sıra, kültür-sanat kenti olmasını da bir vizyon olarak belirlemiş durumdayız. Kente kazandırdığımız Türkiye’nin en önemli konser salonuna sahip Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin yanı sıra yine ülkenin ilk opera binasını da ekleyeceğiz. Büyük Körfez Projesi ile körfezimizi temizleyerek, yüzülebilir hale getireceğiz. Kentin kıyılarını yeniden tasarlayarak, İzmir’i tasarımın başkenti yapacağız. 11 kilometre olarak teslim aldığımız raylı sistem ağını 90 kilometreye ulaştırdık. Tramvay hatları ile birlikte 160 kilometrelik bir demiryolunu hizmete sunmanın hazırlığı içindeyiz. Sadece bunlar bile kentimizi dünya sahnesine çıkarabilecek adımlar. EXPO 2020, hedeflediğimiz bu vizyon projelerinin taçlandığı muhteşem bir final olacaktır. EXPO 2020 hem İzmir hem de yakın coğrafyanın daha hızlı kalkınmasında lokomotif rolü üstlenecektir” şeklinde konuşuyor.

Kentsel dönüşüm çok önemli

Kocaoğlu, İzmir’de yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarının EXPO 2020’ye hazırlanan kentin silüetini değiştirmek anlamında önemli bir misyon yüklendiğini dile getiriyor. Geleceğin İzmir’ini planlama konu50

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

In accordance with he brand city target

Kocaoğlu, who states that they have been working to make Izmir a brand city from the start, says that EXPO coincides with this target. Kocaoğlu says, “Making Izmir a city of fairs and congresses is our number one target. We will be building a world standard fair area and congress center in the near future in accordance with our target. We also want Izmir to become a culture-art city. We have already built Ahmed Adnan Saygun Art Center, Turkey’s most important concert hall, and we will also be building the country’s first opera building. We will clean

our bay and make it available for swimming. We will make Izmir the capital of design by redesigning our shores. We have extended our railway system to 90 kilometers. These alone can out Izmir’s name on the world map. EXPO 2020 will be an amazing final where we will crown our targeted projects.”

Urban renewal is crucial

Kocaoğlu states that urban renewal projects that continue in Izmir will have an important role in changing the silhouette of the city which is getting ready for EXPO 2020. Kocaoğlu, who points out that urban renewal projects are very important in


“İnciraltı, hem

temayla uyumu hem

de doğal zenginlikleri açısından bugüne kadar seçilen en güzel EXPO

alanlarından biri.”

“İnciraltı, with

its scenic beauties

that go well with our theme, is one

of the best EXPO

areas ever chosen.”

sunda kentsel dönüşüm çalışmalarının özel bir yere ve öneme sahip olduğunu belirten Kocaoğlu, “Kentsel dönüşümün ‘yık yapıyı-yap binayı’ olayından ibaret sayılmaması gerekir. Binanın durumunun yanı sıra, işin sosyal ve kültürel boyutunu asla göz ardı etmemeliyiz. Çünkü insanı insan yapan değerlerin yaşamadığı bir kent, cansız bina yığınlarından başka bir şey değildir. Kent dönüşüm projeleri, kent mezarlıkları da yaratabilir. Biz planlı ve programlı bir şekilde; kentini, insanını bilerek, kimin nerede yaşayabileceğini, toplumla nasıl bağ kuracağını, yaşamlarını nasıl geliştirip iyileştireceğini, yaşam standartlarını nasıl artırarak sürdüreceğini bilerek kentsel dönüşüm projeleri uyguluyoruz.

Ve tüm bunları, kendi imkanlarımızla yapıyoruz. Sosyal donatı alanlarını yapmadan; spor alanlarını, kültür merkezleri, yeşil alanlarını düzenlemeden, sadece bina yıkmakla kentsel dönüşüm olmaz. Kentsel dönüşüm yapılan alanlarda mutlaka geniş sosyal donatı alanları ile yeşil alanlar öngörüyoruz” diyor.

“İnciraltı İzmir için bir kırılma noktası”

Kocaoğlu, EXPO alanı olarak belirlenen İnciraltı’nın, hem temayla uyumu hem de doğal zenginlikleri açısından bugüne kadar seçilen en güzel EXPO alanlarından biri olacağını ifade ediyor. Kocaoğlu İnciraltı planlamasının İzmir için bir kırılma noktası olduğuna

planning the future of Izmir, says, “Urban renewal is not just about demolishing old buildings and constructing new ones. We must also think about the social and cultural side of things because a city where values that make people who they are don’t exist is nothing but lifeless buildings. Urban renewal projects can also create city cemeteries. We apply urban renewal projects after carefully planning them and thinking about who can live where and with whom. We do all this with our own means. You need to build social areas, sports areas and cultural centers when engaging in urban renewal. We are planning social areas and green spaces in spots chosen for urban renewal.”

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

51


“İnciraltı is a breaking point for İzmir”

dikkat çekiyor: “İnciraltı, şehir merkeziyle iç içe, havaalanına, metroya ulaşımı kolay bir bölge. Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığımız yetkisinde olan İnciraltı’nın planlaması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçti. Ancak, 25.000’lik plan ile ilgili, meslek örgütlerimizin itirazı üzerine Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Şimdi yapılan 1000 ve 5000’lik planlar askıya çıkarıldı. EXPO sonrasında İnciraltı’nı, içinde sağlık merkezi bulunan doğal bir parka dönüştürme projemiz var. Planlamayı 2008’den önce planlamış olsaydık, EXPO’da adaylık yarışında elimiz daha güçlü olacaktı. Buranın planlamasını hızlı bir şekilde bitirirsek, 2013’teki oylamadan önce bütün delegeleri, dünya basınını toplar, yeri gösterir, projeyi anlatır, yaptıklarımızı gösterir ve kazanırız. Yatırımcı zamanla yarışıyor. Planlama elimizi güçlendirir.”

Hedef ekolojik sürdürülebilirlik

Başkan Kocaoğlu’na göre İzmir, doğal ve kültürel sürdürülebilirliği sağlayıp 52

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

yaşam kalitesini geliştirmeyi hedef leyen huzurlu bir kent. Yerel kalkınma hedefiyle yola çıkmış bir belediye olarak, yaşam kalitesi her geçen gün biraz daha artan bir İzmir için çabaladıklarını belirten Kocaoğlu, bu noktada ekolojik sürdürebilirliğin önemli bir koşul olduğunu söylüyor. Sürdürülebilir bir kentsel gelişmenin olabilmesi için ısıtma, üretim ve kent içi ulaşımda fosil yakıt tüketiminin en aza indirgenmesi gerektiğine de dikkat çeken Kocaoğlu, “İzmir’de atık sular örnek bir biçimde arıtılarak değerlendiriliyor. Katı atıkların geriye kazanımı, enerji üretiminde ve kompost gübre yapımında değerlendirilmesi konusundaki projelerimiz ise hazır” diyor. Kentlilerin doğa ile ilişkilerinin kolaylaştırılması ve kentlinin beslenme güvenliğinin sağlanmasını da sürdürülebilirliğin koşulları arasında sayan Kocaoğlu, Türkiye’de organik üretimin öncüsü olan İzmir’in bu anlamda çok önemli aşamalar kaydettiğini de vurguluyor.

Kocaoğlu says that İnciraltı, with its scenic beauties that go well with our theme, is one of the best EXPO areas ever chosen. Kocaoğlu, who states that the planning of İnciraltı is a breaking point for Izmir, says, “İnciraltı is close to the city center and has easy access to the airport and subway. Now, the Ministry of Environment and Urban Affairs is in charge of the planning of İnciraltı. However, there are some legal problems about the planning and the project has been stopped. After EXPO, we are planning on turning İnciraltı into a natural park that includes a health center. If we had made these plans before 2008, we would have been a stronger candidate. If we finish the plans quickly, we can show the delegates and the press everything before the voting. Investors are racing against time.”

Our target is ecologic sustainability

According to Chief Magistrate Kocaoğlu, Izmir is a peaceful city which aims to increase its quality of life by achieving natural and cultural sustainability. Kocaoğlu, who says that they are working towards a city that increases its quality of life with each day, states that ecological sustainability, is crucial at this point. Kocaoğlu, who adds that minimizing fossil fuel consumption is key in sustainable urban development, says, “Waste water in Izmir is disposed in an exemplary way and put to good use. We have prepared our project for the recycling of solid waste for energy production.” Kocaoğlu, who states that the relationship between citizens and easy access to nature and safe foods are also crucial elements in sustainability, says that Izmir has come a long way in this regard as the pioneer of organic production in Turkey.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

53


Müze / Museum

Güvenlik amacıyla yapıldı müze oldu Çeşme Kalesi, 505 yıllık tarihine meydan okuyan sağlamlığı, mimari yapısı ve medeniyetlerin izlerini taşıyan müzesi ile Çeşme’nin mutlaka görülmesi gereken değerlerinden biri. Fotoğraflar/Photographs : Onur Şan

54

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


Built for security purposes but is now a museum The Çeşme Castle is a must see in Çeşme with its 505 year sturdiness, architectural structure and museum.

B

atı Anadolu’daki deniz kıyıları, denizlerin Türk hakimiyetinde olmadığı 11 ile 16’ncı yüzyıllarda güvenli değildi. Özellikle kalesi olmadığı için Ege’deki korsanların ani saldırılarına açık olan bölgeler hiçbir zaman iskan edilmemişti. Bu nedenle bilinen şehir ve kasabalar, kıyıdan belirli bir mesafe içeride yer alıyordu. Urla, Seferihisar ve Sığacık gibi Çeşme de kıyıdan üç kilometre kadar içeride, bir saatlik yürüyüş mesafesinde bulunuyordu. Düşman saldırısına uğrayabilecek önemli bir faal liman olması ve limanda koruyucu herhangi bir savunma tesisi bulunmaması Çeşme’yi Venedik saldırısına uğrayan bölgeler arasına dahil etmişti. Ve Çeşme Limanı, 1472’de Venedik Donanması’nın saldırına uğradı. Sakız Adası ile önemli bir kapı olan geçite yönelen saldırı, Çeşme’nin o dönemde artık Batı Anadolu’daki önemli limanlardan birisi olduğunun kanıtıydı. Öyle ki bu saldırıdan sonra herhangi bir tedbir alınmamasına rağmen Çeşme’deki ticaret etkilenmedi. İkinci Bayezıt döneminde, Venedik ile 1499 yılında başlayan savaşta Osmanlı Devleti Adriyatik kıyılarında önemli başarılar kazanırken, Venedik buna Çeşme’ye ikinci kez saldırarak (1501) cevap verdi. Çeşme gibi önemli bir ticaret kapısının sık sık düşman saldırısına uğraması Türk devlet adamlarını savunma için çare aramaya itti. Sonunda kalenin yapımı için çalışmalar başladı. Osmanlı Padişahı II. Bayezıt tarafından, Aydın

Valisi Mir Haydar aracılığıyla, Mimar Ahmet oğlu Mehmet’e yaptırılan kale, 1508 ile 1509 arasında tamamlandı.

Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde anlattı

16’ncı yüzyıl başlarında Piri Reis’in haritasına işaretlenen kaleyi 1671’de gören Evliya Çelebi, ünlü eseri Seyahatname’de şöyle anlatmıştı: “Deniz kıyısında bir alçak kaya üzere; batı tarafı deniz, doğu tarafı bayırlı sahra ve dağdır… Kale içindeki hanelerin hepsi batı tarafından Sakız Adası’na doğru denize nazır elli adet toprak örtülü evlerdir. Dizdarı ve 185 neferi hep bunda otururlar. Kalesi dörtgen şekilli, taş yapılı Hoşa-bad kalesidir. Bu kale doğudan batı tarafına uzunlamasına olub boyu yokuş aşağı hendek kenarın-

B

etween the 11th and 16th centuries, the shores in Western Anatolia were not since they were not controlled by Turks. Regions open to pirate attacks in the Aegean didn’t have castles and they were never used a settlements. That is why cities and town were located further away from the shore. Just like Urla, Seferihisar and Sığacık, Çeşme was 3 kilometers away from the shore. The fact that the town was an active port and that it didn’t have any defensive structures at the port, included Çeşme in the regions attacked by the Venetians. The Port of Çeşme was attacked in 1472 by the Venetian Fleet. The attack that concentrated on the passageway to Chios Island further proved how important the port was in

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

55


ca iki yüz adımdır ve genişliği yüz elli adımdır. Bu hesap üzere kale çepeçevre yedi yüz adımdır. Üç tarafı derin hendektir. Lakin batı tarafı kayalarını deniz dövdüğünden hendeği yoktur. Kıbleye (güneye) bakan varoşa açılır sağlam demir kapası vardır. Hendek üzerinde zenberekli asma köprü ile geçilir köprü vardır. Bu kapu tarafı iki kat kale divandır. İç kalenin batıya nazır bir demir kapusu var ki, üzerinde tarihi yazılı olan kapudur. Bu kapudan içeri bir kat demir kapu daha vardır. İç kale böylece iki kat kapu olmuş olur. Bu iki kapunun üstünde Sultan İkinci Bayezıd’ın üst kat camii var.” Evliya Çelebi’nin tarifi gerçeği yansıtmaktadır. Dr. İ.Aydın Yüksel de kaleyi, 127 X 82 – 86 metre boyutlarında bulmuştu. Dar cephelerden tepe yönü daha kısadır. Evliya Çelebi’nin yeni yapıldığından söz ettiği iki yuvarlak burç, halen kalenin en alt bölümünü teşkil etmektedir. İç kale iki ana bölüm olup, ikinci bölme muhtemelen ikamet sahası idi. İlk saha ise, askeri kısım kabul edilir. 56

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Kaleden müzeye

Denize sıfır olarak inşa edilen ancak zaman içerisinde deniz doldurulduğu için şu anda önünde bir yol bulunan kale, yüzyıllar öncesinde değil de sanki dün yapılmış gibi sağlam. Kalenin güney cephesinde bulunan giriş kapısı, Osmanlı mimarisinin bütün özelliklerini taşıyor. Bu kapının yanı sıra iç kaleye geçilen iki kapı daha var. 1770 OsmanlıRus Savaşı’nda oldukça yıpranıp onarılan, Kırım Savaşı’ndan sonra ise askeri bir özelliği kalmayan kale bugün Çeşme Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Müze, ilk kez 1965 yılında İstanbul Topkapı Müzesi’nden getirilen silahlarla; silah müzesi olarak ziyarete açılmıştı. 1984 yılına kadar bu şekilde hizmet veren müzedeki silahlar, salondaki aşırı nemden dolayı oksitlenerek bozulmaya başladığından, İzmir Arkeoloji Müzesi’ne ve Ödemiş Müzesi’ne devredilmişti. Aynı teşhir salonu, 1964 yılından beri devam eden Ildırı (Erythrai) antik şehrindeki kurtarma kazılarından elde edilen eserlerin sergilenmesi ama-

Western Anatolia. Such so that trade in Çeşme wasn’t affected after the attack. While the Ottoman State recorded important victories in Adriatic shores during the war in 1499, the Venetians answered by attacking Çeşme again in 1501. Statesmen tried to find solutions to stop the enemy from attacking an important trade center like Çeşme. Finally, works began for the construction of the castle. The Çeşme Castle was commissioned by Ottoman Sultan Beyazıt II and built by architect Ahmet oğlu Mehmet and was finished in 1509.

Evliya Çelebi mentions it in his book

Here is how Evliya Çelebi described the castle, which was marked in the map of Piri Reis at the start of the 16th century, in his book Seyahatname: “The castle is located on a low rock; the sea is to its west and its east overlooks the plain and mountain. All of the houses inside the castle are on the west wing and overlook the sea. There are


Müzede 320’si arkeolojik, 126’sı etnografik eser ile 31’i sikke, toplam 477 adet eser sergileniyor.

There are 320

archeological, 126

ethnographical artworks, 31 coins, a total of 477 artifacts on display at the museum.

cıyla kullanılıyor. Bu bölümde pişmiş topraktan yapılmış olan tanrı ve tanrıça heykelleri, büstler, mermer heykeller, gümüş ve bronz sikkeler, altın varak, amphoralar gibi eserler sergileniyor. Barbaros Kulesi Sergi Salonu’nda ise Çeşme’nin Arkaik, Klasik, Helenistik Roma ve Doğu Roma dönemlerine ait, çoğunlukla pişmiş topraktan yapılmış; kap, kandil, heykelcik gibi arkeolojik objeler sergileniyor. Osmanlı-Rus Savaşı Sergi Salonu’nda ise; söz konusu deniz savaşına ait haritalar, savaşı anlatan kitaplar, afişler, bayraklar, madalyalar, sikkeler, batık Rus Amiral Gemisi’nde bulunan kılıç, manken askerler gibi o devre ait objeler sergileniyor. Kalenin dışında ise Osmanlı’ya ait toplar bulunuyor. Daha çok Erythrai, Çeşme ilçe merkezi Alaçatı ve Kalemburnu ve Çeşme Körfezi’nden çıkan 320’si arkeolojik, 126’sı etnografik eser ile 31’i sikke, toplam 477 adet eserin sergilendiği müze-

fifty houses covered in dirt. The castle warden and 185 soldiers all live here. The fortress is rectangular and made of stone. The fortress stretches sideways from the east to the west and its width is approximately 150 steps. There are deep trenches on three sides. It has a sturdy iron door that opens up to the south. There is a drawbridge above the trench. There is an iron door with an epigraph above it in the west of the inner fortress. A level above this door there is another iron door and the mosque is above these two doors.” Evliya Çelebi’s description is accurate. Dr. İ.Aydın Yüksel had also found the castle with the dimension 127 X 82 – 86 meters. The two bastions mentioned by Evliya Çelebi are the base of the fortress. The inner fortress consists of two main sections; the living quarters and the military section.

From castle to museum

The castle, which was built right next to the sea but now is on the roadside, still İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

57


Çeşme Kalesi, Osmanlı Padişahı II. Bayezıt

tarafından, Aydın Valisi

Mir Haydar aracılığıyla, Mimar Ahmet oğlu

Mehmet’e yaptırıldı.

The Çeşme Castle

was commissioned by

Ottoman Sultan Beyazıt II and built by architect Ahmet oğlu Mehmet.

deki en önemli eserler; 6 Temmuz 1770 tarihinde Çeşme Körfezinde yapılan Osmanlı - Rus Savaşı sırasında batan gemi ve kadırgalardan çıkan sualtı arkeoloji eseriyle, Rusya Federasyonu ndan getirilen bu olaya ait belgelerdir. Uluslararası Çeşme Müzik Yarışması ve Çeşme Festivali’ne ev sahipliği yapan kale, bu dönemde müzik ve tarihi buluşturuyor. Çeşme’ye denizden gelindiğinde ilk görülen yapılardan biri olan Çeşme Kalesi’nin her köşesinde bambaşka güzellikte kareler gizli. En tepesine çıkıldığında ilçeyi panoramik bir şekilde seyretme imkanı sunan kale, Çeşme gezisinde mutlaka ilk duraklardan biri olmalı. Pazartesi hariç haftanın 6 günü saat 08.30-12.00 ile 13.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Müze, Adnan Menderes Havalimanı’na 80, İzmir’e 72, Ilıca’ya 7, Alaçatı’ya 10 kilometre mesafede.

stands strong as if it was built recently. The entrance door on the southern front carries traces of Ottoman architecture. There are two additional doors for access to the inner fortress. The castle, which was renovated after the Ottoman-Russian War in 1770 and not used for military purposes after the Crimean War is now the Çeşme Archeology Museum. The museum was first opened as a weapons museum in 1965 with weapons brought over from Topkapı Museum. When the weapons started rusting because of high humidity they were sent to the İzmir Archeology Museum and the Ödemiş Museum. The same hall is now used to exhibit artifacts from Erythrai antique city. Terracotta statuettes, busts, marble statues, silver and gold coins and amphorae are on display in this section. In the Barbaros Tower Exhibition Hall, terracotta bowls, candelabrum and statuettes from the Archaic, Classic, Hellenistic and Roman periods are on display. In the Ottoman-Russian War Exhibition Hall, maps used in the war, books, f lags, medallions, coins and posters about the war and weapons used during the war are on display. Guns are displayed outside the castle. In the museum where a total of 477 are exhibited, underwater archeological relics from ships that were sunken during the war and documents brought over from the Russian Federation regarding the war are the most important artifacts. The castle also hosts the International Çeşme Music Competition and the Çeşme Festival.The castle, which is the first structure you will see when you get to the borough by sea, offers amazing views of the borough. The castle is open every day except Monday between 08.30-12.00 and 13.00-17.00. The museum is 80 kilometers from Adnan Menderes Airport, 72 kilometers from Izmir city center, 7 kilometers from Ilıca and 10 kilometers Alaçatı.

58

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


VillaSaray’da evinizin konforu, 5 yıldızlı hizmet ile buluşuyor. Palmiyeler içinde cennetten bir köşede, tatiliniz bir rüyaya dönüşüyor.

Erken rezervasyon fırsatları devam ediyor! Rezervasyon:

(232) 723 02 66

Çeşme, Türkiye İzmir Caddesi Saray Sokak Ilıca - Çeşme, Türkiye Tel: +90 (232) 723 02 66 Faks: +90 (232) 723 36 72 İzmir Tel: +90 (232) 484 65 88 İzmir Faks: +90 (232) 425 42 99 info@viltur.com www.viltur.com www.villasaray-vip.com

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

59


Söyleşi / İnterwiev

İzmir’in vitrini

Çeşme

Çeşme Kaymakamı İnci Sezer Becel, İzmir’in vitrini olarak tanımladığı Çeşme’nin son dönemde yapılan yatırımların tamamlanmasıyla turizmde çok daha iyi bir noktaya ulaşacağını söylüyor. Haber/News: Onur Şan

Çeşme, the showcase of Izmir The District Governor of Çeşme İnci Sezer Becel says that Çeşme will be develop further in the tourism sector when latest investments are completed.

60

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


Ç

B

embeyaz ince kumlu uzun sahilleri, berrak denizi, termal kaynakları, antik kentleri, tarihte en iyi şarapların yapıldığı bağları, ekstrem sporlara elverişli alanları ile dünyanın dört bir tarafından gelen turistleri ağırlayan Çeşme tam bir tatil cenneti. Çeşme Kaymakamı İnci Sezer Becel’e göre ise ilçe sahip olduğu tüm bu değerleriyle İzmir’in vitrini.

eşme, which welcomes tourists from all over the world with its white sandy beaches, crystal clear sea, thermal resources, antique cities, vineyards where the best wines are produced and extreme sports opportunities, is a real vacation paradise. According to the District Governor of Çeşme İnci Sezer Becel, Çeşme is the showcase of Izmir with all these assets.

Çeşme’ye yapılacak her yatırımın aynı zamanda İzmir’e yapılmış olduğunu belirten Becel, İlçenin gelişimi için atılan adımlarda doğal yapının korunmasının önemine değiniyor. Geçtiğimiz yıl yerli turist sayısı artarken yabancı turist sayısında yaşanan düşüşü ilçede sezonun kısa olması ve yatak kapasitesinin yetersizliğine bağlayan Becel, bu noktada çözümü alternatif turizmde görüyor. Becel, sezonunu geçtiğimiz günlerde açan Çeşme’de bu yılın geçtiğimiz yıla göre daha iyi geçeceğinden de umutlu. Çeşme’nin İzmir turizmindeki yeri ve önemi ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz? Becel: İzmir’i Çeşme, Selçuk ve Bergama olmadan düşünmek mümkün değil. Saymakla bitmeyecek kadar çok kültür ve turizm değerine sahip bir kent İzmir. Her biri ayrı güzel olan bu değerler aslında bir bütünün parçaları. Çeşme’ye gelirsek, ilçemiz İzmir’in vitrini. O nedenle Çeşme’ye yapılacak her yatırım aynı zamanda İzmir’e yapılmış oluyor. İzmir’in batıya açılan kapısı burası. Liman vesilesiyle hem Yunanistan’a hem de İtalya’ya açılıyor. Burada her türlü olanak var ama biraz daha desteklenmesi gerekiyor. Gelişimin de kesinlikle doğayı bozmadan sağlanması gerekiyor. Çünkü turistler doğallığını koruyarak gelişebilmiş yerleri tercih ediyor. Bu açıdan Çeşme’nin doğallığının korunmasını istiyoruz. İnsanlar Alaçatı’ya geliyorsa taş evlerden dolayı geliyor, büyük otellerden dolayı değil. O yapının da korunarak gelişmesi gerekiyor. 2012 yılında Çeşme’ye yaklaşık 400 bin turist geldi. İstatistiklere bakıldığında yerli turist sayısında artış yaşanırken yabancı turist sayısında düşüş oldu. Bunun sebebi nedir sizce?

Becel, who states that every investment made in Çeşme would be an investment for Izmir, points out to the importance of preserving the borough’s natural structure with each new investment. Becel, who links the decrease in foreign tourists last year to the shortness of the season and lack of beds, sees the solution in alternative tourism. Becel is hopeful that this year will be a better tourism season for Çeşme. What can you tell us about the place and importance of Çeşme in İzmir’s tourism? Becel: You can’t think of İzmir without Çeşme, Selçuk and Bergama. Izmir is a city that has too many cultural and touristic assets to mention. These assets, which are beautiful in their own way, are parts of a whole. As for Çeşme, it is the showcase of Izmir so every investment made in Çeşme would be an investment for Izmir. This is Izmir’s gateway to the west. It opens up to Greece and Italy via its port. We have everything here but we need more support. We need to develop while protecting our natural structure because tourists prefer places which have improved while retaining their originality. People come to Alaçatı because of its stone houses, not big hotels.

Çeşme Kaymakamı Becel,

ilçede kruvaziyer turiminin gelişmesi için karada da

turistlerin ilgisini çekebilecek cazibe merkezleri yaratılması gerektiğini söylüyor.

The District Governor

of Çeşme Becel says that

attraction points must be

created on land to improve

cruise tourism in the borough.

Becel: Geçen seneki istatistiklerden edindiğimiz bilgiler bu yönde. 2012’de ilçemize 150 bin civarında yabancı turist, buna karşın 350-370 bin civarında yerli turist gelmiş. Tabii özellikle son dönemde iç piyasada Alaçatı ile beraber Çeşme ilçesinin marka değerinin yüksek olması ve bilinirliği, iç turizmde

Nearly 400 thousands tourists came to Çeşme in 2012. According to statistics, there was an increase in domestic tourists but a decrease in foreign tourists. Why do you think that is the case? Becel: According to statistics, 150 thousand foreign tourists and around

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

61


370 thousand domestic tourists came to our borough last year. The high brand value of Çeşme and its triteness makes the borough more popular in domestic tourism. Foreign tourists don’t prefer us for a couple of reasons; first, the season is short and secondly, we don’t have enough quality beds. We have total of 18-20 thousand beds. In order to attract tours from foreign operators, we need more than 30 thousand beds. We are not there yet. The numbers I gave you include boutique hotels and pension. This number decreases exponentially when we look at facilities with tourism certificates.

Çeşme’yi daha popüler kılıyor. Yabancı turistler neden ilgi göstermiyor? Bunun aslında çeşitli sebepleri var. Birincisi deniz sezonunun kısalığından kaynaklanan bir durum yaşanıyor olması, ikincisi de nitelikli yatak kapasitesinin yeterli boyutlarda olmaması. Toplamda 18 – 20 bin civarında yatağımız var. Ama yabancı tur operatörlerinin bölgeye operasyon yapabilmesi için yatak sayımızın 30 binin üzerinde olması gerekiyor. Tur operatörleri, 30 bin yatağın olduğu yerlerde uçak kaldırmadan tutun da her türlü operasyonları yapabiliyor. Ama Çeşme’de şu an itibariyle o rakamlara ulaşılmadı. Benim verdiğim rakamlar butik otel ve pansiyonları da kapsıyor. Turizm belgeli işletmelere baktığımız zaman sayı iyice düşüyor. Çeşme turizminde 2013 nasıl bir yıl olacak sizce? Becel: 2013’ten daha umutluyum. Bu 62

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

yılın iyi bir geçeceğini ve bir çok açıdan bize tecrübe ve vizyon katacağını düşünüyorum. Şu anda inşaatı devam eden ve bitmek üzere olan 3-4 tane otel var. Bunların iki tanesi Alaçatı’da devam ediyor. Bölgede bir otel yatırımı daha yapılacak. İlçe merkezindeki otellerimiz kapasite büyütme çalışmalarını sürdürüyor. Bunlarla beraber Çeşme’nin yatak kapasitesi artıyor. Bir yandan da işletmelerin sezonu uzatmak için yürüttükleri çalışmalar var. Ne gibi çalışmalar yürütülüyor? Becel: Termal merkezler yapılıyor. Yatırımcılar, otelleri termal tesisleri de barındıracak şekilde planlamaya başladılar. Çeşme’de şu anda tam anlamıyla olmasa bile sınırlı şekilde termal turizm yapan iki tane otel var. Bu otellerin kış döneminde doluluk oranları diğer otellerle kıyaslandığında oldukça üst düzeyde. Bir çok otel kış aylarında kapanırken

What do you think the 2013 tourism season will be like in Çeşme? Becel: I am hopeful for 2013. I believe that we will have a good season and this season will bring us experience and vision. There are 3-4 hotels which are still in construction and about to be completed. Two of them are in Alaçatı. Another hotel chain will invest in the region. We are continuing to increase the capacity of hotels in the center of the borough. In the meantime, facilities are working on activities to extend the season. What kind of activities are we talking about? Becel: Thermal centers are being built. Investors have started planning their hotels to include thermal facilities. There are only two hotels in Çeşme that engage in thermal tourism. Their occupancy rate is high in the winter compared to other hotels. When many hotels were closed during the winter they stayed open and made a good profit. Now other hotels are reorganizing their concept for thermal tourism. This will extend the season and revitalize alternative tourism in Çeşme. Last year, the first cruise ship came to Çeşme. This year, 6 cruise ships are expected to come and bring 37 thousand tourists via 53 voyages. Are


Eşek Adası

onlar açık kaldılar ve kar ettiler. Şimdi diğer oteller de konseptlerini termal turizme uygun hale getirmeye başladı. Bu aynı zamanda sezonu uzatıp alternatif turizmi Çeşme’de canlandıracak bir uygulama. Geçtiğimiz yıl Çeşme’ye ilk kruvaziyer gemisi geldi. Bu yıl içinde de 6 kruvaziyer gemisinin 53 sefer yaparak 37 bin turist getirmesi bekleniyor. Peki Çeşme’de kruvaziyer turizmine yönelik alt yapı çalışmaları tamamlandı mı, ilçe bunu kaldırabilecek seviyede mi? Becel: Çeşme’de kruvaziyer turizmi ilk defa geçen sene başladı. Geçen yıl için 33 sefer planlanmıştı ama iptallerden dolayı ancak 11 sefer gerçekleştirilebildi. İptallerin de çeşitli sebepleri vardı; iskelenin yeterli uzunlukta olmaması bunlardan biriydi. Biliyorsunuz orası özel bir liman. Ulusoy bu yıl iskelesini

infrastructure works ready in the borough for cruise tourism? Becel: Cruise tourism began in Çeşme for the first time last year. 33 voyages were planned last year but only 11 were realized because of cancellations. There were a couple of reasons for these cancellations; the inefficient length of the pier was one of them. As you know, that is a private port. Ulusoy increases its pier from 150 meters to 300 meters so that problem has been solved. Çeşme Port is a small port so we made the necessary plans as cruise tourism began. We took the necessary steps to make passport controls short and quick but we will see the fruits of this labor in upcoming seasons. Ulusoy is working hard to improve cruise tourism in the borough. Today, it looks like our biggest deficiency is the lack of a passenger hall

but we will build one in a short time. We don’t expect a soar in cruise tourist overnight. This needs time and hard work. But as for the feedback we have received, Çeşme is regarded as one of the best ports visited. But only a port isn’t enough for cruise tourism, we need attraction points on land as well. Ildırı Erythrai excavation site is the most popular destination. If excavation works are accelerated and people will have more things to see, the region will become even more popular. Also, the Çeşme Castle is an important attraction point. Our bazaar could become more attractive with new alleys. Ecotourism is a very popular trend nowadays. Are there any works in progress regarding ecotourism? Becel: The Çeşme Peninsula is very

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

63


150 metreden 300 metreye çıkardı, dolayısıyla bu engel ortadan kalktı. Çeşme Limanı küçük bir liman. Dolayısıyla kruvaziyer turizmi ilk başladığı andan itibaren gerekli planlamaları yaptık. Yolcuların pasaport kontrollerinin çakışmaması ve işlemlerin uzamaması için gerekli önlemleri aldık ama bu çalışmaların sonuçlarını uzun dönemde göreceğiz. Ulusoy da ilçede kruvaziyer turizminin gelişmesi için çok çaba sarfediyor. Şu anda en büyük eksiğimiz yolcu salonu olarak görünüyor. Orada yapılacak olan yeni bir salonla o eksiği de gidereceklerini düşünüyorum. Bu yıl çok büyük sıkıntı yaşamayacağız. Tabii ki birden bire kruvaziyer yolcusunun artmasını bekleyemeyiz. İzmir’de bile birden bire olmadı, bir emek gerekiyor. Ama bizim aldığımız geri dönüşümlerde Çeşme gidilen en iyi limanlardan birisi olarak gösteriliyor. Kruvaziyer turizmi için sadece geminin yanaşmasını sağlayacak bir limanın olması yetmiyor. Aynı zamanda karada da turistlerin ilgi gösterebileceği cazibe merkezleri yaratmanız lazım. Ildır Erythrai kazı alanı en çok ilgi çeken destinasyon. Oradaki kazı çalışmalarının daha hızlı yürümesi ve bölgeye giden insanların göreceği daha çok şeyin olması bölgenin cazibesini artıracaktır. Aynı zamanda Çeşme Kalemiz önemli bir cazibe merkezi. Çarşımız belki yeni açılacak sokaklarla biraz daha hareketlenebilir. Çağımızın turizm trendlerinden biri de ekoturizm. Çeşme’de bu alanda çalışmalar yürütülüyor mu? Becel: Çeşme Yarımadası’nda doğa o kadar zengin ki. İlçenin turizm değerleri sadece denizle sınırlı değil, bitkilerimiz, termal kaynaklarımız ve daha birçok değerimizle turizmin farklı alanlarında hizmet sunabilecek potansiyele sahibiz. Ancak bunların hepsinin planlanması gerekiyor. Devam eden planlama çalışmaları var. Turizm bölgesi ilan edilmiş alanlarda bu çalışmalar sürüyor. Bu planların bitirilmesiyle de Çeşme’de turizmin çok ciddi bir atılım yapacağını düşünüyorum. Çifitlik ve Alaçatı, doğal 64

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Alaçatı

yapısı ve otlarıyla ekoturizme elverişli bölgeler. Çeşme aynı zamanda dünyanın en büyük üçüncü sörf merkezine sahip. İlçenin futbol ve golf açısından da önemli bir potansiyele sahip olduğu konuşuluyor. Bu potansiyel spor turizminde yeterince değerlendiriliyor mu sizce? Becel: Alaçatı, yelken, sörf, rüzgar sörfü, uçurtma sörfü açısından oldukça uygun bir bölge. Aynı zamanda golf sporu açısından da çok ciddi bir potansiyele sahip. Bu spor Türkiye’de yalnızca Antalya ve İstanbul’da yapılabiliyor. Çeşme’de uçsuz bucaksız tepeler var, oralarda golf alanlarının yapılması ilçeye çok ciddi bir dinamizm kazandıracaktır. Golf müşterisinin ilçe ekonomisine daha fazla katkısı olacaktır. Ayrıca Çeşme’nin tıpkı Antalya gibi spor kulüplerinin kamp için tercih ettiği bir bölge olmaması için hiçbir sebep yok. Üstelik artık ulaşımda da çok iyi bir noktadayız. Geçen yıl Alaçatı’ya deniz uçağı seferleri başladı. İstanbul’dan 1 saat 20 dakikada buraya gelme şansınız var. İstanbul’da bir yerden bir yere gidemezken bu kadar kısa sürede Alaçatı’ya gelmek mümkün.

rich. We have the potential to serve in various types of tourism with our plants, thermal resources and many other assets. But all these need planning. There are works in progress in areas which have been declared tourism regions. After these are concluded, Çeşme will be a whole other touristic destination. Çiftlik and Alaçatı are ideal places for with their natural structure and plants. Çeşme also harbors the world’s third biggest surf center. People say that the borough also has an important potential in football and golf. Are these put to good use in sports tourism? Becel: Alaçatı is an ideal place for sailing, surf, windsurf and kite surfing. It also has a serious potential for golf. Golfing is only popular in Istanbul and Antalya in Turkey. We have vast hills and building golf courses there will add serious dynamism to the borough. And golfers will contribute greatly to our borough’s economy. In addition, there is no reason why Çeşme can’t be a place where football clubs camp. We are in a great place when it comes to transportation. Last year, seaplanes started voyages in Alaçatı. You can be here in 1 hour and 20 minutes from Istanbul.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

65


Ayın konusu / Subject of the month

İzmir sağlık turizminde

çıtayı yükseltti

Dünya genelinde tedavi amacıyla yapılan seyahatler giderek artarken EXPO 2020 adaylığını “Daha iyi bir dünya için yeni yollar/Herkes için sağlık” teması ile yürüten İzmir, sağlık turizmi alanında atağa geçti. Haber/News: Derya Şahin

İzmir has raised the bar in health tourism Izmir, which continues its EXPO 2020 candidacy with the slogan “New Roads for a Better World/Health for Everyone”, has increased its activities in health tourism.

D

ünyada sağlık kavramının önem kazanmasıyla birlikte sağlık turizmi yükselen bir trend olmaya başladı. Batı ülkelerinde tıbbi tedavilerin pahalı olması, uzun bekleme süreleri, Doğu ülkelerinde ise yeterli tıbbi olanakların bulunmaması gibi nedenlerle, sağlıklarına kavuşmak amacıyla başka ülkelere giden insanların sayısı her geçen gün artıyor. Sağlık turizmi, bir yandan daha uygun fiyata daha kaliteli tıbbi hizmet olanağı sağlarken bir yandan da farklı mekânları ve kültürleri tanıma şansı sunması nedeniyle son yıllarda büyük ilgi görüyor. 2010 yılında tüm dünyada 100 milyar dolarlık bir pazar oluşturan sağlık turizmi alanında Türkiye, sahip olduğu kaliteli sağlık kuruluşları, tıbbi teknoloji, uzman personel, uygun fiyatlar, diğer turistik özellikleri ve konaklama imkanları ile uluslararası alanda rekabet için önemli özelliklere sahip bir destinasyon olarak dikkat çekiyor. 66

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Türkiye, Avrupa’dan yüzde 70 daha ucuz

İnsanoğlu, temel hak ve ihtiyacı olan sağlığına kavuşmak için yaşadığı yerden çok uzaklara da gidiyor. İşte bu şifa arayışı sağlık turizminin temelini oluşturuyor. Bu arayışta duraklar kimi zaman kaplıca veya termal tedavi merkezleri, kimi zaman da estetik cerrahi operasyonlar, organ nakli, diş tedavisi, fizik tedavi ve rehabilitasyon gibi hizmetlerin verildiği sağlık kuruluşları oluyor. Sağlık turizmi, uluslararası hasta potansiyelini kullanarak sağlık kuruluşlarının büyümesine olanak sağlayan bir turizm türü. 90’lı yıllardan itibaren ciddi bir gelişme gösteren sağlık turizminde kaliteli hizmeti uygun fiyata sunan ülkeler tercih ediliyor. Kendi ülkelerinde aradıkları sağlık hizmetini uygun fiyatlara bulamayan insanlar, seyahat olanaklarının artması ile farklı ülkelere gidiyor.

H

ealth tourism became a rising trend after health became an important concept in the world. People are choosing other countries since health care is expensive in western countries and there aren’t sufficient health services in eastern countries. While health tourism provides quality health services with acceptable prices, guests get the chance to experience different places and cultures. Turkey stands out as a special destination with its quality health facilities, medical technology, expert personnel, acceptable prices and other touristic assets in health tourism which generated 100 billion dollars globally in 2010.

Turkey is 70% cheaper than Europe

People go to faraway places for treatment and health and this need is the ba-


Sağlık turizmi günümüzde 3 temel başlık altında incelenebilir: Medikal turizm: “Hastalığın iyileştirilmesi” kavramı içinde tıbbi check-up, sağlık taraması, diş tedavisi, kalp ameliyatı, protezler, kanser tedavisi, nöroşirurji, transplantasyonlar gibi tıbbi işlemler. Termal ve SPA-wellness turizmi: Klimatizm (temiz havadan yararlanma), termalizm (kaplıca) ve üvalizm (meyve-sebze kür tedavisi) gibi işlemler. İleri yaş ve engelli turizmi: Ülkemizdeki ve Avrupa’daki giderek yaşlanan nüfus ve engellilere yönelik turizm etkinlikleri.

Türkiye fark yaratıyor

Türkiye son yıllarda sağlık alanında geçirdiği değişim ve dönüşümün bir sonucu olarak sağlık turizmi alanında önemli bir destinasyon haline geldi. Özellikle estetik operasyonlar, diş ve göz tedavileri, tüp bebek uygulamaları alanında öne çıkan Türkiye’de, sağlık hizmetlerinin

Avrupa’ya oranla yüzde 70 oranında daha ucuz ve güvenli olduğunun farkına varan Avrupalılar artık Türkiye’yi tercih etmeye başladı. Sağlık hizmetlerinin değişik tatil paketleriyle birlikte sunuluyor olması da Türkiye’yi cazip kılan unsurların başında geliyor. Türkiye’den yurtdışına sağlık amaçlı giden vatandaş sayısı giderek azalırken, yurtdışından ülkemize gelen gurbetçiler ve yabancıların sayısının son 6 yılda giderek arttığı ve buna bağlı olarak ülkemizde harcadıkları para miktarının 2,5 katına çıktığı görülüyor. Türkiye’ye 2008 yılında gelen yabancı hasta sayısı 74 bin 93 iken, 2010 yılında 109 bin 678’e ulaştı. Yüzde 48’lik bir artışı ifade eden bu rakamlar hem diğer turizm çeşitlerinin tümünün hem de dünya sağlık turizmi artış oranının üzerinde. Bu artışın, kamu sektöründe yüzde 20, özel sektörde ise yüzde 25 dolaylarında gerçekleştiği görülüyor.

sis of health tourism. This need sometimes takes people to spas or thermal healing centers and sometimes to health facilities that provide aesthetic operations, organ transplants, dental care and physical therapy. Health tourism is a type of tourism that enables health facilities to grow by using international patient potential. Countries that offer quality services with acceptable prices are usually preferred in health tourism which has improved exponentially since the 90’s. Today, health tourism can be evaluated in three main categories: Medical tourism: Includes medical check-ups, dental care, heart surgery, prosthesis, cancer treatment, neurosurgery and transplants. Thermal and SPA-wellness tourism: Includes acclimatization, thermal treatments and special diets and cures.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

67


Türkiye’de sağlık

hizmetlerinin Avrupa’ya

oranla yüzde 70 oranında

daha ucuz ve güvenli olması

önemli bir tercih sebebi.

Guests prefer Turkey

because health services are

70% cheaper and safer

compared to Europe.

Bunda kitlesel turizmin harcama düzeyi düşükken, sağlık turizminin de içinde olduğu özel pazar dilimlerine hitap eden turizm türlerinin bireysel harcama düzeylerinin yüksek olmasının etkisi büyük.

Sağlık turizmine devlet desteği

Türkiye’de sağlık turizmi devlet tarafından da destekleniyor. 25 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi Hakkındaki Tebliğ’’ sağlık turizminin gelişimi açısından çok önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Sağlık turizmine yönelik önemli teşvikler getiren tebliğ, pazara giriş desteği, yurt dışından gelen hastaların uçuş giderleri, yurt dışı tanıtımları, çalışanların yurt dışında katıldığı toplantılar, dijital pazarlama faaliyetleri, yurt dışında hastane-ofis açma ve uluslararası akreditasyon giderlerini kapsayan alanlarda önemli destekler sunuyor. Sağlık turizmi alanında Türkiye’yi cazibe merkezi haline getirmeyi amaçlayan tebliğde, Türkiye’de yerleşik olup döviz kazandırıcı hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren sağlık turizmi şirketleri ve sağlık kuruluşlarının, ağırlıklı olarak yatırım ve tanıtım ile ilgili olan giderlerinin bir kısmının, belirli kıstaslar ve oranlar dâhilinde devlet tarafından karşılanması öngörülüyor. Destek 68

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Senior and disabled tourism: Includes touristic activities geared towards senior citizens and handicapped people.

Turkey makes a difference

Turkey has become an important health tourism destination thanks to the latest developments in the health sector. Europeans, who have realized that health services in Turkey are 70% cheaper and safer compared to Europe, now prefer Turkey. The fact that health services are offered with various holiday packages makes Turkey more attractive than other countries. While the number of Turkish people who go abroad for health services decrease, the number of foreigners coming to Turkey have increased in the last 6 years, thus increasing the money they spend here. In 2010, 109, 678 people came to Turkey for health services while this number was 74, 093 in 2008. This 48% increase is above the health tourism increase rate in the world.

Government support for health tourism

“The Edict Regarding the Support of Service Trade that brings foreign currency” is regarded as a very important

step in the improvement of health tourism in Turkey. The edict, which brings important incentives regarding health tourism, offers important support for market entry, f light costs of foreign guests, international advertisements, international meetings and international accreditation. With the edict, which aims to make Turkey an attractive destination in health tourism, the government will pay a part of the costs which are geared towards health tourism. Here are some of the costs that will be supported by the government: • Costs regarding reports about the sector, international laws and investment, • Costs of international fairs, congresses, conferences, sponsorships, advertising, consultancy or organizational, • Attendance fees regarding international fairs, congresses or conferences, •Ad costs in search engines, • Rental costs of offices abroad, • Costs of certif icates and accreditations needed for harmonization with international accords, • Consultancy costs preapproved by the Ministry of Economy.

İzmir is assessing its potential

İzmir is one of the cities that have an important potential in health tourism.


uygulamasına konu olabilecek giderler şu şekilde sıralanıyor: • Sektör, ülke, uluslararası mevzuat veya yatırım konularında satın alınacak veya hazırlatılacak raporlara ilişkin giderler, • Yurtdışında düzenlenen fuar, kongre, konferans ve/veya bağımsız tanıtım programı kapsamında yapılan tanıtımlara ilişkin sponsorluk, reklam, tanıtım, danışmanlık ve organizasyon giderleri, • Yurtdışında düzenlenen fuar, kongre veya konferanslara ilişkin katılım maliyetleri, • Arama motorlarında (Google gibi) yapılacak, arama ağı reklamları da dâhil olmak üzere reklam ve tanıtım giderleri, • Doğrudan veya dolaylı olarak yurtdışında açılan birimlerin kira giderleri, • Uluslararası teknik mevzuata uyum sağlamak veya yurtdışı pazarlara girmek amacıyla alınan belge, sertifika veya akreditasyona ilişkin alım, yenileme ve danışmanlık giderleri, • Ekonomi Bakanlığı’nın ön onay verdiği konularda satın alınacak danışmanlık hizmetlerine ilişkin giderler.

İzmir potansiyelini belirliyor

İzmir, Türkiye’de sağlık turizmi alanında önemli potansiyele sahip kentlerin başında geliyor. Ancak İzmir’in sahip olduğu potansiyel düşünüldüğünde sağlık turizminden yeterince pay alamadığı görülüyor. Sağlık Bakanlığı 2011 Yılı Medikal Turizm Araştırması’na göre İzmir, başlıca tıbbi dallarda yurtdışından gelen hasta sayısı bazında yüzde 3’lük payla İstanbul, Kayseri, Adana, Gaziantep, Ankara ve Antalya’dan sonra yedinci sırada yer alıyor. Türkiye’nin en köklü ve gelişmiş tıp fakülteleri ve hastanelerini barındıran, sektörde yetişmiş insan kaynağına ve kaliteli turizm altyapısına sahip İzmir’in yüzde 3’lük payı kentin sağlık turizm pazarından yeterince faydalanamadığını gösteriyor. İzmir kamuoyundaki “sağlık turizmi = termal turizm” algısı, var olan yatırımlardan daha yüksek katma değer sağlanabilecek medikal turizm sektörünün gözden kaçırılmasına neden oluyor. Oysa Sağlık Bakanlığı 2011 Sağlık Turizmi raporuna göre, termal turizme

kıyasla daha genç bir sektör olmasına rağmen, Türkiye’nin sağlık turizmi gelirlerinin yaklaşık yüzde 30’u medikal turizm sektöründen sağlanıyor. İzmir’de EXPO 2020 adaylığı sürecinde önemi artan sağlık turizminin geliştirilmesi için son dönemlerde önemli çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmalardan en önemlisi Ege Sağlık Kuruluşları Derneği tarafından İzmir Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle hazırlanan İzmir Sağlık Turizmi Sektör Analizi Projesi raporu. Bu araştırma raporu, İzmir’in sağlık turizmi konusunda neler sunabileceğini, İzmir’deki sağlık kuruluşlarının sağlık turizmi için ne ölçüde hazırlıklı olduklarını, İzmir’e gelen yabancı hastaların aldıkları hizmetten

However, Izmir doesn’t receive its fair share from the sector. According to the Ministry of Health’s 2011 Medical Tourism Report, İzmir is seventh on the list of cities receiving foreign guests for health services with 3% share after İstanbul, Kayseri, Adana, Gaziantep, Ankara and Antalya. This clearly shows that Izmir, which harbors Turkey’s oldest and most advanced medical faculties and hospitals, doesn’t take enough shares from the health tourism sector. The perception of health tourism= thermal tourism in the city prevents Izmir from missing the big picture, which is medical tourism. According to the report of the Ministry of Health 30% of

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

69


memnuniyet durumlarını bir arada görmek amacıyla planlanarak 3 ay gibi kısa bir sürede tamamlandı. Çalışma sonucunda projeye katılan İzmir’deki sağlık kuruluşları hakkında derli toplu bir veri tabanı elde edilerek bu veri tabanından yararlanarak “İzmir Sağlık Turizmi Sektör Analizi Raporu”, “İzmir Sağlık Turizmi Rehberi” ve “İzmir Sağlık Turizmi Web Sayfası” oluşturuldu.

Hem sağlık hem tatil

İzmir Sağlık Turizmi Sektör Analizi Raporuna göre; İzmir’de 178’i SGK’lı hastalara hizmet veren toplam 191 resmi ve özel sağlık kuruluşu bulunuyor. Kentin toplam yatak kapasitesi 11 bin 825, yoğun bakım yatak kapasitesi bin 300, toplam ameliyathane sayısı ise 159. Üçü resmi, üçü ise özel olmak üzere toplam 4 üniversite hastanesi ile buralarda görev yapan akademik kadrolar da göz önüne alındığında İzmir’in sunabileceği sağlık hizmetinin büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor. Raporda İzmir’in her alanda olduğu gibi sağlık alanında da Ege Bölgesi’nin başkenti konumunda olduğuna dikkat çekilirken kaliteli ve ucuz tedavi ola70

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

naklarından yararlanmak üzere kente gelen kişilerin bir yandan da keyif li bir tatil yapabileceği belirtiliyor. Rapora göre İzmir’de uluslararası alanda en çok bilinen hastane standardı olan JCI’a akredite olmuş 2 hastane bulunuyor. Projeye katılan sağlık kuruluşları içinde ISO 9000 gibi ulusal düzeyde sertifikasyona sahip sağlık kuruluşu oranı ise yüzde 37. Projeye katılan 26 hastanenin tümünde Hasta Güvenliği Yönetmeliği uygulamalarının gerçekleştirildiği görülüyor. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın hastane kalite hizmet standartları gereği kurulması gereken enfeksiyon kontrol, akılcı ilaç ve ilaç güvenliği, kalite yönetim birimi, eğitim, tesis yönetimi ve güvenliği, hasta güvenliği ve çalışan güvenliği komitelerinin özel, kamu veya üniversite hastanesi fark etmeksizin hepsinde kurulmuş olduğu ortaya konuyor. Yani İzmir’deki sağlık kuruluşları, yüksek standartta sağlık hizmeti sunuyor. Araştırma raporundan elde edilen bir diğer sonuç ise, Türkiye’nin daha çok Orta ve Doğu Avrupa ile Ortadoğu’dan gelen medikal turistler için cazip olduğu. Burada kültürel yakınlık, dil ve coğrafi bariyerlerin

Turkey’s health tourism revenues come from medical tourism. Many important works are being undertaken in Izmir to improve health tourism. The most important one is the Izmir Health Tourism Sector Analysis Project report, which was prepared by the Aegean Health Facilities Association and supported by the Izmir Development Agency. This report, which was prepared to asses if the health facilities in Izmir were ready for health tourism, what they could offer and if the patients were happy with the service they received, was finished in only 3 months. A complete database was established after the report and Izmir Health Tourism Sector Analysis report, the Izmir Health Tourism Guide and the Izmir Health Tourism Website was prepared.

Health and vacation

According to the report, there are a total of 191 private and public health facilities in Izmir. The city has a total of 11, 825 beds, 1300 ICU beds and 150 operating rooms. Izmir can offer great health services with its 4 university


düşük olmasının etkisi büyük. Ancak Türkiye’nin medikal turizmdeki kalitesinin yüksekliği Batı Avrupa ve ABD tarafından yeterince bilinmediğinden, Batılı hastalar, standartları Türkiye’ye göre düşük olmasına rağmen Hindistan, Tayland, Tayvan ve Malezya gibi ülkeleri seçiyor.

Kamu-özel sektör işbirliği şart

Raporda sağlık turizmi alanında İzmir’in sahip olduğu avantajlar ve dezavantajlarını da ortaya koyuyor. Deneyimli akademik kadrolara, geniş sağlık hizmeti olanaklarına ve yüksek standartta sağlık kuruluşlarına sahip olan İzmir’in avantajları; Avrupa’ya ve Ortadoğu’ya ulaşım kolaylığı, ılıman iklimi, düşük sağlık hizmeti, konaklama ve ulaşım maliyetleri olarak sıralanırken, tanıtım eksikliği ve kamu ile özel sektör temsilcilerinin işbirliği içerisinde olmaması ise kentin dezavantajları arasında gösteriliyor. İzmir’in sağlık turizminden yeterli payı alabilmesi için kamu ve özel sektör işbirliğinin önemine değinilen rapordaki veriler ışığında kentte sağlık turizminin geliştirilmesi için yapılması gerekenler ise şu şekilde sıralabilir: • Yabancı hastaların aldıkları hizmet konusunda bilgilendirilmesi amacıyla en çok kullanılan yabancı dillerde onam formları hazırlanmalı ve bunları kullanacak personel eğitilmeli, • Sağlık personelinin hasta memnuniyetini arttıracak mahremiyete saygı, yabancı hastayla iletişim vb. konularda eğitimi için yeni projeler hazırlanmalı, -Sağlık personeli ve diğer yardımcı personel, en çok kullanılan yabancı dillerde temel iletişimi sağlayacak düzeyde dil eğitimi almalı, bu amaçla projeler yürütülmeli, • Hasta memnuniyetini arttırıcı ek olanaklar (internet, uluslararası telefon, hastanın sorunsuz transferi, farklı yemek ihtiyacı, kişisel bakım olanağı, taburcu sonrası bakım vb) için sağlık kuruluşları düzenlemeler yapmalı, • Sağlık kuruluşlarında ulusal ve uluslararası alanda hasta kabulünü kolaylaştıran, kalite arttırma çalışmaları ya-

hospitals. The report states that Izmir is also the capital city of health in the Aegean Region and that it can also offer great vocational possibilities in addition to health services. According to the report, there are 2 hospitals in Izmir that have been accredited to JCI, the best known hospital standard. 37% of the health facilities that are included in the project have ISO 9000 international certificates. Patient Safety Applications are in place in all 26 hospitals that are included in the project. In addition, all the hospitals have infection control, medicine safety, quality management and employee safety committees. In short, health facilities in Izmir offer high standard health services.An-

other result the report yielded was that Turkey was most attractive to people from Middle and Eastern Europe and the Middle East. This is mostly because of the cultural vicinity and low barriers in geography and language. But because health services in Turkey are not well known in Western Europe and the US, patients from these regions prefer India, Thailand, Taiwan and Malaysia even though their standards are lower than Turkey.

Public-private sector cooperation is crucial

The report also establishes the advantages and disadvantages of Izmir in health tourism. The advantages of Izmir, which has expert medical staff, diverse health

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

71


services and high quality facilities are; easy access from Europe and the Middle East, agreeable weather conditions, cheap health services and low travel costs. However, lack of advertising and the lack of cooperation between the public and private sector are the disadvantages of Izmir Here is what needs to be done to improve health tourism in Izmir in accordance with the date presented in the report:

pılmalı, bu konudaki teşvik programları hakkında sağlık kuruluşları bilgilendirilmeli ve yönlendirilmeli, • Yurtdışında İzmir’in sağlık turizmi olanaklarının tanıtımı için sağlıklı ve sürekli güncellenen bir veri tabanı oluşturulmalı, • Yurtdışı tanıtım ve pazarlama amaçlı yeni projeler uygulanmalı, • Yaşlanan Avrupa nüfusunun İzmir’deki kaliteli sağlık hizmetlerine ulaşması için sağlık kuruluşlarımızın altyapıları geliştirilmeli ve yurtdışı tanıtım çalışmalarında bu hedef kitleye tanıtım yapılmasına öncelik verilmeli, tanıtım faaliyetlerinde Almanya, Hollanda, Avusturya, Fransa gibi Türk asıllı vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı Avrupa ülkeleri ilk hedef olarak seçilmeli, • Yabancı hastaların bağlı olduğu sigorta kuruluşları ile iletişim kanalları kurulmalı, yabancı ülkedeki sağlık kuruluşu ve sigorta kuruluşları ile yabancı hastanın sağlık durumu konusundaki bilgi alışverişinin sağlıklı süreçlerle yönetilmesi için İzmir’deki sağlık kuruluşları kendilerini geliştirmeli. 72

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

“Döviz Kazandırıcı

Hizmet Ticaretinin

Desteklenmesi Hakkındaki Tebliğ” Türkiye’de sağlık turizminin

gelişimi açısından çok

önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

“The Edict Regarding the Support of Service

Trade that brings foreign currency” is regarded as

a very important step in

the improvement of health tourism in Turkey.

• Forms in foreign languages must be published in order to inform patients about the services they receive and the personnel that will use these forms must be trained accordingly, • New projects must be prepared regarding educating the health personnel about bedside manners and commutation with foreign patients, • Medical personnel must receive education in foreign languages to communicate with patients, • Health facilities need to reorganize to offer additional services for patient satisfaction such as internet access, international phone lines, worry free transfer, different dietary needs and care after discharge, • Health facilities need to work on ways to make admittance easy and more efficient and health facilities need to be informed of incentives regarding this situation, • A healthy and up to date database needs to be established to advertise Izmir’s health tourism offers, • New projects must be applied for international advertising and marketing, • Health facilities need to improve their infrastructures to cater to the needs of senior citizens in Europe and must concentrate their international advertising on this target market. Advertising efforts must concentrate on European countries with high Turkish population such as Germany, Holland, Austria and France, • A communication link must be established with the insurance agencies affiliated with foreign patients and health facilities need to improve in communicating with foreign health facilities to exchange information about the health situation of their patients.


“Sağlık turizmi yasal düzenlemelerle taçlandı” İzmir Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Behzat Özkan, sağlık turizmi alanındaki çalışmaların, sağlıkta yeniden yapılanma kapsamında yapılan yasal düzenlemelerle taçlandırıldığını söylüyor. Sağlık Bakanlığı’nın yerelde daha özerk yapılanmaya başladığını belirten Prof. Dr.Özkan, İzmir’in EXPO 2020’yi alması durumunda bu sürecin daha kısa sürede sonuçlanacağına dikkat çekiyor. İzmir’in EXPO 2020’ye sağlık temasıyla aday olmasının hem bu alanda hizmet veren kurum ve firmalar hem de kent için büyük bir şans olduğunun altını çizen Prof. Dr.Özkan, “ EXPO İzmir’in sağlık alanında çıtasını yükseltecek. Kentte sağlık alanında yapılacak yatırımlar hızlanacak, İzmir yatırım görecek. Bu organizasyon hem yurtiçinden ve yurtdışından gelecek insanlara sağlık hizmeti sunulması hem de kulvarın geliştirilmesi bakımından çok önemli bir fırsat. Biz de İzmir Güney Kamu Hastaneleri Birliği olarak bünyemizdeki 12 devlet hastanesi, bir diş hastanesi ve birkaç ay içerisinde tamamlanması planlanan Gaziemir Devlet Hastanesi’nde yürüttüğümüz çalışmalar ile EXPO 2020 sürecine hazırlanıyoruz” diyor.

Prof. Dr. Behzat Özkan

Prof. Dr.Özkan, İzmir’in sağlık turizminde çok önemli dinamiklere sahip olduğunu, bunların bir an önce harekete geçirilmesi gerektiğini belirterek bu noktada yapılması gerekenleri de şöyle özetliyor: “İzmir’de sağlık hizmeti üniversiteler, sağlık bakanlığı hastaneler ve özel hastaneler tarafından yürütülüyor. Bunlar birbirini tamamlayan kurumlar. Ancak kurumlar arasında entegrasyon yok. Bu entegrasyonun sağlanması kentte sağlık turizminin gelişimi açısından çok önemli. Bunu yanı sıra İzmir’de ulaşım ve otelcilik hizmetlerimizin de iyileştirilmesi gerekiyor. En gelişmiş Batı ülkeleri dahi hem kalite hem de hız anlamında bizim vatandaşımızın ulaştığı sağlık hizmetine ulaşmış değil. Bunun kıymetini bilip, iyi değerlendirmeliyiz.”

“Health tourism crowned with legal regulations” The General Secretary of the Izmir Southern Public Hospital Association Prof. Dr. Behzat Özkan says that works regarding health tourism were crowned with new legal regulations in the health sector. Prof. Dr. Özkan, who stated that the Ministry of Health was switching to a more autonomous structuring locally, says that this process will be finalized quicker if Izmir secures the bid to host EXPO 2020. Prof. Dr. Özkan, who states that Izmir’s EXPO 2020 theme, health, is a big chance for both the city and the medical institutions serving in Izmir, says, “EXPO will raise the bar in health for Izmir. Investments in health will accelerate. This organization is a big opportunity to improve the sector and offer health services to domestic and international patients. As the Izmir Southern Public Hospital Association we are also getting ready for the EXPO 2020 process with the 12 public hospitals, one dental hospital and the Gaziemir State Hospital, which will be completed shortly”. Prof. Dr. Özkan, who says that Izmir has very important dynamics in health tourism, adds that these needs to be mobilized as soon as possible and continues: “Health services in Izmir are provided by universities and public and private hospitals. This is a chain but there is no integration between these institutions. This integration is crucial for the improvement of health tourism in the city. In addition, we need to improve transportation and accommodation. Our citizens receive cheaper and quicker and health services compared to even the most advanced Western countries. We need to know how lucky we are and take advantage of the situation.” İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

73


İzmir, Akdeniz havzasının sağlık başkenti olacak” İzmir Kuzey Bölgesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Nuri Dilek, yeni yapılan yatırımlarla İzmir’in sağlık alanında Akdeniz havzasının sağlık başkenti haline geleceğini söylüyor. Prof. Dr. Dilek, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı bir araştırmaya göre başlıca tıbbi dallarda yurtdışından gelen hasta sayısı bakımından yedinci sırada yer alan İzmir’in bu sıralamada ikinci sıraya kadar çıkabilecek potansiyele sahip olduğunu belirtiyor ve bunun için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: “İzmir’in sağlık turizminde istenilen noktaya ulaşması için öncelikle yurt dışı uçuşlarımızı artırmamız lazım. Ayrıca yurt dışındaki şirketlerle temas kuracak bir organizasyon oluşturulması şart. Buraya gelen hasta profiline göre dil bilen eleman sayısının da artırılması gerekiyor. Tabii bir de kurumsal alt yapılarımızı düzeltmeliyiz. Bu noktada şu anda yüzde 24 olan nitelikli yatak oranımızı yükseltmemiz gerekiyor. Sağlık Bakanlığı bu konuda önemli çalışmalar yürütüyor ama bu bir süreç meselesi, dolayısıyla zamana ihtiyaç var. Ben önümüzdeki iki yıl için çok umutluyum.”

Prof. Dr. Osman Nuri Dilek

Prof. Dr. Dilek, İzmir’de sağlık turizminde özel hastanelerin ön planda olduğunu ancak kısa süre içerisinde kamuya bağlı hastanelerin de bu yarışa katılacağını söylüyor. İzmir’de kamuya bağlı hastanelerin 3 bin 200’ü Kuzey Bölgesi’ne, 3 bine yakını da Güney Bölgesi’ne bağlı 6 binin üzerinde yatağı olduğunu belirten Prof. Dr. Dilek, “İzmir Kuzey Bölgesi Genel Sekreterliğimize bağlı 14 hastanemiz ve 3 ağız ve diş sağlığı merkezimiz var. Çiğli’deki hastanemiz bitince bu konuda İzmir’deki sesimiz daha gür çıkacak. Orada her şeyiyle tam donanımlı, 500 yataklı bir hastane yapıyoruz. Bunun yanı sıra üç yıl sonra bitirilmesi planlanan Bayraklı Sağlık Kampüsü hayata geçtiğinde EXPO 2020’ye hazır hale geleceğiz. Tüm bunlar biraz zaman alacak ama önümüzü görüyoruz. Mevzuat düzenlemeleri ve alt yapı eksikliklerini giderirsek hem EXPO 2020’ye hazır olacağız hem de sağlık turizminde çok iyi bir noktaya ulaşacağız” diyor.

“İzmir will be the health capital of the Mediterranean basin” Prof. Dr. Osman Nuri Dilek, the General Secretary of the Izmir Northern Region, says that Izmir will be the health capital of the Mediterranean basin with latest investments. Prof. Dr. Dilek, who states that Izmir has the potential to climb to number two on the list of cities receiving foreign tourists who come to Turkey for health purposes, and says that these need to be done to achieve the position: “In order to take Izmir to its desired position in health tourism we first need to increase international f lights. Also, we need to establish an organization to make contact with foreign companies. We need to increase the number of people who speak foreign languages. And of course, we have to improve our corporate infrastructures. At this point, we have to increase our quality beds, which is at 24%. The Ministry of Health has undertaken important projects regarding the situation but this is a process and we need time. But I am hopeful about the next two years.” Prof. Dr. Dilek states that private hospitals are in the forefront in health tourism in Izmir but public hospitals would be catching up. Prof. Dr. Dilek, who states that there are over 6000 beds in Izmir, adds, “We have 14 hospitals and 3 dental health centers in the Northern Region. When the hospital in Çiğli is finished we will have more to say. We are building a fully equipped, 500 bed hospital. When the Bayraklı health campus, which will be finished in three years, is completed we will be ready for EXPO 2020. This will all take some time but our path is clear. After legal regulations and infrastructural corrections, we will both be ready for EXPO 2020 and we’ll also be at a good place in health tourism” 74

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

75


ADVERTORIAL

Bornova’da tarihe yolculuk

sağlayacak proje

Bornova Belediyesi’nin Dünya Mimarlık Festivali’nde (World Of Architectural Festival) ilk 10’a giren Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi Projesi’nin inşaatı yükselmeye başladı. Ziyaretçileri 8 bin 500 yıllık bir tarih yolculuğuna çıkaracak projenin inşaatı bu yıl bitmeden tamamlanacak.

İ

zmir’de yerleşik yaşamın en az 8 bin 500 yıl öncesine dayandığını kanıtlayan buluntuların çıkarıldığı Yeşilova Höyüğü’nde, Bornova Belediyesi’nin geçen yıl Kasım ayında temelini attığı Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi’nin inşaatı yükselmeye başladı. Tarihi Kentler Birliği’nin proje ödülü verdiği Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi Projesi, Dünya Mimarlık Festivali’nde (World Of Architectural Festival) ilk 10’a girme başarısı göstermişti. İnşaat çalışmaları tamamlandığında Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi’ni gezenler binlerce yıllık bir tarih yolculuğuna çıkacak. Bu projeye özel bir önem veren Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, inşaat ça76

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi Projesi

Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır

lışmalarını inceledi. Başkan Sındır, “Kasım ayı başı itibariyle CHP Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı törenle temelini attık ve işe başladık. Tahminimiz, merkezimiz 2013 yılı Eylül ayı içerisinde rahat bir şekilde bitecek” diye konuştu.

he Municipality of Bornova has begun the construction of the Yeşilova Tumulus Visitor Center at the tumulus which yielded findings that proved that settlements in Izmir began 8500 years before our time. The project, which was awarded by the Historical Cities Association, made it to the top ten in the World Architectural Festival. When the construction is completed, visitors will get the chance to take a journey back into history.

Yaklaşık 5 bin metre kapalı alana sahip olacak Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi’nin içerisinde eğitim, sergi ve gezi alanları ile bir müze evinin yer alacağını belirten Sındır, “İnşaat çalışmalarını büyük bir heyecanla takip ediyoruz. Sadece Bornova ve İzmir değil, ülkemiz için çok önemli projeyi hayata geçirdik. Bu proje alanının yurt içinden ve dışından

T

The Chief Magistrate of Bornova Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, who takes


Travelling back in time! The construction of the Yeşilova Tumulus Visitor Center, which made it to the top ten in the World Architectural Festival, has begun. The construction of the project, which will take visitors to an 8500 year old historical journey, will be finished before the end of the year.

the project very seriously, inspected the construction. Sındır said, “We laid the foundations at the beginning of November and started the construction. Our center will be completed by September 2013”

sayısız ziyaretçi alacağını şimdiden görebiliyoruz ve o heyecanı yaşıyoruz” dedi.

Sındır, who stated that The Yeşilova Tumulus Visitor Center, which will have a 5000 square meter indoor area, will include an educational center, exhibition and touring halls and a museum, added, “We are following up on the construction works with great excitement. This is a very important project for our entire country. I am sure we will receive many domestic and international visitors and we are thrilled about that”

Ödüllü Proje

The award winning project

8 bin 500 yıllık tarih için yapılan proje Bornova Belediyesi’ne ödül de getirmişti. Tarihi Kentler Birliği üyesi Bornova Belediyesi, Birliğin Malatya’da düzenlenen ve üç gün süren 2010 yılı Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışmasında, Yeşilova Höyüğü Ziyaretiçi Merkezi Projesi ile ödüle layık görüldü. Aynı Proje, Singapur’da düzenlenen ve birbirinden ünlü mimarların özel projelerle katıldığı Dünya Mimarlık Festivali’nde (World Of Architectural Festival) ilk 10’a girdi. Bornova

Belediyesi’nin bu özel projesi Barcelona’da düzenlenen mimarlık yarışmasında 501 proje arasında kültür dalında ilk 10’a girdi.

The project also brought several awards to the Municipality of Bornova. The municipality, which is a member of the Historical Cities Association, was rewarded during the three day assembly of the association which was organized in Malatya. The same project was named one of the top ten projects during the World Of Architectural Festival in Barcelona among 501 projects.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

77


Ören yeri / Ruin

İzmir’in kültür hazineleri

turizmin hizmetinde İzmir Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, uzun yıllardan beri kazı çalışmaları devam eden Teos, Klaros ve Metropolis’i bu yılın ikinci çeyreğinde ziyarete açmaya hazırlanıyor. Kamulaştırma çalışmaları için 3 milyon lira harcanan antik kentlerin İzmir’in turist sayısında yüzde 50’ye varan bir artış sağlaması bekleniyor. Haber / News-Fotoğraflar / Photographs: Derya Şahin

İzmir’s cultural assets serve tourism The Izmir Culture and Tourism Directorate is getting ready to open recently excavated Teos, Klaros and Metropolis for tourism in the second quarter of this year. The antique cities, which 3 million TL were spent for nationalization, are expected to raise the number of tourists to Izmir by 50%.

78

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


Klaros

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

79


Klaros

Teos, Metropolis

ve Klaros da

tıpkı Efes gibi

uluslararası kültür

sanat etkinliklerinin

merkezi olmaya aday.

Teos, Metropolis

and Klaros are candidates to

become the center

of international art events just

like Ephesus.

K

I

İzmir’de kültür turizmi için önemli yatırımlar yapıldığına dikkat çeken İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, 3 milyon TL kamulaştırma ve bir o kadar da kazı çalışmaları için harcama yapılan Teos, Klaros ve Metropolis’in 2013 yılının sonunda turizme tam olarak açılacağını müjdeledi.

Izmir City Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz, who points out that there are important investments in the city regarding culture tourism, said that Teos, Klaros and Metropolis would be opened for tourism at the end of 2013.

öklü geçmişini yansıtan arkeolojik ve tarihi zenginliklere sahip olan İzmir, turizm kenti olma hedefinde elini güçlendiriyor. Yakın zamana kadar kültür turizminde adı Efes ve Bergama ile anılan kentte bu değerlere her geçen gün yenileri ekleniyor. Uzun yıllardır kazı çalışmalarının sürdüğü ve geçtiğimiz aylarda ören yeri kapsamına alınan Teos, Klaros ve Metropolis’in bu yılın ikinci çeyreğinde ziyarete açılması planlanırken, böylece kentte turizmi 12 aya yayma hedefinde önemli bir aşama kaydedilmesi bekleniyor .

12 ay turizm hedefine bir adım daha yaklaşıldı

Söz konusu üç antik kentin ziyarete 80

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

zmir, which has archeological and historical riches which ref lects its profound history, is making moves to secure its position as a touristic city. New touristic attractions are being added to the city every day, which was recently only mentioned in culture tourism with Ephesus and Bergama. Teos, Klaros ve Metropolis, which are being excavated and have been named as excursion sites, are planning to be opened in the second quarter of this year, thus bringing Izmir one step closer to its goal of extending tourism to 12 months.

Closer to the main goal 12

Ediz, who stated that touristic activities were sure to increase in the city after the opening of these three cities, said, “Excavations have been going on in


Teos

açılması ile İzmir’in turizminde büyük bir hareketlilik yaşanacağını belirten Ediz, “ İzmir’in Efes’i Bergama’sı kadar büyük birer zenginlik olan Teos, Klaros ve Metropolis antik kentlerimizde uzun yıllardan beri kazı çalışmaları devam ediyordu. Bunların her biri Ege’deki 12 İyon kentinden kendine göre ayrıcalığı ve üstünlüğü olan yerleşim alanları. Bu ören yerleri ziyarete açıldığında kültür turizmi alanında ciddi bir potansiyel oluşturacaktır. Buralar da Efes, Bergama veya Agora gibi, gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışından turistlerin akınına uğrayacak ve tur programlarına dahil edilecek. İzmir artık deniz, kum, güneş turizmi ile sınırlı olan değil yılın 12 ayı turist ağırlayan bir kent haline gelecek” dedi.

Anıt ağaçları da içine alan yürüyüş güzergahları

İzmir’i turizm kenti yapma hedefine adım adım yaklaşıldığını belirten İl Kültür ve Turizm Müdürü Ediz, Teos, Metropolis ve Klaros’un da tıpkı Efes gibi uluslararası kültür sanat etkinlik-

these three cities for some time. All of these are important Ionian cities in the Aegean. When these excursion sites are opened for visitation, they will create an important potential in culture tourism. These cities will be swarmed by tourists just like Ephesus, Bergama or Agora and will be included in tour programs. Izmir will become a city that will welcome tourists throughout the year.”

Walking routes among monumental trees

Izmir City Culture and Tourism Director Abdülaziz Ediz, who said that they were close to making Izmir a top touristic destination, added that Teos, Metropolis and Klaros were going to become art center for international events like Ephesus. Ediz also stated that they were going to build walking paths without disrupting the historical structure and that tourists would have the chance to explore monumental olive trees.

Teos: The city of Dionysus

Teos, the antique port city located in the

Teos Antik Liman

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

81


Kazı evi, müze, depo

ve ören yeri karşılama

merkezi çalışmalar ı da

tamamlandığında Teos,

bir arkeopark olacak.

Teos will be turned into an archeopark when the excavation house, depot and excursion site welcome areas are completed. Teos Antik Tiyatro

lerinin merkezi olacağını dile getirdi. Ediz, söz konusu antik kentlerde turistlerin rahat dolaşabilmesi için tarihi dokuyu koruyacak yürüyüş güzergahları yapılacağını ve yüzlerce yıllık anıt zeytin ağaçlarının yanından geçecek bu güzergahlarda turistlere zeytin ağaçlarının tanıtımının da yapılacağını anlattı.

Şarap Tanrısı Dionysos’un memleketi Teos

İzmir’in Seferihisar ilçesi, Sığacık Mahallesi’nde yer alan antik liman kenti Teos, 12 İon kentinden biri. Helenistik Dönemin’in ünlü mimarı Hermogenes’in eseri olan Anadolu’nun en büyük Dionysos Tapınağı da Teos’ta bulunuyor. Roma imparatorluğu döneminde sıkça onarılmış ama yine de depremlerden çok zarar görmüş olan Dionysos Tapınağı’nın yanı sıra, Antik Liman, Arkaik Tapınak (Hekatompedon), Arkaik Dönem Akropolü’nün eteğindeki antik tiyatro ve tiyatronun güneydoğusunda yer alan agora, Agora Tapınağı, Bouleuterion, sarnıç ve antik yollar kentin önemli kamu yapılarından birkaçını oluşturuyor. M.Ö. 3’üncü yüzyılın sonuna doğru İonialı Aktörler Birliği’nin ilk kez burada kurulması ve oyuncuların kenti merkez 82

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Teos

borough of Seferihisar, is one of the 12 Ionian cities. Anatolia’s biggest Dionysus Temple, built by Hermogenes, the most important architect of the Hellenistic period, is located in Teos. Besides the temple, which was devastated by earthquakes and renovated many times during the Roman period, the antique port, the Archaic Temple, the antique theatre on the outskirt of the archaic period acropolis and the agora to the southeast of the theatre, the Agora Temple, Bouleuterion, the aqueduct and antique roads are some of the most important buildings in the antique city.

The fact that the first actor’s union of Ionia was established here and that actors used the city as a base, shows that Teos was the art and culture center of the period. There are two ports in Teos, which derived its main income from sea trade. Remains belonging to the port that was built with large rectangular stone blocks can be seen inside the sea and under sand mounds. Hollow stones which were used to tie ships in the antique age are still being used by fishermen in the region. The antique port, which will be


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

83


olarak kullanarak çeşitli yerlerde temsiller vermesi, Teos’un dönemin kültür sanat merkezi olduğunu gösteriyor . Ana geçim kaynağı deniz ticareti olan Teos’un biri büyük diğeri küçük olmak üzere iki limanı bulunuyor. Antik kentin büyük dikdörtgen taş bloklarla inşa edilmiş olan limanına ait kalıntılar hem deniz içerisinde hem de kum yığınları altında açık bir şekilde takip edilebiliyor. Antik Dönem’de gemi ve kayıkların bağlanmış olduğu delikli taşlar, günümüzde halen yöre balıkçıları tarafından kullanılıyor. Kısa zamanda kazıları tamamlanarak bilim dünyasına duyurulacak olan antik liman, özellikle Anadolu Antik Dönem Liman mimarisi ile tüm Akdeniz havzası liman mimarisi için önemli bir örnek oluşturacak. Özellikle Helenistik Dönem’den beri Sığacık, Karagöl mevkiinde yer alan mermer ocaklarından çıkarılan Teos Grisi ve Africano mermer cinslerinin Roma kentine deniz yolu ile taşınıyor olması söz konusu antik limanın önemini daha da artırıyor. 2010 yılından bu yana Teos Antik Kenti’nin kazı başkanlığını yürüten Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Kadıoğlu, kazı çalışmaları sonucunda Türkiye’nin en iyi korunmuş limanı ve iskelesine ulaştıklarını söylüyor. 2013 yılı kazı programı kapsamında yürütülecek çalışmalarda çevre düzenlemesi de yapılacağını belirten Kadıoğlu “Ağaçların etrafına banklar, çöp kutuları ve bilgi panoları konulacak. Böylece ziyaretçiler ağaçlara bakıp hem arkeolojisi hem doğasıyla ilgili bilgi edinecekler. Ayrıca bu yıl tamamlanacak olan kazı evi, müze, depo ve ören yeri karşılama merkezi için de çalışmalar sürüyor. Çalışmalar tamamlandığında burası arkeopark olacak” dedi.

Dünyanın en eski kehanet merkezi Klaros

Klaros, kurulduğu M.Ö. 13’üncü yüzyıldan terk edildiği M.S. 4’üncü yüzyıla kadar ‘bilicilik merkezi’ olarak işlev yapmış olan bir kent. Kentin Myken 84

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Klaros

excavated and shared with the scientific community, will set an important example of antique period port architecture. The fact that marble types such as Teos Grey and Africano derived from mines in Sığacık and Karagöl were sent to Rome by sea further proves the importance of the port.

Prof. Dr. Musa Kadıoğlu from Ankara University who has been heading the Teos excavations since 2010 says that they have reached Turkey’s best protected port and pier during digs. Kadıoğlu, who adds that they will undertake landscaping works during the 2013 dig season, says, “We will be placing benches,


Klaros-Apollon, Artemis ve Leto heykelleri

yerleşimi, İ. Ö. 13’üncü yüzyıl sonu, 12’nci yüzyıl başında, Girit’ten gelen, Akha kökenli göçmenlerle başlar. Onların ardından kente Yunanistan’ın Thebai kentinden sürülen bir grup Thebaili göçmen gelir. Kolophon’a gelen göçmenler arasında, Apollon rahibi Teiresias’ın kızı Manto da vardır. Rhakios’la evlenen Manto, Delphoi Apollon’unun emri ile Apollon Klarios Bilicilik Merkezi’ni kurar. Bazı antik dönem yazarlarına göre, Klaros’taki kutsal kaynak, ülkesinden sürülen Manto’nun gözyaşlarından oluşmuştur. Bilicilik merkezi, Troia savaşları sırasında Kolophon’un yöneticisi olan Rhakios’la Manto’nun oğlu ve aynı zamanda Apollon’un kahini olan Mopsos döneminde ünlenir. Apollon Klaros Kutsal Alanı’na ilk kişisel başvurular, Aleksandros’un (Büyük İskender) Yeni Smyrna’yı kurma rüyası için başvurusu ile başlar ve yoğun şekilde devam eder. Bilicilik merkezinin en ünlü olduğu

bins and information panels around the trees. Guests will have the chance to get information about the archeology and nature of the city. We are continuing our works regarding the excavation house, museum, depot and excursion site welcome center. This will be an archeopark after works are completed”

Klaros: The world’s oldest prophecy center

Klaros’ta açılacak bir

kanal yardımıyla antik kentteki suyun denize verilmesi ve böylece

bölgenin kurutulması planlanıyor.

Klaros is a city that has served as a prophecy center ever since its establishment in 13th century B.C. until it was abandoned in 4th century A.D. Miken settlement in the city began with Akha immigrants from Crete at the end of 13th century B.C. After them, a group of people from Theban in Greece have settled in the city. Manto, the daughter of Teiresias is one of the immigrants to come to Colophon. Manto, who marries Rhakios, establishes the Apollo

A channel will be

opened in Klaros so

that the water in the

antique city can reach the sea, salvaging the historical site.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

85


Metropolis-mozaik

dönem M.S. 2’nci yüzyıldır. Bu dönemde ünlü bilicilik merkezine Kuzey Afrika’dan - İngiltere’ye değin başvuruların yapıldığı biliniyor. Ayrıca Apollon Klarios Bilicilik Merkezi’ne Hellenler dışında Barbarların da başvurabilmesi ünlenmesine neden olmuştur. Delphoi Apollon’una Hellenler dışında hiç kimse başvuruda bulunamıyordu. Bu kutsal alan dünya vatandaşlığı kavramının uygulandığı Anadolu’daki ikinci merkezdir. Klaros, anıtsal boyutta kült heykellerin (Apollon, kız kardeşi Artemis ve anneleri Leto) bulunduğu ender kutsal alanlardan biri. Bulunan parçalara göre 8-9 metre yüksekliğinde olabileceği düşünülen Apollon heykeli oturur durumda, Artemis ve Leto heykelleri ise ayakta. Apollon tapınağının 27 metre doğusunda 9 x 18.45 metre ölçülerinde bir sunak, tapınak ile sunak arasında kuzey-güney yönünde yerleştirilmiş dört sıra halinde 100 adet hayvan bağ86

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Klaros Prophecy Center with the order of Apollo. According to some ancient texts, the holy water source in Klaros was made from the teardrops of Manto. The prophecy center becomes famous during the Troy wars when Mopsos, the son of Rhakios and Manto, is in charge. First personal applications to the Apollo Klaros Holy Area begin with Alexander’s dream to build New Smyrna and continue to grow. The prophecy center becomes most famous in 2nd century A.D. During this time, people from North Africa to England applied to the prophecy center. In addition, barbarians could also apply to the center besides Greeks. This holy ground was the second center in Anatolia where the concept of world citizen was applied. Klaros is one of the rare cities where you can see monumental cult statues (Apollo, his sister Artemis and mother Leto). The Apollo statue, which is thought to be at least 8-9 meters from the pieces

which were unearthed so far, depicts Apollo as sitting and the Artemis and Leto statues depicts them as standing. There is an altar 27 meters to the east of the Apollo temple and around 100 animal tying blocks between the temple and the altar. Rectangular stone blocks that each have an iron ring on them are one of their kind and are important in giving us information about sacrificial rituals. The replicas of 13 artifacts on display at the Izmir History and Art Museum and Selçuk Efes Museum are also exhibited in the archeopark in Klaros. The head of the exhibition for the city, which is still very much under water, Prof. Dr. Nuran Şahin from Ege University says that a channel will be opened in Klaros so that the water in the antique city can reach the sea, salvaging the historical site. This project, which will be a first in the world if applied, aims to lower the water level for the exhibition


lama bloğu bulunuyor. Üzerlerinde birer demir halkanın yer aldığı dikdörtgen formlu taş bloklar şimdiye dek bulunmuş olan tek örnek ve kurban törenleri için yapılan düzenlemelerle ilgili bilgi vermesi açısından büyük önem taşıyor. Bunların yanı sıra Klaros ören yerindeki Arkeopark’ta, bölgedeki kutsal alandan çıkarılarak İzmir Tarih ve Sanat Müzesi ile Selçuk Efes Müzesi’nde sergilenen 13 eserin kopyaları yer alıyor. İzmir Tarih ve Sanat Müzesi’nde bulunan Homeros heykeli olmak üzere Apollon başı, güneş saati, Kore ve Kuros gibi eserler de yer alıyor. Günümüzde büyük bir bölümü sular altında olan antik kentin Kazı Başkanı, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuran Şahin, şu an üzerinde çalıştıkları bir proje ile, açılacak bir kanal yardımıyla antik kentteki suyun denize verilmesini ve böylece bölgenin kurutulmasını planladıkları söylüyor. Gerçekleştirilmesi halinde dünyada ilk niteliği taşıyacak bu proje, eserlerin bölgeden taşınmadan, su seviyesinin aşağı çekilerek, kuru bir alanda sergilenmesini öneriyor. Klaros, Menderes İlçesi, Özdere Beldesi, Ahmetbeyli Mahallesi sınırları içinde ve İzmir’e yaklaşık 70 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Metropolis-Antik Tiyatro

Ana tanrıçanın kenti Metropolis

Torbalı ilçesine bağlı Yeniköy ve Özbey köyleri arasındaki tepe üzerinde günümüzden yaklaşık 2 bin 500 yıl önce planlı bir kent olarak kurulan Metropolis’in önemi İzmir ve Efes arasındaki ana yol üzerindeki stratejik bir tepe ve eteklerinde kurulmuş olmasında yatar. Her türlü ticari malın rahatça ulaştırılabildiği bu küçük fakat önemli kent, çevresindeki verimli ovalardan sağlanan gelirlerle gelişmiş, özellikle şarap üreticiliğiyle ünlenmiştir. Metropolis’in bir başka önemi ise Priene dışında nadiren görülen Hellenistik Dönem anıtlarına sahip olmasıdır. Metropolis kent tepesi hala Yeniköy ve Özbey köyleri arasında üzeri zeytin ve çam ağaçlarıyla örtülü Kocadiz Dağı’nın eteklerinde bulunur.

of the remains on site. Klaros is located in the borough of Menderes, the town of Özdere and approximately 70 kilometers from the Izmir city center.

Metropolis: The city of the Mother Goddess

Metropolis, which is located on a hill between the villages of Yeniköy and Özbey in the borough of Torbalı and was built as a planned urban area 2500 before our time, was a strategically important city established on a hill on the main road between Izmir and Ephesus. This small but important city, where all

kinds of goods were sent easily, developed via revenues derived from fruitful plains around it and was famous for wine production. Another important characteristic of Metropolis is that it harbors Hellenistic period structures that are rarely seen outside Priene. The antique city of Metropolis is still located on the outskirts of Kocadiz Mountain which is covered with pine and olive trees. Metropolis means the city of the Main Goddess. The holy cave, which includes the temple of the Main Goddess, is located five kilometers to the north of the

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

87


Metropolis’te inşa edilen bin 560

metrelik yürüyüş bandının bu yıl tamamlanması planlanıyor.

The 1560 meter

walking course in

Metropolis will be

completed this year.

Metropolis-yürüyüş yolu

Metropolis, Ana Tanrıça Kenti anlamına gelir. Meter Gallesia isimli Ana Tanrıça’nın tapınağının bulunduğu kutsal mağara, kentin beş kilometre kadar kuzeyinde Uyuzdere mevkiinde yer almaktadır. Mağara içinde yapılan kazılarda, çok sayıda pişmiş toprak Ana Tanrıça heykelciği, aşık kemikleri, kandiller ve çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Aşık kemikleri bu mağaranın aynı zamanda bilicilik ve falcılıkta da kullanıldığını işaret etmektedir. Tiyatro, Akropolis, Mozaikli Salon, Bouleuterion (Meclis Binası), Stoa, Yukarı Hamam-Gymnasium, Aşağı Hamam-Palaestra, Atriumlu Evler ve Araplıtepe Kilisesi Metropolis’ten gü88

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

nümüze ulaşan önemli kalıntılardır. Anadolu’da taştan yapılmış tiyatroların en erken örneklerinden biri olan Metropolis Tiyatrosu yaklaşık 3 bin 600 kişilik kapasitesiyle kültür sanat aktiviteleri için oldukça elverişlidir. 2013 yılı sonunda turizme açılacak üç antik kentten bir olan Metropolis’in kazı başkanı Manisa Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Serdar Aybek, ören yeri projesi kapsamında inşa edilen ve bu yıl tamamlanması planlanan bin 560 metrelik yürüyüş bandı sayesinde, yerli ve yabancı turistlerin kenti rahat bir şekilde gezebileceğini söylüyor.

city, in Uyuzdere region. Many terracotta statuettes, knucklebones, candelabrum and bowl fragments were found during the excavations in the cave. Knucklebones point to the fact that the cave was used in prophecy and fortune telling. The theatre, acropolis, the hall with mosaics, Bouleuterion, Stoa, Upper bathGymnasium, Lower bath-Palaestra, houses with atriums and the Araplıtepe Church are the most important remains in the city. The Metropolis Theatre, which is one of the best examples of theatres in Anatolia made from stones, is ideal for art and cultural activities with its 3600 people capacity. Docent Dr. Serdar Aybek from Manisa Celal Bayar University, who heads the excavations at Metropolis, says that thanks to the 1560 meter walking path that will be completed this year, tourists will be able easily tour the city.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

89


Sanat / Art

İzmir için festival zamanı! İzmir’in en önemli kültür ve sanat etkinliği Uluslararası İzmir Festivali 27 yaşında. Festivali İzmir’e kazandıran İKSEV’in Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarper, festivalin EXPO 2020 için önemli bir koz olduğuna dikkat çekiyor. Haber / News: Derya Şahin Fotoğraflar / Photographs: İKSEV

Festival time for Izmir! The International Izmir Festival is 27 years old. İKSEV President Filiz Eczacıbaşı Sarper points out that the festival is a big advantage for EXPO 2020.

90

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


T

İ

zmir’in tanıtımına nitelikli sanat etkinlikleriyle katkıda bulunan ve tarihi mekanları sanatsal etkinliklerle buluşturan Uluslararası İzmir Festivali, bir kez daha dünyanın gözünü İzmir’e çevirdi. Elton John’dan Joan Baez’e, Ray Charles’dan James Brown’a, Sting’den Chris de Burgh’e ünlü sanatçıları İzmirlilerle buluşturan festival, bu yıl kent tarihinde bir ilke imza atarak New York Filarmoni Orkestrası’nı ağırladı.

he International Izmir Festival, which contributes to the advertising of Izmir with quality art events, turned everyone’s eye to Izmir once more. The festival, which brought legends like Elton John, Joan Baez, Ray Charles, James Brown, Sting and Chris de Burgh to the city, hosted the New York Philharmonic Orchestra this year. The President of the Izmir Culture, Art and Education Foundation (İKSEV) Filiz Eczacıbaşı Sarper says that the festival is one of the symbols of the city.

Uluslararası İzmir Festivali’ni İzmir’e kazandıran İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarper, New York Filarmoni Orkestrası’nın katılmak için başvuruda bulunduğu festivalin İzmir’in simgelerinden biri haline geldiğine dikkat çekiyor. Festival başta Efes Antik Tiyatro olmak üzere Celsus Kütüphanesi, Efes Odeon, Efes Agora, Kadifekale, Bayraklı Ören Yeri, İzmir Agora, Kemeraltı, Bergama Asklepion, Bergama Kızılavlu gibi İzmir’in tarihi mekanlarını sanatla buluşturuyor. Sarper, “Bu yöndeki başarılı çalışmalarıyla Avrupa Festivaller Birliği’nin seçkin bir üyesi olan festivalimiz hemen her yıl yeni bir tarihi mekanı programına alıyor. 15’inci Uluslararası İzmir Festivali’nin açılışını Metropolis’te yapmıştık. Bu yıl programımızda Bergama Kızılavlu ve Kemeraltı Abacıoğlu Hanı’nda yapılacak etkinlikler de var” diyor.

“Festival EXPO yarışında önemli bir koz”

Uluslararası İzmir Festivali’nin kentin tanıtımını yapmanın yanı sıra İzmirlilerin sanat beğenisinin yükselmesini de sağladığı belirten Sarper, festivalin bu anlamda EXPO 2020 yarışında İzmir’in elindeki önemli kozlardan biri olduğunun altını çiziyor. Sarper, “Uluslararası İzmir Festivali’nin EXPO 2020 için önemli bir koz olduğuna inanıyoruz. Adaylık sürecinin başından beri festivalimize katılan dünya çapında pek çok önemli sanatçı İzmir’in EXPO

The festival is being organized in historical sites such as the Ephesus antique Theatre, Celsus Library, Efes Odeon, Efes Agora, Kadifekale, Bayraklı, İzmir Agora, Kemeraltı, Bergama Asklepion and Bergama Kızılavlu. Sarper says, “Our festival, which is an elite member of the European Festival Association, adds another historical site to its schedule every year. We did the opening of the 15th International Izmir Festival in Metropolis. This year, we have added Bergama Kızılavlu and Kemeraltı Abacıoğlu Inn to our venues”

Filiz Eczacıbaşı Sarper

İKSEV Başkanı

Sarper, Uluslararası

“The festival is a big advantage for our EXPO candidacy”

İzmir Festivali’nin

kentin simgelerinden

biri olduğunu söylüyor.

İKSEV President

Sarper says that the

festival is one of the symbols of the city.

adaylığını desteklediklerini açıkladı. Bu yıl da bu destekler sürecek. Aynı zamanda EXPO delegelerini özellikle tarihi mekanlardaki etkinliklerimize davet ediyoruz. İzmir’in tarihi geçmişini çok nitelikli etkinliklerle gözler önüne sermeyi diliyoruz” diyor.

Sarper, who states that the festival contributes greatly to the advertising of Izmir, adds that it is one of Izmir’s best advantages in the EXPO race. Sarper says, “We believe that the festival is a big trump card for Izmir during its EXPO candidacy. Many important artists who came here for the festival stated that they supported Izmir’s candidacy. This support will continue this year. We also invite EXPO delegates to our events at historical sites. We wish to exhibit the history of Izmir with quality events.”

“İzmir is an art and culture city”

Sarper, who always says that she wants to make Izmir a city of art, adds that the

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

91


New York Flarmoni Orkestrası

“İzmir kültür sanat kenti”

Her fırsatta İzmir’i sanat kenti yapmak istediğini dile getiren Sarper, kentin köklü geçmişi boyunca bu unvanı taşıdığını hatırlatıyor. İzmir’in kültür sanat alanında geri kalmış bir kent olduğu eleştirilerine de katılmayan Sarper, bu92

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

nun sebebini de şöyle açıklıyor: “İKSEV, 27 yıldır Uluslararası İzmir Festivali’ni, 20 yıldır İzmir Avrupa Caz Festivali’ni bu kentte düzenliyor. Uluslararası nitelikte önemli bir Kukla Festivalimiz var. Ege Art Sanat Günleri, Port İzmir, plastik sanatlar adına önemli organizasyonlar. Ayrıca kendilerini yurt dışında da kanıtlamış yerleşik sanat kurumlarımız var. Sayısı ona yaklaşan üniversitesiyle İzmir, aynı zamanda önemli bir üniversite kenti. İzmir’de hemen her gece gidecek sanat etkinlikleri bulmak mümkün ve yılın önemli bir bölümünde de bunlar arasında seçim yapmak zorunda kalabiliyorsunuz. Bu kent bütün bu sanatsal etkinlikleri yaşatıyor demek ki. Kentin en önemli sanat etkinlikleri bu geçmişten gelen çok önemli tarihi mekanlarda yapılıyor. Uluslararası çapta çok büyük isme sahip sanatçılar bu mekanlarda konser vermek için çaba harcıyor. Biz İKSEV olarak İzmir’in yeniden kültür sanat kenti olarak tanınmasında önemli yol kat edildiğini düşünüyoruz ama bunun yeterli olmadığını da biliyoruz. Elbirliği ile daha çok çalışmak gerekiyor.”

city was known as an art city throughout history. Sarper, who says she doesn’t agree with people who say that Izmir is behind in art activities, adds, “İKSEV has been organizing the International Izmir Festival for the past

27 years and the Izmir European Jazz

Festival for the past 20 years in this city. We also have the International Marionette Festival, Ege Art Sanat Days and Port İzmir. We also have globally recognized art institutions. Izmir is also an important university city with 10 important universities. There are events almost every night in Izmir and sometimes you have to choose between a couple of events. The most important events take place at historical sites. Many internationally known artists try to be included in these events. As İKSEV, we think Izmir has come a long way in becoming an art city but we also know that it isn’t enough. We all need to work harder.”


Dünyaca ünlü sanatçılar İzmir’de buluşuyor Başbakanlık Tanıtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Kalkınma Ajansı ve Eczacıbaşı Holding ana sponsorluğunda düzenlenen 27’nci Uluslararası İzmir Festivali bu yıl da dünyanın en iyilerini İzmir’de ağırlamayı sürdürüyor. Bu yıl kent tarihine geçen bir konserle başlayan festival, Amerika Birleşik Devletleri’nin en eski orkestrası olan New York Filarmoni Orkestrası’nı ağırladı. 171 yıllık tarihinde ilk kez İzmir’de konser veren ve 2013 Avrupa/Bahar Turnesi’ne İzmir’den başlayan orkestranın konserine bilet bulamayanlar için Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi önünde dev ekran ve özel ses sistemi kuruldu. İki bölümden oluşan konserin ilk bölümünde müzik direktörü ve şefi Alan Gilbert yönetiminde Emmanuel Ax görev yaptı. Solist Ax, Mozart’ın 25’inci piyano konçertosunu çaldı. Konserin ikinci bölümünde Bruckner’in 3’üncü senfonisini yorumlayan orkestra, İzmirli sanatseverler tarafından ayakta alkışlandı.

World famous artists get together in Izmir The 27th International Izmir Festival, which is being organized by the Ministry of Culture and Tourism, the Governorship of Izmir, Izmir Metropolitan Municipality, Izmir Development Agency and sponsored by Eczacıbaşı Holding, continues to welcome world famous artists. The festival, which began with an unforgettable concert, hosted America’s oldest orchestra, the New York Philharmonic Orchestra. A giant screen and a special audio system were set up outside Ahmet Adnan Saygun Art Center for those who couldn’t find tickets. Soloist Emmanuel Ax played Mozart’s 25th piano concerto in the first part of the concert. The orchestra, which performed Bruckner’s 3rd Symphony in the second part, received a standing ovation from the crowd.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

93


Klasik müziğin iki dahisi aryalarla anılacak 2 Mayıs’taki Festival Özel Konserinin ardından bu yıl otuzuncu kuruluş yılını kutlayan İzmir Devlet Opera ve Balesi, 6 Haziran’da festival açılışını bu yıl doğumlarının 200’üncü yılını kutlayan Verdi ve Wagner’in müzikleriyle yapacak. Klasik müziğin iki dâhisi Efes Antik Tiyatro’nun olağan üstü atmosferinde aryalarından oluşan gala konseriyle anılacak. Tarihi festival mekânlarına bu yıl Bergama Kızıl Avlu’yu da katan festival kapsamında dünyanın sayılı oda müziği topluluklarından Minquet Quartet, 14 Haziran’da bu olağanüstü mekânın yeni restore edilen Güney Kulesi’nde sıra dışı bir program sunacak. Her yıl bale gösterileri gerçek bir sanat olayı olarak nitelendirilen Uluslararası İzmir Festivali, 27’nci yılında dünyanın en iyilerinden Harlem Dans Tiyatrosu’nu ağırlayacak. 1969 yılında kurulan ve ilk siyahi – klasik bale topluluğu olan Harlem Dans Tiyatrosu, 28 Haziran’da Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’ndaki gösterilerinde Afro- Amerikan Dansçıların teknik ve estetik üstünlüklerini sergileyecek.

Remembering legends with arias The Izmir State Opera and Ballet, which is celebrating its 30th anniversary, will kick off the festival on June 6 with the music of Verdi ve Wagner. The two geniuses of classical music will be remembered with arias at the Ephesus Antique Theatre. The Minquet Quartet will perform a usual program at the recently renovated Southern Tower at Bergama Kızılavlu on June 14. This year, the festival will be welcoming the Harlem dance Theatre, one of the world’s best dance troops. The Harlem dance Theatre, which was established in 1969 and is the first coloredclassic ballet troop, will perform on June 28 at Kültürpark Theatre.

94

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


Uluslararası İzmir Festivali, 27’nci

yılında dünyanın en

iyilerinden Harlem Dans Tiyatrosu’nu ağırlayacak.

This year, the festival will

be welcoming the Harlem dance Theatre, one of the

world’s best dance troops.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

95


Sınırların ötesinde müzikal yaklaşımlar Kendini dünya vatandaşı olarak gören ve “iyi müziğin sevildiği her yerde ben evimdeyim” diyen, efsanevi Çellist Mischa Maisky, müzik dünyasında en az kendisi kadar tanınan Kremerata Baltica Oda Orkestrası eşliğinde 4 Temmuz’da Celsus Kütüphanesi’nde çalacak. Amarcord Wien & Adrineh Simonian, Efes Odeon’da 9 Temmuz günü 27’nci Uluslararası İzmir Festivali’nin unutulmaz konserlerinden birini verecek. Klasik geleneğin güçlü köklerinden beslenen dört virtüöz, sınırların ötesine taşıdıkları müzikal yaklaşımlarıyla Viyana Operası’nın tanınmış mezzo-sopranolarından Adrineh Simonian’a, doğumlarının iki yüzüncü yılını kutlayan Verdi ve Wagner aryalarında eşlik edecek. İzmir Barok, 11 Temmuz’da 27’nci Uluslararası Festivali’nin yeni mekânlarından birinde, kentin atar damarı Kemeraltı’da, Barok müziğin önde gelen isimlerinden Hille Perl ve Lee Santana’yla çok özel bir repertuar seslendirecek. Viyola da Gamba, barok keman, barok f lüt ve lut gibi dönem çalgılarıyla başarılı konserler veren topluluk, İzmir Festivali’ne farklı bir renk katacak. 27’nci Uluslararası İzmir Festivali, 16 Temmuz 2013’ de Polonya’nın klasik müzik dünyasına armağan ettiği genç bir topluluk Apollon Musagète Quartet konseriyle sona erecek. 2013 yılında tüm saygın kurumlar tarafından doğumunun 100’üncü yılı kutlanan, 20’nci yüzyılın tartışmasız en önemli bestecilerinden Witold Lutoslawski’nin anılacağı konser, Celsus Kütüphanesi’nde yapılacak. 96

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Musical approach beyond borders Legendary Cellist Mischa Maisky, who describes himself as a world citizen, will play at the Celsus Library on July 4 with the Kremerata Baltica Chamber Orchestra. Amarcord Wien & Adrineh Simonian will give an unforgettable concert on July 9 at the Efes Odeon. Adrineh Simonian, a famous mezzo soprano from the Vienna Opera, will perform arias by Verdi and Wagner. İzmir Baroque will perform in Kemeraltı, one of the new venues of the festival, on July 11. During the performance, Hille Perl and Lee Santana will perform a very special repertoire. The group, which performs great concerts with baroque violin, baroque f lute and period instruments, will jazz up the festival. The festival will come to an end on July 16, 2013 with a concert by young Polish band Apollon Musagète Quartet. The concert, which will commemorate the 100th birthday of legendary composer Witold Lutoslawski, will take place at the Celsus Library.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

97


İzmir Söyleşisi / Interview

İzmir’i Haluk Bilginer’in

kekik, deniz ve nergis kokuyor “İzmir’in her yerinde deniz görebilirsiniz; nereye giderseniz gidin, başınızı çevirdiğinizde deniz vardır. İşte o sahilde yaşama kültürü, insana özgürlük ve ferahlık veren bir duygudur” Haber / News: Derya Şahin Fotoğraflar / Photographs: Onur Şan – Oyun Atölyesi Arşivi

Haluk Bilginer’s İzmir smells of oregano, sea and daffodils “You can see the sea from everywhere in Izmir. Living on the shore gives you freedom and comfort”

98

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


T

ürkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi oyuncuları sıralaması yapılsa Haluk Bilginer muhtemelen ilk sıralarda yer alır. Tiyatroda ve sinemada oynadığı her rolün hakkını veren, deyim yerindeyse sahnede devleşen Bilginer, 42 yıldır ayrı olsa da, doğup büyüdüğü, ilk gençlik yıllarını geçirdiği ve oyunculuğa adım attığı İzmir’in kendisine çok şey verdiğini söylüyor. Kendini hep İzmir’e ait hissettiğini belirten ünlü oyuncu, bu kentte yaşamayı özgürlük ve ferahlık duygularıyla anlatıyor. Sihirli oyunculuk yeteneğiyle olduğu kadar ses tonu, pozitif enerjisi ve mütevazılığıyla da dikkat çeken Haluk Bilginer ile “buram buram kekik, deniz

H

aluk Bilginer is one of the best actors in Turkey without a doubt. Bilginer, who has amazed us with great roles in both theatre and cinema, says his hometown of Izmir has given him so much. The famous actor, who says he always feels like he belongs to Izmir, describes living in Izmir as freedom and comfort. We spoke to Haluk Bilginer, who also attracts attention with his tone, positive energy and modesty, about Izmir, which he says smells of oregano, sea and daffodils. You were born and raised in Izmir. Can you talks about your childhood memories of Izmir? Bilginer: I left Izmir 42 years ago. I grew up in Köprü neighborhood; in a Greek house near Behçet Uz Park and lived there until 1964. Then my family moved to Kutucular Apartment on the shore and they still live there. I am very happy to be a citizen of Izmir. I was born here, raised here and studied here until my senior year in high school. I had a great childhood here. I always feel I belong in Izmir. Unfortunately I haven’t lived here since 1971 because of work. I only come here during holidays, to see my family and during tours. But being born and raised here gives me the right to call me a citizen of Izmir. When I compare it to the past, I can say that Izmir was more beautiful in the past. There were more beautiful buildings in the city but we couldn’t protect them. There are notes on Hacer Kılıçoğlu’s book “We were three kids in Izmir” about your connection to the sea. What kind of a connection was that? Bilginer: I used to go fishing in front of our house; you could swim in the bay during that period. Dolphins used to swim by the bay and we would hear them. I used to see many sea turtles in the bay. We used to see into the depths of the sea and see the fish we wanted to catch. I noticed in horror that as years passed the bay became a swamp. Fortunately we weren’t too late and it was cleaned. Whenever I come to Izmir and see people fishing it makes me happy. However, even though we are a

“Beni gözlerimi kapatıp İzmir’e

getirin, İzmir’de

olduğumu anlarım” “Blindfold me and take me to Izmir

and I’ll know that I’m in Izmir”

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

99


ve nergis kokuyor” dediği İzmir üzerine keyif li bir söyleşi yaptık.

buradan gitmiş olsam da bana “İzmirliyim” demek hakkını veriyor aslında.

İzmir’de doğdunuz, çocukluğunuz burada geçti. Belleğinizdeki İzmir’den biraz bahsedebilir misiniz? Bilginer: İzmir’den ayrılalı 42 yıl oldu. Köprü semtinde, Behçet Uz Parkı’nın yakınlarında cumbalı bir Rum evinde büyüdüm ben, 1964’e kadar orada yaşadım. Sonra sahildeki Kutucular Apartmanı’na taşındı bizimkiler, hala da oradalar.

Ama geçmişle kıyasladığımda İzmir’in eskiden daha güzel olduğunu söyleyebilirim. Kentte daha güzel yapılar vardı, maalesef onları koruyamadık.

Ben İzmirli olmaktan çok mutluyum. İzmir’de doğdum, İzmir’de büyüdüm, lise son sınıfa kadar İzmir’de okudum. Çocukluğum çok mutlu ve güzel geçti burada. Kendimi hep İzmir’e ait hissederim. Ama işim dolayısıyla 1971’den beri artık İzmir’de yaşamıyorum. İzmir’e sadece tatillerde, ailemi görmeye ve turnelerde geliyorum. Burada doğup büyümek, ilk gençliğimin burada geçmiş olması, liseyi bitirdikten sonra 100

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Hacer Kılıçoğlu’nun “İzmir’de Üç Çocuktuk” romanında sizin küçük bir çocukken denizle olan bağınıza ilişkin notlar var. Nasıl bir bağdı o? Bilginer: Ben oturduğumuz evin önünden balık avlardım, o tarihlerde İzmir Körfezi’nde denize girilirdi. Yunuslar geçerdi Körfez’den, yunusların kuyruklarının sesi şak şak diye yankılanırdı civardaki evlerde. Deniz kaplumbağalarını da çok gördüm Körfez’de. Baktığımızda denizin dibini görür, balıkları görerek avlardık; isparoz, lidaki gibi buraya has türlerdi çoğu. Yıllar geçtikçe Körfez’in bataklık olmaya başladığını dehşetle fark ettim. Neyse ki son anda direkten dönül-

country that is surrounded by seas on all three sides, we are the country to take the least advantage of this. We need to be able travel by boat to all locations. We’ve heard that you wanted to be a chemist when you were young. How did you give up that dream to become an actor? Bilginer: I was a very curious kid; my nickname was curious. If I had been a chemist I would be trying to discover something new or if I was a doctor I would be looking to cure cancer. My favorite books were encyclopedias. I would consult encyclopedias when I was curious about something. Well, the first thing you have to do if you want to be an actor is you have to be curious. You need to know why you are doing certain things so that you can really portray that character. I had that urge and that led me to be an actor. Urban identity also affects and shapes a person’s cultural identity. How did Izmir


“Ben oturduğumuz evin

önünden balık avlardım, o

Kordon

dü de temizlendi. Şimdi zaman zaman İzmir’e geldiğimde, sahilde oltayla balık avlayan insanları gördükçe mutlu oluyorum. “Demek ki Körfez’de hayat var” diyorum kendi kendime… Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim, üç tarafı denizle çevrili olan bir ülke olmamıza rağmen denizi kullanmayı en az bilen ülkeyiz. En basitinden deniz ulaşımımız nerede? Bizim aslında her yere vapurlarla gitmemiz lazım. Küçükken bir kimyager olmak istiyormuşsunuz. Kimyager olma hayalinden oyunculuğa nasıl geçiş yaptınız? Bilginer: Çok meraklıydım, hatta takma adım ‘meraklı’ idi. Kimyager olsaydım yeni bir şey keşfetmeye, doktor olsaydım da belki de kanserin tedavisini bulmaya çalışacaktım hala. Benim en sevdiğim kitap ansiklopediydi. ‘Resimli Bilgi’ diye bir ansiklopedi vardı, babam onun her sayısını alır, ciltletir-

di. Merakımı onu okuyarak giderirdim. E oyuncu olmanın da birinci şartı merak. Meraksız ve ilgisiz bir insansanız oyuncu olmanız çok da mümkün değil. Yaptığınız şeyleri neden yaptığınızı bilmelisiniz ki, bunu yaparken ve bir karakteri canlandırırken oradan bir şeyi bulup çıkarabilesiniz. O dürtü vardı bende, kimyager ya da doktor olmadım, oyuncu oldum. Kentin kimliği insanın kültürel kimliğini de etkiliyor, biçimlendiriyor. Buradan yola çıkarsak İzmir sizin yaşamınızı, sanatınızı nasıl etkiledi? Bilginer: Bir Ege şehrinde, denizin kıyısında, deniz ile iç içe büyümem etkili oldu tabii ki. Ankara’ya gittiğimde çok zorluk çektim örneğin. Sağa bakıyorum, sola bakıyorum, zıplıyorum deniz yok… Ama İzmir’de öyle mi? İzmir’in her yerinde deniz görebilirsiniz; nereye giderseniz gidin, başınızı çevirdiğinizde deniz vardır. İşte o sahilde yaşama kültürü, insana özgürlük

tarihlerde İzmir Körfezi’nde denize girilirdi.”

“I used to go fishing in front of our house; you could swim in the bay during that period.”

affect your life and your art? Bilginer: Growing up in an Aegean city near the shore was a big effect. I had a hard time when I went to Ankara. There is no sea in Ankara. You can see the sea from everywhere in Izmir. Living on the shore gives you freedom and comfort. This feeling was important to me…And the feeling of being from Izmir…

“İzmir gave me so much” What kind of a feeling is that? Bilginer: That is a great feeling. I had a

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

101


great childhood. I went to İnönü Elementary School and then to Türk Koleji. I used to walk from my house to school. I always remember the friendships and our neighbors. Living with friends and family; these are the things I remember. So in that regard I can say that Izmir gave me so much. They say that each city has a unique smell and feel. What kind of a smell and feel does Izmir have? Bilginer: Smells are very important to me and Izmir does have a unique smell. İzmir smells like the Aegean. If you ask me to describe it; it is filled with oregano, the sea and daffodils. Blindfold me and take me to Izmir and I’ll know that I’m in Izmir … As for the taste of Izmir, a lot of herbs and greens are consumed in Izmir. When I was studying in Ankara I asked the grocer for arugula and he didn’t know what it was. These herbs and olive oil very important to me; and of course fish- especially sea bream. What do you miss the most about Izmir when you’re away? Bilginer: My mother, sister, brother, their kids- my entire family is here. So, coming to Izmir means fulfilling a longing for me.

“İzmir is a woman who has suffered from men”

ve ferahlık veren bir duygu. Bu duygu önemliydi benim için. Bir de İzmirli olma hali…

“İzmir bana çok şey verdi” Nasıldır İzmirli olma hali? Bilginer: İzmirli olma hali çok iyidir. Benim çocukluğum çok mutlu geçti mesela. İlkokulu İnönü İlkokulu’nda, liseyi Türk Koleji’nde okudum. Evimizden yürüyerek giderdim okullara. İzmir’deki o dostluklar, komşuluk hep hatırımda… Sonradan apartman hayatı başlayınca yok olan, ama benim ço102

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

cukluğumda var olan ve tadını bildiğim duygular bunlar; geniş aile, eş-dost ve onlarla hep beraber yaşamak. O açıdan İzmir bana çok şey verdi diyebilirim. Her kentin bir dokusu, kokusu, tadı vardır denilir. Sizce İzmir’in nasıl bir dokusu, kokusu ve tadı var? Bilginer: Koku benim için çok önemlidir ve İzmir’in bir kokusu vardır hakikaten. İzmir, Ege’ye kıyısı olan her yer gibi Ege kokar. Nasıl bir kokudur bu derseniz; içinde bol kekik, deniz ve nergis kokusu taşıyan kendine özgü bir kokusu vardır İzmir’in. Öyle ki beni göz-

If you were to liken Izmir to a person, would it be a man or a woman? What kind of a person? Bilginer: İzmir seems more like a woman that has suffered from men because Izmir lost its original structure in time and that was because of men. Women are caring and nurturing and protective but men unfortunately are spoilers… What are the differences of women from Izmir who have been inspiration for songs and poems? Bilginer: They say that girls from Izmir are lucky in beauty competitions and they always win. The girls of Izmir are pretty. They are more confident and I think that comes from the Aegean culture and the sea culture…


lerimi kapatıp İzmir’e getirin, İzmir’de olduğumu anlarım… İzmir’in tadına gelince çok yeşillik yenir İzmir’de. Ben Ankara’ya öğrenci olarak gittiğimde manavdan roka istedim, “Anlamadım” dedi. Ne olduğunu bilmezlerdi. Rokayı sadece Egeliler bilirdi, Ankara, İstanbul bilmezdi. İşte o otlar ve zeytinyağı çok önemlidir benim için. Ve tabii ki bir de balık; özellikle de çipura, ama çiftlik değil deniz çipurası… İzmir’den uzak kaldığınızda en çok neyi özlüyorsunuz? Bilginer: Annem, kız kardeşim, ağabeyim, onların çocukları, kısacası bütün ailem burada. Dolayısıyla benim için İzmir’e gelmek aileyle hasret gidermek anlamına geliyor.

“İzmir erkeklerden çok çekmiş bir kadın” Peki İzmir’i bir insana benzetseydiniz, bir kadın mı olurdu yoksa bir erkek mi? Nasıl bir insan olurdu? Bilginer: İzmir, daha çok bir kadına benziyor. Ama erkeklerden çok çekmiş,

“keşke bunlara hiç bulaşmasaydım” diyen bir kadın. Çünkü İzmir zaman içinde dokusunu yitirdi, bunu da erkekler yaptı. Neden böyle diyorum, çünkü kadınlar saklar, tutar, ama erkek yağmacıdır maalesef… Kadın demişken, şarkılara, şiirlere konu olan İzmir kadınlarının, diğer kentlerin kadınlarından farkı nedir? Bilginer: Güzellik yarışmalarında falan hep İzmirli kadınların şanslı olduğu ve kazandığı söylenir. İzmir’in kızları güzeldir denilir, havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez. Bir de Türkiye’nin diğer şehirleriyle kıyaslandığında daha özgüvenlidir İzmir’in kadını. Buradaki özgüven Ege kültüründen, deniz kültüründen kaynaklıdır bence…

“Özeleştiri yapmayı öğrenmeliyiz” Prof. Dr. Fuat Keyman “İzmir mazereti olmayan bir şehir” diyor. Ancak kentin sanayide, turizmde, kültür ve sanatta hak ettiği konumda olmadığı konuşuluyor. Acaba İzmir kendine sürekli mazeret mi üretiyor? Bilginer: Bu sadece İzmir ile ilgili bir

“We need to learn self-criticism” Prof. Dr. Fuat Keyman says that “İzmir is a city that doesn’t have any excuses” but people say that the city doesn’t receive its fair share in industry, tourism, culture and art. Do you think Izmir is always making excuses? Bilginer: This is not just about Izmir; Turkey doesn’t have any excuses but it is in our DNA to make excuses. We make excuses for things we can’t achieve because this takes the responsibility off our shoulders. If we learn to self-criticize everything will be different. We have to learn to do this. This will help us. If we can make this happen Turkey will soar. İzmir has a profound culture and art tradition but people are complaining about the lack of cultural and art activities. What do you think about this? Bilginer: If there is no demand you just can’t force people to go to the theatre. If you have gone to the theatre when you were a kid and you went to the theatre when you were a teenager, you will have many theatres where you live. If there

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

103


durum değil, Türkiye’nin bir mazereti yok aslında. Ancak bizim genlerimizde mazeret üretmek var. Biz beceremediğimiz şeylere mazeret üreten bir toplumuz. Çünkü böylece sorumluluğu üzerimizden atmış sayıyoruz halbuki sorumluluk daha çok üzerimize biniyor. Geçmişin muhasebesini yapıp özeleştiri yapmayı becerdiğimiz zaman her şey farklı olacak. Bunu öğrenmek zorundayız. Üstelik bu bizim faydamıza olacak. Bunu başarabilir ve önümüzdeki sıkıntıları aşabilirsek Türkiye uçar diye düşünüyorum. İzmir köklü bir kültür ve sanat geleneğine sahip. Ancak kültür ve sanat alanında da yetersizliklerden yakınılıyor. Sizin bu konudaki görüşünüzü alabilir miyiz? Bilginer: Bir yerde talep yoksa insanları zorla tiyatroya götüremezsiniz. Ama siz çocukluğunuzdan itibaren tiyatroya gitmişseniz, 16-17 yaşında tiyatro arıyorsanız, tiyatro hayatınızın bir parçası ise yaşadığınız şehirde 10 tane özel tiyatro, 20 tane devlet tiyatrosu olur. Ama bunu talep etmezseniz kendi kendine oluşmaz. İngiltere ile bizim nüfusumuz aynıdır. İngiltere’de sadece bir mahalledeki top104

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

lam tiyatro sayısı Türkiye’nin tamamındakinden fazladır. Futbolun beşiği olmasına rağmen İngiltere’de tiyatro seyircisi futbol seyircisinden fazladır. İngiltere’de ben 30 yıl önce üye olduğumda Oyuncular Sendikası’nın üye sayısı 20 bindi, şu anda herhalde 40 bin falandır. Bizde toplam oyuncu sayısı 2 bini geçmez. “İzmir’de neden böyle oluyor” sorusunun cevabı “Türkiye’de neden böyle oluyor” sorusunda gizli. Antonius ve Kleopatra oyunu için İzmir’desiniz. Kendini Dionysos ile bir tutan Antonius’u, Anadolu’da Dionysos adına yapılan en büyük tapınağın bulunduğu topraklarda oynamak size neler hissettiriyor? Bilginer: Keşke Dionysos geleneğinin başladığı topraklarda tiyatro daha çok gelişseydi düşüncesinden başka hiçbir şey yaratmıyor. Biz tiyatro yapanlar ve seyredenler, tiyatro kültürünü yavaş yavaş oluşturmaya çalışıyoruz. İnşallah çocuklarımız, kendilerini ve dünyayı daha iyi anlayan insanlar olabilmek için daha çok tiyatro izleyecek. Çünkü insanın kendini tanımasında çok önemli bir araçtır sanat…

is no demand, this is not just going to happen. We have the same population as England. There are more theatres in one neighborhood in England than the entire number of theatres in Turkey. Even though England is the birthplace of football, there are more theatre audiences than spectators. The Actors Guild had 20 thousand members when I signed up 30 years ago; it must be well over 40 thousand now. We only have 2000 actors in Turkey. So, the state of Izmir actually ref lects the situation in Turkey. You are in Izmir for Antonius and Cleopatra. How does it make you feel playing Antonius, who likens himself to Dionysus, on the lands that harbors the biggest temple built for Dionysus? Bilginer: I wish theatre was more advanced on the lands where the Dionysus tradition began. We are slowly trying to build the theatre culture. I hope that our children will watch more performances to better understand themselves and the world because art is an important tool in understanding oneself…


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

105


Mimari / Architect

106

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


Levantenlerin İzmir’e mirası

Buca köşkleri

İzmir ekonomisi ve kültürüne büyük katkı sağlayan Levantenlerin yaşadıkları evler kentin mimarlık tarihinin önemli yapıları arasında yer alır. Buca ilçesinde bulunan Baltazzi (Baltacı), Rees, De Jongh ve Forbes köşkleri, İzmir Levantenlerinin yaşamına ışık tutan anıtsal örneklerdir. Yazı-Article: Prof. Dr. İnci Kuyulu Ersoy / E.Ü. Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Fotoğraflar-Photographs: Onur Şan

The heritage of Levantines to Izmir: The villas of Buca Houses where Levantines, who contributed greatly to the economy and culture and Izmir, lived are some of the most important structures in the architectural history of the city. The Baltazzi (Baltacı), Rees, De Jongh and Forbes villas in the borough of Buca are monumental examples that shed light on the lives of Levantines of Izmir.

İ

zmir’in güney hinterlandına bağlantıyı sağlayan Buca, Levantenler için genellikle sayfiye evlerinin bulunduğu banliyö olarak kabul edilse de, demiryolunun gelmesinden önce de okul, kilise gibi mevcut kurumlarıyla merkezle devamlı bağlantılı olan bir yerleşim merkezi idi. Ancak, 1860 yılında hizmete giren İzmir-Aydın demiryolu bağlantısı, kuşkusuz Buca’da oturan Levanten sayısında gözle görülür bir artış sağlamıştı. Bu durum Cevat Sami ve Hüseyin Hüsnü’nün, İzmir – 1905 isimli kitabında şöyle anlatılır: “Buca Köyünde İzmir’de ticaretle meşgul olan tüccar sınıfının en meşhur olanlarının güzel ve zarif birçok köşklerine tesadüf olunur. Burası en ziyade, Bornova gibi İngiliz ileri gelenlerinin ikametine mahsustur.” 1856 yılında Sultan Abdülmecit, 1863 yılında da Sultan Abdülaziz’in Buca’da Levanten aileler tarafından misafir edilmeleri, bu tüccar ailelerin saray

B

uca, which enables access to Izmir’s southern hinterland, was a settlement with its school and church before the arrival of the railway although it is considered a summer resort by Levantines. The İzmir-Aydın railway connection, which became operational in 1860, increased the number of Levantine citizens in the area. This situation is mentioned in Cevat Sami and Hüseyin Hüsnü’s book, İzmir – 1905: “You can see the elegant and beautiful villas of rich merchants in the village of Buca. These are usually owned by rich Britons, like in Bornova.” The fact that Sultan Abdülmecid was hosted by the Levantine families in Buca in 1856 and Sultan Abdülaziz in 1863 proves that these merchant families were very respected and powerful. In fact, these villas were the strongest indicator that these families were inİZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

107


Baltazzi Köşkü

nezdinde de ne kadar güçlü ve hatırlı olduklarının bir göstergesidir. Gerçekten de, tanımda sözü edilen meşhur ailelerin maddi ve manevi anlamda son derece rahat bir yaşam sürdürdüklerinin en somut ifadesi ya da diğer bir değişle belgesi bu köşklerdir. Batılı yaşam tarzına uygun yaşayan Levantenlerin yaptırdıkları köşklerin inşasında lüks ve ithal malzeme kullanımı dikkati çeker. Hatta, usta ve mimar konusunda da aynı duyarlığı gösterdikleri söylenir. Yaşam tarzı gibi köşklerinin inşasında da, bireysel tercihlerini kullanarak Avrupa’ya özgü mimari tasarım ve süslemelere ağırlık verdikleri, ayrıntıda da olsa yer yer lokal değerlerle beslendikleri görülür. Yaptıran ailenin soysal konumu, kültürel seviyesi, belki de en önemlisi ekonomik gücü ve bu unsurların oluşturduğu alt yapı, köşklerin dış görünümlerinde önemli farklılıklar ortaya konmasına neden olmuştur. Bu yazımızda bir bölümü ortadan kalkmış Buca köşklerinden birkaç anıtsal 108

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

örneği kısaca tanıtacağız. Bu önemli dört örnek sanırım Levanten köşkleri hakkında bir fikir verecektir.

Neoklasik esintiler taşıyan Baltazzi (Baltacı) Köşkü

Buca’nın en erken tarihli köşklerinden biri olduğu kabul edilen yapının hem yaptıranı (Baltazzi / Baltacı) hem de inşa tarihi (1850 / 1880) konusunda farklı görüşler vardır. 1856’da Sultan Abdülmecit’in, 1863’de de Sultan Abdülaziz’in bu köşkte misafir edildiği bilinir. Daha sonra el değiştirdiği, yeni sahibi Ermeni /Rum Ispartalıyan tarafından özellikle bahçesinin havuz ve heykel düzenlemeleriyle yeniden tasarlandığı ifade edilir. Kurtuluş Savaşı sonrasında kamulaştırılan yapı, ardından eğitim amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Geniş bir arazi içine yapılmış köşkün müştemilat binalarının bugün mevcut olmadığı söylenir. İki katlı yapı, son derece simetrik bir plan tasarımına sahip-

deed very rich and powerful. Luxurious and exported materials were used in the construction of the villas. It is also said that they showed the same sensitivity in choosing architects and foremen. Local assets are also included in the villas which were constructed and decorated in the European style. The infrastructure which showed the social standing, culture level and mostly the financial status of the families that owned these houses resulted in important differences in the outer decoration of the villas. In this article, we will introduce four of the monumental examples of the Buca villas which will give you an idea of the Levantine villas.

Baltazzi (Baltacı) Villa with Neoclassic features

There are different opinions regarding the construction date of this villa and the architect. Sultan Abdülmecid was a guest in this villa in 1856 and Sultan Abdülaziz in 1863. The villa was later


tir. Her iki katta da mekanlar, ortada bulunan geniş bir dağılım mekanının etrafında yer alır. Cephe düzenlemesinde de simetri kaygısının sürdürüldüğünün izlendiği yapıda, ön ve arka cepheler farklı tasarımlara sahiptir. Ana cephede, genel olarak Neoklasik bir hava sezilmekle birlikte, bu vurgunun alt kattaki üçlü giriş ve iki yanındaki birer pencere düzenlemesiyle sağlandığı görülür. Üst katta ise, diğer cephelerde de olduğu gibi, sade görünümlü dikdörtgen formlu, kapı ve pencere açıklıkları dikkati çeker. Yapının konsollarla desteklenmiş geniş ahşap saçak düzenlemesi ise yerel değerlerle beslenen bir anlayışın ürünüdür.

Rönesans üslubunun ilginç örneklerinden Rees Köşkü

Buca’nın önemli köşklerden biri de İngiliz Rees Ailesi’ne aittir. Yapılış tarihi konusunda farklı görüşler ileri sürülen köşkün 1890, 1895 ya da aynı yüzyıl sonunda inşa edildiği sanılır. 20’nci yüzyılda birkaç kez el değiştirdiği görülen yapıya Birinci Dünya Savaşı esnasında el konularak Darül Muallimin (Yatılı Kız Okulu) olarak işlev verildiği; savaş sonrasında ise aileye tekrar iade edildiği bilinir. 1930’ların sonlarında ailenin kentten ayrılmasıyla istimlak edilen yapı, günümüzde 9 Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından kullanılıyor. Geniş bir arazi içinde konumlandırılmış Rees Köşkü, üç katlı ana bina ile bu binaya bitişik tek ve iki katlı inşa edilmiş çeşitli binalardan oluşur. Rönesans üslubunun ilginç örneklerinden olan ana binanın kuzeydoğu köşesinde sosyal statünün ifadesi olarak bir kule yükselir. Yeri gelmişken Hipodrom ve dolayısıyla at yarışlarının 1863 yılında Sultan Abdülaziz’in katılımıyla İzmir’de başlamasının öncülüğünü yapan ailelerden birinin de Rees Ailesi olduğunu belirtmek gerekir. Yapının iç mekanı yoğun süslemeleriyle dikkati çeker. Özellikle kütüphane, şeref salonu, balo salonu gibi isimlerle anılan ana salonun tavanlarını bezeyen alçıdan yapılmış bitkisel

Rees Köşkü

on bought by an Armenian and was redesigned with a pool and statue in the garden. The structure, which was nationalized after the Turkish War of Independence, was used as an educational facility. The outhouses of the villa, which is built on a wide land, don’t exist today. The two storey building has a symmetrical plan. Spaces in both f loors are located around a large hall. The front and back exteriors have different designs. The Neoclassic feel in the main

exterior is provided by a triple gateway and windows on each side. On the upper f loor, simple rectangular door and window apertures attract attention. The wide wooden canopy structure of the building supported with columns was inspired by regional trends.

Rees Villa: An interesting example of Renaissance style

One of the most important villas in Buca belongs to the British Rees fam-

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

109


Rees Köşkü

örnekli süslemeler, bu mekanın diğerlerinden farklılığını ortaya koyar. Rees Köşkü hemen her mekanında bulunan şömineler ile adeta bir şömine müzesi gibidir. Hepsi birbirinden farklı ve yoğun süslemeli olan şömineler, genellikle farklı renkte çini plakalarla çerçevelenmiştir. Bunlar arasında su kuşu figürleriyle desenlendirilmiş, tavus kuşu motifiyle taçlandırılmış ya da ahşaptan masklarla bezenmiş olanlar dikkati çeker.

Batının farklı üslup özelliklerini taşıyan De Jongh Köşkü

Rees Köşkü

110

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Felemenk asıllı İngiliz De Jongh Ailesi’nin Buca’ya en erken yerleşen ailelerden biri olduğu kabul edilir. Tıpkı Rees Köşkü gibi kesin inşa tarihi bilinmeyen yapının 1877, 19’uncu yüzyıl sonları ve 1900’lerde yapıldığı sanılır. De Jong Ailesi’nin İzmir’den ayrılmasının ardından, önce İtalyan Sperco Ailesi’nin sonra Aliberti Ailesi’nin

ily. It is believed that the villa was constructed in 1890, 1895 or at the end of the same century. The building exchanged hands a couple of times in the 20th century, was once used as a boarding school for girls and was returned to the family after the war. The building, which was expropriated at the end of the 1930’s after the family left the country, is being used 9 Eylül University’s Educational Faculty. The villa, which is located on a wide area, consists of a three storey main building and various buildings adjacent to the main structure. There is a tower on the southeastern corner of the main building which emphasizes the social status of the family. By the way, the Rees family was the pioneer of horseracing in Izmir. The interior of the structure attracts attention with its dense decorations. The plant decorations that adorn the ceilings of the ballroom made from plaster differentiates the structure


De Jongh Köşkü

mülkü olan ve 1930’larda istimlak edilen yapı, günümüzde bir sağlık kuruluşunun bünyesinde bulunuyor. De Jongh Köşkü, geniş bir bahçenin merkezine yerleştirilmiştir. Ne yazık ki, Levantenlerin olmazsa olmaz şeklinde benimsedikleri ve çoğu köşkte hayat bulan bahçe tasarımlarının vazgeçilmez unsuru olan havuz ve tenis kortu günümüze ulaşmamıştır. Ortadan kaldırılan bu tenis kortunun Levantenler tarafından İzmir sosyal hayatına eklenen çeşitli spor etkinliklerinden birinin belgesi olduğunu yine yeri gelmişken hatırlatmakta yarar var. Yapıyı üç yönden çevreleyen geniş verandanın ön plana çıkarıldığı De Jongh Köşkü, ana cephesindeki üçlü açıklıklar, alınlıklı pencereler, sütunçelerle ikiye ya da üçe bölünmüş pencere düzenleriyle Batının farklı üslup özelliklerini yansıtırken, ahşap konsollarla desteklenmiş geniş saçağı ile de doğrudan yerel mimariye gönderme yapar. Zemin

from the others. The villa is like a fireplace museum with fireplaces that can be found in every room. These fireplaces, which are all different from one another and heavily decorated, are bordered with different color tile plaques. Among them, fireplaces decorated with swans, crowned with peacocks and with wooden masks attract attention.

De Jongh villa: Traces of different Western styles

Levanten köşkleri, içerisinde yaşayan

ailelerin ekonomik gücü ve kültürel

seviyesi hakkında da ipuçları verir.

It is believed that the De Jongh family, of Flemish descent, was one of the earliest families to settle in Buca. Just like the Rees villa, the construction date of the villa is unknown but it is believed that it was built either in 1877 or at the end of the 19th century. The building, which was owned first by the Italian Sperco family after the De Jongh family left Izmir and later bought by the Aliberti family, is owned by a medical institution today.

Levantine villas also give us clues

about the economic power and

cultural level of the families that live in these houses.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

111


Forbes Köşkü

katı bir dağılım mekanı ile bu mekanın üç tarafını çevreleyen çeşitli mekanlardan oluşur. Yapının yatak odaları üst kattadır. Köşkün bodrum katı kiler, çamaşırhane, depo gibi mekanları ihtiva ederken hizmetliler için bir ara kat yapılmıştır. Yapının iç görünümü alçı süslemelerle zenginleştirilmiştir. Süslemeler arasında bulunan alçıdan maskların ahşaptan yapılmış örnekleri de dikkati çeker. İç mekanlara zengin görünüm kazandıran unsurlardan biri olan şömine örneklerinden De Jongh Köşkü’nde de bulunmaktadır. Hem alt katta hem de üst katta bulunan mermer ya da ahşap çerçevelere sahip şömineler çeşitli renklerde düz ya da desenlendirilmiş çini plakalarla bezenmiştir.

İzmir’in en anıtsal köşklerinden Forbes Köşkü

Forbes Köşkü-İyon başlıklı sütun

112

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Sadece Buca’nın değil, İzmir’in de en anıtsal köşklerinden biri İngiliz Forbes Ailesi’nin köşküdür. Kapısı üzerinde yer alan armadaki yazıttan, yapının 1908’de

The villa is situated in the center of a large garden. Unfortunately, the pool and tennis court- a must for Levantine families in garden decoration- have not made it to this date. Tennis is one of the sports added to Izmir’s social life by Levantines. The villa, where the large porch that surrounded the structure on three sides was highlighted, ref lects the different architectural styles of the west with its triangular canopies, windows with pediments and window systems divided into two or three with small columns while paying homage to local architecture with its wide fringe supported with wooden columns. The ground f loor consists of a distribution area and various rooms that surround the main area on three sides. The bedrooms are on the upper f loor. While the basement includes the pantry, laundry room and storages, a mezzanine was constructed for the servants. The interior


Forbes Köşkü-üçgen alınlıklı giriş

inşa edildikten hemen sonra 1909’da yandığı, 1910 yılında ise yeniden inşa edildiği anlaşılır. Forbes Ailesi’nin kentten ayrılmasından sonra bir süre Whittall Ailesi tarafından kullanılan yapı, daha sonra kamulaştırılmıştır. Burada at ve binicilik konusuna ilgi gösteren ailelerin başında Forbes Ailesi’nin geldiğini söylemek gerekir. Buca’ya hakim bir tepe üzerinde, geniş bir bahçe içinde inşa edilmiş Forbes Köşkü, ana yapısı ile ona bitişen çeşitli binaları ve müştemilatıyla hem asimetrik hem de eklektik tasarımın ilginç uygulamalarından biridir. İyon başlıklı, üçgen alınlıklı giriş, yanından yükselen üç katlı kule, üç yönde köşeleri sütunlarla belirginleştirilmiş üç cepheli çıkmalar Batılı mimari tasarımın uygulamaları olarak belirirken, konsollarla desteklenen geniş saçaklar yerel mimariden izler taşır. Yapıda bulunan arma, merdiven korkuluklarını bezeyen kabartma yılan ve kurbağa motif leri ile Londra’dan getirtilmiş pencere kepenkleri yapının

of the structure was enriched with plaster decorations. There are plaster and wooden masks as decorations. There are also fireplaces that enrich the interior decoration. Fireplaces on all f loors with marble or wooden borders are decorated with colorful tiles.

Forbes villa: One of İzmir’s monumental villas

One of the monumental villas in not just Buca but Izmir is the Forbes villa owned by the British Forbes family. We know from the crest above the door that the villa was constructed in 1908, burnt down in 1909 and rebuilt in 1910. The structure, which was used by the Whittal family after the Forbes family left the city, was nationalized later on. The Forbes family was a family very much interested in horses and horse riding. The villa, which is located on a hill overlooking Buca and inside a large garden, is an interesting application of asymmetric and eclectic design with İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

113


Mimari yönden Avrupa’ya özgü tasarım ve süslemelerin ağırlıklı olarak kullanıldığı köşklerde yerel değerlere de rastlanır. Local assets are also included in the villas which were constructed and decorated in the European style. mimari tasarımı yanında dekoratif tasarım düşüncesindeki önemseyişin de belgeleri olarak dikkat çekicidir. Yapının iç mekanları da yoğun süslemelere sahiptir. Bunlar arasında, tavan ve duvarlarda içlerinde kartal ve eros motif leri de bulunan alçı bezemeler ile süslemeli şömineler sayılabilir. Levanten tarihinin sosyal boyutu ile mimari tasarım ve süsleme düşüncesini yansıtan ve günümüzde sayıları giderek azalan bu köşkler “Levanten” bağlamında farkındalık yaratmaya devam ediyor. 114

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

its main building and various adjacent buildings. While the Ionian style triangular pediment entrance, the three storey tower next to it and the extensions highlighted by columns on three corners are western applications, the wide fringes supported by columns ref lect traces of local architecture. The crest above the door and the snake and toad bas relief motifs that adorn the banisters were brought over from London and the window shutters were chosen to highlight decorative concerns. The interior of the building is also heavily decorated with eagle and Eros motifs made from plaster and decorated fireplaces. These villas, which ref lect the social aspect of Levantine history and their architectural applications, continue to be examples of the Levantine culture.

Kaynakça Baykara, T., İzmir Şehri Tarihi, İzmir 1974. Beyru, R., 19. Yüzyılda İzmir’de Yaşam, İstanbul 2000. Birol Akkurt, H., 19. Yüzyıl Batılılaşma Kesitinde Bornova ve Buca Levanten Köşkleri Mekansal Kimliğinin İrdelenmesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, DEU Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir 2004. Cevat Sami – Hüseyin Hüsnü, İzmir 1905, Sad.Yay.Haz. E.Serçe, İzmir 2000. Erpi, F., Buca’da Konut Mimarisi (1938-1934), Ankara 1987. Kuyulu Ersoy, İ. “Cultural Contributions of the Levantines in Izmir”, Mersin, The Mediterranean and Modernity-Heritage of the Long Nineteenth Century, (Mersin 17-20 Nisan 2002), Mersin 2002, pp.73-79.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

115


ADVERTORIAL

Buca’da organik üretim Buca Belediyesi ilçeye kazandırdığı organik pazarlarla, Buca’nın köylerinde üretilen sağlıklı ürünleri halkla buluşturmasının yanı sıra düzenlediği şenlik ve çalıştaylarla da ilçedeki potansiyelin yurtiçi ve yurtdışında tanıtımını sağlıyor.

Organic production in Buca The Municipality of Buca contributes to the domestic and international advertisement of the borough with organic markets, festivals and workshops.

B

uca’nın Belenbaşı Köyü’nde kiraz üretimi giderek artıyor. 1990’lı yıllarda tütüne getirilen kota uygulaması nedeniyle kiraz üretimine yönelen köy halkı 2004 yılından bu yana da, 60 bin dönüm arazide zeytin ağırlıklı, kiraz, incir, bağ ve çeşitli sebzelerle organik üretim yapıyor. Belenbaşı Köyü’nde üretilen yüksek kalitede kirazlar, düzenlenen kiraz şenlikleri ile kente ve ülkeye tanıtılıyor. Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı’nın desteğiyle yapılan ve bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek olan “Yörük Kültürü’nü Tanıtma ve Kiraz Şenliği”, Belenbaşı kirazlarının kalitesini tüm yurda duyuruyor. Organik sertifika ile satılması hedeflenen kirazların kısa sürede Avrupa pazarlarına gönderilmesi de hedefleniyor. Kaynaklar ile Karacaağaç, Belenbaşı, Kırıklar ve Doğancılar köylerinde yaklaşık 5 bin 500 hektar alanda ekolojik tarım yapılması için Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı’nın desteğiyle 10 yıl önce başlatılan çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. İlk olarak bölgede üretilen zeytinyağı ekolojik sertifika ile satılmaya başlanırken halen Karacaağaç Köyü’nde iyi tarım uygulamalarına yönelik bir proje sürdürülüyor. Proje kapsamında organik biber, barbunya, taze fasulye, bamya, karalahana ve brokoli başta olmak üzere bir çok sebzenin üretimi yapılıyor.

116

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Hedef daha çok sertifikalı ürün

Buca’nın köylerinde üretilen yarı organik ve organik ürünlerin satışı için Buca Belediyesi pazar olanakları da hazırlıyor. Bölgedeki üzüm ve yaş incir (bardacık) gibi ürünlerin de sertifikalı olarak tam organik biçimde üretilmesinin hedef lendiğini belirten Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, uluslararası alıcıların da bir süre sonra bölgeye ilgi duyacağına inandığını söylüyor.

C

herry production in the village of Belenbaşı in Buca is increasing steadily. The people in the villages, who switched to cherry production after quota applications on tobacco in the 1990’s, continue to grow organic products, cherry, figs and vegetables since 2004. High quality cherries that are grown in the village of Belenbaşı are advertised to the country through festivals. The Nomad Culture Introduction and Cherry


Buca Belenbaşı Köyü’nde

düzenlenen “Yörük

Kültürü’nü Tanıtma ve

Kiraz Şenliği” İzmir’in

her köşesinden binlerce

vatandaşın katılımı

ile kutlanıyor.

The Nomad Culture

Introduction and Cherry

Festival which is

organized in the village

Chief Magistrate Ercan Tatı, who states that their target is to produce fully organic certified products, says he believes that international buyers will be more interested in the region in the near future.

of Belenbaşı is celebrated with people arriving from all over Izmir.

Üretici pazarları kuruluyor

Buca Belediyesi ilçeye kazandırdığı organik pazarlarla, Buca’nın köylerinde üretilen sağlıklı ürünleri halkla buluşturuyor. Buca Belediyesi Gölet Tesisleri’nde üç kez düzenlenen Organik Köy Pazarı’nın yanı sıra Belenbaşı Köyü girişinde Özel İdare kaynakları ve Buca Belediyesi ortaklığı ile daimi bir pazar kuruldu. Kırıklar Köyü’nde de benzer bir yatırım yapılıyor. Bu pazarlar ile birlikte bölgenin ekoturizme açılması çabaları da Buca Belediyesi öncülüğünde gerçekleştiriliyor. Yerli turizme dönük bu çalışmalara yabancıların da dahil edilebilmesi için çalıştay düzenleyen Buca Belediyesi birçok bilim adamı ve uzmanı biraraya getiriyor. Buca Belediyesi’nin İzmir Kalkınma Ajansı desteğiyle gerçekleştirdiği “Buca İlçesi’nin Ekoturizm ve Kültür Turizmi Sektör Analizi” çalışmasında ilçedeki önemli kültürel ve tarihi değerlerin varlığı ile doğal güzelliklerinin değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediliyor.

Ercan Tatı

Festival, which is being organized with support from Buca Chief Magistrate Ercan Tatı, introduces the cherry of the village to the entire country. The cherries, which will be sold with a special certificate for organic products, will be exported to European markets. Ecological agriculture works that began 10 years ago with support from Chief Magistrate Ercan Tatı continue in the villages of Kaynaklar, Karacaağaç, Belenbaşı, Kırıklar and Doğancılar. Olive oil produced in the region is being sold with an ecological certificate. Many organic vegetables are grown in accordance with the project such as pepper, beans, green beans, okra and broccoli.

More certified products

Markets are built

Healthy products grown in the villages of Buca are sold at organic markets built by the Municipality of Buca. There is the Organic Village Market, which is open three days at the municipality’s lakeside facility and a regular market is set up at the entrance of Belenbaşı village. A similar investment is on the way in the village of Kırıklar. The Municipality of Buca is also pioneering ecotourism efforts in the region with these markets. The municipality, which organizes meetings and workshops to include international actors in these works, gets together with many scientists and experts. The Ecotourism and Culture Tourism Sector Analysis Report, prepared by the Municipality of Buca and Izmir Development Agency, states that the cultural, historical and natural assets in the borough must be put to good use.

The Municipality of Buca builds markets for the sale of organic products produced in the villages of Buca. Buca İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

117


Güncel / Actual

Journey from vineyards to wine glasses Izmir, which was one of the most important wine production centers of the antique world, is revitalizing its reputation with new investments. New wine tasting routes are added each day to the city.

118

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


İzmir’de bağlardan kadehe yolculuk Antik dünyanın en önemli şarap üretim merkezlerinden İzmir, yeni yatırımlarla bu ününü canlandırıyor. Kentteki şarap tadım turu yapılabilecek güzergahlara her geçen gün bir yenisi ekleniyor.

S

on yıllarda şarap üretiminde adından övgüyle bahsedilen İzmir’de bağ sayısı ve üzüm çeşidi giderek artıyor. Antik çağda dünyanın en önemli şarap üretim merkezlerinden biri olan ve o dönemde şarap tanrısı Dionysos adına yapılan en büyük tapınağa ev sahipliği yapan kent, yeni yatırımlarla dikkatleri üzerine çekiyor. Geçen yıl, düzenlendiği kentleri şarap ve gurme turizminde ön plana çıkaran Dünya Bağ ve Şarap Konferansı ile Dijital Şarap İletişimi Konferansı kapsamında dünyanın en önemli şarap uzmanlarını ağırlayan kent, bunun meyvelerini de toplamaya başladı. İzmir Kongre ve Ziyaretçi Bürosu’nun (CVB) ev sahipliğinde İzmir’e gelen Uluslararası Şarap Eğitmenleri Birliği İcra Kurulu Başkanı Martin Ward ile Wine Educators International Londra Temsilcisi ve şarap eğitmeni Richard Boost, dünya butik şarap turizmi güzergah-

T

he number of vineyards and types of grapes are increasing in recent years in Izmir, which is now a household name in wine production. The city, which was one of the most important wine production centers in the antique world and harbors the biggest temple constructed to honor Dionysus, the God of wine, attracts attentions with new investments in the sector. The city, which hosted the world’s most important wine experts during two wine conferences, had begun to see the fruits of its labors. The chairman of the International Wine Educators Martin Ward and Wine Educators International London representative Richard Boost decided to add Izmir to the list of boutique wine tourism destinations. Izmir is expected to welcome 20 thousand wine tasters and experts by the end of this year.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

119


tablishment which offers wine tasting and wine seminars. The menu includes French and Italian food and the establishment offers Cabernet Sauvignon, Merlot, Carignan, Greanche, Semillon ve Chardonnay type wines, all produced in house. The bond house is located along the Torbalı road, on the Gölcükler village detour.

Urla Winery

Urla Winery, which was established by Can Ortabaş, Bülent Akgerman, Deniz Barçın and Yavuz Karacasulu, works relentlessly to revitalize Urla’s wine culture and make the region a wine center like Tuscany. The company, which aims to make the wine in the region a brand, markets its award winning products with the label “Made in Urla”. The firm, which produces wines from elite grapes and grapes indigenous to Urla such as Gaydura and Urla Karası, has one of the best facilities in Turkey. There are special tasting halls, a small hotel with two rooms, a restaurant and a gourmet school in the environmentally friendly Chateau style facility decorated with latest technology. Detailed information is provided about wine production and vineyards during the tour. Urla Winery is located in the village of Kuşçular in Urla.

Urlice Vineyard and Winery

larına İzmir’i de eklemeye karar verdi. Bu yıl sonuna kadar düzenlenecek turlar kapsamında İzmir’e 20 bine yakın şarap tadımcısı ve eğitimcisinin gelmesi öngörülüyor.

Here is a list of routes for wine tasting in Izmir. Be sure to expect a unique experience when touring these routes.

Biz de sizin için İzmir’de şarap tadım turları yapılabilecek noktaları çıkardık. Bağcılığa oldukça elverişli olan İzmir topraklarında yetişen üzümlerin enfes şaraplara dönüşme öyküsünü inceleyebileceğiniz bu noktalarda bambaşka bir deneyim sizleri bekliyor.

İsabey Vineyards and Bond House, which are established in the middle of Sevilen Sauvignon vineyards in İzmirMenderes, offers a unique wine tasting experience. The establishment, which welcomes those who want to learn about the journey of the wine from the vineyard to the table, is located on a 45 acre land. Groups of minimum 10 and maximum 20 are welcome at the es-

İsabey Bağları ve Bağevi

Kaliteli şarap kaliteli atmosferde sunul120

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

İsabey Vineyards & Bond House

Urlice is the boutique winery owned by Bilge-Reha Öğünlü, two people who have dedicated themselves to producing high quality wine with the world class grapes in Urla. The company produces small quantities of wine and every step of production is thought out carefully. No chemicals are used in the vineyards and the ripening of grapes is followed closely, thus producing high quality wines. The red wines of Urlice, which differentiate themselves with their dense body, also attract attention with healthy components. The vineyard, nestled in olive trees, the tasting house and the underground wine cellar are open for visitation during the weekends. Urlice Vineyard and Vinery is located in Urla’s Altıntaş Quarter, at Tangırdöşeme region.


malıdır felsefesinden yola çıkılarak İzmir-Menderes’deki Sevilen Sauvignon bağlarının ortasında kurulan İsabey Bağları ve Bağevi, misafirlerine eşsiz bir şarap ve bağcılık keyfi yaşatıyor. Şarabın bağdan, masaya uzanan serüvenini öğrenmek isteyen şarap dostlarını ağırlayan mekan, 45 dönümlük bir arazide bulunuyor. En az 10, en fazla 20 kişilik gezilerin düzenlendiği İsabey Bağevi’nde ayrıca şarap tadımları ve şarap tanıtım seminerleri de gerçekleştiriliyor. Firmanın kendi bağlarında yetişen Cabarnet Sauvignon, Merlot, Carignan, Greanche, Semillon ve Chardonay türü üzümlerden yapılmış şarapların sunulduğu mekanın mönüsünde İtalyan ve Fransız yemekleri de var. Bağevi Torbalı yolu üzerinde, Gölcükler Köyü sapağında yer alıyor.

LA Winery

Urla Şarapçılık

Yedi Bilgeler is the only hotel in Turkey which provides accommodation, food and wine tasting. The design of the hotel, which is owned by wine lovers Bilge-Gülgün Yamen, was done by a

İzmir iş dünyasının önde gelen isimlerinden Can Ortabaş, Bülent Akgerman, Deniz Barçın ve Yavuz Karacasulu tarafından kurulan Urla Şarapçılık, Urla’nın

LA Winery was established by Arkas Holding Chairman Lucien Arkas in accordance with his dream to produce world standard wines in the Aegean region. A total of 17 types of grapes, including Tempranillo, Viognier and Chenin Blanc, are grown on a1168 acre land in Torbalı. No synthetic or chemical materials are used in the vineyards, thus protecting the natural aromatic characteristics of the grapes. Grapes are harvested under moonlight and on cool nights when they are freshest. Interactive and fun tasting sessions are organized for companies. LA Winery is located in Torbalı’s Kuşçuburun Quarter, in the town of Yazıbaşı.

Yedi Bilgeler

Geçen yıl şarapla ilgili iki önemli

konferansa ev sahipliği yapan İzmir, dünya butik şarap turizmi güzergahlarına eklendi.

Izmir, which hosted

two important wine conferences last year, has been added to

boutique wine tourism destinations.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

121


yok olan şarap kültürünü yeniden canlandırmak ve bölgeyi tıpkı Toscana gibi bir şarap merkezi haline getirmek hedefiyle canla başla çalışıyor. Turistik açıdan her geçen gün daha çok tanınan bölgede şarabı bir marka haline getirmek isteyen firmanın pek çok yarışmadan ödül toplayan ürünlerinde “Made in Urla” yazıyor. Hem tanınmış soylu üzümlerden hem de Urla’ya has Gaydura ve Urla Karası üzümlerinden şarap yapan firma Türkiye’de gezilebilecek en güzel tesislerden birine sahip. Chateau tarzı (kavın bağ içerisinde yer alması), son teknolojiyle donatılmış ve yerin altında üretim yapan doğa dostu tesiste ayrıca özel tadım salonları, iki odalı küçük bir otel, lokanta ile bir şarap ve yemek okulu da bulunuyor. Gezi sırasında şarap üretimi ve bağlar hakkında ayrıntılı bilgiler veriliyor. Urla Şarapçılık, Urla’nın Kuşçular Köyü, Ufuk mevkiinde bulunuyor.

Urlice Bağcılık ve Şarapçılık

Urlice, kendilerini Urla’da yetişen dün122

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

ya standartlarındaki şaraplık üzümü yüksek kalitede şaraba dönüştürme idealine adamış, şarap tutkunu Bilge-Reha Öğünlü çiftinin butik şarap üretimi. Doğal yöntemlerle az miktarda üretim yapan Urlice Bağcılık ve Şarapçılık’ın, bağcılık ve toprağın işlenmesi konusunda attığı her adım titizlikle düşünülüyor. Bağlar tüm kimyasal uygulamalardan uzak tutuluyor. Üzümlerin gelişme evreleri yakından takip ediliyor. Böylece yüksek kalitede ürün elde ediliyor. Yoğun gövdeleri ile fark yaratan Urlice kırmızıları, kuru maddeler ve dolayısıyla içerdikleri sağlığa yararlı maddeler açısından zenginlikleri ile dikkat çekiyor. Zeytinlikler arasındaki bağ, tadım evi ve yer altı kavı, hafta sonları satış ve ziyaret için açık. Urlice Bağcılık ve Şarapçılık, Urla’nın Altıntaş Mahallesi, Tangırdöşeme mevkiinde yer alıyor.

LA Şarapçılık

LA Şarapçılık, deniz taşımacılığı ve lojistik sektöründe faaliyet gösteren Ar-

Viennese architect. The facility, which is located inside vineyards, has a winery adorned with latest technology, a cellar with French oak kegs, wine tasting rooms, outdoor-indoor restaurant, meeting rooms and five rooms with vintage decorations. Visitors can engage in production and harvesting activities during harvest season. The wines produced at the facility are named after the original seven philosophers from Greece. Yedi Bilgeler is located in the borough of Selçuk, walking distance from the Çamlık Locomotive Museum.

Foça Taşköy

Taşköy, which has set out to revitalize the dying tradition of winery and olive production in Foça, produces wines from organic grapes and organic olive oil from olives. The company uses modern production techniques when making wine and more traditional methods when processing olive. The facility, which also includes a restaurant, a


kas Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın, Ege topraklarında dünya standartlarında şaraplar üretmek hayaliyle doğmuş. Firmanın, İzmir Torbalı’daki bin 168 dönümlük arazisinde, Türkiye’de ilk defa dikilen Tempranillo, Viognier, Chenin Blanc gibi üzüm türlerinin de dahil olduğu toplam 17 üzüm çeşidi yetiştiriliyor. Bağlarda sentetik ve kimyasal hiçbir madde kullanılmıyor. Bu sayede üzümlerin doğal aromatik özellikleri olduğu gibi korunabiliyor. Yıl boyunca özenle yetiştirilen üzümler ay ışığında ve gece serinliğinde tazeliklerini yitirmeden toplanıyor ve doğrudan üretime alınıyor. Şirketlere yönelik olarak düzenlenen şarap tadım etkinliklerinde, katılımcılara kendilerini rahat hissedebilecekleri, eğlenceli ve enteraktif bir tadım seansı sunuluyor. LA Şarapçılık’ın üretim tesisi Torbalı’nın Kuşçuburun Mahallesi, Yazıbaşı beldesinde bulunuyor.

breakfast garden, a zoo and a woodworking workshop, offers Cabernet Sauvignon, Öküzgözü, Sauvignon Blanc and Misket type wines. Taşköy, which offers wine and olive oil tastings, cultural tours and seminars on olive oil and wine production, is located in the village of Ilıpınar in Foça.

Çeşme Viticulture

Çeşme Viticulture, which has set out to reintroduce the wines of Çeşme, a region famous for its vineyards and olive trees in the ancient Greek period, owns the first grapevines in Turkey. Seedlings such as Cabernet Sauvignon and Merlot

İzmir’in bu yıl sonuna

kadar 20 bine yakın şarap tadımcısı ve eğitimcisini ağırlaması bekleniyor.

Izmir is expected to

welcome 20 thousand

wine tasters and experts by the end of this year.

Yedi Bilgeler

Yedi Bilgeler, Türkiye’de şarap turizmi alanında konaklama, restoran ve şaraphane konseptinde hizmet veren ilk ve tek otel. Şarap tutkunu BilgeGülgün Yamen çiftine ait otelin tasarımı Viyanalı bir mimar tarafından yapılmış. Üzüm bağları içinde açılan tesiste son teknoloji ile kurulumu yapılmış şaraphane, Fransız meşe fıçılarının bulunduğu mahzen, şarap tadım odaları, açık- kapalı restoran, toplantı salonları ve vintage tarzında döşenmiş biri suit beş oda bulunuyor. Ziyaretçiler bağbozumu döneminde bağlarda ve şaraphanede yapılan işlemleri izleyip bu süreçlere katılabiliyor. Yedi Bilgeler’de üretilen şaraplar Yunanistan’da felsefeyi başlatan yedi bilgenin adını taşıyor. İzmir’in şarap turizmi rotasında iyi ve kaliteli bir durak olan Yedi Bilgeler, İzmir’in Selçuk ilçesinde, Çamlık Lokomotif Müzesi’ne yürüme mesafesinde yer alıyor.

Foça Taşköy

Antik Foça’nın yok olmaya yüz tutmuş bağcılık, şarapçılık ve zeytincilik geleneğini canlandırmak hedefiyle yola çıkan Taşköy, organik bağlarında yetişİZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

123


tirilen üzümleri Foça’nın ilk şaraphanesinde, organik zeytinliklerinde yetişen zeytinleri de ilçenin ilk soğuk sıkım yağhanesinde işliyor. Firma şarap üretiminde; tek bağ, küçük ölçek, yerinde üretim, soğuk fermantasyon, meşe fıçılarda dinlendirme gibi günümüzün modern şarapçılık ilkeleri, zeytinyağında ise; organik tarım elle toplama, açık kasalarla nakil, soğuk sıkım ve kaliteli dinlendirme koşulları uygulanıyor. Yağhane ve şaraphanenin yanı sıra restoran, kahvaltı bahçesi, hayvanat bahçesi ve ahşap atölyesi de bulunan Taşköy’de, Cabarnet Sauvignon, Öküzgözü, Sauvignon Blanc ve Misket gibi şaraplar sunuluyor. Şarap ve zeytinyağı tadımları, kültürel turlar ile zeytinyağı ve şarap üretim teknolojisi üzerine seminerlere ev sahipliği yapan Taşköy, Foça’nın Ilıpınar Köyü’nde bulunuyor.

Çeşme Bağcılık

Antik Yunan döneminde, bağları ve zeytin ağaçlarıyla ünlü olan Çeşme’nin şaraplarını yeniden dünyaya tanıtmak amacıyla yola çıkan Çeşme Bağcılık, Türkiye’deki ilk şaraplık üzüm bağlarına sahip. Firmanın Fransa’dan özel olarak getirttiği Cabernet Sauvignon ve Merlot fidelerinin dikildiği bağlarında, kaliteli yıllanacak şarap elde etmek için sulama yapılmadan, sadece rüzgarın denizden getirdiği nem ve güneşle beslenen asmalar yetiştiriliyor. Çeşme-Ovacık mevkiinin doğal dokusunu bozmadan, bölgeye has taşlarla, bağların ortasına kurulan chateau tarzı modern üretim tesisindeki soğutmalı çelik tanklar, modern laboratuar, Fransa’dan getirtilen özel meşe fıçılar yüksek kalitede üretim yapılmasını sağlıyor. Tesisin yüz binlerce şişenin saklanmasına olanak sağlayan mahzenleri de var. Üretimin her aşaması Fransa’dan getirilen bağ uzmanları ve önologların kontrolünde ilerliyor. Çeşme Bağcılık’ın en önemli şarapları; Chateau Güvener, Chateau Agrilia, Çeşme ve Alaçatı markalı şaraplar. Firnanın,bütün bağlarını izlemeyi sağlayan kulesi, özellikle hafta sonları tadım için gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Çeşme Bağcılık, Çeşme’nin Ovacık Köyü, Ballıdağ mevkiinde yer alıyor. 124

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

are planted in the vineyards and grapes are grown only with humidity from the sea and sun. Quality production is guaranteed by ventilated steel tanks, modern labs and oak kegs from France in the chateau style modern production facility in the middle of the vineyard made with stones from the region. The facility has a cellar that enables the storage of hundreds of thousands of bottles. Every step of production is controlled by vineyard experts from France. Chateau Güvener, Chateau Agrillia, Çeşme and Alaçatı are the most famous brands of the company. The tower inside the facility, which offers views of the entire vineyard, is swarmed by visitors during the weekend. Çeşme Viticulture is located in the village of Ovacık in Çeşme, in Ballıdağ region.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

125


Turizm Söyleşisi / Tourism interview

Kruvaziyer turizmine taze kan İzmir’de kruvaziyer turizminin gelişmesi için çalışmalar devam ederken, İZTO’nun öncülüğünde kurulan Türkiye Kruvaziyer Platformu kenti uluslararası fuarlarda tanıtıyor. İZTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jak Eskinazi İzmir’in kruvaziyer turizminden hak ettiği payı alabilmesi için homeport olması gerektiğine dikkat çekiyor. Haber / News: Elif Işıl Başkaya

Fresh blood for cruise tourism While works continue to improve cruise tourism in Izmir, the Turkish Cruise Platform which was established by İZTO, is advertising the city in international fairs. İZTO Vice Chairman Jak Eskinazi points out that Izmir needs to be a homeport in order for the city to receive its fair share in cruise tourism. 126

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


K

ruvaziyer turizminde son yıllarda büyük bir gelişme kaydeden İzmir, 2012 yılında yolcu sayısını 500 bine yükselterek, önemli destinasyonlar arasında yerini aldı. İzmir Ticaret Odası’nın öncülüğünde kurulan Türkiye Kruvaziyer Platformu (Cruise Turkey) ile çalışmalarına hız veren kent, Türkiye’de kruvaziyer turizmin üç merkezinden biri olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor. İzmir’de kruvaziyer turizmin gelişmesi için yurt içi ve yurt dışında çalışmalar yapan İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jak

Eskinazi, kente gelen turistlerin yarısının kruvaziyer yoluyla geldiğine dikkat çekerek, İzmir’in homeport (kruvaziyer merkez limanı) olması için limanda ve kentte bu yönde düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtiyor. Eskinazi, Türkiye Kruvaziyer Platformu’nun, İzmir, İstanbul, Trabzon, Alanya, Çanakkale, Mersin, Çeşme, Antalya, Bodrum ve Kuşadası limanlarının çatı örgütü olarak katıldığı, Cruise Shipping Miami Fuarı’nın (11-14 Mart 2013) İzmir açısından çok başarılı geçtiğini de vurguluyor. İzmir Ticaret Odası olarak kruvaziyer turizmin İzmir’de gelişmesi için çok çaba sarf ettiniz, ediyorsunuz. Kruvaziyer turizminde Türkiye ve dünyada gelinen son nokta nedir? Eskinazi: Kruvaziyer son yılların yükselen trendi. Amerika Birleşik Devletleri’nde senelerden beri kruvaziyer turizmi çok ilgi görüyor. Herkes aşağı yukarı yılda bir kez kruvaziyer kullanarak seyahate çıkıyor. Bu alışkanlıklar yavaş yavaş Türkiye’ye doğru kayıyor. Seyahatlerin artması ile yeni bölge arayışları da başladı. Bizim ülkemiz bu açıdan biraz şanslı. Ege ve Akdeniz havzası turistler için yeni bölgeler. Biz senelerdir, Türkiye ve etrafındaki ülke-

I

Jak Eskinazi

zmir, which has advanced greatly in cruise tourism in recent years, became an important destination by increasing passenger numbers to 500 thousand. The city, which accelerated its efforts with Cruise Turkey, the Turkish Cruise Platform, is quickly becoming one of the three centers of cruise tourism in Turkey. İZTO Vice Chairman Jak Eskinazi, who is working to improve cruise tourism in Izmir, says that reorganizations were needed in the city and the port to make Izmir a homeport. Eskinazi also adds that the Cruise Shipping Miami fair was a big success for Izmir. As the Izmir Chamber of Commerce you are working hard to improve cruise tourism in Izmir. What is the latest situation in cruise tourism in Turkey and the world? Eskinazi: Cruise tourism is a rising trend in the world. Cruise tourism has been popular in the US for years. Almost everyone goes on a cruise a year. These trends are slowly moving towards Turkey. Our country is lucky in this regard. We have been working for years to make the Aegean and the Mediterranean a homeport. But this is a process. We have been working for the past 5-6 years with cruise companies to make Izmir a homeport. If this happens, Izmir will have a big advantage.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

127


Kruvaziyer liman ve şirketlerini

bir çatı altında

toplayan Türkiye

Kruvaziyer Platformu, Miami fuarından

başarıyla döndü.

The Turkish Cruise

Platform, which has

united cruise ports

and companies under one roof, returned

successfully from the fair in Miami.

128

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

leri bu kruvaziyer bölgesine dahil edip, hem Ege hem de Akdeniz’de homeport olmak için çaba sarf ediyoruz. Bu hemen bugünden yarına gerçekleşecek bir olay değil, bir süreç meselesi. Biz 5-6 senedir bütün bu kruvaziyer şirketlerine İzmir’in başlangıç noktası olması için bastırıyoruz. Bu gerçekleşirse İzmir’in büyük avantajı olacak. Kruvaziyer turizminin İzmir için önemi tartışılmaz. İzmir’e gelen turistlerin çok büyük bir kısmı kruvaziyer ile geliyor değil mi? Eskinazi: Kente gelen turistin yarısı kruvaziyer turisti, dolayısıyla kruvaziyer turizmi İzmir için çok önemli. Bunu hepimizin desteklemesi lazım. Turist İzmir’in göbeğine iniyor. Eskiden otobüslerle Meryemana’ya Bergama’ya gidiyorlardı. Şimdi baktığımızda yaya gezenler yüzde 50-60 seviyelerine ulaştı. Bu çok önemli bir rakam. Artık şehrin bütün özelliklerini, Agora’yı, Kızlarağası’nı, Kemeraltı’nı mümkün

Cruise tourism is no doubt crucial for Izmir. Most of the tourists that come to Izmir come here via cruises, don’t they? Eskinazi: Half of the tourists who come to Izmir are cruise passengers and this is important. We all need to support this. Now tourists come to the center of Izmir. In the past, they used to go to Ephesus and Bergama with buses. Now, 50-60% of tourists walk around the city. This is an important number. We need to highlight Agora, Kızlarağası and Kemeraltı. We need to make them walk along Kıbrıs Şehitleri Avenue and organize activities for them in the city. How will being a homeport contribute to Izmir? Eskinazi: first of all, tourists will stay overnight in Izmir, then board the ship. This will bring added revenues to Izmir. Hotel owners even agreed to put tourists up for free for one night. Everyone is doing their part. İzmir is working hard on this and will continue to work. Last year, we welcomed 510 thousand tourists via cruises. It looks like we will see the


same numbers this year. There might be a decrease because of the economic crisis in Europe but we believe we will see the same numbers. We have eliminated the one dollar entrance fee; cruise companies will pay that amount now.

olduğu kadar ortaya çıkarmamız gerekiyor. Turistlerin Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nden girip bu aksa yürümeleri sağlanmalı ve onlar için şehrin içinde aktivite merkezleri yapılmalı. Homeport olmak İzmir’e ne gibi katkılar sağlayacak? Eskinazi: Her şeyden önce turist bir gece İzmir’de konaklayacak. Daha sonra gemisine binip gidecek. Bu İzmir’e ekstra bir döviz girdisi sağlayacak. Hatta otelci arkadaşlar, turistlerin birinci gecelemelerini ücretsiz yapmayı, yani bize bu organizasyon içinde ücretsiz hizmet vermeyi taahhüt ettiler. Herkes bu işte elini taşın altına koydu. İzmir bu konuda çok çalışıyor ve çalışmaya devam edecek. Geçen sene kruvaziyer ile 510 bin turist ağırladık. Bu sene yine 500-510 bin arasında turist ağırlayacağız gibi görünüyor. Avrupa’daki ekonomik kriz nedeniyle bir düşüş görülüyor ama biz aynı seviyeyi koruyacağımızı tahmin ediyoruz. Kaldı ki, İzmir Ticaret Odası bu seneki bütçesinde 1 dolar olan ayakbastı parasını kaldırdı. Bunu artık biz değil kruvaziyer şirketleri ödeyecekler. Türkiye Kruvaziyer Platformu olarak geçtiğimiz günlerde Cruise Shipping Miami Fuarı’na katıldınız. Fuar nasıl geçti? Eskinazi: Bu fuar, platformun katıldığı ilk uluslar arası fuardı. Bence çok başa-

rılı oldu. “Cruise Turkey” birinci sınavından başarıyla geçti. İzmir, İstanbul, Trabzon, Alanya, Çanakkale, Mersin, Çeşme, Antalya, Bodrum ve Kuşadası limanları ile kentlerinin ve kruvaziyer şirketlerinin temsilcilerinden oluşan 27 kişilik bir heyet stantta yer aldı. İzmir Ticaret Odası, Miami’de standını bütün limanlar ve platform üyelerine ayırdı. Eskiden İzmir adıyla stand açardık, artık Cruise Turkey olarak stand açıyoruz. Bütün Türkiye’deki kruvaziyer firmalarını aynı standın içinde topladık. Ayrıca bir standı Kültür ve Turizm Bakanlığı açtı. Yani İzmir iki ayrı stand ile temsil edildi. Tüm masraf lar İzmir Ticaret Odası tarafından karşılandı. Fuarın dizaynı da standımızın yeri de iyiydi. Fuarda hangi kruvaziyer şirketleri ile görüşmeler yaptınız, platform ve İzmir ile ilgili ne gibi tepkiler aldınız? Eskinazi: Norwegian Cruise Line CEO’su Kevin Sheean, Royal Caribbean Cruise Line Başkan ve Ceo’su Richard E.Fain, Holland America Line Başkan ve Ceo’su Stein Kruse, Silversea Cruise Başkanı ve Avrupa Kruvaziyer Konseyi Başkanı Manfredi Lefebre D’ovido’nun yanı sıra Silversia Cruise, Seadream Yacht Club, Prestige Cruise Holidays, Carnival Cruise Line, Crystal Cruise şirketlerinin temsilcileri ile görüştük. Son derece verimli görüş-

As Cruise Turkey you attended the Cruise Shipping Miami Fair. How was it? Eskinazi: This was the first fair that the platform attended. I think it was a big success. There was a 37 person committee at the stand that included people from İzmir, İstanbul, Trabzon, Alanya, Çanakkale, Mersin, Çeşme, Antalya, Bodrum and Kuşadası ports. The Izmir Chamber of Commerce allocated its stand in Miami to all ports and platform members. In the past, we opened stands with the Izmir name and now we open them as Cruise Turkey. We united all the cruise firms in Turkey under one roof. The Ministry of Culture and Tourism also opened a stand there. So Izmir was represented with two stands. All expenses were paid by the Izmir Chamber of Commerce. The design and location of our stand was very good. Which cruise companies did you talk to during the fair and what kind of feedback did you receive? Eskinazi: We met with the CEO of Norwegian Cruise Line Kevin Sheean, the president of Royal Caribbean Cruise Line Richard E.Fain, the president of Holland America Line Stein Kruse, the president of Silversea Cruise Manfredi Lefebre D’ovido and representatives of Silversea Cruise, Seadream Yacht Club, Prestige Cruise Holidays, Carnival Cruise Line and Crystal Cruise. They were all very fruitful meetings. We gave them information about the platform. We told them that they could report all their problems regarding all ports to the platform from now on. Company representatives said that they were very happy to hear that and that they were experiencing similar problems in many ports. We also spoke to the representatives of Prestige Cruise, Celebrity Cruises and Viking Ocean Cruise, companies who don’t come to Izmir. We told them about Izmir and invited them to our city. We already saw that they had

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

129


Jak Eskinazi, gerekli düzenlemelerin

yapılması durumunda İzmir’in home port

olabileceğini belirtiyor.

Jak Eskinazi says

that Izmir could be a

homeport if the necessary

regulations are completed.

meler olduğunu söyleyebilirim. Hepsine yeni kurulan platform ve yapısı hakkında bilgi verdik. Artık gerek İzmir Limanı gerekse diğer limanlarla ilgili her türlü şikayet ve taleplerini platforma iletebileceklerini söyledik. Görüştüğümüz firma yöneticileri de tüm kruvaziyer limanlarının, şirketlerin tek bir çatı altında olmasından büyük memnuniyet duyduklarını, zira pek çok limanda benzer sorunlar yaşadıklarını, bunları tek bir kuruma iletmeleri halinde daha çabuk sonuca ulaşacaklarına inandıklarını belirtti. İzmir’e seferleri olmayan Prestige Cruise, Celebrity Cruises, Viking Ocean Cruies şirketleri yetkilileri ile de görüştük. Bu şirketlere İzmir hakkında bilgi verdik, kendilerini İzmir’e davet ettik. Zaten İzmir hakkında ciddi bilgileri ve ilgileri olduğunu gördük. İzmir’e seferleri olmayan şirketler dahi İzmir’i çok yakından takip ediyorlar, ilgileniyorlar. Genel olarak İzmir’e olan memnuniyetlerini belirtiklerini söyleyebilirim. Fuara katılan yabancı firmaların temsilcileri ilk defa kruvaziyer sektörünün Türkiye’deki tüm aktörlerini bir arada görmüş oldular. Bu onların büyük ilgisini çekti. Genel görüş, İzmir Limanı’na daha çok kruvaziyer gelmesi isteniyorsa, limanın dünya standartlarına getirilmesi, bu haliyle limana daha fazla yolcu çekilemeyeceği ve homeport olunamayacağı yönünde. 130

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Sizce sadece limanın düzenlenmesi yeterli olacak mı? Eskinazi: Tabii ki bu da yetmiyor. Derinleştirme çalışmaları yapmamız lazım. Bütün kruvaziyer gemileri İzmir’e gelemiyor. Belediyenin bilinçli çalışması gerekiyor. Belediye tabii ki güzel çalışmalar yapıyor, ancak bunların artırılması şart. Bunları yapamazsak, bu kadar sene verilen emeği boşa çıkarırız. Çünkü burası limandan ziyade iskele gibi. İzmir’de bu imajı düzeltmemiz gerekiyor. Eğer biz böyle bir katma değer sağlamak istiyorsak, bu düzenlemeleri mutlaka yapmalıyız. Liman bir kez ihaleye çıktı ve iptal edildi. Bizim 2014’te, 2015’i geçmeyecek şekilde limanı düzenlememiz öncelik olmalı. İzmir’in kruvaziyer turizminde hak ettiği yere geleceği konusunda umutlu musunuz? Eskinazi: Ben gerçekten çok umutluyum. Miami’de bize gösterilen ilgi çok güzeldi. Dünyanın en büyük kruvaziyer fuarı ve artık İzmir’i herkes tanıyor. Eskiden İzmir’e birkaç şirket gelirdi, şimdi neredeyse tüm şirketler geliyor. Bir de Çeşme kruvaziyere başladı. Çeşme’ye geçtiğimiz yıl 40 civarında gemi geldi, bu sene biraz daha fazla geleceğini sanıyoruz. Böylece İzmir’in kruvaziyer pastasından alacağı payın her geçen yıl daha da artacağını düşünüyoruz. Bu, biraz daha fazla çalışarak kısa bir vadede gerçekleştirilebilir.

sufficient information about Izmir. I can say that they are satisfied with Izmir generally. Representatives of foreign cruise firms saw all the actors of Turkish cruise tourism under one roof at the fair. They were impressed. If we want more cruise tourists to come to Izmir we need to renovate our port. Do you think renovating the port will be enough? Eskinazi: Of course that is not enough. Deepening works need to done. Not all cruise ships can come to Izmir. The municipality needs to work carefully. The municipality is doing well but works need to be accelerated because this looks more like a pier than a port. The port for put up for public bid once but that was cancelled. We need to make it our priority to renovate the port in 2014 to get it ready for 2015. Are you hopeful that Izmir will receive its fair share in cruise tourism? Eskinazi: I really a hopeful. We received a lot of attention in Miami. All the big cruise firms in the world now know Izmir. Cruises are now coming to Çeşme. Last year, around 40 cruise ships came to Çeşme and we believe that number will increase this year. Izmir will receive more share from the cruise sector. If we work hard, this will happen sooner.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

131


Gezi / Trip

Haftasonu kaçamaklarının

vazgeçilmezi

İzmir şehir merkezine yarım saat uzaklıktaki Çiçekliköy ve Yakaköy, temiz havası, çam ağaçları, rengarenk çiçekleri, kahvaltı salonları ve piknik alanları ile günübirlik geziler için kentin ideal noktaları arasında yer alıyor.

Perfect for a weekend getaway Çiçekliköy and Yakaköy, which are half an hour from the Izmir city center, are ideal places for a daily tour with their clean air, pine trees, colorful flowers, breakfast halls and picnic areas. 132

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


Yakaköy

Ç

ağımızın doğal ve sağlıklı yaşam trendiyle köyler popüler hala geldi. Hemen hepimiz günün koşturmacası ve iş stresinden uzaklaşıp keyif li vakit geçirmek için doğal dokunun korunduğu yerleri tercih eder olduk. Bu noktada, şehrin yanı başında ama şehrin karmaşasından bir o kadar uzak konumlarıyla günübirlik gezilerin ve hafta sonu kaçamaklarının merkezi olan köyler imdadımıza yetişti. Tıpkı Bornova’nın Çiçekliköy ve Yakaköy’ü gibi. Dağı, taşı çam ormanlarıyla kaplı bu iki komşu köy, insanın başını döndüren temiz havası, bahar geldiğinde açan rengarenk çiçekleri, sıcakkanlı insanları, yöresel ürünleri, iştah açan kahvaltı sofraları ve piknik alanlarıyla ziyaretçilerine sıkıntı ve stresten uzak, keyif li saatler vaat ediyor.

Adını çiçeklerden aldı

Bornova’dan ayrılıp Manisa yolunda devam ederken sağda görülen tabela onu izleyenleri dağın eteğinde kurulmuş küçük bir köye götürüyor. Taş döşeli dar sokakları ve eski evleriyle dikkat çeken bu köyün geçmişi, 1800’lü yıllara kadar uzanıyor. 1817’de Bosna Sarajevo’dan göç eden 17 Boşnak ailenin gelip yerleştiği köyün eskiden Hamidiye olan adı da, her bahar etrafı bayram yerine çeviren rengarenk çiçekler dolayısıyla

Çiçekliköy

V

illages have become popular lately ever since people have become interested in healthy and natural living. These days, we are all looking to get away from the city and spend time in nature. At this point, we were saved by villages which are close to the city but far away from the hustle and bustle; just like the villages of Çiçekliköy ve Yakaköy in Bornova. These two neighboring villages filled with pine forests, offer enjoyable times with their clean air, colorful f lowers, warm people, regional products, amaz-

ing breakfasts and picnic areas.

The name comes from flowers

The sign you see after you leave Bornova and head towards the Manisa road will lead you to a small village built on the slope of the mountain. The history of the village, which attracts attention with its narrow cobble stone streets and old houses, dates back to the 1800’s. The village, which was built by 17 Bosnian families in 1817, was formerly known as Hamidiye but was changed Çiçekliköy (f lower village) after colorful f lowers blossomed all over the village in spring.

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

133


Çiçekliköy piknik alanı

Çiçekliköy ve

Yakaköy, İzmir’de

günübirlikçiler

tarafından sıkça

tercih ediliyor.

Çiçekliköy and

Yakaköy are

frequented by the people of Izmir

for daily tours.

134

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Çiçekliköy olarak değişmiş. Son yıllarda yaz, kış fark etmeksizin günübirlik tatilcilerin gözdesi olan köy, özellikle kahvaltı salonlarıyla ünlü. Tereyağının, peynirin, zeytinin, ekmeğin en lezzetlisi ve doğalı Çiçekliköy’de kahvaltı sofralarını şenlendiriyor. Köyde ayrıca “kendin pişir kendin ye” konseptinde hizmet veren pek çok mekan var. Binlerce yıllık Hamidiye Camisi, 1817 yılında inşa edilmiş ve hala özelliğini koruyan Fatih Sultan Köprüsü ile geçmişte Manisa ile Aydın arasında kervan yolu olarak kullanılan tarihi taş köprü, Çiçekliköy’ün mutlaka görülmesi gereken değerleri arasında yer alıyor.

Hedef pansiyonculuk

Çiçekliköy’ün komşusu Yakaköy de günübirlikçilerin sıkça tercih ettiği yerlerden biri. Dört tarafı ormanla kaplı olan köyün yaylalarında kiraz bahçeleri ve üzüm bağları var. Aydın-Manisa kervan yolu üzerinde yer alması nedeniyle Anadolu Beylikleri döneminde kurul-

The village, which is swarmed with daily visitors during the weekends, is famous for its breakfast halls. The best butter, cheese, olives and bread are served during breakfasts at Çiçekliköy. There are also many places in the village where you can prepare your own BBQ. The historical Hamidiye Mosque, the Fatih Sultan Bridge which was built in 1817 and the historical stone bridge which was used as a caravan road in the past between Manisa and Aydın are some of the assets that must be visited in Çiçekliköy.

The target: Operation pensions

Çiçekliköy’s neighbor Yakaköy is also a popular getaway during the weekends. The village, which is surrounded by forests on four sides, has cherry orchards and vineyards. There is a very old mosque and fountains in the village which is thought to have built during the Seigniory period. Pensions are being opened lately in


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

135


Tereyağının,

peynirin, zeytinin,

ekmeğin en lezzetlisi

ve doğalı Çiçekliköy

ve Yakaköy’de

kahvaltı sofralarını

şenlendiriyor.

The best butter,

cheese, olives and

bread are served

during breakfasts at Çiçekliköy

and Yakaköy.

the village which is also famous for its breakfasts and BBQ joints. The village is following in the footsteps of Şirince during these development works. The people of Yakaköy are hopeful that touristic activities will soon begin.

What to do?

duğu rivayet edilen köyde halen çok eski camii ve çeşmeler bulunuyor. Tıpkı Çiçekliköy gibi kahvaltı ve mangal restoranlarıyla ünlü olan Yakaköy’de son yıllarda pansiyonculuk ile ilgili çalışmalar yürütülüyor. Muhtarlığın girişimiyle başlatılan bu çalışmalarda Selçuk’un Şirince ilçesi örnek alınıyor. Yakaköylüler, Şirince kadar olmasa bile köyde yakın zamanda benzer bir turizm hareketinin başlayacağından umutlu.

Ne yapılır?

Çiçekliköy ve Yakaköy, yürüyüş ve bisiklet sporları için oldukça ideal alanlar sunuyor. Çiçekliköy’de tarihi kervan yolu köprüsünde ve Yakaköy-Çiçekliköy arasındaki 5 kilometrelik parkurda da yürüyüş yapmak mümkün. Her iki köyde de yemyeşil ağaçlar arasında ata binebilirsiniz. Yakaköy’de ormanın içinde atış poligonu, trap ve paintball sahaları da var. 136

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Çiçekliköy and Yakaköy offer ideal spots for hiking and bicycle riding. You can walk along the historical bridge in Çiçekliköy and the 5 kilometer course between the two villages. You can ride a horse in both the villages. There is a shooting range, trap and paintball courses in Yakaköy inside the forest.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

137


El Sanatları / Hand Crafts

Binlerce yıllık zanaatın umudu

Çömlek Köy Projesi İnsanlık tarihi kadar eski bir zanaat çömlekçilik. Türkiye’nin toprak kap ihtiyacının yüzde 80’ini karşılayan Menemen’de mesleğin emektarları, şimdilerde zanaatlarını Nevşehir Avanos örneğinde olduğu gibi turizmde değerlendirmek istiyor. Haber/News-Fotograflar/Photographs: Onur Şan

The Pottery Village Project: The hope of a thousand year old art Pottery making is as old an art as the history of mankind. The veteran masters of this art in Menemen, which produce 80% of Turkey’s terracotta bowls, want to put their art to good use in the tourism sector.

T

oprağın ruhundan belki de en çok onlar anlar. Öyle ya bizim üzerine bastığımız o kara kırmızı, sarı, kül rengi toprak onların hünerli dokunuşlarıyla birer sanat eserine dönüşür. Toprak ile ona şekil veren eller arasındaki bu öykü, modern dünyanın popüler ürünleriyle kesintiye uğrasa da, içinde tutku barındırdığı için daha uzun yıllar süreceğe benziyor. İzmir’in Menemen ilçesi de yüzyıllardır bu öyküye sahne oluyor. Öyle ki ilçenin içinde bulunduğu ve antik çağda Aiolis olarak adlandırılan bölge o dönemden bu yana toprak ve özellikle çömlekçi kili açısından oldukça zengin ve bereketli. Ege’de bağcılık ve şarapçılığın antik çağlardan bugüne dek yaygın olduğu düşünüldüğünde bölgede pişmiş topraktan amfora yapımı ve çömlekçiliğin gelişmesinin sebebi daha iyi anlaşılıyor. Geçmişi çok eskilere dayanan bu zanaat, yine aynı topraklarda sayıları gün 138

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

T

hey are the ones who understand the soul of the soil best. Such so that the dirt we step on transform into artworks with their magical touch. Even though this story between the soil and masterful hands is cut short by the popular items of the modern world, it looks like it will continue for many more years, thanks to the passion it involves. The borough of Menemen in Izmir has been the setting of this story for centuries. The region where the borough is located, formerly known as Aeolis in the antique age, is very rich in soil and pottery clay. The widespread of viticulture and wine production in the Aegean has pushed pottery making and terracotta amphorae into development in the region. This art, which dates back to the distant past, is trying to be kept alive thanks to a handful of masters in the region. Even though time has changed production


geçtikçe azalan ustalar tarafından yaşatılmaya çalışılıyor. Aradan geçen onca zaman yapım teknikleri ve kullanım amacını farklılaştırsa da, çömlekçilik hala Menemen’in en eski ve önemli değerlerinden biri. Ve antik çağın amforası hünerli ustaların elinde bugün ünlü Menemen testisi şeklinde vücut buluyor.

5 nesildir devam eden zanaat

Bölgede geçmişten beri süregelen seramik geleneğini uzun yıllar boyunca Rum çömlekçiler sürdürmüş. Rumların Kurtuluş Savaşı’nın ardından bölgeyi terk etmesiyle ustasız kalan bu zanaata Konya’dan gelen ve çömlekçilikle uğraşan aileler sahip çıkmış. Rumların bıraktığı ocakları devralan bu aileler, Menemende çömlekçiliği kuşaktan kuşağa sürdürerek günümüze kadar taşımışlar. Menemen’deki sayılı çömlek ustalarından biri olan Taner Yılmaz da bunlardan biri. 5 kuşaktır çömlekçilik

ile uğraşan bir ailenin ferdi olan Taner Usta, çocuk yaşta öğrendiği bu zanaatın önceleri sıkıcı gelse de zamanla bir tutkuya dönüştüğünü söylüyor. Şimdilerde talebe bağlı alarak dekoratif peyzaj ürünleri, saksı ve güveç çeşitleri ürettiklerini söyleyen Taner Usta, 1994’ten 2007 yılına kadar, 65 kişinin çalıştığı, İngiltere’ye ihracat yapan bir işletmenin sahibiymiş. Ancak dövizdeki artış ve maliyet yüksekliği nedeniyle işler tersine dönmüş ve Taner Usta işletmesini kapatmak zorunda kalmış. Şimdi bir depo görevi gören işletmenin içi, bin bir emekle, ihraç edilmek üzere hazırlanmış ancak ellerinde kalmış yüzlerce ürünle dolu.

Usta olmak kolay değil

Timur Çetindağ da Menemenin sayılı çömlek ustalarından biri. Lise öğrencisiyken komşularının vesilesiyle adım attığı meslekte 36 yılı geride bırakan Timur Usta, 1993-2003 yılları arasında

techniques and purpose of use, pottery making is Menemen’s oldest and most important tradition. And the amphorae of the antique age come to life as the Menemen jugs today in Menemen.

An art that continues for five generations

For many years, Greeks that lived in the region continued the art of pottery. After the art was abandoned after Greeks left the region after the Turkish War of Independence, families dealing in pottery from Konya took over. These families, who have taken over the establishments left by Greeks, have carried pottery to this date in Menemen. Taner Yılmaz is one of the few pottery masters in Menemen. Taner Yılmaz, who is a member of a family that has been engaging in pottery for five generations, says that what he found boring at first turned into a work of passion. Taner, who states that he produces

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

139


Geçmişi yüzyıllar

öncesine dayanan

çömlekçilik şu sıralar

plastik sektörüne

karşı ayakta kalma

mücadelesi veriyor. Pottery making,

which dates back to the early ages, is trying to survive against the plastic sector.

Hollanda, Belçika ve Almanya’ya ihracat yapan bir işletmenin sahibiymiş. Ancak ekonomik sıkıntılar tıpkı Taner Usta gibi onu da etkilemiş ve işletmesini kapatmasına neden olmuş. Yine de çömlekçilikten kopamayan Çetindağ, şimdilerde kayınbiraderi ile birlikte küçük çaplı üretim yapıyor. Çömlekçilikte belirli bir mertebeye gelebilmek için çok çalışmak gerektiğine dikkat çeken Timur Usta, “Çömlek ustası olmak çok kolay zannediliyor. Ancak o kadar kolay değil. 4-5 yıl öğrenim görerek mimar, mühendis olunabilir. Çoğu meslek dalında 7-8 senelik bir süre zarfında ustalık mertebesine erişilir. Ama bizde öyle değil. 18 santimetrelik bir ürün yapabilmek için önce 15 santimetrelik ürün yapmayı becerebilmek gerekiyor; hem de öyle bir tane değil onlarca yapıp işleyeceksin ki o 18 santimetrelik eseri de yapabilesin. Bu nedenle çömlekçiliğe çok küçük yaşta başlayıp bu işe gönül vermek gerekiyor. Biz günde 12 saat çalışıyoruz, bedenen çok yoruluyoruz ama işimizi çok sevdiğimiz için çömlekçilikten vazgeçmiyoruz” diyor. 140

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Taner Yılmaz

decorative landscaping products, f lower pots and casserole pots upon demand, used to own an establishment between 1994 and 2007 that exported products to England. Now, all he is left with is a warehouse full of products ready to be exported.

Being a master isn’t easy

Timur Çetindağ is also one of the few pottery masters in Menemen. Timur, who has been in business for 36 years, used to own a company between 1993 and 2003 that exported his products to Holland, Belgium and Germany. However, financial difficulties made him close his firm. Çetindağ, who can’t turn

away from pottery, now produces in small quantities with his brother in law. Timur Usta, who points out that one needs to work very hard in order to advance in pottery, says, “People think it is easy being a pottery master but it’s not true. You can be an engineer after studying for 4-5 years. In most professions you can be a master in 7-8 years. This is not the case for us. In order to make an 18 centimeter product you need to be able to make a 15 centimeter product. And you need to make many so that you know how to make an 18 centimeter product. That is why you need to start when you are very young and you need


to love what you’re doing. We work 12 hours a day and we get very tired physically but we can’t give it up because we love pottery”

The target: using pottery making in the tourism sector

The pottery makers in Menemen, who exported 90% of their products until 2008, now cater to the domestic market because of the financial crisis in Europe and the shrinkage of international markets. Pottery makers, who produce 80% of Turkey’s pottery needs and produce items such as flower pots, amphorae and bowls, send their products to touristic regions such as Cyprus, Antalya, Fethiye, Bodrum, Marmaris, Çeşme, Alaçatı and Selçuk. The veteran masters of this art in Menemen, which produce 80% of Turkey’s terracotta bowls, want to put their art to good use in the tourism sector.

Timur Çetindağ

Hedef çömlekçiliği turizmde değerlendirmek

2008 yılına kadar üretiminin yüzde 90’lık kısmını ihracata yönelik gerçekleştirilen Menemenli çömlekçiler, Avrupa’da yaşanan krizler, dövizin yükselmesi ve yurtdışı pazarının daralması nedeniyle iç pazara yönelmiş. Türkiye’nin toprak kap ihtiyacının yüzde 80’ini karşılayan ve genellikle saksı, anfora ve çanak gibi dekoratif ve peyzaj ürünlerine yönelen çömlekçiler, bu ürünleri Kıbrıs, Antalya , Fethiye, Bodrum , Marmaris, Çeşme, Alaçatı ve Selçuk gibi turistik bölgelere gönderiyor. Türkiye’nin çömlek üretim merkezi olmasına rağmen bu potansiyelini

turizm sektöründe değerlendiremeyen Menemen’de çömlekçiler, zanaatlarını Nevşehir Avanos örneğinde olduğu gibi turizmin hizmetine sunmak istiyor. İlçede yakın zaman önce çömlekçiliği geliştirmek ve tanıtmak amacıyla kurulan Menemen Çömlekçiler Derneği de bu amaçla çeşitli çalışmalar yürütüyor. Menemen’de 4-5 kuşak öncesine uzanan çömlekçiliğin iyi tanıtılamadığı ve turizm alanında değerlendirilemediğini belirten Dernek Başkanı Ertan Saruhan, hazırladıkları Çömlek Köy Projesi’nin hayata geçirilmesi halinde bu sorunların aşılacağını belirtiyor. Saruhan gerçekleştirmek için destek bek-

The Menemen Pottery Makers Association, which was established recently in the borough to improve and advertise pottery, continues to work towards this goal. The president of the association Ertan Saruhan, who states that pottery making isn’t advertised enough and put to good use in the tourism sector, says that these problems would be solved if they could apply their Pottery Village Project. Here is how Saruhan describes the details of the project: “We want to build a village to advertise Menemen and pottery making to tourists. Besides modern facilities, we plan to build small workshops so that people can come here during the weekends. We want to build a shop where we can sell our products. The village will also include a coffee house and cafeteria. Our village is famous for its yoghurt and ayran. We want to sell these products to tourists. We will contribute to our borough’s economy and advertisement with this project. We are waiting for support from the Izmir Metropolitan Municipality, the Izmir Chamber of Trade, the Aegean Chamber of Industry and the Ministry of Culture and Tourism to realize this project.”

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

141


ledikleri projenin detaylarını şöyle anlatıyor: “Menemen’in ve çömlekçiliğin turistik tanıtımını yapmak amacıyla bir köy kurmak istiyoruz. Proje kapsamında modern üretim tesislerinin yanı sıra insanların hafta sonlarını değerlendirebilecekleri hobi amaçlı küçük atölyeler de oluşturmayı planlıyoruz. Başka bir birimde de ürünlerin satışını yapmak istiyoruz. Köyde ayrıca çay bahçesi, kafeterya gibi dinlenme alanları oluşturmayı düşünüyoruz. İlçemiz ayranı ve koyun yoğurduyla ünlü. Köyümüzü ziyaret eden turistlere bu yöresel ürünlerimizi de sunmak istiyoruz. Bu projeyle hem ilçe ekonomisine katkıda bulunmuş hem de Menemen’in tanıtımını yapmış olacağız. Çömlek Köy Projemizi hayata geçirmek için İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve özellikle de Kültür Bakanlığı’nın desteğini bekliyoruz.”

Plastiğe göre daha sağlıklı İnsanlığın var olduğu günden beri devam eden çömlekçiliği olumsuz etkileyen bir diğer unsur ise plastik kap kullanımının yaygınlaşması. Menemen Çömlekçiler Derneği Başkanı Ertan Saruhan, topraktan imal edilen kapların plastiğe göre daha sağlıklı olduğuna dikkat çekiyor. Saruhan, “Yoğurt üretiminde 80-90 derecelerde ısıtılmış sütü plastik kaplara koyup 65 derecede mayalıyorlar. Sıcak süt plastik kabın içerisine döküldüğünde plastikle kimyasal bir tepkimeye giriyor ve kanserojen bir maddeye dönüşüyor. Topraktan imal edilen kaplarda ise böyle bir sıkıntı yok. Aynı şekilde plastik saksıdaki bir fidana su döktüğünüz zaman plastiğin etrafında ve iç kısmında oluşan sıcak su ve buhar bitkiyi bir sene içerisinde öldürüyor. Aynı bitki toprak kaba ekildiğinde, bir sene sonra bitki o kadar gelişiyor ki onu başka bir saksıya almak zorunda kalıyorsunuz. Ancak plastik sektörü çok güçlü, dolayısıyla rekabet edemiyoruz.” 142

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Healthier compared to plastic Another fact that negatively affects pottery making is the widespread use of plastic materials. The president of the Menemen Pottery Makers Association Ertan Saruhan Menemen says that bowls made from soil are healthier compared to plastic products. Saruhan says, “During yoghurt production they place hot milk inside plastic bowls and ferment them at 65 degrees. When hot milk is poured inside a plastic bowl the plastic enters a chemical reaction and turns into a carcinogenic material. There is no problem if the bowl is made from soil. Also, when you pour water into a plastic f lower pot the hot water and vapor that forms in and around the plastic kills the plant in one year. However, the plastic sector is very big and we can’t compete.”


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

143


Mutfak / Cuisine

Bir tutam nostalji,

bolca lezzet, aldığı kadar un

Etli ayva yemeği, kestaneli arpacık soğan yahnisi, çekiçte zeytinli “suzukakya”, turunç reçelli pitalar, tatlı sütlü börek ve daha niceleri… Damakları şenlendiren bu lezzetler, Mutfak Tarihinin Levanten Tarifleri’ isimli yemek kitabında…

A pinch of nostalgia, lots of taste and flour Quince with meat, shallot stew with chestnuts, “suzukakya” with olives, pitas with orange jam, and rolls with milk…All these delicacies can be found in a new book called Levatine Recipes from History…

İ

talya, Fransa, İngiltere ve Hollanda gibi ülkelerden yola çıkıp geldiklerinde takvimler 1600’lü yılları gösteriyordu. İzmir’i ikinci vatanları bilip, farklı ülke, ırk ve inançlara sahip olmalarına rağmen, ortak bir kültür oluşturdular. Kentin ticaretine yaptıkları katkılar bir yana yaşam tarzları, evlerinin mimarisi ve gelenekleriyle sosyal yaşamı şekillendirdiler. Birbirinden leziz yemekleriyle de İzmir mutfak kültürünü zenginleştirdiler. Kurdukları sofralar dillere destan oldu. Turizmin duayen ismi, İzmirli Levanten Alex Baltazzi’nin aktardığına göre doğu ve batı çizgileri taşıyan bir tarzda dekore edilmiş geniş yemek salonlarında (Salle à Manger) çeşit çeşit mezeler, özel hamur işleri, çorbalar, sebzeler, sorbeler, et, tavuk ve balık yemekleri, tatlılar, kekler, meyveler, rakı ve şarap eşliğinde ikram edilir, kahve faslı ise kanyak ve purolar ile birlikte oturma salonunda devam ederdi. Ev sahibi hanım da bir fırsat bulup kendi yaptığı ev reçellerinden muhakkak tattırmak isterdi. Bu konukseverlik ve ziyafetler öyle bir aşamaya gelmişti ki İzmir’e has

144

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

Rumca (Smirneika) sözlüğüne, Türkçesi merasim olan, Latin-Fransız kökenli “Cérémonie” anlamına gelen yeni bir kelime kazandırdı: “Tsirimonia.” 19’uncu yüzyılda İzmir’e gelen Avrupalı gezgin, diplomat ve tüccarların, Levanten evlerinde yemeğe davet edildikle-

I

t was the 1600’s when they came from countries like Italy, France, Britain and Holland. Even though they had different nationalities, religions and cultures, they regarded Izmir as their second countries and established a common culture. They shaped social life in


alfabesiyle yazılmış İzmir şehrine özel Yunanca dili ‘Fragiohiotika’ ile yazılmış, aldığı kadar unlu, okkalı, dirhemli tarif leri günümüze uyarlarken biraz zorlansalar da hepsini tekrar tekrar deneyip tatmış, kimi zaman eğlenmiş kimi zaman da hüzünlenmişler. Üç yıl süren incelikli bir çalışmanın sonunda 1000 tarif arasından seçilen 134 tarifin derlendiği ‘Bir tutam nostalji, bolca lezzet, aldığı kadar un’ sloganıyla ‘Mutfak Tarihinin Levanten Tarif leri’ isimli yemek kitabı çıkmış ortaya. En eski tarifin, 1794 yılına ait olduğu belirtilen kitaptan ‘Ghalatabureka (tatlı sütlü börek)’yı sizin için seçtik. Şimdiden afiyet olsun…

rinde gördükleri konukseverlikten çok etkilendikleri ve hatta bekar kızların bulundukları evlere gidenlerin, “acaba kızlarını bizimle evlendirmek istiyorlar da ondan mı bu kadar mükemmel sofralar kuruluyor” diye yanlış bir düşünceye kapıldığı anlatılır.

Anneannelerinin tariflerinden kitap yaptılar

Etli ayva yemeği, kestaneli arpacık soğan yahnisi, çekiçte zeytinli “suzukakya”, turunç reçelli pitalar, tatlı sütlü börek ve daha niceleri… Damakları şenlendiren bu lezzetler yıllar geçtikçe unutulmaya yüz tuttu. Ta ki İzmir’de yaşayan Levanten ailelerin torunları Ingrid Braggiotti, Aude Ragusin, Lotte Romano ve Maria Elisa Sponza onlara sahip çıkana kadar. Levanten kültürüne özgü yemeklerin gelecek nesillerin sofralarında da yer alması düşüncesiyle yola çıkan grup, ilk olarak tozlu raf lardaki tarif defterlerini bulmakla işe başlamış. İçine Türkçe, İtalyanca, Fransızca, İngilizce kelimelerinin karıştığı, Latin

the city not only with their contribution to trade but with their architecture and traditions. They enriched Izmir’s cuisine with their tasty dishes. According to Alex Baltazzi, a Levantine from Izmir and also a tourism doyen, Levantines used to entertain their friends in specially decorated dining rooms (Salle à Manger), serving various appetizers, special baked goods, soups, vegetables, sorbes, meat, chicken, fish, desserts, cakes, fruits, rakı and wine and the evening continued in the living room with coffee, cognac and cigars. The hostess always had time to make her guests taste her homemade jams. This hospitality and fests had become so popular that a new word was added to the Greek dictionary: Tsirimonia, which means ceremony in English. It is said that travelers, diplomats and merchants who came to Izmir in the 19th century and dined in the houses of Levantine families were so impressed by this hospitality that they thought they were invited to marry one of the daughters of the house.

A book from grandmother’s recipes

Quince with meat, shallot stew with chestnuts, “suzukakya” with olives, pitas with orange jam, rolls with milk and many more… These dishes were almost becoming extinct until a group of Levantine in Izmir Ingrid Braggiotti, Aude Ragusin, Lotte Romano and Maria Elisa Sponza decided to reverse the situation. The group, who wanted to transfer these tastes to future generations, first began by finding old cookbooks left from their ancestors. Even though they had difficulty deciphering the recipes written in ‘Fragiohiotika’, a blend of English, Franch, Greek and Turkish, and old measurements, they all tried them and had fun trying. The book which includes 134 recipes was finished in three years. The oldest recipe in the book is dated 1794 and we chose a dish called Ghalatabureka (sweet pastry with milk) for you… İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

145


Ghalatabureka Tatlı Sütlü Börek Malzemeler

(35-40 adet için) - 500 gr baklavalık yufka - 250 gr. Tereyağı - 500 gr pudra şekeri - 2 çorba kaşığı tarçın

Krema malzemesi

- 1 ½ lt. süt - 4 yumurta (2’sinin akı konmayacak) - 210 gr. şeker - 180 gr. İrmik - 1 çorba kaşığı tereyağı - 3 limon veya 2 paket vanilya

Krema için: Süt, şeker, irmik ve bir

kaşık tereyağı tencereye konulup ateşte sürekli karıştırarak pişirilir. Koyu bir karışım elde edilir. Ilık olduğunda, çırpılmış yumurtalar teker teker yedirilir. Karışım çok sulu olmamalıdır. Baklavalık yufkalar uzunlamasına ikiye bölünür. Yufkanın içine fırça ile eritilmiş tereyağı sürülür. Alt kısmı ikiye katlanıp içine hazırlanan kremadan bir/iki kaşık konulur ve alttan iki kez sarılır. Yandaki yufka

Ghalatabureka Ingredients

- Ground meat - Stale bread - Onion - Black pepper - Cumin - Salt - Tomato - Potato - Green pepper - Veal broth - Olive oil or butter

Ingredients (yields 35-40) - 500 gr filo dough - 250 gr. butter - 500 gr powder sugar - 2 tablespoons of cinnamon 146

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

kenarları içe doğru katlanır. Tekrar hafifçe tereyağı sürülüp sigara böreği gibi sarılır ve tepsiye dizilir. Üstüne fırça ile tereyağı sürülüp 170 derece ısıtılmış fırında pembeleşinceye kadar pişirilir. Piştikten sonra üzerlerine pudra şekeri ile tarçın serpilerek ılık servis edilir. İsteğe göre tepside de hazırlanabilir.

Şurup malzemesi - 750 gr. Şeker - 1 ½ bardak su

For the cream

- 1 ½ lt. milk - 4 eggs (spare two whites ) - 210 gr. sugar - 180 gr. Semolina - 1 tablespoon of butter - 3 lemons or 2 pack of vanilla

For the cream: Place milk, sugar, se-

molina and a tablespoon of butter in a pot and stir. When the mixture becomes heavy wait for it to cool. Add the eggs one by one. The mixture should be thick . Cut the filo dough horizontally into two. Brush some melted butter on the dough. Fold the lower part into two and place a dollop of cream and roll. Fold the corners of the dough and brush some butter to make the dough stick.

- 1 limon suyu ve rendesi Tereyağı eritilir; 500 gramlık yufkalar iki bölüme ayrılır. Yarısı, arasına fırça ile eritilmiş tereyağı sürülerek tepsiye dizilir. Ortaya krema konur. Aralarına hep tereyağı sürülerek kalan yufkalar dizilir. Kare veya dikdörtgen parçalar şeklinde kesildikten sonra 180°C fırında hafif pembeleşinceye kadar pişirilir. Piştikten sonra soğuk şurupla ıslatılır. Tarçın serpilerek ılık servis edilir.

Brush some more butter on the top of the roll and palce on a baking sheet. Bake at 170 degrees until the dough turns pink. Sprinkle some powder sugar and cinnamon and serve warm.

For the syrup

- 750 gr. sugar - 1 ½ cups of water - Juice and peel of one lemon Melt the butter and divide the dough into two portions. Bursh butter on half and place on baking sheet. Place the cream in the middle. Layer the rest of the dough by brushing butter on all layers. Bake at 180 degrees until slightly pink. Moisten with cold syrup and serve warm after sprinkling some cinnamon.


İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

147


En iyiler / The best

ı r a l ı c a m r u d n o d

İzmir’in en iyi

Yaz mevsiminin kavurucu sıcağının kendini hissettirmeye başladığı şu günlerde içimizi ferahlatan, kurtarıcı bir lezzet dondurma. Kalsiyum ve vitaminler açısından zengin bir besin olan dondurma sağlıklı koşullarda üretilip korunduğu takdirde oldukça yararlı da. 7’den 70’e herkese hitap eden bu lezzetin İzmir’deki en iyi adreslerini sizler için seçtik.

İzmir’s best ice cream parlors

Ice cream is a life saver during these hot days. Ice cream, which is rich in calcium and vitamins, is very healthy if it is produced and stored in ideal conditions. Here are the best ice cream parlors in Izmir.

Rumeli Pastanesi - Rumeli Patisserie • 1945 yılından beri Çeşme’de hizmet veren Rumeli Pastanesi, sakızlı dondurmasıyla ünlü. 12 çeşit dondurmanın bulunduğu mekanın karadut, Ovacık kavunu ve Çeşme limonu ile yapılan dondurmaları da çok beğeniliyor. Bu lezzetlerin müdavimleri yaz aylarında pastanenin önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. • Rumeli Patisserie,which has been operating in Çesme since1945, is famous for its ice cream made with mastic. The establishment, which offers 12 different types of f lavors, is also famous for its mulberry, cantaloupe and lemon ice cream. There are queues in front of the store during the summer.

Sakızlı Girit Dondurmacısı Nazmi Usta • Foça’nın ünü ilçe sınırlarını aşan dondurmacısı Nazmi Usta’nın önünde yaz-kış kuyruk eksik olmuyor. Pek çok çeşit dondurmanın bulunduğu mekanın en beğenilen lezzetleri; sakızlı, limonlu, muzlu, vişneli, böğürtlenli, incirli, kapuçinolu ve fıstıklı. • People line up in front of this store throughout the year. The place offers a variety of f lavors but the most popular ones are: ice cream with mastic, lemon, banana, cherry, blackberry, fig, cappuccino and pistachio. 148

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013


Aksüt Pastanesi - Aksüt Patisserie • Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda dondurmasıyla ünlü bir diğer mekan da Aksüt Pastanesi. 1957’den beri burada hizmet veren pastanede yılın 12 ayı dondurma bulmak mümkün. Mekanın en beğenilen dondurma çeşidi ise karadutlu olanı. • Aksüt Patisserie is also located in the historical Kemeraltı Bazaar and is famous for its tasty ice cream. You can find ice cream in the patiserrie which was established in 1957. The most popular f lavor is mulberry.

Mennan Dondurma ve Süt Tatlılar Mennan Ice Cream and Desserts • İzmir’in Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda, Hisar Camii’nin yanında 1936 yılından bu yana hizmet veren Mennan’ın en favori lezzetleri; karadutlu, krokanlı, yeşil fıstıklı, sakızlı dondurma. • Mennan has been open in the historical Kemeraltı Bazaar next to Hisar Mosque. Most popular f lavors are mulberry, brittle, pistachio and mastic ice cream.

Reyhan Pastanesi - Reyhan Patisserie • Bir İzmir klasiği olan ve 1966 yılından bu yana dondurma üreten Reyhan Pastanesi’nde 15 çeşit dondurma bulunuyor. Alsancak Mustafa Bey Caddesi’nde hizmet veren pastanenin sade, cevizli karamelli, kahveli, bal bademli ve karadutlu dondurmaları çok beğeniliyor. • Reyhan Patisserie is a classic of Izmir and the establishment has been serving ice cream since 1966. The palce offers 15 f lavors including walnut and caramel, coffee, honey almond and mulberry.

Roma Dondurmacısı - Roma Ice Cream Parlor • Hikayesi yarım asra dayanan Roma Dondurmacısı, İzmir’in Dikili ilçesinde başladığı yolculuğuna Türkiye’nin farklı illerinde hizmet veren 8 şubesiyle devam ediyor. Roma dondurmacısının her biri birbirinden lezzetli onlarca çeşit dondurması arasında seçim yapmak oldukça zor. • The establishment began its journey half a century ago in the borough of Dikili and has eight branches all over Turkey. The ice cream parlor has too many f lavors to choose from!

Sevinç Pastanesi - Sevinç Patisserie • Alsancak’ta hizmet veren ve İzmirlilerin buluşma noktası olan Sevinç Pastanesi’nin her daim taze ve lezzetli dondurmalarından en beğenileni krokanlı olanı. • The most popular f lavor the patiserrie, which is the meeting place of the citizens of Izmir, is ice cream with brittle. İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

149


Rehber / Guide

HİLTON İZMİR Gaziosmanpaşa Blv. No:7 35210 / İZMİR Tel: +90 232 497 60 60 Faks: +90 232 497 60 00 www.İzmir.hilton.com sales.İzmir@hilton.com

KARACA OTEL Necatibey Blv. 1379 Sokak No:55 Alsancak - İZMİR Tel: +90 232 489 19 40 Faks: +90 232 483 14 98 www.otelkaraca.com

OĞLAKCIOĞLU PARK BOUTIQUE HOTEL 1366 Sokak No:6 Çankaya - İZMİR Tel: +90 232 425 33 33 Faks: +90 232 425 34 33 www.parkhotelizmir.com

BALÇOVA TERMAL OTEL 35330 Balçova / İZMİR Tel: +90 232 259 01 02 Faks: +90 232 259 08 29 www.balcovatermal.com info@balcovatermal.com

KİLİM OTEL Atatürk Bulvarı 35210 İZMİR Tel: +90 232 484 53 40 Faks: +90 232 489 50 70 www.kilimotel.com.tr info@kilimotel.com.tr

ENGİN OTEL Gazi Mahallesi 25. Sokak No:65 Gaziemir/İZMİR 35410 Tel:+90 232 220 22 20 Faks:+90 232 220 22 23 www.enginhotelizmir.com

EGE PALAS Cumhuriyet Bulvarı No.210 35220 Alsancak / İZMİR Tel:+ 90 232 463 90 90 Faks: +90 232 463 81 00 www.egepalas.com.tr

DenİzAtı Holiday Village Meryemana Cad. No:19 Gümüldür / İZMİR Tel: +90 232 790 91 91 www.denizati-hv.com

İZMİR PALAS OTEL Atatürk Bulvarı 35210 İZMİR Tel: +90 232 465 00 30 Faks: +90 232 422 68 70 www.İzmirpalas.com.tr info@İzmirpalas.com.tr

MARLIGHT HOTEL Fevzipaşa Bulvarı 1367 Sk. No:3 Çankaya - İzmir Tel:+90(232) 484 12 13 info@marlightotel.com www.marlightotel.com

OTEL KÂYA Gaziosmanpasa Blv. No: 45 35230 Çankaya / İZMİR Tel: +90 232 483 97 71 Faks: +90 232 483 97 73 www.otelkaya.com info@otelkaya.com

RESIDENCE BUTİK HOTEL Mürselpaşa Bulv. No:28 Fuar karşısı Kahramanlar / İZMİR Tel: +90 0 232 441 90 90 Faks: +90 232 441 60 40 www.residencehotel.com.tr info@residencehotel.com.tr

VERA PALAS OTEL 1488 sok. No:7 Alsancak - İzmir Tel:+90 232 421 1287-88 Faks:+90 232 421 0269 info@verapalas.com www.verapalas.com

VİLLA SARAY İzmir Cad. Saray. Sk. Ilıca Çeşme / İZMİR Tel: +90 232 723 02 66 Faks: +90 232 723 36 72 www.villasaray-vip.com www.viltur.com

GAYRIMENKUL DÜNYASI YATIRIM DANIŞMANLIK DÜNYASI Mithatpaşa Cad. No:1133/Z-1 Üçkuyular / İZMİR Tel:+90 232 247 31 32 Faks:+90 232 247 92 71 www.gayrimenkuldunyasi.com.tr

MAS

Gümrükleme YİĞİT GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ LTD. ŞTİ. 1479 Sk. No:16 Kenet Sitesi Kat:2 Daire:7 Alsancak/İZMİR Tel: 0(232) 464 99 00 (pbx) Tel: 0(232) 464 18 94 www.yigitgumruk.com info@yigitgumruk.com

150

DİKİLİ LİMAN VE TURİZM İŞLETMELERİ TİCARET A.Ş. Atatürk Caddesi No: 11 35980 Dikili – İZMİR Tel: +90 232 671 44 00 Faks: +90 232 671 20 29 info@portofdikili.com www.portofdikili.com

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

SOLMAZ GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ Kıbrıs Şehitleri Cad. Kristal İş Merkezi No:136 K :3 Alsancak / İZMİR Tel :+90 232 463 65 16 (pbx) Faks: +90 232 463 65 20 www.solmaz.com.tr ismailt@solmaz.com

MAS GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ 1471 Sokak No:45 Karabulut Apt. K:3 D:5 Alsancak - İZMİR Tel:+ 90 232 463 35 93 Faks: +90 232 463 98 00 www.masgumrukleme.net

Ümay İnşaat

ÜMAY İNŞAAT 1550 Sokak No:1 Doğanlar Mah. Bornova - İZMİR Tel: +90 232 479 42 52 Fax: +90 232 478 01 11 www.umayinsaatmalzemeleri.com


TUTKU TOURS Gaziosmanpaşa Bulvarı No.3/303 Çankaya / İZMİR Tel: +90 232 441 86 76 /77 /35 Fax: +90 232 441 86 36 www.tutkutours.com info@tutkutours.com

Dİ-AR TURİZM 1421 Sok. No : 41/2 Alsancak - İZMİR Tel: +90 232 464 71 86 (pbx) Faks: +90 232 464 71 88 info@di-ar.com www.di-ar.com www.cbctravel.com.tr

İTALTUR Cumhuriyet Bulvari No:159 Kadıoğlu Apartmanı Kat:2 D:3 Alsancak /I zmir Tel: 0232 464 70 60 Fax: 0232 464 45 20 www.italtur.com.tr

TAVACI RECEP USTA Atatürk Caddesi No.364 Alsancak / İZMİR Tel:+90 232 444 19 78 +90 232 463 87 97 Faks:+90 232 422 61 71 www.tavacirecepusta.com

TOPÇU’NUN YERİ Restoran İşletmeleri Kazım Dirik Cad. No: 3/A-B Pasaport / İZMİR Tel:+ 90 232 484 14 70 +90 232 425 90 47 www.topcununyeri.com

VELİ USTA Atatürk Cad. No:212/A Alsancak / İZMİR Tel:+90 232 464 27 05 10 Sk. N:179/A İnciraltı/İZMİR Tel:+90 232 277 77 66 www.İzmirbalikpisiricisi.com

KORDONBOYU BALIK PİŞİRİCİSİ Atatürk Caddesi 214/A 1.Kordon Alsancak - İZMİR Tel: +90 232 422 15 90 www.kordonboyu.com.tr

DENİZ RESTAURANT İzmir Palas Oteli Zemin Kat Atatürk Cad. No: 188/B Alsancak / İZMİR Tel: +90 232 464 44 99 Faks: +90 232 463 00 86 www.denizrestaurant.com.tr

GÜVERTE BALIK RESTAURANT Fish& Meat Balıkçı Barınağı Mevkii Özdere/İzmir Tel: +90 232 797 82 84 + 90 232 797 84 36 www.guverterestoran.com

LA CIGALE Cumhuriyet Blv. No: 152 Fransız Kültür Merkezi Alsancak / İZMİR Tel: +90 232 421 47 80 Faks: +90 232 464 79 86 lacigalealsancak@hotmail.com

ALTINOLUK RESTAURANT Mithatpaşa Cad. Limanreis Mah. No:606 Narlıdere / İZMİR Tel: +90 232 234 12 12 Faks: +90 232 234 53 43 www. altinolukrestaurant.com e-mail altinolukcaterin.com

BİZİM GAZİNO Dalyan Mah. 4218 sok. No:29/A DALYAN / ÇEŞME Tel: +90 232 724 70 11 Kumsal Sok. No:10 N.dere / İZMİR Tel: +90 232 238 30 49 www.bizimgazino.com

İPEKSİ TATLAR Cumhuriyet Bulvarı 192/12 Üstay Apt. Gündoğdu Meydanı Alsancak / İZMİR Tel:+ 90 232 421 5988 Faks: +90 232 464 9088 www.ipeksitatlar.com

BİR OPTİK Milli Kütüphane Cad. Opera karşısı B Blok No.14/C Konak İZMİR Tel: +90 232 445 45 75 e-mail: izzet@bblens.com www.biroptik.com

ABC İŞİTME CİHAZLARI SATIŞ VE UYGULAMA MERKEZİ Şair Eşref Blv. 66/1-A Alsancak - İZMİR Tel: +90 232 422 25 46 Fax: +90 232 422 25 47 www.abcisitmecihazlari.com

SİMMSAR GAYRİMENKUL Değerlendirme Yalı Caddesi No:414/1 Karşıyaka-İzmir Tel: +90 232 364 47 48 Faks: +90 232 368 95 97 info@simmsar.com.tr www.simmsar.com.tr

RAMTUR TURİZM Gaziosmanpaşa Bul. Yeni Asır İşhanı 3/312 İzmir Tel: + 90 232 425 2710 Fax: +90 232 483 3436 www.ramtur.com info@ramtur.com

SEDEKO 1399 Sok. No.9 K.2 D.5 Alsancak / İZMİR Tel: +90 232 465 18 00 Fax: +90 232 465 29 39 sedeko@sedeko.com.tr www.sedeko.com.tr

ON-TOUR TURİZM Gazi Osman Paşa Bulv. No:9/404 Esen İşhani İzmir Tel: +90 232 446 20 89 www.logotravel-turkey.com info@logotravel-turkey.com

Kedİ Kültür Sanat Merkezİ Atatürk Cad. No: 386/A 35220 Alsancak / İZMİR Tel: +90 232 464 99 35 Faks: +90 232 464 98 35 info@kedikultursanat.org www.kedikultursanat.org www.kedikultursanat.com

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013

151


Etkinlik / Activities

Etkinlikler

Activities

27. Uluslararası İzmir Festivali Programı

27th International Izmir Festival

Verdi & Wagner Gala Konseri- Festival Açılışı 6 Haziran 2013 / 21.30’da Efes Antik Tiyatro’da

Verdi & Wagner Gala Concert- Festival Opening 6 June 2013 / 21.30’da Efes Antique Theatre

Minguet Quartett 14 Haziran 2013 / 21.30 - Bazilika Güney Kule, Bergama Dance Theatre of Harlem 28 Haziran 2013 / 21.30 - Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu Kremerata Baltica & Mischa Maisky 4 Temmuz 2013 / 21.30 - Celsus Kütüphanesi, Efes Amarcord Wien & Adrineh Simonian 9 Temmuz 2013 / 21.30 - Odeon, Efes

Minguet Quartett 14 June 2013 / 21.30 - Basilica Southern Tower, Bergama Dance Theatre of Harlem 28 June 2013 / 21.30 - Kültürpark Amphitheatre Kremerata Baltica & Mischa Maisky 4 July 2013 / 21.30 - Celsus Library, Efes Amarcord Wien & Adrineh Simonian 9 July 2013 / 21.30 - Odeon, Efes

Hille Perl & Lee Santana & İzmir Barok 11 Temmuz 2013 / 21.30 – Abacıoğlu Han, Kemeraltı

Hille Perl & Lee Santana & İzmir Barok 11 July 2013 / 21.30 – Abacıoğlu Inn, Kemeraltı

ApollonMusagète Quartet 16 Temmuz 2013 / 21.30 - Celsus Kütüphanesi, Efes

ApollonMusagète Quartet 16 July 2013 / 21.30 - Celsus Library, Efes

Gösteri

Shows

Sunay Akın Söz Gösterisi 27 Mayıs 2013 / 21.00’de KarşıyakaAçıkHavaTiyatrosunda

Sunay Akın Stand Up 27 May 2013 / 21.00 Karşiyaka Amphitheatre

AnadoluAteşi 8 Haziran 2013 / 21:00’de İzmir Kültürpark’ta

AnadoluAteşi (Dance) 8 June 2013 / 21:00’de İzmir Kültürpark

Sergi

Exhibition

‘Seramikle Farklı Zamanlara Dokunuşlar / Yıldız Şima Seramik Atölyesi’ Sergisi 09 – 21 Mayıs 2013 tarihleri arasında Kedi Kültür Sanat Merkezi’nde

‘Different Tourches on Time with Ceramics / Yıldız Şima Ceramic Workshop’ Exhibition 09 – 21 May 2013 Kedi Culture and Art Center

Bekir Sami Çimen Resim Sergisi 09 Mayıs - 02 Haziran 2013 tarihleri arasında Selçuk Yaşar Resim Müzesi ve Sanat Galerisi’nde Ustadan Tükenmez Kalem Mucizesi - Erkan Gürkan Resim Sergisi 21 Mayıs - 10 Haziran 2013 tarihleri arasında İzmir Sanat’ta Atelye Renk Resim Sergisi 30 Mayıs - 16 Haziran 2013 tarihleri arasında Çetin Emeç Sanat Galerisi’nde

Bekir Sami Çimen Painting Exhibition 09 May - 02 June 2013 SelçukYaşar Art Gallery The Miracle of Pens Erkan Gürkan Painting Exhibition 21 May - 10 June 2013 Izmir Art Atelye Renk Painting Exhibition 30 May - 16 June 2013 Çetin Emeç Art Gallery

Yeniden Sinematek

Cienmatec Again

“YenidenSinematek” etkinliklerinde Mayıs ayında ünlü Amerikalı film yönetmeni Howard Hawks’in filmleri gösterime sunulacak. İzmir Sanat’ta, saat 20.00’de başlayacak olan gösterimlerin hepsi halka açık ve ücretsiz.

The films of American director Howard Hawks will be shown during the event in May. All showings are open to the public and free of charge. Movies start at 20.00 at Izmir Art.

10 Mayıs Cuma - “His Girl Friday (Cuma Kızı)” 17 Mayıs Cuma - “Scarface (Yaralı Yüz)” 24 Mayıs Cuma - “The Big Sleep (Büyük Uyku)” 31 Mayıs Cuma - “Rio Bravo (Kahramanlar Şehri)”

10 May Friday - His Girl Friday 17 May Friday - Scarface 24 May Friday - The Big Sleep 31 May Friday - Rio Bravo

152

İZMİR Mayıs - Haziran / May - June 2013




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.