iki
Sakat
fanzin 1
içindekiler 3 • normalliğin icadı 2 • enis akın 4 • pardon • fatih mutlu 6 • kaosun dedesi / fragmanlar • nebiye arı 7 • karaman’daki eski evin lavabosu ve senin resmin arasındaki yedi farkın -dalığına • süleyman sabri genç 8 • ritmik delirmeler • çağdaş ünbal 10 • şair ölüsü • emre şahinler 11 • yıkım • altuğ altıntaş 12 • balkon konuşması • rıdvan gecü
normalliğin icadı 2 enis akın
Tek tek erkekler erkek başlarına Kadınlar kadın içinde. Bir stadyumdan geçerken, oyuna girmeyeceğim, yok, Sahaya hangi sorularla indiğimi bilmiyorum, Ama çıkarken elimde bir cevapla: “1 - 1 berabere” Elimde bir skor bir cıvata bir sol anahtarı. Her kadının bir şarkı olduğunu artık biliyoruz. Ve Her adamın bir sorusu olduğunu: Masanın sol tarafından mı zorlasak? Evet, masanın sol tarafından zorlayalım. Bu tavlayı bu oyunu bu katli bu ikiliği Artık bir sonlandıralım? Bir soru işaretinin anlamı bir yorgunluktan geçmektir Eğer askıya alabilseydik mutsuzluğumuzu Bir akşam kadıköyde Sıkıcı bir galibiyete razı olabilseydik eğer, ama Beraberlikte de yeni bir şey yok. O gün de yine kaybetmiştik, artık bakışlarımızda ne varsa, 1-1imize karşı ve kendimiz adında bir yerlerden bir yerlere geçerken Yalnızlığı bu kadar sevmesek de olurdu. Mavi adımlarla gidiyorum, soyunma odasına. Elimde bir bardak kırmızı şarap, bir o var. Oyun bitti başladıbittibaşladı bitti. Ne dersin enis? Yine Büyük yenildik diye avunsak mı? Geceyi bana sorma, boynun sana kalsın. Hadi artık bırak o büyük örtüleri, biliyorsun, geceyi saramazsın, Mavi yatak, mavi yanım, mavi derken anlatabildim mi bilmiyorum. Ben hep Yatakta yatıyorum. Kaç kaç bitti? “1-1 ayrı”
3
pardon fatih mutlu
Telaş yok, buradayız çivili gece, akrep, beden patt dünyanın en eski işverenleri ve eriğe erik demenin bereketi naneli sakız çiğneyip köroğlunun muadillerini sunuyor ohh telaş yok, gece uzun gece güzel ay bardaktan taşıyor - yazı mı tura mı? - Atatürk - metin mi görsel mi? - Atatürk - Atatürk mü? - Pas O zaman... dört çay var, iki kakao, bir de anneden uyanmanın cezası, toplam iki bin iki yüz kırk. Öff
4
“anneye öf denilmez, anneye sus denilmez, anneye git denilmez, anneye öl denilmez, anne kalk yerine yat denilmez, anneye anne denilmez” anneye put denilir, anne yapsan da yesek denilir, anneye beyaz denilir, anne olsa da içsek denilir, anne beyaz denilir, anne ölmüş denilir, anne ölmüş denilir, anne öl Bi’sigara içilir, camı açın denilir, cam açılır hakikat dışarı çıkar Telaş yok, içerideyiz Kadının kulbundan tutulur, erkeğin çocukluğuna akıtılır, erkek taşar, baba ıslanır, erkek taşar baba ıslanır, erkek taşar, baba ıslanır, baba ıslak Kuğu gölü balesini mi izlemiş. Afferim tosunuma. Ata mı binmek istiyor. Getirin binsin. Piyano mu çalmak istiyor. Attan insin. Şarkı başlasın. Yediyi çeyrek geçmiş. Şarkı bitsin. Ajans başlıyor. Bi’daha. Rüzgâr var. Öbür elini de getir. Kuytuya gel. Telaş yok, gazı bitmiş.
5
kaosun dedesi / fragmanlar nebiye arı
Dedemin öldüğü haberi bir sms, müşterinin istediği iki çay vileda ellerime sıkışmış, cenaze bensiz Mermerleri ıslatan su benim kapıların ardı benim, mikrodalga’dan bir servis daha işte benim işim Kapatıyorum gözlerimi sabahın aydınlığı, açıyorum otoyol trafiğinde süresiz bir gidiş yoruyor beni yıldız’ın anlattıkları kafam hafif dualı Dedem öldü diye çalıyor telefonum, saat ileriye doğru atıyor, vardiyam bitiyor tenimin karanlığında bir erkek buyuruyor, bundan böyle sırtım hep çanta. Yaslandığım her er itinayla gıcırdayan Sızlanan sahneye girişim menüsü pahada ağır, sonra ritmiyle davranırım ayaklarımın ve ellerim tokmak Muhasabeci arıyor, bir dakikada ne çok şey istiyor dedemin ölüsü günlerce yemek.
6
karaman’daki eski evin lavabosu ve senin resmin arasındaki yedi farkın -dalığına süleyman sabri genç
serin 1 levrek ekmek. karadaki 2 hun sevdalıya har oklarla 3 barbar köfteciyi öldürdüler. piyazı gecikti diye 4 gün. ve gece masalda bekledi. selamı vardı 5 kardeşin. yanağımda izi tüberküloz menenjit. ellerimin 6na sakladığım onca sevr -kırk bin yıl gonca çizgi büyüsüydü yüzünün. ve doğduğum yer. lavaboyu hatırlıyorum 7 vesikalık sıcak su için bekletirdi.
7
ritmik delirmeler çağdaş ünbal
“dilore nenelerim” derinden gelen bir ezgi telaffuzu eksik kalmış kelime söyleyemediklerimiz savunmamız gömmek istediğimiz acılar -daha çokaltını renkli kalemle çizdiğimiz hatalarımız -ders almak deyimi ilkokulda çekilen kulaklarımızın arkasındaşaraba katılan gazoz da dahil ne varsa inceltici -yasakkan akışı önem arz eder ameliyat sırasında işine karışmak gibi olmasın ama bence oradan kesmemelisin doktor yaraya ulaşmak mümkün olsaydı neşterle sakız tarih olurdu para üstlerinde
8
bırak elinden şu kitabı pavyonlar sabaha kadar açık hem neşter bir konsomatrisin tenini yurt bellemişse hipokrat’ın sol dörtte iltihaplanan dişi belli ki çekilmeli sonra berbat bir gecenin ortasında yüz metrede dünya rekoru kıracaktım hem de tepeden tırnağa batmışken boka alkışla bu başarı hepimizin üzüm bağında hallac el mansur’dan bahsederken tutuldu dili arkadaşımın bilirim zor mevzular bunlar ve ayrıca sen zahmet etme ben kaparım ışıkları.
9
şair ölüsü emre şahinler
Yüzüm, kalbin gündönümüdür! Katırlara teyelledim sağrısını ölümlerin... sırtımdaki kırlangıç cesetlerini öptüm, kanayan yerlerinden. suç değil! suç değil!
bombalara akran çocukların göğü taşlaması annem, kırmızı fularıma dört yapraklı yoncadan, ülkeler örüyorsa...
kim söylüyorsa, yalan söylüyor pirim! suç değil! iki karanfil benziyorsa, Kürdistan’a.
10
yıkım altuğ altıntaş
Dingin havanın kadrini bilmez oğlu insanın Ne olsa eserini hiç etmeği Rabbinden öğrendi Ve yanarken kâinat döne döne... öylece izleyip... Küçücük olanın ne büyüktür kederi Gelirken sana takım elbisemi giyeceğim Belki tıraş olacak, yıllarımı örten bir koku sürünüp... Oysa ağzım şarap, üstüm berduş sevdin beni ve ben sana çok sarhoştum; hatırlıyorum. Kendimi yıkarak geçeceğim arasından sokakların, köpeklerin, taşların Entropi diyelim. İstersen kaos, evrenin düzeni düzensizliğin düzenliliği Bu cehennem topunda tüm kanunlar İnsanı kalpsizleştirmek için var bir kalbim var bir kalbim Ne zaman bir rüzgâr esse titrer. Vicdanım Gergin bir saz teli, gövdem hep dutluktur taşlanmadan dökülen Bu sızı neden? Esir olmamak için bun duman. Anlıyorum. Göğü ve yeri, olmadığım her yerden kendime kadar olan çoğ şeyi Anlıyorum ne eser varsa sırt dönüp gitmeyi, ateşe emanet etmeyi
11
balkon konuşması rıdvan gecü
sen çok iktidarın masterpiece seçmeni hep hazır bulundun; hep hazır ol konumun ihtiyaç halinde zor zamanda arka çıkıp kol kanat, germe karşılığısın. yedirmeyiz anları ölüye yatıp gerçekten ölü ve gerçekten yatanlara göz yumduğunu nasıl, sırt çevirdiğini nasıl tüm sorumluluklardan münezzeh hesapvermez hükümetlerin tarafınca nasıl, yaratıldığını nasıl fark edebilme şerefine nailim: bu işlerden anlıyorsun
12
bir davan var bahsediliyor, her pisliklerinin bitik örtüsü. hakkında bazı yargılar edindim söylüyorum sen kalbî aktivitelerini sıfırlamış bir putperestsin putuna tapmayanı, düşman bellemişsin. uzunca, biz seninle aynı saftayız kardeşim bizi ayrıştıranların oyununa gelmeyelim kardeşim safsatasına; biriz inandım. yanılgı sen ibrahimsin haşmetsin ismailsin iğrençsin bundan böyle benim kardeşim değilsin. alkış tut hırsızına daha fazla çalsın mal. daha fazla alkış tut katiline daha fazla alsın can. daha fazla oyunu iyi okudun, oyunu doğru kullandın helaldir sen nasıl stratejik bir deha ortadoğu ülkesinde patırtının ortasında burnun bile kanamadan yaşlanıyorsun hiç hasar almıyorsun kaybetmiyorsun asla üzülmüyor asla yas tutmuyorsun sürekli kazanır hamlesin; hakkını teslim edelim: bu işlerden anlıyorsun
13
sakat fanzin 2. sayı 03.12.2015 editör • rıdvan gecü tasarım • fatih mutlu
14