TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi Ekim / 2017 Bülteni

Page 1

sayı 29

.

bülten

.

.

TMMOB Sehir Plancıları Odası Istanbul Subesi

Dünya Şehircilik Günü 41. Kolokyumu Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği Değerlendirme Toplantıları Devam Ediyor Netcad Kampüs Eğitim Programı: 16-17 Aralık 2017 “Kıyı Alanı Hem Doğayı, Hem Yaşamı Vuruyor!”

EKİM

/

2017


görsel: Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği Değerlendirme Toplantısı TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Adres: Cihannüma Mah. Akdoğan Sk. Başar Apt. No: 30 D:6-7 Beşiktaş/İstanbul Telefon: 0212 275 43 67 - 0212 288 99 60 Faks: 0212 272 91 19 e-posta: spoist@spoist.org.tr - spoistanbul@spo.org.tr Web adresi: www.spoist.org.tr - www.spo.org.tr


şubemizden adalar ilçesi kauip katılım toplantısı ........4

sarıyer ilçesi, fsm mahalle heyeti yönetim kurulumuzu ziyaret etti........4 planlı alanlar imar yönetmeliği değerlendirme toplantıları ........5 kahvaltılı üye buluşması........6

öğrenci komisyonu toplantısı gerçekleşti.

......6 kentte birlikte ve uyumlu yaşam arayışı toplantısı. ......7 bisiklet ve kent çalıştayı. ......8 . kent gündemi eyüp ilçesi silahtarağa mahallesi’ndeki imar planı değişiklikleri........9

ümraniye ilçesi necip fazıl mahallesi’ndeki imar planı değişiklikleri........9

kabataş iskelesi ulaşım transfer merkezi imar planları değişiklikleri......10

duyurular 12. istanbul buluşmaları danışma kurulu toplantı daveti ......11 netcad kampüs eğitim programı ......12 bilirkişilik temel eğitimi ......13

8 kasım dünya şehircilik günü 41. kolokyum bildirgesi......14 yeni üyelerimiz......17

sizden gelenler kıyı alanı, hem doğayı hem yaşamı vuruyor......18


4 SPO . bülteni . istanbul sube

ADALAR İLÇESİ 1/1000 ÖLÇEKLİ KORUMA AMAÇLI UYGULAMA İMAR PLANI KATILIM TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Adalar İlçesi 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ile ilgili süreci paylaşmak üzere 22 Eylül tarihinde plan müellifinin de katıldığı bir toplantı gerçekleştirildi. Adalar Belediyesi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Şube Sekreterimiz Akif Burak Atlar katılım gösterdi. Plan müellifi tarafından hazırlanan ve onay aşamasına gelen planların kapsamlı bir şekilde tartışıldığı toplantıya, İller Bankası Genel Müdürlüğü, Adalar Belediyesi ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu temsilcileri ile birlikte Adalar Kent Konseyi, meslek odaları ve ilgili sivil toplum kuruluşlarından temsilciler katıldı. Adalar İlçesi 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ise 2011 yılında onaylanarak yürürlüğe girmişti.

SARIYER, FATİH SULTAN MEHMET MAHALLESİ MUHTARI VE MAHALLE SAKİNLERİNDEN OLUŞAN HEYET YÖNETİM KURULUMUZU ZİYARET ETTİ Sarıyer İlçesi Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Muhtarı Osman Karaçam ve mahalle sakinlerinden oluşan heyet, 24 Ekim Salı günü Yönetim Kurulu Üyelerimizle bir araya geldi. Şubemizde gerçekleştirilen toplantı kapsamında, 25.08.2017 tarihinde askıda ilan edilen ve itirazımıza konu edilen, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli alan ilan edilen Fatih Sultan Mehmet Mahallesi sınırları içerisinde yer alan 140,62 hektarlık proje alanındaki taşınmazlara ilişkin olarak hazırlanan imar planı değişiklikleri değerlendirildi.


SPO . bülteni . istanbul sube

PLANLI ALANLAR İMAR YÖNETMELİĞİ KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRME TOPLANTILARI DEVAM EDİYOR Şubemiz bünyesinde kurulan Gayrimenkul Sektöründe Çalışan Şehir Plancıları Komisyonu tarafından düzenlenen etkinlik kapsamında Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği`ni değerlendirmek üzere 28 Ekim Cumartesi günü Şubemizde bir araya gelindi. 3 Temmuz 2017 tarihinde resmi gazetede yayınlanan ve 1 Ekim 2017 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğini eski yönetmelik ile karşılaştırmalı olarak sunumunun yapıldığı ve değerlendirildiği toplantının devamı 4 Kasım Cumartesi günü Şubemizde gerçekleştirildi.

5


6 SPO . bülteni . istanbul sube

KAHVALTILI ÜYE BULUŞMASI Üç yıldır gerçekleştirilen ve önümüzdeki yıllarda da devam etmesi planlanan TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Kahvaltılı Üye Buluşması 15 Ekim Pazar günü Maçka Fua Cafe & Restoran’da gerçekleşti. Şubemiz üyeleri ve öğrenci üyelerinin yakınlarıyla birlikte davetli olduğu etkinlik, Yönetim Kurulu üyelerimiz, yaklaşık 40 üyemiz ve öğrenci üyemizi bir araya getirdi.

ÖĞRENCİ KOMİSYONU TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİ Şubemiz Öğrenci Komisyonu, yeni üyeleriyle tanışmak ve önümüzdeki döneme ilişkin etkinlik takvimini planlamak üzere 27 Ekim Cuma günü Şubemizde bir araya geldi. Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu’na ilişkin hazırlıkların konuşulduğu toplantıda, önümüzdeki günlerde Tarihi Yarımada gezisi düzenlenmesine karar verildi.


SPO . bülteni . istanbul sube

KENTTE BİRLİKTE VE UYUMLU YAŞAM ARAYIŞI TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Şubemiz Kent Mültecileri Çalışma Grubu olarak kısa süre önce basım sürecini tamamladığımız Kent Mülteciliği ve Planlama Açısından Yerel Sorumluluklar Değerlendirme Raporu: Suriyeli Yeni Komşularımız, İstanbul Örneği başlıklı raporumuz Eylül ayında üyelerimiz ve kamuoyu ile paylaşılmıştı. Çalışma Grubu tarafından, 7 Ekim tarihinde, hem rapor hazırlama sürecinde hem de bugüne dek sürdürülen çalışmalar sırasında meslek alanımızı ilgilendiren hususlarda, konunun muhatabı/uzmanı/ilgilisi kesimlerle, kentsel ve toplumsal uyum süreçlerine ilişkin çerçeve politika belirlenmesine katkı sunmayı ve uygulamaya dönük çıktılar üretmeyi hedefleyen geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi.

Cezayir Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen ve gün boyu süren “Kentte Birlikte ve Uyumlu Yaşam Arayışında Yeni Komşularımız Kent Mültecileri” başlıklı etkinliğe ilgili uluslararası kurumlardan, kamu kurumlarından, belediyelerden, sivil toplum örgütlerinden ve üniversitelerden temsilciler ve araştırmacılar tarafından katılım gösterildi. Tartışmalara hazırlık mahiyetinde paylaşılan kısa sunuşlar sonrasında toplantı, katılımcıların Temel kamusal hizmetlerin sunumu ve erişilebilirliği; Barınma hakkı, konut politikaları ve gayrimenkul piyasası; İstihdam piyasası ve çalışma alan ve olanakları; Yerel ortaklıklar ve süreç yönetimi başlıklı temalarda katkılarını sundukları, sorun tespiti ve çözüm önerilerini paylaştıkları yuvarlak masa tartışmalarının ardından sona erdi.

7


8 SPO . bülteni . istanbul sube

BİSİKLET VE KENT ÇALIŞTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Don Kişot Bisiklet Kolektifi tarafından düzenlenen ve Şubemizin de paydaş kurum olarak destek verdiği Bisiklet ve Kent Çalıştayı 21-22 Ekim 2017 tarihlerinde Tasarım Atölyesi Kadıköy’de gerçekleştirildi. Türkiye’nin birçok ilinden yaklaşık üç yüz kişinin katıldığı çalıştaya Şubemizi temsilen üyelerimiz Arzu Erturan, Kevser Üstündağ ve Şubemiz Yönetim Kurulu üyesi Nuray Çolak tarafından katılım gösterildi. “Bisiklet Dostu Kent Tasarımı” başlıklı sunumu gerçekleştiren Arzu Erturan ve Doç. Dr. Kevser İsmet Üstündağ, bisiklet dostu bir kent tasarımının önemli olduğunu, ancak asıl çözümün yeni bir insan tasarımında yattığını belirttiler. Ulaşımda bisikletin önemi ve ulaşım sorunlarının çözümündeki rolünün, metropolde yaşayan bisikletlilerin sorunları konuşularak çözüm önerileri geliştirmeyi hedefleyen çalıştayda, daha önce programda belirtilen ve sekiz başlıkta yapılan sunuşlara ek olarak serbest kürsü ve “Bisikletli’nin Yan yana Gelme Felsefesi” başlıklı forum gerçekleştirildi. Bisiklet ve Kent çalıştayının sonuç bildirisine buradan ulaşabilirsiniz.


SPO . bülteni . istanbul sube

EYÜP İLÇESİ SİLAHTARAĞA MAHALLESİ’NDEKİ İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLERİNE İTİRAZ EDİLDİ

ÜMRANİYE İLÇESİ NECİP FAZIL MAHALLESİ’NDEKİ İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLERİNE İTİRAZ EDİLDİ

Eyüp İlçesi, Silahtarağa Mahallesi 732 Ada 1 Parsele Ait 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 Uygulama İmar Planı Değişikliği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 10.08.2017 – 08.09.2017 tarihleri arasında askıya çıkarılmış olup Şubemizce itiraza konu edildi.

Ümraniye İlçesi, Necip Fazıl Mahallesi, 14934 parselin doğusundaki tescil dışı alana ( Eski: 105 parselden terkinli alan ) ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Nazım ve Uygulama İmar Planı değişiklikleri İBB Meclisi’nce onaylanarak 29.09.2017 – 30.10.2017 tarihleri arasında askıda ilan edilmiş olup Şubemizce itiraza konu edildi.

Plan değişiklikleri ile kısmen Ticaret Alanı, kısmen Park Alanında kalmakta olan parselin bir kısmı maks TAKS:0.60, Yençok:6 kat yapılanma şartları ile T3 simgeli Ticaret + Konut Alanına, bir kısmı Rekreasyon Alanına dönüştürülmüştür. Bahse konu plan değişikliği yapı, nüfus, trafik yoğunluğunu arttırıcı, nüfus donatı dengesini bozucu niteliktedir. Söz konusu plan değişikliği ile Park Alanı fonksiyonu iptal edilmiş ve başka bir konumda, Rekreasyon Alanı fonksiyonuna dönüştürülmüştür. İki fonksiyon eşdeğer nitelik ve kullanıma sahip olmamakla birlikte konum değişikliğinin zorunlu gerekçesi anlaşılamamaktadır. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne ve kamu yararına aykırılık içeren; şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı olarak onaylanmış söz konusu imar planı değişikliğine Şubemizce itiraz edildi.

Planlama değişikliğine konu alan meri imar planlarında Park ve Zemin Altı Katlı Otopark fonksiyonunda kalmakta olup imar planı değişikliği ile park alanı alansal olarak küçültülmüş, Ticaret+Konut fonksiyonu eklenmiştir. Söz konusu plan değişiklikleri ile inşaat alanının ve nüfus yoğunluğunun artmasına izin verilmesinin yanı sıra yaklaşık %80 oranında küçültülen park alanı için eşdeğer bir alan önerilmemiştir. Bu sebeple plan değişikliği, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği, planlama esasları ve kamu yararına aykırıdır. Bahsedilen hususlar çerçevesinde, Ümraniye İlçesi, Necip Fazıl Mahallesi, 14934 parselin doğusundaki tescil dışı alana ( Eski: 105 parselden terkinli alan ) ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Nazım ve Uygulama İmar Planı Değişikliği’ne 30.10.2017 tarihinde Şubemizce itiraz edildi.

9


10 SPO . bülteni . istanbul sube

KABATAŞ İSKELESİ ULAŞIM TRANSFER MERKEZİ İMAR PLANLARI DEĞİŞİKLİKLERİ YARGIYA TAŞINDI Kamuoyunda Kabataş Martı Projesi olarak da bilinen Kabataş Transfer Merkezi projesine ilişkin imar planı değişiklikleri TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ortaklığıyla yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle yargıya taşındı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Dolmabahçe Camii’ne kadar uzanan planlama alanı, barındırdığı önemli kültürel, endüstriyel, arkeolojik ve tarihi miras niteliği taşıyan yapıları ve İstanbul siluetini belirleyen topografik, kentsel yapısı ve doğal değerleri açısından Beyoğlu İlçesi’nin en önemli kıyı alanı olması nedeni ile İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararı İle Kentsel Sit Alanı ilan edilmiştir. Günümüze kadar özellikle Kabataş iskelesi ve Taksim Kabataş finüküler hattı, metro hattı gibi gerek deniz gerek raylı ulaşım güzergah ve yapıları ilgili kararları için de ilgili koruma kurul kararlarına uygun olarak koruma amaçlı imar planları bütünlüğü kapsamında kararlar üretilmiş ve bu alanda üretilecek her türlü ulaşım projesinin Dolmabahçe Camii ve çevresinden Fındıklı Camii ve Mimar Sinan Üniversitesi’ne kadar uzanan kısımla birlikte tüm Beyoğlu sit alanı bütünlüğünü esas alınmıştır. Dava konusu planların esasını teşkil eden Kabataş Ulaşım Transfer Alanı’nı öneren tüm Beyoğlu Koruma Amaçlı Nazım ve İmar Planları ise yargı tarafından iptal edilmiş bulunmaktadır. Bu duruma rağmen tarihi, doğal, kültürel değerler ve kentsel yaşam açısından son derece hassas davranılması gerekli olan bu önemli bölgede; koruma amaçlı imar planlarının yargı kararları doğrultusunda düzenlenmesi beklenmeden ve kuruldan onay dahi alınmadan değiştirilen yeni bir avan projeye göre düzenlenen transfer merkezi, kıyı iskele yapısı ve dolgusu fiilen uygulamaya başlatılmıştır. Bu durum hukuka aykırıdır. Yargı konusu planlarda; mekânsal ve işlevsel olarak Beyoğlu Kentsel Sit Alanı’nın Koruma Amaçlı İmar Planları bütünlüğünde önerilen Kabataş Transfer Merkezinin sadece plan bütünlüğü değil; yapısal bütünlüğü de bozularak bir deniz ve iskele yapısının/binasının karada bulunan kısmı plan sınırları dışına çıkartılmış ancak plan sınırı dışında bulunan alanlar ve yollar için plan notlarında hükümler getirilmiştir. İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi sınırları içerisinde tramvay ve metro ulaşımının, karayolu toplu taşıma araçlarının, taksilerin, denizyolu hizmeti veren firmaların belli bir sistem içerisinde yeniden düzenlenmesi amacıyla hazırlandığı ifade edilen ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan, Kabataş İskelesi Ulaşım Transfer Merkezi’ne ilişkin imar planı değişikliklerinde alınan kararların, planlama alanını sağlıklı ve güvenli hale getirmekten uzak olduğu görülmektedir. Bahsedilen sebepler çerçevesinde, 21.07.2017 tarihinde askıda ilan edilen imar planı değişiklikleri, yasal süreci içerisinde TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından dava konusu edildi. * Kabataş Transfer Merkezi ve tarihi geçmişi hakkında detaylı bilgiye İstanbul Kent Almanağı 2016’dan ulaşabilirsiniz.


SPO . bülteni . istanbul sube

12. İSTANBUL BULUŞMALARI DANIŞMA KURULU TOPLANTI DAVETİ 16 KASIM 2017 2007 yılında İTÜ, MSGSÜ ve YTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümleri ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ortaklığında başlayan ve 2017 yılı Nisan ayında 11. kez gerçekleştirilen İstanbul Buluşmaları etkinliği yıllar içinde İstanbul‘un gündemine ilişkin farklı konuları bütünlük içinde ele almaya çalışan, ilgili tüm aktörlerin katılımıyla zengin bir fikir platformu oluşturma amacıyla devam etmiş ve gelenekselleşme yolunda önemli bir birikimi oluşturmuştur. 2018 yılında 12. kez düzenlenecek olan İstanbul Buluşmaları İstanbul Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşecektir. Etkinlik Düzenleme Kurulu oluşturulmadan ve etkinlik programına ilişkin hazırlıklara geçilmeden önce İstanbul Buluşmalarının bu noktaya taşınmasında değerli katkıları olan sizlerle Danışma Kurulu toplantısında bir araya gelmek istiyoruz. 16 Kasım 2017 saat 17.00‘da İTÜ Taşkışla Kampüsü 123B Numaralı Salon’da gerçekleştireceğimiz ve 12. İstanbul Buluşmalarının içeriğine ve kapsamına yönelik kararlar almayı hedeflediğimiz Danışma Kurulu toplantısına katılımınız için bilgilerinize sunarız. Toplantı Yeri: İTÜ Taşkışla Kampüsü 123B Numaralı Salon (Harbiye Mahallesi, Taşkışla Cad., 34437 Şişli/İstanbul) Toplantı Tarihi/Saati: 16 Kasım 2017 Perşembe / 17.00

11


12 SPO . bülteni . istanbul sube

NETCAD KAMPÜS EĞİTİM PROGRAMI 16-17 ARALIK 2017 Netcad GIS Tabanlı Kent Planlama Uygulamaları ve Kent Bilgi Sistemleri Projelendirme Eğitimi 16-17 Aralık 2017 tarihlerinde Şubemizde gerçekleştirilecektir. Eğitimin detaylı içeriğini içeren broşüre buradan ulaşabilir, kayıt işlemleri için Şubemizle iletişime geçebilirsiniz. Eğitim Ana Başlıkları: “Kent Planlama” ve “Kent Bilgi Sistemleri” projelerinin gerektirdiği temel harita ve projeksiyon bilgi ve Coğrafi Bilgi Sistemi- GIS yapısında proje üretim süreçleri Planlama alanına ilişkin ver üretimi, vektör ve raster verilerin bütünleşik olarak kullanılması Arazi modelinin 2 ve 3 boyutlu oluşturulması “Analiz” ve “Sentez” haritalarının GIS yapısında oluşturulması ve birbiri ile değerlendirilerek kent fonksiyonları için en uygun alanların mevzuatların gerektirdiği standartlarda oluşturulması, Tüm analizlere, sentezlere ve planlara ilişkin tematik haritalama, sorgulama, raporlama, web ve pafta bazında çıktıların oluşturulması, Kent karakter tabloların, alan dağılımları ve nüfus hesaplarının yapılması ve raporlamaları, 3194 Sayılı İmar Kanunu`na uygun imar planlarının oluşturulması ve mevzuata uygun yapıda paftalanması, Gerçek Kent Bilgi Sistemi projelerin web üzerinden yönetilmesi, Projelerin 3 boyutlu olarak modellenmesi ve sunumu Projelerin Google Earth`e aktarımı Başvuru ve Ücretlendirme: TMMOB Şehir Plancıları Odası üyesi (Çalışan) katılımcılar için: 500 TL TMMOB Şehir Plancıları Odası üyesi (İşsiz veya öğrenci) katılımcılar için: 300 TL TMMOB Şehir Plancıları Odası üyesi olmayan katılımcılar için: 750 TL Ödeme Bilgileri; Garanti Bankası Ümitköy Şubesi IBAN: TR31 0006 2000 4830 0006 2962 49 Eğitim Kodu: nk638 Alıcı: Netcad Yazılım A.Ş. Son Ödeme Tarihi: 1 Aralık 2017


SPO . bülteni . istanbul sube

BİLİRKİŞİLİK TEMEL EĞİTİMİ 18-19 VE 25-26 KASIM 18-19 ve 25-26 Kasım tarihlerinde İstanbul`da gerçekleştirilecek “Bilirkişilik Temel Eğitimi” için kayıtlar devam etmekte olup 8 Kasım 2017 tarihinde sona erecektir. Eğitim toplam 24 saat olup; bunun 18 saati teorik eğitim, 6 saati ise uygulama eğitimidir. Eğitim sonunda; eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılara Adalet Bakanlığı Bilirkişilik Daire Başkanlığı Yetkili Eğitim Kurumu olarak TMMOB Şehir Plancıları Odası onaylı “Bilirkişilik Temel Eğitim Sertifikası” verilecektir. BİLİRKİŞİLİK TEMEL EĞİTİMİNE KATILIM KOŞULLARI 03/08/2017 tarih ve 30143 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan “Bilirkişilik Yönetmeliği`nde belirtilen bilirkişilik yapabilme şartlarını yerine getirenler ve Bilirkişilik yapacağı uzmanlık alanında en az beş yıl fiilen çalışmış olanlar katılabilir. EĞİTİM SÜRESİ,TAKVİMİ VE YERİ Eğitim süresi toplam 4 gün ve 24 saattir. Bu sürenin 18 saati teorik eğitim, 6 saati ise uygulama eğitimidir. 1.Gün; 18 Kasım 2017 Cumartesi – 09.00-16.00 arası Teorik Eğitim 2.Gün; 19 Kasım 2017 Pazar – 09.00-16.00 arası Teorik Eğitim 3.Gün; 25 Kasım Cumartesi – 09.00-16.00 arası Teorik Eğitim 4.Gün; 26 Kasım Pazar – 09.00–16.00 arası Uygulama Eğitimi Eğitim Şubemizde (Cihannüma Mahallesi Akdoğan Sokak Başar Apartmanı No:30 Daire:6-7 Beşiktaş/İstanbul adresinde) gerçekleştirilecektir. DEVAM ZORUNLULUĞU Temel eğitime katılmak zorunludur. Derslerin 1/12`sine (maksimum 2 saat) devam etmeyenlerin eğitim programıyla ilişiği kesilir. Sağlıkla ilgili rapor veya diğer engeller devam zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. KAYIT İŞLEMLERİ Öncelikle ön kayıt yaptırılması gerekmekte olup, kayıt için gerekli evrakların Odamız birimlerine iletilmesiyle, katılımcıların kayıt işlemi kesinleşmiş olacaktır. Bilirkişilik Yönetmeliği gereği eğitim 24 kişi ile sınırlı olduğu için kayıtlar başvuru sırasına göre alınacaktır.

Kayıt işlemleri ile ilgili detaylı bilgilere web sitemizden ulaşabilirsiniz.

13


14 SPO . bülteni . istanbul sube

8 KASIM DÜNYA ŞEHİRCİLİK GÜNÜ 41. KOLOKYUM BİLDİRGESİ 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü etkinlikleri kapsamında her yıl düzenlenen Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu`nun bu yıl 41`incisini; bütüncül planlamaya ilişkin politikaların tümüyle terk edildiği; hukukun, tekniğin ve bilimsel kuralların yok sayıldığı; fiili müdahalelerin plan kararlarının önüne geçtiği; yaşam alanlarının rant projelerine teslim edildiği; kırsal alanların yok sayıldığı; doğal, kültürel ve tarihi değerler üstündeki sermaye ve iktidar baskının sürekli artması nedeniyle, korunmasından vazgeçildiği; tarım alanlarını, ormanlarını, derelerini, köylerini ve kentlerini savunanların, suçlu ilan edildiği; ulusal güvenliği sağlama gerekçesiyle ilan edilen olağanüstü halin olağanlaştırıldığı; adalete olan inancın yara aldığı; kanun hükmünde kararnameler aracılığıyla akademisyen ve kamu personeli olan birçok meslektaşımızın ihraç edildiği; TMMOB`nin ve ona bağlı meslek odalarının baskı altına alınarak etkisizleştirilmeye çalışıldığı bir ortamda kutluyoruz. Böylesi bir ortamda, Şehir Plancıları Odası olarak; Anayasa‘dan aldığımız yetki doğrultusunda, bilimi ve tekniği toplumun yararına sunmak için; inandığımız değerlerin verdiği mücadele gücü ve bugünden başlayarak geleceği oluşturmanın sorumluluğuyla, her zaman olduğu gibi kararlı ve inançlı bir şekilde üstlendiğimiz görevleri yerine getirmeye devam ediyoruz. Her yıl Şehir Plancıları Odası öncülüğünde, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen ve bu yıl Konya`da, Selçuk Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 41. Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu`nun ana teması; hakkında birçok değerli düşünce ve çalışma olmasına rağmen hala bir dizi sorun alanına sahip olması sebebiyle yeniden ele alınmasını önemsediğimiz “Planlamada Kırsal Alanlar ve Bölge” olarak belirlenmiştir. Modernleşme akımı boyunca öne çıkan tartışmalarda, kentlerin tam aksine kırsal alanlar; sosyal açıdan geri kalmışlığın ve tutuculuğun, ekonomik açıdan katma değeri düşük üretim faaliyetlerinin, fiziksel açıdan ise yapı ve yaşam kalitesi düşüklüğünü ifade eden coğrafyalar olarak ne yazık ki çeşitli ön yargılarla ele alınmış; şimdiyse temelde düşük verimlilik ve azalan ekonomik önem karşısında, sosyal ve ekonomik sistem içerisindeki rolünü yeniden belirleme hedefiyle odaklanılan alanlar haline gelmişlerdir. Bu durum; kentleşmenin, ekonomik faaliyetlerin ve büyümenin öncelenmesi ve sektörel çeşitlilik hedefi sonucu tüketim dinamiklerinin artmasına yola açmıştır. Özellikle doğal kaynaklar üzerinde baskıların ortaya çıkmasıyla, ekilebilir tarım alanlarının giderek azalması, su kaynaklarının ve orman alanlarının tahribi, kırsal yaşam kültürünün değiştirilmeye zorlanması gibi sorunlara neden olmuştur. Diğer yandan merkezi yönetimin, bölgesel eşitsizliklerin ve farklılıkların azaltılmasına yönelik olarak gerçekleştirdiği sosyo-ekonomik kalkınma politikaları; ilginin, kırın ekonomik, sosyal ve fiziksel boyutlarına yönelmesini hızlandırmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren köy yerleşimlerinin ve kırsal alanların önemle ele alındığı; bu yerlere yönelik yaklaşım, politika ve modellerin ise ulusal ve evrensel tanımlamaları temel alan ölçütlere göre dönemsel olarak farklılaşarak geliştirildiği


SPO . bülteni . istanbul sube

görülmektedir. Ülkemizde 1924 tarihli Köy Kanunu ile başlayan süreç, üretilen çeşitli politikalarla günümüze kadar gelişme göstermiş; hemen her zaman kırsal alanların sosyoekonomik açıdan gelişimini amaçlayan bu politikalar, farklı birçok çözümleme pratiğini ortaya çıkarmıştır. Kırsal alanlara yönelik, her birinden farklı dersler çıkarmamız gereken deneyimlere sahip ülkemizde, nüfusun yaklaşık %25`i kırsal yerleşmelerde yaşamakta; yaklaşık %30`u ise tarım, hayvancılık, balıkçılık ve ormancılık sektörlerinde istihdam edilmektedir. Önemli üretim faaliyetlerinin gerçekleştiği kırsalı konu alan sürdürülebilir kalkınma yaklaşımları, doğal ve çevresel kaynakların korunmasını gözetse de, yaşayan ve üreten nüfusun eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde ülke gelişmişliğinden pay alabilmesi, istikrarlı gelir ve yaşam güvencesine sahip olabilmesi ve kırsal sosyal kapasitenin geliştirilebilmesi yönünde bütüncül politikalar içermediği için yetersiz kalmaktadır. Kırsal alanlara yönelik geliştirilen stratejilere ve edinilen deneyimlere karşın, Türkiye`de yapısal açıdan bazı sorunların varlığını sürdürdüğünü vurgulama gerekliliği ortadadır. Bütüncül politikaların yanı sıra kırsal yerleşmelerde mekânsal gelişmeyi ve yapılaşmayı yönlendirecek “kırsala özgü” yaklaşım ve uygulamaların eksikliği ilk göze çarpan sorun alanlarındandır. Ülke içindeki coğrafi konumları, ülke ekonomisi içindeki yerleri, kentsel alanlara yakınlıkları, sahip oldukları doğal ve kültürel özelliklerden dolayı farklı türde baskılara maruz kalan kırsal alanlarda yerleşme karakterinin korunması ve mekânsal özelliklerle birlikte gündelik yaşam kültürü ile özgün üretim pratiklerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması için, baskıların planlama aracılığıyla etkin biçimde yönetilmesi, tehditlerin ise ortadan kaldırılması gerekmektedir. Kırsal alanlarda mekânsal gelişmenin ve yapılaşmanın, neredeyse tamamen kentsel alanların gelişimine yönelik yasa ve yönetmeliklerle denetleniyor oluşu, kırsala özgü yerleşme karakterinin ve canlılığın bozulmasındaki başlıca nedenlerdendir. Buna en iyi ve en yakın örneklerden biri; şüphesiz 6360 sayılı “Bütünşehir Yasası”dır. 2012 yılında yürürlüğe giren yasa, tek başına idari statülerde getirdiği değişiklikle ekonomik, sosyal, kültürel ve fiziki koşullar açısından “kırsallığı” büyük ölçüde ortadan kaldıran bir durum yaratmıştır. Ülke nüfusunun %75`inden fazlasını oluşturan 30 ilde, tüm kırsal alanın ilçe ve büyükşehir belediyesi mücavir alan sınırı içerisine girmesiyle ciddi bir yapılaşma baskısı ortaya çıkmış; “kırsala özgü” yaklaşımların yetersizliği nedeniyle de, kırsal alanlar açısından telafisi imkânsız sonuçların oluşabileceği göz ardı edilmiş ve gerekli önlemler alınmamıştır. Bu çerçevede, ulusal ve bölgesel kalkınma politikaları ile bölge planlama yaklaşımlarından, göç hareketlerinin etkileri ve yönetimine; yeni paradigmalar nezdinde ortaya çıkan bölgekent-kır geriliminden, kırsal alanda planlama ve tasarım pratiklerine; sosyal sermaye ve uyum kapasitesinden, kırsal yerleşme dokusu ile kırsal mimari ve peyzaj karakterinin korunmasına kadar farklı alt başlıklarda; yanlış politikalara, verilen uyumsuz üst ölçek kararlara, öngörüsüzce hazırlanan yasal-yönetsel altlıklara ve diğer tüm tehditlere rağmen, özgünlüğünü korumak yönünde direnç gösteren kırsal alanlar ve planlama meslek alanının sorumlulukları konusunun, 41`inci senesinde Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu kapsamında tekrardan her yönüyle tartışılacak bir tema olarak belirlenmesi, bizler açısından büyük anlam ve öneme sahiptir.

15


16 SPO . bülteni . istanbul sube Selçuk Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen bu kolokyum süresince, meslektaşlarımız ile öğrencilerimizin; sunulacak bildirilerin devamında yapılacak değerlendirme ve tartışmalarla; kırsal alanlar özelinde ortaya konacak mevcut sorunların çözülmesine ve bu yönde doğru politikalar üretilmesine önemli katkılar sunacağına eminiz. Şehir Plancıları Odası olarak; ülkemizin, kentlerimizin, doğal alanlarımızın ve kırsal değerlerimizin içinde bulunduğu endişe verici bu ortamda, yaşam alanlarımızı ve planlama meslek alanını savunma ve koruma görevini yılmadan sürdürmeye kararlıyız. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Şehir Plancıları Odası; bilimin ve tekniğin gerekleri doğrultusunda halkın yanında olma ve topluma hizmet etme misyonunu sürdürecek; kentsel, kırsal ve kamusal alanların savunulması, mesleğin ve meslektaşın saygınlığının korunması ve yükseltilmesi için çalışmaya devam edecektir. Bu düşüncelerle, başta üç gün boyunca bizlere ev sahipliği yapacak olan Selçuk Üniversitesi olmak üzere, kolokyum hazırlık sürecinde emeği geçen herkese, özellikle öğrencilerimize ve katkı vermek için bugün burada bir araya gelen tüm meslektaşlarımıza teşekkür ederiz. TMMOB Şehir Plancıları Odası


SPO . bülteni . istanbul sube

YENİ ÜYELERİMİZ Geçtiğimiz ay içerisinde Şubemize üye olmak için başvuran meslektaşlarımız: Büşra Özbey (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2017) Sümeyye Babayusuf (Dokuz Eylül Üniversitesi, 2017) Çağla Fatma Şevik (Dokuz Eylül Üniversitesi, 2017) Elif Feyza Uğur (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2017) Ezgi Armağan (Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 2015) Büşra Fatma Çakı (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2017) Derya Yılmaz (Gazi Üniversitesi, 2014) Okan Dilci (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2017)

17


18 SPO . bülteni . istanbul sube

KIYI ALANI, HEM DOĞAYI HEM YAŞAMI VURUYOR (*)

Şehircilik hakkında gülümseyen bir yazı yazmak artık neredeyse imkânsız; çünkü şehircilik gündemini iç siyasetin asık yüzlü dinamiklerinden bağımsız ele almak pek mümkün değil. Bir tarafta Üçüncü Köprü, Avrasya Tüneli, Yeni Havalimanı gibi siyasi iktidar tarafından memleketin her metrekaresinde yüksek bir ses tonuyla topluma empoze edilen rant projeleri; diğer tarafta yok edilen doğal ve kültürel miras alanları, şantiye ve tünellerin karanlığına hapsedilen ağaçlar ve parklar, kazıklara boğulan kıyı alanları ve maalesef saymakla bitmeyen diğerleri… Toplumu nefret söylemi ve ötekileştirme politikalarıyla kutuplaştırma gayretinde hayli cevval davranan siyasi iktidarın kent politikaları da biz kentlileri taraf olmaya zorluyor. Bu yazı aracılığı ile deniz ve boğaz kenti İstanbul’un kıyılarından taraf olmaya ve özellikle son birkaç yıl içinde artan rant odaklı ve yıkıcı kıyı projelerini yerimiz elverdiğince derlemeye çalışalım. ••• İstanbul 650 km’yi bulan deniz kıyısı ve 90 km’lik göl kıyısı (Büyükçekmece ve Küçükçekmece) ile dünya metropolleri arasında suya en yakın ve içinden denizin geçtiği ender kent dokularından birine sahip. Coğrafi konumunun sağladığı bu önemli özellik, kentin gelişimi ve planlanması için son derece dikkatle ele alınması gereken bir konu. Deniz ve karanın birleştiği her noktası hassas ve bütüncül bir yaklaşıma dayalı kurgulanması gereken İstanbul kıyı alanlarındaki kullanımların kamusal kullanım odaklı ve doğal yapının korunmasını hedefleyen uygulamalara ihtiyacı olduğu da bir diğer gerçek. Ancak son yıllarda İstanbul kıyılarının maruz kaldığı uygulamalar incelendiğinde, keyfi ve rant odaklı projeler nedeniyle giderek artan yapılaşmanın ve sürdürülebilir olmayan dönüşüm baskılarının, özellikle kamusal kullanım ve amaçlar için değerlendirilmesi gereken kıyı kesimlerinde geri dönüşü mümkün olmayacak fiziki ve sosyal sorunlar yaratmakta olduğunu söyleyebiliriz. Galataport: 2009 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından hazırlanan 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzen Planı’nda İstanbul’un kıyı kenti olduğu ancak kıyı potansiyelinin yeterince değerlendirilemediği belirtilirken, otonom kararlarla kıyıların kamu tarafından kullanılmasının engellenmesine yönelik projelerin varlığı tehdit olarak ifade edilmekte, hatta ve hatta Galataport vb. projeler bu tehditlere örnek olarak gösterilmekteydi. Ne olduysa, İBB’nin bile tehdit olarak gördüğü proje 2012 yılında onaylanarak yürürlüğe girdi. 1.200 metre uzunluğundaki Karaköy kıyı şeridinde kruvaziyer liman alanıyla birlikte konaklama ve dinlenme tesislerini de kapsayan bir turizm merkezi inşa ediliyor. Tarihi Karaköy Yolcu Salonu ve Paket Postanesi ise proje kapsamında yıkıldı. Oysa Salıpazarı liman sahasının dönüşümü, Beyoğlu Kentsel Sit Alanı’nın kıyı ile olan ilişkisini kamusal bir yaklaşımla pekiştirmek için bir fırsat olabilir, kıyı şeridi kamusal


SPO . bülteni . istanbul sube

kullanımlara açılıp Karaköy-Beşiktaş hattında Mimar Sinan’ın ve Balyan Ailesi’nin eserlerini ön plana çıkaran bir kültür koridoru oluşturulabilirdi. Kabataş: Beyoğlu Kentsel Sit Alanı kıyısına musallat olan bir diğer uygulama da martı formunda tasarlanan bir mimari proje. Kıyıda yapılan dolgu çalışmalarıyla koruma ilkelerinin göz ardı edildiğini, Beyoğlu Koruma Planı mahkeme kararıyla iptal edildiği halde avan projeye ve dolgu planına göre yapılan uygulamanın bütüncül planlama ilkeleriyle bağdaşmadığını söylemek için uzman olmak gerekmiyor. Kabataş sahili aynı zamanda Mimar Sinan’ın eseri Molla Çelebi Cami, Garabet Balyan’ın eseri Valide Sultan Cami ve devamında yine Balyan Ailesi’ne ait Dolmabahçe Sarayı’nın bulunduğu önemli bir silüet alanı. Proje inşaatı ve dolgu sahası ilerledikçe kıyı kimliğinde ne yazık ki telafisi olmayan zararlar oluşmaya başlayacak. Kıyı Dolgu Alanları: Planlama açısından İstanbul halkının yaşam standartları düşünüldüğünde hayati öneme sahip kamusal donatı alanları her geçen gün yapılaşmaya terk edilirken, İstanbul kıyılarının kamusal ihtiyaçların karşılanması gerekçe gösterilerek dolgu alanlarına dönüştürüldüğünü görüyoruz. Çeşitli fonksiyonlar için kıyı alanlarını doldurup yeni arazi elde etmek, kamulaştırma maliyetinden kaçmayı sağlayan ve inşaat enflasyonuyla ortaya çıkan hafriyat toprağının değerlendirilmesine yarayan bir yöntem (Her dolgu işinin yeni bir “ihale” anlamına geldiğini de hatırlatalım elbette…). Boğaz hattı boyunca otopark yapımı için devam eden dolgu alanları, binlerce yıllık dünya mirası Tarihi Yarımada’nın coğrafi formunu değiştiren Yenikapı dolgusu ve Maltepe’de miting alanı için yapılan dolgu alanı akla ilk gelen uygulamalar. Oysa 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda kıyıların kamu yararı ilkesi esas alınarak planlanması öngörülmüş ve kıyı ile konut alanlarının fiziksel ilişkisinin mevcut doku içinde oluşturulacak yeşil koridorlar ile sağlanması kararı getirilmiş, iklim değişikliği sonucunda deniz seviyesinde ortaya çıkabilecek yükselmenin yol açacağı olumsuzluklara da dikkat çekilmişti. Deprem riskini de göz önünde bulunduracak olursak yapılan dolgu uygulamalarının planlama ve koruma ilkelerini ihlal ettiğini söylemeli, bioçeşitlilik ve ekosistem açısından oluşacak tehditlere de dikkat çekmeliyiz. ••• Yazıyı noktalarken kıyılarımıza ilişkin evrensel şehircilik ilkelerini bir kez daha hatırlatalım. Kıyı alanları acil olarak “kamu yararı ilkesi” esas alınarak değerlendirilmeli ve kıyılardaki mevcut kamu kullanımları nicelik ve nitelik bakımından arttırılmalıdır. Kıyı alanlarını tehdit eden kullanımlara izin verilmemesi, kıyıların yapılaşmaya açılmaması gerekmektedir. İstanbulluların yaşam kalitesinin arttırılması kıyı kesimlerine ve elbette denize erişiminin iyileştirilmesi ve kıyıların kesintisiz bir biçimde kamunun kullanımına açık olması, kamusal kullanım alternatiflerinin koruma perspektifiyle geliştirilmesiyle mümkündür. Kıyı Kanunu’nun altıncı maddesinde de belirtildiği gibi: Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. (*) Üyemiz Akif Burak Atlar tarafından Şube e-bültenimiz için gönderilen yazı, 22.10.2017 tarihli Birgün Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

19


20 SPO . bülteni . istanbul sube

YENİ ÜYELERİMİZ Eylül ayında Şubemize üye olan meslektaşlarımız:

Hanife Ahsen Özdemir

(Yıldız Teknik Üniversitesi, 2014)

Tuğçe Zorlu

(Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 2012)

Eray Candan

(Bozok Üniversitesi, 2014)

Cansev Rakipsiz

(Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2014)

Ceren Çınar

(Yıldız Teknik Üniversitesi, 2014)

Meslektaşlarımıza çalışma hayatlarında başarılar dileriz.

EKİM

/

2017


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.