TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi Mart-Mayıs 2019 Bülteni

Page 1

sayı 41

bülten

.

TMMOB Sehir Plancıları Odası Istanbul Subesi

.

.

13. istanbul Buluşmaları “Kamusallık Aşınırken İstanbul’da Gündelik Hayat” Teması ile gerçekleştirildi. Alan Yönetimi Eğitim Sertifika Programı, TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın işbirliği ile düzenlendi.

MART-MAYIS / 2019


2 SPO . bülteni . istanbul sube

Kapak: İstanbul Buluşmaları 2019 TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Adres: Cihannüma Mah. Akdoğan Sk. Başar Apt. No: 30 D:6-7 Beşiktaş/İstanbul Telefon: 0212 275 43 67 - 0212 288 99 60 Faks: 0212 272 91 19 e-posta: spoist@spoist.org.tr - spoistanbul@spo.org.tr Web adresi: www.spoist.org.tr - www.spo.org.tr


SPO . bülteni . istanbul sube

şubemizden

Meslektaşlarımız ile Söyleşi: Zekai Görgülü...06 ŞPO 50. Yıl Etkinliği Gerçekleştirildi...16 Plan İnceleme Komisyonu Toplantısı Gerçekleştirildi...17 Yeşil Düşünce Derneği’nin Toplantısı’na Katılım Gösterildi...18 Kanal İstanbul Komisyonu Toplantısı’na Katıldık...18 İKK Ölçü Dergisi Yayın Kurulu Toplantısı’na Katıldık...18 Taksim Danışması Toplantısı’na Katıldık...18 TMMOB İKK Temsilcileri ve Şube Başkanları ile Biraraya Geldi...18 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Bakırköy’de Kutlandı...19 İstanbul Buluşmaları 2019 Gerçekleştirildi...20 Konut ve Barınma Paneline Katıldık...23 Koşuyolu Paneli Gerçekleştirildi...23 Bordeaux Üniversitesi Öğrencileri Şubemizi Ziyaret Etti...24 Kadıköy Kent Konseyi’ne Katıldık...24 Koç Üniversitesi’nin Küçükyalı Arkeopark Yönetim Planı Taslağının Danışma Kurulu Toplantısı’na Katıldık...24 TMMOB 45. Dönem 3. Danışma Kurulu Toplantısı’na Katıldık...24 Alan Yönetimi Eğitim Sertifika Programı Gerçekleştirildi...24

3


4 SPO . bülteni . istanbul sube

kent gündemi Dava ve İtirazlarımızın Sonuçları...26 Sarıyer İlçesi Çamlıtepe (Derbent) ve Darüşşafaka Mahalleleleri Sınırları İçerisinde Yer Alan Riskli Alana ait Nazım ve Uygulama İmar Planına İtiraz Edildi ...29 Başakşehir İlçesi, Başak Mahallesi, Rezerv Yapı Alanının Nazım ve Uygulama İmar Planına İtiraz Edildi...30 Kartal İlçesi, Orhantepe Mahallesi Muhtelif Parsellere İlişkin Uygulama İmar Planı Değişikliğine İtiraz Edildi...31 Ataşehir İlçesi, Yenisahra Mahallesi ve Çevresinin Nazım İmar Planı’na İtiraz Edildi...32 Beyoğlu İlçesi, Dolapdere Piyalepaşa Bulvarı ve Çevresi ve Beyoğlu İlçesi, Halıcıoğlu Sütlüce Nazım İmar Planı Turizm Tesis Alanlarına İlişkin Plan Notuna İtiraz Edildi...32 Sancaktepe İlçesi, Fatih Mahallesi, Muhtelif Parsellere İlişkin Nazım İmar Planı Değişikliği’ne İtiraz Edildi...34 Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi Muhtelif Parsellere İlişkin Nazım İmar Planı’na itiraz Edildi...34 Ataşehir İlçesi, Yenisahra Mahallesi, Muhtelif Parsellere İlişkin Nazım İmar Planı’na İtiraz Edildi...36 Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi, Muhtelif Parsellere ilişkin Nazım İmar Planı’na İtiraz Edildi...37 Sancaktepe İlçesi, Eyüp Sultan Mahallesi, Muhtelif Parsellere İlişkin Nazım İmar Planı Değişikliği’ne İtiraz Edildi...38

duyurular Yeni Üyelerimiz...40


SPO . bülteni . istanbul sube

2019 yılının ikinci bülteniyle siz değerli meslektaşlarımızı selamlıyoruz. *** Bir önceki bültenimizde 31 Mart yerel seçimlerinin gündemi gibi şube gündememizinde oldukça yoğun olduğundan bahsetmiştik. Yerel seçimlerin gerçekleşmesi ardından yaşanan süreçleri özellikle meslek alnımızı ilgilendiren karar mekanizmalarını etkilediğinden dolayı yakından taip etmekte olduğumuzu belirtmek isteriz.

*** Mayıs ayının başında İstanbul’daki üç büyük okulun planlama bölümleri ve Şehir Plancıları Odası’nın düzenlemekte olduğu artık gelenekselleşmiş olan İstanbul Buluşmaları 2019 “Kamusallık Aşınırken İstanbul’da Gündelik Hayat” teması ile Mimarlar Odası’nda gerçekleştirildi. Kamusallığın dönüşen biçimi ağlar, mekan ve kamusal hizmetler bağlamında farklı temsiliyetten panelistler ile değerlendirildi. *** Bu yoğun süreç devam ederken, Şubemiz’de gerçekleşen eğitimlerde hızla devam ediyor. Şehir Plancıları Odası ve TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ortaklığında “Alan Yönetimi Eğitim Sertifika Programı” katılımcıların yoğun ilgili ile gerçekleştirilmiş olup, bu sereçte bizlerle olan eğitmenlerimize desteklerinden dolayı çok teşekkür ederiz. *** Tüm bu güzel ve eğlenceli etkinliklerin yanı sıra Şehir Plancıları Odası olarak kentsel mekansa halkımızın haklarını korumak için askıya çıkan planların takipçisi olmaya devam ettik. Nefesimizin yetmediği noktalarda bizlere destek olan “Plan İnceleme Komisyonuna çok teşekkür ederiz. *** Bir sonraki bültenimizde görüşmek üzere, mutluluk ve huzur sizlerle olsun. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu

şubemizden

*** Sizlerle buluştuğumuz son sayımızdan sonra Şubemizde farklı etkinliklerde eski ve yeni üyelerimiz ile biraraya geldik. Bunlardan ön plana çıkanların başında Şehir Plancıları Odası’nın kuruluşunun 50. yıl dönümü etkinliği oldu. Eski ve yeni Yönetim Kurulu Üyeleri ile değerli meslektaşlarımızın biraraya gelmiş olduğu bu etkinlikte, odanın kuruluş süreçleri, İstanbul Şube’nin kuruluş hikayesinin yanı sıra Şehir Plancıları Odasının dünden bugüne üstlenmiş olduğu sorumlulukların arkasında yatan güzel niyetlerde konuşularak geçmiş 50 yıl yad edildi.

5


6 SPO . bülteni . istanbul sube

MESLEKTAŞLARIMIZ İLE SÖYLEŞİ: ZEKAİ GÖRGÜLÜ

şubemizden

“Meşru olduğuna inandığımız her zeminde yer almak ve sözümüzü söylemek zorundayız.” Zekai Görgülü

- Eğitiminiz ve kısaca sonrasındaki öykü ile başlayabiliriz. 1974 yılında sonlanan mimarlık eğitiminin ardından 1978 yılında yüksek lisans eğitimimi Yıldız Teknik Üniversitesi’nde ya da o dönemki adıyla İDMMA Mimarlık Bölümü, Şehircilik ve Proje Kürsüsü’nün yürüttüğü Şehir ve Planlama programında tamamladım. Mezuniyetimin hemen sonrasında ise eğitimim boyunca amaçladığım –hatta zaman zaman düşlediğim dersem abartmam galiba- öğretim üyeliğine adım atışım hocalarımın önerisi sonucu gerçekleşti. Asistanlık, doktora, doçentlik derken bugünlere geldik. 41 yıl olmuş. Öğrencilerim ve meslektaşlarım ile süregelen bu birlikteliği ve eğitim ekseninin öne çıktığı beslenme/üretme ortamını elbette yitirmeden devam ettirmek niyetindeyim. Başat işim her zaman öğretim üyeliği oldu. Ama bunu yaparken de yaşamın pratiklerinden kopmamak adına üniversite dışına da olabildiğince açık birisi olma yönünde uğraş verdim. Bunların başında sivil toplum örgütleri, meslek odaları geldi. Yine mesleğimize bir şekilde değen Tarihi Kentler Birliği, ÇEKÜL benzeri yapılanmaların içerisinde olmaya özen gösterdim. Çok kısa süre önce emeklilik meselesi gündeme geldi, devletin yasaları


SPO . bülteni . istanbul sube

bağlamında. Ama bunun şekli bir şey olduğunu düşünüyorum. Doğrusu bir yandan da erken buluyorum. Dolayısıyla üniversite de, diğer çalışmalarım da devam edecek. Öte yandan üniversite içerisinde döner sermaye kapsamında, yer yer profesyonel çalışmalar yaparak, pratikten beslenme ve bunu gerektiğinde eğitime aktarma çabası içerisinde hep oldum ve bu sentezi önemsedim. Özellikle planlama konusunda. Bölüm olarak önceleri kürsüydük, sonrasında yasa değişikliği yani YÖK ile beraber bölüm haline geldik 1982 yılında. O dönemden itibaren 1990’ların sonuna kadar devam eden döner sermaye grubu içerisinde yer aldım. Türkiye’nin muhtelif yerleşmelerinde oldukça önemli profesyonel planlama çalışmaları yaptık. Sade bir çalışan olarak başladım, giderek kimisinde yürütücü, kimisinde koordinatör olarak görev üstlendim. Ama her bir planlama çalışması için, tabiri yerindeyse elim taşın altında olarak öğrenme isteğiyle, kavram ve kuramla pratiği nasıl birleştirebiliriz arayışı ile ve bizim koşullarımıza uygun yeni süreçleri nasıl ortaya koyabiliriz uğraşı içinde ekip olarak roller üstlendik. Ne kadar işe yaradı bilmiyorum. Geri dönüp baktığımız zaman mesleğimiz, kentte olup bitenler ve yaşayanlar adına savunulur işler ortaya koymamıza karşın sonrasındaki acımasız yasa ve kararlar bizleri çok da olumlu şeyler söyleme şansından yoksun bırakıyor doğrusu.

Bölümüm de, fakültem de devam etmem yönünde -eksik olmasınlar- davetleri oldu, beraberiz ve beraber yürümek istiyoruz hocam diye. Bizler öğretim üyesiyiz, böyle başladık böyle bitireceğiz. Gençlerimiz ve eğitim bizler için çok önemli, bu anlamda üniversiteye çok inandık hala da inanıyoruz. Artık son 15 yıldır siyaset tarafından içi boşaltılmış olsa da, bu anlamda hala çaba gösteriyor olsalar da, dolayısıyla bizim gibi düşünen insanların üniversitede olması, öğrencilerimizle alanımıza ilişkin başka türlü farkındalıkların ve başka türlü boyutların neler olacağını paylaşılması ve bunları onlara aktarıyor olmayı oldukça önemli, çok da gerekli buluyorum. Bunlar başlı başına onlar için bir yenilenme süreci anlamına geliyor. Bunu böyle benimseyip yolunuza devam ettiğiniz zaman; öğrenmek, öğretmek, bilgilenmek ve de bilgilendirmek adına bir çevrimsel süreç yaşıyorsunuz, yaşatıyorsunuz. Bundan mümkün olduğu kadar kendi adıma kopmamaya çalıştım. Ve şanslıyım ki beraber olduğum arkadaşlarım, kurumum da sürekli böylesine bir arayışın, böylesine bir çabanın, başka bir deyişle böylesine bir ilkenin içinde oldular. Bunu birlikte oluşturduk, tabi kuruluş dönemlerimizde. Bu anlamda doğrusu çok mutluyum, dolu dolu geçen yıllar var ve biliyorum ki devam edecek. Dolayısıyla özellikle bu noktaya temellenerek, gücümüzün yettiği, aklımızın erdiği sürece böyle devam etmesinde, ettirilmesinde sonsuz yararlar görüyorum. Dolayısıyla emeklilik denilen konu benim açımdan yasal bir gerekliliğin yerine getirilmesidir. Cevat Geray hocam şöyle derdi: “Zekaiciğim, biz hocayız, öğretim üyesiyiz, eğitimciyiz. Biz gençlerle beraberiz. Onun için nefesimiz yettiği kadar üniversitenin içinde olmak gibi bir zorunluluğumuz var”. Bir kez daha saygı, sevgi ve rahmet ile anıyorum Cevat hocamı. Ben de onun söylediğinin peşinden gitmeye çalışıyorum ya da kararımı böyle verdim. - Ben bu kararınıza çok sevindim hocam. Peki akademisyenlik süreciniz nasıl gelişti? Daha önce de değindiğim gibi; akademisyenlik, hem lisans hem yüksek lisans sürecinde düşündüğüm bir şeydi. Ama lisans eğitiminin son yılında biraz daha şekillenen ve

şubemizden

- Ben devam edeceğinizi bildiğim için emekliliğinizi hiç söylemedim hocam.

7


8 SPO . bülteni . istanbul sube

yüksek lisans döneminde ise fikri olarak daha somutlaşan bir konu oldu. Başarılı bir öğrenciydim galiba. Başta Rıfkı Aslan hocam olmak üzere diğer hocalarım da böyle bir şey düşünmez misin diye sorunca o gece uyuyamadığımı hatırlıyorum. Ardından sınav süreci ve benzeri aşamaları tamamladım. Sonrasında da bu günlere gelindi. - Peki Hocam üniversite tercihinizi yaparken aklınızda ne vardı? Şehir planlama dışında farklı meslek alanlarını da düşünüyor muydunuz?

şubemizden

Mimarlı dışında farklı meslek alanları doğrusu pek yoktu aklımda, bazen inşaat mühendisliğini düşündüğüm, acaba dediğim oluyordu. Planlama eğitimi tercihini ne kadar bilincli yaptım onu şu an çok yakalayamıyorum. Ama galiba şöyle bir düşüncem vardı. Birşeylere bütünsel bakıyor olabilmek, özellikle bir mimarın planlama ve kent ekseninden kendi konuları ele alıyor olması, mesleğin önemine ilişkin öğrendiklerim, katıldığım tartışma ortamları ve okuduklarım bağlamında bu düşüncem şekillenir oldu. Sonrasında zaten kararımı verdim ve mimarlık ile ilgili yüksek lisans programlarını gündeme almadan, doğrudan planlama programlarına başvuru yaptım. Akademisyen olduktan sonra bu kararımın ne denli isabetli olduğunu, geriye baktığımda ne kadar doğru bir şey yaptığımı çok iyi anladım. Bir mimarın planlamayı anlayarak kente bakması ve tasarımlarını bu ekseni tanıyarak geliştirmesi, söylemini bunun üzerine derinleştirip zenginleştirmesi başka bir farklılık yaratıyor. Ben kendi adıma bunu yaşadım. Ayrıca yeri gelmişken söylemeliyim ki; o döneme ait mimar kökenli plancı olarak az kişi kaldık zaten. 50. yıl etkinliğinde de bahsetmiştim. Ben iki meslek odasına da, hem Mimarlar Odası’na hem Şehir Plancıları Odası’na kayıtlıyım. Bundan keyif alıyorum tabi. O dönemde bu yapılabiliyordu. Sonrasında haklı olarak lisans şartı arandı. Bizim dönemimizde lisans bir tek Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde vardı. - Hocam ben size neden akademi diye soracaktım ama buna cevap vermiş oldunuz. O yüzden şunu sormak isterim, bu süreçte karşılaştığınız zorluklar oldu mu, akademisyen olma sürecinde ya da sonrasında? Ama buna biraz ayırarak bakmak lazım. O zorluklar zaman zaman nitelik ve içerik değiştirerek devam ediyor. Akademisyenliğe başladıktan sonra, süreci; yasal boyutundan iç işleyişine, kişisel yaklaşımlardan eğitimin niteliğine kadar olan sorunları ya da konuları anlamaya, kavramaya başlıyorsunuz. Sorun olmaz mı? Elbette. Olmalı da. Ancak temel sorun şu ise, yani doğru dürüst bir bilim politikası olmayan, olanı geliştiremeyen bir ülkede bu işi yapıyorsanız zaten sürekli sorunlarla başbaşasınız demektir. İşte burada zorlanıyorsunuz. Ama yine de bir kere daha altını çizerek söylemek gerekirse; üniversite açısından geçmişinde önemli izler olan, sınırlı da olsa bu anlamda bir geleneği olan ülkemizde, özellikle son 15-20 yılın ürünü olarak toplumsal değer yargılarından, bilimin anlamından sapan siyasetin ve siyasaların üniversite içine sokularak üniversitenin yönetiliyor olması yıpratıcı bir süreçle eş anlama geldi. Bunun başlangıcı YÖK’tür zaten. Süreci bu kadar merkezileştirmek, her kurumu özgür ve özel değerlerinden, geleneğinden koparmak... Örneğin; Yıldız Teknik Üniversitesi. 1911’de kuruldu. Kaç tane üniversite var 100 yıllık geçmişi olan? Onlardan bir tanesi. Ama kökleri bu kadar derin olan okullarda dahi benzer sorunlar sürekli yaşanır oldu. Bir anda 1982 yılında YÖK ile karşılaşmak, merkezileşme, standartlaşma, bireyselleşme ya da bireysel üretime verilen primler bağlamında, akademik


SPO . bülteni . istanbul sube

- Hocam aslında sorularım arasında yoktu ama az önce döner sermayede çalıştığınızdan bahsettiniz, benimde Şehir Plancıları Odası’ndaki çalışma hayatımdan önce iki yıl İTÜ’de döner sermaye tecrübem oldu. Bir taraftan çok öğretici buluyorum, bir taraftan da akademi ile piyasa arasında bağ kurmayı sağladığını düşünüyorum. Bu konuda görüşlerinizi alabilir miyim? Üniversiteler bu sisteme nasıl entegre olmalı, gerek proje hazırlama gerekse öğrencilerin projelerdeki pozisyonları ile ilgili? Sistemin gereğince kurulamadığı bir ortamda ister istemez bireysel uğraşlara ya da üniversite içerisindeki ilgili birimlerin ortaklaşa göstereceği çabalara bağlı bir iş haline gelmeye başlıyor akademisyenlik. Ama ben de senin gibi düşünüyorum. Bu iş mutlaka olmalı ve bunu kurgulamak zorundayız. YÖK ile gelen sistemin akademisyeni bireyselliğe taşıyor olması, unvan alabilmek ve kariyerinizi yapabilmek adına -ki bunlar yapılması gereken şeyler- ama bu kadar bireyselleşince ve “Döner sermaye yaptın ama ben bu uygulamayı saymıyorum” deyince YÖK, zorluklar başlıyor. Hatta şimdi yeni hazırlıklar olduğunu duyuyorum arkadaşlardan. Bir yarışmada ödül, derece almak bile değerlendirmenin dışında bırakılıyormuş, eğer doğruysa. Yanlış işler. Hayatın pratiğinden beslenmek, hele bizim gibi uygulamalı mesleklerde bu sürecin içinde olabilmek başka bir öğretidir. Evet yanlış bir yasayı eleştirebiliriz tabi. Bu tür deneyimlere, birikimlere sahibiz. Ama olup bitenleri gördükten sonra üzerine ne koyabiliriz ya da ne ikame edebiliriz konularını düşünmeliyiz. Özellikle yeni yetişen nesillerimize planlamayı öğretmek, dediğim gibi pratik ile kuramı örtüştürme çabası içinde olmak ve bunu ülke gerçekliğinden koparmamak gerekiyor. Bu anlamda ne tür modellerin kurgulanabileceğini tartışmalıyız.

şubemizden

kariyer adına neredeyse bütünüyle puan sistemine dayalı değerlendirmelerin öne çıkması az önce yaptığım saptamaların somut örneğidir. Bunlar olabilir. Uluslararası olmayı nasıl reddedebiliriz ancak buna ilişkin modeller başka türlü kurgulanabilirdi. Ayrıca bir yandan da üniversitelerin yönetim kademelerinin demokratik seçimlerden ve demokratik unsurlardan soyutlanarak, atamalarla gerçekleştirilmesi (rektör ve dekan atamaları) diğer sorunlardır. Bu yöntem bazılarınca desteklenip başarılı bulunabilir. Ancak unutulmamalı ki bu durum doğrudan kişiyle bağlantılıdır. Tabi beklendiği gibi olmadı, siyaset doğrudan atamalara egemen oldu. Bu zorlukların aşılması elbette örgütlü olmakla, akademik içinde küçük beklenti ve hesaplardan arınmış, dik, ilkeli duruşlarla olabilecek şeyler. Bir yandan da sivil toplum v emeslek odalarıyla üniversitenin ilişkisi giderek kopuyor ya da koparılmaya çalışılıyor. Yani demokratik anlayış ile, bu anlamda ülkenin var olan geleneği ters yüz edilmek isteniyor. Öte yandan üniversite kurmak değerli bir şeydir. O kente ve kentin insanına çok şey katar elbette. Ama bu iş belirli stratejiler, hedefler ve bir amaç doğrultusunda yapılır. Bu karar süreci bile siyasallaşır hale gelmiş ise, sanki söz bitiyor gibi. İşte bugün konuşulan üniversiteli işsizler sorunu. Var mıydı ülkenin gündeminde böyle bir şey? Bunlar az önce değindiğim politikasızlığın ya da bu tür politikalar uygular olmanın sonuçları biçiminde ortaya çıkmaktadır. Planlı olmaya ve bilime inanmak gerekiyor. Siyasal iradenin bu konularda dürüst, içtenlikli beyanları olmadığı sürece, bu sorunlarla iç içe yürüyüp gidiyorsunuz. Ama olsun, biz işimizi başta öğrencilerimiz olmak üzere sorumlu olduğumuz kesimler adına, tüm olumsuzluklara karşın yapmak zorundayız. Bir başka ifadeyle; bütün sorunlarla üzerimize nasıl geliniyorsa gelinsin, biz işimizi, tüm bilimsel ve etik değerlere bağlı kalarak yapmalıyız ve sürdürmeliyiz.

9


10 SPO . bülteni . istanbul sube

şubemizden

Ama bir kez daha tekrar ediyor olacağım. Biz bireysel değer yargılarını toplumsal değer yargılarının önüne çıkaran bir ülke olduk. Bir başka deyişle, toplumsal değer yargılarından vazgeçtik. Bu bireysellikten üniversite de payını alıyor. Sokakta yaşananlar, sosyal mekan, ekonomik mekan ve fizik mekan adına nelerin olduğu, neyin nasıl değiştiğini bilmemiz ya da bu tarz beslenmeleri yitirmememiz gerekiyor. Döner sermaye çalışmaları bu anlamda önemli ve gerekli. Başarılı bir öğrenciydim ama ilk döner sermaye çalışmama yürütücü olarak başladığım zaman plan üretme konusunda eksiklerim vardı. Benimle birlikte çalışan arkadaşlar benden pratikten de beslendiği için, konuya daha hakimlerdi. Tamam, sonradan o mesafeyi kapatıyorsunuz. Bir bu yönü var, bir de üniversitelerin bilim politikası içerisinde mutlaka döner sermaye işini öğretim üyesi ve çalışanlar, öğrencilerimiz açısından ister maddi anlamda ister diğer (özlük hakları vs.) anlamlarda çok daha tatminkar düzeye getirmeleri lazım ki o da bir yönü ile cezbedici bir faktör halini alsın. Çünkü yeterli olmayan maaşlarla öğretim üyelerinin bu zor yükün altından kalkmaları isteniyor. Büyük bir özveriyle yapıyor bunu arkadaşlarımız, hepimiz yaptık. Ama olanakları zenginleştirmek önemli. Aşağı yukarı her şehircilik bölümünde durum şöyle: yıl içinde yürüttüğünüz bir projede bulunduğunuz kentin dışında bir yerde çalışacaksanız öğrencileri oraya götürebilmeniz, onları konaklatabilmeniz bile çok ciddi bir problem. Hatta bazen üst yönetim diyor ki: “Yorulduk canım bu Şehircilik bölümünden. Her yıl bize üç dört yazı yazıyor. Öğrencileri oraya götüreceğim, bize para verin, paramız yok diyor”. Bu yaklaşım üniversite kavramı ile yanyana gelebilecek, örtüşebilecek bir şey değil ama böyle. Ama sonra siyaset “Bana ilk 500’e giren bir üniversite gösterin.” diyor. O zaman insanın çok ağrına gidiyor. Sen bir şeyler yap da ilk 500 mü oluyor, ilk 100 mü oluyor hesabı o zaman yaparız. Ya da şunu soruyoruz: “Ne yaptınız üniversite için bugüne kadar bilim adına? Üniversiye açmak ya da meslektaşlarımızın görev sürelerini uzatmamak dışında...” - Evet hocam dediğiniz gibi döner sermaye çok interaktif bir noktada durabilecek bir yapıyken ne yazık ki şu an yok farz ediliyor, özellikle özlük hakları açısından. Hem akademideki hocalarımız için bir alan oluşsa, hem de yasal yönetsel süreç döner sermayeden beslense çok daha sürdürülebilir planların üretilmesi mümkün olur. Evet bütününe katılıyorum. Bu nedenle iki başat soruna işaret ettim. Arkadaşlarımızın yine de biraz hareketlenmesi, bunun gerekliliğini hissediyor olmaları lazım. Bu çalışmalardan elde edilecek sentezleri öğrenciler ile yaşayarak paylaşıyor ve tartışıyor olmak çok önemli. Bu anlamda doğrusu faturayı biraz kendimize de çıkarmamız gerekiyor, çok uzak durmaya başladık. Ben, akademik içerikli seyahati fazla olan birisiyim. Konferans, toplantı, sivil toplum organizasyonları gibi. Gördüğüm, birçok belediyenin böylesi çalışmalara, üniversite ile ortaklıklara gereksinmesi olduğu yönünde. Bazı belediyelerin taleplerine karşılık alamadığını da biliyorum. Ama bizler üniversite olarak az önce özetlediğim nedenlerden ötürü pratikten, sokaktan uzak durmaya başladık, bu doğru değil. Umarım belki yeni nesil arkadaşlarımız buna tekrardan dönüş yaparlar. Döner sermayeden yetişen ve şu an serbest piyasada iş yapan çok nitelikli plancıların olduğunu hepimiz biliyoruz. - Peki hocam çalışma sürecinizde STK’lar ile olan ilişkilenmenizde sizi motive eden şeyler nelerdi?


SPO . bülteni . istanbul sube

Uzun uzun anlatılabilecek, derinlikli bir konu. Ancak öncelikle öğrenme dürtüsü diyebilirim. Yanısıra, yeninin ve güncelin içinde kalabilme çabası herhalde böyle bir şeye götürdü beni. Ondan sonrası adına da şu çok açık; gençlerle olmak… Yani sizlerle, genç arkadaşlarımla beraber olmak, onlarla paylaşıyor, onlara bir şeyler aktarıyor olmak, bazen onlardan öğreniyor olmak konusunu ben çok benimsedim. Hala onun dışına kendimi hiç çıkarmadım. Öyle bir hoca olmak için çok çalıştım umarım başarmışımdır. Çünkü bizim mesleğimiz -profesyonel de yapıyor olsanız planlamayı- 9-5 mesleği değildir. Kendinizi yenilemediğiniz sürece araştırmadığınız sürece dünyada olup bitenleri, uluslararası boyutta ve ulusal boyutta olup bitenleri yakalayamadığınız sürece plancı olamazsınız ya da olursunuz ama rutinlerin plancısı haline gelirsiniz. Ben onun hep dışında durmaya çalıştım.

- Haklısınız Hocam. Bir de çok kişisel bir soru oldu. Planlama hayatta öğrenmiş olduğunuz her şeyi eritebileceğiniz bir alan ve kişisel olarak bağ kurduğunuz tüm süreçler ile anlamlı oluyor.

şubemizden

Ne kadar değiştirmeye çalışsalar da farklı bir ortam üniversite, başka bir doluluk var, başka bir beslenme yaşıyorsunuz. Etrafınızda farklı bir nitelik var. O tabi çok motive eden bir şey. Sivil toplum, yaşamın içinde olmak, meslek odasının içinde olmak birçok meslektaşınız ile birlikte olmanızı sağlıyor. Farkındalık burada gelişiyor. Örgütlü olmada, tavır koymada kendinizi geliştirdiğiniz süreç içerisinde tahlil yöntemleri, olaylara ve süreçlere bakış yöntemlerinizin çok geliştiğini görüyorsunuz. Onların getirdiği motivasyon çok yüksek olabiliyor. Ülkeyi tanımak, seyahat etmek, sorunları tartışıyor olmak, toplantılar yapıyor olmak gibi pek çok neden alt alta getirilebilir. Dediğim gibi uzun cevabı var bu sorunun.

11


12 SPO . bülteni . istanbul sube

Bizim mesleğimiz, sokak diliyle dükkan kapatılan bir meslek değildir. Çünkü o öğrenme içgüdüsü sizde baskın olduğu sürece planlama adına bir şeyleri yapabilirsiniz ve nitelikli bir biçimde üretebilirsiniz. Bu yönü ile çok heyecan verici bir meslek ve tabi bireysel de. Sistem mesleği değiliz. Bu nedenle de bireysel çaba çok öne çıkıyor. Bu çabanın altında çok güçlü bir benimsemenin olması gerekiyor ki bir başarıya doğru kendinizi taşıyabilesiniz. Ben bunu kendi adıma yapmaya çalıştım. Ne kadar yaklaştım bilmiyorum ama o yönü ile çok da mutsuz değilim. İyi işler ürettiğimizi düşünüyorum zaman zaman, yani mesleğe katkı sağlayan işler yaptığımızı düşünüyorum. Elbette daha yapılacak çok iş var çok yol var. Öyle de olsun zaten. - Şimdi hocam ben biliyorum ama bilmeyenler için tekrar soracağım. Meslek odamız ile nasıl ilişkilendiniz, o süreci biraz anlatır mısınız?

şubemizden

Elbette, severek. Bizim yetiştiğimiz dönemde, tabi yine günümüzdekine benzer sorunlar vardı yer yer acımasızlıklarla birlikte. Dostlarımızı, arkadaşlarımızı, büyüklerimizi yitirdiğimiz günler de yaşadık. Ama o dönem şöyle bir şey kazandırdı diye düşünüyorum bizim kuşağımıza. Çok okuyorduk, gençliktik. Üniversite de öyleydi. Asistanlık döneminde bazen hoca bırakıp hadi sen götür dediğinde, sınıfta kritik yaparken, tasarım çalışırken. Bitirirdik, sonra öğrencilerle ülkenin sorunlarını tartışırdık. Farklı düşünceler olabilirdi tabi ama derinliği olan bir ortamın içerisinde, sevginin, saygının ve paylaşmanın keyfini yaşardık. 12 Eylül bunları kesti ve apolitik bir toplum ile gençlik yaratma çabası içine girildi. Bu ağırlıkla da başarıldı. Bizler ise o dönemdeki okumanın, başka sivil toplum örgütleri içinde bulunmanın, tartışmanın ve eleştirinin önemini, ne anlama geldiğini öğrenmiştik. Tabi ki bu süreçler bir tahlil, bir analiz yöntemi bıraktı bizlere. Sorunlara ve olaylara karşı nasıl bakacağız, nasıl ele alacağız? O perspektifimiz, çeperlerimiz çok genişler hala geldi. Apolitize bir toplum yaratarak bunu kesmek istediler. Örgütlü olmak, birlikte ve paylaşarak üretmek ekip çalışması demek zaten sizin sivil toplum yönünüzü oluşturuyor. Bir taraftan da toplumun diğer kesimlerinde, katmanlarında nelerin olup bittiğini görmeye başlıyorsunuz, hem okuduklarınızdan hem yaşadıklarınızdan. O zaman bakıyorsunuz ki her şeyin çözümünde birliktelik ve beraber yürümemiz gerektiği var. O dönemde bunu becerebiliyorduk. Zaten aslında bunu parçalamak istediler. Bu girişin ardından ŞPO’ya geldiğimizde, benim tanışmam şöyle oldu, 50. Yıl Etkinliğinde de bahsetmiştim. YÖK öncesi üç okul yanyana gelip bazı konularda ortak çalışma kararı aldı. İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi (IDMMA), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (IDGSA). Üçünde de şehircilik kürsüleri var. Komisyonlar kuruldu farklı alanlarda. Ben bir ikisinde oldum bunların. Bir tanesi de ŞPO ile ilişkiler konusuydu. O zaman odaya kimin kayıt olacağı sorunu başlamıştı. Yüksek lisans mezunlarının meslek yetkisi alıp almayacağı, odaya kayıt olup olmayacağı sorunu vardı. ŞPO ile görüşmeye gittik Ankara’ya. İlhan Tekeli hoca da sanırım oda yönetiminde veya danışman. Şu an tam anımsayamıyorum, ama toplantılarda kendisi de vardı. Sorunu anlattık. Kendisi: “Böyle bir eğitim olduğuna göre, bunun tanınması gerekir.” demişti. Sonralari bölümler kurulunca İlhan Hoca aynı görüşünü yenilemişti. Galiba şöyleydi: “Bir meslek vardır, o meslek kendi içerisinden insanları yetiştirir, yetiştirdiği insanlar da o


SPO . bülteni . istanbul sube

mesleğe sahip çıkarlar.” Ben işte o günlerde Şehir Plancıları Odası’yla tanıştım. Ardından 1982 yılında İstanbul’da bu üç okulda Şehircilik Bölümleri kuruldu. Bir başka deyişle Şehircilik ve Proje Kürsüleri Şehir ve Bölge Planlama bölümlerine dönüştü. İlk öğrenci alan da biz olduk. Sonra İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi aldı.

Yer konusu ile ilgili iki odamız değindiğim desteği bizlere verip katkılar sundu, bir kez daha teşekkür ediyorum. Ancak bir çözüm bulmamız gerekiyordu. İşte o sıra Nurettin Sözen hoca, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştu. Ben yanına gittim. Öğrendik ki belediyenin bir yeri var ve çok duyarlı bir biçimde Nurettin Hoca sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının oralarda kiracı olmasını istiyor. Mesken Gecekondu Müdürlüğü’nce Darphane semtinde yapılan bu yapıda yer talebimiz oldu. Nurettin Hoca hiç kırmadı. “Tamamdır bir tanesini Şehir Plancıları Odası’na verdim o mekanlardan” dedi ve uzun süre orada kaldık. Bununla ilgili meslek örgütümüz olarak kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır. Arkasından yine onun desteğiyle mesleki denetim uygulamasını nazım imar planı ölçeğinde başlattık. - Benim bir sonraki sorum İstanbul kentinin güncel sorunları ile ilgili fikirlerinizi almaya yönelik Hocam. Birkaç spesifik başlık sıralamışız İmar Barışı, koruma sorunsalının hala devam ediyor olması, kentin çeşitli yerlerinde yapıların çökmesi gibi. Sizin de eklemek istediğiniz, şu an mevcut durumda kentte maruz kaldığımız sorunlar ile ilgili ne düşünüyorsunuz ve çözüm önerileriniz var mı? İmar Barışı ile başlayayım. Çok zarif bir isim koymaya çalıştılar ama yanında duramayız, savunmamız hiç mümkün değil. Bu ülke 14, 15 tane imar affı gördü, yaşadı. Bunun en sert olanı en çok eleştirdiğimiz 2981 sayılı yasadır. Hala bazı ek maddeleri ile devam eden bir yasa. Bu yasa ile “ıslah imar planı” gibi bir kavramla karşılaştık. Planın yazı ile tarif edildiği, donatılar adına standartlar adına bıraktığı mirası hala gözümüzün önünde, yaşıyoruz kentlerimizde. Şimdi imar barışı onu bile aratır demeyeyim de ama onun bile çok üstüne çıkan bir iş haline geldi. “Kentsel dönüşüme zemin hazırlamak

şubemizden

Biz 1986’da verdik ilk mezunumuzu. Beni sivil toplumcu bir hoca olarak bildikleri için bana geldiler “Hocam bu böyle olmuyor” diye. İstanbul’da o dönem ŞPO Temsilciliği var, ancak üç bölüm mezunlarını vermeye başlamış. Artık şube olmak gerekiyor. Ankara’da ise kulakları çınlasın Senihi Kitapçı genel başkanımız oldu. Onun da büyük desteği ile üst üste yapılan toplantılar sonucu 1990’ların başında ŞPO İstanbul Şube’yi kurduk. Yeri gelmişken belirtmeliyim ki Ahmet Turgut’un bu süreçte büyük emeği vardır. Tabi ki diğer kurucu arkadaşlarımızın da. Benim ilk şube başkanı olmamı istediler. Ben bunu uygun görmedim çünkü onlar yürütmeliydi. Sonra Özdemir Sönmez’in olması uygun bulundu. Makine mühendislerinin desteği ve ilgisiyle, yer meselesini bir süreliğine onların mekanında çözdük. Erol Köktürk, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası’nın İstanbul Şube başkanıydı. Bu kez onların mekanına taşındık. Bir süre de orada devam ettik. Sonra kendi mekanımıza geçtik. 1990’dan 30 yıla yakın oluyor. Çok büyük emekler verildi kuruluş döneminde, bir kez daha o dönemde emek veren arkadaşlarımı anıyorum, şükran duyuyorum. İstanbul Şube’yi biz böyle kurduk. Ama söylediklerim kuruluşun çok kısa bir özeti. Burada bir küçük notum olsun. Yıllardır birinci sınıflara ilk dersimde “Öncelikli yeriniz orasıdır, Şehir Plancıları Odası’nda olacaksınız” derim.

13


14 SPO . bülteni . istanbul sube

amacı ile biz kayıt altına alıyoruz ama plan ne derse o olacak” söylemi şaka gibi bir şey. Siz devlet olarak böyle bir belgeyi verdikten sonra plan ne yapsın, belediye ne yapsın? Toprağın bu kadar öne çıktığı, kent toprağının bu kadar paylaşılma mücadelesinin verildiği bir dönemde. yasası bir şekilde planlı çözüme atıf yapmıştır.

şubemizden

Öte yandan imar barışına dek tüm af yasaları bir şekilde planlı çözüme atıf yapmıştır. 2981 bile böyledir. Beğenmedik, olmaz dedik, karşı çıktık ama o bile işte Islah İmar Planı şartı ile var oldu. Yani sonuçta bir plan yapın dedi. Üstelik yer yer bazı ıslah imar planına konu yerleşmelerde daha nitelikli alanlar yaratmak adına modeller deneyen profesyonel plancılar oldu. Bir çaba oluştu. Şimdi hiç öyle bir şey yok, en önemli nokta bu. Planlamadan tamamen koparılmış bir af süreci devam ediyor. Bu sürecin yarattığı sorun kentlerde nasıl aşılabilir? Çok zor gözüküyor. Çünkü insanlardan para aldınız devlet olarak. Ben seni affettim demediniz belki ama. Ayrıca örneğin sit alanları ya da su havzaları gibi özel statülü alanlar var. Tamam. Bakanlık genelgeleri imar barişinda her alanın ait olduğu yasa kapsamında değerlendirilecek diyor ama o kararı verecek olan kurumlar ve kişiler üzerinde bunu merkezden yapıyor olmanız olağanüstü bir baskı yaratıyor. Umarım ki farklı modellerle bu süreci geriye doğru döndürme başarısı gösterilebilir. Ancak bu süreç kentlere bakıştaki anlayış değişikliğiyle gerçekleşebilir. Son söz. Biz aflarına yeter dediğimiz dönemlerde, böyle bir şeyle karşılaşacağımızı söyleselerdi inanmazdık.

- Hocam sanırım yaklaşık 3 hafta oldu, biliyorsunuz Kartal’da çöken yapının da imar affına tabi olduğu ortaya çıkmıştı. Şimdi yalnızca o parsele ve yanında tespit edilmiş parsellere yönelik uygulama ve nazım imar planları askıya çıktı. Birkaç parselin riskli alan ilan edilmesi ile yapılan değişiklikleri içermekte. Bu parçacıl yaklaşım ile yapıdan ve zeminden kaynaklı risk unsurları bütün alanlar için tespit edilemediği gibi, yalnızca parsel düzeyinde plan değişiklikleri ile kentlerin bütünlükleri de zedeleniyor. Bu da planlama disiplini açısından oldukça sorunlu yaklaşımların doğmasına neden oluyor.


SPO . bülteni . istanbul sube

- Hocam son sorum. Böyle dönemlerden geçerken meslektaşlarımıza ne söylemek, ne önermek istersiniz? Öncelikle iş bulamamak vs. bunlar ülkenin konjonktürüyle ve siyasalarla çok ilişkili işler. Bunu bir yerlerde dertlenerek çözmek adına -bunu küçümsemek için söylemiyorum ne kadar ağır süreçler olduğunu farkındayım ama- bunların giderilmesi için çaba sarf eden emek veren tüm yapılanmaların tüm örgütlerin yanında olunması gerekiyor. Bu birilerinin ağzına bakarak çözülmez. Birinci yönü bence bu. İkinci yönü sabır gerektirmesi. Bir kere bilmiyorum sayı olarak tam kaça geldik, 24 bölüm mü olduk? Bu kadar üniversite açıyorsun ve işsizliği bu hale getiriyorsun. Bu başka alanlarda da var. Sadece bizim alanımızdaki arkadaşlarım yaşamıyor şu anda. Yani bütün bunları bir kere sorguluyor ve gidermek adına ne yapılması gerekiyorsa tavır adına uyarı adına bir kere onların içinde yer almaları lazım. Durup dururken bunlar düzelmeyecek. Bir süreyi gerektirecek. Mesleklerinden hiç vazgeçmemeleri lazım. Bunlar dönem dönem hep yaşandı, hep yaşanacak. Yaşanmaması adına bunu yapacağız. Bunun dışında bir takım noktasal tesadüfi şanslarla arkadaşlarımız bir yerlerde iş bulabiliyor olabilirler. Ama çıkarım yapıp niye böyle olduyu sorgulamaları gerekiyor. Yani planlama alanında çok da böyle bir iş sorunu yoktu arkadaşlarımızın. Şöyle bir hafızamızı yoklayalım, çok yakın dönemlerde bu arttı öyle değil mi? Ama inşaat sektörünün bir biçimde içindeki alanız. Yani ister parçacıl yapalım ister bütünsel yapalım. Bir planlamadan vazgeçen, onun bütünselliğini, onun sistematiğini, hiyerarşisini beğenmeyen, istemeyen, o disiplinden rahatsız olan bir anlayış içerisinde tabi çoğu arkadaşımın bu sorunu yaşamasından -doğal demeyeceğim ama- normal birşey yok. Bir kere bunların giderilmesi adına bir şeyler yapıyoruz ama anlatabilmek önemli, bu anlayışın değişmesi mutlak gerekiyor. Bu olmadığı sürece bu sorunlar yaşanacak. Bölümler bu kadar hızlı açılmamalı bu kadar

şubemizden

Çok çok ciddi bir sorun. Bunları biraz siyaseten yapılmış işler. 21 can kaybettik orada. Orada var, Zeytinburnu’nda var, bir sürü yerde var ama 1999’dan beri neyi geliştirebildik? Neyi yapabildik yetmedi? Bu tabi kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığının sorgulanması gerekliliğini doğuruyor. Bununla ilgili yöntemler, modeller var. Dönüşüm dediğin zaten böyle bir şey değil. Farklı boyutları ile düşünülmesi gereken alanlar bunlar. Her yeri yıkarak imar haklarını arttırarak çözülebilecek sorunlar değil bunlar. Neyi çözdük, milyonlarca birim konut var. Benimsemek lazım. Hakkatten benimseyerek inanarak bu işin kararlarını vermek ve planlamayı egemen kılmak. Ben kalkınma planlarını artık inan izleyemiyorum. Yani kenti bu kadar pazara çıkardığınız zaman, sistemi ondan ötürü bu kadar çökerttiğiniz zaman, torbayla onla bunla bir sürü yasalara boğduğunuz zaman, mahkum ettiğiniz zaman... Yalnızca birilerinin ya da sınırlı grupların sorunlarını çözmek ya da çıkarlarını sağlamak adına bir şeyler yaptığınız zaman gelinen nokta bu. Sonra kendileri de gördüler, “ihanet ettik affedin, İstanbul öyledi, İstanbul şöyledir” söylemlerini de duydu bu toplum. Ama bizim işimiz şöyle bir iş ki, kaybettiğinizi yerine koyamıyorsunuz. Ne yazık ki böyle birşey var ama yine de pesimist olmayacağız, güvensiz olmayacağız, çalışmaya devam edeceğiz. İşte onun için ŞPO çok önemli. ŞPO’nun yaklaşım biçimleri çok önemli. Örgütlü olmalıyız. Ben şuna çok inanıyorum: Türkiye bunların her birine ahlaklı benimseyerek, planlı stratejik şekilde yaklaşırsa bu sorunların hepsini çözer. Elbette bir süreye ve paraya tabidir ama Türkiye’nin öyle bir parası da süresi de var. Yeter ki bu anlayışı egemen kılacak bir siyaseti başımızda görüyor olmak, o inancı yaşıyor olabilelim.

15


16 SPO . bülteni . istanbul sube

öğrenci alınmamalı. Hep söyledik. Yalnızca oradaki üç beş siyasetçinin memnun edilmesi adına ya da nutuk çekebilmek, oraya onu açtım buraya bunu açtım diyebilmek adına çok sert işler bunlar. Bunlar duracak mı? Umarım duracak, ama biz de durması adına her birimiz kendi alanımızda bir birliktelik içerisinde bu yönde uğraş vermek zorundayız. - Siz bugün çokça vurguladınız Hocam, öğrenme sürecinin sürekli içinde olması gereken bir meslek ve şu an mevcut planlamanın ihtiyaçlarını takip etmeye çalışır bir haldeyken, bir anda teknik olarak yetersiz, belki de bu eğitimi veremeyecek okullar hızla devreye sokuluyor. Bu da meslektaşlarımız ve de kentler için çok sıkıntılı durumlar. Değil mi? Bunlar bir politika çerçevesinde oluyordu. Türkiye bunları hiç yapmamış, hiç böyle bir politik geçmişi olmamış bir ülke değil ki. Bizim her alanda yetişmiş uluslararası boyutu da ulusal boyutu da iyi bilen yetkin insanlarımız, gençlerimiz var. Bunların hiçbirinin değerlendirilmediği bir ortamda, böyle sorunlar ile karşılaşıyoruz. Bunları konuşmak, bilmek yetmiyor. Bunları durdurmak için ortak bir ses ve nefes olmak zorundayız. Şuna çok saygı duyuyorum geçim koşulları çok ağırlaştı. Genç insanın çaresizliği, geleceğe ilişkin güven kaybı, bunlar çok zor. Çok saygı duyuyorum bunun mücadelesini veriyorlar. Ama çıkış gene birilerinden beklemekle olmamalı, hep birlikte hareket ederek sesimizi daha net duyurarak, daha çok anlatarak olmalı. Bu anlayışı değiştirmek için çaba harcayarak olmalı. - Hocam bizimle söyleşi yapmayı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.

ŞPO 50. YIL ETKİNLİĞİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

şubemizden

Odamız 50. yaşında...


SPO . bülteni . istanbul sube

Odamızın 50 yılı etkinlikleri kapsamında, İstanbul Şube’nin kurucu üyeleri, eski ve yeni yönetim kurulu üyeleri, eski ve yeni oda personeli ve meslektaşlarımız ile Şubemizde bir araya gelerek, odamızın kuruluşu, üstlenmiş olduğu misyon ile ilgili olarak güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Dünden bu güne dayanışmada tuzu olan herkese çok teşekkür ederiz, umarız bu birliktelik gelecekte daha sıkı bağlar ile güçlenerek devam eder. 50. yılımız kutlu olsun.

şubemizden

PLAN İNCELEME KOMİSYONU TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Şehir Plancıları Odası olarak üstlenmiş olduğumuz en önemli görevlerden biri yaşadığımız kentte , yaşadığımız mekanı değiştirmek için yapılan planların takipçi olmak. Bu amaç ile askıya çıkan planları inceleyerek kamu yararını şehrin sürdürülebilirliği ilkleri doğrultusunda değerlendirmeye devam ediyoruz. Bu süreçte en büyük destekçimizin meslektaşlarımız olduğunun bilincindeyiz. Bu doğrultuda çeşitli zaman aralıklarında çağrı yaparak tüm üyelerimizi Plan İnceleme Komisyonumuza davet ediyoruz ve planlara yönelik tavır ve tutumlarımızı ortak doğrular üzerinde oluşturmaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz aylarda iki adet (19 Mart & 9 Nisan) Plan İnceleme Komisyonu Toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantılara katılımın yoğun olmasından dolayı oldukça mutluyuz. Özellikle eski ve yeni üyelerimizin büro sahipleri ve yeni çalışmaya başlayacak olan meslektaşlarımızın bir araya gelerek kentimizin geleceğini belirleyen planların birlikte tartışılması bizi gelecekte başka bir noktaya taşıyacağından dolayı bu toplantıları çeşitli aralıklar ile yapmaya devam edeceğimizi sizler ile paylaşmak isteriz. Gelin birlikte değerlendirelim.

17


18 SPO . bülteni . istanbul sube

YEŞİL DÜŞÜNCE DERNEĞİ’NİN TOPLANTISI’NA KATILDIK Kentimizin geleceği için emek eden dernek, stk, yönetim mekanizmalarının yanında durmaya devam ediyoruz. Bu amaç doğrultusunda Yeşil Düşünce Derneğinin daveti üzerine toplantılarına

katılım

gösterdik.

KANAL İSTANBUL KOMİSYONU TOPLANTISI’NA KATILDIK Kanal İstanbul ile ilgili toplantılar devam ediyor. Bu toplantıları Yönetim Kurulu Üyemiz Pelin Pınar Giritlioğlu takip ederek sürece katkı koyamaya devam ediyor. İstanbul’un doğal varlığını zedeleyecek olan böyle büyük projelerin diğer meslek odaları ile dayanışma içinde takipçi olmaya devam edecek ve

şubemizden

sizleri süreç ile ilgili bilgilendireceğiz.

İKK ÖLÇÜ DERGİSİ YAYIN KURULU TOPLANTISI’NA KATILDIK TMMOB Bileşenlerinin ortaklığında çok uzun yıllardır varlığını devam ettiren Ölçü Dergisi’nin toplantıları devam ediyor. Bu toplantıları Şubemiz adına Gülşen Ercan, Selin Gümüş ve Bedel Emre takip etmeye devam edecek olup, derginin gelecek günlerde yayınlanacak sayısının teması “Tarım&Gıda” dır. Tarım ve Gıda sayının yayınlanmasının ardından Şehir Plancıları Odası İstanbul

Şubesi’nin koordinatörlüğünde Ziraat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası birlikteliğinde “Su Havzaları” sayısına yönelik çalışmalar başlayacak olup, bu süreçte destek olamak isteyen tüm meslektaşlarımızı su havzalarımızın dünü bugünü ve yarını ile ilgili söz söylemeye davet ederiz.

TAKSİM DAYANIŞMASI TOPLANTISI’NA KATILDIK Taksim Danışması’nın bir bileşeni olarak toplantıları takip etmeye devam ediyoruz. Sizler ile buluştuğumuz Ocak&Şubat Bültenimizin ardından “Taksim Dayanışması” ile pek çok toplantıya dahil olduk. Bu toplantıları Tayfun Kahraman, Akif Burak Atler ve Oktay Kargül takip ederek, süreci hem takip etmekte hemde katkı koymaktadırlar.

TMMOB İKK TEMSİLCİLERİ VE ŞUBE BAŞKANLARI İLE BİRARAYA GELDİ TMMOB İKK Temsilcileri aralıklar ile toplanmaya devem ediyor. Tüm TMMOB bileşenlerinin bir araya geldiği bu toplantılarda ana çatımız ve birlikteliğimiz ile ilgili kararlar alınmaya devam ediyor. Bu toplantıları Şube Başkanımız Akif Burak Atlar, Şube Sekreterimiz Oktay Kargül takip ediyor ve şubemizin TMMOB içerisindeki temsiliyetinin takipçi

olmaya

devam

ediyorlar.


SPO . bülteni . istanbul sube

1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ BAKIRKÖY’DE KUTLANDI 1 MAYIS Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günümüz Kutlu Olsun! Emeğin, dayanışmanın, mücadelenin bayramını kutluyor; başta meslek alanımız olmak üzere yaşam alanlarımıza sahip çıktığımız, kamuda ve özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın özlük haklarının güvence altına alındığı, temel hak ve özgürlüklerin tehdit altında olmadığı, sokakların ve meydanların özgür olduğu demokratik bir gelecek için meslek ilkelerimiz doğrultusunda meslektaşlarımızla dayanışma içinde mücadele edeceğimizi ifade ediyoruz. Yaşasın 1 Mayıs! Birliğimiz TMMOB`nin ve diğer emek - meslek örgütlerinin düzenleyicisi olduğu 1 Mayıs Emek-Barış-Demokrasi Mitingi Bakırköy Halk Pazarı`nda gerçekleşecek olup TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından ilan edilen program aşağıdaki gibidir.

şubemizden

Toplanma Yeri: Bakırköy Dikilitaş(İncirli Caddesi Üzeri) Toplanma Saati: 12.00

19


20 SPO . bülteni . istanbul sube

İSTANBUL BULUŞMALARI 2019 GERÇEKLEŞTİRİLDİ

şubemizden

Şehir Plancıları Odası , İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin birlikte düzenlemiş olduğu, bu yıl 13.sü gerçekleştirilen İstanbul Buluşmaları “Kamusallık Aşınırken İstanbul’da Gündelik Hayat” ı tartışmaya açmıştır.

Oldukça keyifli geçen bu etkinliğimizi sizler ile paylaşmak ve süreci kısaca özetlemek istemekteyiz. İstanbul Buluşmalarının teması tüm düzenleme kurulunun katkıları ile gerçekleşmiş olup, tema için önerilerin düzenleme kurulu ile sınırlı kalmaması için öncelikle üyelerimize mail atarak bu yıl gerçekleştireceğimiz buluşma için fikirleri alınmıştır. Temanın belirlenmesinin ardından süreç için tema önerisinde bulunan üyelerimiz ayrıca düzenleme kurulu toplantılarına davet edilmiştir. Kamusallık teması akademik olarak oldukça güçlü olmasının yanında gündelik hayatımızı derinden etkilediğinden dolayı aslında hepimizin ortak kesişim kümesidir. Kimimiz yaşadığımız sokakta, kimimiz yoğurdumuzu yumurtamızı köyden temin etmeye çalışırken kimizde temel sağlık ve eğitim gibi ihtiyaçlarımızı karşılarken kamusal alanı kullanıyor ve etkileşime geçiyoruz. Böylesine geniş bir konuyu üç günlük bir etkinlikte tüm boyutları ile tartışmak elbetteki mümkün olmayacaktı ama elimizden geldiğince konuyu geniş tutmaya ve çeşitli başlıklar altında sınıflandırarak genel bir çerçeve çizilmesini sağlamaya çalıştığımızı söylemeliyiz. Bu hassasiyetler doğrultusunda temel başlıklarımız şu şekilde oluşmuştur: Anahtar Konuşmalar, Kamusal Hizmetlerin


SPO . bülteni . istanbul sube

Değişen Kapsamı ve Biçimi, Kentsel Mekanda Kamusallık ve Toplumsal Örgütlenme Biçimleri. Bu başıkların her biri çok değerli moderatörler ve panelistlerce kapsamlı şekilde doldurulmuş ve katılımcılarında katkısı ile buluşma oldukça besleyici bir şekilde tamamlanmıştır. Şimdi birazda sizler ile bu etkinliğin içeriğini paylaşmak isteriz. Konunun ana çerçevesi Tansel Korkmaz ve Ebru Firidin Özgür tarafından kapsamlı şekilde çizilmiştir. Kendi akademik çalışmalarının bilgi birikiminden katılımcılar için güzel bir süzgeç oluşturmuş oldukları için bu vesile ile kendilerine çok teşekkür ederiz.

şubemizden

Anahtar konuşmalardan sonraki oturum Fuat Ercanın moderatörlüğünde gerçekleşmiş olup, “Kamusal Hizmetlerin Değişen Kapsamı ve Biçimi” tartışmaya açılmıştır.

21


22 SPO . bülteni . istanbul sube

İstanbul buluşmalarının ikinci günü Kentsel Mekanda Kamusallık oturumu ile Emrah Altınok’un moderatörlüğünde devam etmiştir. Kendisi müzik gibi, resim gibi bazen bir kent mobilyası gibi olguların yaratmış olduğu kamusallığı oldukça farklı konuların ve konukların bir araya geldiği bir oturum kurgusu ile paylaşmıştır.

şubemizden

Etkinliğin bütünselliğini sağlamak adına etkinlik boyunca “Kadın Kadına Mülteci Mutfağı” standı ile etkinliğin bir bileşeni oldu. Kentsel Mekanda Kamusallığı tartıştıktan sonra bizlere eşlik eden müzisyen arkadaşlarımız ile Mimarlar Odası’nın önünde sanatın mekanı nasıl yarattığı yada nasıl değiştirdiği üzerine güzel bir deneyim paylaşımı gerçekleştirdik.


SPO . bülteni . istanbul sube

Son oturum Yaşar Adanalı’nın moderatörlüğünde Toplumsal Örgütlenme Biçimleri başlığı etrafında şekillendirilmiştir. Bu başlık etrafında deyim paylaşımlarının dayanışma temelli yoğunluğu dikkat çekmektedir. Yeşil Artvin, Düzce Umut Evleri gibi İstanbul dışından gelen deneyim aktarımı İstanbul’da ne yapabiliriz noktasında fikirlerin harmanlanmasına öncülük etmiştir.

şubemizden

Bu emek yoğun etkinlik sürecini bizler ile paylaşan düzenleme kurulu üyeleri, moderatörlerimiz ve panelistlerimize başta olmak üzere etkiliğimize katılım göstermiş olan herkese ve etkinliğimize ev sahipliği yapmış olan Mimarlar Odası’na çok teşekkür ederiz.

KONUT VE BARINMA PANELİNE KATILDIK

KOŞUYOLU PANELİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Yıldız Teknik Üniversitesi, Esenler Belediyesi , Esenler Şehir Düşünce Merkezinin düzenlemiş olduğu “Konut ve Barınma Paneli”ne Şube Başkanımız Akif Burak

“Korunması Gereken Değer: Koşuyolu / Panel – Forum” etkinliği TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, Mahalle Yaşam Dayanışma Derneği ve Koşuyolu Çevre Gönüllüleri ortaklığında geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 43. ve 44. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı C. Sami Yılmaztürk anısına 27

Atlar konuşmacı olarak katılım göstermiştir.

Nisan

2019

tarihinde

gerçekleştirildi.

23


24 SPO . bülteni . istanbul sube

BORDEAUX ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ ŞUBEMİZİ ZİYARET ETTİ Bordeux Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri Şubemizi ziyaret ettiler. Şubemizin hak savunuculuğu noktasında İstanbul kentinde dava takip süreçleri, itiraz ve davalarımız ile ilgili Şube Başakanımız Akif Burak Atlar tarafından kendilerine kapsamlı bir sunum yapıldı.

şubemizden

KADIKÖY KENT KONSEYİ’NE KATILDIK

KOÇ ÜNİVERSİTESİ’NİN KÜÇÜKYALI ARKEOPARK YÖNETİM PLANI TESLAĞI’NIN DANIŞMA KURULU TOPLANTISI’NA KATILDIK Küçükyalı Arkeopark için Koç Üniversitesi tarafından hazırlanan Yönetim Planı Taslağı’nın tartışılması için 27 Mayıs tarihlerinde Danışma Kurulu Toplantısı gerçekleştirildi. Şubemizi temsilen bu toplantıya Şube Sekreteri Oktay Kargül katılım gösterdir.

Kadıköy Kent Konseyinden mahallelerin geleceğine yön vermek için stratejik plan hazırlık sürecini başlatmış durumdalar.

TMMOB 45. DÖNEM 3. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI’NA KATILDIK

Şubemize gelen talep üzerine, gelecek dönemler için hazırlayacakları mahalle ölçeğindeki stratejik planların paydaş katılım toplantısına, Şubemiz Yönetim Kurulu Üyesi Caner Necati Altay katılım gösterdi.

Tüm TMMOB bileşenlerinikapsayan 45. Dönem 3. Danışma Kurulu toplantısına Şubemiz Sekreteri Oktay Kargül ve Yönetim Kurulu Üyemiz Tayfun Kahraman katılım gösterdi.

ALAN YÖNETİMİ EĞİTİM SERTİFİKA PROGRAMI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Şehir Plancıları Odası olarak meslektaşlarımızın okul süreçlerinin ardından meslek hayatlarındaki gelişimleri için düzenlemiş olduğumuz eğitimlerimiz devam ediyor. Mekansal Analiz Atölyesi ile Coğrafi Bilgi Sistemlerine yönelik, NETCAD işbirliği ile plan yapım süreçlerine ilişkin eğitimlerin ardından bu ay TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın işbirliği ile Alan Yönetimi Eğitim Sertifika Programı gerçekleştirildi. Alan Yönetimi Eğitim Sertifika Programında, bilgi birikimleri ile sürece katkı koyan eğitmenlerimizin isimlerini sizler ile paylaşmak isteriz. - Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy - Evrim Ulusan, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı - Serdar Nizamoğlu, İkarya Danışmanlık - Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu, İstanbul Kültür Üniversitesi - Dr. Öğr. Üyesi Dilek Erden Erbey, Mimar Sinan Güzelsanatlar Üniversitesi - Doç. Dr. Naime Hülya Berkmen, Yıldız Teknik Üniversitesi - Prof. Dr. Aykut Karaman, Altınbaş Üniversitesi


SPO . bülteni . istanbul sube

Eğitimin ilk iki gününde çok değerli eğitmenlerimiz konu için teorik bir çerçeve çizmişler, ikinci gün Türkiye’de hazırlanmış ilk Alan Yönetim Planına sahip alanlar arasında olan Tarihi Yarımada’da bu alanlar yerinde incelenmiştir.

şubemizden

Eğitim son üç gününde Alan Yönetim Planı hazırlanış basamakları Serdar Nizamoğlu tarafından detaylı şekilde aktarılırken katılımcılar bu süreci uygulamalı olarak deneyimlemişlerdir.

Bizler için oldukça keyifli geçen bu eğitim süreci umarız meslektaşlarımız içinde öyle geçmiştir ve burada almış oldukları eğitim meslek hayatlarında başarıyı beraberinde getirir. Ayrıca her türlü desteği göstermedeki samimiyetleri için eğitmenlerimize ve işbirliği için TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na çok teşekkür ederiz.

25


26 SPO . bülteni . istanbul sube

DAVA VE İTİRAZLARIMIZIN SONUÇLARI İtiraz ve davalarımızın takibini yapmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz Mart, Nisan ve Mayıs Aylarında açmış olduğumuz davalar ve itirazlarımız ile iligili süreç şu şekilde gelişti: - DAVALARIMIZIN BİLİRKİŞİ RAPORLARI: 1. Beşiktaş Tünel Davaları ve Bilirkişi Raporuna İtiraz Ettik: Dava gerekçesi: Metropolitan kent merkezlerinde gözlenen trafik tıkanıklıkları ve sıkışıklıklarını yeni yol, kavşak, alt/üst geçitler inşa ederek çözmeye çalışma yaklaşımı çağdaş ulaşım ilke ve prensipleri açısından uzun yıllar önce terk edilmiş bir yaklaşımdır. İstanbul ve diğer büyük kentlerimizdeki önceki örneklerinden de gözleneceği gibi, kent merkezlerinde yapılan her yeni yüksek kapasiteli karayolu altyapısı, kısa süreli geçici bir ferahlık sağlamakta, sonrasında ortaya çıkan yeni kapasite nedeniyle, bölgeye daha fazla araç trafiğinin çekilmesine neden olmaktadır. Özellikle bağlantı noktalarında artan kapasite ile daha ciddi sıkışmaların yaşanmasına neden olmaktadır. Güncel Durum: Beşiktaş İlçesi, Dolmabahçe - Levazım - Baltalimanı - Ayazağa Tünelleri Projesi’ne ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planı (2017/662) ve Beşiktaş - Sarıyer İlçeleri, Dolmabahçe - Levazım - Baltalimanı Ayazağa Tünelleri Projesi’ne ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Nazım ve Uygulama İmar Planı Değişikliğiyle ilgili ALEYHİMİZE BİLİRKİŞİ Raporu gelmiş olup, bu rapora gerekli itirazlarımızı gerçekleştirdik.

kent gündemi

2. Maltepe İlçesi, Küçükyalı Mahallesi Bilirkişi Raporuna İtiraz Ettik: Dava gerekçesi: Söz konusu plan değişiklikleri, İdari Tesis Alanı olarak belirlenen 132.107 m² alanın 70.309 m²’sini Ticaret-Konut Alanı’na dönüştürerek yüksek nüfus ve yapı yoğunluğu oluşturacak bir fonksiyon önermektedir. Ayrıca donatı alanları azaltılarak bölgenin donatı dengesi bozulmakta, mevcutta yer alan kamu faaliyeti gösteren alan tasfiye edilmekte, yapı yoğunluğunu artırıcı ve çevreye emsal teşkil edici nitelikte yapılaşma şartları getirilmektedir. Bahse konu plan değişiklikleri imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırılık içermektedir. Güncel Durum: İstanbul İli, Maltepe İlçesi, Küçükyalı Mahallesi, 16771, 16772 ve 16773 adalar ile tescil harici alanlara ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği davamızda (Maltepe Karayolları Arazisi 2. Dava) ALEYHİMİZE BİLİRKİŞİ Raporu gelmiş olup, bu rapora gerekli itirazlarımızı gerçekleştirdik.


SPO . bülteni . istanbul sube

- DAVALARIMIZIN BİLİRKİŞİ KEŞİFLERİ: 1. Zeytinburnu İlçesi Kazlıçeşme Mahallesi Bilirkişi Keşfi İstanbul İli Zeytinburnu İlçesi, Kazlıçeşme Mahallesi, 774 Ada 69-70-71-72-73-74-75 Parsellere (Eski 774 Ada 6 ve 31 Sayılı Parseller) İlişkin 1/5000 Ölçekli Nazım ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı (Zeytinburnu Tank Fabrikası 2. Dava) dava konusu edilmiştir. Dava gerekçesi: Dava konusu planlama alanı, İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, Kazlıçeşme Mahallesi, 774 Ada 69-70-71-72-73-74-75 Parselleri (Eski 774 Ada 6 ve 31 Sayılı Parseller) kapsamaktadır. Dava konusu 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının plan sınırı içerisinde bulunan alan, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Tank Fabrikası olarak kullanılmıştır. Mülkiyeti hazineye ait taşınmaz mal, Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş ve Milli Savunma Bakanlığı adına tahsis edilmiştir.

2. Silivri İlçesi Enerji Üretim Alanı Bilirkişi Keşfi İstanbul İli Sİlivri İlçesi sınırları içerisinde yaklaşık 485 ha. büyüklüğündeki alanının “Enerji Üretim Alanı” olarak (F20 plan paftası) planlanmasına ilişkin 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği davamızda (Termik Santral İstanbul) ve “Kırklareli İli 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği” ile dayanak idari işlemi niteliğinde olan “Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası 1/100.000 ölçekli Revizyonunun (Çevre Düzeni Plan Değişikliği) ilgili hükümlerinin” iptalini talep ettik. Dava gerekçesi: Yerleşim alanları yakınında yeraltı suyu besleme alanında bulunan yüzlerce hektar verimli tarım alanlarımız ve Trakya’da sınırlı olan orman varlıklarımız enerji üretim alanı olarak düzenlenerek yasaklı sanayi türü olan kömürlü termik santrallerin kurulmasına olanak sağlanmaya çalışılmaktadır. Güncel Durum: Söz konusu davanın bilirkişi keşfi, 08 Mayıs tarihinde, gerçekleşmiştir. 3. Üsküdar İlçesi, Burhaniye- Kısıklı- Kuzguncuk- Beylerbeyi ve İcadiye Bilirkişi Keşfi İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, Burhaniye - Kısıklı- Kuzguncuk, Beylerbeyi ve İcadiye mahallerininbir kısmına ilişkin (3. Etap’a ilişkin) 1/5000 ölçekli Üsküdar Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgeleri Koruma Amaçlı Revizyon Nazım İmar Planı ile İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, Burhaniye - Kısıklı- Kuzguncuk-Beylerbeyi ve İcadiye mahallerinin bir kısmına ilişkin (3. Etap’a ilişkin) 1/1000 ölçekli Üsküdar Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgeleri Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planı (Üsküdar Geri Görünüm) dava konusu edilmiştir. Dava gerekçesi: İtiraza konu plan değişikliği ile; meri plan koşullarında 10559 m² olan Park alanı 4380 m²ye düşürülmüş ancak imar planı değişikliğinin gerekçesi

kent gündemi

Güncel Durum: Söz konusu davanın bilirkişi keşfi, 08 Nisan tarihinde, gerçekleşmiştir.

27


28 SPO . bülteni . istanbul sube

açıklanmamıştır. Parsel bazında, yalnızca mülkiyet esasına göre hazırlanan imar planı değişikliği eşitlik ilkesine aykırı olmakla birlikte emsal teşkil edecektir. Mevcut imar planında yeşil alanların, I. Derece Doğal Sit alanları ile bütünlük gösterecek biçimde bir aks boyunca devam ettiği görülmektedir. İtiraza konu imar planı değişikliği ile yeşil alan donatısı küçültülmüş ve plan ile oluşturulan yeşil alanların bütünlüğü bozulmuştur. Güncel Durum: Söz konusu davanın bilirkişi keşfi, 24 Nisan tarihinde, gerçekleşmiştir. 4. Zeytinburnu İlçesi, Zeytinburnu Park Alanı Bilirkişi Keşfi Zeytinburnu İlçesi, 3284 Ada, 50-51-52-53-54 Parsellere ilişkin olarak hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği (Zeytinburnu Park Alanı - 2) dava konusu edilmiştir. Dava gerekçesi: Söz konusu plan ile yeşil alan imara açılmaktadır. Bu düzenleme ile donatı alanı yok edilmiş olup bu uygulama plan bütünlüğüne aykırıdır. Alana yeni nüfus öngörürken kentin sürdürülebilirliği açısından donatı alanlarınında arttırılması gerekmektedir. Oysa söz konusu planda tam tersi bir uygulama yapıldığı görülmektedir. Güncel Durum: Söz konusu davanın bilirkişi keşfi, 08 Nisan tarihinde, gerçekleşmiştir.

kent gündemi

- DAVALARIMIZIN KARARLARI : 1. Şişli İlçesi, Ayazağa Gecekondu Önleme Bölgesi’ne ait (Maslak Mahallesi, 2 pafta, 1 ada, 20, 49 ve 50 sayılı parseller) 1/5000 Ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planı davamızda (Şişli Ayazağa GÖB) ONAMA KARARI verilmiştir. 2. İstanbul IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından alınan, İstanbul Boğazı Karayolu Boğaz Geçiş Tüneli Projesi imar planı tadilatına ilişkin 20.09.2010 gün ve 4110 sayılı kararı (Karayolu Tüp Geçişi - 4 Nolu KTVKK) davamızda ALEYHİMİZE ONAMA KARARI verilmiştir. 3. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 15.05.2015 tarih ve 849 sayılı kararıyla onaylanan “Turizm Tesis Alanlarına İlişkin Plan Notu” değişikliği ile kent bütününde 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planlarında turizm tesis alanı olarak planlanmış alanlarda imar haklarının artırılmasına yönelik meclis kararının öncelikle yürütmesinin durdurulması ve takiben iptali (Turizm Plan Notu Tadilatı) davamızda İPTAL KARARI gelmiştir. 4. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2.11.2015 tarihinde onaylanan İstanbul, Kadıköy İlçesi, Caferağa Mahallesi, Rıhtım Mevkii, Camii Alanı Amaçlı 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin uygulayıcı idari işlem olarak, söz konusu planların dayanağı olan ve 26 Temmuz 2014 tarihli 29072 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan


SPO . bülteni . istanbul sube

değişiklikle eklenen “Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin” 4. Maddesindeki “sosyal ve teknik alt yapı tesisleri” tanımındaki ve 14. Maddesindeki “ibadet yeri” ibarelerinin düzenleyici idari işlem olarak iptali (Kadıköy Cami) davamızda RED KARARI gelmiştir. 5. T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından hazırlanarak onaylanan ve 18.08.2010 – 17.09.2010 tarihleri arasında askıya çıkarılan 11.08.2010 tasdik tarihli İstanbul İli, Şişli İlçesi, Ayazağa Gecekondu Önleme Bölgesi’ne ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı (Şişli Ayazağa 1 Ada 145 Parsel) davamızda İPTAL KARARI (2019/788) gelmiştir. 6. Kadıköy Kuşdili Çayırı Otopark, Açık-Kapalı Pazar Yeri Yapısı, Kültür Sanat, Eğlence Yapısı ve Park Düzenlemesi İşi” hakkındaki 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları davamızda (Kadıköy Kuşdili Çayırı) Danıştay’ın bozma kararı sonucunda LEHİMİZE İPTAL KARARI (2018/2473) gelmiştir.

8. İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, Mecidiye Mah. 637 ada, muhtelif parseller ile arasında kalan tescil harici alana ilişkin 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği ile 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğinin iptali istemiyle açılan davada KEŞİF ve BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPILMASI KARARI gelmiştir.

SARIYER İLÇESİ ÇAMLITEPE (DERBENT) VE DARÜŞŞAFAKA MAHALLELERİ SINIRLARI İÇERİSİNDE YER ALAN RİSKLİ ALANA AİT NAZIM VE UYGULAMA İMAR PLANINA İTİRAZ EDİLDİ “İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Çamlıtepe ve Darüşşafaka Mahalleleri Sınırları İçerisinde Yer Alan Riskli Alana ait 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ile Plan Açıklama Raporu” 6306 sayılı kanunun 6. Maddesi uyarınca 26.02.2019 tarihinden itibaren 30 gün süre ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Ek Hizmet Binası ilan panosu ve internet sitesinde askıya çıkmıştır. Planlama Alanı Boğaziçi Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesi içinde bulunmasından dolayı Koruma Amaçlı İmar Planı yapılması gerekmektedir. Planlama alanının içerisinde bulunduğu Boğaziçi Alanı, İstanbul için ekolojik açıdan oldukça önemlidir. Kentin hızla büyümesi ile son yıllarda doğal kaynaklarını hızla kaybeden kentte, bu alan için yalnızca mevzuat gerekçesi ile değil, ekolojik hassasiyetleri de göz önünde bulunduran Koruma Amaçlı İmar Planı yapılması zorunludur. Askıdaki planda bu hassasiyetlerin gözetilmediği görülmektedir. Ayrıca, 6306 sayılı kanuna göre riskli alan ilan edilen planlama alanı için hazırlanmış olan plan raporunda risk faktörlerinin neler olduğu net şekilde tanımlanmamıştır. Plan

kent gündemi

7. İstanbul İli, Şişli İlçesi, Kaptanpaşa Mahallesi 10619 ada 3 nolu parsele İlişkin Hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği davamızda (Kaptanpaşa Otopark) RED KARAR gelmiştir.

29


30 SPO . bülteni . istanbul sube

açıklama raporunda alanda 1600 adet riskli yapı bulunduğu belirtilmek ile birlikte, bu yapıların jeolojik açıdan mı yoksa yapı kalitesi açısından mı riskli olduklarına yönelik bilgi bulunmamaktadır. Bu yönüyle itiraza konu planlar ve plan açıklama raporları detaylı analiz çalışmaları neticesinde hazırlanmamış olup, teknik açıdan yetersiz kalmaktadır. Yine 6306 sayılı kanuna göre riskli alanlarda plan tasarım projesi ile birlikte askıya çıkarılmak zorundadır. Planlama alanı için hazırlanmış olan planda alanın dönüşüm modeli doğru şekilde tanımlanmadığı gibi tasarım projesi olmadan askıya çıkarılmıştır. Bu da hak sahipliği, mahallenin gelecekteki dokusu ve yaşam mekanlarının kurgulanması ile ilgili mevcut dokuyu koruyan, anlayan ve ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik plan geliştiren bir perspektiften oldukça uzaktır. Yukarıdaki hususlar çerçevesinde kamu yararı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve imar mevzuatına aykırı olan “İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Çamlıtepe ve Darüşşafaka Mahalleleri Sınırları İçerisinde Yer Alan Riskli Alana ait 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ile Plan Açıklama Raporu”na itiraz edilmiştir.

kent gündemi

BAŞAKŞEHİR İLÇESİ, BAŞAK MAHALLESİ, REZERV YAPI ALANININ NAZIM VE UYGULAMA İMAR PLANINA İTİRAZ EDİLDİ “İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, Başak Mahallesi, 91 ha.lık Rezerv Yapı Alanının 59 ha.lık kısmına ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı” 6306 sayılı Kanunun 6.Maddesi ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 9. Maddesi uyarınca 28.02.2019 tarihinden itibaren 30 gün süre ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Ek Hizmet Binası ilan panosu ve internet sitesinde askıya çıkmıştır. İtiraza konu Afetzede ve üretilmektedir.

planlar ile plan değişikliği onama Göçmen konutlarının bulunduğu alan Bu husus açıkça imar mevzuatına

sınırı dışında kalan için de plan kararı aykırılık içermektedir.

Ayrıca Plan Açıklama Raporu’nda belirtilen donatı değerleri Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin Ek-1 Kentsel, Sosyal ve Teknik Alt Yapı başlığı altında 0-15000 aralığındaki nüfus için belirtilen değerlerle karşılaştırıldığında görülmektedir ki itiraza konu planlar 5325 kişilik nüfus için önerdiği Anaokulu Alanı, Ortaokul Alanı, Lise Alanı, Sağlık Alanı ve Teknik Altyapı Alanı fonksiyonları açısından yönetmelikle belirlenen standartları sağlayamamaktadır. Yukarıdaki hususlar çerçevesinde kamu yararı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve imar mevzuatına aykırı olan “İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, Başak Mahallesi, 91 ha.lık Rezerv Yapı Alanının 59 ha.lık kısmına ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı”na itiraz edildi.


SPO . bülteni . istanbul sube

KARTAL İLÇESİ, ORHANTEPE MAHALLESİ MUHTELİF PARSELLERE İLİŞKİN UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNE İTİRAZ EDİLDİ İstanbul İli, Kartal İlçesi, Orhantepe Mahallesi, 12528 Ada 97, 98, 175, 176 Parseller 12530 Ada 127 Parsel ve 12580 Ada 100, 101, 102, 103, 118, 120, 121 Parsellere İlişkin 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğine Şubemizce itiraz edildi. İtiraz konusu edilen planlama alanı, İstanbul metropolitan alanı içerisinde, Kartal ilçesi sınırlarında şehir merkezine yaklaşık olarak 17 km uzakta yer almaktadır. D-100 karayoluna 1,30 km, Marmara Denizi sahil bandına 1,20 km Anadolu Otoyolu’na 10 km uzakta yer alan planlama alanı, Aydos Ormanı, Maltepe İlçesi ve Pendik ilçesine yakınlığı ile önemli bir konumda bulunmaktadır.

İtiraza konu edilen “İstanbul İli, Kartal İlçesi, Orhantepe Mahallesi, 12528 Ada 97, 98, 175, 176 Parseller 12530 Ada 127 Parsel ve 12580 Ada 100, 101, 102, 103, 118, 120, 121 Parsellere İlişkin 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği” plan raporu ile birlikte incelendiği takdirde, planın risk unsurlarını ortadan kaldırma amacı güdüldüğü belirtilmektedir. Belirtilmiş olan amaç ne kadar doğru olsa da ortaya konulmuş olan yöntem açısından bu plan çeşitli sakıncalar içermektedir. Planlama disiplini açısından, risk unsurlarını iki farklı şekilde tanımlamak mümkündür. Bunlar zeminden kaynaklı risk unsurları ile yapıdan kaynaklı risk unsurlarıdır. İtiraza konu plan ve bundan sonra benzer nedenler ile hazırlanacak olan planlarda bu risk unsurlarının doğru analiz edilmesi ve doğru tanımlanması büyük bir zorunluluktur. Zeminden kaynaklı risk unsurları için hazırlanmış olan plan değerlendirildiği takdirde, karot testlerine dayanan mikrobölgeleme çalışmaları parsel düzeyinde jeolojik yapı ve dolayısı ile yerleşime uygunluk ile ilgili veri sağlamaktan uzaktır. Nitekim bu unsur plan raporunda ortaya konulmuş olan yerleşime uygun alanların tanımlanmasında da yer verilmiştir. Zeminsel etütlere dayandırılmış şekilde tanımlanan risk unsurları parsel düzeyinde nasıl gerçekleştirildiği ile ilgili plan raporunda bilgi bulunmamaktadır. Yapısal risk unsurları açısından hazırlanmış olan plan değerlendirildiği takdirde, yapı düzeyindeki risk unsurlarının oluşumuna farklı parametrelerin etki ettiği açıktır. 2007’den sonra değişmiş olan yapı temel cinsleri, kat yükseklikleri, yapı malzemesi, zemin katta kullanım değişikliğine bağlı yapılan inşaat değişikliklerinin tamamı yapısal risk unsurlarına etki etmektedir. Kartal’da

yaşanmış

olan

çökme

ve

sonrasında

yapılan

plan

değişiklikleri

kent gündemi

Plan raporuna göre bu alanlar yerleşime uygun alanda bulunmakta olup, bu çalışma İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Deprem ve zemin inceleme Müdürlüğü tarafından hazırlanarak 19.01.2010 tarihinde onaylanan “Anadolu Yakası Mikrobölgeleme Çalışmasındaki” veriler esas alınarak hazırlanmıştır.

31


32 SPO . bülteni . istanbul sube

tüm bu genel perspektif göz önünde bulundurulduğu zaman çeşitli sakıncalar taşımaktadır. Çünkü parsel düzeyinde belirlenmiş olan yapı ya da zemin kaynaklı risk unsurlarının nasıl tespit edildiği açık değildir. Yukarıdaki hususlar çerçevesinde kamu yararı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve imar mevzuatına aykırı olan “İstanbul İli, Kartal İlçesi, Orhantepe Mahallesi, 12528 Ada 97, 98, 175, 176 Parseller 12530 Ada 127 Parsel ve 12580 Ada 100, 101, 102, 103, 118, 120, 121 Parsellere İlişkin 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği”nin iptal edilerek konunun bütüncül bir şekilde değerlendirilmesini talep ettiğimizi bilgilerinize sunarız.

ATAŞEHİR İLÇESİ, YENİSAHRA MAHALLESİ VE ÇEVRESİNİN NAZIM İMAR PLANINA İTİRAZ EDİLDİ

kent gündemi

İtiraz konusu; İSKİ’ye ait olan Ataşehir İlçesi, Barbaros Mahallesi, 776 ada 6,7,8,9,20 ve 22 parselleri kapsamaktadır. Odamız tarafından itiraza konu edilen ilgili plan, 15.02.2019 tarihinde onaylanmış olup 20.03.2019– 22.04.2019 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır. Söz konusu plana göre, 21.09.2016 tasdik tarihli plan değişikliği kararı olan 776 ada 6,7,8,9,20 ve 22 parsellerde yer alan “Ticaret Alanı (T)” fonksiyonu iptal edilerek “Ticaret Alanı (T1)” lejantına alınmıştır. Askıya çıkarılan nazım imar planı ile yapılaşma koşullarında değişiklik yapılarak; Yençok=150m olan yükseklik koşulu Yençok=15kattır olarak; E=2.10 olarak belirlenen inşaat alanı değeri E=2.50 olarak değiştirilmiştir. Plan, alana ek nüfus getirecek bir fonksiyon önerisi ve yapılaşma hakkı sunmaktadır. Arttırılan yapı yoğunluğu sebebiyle imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırıdır. Mevcut planın ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozarak, kamu parseline ayrıcalıklı imar hakları veren ve yapı yoğunluğunu arttıran plan onaylandığı takdirde, kamu mülkiyetinde olup donatı alanı olarak planlanacak tüm parsellerin yapılaşmaya açılması ve gelir getirici fonksiyonlara değişebilmesi için olanak sağlayacaktır. Bu gerekçelerle, askıya çıkarılan Ataşehir İlçesi, Yeni Sahra Mahallesi ve Yakın Çevresine ilişkin 1/5000 ölçekli 15.02.2019 tasdik tarihli Nazım İmar Planı kamu güvenliğini tehdit etmekte olup, yukarıdaki itirazlarımız doğrultusunda planlama esasları, şehircilik ilkeleri, imar mevzuatı ve kamu yararı açısından yeniden değerlendirilerek iptal edilmesi ni talep ettiğimizi bilgilerinize sunarız.

BEYOĞLU İLÇESİ, DOLAPDERE PİYALEPAŞA BULVARI VE ÇEVRESİ VE HALICIOĞLU SÜTLÜCE NAZIM İMAR PLANI TURİZM TESİS ALANLARINA İLİŞKİN PLAN NOTUNA İTİRAZ EDİLDİ 13.05.2016 karar tarihli ve 878 karar numaralı, dava konusu meclis kararı ile meclis kararı ekinde listesi bulunan nazım imar planları plan notlarında değişiklik yapılmıştır. Meclise iletilen


SPO . bülteni . istanbul sube

plan notu değişikliği Şubemizin daha önce dava konusu etmiş olduğu turizm alanlarına yönelik plan notunu kapsamakta olup, bu karar için Şubemizin davası haklı bulunarak iptali gerçekleşmiştir. Meclis kararı ile nazım imar planlarına ilave edilen plan notu şu şekildedir:

Dava konusu meclis kararı ile onaylanan nazım imar planı plan notu değişiklikleri imar mevzuatına aykırı olarak hazırlanmış olup inşaat yoğunluğunu artırırken imar planlarının uygulanmasında donatı alanlarının bedelsiz olarak elde edilmesinin önünü açmaktadır. Plan notu değişiklikleri imar mevzuatının öngördüğü usul ve esaslara aykırıdır. Dava konusu meclis kararı ile ekli listede yer alan ve İstanbul bütünü kapsayan nazım imar planlarında değişiklik yapılmasının önü açılmıştır. Ancak planlamanın temel prensiplerine göre, herhangi bir yerde plan yapılmadan önce alan geniş kapsamlı araştırmalara tabi tutularak ihtiyaçları doğrultusunda plan kararları üretilmelidir. İstanbul’un tüm ilçelerinin ihtiyaçlarının aynı olmadığı da göz önüne alınarak, alana özgü kararlar geliştirilmediği net şekilde görülmektedir. Bunun yanı sıra, değişikliğin gerekçesi ile birlikte plan değişikliği açıklama raporu hazırlanmamıştır. Meclis kararı ile bilimsel, nesnel ve teknik gerekçeleri bulunmaksızın İstanbul bütünündeki tüm nazım imar planlarının plan notu değiştirilerek plan ana kararlarını, sürekliliğini ve bütünlüğünü etkileyecek biçimde yapı yoğunluğu arttılmasının önü açılmıştır. İstanbul bütünündeki tüm nazım imar planlarında yapılaşma koşullarının değiştirilmesinin yanısıra tüm kamusal donatı alanlarının bedelsiz olarak kamuya terkinini zorunlu hale getirilmiştir. Planlamanın temel amacı sağlıklı ve yaşanabilir yerleşim yerlerinin oluşturulmasıdır. Bu amaçla hazırlanan imar planlarının hakçalık ilkesi ile hazırlanması ve uygulanması gerekmektedir. Dava konusu meclis kararı ile plan notlarında yapılan değişiklik imar mevzuatının uygulamaya yönelik hükümlerini ve araçlarını yok sayarak kamuya bedelsiz terki zorunlu kılması hakçalık ilkesine açıkça aykırıdır. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 15.05.2015 tarih ve 849 sayılı kararıyla

kent gündemi

“İmar planında turizm tesisi, özel sağlık tesis alanı, özel eğitim alanı,özel sosyal kültürel tesis alanı fonksiyonlarına ayrılan bölgelerde ve imar planı notlarına göre bu fonksiyonların yapılabildiği alanlarda yapılacak olan turizm tesisi, özel sağlık tesisi, özel eğitim tesisi, özel sosyal kültürel tesisi binalarında, binanın tek bağımsız bölüm olarak yapılması, bağımsız bölüm olarak ticaret ve konut birimlerinin bulunmaması ve otopark ihtiyacının parsel bünyesinde karşılanması kaydıyla 1. ve 2. bodrum katlarda bu fonksiyonlara hizmet edecek şekilde yapılan konferans salonu, toplantı salonu, tiyatro, müze, sanat galerisi, teknik odalar, personel soyunma-giyinme odaları, personel yemekhanesi, tesis yönetimi ile ilgili idari birimler, spor merkezi, spa, yüzme havuzu, kütüphane, mescit, yemek salonu, balo salonu, ameliyathane, morg, laboratuar, görüntüleme merkezi, yoğun bakım ünitesi, temizlik odaları vb. birimler yapılabilir, emsale dahil değildir. Bu alanlarda doğal zemin kotu üzerine çıkan kısımlarda TAKS değeri aşılamaz. Turizm tesislerinde bağımsız bölüm oluşturmamak kaydı ile tesise hizmet edecek şekilde ticari birimler yer alabilir, zemin kat yüksekliği 7m.ye kadar yapılabilir”.

33


34 SPO . bülteni . istanbul sube

onaylanan “Turizm Tesis Alanlarına İlişkin Plan Notu” değişikliği ile ile ilgili olarak 12. İdare Mahkemesi 193 karar numarası ile iptal kararı almış olduğu göz önünde bulundurularak plan notu değişikliklerinin iptal edilmesi talep edilmiştir.

SANCAKTEPE İLÇESİ, FATİH MAHALLESİ MUHTELİF PARSELLERE İLİŞKİN NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNE İTİRAZ EDİLDİ 24.11.2009 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli Sancaktepe Nazım İmar Planı’nda “Mezarlık Alanı”nda kalmakta olan Sancaktepe İlçesi, Fatih Mahallesi, 6760 ada 60 parselin “Dini Tesis Alanı”na alınmasına ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği, 5454,72 m2 büyüklüğünde, 30.07.2012 tarihinden itibaren Maliye Hazinesi ve Sancaktepe Belediyesi mülkiyetindeki alana yönelik plan değişikliğine itiraz ettiğimizi sizler ile paylaşmak isteriz. İstanbul’un artan nüfusu karşısında, kentsel alanda defin alanlarının bulunması her geçen gün zorlaşmaktadır. Bu nedenle, Mezarlıklar Destek Hizmetleri Müdürlüğü’nün ilk görüşünün dikkate alınması gerekmektedir. Yönetmelikte mezerlık alanlarının içerisinde yapılmasına onay verilmiş olan diğer kullanımların kentsel mekanda yer seçimlerinin yapılması oldukça zordur. Defin işlemlerinin gereklilikleri doğrultusunda daha mahrem alanlarda bu ihtiyaçların karşılanması gerekmektedir.

kent gündemi

Ancak dini tesis alanları için böyle bir gereklilik yada zorunluluk bulunmamaktadır. Bu nedenle bu ihtiyacın mezarlık içerisinden pay alarak değil, mezarlık dışında karşılanması ihtiyaç halinde daha mahrem kullanımlar için bu alanın değerlendirilebilmesi olasılığını koruyacaktır. Yukarıdaki hususlar çerçevesinde, itiraza konu tüm plan değişikliklerinin iptali talep edilmiştir.

KÜÇÜKÇEKMECE İLÇESİ, HALKALI MAHALLESİ MUHTELİF PARSELLERE İLİŞKİN NAZIM İMAR PLANI’NA İTİRAZ EDİLDİ İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Halkalı 216, 215, 214, 220, 241, 240, 239, 238, Planı Değişikliği İstanbul Büyükşehir 13.05.2019 tarihleri arasında askıya

Mahallesi 4979, 202, 219, 218, 217, 237, 236 Parsellere İlişkin Nazım İmar Belediye Başkanlığı’nda 12.04.2019çıkarılmış olan plana itiraz ettik.

İtiraza konu planda, yapı yasaklı alan terke konu edilmemiştir. Bu alan içerisinden geçecek İSKİ Genel Müdürlüğü’ne ait hatlar için irtifak hakkı tesis edilmiştir. Ticaret alanında KAKS=1,75 olup, inşaat alanı hesabı 4979 parselin kök parsel alanının %60’ı olan 8100 m² üzerinden hesaplanmıştır. Söz konusu plan Ulaşım Planlama, Yeşil Alan ve Tesisler Yapım Müdürlüğü’nden red ve İSKİ’den şartlı görüş almasına rağmen kabul edilmiştir.


SPO . bülteni . istanbul sube

Söz konusu planın plan gerekçelerinde, plan yapımının temel gerekçesi, 4979 parsel üzerinde yer alan ruhsatlı yapının bir bölümünün, 2013 tarihli 1/5.000 ölçekli Nazım ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planlarında Yeşil Alanda kaldığı ifade edilmektedir. Söz konusu parsel üzerinde yer alan yapı ruhsatlı bir yapı olup, ilk olarak 20.03.1992 tarih ve 1/5-92/608 sayılı ruhsat numarası ile toplamda 11.392 m²’lik inşaat ruhsatı düzenlenmiştir. 1993/1296-1460 sayı ile de 20.03.1992 tarihli yapı ruhsatında belirtilen 11.392 m2’lik alan için Yapı Kullanma İzin Belgesi Düzenlenmiştir. Dolayısıyla yasal olarak mevcut olan yapının İmar Planı ile korunması zorunluluğuna yer verilmiştir. Plan ile ilgili itiraz gerekçelerimiz şu şekilde sıralanmaktadır: Öncelikle 1992 yılında yapı ruhsatı verilmiş olan alan için Nazım ve Uygulama İmar Planı hazırlanırken, planlama alanının doğal özellikleri gözetilerek yeşil alan statüsü korunmuşken, itiraza konu plan değişikliğinde alanın dere koruma alanında kalması gibi doğal çevre ile ilgili özellikleri göz ardı edilmiştir. Yalnızca mülkiyete bağlı planlama anlayışı, planlamanın bilimsel temelleri ve yaklaşımları ile taban tabana zıttır.

Yapılan incelemede dere işletme bandının meskûr planlama sının içerisine eksik işlendiği, ticaret alanı ve otopark alanı olarak planlandığı, yol veya yeşil alan olarak korunmadığı tespit edilmiştir. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin İmar Planlarına Dair Esaslar Başlığı, İmar Planı İlkeleri 21.9 maddesi gereği dere ıslah ve işletme bantları ile taşkın risk alanlarının her ölçekteki imar planlarına mutlaka işlenmesi gerekmektedir. Dere işletme bantları imar plan uygulamalarında imar yolu veya yeşil alan olarak kullanılacağından, söz konusu alanların 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) kapsamında değerlendirilmesi İdaremizce uygun mütalaa edilmektedir. Yapılan taşkın modelleme ve analiz çalışmaları neticesinde belirlenen alan taşkın önlemli yapılaşma alanıdır. Bu nedenle plan notlarına; bahse konu plan sahasının taşkın önlemli yapılaşma alanında kaldığı eklenmelidir. Belirlenen taşkın önlemli yapılaşma alanı dâhilinde; herhangi bir noktada subasman kotu, belediyesince taşkın risk haritasında yer alan su yükseklikleri ve meri imar yönetmeliğine uygun olarak verilmelidir. Netice olarak, söz konusu planı teklifinin yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda revize edilmesi gerekmektedir.” Denilerek, alanın hem

kent gündemi

Ayrıca İSKİ Genel Müdürlüğü’nce de ortaya konulmuş olan gerekçeler şu şekildedir. İSKİ Genel Müdürlüğünün görüşünde özetle; “Planlama sahası 22.09.2017 tarih ve 470156 sayılı İdaremiz görüşünde de belirtildiği üzere kısmen Ayamama Deresine ait dere işletme bandı ve tamamen taşkın önlemli yapılaşma alanı içerisinde yer almaktadır. Söz konusu alana ait mevcut ve planlanan altyapı tesislerimizi, dere işletme bandını ve taşkın risk haritasını içeren CD yazımız ekinde gönderilmekte olup plan teklifine konu alanın taslak plana “Taşkın Önlemli Yapılaşma Alanı” olarak işlenmesi gerekmektedir. Yapılacak çalışmalarda aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir; 19.12.2017 tarih ve 2017/530 sayılı Yönetim Kurulu Kararı gereği dere dış duvarından itibaren sağında ve solunda 25’er metre olmak üzere toplam 50 m alan “Dere İşletme Bandı”dır. 22.09.2017 tarih ve 470156 sayılı İdaremiz ön görüşünde de belirtildiği üzere Dere İşletme Bandı olarak belirlenen bu alanlar, imar planlarında dere ıslahı, yol, yeşil alan olarak ayrılmalı, afete maruz bu bantlar içerisinde yapılaşmaya izin verilmemeli, derenin doğal akışını engelleyecek, arazi topografyasını değiştirecek herhangi bir çalışma kesinlikle yapılmamalıdır.

35


36 SPO . bülteni . istanbul sube

doğal hem de yasal statüsüne ve alana yönelik ayrıntılı bilgi paylaşımında bulunulmuştur. Yalnızca mülkiyet durumuna bağlı olarak hazırlanmış ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisince onaylanmış olan itiraza konu plan değişikliği aynı zamanda Nazım ve Uygulama İmar Planları’nca belirlenmiş olan donatı alanlarında da kayba yol açmaktadır. Nazım ve Uygulama İmar Planları’nın yapım sürecinde gözetilmiş olan prensiplerin parsel ölçeğinde delinmesi ve donatı kayıplarına yol açan düzenlemelerin yapılması kamu yararı ilkesine göre de oldukça sakıncalıdır. Belediyelerin plan onaylama yetkisini, planlama esasları, şehircilik ilkeleri, kamu yararı ve imar mevzuatına aykırı olarak kullanarak ayrıcalıklı imar hakları tanımlaması, imar planlarına olan güveni zedelediği gibi meslek alanımızın saygınlığına da zarar vermektedir. Yukarıdaki hususlar çerçevesinde; plan bütünlüğünü bozan, emsal teşkil eden, ayrıcalıklı imar hakları tanıyan, mevzuat ve planlama ilkelerine aykırı usuller İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi 4979, 202, 219, 218, 217, 216, 215, 214, 220, 241, 240, 239, 238, 237, 236 Parsellere İlişkin Nazım İmar Planı Değişikliği’ne itirazlarımızı sunar, diğer itirazlarımıza ilişkin yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla, planın iptal edilerek konunun tekrar değerlendirilmesi için gereğinin yapılması talebinde bulunduk.

kent gündemi

ATAŞEHİR İLÇESİ, YENİSAHRA MAHALLESİ MUHTELİF PARSELLERE İLİŞKİN NAZIM İMAR PLANI’NA İTİRAZ EDİLDİ Ataşehir İlçesi, Yenisahra Mahallesi, 752 ada, 36, 39, 13, 5, 6, 7, 8 parsellere ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda 12.04.2019-13.05.2019 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır. İtiraz konusu Ataşehir İlçesi, Yenisahra Mahallesi, 752 ada, 36, 39, 13, 5, 6, 7, 8 parsellere ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı incelendiğinde ise yapı ve nüfus yoğunluğunun bilimsel yöntemler ile belirlenmediği, yapılaşma ve nüfus değerinin belirsiz bırakıldığı görülmektedir. Plan değişikliklerinin ne şekilde yapılabileceğini belirleyen Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. Maddesinde; “İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır. İmar planlarında sosyal ve teknik altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi esastır. Yürürlükteki imar planlarında öngörülen sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren plan değişikliği yapılamaz.” denilmekte olup, söz konusu plan değişikliklerinde belirtilen ilkelerin hiçbirini sağlamamakta olup, plan ana kararlarını bozucu, kamu yararına aykırı, yoğunluk arttırarak sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşürücü niteliktedir. Ayrıca yoğunluk artırımı önerilen değişiklikler ile donatı azaltmayı öngören plan kararlarının tek bir meclis kararı ile kabul edilmesi planlama disiplinin kamu yararının


SPO . bülteni . istanbul sube

gözetilmesi prensibine aykırı değişikliklerin yapılması kabul edilebilir değildir. Yukarıdaki hususlar çerçevesinde, bahse konu plan değişikliklerinin planın sosyal ve teknik donatı dengesini bozması, plan bütünlüğü ilkelerini göz ardı etmesi ve şehircilik ilke ve esaslarına aykırı hükümler içermesi nedeniyle; Ataşehir İlçesi, Yenisahra Mahallesi, 752 ada, 36, 39, 13, 5, 6, 7, 8 parsellere ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’na itirazlarımızı sunar, diğer itirazlarımıza ilişkin yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla, planın iptal edilerek konunun tekrar değerlendirilmesi için gereğinin yapılması nı talep ettik.

KÜÇÜKÇEKMECE İLÇESİ HALKALI MAHALLESİ MUHTELİF PARSELLERE İLİŞKİN NAZIM İMAR PLANINA İTİRAZ EDİLDİ

Plan onama sınırı içindeki alan ticaret alanı, park alanı, su kaynakları koruma kuşağı, otopark alanı ve yapı yasaklı alandır. Yapı yasaklı alan terke konu edilmemiştir. Bu alan içerisinden geçecek İSKİ Genel Müdürlüğü’ne ait hatlar için irtifak hakkı tesis edilmiştir. Ticaret alanında KAKS=1,75 olup, inşaat alanı hesabı 4979 parselin kök parsel alanının %60’ı olan 8100 m² üzerinden hesaplanmıştır. Söz konusu planın plan gerekçelerinde, plan yapımının temel gerekçesi, 4979 parsel üzerinde yer alan ruhsatlı yapının bir bölümünün, 2013 tarihli 1/5.000 ölçekli Nazım ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planlarında Yeşil Alanda kalması ifade edilmektedir. Söz konusu parsel üzerinde yer alan yapı ruhsatlı bir yapı olup, ilk olarak 20.03.1992 tarih ve 1/5-92/608 sayılı ruhsat numarası ile toplamda 11.392 m²’lik inşaat ruhsatı düzenlenmiştir. 1993/1296-1460 sayı ile de 20.03.1992 tarihli yapı ruhsatında belirtilen 11.392 m2’lik alan için Yapı Kullanma İzin Belgesi Düzenlenmiştir. Dolayısıyla yasal olarak mevcut olan yapının İmar Planı ile korunması zorunluluğuna yer verilmiştir. Plan ile ilgili itiraz gerekçelerimiz kısaca şu şekildedir. Öncelikle 1992 yılında yapı ruhsatı verilmiş olan alan için Nazım ve Uygulama İmar Planı hazırlanırken, planlama alanının doğal özellikleri gözetilerek yeşil alan statüsü korunmuşken, itiraza konu plan değişikliğinde alanın dere koruma alanında kalması gibi doğal çevre ile ilgili özellikleri göz ardı edilmiştir. Yalnızca mülkiyete bağlı planlama anlayışı, planlamanın bilimsel temelleri ve yaklaşımları ile taban tabana zıttır. Ayrıca İSKİ Genel Müdürlüğü’nce de ortaya konulmuş olan gerekçeler şu şekildedir. İSKİ Genel Müdürlüğünün görüşünde özetle; “Planlama sahası 22.09.2017 tarih ve 470156 sayılı İdaremiz görüşünde de belirtildiği üzere kısmen Ayamama Deresine ait dere işletme bandı ve tamamen taşkın önlemli yapılaşma alanı içerisinde yer almaktadır. Söz konusu alana ait mevcut ve planlanan altyapı tesislerimizi, dere işletme bandını ve taşkın risk haritasını içeren CD yazımız ekinde gönderilmekte olup plan teklifine konu

kent gündemi

İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi 4979, 202, 219, 218, 217, 216, 215, 214, 220, 241, 240, 239, 238, 237, 236 Parsellere İlişkin Nazım İmar Planı Değişikliği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda 12.04.2019-13.05.2019 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır.

37


38 SPO . bülteni . istanbul sube

alanın taslak plana “Taşkın Önlemli Yapılaşma Alanı” olarak işlenmesi gerekmektedir. Yapılacak çalışmalarda aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir; 19.12.2017 tarih ve 2017/530 sayılı Yönetim Kurulu Kararı gereği dere dış duvarından itibaren sağında ve solunda 25’er metre olmak üzere toplam 50 m alan “Dere İşletme Bandı”dır. 22.09.2017 tarih ve 470156 sayılı İdaremiz ön görüşünde de belirtildiği üzere Dere İşletme Bandı olarak belirlenen bu alanlar, imar planlarında dere ıslahı, yol, yeşil alan olarak ayrılmalı, afete maruz bu bantlar içerisinde yapılaşmaya izin verilmemeli, derenin doğal akışını engelleyecek, arazi topografyasını değiştirecek herhangi bir çalışma kesinlikle yapılmamalıdır. Yapılan incelemede dere işletme bandının mezkûr planlama sının içerisine eksik işlendiği, ticaret alanı ve otopark alanı olarak planlandığı, yol veya yeşil alan olarak korunmadığı tespit edilmiştir.

kent gündemi

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin İmar Planlarına Dair Esaslar Başlığı, İmar Planı İlkeleri 21.9 maddesi gereği dere ıslah ve işletme bantları ile taşkın risk alanlarının her ölçekteki imar planlarına mutlaka işlenmesi gerekmektedir. Dere işletme bantları imar plan uygulamalarında imar yolu veya yeşil alan olarak kullanılacağından, söz konusu alanların 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) kapsamında değerlendirilmesi İdaremizce uygun mütalaa edilmektedir. Yapılan taşkın modelleme ve analiz çalışmaları neticesinde belirlenen alan taşkın önlemli yapılaşma alanıdır. Bu nedenle plan notlarına; bahse konu plan sahasının taşkın önlemli yapılaşma alanında kaldığı eklenmelidir. Belirlenen taşkın önlemli yapılaşma alanı dâhilinde; herhangi bir noktada subasman kotu, belediyesince taşkın risk haritasında yer alan su yükseklikleri ve meri imar yönetmeliğine uygun olarak verilmelidir. Netice olarak, söz konusu planı teklifinin yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda revize edilmesi gerekmektedir.” Denilerek, alanın hem doğal hem de yasal statüsüne ve alana yönelik ayrıntılı bilgi paylaşımında bulunulmuştur. Bu hususlar çerçevesinde; plan bütünlüğünü bozan, emsal teşkil eden, ayrıcalıklı imar hakları tanıyan, mevzuat ve planlama ilkelerine aykırı usuller İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi 4979, 202, 219, 218, 217, 216, 215, 214, 220, 241, 240, 239, 238, 237, 236 Parsellere İlişkin Nazım İmar Planı Değişikliği’ne itirazlarımızı sunar, diğer itirazlarımıza ilişkin yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla, planın iptal edilerek konunun tekrar değerlendirilmesi için gereğinin yapılmasını talep ettik.

SANCAKTEPE İLÇESİ EYÜP SULTAN MAHALLESİ MUHTELİF PARSELLERE İLİŞKİN NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNE İTİRAZ EDİLDİ Sancaktepe İlçesi, Eyüp Sultan Mahallesi, 7570 ada, 14 parselin bir kısmına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda 12.04.2019-13.05.2019 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır.


SPO . bülteni . istanbul sube

Sancaktepe İlçesi, Eyüp Sultan Mahallesi, 7570 ada, 14 parselin bir kısmına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ile çoğunlukla “K4” simgeli 300ki/h yapılanma koşulunda Konut Alanı lejantında, kısmen de Park Alanı lejantında kalan ile 7570 ada 14 parselin Park Alanı olarak belirlenmiş olan fonksiyonu iptal edilerek Park Alanı lejantında kalan kısmı da “K4” rumuzlu Konut Alanı’na dönüştürülmektedir. İmar Kanunu ve ilgili yönetmeliklerine göre imar planı değişikliğinin kamu yararının gerektirdiği zorunlu hallerde, mevcut planın uygulanmasına engel bir durumun oluştuğu durumlarda hazırlanması esastır. Ancak Park Alanı olarak belirlenmiş olan alanın hangi bilimsel, nesnel ve teknik gerekçeye dayanılarak Konut Alanı’na dahil edildiği açıklanmamıştır.

5393 sayılı kanun uyarınca belediyeler “Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi”dir. İmar planı onama yetkisi bu kapsamda Belediyelere verilmiştir. Kamu yararı temel alınarak hazırlanması gereken bir imar planında kamusal kullanıma ayrılmış bir alanın konut alanına dönüştürülerek plan bütünlüğüne aykırı bir karar alınması emsal teşkil edecektir. Plan onaylama yetkisini, planlama esasları, şehircilik ilkeleri, kamu yararı ve imar mevzuatına aykırı olarak kullanarak ayrıcalıklı imar hakları tanımlaması, imar planlarına olan güveni zedelediği gibi meslek alanımızın saygınlığına da zarar vermektedir. Yukarıdaki hususlar çerçevesinde; plan bütünlüğünü bozan, emsal teşkil eden, mevzuat ve planlama ilkelerine aykırı usuller içeren Sancaktepe İlçesi, Eyüp Sultan Mahallesi, 7570 ada, 14 parselin bir kısmına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği’ne itirazlarımızı sunar, diğer itirazlarımıza ilişkin yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla, planın iptal edilerek konunun tekrar değerlendirilmesi ni talep ettik.

kent gündemi

Yeşil Alanlar ve Tesisler Yapım Müdürlüğünce yapılan değerlendirmede yeşil alan miktarının azaltıldığı, yapı ve nüfus yoğunluğunun arttırıldığı gerekçesiyle, Ulaşım Planlama Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmede ilave inşaat alanının bölgesel ulaşım ve trafik yükünü arttıracağı gerekçesiyle ve İSKİ Genel Müdürlüğünce nüfus yoğunluğunun arttırıldığı gerekçesiyle olumsuz görüş bildirilmiştir. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 18.01.2019 tarih ve 106 sayılı kararında da ifade edildiği üzere, Sancaktepe İlçesi, Eyüp Sultan Mahallesi, 7570 ada, 14 parselin Park Alanı’ndan 300ki/ha yoğunluklu Konut Alanı’na alınmasına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişiklik teklifinin Park Alanı donatısını azaltıcı, Konut Alanı ile bölgedeki kalıcı nüfus yoğunluğunu artırıcı, benzer durumdaki parseller yönünden emsal teşkil edici ve kaldırılan 1100 m2 Park Alanına eşdeğer alan ayrılmaması nedeniyle Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin ilgili maddesine aykırı nitelik taşıdığı değerlendirilmiştir.

39


40 SPO . bülteni . istanbul sube

YENİ ÜYELERİMİZ

Eda Biral (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2017) Sedef Üstün (İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, 2017) Selin Gümüş (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2018 ) Berrin Papila (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2018 ) Sabri Çağatay Kurt (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2018) Gülendam Selçuk (Gazi Üniversitesi, 2018) Sema Ünal (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2019)

duyurular

Didem Duman (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2015) Esra Çetin (Orda Doğu Teknik Üniversitesi, 2012) Sema Ünal (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2019)

Meslektaşlarımızı tebrik eder, meslek hayatlarında başarılar dileriz.


MART-MAYIS / 2019


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.