sayı 42
.
bülten
.
.
TMMOB Sehir Plancıları Odası Istanbul Subesi
Planlama Öğrencileri 8. Yaz Eğitim Kampı Selçuk Pamucak’ta Gerçekleştirildi.
Meslektaş Ziyaretleri: Anıl Sarıcan Delibay Bayrampaşa Eski Cezaevi Kentsel Dönüşüm İmar Planları 4. Kez İptal Edildi.
HAZİRAN - TEMMUZ /2019
2 SPO . bülteni . istanbul sube
Kapak: 8. Yaz Kampı TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Adres: Cihannüma Mah. Akdoğan Sk. Başar Apt. No: 30 D:6-7 Beşiktaş/İstanbul Telefon: 0212 275 43 67 - 0212 288 99 60 Faks: 0212 272 91 19 e-posta: spoist@spoist.org.tr - spoistanbul@spo.org.tr Web adresi: www.spoist.org.tr - www.spo.org.tr
SPO . bülteni . istanbul sube
şubemizden Meslektaşlarımız ile Söyleşi: Anıl Sarıcan Delibay...05 İstanbul Tarihi Alanlar Başkanlığı Danışma Kurulu Toplantısı’na Katıldık...13 İTÜ Konut Uygulama Araştırma Merkezi Danışma Kurulu Toplantısı’ na Katıldık...13 İstanbul Buluşmaları Düzenleme Kurulu Değerlendirme Toplantısı Gerçekleştirildi...13 Kamu Politikalarında Yurttaşın Sözü Projesi Çalışma Toplantısı’na Katıldık...14 Kadıköy Stratejik Planı Hazırlık Toplantısı’na Katıldık...14 OHAL KHKlarıyla İhraç Edilen Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Sorunları İstanbul Yerel Çalıştayı’na Meslektaşlarımız ile Birlikte Katıldık...14 Kent Konseyi Toplantıları’na Katıldık...15 YTÜ Mezuniyet Töreni’ne Katıldık...15 YTÜ Akreditasyon Çalışmaları Danışma Kurulu Toplantısı’na Katıldık...15 Şehir Plancıları Odası 8. Yaz Kampı Gerçekleştirildi...15 İstanbul’un Yeraltı Kültür Envanteri Gezisi Düzenlendi...17
kent gündemi Dava ve İtirazlarımızın Sonuçları...19 Avcılar Firuzköy İstanbul Üniversitesi Parseli Bilirkişi Keşfi’ne Katıldık...19 Beykoz Mahmut Şevket Paşa Bilirkişi Keşfi’ne Katıldık...20 İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Yat Limanı Bilirkişi Keşfi’ne Katıldık...21 Gaziosmanpaşa İlçesi Sarıgöl Mahallesi 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planına İtiraz Ettik...22
duyurular Yeni Üyelerimiz...23
3
4 SPO . bülteni . istanbul sube
Zaman öyle hızlı geçiyor ki... 2019’un ilk yarısını geride bıraktık ve sizleri bu yılın 3. bülteniyle selamlıyoruz. *** Geçen sayımızda, Mayıs Ayında düzenlemiş olduğumuz “13. İstanbul Buluşmaları” etkinliğimizi ve ardından gerçekleşen “Alan Yönetimi Eğitim Sertifika Programı”nı paylaşmıştık. İstanbul’un kent gündemini tutmaya ve tarihi alanların korunmasına yönelik çabalarımız Haziran ve Temmuz Aylarında da devam etti. Tarihi alanların korunması ile ilgili olarak İstanbul Tarihi Alanlar Başkanlığı Danışma Kurulu Toplantısına katılım göstermemizin yanında İstanbul Buluşmaları Düzenleme Kurulu Değerlendirme Toplantısı ‘nı İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Bölüm Başkanlarının katılımı ile gerçekleştirdik. *** Geçen süreçte OHAL ve KHK ile ihraç edilen pek çok meslektaşımız oldu. Haziran ve Temmuz ayları dayanışma ağlarının oluşturulmasına yönelik çabalarında adımları atıldı. TMMOB çatısı altında gerçekleştirilen OHAL KHK’larıyla İhraç Edilen Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Sorunları İstanbul Yerel Çalıştayı’na meslektaşlarımız ile birlikte katıldık . *** Yerel seçimlerin ardından, göreve devam eden ve görevi devralan belediyelerde stratejik plan hazırlık süreçleri başladı. Bu süreçte meslek odamızı paydaş olarak görüp stratejik plan hazırlık süreci için davet eden yöneticilere çok teşekkür ederiz. Kent konseylerinde temsilcimiz bulunan belediyeler Beşiktaş Belediyesi, Kadıköy Belediyesi, Çatalca Belediyesi, Şişli Belediyesi, Avcılar Belediyesi, Adalar Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesidir. *** 8. Yaz Eğitim Kampı, Temmuz Ayında gerçekleşti ve şehir plancısı adayı meslektaşlarımız ile bir araya gelmek için oldukça güzel bir fırsat yarattı. İzmir - Selçuk Pamucak’ta Selçuk Belediyesi’nin ev sahipliğinde 22-27 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşen kampta etikten tasarıma, korumadan müştereklere kadar güncel konular ile ilgili çok değerli kişilerle paylaşımda bulunma fırsatı edindik. *** Bir sonraki bültenimizde görüşmek üzere, mutluluk ve huzur sizlerle olsun. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
SPO . bülteni . istanbul sube
MESLEKTAŞLARIMIZ İLE SÖYLEŞİ: ANIL SARICAN DELİBAY
şubemizden
- Şimdi öncelikle hangi okuldan kaç yılında mezun olduğunuz ile başlayabiliriz. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden 2005 yılında mezun oldum. Sonra, uzun bir aranın ardından 2011 yılında yüksek lisansa başladım, Bahçeşehir Üniversitesi Kentsel Sistemler ve Ulaştırma Yönetimi’nde. 2014 yılında da oradan mezun oldum. Eğitim hayatım bu şekilde. - Yüksek lisans alanınızı seçerken çalışma sürecinde mi yoksa öğrencilikten gelen bir ilgiyle mi seçtiniz? Aslında öğrencilikten gelen bir ilgiyle. Şehir ve Bölge Planlama eğitimi Yıldız Teknik Üniversitesi’nde oldukça yoğun. Mezun olduktan sonra uzunca bir süre okula tekrar ayaklarım gitmedi diyebilirim. Eyüp Belediyesi’nde çalışıyordum o zaman, belediyede çalışırken de özellikle ulaşım konusunda çok fazla projeyle uğraşıyorduk ve mesleki ilgim de vardı. Daha önce İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi (IMP)’nde çalışırken de Marmara Bölgesi bölgesel ulaşım entegrasyonu çalışmasını hazırlamıştım. Kentsel Sistemler ve Ulaştırma Yönetimi bölümü olduğunu duyunca, -öğrenim saatleri de mesai sonrasıydı- heyecanlanıp gittim. Güzel ve yerinde oldu. Tekrar öğrenci olmak, tez hazırlama aşamalarında bulunmak eğlenceliydi. - Sizin için aslında pratikle akademinin bir araya geldiği bir yüksek lisans süreci olmuş.
5
6 SPO . bülteni . istanbul sube
Evet o açıdan bir faydası oldu. Çünkü tez konumda kentsel büyüme yönetimi ve mega ulaşım projeleriydi. Eyüp’te zaten bu projelerin, işte 3. Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu, iki yeni kent, havalimanı kenti vs. bunların bir şekilde içinde yer aldığı ya da değdiği, komşuluğunda yer alan bir bölge. Hem mega projeleri, kentsel büyümenin yönetimi kapsamında kavramsal olarak değerlendirmek, hem de belediyede uygulamada yaşadığımız sıkıntılarla bunları harmanlama çabası ile ortaya bir şey çıkartmak açısından iyi oldu. - Peki planlama hep istediğiniz bir meslek miydi? Aslında herkes gibi mimar olmak istiyordum. Planlamayı çok bilmiyordum. Abimin bir arkadaşı ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama’da okuyordu. Aslında ikisi de, mimarlığı tercih etme, şehir planlama çok keyifli bir bölüm çok yönlü düşünüyorsun ve çok eğlenceli kesinlikle bu bölümü tercih etmelisin diye yüreklendirdiler diyebilirim. Ama onların anlattığı eğlencede helikopterle yapılan kent turu vardı. Ben de Yıldız’a gelip, bahsedilen eğlenceyi bulamayınca büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım. Ama zamanla, aslında tam da bana göre bir bölüm olduğunu fark ettim. İlk iki sene, ya ben sayısalcıydım bu bölümde ne işim var ile geçti. Sonradan çok yönlü düşünme, her şeyden bir miktar bilme ve onları harmanlayabilme kapasitesinin gelişmesi, tam bana uygunmuş, onu fark ettim. Hatta çoğu zaman, tekrar o zamana dönsem, şehir planlama yazarım dediğim anlar oldu. - Peki öğrencilik hayatınızda aktif olarak yer aldığınız kulüpler, ya da topluluklar oldu mu? Var. Ama planlama ile alakalı ise yok.
şubemizden
- Yok, hayır planlama ile alakalı olmak zorunda değil, hatta olmayanlar… Okulun tiyatro kulübündeydim, Yıldız Üniversitesi Oyuncuları’nda. Onun dışında bir ara fotoğraf kulübündeydim. Bir ara hatta YTÜ Şehir Planlamadaki öğrenciler olarak bir dergi çıkarttık iki sayı “Daha Değil” isminde, onun dışında başka bir topluluk olmadı. Tiyatro çok zamanımı alıyordu zaten ve bölüm yüzünden tiyatroyu da bırakmak zorunda kaldım. Baktım sürekli okul uzuyor, sürekli uzuyor… Çünkü benim okula girişim 1998. Sürekli okul uzayınca, ben artık tiyatroyu bırakmalıy, m biraz okul ile ilgilenmem gerekiyor dedim.. - Mezun olduğunuz gibi çalışmaya başladınız mı? Evet. Önce İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’nde başladım, 2005 yılında. Merkezin yeni kurulduğu dönemde, hatta henüz diplomamı almamıştım. Ülke ve Bölge Planlama Bölümü’nde başladım, yaklaşık 1.5 yıl çalıştım. 1.5 yılın sonunda Eyüp Belediyesi’ne geçtim. Biraz ilçe belediyesi, yani alt ölçek planlama deneyimi yaşamak istediğim için.. Çünkü o dönem ofis açmayı düşünüyordum. Eyüp Belediyesi’ne geçtim. 10 yıl gibi bir süre orada çalıştıktan sonra, Beylükdüzü Belediyesine geçtim, 2016 yılında. - Baya uzun bir süre çalışmışsınız Eyüp Belediyesi’nde.
SPO . bülteni . istanbul sube
- Bu süreçte sizi en çok zorlayan ne oldu? Mesleki olarak ne gibi zorluklar ile karşılaştınız? Karşılaştığım en büyük zorluk, aslında meslek açısından baktığında, Yıldız Teknik’te o kadar bizi piyasaya hazır hale getirerek mezun ediyorlar ki, yani hazır olmadan mezuniyet vermiyorlar öyle diyebilirim. Bu anlamda, veri toplama, yaptığın planı savunma, ya da yoğun çalışma, bir iş üretme anlamında bir zorluk yaşamadım hiç bir zaman çünkü hepsine alışıktık. Ama yaşadığım en büyük zorluk şu olabilir: 2005 yılında çalışmaya başladım ve 2006 yılında da ilçe belediyesinde. 2006 yılı aslında plan müellifi yönetmeliğinde sadece plancıların artık imza atabileceğine ilişkin değişikliğin yapıldığı tarih ve o tarihe kadar harita mühendisi ve mimarlar da plan müellifi olabiliyorlardı. Yani bir şehir plancısı diplomasına sahip olmanın ve bunun aslında içeriğinin ne kadar hassas olduğunun anlatılması ve sadece planların bizler tarafından imzalanmasının gerekli ve önemli bir konu olduğunu anlatmak, aslında ilçe belediyesinde plancıyı ve planlamayı var etme mücadelesi. Yani, sürekli olarak, buraya bu meydanı yapıyoruz çünkü…burada kat yüksekliğini arttıramıyoruz çünkü… Yaptığımız her şeyi anlatmaya çalışmak ve bunun bir bilimsel alan olduğunu ifade etmek. 2006 yılına kadar belediyede şehir plancısı haricinde de plan çizildiği için ve daha sonrasında o planları revize etmek görevi de bize düştü. Herkes çok iyi biliyordu planlama işini ve sizin yaptığınız işi çok rahat, fütursuzca eleştirebiliyordu. Sanırım en zoru buydu, var olma mücadelesi ve mesleği var etme çabası. Bu sonuçta mesleğin gelecekteki icracıları açısından da önemli bir şeydi ve hep bunu yapmaya çalıştık. Plancı nedir? Plancının rolü nedir? Neden bunu plancı yapmalı? Mesela, bir kentsel tasarım projesi yapılacağı zaman, bunun, öncelikle neden plancının üst ölçek ile ilişkisini kurması gerektiğini anlatmak. Biraz her şeye de bulaştık sanırım biz o dönem, büyük bir özgüvenle.
şubemizden
Şu an bile hala Eyüp Belediyesi’ne daha hâkimim diyebilirim. Parsel parsel aklımda. Bir de Eyüp Belediyesi’nde tabi çok fazla planlama işi vardı. Herhalde 20’ye yakın ana plan çizmişizdir orada. Plan çizince çünkü alanı çok daha iyi algılıyorsunuz. Bir plan sürecinde bulunmadığınız zaman havada kalıyor aslında, parsel parsel araziye çıka çıka, tüm verileri toplayarak, tüm analizleri yaparak, bütünü daha iyi anlıyorsunuz. Eyüp, zaten bence her plancının mutlaka deneyimlemesi gereken bir yer. Çünkü koruma alanı var, sanayiden hizmet sektörüne dönüşmeye çalışan bir bölge var, eski sanayi bölgesi, haliç sulietini oluşturan ve çok ciddi yapılaşma baskısı yaşayan bir bölge var, orman alanları, 2b alanları var, havza alanı var, Karadeniz kıyısı, kıyı bölgesinde 7-8 tane büyükşehir yasası çıkmadan önce orman köyü statüsünde olan yerleşmeler var. Şu an hepsi, mega projelerin etkisi altında kaldı, köy diyemeyeceğiz artık… Bir de kırsaldan kent karakterine geçiş olarak tanımlanan Kemerburgaz, Göktürk gibi başka bir tipoloji var. Bu yüzden çok ciddi bir çalışma alanı aslında Eyüp, oldukça iyi bir deneyim alanı. Eyüp’te olmak gerçekten çok besledi, mesleki olarak. Ama 10 yıl da yeterliydi hakikaten Eyüp için. Çünkü bir yerden sonra beslemiyor artık, almaya başlıyor ve tekrara giriyor. Şimdi Beylikdüzün’de başka bir şey deneyimliyorum, burada da ciddi sanayi var. Kent çeperinde yeni 2000 sonrası özellikle atak yapmış bir yerleşim. Burada da başka bir şey deneyimliyorum aslında, alan değiştikçe yeni bir şey deneyimlemek güzel bir kazanım oluyor plancı açısından.
7
8 SPO . bülteni . istanbul sube
- Şuan hala benzer bir mücadelenin devam ettiği alanlar var ama sanıyorum o dönemde bununla ilk karşılaşanlardansınız. Evet, bizler, özellikle 2006 yılı civarında belediyede çalışmaya başlayanlar, zaten müellif yönetmeliğindeki değişikliğin geçmesi ile şehir plancısı açığı yaşayan belediyeler. Diyor ki, Yönetmelik gereği artık bütün planları plancılar çizecek, acil şehir plancısı almamız lazım. Bizler, bu yönetmelik değişmese bu kadar yoğun olarak giremeyecektik muhtemelen belediyelere. Ama o belediyenin içerisindeki kemikleşmiş kadroya da aslında bunun ne demek olduğunu, bunun gerekliliğini çok iyi anlatmak gerekiyordu. Çok büyük bir görev düşüyordu aslında bize, elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerekiyordu ki; bu yüzden şehir plancıları yapıyor bu işi diyebilsinler. Yoksa çok karşılaştık tabi; ya iki meydan çiziyorsunuz üstüne harf yazıyorsunuz geçiyorsunuz. Planı tamamen imarcılık olarak algılanması, zaten henüz de öyle algılanıyor ama bu daha da pik yapmış durumdaydı. Tamamen imarcılık olarak algılandığı bir süreçti. Hiç plan raporu yazılmıyordu mesela, hiç plan raporu yok. Analiz çalışması yok. -İnanın hala aynı eksikler ile planlar askıya çıkıyor.
şubemizden
Bize diyorlardı ki bu kadar analiz yapılmasına gerek yok, temel olanları yapın. Üçbeş ay süremiz oluyordu bir planı çizmek için. 30 hektarlık bir alan, önümüzdeki ay ya da iki ay sonraki meclise girecek deniyordu. Biz de, bunun analitik çalışmasının, raporlamasının yapılması lazım, sonra hane halkı anketleri var desek de, 1/5000 ölçekli imar planında yapılıyor zaten deniyordu. Ama çoğunlukla gerekli detayda yapılmıyor ve biz olması gerekeni yapabilmek için, aslında hep fazla mesailerle bizden talep edilmeden süreci tamamlamaya çalıştık. En zorlayıcı durum oydu; yani bir emek verip, bir hevesle çalışıp, bunun kabul görmemesi, anlamsız bulunması... Plan paftası, plan raporu ve plan notlarının bir bütün olduğunu anlatamıyorsunuz, o çok kriz bir nokta. Bir de, ilçe belediyesinde çalışmanın en büyük zorluğu da aslında ana plan kararı üretmiyor olmak; İBB 1/5000 ölçekli nazım imar planını yapıyor ve o plan uygulamasını çiziyoruz. Hiçbir ana plan kararı üretmeden. Bu içler acısı bir durum, bir sürü hata görüyorsunuz orada, planlamanın geri besleme ilkesi vardır ya; 1/5000 plan yaparsınız, sonrasında 1/1000 plan yaparsınız. 1/1000 planı çalışırken detayda bir şeyler fark edilir, sonra 1/5000 plana geri dönersiniz ve güncellersiniz. Şimdi bu sistem bu şekilde çalışamıyor. Sistem, ancak tadilatla bu şekilde toparlanmaya çalışıyor. Siz 1/5000 plana uygun 1/1000 plan yapıyorsunuz, bazı eksiklikleri görseniz de, mecburen. Çünkü 1/5000 plana uygun 1/1000 plan yapmak demenin, bire bir 1/5000 planı büyütmek olarak algılandığı bir onay merciine gidiyor bu. En azından 2010 öncesi böyleydi. Planlarda kademeli birliktelik ilkesini anlatamıyorsunuz; 1/5000 ölçekli plan üzerinden ölçü alınmaz, 1/100.000 ölçekli plana parsel eklenmez gibi. - O kadar iyi anlıyorum ki odanın dava dosyalarında da benzer dönüşler oluyor… Neden 5000’de 1000’de gözüken donatı çevre düzeni planında yok. Bu defa plan değişikliği yapıldığı zaman çevre düzeninde alanın konut görünüyor olmasına dayanak gösteriliyor. Mesela 1/1000 ölçekli planda, nazım planda belirlenen bir konut alanı içerisinde, park ve
SPO . bülteni . istanbul sube
yol açıyorsunuz, dava açılıyor, 1/5000 ölçekli nazım imar planına aykırı diye karar çıkabiliyor. Bunlar da aslında mücadele alanlarımız, bunlarla daha rahat mücadele ediyoruz; çerçevesi çok net çünkü. Ama mesela bir 2b yasası çıktı; Göktürk Bölgesinde 2b alanlarının satışının yapılabilmesi için, 1/5000 ölçekli nazım imar planı onaylandı. Bu plan doğrultusunda 1/1000 ölçekli imar planını yapıyorsunuz, yani o noktada ilkesel olarak istemeseniz de, 2b alanlarına plan çiziyorsunuz, çünkü 1/5000 planı var hazırlanıp, onaylanmış. - Ne kadar zor vicdani olarak… Tabi. Bunların ilkeleriniz ile çeliştiği noktalarda, kendi ilkeleriniz doğrultusunda bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. O mücadele çok önemli. Orada karar vericilere, tamam bunu yapıyoruz ama şu şekilde yaparsak bir nebze daha burada ilkelere uygun davranmış olacağız. Böyle yapalım mı? Böyle yapmalıyız şeklinde karar vericileri yönlendirmek. O plan, proje bir şekilde yapılıyor çünkü. Öyle spesifik bir zorluk yok yaşadığım, aslında herkesin yaşadığı zorluklar.
Ve ilk girdiğimizde 4-5 tane Karadeniz kıyısında yer alan köylerin 1/5000 nazım planları onaylanmıştı. O planlar doğrultusunda 1/1000 uygulama imar planları yapılacaktı. Başlar başlamaz, o planların 1/1000 imar planlarını yapmaya başladık. Tabi çok düşük emsalli, ormanın komşuluğunda konut alanları öngörüsü var 1/5000 nazım planda. Bu doğrultuda bir şey çiziyorsunuz, şehir plancısı olmayan insanlar tarafından ciddi ciddi planlama duayeniymişçesine eleştiriler alıyorsunuz ve sürekli mesleği ispat etmek, sürekli kendini ispat etmek zorunda kalıyorsunuz. Hayır, bende bir meslek erbabıyım, benim yaptığım işte kutsal, bu işinde sizin bilmediğiniz parametreleri, denklemleri var kendi içerisinde, tamamen tasarım değil aslında numerik bir bilimiz de, hesaplıyoruz. Yani bunları ifade etmek, en basitinden TAKS’ı, KAKS’ı bile… O kadar basit ki; TAKS verelim gitsin… Hayır, öyle kafanıza göre TAKS veremezsiniz, KAKS veremezsiniz. Bu ikisi farklı tipoloji oluşturur. Bunlar, özellikle 2011-2012’lere kadar, -ya bizim mesleki hararetimiz de çok yüksek olduğu için sonradan belki de durulduk bilmiyorum- bizi çok zorlayan anlar oldu o süreçler. Sonrasında biraz daha, tabi piyasa şehir plancılarının eline geçmeye başladı. Plancılar yönünde ağırlık kazanmaya başladı bir nebze. Yani en azından kuruma gelenler şehir plancısı var mı, bir şey danışmak istiyorum demeye başladı. Ama tabi o zorluklar hala devam ediyor. - Ne büyük mutluluk diyoruz artık arada bir bilen çıkıyor. - Peki sizi bu süreçte mücadele etmenizi sağlayan duygu neydi? Sadece mesleğe sahip çıkma değildir diye düşünüyorum. Kendinizi mücadele ederken nasıl konumlandırıyorsunuz? Valla zor bir soru. Aslında çok da mesleki açıdan tatmin edilmiş hissetmiyorum kendimi, meslek adına yapabileceğim daha fazla şeyler varken yapmadığımı düşünüyorum açıkçası. Bir ara mesela odada plan inceleme komisyonundaydım, 2011-2012-2013
şubemizden
- Siz ilk direnç ile karşılaşmışsınız ve bugün yaşanan zorluklar ile benzer gözükse de eminim çok daha şiddetli bir baskı unsuru oluşturmuştur.
9
10 SPO . bülteni . istanbul sube
yıllarında, o bir nebze mücadele ediyorum duygusunu yaşatıyordu. İçinde bulunduğunuz durumu bir mücadele olarak tanımlıyorsanız, her şeyi görüyorsunuz. Uygulamada olunca daha küçük detayları da fark ediyorsunuz ama daha fazlasını yapabilecekken, mesela şehir planlamayı ve önemini, henüz okul öncesi ve lise çağındaki, o aralıktaki çocuklara anlatabilmeyi çok isterdim. Yani, biz niye kentlerde yaşıyoruz? Niye kentlerde yaşamayı tercih ediyoruz? Bize ne sağlıyor? Yani onlara bunları düşündürüp kentte yaşama bilinci kente sahip çıkma bilinci. Belki ben de henüz bir kentlilik bilincine tam olarak sahip değilim. Çünkü çok küçük bir kentte büyüdüm. Ev ve iş ilişkim, hep 5 dk. yürüme mesafesi, şu anda da hemen arka taraftaki binada oturuyorum mesela. O aslında büyük bir metropolde yaşamaya alışkın olmamamdan kaynaklanıyor.
şubemizden
- Çok iyi anlıyorum sizi… Mesleki tatmini sağlayacağım başka şeyler yapmayı çok isterdim başta o. İkincisi doktora yapmayı istiyorum ama cesaret edemiyorum. Onun dışında aslında proje üretme… Mesela belediyede çalışırken de hep bir tarafım, kalkınma ajansının ne tür hibeleri var, AB’de şu an ne tür projeler yürüyorda. Belediyede yalnızca belediyenin sizden beklediği işi yaparsanız, dimağınız yavaş yavaş kapanmaya başlıyor. Çünkü rutin bir iş, yani yaptığınız işin içeriği değişse de yaptığınız işin kapsamı ve felsefesi değişmiyor aslında ve o felsefe bir süre sonra beyninizi nadasa bırakıyor. Hareketlenmesi için farklı kulvarlarda farklı şeyler yapmak gerekiyor. İşte AB’ye proje yazmak, Kalkınma ajansına proje yazmak, ekolojik planlamayı araştırmak, yarışma projelerine katılmak, belki üniversitede ders vermeye heves etmek. Keza plan inceleme komisyonuna katılmak. Bunları yapmak gerekiyor ki o dimağı sürekli hareketli kalsın ki, burada yaptığınız işe de bunu yansıtabilin. Mesela, ekolojik planlamayı araştırmıyorsanız belediyede yaptığınız planların plan notlarına asla yağmur suyunun dönüşümünü vs. yazmayı akıl edemezsiniz. Ama insan rutine çok kolay alışıyor. İşler o kadar yoğun ki fırsat yaratmak zor hakikatten, bütün gün nasıl geçiyor bilmiyorsunuz, ama aslında vakit var. Her gün yarım saat.. - Ama sanırım bunu bir şeyin parçası olma hali tetikliyor ve devamlılığını sağlıyor. Evet, bireysel çok gitmiyor gerçekten, onu bir alevlendirmek gerekiyor bir şeyle. Mesela benim yüksek lisansa gitmeyi tercih etmemin sebebi de bir bakıma oydu. Baktım 6-7 yıldır belediyedeyim. Gittikçe dimağım kapanıyor. Yüksek lisansta disiplinli bir şekilde literatür araştırıyorsunuz sonuçta. Şu an doktora hevesimde o yüzden. Şimdi açık öğretimde sosyoloji okumaya başladım. İyi kötü sınavdan önceki iki gün de olsa… bir şeyler kalıyor akılda… okuma tetikleyicisi oluyor. - Bende sosyoloji okuyorum. Kitapları genelde sınavları geçtikten sonra okuma fırsatım oluyor. Ama oradan iki cümle bile aklımda kalsa, kazanım olarak değerlendiriyorum. O önemli bir şey, hatta ders notları açıklandı, yalnızca bir dersten kalmışım. Böyle mi sosyolog olunuyor bu çok saçmaymış dedim. O da işin içler acısı kısmı.
SPO . bülteni . istanbul sube
- Çok rahat ilişkilenebildiğimiz bir alan belki onunda etkisi vardır. Tabi tabi onun da rahatlığı var. Dersler bire bir aynı olmasa da bir şekilde temas ediyor birbirine, örtüşüyor. Bir de plancı düşünce kapasitesi mi diyelim bir şekilde konuyu kavrama içgüdüsü var. - Günümüzde kent gündemi çok hızlı değişiyor. Birçok şey tartışılıyor, konuşuluyor ama insanı temel ihtiyacı merkeze alındığında sizce kentlerin en büyük problemi ne? Şu an bir sürü bileşen ile kentler şekilleniyor ama insanı odağa aldığımızda nasıl olurdu?
- Çok doğru ve şu an biz mesela askıya çıkan planların takibini yapıyoruz oda da ve o kadar çok ayrılmış sosyal donatı alanı plan değişikliği ile konu alanına dönüştürülüyor ki… Zaten
mekânsal
planla
stratejik
planın
entegrasyonunu
sağlayamıyorken
şubemizden
Bence kültür sanat faaliyetleri. Aslında çok önemsemediğimiz, hep fizik mekân olarak düşündüğümüz için kenti, özellikle kültür sanat faaliyetlerine yakın mesafede erişebilmek. Bunu Beylikdüzü’ne taşındığımda fark ettim. Şimdi Beylikdüzü reklamı olacak ama, yürüme mesafesinde kültürel ve sanatsal etkinliklere ulaşabilmenin insanda yarattığı sosyal tatmin, psikolojik tatmin aslında ulaşımda geçirdiği süreyi de rahat geçirmesini sağlıyor bence. Çünkü ruhumuzu doyuran bir şey ve buna kolay erişmek, bir de çocuğunuz varsa çocuğunuzun gittiği okulun yanında olmak da önemli tabi. Şu an ki hassasiyetlerimle kültür ve sanata erişim diyebilirim kentin temeli. Biz kenti sadece fizik mekân olarak algılıyoruz çoğu zaman ve fiziki planlama sürecinden bahsediyoruz. Aslında kentlerin sosyal açıdan planlamasını hep göz ardı ediyoruz, hep imarcı bakış açısıyla değerlendirdiğimiz için, sosyal planlamayı, sadece bölge planlamada tartışıyoruz. Bölge planlamada gerçekten çok güzel kararlar alıyoruz. Bölge planı ve çevre düzeni planlarında.. Muhteşem bir kent resmi çiziyoruz orada ama bunu alt ölçeğe yansıtma aşamasında, 1/5000 ölçekli planda tıkanıyor bir anda. 1/5000 planda artık bu sosyal, ekonomik politikaları, toplumsal politikaların hiç birini görmemeye başlıyorsunuz. Tamamen konut alanlarının yoğunluğu, ulaşım ilişkileri ve donatı alanlarının dağılımı başka hiçbir şey yok planda.. 1/1000 ölçekli imar planı da zaten hakikaten onun büyütülmüş resmi gibi algılandığı için, işte 300 kişi/hektara bu emsal, 400’e şu emsal diye düz mantıkla bir şey çıkarmaya çalışılıyor. Plan kararlarının sosyal açıdan, kültürel açıdan, insanların odaklar arası ilişkilerini kurgulama açısından herhangi bir söylediği şey yok. Bu yüzden de üst ölçekli planlarda alınan bütün kararlar bu ölçekte tıkanıyor. Örneğin, kadınların yerel ekonomiye kazandırılması konusu, bunu planladığımız bir alan yer almıyor, ya da net bir şekilde ifade edilmiyor. Stratejik plan yapılıyor mesela ama alt ölçekteki planlarla o ikisi arasındaki entegrasyonu görmüyoruz. Sosyal projelere önem vermeyen bir belediyeyse de aslında kentin, insanın o temel gereksinimi noktasından hareket ediyorsak eksik kalıyor. Temel gereksinimi parselindeki imar hakkı değil çünkü. Temel gereksinimi psikolojik ve sosyal açıdan kendini var edebilmek, kendini o kentin parçası hissetmek, ait hissetmek ve o kente sahiplenme duygusunu taşıması. Bunu yaparsa zaten parseline verilmiş imar hakkından mutlu olacaktır. Niye daha fazla vermediniz kalkabilir ortadan belki..
11
şubemizden
12 SPO . bülteni . istanbul sube
birde kent içindeki o kamusallığa belki de hizmet edecek olan alanları da kaybediyoruz. Peki, sizce bununla nasıl mücadele edebiliriz. Her ikisi içinde… Biraz bence değiştirmek gerekiyor artık. Planlarda bildiğimiz o klasik hiyerarşinin dışında yeni bir metot geliştirmek gerekiyor. İlçe ya da çalışılan alan bütününde, stratejik belgeler üretmek konusu hız kazanmalı. Alanı bir bütün olarak algılayan bir üst plan belgesi gibi, kent tasarım rehberleri gibi, belki vizyon planı gibi, belki başka bir şey. Yani şimdi evet bir şeyler yapılıyor ama ve evet bunun kesinlikle plancı olması gerekiyor. Ki mesela biz burada Beylikdüzü Belediyesi olarak çok şanslıyız çünkü şehir plancı olan bir belediye başkanımız var. Bu da çok önemli bir şey her halde bir ilki yaşıyoruz biz. Hani biraz daha kurumlar arası entegrasyon denen meselenin kurum içinde de çok iyi sağlanması lazım. Bürokrasinin, -herkesin söylediği şey yıllardır söyleniyor bir şekilde yapılamıyorbürokrasinin azaltılması, bürokrasi gerçekten ciddi bir engel. Bürokrasinin içinde olduğum için bunu gönül rahatlığı ile söyleyebiliyorum. Beş dakikada çözümlenebilecek bir konu olsa bile, bürokratik işlemle iki hafta boyunca sürünebiliyor. Yani oraya yazıyorum oradan cevap bekliyorum. aslında konunun neye varacağı belli, ama yapmak zorunda kaldığınız bir prosedür var,B bürokratik işlemlerden dolayı. Sonuçta, artık kente farklı bakış açılarının gelmesi lazım. Belki 5000 planları ve 1000 planları il ve ilçede çalışanların birlikte üretmesi lazım. O geri beslemenin olması lazım. O olmadığı zaman ciddi sıkıntı çıkıyor ve planın hazırlanması için beklenen sürelerin uzatılması lazım. Kısa sürelerde değil uzun sürelerde plan çalışmalarının yapılması ve bunun ciddi anlamda çalıştaylarla yapacak yöntemlerin geliştirilmesi lazım. Sonuçta şimdi biz planları çalışırken spekülatif sorunlar ortaya çıkmasın diye açmıyoruz kimseye. Yani orada aldığımız kritik kararların, verdiğimiz yapılaşma değerlerinin gözükmemesi gerekiyor ama hem bu gizliliği koruyarak hem de katılımı sağlayarak… Mesela koruma planlarında var çalıştay yasada. Koruma planı yaparken çalıştay yapmanız gerekiyor. Muhtarlarla, yaşayanlarla, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerle. Bunun sadece koruma planlarıyla değil aslında her tür ölçekteki planda ve her planda yapılıyor olması lazım. Yönetişim ayağı çok eksik kalıyor. O önemli bir nokta. Dediğim gibi belki bütün olarak algılayan bir planlama yaklaşımı. - O zaman ben size son sorumu soracağım. Bilmiyorum sizin eklemek istediğiniz bir şey varsa lütfen onu da konuşalım. Yeni mezun arkadaşlarımız var yada mesleğini istediği şekilde devam ettiremeyen arkadaşlarımız var. Ne önerirsiniz nasıl bir yol izlesinler kendilerini var edebilmek için? Evet bu biraz zor oldu biliyorum... Ellerinden gelenin en iyisini yapsınlar. Mesleğin icrası adına, mevcut çizilen sınırlar içinde kalmamak, o sınırları zorlamak gerekiyor. Sizden bir isteniyorsa üç vermek gerekiyor ki bir şeyler değişsin. Çünkü planlama, şehir planlama aslında yeni bir disiplin ülkemizde, ve aslında bu disiplinin kamu kurumlarında, sadece şehir plancısı eliyle var edilmesinin yasalaştığı tarih de 2006, daha çok yeni. O yüzden, kesin hatları belirlenmiş bir meslek alanımız var ve bunun içerisinde ancak bunu yapabiliyorum dememek gerekiyor. Biz genişletip, sınırlarını çizip olması gereken konuma oturtacağız. Başka uzmanlar değil. Bizim de zaten 2006’dan beri yapmaya çalıştığımız şey bu. Mesela plan raporunu belediyede olmazsa olmaz haline getirdik. Herkes bulunduğu yerde bir tık ileriye götürmek için ne gerekiyorsa yapacak ki bizim meslek alanı belki de bundan sonraki yıllar için gelecek
SPO . bülteni . istanbul sube
plancılar için belli bir yere oturmuş ve sınırı alanı doğru düzgün olması gereken gibi çizilmiş olacak. Bunu yapmak önemli bence. Yeni mezun bir plancının ya da genç plancıların en önemli misyonu, hangi yerde çalışırlarsa çalışsınlar ister kamu kurumu olsun ister özel sektör. Özel sektörde de patronun taleplerine sorgulamadan yapmak değil mesela, bu da çok karşılaşılan bir şey, kamuda da öyle başkanın taleplerini sorgulamadan yapmak eğilimi.. Aslında biz bu değiliz. biz şüpheciyiz. Özünde plancı şüpheci bakış açısına sahiptir. Plancıyı ve planlama alanını olması gereken yere oturmak bizim en önemli görevimiz. - Belki bir anda değişmeyecek bir şeyler ama küçük adımlarla ve herkesin mücadelesiyle zaten değişim mümkün olabilir. Ben çok teşekkür ederim. Çok keyifli bir sohbetti…
İTÜ KONUT UYGULAMA ARAŞTIRMA MERKEZİ DANIŞMA KURULU TOPLANTISI’NA KATILDIK
İstanbul Tarihi Alanlar Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu Danışma Kurulu Toplantısı’na Şubemizi temsilen Pelin Pınar Giritlioğlu katılım göstermiştir. Tarihi Alanların Korunması noktasında paydaş olarak görüldüğümüz tüm alanlarda meslek alanımızın gerekliliklerini
İTÜ Konut Uygulama Araştırma Merkezi Prof. Dr. Funda Yirmibeşoğlu’nun görevlendirilmesi ile uygulamalarına devam ediyor. Araştırma Merkezi’nin gelecek dönem çalışmalarının değerlendirilmesine yönelik olarak Danışma Kurulu Toplantısı gerçekleştirilmiş olup, Şubemizi temsilen Elif Örnek katılım göstermiştir.
yerine
getirmeye
devam
edeceğiz.
İSTANBUL BULUŞMALARI DÜZENLEME KURULU DEĞERLENDİRME TOPLANTI’SI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Bu yıl 13.’sü düzenlenen İstanbul Buluşmaları’nın teması Kamusallık Aşınırken İstanbul’da Gündelik Hayat’tı ve bir önceki bültenimizde sizlerle etkinliğe yönelik detayları paylaşmıştık. Öncelikle kısa süre sonra Şubemizin Youtube kanalından etkinliğin videolarına erişebileceğinizin haberini sizler ile paylaşmak isteriz. Video dökümlerinin yanı sıra etkinlik sunuşlarının dökümleride süreç içerisinde sizler ile buluşak. Oldukça keyifli ve verimli geçen 13. İstanbul Buluşmaları’nın ardından Düzenleme Kurulu Üyesi olan İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümleri’ni temsilen
şubemizden
İSTANBUL TARİHİ ALANLAR BAŞKANLIĞI DANIŞMA KURULU TOPLANTISI’NA KATILDIK
13
14 SPO . bülteni . istanbul sube
bölüm başkanlarının katılımı ile Düzenleme Kurulu Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi. Bu toplantıda 2019 İstanbul Buluşmaları’nın değerlendirilmesinin yapılmasının yanı sıra 2020 İstanbul Buluşmaları için izlenecek yolda tariflenmiş oldu.
şubemizden
l
KAMU POLİTİKALARINDA YUTTAŞIN SÖZÜ PROJESİ ÇALIŞMA TOPLANTISI’NA KATILDIK Kamu Politikalarında Yurttaşın Sözü Projesi Çalışma Toplantısı’na Şubemizi temsilen Elif Örnek katılım göstermiştir. Bir sonraki toplantı Ankara’da gerçekleşecektir.
KADIKÖY STRATEJİK PLANI HAZIRLIK TOPLANTISI’NA KATILDIK Kadıköy Stratejik Planı Hazırlık Toplantısı’na Şubemizi temsilen Necati Caner Altay katılım göstermiş olup, yerel yönetimlerin meslek odamızı paydaş olarak davet ettiği platformlarda dayanışmamız devam edecektir.
OHAL KHKLARIYLA İHRAÇ EDİLEN MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARININ SORUNLARI İSTANBUL YEREL ÇALIŞTAYI’NA MESLEKTAŞLARIMIZ İLE BİRLİKTE KATILDIK OHAL KHK’larıyla ihraç edilen meslektaşlarımız yaşadıkları ihtaç sürecinin ardından pek çok sosyal ve ekonomik zorluk ile mücade etmek zorunda kalmışlardır. TMMOB çatısı altında ihraç edilen meslektaşlarımız ile dayanışma ağlarını kurmak adına çalıştay gerçekleştirilmiş olup Şubemizi temsilen Akif Burak Atlar katılım göstermiştir.
SPO . bülteni . istanbul sube
KENT KONSEYİ TOPLANTILARI’NA KATILDIK
YTÜ MEZUNİYET TÖRENİ’NE KATILDIK
Yerel seçimlerin ardından, yerel yönetimler kent konseylerini oluşturmaya başladı. Temsilcilerimizi sizler ile paylaşmak ve kendilerine teşekkür etmek isteriz.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin daveti üzerine mesleğe yeni atılan şehir planlama bölümü mezunlarının törenlerine katılarak meslek hayatlarında başarılar diledik.Mezun arkadaşlarımızı birlikte emek etmek için odamızda görmekten mutluluk duyacağız.
Kent konseylerinde meslek odamızın ilkeleri doğrultusuna dayanışmaya devam edeceğiz.
YTÜ AKREDİTASYON ÇALIŞMALARI DANIŞMA KURULU TOPLANTISI’NA KATILDIK Yıldız Teknik Üniversitesi’nin akreditasyon için düzenlemiş oldukları Danışma Kurulu Toplantısı’na Şubemizi temsilen Oktay Kargül katılım göstermiştir.
ŞEHİR PLANCILARI ODASI 8. YAZ KAMPI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Şubemizin gündemi ile ilgili paylaşımlara 8. Yaz Eğitim Kampı ile devam ediyoruz. Artık gelenekselleşmiş olan yaz eğitim kampı bu sene İzmirSelçük’ta Pamucak Kamp alanında gerçekleştirildi.
İSTANBUL’UN YERALTI KÜLTÜR ENVANTERİ GEZİSİ DÜZENLENDİ
şubemizden
1. Beşiktaş Kent Konseyi, Başak İncekaya 2. Kadıköy Kent Konseyi, Ahmet Kıvanç Kutluca 3. Şişli Kent Konseyi, Oktay Kargül 4. Avcılar Kent Konseyi, Oktay Kargül, 5. Adalar Kent Konseyi, Semih Ertürk 6. Beyoğlu Kent Konseyi, Feyza Tolga 7. Çatalca Kent Konseyi, Vildan Kaya
15
16 SPO . bülteni . istanbul sube
Farklı coğrafyalardan , farklı okullardan, farklı ekollerden gelen meslektaş adaylarımız ile yedi gün boyunca farklı uzmanlık alanlarına yönelik etkinlikler ile biraraya geldik.
şubemizden
Oturumlar, atölyeler ve teknik geziler ile zenginleştirilen programda, etikten tarıma korumadan müştereklere kadar pek çok konudadayanışmanın içinden insanlar ile sohbet etmek ve deneyim paylaşımının sağlandığı yaz kampı Odamızın gelenekselleşmiş etkinliği olarak önümüzdeki senelerde daha da aktif olarak devam edecektir.
SPO . bülteni . istanbul sube
Kampımıza yöneticilere ile
maddi ve ve atölyeler,
biraraya
gelen
tüm
manevi desteklerini esirgemeyen yerel oturumlar ve gezilerde meslektaşlarımız katılımcılarımıza
çok
teşekkür
ederiz.
İSTANBUL’UN YERALTI KÜLTÜR ENVANTERİ GEZİSİ DÜZENLENDİ Üniversitelerin tatil olması ile birlikte meslektaşlarımız ile biraraya gelebileceğimiz etkinlikler düzenlemeya başladık. Bu etkinliklerden ilki İstanbul’un çok katmanlı kentsel geilimine şahit olacağımız yeraltı kültür envanteri gezisi oldu.
17
şubemizden
18 SPO . bülteni . istanbul sube
şubemizden
Rehberimiz Ece Duluk’un yönettiği gezimiz Ayasofya’dan başladı ve son dönemin en popüler müzelerinden olan Şerifiye Sarnıcı’nda son buldu.
Keyifli olmasının yanı sıra oldukça bilgilendirici bir etkinliğe dönüşmüş olan gezimize katılımlarından dolayı değerli meslektaşlarımıza ve bilgi aktarımı için sevgili rehberimiz Ece Duluk’a çok teşekkür ederiz. Ayrıca etkinlik organizasyonu ile ilgilenen Yönetim Kurulu Üyemiz Şule Tekkol’a çok teşekkür ederiz.
SPO . bülteni . istanbul sube
Bu başlangıçtı... Şubemiz webadreslerini takip gelme fırsatı edineceğimiz etkinliklerimiz yaz
etmenizi boyunca
öneririz. devam
Biraraya edecek.
şubemizden
DAVA VE İTİRAZLARIMIZIN SONUÇLARI İtiraz ve davalarımızın takibini yapmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz Mart, Nisan ve Mayıs Aylarında açmış olduğumuz davalar ve itirazlarımız ile iligili süreç şu şekilde gelişti: - DAVALARIMIZIN BİLİRKİŞİ KEŞİFLERİ: 1. Avcılar Firuzköy İstanbul Üniversitesi Parseli Bilirkişi Keşfi Dava gerekçesi: İstanbul İli, Avcılar İlçesi, Firuzköy Mahallesi, 4434, 4435, 5955 ve 6339 (eski 5951 parselden ifraz) parsel no.lu toplamda yaklaşık 200 h.’lık yüzölçümüne sahip planlama alanının doğusunda ve güneyinde 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı, batısında 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı yer almakta olup, dolayısıyla 4434, 4435, 5955, 6339 parseller I. ve III. Derece Arkeolojik Sit alanları arasında kalmaktadır. Planlama alanının mülkiyeti İstanbul Üniversitesi’ne ait olup, söz konusu imar planı değişikliği 4443, 4435, 5955 ve 6339 sayılı parsellerde yapılacak konutlardan elde edilen gelirle İstanbul Üniversitesi’nin yapı stoğunun yenilenmesi gerekçesiyle İstanbul Üniversitesi ve TOKİ arasında 09.01.2014 tarihinde imzalanan protokol kapsamında hazırlanmıştır. 4434, 4435, 5955 ve 6339 sayılı parseller İstanbul Üniversitesi mülkiyetinde iken İstanbul Üniversitesi ile TOKİ arasında imzalanan protokole göre TOKİ’ye devredilmiş olup, kamu mülkiyetindedir.
19
20 SPO . bülteni . istanbul sube
Söz konusu parsellerin, İstanbul I Numaralı KTVK Kurulunun 08.07.2010 tarih ve 3100828 kararıyla arkeolojik sit derecesi I den III’e düşürülmüş ve söz konusu parseller, 09.12.2010 tarih ve 1362 sayılı kararla da arkeolojik sit kapsamından çıkarılmıştır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nün 30.11.2015 tarih ve 3417 sayılı yazısı ile 4434, 4435, 5951, 5955 parsellerinde sit kapsamından çıkarılma kararının yeniden gözden geçirilmesi ve aynı zamanda Küçükçekmece Göl Havzası Bathonea Kazıları Başkanlığının bu parsellerin ören yeri ve kent parkı olarak Koruma Amaçlı İmar Planlarında değerlendirilmesi için ilgili kurula başvurulmuştur. Başvuru neticesinde; 21.01.2016 tarih ve 1676 sayılı kararı ile 4434, 5951, 5955 sayılı parseller için 14.05.2015 tarih ve 1368 sayılı kararın geçerli olduğu, 4435 parsel içerisinde ortaya çıkarılan kalıntılar I. grup eser olarak tescil edilmiş koruma alanı vaziyet planında işli olduğu şekli ile 100m x 100m olarak belirlendiği görülmüştür. Ancak tüm bu kararlara rağmen genel bir karar olan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 19.04.1996 tarih ve 420 sayılı İlke Kararında; “Daha önceden sit sınırları içindeyken sit sınırları dışına çıkarılmış” ve Sit bölgeleri arasında kalmış sitleri doğrudan etkileyen alanların Fiziki planlama ve koruma sorunlarının çözümünü sağlamak amacıyla planlama sırasında “Etkileme Geçiş Alanı” olarak planlama sınırları içerisinde alınması” denilmektedir. Bu nedenle plana konu olan alanın çevresi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği görülmektedir. 2. Beykoz Mahmut Şevket Paşa Bilirkişi Keşfi
kent gündemi şubemizden
Dava gerekçesi: Mevcut durumda imar planları bulunmayan III. ve II. Derece Doğal Sit Alanı, Beykoz İlçesi, Mahmut Şevket Paşa Mahallesi, 4 pafta 324, 325, 326, 327, 328, 329, 330, 331, 332, 333, 334, 335, 341, 342 sayılı parseller ve 4 pafta, 134 ada, 10 parsel sınırları içindeki alan dava konusu 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı ile kısmen “Özel Eğitim Alanı” ve kısmen “Yol Alanı” olarak belirlenmiştir. Dava konusu koruma amaçlı imar planının gerektirdiği şekilde hazırlanmamış, doğal sit alanının bütünlüğü bozularak plan kararı alınmış ve doğal sit alanının korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayacak önlemler belirlenmemiştir. Koruma Amaçlı İmar Planları 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca hazırlanan nazım ve uygulama imar planıdır. 2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 3. Maddesi a fıkrası 13. Bendinde doğal sit alanı “jeolojik devirlere ait olup, ender bulunmaları nedeniyle olağanüstü özelliklere sahip yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlar” olarak tanımlanmıştır. Dava konusu plan kapsamındaki alan İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15.11.1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile ilan edilen İstanbul Kuzey Kesimi Karadeniz Kuşağı Doğal Sit Alanı içerisinde yer almaktadır. Aynı K.T.V.K.K.’nın 05.06.1996 tarih 8284 sayılı kararı ile onaylanan 1/25.000 ölçekli Sit Derecelendirme Haritasında çalışma alanının büyük bir kısmı 3. derece doğal sit alanında, bir kısmı da 2. derece doğal sit alanında kalmaktadır. İstanbul 2 Nolu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunun 30.12.2015 tarih ve 02/756 sayılı kararı ile planlama alanına ait, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli sit derecelendirme aktarım paftaları uygun bulunmuştur. Bu karara göre 324 parselin bir kısmı 2.derece doğal sit alanında, diğer parseller ise 3.derece doğal sit alanında kalmaktadır.
SPO . bülteni . istanbul sube
3. İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Yat Limanı Bilirkişi Keşfi Dava gerekçesi: İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, Kazlıçeşme Mahallesinde bulunan 774-754-755-756 ve 757 adaları önüne isabet eden mevcut dolgu ve ilave dolgu alanında yer alan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Yat Limanı Nazım ve Uygulama İmar Planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 21.05.2018 tarihinde askıya çıkarılarak 19.06.2018 tarihinde askıdan indirilmiştir. Söz konusu alana ilişkin daha önce T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından aynı içerikte plan çalışmaları yapılmış olup tarafımızca dava konusu edilmiştir.
- DAVALARIMIZIN KARARLARI : 1. 1/5000 Ölçekli Haydarpaşa Garı ile Kadıköy Meydanı ve Çevresi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı (Haydarpaşa Kadıköy) iptali istemli davada KISMEN KABUL KISMEN RED KARAR verilmiştir. 2. İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Zuhuratbaba Mahallesi, 251 ada 14,17,28 ve 33 parseller ile 468 ada 1 parsele ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği (Bakırköy RSH Hastanesi) davasında İPTAL KARARI verilmiştir. 3. İstanbul İli, Çekmeköy İlçesi Taşdelen Mahallesi, 461Parsele İlişkin 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğİ (Çekmeköy Taşdelen) davasında YD KABUL KARARI verilmiştir. 4. Beşiktaş İlçesi, Dolmabahçe - Levazım - Baltalimanı - Ayazağa Tünelleri Projesi’ne ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli 13.05.2016 tasdik tarihli Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planı (Beşiktaş Tünel) davasında RED KARARI verilmiştir. 5. İstanbul ili, Beykoz İlçesi, Mahmut Şevket Paşa Mahallesi, 4 pafta 324, 325, 326, 327, 328, 329, 330, 331, 332, 333, 334, 335, 341, 342 sayılı parseller ve 4 pafta, 134 ada, 10 parsele ait 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı (Beykoz Mahmut Şevket Paşa) davasında BİLİRKİŞİ RAPORU ve YD RED KARARI verilmiştir. 6. Göztepe Ataşehir Ümraniye Metro Hattı Projesine ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama
kent gündemi şubemizden
Söz konusu alana ilişkin daha önce yapılan ve tarafımızca dava konusu edilen 09.07.2007 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Deniz Turizmi Tesisleri Nazım İmar Planına ilişkin Danıştay 6. Dairesi tarafından 2007/8169 E. Sayılı davada alınan bilirkişi raporuyla belirtildiği gibi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 6/c maddesinde tanımlanan ve davaya konu alana getirilen Kruvaziyer Liman fonksiyonu; bölgeye ve bölgenin barındırdığı değerleri olumsuz olarak etkileyecek, imar mevzuatımıza aykırı kullanımları gündeme getirecek, kıyı boyunca uzanan yeşil alan bütünlüğünü bozacak, kıyı gerisinde yer alması gereken fonksiyonları kıyı alanında tanımlayarak bölgenin altyapı ve ulaşımını sekteye uğratarak Tarihi Yarımada ve Kara Surlarının komşusu olan bölgeyi olumsuz şekilde etkileyecektir.
21
22 SPO . bülteni . istanbul sube
imar planı değişik*liği ile dayanağı 12.12.2015 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planının 60. Yıl Göztepe Parkı içinde yer alan istasyon sahası ve yerüstü yapı alanına ilişkin kısmının iptali davasında (Göztepe Parkı Metro Çıkışı) İSTİNAF RED kararı verilmiştir. 7. Beşiktaş - Sarıyer İlçeleri, Dolmabahçe - Levazım - Baltalimanı - Ayazağa Tünelleri Projesi’ne ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Nazım ve Uygulama İmar Planı Değişikliği – Beşiktaş, Dolmabahçe – Levazım Tünelleri Projesi ve Sarıyer, Dolmabahçe – Ayazağa Tünelleri Projesi (Beşiktaş-Sarıyer Tünel 2. Dava) davasında RED KARARI kararı verilmiştir. 8. Bayrampaşa İlçesi, Sağmalcılar Mevkii, Kentsel Dönüşüm Amaçlı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı (Bayrampaşa Cezaevi 5. Dava) davasında RED KARARINA İSTİNADEN YAPTIĞIMIZ İSTİNAF BAŞVURUSUNDAN LEHİMİZE İPTAL KARARI verilmiştir.
GAZİOSMANPAŞA İLÇESİ SARIGÖL MAHALLESİ 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANINA İTİRAZ ETTİK
kent gündemi şubemizden
“İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi Sarıgöl Mahallesi, 427, 1511, 1542, 10768 Adalar ve Tescil Harici Alanlara İlişkin 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı ve Plan Açıklama Raporu’” 6306 sayılı kanunun 6. Maddesi uyarınca 07.05.2019 tarihinden itibaren 30 gün süre ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Ek Hizmet Binası ilan panosu ve internet sitesinde askıya çıkarıldı. Askıya çıkarılan söz konusu planlara Şubemizce itiraz edildi. Gaziosmanpaşa ilçesinin yaşamakta olduğu imar sorunlarını çözebilmek için 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında 13.04.2015 tarih ve 2015/7602 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına İstinaden 10.05.2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak Sarıgöl-Yenidoğan Mahalleleri içerisindeki 33,17 hektarlık alan riskli alan ilan edilmiştir. Ancak bu alanın riskli alan statüsü İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin 2018/289 nolu kararı ile “Danıştay tarafından riskli alan kararının iptal edilmesi” gerekçesi ile iptal edilmiştir. Plan raporunda alanın planlama geçmişi yer almakta olup, bu tarihsel gelişim çok net şekilde şu gerçeği gözler önüne sermektedir. Bu alan risk unsurlarından ziyade alandaki gecekondu ve yapsatçı uygulamalara karşı hisseli mülkiyetleri gözeten ranta dayalı bir dönüşüm projesini amaçlamaktadır. Söz konusu plana itirazlarımızı genel olarak toparlamak gerekirse, uydu görüntülerinden de takip edilebileceği üzere planlama alanının çevresi oldukça yoğun yapılaşma alanı ile çevrelenmiş durumdadır. İtiraza konu olan alan kent bütünü için, Gaziosmanpaşa için ek nüfus ön görürken bu nüfus için gerekli donatıları karşılamamaktadır. Yukarıdaki hususlar çerçevesinde kamu yararı, ve imar mevzuatına aykırı olan “İstanbul Mahallesi, 427, 1511, 1542, 10768 Adalar ve Ölçekli Uygulama İmar Planı ve Plan Açıklama
şehircilik ilkeleri, planlama esasları İli, Gaziosmanpaşa İlçesi Sarıgöl Tescil Harici Alanlara İlişkin 1/1000 Raporu’”na Şubemizce itiraz edildi.
SPO . bülteni . istanbul sube
YENİ ÜYELERİMİZ
Esin Yılmaz (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2019) Şiba Tek (Gazi Üniversitesi, 2018) Gülşah Karaca (Erciyes Üniversitesi, 2015) Elif Keskin (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2019) kent gündemi şubemizden duyurular
Meslektaşlarımızı tebrik eder, meslek hayatlarında başarılar dileriz.
23
HAZÄ°RAN - TEMMUZ /2019