sayı 28
.
bülten
.
.
TMMOB Sehir Plancıları Odası Istanbul Subesi
İstanbul Kent Almanağı 2016 Yayımlandı Özel Sen Jorj Avusturya Hastanesi İle İmtiyaz Sözleşmesi İmzalandı Meslektaş Ziyareti: Duygu Ağar Kent Mülteciliği ve Planlama Açısından Yerel Sorumluluklar Değerlendirme Raporu Bir Bypass Ameliyatı Olarak Avrasya Tüneli
EYLÜL
/
2017
Kapak: İstanbul Kent Almanağı 2016 TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Adres: Cihannüma Mah. Akdoğan Sk. Başar Apt. No: 30 D:6-7 Beşiktaş/İstanbul Telefon: 0212 275 43 67 - 0212 288 99 60 Faks: 0212 272 91 19 e-posta: spoist@spoist.org.tr - spoistanbul@spo.org.tr Web adresi: www.spoist.org.tr - www.spo.org.tr
şubemizden kimya mühendisleri odası yönetim kurulu’nun yanındayız........5 meslektaş ziyaretleri: duygu ağar röportajı........8
adalar ilçesi 1/1000 ölçekli kauip katılım toplantısı......11
özel sen jorj avusturya hastanesi ile imtiyaz sözleşmesi imzalandı......11
gayrimenkul sektöründe çalişan şehir plancıları komisyonu toplantısı......11 validebağ çalıştayı gerçekleştirildi......12
istanbul kent almanağı 2016 yayımlandı......13
kent mülteciliği ve planlama açısından yerel sorumluluklar raporu......15
kent gündemi beykoz ilçesi, mahmut şevket paşa mahallesi’ndeki imar planları yargıda......17 eyüp ilçesi silahtarağa mahallesi’ndeki imar planı değişiklikleri......18
bakırköy ilçesi, şenlikköy mahallesi’ndeki imar planı değişikliği......18 sarıyer ilçesi, armutlu sınırları içerisindeki imar planı değişikliği......19
duyurular bilgisayar destekli tasarım programları eğitimleri......20 kahvaltılı üye buluşmasına davet......22 yeni üyelerimiz......23
sizden gelenler bir bypass ameliyatı olarak avrasya tüneli......24
4 SPO . bülteni . istanbul sube
Şubemizin Ağustos & Eylül ayı bülteniyle siz değerli meslektaşlarımızı selamlıyoruz. *** XIV. çalışma döneminin sonuna yaklaşırken çalışma programımızda yer alan hedefler doğrultusunda etkinliklerimizi ve yayınlarımızı sürdürüyoruz. İstanbul Kent Almanağı 2016’yı geçtiğimiz ay üyelerimizle ve kamuoyuyla paylaşmıştık. Hemen ardından Şubemiz bünyesinde kurulan Kent Mültecileri Çalışma Grubu’nun hazırladığı “Kent Mülteciliği ve Planlama Açısından Yerel Sorumluluklar Değerlendirme Raporu: Suriyeli Yeni Komşularımız, İstanbul Örneği” başlıklı raporu da yayınlamış bulunuyoruz. Her iki yayına online olarak web sitemizden erişebileceğiniz gibi baskısını da Şubemizden ücretsiz olarak temin edebilirsiniz. İstanbul Kent Almanağı 2017’yi de önümüzdeki ocak ayında sizlerle paylaşmak üzere çalışmalarımız devam ediyor. *** TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından bu yıl 1-3 Aralık 2017 tarihlerinde dördüncü kez gerçekleştirilecek İstanbul Kent Sempozyumu kapsamında bir dizi etkinlik gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz günlerde Kent Sempozyumuna Doğru başlığı altında Validebağ konulu bir çalıştay gerçekleştirildi. Bu kapsamda Kasım ayında ise Beyoğlu konulu bir çalıştay gerçekleştirilecek. Sempozyum programı ise önümüzdeki günlerde ilan edilecek. *** 2015 yılından beri her yıl Ekim ayında gerçekleştirmeye başladığımız kahvaltı buluşmalarımıza bu yıl da devam ediyoruz. 15 Ekim 2017 Pazar günü Maçka Fua Cafe’deki kahvaltılı buluşmamıza tüm üyelerimizi aileleri ile birlikte bekliyoruz. *** Bültenimizde her ay yer verdiğimiz üye röportajlarında bu ay Şubemiz X. Dönem yönetim kurulu üyesi Duygu Ağar ile gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbet sizleri bekliyor. Sizden gelenler bölümünde ise Şube eski başkanımız Erhan Demirdizen’e ait Bir Bypass Ameliyatı Olarak Avrasya Tüneli başlıklı yazıyı okuyabilirsiniz. Bültenimizin sizden gelen içeriklerle zenginleştiğini ve katkılarınızı beklediğimizi bir kez daha dikkatinize sunuyoruz. . *** Acılardan uzak, bol güneşli günler dileriz. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
SPO . bülteni . istanbul sube
KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU’NUN YANINDAYIZ! DARBE HUKUKUNA, ANAYASA İHLALİNE VE HUKUK DIŞI KARARLARA DİRENECEĞİZ! 27.09.2017 Önceki gün, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı`nın Kimya Mühendisleri Odamızın Yönetim Kurulu`nun görevden alınması istemi üzerine açtığı davada Odamız Yönetim kurulunun görevden alınması kararı verilmiştir. Öncelikle, Anayasa`nın 135. Maddesi`ne aykırı olan bu hukuk dışı kararı protesto ediyor ve kınadığımızı belirtmek istiyoruz. Kamuoyunca bilindiği üzere, Birliğimiz TMMOB ve Odalarımız, neoliberal dönüşüm programları çerçevesinde; tarih, kültür, doğa, kent, kır, enerji, maden, tarım, gıda rantları önünde engel oluşturması, sanayisizleştirme süreci ve özelleştirme talanına dur demesinden ötürü uzunca bir süredir iktidarın hedefindedir. Yine kamuoyunca bilindiği üzere siyasi iktidar, Odalarımızın, Anayasal dayanağı bulunan kamusal hizmet ve kamusal denetim fonksiyonları ile özerk demokratik ve kamu tüzel kişiliği yapısını ortadan kaldırma, önemli bazı yetkilerini yok etme ve TMMOB Yasası`nı değiştirme çabası içerisindedir. TMMOB ve bağlı Odalarını “nasıl etkisizleştiririz” diye düşünen iktidar, 2011 yılındaki KHK düzenlemelerinin ardından, 2013 yılında, 1983`ten itibaren hiçbir iktidar tarafından işletilmeyen antidemokratik bir hükmü; 12 Eylül dönemindeki bir KHK düzenlemesini bulup işletmeye yönelmiştir. 2014 yılından itibaren bu yönde girişimlerde bulunulmuş, TMMOB ve bağlı Odalarının “idari ve mali denetimine” yönelik Bakanlar Kurulu kararları alınarak tebliğler çıkarılmıştır. 2016 yılı Şubat ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kimya Mühendisleri Odası`nı idari ve mali yönden inceleme kararı almış; 1 Kasım 2016 tarihinde de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, on bir Odamızı idari ve mali denetime tabi tutma girişimini başlatmıştır. 16 Nisan 2016 tarihinde yapılan Kimya Mühendisleri Odası Genel Kurulu, Anayasa`da belirtildiği gibi bir kanun düzenlemesi olmadığı için Bakanlığa hukuka aykırı bir inceleme yaptırılmaması kararı almış; Bakanlık müfettişlerine istedikleri belgelerin web sitesinde olduğu bildirilmiştir. Ancak Bakanlık, Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu`nun görevden alınması için yargıya başvurmuştur. Diğer Odalarımızın da Kimya Mühendisleri Odası`nın kararına benzer ortak bir tutum izlediğini bu arada belirtmek isteriz. Diğer yandan, askeri vesayeti ortadan kaldırmakla övünen bir iktidarın, bu ülkenin mühendis, mimar, şehir plancılarının örgütleri üzerinde 12 Eylül askeri cuntası döneminin bir düzenlemesini aradan geçen 30 yıldan sonra devreye sokarak Odalarımız üzerinde hiyerarşik bir vesayet ilişkisi tesis etmeye çalışması, gerçeklikte darbe hukukunu benimsediğini göstermektedir. İktidarın 12 Eylülcüleri aratmayan otoriter bir yaklaşıma sahip olduğu bu vesileyle de görülmüştür.
5
6 SPO . bülteni . istanbul sube Yine belirtmek isteriz; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları bakımından, Anayasa`da belirtilen idari ve mali denetimin hangi konularda, hangi merci tarafından ve ne şekilde gerçekleştirileceğinin bir kanun ile somut ve açık bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak Anayasa`nın bizleri ve bizim gibi meslek örgütlerini kapsayan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları üzerine olan 135. Maddesinde, “Bu meslek kuruluşları üzerinde Devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir” hükmüne rağmen bu yönde bir kanun düzenlemesi bulunmamaktadır. TMMOB Yasası ya da başka herhangi bir kanunda bu yönde bir hüküm bulunmamasına karşın iktidar bürokrasisi, Odalarımız ve TMMOB`yi siyasi iktidarın hiyerarşik denetimi ve vesayeti altına sokmaya çalışmaktadır. Anayasa`nın 135. maddesiyle verilmiş görev, yetki ve sorumlulukları içeren mevzuatın hazırlanması, geliştirilmesi ve uygulanmasının sağlanması, Anayasa hükümleri gereği ilgili meslek odalarına aittir ve ortada 6235 sayılı TMMOB Yasası ile yönetmelikleri de bulunmaktadır. Tekrar belirtmek isteriz; hem Bakanlıkların Odalarımızı denetlemeye yönelik talebi, hem de mahkemenin önceki gün verdiği karar, Anayasa`nın 135. Maddesi`ne aykırıdır. Mahkeme, Anayasaya aykırı bir karar almıştır. TMMOB ve bağlı Odalar, 6235 sayılı TMMOB Yasası ile kurulmuş kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olmalarından dolayı, iş ve işlemlerini, ilgili yasa ve yönetmelikler kapsamında gerçekleştirirler. Birliğimizin ve Odalarımızın tüm faaliyetleri, TMMOB Yasası, Yönetmelikleri ve ayrıca bağlı Odaların kendi yönetmeliklerine tabidir. Odalarımızın faaliyetlerinin yasa ve yönetmeliklere uygunluğu, genel kurullarımızda seçilen denetleme kurulları tarafından düzenli olarak yapılmaktadır. 1954 yılından bu yana hiçbir Odamızın denetleme raporlarında hiçbir olumsuzluk görülmediğini de belirtmek isteriz. Dahası, Odalarımızın tüm idari ve mali faaliyetleri, internet siteleri ve diğer yayınlarla hem üyelerimize hem de tüm kamuoyuna açık biçimde duyurulmaktadır. Kimya Mühendisleri Odamızın Yönetim Kurulu, söz konusu hukuk dışı mahkeme kararı üzerine, görev başında olduklarını ve Oda Yönetim Kurulu seçimlerinin olağan şekilde 2018 yılı Nisan ayında yapılacağını açıklamıştır. Kimya Mühendisleri Odamızın, TMMOB`nin ve bağlı Odaların özerk demokratik yapısını ortadan kaldırmak, baskı altına alarak susturmak isteyen iktidar politikalarına ve darbe hukukuna karşı, biz TMMOB`ye bağlı bütün Odalar olarak, Kimya Mühendisleri Odası ve TMMOB ile tam bir dayanışma içinde olduğumuzu kamuoyuna duyururuz. Ülkemize, halkımıza, mesleklerimize, meslek örgütlerimize ve birliğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Yaşasın TMMOB örgütlülüğü. Yaşasın haklı mücadelemiz. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve yirmi dört meslek odası tarafından imzalanmıştır.
SPO . bülteni . istanbul sube
MESLEKTAŞ ZİYARETLERİ DUYGU AĞAR İSKİ Genel Müdürlüğü Hangi okuldan, kaç yılında mezun oldunuz? 2006 yılında İTÜ’den mezun oldum. Çalışma hayatınız hakkında kısa bir özgeçmiş anlatır mısınız? Mezun olmadan önce Odada, İstanbul Şubesi’nde çalışmaya başladım. Yaklaşık 1 buçuk yıl orada çalıştım, sonra 2008 yılı Mayıs ayında İSKİ’ye geçtim. Arada 10 ay kadar işsiz olduğum bir dönem var. Çalıştığınız dönemde Odada ne gibi çalışmalar yürütmüştünüz? Şube Sekreter yardımcısı pozisyonunda çalışıyordum. Mesleki denetim, toplantı ve etkinlik düzenlemeleri, yayına hazırlık işleri, afiş vs. Şu an ilgilendiğiniz projeler nelerdir? İmar mevzuatına göre imar planlarının hazırlanması aşamasında İSKİ kurum görüşünün alınması gerekiyor. Bu kapsamda altyapı görüşü ve havza görüşü hazırlıyoruz, İSKİ’nin kendi tesislerinin plan ve plan tadilatı çalışmalarını yürütüyoruz. Kurumdaki birimimde on plancıyız. Meslek yaşamınızda karşılaştığınız zorluklar nelerdir? Odada çalışırken çok aktif bir iş hayatım vardı aslında. Plan çizmiyordum tabi ama planlamanın diğer her yönüyle ilgileniyorduk açıkçası. Hem teoriyle içli dışlıydık, hem Mesleki Denetim Uygulaması, askıdaki planların incelenmesi görevleriyle pratiği öğreniyorduk. İSKİ’ye geçtikten sonra bir dönem Şubemizde Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım; o dönemim de aktif geçmiş oldu ama o dönem bittikten sonra tamamen uzaklaşmaya başladım. Benim açımdan zorluk ve sakinlik 2010’dan sonra başladı çünkü kurumdaki iş önceki işime göre rutindi; elimde bir veri tabanı vardı ve veri tabanından hareketle yapılacak işlerin oluruna olmazına karar vermeye çalışıyorduk sadece. Mesleki bir tatmin yaşayabildiğimi söyleyemem, en büyük zorluk oydu. Tabii maalesef insanoğlu o duruma alışıyor. Bir taraftan da Yüksek Lisansınızı yaptınız, bildiğim kadarıyla. Evet, tezimi yazıyorum. Derelerin kent içindeki kullanımını afet durumuyla ilişkilendirip ya da kentsel tasarımla birlikte değerlendirip bir çalışma ortaya çıkarmayı hedefliyorum. Yurtdışında akarsuların, derelerin şehir içinde kullanımıyla ilgili çok güzel örnekler var. Gün geçtikçe afetlerin de yıkıcı etkilerini daha fazla görmeye başladıkça daha da önem vermemiz gereken bir konu aslında bu. Fakat İstanbul’da yeterince önemsenmiyor. Onunla ilgili bir değerlendirme yapacağım.
7
8 SPO . bülteni . istanbul sube Kamu kurumunda çalışıyorsunuz, ülkemizdeki planlarda kamu yararının yeterli ölçüde sağlanabildiğini düşünüyor musunuz? Ülkemizde kamu yararına çok az dikkat edildiğini düşünüyorum. Çünkü bizde plan kararları sadece yatırım olarak düşünülüyor. Geri dönüşü düşünülmüyor. İnşaat sektörüne ne kadar hızlı katkısı olacak şeklinde düşünülüyor. Yani hepimiz görüyoruz, buraya gelirkenki trafiğin sebebi altyapı yetersizliği. Sadece imar haklarının arttırılması, her yere aynı şekilde yüksek imar tanınmasıyla bu iş çözülmüyor. Bunun altyapısı var, atık suyunun toplanması ve arıtılması var, içme suyunun sağlanabilmesi var keza biliyorsunuz İstanbul’a İstanbul’un dışından su getiriliyor artık. Melen havzası su havzası ilan edildi yaklaşık on senedir. Melen’den su taşınıyor, hala da yeni arayışlar var. Batı kıyısında yeni havzalar oluşturulmaya çalışılıyor çünkü İstanbul’un nüfusu inanılmaz artıyor, planlama kararlarında bütüncül bir değerlendirme yapılmıyor. Bunlar tabi politikayla alakalı; çevre politikasının, sağlık politikasının, sağlıklı yaşam hakkının savunulmasıyla alakalı. “İçme suyunun temizliği ne kadar elzem” gibi bir yaklaşım olsa senin burada koyduğun yönetmelikler, yasalar daha kısıtlayıcı veya daha belirleyici/yönlendirici olabilir. Maalesef “gelişmeye yetişmeye çalışan” bir altyapı sistemimiz var diyebilirim. İstanbul’un su havzaları yapılaşma baskısı altında çok ciddi sıkıntı yaşıyor. Küçükçekmece havza olmaktan çıkarıldı, Büyükçekmece hala havza ama etrafındaki yapılaşmadan dolayı çok ciddi tehdit altında; Üçüncü Köprü ve köprünün bağlantı yolları sebebiyle kuzeydeki yapılaşmanın ne kadar arttığını biliyoruz; bunların hepsi havzaların üstünde tehdit oluşturuyor. Sizce içme suyunu neden musluktan temin edemiyoruz? Sorun altyapıda mı yoksa baraj göllerinde mi? Suyun altyapıda kirlenmesi mümkün değil aslında. Rezervuarın içinde kirlilik olabilir, çünkü havza topografyası içinde tam korunaklılığı, sızdırmazlığı, kirli suların rezervuara gelmesini engelleyecek şeyi çok sağlayamıyor planlama ya da imarlaşma. Havza çevrelerinde plansız yapılaşma o kadar çok ki… İçmesuyu arıtıldıktan sonra şebekeye veriliyor ve kurum musluktan akan suyun standartlara uygun olduğunu söylüyor. Tabi ki su rezervuarlarının kirleticilerden arındırılması bir aşama, ama bununla birlikte sokaklara, binalara kadar gelen şebekenin sağlıklılaştırılması gerek. İstanbul’un kent planlamasını dünya örnekleriyle kıyaslayabilir misiniz? Geçenlerde konusu geçmişti meslektaş arkadaşlarımla. Dedik ki, biz bu aldığımız eğitimle yurt dışına gitsek ne yapabiliriz; plancı olarak çalışabilir miyiz? Hatta gidip onlara plan tadilatı kavramını öğretelim diye bir espri konusu açıldı aramızda. Türkiye’deki şeye tam olarak planlama denemez maalesef. “Gelişme ve yapılaşma baskısına yetişme çabası” olarak tanımlayabiliriz. Kalıba uydurma baskısı altında yapılıyor. Plancılar bilmiyor mu
SPO . bülteni . istanbul sube
neyin iyi olduğunu, çok iyi biliyorlar ama maalesef karar mekanizması bu şekilde işlemediği için planlama mesleğini hakkıyla, içine sinen şekilde yapmak mümkün olamıyor. Mesela şöyle bir örnek vereyim, atık suların arıtılıp denizlere deşarj edilmesi gerekiyor. Arıtma tesislerinin yapılması ile ilgili yer bulamama sıkıntısı yaşıyoruz. “Şuraya yapmayın oranın yakınında bizim sitemiz var, vs. Bir yandan sistemler o kadar çabuk ilerliyor ki, hiçbiri 10 yıl önce yapılan teknolojiyle yapılmıyor. İSKİ o anlamda iyi yatırım yapıyor diyebilirim. Maliyeti yüksek bile olsa çevreye etkisinin minimum olabileceği biyolojik arıtma tesisleri üzerinde çok çalışıyor ama düşün ki kuzey bandını açmışsın yapılaşmaya. Her site kendi arıtmasını yaptığını iddia ediyor ve altyapıyı elzem görmüyor. İSKİ de sonuçta tek başına plan yapabilen bir kurum değil. Odamıza dahil olduğunuz andan bugüne, Oda çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Şimdiye kadar yönetim kurulunda görev aldım, plan inceleme komisyonu, öğrenci komisyonu gibi komisyonlarda yer aldım pozisyon itibariyle. Plan İnceleme Komisyonu’na yeniden vakit ayırabilmeyi isterim. Utanarak bu soruya cevap verebiliyorum aslında çünkü son zamanlarda takip edemiyorum. Edemiyorum bahane gibi olacak, istesem zaman ayırabilirim tabi ama olmadı son zamanlarda. Odanın bendeki veya planlama mesleği içindeki yerinin yadsınamaz olduğunu düşünüyorum. Tüm baskıların altında, hala bir meslek birliği olması açısından, bir çatı olması açısından, hem de mesleğin ifade edilmesi ve mesleğin etik değerlerinin tekrar tekrar hatırlatılması, kent suçlarına müdahalede bir yerinin olması Odanın yerini gerekli kılıyor. Yeni meslektaşlarıma da diyorum, bizim Odaya yaptığımız katkı en fazla üye aidatı ödemek olabiliyor, ama Odanın yaptığı işin yükü gerçekten fazla. Birebir işin içinde bulunmasan da birilerinin senin adına orada olduğunu bilmek, meslek ahlakı açısından önemli bir şey. Yeni mezun olan meslektaşlarımız demişken, yakın zamanda mezun olacak meslektaşlarımıza ve meslektaş adaylarımıza önerileriniz nelerdir? Her şeyin ulaşılabilir olmasıyla birlikte öğrenciler okurken daha fazla şey biliyorlar, daha fazla şeyin farkına varıyorlar. İstediklerini keşfetme konusunda biraz daha şanslı olabilirler bu yüzden. Hayatımızı idame ettirmemiz için çalışmamız ve para kazanmamız gerekiyor; bazı koşullar vicdanen rahatsız etmiyorsa mutlu eden, iyi hissettiren her iş yapılabilir çünkü plancıların çalışma yelpazesi çok geniş. Aldığımız haberler o kadar çok yönlü ki; yurt dışında alınan eğitim kişinin kapasitesini arttırmaya yönelikken bizde üniversiteye girerken “biz o mesleğe sahip olmalıyız” düşüncesi yükleniyor. Bakış açımız o oluyor; onu aşabilir ve orada aldıklarımızla başka bir şey üretebiliriz.
9
10 SPO . bülteni . istanbul sube
ADALAR İLÇESİ 1/1000 ÖLÇEKLİ KORUMA AMAÇLI UYGULAMA İMAR PLANI KATILIM TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Adalar İlçesi 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ile ilgili süreci paylaşmak üzere 22 Eylül tarihinde plan müellifinin de katıldığı bir toplantı gerçekleştirildi. Adalar Belediyesi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Şube Sekreterimiz Akif Burak Atlar katılım gösterdi. Plan müellifi tarafından hazırlanan ve onay aşamasına gelen planların kapsamlı bir şekilde tartışıldığı toplantıya, İller Bankası Genel Müdürlüğü, Adalar Belediyesi ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu temsilcileri ile birlikte Adalar Kent Konseyi, meslek odaları ve ilgili sivil toplum kuruluşlarından temsilciler katıldı. Adalar İlçesi 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ise 2011 yılında onaylanarak yürürlüğe girmişti.
ÖZEL SEN JORJ AVUSTURYA HASTANESİ İLE İMTİYAZ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI Odamız ve Özel Sen Jorj Özel Avusturya Hastanesi arasında imzalanan imtiyaz sözleşmesi ile üyelerimiz, hastanenin muayene, tıbbi tanı hizmetleri, cerrahi poliklinik hizmetleri gibi hizmetlerinden indirimli olarak faydalanabileceklerdir. Üyelerimizin indirimlerden faydalanabilmesi için üye kimlik kartlarını ibraz etmeleri yeterli olup, farklı hizmetlerin indirim oranlarına buradan ulaşabilirsiniz. ÖZEL SEN JORJ AVUSTURYA HASTANESİ Bereketzade Mahallesi Bereketzade Medresesi Sok. No:7, 34420 Beyoğlu, İstanbul Telefon 1 : +90 212 292 6220 Telefon 2 : +90 212 243 2590 Telefon 3 : +90 541 553 2005 Faks : +90 212 245 5463
GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNDE ÇALIŞAN ŞEHİR PLANCILARI KOMİSYONU TOPLANTISI Şubemiz XIV. Dönem çalışmaları kapsamında kurulan Gayrimenkul Sektöründe Çalışan Şehir Plancıları Komisyonu`nun ilk toplantısı, komisyon etkinliklerini ve takvimini belirlemek amacıyla 24 Ağustos Perşembe günü Şubemizde gerçekleştirildi. Toplantı kapsamında, gayrimenkul sektörü ile ilgili bir katalog hazırlanmasına, sektörle ilgili panel ve seminer düzenlenmesine katılımcı meslektaşlarımız tarafından karar verildi. Gayrimenkul Sektöründe Çalışan Şehir Plancıları Komisyonu’na dahil olmak, etkinlik ve çalışmalara katkıda bulunmak için Şubemizle iletişime geçebilirsiniz.
SPO . bülteni . istanbul sube
VALİDEBAĞ ÇALIŞTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ 1-3 Aralık 2017 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan IV. TMMOB İstanbul Kent Sempozyumu’na doğru düzenlenecek etkinlikler kapsamında, 17 Eylül Pazar günü Altunizade Kültür Merkezi’nde “Validebağ Korusu Nasıl Korunmalıdır?” teması ile bir çalıştay gerçekleştirildi. İki oturum şeklinde gerçekleşen oturumun ilk bölümünde; Validebağ Gönüllüleri Derneği Başkanı Arif Belgin, Prof. Dr. Doğan Kantarcıoğlu, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Dr. Süheyla Ağkoç ve İlbay Kahraman sunumlarını gerçekleştirdi.
İkinci bölümde ise Doç. Dr. Zeynep Eres, Prof. Dr. İclal Dinçer, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Meryem Kayan, Yönetim Kurulu Üyemiz Oktay Kargül ve kuş gözlemcisi Cemil Gezgin söz aldı. Forumla tamamlanan çalıştaya Şubemiz Yönetim Kurulu Üyeleri Tayfun Kahraman, Akif Burak Atlar ve Caner Murat Doğançayır tarafından da katılım gösterildi.
11
12 SPO . bülteni . istanbul sube
İSTANBUL KENT ALMANAĞI 2016 YAYIMLANDI İstanbul‘un bir yılını ve o yıl gündemde olanları özetlemek ve İstanbul için bir arşiv belgesi oluşturmak üzere Şubemiz tarafından her yıl hazırlanan İstanbul Kent Almanağı’nı 2016 yılı için de hazırlamış bulunmaktayız. İstanbul Kent Almanağı 2016 ile meslektaşlarımız, uzmanlar ve kamuoyu ile paylaşılmak üzere İstanbul kent gündemine ilişkin geçtiğimiz yılın öne çıkan konuları derlenirken, her ay İstanbul gündemine damgasını vuran konu başlığı masaya yatırılarak 2012 yılından beri düzenli olarak hazırladığımız kent almanağı tecrübesinin devamlılığı sağlanmaya çalışıldı. Ocak ayında Gülsuyu-Gülensu, Şubat ayında Kanal İstanbul, Mart ayında Boğaziçi, Nisan ayında Atatürk Kültür Merkezi, Mayıs ayında Kabataş Transfer Merkezi Projesi, Haziran ayında İstanbul`un Dünya Mirası Alanları, Temmuz ayında Politik Temsil ve Kent Meydanları, Ağustos ayında Askeri Alanlar, Eylül ayında Metrobüs, Ekim ayında Belgrad Ormanı ve Su Bentleri, Kasım ayında İstanbul’un Sanayi Alanları, Aralık ayında ise Eski Meteoroloji Arazisi için ayrı birer dosya açıldı. Her dosya içinde İstanbul’da sıkça konuşulan gündemlerin kronolojilerine de yer verildi. Kolektif bir emekle bir araya getirilen yeni sayımızı sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyor ve geride bıraktığımız yılda kente dair yaşananları hatırlatma amacıyla sunduğumuz İstanbul Kent Almanağı 2016’yı beğeniyle karşılamanızı umuyoruz. İstanbul Kent Almanağı 2016’ya buradan ulaşabilir ya da şubemizden temin edebilirsiniz.
SPO . bĂźlteni . istanbul sube
13
14 SPO . bĂźlteni . istanbul sube
SPO . bülteni . istanbul sube
KENT MÜLTECİLİĞİ VE PLANLAMA AÇISINDAN YEREL SORUMLULUKLAR DEĞERLENDİRME RAPORU YAYIMLANDI TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, Kent Mültecileri Çalışma Grubu’nun kısa süre önce basım sürecini tamamladığı “Kent Mülteciliği ve Planlama Açısından Yerel Sorumluluklar Değerlendirme Raporu: Suriyeli Yeni Komşularımız, İstanbul Örneği” başlıklı raporunu dikkatinize sunuyoruz. Sayıları her geçen gün artan Suriyeli mültecilerin, sınır geçişlerinde yaşadıkları can kayıpları başta olmak üzere çeşitli sıkıntılarının ve en son ulaştıkları yerlerde yaşadıkları sorunların medya aracılığıyla daha görünür hale gelmesi sebebiyle konu geniş çevrelerce de önemsenir olmuştur. Aslında Türkiye özelinde yeni olmayan bu sorun, sorunun ölçeğinin büyümesi ve meselenin görünürlük kazanmasıyla farklı uzmanlık ve meslek alanlarının da katkı koymasını gerektiren bir önemdedir. Ülke ve kamu çıkarları çerçevesinde Şehir ve Bölge Planlama mesleğiyle ilgili bütün konularda mesleğin ve meslektaşların görev ve yetkilerini düzenleyen, şehir planlama alanını yönlendiren, denetleyen ve geliştirmek amacıyla çalışan meslek örgütümüzün İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu’nca konunun toplumsal geleceğimiz açısından önemi sebebiyle 2016 yılında Kent Mültecileri Çalışma Grubu oluşturulmuş; uzman ve araştırmacı desteği de sağlanarak kent mültecileri konusunda üretilmesi gerekli yerel cevaplar için planlama uzmanlarının ve ilgili çevrelerin çalışmalarına katkı yapmayı hedefleyen bir değerlendirme raporu hazırlanmıştır. Yerel politika özelinde önem arz eden somut meseleleri tespit ettiğimiz, katılım açısından daha iyi bir uyum sürecinin yaratılabilmesi hedefiyle yerel sorumlulukları ve özellikle şehir planlama meslek alanının yapabileceği katkıları belirlemeye çalıştığımız ve beğeni ile karşılamanızı temenni ettiğimiz “Kent Mülteciliği ve Planlama Açısından Yerel Sorumluluklar Değerlendirme Raporu: Suriyeli Yeni Komşularımız, İstanbul Örneği” başlıklı raporumuza buradan ulaşabilirsiniz.
15
16 SPO . bülteni . istanbul sube
BEYKOZ İLÇESİ, MAHMUT ŞEVKET PAŞA MAHALLESİ’NDE DOĞAL SİT ALANINI KAPSAYAN PLAN DEĞİŞİKLİKLERİ YARGIYA TAŞINDI Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanarak 22.05.2017 – 20.06.2017 tarihleri arasında askıda ilan edilen İstanbul ili, Beykoz İlçesi, Mahmut Şevket Paşa Mahallesi, 4 pafta 324, 325, 326, 327, 328, 329, 330, 331, 332, 333, 334, 335, 341, 342 sayılı parseller ve 4 pafta, 134 ada, 10 parsele ait 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı, yasal süresi içerisinde Şubemizce yargıya taşındı. Mevcut durumda imar planları bulunmayan III. ve II. Derece Doğal Sit Alanı Beykoz İlçesi, Mahmut Şevket Paşa Mahallesi, muhtelif parsel sınırları içindeki alan söz konusu 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı ile kısmen “Özel Eğitim Alanı” ve kısmen “Yol Alanı” olarak belirlenmiştir. Plan sınırları yalnızca parsel sınırları dikkate alınarak belirlenmiş, doğal sit alanının korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasını engelleyecek biçimde parçacı plan kararı ile koruma alanının bütünlüğü bozulmuştur. Dava konusu koruma amaçlı nazım imar planı ve koruma amaçlı uygulama imar planları planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırı olarak hazırlanmış olup, bununla birlikte ulaşım ve alan kullanımına ilişkin İstanbul bütününü ve ulaşım kararlarını ilgilendiren değerlendirmeden yoksundur. Plandaki fonksiyon değişiklikleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan ve 19.01.2015 – 17.02.2015 tarihleri arasında askıya çıkarılan; İstanbul İli, Beykoz İlçesi, Beykoz I. Bölge, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nazım İmar Planı ve Beykoz I. Bölge 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planı kapsamında belirlenen eğitim tesis ihtiyaçları göz önünde bulundurulmaksızın önerilmiştir. Önerilen fonksiyon bütünlükten uzak parçacıl bir karar niteliği taşımakta, alana ilişkin ulaşım kararları ise plan içerisinde yer almamaktadır. Yukarıda bahsedilen hususlar çerçevesinde, planlama ilkelerine aykırı olarak imar planları Şubemiz tarafından dava konusu edildi.
SPO . bülteni . istanbul sube
BAKIRKÖY İLÇESİ, ŞENLİKKÖY MAHALLESİ’NDEKİ İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNE İKİNCİ KEZ İTİRAZ EDİLDİ İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Şenlikköy Mahallesi, 276 Ada 3 Parsel Ve 297 Ada 13-31-41 Parsellere İlişkin 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği Çevre ve Şehircilik İstanbul İl Müdürlüğü’nde 17.08.2017 – 15.09.2017 (30 gün) tarihleri arasında askıya çıkarılmış olup askı ilanında, itiraz başvurularının değerlendirilmesi sureti ile hazırlandığı ifade edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği Şubemizce itiraza konu edildi. İmar Kanunu ve ilgili yönetmeliklerine göre imar planı değişikliğinin kamu yararının gerektirdiği zorunlu hallerde, mevcut planın uygulanmasına engel bir durumun oluştuğu durumlarda hazırlanması esastır. İtiraza konu imar planı değişikliğinin gerekçesi olarak Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca verilen yetki gösterilmiştir. Plan açıklama raporunda belirtildiği üzere, Sultanbeyli ilçesindeki mülkiyet sorununun çözümüne ilişkin verilen yetki ile Bakırköy ilçesindeki söz konusu parsellerde yapılaşma koşulları arttırılmıştır. Aynı alana ilişkin hazırlanan, 29.03.2017 - 29.04.2017 tarihleri arasında askıya çıkarılan, yapılaşma koşullarını arttırdığı ve ayrıcalıklı yapılaşma hakları tanımladığı gerekçeleriyle Şubemizce itiraza konu edilen İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Şenlikköy Mahallesi, 276 ada 3 parsel, 297 ada 13, 41, 34 parsellere ilişkin 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nda belirtilen yapılaşma koşulları E:0.85 Yençok:4 Kat iken itiraz başvurularının değerlendirilmesi sureti ile hazırlandığı ifade edilen planda yapılaşma koşulları E:0.85 Yençok:6 Kat belirlenmiştir. Oysa ki plan değişikliğine konu alanda mevcut imar planı koşuluna göre kat yüksekliği 2 katla sınırlandırılmıştır. Plan değişikliğine konu parsellere özel olarak ayrıcalıklı haklar tanımladığı, eşitlik ve hakçalık ilkelerine aykırı plan kararları oluşturduğu görülen; planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve imar mevzuatına aykırı olarak onaylanmış olan imar planı değişikliğine Şubemizce itiraz edildi.
17
18 SPO . bülteni . istanbul sube
SARIYER İLÇESİ, ARMUTLU SINIRLARI İÇERİSİNDEKİ İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ İTİRAZA KONU EDİLDİ 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli alan ilan edilen Sarıyer İlçesi, Fatih Sultan Mehmet Mahallesi sınırları içerisinde yer alan 140,62 hektarlık proje alanındaki taşınmazlara ilişkin olarak hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği re’sen onaylanarak askıya çıkarılmış olup söz konusu planlara 25.08.2017 tarihinde Şubemizce itiraz edildi. Plan açıklama raporunun askıda ilan edilmediği tespit edilmiştir. İtiraz konusu planlama çalışmasının tespit ve analizleri konularındaki hassasiyetler sebebiyle plan açıklama raporuna ihtiyaç bulunmaktadır. Söz konusu durum yönetmeliğin ilgili bu maddesine aykırı bir durum oluşturmaktadır. 6306 sayılı yasa kapsamında hazırlanan itiraz konusu plan değişikliklerinde risk tanımları bilimsel ve teknik gerekçeler ile açıklanmamış ve alınacak önlemlere ilişkin koşullar belirlenmemiştir. Planlama alanı 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nda tanımlanan Boğaziçi Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgeleri içerisinde kalmaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu plan değişikliklerine ilişkin onay yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda değil, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nde bulunmaktadır. Bununla birlikte, plan sınırı dahilinde 1. derece doğal sit alanı bulunmaktadır. Oysa askıda ilan edilen plan değişikliklerinin koruma amaçlı olarak hazırlanmadığı görülmektedir. Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde, söz konusu Sarıyer İlçesi, Fatih Sultan
Mehmet Mahallesi Sınırları İçerisinde Yer Alan 140,62 Hektarlık Proje Alanındaki Taşınmazlara Ait Olarak Hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli UİP Değişikliği’ne Şubemizce itiraz edildi.
EYÜP İLÇESİ SİLAHTARAĞA MAHALLESİ’NDEKİ İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLERİNE İTİRAZ EDİLDİ Eyüp İlçesi, Silahtarağa Mahallesi 732 Ada 1 Parsele Ait 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 Uygulama İmar Planı Değişikliği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 10.08.2017 – 08.09.2017 tarihleri arasında askıya çıkarılmış olup Şubemizce itiraza konu edildi. Plan değişiklikleri ile kısmen Ticaret Alanı, kısmen Park Alanında kalmakta olan parselin bir kısmı maks TAKS:0.60, Yençok:6 kat yapılanma şartları ile T3 simgeli Ticaret + Konut Alanına, bir kısmı Rekreasyon Alanına dönüştürülmüştür. Bahse konu plan değişikliği yapı, nüfus, trafik yoğunluğunu arttırıcı, nüfus donatı dengesini bozucu niteliktedir. Söz konusu plan değişikliği ile Park Alanı fonksiyonu iptal edilmiş ve başka bir konumda, Rekreasyon Alanı fonksiyonuna dönüştürülmüştür. İki fonksiyon eşdeğer nitelik ve kullanıma sahip olmamakla birlikte konum değişikliğinin zorunlu gerekçesi anlaşılamamaktadır. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne ve kamu yararına aykırılık içeren; şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı olarak onaylanmış söz konusu imar planı değişikliğine Şubemizce itiraz edildi.
SPO . bülteni . istanbul sube
BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM PROGRAMLARI EĞİTİMLERİ 23 EKİM - 4 OCAK 2017 Odamız ve İstanbul Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi arasında imzalanan protokol kapsamında gerçekleştirilecek olan ArcGIS, AutoCAD, 3Ds Max, Illustrator, Photoshop ve Sketch Up eğitimlerinin tarihleri ve detaylı bilgileri aşağıda yer almaktadır. Eğitimler İTÜ Taşkışla Kampüsü Çevre ve Şehircilik Uygulama Araştırma Merkezi`nde gerçekleştirilecektir. Eğitim sonrasında Odamız ve İTÜSEM onaylı sertifika verilecek olup, kayıt işlemleri için Şubemizle iletişime geçebilirsiniz. ArcGIS (Başlangıç Seviyesi) – Toplam 40 Saat 23 Ekim – 23 Kasım Pazartesi ve Perşembe Günleri, Saat: 18:00-22.00 Üye: 795 TL Öğrenci Üye: 675 TL
Illustrator – Toplam 24 Saat 24 Ekim – 28 Kasım Salı Günleri, Saat: 18:00-22.00 Üye: 530 TL Öğrenci Üye: 450 TL
ArcGIS (İleri Seviye) – Toplam 40 Saat 4 Aralık – 4 Ocak Pazartesi ve Perşembe Günleri, Saat: 18:00-22.00 Üye: 985 TL Öğrenci Üye: 845 TL
Photoshop – Toplam 24 Saat 28 Ekim – 19 Kasım Cumartesi ve Pazar Günleri, Saat: 14:00-18:00 Üye: 530 TL Öğrenci Üye: 450 TL
AutoCAD – Toplam 48 Saat 25 Ekim – 1 Aralık Çarşamba ve Cuma Günleri, Saat: 18:00-22.00 Üye: 870 TL Öğrenci Üye: 745 TL
Sketch Up – Toplam 24 Saat 23 Ekim – 16 Kasım Pazartesi ve Perşembe Günleri, Saat: 18:00-22.00 Üye: 530 TL Öğrenci Üye: 450 TL
3Ds Max Design – Toplam 48 Saat 28 Ekim – 10 Aralık Cumartesi ve Pazar Günleri, Saat: 09:30-13:30 Üye: 870 TL Öğrenci Üye: 745 TL
(*) Eğitimler, yeterli kontenjan sağlandığı takdirde açılacak olup ödemeler ön kayıt işlemlerinin ardından yapılacaktır. Ön kayıt için şubemizle iletişime geçebilirsiniz. (**) Odamız MİSEM bünyesinde verilen eğitimler Ankara’da gerçekleştirilmekte olup; İstanbul Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi ile imzalanan protokol kapsamında İstanbul’da gerçekleştirilecek olan eğitimler toplam ders saati açısından farklılık göstermektedir.
19
20 SPO . bĂźlteni . istanbul sube
SPO . bülteni . istanbul sube
KAHVALTILI ÜYE BULUŞMASINA DAVET 15 Ekim 2017 Pazar günü TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Kahvaltılı Üye Buluşması düzenlenecektir. Maçka, Fua Cafe & Restoran’da saat 10.30’de başlayacak buluşma etkinliğimize tüm meslektaşlarımızı aileleri ile birlikte davet ediyoruz. Açık büfe kahvaltı için kişi başı katılım ücreti 20 TL olup kontenjanımız sınırlı olduğundan katılmak isteyen üyelerimizin Şubemizle iletişime geçerek rezervasyon yaptırmaları gerekmektedir. Kahvaltı Üye Buluşması (Açık Büfe Kahvaltı) Tarih ve saat: 15 Ekim 2017 Pazar / 10.30 Yer: Maçka, Fua Cafe/Restaurant Maçka Demokrasi Parkı içi C nolu Cafe Şişli / İstanbul http://fuacafe.com/macka/
21
22 SPO . bülteni . istanbul sube
YENİ ÜYELERİMİZ Geçtiğimiz ay içerisinde Şubemize üye olmak için başvuran meslektaşlarımız: Büşra Sümeyye Fişek (Süleyman Demirel Üniversitesi, 2017) Kadir Azat (Süleyman Demirel Üniversitesi, 2017) Sümeyye Artan (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2017) Gülden Subaşı (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2016) Kübra Yılmaz (Selçuk Üniversitesi, 2017) Ruhugül Yanık (Erciyes Üniversitesi, 2017) Kübra Arslan (Selçuk Üniversitesi, 2017) Furkan Akçay (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2017) Fatıma Zehra Zengin (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2017) Elif Or (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2017)
SPO . bülteni . istanbul sube
BİR BYPASS AMELİYATI OLARAK AVRASYA TÜNELİ (*) Erhan Demirdizen
2016 yılının son günlerinde hizmete açılan Avrasya Tüneli’nde hazine tarafından yatırımcıya taahhüt edilen günlük geçiş sayısı yaklaşık 68 bin iken, 2017 yılı yaz aylarında Tünel’den fiilen geçen araç sayısı 50 bin civarında. İstanbul’da yaşayan bir şehirciyseniz, bazı konularda ikilemlere düşmeniz kaçınılmazdır. Avrasya Tüneli, ikilem yaşadığım konulardan biri. İstanbul’da yaşayan bir vatandaş olarak bugünkü bireysel ulaşım ihtiyaçlarım açısından baktığımda, Avrasya Tüneli’ni coşkuyla karşılıyorum. Çünkü Anadolu Yakası’ndan, -İlber Ortaylı’nın deyimiyle- Rumeli Yakası’na günün her saatindeki erişimim çok kolaylaştı. Ancak bir şehir plancısı olarak mesleki formasyonumun bana sağladığı öngörü zaviyesinden baktığımda aynı coşkuyu yaşayamıyorum. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın, tünel sayesinde trafik yükünün ne kadar azalacağı sorusuna karşılık 20 Aralık 2016 tarihinde söylediği şu sözler benim de şehir plancısı olarak öngörülerime uygun: “Trafiğin ‘yüzde şu kadarını azaltıyoruz’ demek biraz doğru değil. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü düşünürseniz trafiğin yüzde 30’unu buraya almış olacağız. Ancak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde gördük. Yeni köprü açıldıkça, trafik rahatladıkça, sair zamanlarda trafiğe çıkmayanlar trafiğe çıkıyor, ilave trafik yükü oluşuyor. O yüzden yüzde 30 rahatlatmasını bekliyoruz ancak ayrıca kendi trafiğini oluşturacak.” Bakan’ın bunları söylediği günlerde, Anadolu Yakasındaki otellerin doluluk oranlarının Avrasya Tüneli ile birlikte artacağı, çünkü Tarihi Yarımada ve Taksim’e ulaşımın kolaylaşacağı yönünde beklentiler turizm sektör temsilcileri tarafından ifade edilmeye başlandı. Yani turistler artık Sultanahmet ve Talimhane’deki otellerde konaklamaya mecbur olmayacak, Avrasya Tüneli’nden Kadıköy ve Ataşehir’deki otellere hızlıca gidip gelebileceklerdi. Dolayısıyla mevcut Boğaz trafiğini rahatlatmaktan belki de daha çok, Tünel, önceleri olmayan yeni bir ulaşım talebi yaratıyor. Bu iyi midir, kötü müdür, tartışılır. Bir bakış açısına göre, İstanbul gibi mega kentlerde
23
24 SPO . bülteni . istanbul sube ulaşım talebini sınırlandıracak planlamaların yapılmaması halinde, Avrasya Tüneli gibi büyük projeleri ne kadar yaparsanız yapın talebi karşılayamazsınız. Böyle bakılınca, Avrasya Tüneli yeni bir ulaşım talebi yaratacağına göre kentin geleceği için doğru sonuçlara yol açması beklenemez. Bir başka bakış açısına göre ise, İstanbul gibi mega kentlerin etkili bir ulaşım ağı ile beslenmemesi halinde, büyük kentin yarattığı avantajlardan yararlanmak da imkansız hale gelir. Çünkü büyük kentler yarattığı sorunların yanı sıra, nüfusunun fazlalığı ve yoğunluğu sayesinde bazı avantajlar da sağlar. Ben ikisinin de kısmen doğru ve yanlış tarafları var diye düşünüyorum. İstanbul gibi mega kentlerde semtlerin kendi içlerine dönük gettolar halinde yaşayamayacağını, semtler arasındaki ulaşım ve etkileşimin yüksek olması gerektiğini kabul ediyorum. Avrasya Tüneli’nin de Anadolu Yakası ile Rumeli Yakası’ndaki semtler arasında ulaşım ve etkileşimi arttırdığından şüphe yok. Yani iki yaka arasında doğu-batı yönünde kuvvetli bir koridor açmış oldu. Buna isterseniz Boğaz’daki mevcut arterlere bypass ameliyatı yapıldı da diyebilirsiniz. Ancak... Doğu-batı yönlü bu kuvvetli koridor, kuzey-güney yönünde bazı semtler arasındaki ulaşım ve etkileşime olumsuz etki ediyor. Bir de bu yönüyle Tünel’e bakmakta fayda var. Sözgelimi, İstanbul’un eski semtlerinden Koşuyolu ve Acıbadem ile Kadıköy merkezi arasındaki ilişki büyük ölçüde D-100 karayolundan sağlanıyordu. Bu semtlerin gelişmesi de zaten D-100 karayolunun yapımından sonra olmuştu. Avrasya Tüneli’nin giriş yönündeki transit şeritleri nedeniyle Koşuyolu ve Acıbadem’den D-100 karayoluna doğrudan erişim kaldırılmak zorunda kalınca, bu semtler ile Kadıköy merkezi arasındaki köklü ilişkilerde zorlukların yaşanmaya başlaması muhtemel hale geldi. “Karayolu” tarafından ilişkileri kesilen semtler konusunda zengin bir deneyimimiz var. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, Tarlabaşı Bulvarı’nın açılmasından sonra, adı “bulvar” olup kendisi “karayolu” olan bu yolun alt kısmında kalan eski Tarlabaşı semtinin İstiklal Caddesi ve çevresindeki Beyoğlu merkezi ile olan köklü ilişkisinin kesilmesidir. Tarlabaşı’nda yaşadığımız sorunların başlıca nedenlerinden biri bu “karayolu” oldu. Burada Karayolu’nu tırnak içerisine almamın sebebi, karayolunun; “cadde” veya “bulvar” gibi kente ait bütünleştirici kamusal alanlar olmadığını, hızlı ve transit araç trafiğine yönelik erişim kontrollü yollar olduğunu ve bu yönleriyle de iki tarafı arasındaki ilişkiyi kopardığını anlatmak istemem... Diyeceksiniz ki, D-100 zaten bir “karayolu”, dolayısıyla da zaten iki tarafını birbirinden ayıran erişim kontrollü bir yol, Avrasya Tüneli’ne ayrılan şeritlerin bu yol üzerinde olmasında ne sakınca olabilir ki. Aslında yapılış amacı öyle ama zaman içinde kent içi ulaşımın ana aksı haline gelmiş, toplu taşıma güzergahı olmuş bir yol D-100 karayolu. Kadıköy merkezine ulaşan pek çok toplu taşım güzergahı D-100 karayolunu kullanıyor.
SPO . bülteni . istanbul sube
Avrasya Tüneli geçişinin konumu nedeniyle Acıbadem ve Koşuyolu ile Kadıköy merkezi arasındaki ilişkinin D-100 karayolundan sağlanamaması, ara caddelerin bu amaçla kullanılmasını zorluyor. Böylece kadim bir sorunumuzla karşı karşıya gelmiş oluyoruz. Avrasya Tüneli’ni bir “mühendislik projesi” olarak yapıp uygulamakta pek zorlanmıyoruz ama kentteki mekansal ilişkilere olan etkilerini düzenlemek amacıyla “şehircilik projesi”ni yapıp hayata geçirmekte aynı başarıyı gösteremiyoruz. Tıpkı 1950’li yıllarda D-100 karayolunu ve 1970’li yıllarda ilk köprüyü birer “mühendislik projesi” olarak yapıp uygulamamız ve bunların kentle olan entegrasyonuna yönelik “şehircilik projeleri”ni bir türlü yapmayışımız gibi... Halbu ki, başta da söylediğim gibi, Avrasya Tüneli olsa olsa bir bypass ameliyatına benzetilebilir. Tıkanan damarlara alternatif olarak Boğaz’daki araç geçişlerini kısa süreyle rahatlatacağı kesin. Ama asıl çözüm bünyenin bir bütün olarak sağlığına kavuşması değil mi? “Şehircilik projesi” dediğim şey, bünyeyi bir bütün olarak sağlığına kavuşturabilir. Bunu yapmayıp sürekli bypass ameliyatı yaparak nereye kadar idare edebiliriz? Bu sorunun cevabını Avrasya Tüneli’nin açılışında Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı vermiş.
(*) Üyemiz Erhan Demirdizen tarafından Şube e-bültenimiz için gönderilen yazı, demirdizen.com’da yayınlanmıştır.
25
EYLÜL / 2017