sayı 24
.
bülten
.
.
TMMOB Sehir Plancıları Odası Istanbul Subesi
#yanınızdayız! İstanbul Buluşmaları tarih ve mekanları kesinleşti!
Şubemiz Satranç Turnuvası düzenliyor Meslektaş Ziyareti: Mehmet Çakılcıoğlu Röportajı
OCAK - ŞUBAT / 2017
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Adres: Cihannüma Mah. Akdoğan Sk. Başar Apt. No: 30 D:6-7 Beşiktaş/İstanbul Telefon: 0212 275 43 67 - 0212 288 99 60 Faks: 0212 272 91 19 e-posta: spoist@spoist.org.tr - spoistanbul@spo.org.tr Web adresi: www.spoist.org.tr - www.spo.org.tr
şubemizden ohal khk’ları ile ilgili basın açıklaması........5
ytü planlama öğretim elemanlarından mesleki dayanışma açıklaması........6 bayrampaşa ilçesi eski cezaevi alanı ile ilgili basın açıklaması........7 mehmet çakılcıoğlu röportajı........9
ihraç edilen öğretim üyeleri uğurlandı......15
yıldız teknik üniversitesi mezuniyet ödül töreni......15
öğrenci komisyonumuzdan açıklama: “akademi khk’lere sığmaz”......18
kent gündemi trakya bölgesi’ndeki imar planı değişiklikleri......19 kartal şehir parkı’na ilişkin imar planları......20 kabakça köyü revizyon imar planı......21
gaziosmanpaşa ilçesi gecekondu önleme bölgesi’ne ilişkin imar planları......22 büyükdere caddesi planları......22
duyurular istanbul buluşmaları 2017 etkinlik tarihi ve mekânı......23 şubemizce satranç turnuvası düzenleniyor!......24 netcad ve arcgıs eğitimleri......25
çekirge meydanı proje yarışması......25
toplumsal cinsiyet ve kent-mekan temalı sempozyum programı......26 yeni üyelerimiz......27
SPO . bülteni . istanbul sube
2017 yılının ilk bülteni ile siz değerli meslektaşlarımızı selamlıyoruz. *** 7 Şubat tarihinde yayınlanan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 330’u üniversite personeli olmak üzere 4 bin 464 kamu personeli, kendilerini savunma hakkı dahi tanınmadan görevlerinden ihraç edildi. Bu son KHK ile üniversitelerinden ihraç edilen 330 bilim insanı arasında şube eş başkanımız Tuba İnal ÇEKİÇ, şube yönetim kurulu üyemiz Caner Murat DOĞANÇAYIR ve meslektaşımız Emre KOVANKAYA da bulunuyor. Bu basit bir ihraç değil, aynı zamanda temel vatandaşlık haklarını da anayasaya aykırı bir biçimde engelleyen yargısız bir infaz. Bu infazın sebebinin ise meslektaşlarımızın imzalamış oldukları; oluşturduğu etkiye ve devamındaki gelişmelere bakıldığında düşünce özgürlüğünün tehdit altında olduğunu net bir biçimde gözler önüne seren barış bildirgesi olduğunu biliyoruz. 15 Temmuz sonrası toplumun her kesiminin meydanlarda coşkuyla savunduğu Demokrasi ile bağdaşmayan bu ihraçlar evrensel hukuk ilkelerini de ihlal etmiş, kamuoyunun adalet duygusunu zedelemiştir. Hukuk ışığında meslektaşlarımızın görevlerine iade edileceklerine dair şüphemiz yok. Bu süreçte demokrasinin temel taşları yerine oturana kadar meslektaşlarımızla dayanışma içinde olacağımızı ve bu hukuksuzluklara sesiz kalmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. *** Meslektaş ziyaretlerimize elbette devam ediyoruz. Bu sayımızda Beylikdüzü Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevini yürüten deneyimli meslektaşımız Mehmet Çakılcıoğlu ile bülten editörümüz Bilge Martan’ın keyifli söyleşisini okuyabilirsiniz. *** İstanbul Buluşmaları 2017’nin tarihi ve mekanları belli oldu. Bu yıl iki ayrı gün olarak gerçekleşecek etkinlik 5 Mayıs’ta Sarıyer Yaşal Kemal Kültür Merkezi’nde, 6 Mayıs’ta ise Kartal Soğanlık Kültür Merkezinde İstanbullularla buluşacak. Etkinlik kapsamında yapılan Öğrenci Atölyesi çalışmaları şimdiden başladı. “Huzursuz Kentin Geçici Halleri” başlığıyla gerçekleşecek 11. buluşmaların programını ise önümüzdeki haftalarda ilan edeceğiz. 18 Mart Cumartesi günü ise şubemizde bir ilki gerçekleştiriyor, Satranç Turnuvası düzenliyoruz. Şubemiz XIV. Dönem çalışma programında yer alan ve üyelerimizin bir araya gelmesini sağlamak üzere düzenlenecek sosyal etkinlikler başlığı kapsamında düzenleyeceğimiz turnuvaya tüm meslektaşlarımızı bekliyoruz. *** Giriş yazımızı noktalarken bültenimizin her türlü katkınıza açık olduğunu bir kez daha vurgulamak isteriz. Mesleki konularda ya da çalışma hayatınıza ilişkin görüş yazılarınızı, haberlerinizi, çalışmalarınızı, fotoğraflarınızı bültenimize göndererek içeriği zenginleştirmemize her zaman katkıda bulunabilirsiniz. Acılardan uzak, bol güneşli günler dileriz. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
SPO . bülteni . istanbul sube
OHAL KHK’LARI İLE EVRENSEL DEMOKRASİ VE ÇAĞDAŞ HUKUK İLKELERİ İHLAL EDİLMEKTEDİR 7 Şubat 2017 Salı günü OHAL kapsamında yayınlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 330’u üniversite personeli olmak üzere 4 bin 464 kamu personeli daha, temel Anayasal haklar bir kez daha ihlal edilerek ihraç edilmiştir. Kamu görevinden men edilen 330 bilim insanı arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde görev yapmakta olan ve geleceğin şehir plancılarını yetiştiren Şube Yönetim Kurulu Üyelerimiz Doç Dr. Tuba İnal ÇEKİÇ, Ar. Gör. Caner Murat DOĞANÇAYIR ve meslektaşımız Ar. Gör. İrfan Emre KOVANKAYA da yer almaktadır. Daha önce de yine OHAL KHK’ları ile aralarında üyelerimiz Ar. Gör. Fatma Gül ERYILDIZ, Ar. Gör. Veysi ALTINTAŞ ve Ar. Gör. Deniz KİMYON’un da bulunduğu birçok meslektaşımız kamudan ihraç edilmiş, kendileriyle birlikte aileleri de hukuksuz bir şekilde cezalandırılmışlardır. Gelinen nokta, ülkemizde hukukun üstünlüğü ve demokrasi anlayışı bakımından endişe verici boyutların da ötesine geçildiğini, ne ironiktir ki 15 Temmuz 2016’nın ardından demokrasi söylemiyle ilan edilen OHAL’in sağladığı yetkilerle bambaşka hesapların görülmeye çalışıldığı anti-demokratik bir hukuk dışı düzenin yerleştiğini göstermektedir. Demokratik bir ülkede, çağdaş hukuk anlayışı çerçevesinde ve barış içinde yaşamayı; kamu yararı, özgür bilim, planlama meslek etiği ve meslektaş hakları için çalışmanın ön koşulu olarak kabul eden şehir plancıları olarak bütün bu haksız-hukuksuz süreç karşısında sessiz ve tepkisiz kalmayacağımızın bilinmesini isteriz. 15 Temmuz 2016’da yaşadığımız darbe girişiminin ardından yaptığımız açıklamada darbelerin karşısında, demokrasinin yanında olmayı sürdüreceğimizi belirtmiş, siyasi görüş, etnik köken ve inanç farkı gözetmeden tüm farklılıklarımıza saygı duyulması gerektiğini, içinden geçtiğimiz günlerin dayanışma içinde demokrasiye gerçek anlamda sahip çıkma zamanı olduğunu ifade etmiştik. Ancak OHAL KHK’ları ile izlenen yolun Demokratik Hukuk Devleti ilkeleri ile bağdaşmadığını, alınan kararlarla darbe girişimi karşısında tereddütsüz demokrasiden yana tavır almış bireylerin ağır bir suçlama ile karşı karşıya bırakılarak evrensel hukuk ilkelerine uygun bir soruşturma yapılmadan ve savunma hakkı tanınmadan cezalandırıldığını ve bu durumun toplumsal adalet duygusunu zedelediğini endişe içinde görüyoruz. İhraç edilen meslektaşlarımızla görevlerine geri dönenene kadar dayanışma içinde olacağımızı ve düşünce özgürlüğünün tam anlamıyla sağlandığı, medyanın, sivil toplumun, emek ve meslek kurumları ile üniversitelerin bağımsızlığının demokratik bir ülkede olması gerektiği gibi yargı tarafından güvence altına alındığı bir ülke özlemiyle, barış ve özgür düşünceden yana diğer emek ve meslek örgütleriyle koordinasyon ve dayanışma içinde mücadele edeceğimizi, üyelerimizin ve kamuoyunun bilgilerine sunarız. Saygılarımızla, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ PLANLAMA ÖĞRETİM ELEMANLARINDAN MESLEKİ DAYANIŞMA AÇIKLAMASI 7 Şubat 2017 Salı günü yayınlanan 686 sayılı KHK ile Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde birlikte görev yaptığımız meslektaşlarımız S. Ç. Tuba İnal Çekiç, Caner Murat Doğançayır ve İrfan Emre Kovankaya çalışma ve temel vatandaşlık hakları da ellerinden alınarak üniversitedeki görevlerinden ihraç edilmişlerdir. Daha iyi bir yaşam inşa etmek için eğitim alan öğrencilerimize şehir planlama mesleğinin temel ilkelerinden olan kamu ve toplum yararını öğreten çalışma arkadaşlarımız bir gece yayınlanan kararnameyle görevlerinden uzaklaştırılmışlardır. Hukuki bir dayanaktan da yoksun olan bu ani karar bizleri hem şaşırtmış hem de üzmüştür. Bu sebeple kurumumuz ve öğrencilerimiz bu nitelikli bilim insanlarından mahrum kalmıştır. Ayrıca bu arkadaşlarımız eğitim ve planlama gibi kamu hizmeti alanına giren mesleklerini icra etme haklarını ve yurt dışına seyahat özgürlükleri gibi temel vatandaşlık haklarını kaybetmişlerdir. Bu haliyle bu süreç bir işten atılma süreci olarak değil, kamu ve toplum yararını zedeleyen bir süreç olarak tanımlanmak durumundadır. Bir toplumda ilerlemenin olabilmesi için öncelikle bilim ve sanat emekçilerinin özgürce üretebilmesi, evrensel değerlere sahip çıkabilmesi ve her türlü karanlığa karşı ışık yakabilme cesaretini gösterebilmesi gerekiyor. Tüm bu koşulların oluşabilmesi için de hukukun üstünlüğüne, adalete ve demokrasiye olan güvenin kaybedilmemesi gerekmektedir. Bugün yaşadığımız süreçte de yol gösterici ve çözümcü bir ortak akla, hukuka ve adalete her zamanki gibi çok ihtiyaç duyuyoruz. İhraç edilmiş çalışma arkadaşlarımızın er ya da geç meslek ve çalışma hayatlarına döneceklerine olan inancımız tamdır. Bunu da bize hem ulusal hem de uluslararası metinlerce güvence altına alınmış olan ifade özgürlüğü ilkesinin tanımları göstermektedir. Şüphesiz daha iyi bir gelecek, bilimsel ve sorgulayan aklı cezalandırarak değil, birlikte daha iyi bir yaşam için gerekli fikirleri tartışarak ve yine birlikte üreterek kurulacaktır. Akademideki diğer meslektaşlarımız gibi bizler de, adil ve sağlıklı bir toplumsal ortam özlemimizin iyice sönmemesi için, hepimizi derinden üzen ve sarsan bu ihraç kararının ivedi gözden geçirilmesini, daha fazla mağduriyetleri artmadan meslektaşlarımızın görevlerine iade edilmesini talep ediyoruz. Hem mesleki hem akademik hem de toplumsal bir sorumluluk gereği olarak aklın, bilimin, evrensel insanlık değerlerinin ve meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Elemanları
SPO . bülteni . istanbul sube
BAYRAMPAŞA İLÇESİ “ESKİ CEZAEVİ ALANI”NA İLİŞKİN DÖRDÜNCÜ KEZ YARGIYA TAŞINAN İMAR PLANLARINDA YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI VERİLDİ! Bayrampaşa İlçesi, İsmetpaşa Mahallesi’nde, “Eski Cezaevi Alanı” olarak bilinen alana ilişkin Kentsel Dönüşüm amaçlı imar planları dördüncü kez yargıya taşınmış olup, İstanbul 13. İdare Mahkemesi’nce verilen karar ile planların yürütmesi durdurulmuştur. *** 17.03.2011 tarihinde onanan Bayrampaşa İlçesi F21C24A Pafta 22372 Parselin Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı’na alınmasına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı hususlar içermesi nedeni ile 04.10.2011 tarihinde Şubemizce dava konusu edilmiş; planlama alanına ilişkin yeni bir planın onanması nedeni ile davamız konusuz bırakılmıştır. 14.09.2012 tarihinde tekrar onanan plan değişikliği, daha önce dava konusu edilen plan hükümlerini ve dava gerekçelerini aynen korumakla birlikte, bir kez daha İBB mülkiyetindeki planlama alanı, yapı ve nüfus yoğunluğu neredeyse serbest bırakılarak yeniden düzenlenmiş ve Şubemizce, plan değişikliklerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle bir kez daha yargıya taşınmıştır. İkinci kez dava konusu edilen bu planlara yönelik, yargılama sürecinde haklılığımızı bilimsel bir şekilde ortaya koyan bilirkişi raporları ve görüşleri mahkemeye sunulmuş iken planlarda yapılan çok küçük değişiklikler ile yeniden onaylanarak askıya çıkartılmış, açtığımız davanın tekrar konusuz bırakıldığı tarafımıza tebliğ edilmiştir. Bu uygulamaya karşılık Şubemiz tarafından üçüncü kez dava açılmış; İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 14.12.2012 tarih ve 2708 sayılı kararı ile onanan nazım ve uygulama imar planının, fonksiyon kararları yönüyle uygun olmakla birlikte yapılaşma şartları yönünden şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve tekniklerine ve hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmış ve söz konusu planlar İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin aldığı karar sonucu İPTAL edilmiştir. Mahkemenin İPTAL kararının ardından, “Rezerv Yapı Alanı” ilan edilen alanı kapsayan “Bayrampaşa İlçesi , önceki planların iptaline ilişkin mahkeme kararındaki gerekçeler dikkate alınmaksızın, yeniden hazırlanarak 28.09.2015 tarihinde tasdik edilmiş; TMMOB Şehir Plancıları İstanbul Şubesi ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından yargıya taşınmıştır. 13. İdare Mahkemesi tarafından 2016/120 Dosya Numarası ile görülen davada bu kez YÜRÜTMEYİ DURDURMA kararı verilmiştir. *** İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, mahkemelerin kararlarını aşmak üzere hazırlanan bir mükerrer planı daha onayladığı izlenmektedir. İdari kurumun, yargı kararını bertaraf etmeye ve kamuoyunu kandırmaya yönelik faaliyete ortak olması, kamuoyu güvenini zedelemektedir.
SPO . bülteni . istanbul sube Donatı ve yeşil alan ihtiyacı çözülmüş, sağlıklı kentler oluşturulması yönünde bir otorite olması gerekirken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, kendi mülkiyetinde olan ve donatı açısından büyük oranlarda eksiği bulunan bir bölgede yer alan, açık alan veya donatı alanı olarak kullanılabilecek bu alanı, ayrıcalıklı imar haklarıyla yapılaşmaya açması; bölge yapılanma koşulları ve sağlıksız donatı dengesi ile birlikte düşünüldüğünde şehircilik ilkeleri açısından kabul edilebilir nitelikte değildir. Bununla birlikte, kamunun kullanımına kazandırılması gereken alanın, yapılaşma koşulu dahi belli olmayan bir şekilde planlanması kamuyu zarara uğratmaktadır. *** Planlara yönelik denetleme ve yargılama sürecini adeta atlatabilmek amacıyla yapılan bu uygulamalara rağmen bilimden, kamu yararından ve doğadan yana mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi ve yargı denetiminin sağlanması için konunun takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
SPO . bülteni . istanbul sube
MESLEKTAŞ ZİYARETİ MEHMET ÇAKILCIOĞLU Beylikdüzü Belediyesi Başkan Yardımcısı Hangi okuldan, kaç yılında mezun oldunuz? MSGSÜ’den, 1987 yılında mezun oldum. Mimar Sinan’ın ilk mezunlarıyız. Yüksek lisansımı da aynı okulda yaptım; 1989 yılında bitti. O da Koruma Planlama üzerineydi. Yine aynı üniversitede doktora programına devam ettim, o da turizm planlaması üzerineydi. 1996 yılında da doktoramı tamamladım. Çalışma hayatınız hakkında kısa bir özgeçmiş anlatır mısınız? Genel olarak hangi projelerde yer aldınız? 4. sınıfta hocaların yanında parttime çalışmaya başladım. Bu meslekte de diğer meslekler gibi usta – çırak ilişkisinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda ben kendi ustalarımı da Prof. Dr Sümer Gürel ve Prof. Dr İbrahim Şanlı olarak görüyorum. 4. sınıftan itibaren Prof. Dr. Sümer Gürel’in yanında çalışmaya başladım, doktoramın belli bir döneminde bir araştırma firmasında; belediyelere turizm danışmanlığı yapan bir firmada çalıştım. Arkasından da İbrahim Şanlı 1989 yılında Sn. Nurettin Sözen’in danışmanı oldu. Sn. Nurettin Sözer’in danışmanı olunca beni belediyeye çağırdılar; dolayısıyla 1989 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışmaya başladım. 2014 yılına kadar İBB’deydim. İBB’de ağırlıklı olarak Şehir Planlama Müdürlüğü’ndeydim, üst ölçekli plan çalışmalarında yer aldım . 1994 – 1995 yıllarında 1/50.000 ölçekli planlar ve arkasından, 2009 tarihinde de 1/100.000 Ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı çalışmasında yer aldım. 7 yıldır İstanbul Aydın Üniversitesi’nde “Kent Analizi ve İmar Hukuku” dersleri veriyordum; bu yıl buradaki yoğunluğumun artması sebebiyle üniversitede ders vermeye ara verdim, o tarafa da saygısızlık olmasını istemedim. Yine İBB’deyken yürüttüğüm çalışmalardan biri, Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı “Sağlıklı Kentler Birliği” idi. Bu birliğe belediyeler üye oluyordu, İBB de Türkiye’deki üyelerden bir tanesiydi. Orada onun koordinatörlüğünü yaptım.
10 SPO . bülteni . istanbul sube 2014 yerel seçimlerinin ardından da Beylikdüzü Belediyesi’ne geçtim. Sn. Ekrem İmamoğlu burada yeni bir yapılanma kurduğunu söyleyerek beni davet etti ve ben de bu tekliften gurur duyarak İBB’den ayrılıp buraya geldim. Şunu da belirtmek gerekir ki büyükşehir belediyeciliği ile ilçe belediyeciliği çok farklı. Burada 5 tane müdürlük bana bağlı; Plan Proje Müdürlüğü, İmar ve Şehircililk Müdürlüğü, İşletme İştirakler Müdürlüğü, Ruhsat Denetim Müdürlüğü, Bilgi İşlem Müdürlüğü. Beylikdüzü üç beldenin bir araya gelmesiyle oluşan bir ilçe, doğal olarak da kurumsal yapıya henüz ulaşamamıştı. Dolayısıyla kurumsal yapıya yeni geçmenin sıkıntıları var. Şu an yoğun, ama bir taraftan da keyifli bir çalışma temposu devam ediyor. Şu an ilgilendiğiniz projeler nelerdir? Şu anda ilgilendiğim tek şey Beylikdüzü. Beylikdüzü’nde şu anda yürüttüğümüz birçok proje var. 2014’te, Sayın Ekrem Bey’in seçim dönemi öncesinde başlayıp devam eden projeler var; o dönem Ekrem Bey’in taahhüt ettiği, daha sonrasında da gelişen projeler var. Üzerinde en çok durduğumuz proje, Yaşam Vadisi Projesi. Yaşam Vadisi, İstanbul ölçütlerinde, büyük bir proje. Yaklaşık 1 milyon metrekarelik bir yeşil alandan bahsediyoruz; E5’ten başlayıp Kavaklı sahiline kadar giden vadinin düzenlenmesi işi. Bu daha önce de parça parça projelendirilmiş ama gerçekleştirilememiş bir proje. Biz, bunun ilk etabının yakın zamanda açılışını yapacağız. Yaklaşık 280 bin metrekarelik alan bir iki ay içerisinde kullanıma açılacak. Amfi tiyatro, kent mobilyaları vb. alanlarda şu an eklemeler yapıyoruz. İkinci etabı, yani birinci etabın bittiği yerden denize kadar olan alanda geçen yıl uluslararası bir proje yarışması yaptık, bir grup çok kaliteli bir ürün çıkardı. Şu anda o grupla uygulama projesi üzerine çalışıyoruz. Üzerinde durduğumuz projelerden birisi Cumhuriyet Caddesi Yayalaştırma Projesi; bu da bizim çok önem verdiğimiz bir konu. Cumhuriyet Caddesi bizim önemli akslarımızdan bir tanesi, tabii burada bir takım hukuki sorunlar, yetki sorunları çıkabiliyor. Bu proje ile yaklaşık 2 km’lik bir aksın yayalaştırılması ve trafiğin yavaşlatılması hedefleniyor. Bunun bir parçası da, şu an 7 – 8 binaya yayılmış durumda olan belediyemizin tek bir binada toplanması olacak. Beylikdüzü’nde şöyle bir sıkıntı var; diğer çoğu ilçede merkezler belli iken, burada öyle bir merkez yok. Biz Cumhuriyet Caddesi ile devam eden, belediyenin de bulunduğu aksın bir kent merkezi olmasını öngörüyoruz. Tabii ki kentler çok uzun yaşayan olgular; bir anda “hadi burasını merkez yaptık” diyerek yapay bir merkez yaratmak çok zor; buna bir kimlik katmanın, yaşatmanın uzun bir süreç olduğunu biliyoruz ama dediğim gibi Beylikdüzü’ne değer katmak adına da böyle bir projemiz var. Az önce bahsettiğim üç belde –üç köy- Kavaklı, Gürpınar, Yakuplu. “3 Köy 3 Meydan” diye bir projemiz var, bu proje Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde de çalışıldı. Bu proje ile deforme olmuş köy meydanlarının dokusunu canlandırmak istiyoruz. Çünkü bu köyler geçmişleri olan, eski köyler. Bu üç köy ağırlıklı olarak Balkanlardan mübadele ile göç almış. Yani Beylikdüzü göreceli olarak yeni bir yerleşim olmakla birlikte bu üç köyün tarihleri mübadele öncesine kadar gidiyor. Hatta Beylikdüzü’nin tarihçesini anlatan bir kitap çıkarttık, onu Odamız kütüphanesine de hediye etmek isterim ki merak eden meslektaşlarımız Odamızdan ulaşabilsinler.
SPO . bülteni . istanbul sube
Beylikdüzü denize kıyısı olan bir ilçe. 12 km’lik sahil bandımız var, İstanbul’da Marmara Denizi’ne bakan ilçeler arasında deniz bağlantısı hala bakir kalabilmiş, dolgu yapılmamış ender ilçelerden bir tanesi. Kumsalı olan, denizin dolgu olmadan kara ile buluştuğu ender ilçelerden bir tanesi. Sahil bandı ile çok büyük bir potansiyeli var, bu potansiyeli değerlendirmeye çalışıyoruz ama burada bir takım yetki sıkıntıları yaşıyoruz İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Bakanlık ile. Kıyılardaki düzenlemeler de dahil buna. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyesinin siyasi görüş farkı da projelerin sıkıntısız ilerleyip ilerlemeyeceği konusunda aktif rol oynuyor. Beylikdüzü’nde on tane mahallemiz var, dört büyük mahalle E-5 Karayolu’na yapışık şekilde. Nüfusun yaklaşık yüzde yetmişi burada yaşar. E-5’e yakın olmanın avantaj ve dezavantajları var. Doğu – batı aksında E-5’e alternatifimizin olmaması dezavantajlarımıza örnektir. Karlı havada Haramidere yokuşunda metrobüs çalışmayınca bizim ilçeye giriş – çıkış da kilitlendi. Denize yakın olmamıza rağmen bunu ulaşım olarak kullanamamamız bir dezavantaj. Deniz Ürünleri Hali’nin burada olması da öyle. İstanbul’a gelen balıkların yüzde sekseni karayolu ile geliyor (mevsimine göre değişse de). Dolayısıyla su ürünleri halinin deniz kenarında yapılmasına gerek yok. Gece sabaha kadar tekneler çalışıyor; sabah sekizde oraya gittiğinizde hiçbir şey görmüyorsunuz ama kokudan dolayı ciddi bir rahatsızlık ortaya çıkıyor; kamyonların güzergahında ister istemez akıntılar oluyor, onların getirdiği kirlilik var. Haddinden fazla martımız oldu, bu kadar fazla martı olmasının etrafa verdiği bir kirlilik var. Bir de kamyonlar gece 12’den sabaha kadar çalışıyorlar. Adnan Kahveci Mahallesi’nden E-5’e çıkıyorlar; o güzergahta yarattıkları gürültü kirliliği var. Yürüttüğümüz çalışmalarda benim çok önem verdiğim bir diğer çalışma da Afet Acil Eylem Planı. Bununla ilgili Plan ve Proje Müdürlüğü’nde bir şeflik de kurduk. Şu an bu acil durum planını oluşturduk, tüm müdürlükleri bilgilendirdik. Şu an çeşitli kurumlarla; STK’larla, partilerle bunları görüşüyoruz. Büyük olasılıkla Mart ayının ilk haftasında, deprem haftasında bunun lansmanını yapacağız. Mezun olduktan hayatınızda ne karşılaştınız?
sonra, meslek gibi zorluklarla
İlk dönemler açısından söylüyorum, yarı bilinçli olarak şehir planlama bölümüne girdim. Ondan sonra, bu bölümü okumayı da sonrasını da çok seven bir insanım. Mezun olduktan sonra da işsizlik yaşamadım. Dördüncü sınıfta, hocaların yanında büroda çalışmaya başladım. Dolayısıyla oradan bir araştırma firmasına, oradan da belediyeye geçtim. Belki o dönem mezun sayısının çok fazla olmamasının da bir avantajıydı bu. Çok keyif aldım bu meslekte ama bu durum bir süre sonra dezavantaja dönüşebiliyor çünkü siz hayal ettiğiniz
11
12 SPO . bülteni . istanbul sube ortamı bulamayabiliyorsunuz. Klasik bir söylem olacak ama Türkiye’de planlamayı plancılar yapmıyor, politikacılar yapıyor. Bu da insanı mutsuz ediyor. Olayların plan çerçevesinde değil proje çerçevesinde döndüğünü, parçacıl şekilde ilerlediğini görmek insanı mutsuz ediyor. Havaalanı olsun, Kanal İstanbul olsun, Üçüncü Köprü ve çevre yolları vs. çevreye olan etkileri kontrol edilmeden, bütüncül bir yaklaşımı olmadan, proje olarak ele alınan ve İstanbul’a monte edilen projelerin zararlarını yaşıyoruz. Gerçekleşmeyeceğini umduğum Kanal İstanbul’un İstanbul açısından felakete yol açacağını düşünüyorum. İnşaat sektörü siz ne kadar yatırım yaparsanız yapın geçici bir sektördür, gerçek anlamda ülkeye katma değer kattığını düşünmüyorum. İnşaata dayalı, kısa vadeli proje bazlı gelişmeler plancıyı mutsuz ediyor, etmeli. Biz uzun vadeli planları hedefliyoruz çünkü. Örnek aldığımız kentlere baktığımızda neredeyse 100 yıllık planlara uygun olarak geliştiğini görüyoruz. 2009 yılında o dönemki politikacıların “bu plan artık İstanbul’un anayasasıdır” diye ortaya koydukları İstanbul Çevre Düzeni Planı günümüzde merkezi hükümetin ortaya koyduğu belgelerle çöpe atılmış durumdadır. Hala yasal olmasına rağmen geçerliliğini yitirmiştir. Meslek yaşamınızda sizi en çok şaşırtan ve mutlu eden neydi? En çok mutlu eden Beylikdüzü’ne gelmek, buraya Başkan Yardımcısı pozisyonunda atanmaktır. Kendimin başkan yardımcısı olmasından çok, planlama mesleğinden bir insanın başkan yardımcısı olması, yönetimde söz sahibi olması beni mutlu etti. Mesleğe adım attığınız zamanlardaki beklentileriniz ile bugününüzü karşılaştırdığınızda, bu alanı seçtiğiniz için kendinizi şanslı ya da pişman hissediyor musunuz? Sürecin sonu burası olduğu için şanslı hissediyorum. Ekrem İmamoğlu ile çalışmak bana keyif veriyor; mesleki anlamda da planlama mesleğine değer veren bir kişi, şu an belediye meclisinde de farklı farklı pozisyonlarda plancı arkadaşlarımız var. İstanbul’un şehir planlamasını dünya örnekleriyle ile kıyaslayacak olsak neler söylerdiniz? Bu konuyu, bir dönem üzerine fazlasıyla kafa yorduğum turizm açısından ele alayım. Sadece turizm de değil, kültürel anlamda ele alayım. İstanbul’u kültürel açıdan hiç bir kent ile karşılaştıramıyorum. Üç dönemi yaşatan bir şehir. Tabii sonrasında baktığımız bulgular, İstanbul’un bilindiğinden daha eski bir şehir olduğunu; hatta Yenikapı kazısındaki bulgular şehrin 4 – 5 bin yıl önce dünya başkenti olduğunu ortaya çıkardı. Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag, son yıllarda değişmiş olabilmekle birlikte 1,4 milyon nüfusa sahip. Aldığı turist sayısı 10 milyon. Dolayısıyla kendi nüfusunun kaç kat üzerinde turist geliyor. Çok güzel bir kent, mimarisini yaşatarak bu güne gelmiş. İstanbul ile karşılaştırdığımızda İstanbul daha yaşlı, daha çeşitli kültürlere sahip olmuş bir kent. Nüfus ile orantıladığımızda ise İstanbul’un yaklaşık 60 – 70 milyon turist alması lazım. Nüfusumuzdan çok daha az turist geliyor, bunun çok nedeni var tabii ama bir şekilde turizm politikasını da yetersiz uyguladığımız aşikar. Turizmi çeşitlendiremiyoruz, potansiyellerimizi kullanamıyoruz. Planlama adına çok iyi şeyler söyleyemiyoruz; siz 16 milyonluk bir kenti lastik tekerlekli ulaşım metodlarıyla çözemezsiniz. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Avrupa’da çok daha küçük şehirler, çok daha yoğun bir yaylı sistem ağıyla bağlanmış durumda. Biz popülist yaklaşımlarla hareket ediyoruz. Haddinden çok daha yavaş gidiyoruz. 16 milyonluk bir kenti
SPO . bülteni . istanbul sube
metrobüsle çözemezsiniz. İyi niyetli bir yatırımdır, ama metrobüs bir saatte tek yönde 15 bin kişi taşır. Şu anda pik saatlerde bu 22 bin civarına çıkıyor. Dünyada yüzde elli fazlasıyla çalışan bir sistem daha yoktur; böyle bir sistem çöker. Aynı güzergahta, yerüstünde raylı sistem yaptığımızda bu 40 bine, yeraltında yapıldığında 60 – 70 bine çıkıyor. İstediğimiz kadar tüneller yapalım, raylı sistem yapılmadığı takdirde hiçbir sorun çözemeyiz. Ulaşım problemi, günlük hayattaki en büyük sorunlarımızdan biri. Beylikdüzü’nde raylı sistem projesi var mı? Beylikdüzü’nün raylı sistem açısından şöyle bir dezavantajı var, Beylikdüzü metrosu projesi çok uzun zaman önce projelendirilmiş durumda. Ancak Kanal İstanbul yüzünden devreye giremiyor. Kanal İstanbul güzergahı tam olarak belli olmadığı için Beylikdüzü’ne gelecek raylı sistem ihalesi yapılamıyor. Kanal İstanbul’un zararlarını şimdiden fazlasıyla yaşıyoruz. Odamıza dahil olduğunuz zamanlardan bugüne, Oda çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Mezun olduktan hemen sonra Oda ile ilişkisi olan ama yönetime dahil olmayan bir plancıydım. Dönem dönem komisyonlar ve etkinlikler aracılığı ile kurdum bu ilişkiyi. “Oda bize ne veriyor, biz niye kayıt olalım?” vb soruları her daim eleştiriyorum. Bu bir kısır döngü. TMMOB’un tüm Odaları bana göre önemli kurumlardır. Bizim Odamız, ülkemizde planlamaya ilişkin politikaları ünlendirme kabiliyeti olan, ancak ne yazık ki bir takım baskılara da karşı duran bir kurum. Dönem dönem merkezi hükümetin TMMOB’a karşı yasa değişikliği hamlelerini de görüyoruz. Odaların her şeye karşı olmadığı, alternatif de sunabildiği, örneğin üçüncü köprüye neden karşı çıktığı konusunda daha açıklayıcı olması gerekiyor; tabii mevcut merkezi hükümetle bunu nasıl başarabilir bundan emin değilim. Meslektaş arkadaşların, siyasi görüşleri ne olursa olsun Odanın bir meslek örgütü olduğunu unutmaması gerekiyor. Tüm meslektaşlarımızın, okul döneminden itibaren Oda faaliyetleri içerisinde olması gerekiyor. Odanın biraz daha eğlenceli, daha fazla etkinlik üretebilen bir alan olması gerekiyor. Bildiğiniz üzere, üyelerimizin ilgi alanlarına göre oluşturdukları / dahil oldukları ve katılımları ile beslenen çalışma komisyonlarımız var. Odamızda çalıştığınız komisyon oldu mu, olduysa hangileridir? Plan İnceleme Komisyonu’nda faaliyet gösterdim. Mesleğimizde bir kısır döngü vardır normalde, yaptığınız işte bir süre sonra kendinizi tekrarlamaya başlarsınız. Ama bu komisyonun bu anlamda beni çok beslediğini, çeşitli alanlarda çalışan meslektaşlarla ve çeşitli planlarla tanışıp karşılaştırmalar yapma fırsatı bulduğumu söyleyebilirim. Farklı insanların yaptığı farklı planları görüyordum, çözümsüz kaldığım bir yerde “bunu ben de uygulayabilirim” diyordum ve mesleki birikimimi zenginleştiriyordum. Diğer komisyonlar küsmesin ama bu komisyon bana göre en verimli komisyondu.
13
14 SPO . bülteni . istanbul sube Deneyimli bir meslektaşımız olarak; henüz mezun olmamış meslektaş adaylarımıza ve yeni mezun olan meslektaşlarımıza önerileriniz var mı? Yaptığım doğru mudur bilmiyorum, aynı üniversitede hem yüksek lisansımı hem doktoramı tamamladım. Şu anki aklım olsa bizi kabul eden farklı fakültelerde yüksek lisans ve doktoramı yapmak isterdim. Bunun en başında hukuk geliyor. Şu an belki müfredat değişmiş olabilir ama benim okuduğum dönemde imar hukuku dersi çok da önemsenmeyen bir dersti. Mezun olduktan sonra hemen hemen herkes anlıyor ki işin gerçeği hukuk. Yani ayakları yere basan bir plancı mutlaka hukuk bilmeli. Ütopyalar tabii ki olmalı, olamayan şeyleri her zaman hayal etmeliyiz ama işin gerçeğinin hukuk olduğunu da unutmamalıyız. Farklı dalda bir şeyler yapılması hem kendilerine hem mesleğe daha çok şey katar diye düşünüyorum. Yabancı dil var bir de, artık tek yabancı dil de yetmiyor. “Anlıyorum ama konuşamıyorum” devri çoktan geçti. Gelecek ile ilgili idealleri varsa kendilerini bu dönemde biraz kasmaları gerekiyor. Çizim programlarına hakim olmak gerekiyor bu meslekte yer edinebilmek için. Gündemi takip etmeleri gerekiyor, ufkun genişletilmesi lazım. Dünyada planlama alanında, kentsel tasarım alanında; planlamanın ilişkide olduğu tüm alanlarda çok güzel şeyler yapılıyor. Danimarka’da çok güzel planlanmış bir meydanı burada, buranın koşullarına göre neden uygulamayalım? Maalesef eşitler arasında bir tık öne geçmek gerekiyor günümüzde; genç meslektaşlarıma önerim de eşitler arasında öne geçmeleri. Keyifli röportajımız ve önerileriniz için teşekkür ederiz… Ben teşekkür ederim.
SPO . bülteni . istanbul sube
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NDEN İHRAÇ EDİLEN ÖĞRETİM ÜYELERİ UĞURLANDI Yıldız Teknik Üniversitesi’nden 686 no’lu KHK ile ihraç edilen meslektaşlarımız, İrfan Emre Kovankaya ile aynı zamanda Odamız Yönetim Kurulu üyesi olan Tuba İnal Çekiç ve Caner Murat Doğançayır Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Kampüsü ana kapısı önünde 23 Şubat Perşembe günü gerçekleştirilen basın açıklaması ile uğurlandı. Basın açıklaması ve uğurlama törenine öğretim üyeleri, öğrenciler ve Odamız Yönetim Kurulu Üyelerinin yanı sıra çeşitli platformlardan da katılım gösterildi.
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MEZUNİYET ÖDÜL TÖRENİ GERÇEKLEŞTİ Yıldız Teknik Üniversitesi Mezuniyet Ödül Töreni, 19 Ocak 2017 tarihinde Davutpaşa Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törende Şubemiz Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Deveci tarafından, derece alan meslektaşlarımız İsra Hatipoğlu ve Ünal Esma Şen’e ödülleri takdim edildi. Mezun olan meslektaşlarımızı bir kez daha tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.
15
16 SPO . bülteni . istanbul sube
ÖĞRENCİ KOMİSYONUMUZDAN AÇIKLAMA: “AKADEMİ KHK’LERE SIĞMAZ” 7 Şubat 2017 tarihinden gece yarısı çıkartılan 686 no’lu KHK ile aralarında şehir ve bölge planlama bölümü hocalarımız Caner Murat Doğançayır, Emre Kovankaya ve Tuba inal ÇEKİÇ’in de yer aldığını 330 akademisyenin görevine son verilerek akademiden tasfiye edilmiştir. Üniversiteler evrensel olarak bilimden yana özgürlüğün demokrasinin emeğin ve Hukuk’un merkezi niteliğindedir. Demokratik toplumun bir parçası olan üniversiteler sadece eğitim alanı değildir. Ürettikleri ve savundukları ile toplumu ileriye taşıyan özgürlükçü düşünce ortamını sağlayan ve bunun öncüsü konumunda olan merkezlerdir. Hiçbir gerekçesi yoktur! Emek ve demokrasiden yana akademisyenlerimiz OHAL koşullarında gece yarısı KHK’ler ile görevlerinden alınamazlar. Ülkemizde hukuksuzluğun her geçen gün daha da arttığı ve bu hukuksuzluğa KHK’ler ile kılıf uydurulduğu bir dönemde bunun yansımaları üniversitelerde de görülmektedir. Günlük hayatın bir parçası haline gelen KHK’ler hiçbir şekilde kabul edilemez. KHK’ler ile bilimi savunun akademisyenlerin görevden uzaklaştırılmasının amacı biat eden üniversitelerin yaratılması ve özgür düşünce ortamının yok edilmesidir. Aralarında bölüm hocalarımızın da bulunduğu Yıldız Teknik Üniversitesinden ihraç edilen 27 akademisyenin 26’sı barış bildiri imzacısıdır. Bu durum bizlere daha önce soruşturmalar ile hukuksuz bir şekilde yargılanan akademisyenlerimizin yine hukuksuz ve hiçbir meşruluğu olmadan görevlerine son verildiğini göstermektedir. Görevine son verilen akademisyenlerin ardından YÖK yaptığı açıklama ile tüm yetkinin üniversitelerde olduğunu ihraç edilen akademisyenlerin üniversite yönetimleri tarafından belirlendiğini dile getirmiştir. KHK’ler ile üniversitelerimizde bilim üreten akademisyenlerimiz ne ile suçlandıklarına dair herhangi bir açıklama yapılmadan herhangi bir savunma hakkı tanınmadan üniversite yönetimlerinin keyfi şekilde verdikleri isim listeleri ile gece yarısı görevlerinden uzaklaştırılmaktadırlar. OHAL adı altında insan haklarının ayaklar altına alındığı kamu emekçilerinin görevlerine son verildiği bu kararnamelerin hiçbir meşruluğu yoktur. Görevine son verilen Şehir ve Bölge Planlama bölümü hocalarımız üniversitemizde kamu yararına çalışmalar yürüten bilimi ve yaşamı savunun akademisyenlerimizdir. İhraç edilen akademisyenler ile beraber üniversitelerimizin içi boşaltılmakta ve niteliksiz hale dönüştürülmektedir. OHAL koşullarında KHK’ler ile her geçen gün artan ihraçlar ile beraber üniversiteler bilim üreten , özerk ve demokratik kurumlar olmaktan çıkmaktadır. OHAL koşulları ve çıkartılan KHK’ler üniversitelerimizden aydın ve demokrat hocalarımızı uzaklaştırma bilim insanlarını cezalandırma aracı olarak kullanılmaktadır. Bu toplu kıyımlar sadece ihraç edilenleri değil üniversitelerin geleceğini de tehdit etmektedir.
SPO . bülteni . istanbul sube
Bizler şehir ve bölge planlama öğrencileri olarak hukuksuz bir şekilde görevlerine son verilen, bilimin, emeğin, kamu yararının ve meslek etiğinin üniversitelerimizde sesi olan akademisyenlerimiz başta Caner Murat DOĞANÇAYIR, Emre KOVANKAYA ve Tuba İnal ÇEKİÇ olmak üzere ihraç edilen tüm akademisyenlerimizin yanındayız. Şehir Plancıları Odası Öğrenci Komisyonu YTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğrencileri
17
18 SPO . bülteni . istanbul sube
TRAKYA BÖLGESİ’NDEKİ İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLERİ YARGIYA TAŞINDI Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanarak; • 14.11.2016 – 13.12.2016 tarihleri arasında askıya çıkarılan İstanbul İli 1/100000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği • 11.11.2016 – 10.12.2016 tarihleri arasında askıya çıkarılan Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası 1/100 000 Ölçekli Revizyon Çevre Düzeni Planı Değişikliği • 11.11.2016 – 10.12.2016 tarihleri arasında askıya çıkarılan Tekirdağ İli 1/25 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği • 15.11.2016 – 14.12.2016 tarihleri arasında askıya çıkarılan Kırklareli İli 1/25 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği • 15.11.2016 – 14.12.2016 tarihleri arasında askıya çıkarılan Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası 1/100 000 Ölçekli Revizyon Çevre Düzeni Planı Değişikliği yargıya taşındı. Dava konusu üst ölçekli plan değişiklikleri ile “Enerji Üretim Alanı” olarak belirlenen alanlar ve yakın çevresinde, yeraltı suyu kaynaklarına yakın olan verimli tarım toprakları ve orman alanları yok edilerek kömürlü termik santraller kurulmak istenmektedir. Yapılması planlanan termik santraller açıkça çevre ve insan sağlığını tehdit etmekte olup bu yönüyle Çevre Kanunu’na aykırıdır. Ayrıca yapılan değişiklikleri Anayasa’nın 45., 56., 57. ve 169. maddelerini ihlal etmektedir. Planlama alanlarında bulunan mutlak tarım arazilerinin termik santrale dönüştürülmesi, hem yerel ekonomik dengeleri hem de ekolojik dengeleri olumsuz yönde etkileyecektir. Söz konusu plan değişiklikleri Türkiye’nin de imzacısı olduğu birçok uluslararası çevre anlaşmasına aykırılık içermektedir. Bunlarla birlikte dava konusu plan değişiklikleri; üst ölçekli ana plan kararlarına, imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararı ve güvenliğine aykırı, bilimsellikten uzaktır. Bahsedilen hususlar çerçevesinde, yukarıda adı geçen üst ölçekli plan değişiklikleri Şubemiz, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ve Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından dava konusu edildi.
SPO . bülteni . istanbul sube
KARTAL ŞEHİR PARKI’NA İLİŞKİN İMAR PLANLARI YARGIDA İstanbul İli, Kartal İlçesi, Soğanlık Mahallesi, 213 ve 216 parseller ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli İlave Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli İlave Uygulama İmar Planı Değişikliği 14.10.2016 tarihinde 30 gün süreyle askıya çıkarılmış olup yasal süreci içerisinde Şubemizce dava konusu edildi. Planlama alanı; 19.04.2013 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Kartal Güneyi Revizyon Uygulama İmar Planında 213 parsel kısmen Askeri Stratejik Alan, kısmen Belediye Hizmet Alanı, kısmen Bölgesel Park Alanı olarak, 216 parsel, kısmen Askeri Stratejik Alan, kısmen Belediye Hizmet Alanı, kısmen Bölgesel Park Alanı, kısmen Metro Durak Alanı olarak ayrılmıştır. Söz konusu değişiklik ile yaklaşık tamamı 2281 ada 213 parselde yer alan Askeri Alan yüzölçüm olarak korunmuş, ancak konumu değiştirilmiştir. Şehir Parkı ise kısmen ticaretkonut alanı, kısmen spor tesis alanı, kısmen park, kısmen de raylı toplu taşıma istasyon alanı olarak planlanmıştır. Bölgedeki meri imar planı hazırlanırken dava konusu taşınmazların bulunduğu alan Bölgesel Park ve Askeri Alan olduğu için, nüfus projeksiyonlarında ve konut-ticaret-donatı dengelerinde hesaba dahil edilmemiştir. Oysa yapılan plan değişikliği ile bu alanda konut+ticaret fonksiyonlarının yer alması bölgeye ek nüfus, yapı ve trafik yoğunluğu getirmektedir. Planla getirilen ek nüfusun dışında, bölgede kentsel dönüşüm uygulamaları nedeniyle ihtiyaç duyulan eğitim, sağlık vb. sosyal donatılar açısından yetersiz hale gelecektir. Plan raporlarında bu duruma ilişkin herhangi bir değerlendirme ve önleme rastlanmamaktadır. Taşınmazların bulunduğu bölge D-100 karayolu boyunca kuzey ve güney yönünde parsel bazında yapılan plan tadilatlarıyla plan bütünlüğünü bozucu şekilde parçacıl olarak planlanmaktadır. Plan değişikliğinin bu yönde olumsuz bir etki yapacağı, bölgede nüfus, yapı ve trafik yoğunluğu yaratacağı, nüfus-donatı dengesini bozacağı, bu anlamda planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararı açısından sorunlu bir düzenleme olacağı öngörülmektedir. 06.10.2011 tarih ve 28076 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 26.09.2011tarih ve 2011/2266 sayılı Bakanlar Kurulu kararında iyileştirme, yenileme ve dönüşüm uygulamaları yapılmasına karar verilen alan ilimiz Sultanbeyli İlçesi sınırları içerisinde gösterilmektedir. Oysa dava konusu alan Kartal İlçesi sınırları içinde Soğanlık Mahallesinde İstanbul Anadolu Adalet Sarayının doğusunda yer almaktadır. Sultanbeyli ilçesinde bir alanda yaşanan mülkiyet sorunun çözümü gerekçesiyle başka bir ilçe sınırları içinde donatı alanının iptal edilerek nüfus ve yapı yoğunluğunu artırıcı değişiklik yapılması planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırıdır. Plan değişikliğinin bilimsel, nesnel ve teknik gerekçesi bulunmamaktadır. Yukarıdaki hususlar çerçevesinde; bahse konu plan değişikliğinin planın sosyal ve teknik donatı dengesini bozması, tüm kamuya hizmet edecek bir donatı alanının küçültülerek yerine Ticaret-Konut fonksiyonu getirilmesi, plan bütünlüğünü ve plan kademelenmesi ilkelerini göz ardı etmesi, 3194 sayılı İmar Kanunu ve eki Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne, kamu yararı, şehircilik ilke ve esaslarına aykırı hükümler içermesi nedeniyle Şubemiz ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından yargıya taşındı.
19
20 SPO . bülteni . istanbul sube
KABAKÇA KÖYÜ REVİZYON İMAR PLANI İPTAL EDİLDİ İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 13.09.2013 tarih ve 1798 sayılı kararı onaylanan Çatalca İlçesi, Kabakça Köyü 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planının Şubemizce itiraz konusu edilmesinin ardından yargıya taşınmıştı. 2015/784 Esas No ile 9. İdare Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme, planların iptaline karar verdi. Çatalca İlçesi, Kabakça Köyü 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ile 25.02.2010 tt.li 1/5000 ölçekli nazım imar planında tarım alanı olarak belirlenmiş olan köy yerleşik alan sınırı dışındaki bazı alanlar konut alanına dönüştürülmüştür. Artan nüfusun donatı ihtiyacını karşılayacak donatı alanları yaratılmadığı gibi mevcut donatı alanlarının da küçültüldüğü görülmektedir. Kabakça Köyü, Çevre Düzeni Planı’nda Kırsal Yerleşim Alanı ve Tarım Alanı olarak belirlenmiştir. 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda tarım alanların korunması ve kırsal yerleşim alanlarında kırsal yaşamın sürdürülmesi önemli amaçlardan biri olarak gösterilmiş olup plan açıklama raporunda, Kabakça köyündeki tarım toprakları ekolojik üretim alanları açısından planlamaları yapılacak birinci derecede ekolojik tarım potansiyeli olan alanlardan biri olarak gösterilmiştir. Yapılan revizyon bu amaca aykırıdır. Dava konusu nazım imar planı revizyonu ile mevcut sosyal ve teknik donatı dengesi bozulmakta, imar planı kademelenmesi, ayrıcalıklı imar hakları yaratmak üzere ortadan kaldırılmakta, şehircilik ilke ve esaslarına aykırı bu hükümler ile çevre yapılanma koşullarının üzerinde bir yapılaşma hakkı ortaya çıkmaktadır. Bahsedilen hususlar çerçevesinde, 3194 sayılı İmar Kanunu ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği, kamu yararı, şehircilik ilke ve esaslarına aykırı hükümler içermesi nedenleriyle Şubemizce dava konusu edilen plana ilişkin 9. İdare Mahkemesi, söz konusu planın getirdiği yoğunluk artışı ve donatıda ortaya çıkardığı olumsuzluk nedeniyle kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olmadığı ve dolayısıyla hukuka aykırı olduğunu belirterek; İPTAL edilmesine karar verdi.
SPO . bülteni . istanbul sube
GAZİOSMANPAŞA İLÇESİ GECEKONDU ÖNLEME BÖLGESİ’NE İLİŞKİN İMAR PLANLARI İPTAL EDİLDİ Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 24/07/2013 tarihinde onaylanan İli Gaziosmanpaşa İlçesi Sarıgöl ve Yenidoğan Mah. Gecekondu Önleme Bölgesi 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli I. Ve IV. Etap Uygulama İmar Planları, planlama ilkeleri, şehircilik esasları ve kamu yararına uygun olmadığı gerekçeleriyle 5. İdare Mahkemesi tarafından İPTAL edildi. 01.10.2010 tarihinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca onaylanan imar planları, usulüne aykırı bir askı süreci gerçekleşmiş olması, nüfus yoğunluğunu artırması ve yeterli donatı alanı sağlanmaması; öngörülen nüfus yoğunluğunun bölgesel ulaşım sistemi üzerinde olumsuz bir etki yaratacağı, kent bütününün plansız gelişmesine ve niteliksiz kentsel alanların ortaya çıkmasına sebebiyet vermesi ve bölgenin gelişiminde çevre için olumsuz örnek teşkil edecek nitelikte olması sebepleriyle Şubemizce yargıya taşındı. Bilirkişi görüşünde, planlarda yaşam kalitesi standartlarının sağlanamadığı, donatı – nüfus dengesinin hem mevzuat hem de şehircilik ilkeleri açısından öngörülen standartlara uymadığı, planların üst ölçekli planlara uygun olmadığı ve kademeli birliktelik ilkesine aykırı olduğu, alanın çok katmanlı ve çok boyutlu sorunlarına çözüm getirmekten uzak olduğu belirtilen planlar 5. İdare Mahkemesi’nin 2016/2048 No’lu kararıyla İPTAL edildi.
BÜYÜKDERE CADDESİ ÇEVRESİNE İLİŞKİN İMAR PLANI YARGIYA TAŞINDI 21.10.2016–21.11.2016 tarihlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda askıya çıkan Kağıthane-Sarıyer İlçeleri Büyükdere Caddesi Çevresine İlişkin 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Şubemizce yargıya taşındı. Dava konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının Kağıthane ve Sarıyer İlçeleri Büyükdere Caddesi Çevresinde yer alan Ticaret-Sanayi-Konut alanlarının dönüştürülerek nitelikli ve depreme dayanıklı yapılar ile donatı ve ulaşım açısından yeterli yeni bir kentsel doku oluşturulmasına yönelik hazırlandığı belirtilmekte olup; dava konusu plan ile getirilen plan kararları ve yoğunluk ile bölgede kamu yararı ilkesi göz ardı edilirken; altyapı, ulaşım ve hizmet sorunları ortaya çıkaracak bir düzenleme yapılmaktadır. Bu şekilde kamunun sağlıklı, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre yaratma görevini yerine getirmediği, tersine bu denklemi bozucu bir işlem tesis ettiği görülmektedir. Özellikle getirilen yapı ve nüfus yoğunluğu, yaratacağı etki alanı da düşünüldüğünde mevcut ulaşım altyapısına trafik yoğunluğu getirmekte, İstanbul silueti onarılamaz şekilde tahrip edilmektedir. Bu saptamalara karşın, söz konusu plan bu duruma dair hiçbir çözüm önerisi getirilmemiştir. Dava konusu plan değişikliği, ayrıcalıklı imar hakları ile imar planının eşitlik ve hakkaniyet boyutunu ortadan kaldırmakta; bu nedenle kamu yararına aykırı bir düzenleme getirmektedir. Bahsedilen hususlar çerçevesinde, mevzuata ve kamu yararına aykırı olarak hazırlanan imar planı, Şubemizce yargıya taşındı.
21
22 SPO . bülteni . istanbul sube
İSTANBUL BULUŞMALARI 2017 ETKİNLİK TARİHİ VE MEKÂNI KESİNLEŞTİ! 2007 yılından itibaren her yıl belirli temalar çerçevesinde İstanbul gündemini takip etmeyi hedefleyen İstanbul Buluşmaları etkinliğinin 11.si bu sene 5-6 Mayıs 2017 tarihlerinde “Huzursuz Kentin Geçici Halleri” temasıyla; 5 Mayıs Cuma günü Sarıyer Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde, 6 Mayıs Cumartesi günü ise Kartal Belediyesi Soğanlık Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecektir. Etkinlik ile ilgili diğer detaylar daha sonra duyurulacak olup “İstanbul Buluşmaları 2017” etkinliğine katılımınızdan ve etkinliğimizi sizlerle birlikte gerçekleştirmekten memnuniyet duyacağımızı içtenlikle belirtiriz. İstanbul Buluşmaları Twitter hesabı için tıklayınız.
SPO . bülteni . istanbul sube
ŞUBEMİZCE SATRANÇ TURNUVASI DÜZENLENİYOR! Şubemiz XIV. Dönem çalışma programında yer alan ve üyelerimizin bir araya gelmesini sağlamak üzere düzenlenecek sosyal etkinlikler başlığı kapsamında, 18 Mart Cumartesi günü TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Satranç Turnuvası gerçekleştirilecektir. Rota Proje & Mühendislik katkılarıyla ve İstanbul Satranç Derneği işbirliğiyle düzenlenecek olan turnuvaya katılım ücretsizdir. Katılım kontenjanı sınırlı olduğundan, turnuvaya katılmak isteyen üyelerimizin spoist@spoist.org adresine e-posta göndererek ön kayıt yaptırmaları gerekmektedir. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi SATRANÇ TURNUVASI Turnuva Yönergesi Tarih: 18 Mart 2017 Cumartesi Yer: TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Cihannüma Mahallesi Akdoğan Sokak Başar Apt. No: 30 D: 6/7 Beşiktaş İSTANBUL
Turnuva İsviçre Sistemi ile 6 tur üzerinden, hakem gözetiminde oynanacaktır.
Müsabakalar Rapid turnuva formatında gerçekleştirilecek olup düşünme süresi 15 dakika + 10 saniye/hamle olacaktır.
Katılım 40 kişi ile sınırlıdır. Katılımcıların spoist@spoist.org e-posta adresine bildirimde bulunarak ön kayıt yaptırmaları gerekmektedir (Ön kayıt yaptırmayanlar kontenjanda yer kaldığı takdirde turnuva günü kayıt yaptırarak katılım gösterebilirler).
Turnuva TMMOB üye ve öğrenci üyelerinin katılımına açıktır.
Katılım ücretsizdir.
PROGRAM
Tarih
Saat 10.15 – 10.45
Kayıt / Kontrol İşlemleri Teknik Toplantı
10.45
1. TUR
11.00
2. TUR
18 Mart 2017 Cumartesi
3. TUR
11.45 12.30
Yemek Arası
13.15
4. TUR
14.00
5. TUR
14.45
6. TUR
15.30 6. tur sonunda
Ödül Töreni 1.lik ödülü: Satranç takımı + kitap 2.lik ödülü: Satranç takımı 3.lük ödülü: Kitap İletişim Tel: 0212 275 43 67 e-posta: spoist@spoist.org
Rota Proje & Mühendislik katkılarıyla
23
24 SPO . bĂźlteni . istanbul sube
SPO . bülteni . istanbul sube
MİSEM BÜNYESİNDE NETCAD VE ARCGIS EĞİTİMLERİ BAŞLIYOR Odamız MİSEM bünyesinde Mart ayı içerisinde gerçekleştirilecek bilgisayar programı eğitimleri için başvurular devam etmektedir. Söz konusu bilgisayar eğitimlerine katılmak isteyen meslektaşlarımızın, sehirplancilariodası@gmail.com adresine dönüş yapması veya Odamız Genel Merkezini araması gerekmektedir. NetCAD eğitim detayları için buraya, ArcGIS eğitim detayları için buraya tıklayınız.
BURSA OSMANGAZİ BELEDİYESİ ÇEKİRGE MEYDANI MİMARİ, KENTSEL TASARIM VE PEYZAJ TASARIMI PROJE YARIŞMASI Bursa Osmangazi Belediye Başkanlığı Kentsel Tasarım Müdürlüğü tarafından, “Bursa Osmangazi Belediyesi Çekirge Meydanı Mimari, Kentsel Tasarım ve Peyzaj Tasarımı Proje Yarışması” düzenlenmektedir. İki aşamalı yarışmaya ilişkin takvim aşağıda yer almakta olup, Şartname ve detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. Yarışmanın ilanı Birinci aşama soru sorma süresinin bitimi Birinci aşama soruların cevaplarının ilanı Yer görme belgesinin alınması için son tarih Birinci aşama projelerinin raportörlüğe teslim edilmesi Değerlendirme çalışmaları için jürinin toplanması Birinci aşamanın sonuçlanması İkinci aşama soru sorma süresinin bitimi İkinci aşama soruların cevaplarının ilanı İkinci aşama projelerinin raportörlüğe teslim edilmesi Değerlendirme çalışmaları için jürinin toplanması Sonuçların ilan edilmesi Kolokyum toplantısı
: 31 Ocak 2017 Salı : 20 Şubat 2017 Pazartesi - 17.00 : 25 Şubat 2017 Cumartesi : 17 Mart 2017 Cuma - 17.00 : 3 Nisan 2017 Pazartesi - 17.00 : 8-9-10 Nisan 2017 : 13 Nisan 2017 : 27 Nisan 2017 Perşembe - 17.00 : 2 Mayıs 2017 Salı : 12 Haziran 2017 Pazartesi : 17-18-19 Haziran 2017 : 20 Haziran 2017 Salı : 1 Temmuz 2017 Cumartesi - 14.00
25
26 SPO . bülteni . istanbul sube
TOPLUMSAL CİNSİYET VE KENT-MEKAN TEMALI SEMPOZYUM PROGRAMI BELİRLENDİ Odamız Kadın Komisyonu sekreteryasında 11-12 Mart 2017 tarihlerinde Ankara Barosu Eğitim Merkezi Toplantı Salonu`nda “Toplumsal Cinsiyet ve Kent-Mekan” teması ile yapılacak olan sempozyum programı belirlenmiştir. Sempozyum Cinsiyet-Politika-Mekan, Hizmet Sunumu-Cinsiyet-Mekan, Zaman-MekanEmek Süreçleri, Cinsiyet-Kent ve Mekan Deneyimi, Cinsiyete Duyarlı Kentler, Mekanın Felsefesi, Toplumsal Olgular- Kültür ve Kadın başlıklı oturumlar ile gerçekleştirilecek olup, oturumların yanı sıra film gösterimi de yapılacaktır. İki gün boyunca sürecek oturumların ardından Forum oturumu ile sempozyum sonlanacaktır. Sempozyum programına buradan ulaşabilirsiniz.
SPO . bülteni . istanbul sube
YENİ ÜYELERİMİZ Hatice Buse Yaydırgan (İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, 2016) Turgay Genç (Erciyes Üniversitesi, 2015) Esra Şahin (İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, 2014) Ebru Satılmış (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2016) Dilara Nur Keskin (Yıldız Teknik Üniversitesi, 2015) Zeynep Yılmaz (Erciyes Üniversitesi, 2016) Meryem Uzunoğlu (Karadeniz Teknik Üniversitesi, 2016) Gamze Bulmuş (Süleyman Demirel Üniversitesi, 2016) Gizem Açıl (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2015) Meslektaşlarımızı tebrik eder, çalışma hayatlarında başarılar dileriz.
27
OCAK - ŞUBAT / 2017