sayı 35
.
bülten
.
.
TMMOB Sehir Plancıları Odası Istanbul Subesi
Kartal’da Şehir Parkı’nı Yapılaşmaya Açan İmar Planları İptal Edildi
Meslektaş Ziyaretleri: Ertan Er Röportajı Planlama Öğrencileri 7. Yaz Eğitim Kampı Devam Ediyor
TEMMUZ/2018
Kapak Görseli: Planlama Öğrencileri 7. Yaz Eğitim Kampı TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Adres: Cihannüma Mah. Akdoğan Sk. Başar Apt. No: 30 D:6-7 Beşiktaş/İstanbul Telefon: 0212 275 43 67 - 0212 288 99 60 Faks: 0212 272 91 19 e-posta: spoist@spoist.org.tr - spoistanbul@spo.org.tr Web adresi: www.spoist.org.tr - www.spo.org.tr
şubemizden kartal soğanlık’ta şehir parkı’nı yapılaşmaya açan imar planları iptal edildi ........5 istanbul eylem yasası ve koruma haberleri hakkında basın açıklaması........6 meslektaş ziyaretleri: ertan er röportajı........8
plan inceleme komisyonu toplantısı gerçekleştirildi......14
kent gündemi ayazağa mahallesi’nde imar planı değişikliklerine itiraz edildi......15
esenler ilçesi, güney (metris) rezerv alanına ilişkin imar planı değişiklikleri......16
duyurular yeni üyelerimiz......17
4 SPO . bülteni . istanbul sube
Şubemizin Temmuz ayı bülteniyle siz değerli meslektaşlarımızı selamlıyoruz. *** Yaz aylarının kavurucu sıcaklığının yüksek nem oranıyla birleşerek gündelik yaşamı olumsuz etkilediği günlerden geçiyoruz. Yıllar içinde süratli ve kontrolsüz bir betonlaşma grafiğine sahip kentimizde açık ve yeşil alanların giderek azalması, yapı yoğunluğunun kent genelinde giderek artması kentsel ısı adalarının oluşmasına neden olurken, rüzgar koridorları üzerinde set oluşturan yapılaşmalar nedeniyle İstanbul’un hakim kuzey rüzgarları kentin iç kesimlerine erişemeden sönümleniyor. Parsel ölçeğinde alınan keyfi imar kararları sadece sosyal donatılarda dengesizliğe ve kentsel ulaşım yüküne değil, iklim adaletsizliğine de yol açıyor. Artık kentimizde yer alan her açık alan geleceğimiz için önemli bir eşik. Bu sebeple Odamızın açtığı dava sonucu iptal edilen Kartal Şehir Parkı’nı yapılaşmaya açan imar planı değişiklikleri, şehircilik ilke ve esaslarının yanı sıra iklim adaleti için de son derece olumlu bir kazanım. *** Eylül ayıyla birlikte Şube etkinliklerimize yeniden hız vermeye hazırlanıyoruz. Üye çalışma komisyonlarının çalışma takvimini Eylül ayında ilan edeceğiz. Yaz dönemi nedeniyle ara verdiğimiz Cumartesi Söyleşilerine ise Eylül ayıyla birlikte devam edeceğiz. İstanbul Buluşmaları 28-29 Eylül tarihlerinde İstanbul Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşecek. Artık gelenekselleşen kahvaltılı üye buluşmamızın tarihini ise önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağız. *** Aylık Şube bültenimizin her türlü katkınıza açık olduğunu hatırlatmak isteriz. Mesleki konularda ya da çalışma hayatınıza ilişkin görüş yazılarınızı, haberlerinizi, çalışmalarınızı, fotoğraflarınızı bültenimize göndererek içeriği zenginleştirmemize her zaman katkıda bulunabilirsiniz. *** Acılardan uzak, bol güneşli günler dileriz. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
SPO . bülteni . istanbul sube
KARTAL SOĞANLIK’TA ŞEHİR PARKI’NI YAPILAŞMAYA AÇAN İMAR PLANLARI İPTAL EDİLDİ İstanbul İli, Kartal İlçesi, Soğanlık Mahallesi, 213 ve 216 parsellere ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli İlave Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli İlave Uygulama İmar Planı Değişikliği TMMOB Şehir Plancıları Odası ve TMMOB Mimarlar Odası tarafından açılan dava sonucunda İstanbul 10. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. İptal edilen plan değişiklikleri, Kartal Adliyesi’nin doğu tarafında bulunan park alanını kısmen ticaret-konut alanı olarak yapılaşmaya açarak donatı alanını iptal etmekte, bölgeye ek nüfus, yapı ve trafik yoğunluğu getirmekteydi. İstanbul 10. İdare Mahkemesi tarafından 16.07.2018 tarihinde oybirliğiyle verilen gerekçeli kararda söz konusu imar planı değişiklikleriyle Şehir Parkı’na dönüşmesi öngörülen alanın yaklaşık 57 bin metrekarelik kısmının Ticaret ve Konut fonksiyonlarına ayrılarak donatı alanlarının azaltıldığı, ilave inşaat alanı ve nüfus getirilmesiyle ulaşım taleplerinin olumsuz yönde etkileneceği, planların nüfus – donatı dengesini, çevre ve imar bütünlüğünü bozucu nitelikte olduğu açıkça ifade edilmiş, meslek odalarımız tarafından dava konusu edilen planların mevzuata, planlama teknikleri ve şehircilik ilkelerine ayrkırı olduğu sonucuna varılmıştır. Bizler ilgili meslek odaları olarak iptal edilen imar planlarıyla birlikte Kartal İlçesi, Soğanlık Mahallesi, 213 ve 216 parsellerin Şehir Parkı olarak bölgeye kazandırılması ve açık alan olarak korunması gerektiğini hatırlatıyor; güvenli, sağlıklı yerleşim alanlarının oluşturulması için bilimsel, afete duyarlı ve planlama ilkelerini esas alan kentleşme politikalarının hayata geçirilmesi için mesleki sorumluluklarımız gereği yasal mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
5
6 SPO . bülteni . istanbul sube
MEDYADA YER ALAN İSTANBUL EYLEM PLANI ve KORUMA YASASI HABERLERİ HAKKINDA BASINA VE KAMUOYUNA AÇIKLAMA 09.08.2018 Perşembe Medyada yer alan haberler doğrultusunda, 2002 yılından beri iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi`nin İstanbul için yeni bir “koruma kanunu” hazırlığı içinde olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Haberlerden öğrenildiği kadarıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığı`nca hazırlanan İstanbul Eylem Planı kapsamında: • Dikey yapılaşmanın yerine mahalle eksenli yapılaşmanın tercih edileceği, • Muhitinden tecrit edilmiş (kapalı / güvenlikli) site ve dikey yapılaşmaya son verileceği, • İstanbul`un siluetini bozacak gökdelenlere, çok katlı yapılara geçit verilmeyeceği, • İstanbul`un eski ve yeni İstanbul olarak ayrılacağı, • Eski İstanbul`un yeniden tanımlanarak sınırlarının belirleneceği ve turizme açılacağı, • Uluslararası alanda ekonominin, sanatın, sporun ve turizmin merkezi modern bölgelerin Yeni İstanbul olarak anılacağı, • İstanbul Koruma Kanunu`nun hazırlanacağı, • İstanbul Deprem Çalışma Stratejisi ile önlemler alınacağı, belirtilmektedir. Öncelikle, meslek odaları ve ilgili sivil toplum kuruluşları dışarıda tutularak yapılan bu hazırlık demokratik bir yönetim anlayışıyla örtüşmemektedir. Kapalı kapılar ardında hazırlanan bu tür düzenlemelerin hiçbir zaman meşru kabul edilemeyeceği gibi, “iyi yönetim” anlayışı içinde de yeri olmadığını bir kez daha hatırlatırız. 16 yıldır görevde olan iktidar partisi tarafından bugün İstanbul`u hedef alan böyle bir çalışmanın başlatılmış olmasında bir samimiyet aramak mümkün değildir ve tarafımızca şaşkınlıkla karşılanmıştır. Son 16 yılı değerlendirdiğimizde: • İstanbul`da bulunan gökdelenlerin %95`inin mevcut iktidar döneminde yapılmış olması, • Bu süreçte, İstanbul için oluşturulan deprem toplanma alanlarının yaklaşık üçte ikisinin yok edilip, AVM ve yüksek yoğunluklu rezidanslara tahsis edilmiş olması, • İstanbul`un kültürel varlıklarının ve dünya mirası olarak belirlenen alanlarının Mega Rant Projelerine kurban edilmesi,
SPO . bülteni . istanbul sube
• Sadece İstanbul`da değil, tüm ülke çapında Osmanlı ve Cumhuriyet mirası yapıların yıkılması ve/veya sorunlu restorasyon süreçlerinden geçirilmesi, • “İmar barışı” adı altında yürürlüğe sokulan seçim yatırımı ile kalan tüm diğer kıyı alanlarının, su havzalarının, orman alanlarının ve tarihi alanların yağmaya, talana açılması, • 3. köprü, 3. havalimanı gibi mega ulaşım yatırımlarıyla İstanbul`un su havzalarının, doğal alanlarının tahrip edilmesi ve uygulanması düşünülen Kanal İstanbul projesiyle bu tahribatın İstanbul sınırlarının ötesine taşınacak olması, bugün İstanbul ile ilgili dile getirilen bu koruma kaygısının ne derece samimi olduğu ile ilgili güçlü bir fikir vermektedir.
Sadece bu kanun veya eylem planı özelinde değil, kentlerimizi doğrudan ilgilendiren birçok konuda siyasi iktidarın ve yönettiği kurumların görüşünü dikkate almadığı Şehir ve Bölge Planlama meslek alanı; kentlerimizde tutarlı ve akılcı, bilimsel ve sanatsal temellere dayanan, estetik ve kamusal yararları sağlayan, toplumsal, ekonomik ve mekansal yapı, korunması gerekli doğal varlıklar ve kültürel miras, altyapı, kullanım, ulaşım, ekolojik denge, yapılaşma, açık alanlar, sosyal ve teknik donatı alanlarına ilişkin düzenlerin kurulması için vardır. Mesleki sorumluluklarımız çerçevesinde belirtmek isteriz ki: • Eski ve yeni İstanbul`un sınırları birbirinden ayrılamaz. İstanbul içinde barındırdığı tüm bileşenleri ile bir bütündür. • Mahalle, tabandan oluşan bir olgu ve bir oluşumdur. Sosyal dayanışma, paylaşım ve bölüşüm alanıdır. Gelenekseldir. Kendi kendini korur. Mahalle konseptli konut projeleri yaparak, mahalle inşa edilemez. • İmar barışı adı altında Tarihi Yarımada`nın da büyük bir kısmını içine alan geniş kapsamlı bir kent suçunun altyapısının üzerine, eski İstanbul`u koruma fikrini kurgulamak mümkün olamaz. • İstanbul, özellikle de kentin tarihi alanları yeni bir turizm baskısı kıskacı altına girmiştir. İktidar, yakın bir gelecekte yeni mega turizm projelerini hayata geçirmek için altyapı oluşturmaya çalışmaktadır.
Bu kentin şehir plancıları olarak İstanbul Koruma Yasası adı altında hazırlanan bu yeni mega-rant adımlarına karşı kentimize ve mesleğimize sahip çıkmaya devam edeceğimizi değerli kamuoyuna bir kez daha ifade ediyoruz.
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
7
8 SPO . bülteni . istanbul sube
MESLEKTAŞ ZİYARETLERİ ERTAN ER ERTAN ER KENTSEL TASARIM VE MİMARLIK LTD. ŞTİ., Şirket Kurucusu Hangi okuldan, kaç yılında mezun olduğunuzla başlayalım dilerseniz. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2010 yılında mezun oldum. Çalışma hayatına ne zaman başladınız? Planlama sektörüne 2014 yılında başladım. Planlama sektörüne girmeden önce? Ondan önce inşaat sektöründeydim. 2010 – 2014 yılları arasında inşaat sektöründe çalıştım. Koç Holding’te Projeler Sorumlusuydum. Ondan önce de kısa bir süre bisiklet kiralama sistemlerinin oluşturulmasında çalıştım. Neden planlama bürosu açmayı tercih ettiniz? Sektöre borcum var diye düşündüm. Çalışan olarak dönmek istemedim, kendi şirketimle gireyim ki bir şeyleri değiştirebileyim dedim. İleride yeni bir planlama modeli oluşturabilmek istedim.
SPO . bülteni . istanbul sube
Bu konuda yol katedebildiğinizi düşünüyor musunuz, dört yıl içinde? Tesirimiz oluyor, tamamen değişmiyor ama etkimizin olduğunu düşünüyorum. Dört yıl içinde sektörel planlar yaptık, genellikle sanayi, turizm, enerji sektörüne planlar yaptık. Her birinden de olumlu dönüş aldık; iş bazında söylemiyorum, planlama alanında, benim yorumuma göre olumlu dönüşler aldık. Yoksa işi zaten belli bir ücret karşılığında yapıyoruz ve teslim ediyoruz. Onun dışında teknik olarak, raporundan tutun plan paftasına kadar, kararlara kadar olumlu dönüşler aldık; özellikle ulaşım planlama konusunda. Şu an ilgilendiğiniz projeler nelerdir? Sektörel projelerle ilgileniyoruz şu an. Bir tanesi Tarım Bakanlığı’na yaptığımız, bir enstitü, Ar – Ge merkezinin imar planları; bir tanesi de Organize Sanayi Bölgesi planları. Plan değişikliklerini minimumda tutuyoruz, çok ciddi bir mağduriyet olmadığı sürece plan değişiklikleri konusuna girmiyoruz. En keyif aldığınız işler neler oldu bu süreçte? Ulaşım planları en keyif aldığım planlar. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nü tanıyarak, isteyerek mi seçtiniz? Evet, üçüncü tercihimdi. Çok yakın bir arkadaşım girmişti İTÜ Şehir Planlama bölümüne ve onun vesilesiyle bölümü daha iyi tanıyabilmiştim. Mimarlık Fakültesi’nde okumak konusunda kararlıydım, ama MSGSÜ’deki planlama eğitimini tanımıyordum çok fazla. İTÜ’dekini biliyordum. Sonra buraya girdim, birinci sınıfın sonunda da mimarlık bölümüne geçiş hakkım vardı ama istemedim. Bölümümde kalmak istedim. Başladığım günden beri isteğim var. İkinci sınıftan üçüncü sınıfa geçerken bir ön lisans alıp bırakma gibi fikrim vardı; yapamadım, iyi ki yapamamışım. Küçüklükten beri bu alanlara ilgim vardı, hatta oynadığım 1996 yılında Macintoshum’da oynadığım ilk bilgisayar oyunu da SimCity idi. Üniversite hayatı dahil, bu alanda olduğunuz için kendinizi şanslı hissediyor musunuz? Evet hissediyorum, bütün networkum neredeyse Şehir Planlama üzerine kurulmuş durumda, aynı sektördeyiz fakat aynı işleri yapmıyoruz; gayrimenkul ile ilgilenen var, alternatif ulaşım çözümleri ile ilgilenen, akademisyen, kamuda çalışan, kendi şirketini kurmuş arkadaşlarım var. Genelde hepsi camianın bir parçası. Bu bölümde okuyan herkesin bir vizyonu vardı bence. Bir ara catering hizmeti aldık; yemekleri yapan şefimiz bile şehir plancısıydı. Mesleği seçtiğiniz için kendinizi pişman hissettiğiniz zamanlar oldu mu? Mesleğin kötü tarafı, az önce bahsettiğimiz bürokrasi konusu vardı ya; kamu da olabilir, özel sektör de vatandaş da, ne kadar işin içinde olsalar da biz anlatırken işin süreçlerini yabancılıyorlar. Planlama ile ilgili bir tasarrufun, mesleğin ana ürünü olan imar planları,
9
10 SPO . bülteni . istanbul sube bunun kendi içerisinde bürokrasisi ve yasal çerçevesi var. Rastgele bir proje gibi değiller. Bakanlığa hazırlıyorsanız komisyondan, belediye’ye hazırlıyorsanız meclisten geçiyor. Bu konu onların tasarrufuna kalmış bir konu. Şimdi tabii yürütme değişti, biraz daha farklı işleyecektir ama yine de kurulların, komisyonların kararına kalmış bir konu imar planları. Belediye ve yerel yönetimler tarafı aldığımız işin mağduriyetine bakmaksızın kendi inisiyatifine göre karar alıyorlar. Biz de meclisin bize verdiği evet ya da hayır oyunun projeye nasıl etki ettiğini insanlara açıklayamıyoruz. Senin projen teknik olarak yeterli, meslek ve etik açısından uygun, ama mecliste onaylanmamış. Her plan teklifi aynı gözle, aynı tedirginlikle incelenmiyor ve bunun sebebini insanlara açıklayamıyoruz. Bu yüzden de plan değişikliği işi almıyoruz mesela. Planı verelim, teknik olarak yapalım, onaylanırsa onaylanır demeye geliyor bu süreçte işlem; yani bunu yapmayı çok tercih etmiyoruz. Motivasyonu düşüren bir kısım çünkü o kısım. Meslekle ilgili yurt dışı deneyiminiz oldu mu? OSB’ler ile ilgili oldu. O zamanın başbakanı Binali Bey ve diğer bakanlar ile birlikte Moldova’ya gittik. Orada Gökoğuz Türkleri var, diğer adıyla Gagauiza, Orta Asya’dan göç ederken Anadolu’ya hiç uğramayıp kuzeye göç etmiş Türkler. Onların bir OSB tasarımına, planlanmasına ihtiyaçları vardı, oraya gittik. Oranın başkanına ve Türk heyete sunuldu proje. Proje hala devam ediyor, dünyadan fon toplamaya çalışıyorlar. Bizim de bedelsiz gerçekleştirdiğimiz bir çalışma idi. Yurtdışında tek iş deneyimim o oldu. Türkiye’deki OSB’ler ve OSB’lerin yasal çerçevesi yurtdışında örnek gösteriliyor. Çünkü Avrupa Birliği bunu denemiş ama tam oturtamamış. Türkiye’deki OSB’lerin dünyadaki karşılıklarından biri Silikon Vadisi. Aynı mantıkla çalışıyorlar. Bizim buradakiler sanayi bögesi organize olma işini hızlı oturtmuşlar. SSCB’den ayrılan ülkeler başta olmak üzere Orta Doğu’daki ülkeler, doğuda kalan Türkmen ülkelerinde bizdeki yasal çerçeveyi kabul ettirip Türk yatırımcıyı ve yabancı yatırımcıyı orada birlikte çalıştırabilmeyi amaçlıyorlar. Yurt dışındaki kentleri planlama açısından incelersek ve İstanbul ile kıyaslarsak? İstanbul’u geçebiliriz aslında. İstanbul için olan sorun dünyanın tüm büyük kentlerinde var. Tokyo’da da aynı sorun var, New York’ta da, Paris’te de var; trafik, çevre kirliliği, gürültü kirliliği… Bunların hepsi zaten metropollerin genel sorunları. Bir şekilde yönetsel olarak çözüm üretebiliyorlar ama bizim gibi sıcak kanlı ülkelerde durum biraz farklılaşıyor. Hem kültürel yapıları, hem geçmişten kalan alışkanlıkları, hem yönetsel çerçeveleri bunu belirliyor. Yaşaması nezih, temiz, ferah ülkelerin nüfusları kontrol edilebilir, yönetilebilir ölçekte. İsviçre’nin, Norveç’in, Kanada’nın ülkeleri İstanbul kadar değil. Yani bana göre şehir planlamasından önce nüfus planlamasının önemi ortaya çıkıyor. Bu nüfus planlaması kimin ne kadar çocuk sahibi olacağı konusu değil; nüfusun nerede istihdam edebileceği, nerede konaklayacağı. Tek bir ili, İstanbul gibi, kompakt şehir yapar gibi planlamak kötü. Mekânsal nüfus planlamasını yapmadan, istediğimiz kadar ulaşım planlamaları, master planlar, çevre düzeni planları yapalım hepsinin altı boş kalıyor. Bunun bir örneğini Bursa’da gördük; ulaşım master planı yapılmış; hatta Türkiye’den değil Almanya’dan bir ekip yapmış. Yaklaşık yirmi beş yıllık projeksiyon nüfusu üç senede doldu. O master plana harcanan para kamudan çıkıyor, sonuçları ile kamu baş etmek zorunda kalıyor. Kalite – zaman – maliyet üçgeninde hiçbirine uymuyor yapılan çalışma. 800 bin araç varmış Bursa’da kayıtlı, 1 milyon 200 bin tane de ehliyet sahibi varmış. Bu demek oluyor ki yarın 400 bin araç daha trafiğe çıkabilir. Bunu
SPO . bülteni . istanbul sube
planlamıyorlar, hala 800 bin araç üzerinden ulaşım planlıyorlar. Yeni ehliyet sahipliği de geliyor, bunun bir tamponu olması lazım senin yaklaşık 2 milyon kişiyi hesaba katman lazım. Tabi bu araç sayısını azaltmadan olan senaryo. Bir de araç sayısını azaltıp toplu taşımayı entegre edip ona göre planlama yapmak lazım. İşin sonu, nüfus planlaması ve eğitime dönüyor. İlköğretimde bir çocuğa çevre, trafik, estetik gibi dersleri verirseniz ve o pratikleri kazandırabilirseniz iş oldukça kolaylaşıyor. Çocuk bisiklet eğitimi aldıysa, bisiklet yolunun ne olduğunu biliyorsa başka şehre gitse de bu yolu, bu alışkanlığı arayacak, talep etmeye başlayacak. Oy verirken başkanın bu vaatlerine oy verecek. Biraz yönlendirmek gerekiyor, ihtiyaçlarına ortak olabilmek ve çözebilmek gerekiyor. O yüzden bizim yaptığımız imar planları şu an altı boş ve yasal çerçeveye oturtma amaçlı kalıyor. Bizim şehir plancısı olarak odaklanmamız gereken nokta “mevcut kenti ıslah edip 5 yıl sonra yeniden bakalım” olmamalı, mevcut durumu kurtarmak olmamalı; gelişme alanlarını planlamak, kentsel tasarım, yer seçimleri vs. olmalı. 20 yıl öncesinin hatalarını biz imar planları ile düzeltmeye çalışıyoruz. Sizin en keyif alarak yaptığınızı ifade ettiğiniz ulaşım projelerine dönebiliriz dilerseniz… Ne tür ulaşım proje ve plan çalışmalarında yer aldınız? Bursa’da aldığımız ulaşım planlaması işi öncesinde bisiklet ulaşım projeleri yapıyorduk. Onun sebebi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ulaşım projeleri uygulamalarına %40 oranına kadar hibe vermesi idi. Sonra biz ÇŞB ile görüştük, bu konunun içinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın da olması gerektiğini ifade ettik. Hatta Ankara’ya davet edildik konu ile ilgili. Konu eğitim olayı, gençlerin olayı. Biz şimdi istesek de bisiklet kullanmaya başlayamıyoruz; alışkanlıklarımız var. Yol yapılsa da bir anda evimi değiştiremiyorum ben bisikletle işime gitmek için, kaç yaşındayım, alışkanlıklarım oturmuş, fiziki kondisyonum vs. İstanbul gibi ortamda zor kalıyor. Ne zaman ki gençler bunu benimserler, yirmi yıl sonra yerel yönetimlerden bunu talep ederler. Neyse, sonra Bursa’daki işi aldık, o planların içine de bisiklet yollarını soktuk normalde talep edilmemişti ama yaptık. Sonra Kahramankazan’da bisiklet ulaşım planı yaptık ama uygulamaya alınamadı belediyenin bütçesi yetersiz olduğu gerekçesiyle. Antep’te etütlerini yaptık, İstanbul’da da bir taslak çalışması yaptık. Onun dışında, bisiklet kiralama işinde çalışırken, o noktaları belirlerken ister istemez etüt yapıyorduk tabii. Onla ilgili çalışmalar da Eskişehir’de, Ordu’da, İzmir’de, İstanbul’da vardı. Aslında tabi bunlar bisiklet kullanımının bir ayağına tekabül etti. Bisiklet yollarına hitap edemedi. Bisiklet ulaşımı konusunda konu oradan biraz yanlış başlıyor. Belediyeler hevesleniyorlar ve Avrupa’da gördükleri şeyleri uygulamaya çalışıyorlar. Bizde bisiklet “alternatif ulaşım sistemi” olamıyor. Bu kadar yatırım yapıyor, hala sadece rekreatif bir sistem olarak kalıyor. Biz ulaşım konusunda ulaşım türlerimizi ayırıyorduk; ev – okul, ev – iş, ev – diğer vs. diye… Şu an sadece ev - diğer seçeneğine hitap ediyor bisiklet yolları. Ev - okul ya da ev – iş seçeneklerine hitap edemiyor. Çünkü siz işinize bisiklet ile gidiyorsanız iş yerinizde soyunma odalarınızın ve duşların olması lazım. Bisikletle işe gidip o kıyafetlerinizle çalışamazsınız. Ya da iş kıyafetinizle bisiklet kullanamazsınız. İstanbul’da biz bunu nerede sağlayabiliriz? Biz onları çözemiyoruz çünkü konu yine baştan geliyor. Kullanımı arttırmak istiyorsanız soyunma odasını zorunlu hale getirmeniz lazım belirli bir sayıda personeli olan iş yerlerinde, fabrikalarda, okullarda… İSG zorunluluğu gibi, revir açma zorunluluğu gibi düşünün. Bu olursa işlemeye başlar bu yollar. Yaşanmışlık
11
12 SPO . bülteni . istanbul sube olmadan, o kültürü edinmeden bisiklet yollarının kullanılmasını bekleyemezsiniz her yere yapsanız dahi. Avrupa bunu 1940 yılından beri kullanıyorken, bir pratik edinmişken biz en son teknolojiyi alıp kullanıp başaramayız. Bir adım öncesinden başlayıp bir 20 yıl kadar beklememiz lazım ki pratik otursun. Türkiye içerisinde şehircilik uygulamasını beğendiğiniz, örnek gördüğünüz bir şehir var mı? Bazı şehirlerin belirli bölgeleri var. Gaziantep’in bir kısmını, Kayseri’nin bazı bölgelerini çok severim, çok beğenirim. Ulaşım planlaması iyi olan bir yer gelmiyor maalesef aklıma çünkü iş soruna dönüştükten sonra bizi arıyorlar. Ülkemizde yapılan planlarda kamu yararı ilkesi gözetiliyor mu sizce? Hayır, plancının inisiyatifine göre olmadığı için hayır. Sizden bir şeyler talep ediliyor, siz de kanuna, yönetmeliklere uygun ölçülerde bunları yapmaya çalışıyorsunuz. Bürokrasiye, hukuka aykırı değil belki ama kamu yararı gözetiliyor mu, bilemiyoruz. Bürokrasi kamunun yanında olursa gözetilir, yoksa gözetilmez. Bizle çok da alakası yok yani. Bizler mekânsal avukatlarız maalesef. Son dönemde gündemde yer alan “İmar barışı” ile ilgili ne düşünüyorsunuz? İmar barışı bu ülkenin geleceğine yönelik en büyük tehlikelerden birisi. Daha dün Beyoğlu’nda bir tane binanın yıkılmasını canlı yayında izledik. Belediye Başkanı da oradaydı, kaçak bina olduğunu da söyledi. Peki o bina imar barışına başvursaydı ne olacaktı? Kaçak olmayacaktı. Bu sadece dünkü bir örnek, geçmişte bir sürü kötü örnek oldu. Kayıt altına alınması konusunda bir avantaj var, bir nevi herkes kendi ihbarını kendisi yapmış oluyor. Ama bunun kayıt altına alındıktan sonra peşinin bırakılması, sadece maddi kaynak olarak görülmesi o insanların kendi kendilerini ölüme sürüklemesi demek. Tabi İstanbul’un bir de deprem gerçeği var. “Bize yardımcı olun, biz size fon ayırdık; kamu – vatandaş ortaklığı ile yeni yapılanmaya girelim, ruhsatsız yapıları elden geçirelim.” demek yerine “kaçak yapını bana tescil ettir, üzerine para ver, çözelim.” deniliyor. “Karne” olarak bilinen İmar Planı Yapım Yeterlilik Belgesi ve uygulaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Benim şu an az önce konuştuğumuz konular dahilinde, hem kamu yararını gözetip, hem mesleğe bir şeyler katıp A karne grubu olup şeyler yapabilmem imkansız. Zaten o seviyedeki bir ihaleyi almak için daha önce C seviyesine gelmem lazım. Ya kamuda çalışmam lazım, ya da A grubu büroda uzun süre çalışmam lazım. Bu demek değil ki yasadaki şartlar hafifletilsin. Aksine, çeşitlendirilebilir. Alanın büyüklüğü de, nüfus projeksiyonu da kıstas değil. Yeteneklerim el verdiği halde, kamu yararını gözettiğim halde, ben muhtemelen hiçbir zaman A karne grubu olamayacağım; çünkü kamuda çalışmadım. Kolaylaştırılması değil, yapısının değiştirilmesi lazım.
SPO . bülteni . istanbul sube
Odamızda katıldığınız komisyonlar oldu mu? Maalesef katılamadım, çok istedim içinde olmayı ama çalışırken fırsat bulamadık diyelim. Yeni mezun olacak meslektaşlarımıza önerileriniz nelerdir? Üniversiteler meslek yüksek okulları değil. Buradan mezun olan insanlar imar planı üretmek zorunda hissetmesinler kendilerini. Şehir Planlama interdisipliner bir bölüm. Biz üniversitede bunun eğitimini alıyoruz. Bundan sonraki senin içindeki kaygıya bağlı. Benim içimdeki kaygı ulaşım konusundaydı, o konuda ilerlemeye başladım. Planlamanın analiz kısmı da var, ilerleyen yıllarda daha çok canlanacak bu boyut. Özellikle Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS/GIS) uygulamasına geçtiğimizden beri bolca veri topluyoruz, ekip kuruluyor ve veri CBS’ye giriliyor. Veri toplayıp pazarlamak da planlamanın konusu, yer seçimi yapmak da planlamanın konusu. AVM’nin içindeki mağaza yerlerinin belirlenmesinde bile sektör yerini artık şehir plancısına bırakıyor. Bunlarla ilgili çeşitliliklerini arttırabilirler. Zaten merkezi yönetimler ve yerel yönetimler bürokrasiyi doğru işletirlerse imar planı yapmaya gerek kalmayacak belki de ileride. Bizim konumuz kent bilimi, bunu unutmasınlar.
13
14 SPO . bülteni . istanbul sube
PLAN İNCELEME KOMİSYONU TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ Şubemiz XV. Çalışma Dönemi Plan İnceleme Komisyonu’nun ilk toplantısı 10 Temmuz’da Şubemizde gerçekleştirildi. Plan İnceleme Komisyonu Toplantısı’nda gündem olan 5 plan, toplantı kapsamında incelendi. 1 - Tuzla İlçesi, Orhanlı Bölgesi Nazım İmar Planı’nda 864 ha’lık planlama alanının 730 ha’lık kısmı Ömerli İçme Suyu Havzası Koruma Amaçlı İmar Planı sınırları çeperinde kalmakta ve alanda sanayi alanları önermektedir. Plan, havza alanları özelinde değerlendirilmek üzere Yönetim Kurulu tarafından incelenecektir. 2 - Pendik İlçesi, Kurtköy Metro İstasyonu ve Çevresine İlişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği’nin (İBB 02.07-31.07) donatı alanlarını eksiltici bir durum yaratmadığı, komisyonumuzca tespit edilmiştir. 3 - Gaziosmanpaşa İlçesi, Yenidoğan Mahallesi, Sayaocağı Caddesi-Köşegen Sokak arasında kalan 7,12 Ha’lık Kısıma ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı (ÇŞB 25.06-24.07) 2012 yılında Gaziosmanpaşa ilçesinde ilan edilen 13 riskli alandan biri olan Yenidoğan Mahallesi’nin planıdır. İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, 26.01.2013 Gün ve 28540 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Riskli Alanlara Yönelik Hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Odamız tarafından 2015 yılında dava konusu edilmiş olup, 12. İdare Mahkemesi tarafından işlemin iptali kararı verilmiştir. Riskli alan ilanının yürütmesi durdurulunca tekrar mevcutta düşük katlı yapıların yer aldığı ve dönüşüm öngörülen yerleşim sınırları gözetilerek riskli alan ilan edilen alanlara ilişkin hazırlanan plan değişiklikleri Odamız tarafından geçtiğimiz dönemde yargıya taşınmıştı. Komisyon, söz konusu planları da dava konusu edilen planlarla aynı koşullara sahip olduğu için sakıncalı bulmuştur. 4 - Sarıyer İlçesi, Ayazağa Mahallesi, 1 Ada 23 Parsele İlişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ile (ÇŞB 27.06-26.07) E:2,80 Yençok:120 metre yapılaşma koşulları verilmiş olup, komisyonumuzca, verilen yüksek yapılaşma koşullarının planlama alanı ve çevresinde altyapı sorunlarına sebep olacağı tespit edilmiş ve yönetim kuruluna iletilmiştir. Komisyon görüşü doğrultusunda söz konusu planlara askı süresinde itiraz edilmiştir. 5 - Arnavutköy Hadımköy Ömerli Deliklikaya Mevkiine İlişkin 1/5000 Ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planı Değişikliği (ÇŞB 19.0619.07) mevcutta sanayi alanı olan alana ilişkin sağlıklaştırma kararları içermekte ve havza koruma alanı sınırları dışında kalmaktadır.
SPO . bülteni . istanbul sube
AYAZAĞA MAHALLESİ 1 ADA 23 PARSELE İLİŞKİN HAZIRLANAN İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLERİNE İTİRAZ EDİLDİ İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Ayazağa Mahallesi, 1 Ada 23 Parsele İlişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylanarak 27/06/2018 - 26/07/2018 (30 gün) tarihleri arasında askıya çıkarıldı. Askıya çıkarılan söz konusu plan 3194 sayılı İmar Kanunu ile ilgili yönetmeliklerine, kamu yararına, planlama esaslarına ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Şubemiz tarafından itiraz konusu edildi. 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun hükümleri uyarınca onaylanan plan değişikliğinin plan raporunda belirtildiği üzere, mevcut imar planında belirtilen Ticaret Alanı (T2) fonksiyonunda olan 6840 m2’lik alanının Ticaret Alanı fonksiyonu korunmuş, ancak yapılaşma koşullarında emsal değeri arttırılarak TAKS koşulu kaldırılmıştır. Söz konusu parselde 06.03.2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmi Gazete yayımlanan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre riskli yapı tespit edilmiştir. Tespit edilen riskli yapının yerine yapılacak yeni yapının mevcut yapılaşma koşullarının fazlasıyla üstünde bir inşaat alanı getirecek olması, komşu parsellerde yer alan yüksek katlı yapıların bu anlamda plan raporu içerisinde emsal gösterilmesi bölgede bulunan tüm parsellerin aynı şekilde dönüşme riskini beraberinde getirmektedir. Alanın belirtilen yapılaşma koşulları ile dönüşmesi bölgenin yaya ve araç trafiği yükünü arttıracak, altyapı ve donatı alanları açısından yetersizlik teşkil edecek ve kamu yararını arttırmak yerine şahıslara ayrıcalıklı imar hakları tanıyacaktır. Ayrıca alanda yapılaşma koşulları getirilen inşaat alanının yanında önerilen donatı alanı yalnızca 714 m2’lik bir park alanı olup plan, donatı açısından yetersizdir. Bahsedilen hususlarla birlikte, plan raporunda TAKS, planlama alanında yer alan ticaret alanında yapılaşma formunu kısıtlayan ve çağdaş mimariyi engelleyen bir ibare olarak ifade edilmektedir. 3194 sayılı İmar Kanunu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine dayanılarak hazırlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği içerisinde tanımlı ve yapılaşma koşullarını düzenleme açısından büyük öneme sahip bir ifadenin kısıtlayıcı ve engelleyici bir unsur olarak yer aldığı bir plan raporuna sahip söz konusu plan değişikliklerinin yine Bakanlık tarafından onaylanarak askıya çıkarılması oldukça çelişkili bir durumdur. Yukarıda bahsedilen hususlar çerçevesinde, kamu yararı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve imar mevzuatına aykırı olduğu görülen “İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, Ayazağa Mahallesi, 1 Ada 23 Parsele İlişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği”ne, 26 Temmuz tarihinde Şubemizce itiraz edildi.
15
16 SPO . bülteni . istanbul sube
ESENLER İLÇESİ, GÜNEY (METRİS) REZERV ALANINA İLİŞKİN ÇDP, NAZIM VE UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLERİ YARGIDA Esenler İlçesi, Güney (Metris) Rezerv alanı, TEM Otoyolu Güney Kısmına ilişkin İstanbul 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliği, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği, 07.05.2018 – 05.06.2018 tarihleri arasında 30 gün süreyle İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından askıda ilan edildi. Planlar, yasal süreci içerisinde Şubemizce dava konusu edildi. Metris cezaevi arazisinin de içerisinde olduğu dava konusu planlama alanı, 15.05.2009 tasdik tarihli 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda büyük oranda “Askeri Alanlar ve Askeri Güvenlik Bölgeleri” lejantında yer almakta olup, askeri alanların Milli Savunma Bakanlığı’nın programı dâhilinde askeri alan dışına çıkarılması halinde, bu alanların öncelikle eksik olan sosyal ve teknik altyapı (eğitim, sağlık, kültürel tesis, mezarlık, yeşil alan vb.) alanları olarak kullanılması öngörülmüştür. Söz konusu plan değişiklikleri ile ise, planlama alanı Kentsel Gelişme Alanı olarak tanımlanmıştır. Plan kararları ile getirilen bu değişiklik Çevre Düzeni Planı ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozacak niteliktedir. Meri Nazım İmar Planı’nda Güney Rezerv Alan sınırları içerisinde kalan alanın büyük bir kısmı Askeri Alan, kalan yerler de Otoyol ve Pasif Yeşil Alan olarak tasarlanmıştır. Alana ilişkin Nazım ve Uygulama İmar Planı değişiklikleri incelendiğinde, “Kentsel Gelişme Alanı” olarak belirlenen yere önerilen nüfus ve yapılaşma koşulları açıkça belirtilmemekle birlikte, mevcut ve çevre yapılaşma koşullarının üstünde, ayrıcalıklı imar hakları tanındığı görülmektedir. İmar Kanunu’na göre planlar açıklama raporları ile bütündür. Buna karşın dava konusu 1/100.000 ölçekli İstanbul İli Çevre Düzeni Planı Değişikliği raporu askıya çıkarılmamıştır. Dava konusu imar planlarının askı sürecine bakıldığında, aynı alana ilişkin hazırlanan 1/5000 Nazım İmar Planı ile ve 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’yla birlikte askıya çıkarıldığı görülmektedir. Bu durum, plan hiyerarşisine ve imar mevzuatına aykırılık içermektedir. Yukarıda açıklanan hususlar nedeniyle, “Esenler İlçesi, Güney (Metris) Rezerv alanı, TEM Otoyolu Güney Kısmına ilişkin İstanbul 1/100000 ölçekli ÇDP değişikliği, 1/5000 ölçekli NİP değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği; planlama ve şehircilik ilkeleri, imar mevzuatı ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçeleriyle; öncelikle yürütmesinin durdurulması ve takiben iptali istemiyle 03.08.2018 tarihinde Şubemizce yargıya taşındı.
SPO . bülteni . istanbul sube
YENİ ÜYELERİMİZ Geçtiğimiz ay Şubemize üye olmak için başvuran meslektaşlarımız: Zülfiye Keleş
(İstanbul Teknik Üniversitesi, 2005)
Büşra Karabayır
(Selçuk Üniversitesi, 2017)
Serdar Aydın
(Erciyes Üniversitesi, 2011)
Zelal Kaya
(İstanbul Teknik Üniversitesi, 2018)
Ecem Şengör
(İstanbul Teknik Üniversitesi, 2018)
Soner Polat
(Amasya Üniversitesi, 2017)
Ebru Çevik
(Amasya Üniversitesi, 2018) Meslektaşlarımızı tebrik eder, çalışma hayatlarında başarılar dileriz.
17
18 SPO . bĂźlteni . istanbul sube
TEMMUZ/2018