2014
ISBN: 978-605-01-0684-8 Basım: Aydan Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. | Alınteri Bulvarı 3364. Sk. No:4 Ostim-Ankara Kapak Görseli: Evrim Yılmaz arşivi (3. köprü inşaatı | Mart 2014)
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Adres Tel Faks e-posta Web Adresi
: Cihannüma Mahallesi Akdoğan Sokak Başar Apt. No: 30 D: 6-7 Beşiktaş/İstanbul : 0212 275 43 67 – 0212 288 99 60 : 0212 272 91 19 : spoist@spoist.org – spoistanbul@spo.org.tr : www.spoist.org – www.spo.org.tr
TMMOB Şehir Plancıları İstanbul Şubesi 2014 Ocak Yayın Kurulu Gürkan Akgün Akif Burak Atlar Süleyman Balyemez Çare Olgun Çalışkan Tuba İnal Çekiç Kumru Çılgın Nuray Çolak Tayfun Kahraman Oktay Kargül Aysun Koca Erhan Kurtarır Ahmet Kıvanç Kutluca Ece Özden Pak Murat Ölmez Ceyda Sungur Ayşe Yıkıcı Evrim Yılmaz Editörler Tuba İnal Çekiç Ece Özden Pak Evrim Yılmaz
Kapak & İçdüzen Ece Özden Pak Evrim Yılmaz
Katkı Koyanlar Sezi Toprakçı Arif Belgin
İÇİNDEKİLER KISALTMALAR.......................6 SUNARKEN.......................7 POLONEZKÖY - OCAK.......................8 ŞEHRİZAR KONAKLARI - ŞUBAT.....................20 YEREL SEÇİMLER - MART.....................32 EĞİTİM ALANLARI - NISAN.....................58 İŞ CİNAYETLERİ - MAYIS.....................68 3. HAVALİMANI - HAZIRAN.....................86 BEŞİKTAŞ’TA DÖNÜŞÜM - TEMMUZ...................108 FATİH ORMANI - AĞUSTOS...................124 ATAKÖY KAZLIÇEŞME TURİZM MERKEZİ - EYLÜL...................140 VALİDEBAĞ - EKIM...................156 ZEKERİYAKÖY FÜZE ÜSSÜ - KASIM...................174 YENİ RAYLI SİSTEMLER - ARALIK...................194
KISALTMALAR AİHM: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
KANİP: Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı
AKP: Adalet ve Kalkınma Partisi
KAUİP: Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı
BM: Birleşmiş Milletler CHP: Cumhuriyet Halk Partisi ÇDP: Çevre Düzeni Planı ÇED: Çevresel Etki Değerlendirmesi ÇŞB: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇMO: TMMOB Çevre Mühendisleri Odası DHMİ: Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü GYO: Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ICOMOS: Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi İBB: İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT: İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri İKK: İl Koordinasyon Kurulu İKS : İstanbul Kent Savunması İMO: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
KHK: Kanun Hükmünde Kararname KGM: Karayolları Genel Müdürlüğü KONUTDER: Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği KOS: Kuzey Ormanları Savunması KKD: Kadıköy Kent Dayanışması KTB: Kültür ve Turizm Bakanlığı KTVKK: Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu KVKBK: Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu MHP: Milliyetçi Hareket Partisi
ÖPA: Özel Proje Alanı ÖYK: Özelleştirme Yüksek Kurulu SMD: Serbest Mimarlar Derneği ŞPO: TMMOB Şehir Plancıları Odası TAKS: Taban Alanı Kat Sayısı TBMM: Türkiye Büyük Millet Meclisi TVKBK: Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu TCDD: Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları TDİ: Türkiye Denizcilik İşletmeleri TJK: Türkiye Jokey Kulübü TMMOB: Türk Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Odaları Birliği TOKİ: Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
MO: TMMOB Mimarlar Odası
TVKK: Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu
MMO: TMMOB Makine Mühendisleri Odası
TTB: Türk Tabipleri Birliği
NİP: Nazım İmar Planı MEB: Milli Eğitim Bakanlığı MSB: Milli Savunma Bakanlığı
İMSAD: Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği
MSGSÜ: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
İTÜ: İstanbul Teknik Üniversitesi
OİSB: Orman ve Su İşleri Bakanlığı
JMO: TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
OMO: TMMOB Orman Mühendisleri Odası
KAKS: Kat Alanı Kat Sayısı
ÖİB: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
TÜİK: Türkiye İstatistik Kurumu TÜRGEV: Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı UDHB: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı UİP: Uygulama İmar Planı UNESCO: Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu YHT: Yeni Hızlı Tren YTÜ: Yıldız Teknik Üniversitesi
SUNARKEN TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi olarak 2013 yılı basımı ardından gelen olumlu geri dönüşlerin verdiği heyecanla İstanbul Kent Almanağı 2014’ü hazırladık. 2014 için hedefimiz hem bilgilendirici hem de okuması daha keyifli bir yayın yapmak oldu. Üçüncü sayımızda, başlangıç noktamızdaki temel prensiplerimizden ödün vermeden, sadece içerik anlamında değil görsel anlamda da yenilikler getirmeye çalıştık. İstanbul’un bir yıllık kent gündeminde kimi zaman gülümsemeyle ancak çoğu zaman kızgınlıkla okuyacağınız gelişmelere yer verirken, Odamız tarafından gerçekleştirilen çalışma ve açıklamaları da yeniden hatırlattık. Böylece; geride bıraktığımız yılı özetleyerek sadece hemşerilerimiz İstanbullulara değil tüm kent gündemi meraklılarına arşiv niteliğinde bir belge daha kazandırmak istedik. Daha önceki sayılarımızda olduğu gibi bu sayımızda da ay ay İstanbul kent gündemine ilişkin haberlere yer verilirken, o ay öne çıkan ve İstanbul’a damga vuran konuları ayrıca dosya konuları olarak irdeledik. Ayrıntılı olarak değerlendirdiğimiz bu başlıkları faydalı bilgiler, açıklamalar, görüşler ve köşe yazılarıyla mercek altına aldık. 2014 yılı İstanbul kent gündemini aktarırken yukarıda bahsettiğimiz dosya konularımızla; Ocak ayında Polonezköy, Şubat ayında Şehrizar Konakları, Mart ayında Yerel Seçimler, Nisan Ayında Eğitim Alanları, Mayıs ayında İş Cinayetleri, Haziran ayında 3. Havalimanı, Temmuz Ayında Beşiktaş Meydanı, Ağustos ayında Park Orman, Eylül ayında Ataköy-Kazlıçeşme, Ekim ayında Validebağ, Kasım ayında Zekeriyaköy Füze Üssü, Aralık ayında Yeni Raylı Sistemler için birer parantez açtık. Kapak görselimizde ise, dosya konularımız içerisinde yer almamasına rağmen, unutmadığımızı ve takipçisi olduğumuzu bir kez daha vurgulamak adına, Kuzey Ormanlarımıza bir hançer anlamına gelen üçüncü köprüyü kullanmayı tercih ettik. Kolektif bir emekle bir araya getirilen yeni sayımızı sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyor ve geride bıraktığımız yılda kente dair yaşananları hatırlatma amacı ile sunduğumuz İstanbul Kent Almanağı 2014’ü beğeni ile karşılamanızı umuyoruz. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu
OCAK 2014 POLONEZKÖY
istanbullkent almanagıl
“Polonezköy, zengin doğal çevresi ve ekolojik yaşamının yanında, tarihsel serüveni ve bugüne taşıdığı kültürel birikimiyle de İstanbul’un sayısı günden güne azalan özgün kırsal kimlik alanlarından biridir. Maalesef her geçen gün bir yenisini duyduğumuz açgözlü yapılaşma hareketlerinden biri olarak gündeme gelen bu imar planlarının da Polonezköy gibi evrensel bir değere vereceği tahribat bugünden öngörülmektedir.” (Meslek odaları ve derneklerin 16 Nisan 2014 tarihli ortak basın açıklamasından)
TARİHLERLE POLONEZKÖY
P
olonya devleti, 1775 yılında, Avusturya-Rusya ve Prusya tarafından bölünerek işgal edilmiş, Polonya’nın parçalanmasını kabul etmeyen Osmanlı İmparatorluğu bu alanı Polonyalı siyasi göçmenlerin sığınağı haline getirmiştir. Rusya’nın boğazlar üzerindeki etkisini yok etmeye çalışan Polonya göçünün İstanbul’daki temsilcisi Şark Ajansı’nın dayanağı olmuştur. 1842’ye gelindiğinde Polonyalı sürgünlerin siyasi lideri olan Prens Adam Czartoryski,
03.03.1842’de Osmanlı İmparatorluğu ile yapılan anlaşmayla, o zamanlarda Çingene Konağı olarak anılan ve Lazarist rahiplerin (bugünkü Saint Benoit Lisesi’nden) elinde bulunan 5000 dönümlük araziyi sonsuza dek kiralayarak bugünkü Polonezköy’ü bir Polonya tarım kolonisi olarak kurmuştur. Osmanlı İmparatorluğu 1856 yılında Kırım Savaşı’na girmiş, Polonya’dan kaçarak İstanbul’a sığınan asker ve siviller de Osmanlıyla birlikte savaşa katılmışlardır. 1894, köy nüfusunu
oluşturan mültecilere devlet tarafından vatandaşlık belgesi verildiği yıl olmuştur. Cumhuriyetin kuruluşunun ardından köyün adı 1923 yılında Polonezköy olarak değiştirilerek yerleşmeye etnik bir kimlik kazandırılmıştır. 1960’ta köye ilk araç bağlantı yolu açılmış, zaman içinde başta yabancılar olmak üzere sıkça ziyaret edilen bir yer haline gelmesiyle pansiyonculuk gelişmiştir. Bunun yanı sıra köy halkından kitleler halinde Avusturya ve Almanya’ya çalışmak için göç başlamıştır.
9
10
istanbullkent almanagıl
1973’te elektrik gelmesiyle köyün yaşantısında değişim hızlanmış, 1960’lı yıllarda başlayan dışa göç de bu dönemde durmuştur. 1994 yılında Bakanlar Kurulu tarafından Polonezköy Ormanları’nın İstanbul’un ilk “Tabiat Parkı” ilan edilmesi Polonezköy’ün tarihindeki kırılma noktalarından biri olmuştur. Polonezköy’ün kuruluş kutlamaları kapsamında Haziran ayında gerçekleştirilen kiraz festivalinin ilki de bu yıl düzenlenmiştir. 2013 ise bu kırılma noktalarından ikincisinin yaşandığı yıldır. 26.12.2013’te “Beykoz İlçesi, Polonezköy Köy Yerleşik Alanı 1/5000 Ölçekli KANİP ve 1/1000 Ölçekli KAUİP” adı ile Polonezköy imar planları ÇŞB tarafından askıya çıkarılmıştır. 2014 ise, en azından şimdilik, köyün üçüncü kırılma noktasıdır. 04.01.2014’te change. org’da 8119 destekçinin katıldığı “Polonezköy Tabiat Parkı İmar Planı iptal edilsin!” isimli imza kampanyası başlatılmıştır. 24.01.2014’te TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi ile diğer
1994 Tabiat Parkı ilan edilen Polonezköy’de aynı yılın Haziran ayında ilk kiraz festivali düzenlenmiştir.
ilgili meslek odalarıyla birlikte TEMA ve ÇEKÜL’ün de aralarında bulunduğu 8 kurum ve 250’ye yakın kişi tarafından Polonezköy imar planlarına itiraz edilmiştir. İtirazların ortak gerekçesi Polonezköy Tabiat Parkı’nın doğal dokusunun bozularak yapılaşmaya açılmasıdır. Polonezköy Kültürünü Yaşatma Derneği öncülüğünde Polonezköy halkı ile sivil toplum örgütlerinden temsilcilerin katılımıyla 02.03.2014’te “Polonezköy’ün Geleceğini Konuşuyoruz” adlı, panel/forum düzenlenmiştir. Etkinlikte, söz konusu imar planının olası etkileri ve köyün gerçek gereksinimlerini tartışılmıştır. İtirazların ardından, 19.03.2014’te TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi ve ilgili diğer meslek odaları ile söz konusu koruma amaçlı imar planlarına dava açılmıştır.
16.04.2014 günü, Kuzey Ormanları Savunması önderliğinde ÇŞB İl Müdürlüğü önünde Polonezköy’ü “koruma amaçlı imar planına karşı koruma” eylemi gerçekleştirilmiştir. ÇŞB’deki ilgililere, itirazlara neden cevap verilmediği, herhangi bir açıklama ya da geri dönüş yapmadığı bir basın açıklamasıyla sorularak kamuoyu ile paylaşılmıştır. 05.05.2014’te, ÇEKÜL önderliğinde Polonezköy koruma amaçlı imar planları toplantısı düzenlenmiş; Mayıs 2014’te ise ikinci kez askıya çıkan planlara, TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi ve ilgili diğer meslek odaları tarafından tekrar dava açılmıştır. 2014 yılında Polonezköy için son olarak, 09.06.2014’te yapılan itirazlar doğrultusunda ÇŞB tarafından yeniden hazırlanarak askıya çıkarılan koruma amaçlı imar plana TMMOB MO İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından dava açılmıştır m
istanbullkent almanag覺l
11
12
istanbullkent almanagıl
POLONEZKÖY HAKKINDA FAYDALI BİLGİLER Kuruluşu: 1842 Koruma alanı ilan edilişi: 1994 Karadeniz’e uzaklığı: 20 km
Polonezköy koruma amaçlı planlarıyla bölgede neler oldu?
Köyün isminin tarihçesi: Köyün adı kurucusunun adı olan Adam’dan dolayı Adamköy (Lehçe: Adampol) olarak türetilmiştir, daha sonra “Polonez Karyesi” adını almıştır. 1923 yılında köye Polonezköy adı verilerek etnik bir kimlik kazandırılmıştır. Kimler yaşıyor: Polonya asıllı Türk vatandaşları Geçim Kaynakları: Tarım, hayvancılık, turizm
Yapılan plan ile, Polonezköy Tabiat Parkı sınırı içinde kalan köy alanına, “seyrek yoğunluklu konut, düşük yoğunluklu konut ve turizm konaklama alanı” fonksiyonu getirildi ve Tabiat Parkı’nı yapılaşmaya açan planda, konut için emsal 0.15, yükseklik 6,50 metre yani 2 kat olarak belirlendi.
Polonezköy Kiraz Festivali Festival süresince Polonya’dan gelen folklor ekiplerinin gösterileri ve köy kilisesinin bahçesinde resitaller düzenlenmektedir. Polonezköy Kiraz Festivali, aynı zamanda Türkiye ile Polonya arasındaki bağları kuvvetlendiren kültürel bir aktivitedir. Her yıl Haziran ayının 1 ve 2’nci hafta sonlarında düzenlenmektedir.
Turizm konaklama tesisi yapılması halinde emsal 0.20’ye çıkacak ama yükseklik aynı kalacak. Otelin bodrum katında; spa, restoran, yüzme havuzu, toplantı salonu, spor salonu, mutfak, sığınak, depo, otopark, servis üniteleri yer alabilecek. Ticaret alanında ise, perakende ticaret birimleri, ofis, kafetarya, banka, finans kurumları yapılabi-
istanbullkent almanagıl
lecek. 2B’ler için karar beklenecek. Planlama alanının bütününde yapılaşma şartlarını aşmamak koşulu ile günübirlik turizm tesis alanları, lokanta gibi tesisler yapılabilecek. Planlama alanında kalan 2B’lerde getirilen yapılaşma koşulları ilgili mevzuat değişikliği veya mahkeme kararlarının kesinleşmesi halinde geçerli olacak. Plan ile getirilen yeni yapılaşma koşulları ise şöyle: -Plan genelinde daha önce komisyon kararı ile iptal edilen yerlerin sınır dışında bırakılması dışında, park alanının ağaçlandırılacak alan olması var. -Plan notlarında yer alan; Cumhuriyet Caddesi üzerindeki parsellere tanınan ifraz hakkı ile bir parsele birden fazla bina yapılması ve imar hakkı
1900–1914 yılları arasında inşa edilmiş olan Czestochowa Meryem Ana Kilisesi, içerisinde Mehmet Sadık Paşa’nın eşinin mezarı da bulunan Polonezköy Mezarlığı, Atatürk’ün Polonezköy’ü ziyareti esnasında kaldığı ev ve köyün 150. kuruluş yıldönümünde açılan ve Polonezköy tarihi ve kültürünü yansıtan Zofia Teyze’nin Hatıra Evi Polonezköy’ün önemli tarihi mekanları arasında yer almaktadır.
kazanımı sağlanmakta. Ancak birden fazla yapı yapma izni verilirken, plan notlarında maksimum yapı büyüklüğüne dair kısıtlama getirilmemekte. -Tabiat Parkı’nda her türlü faaliyet için Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile ilgili Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu görüşü zorunlu kılınmakta m
13
14
istanbullkent almanagıl
YORUMLARLA POLONEZKÖY Daniel Hotski | Polonezköy Doğasını Koruma Derneği Başkanı Habertürk, 11.01.2014 İmarsızlık kadar kötü bir şey yok. İmar çıkarırken insanların menfaatlerini göz ardı etmemek lazım. Köyün imara itirazı yok ama köyün merkezinden 14 m genişliğinde bir yol geçirilmesinin hiçbir anlamı yok. Çevrede otopark yapılıyor. Biz bunlara karşıyız. Bu imar planıyla 6,5 m yüksekliğinde binaların yapımına izin verilecek. Buradaki parseller ortalama 10 bin m2. Bu da şu anlama geliyor; bu parsellere 6,5 m yüksekliğinde 3 bina yapılabilecek. İmar sıkıntısından dolayı halihazırdaki işletmeleri yenileyemiyorsunuz. Köyde yaşayan insanlar çevreyi koruma konusunda çok duyarlılar.
Deniss NOVVİCKİ | Polonezköy Kültürünü Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Habertürk, 11.01.2014 Teklif edilen imar değişikliğiyle bizim istediğimiz imar değişikliği arasında çok fark var. Biz çok büyük bir imar değişikliği istemiyorduk. 5 dönüme bir ev yapma izni olsa bizler için yeterliydi. Burada dokuyu bozmadan, insanlar mağdur olmadan bir imar değişikliği yapılabilir. Yıllardır imar olmadığı için Polonezköylü olup köyüne yerleşemeyen insanlar var. Bunlardan bazıları Polonya’ya döndü. Bazıları ise Şişli ve Nişantaşı’nda oturuyorlar. Burada her zaman imar mağduriyeti vardı. Ancak şimdi konuşulan imarın ne için, kim için çıkarıldığı bizim kafamızı karıştırıyor. Bu planla insanların tapulu arazilerinden yol geçmesini istemiyoruz. Bu
istanbullkent almanagıl
kadar geniş yollara Polonezköy’ün ne 2014’te ne de 2044’te ihtiyacı olacak. Köy halkı için bu imar yapılmıyor. Yıllardan beri imarsızlıktan dolayı bir sürü bomboş tarlalar var. “Bu tarlalar birileri tarafından satın almıyor ve alınacak” gibi duyumlar var. Bu bizim beklediğimiz imar değil. Burada fazla iyi niyet aramamak gerekiyor. “Büyük firmalar yer arıyor” diye dedikodu var. Benim tapulu arazimden geçerek 14 metre yol yapmasınlar. Kamyon geçişi, araç geçişi artacak. Şehirleşme artacak. Erol EVGİN | Mimar-Sanatçı Habertürk, 11.01.2014 Polonezköy, İstanbul Beykoz ormanları içinde iki vadiden oluşan muhteşem doğası ve 172 yıllık tarihiyle Türk-Polonya dostluğunun simgesi olmuştur. Bu doğal ve tarihi özellikleri nedeniyle sit alanı ilan edilerek korunmaya alınmış eşsiz bir köydür. Uygulanacak imar planı kesinlikle köyün doğal ve tarihi dokusunu korumaya yönelik olmalıdır. Mevcut yollar bu doğal ve tarihi strüktürün bir parçasıdır. Asla bozulmamalı ve genişletilmemelidir. Yeni açılacak yollar bu dokuya saygılı olmalıdır. Yol boyu parklanmalar köyün peyzajını bozar. Otoparklar parsellerin içinde halledilmelidir. Binaların yol ve komşu çekme mesafeleri en az 8 m, iki bina arası mesafe en az 16 m olmalıdır. Birkaç dönüm içinde yer alacak maksimum 2 katlı bir çiftlik evi veya pansiyon bu dokuya uygun olabilir. Yeryüzünde bir örneği olmayan Polonezköy özenle korunmalıdır.
15
16
istanbullkent almanagıl
Menekşe KIZILDERE | TMMOB ÇMO İstanbul Şube Sekretaryası Habertürk, 11.01.2014 Polonezköy’ün statüsü halen köy niteliğinde ve herhangi bir emsal değeri bulunmuyor. Kaçak yapılar var ve yeni imar planı o kaçak lüks yapıları legal hale getirecek. Polonezköy’e yakın 2B ormanları var. Asıl problem oraya nüfusun taşınması, köy alanının kente dönüştürülmesi. Değişiklikle ilgili kurul kararı aldık ve itiraz dilekçemizi sunacağız m
Görseller 1. M. Nur Erdoğan arşivi, Kiraz Festivali 2. wikipedia.org 3. polonezkoy.biz/polonezkoy-ani-evi 4. polonezkoy.biz/polonezkoy-ani-evi 5. tuhafgezgin.wordpress.com 6. tuhafgezgin.wordpress.com 7. istanbultek.blogcu.com/baharda-polonezkoy/7851504
istanbullkent almanag覺l
17
18
istanbullkent almanagıl
OCAK 2014
Bakırköy Belediyesi’nin Bölge İdare Mahkemesi’ne yaptığı başvuru sonucu Ağaoğlu Şirketler Grubu’na ait Bakırköy 46 projesinin inşaatı mühürlendi (Bakırköy Ekspres). Emlak Konut GYO, Şişli’deki tarihi Likör Fabrikası yerine inşa edilen rezidans ve otel projesine ait planın mahkeme kararıyla iptali üzerine; kararın eski plan için alındığı açıklamasında bulunurken; (Hürriyet) 2011 planlarını iptal eden mahkeme 2013’teki planlarda da hataların düzeltilmediğini açıkladı (Radikal).
TMMOB ÇMO; Polonezköy’deki Tabiat Parkı’nı yapılaşmaya açan imar planlarının ekolojik dengeleri bozacağını açıkladı (BirGün).
6306 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinin ardından İstanbul’da 40 farklı şirketin 100 kentsel dönüşüm projesini hayata geçirmek üzere olduğu belirtildi (Ekonomist). 3. köprü, 3. havalimanı ve Kanal İstanbul Projesi ile Arnavutköy’deki arsa fiyatlarının %100’ün üzerinde arttı. Bölgedeki emlak ofisi sayısı 1000’i geçti. (Radikal).
CHP Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Polonezköy Tabiat Parkı imar planlarını soru önergesi olarak TBMM gündemine taşıdı (BirGün).
Etiler’deki polis okulu arazisinin bulunduğu bölge, Bakanlar Kurulu tarafından, 6306 sayılı kanun kapsamında riskli alan ilan edildi (SoL).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in kentsel dönüşüm sırasında yurttaş hakkının korunabilmesi için mahallelerde kooperatifleşmeye gittiklerini açıklaması üzerine Sarıyer Mahalle Dernekleri ve Mahalle Kooperatifleri Birliği, hiçbir siyasi partiye ya da Sarıyer Belediyesi’ne bağlı olmadıkları ve kendi çabalarıyla kuruldukları açıklamasında bulundu (BirGün). Polonezköy Tabiat Parkı’na seyrek ve düşük yoğunluklu konut ile turizm konaklama alanı fonksiyonlarını getiren imar planı, ÇŞB tarafından onaylanarak 24 Ocak tarihine kadar askıya çıkarıldı (Cumhuriyet).
Polonezköy Tabiat Parkı’na ilişkin imar planının onaylanıp askıya çıkarılmasının ardından change. org sitesi üzerinden planın iptal edilmesi istemiyle imza kampanyası başlatıldı (Cumhuriyet).
Beykoz’da bulunan Türkiye’nin ilk cam fabrikasının satışa çıkarılınca Beykoz Belediyesi Meclis Üyesi Mimar Halit Kılıç; endüstriyel miras olan Beykoz’daki eski fabrika binalarının da otel projelerine dönüştürüleceğini açıkladı (BirGün). KVKK, Ataköy’deki Tarihi Baruthane’nin parseli ile komşu parsellerdeki inşaat için izin alınmadığını açıkladı (Bakırköy Ekspres). 6306 sayılı kanunla riskli alan ilan edilip kentsel dönüşüme başlanan Sarıyer Derbent Mahallesi’nde yerel halk için yapılan konutların 74 m², diğer konutların ise ortalama 291 m² olduğu açıklandı (Radikal).
istanbullkent almanagıl
Beyoğlu’nda Majik Sineması ile Maksim Gazinosu’nun yerine yapılan otelin ruhsatı iptal edilmesine rağmen devam eden inşaatına gerekçe olarak iptal kararının henüz tebliğ edilmemesi gösterildi (BirGün). TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi, TOKİ iştiraki Emlak Konut GYO’nun 4 milyar 240 milyon liraya Özak-Yenigün-Delta ortaklığına satılan Zeytinburnu tank fabrikası arazisi üzerindeki projeye, ihaleden bir gün sonra dava açtı (Zaman). Sarıyer Derbent Mahallesi’ndeki dönüşüm planlarının önündeki engeller, mahallenin “riskli alan” ilan edilmesi ve ÇŞB’nin sınırsız yetkiyle donatılması beraberinde ortadan kaldırıldı (soL).
TCDD; 3 yıl önce çatısı yanan Haydarpaşa Garı’nın ÖİB tarafından 28 Ocak’ta yapılacak ihalesi sonucunda 1,5 yıl içerisinde çatısının yenileneceği açıkladı. (Gazete Kadıköy). Polonezköy Yerleşik alanına ilişkin KANİP ve KAUİP’e itiraz etmek amacıyla ÇEKÜL, topladığı imzaları ÇŞB İl Müdürlüğü’ne teslim etti (BirGün).
3. Havalimanı Projesi kapsamında Arnavutköy İlçesi, İmrahor, Tayakadın ve Yeniköy köyleri ile Eyüp İlçesi, Ağaçlı, Akpınar ve İhsaniye köylerinde TOKİ tarafından acele kamulaştırma yapılacağı açıklandı (Ekonomi). TMMOB İstanbul İKK, KOS ve TEMA temsilcileri Polonezköy KANİP ve KAUİP’i ÇŞB İl Müdürlüğü önünde protesto etti (Özgür Gündem). ÇŞB Bakanı İdris Güllüce; Polonezköy’e ilişkin imar planlarına itirazların olduğunu, anlaşmazlıkların çevrecilerle ve yerel halkla görüşülerek sonuca bağlanmaya çalışılacağını açıkladı (Akşam).
19
OCAK 2014 İBB Başkanı Kadir Topbaş; İstanbul’daki fuar ve kültür merkezlerinin mevcut talebe yetersiz kaldığını ve çözüm olarak 3. havalimanı yanına “fuar kampüsü” ile “kongre kampüsü” yapılacağını açıkladı (Akşam). Milletvekili Ertuğrul Günay; ÇŞB’nin cevaplaması istemiyle Polonezköy Tabiat Parkı’nı yapılaşmaya açan imar planına ilişkin soru önergesini TBMM’ye iletti (BirGün). Hükümet, Gezi Parkı eylemlerinde aktif rol alan 12 meslek odasının mali ve idari denetimini bakanlıklara verdikten sonra teftiş başlattı. OMO’nun ardından ÇMO’da da idari ve mali denetim yapılacağı açıklandı (Taraf ).
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Polonezköy imar planları hakkında Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek; “İmar planı köy alanlarını kapsıyor. 3 katlı binanın bizden iskan alma şansı yok. Örtülü af getirmemiz söz konusu değil” açıklamasında bulundu (Taraf).
TOKİ; İstanbul 3. Havalimanı Projesi” hakkında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, projenin ülke ve dünya ölçeğinde bir yatırım olmasından dolayı daha hızlı ilerleyebilmesi için TOKİ’ye acele kamulaştırma yetkisi verildiğini hatırlattı (24 Saat).
Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek; Polonezköy Tabiat Parkı ve Yerleşik Alana ilişkin planlarla imar hakkı arttırmadıklarını aksine aşağıya çektikleri açıkladı (Bizim Anadolu).
TTB, TMMOB ŞPO ve MO ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamada; İkitelli Entegre Sağlık Kampüsü Projesi’nin toplum sağlığı, güvenliği ve emniyeti açısından kabul edilemez olduğu vurgulandı (Cumhuriyet).
Ataköy’de bulunan Tarihi Baruthane binalarının bulunduğu arazi için yapılan ihaleye yeni kurulan Çelebişan A.Ş.’nin tek başına katıldığı açıklandı (BirGün). TOKİ; Ataköy’deki Tarihi Baruthane’nin içinde yer aldığı parsel ve komşu parsellerde yapılan inşaata ilişkin açıklamasında, tüm çalışmaların ilgili kanun ve yönetmeliklere uygun olduğunu belirtti (Habertürk).
İBB silueti bozduğu gerekçesiyle 16:9 kulelerinin ruhsatını ve imar planını iptal eden idare mahkemesi kararına itiraz etti (Büyükçekmece Gazetesi).
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu; 3. havalimanı ve 3. köprü yapımı için ağaç kesim izninin verildiğini, toplamda 2,5 milyon ağacın kesileceğini açıkladı (Sözcü). CHP Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt; Maliye Bakanlığı’nın TÜRGEV’e tahsis ettiği Tuzla’daki 57 dönümlük arazinin hangi gerekçeyle tahsis edildiği ve karşılığında ne kadar bedel alındığına ilişkin soru önergesini TBMM’ye iletti (Cumhuriyet).
ŞUBAT 2014 ŞEHRİZAR KONAKLARI
istanbullkent almanagıl
“Şehrizar Konakları’nda karşımıza çok da yabancı olmadığımız bir hikaye çıkıyor. Tanesi 2 milyon TL’den başlayan fiyatlarla satılan, Boğaz manzaralı daireleri yapan tanıdık bir şirket, Çalık Holding’in Tarlabaşı yıkımlarını da gerçekleştiren firması GAP İnşaat. Başbakan’ın dünürleri olarak da bilinen Çalık Holding’in yaptığı Şehrizar Konakları ise bir hukuksuzluk hikayesi.” (TMMOB ŞPO Istanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, 03.03.2014)
TARİHLERLE ŞEHRİZAR KONAKLARI
Ü
sküdar İlçesi Burhaniye Mahallesi, 218 pafta, 1326 ada, 22 – 23 – 31 – 33 – 35 ve 38 parseller ile 318 pafta, 3126 ada, 23 parselde bulunan arsa 1970 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından Boğaziçi Köprüsü yapımı sırasında yedi Yunan asıllı vatandaştan kamulaştırma yöntemi ile alınmıştır. 1974 yılında ise Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu’nun (GEEAYK) 14.12.1974 gün ve 8172 sayılı kararı ile proje alanını da kapsayan bölge Boğaziçi Tarihi ve Doğal Sit Alanı ilan edilmiştir.
1983’e gelindiğinde Boğaziçi Bölgesi’ne ait sahil şeridi öngörünüm-gerigörünüm etkilenme bölgelerine ait olan ve Şehrizar Konakları’nı da siluet alanını da sınırları içerisinde gösteren Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planları GEEAYK’ın 24.06.1983 gün ve 15175 sayılı kararı ile uygun bulunarak, Bakanlıkça 22.07.1983 tarihinde onaylanmıştır. Bu plan ile gerigörünüm ve etkilenme bölgesinde koruma amaçlı plan sınırlarında bulunan Üsküdar, Beykoz, Sarıyer, Beşiktaş ilçelerinin bütününde siluet alanı ola-
rak belirlenmiş; siluet alanlarında maksimum 6,50 m yükseklik sınırı getirilmiştir. 22.11.1983 tarihinde yürürlüğe gire 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun 2. maddesinin (a) fıkrasında: “Boğaziçi alanı, Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinden, öngörünüm bölgesinden, geri görünüm bölgesinden ve etkilenme bölgelerinden oluşan, sınırları ve koordinatları bu kanuna ekli krokide işaretli ve 22.07.1983 onay tarihli nazım planda gösterilen alandır.”
şeklinde bir sınır tanımı yapılmıştır. Yine aynı kanunla gerigörünüm bölgelerine ilişkin
21
22
istanbullkent almanagıl
konut alanlarında maksimum 12,50 m (4 kat) yükseklik sınırı getiren düzenlemeye rağmen gerigörünüm ve etkilenme bölgelerinde siluet sınırı içine giren alanlarda maksimum 6,50 m yükseklik düzenlemesine sürekli uyulmuştur. Bu tarihten tarihinden itibaren siluet alanı tanımı koruma amaçlı planlarda yer almış; siluet kavramı ile maksimum 6,50 m yüksekli tanımı özenle korunan planlama ilkesi olarak uygulanmıştır. 11.07.2005 tarihinde 1/5000 Ölçekli Üsküdar İlçesi BüyükKüçük Çamlıca Doğal ve Kentsel Sit Alanı KANİP onaylanmıştır. Planda, “Orta Yoğunluklu Konut Alanları” için: “Bu alanlar üzerine yer alan mevcut ağaç dokusu tespit edilerek korunacak olup, max. TAKS: 0.15, hmax: 6,50m irtifada, çıkmalar cephe boyu toplamının yarısını geçmemek kaydıyla uygulama yapılacaktır.”
ifadesi getirilmiştir. Bugün Şehrizar Konakları’nın yer aldığı Burhaniye Mahallesi, 218 pafta, 1326 ada, 22–23– 31–33–35 ve 38 parseller ile 318 pafta, 3126 ada, 23 parselde bulunan arsa 2006 yılında TOKİ’ye devredildikten sonra,
TOKİ tarafından iştiraki Emlak GYO A.Ş’ye satılmıştır. Emlak Konut GYO A.Ş. tarafından açılan “İstanbul Üsküdar Burhaniye Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi” ihalesini Gap İnşaat satış toplam geliri 275.400.000 TL+KDV ve %50 arsa satışı karşılığı şirket payı teklifi ile kazanarak 22.08.2007 tarihli sözleşme yapılmıştır. Planın onaylanmasının ardından bölgeye ilişkin İBB Meclisi’nin 11.06.2008 gün ve 1249 sayılı kararı, İstanbul VI numaralı KTVK Bölge Kurulu’nun 16.04.2008 gün ve 845 sayılı kararı ve İBB Başkanı’nın 14.06.2008 tasdik tarihi ile İstanbul Boğaziçi alanında ve siluet tanımı içerisinde kalan parsellerde Şehrizar Konakları’na ait ilk 1/5000 Ölçekli KANİP değişikliği onaylanmıştır. Bu siluet alanlarına yönelik önemli bir planlama ilkesini yok sayarak maksimum bina yüksekliklerini 6,50 m’den 9,50 m’ye çıkaran, bölge donatı dengesini bozan ve ayrıcalıklı imar hakları içeren plan değişikliği TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından yargıya taşınmıştır.
Yargıya taşınan konuda, İstanbul 8. İdare Mahkemesi tarafından görevlendirilen bilirkişi ekibi, 31.07.2009 tarihinde yerinde yaptıkları inceleme sonrasında, İBB tarafından 14.06.2008 tarihinde onaylanan plan değişikliğinin şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğunu belirtilmiştir. Bilirkişi raporuna istinaden alınan 17.09.2009 tarihli kararla, İstanbul 8. İdare Mahkemesi tarafından İBB tarafından gerçekleştirilen ilk imar planı değişikliğinin yürütmesi, değişikliğin hukuka aykırı olması ve uygulanması durumunda telafisi mümkün olmayan zararlara neden olunabileceği gerekçesi ile durdurulmuştur. Proje alanına ilişkin İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmenin durdurulması kararı ardından, hukuk atlatılarak aynı imar planı değişikliği 16.04.2010 tarihinde tekrar onanmış ve mahkeme kararlarına açıkça aykırı olan söz konusu plan, TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından bir kez daha yargıya taşınmıştır. Yargı süreci devam etmesine rağmen, Temmuz 2010’da yapı ruhsatı alınarak inşaata başlanmıştır.
istanbullkent almanagıl
ŞEHRİZAR KONAKLARI HAKKINDA FAYDALI BİLGİLER Yapımcı Firma: GAP İnşaat - Emlak Konut GYO A.Ş. Konut Sayısı: 202 Proje Alanı: Üsküdar İlçesi Burhaniye Mahallesi, 218 pafta, 1326 ada, 22 – 23 – 31 – 33 – 35 ve 38 parseller ile 318 pafta, 3126 ada, 23 parseller tevhid edilerek oluşturulan toplam 218 pafta, 1326 ada, 60 parsel Arsa Alanı: 49500 m2 Toplam İnşaat Alanı: İmar Planı değişikliği ile TAKS:0,15 ve maksimum yükseklik 9,50 m. yapılaşma koşullu “Konut Alanı”nda 2 bodrum kat, zemin, 2 normal kat ve çatı arası ilaveli 38 blok ve 1 sosyal tesis ile toplam 102.013,22 m2 inşaat alanı Konut Tipleri: 3+1, 5+1, 6+1, 7+1, 8+1, 9+1 Konut Büyüklükleri: 180 ile 626 m2 arasında Proje Hakkında: Han Tümertekin, Nevzat Sayın, İhsan Bilgin ve Sinan Kafadar’ın mimari tasarımını yaptığı Şehrizar Konakları’nın inşaat alanı 101 bin metrekare; yatırım değeri 450 milyon TL.
2011 yılı, süreç açısından oldukça hareketli geçmiştir. 24.03.2011 günü, İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nin verdiği karar ile 2008 onanlı ilk plan değişikliği iptal edildi ve Danıştay tarafından karar onanmıştır. 16.04.2010’da ikinci kez onanan plan değişikliğine karşı açılan ikinci davada yapılan bilirkişi incelemesi sonucu bilirkişilerin; 05.07.2011 tarihli raporları ile plan değişikliğinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olmadığı kanı-
sına vardıklarını bildirmelerinin ardından, İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nce İBB tarafından ikinci kez onaylanan imar planı değişikliğinin, hukuka aykırı olması ve gerçekleşmesi durumunda telafisi mümkün olmayan zararlara neden olabileceği gerekçesi ile 12.10.2011 tarihinde bir kez daha yürütmesinin durdurulması kararını almıştır. Bu kararın iki ay ardından 16.12.2011 tarihinde daha önce 2 kez hukuka ve şehircilik ilkelerine aykırı bulunarak yürütmesi durdurulan
ve iptal edilen plan değişikliği, yine aynı içerikle ve önceki mahkeme kararlarındaki iptal gerekçelerini hiçbir şekilde karşılamayacak şekilde İBB tarafından üçüncü kez onanmıştır. 30.03.2012 tarihinde, yukarıda bahse konu olan plan değişikliği de İstanbul 6. İdare Mahkemesi tarafından bir kez daha hukuka ve şehircilik ilkelerine aykırı bulunarak iptal edilmiş ve Danıştay 6. Dairesi tarafından 24.07.2012 tarihinde iptal kararı onanmıştır. Kararın ardından Eylül 2012’de TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından yapılan basın açıklaması ile Şehrizar Konakları’nda süregelen hukuksuzluk basına ve kamuoyuna bildirilmiştir. 2013’e gelindiğinde, alana ait ilk gelişme önceki tarihli ihalenin, 20.06.2013 tarihli ek protokolle arsa satışı karşılığı satış toplam geliri 435.629.000 TL+KDV ve %50 arsa satışı karşılığı şirket payı olarak revize edilmesi olmuştur. 17.12.2013 günü gerçekleştirilen rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun yapıldığı günün akşamı o tarihte başbakan olan R. Tayyip
23
24
istanbullkent almanagıl
Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasındaki geçtiği iddia edilen ses kaydına göre, sıfırlanmaya çalışılırken elde kalan parayla Şehrizar Konakları’ndan 6 daire alındığı gündeme gelmiştir. Dairelerin, dönemin başbakanı R. Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın avukatı Ömer Faruk Akbulut üzerine kaydedildiği belirlenmiş ve 26.12.2013’te alınan evlerin tapusuna, 14.08.2014’te iki daire daha eklenerek, BeratSerhat Albayrak ve annelerinin üzerine geçirildiği iddia edilmiştir. 2014’te Şehrizar Konakları projesine TMMOB MO Büyükkent İstanbul Şubesi tarafından, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Davada, 39 adet yapı ruhsatının fonksiyon ve yapılaşma açısından ciddi sakıncalar taşıdığı, şehircilik ilkelerine ve plan esaslarına aykırı olduğu iddia edilmiştir. Mahkemenin 20.02.2014 tarihli kararıyla projeye ait Temmuz 2010 onay tarihli yapı ruhsatları iptal edilmiştir. Tüm bu yaşananlara rağmen proje, Emlak Konut GYO A.Ş.
ve GAP İnşaat ortaklığında tamamlanmış ve yapı kullanma izin belgeleri alınarak teslim edilmiştir m
istanbullkent almanag覺l
25
26
istanbullkent almanagıl
BASINDA ŞEHRİZAR KONAKLARI Tayfun Kahraman | TMMOB ŞPO İstanbul Şube Başkanı Karşı Gazetesi, 03.03.2014 Geçtiğimiz hafta santaj/montaj tartışmaları içinde başbakan ve oğlu arasında geçen konuşmada ki bir nokta pek dikkat çekmedi. Kalan 30 milyon Avro’nun üzeri ile daire alınması düşünülen “Şehrizar” konuşulmadı. Konuşulacak o kadar çok şey vardı ki bu ayrıntıyı pek soramadık. Biz babamızdan kalan para üstü ile en çok bakkala gidip sakız alırdık, Peki Bilal Erdoğan’ın para üstü ile aldığı Şehrizar Neydi? Şehrizar Konakları’nda karşımıza çok da yabancı olmadığımız bir hikaye çıkıyor. Tanesi 2 milyon TL’den başlayan fiyatlarla satılan, Boğaz manzaralı daireleri yapan tanıdık bir şirket, Çalık
Holding’in Tarlabaşı yıkımlarını da gerçekleştiren firması GAP İnşaat. Başbakan’ın dünürleri olarak da bilinen Çalık Holding’in yaptığı Şehrizar Konakları ise bir hukuksuzluk hikayesi. Şehrizar Konakları, ilk olarak Boğaziçi sırtlarında donatı alanı olarak ayrılan bir arazi üzerinde 2008 yılı Haziran’ında onaylanan koruma amaçlı imar planı değişikliği ile gündeme geldi. İmar planı değişikliği ile Boğaziçi siluet Alanında 1983’ten bugüne kadar korunan 6.50 m, yani 2 kat yapı yüksekliği sınırlaması, Şehrizar Konakları ile ilk kez aşıldı. Boğaziçi siluetini korumak amacıyla hazırlanan ve Boğaziçi Yasası ile de koruma altında olan bir plan ilkesi yok sayıldı. Plan ile maksimum bina yükseklikleri 6,50 m’den 9,50 m’ye çıkarılırken, 2 katlı yapı yapma kısıtlaması aşılarak 4 katlı yapı yapılmasına izin verildi. Böylece arazi üzerinde iki kat fazla yapı yapılabilecekti.
istanbullkent almanagıl
İmar planı değişikliği sonrasında TMMOB ŞPO’nun açtığı davada planların yürütmesi İstanbul 8. İdare Mahkemesi kararı ile durduruldu. Fakat tam bu sırada mahkeme kararının hemen ardından 2010 yılı Nisan ayında yeni bir KANİP değişikliği daha onaylandı. Bilirkişi raporu ile aykırılığı kesinleşen bir plan, alınan mahkeme kararlarına rağmen yeniden onaylanınca, Oda bu planları da yargıya taşıdı.
kaldı. Olan ise yine İstanbul’a ve Boğaziçi Siluetine oldu. Mahkemeler tarafından defalarca verilen iptal kararlarına rağmen devam projeler için Şehrizar Konakları ilk örnek değil, gidişata bakılırsa son da olmayacak.
2010 yılında onaylanan planın da kaderi farklı olmadı. İstanbul 6. İdare Mahkemesi bu planı da hukuka ve şehircilik ilkelerine aykırı buldu ve 2012 yılı başında iptal kararı verdi. Temyiz sürecinde Danıştay 6. Dairesi de iptal kararını haklı buldu. Fakat 2011 yılı Aralık ayında İdare Mahkemesi kararı açıklanmadan az önce Şehrizar için bir plan değişikliği daha yapıldı. İkinci kez İdare Mahkemeleri ve Danıştay’ın aykırı bularak iptal ettiği plan, İBB tarafından aynı içerikle Mahkeme kararını açıklamadan yeniden onayladı. Üçüncü kez hazırlanan plan da dava konusu edildi. İlginçtir, bu kez İstanbul 6. İdare Mahkemesi daha önce iptal kararı verdiği planın yürütmesinin durdurulmasına gerek olmadığına karar verdi.
17 Aralık’ta Başbakan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen görüşmede sözü edilen, ‘evde kalan para’ ile ilgili yeni iddialar ortaya çıktı.
2008’de başlayan, iki kez iptal edilen Boğaziçi planlarında yer alan siluet sınırlamasına uymayan Şehrizar Konaklarının hukuk süreci hala daha devam ediyor. Ama inşaatlar bitmiş ve Şehrizar Konaklarında yaşam başlamış durumda. Hukuku sürekli yenilenen planlarla atlamak alışkanlığı bir kez daha sonuç vermiş görünüyor. Planlama konusunda hukuksuzluğun ne boyutlara vardığını gösteren Şehrizar Konakları, yapanın yanında kar
Kalanıyla Şehrizar’dan altı daire mi alındı? | Hüseyin Özay taraf.com.tr, 17.03.2014
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “montaj” dediği, oğlu Bilal Erdoğan ile 17 Aralık’ta gerçekleştiği iddia edilen evdeki paranın sıfırlanmasına ilişkin ses kaydıyla ilgili yeni iddialar ortaya çıktı. “Geri kalan para” ile daireler alındığı öne sürüldü. Aktifbank’a ait olan bir dekontta 27 Aralık 2013 tarihinde, Şehrizar Konakları’ndan 6 adet daire için 14 milyon 120 lira ödeme yapıldığı bilgisi yer alıyor. Dekontta, ödemeyi yapan kişi olarak da Erdoğan’ın aile avukatı olarak bilinen Ömer Faruk Akbulut’un ismi bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde, Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen bir ses kaydında operasyonun başladığı 17 Aralık tarihinde evdeki paranın dağıtıldığı öne sürülmüştü. Kamuoyunda “sıfırlama” operasyonu olarak bilinen ses kaydında, Bilal Erdoğan’ın son olarak evde 30 milyon euro nakit kaldığı ve bununla da Şehrizar Konakları’ndan daire alınmasının planlandığı iddia edilmişti.
27
28
istanbullkent almanagıl
Söz konusu ses kaydı, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı. Başbakan Tayyip Erdoğan ise ses kaydı ile ilgili yaptığı açıklamalarda, kasetin montaj olduğunu öne sürdü. Aktifbank’a ait dekont ise evdeki nakitin sıfırlanması ile ilgili tartışmalara yeni bir iddia getirdi. Dekont, Çalık Grubu’nun bankası Aktifbank’a ait olan dekont, GAP Yapı İnşaat A.Ş.’ye yapılan 14 milyon 120 bin 250 liralık ödemeyi içeriyor. Ödemeyi yapan kişi olarak da ses kayıtlarında adı geçen ve Erdoğan Ailesi’nin avukatı olarak bilinen Ömer Faruk Akbulut’un ismi yer alıyor. Açıklama kısmında ise, söz konusu ödemenin Şehrizar Konakları’ndan 14/A Blok’ta alınan 1-2-3-4-5-6 nolu dairelerin bedeli olarak yapıldığı notu düşülüyor. Yine aynı dekontta, hesap ekstre tarihi olarak da 26-27 Aralık 2013 tarihleri yer alıyor. Dekontta Şehrizar Konakları’ndan daire satın alan kişi olarak görülen Avukat Ömer Faruk Akbulut, Başbakan Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak ve ağabeyi Serhat Albayrak’ın avukatlığını da yürütüyor. Akbulut’un, Erdoğan Ailesi adına, alım-satım yapma yetkisi bulunuyor m
Görseller 1. emlakeki.com 2. yesilstil.com 3. projepedia.com 4. twimg.com
istanbullkent almanag覺l
29
30
istanbullkent almanagıl
ŞUBAT 2014
İBB Başkanı ve AKP İBB Başkan adayı Kadir Topbaş; İstanbul’a toplamda 100 bin kapasiteli otoparklar yapılacağını belirtti (Dokuz Sütun).
Tarihi Baruthane’nin bulunduğu parsel ve komşu parsellerde yapılan inşaatın KVKBK izni olmadan yapıldığının ortaya çıkması üzere 1 No.lu İstanbul KVKBK; her türlü fiziki ve inşai müdahalenin kurul tarafından değerlendirilinceye kadar durdurulmasını talep etti (BirGün).
İBB Başkanı Kadir Topbaş; BakırköyBeylikdüzü ilçeleri arasına yapılacak olan 25 km’lik yeni metro hattının 2017 yılında hizmete girmesini hedeflediklerini açıkladı (Akşam).
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan; Okmeydanı’nda yaşayan vatandaşlara yaşadıkları konutların tapularının dağıtılmaya başlandığını açıkladı (Sabah).
İstanbul’un siluet alanında yer alan Çamlıca Tepesi’nin Özel Proje Alanı ilan edilerek başlayan inşaat çalışmalarının durdurulması için “Sanatçılar Girişimi” imza kampanyası açtı (soL). 3. havalimanına ilişkin ÇED raporunun 4. İdare Mahkemesi’nin aldığı kararla yürütmesi durduruldu (Habertürk).
TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi, riskli alan ilan edilen Fikirtepe’de yapılan ve ÇŞB tarafından onaylanan NİP ve UİP’i yargıya taşıdı (soL). Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce; 3. havalimanı ÇED Raporu için verilen yürütmeyi durdurma kararının maddi bir hata olduğuna inandığını açıkladı (Anadolu’da Vakit).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 Şişli Belediyesi Meclis Üyesi Dursun Çaltı’nın; Mecidiyeköy Likör Fabrikası arazisindeki Quasar kulelerinin inşaat ruhsatının iptali için açtığı ve güncel menfaati bulunmadığı nedeniyle ehliyet yönünden reddedilen davada, Danıştay bozma kararı verdi (Cumhuriyet).
İBB Başkanı Kadir Topbaş; Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’nin detaylarını içeren görselleri Twitter hesabı üzerinden paylaştı ve “Yeşil dokusuyla, mümkün olduğu kadar bol ağaçlı ve çiçeklendirilmiş güzel bir Taksim’i ortaya çıkaracağız” açıklamasında bulundu (BirGün).
TJK’nın Veliefendi Hipodromu’nun tesciline ilişkin başvurusu 1 No.lu KVKBK tarafından kabul edilmeyerek 612 bin m²’lik arazi kentsel sit alanı ilan edildi. Böylelikle İBB’nin toplamda 500 bin m²’lik “şehir parkı” için uygun yasal zemin oluşturulmuş oldu, eğer arazi TJK’nın talep ettiği üzere tescillenseydi at yarışları harici bir amaçla kullanılamayacaktı (Radikal).
CHP İBB Başkan adayı Mustafa Sarıgül; Ataşehir’de yaptığı mitingde 2B arazisi üzerinde evleri bulunan vatandaşlara yerlerinin sembolik fiyatlarla verileceğini vaat etti (Cumhuriyet).
Beyoğlu’nda Demirören AVM inşaatı sırasında hasar gören Hüseyin Ağa Camii, 2 yıl süren restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla tekrar ibadete açılacak (İstanbul Gazetesi). TAV Havalimanları Holding CEO’su Sani Şener; inşaatı henüz başlayamayan 3. havalimanının gecikme ihtimali nedeniyle Atatürk Havalimanı’nda genişletme projesi üzerinde çalıştıklarını açıkladı (Dünya).
istanbullkent almanagıl
31
ŞUBAT 2014
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in Validebağ Korusu için seyir terasları, gözlem kulesi, açık hava amfilerinden oluşan projesine karşı çıkan “Validebağ Gönüllüleri”; Validebağ Öğretmen ve Huzurevi önünde basın açıklaması yaptı (Evrensel). TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi 13. Olağan Genel Kurulu gerçekleşti. Genel Kurulda TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin kamu yararı ve bilimden yana olan mücadelesinin büyütüleceği vurgulandı (BirGün).
İstanbul 1 No.lu Yenileme Alanları KVKBK; Emek Sineması’nın da içinde bulunduğu Cercle d’Orient Binası’nda Kamer İnşaat tarafından sürdürülen yenileme projesi hakkında suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Gerekçe olarak; yapılan inşaat sırasında sökülen bezemeler ve tarihi bina ile bitişiğindeki tescilli İsketinj Apartmanı’na zarar verildiği belirtildi (Cumhuriyet).
15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 Beykoz Belediyesi’nin imar planı olmayan arazide ihale usulüyle satış yapmasına itiraz edilmesinin ardından itiraz eden vatandaşların ecri misil kararıyla belediyeye borçlu olduğu açıklandı (BirGün).
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan; Okmeydanı’yla ilgili projelerini açıkladı ve “Okmeydanı Şanzelize olacak” dedi (Evrensel).
4. İdare Mahkemesi tarafından Şehrizar Konakları’na ait Temmuz 2010 onay tarihli yapı ruhsatları iptal edildi (Hürriyet Emlak).
İBB; Atatürk Köprüsü’nün yapıldığı dönemde yıkılan Süleyman Subaşı Camii’nin, özgün yeri olmayan Haliç Kıyısı’ndaki Atatürk Köprüsü ile metro geçiş köprüsü arasındaki yeşil alanda ihya edileceğini açıkladı (BirGün).
İBB; Başakşehir’deki Ayazma Mezarlığı’nın imara açılmasına ve yol yapım çalışmalarına devam etmesine İçişleri Bakanlığı’nın oluruyla karar verildiğini açıkladı (BirGün).
MART 2014 YEREL SEÇİMLER
istanbullkent almanagıl
“Espri yapmıyorum trafoya kedi girdi. Bu ilk kez yaşanmadı. Bunu seçime bağlamak yanlış.” (Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın 30 Mart yerel seçimlerinde yaşanan elektrik kesintisiyle ilgili açıklamasından)
TARİHLERLE YEREL SEÇİMLER
A
KP Kadıköy Belediye Başkanı adayı Hurşit Yıldırım 07.03.2014 tarihinde; Caddebostan’a “Eğlence Adası”, Minibüs Caddesine ise “Havaray” yapımını seçim vaatleri arasında açıkladı. Aynı gün AKP Pendik Belediye Başkanı adayı Kenan Şahin; tapu sorunu ile metro ile ulaşım sorununun çözüleceğini vaat etti. 08.03.2014 tarihinde AKP Beyoğlu Belediye Başkanı adayı Ahmet Misbah Demircan, Okmeydanı’nda yerinde dönüşüm gerçekleştireceklerini seçim vaadi olarak
dile getirdi. 11.03.2014 tarihinde AKP Ataşehir Belediye Başkanı adayı Nimetullah Topu; kentsel dönüşüm faaliyetlerinin bir sene içerisinde tamamlanacağı sözünü verdi. 13.03.2014 tarihinde AKP Beyoğlu Belediye Başkanı adayı Ahmet Misbah Demircan; Perşembe Pazarı ve Karaköy’de kentsel dönüşüm yapılacağını belirtti. 15.30.2014 tarihinde CHP Ataşehir Belediye Başkanı Battal İzgezdi; bölgede yerinden dönüşüm yapılacağını vaat etti. 16.03.2014 tarihinde CHP Beylikdüzü Belediye Başkanı adayı Ekrem İmamoğ-
lu; Beylikdüzü’nde trafik sorununun tamamen çözüleceği, Beylikdüzü sahilinin düzenlenerek halka açılacağı, ilçe içinde bisiklet yolları inşa edileceği vaatlerinde bulundu. 18.03.2014 tarihinde AKP Esenler Belediye Başkanı adayı Tevfik Göksu; kentsel dönüşüm projelerinin arttırılacağını belirtti. Aynı tarihte CHP Avcılar Belediyesi Başkanı adayı Handan Toprak; öncelikli hedefinin “kadın eli değmiş, ulaşılabilir bir kent” olduğunu açıkladı. 23.03.2014 tarihinde AKP Beşiktaş Belediye Başkanı
33
34
istanbullkent almanagıl
2014 | İstanbul Seçmen Sayısı: 10.001.487 Kullanılan Oy Sayısı: 9.067.393 Geçerli Oy Sayısı: 8.724.840 İstanbul Katılım Oranı: %90.66 Sandık Sayısı: 32.203
adayı Zeynel Abidin Okul; trafik problemini teleferik ve deniz yolu ulaşımıyla çözeceğini vaat etti. 25.03.2014 tarihinde CHP Kartal Belediye Başkanı adayı Altınok Öz; yolların yer altına alınarak rekreasyon alanları düzenleneceğini, Kartal’ın dokusunu değiştirecek projeler geliştirileceğini ve fiziksel engelliler için sosyal aktivite merkezi yapılacağını belirtti. 25.03.2014 tarihinde CHP İBB Başkanı adayı Mustafa Sarıgül; 3. havalimanının Silivri’de inşa edileceği, 3. köprüdeki kavşak sayısının azaltılarak 2 milyon ağacının kesilmesinin önleneceği ve Yeşilköy’de bulunan MSB’ye ait arazinin kent parkı
yapılması vaatlerinde bulundu. 26.03.2014 tarihinde AKP İBB Başkanı adayı Kadir Topbaş; Üsküdar’da yerinde dönüşüm gerçekleştirileceğini vaat etti. Aynı tarihte MHP İBB Başkanı adayı ve şehir plancısı Rasim Acar; İstanbul’da ulaşımın günlük 1 TL olacağını, Hadımköy-Kurtköy arasında “Tembüs” yapılacağını, otopark problemini sona erdireceğini, 575 km metro hattı inşa edileceğini, hem karada hem suda ilerleyebilen otobüslerin kullanılacağını ve gişelerin kaldırılacağını vaat etti. 27.03.2014 tarihinde CHP Üsküdar Belediye Başkanı adayı İhsan Özkes; geri görünüm ve etkilenme bölgesinde kalan alanlarda imar problemlerinin çözüleceğini, şeffaf belediyecilik ilkelerinin benimseneceğini, 2B arazilerinde yaşayan halkın barınma hakkının savunulacağını vaat etti. Aynı gün AKP Bakırköy Belediye Başkanı adayı Mehmet Emin Ertekin; kentsel dönüşüm çalışmalarına başlanacağını; AKP Başakşehir Belediye Başkanı adayı Mevlüt Uysal ise geçtikleri dönemde Başakşehir’in altyapı, imar-iskan, tapu sorunlarını çözdüğünü belirterek gelecekteki
dönemde seçilirse, Avrupa’nın en büyük şehir hastanesinin yapılacağını, Bahçeşehir Göleti’nin 5 kat büyütüleceğini vaat etti. 28.03.2014 tarihinde AKP Ataşehir Belediye Başkanı adayı Nimetullah Topu; Ataşehir’deki ulaşım ve imar sorunlarının çözülmesini, Kayışdağı’na seyir terası yapılmasını İçerenköy-Kayışdağı arasında tramvay yapılmasını vaat etti. Aynı tarihte CHP Kadıköy Belediye Başkanı adayı Aykurt Nuhoğlu; Kadıköy’ü İstanbul’un sanat başkentine dönüştüreceğini belirtirken; HDP İBB Başkanı adayı Sırrı Süreyya Önder; 3. köprü projesinin durdurulacağını vaat etti.
Seçimde Kullanılan Yöntem: Belediye başkanları için çoğunluk sistemi, il genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi uygulanır.
istanbullkent almanagıl
Aynı gün CHP İBB Başkan adayı Mustafa Sarıgül; İstanbul’un yerinden yönetileceğini ve İstanbul’u ilgilendiren bütün projelerin yarışmalar aracılığıyla belirleneceğini belirtti. 29.03.2014 tarihinde AKP Küçükçekmece Belediye Başkanı adayı Temel Karadeniz; kültür ve sanat merkezi, su sporları kompleksi ve şehir parkı yapılacağı vaatlerinde bulundu. 30.03.2014 tarihinde Türkiye genelinde 52 milyon 695 bin 831 seçmenin oy kullandığı ve bin 394 belediye başkanının seçildiği yerel seçimler gerçekleşti. Seçim sonucunda AKP adayı Kadir Topbaş İBB Başkanı seçildi m
Yerel Seçimlerde Belirlenen İdari Organlar: • Büyükşehir belediye başkanları • Büyükşehir olmayan illerde il merkezi belediye başkanları • İlçe belediye başkanları • İlçe belediye meclisleri • Belde belediye başkanları • Belde Belediye Meclisleri • Köy muhtarları, ihtiyar heyetleri • Mahalle muhtarları, ihtiyar heyetleri
35
36
istanbullkent almanagıl
VAATLERLE YEREL SEÇİMLER açacağız.” açıklamasında bulundu. CHP Şişli Belediye Başkan Adayı Sayın İnönü LGBTİ Dostu Belediye protokolünü imzaladı.
Hayri İnönü | CHP Habertürk, 27.03.2014 Hayri İnönü önceliğinin sosyal belediyecilik olacağını belirterek kadınlara, emeklilere, gençlere çok önem verdiğini vurguladı. ”Rahatça çalışabilmeleri için yoksul semtlerde kreşler açacağız. Mustafa Sarıgül’ün bitiremediği okulları ve Kültür merkezlerini tamamlayacağız. Gençler için yaşam merkezleri ve dil kursları açacağız. İmkanı olmayan semtlerde ücretsiz internet zone’ları yapacağız. Sanatçılar için geçici açık hava sergileri
Mukadder Başeğmez | AKP Şişli Gazetesi, 21.02.2014 “Size en önemli projemi söylüyorum; Mukadder Başeğmez, Kadir Topbaş ve Recep Tayyip Erdoğan. Bundan daha büyük bir proje tanımıyorum. Olabilecek bütün projeleri kısa sürede yapabilecek güç projesidir, imkan projesidir bu” açıklamasında bulunan Mukadder Başeğmez kolunun altındaki dosyalarda projeleri olduğunu söyleyerek gezen adayları “komik” bulduğunu belirtti ve “Yarın büyükşehir meclisi bir projeyi reddedebilir, mimarlar odası karşı çıkar, Anayasa mahkemesi onay vermez. O yüzden ‘projelerim
istanbullkent almanagıl
var’ diye gelmek kadar akıl dışı bir şey gelmiyor. Şehri önümüze alırız. İhtiyaçlara göre halka danışarak, uzmanlara danışarak bu işin yürümesini sağlarım” ifadelerini kullandı.
Murat Hazinedar | CHP Habertürk, 28.03.2014 Hazinedar seçildiği takdirde Beşiktaş’ta gerçekleştireceği 10 projeyi açıkladı; • Beşiktaş Türkiye’nin serbest kürsüsü olacak. Kendini öteki hisseden herkese forumlarımızla ses vereceğiz. • Kültür ve tiyatro deyince akla Beşiktaş gelecek. Tüm özel tiyatroları Beşiktaş’a getireceğiz. Çarşı tiyatrolarla Broadway gibi olacak. • Beşiktaş’ta trafiği ve otobüs duraklarını yeraltına alıp, merkeze büyük bir meydan yapacağız. Taksim Meydanı’ndan rol çalacağız! • Deprem riski büyük sorun. Zemin sağlam değil, yapı stoku kötü. Ihlamur ve Ortaköy vadisinden başlamak üzere deprem güçlendirmesi yapacağız. Yukarı Beşiktaş’ta emsal artışlarından kazanılacak değeri fona aktararak aşağı Beşiktaş’taki deprem güçlendirmesini yapacağız. • Kentsel dokuyu bozmayacağız. Aşağı Beşiktaş’ta imar yoğunluğuna izin vermeyeceğiz.
• Beşiktaş Üniversitesi’ni kuracağız. • Beşiktaş Hastanesi’ni kuracağız. Türkiye’nin en lüks belediye hastanesi olacak, vakıf işletecek. • Türkiye’nin en güzel iki kültür festivalini yapacağız. • Mevcut Belediye binası tarihe ve kültüre uygun değil, değiştireceğiz. • Seçilir seçilmez çarşıdaki bina cephelerini temizleyeceğiz. Akaretlerdeki gibi bina cephelerinde yenileme yapacağız. Zeynel Abidin Okul | AKP zeynelabidinokul.com Zeynel Abidin Okul’un projeleri kendi ismiyle açılan web sitesinde tanıtıldı. “Beşiktaş Meydan Projesi: Beşiktaş Meydanı’ndaki köprü kaldırılarak, Barbaros Bulvarı köprünün olduğu yere doğru kaydırılacak. Çırağan Caddesi ile Barbaros Bulvarı kesişiminde 2 kat fazla sinyalizasyon sistemi oluşturulacak. Böylece taşıt başına düşen gecikme miktarı, ortalama duraklama sayısı, ortalama hızı, toplam seyahat süresi toplam gecikme miktarı azaltılacak.
37
38
istanbullkent almanagıl
Aykurt Nuhoğlu | CHP aykurtnuhoglu.com Aykurt Nuhoğlu’nun “Aklımızdaki; insana dair, yenilikçi ve faydanın ön planda tutulduğu projelerle güçlenen bir Kadıköy.” sloganı ile projeleri kendi ismiyle açılan web sitesinde tanıtıldı. “Dijital, Şeffaf Demokrasi: Aklımdaki Kadıköy geliştirilerek sürdürülecek olan Aklımdaki Kadıköy projesi, Kadıköy ile ilgili alınacak kararlardan Kadıköylülerin haberdar olup görüş sunmasına olanak sağlamaya devam edecek. Aklımdaki Kadıköy mobil uygulaması en kısa zamanda hayata geçirilecek. Merkezi bölgelerdeki dijital outdoor uygulamaları ve anket sistemi ile Kadıköylülerin kararlara geniş katılımı sağlanacak. Engelsiz Kadıköy: 3 yıl içinde tüm merkezi bölgelerdeki kaldırımlar, engellilerin rahatça kullanabileceği şekle getirilecek. Kamu binaları engelli vatandaşların rahatça faydalanmasına imkan sağlayacak şekilde düzenlenecek. Yapılan düzenlemeler ile engelliler, toplu taşıma araçlarını rahatça kullanacak. Her Mahalleye Bir Mahalle Evi: Her mahallede bir mahalle evi kurulacak. Mahalleye dair tüm ihtiyaç ve çözümlerin tartışılacağı bu evler yerel bir demokrasi platformu olacak. Mahalle evleri
ve uzman STK temsilcilerinin katılımıyla oluşturulacak ‘Kent Konseyi’, bir ‘Kent Parlamentosu’ işlevi yürütecek. Mahalle evlerin yaşlılar dinlenip sosyalleşecek, gençler sanat ve kültürle iç içe projeler üretecek. Satranç odalarından, korolara ve sanat kurslarına kadar birçok sosyal aktivitenin de yer alacağı mahalle meclisleri, yerinden yönetimin en temel ve somut halkasını oluşturacak. Kentsel Yenilenmede Örnek İlçe: Riskli binaların yenilenmesine yetecek, şehircilik ve çevrecilik ilkelerine uygun bir emsal artırımı sağlayacağız. Binalar yenilenirken sokakların inşaat alanına dönüşerek Kadıköylüler’in günlük yaşantısını sekteye uğratmaması yönünde yeni planlamalar yapılacak. Vatandaşların müteahhitlerle yapacakları sözleşmelerde haklarının korunması için her mahallede danışmanlık büroları kuracağız.” Hurşit Yıldırım | AKP hursityildirim.com Hurşit Yıldırım’ın projeleri “Yıldırım sloganı Kadıköy kaybettiği yılları ‘yıldırım’ hızıyla kazanacak” sloganı ile kendi adıyla açılan web sitesinde tanıtıldı. “Kadıköy’e Yeni İmar Planı: Kadıköy’ümüzde şu an mevcut olan 2.07 emsal değeri, hazırladığımız yeni imar planında en az 2.30 olacaktır. Parsel birleşimlerinde emsal oranı kademeli olarak 3.00 (üç) emsale kadar çıkacaktır. Artıracağımız bu emsal değerlerine, “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği”ndeki oranlar ayrıca ilave edilecektir. Yapı adası birleşimlerinde, mevcut adada yeni yapılan binalar var ise bu binaların sahip olduğu
istanbullkent almanagıl
parsel alanları da hesaba katılacak, yeni oluşacak inşaat alanından bu yapı sahipleri de hisseleri oranında hak sahibi olacaklardır. Minibüs Caddesi Havaray: Bostancı‘dan başlayıp yaklaşık 9 km hat ile Suadiye, 19 Mayıs, Erenköy, Sahrayıcedit, Göztepe, Feneryolu ve Söğütlüçeşme güzergahı ile Kadıköy iskele meydanına ulaşacaktır. Metro, Metrobüs, Marmaray ve Hızlı Tren hattı ile entegre olacak Havaray ile vatandaşlarımız gidecekleri yere kesintisiz, güvenli ve hızlı bir şekilde ulaşabileceklerdir. Rıhtım ve İskele Meydanı Çevre Düzenlemesi: Kadıköy İskele Meydanı, İstanbul’un her iki yakasından yaya geçişini sağlayan, farklı ulaşım türlerinin buluştuğu bir kentsel ulaşım odağıdır. 230.000 m2’lik alanda gerçekleşecek proje ile meydanın terminal görüntüsünden kurtulması, yeşillendirilmesi, yaya trafiğinin arttırılması sağlanacaktır. Yeni kent meydanı ile vatandaşlarımız deniz ile buluşarak, farklı sunum ve aktivitelere yer veren, yeni bir alana kavuşacaklardır. Proje kapsamında; kent merkezinde kalan yaklaşık 2,5 km kıyı şeridi yeniden düzenlenecektir. Kadıköylülerin rahatı ve mutluluğu için rıhtım ve çevresini, tarihi binalarla bütünlüğü koruyarak ağaçlandırıp yayalaştıracağız. Böylece denizle kucaklaşan yeni bir kent meydanı oluşturacağız.”
Ekrem İmamoğlu | CHP Milliyet, 21.02.2014 Beylikdüzü’nün ‘otel kent’ olarak tariflendiğini söyleyen Ekrem İmamoğlu: “Yani sabah terk edilen, akşam yatmaya gelinen bir kent. Çok az sayıda insan ‘Ben Beylikdüzülüyüm, burada yaşıyorum’ diyor. İşte biz bunu dedirtmek, hissettirmek için varız. Yerel yönetimdeki en önemli felsefemiz bu olacak. Burada yaşayan insanlar keyifle, gururla ‘Ben orada yaşıyorum’ diyebilsin istiyoruz“ ifadelerini kullandı. Yusuf Uzun | Ak Parti 641proje.com 5 yılda Beylikdüzü’nde 641 projeyi hayata geçirdiklerini belirten Yusuf Uzun önlerindeki 5 yılda Beylikdüzü için dev projeler hazırladıklarını vurguladı ve Beylikdüzü’nün marka değerinin daha artacağını ekledi. Önlerindeki 5 yıllık süreçte Yusuf Uzun Beylikdüzü için birçok proje açıkladı. Bu projelerden dikkat çekenler: Beylikdüzü Devlet Hastanesi, metro, Beylikdüzü Üniversitesi, su ürünleri hali, Kavaklı ve Yakuplu sahil düzenlemesi, teleferik, İDO iskelesi, Beylikdüzü Meydan düzenlemesi. Belediye Başkanı Yusuf Uzun ayrıca Yeşil Vadi Şehir Parkı içerisindeki botanik bahçesi, Beylikdüzü Olimpik Spor Kompleksi ve Arıtma Kolektörü’nün de yakın bir zamanda hizmete açılacağını belirtti.
39
40
istanbullkent almanagıl
Ahmet Misbah Demircan | AKP ahmetmisbahdemircan.org Ahmet Misbah Demircan’ın projeleri web sitesinde tanıtıldı. “Okmeydanı Projesi: Yapılan yepyeni bir şehir planıdır. Bütün çocuklara yetecek okul olacak. Depreme karşı güvenli, umutlu evler olacak. Okmeydanı’na yetecek kadar sağlık kuruluşu olacak. Semtin gençlerine daha fazla iş imkanı olacak.
almak, kaldırım yapmak, kreşler, sağlık hizmetleri, gençlere spor imkanları, bunların hiçbiri yapılmamış. Ben de şunu söylüyorum; ben belediyecilik yapacağım, diyorum. Benim en çılgın projem belediyecilik yapmak! Belediyecilik yapmak, hizmet götürmek, ideolojiden ziyade, siyasetten ziyade herkese eşit hizmet götürmektir. Belediyeyi aldığınız güne kadar bir rozet takarsınız ama aldıktan sonra siyaset üstü bir anlayışla hizmet götürmeniz gerekir. Çünkü çok büyük bir ayrımcılık olduğuna tanık oluyoruz. Yardım götürüyorlar ama bunu yaparken çok büyük bir ayrımcılık yapılıyor. Dolaştığım mahallelerde en büyük şikayetlerden biri bu. 45 mahalle var, Beyoğlu’na bağlı. Bu 45 mahalleden gerçekten yardıma ihtiyacı olup da, yardım görmeyenlerin çokluğuna tanık olduk.”
Tarlabaşı Projesi: Proje, 9 yapı adasında, 20 bin metrekarelik alandaki 188’i tescilli 269 binanın, sokakların ve altyapının yenilenmesini kapsıyor. Projenin tamamlanması öngörülüyor. Kasımpaşa Projesi: Kasımpaşa, kentsel dönüşüm ile geleceğini garantiliyor sloganı ile tanıtılıyor. Piyalepaşa Bulvarı, Fişekhane Deresi Caddesi, Tahtakadı Sokağı ile Bahriye Caddesi’nin bir kısmını kapsayan yaklaşık 55.000m2’lik alanda uygulanacak olan Kasımpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi semtin çehresini değiştiriyor.” Aylin Kotil | CHP Yurt, 09.03.2014 Beyoğlu Belediye Başkan adayı Aylin Kotil “Biz Beyoğlu’na baktığımız zaman belediyeciliğin yapılmadığını görüyoruz. Beyoğlu bölgesinde, en basit belediyecilik hizmetleri hep aksamış. Çöp
Hilmi Türkmen | AKP hilmiturkmen.com Hilmi Türkmen’in projeleri kendi adıyla açılan web sitesinde tanıtıldı. “Üsküdar Meydan ve Sahil yolu Projesi: Bu proje, mekan konseptini ve kentin yapılaşma yöntemini; farklı programları, yeterlilik ve uyum ile entegrasyonunu ortaya koymaktadır. Kendi içinde yaya ile bütünleşen ve motorlu araç trafiğinin olumsuz etkileri azaltılmış, yaşanabilir bir kent meydanının
istanbullkent almanagıl
kurgusunu oluşturmaktır. Doluluk ve boşluk oranlarındaki sürekli değişim, açık alanlar ve kullanımlar ile ortaya konulmuş; bu değişim de tasarım alanının genetik kodunu meydana getirmiştir. Validebağ Kent Ormanı: Üsküdar sınırları içerisinde bulunan Validebağ Korusu yeni bir düzenleme ile Kent Ormanı’na dönüşüyor. Validebağ Kent Ormanı’na seyir terasları, açık hava tiyatrosu, çocuk eğlence ve oyun alanları, yürüyüş yolları, hidrolik koruma alanları yapılacak. Ayrıca, Adalar’a kadar izlenme imkanı sağlayan gözlem kulesi, dinlenme alanları, koşu ve bisiklet yolları ile gölet yapılacak. 7 bin ağaca sahip olan Validebağ Kent Ormanı’na 10 bin yeni ağaç daha dikilecek. Şuan kısıtlı bir kesimin kullandığı Validebağ Kent Ormanı’nı tüm Üsküdar ve İstanbulluların kullanımına açacağız.” İhsan Özkes | CHP haberler.com, 23.03.2014 İhsan Özkes yapacağı çalışmalarla ilgili olarak “En çok üzerinde durduğu projem, gönülleri yapma, Üsküdar kardeşlik projesi” açıklamasında bulundu, Üsküdarlıları rahatlatacağını söylediği ve “41 kere Maşallah” dediği 41 projesinden öne çıkanları ise şöyle anlattı: “Üsküdar’ı rahatlatacak projelerin başında 2B sorunu geliyor. Bahçelievler ve Yavuztürk Mahallelerinde özellikle. Bunun dışında trafik sorunu çok önemli. Beykoz’dan Üsküdar’a kadar trafik çekilmez bir hal alıyor. Halbuki yanı başımızda bir deniz ve boğaz var bunu etkinleştirmemiz gerekiyor. Bunun dışında ücretsiz dar gelirli aileler için kreş projemiz var. Ayrıca umumi tuvaletlerin tamamı-
nı ücretsiz yapacağız. Tuvaletlerde çalışanların ücretlerini belediye karşılayacak. Temizliğini de belediye yapacak. Üsküdar sınırlarındaki bütün tuvaletler ücretsiz olacak. Organik pazarlarımız olacak ve uyuşturucuyla mücadele edeceğiz”
Kadir Topbaş | Mimar, AKP Projelerinde özellikle meydan ve kamusal mekan düzenlemelerine ağırlık verdiği görülen Kadir Topbaş’ın 17.03.2014 günü açıkladığı projelerin geçmiş faaliyetleri ile devam eden projeleri ön plana çıkardığı izlenmektedir. • Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nün hemen yanında bulunan Unkapanı köprüsünü kaldırıp yerine denizin altından geçen tünel yapılması ve Haliç’in iki yakasının tüp tünelle birleşmesi, • Havaray ve teleferik projeleri geliştirilerek Boğaz Köprüsü’ne teleferik yapılmasıKasımpaşa-Mecidiyeköy arasına “Havaray” yapılması, • Haliç Tersanesi’nin yeni kullanım ve peyzaj düzenlemesi ile yeniden kullanıma açılması, • Haydarpaşa Garı’nın Ulaşım Müzesi olması, Kanal İstanbul, 3. Köprü, 3. Havaalanı projelerine devam edilmesi, • 2019 yılında 776 kilometre raylı sistem oluşturulması,
41
42
istanbullkent almanagıl
• Taksim Meydanı başta olmak üzere Kadıköy, Beşiktaş, Beyazıt, Aksaray, Üsküdar meydanlarının düzenlenmesi, • Yenikapı sahili etkinlik alanında meydan düzenlemesi yapılması, • Arnavutköy şehir parkı yapılması, • Maltepe Bölge Parkı yapılması. Mustafa Sarıgül | İş Adamı, CHP Mustafa Sarıgül’ün “Gerçek Bir Kültür ve Turizm Başkenti; Bir Dünya Markası” teması ile açıkladığı İstanbul projeleri; • İstanbul 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na aykırı olan projelerin yapılmaması ve başlamış olanların olumsuz etkilerinin en aza indirilecek önlemlerin alınması, • Toplumsal mutabakata dayalı doğru ve yerinde dönüşüm sağlanması, • Kuzey ormanlarının, su havzalarının, tarım alanlarının korunması, • Kanal İstanbul Projesi’nin iptal edilmesi, • Raylı sistemin toplu ulaşımdaki payının yüzde 50’ye çıkarılması, • Deniz ulaşımını güçlendirerek ve deniz ulaşımının toplu ulaşımdaki payını yüzde 4’ten yüzde 10’a çıkarılması, • Taksim, Kadıköy, Üsküdar, Aksaray, Beyazıt, Beşiktaş meydanlarının proje yarışmalarıyla yeniden düzenlenmesi, • Gezi parkının park olarak kalması ve Atatürk Kültür Merkezi’nin hızla onarılması, Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarını, çevreleriyle birlikte değerlendirilerek, proje yarışmasıyla, dünya çapında iki kent müzesi haline getirilmesi,
istanbullkent almanagıl
• İstanbul’un engelsiz bir şehir haline getirilmesi, • Anadolu yakasında, İçerenköy’deki hal arazisi ile Avrupa yakasında, 4. Levent-Maslak arasındaki golf kulübü arazisinin dünya ölçeğinde kent parkı yapılması, Şehrin mümkün olan her noktasında, kesintisiz yaya ve bisiklet yollarının yapılması, • Eminönü ile Harbiye arasının, kesintisiz bir yaya yolu olarak düzenlenmesi, • Olimpiyat stadının olimpik park haline getirilmesi. Sırrı Süreyya Önder | Yönetmen, HDP Pınar Aydınlar | Müzisyen, HDP Gezi Parkı eylemleri sürecindeki deneyimden hareketle “Şehir Senin” sloganıyla ortaya çıkan HDP eşbaşkanları, seçim projesini HDP İstanbul Taahhütnamesi ismi ile 18.03.2014 günü tanıtmıştır. Seçim projeleri ifadesi yerine İstanbul için çözüm önerilerini tercih eden Sırrı Süreyya Önder’in önerileri ise; • İstanbul’un kaynaklarını yeniden üretilmez biçimde tüketen ve ekolojik dengesini bozan, ilan edilmiş ya da yapımına başlanmış tüm ‹çılgın› ya da ‹mega› projeleri iptal edilmesi, • Konut haklarının ve ortak yaşam alanlarının gaspına; imar ve şehir planlarına aykırı yapılaşmaya izin verilmemesi, • 3. havalimanı, 3. köprü, Kanal İstanbul projeleri iptal edilmesi, • Bisiklet ve yaya yollarıyla Beyoğlu ile Şişli arasındaki devasa yeşil alanı şehre yeniden
43
44
istanbullkent almanagıl
kazandırması, • Kentsel dönüşüm değil, yerinde dönüşüm yapılması, • Şehrin ana ulaşım yükünü raylı sisteme dayalı toplu ulaşım ağı yaratarak karşılaması, • Tüm toplu ulaşım ve yaya yollarını engellilerin ve yaşlıların şehir hattına erişimini mümkün kılacak biçimde düzenlenmesi, • Halkın kolektif mülkiyetinde olması gereken ortak alanları özel firmalara satılmaması, • Mevcut alanı Taksim’den Şişli’ye uzanan dev bir yeşil alan olacak şekilde Gezi Barış ve Kültür Vadisi olarak düzenlenmesi, • Galatasaray Meydanı’na Cumartesi Anneleri Anıtı yapılması, • AKM (Atatürk Kültür Merkezi) polis karargahı değil şehrin kalbi olacak ve AKM’nin restorasyonunu belediyenin yapması, • Haydarpaşa Garı’nı Kadın Müzesi, Selimiye Kışlası’nı ortak yaşam alanı haline getirilmesi,
• Muammer Karaca Sahnesi gibi kültür tesislerini şehir hayatına yeniden kazandıılması, • Taksim Meydanı gösteriler, konserler, anmalar için daha kullanışlı hale getirilmesi, • Haliç Tersanelerinde vapur ve gemi yapımı bakım ve onarım faaliyetlerine son verilen alanların İstanbul’un endüstriyel ulaşım kültürüne dair birer bellek mekanı olarak değerlendirilmesinin sağlanması, • Tarlabaşı’nda Göç Müzesi kurulması, • Gazi Mahallesi, 1 Mayıs mahallesi, Armutlu ve Şişli’de Hafıza ve Adalet Mekanları oluşturulması, • Ayrıca toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemeyle kadınlar için mahallelerde halk pazarları, toplu yemek merkezleri ve çamaşırhaneler kurulması. Rasim Acar | Şehir Plancısı, MHP MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Rasim Acar, 23.03.2014 günü 14 başlık-
istanbullkent almanagıl
ta geliştirdikleri 53 proje hakkında bilgi verdi. Acar’ın projeleri arasında; •
• • •
• • • • • •
İki havalimanının birbiriyle entegrasyonun sağlayacak TEM otoyolu üzerinden Hadımköy’den Kurtköy’e kadar transit toplu taşıma sistemi kurulması, Tramvay, teleferik hatları ve havaray sistemleri kurulması, 5 yılda 575 km metro hattı düzenlenmesi, İstanbul’da deniz ulaşımını etkin hale getirmek için eski iskeleleri hizmete açacak ve yeni deniz ve feribot hatlarının da devreye sokulması, Cep otogarlarının yapılması, Topografyanın uygun olduğu yerlerde bisiklet yollarının oluşturululması, Marina ve yat limanları ile balıkçı barınaklarının yapılması, Afet Master planının yapılması, Turizm Master planı hazırlanması, Birlikte yöneteceği İstanbul’a hizmet
•
etmiş akademisyen, Sivil Toplum Kuruluşu üyesi, Belediye Başkanı, meclis üyesi gibi kimseleri İstanbul Danışma Meclisi’nin kurulması, Engellilerin İstanbul’da engelsiz bir yaşam sürdürmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılması ve işletmelere engeliler ile ilgili düzenleme yapmadığı sürece ruhsat verilmemesi m
haber7.com, kadirtopbas.com.tr, otekisiolmayanistanbul.com, hürriyet.com.tr, radikal.com.tr, ahaber.com.tr, yenisafak.com.tr, sabah.com.tr, arkitera.com, haberler. com, aljezeera.com, cumhuriyet.com.tr’den derlenmiştir.
45
46
istanbullkent almanagıl
BASINDA YEREL SEÇİMLER Yerel Seçimlerde İstanbul | Sezgin Tüzün bianet.org, 13.03.2014 2009 yerel yönetim seçimlerinde İstanbul’da 1 Büyükşehir ve 29 Büyükşehir ilçe belediye başkanlığı için seçim yapıldı. Bu seçimlerde 1 Büyükşehir ve 26 ilçe belediye başkanlığını Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kazanırken, 12 ilçede Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve 1 ilçede de Demokratik Sol Parti (DSP) belediye başkanlığı kazanmıştı. 2009 yerel yönetim seçimlerinde Şişli ilçesinde belediye başkanlığını DSP’den kazanan Mustafa Sarıgül 2014 yerel yönetim seçimlerinde CHP’den Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak seçime katılınca İstanbul’da belediye başkanlıklarının AKP ile CHP arasında paylaşılması gibi bir durum çıktı ortaya. Bu da İstanbul’un iktidar - ana muha-
lefet arasında bir yarış alanına çevrilmiş olduğunu gösteriyor. 2009 yerel yönetim seçimlerinde ortaya çıkan bu durumun, 2014 seçimlerinde de aynısıyla sürüp/sürmeyeceği önemli bir konu. Çünkü bu olgu İstanbul yerel yönetim seçimlerinin salt genel politikalar üzerinden mi, yoksa hem yerel hem de genel politikalar üzerinden mi yürüyeceğini de belirleyecek. 2011 genel milletvekili seçimlerinde İstanbul’un 6 ilçesinde CHP birinci parti olurken, AKP 39 ilçenin 33’ünde en çok oyu alan parti oluyor. 6360 sayılı Büyükşehir yasası çıkarılırken 3 ilçenin sınırlarında küçük yer değiştirmeler yapılarak (Arnavutköy’ün bir kısmı Çatalca’ya, Büyükçekmece’nin bir kısmı yine Çatalca’ya, Şişli’nin bir kısmı Sarıyer’e bağlanarak) 5 ilçenin kayıtlı seçmen sayılarında küçük değişiklikler oluştu. Bu oluşum da Sarıyer’in 2011
istanbullkent almanagıl
seçimlerindeki birinci partisinin CHP yerine AKP olmasına neden oldu. (Bir gerrymandering olayı daha. Yani küçük sınır değişikliğiyle ilçenin birinci partisinin değişmesini sağlama uygulaması.) Böylece 2009 seçimlerine girerken 2007 seçimleri dağılımının, 2014 seçimlerine girerken 2011 seçimleri dağılımına 1 ilçe daha ekleyerek güçlendirme yoluyla yerel seçimlere taşıma politikası İstanbul’da tekrar gündeme gelmiş oluyor. 2014 yerel yönetim seçimleri İstanbul’da 2009 yerel yönetim seçimi sınırlarıyla aynı sınırlar içerisinde yapılacak. Bu seçimlerde Büyükşehir ve İstanbul’un 38 ilçesinde AKP ile CHP yarışı yaşanacak. Bir tek Sultanbeyli ilçesinde AKP 2011’in bağımsızlarıyla yarışma konumunda kalırken yarışının birincisiyle ikincisi arasındaki oy farkının 50,4 puan oluşu, ortada bir yarışma olasılığının da olmadığını gösteriyor. 2011 seçim sonuçlarıyla 2014 yerel yönetim belediye başkanlığı seçim değerlendirmesi nasıl bir sonuç çıkabilir sorusundan çok, ‘hangi gelişmeler ne gibi yansımalar ortaya çıkarabilir’ gibi bir soruya yanıt olabilecek veriler sunar. Örneğin AKP’nin İstanbul’da BüyükTablo: 2009 Yerel Seçim Sonuçları
47
48
istanbullkent almanagıl
Tablo: Mahalle statüleri farklılaşmalarına göre seçmenlerinin dağılımı
şehir belediye başkanlığı seçimlerini kazanması, oylarını artırmasına bile gerek olmadan sadece oy kaybetmemesine bağlı olduğunu söylemek mümkün. Aşağıdaki üç durum (hepsi ya da biri);
den, seçmeyenlerden (2011 seçimlerinde oy vermeyen ve oyu geçersiz sayılan seçmen) ve AKP muhalifi CHP dışı partilere oy veren kesimden 5-6 puanlık destek sağlamasıdır, denebilir.
AKP belediye başkan adayının (K. Topbaş’ın) seçmen üzerinde olumsuz etki yaratarak negatif aday etkisi yoluyla oy kaybına neden olması,
İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin sonucunda AKP’nin başarısı oy kaybetmemeye, CHP’nin başarısı ise hem AKP’den hem de kendi dışındaki muhaliflerden oy kazanmaya bağlı. İlçeler ayrımında olası seçim sonuçları değerlendirmesi ise genelden daha karışık, çünkü iki partinin oy potansiyelleri ilçeden ilçeye önemli farklılıklar gösteriyor.
AKP seçmeninin genel politik yansıma ve yeni değerlendirmeler ışığında 2011 seçimlerinde oy verdiği partisine oy vermekten vazgeçmesi, AKP’ye muhalif seçmenlerin önemli bir bölümünün AKP’nin en güçlü rakibi CHP adayını desteklemek üzere birleşmesi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim sonucunu belirleyecek. Çünkü CHP belediye başkan adayının (Mustafa Sarıgül’ün) seçimi kazanabilmesinin olmazsa olmaz koşulları var. Bu koşullardan birisi; 2011’de AKP’ye oy vermiş seçmenlerden 5-6 puanlık kısmının doğrudan CHP adayına oy vermesi, diğeri ise; yeni seçmenler-
İstanbul 39 ilçe ayrımıyla, ilçeler içerisinde homojen seçmen yapılarına sahip ve kolaylıkla analiz edilebilir siyasal yönelişler sergileyen bir il değil. İlçeler kendi içlerinde farklı sosyal ve ekonomik kesimleri barındırmalarının ötesinde, birbirleriyle benzeşen ve farklılaşan siyasal yönelişleri de sergileyebiliyorlar. 2011 seçimlerinde AKP İstanbul ilçelerinde kayıtlı seçmenlerin yüzde 21,9’uyla yüzde 55,5’i arasında
istanbullkent almanagıl
değişen oranlarda oy aldı. Buna karşın CHP’nin oy oranları ise, yüzde 12 ile yüzde 53,4 arasında gidip-geliyor. Bu oy dağılımının toplam İstanbul’a ve İstanbul’un statülerine* göre mahallelerine dağılımı, seçmenlerin oy verdikleri partilere göre genel seçmen kitlesiyle benzeşme ve farklılaşmalarını da ortaya koyuyor. 2011 seçimlerinde AKP İstanbul kayıtlı seçmeninin yüzde 41,7’sinin oyunu alırken, üst-en üst statülü mahallelerden 4,3 puan (yüzde 27,5 oranında oy), orta-orta üst statülü mahallelerden 16,9 puan (yüzde 43,1 oranında oy), kır ile orta alt ve daha alt statülü mahallelerden 20,5 puan (yüzde 45,4 oranında oy) düzeyinde oy topluyor. Oysa CHP seçmeni bu görünümün tersi bir oy dağılımı sergiliyor. İstanbul’da yüzde 26,4 olan CHP’nin oy oranı üst ve en üst statülü mahallelerde yüzde 41’e ulaşırken (6,4 puan), orta ve orta üst statülü mahallelerde yüzde 24,5’e (9,6 puan), kır ile orta alt ve daha alt statülü mahallelerde ise yüzde 23’e (10,4 puan) geriliyor. Yani alt toplumsal kesimlere doğru gidildikçe AKP’nin oyu artarken CHP’nin oyu azalıyor. Ama iki parti arasındaki seçmen destek farkı toplumun en üstteki üçte birlik kesimi içinde AKP’yi yüzde 33,5’lik, CHP’yi ise yüzde 34,5’lik oy oranlarıyla dengeliyor. Sonra da toplumun üçte ikilik kesimi içinde AKP ağırlığını yüzde 46,6’ya yükseltirken, CHP’yi ise yüzde 22,6’lık orana doğru geriletiyor. AKP ve CHP hariç diğer partilere oy veren seçmenler dışında kalan MHP seçmenleriyle, seçmeyenler (oy kullanmayan ve oyları geçersiz sayılanlar) AKP ile CHP arasındaki duran bir konumu
tanımlarken, diğer parti seçmenleri AKP’ye daha yakın bir noktada görünüyorlar. AKP ve/ya da CHP’ye oy veremeyenlerden oluşan siyasal kesim, toplam seçmenlerin üçte birini oluşturan ve seçimi etkileyebilecek potansiyele sahip önemli bir güç. Ama bu güç -şu andaki konumuyla- ağırlığı her ne olursa olsun, mevcut yapıyı değiştirme potansiyeline ancak AKP ve/ya da CHP üzerinden sahip görünüyor. 2014 İstanbul yerel yönetim seçimlerinin önemi ve ağırlığını belirleyen de, işte bu nokta. İstanbul’u Neler Bekliyor? | Derya Gürsel Arkitera, 23.03.2014 İstanbul’da öne çıkan üç büyükşehir belediye başkan adayının İstanbul üzerine düşünceleri, çözüm önerileri şekillendi. Seçim sürecinde her biri farklı yönleriyle öne çıktı. Kadir Topbaş’tan başlamak gerekirse; Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının da avantajını kullanarak hem geçmişte yaptığı projelerini hem de seçildiği takdirde İstanbul için sunduğu projelerini İstanbullularla paylaştı. Topbaş’ın, neredeyse İstanbul’un her metrekaresi için ayrı bir proje oluşturduğu görülürken bu projeleri yine sıkça eleştirilen bir yolla, sadece “proje görselleri”ni yayınlayarak tanıttı. Bugüne kadar sıkça dile tartışılan şeffaflık, katılımcılık sorunlarına maalesef bir çözüm sunulmadığı görülüyor. Fikir projesi de olsa projelerin nasıl yapılacağına dair Topbaş’ın bir açıklamada bulunmaması “Projeler yine kapalı kapılar ardında mı üretilecek?” sorusunu akıllara getiriyor. Bunun dışında Topbaş’ın,
49
50
istanbullkent almanag覺l
istanbullkent almanagıl
İstanbul’a zararları her platformda dillendirilen 3. köprü, 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul projelerinin devam edeceğini açıklaması ise kaygı uyandırıyor. Mustafa Sarıgül ise bu süreçte projelerini hem internet sitesi üzerinden yayınlayarak hem de grafik anlamda ilgi çeken bir gazete hazırlayarak tanıttı. Sarıgül, projeci yaklaşımdan kaçınmaya çalışsa da İstanbul için mekansal çözüm önerilerini fikir projeleri ile destekledi. Sarıgül, her biri kendi içinde tartışmalı olabilecek bu projelerin sadece fikir projesi olması amacıyla oluşturulduğunu, projelerin yarışmalar gibi katılımcı yöntemlerle hayata geçirileceğini belirtmesi en azından bir umut ışığı oldu. Yerinden yönetim ve doğrudan demokrasi temelinden hareket eden HDP’nin genel anlamda yerel seçimlerde ortaya koyduğu projeci olmayan, vizyon yaklaşımı takdir toplamıştı. Gezi Parkı eylemlerinden edinilen deneyimi yerel seçim sürecine yansıtan HDP, İBB adayı Sırrı Süreyya Önder’in de bu bağlamda İstanbul’da kent hakkı temelli bir yönetim modeli geliştireceğini söylemişti. Önder’in İstanbul’da projeci yaklaşımı eleştirmesi, katılımcı ve şeffaf yönetim modelini vurgulayan vizyonu bir kesimin hoşuna gitse de İstanbul için somut projeleri de görmek isteyen kesimlerce eleştirilmişti. 30 Mart’a sayılı günler kala tüm bu süreçten beklenen kent ve mimarlık kültürünün de temelinde olan değerler ile; akılcı şeffaf ve katılımcı-meslek çevrelerini ve bilgiyi temel alan, toplum-kamu yararını her zaman gözeten bir kent yönetiminin
51
52
istanbullkent almanagıl
görevi devralması. Yerel seçim arifesinde İstanbul seçmenlerine imzalamaları, büyükşehir ya da ilçe belediyelerinde aday olanların tümünün seçmenin istekleri üstüne bilgilenmeleri için bir “İstanbul Sözleşmesi” yayınlandı. Sözleşme çok sayıda uzmanın görüşlerine başvurularak ve İstanbullu yurttaşların öne çıkan istekleri saptanarak hazırlandı. İstanbul Sözleşmesi’ni hazırlayan “hemşehriler” kendilerini şöyle tanımladılar: “Bizler İstanbul’un yönetimi, gelişimi ve geleceği ile ilgili kararlar konusunda söz ve sorumluluk sahibi olmak isteyen, kente sahip çıkan ve hangi partiden olursa olsun İstanbul’u yönetmeye aday olanlardan da İstanbul’a sahip çıkmalarını talep eden insanlarız. Bu amaçla bir araya gelerek hazırladığımız İstanbul Sözleşmesi’nin benimsediği yönetim tarzı ve anlayışını mahalle, ilçe ve kent düzeyinde her fırsatta savunmak, yerel seçimlerde aday olacak siyasilerin bu anlayışı benimsemeleri için uğraşmak, seçilecek yöneticilerin bu zihniyete uygun olarak çalışıp çalışmadıklarını takip etmek için elimizden geleni yapacağımızı ilan ederiz.” Seçmenlerin imzalayarak büyükşehir ve ilçe belediyelerinin yönetimine aday olan ve seçilecek olanlara “oy verme koşulları”nı maddeler halinde sıralıyor. İstanbul Sözleşmesi adı verilen metin aynen şöyle: “Bu sözleşmeyi imzalayanlar olarak İstanbul’un gelişimi, yönetimi ve geleceği ile ilgili kararlar ko-
nusunda söz ve sorumluluk sahibi olmak istiyoruz. Kentimize sahip çıkıyoruz ve İstanbul’u yönetmeye aday olanlardan da İstanbul’a sahip çıkmalarını talep ediyoruz. Aday hangi partiden olursa olsun, aşağıda açıkladığımız temel ilkelere uygun çalışmasını sağlamak için birbirimize söz veriyoruz. Yeni bir yönetim anlayışı için: • Yaşadığı şehrin yönetimine katılmak her bireyin temel hak ve sorumluluğudur. • Yerel yönetimler, inanç, kimlik, siyaset veya parti ayırmaksızın, bu hakkın kullanılması için gereken araçları yaratır. • Her sokak, her mahalle, her ilçe, merkezden değil, yerinden yönetilir. • Her düzeydeki şehir yönetimi, dürüstlüğü, şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlamakla yükümlüdür. • Mali kaynaklara erişim başta olmak üzere, yerel yönetimlerin güçlü ve etkin kılınmaları için gereken anayasal ve yasal düzenlemeler gerçekleştirilir. • Şehrin bütçesi, tüm aşamalarında İstanbulluların etkin katılımıyla yapılır. Değişen İstanbul’da haklarımızı yeniden tanımlamak için: • Konut, sağlık, eğitim, ulaşım, kültüre ve kentin imkanlarına erişim temel insan hakkıdır. İstanbul’da yaşayan herkesin bu haklara en kolay, en az maliyetle ulaşmasını sağlamak yerel yöneticilerin öncelikli görevidir. • Yerel yönetimler, her türlü afet riskine karşı gerekli eylem planlarını hazırlar; doğacak risk ve zararı en aza indirecek biçimde yürütür.
istanbullkent almanagıl
• Kentsel dönüşüm projeleri, sosyal, kültürel ve yerel doku ele alınarak, mülksüzleştirmeden ve hak sahipliği korunarak, orada yaşayanların katılımıyla ve kimse yerinden edilmeden, birer iyileştirme çalışması olarak gerçekleştirilir. • Yerel yönetimler şehirde yaşayan çocuk, yaşlı, yaya, bisikletli ve engelli, herkesin dilediği yere zamanında, güvenli ve sağlıklı ulaşımını sağlar. • Kadınların ayrıma uğramaksızın kamusal alanda özgürce yer alması temel bir haktır. Yerel yönetimler, kadınların adil ve eşit olarak, sosyal, kültürel, kamusal yaşama ve üretime katılması için her türden tedbir ve teşviki, kadınların geniş katılımıyla planlamak ve uygulamakla yükümlüdür. • Yerel yönetimler, merkezi yönetim ve sivil toplum örgütleriyle birlikte çocukların haklarının korunması, geliştirilmesi, ayrıma uğramaksızın bütün çocukların sağlıklı ve güvenli ortamlarda yaşaması için programlar geliştirir. • Yöneticiler, şehirdeki bütün kimliklerin, inançların, kültürlerin özgürce yaşanabilmesini sağlamak, her tür ayrımcılıkla ve şiddet ile mücadele etmekle yükümlüdür. • Yerel yönetimler kent kültürünün yaratıcı ve çok sesli bir şekilde geliştirilmesini sağlar. Kentlilerin ve kar amacı gütmeyen kurumların önereceği kamusal nitelikli projeleri teşvik eder, sanat eğitimi, üretimi ve sunumunun desteklenmesi amacıyla belediye bütçelerinde pay ayırır. • Şehri paylaştığımız bütün hayvanların sağ-
53
54
istanbullkent almanagıl
lık, barınma ve kaliteli yaşam hakkı vardır. Bu hakkın korunması yerel yönetimlerin temel görevlerindendir. Geçmişle bağlarımızı yeniden kurgulamak için: • İstanbul bir Dünya mirasıdır. Bütün toprak altı ve üstü zenginlikleri, doğal, kültürel, ve tarihi varlıklarıyla, İstanbullulara ait olduğu kadar, bütün insanlığa da aittir. • İstanbul’un kültürel ve doğal mirası, uluslararası normlara uygun bir bakışla korunur. • Yönetimler, tarihi bölgeleri, demokratik, bilgiye dayalı, çoğulcu, bütün kültürlere saygılı bir bakışla korumakla yükümlüdür. • Tarihi miras alanlarındaki yenileme projeleri, tarihi doku ile bölgede yaşayanların sosyoekonomik gelişimi ve yerinden etmemek başta olmak üzere temel hakları gözetilerek planlanır. Geleceği birlikte düşünmek için: • Yerel yönetimler, İstanbul’un bugününü ve geleceğini doğrudan ilgilendiren denizleri, ormanları, su havzalarını, tarım alanlarını ve tüm canlıları korur. İstanbul’un coğrafyasına müdahale etmez. İstanbul’un varlığını tehdit eden projeleri önler. • Parklar, limanlar, kıyılar, meydanlar, yeşil alanlar ve askeriyeye ait alanlar gibi, hep birlikte kullandığımız ya da kullanabileceğimiz kamu mülkleri özelleştirilemez, imara açılamaz, korunarak tüm İstanbulluların dinlenme, kültürsanat ve spor faaliyetlerine vakfedilir. • Yerel yönetimler, beşeri birikimin değerini bilir, emek, bilgi ve becerinin her yönden gelişimine yatırım yapar.
• Şehrin planları, en geniş katılımla, çoğulcu, çevre-insan dengesini merkezine alan, buluşçu ve bütünlüklü bir bakışla yapılır. • Planlama, bilgi üretimi, tasarım ve uygulama süreçlerinin birbirini beslediği, izleme ve değerlendirme ile sürekli güncellenen bir yöntemle yapılır. • Planların izlenmesi ve denetlenmesinde şeffaflık ve hesap verebilirlik esastır. • İstanbul’u etkileyen her türlü karar, “etki değerlendirme” çalışmaları ile ele alınır ve sonuçları şehirlilerle paylaşılır. • Yerel yönetimler, ekolojik sürdürülebilirlik ilkesini, bütün plan, proje ve uygulamalarının odağına alır. Bilinçli üretim ve tüketim, geri dönüşüm, yenilenebilir enerji gibi alanlarda gerekli altyapıları hazırlar ve uygular. İlan ederiz: Bu sözleşmeye imza atan İstanbullular olarak biz, bu sözleşmenin benimsediği yönetim tarzı ve anlayışını mahalle, ilçe ve kent düzeyinde her fırsatta savunmak, yerel seçimlerde aday olacak siyasilerin bu anlayışı benimsemeleri için uğraşmak, seçilecek yöneticilerin bu zihniyete uygun olarak çalışmalarını takip etmek için elimizden geleni yapacağımızı ilan ederiz.” m
istanbullkent almanag覺l
G繹rseller 1. istanbulhepimizin.org 2. temizsecim.org 3. oypusulasi_internethaber.com 4. ensonhaber.com 5. sislibelediyesi.com 6. besiktas.bel.tr 7. kadikoy.bel.tr 8. beylikduzu.com.tr 9. beyoglu.bel.tr
10. uskudar.bel.tr 11. ibb.gov.tr 12. listelist.com 13. gribilge.com 14. gribilge.com 15. gribilge.com 16. gribilge.com 17. internethaber.com 18. tumblr.com 19. penguen.com
55
56
istanbullkent almanagıl
MART 2014
İBB Başkanı Kadir Topbaş ve Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin katılımıyla Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi Yıkım ve Temel Atma Töreni gerçekleştirildi (Kadıköy Life Dergisi).
17 Aralık tarihinde “rüşvet alma ve Kadıköy Belediyesi, 2863 sayılı kanununa Haydarpaşa muhalefet” Garı ve çevresi gerekçesiyle Fatih için hazırlanan Belediye Başkanı KANİP’e yeşil alan Mustafa Demir olarak belirlenen hakkında başlatılan bölgenin toplu soruşturma taşıma peronlarına sonuçlanarak suç ayrılması unsuru bulunmadığı açıklaması yapıldı gerekçesiyle itiraz (Star). etti (Cumhuriyet).
AKP Beyoğlu Belediye Başkanı adayı Ahmet Misbah Demircan; Perşembe Pazarı ve Karaköy’de kentsel dönüşüm yapılacağını belirtti (Yeni Şafak).
TOKİ; Maltepe’de gecekondu alanı ilan ettiği alanın ormanlık alan olmadığını ve bölgede gecekondu olmadığının gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Buna karşın İBB Meclisi tarafından alanın doğal yapısının korunması gerektiği kararı alındı (Karşı).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 TOKİ’nin Ömerli su toplama havzası içerisinde kalan, mer’i planında bölge parkı lejantında olan ormanlık alanı “gecekondu önleme bölgesi” ilan etmesi üzerine Maltepe Belediyesi yürütmeyi durdurma istemiyle dava açtı (Karşı).
AKP Kadıköy Belediye Başkanı adayı Hurşit Yıldırım; Caddebostan’a “Eğlence Adası”, Minibüs Caddesine ise “Havaray” yapımını seçim vaatleri arasında açıkladı (Akşam). AKP Pendik Belediye Başkanı adayı Kenan Şahin; tapu sorunu ile metro ile ulaşım sorununun çözüleceğini vaat etti (Milliyet).
ÇŞB, 3. havalimanına ilişkin ÇED raporuna getirilen yürütmeyi durdurma kararının ardından yeni bir ÇED raporu hazırladı (BirGün).
Okmeydanı’nda Okçular Tekkesinin bitişiğinde yer alan otopark inşaatı sırasında yıkılan Fatih Sultan Mehmet Namazgahına ait minarenin, Okçular Tekkesi’nin ihya çalışmaları kapsamında yeniden yapılmasına karar verildi. Yüklenici firma ise minarenin kıblesinin yanlış olduğu için yıkıldığını belirtti (Karşı).
istanbullkent almanagıl
MART 2014
CHP Avcılar Belediyesi Başkanı adayı Handan Toprak; öncelikli hedefinin “kadın eli değmiş, ulaşılabilir bir kent” olduğunu açıkladı (Dünya).
Bakırköy’de Tarihi Baturhane’nin bulunduğu parsel ve komşu parsellerde KVKBK’dan izin alınmadan yapıldığı ortaya çıkan inşaatın ruhsatına ilişkin 9. İdare Mahkemesi tarafından, dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zarar doğurabilecek gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı verildi (BirGün).
AKP Beşiktaş Belediye Başkanı adayı Zeynel Abidin Okul; trafik problemini teleferik ve deniz yolu ulaşımıyla çözeceğini vaat etti (Milliyet). 3. köprünün Avrupa ve Anadolu yakalarındaki kuleleri tamamlandı (Bizim Gazete).
CHP Kartal Belediye Başkanı adayı Altınok Öz; yolların yer altına alınarak rekreasyon alanları düzenleneceğini, Kartal’ın dokusunu değiştireceğini belirtti (Cumhuriyet).
2006 yılında MSB’den TOKİ’ye devri gerçekleşen Zeytinburnu sahilindeki 111 dönümlük MSB’nin eski tank fabrikası arazisine ilişkin hazırlanan ve ÇŞB tarafından onaylanarak askıya çıkarılan NİP ve UİP değişikliği TMMOB ŞPO tarafından kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle yargıya taşındı (soL).
AKP Küçükçekmece Belediye Başkanı adayı Temel Karadeniz; kültür ve sanat merkezi, su sporları kompleksi ve şehir parkı yapılacağı vaatlerinde bulundu (Sabah). Bizans dönemine ait hamam kalıntıları bulunmasına rağmen sit alanı ilan edilmeyen 46 dönümlük arazinin ÖYK tarafından İstanbul Şehir Üniversitesi’ne tahsis edildiği açıklandı (BirGün).
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Yenikapı’da dolgu ile inşa edilen miting alanı açılışının Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın yerel seçim mitingiyle yapılacağı açıklandı (Vatan).
3. havalimanının ÇED raporuna ilişkin verilen yürütmeyi durdurma kararı İstanbul Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırıldı (Ekonomi Dergisi).
MHP İBB Başkanı adayı ve şehir plancısı Rasim Acar; İstanbul’da ulaşımın günlük 1 TL olacağını, Hadımköy-Kurtköy arasında “Tembüs” yapılacağını, otopark problemini sona erdireceğini, 575 km metro hattı inşa edileceğini, hem karada hem suda ilerleyebilen otobüslerin kullanılacağını ve gişelerin kaldırılacağını vaat etti (Büyükçekmece Gazetesi). TEMA Vakfı öncülüğünde hazırlanan rapor ile 3. havalimanı ve 3. köprü inşasında; 8715 ha orman alanının, 70 adet gölün tamamen yok olacağı ortaya kondu (Karşı).
UNESCO’nun tarihi miras listesinde yer alan Fener-Balat bölgesinin 5366 sayılı kanunla “yenileme alanı” ilan edilmesinin ardından Fatih Belediyesi tarafından yapılan KANİP’e İstanbul 1. İdare Mahkemesi bölgenin sosyal altyapısını değiştireceği gerekçesiyle iptal kararı verdi (BirGün).
Türkiye genelinde 52 milyon 695 bin 831 seçmenin oy kullandığı ve bin 394 belediye başkanının seçildiği yerel seçimler gerçekleşti. Galatasaray Üniversitesi’nden 2 araştırmacının yaptığı anket sonucunda, İstanbul halkının 3. köprünün kente olan etkilerinden haberdar olmadığı ortaya konuldu (Aksiyon Dergisi).
57
NİSAN 2014 EĞİTİM ALANLARI
istanbullkent almanagıl
“59 bin metrekarelik arazinin tamamında imar değişikliği yapıldı. Bu arazinin üzerinde okul ve üniversite binaları var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurarak imar değişikliği yaptık. Müteahhit uğraşıyor. Devlet piyangosu vurdu. Piyangodan bir şey çıkınca ne yapacağınızı düşünürsünüz. Şu anda o haldeyiz.” (Bulgaristan Ortodoks Eksarhlığı Vakfı Başkanı Vasil Liaze, 06.11.2013)
TARİHLERLE YAPILAŞMAYA AÇILAN EĞİTİM ALANLARI
E
ski Tophane Sanat Enstitüsü’nün sahil yolu yapımı nedeniyle yer değiştirmek zorunda kalması ile birlikte 1960 yılında Şişli Endüstri Meslek Lisesi, bugün bulunduğu 70.000 m²’lik alan üzerinde 7 adet çelik baraka şeklinde tesis edilmiş, İstanbul Motor Sanat Enstitüsü adıyla ve 34 öğrenci ile öğretime başlamıştır. 2011 yılında Vakıflar Kanunu’nda yapılan değişiklik ile; 1936 beyannamesine sahip olan bütün azınlık vakıflarına,
mallarının iade edilmesine yönelik düzenleme gerçekleştirildi. Bulgaristan Ortodoks Eksarhlığı Vakfı da üzerinde Bahçeşehir Üniversitesi yerleşkesi ve Şişli Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nin bulunduğu 59 bin m2’lik arazinin belgelerini Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne sunmuştur. 2012’de Vakıflar Genel Müdürlüğü, yaptığı incelemeden sonra Hazine’ye ait arazinin tapusunu Bulgaristan Ortodoks Eksarhlığı Vakfı’na vermiştir.
01.11.2013’te ÇŞB’nin hazırladığı ve büyük ölçüde Şişli Endüstri Meslek Lisesi’nin bulunduğu Kaptanpaşa Mahallesi 2063 ada 4 parsel, 2765 ada 1 parsel ve 10295 ada 18 Parseli Kapsayan Alana ait 1/5000 Ölçekli NİP Değişikliği ve 1/1000 Ölçekli UİP Değişikliği ÇŞB tarafından askıya çıkarılmıştır. Böylelikle “Meslek Lisesi Alanı” olarak bilinen bölge, büyük ölçüde “Ticaret + Konut Alanı”na alınarak Emsal: 3,00 yapılaşma değeri olarak belirlenmiştir.
59
60
istanbullkent almanagıl
06.11.2013 günü Bulgaristan Ortodoks Eksarhlığı Vakfı Başkanı Vasil Liaze, kendilerine verilen alanın yeni imar durumunu piyangoya benzeterek: “Taş Yapı ile kat karşılığı anlaşmamız var. 59 bin metrekarelik arazinin tamamında imar değişikliği yapıldı. Bu arazinin üzerinde okul ve üniversite binaları var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurarak imar değişikliği yaptık. Müteahhit uğraşıyor. (…) Devlet piyangosu vurdu. Piyangodan bir şey çıkınca ne yapacağınızı düşünürsünüz. Şu anda o haldeyiz.” açıklamasında bulunmuştur. 27.11.2013’te ise, Okulumu Yıktırmam İnisiyatifi, Şişli Endüstri Meslek Lisesi mezunları, öğretmenleri, velileri ve Şişli sakinleri lisenin eğitim alanından çıkarılıp ticaret ve konut alanına çevrilmesini protesto etmiştir. 2014 yılının başından sonuna kadar, Şişli Endüstri Meslek Lisesi adına birçok gelişme yaşanmıştır. 10.01.2014 tarihinde TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından, lisenin bulunduğu alanda AVM ve rezi-
”Bölgenin en önemli özelliği deprem sonrası toplanma alanı. Burada başka bir yer yok. Bizim okulumuzu sıkıştırıp önüne rezidans ve AVM yapacaklar.”
dans gibi fonksiyonlarla yoğun bir yapılaşma öngören imar planları yargıya taşınmıştır. 20.03.2014’te ise İstanbul 8. İdare Mahkemesi, TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin imar planı değişikliğine karşı açtığı davada yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir. 02.10.2014’te ÇŞB tarafından söz konusu alana ilişkin yeni NİP ve UİP askıya çıkarılmıştır. Plan değişikliklerine istinaden, 06.10.2014 tarihinde TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu adına YK Üyesi Gürkan Akgün: “Bir önceki plana göre kısmen meslek lisesi alanı ayrıldığı gözükse de mevcut okulun kampusu, şu an faaliyette olan atölyeleri göz önüne alındığında ayrılan alan son derece sınırlı. İnşaat emsali olarak da 2,90 katsayı belirlenmiş durumda”; YK Başkanı Tayfun Kahraman:
“Burası eğitim tesisi alanı yani kentsel donatı alanı. Donatı alanları, mevcut yoğunluğu karşılayamaz hale gelmişken bölgeye daha da yük ve donatı alanı ihtiyacı getiriyorsunuz”; Şişli Endüstri Meslek Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Ercan Bodur ise: ”Bölgenin en önemli özelliği deprem sonrası toplanma alanı. Burada başka bir yer yok. Bizim okulumuzu sıkıştırıp önüne rezidans ve AVM yapacaklar. Bizim okulun bahçesinde 896 ağaç var.” açıklamalarında bulunmuşlardır. 30.10.2014 günü, imar planı değişikliğine, 5 bin imza ile ikinci kez itiraz edildi. Beşiktaş’taki ÇŞB İl Müdürlüğü önünde açıklama yapan mezunlar derneği başkanı Ercan Bodur: “İçerisinde yüzlerce ağacı keserek, yerine rant için AVM, otel, rezidans yapılarak kamu vicdanının zedelenmesine sebep olan uygulamaya ‘dur’ demek için buradayız.” demiştir. İstanbul 8. İdare Mahkemesi tarafından Mart 2014’te yürütmesi durdurulan imar planlarına ilişkin 31.10.2014 tarihinde iptal kararı verilmiştir.
istanbullkent almanagıl
25.11.2014 tarihinde, Ekim 2014’te askıya çıkarılan imar planları, TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından yeniden dava edilmiştir.
Y
ıldız Sarayı’nda 1909 yılında ilk “Polis Okulu” olarak öğretime başlayan okul, faaliyetini 1960’a kadar Yıldız Sarayı’nda, ardından Kayseri’de sürdürmüştür. 1966’da Etiler’de inşa edilen bugünkü binada öğrenime devam etmiş; 1985’te Polis Koleji’ne dönüştürülmüştür. 1994 yılında Polis Okulu olarak tekrar açılarak bu tarihten itibaren Polis Akademisi’ne öğrenci yetiştirmeye başlamıştır. Beşiktaş İlçesi, Akat Mahallesi, 2011 ada, 29 ve 271 sayılı parseller üzerinde yer alan Etiler Polis Meslek Yüksek Okulu ile bu parsellerin kuzeyinde bulunan tescil harici alanın “Eğitim Tesisleri Alanı”ndan çıkartılarak, “Ticaret ve Hizmet Alanı” ve “Park Alanı” olarak düzenlenmesine ilişkin 1/5000 Ölçekli NİP ve 1/1000 Ölçekli UİP değişikliği onaylanarak 04.02.2013 tarihinde askıya çıkmıştır. Ardından, 06.05.2013’te bu
plan değişikliklerine, TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi ve MO İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından dava açılmıştır. 02.07.2013’te mahkeme süreci halen devam ederken Bakan lar Kurulu, okulun arazisini riskli alan ilan etmiştir. 2014’e gelindiğinde, CHP Milletvekili Umut Oran 10.10.2014’te Etiler Polis Okulu ile ilgili verdiği soru önergesinde: “Piyasa değeri 1 milyar dolar olan Etiler Polis Okulu arazisi Bosphorus isimli şirkete ihalesiz satış bedeli 460 milyon dolar karşılığında mı verildi? Bosphorus Şirketinin ortakları arasında Başbakanlık
Yatırım Ajansı yetkilileri, Suudi Arabistanlı İşadamları ve El Kaide finansörü olarak bilinen Yasin El Kadı ile oğlu da bulunmakta mıdır? Bilal Erdoğan bu ihalenin verilmesinde aracı olmuş mudur?” şeklinde sorular yönelten Oran, aynı önergede 16.01.2014 tarihinde meclise sunmuş olduğu aynı konu ile ilgili soru önergesine neden cevap verilmediğini tekrar sormuştur. 09.11.2014 günü, Bosphorus şirketine verileceği ileri sürülen, Etiler Polis Okulu Resmi Gazete’de yayımlanarak kapatılmıştır m
NEDEN ÖNEMLİ? Kamusal alanlarının özelleştirilip sonrasında yapılan imar planları ile ayrıcalıklı imar hakları verilmesi uzun dönemden beri sermaye ve iktidarın bir arada yürüttüğü bir dönüşüm stratejisi. Okul alanları gerek kentteki merkezi konumları, gerekse benimsenen piyasacı eğitim politikaları doğrultusunda birer birer özelleştirme politikalarının hedefi haline gelmekte. Bilinen adları ile Şişli Endüstri Meslek Lisesi ve Etiler Polis Okulu bu örneklerden sadece ikisi. İstanbul’un en merkezi alanında kalan büyük alanları ile sermayenin iştahını kabartan bu alanların bir diğer ortak özelliği ise 17 – 25 Aralık 2013’te gün yüzüne çıkan imar yolsuzluklarının tam da merkezinde yer alıyor olması.
61
62
istanbullkent almanagıl
YAPILAŞMAYA AÇILAN EĞİTİM ALANLARI HAKKINDA FAYDALI BİLGİLER ŞİŞLİ ENDÜSTRİ VE MESLEK LİSESİ 55 yıllık bir eğitim kurumu olan Şişli Endüstri ve Meslek Lisesi, özel sektör tarafından yaptırılan birçok atölyeyi bünyesinde barındırmakta, 4500 civarında öğrencisi, 7 idari kadrosu ve 178 kadrolu öğretmeni ile eğitim-öğretim hizmetlerini devam ettirmektedir. Söz konusu alanın büyük bölümü, 16.04.2005 tasdikli 1/5000 Ölçekli Şişli Dolapdere-Piyalepaşa Bulvarları ve Çevresi Revizyon NİP’te “Mesleki ve Teknik Öğretim Tesisleri Alanı”nda, 08.02.2007 tasdikli 1/1000 ölçekli Şişli Dolapdere-Piyalepaşa Bulvarları ve Çevresi UİP’te ise “Avan Projeye Göre Uygulama Yapılacak Meslek Lisesi Alanı”nda kalmaktadır.
ÇŞB tarafından 02.10.2013 tarihinde onaylanan ve açılan dava ile iptal edilmiş olan imar planı değişikliği ile “Meslek Lisesi Alanı” olarak bilinen bölge büyük ölçüde “Ticaret + Konut Alanı”na alınarak Emsal: 3,00 yapılaşma değeri olarak değiştirilmiştir. Bina yüksekliğinin belirlenmesi inisiyatifi de yine Bakanlığa bırakılmıştır. 02.10.2014’te askıya çıkarılan planlar ile 08.02.2007 tasdik tarihli meri imar planlarında “Meslek Lisesi Alanı” (6,66 ha) olarak belirtilen bölge büyük ölçüde; “Ticaret + Turizm + Konut Alanı”na (3,6 ha) ve kısmen de “Mesleki ve Teknik Öğretim Tesis Alanı” (1,7 ha), “Park” ve “Yol Alanı”na (1,3 ha.) ayrılmıştır. “Ticaret + Turizm + Konut Alanı” olarak özel kullanıma açılan bölgede TAKS: 0,40 KAKS: 2,90 gibi yine çevre koşullarının çok fazla üzerinde bir yapılaşma şartı getiril-
istanbullkent almanagıl
miştir. Yükseklik içinse “Yençok: Kentsel Tasarım Projesinde Belirlenecektir” ibaresi konulmuştur. ETİLER POLİS MESLEK YÜKSEKOKULU 32 bin metrekarelik arazi, İçişleri Bakanlığı ile İBB arasındaki protokolle İBB’ye devredilmiştir. Ardından arazi için 2,5 emsalle inşaat izni verilmiş, 100 bin metrekarelik inşaat hakkı tanınarak ve yapı yüksekliği serbest bırakılmıştır. 18.06.1993 tasdik tarihli ve 1/5000 Ölçekli Beşiktaş Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgesi Revizyon NİP’de söz konusu planlama alanı “Ortaöğretim Tesis Alanı, Park Alanı ve Yol Alanı”nda kalmakta olup, 10.12.1993 tasdik tarihli Beşiktaş Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesi Revizyon UİP’de “Polis Koleji, Park ve Yol Alanı”nda kalmaktadır. ÇŞB tarafından onanan plan değişiklikleri ile park ve yol alanı aynen korunurken mevcutta polis okulu olan planlama alanı TAKS:0.40, KAKS:2.50 yapılaşma koşullarında “Ticaret+Hizmet Alanı”na alınmıştır. Ayrıca bodrum katları emsal harici bırakan, tüm bodrum katların iskanını mümkün kılan ve emsalin brüt parsel üzerinden hesaplanacağını belirten plan notları ile yapılaşma sınırı tanımlanmamış ve konut/ticaret/donatı oranları belirlenmemiş, yapı ve nüfus yoğunluğu neredeyse serbest bırakılmıştır m
63
64
istanbullkent almanagıl
TAPELERLE YAPILAŞMAYA AÇILAN EĞİTİM ALANLARI ŞİŞLİ ENDÜSTRİ VE MESLEK LİSESİ TAPELERİ Cumhuriyet Gazetesi, 17 Aralık yolsuzluk soruşturması için hazırlanan fezlekeye göre Şişli Endüstri Meslek Lisesi alanına ilişkin tapelere dayandırdığı haberinde “iddia”ları şöyle sıralıyor: Bakanlığın iki bürokratı plan süreci ile ilgili ne yapacaklarına karar veremeyerek konuyu Bakan Bayraktar’a, onun da Başbakan Erdoğan’a aktarmasında anlaşıyor. Bir diğer tapede Bayraktar, Bulgar Vakfı’na ait arazi konusunda Meclis’te sıkıştırıldığından dert yanıyor; “Müslüman Uşak” diye tabir ettiği Taşyapı sahibi Emrullah Turanlı’dan bu “kıyak” karşılığında başka yerde okul yaptırması için teminat alınmasını istiyor.
Bayraktar “okul kapatan adam durumuna düşmemek” için projeye bir itiraz “ayarlanmasını”, bu sırada Erdoğan’ın söz konusu arazideki devlet okulundan haberdar edilmesini ve teminat olarak kendi üzerindeki baskıyı hafifletmeyi planlıyor. Son tapedeyse, Bayraktar, Turanlı’ya konuşuyor. Turanlı “beyefendi”nin okul için kendisine bir yer göstereceğini söylüyor, Bayraktar da; “onayladık onayladık senin şeyi bitti bizde bir işi kalmadı” ETİLER POLİS MESLEK YÜKSEKOKUL TAPELERİ Gazeteport internet sitesinin, 25 Aralık yolsuzluk soruşturması için hazırlanan fezlekeye göre Etiler Polis Okulu alanına ilişkin tapelere dayanarak
istanbullkent almanagıl
derlediği haberinde “iddia”ları şöyle sıralıyor: Telefonda KİPTAŞ Genel Müdürü ile konuşurken İBB Genel Sekreteri’nin şikayet eden Erdoğan Bayraktar, “Ne yeşil alan tanıyor ne SİT” diye yakınıyor. Karşı gazetesinin manşetten verdiği konuşmalara göre; Bayraktar, Etiler Polis Arazisi’ne bir yerine 3 emsal verdiklerini itiraf ediyor. Bayraktar İBB Genel Sekreteri Adem Baştürk hakkında ise; “Ne kadar pis iş varsa bize yaptırmaya kalkıyor. Kuşdili’ni imara açtı, bana 20 defa telefon açtı, ‘burayı tasdik et’ diye. SİT alanı, doğal SİT alanı demiyor, imar yapıyor.” diyor. Soruşturma dosyasındaki tapelerde KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım Çatalca’daki arazinin deprem riskli alan ilan edilerek kendilerine verilmesini istiyor. Bayraktar, “Neye istinaden? Bizi asarlar. Hesabını kim verecek?” diye itiraz ediyor. Yine tapelerde Erdoğan Bayraktar’ın “konuyu Vedat ile konuşacağım, bunu halledeceğiz, halledeceğiz bak tamam...” dediği tespit ediliyor. m Görseller 1. okulumu yıktırmam inisiyatifi 2. sislirehberi.org 3. pop10haber.com 4. maps.google.com 5. maps.google.com 6. okulumu yıktırmam inisiyatifi 7. okulumu yıktırmam inisiyatifi
65
66
istanbullkent almanagıl
NİSAN 2014 Sultanahmet’te imar planında park olarak ayrılan arsaya otel yapıldığının ortaya çıkmasının ardından, önündeki 2000 yıllık Bizans surlarına araç girişi için 3 kapı açıldığı tespit edildi (Yapı Dergisi). İBB ile TCDD arasında imzalanan özel bir protokolle, 1. Grup Korunması Gerekli Kültür Varlığı statüsündeki Haydarpaşa Garı’nın dönüştürülmesi kararının yürütmesi 2. İdare Mahkemesi durduruldu (Yurt).
Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay, 36 km2’lik ilçenin 23 km2’lik bölümünde gerçekleştirilmesi planlanan kentsel dönüşüm projesine dair bilgilendirme yaptı. Altunay; projenin İstanbul’daki en büyük dönüşüm alanlarından biri olmasının yanı sıra ilçe gelişimine katkı sağlayacağını savundu (Son Söz Gazetesi).
2013 yılının Nisan ayında Bağcılar’da pilot uygulamaya geçilen ücretsiz wi-fi projesinin ardından projenin İstanbul’un turistik ve yoğun kullanılan bölgelerinde de uygulamaya geçeceği İBB tarafından açıklandı (Hürriyet).
Bahçeşehir’de TOKİ’ye ait “İstanbul Toplu Konut” inşaatı işgali 7. günün sonunda Yeni Doğuş adlı taşeron firmanın işçilerin alacaklarını gün içerisinde ödeme sözü vermesiyle sonlandırıldı (Karşı).
3. Boğaz Köprüsü’nün yapımını üstlenen konsorsiyum kredi finansmanı sağlamak üzere AECOM’a ÇSED raporu hazırlattı. Raporda 34.500 ha meşe ormanının yok olacağına yer verildi. Raporun kredi kuruluşlarıyla paylaşılmasının ardından kredi onayı almakta zorluklar yaşanmaya başlandığı bilgisi paylaşılırken, Hazine müsteşarlığının da projeyle ilgili son finansman kredilerini söz konusu rapor nedeniyle onaylamadığı ortaya çıktı (Karşı).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 TMMOB MO İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Sami Yılmaztürk Zeytinburnu sahilinde deri üreticileri ile fabrikalarının boşalttıkları parsellere inşa edilen rezidans projeleri sebebiyle alanın “gökdelen mezarlığı” olacağına dikkat çekti (Cumhuriyet).
TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin ilgili diğer meslek odaları ile açtığı dava sonucunda 1. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesine rağmen 4 No.lu KVKBK tarafından onaylanarak Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında inşaatı tamamlanan dalış tünelleri, 1. İdare Mahkemesi tarafından tekrar iptal edildi (BirGün).
TOKİ’nin Ispartakule’de %98’i bitmiş 11 blok ve 1200 konuttan oluşan, Emlak Konut GYO’nun taşeron şirkete devrettiği “İstanbul Toplu Konut” inşaatında çalışan işçiler, 3-4 aydır ücretlerin ödenmemesi üzere şantiye işgal eylemine başladı. İnşaat İşçileri Sendikası ise “ücretler ödenene kadar eylem devam edecek” açıklamasında bulundu (BirGün). TMMOB ŞPO İstanbul Şube Sekreteri Akif Burak Atlar; “Büyük kentlerde yürütülen mega inşaatlarında alınan yürütmeyi durdurma ve plan iptalleri kararlarını aşmak için “hülle”ye başvurulduğunu, planlarda küçük değişiklikler yaparak yenilerini hazırladığı ve inşaata devam edildiğini” belirtti (Radikal).
Bahçeşehir’de TOKİ’ye ait “İstanbul Toplu Konut” inşaatında devam eden işgal eylemine Greif işçilerinden “Dünyayı biz inşa ettik, altında biz kalıyoruz!” yazılı pankartla destek geldi (BirGün). İstanbul SMD tarafından İstanbul’da son 10 yılda planlanan ve uygulanan mega projelerin verildiği “Mega İstanbul” web sitesi yayına açıldı (BirGün).
Sarıyer ilçesi, Derbent Mahallesi’nde ÇŞB tarafından hazırlanan kentsel dönşüm planlarına, malikler tarafından açılan dava sonucunda 8. İdare Mahkemesi iptal kararı verdi (Evrensel).
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TÜRGEV’e Suudi Arabistan’dan gönderilen 99 milyon dolarlık bağışın Sevda Tepesi’nin imara açılmasının karşılığı olup olmadığını sordu (soL).
istanbullkent almanagıl
NİSAN 2014 TÜİK Başkanı Birol Aydemir araştırmaları hakkında bilgi verdi. Aydemir; “Kent-kır tanımı 1924 yılında yapılmış bir tanımdı. Yeni büyükşehir uygulamasıyla da tamamen anlamını yitirdi. OECD ile EuroStat’ın kullandığı hücre sistemi denilen yeni kent-kır ayrımlarını uygulayacağız. ÇŞB çalışmalarını yılsonuna kadar bitirebilirse, 2015’te AB standartlarına uygun bir kent-kır ayrımına gideceğiz” açıklamasında bulundu (Yeni Nesil Gazetesi).
Ataşehir Evren Sitesi’ndeki yeşil alana cami yaptırmak isteyen “Takva Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği” tepkilere sebep oldu. Site yöneticisi “sitenin kooperatif olarak inşa edildiğini, terk ile elde edilen yeşil alanda imara izin olmadığını” açıkladı (BirGün).
5 No.lu KVKK tarafından, komşu parselinde Bizans döneminde ait hamam, kilise ve büyük yapı kalıntıları çıkarılan ve mevcutta Şehir Üniversitesi inşaatına devam edilen Cevizli Tekel Arazisi’nde arkeolog denetiminde hafriyat gerçekleştirilmesi kararı alındı (BirGün).
Üsküdar Belediyesi görevlileri budama çalışmaları kapsamında, belediye tarafından kiralanan bostan için seçim öncesinde “yapılaşmaya açılmayacak” vaadi verilen, Kuzguncuk Bostanı’ndaki 700 yıllık nar ağaçlarını kesti, Kuzguncuk halkı çalışmaları durdurdu (Cumhuriyet).
Üsküdar’da 1. derece sit alanı içinde kalan, Boğaza bakan ve R. Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’daki evinin de yer aldığı 14 mahalleyi kapsayan Revizyon İmar Planı ile inşaat alanı artışı sağlanması üzerine Üsküdarlılar; “belediyenin rant talebinin barınma haklarını tehdit ettiğini” açıkladı (Aydınlık). Site ve Esenler Mahallesi Yardımlaşma Dayanışma Derneği tarafından açılan dava sonucunda Ümraniye’de 1 Mayıs Mahallesi için hazırlanan ve mahallenin boş arazi olarak kabul edildiği imar planları 4. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi (Cumhuriyet).
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 İçişleri Bakanı Efkan Ala; 1 Mayıs kutlamaları için Yenikapı Dolgu Miting Alanını işaret ederken, Taksim’in gösteri alanı olarak kullanılmasının hak olduğuna dair AİHM kararı bulunmasına rağmen, Taksim’de kutlamaların yapılmasına izin verilmeyeceğini açıkladı. (BirGün).
ÇDP’de bulunmayan Avrasya Tüneli Projesi kapsamında kazı çalışmaları başladı. Proje kapsamında UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Tarihi Yarımada 8 şeritli bir otoban ile yüz yüze kalacak (BirGün).
Sivriada ve Yassıada’dan sonra Heybeliada’daki tarihi sanatoryumun yenilenmesi için yapılan imar planı ile Çam Limanı Burnu’nun tamamı imara açılacak (Aydınlık). Çemberlitaş’taki Sultan II. Mahmud Türbesi önünde duran mermer kürenin kaybolduğu haberinin ardından, kaybolan kürenin 25-30 yıllık taklit küre olduğu ortaya çıktı, esas kürenin ise ne zaman kaybolduğuna dair kayıt bulunmadığı belirtildi (Radikal).
TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin açtığı dava sonucunda; Şişli Endüstri Meslek Lisesi’nin bulunduğu arazinin Bulgar Ekzarhlığı Ortodoks Kilisesi Vakfı’na devredilmesinin ardından yapılan imar planı değişikliği ile gündeme gelen “The Şişli Kaptanpaşa Residence” isimli AVM ve rezidans projesine 8. İdare Mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma verildi (BirGün).
Ataköy 7-8. Kısım orman yolunun imara açılması Bakırköy Halk Meclisi tarafından yürüyüşle protesto edildi. 3600 m2’lik arazide bulunan 200 kadar ağaç ve alanın rekreatif kullanımı, inşaata tepkinin başlıca sebebi olarak açıklandı (Evrensel).
Mahkeme tarafından iptal edilen Beyoğlu KANİP’in kararı tebliğ edilmeden Cihangir’de Kanuni’nin oğlu için yaptırdığı caminin önündeki boş arsaya çok katlı projenin ruhsat verildiği açıklandı (Taraf).
67
MAYIS 2014 İŞ CİNAYETLERİ
istanbullkent almanagıl
İş cinayetlerinde yitirilen tüm işçilerin anısına, saygıyla…
Mayıs 2014’te, açıklanan resmi rakamlara göre 301 maden işçisi, Soma Eynes Maden Ocağı’nda hayatını kaybetti. Bu facia, Türkiye’nin iş cinayetleri şeceresine bir yenisini daha ekledi. “Unutulmasın, gerekli tedbirler alınsın, denetimler yapılsın, iş cinayetleri son bulsun” diye, İstanbul Kent Almanağı 2014’ün Mayıs ayı konusu kanayan bu yaraya ayrıldı ve aynı zamanda bu kıyımın kentsel mekana yansımasına mercek tutulmak istendi. Bugün kentsel arazi mülkiyetine bağlı kazançların, ticaret ve reel üretim gibi servet biriktirme araçlarından daha cazip olması, sermaye birikiminin kent toprağında yoğunlaşmasıyla sonuçlanmakta; hızla büyüyen kentler ise kalkınma hevesinin kurbanı olmaktadır. Sermaye için birikim, devlet için ise ekonomik büyüme amacıyla yeniden üretilen ve değişim değerini karşılayacak şekilde yeniden işlevlendirilmeye çalışılan kentler, yatırımların öncelikli hedeflerinden biri haline gelince, gayrimenkul ve inşaat sektörlerinin kurumsallaşarak büyümesi ile karşı karşıya kalınmıştır. 2014’ün ilk yarısındaki büyüme oranlarına bakıldığında, Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında ilk 10’da yer aldığı görülmektedir. Bu büyüme, özellikle yabancı yatırımcıların Türkiye’yi gayrimenkul yatırımı için uygun bulmalarının arkasındaki temel gerekçelerden biridir. Bu artıştaki lokomotif olan inşaat sektörü, yan kolları ile birlikte, son 10 yılda istihdam payını en istikrarlı artıran sektördür.
69
70
istanbullkent almanagıl
Sektördeki bu büyüme, mekan kıyımının yanı sıra insan kıyımını da ne yazık ki beraberinde getirmektedir. 2014’te basına yansıdığı kadarıyla 1886 işçinin 423’ü inşaat sektöründe, bu işçilerin 198’si ise İstanbul’da yaşamını yitirmiştir. Bu rakamlara basına yansımayan, her türden kaza ve meslek hastalıkları eklendiğinde, “kıyım” ifadesinin kullanılma nedeni daha da anlam kazanmaktadır. Bu tablonun oluşmasındaki en büyük nedenin, öncelikle kar hırsına bağlı denetimsizlikler olduğu açıktır. Plan ve projeleri biran önce kullanıcısıyla buluşturma arzusu, ölümleri de hızlandırmaktadır. Taşeron sistemiyle birlikte, inşaatlar artık ölüm yuvaları halini almıştır. İnşaat İşçileri Derneği’nin verilerine göre, ÇŞB’nin tespit ettiği 850 bin işçinin yaklaşık 1,5 katı inşaat sektöründe istihdam edilmektedir. Sektör vasıf aramıyor çünkü sektörün acelesi var... Gerekli çalışma koşullarının çeşitli sebeplerle yerine getirilmemesi ile -her sektörde olduğundan biraz daha fazlasıyla- inşaat sektöründe çalışan işçilerin hepsi hemen her gün bu geri döndürülemez tehditler altında çalışmaktadır. İdareler, kent topraklarını planlar, projeler ve altyapı güvencesi ile yatırımlara hazır hale getirmektedir. Bunların bir kısmı parsel bazında vuku bulurken, bir çoğu bugün mega projeler ya da “çılgın projeler” olarak adlandırılan yatayda ve dikeyde büyüyen ”ucubeler” olarak ortaya çıkmaktadır. Doğal alanları ve tarımsal arazileri, yapılı çevreye dönüştüren 3. köprü, 3. havalimanı, İstanbul’un kuzeyine 2 milyonluk şehirler, büyük ulaşım projeleri, bu projeler etrafında yer seçen büyük konut projeleri, finans merkezleri, ofis ve rezidans projeleri nedeni ile hem kent hem de inşaat işçileri kıyıma uğramaktadır. Hemen her birinde gün aşırı ölümler, kazalar yaşanmasına rağmen, bu kıyım kamuoyunun dikkatini ancak projelerin bilinirliği oranında çekmektedir. Eski Ali Sami Yen Stadı’nın yerine yapılan büyük karma kullanımlı proje olan Torunlar Center veya 3. köprü inşaatında hayatını kaybeden işçilerin adı, bu projelerin adları sayesinde basına yansımaktadır. İnşaat dışı sektörlerde ise –özellikle Zonguldak’ta, Soma’da, Ermenek’te olduğu gibi- cinayet bilançosu büyüdükçe bilinirlik artmaktadır. Tüm kaybettiklerimizi temsilen bu ay konusunda, hem kentsel mekanı hem de işçi dünyasını etkileyen 2014 yılına ait kıyımlardan örneklere yer verilmek istenmiştir. Davutpaşa’yı, OSTİM-İvedik’i, Kemalpaşa’yı, Afşin-Elbistan’ı, Van Bayram Otel’i, Esenyurt Marmara Park AVM çadır yangınını, set emekçilerini, tarım işçilerini, mevsimlik göçmen işçileri, çocuk işçileri ya da hayatını kaybedenler ve geride kalanlar için adalet mücadelesi veren işçi ailelerini de unutmadan...
istanbullkent almanagıl
1886 *
*ISIG Meclisi tarafından hazırlanan, 2014 yılında kayıtlara geçen iş kazaları istatistiklerine göre hayatını kaybeden işçi sayısı
71
72
istanbullkent almanagıl
TARİHLERLE İSTANBUL İŞ CİNAYETLERİ Kartal’da inşaatı devam eden 16 katlı Metsan Nexus Proje inşaatının en üst katında çalışan işçiler Hasan Doğan (53), Salih Karayalı ve Sinan Doğan (22), 31 Mart günü, iskelenin çökmesi sonucu beton zemine düşerek hayatlarını kaybettiler. İnşaatın sahibi Satoğlu ailesinin, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ailesinin akrabası ve Metsan İcra Kurulu Üyesi ve ortağı olan Mimar Cemalettin Satoğlu’nun aynı zamanda Dolmabahçe Sarayı’ndaki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nin de mimarı olduğu iddia edildi.
5 Nisan‘da, TOKİ’nin hasılat paylaşımı modeliyle ihale ettiği arsa üzerinde Torunlar GYO’nun Ali Sami Yen Stadı’nın yerine yaptığı 3 kuleden oluşan 42 katlı Torunlar Center inşaatında, montaj işçisi Erdoğan Polat (19), 14. kattan bindiği sepetle yere çakılarak hayatını kaybetti. Savcılıkça hazırlanan bilirkişi raporunda, sistemin kurulması sırasında işin organizasyonunu ve denetimini yapacak uzman teknik eleman bulunmadığı ve Torunlar İnşaat’ın asıl işveren, dış cephe kapamasını alan Çu-
hadaroğlu adlı şirketin birinci alt işveren, dış cephe monoray sisteminin kurulumunu üstlenen Etkin adlı şirketin de ikinci alt işveren olduğu ifade edildi. Polat’ın da Etkin’in işçisi olduğu belirtilirken; İş Kanunu’nun ikinci maddesine göre bu kazada, asıl işveren Torunlar GYO’nun da alt işveren gibi sorumlu olduğu vurgulandı. Aynı tarihte; İstanbul’da yapımı devam eden 3. köprünün Reşadiye-Çamlık bağlantı yolu üzerinde Beykoz’da bulunan 35 no’lu viyadüğün başlık kirişinin beton dökümü esnasında ka-
istanbullkent almanagıl
lıbın açılması ve iskelenin çökmesi sonucu meydana gelen iş cinayetinde, henüz 2 gün önce işe başlamış olan Kahraman Baltaoğlu (46), Yaşar Bulut (50) ve kardeşi Lütfi Bulut (48) hayatını kaybederken, diğer kardeşleri Sonay Bulut ağır yaralandı. İtfaiye aracının merdiveni yetersiz kalınca, mahsur kalan 11 işçi, bölgedeki vinç yardımıyla kurtarıldı.
Torun Center İş Cinayeti Bilirkişi Raporunda Tespit Edilen 10 Eksik: (1) ICA-İçtaş-Astaldi, iş sağlığı ve güvenliğinde en önemli sorumluluğa sahip Sağlık ve Güvenlik Koordinatörü’nü görevlendirmedi. (2) Sağlık Güvelik Planı çalışmaya başlandıktan 10 ay sonra hazırlandı. (3) Asıl işveren, alt işverenin eksikliklerini tespit edip, gerekli önlemleri aldırmadı. (4) Bakanlık müfettişleri, aynı sahada iş yapan başka bir taşeronu denetledi; ancak kazanın olduğu şirketi denetlemedi. (5) Çöken iskelesinin kontrolü yeterli yapılmadı.
Bilirkişilerin hazırlamış oldukları raporda, asıl işveren ICA İçtaşAstaldi Ortaklığı ve alt işverenler Ongun Yapı ve Tas. San. Tic. Ltd. Şti ile URTİM İnş. Çelik Kalıp San. ve Tic. Ltd. Şti’nin olaydan sorumlu olduğu anlatıldı.
(6) Ölen işçilerde emniyet kemeri ve düşme ihtimaline karşı yaşam halatları yoktu.
Rapora göre, ÇSGB müfettişleri asıl işveren ICA-İçtaş-Astaldi’yi 20 Aralık 2013’te denetledi. Müfettişler raporlarında “iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir sorun yok” yönünde rapor düzenledi. Oysa raporun hazırlandığı süreçte şirketin Sağlık Güvenlik Planı bulunmuyordu. Yine, aynı sahada çalışan şirketlerden Ertanlar denetlendi. Bu şirketin iskele kurulumunda ciddi eksiklikler bulundu ve idari para cezası uygulandı. Kazanın yaşandığı Ongun Yapı ise denetlenmedi. Raporda bu durumun
(10) İş güvenliği uzmanları özerk olmalıdır; maaşını aldığı işvereni ihbar etmesi zordur.
(7) Sahada görevli personel teknik yeterlik ve deneyime sahip değildi. (8) Ongun Yapı’nın şantiye şefi de saha mühendisi de jeoloji mühendisiydi. Oysa en azından biri inşaat mühendisi olmalıydı. (9) Cenazeler araç farları açılarak çıkarıldı. Oysa gece çalışması da gündüz gibi aydınlatılmalıydı. Bu alt işverenin işi olmasına rağmen asıl işveren tarafından da denetlemeliydi.
Anayasa’nın eşitlik ilkesine de aykırı olduğuna işaret edilerek, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı da sorumlu görüldü. Yine aynı rapora göre bir diğer dikkat çekici nokta ise, Sağlık Güvenlik Planı’nın dönemin başbakanı R. Tayyip Erdoğan ve cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılımı ile 29 Mayıs 2013
günü yapılan temel atma töreninden yaklaşık 10 ay sonra hazırlandığının ortaya çıkmış olmasıdır. Raporda, “Söz konusu plan başlangıçta hazırlansaydı yüksekten düşme riski öngörülebilirdi. İskele devrilmiş olsa bile çalışanlar emniyet kemerleri ile çalıştıkları ve yaşam halatına bağlı oldukları için zemine düşmezlerdi” vurgusu yapıldı.
73
74
istanbullkent almanagıl
28 Mayıs 2014 günü, Ağaoğlu Grubu, TOKİ ve Emlak Konut GYO işbirliğinde gerçekleştirilen Maslak 1453 Proje inşaatında başına demir direk düşen Gündüz Mühendislik’in işçisi Hakan Tek (29) hayatını kaybetti. Tek ile aynı şantiyede çalışan T.Y Radikal’e yaptığı açıklamada, inşaatta 2–3 günde bir “iş kazası” yaşandığını ve 9 aydır çalıştığı şantiyede denetim yapıldığına şahit olmadığını söyledi. Diğer yandan, TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin de davacı olduğu bu kent suçu projesinin yasal dayanağı olan imar planı değişikliklerinin yürütmesi, Danıştay 6. Dairesi tarafından 26 Mart 2013’te, yani yaşanan bu iş cinayetinden önce, kamu yararına uygun olmadığı gerekçesi ile durdurulmuştur. Ancak karar uygulanmamış, inşaat faaliyetlerinin derhal durdurulması, inşaat ruhsatının ise iptal edilmesi talebi yerine getirilmeyerek inşaata devam edilmiştir. Bu süreçte, proje inşaatında ça-
lışan işçilerin beyanları çokça iş kazası yaşandığını ortaya çıkarmaktadır. Proje ve işleyişi her anlamda hukuksuzdur. Hem kentsel mekan, hem de işçi kıyımının yaşandığı İstanbul’daki örneklerden bir diğeri ise, Zincirlikuyu’nda Karayolları’nın arazisine hukuksuzca inşa edilen Zorlu Center’dır. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Zorlu Center’da yaşanan iş cinayetlerine ilişkin Haziran 2014’te vermiş olduğu soru önergesine, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik şu şekilde yanıt vermiştir: “2014 Haziran tarihi itibarıyla Zorlu Yatırım A.Ş. ünvanlı işyerinde iş kazası sonucu 3 işçi hayatını kaybetmiş olup, 9 işçi sürekli iş göremezlik geliri bağlanma talebinde bulunmuştur. İşçilerden Ahmet Karakaya 13.05.2012, Tunahan Göker 11.12.2011 ve Ahmet Akkaş 18.10.2012 tarihinde vefat etmiştir. İş kazası sonucu hayatını kaybeden işçilerin hak sahiplerine 7.686,71
TL ölüm geliri ve 9.214,56 TL ölüm aylığı ödemesi yapılmıştır. İş kazası sonucu yaralanan işçilere Sosyal Güvenlik Kurumunca 26.525,20 TL geçici iş göremezlik ödemesi ve iş kazası sonucu hayatını kaybeden işçinin hak sahiplerine 16.901,27 TL ölüm geliri ve aylığı ödemesi yapılmıştır. İş kazaları ile ilgili olarak yapılan tahkikatlar sonuçlanmadığı için henüz herhangi bir rücuen tazminat davası açılmamıştır.”
9 Temmuz’da, 3. havalimanı inşaatı kapsamında Eyüp’e bağlı Akpınar Köyü’ndeki şantiye alanındaki dolgu çalışmaları sırasında hafriyat kayması sonucu gölete düşen iş makinesinin operatörü Osman Ceylan (41) hayatını kaybetti. 3. köprü inşaatında Demirciköy yakınlarında ve yine ICA’ya hafriyat işinde taşeronluk yapan Alemdaroğlu’nda kamyon şoförü olarak çalışan Nurettin Kaltakçı 24 Ağustos’ta yaşamını yitirdi. Aynı projenin parçası olan otoyol çalışmasında Gemlik’te taşeron silindir operatörü Saffet Atış (42), Körfez geçici köprü yolunda can verdi.
istanbullkent almanagıl
Diğer yandan Ağustos ayı içerisinde üniversite kampüsleri inşaatlarında da peş peşe iş cinayetleri yaşandı: İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’nde Melik Şahin (32), Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinde Hasan Tabak (19), Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesi’nde Durdu Koca (23), Ordu Üniversitesi’nde Enver Ekinci ve ismi öğrenilemeyen Gürcü bir göçmen işçi hayatını kaybetti. Bu ölümlerin sorumlusu taşeron sistemi ve üniversite yönetimleri olarak kayıtlara geçti. 6 Eylül 2014 günü yine Torunlar Center inşaatında, 32. katta bulunan asansörün yere çakılması sonucu 10 işçi; Tahir Kara, Hıdır Ali Genç, İsmail Sarıtaş, Bilal Bal, Cengiz Tatoğlu, Murat Usta, Menderes Meşe, Vahdet Biçer, Ferdi Kara ve Cengiz Bilgi hayatını kaybetti. Ancak lanan inşaat Torun,
Ekim 2014’te tamamsoruşturmada savcılık firmasının sahibi Aziz Mehmet Torun ve Emre
Torun’un da aralarında bulunduğu 9 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi. İddianamede 25 şüphelinin, taksirle 10 kişinin ölümüne sebebiyet vermek suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede aynı inşaatta 29 Mayıs tarihinde de asansörün frenleme sisteminin devreye girmediği ancak işçilerin zarar görmeden kazayı atlattığı belirtildi. İnşaat firmasının ‘iş kazası iç bildirim formunun’ incelendiğinin belirtildiği iddianamede, bu inceleme sonucunda inşaatta bir yıl içinde 20 defa irili ufaklı iş kazalarının meydana geldiği vurgulandı m
75
76
istanbullkent almanagıl
YORUMLARLA TORUN CENTER İŞ CİNAYETLERİ Hüseyin Avni Mutlu | İstanbul (Eski) Valisi Hürriyet, 07.09.2014 Olay yerinden yaralı çıkmaz. Allah korusun çıkarttığımız her bir kişi hayatını kaybetmiş olarak çıkarılacaktır. Bir kaza olarak hiçbir zaman kabul edilebilmesini düşünmüyoruz kaza olmaması lazım. 32’nci kattan bir asansörün boşluğa düşmüş olması işçi kardeşlerimizle birlikte elbette tedbirler noktasında nelerin eksik olduğunu sorgulamamızı icap ettiriyor. Asansörün içinde inşaat malzemesi olduğu görülüyor. İş güven-
liği açısından hangi kusurların olduğu adli makamlar tarafından açıklanacaktır. Saat 19.00’da bu çalışmanın tamamlanmış olması gerekiyordu. İtfaiyeye gelen ihbar 19.45. Dolayısıyla iş saatinin, çalışma saatinin dışına taşmış. İş yerinde, başta iş güvenliğinden sorumlu olan kişi olmak üzere şantiyede bu işin sorumlusu olarak değerlendirilen, 8 kişi gözaltında, adli tahkikat hemen başlatıldı. Adli tahkikat süresi içerisintde, gözaltı sayısı artabilir. Hayatını kaybedenlerin hak hukuku, ailelerin hak hukuku, mutlak suretle kusuru ihmali kim varsa ortaya çıkarılacaktır.
Faruk Çelik | Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sendika.org, 07.09.2014 Bu konuda gerek işverenlerin gerekse tüm yetkililerin gerekli sorumluluk çerçevesinde hareket etmeleri konusunda tüm ikazlara rağmen maalesef dün akşam böyle bir feci ve hepimizi üzüntüye boğan bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Tabi ki burada ihmali olan özellikle ilgili mevzuat çerçevesinde iş güvenliği uzmanının, iş sağlığı uzmanı bulundurma zorunluluğu var. Bunlar nasıl raporlar
istanbullkent almanagıl
verdiler, nasıl bir değerlendirme yaptılar, burada çalışma koşulları ile ilgili durum nedir, savcılık zaten olayın üzerinde. Bu yoğunluğun içerisinde baktığınız zaman bir anlamda da kazanın olmaması büyük bir şans diyesim geliyor. Çünkü 10 tane can kaybetmişiz. Bunun çok farklı nedenleri olabilir, sebepleri olabilir. Bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmasında yarar var. Torunlar GYO | Torun Center İnşaatı Sahibi Akşam, 07.09.2014 Şirketimiz, özellikle şantiyelerde insan ve yük taşıma amacıyla kullanılan asansörleri ithal ederek kiralayan şirketlerden biri ile insan ve yük taşıma asansörü kiralama sözleşmesi imzalamıştır. Elim kazaya sebep olan asansörün kaldırma kapasitesi 2 bin 700 kilogram/28 personeldir. Asansör teknik özellikleri itibari ile aşırı yük koruma tertibatına sahiptir, bir başka ifade ile kapasitesinin üzerinde bir yükleme yapıldığında çalışmamaktadır. Asansörler anılan bu sözleşme hükümlerine uygun bir şekilde kiralayan şirket tarafından şantiyeye getirilmiş ve monta-
jı tamamlanmıştır. Asansörde meydana gelebilecek arızaların anında giderilmesi ve gerekli bakım hizmetlerinin zamanında ve gereği gibi yapılmasını sağlamak üzere kiralayan şirket tarafından şantiyede her gün ve tam zamanlı olarak iki uzman personel görevlendirilmiştir. Bu uzman personeller bugüne kadar arızalara müdahale etmiş ve asansörlerin bakım ve onarımlarını gerçekleştirmiştir. Ayrıca asansörlerin tabi olduğu yönetmelik çerçevesince asansörü kiralayan şirketin dışında TMMOB Makine Mühendisleri Odası tarafından muayene kuruluşu olarak yetkilendiren kişiler tarafından tbahse konu asansörler 30 Mayıs 2014 tarihinde kontrol edilmiş ve mevzuata aykırı herhangi bir durum tespit edilmemiştir. İşçilerin herhangi bir şekilde iş güvenliği eğitimine tabi tutulmadan çalıştırıldığına yönelik iddialar ileri sürülmektedir. Bu iddiaların şirketimiz bakımından geçerliliği yoktur. Şantiyede çalışmaya başlayan bütün elemanlar, istisnasız iş güvenliği eğitimi almakta ve bu eğitimde başarılı olanlar iş başı yaptırılmaktadır. Eğitimsiz işçi çalıştırılması söz konusu değildir.
Şirketimiz, şantiyede Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından öngörülen kurallara uygun davranılması konusunda talimat vermiştir. Elim kazanın olduğu esnada şantiyede topyekun çalışma söz konusu değildir. Bazı taşeronların bir sonraki gün yapılacak çalışmaya esas olmak üzere birkaç personeliyle temizlik ve ön hazırlık çalışmaları yaptıkları düşünülmektedir. Soruşturma evresinde bu konunun netlik kazanacağını tahmin edilmektedir. Emre Arolat | EAA Mimarlık (Torun Center Mimarı) Radikal, 09.09.2014 Bu yapılan inşaat, hicap duyuyorum ama bütün Türkiye ortalaması içinde en medeni şantiyelerden. Ciddi bir problem yoktu. Düzgün gözüken denetim vardı. Bu inşaatta bir güvenlikçi vardı adını unuttum, ‘şantiyeye lastik ayakkabıyla giremezsin’ dedi bana. Ben bunu seviyorum. Zorlu’da da ceza yedim turuncu yelek giymediğim için, sıcakta çıkarmıştım. Milyonlarca metrekare iş bitirdik. Daha önce büyük bir kaza olmadı, ilk defa yaşıyorum. Çok büyük bir ihmal olduğu kesin. Bir asansör durup dururken
77
78
istanbullkent almanagıl
düşmez. Duyduğum kadarıyla kiralayan firmayla yapımcı firma arasında husumet olmuş, tamir edilmesi gereken günde edilmemiş. Bu dedikodu tabii. Kimin ihmaliyse ben de istiyorum cezalandırılmasını. Ancak mimar olarak neyin güvenlik sınırları dışında olduğunu bilecek durumda değilim. Üç gün önce ben de bindim o asansöre, 30. kata çıktım. Bilsem manyak mıyım bineyim? TOKİ’nin kara listesine girdim eski başbakana da tüm bu eleştirilerimi söyledim. Ama gidip her gün asansör kontrol edemem, bu mimarlık ve tasarım alanının sorumluluğunda değil. Nereden bileyim asansör bakımı yapılıp yapılmadığını. Asansör düşmeseydi ne koğuşa bakmak aklıma gelecekti ne de güvenlikle ilgili bir soru sormak. Elektrikten ölen de çok var, hiltileri alıp tek tek kontrol edemem. 20 tane proje var, fiziksel olarak imkansız. Kimsenin umurunda değil deniyor ama benim çok umurumda. Mimar şantiyenin iş güvenliğinden kağıt üstünde değil ama insan olarak sorumludur.
TMMOB MMO İstanbul Şubesi Habertürk, 07.09.2014 Asansörde yaşanan kaza sonrası Torunlar firmasının açıklamasında Odamız muayene kuruluşu tarafından 30.05.2014 tarihinde yapılmış olan kontrole ve verilen muayene raporuna atıf yapılmaktadır. Odamız muayene kuruluşu tarafında yapılan kontrol, kontrol anındaki gözlemler ve deneylere dayanmaktadır. Verilen uygunluk raporu, cihazın periyodik olarak bakım ve uygun iş güvenliği şartlarında kullanılması gerektiğine vurgu yapmaktadır. Bu bakımdan özellikle şantiye şartlarında çalışan bu cihazların eğitimli nezaretçiler tarafından kullanılması ve günlük bakım ve kontrollerinin yapılması elzemdir. İlgili asansöre ilişkin verilen rapor 30.08.2014 tarihine kadar geçerlidir ve verilen raporda bu belirtilmiştir. Ayrıca işçilerin verdiği bilgilere göre söz konusu asansör geçen hafta arıza yapmış ve bir bakımdan geçmiştir. Bu bakım sonrası muayene kuruluşumuza bilgi verilmeli ve asansör yeniden tarafımızdan kontrol edilmeli idi. Kamuoyunda Torunlar İnşaat firması tarafından Odamı-
zın kontrol ve uygunluk raporu verdiğine yönelik eksik ve yanlı açıklama, sorumluluktan kurtulma ve algıyı başka yönlere çevirme çabalarıdır. TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi 08.09.2014 Siyasi İktidarın Beton Uygarlığı Can Almaya Devam Ediyor 2010 yılında TOKİ tarafından satışı gerçekleştirilerek ayrıcalıklı imar haklarıyla betona terk edilen Ali Sami Yen Stadı arazisi üzerindeki inşaat faaliyetleri 7/24 devam ederken 6 Eylül 2014 günü meydana gelen vahim olayda 10 emekçi yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu korkunç iş cinayetinde kaybettiğimiz canlarımızı saygıyla anıyor, ailelerine ve acılarını paylaşanlara baş sağlığı diliyoruz. Bu cinayetin sorumluları rant hırsıyla devleti ve kurumlarını yönetenler, onlarla elbirliği ile taşeronlaştırma politikalarını sürdüren emlak patronları, maliyet düşürmek için işçilerin hayatına kast edenler, onlara cesaret verenler, daha önceki işçi katliamlarını sözleriyle ve icraatlarıyla aklayanlar, iş güvenliği yasasıyla işyerlerindeki
istanbullkent almanagıl
denetimleri bile özelleştirenler, tüm usulsüzlüklere rağmen imzalarıyla kent suçunu meşru kılan müelliflerdir. Yetkilerini kötüye kullanarak halka ait araziler üzerinden metrekare kazanıp ihmaller ve sorumsuzluklar nedeniyle kaybedilen hayatları kader olarak yorumlayan yetki-
liler bu cinayetin failleridir. Tıpkı SOMA’da, Esenyurt’ta Marmara Park AVM İnşaatı’nda, Maslak 1453 şantiyesinde, üçüncü havalimanı ve üçüncü köprü şantiyelerinde olduğu gibi… İş cinayetlerine karşı sessiz kalmamak adına yapılan tüm eylemlilikleri destekliyor, sorum-
luları derhal hesap vermeye çağırıyoruz m
79
80
istanbullkent almanagıl
BASINDA İŞ CİNAYETLERİ Kan Mimarisi | Yaşar Adanalı Arkitera, 10.09.2014 Türkiye, iş cinayetlerinde dünyada zirveye oynuyor! Sadece 2013’te en az 1235 kişi, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmadığı ve düzgün denetleme yapılmadığı için hayatını kaybetti. Bu ölümlü “vakalar”, öngörülebilir ve önlenebilir olduğu için kaza değil, cinayet olarak adlandırılıyorlar. Bu rezalet sicil içinde de en fazla yer tutan sektörlerin başında inşaat geliyor. Sadece 2014’te bugüne kadar bu sektörde çalışan 272 işçi hayatını kaybetti. Avrupa’da en fazla gökdelenin ve AVM’nin inşa edildiği ülke, aynı zamanda en fazla iş cinayetinin işlendiği yer. İnşaat projelerinin, nasıl farklı kamu ve özel sektör aktörlerinin farklı aşamalarda devreye girdiği, yani çok ”paydaşlı” bir proje döngüsü varsa, bu
inşaatlarda gerçekleşen iş cinayetlerinin sorumlularını da bu çok paydaşlı yapı içinde düşünmek gerekiyor. Tabii ki bu çok paydaşlı yapı içinde kurulan yasal ve idari mekanizma, iş cinayeti gibi durumlarda sorumluları örtecek şekilde, eğer bir ceza söz konusu olacaksa da, en alt kademede ve en dar anlamıyla ele almaktadır. Bu da, sermayenin ve onun mekanlarının büyümesini işçinin sağlığından ve kentlinin ihtiyaçlarından önce gören inşaat sektörü içinden bakıldığında tercih edilir bir durumu ifade etmekte. Ancak hak ve adalet peşindeki yurttaşlar veya meslek insanları için böylesi indirgemeci bir yaklaşım kabul edilebilir değildir. Hatırlayalım, 31 Mart 2014 tarihinde, Kartal’da Metsan Nexus Projesi’nin inşaatında gerçekleşen
istanbullkent almanagıl
iş cinayetinde üç işçi 16. kattan düşerek hayatını kaybetmişti. Bu projenin kamuoyundaki tanıtımı, “Yıldız Mimar” Daniel Libeskind’ın adı kullanılarak yapılmıştı. Birbirleriyle yarışan kulelerin öne çıkabilmesi için mimari konseptler ve tasarımcılarının isimleri her geçen gün daha fazla önem kazanmakta. Adeta bir pazarlama stratejisi olarak bu mimarların markalarından yararlanılmakta. Bu iş cinayetinin hemen ardından, Metsan Nexus Projesi inşaatında gerçekleşen ölümleri konu eden “Kan Mimarisi” başlıklı İngilizce bir yazı yazmış, ölümlerle ilgili sorumluluk halkasını genişleterek, projenin tanıtımında ve haliyle ticari başarısında pay sahibi olan mimarına bir dizi sorular yöneltmiştim. Libeskind’e öncelikle bu cinayetlerden haberi olup olmadığını sordum, sonrasında ölümlerden dolayı sorumluluk hissedip hissetmediğini. Metsan Şirketi ile yaptığı sözleşmede işçilerin güvenliği ile ilgili bir madde olup olmadığını da sordum. Bu sözleşmeyi iptal etmeyi düşünüp düşünmediğini de. Son olarak, dünya genelinde birçok anıtsal eserin tasarımında onun imzası bulunmasından da yola çıkarak, eğer bir gün kendisinden Türkiye’de iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin anısına bir anıt tasarlaması istense, bunu yapıp yapmayacağını sordum. Uzun bir bekleyişin ardından mimarın ofisinden gelen yanıt çarpıcıydı: Yazımın “hatalı” olduğunu, cinayetin işlendiği projeyi kendilerinin tasarlamadığını, daha doğrusu o projenin içinde yer alan kendi kısmının inşaatının henüz başlamadığını, iş güvenliğini çok ciddi bir şekilde ele aldıklarını belirttiler. Ben de kendilerine, bu cevaplarına şaşırdığımı söyleyerek, şirketinin açıklamalarında bahsi geçen projenin isminin Daniel Libeskind
ismiyle birlikte anıldığını, basına bu şekilde demeçler verildiğini belgeleriyle gösterdim. Mimarın ofisinden hemen bu konu ile ilgileneceklerini belirten bir e-posta daha aldım. Bütün bu hikayede, benim açımdan ilginç olan iki nokta vardı. Birincisi, piyasada ünlü bir mimarın ismiyle tanıtımı yapılan bir projenin adının kötüye çıktığı noktada mimarın bu ilişkiyi kabul etmemesi. Öteki ise, mimarın en azından prensipte, inşaat alanında gerçekleşen bir cinayet ile ilgili sorumluluğunu tamamen reddetmemesiydi. Hatta aksine, iş güvenliğine son derece önem verdiklerini vurgulamıştı. Yani eğer proje ile ilişkisi “gerçekten” söz konusu olsa, orada işlenen cinayetten de sorumlu tutulabilecekti. Malum, bu projenin gerçekleştiği Kartal ilçesinin kentsel dönüşüm master planı, yine başka bir yıldız mimar Zaha Hadid tarafından yapılmış ancak kabul görmemişti. Zaha Hadid, Libeskind’ın aksine, kendi tasarladığı projelerde gerçekleşen iş cinayetlerindeki olası sorumluluğunu açıkça reddediyor. Katar’da gerçekleşecek 2022 Dünya Kupası Stadyumu’nu tasarlayan Hadid, Guardian gazetesine verdiği demeçte bu inşaatlarda hayatını kaybeden 500 Hintli ve 382 Nepalli göçmen işçi hakkında, ”Benim işçilerle hiçbir işim olmaz. Eğer ki bir problem varsa, bu hükümetin ilgilenmesi gereken bir konu. Umarım, bu şeyler çözülür” demişti. Şimdi gelelim Torun Center katliamı ve bizim yerli Yıldız Mimar ilişkisine. Öncelikle, Türkiye’nin mevcut inşaata dayalı ekonomik büyüme modeli içinde, belli şirketler ve hükümet edenler arasında kurulan mülksüzleştirme ağının/rejiminin
81
82
istanbullkent almanagıl
farkında olduğumu, burada bütün suçu tek bir aktöre atma gibi bir derdimin olmadığını belirteyim. Zaten bu konuda da fazlasıyla yazıp çiziyor, bu aktörleri haritalayarak görünür kılmaya çalışıyorum. Torun Center özelinde, ortaklık payına dayalı projenin sahibi TOKİ ve Torunlar GYO, bu şirketlerin yöneticileri, denetlemekle yükümlü kurumlar, müteahhitlik firmaları, alt yükleniciler vd. bütün aktörler, diğer bütün iş cinayetlerinde olduğu gibi, sorumluluktan azade değildir. Ancak aynı şekilde, bu projelerin altında imzası bulunan tasarımcı da “kanlı mimari” dediğim rejimi yeniden üreten aktörlerden biri olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorundadır. İş cinayetleriyle mücadele için, sorumluluk halkasını daraltmak değil, aksine genişletmek gerekmektedir. Unutulmamalı, bu inşaat çılgınlığı yalnızca kentsel yoksulları mülksüzleştirmekle, kamusal alanları sınırlamakla ya da kırılgan kent ekolojisini tehdit etmekle kalmıyor, işçilerin yaşamına da mal oluyor. Artık bu gerçek, suratımızı başka yerlere çevirip görmezden gelebileceğimiz bir durum olmaktan çıktı. Çünkü mülksüzleştirme ve sömürüye dayalı birikim çerçevesinde işçilerin kanları, İstanbul’un parlak kulelerinden damlıyor. Hira Mağarası’ndan esinlenerek cami tasarlayan bir mimarın aynı zamanda kanlı kulelerin altında
da imzası bulunması ne demektir? Libeskind’e sorduğum soruyu, yerli örnekte benzer bir şekilde sorabiliriz: Sizin tasarladığınız bir binayı inşa ederken katledilen işçilerin cenaze namazı yine sizin tasarladığınız bir camide kılınması konusunda ne hissederdiniz? Buradaki amacım, “zor durumdaki” bir mimara hazır düşmüşken vurmak veya tüm sorumluluğu en kolay hedef mimara yüklemek değil elbet. Ancak gerçekler işte bu kadar çıplak. Zor soruları sormaktan kaçındıkça, bu cinayetlerin sonu da gelmeyecek. İş cinayetlerinde sorumluluk, hakim uygulamaya göre zaten minimumda tutuluyor. Bu yüzden gerçek sorumlular yargılanmıyor bile. Vicdanen, ahlaken ve hukuken, sorumluluk halkası genişledikçe iş cinayetleri son bulacaktır. İnşaat sektörü özelinde en önemli paydaşlardan olan, bir binanın tasarımıyla ilgili her detaydan sorumlu ve o bina altındaki imzasıyla kendini & maddi kazancını sürekli yeniden üreten (yıldız) mimar, o binanın üretim sürecindeki öngörülebilir ve önlenebilir cinayetlerden kendini sorumlu görmüyorsa, bu önlenebilir ve öngörülebilir cinayetlerin önüne geçilmesi için elinden gelen her şeyi yapmıyorsa, aksini düşündüğü noktada o projeden çekilmiyorsa, buna karşı açıktan bir mücadele vermiyorsa, kendisini
istanbullkent almanagıl
sorumluluktan azade gördüğü bir konfor zırhının arkasına saklanmış demektir. Bu da kabul edilebilir değildir. Kaldı ki, yıldız mimar özelinde, altına imza attığınız ve üretim sürecini de aslında sürekli kontrol ettiğiniz bu projeler, sadece işçilerin canını almıyor, aynı zamanda birer kent suçu olarak sorumluluk katmanlarınız çoğalmaktadır. “Nasıl olsa bu projeleri çizecek piyasada birini bulurlar, en azından ben iyi tasarım yapıyorum” gibi bir konfor zırhınız, yine ahlaken, vicdanen ve hukuken kabul edilemez. İş cinayetlerine karşı, hukuki mekanizmaları da sonuna kadar zorlayarak, yürütülen adalet mücadeleleri tüm sorumluların yargılanması ve cezalandırılması için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu genişleyerek büyüyen ”sorumluluk halkası” içine er ya da geç, tasarımcı da girecektir. Bununla ilgili, daha fazla kafa yormaya başlamaları kendileri de dahil inşaat sürecinin bütün paydaşları için hayırlı olacaktır m
Görseller 1. youtube.com (cctv show) 2. arkitera.com 3. prefabrikyapi.com 4. spiegel.de 5. doka.com 6. pbs.twimg.com 7. hürriyet.com
83
84
istanbullkent almanagıl
MAYIS 2014
İMSAD tarafından hazırlanan “Sürdürülebilirlik 2013 Raporu” tanıtım toplantısında İMSAD Başkanı Dündar Yetişene; “Taşı toprağı altın diyerek gelinen şehir, artık bir şehir değil de hilkat garibesi. Binalar yukarı doğru yükselirken, doğal kaynaklara ve çevreye zarar vermeden şehirleşebilmek lazım” dedi (Sol Gazetesi). Tarihi Yarımada’da arkeolog denetiminde kazı yapılması gerekirken denetimsiz devam eden inşaatlar kapsamında kepçe ile gerçekleştirilen bir kazıdan tarihi sütunlar çıktı (Radikal). İBB Meclisi, 30 Mart Yerel Seçimlerinin ardından ilk toplantısını gerçekleştirdi. İBB Başkanı Topbaş; şeffaf bir planlama dönemi başlatacaklarını belirterek her ilçede “imar bilgilendirme ofisi” kuracaklarını açıkladı (Eko Vitrin).
Bakırköy sahil şeridinde Bizans kalıntılarının bulunduğu eski Sümerbank arazisine 22 kat yüksekliğinde 10 kulenin yer alacağı proje başlatıldı. 16:9 kuleleri ile aynı hatta yer alan inşaat da siluete olumsuz etki edecek yükseklikte (BirGün).
İBB Başkanı Kadir Topbaş Taksim Projesi’nin iptaline ilişkin Danıştay kararını engel olarak görmediğini belirtti. Topbaş; “İstanbul için ne gerekiyorsa yapacağız çünkü biz bu yetkiyi halktan aldık” dedi (Akşam).
TBMM Başkanlığı’nın hazırladığı “Türkiye’de İç Göç” raporuna göre; göç eden her 100 kişiden 25’i yerleşim yerlerini ekonomik nedenlerle terk ederken, 1980’lerden sonraki göçün temel nedeni terör. İstanbul nüfusunun %84,2’si İstanbul doğumlu değilken, uyum sorunu nedeniyle göç eden nüfusun “kentlileşememekte” olduğu vurgulandı (Milliyet).
İçerenköy’de Evren Sitesi önünde, İBB’ye terk edilen yeşil alanda fonksiyon değişikliği ile yapılmak istenen camiye Site Yöneticisi tarafından 10. İdare Mahkemesinde açılan davanın bilirkişisi projeye “hayır” dedi (Haberci Gazete).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 14 15 16 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu’nun ayaklarından bir olan TOKİ soruşturması kapsamında, Ali Ağaoğlu ile eski Bakan Bayraktar’ın oğlunun da bulunduğu 60 şüpheliye takipsizlik kararı verildi, TOKİ soruşturması kapandı (BirGün). Yoğunluk haritası ile sürücüleri ve yolcuları yönlendiren internet ve mobil uygulaması “İBB Trafik”, Paris’te gerçekleştirilen Avrupa Yol Otoriteleri Konferansı’nda (CEDR) en etkin sistemler dalına birinci oldu (Bizim Anadolu Gazetesi).
Danıştay 6. Dairesi, oy çokluğu ile verdiği kararla Taksim Yayalaştırma Projesi’nin durdurulduğunu açıkladı. KTB ve İBB tarafından konu en üst yargı organı olan Danıştay’a taşınmıştı. Böylece yargı ile ilgili süreç tamamlanmış oldu (BirGün).
İstanbul’da kentsel dönüşümün simgesi haline gelen Kadıköy Fikirtepe’de arazinin ortasında tek başına kalan ev, kentsel dönüşümdeki sorunların simgesi olmuştu. 5 hissedarlı evin sahipleri yüklenici firma ile anlaştıklarını, yıkım için hukuki işlemlerin devam ettiğini açıkladı (Flash Haber).
SOMA MADEN FACİASI
TMMOB tarafından düzenlenen 1 günlük “Kent ve Demokrasi Şenliği” Kadıköy’de, Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda gerçekleştirildi.
İBB tarafından yürütülen Kurbağalıdere dere ıslah çalışmaları kapsamında doğal sit alanı olan Yoğurtçu Pakı’nın altına atık su kanalı döşenecek. Parktaki ağaçların zarar göreceğini belirten semt sakinleri başka bir güzergah talebinde bulundu (BirGün).
istanbullkent almanagıl
Okmeydanı halkı; Beyoğlu Belediyesi’ne yürüdü. Meclis toplantısında mahalleli kararın alınmasını bir ay erteletti (Bizim Gazete). Beşiktaş’ın Fenerbahçeli yeni başkanı Murat Hazinedar; “Ihlamur-Çarşı arası en çok sorunu bölge. Dönüşüm buradan başlayacak” dedi (Vatan).
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun 3. Havalimanı hakkındaki soru önergesine ÇŞB Bakanı İdris Güllüce’den cevap geldi. Kamulaştırılan 6 bin 172 hektar ormanlık alan hakkında Güllüce; “3. Havalimanı için kesilen ve kesilecek ağaç sayıları henüz bilinmemekte” dedi (Bizim Gazete).
Ataköy sahilinde süren AVMrezidans-otel inşaatlarına dair imar planı değişikliklerinin yürütmesi 5. İdare Mahkemesi tarafından durduruldu (Cumhuriyet). Kentleşme, mimari çarpıklık gibi birçok alanda müdahaleyi sağlayan Türkiye’nin ilk akıllı şehir laboratuvarı İstanbul’da Kadir Has Üniversitesi Cibali yerleşkesinde, IBM işbirliğiyle kuruldu (Habertürk).
Mustafa Sönmez köşesinde; 2010 yılından beri enflasyonun %33, konut fiyatlarının ise %80 arttığını yazdı (Sözcü). Özelleştirme Yüksek Kurulu, İstanbul’da 2 bin dönümlük 71 taşınmazın özelleştirileceğini açıkladı. Özelleştirilecek yerler arasında doğal sitten arkeolojik alanlara, dere yataklarından yollara olmak üzere birbirinden farklı ve önemli alanlar bulunuyor (Yurt Gazetesi).
85
İBB, Ataköy sahilindeki projelerinin yürütmesini durdurma kararına itiraz etti. İBB tarafından alanın 1989 yılında Turizm Merkezi ilan edilmesiyle planların Bakanlıkça hazırlandığı ve onaylandığı belirtildi (Cumhuriyet).
Kadıköy Belediyesi, İstanbul 5 No.lu KVKBK tarafından “1. Grup Kültür Varlığı” olarak tescil edilen Haydarpaşa-Bostancı arasındaki 6 istasyonun (Göztepe, Kızıltoprak, Feneryolu, Erenköy, Suadiye ve Bostancı) müze ve/veya kültür merkezi olarak kullanılması için Bakanlığa başvuracaklarını açıkladı (Bizim Gazete).
İÜ bünyesinde Türkiye’nin ilk “Antik Gemi Konservasyon ve Rekonstrüksyon Laboratuvarı” kuruldu (Cumhuriyet).
Ağaoğlu Maslak 1453 inşaatında yaşanan iş cinayeti ardından yapılan araştırmada hemen her gün ölüm haberlerinin geldiği inşaatlarda; her yıl Soma Maden Faciasındaki kadar kayıp verilirken, iş cinayetleri arasında inşaatların birinci sırada yer aldığı ortaya kondu (Evrensel).
MAYIS 2014
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Sinpaş GYO ile SAF GYO ortaklığında Üsküdar’daki Ford Otosan Fabrikası arazisine inşa edilen AVM ve rezidansta meclis kararının dinlenmediği, kamuya terk edilecek bölümlerin projeye dahil edildiği ortaya çıktı (soL).
Doğan Hasol köşesinde; İstanbul’a etkileri büyük tartışmalara konu olan bütün yap-işlet-devret projeleri için iktidarın son zamanlarda gerçekleştirdiği yasal değişiklikler ile, “Borçların kefili artık devlet, yani bizleriz, hepimiz… Hayırlı olsun!” açıklamasında bulundu (Cumhuriyet).
Sulukule’de sahipleri yerlerinden edilerek inşa edilen konutlar alıcı bulamayınca Eskidji Müzayede eli ile satışa çıkarıldı. Satışa çıkan 31 konuttan sadece 3’ü alıcı bulabildi (Radikal).
Maltepe’deki 600 ha’lık Büyük bakkalköy Bölge Parkı plan değişikliği onaylandı. Değişiklik kapsamında bölge parkı içinde 14 katlı askeri yapı inşa edilebilecek. TMMOB MO, “Park parça parça imara açıldı” açıklamasında bulundu (BirGün).
Ağaoğlu Şirketi’nin “Ağaoğlu Maslak 1453” projesinde Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına rağmen hukuksuz şekilde devam eden inşaatta iş cinayetlerine bir yenisi daha eklendi (BirGün).
Kartal-MaltepePendik Dayanışması, Kartal’daki çimento fabrikası arazisinde inşaatına başlanan “İstanbul Marina” projesi hakkında basın açıklaması yaptı. Dayanışma; Kartal NİP’e açılan davalar sonucu planın defalarca iptal edildikten sonra fabrika alanının plan sınırları içinden çıkarıp TOKİ’ye planlatılarak iptal kararı geçersiz kılınmaya çalışıldı” dedi (BirGün).
Bakırköy Belediyesi; TOKİ’nin ihale ile sattığı, İstanbul’un son doğal plajı Ataköy’deki Hyatt Regency Otel’in inşaatını durdurdu. Belediye, yapımı süren her biri 70 m’lik 25 kulenin inşaatını mühürlemek için verilen yürütmeyi durdurma kararının ellerine ulaşmasını bekliyor (Hürriyet).
HAZİRAN 2014 3. HAVALİMANI
istanbullkent almanagıl
“Bir çukur verdik, 100 milyar TL aldık, üzerine de 150 milyon yolcu kapasiteli havalimanını bonus olarak alacağız.” (Dönemin Başbakan Danışmanı Binali Yıldırım, 07.06.2014)
TARİHLERLE 3. HAVALİMANI
D
önemin başbakanı R. Tayyip Erdoğan’ın 2008 yılında İstanbul’a yapılmasını istediğini açıkladığı 3. havalimanı hükümetin 2009 Yılı Programı’na girdi. Resmi Gazete’de havalimanı için gereken yer seçiminin Aralık sonuna kadar karara bağlanacağı yazıldı. 2009 yılında dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım “3. havalimanı için arazi bakıyorum.” dedi.
manının Silivri’de yapılmasına yönelik alınmış bir karar olmadığını ve yer seçimi konusunda çalışmaların devam ettiğini söyledi. 31.10.2010 tarihinde ise İBB Başkanı Kadir Topbaş: “1/100.000 şehir planlarında Silivri’de bir 3. havalimanı öngörüldü. Mevcut Atatürk Havalimanı’nın birkaç katı olacak. Bu planlar Ulaştırma Bakanlığı ile görüşülerek yapıldı. 3. bir havalimanını planlarımıza işledik”.
28.10.2010 tarihinde Binali Yıldırım, İstanbul’da 3. havali-
2012’ye gelindiğinde Marmaray Projesi’nin İlk Ray Kaynağı
töreninde konuşan R. Tayyip Erdoğan: “Karadeniz kıyısında ilk etapta 100 milyon kapasiteli havalimanı projemizi yapacağız” dedi. 25.04.2012 tarihinde Binali Yıldırım: “İstanbul’a yapacağımız yeni havalimanı, Türkiye’nin en büyük dünyanın da ilk 5 havalimanı içerisinde yer alacak” açıklamasında bulundu. 28.05.2012 tarihinde Binali Yıldırım: “Atatürk Havalimanı kapasitesinin 2 katı çalışıyor. Havalimanını büyütmek mümkün değil. İlave pist yapmak çok maliyetli…. Fizibl değil” dedi. Eylül 2012’de Resmi
87
88
istanbullkent almanagıl
Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu’nun 2012/3573 sayılı kararı ile İstanbul’da Küçükçekmece Gölü’nden Karadeniz kıyısına uzanan alan 6306 sayılı kanun uyarınca Rezerv Konut Alanı olarak belirlendi. Alan 2 proje alanı ve 1 havalimanı alanı olmak üzere üçe ayrıldı. 30.10.2012 tarihinde İBB Başkanı Kadir Topbaş: ‘’Sayın Başbakanımızın talimatıyla kuzeyde, gelecekte yılda 150 milyon yolcu kapasiteli 5 pist veya 6 pist gerekirse geliştirebilme imkanı olan, ilk etapta 100 milyon yolcu taşıyacak havalimanının startı veriliyor” dedi. 03.05.2013 tarihinde İstanbul’a yapılacak 3. havalimanı için ihale, Ankara’da gerçekleştirildi.
İhale, Cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesi oldu. 25 yıllık kira bedeli için en yüksek teklifi 22 milyar 152 milyon € artı KDV’yle Limak-Kolin-Cengiz-Mapa-Kalyon Ortak Girişim Grubu verdi. 05.09.2013 tarihinde Arazinin tertemiz olarak yüklenici firmaya teslim edilmesi gerektiğini söyleyen Yıldırım: “Malum orası orman sahası. Aynı zamanda bir kısmı maden sahası. Yeni havalimanının yapılacağı yerde ciddi bir toprak hareketi olacağı için yüklenici firman, özel makine ve teçhizatla ilgili çalışma da yapıyor. Gecikmek benim zararıma olduğu kadar daha fazla yüklenicilerin zararınadır. O yüzden bir endişem yok” diye konuştu. 17.10.2013 tarihinde 3. havalimanının projesi,
Norveç merkezli Nordic Office of Architecture’ın önderliğinde 4 mimarlık ofisinin işbirliği ile hazırlanacağı açıklandı. 21.10.2013 tarihinde 3. havalimanının kuş yolları üzerinde yapılacağına ilişkin kaygılara cevap veren Topbaş, “Buna mecbursanız bunu yapmak zorundasınız. Başka türlü imkan yoksa bu kaçınılmazdır, yapılacaktır” ifadelerini kullandı. Bakanlar Kurulu’nun 02.01.2014 tarihli kararıyla TOKİ’ye “acele kamulaştırma” yetkisi verildi. 18.01.2014 tarihinde TOKİ, Akpınar ve Yeniköy’de kamulaştırmaya başladı. TOKİ arazilere metrekare başına 22 lira önerirken, arazi sahipleri 300 lira talep etti. 19.01.2014 tarihinde TOKİ yazılı açıklama yaparak havalimanı kamulaştırma alanının yaklaşık 152,5 hektar olup gerekli bütçenin ayrıldığını, proje alanının geriye kalan kısmının tamamının kamu tasarrufunda olduğunu belirtti. 21.01.2014 tarihinde İstanbul 4. İdare Mahkemesi, İstanbulluların açtığı davada, ÇŞB’nin ÇED olumlu kararının yürütmesini durdurdu. Haber, basına 10 Şubat
istanbullkent almanagıl
2014’te yansıdı. 29.01.2014 tarihinde Kadir Topbaş: “3. havalimanı yanında dev bir ‘Fuar Kampusu’ ve ‘Kongre Kampusu’ yapıyoruz. Oraya gelenlerin konaklayabileceği, eşleri ve çocuklarıyla birlikte zaman geçirebileceği, bir veya bir kaç fuarı birlikte yapabileceğimiz bir alan çalışmamız var” ifadelerini kullandı. 11.02.2014 tarihinde DHMİ Genel Müdürlüğü’nden 4. İdare Mahkemesi’nin proje durdurma kararına ilişkin yapılan açıklamada “3. havalimanı projesi planlandığı şekilde devam etmektedir” denildi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, mahkemenin kararına ilişkin “Bu karar hiçbir şekilde havalimanı çalışmasını engellemeyecektir” dedi. 07.03.2014 tarihinde ÇED raporu olumlu kararının yürütmesi durdurulan 3. havalimanı için ÇŞB yeni bir ÇED hazırladığını duyurdu. Söz konusu ÇED raporu Bakanlık internet sitesinde yayımlandı. 10.03.2014 tarihinde TMMOB ÇMO yeni ÇED raporunun apar topar hazırlandığını belirtti: “2009/7 Genelgesinde yürütmenin durdurulması/iptal gerekçelerinin giderilmesi so-
nucunda yapılan değişiklikler dikkate alınarak yeni ÇED raporunun hazırlanması ön görülüyor. Oysa, mahkeme bilirkişi incelemesinin ardından karar vermek üzere geçici olarak yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir. Dolayısıyla, yeni hazırlanan ÇED Raporu hukuken geçersizdir. Bu raporu esas kabul eden tüm bürokratlar suç işlemektedir” ifadeleri kullanıldı. 17.03.2014 tarihinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, 3. havalimanı projesine ilişkin ÇED Raporunun yürütmesinin durdurulması kararını kaldırdı. 20.03.2014 tarihinde İBB Başkanı Kadir Topbaş havalimanının yerinin değişmesini şöyle açıkladı: “Mesafe çok uzun. ‘Hızlı tren bile yapsanız olmaz’ dediler. Kent dikdörtgen gibi uzun, merkez ortada. Onun için ‘böyle bir yer lazım’ dediler. ‘En ideali deniz üzerinden inmektir, bütün dünyada böyledir’ dediler”. 25.03.2014 tarihinde İstanbul’un geleceğini etkileyecek üç proje olan 3. köprü, 3. havalimanı ve Kanal İstanbul’un hayata geçirilmesi halinde meydana gelebilecek etkiler, TEMA Vakfı önderliğinde on altı bilim
ÇELİŞKİLER vs. İTİRAFLAR Dönemin bakanı Binali Yıldırım, 28 Mayıs 2012’de Atatürk Havalimanı’nın büyütülemeyeceğini, kot farkının çok fazla olduğunu, maliyetin 5 milyar $ olacağını ve çok zaman alacağını söylüyor. 3. havalimanında ise 105 metre kotuna 2.5 milyar metreküpten fazla dolgu gerekirken, arazi kotu -37 ila +160 metre arasında değişkenlik gösteriyor. Sadece dolgu maliyeti 3 milyar € bedelinde ve dolgunun ne kadar sürede tamamlanabileceği bile belirsiz. THY’nin, Atatürk Havalimanı’nın büyütülmesi için çalışma yaptırdığı ve tercihinin bu yönde olduğu ortaya çıkıyor. Kamulaştırılacak alan 152,5 ha. Kamulaştırma maliyeti itirazlar ve davalar nedeniyle şu an hesaplanamasa da 1 milyar TL’ye kadar yükselmesi muhtemel. Atatürk Havalimanı’nın kapasite üstü çalıştığı resmi makamlarca beyan edilmesine rağmen taşıdığı yolcu sayısı her yıl büyük oranlarda artış göstermeye devam ediyor. Yoğunluğun sebebinin ise transfer yolculardan kaynaklandığı itiraf ediliyor.
89
90
istanbullkent almanagıl
insanının katkısıyla yedi aylık bir çalışma sonucunda oluşturulan bilimsel bir raporda bir araya getirilerek kamuoyu ile paylaşıldı. 04.04.2014 günü 3. havalimanı için Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği 3. kez değiştirildi. TMMOB ÇMO “Koruma bölgelerini daraltarak 3. Havalimanı alanındaki sulak alan ‘sorununu’ aşmaya çalışıyorlar” dedi. İstanbul’a yapılması planlanan 3. havalimanı projesinin yer alacağı bölgede bulunan sulak alanlar “mahalli öneme haiz” olarak tanımlandı ve RAMSAR sözleşmesinin kapsamı dışına alınarak sözleşmeye uyup uymadığı kararı ÇŞB’ye bırakıldı. 08.04.2014 tarihinde sulak alanların korunmasıyla ilgili yönetmeliğin 3. havalimanının yapılacağı alanı imara açmak için yapıldığı iddiasına Orman Bakanlığı, bölgede sulak alan bulunmadığını söyleyerek yanıt verdi. Ancak projenin ÇED raporu da, TEMA vakfının uzman görüşleriyle hazırladığı rapor da, bölgenin İstanbul için önemli sulak alanlara sahip olduğunu göstermekteydi. 09.05.2014 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Gül-
lüce, soru önergesine verdiği yanıtta, 3. havalimanı için “Kesilen ve kesilecek olan ağaç sayıları henüz bilinmiyor. Kesin rakam, proje tamamlanmasından sonra belirlenecek. Kesilecek her ağacın yerine de 5 katı ağaç dikiminin gerçekleştirilmesi planlanmıştır” dedi. 04.06.2014 tarihinde 3. havalimanı inşaatı sahasında kalan göllerin suyu, kanal açılarak Karadeniz’e boşaltılmaya başlandı. 05.06.2014 tarihinde TMMOB ÇMO İstanbul Şubesi, İstanbul’un Çevre Sorunları Raporu’nu duyurdu: “Alanda 70 metreye kadar yapılan son-
daj çalışmalarında 20 metreden sonra tatlı su bulunması ve sondaj devam ettikçe su muhtevasının sürdüğü bilgisine ulaştık. Bu su kaynakları muhtemelen Terkos Havzası’nı besliyor. Ve bu kaynaklar zarar görecek”. 07.06.2014 tarihinde projenin temel atma töreni gerçekleştirildi. 3. havalimanı projesinin Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük projelerinden biri olduğunu vurgulayan dönemin başbakanı R. Tayyip Erdoğan, “Bazı gezizekalılar türedi, 3. havalimanını istemedi” dedi. Yılda 70 ila 90 milyon yolcuya
istanbullkent almanagıl
hizmet verebilecek ilk etabının, 29.10.2017’de açılacağı sözünü aldığını belirtti. Aynı tarihte tarihinde 3. havalimanının yapımına tepki gösteren KOS, İstiklal Caddesi’nde protesto yürüyüşü düzenledi. Yine aynı tarihte dönemin bakanı Binali Yıldırım: “Bir çukur verdik, 100 milyar TL aldık, üzerine de 150 milyon yolcu kapasiteli havalimanını bonus olarak alacağız”. açıklamasında bulundu. 10.06.2014 tarihinde OSİB’nın yaptığı açıklamada, “3. havalimanı 7 bin 785 hektarlık alana sahiptir. Bu sahanın 6 bin 173 hektarı orman alanıdır. 3. havalimanı yapılması maksadıyla bu alanda ön izin verilmiştir. Sahanın büyük kısmı eskiden beri faaliyette olan maden ocaklarının oluşturduğu bozuk çukurlar ve açıklık alanlardır” ifadelerini kullandı. 16.06.2014 tarihinde TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından Kadir Topbaş ve İdris Güllüce’ye hitaben açık mektup yayınlandı. 17.06.2014 tarihinde 3. havalimanı projesine ilişkin hazırlanan 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/5000 Ölçekli NİP ve
1/1000 Ölçekli UİP, 644 sayılı Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 2(ç) ve 7(k) hükümleri, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca ÇŞB’nin 05.06.2014 tarih ve 8917 sayılı Olur’u ile re’sen onaylanarak askıya çıkarıldı. Aynı gün büyük ölçüde çukurlardan oluşan 3. havalimanı arazisinde başlangıçta istenilen kot düzeyinin yakalanması için 2.5 milyar m3 dolgu malzemesi gerektiği, bu dolgu malzemesi için en büyük kaynak da Kanal İstanbul Projesi olduğu ancak kanal çalışmaları gecikince havalimanı ‘kot’unda değişiklik konuşulmaya başlandı.18.06.2014 tarihinde UHDB yetkilileri, Kanal İstanbul projesinin gecikmesiyle, buradan çıkacak hafriyatının 3. havalimanına dökülmesi planından vazgeçilmesinin, maliyette yaklaşık 1.5 milyar Euro tutarında iyileşme sağlayacağının tahmin edildiğini, kesin rakamın işin bitiminde işletme izni verilirken yapılacak hesaplamayla ortaya çıkacağını belirtti. 24.06.2014 tarihinde
3. havalimanının 8 bankayla yapılan finansman görüşmelerinde ortaya çıkan dikkat çekici detaylara göre İstanbul’un yolcu trafiğindeki artış nedeniyle toplam kapasitenin 150 milyondan 180 milyona çıkarıldığı açıklandı. 27.06.2014 tarihinde Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir: “Kanal İstanbul’u bekleyecek hiç zamanımız yok, bu dolguyu kendi içinde yapacağız” açıklamasında bulundu. 09.07.2014 tarihinde havalimanı inşaat alanına dolgu toprağı temin edilen şantiye alanında bir iş makinesi, operatörüyle birlikte gölete uçtu, operatör Ceylan yaşamını yitirdi. 24.07.2014 tarihinde 3. havalimanı bölgesinde yer alan ve acele kamulaştırma kararıyla gündeme gelen Eyüp Ağaçlı Köyü sahili, bariyerlerle ikiye bölünerek halka kapatıldı. 28.08.2014 tarihinde bir yanı 3. havalimanı, diğer yanı 3. köprü inşaatı ile çevrili Kısırkaya Köyü plaj tesisi, Emine Erdoğan’ın isteğiyle bölgenin imara açılmasının ardından yıkıldı.
91
92
istanbullkent almanagıl
12.09.2014 tarihinde TMMOB MO İstanbul Büyükkent Şubesi, ŞPO İstanbul Şubesi ve İMO İstanbul Şubesi, 3. havalimanının tüm Marmara bölgesinin doğa ve ekolojik yapı ve dengesini yok edeceği, İstanbul Çevre Düzeni Planına, evrensel şehircilik ilkeleri ile kamu yararına aykırı olduğu gerekçeleriyle planın iptali istemiyle dava açtı. 30.09.2014 tarihinde ÇŞB İstanbul İl Müdürlüğü tarafından İstanbul İli, 3. havalimanı projesine İlişkin 1/5000 Ölçekli NİP ve 1/1000 Ölçekli UİP Değişikliği askıya çıkarıldı. Bakanlık Makamının 15.09.2014 tarih ve 14927 sayılı Olur’ları ile onaylanan değişiklik ile “Karayolları Kamulaştırma Sınırı” lejandı ilave edilerek yol ve kavşak yapılması planlanan alanlara ilişkin gösterimde değişiklik yapıldı. 10.10.2014 tarihinde TMMOB JMO İstanbul Şubesi, 3. havalimanının yapılacağı bölgeyi çevre jeolojisi açısından inceleyen raporu kamuoyuyla paylaştı. Rapora göre 3. havalimanı alanı jeolojik açıdan inşaata uygun değil. İnşaat sahasındaki sondajlarda onlarca metre çamurlu ve killi seviye tespit edilirken,
sağlam zemine ulaşılamadı. 20.10.2014 tarihinde Limak Grubu’nun başkanı Nihat Özdemir 3. havalimanının finansmanına yönelik çalışmaların sürdüğünü ve proje finansmanı için kredi sözleşmesinin imza aşamasına geldiğini söyledi. Ziraat Bankası’nın genel müdürü Hüseyin Aydın, önceki hafta yaptığı açıklamada, “Şimdilik yabancı bankalar yok ama imzalar atıldıktan sonra onlar da ön finansman sağlayacaktır” dedi. 27.10.2014 tarihinde TMMOB ÇMO İstanbul Şubesi, İstanbul Avrupa Yakası Su Havzaları Teknik Tespit Raporu’nu kamuoyuna duyurdu. Raporda, “3. havalimanı projesi ile İstanbul’un en önemli su kaynağını oluşturan Terkos Gölü ağır metal ile kirlenmiş bir göl olacaktır, Terkos Su Havzası’nın yok edilme planları uygulamaya konulmuştur, 3. havalimanı projesinden vazgeçilmelidir” ifadeleri kullanıldı. 06.11.2014 tarihinde Fatih Altaylı “Havalimanın yeri değişecek mi?” başlıklı yazısı ile DHMİ ile ilişkili bir kaynağının verdiği bilgileri paylaştı. 09.11.2014 tarihinde havalimanının yerinin
değişebileceği iddialarına ilişkin Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan “Gidip yerinde görselerdi oradaki faaliyetleri, bunları yazmazlardı. Hazımsızlık çekiyorlar. Türkiye’nin ilerlemesini istemiyorlar” dedi. DHMİ Genel Müdürü ise “Henüz yer teslimi yapmadık. Sadece sondajlar yapılıyor” açıklamasını yaptı. AA tarafından havalimanı şantiyesinin fotoğrafları yayınlandı. 14.11.2014 tarihinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, 3. havalimanının bulunduğu arazinin bataklık olduğunu dile getirerek, arazide yıllarca kömür madenciliği yapıldığını anlattı. Elvan, “Kimin sesi çıktı bugüne kadar? Hanginiz tepki gösterdiniz? Kimler tepki gösterdi? Yıllarca oralar oyuldu. Bataklık haline dönüştürüldü. İşte biz bu bataklığı gerçek anlamda bu ülkenin yararına sunuyoruz. Yaptığımız şey bu” değerlendirmesinde bulundu. 19.11.2014 tarihinde TBMM Plan Bütçe Komisyonunda soruları yanıtlayan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, “Havalimanının kotu konusunda, şu anda teknik düzeyde arkadaşlar çalışıyor. Muhtemelen
istanbullkent almanagıl
bir düşürme söz konusu olacak. Ama buradaki hadise şu, bize taahhüt edilen bir yatırım miktarı var. Nedir? 10 milyar €. Firma bu yatırımı gerçekleştirmek zorunda. Mevcut arazi yapısına bakıldığında, belki 10 milyar €’nun üzerinde yatırım gerçekleştirmek zorunda kalacak. Yapişlet-devret (YİD) modelindeki ihale yöntemi ile Kamu İhale Kanunu’ndaki yöntem farklıdır. YİD modelindeki yöntemde ‹siz devlete ne kadar para verirsiniz› onu yarıştırırsınız. Ne kadarlık bir yatırım yapacaksınız
onu yarıştırmıyorsunuz” dedi. Yer teslimiyle ilgili DHMİ Genel Müdürlüğü’nün yazı yazdığını belirten Elvan, “Sahada havalimanı yapımı konusunda çalışmalara başlamadılar” dedi. 21.11.2014 tarihinde Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, 3. havalimanı için zemin etüdünün birkaç ay içinde bitirileceğini belirterek, “Eğer bu havalimanı 2017 sonuna bitmezse hiçbir yere uçamaz hale geleceğiz. İhalede bize verilen yer bu. Zemin etüt-
lerine göre malzemeyle dolduracağız. Sabiha Gökçen’de tahminimizden 40 milyon € fazla harcadık. Buradaki risk bizim” dedi. Özdemir, ÇED çalışmalarının Ekvator prensiplerine göre yapıldığını, bir yıldır kuş ölçümlerinin gerçekleştirildiğini anlattı. “Geçenlerde Delhi Havalimanı’na indim. Her taraf kuş doluydu. Uysal duran kuşlardı. Kuşları engelleyecek ses sistemleri var. Dünyada bu tür zorlukların çıktığı ilk havalimanı bu değil” diyen Özdemir, bölgedeki bitkileri inceleyip oraya
93
94
istanbullkent almanag覺l
istanbullkent almanagıl
özgü florayı taşıdıklarını kaydetti. 09.12.2014 tarihinde TMMOB İstanbul İKK düzenlediği basın toplantısında, 3. Havalimanı Teknik Raporunu duyurdu. 17.12.2014 tarihinde AKFEN Holding ve TAV Havalimanları Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, “Biz Atatürk Havalimanı’na 3. bir pist yapılsın diye çok uğraştık. Projeler, maketler hazırlattık. Bu da mümkündü, THY de öyle istiyordu. THY ile birlikte bir hayli emek sarf ettik. Atatürk Havalimanı’nın kapasitesini 100-120 milyon yolcuya çıkarmayı planlıyorduk. İstanbul’a 3. bir havalimanı lazım ama ben olsaydım yapılacak havalimanını bu kadar büyük tutmazdım” dedi. 23.12.2014 günü 3. havalimanına CEO olarak transfer olan Yusuf Akçayoğlu Akşam gazetesine verdiği röportajda istemeden 3. havalimanının gereksiz olduğunu şu sözlerle itiraf etti: “Atatürk Havalimanında şu anda % 50’ye yakın transfer yolcu var” m
95
96
istanbullkent almanagıl
YORUMLARLA 3. HAVALİMANI Esen Arpat | Jeolog Cumhuriyet Bilim Teknik, 04.01.2014
çok farklı kalınlıklarda dolgu üzerinde yer almakta olmalarıdır.
Doğal orman özelliğini yitirmemiş güney bölgenin dışındaki arazi, ocak işletmelerinin atıklarının oluşturduğu tepelerden ve bu tepeler arasında kalmış çukur alanlardan oluşmaktadır. Bu çukurlukları dolduran 66 gölün 16 tanesi 15 m’den derindir. Bunlardan 8 tanesi 20 m’den de derindir. Aralarında 29 m derinliğe ulaşanı vardır. Özellikle büyük göllerin tabanında 6,5 m ye kadar varan kalınlıkta balçığın yer aldığı bilinmektedir.
Yapılacak dolgunun kalınlığı çok büyük olup, genelde deniz yönünde artmakta, pek çok yerde 50 m’nin üzerinde olup, bazı pistlerin altında 95 m’ye kadar ulaşmaktadır. 10 m’lik otoyol dolgularının bile zaman içinde, çoğu kez de kısa sürede, trafiği rahatsız edecek şekilde oturduğu anımsanırsa, bu olağanüstü kalın dolguda karşılaşılacak ürkütücü sonuç kolay anlaşılır.
Tepeler oluşturan işletme atığı dolgular ana pistlerin altında bile yer yer 30 m kalınlığa ulaşmaktadır. Pistler 60 m genişliktedir. Asıl ürkütücü olan durum pistlerin, uzunlukları doğrultusunda değil, yalnız enleri boyunca incelendiğinde bile
Özcan Yüksek | Atlas Dergisi Genel Yayın Yönetmeni arkitera.com, 06.01.2014 Kuşlar bir fantezi olsun diye uçmuyorlar. Gökyüzüne baktığınız zaman boş olmasın diye kanatla-
istanbullkent almanagıl
rını açmıyorlar. O kuşlar uçtuğu için biz yaşıyoruz. Kuzey Ormanları satılamayan bir şey. Sen kalkmış onu satıyorsun. En akıllısı sen misin? Dokunulmayan bir şey orası. Roma’dan beri dokunulmuyor. İmparatorlar yasalar çıkarıyor, ağır suçlar koyuluyor, ağacına dokunan ömür boyu kürek mahkûmu oluyor. Her padişah ferman çıkarıyor. Ben oraya dokunabileceklerini sanmıyorum. Kuzey Ormanları Savunması | 3. Havalimanı Raporu kuzeyormanlari.org, 03.02.2014 Nereden Baksan Katliam, Yağma, Şaibe! Yer seçiminde “İstanbul’un Anayasası” ihlal edildi. Katliama ÇED raporu kılıf edildi. İhale yağmacı, yandaş şirketlere verildi. Bölgede arazi spekülasyonu oluşturularak TOKİ eliyle yağmalandı. Köylülerin arazileri acele kamulaştırmayla gasp edildi. Havalimanı pistinde çökme tehlikesi mevcut. Büyük iş merkezi odaklı havalimanı öngörülüyor. 150 milyon yolcu nasıl bulunacak? Tehdit her gün biraz daha büyüyor, Kuzey Ormanları yokoluşun eşiğinde!
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği | Kuzey Ormanları Gezisi 23.03.2014 Odayeri ve Akpınar Köyleri çevresinde 3. havalimanı projesinin tehdit ettiği ormanlık ve sulak alanları da gezen topluluğun gezisi sırasında binlerce leyleğin doldurulan gölet ve sulak alanların çevresinde şaşkınlıkla beklediği gözlendi. KOS Eylemi | 3. Havalimanı Katliam Projesi Basın Açıklaması 07.06.2014 3. havalimanı yağmadır, talandır, katliamdır! Kuzey ormanları senin, kuzey ormanları savunması sensin! Elini ver, yağmayı, katliamı durduralım. Elini ver, hep birlikte haykıralım: Bu halk yalana, talana, katliama teslim olmayacak. Börtü böceğimiz, hayvanlarımız, ormanlarımız, çocuklarımız ve geleceğimiz için, ölüme karşı yaşamı savunmak için, bugün sokaktayız, yarın da sokakta olacağız! TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi | 3. Havalimanı Hakkında İdris Güllüce ve Kadir Topbaş’a Açık Mektup 16.06.2014 Gerçekten doğanın, kamunun ve toplumun yararını gözeten bir planlamanın bürokratik bir engel değil; ormanlarımızın, tarım alanlarımızın, doğamızın ve insanımızın korunması için önemini ve bu gidişat doğrultusunda, yaşanacak katliamın sorumlularından biri olarak anılacağınızı hatırlatmanın görevimiz olduğunu düşünüyoruz! m
97
98
istanbullkent almanagıl
BASINDA 3. HAVALİMANI Yolsuzluk yaptık, zarar yok | Aykut Erdoğdu BirGün, 07.07.2014 Geçen hafta 3. Havalimanında “kot farkından” nasıl bir vurgun yapıldığını yazmıştım. Hatırlayalım: ihale şartnamesine göre havalimanının deniz seviyesinden ortalama yüksekliği (kotu) yaklaşık 105 metre olması gerekiyor. Yani havaalanı inşaat alanında çukurların doldurulması ve tepelerin tıraşlanması sonucunda ortalama 105 metrelik bir denizden yükseklik elde edilme zorunluluğu var. Bu iş yaklaşık 2,5 Milyar metreküp toprak işi (hafriyat) gerektiriyor. Bunun da yaklaşık maliyeti 3 Milyar Avro. İhaleye göre deniz seviyesinden 105 metre yüksekte olması gereken havaalanının kotu ihaleden sonra 75 metreye düşürülüyor. Bu durumda yak-
laşık 3 Milyar Avro olan dolgu maliyeti 1 Milyar Avroya düşüyor. Yani bir tek işlemle müteahhitlerin cebine 2 Milyar Avro para koyuluyor diye yazmıştım. Bu tespitten sonra ihale sonrası şartların değiştirilmesinin ‘edimin ifasına fesat karıştırma’ suçunu oluşturacağı uyarısında bulunmuştum. Geçen hafta yazdığım yazı üzerine Ulaştırma Bakanlığı bir açıklama göndermiş. Açıklamada özetle şöyle demişler: Biz ihaleye avan projeyle çıktık. Proje değişebilir. Şartnameye göre kotu düşürmeye ve koordinatları değiştirmeye hakkımız var. Eğer bu değişiklikler dolayısıyla müteahhit zararı çıkarsa katlanacaklar. Kamu zararı çıkarsa bu zararı müteahhitlerden alacağız. Biz de yedik!
istanbullkent almanagıl
Ulaştırma Bakanlığı herkesin bildiği sırları açıklamış. Üstü kapalı biçimde yolsuzluğu kabul etmiş. Şimdi bu yargıya nasıl ulaştığımı anlatmak için açıklamanın satır aralarına bakalım:
desine göre projenin koordinatlarını (yerini) ve kotunu (yüksekliğini) değiştirebilirlermiş. Düşünün ki Bakanlık bir ihale yapıyor. Havalimanın kotu 105 metre yükseklikte olacak diyor. Aday firmalar “Emin misiniz?” diye soruyorlar. “Emi1- Çok İyi Yer Seçtik: ICAO Annex 14 kriterlerine niz” diyorlar. “Son kararınız mı?” diye soruyorlar. göre en iyi yeri seçmişler. İki kelime İngilizce ve Bakanlık “Son kararımız” diyor. kısaltmalarla halkın bu işin doğru olduğuna ina- Sonra ihale tamamlanıyor. Sözleşme imzalanınacağını düşünmüş olmalılar. yor. Aradan 1 yıl geçiyor. Havalimanın kotu 30 ICAO Annex 14’e göre İstanbul’un kuzey orman- metre indiriliyor. Bu da yetmiyor. Havalimanının larını katletmeye karar vermişler. Aslında böyle yeri Denizden Arnavutköy’e doğru kaydırılıyor. havalı kavramlara falan gerek yoktu. İstanbul Bü- Bu işlemler sonucunda müteahhitlere yaklaşık 2 yükşehir Belediyesi’ne sorsaydınız buraya neden Milyar Avro kaynak aktarılıyor. Sonra da çıkıp ‘biz havalimanı yapamayacağınızı Bilal’e anlatır gibi bunu şartnameye yazmıştık, yetkimiz var’ diye sasize anlatırlardı. vunma getiriliyor. Ayrıca dünya alem biliyor ki; kamuya ait ormanla- Hiçbir ihaleye bu şekilde belirsizliklerle çıkıların arsa maliyeti sıfır olduğu için buraları seçtiniz, maz. Bu tip belirsizlikler ihalede şeffaflığı ve rebu havalimanı, kanal ve köprü yatırımları oltanın kabeti ortadan kaldırır. Şartnameye koyulan bu ucundaki yemdir. Amaç kuzey ormanlarının ta- yetki maddesi zorunlu hallerde işin aslını etkilemamına konut, AVM ve rezidans yapıp yandaş meyecek küçük değişiklikler için kullanılabilecek müteahhitlerinize para kazandırmaktır. bir maddedir. Bu maddenin arkasına saklanarak edimin ifasına fesat karıştırma suçundan alınabi2- Avan Projeyle İhaleye Çıktık: Avan proje ne lecek olası bir cezadan kurtulmak mümkün değil. demek? Ekşi sözlüğün tanımıyla “tırıvırı proje” demek. Genellikle proje hakkında kaba bilgiler 4- Müteahhitlerden Parasını Alacağız: Ulaştırma verir. Projenin ağası uygulama projesidir. Cumhu- Bakanlığı açıklama yazısında kot düşüşünden riyet tarihinin en büyük ihalesine (22 Milyar 150 kaynaklanan maliyet farkını müteahhitlerden Milyon Avro) tırıvırı projeyle çıkmışlar. Bir de yük- alacağını yazmış. Ulaştırma Bakanlığı bu cevasünmeden söylüyorlar. bıyla adeta yolsuzluk iddialarını kabul edip yapılacaklara kılıf hazırlamaya çalışıyor. Ama iddialar 3- Kotu da Değiştiririz Koordinatı da: Havaalanı- kapatılamayacak kadar büyük. Bu işlemlerle ilgili nın kotu yüksekliğini, koordinatları ise yapılacak aşağıdaki soruları cevaplanmalarını bekliyorum: yeri ifade ediyor. İhaleye uygulama projesi olmadan avan projeyle çıktıkları için ve avan proje - Madem bu kot düşecekti neden ihale öncesinkesin olmadığı için proje değiştirilebilirmiş. Bu de açıklamadınız? kapsamda Yapım İşleri Şartnamesinin 4.1.3. mad-
99
100
istanbullkent almanagıl
- Neden diğer aday şirketleri yüksek maliyetlerle korkutup yarıştan çekilmelerini sağladınız? - Bu işlemleri yapmasaydınız ihalede kamunun yararı çok daha yüksek olmaz mıydı? - Şimdi müteahhitlerin cebine girecek parayı nasıl hesaplayıp tahsil edeceksiniz? - 630 milyon” Dolar rüşvet verme iddiasıyla yargılanan insanlara biz nasıl güvenelim? Bu işin peşini bırakmayacağım... 3. havalimanının yeri değişecek mi? | Fatih Altaylı Habertürk, 06.11.2014 Olayın tam kalbinde bulunan kaynağımın 3’üncü havalimanı inşaatıyla ilgili verdiği bilgiler şöyle: “3’üncü havalimanı, pistler ve terminal alanı; DHMİ hiçbir çalışma yapmadan, projesi olmadan, jeolojik etütleri yapılmadan ihale edildi. İhaleyi alanlar bu konularda hiçbir soru sormadan ve inceleme yapmadan bu işe atladılar. Zorluklarla şu anda yeni yeni karşılaşmaya başladılar ve çok açık söyleyeyim işi yapmaya hiç de gönüllü değiller. Aslında gördükleri zorluk daha hiçbir şey, asıl bundan sonra görecekleri var ve onlar da tahmin ediyorlardır diye düşünüyorum, çünkü hepsi müteahhit. Altı tamamıyla balçık olan bir zeminle daha yeni yeni karşılaşıyorlar ve bu zeminde 1 milyar metre-
küp dolgu yapacaklar. Aslında dolgu miktarı 1,8 milyar metreküp idi. Kotları 30 metre aşağıya çekerek 800 milyon metreküp avantaj sağladılar, ama 1 milyar metreküp de halen korkunç yüksek bir miktar. Ayda 40 milyon metreküp kazı ve dolgu yapmaları lazım ki, 2 senede sadece toprak işleri bitsin ve inşaata, beton işlerine başlayabilsinler. Miktarın büyüklüğünü anlaman için örnek vermek gerekirse, Atatürk Barajı’ndaki tüm dolgu miktarı 84,3 milyon metreküptür. Yani her 2 ayda bir, bir tane Atatürk Barajı yapmaları gerekiyor. Bu firmalar tecrübeli firmalar, bunu gördüler ve hatta havalimanının yerinin değişmesi için lobi yapmaya bile başladılar. Aslında bu müteahhit grubu havalimanı değil, çok büyük, hatta muazzam bir hafriyat ihalesi aldı. Krediyi devlet bankalarından alacaklar. Hafriyatı yaparlar, 1,5 milyona yakın ağacı keser, bir o kadarını da taşıyabilirlerse taşırlar, sonra da işi ve kredi borcunu bize yani devlete bırakır giderler. Daha acayip şeyler de var. Mesela sorun bakalım DHMİ Genel Müdürü’ne, temel atma töreni yapıldı ama acaba yer teslimi yapıldı mı? Kredi bulma süreleri doldu mu?
istanbullkent almanagıl
DHMİ’nin sözleşmeyi fesih hakkı doğdu mu? Doğduysa DHMİ’de bu ihaleyi feshedebilecek babayiğit var mı? Siz ‘İnşaat yok’ demişsiniz. Proje olmadan inşaat olur mu? Sorun bakalım DHMİ tarafından tasdik edilmiş herhangi bir proje var mı? Bırakın tasdik edilmeyi çizilmiş bir proje var mı? Bu büyük tesisin kontrollük teşkilatı hangi firma? Bu kadar büyük bir projenin onaylarını yapacak, kalitesini şartnamede kontrol edecek bir kontrolör firmayla anlaşıldı mı? 30 metre düşürülen kotun maliyeti Hazine’ye aktarılacakmış! Biz yıllardır bu devletin içindeyiz. Kim yapacak bu hesabı da para Hazine’ye aktarılacak!
Bölgenin rüzgar testleri yapılmadan yer belirlendi. Bir süredir rüzgar ölçümleri yapılıyor. Göstermelik bir plan vardı ya, o plana göre yapılacak olsa pistler sürekli yan rüzgar alacak. Hem de Karadeniz’den kuvvetli rüzgar. Bir de hava sahası meselesi var. Bu havalimanının Bulgar hava sahasına mesafesini ölçün. İnecek uçaklar sürekli Bulgar hava sahasını kullanacak. Yaklaşmalar da, beklemeler de hep Bulgar hava sahasında olacak. Buraya dedikleri gibi 100 milyon yolcu gelecekse bunları taşıyan uçakların Bulgaristan’a ödeyeceği para Bulgarları zengin eder. Bulgarlar, DHMİ’den çok ciddi para istiyorlar.” Yüzyılın en büyük projesinde durum bu m
101
102
istanbullkent almanagıl
3. HAVALİMANINA HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME İstanbul’daki havalimanlarında yolcu kaynaklı yoğunluğun arttığı bir gerçek. Buna koşut olarak Türkiye Genelindeki sayılar da giderek artıyor. Uluslararası Havalimanları Konseyi (Airports Council International-ACI)’nin düzenli olarak yayınladığı istatistikler incelendiğinde, Türkiye’den üç havalimanının Avrupa ve Dünya sıralamalarında yolcu sayısı en yüksek havalimanları arasına girdiği görülmekte. Bunlar sırasıyla, İstanbul Atatürk, Antalya ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanları. Rakamlar, son beş yılda yoğunluğun yaklaşık olarak Atatürk Havalimanında %76, Sabiha Gökçen’de %240, Antalya Havalimanında %50, Türkiye genelinde ise %80 arttığını göstermekte. Tüm veriler incelendiğinde, Türkiye genelindeki artışın büyük bir ağırlıkla İstanbul kaynaklı olduğu
anlaşılmakta. Zira, İstanbul’daki iki havalimanının taşıdığı yolcu sayısının ülke içindeki payı 2009’da %42 iken bugün %48’e ulaşmış durumda. Ülkenin diğer iki büyük metropolü olan Ankara ve İzmir’in her birinin genel toplam içindeki payı ise %7 civarında. Bir başka dikkat çekici nokta da yolcu sayısındaki artışın ağırlıklı olarak İç Hatlar kaynaklı olduğu. Dış Hatlar yolcu sayılarındaki artış oranları hemen tüm havalimanlarında daha düşük hatta bazılarında eksi değerlerde; istisna ise İstanbul’daki iki havalimanı. Veriler birlikte değerlendirildiğinde, İstanbul’un dış hatlar yolcu sayısındaki artışın bu havalimanlarının ülkenin diğer havalimanları için bir aktarma noktası vazifesi gördüğü, diğer havalimanlarının uluslararası direkt uçuş sayılarının artırılması ile özellikle Atatürk havalimanı üzerin-
istanbullkent almanagıl
deki yoğunluk baskısının oldukça hafifleyeceği ve Türkiye genelindeki toplam yolcu sayısının aslında göründüğünden daha az olduğu gerçekleri ile karşılaşılmakta.
havalimanının kapasitesini belirleyen en baskın değişkenin pist sayısı ya da inen/kalkan uçak sayısından önce, terminal kapasitesi olduğu gerçeğini bir kez daha gözümüzün önüne koyuyor.
Daha açık söylemek gerekirse, yurtdışından gelen direkt uçuşta bir defa sayılacak olan yolcu, aktarmalı uçuşta üç defa sayılıyor. Yani, aktarma yapılan havalimanında transfer yolcu olarak bir defa gelen, bir defa giden ve son varış noktasında bir defa daha gelen yolcu olarak… Bu da hem istatistiklere yansıyor hem de aktarma yapılan havalimanındaki yoğunluğun yapay bir şekilde artırılmasına yol açıyor. Art niyet aramaya gerek kalmaksızın, yoğunluk hesaplarının kitabına uygun şekilde manipülasyona uğramış rakamlara dayandırıldığı açık.
Yukarıdaki tüm analizlere ve değerlendirmelere kaynak teşkil eden Devletin resmi rakamları bile 3. Havalimanına meşruiyet kazandırmak için girişilen çabayı gözler önüne sermeye yeterli. Burada ilginç bir hususu daha hatırlamak faydalı olacak. 3. Havalimanı söylemlerinin ilk gündeme geldiği 2009 yılından bu yana resmi otoritelerin dillere pelesenk olan bir söylemi var: Atatürk Havalimanı tam kapasite çalışıyor, kapasite üstü çalışıyor, kapasitenin daha fazla artırılması mümkün değil… Rakamlar ortada… Her yıl bir öncekine
* Yolcu sayıları milyon cinsinden ifade edilmiştir. 2014 yılı verileri, Kasım ayı sonu itibari ile son bir yıllık yolcu sayılarını vermektedir. Tüm veriler DHMİ’nin yayınladığı istatistiklerden1 alınmıştır.
Yolcu sayısının yanı sıra uçak hareketliliği de analiz edilmeli ki değerlendirme tek yanlı olmasın. Aşağıdaki özet tablo, verili değerleri oldukça kıymetli gerçek bilgilere dönüştürüyor. Yolcu sayısındaki artış, inen kalkan uçak sayısındaki artıştan çok daha yüksek. Demek ki, uçakların doluluk oranları artmış. Yolcu sayısında son beş yılda kaydedilen muazzam artış, kaynakların verimli kullanımını da beraberinde getirmiş. Bu sonuç da bir
göre muazzam bir artış söz konusu. Öyle ki, İstanbul Atatürk, 2013 yılında Dünya’nın yolcu sayısı en yoğun 18., Avrupa’nın 5. havalimanı2. Frankfurt Main ve Amsterdam Schiphol Havalimanları ile başa baş gidiyor, hatta yılın belli dönemlerinde 3.lüğe yükseldiği oluyor3. Artışın muazzam olduğunu söyleyen ACI. Dahası ACI da Türkiye’deki havayolu yolcu sayısındaki artışın İstanbul kaynaklı olduğunu ve diğer havalimanlarında
103
104
istanbullkent almanagıl
kayda değer bir gelişme olmadığını tespit etmiş durumda4. Bilimsel bilgi oluşturma sürecinden geçirilerek oluşturulan ve paylaşılan tüm bu sonuçları, işi bilim değil gayrimenkul üretmek ve yönetmek olan, fakat sektörün içinde yer aldığı için gerçekleri çok iyi bilen 3. Havalimanı CEO’su Yusuf Akçayoğlu dosdoğru söylüyor: “Atatürk Havalimanında şu anda %50’ye yakın transfer yolcu var.”5 Tek cümle tüm yukarıda yazılanlara bedel. Demek Atatürk Havalimanı’nın kapasitesi heba ediliyormuş, demek memleketin başka köşelerine yatırım yapılsa şu anda Atatürk Havalimanı yarı yarıya boş kalacakmış, demek üçüncü havalimanına gerek yokmuş, demek Türkiye’nin havayolu yolcu trafiği hiç de öyle sanıldığı kadar muazzam bir artış içinde değilmiş.
rekli doğal eşikler olarak kabul edildiği; planda Çorlu’daki havalimanının genişletilmesinin önerildiği, gerçekten de buranın yatırım yapılması halinde bölgesel ölçekte önemli bir havalimanı olabilecek bir konuma sahip olduğu; Bursa Yenişehir, Ankara Esenboğa ve İzmir Adnan Menderes başta olmak üzere ülkedeki birçok havalimanının kapasite altı hizmet verdiği gerçeklerini birlikte düşünen vicdan sahibi yurtsever bir aklıselim ne derdi bu havalimanının gerekliliği konusunda? Kim bilir, belki üçüncü havalimanı bile yarın öbür gün yetmeyecek, dördüncü için yer arayacağız. Büyüklüğün sayılarla değil hümanist, ekolojik, kültürel değerlerle, ekonomide, sanayide, bilim ve teknolojide tam bağımsızlıkla ölçüldüğünü ne zaman idrak edeceğiz? Bu sayı takıntısı yok mu, vay halimize… m Dr. Süleyman Balyemez TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi YK Üyesi
*DHMİ’nin yayınladığı istatistiklerden derlenmiştir. 1
İstanbul Atatürk Havalimanı’nın yapay bir yoğunluk yaratılarak verimsiz kullanılmasına ek olarak; Sabiha Gökçen Havalimanı’nın bugün tek pistle 25 milyon yolcu/yıl kapasiteye sahip olduğu ve 2016 yılında hizmete girecek yeni bir pist ve terminaller ile 70 milyon yolcu/yıl kapasiteye ulaşacağı; 2009 tarihli İstanbul İl Çevre Düzeni Planında bugün gündemde olan üçüncü köprü, üçüncü havalimanı, kanal ve yeni şehir kullanımlarına yer verilmediği, aksine, bu alanların sürdürülebilir kentsel ve çevresel gelişme için korunması ge-
1. Devlet Hava “Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Aralık 2014 2. World’s Busiest Airports-Total Passenger Traffic 2013, Preliminary ranking, Airports Council International (ACI) 3. ACI Monthly Traffic Statistics Collection, Nisan 2014 4. ACI-Europe, 01.12.2014 5. Akşam, 23.12.2014
Görseller 1.evrim yılmaz arşivi 2. skyscrapercity.com 3. cmo.org.tr 4. kuzeyormanlari.org 5. kuzeyormanlari.org 6. akparti.org.tr
7. meldaonur.net 8. kokpit.aero 9. kuzeyormanlari.org 10. lojistikhaber.com 11. evrim yılmaz arşivi
istanbullkent almanag覺l
105
106
istanbullkent almanagıl
HAZİRAN 2014 Gaziosmanpaşa’da bulunan Çifte Minare Camii’nin yıkılıp yerinin değiştirilmesine, mevcutta bulunduğu alana da ticaret merkezinin yapılmasına ilişkin karar AKP’li meclis üyelerinin oylarıyla onaylandı. Gaziosmanpaşalılar ise “ticarethanenin ibadethaneye takası” olarak yorumladığı projeye tepkili (BirGün).
İstanbul’da yapılacak 3. köprü ve 3. havalimanının bölgeye sağlayacağı katkıyı değerlendiren TSKB değerleme uzmanları; bölgede m² fiyatlarının projeler açıklanmadan önceki rakamlardan neredeyse 2 katı oranında arttığını, artışın en fazla görüldüğü yerin ise Tayakadın olduğunu açıkladı (Hürriyet).
Topkapı’da Oruç Baba türbesinin yer aldığı park, Geylani Vakfı cami ve tekke inşası için kapatılınca halk ayağa kalktı. Tepki üzerine yığılan inşaat malzemeleri kaldırıldı (BirGün). Zeytinburnu sahilinde Tarihi Yarımada’nın siluetini bozacak inşaatlara bir yenisi daha eklendi. TOBB’un 73 dönümlük arsası için ÇŞB tarafından tarafından hazırlanan plana göre 70 m yapılaşma izni verildi (BirGün). Okmeydanı, Beyoğlu Belediyesi tarafından “riskli alan” ilan edildi. Karar Bakanlar Kurulu tarafından onaylanırsa 6 bin konut yıkılacak (Özgür Gündem).
Banka kredileriyle finanse edilen inşaat sektörü, yükselen finansman maliyetleriyle zorlanıyor. Ekonomist Mustafa Sönmez; “Talep az, konut arzı çok fazla. İnşaat sektörü giderek şişiyor” dedi (Yeni Çağ Gazetesi).
Küçükçekmece Gölü’nün dolgu kıyısında yer alan ve 1. derece doğal sit alanı olan Soğuksu Korusu bitişiğindeki koruma alanına rezidans ve AVM yapılıyor. Tescilli çam ağaçlarının bulunduğu koruda “macera parkı” yapılacağı açıklandı (Radikal).
TCDD 1. Bölge Müdürlüğü; İBB Meclisi’nin planlarda “Söğütlüçeşme Tren İstasyonu Alanı” olarak tanımladığı yaklaşık 22 bin m²’lik sahanın “Marmaray İstasyonu ve Demiryolu Viyadük Altı Ticaret Alanı” olarak değiştirilmesini teklif etti (Cumhuriyet). Ataköy’ün en büyük yeşil alanı ve deprem toplanma noktası olan 7-8. Kısım orman yolu için bir dönem önceki Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen tarafından, seçimlerden 2 gün önce külliye ruhsatı verildiği ortaya çıktı(Bakırköy Ekspres).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 ÇŞB tarafından Beykoz’da park ve dinlenme alanı olarak kullanılan, bostan niteliğindeki 28 bin m²’lik tek parselin inşaata açılmasını sağlayan imar planı değişikliğinin yürütmesi 8. İdare Mahkemesi tarafından durduruldu. Mahkeme durdurma gerekçesinde, Boğaziçi alanında “kişiye özel bir düzenleme” yapılamayacağını belirtti (Cumhuriyet). Kasımpaşa-Sütlüce bağlantısındaki trafik yoğunluğunu rahatlatmak için inşa edilen tünelde sona yaklaşıldı. “Işık göründü” törenine katılan Bakan Lütfi Elvan, tünelin 2015 Mart ayında açılacağını açıkladı (Yeni Devir).
Taksim Dayanışması, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi için verilen iptal kararının Danıştay 6. Dairesi tarafından onaylanması ile ilgili basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Taleplerimizin haklılığı yüksek yargı önünde de bir kez daha kanıtlanmıştır” dendi (Cumhuriyet). İstanbul’un en değerli 2B arazilerinin yer aldığı Beykoz’da, imar planı hayali fiyatları tavan yaptı. Bölgede metrekare fiyatları %40 arttı (Sabah).
İBB, kaçak olduğu için yıkılmasına karar verdiği Florya sahilindeki Menekşe Balıkçılar Çarşısı için kaçak çözüm buldu. Atatürk Köşkü’ne komşu yeni çarşının ada ve parseli belli olmayan dolgu alana yapılmasına karar verildi (Radikal).
Ataköy sahilinde tartışmalar arasında yükselen inşaatlara 2012 yılında yapılan planlar yerine, 1997 yılında yapılan planlara göre ruhsat verildiği ortaya çıktı (Radikal).
HSYK’nın yaz kararnamesi ile İstanbul’un siluetini bozan kuleler için yıkım kararı veren İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin hakim ve üyeleri başka görevlere atandı (Radikal). HSYK, Avrupa’nın en büyüğü olacak 3. havalimanının yürütmesini durduran İdare Mahkemesi üyelerini tenzili rütbeyle başka mahkemelere gönderdi (Sabah).
istanbullkent almanagıl
HAZİRAN 2014
İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü; İstanbul’da denize girilebilecek 80 yerden alınan numuneler üzerinde yapılan incelemeler sonucu yüzme sularının iyi ve orta kalitede olduğunun saptandığını açıkladı (Yeni Nesil Gazetesi).
ÇŞB için en önemli davalardan biri, İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nden geçti. Mahkeme, ÇŞB’ye sınırsız plan yapma-uygulama yetkisi veren düzenlemenin iptali için AYM’ye başvurdu (Taraf).
Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın “çılgın projelerinden” Kanal İstanbul’un güzergahında bulunan Başakşehir’deki Altınşehir, Güvercintepe ve Şahintepe mahallelerinde proje nedeniyle verilen “rezerv alan” kararı, beraberinde “kentsel dönüşümü” gündeme getirdi (Günlük Evrensel).
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 İBB Başkanı Topbaş İngiltere’nin Liverpool kentinde düzenlenen Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı toplantısına katıldı. Topbaş; “Büyüme ve Eşitlik” adlı panelde İstanbul’daki projelerini anlattı (Akşam).
Aralarında TMMOB ŞPO İstanbul Şube Sekreteri Akif Burak Atlar’ın da bulunduğu Taksim Dayanışması sözcüleri Gezi Direnişi’nin yıldönümü olan 31 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda basın açıklaması yapmak istedikleri gerekçesiyle bir kez daha ifadeye çağırıldı (Cumhuriyet).
Çevre örgütleri Fatih Ormanlarının devredilmeyecek sözüne rağmen özel sektöre devredilmesine tepkili. Ayın 28’i için Belgrad Orman’ı girişinde basın açıklaması çağrısı gerçekleştirildi (BirGün).
Kent hakkı için mücadele veren demokratik kitle örgütleri “İstanbul Kent Savunması” çatısı altında birleşiyor. Savunma’nın bildirgesinde “Büyük bir mücadele ve dayanışma ağını örmek için tüm kente yayılıyoruz” dendi (BirGün). “İstanbul Boğazı Belediyeler Birliği” tarafından düzenlenen Boğaziçi İmar Planı Çalıştayı başladı. Boğaziçi imar planlarının tüm hatlarıyla değerlendirildiği çalıştaya; Beyoğlu, Beşiktaş, Üsküdar, Beykoz ve Sarıyer Belediye Başkanları ile İBB temsilcileri katıldı (Bizim Gazete).
107
TEMMUZ 2014 BEŞİKTAŞ’TA DÖNÜŞÜM
istanbullkent almanagıl
TARİHLERLE BEŞİKTAŞ
M
imar Sinan tarafından 1542‘de yapılan Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi sekiz köşeli, tek kubbeli ve alt üst pencerelidir. Paşa, 1546 yılında vefat ettiği zaman bu türbeye defnedilmiştir. Beşiktaş Meydanı’nın bir diğer öne çıkan yapısı olan Sinan Paşa Camii, 1550–1553 yılları arasında Osmanlı Donanması’nın Kaptan-ı Deryası olan Sinan Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Beşiktaş İskelesi’nin arkasındaki meydan, 16. yy’dan itibaren Rumeli ve Anadolu
arasındaki kervanların durağı ve aynı zamanda Anadolu’dan gelip Rumeli’den seferlere katılan eyalet askerlerinin geçit yeri idi. Buradaki kervanların develerinden ötürü “Deve Meydanı” ismi almıştır. 17. yy’da Barbaros Anıtı’nın ve Beşiktaş Parkı içinde bulunduğu bu koy doldurularak padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir “Hasbahçe”ye dönüştürülmüştür. 1944‘te bronz dökümden yapılmış olan “Barbaros Anıtı” ünlü
Türk Amiral Barbaros Hayrettin Paşa anısına şu anki yerine dikildi. Meydanın düzenlenmesi ve heykelin yerinin saptanması, şehircilik uzmanı Henri Prost tarafından yapılmıştır. Heykeli Zühtü Müridoğlu ve Ali Hadi Bara yapmıştır; bronz işleri Yusuf Akpınar ve Ali Haydar Seymen’e aittir. Anıtın tümü 11,50 metredir. Bronz dökülen kısmı 6 ton 900 kilodur. Beşiktaş-Karaköy aksında Ağustos 1956’da başlayan imar çalışmaları, kent için bir ilk olma özelliği taşımaktadır. Ön-
109
110
istanbullkent almanagıl
ceki dönemlerde gerçekleştirilen imar çalışmalarında, kentin geneli ele alınmamış, noktasal ölçeklerde uygulamalar yapılmıştır. Aynı yılın Eylül ayında, dönemin Başbakanı Adnan Menderes yeni başlayan imar çalışmaları hakkında bilgi vermek için yaptığı basın toplantısında konuyla ilgili görüşlerini şöyle dile getirmiştir; “Emelimiz, İstanbul’un tarihi karakterini ve büyük abidelerini, şimdiye kadar harabeler arasına gizlenmiş kıymetlerini ihya etmek,
onları vitrine koyar gibi ortaya çıkartmaktır. [...] Güzel ve büyük meydanları olmayan şehir tasavvur edilemeyeceğine göre, İstanbul’un bütün meydanları şanına layık bir hale getirilecek ve etrafı büyük binalarla çevrelenecektir. Mesela Karaköy, Eminönü Meydanları böyle olacaktır. [...] Karaköy’den sahil boyunca boğaza gidecek yol üzerinde Beşiktaş Meydanı, hakiki bir meydan haline getirilecek, buraya ya Preveze ya da Barbaros ismi verilecektir. Yıldız’dan
Beşiktaş Meydanı Beşiktaş İstanbul’un en eski ve tarihi semtlerinden biridir. İlçenin eski ve yeni sakinleri arasında yaygın olan ve yazılı kaynaklara da geçmiş bulunan bir teze göre Beşiktaş adının aslı Beştaş’dır. Bu da Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin’in Paşa’nın gemilerini bağlamak için kıyıya diktirdiği beş taş sütundan gelir. Beştaş adı zamanla Beşiktaş’a dönüşmüştür. Beşiktaş Meydanı’nın bulunduğu bölge 17. yüzyıldan önce liman olarak kullanılmaya uygun bir koydu. 17. yüzyılda günümüzde içinde Barbaros Anıtı’nın yer aldığı Beşiktaş Parkı ve çevresi sular altında bir koydu. Bu koy doldurularak padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir “hasbahçe”ye dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde köşkler ve kasırlar inşa edildi ve Beşiktaş semti hızla gelişmeye başladı. Beşiktaş Meydan bölgesinde bulunan başlıca yapılar: Beşiktaş Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi Barbaros Anıtı Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi Sinan Paşa Camii İstanbul Deniz Müzesi
gelen büyük yol da bu meydanın mihverine inecektir”. O dönem basında çıkan haberlere göre Beşiktaş Meydanı; “Hayrettin İskelesi ihya edilecek Maliye Binası’ndan başlayarak Akaretler durağına kadar uzanan ada tamamen yıkılacaktır, Beşiktaş iskelesinin civarı açılıp genişletilecektir”. 1961 yılında Türk Deniz Müzesi, günümüzdeki yerine taşınmıştır. Türkiye’nin denizcilik alanında en büyük müzesidir, içerdiği koleksiyon çeşitliliği açısından dünyanın sayılı müzelerinden biridir. Koleksiyonunda yaklaşık 20.000 adet eser bulunmaktadır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olan İstanbul Deniz Müzesi Türkiye’de kurulan ilk askeri müzedir. 1982’ye gelindiğinde, Beşiktaş İskelesi’nin artan yolcu yükünü paylaştırmak amacıyla eskiden var olan ahşap iskelenin yerine, yapısı ve iskelesi betonarme olarak yapılmıştır. 1990 yılında Beşiktaş Meydan Düzenleme Kentsel Tasarım Proje Yarışması yapılmıştır. Düzenlemenin amacı olarak, “Beşiktaş Meydanı ve çevresinin
istanbullkent almanagıl
tarihsel gelişmesi içinde yeni gelişme olanaklarını, kentsel tasarım ve peyzaj ilkeleriyle belirleyecek, sosyal ve kültürel donatımlara ait önerileri getirecek bir projenin elde edilmesi ve buna bağlı olarak Güzel Sanatların teşvik edilmesidir” şeklinde tarif edilen bu yarışmayı Tanju Edige, Bereket Uluşahin, Sibel Pazarbaşı, Sami Pazarbaşı, Bülent Tuna, Ruşen Yazdanoğlu, Rüksan Tuna, Mahmut Nüvit’ten oluşan ekip kazanmıştır. Fakat bu proje uygulanmamıştır. Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi 2004–2005 arasında yeniden inşa edilerek bugünkü görünümüne kavuştu. Türkiye’nin geçirdiği kimlik tereddütleri mimari anlayışa da yansımış milli mimari unsurlarının mimaride kullanılması 1. Milli Mimari Dönemi’nden sonra terkedilmişti. 70 yıl sonra ilk defa yapılan geleneksel mimari unsurları Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi’nde kullanıldı. Çatı kaplaması “geleneksel kenetli kurşun” kullanıldı ve çatıda kullanılan “topuzlar” son iki yüzyıldan sonra ilk defa bir sivil yapıda yapıldı.
24.08.2007 günü “Meydanlar şehirlerin soluk alma yeri ve demokrasi alanlarıdır” diyen İBB Başkanı Kadir Topbaş, Beşiktaş’ta trafiği yeraltına alarak meydanı yayalaştıracaklarını açıkladı. Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi elektrik kontağından çıktığı sanılan 16.05.2010 tarihli yangınla büyük hasar gördü ve kullanılamaz hale geldi. Kısa süre içinde onarılarak tekrar hizmete girdi. 2010’un Eylül ayında İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından hazırlanan “İstanbul Meydanları” çalışmasında; Beşiktaş meydanı, meydan kategorisi sınıfında “kent ölçeğinde kültür ve ticaret odaklı meydan”lar içerisinde, Bakırköy, Şişli ve Kadıköy meydanlarının önünde en yüksek puanla“uygun” statüsüyle değerlendirilmiştir. 04.10.2013’te restorasyona giren Denizcilik Müzesi tekrar hizmete girmiştir. Basında yer alan haberlere istinaden 19.03.2014 günü bir
grup lise öğrencisi Beşiktaş Meydanı’na “Berkin Elvan Meydanı” ismini verdiklerini açıkladılar. 12.11.2014 tarihli basın açıklamasıyla Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, İBB ve Beşiktaş Belediyesi’nin ortak çalışmasıyla yürütülen proje için geri sayımın başladığını açıkladı. Projelerin hazır olduğu belirtilerek, 2016 yılının sonuna kadar bu projelerin onaylanması, 2017-2018 sezonunda uygulanmaya başlaması, 2019’da ise Beşiktaş’ın yeni yüzüne dair ilk sonuçların alınmasının beklendiğini vurguladı m
111
112
istanbullkent almanagıl
YORUMLARLA BEŞİKTAŞ’TA DÖNÜŞÜM Kadir Topbaş | İBB Başkanı ibb.gov.tr, 24.08.2007 Meydanlar şehirlerin soluk alma yeri ve demokrasi alanlarıdır. Birbirine tahammül etmeyi öğrenme ve buluşma noktalarıdır” diyen Başkan Kadir Topbaş, var olan meydanları yayalara uygun olarak yeniden düzenleme ve İstanbul’a yeni meydan ekleme çalışmalarının hızla sürdüğünü kaydetti. Mevcut olan meydanları mümkün mertebe genişleterek ve trafikten arındırarak yayaların kullanımına uygun hale getirdiklerinin altını çizen Kadir Topbaş, “Düzenlediğimiz meydanlardan en önemli gördüğümüz Beşiktaş Meydanı’dır. Burada trafiğin yeraltına alınması için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan onay aldık.
Beşiktaş’ta bütün trafik yeraltında olacak. Yani çarşıdan çıkacak bir insan denize kadar rahatlıkla yürüyerek erişebilecek. Murat Hazinedar | Beşiktaş Belediye Başkanı Vatan, 12.11.2014 Ana arterler İBB’nin denetimde olduğundan projeyi birlikte üstleneceğiz. Deniz Müzesi’nin önünden battı-çıktı dediğimiz proje ile Barbaros Bulvarı’nın çarşı giriş kısmına kadar araç tüneli yapılacak. Böylelikle araç trafiği yeraltında alınarak, meydan tamamıyla yayalara tahsis edilecek. Proje ile Barbaros Meydanı, otobüs durakları ve yaylaştırılacak yol kısmını yeşillendirip, halkımızın hizmetine sunacağız. İlerleyen dönemde Beşiktaş’a uzanacak metro hattıyla deniz ulaşımı entegre edilmiş olacak.
istanbullkent almanagıl
Metro projesinin meydana kadar ulaşması planlanıyor. Her gün 2 milyon insan Beşiktaş’tan geçiyor. Meydanın genişletilmesiyle birlikte Beşiktaş’ın rahat bir nefes almasını planlıyoruz. Bu projede önemli bir nokta da; CHP’li bir belediye ile AKP’li Büyükşehir Belediyesi’nin toplumun tamamını kapsayacak bir projeye birlikte imza atacak olmasıdır Belediyecilik anlamında örnek bir projeyi ortaya çıkartmayı hedefliyoruz Ancak siluetin bozulmasına asla izin vermeyeceğiz. Eski Beşiktaş dediğimiz alanda imar yoğunluğu olmayacak. Dönüşüm projesi olursa mevcut yapı stoku artmayacak ve siluet bozulmayacak. Akif Burak ATLAR | TMMOB ŞPO İstanbul Şube Sekreteri Yeşil Gazete, 17.11.2014 Beşiktaş Meydanı’na ilişkin bir düzenleme fikri yıllardır gündemde olan, konuşulan bir konu. Bu karar geçtiğimiz yıl onaylanan Dolmabahçe-Beşiktaş-Ortaköy Koruma Amaçlı İmar Planı’nda da yer alıyor. Ancak bunun ne şekilde ve nasıl gerçekleştirileceği, nasıl uygulamaya geçirileceği önemli. Taksim Meydanı’nda olduğu gibi oldu-bittiye getirilmemesi, katılımcı ve şeffaf süreçlerin işletilerek uygulamaya geçilmesi gerekiyor. Yayalaştırma adı altında araç odaklı, beton odaklı bir düzenlemeye gidilmemesi, Beşiktaş’ın kimliğine zarar verecek mekansal değişikliklerden kaçınılması önemli. Ve elbette öncelikle kentlilere söz hakkı verilmesi gerekiyor. Bu tip önemli kent-
sel alanların mekansal değişimine ilişkin karaların toplumsal kabul görmesi gerekir. Bölge sit alanı olduğu için ilgili Koruma Kurulu’nun da onayı gerekiyor. Toplumcu Mühendis ve Mimarlar Meclisi | Beşiktaş Meydanı Raporu ilerihaber.org, 08.11.2014 Taksim Meydanı Yayalaştırma projesinden sonra, İstanbul kent merkezinin önemli meydanlarından olan Beşiktaş Meydanı’nı “Düzenleme Projesi”, eski başbakan yeni cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çılgın projesini (Kanal İstanbul) meslek odaları bilmezken ilk bilenlerden birinin Hıncal Uluç olması ve gazeteden duyurmasına benzer biçimde (!) ilk önce emlak sitelerinden gayrimenkul spekülasyonu şeklinde yayınlandı. İBB Başkanı Kadir Topbaş ve Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar tarafından daha sonra verilen röportajlarda ve belediyelerin resmi internet sitesinden duyurulmasıyla birlikte kentsel dönüşüm niyeti doğrulandı. Kentsel bir mekan olarak meydan, parçası olduğu kentle fiziksel, sosyal, kültürel, tarihsel anlamda bir bütündür. Toplumsal, siyasal ve iktisadi taleplerin dile getirildiği, ortaya çıktığı ve halkın kendisini görünür kıldığı alanlardır. Kamusal alanlar planlama ve projelendirme adı altında keyfi davranılarak boş araziler gibi planlanmamalıdır ve sadece trafik yerin altına alınarak meydan yapıldığı söylenemez. Meydanlar tarih boyunca bu şekilde oluşmamıştır.
113
114
istanbullkent almanagıl
Beşiktaş Meydan Düzenleme Projesi fikir olarak yeni değildir; 1990 yılında Beşiktaş Meydan Düzenleme Kentsel Tasarım Proje Yarışması yapılmış ve bu proje 24 yıl önce hiç uygulanmadan rafa konmuştur. Projeyle ilgili halka bilgi verilmeden tepeden inme bir planlama yaklaşımıyla hareket edildiği; toplum yararını gözettikleri iddiasında bulunurlarken topluma fikirleri sorulmadan son aşamada duyurulduğu görülmektedir. Projeyle beraber Deniz Müzesi önünden araç trafiğinin yer altı tünelleriyle Barbaros Bulvarı üzerine taşınması ile Beşiktaş Meydanı beton bir kütleye dönüştürülecek. Araç ve yaya güvenliğini de tehdit eden olası proje, battı çıktılar ve istinat duvarlarıyla, yaya erişimini engelleyen, meydana çıkan tarihi caddelerin ilişkilerini kesen, gerek görsel gerekse yaşamsal ve kültürel bütünlüğü yok etme tehdidi içermektedir. Mimar Sinan tarafından 1550’li yıllarda inşa edilmiş tarihi ve mimari özellikleri nedeniyle korunması gereken Sinan Paşa Cami, dibinden geçirilmesi planlanan batçık tüneli nedeniyle zarar görme tehlikesiyle karşı
karşıyadır. Projeyi hazırlayan İstanbul Büyükşehir ve Beşiktaş Belediyesi kuşkusuz bu projenin reklamında tam tersini söylüyorlar. Haziran’da hep beraber engellediğimiz, sadece Tarlabaşı aksındaki bat-çık tünelinin gerçekleştirildiği “sözde yayalaştırma projesi” ile Taksim Meydanı’nın insansız koca bir “beton kütle” olduğu ortadadır. Son yıllarda kentlerimizdeki çılgın betonlaşma ve rant hevesiyle zemindeki geçirimsiz alanların fazlalaşması neredeyse tüm yağışlarda sel ve su baskınlarına yol açmaktadır. Kıyıya paralel ve denizin yaklaşık 110 metre uzağındaki bir tünelde, zaten geçirimsizleşmiş olacak olan bir bölgede sürekli su baskını tehlikesi yaşanacaktır. Ankara ve Taksim’deki bat-çık tünellerinin yağışlardaki hali Beşiktaş’a örnek olmalıdır. Tünellerde seyredecek araçların egzoz duman tahliyesi büyük havalandırmalarla yüzeye verilecek ve tünel havalandırması için çalışacak mekanik tesisat, büyük beton kütle ile beraber yapılması planlanan meydan özellikle yaz aylarında aşırı derecede ısınacaktır.
istanbullkent almanagıl
Halihazırda Barbaros Meydanı yanındaki ve Demokrasi Anıtı önündeki durakların planlanan projeyle nereye alınacağı belirsizdir. Yerin altına alınması durumunda tünellerde seyreden araçlara bir de bekleyen otobüsler eklenecek ve tünel içindeki egzoz solunmaya mahkum olunacaktır. Konumu gereği öğrenci nüfusuna ev sahipliği yapan Beşiktaş’ta projeyle beraber gayrimenkullerin birim metrekare fiyatları artacak, kira fiyatları yükselecektir. Beşiktaş Meydanı’nda trafiğin yer altına alınmasından sonra Başkan Hazinedar, aynı şekilde Akmerkez’in olduğu bölgede de trafiğin yer altına alınması için çalışacaklarını belirtmiştir. Ortaköy’de zemindeki arnavut kaldırım taşlarının değiştirilmesini içeren projeyi hayata geçirmeleri durumunda ise tarihi dokuya zarar vermeyeceklerini belirtti. Ihlamurdere Caddesi’nin trafiğe kapatılması, çarşının dönüştürülmesi planlarıyla Beşiktaş’ın geleneksel kimliğini taşıyan kentsel doku tehdit
edilmektedir. Köyiçi mevkii bu kimliğin karakteristik özelliklerini taşıdığından tescil edilmiş ve Kentsel Sit Alanı ilan edilmiştir. İstanbul’un dönüşüm operasyonundan Beşiktaş’a biçilen rol de turizm ve ticaret merkezi olmasıdır. Bu durumun bir örneği de Beşiktaş sahildeki Astro Tütün Deposu’dur. 1929’da Mimar Victor Adaman tarafından yapılmış, bir süre de Grundig Fabrikası olarak kullanılan yapı 1985’te boşaltılmıştır. Bir endüstri mirası olarak korunması gerekirken satılmış ve “yapıyı koruyarak” otel yapacakları iddiasıyla yola çıkılıp; ancak çokça örneklerini gördüğümüz gibi bina tamamen yıkılmış ve şuanda gördüğümüz Shangri La oteli yapılmıştır. Aynı otel geçtiğimiz yıldan beri Beşiktaş İskelesi’ni satın aldığı haberleriyle de gündeme gelmiştir. Başbakanlık çalışma ofisinin Beşiktaş’a gelmesiyle, ofisin hemen yanındaki Beşiktaş İskelesi yanındaki çay bahçesi ve otobüs durağı kaldırılmış, bu bölge ve Barbaros Meydanı Atatürk Kültür Merkezi’ne benzer bir şekilde polislerin beklediği bir karakol haline gelmiştir. Hayatlarımızın ve yaşam alanlarımızın her yerine saldırı vardır.
115
116
istanbullkent almanagıl
Afet Kullanım Alanı olarak belirlenen Mısırlıbahçe Parkı tehdit altında! İBB’nin 2014’te hazırladığı Beşiktaş İlçesi Hizmet ve Yatırımlar dosyasında Beşiktaş için 30 yeni otopark daha yapmayı planladıkları açıklandı. Bu otoparklar büyük oranda gündüz nüfusuna hizmet etmesi için planlanmakta ve bu da araç yoğunluğunun artması anlamına gelmektedir.
Bu kentin her karışında bu kentte yaşayanlar ve onu var edenlerin sözü okunmalıdır. Kentin özellikle kamusal alanlarında yapılan büyük projelerde o kentte yaşayan herkesin bilgi alma, katılım sağlama ve daha da önemlisi itiraz etme hakkı bulunmaktadır! Beşiktaş’ın karşı karşıya kaldığı dönüşüm projeleri de böyle değerlendirilmelidir.
Açıklanan listedeki otoparkların birçoğunun yeraltı otoparkı olması dikkatleri çekiyor. Geçmişte Abbasağa Parkı’nın da otopark yapılması yani yapılaşma tehdidi gündeme gelmiş, fakat Beşiktaş Halkı’nın direnişiyle engellenmişti. Mısırlıbahçe Zeminaltı Katlı Otopark projesi de yeni listede yer alıyor.
Beşiktaş bizim; bu sokaklar, meydanlar, parklar bizim! Beşiktaş’a sahip çıkalım! m
Türkali Mahallesi, Mısırlıbahçe Sokak’ta bulunan ve planlarda yeşil alan olarak görülen 2358 m² büyüklüğündeki Mısırlıbahçe Parkı, 2010 yılından beri otopark haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Daha önce bostan olan parkta 65 adet çeşitli türde yetişkin ağaç bulunmakta ve aynı zamanda Beşiktaş Belediyesi’nin hazırladığı Afet Kullanım Kılavuzunda da Türkali Mahallesi’nin 3 afet toplanma alanından birisi olarak belirlenmiştir. Parkların altına yapılan otoparklar, yağmur suyunun toprağa ulaşıp zemin suyunu beslemesine engel olmaktadır. Bu, saksı içinde ağaç yetiştirmekten farksız bir uygulamadır. Kazı sırasında ağaç köklerine zarar vermediklerini iddia etseler de Validebağ’dan “itinayla” sökülen erik ağaçlarının kepçelerle söküm görüntüleri henüz çok taze.
istanbullkent almanag覺l
117
118
istanbullkent almanagıl
BASINDA BEŞİKTAŞ’TA DÖNÜŞÜM İlk kazma Beşiktaş’a vurulacak! | Behlül Çetinkaya Yeni Şafak, 02.09.2014 İstanbul Büyüşehir Belediyesi (İBB) ve Beşiktaş Belediyesi’nin ortaklaşa yürüteceği proje kapsamında Başbakanlık ofisi karşısındaki adada örnek dönüşüm alanı hayata geçirilecek. Yıllarca kuralsız yapılaşmış ve yenilenmesinde yaşanan güçlüklerden dolayı kötü görüntüye sahip olan Boğaz kıyısında ilk kazma, İBB ve Beşiktaş Belediyesi’nin ortaklaşa geliştirdiği projeyle vurulacak. Projeye göre, Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi karşısındaki yaklaşık 2 bin metrekarelik alan, örnek dönüşüm alanı olacak. Burada yer alan TBMM Milli Saraylar Lojmanları, oto-
park, bankalar ve iş yerleri yıkılacak. Yerine dış cephesi Türk - Osmanlı mimarisiyle süslenmiş, yüksek tavanlı ve çatılı binalar yapılacak. Örnek alan Sinanpaşa, Türkali, Abbasağa ve Ihlamur gibi Boğaz kıyısındaki ve Boğaz gören mahallelerde yapılacak dönüşüm için halka fikir verecek. Beşiktaş’ta kentsel dönüşümün ardından bir de meydan projesi de hayata geçirilecek. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın Beşiktaş Meydanı projesi revize edildi. Buna göre Deniz Müzesi önünden itibaren araç trafiği yer altına alınacak, Barbaros Bulvarı üzerinde yer üstüne çıkacak. Boğaz’ın en geniş meydanı Beşiktaş’ta olacak. Boğaziçi İmar Kanunu ve Boğaz siluetine etkisinden dolayı Koruma Kurulu kararlarından kay-
istanbullkent almanagıl
naklanan bürokratik tıkanma, Boğaz kıyısında yer alan 5 ilçenin kentsel dönüşüm konusunda elini kolunu bağlıyordu. Beşiktaş Meydanı’na ‘Berkin Elvan’ adını verdiler | Hazal Ocak Cumhuriyet, 19.03.2014 Beşiktaş Meydanı’nda öğlen saatlerinde toplanan bir grup öğrenci, “Berkin Elvan ölümsüzdür” ve “Erdoğan hırsız ve katildir” yazılı pankartları açarak “Katillerden hesabı gençlik soracak” ve “Berkin unutma, liseliler seninle” sloganları attı. Gezi direnişinde öldürülenlerin adlarını tek tek okuyan öğrenciler, 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu. Öğrenciler, hazırladıkları “Berkin Elvan” yazılı bir tabelayı Kartal heykeline yapıştırdı. Grup adına basın açıklaması yapan lise öğrencisi A. A. “Bizler Berkin Elvan kardeşimize sahip çıkan liseliler olarak burda ‘Emri ben ver-
dim’ diyen Katil Erdoğan hükümetine meydan okuyoruz” dedi. Başbakanı söylemlerinden dolayı kınadıklarını belirten A. “Ölen kardeşimizin ardından ‘o teröristi elinde sapan vardı eylemde ne işi vardı’ gibi ileri demokrasi terimleri kullanan bakanları, Berkin’i diğer gezi şehitlerine doğru uğurlayan milyonları uyarmadan çocuk yaşlı demeden mitinglerinde Berkin’in annesi Gülsüm Elvan annemizi yuhalatan başçalanı kınıyoruz. Mücadeleye ve Berkin kardeşimize destek vermeye devam edeceğiz” diye konuştu. Sözkonusu alana “Berkin Elvan Meydanı” adını verdiklerini ifade eden A.A “Abdocan’ı, Ethem’i, Medeni’yi, Ali İsmail’i, Hasan Ferit’i bu uğurda canlarını verdikleri için selamlıyor ve en son kaybettiğimiz kardeşimiz Berkin için de bu meydanın adını “Berkin Elvan Meydanı” olarak ilan ediyoruz” dedi.
119
120
istanbullkent almanagıl
Beşiktaş betonlaşıyor mu? | Candaş Tolga Posta, 13.11.2014 Beşiktaş Meydanı Yayalaştırma Projesi’nin tanıtımı vardı dün... ‘Yayalaştırma’ deyince herkesin aklına Taksim geliyor. Taksim Meydanı’nın yayalaştırma adı altında geldiği nokta içler acısı. “Yayalaştıracağım” derken Taksim’i şehrin ortasında betonarmeden ibaret ucube bir meydana dönüştürdüler. Soru şu: Beşiktaş’taki yayalaştırma da böyle mi olacak? Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ı aradım ve bunu sordum. “Asla” dedi ve başladı anlatmaya, “Beşiktaş Taksim’e benzemez çünkü müthiş bir sahili ve Osmanlı mirası, dünyanın hiçbir yerinde bulamayacağınız tarihi bir dokusu var. Kaldı ki projedeki hedefimiz betonlaştırmak değil. Birincisi, trafiği aşağı alarak yaşam alanlarını rahatlatmak... İkinci ise var olan yeşil alanın tamamını koruyup üzerine en az 2-3 kat daha koyarak artırmak.” Hazinedar, Beşiktaş’ın Taksim’den daha yüksek bir trafik akışına sahip olduğunu bu yüzden trafiğin aşağı alınmasının önemli olduğunu anlatıyor. Çevreci kaygıları “Beşiktaş sahilini betondan ve egzoz dumanından arındırmaya çalışıyoruz, herkes rahat olsun” diyerek yanıtlıyor. Beşiktaş Meydanı Yayalaştırma Projesi 2005’te bilim adamlarının hazırladığı projedeki esaslar üzerinden hazırlanmış. O dönem hazırlanan proje Beşiktaş’taki trafik akışının kesilmesinin şehirde yaratacağı sorun ve olası bir inşaat çalışması sırasında çıkacak tarihi eserlerin korunamaması
gibi riskler nedeniyle uygulanamamış. Şimdi bu proje yenilenerek bir kez daha sunuluyor. Topbaş, sıcak bakıyor. Büyükşehir Belediyesi’nden onay çıkarsa Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na gidecek. Buradan da onay alırsa ihale süreci başlayacak. Hazinedar, proje için “100 milyon doları geçmez” diyor. Aslına bakarsanız Beşiktaş’ın meydanı yayalaştırmaktan daha önemli bir sorunu var. O da ‘Aşağı Beşiktaş’ olarak bilinen Ihlamurdere ve Ortaköy hattındaki binaların depreme karşı dayanıksız olması! Belediye Başkanı Murat Hazinedar’a bunu da sordum. “Aşağı Beşiktaş’la ilgili durumun farkındayım... O yüzden hızla dönüşüme başlayacağız. Beşiktaş’ın kaybedecek zamanı yok” dedi. Hatırlatmakta fayda var: Şu ana kadar hazırlanan bütün raporlarda Beşiktaş’taki bu hattın hem zemin hem de bina stoku açısından kırmızı alarm verdiği söyleniyor. Olası bir depremde bu bölge için çizilen senaryo ise tüyler ürpertici. Bizden söylemesi... m
Görseller 1. maps.google.com 2. akincimehmet44.wordpress.com 3. panoromia.com 4. panoromia.com 5. ibb.gov.tr 6. hayalleme.com 7. ibb.gov.tr
istanbullkent almanag覺l
121
122
istanbullkent almanagıl
TEMMUZ 2014
Ataköy sahilindeki projelerle ilgili TOKİ İstanbul Emlak Daire Başkanı Ali Seydi Karaoğlu: “Türkiye hukuk devletidir. Burası kanuna aykırı olsa ruhsat verilmezdi” dedi (Bakırköy Ekspres). Kartal Zaha Hadid Proje alanı olarak bilinen bölgede mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararına rağmen yeni bir planla proje uygulanmaya devam ettiriliyor (Cumhuriyet). Erenköy’de bulunan İstanbul İl Tarım Müdürlüğü binası ve arazisi vakfedildiği “bağ” statüsünden çıkarılarak, daha önce aldığı yürütmeyi durdurma kararına rağmen, yeniden kat karşılığı ihaleye açıldı (Yapı Dergisi).
Kadıköy Kuyubaşı Fidanlığı’ndaki tarihi caminin bitişiğine yapılacak külliye projesine karşı mahalle sakinleri dava açtı; Kadıköy Belediyesi ise NİP’de fidanlığın yeşil alana alınması için tavsiye kararı aldı (BirGün).
İstanbul’un son doğal plajı Ataköy sahilde yapılan yüksek katlı AVM, konut ve rezidans inşaatına mühür vuruldu (Zaman). TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi Başkanı Tayfun Kahraman; KTB ile İBB’nin ortak olarak hazırladığı Bozdoğan Su Kemeri’nin seyir terası olarak düzenlenmesine ilişkin olarak “Daha sonra başka ticari işletmeler de yapılacaktır” açıklamasında bulundu (Zaman). Mecidiyeköy Zincirlikuyu Altunizade Çamlıca teleferik hattı projesine ilişkin 1/5000 ölçekli plan tadilatı askıya çıktı (htemlak.com).
Saraçhane’deki Fatih Parkı’na 1944’te yıkılan Firuz Ağa Mescidi’nin inşaatı başladı. Uzmanlar, taklit ve betonarme yapının hemen bitişiğindeki Bozdoğan Su Kemeri’nin tarihi dokusunu bozacağını belirtti (BirGün).
Marmaray’a entegre 5 katlı yeraltı otoparkı inşa etmek için Haydarpaşa Numune Hastanesi bahçesindeki ağaçlar kesildi (BirGün).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 İstanbul Boğazı Belediyeler Birliği tarafından basına kapalı olarak düzenlenen Boğaziçi İmar Planı Çalıştayı başladı (Günboyu Gazetesi). Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar; Beşiktaş Ihlamurdere Caddesi’nin yayalaştırılacağını, merkezdeki trafiğin de yer altına alınmasını istediğini belirtti (Zaman).
Çekmeköy’de bir inşaat alanında kazı yapan kepçeye takılan tarihi eserler, yurttaşların ve ilçe emniyet müdürlüğünün müdahalesi ile kurtarıldı (Flashaber Gazetesi). İstanbul Sanayi Odası’nın, Taksim’deki Odakule binası başta olmak üzere gayrimenkullerinden daha yüksek gelir elde etmek amacıyla çalışma başlattığı iddia edildi (Hürriyet). Torba yasa tasarısından, Boğaz’daki yalı ve köşkler ile Kapalıçarşı, Kızkulesi gibi tarihi eserlere sağlanan emlak ve çevre vergisi muafiyeti kaldırıldı (Habertürk).
Başbakanın çalışma ofisi olacağı iddia edilen Vahdettin Köşkü’nün yakınındaki 13 haneye “güvenlik” nedeniyle yıkım kararı çıktı (BirGün).
İBB; evlerini 3 gün içinde boşaltmaları tebliğ edilen Çengelköy’de yaşayan 13 haneye ilişkin olarak “Tapulu arsa olduğu için biz burada yıkım yapamayız, yanlışlık olmuş” dedi (BirGün). Marmaray, 3. köprü, 3. havalimanı gibi projeler, gayrimenkul ve arazi fiyatlarında %80 artışa sebep oldu (Habertürk).
Bakırköy sahilinde 62 dönümlük Sümerbank arazisi üzerinde 7 rezidans, 3 otel içeren “Pruva 34” projesi idare mahkemesinin verdiği yürütme durdurma kararına istinaden Bakırköy Belediyesi tarafından mühürlendi (Cumhuriyet). ÇŞB Eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın, bakanlığı döneminde 42 milyon liraya kapattığı Anadolu yakasındaki icra ve ipotekli arazi, Marmaray’ın da açılışıyla birlikte 2 kat değerlendi (Yurt).
istanbullkent almanagıl
TEMMUZ 2014
İBB Ulaşım Planlama Müdürlüğü, İncirli durağından Söğütlüçeşme durağına kadar uzanacak 28 km’lik metro hattı için danışmanlık ihalesiyle, yeni bir etüt çalışması başlattı (Habertürk).
Ankara - İstanbul YHT hattının Pendik’e kadar olan kısmı kullanıma açıldı (AA). Ataköy sahilde devam eden tüm inşaatların ruhsatları Bakırköy Belediyesi tarafından iptal edildi (BirGün). ÇŞB, Bakırköy’deki eski kadın doğum hastanesi arazisinin planını değiştirerek ticaret alanına aldı, alanda dershane de yapılabilecek (Yurt).
Kadıköy Moda’daki “Mehmet Ayvalıtaş Meydanı”na İBB tarafından geliştirilen zemin altı otopark projesi, TMMOB MO İstanbul Büyükkent Şubesi ve yurttaşların itirazları sonucu iptal edildi (Cumhuriyet).
İBB tarafından getirilen 4 kat sınırlamasının yurttaşları kentsel dönüşümden “soğuttuğunu” belirten Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli; ilçe sakinlerinden binaları satıp ilçeden ayrılmayı düşünmemeleri gerektiğini söyledi (Zaman). ÇDP’de olduğu iddia edilen kararlara göre; İstanbul “Doğu”, “Batı” ve “Eski” olarak 3’ye ayrılacak (İstanbul Gazetesi).
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu; Özgürlük Meydanı’nın da yer aldığı yere ikinci bir meydan projesi planladıklarını açıkladı (BirGün). Star’a verdiği röportajda Suudi Kralı’nın TÜRGEV’e bağış yaptığını kabul eden TÜRGEV Başkanı; Sevda Tepesi’ndeki plan değişikliğini de kabul etti ancak bu tadilatın vakıflarıyla hiçbir ilişkisi bulunmadığını belirtti (BirGün).
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Riskli alan ilan edilen ve uzun süredir kentsel dönüşüme karşı mücadele eden Okmeydanı mahallesini kapsayan NİP ve UİP’nin yürütmesi mahkemece durduruldu (BirGün).
R. Tayyip Erdoğan, Kadir Topbaş ve birçok ünlünün mezun olduğu İstanbul İmam Hatip Lisesi’ne eklenmek üzere, çevresindeki 35 parsel için ilhak planı İBB Meclisi’nde kabul edildi (Yurt). İBB, Bağcılar’da cami alanı olan parseli katlı otopark ilan edildi ve karar onaylandı (Cumhuriyet).
İstanbul Valiliği tarafından; Polat Holding’in büyük kısmına hissedar olduğu Piyalepaşa GYO tarafından hazırlanan 83 bin m² ve 320 milyon $’lık “Piyalepaşa Karma Kullanım Projesi”ne “ÇED gerekli değildir” raporu verildi (Yurt).
6. İdare Mahkemesi, Okmeydanı’nda kentsel dönüşüm yapılması için İBB tarafından hazırlanan UİP’i, “boş bir alanda mevcut doku ve yapılaşma, kentsel yaşam ve geleneksel komşuluk ilişkilerini ele almadan, yeni bir kent yapar gibi ele aldığı” ve “kamu yararı ile hukuka uygunluk bulunmadığı” gerekçeleriyle iptal etti (BirGün).
ÇED raporu ÇŞB’ye teslim edilen Galataport projesinde; kruvaziyer terminal, ofisler, gümrüksüz satış, dolaşım alanları, otel, ticari alanlar, rekreasyon alanları, kapalı otopark bulunacağı, yaklaşık 12 bin m²’lik deniz alanının doldurulacağı, antrepoların yıkılıp yeniden yapılacağı ve projenin 1,1 milyar $’a mal olacağı ortaya çıktı (Vatan).
Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında R. Tayyip Erdoğan’ın dev afişinin tarihi eserlere pankart asılmasının yasak olmasına rağmen, UNESCO Dünya Listesi’ndeki Bozdoğan Su Kemeri’ne asılmasına TMMOB MO İstanbul Büyükkent Şubesi ve yurttaşlar tarafından tepki gösterildi (Sözcü).
123
AĞUSTOS 2014 FATİH ORMANI
istanbullkent almanagıl
“Biz (...) Fatih Ormanı’nda yaşayan her bir canlının yaşam hakkını savunmaya devam edecek; Bilgili, Doğuş veya ismi ne olursa olsun, ormanımıza göz diken herkesin karşısında olacağız. Tarih yaşam hakkını savunan herkesi haklı çıkardığı gibi bizi de haklı çıkaracaktır (...) Bu ülkenin geleceği olan çocuklar sizleri Kuzey Ormanları’nın İstanbul kapısı olan Fatih Ormanı’nı “park” diye yutturup nakde çevirmeye çalışanlar olarak tarihe kaydedecektir.” (#direnfatihormanı inisiyatifi 08.12.2014 tarihli basın açıklamasından)
TARİHLERLE FATİH ORMANI
F
atih Ormanı, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ve Yeşil Türkiye Ormancılar Derneği işbirliğiyle 1956 yılında İstanbul’un fethinin 500. yılının anısına kuruldu. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 03.06.2008 tarihli kararıyla “Mesire Alanı” olmaktan çıkıp “Tabiat Parkı” statüsü kazandı. 10.12.2010 tarihinde Fatih Ormanı Tabiat Parkı’nın bir bölümünü oluşturan Park Orman’ın işletme hakkı, 29 yıl süreyle Ege Turizm ve Gayri Menkul Yatırımları A.Ş. ’ye davetiye yolu ve pazarlık usulüyle yıllık 740
bin TL’ye kiralandı. Revize edilen 1/5000 ölçekli Uzun Devreli Gelişim Planı teklifi 11.04.2012 tarihinde, 1/1000 ölçekli UİP teklifi ise 14.05.2012 tarihinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na iletildi. 29.08.2012 tarih ve 6527 sayılı ÇŞB kararı ile ”İstanbul İli, Şişli İlçesi, Fatih Ormanı Tabiat Parkı” isimli 1/1000 ölçekli UİP onaylanarak askıya çıkarıldı. 08.01.2014 tarihinde OSİB İstanbul 1. Bölge Müdürü Haluk Özder başkanlığındaki 4 kişilik komisyon tarafından kaleme alı-
nan ve planın uygulamaya geçmesiyle yaşanacak doğa katliamının dile getirildiği inceleme raporu yayımlandı. Söz konusu raporda; “Fatih Ormanı Tabiat Parkı Projesi ile yapılmak istenen uygulamaların 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 14. ve Milli Parklar Yönetmenliğinin 5. maddesinde belirtilen yasaklarla çeliştiğine” vurgu yapılmaktaydı. Rapor yayımlandıktan sonra 1. Bölge Müdürü Haluk Özder ile Şube Müdürü Umut Cebeci görevlerinden alındı. Mart 2014 tarihinde yüklenici firma tarafından Fatih Orma-
125
126
istanbullkent almanagıl
nı Tabiat Parkı Projesine ilişkin tanıtım kitapçığı paylaşıldı. Kitapçıkta yer alan bilgiler beraberinde projenin doğal yaşamı tehdit ettiği ve sürecin takip edilmesinin gerekliliği konusunda hemfikir olan; TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi, TMMOB HMO, TMMOB ÇMO, Kuzey Ormanları Savunması ve Belgrad Ormanı Güzelleştirme Derneği ve STK’lar tarafından Diren
Fatih Ormanı (#direnfatihormanı) isimli bir inisiyatif kuruldu. 18.06.2014 tarihinde TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi OSİB Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden, onaylı plan kapsamına ruhsatlandırma işlerine dair bilgi/belge isteminde bulunuldu. 24.06.2014 günü yüklenici firma tarafından TMMOB ŞPO İstanbul Şubesin-
den toplantı yapmak için randevu istendi. Söz konusu talep #direnfatihormanı inisiyatifi bileşenlerine iletildi ve inisiyatif tarafından 28.06.2014 tarihinde ise Park Orman girişinde “Uyan İstanbul Fatih Ormanı Seni Çağırıyor” sloganıyla basın açıklaması gerçekleştirildi. 01.07.2014 tarihinde TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nde yüklenici firmanın temsilcileri ta-
istanbullkent almanagıl
rafından inisiyatif bileşenlerine yapılan bilgilendirme amaçlı sunumda, projenin Sarıyer Belediyesi’nde ruhsat aşamasında olduğu bilgisi edinildi. 02.07.2014 tarihinde TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından Sarıyer Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nden, onaylı plan kapsamında ruhsatlandırma işlerine dair bilgi/ belge isteminde bulunuldu.
16.07.2014 tarihinde gerçekleştirilen Fatih Ormanı Forumu neticesinde #direnfatihormanı imza kampanyası başlatıldı. 22.07.2014 tarihinde ise yüklenici firma ortaklarından Serdar Bilgili “Proje kirletilmeye çalışılıyor. Projede ev, villa gibi yapılar olmayacak. Herkesin aklına gökdelen geliyor. Oysa biz buraya önemli bir şehir parkı yapıyoruz” açıklamasında
bulundu. Fatih Ormanı Tabiat Parkı Projesi kapsamında yüklenici firma tarafından resmi kurumlara sunulan proje raporu, inisiyatifi bileşeni uzmanlarca incelenerek plana uymayan hususlar tespit edilerek karşılaştırmalı inceleme raporu hazırlandı ve 23.07.2014 tarihinde çeşitli platformlarda kamuoyuyla paylaşıldı. 24.07.2014 tarihinde Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü
127
128
istanbullkent almanagıl
Fatih Ormanı’nın önemi Fatih Ormanı bugün; sermaye ve iktidar baskısı ile kent bütününden koparılan İstanbul Kuzey Ormanları’nın en önemli başlangıç noktalarından biridir. Başta Cendere Vadisi, Maslak 1453, Kanal İstanbul, 3. Köprü ve 3. Havalimanı gibi projelerle abluka altına alınmış orman alanı, bu sayede “sermayenin arka bahçesi” olarak işaretlenmiş veya sermayedarlar arası bir rekabet unsuru haline gelmiştir. Orman çevresinde gerçekleşen projeler ile yapılaşma baskısı ile karşı karşıyadır. 18.03.2014 tarihinde değiştirilen Milli Parklar Yönetmeliği ile bu ve benzeri projelerin önü açılmış ve tabiat parklarının imara açılması kolaylaşmıştır.
Genç, yüklenici firma yetkililerinin kendisine Fatih Ormanı Tabiat Parkı Projesi hakkında bilgilendirme yaptığını, görüşme sonucunda yetkililere “sivil toplum kuruluşlarının ve meslek odalarının onayı olmadan hiçbir şey yapmayacağını” belirttiğini açıkladı. Aynı tarihte TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin OSİB 1. Bölge Müdürlüğü’nden yazılı olarak yaptığı bilgi istemine istinaden, söz konusu dokümanların OSİB Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden temin edilebileceği cevap olarak verildi. 03.08.2014 tarihinde inisiyatif tarafından “Fatih Ormanı’nda Keşfe Çıktık” sloganıyla keşif
gezisi, doğa yürüyüşü düzenlendi. 09.08.2014’te tarihinde Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevaplaması istemiyle Park Orman hakkında hazırladıkları rapor yüzünden görevden alınan görevliler hakkında, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu tarafından meclise soru önergesi sunuldu. 23.08.2014 tarihinde inisiyatif tarafından Beşiktaş Çarşı’da yer alan Kartal Heykeli’nin önünden yürüyüş gerçekleştirildi ve basın açıklaması yapıldı. 26.08.2014 tarihinde TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin Sarıyer Belediye Başkanlığı İmar ve Şe-
hircilik Müdürlüğü’nden yazılı olarak yaptığı bilgi istemine istinaden; “belediye tarafından uygulama (detay) projelerinin onaylanmadığı ve yapı ruhsatı verilmediği” cevabı yazılı olarak iletildi. 23.09.2014 tarihinde TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin OSİB Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden yazılı olarak yaptığı bilgi istemine istinaden; “Müdürlüğün ruhsatlandırma ile ilgili olarak yetkili olmadığı” cevabı verildi. 02.10.2014 tarihinde inisiyatif tarafından gerçekleştirilen “Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’e Soruyoruz” başlıklı basın açıklamasında yüklenici firmanın Tabiat Parkı Projesi kapsamında yaptığı ruhsat başvurusuna olumsuz yanıt verilmesi gerektiği hatırlatıldı. 11.10.2014 tarihinde Sarıyer Belediyesi tarafından yapılan “Sözümüzün arkasındayız” başlıklı basın açıklaması ile #direnfatihormanı inisiyatifinin sorusuna cevaben “ruhsat verilmeyeceği” ifade edildi. 18.10.2014 tarihinde gelişmeler hakkında Sarıyer sakinlerini bilgilendirmek amacıyla Sarıyer
istanbullkent almanagıl
Kent Dayanışması tarafından “Orman Pislik İçinde, Onlar Rant Peşinde” konulu panel düzenlendi. 19.10.2014’te “Ormanını Seven Temizliğe Gelsin” sloganı ile inisiyatif tarafından Fatih Ormanı temizlik eylemi düzenlendi. 05.11.2014 günü yüklenici firma tarafından yapılan basın açıklamasında “bürokratik işlemlerin sonuna gelindiği ve 2015 yılının Ocak ayında Parkorman, Şubat ayında ise Galataport için çalışmalara başlanılacağı” ifade edildi. Yüklenici firma ortaklarından Serdar Bilgili “Bu projelerde rezidanslar, dev yapılar olmayacak, yapılacaklara karşı çıkan insanlar, günün birinde ‘biz hata yaptık’ diyecekler” açıklamasında bulundu. 10.12.2014 tarihinde inisiyatif tarafından yüklenici firmanın ortağı Serdar Bilgili’ye cevaben gerçekleştirilen basın açıklamasında, “dayanaklarının evrensel koruma ilkeleri ve yaşam hakkı olduğu”, bunun yanı sıra “inisiyatifin kişisel çıkarları değil, yaşam ve doğanın savunduğu, Fatih Ormanı’nda yaşayan her canlının yaşam hakkını savunmaya devam edeceği ve
doğal alanlara zarar veren herkesin karşısında olacağının” altı çizildi. 11.12.2014 tarihinde inisiyatif change.org web sitesinde “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; Bu Kıyımın Ortağı Olma, Mevcut Planı İptal Et, Planı Onaylama Ve Ruhsat Verme!!!” isimli imza kampanyası başlattı. 21.12.2014 tarihinde
ise Fatih Ormanı önünde “Fatih Ormanı Bizimdir” sloganı ile kitlesel eylem düzenlendi ve basın açıklaması yapıldı m
129
130
istanbullkent almanagıl
FATİH ORMANI HAKKINDA FAYDALI BİLGİLER
Konum: Kuzey Ormanları’nın Belgrad Ormanı’nın güney sınırında yer alır; Kuzey Ormanları’nın kent içinde kalan son parçasıdır. Toplam alanı: 152,4 ha Tabiat parkı ilan ediliş tarihi: 03.06.2008 İmar planı tarihi: 29.08.2012
İmar planları içeriği: Plan kapsamında Fatih Ormanı 3 bölgeye ayrılmıştır; Hassas koruma bölgesi: Alanın kuzeyindeki ve güneyindeki orman alanlarının bir kısmı, ağaçlandırma alanları yer almaktadır. Bu alanlarda; doğal bitki örtüsünü tahrip edici ve yaban hayatını tehdit edebilecek faaliyetlere izin verilmez. Sürdürülebilir kullanım bölgesi: Doğal özellikleri bakımından bütünlük arz eden ancak
belli bir kısmı kullanıma açılmış alanlar, tematik güzergahlar, mola noktaları, gözlem birimleri ve tur güzergahları bulunmaktadır. Kontrollü kullanım bölgesi: İnsan faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan etkilerin sürdürülebilir kullanım bölgesine göre daha çok hissedildiği, turizm ve rekreasyon faaliyetlerin sürdürüldüğü alanlardır. Giriş kontrol noktaları, günübirlik kullanım alanı, kamping alanları, yönetim merkezi, tanıtım birimi, taşıt yolları ve otoparklar kontrollü bu bölgede tanımlanmıştır. Proje İçeriği: Dükkanlar, restoranlar, 108 adet 200’er m²’lik villa, 18.000 kişilik uluslararası spor tesisi, büyük ölçekli organizasyonlar için tasarlanmış bir arena alanı, kapalı otopark, tematik yürüyüş yolları, temalı etkinlik alanları m
istanbullkent almanag覺l
131
132
istanbullkent almanagıl
YORUMLARLA FATİH ORMANI İstanbul OSİB 1. Bölge Eski Müdürü Haluk Özder Başkanlığındaki Komisyon Raporu cnnturk.com.tr, 21.07.2014 Doğal topografyanın, bitki örtüsünün ve yaban hayatının çok büyük ölçüde zarar göreceği, çok sayıda ağaç kesileceği, yapılacak kazılarda çıkacak hafriyat miktarının çok olacağı, bu hafriyatın nakledilmesinin sorun olacağı, proje kapsamında bölgeye girecek olan iş makinesi ve kamyonların çevreye ve doğal yaşama çok olumsuz yansıyacağı, şantiye alanının doğal ve yabani hayata büyük zarar vereceği, tabiat parkında bu tesisin yapılması için açılacak yolların doğaya zarar vereceği, proje sırasında oluşacak muhtemel kamuoyu baskısının kurumu yıpratacağı ve söz konusu tabiat alanının Belgrad ve Azizpaşa muhafaza ormanlarının devamı olduğu tespit edilmiştir.
TMMOB OMO İstanbul Şubesi omoistanbul.org.tr İmar Planları, sadece milli parklarda, Gelişme Planları çerçevesinde yapılaşmaya konu olabilecek alanlar için yaptırılabilecektir. Tabiat Parklarında İmar Planı yapılmasına dair Kanunda hiçbir hüküm yer almamaktadır. Çünkü Tabiat Parkları, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nda da ifade edildiği üzere orman rejimine tabi alanlardır ve bu alanlarda devlet mülkiyeti esastır. Orman rejimine tabi alanlar, kesinlikle yapılaşmaya açılamaz ve İmar Planı yapılamaz. Ancak, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Milli Parklar Kanunu ve Orman Kanunu hükümlerine aykırı olarak ve bu kanunları hiçe sayarak, Tabiat Parklarında yasa dışı olarak İmar Planları yaptırmakta ve bu alanları yasa dışı yapılaşmaya aç-
istanbullkent almanagıl
maktadır. Yasa dışı bu uygulamalar durdurulmadığı taktirde Orman Mühendisleri Odası olarak, İstanbul’daki Parkorman ve Hacetderesi Tabiat Parklarında yaptırılan imar planlarının iptali için yargıya baş vuracağımızı ve gerekli tüm hukuki sürecin başlatılacağını duyurmak istiyoruz. Çünkü Tabiat parkları; Milli Parklar Kanununa göre, bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine uygun tabiat parçalarıdır ve bu alanlar, İmar Planı yaptırılarak yasa dışı yapılaşmaya açılamaz.
Fatih Ormanı neden tehdit altında? • Kent merkezinde bu büyüklükte başka bir alan neredeyse kalmamıştır. • Her türlü ulaşım olanaklarına sahiptir. • Fatih Ormanı, Avrupa Yakası’nın giderek küçülmekte olan en önemli orman alanı olan Belgrad Ormanları’nın her geçen gün sermaye işgalleri ile hasar gören güney sınırında yer almaktadır. Mevcut Parkorman işletmesinin büyüklüğü 17 bin m2 iken Fatih Ormanı Tabiat Parkı ilan edilen alanın büyüklüğü 1 milyon 524 bin m2 ‘dir. • Barındırdığı ekolojik/biyolojik çeşitliliği ve su kaynaklarının önemi nedeniyle hiçbir şekilde imara açılmaması gereken, üzerinde rekabet edilemez ve hiçbir kişi ya da kurumun yararına kullanılamaz bir kamu malı, yok edilmemesi gereken bir doğal yaşam alanıdır.
Nazlı Ilıcak | Gazeteci-Yazar Bugün, 21.07.2014 1490 dönüm büyüklüğündeki Park Orman’a önce 2008 yılında “Tabiat Parkı” statüsü kazandırıldı. 2011 yılında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, devlet ormanı niteliğindeki tabiat parklarını imara açma yetkisi verildi. İstanbul’da orman içi dinlenme yeri (mesire yeri) statüsünde halkın kullanımına sunulan 20 değişik yerdeki toplam 15 bin 140 dönüm büyüklüğündeki devlet ormanı, “Tabiat Parkı”na dönüştürüldü. Böylece, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imara açılmalarının yasal dayanağı oluşturuldu. Sadece yeşilin katli, ormanın tahribatı söz konusu değil. Ayrıca, kupon arazilerin bazı firmalara peşkeş çekilmesiyle de karşı karşıyayız. İstanbul’daki Belgrad Ormanı’nın bir parçası olan 1490 dönüm büyüklüğündeki Park Orman Tabiat Parkı’nın işletme hakkı 10 Aralık 2010 tarihinden itibaren, 29 yıl süreyle Ege Turizm ve Gayri Menkul Yatırımları AŞ’ye davetiye yolu ve pazarlık usulüyle, yıllık 740 bin liraya kiralandı. Yanlış okumadınız… Yedi yüz kırk bin lira… Bu arazi, kiralama işleminden 2 yıl sonra imara açıldı. Arazinin devrinden önce imar izni bulunsaydı, herhalde kira bedeli çok daha yüksek olurdu. AK Parti hükümeti, “Korunan alanları artırdık” diyor ama aksine, “Tabiat Parkı”na dönüştürmek suretiyle binlerce dönüm araziyi imara açtılar. Kamuoyu, “Tabiat Parkı” ismini duyunca, bu tanımın her türlü imar ve yapılaşmayı engellediği düşüncesine kapılıyor. Eskiden böyleydi fakat artık tam aksi bir uygulama var. Orman arazileri önce Tabiat Parkı yapılıyor, sonra tanıdık firmalara kiralanıyor, ardından da
133
134
istanbullkent almanagıl
imar imkanı yaratılıyor. Hatırlı işadamları kupon arazilerde büyük rant sağlıyor. Sezgin Tanrıkulu | CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Cumhuriyet, 09.08.2014 Park Orman ve Hacet Deresi Tabiat Parkı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imara açılmıştır. Orman ve Su işleri Bakanlığı’nın Park Orman ve Hacet Deresi Tabiat parkının imara açılmasına verdiği olur tartışmalara neden olmuştur. Orman ve Su İşleri Bakanlığı İstanbul 1. Bölge Müdürü Haluk Özder başkanlığındaki 4 kişilik komisyon tarafından hazırlanan Park Orman inceleme raporunun göz ardı edilmesi, park orman projesinin 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun” 14. ve “Milli Parklar Yönetmenliğinin” 5. maddesinde belirtilen yasaklarla çeliştiğine yönelik iddialar, konun aydınlatılmasını ve bilgilendirme yapılmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu bağlamda; 1- Orman ve Su İşleri Bakanlığı İstanbul 1. Bölge Müdürü Haluk Özder başkanlığındaki 4 kişilik komisyon tarafından hazırlanan Park Orman inceleme raporu neden değerlendirilmemiştir? 2- İstanbul 1. Bölge Müdürü Haluk Özder ile Şube Müdürü Umut Cebeci hazırladıkları Park Orman raporu nedeniyle görevden alındığı iddiaları doğru mudur? 3- Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Park Orman ve Hacet Deresi Tabiat Parkı’nın imara açılmasına verdiği olur hangi raporlara dayanmaktadır? Raporlar kim tarafından hazırlanmıştır? 4- Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Park Orman
ve Hacet Deresi Tabiat Parkı’nın imara açılmasına verdiği Olur’un dayanakları nelerdir? 5- Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Park Orman’ın imara açılmasına verdiği Olur ile İstanbul 1. Bölge Müdürü Haluk Özder ile Şube Müdürü Umut Cebeci hazırladıkları Park Orman raporu neden çelişmektedir? 6- Park Orman projesinin 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’na ve “Milli Parklar Yönetmenliği”ne uygunluğu hangi maddelere dayandırılmıştır? 7-Park Orman projesi nedeniyle kesilecek ağaç sayısı kaçtır? 8- Park Orman projesi nedeniyle zarar görecek bitki ve hayvan türleri nelerdir? 9 - Hacet Deresi tabiat alanında zarar görecek bitki ve hayvan türleri nelerdir? 10- Park Orman projesi nedeniyle ölecek yaban hayvanı sayısı kaçtır?
Şükrü Genç | Sarıyer Belediye Başkanı Hürriyet, 13.10.2014 İddia edildiği gibi Fatih ve Kuzey Ormanları’ndaki yapılaşmalara imar izni ve ruhsatı vermedik. Vermeyeceğiz. Sivil Toplum Kuruluşları’nın ve halkın içinde olmadığı hiçbir girişimin parçası da
istanbullkent almanagıl
olmadık, olmayacağız. Söz konusu çevreye olan duruşumuz dün ne ise bugün de odur. Serdar Bilgili | Yüklenici Firma Ortağı Hürriyet, 22.07.2014 Vatan, 20.12.2010 & 20.02.2014 Hürriyet, 05.11.2014 Proje kirletilmeye çalışılıyor. Projede ev, villa gibi yapılar olmayacak. Herkesin aklına gökdelen geliyor. Oysa biz buraya önemli bir şehir parkı yapıyoruz. Bu ihale için davet aldığımızda heyecanlandım. Zira İstanbullunun Hyde Park, Central Park ya da Chicago’daki Millennium Park kalitesinde nefes alabileceği bir alan yok. Fatih Ormanı 500 dönümlük bir alan. Eskiden Parkorman olarak işletilen bölüm bunun içinde 70 dönümlük bir alan olarak kalıyor. Ancak bu alan dışında çok geniş bir araziden söz ediyoruz. Projelendirme çalışmalarımız devam ediyor. Burada halkın koşabileceği, yürüyebileceği, kafelerinde restoranlarında oturabileceği bir konsept yaratacağız. Çok özel bahçeleri olacak. Bir Osmanlı ve Japon bahçesi düşünüyoruz. Yine burada açık hava konserlerinin gerçekleşebileceği bir alanda olacak. Konseptin tam anlamıyla hayata geçmesi 2-3 yılı bulabilir. Ancak biz en azından bu yaz 15.000 kişinin izleyeceği açık hava konserini burada düzenlemek istiyoruz Bürokratik işlemlerin sonuna gelindi. 2015 Ocak ayında Park Orman, Şubatta ise Galataport için düğmeye basacağız. Bu projelerde rezidanslar, dev yapılar olmayacak. Yapılacaklara karşı çıkan
insanlar, günün birinde ‘biz hata yaptık’ diyecekler. Konaklama alanları olacak. Ancak bunlar beton yığını şeklinde değil. Minik ahşap evlerden oluşacak. İstanbul’da büyük konser alanı yok. Önemli bir sanatçı geldiği zaman Rihanna veya U2 gibi statlarda konser veriyor. 5 bin kişilik konser alanı büyük turneleri karşılayamıyor. En az 15 bin kişilik salonlar olması lazım. Biz Parkorman’da havuz olan bölgeyi yere gömerek İstanbul’un en önemli konser alanını yapacağız. Tenis turnuvası, boks maçı ve konserlerin düzenleneceği 18 bin kişilik dünya standardında arena yapacağız. Yere gömülü, kapalı ve üstü yeşillik olacak. Bu arenaya en yakın proje Ülker Arena’dır. Bizim rakibimiz de burası olacak. Park Orman’da İstanbul için çok önemli bir proje olacak. Halkın hafta sonu gezebileceği bir mekan olacak. İstanbul maalesef alışveriş merkezlerinden (AVM) oluşan bir sosyal yaşantıya sahip olmaya başladı. Burada yaşayanların doğru düzgün bir parkı yok. Projede Doğuş Grubu ile ortaklığımız yüzde 50-50. Biz bu-
135
136
istanbullkent almanag覺l
istanbullkent almanagıl
rada Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın kiracısıyız. Herkes ağaçları kesip gökdelenler dikeceğimizi sanıyor. Öyle bir şey olmayacak. İstanbul’un en önemli parkını yapacağız. ABD’de önemli parklar dizayn etmiş mimarlarla ortak çalışacağız. #direnfatihormanı inisiyatifi | Basın Açıklaması #direnfatihormanı facebook sayfası, 08.12.2014 Fatih Ormanı’nda, Bilgili ve Doğuş gruplarının yaban hayatını yok sayan projeleri karşısında doğa, kent, orman savunucuları olarak örgütlendik. Ormanımızda yapılacak lüks lokantalara, 200 m²’lik bodrum ve çatı katı ile dört katlı villalara, stadyuma, katlı otoparka karşı çıkıyoruz. Hiç bir doğal varlığı tahrip etmeyeceği iddia edilen “yere gömülü kapalı ve üstü yeşil örtülü” yapıların, doğayı koruma yalanından ibaret bir perde ardında, ormanı ticarileştirme ve yok etme oyunları olduğunu tekrar hatırlatıyoruz! Fatih Ormanı üzerine yapılmak istenen bu projeye sessiz kalmak, Kuzey ormanlarının bütünlüğünün zarar görmesine, doğal yaşamın, sincapların, kurtların, domuzların yaşam alanları yok olmasına izin vermektir. Bizler, yaşam alanlarını yok edenlere izin vererek suçunuza ortak olmayacağız! Henüz imar planlarında bile olmayan projelerini büyük bir özgüven içinde açıklayanlar güçlerini sürdürdükleri ilişkilerden alıyorlar. Bizim dayanağımız ise evrensel koruma ilkeleri ve yaşam hakkı. Biz kişisel çıkarlarımızı değil, yaşamı ve doğayı savunuyoruz. Fatih Ormanında yaşayan her bir canlının yaşam hakkını savunmaya devam edecek; Bilgili, Doğuş veya ismi ne olursa olsun, ormanımıza göz diken herkesin karşısında olacağız. Ta-
rih yaşam hakkını savunan herkesi haklı çıkardığı gibi bizi de haklı çıkaracaktır ama siz bu projeye devam ederseniz telafisi mümkün olmayan bir tahribatın sorumlusu olacaksınız. Bu ülkenin geleceği olan çocuklar sizleri Kuzey Ormanları’nın İstanbul kapısı olan Fatih Ormanını “park” diye yutturup nakde çevirmeye çalışanlar olarak tarihe kaydedecektir. Ormanlarımızı dükkan belleyip kiralamaya çalışan, Bilgili ve Doğuş Ortaklığını son kez uyarıyoruz! Orman ne kiracısı olunacak, bir mal ne sizin o küçük ahşap villalarınıza manzara, ne dev konserlerinize pist, ne de doymayan gözünüze kestirdiğiniz stadyum, çarşı, otoparktır. Fatih Ormanı Ormandır. Direnen bir Orman! m
Görseller 1. Sarıyer Kent Savunması arşivi 2. #direnfatihormani inisiyatifi arşivi 3. kuzeyormanlari.org 4. kuzeyormanlari.org 5. Fatih Ormanı Tabiat Parkı Projesi tanıtım broşürü 6. #direnfatihormani inisiyatifi arşivi 7. #direnfatihormanı inisiyatifi arşivi 8. #direnfatihormanı inisiyatifi arşivi 9. #direnfatihormanı inisiyatifi arşivi
137
138
istanbullkent almanagıl
AĞUSTOS 2014
Caferağa Dayanışması tarafından bostana çevrilen Kadıköy Moda’daki afet toplanma alanı olan yeşil alana otopark yapmak amacıyla dozerin girmesi üzerine parkta nöbet başladı (Evrensel). Torba yasaya eklenen bir maddeyle, belediyelere taşınmazların tahsis edilmesi hakkı verildi. CHP Milletvekili İzzet Çetin durumu; “TÜRGEV’e tahsis edecek arsa kalmayınca sıra taşınmazlara geldi” şeklinde yorumladı (BirGün).
Üsküdar’da Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı’na ait olan ve deprem riski taşıdığı gerekçesiyle yıkılan Avni Başman İlköğretim Okulu arazisi, MEB’in itirazlarına rağmen dini ve sosyal tesis alanı olarak planlandı (BirGün). Maltepeliler, Küçükyalı’daki Karayolları arazisinin ilçe halkının yararına değerlendirilmesi için “130 Dönümü Biz İstiyoruz” başlığıyla imza kampanyası başlattı (Tünaydın).
Kurbağalı Dere’deki kanalizasyon sularının denize karışmasının yarattığı tehlikeye dikkat çeken Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, istenirse 4-5 ayda ıslah çalışmalarının bitirilebileceğini ve İBB yetkilerinin gelip bakmaları halinde konunun derhal çözülebileceğini belirtti (Gazete Kadıköy). Adı yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla gündeme gelen iş adamı Mehmet Cengiz’in Maltepe’de 2008 yılından beri proje yapmak amacıyla imarsız arazileri topladığı ortaya çıktı. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin; “İstanbul’da 100 milyar $ bu kirli işadamlarının cebine girdi. Rant dün olduğu gibi bugün de kesintisiz sürüyor, açtığımız hiçbir dava sonuçlandırılmıyor” dedi (Cumhuriyet).
Başbakanlık Ofisi olacağı iddia edilen Vahdettin Köşkü’ndeki inşaat çalışmaları için park alanının şantiyeye dönüştürülmesine site sakinleri tepki gösterdi (BirGün).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 Cengiz İnşaat’ın Hüseyin Avni Paşa Köşkü projesini onaylamayan koruma kurulunun, yerinde inceleme kararı almasının ardından, köşk çıkan yangınla inceleme yapılamadan kül oldu (BirGün).
Emek Sineması’nı yıkan Grand Pera’nın inşaatında, tescilli binaların hasar görmesi üzerine koruma kurulunun önlem alınmasını isteyen kararının 5 aydır uygulanmadığı ortaya çıktı. Kamer İnşaat’ın ortaklarından Eyüboğlu, “Hasarlı kısımlar zaten sökülecek” açıklamasını yaptı (BirGün).
TMMOB MO İstanbul Büyükkent Şubesi, Moda Bostanı’nı otoparka dönüştürecek ruhsatın iptalini istedi (BirGün).
Taksim Dayanışması üyesi olduğu için AKP’li belediyelerce işten çıkarılan TMMOB ŞPO YK Üyeleri Gürkan Akgün ve Süleyman Balyemez, işe iade davalarını kazandı (BirGün).
Yassıada ve Sivriada’nın planlarını bir kez daha değiştiren ÇŞB, yeni bir düzenleme ile TVKK’nın adalarla ilgili plan onama yetkisini üzerine aldı (Yurt).
Maliye Bakanlığı; TSK’nin kullanımında kalan alanları, aralarında Kuleli Askeri Lisesi’nin de bulunduğu Hazine arazilerini satmaya hazırlanıyor (Aydınlık).
Levent İETT arazisinin planları, TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin açtığı dava sonucunda bir kez daha iptal edildi (Cumhuriyet). ÇŞB tarafından hazırlanan plan ile Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi yerine otel yapılacak (Cumhuriyet). Emlak Konut GYO’nun ortaklığında yapılan Zekeriyaköy Toplu Konut projelerine, TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin açtığı dava sonucunda Danıştay 6. Dairesi’nde yürütmeyi durdurma kararı çıktı.
istanbullkent almanagıl
AĞUSTOS 2014
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığının son günlerinde, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında “milletin a… koyacağız” ifadesi ile gündeme gelen Cengiz İnşaat’a Maltepe Dragos’ta yer alan Hazine’ye ait taşınmazları devrettiği ortaya çıktı (Cumhuriyet).
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli; içinde Validebağ Korusu’nun da bulunduğu doğal sit alanlarının yapılaşmaya açılmasıyla ilgili soru önergesini Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdi (Haber Ekspres). 17 Ağustos depreminden sonra “en hayati tedbir” olarak sunulan kentsel dönüşüm, deprem riski yüksek bölgeler yerine rantın yüksek olduğu alanlarda gerçekleştirildi (Zaman). 2009 yılındaki sel felaketiyle 25 kişinin öldüğü Ayamama Deresi’ne 391 konutluk rezidans projesi yapılacağı ortaya çıktı (Yurt).
Cihangir’de 17. yy’a ait arkeolojik kalıntıların üzerine 12,5 m yüksekliğinde konut inşaatını öngören imar planı, semt sakinlerinin açtığı dava ile iptal edildi (BirGün). Fatih’teki Darülfünun Alt Geçidi’nin yenileme çalışmaları nedeniyle Beyazıt Meydanı şantiyeye döndü (Zaman).
Ağva Otoyolu Projesi ile Türkiye’nin en önemli eko-turizm bölgelerinden Ağva’nın olumsuz etkileneceğine dikkat çekmek isteyen Küçük Oteller Derneği, KB ve kamuoyuna otoyol hattı güzergahının değiştirilmesi için çağrıda bulundu (İstiklal).
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Kandilli Rasathanesi; İstanbul’un Tokyo ve San Francisco’nun ardından geldiğini açıkladı (Cumhuriyet). Rasathane Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, büyük bir depremde İstanbul’daki yapıların yaklaşık 30 binin ağır hasar göreceğini belirtti (Yeni Mesaj).
İKS Galataport’un ÇED toplantısını protesto ederek toplantının yapılmasını engelledi. İKS adına konuşan Prof. Dr. Zerrin Bayraktar; “Yasal prosedür gereği yapmaları gereken ve bu projede halkın katılımının olduğu yalanını söyleyecekleri mecralar için yapılan bu ÇED toplantısı, bizim nazarımızda hiçbir meşruiyete sahip değildir” dedi (BirGün). 17 Ağustos’tan sonra afet toplanma alanı olarak belirlenen 470 alanın yarısının imara açıldığı tespit edildi (Büyükçekmece).
KOS’un çağrısıyla bir araya gelen yurttaşlar, Fatih Ormanı’na yapılması planlanan inşaatlara karşı eylem yaptı (BirGün).
KVKBK; Validebağ’daki Adile Sultan Kasrı’na izinsiz mermer döşenmesi ve kendilerinden izin alınmadan başlayan otopark inşaatı için soruşturma açılmasını talep etti (Evrensel). Avrupa Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı’nda konuşan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay; “Türkiye’de bütün konutları gözden geçiriyoruz. Yıkılması gerekenler yıkılıyor ve yerine yenisi yapılıyor. Tabii ciddi bir finansman istiyor bu. Biz hükümet olarak bu finansmanı göze aldık. Bunu depreme karşı mücadelenin en önemli ve kalıcı yöntemlerinden birisi olarak da görüyoruz. Bunun adına kentleşme, kentsel dönüşüm projesi diyoruz” dedi (Yeni Devir). Üsküdar’da inşaatı devam eden Çamlıca Camisi’nin minareleri yükselmeye başladı (İstanbul).
139
EYLÜL 2014 ATAKÖY-KAZLIÇEŞME TURİZM MERKEZİ
istanbullkent almanagıl
“Tıraşlayın dedim. Hiçbir şey yapmadılar. O nedenle çok kırıldım, 5 yıldır konuşmuyorum” (Dönemin Başbakanı R. Tayyip Erdoğan’ın, 16/9 Projesi müteahhidine sitemi)
TARİHLERLE ATAKÖY-KAZLIÇEŞME TURİZM MERKEZİ
B
ölgenin 1989 yılında Turizm Merkezi ilan edilmesinin ardından, alan ilişkin 1998 yılından 2014 yılına kadar birçok kez planlar hazırlanmış, planların yürütmesi durdurulmuştur. Ataköy Turizm Merkezi Alanı 774 ada 6–31, 61 ve 52 parsellerden oluşmakta, 52 parselin bir kısmı 2007 yılında Ottoman Gayrimenkul’e satılarak 57 numaralı parsel olmuştur. Söz konusu alan, 2013 ve 2014 tasdik tarihli meri planlarda Turizm+Ticaret+Konut kullanımı olarak önerilmektedir.
Bölgeye ilişkin kronolojiye bakıldığında, ilk müdahalenin 18.12.1985 günü 774 ada 6–31 parsellerin bulunduğu bölgede bulunan 1900 yılından önce inşa edilen yapıların ‘eski eser’ olduğu hükmü getirilmesiyle gerçekleştiği görülür. 13.01.1986’da ise alanda bulunan parsellerden birisi (6) Maliye Hazinesinden kamu hizmeti için Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na tahsis edildi. 1989 ve 1989 yıllarında, 774 ada 6–31 parsellerdeki mevcut yapılar İstanbul I Numaralı KTVKK tescil kapsamına alındı. Tescil kararından hemen önce, 13.09.1989’da
ise Kazlıçeşme Mahallesi’nin de içinde bulunduğu alan Ataköy Turizm Merkezi ilan edildi. 17.12.1990’da İBB, MSB ile yapılan protokole göre 774 ada 6–31 parsellerin kendilerine devrini istedi. Bu esnada, 06.05.1991’de 774 ada 6–31 parsellere dair avan proje çalışmaları İTÜ Çevre ve Şehircilik Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütüldüğüne dair bilgi İBB’nin KVKK’ye yazdığı ile bir yazı ile anlaşıldı. 20.11.1998 günü KTB’nin, Ataköy Turizm Alan Planı’nı (Zeytinburnu Kısmı) onaylamasının Şubat
141
142
istanbullkent almanagıl
İstanbul’un fethinin ardından Yedikule Hisarı inşasından sonra ilçede tabakhaneler kurulmuştur. Bu oluşan dericilik merkezine kurulan Kazlıçeşme Camisi ve çevresinin ilçedeki ilk iskan alanı olduğu kabul edilir.
1998’de Ataköy Turizm Merkezi ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı hakkında, Kıyı Kanunu’na aykırı olduğu, planların KTB tarafından hazırlanmadığı gerekçeleri ile iptaline karar vermesi istemiyle TMMOB MO İstanbul Büyükkent Şubesi, TMMOB HMO İstanbul Şubesi ve Celal Beşiktepe tarafından dava açıldı ancak Kasım 1999’da Danıştay 6. Dairesi davayı reddetti. 03.12.2001 günü 1/1000 ölçekli Ataköy Turizm Merkezi UİP (Zeytinburnu Kısmı) Revizyonu onaylandı. 13.04.2006’da ise Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem Planı kapsamında belirlenmiş hedefler doğrultusunda KTB tarafından hazırlanan 1/5000 Ölçekli Ataköy Turizm Merkezi NİP onaylandı. Hemen ardından, 20.10.2006’da, 1/1000 Ölçekli Ataköy Turizm Merkezi UİP onaylandı. Yak-
laşık 2 ay sonra, 21.12.2006 günü, 774 ada 6–31 parseller TOKİ ve MSB arasında imzalanan ve “Türk Silahlı Kuvvetlerinin İhtiyacı Olan HAİT (Harekat Alarm İskan Tesisi) ve İGVPY (İç Güvenlik Vardiya Personeli Yatakhanesi)Yapılması Karşılığında Arazi Devrini Öngören Protokol” gereği TOKİ’ye mülkiyet devri yapıldı. Yine Aralık 2006’da Zeyport projesinin ön ihalesini 6,5 milyon YTL’yle Rönesans-Koçhan grubu kazandı. Yatırımı gerçekleştirmek üzere kurulan ATAPORT Turizm Gayrimenkul Yatırım ve İnşaat A.Ş, ilk yılın kirası olan 16,5 milyon YTL’lik (KDV dahil) tutarı da sözleşmenin imzalanmasından önce Hazine’ye ödedi. Nisan 2007’de, 13.04.2006 onanlı Bakırköy ve Zeytinburnu İlçeleri kapsamında kalan 1/5000 Ölçekli Ataköy Turizm Merkezi NİP’nin ve plan notlarının iptali istemiyle İBB tarafından açılan davada, Danıştay 6. Dairesi yürütmeyi durdurma talebini reddetti. 15.06.2007’de onanlı planlar yapılan itirazlar doğrultusunda revize edilerek yeniden askıya çıkarıldı. 09.07.2007 günü Zeytinburnu Yat Limanı Projesi (Seaport) için bölgeyle ilgili NİP ve UİP KTB ta-
rafından onaylandı.12.09.2007 tarihinde Emlak Konut GYO tarafından düzenlenen ihalede, Zeytinburnu’nda 774 ada ve 52 parsel numaralı 15.500 m2 büyüklüğündeki arsayı 87.000.000 TL + KDV bedelle Ottoman Gayrimenkul satın aldı. Söz konusu arsa imar uygulamaları sonrasında 774 ada ve 57 parsel olarak numaralandırıldı ve
Dericilik semti Kazlıçeşme Fatih Sultan Mehmet Kazlıçeşme’de 360 adet tabakhane, 33 de salhane inşa ettirmiştir. Salhanede kesilen hayvanların içyağları mum yapımında kullanıldığı için bölgede ayrıca mumhaneler de inşa edilmiştir. Kirişhane semtinin ismi, kesilen hayvanların bağırsaklarının işlendiği kirişhanelerden gelmiştir. 1993 yılında İBB tarafından yıkılana kadar Kazlıçeşme’nin deri fabrikaları ve tesisleri 540 yıl faaliyetlerini sürdürmüş ve Türkiye’nin en önemli deri işleme bölgesi olmuştur. Bizans döneminden itibaren suyu ile ünlü olduğu belirtilen Kazlıçeşme’de hem semte adını verdiği rivayet edilen 1537’de yapılmış kaz figürü olan çeşme hem de Ayia Paraskevi ayazması varlığını halen sürdürmektedirler.
istanbullkent almanagıl
13.534 m2 olarak tescil edildi. Ekim 2007’de TMMOB MO İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından 09.07.2007 onanlı 1/5000 Ölçekli İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Deniz Turizmi Tesisleri NİP ve 1/1000 Ölçekli UİP’nın yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açıldı. Aralık 2007’de ise Rönesans-Koçhan Ortak Girişimi’nin aldığı Zeytinburnu Yat Limanı projesine Danıştay 6. Dairesi, Turizm Bakanlığı’nın yaptığı plan için bakanlığın savunmasını alma kararı verdi. Haziran 2009’a gelindiğinde, Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği tarafından Ataköy 1. Kısım’ın kentsel sit alanı olarak tescil edilmesi için KTVKK’ye yapılan başvuru sonucunda kurul tarafından bölgenin kentsel sit alanı olarak tescil edilmesinin uygun bulunmadığına kararı verildi. Projede revizyon yapıldıktan sonra (bina yükseklikleri ilk projede 30 ve 50 metre arasında değişirken bu yükseklikler 15.5 ve 24.5 metreye çekildi) Mayıs 2010’da Danıştay 6. Dairesi TMMOB Şehir Plancıları Odası’nın yaptığı başvuruyu reddetti ve imar planlarının yürürlükte olduğuna karar verdi. Ancak Ekim 2010’da Ot-
toman Gayrimenkul Ottomare Suites projesi için yapı ruhsatı alındı.
kat olarak tasarlanan binaların yüksekliğinin yeni haliyle 5 ile 7 kata çekildiği ifade edildi.
Ancak 15.03.2011 günü Danıştay 6. Dairesi 01.08.2001 tarihli 1/5000 ölçekli revizyon NİP’nı iptal etti. 05.05.2011’e gelindiğinde ise KTB tarafından 1/5000 Ölçekli Zeytinburnu ilçesi, Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Deniz Turizmi Tesisleri Revizyon NİP onandı. Onaylanan bu plana Eylül 2011’de TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından dava açıldı. 13.01.2012 tarihinde bölgedeki kat yüksekliği İBB Meclisi tarafından “Tarihi Kent Merkezi Görünümünü (Silüetini) Etkileyen Alanlarda Olumsuz Yapılaşma Koşullarının Engellenmesine Yönelik 1/5.000 Ölçekli NİP Plan Notu İlavesi” kararına uygun olarak 70 metre olarak sınırlandırıldı. Ağustos 2012’de TMMOB ŞPO Danıştay 6. Dairesi’nin aldığı karara yeniden itiraz etti ve itirazı değerlendiren Danıştay Dava Kurulu, imar planını iptal etti. Bu karar nedeniyle İBB tarafından projede revizyona gidildi. 710 bin metrekarelik inşaat alanı 350 bin metrekareye düşürüldü, 140 bin metrekarelik yeşil alan 300 bin metrekareye çıkarıldı. Projenin ilk halinde 40 ve 50
25.12.2013’te ÇŞB tarafından hazırlanan Zeytinburnu İlçesi, Kazlıçeşme Mahallesi, 774 ada 57 sayılı parsele ait 13.534 m²’lik Ataköy Turizm Merkezi’nde kalan alana ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli NİP Değişikliği ve 1/1000 ölçekli UİP Değişikliği teklifi tadilen onaylandı ve askıya çıktı. Aynı ay, 2007 yılında 774 ada 57 parseldeki arsası turizm bölgesi kapsamında 2,5 emsal imar izniyle planlanan Sinpaş Holding’e ait Ottomare Suites projesinde kat yüksekliği İstanbul Sanayi Bölgelerine Ait Talimatname (1947) Kazlıçeşme ve Zeytinburnu Sanayi alanı olarak tanımlanmıştır. Sanayi alanlarının kurulması, Balkan göçmenlerinin yerleşmesi, 1950’lerle birlikte kırdan kente göçün tetiklenmesi ve Menderes operasyonları sürecinde evsiz kalanların da eklenmesiyle Zeytinburnu yerleşmesi kısa bir sürede genişlemiş ve İstanbul’un ilk gecekonduları ortaya çıkmışlardır. Bu gecekondular, vakıflar idaresi, belediye ve hazine arazileri üzerine inşa edilmişlerdir.
143
144
istanbullkent almanagıl
Gecekondu mahallelerinin gelişmesi ve buradaki nüfus yoğunluğunun artması 1950’lerde Zeytinburnu’nun yönetsel açıdan düzenlenmesine sebep olmuştur. 1953’te Bakırköy ilçesinin bucak merkezi haline getirilen Zeytinburnu 1957’de ilçe yapılmıştır.
ÇŞB İstanbul İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen yeni imar planına göre, önceki planlarda 115 metre iken 86 metreye çekildi. 2014’e gelindiğinde, alana ilişkin ilk haber, 20.03.2014’te bölgeye ilişkin 1/5000 ölçekli NİP ve 1/1000 ölçekli UİP’na askı süreci içinde yapılan itirazların değerlendirilmesi suretiyle hazırlanan 1/5000 ölçekli NİP Değişikliği ve 1/1000 ölçekli UİP Değişikliği onaylanması oldu.
Zeytinburnu ayrı bir ilçe olmuştur. Kurulan yapı kooperatiflerinin gecekondu mahallelerini yanında yeni mahalleler oluşturmuştur. 1960’lara kadar nüfus artık 90.000’lere yaklaşmıştır.
Devamında, 29.04.2014 günü ÇŞB Zeytinburnu İlçesi, Kazlıçeşme Mahallesi 774 Ada 61 Parsele ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli NİP Değişikliği ve 1/1000 ölçekli UİP Değişikliği teklifi tadilen onaylandı. 15.09.2014’te Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı “Zeytinburnu’nda yapılacak kruvaziyer liman için yüzde 85 oranında bir inşaat yoğunluğu vardı. Başbakanımızın talimatıyla bunu yüzde 35’e düşürdük. Liman geniş şekilde zemine yayılarak, tarihi surlarının boyunu geçmeyecek.” açıklamasında bulundu. KTB’ce 05.05.2011 tarihinde onaylanan 1/5000 Ölçekli İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Deniz Turizmi Tesisleri Revizyon NİP ve 1/1000 Ölçekli İstanbul Ataköy Turizm Merkezi Kazlıçeşme Deniz Turizmi Tesisleri Revizyon UİP’nin öncelikle yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan davada 14.10.2014 tarihinde plan iptal edildi. ÇŞB tarafından hazırlanan 19.11.2013 onanlı İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, Kazlıçeşme Mahallesi, 774 ada 6 ve 31 sayılı parsellere ilişkin 1/5000 öl-
İstanbul’da özellikle 1950’lerden sonra artan konut ihtiyacını karşılayabilmek için Emlak ve Kredi Bankası İstanbul’un çeşitli bölgelerinde toplu konut mahalleleri kurma görevini üstlenmiştir. 1950’de Levent, daha sonra Koşuyolu ve 1958’de Ataköy toplu konut projeleri birbiri ardına gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Ataköy 1958 yılından başlayarak çeşitli dönemlerde yapılmış toplu konut ve tesislerden oluşan, Bakırköy İlçesine bağlı mahalleler grubudur.
çekli NİP ve 1/1000 ölçekli UİP Değişikliğinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle 07.03.2014 tarihinde açılan dava halen devam etmektedir. TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi’nin, ÇŞB tarafından hazırlanan 29.04.2014 onanlı İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, Kazlıçeşme Mahallesi, 774 Ada 61 Parsele ilişkin 1/5000 Ölçekli NİP ve 1/1000 Ölçekli UİP Değişikliğinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptali ve iptali talebiyle 04.09.2014 tarihinde açtığı dava halen devam etmektedir m
istanbullkent almanag覺l
145
146
istanbullkent almanagıl
YORUMLARLA ATAKÖY-KAZLIÇEŞME TURİZM MERKEZİ Sahildeki inşaata itiraz var | Şükran Pakkan Milliyet, 16.04.2011 TOKİ’nin Ataköy sahil şeridindeki 80 dönümlük araziyi satmasına başından beri karşı çıkan Ataköylüler, ihaleyi kazanan inşaat şirketinin onay bekleyen turizm merkezi projesinin görüntülerini “ele geçirdi” ve seslerini yükseltiyor. Ataköy sahilinde otel ve kongre merkezi inşasını kapsayan projenin deniz kıyısını betonlaştıracağını, doğal yapı ve ekolojik dengeyi bozacağını söyleyen Ataköylüler, parselin dere yatağında yer alması nedeniyle de büyük tehlike arz ettiğini savunuyor. Sahili düzenleme ve turizme açma amacı taşıyan, Özyazıcı İnşaat Karadeniz Örme Proje Ortaklığı tarafından yürütülen “Ataköy Nishmarin Turizm Kompleksi” isimli proje, Ataköylüler tarafından sahili kullanma haklarının ellerinden alındığı ge-
rekçesiyle eleştiriliyordu. Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Prof. Dr. Ayfer Kaynar, “TOKİ’nin Sahile Duvar Projesi” adını verdiği projeye karşı çıkıyor. Kaynar yeni planın ile Ataköy sahiline toplam 188 bin metrekare inşaat yapılmasına olanak verildiğini iddia ediyor: “Bu, sahili betonlaştırma projesidir. Bu proje ile tabiat varlığımız ve zenginliğimiz para için yok edilecek. ‘Halka denize ulaşacak alan bıraktık’ denmesine rağmen, projede halka terk edilen alanın dar bir patikadan ibaret...” “Sahilde gökdeleni özendirme projesi” olarak nitelediği inşaatın doğal güzellikleri ve ekolojik yapıyı yok edeceği, bundan ağaçların da payını alacağı konusunda endişeli Prof. Kaynar: “Bu ağaçların içerisinde 2863 sayılı kanun çerçevesinde tescilli anıt ağaçlar da bulunuyor. Tescilli
istanbullkent almanagıl
ağaçların taşınması öneriliyor. Kısaca, ağaçların korunması için binayı taşımak yerine, beton blok için yüzyıllık ağaçların taşınması için bilimsel yol aranıyor.” TOKİ’nin hasılat paylaşımı yöntemiyle geçen yıl temmuz ayında düzenlediği ihaleyi 447,15 milyon lira teklif veren Özyazıcı İnşaat-Karadeniz Örme Sanayi İş Ortaklığı kazanmıştı. Arazide yapılması planlanan proje, otel, apart otel ve kongre merkezi yapımına izin veriyor. Henüz tüm ayrıntıları kamuoyuna açıklanmayan projenin tamamlandığında Galataport ve Çırağan Sarayı’ndan sonra sahili olan en büyük üçüncü proje olması planlanıyor. İnşaat şirketi yetkilileri, konut yapıp yapmayacakları belli olmamasına rağmen satış ofislerine yüzlerce kişinin isim yazdırdığını açıklamıştı. Ataköy’de imar sahile indi | Cafer Can ve Cihan Acar Zaman, 22.09.2013 Mimar Deniz Kayabay’a göre Ataköy sahilinde imar koşullarına göre 50 bin metrekare civarı bir sahada toplam inşaat alanı 100 bin metrekare olmalıyken, burada 225 bin metrekarelik inşaat ruhsatı verildi. Ataköy’ün onda biri kadar araziye Ataköy’ün toplamı kadar inşaat yapılacak. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kıyıları denetledikten sonra düzeltilmesi için talimat verdiği sahil yapılaşması İstanbul’da da ortaya çıktı. Ataköy’deki 412 bin metrekarelik sahil şeridi şantiye alanına döndü. Son 5 yılda yeni projelerle birlikte sahilde dev yapılar yükseliyor. Ataköy’ün onda biri kadar araziye Ataköy’ün toplamı kadar inşaat yapılacağı iddia ediliyor.
İstanbul, siluet tartışmalarının çıkış noktası Zeytinburnu sahilinde yapılan binayı aşacak yeni bir problemle karşı karşıya. Başbakan Tayyip Erdoğan bu binayla ilgili olarak, “Sahibiyle konuştum, tıraşlayın dedim ama hiçbir şey yapmadılar, o yüzden çok kırıldım, 5 yıldır konuşmuyorum.” demişti. Ataköy’de bulunan 412 bin metrekarelik bir sahil şeridi inşaat şirketlerinin şantiye alanına döndü. Yeni projelerle Ataköy’ün onda biri kadar araziye Ataköy’ün toplamı kadar inşaat yapılacağı belirtiliyor. Sahilde yapılacak yüksek katlı binalar, ulaşım ve altyapı sorunlarını beraberinde getirecek. Türkiye’de ‘örnek proje’ olarak yapılan Ataköy’de sahilin doğal ve fiziki yapısı da tehdit altında. Bilirkişi raporuna göre kıyı kenar çizgisi yanlış tespit edilen bölge yoğun yapılaşmaya uygun değil. Arsa sahibi kuruluşun yetkilileri yoğun yapılaşmayı kabul etmekle beraber, “Projenin, sahili halka açacak şekilde revize edileceğini” ifade ediyor. Kıyı Kanunu gereği deniz kumsalının karayla birleştiği kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde 50 metreye kadar olan mesafede kalıcı yapı yapılamıyor. Kıyı kenar çizgisinden sonra alüvyonlu dolgu alanlarında da yapılaşma için imar sınırlamaları var. Buna rağmen yapılacak binaların projelerine göre 70 metre boyunda 24 katlı binalar Ataköy sahilinde yükselecek. İnşaata açılan alan ise bölgede tetkik yapan bilirkişi raporlarına göre yoğun yapılaşmaya uygun değil. Sahil şeridinde şu anda çalışması süren üç büyük inşaat alanı bulunuyor. Bunlardan ilki Ataköy 5. Kısım’da bulunan bir şirketin inşaat faaliyeti yürüttüğü ‘rezidans ve otel’ alanı. Onun 500 metre ilerisinde hasılat paylaşımı ile bir özel şirket ortaklığına tahsis edilen lüks konut projesi bulunuyor.
147
148
istanbullkent almanagıl
Tarihi baruthane binalarının bulunduğu parselde ise yine bir ortak girişim firması inşaata başlamış durumda. Bir başka özel şirketin satın aldığı arazide ise henüz inşaat yok. Ataköy sahili ile ilgili bir diğer tartışma konusu ise bölgenin kıyı kenar çizgisi. Deniz ile kara arasında kalan kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alüvyon dolgu alanlarının doğal yapısı yoğun yapılaşmaya elverişli değil. İnşaata açılan alan ise bölgede tetkik yapan bilirkişi raporlarına göre dolgu alanı. Kıyı kenar çizgisi doğru tespit edilirse bu alanda yer alan projelerin imar koşulları değişecek. Yapılacak projeleri mahkemeye veren ve projelerin yapılacağı kıyı alanlarının vatandaşın ortak malı olduğunu vurgulayan Ataköy 1. Kısım Güzelleştirme Derneği, projelerin Ataköy sahilini halkın kullanımına kapatacağını belirtiyor. Kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi ile ilgili derneğin açtığı dava sürüyor. Bilirkişi raporuna göre yapılaşmaya açılan bu alanın neredeyse tamamı kıyı kenar çizgisinin önünde. İddiaya göre Ataköy’de usulsüz bir kıyı kenar çizgisi belirlenmiş. Bu çizgi doğal sınırlara göre değil yapay olarak, parsel sınırlarına göre saptanmış. Planlı yapılaşmaya örnek olacak şekilde tasarlanan Ataköy’de sahil şeridinin yoğun yapılaşmayla birlikte özelliğini yitireceğini düşünen mahalle sakinleri, “Burada projeler biterse 17’ye yakın blok yapılacak. Sahilimiz, yeşilimiz, manzaramız, rüzgarımız yani her şeyimiz gidiyor.” diyor. Ataköy 1. Kısım Güzelleştirme Derneği, arsa sahibi şirketin kendi uygulama projelerinde imar koşullarını da belirlemesinin yanlış olduğunu belirtiyor.
Ataköy sahilinde yapılaşmaya açılan alanda zemin risk taşıyor. Kıyı kenar çizgisinden sonra alüvyonla doldurulmuş alanda yapılaşma için belli imar sınırlamaları var. Ataköy Güzelleştirme Derneği üyesi mimar Deniz Kayabay, “Bu bölge imar planlarında turizm tesis alanı olarak geçiyor. Dolayısıyla sadece turizme yönelik tesis yapılabilir. Ancak bu bölgede firmalar apart otel adı altında rezidans yani konut yapıyor. İmar planlarında toplam inşaat alanı konut yapılırken yarıya düşer. Bu bölgede turizm alanının yapılaşma koşulları kullanılarak fazladan konut yapılıp satılmış oluyor.” dedi. Ataköy sahilinde imara açılacak alanda üç büyük parsel bulunuyor. Bunlardan ilki Ataköy Konakları’nın yanından başlayıp yeni yapılacak ‘bir otel binası ve rezidansa’ kadar olan alan. İnşaatın başlamadığı bu alanda 4 blok apart otel yapılacağı iddia ediliyor. İmara açılan ikinci parsel ise tarihi baruthane binalarının olduğu alan. Bu parselin 30-40 dönümlük bir parçası bölünerek ayrı bir parsel olarak ayrıldı. Yabancı ortaklı bir firma tarafından satın alınan bu alanın arka blokunda rezidans olarak inşaat çalışmaları başlamış durumda. 435 metrekare civarındaki bu dairelerin fiyatı 2,6 milyon Euro. Bu inşaatın kaba inşaatı bitti, ince işleri devam ediyor. Ayrılan parselin kalan kısmı ise tarihi baruthane binalarının içinde olduğu alan. Burası da hasılat paylaşımıyla bir özel şirkete verilmiş durumda. 4 blok yapılacak bu sahada şantiye binaları kurulmaya başladı. Alandaki üçüncü büyük parsel de bir özel şirket ortaklığına yine hasılat paylaşımı yoluyla verilmiş.
istanbullkent almanagıl
Hasılat paylaşımında şirket, binaları yapıp satıyor ve geliri arsanın sahibi olan şirketle paylaşıyor. Bu alanda 5 tane yüksek katlı binanın yapımı başladı. Bu alandaki projenin metrekare fiyatının yaklaşık 26 bin lira olduğu ifade ediliyor. Ataköy sahilindeki imar koşulları hakkında bilgi veren Mimar Deniz Kayabay şu açıklamada bulundu: “Yeni projelerle, Ataköy sahilinde izin verilen inşaat miktarının üç katı kadar yapılaşma olacak. Buradaki imar koşullarına göre 50 bin metrekare civarında olan bir sahada toplam inşaat alanı 100 bin metrekare olmalıyken burada
225 bin metrekare inşaat için ruhsat verilmiş. Yapılacak binalar 70 metre yüksekliğinde, ortalama 24 kat olacak. Binalar bittiğinde 17’ye yakın blok olacak ve 1 milyon metrekareye yakın oturma alanı ortaya çıkacak. Bu, Ataköy’deki yapılaşmanın toplamından daha fazla. Ataköy’ün onda biri kadar araziye Ataköy’ün toplamı kadar inşaat yapılacak. Burasının yoğunluğu düşük olmalı, Ataköy gibi olmalı.” m
149
150
istanbullkent almanagıl
BASINDA ATAKÖY-KAZLIÇEŞME TURİZM MERKEZİ Ataköy’de bilirkişi raporu: Her şey yanlış! | Ömer Erbil Radikal, 13.05.2014 Ataköy sahildeki inşaatların yapımına izin veren 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları için İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde açılan davada bilirkişi, planların iptaline yol açacak bir rapor hazırladı. 3 kişilik bilirkişi heyeti planların deprem riski göz önüne alınmadan hazırlandığından, kıyı kullanımının kamuya kapatıldığından ve 70 metre yüksekliğin sakıncalarından söz ederek planların ‘planlama ilke ve teknikleri ile kamu yararına uygun olmadığı’ sonucuna ulaştı. Mahkeme bilirkişinin raporuna uyarsa Ataköy sahilde halihazırda devam eden inşaatların tümü duracak. 2001’de TOKİ’ye devredildi İstanbul’da Bakırköy ilçesi Ataköy sahili Zeytinlik Mahallesi’nde tescilli
Baruthane Yapılar Topluluğu’nun bulunduğu 412 bin metrekarelik arazi, Emlakbank ve TOKİ arasında imzalanan 14 Aralık 2001 tarihli protokolle TOKİ’ye devredilmişti. ‘Turizm alanı’ ilan edilen arazi parsellere bölünerek otel, AVM, akaryakıt istasyonu, rezidans ve benzeri fonksiyonlar tanımlandı. Bina yüksekliği 70 metre olarak belirlendi. TOKİ araziyi parsellere ayırarak satışa çıkardı. Bir kısmını da gelir paylaşımı yöntemiyle verdi. AVM, otel, rezidans konut inşaatları yapıldı Ataköy 2. Kısım karşısındaki 174 parsel hasılat paylaşımı esasına göre Karadeniz-Örme ortaklığına verildi, arazilerin bir kısmında inşaatlara başlandı. Tarihi Baruthane binalarının olduğu 160 parsel ise hasılat paylaşımı yöntemiyle Çelebican A.Ş.’ye verildi. ‘Blumar’ isimli projeyle AVM ve otel-rezidans planlandı. 181 parselde Simpaş evlerinin in-
istanbullkent almanagıl
şaatları yeni başladı. 182 parselde ise Bosphorus otelin inşaatı tamamlandı. Mimarlar Odası inşaat ruhsatlarının iptali için 160, 174 ve 182. parseller için dava açmış İstanbul 9. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Ancak daha sonra 174 ve 182. parseller için yürütmeyi durdurmayı kaldırmıştı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Ayfer Kaynar tüm bu inşaatların yapımına onay veren 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarında yapılan tadilatların yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek iptal istemiyle İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde geçen yıl dava açtı. Mahkeme Yrd. Doç. Dr. Ercan Koç, Doç. Dr. Oya Akın ve Doç. Dr. Yiğit Evren’i bilirkişi tayin etti. Mahkeme bilirkişilerden şu soruları cevaplamasını istedi: ‘‘Planlarda revizyon yapılmasını zorunlu kılan nedenler var mı? Dava konusu imar planları üst ölçekli plana uygun mu? Plan notunun taşınmazlara getirdiği fonksiyon, yoğunluk, ulaşım, çevresel etkiler yönünden irdelenmesi ve planların şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına uygun mudur?” Bilirkişi yerinde yaptığı inceleme sonucunda fotoğraflarla hazırladığı raporu 21 Nisan 2014 günü mahkemeye teslim etti. Raporda özetle şu itirazlar yapıldı: ‘‘İmar tüzesi gereği 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’ndan (ÇDP) sonra 1/25 binlik ÇDP hazırlanmadan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı hazırlanmasının ve mevcut planda değişiklik yapılmasının uygun olmadığı, bu durumun üst ölçekli bir plan denetimine olanak sağlamamaktadır.’’
‘‘Çevre yapılaşma koşullarının üzerinde yapılaşma hakları, silueti olumsuz etkileyen yapı yükseklikleri, getirilen yapılaşma yoğunluğunun ortaya koyacağı ulaşım ve altyapı problemlerinin bütüncül değerlendirilememesi, kentsel kamusal kullanıma konu donatı alanları içermeyen bir içerik nedeniyle planlamanın varoluş sebebine aykırı yaklaşımlar sergilenmektedir.’’ ‘‘Parsellerin komşuluğunda tescilli yapılar (Baruthane) yer almaktadır. İmar mevzuatı tescilli parsel komşuluğundaki yapılaşmalarda mevcut tescilli eserlerin yapılaşma hakları, dokusu vb. ile birlikte değerlendirme gerektirmektedir. Bu gereklilik dava konusu parselleri içeren Nazım İmar Planı’nda izlenmemektedir.’’ ‘‘Parsellerde bilirkişi keşfi sırasında önceden tescil edilmiş ağaçların korunup korunmadığı konusunda bilgi edinilememiştir. Keşifte bilirkişi heyetine mevcut bir adet tescilli ağaç gösterilmiştir.” ‘‘Vaziyet planında tanımlanan işlevlerin özel kullanıma konu olduğu, kıyı arkasındaki toplumun, kıyıyı kullanmasına olanak tanıyacak kamusal işlevlere konu edilmemiştir. Kıyıya erişim 10 metrelik yaya yolu ile sağlanmaktadır. 10 metrelik yaya yolu 3621 sayılı Kıyı Kanunu’na aykırı olduğu, zira kıyı kenar çizgisinin önünde yapılaşmaya (yol dahil) olamayacağı, sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir kuralına rağmen yapı yaklaşma sınırı ile kıyı kenar çizgisi arasındaki mesafe yer yer 40 – 45 metreye düşmektedir.’’ ‘‘Siluet çalışması sonucunda belirlenen 70 metre yapı yüksekliğinin hangi kritere bağlı olarak ta-
151
152
istanbullkent almanagıl
nımlandığı tam anlamı ile belirsizlik ortaya koymaktadır. Bir başka deyişle kentin kıyı bandında 70 metrelik yapı yüksekliğinin belirlenmesi, kıyı arkasının, kıyı ile ilişkisinin kopartıldığı ve kıyı arkasında duvar etkisinin oluşturduğu bir yapılaşma düzeni tanımlaması açısından son derece olumsuzdur. Siluet yönetmeliği ile belirlenen maksimum yükseklik değeri bütüncül plan çalışmaları kapsamında yoğunluk kademelenmesi yapılarak yüksek yapıların yapılabilmesine olanak sağlanabilecek alanlarda verilebilecek maksimum değeri ifade etmekte, bu değerin her yerde özellikle kıyı bandında verilebilmesi anlamına gelmemektedir.” ‘‘Deprem Master Planı’nda yer alan analiz çalışmalarında ‘sıvılaşma hassaslığı yüksek bölgeler’ olarak tespit edilen ve deprem kaynağına son derece yakın konumdaki Ataköy bölgesinde, yoğun ve yüksek yapılaşma son derece önemli bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır.’’ Bu tespitler sonucunda bilirkişi şu sonuca ulaştı: ‘‘Bilirkişi heyetimiz davaya konu 28.02.2012 onanlı 1/5000 ölçekli Ataköy Turizm Merkezi Nazım İmar Planı tadilatı ve aynı tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı tadilatın plan notu değişikliği ve 1997 onanlı Mer’i 1/5000 ve 1/1000 ölçekli nazım imar planlarının; planlama ilke ve teknikleri ile kamu yararına uygun olmadığı sonucuna ulaşmıştır.’’ ‘‘Kıyı kenti olmanın en önemli bileşenlerinden biri kıyıya ve suya dokunma olanağını veren kamuya açık mekanların varlığıdır. 1950’li yıllarda banliyö olarak planlanan Ataköy 1 ve 2. Kısım konut alanlarının önünde kamping, otel, motel ve plaj
alanlarının yer aldığı bölge, kentlinin kıyıya eriştiği suya dayalı aktiviteleri gerçekleştirebildiği, kıyı kenti kimliğinin en önemli bileşenlerini sağlayan içerikte bir bölge olarak ayrışmaktadır. Bu özelliğini 1980’li yılların sonuna kadar sürdürülen alan turizm bölgesi ilan edilmesi sonrasında oluşturulan planlarda kamusal kullanıma konu edilmediği görülmektedir.” Danıştay, Ataköy’de 70 metrelik gökdelene izin vermedi | Ömer Erbil Hürriyet, 29.11.2014 Ataköy’de evlerin arasında sıkışıp kalan 2 dönümlük yeşil alana 70 metre yüksekliğinde dikilmek istenen gökdelene Danıştay izin vermedi. 1/5000 nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının şehircilik ilkelerine uygun olmadığına hükmeden Danıştay 6. Dairesi planları iptal etti. 2007 yılında açılan dava 7 yıl sonra tamamlandı. İnşaata başlanmamış olması yeşil alanı kurtardı. Ataköy 1. Kısım’da bulunan (Bakırköy Zeytinlik Mahallesi) 564 ada, 14 parsel 2.649.69 metrekare arsa imar atığı olarak parsellendi. Ataköy 1. Kısım yapılırken de arsa, içinde havuz bulunan bir parka çevrildi. Daha sonra Emlak Bankası’nın kapatılmasıyla imar atığı arsa TOKİ’ye devroldu. TOKİ, Turistik Otel yapılmak üzere 2004 yılında arsayı Mustafa Yılmaz isimli şahsa sattı. Daha sonra bu arsa 2007 yılında el değiştirerek Albatros Turizm ve Otelcilik Anonim Şirketi’ne devredildi. Aynı yıl imar durumu turizm tesis alanına çevrildi. 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapılarak 0.90 olan emsal artırılarak 2,5 emsale çıkarıldı. 5 kat izni olan arsaya yükseklik serbest bırakıldı. Konutların arasında içinde 50’ye yakın ağacın bulunduğu
istanbullkent almanagıl
park özelliğindeki arsaya gökdelen için onay verildi. Bu arada Ataköy Turizm Merkezi Alanı ilan edilen Ataköy 1. Kısım’daki yer ile ilgili çok sayıda dava açıldı. Yürütmeyi durdurma kararları ile üst mahkemelerde süren davalar sonucunda arazi sahipleri bir türlü inşaata başlayamadı. Ancak süren davalardan da tam bir netice alınamamıştı. Danıştay 6. Daire en son davayı reddetmişti. Bir üst mahkeme olan Danıştay İdari Dava Daireleri bu kararı 2011 yılında bozarak dosyayı yeniden Danıştay 6. Dairesi’ne göndermişti. İşte bu daire 14.10.2014 tarihinde verdiği kararla yapılmak istenen gökdelene son noktayı koydu. Mahkeme, 14 parselin ister yeşil alan isterse konut imar alanı olsun buranın ticari amaçla turizm tesis alanına çevrildiğini, bu durumun şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına aykırı olduğuna hükmetti. Deprem riski taşıyan bölgede 70 metre yükseklik verilmesinin sakıncalarının da anlatıldığı karar da 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile buna dayanak olan 1 / 5000 ölçekli Nazım İmar planlarını iptal etti m
Görseller 1. openbuilding.com 2. istanbulucuyorum.blogspot.com 3. emlakkulisi.com 4. istanbulucuyorum.blogspot.com 5. emlakwebtv.com 6. istanbulucuyorum.blogspot.com
153
154
istanbullkent almanagıl
EYLÜL 2014
TMMOB ŞPO İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman; 2 No.lu KVKBK tarafından onaylanan İBB’nin “Taksim Meydanı ve Yakın Çevresi Düzenleme Projesi”ndeki önerilerin Taksim’in meydan vasfını yetirmesine neden olacağını, mevcut haliyle bırakılmasınınsa kabul edilemez olduğunu açıkladı.
Kadıköy Belediyesi Haydarpaşa Garı’nın çatısına kafeterya, konferans salonu ile asansör ekleyen restorasyon projesine “garın orijinal halini bozacağı” gerekçesiyle ruhsat vermedi (BirGün). İKK; Taksim Meydanı ve çevresini düzenleyen projeye ilişkin olarak “Taksim’e dokunamazsın” dedi (BirGün).
Şişli, Torun Center inşaatındaki asansörün 32. kattan yere çakılması sonucu 10 işçi hayatını kaybetti (BirGün). İSPARK tarafından, Tarabya ve İstinye koylarının ardından İstanbul Boğazı’nda 8 koya daha teknepark yapılacağı açıklandı. TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi konuya ilişkin olarak “Kıyı şeridi kamuya açık olmalı, halkın ulaşımı engellenmemeli ve boğazda görüntü kirliliği oluşturulmamalıdır” dedi (Aydınlık). Yerel seçimlerin mahalli Fatih Belediyesi, sur içine planladığı “park idarelerin harcamalarını projesi” için tapulu mülk sahiplerine evlerini 3 arttırmasının ardından bu gün içinde boşaltmalarını isteyen tebligatlar yılın ilk 2 ayında verilen yollarken, karşılığında ne daire ne de bedel açık, gelen yılın tamamında önerdi. Fatih Belediye Meclisi’nin CHP verilen 4,2 milyar TL’lik açığa Grup Başkanvekili Soner Öziner, “Proje bir soylulaştırma projesi” dedi (BirGün). yaklaştı (Bizim Gazete). Torunlar GYO, asansörlerinin denetiminin en son 30 Mayıs’ta yapıldığını açıkladı; işçiler ise 2 haftadır arıza yaşandığını söyledi (Cumhuriyet).
CHP Grup Başkan Vekili M. Akif Hamzaçebi Torun Center’la ilgili Başbakan Davutoğlu’nun yanıtlaması isteğiyle verdiği soru önergesinde, TOKİ’nin projedeki gelir payını ve projeyle ilgisi kalmadığı halde neden tapu devrini gerçekleştirmediğini sordu (İstanbul).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 ÇŞB tarafından hazırlanan Pendik Yat Limanı, balıkçı barınağı ve kıyı düzenlenmesi planı askıya çıktı (Aktüel Deniz Dergisi). CHP’li İBB Meclis Üyesi Serdar Bayraktar’ın hazırladığı denetim raporunda, İBB’de yapılan ihalelerde usulsüzlük olduğu ve ihalelerin belediye iştiraklerine verildiği ifade edildi (Aydınlık). Üsküdar Belediyesi’nin Çengelköy’deki arazisini TOKİ’ye devretmesi CHP’li Meclis üyeleri tarafından yargıya taşındı (BirGün). Yasal dinleme kayıtlarında Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın, Zorlu Center için, “Bir defa İstanbul’da hançer bir bina o” dediği ve İstanbul 3 No.lu KVKBK’ce onaylanan projede tüm yeni yapıların yüksekliğinin 100 m.’ye yuvarlandığı ortaya çıktı (Cumhuriyet).
62. Hükümet Programı’na göre Türkiye’de 400 milyar dolarlık nitelikli kentsel dönüşüm hamlesi ile istikrarlı büyüme devam edecek. 6,5 milyon konut elden geçirilirken, 13 milyon yeni konut yapılacak (Gazete Gerçek).
Avcılar’da damperi açık bir tankerin üstgeçide çarpmasıyla meydana gelen, bir kişinin öldüğü kazanın ardından, E5 güzergahı üzerindeki sayısız üst geçit tartışmalara yol açtı. TMMOB ŞPO İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman; “Metrobüsten önce E5 üzerinde bu kadar fazla üstgeçit yoktu. E5, otoyol olarak yapıldı ancak geldiğimiz noktada şehrin ana güzergahı halini aldı (Milliyet).
CHP İstanbul Milletvekilleri, Torunlar GYO’da yaşanan ölümlerin ardından, yapı denetim muafiyetinin kaldırılması istemiyle yek maddelik yasa teklifi hazırlayarak TBMM’ye sundu (BirGün). TÜRGEV’e arsa verdiği iddialarını küfürlerle yalanlayan Ali Ağaoğlu, Bakırköy’deki arazisi için Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan aracılığıyla imar izni aldığını doğruladı (BirGün).
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Torun Center’da 10 işçinin ölümlüyle sonuçlanan asansör kazasıyla ilgili TOKİ ve Torunlar İnşaat hakkında suç duyurusunda bulundu (Yeni Meram Gazetesi). TMMOB ŞPO, MO ve İMO İstanbul Şubeleri 3. havalimanı projesini içeren 1/100.000, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planların yürütmelerinin durdurulması ve iptalini istedi (BirGün).
istanbullkent almanagıl
EYLÜL 2014 TMMOB ŞPO, MO ve İMO İstanbul Şubelerinin; en büyük imar suçlarından biri olarak değerlendirilen 3. havalimanına ilişkin olarak yapıtıkları basın açıklamasında “hukuka aykırı olarak doğmuş, yok hükmünde ihale kararı, dava sürecinden kaçırılmış ÇED raporu ve ÇED olumlu kararı ile plansız olarak, hukuka aykırı bir şekilde başlatılmış; yargı konusu planların askıya çıktığı tarihten 10 gün önce temeli atılmıştır...” denildi (BirGün). Beykoz’da 2B Kanunu’nun çıkmasının ardından başlayan arazi satışları onucunda ilk toplukonut projesi İBB Meclisi’nde reddedildikten sonra ÇŞB tarafından onaylandı. Ancak İstanbul 8. İdare Mahkemesi; yetkinin bölgenin sit alanı olması nedeniyle TVKBK’de olduğu belirterek projeyi iptal etti (Gerçek Vizyon Gazetesi).
“Şehrin Geleceği, Geleceğin Şehri Kentsel Dönüşüm Zirvesi”nde konuşan Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu; “Kentsel dönüşüm hatıralarınızı yıkar ama hayallerinizi gerçekleştirir” dedi (Dokuz Sütun). Maltepe Çınar Mahallesi Sit Mağdurları, 1/5000 Ölçekli Maltepe Bryas Sarayı ve Çevresi KANİP’e emsaller düşük olduğu için itiraz etti. Bizans dönemine ait sarayın 9. yy.’dan kaldığı tahmin ediliyor (Tünaydın).
BM’nin İklim Zirvesi kapsamındaki “Şehirler” toplantısına katılan İBB Başkanı Kadir Topbaş “Biz İstanbul olarak çevreye saygılı alanlar oluşturmak için çalışmalar sürdürüyoruz. Bu konuda bireylerin tepkili ve tavırlı olmasını bekliyoruz. Bir birey, yönetimin yaptığı bir çalışmaya tepki gösteriyorsa, başarı sağlanır.” dedi. Topbaş ayrıca, İBB olarak dünyada metrosunu yapan tek belediye olduklarını iddia etti (Hürriyet). KONUTDER tarafından hazırlanan raporda; İstanbul artan sosyal konut açığına ve yıllık ihtiyacın 72 bin olmasına rağmen bu talebe yönelik hiçbir üretim yapılmadığına dikkat çekildi (Zaman).
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 Çekmeköy’de bir site İBB’nin yeni hazırladığı dere koruma bandıyla ikiye bölündü Site sakinlerinin plana itirazı İBB Meclisi tarafından reddedildi (Yurt). İBB Başkanı Kadir Topbaş, Başbakan Davutoğlu’na “İstanbul çok farklı bir kent, … kent yönetiminin biraz daha farklı olması gerektiği üzerinde durdum ve özellikle bir takım bakanlıkların, kurumların İstanbul’da plan yapma yetkisinin de kalkması gerektiğini söyledim. Tek yönetim, tek anlayış, tek noktada bu yetkiler toplanmalı” dediğini açıkladı (Gerçek Vizyon Gazetesi). Topbaş ayrıca, “İstanbul’un… mevcudu koruma imkanının olmadığı yerlerde “imar hakları transferi” gibi bir sistemin mümkün olabileceğini” belirtti (İstanbul).
Ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Kadıköy’deki evinin İBB tarafından hazırlanan planda yol alanında kalmasına ailesi tarafından yapılan itiraz sonucu evin bulunduğu kısım yeniden düzenlendi (Sabah). Üsküdar’da bulunan Validebağ Korusu’nun içerisine yapılması planlanan “İzci Çadırı”nın zeminine beton dökmek için hazırlanan kalıplar, dün akşam saatlerinde toplanan grup tarafından söküldü (Milliyet).
Aksaray’da “Afet Toplanma Alanı” olarak belirlenmiş olan 8.000 m2’lik arazi, İBB tarafından yapılan plan değişikliği ile kısmen “Konut+Ticaret Alanı”na çevrildi (Aydınlık). Zeytinburnu’ndaki eski Et ve Balık Kurumu’nun arazisine yapılması öngörülen 70 m’lik gökdelene ilişkin imar planı, TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından “Bölge bütününün yeşil alan, eğitim, spor alanı, sağlık gibi donatı alanlarının dengesini bozacağı gerekçesine ek olarak, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık nedeniyle yargıya taşındı (BirGün). Ayasofya’nın avlusuna yapılması planlanan medreseye karşı çıkan ICOMOS Türkiye Komitesi, müzenin Dünya Mirası statüsünü tartışmaya açabileceğini belirtti (Milliyet).
155
EKİM 2014 VALİDEBAĞ
istanbullkent almanagıl
“Aslında arzusu hep buydu. Ülkeyi cami isteyenler ve istemeyenler diye bölmek. Derken Gezi geldi çattı ve erotik film senaryolarına taş çıkaracak bir hikaye türetildi. Kabataş’ta türbanlı bir kadına fantezi gücünün sınırlarını zorlayan bir taciz hikayesi (...) Bunları yalan olduğunu Erdoğan’ın içinde tuttuğu yüzde 50’si kadar, kendi de bal gibi bilmekte. Ama geri adım kendi tabanında bütün güvenilirliğini yerle bir edecek, bir de sanal cami düşmanı yaratma hedefi sekteye uğrayacaktı. Validebağ, tam da zamanında yetişti.” (CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, BirGün, 09.11.2014)
TARİHLERLE VALİDEBAĞ
S
ultan Abdülaziz, 1853 yılında, kız kardeşi Adile Sultan adına Adile Sultan Kasrı yaptırır. Adile Sultan Kasrı Cumhuriyetin ilk yıllarında yetimler yurdu olarak kullanılır. Aynı parselde, 1928 yılında, bugün huzurevi olarak kullanılan 60 yataklı Mustafa Necati Bey Prevantoryumu; 1939 da sanatoryum; 1954’te İhsan Mermerci Çocuk Prevantoryumu; 1973’te Öğretmenler Hastanesi; 1974’te ise Validebağ Sağlık Meslek Lisesi kurulur.
1976 yılında Validebağ Korusu’nun alanı 354.076 m2’dir. 1980 yılına kadar Validebağ Korusu içinde bu yıla kadar kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve gelir elde etmek amacıyla tavuk, inek beslenerek, meyve-sebze yetiştirilerek ve 1970’li yıllarda ekin ekilerek, harman yapılır. Hatta Cumhuriyet öncesinde Mustağbey armutları ilk kez bu arazide geliştirilip, yetiştirilir. Ancak yine aynı yıl, “Hastane alanında inek mi yetiştirilirmiş?” gerekçesiyle döner sermaye ortadan kaldırılır ve bundan sonra
arazi sahipsiz ve bakımsız kalır. Nazım planlarda yeşil alan olarak görülen ve kamulaştırılarak Öğretmenler Evi Hastanesi alanına dahil edilmesi gereken alanda, yine 1980 yılında yapılan plan değişiklikleri ile bugünkü Validebağ Sitesi inşa edilir. 1986’da MEB tarafından Validebağ Korusu’nun 50 dönümlük kısmının, yani 3M Çamlıca Konakları’na sınır olan, leyleklerin konakladığı ağaçsız yamacın Marmara Üniversitesi’ne tahsisine olur verilir. Oysaki 1970’li yıllarda Doğal Hayatı Koruma
157
158
istanbullkent almanagıl
çalışmaları çerçevesinde bir sürü doğal varlıklar gibi leylekler de soyu tehlike altında olan varlıklar kategorisine alınmıştır. Bu arada 1990 yılında Haydarpaşa Lisesi açılır. 1997 yılında Üsküdar Belediyesi’nin bu alan üzerinde yapılaşma girişimleri mahkeme kararıyla durdurulur.
rinden oluşan bir gönüllü grubu geniş katılımlı bir toplantı yapar. Büyükşehir Belediyesine topluca gidilerek 6000 dilekçe elden verilir. Ancak, yine aynı yıl Üsküdar Belediye Meclisi’nin 73 sayılı kararıyla Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı plan değişiklikleri 1/1000 ölçekli planlara işlenir. 1999 KTVKK I. derece tarihi ve doğal SİT alanı ilan edilen Koru, 1999 Kocaeli Depremi’nden sonra binlerce İstanbullu çadırlar kurarak sığındığı alan olur.
1998, Koru için kritik müdahalelerin yapıldığı bir yıldır. Haydarpaşa Lisesi’nin bir futbol sahası büyüklüğündeki alanda yaptığı hafriyat doğal faunayı tamamen yok eder. Yine aynı yıl, MEB’ce eski ahırların bulunduğu alana izci evi inşa edilir. Kullanılmayan üst giriş kapısından bu eve parke taşları döşenerek, araba geçiş yolu yapılır.Bu olumsuz gelişmeler sonucunda, Acıbadem, Koşuyolu, Altunizade ve Barbaros Mahalleleri sakinle-
KTVKK’nin bilgi ve onayı olmaksızın “tinerci yatağı olduğu” gerekçesiyle İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile Üsküdar Belediyesi arasında yapılan protokol ile korunun kullanımı 2006 yılında on yıl süre ile Üsküdar Belediyesi’ne verilir. Yine aynı yıl, Darüşşafaka buraya bir hastane kurmak ister, ancak yıllarca belediye arsaya imar izni vermez. Taşyapı İnşaat, Validebağ Korusu’ndaki Darüşşafaka’ya ait 18 dönümlük arsayı satın aldıktan sonra İBB’den imar değişikliği ister. Buna istinaden, Validebağ Gönüllüleri Derneği, yetki gaspı yapıldığı iddiasıyla
Bölge İdare Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulması ve imar planının iptali istemiyle dava açar. TMMOB MOve ŞPO da bu davaya müdahil olur. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi’ne de planların iptali için başvurulur, ancak dava “geç açıldığı gerekçesiyle” reddedilir. Mahkeme sürecinden 2 yıl sonra, 2008’de, protokol aleyhine açılan davada yürütmenin durdurulması kararı verilmiş olmasına rağmen, Üsküdar Belediyesi korudan çekilmez.
2009 Atletizm Federasyonu’nca düzenlenen Balkan Masterler Kros Koşusu burada yapılır. Ancak bunun için koruya dozerler ve kamyonlar sokulmuş, korunun doğal dokusunu tahrip edecek eylemlere girişilir. 2012 Ağustos ayında ise Adile Sultan Kasrı’nın İstanbul Kültür Baş-
istanbullkent almanagıl
kenti kapsamındaki restorasyonu biter ve Öğretmenevi’nin bahçesinin peyzaj düzenleme projesi onaylanır. 2013’te İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile Üsküdar Belediyesi arasında yapılan protokol biter ve Koru ile ilgili faaliyetler MEB’nin atadığı koordinatör vasıtası ile yürütülmeye başlanır. 2014 yerel seçim kampanyası sırasında Üsküdar Belediyesi başkan adayı Hilmi Türkmen, Koru’da birtakım “çılgın projeler” gerçekleştireceğini vaat etmiş; bunlar arasında gölet, amfi-tiyatro, seyir terası, gözlem kulesi, izcilik alanı vb. pek çok inşaatın sözünü vermiştir. Hilmi Türkmen, bunları yaparken beton yerine ahşap kullanılacağını, doğal dokuya zarar verilmeyeceğini, binlerce ağaç dikileceğini de belirtmiştir. Ağustos ayı başında Milli Emlak Genel Müdürlüğü, sahibi olduğu Koru’yu 3 parçaya bölerek, bir parçasını MEB’ye, bir parçasını Sağlık Bakanlığı’na, kalan büyük bölümü ise İBB’ye tahsis etmiştir. 2863 sayılı yasa başta olmak üzere mevzuata
aykırı olan bu tahsis işlemi aleyhine Validebağ Gönüllüleri tarafından iptal davası açılmıştır. Öğretmenevi olarak kullanılan Adile Sultan Kasrı bahçesinde çevre düzenlemesi adıyla Ağustos 2012’de başlatılan
çalışma, 8 ay süreceği söylenmesine karşılık, Eylül 2014 itibariyle bitirilmemiş; yapılan çalışmalar, bahçe düzenlemesi kapsamını fazlasıyla aşmış, bahçenin toprak olan pek çok bölümü taşla kaplanmış, zemin yükseltilerek yağmur sularının
tarihi binaya zarar vermesi tehlikesi yaratılmış; ağaçlar kesilmiş, sağlam olan bahçe dış duvarları yıkılarak yerine yeni duvarlar yapılmış; bahçeye bir mescit temeli atılmış, doğal sit alanında ağaçların dipleri de dahil olmak üzere toprağın üzeri dışarıdan getirilen hazır çim bloklarıyla kaplanmış ve toprak örtüsü bozulmuş; yeraltı sulama sistemi yapılmıştır.
Taş döşenen alanlarda açık hava düğünleri yapılarak gerek civar sitelerde oturanlara, gerek huzurevinde kalan yaşlılara, gerekse Koru’da yaşayan diğer canlılara rahatsızlık verilmeye başlanmış; yaz boyunca yapılan düğün davetlilerine hizmet etmek için mevcut otopark genişletilmeye ve betonlaştırılmaya çalışılmıştır. Ayrıca İzcievi yanına yapılan çadırın çevresine beton bloklar yapılmak istenmiştir.
159
160
istanbullkent almanagıl
Bu son iki girişim, Validebağ Gönüllüleri ve çevreye duyarlı yurttaşlar tarafından yapılan çeşitli forumlarla gündeme taşınmış ve hasırların, ahşap perdelerin taşınması suretiyle engellenmiştir. 30.09.2014 günü Validebağ Gönüllüleri, Mart ayında başlattıkları change.org’daki imza kampanyasına ek olarak, Temmuz ayında da ıslak imza kampanyası başlatmış, bu tarih itibariyle toplamda 80.000 imzayı aşınca, imzaları Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne, MEB İstanbul Milli Eğitim İl Müdürlüğü’ne, Sağlık Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’ne, ÇŞB İstanbul I No.luı TVKB Bölge Komisyonu’na ve İBB’ye bir yazı
eşliğinde göndermişlerdir. İmza toplanmaya devam edilmektedir. Validebağ Korusu’na bitişik parselde bulunan ve Çamlıca Konakları ile Ata Konakları arasında bulunan alana Üsküdar Belediyesi’nce yapılmak istenen cami inşaatına, bilirkişi raporlarına istinaden verilen yürütmen durdurma kararına rağmen 21.10.2014’te başlan; 28.10.2014 günü ise 7. İdare Mahkemesi daha önce almış olduğu yürütmeyi durdurma kararını iptal etmiştir. Kasım 2014’te cami inşaatı çevik kuvvet ve toma eşliğinde devam ederken, inşaat çevresindeki tüm yollar ve Validebağ
Korusu’na giriş çıkışlar kapatılmış; çevre sitelerde oturanlar konutlarına polis barikatından geçerek girebilmiştir. Mahalleli ve Validebağ Gönüllüleri konuya ilişkin farkındalık yaratmak ve süreci izlemek adına inşaata yakın bir noktada çadır kurmuş burada forum ve toplantılar gerçekleştirmeye devam etmektedir m
istanbullkent almanag覺l
161
162
istanbullkent almanagıl
VALİDEBAĞ HAKKINDA FAYDALI BİLGİLER Validebağ Korusu İstanbul’un Üsküdar ilçesinde yer alan; Kadıköy’ün Koşuyolu; Üsküdar’ın Altunizade ve Barbaros mahallelerinin kesiştiği noktada 354.000m2 bir alan üzerine yayılan ve yaklaşık 200 yıl önce İnsan eliyle ağaçlandırılmış bir alandır. Sultan III. Selim’in (1798–1807), annesi Mihrişah Valide Sultan (öl.1805) için Çamlıca eteklerinde yer alan arazide bir bağ köşkü inşa ettirmesi ile başlayan Validebağ tarihi, Sultan Abdülmecid (1839–1861)’in; söz konusu yapıyı annesi Bezmialem Valide Sultan (öl.1853)’a hediye etmesiyle yeşerir ve Bezmialem Valide Sultan; yurt içinden ve yurt dışından getirttiği bitki türleriyle araziyi modern bir botanik bahçesine çevirir. İstanbul’un Anadolu yakasının ikinci en büyük
yeşil alanına dönüşen ve günümüzde Validebağ Korusu olarak bilinen bu alanın mülkiyeti 1927 yılından bu yana hazineye ait olup; kullanım hakkı Atatürk ’ün arzusu ile öğretmenlerin kullanımına sunulmak üzere MEB’ye verilmiştir. Koru Sultan Abdülaziz’in 1853 yılında kız kardeşlerinden Adile Sultan için yaptırdığı günümüzde Adile Sultan Kasrı olarak anılan ve öğretmenevi-kültür merkezi olarak kullanılan yapı ve aynı dönemde Abdülaziz tarafından yaptırılan tarihi bir av köşkü ile doğal bir miras olmanın yanı sıra kültürel miras da barındırmaktadır. Çevre mahallelerde yaşayanların spor ve dinlenme amaçlı olarak kullandıkları koruda çeşitli yapılaşma girişimleri olmuş; 1998 sonbaharında korunun bir bölümünü hastane yapılmak üzere Marmara Üniversitesi’ne tahsisine kar-
istanbullkent almanagıl
Validebağ Gündemi ve Tehditler TVKBK kararı gereğince Koru’daki varlığının yıllar önce son bulmuş olması gereken İzcievi ve çevresindeki binalar her sene genişleyerek ayrı bir birime dönüştü. İzcilerin her sene yaptıkları kamplar ile Üsküdar Belediyesi’nce yapılan toplu piknikler Koru’ya zarar verirken; ağaçların dalları kırılmakta, toprak sertleşmekte, ortalığı çöp yığınları kaplamaktadır. İzci kampı için gerektiği bahanesiyle Koru’ya yüksek bir aydınlatma direği yapılmış; bu direklerle geceleri koruda dinlenen, uyuyan kuşların ve diğer canlıların huzuru kaçırıldı. Yine aydınlatma direkleri dikmek için kilometrelerce çukur kazıldı. Validebağ Gönüllüleri ve çevre sakinleri bu çukurların bir bölümünü kendileri kapatırken kalanını da hukuki yollara başvurarak İBB’ye kapattırdılar. Üsküdar Belediyesi’nce kros şampiyonası yapılacağı gerekçesiyle mevcut patikalar genişletildi ve yeni yollar açıldı. Bu yollar bitki yetişmesini önleyecek bir malzeme ile kaplandı.
şı mahallelinin birleşmesiyle ilk kez gündeme gelmiştir. Mahallelilerin girişimiyle önce tahsis işlemi iptal ettirilir ardından da 6.500 imzalı bir
dilekçe ile Belediye ve KTVKK’ye başvurulmuş ve Temmuz 1999’da koru I.derece doğal SİT alanı ilan edilmiştir m
163
164
istanbullkent almanagıl
YORUMLARLA VALİDEBAĞ Validebağ Gönüllüleri Açıklaması | Hilmi Türkmen’in seçim kampanyasındaki çılgın projeye cevaben Şubat 2014 Seyir terasları, gözlem kulesi. Şimdiye kadar “bir seyir terası ya da gözlem kulesi olmadığı için manzara izleyemiyoruz” şeklinde bir şikayet duyulmamıştır. İnşai faaliyet yapılmaksızın, para harcanmaksızın kolaylıkla manzara izlenebilen bir yere seyir terası ve/veya gözlem kulesi yapılmasının hiçbir mantıklı gerekçesi yoktur. Çocuk eğlence ve oyun alanları. Çocuklar için Koru çevresinde, yakınında pek çok oyun alanı mevcuttur. Validebağ Korusu’na gelen çocukların en büyük ihtiyacı, ağaçların, çiçeklerin, böceklerin arasında, toprağın, otların üzerinde koşmak, oy-
namak, bol bol oksijen almaktır. Koru’ya yapılacak herhangi bir tesis, çocukların zaten yararlanmakta olduğu bu doğal ortamı bozacaktır. Yürüyüş yolları. Korumuzda zaten gereğinden fazla yürüyüş yolu vardır. Bunların bazıları 2009 yılında Üsküdar Belediyesi tarafından yasa dışı biçimde açılmış, bazıları ise dar iken genişletilmiştir. Yürüyüş yollarının bazıları toprak, bazıları asfalttır. Bir başka deyişle, her türlü beklentiyi karşılayacak yürüyüş yolu mevcuttur. Hidrolik koruma alanları. Bu kavramı Sayın Türkmen’in açıklamasını bekliyoruz. Dinlenme alanları. Dinlenme alanı ile Sayın Türkmen’in neyi kastettiğini bilmiyoruz. Fakat doğayı, doğallığı, yeşilliği seven civar mahalle sakin-
istanbullkent almanagıl
leri için Koru’nun her yeri bir dinlenme alanıdır. İnsanların dinlenmesi için başkaca bir şey yapılmasına gerek yoktur. Büyük şehrin kalabalığından, keşmekeşinden, gürültüsünden, pis havasından kaçmak isteyen insanlar için rahatça gezilip dolaşılabilecek, temiz hava solunabilecek doğal ve yeşil bir koru en güzel dinlenme alanıdır. Koşu ve bisiklet yolları. Validebağ Korusu’nda bisikletle dolaşan, koşu yapan çok sayıda sporcu vardır. Bugüne kadar hiç kimsenin özel bir yol yapılması talebi olmamıştır. Gölet. Koru’da gölet yapılması, “çılgın proje”nin en fantastik bölümü herhalde… Gölet yapımı, bakımı, temizliği milyonlarca Türk Liası’namal olacak, buna karşılık civar mahalle sakinlerine sivrisinek ve pis kokudan başka bir şey kazandırmayacaktır. Konser, sinema, tiyatro alanları, açık hava amfileri. Bu tür tesisler için başka yer yokmuş gibi Validebağ Korusu’nun seçilmesinin anlamı nedir? Burada böyle bir talep yoktur. Açık havada yapılan bu tür gösterilerin gerek Koru’da yaşayan hayvanları ve kuşları, gerekse civar mahallelerde oturanları ne kadar rahatsız edeceği çok açıktır. Avukat Gülsüm Özdemir | Ata Konaklar Avukatı aljazeera.com.tr, 23.10.2014 Burası 178. parselin güneyinde kalan tescil dışı alan olarak geçiyor. Biz Temmuz 2013’te davamızı açtığımızda durum buydu. Biz Büyükşehir Belediyesi’nin 1/5000’lik planına göre dava açmıştık. İlçe belediyesi de görevi gereği 1/1000’lik
planda yaptığı düzenlemeyle buraya yeni bir numara vermiş. Ama bu, bizim dava açtığımız yerin dışında bir yer olduğu anlamına gelmiyor. Dava açtığımızda burası tescil dışı alan olarak geçiyordu, şimdi 197. parsel olarak geçiyor. Oğuz Kaan Salıcı | CHP İstanbul İl Başkanı aljazeera.com.tr, 23.10.2014 Bilirkişi raporu diyor ki 2 bin 500 metrekareden daha düşük olan yerlerde dini tesis alanı yapılması doğru değildir. Belediye Başkanı bugün demiş ki ‘Butik cami yapacağız.’ Ben butik şarabı duydum ama butik cami duymadım. Butik restoran duyduk, butik otel duyduk, butik camiyi duymadım. Böyle bir şey olmaz. Eğer bu kanunlar varsa, bu kanunlar uygulanacak. Bu kanunları uygulamıyorsanız zorbalık yapıyorsunuz demektir. Belediye Başkanı ‘buradakiler cami yapılmasını istemiyor’ diyor. Kesinlikle böyle bir şey yok. Burada insanlar camiye karşı değil, inşaat yapılmasına karşı. Okul da yapılsa karşı çıkacaklar. Bizi cami karşıtı göstermeye çalışmasınlar. Hilmi Türkmen | Üsküdar Belediye Başkanı aljazeera.com.tr, 28.10.2014 Caminin Validebağ Korusu ile alakası yok. Bilerek Validebağ’a çekiyorlar. Cami korunun dışında, Altunizade Mahallesi Raufpaşa Sokak’ta, mülkiyeti belediyemize ait alanda. Planda “dini tesis alanı” olarak geçiyor ve ruhsatlı bir cami yapıyoruz. Türkiye’de camilerin yüzde 85’i neredeyse kaçaktır. Ama biz burada ruhsatlı, projesi tasdikli cami yapıyoruz.
165
166
istanbullkent almanagıl
Bunlar sahtekar çevreciler, bunlar Çamlıca Camii’ne de karşı çıktılar. Bunların menfaatlerine dokunduk. 10 yıldır bedava bizim bu alanımızı otopark olarak kullanıyorlardı. Ne çevreciliği? Otoparklarını ellerinden alıyoruz. Bu milletin malını sen otopark olarak kullanamazsın. Otoparkları elden gidiyor; bir de cami olunca, ezan olunca bunlar değişiyor. Vatandaşın talebiyle tapulu arsamıza ruhsatlı cami yapıyoruz. Kadir Topbaş | İBB Başkanı bugun.com.tr, 30.10.2014 Bizim itirazımız üzerine 7. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma ve plan iptali kaldırıldı. Yani şu anda 1/5000 planımız geçerli ve burada bu cami yapılabilir hale geldi. “Validebağ Korusu’na müdahale var”, “Farklı uygulama olacak” şeklinde algı ortaya çıkmasından rahatsızız. Melde Onur | CHP İstanbul Milletvekili BirGün, 09.11.2014 Aslında arzusu hep buydu. Ülkeyi cami isteyenler ve istemeyenler diye bölmek. Bunu çeşitli kereler denedi, “CeHaPe” diye başlayan cümleleriyle bir karşıtlık yaratmak en büyük arzusuydu ama bir türlü olamıyordu. Derken Gezi geldi çattı ve erotik film senaryolarına taş çıkaracak bir hikaye türetildi. Kabataş’ta türbanlı bir kadına fantezi gücünün sınırlarını zorlayan bir taciz hikayesi ve imamının bile “Yetti ama vallahi de ayakkabıyla da girmediler, içki de içmediler” dediği için sürüldüğü ve Bezm-i Alem Valide Sultan Camii vakası.
Bunları yalan olduğunu Erdoğan’ın içinde tuttuğu yüzde 50’si kadar, kendi de bal gibi bilmekte. Ama geri adım kendi tabanında bütün güvenilirliğini yerle bir edecek, bir de sanal cami düşmanı yaratma hedefi sekteye uğrayacaktı. Validebağ, tam da zamanında yetişti. Kuzguncuk Bostanı’na göz koyup ağaçları kesmeye kalkınca “cıs” olan Üsküdar Belediye Başkanı Validebağ Korusu’nu ilan ettiği “çılgın projesi”ile önce Validebağ tarafındaki otopark alanından zorlayan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, ustasından “Sen Camini yap, çözeriz” tüyosu almış olacak ki, 1 bardak suda fırtına koparmayı sürdürüyor. Validebağ konusu çok yazıldı çizildi. Buna girmeyeceğim. Bu yazının konusu İmar Kanunu ve camiler. İşin içinde cami olunca sorgu sual dinsizlik olduğu için İmar Kanunu kağıt üstünde kalıyor. Geçen yıl Camiler Haftası münasebetiyle, Diyanet İşlerinden Sorumlu Bakanı Emrullah İşler ile dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a ibadet yerlerinin imar durumlarını sorgulayan bir önerge vermiştim. 3194 Sayılı İmar Kanunu’nda camilerle ilgili düzenlemelere ne kadar uyuluyordu. Daha açıkçası ibadet yerleri paravan edilerek yapılagelen usulsüzlük var mıydı? Bu gibi durumlarda Bakanlıklar ne yapıyordu? Normal olarak 3194 Sayılı İmar Kanunu ve Planlı Alanlar Tip Yönetmeliği Türkiye sınırları içerisindeki tüm yapıların (yasada belirtilen istisnai kurallar dışında kalanların) inşa edilebilmesi için yapı ruhsatı almaları; tamamlanamamaları durumunda ruhsat yenilemeleri; yapı kullanma izninin düzenlenmesi gibi kurallara tabiydiler.
istanbullkent almanagıl
Peki bu düzenlemeler camiler ve diğer ibadet yerleri için de geçerli miydi? Öyle ise, yasal izni olmayan, imara aykırı kaç cami ve ibadet yeri vardı? 32. ve 42. maddeler gereği bu yapılar hakkında ne yapılıyordu? Görünen o ki iş cami olduğunda pek kayıt kuyut işine girilmemiş. Erdoğan Bayraktar, imar planı olmayan köylerdeki camileri ayrı tutarak, cami ve ibadet yerlerine de imar kanunu ve yönetmelikte belirlenen kuralların uygulanması gerektiğini söylemiş. Sonraki cümle ise durumu ortaya koyuyor: “Ülkemizdeki camilerin ne kadarının ruhsatlı olduğu konusunda Bakanlığımızda herhangi bir istatistiki veri bulunmamaktadır.” Üsküdar Belediye Başkanı, Validebağ’a “Butik cami” yapmak istediği yerin tapulu olduğunu söyleyip, Türkiye’deki camilerin yüzde 80’i kaçak diye haykırıyordu zira. Türkiye’deki cami ve ibadet yerlerinin ne kadarının 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içerisinde ve yönetmelikte tanımlandığı şekilde inşa edildiğini soruma Erdoğan Bayraktar’dan gelen cevap da “Uygulama İmar Planları ilgili idareler tarafından yapılıp onaylandığından, ülkemizdeki camilerin ne kadarının uygulama imar planı bulunmayan alanlara isabet ettiğine ilişkin bakanlığımızda veri bulunmamaktadır” yanıtı geldi. Emrullah İşler’in 11 Nisan 2014 tarihinde verdiği yanıta göre Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı halen 85.568 cami bulunuyor. Yönetmeliğin 14. maddesinde ibadet yerleri, “Sosyal ve kültürel altyapı alanları” içerisinde sayılıyor. Bu alanlarında ihtiva edeceği bölümler
HDP İstanbul Milletvekili Validebağ Soru Önergesi bianet.org, 10.11.2014
Levent
Tüzel
|
Üzerine dini tesis yapılacağı söylenen ancak, planlarda yeşil alan olarak gözüken alanın yıllardır otopark olarak kullanılmasından kim sorumludur? Birinci derecede sit alanı olan Validebağ Korusu’nun imara açılmasına dair bir karar var mı? Validebağ Korusu’nun içinde yapılması planlanan bir proje var mıdır? Var ise bu projeyi kamuoyuyla paylaşmayı düşünüyor musunuz? Üsküdar Belediye’nin birinci derece sit alanı olan Validebağ Korusu üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi var mıdır? Var ise yasal dayanağı nedir? İmar hukukuna göre 1200 metrekarelik parsele cami yapılabilir mi? Cami yapılabilmesi için en az kaç metrekare, mescit için kaç metrekare alan gerekmektedir? Yapılması planlanan söz konusu dini tesisin var olan otopark alanına sığmayacağı ve Validebağ korusuna taşacağı iddiaları doğru mudur? Yakın mesafede üç tane cami olduğu ve böyle bir tesise ihtiyaç olmadığını iddia eden mahalle halkının, şehir plancıların, mimarlar odasının günlerdir süren itiraz ve tepkilerine rağmen proje yapımına devam edilecek midir?
167
168
istanbullkent almanagıl
belli. Bunlar ‘dini tesise ait lojman, kütüphane, aşevi, dinlenme salonu, yurt ve kurs yapısı, gasilhane, şadırvan ve hela gibi müştemilatların, açık veya zemin altında otoparkın da yapıldığı alanlar” olarak tanımlanıyor. Ama herkes biliyor ki eklentiler bununla sınırlı değil. Altında bayağı da ticari işletme olan camiler var. Bakanların yanıtlarında bunların az sayıda olup, camileri kuran dernek ve vakıflarca ısınma, elektrik gibi giderlerini karşılama amaçlı kiraya verildiği yanıtı gelmiş. Emrullah İşler, yurt genelinde 391 camide dükkan büro benzeri mekanlar bulunduğu belirtilmiş, ama verilen yanıttan anlaşılan o ki kiracılar ile çok sayıda ihtilaf çıkıp mahkemelere gidilip bu kiralama işleminin yasal olmaması nedeniyle yargı kararları “kiraya verilemeyeceği” yönünde çıkınca, yine baypas yoluna gidilmiş. Mülkiyeti Hazineye ait taşınmazlar üzerinde bulunan ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yönetilen cami, mescit ve bunların müştemilatına baz istasyonu kurulması ve ticari faaliyetlerde kullandırılması amacıyla 1 Ocak 2007 tarihinde geçerli olmak üzere Devlet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Emlak Genel Müdürlüğü arasında bir protokol imzalanmış. Buna göre 10 yıl süreyle Diyanet İşleri Başkanlığı’na kiralama yetkisi vermişler. Gelirin taraflara bir dağıtım yüzdesi var. Tabii işin içine baz istasyonu falan da girince, bu iş biraz caminin elektriğini, yakıtını küçük giderlerini ödeyebilecek mütevazı kiralamalar boyutunu aşıyor sanki. Bu konuda çok somut bir sorum vardı: Ataşehir’de yapılan Mimar Sinan Camii içinde yönetmelikte tarif edilenlerin dışında market, dönerci, berber, terzi ve
benzeri faaliyetlere verilen izinlerin dayandığı yasal düzenlemeleri sordum. Cevap alamadım. Bir diğer sorum yasal izni bulunmayan camilerin afet risklerini ile ilgiliydi. Bakanlık bu konuda ne yapıyordu. Cevap Erdoğan Bayraktar tarafından şöyle verildi: “Ülkemizde bulunan camilerin risk durumu ile ilgili olarak bakanlığımız nezdinde yürütülen herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Ancak başvuru olması halinde ilgili yasa gereği risk tespiti yapılmaktadır”. Başvuru vurgusuna dikkatinizi çekerim. “VIP Cami” ile İmar Kanun ve Yönetmeliği’nden geçtim, dini yerlerin tevazusunu hiçe sayanlar; “Butik Cami” ile bu saygısızlığa yeni bir boyut getirmekteler m
istanbullkent almanag覺l
169
170
istanbullkent almanagıl
VALİDEBAĞ HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi Ölçü Dergisi, Kasım 2014 Planda yeşil alan olarak gözüken ve otopark olarak kullanılan tescil dışı bu alanda 7 adet süs eriği ağacı bulunmakta idi. Plan değişikliği ile park alanından dini tesise dönüştürülen 1200 m2’lik bir alanda, yer seçimi kararı ve plan değişikliğinin şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olmadığını belirten bilirkişi raporlarına rağmen inşaata başlamıştır. Plan değişikliğinden, inşaatın başlamasına kadar her aşamada hukuksuzluğu seçen Üsküdar Belediyesi, planlama aşamasında ilk olarak bakılması gereken; dini tesis ihtiyacının bulunup bulunmadığını, dini tesis ihtiyacının nasıl tespit edildiğini, varsa ihtiyacın mevcut plan dahilinde karşılanmasının mümkün olup olmadığını araştırmadan ve buna yönelik plan
raporunda belirtilmesi gereken diğer çalışmaları yapmadan sadece cami inşaatının yer seçimine karar vermiştir. 2013 yılı başında askıya çıkan plan değişikliğini 2014’ün Haziran ayında resmi gazetede yayımlanan Mekansal Yapım Yönetmeliğine referansla açıklamak da bilgi kirliliği yaratma girişimidir. Söz konusu değişikliğin açılan davalarda hazırlanan 3 adet bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere eski veya yeni herhangi bir yönetmeliğe uygun olmadığı açıktır. Bunca hukuki haklılığa dayanarak çevre sakinlerince yargıya taşınan plan değişikliğine ilişkin sürecin tamamlanmasına çok kısa bir zaman kala yangından mal kaçırır gibi, şafak vaktinde Polis ve TOMA’lar eşliğinde inşaata girişilmiştir. Toplam 6 adet dava açılarak bu işlemin iptali istenmiştir. Davalardan 3’ünde bilirkişi, bu alana dini tesis ya-
istanbullkent almanagıl
pılmasının mümkün olmadığı yönünde rapor vermiştir. Davalar sürerken, Üsküdar Belediyesi 21 Ekim 2014 tarihinde alana dozerle girerek inşaatı başlatmıştır. Site sakinlerinin itirazlarına karşı biber gazı ve tazyikli su eşliğinde polis gücü kullanılmıştır. Bu arada mahkemeden alınan yürütmeyi durdurma kararı, önce ortada bir mahkeme kararı bulunmadığı iddiasıyla, daha sonra kararın başka bir parsel ile ilişkili olduğu iddiasıyla uygulanmamıştır. Bu iddiaları ileri sürmesine rağmen Belediye kararın iptali için mahkemeye başvurarak 28 Ekim 2014 tarihinde yürütmeyi durdurma kararının iptalini sağlamıştır. Yazının yazıldığı tarihe kadar hukuki durumda başkaca bir değişiklik yoktur. İnşaat projesinin iptal edilmesini ve alanın yeşil alan statüsüne iade edilmesini isteyen site sakinler, sayıları giderek artan çevreye duyarlı yurttaşlar da desteklemekte olduğundan, direniş İstanbul geneline yayılmıştır. Validebağ Korusu’nun hemen bitişiğinde yer alması nedeniyle, inşaat sırasında ve sonrasında Koru’ya sıçraması tehlikesi bulunan bu proje, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in hala ısrarla sürdürdüğü çılgın proje söylemine basamak oluşturabileceğinden, site sakinleri ve Validebağ Gönüllüleri tarafından Koru’ya yönelik bir tehdit olarak görülmektedir. Hukuki yolları sonuna kadar deneyecek olan site sakinleri, mahkemelerin baskı altında olduklarını unutmadan, İstanbul’daki çevreye duyarlı tüm yurttaşların desteğini de yanlarına alarak inşaat projesini durdurmaya çalışmaktadırlar. Üsküdar Belediye Başkanı, ısrarla söz konusu inşaatın Validebağ Korusu içinde olmadığını söylemekte, fakat Validebağ Korusu ile
ilgili “çılgın proje”lerinden vazgeçmediğini de ifade etmektedir. Dolayısıyla Koru’nun geleceğiyle ilgili endişeler devam etmektedir m
Görseller 1. validebag.org 2. validebag.blogspot.com 3. uskudar.bel.tr 4. Validebağ gönülleri facebook sayfası 5. Validebağ gönülleri facebook sayfası 6. evrim yılmaz arşivi 7. evrim yılmaz arşivi 8. Validebağ gönülleri facebook sayfası 9. Validebağ gönülleri facebook sayfası 10. evrim yılmaz arşivi 11. evrim yılmaz arşivi 12. magmadergisi.com 13. evrim yılmaz arşivi
171
172
istanbullkent almanagıl
EKİM 2014 Şişli’deki eski YTÜ arazisinde inşası devam eden 30 katlı yapının, kat sayısını 4 kat daha arttırmak için yapılan ÇED başvurusuna cevaben ÇŞB ÇED gerekli değildir kararı verdi (Cumhuriyet). Fikirtepe ve Çevresi Kentsel Dönüşüm Derneği tarafından, kentsel dönüşüm sırasında yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini tartışmak için “Büyük Fikirtepe” toplantısı düzenlendi. Dernek sorun ve taleplerin yer aldığı 7 maddelik bir rapor sundu (Gazete Kadıköy).
Her yıl TMMOB ŞPO ve İTÜ, MSGSÜ, YTÜ ŞBP Bölümleri tarafından düzenlenen ve bu yıl 8.si gerçekleştirilen İstanbul Buluşmaları etkinliğine 4 gün kala YTÜ Rektörlüğü ve Mimarlık Fakültesi Dekanlığı içeriğinin uygun bulunmadığı gerekçesiyle etkinliğe ayrılmış olan YTÜ Oditoryumu’nda ev sahipliği yapmaktan vazgeçti (BirGün). Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, İBB Meclisinde Haydarpaşa Garı ve yakın çevresinde milli park yapılması önerisinde bulundu (İstanbul Gazetesi). 1475 yılında yaptırılan Fatih Camii’nin avlusundaki ağaçlar, Fatih Belediyesi’nin hazırladığı proje kapsamında projedeki sert zemine denk geldiği gerekçesiyle sökülerek yerine sert zemin uygulandı (BirGün). ÖİB tarafından hazırlanan Salıpazarı Kruvaziyer Liman Alanı’na ilişkin 1/5000 ölçekli KANİP ve 1/1000 ölçekli KAUİP’e TMMOB ŞPO, MO ve İMO tarafından yürütümeyi durdurma ve iptalin istemiyle açılan davada İstanbul 6. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma talebini reddetmişti. TMMOB ŞPO, MO ve İMO tarafından Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’na yapılan itiraz sonucunda, Danıştay 6. Dairesi planlara ilişkin yürütmeyi durdurmanın reddini iptal etti (BirGün).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 Polis Akademisi Başkanlığı’na bağlı İstanbul Etiler Polis Meslek Yüksek Okulu Bakanlar Kurulu kararı ile kapatıldı (Cumhuriyet).
ÖİB, Salıpazarı Kruvaziyer Liman Alanı’na ilişkin hazırlanan planlar hakkındaki dava kararının yürütmeyi durdurma anlamına gelmediğini, bu konuda henüz yasal bir kararın olmadığını açıkladı (Habertürk).
istanbullkent almanagıl
EKİM 2014 İstanbul 7. İdare Mahkemesi, Üsküdar Altunizade Mahallesi 1313 ada, 178 sayılı parselin güneyindeki tescil dışı alana ilişkin 1/5000 ölçekli NİP değişikliğine açılan davada yürütmeyi durdurma kararı verdi (Hürriyet). Yenisahra ve Yakın Çevresi 1/5000 Ölçkeli NİP İBB Meclisi’nde onaylandı (Haber Takip). Validebağ Korusu’nun bitişiğinde yapılmak istenen camiye ilişkin 1/5000 ölçekli NİP Değişikliği hakkında İstanbul 7. İdare Mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildi (Bizim Anadolu). Validebağ Korusu bitişiğindeki alanda yapılmak istenen cami alanına ilişkin plan değişikliğine yürütmeyi durdurma ve iptal istemiyle açılan davada, bilirkişi alanın cami yapılmasını uygun bulmamasına rağmen belediyenin inşai faaliyetlere devam ettiği açıklandı (Cumhuriyet).
Validebağ Korusu’nun bitişiğinde yapılmak istenen camiye ilişkin İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararına rağmen inşaat çalışmalarına başlandı (BirGün).
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Validebağ Korusu’nun bitişiğindeki 1000 m²’lik alana yapılmak istenen cami inşaatına tepki olarak yerel halk tarafından inşaatın ruhsatsız olduğuna ve bölgedeki yeşil alan ihtiyacına dikkat çekilerek bir basın açıklaması yapıldı (BirGün).
2008 yılında yürürlüğe giren Vakıflar kanunu ve 2011 yılında mülk iadeleri ile ilgili yapılan yasal düzenlemeler sonucunda Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı’na iade edilen Zeytinburnu’ndaki arsaya Zeytinburnu Belediyesi imar planı değişikliği aracılığıyla park fonksiyonu getirdi. Vakıf ise plan değişikliğini dava edecekleri açıklamasında bulundu (Agos).
Şişli Endüstri Meslek Lisesi alanına ilişkin plan değişikliğine ilişkin yerel halk 6000 imza toplayarak itirazlarını ÇŞB’ye iletti (Cumhuriyet). İBB’nin yaptığı itiraz üzerine, Üsküdar Altunizade Mahallesi 1313 ada, 178 sayılı parselin güneyindeki tescil dışı alana ilişkin 1/5000 ölçekli NİP değişikliğine açılan davada yürütmeyi durdurma ve iptal kararı kaldırıldı (Hürriyet). İBB, Yenikapı ile Maslak arasında yapılacak metronun inşai faaliyetlerine başlandığı açıkladı (Sabah).
173
KASIM 2014 ZEKERİYAKÖY FÜZE ÜSSÜ
istanbullkent almanagıl
“Milyar dolarlar hayal ederek doğayı betonlaştırma projesi yapanlar karşılarında bizi bulacaklar. Doğayı ve ormanları gerekirse ağaç ağaç savunacak, rantçılara dünyayı dar edeceğiz. Bu daha başlangıç…” (Sarıyer Kent Dayanışması’nın 22.11.2014 tarihli basın açıklamasından)
TARİHLERLE ZEKERİYAKÖY
G
ünümüzde Sarıyer İlçesi Zekeriyaköy Mahallesi’nde bulunan toplam 51,8 ha büyüklüğündeki toplu konut alanını da kapsayan arazi 1938 yılında 3116 sayılı Orman Kanunu uyarınca “Zekeriyaköy Devlet Ormanı” olarak ilan edildi. 1959 yılında gelindiğinde askeri tesis kurulumu için alanda kamulaştırma işlemleri başlatıldı. Kamulaştırma yapılabilmesi için başlatılan tapu-kadastro işlemleri kapsamında orman içinde
köylülerce ekilen bir bölümü orman, bir bölümü de açıklık olan araziler Devlet Ormanı statüsündeki alanları da kapsayacak şekilde Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) eliyle tapu işlemine konu edildi. Askeri alanın genişlemesi ihtiyacına göre yıllar içinde kamulaştırma işlemlerine devam edildi. 18.10.1977 tarihinde OGM oluruyla 34 adet parseli kapsayan söz konusu arazi; bir kısmı kamulaştırma diğer bir kısmı da hibe yolu ile edinilerek Maliye hazinesi adına tescil edildi ve 49 yıllığına MSB’ye tahsis edildi.
15.11.1995 tarihinde İstanbul 3 No.lu KTVK Bölge Kurulu’nun 7755 sayılı kararı ile İstanbul Kuzey Kesimi Karadeniz Kuşağı mevkiindeki diğer alanlarla birlikte 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edildi. 21.12.2006 tarihinde MSB ile TOKİ Başkanlığı arasında yapılan protokol kapsamında; 29 yıl boyunca MSB’ye bağlı Hava Milli Kuvvetleri 5. Füze Üssü Komutanlığı tarafından aktif olarak kullanılan arazi ve taşınmazlar üzerindeki kullanım hakkı TOKİ’ye devredildi. Söz konusu alan İBB tarafından
175
176
istanbullkent almanagıl
17.08.2009’da askıya çıkarak yürürlüğe giren 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda “Askeri Alanlar ve Askeri Güvenlik Bölgeleri” sınırları kapsamına alındı. 30.12.2010 tarihinde TMMOB OMO İstanbul Şubesi, İstanbul Orman Genel Müdürlüğü Bahçeköy Orman İşletme Müdürlüğü’nden inceleme raporu talep etti. Raporda, “Parsellerin bir kısmının tamamının filli orman olduğu, bir kısmının da kısmen fiili orman olduğu, bu parsellerin orman bütünlüğü oluşturduğu” belirtilirken; “10 ile 50 yaşlarında Meşe, Kestane, Karaçam, Çınar vb. orman ağaçlarının olduğu” tespitine de yer verildi. 2011 yılına gelindiğinde MSB’nin isteği üzerine arazi üzerindeki Askeri Alan vasfı kaldırıldı. MSB’nin boşalttığı arazide kamu yararı sona erdiği için kamulaştırma kanununun 22. maddesine göre ilk mülk sahiplerine verilmesi gerekmekteydi ancak 1800’den fazla hissedarı olan arazi, mülk sahiplerine bilgilendirme yapılmadan 02.03.2011 tarihinde imzalan protokolle Emlak Konut GYO
Yüklenici firma Siyah Kalem İnşa edilecek birim 1160 konut Alan büyüklüğü 311 bin 995 m2 Arazi dağılımı %61,57 ağaçlık alan %38,43 (194 bin 705 m2) açık alan
AŞ’ye satıldı. Mülklerini geri almak için hukuk mücadelesi başlatan hissedarlar olumlu sonuç alamazken, 13.03.2012 tarihinde tamamı III. derece doğal sit alanı içinde kalan 51,8 ha’lık arazi üzerinde toplu konut projesi hazırlanmasına izin veren “Zekeriyaköy Toplu Konut Alanı 1/5000 ölçekli KANİP ve 1/1000 ölçekli KAUİP” ÇŞB tarafından onaylandı. 18.06.2012 tarihinde toplu konut alanına yönelik imar planları TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından iptal istemiyle yargıya taşındı. Dava, Danıştay 6. Daire’de görülmeye başladı. 21.06.2012 tarihinde arazi, Emlak Konut GYO AŞ tarafından “Zekeriyaköy Toplu Konut Alanı” olarak projelendirilmek üzere arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı modeliyle ihale
istanbullkent almanagıl
edildi. İhaleyi yüksek teklifi veren Siyah Kalem Mühendislik şirketi kazandı. 14.08.2013 tarihinde dava süreci devam ederken ÇŞB tarafından alana yönelik imar, yoğunluk, orman vasfı gibi hükümlerinde bir değişiklik yapılmadan yeni imar planları onaylandı. 02.12.2013 tarihinde yeniden onaylanan imar planları TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından bir kez daha dava konusu edildi. Değişen yönetmelik nedeniyle açılan yeni iptal davası için İstanbul İdare Mahkemesi Başkanlığı’na dilekçe verildi. 17.01.2014 tarihinde 2012 yılında onaylanan planların iptali için açılan davanın bilirkişi keşfi gerçekleştirildi. Keşif sonrası hazırlanan bilirkişi raporunda; “arazinin devlet ormanında kaldığı, askerî alanda kaldığı için 2-B olarak bilinen ormandan çıkarmaları düzenleyen yasalara tabi olmadığı” belirtildi ve “İptali istenen imar planlarının şehircilik ve koruma ilkelerine, planlama ve koruma esaslarına, imar ve kamu yararına uygun olmadığı” görüşü paylaşıldı. 07.07.2014 tarihinde Danıştay 6. Daire tarafından; “söz konusu arazinin 34 parsele ayrılarak orman dışında tutulmasının
uygun olmadığı, tek parselde birleştirilerek orman idaresine iade edilmesi gerektiği” belirtilerek 13.03.2012 onaylı imar planlarının yürütmesi durduruldu. Yürütmenin durdurulması kararına rağmen 25.07.2014 tarihinde projenin ilk etabı için Sarıyer Belediyesi tarafından inşaat ruhsatı verildiğinin basında yer alması üzere 31.08.2014 tarihinde TMMOB ŞPO İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, yapılanın ”hukuku atlatma işlemi” olduğunu açıkladı. 13.11.2014 tarihinde ise Siyah Kalem Mühendislik tarafından “Köy” adı altında kamuoyuna tanıtılan toplu konut projesi kapsamındaki gayrimenkullerin satışına başlandığı kamuya ilan edildi. 22.11.2014 tarihinde Sarıyer Kent Dayanışması, hazırladıkları önergeyle CHP grubunu ziyaret etti. CHP grubu “Önergenin, ayın ilk toplantısında verilmediği gerekçesiyle gündeme alınmayacağı” yanıtını verdi. Aynı gün şantiye önünde eylem yapan grup adına basın açıklaması yapan Emin Turan, projenin SİT alanı ve orman vasfı nedeniyle iptal
edildiğini hatırlatarak, “Yıllar önce Zekeriyaköylülerden füze savunma üssü yapmak üzere yok pahasına kamulaştırılan 600 dönüm arazi, Savunma Bakanlığı eliyle TOKİ’ye devredildi. TOKİ işlevi biten araziyi köylüye geri vermek yerine Emlak Konut şirketine sattı. Emlak Konut da haklarını 1.500 konut ve AVM yapmak üzere Siyahkalem adlı şirkete
177
178
istanbullkent almanagıl
devretti” dedi. Sarıyer Kent Dayanışmasının ardından yüklenici firma Siyah Kalem, yazılı olarak “Ağaçlar inşaat alanında değil” açıklamasında bulundu. 03.12.2014 tarihinde ise İtalyan Optiz firması tarafından en genci 20 yaşında olan yaklaşık 250 ağacı kapsayan ilk etap taşıma işlemine başlandı, Siyah Kalem yetkilileri ”sahada inşaat sebebiyle tek bir ağacın kesilmeyecek” dedi. 05.12.2014 tarihinde Sarıyer Kent Dayanışması üyeleri, Sarıyer Belediye Meclis toplantısına katılarak “Zekeriyaköy’de ormanın karalanmasına izin vermeyin” yazılı dövizlerle eylem yaptı ve villa projesine ruhsat veren belediyeden ruhsatın iptalini istedi. Belediye Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek ise “Bu konuyu gündemimize alıp önümüzdeki hafta açıklama yapacağız” ifadesini kullandı. 2014 yılının Aralık ayı bitimi itibariyle konu hakkında Sarıyer Belediyesi tarafından yeni bir açıklama yapılmadı m
istanbullkent almanagıl
Toplam 537 bin 917 ha “Askeri Alan ve Askeri Güvenlik Bölgesi’nin 21 bin 410 ha’ı İstanbul’da bulunmakta.
179
180
istanbullkent almanagıl
YORUMLARLA ZEKERİYAKÖY Tayfun Kahraman | TMMOB ŞPO İstanbul Şube Başkanı zaman.com.tr, 31.08.2014 Burada hukuken alınmış bir karar tamamen yok sayılıyor. Yeni bir imar planı yapılıyor. Bu da dava konusu edildi. Lakin bu önceki kararın geçersiz olduğu anlamına gelmiyor. Şu anda bu sürecin işletilmemesi gerekir. Burası orman niteliğinde olan bir alan. Askeriye kullandığı için orman kadastrosuna işlenmemiş. Orman Kanunu hükümlerinin bu alanda uygulanması gerekiyor. Prof. Dr. Doğan Kantarcı | Bilirkişi aksiyon.com.tr, 03.11.2014 Kim ne plan yaparsa yapsın dava konusu arazi devlet ormanıdır. Orman Kanunu ve Anayasa varken kimse aksini iddia edemez. Mesela biri ta-
pulu arazinize gelse ve 80 tane imar planı da yapsa orası sizindir. Oradaki tapuların ‘geldileri’ yok. Orman içinde köylünün açtığı yerler. Danıştay 6. Dairesi’nin verdiği karar kaziyedir, plan değişikliği ile baypaAs edilmek istense de artık hiçbir mahkeme aksi karar veremez. Binalar yapılsa bile yıkılmaları gerekir. Sinan Yöney | Siyah Kalem Proje Geliştirme Danışmanı aksiyon.com.tr, 03.11.2014 Site kalın duvarlarla dışarıdan ayrılmıyor. Proje alanı içinde güvenlikli alanlar olmasına rağmen imar yollara geçiyor. Ortak çarşı ve parklar dışarıdan insanlara da açık bırakılıyor. Projede ağaç ağaç pazarlık yapılıyor. Sarıyer 3. derece sit alanı olmasına rağmen TVKK’nın girdiği nadir projelerden biriyiz.
istanbullkent almanagıl
Siyah Kalem Şirketi cnnturk.com, 22.11.2014 Projenin mimarı Siyahkalem şirketinden yapılan yazılı açıklamada, “Söz konusu arazinin hiçbir zaman orman içinde kalmadığı, proje alanının yaklaşık kuşbakışı 5 kilometre güneydoğusunda yer aldığı” iddia edildi. 34 parselde yapılacak projenin 476 dönüm olduğu, arazide 10 bin adet ağacın bulunduğu belirtildi. Bu ağaçlardan 7 bin 500 tanesinin park alanlarında yer aldığı, “inşaat alanı ile en ufak bir ilişkisinin bulunmadığı” öne sürüldü. Açıklamada inşaat tamamlandıktan sonra alana toplam 2 bin 330 adet yetişkin ağaç dikileceği de ifade edildi.
TOKİ’ye devredildi. TOKİ işlevi biten araziyi köylüye geri vermek yerine Emlak Konut şirketine sattı. Emlak Konut’da haklarını 1500 konut ve AVM yapmak üzere Siyahkalem adlı şirkete devretti.
Ercan Akaslan | Zekeriyaköy Sakini aksiyon.com.tr, 03.11.2014 Ancak yıllar sonra burayı rant amaçlı dönüştürdüler. Akrabalarım 9 dava açtı. Mahkeme sürüyor. Mağdurlar olarak çok sayıda toplantı yaptık. Hukukçular, binalar yükseldikten sonra yeni bir dava açabileceğimizi söylediler. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Sarıyer Kent Dayanışması politeknik.org.tr, 22.11.2014 Ormana proje yapılmaz! Zekeriyaköy’de, 600 dönümlük yeşil ve orman arazisine 1500 konut ve AVM yapacaklar. Yıllar önce Zekeriyaköylüler’den füze savunma üssü yapmak üzere yok pahasına kamulaştırılan 600 dönüm arazi Savunma Bakanlığı eliyle
Geçen yıl burada 2000 konut imarlı yapılmasını içeren plan, SİT alanı ve orman vasfı nedeniyle iptal edildi. Şehir Plancıları Odası’nın açtığı dava sonucu Danıştay bu imar planını durdurdu. Bu kez konut sayısını sözde düşürerek yeni bir plan hazırladılar. Yeni hazırladıkları planı da, bir bütün olarak değil, ayrı ayrı ruhsat almak için yürürlüğe koydular. Tamamı için değil, bir bölümü için, 462 konut için Sarıyer Belediyesi’nden inşaat ruhsatı aldılar. Şehir Plancıları Odası’nın son hazırlanan plan için de dava açmasına karşın belediye ruhsat verdi. Siyah Kalem adlı şirket projenin bir bölümüne ruhsat almasına karşın, şarkıcı Sandal’ın oynadı-
181
182
istanbullkent almanagıl
ğı reklamlarla projenin tamamını tanıtmaya ve satmaya başladı. Bu şeytanca plan bölgeyi, yeşil alanı, ormanı parça parça yutmanın planıdır. Biz yutmuyoruz ve ormanı TOKİ’ye, Emlak Konut’a, SiyahKalem adlı taşerona yedirmeyeceğiz. Şimdi köylüden yok pahasına alınan arazide milyon dolarlık villalar yapılacak. 3.köprü ile süren doğa katliamı ve betonlaşma bu projeyle devam edecek. Buradaki askeri alanın yapılaşmaya açılması İstanbul’daki tüm askeri alanların sermayeye peşkeş çekilmesinin yolunu açacak. Halk bu yolu kapatacak ve gerçekten halkın kullanımına açacaktır. Bu doğa kıyımı ve orman yağması bir an önce durdurulmalıdır. Projenin bir bölümü olan 462 konut için onay veren Sarıyer Belediyesi tüm ruhsat işlemlerini iptal etmelidir. Sarıyer Kent Dayanışması olarak bu eylemimiz, doğayı yok edenlere, ormanı betonlaştıranlara ve canlıların yaşamlarını tehdit edenlere karşı bir uyarı eylemidir. Milyar dolarlar hayal ederek doğayı betonlaştırma projesi yapanlar karşılarında bizi bulacaklar. Doğayı ve ormanları gerekirse ağaç ağaç savunacak, rantçılara dünyayı dar edeceğiz. Bu daha başlangıç… m
istanbullkent almanag覺l
183
184
istanbullkent almanagıl
BASINDA ZEKERİYAKÖY Askeri alanlarda betonlaşma tehlikesi | Cihan Acar, Derviş Genç, Kazım Pınar, Cafer Can Zaman, 12.08.2013 Milli Savunma Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışma ile askeri alanların şehir dışına taşınması ve boşalacak arazilerin imara açılması gündemde. Uygulama hayata geçerse büyük şehirlerde ‘yeşilin son kalesi’ kışlalar da betonlaşma tehlikesi ile karşı karşıya kalacak. Uzmanlar, kışla arazilerinin halkın nefes alabileceği yeşil alanlar olarak kalması gerektiği görüşünde. Milli Savunma Bakanlığı’nın şehir merkezindeki kışlaların kent dışına taşınmasıyla ilgili çalışma yürüttüğünü duyurmasının ardından, askeri alanların akıbeti de merak konusu oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kışla arazilerine talip olması, ‘Yeşil
alanlar betonlaşacak mı?’ sorusunu akla getirdi. 537 bin 917 hektar alana sahip olan İstanbul’da, toplam 21 bin 410 hektar Askeri Alan ve Askeri Güvenlik Bölgesi bulunuyor. Tapuda hazineye kayıtlı olan fakat kullanım için askerlere tahsis edilmiş bu alanlar boşalırsa araziler Hazine’ye dönecek. Araziler, hazırlanacak protokollerle bakanlık ve belediyelere tahsis edilebilecek. Boşalacak arazilerin ne amaçla kullanılacağı ise şimdilik bilinmiyor. Marmara Üniversitesi İstanbul Araştırmaları Bilim Dalı Başkanı Prof Dr. Mücahit Demirtaş, “Askeri alanların topyekûn imara açılacağını söylemek de hiç imara açılmayacak demek de yanlış olur.” diyor. Uzmanlar ise İstanbul Sarıyer’deki Zekeriyaköy örneğini hatırlatıyor. 2010 yılında hava füze üssü olarak kullanılan 500 dönümlük yeşil alan boşaldıktan sonra, bölgede iki kattan fazla ev yokken, 5 katlı bloklar kurularak yapılaşmaya açılmıştı.
istanbullkent almanagıl
İstanbul genelinde çarpık şekilde yükselen binaların arasında, askeri bölge ve mezarlıklar yeşil alan olarak korunmuş durumda. İmar yasağı olduğundan çarpık yapılaşma bu bölgelerde son buluyor. Yerleşimin yoğun olduğu Esenler, Maslak, Kağıthane’de yeşil kalan alanları askeri bölgeler oluşturuyor. İstanbul’da askeri alanların boşaldıktan sonra imara açılması örneği Sarıyer’deki Zekeriyaköy’de karşımıza çıkıyor. 2010 yılında hava füze üssü olarak kullanılan 500 dönümlük yeşil alan boşaldıktan sonra, bölgede iki kattan fazla ev yokken, 5 katlı bloklar kurularak yapılaşmaya açılmış durumda. Askeri alan içinde kalıp orman siciline kayıtlı yerler de var. Tuzla Piyade Okulu, Maslak’taki 3. Ordu Komutanlığı sınırları içinde yer alan yeşillik alanlar orman siciline kayıtlı. Bu bölgelerin Orman Kanunu’na tabi olduğu için yapılaşmanın söz konusu olmadığını belirten Marmara Üniversitesi İstanbul Araştırmaları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Bozlağan , “İstanbul’da askeri alan içinde kalan bazı bölgeler ormanlık vasfını yitirmiş bulunuyor. Esenler Belediyesi sınırları içerisinde kalan Metris ve Topkule kışlalarında orman yok. Ancak tescilde Orman Kanunu’na tabi olabilirler. Aynı şekilde İstanbul’daki askeri bölgeler içinde kalan küçük koruluk şeklinde ormanlık araziler de var. Askeriye buralardan kalktığı zaman bu araziler ne olacak? Eğer sicile orman diye girmişse Orman Kanunu’na tabi olacak.” diyor. Bozlağan, ormanlık arazi dışında kalanların ise kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor: “Şehrin içinde arsa kaynakları sınırlı. Askeri araziler bu açıdan çok önemli. Kentsel dönüşüm
ihtiyacını karşılamak için değerlendirilmesi gerek.” Nurettin Sözen döneminin İmar Planlama Daire Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Yıldız da her dönemde birçok askeri alanın imara açılarak yapılaşmanın olduğunu söylüyor. Hazine arazilerinin önce belediye tarafından sosyal ve kültürel tesis alanına dönüştürülerek imara açıldığını ifade eden Yıldız, “Daha sonra buralara tapu çıkartılıyor. Belediyeler adına kaydedildikten sonra yeni bir plan şekli geliyor. Çoğu benzin istasyonu, ticaret merkezi ve konut olarak yapılıp satılıyor. Eğer bu alanlarda sosyal donatı olarak kullanılmazsa İstanbul’un geleceği kararır.” diye konuşuyor. Askeri alanların devredilmesinin Bedrettin Dalan’ın belediye başkanlığı döneminde başladığını hatırlatan Yılmaz, şu ifadeleri kullanıyor: “Mesela Maslak’ta 42 kooperatif, 4. Levent’te karayolcular gibi birçok kooperatif belediye aracılığı ile devredildi. Hatta Zeytinburnu’ndaki tank fabrikasının devri için protokol de yapılmıştı.” İstanbul’daki kışlaların imara açılmasının, gerekli olan yeşil alanlarında elden gideceğini söyleyen TMMOB Mimarlar Odası da kışlaların yeşil kalması uyarısı yapıyor. Kamu mülkündeki alanların o bölgedeki donatı ihtiyacının giderilmesi yönünde kullanılması gerektiğinin altını çizen İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman, “Askeri alanları kamulaşmaya açmak demek kentteki bütün damarları tıkamak demektir. Bu alanların yeşil alan olarak kullanılması ve kamu mülkiyetinde kalması sağlanmalı.” çağrısında bulunuyor.
185
186
istanbullkent almanagıl
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Şehir Planlama Müdürlüğü’nün çevre planlaması raporunda ise şu ifade dikkat çekiyor: “Milli Savunma Bakanlığı’nın programı dahilinde askeri alanına çıkarılması halinde, bu alanların öncelikle sosyal ve teknik altyapı (eğitim, sağlık, kültürel tesis, mezarlık, yeşil alan vb.) alanları olarak kullanılması öngörülmüştür.” Marmara Üniversitesi İstanbul Araştırmaları Bilim Dalı Başkanı Prof Dr. Mücahit Demirtaş: Askeri alanların topyekûn imara açılacağını söylemek de, hiç imara açılmayacak demek de yanlış olur. Konumlarına ve yerlerine göre, askeri alanlar taşınınca bu alanlara imar düzenlemeleri yapılabilir. Fakat çok konutlu bir şey olmaz. Askeri alanlar dediğimiz her taraf orman değil. İçinde büyük eğitim alanları var. Sonuç olarak hangi planlamayla ilgili nasıl bir yol izlenecek bilinmiyor. Fakat böyle bir çalışma sürüyor.
dönüşüm esnasında boşaltılacak alanlar için kullanabilir. Sırf yeşil alan olarak kalması doğru mu? Bu da değerlendirilebilir. CHP Milletvekili Kadir Öğüt: Çok eski zamanlarda daha gençken bu şehir içindeki askeri alanlardan ben de rahatsız oluyordum. Ama sonra gördüm ki bu şehir içindeki askeri alanların tamamı bu kenti koruyan yerler. Boğazlar da dahil olmak üzere şehir içinde ne kadar yeşil alan varsa bir buralar kaldı. Bu bölgelerin de yeşil olarak kalması gerekiyor. Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cemal Saydam: Askeri alan taşınacaksa eğer elbette yeşil kalmasını isterim. Buraları imara açmanın anlamı ne olabilir? Etrafta yeşil kalan tek yerler askeri yerlerdir. İstanbul Boğazı’na bakın mesela, yeşil kalan yerler askeri yerlerdir.
İstanbul Kentsel Dönüşüm Müdürü Bülent Babaoğlu: İstanbul’daki askeri arazilerin rezerv alanı olmasıyla ilgili çalışmalar var. Bu alanlara dev parkların yanı sıra piknik alanlarının yapılması yönünde görüşmeler devam ediyor. Buraları kullanarak kentin yoğunluğunu hafifletmek hedefleniyor. Ama TSK’nın ‘Burası artık bize lazım değil.’ demesi gerekiyor.
Mimar ve Kent Bilimci Ahmet Vefik Alp: İstanbul’da kurtarılmış bölgeler olarak elimize bir tek askeri alan ve mezarlıklar var. İstanbul’da kişi başı 2 metrekare yeşil alan olduğunu tahmin ediyoruz. Halbuki bu rakam gelişmiş ülkelerde en az 12 metrekare. O yüzden bugüne kadar korunmuş askeri alanların kent parkı ve kültürel alan olarak saklanması gerekiyor.
AKP Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya: Askeri alanların taşınmasıyla oluşacak yeni alanları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kentsel dönüşümle ilgili olarak depolama alanı olarak değerlendirmesi söz konusu. Yani bu yerler, yeni yapılaşma yerine kentsel
Mimar ve Mühendisler Grubu Başkanı Murat Özdemir: Kentsel dönüşümde rezerv alan tanımı var. Bu maksatla askeri alanların dönüşümde geçiçi olarak kullanılacağı söyleniyor. Bu alanların kullanıma açıldıktan sonra kalıcı olarak yapılaşma tehlikesi var. Bu alanların ne amaçla kullanılaca-
istanbullkent almanagıl
ğı kesin olarak belirlenmeli. Ardından buraların mümkün mertebe yeşil alana dönüşecek şekilde kurgulanması gerekiyor. TMMOB Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhçu: Şehir içindeki askeri alanların özelleştirilmesi ve imara açılması ile ilgili bir torba yasa gündeme geldi, fakat TBMM’den henüz geçmedi. Bu yasa kapsamında kıyı alanlarda bulunan askeri bölgeler dahil, bütün kamu kuruluşları tesislerinin imara açılması gündemde. Bu uygulamalar gerçekleşirse kentler son yeşil alanları betonlaşarak kaybedecektir. Doğa Savaşçıları Çevre Örgütü Başkanı Zafer Murat Çetintaş: Askeri alanlar tamamıyla halkın nefes alabileceği yeşil alanlar olarak kalmalı. Yeşil alanlar yok oldukça su havzaları da zarar görüyor. İstanbul’un su sıkıntısına sebep olabilir. Yeşili artık sadece uçaktan göreceğiz! | Melis Alphan Hürriyet, 06.11.2014 Artık yeşili görmemizin tek yolu uçağa atlamak. Yakında, belediyelerin sokak kenarlarına diktiği “süs” ağaçlar dışında ağaç göremeyeceğiz şehirde. Artık betonla teselli bulmak dışında çaremiz yok. Üzülmeyin canım, tatil günlerinde gidip dolaşabileceğiniz bol miktarda AVM var. Ağaç gölgesinde piknik yapmak yerine AVM’lerin food court’larında hamburgerleri mideye indirebilirsiniz. Bakın mesela, orman vasfı taşıyan bir arazi daha elden gidiyor. Radikal gazetesinden Serkan Ocak İstanbul’da
yapılması planlanan üçüncü havalimanının ÇED raporunu ele geçirmiş. Bu rapordan anlıyoruz ki, daha önce Kadir Topbaş’ın terk edilmiş maden çukurlarına yapılacağını söylediği havalimanının yapılacağı arazinin yüzde 85’i orman vasfı taşıyor. Çevreci bir politikadan geçtim. Ama görünen o ki, bizim erkan bildiğiniz doğa düşmanı. Bunun başka bir açıklaması yok. Zaten başka hangi zihniyet Çevre ve Şehircilik adlı bir Bakanlık kurar? Ya da kursa da, sanki bakanlığının isminde Çevre yokmuş gibi davranır? Tahminim o ki, Bakan’a kalsa Çevre’yi isminden fırlatıp Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na yapıştırır. Bir başka örnek daha... Zekeriyaköy’de Hava Kuvvetleri’ne ait 300 dönüm ormanlık arazi vardı. Zamanında füze üssü yapılacak diye kamulaştırılıp insanlardan alınmış. Başbakanlık Askeriye’den aldı, TOKİ’ye verdi. O da ihaleye çıkardı. Yani 300 dönüm ormanlık arazi de yakında katledilecek. Ne yapalım? Biz de artık, 3’üncü havalimanından uçağa atlar, yeşil görmeye gideriz. Başka çare bırakmadılar m
187
188
istanbullkent almanagıl
ZEKERİYAKÖY HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME Yaklaşık beş yıldır Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi’nin gündeminde bulunan ve Zekeriyaköy’deki hazine arazisi üzerinde yer alan toplu konut projesi için açılan davalara ve verilen yargı kararlarına rağmen start verildi. Araziye ilişkin kronolojik dökümde de görülebileceği üzere, askeriyeye devredilmek üzere kamulaştırılmış bir alan burası. Üstelik kamulaştırmaya başlandığı dönemde bazı hak sahipleri vatansever duygularla herhangi bir bedel talep etmeden arsalarını Milli Savunma Bakanlığı’na bağışlamış. Uzun süre askeri alan olarak kullanılmasına rağmen orman vasfını koruyan arazi yaklaşık 600 dönüm büyüklüğünde ve tahmin edebileceğiniz gibi uzun süredir inşaat tarikatının iştahını kabartıyor. Askeriyenin bölgeye artık ihtiyacı kalmayınca devreye giren
TOKİ, Emlak GYO üzerinden araziyi ihaleye çıkarıyor ve ihalenin hemen ardından ilk önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesindeki Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu onayı, daha sonra da bizzat Bakanlık oluru ile bu aralar televizyon ekranlarında sıkça dönen KÖY isimli emlak projesine ilişkin “Koruma” amaçlı imar planları yürürlüğe giriyor. Süreci kısaca bu şekilde özetledikten sonra birkaç konu başlığı altında tartışmayı genişletmekte fayda var. Planlama Yaklaşımı Orman vasfını koruyan ve artık askeri alan olarak işlevini yitiren III. Derece Doğal Sit alanında yapılan Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı, koruma yaklaşımından oldukça uzak olarak hazırlanmış
istanbullkent almanagıl
bir toplu konut projesinin önünü açıyor. Yaklaşık 5000 kişilik bir ek nüfusu bölgeye taşıyacak olan proje ve beraberindeki yapılaşmayla birlikte arazinin orman niteliğinde oluşacak tahribatın yanı sıra, zaten gün geçtikçe kuzeye doğru ilerleyen yapılaşma baskısının artacağını söylemek yanlış olmaz. Proje için hazırlanan plan notları incelendiğinde ise, eğimden dolayı ortaya çıkan bodrum katlarının ve otopark, çatı katı gibi inşaat alanlarının emsal dışında bırakıldığı da görülmekte. Satışa sunulan gayrimenkullerin tanıtımı için hazırlanan web sayfasında karşımıza çıkan 3-4 katlı bina görselleri, doğal sit alanında yapımına izin verilebilecek normal inşaat alanının üzerinde bir yapılaşmanın arazide yer alacağını doğruluyor. Toplu konut projesinin albenisini yükseltmek üzere kullanılan argümanlardan biri de bölgenin bir başka planlama yanlışı olan üçüncü köprü güzergahına yakın oluşu. İki yanlış yan yana gelince bir doğru oluşturmuyor olsa da, üçüncü boğaz köprüsü reklam spotlarında toplu konut projesini cazip gösteren bir fırsat gibi gösteriliyor. Çok değil, beş yıl önce hazırlanan üst ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda yer almayan bir ulaşım aksı, yine çevre düzeni planında Askeri Alanlar ve Askeri Güvenlik Bölgeleri olarak tanımlanan bölgede geliştirilen toplu konut projesiyle birlikte sunuluyor. Planlama bütünlüğü olmayan bu mekansal müdahalenin kamu kurumları tarafından ortaya konulması ise oldukça vahim. Kaldı ki, arazi için düşünülen elzem fonksiyon Toplu Konut Alanı olmalı mı, bunu yeniden işlevlendirme başlığında ele alabiliriz.
Yargı Süreci 2012’nin haziran ayında onaylanan imar planları iptal istemiyle TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi tarafından yargıya taşındı. Danıştay Altıncı Daire’de görülmeye başlanan dava henüz aşama kaydetmemişken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından dava konusu plandaki itiraz gerekçelerini aynen koruyan yeni bir plan daha onaylandı. İdari yargılama usulleri kanununda yapılan değişiklik nedeniyle Danıştay yerine İdare Mahkemesi’nde görülmeye başlayan yeni davanın konusu bir önceki dava ile aynı olsa da hazırlanan yeni planlar farklı bir yasal işlem teşkil ettiği için ilk açılan davadan farklı bir süreç başlamış oluyor. Her ne kadar ilk açılan davada gerçekleşen bilirkişi keşfinin ardından Şehir Plancıları Odası’nın itirazları Bilirkişi Heyeti tarafından haklı görülse ve Danıştay Altıncı Daire yürütmenin durdurulmasına karar verse de ikinci kez onaylanan planlar yürürlükte olduğu için proje devam ediyor. Bu gelişme yargı kararının tanınmaması ya da plan onama yetkisinin kötüye kullanılması olarak yorumlayabileceğimiz ve birçok kez karşılaştığımız bir durum. Tıpkı Maslak 1453, Şehrizar Konakları, Mecidiyeköy Likör Fabrikası, İETT arazisi planlarına açılan davalarda yeni planların yürürlüğe girmesiyle yargı kararının atlatılması gibi. Zekeriyaköy’e dönecek olursak: İdare Mahkemesi’nde devam eden dava henüz bilirkişi aşamasına dahi gelmiş değil. Yargı süreci tamamlanmadan geliştirilen projede satış işlemlerinin başlaması, yeni mağduriyetleri ortaya çıkaracağı gibi doğal sit alanında telafisi mümkün olmayan zararların oluşmasına da neden olacak.
189
190
istanbullkent almanagıl
Yeniden İşlevlendirme İstanbul’da uzun yıllar farklı amaçlarla kullanıldıktan sonra işlevini tamamlayan birçok yapı ve arazi var kuşkusuz. Bu tip yapı ve araziler genellikle kamu mülkiyetinde olan, farklı sebeplerle eski kullanımlarından uzaklaşan ve konumları itibarıyla da mekansal dönüşümlere paralel olarak ekonomik açıdan değer oluşturan nitelikte. Bu alanları yeniden kamusal kullanıma kazandırmak çok da zor değil. Nüfusu göz önüne alındığında zaten sağlıklı kentsel yaşam standartlarının altında sosyal ve kentsel donatı dağılımına sahip İstanbul’da bu perspektifte bir yeniden işlevlendirme yaklaşımının söz konusu olamadığını görüyoruz. Zekeriyaköy’deki füze üssü arazisi için tek alternatif toplu konut projesi değil. Olduğu gibi korumak bir yana, kamusal kullanım odaklı birçok fonksiyon düşünülebilir, bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda yeni bir işlev tartışması şeffaf ve katılımcı bir süreç işletilerek başlatılabilir ve bu değerli alanın kamusal niteliği pekiştirilebilirdi. Bunu düşünmek bile istemeyen TOKİ ve Bakanlık ise ayrıcalıklı bir imar kararıyla kamu arazisinin satışına yönelik bir süreç izliyor ne yazık ki. 2010 yılında şehircilik ilke ve esaslarını hiçe sayarak onaylanan ve İstanbul’un kuzeyinde çok ciddi tahribata yol açacak Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nu Üçüncü Havalimanı ve Kanal İstanbul gibi projeler takip ediyor. Onaylandığı dönemde yeni bir köprü inşaatının ulaşım projesi olmaktan çok emlak projesi olarak kurgulandığını defalarca dile getirmiş, mevcut mekansal karar alma mekanizmasının kuzey ormanları üzerinde oluşacak spekülatif baskıyı
karşılayamayacağını ve gayrimenkul yatırımlarını tetikleyeceğini söylemiştik. Bu senaryonun gerçekleşmesinde devlet kurumlarının öncü rol oynaması İstanbul’un geleceği açısından oldukça düşündürücü m Akif Burak Atlar TMMOB ŞPO İstanbul Şube Sekreteri
Görseller 1. maps.google.com 2. zaman.com.tr 3. zaman.com.tr 4. zaman.com.tr 5. Sarıyer Kent Dayanışması arşivi 6. koy.com 7. Sarıyer Kent Dayanışması arşivi 8. Sarıyer Kent Dayanışması arşivi 9. fikirtepehaber.com 10. Sarıyer Kent Dayanışması arşivi 11. maps.google.com 12. maps.google.com
istanbullkent almanag覺l
191
192
istanbullkent almanagıl
KASIM 2014
ÇŞB tarafından planları hazırlanan, Zeytinburnu Kazlıçeşme’deki eski Et ve Balık Kurumu arazisine 70 metre (23 kat) yüksekliğinde turizm, ticaret ve konut alanı ile sağlık tesisi alanı olanı olarak inşaat yapılmasına izin verilmesi TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi tarafından dava konusu edildi (Günlük Evrensel). Validebağ Korusu’nun komşu parselinde başlayan kaçak cami inşaatını durduran mahkeme kararını “o parsel bu parsel değil” diyerek uygulamayan AKP’li yetkililer, karar kaldırılınca iddialarından vazgeçti. İBB Başkanı Kadir Topbaş, cami inşaatının önünde hiçbir engel kalmadığını açıkladı (Cumhuriyet).
Büyükada’da iskele bölgesinde imar planında turizm alanı olarak belirlenmesine rağmen buna aykırı olarak rezidans ve ticaret merkezi inşa edilen yapıya ada sakinleri tarafından açılan dava sonucunda, hakkında yıkım kararı verilen inşaat aradan geçen 1 yıl sonra yıkıldı (BirGün).
Şehir Plancısı Faruk Göksu, İstanbul’da “ekonomi-ekoloji dengesi” sağlanamazsa şehir sakinlerinin kenti terk edecekleri uyarısında bulundu; “Kuzeyde ekonomiekoloji dengesi sağlanamazsa bu alanlar biter. İstanbullular kenti terk eder”. (Milliyet).
TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu; Gezi Parkı Direnişi’nde “kırmızılı kadın” olarak kamuoyuna gelen Ceyda Sungur hakkında soruşturma açan, çalıştığı kurum İTÜ’nün yönetimini soruşturmayı geri çekmeye çağırdı. Taksim Meydanı’nın ardından Beşiktaş Meydanı da Yayalaştırma ve Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında yayalaştırılacak. İBB ve Beşiktaş Belediyesi’nin ortaklaşa yürüttüğü çalışmayla Beşiktaş Meydanı araç trafiğinden arındırılacak (BirGün).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 Zekeriyaköy’de askeriyeye ait Füze Rampası arazisine 1,5 milyar TL’lik konut projesinin ormana yapıldığı tespit edilerek Danıştay tarafından durdurulmuştu, ancak ÇŞB yeni plan hazırlayarak yargı kararını yine görmezden geldi (Aksiyon Gazetesi).
Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı, İstanbul’un en büyük meydanını inşa edeceklerini belirtti: “Bağcılar Meydanımız 55 bin metrekarelik alan ile İstanbul’un en büyük meydanı olacak. Çevresindeki yolları yerin altına alacağız. Altına da 1250 araçlık otopark inşa edeceğiz” (İstanbul Gazetesi).
Yedikule Bostanı’nda İBB ve Fatih Belediyesi’ne ait park projesi kapsamında süs havuzu inşası için geniş bir çukur açıldı. Sur dibinde gerçekleştirilen çalışmanın tahribata sebep vermemesi için arkeologlar uyarıda bulundu: “Kazılar arkeolog denetiminde gerçekleştirilmeli” (BirGün).
HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Validebağ Korusu’nun girişindeki yeşil alanın imara açılarak cami inşaatına başlanmasına ilişkin ÇŞB Bakanı İdris Güllüce’nin yanıtlaması talebiyle soru önergesi sundu (Günlük Evrensel). Sarıyer Zekeriyaköy’de yargının “devlet ormanı” dediği ve iadesini istediği 500 bin metrekarelik sit alanı imara açılıyor Emlak Konut GYO ile Siyah Kalem Mühendislik, alanda bin 200 konut inşa edip 1,5 milyar TL’ye satacak (Sözcü).
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’un her yerinden görülecek” talimatıyla Çamlıca Tepesi’ne yaptırılan caminin inşaatı tüm hızıyla sürerken, gündeme “camiye rahat ulaşım sağlanması için özel tünel” projesi alındı. CHP’liler 3 km’lik tünelin “bir korku tüneline” dönüşeceğini belirterek tepki gösterdi (Cumhuriyet).
Boğaziçi’nde, marina çalışmaları başladı, konu hakkında Prof. Dr. Mete Tapan; “Boğaziçi’nin hem doğal hem de kentsel sit ve sit hem karayı hem de denizi kapsamakta, Doğal varlıkları en doğru koruma onlara dokunulmadan olmalı” dedi (Cumhuriyet).
istanbullkent almanagıl
İstanbul Halk Ekmek AŞ’nin Edirnekapı’daki fabrikası Sultangazi’ye taşınacak. Yeni fabrikanın inşa edileceği arazinin heyelan riski taşıdığı ortaya çıktı. İBB Meclisi’nin AKP ve CHP’li üyeleri ise uyarıya karşın “kamu yararı taşıdığı” gerekçesiyle fabrikaya onay verdi (Cumhuriyet).
Taksim Dayanışması, İBB’nin 20152019 stratejik planının basında duyulmasının ardından açıklama yaptı: “Gezi Parkı artık Türkiye’nin hatta dünyanın koruması altındadır”. Sivriada’yı imara açan planlara yargı freni geldi. Mahkeme; imar planlarını ÇDP ve Kıyı Kanunu’na aykırı buldu (BirGün).
ÇŞB’den Kartal’da yapılacak 2 gökdelen için “ÇED gerekli değildir” kararı aldıran AKP Milletvekili, 10 parseli birleştirip imar hakların arttırarak Kiler GYO’nun önünü açtı (Cumhuriyet). Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, 3. havalimanı için zemin etüdünün birkaç ay içinde bitirileceğini belirterek; “Bütün dünya bu projeyi bekliyor. Eğer bu havalimanı 2017 sonuna bitmezse hiçbir yere uçamaz hale geleceğiz. Bunun için çalışmalarımızı son hızla sürdürüyoruz” dedi (Dünya).
KASIM 2014 Validebağ’da polis gözetiminde inşaatına devam edilen cami inşaatının yanında bulunan site sakinleri Üsküdar Belediyesi’ne dava açtı(Aydınlık). Yedikule Bostanları’nı korumak için çabalayan örgütler ortak bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada “Topbaş’ın açıklamasına güvenmiyoruz, İstanbul’da yerel yönetim eksikliği var” denildi (BirGün). Validebağ Korusu’nun yanında, MÜ Tıp Fak. ve huzurevinin bulunduğu parselde özel Acıbadem Hastanesi inşa ediliyor. İnşaat için ÇED sürecini başlatmak üzere askıya çıkan dosya “gerekli değildir” kararı ile askıdan indi (Cumhuriyet).
Bakanlar Kurulu Kararı ile “yenileme alanı” ilan edilen ve Yenikapı Marmaray İstasyonu ile sahil yolu arasındaki 60 bin m²’lik bölgenin çehresini değiştirecek projeye CHP’li üyeler; Tarihi Yarımada’da arkeolojik kazı yapılmadan üzerine yeni inşaatlara başlanmasına karşı çıkarak muhalefet şerhi koydu (Hürriyet).
İBB’nin Taksim Meydanı ve Topçu Kışlası Projesi’ne bütçe ayırdığının ortaya çıkmasının ardından, İBB Şehir Planlama Müdürlüğü de hazırladığı taslakta Gezi Parkı ve Taksim Meydanı’nı 1/5000 ölçekli imar planı dışına çıkardı (Günlük Evrensel).
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 Tarlabaşı yenileme projesi hakkında Belediye Başkanı Demircan; “Şimdiden bölgede fiyatlar 50 katına çıktı” dedi (Akşam). Fatih Parkı’na planlanan “Tarihi Firuzağa Mescidi” projesinde tarihi kalıntılara rastlanınca inşaat durduruldu. (Milliyet).
Topçu Kışlası projesinin 20152019 Stratejik Planı’nda yer almasıyla ilgili İBB açıklama yaptı: “Projenin stratejik plana alınması rutin ve teknik uygulama. Mahkemenin kararını bekliyoruz” (Akşam).
Tarabya’da Boğaziçi Geri Görünüm içinde kalan ve bir bölümü 1. derece doğal sit olan yeşil alan, İBB’nin reddine rağmen Yorum İnşaat’ın projesi kapsamında ÇŞB tarafından imara açıldı (BirGün). İstanbul’un siluetini bozan 16:9 kulelerinin 25 katının tıraş edilip yıkılması kararı uygulanmayınca Savcılık harekete geçti. Kararı uygulamayan Zeytinburnu Belediyesi yetkilileri için Kaymakamlık’tan soruşturma izni istendi (Bugün).
Gezi Parkı’na otobüs durağı montajı için giren dozer yüzünden parkta gece boyu nöbet tutuldu. İlgili koruma kurulundan izinsiz yapılan çalışma tepki üzerine iptal edilerek kazı alanı dolduruldu (BirGün).
Gezi Parkı Direnişi’nde “Kırmızılı Kadın” olarak kamuoyuna yansıyan Ceyda Sungur hakkında, açılan soruşturma akademisyenler, öğrenciler ve şehir plancıları tarafından İTÜ Taşkışla Fakültesi’nde protesto edildi (BirGün). İBB Başkanı Topbaş, Belediye Meclisi’nde görüşülerek kabul edilen Yedikule Bostanlarına ilişkin imar planı tadilatını yeniden değerlendirilmek üzere İBB Meclisi’ne iade etti (BirGün).
TBMM Soruşturma Komisyonu’nda soruları yanıtlayan eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın ifadesinde Ağaoğlu hakkında “bela bir adam” tanımını kullandığı ortaya çıktı (BirGün).
193
ARALIK 2014 YENİ RAYLI SİSTEMLER
istanbullkent almanagıl
“ Avrupa-Anadolu yakası bağlantısının, köprü, Marmaray derken bir de havada teleferikle bağlantısı çok önemli ve anlamlı.” (İBB Başkanı Kadir Topbaş, 11.08.2013)
TARİHLERLE YENİ RAYLI SİSTEMLER
İ
stanbul kamuoyunun yeni teleferik hattı haberleriyle tanışması 12.02.2014’te Kağıthane’de esnaf ve vatandaşlarla buluşan İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın açıklamalarıyla olmuştur. Boğaz’a yapılacak teleferik hattının haberini veren Topbaş, temelini attıkları Mecidiyeköy-Mahmutbey Metrosu’nun Kağıthane’den geçeceğini hatırlatarak, Kağıthane’den metroya binenlerin Mecidiyeköy- Altunizade arasına kuracakları teleferik hattı ile 15 dakikada Anadolu Yakası’na geçebileceklerini
söyledi. Topbaş, MecidiyeköyAltunizade teleferik hattı için ihale aşamasına geldiklerini, teleferik hattındaki kabinlerin 32 kişilik olacağını, hattın sadece turizm açısından değil ulaşım açısından da önemli olduğunu belirterek saatte 6 bin yolcu taşınacağı bilgisini verdi. Yine aynı gün Topbaş, seçim çalışmaları kapsamında gittiği Esenler’de ek olarak 19 adet teleferik ve havaray projesinin planlara işlenmek üzere meclise geldiğini söyledi. Bu açıklamadan 2 gün sonra, 14.02.2014
günü yine İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın bahsettiği metro, havaray, teleferik ve otopark projeleri İBB Meclisi’nde görüşülerek oy çokluğu ile kabul edildi. Planlara işlenen yeni metro hatları, İTÜ-İstinye metro bağlantısı, Dudullu-Ataşehir-Bostancı metro hattı, Ayazağa Köyü-İTÜ metro hattı, Kirazlı-Halkalı metro hattı, Göztepe-Ataşehir-Ümraniye metro hattı ve Avcılar İstanbul Üniversitesi-Sahil fünikülerinden oluşmaktaydı. Üsküdar Libadiye Caddesi havaray hattı, Kartal Sahil-D 100
195
196
istanbullkent almanagıl
havaray hattı, Kadıköy-Maltepe-Kartal havaray hattı, Maltepe-Başıbüyük havaray hattı, Kasımpaşa-Okmeydanı-Mecidiyeköy havaray hattı ve Sefaköy-Halkalı-Başakşehir havaray hatları da planlara işlendi. Planlara işlenen teleferik hatları ise Mecidiyeköy Zincirlikuyu-Altunizade Çamlıca teleferik hattı, Eyüp-Piyerloti-Miniatürk teleferik hattı, Miniatürk-AlibeyköyVialand teleferik hattı, Kartal D 100-Yakacık-Aydos teleferik hattı ve Büyükada Ayayorgi-Büyükada Meydan teleferik hatları oldu. 05.07.2014’te TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri süren çalışma hayatına ilişkin torba tasarıya giren ulaşım ve kamulaştırmaya dayalı teklife göre, kamulaştırma yapılmadan, “kamu yararı” denilerek evler başta olmak üzere taşınmazların altından metro, üzerinden ise teleferik gibi ulaşım hatları ile her türlü köprü, metro ve benzeri raylı taşıma sistemleri geçirilebileceği karar altına alındı. Bu düzenlemenin gerekçesinde metro, raylı sistem, teleferik veya köprü
yapımlarının çoğu zaman taşınmaz maliklerinin haklarını engellemediği vurgulanarak, uygulamanın kamulaştırma maliyetini oldukça azaltacağı vurgulandı.
hattı daha ortaya çıktı. İBB’nin planlarına göre Boğaz’da yapılacak. 2 kilometre uzunluğa sahip olması planlanan projenin tamamlanma tarihi ise 2023 olarak belirlendi.
Havaray projesinin ihale tarihi 07.08.2014 günü, ilk etapta Üsküdar-Libadiye Caddesi ile Sefaköy-Halkalı-Başakşehir hattı olmak üzere, 20.08.2014 olarak açıklandı. 26.08.2014’te İBB tarafından yapılan bir açıklamayla Sultanbeyli Teleferik Projesi’nin 16 Eylül tarihinde ihaleye çıkacağı duyuruldu. Projeyle 3 kilometrelik teleferik hattının 240 günde tamamlanacağı, Doğu Roma İmparatorluğu döneminden kalan önemli tarihi alanlardan biri olan Aydos Kalesi ile Anadolu Yakası’nın önemli mesire yerlerinden biri olan Sultanbeyli göletinin yapılacak teleferik hattıyla birbirine bağlanacağı belirtildi.
Ek olarak, daha önce açıklanan ve Etiler’den başlayıp, Çamlıca’da bitmesi planlanan ilk teleferik hattının da Zincirlikuyu’dan başlamasına karar verildi. Zincirlikuyu, Altunizade, Çamlıca arasında olacak 8 km’lik bu projenin 2015’te hizmete açılacağı belirtildi m
İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın açıkladığı Zincirlikuyu ile Çamlıca arasındaki teleferik projesiyle ilgili tartışmalar sürerken, 24.09.2013 günü yeni bir teleferik hattı olarak Rumelihisarı ile Otağtepe arasında yeni bir
istanbullkent almanag覺l
197
198
istanbullkent almanagıl
YENİ RAYLI SİSTEMLER HAKKINDA FAYDALI BİLGİLER Tramvay, hafif metro, metro ve füniküler hatları İstanbul’da yaşayanların en sık kullandıkları ve kent belleğinde belirli bir yer tutmuş, raylı sisteme dayalı toplu ulaşım türleri olarak kabul edilirken, son dönemde İstanbul başta olmak üzere bazı yerel yönetimlerin ulaşım yatırımları içinde yer vermeye başladıkları “Monoray (havaray) ve uzun mesafeli teleferik” projeleri yeni raylı sistem türlerinin kentlerimizde boy göstereceğinin ilk işaretlerini vermeye başladı. Özellikle 2014 yılı içinde yerel yönetim projelerini konu edinen medya yayınlarında sıkça görülmeye başlayan monoray temalı haberler, şimdiye kadar ülkemizde tam anlamıyla uygulanmamış olan bu raylı sistem modeline daha yakından bakmayı ve İstanbul kent gündemi içinde ele almayı gerekli kılmıştır. Temmuz ayında yoğunlaşan ve yıl boyunca süren monoray gündemli haber ve ge-
lişmeler, konunun sadece belediye yetkililerinin ağızlarından çıkan demeçler ve bilgiler ışığında özümsenemeyeceğini de ortaya koymaktadır. Çünkü bu projeler her ne kadar teknik bir uzmanlık ve altyapı analizlerine dayalı geliştiriliyor olsa da, kentin siluet ve peyzajına ile ulaşım ve yaşam kalitesine olan etkileri, yatırım finansmanı, diğer ulaşım türleri ile entegrasyon ve çevre duyarlılığı gibi konular bağlamında da ele alınması gereken, bağımsız bilim insanlarının ve kamuoyunun karar süreçleri sonlandırılmadan müdahil olabildiği katılımcı süreçleri de gerektirmektedir. MONORAY NEDİR? Genelde tek bir ray hattı üzerinde hareket eden toplu ulaşım türü olarak tanımlanan monoray ulaşım türüne ülkemizde hemzemin bir hat yeri-
istanbullkent almanagıl
ne belirli aralıklarla dikilmiş ayaklar üzerinde ve mevcut yol kotlarının üzerinde bir hat boyunca işletildiği için “havaray” da denilmektedir. Monorayın tarihsel sürecindeki ilk örnek uygulamaları 1820’li yıllarda Rusya ve İngiltere’de görülmüş, özellikle madencilikte kullanım amacıyla üzerinde çalışılmıştır. Yük yanı sıra yolcu taşıma odaklı örnekler İngiltere, Almanya ve İrlanda’da görülmeye başlamıştır. Monorayın tek rayda asılı ilk örneği ise (Wuppertal Monorail Suspension Railway) Berlin’de Alman mühendis Eugen Langen tarafından tasarlanmış ve 1901’de faaliyete geçmiştir. 20 istasyon ve 13,3 km. uzunluğa sahip hat günümüzde de kullanıma açık ve yılda ortalama 25 milyondan fazla yolcu taşımaktadır
de olduğu gibi asılı olacak şekilde seyir edebilen türleri, zamanla daha karmaşık kent ulaşım sistemleri üzerinde, arasında veya çok katlı yapılaşmalara rağmen sıkışık kent dokuları içinde uygulanagelmiştir. Ray hatları arasında geçiş ve dönüş kapasitelerinin de zamanla artması kullanım kolaylığı sağlamış, elektrik enerjisine dayalı ve insansız kullanım imkanı sağlayan yeni dönem raylı sistem türleri arasında bilinir olmuştur. 1980’li yıllarla birlikte artan trafik sıkışıklığı ve hızlanan kentleşme nedeniyle monoraylara olan ilgide yeniden bir canlanma yaşanmış ve özellikle Japonya’da yüksek kapasiteli örnekleri kullanıma girmiştir. Tokyo’da hizmet veren monoray hattı günde ortalama 312 bin yolcu taşımakta ve türünün en yoğun taşıma niteliğine sahip örneklerinden biri olarak bilinmektedir. Ancak 4 hat ve 92 istasyonuyla günde ortalama 1,1 milyon yolcu (zirve saatlerde 1,9 milyon) taşıma kapasitesi ile Çin’in Chongqing kentindeki monoray sistemi bu alandaki rekoru elinde bulundurmaktadır. Günümüzde yaygın kullanıma sahip monoray sistemleri belirli aralıklarla sabitlenmiş ayaklar üzerindeki hat üzerine gömülü bütünleşik vagonlara sahip ve elektrik enerjisi ile çalışmaktadır.
Monoray teknolojisi zaman içinde farklı ülkelere yayılmış ve teknik ilerlemeler sayesinde farklı konseptler ile uygulanabilmiştir. Monoray sistemlerinin tekli veya çoklu vagonlarla, tek hat üzerinde gidecek şekilde ya da ilk örneklerinde
Yerden yükseltilmiş bir hat üzerinde hareket ettiğinden trafik ışıklarından ve kavşaklardan bağımsız olabilmesi, başka ulaşım türleri ile çarpışma riskinin azlığı, seyir halindeyken gün ışığı ve manzara ve mekan algılama gibi faktörlerinin sürekli deneyimlenebilmesi, havalandırma sistemi bakımından minimum maliyet gerektirmesi gibi avantajları monoray projelerini diğer ulaşım türlerine
199
200
istanbullkent almanagıl
kıyasla öne çıkarırken, kentin silueti üzerindeki sabit etkisi, ana ulaşım koridorları üzerindeki yoğun araç trafiğinin yarattığı hava atmosferi içinde hareket ediyor olması, metroya göre daha düşük yolcu kapasitesi, olası bir kaza veya arıza durumunda tüm sistemin durdurulmasını gerektirmesi ve yolcuları tahliye zorluğu yanında yatırım ma-
liyetinin ilk başlarda yüksek oluşu gibi özellikler monoray projelerinin dezavantajları olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de ilk kez ODTÜ kampüsü içinde 2003 yılında yapımına başlanmış, 2007’de kısa mesafeli ve yerden yüksek bir hat ve ilk vagon seti denenmiş olsa da proje, daha sonra rafa kaldırılmış. Projede yer alan vagonlar, 25 kişi kapasiteli ve 11 metre uzunluğunda olacak şekilde tasarlanmıştı. Monoray sistemleri, ODTÜ örneği dışında özellikle son yıllarda başta İstanbul ve diğer büyükşehirler olmak üzere kentleşme ve artan ulaşım taleplerine çözüm olabileceği düşünülerek yerel
yönetimlerin ulaşım politikalarına girmeyi başarmış bir raylı sistem türü olarak kabul edilmektedir. İSTANBUL ve MONORAY Monorayın, İstanbul kent gündeminde ilk olarak 2008’de İBB tarafından Şişhane-Okmeydanı hattında yapılmak istendiğinde dile getirilmiş ve böylece -genel anlamda yabancısı olunan- bu ulaşım türüne daha yakından bakılmaya ve tartışılmaya başlanmıştır. 2009’da resmiyet kazanan ve kenti 2023 yılına hazırlamayı hedefleyen İstanbul’un 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda, alt ölçekli bir ulaşım konusu olduğundan monoray sistemlerine fazla yer verilmemiş olmasına karşın kentte toplu ulaşımın raylı sisteme dayalı olması ve yüksek taşıma kapasitesine sahip bir raylı sistem ağına kavuşması öngörülmüştür. Monoray konusunda özellikle turizm ve sosyo-kültürel faaliyetlerin kümelendiği bölgeler dikkate alınarak proje geliştirilebileceği vurgulanmıştır. 2011’de resmiyet kazanan ve kentin ulaşım sistemini 2023 yılına hazırlamayı hedefleyen İstanbul’un Ulaşım Ana Planı’nda ise Monoray, önceki ulaşım planlarına göre daha fazla yer alarak yatırım programına girmiştir. Yapımı planlanan monoray hatlarıysa kısa vadede tamamlanması düşünülen Bostancı-Ataşehir-Ümraniye (11 km) hattı ile uzun vadede tamamlanması düşünülen Şişhane-Kulaksız-Cemal Kamacı (5,8 km) hattıdır. Planda, monoray projelerinin km başına maliyetinin düşük kapasiteli (280 yolcu) için 12,
istanbullkent almanagıl
yüksek kapasiteli (680 yolcu) içinse 25 milyon dolar olacağı belirtilmiştir.
da olduğu gibi yine İngiltere’ye, 19. Yüzyılın ilk çeyreğine uzanan teleferik zamanla dünyanın sa-
İSTANBUL ve TELEFERİKLERİ
nayi devrimini yaşayan kentlerinde uygulanmaya başlamış ve farklı türlerde üretilmiştir. Ülkemizde ilk örneği 1963’te Uludağ’da faaliyete geçen teleferik sonraki yıllarda büyük kentlerde ve özellikle turistik bölgelerde uygulanmaya başlamıştır.
Teleferik, birbirinden uzak iki yer arasında, havada gerilmiş olan bir ya da birkaç çelik halat üzerinde bağlanarak yol alan asılı taşıta verilen genel isimdir. Teleferikler, asansör prensibiyle çalışırlar ancak özellikle vadi geçişlerinde tıpkı bir helikopter gibi yer zemininden oldukça yüksek noktalara çıkabilirler. Teleferik, ulaşımı güç yükseklikler arasında kurulur. Bir deniz ya da boğaz üzerinde mevcut olanları da vardır. Teleferik projeleri, kara, demir ve deniz yoluyla ulaşımı çok zor ya da çok pahalı olan bölgelerde uygulanır ve belirli iki nokta arasında insan ya da malzeme iletiminin gerçekleştirilmesini sağlar. İlk örnekleri monoray
İstanbul’un teleferik ile ilk tanışması, 11.04.1993 tarihinde hizmete giren Taksim-Taşkışla ile Maçka arasında hizmet veren hattır. Demokrasi Parkı ve Beyoğlu Evlendirme Dairesi üzerinde kurulu teleferik, hem bu iki nokta arasındaki karayolu ve yaya ulaşımının zorluğunu ortadan kaldırarak zaman tasarrufu sağlamakta, hem de bulunduğu bölgenin ve Boğazın manzarasını seyir imkanı sunabilmektedir. Eşzamanlı çalışan 6 kişilik 4 ka-
201
202
istanbullkent almanag覺l
istanbullkent almanagıl
binle hizmet veren hattın uzunluğu yaklaşık 350 metre ve sefer süresi 3,5 dakikadır. Günde ortalama 1000 yolcu taşınabilmektedir.
Ulaşım uzmanı olan Şehir Plancısı Dr. Orhan Demir’in raylı sistemler hakkındaki yorumu ise şöyle:
Eyüp - Pierre Loti arasındaki teleferik hattıysa İstanbul’daki ikinci uygulamadır. 2005 yılı sonunda açılan bu hat, öncelikli olarak bölgenin tarihi ve turistik yapısı nedeniyle yerli ve yabancı turistlerin bölgeye erişiminde kolaylık sağlanması için tasarlanmıştır. Teleferiğin Pierre Loti yönündeki teras katında bir de seyir dürbünü bulunmaktadır. Uzunluğu 384 metre, eş zamanlı 4 kabine sahip olan hat ile günde ortalama 4000 yolcu taşınabilmektedir.
“Teleferik yapımına ya da buna benzer sistemlere karar vermeden önce, yolculuk etütlerinin çok iyi yapılması gerekir. Zira bu sistemler oldukça pahalı ve yolcu taşıma kapasiteleri düşüktür. İlk yatırım maliyetleri dışında işletme ve bakım maliyetleri de oldukça pahalı sistemlerdir. Teleferik hatları bir kaç direk, bir kablo ve kabin gibi düşünülse de istasyonları oldukça büyük alan kaplar ve içerisinde kabinlerin depo yerinden bakım - onarım atölyelerine kadar birçok tesis olur. Bakım zamanı, bazı durumlarda vinç yanaştırılabilmesi için, gerek alt, gerekse de üst istasyonlara büyük araçların girebileceği yol altyapısı da yapılmalıdır. Teleferik ile taşınabilecek yolcular -başka sistemler mümkün ise- diğer sistemler ile her zaman çok daha ekonomik olarak taşınabilir. Ancak başka sistemlerin mümkün olamadığı koşullarda teleferik hattı yapılması uygun olur ve dünya genelinde de kabuller böyledir.
Kullanıcı sayıları son 10 yılda artışa geçen bu iki örnek dışında kent gündemine yansıyan en önemli teleferik projelerinden biri de Boğaz’ın teleferikle geçilmesini sağlayacak olan projedir. Boğaz geçişlerinde 3. köprü ve Avrasya Tüneli gibi çok tartışılan ve ideal çözümler olmadıkları yönünde bilimsel raporların yayınlandığı projelerde olduğu gibi teleferik ile Boğaz’ın geçilmeye çalışılması yeni tartışmaları da beraberinde getirmeye başladı. Boğaz ve her iki yakanın silueti, kent içinde yaratacağı görüntü, olumsuz hava koşulları ve Boğaz’ın sert rüzgarları, oldukça düşük taşıma kapasitesi, yatırım maliyetinin yüksek oluşu, Boğaz geçiş talebine karşılık veremeyeceği ve belediye uzmanları dışında meslek odaları ve bağımsız ulaşım uzmanlarının karar süreçlerinde yer almaması ve kentin bütüncül ulaşım sisteminde ve Ulaşım Ana Planı’nda daha önce öngörülmemiş bir proje olması gibi konular, tartışmaların odağında yer almaktadır.
Adalar özelinde öngörülen teleferik projesinde ise ulaşım bakımından yukarıdaki hususlar ve bu projenin gerekip gerekmediği bir yana, doğanın tahrip edilmemesi, orada hizmet vermekte olan mevcut fayton sahipleri ve atların sosyo – ekonomik yaşam koşulları-gelecekleri, Adalar’a özgü taşıma ve erişim sisteminin özgün bir şekilde sağlıklaştırılarak yaşatılması en başta düşünülmesi gereken konulardır. Teleferik ve benzeri projeler, Adalar’ın bütüncül bir ulaşım planlaması dikkate alınarak ve yaşayanları da sürece dahil ederek tartışılmalıdır. Çünkü Adalar, İstanbul’un motorlu araç trafiğine kapalı tek ilçesidir.” m
Görseller 1. wikipedia.org 2. sehirlersavasi.com 3. industrytap.com 4. wikipedia.org 5. wikipedia.org 6. milliyet.com.tr
203
204
istanbullkent almanagıl
ARALIK 2014 Kuzey Ormanları Savunması’nın Marmara Bölgesi’ne dair hazırladığı rapor “ekonomik büyüme” için bölgenin yaşanmaz hale getirileceğini gösteriyor (BirGün). Ataköy sahilde devam eden inşaatlar için yasal zemin olan 2012 yılı onanlı 1 / 5000 ölçekli Nazım İmar Planının iptali ile ilgili İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde dava sürüyor. Mahkeme bilirkişiden ek rapor istemişti. 01.12.2014 tarihli rapor da bilirkişi acı gerçeği açıkladı; ‘’plaj kumulu ve alüviyal toprak yapısının egemen olduğu, Deprem Master Planı’nda yer alan analiz çalışmalarında ‘sıvılaşma hassaslığı yüksek bölgeler’ olarak tespit edilen ve deprem kaynağına son derece yakın konumdaki Ataköy bölgesinde yoğun ve yüksek yapılaşma son derece önemli bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır’’ Ayrıca Bilirkişi sahildeki 70 metre maksimum yükseklikle devam eden inşaatlar için de ‘’şehir ile deniz ilişkisini’’ koparır yorumunda bulundu (Radikal). GYODER (Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) tarafından düzenlenen ve sektörün en önemli organizasyonu olarak nitelendirilen 14. Gayrimenkul Zirvesi, 1/100.000’den 1/1000’e Gayrimenkul Sektörü başlığıyla gerçekleşti (yapi.com.tr).
TMMOB İKK tarafından hazırlanıp kamuoyuna sunulan 3. havalimanı teknik raporu sonucunda, havalimanının inşa edileceği zeminin inşaat faaliyetleri için uygun olmadığı, düşürülen proje kotu nedeniyle uçakların iniş-kalkışlarının mümkün olamayacağı açıklamaları yapıldı (Cumhuriyet).
01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 İBB Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen Beyoğlu KANİP katılım toplantısında sunulan plan taslağının Gezi Parkı’nı ve Beyoğlu Kentsel Sit Alanı’nın tamamını içermemesi üzerine TMMOB ŞPO ve MO ortak bir açıklamayla yapılan plan çalışmalarının bilime ve hukuka aykırılık teşkil ettiğinin altını çizdi (Bizim Gazete). ÖİB tarafından hazırlanan Salıpazarı Kurvaziyer Liman Alanı’na ilişkin 1/5000 ölçekli KANİP ve 1/1000 ölçekli KAUİP’e TMMOB ŞPO, MO ve İMO tarafından yürütmeyi durdurma ve iptalin istemiyle açılan davada İstanbul 6. İdare Mahkemesi açılan yürütmeyi durdurma talebini reddetmişti. TMMOB ŞPO, MO ve İMO tarafından Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’na yapılan itiraz sonucunda, kurul yürütmenin durdurmasını reddeden kararı iptal etti. Verilen kararın yürütmeyi durdurma kararı olmadığını ve odaların yanıltıcı açıklamalarda bulunduğunu söyleyen ÖİB’ye ait açıklama üzerine TMMOB ŞPO, MO ve İMO Galataport alanına ilişkin verilen kararın yürütmeyi durdurma kararı olduğunun bir kez daha altını çizdi (BirGün).
TMMOB ŞPO İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, Alışveriş Merkezlerinin giderek düşen kar oranları nedeniyle gelecekte ofis ve konuta dönüşeceği açıklamasında bulundu (Taraf).
istanbullkent almanagıl
ARALIK 2014 Ulaştırma Bakanı Lütfü Elvan, 3. havalimanı inşaat sahasının dörtte üçünün bataklık olduğunu ve zemini sağlamlaştırmak için kot düşürüleceği açıklamasında bulundu (Bugün).
İSKİ İstanbul’a su sağlayan barajların doluluk oranının, son günlerde etkili olan yağışlarla yüzde 52,94’e yükseldiğini açıkladı (yapi.com.tr).
İstanbul Valiliği, 28 Aralık’ta Kadıköy’de düzenlenecek olan “Bir arada İstanbul’u ve Marmara’yı savunuyoruz” mitingini yasakladı (yapi.com.tr).
Arnavutköy ve Eyüp ilçelerinin köylerine yapılan 3. havalimanı inşaatı için bölgeye geçici akaryakıt depolama tesisi yapılacak (yapi.com.tr).
İBB, 31 milyar 865 milyon lira olarak belirlenen 2015 yılı konsolide bütçesiyle 19 bakanlığın bütçesini geride bıraktı (yapi.com.tr).
Toplam uzunluğu 47.8 kilometre olarak belirlenen İBB’nin yapacağı havaray projelerinin güzergahları belli oldu (yapi.com.tr).
Diren Fatih Ormanı İnisiyatifi tarafından Fatih Ormanı’nda yapılması planlanan projelere karşı Fatih Ormanı önünde insan zinciri oluşturdu (Kent Yaşam). Sarıyer Belediyesi, Fatih Ormanı projesine onay vermeyeceğini söyledi. Maslak Parkorman’ın da içinde bulunduğu arazinin yapılaşmasına “dur” demek için İBB CHP’li Meclis üyeleri de harekete geçti (yapi.com. tr).
Kadıköy’de geniş katılımla, Marmara Mitingi gerçekleştirildi.
DHMİ Genel Müdürlüğü’nden, İstanbul’a yapılacak 3. havalimanına ilişkin, ‘Dört milyarı bataklık yutacak’ şeklindeki iddiaların, tamamen gerçek dışı ve hayal mahsulü olduğu bildirildi.
17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Diren Fatih Ormanı inisiyatifi üyeleri, “Park Orman Tabiat Parkı” projesiyle ormanın yapılaşmaya açılacağını gerekçe göstererek eylem yaptı.
Cevizli Tekel’de tescilli fabrika yapılarının yıkımı, ruhsat veren Kartal Belediyesi önünde protesto edildi. Cevizli Tekel Dayanışması, alanın halka açık park olmasını talep etti.
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, 2001 yılında Sabiha Gökçen Havalimanı’na uçak inip kalkmadığı için çok ciddi zarar ettiğini belirterek, “Şimdi Sabiha Gökçen zarar edecek, yok öyle bir şey. Şimdi Sabiha Gökçen’i bırakın, Atatürk zaten doldu, üçüncü havalimanını yapıyoruz. Şimdi dördüncüyü düşünen bir Türkiye var” dedi (yapi.com.tr).
TMMOB ŞPO Sevda Tepesi ve Şişli Endüstri Meslek Lisesi alanlarına ilişkin düzenlenen ayrıcalıklı imar planlarının iptal edildiğini açıkladı (Aydınlık). 1. derece doğal sit alanı olan Sevda Tepesi’ni yapılaşmaya açan imar planı değişikliği TMMOB ŞPO’nun açtığı dava sonucunda iptal edildi (BirGün). TMMOB ŞPO’nun açtığı dava sonucu Şişli Meslek Lisesi alanına AVM ve rezidans fonksiyonları getiren plan değişikliği iptal edildi. Alana ilişkin aynı fonksiyonları teklif eden bir diğer plan değişikliği de TMMOB ŞPO tarafından yeniden yargıya taşındı (Cumhuriyet). Sedef Adası’nda bulunan 4 dönümlük arazi ÇŞB’nin onayladığı imar planı ile imara açıldı (İstanbul Gazetesi). İstanbul’un son tarihi değerlerinden biri olan Narmanlı Han’ı ‘otelrezidans’ tehlikesinden korumak isteyen Beyoğlu Kent Savunması temsilcileri ve çevreciler bir önceki gün hanın avlusunda buluştu (yapi. com.tr).
205
206
istanbullkent almanag覺l
istanbullkent almanag覺l
207
208
istanbullkent almanag覺l