3 minute read
AĞIZ ARMONiKASI ViRTiÖZÜ
AĞIZ ARMONİKASI VİRTİÖZÜ AHMET FAİK ŞENER
Advertisement
alarısı Ahmet lakabıyla tanınan sanatçı; ağız armonikasının Türkiye'deki virtüözü olarak bilinir. Ağız armonikasıyla klasik müzikten halk müziğine hemen her tür eseri yorumlamıştır. İlk armonikasına ilkokul yıllarında sahip oldu. Hukuk öğrenimi gördüğü üniversite yıllarında ilk müzik topluluğunu kurdu, piyanoda Şerif Yüzbaşıoğlu, flütte Şefik Uyguner ile beraber kurduğu Balarıları adını verdiği topluluğuyla bir yandan şarkı söylerken diğer yandan akordeon ve ritim aletleri çaldı. Balarıları, dönemin ünlü topluluklarından biri oldu. İlk defa üniversitede iken gazinoda sahneye çıkmaya başladı. Uzun yıllar radyoda santur eşliğinde Türk müziği saz eserlerini yorumladı. Müzik yaşamına topluluk üyelerinden Engin Bozok'la devam ederek "Müzikal Fantezi" türünde çalışmalar yaptı. 1956-1966 arasında çalışmalarına Ahmet Özdemir ile devam etti.
Yıllarca yanında taşıdığı armonikasıyla radyo stüdyoları, konser salonları, gazino sahneleri ve hatta televizvon ekranlarına kadar her yerde klasik müzikten halk müziğine hemen her tür eseri yorumladı. Ağız armonikası için yazılmış Malcolm Arnold ve Marcello'nun obua konçertoları gibi pek çok besteyi seslendirdi. Müzikli gündelik esprilere dâhil ederek ürettiği esprili şarkılar ile tanındı.Sahne çalışmalarına 1970'te son verdi ve besteci Raşit Abed'den solfej ve armoni dersleri aldı. Çok sesli müziğe yönelerek önemli bestecilerin eserlerini düzenleyip seslendirmeye başladı. Ağız armonikasıyla solist olarak katıldığı ilk konserini 17 Nisan 1974'te İstanbul Radyosu stüdyolarında, Radyo Senfoni Orkestrası eşliğinde verdi.1975'te TRT televizyonunda yayımlanan bir konserde televizyon senfoni orkestrası eşliğinde Malcolm Arnold'un "Ağız Armonikası Konçertosu"nu seslendirdi. Sanatçı, ABD'de Twin Records Production tarafından basılan bir plakta Chopin'in "Re Bemol Majör Dakika Valsi'ni ve elektro piyano, bateri ve gitar eşliğinde "Sultanîyegâh Sirto"yu seslendirdi.
Besteci Harusyan Hanetyan'ın Balarısı Ahmet adına yazdığı bir konser fantezisi ise İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde Balarısı Ahmet solistliğinde kaydedilmiş ve Avusturya'da plak olarak yayımlanmıştır. Balarısı Ahmet, 1980'li yıllardat Türkiye'nin belli başlı orkestralarıyla konserler verdi. 15 Temmuz 1984'te, piyanist Arın Karamürsel'le, 12. İstanbul Festivali bünyesinde verdiği
resitalde Bach, Vivaldi, Massenet ve SaintSeans'ın eserlerinin yanı sıra, Albéniz'in "Astruias"ı ve George Enescu'nun "Romen Rapsodisi"ni kendi düzenlemesiyle yorumladı. Aynı dönemde klasik Türk müziğini çoksesli bir şekilde yorumlamak üzere Erol Sayan'la da çalışmalar yaptı.İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen, 2018 yılında 25. yılını kutlayan İstanbul Caz Festivali tarafından Balarısı Ahmet Faik Şener'e Yaşam Boyu Başarı Ödülü takdim edilmiştir. (tr.wikipedia.org)
Kendisini 1958 yılında tanıdım. Lokantamız (Bolu Lezzet lokantası) o senelerde pazar günleri kapalıydı. Temizlik için çalıştığımız pazar günleri bile işyerimize gelir, başka yerlerde yemek yiyemediğini yana yakıla anlatarak, buz dolabında bulunan zeytinyağlı yemeklerle iktifa ederdi. O gün ekmek de alınmadığı için bayat ekmek dilimlerine itiraz etmezdi. 1959 yılında açtığımız Hacı Salih Lokantası'nın baş müşterilerinden biri olmuştu. Masasını paylaştığı kişilerle sohbet eder, onların sorularını memnuniyetle cevaplandırırdı. Çok mütevazı bir kişiliği vardı.
Yemek seçiminde pek titiz davranmaz, acılı ve ekşili yiyeceklerden kaçınırdı. Tercih ettiği yiyeceklerin başında haşlama yemekler, makarna fırın ve karışık komposto vardı. Giyim konusunda onun kadar titiz birine zor rastlanırdı. Her zaman ütülü giysilerle yemeğe gelir, çift perdah olmuş sakal tıraşıyla hemen farkedilirdi. ayakkabılarına gösterdiği özen yadsınamaz. Ayakkabılarının bir özelliği de satın alınır alınmaz topuklarına eklenen pençelerdi. Gençliğimde kelimeleri ve cümleleri tersten okuma (palindrom*) konusunda alışkanlığım vardı. Askere gidinceye kadar, kendisiyle kelimelerin tersten okunuşu ile ilgili yarışmaya girer ve her zaman ben kaybederdim. İlk kaybettiğim kelime "rusabılnak" idi. O zamanlar pazar günleri İstanbul Radyosu'nda düzenlenen eğlence programlarına bizi davet eder, garsonlarla, aşçılarla hoşça vakit geçirmemizi sağlardı.
O zamanki rakibi Celal Şahin aleyhine bir kelimesine şahit olmadım. Şimdiki "sanatçı"larımızın davranışlarını gördükçe kendisini yad ediyorum.
95 yaşındaki sanatçımıza sağlıklı ömürler diliyorum.
Ahmet Faik ŞENER’ i dinlemek için Kare kodu telefonunuz ile tarayın.