SLAMDUNK HAFTALIK BASKETBOL DERGİSİ
14 - 20 Mart 2016 / SAYI: 97
EuroLeague’DE TAKIMLARIMIZIN SON DURUMU
FASTBREAK
İZ BIRAKANLAR BÖLÜM 1
BSL PANORAMA
CARON BUTLER OJ Mayo Joey Crawford Kanye West
Özel Röportaj
Byron Mullens “Scott Brooks’u hİç sevmezdİm!”
SLAMDUNK YAZIŞMA ADRESİ Talatpaşa caddesi çelenk sok. no: 27/a kat:4 gültepe / KAĞITHANE / İSTANBUL Tel: +90 (212) 325 91 25 - Fax: +90 (212) 258 70 59
www.slamdunkdergi.com Genel Yayın Yönetmeni Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com Yazı İşleri Müdürü Faruk Çolak faruk@slamdunkdergi.com Haber Müdürü Bulut Çiftçi bulut@slamdunkdergi.com Tasarım BARAS MEDYA bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com Fotoğraf Editörü Barış Tekin baristekin@slamdunkdergi.com Katkıda Bulunanlar Buğra Uzar, Can Hasgör, Doğuş Arun, Faruk Çolak, Semih Tuna, Şaban Işık Reklam Rezervasyon Bilgehan Aras bilgehanaras1976@slamdunkdergi.com + 90 (533) 552 07 49 Yayının Türü: Yerel Süreli Yayıncı: Baras Basım Yayın Adresi: Sanayi Mah. 1673. Sok. No: 34-34510 Esenyurt / İstanbul Tel: 0 (212) 622 63 63 Fax: 0 (212) 605 07 98 Slamdunk Haftalık Basketbol Dergisi, Baras Basım Yayın tarafından yayınlanmaktadır. Yazı ve fotoğrafların tüm hakkı Slamdunk Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Slamdunk Dergisi Türkiye Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir.
Türkİye ve AvrupA bAskeTboluylA İlgİlİ ArAdığınız her şey
EurohoopS’ta!
yıldız oyuncu lA CEdİ oSman, r KoStaS SlouK aS ve GianniS antE toKounmpo’n un resmİ bloglAr ıy l bAskeTbolu pA A r İçİnden hİssedkenİn İn!
CARON BUTLER’IN HAYATI FİLM OLUYOR! Tecrübeli forvet Caron Butler, sezon öncesi yazdığı “Tuff Juice” isimli kitabı ile hem basketbol hem edebiyat dünyasına bomba gibi düşmüştü.
asketbola başlamadan önce kokain sattığını anlatan, 15 yaşına gelene kadar 15 kere tutuklandığını itiraf eden Butler, bu kitabı şu anda bu sıkıntıları yaşayan gençlere ilham vermek için yazdığını söylemişti. Görünen o ki, o ilhamını daha geniş kitlelere
B
ulaştırabilecek. Geçtiğimiz günlerde, “Entourage” ve “Ballers” gibi dizilerin yapımcısı, ünlü oyuncu Mark Wahlberg, Butler’ın kitabının film haklarını satın aldığını açıkladı. Butler’ın alacağı paradan çok, kitabının haklarının gerçekten bu işin hakkını verebilecek bir isme gitmesi daha güzel.
FastBreak / Hazırlayan: Şaban Işık
BAYLAR BAYANLAR MERDİVENDEN KAYANLAR Milwaukee Bucks’ın tecrübeli guardı OJ Mayo, tecrübesine yakışmayacak bir sakatlıkla gündeme geldi.
ezon boyunca bir türlü belini doğrultamadıktan sonra yeni yeni iyileşen OJ Mayo; ilk beşe yerleştiği Bucks’ta olumlu oyunu ile dikkat çekmişti. Fakat geçtiğimiz hafta yaşadığı sakatlık sonrası sezonu kapatmak zorunda kalan Mayo için, sakatlığın nedeni daha dramatikti. Sabah evinde uyanmış, mahmur gözlerle merdivenden
S
aşağı inmekte olan Mayo, her gün bin kere inip çıktığı merdivenlere takılarak yere düştü. Normalde her gün herkesin başına gelen bu olay, Mayo’da daha kötü bir sonuç yarattı, çünkü merdivenden düşerken sağ bileğini kırmayı başarmıştı. Yapılan kontrollerde ayağında kırık saptanan ve sezonu kapattığı açıklanan Mayo, muhtemelen seneye asansörlü bir eve taşınacaktır.
N
FastBreak
ELVEDA BÜYÜK HOCA…
NBA’in en renkli hakemlerinden Joey Crawford, hakemliği bırakma kararı aldı.
yıldır NBA’de hakemlik yapan; yönettiği 2561 maçla bir başka efsane Dick Bavetta’nın arkasından NBA’de en çok maç yöneten ikinci isim olan Joey Crawford, geçtiğimiz sezon geçirdiği menisküs sakatlığının ardından sağ dizindeki ağrıların azalmaması üzerine 64 yaşında düdüğü asma kararı aldı. Verdiği kararlar ile her zaman tartışma konusu
39
olan, buna rağmen herkesin saygı ile yaklaştığı bir isimdi Crawford. Bir maçta Duncan’ı sadece bench’te güldüğü için maçtan atan, başka bir maçta işini iyi yapmayan bir paspasçıyı dövme noktasına gelen Crawford, yaşına rağmen de hatalarından ders almaya çalışan bir isimdi. NBA’de her takımın canını en az bir kez yakmış olsa da, renkli kişiliği ve sahadaki duruşu ile gözlerin arayacağı bir isim olacak.
FastBreak
Kanye West yaptığı son açıklamalarla artık bu sayfaların abonesi olmak istediğini gösterdi.
azar günü öğlen saatlerinde oynanan Clippers-Cavaliers maçı esnasında, muhtemelen maçı izlemekte olan Kanye; Clippers’ın geçtiğimiz günlerde tanıttığı yeni maskotu Condor’u beğenmemiş olacak ki, bunu Clippers’ın sahibi Steve Ballmer’a direkt iletme ihtiyacı hissetti. Maç oynanırken attığı tweet’te Ballmer’a seslenen Kanye, “Steve Ballmer, lütfen Clippers’ın
P
maskotunu yeniden dizayn edebilir miyim?” tweet’ini atarken, Ballmer da dakikalar içerisinde binlerce kez RT’lenen bu çağrıya karşılıksız kalmadı. “Her ne kadar Condor’u sevsem de, senin yaratıcılığına güveniyorum. Bir akşam Clips maçında misafirim ol ve konuşalım” diyerek Kanye’ye yeşil ışık yaktı. Biz Ballmer’ın yerine konuşalım, Kanye bile Condor’un yerine daha iyisini yapabilir gerçekten.
FastBreak
KANYE’NİN GARİP İSTEĞİ
Overtime
“Scott Brooks’u hİç sevmezdİm!” 2009 Draft’ında Dallas Mavericks tarafından seçilip çalkantılı bir NBA kariyerinin üstüne kısa Uzakdoğu turunun ardından yolu Konya’dan geçen Amerikalı pivot Byron Mullens bu hafta SlamDunk’ın konuğuydu. Röportaj: Can Hasgör
D
aha önce Hakeem Warrick’le birlikte NBA’de oynamıştın. O da bir dönem Konya Torku forması giydi. Buraya gelmeden önce onunla konuştun mu? Hayır konuşmadım. Onunla iki yıl önce beraber oynamıştım. O zamandan beri de onunla hiç konuşmadım. Kariyerin için bundan sonraki planın ne? NBA’e dönmeyi düşünüyor musun yoksa Avrupa’da kalacak mısın? Emin değilim. Kariyerim beni nereye götürürse oraya gideceğim. NBA’se NBA ya da Avrupa’ysa Avrupa... Biraz da Çin’de forma giydiğinden dönemden bahseder misin? Orada çok kısa süre kaldım. Çin hakkında bildiğim çok şey de yok. Kötü
bir dönemdi. Paramı ödemediler. Ben kendi üzerimi düşeni yaptım, sahaya çıkıp oynadım. Ama onlar yapmadı.
“Oklahama’da kendimi gösterme fırsatı bulamadım ama oradaki takım arkadaşlarımı seviyordum” Bildiğin gibi basketbol artık değişiyor ve üçlükler çok büyük bir önem kazandı. Sen de üçlük tehdidi olan bir uzunsun. Örnek vermek gerekirse; bu değişim senin Charlotte Bobcats’teki iyi geçirdiğin sezona denk gelseydi NBA’de daha uzun kalabilir miydin? Hücumda takımlar artık sahaya yayılarak oynuyor. Alan açabilen 4 ya da 5
numara bugünlerde daha önemli. Pota altında fiziğini kullanarak oynamaya çalışan uzun pek kalmadı. Koç benden üçlük çizgisinde olmamı istiyordu. Ayrıca sırtı dönük de oynuyordum. Oklahoma City Thunder’da iki sezon geçirdin. O zamanki takımı çalıştıan Koç Scott Brooks hakkında ne düşünüyorsun? Açıkçası onu sevmezdim! Orada bulunduğum sürece
benimle bir kere bile konuşmadı. Ama takip eden iki sezonda Charlotte’ta iyi sezonların var. Özellikle ikinci sezonunda maç başına dört üçlük denemişsin. Bir uzun için bu çok iyi bir rakam. Thunder’da ise sıfır. Hiç oynamadım ki! Oklahama’da kendimi gösterme fırsatı bulamadım. Oradaki takım arkadaşlarımı seviyordum. Ama Charlotte benim
Overtime
“Olimpiyatlarda yoktum ama onlara bu yaz Büyük Britanya için oynamaktan mutluluk duyacağımı söyledim”
fazla eleştiri aldı ama çok uzun zaman da Thunder’ın başında kaldı. Bunu neye bağlıyorsun? Hiç bir fikrim yok! Gerçekten bilmiyorum. Orada iki yıl oynadım. Fakat hiç orada değilmiş gibiydim. Ama neden bu kadar uzun süre kaldığını bilmiyorum. Zaten “Yılın Koçu” ödülünü de aldığı için kredisi oldu.
Sence Oklahoma’dan ayrılacak mı? Sanmıyorum. Oklahoma’yı çok seviyor. Oklahoma da onu seviyor. Takımın sahibi ve GM harika insanlar. Bu insanlar Oklahoma’ya önemli şeyler verdi. Ayrılacağını düşünmüyorum. Fakat ayrılırsa da nereye gideceğini kestiremiyorum.
NBA’deki son sezonunNBA’deki ilk yılım gibiydi. da Philadelphia Koç Paul Silas’ı çok seve- Peki Kevin Durant’le 76’Ers’ta oynuyordun rim. Bana fırsat verdi. arandaki iletişim ve opsiyonunu kullanaMike Dunlap de harika bir nasıldı? rak kontratını sonlankoç. Parkede daha çok Kevin Durant harika birisi. dırdın. Neden böyle bir kalmamı sağladılar. Çok iyi bir takım arkadaşı karar vermiştin? ve arkadaş... Phiadelphia’da daha çok Tekrar Scott Brooks kalamazdım. Koç korkonusuna dönmek isti- Bildiğin gibi Kevin kunçtu, GM korkunçtu ve yorum. Ve söz bu onun- Durant’in kontratı kaybetmek istiyorlardı. O la ilgili son soru! Çok sezon sonunda bitiyor. organizasyonun bir par-
aday kadrosuna çağrılmıştın ancak takımda yer almadın. Orada sakatlık problemleri mi oldu? Hayır sakatlık problemi olmamıştı. Biliyorsun pasaportum vardı, vatandaşlığımı aldım. Ama o zamanlarda takımla ilgili bir şeyler ters gitti tam olarak bilmiyorum. Yeni koç ve teknik ekip harika. Onlarla sürekli iletişim NBA’de bu sezonki halindeyim. şampiyonluk adayın Olimpiyatlarda yoktum kim? ama onlara bu yaz Büyük Bence Golden State Britanya için oynamaktan Warriors bir kez daha mutluluk duyacağımı şampiyon olacak. söyledim. Joe Prunty’i Gerçekten de çok iyiler. seviyorum. Harika bir Onları yenebilecek bir takımın olduğunu düşün- koç. müyorum. NBA’den Avrupa’ya gel2012’de Büyük Britanya diğinde seni şaşırtan ya çası olmak istemiyordum. Clippers’tan oraya takas olmuştum. İki ay kaldım. Sonra ayrıldım. O kadar kötülerdi ki opsiyonumu kullanıp milyon dolarlık kontratımı bıraktım. Kaybetmeyi isteyen bir düşüncenin parçası olmak istemedim. İstedikleri kaybedip Draft için “tank” yapmaktı.
da farklı gelen bir durum oldu mu? Evet oldu. Burada haftada bir maç var. NBA’de belki de bir haftada 3-4 maçımız oluyor. Haftada altı antrenman yapıp maça çıkıyoruz. Ben parkeye çıkıp oynamak istiyorum. Kolej yıllarından Ohio’da beraber oynadığın Jon Diebler da Türkiye’de ve Anadolu Efes’te oynuyor. Onunla hiç konuştun mu? Evet, o şu anda İstanbul’da, Anadolu Efes’te oynuyor. Yarın beraber yemek yiyeceğiz. Dört yıldır Türkiye’de ve burayı seviyor. Umarım bir gün yine aynı takımda oynarız.
“Bence Golden State Warriors bir kez daha şampiyon olacak. Gerçekten de çok iyiler. Onları yenebilecek bir takımın olduğunu düşünmüyorum”
Se
en misin
All-Star seçmeyen? Bekletilerin dipte olduğu Portland Trail Blazers’ı neredeyse tek başına Batı’da Playoff’a sokan Damian Lillard, All-Star’dan sonra çıldırmış durumda. Bunun nedeni ise kendisini oraya seçmemeleri olabilir mi? İşte Dame’in All-Star’dan sonra yaptıkları, Portland’ı çıkardığı nokta ve biraz da RAP... YA ZI: CA N H ASGÖR
D
amian Lillard’ı kafanızda konumlandırdığınız yer neresi? Bir süper star mı ya da henüz o mertebeye erişememiş bir yıldız mı? Damian Lillard bir ay içerisinde iki farklı yüzünü gösterip sizin bu iki düşünce arasında gidip gelmeniz sağlayabilir. Peki şu anda neredeyiz? Şubat’ın yarısından bugüne kadar Damian Lillard dendiğinde akıllara ilk gelen sürekli sayı atan çıldırmış bir süper star. Damian Lillard’ın arka arkaya gösterdiği spektaküler performansları tetikleyen ise muhtemelen koçlar tarafından All-Star’da yer almamasıydı. Daha doğrusu bu yükselişin All-Star’dan sonra gerçekleşmesi bu yorumların ortaya çıkmasını sağladı. Zaten belli bir seviyede oynayan Dame’in bunu daha da yukarıya çekmesi son bir ayda Portland maçlarının da rating’ini arttırmış olabilir. ALL-STAR SONRASI ÇILDIRDI All-Star öncesinde toplamda 47 maça çıkan Damian Lillard, maç başına 24.3 sayı, 7.3 asist, 4.4 ribaund ile oynarken saha içinden %41.8 ve üçlük çizgisinin gerisinden de yüzde %36.3’le şut attı. Kasım’da Lillard’ın buna benzer rakamlarla sezonu geçireceğini söyleseler anlamlı gelebilir hatta biraz daha düşük bulunabilirdi. Ancak All-Star sonrası karşımızda bir canavar vardı. İlk maçı da ligin hiç kuşkusuz şu andaki guard’ı Stephen Curry’e karşıydı. Aynı zamanda ligin en iyi savunma takımlarından da biri olan Warriors’a 51 sayı atan Damian Lillard, All-Star sonrası ilk maçta oylama yapanlara da bir mesaj gönderiyordu. Bununla beraber All-Star sonrası çıktığı 11 maçta ribaund ve asist istatistiklerinde düşüş yaşansa da diğer yönlerinde çıtayı çok yükseğe çıkardı. Nereye mi? Damian Lillard geride kalan 11 maçta sayı ortalamasını 33.5’e yükseltti. Bunun yanında saha içinden yüzde 48, üçlük çizgisinin gerisinden de yüzde 42’yle attı. Skor yapmaya yönelince asist 5.3, ribaund ise 3.8’e düştü, ki bu gerileme yaptıklarının yanında anlaşılır kalabilir.
ALL-STAR GUARD’LARA KARŞI PERFORMANSI Damian Lillard’ın All-Star’a alınmamasından sonraki yükselişte dikkat çeken en ilginç eşleşmeler ise Toronto’daki organizasyonda All-Star olan guard’lara karşıydı. Zaten onlardan birisi olan Stephen Curry’e karşı 51 sayı attığını belirtmiştim bunun yanında 7 asist yaptığını da ekleyeyim. Listenin geri kalanı ise şu şekilde: 2 Mart - Isaiah Thomas - 20 sayı / 2 asist 4 Mart - Kyle Lowry - 50 sayı / 5 asist 8 Mart - John Wall - 41 sayı / 11 asist Isaiah Thomas’ı dışarıda tutarsak diğer tüm eşleşmelerin sonucunda Damian Lillard’ın sayılarının tek söylediği ‘’Beni dışarıda bırakamazsınız’’ olabilir. Geride kalan 11 maçın hikayesi böyle. Ama bir de sezonun tamamına bakmak gerekiyor. Yaz döneminde Lamarcus Aldridge, San Antonio Spurs’le
Damian Lillard
Damian Lillard imzaladığında Portland Trail Blazers’tan ümitli olanları sayısı kaçtı? Muhtemelen çok fazla değildir. Ama yazının yazıldığı anda Portland, Batı Konferansı’nda 6. sıradaydı. Muhtemelen yayınlandığında da orada olacak. Normal sezonun son bölümüne girildiğinde yüzde 50 galibiyet oranının üstünde yer alıyorlar. Bu durumu yaratanlara da bir kaç övgü göndermek gerekiyor. Bunun için de adres belli; önce takımın kenardaki lideri Terry Stotts ardından parke üzerindeki lider Damian Lillard. Tabii CJ Mccollum’u da unutmamak gerekiyor. PORTLAND’A GETİRDİKLERİ Ligde Golden State Warriors o kadar büyük bir etki yarattı ki bunun dışında yaşanan mucizevi işleri biraz daha geri planda kalıyor. İşte onlardan bir tanesi Portland Trail Blazers. Lillard ve CJ McCollum dışında takımın ne kadar sınırlı olduğunu burada anlatmaya çalışsam gereğinden uzun bir yazı olur. Zaten bir iki Portland maçında Damian Lillard’ı izlerken takımın geri kalanının da vasat bile olmadığını rahatlıkla anlayabilirsiniz. Koç Stotts da bu kadroyu kullanabileceği en iyi şekilde kullanıyor. Bir kere hücum sürekli ikili oyunlar üzerinden dönüyor. Hatta Damian Lillard ligde Reggie Jackson’ın arkasından P&R’da en çok sayı bulan (607) ikinci oyuncu. Ama Damian Lillard’ın P&R’ları Reggie Jackson’ınkilere oranla daha anlamlı çünkü Portland hücum verimliliği sıralamasında 7. sırada. Detroit Pistons ise 14! İki kadronun karşılaştırılmasında Pistons’ın daha ağır bastığını düşünürsek hücumun başlangıcı ve merkezi olan Damian Lillard’lı P&R’ların neden daha anlamlı olduğu ortaya çıkıyor. Bir parantez de Portland’ın bu kadroyla hücum verimliliği sıralamasında 7. olmasına açmak lazım. Bu bile başlı başına küçük bir mucize. Üçlük tehdidini kullanma konusunda Portland yine ligin elit takımlarından bir tanesi. Blazers ligde maç başına en çok üçlük deneyen 6. en çok isabet bulan 3. takım. Zaten artık başınızı nereye çevirseniz üçlüklerle alan açmanın artık basketbolda ne kadar önemli olduğunu görürsünüz. Farkettiğiniz gibi Damian Lillard yazısı olarak başladım ama son bölümde genel bir Portland değerlendirmesi oldu. Çünkü Damian Lillard’ın Portland’a kattığı değerin yüzdesiyle şu anda ligde yarışabilecek bir oyuncu yok. Stephen Curry bile bunun içerisinde... Kısacası Portland’ın bugün burada olması direkt olarak Damian Lillard’ın bireysel performansıyla ilgili. Yakından takip edenlerin bildiği gibi Damian Lillard ayrıca rap de yapıyor. Basketbolu da yaptığı rap’i andırıyor. Hiç usanmadan, bıkmadan potaya atak yapan, sürekli üçlüklerle rakibi bezdiren bir adam. Eğer bu durumu istikrarlı bir hale getirebilirse Portland’ın geleceği için bir umut ışığı daha doğmuş olabilir. Ama bu motivasyonunu rap yaparken aşağıdaki sözleri ona söyleten motivasyonu koruması şartıyla... “Lemme holler at y’all bout a few things quick I’m as humble as they come, but my shoe game lit I ain’t make the All-Stars, but I’m flu-game sick Last time they count me out, what I do? Game 6.”
KORAÇ KUPASI’NIN 20. YI
TEŞEKK
ILI
KÜRLER
EFES
Darüşşafaka Doğuş - Anadolu Efes
Yıkılan ve YEŞEREN
Hayaller! Turkish Airlines Euroleague’te üst üste kötü sonuçlar alan ve Playoff’ların dışında kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Anadolu Efes, son haftalarda çıkışa geçen ve üst üste galibiyetlerle Playoff’ları hedeflemeye başlayan Darüşşafaka Doğuş’u yenerek nefes aldı.
Yazı: Buğra Uzar
Darüşşafaka Doğuş - Anadolu Efes
“İkinci yarıda biraz olsun toparlanan Darüşşafaka Doğuş, Scottie Wilbekin’in dış şutlarıyla farkı indirmeye alışsa da en kritik noktalarda yanlış tercihler yaptı”
B
u sezon kurduğu iddialı kadroyla Final Four hedefleyen ancak başarısız sonuçlarla beklentilerin altında kalan Anadolu Efes, bu maça “ölüm kalım” mücadelesi olarak bakıyordu. Nitekim aynı sayıda galibiyete sahip Darüşşafaka Doğuş da bu maçta bir galibiyet alarak Playoff umutlarını iyiden iyiye arttırmanın peşindeydi. İlk çeyrek oldukça dengeli geçerken her iki takım da hücumda fazla hareketli bir görüntü çizmedi ve kolay hatalar yaptılar. İkinci çeyrekte ise mavibeyazlı ekip tempoyu arttırmayı başardı ve çaldıkları topları kolay sayıya çevirerek kontrolü ele geçirdiler. Darüşşafaka Doğuş’un durağan hücumları devam ederken Anadolu Efes’te Euroleague’teki ilk maçına çıkan Elijah Johnson’ın sürpriz katkısı ibrenin deplasman ekibine kaymasını sağladı.
kayıplarına zorladı ve hücum ribauntları sayesinde önde kalmayı sürdürdü. Son çeyreğe hızlı giren Anadolu Efes, art arda basketlerle tekrar farkı açtı. Bu noktada ev sahibi ekibin baş antrenörü Oktay Mahmuti, peş peşe iki teknik faul alarak maçtan atılınca karşılaşmaya biraz hareket geldi ve Volkswagen Arena’daki izleyiciler de maça dahil olmaya başladılar. Tecrübeli koç maçtan sonra yaptığı açıklamada 200’den fazla Euroleague maçına çıktıktan sonra ilk kez atıldığını söyledi.
Thomas Heurtel Ağırlığını Koydu Darüşşafaka Doğuş bu andan sonra tempoyu yükselterek bir geri dönüş yapmayı denedi ancak Anadolu Efes’in Fransız yıldızı Thomas Heurtel, en kritik anlarda rakibinin hevesini kıracak şutlarda isabet bularak bu geri dönüşe engel oldu. Yeşil siyahlı ekip Wilbekin ve Mahmuti Redding önderliğinde son bir İlk Kez Atıldı çabayla farkı indirmeye İkinci yarıda biraz olsun çalışsa da sahneye yine toparlanan Darüşşafaka Heurtel çıktı ve serbest atış Doğuş, Scottie Wilbekin’in çizgisinden maça noktayı dış şutlarıyla farkı indirmeye koymayı başararak çalışsa da en kritik noktalarda takımına çok değerli bir yanlış tercihler yaptı. galibiyet kazandırdı Anadolu Efes ise rakibini top (68-72).
Darüşşafaka Doğuş - Anadolu Efes
“Lacivert beyazlıların tempoyu yükselttiği zaman olumlu sonuçlar aldıklarını görüyoruz ve bunu devam ettirip maçın geneline yaymaları gerekli”
Toparlanma Zamanı Anadolu Efes bu galibiyetle kabus gibi bir döneme de son vermiş oldu. Euroleague’te oynadığı son 4 maçını kaybeden lacivert beyazlılar, bu yüzden Playoff potasının oldukça gerisinde kalmıştı. Ivkovic’in öğrencilerinin işi hiç kolay değil. Özellikle Crvena Zvezda’nın Panathinaikos’u mağlup etmesi işleri iyice karıştırdı. Ancak Anadolu Efes çok kaliteli bir kadroya sahip olması ve kalan 4 maçın 3’ünü içeride oynayacak olması çok büyük avantaj. Özellikle son hafta oynayacakları Panathinaikos maçı ise belki de tüm sezonun kaderini belirleyecek maç olabilir. Lacivert beyazlıların tempoyu yükselttiği zaman olumlu sonuçlar aldıklarını görüyoruz ve bunu devam ettirip maçın geneline yaymaları gerekli. Diebler’ın yokluğunda şans bulan Elijah Johnson’ın özellikle savunmada ortaya koyduğu katkı ilerisi için oldukça iyi bir işaretti. Anadolu Efes’in bu sezon da Heurtel ile yaşayıp Heurtel ile öldüğünü söylersek çok yanılmayız. Bu yüzden Thomas Heurtel’in en kritik anda sorumluluk alması ve takımını önde
tutması da kesinlikle koç Ivkovic’in yüzünü güldürecek bir gelişme. Hayalleri Yıkan Mağlubiyet Darüşşafaka Doğuş son haftalarda gerek aldığı sonuçlar, gerekse oynadığı basketbolla tekrar doğru bir yola girdiğini göstermişti. Yeşil siyahlı ekip yavaş yavaş Playoff hayalleri de kurmaya başlamışken çok kritik bir mağlubiyet aldılar ve tüm bu hayaller yıkıldı. Yeşil siyahlı ekibin Playoff’lara girmesi için büyük bir basketbol mucizesi gerekiyor. Oktay Mahmuti için endişe verici olan şey ise Darüşşafaka’nın son haftalarda yaptığı doğrulardan vazgeçmesi. Son haftalarda oldukça hareketli hücumlar yapan ve çok iyi paylaşan Darüşşafaka Doğuş, bu maçta oldukça durağandı ve sadece 8 asist yapabildi. Yapılan 16 top kaybı da hücumların eski verimliliğinden uzak olduğunun bir başka göstergesi. Yeşil siyahlı ekibin bu kötü alışkanlıklarından kurtularak bir an önce art arda galibiyetler almasını sağlayan özelliklerine geri dönmesi gerekiyor.
Lokomotiv Kuban - Fenerbahçe
RUSYA FATiHi FENER
Fenerbahçe, savunmaların ön plana çıktığı maçta Lokomotiv Kuban’ı 55-52 mağlup ederek, bu sezon Euroleague’de Top 8’i garantileyen ilk takım oldu.
Yazı: Şaban Işık
Lokomotiv Kuban - Fenerbahçe
“Fenerbahçe, ilk yarıda Kuban’a karşı iki kez seri yapmanın verdiği özgüvenle sahaya çıkarken, Kuban ise ikinci yarıya iyi başlayan taraf oldu”
T
op 16’da oynadığı ilk 9 maçta sadece bir kez yenilen Fenerbahçe için, Kuban maçı kısa vadede aşılması gereken en önemli engel haline geldi. Çünkü Kuban da 9 maçta sadece iki kez kaybetmişti ve eğer Fenerbahçe, bir kazaya uğrayıp bu maçı Kuban’a kaybetmiş olsaydı, ikinciliğe gerileme tehlikesi ile karşılaşacaktı. Lokomotiv Kuban da bunun bilinci ile maça hızlı başladı, Delaney ve Randolph ile sayılar bulan Kuban’a, Fenerbahçe Bogdanovic ile cevap verdi. Kalinic-Vesely ile maça kısa beşle başlayan Fenerbahçe, savunmada yaşadığı sıkıntılar sonrası pota altında Kalinic yerine Udoh’a dönerek önce savunmayı sağlama aldı, daha sonra Bogdanovic önderliğinde 11-0’lık seri yakalayarak skorda öne fırladı. İkinci çeyreğe de her iki takım karşılıklı sayılar bularak başlarken, Hickman’ın oyuna girişi sonrası Fenerbahçe yeniden skorda kontrolü eline aldı ve farkı yavaş yavaş
arttırmaya başladı. Hickman’ın altı sayısının yanına Bogdanovic’in de eklenmesiyle farkı 9 sayıya kadar çıkartan SarıLacivertlilere cevap vermekte zorlanan Kuban, devre bitmeden önce Broekhoff’un da katkı vermesi ile farkı 5 sayıya indirdi. Fenerbahçe, ilk yarıda Kuban’a karşı iki kez seri yapmanın verdiği özgüvenle sahaya çıkarken, Kuban ise ikinci yarıya iyi başlayan taraf oldu. Fenerbahçe, Claver ve Broekhoff’un sayılarına engel olamasa da, Bogdanovic’in doğru oyunu ile Kuban’ın öne fırlamasına izin vermedi. Claver ve Datome’nin karşılıklı sayılarla ön plana çıktığı bu çeyreği, Kuban bir sayı ile önde tamamladı. Son çeyrek ise Fenerbahçe’nin mührünü vurduğu dakikalar oldu. İlk iki dakika kimsenin sayı bulamadığı çeyrekte, Randolph’un kısır oyunu sonrası oyuna giren Singleton, Kuban’ı taşımaya çalışırken, Fenerbahçe’de maç boyu suskun olan Dixon bu dakikalarda
Lokomotiv Kuban - Fenerbahçe
“Maç skor açısından kısır geçse de, Fenerbahçe’nin savunma olarak istediğini aldığını söylemek mümkün. Maç genelinde Kuban’ı 19/69 şut isabetinde tutan Fenerbahçe, 22/53 şut isabeti ile oynayarak istediğini aldı”
devreye girmeye başladı. Yaklaşık beş dakika boyunca her iki takımın da sayı atamadığı bir seanstan sonra Kuban, Delaney ile 52-51 öne geçerken, son dakikaya girildiğinde topu isteyen Dixon birebir oynayarak bulduğu üç sayılık isabet ile Fenerbahçe’yi 54-52 öne geçirdi. Faul yapılan Randolph’un serbest atışları kaçırması sonrası, Datome ile tek serbest atış isabeti bulan Fenerbahçe, son hücumda potasını iyi savunarak Kuban’a sayı şansı vermedi ve maçtan 55-52 galip ayrılarak Top 8’e adını yazdıran ilk ekip oldu.
MAÇTAN NOTLAR - Maç skor açısından kısır geçse de, Fenerbahçe’nin savunma olarak istediğini aldığını söylemek mümkün. Maç genelinde Kuban’ı 19/69 şut isabetinde tutan Fenerbahçe, 22/53 şut isabeti ile oynayarak istediğini aldı. - Fenerbahçe’nin bireysel savunmasına da ayrıca değinmek gerekiyor. Euroleague’in bu sezon en çok parlayan isimlerinden olan ve 16.6 ortalaması ile mücadele eden Delaney’i 3/15 şut isabeti ile 12 sayıda tutan Fenerbahçe, bir diğer yıldız Randolph’u da 4/17 şut isabeti ile 8 sayıda tutmayı başardı.
izBIRAKANL Performanslarıyla akıllarda yer edinmiş yabancılar, Türkiye Ligi’nin kuruluşundan bu yana var oldular. SlamDunk olarka biz de bunu bir seri haline getirmeye karar verdik. İlk durak 2003-2004 sezonu! YA Z I: SEM İ H T U NA
襤z B覺rakanlar (I)
LAR LARRY AYUSO
İz Bırakanlar (I) İşte o döneme damga vurmuş oyuncular: MELVIN BOOKER JOSEPH BLAIR (ÜLKERSPOR) Melvin Booker Ülke: Amerika Doğum Tarihi: 20 Ağustos 1972 İstatistikler: 12.6 sayı 2.6 ribaunt 3.1 asist Joseph Blair Ülke: Amerika Doğum Tarihi: 12 Haziran 1974 İstatistikler: 11.7 sayı 9.3 ribaunt Yeteneklerini, Dünya’nın en iyi ligine adapte edemeyip şanslarını ve kariyerlerini Avrupa’da inşaa etmeye karar vermiş iki isim. Onları izleme fırsatı yakalamış basketbolseverler için bu ikilinin adının dahi zikredilmesi, nostaljik anıların kafalarda canlanmasına sebebiyet veriyor. 1-5 pick and roll’ünün ne demek olduğunu dahi bilmezken bu ikili bana onu öğretti. Afro saçları ve asi ifadesiyle Harlem takımlarında da yer almış Blair’i Ülkerspor, Melvin Booker ile birlikte Scavolini Pesaro’dan paket olarak aldı. Kaldıkları iki sezon boyunca da takımın liderleri oldular. Öyle ki Blair 2003-04 Euroleague’inde normal sezonun en değerli oyuncusu seçilirken, Booker’ın da 17.5 sayı ortalaması vardı. Yerel ligde ise karşılarında hep, yan parçaların daha aktif bir rol oynadığı Efes Pilsen yer aldı. İkilinin yollarının kesiştiği son nokta Türkiye oldu. Booker kariyerine Rusya’da devam ederken, Blair İtalya’ya bu kez Milano formasıyla döndü. “Tamam” dedikleri noktada da basketbola hizmetleri devam etti. Booker genlerini oğluna aktardı. Kentuck forması giyen genç Devin, 2015 NBA Draft’ında Phoenix tarafından ilk turda seçildi ve şimdiden oynadığı oyunla Arizona sakinlerini bu sezon heyecanlandıran yegane şeyden birisi. Joseph Blair ise NBDL takımlarından Rio Grande Valley Vipers staff’ında asistan olarak yer alıyor.
ANTONIO GRANGER – TRAJAN LANGDON (EFES PİLSEN) Antonio Granger Ülke: Amerika Doğum Tarihi: 6 Haziran 1976 İstatistikler: 16.4 sayı 4.5 ribaunt Trajan Langdon Ülke: Amerika Doğum Tarihi: 13 Mayıs 1976 İstatistikler: 11.1 sayı 2.7 ribaunt Efes Pilsen, o dönem İtalyan takımlarını sömürgesi olarak belirlemişti. Granger Virtus Bologna’dan geldi belki ama Marcus Brown’dan Drew Nicholas’a kadar uzanan Benetton Treviso’nun 2 numaralarına “çökme” halkasının ortanca zinciriydi Trajan Langdon. Muhtemelen Alaska’nın yetiştirdiği en önemli basketbolcu olan Langdon, NBA draftlarında 11. sıra seçimi, performansıyla doğru orantı çizmedi ve kariyerine Avrupa’da devam etti. Yüz ifadesinde değişiklik olmaması nedeniyle şimdilerin Micov ve Bjelica’sı gibi mimiksizdi. İşini her durumda ciddiye alması ve soğukkanlılığı ona “Suikastçi” lakabını kazandırdı. Topla çok oynamasına gerek kalmadan size maç alabilecek, çelik gibi sinirlere sahip diğer oyuncu Antonio Granger, geldiği 02-03 senesinde yıldızlarla dolu kadroda geri planda kalmasına rağmen 03-04’te oynadığı top, menajerine yağlı bir kontratın gelmesini sağladı. Modern 3 numaranın o dönemki tanımı olan Granger, sakatlıklarından dolayı basketbola erken veda etti. OAKA deplasmanında 7/8 üçlükle takımını çıkartması, halen eski kıtada gördüğüm en iyi bireysel performanslardan. 1 sezonluk Efes kariyerinin ardından önce Moskova’da Dinamo’ya, daha sonra ise efsaneler arasında gireceği süper güç CSKA’ya gitti. CSKA’da kariyerine son noktayı koymanın ertesinde San Antonio Spurs’e giden Langdon, geçtiğimiz günlerde Brooklyn Nets’te asistan Genel Menajer sıfatına layık görüldü.
LARRY AYUSO (BEŞİKTAŞ) Ülke: Porto Riko Doğum Tarihi: 27 Mart 1977 İstatistikler: 17.4 sayı 2.2 asist 19 yıllık kariyerinin ilk 2 yılı hariç hiç tek haneli sayı ürettiği sezon olmaması, onun ne kadar doğal bir skorer olduğunun en büyük kanıtı. 7 yaşında babasının gözlerinin önünde öldürülmesi, akabinde uyuşturucudan dolayı abisini kaybetmesiyle hayat pek de parlak başlamamıştı Güney Amerikalı için. Bu trajik olaylara şahit olan birinin de normal bir hayatı olmasını bekleyemeyiz. Profesyonel kariyerinde 23 takım değiştirmiş olan (bunda Porto Riko Ligi’nin yaz aylarında oynamamasının da büyük etkisi var) Ayuso, Süleyman Seba Spor Salonu’na adım attığı ilk gün itibariyle Beşiktaş taraftarlarının sevgilisi oldu. Hatta taraftar onu “Şarapçı Ayuso” diye çağırmaya başladı. 2003-04 sezonu yarı finalinde Darüşşafaka’ya karşı attığı 44 sayı, Deron Williams Beşiktaş’a gelinceye dek kırılamamıştı. O maçta 24 kez serbest atış çizgisine gidip 21 isabet çıkarmasıyla modern zaman basketbolunda halen zirvede. Sakatlığı nedeniyle sözleşme yenileyemeyen Ayuso; Zalgiris ve Cibona’da Euroleague oynama fırsatı buldu. Yeteneklerini Avrupa’nın en üst düzey organizasyonunda kalıcı hale getiremeyen Porto Rikolu, halen ülkesinde forma giyiyor ve 39 yaşına rağmen yakın bir zamanda bırakacak gibi gözükmüyor.
HENRY DOMERCANT (PINAR KARŞIYAKA) Ülke: Amerika Doğum Tarihi: 30 Aralık 1980 İstatistikler: 23.3 sayı 6.2 ribaunt 3.2 asist Okulu Eastern Illinois ve oynadığı Ohio Valley konferansının halen gelmiş geçmiş en skorer oyuncusu olan Henry Domercant’in profesyonel kariyerindeki ilk durağı İzmir oldu. O dönem oynadığı 26 maçın 14’ünde 25 sayının üzerine çıkan ve ligin sayı krallığında ikinci sırada yer alan Domercant, Pınar Karşıyaka kariyerinde yalnızca 1 kez tek haneli skor üretti. Her şekilde sayıya gidebilen ve o dönemde gençliğin de verdiği etkiyle patlayıcı bir atletizme sahip olan Domercant, yıllar içerisinde daha çok şütör olarak anılmaya başlandı. Karşıyaka’nın Play-Off yarı finale çıkmasında büyük rol oynadı ve ertesi yıl Efes Pilsen’e transfer oldu. CV’sinde büyük ülkelerin büyük takımlarını bulunduran 36 yaşındaki oyuncu Galatasaray Liv Hospital’e büyük umutlarla transfer olduktan sonra geçirdiği sakatlık, onun verimini %50 düşürdü. İtalya serüveni de hayal kırıklıklarıyla dolu olan Domercant, şansını bu sıralar NBDL takımlarından Idaho Stampede’de deniyor.
JOSEPH BLAIR
MELVIN BOOKER
HENRY DOMERCANT
AUBREY REESE
STEPHANE PELLE
MARC SALYERS
İz Bırakanlar (I)
AUBREY REESE – STEPHANE PELLE (TEKELSPOR) Aubrey Reese Ülke: Amerika Doğum Tarihi: 13 Ekim 1978 İstatistikler: 19.2 sayı 3.7 ribaunt 4.1 asist Stephane Pelle Ülke: Kamerun Doğum Tarihi: 15 Nisan 1980 İstatistikler: 18.5 sayı 11 ribaunt Dönemin gözde oyun kurucularından Aubrey Reese, pota altındaki ekürisi Stephane Pelle ile birlikte istatistikleri birbirine kattı. Pelle 1 sezonluk macerasını ligin ribaunt kralı ve verimlilik puanında en iyisi olarak tamamlarken, Reese 6 farklı dönemde 8 sezon Türkiye’nin farklı bölgelerini gezdi. Onu Beşiktaş’a aldıran koçu Murat Didin ile 2011-12 sezonunda Gloria Giants Düsseldorf’ı Alman 1. Ligine çıkarma projesinde oyun kurucu görevine getirildi. Kamerunlu Pelle, geçirdiği efsane sezonun ardından soluğu Fransa’da Erman Kunter’in yanında aldı. ASVEL’de Hüseyin Beşok ile ilk 5 çıktı. Belçika’ya sürüklendi. Hatta Oostende’de Matt Lojeski ile takım arkadaşlığı yaptı. 2012’de Belçika 2. Ligi’ne düşmesinin ardından neler yaptığına dair elde veriler yok.
Ricardo Marsh
MARC SALYERS (OYAK RENAULT) Ülke: Amerika Doğum Tarihi: 28 Şubat 1979 İstatistikler: 25.2 sayı 7.3 ribaunt Takımının ligden düşmesine engel olamasa da tüm sezon boyunca tek kişilik şov izletti bize Salyers. Ligin sayı kralı olduğu yılda 23 maçta tam 7 kez 30+ sayı üretti. Bu şovun ödülünü de Pau ve Fenerbahçe ile aldı. 3.5 numara olması o dönemde Salyers için hem avantaj hem de dezavantaj oldu. Patlayıcılığı ve şütör özelliğiyle skor üretmekte zorlanmadı ama 12-13 sezon önce basketbolda roller daha belirgin olduğundan üst seviyede kalamadı. Ertesi sezon Fenerbahçe’nin Eurochallenge Yarı Finali yapmasında önemli görev üstlenen Salyers, 2008 yılında tek Euroleague sezonunu Chorale Roanne ile geçirdi. Eski takımına 33 dakikada tam 40 sayı atan Amerikalı forvet, 21.8 sayı ortalamasıyla da Alphonso Ford ödülünün sahibi oldu. Türkiye’ye Trabzonspor ile 2011-12 sezonunda tekrar geri döndü ama bekleneni veremeyince sözleşmesi 7 maç sonra fesh edildi.
Ricardo Marsh (Büyük Kolej) Ülke: Amerika Doğum Tarihi: 12 Eylül 1981 İstatistikler: 21.4 sayı 6.8 ribaunt Dünya gezgini, Türkiye’nin ise gediklisi Ricardo Marsh; ülkemizdeki kariyerine Ankara’da Büyük Kolej formasıyla başladı. Küçük takımların uzun rotasyonundaki skorer rolünü her zaman iyi kıvıran Marsh, orta mesafeden gayet yüzdeli atmasına karşın, 2 adım gerideki üçlük çizgisinden ilk 4 senesinde yalnızca 1 isabet bulabildi. 2 yabancılı kadroda genç Murat Kaya ve kaptan Tunç Girgin ile iyi uyum yakalayan ve Kolej’in ligde kalmasını sağlayan Marsh, ligin sayı krallığında 3. sırada yer aldı. İnternet bizi yanıltmıyorsa 2013 yılında tam 6 kez takım değiştiren ve bu alanda kırmış olabilecek Marsh, son olarak Katar dolaylarında görüldü.
BSL Panorama
işler Kızışmaya Başladı YAZI: BUĞRA UZAR
BSL Panorama
S
por Toto Basketbol Ligi’nde 21.hafta yine oldukça heyecanlı geçti. Ligin zirvesindeki takımlar haftayı kayıpsız kapatırken, Playoff ve kümede kalma mücadelesi ise daha da heyecanlı bir hal aldı. Haftanın üzücü olayı ise Pınar Karşıyaka’nın Amerikalı guardı Lazeric Jones’un dizinden yaşadığı sakatlık oldu. Jones’un sakatlığının ciddi olduğu ve yapılacak kontrollerden sonra ne kadar sahalardan uzak kalacağı belirleneceği açıklandı.
Haftanın En İyi Beşi: Earl Calloway: Royal Halı Gaziantep’in 32 yaşındaki komutanı başarılı performansını sürdürüyor. İstatistik kağıdının her yerini dolduran ve takımına büyük katkı veren Calloway, Gaziantep’in Pınar Karşıyaka’ya karşı aldığı galibiyette de yine harika bir performans sergiledi. 32 dakika sahada kalan Amerikalı oyuncu, 11’de 6 saha içi isabetiyle 17 sayı üretti ve tam 11 asist yaparak double double yaptı. Calloway’in ayrıca hiç top kaybı yapmaması da harika performansının kreması oldu.
Bogdan BogdanovIc: Fenerbahçe’nin Sırp yıldızı Bogdan Bogdanovic, son dönemde gösterdiği performansla alkışı hak ediyor. Gerek Euroleague gerekse Spor Toto Basketbol Ligi’nde harika bir performans gösteren Bogdanovic, takımının Demir İnşaat Büyükçekmece’yi mağlup ettiği karşılaşmada yine çok iyi bir performans sergiledi. 23 dakika sahada kalan Bogdanovic, 6’da 5 üçlükle 25 sayı üretti, ayrıca 8 ribaunt aldı ve 3 de asist yaptı. Muhteşem bir performans. Jure BalazIc: Royal Halı Gaziantep, Pınar Karşıyaka’yı üçlük bombardımanına tutarken ilk safta Jure Balazic vardı. 23 dakika sahada kalan Sloven yıldız, 6’da 5 üç sayı isabetinin yanı sıra iki sayılık atışlarda da 5’te 4’le oynayarak tam 28 sayı üretti ve Karşıyaka’nın en büyük problemi oldu. Balazic, performansına ayrıca 2 ribaunt ve 2 asist de ekleyerek takımının galibiyetinin baş mimarı oldu.
AdrIan Moerman: Hafta içerisinde Courtney Fortson’ın sözleşmesini feshederek önemli bir hamle yapan Banvit, son haftaların formsuz ekibi Muratbey Uşak Sportif’e karşı baştan sona dominant bir
BSL Panorama performans sergilerken Adrian Moerman da kusursuzdu. 10/15 saha içi (6/10 üçlük) ile oynayan Moerman, 26 sayı üretti ve tam 20 ribaunt alarak ligde görmeye alışık olmadığımız tarzda inanılmaz bir double double imza attı. Fransız oyuncu ayrıca 3 de asist yaptı. Belki de Fortson’dan “kurtulmayı” kutladı”, kim bilir?
DerrIck Brown: Anadolu Efes, eksik Beşiktaş Sompo Japan karşısında özellikle ilk yarıda oldukça zorlanırken, Derrick Brown takımını maçın içerisinde tutan isim oldu. Amerikalı oyuncu ikinci yarıda da takımını hücumda sürükleyerek skorda öne taşıdı ve Anadolu Efes’in galip gelmesini sağladı. 27 dakika sahada kalan Brown, 9/13 şut isabetiyle 20 sayı üretti, 3 ribaunt aldı ve 3 de asist yaptı.
Haftanın Koçu: Ertuğrul Erdoğan: Son haftaların flaş takımı İstanbul Büyükşehir Belediye, art arda aldığı galibiyetlerle düşme hattından uzaklaştı ve derin bir nefes aldı. Üstelik en önemli skorerleri Marcus Denmon sakat olmasına rağmen göze oldukça hoş gelen bir basketbol oynuyorlar. Bu başarının da baş mimarı hiç şüphesiz Ertuğrul Erdoğan. Geçtiğimiz hafta 111 sayı atan İstanbul ekibi, bu hafta da 91 sayı attı ve Akın Çorap Yeşilgiresun Belediyesi’ni farklı geçmeyi başardı. Alkışlar Ertuğrul Erdoğan ve öğrencilerine gidiyor.
Haftanın Takımı: Royal Halı Gaziantep: Antep ekibi tabiri caizse bu hafta adeta alev aldı. Yayın gerisinden 36’da 20 gibi çılgın bir yüzde yakalayan Royal Halı Gaziantep, ayrıca tam 27 asist yaparak Pınar Karşıyaka gibi ligin en güçlü ekiplerinden birine karşı 97 sayı üretti ve ve playoff yolunda çok kritik bir galibiyet almayı başardı. Kusursuz bir hücum performansı!
Haftanın Kaybeden Performansı: Colton Iverson: Pınar Karşıyaka bu hafta da sahadan mağlubiyetle ayrılırken, Colton Iverson bir kez daha ayakta kalan isim oldu. Royal Halı Gaziantep’in pota altını domine eden Amerikalı pivot, 29 dakika sahada kaldı, 9/12 saha içi isabetiyle 25 sayı üretti, 15 ribaunt alarak double double yaptı ve tam 6 asist yaparak pasör yönünü gösterse de takımını galibiyete taşıyamadı. Iverson ayrıca 1 blok yapıp 1 de top çalarken gecen haftadan sonra bu hafta da harika bir performans gösterdi.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK HAFTALIK ONLINE BASKETBOL DERGİSİ
SLAMDUNK
TURKCELL DERGİLİK İLE TÜM iPAD, iPHONE VE ANDROID’LERDE!