Sayý:1 Þubat 2009
w w w . s o k a k t a y i z . n e t
Bu fanzin, bir grup sokak çocuðu tarafýndan çýkarýlmýþtýr. Adý üstünde fanzindir, fotokopiye, çoðaltmaya müsaittir, her hakký Ankaragücü tribünlerinde saklýdýr. Periyodu yoktur, caný istediðinde çýkar. Her türlü yoruma, fikre, yazýya açýktýr. Bu fanzin, çocuklar gibi tedbirsiz, gezginler gibi tetikte olanlarýn Sokaktakilerin yayýnýdýr.
"Taraftar" tribünün müdavimidir ve dönem dönem iliþki zayýflasa da iliþkiyi kaybetmeyendir. Futbolu takip etmenin sadece "topçu hayranlýðý deðil", ortak bir þeyler oluþturarak sürece katýlmaya çabalamak olduðunu düþünendir. Ýçerisinde hiç deplasman kaçýrmayana, bol kavga iþlerine girenden, deplasmana az gidip içerideki maçlarý kaçýrmayana; takýmýnýn ürününü giymeyi sevenden, "aðýr takýlýp" ürünsüz gelene kadar çok farklý tipleri vardýr. Önemli ortak özellikleri olarak her an sesin kýsýlabilme ihtimalinin yüksek olmasý, maçý ayakta izlemek ve "biriktirilmiþ aný yýðýný" sayýlabilir. Genelde aidiyetleri sadece kulübe deðildir, "herhangi bir taraftar grubuna" da çeþitli yoðunluklarda baðlý olandýr. Ýçerisindeki çeþitliliklerden ve anlatmanýn zor olduðundan çok çeþitli tanýmlamalar yapýlabilecek bir tanýmdýr: Taraftarlýk, deplasman otobüsündeki "geyiktir". Maçý izlemeden gidip gelinen yüzlerce kilometredir. Taraftarlýk hatýrlamakta zorlanacak kadar aný biriktirmektir. Þenliktir. Taraftarlýk kavgadýr, abartmadýr bazen yalandýr. Taraftarlýk hem sýradan olmak hem aykýrý olmaktýr. Dostluktur, sürekli yeni insanlarla tanýþmaktýr. Egemen medyaya alternatif oluþturmaktýr. Taraftarlýk espridir, ayrýntýlara dikkat etmektir. Hayal kurmaktýr, þu acýmasýz ve ilüzyon dünyasýnda Behrengi'nin "küçük siyah balýk"ý olmaktýr. Taraftarlýk eylemektir, yüksek sesle baðýrmak, ses tellerine garezi olmak ve sürekli "ergen" olma halidir. Aþktýr, tutkudur, hesapsýzlýktýr. Taraftarlýk müziklerden rock'týr, protest olanýdýr ve elbette arabesktir; illa klasik batý müziðinden örnek verilirse Beethoven'in Dokuzuncu Senfoni'sidir. Taraftarlýk cop ve biber gazý yeme olasýlýðýnýn yüksekliðidir, kendini Don Kiþot hissetmektir. Tenefüs zilidir ve tenefüsün kendisidir. Kimi zaman kurgulanan bir itaattir. "Beleþ biletle" iþi olsun olmasýn bu süreci bilendir. Taraftarlýk örgütlü olmaktýr, Kývýlcýmlýcý bakýþla "ilkelliktir". Haylazlýktýr, tebessümdür, "sert yapmaktýr". Her dinlediði müzikte "beste çýkar mý" diye düþünmektir. Çokça dendiði gibi "hayata gider yapmaktýr". Taraftarlýk bazen kronik depresif hal, kimi zaman gülme krizidir. Sokaktýr, gece parkta kalmayý bilmektir. Kuþak çatýþmasýdýr, çeliþkidir. Amire, patrona ve yetkiliye bazen içinden bazen kamusal olarak sövmektir. Ayar vermektir, þakadýr. Yýldýzlý gökyüzü, sýkýlmýþ yumruktur. Bir açýdan bataklýktýr, kaybeden olmaktýr. Düðünlerde kesin sahnede olmaktýr veya köþede durup sürekli ters bakmaktýr. Komedi, gerilim, macera ve romantik filmdir. Çocukluðun Þeker Bayramý anýlarýdýr. Havadan ve sudan konuþmaktýr. Efes'in efsane þiþesine, sadece bir basit "þiþe" gözüyle bakmamaktýr. Dumandýr, sistir, Bob Marley'dir, sokaktýr. Duygudur, tatili sevme halidir, "damat" Lafargue'nin bahsettiði tembellik hakkýdýr. Getto'dur, evde musluktan su içmektir. Taraftarlýk, Ýtalya'da 'ultras', Ýngiltere'de 'holigan', Arjantin'de 'barra brava'olmaktýr. Çocuklar gibi tedbirsiz, gezginler gibi tetikte olma halidir... Kaynak: Bastýr Ankaragücü, Endüstriyel Futbol, Kent, Kimlik ve Taraftarlýk, Berkay Aydýn- Duygu Hatýpoðlu, Epos Yayýnlarý 2007 bir
www.sokaktayiz.net Her hakkýmýz saklýdýr, küskündür biraz da içine kapanýktýr. Yaralýdýr, küskündür sýrça yüreði ama çokça da Ankaragüçlüdür. Herhangi bir örgüt, grup, oluþum, ayrý gayrý kabul etmez. En ortak noktasý Ankaragücü olan koçyiðitlerin aklýna gelip yarattýðý bir sanal kahvedir; çaylarý da þirketten... Ama lafý olan herkese kapýsý açýktýr, temiz kalplidir ve de sonuna kadar da iyi niyetli. Art niyetlilere de otomatik kapý çarpar inþallah... Kimseye bi kastý yoktur bu abilerin, kafasýna esince yazar, estikçe yazar, bazen de hiç yazmayabilir. Telif melif hak getiredir, cimridirler ayrýca da kimseye verecek paralarý da yoktur zaten. Tüm hafta yok deplasman parasý yok bilet parasý zor denkleþtirirler. Sahip,sorumlu vs hiyerarþi çaðrýþtýran her þeye karþý çýkar tu kaka derler. Burada bulanan herkes birdir ve eþittir diye düþünür ona göre yazar çizerler. Toplasan 15 kiþi etmezler ama etki alanlarý ve bel çevreleri geniþtir. Özel hayata saygýlýdýrlar ama her gördüklerini de çekip siteye koyabilirler. Uzunca bir süredir akýllarda olaný hayata geçirme heyecanýdýr bu site... Ankaralýdýr ve de sonuna kadar Ankaragüçlü. Zira bu site o "Kupa Beyi" olan efsane Ankaragücü'nü aramakta ya da hüznünü, özlemini yaþatmaktadýr. Ve de Hacettepe'yi... Hani þu moruyla beyazý yaðmalanan, mahallesi daðýtýlan Hacettepe'yi ya da duvarlarýnda siyah beyaz resimleriyle geriye kalan kadarýyla Hacettepeliler Kahvesi'ni... Ve Ankaragücü tribünlerinin efsanesi daha doðrusu bir tribün efsanesi olan Sol Kapalý'yý ve onun ruhunu aramaktadýr. Bu sitenin yeri tribündür, oturarak maç seyretmeye ve numaralý koltuk uygulamasýna karþýdýr. Bilimum Ýstanbul menþeli ercansaatçiadnanaybabaziyaþengülserdarçakýryemenekþioðlu vb familyadan tüm spor ve skor yazarýna karþýdýr, pek de iplemez, hayatta da okumaz, okuyaný da sevmez, iþi olmaz ki zaten . Bu site ortam bilir, aðýr baþlýdýr üstelik nerede ve ne zaman konuþmasý gerektiðini iyi bilir. Ama polemik yaratmaya, laf atmaya, çamur atmaya da bayýlýr hani. site dahilinde bilimum. noktalama/iþareti: imla; kurallarý da hak getiredir. Her türlü inkilisce kelimeyi yanlýþ yazmak, okunduðu gibi ya da dili döndüðünce yazmak serbesttir hatta makbuldür. Endüstriyel futbola ve onun tüm dayatmalarýna karþý çýkan herkesle ve tüm sitelerle dost ve kardeþ sitedir. Her türlü yazý, makale, görüntüye açýktýr, paylaþmayý sever, ama her yazýlanýn, gönderilenin yayýnlanmasý garanti deðildir, silebilir, keser, her türlü gýcýklýðý yapabilir. Kýsaca bu site küçüklüðünde burnunu karýþtýrýp masanýn altýna sürenlerin sitesidir. Sitenin format olarak herhangi bir kaygýsý yoktur. Ýsteyene göre format e-zine, web-zine, sanal fanzine, e-dergi; kafanýza göre... Yani herhangi bir kaygý taþýmaz, geniþtir ve kendini rahata vermiþtir. Hiç bi þey için söz vermez, an gelir fotokopi olarak ele de gelebilir, hacklenip göte de... Pablo kii
ÖNEMLÝ OLAN SONUÇ DEÐÝL NE YAÞADIÐIN... Bu senenin ilk maçý Konya maçýnda çýktý pankart ilk olarak, dolayýsýyla bence doðum tarihi belli... Birkaç ay oldu, ama bu kýsa sürede sanýrým tribünle ilgilendiðim dönemlerin içinde en güzel dönem bu dönem... Kurallarý, iþleyiþi, iliþkileri farklý; renkli bir grup Sokak... Türlü imkansýzlýklara karþýn içerde dýþarda maç kaçýrmamaya odaklanmýþ yapýsýndan öte, katýlýmcý tartýþmalarýn olabildiði karar mekanizmasý veya hesapsýz kitapsýzlýðýyla da hatýrlanacak bu grup yaþadýðý sürece... Her tribün grubu renklidir, ilginçtir kendince... Ama Sokak'ta ayrý bir deðiþik durum var diye hissediyorum hep, elbette çok subjektif bir yorum da olabilir... Birkaç aydýr yaþadýðýmýz süreci bile tribünsel olarak hiçbir þeye deðiþmem; belki de ondan... Kimi zaman beceriksizliklerimiz, kimi zaman fevri ama içten çýkýþlarýmýz, kimi zaman demokratik tartýþmalardan kalýnan kararsýzlýk durumlarýnýn deðeri, talihsizlikler:), þanslarýmýz, þanssýzlýklarýmýz, günden güne büyüyen dayanýþmamýz, hep isyanlarda olan ruh halleri, ara ara harbiden kentin muhtelif sokaklarýnda yapýlan Sokak toplantýlarý, bu yola girmedeki 'mantýksýzlýðýn', arkadaþlýðý 'mantýðýn' önüne koymanýn, 'vefanýn' ve 'maceracýlýðýn' ayrý ayrý tadlardaki hazlarý... Bu Sokak elbette farklý özelliklerinden dolayý algýlanmasýnda farklý durumlar yaþatabiliyor... Kimisinde 'özgürlük korkusunu' (Fromm Amcadan :)) canlandýrýp buraya kýl olabilmesini saðlýyor... Kimisine göre 'imkansýz' olan durumuyla yok olmasýnýn haz vereceði bir durumda... Daha önce bir yerde de yazmýþtým, sanýrým Sokak'ýn ilk mayasýný verenlerin büyük çoðunluðu küçüklüklerinde mahalle maçlarýnda hep güçsüz takýmda olup mücadele yoðun maçlarý sevenlerden oluþuyor... Sonuç önemli deðil yani, önemli olan yaþadýðýn... Bu tohum tam anlamýyla iri ve bol filiz verirse çok hayýrlý bir miras olanaðý var geleceðe... Olmazsa da can saðolsun :)... Kurmak yer almaktan her zaman daha zordur, Sokak ise hep sürekli kurmayý vaad edebiliyor herkese... E tabi sürekli zorluk... Sokak'ta olmak, çocuklukta sýnýrlanan sokakta oynama saatlerini ebeveynle gerilimi göze alarak uzatma durumunun sýkýntýlý ama deðerli hazzý gibi, tüm taraftarlýk durumlarý böyle belki ama Sokak'ta biraz daha fazla gibi koþullar ele alýndýðýnda... Taraftar gruplarý için biraz farklý nitelikte olan internet sitesinde kullanýlan ilk fotoðraflardan birinin Hababam Sýnýfý olmasý boþuna deðil sanýrým:)... Allah uzun ömürler versin diyelim ne diyelim... Eðer vermezse de saðolsun bize þimdiye kadar yaþananlarý yaþama þansý verdi... Ne demiþtik; sonuç önemli deðil, önemli olan yaþadýðýn... Çocuklar gibi tedbirsiz, gezginler gibi tetikteyiz...Sokak'tayýz... berkay
üç
Ankara'da belki Ankaragüçlülüðün en kuvvetli ve býçkýn yaþandýðý mahalle. Tribünün her yerinde ve her grupta, her tribünde, bu mahalleden insanlarý tüm samimiyetleriyle gýrtlak patlatýrken görebilirsiniz. Deplasman otobüsünde yanýbaþýnýzdadýrlar kimi zaman,kimi zamansa sizinle bir sokak zulasýnda raký mesaisinde. Konu özelinde Osman'la tanýdýk sevdik biz bu mahalleyi, Þamyel Osman'la. Doðantepe, manzara diye Atakule'ye çýkanlara inat her bir noktasýndan size Ankara'yý sunar, bir karþýlýk beklemeden. Son zamanlardaysa Sokak çocuklarýnýn toplanma yeridir artýk Doðantepe, bazen bir inþaat ateþinin etrafýna yatýrýlýr tribün gündemi ve Ankaragücü bazen de bir kahvesinde sýcak bir çayýn demine...30'una kavuþmanýn telaþýndaki bizler için, uðruna kilometreleri, yorgunluklarý, yýlgýnlýklarý, kahýrlarýný, kahkahalarýný, ne bir kupa ne de þampiyonluklarla taçlandýramamýþ, aslýnda bu duruma da çokça da takýlmamýþ; 30 saat deplasman yolu gidip 45 dakika maç izleyebilmeyi "gidip hiç girememek de vardý" deyip normal karþýlayabilen, ama buna dertlenmek yerine dostluklarýyla geçiþtirmiþ, kendini kurulan samimiyetlerle avutmuþ Ankara bebeleri için çok önemlidir bu mahallenin varlýðý. Kendisi samimiyetin,dostluðun göbek adýdýr artýk, canýný "Sokak"ta bulanlara... Çocuklar gibi tedbirsiz,gezginler gibi tetikte olanlara Doðantepe'nin de bi sesleniþidir bu: Duysun alem bu üçlüyü, Doðantepe de ANKARAGÜÇLÜ!!! eskubar
dörttür dört
Ankaragücü Tribünleri
Gecekondu
Hikayenin tüm hududu; Ankara 19 Mayýs Stadyumunun, Gençlik Parký tarafýnda yer alan kale arkasý tribününden ibarettir. Fakat; etki olarak, hudut koca bir Anadolu coðrafyasýnda hakimdir. Tribüne dair konuþulacaklarýn, yapýlacak tanýmlarýn bir fiil içinde ve hatta konunun özünde yer alýr bu kaçak yapýlaþma.. Fikrimce tribüne dair en özgün isimdir Gecekondu. Yaptýklarý ve yapacaklarý ile Türk tribüncülüðünün karakteristik özelliðe sahip ender oluþumlarýndandýr. Kendine yakýþtýrdýðý isim için genelde ''varoþ tribünü'' dense de, bundan rahatsýzlýk hissetmez. Nitekim; bir tamirci çýraðý ile bir banka müdürünü el ele, omuz omuza baðýrýrken görmek mümkündür burada. Elit tavýrlara, ayrýþtýrýcý aþaðýlamalara karþý kendine biçtiði isim ile heyecanlý yüreklerde bir sýcaklýk býrakýr Gecekondu. Düþünüldüðü gibi bölgesel yada lokal bir zihniyeti temsil etmemekle birlikte. Toplu dayanýþmalarýn, örgütlenmelerin sergilendiði.. Her ne kadar zabýta ile uðraþýlmasa da çokça polis ve jandarma gibi kolluk kuvvetlerinin müdahalesine maruz kalýnan.. Þehrin tam ortasýnda, tam merkezinde yýkýlan tüm gecekondulara inat.. Kimsenin yýkamadýðý bir gecekondudur. Ankaragücü tribünlerinin çekirdek kadrosu en kalabalýk grubu olduðunu söylemek yanlýþ olmaz herhalde. Bir o kadar dinamik, hareketli ve heyecanlý olduklarýnýn açýk delili zaten aþikardýr. Ankara da stadyuma coþkuyu veren diðer bir tanýmla þerbeti veren yer burasýdýr. Bünyesinde bizler gibi bir çok çocuðu Ankaragüçlü olarak yetiþtirip, stadyumdaki diðer tribün oluþumlarýna armaðan etmiþtir. Kaç kuþak vardýr tribünde tartýþýlýr; fakat çoðu Gecekondu havasý solumuþtur en baþta.. Ýlk adýmý burada atmýþ, kýçýna tribün tozu burada deðmiþtir çoðunun. Ankara'nýn hayranlýkla izlenen bu korosunun þefi; Hacýdoðan'ýn Laz Ali' si, Hal ve Çerkez sokak civarlarýnýn Kuþçu Ali'si, eþinin dostunun Ali Ýmdat'ý, Ankaragücü tribünlerinin Ali abisidir. Hakkýnda söylenecek, konuþulacak çok þey olmasýna karþýn.. Bize susmak düþtüðü bilinci ile Gecekondu tribünlerinin liderini buradan saygý ve sevgi ile selamlýyoruz. 100. yýlýna yaklaþan Ankaragücü Spor kulübünün olmazsa olmazlarýndan biridir Ankara' nýn en büyük Gecekondusu. Ve temennimiz daha uzun uzun yýllar, dinamizminden ve enerjisinden hiçbir þey kaybetmeden devamlý üstüne koyarak büyüyen geliþen, etkileþimlerini daha çok yaygýnlaþtýran bir Gecekondu dur. ''yýkma polis, yýkma gecekondumu nerde uyur çocuklarým gece oldu mu..?'' Sebastian Gelecek sayýda GENÇ GÜÇLÜLER
beþ
Bir Irmak Akiyordu Bir ýrmak akýyordu,Soldaki þarap mahzeninden sýzan koku, güneþ ýþýðýna býrakýp kendini, aheste aheste arzý endam ediyordu.Ayaðý mý taþa çarpmýþtý, taþ mý ayaðýna denk gelmiþti bilinmez ama yuvarlanýrken çýkan ses tek baþýnaydý sokakta.Birden aklýna düþtü! Aldýrmadan üþüyen kulaklarýna, hýzlý adýmlarla ve beline gelen eski gri ceketinin yakalarýný kaldýrarak eve döndü. Çekmecelerini, elbise dolabýný, yataðýnýn altýný karýþtýrdý annesini uyandýrmadan, usulca. Buldu aradýðýný. Gülümseyerek tekrar þarap atölyesinin yanýndan sola, ilerdeki kedinin yanýndan saða dönerek yola çýktý. Yüzüne bir gülümseme yerleþti. Ýki ay sonrasýný düþündü. 17'sine girecekti ve ustasýndan söz almýþtý o akþam için; raziye'nin evine gideceklerdi. Yanýndan geçen arabaya el etti, durmadý. O da aldýrmadan, arkasýndan bakmadan devam etti. Yoldaki her kozalaðý gözüne kestirip tekmeledi. Yarýn? Yarýn yine gece 10'da iþ baþý yapýp sabah 6'da çýkacaktý iþten. bu yolculuk O'nu biraz yoracaktý ama Halil'le Necati'ye anlatacaðý hikayeleri þimdiden yazmaya baþlamýþtý bile. Gördüklerinden bir kaç ayrýntý için yer býrakarak ve Halil'le Necati'nin kendisini dinleyen gözlerindeki hayran bakýþlarýný düþünerek hayal kuruyordu dönüþü için. Acýktý, cebini yokladý; çýkan bozukluklara þöyle üstünkörü baktý, saymaya gerek görmeden "yetmez" dedi, devam etti. Nasýl olsa bulurdu gittiði yerde birilerinden. Zaten hiç aç kalmamýþtý ki. Kendisi de bazen iþte yemez, oraya götürürdü bir daha görmeyeceðini bildiði ve 17'sine basmamýþ olmasýna raðmen 40 yýllýk ahbap olduðu arkadaþlarýyla bölüþtükçe artan yemeðini. Hesap yaptý, bu hýzla geri dönerse akþam 8'de evde olurdu. Annesini düþündü. Meraklanacaktý elbet ama yaptýðý ilk deðildi ki. Tahmin ederdi yine annesi. Babasýyla abisi seferberlikte olduðundan ailenin tek erkeði olmuþ, annesiyle iki küçük kardeþinin baþýnda gölge olmak O'na kalmýþtý. Ooo, saat de ne çabuk geçmiþti. Ankara garýnýn yanýndan geçerken okudu, "1946 Esen gelsin" diye. Yataðýnýn altýnda bulduðu, aslýnda nerde olduðunu adýný ezber eder gibi bildiði ama her seferinde de böyle heyecanla aramaktan keyiflendiði yamalý beresini takýp ve cebindeki son harçlýðýný gözünü kýrpmadan verip stada girdi. Hemen baþladý baðýrmaya yükselen genç ihtiyar bir uðultuyla; "haydi haydi hop hop hop, ankaragücü gol gol gol"... Gece 9'du köye girdiðinde. Sabahki kedinin olduðu yerde duran soba közünün solundan ve þarap atölyesinin saðýndan döndüðünde annesini gördü. Yine kütüðün üstünde oturmuþ O'nu bekliyordu. Göz göze geldiler. Beresini çýkardý. "yendik" dedi ve annesinin arkasýndan "eþþooleþþek" demesine aldýrmadan kaçarcasýna girdi atölyenin kapýsýndan. Beresini sabah yataðýnýn altýna koyacaðý özenle katlayýp koydu abisinin kendi sýrtýndaki ceketinin cebine. Halil'le Necati'yi aradý hemen gözleri. Bir ýrmak akýyordu.Þarap mahzeninden sýzan koku ay ýþýðýna býrakýp kendini, aheste aheste arzý endam ediyordu. Gökhan 06
Ahkam-i Sanal kuljhu taraf?ndan Per, 11/27/2008 - 00:20 tarihinde gönderildi. Çarþýya karþýydý ilk isimlerin telaffuz edildiði zamanlar adaletini s.ktiminin dünyasýnda uzaktan bakýnca her türlü tantanayý görmüþ geçirmiþ acayip adamlarýn tehlikesiz ifadeleriydi kendilerini, "ted" in parkýnda görünce duvar yazýsýný aha dedim geliyorlar yeniden eskiþehir maçýnda pankartý geçenlerde siteyi gördüm buradayým neden burada olduðumu gayet iyi bilerek dört ilkokul, üç ortaokul, iki lise, üç üniversite, altmýþ beþ þehir deðiþtirdim hepsinde ömrüm sokaklarda geçti yalaný bilirim samimiyetin kokusunu sýcak ekmek gibi içime çekerim... hikayenin özü samimi ruh zaten tanýdýðým adamlarsýnýz biliþmek isterim sahipsizlik zor iþtir: kafasý almaz milletin ama ilaç gibidir sevene sevmeyene kötü haber tak?m?n geleceði bu tribünde belirlenecektir
amisos_cnr taraf?ndan Sal, 01/13/2009 - 13:52 tarihinde gönderildi. ankaragücü türkiyenin en köklü takýmlarýndan.. 4. büyük benim gözümde angaranýn takýmý.. sarý laci renkleriyle kendine aþik eden takým ankaragücü... 70li yýllarda stada astýgi pankartla gönlümüze taht kuran 80li yýllarda küme düþtükten sonra geri getirilip tahtý yýkýlan ankaragücüne yeniden bir ilgi uyandý. bu ilgiyi sokak takip etti... yedi
Deplasman Denizli Deplasman, Denizli, Votka, Mercimek, Palmiyeler.... Saat 24 sularý,Gençlik Parký önü; "-Selamýn Aleykum -Aleyküm Selam -Merhaba -Merhaba" rasko-ozzyyler nerde, Anýl, Sýtký, Sebo??? berkay-Anýl nöbetteymiþ, Ozzyy'nin ve Sebo'nun iþi çýkmýþ, Sýtký'nýn kafasý bozukmuþ. rasko-ozzyy daha dün akþam radyoda sensiz deplasman otobüsü kalkmýyormuþ diye gaz veriyordu bize, Anýl da sanalda estiriyordu. berkay-...... rasko-neyse.... berkay-ama sabah araba yapacaklarmýþ" yolluklar hazýrlanýr; "omer-ne icelim osman? osman-votka. omer-iyi bi yetmiþlik alýyorum. osman-tamam. tayfa-biz bu minibüse sýðmayýz. osman-hele bir herkes binsin arabaya sayalým. bindik mi, 4-5 kiþi de sýkýþsýn biraz, heh tamam. kaptan-boyle olmaz osman, ceza yeriz. polatlý'da çeviriyorlar. osman-yemeyiz abi, her zaman gittiðimiz yol. kaptan-valla yeriz osman. osman-kaptan sen kafaný takma gideriz, konuþuruz biz, hadi sen devam et. kaptan-yalnýz gençlere söyle de yere çöp, izmarit atmasýnlar. turist taþýyorum bununla, hadi sigara içsinler ama sakýn yere atmasýnlar., omer-beyler arabayý pisletmiyoruz, kimse yere cop atmasýn. tayfa-tamam,sen merak etme ömer abi." polatlý'ya yaklaþýlýr. "osman-votka bitti mi ömer?? omer-bitti, polatlý'da alalým." yola çýkýlýr, polatlý'da azalan içki sorunu tekrar halledilir. sekiz
bitmeyen tezahüratlar eþliðinde yola düþülür "berkay-hakan abi emok'un montuna kusmuþlar. rasko-hadi ya, dur bakayým, of offf, bi gram etrafa da sýçratmamýþ. berkay-yeni almýþtý montu da. rasko-markaymýþ da üstelik. zorla getirdik elemaný da,kaptana söyle dursun yýkayalým bir yerde." Afyon civarý "-acýktýk ya duralým mercimek içelim" sabah 6.30 stada varýþ. pazar sabahý in cin top oynayan þehrin stadýnýn civarýnda bir iþportacý abi: -gençler ne maçý var, nerden geliyorsunuz? -biz Ankaragüçlüyüz abi, sen Denizlili misin yoksa? -ne denizlisi, onlarýn a.... koyarsýnýz inþallah. -eyvallah abi, kolay gelsin sana." kaptan-ya arkadaþ o kadar söyledim, izmarit atmayýn yere diye. þuraya bir bakýn allah'ýný severseniz, yapýlýr mý bu?? herkes-lan olm kim attý izmariti yere. kaptan sen merak etme biz þimdi temizleriz.
Votka, Mercimek, Palmiyeler
kahvaltý için bir kahveye oturulur. kaðýt, okey derken; «rasko-berkay ne oldu anýl'ý aradýn mý çýkmýþlar mý yola? berkay-telefonu kapatmýþ. rasko-....." minibüste kalan cevo'dan telefon gelir; "cevo-abi polis geldi herkes buraya gelsin diyorlar osman-polisi ver bana, merhaba, amirim mi diyeyim memurum mu diyeyim, yani hitap bakýmýndan? hah tamam o zaman amirim bakýn ben akrabalarýmýn evindeyim, arkadaþlar pamukkale'de, sýkýntý olmaz sen merak etme, denizli bizim kardeþimiz zaten" saat 10.30 civarý osman-bi þeyler içmeyelim mi?? biz-icelim. denizlili yardýmsever amca-gencler demek hepiniz Ankara'dan maç için geliverdiniz (Egeli þivesiyle). Size içeceðiniz bir yer bulayým ama içmeseniz olmaz mý, gençler içiveriyorlar sonra olay çýkarýveriyorlar.
biz-yok dayý sen merak etme biz alýþýðýz" þehir turu; "emrahcan-berkay abi þunlar yapma aðac mý?? berkay-yok, canlý onlar, palmiye aðacý. 10 dk sonra emrahcan-ayný yapma aðaç gibiler, allah allah..." stada gidiþ "-berkay abi bi milyon var mý? -herkes de burdaymýþ, kemal abiler otobüs yapmýþ. -sol kapalý'nýn geldiði þaban dayý'nýn otobüsü polis parka çekmiþ. -taraftardan çok pankart var; tunalý kapalý, anti-x, genc gucluler, sokak, sol kapalý. cevo-pankartý asalým. biz-yükseðe astýn cevo, millet sahayý göremeyecek. cevo-bi daha deðiþtirirsem s...ler, zaten asana kadar ebem s...di. biz-iyi o zaman" donuþ yolu "-bir yerde duralým da votka alalým. -acýktýk ya,bir yerde duralým da mercimek içelim. Uðurcan eþliðinde koro tekrar baþlar tezahürata; (gelirken uyutmadýlar, giderken uyutmuyorlar,evde olmak vardý þimdi ak) Ankara'ya varýþ ve vedalaþma; -hadi beyler görüþürüz. ...... osman-omer bir þiþe daha votka vardý,o nerde? omer-beyler votkayý kim aldý,heh tamam burdaymýþ. ..... Raskolnikov
32
Cebeci Tarihtir Yikanin... Kale'den sonra Ankara'nýn en önemli simgeleri arasýndadýr. Gençlik Parký, AoÇ, Gar, Kurtuluþ Parký, Kuðulu Parký kadar deðerlidir Ankara tarihi için. Bugünkü durumu malum; bakýmsýz, terkedilmiþ görüntüsü içerisinde hayatta kalma savaþý veriyor. Ankara'da spor müsabakalarýnýn ilk olarak yapýldýðý Cebeci Çayýrý üzerine kurulmuþtur. Hatta ilk nizami futbol sahasý da buradaymýþ zamanýnda. 1930'larýn baþýnda yapýlan 19 Mayýs Stadý yetersiz kaldýðýndan 1967 yýlýnda ikinci bir stad için Cebeci Stadý'na karar verilir. Cebeci Stadý, hem dýþ hem iç mimarisiyle ülkemizde bulunan birçok stattan çok daha farklý özelliklere sahiptir. Dýþardaki geniþ merdivenleri, hücre gibi giþeleri, iki katlý tribünleri vs. Kapalýnýn o dik merdivenlerini týrmanarak en üstüne çýkýnca nefes nefese kalýrsýnýz, en azýndan ben kalýyorum. Maratondan maç izlemesi de epey keyiflidir. Yaðmur yaðdýðýnda alt kata inersiniz mesela. Devre arasýnda balkonumsu dýþ bölümünde 15 dakika çay molasý bir baþkadýr. Yine dýþ tarafta dolaþmaya çýkýnca karanlýk, burun titreten kokusuyla sadece tuvaletler kapalý olduðu zaman kullanýldýðý belli olan ürkütücü gelebilir. Maraton tarafýnda yedek kulübeleri de tribünlere oldukça yakýn olduðundan rakip takýmýn kulübesine sataþmak eðlencelidir. Arkadaþlarla ara sýra gittiðimiz Demirspor'un maçlarýnda rakip takýmýn yedek kulübesinin üzerinden laf atardýk; "hocam kravat olmamýþ", ýsýnan oyuncuya doðru "hoca seni niye oynatmýyor, sana gýcýk olm bu hoca" gibi. Stad mimarisi kadar bulunduðu bölge bakýmýndan da farklýdýr. Ankara'nýn en eski ve bir o kadar en sert mahallelerinin bitiþiðindedir. Ulaþýmý kolaydýr. Hele bugün etrafýnda hýzla artan bina ve nüfus yoðunluðunda maç zamanlarý þehrin kargaþasýndan kaçabileceðiniz nadir alanlardandýr. Ankaragücü 1980'lerde 19 Mayýs Stadý'nýn tadilat sýrasýnda bir dönem maçlarýný burada yapmýþtýr. 86'daki bugün sevgiyle andýðýmýz deðerli hocamýz Ahmet Akçay'ýn golüyle kazandýðýmýz Bjk maçýnýn oynandýðý yerdir. En son olarak Rýza Çalýmbay'ýn geldiði dönemde devre arasýnda Rizesporla hazýrlýk maçý yapýlmýþtý. Herkes kapalýda yerini almýþtý, nostaljik tezahüratlar eþliðinde çok keyifli bir gün olmuþtu. Ayrýca maçýn ikinci yarýsýnda bir oyuncu girmiþti "kim lan bu" sorusuna bir baþka taraftarýn cevabý "o mu, adý Umut mu neymiþ,daha on yedi yaþýndaymýþ bu bebe" olmuþtu. Halen ara sýra ziyaret ederiz Cebeci'yi. Gittiðimiz maçlar esnasýnda tribünde deðiþik eski taraftar abileri görmek fýrsatýmýz oldu; bir Demirsporlu 50 yaþlarýnda abi vardýr mesela, ak saçlý falan. Asla tribüne oturmaz, demir merdivenlerin üstünden rakip oyunculara ve hakeme tüm stadýn duyacaðý þekilde ana avrat, sülale býrakmaz küfür eder. Zaten toplasan 150-200 kiþi olur,bütün stadda eko yapar sesi. Bir kaç sefer muhabbet için yanaþalým dedik hemen tersledi,tam sinir abidir kendileri. Bir baþka not ise Duygu ve Berkay'ýn yazdýðý kitabýn kapak çalýþmalarý burada olmuþtur. Ýþte kitabýn kapaðýndaki resim Cebeci Stadý'nda tasarlanmýþtýr,o spreyle yazý yazan da Anýl arkadaþýmýzdýr. on
Cebeci Tarihtir Yikanin... Günümüzde ise Ankara'nýn 3.lig takýmlarý olan Ankara Demirspor ve Pursaklar maçlarýný burada oynamakta. Gelen seyirci sayýsý da birkaç yüzü geçmez. Ve bu yalnýzlýðý birilerini rahatsýz etmiþti. 1997'de dönemin spor bakaný Yücel Seçkiner ilk adýmý atmýþtý,dahiyane düþüncesiyle; "þehrin baþka bir yerine 35 bin kiþilik stadý yapana Cebeci Stadý'ný tapusuyla vereceðiz, üstüne alýþ veriþ merkezi yapsýn iþletsin". Neyseki Cebeci Stadý bu ilk saldýrýyý kazasýz belasýz atlatmýþtý. Ardýndan Gökçek tarafýndan benzer giriþimler devam etti, vaat edilen stadýn büyüklüðü bu sefer 35 binden 50 bine çýkmýþtý. En son 2007 yýlýnda belediye meclisinde karar alýnmýþtý "Sincan'a 50 bin kiþilik stad yapýlacak, burasý yýkýlacak" diye. Neyseki halen ayakta ama o tedirgin edici durumu her daim devam etmekte. Gökçek'e kalsa "þimdi oraya bir alt geçit yaparým,üstüne 8-10 katlý alýþ veriþ merkezi,otoparký ohh mis gibi,gelsin paralar" diye düþünüyordur. Ama bu iþler böyle olmuyor ki; Cebeci Stadý gibi mekanlar bu þehre ruhunu veren yerler. Orada kaç kiþinin,kaç neslin hatýrasý var. Kýzýlay'ýn görüntüsü ortada, hele Gençlik Parkýný yýllardýr viraneye çevirdiðin görüntü ortada. Gençlik Parký'nda taa 1930'larda yapýlan tarihi köprüyü yýktýrdýn ne oldu,eline ne geçti baþkan?? Neyse bundan sonrasý aðzýmýzý bozarýz anca. Ama yine de,son kez; Cebeciyi yýkanýn.... onbirateþ
10 bir
BursAnkara
"iki þehirdik þimdi tek olduk/ tek ses tek nefes tek yürek olduk/ alem alkýþ tutsun dostluðumuza/ Ankara Bursa omuz omuza". Artýk meþhur oldu bu kardeþlik, vefa, sevgi ve dostlukla yoðrulmuþ yýllardan beri, Türkiye'de bilmeyen yok Ankaragücü- Bursaspor kardeþliðini.. Ankara'da her maçýn 16. dakikasýnda Bursaspor için, Bursa'da her maçýn 6. dakikasýnda Ankaragücü için tezahürat eden taraftarlarýn kardeþliði çok farklý ve çok özeldir. Farklýdýr, bir kere tribünler arasý kardeþlik meselesine medyanýn bakýþý bellidir, hep sanal dostluklar yaratýlmaya çalýþýlýr, bunlara raðmen, BursAnkara gerçektir. Özeldir, çünkü bu kardeþlik, statlarda, sokaklarda, ölümlerde, öfkelerde, hüzünlerde, mutluluklarda pekiþmiþtir, tamamen taraftar temellidir. Her iki takýmýn taraftarlarý baþlatmýþtýr kardeþliði, sanal ya da yapay deðildir, tribün kardeþliðidir, hayatýn tam ortasýndadýr. Bu kardeþlik deðiþtirici bir güce de sahiptir, taraftarlar bu güçleriyle, oyuncularý, kulüp yöneticilerini etkilemiþlerdir. Bu kardeþlik, çok güzel deðerler üretti, inþallah sýkýntýsýz sürer, daha da büyür. Ayrýca Gençlerbirliði- Bursaspor maçýndan önce görüþtüðümüz Ýnadýna Texas Fanzin Ekibine atký hediyeleri, güzel sohbetleri, paylaþtýklarý deneyimler için teþekkür ederiz. briket on 2
Baþkent Kulüpleri 1
Duvarýn Ayýramadýðý Takým : Hertha Berlin
Kuruluþ Öyküsü Son yýllara kadar yeniden Bundesliga'ya (1. Lig) dönene deðin Almanya futbolu denilince aklýmýza ilk baþlarda gelecek takýmlardan deðildi bir baþka baþkentin takýmý olan Hertha Berlin. Oysaki Hertha, Almanya'nýn en köklü ve geçmiþte de önemli baþarýlara imza atmýþ bir takýmdýr. Hertha, 1892'de on altý yaþlarýndaki Linder ile Lorenz kardeþler tarafýndan kuruldu. Kulüp ismini kardeþlerden Fritz Linder'in babasýyla yaptýklarý bir nehir gezisinde bindikleri buharlý gemiden, amblemini esinlenildiði gemiye atfen bayrak þeklinden ve rengini de gemi mürettebatýnýn renkleri olan mavi-beyaz'dan almaktadýr. 1904'te sahasýnýn kirasýný karþýlamayý taahhüt eden bir restoran sahibinin isteðiyle baþka bir semte taþýndý ve maçlarýný yakýnlardaki su pompasýndan dolayý taraftarýn «Plumpe» adýný taktýðý sahada yapmaya baþladý. Dünya Savaþlarý Arasýnda Hertha Berlin 1904'te ilk kez oynanan Berlin þampiyonasýný kazanan Hertha'ya destek de artmaya baþlamýþken I.Dünya Savaþýnda kulübün birçok üyesinin ölümü ve savaþ sonrasý ekonomik sýkýntýlar tüm ülke gibi kulübü de sarsmýþtýr. Bu ise taraftarlarýn takýmýn yardýmýna biraz daha farklý yollardan koþmasýna da neden olmuþtur. Örneðin bir maçta seyircilerden biri 'Berliner FB' takýmýna karþý oynanmakta olan kritik bir maçta Hertha kalesinde gitmekte olan topu sahaya girerek engellemiþ ve rakibin uzun itirazlarýna karþýn Hertha'nýn bu kritik maçtan 0:0 beraberlikle ayrýlmasýný saðlamýþtýr. Bitmek bilmeyen finansal sýkýntýlarýn da neticesinde Hertha Berlin, 1920 yýlýnda 'Berliner Sports Club'ý bünyesinde katmýþ ve bu kulübün adýnýn baþ harflerini de ismine 'Hertha Berlin BSC' olarak almýþtýr. Sonraki dönemde Hertha fýrtýna gibi esmiþ ve 1926 ile 1931 yýllarý arasýnda dördünü kaybettikleri ve arka arkaya oynadýklarý 6 finalden sonra 1930 ve 1931 yýllarýnda iki kez üst üste Almanya Þampiyonu olmayý baþarmýþlardýr. Fakat bu iki þampiyonluk ayný zamanda kulübün kazandýðý son þampiyonluklar da olmuþtur. Bugünün önemli takýmý Bayern Münih'in dahi ancak 1932'de ilk kez þampiyon olabildiði düþünülürse bunun önemi daha iyi anlaþýlýr. 19331945 yýllarý arasýndaki Nazi rejimi ve II. Dünya Savaþý bu baþarýnýn devam etmesine izin vermemiþtir. Mesela, kulübün Nazi ideolojisini takip etmesini saðlamak amacýyla baþýna Nazi bir baþkan atanmýþ, II. Dünya Savaþý sonunda, kulübün sahasý «Plumpe» 200'e yakýn bomba isabeti almýþ ve buna iþgal kuvvetlerinin kulüp merkezini karargah olarak kullanmalarý da eklenince kulübün kapanmasýna ramak kalmýþtýr. Berlin Duvarý ve Hertha Berlin II. Dünya Sanaþý'nýn Almanya, Berlin ve Hertha için belki de en yýkýcý etkisi önce Almanya'nýn sonrasýnda da Berlin'in ikiye bölünmesi olmuþtur. Batý Berlin tarafýnda kalan Hertha, Berlin'nin Batý Almanya ile kara baðlantýsýnýn olmamasý sonucu maçlarýný genelde Doðu Alman takýmlarýyla yapm þtýr. 1960'lara gelindiðinde ise «Plumpe» yetmez olmuþ ve önemli maçlar Berlin Olimpiyat Stadýnda oynanmaya baþlanmýþtýr. Ancak 1961'de inþa edilmeye baþlanýlan Berlin Duvarýyla kulübün önemli bir taraftar kitlesi duvarýn öteki yanýnda kalmýþ ve maçlara gelemez olmuþtur. Yine de Doðu tarafýnda kalan taraftarlardan bazýsý duvarýn çok yakýnlarýndaki «Plumpe»ye giremeseler de engellemelere raðmen maç günleri duvarýn öteki tarafýnda toplanmaya bir süre daha devam etmiþlerdir.
10 üç
Baþkent Kulüpleri 1
Duvarýn Ayýramadýðý Takým : Hertha Berlin
1971'de karýþtýðý þike skandalý neticesinde verilen cezayý ödemek için tarihi sahasý «Plumpe» satýlmak zorunda kalýnmýþtýr. 1974'te Bundesliga'yý dönemin flaþ takýmý Borussia Monchengladbach'ýn ardý ndan 2. olarak bitirmiþ, 1979'da UEFA kupasýnda yarý finale kadar yükselebilmiþ ve 1977 ile 1979'da Almanya Kupa'sýnda final oynama baþarýsý göstermiþtir. Fakat sonraki yýllar kulüp için kabus gibi geçmiþ, 1980'de ikinci lige ve 1986'da ise bölgesel lige kadar düþmüþtür. Duvarýn Yýkýlmasýndan Günümüze Hertha Berlin 11 Kasým 1989'da Berlin Duvarýnýn yýkýlmasýndan iki gün sonra Hertha'nýn ikinci ligdeki maçýndaki 55.000 taraftardan 11.000'i Doðu Berlin'den gelmiþtir. Ancak 1990'larýn ilk yarýsý karmaþa içinde geçmiþ, birçok teknik direktör gelip gitmiþ, kulüp milyon Marklar bulan bir borç bataðý içine düþmüþtür. 1994'te yeni baþkanlarý ile finansal açýdan rahatlamýþ ve nihayetinde de 1997'de yeniden 1. Lige dönmüþtür. Olimpiyat Stadý yeniden dolmaya baþlamýþ ve 1999'da da ligi 3. bitirerek Þampiyonlar liginde mücadele etme hakkýný kazanmýþtýr. Bundan sonraki yýllarda Hertha ara ara zirveyi zorlasa da þampiyon olmayý baþaramamýþ fakat Avrupa kupalarýna istikrarlý bir þekilde katýlmaya devam etmiþtir. Günümüzde Berlin ve civar yerleþimlerde önemli bir desteðe sahip olan Hertha bu sezon yýllar sonra yine þampiyonluk yarýþý vermektedir. Kaynaklar: http://www.herthabsc.de/index.php?id=257 http://de.wikipedia.org/wiki/Stadion_am_Gesundbrunnen http://en.wikipedia.org/wiki/Berlin_Wall http://en.wikipedia.org/wiki/German_football_champions
deliVALDEZ
on 4
Sokak Müzigi 1
Rhytmic American Poetry
Kökeni 1970li yýllara dayanan hapishane ve sokak müziði olarak bilindi yeryüzünde ilk kez. anavataný amerika birleþik devletleri olan bu müzik türü, zencilerin sokaklarda, okullarýnda ve hapishanelerde yasadýklarý olaylarý özetlemeye çalýþtýklarý, bir çeþit isyan niteliðindeki müziktir. temeli yaþadýklarý problemler, yasama bakýþlarý ve yaþayýþ tarzlarýyla süslenmiþ sözleri ard arda sýralamaya dayanýr. sözlerinin yarýsýndan fazla bir kýsmý argo ve küfürlü sözlerden oluþuyordu. herkesin söylemek isteyip de söyleyemediði gerçekleri anlatýyorlardý. 2000li yýllara yakýn rap müzik bir dönüþ yaþadý anavatanýnda. artýk müziklerde paralardan, kadýnlardan, lüks yaþamlardan bahsediliyordu. onlarca kadýnýn olduðu, son model spor arabalarýn kullanýldýðý klipler çekiliyordu. diðer taraftaysa özünü koruyordu. doðu ve batý temasý dünyanýn her yerine ulaþmýþtý. bir parantez de Gangsta Rap'e açalým. evet Gangsta kelimesi Türkiye'de bu iþi underground olarak yapan rapperlar tarafýndan çokça sarfedilir. uyuþturucu, kavga, silah gibi kavramlar gangsta olayýnýn alt kümesidir. son yýllarda yeryüzünde diðer yýllara endeskle daha sýk duyulmaya baþlamýþtýr ve bu da rap müziðin artýk bu iþi yapan kiþiler tarafýndan tehlikeli bir hayat felsefesine dönüþtüðünün iþaretidir. Bu bol kýyafet olaylarý vardýr bir de, çuval gibi pantolonlar, xxl kýyafetler vs.. mutlaka içimizden geçirmiþizdir; ulan ne enteresan tipler var be birader.. ama þimdi vereceðim örnek rap müziðe olan saygýyý kat be kat arttýrmýþtýr. Bu müziðin atalarý genelde Sokakta yaþayan insanlardý. ve soðukta üþümemek adýna çöpten bulduklarý kýyafetleri üst üste giymiþlerdi. 30 yýl öncesiyle bugün arasýndaki fark da bir baþka biçimde gözler önüne serilmiþtir ve artýk asýl konumuza dönelim .. Türkçe rap... ülkemizin Rap müzikle tanýþmasý 90lý yýllarýn ortalarýnda gerçekleþmiþtir. Hepimizin Ýlk aklýna gelen; 'Cartel bir numara en büyük cehennemden çýkan çýlgýn Türk:) sözleridir. cartel Almanya'da azýnlýk Türklerini savundu. ýrkçý Almanlara karþý sert sözler yazdý ve o zaman gönüllerde yer edinmiþti, Tabi ki cartel ilk deðildi ondan önce Almanya'da boe b'nin de üyesi olduðu islamic force adlý grup vardý. tamamý Türkçe olmasa da yaptýklarý þarkýlarda geçen Türkçe kelimeler Almanya'da büyük bir þaþkýnlýk yaþattý ve Türkçe rapin baþlangýç noktasý oldu fakat onlarý tanýyan ve þarkýlarýný bilen de çok çok az kiþiydi. daha sonra 1994'te yine bir ilk gerçekleþti ve tamamý Türkçe olan ilk albüm Frankfurt'ta yayýnlandý. Kendi plak þirketlerini kuran Dj Mahmut, Volkan T, Murat G ve Kmr ilk albümleri 'Looptown presents Turkish Hiphop'ý piyasaya sürdü. Dj Mahmut Türkçe rapin kilometre taþlarýndan biridir. Ayný yýl King Size Terror grubu 'Ultimatum' isimli albümünü piyasaya sürdü. 'Defol Dazlak' ve 'Cehenneme Hoþgeldin' adlarýný taþýyan iki Türkçe parça, ezilen Türk gençlerinin Almanya'ya verdiði mesaj oldu.. artýk iyice sarsýlmaya baþlamýþtý kapýlar. 1995 yýlýnýn ortalarýnda cartel in ilk albümü 1 milyona yakýn sattý ve Türkiye'de rapin kapýlar açýlmýþ oldu. o zamanlar þimdiki kadar popülaritesi de mevcut deðildi. iþin komik taraf, halen popüler bir müzik türü kategorisine giremedi tv kanallarýnda ve sadece pop müzik dinleyip tek derdi aþk olan insanlarýn gözlerinde. 96'da Türkiye'de yapýlmýþ ilk bandrollü rap albümü cýktý. Hedef 12, Tam Ýsabet isimli albümüyle adýný duyurdu. zaman geçtikçe yeni yeni rapperlarýn ismini duymaya baþladýk. Tabi ki ceza ve sagopa aralarýnda en çok itibar görenler. þu anda kanlý býçaklý olan ceza ve sagopa o zamanlar en iyi lyriclere (söz) ve beatlere (müzik) imza atýyorlardý. hatta çok güzel bir parçalarý vardýr 'neyim var ki' isminde, þiddetle tavsiye edilir :). Türkiye'de rape hep kavgalar damga vurmuþtur. 2000 yýlýnda her þey mükemmel giderken rap camiasý adýna, olabilecek en kötü þeylerden birisi olmuþtu. efsane Türk mc'lerinden Boe B 2000 yýlýnda Berlin'de hayata veda etmiþti ve bu Türkçe rapin en büyük kayýplarýndan biri olmuþtur.. Hep Ýstanbul'dan bahsetmek, Ankara þehrine aþýk olan birine zor geliyor ama bildiklerimizi de kaðýda dökmek vazifemiz þu anda. o zaman Ankara'yla ilgili bir bilgi vereyim 2000li yýllar öncesinden ve þuanda yaþanýlan geliþmeleri de yazýp yazýmýzý sonlandýralým. Ankara'mýzdan ilk bandrollü albüm 1998 yýlýnda Mc Ender'den gelmiþtir. 'Param Olacak' isimli albümünü çýkaran Mc Ender bu albüm için iki video klip çekti. Ýkinci veya ilk klip 'oys-Oss' kanallardan gelen tepkiler yüzünden yeteri kadar yayýnlanmamýþtýr. Askere gittikten sonra bir daha albüm çýkartmamýþtýr. Kendisine teþekkür ederiz ki Türkçe rap tarihinin baþlarýnda Ankara'nýn da varlýðýný hissettirdiði için. 15
Sokak Müzigi 1 Diss ?. rapçilerin birbirlerinin açýðýný gördükleri anda veya hoþuna gitmeyen davranýþlar sezdikleri anda karþýsýndakine küfürlü zarf göndermektir yani kavgada söylenmeyecek sözleri birbirlerine sarfederler , belden aþaðý çalýþýrlar kýsacasý. Diss demiþken Türkçe rapte devrim niteliðinde , resmen insan, cinayet iþlemeye teþvik eden :) bir parça vardýr. sagopa kajmer - kolera = disstortion ep ! , 23 dakikanýn üzerinde olan bu sanat eserini dinledikten sonra keþke sago cezaya küfür etseydi daha iyi olurdu demekten kendinizi alamayacaksýnýz eminim ki .küfürsüz hayat dersi niteliðindedir. "ceza'nýn 23 dakika 45 saniyeye sýðdýrýlabilen biyografisi" diyorlar bunun için:) sagonun þu sözü cezanýn þimdiki durumunu gözler önüne sermeye yetiyor : rapini yer altýndan alýp züppe dolu mekana taþýdýn... neyse dissten fazla bahsetmek istemiyorum , yazým sansüre kurban gitmesin :) ben parçanýn ismini yazýp vazifemi yaptým dinleyip dinlememek sizin tercihinizdir. madem konu tekrar sokaklara taþýndýðý o zaman yapýlan bir anketten söz etmek isterim. o kadar illegalite ve yeraltýndan bahsettik bu istatistik de ispatý olur. rapseverlerin en çok sevdikleri filmler listesinde ilk 2 sýrada god father ve scarface yer almaktadýr ! ve en çok beðenilen parçalardan birisi de coolio'nun '' Gangsta's paradise ( gangster cenneti ) isimli parçasýdýr. tekrar dünya geneline yani yeraltýna donmuþken en iyi rapci kim diye sorarsanýz þayet þu cevabý veririm : rap'in üstadý diyebileceðimiz birisi varsa bu da tupac shakur'dur... Ölümü tam bir trajedidir. sokaðý dünyaya hissettiren, bazý insanlarýn hayal ederken bile korktuðu gerçekleri yaþayan , sokak benim cennetim diyen yaþamýný thug life (serseri yaþam) üzerine kurmuþ olan 2pac, bir gece plak þirketinin sahibiyle boks maçýndan çýkmýþken araçlarýnýn önünü kesen bir otomobilden açýlan yaylým ateþiyle aðýr yaralanýp daha sonraki günlerde hayatýný kaybetmiþti. aslýnda mafyanýn gönderdiði kiralýk katillerin amacý onu deðil patronunu öldürmekti fakat o da hayatýn þansýndan nasibini almýþtý. Ölümünden sonra cenazesinde bir fanatiði þu sözü söylemiþ : bundan sonra rap dünyasýnda geveze çeneler deðil silahlar konuþacaktýr.. 2pac shakur aslýnda bu kadar kýsa cümlelerle anlatýlacak bir rapper deðildi ama kýsa kesmek ve son bahsetmek istediðim konuya geçmek zorundayým. Aslýnda bu her ortamda kullandýðým cümlelerdir. þu bir gerçek ki bizim ülkemizde rap ikiye ayrýlmaktadýr . birisi mtv rapi de denilen , zencilere özenen, kolyeler takýp pop þarký tadýnda müzik yapýp , karþý cinsiyle dans eden, ümit davalanýn örnek gösterilebileceði, ismail yk ve cankan kýrmasý insanlarýn oluþturduðu tür. diðeri ise her ne kadar rap müziði sokaklarda yaþayan zenci insanlar kadar olmasa da onlara yakýn yapan ve hal ve hareketlerde takýnan türdür. hatta kliplerinde esrar çeken , beyzbol sopasýyla pitbull köpeðiyle boy gösteren de vardýr. Þu anda evinde çubuk mikrofonu olan rap müzik yapmanýn peþinde. kimlik bunalýmý yaþayan gençler emeðe saygý göstermeyip bilgisayar oyunlarýnda kullandýklarý nicklerin baþýna dj mc gibi sýfatlar ekleyip sanal alemde boy göstermektedir. tabi bu sözlerimi önyargýlý da karþýlayabilirsiniz, saygý duyarým. kýsaca Rap amerikan müziði olsa da , Türkçe rap buraya aittir. cezanýn da dediði gibi: rap kültürümüz deðil tamam o zaman pop kimin, rock kimin, arabesk kimin, cevap verin ... Emeði gecen , bu müziði seven sevdiren, Amerika'da olsun Türkiye'de olsun bu iþi yapan, adý geçen veya gecmeyen, sansaR salvo , da poet, giyotin, fersah, dr.fuchs, patron, þehinþah, saian, karacalý, þanýþer, sahtiyan, hayki, pit10, farazi&kayra, mode xl, uðurcaan, pusat, rap41, zahriyan ve vs... tüm yeraltý rapçilerine selamlar olsun. Bu sanat bu müzik sokaklara aittir. Her þey amacýnda yapýldýðýnda güzeldir ... ve Bu Müziðin felsefesi SokaKlara dayanýr... Saygýlar.. UðurCan ( zero-six )
bursa
taþlar tanklarý yenecek
filistine özgürlük...
Kimi zaman çýðlýk çýðlýk Kimi zaman boðuk boðuk Kimi zamansa titrek titrek Daha niceleri sana gönül verecek Týpký bizim gibi Alacak bayraðýný koþacak tribünlere Kimi zaman gülecek Kimi zaman aðlayacak Týpký bizim gibi