PRACHANDA NEPAL’DEK‹ SON GEL‹fiMELER‹ DE⁄ERLEND‹RD‹ NEDEN HEDEF SEÇ‹LD‹M? Hrant D‹NK Benimle ilgili yeni, tehlikeli bir süreç bafll›yordu. Yine uçurumun k›y›s›ndayd›m. Peflimde tekrar birileri vard›. Onlar› seziyordum.
Nepal Komünist Partisi (Maoist) Baflkan› Prachanda ile yeni sürece iliflikin görüfltük. Gazetemize yapt›¤› de¤erlendirmede, kamuoyunda, medya ve internette kendi adlar›na yap›lan resmi aç›klamalar›n görüntüdeki haliyle oldu¤u gibi baz al›nmamas› gerekti¤ini belirten Prachanda, bunlar›n ço¤unun takti¤e tekabül eden fleyler oldu¤unu söyledi.
15 G Ü NC E L
Y›l: 5 • Say›: 105 • 1-16 fiubat 2007 • Fiyat›: 1 YTL
15 Günlük Siyasi Gazete
Osmanl›’dan günümüze katliam gelene¤i sürüyor Karadeniz’de katledilen Mustafa Suphilerden bu yana süregelen Türk devletinin karanl›k cinayetler serisine eklenen Hrant Dink, devletin ‘tek din, tek dil, tek ulus’ faflizminin lincine maruz kalmas›na ra¤men, demokrasi mücadelesindeki ›srar›n› yitirmeden Yeni Demokrasi mücadelemizde ölümsüzleflti
13 G Ü NC E L
e-mail:devrimcidemokras@superonline.com
17’ler davas› A‹HM’de Dersim Mercan Vadisi’nde 17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17 MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n aileleri, katliam operasyonu ve sonras›nda mezar yap›m› ile mezar ziyaretlerinin engellenmesi üzerine avukatlar› arac›l›¤›yla A‹HM’e baflvurdular
17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17 MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n sa¤ yakalanabilecekken, afl›r› güç kullan›larak katledildiklerini, ayr›ca katliamda kimyasal silah kullan›lmas› flüphelerinin giderilmesi için yap›lmas›n› istedikleri soruflturmalar›n yetkili makamlarca yap›lmamas› nedeniyle A‹HM’e baflvurduklar›n› belirten Av. Mehmet Ali K›rdök, “Bütün çabalar›m›za karfl›l›k iç hukuk süreci sonuçsuz b›rak›ld› ve A‹HM’e baflvuruda bulunduk” dedi. SAYFA 2
Hepimiz Hrant Dink’iz Hepimiz Ermeni’yiz
Yeni Demokrasi flehitleri an›ld›
Katliam›n duyulmas›yla Taksim’de ve Agos Gazetesi’nin bulundu¤u Osmanbey’de toplanmaya bafllayan on bini aflk›n duyarl› insan, akflam saatlerinde Taksim’den Agos Gazetesi’ne yürüdü. “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”, “‹flte devlet, iflte soyk›r›m”, “Katil devlet hesap verecek”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› atan kitle ilk tepkisini böyle dile getirdi. Hrant Dink’in cenaze töreninin yap›ld›¤› 23 Ocak Sal› günü ise, ‹stanbul’un bütün semtlerinden gelerek Osmanbey’de Agos Gazetesi’nin önünde toplanmaya bafllayan insanlar›n say›s› iki yüzbini geçti. Osmanbey’de toplanan bu büyük kalabal›¤›n bir k›sm› sessiz bir flekilde cenaze arabas›n›n arkas›ndan yürümeye bafllarken, yürüyüflün arkas›nda bulunan on binlerce kifli “Katil devlet hesap verecek”, “‹flte devlet iflte soyk›r›m”, “Kahrolsun faflist Kemalist diktatörlük”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeni’yiz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› atarak katliama karfl› tepkilerini dile getirdi.
Yabanc›lar için Türk Petrol Kanunu
Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i ile Demokratik Haklar Platformu Ocak ay›n›n son haftas›nda düzenledikleri etkinliklerle Yeni Demokrasi mücadelesinde flehit düflen devrimci ve komünistleri and›lar SAYFA 2
yük kolayl›klar getirerek, ülkemiz petrolünü onlar›n avuçlar›na terk eden “Türk Petrol Kanunu”, Meclis’ten geçerek yasalaflt›. Yasayla beraber ülkemizdeki petrol kaynaklar›n› ifltahla yutmay› bekleyen uluslararas› tekellere, ülkemiz petrollerini 30 y›l süre ile kiralamalar› için gerekli yasal düzenleme ya-
Özellefltirmeyi “babalar gibi” yaparak elde avuçta sat›lmad›k kamu iflletmesi b›rakmayan AKP hükümeti, flimdi ülkemiz petrol
orucu direnifli
p›lm›fl oldu. K›sa bir süre önce gündeme gelen iflgal alt›ndaki Irak’›n petrolünün 30 y›l süre ile ABD-‹ngiliz petrol tekellerinin kullan›m›na aç›lmas›, onlara b›rak›lmas› durumu
yataklar›n› yabanc› petrol tekellerine sat›-
böylece ülkemiz için de gerçekleflmifl, ülke-
yor! Petrol arama, ç›kartma ve bunlar›n kul-
miz iflgal edilmeden petrol kaynaklar›m›z
lan›m› konusunda yabanc› petrol flirketleri-
emperyalist tekellere terk edilmifl olacak!
ne ve onlar›n ülkemizdeki uzant›lar›na bü-
Ölüm
SAYFA 6
sona erdi
Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› ve F tipi hapishanelerde bulunan tutsaklar aç›s›ndan k›smi iyilefltirmeleri de kapsayan genelgenin ard›ndan tecridin kald›r›lmas› talebiyle ölüm orucu eylemini sürdüren Av. Behiç Aflç›, Gülcan Görüro¤lu ve Sevgi Saymaz eylemlerine ara verdiklerini aç›klad›lar. Bakanl›¤›n haz›rlad›¤› genelgenin ard›ndan, 22 Ocak’ta ‹stanbul Tabip Odas›'nda bas›na aç›klama yapan TTB Merkez Konsey Baflkan› Gencay Gürsoy’un, Behiç Aflç› ve di¤er eylemcilerin ölüm orucunu b›rakabilece¤ini aç›klamas›n›n akabinde, ayn› gün akflam saatlerinde Aflç›’n›n eylemini sürdürdü¤ü fiiflli’deki evinin önünde yap›lan bas›n aç›klamas›yla Behiç Aflç›’n›n ölüm orucuna ara verdi¤i bildirildi. SAYFA 4
GENÇ YORUM S‹NAN ÇAKIRO⁄LU
Büyük geliflmelere kendimizi haz›rlayal›m M‹T’in 80 y›ll›k tarihinde pek de rastlanmayan “uyar› mesajlar›” aç›ktan yay›nlad›. Kerkük ve PKK meseleleri için s›n›r ötesi operasyon tart›flmalar› yo¤unlafl›rken TBMM gizli oturum karar› alarak topland›. Tüm bunlar ülke gündemini meflgul ederken Hrant Dink öldürüldü.. SAYFA 9
2
GÜNCEL
1-16 fiubat 2007
17’ler davas› A‹HM’de Dersim Mercan Vadisi’nde devletin kolluk kuvvetlerince katledilen 17 MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n aileleri, avukatlar› arac›l›¤›yla Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi’ne (A‹HM) baflvurdular. 17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17 MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n sa¤ yakalanabilecekken, afl›r› güç kullan›larak katledildiklerini, ayr›ca katliamda kimyasal silah kullan›lmas› flüphelerinin giderilmesi için yap›lmas›n› istedikleri soruflturmalar›n yetkili makamlarca yap›lmamas› nedeniyle A‹HM’e baflvurduklar›n› belirten Av. Mehmet Ali K›rdök, “Bütün çabalar›m›za karfl›l›k iç hukuk süreci sonuçsuz b›rak›ld› ve A‹HM’e baflvuruda bulunduk” fleklinde konufltu.
Operasyona iliflkin baflvuru Mercan Vadisi’ndeki katliam operasyonuna iliflkin kolluk güçlerinin haz›rlad›klar› tutanaklarda farkl›l›klar ve tutars›zl›klar oldu-
¤unu ve ailelerin, katledilen yak›nlar›n›n sa¤ yakalanabilecekken, a¤›r silahlar kullan›larak katledildikleri yönünde flüphelerinin giderilmesi için etkin flekilde soruflturma yürütülmedi¤ini düflündüklerini belirten K›rdök, “Operasyondan sonra 27 Haziran 2005 tarihinde Ovac›k Cumhuriyet Savc›l›¤›’na aileler ad›na baflvuruda bulunarak, etkin soruflturma yürütülmesini istedik. Ancak savc›l›k bu baflvurumuzu dosyan›n gizlilik karar› oldu¤unu belirterek cevaps›z b›rakt›. Bu karara Temmuz ay›nda Beyo¤lu Cumhuriyet Savc›l›¤› arac›l›¤›yla itiraz ettik. Ancak bu itiraz›m›z da sonuçsuz kald›” fleklinde konufltu.
kemesi’ne baflvurduk. Katledilen kiflilerin uzun süre takip edildiklerini, telefon görüflmelerinin dinlendi¤ini, yani sürecin tamam›yla bilindi¤ini belirterek, ‘isteselerdi bu 17 kifliyi sa¤ teslim alabilirlerdi’ dedik” fleklinde konufltu. Erzincan A¤›r Ceza Mahkemesi’nin bu taleplerini reddetti¤ini ve operasyona iliflkin ailelerin ›srarla cevapland›r›lmas›n› istedikleri sorular›n böylece cevaplanmad›¤›n› belirten K›rdök, “Böylece iç hukuk süreci sona erdi ve baflvurular sonuçsuz kald›. Bunun üzerine A‹HM’e baflvuruda bulunduk” dedi.
Operasyona iliflkin soruflturman›n sonlanmas›ndan sonra, dosyaya ulaflabildiklerini belirten Avukat M. Ali K›rdök, “Ovac›k Cumhuriyet Savc›l›¤›’n›n takipsizlik karar›na ve ailelerin cevapland›r›lamayan sorular›na iliflkin Erzincan A¤›r Ceza Mah-
Mercan Vadisi’nde katledilen Cafer Cangöz, Ayd›n Hanbayat, Taylan Y›ld›z, Ali R›za Sabur ve Ahmet Perktafl’›n Dersim merkezde Si¤enk Mezarl›¤›’ndaki mezarlar›nda ‘ölümsüzdür’ ibaresi bulundu¤u için mezar tafllar›na savc›l›k taraf›ndan el konuldu¤unu ve ailelerin ifadelerine baflvuruldu¤unu belirten K›rdök, ailelerin mezar ziyaretlerinde zorluklarla karfl› karfl›ya kald›klar›n› söyledi.
Mezarlara iliflkin baflvuru
Mezar ziyaretinde bulunan kiflilerin, aileler de dahil olmak üzere engellendi¤ini ya da sorgulamaya tabi tutuldu¤unu belirten K›rdök, “Tunceli Cumhuriyet Savc›l›¤› mezarlar›n örgüt taraf›ndan an›t mezar olarak yap›ld›¤›n› iddia ederek, mezar yap›m›n› durdurdu ve soruflturma bafllatt›. Yine bu süreçte ölüm y›ldönümlerinde yap›lmak istenen mezar ziyareti de engellendi. Mezarlar› ziyaret etmek isteyen 64 kifli gözalt›na al›nd› ve 3 kifli tutukland›. Yaflananlardan birkaç gün sonra mezarlar› ziyaret
Av. M Ali K›rdök
Dersim Mercan Vadisi’nde 17 Haziran 2005 tarihinde katledilen 17 MKP/HKO kadro, üye ve savaflç›s›n›n aileleri, katliam operasyonu ve sonras›nda mezar yap›m›n›n, mezar ziyaretlerinin engellenmesi üzerine avukatlar› arac›l›¤›yla A‹HM’e baflvurdular
etmek isteyen aileler engellenmeye çal›fl›ld›” fleklinde konufltu. “Tunceli Emniyet Müdürlü¤ü’ne ba¤l› güçlerin bu engellemelerine ve keyfi tutumlar›na iliflkin, 26 Haziran 2006 tarihinde Emniyet Müdürlü¤ü yetkilileri hakk›nda, görevlerini kötüye kulland›klar› ve aile bireylerinin özgürlüklerini k›s›tlad›klar›n› için Tunceli Cumhuriyet Savc›l›¤›’na baflvurduk. Aradan 7 ay geçmesine ra¤men bu baflvurumuz cevaps›z b›rak›ld›” diyen K›rdök, halen mezar ziyaretine giden kiflilerin, aileler ve avukatlar da dahil olmak üzere bu tür uygulamalara maruz kald›¤›n› söyledi. K›rdök, “Tüm bunlardan kaynakl› A‹HM’e baflvurduk” dedi.
A‹HM baflvuruyu kabul etti Operasyona iliflkin yap›lan baflvurunun A‹HM taraf›ndan de¤erlendirilerek kabul edildi¤ini belirten K›rdök, “Mezarlara ve mezar ziyaretlerine iliflkin yapt›¤›m›z baflvuru ise halen de¤erlendirme aflamas›nda” dedi.
Yeni Demokrasi
Sar›gazi Ölüm orucu direnifllerinde flehit düflmüfl olan MKP/HKO üyeleri Ali Ayata ile Endercan Y›ld›z’›n mezarlar›n›n bulundu¤u Sar›gazi Mezarl›¤›’nda anma etkinli¤i düzenleyen DHP ve Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i, Yeni Demokrasi mücadelesinde flehit düflenleri and›lar. Anma etkinli¤inde DHP aç›klamas› okunduktan sonra, Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i ad›na konuflma yap›larak, “Onlar›n düflüncelerini kendi ideallerimiz olarak görüp sahiplendi¤imiz sürece gerçek anlamda flehitlerimizi sahiplendi¤imizi söyleyebiliriz” denildi. Anma, Kartal Pir Sultan Abdal Derne¤i Müzik Grubu’nun söyledi¤i türkü ve marfllarla sona erdi.
Gazi Mahallesi Yeni Demokrasi mücadelesinde flehit
YURT‹Ç‹ HESAP NO: Ertafl ÖZTÜRK Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314
rin ve bireylerin sahiplenmesi gerekti¤ini vurguland›. Etkinlik daha sonra müzik dinletisi ile sona erdi.
Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i, ‹stanbul’da bulunan Demokratik Haklar derneklerinde ve Tunceli Ovac›kl›lar Derne¤i’nde Yeni Demokrasi flehitlerini anmak için etkinlikler düzenledi.
AL‹BEYKÖY Demokratik Haklar Derne¤i’nde yap›lan etkinlikte sayg› duruflunun ard›ndan dernek ad›na yap›lan konuflmada, “Biz de dernek olarak Yeni Demokrasi mücadelesinin gelifltirilmesi için mücadele ediyoruz” denildi. fiehitlerle ilgili slayt gösteriminin yap›ld›¤› ve flehit ve tutsak aileleri birli¤inin aç›klamas›n›n okundu¤u etkinlik, Soner Soyer ile Munzur Cömert’in verdi¤i müzik dinletisi ile son buldu.
OKMEYDANI’ndaki Tunceli Ovac›kl›lar Derne¤i’nde düzenlenen etkinlikte, sayg› duruflunun ard›ndan flehit ve tutsak aileleri birli¤inin aç›klamas› okundu. fiehitlerle ilgili slayt gösterisinin yap›ld›¤› etkinlikte fliir dinletisi de verildi. Söylefli bölümünde yap›lan konuflmalarda, flehitleri sadece flehit ailelerinin de¤il, tüm ailele-
KARAYOLLARI’ndaki Demokratik Haklar Derne¤i’nde yap›lan ve bölgede oturan flehit ve tutsak aileleri ile halktan insanlar›n kat›ld›¤› etkinlikte de sayg› duruflunun ard›ndan flehitlerle ilgili slayt gösterimi yap›ld›. fiehit aileleri ve DHP ad›na konuflmalar›n yap›ld›¤› etkinlik, fliir dinletisi ve Grup ‹klim’in verdi¤i müzik
fiehitler etkinliklerle an›ld›
Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz Bu say›m›zda sayfalar›m›z a¤›rl›kl› olarak bu katliamla ilgili hakl› olarak. Zira o, hem meslektafl›m›z olarak Ermeni ulusunun u¤rad›¤› haks›zl›¤a karfl› sürdürdü¤ü mücadelesinde gerici egemen sistemin neden oldu¤u bir sald›r› ile katledildi, hem de geçmiflinin üzerine infla etti¤i özellikleriyle Yeni Demokrasi mücadelemizin bir neferi olarak ölümsüzleflti. Bu topraklar için bizim ‘Yeni Demokrasi’ ad›n› verdi¤imiz türden bir demokrasiye, halk›n kendi demokrasisine olan ihtiyaç bütün aciliyetiyle kendini dayatmaya devam ediyor. Katliamlar yeni de¤il, son da de¤il. Bu durum, Hrant gibi nice Yeni Demokrasi mücadelesi neferinin temsil etti¤i gücün egemenli¤ine kadar, faflizmin altedilmesine kadar sürecek bu topraklarda. Daha yak›n zaman önce Özgür Düflün Kollektifi’nin düzenledi¤i ‘Ayd›nl›k Sorgular’ sempozyumunda Hrant’la yanyana olmufl olman›n s›cakl›¤›, katliamdan duydu¤umuz ac›n›n duygusal boyutlar›n› daha bir zorlasa da, Hrant’›n ard›ndan yüz binlerin sahip ç›kt›¤› halklar›n kardeflli¤i mücadelesi, bu ac›y›, yönelmesi gereken hedefe bir cevap olma niteli¤ine büründürdü. Bu hedef, ›rç›, gerici Türk egemen s›n›flar›ndan ve onlar›n efendisi emperyalizmden baflkas› de¤ildir. Emperyalistler ve onlar›n uflaklar›, kendi karanl›klar›n›, geleceksizliklerini, tetikçi Ogün Samast’›n üzerinde somutlam›fl oldular. ‘Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz’ diyen yüz binler ise, gerici egemen sisteme, onun halklar aras›nda yaratmak istedi¤i düflmanl›¤a, halka dayatt›¤› geleceksizli¤e iyi bir yan›t verdi. Türk devleti her ne kadar timsah gözyafllar›yla Hrant’› ve cenazesinde yüz binlerin bir araya gelmesini sahipleniyor görünse de, ‘Hepimiz Ermeniyiz’ slogan›yla ifade edilmek istenen ‘ezilen, bask› gören bir ulusla dayan›flma’ yöneliminden rahats›z olarak, bunu dile getiren halk kitlelerine düflmanl›k etti¤ini gizlemekte geç kalmad›. Katledilmesinin ard›ndan devletin yönetim kademesindeki bütün kurumlar› aç›klamalar yay›nlad›lar, Hrant’›n evinin bulundu¤u apartman›n girifline büyük boy Türk bayra¤› ast›lar; tabutuna bayrak sarmak istediler, devlet töreni de yapmak istediler ama Hrant’›n Türk devletinin k›flk›rtt›¤› ‘milli linc’e maruz kald›¤› zamanlarda hep yan›nda olan ailesi bunu reddetti.
Devletin k›flk›rtt›¤› milliyetçi histeri ise, çeflitli milliyetlerden yüz binlerin hayk›rd›¤› ‘Hepimiz Ermeniyiz’ slogan›na karfl›l›k olarak, “Hepimiz Ogün Samast’›z”, “Ne mutlu Türküm diyene” demekte gecikmedi. Biliyoruz ki herkes katil de¤il ama mevcut durumda böyle bir potansiyel tafl›yan çok insan var. Sokaklar 20 lira için adam öldürebileceklerle doluyken, milliyetçi duygular› k›flk›rt›lm›fllar›n cinayet ifllerken arkalar›nda ‘flanl›’ Türk devletinin olmas›ndan duyacaklar› rahatl›klar›n› hesap edebiliriz. Türkiye-Kuzey Kürdistan’daki sosyo ekonomik yap›n›n ve Türk devletinin 84 y›l boyunca dayatt›¤› gerici politikalar›n ürünü mevcut tablo.
Yeni Demokrasi mücadelesinin ölümsüz evlatlar›, Ocak ay›n›n son haftas› ‘fiehitler Haftas›’nda etkinliklerle an›ld›lar düflenler Gazi Mezarl›¤›’nda düzenlenen anma etkinli¤iyle an›ld›lar. Eski Karakol dura¤›nda toplanan ve “Halk Savaflç›lar› ölümsüzdür” ile “Kavgalar› kavgam›zd›r, ideallerini yaflataca¤›z” yaz›l› pankartlar tafl›yarak yürüyen DHP üyeleri, s›k s›k “Halk Savaflç›lar› ölümsüzdür”, “‹brahim’den Cafer’e Halk Savafl›’yla zafere”, “Önderimiz ‹brahim Kaypakkaya” fleklinde slogan att›lar. Gazi Mezarl›¤›’nda MKP/HKO flehitleri olan Murat Akbaba ve Murat Poyraz’›n mezar› bafl›nda anma etkinli¤i düzenleyen DHP üyeleri, fliir ve marfllar okuyarak anmay› sonland›rd›lar.
Hrant Dink’i sayg›yla an›yoruz
Hrant’›n katledilmesiyle Türk egemen s›n›flar›n›n ‘psikolojik savafl’›, farkl› olan› Türklefltirme hassasiyetininin üzerinden yükselmeye devam etti.
flehitleri an›ld›
Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i ile Demokratik Haklar Platformu Ocak ay›n›n son haftas›nda düzenledikleri etkinliklerle Yeni Demokrasi mücadelesinde flehit düflen devrimci ve komünistleri and›lar.
Devrimci Demokrasi’den
YURTDIfiI HESAP NO: Ertafl ÖZTÜRK Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308 Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699
dinletisinin ard›ndan sona erdi. BA⁄CILAR Demokratik Haklar Derne¤i’nde yap›lan etkinlikte sayg› duruflunun ard›ndan flehit ailelerinin aç›klamas› okundu. fiehitlerle ilgili slayt gösterimi yap›lan ve fliir dinletisi sunulan etkinlik, söyleflinin ard›ndan sona erdi. SARIGAZ‹ Demokratik Haklar Derne¤i’ndeki anma etkinli¤i Yeni Demokrasi flehitleri an›s›na yap›lan sayg› duruflu ile bafllad›. Etkinlikte flehit aileleri ad›na konuflan H›d›r Sabur, komünizm flehitlerinin mirasç›s› olduklar›n› ve onlardan devral›nan mücadeleyi büyüterek sürdüreceklerini söyledi. fiehitlerle ilgili slayt gösterimi yap›lan etkinlikte DHP ad›na da bir konuflma yap›ld›. Anma Grup Munzur’un söyledi¤i türkü ve marfllarla sona erdi. Anmaya ESP ve SGD de mesaj göndererek komünizm flehitlerini and›klar›n› belirttiler.
ABONE OL - ABONE BUL OKU - OKUT
Genelkurmay’›n gerici telkinler ile Hrant’› bir ‘d›fl tehdit’, ‘d›fl devletlerin maflas›’ fleklinde tan›t›p Ermeni ulusuna düflmanl›k gelifltirmeye çal›flmas›, bilinçleri dumura u¤ram›fl genifl kitlelerde yank› bulabiliyor. Hrant’›n mücadelesinin ‘d›fl güçler’ dedikleri emperyalizme nas›l darbe vurdu¤unu görmekten yoksun genifl halk kitleleri, bu perdelemeyi aflarak Türk devletinin emperyalizme etti¤i uflakl›k ile Hrant’›n emperyalizm karfl›s›ndaki duruflunun perdelenmemifl görüntüsüyle yüz yüze gelebilseler... Ancak bu bizim görevimiz, kendili¤inden olmas›n› bekleyemeyiz. Bu anlamda Hrant Dink’in, Amed’de katledilen muhabirimiz ‹lyas Aktafl’›n, Yeni Demokrasi mücadelesinin ölümsüz evlatlar›n›n devrettikleri miras› kuflanman›n önemi büyük. Hrant’›n katledilmesi, ayn› zamanda Türk devletinin 84 y›ld›r sistematik olarak uygulayageldi¤i bir ‘demokrasi soyk›r›m›’d›r. Karadeniz’deki Mustafa Suphi’nin; Diyarbak›r zindan›ndaki Kaypakkaya’n›n; Kürt illerinde Türk egemenlik sistemine isyan›n; Çorum’da, Marafl’ta, Sivas’ta, Gazi’de katledilenlerin; grevlerdeki iflçinin, toprak iflgalindeki köylünün; okulunda paras›z, eflit, bilimsel e¤itim isteyen ö¤rencinin; hapishanelerdeki, dara¤açlar›ndaki onurlu duruflun; meydanlar› dolduranlar›n; sokak ortas›nda s›k›lan kurflunlar›n hedefindeki militan›n, gazetecinin, ayd›n›n, yazar›n, sanatç›n›n temsil etti¤i mücadeledir soyk›r›ma u¤rayan.
Abone Süresi 6 AYLIK 1 YILLIK
Yurtiçi 12 YTL 24. YTL
Yurtd›fl› 35 EURO 70 EURO
GÜNDEM
Hrant Dink ve düflündürdükleri Topal Osmanlardan Veli Küçüklere ve di¤er çete reislerine var›ncaya kadar tetikçiler de¤iflse de de¤iflmeyen devlet gelene¤i katliamlard›r De¤iflmeyen TC gelene¤i: Katliam 19 Ocak 2007’de katledilen Hrant Dink'in katili baflka yerde aranmayacak kadar ç›plak ve aç›kt›r. Bu katil devlettir! Zira solcu Hrant Dink'i tüm ulusal eflitsizliklere bafl kald›rd›¤› Ermeni soyk›r›m›n› bütün ç›plakl›¤›yla sergiledi¤i için bir "vatan haini" olarak ilan eden devletti. Türk devletinin resmi ideolojisinin inkârc›, imhac›, soyk›r›mc› geleneksel politikas›n› sorgulad›¤› için 301 gibi nice sald›r› yasalar›n›n hedefi haline getirilmesinin bafl aktörü devletti. Mahkemelerde faflist linç çetelerinin kuflatmalar›n›n örgütlenmesinin organizatörü de ayn› devletti. Dolay›s›yla Samast gibi çapulculara tetik çektiren devletin kendisidir. Onun resmi ideolojisidir. Onun resmi tarih anlay›fl›d›r. Onun imhac›, inkârc›, soyk›r›mc› Türk ›rkç›s› geleneksel politikas›d›r. Katliam›n çapulcu görünümlü basit organizasyonunun arka plan›nda son derece profesyonel bir zihniyet yatmaktad›r. Katillerin çocuk yafltakilerden seçilmesi de son derece bilinçlidir. Böylelikle devlet organizasyonunun a盤a ç›kart›lmas› önlenmeye, devleti korumada gerekli emniyet çizgisine keskin bir flekilde hassasiyet gösterilmeye çal›fl›lm›flt›r.
Topal Osman’lardan Veli Küçük’lere Ad›na Türkiye Cumhuriyeti denilen devlet, Türkiye-Kuzey Kürdistan’›n yerli kadim halklar›n›n, ezilen uluslar›n›n, ezilen inanç guruplar›n›n Sünni ve Türklefltirilme operasyonlar›yla imha ve inkar edilmesi, katliam ve soyk›r›mlara maruz b›rak›lmas› zemininde yükselen bir halklar hapishanesidir. Takrir-i Sükûn kanunlar›yla "meflru" gösterilen hukuklar›yla icra edilmifl Kürt, Ermeni, Pontus jenositleri, Rum k›r›mlar›, Alevi katliamlar› gerçe¤i ile yüzleflmeye sömürücü zalim karakterleri gere¤i yanaflmayan, yanaflamayacak olan Türk hakim s›n›flar› 1 milyon 500 bin Ermeni’nin katledilmesine Hrant Dink zincirini de ekleyerek ›srar mesaj› vermektedir. Evet, katliamlar› yeni de¤il. Mustafa Suphi ve yoldafllar› da T.C kumandas›ndaki Topal Osman çeteleri taraf›ndan Trabzon'da katledilmifllerdi. Toplal Osman "derin" çeteleri nas›l T.C devletinin bir parças›yd›larsa, flimdiki sivil görünümlü katil çeteleri de öyledirler. Derini ve a盤›yla suçlu olan bizzat devletin kendisidir. Derin olan bu devletten ayr›, ona ra¤men bir oluflum de¤il; Susurluk, fiemdinli, Marafl, 1 May›s, 12 Eylül, 12 Mart gerçeklerinde de görülebilece¤i gibi bu devletin kendisidir. M›zra¤›n çuvala s›¤mamas› misali bu gerçek; bu devletin Demirel gibi Cumhurbaflkanlar›, Ecevit ve flimdi Erdo¤an gibi baflbakanlar› taraf›ndan bile zorunlu olarak itiraf edilmifl durumdad›r. Baflbakan Erdo¤an diyor ki; "Evet derin devlet var. Minimize etmek gerek”. Ve devamla diyor ki; “Derin devletin dibine kadar inemiyoruz”. Ç›karlar› zaten inmemesini gerektiriyor. Aksi halde kan ve irin üzerinde yükselen düzenlerinin tüm rezaleti orta yere serilmifl olacakt›r. fiemdinli, Sauna, Atabeyler gibi nice ç›plak olgular›n devletin bizzat gerçe¤i oldu¤unu gizlemek için es geçilmesi bu gerici ç›karlar gere¤idir. Mafya-kontra-devlet gerçe¤i, Osmanl›’dan devral›nan Türk devletinin özüdür. Ve zaten yine baflbakan Erdo¤an Derin devlet "Osmanl›’dan bu yana var" zorunlu itiraf›yla bunu ispatlam›yor mu? Yani Susurluk, fiemdinli ve modern kontra cumhuriyeti devaml›l›¤›yla derin devlet, devletin bizzat kendisidir. Bu münferit bir mesele de¤il, Türk hakim s›n›flar sisteminin mantalitesidir. Türk egemen s›n›f›n›n sömürü düzeninin özüdür. Erdo¤an "O her zaman olmufl,
Osmanl›’dan beri süren bir gelenek" derken de ayn› fleyi ispatl›yor. Öyleyse kontra paflas› Veli Küçüklerin, J‹TEM'lerin, 12 Eylül'lerin ve flimdi de ezilen Kürt ulusu ve az›nl›klara, her milliyetten emekçi halklar›m›za karfl› sürdürülen top yekûn haks›z savafl›n koordinatörü Özel Harp Dairelerinin üzerlerine neden gitmedikleri, gidemeyecekleri belli de¤il midir? Baz› taktik de¤ifliklikler yap›yorlar: Mumcu, Aksoy, K›fllal›, Vedat Ayd›n cinayetlerinde, zanl›lar belirsizdi ve yakalanam›yorlard›(!).
Katil ayn› güç, de¤iflen tetikçilerdir Kamuoyunda bu vesileyle ortaya ç›kan büyük tepkilerin tehditlerinden korunmak için flimdi taktik de¤ifltiriyorlar. Zanl›lar, sözde yakalat›l›yor. Oysa bu, gerçek katil olan devletin temize ç›kart›lmas› oyunudur. fiimdi "varofl psikolojisi" ile flekilli "bir psikopatlar hezeyan›" eylemi görüntüsüyle gerçek katil, devlet, korunmak isteniyor. Bu çok daha i¤renç bir politikad›r. Görülüyor ki devletin bizzat kendisi olan derin devlet, bizzat onun koordine etti¤i basit görünümlü çapulcular arac›l›¤›yla gizlenmeye ve katliamlar, örgüt ba¤› ve siyasal boyutu olmayan kriminal münferit hadiseler biçimiyle örtülmeye çal›fl›l›yor. Olay› soruflturan savc›, "olaylar›n arkas›nda herhangi bir örgütten bahsedemeyiz, bahsedilse bile 'niteliksiz bir örgütten' söz edilebilinir" aç›klamalar›yla faflist siyasi cinayetleri "lümpen" bir varofl eylemi olarak gösterip kamuoyunu aldatmaya çal›fl›yor. Tüm komprador düzen medyas› ayn› temay› iflleyerek, devleti koruma gayretini beklendi¤i gibi sürdürüyorlar. Böylelikle linç kültürünü faflist cinayetlerin, katliam ve soyk›r›mlar›n tarihsel kökenini oluflturan Türk milliyetçili¤i, yani ›rkç› Türk flovenizmi temize ç›kart›lmak istenmektedir. Hay›r, hay›r gerçekler son derece aç›kt›r. Ve bu gerçekler Türk ›rkç›l›¤›n›n geleneksel bir miras›d›r, devam ettirilmektedir. Bu düzen sürdükçe devam ettirilecektir de. 1948'lerde Sabahattin Ali'yi de vuran ayn› devletti. Nas›l bugün kulland›klar› katillere "milliyetçi hissiyatla yapt›klar› fevri bir eylem" diyorlarsa, Sabahattin Ali'nin katili için de ayn›s›n› söylemifllerdi. Hrant Dink cinayetinde konuflan da t›pk› Sabahattin Ali cinayetindeki gibi Türk devlet politikas›yd›.
"Düflünce suçu" bu devletin geleneksel kültürüdür Hrant Dink ve düzen muhalifi, solcu oldu¤u için öldürüldü. Sabahhattin Ali de öyleydi. Muhalif fikirlere, düzeni sorgulamaya tahammülsüzlük bu devletin harc›d›r. Bunlar düzeni aflmaya muktedir devrime düflman olman›n yan› s›ra, düzen içerisinde muhalefet eden her fikre de düflmand›rlar. Sabahattin Ali kendi deyimiyle çilekefl halk›n› sevdi¤i, emperyalizm ve uflaklar›na karfl› boyun e¤medi¤i, gerçekleri gün ›fl›¤›na ç›kartmak istedi¤i için katledilmiflti. Hrant Dink'in suçu da buydu. Tüm uluslar için tam hak eflitli¤ini savundu¤u, sömürü ve zulme karfl› halklar›n ortak mücadele, yaflam iradesini yans›tt›¤› için "vatan haini" ilan edildi. Sabahattin Ali de ayn› flekilde "hain, sat›lm›fl, Bolflevik ajan›" ilan edilmemifl miydi? Sabahattin Ali’nin fikirleri karfl›s›nda yenilenler, Hrant Dink'in fikirleri karfl›s›nda da yenilmekteydiler. Kudurganl›klar› bundan. Hrant'› da bundan vurdular. Bu katliam emperyalizmin hizmetinde Türk egemenlerinin halklar› biçme operasyonunun bir halkas›d›r. Evet, dün gibi bugün de katiller "vatani vazife yapt›k" diyorlar. Onlara bunu dedirten devlettir. "Milliyetçi, ulusalc›" tüm faflist çetelerin organizatörü devlettir. Hrant Dink'in katilleri sadece Muhsin Yaz›c›o¤lu gibi geçmiflleriyle de çete reislikleriyle ünlü katillerin müritleri de¤il, ayn› zamanda ortaya devlet koordinasyonunda sevk edilmifl figüranlard›r. Dün 7 T‹P'liyi katleden Haluk K›rc›lar, Çatl›lar, A¤calar nas›l Özel Harp Dairesi koordinasyonunda devlet oyuncaklar›yd›larsa, bugünküler de öyle. Demirel "Bana milliyetçiler suç iflliyor dedirtemezsiniz", Çiller; "Devlet için kurflun atan da, yiyen de flereflidir", Büyükan›t; "‹yi çocuklar" tan›mlamalar›yla bunlar› do¤rudan koordine ettiklerini, kollad›klar›n› anlatma durumundayd›lar. fiimdi de öyle. ‹stanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah diyor ki, "bu örgüt ifli de¤il, siyasi bir yan› da yok, milliyetçi bir hissiyatla ifllenmifl, birbirilerini doldurufla getiren bir kaç milliyetçi gencin iflidir." Senaryo ve yap›mc›lar ayn›. Bu koruma-kollama görevlerini ve koordinasyon sorumluluklar›n› böylece geçifltirebilirler mi? fiimdi ‘azmettirici’ diye yakalad›klar› bombac› Yavuz'u daha dün bombac› oldu¤u halde serbest b›rakan, da¤da milliyetçilere silahl› e¤itim vermesine göz yuman, teflvik edip koordine eden bizzat bu devlettir. "Abi Tuncel" kendilerinin "haber alma" eleman›ym›fl. Hrant Dink öncesi eylemlerinde mahkemeye bile ç›kart›lmadan gözalt›nda serbest b›rakt›klar› bu tiplerin bizzat devlet himayesinde olduklar› aç›k de¤il midir? Söz konusu icraatlar›n pratik sorumlusu o dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’i terfi ettirip Emniyet Genel Müdürlü¤ü ‹stihbarat Daire Baflkanl›¤›’na atayan, Susurluk sicilli bürokratlar›n› Trabzon’a tafl›yarak Karadeniz’de Veli Küçük arac›l›¤›yla bir üs yaratmaya çal›flan bu devletin kendisidir. Tüm bunlar birer yan›lg› ve ihmal meseleleri de¤il, bilinçli-stratejik bir savafl plan›n›n parçalar›d›rlar. Yani T.C denilen devletin Genel Kurmay, hükümet, emniyet ve tüm birimlerinin kumandas›ndaki icraatlar›d›rlar. Yeni de¤illerdir, dev-
let için ölme ve öldürme bunlar›n Susurluk, fiemdinli Marafl, 1 May›s gibi eylemlerinde de görülece¤i gibi tart›fl›lamaz ‘imtiyaz’lar›d›r. Y›llard›r sahibi ve sorumlusu olduklar› Ermeni ve Kürt soyk›r›m gerçekli¤ini "yalan" ve "sözde" ilan ederek, bunlar› gündeme getirenleri hain diye tan›mlayanlar, Türk hakim s›n›flar›n›n tüm klikleri de¤il midir?
Timsah gözyafllar› erken kurudu Böylelikle katledilen ilerici, devrimci güçleri hedef gösteren bu sorumlular atlanarak mesele baz› çetelerin münferit bir eylemi olarak geçifltirilmemelidir. Türk hakim güçleri ve emrindeki medyan›n göstermelik tav›rlar› aldat›c› olmamal›d›r. Hrant Dink için aya¤a kalkan halk kuflatmas›ndan korkanlar "hepimiz Hrant›z, hepimiz Erminiyiz" sloganlar›na bir iki günlük sessiz kalarak, empati edebiyat›yla yetinenler, Hrant'›n kan› kurumadan beklendi¤i gibi yine görev bafl› yapt›lar. Yine tek millet, tek devlet, tek bayrak gösterileriyle imha ve inkâr kararl›l›klar›yla "hepimiz Türküz" kara bayra¤›n› kald›rmaya devam ettiler. Devlet ve onun kurumlar›n›n sald›r›lar› gö¤üslenmeden faflist sald›r›larla gerçek anlamda hesaplafl›lamaz. Türk milliyetçisi, ulusçusu flovenizme karfl› enternasyonalist proletaryan›n sanca¤› alt›nda kenetlenmeden gelece¤e yürünemez. Türk flovenizmine karfl› dar milliyetçi yaklafl›mlarla karfl› ç›k›fl ekseninde gelecek kazan›lamaz. Türk hakim güçleri dün bayrak gösterilerini, bugün futbol maçlar›nda galeyana getirdiklerini toparlama çal›flmalar›yla haks›z savafllar›na kamuoyu yaratma ve bu yolla düzenini koruma gayreti içerisindedir. "Ç›lg›n Türkler" efelenmeleriyle gerici duygular› okflanan binlerce kifliden; devlet için kurflun atacak yedekler devfliriyorlar. Atatürk, bayrak, millet argümanlar› Türk egemenlerinin resmi ideolojisinin yeni tetikçiler yaratma motorudur. Bir günlük empati yaratma numaralar›na aldan›lmamal›d›r. Dün "Ermeni dölü, kan› bozuk Rum alçaklar›" diyenler bir günlük sessizlik ilan etmifllerdi. Birkaç gün içinde gerçek surat›yla yine sahnede yer ald›lar. Erdo¤an, "Dink’in cenazesinde hepimiz Ermeniyiz slogan› olmamal›yd›" dedi. Di¤erleri "Elhamdülillah Müslüman’›z" fleklinde devam etti. Daha baflkalar› "hepimiz Türküz" gururlanmas›yla boy verdi. Ezilen ulus ve az›nl›klar›n inkâr›na dayal› bayrak, Perinçek'inden Bahçeli'ye, Yaz›c›o¤lu'na, Genelkurmay’a, Sezer'e, Özkök'e, Vakit'çi kökten dincilere, bilumum Türkçü ve ‹slamc›lar›n ortak cephe sembolü olarak yine kara yüzünü gösterdi. Bu ortak gerici cepheye karfl›, sadece bir günlü¤üne kendini di¤erlerinin yerine koyan bir empatiyle de¤il, proletarya ve emekçilerin birli¤i, tüm uluslar için tam hak eflitli¤i, ezilen uluslar›n kendi kaderini tayin hakk› kararl›l›¤›yla, yani halklar›n gerçek kardeflli¤ini tesis edecek devrim barikat›ndaki kenetlenmeyle yürümeliyiz. Yürümek, halklar›m›za vahfli bir karanl›¤› dayatan bu düzene karfl› komünizmin ›fl›¤›na sahip olmay› gerektirir. E¤er bu ›fl›¤a sahip de¤ilsek, tek tiplefltirmeye, linç kültürüne karfl› duran, elefltiri-özelefltiriye, sorgulamaya aç›k gerçek anlam›yla ayd›n bir gelecek yaratamay›z. Kendimizi ezenlere benzemekten kurtaramay›z. fiimdi yine ‘Türkçü ulusalc›l›ktan gevflemeyin, dininize, iman›n›za s›k› sar›l›n’ emri verenlerin karfl›s›na proletaryan›n enternasyonal bayra¤›yla ç›kabiliriz. Zanl› diye yakalad›klar›n› dün Samsun’da Atatürk posterli “vatan topra¤› kutsald›r, kaderine terk edilemez” tablosu önünde foto¤raflayanlar›n karfl›s›na ulusal eflitsizliklere, her türlü ayr›mc›l›¤a köküne kadar karfl› ç›kan devrim bayra¤›yla dikilmeliyiz. Halklar›m›z› bu yönelim birlefltirir. "Biz Türküz, biz Müslüman’›z" diyenlere karfl› “biz halk›z! Biz tüm emekçiler kardefliz! Biz her tür ulusal eflitsizli¤in düflman›y›z! Biz Ermeni, Kürt soyk›r›m›na karfl› ezilenlerin yan›nday›z! Biz ezilen uluslar›n kendi kaderini tayin etme hakk›n›n bayra¤›y›z” ruhuyla dikilmeliyiz.
Hrantlarla ayn› davan›n büyük sanca¤› alt›nda yürümeye devam edece¤iz Türk egemenlerinin kendileri gibi düflünmeyenleri "suçlu, vatan haini, bölücü" göstermelerine fazlas›yla tan›¤›z. Dolay›s›yla 301 adl› yasalar›n› elefltirenlerden befl on kifliye sözde baz› korumalar vermifl olmalar› kimseyi aldatmamal›d›r. Kumanda ettikleri ortam, yaratt›klar› zihniyet bol miktarda katil sürüsü yaratt›¤› gibi, kendileri de bizzat katliam organizatörleridirler. Emperyalist, faflist gerici kuflatmay› yarmadan, yani gerçek suçlu devleti y›kmadan halklar›n kardeflli¤ini tesis etmek hayaldir. Hrant Dink s›radan bir ayd›n de¤ildi. O ayn› zamanda 12 Eylül generalleri taraf›ndan TKP(ML) mensubu olarak kelepçelendi. Ve o yine kendisi bu tarihin bir parças› olmaktan gurur duydu¤unu her defas›nda söyledi. Halklar›n kardeflli¤i için yürüttü¤ü mücadelesinin temel kökleri buralardan yükseliyordu. Onun için O’nu; ne emperyalistler, ne onlar›n uflaklar›, ne de emperyalistlerin güdümünde çözüm arayanlar hiç sevmedi. O, sa¤lam bir harçla yo¤rulmufltu, donam›flt›. Orhan Bak›r gibi komünistlerin gelene¤inden, Vartinik yürüyüflünden geliyordu. Sa¤lam bir sosyalist donan›m›n yaratt›¤› bir kültür ve kiflilik ile devam etti. Öldürüldü¤ünde ayn› örgütsel barikatlarda elbette de¤ildik. Ama ayn› davan›n büyük sanca¤› alt›nda omuz omuza yürümeye devam etti. Yürüyüflü devam edecek.
1-16 fiubat 2007
3
SINIF TAVRI ‹smail Uçar
Hrant Dink’in katili bellidir Burjuva feodal faflist diktatölük yaklafl›k bir as›rd›r çeflitli millet ve milliyetlerden emekçi halk›m›za ve onun öncülerine karfl› hiçbir kural tan›maks›z›n her türden zor ve fliddet araçlar›n› pervas›zca uygulayarak ayakta kalmaya çal›flmaktad›r. Bu süreç ayn› zamanda halklar›m›z›n ba¤›ms›zl›k, halk demokrasisi, sosyalizm ve komünizm u¤runa verdikleri savafl›m ve mücadelelerinin kana bo¤mak için bütün güçleriyle sald›rd›klar› ve sald›rmak istedikleri sürecin de ad› olarak tüm tazeli¤iyle bilincimizde yer edinmifltir-edinmeye de devam ediyor. fiöyleki; ‹ttihat Terakkicilerin” “gayrimüslüm” olarak tabir ettikleri halklara yönelik her türden fliddet ve zor araçlar›n› devreye sokup fiziki imhaya yönelmifllerdi. Fiziki ve kültürel soy k›r›m›n yan› s›ra o halklara ait ne varsa; yani tüm zenginlik ve birikim kaynaklar› zor ve fliddet yoluyla talan edilmiflti. Yap›lan bu talanla Türk komprador burjuvazinin giderek daha çok palazland›¤› bir süreci de ördü. Dahas› Osmanl› idaresinin ipi bu kesimin elinde topland›. Örülen bu süreç, her bak›mdan kan-göyafl› ve talan üzerinden vucut bulmufltur. Ermeni ulusu, bu topraklarda yaflayan kadim halklardan biri olmas›na karfl›n sistematik olarak o dönemde uygulanan jenosit ve etnosit nedeiyle bir ulusun ulus olarak tarih sahnesinden silindi¤ine ve az›nl›k milliyet konumuna düflürüldü¤üne tan›k olmaktay›z. Çünkü sistematik olarak uygulanan jenosit ve etnosit siyaseti nedeniyle birbuçuk milyonun üzerinde insan›m›z katledilmifltir. Yine bir o kadar› da zorla topraklar›ndan sürülmüfltür. “1908 Jön Türk Devrimi” olarak an›lan saray darbesiyle Osmanl› idaresinin ipini eline geçiren ‹ttihat Terakkici kadrolar› ayn› zamanda faflist Türk devletinin de kadrolar›d›r. ‹ttihat Terakkicilerden devral›nan o kanl› ve talanc› bayrak, hiç ara verilmeden bugünlere tafl›nd›. Daha do¤rusu diktatörlü¤ün inkarc› ve yok etme siyaseti h›z›ndan ve yo¤unlu¤undan hiçbir fley kaybettirilmeden uyguland› ve uygulan›yor da. ‹flte tam da bunun bir sonucu olarak yine o aflinas› oldu¤umuz “soylu” gelene¤ini konuflturmak için 19 Ocak’ta ifle koyuldu ve Hrant D‹NK’i hunharca katletti. Hrant D‹NK’in neden niflangaha oturtulup katledild¤i bizler aç›s›ndan bilinmez de¤ildi? Çünkü Hrant D‹NK gerek duruflu, gerekse yönelimiyle devletin hedefleri aras›nda olan ayd›nlar›m›zdan biriydi. Duruflu ve yöneliminin yan› s›ra Ermeni milliyetine mensup olmas›yla da yok edilmesi gerekenlerin içinde yer almas› dahi bafll› bafl›na yetiyordu. Ki öyle de oldu. Hrant D‹NK’i katletmekle göz da¤› verip sindirmek istiyolard›. Ama öyle olmad›. B›rakal›m gözda¤› verip sindirmeyi; baflta Maoist koministler olmak üzere tüm ilerici dinamikler taraf›ndan kitlesel biçimde sahiplenildi. Hep bir a¤›zdan “Hepimiz HRANT’›z Hepimiz Ermeniyiz” slogan›yla yüzbinler taraf›ndan görkemli biçimde u¤urland›. Katliama karfl› tepki salt co¤rafyam›zla s›n›rl› kalmad›. Daha do¤rusu bir çok ülkede devrimci ve komünislerce kitlesel biçimde sahiplendi. Ortaya konulan tepki ve sahiplenme duygusu, burjuva feodal faflist diktatörlü¤ün korkular›n› büyüten bir noktada oldu¤unu söylersek hiçde abart›l› bir tesbit yapmam›fl oluruz. Tam tersine nesnsel bir gerçekli¤e dikkat çekmifl oluruz. fiunu aç›kça diyebiliriz ki bu katliamla devlet kedisini yaralam›flt›r. Yani s›kt›¤› kuflun geri tepmifl ve bunun sonucunda kendisini yaralam›fl ve can›n› ac›tm›flt›r. Hunharca ifllenen cinayet sonras›nda medya baflta olmak üzere ayn› soy a¤c›ndan gelen tüm zebaniler taraf›ndan “k›nanmas›”!? ve ard›ndan timsah göz yafl› dökmeleri kendilerini “masum” gösterme gayretlerinden baflka birfley de¤ildir. Ancak onlar›n timsah gözyafllar› ve sözde “k›namalar›” kendilerini aklamaya yetmedi¤i gibi, bunun failinin devlet oldu¤u gerçe¤ini de de¤ifltirememektedir. Hele hele bir-iki kontray› yakalay›p ifllenen cinayeti bunlara y›kmas› da bir fleyi de¤ifltirmeyecek. Çünkü Hrant’›n katilinin mevcut sistem oldu¤u tüm ç›plakl›¤›yla ortadad›r.
4
GÜNCEL
1-16 fiubat 2007
Ölüm orucuna ara verildi Meslek odalar›, demokratik kitle örgütleri ile ayd›n ve sanatç›lar›n giriflimlerinin ard›ndan Adalet Bakanl›¤›’n›n F tipleri ile ilili genelge yay›nlamas›n› “olumlu ad›m” olarak de¤erlendiren Av. Behiç Aflç›, Gülcan Görüro¤lu ve Sevgi Saymaz ölüm orucunu sonland›rd›lar Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› ve F tipi hapishanelerde bulunan tutsaklar aç›s›ndan k›smi iyilefltirmeleri de kapsayan genelgenin ard›ndan tecridin kald›r›lmas› talebiyle ölüm orucu eylemini sürdüren Av. Behiç Aflç›, Gülcan Görüro¤lu ve Sevgi Saymaz eylemlerine ara verdiklerini aç›klad›lar.
gi Saymaz’›n afl›r› zay›flama, halsizlik gibi flikayetlerinin oldu¤u, ayr›ca vitamin ve vücudunda protein eksikli¤inin olufltu¤u belirtiliyor. ‹htiyaçlar›n› tek bafl›na karfl›layamayan Saymaz’›n sa¤l›k durumunun, di¤er direniflçilere oranla daha iyi oldu¤u ve kan de¤erleri normal oldu¤u belirtiliyor.
Bakanl›¤›n haz›rlad›¤› genelgenin ard›ndan, 22 Ocak’ta ‹stanbul Tabip Odas›'nda bas›na aç›klama yapan TTB Merkez Konsey Baflkan› Gencay Gürsoy’un, Behiç Aflç› ve di¤er eylemclerin ölüm orucunu b›rakabilece¤ini aç›klamas›n›n akabinde, ayn› gün akflam saatlerinde Aflç›’n›n eylemini sürdürdü¤ü fiiflli’deki evinin önünde yap›lan bas›n aç›klamas›yla Behiç Aflç›’n›n ölüm orucuna ara verdi¤i bildirildi.
‘Ölüm orucu mutlu sonla noktaland›’ Türk Tabipleri Birli¤i Baflkan› Gencay Gürsoy, ‹stanbul Barosu Baflkan› Kaz›m Kolcuo¤lu, D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi, ‹stanbul Tabip Odas› temsilcileri, ‹HD, Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i temsilcileri, Tecrite Karfl› Avukatlar, TAYAD üyeleri ve Behiç Aflç›'n›n annesi Fazilet Erdo¤an'›n da aralar›nda bulundu¤u bir grup, Aflç›’n›n eylemini sürdürdü¤ü evinin önünde bir araya gelerek bas›na aç›klama yapt›lar. Burada ilk olarak konuflan TTB Baflkan› Gencay Gürsoy, Adalet Bakanl›¤› Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü'nün hapishanelere iliflkin aç›klad›¤› genelgeye dikkat çekti. Adalet Bakanl›¤›'n›n söz konusu genelgeyle F Tipi hapishanelerdeki tecrit sorunu için somut bir ad›m att›¤›n› belirten Gürsoy, konuyla ilgili haz›rlanan genelge ile tutuklu ve hükümlülerin 10 kifliyi aflma-
S‹LOP‹
Tan›fl ve Deniz hala kay›p
Genelge tecriti kald›rmay› öngörmüyor
yacak gruplar halinde haftada 10 saat ortak kullan›m alanlar›nda bir araya gelebilece¤ini kaydetti. Bu say›n›n zamanla 20'ye ç›kart›labilece¤ini iddia eden Gürsoy, ‘Ölüm orucu eylemi mutlu sonla noktaland›’ fleklinde konufltu.
Görüro¤lu ile Saymaz da eylemlerine ara verdi Aflç›’n›n ard›ndan, Adana'n›n fiakirpafla Mahallesi'ndeki evinde ölüm orucu eylemini sürdüren Gülcan Görüro¤lu ve Uflak Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Sevgi Saymaz da ölüm orucuna ara verdiler. Evinin önünde k›sa bir aç›klama yapan Görüro¤lu, bugüne kadar ölüm orucunda 122 insan›n hayat›n› kaybetti¤ini belirterek, “Bugün Adalet Bakanl›¤›, sundu¤u genelge ile somut bir ad›m att›, biz de bu somut ad›ma karfl›l›k olarak somut bir ad›m at›yoruz. Bu tecridin kald›r›ld›¤› anlam›na gelmez, ayn›
‹lçe Jandarma Komu-
tanl›¤›’na ça¤r›lmalar›ndan sonra kendilerinden bir daha haber al›namayan kapat›lan HADEP’in Silopi ‹lçe Baflkan› Serdar Tan›fl ve ‹lçe Sekreteri Ebubekir Deniz’in kaybedilifllerinin üzerinden alt› y›l geçti. Tüm çabalar›na karfl›n yak›nlar›ndan haber alamayan ailelerin Türk devleti aleyhine Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi’nde (A‹HM) açm›fl olduklar› dava sonuçlan›rken, olaya ad› kar›flan yetkililer hakk›nda mahkumiyet karar› ç›kmad›.
A‹HM Türk devletini mahkum etti Tan›fl ve Deniz aileleri, 2001 y›l›nda avukatlar› arac›l›¤›yla A‹HM’e baflvurmufllard›. Aileler, fi›rnak ‹l Jandarma Alay Komutan› Levent Er-
zamanda ölüm oruçlar›n›n bitti¤i anlam›na da gelmez. E¤er olumsuz bir geliflme olursa yeniden ölüm oruçlar› gündeme gelir” fleklinde konufltu.
Direniflçilerin sa¤l›k durumuna iliflkin ilk bilgiler Behiç Aflç›’n›n, kan de¤erleri ile ba¤›fl›kl›k sisteminin en alt düzeyde oldu¤u belirtilirken, a¤z›nda yaralar oluflan Aflç›, bünyesi çok zay›f durumda oldu¤u için yo¤un bak›mda tutuluyor. Uzun süreli açl›ktan kaynakl› kan de¤erlerinde düzensizlik oluflan Gülcan Görüro¤lu’nun kan flekerinde ciddi yükselmealçalmalar›n yafland›¤›, afl›r› zay›flad›¤› ve vücudunda protein eksikli¤i olufltu¤u belirtiliyor. Görüro¤lu’nun, denge bozuklu¤u ve halsizlik gibi flikayetleri var. Uflak Hapishanesi’nde tutuklu olan Sev-
söz, Silopi ‹lçe Jandarma Komutan› Süleyman Can, Alay Komutanl›¤› ‹stihbarat ve Sorgu Birimi’nde görevli Taflk›n Akgün, jandarma istihbarat görevlileri Selim Gül ve Veysel Atefl’in yan› s›ra, olayda sorumlulu¤u bulunan di¤er kifliler hakk›nda da kamu davas› aç›lmas› talebinde bulundu. A‹HM, yapt›¤› incelemeler sonucu Türk devletini mahkum etti.
Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤› genelgenin ‘ortak etkinlikler’ bafll›¤› alt›nda; hükümlü ve tutuklular›n, ‘iflledikleri suçlara, kurumdaki davran›fllar›na, ilgi ve yeteneklerine göre’ grupland›r›larak, güvenlik bak›m›ndan tehlike yaratmad›¤› ölçüde kendileri için haz›rlanm›fl iyilefltirme programlar› çerçevesinde e¤itim, spor, meslek kazand›rma ve çal›flma ile di¤er sosyal ve kültürel faaliyetlere kat›lacaklar›, bu faaliyetlerin güvenlik kurumlar› ile di¤er kurumlar›n yüksek güvenlikli bölümlerinde 10 kifliyi aflmayacak gruplar halinde haftada 10 saati aflmayacak flekilde gerçeklefltirilece¤i belirtiliyor. Ancak F tipi hapishanelerdeki tecrit ve tredman uygulamalar›n›n yasadan de¤il uygulamadan, yani hapishane idaresinden kaynakland›¤› yalan›n› söyleyen Adalet Bakanl›¤›, yay›nlad›¤› genelgede; ortak alanlar ile ortak programlar›n süresi ve bu programlara kat›lacak hükümlü tutuklu say›s›n›, güvenlik koflullar› ve kurumun olanaklar› dikkate al›narak hapishane idaresi ve gözlem kurulunca belirlenece¤ini belirtiyor. Ayr›ca bu programlar›n amac›na ayk›r› sonuçlar verdi¤ini(!) tespit ettikleri tutsaklar›n bu haklar›na son verilebilme veya de¤ifliklikler yapma yetkisi veriyor.
Takipsizlik karar› verildi Tan›fl ve Deniz’i son olarak kara-
Deniz ve Tan›fl’›n kaybedilmele-
kol kap›s›ndan girerken gördükleri-
rinin y›ldönümünde Silopi’de dü-
ni söyleyen kiflilerin ifadelerine ra¤-
zenlenen yürüyüfle binlerce kifli ka-
men Silopi Savc›l›¤›, ‘yeterli delile
t›ld›.
ulafl›lmad›’ diyerek tüm san›klar hakk›nda takipsizlik karar› verdi. Yine Savc›l›k, avukatlar›n dosya inceleme ve suret alma haklar›n›n k›s›tlanmas› için dosyadaki gizlilik karar› uyar›n-
Dokunulamayanlar... Tan›fl ve Deniz’in kaybedilmelerinin ard›ndan Silopi ‹lçe Jandarma Komutanl›¤› ve fi›rnak Alay Komutanl›¤›’nda görevli 47 asker hakk›nda Silopi Cumhuriyet Savc›l›¤› taraf›ndan soruflturma bafllat›ld›. Ancak fi›rnak Jandarma Alay Komutan› Levent Ersöz ile Silopi ‹lçe Jandarma Komutan› Süleyman Can bu soruflturman›n d›fl›nda tutuldu.
Binlerce kifli yürüdü
ca, istihbarat elemanlar›n›n dosyadaki beyanlar›n›n dosyadan ç›kar›lmas›na karar verdi. Silopi Cumhuriyet Savc›l›¤› taraf›ndan haz›rlanan haz›rl›k tahkikat› iki y›l sürdü ve 2003 y›-
Maltepe ‹lçesi Bafl›büyük Mahallesi’ne sabah saatlerinde zemin etüdü yapmak üzere gelen belediye ekiplerine halk karfl› koyarak mahalleden kovdu. Daha sonra polisle birlikte mahalleye gelen belediye ekiplerine halk›n tekrar karfl› koymas› üzerine polis olaya müdahale etti. Gaz bombas› ve panzerlerle mahalle sakinlerine sald›ran polis, kitleyi da¤›tt›. Olayda yaralanan hamile bir kad›n›n Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’ne kald›r›ld›¤›n› söyleyen mahalle sakinleri, polisin evlerin içine gaz bombas› att›¤›n› söylediler. Mahalleyi, Muhtar Ayhan Karpuz ve Maltepe Belediye Baflkan› Fikri Köse’nin aralar›nda anlaflarak satt›¤›n› öne süren halk, tekrar toplanarak Bafl›büyük Mahallesi Muhtarl›¤›’n› tafl ya¤muruna tuttu. Eylem s›ras›nda gençler, “Polis flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma”, “Katil polis” fleklinde slogan att›lar.
Tohum Kültür Merkezi’nde ‘Umudun Atefl Toplar›’ ad› alt›nda düzenlenen etkinlikle, devrim ve komünizm mücadelesinde flehit düflenler an›ld›. Etkinlik sayg› durufluyla bafllad› ve ard›ndan Partizan’›n aç›klamas› okundu. Aç›klaman›n ard›ndan ‘Umudun Atefl Toplar› 3’ adl› sinevizyon gösterimi izletildi. Anmada, Bayram Kama ve Semiha K›rkoç’un konuflmac› olarak kat›ld›¤› bir panel düzenlendi. Konuflmac›lar flehit ailelerinin mücadelenin bir parças› olmas› gerekti¤ini belirttiler. Anma etkinli¤i Grup Göç ve Grup Munzur’un verdi¤i müzik dinletisinin ard›ndan sona erdi. Anmada ayr›ca flehit yak›nlar› duygu ve düflüncelerini etkinli¤e kat›lanlarla paylafl›rken, DHP, BDSP ve çeflitli il ve semtlerden ‹flçi Köylü Gazetesi okurlar›n›n gönderdi¤i mesajlar okundu.
Ovac›k’ta etkinlik Dersim’in Ovac›k ilçesinde lösemi hastas› olan Cem Murat Dinler için Ovac›k esnaf› dayan›flma etkinli¤i düzenledi. 25 Ocak Perflembe günü Ovac›k Belediye Dü¤ün Salonu’nda yap›lan etkinlik Umut Ayata’n›n yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan fliir dinletileriyle bafllad›. Ovac›k Belediye Baflkan› Hasan Hüseyin Dizi’nin de bir konuflma yapt›¤› etkinlikte, etkinli¤e getirilen hediye paketleri aç›k artt›rmayla sat›fla sunuldu. Hozat Kültür Sanat Derne¤i müzik grubu Grup Hiwda’n›n sahne ald›¤› etkinlikte, Ovac›k Mareflal Fevzi Çakmak Lisesi tiyatro ekibi de kendi oyunlar›n› sergiledi. Umuda Türkü müzik grubunun da sahne ald›¤› etkinlikte, folklör gösterisinin ard›ndan Fikri Hoca’n›n yapt›¤› kapan›fl konuflmas›yla etkinlik sonland›r›ld›. Etkinli¤e Hozat ‹l Genel Meclis üyesi Deniz Y›ld›r›m, Hozat Kültür Sanat Ve Dayan›flma Derne¤i, Evrensel Gazetesi, Almanya Mörflin Gladbah Ovac›kl›lar Derne¤i ve Seyfi Yerlikaya destek mesajlar› gönderdiler.
Eski Belediye Binas› önünden DTP Silopi ilçe binas› önüne yürüyen kitle ad›na burada bas›na aç›klama yapan DTP fi›rnak ‹l Baflkan› ‹zzet Belge, "Bizi buraya kadar yaln›z b›rakmayan halk›m›za teflekkür ediyoruz ve yemin ediyoruz ki failler bulununcaya kadar hukuksal demokratik eylemselliklerimiz
l›nda dönemin Diyarbak›r Devlet
daha da güçlü bir flekilde devam
Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savc›l›-
edecektir” fleklinde konufltu.
¤›’na gönderildi. Diyarbak›r DGM
Yürüyüfl s›ras›nda robokop ola-
Savc›l›¤› taraf›ndan dosya üzerinde
rak tabir edilen polisler taraf›ndan
yürütülen soruflturma sonucunda 10
yo¤un güvenlik önlemlerinin al›n-
fiubat 2004’te takipsizlik karar› ç›kt›.
mas› dikkat çekti.
Bafl›büyük Mahallesi halk› polisle çat›flt› Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda ‹stanbul’un Maltepe ‹lçesi Bafl›büyük Mahallesi’ne zemin etüdü yapmaya gelen belediye ekiplerini mahalleden kovan halk polisle çat›flt›. Polis mahalle sakinlerine gaz bombas› ve tazyikli su ile müdahale ederken, halk muhtarl›¤› tafllad›.
‘Umudun Atefl Toplar›’ an›ld›
Ramazan Ceviz ve Celal A¤gül an›ld›lar Dersim’de 10 Aral›k 1996’da devletin kolluk kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehit düflen Halk Savaflç›s› Celal A¤gül ve ‹stanbul Kartal’da 19 Temmuz 1992’de ç›kan çat›flmada flehit düflen MKP/HKO üyesi Ramazan Ceviz, Adana’da mezarlar› bafl›nda an›ld›lar. fiehitlerin Adana Buruk Mezarl›¤›’nda bulunan mezarlar› bafl›nda bir araya gelen DHP üyeleri, burada devrim ve komünizm mücadelesinde flehit düflenler an›s›na sayg› duruflunda bulunarak, fliirler okudular. Celal A¤gül ve Ramazan Ceviz’in mezarlar›n› karanfillerle süsleyen DHP üyeleri anmay› sonland›rd›lar. Mezar ziyaretinden sonra mezarl›ktan ayr›lan kiflilerin sivil polisler taraf›ndan gizlice kameraya çekilmeye çal›fl›ld›¤› dikkat çekti.
GÜNCEL
1-16 fiubat 2007
5
Hrantlar›n cüretini kuflanal›m Hrant Armenak, Hrant Manuel, Hrant l7’ler, Hrant Ali Haydar, Hrant Barbara, Hrant ‹lyas Aktafl… Hrant hepimiziz, hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Kürtüz, hepimiz Laz›z, hepimiz Çerkesiz, hepimiz Azeriyiz… Gerek ülkemizde, gerekse üzerinde halklar›n yaflad›¤› bütün anakaralarda s›n›flar›n çeliflkileri her gün daha bir derinleflmektedir. S›n›f›m›z›n insan› olmay› ne kadar baflar›rsak, kavgam›z ve mücadelemiz de o kadar yükselmifl olacakt›r. Bu her nefes al›fl›m›zla, her ad›m at›fl›m›zla ve yüre¤imizin halk›m›z ve halklar›m›z için ne kadar att›¤›yla da ilintilidir. Spartaküslerden, Hallac-› Mansurlardan, Pir Sultanlardan, Bedrettinlerden, Seyit R›zalardan, Denizlerden, Mahirlerden, Kemal Pirlerden, Mazlum Do¤anlardan ve Vartinik’ten Mercanlar’a uzanan ve özünü halka duydu¤u derinlikli sevdas›ndan alan ‹brahim ve 700’lere varan proletaryan›n de¤erli ölümsüz öncü gücünden ald›¤›m›z fenerle ilerleyece¤imizden hiç kimsenin bir tereddütü olmamal›d›r. “Vur zulümcü bafl› ben kolay ölmem, ben ölürsem baflka ‹bo yok mu ki? Bir ölüm de bir yi¤ide çok mu ki?” fliar›yla ölümü hücre hücre küçülterek yenenler, “Bekir’in Diyar› Hücre Tutsakl›¤›”n› halklara baharla müjdeleyenler, umutlar› gelece¤e ba¤layanlar, kazan›lacak yeni dünyan›n yeni insan› olma mutlulu¤uyla süzülüp mavi göklerde çoktan kanatlan›p özgürlefltiler bile. Özgürlük gülüflleri hep yüzlerindeydi, kazanmak hep hedeflerindeydi.
Hrant Orhan, Hrant Manuel, Hrant l7’ler, Hrant Ali Haydar, Hrant Barbara, Hrant ‹lyas Aktafl… Hrant hepimiziz, hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Kürtüz, hepimiz Laz›z, hepimiz Çerkesiz, hepimiz Azeriyiz… Hepimizin Türklefltirilmek istendi¤i bu ülkede. Hrant, ülkenin sosyo-ekonomik yap›s›n›, ayakkab›s›n›n alt›n›n delik olmas›yla egemen s›n›flar›n surat›na vuruyordu. Hrant, kat›ld›¤› bir gençlik sempozyumunda “bizler siyasi yaflam›m›zda, mensubu oldu¤umuz az›nl›ktaki ulusumuza bir zarar gelmesin ve daha rahat çal›flabilelim diye Ermeni isimlerimizi Türkçe’ye çevirdik” derken asl›nda bütün gerçekli¤ini de koyuyordu. Hrant da tam kendisi gibi ismini de¤ifltiren Armenak Bak›rciyan (Orhan Bak›r) gibi kurflunlara hedef oldu, biri ba¤›ms›zl›¤› için halk›n savafl›nda, biri de demokratik haklar ve taleplerinin mücadelisini verirken. Biri Elaz›¤’›n Karakoçan’›nda, biri ‹stanbul’un göbe¤inde. Hrant Avrupa’n›n flehri Konstantinapolis’te, ‹lyas Kürt’ün flehri Amed’de. 301’in katil oldu¤unu söyleyip, say›lara suç yüklemeye devam eden ve kendisi Türk olmad›¤› halde Baflbakanl›¤› döneminde “Türk
olmayanlar›” fiflleyip takip alt›nda tutmak için, “Ermenilere limon satt›rmazsam, bana da Baflbakan demesinler” diyen zihniyetlerin “Az›nl›klar Tali Komisyonu” tarihi üzerinde yükselen 1.500.000 + 1’den sonra d›flar›daki 301’lilere koruma tahsis etme ikiyüzlülü¤ü hala kan ve can üzerinden sürdürülüyor. fiimdi sormak gerekmiyor mu, içerideki 301’lileri, Diyarbak›r’da, Buca’da, Ümraniye’de, Burdur’da, Ulucanlar’da ve 19 Aral›k ‘Hayata Dönüfl Operasyonu’yla 20 hapishanede katledenler Hrant’›n katili de¤iller mi? Hrant’›n cenazesini bile Türklefltirme inad›ndayd›lar, bunu her zamanki ince sinsi politikalar›yla yedirmeye çal›fl›rlarken cenaze günü, kurtlarla yiyip, kargalarla öten ça¤r›fl›m›ndayd›lar. Hrant Dink’in cenazesinde O¤uz Haksever’in canl› yay›ndaki haber sunumu, haf›zam›z› bize yoklatt›r›yor. Trabzon’daki ve mahkemelerdeki linç giriflimleri misali bir ça¤r›fl›m. 31 Ocak-2 fiubat 1990 tarihinde Naz›miye k›rsal›nda Hüseyin Demir, Erdo¤an Karatafl, Cemile Sevgül, Aynur An, Yazgülü K›l›ç ve di¤er yoldafllar›m›z ölümsüzleflti¤inde; O¤uz Haksever ATV muhabiriyken kin dolu öfkesiyle “evet say›n seyirciler 5’i kad›n, 5’i erkek 10
terörist silahlar›yla birlikte ölü ele geçirildi” haberini sunarken heyecan› ve Hrant’›n cenazesindeki durumu! Sormak gerekmez mi, neydi ölümü sizin gözünüzde bu kadar de¤ifltiren, neydi bu kadar ikiyüzlü duyguyu yaflatan, neydi bu kentin ortas›nda yüzü koyun uzat›lm›fl bir beden gibi da¤ bafl›nda öldürülen bedenleri araçlar›n arkas›na ba¤lat›p, Yat›l› Bölge Okulu’nun spor salonunda üst üste at›p, o yafltaki çocuklara teflhir ederer, “e¤er siz de büyüdü¤ünüzde bu yolu seçerseniz, sizin de sonunuz bu teröristlerin sonu gibi olacak” diyen, halklar›n çocuklar›n›n kan›na susayan canavar yarat›c›lar›, neydi bu ölümlerin fark›, flehrin merkezinde ‘demokrat’, da¤ bafl›nda sizleri kurtlaflt›ran durum neydi? “Ölü ele geçirme” kültürünün flehirdeki devam› “yüzükoyun yere serme” kültürüne tafl›nd›. Yafll› bir ana bir sohbette hasta yata¤›ndan Armenak (Orhan Bak›r)’›n ad›n› duyunca yata¤›ndan do¤ruluyor ve gözlerinde Rakel’in a¤z›ndan dökülen insan sevgisine ve halklar›n kardeflli¤ine efllik her bir sözcü¤ün öneminin kavray›fl›nda “Orhan Bak›r m› dediniz, O öyle bir insand› ki, o öyle bir devrimciydi ki, bir daha onlar gibi insanlar zor gelir. Ben davardayd›m, Orhan (Ali A¤a) köyün içinden
bir bahar günü yürüyor, ben de oldu¤um yerden onu seyrediyorum. Tarlan›n kenar›ndan öyle bir titizlikte, öyle bir incelikte yürüyor ki, aya¤›n›n taban›na basm›yor, ayakkab›s›n›n kenar›na basarak yürüyor, bir bu¤day bafla¤›na de¤memek için, bir bu¤day bafla¤›n› e¤memek ve otlara basmamak için. O insanlar gerçek devrimcilerdi, onlar›n yerini doldurmak çok zor, ah ah!...” deyifli tam da 83 yafl›ndaki Kürt bir anan›n özleminin Rakel’in “ah kardefller” söylemiyle halklar›n tarihi kardeflli¤ini bütünlefltiriyordu. Hrant’› koruyamayanlar t›pk› her resmi kurumun etraf›na ördükleri tafl duvarlar, demir parmakl›klar ve diktikleri bayraklar› gibi Agos’u da bariyerlerle kuflatt›lar. Ama nafile, çünkü Hrant’› kendiniz öldürdünüz, t›pk› Orhanlar gibi, t›pk› Manueller gibi, t›pk› 17’ler gibi, t›pk› ‹lyaslar gibi, t›pk› Cumhuriyetinizin ‹ttihat-› Terrakki’den devrald›¤› cinayet dolu resmi siyasi tarihinden yükselen katliamlar ve soyk›r›mlar gibi. Kökünüzden kopmak ve resmi tarihinizle yüzleflmek ancak sizi biraz insans› yapabilir. Buna var m›s›n›z? Haydi insanlaflmaya, haydi ürkek güvercinlerin cüretli yüreklerini kuflanmaya…
Türkiye-Kuzey Kürdistan Hrant Dink için ayakta
Katliam Avrupa’da da
Hrant Dink’in katledildi¤inin duyulmas› üzerine ülkenin dört bir yan›nda protesto gösterileri düzenlendi, her yerde eylemlere kat›lanlar, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz” fleklinde slogan at›p, bu katliamdan Türk devletini sorumlu tuttuklar›n› aç›klad›lar.
Gazetemiz, At›l›m Gazetesi, K›z›l Bayrak ve ‹flçi Köylü Gazetelerinin okurlar› taraf›ndan düzenlenen ve Odak dergisi okurlar›n›n da destekledi¤i ilk protesto eylemi Türk devletinin Paris’te bulunan konsoloslu¤u önünde yap›ld›. ‘Sessiz protesto’ eyleminde Hrant Dink’in resimleri ve Frans›zca “Hepimiz Hrant Dink’iz” yaz›l› pankart tafl›nd›.
‹stanbul Kartal’da bir araya gelen DHP, Partizan, ESP, HKM, BDSP, Emekli-Sen, EKD, ‹LPS ve Tersane ‹flçileri Birli¤i üyeleri meflalelerle Kartal Postanesi önünden Kartal Meydan›’na yürüdüler. Yürüyüflte polis ile k›sa süren bir gerginlik yaflanmas›na ra¤men grup Kartal Meydan›’nda bas›n aç›klamas›n› yapt›.
Fransa’da 27 Ocak’ta düzenlenen di¤er bir eylemde de, Türkiye-Kuzey Kürdistanl› devrimci örgüt ve partiler, çeflitli demokratik kitle örgütleri, federasyon ve konfederasyonlardan oluflan 40 kurumun biraraya geldi¤i Republic Meydan›’ndan Bastil Meydan›’na ‘sessiz yürüyüfl’ düzenlendi. Yaklafl›k 1500 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüflte Türkçe ve Frans›zca “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz” yaz›l› pankart tafl›nd› ve yürüyüfl boyunca ‘Sar› Gelin’ adl› türkü çal›nd›.
Avc›lar’da bir araya gelen çeflitli siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri üyeleri Marmara Caddesi’nden Belediye’ye kadar sloganlarla yürüdüler. Belediye binas› önünde bas›n aç›klamas› yap›l›rken, provokatör bir grup, ‘Ne mutlu Türk’üm’ fleklinde slogan atarak provokasyon yaratmak istese de eylem olays›z sona erdi.
Ankara Hrant Dink’in katledilmesi sonras›nda defin gününe de¤in kitlesel eylemlerin gerçeklefltirildi¤i Ankara’da 23 Ocak günü binlerce insan “Hepimiz Hrant’›z” slogan›yla katliama tepkisini hayk›rd›. Dink'i u¤urlamak için Sakarya Caddesi'nde akflam saatinde bir araya gelen sendikalar, meslek odalar› ve devrimci demokrat kurumlar burada bir saat süren bir etkinlik yapt›lar. Hrant Dink'in son yaz›s›n›n da okundu¤u eylemde Grup Kibele de Ermenice ve Kürtçe ezgiler seslendirdi. Daha sonra Sakarya Caddesi’nden Hrant Dink'in yazar› oldu¤u Birgün Gazetesi'nin önüne yürünerek, Birgün gazetesi ziyaret edildi.
protesto edildi
Adana Hrant Dink’in katledilmesini protesto eden Adana’daki demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve siyasi partiler Çakmak Caddesi’nden ‹nönü Park›’na yürüdüler. 23 Ocak’ta düzenlenen eylemde aralar›nda DHP üyelerinin de bulundu¤u grup, ‘Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i’ pankart›n› tafl›yarak sloganlarla ‹nönü Park›’na yürüdü. Parkta yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan yere mumlarla ‘Hepimiz Hrant Dink’iz’ yaz›larak müzik eflli¤inde ‘Sar› gelin’ parças› seslendirildi.
Mersin Katliam› protesto etmek için 20 Ocak Cumartesi günü Mersin ‹HD önünde toplanan kitle, “Hrant’a s›k›lan kurflun halklar›n kardeflli¤ine s›k›lm›flt›r” pankart› açarak Mersin Gazeteciler
Eskiflehir
Bastil Meydan›’nda Türkçe, Ermenice ve Kürtçe ezgiler çal›n›rken, “Hoflçakal Hrant Dink, hoflçakal kardeflimiz, hep bizimle olacaks›n, hep seninle olaca¤›z ve gene görüflece¤iz” denilerek güvercinler uçuruldu.
Adalar Migros önünde ‹HD’nin düzenledi¤i eyleme DGH, D‹SK, Halkevleri, EHP, ÖDP, BDSP, ESP, Mücadele Birli¤i, DPG, Gençlik Derne¤i, SDP, EMEP ve TKP de destek verdi. Yaklafl›k 200 kiflinin kat›ld›¤› eylemde, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›.
Edirne Trakya Üniversitesi Ö¤renci Derne¤i (TÜÖD)’ün organize etti¤i eyleme yaklafl›k 200 kifli kat›ld›. TÜÖD önünden bafllayan yürüyüfl eyleminde “Hepimiz Hrant'›z, Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” pankart› tafl›n›rken, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz” fleklinde sloganlar at›ld›. Yürüyüflün sonunda, Edirne Postanesi önünde oturma eylemi ve bas›n aç›klamas› yap›ld›. Burada yak›lan mumlar postanenin önüne b›rak›ld›.
Cemiyeti önüne kadar yürdü. Burada bas›n aç›klamas› yapan kitle daha sonra sloganlarla da¤›ld›. Hrant Dink’in cenaze töreninin yap›ld›¤› 23 Ocak gününde de bir araya gelen yaklafl›k 200 kifli bas›n aç›klamas› yaparak katliam› k›nad›.
Konya
Elaz›¤ Hozat Garaj›’nda 20 Ocak Cumartesi günü bas›n aç›klamas› düzenleyen ‹HD’ye, ildeki tüm devrimci ve demokratik kurumlar da eyleme kat›larak destek verdiler. Eylemde s›k s›k “Hrant’›n katili TC devleti”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›.
Katliam› protesto etmek için Konya Merkez’de, ‹fl Bankas› önünde toplanan DHP, ÖDP, D‹SK, Emekli-Sen, E¤itim-Sen,
Okmeydan›’nda yürüyüfl düzenleyen DHP üyeleri; “Hrant’›n katili patron a¤a devleti”, “Kahrolsun faflist Kemalist diktatörlük”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› ile Hrant Dink’in katledilmesini protesto ettiler
BES, SES ve Yap›Yol-Sen üyeleri bas›n aç›klamas› yapt›lar. Yap›lan aç›klamada, “Hrant’›n katledilmesinden, ona kurflun s›kanlar kadar Ermeni tehcirine dair her tart›flmay› vatan hainli¤i olarak gösterenler, solculu¤u milliyetçi-›rkç›-floven histerinin içinde yapma küstahl›¤›n› ve gafletini gösterenler, farkl› olana karfl› hofl görüsüzlü¤ü ve linç kültürünü yayg›nlaflt›ranlar da sorumludurlar” denildi.
Dersim Hozat’ta, Cumhuriyet Caddesi Çarfl› Meydan›’nda yap›lan bas›n aç›klamas›nda Hrant Dink’in foto¤raflar›n› tafl›yan grup, “Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant Dink’iz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Faflist TC devleti halka hesap verecek” sloganlar›n› att›. Burada yap›lan bas›n aç›klamas›n› okuyan Erdem Ulafl Çelik hakk›nda 2911’e muhalefet etti¤i gerekçesiyle dava aç›ld›.
ADHF (ÖK), AT‹GF, ATILIM, AVUSTURYA ANADOLU FEDERASYONU, ÖDP V‹YANA KORD‹NASYONU ve VTOGED Avusturya’n›n Viyana kentinde yapt›klar› ortak eylemle Hrant Dink’in katledilmesini protesto ettiler.
6
EMEK-HABER
1-16 fiubat 2007
Faize 5 y›lda 184 milyar $ Devlet, ald›¤› iç ve d›fl borçlar›n faizleri için 5 y›lda 184.3 milyar dolar harcad›. Bu para ile; 12 tane Atatürk Baraj›, 150 adet Bo¤az Köprüsü yapmak mümkün Hükümetin, “Ekonomik program›m›z baflar›ya ulafl›yor ve borçlar›m›z ad›m ad›m azal›yor” söylemlerine karfl›n iç ve d›fl borçlar azalmak flöyle dursun her geçen gün daha da artarak içinden ç›k›lmaz bir hal al›rken, devlet ald›¤› borcun faizini dahi ödeyemiyor. Öyle ki her y›l bütçenin yüzde 30’unun üzerinde bir k›sm› faiz giderlerine ayr›l›yor, yani her y›l bizlerin her 100 liras›ndan en az 30 liras› faiz ödemelerine harcan›yor. Özellefltirmeyi “babalar gibi yapan”, elde avuçta
‹flçiler sigorta hakk›n› istiyor
ne varsa satanlar, bu paradan bir kurufl bile yat›r›ma ay›rmadan borç faizlerine ödemektedirler. Son befl y›l içerisinde devlet; ald›¤› borçlar›n faizi için 184.3 milyar dolar harcad›. Faize 2002 y›l›nda 35.6, 2003’te 40.4, 2004’te 40.7, 2005’te 34.8, 2006 y›l›nda ise 32.8 milyar dolar olmak üzere toplam 184.3 milyar dolar harcan›rken, yat›r›ma 2002 y›l›nda 8.5, 2003’te 8.7, 2004’te 9.5, 2005’te 13.9, 2006’da 15 milyar dolar para ay›rabildi. Yeni al›nan borçlar›n faizlerinin ödenmesi için harcanan para, yat›r›m için ayr›lan paran›n üç kat›ndan daha fazla!
Faize gitmeseydi… Ülke tarihinin en büyük projelerinden biri olarak gösterilen GAP projesinin toplam tutar› 32 milyar dolar. Buradan bak›ld›¤›nda 5 y›ll›k borç faizlerine ödenen para ile 6 tane GAP bitirilebilirdi. Yine bu para ile 10 bin km demiryolu (30 milyar dolar), 3 bin km otoyol (27 milyar dolar), 5 tane Atatürk Baraj› (15 milyar dolar), 8 milyon 617 bin 787 ev, 400 km metro (16 milyar dolar), 3 bo¤az köprüsü (1.2 milyar dolar) yap›labilirdi.
Bu¤dayda kay›p 1 milyon ton Küresel ›s›nma, yanl›fl sulama yöntemleri, alt yap› ve destek yetersizli¤i nedeni ile tah›l ambar› olarak bilinen Konya’da ve Çukurova’da bu¤day ve di¤er tah›l ürünlerinin rekoltesinde büyük düflüfl bekleniyor.
Tersane ‹flçileri Birli¤i Derne¤i üyeleri tersanelerde yaflanan sorunla dikkat çekerek ve iflçilerin sigortas›z çal›flt›r›lmas›n› protesto ettiler.
Ya¤›fllar›n mevsim normallerinin çok alt›nda gerçekleflmesi nedeni ile üretici köylü güç durumda. Ziraat Mühendisleri Odas› Adana flube baflkan› Ayhan Barut, yeterli ya¤›fl düflmemesi nedeniyle bu¤dayda üretim kayb›n›n 1 milyon ton olaca¤›n› ve bu¤day üretimindeki bu düflüflün genel ekonomide 400 milyon YTL zarara yol açaca¤›n› söyledi. Barut, birçok bu¤day üreticisinin bu tablo sonucunda masraflar›n› karfl›layamayaca¤›n›, ald›¤› borçlar› ödeyemeyece¤ini belirterek, Konya ve Çukurova’ya uzun süreden sonra düflen ya¤›fl miktar›n›n çok düflük oldu¤unu, üreticilerin bu¤dayda ikinci ekimden bafllayarak devam eden kurakl›¤›n ard›ndan gelen ya¤mura sevinemediklerini ifade etti. 73 gün ya¤›fl almayan topra¤›n iyice kurudu¤unu, hafta sonu ya¤an ya¤murla topra¤›n yeteri kadar doymad›¤›n› söyleyen Barut, “Ya¤›fl, çimlenmifl tohumlar›n uzamas›na yard›mc› olur, ama topra¤›n alt›ndaki tohumlar için fayda sa¤lamad›” dedi.
21 Ocak günü Galatasaray Postanesi önünde bir araya gelen Dernek üyeleri, burada bir bas›n aç›klamas› yaparak; Her ay 10'dan fazla iflçinin ifl kazalar›nda yaflam›n› yitirdi¤ine dikkat çektiler ve 2 bin iflçinin ise tafleron olarak çal›flt›r›ld›¤›n›n alt›n› çizdiler. Tersane iflçilerinin her türlü sosyal güvenceden yoksun oldu¤u ifade eden Dernek üyeleri, gerekli ifl güvenli¤i tedbirleri al›nmas›, tafleronlaflt›rman›n yasaklanmas›, sigortas›z iflçi çal›flt›r›lmas›na son verilmesi, sosyal tesis düzenlemelerinin yap›lmas› ve iflçiler için ücretsiz tafl›mac›l›¤›n yap›lmas›n› istediler.
“Kadro istiyoruz” ‹zmir'de, 27 Ocak günü Eski Sümerbank önünden Büyükflehir Belediyesi’ne yürüyen sözleflmeli ö¤retmenler kadroya al›nmalar›n› istediler. ‹lkö¤retim ö¤rencilerinin de destek verdi¤i eylemde, “E¤itimde ifl güvencesiz çal›flt›r›lmaya son”, “S›navs›z ifl güvenceli kadro hakk› istiyoruz” pankart› açan sözleflmeli ö¤retmenler ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹zmir E¤itim-Sen üyesi P›nar Bali; 2006 y›l›nda KPSS'ye giren ö¤retmen aday›n›n 202 bin olmas›na ra¤men kadrolu olarak istihdam edilen ö¤retmen say›s›n›n 29 bin oldu¤unu belirtti. Ülke genelinde ö¤retmen a盤›n›n olmas›na karfl›n binlerce sözleflmeli ö¤retmenin kadroya al›nmad›¤›n› kaydeden Bali; “Bizler gelece¤imize, Türkiye'nin gelece¤ine sahip ç›kt›¤›m›z için bugün buraday›z. Bu uygulamalara son verilene kadar mücadelemiz ‹zmir'de bafllayarak tüm yurtta yank›s›n› bulacakt›r. ‹flsizlik ve mezarda emeklili¤e mahkûm olmak istemiyoruz. Diplomal› iflsiz olmak istemiyoruz” ifadeleri ile konuflmas›n› noktalad›.
Geçici iflçilerle
Ülke genelinde ya¤›fllarda büyük bir düflüfl oldu¤una, 2006 y›l›n›n Aral›k ay›nda normalin 4’te 1’i kadar ya¤›fl gerçekleflti¤ine dikkat çeken Barut, özellikle Konya, Adana, fianl›urfa ve Hatay gibi yerlerde bu¤day üretiminde yüzde 20’ye varan üretim düflüflünün yaflanaca¤›n› kaydetti.
“Hükümet yasan› al bafl›na çal”
Türk Tabipler Birli¤i ve Sa¤l›k Emekçileri Sendikas›, 30 Ocak günü mecliste görüflülen “Sa¤l›k Hizmetleri Temel Kanunu’nda De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Kanun Tasar›s›”na karfl› hastanelerde itiraz eylemi gerçeklefltirdi. Ülke genelinde hastanelerde eylem yapan Türk Tabip Odas› (TTO) ve Sa¤l›k Emekçileri Sendikas› (SES) üyesi sa¤l›k çal›flanlar› ve doktorlar, mecliste görüflülen yasay› ‘torba yasas›’ olarak niteleyerek yasan›n iptal edilmesini istediler. Eylemlerde yap›lan konuflmalarda ithal hekim uygulamas›na karfl› olundu¤u belirterek, ç›kart›lmak istenen yasayla sa¤l›k çal›flanlar›n›n ölüme mahkûm edildi¤i ifade
edildi. Radyoloji çal›flanlar›n›n her gün yüzlerce hastaya bakt›¤›na ve bu nedenle büyük oranda kanser olma riski alt›nda olduklar›na iflaret edilen konuflmalarda; “Bugün itiraz ediyoruz, yar›n da itiraz edece¤iz. Bu torba yasas›nda ›srar ederlerse yarg› yoluna gidece¤iz. Daha önce bunun gibi yasalar yarg›dan döndü” denildi. Aç›klamalarda ayr›ca yasan›n; ‹thal hekim uygulamas›yla hekim eme¤ini ucuzlataca¤›, sa¤l›k alan›n› uluslararas› sermayeye açaca¤›, kadrolaflmay› ve s›navs›z atamay› kolaylaflt›raca¤›, hekim ve hastalar› sigorta flirketlerinin k›skac›na sokaca¤›, e¤itici kadrolar› Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n keyfine b›rakaca¤› ifade edildi.
sözleflme yap›ld›
Aky›l iflçsi AKP hükümetine öfkeli
Ad›yaman’da, Besni ‹lçe Belediyesi’nin ifl antlaflmalar›n› fes etti¤i 82 geçici iflçi ad›na Belediye-‹fl fianl›urfa flubesi ile belediye aras›nda toplu ifl sözleflmesinin imzalanmas›n›n ard›ndan iflçiler sözleflmeli olarak tekrar ifl bafl› yapt›.
Diyarbak›r’da, sigorta hakk› ve çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesi için iki ay› aflk›n bir süredir grevde olan Aky›l Tekstil Fabrikas› iflçileri, AKP’ye siyah çelenk b›rakarak; hükümeti protesto ettiler.
Besni Belediye Baflkan› ‹brahim Öztürk ve Belediye-‹fl Sendikas› fianl›urfa fiube Baflkan› Adem fi›ltak'›n imzalad›¤› toplu sözleflme sürecinde iflçiler de bulundular. Toplu sözleflmenin imzalanmas›n›n ard›ndan konuflan Adem fi›ltak; sözleflmenin iflçiler ad›na önemli bir kazan›m oldu¤unu ifade ederek, bunun di¤er belediyelere ve belediye çal›flanlar›na örnek olmas› gerekti¤ini kaydetti.
25 Ocak günü Diyarbak›r AKP il binas› önünde toplanan iflçiler ad›na bir aç›klama yapan TEKS‹F Diyarbak›r Büro Temsilcisi Aziz Bürçün, yaflad›klar› sorunlar karfl›s›nda AKP hükümeti ve milletvekillerinin kay›ts›z kald›klar›n› dile getirerek; “Bizler Baflbakan Erdo¤an'›n iflçilere özel sektörde örgütlenin söylemlerine inand›k. Mücadele ediyoruz.
Baflbakan›m›z, milletvekilleri ve
r›m›z› tafl›rma”, “‹flçiler burada, yet-
AK Parti il baflkanlar› ve yönetici-
kililer nerede” sloganlar› atan iflçi-
leri bu söylemin arkas›nda dur-
ler, AKP il örgütü önüne siyah çe-
man›z gerekti¤ine inan›yoruz”
lenk b›rakarak eylemlerini sonlan-
fleklinde konufltu. “AKP uyuma, sab-
d›rd›lar.
Aky›l iflçisine polis engeli ‹flverenin tutumuna tepki gösteren ve taleplerinin kabul edilerek yeniden ifle al›nmalar›n› isteyen Aky›l iflçilerinin fabrikaya yü-
rümesi polis taraf›ndan engellendi. AZC Plaza önünde toplanan iflçiler, burada yapt›klar› bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Aky›l Fabrikas›’na yürümek istediler. Polisin yürüyüflü engellemesi üzerine iflçiler, Ofis kavfla¤›nda yar›m saat oturma eylemi yaparak engellemeye tepki gösterdi.
EME⁄‹N KÜRSÜSÜ Dursun Baştuğ
Kendi kaderini tayin etme!.. Bir bireyin, grubun, kurumun karakteristik özelli¤ini ortaya ç›kartan en önemli etkenlerin bafl›nda, hangi s›n›f›n dünya görüflünden beslendi¤i gelir. Politik olarak belli esneklikler içerisinde, de¤iflim göstermesi, onun s›n›fsal gerçekli¤inden uzaklaflt›¤› anlam›na gelmez. Fakat proletaryan›n ç›karlar› gere¤i yap›lmak istenen her fleyin, bu s›n›fa hizmet edip etmedi¤i noktas›, yaflanan somut durumlardan kaynakl› irdelemeyi önemsetiyor. Öncelikle flunu belirtelim. Bugünkü hâkimiyet burjuvazinin elinde oldu¤undan, burjuvazinin esnekli¤i kendi stratejilerinin taktiksel boyutudur. Ama proletaryan›n her esnekli¤i taktik olarak kabul edilemez. E¤er taktik manevra ad› alt›nda yap›lanlar, iktidar perspektifine denk düflmüyorsa, bu taktik olmaktan ç›kar, mevcut düzenin takipçili¤ine götürür. Çünkü iktidarda olan proletaryan›n kendisi de¤ildir. Yap›lan esnemeler dolayl› olarak mevcut düzene hizmet edebilir. Burjuvazinin belleklerde yaratt›¤› yan›lsamalarla, daha uzlaflmac› görünümü, ezilenler taraf›ndan bir iyimserlik olarak alg›lan›yor. Hâlbuki burjuvazinin karakteristik yap›s› incelendi¤i zaman, sadece biçimsel olarak baz› farkl›l›klar›n oldu¤u, özellikle sosyal yaflamda tüketim kültürünü gelifltirdi¤i, ekonomik boyutta ise, daha da sald›rganlaflt›¤› görülmektedir. Zenginle fakir aras›ndaki uçurumun her gün biraz daha artmas›, ekonomik sald›rganl›¤›n neticesidir. Zaten köklü bir de¤iflimi beklemek, s›n›flar›n ortaya ç›k›fl gerekçelerine z›t olur. Prati¤e hükmeden bu düflüncenin de¤iflece¤i veya ekonomik refah›n belli bir düzeye ç›kaca¤› umutlar›na kap›larak, sosyal yaflamda da belli özgürlülükler getirece¤ini düflünmek, oldukça tehlikeli ve yanl›fl olur. Yaflanan kimi de¤iflimler biçimsel olmakla birlikte, o da ezilen s›n›f›n yaratt›¤› bask›lanman›n ürünüdür. Çünkü yaflanacak isyanlar›n tasfiyesini sa¤lamak ve hâkimiyeti pürüzsüz sürdürmenin politikas› yap›lmaktad›r. Bununla da sonuç al›nmad›¤› zaman, postal, cop sesleri yükselmeye bafllar. Sorun var olan sistemin yamalanmas› de¤il ya da sorun teflkil eden, beli bafll› yanlar›n› törpüleyerek, uç ç›k›fllar› engellemek de¤il, bu ç›k›fllara vesile olan anlay›fllar› temelden yok ederek, proletarya önderli¤inde geliflecek ve yönetimde üretenlerin oldu¤u bir yaflam kurmakt›r. Ezen s›n›f›n hâkimiyetine son vermenin yolu, sadece ve sadece ezilen s›n›f›n, ezen s›n›fa karfl› verdi¤i mücadeleyle olur. Bu da proletaryan›n di¤er halk katmanlar›na önderlik ederek k›sa vadede siyasi iktidar› almas› iken, uzun vadede ise kendisiyle birlikte burjuvaziyi bir bütün ortadan kald›rarak gerçekleflir. Bunun d›fl›nda öne sürülecek formüllerin bir geçerlili¤i olamad›¤› gibi, bu formüllerin halk›n kendi kaderini tayin etmesine tezat oldu¤unu belirtelim. Halk›n kendi kaderini tayin etmesi, devrimci halk katman ve tabakalar›n komprador bürokrat burjuvaziye ve toprak a¤alar›na karfl› verdi¤i mücadeleyle, onun ortadan kald›r›lmas›yla olaca¤›, bunun d›fl›ndaki formüllerin de gerçek anlamda kazan›m sa¤lamayaca¤› yönündedir. Burada vurgulamam›z gereken baflka bir nokta ise, burjuvazinin sömürü ve bask›lar› karfl›s›nda, proletaryan›n kendi kaderini tayin etmesinin düzen d›fl›ndaki bir mücadelede oldu¤udur. E¤er bu halk›n kendi kaderini tayin etme hakk›n› getirip düzen içicili¤ine ba¤lar isek, bu gerçekleri sapt›rman›n bir baflka yöntemi olur. ‹flte mücadele içerisinde, komünistleri di¤erlerinde ay›ran yan, bu noktadaki tutarl› durufllar›, politika yap›fllar›d›r. Bir tak›m argümanlarla, ezilen yoksul halklar›n hak aray›fllar›n›, getirip sistemin ç›kmazl›klar›na kanalize etmek komünistlerin de¤il, küçük burjuva revizyonistlerin iflidir. Bir tak›m aldatmacalarla, ezilen s›n›f›n ihtiyaçlar›na cevap olmak bir kenara, onlar›n ortaya koydu¤u enerjinin do¤ru önderlik alt›nda do¤ru hedefe yönlendirilememesinden dolay›, sistemin kitleler gözündeki mevcut zay›fl›¤› oldu¤undan daha güçlü görünmektedir. Getirirsi olamayan her hamlenin sonucunda yaflanan hüsran, var olan umutlar›n k›r›lmas›na vesile olarak, kabulümüz olan idare biçimine dair inançs›zl›¤› gelifltirmektedir. Her mücadele biçiminin nihai kurtulufl mücadelesine kazand›raca¤› bir tak›m olumluluklar olmakla birlikte, bu mücadele biçimlerinin sa¤lam bir hedefi ve önderli¤i olmad›¤›nda, yap›lmak istenenlerin anlams›zlaflmas› kaç›n›lmaz olur. En basitinden sokakta yap›lan bir bas›n aç›klamas›n›n dahi ne kadar önemli oldu¤unu bilmekteyiz. Fakat bu bas›n aç›klamaklar›n›n, çal›flmalar›n merkezine oturtulup, stratejik mücadele araçlar›n›n önüne geçirilerek köklü bir sonuç al›nmayaca¤›n› iyi bilmeliyiz. Bundan kaynakl›, de¤iflik alanlarda yap›lan birçok çal›flman›n kendisi de önemli olmakla beraber, bunun d›fl›nda yap›lmas› gerekenler yap›lmad›¤›ndan, bu çal›flmalar›n yaflamda karfl›l›¤›n› bulmas› oldukça zor olur. Her gün aç›m diyerek birilerinin yemek vermesini beklemek, avuntudan baflka bir fley de¤ildir. Bu istemleri politik bir arenaya tafl›y›p; hem dillendirmek, hem de al›nmas› gerekenin hak olup olmad›¤› neticesi üzerinden yapt›r›m gücü uygulanmal›d›r. Ancak istenilen fleyin bu bütünlüklü duruflla sa¤lanabilece¤ini düflünmek gerekir. Her arac›n, bir amaç akabinde geliflti¤ini düflündü¤ümüzde, bu araçlar içerisinde de öncelikli olanlar öne ç›kar›lmazsa, mevcut ç›kmazl›klar içerisinde dönüp durmam›z kaç›n›lmaz olur. Ülkemizin sosyo-ekonomik yap›s›ndan kaynakl›, proletaryan›n hedefinde komprador bürokratik kapitalizm ve büyük toprak a¤alar› durmaktad›r. Proletaryan›n önderli¤inde gelifltirilecek mücadelenin de, asgari olarak ortaya koydu¤u Milli Demokratik Devrim, k›sa vadede ihtiyaçlar› sa¤layacak temeldedir. Her bak›fl kendi prati¤ini örgütleyerek, kendi renginde bir misyon oynar. Bizlerin de oynamam›z gereken misyon, kendi kaderini tayin etmektir. Bu da flu anlama gelmektedir: Nihai kurtuluflu sa¤layacak mücadele biçimleri d›fl›nda, hiçbir mücadele biçiminin esas olmad›¤›d›r.
GÜNCEL
1-16 fiubat 2007
Meclisten geçen ‘Türk Petrol Kanunu’ ile yabanc› tekellere büyük imtiyazlar tan›n›yor. Konuya iliflkin Petrol-‹fl Araflt›rma Uzman› Ayfer E¤ilmez’in yapt›¤› tan›mlana oldukça çarp›c›: “Ç›kart›lan yeni kanuna ‘Türk Petrol Kanunu’ dense de, ad› Türk, ama kendisi ‘yabanc›’ bir kanundur”
Yabanc›lar için Türk Petrol Kanunu zellefltirmeyi “babalar gibi” yaparak elde avuçta sat›lmad›k kamu iflletmesi b›rakmayan AKP hükümeti, flimdi ülkemiz petrol yataklar›n› yabanc› petrol tekellerine sat›yor! Petrol arama, ç›kartma ve bunlar›n kullan›m› konusunda yabanc› petrol flirketlerine ve onlar›n ülkemizdeki uzant›lar›na büyük kolayl›klar getirerek, ülkemiz petrolünü onlar›n avuçlar›na terk eden “Türk Petrol Kanunu”, meclisten geçerek yasalaflt›. Konuya iliflkin Petrol-‹fl Araflt›rma Uzman› Ayfer E¤ilmez’in yapt›¤› tan›mlana oldukça çarp›c›: “Ç›kar›lan yeni kanuna ‘Türk Petrol Kanunu’ dense de, ad› Türk, ama kendisi ‘yabanc›’ bir kanundur”.
Ö
“Petrol yok” diyenlerden Türk Petrol Kanunu Y›llard›r ülkemizde petrol olmad›¤›n› söyleyenlerin bugün; “Türkiye’deki petrolün bulunmas›, ç›kart›lmas› ve petrol üzerindeki yerli-yabanc› petrol flirketlerinin imtiyazlar›n›n”belirlenmesini kapsayan Türk Petrol Kanunu ç›kartm›fl olmas› dikkat çekicidir! Uluslararas› petrol tekellerinin istekleri ve IMF ile Dünya Bankas›’n›n dayatmalar› sonucu ka-
Emeklilerden 25 bin imza Emekli-Sen’in insanca yaflamaya yetecek emeklilik ücreti ve SSGSS’nin iptali için 5 Ocak’ta bafllatt›¤› imza kampanyas› sonuçland›. Emekli-Sen üyeleri, 26 Ocak günü 4 günlük kampanya çerçevesinde toplad›klar› 25 bin imzay› Baflbakanl›¤a iletti. K›z›lay’da bulunan YKM önünde toplanan Emekli-Sen üyeleri buradan Baflbakanl›¤a yürüdü. Emekliler ad›na bir heyetin imzalar› Baflbakanl›¤a teslim etmesinin ard›ndan E¤itim-Sen Genel Baflkan› Veli Beysülen taraf›ndan bir aç›klama yap›ld›. Beysülen aç›klamas›nda; AKP’nin 4 y›ll›k hükümeti süresince IMF’nin politikalar›n› eksiksiz uygulad›¤›n›, bu politikalardan en çok emeklilerin etkilendi¤ini söyleyerek, “Bu iktidar döneminde emeklileri yok sayan birçok uygulama hayata geçirildi. S›k›nt›lar›m›z katlanarak artt›” dedi. Beysülen, Yarg›tay 4. Hukuk Dairesi’nin emeklilerin sendika hakk›n› yok sayan karar›na da at›fta bulunarak; “Anayasa’n›n 90. maddesi bize sendika hakk› tan›yor ve biz bunu kullanaca¤›z. Sendikam›z› sokakta kurduk, savunaca¤›z” fleklinde konufltu.
bul edilen yeni petrol kanunu ile daha önce petrol arama ve üretimine iliflkin zorunlu olan “ülke menfaatlerine uygun olarak yap›lmas›” flart› kald›r›lm›fl oldu. Yine yasayla birlikte art›k ülkemizde petrol ç›kartan flirketler, ola¤an üstü durumlarda dahi geçerli olmak üzere, ç›kartt›klar› petrolün tamam›n› yurtd›fl›na satabilme hakk›na sahip olmufl durumdalar. Oysa eskiden ülkenin ihtiyaç duydu¤u petrolün d›flar›ya sat›lmas› yasakt›! Böylece ülkemiz petrolünden elde edilecek kazanc›n yabanc› petrol flirketlerinin ceplerine girmesinin önü aç›lm›fl oldu.
Petrol tekellerine 30 y›ll›k kullan›m izni! Yasayla beraber ülkemizdeki petrol kaynaklar›n› ifltahla yutmay› bekleyen uluslararas› tekellere, ülkemiz petrollerini 30 y›l süre ile kiralamalar› için gerekli yasal düzenleme yap›lm›fl oldu. K›sa bir süre önce gündeme gelen iflgal alt›ndaki Irak’›n petrolünün 30 y›l süre ile ABD-‹ngiliz petrol tekellerinin kullan›m›na aç›lmas›, onlara b›rak›lmas› durumu böylece ülkemiz için de gerçekleflmifl, ülkemiz iflgal edilmeden petrol kaynaklar›m›z emperyalist tekellere terk edilmifl olacak!
“Irak’ta iflgalle yap›lan› ülkemizde AKP yap›yor” Petrol-İş sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın; ABD ve yandaşlarının Irak’ı işgal ederek petrolüne el koyduklarına dikkat çekerek; “Irak’ta savafl-silahla yapt›r›lanlar, Türkiye’de AKP hükümeti marifetiyle yapt›r›lm›flt›r” dedi. Öztaşkın, yasadaki başlıca önemli noktaları ise şöyle özetledi: -“Milli Menfaatin Korunması” başlıklı bölüm kaldırılmıştır. Kamu menfaatinin yerini, yerli/yabancı özel şirket menfaatleri almıştır. -Petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunmak için yapılan başvurularda; “talebin milli menfaatlere uygun olması” ölçütü, yasadan çıkarılmış, uluslararası şirketlere sayısız imtiyazlar sağlanmıştır. -Yabancı devletlerin doğrudan ve dolaylı bir biçimde idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların, petrol faaliyetlerinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları hükmü, bu yasadan çıkarılmıştır. -Ülke içinde üretilen ham petrol ve doğal gaz
PTT iflçilerinin say›s› azald› iflleri artt›
ile bunlardan elde edilen petrol ürünlerinin, kara sahalarında %65’i ve deniz sahalarında %55’inin “memleket ihtiyacına” ayrılması zorunluluğu kaldırılmış, yabancı şirketlere, ürettikleri ham petrol üzerinde sınırsız tasarrufta bulunma hakkı verilmiştir. Ürettikleri ham petrol/doğal gazın tamamını ihraç etme hakkı getirilerek, olağanüstü durumlarda bile ülkemizde üretilen ham petrolün ülkemizde kullanılması, “memleket ihtiyacını gözetme” anlayışını ortadan kaldırmıştır. -Türkiye’de üretilen ham petrolden alınan %12,5’lik devlet hissesi oranı, günlük üretim miktarına göre kademeli olarak %2’ye kadar indirilerek, üretimden sağlanan gelir %50–85 arasında azaltılmış, şirketlerin gelirleri korunmuştur. -Denizlerde bulunacak ham petrolün üretiminden alınacak devlet hissesi oranlarının düşürülmesinden sonra, su derinliğine bağlı olarak %30’a ulaşan ilave indirimler getirilmiştir. -Türkiye’de çalıştırılacak yabancı personel, serbestçe istihdam edilecektir. -Doğal afet, savaş, grev ve toplumsal olaylardan dolayı etkilenmelerde üretime ara verilmesi, durdurulması gibi şirketlere geniş inisiyatifler tanınmaktadır. -Emekçilerin grev ve halkın, insan sağlığı ve çevre gibi konularda duyarlılığını belirtmeye yönelik demokratik hak arama yolları sınırlandırılmaktadır. -İmar Yasası dahilindeki alanlarda devlet onayı olmadan arama yapılamayacağına ilişkin hüküm yasadan çıkarılmış, yabancı şirketlere ülkemizin her yerinde sınırsız bir biçimde faaliyette bulunma hakkı tanınmıştır. -TPAO’nun, devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak, özelleştirilmesinin önü açılmaktadır.
Türkiye Haberleflme, Ka¤›t ve Bas›n Yay›n Hizmet Kolu Kamu Çal›flanlar› Sendikas› üyeleri, PTT’deki personel s›k›nt›s› ve ifl yükünden flikayet ederek hükümetten PTT’ye personel al›nmas›n› istedi. 25 Ocak günü, ‹stanbul Ac›badem’de bulunan 150. Y›l PTT Baflmüdürlü¤ü önünde toplanan Türk Haber-Sen üyesi postac›lar, PTT’deki personelin azl›¤› nedeni ile ifllerin fazla oldu¤unu belirterek, hükümetten PTT’ye personel al›nmas›n› talep etti. Halaylarla bafllayan ve ‹stanbul Anadolu Yakas›’nda çal›flan çok say›da postac›n›n kat›ld›¤› eylemde konuflan Türk Haber-Sen Genel Baflkan› ‹smail Karadavut, PTT’de hizmet üretecek personelin
Emekçiye polis barikat› Devlet bünyesinde çal›flan yol, yap›, altyap›, tapu ve kadastro emekçilerinin; maafllar›nda zamm› öngören yasa tasar›n›n Maliye Bakanl›¤›’nda bekletilmesini protesto için yapt›¤› yürüyüfle polis müdahale etti. 25 Ocak günü Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤› önünde toplanarak Maliye Bakanl›¤›’na yürümek isteyen Yap› Yol-Sen üyelerine polis müdahale ederek slogan atmamalar›n› ve pankart açmamalar› istedi. Kitlenin buna itiraz ederek polis çemberini yarmaya çal›flmas› üzerine yaflanan arbedenin ard›ndan iflçiler pankartlar›n› kapatarak, slogans›z bir flekilde Maliye Bakanl›¤›’na yürüdüler. Yap› Yol-Sen Genel Baflkan› Bedri
kalmad›¤›n›, hizmetlerin durma noktas›na geldi¤ini söyledi. Karadavut, “Yaklafl›k 50 bin kadrosu bulunan PTT Genel Müdürlü¤ü’nde çal›flan say›s› 29 bin kifliye düflmüfltür. ‹flimiz de yüzde 265 oran›nda artm›flt›r. Personelin art›k dayanacak gücü kalmam›flt›r. Art›k sesimizi duyun, PTT’ye personel verin” dedi. Personel al›m›n› IMF’nin engelledi¤ini, hükümetin de buna uyarak personel al›m›n› durdurdu¤unu belirten Karadavut, PTT’nin de di¤er kamu kurulufllar› gibi özellefltirilmek istendi¤ini öne sürdü. Karadavut, hükümetten acil olarak 10 bin personel almas›n› istediklerini belirtti.
Tekin burada bas›na yönelik bir aç›klama yapt›. “Bugün alk›fls›z, slogans›z ve pankarts›z yürümeye zorland›k. Böylece ülke çetelerden, h›rs›zl›ktan, batmaktan kurtulmufl mu oldu” sözleri ile polisin tutumuna tepki gösteren Tekin, ücretlerinin çok düflük oldu¤unu ve zam istediklerini ifade ederek; “Çal›flma koflullar›m›z›n iyilefltirilmesi ve insanca bir yaflam için 1924 fiubat tarihleri aras›nda 5 koldan Ankara’ya yürüyecek, 12 Nisan'da da otoyol ve köprülerde ifl yavafllatma eylemi, di¤er iflyerlerinde ise ifl b›rakma eylemi gerçeklefltirece¤iz” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan iflçiler ad›na bir heyet çal›flma koflullar›n›n düzeltilerek maafllar›na zam yap›lmas› talebiyle toplanan 5 bin imzay› Maliye Bakanl›¤›’na verdi.
7
ÖNCÜ KADIN Rojda Demir Yazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan dolay› yay›mlayam›yoruz
Evet, evet, “Hepimiz Ermeniyiz!” Sibel ÖZBUDUN
“Kendi evimizi ev olarak görmemek, orada kendimizi evimizde hissetmemek ahlâk›n bir parças›d›r.”
(1)
“Hepimiz Ermeniyiz!”… Ahbari¤imizi, Sevgili Hrant’›m›z› u¤urlamak üzere Harbiye’den Yenikap›’ya akan yüz bini aflk›n insan›n tek yürek, tek ses hayk›r›fl› buydu. Evet o an, ve o günden sonra hepimiz Ermeniydik; de¤il mi ki kardeflimiz, ahbari¤imiz bu topraklar›n egemenlerinin lanetli tarihini sorgulad›¤› için öldürülmüfltü… Ve de¤il mi ki o lanetli tarihi elefltirmek, yafl› k›rk› geçmifl her Türk’ün örtük olarak bildi¤i “s›r”r› a盤a vurmak 301’lik olmaya, mahkeme kap›lar›nda ‘Kerinçli-Kerinçsiz’ güruhunun sald›r›s›na u¤ramaya yetiyordu… De¤il mi ki bu ülkede kapitalizm dedi¤imiz, birikimini topraklar›ndan, yurtlar›ndan sürülen, katledilen gayrimüslimlerin menkul ve gayrimenkullar›n›n ya¤malanmas› üzerinden sa¤lam›flt›… De¤il mi ki “onlar” aram›zdan kopart›l›p götürüldükten sonra derelerin günlerce kan akt›¤›n› görmüfl… Görmüfl ve susmufltuk… De¤il mi ki flimdi bir ölüm uykusundan uyan›p hayal-meyal hat›rlad›¤›m›z suskun nenelerimizin tehcirden nas›lsa kurtulup Müslüman ailelere evlatl›k verilmifl, “gelin” edilmifl ve ondan sonra da yaflam› boyunca “lal olmufl” Ermeni k›zlar› oldu¤unu keflfediyorduk… De¤il mi ki, kendisine, “Senin için 10.000 Ermeni imha etti diyorlar,” sorusuna karfl›l›k, “Benim namusum var, on bine tenezzül etmem, daha ç›k bakal›m,” yan›t›n› veren Zor mutasarr›f› Salih Zeki Bey’in (2) torunlar›, “bu vatan için kurflun yemeye ve kurflun s›kmaya” azmettirilmifl “vatan evlatlar›”, ezelî-ebedî vigilante’lerimiz halen ifl bafl›ndayd› ve ço¤unlukla s›rtlar› s›vazlanarak yakay› kurtar›yorlar, yakay› kurtarmakla da kalm›yor, milletvekili, ifl adam›, mafya babas› olarak ellerini kollar›n› sallaya sallaya dolafl›yorlard› aram›zda. Her nas›lsa yakaland›klar›nda ise, en yetkili a¤›zlar, koro halinde, “ortada örgüt yok, olay münferit, meczup ifli, san›k tahrike kap›lm›fl…” diye yaygaray› bas›yordu. Evet, de¤il mi ki bütün bunlar olmufltu, oluyordu… ve biz sustukça hep olaca¤a benziyordu… Hayk›rmaya bafllad›k: “Hepimiz Ermeniyiz!” T›pk› kirli savafl›n hedefi ve ma¤duru Kürt kardefllerimiz için “Hepimiz Kürdüz!” diye hayk›rd›¤›m›z gibi. En çok tak›ld›klar› da bu oldu… MHP’sinden Cumhuriyet Gazetesi’ne, BBP’sinden Perinçek’in Ulusal Kanal’›na… Nitekim cenazenin ertesi günü Tercüman Gazetesi “nazire” yap›yordu manfletinde: “Hepimiz Türküz!” MHP Antalya ‹l baflkan› Nizamettin Sa¤›r, “Bu co¤rafyada Türk oldu¤unu söyleyemeyen vatandafl›n, yaflama hakk› oldu¤una inanm›yorum,”(3) buyururken, ‹lhan Selçuk da ekliyordu, tehditle, “Kuvva’c›” Cumhuriyet gazetesindeki sütunundan: “Bu bak›mdan hepimiz Ermeni, Yahudi, Çerkez, Kürt, Rum, Laz, Abaza vb. olabiliriz; bu yolda hiçbir sak›nca yok… Ama hep birlikte mutlu olmak istiyorsak, gelin flu Türk yurttafll›¤›nda birleflelim… Birleflelim de flu ‘Ç›lg›n Türkler’i yeniden ç›lg›nlaflt›rmayal›m…”(4) (abç) Sahi, flu “Ç›lg›n Türkler” neden “ç›lg›n olmayan”, yani aklî melekeleri yerinde, akl-› selim sahibi bir Türk’ün (Harbiye’den Yenikap›’ya yürüyen on binlerin büyük bölümünün kendini “Türk” olarak tan›mlad›¤›n› önvarsayarak söylüyorum bunu) kendini Ermeni olarak tan›mlamas›na, öyle hissetmesine, ya da Ermeni kardeflleriyle dayan›flmas›n› dile getirmek için böyle söylemesine “(yeniden) ç›ld›r›rlar”? Sak›n “Ermeni” sözcü¤ünü bir “hakaret” olarak gördükleri için olmas›n? (Büyüklerimin dünya güzeli, kara gözlü ilkokul arkadafl›m›n yan›nda a¤z›mdan o mefl’um “Ermeni” sözcü¤ünü kaç›r›p da “pot k›rmamam” gerekti¤ini, arkadafl›m›n buna çok üzülece¤ini s›k› s›k›ya tembihleyifllerini hat›rl›yorum da…) “Madem ki Ermeni…” diye bafllayan yeniyetme y›l›fl›kl›klar›ndan hâlâ s›yr›lamam›fl olmam›z›n bir göstergesi midir bu efelenifller? Bu ülkenin anl›-flanl› yöneticilerinin, all›-pullu medyas›n›n “lanetli” gördü¤ü her fleyi “Ermeni parma¤›”, herkesi “Ermeni dölü” olarak nitelemesi bu -son vermek istemedikleri- h›nc› a盤a ç›kartan anlaml› bir “lapsus” de¤il midir? Ya Hrant’›m›z›n san›klar›na nedamet getirtmek için onlara “Fatih’in ferman›”n› okutan emniyet görevlilerinin “lapsus”u? “Evlad-› fatihân”›n kendini bu memleketin tek ve gerçek sahibi, “ötekiler”i ise, bir büyüklük gösterisi olarak “hoflgörü gösterilmesi”, daha do¤rusu “tahammül edilmesi” gereken “yaban”lar olarak gören bir zihniyetin ayan beyan bir d›flavurumu de¤il mi? Bir soru daha: Mustafa Kemal’e atfedilen ve Türk milliyetçili¤inin “kafatasç›, ›rkç›” de¤il de, “iradeye (ya da öztan›ma) dayal›” ça¤dafl bir milliyetçilik oldu¤u sav›na s›kça delil gösterilen “Ne mutlu Türküm diyene” vecizesini art›k tersinden okuma vakti gelmedi mi? “Türk’üm” diyen mutlu, ya demeyenler? Ya Anadolulu, T.C. yurttafl› olmaktan gocunmayan, ama kendilerini “Ermeni”, “Kürt”, “Arap” vb. olarak hisseden ve öyle tan›mlanmay› isteyenler? Say›lar›n›n hiç de az olmad›¤›n› biliyoruz üstelik… Hay›r, kimse Türklü¤ün bir “üst-kimlik” oldu¤u yolunda söz oyunlar›na tevessül etmesin… Türkler (üstelik de ta mübadeleden bu yana Sünni-Müslüman Türkler) Türkiye Cumhuriyeti ulus-devletinin, ço¤u asimle olmufl “hakim” kabul ve ilan edilmifl unsurlar›d›r; kökenleri çeflitlidir; da¤›lan Osmanl›’n›n Anadolu’da tutunabilmifl bekayas› ya da mübadeleyle misak-› millî s›n›rlar›na getirilmifl veya sonradan göç etmifl Müslüman unsurlard›r; bir k›sm›n›n anadili Türkçe’dir, baz›lar› zamanla dilini Türkçelefltirmifl, okullarda ortak bir tarihi bellemifller ve “Türklük”e kat›lm›fllard›r - ama tek unsuru de¤ildirler. “Hepimiz Türküz!” manfletini atanlara, “ç›lg›n Türkler”i göreve ça¤›ranlara flu soruyu sormak gerekir; siz anadili Türkçe olmayan bir Türk’ü tahayyül ve kabul ediyor musunuz? Lazlar, Abazalar, Çerkezlerin büyük ço¤unlu¤u için belki art›k de¤il, ama Kürtlerin ve (kald›¤› kadar›yla) Rumlar›n, Ermenilerin ço¤unun anadilleri hâlâ Türkçe de¤il… Onlar rüyalar›n› Kürtçe, Rumca, Ermenice… olarak görüyorlar ve daha da önemlisi böyle görmeyi de sürdürmek istiyorlar… E¤er “Türklük” gerçekten de milliyetçili¤in “soldan” apolojistlerinin iddia etti¤i gibi “konsensüs”e dayal› bir “üst-kimlik” ise, onlar› “Ermeni kökenli Türk”, “Kürt kökenli Türk” vb. olarak damgalamadan, “yurttafll›¤›” tan›mlamadan önce kimse fikirlerini sormay› ak›l etmifl midir? Hay›r, hangi koflullar alt›nda haz›rlan›p nas›l bir referandumla kabul edildi¤i hepimizin akl›nda olan 1981 Anayasas›, bu alanda bir referans teflkil edemez, etmemelidir. “O” Anayasa, 12 Eylül devlet terörünün özgül koflullar›nda haz›rlanm›fl ve kamu içerisinde tart›flmaya aç›lmaks›z›n oylanm›flt›r… Dahas›, bir “konsensüs”ten söz edebilmek, en az›ndan taraflar›n›n varl›¤›n›n kabulünü öngerektirir. 1981’de Kürtler karlar›n üzerinde “kart-kurtkürt” diye yürüyen da¤ Türkleri olarak geçmekteydi kay›tlara; Ermeniler ise, Aflkale’nin, 6-7 Eylül’ün, “Vatandafl Türkçe konufl!” kampanyalar›n›n bask›s› alt›nda sinmifl, gözlerden silinmeye, varl›klar›n› unutturmaya çabalayan, bunun için adlar›n› de¤ifltirmek dahil her yola baflvuran ve ancak ve ancak Asala bir T.C. diplomat›n› öldürünce “an›msanan” içine büzülmüfl bir cemaatti… Hay›r, kimse fikirlerini sormad›… Çünkü “devletlû”lar onlar›n “taraf” olabilece¤ini ak›llar›na dahi getirmediler -Türkiye Cumhuriyeti (ulus-) Devletinin homojen ve monolitik kurgusuna uygun olarak… Do¤rusu istenirse ne “devletlûlar”›n, ne de halk›n büyük ço¤unlu¤unun akl›nda bu yolda en ufak bir kuflku k›r›nt›s› mevcut de¤ildi. Bugünkü h›rç›nl›k, kuflku k›r›nt›lar›n›n biçimlenmekte oluflundan kaynaklan›yor. Gerçekten de sokaklarda “Hepimiz Ermeniyiz!” diye hayk›ran on binler, köyü boflalt›lan Kürt’le Kürt, evi bafl›na y›k›lan Roman’la Roman, soka¤›n ortas›nda kurflunlanan Ermeni’yle Ermeni olmaya istekli, insan yaralar›na duyarl›, kardeflli¤e susam›fl, “ç›ld›rmam›fl Türkler”in say›s›n›n hiç de az olmad›¤›n› gösterdi “devletlûlar”a. Sa¤l› sollu milliyetçilere ve halk›m›z›n Kurtlar Vadisi’ne râm olmufl b›çk›n evlatlar›na… Birgün bu yurt üzerinde gerçek bir “konsensüs” oluflacaksa e¤er, bu ac›l›, kanla yo¤rulmufl topraklar›, farkl› türkülerimizi hep bir a¤›zdan söyleyece¤imiz, “yarin yana¤›ndan gayr› her yerde, her fleyde hep beraber” diyebilece¤imiz gerçek bir kardefllik sofras›na dönüfltürebileceksek, bunu Ahbarik Hrant’›n ard›ndan uzanan sekiz kilometre boyunca “Hepimiz Kürdüz! Hepimiz Ermeniyiz!” diye hayk›ranlar gerçeklefltirecektir… 1Adorno. 2‹ttihatç›lar›n duruflma tutanaklar›ndan, Tertib 6 ve Tertib 14, Vesika 4 ve Tertib II, Vesika I, ak-
taran: Murat Belge, “1919 Kararlar›”, Radikal, 9 Nisan 2005, s.11. 3“Bahçeli: ‹zaha Muhtaç Bir Garabet”, Cumhuriyet, 25 Ocak 2007, s. 6. 4 ‹lhan Selçuk, ‘Hepimiz Ermeniyiz…’, Cumhuriyet, 25 Ocak 2007, s.2.
8
1-16 fiubat 2007
PERSPEKT‹F
Devrimci coflku ve heyecan Devrimci çoflku ve heyecan bizleri kuflatan her türlü olumsuz kuflatmaya karfl› devrimci bilincimizle ve onun oluflturdu¤u irademizle verdi¤imiz mücadelenin ad›d›r Devrimci mücadalede kiflinin ideolojik gelifliminde en önemli konulardan birisi de devrimci çoflkudur. ‹deolojik geliflimin ya da ideolojik duruflun iki yan› vard›r. Birisi; dar anlamda ideolojik durufl ya da geliflim, ikincisi; genifl anlamda ideolojik durufl ya da geliflimdir. Birincisi kiflinin sahip oldu¤u dünya görüflüyle yani sahip oldu¤u ve savundu¤u ideolojiyi ne kadar yaflam›yla bütünlefltirip bütünlefltiremedi¤ini ifade eder. ‹deolojinin genifl ve ikinci anlam› ise sahip olunan ideolojiye ne kadar vak›f olundu¤unu, bilimsel bilgiyle mi donatt›¤› yoksa günlük yaflam al›flkanl›klar› ile kendili¤indenci bir flekilde mi ö¤rendi¤ini ifade eder.
yorum” demek çok da ikna edici bir aç›klama de¤ildir. Çok istisnai durumlarda kiflinin çok zorland›¤› durumlarda belki bu aç›klamay› kabul etmek mümkün olabilir, ama genel olarak özellikle de günlük yaflam pratiklerinde ya da yaflam›n temel noktalar›nda kabul etmek mümkün de¤ildir. Buna ra¤men kendisini böyle iki ayr› parçaya ay›ran birçok kifli vard›r. ‹flin kötüsü devrimci saflarda da s›k karfl›lafl›lan bir durumdur. Birçok hatal› davran›fl ya da ilkesizlik bu flekilde izah edilmeye çal›fl›lmakta. “Yani do¤rusunu biliyorum, ama ne yapay›m böyle davran›yorum”. Oysa duygular düflüncelerden ve kiflinin sahip oldu¤u bilgi birikiminden ayr› de¤ildir. Yani kiflinin nesnelli¤inden ayr› bir alg› ve duygu dünyas› yoktur. ‹flte bu anlamda kiflinin kendi duygular›n› da e¤itmesi gerekmektedir. Daha do¤rusu bu zorunludur. Bu yap›lmad›kça devrimci faaliyetimiz s›ras›nda yaflad›¤›m›z her fley bize zor gelmeye bafllar ki; bunun sonu da y›lg›nlaflmakt›r. Sonuç olarak bunun ad› devrimci çoflku ve heyecan›n yitirilmesi olmaktad›r. Tekrar tan›mlayacak olursak devrimci coflku ve heyecan duygular›n da e¤itilmesi demek olacakt›r. Bu ayn› zamanda kitlelere dönük de bir e¤itimdir. Yani salt kendi e¤itimimiz de¤il kitlelerin de duygular›n›n dönüfltürülmesini ve hayat› do¤ru alg›lamalar›na yol açacak bilincin sa¤lanmas›na hizmet etmektedir.
Burjuvazi de kendi önemli kadrolar›n› bu flekilde de¤erlendirmektedir. E¤itimlerini de yine bu flekilde gerçeklefltirmektedirler. Fakat burjuva ideolojisi bilimsellikten yararlanmakla birlikte son noktada idealizmi ve özel mülkiyet iliflkilerinin devam›n› savundu¤undan ne kadar aksini iddia ederse etsin tarih karfl›s›nda gericidir ve bu haliyle de asl›nda bilimsellik d›fl›d›r. Marksizm-Leninizm-Maoizm ise hem bilimlere dayan›r, hem de kendisi bilimsel bir dünya görüflüdür. Çünkü diyalektik materyalist olmakla birlikte tarihin ve insanl›¤›n gelifliminin bilimsel bir yorumu olan tarihsel materyalizmi savunur ve savunmakla da kalmaz gereklerini yerine getirmek için prati¤e giriflir.
Duygular düflüncelerden ve kiflinin sahip oldu¤u bilgi birikiminden ayr› de¤ildir. Kiflinin nesnelli¤inden ayr› bir alg› ve duygu dünyas› yoktur. Kendi içinde o çoflkuyu devrimci disiplin ve e¤itim çerçevesinde yaflayamayan ve yaflatmayan bir hareket son noktada kitleler aç›s›ndan ideolojik çekim merkezi olma noktas›nda zorlanacakt›r
‹ste bu noktada devrimci çoflku ve heyecan devreye girmektedir. S›n›f savafl›m›na kat›lan gerek bireyler, gerek kitleler içinde bulunduklar› toplumun genel koflullar›n› de¤ifltirdikleri gibi kendilerini de bu de¤iflim prati¤i içerisine sokarlar. Bu olmadan yap›lacak bir devrimci politik mücadele zaten eksik ve güdük bir mücadeledir. Çünkü devrimci mücadele ayn› zamanda genelde özel mülkiyet iliflkilerine ve yaratm›fl oldu¤u kültüre karfl› da bir mücadeledir. Ve bu kültür ve onun yaratm›fl oldu¤u bask›y› a¤›r bir flekilde her zaman üzerimizde hissederiz. Aile ortam›ndan okula, ifle kadar... Yani yaflam›n her alan›nda. ‹flsizsek ya da a¤›r sömürü alt›nda bulunuyorsak bu sefer de özel mülkiyet dünyas›n›n flaflal› yald›zl› yalanlar› hayal dünyam›z› kaplar ve yine bizi teslim almaya çal›fl›r. Sonuçta bu kültürel bir mücadele oldu¤u kadar ayn› zamanda ideolojik bir mücadeledir. ‹flte bu kuflat›lm›fll›¤a karfl› kiflinin ya da devrimci bir örgütün kendisini yenileyerek ideolojik mücadale etmesi için öncelikle ideolojinin dar anlam› olarak belirtti¤imiz noktada kendisiyle bar›fl›k olmal› ve bu sürekli yenileme iste¤ini ve iradesini sürekli oluflturmal›d›r. Bu ayn› zamanda kiflinin ya da bir örgütlenmenin ideolojik ve kültürel olarak geliflim ve birikim sa¤lamas›n›na yol açacakt›r. Bu istek ve iradenin ad›n› k›saca devrimci çoflku ve heyecan olarak niteleyebiliriz. Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci hareketi genel olarak bunu devrimci inanç olarak tan›mlamakta, ama bu tan›mlama bilimsel bir tan›mlama olmad›¤›ndan tercih etmiyoruz. ‹nanç kavram› olarak ifade edilmek istenen devrimci bilinç meselesini anlamakla birlikte bilincin bilinç olarak tan›mlanmas›n› daha do¤ru görüyoruz. Devrimci çoflku ve heyecan bizleri kuflatan her türlü olumsuz kuflatmaya karfl› devrimci bilincimizle ve onun oluflturdu¤u irademizle verdi¤imiz mücadelenin ad›d›r.
Devrimci düflünceler nesneldir Öncü kadro ve militanlarda bu çoflku ve heyecan duyulmad›¤›nda ve kitle çal›flmalar›nda kitlelelere hissettirilmedi¤inde zaten a¤›r sömürü koflullar› alt›nda yabanc›laflm›fl kitlelerin kendi geleceklerini kendi ellerine alma iste¤i duymalar› pek de mümkün olmayacakt›r. Devrim mücadelesi nesneldir diyoruz. Bu anlamda devrimci düflünceler de nesneldir. Çünkü yaflayan canl›-kanl› insanlar›n yaflad›klar›n›n tarihsel, ekonomik ve sosyal olarak çözümleniflidir. Bilimdir. Bu nedenle devrimin
Kitlelerde heyecan yaratabilmek, bir çekim merkezi olabilmek biraz da bundan geçmektedir. Kendi içinde o çoflkuyu devrimci disiplin ve e¤itim çerçevesinde yaflayamayan ve yaflatmayan bir hareket son noktada kitleler aç›s›ndan ideolojik çekim merkezi olma noktas›nda zorlanacakt›r.
nesnelli¤i kadar onun bu nesnelli¤inin kavranmas› da bir o kadar önemlidir. Y›¤›nlar bu nesnelli¤i az çok bilince ç›karmad›kça yani devrimci bir çal›flman›n ve bu çal›flmaya yön veren program›n, örgütün varl›¤›n› hissetmedikçe devrimin nesnelli¤i sadece ve sadece bilimsel bir tespit olarak bilinemeyecek zamanlar›n bir gerçekli¤i olarak gelece¤e ait olur. Oysa ki devrim gerek dünyam›zda birçok ülkede, gerek Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklar›nda bugünün sorunudur ve bu yönüyle devrimin nesnel ve bilimsel tespiti yap›lm›fl, sunulmufltur. Gerisi bu bilincin örgütlenmesi ve esas olarak da ordulaflt›r›lmas›d›r. Ordulaflt›r›lmas›d›r derken edebiyat yapm›yoruz; yani kitleselleflmekten ya da yayg›nlaflmaktan vs söz etmiyoruz. Kelimenin ilk anlam›yla gerçek bir ordulaflmaktan söz ediyoruz. Ancak kendi ordusuyla bir halk kendi gelece¤ini, kaderini belirleyebilir. Ve ancak böyle bir ordulaflmayla bugün art›k tepeden t›rna¤a silahlanm›fl modern burjuva devlete karfl› kendi iktidar mücadelesini verebilir. Günümüzde bu gerçekli¤i tart›flmay› b›rak›n bunun ad›n› bile and›¤›n›zda çok yo¤un bir tepki al›rs›n›z. Bu tepki al›n›ld›¤›nda ise karfl›l›¤›nda bir karamsarl›k oluflabilmekte. Ki dedi¤imiz gibi günümüzde genel olarak devrimci mücdaleye karfl›, özel olarak da silahl› mücadeleye karfl› böylesi a¤›r bir ideolojik kuflatma ve sald›rganl›k yap›lmaktad›r. fiiddete karfl› olma ad›na, demokratl›k ad›na ya da çok soyut bir
hümanizm ad›na bu yap›labilmektedir. ‹nsan hayat›n›n ne olursa olsun de¤erinden bahsedilerek devrimci mücadele ve özelde silahl› mücadeleye karfl› bir karfl› kampanya yürütülmektedir. Sorun bu kampanyan›n yürütülmesi de¤il, bu kampanya karfl›s›nda devrimcilerin durufludur. Yani bu saldrganl›ktaki “hümanizma” ya da demogojik demokratl›k söylemleri bizi etkiliyor mu, etkilemiyor mu? Böylesi durumda sessiz kal›n›yorsa bu kötüdür. Ya da çok ajitatif bir flekilde savunu yap›l›yorsa bu da kötüdür. Her iki durumda da asl›nda bilinçsizlikten ve ideolojik olarak gerilemeden bahsedebiliriz.
Kiflinin nesnelli¤inden ayr› bir alg› ve duygu dünyas› yoktur Sorun sadece bilinç de¤ildir bu durumda. Sahip oldu¤umuz bilinci yaflamak ve bunun her daim fark›nda olmak. Sahip oldu¤unuz bilinci ona yabanc›laflmadan yaflamak. Yani Marksist olmak, yabanc›laflmay› teorik olarak bilmek; yabanc›laflmay› k›rmay› kolaylaflt›r›r belki ama tek bafl›na sa¤lamaz. Ayr› bir çaba gerektirecektir. Ve yabanc›laflmay› k›rman›n veya onu denetleyebilmenin en iyi yollar›ndan birisi de duygu olarak adland›rd›¤›m›z düflüncelerle do¤rudan düflünce olarak adland›rd›klar›m›z aras›ndaki iliflkidir. Yani kifli benim duygular›m böyle deyip kendisine ayr› bir davran›fl “özgürlü¤ü” alan› yaratm›flsa ortada ciddi bir tutars›zl›k var demektir. “Yani böyle düflünmüyorum, ama duygusal›m baflka türlü davranam›-
‹deoloji bilim gibi gerek kiflide, gerek genel olarak bir örgütte ya da toplumda geliflen, yaflayan ve ölen bir fleydir. Yani canl›d›r. Bu anlam›yla ideolojik yenilenme önemli bir konudur. ‹deolojik yenilenme sadece kitap, dergi okuyarak bilgilenme de¤ildir. Gerçi ö¤renmek onun en vazgeçilmez alt yap›s›d›r, ama tek bafl›na her fley de de¤ildir. ideolojik yenilenme teoripratik bütünlü¤ünde mücadelenin içinde olmakt›r. Y›lmadan, kararl› ve sab›rl› bir flekilde. Evet bu cümleleri çok s›k tekrar ederiz. Bunlar› yinelemek yanl›fl ya da basma kal›p de¤ildir. Çünkü uzun soluklu bir mücadelenin iniflleri ve ç›k›fllar›na ancak bu flekilde dayanabilmek, daha do¤ru bir deyimle gö¤üs gerebilmek mümkündür. Sab›r bu anlam›yla çoflkunun ikiz kardefli gibidir. Onun diyalektik birli¤idir. Bir devrimci sab›rla beklerken de ya da sab›rla ayn› cümleleri tekrar etmek durumundayken de çoflku hissedebilir. Burada bahsettiklerimiz duygusal, soyut ya da mistik duygular de¤il. Aksine dikkat edilirse yaz›m›z›n bafl›ndan beri duygular›n böyle soyut, mistik ya da insan›n kendisinden ba¤›ms›zm›fl gibi gösterilmesine karfl› olduk. Belki bu kavramlar günlük yaflamda al›flt›r›ld›¤› flekliyle soyut duygular ça¤r›flt›rabilir tehlikesiyle bu uyar›y› ya da hat›rlatmay› diyelim yapmak durumunda kald›k. Çünkü gerçekten böyle alg›lanmakta ve böyle alg›land›kça da yabanc›laflma teoriyle k›l›flanarak daha inceltilmifl, ama daha tehlikeli bir flekilde yaflanmaya devam etmektedir. Ama tüm bunlar yanl›flt›r. ‹nsan somut bir varl›kt›r ve tafl›d›¤› her düflünce sonuçta en gerçeklefltirilemez gibi düflündü¤ü hayalleri bile gerçe¤in bir yan›n› yans›tmaktad›r. Ya da gerçekli¤in ancak anti-tezi olarak vard›r. Ama dedi¤imiz gibi son noktada onu yok saymaya dayansa da gerçekli¤e dayanmaktad›r. ‹nsanl›k kendi bilincine vard›kça biyolojik olarak da geliflimi farkl›laflm›flt›r ve bu süreç biz farketmesek de devam etmektedir. Özel mülkiyet iliflkileri ortadan kald›r›l›p insanl›¤›n komünist dünyas› kuruldu¤unda; insanl›¤›n düflün dünyas›ndaki de¤ifliklikler bu yan›yla biyolojik evrimine de bugünkünden daha fazla yans›yacakt›r.
9
GÜNCEL
1-16 fiubat 2007
GENÇ YORUM Sinan ÇAKIROĞLU
Büyük gelişmelere hazırlanalım 2007’nin ilk ay›nda yaflananlar, bu y›l›n çok büyük siyasi geliflmelere, de¤iflimlere gebe oldu¤unun sinyallerini verdi. Yaflanan önemli geliflmeleri k›saca hat›rlayal›m. PKK’nin ateflkes süreciyle birlikte belirledi¤i-önerdi¤i politik strateji “Türkiye Bar›fl›n› Ar›yor” konferans›yla çeflitli alanlardan genifl kat›l›mla tart›fl›ld›, oldukça önemli mesajlar içeren sonuç bildirgesiyle kamuoyuna sunuldu. Bu tart›flmalar›n hemen öncesinde M‹T’in 80 y›ll›k tarihinde pek de rastlanmayan “uyar› mesajlar›” aç›ktan yay›nlad›. Kerkük ve PKK meseleleri için s›n›r ötesi operasyon tart›flmalar› yo¤unlafl›rken TBMM gizli oturum karar› alarak topland›. Tüm bunlar ülke gündemini meflgul ederken Hrant Dink öldürüldü. Ard›ndan TÜS‹AD’›n seçim baraj›n›n yüzde 4-5’e düflürülmesi, Türkçe d›fl›ndaki anadillerin seçimlik ders olarak okutulmas› gibi önerilerin yer ald›¤› raporu aç›kland›. Cumhurbaflkanl›¤› ve genel seçimlere k›sa bir süre kala yaflanan bu geliflmeler siyasi tansiyonu art›r›rken beraberinde politik kamplaflmay› ve netleflmeyi de h›zland›rd›. Özet olarak aktard›¤›m›z bu geliflmelerin çizdi¤i tablo, hakim s›n›flar içindeki farkl› kliklerin ve güç odaklar›n›n, son dönemlerde “statükocu” ve “de¤iflimci” diye adland›r›lan esasta iki farkl› cephenin, özellikle Kürt meselesinde zorunlu flekilde kendisini dayatan gelenekselleflmifl, 80 y›ll›k devlet politikas›ndaki de¤iflime iliflkin konumlan›fllar›d›r. Bu biraz açmak gerekirse: Kürtlerin inkar› üzerine varolan, tek kurucu unsur söylemiyle flekillenen, demokratik-kültürel haklar›n dahi tan›nmad›¤› ve tarih boyunca ç›plak fliddetle bast›rma yönteminin uyguland›¤› inkarc›-flovenist ideolojik yaklafl›m bugüne kadar resmi devlet politikas› olarak sürdürülmüfltür. Fakat bugün gelinen aflamada de¤iflim kendisini dayatmaktad›r. Bunun sebeplerinden biri Kürt ulusal mücadelesinin vard›¤› boyut ve noktad›r, may›s ay›na kadar sürecek ateflkesin sonunun ateflkesin bozulmas› de¤il kopma olaca¤›n›n belirtilmesidir. Di¤er önemli sebep ise ABD emperyalizminin bölge politikalar›nda askeri ve siyasi olarak en önemli müttefiki olan güneyli Kürtlerin ulaflt›¤› noktad›r. ‹flte, hakim s›n›flar cephesindeki bu s›k›nt›l› ve sanc›l› sürecin ve bu sürece iliflkin farkl› konumlan›fllar›n ifadesidir Devlet Bahçeli’nin “PKK’nin siyasallaflmas›n›n zemini” olarak de¤erlendirdi¤i TÜS‹AD raporu yada M‹T’in yay›nlad›¤› “ulus devlet!” alarml› “bekle-gör-tav›r al takti¤inin”, “savunma pozisyonunun” kabul edilemezli¤ini ifade eden 80. y›l mesaj›. Yine Hrant Dink’in katledilmesinin arkas›nda da esas olarak bu kamplaflman›n hesaplaflmas› oldu¤unu söylemek pek de yanl›fl olmayacakt›r. Meselenin bu duruma gelmesine neden olan geliflmeleri inceledi¤imizde esas olarak birkaç husus göze çarpmaktad›r. Öncelikle, 1. emperyalist paylafl›m savafl› sonras› y›k›lan Osmanl› imparatorlu¤u birçok tek yada çok uluslu devletlerin kurulmas›n› sonuçlam›flt›r. Bunlardan devletleflemeyen Kürt ulusu ise dört parçaya bölünerek söz konusu devletlerin siyasi ve askeri ilhak›na maruz kalm›flt›r-kalmaktad›r. Ulusun kendi kaderini tayin hakk› gasbedilmifltir. 1920’li y›llardan bugüne uzanan bu tarihi haks›zl›k esas olarak bölge devletlerinin gündemiyle s›n›rl› kalm›flt›r, uluslar aras› gündemde bugünkü kadar yer almam›fl, tart›fl›lmam›flt›r. Çünkü, tarihte kürt ulusal hareketi siyasi-askeri olarak hiç bu kadar güçlenmemifl ve yine Kürdistan üzerinde hakim olan devletler de hiç bu kadar zay›flamam›flt›r. Ayr›ca, emperyalizm kendi ç›karlar› gere¤i bu tarihi haks›zl›¤› do¤rudan yada dolayl› olarak bugünkü kadar kullanma ihtiyac› duymam›flt›r. Tüm bunlar›n bir araya gelmesi kürt sorununu art›k sadece ulusal, bölgesel bir konu olmaktan ç›karm›fl uluslar aras› bir sorun haline getirmifltir. Bu konuda bölge devletleriyle birlikte Türk devletinin de s›k›nt› içine düfltü¤ü bir gerçektir. T.C.’nin izledi¤i genel strateji ABD ile karfl› karfl›ya gelmeden bölgedeki statükonun, siyasi haritalar›n ve bölge devletlerinin rejimlerinin kendi aleyhine köklü flekilde de¤iflmesini önlemektir. Kerkük üzerine kopar›lan f›rt›nalar›n arkas›nda yatan sebep de tam budur. Irak Türkmen cephesi lideri Saadettin Ergeç’in “Referandumla Kerkük’ün kürt yönetimine ba¤lanmas› Kürdistan’›n ba¤›ms›zl›¤›n› ilan etmede son aflama olacak” sözü ve Irak’›n petrol ihracat›n›n yar›s›n›n buradan karfl›land›¤› gerçe¤i, iflte T.C.’nin Türkmenlerin u¤rad›¤› haks›zl›klar› öne ç›kararak ve milliyetçi duygular› okflayarak meflrulaflt›rmaya çal›flt›¤› siyasi ve ekonomik haz›ms›zl›¤› bunlard›r. Fakat son noktada efendilerinin emperyalist ç›karlar› neyi gerektiriyorsa ona boyun e¤ecekleri bir gerçekliktir. ABD’nin Ortado¤u’ya iliflkin yaklafl›m›n›n taktiksel bir aç›l›m de¤il stratejik bir plan oldu¤unu çok kereler söyledik. ‹çinde bulundu¤u ç›kmaz› aflmas›n›n ve gelecekte yaflayaca¤› olas› tehlikeleri bertaraf etmesinin yolu dünya petrolünün yüzde altm›fl›ndan fazlas›n› bar›nd›ran Ortado¤uya hakim olmak oldu¤u hepimizin malumu. Bu sebepten dolay› emperyalist sald›rganl›¤›n uzun zamana yay›lm›fl farkl› askeri-siyasi konseptlerle sürece¤ini söyleyebiliriz. Bu farkl› konseptlerin kayna¤›n› ald›¤›-alaca¤› ana halka hep “böl-parçala-yönet” olmufltur-olacakt›r. Güçleri bölmek, yaln›zlaflt›rmak ve birbirine düflman ederek kontrol alt›nda tutmak, ortak direniflin temellerini yok etmek emperyalizmin temel politikas›d›r. Bölgedeki statükoyu y›karak dengeleri kendi lehine çevirmesinde bugünkü esas yönelim varolan kurulu ulus devletlerin reorganizasyonudur ve merkezi bir devletten ziyade federatif yap›lanma ABD’nin öncelikli tercihidir. Tüm bunlar yaflan›rken ulus devletler sürecinin sonunun bafllad›¤› belirlemeleri yap›lmaktad›r. Asl›nda bunun arkas›nda yatan niyet emperyalizm gerçe¤inin gizlenmeye çal›fl›lmas›d›r. Bu söylem, emperyalizmle ezilen uluslar ve halklar aras›ndaki çeliflkinin yok say›lmas›n›n ideolojik k›l›f› olarak da kullan›lmaktad›r.
TÜS‹AD, MHP polemi¤i ve gizlenen gerçekler omprador sermayenin ülkemizdeki temsilcisi TÜS‹AD gladyo örgütlenmesi olan MHP’yi denetimde tutamay›nca aba alt›ndan sopa göstermeye çal›fl›yor. Özellikle ikinci emperyalist paylafl›m savafl›ndan sonra ABD emperyalizmi taraf›ndan, sömürge-yar› sömürge ülkelerde denetimi sa¤lamak, geliflebilecek halk ayaklanmalar›n›, s›n›f mücadelelerini, ba¤›ms›zl›k mücadelelerini bast›rmak, oradaki kendilerine uflakl›k eden kukla iktidarlar› korumak için bu tip gladyo örgütlenmeleri kurulmufltur. ABD emperyalizmi ve di¤er NATO üyesi emperyalist ülkeler taraf›ndan farkl› isimler alt›nda kurulan bu örgütlemeler dünyan›n bir çok sömürge-yar› sömürge ülkesinde çeflitli kanl› sald›r›lar yapm›flt›r. Emperyalistlerin bu örgütlenmeler arac›l›¤›yla dünya genelinde yapt›klar› kanl› olaylara bakt›¤›m›zda karfl›m›za milyonlarca insan›n katledildi¤i korkunç bir tablo ç›k›yor. Amerika k›tas›ndan Asya k›tas›na, baht› kara Afrika k›tas›na kadar, nerede bir ba¤›ms›zl›k k›v›lc›m›, bir halk ayaklanmas›, bir özgürlük mücadelesi bafllarsa derhal en barbar ve vahfli yöntemlerle bu filizlenmeler kukla iktidarlar ve gladyo örgütlenmeler arac›l›¤›yla bast›r›lm›flt›r. fiili’de katil Pinofle eliyle ba¤›ms›zl›k mücadelesi yürüten yüz binlerce fiili halk›n› ve halk›n oylar›yla bafla gelen fiili devlet baflkan› Alenda’y›, Elsalvador’da, Panama’da, Bolivya’da, Nikaragua’da, Kolombiya’da ba¤›ms›zl›k mücadelesi yürüten yüz binlerce insan› bu galdyo örgütlenmeler eliyle katletmifltir.
K
delesini bast›rmak için kurulan bu kanl› örgütlenmenin bir aya¤›n› da MHP oluflturmaktad›r. Öyle ki MHP kuruldu¤undan bu güne kadar adeta bir gladyo yetifltirme okulu olarak faaliyet yürütmüfltür. Ülkemizde gladyo örgütlenmesi olarak ordu içerisinde “özel kuvvetler” ad› alt›nda örgütlenen bu kanl› örgütün üyelerinin tümüne yak›n›n›n MHP kökenli olmas› ise bir tesadüfle ifade edilmeyecek kadar bu tespiti do¤rulamaktad›r. Ülkemizde yaflanan kanl› olaylardan bir kaç›na bakt›¤›m›zda bu çok rahatl›kla anlafl›lmaktad›r. Yüzlerce insan›n vahflice katledildi¤i Marafl Katliam›’n›n san›klar›n›n hepsi MHP kökenli, Çorum Katliam›’n›n san›klar›na, Ankara’da ki 7 T‹P’li ö¤renciyi vahflice katledenlere bakt›¤›m›zda tüm
Ülkemizdeki Gladyo Örgütlemesi “Özel Kuvvetler” ile MHP Aras›ndaki ‹liflkiler Ülkemizde ise özellikle 60’lardan sonra geliflen ba¤›ms›zl›k ve s›n›f müca-
bu tetikçilerin MHP kökenli oldu¤unu rahatl›kla görmekteyiz.
TÜS‹AD’›n “Demokratl›¤›” Ülkemizdeki ikdidar›n en büyük or-
Sonuç Olarak Ne emperyalizmin ülkemizdeki tafleronlu¤unu yapan komprador bürokrat burjuvazinin örgütlülü¤ü, varl›¤›n› emek sömürüsü üzerine kuran bu u¤urda her türlü zulmü emekçi halka tereddütsüzce uygulayan TÜS‹AD’›n “demokratikleflme” sorunu vard›r, ne de ülkemiz Türkiye-Kuzey Kürdistan’da emperyalizme karfl› yürütülen her türlü özgürlük mücadelesinin bast›r›lmas› için gerçeklefltirilen kanl› sald›r›lar›n arkas›nda olan MHP’nin AB karfl›tl›¤› söz konusudur. Ülkemizde yaflanan her türlü gerici faflist politikalar›n arkas›nda TÜS‹AD’›n parma¤› oldu¤u gibi, tetikçili¤ini ise MHP yapmaktad›r. TÜS‹AD ülkemizdeki iktidar kliklerinden komprador bürokrat burjuvazinin örgütlü¤ü oldu¤u gibi, MHP de bu iktidar›n gladyo örgütlenmesinin bir parças›d›r.
Kapal› oturum öncesinde ola¤anüstü güvenlik önlemleri al›nd›. Konuflmalar›n dinlenmesini önleyecek perdeleme sistemi devreye sokuldu, cep telefonlar›n›n çal›flmas› engellendi. Oturumun tutanaklar› devlet s›rr› niteli¤inde bulundu¤u için 10 y›l aç›klanmayacak.
Meclis Kerkük için
Yurtd›fl›ndaki kurumlardan tepki
‘gizli’ topland› TBMM Genel Kurulu, ‘Kerkük’ün statüsü ve Irak’taki Türkmenlerin durumu’, ‘PKK, Güney Kürdistan’ ile ‘›rkç›l›k’ konular›yla ilgili gizli oturumla topland›.
Yurtd›fl›nda faaliyet sürdüren kurumlardan ADHK, AT‹K, B‹R-KAR, Yaflanacak Dünya ve AvEG-Kon ortak bir yaz›l› aç›klama yay›nlayarak meclisteki gizli oturuma tepki gösterdiler. “Ermeni ve Kürt halklar› baflta olmak üzere, tüm halklar›n demokratik hak ve özgürlükleri için mücadelesini kanla, katliamla bast›ran, varl›klar›n› inkar eden, ayd›nlar›, yazarlar›, sanatç›lar› katleden devlet, ‘Gizli Görüflme’ ile yeni bir katliama daha imza atmak istiyor” denilen aç›klamada, “Meclis'te yap›lan bu ‘Gizli Görüflme’yi k›n›yor, Kürt illerine, Ortado¤u'ya, ‘s›n›r ötesi’ne iflgal ordusunun gönderilmesini istemiyoruz” ifadelerine yer verildi.
301 haberi iflinden etti
Bugün Irak’taki flii-sunni çat›flmalar›, Arap ve Kürtler aras›nda keskinleflen çeliflkiler, Filistin’deki El-Fetih-Hamas çat›flmalar›, Lübnan’da Hizbullah’›n ça¤r›s›yla yap›lan grev ve sonras› yaflanan çat›flmalar v.b. bunlar›n tümü sonuç olarak ABD emperyalizminin ekme¤ine ya¤ süren ve yukar›da bahsetti¤imiz stratejik planlamalar›na denk düflen geliflmelerdir.
gulamay› görelim' demiflti. Uygulamay› Hrant Dink cinayetiyle gördük... Sivil toplum deste¤i istemiflti. 200 binlik cenazede onu da gördük. S›ra onda...” fleklinde vermiflti.
Etnik ve mezhep farkl›l›klar› kullan›larak halklar birbirine düflürülmektedir. Ülkemizde ve bölgede bunu bofla ç›karacak politik konumlan›fl en genifl anti-emperyalist birlikteliktir. Emperyalizme do¤rudan darbe vurmak, onu zay›flatmak ve yaln›zlaflt›rmak; günümüz dünyas›nda devrimci yada ilerici olman›n temel kriteri budur. Bu cesaretle savunulmal›d›r, bunun d›fl›ndaki tüm politik belirlemeler niyet yada gerekçe ne olursa olsun emperyalizme flu yada bu ölçüde hizmet eder. Dünyadaki, bölgedeki ve ülkemizdeki temel çeliflki, bafl düflman tespitleri bize bu sonucu dayatmaktad›r. Sonuç olarak, önümüzdeki günlerde genel anlamda ülkemizdeki ve bununla ba¤lant›l› olarak bölgedeki güçlerinin politik durufllar›nda netleflmelerin ve de saflaflmalar›n daha belirgin olaca¤›n› söyleyebiliriz. Özellikle PKK önderli¤inin “Her parçan›n kendi içinde bulundu¤u ülke s›n›rlar› dahilinde demokratik çözümü esas almas›” stratejisinin may›s ay›na kadar geçerli oldu¤u, bu tarihe kadar sonuç al›nmazsa sürecin kopmayla, ulus devlet ilan›yla sonuçlanaca¤› aç›klamas› oldukça önemlidir. Farkl› güçler bu eksende kendi cephelerinden sürece haz›rlanmakta ve saf tutmaktad›r. Milliyetçi kamplaflman›n boyutlanarak Türk-Kürt çat›flmas›na dönüflmesi tehlikesi her zamankinden fazlad›r. Anti-emperyalist, anti-faflist ideolojik-politik perspektifle genifl kitleleri birlefltirerek, “yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan› etraf›nda emperyalizme karfl› ortak duruflu örgütleyerek mücadeleyi yükseltmeliyiz. Buradan do¤ru sürece haz›rlanmal› saf›m›z› netlefltirmeliyiz. Cüretli olal›m kazan›lacak bir dünyam›z var
taklar›ndan biri olan emperyalizme göbekten ba¤l› komprador burjuvazinin örgütlülü¤ü olan TÜS‹AD (Türkiye Sanayici ve ‹fl Adamlar› Derne¤i) ülkemiz TürkiyeKuzey Kürdistan’daki tüm pazara hakim olmak için daha ›l›ml› liberal bir politika izledi¤i görüntüsünü vermeye çal›flarak “Kürt raporu”, “demokratikleflme raporu” gibi bir dizi rapor yay›nlamakta, bir taraftan ise demokratikleflmenin kriteri olarak AB’yi göstermektedir. Komprador bürokrat burjuvazi bu amaçlar›n› yaflama geçirmeye çal›fl›rken yaratmaya çal›flt›¤› “sorunsuz ortam” için kendisine görece en uygun olan AKP’yi tercih ederken di¤er taraftan gladyo örgütlülü¤ü MHP’yi denetlemek için ülkemiz Türkiye- Kuzey Kürdistan’da gerçeklefltirilen kanl› eylemlerin sorumlusu olarak buray› iflaret edip hem halk›n gözünde kendini temize ç›karmak, hem esas olarak devleti kurtarmak, hem de MHP’yi hizaya getirmek istemektedir. TÜS‹AD’›n “demokratikleflme raporu”nda yer alan “Kürt’çenin seçmeli ders olmas›” önerisine MHP’nin
yapt›¤› sert ç›k›fl›n arkas›nda ise esas olarak yaklaflan seçimlerin oldu¤u, zira patronlar kulübü olan TÜS‹AD’›n, AKP ile yola devam edece¤i, AKP döneminde kasalar›n› dolduran patronlar›n “istikrar›n” sürmesi ve ABD ve AB ile olan iliflkisinde yola en az pürüzle devam edilmesi karfl›l›¤›nda, ikinci AKP hükümetine destek verdi¤i, Cumhurbaflkanl›¤› seçimlerinde de AKP ile bir senaryo üzerinde uzlafl›ld›¤›, söylemleri olufltururken bir di¤er neden de son süreç de yaflanan linçler ve Hrant Dink cinayetiyle yarat›lan flovenist›rkç› atmosferin katliamda ad› geçen BBP’ye yaramas› oldu¤u, MHP’nin taban›nda bununla beraber oy kaybetme korkusu oldu¤unu söyleyebiliriz.
Star Gazetesi’nin sahibi kim
Star Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Alev Er, gazeteci Hrant Dink’in katledilmesinin ard›ndan her kesim taraf›ndan tart›fl›lmaya bafllanan 301. madde konusunu, ‘301 Cemil, tahtaya’ manfletiyle haber yap›nca koltu¤undan oldu. Star Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Alev Er, 26 Ocak sabah› gazeteye gitti¤inde görevden al›nd›¤›n› ö¤rendi. Bir önceki gün Star Gazetesinde 301. maddeye iliflkin haberi, ‘301 Cemil, tahtaya’ manfleti ile, “Bakan Çiçek 301 için 'uy-
Egemen sistemin savunucusu ve sistemin günahlar›n› örtmek için sat›l›k kalemflörlerden oluflan medyan›n bir parças› olan Star Gazetesi, Uzanlar’dan sonra uzunca bir süre Tasarruf Mevduat› Sigorta Fonu’nun atad›¤› yöneticiler taraf›ndan yönetildi ve ‘hükümet yanl›s›’ bir gazete haline geldi. Bir y›l önce de K›br›sl› ifl adam› Ali Özmen Sefa’ya sat›ld›. Ancak Özmen’in perde arkas›nda bir orta¤› daha var, o da AKP Diyarbak›r Milletvekili ‹hsan Arslan. Böyle olunca yaflanan daha bir anlafl›l›r oluyor. Bu güne kadar 301. madde yarg›lamalar›na fazla ses ç›karmayan medya, Hrant Dink’in katledilmesinin ard›ndan bu konuya ‘duyarl›l›k’ göstermeye bafllam›flt›. Ancak Alev han›m›n ‘duyarl›l›¤›’ bafl›na ifl açt› ve iflinden etti.
Ayflenur Zarakolu an›ld› Yakaland›¤› hastal›k sonucu yaflam›n› yitiren Belge Yay›nlar›’n›n eski yay›n yönetmeni Ayflenur Zarakolu dostlar› ve sevenleri taraf›ndan mezar› bafl›nda an›ld›. ‹nsan Haklar› Derne¤i ‹stanbul fiubesi üyeleri ve çeflitli demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcileri, 2002 y›l›nda yaflam›n› yitiren Ayflenur Zarakolu için mezar› bafl›nda anma düzenlediler. Yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan konuflan ‹HD ‹stanbul fiube Yöneticisi Hüseyin Ayy›ld›z, Zarakolu’nun ülkedeki insan haklar› savunucular›na çok katk›da bulundu¤u ve Zarakolu’nun demokrasi mücadelesinde önemli bir yeri oldu¤unu söyledi. Anma Zarakolu’nun mezar›na karanfillerin b›rak›lmas› ile son buldu.
10
DÜNYA
1-16 fiubat 2007
41 Maoist tutsa¤› katleden Peru devletine göstermelik mahkumiyet
YÖNEL‹M Kazım Cihan
Gerçek Adaleti Peru halk› sa¤layacak
Nitel inşaa
mifl ve olay sona erdikten sonra, tut-
ABD destekli Alberto Fujimori, gerçeklefltirdi¤i darbeden k›sa bir süre sonra silahl› güçlere, PKP üyesi olmakla suçlanan 500’ü aflk›n kad›n ve erkek tutsa¤›n tutuldu¤u bu hapishanede sözde “isyan” gerçeklefltirildi¤i bahanesiyle, müdahale emri verilmiflti.
tutsakda yaralanm›flt›.
Hapishanedeki devrimci tutsaklar politik bir kaleye dönüfltürdükleri yerden ç›kar›ld›klar›nda derhal öldürülmeleri için haz›rlanan bir plan oldu¤unu ilan ettikleri nakil operasyonunu protesto etmek için hapishanenin bir bölümünü iflgal etmifllerdi. Tutsaklar K›z›l Haç ile yapt›klar› görüflmeler sonucunda protestolar›na son vermeyi kabul etmifl ve yine K›z›l Haç’›n nezaretinde hücrelerine geri dönmeye raz› olmufllard›. Buna ra¤men silahl› güçler yine de içeri yolland›. Maoistler, bu durum karfl›nda direnifle geç-
caklar›n› dile getirdi.
A
Komünist olmak, komünizm için teori ve prati¤in birli¤i, stratejik konumlanma ve bu temelde nitel örgütlenmeyi gerektirir. Burjuva ve devrimci demokrat çevreyi, her türlü küçük burjuva sosyalizmi aflmak, teoride-siyasette-örgütlenmede komünist nitel ayr›m› her yönüyle (kiflilikte, kültürde, önderlik anlay›fl› ve sitilinde v.b.) ortaya koymak durumunday›z. Komünizm ask› veya gelecekte raftan indirilecek bir mesele de¤il, proletarya devriminin her an›n› yönlendirmesi, zamana hükmünü geçirmesi gereken bilimsel bir davad›r. Aksi halde kirli geleneksel burjuva siyaset tarz›ndan, geleneksel fikir ve de¤erlerden, burjuva örgüt ve burjuva kiflili¤in her türünden kopulamaz. Gericili¤e gerçek alternatif olunamaz. Devrimin objektif koflullar›n› yaratan sömürü dünyas›n›n kendisidir. Komünist partisi bu objektif koflullar› yaratm›yor, diyalektik materyalist bak›fl aç›s›yla görüyor, bilinçli müdahale yapmaya çal›fl›yor. Komünist partisinin görevi, devrimin bu objektif koflular›nda devrimi örgütlemeye önderlik etmektir. Devrimin görevlerine do¤ru çizgide sahip ç›k›p, örgütlemeyen niyeti ne olursa olsun komünist olamaz. Görevlere do¤ru çizgide sahip ç›k›ld›¤›nda dar hesaplar afl›l›r. Parti-s›n›f ve halk›n birli¤i ilerletilir. Devrim birlefltirir. Parti tüm örgütlenmeler içinde esas halkad›r. Elbette parti devrim yapmaz. Gerçek kahraman kitlelerdir, devrim onlar›n eseridir. Ancak bu eseri komünizm do¤rultusunda yaratmada Komünist Parti önderli¤i kilit bir sorundur. Komünist çizgi ve komünist parti önderli¤i d›fl›nda hiç bir kitle hareketi ve kitle örgütlenmesi kendili¤inden komünizm için devrim icra edemez. Stratejik konumlanma ve nitel örgütlenme savunulmal›d›r. (Komünizm temelinde) ekonomistçe kitleselleflme projeleri de¤il. Bernstein’in “hareket her fley, nihai hedef hiçbir fley” revizyonizmi konjonktürel havan›n kendili¤indenci seyrine kuyrukçuluktu... Onun da tüm ekonomistlerin de argüman›, “kitleselleflme ve genifl kitle ba¤›” idi. Devrimde kitlelerin rolünün tayin edici olmas›, kitle kuyrukçulu¤u ile kar›flt›r›lamaz. Kitleler bu tarihi rolünü, muazzam enerjilerini komünist önderlikle birleflip, komünist bilinçle donand›klar›nda oynayabilirler... Objektif koflullar kitle hareketi zaten yarat›yor ve yaratacakt›r. Sorun bunun hangi yata¤a akaca¤›d›r. Kendili¤inden komünizm mecras›na girmez. Komünizm mecras›na komünist bayrak alt›nda ve komünist çizgi ve parti önderli¤inde siyasal iktidar›n devrimle zapt edilmesi yürüyüflüyle girilir. Do¤ru çizgi ve bununla kuflanm›fl KP önderli¤i d›fl›nda, komünizm için bir kitle hareketi infla edilemez. Bunu infla etmek için esas halka partinin nitel inflas›d›r... Parti tarihimizin çeflitli kesitlerinde temel meselede (MLM) ideolojik k›r›lmalara, kolektif tecrübemizle iflaret ettik. K›r›lma, nitel inflay› tahrip etme rolü oynad›. Tecrübelerimizin özetledi¤i bu olumsuzluklar› köklü aflmak, nitel s›çramalarla yeni nitel geliflmeler talep eder. Mesela parti tarihimiz aç›s›ndan, Kaypakkaya Maoist köklü nitel bir ç›k›flt›. Sonradan geriye düflüfle 2. Konferans baz› zay›fl›klar›na ra¤men nitel bir meydan okuyufltu. Kongre çizgimiz de nitel bir ilerleme ça¤r›s›d›r. Partinin komünist niteli¤i birbirinin kaba tekrar› devaml›l›kla de¤il, nitel s›çramalarla korunur, savunulur. Nicelik ve nitelik z›tlar›n birli¤idir ve birbirlerine dönüflürler. Komünist nitel infla k›r›k dökük de¤il, gerçek nicel gücünü de yarat›r. Nitel infla zeminine oturmam›fl kendili¤indenci nicel kalabal›kl›k komünist niteli¤i de yer. Komünist ideoloji-teori-siyaset-bilim rehberli¤inde stratejik hareketlere yönelen ve bu temelde merkezi görevimiz bilincinde ve icra eden gidifl nitel infla ve devrimin güçlerini birlefltirmede çok önemlidir. Örgütlenme taktik bir sorun de¤ildir. ‹deolojinin-teori-siyaset-strateji ve taktik uygulanmas›d›r. Do¤ru çizgi d›fl›nda hiçbir mahir koordinasyon, teknik düzenleme kendi bafl›na komünist örgütlenme sorununu çözemez. Komünist örgütlenmenin eyleminin içeri¤i komünist olmak durumundad›r. Beyaz-siyah kedi fark etmez pragmatizmi, nihai amac›m›zla birleflmemifl nas›l olursa olsun araç fikri bizim olamaz. Partinin bütün örgütlerinin parti önderli¤inde kitlelerin hareket birli¤ini, komünizmin rehberli¤i, devrimin önder çizgisi ve bunu icra edecek yeni iktidar için gerilla savafl› merkezi görevi sa¤lama olacakt›r. Aksi durum parti ve kitlelerin hareket birli¤ini tahrip eder. Kap›y› curcunalara açar. Her ihtisas alan›, kifli, birim, organ kendine sormal›d›r. Bulundu¤um yerde, MLM çizgi ne kadar kumandadad›r? ‹ktidar bilincim ve birleflti¤im kitlelerin bu konuda zihni nedir? Aktivist ve kitlelerin nihai amaçla birleflme seviyesi ne alemdedir? Komünizm için pratik duruflun nedir? Komünizm rehberlik etmezse komünist hareket olmaz. Komünist hareket olmadan komünizme gidilmez. Her zaman için do¤ru çizgi önderli¤inde nitel örgütlenmeyi derinlefltirelim.
merika ‹nsan Haklar› Mahkemesi (The Inter-American Court of Human Rights), 69 May›s 1992 tarihinde Lima’daki Miguel Castro Hapishanesi’nde gerçeklefltirilen katliamdan dolay› Peru devletini sorumlu tutan önemli bir karar verdi. Peru’nun sözleflme ile kendisine tabi oldu¤u mahkeme ayr›ca Peru devletinin, kamuoyu önünde katliam kurbanlar›ndan özür dilemesi ve yine kurbanlar›n ailelerine u¤ran›lan zarar›n karfl›l›¤› olarak toplam 20 milyon dolar ödemesini karara ba¤lad›.
1992 y›l›nda Lima’daki Miguel Castro Hapishanesi’nde 41 Maoist tutsa¤› vahfli bir flekilde katleden Peru hakim s›n›flar›, sözleflme ile kendisinin de tabi oldu¤u Amerika ‹nsan Haklar› Mahkemesi taraf›ndan mahkum edildi
ABD emperyalizmi Sinyora hükümetine askeri deste¤ini artt›r›yor
Lübnan sokaklar› alev topu
Lübnan'da ABD iflbirlikçisi Sinyora hükümetini düflürmek için 1 Aral›k'tan bu yana gösteriler yapan Hizbullah önderli¤indeki muhalefetin bafllatt›¤› yeni bir grev dalgas› Beyrut sokaklar›n› aflarak tüm Lübnan’a yay›lm›fl durumda. Hizbullah, emperyalistlerin deste¤i ile ayakta kalabilen Sinyora hükümetinin Lübnan’› temsil etmedi¤ini aç›klayarak bir ulusal mutabakat hükümetinin kurulmas› için erken seçimlere gidilmesi gerekti¤ini savunuyor ve kitlesel gösterilerin devam edece¤ini belirtiyor.
Muhalefet, yeni bir ulusal birlik hükümeti kurulmas› için son iki ayd›r Beyrut’taki baflbakanl›k saray› önünde çad›rkent kurup, nöbet tutarken, ülke çap›nda büyük etki yaratan grev, ABD yanl›s› hükümet karfl›t› eylemlerinin “üçüncü aflamas›” olarak nitelendirildi.
Sokaklar alev topu Grevle birlikte Lübnan’da yaflam durma noktas›na ulafl›rken, eylemler çerçevesinde, ana yollar kapat›ld›, havaliman› seferleri de iptal edildi. Yer yer fliddetli çat›flmalar›n yafland›¤› eylemlerde 10’a yak›n kifli hayat›n› kaybederken yüzlerce kifli de yaraland›. Eylemlerin üniversitelere s›çramas›yla birlikte Lübnan ordusu 25 Ocak günü eylemlerin en yo¤un oldu-
Merkel'in aç›l›fl konuflmas›n› yapt›¤› zirvenin ana gündemi yine Ortado¤u’ydu. Emperyalist tekellerin yo¤un ilgi gösterdi¤i zirve yeni sald›r› programlar› eflli¤inde son bulurken, küreselleflme karfl›tlar› ise Kenya’n›n baflkenti Nairo-
ra halinde yere yat›r›lm›fl ve 41 Maoist vahfli bir flekilde katledilmiflti. Y›llar sonra yürütülen bir araflt›rma gösterdi ki, La Colina olarak adland›r›lan paramiliter bir ölüm mangas›n›n üyeleri bizzat Fujimori’nin direktifi ile, PKP liderleri olarak tan›nan tutsaklar› infaz etmekle görevlendirilerek askerlerle birlikte içeri gönderilmiflti. Katledilen Maoistlerden 13’ü PKP-Merkez Komite üyesiydi. Sald›r›da 322 tutsak ac›mas›z bir flekilde kötü muameleye tabi tutulurken, 175 Amerika ‹nsan Haklar› Mahkemesi’nin verdi¤i karar sonras› bir aç›klama yapan Peru’nun yeni devlet baflkan› “sosyal demokrat” Alan Garcia, mahkemenin karar›n›n “utanç verici” oldu¤unu söyleyerek, karara uymayaKarara tepki gösteren Peru’nun eli kanl› yeni devlet baflkan› Alan Garcia, 19 Haziran 1968’de, PKP üyelerinden ve di¤er politik anlay›fllardan 300 tutsa¤›n katledilmesinin emrini bizzat veren kifli olarakd a tan›nmaktad›r. Garcia’n›n iflbafl›na gelir gelmez ilk icraatlar›ndan biri de devrimci ve komünistler için ölüm cezas›n›n yeniden gündeme gelmesini önermek oldu.
Somali’de 3 ayl›k OHAL
¤u baflkent Beyrut'ta soka¤a ç›kma yasa¤› ilan etti.
ABD’den Sinyora hükümetine askeri destek Lübnan’da iflgalin ard›nan bölgeye yerlefltirelen BM ‘bar›fl gücü’ askerleri iflbirlikçi Sinyora hükümetine koruma kalkan› olurken, ABD emperyalizmi ise hükümetin desteklenmesi için yap›lan ‘yard›m’ kapsam›nda ABD Hava Kuvvetleri'ne ait C-17 tipi kargo uça¤› ile ülkeye 20 adet z›rhl› jeep gönderdi. ABD emperyalizmi bu yard›mlarla baflta Hizbullah olmak üzere bölgedeki muhalafete gözda¤› vermeye çal›fl›rken, önümüzdeki aylarda 265 adet jeep'in daha ülkeye sevk edilerek askeri yard›mlar›n sürdürülece¤i kaydedildi. ABD’nin bu giriflimleri karfl›s›nda bir aç›klama yapan Hizbullah lideri Nasrallah, Lübnan’daki mevcut siyasi krizin temel nedeninin ABD’nin ulusal birlik hükümeti kurulmas›n› engellemesi oldu¤unu belirtti. Nasrallah, “Amaç Fuad Sinyora hükümetini güçlendirmektir. Çünkü gerçekte bu onlar›n hükümetidir” yorumunda bulundu.
Davos’a karfl› Dünya Sosyal Formu Her y›l Ocak ay›n›n son haftas› yap›lan ve ald›¤› kararlarla dünya halklar›na karfl› sosyal, kültürel ve ekonomik y›k›m paketleri haz›rlayan Dünya Ekonomik Formu ‹sviçre'nin Davos kasabas›nda 90 ülkeden yaklafl›k 2 bin 400 kiflinin kat›l›m›yla yap›ld›.
saklar ele geçirilip silah tehdidi ile s›-
bi’de, altarnatif olarak düzenledikleri 7. “Dünya Sosyal Forum”unda bir araya geldi. Binlerce kiflinin kat›ld›¤› forumda, küreselleflme karfl›tlar› dünya genelinde 30 bin kiflinin imzalad›¤› bir bildiriyi sunmak üzere Nairobi’deki AB merkezine yürüdü. Bildiride, Avrupa Komisyonu’nun Afrika, Pasifik ve Karayip ülkeleriyle yapt›¤› “Ekonomik Ortakl›k Anlaflmalar›” müzakerelerini, birkaç y›ll›¤›na ertelemesi istendi. Çeflitli etkinlerin düzenlendi¤i forum 25 Ocak günü sona erdi.
Somali’de ABD ve Etiyopya’n›n elbirli¤iyle gerçeklefltirdi¤i iflgalin ard›ndan “savafl a¤alar›” yeniden güç kazan›rken, çatıflmalar da giderek yo¤unlaflıyor. Somali halk› geçici hükümetin de destek verdi¤i bu iflgal karfl›s›nda sokalara ak›n ederken, iflgal güçleri ise bu tepkilerin yo¤unlaflmas›yla birlikte ülkede 3 ay süreyle ola¤anüstü hal ilan etti. OHAL'i onaylayan ABD yanl›s› geçici Somali hükümeti ise ihtiyaç duyulmas› halinde OHAL'in uzat›laca¤›n› söyledi.
Vahflet t›rman›yor ‹flgalin ard›ndan fieriat Mahkemeleri Birli¤i k›smi olarak kontrol alt›na al›n›rken ABD uçaklar› radikal ‹slamc› milislerle birlikte gizlendi¤i ileri sürülen El Kaide militanlar›n› vurmak için bölgeyi bombalarla cehenneme çevirmifl duruma. Son olarak, Somali’nin güneyine düzenlenen hava sald›r›lar›nda 70 kadar çoban katledildi.
Etiyopya’da gerginlik ABD’nin teflvikiyle Somali’ye müdahale eden Etiyopya’n›n birçok flehrinde de gerginlik t›rman›yor. Somali’nin iflgal edilmesinin ard›ndan baz› H›ristiyan ailelerin evlerine sald›r› düzenlenirken, sald›r›larda birçok kifli yaflam›n› kaybetti. Nüfusunun ço¤unlu¤u H›ristiyan olan ülkede sald›ralar›n ülke geneline yay›lmas›ndan endifle ediliyor.
GÜNCEL
1-16 fiubat 2007
Çok bilen mi ayd›n? Çok cesur olan m›? teklik içerisinde “ayr›l›klar›m›z›n ne gere¤i var, bizim bir tane sorunumuz var o da iflçi s›n›f›n›n sorunu. Biz bu sorunu bitirirsek zaten baflka sorun kalmayacak” diye tarihine bakmamay› bir maske ile kendisine perdelemifl ise o zaman Türkiye ayd›nlar› kendi tarihlerini ne kadar do¤ru sorgulad›lar? Sorgulamad›lar. Ve bunun, ayd›n olmak için önemli bir s›nav oldu¤unu, izin verin ben belirteyim. Beflikçi’ye ve Baflkaya’ya teflekkür ediyorum. Türkiye’de ilk kez sorun sadece Kürt sorunu olmaktan ç›kt›. Ama gerçek anlamda Beflikçi, Paradigman›n ‹flas›’nda da Baflkaya Ermeni Sorunu’nu ne kadar bu ülkenin infla edilmifl o büyük binas›n›n temelinde yatt›¤›n› gösterdi, gün yüzüne ç›kard›? Bugün en az›ndan bu sorun sorgulanmaya, tart›fl›lmaya baflland›.
HRANT D‹NK
Ayd›n›n olmazsa olmaz, bir tek silah› vard›r: Vicdan. Vicdan› olmayan ayd›n olamaz. Vicdan›n› ortaya koyarak meselelere bakmayan, olaylara bakmayan, sadece akl›na güvenen ve akl›yla çözmeye çal›flan benim nezdimde ayd›n olamaz. O çok iyi bir bilgisayar olabilir, ama ayd›n olamaz
‘Bize dayat›lan tek kimlik, teklik tutmad›’ Ön Aç›klama: Bu yaz› Hrant Dink’in, Özgür Düflün Kolektifi’nin 23-24 Aral›k 2006 tarihlerinde düzenledi¤i ‘Ayd›nl›k Sorgular Sempozyumu’nun ‘Ayd›n ve Resmi Tarih Yaz›m›’ bafll›kl› oturumda yapm›fl oldu¤u konuflmad›r. Hrant Dink’in an›s›na konuflmas›n›n birinci bölümünü bu say›m›zda yay›ml›yoruz. *** oplant›ya kat›ld›¤›mda bugün en büyük üzüntüm niye sabahtan kat›lamad›¤›m oldu. Çünkü hakikaten ayd›n kavram› üzerinde dönen tart›flmalar›n zengin tart›flmalar oldu¤unu düflünüyorum. Ama her fleyden önce flunu söyleyeyim size: Ayd›n kavram›n›n bu kadar ciddi bir kavram oldu¤unu düflünmüyorum. Ayd›n›n karfl›l›¤› nedir? Ayd›n olmayan yurttafl hangisi? Ayd›nlar var da, ayd›n olmayan kim? Çok bilen mi ayd›n? Çok cesur olan m›? Çok iyi analiz, sentez yapabilen mi ayd›n? Bunlar›n ölçütü nedir? Hakikaten felsefi anlamda çok tart›flabilirsiniz. Ama pratik anlamda bunun karfl›l›¤›na istedi¤iniz an burun k›v›rabilir, dudak bükebilirsiniz. Çünkü bazen çok cesur olabilirsiniz. Bu sizi bir ayd›n gibi gösterebilir, ama o kadar karanl›k fleyler söylüyorsunuzdur ki toplumun can›na okuyorsunuzdur. Çok cesursunuzdur ama, ayd›n de¤ilsinizdir. Sartre’yi okudum “ayd›n ça¤›ndan sorumludur” diyor. Peki Türkiye’deki ayd›nlar›n durumlar›na bakarsak, biz ça¤›m›zdan sorumluyuz noktas›nda kalarak ayd›n olabilir miyiz? Yoksa gerçek sorumsuzlu¤umuz asl›nda ça¤›m›z ve ça¤›m›zdan önceki sürece iliflkin üzerimize düflen sorumlulu¤u yerine getirmedi¤imiz için midir?
T
‘Ayd›n sadece ça¤›ndan sorumlu de¤ildir; tarihinden sorumludur’ Biraz önce iflçi s›n›f›ndan bahsedildi. ‹flçi s›n›f›n›n fel-
sefesinden, iflçi olman›n, ayd›n olman›n ne oldu¤undan bahsettik. Ama itiraf etmeliyiz ki; Türkiye’de ayd›n olmayan as›l ayd›nlar, Türkiye solu içerisindeki ayd›nlar olmufltur. Tarih s›nav›n› ele al›rsak e¤er, Türk Solu içerisinde Fikret Baflkayalardan ‹smail Beflikçilere kadar, -tabi baz›lar›n› tenzih ediyorum. Özellikle bir dönemin T‹KKO’su içerisinde tarihi gerçek anlamda analiz edebilen, bu tür sa¤lam insanlar ç›km›flt›r- ülkemizdeki ayd›nlar›n büyük ço¤unlu¤u ayd›n olman›n s›nav›ndan geçememifltir. Tabii tarih dedi¤imizde, beni gördü¤ünüzde tarih sadece Ermeni tarihinden müteflekkil de¤ildir. Ben sadece Ermeni tarihinden müteflekkil bir s›nav sorusu sormayaca¤›m. Ama s›nav sorular›ndan bir tanesini e¤er benim soruma ay›r›rsak; Türk solu ve Türk ayd›nlar› bu s›navdan, bu sorudan bütünüyle çakm›fllard›r. Biraz önce sevgili Ercan’›n örnek verdi¤i Naz›m Hikmet de çakm›flt›r. Naz›m, kurtulufl savafl› üzerine destanlar yazd›. Kuva-i milliye üzerine destanlar yazd›, kitaplar yazd›. Naz›m’›n TKP içerisinde en yak›n arkadafllar› Ermeni yoldafllar›yd›. Hatta Moskova’da Ermenistan’dan gelen yoldafllar›yla, Vedat a¤abeyle bir gün oturup konufltum. fiafl›rd›k. Naz›m 1915 döneminde, kurtulufl savafl› döneminde olanlar› bilmiyor muydu? Milli Kurtulufl Savafl› denilen olgunun, asl›nda bu ülkede yaflayan halklara karfl› verilmifl bir savafl oldu¤unu bilmiyor muydu? Bir tek sat›ra rastlayamazs›n›z. Onca külliyesi içerisinde bir fliirinde, o da bir yerinde Bakkal Karabela’dan bahseder. Ayd›n ve tarih denildi¤i zaman ben size, Türkiye’nin prati¤inden baflka bir fley anlatamam. Bu pratik size bu kadar aç›k bir pratik. Ayd›n sadece ça¤›ndan sorumlu de¤ildir; tarihinden sorumludur. Hele hele böyle bir ülkede yafl›yorsak TC; tamamen yeni bir birey, yeni bir tarih, yeni bir kültür ve o tarih ve kültürün harmanlad›¤› yeni bir zihniyet ve hatta tek bir forma, tek bir k›yafet, tek bir kimlik yaratmaya çal›flt›. Bir teklik ve onun toplam›nda Türklük diye bir kimli¤i ald› ve bütün yurttafllar›na dayatt›. Türkiye solu bu
Biraz önceki oturumdaki konuflmalarda, ayd›n olmak solcu olmak, iflçi s›n›f›na ait olmakt›r gibi saptamalar yap›ld›. Ama bu kavramlar›n, saptamalar›n içi doldurulmad›kça inan›n hiçbir anlam› kalmaz. Ve bunu hayat ve pratik çok net gösterir. Ben bunu alk›fllanmas› için ya da solu bir kenara atmak için söylemiyorum. Sonuçta ben solun içerisinden gelen birisiyim. Ama isterseniz itiraf edebilirim bunu size. Bize kimliklerimizin ne kadar bofl oldu¤unu, ö¤reten ve dayatan da solun sekter zihniyetinin kendisidir. Oysa keflke ayd›n olabilseydik. Farkl› olmak daha iyidir, niye ayn› olaca¤›z diyebilseydik. Hay›r diyemedik. Ben T‹KKO içerisine girerken -Allah rahmet eylesin, topra¤› bol olsunOrhan Bak›r’la, Stephan’la beraber adlar›m›z› de¤ifltirdik. Orhan Bak›r’›n ad› Armenak’t›. Murat’›n ad› Stephand›. Ben Hrant’t›m. Ama T‹KKO’da daha rahat çal›flabilelim, arkadafllar›m›za uyum gösterebilelim ve bafl›m›za bir fley gelirse Ermeni toplumunun bafl›na bir fley gelmesin diye isimlerimizi de¤ifltirdik. Armenak Orhan oldu, ben F›rat oldum, Stephan Murat oldu. Düflünün ne kadar yüce bir dava için, ideal için, kendi kendimize aidiyetimizi bir kenara itebiliyorduk. Unutabiliyorduk. Ve biz bunu yaparken asl›nda bunu bize birileri dayat›yordu. Sol dayat›yordu. Düflünün farkl›l›k içerisinde biz rahat olabilseydik yani; devletin bize dayatm›fl oldu¤u tek kimlik içerisinde hapsolmam›fl olsayd›k ve s›n›f mücadelesini bu teklikle s›n›rl› tutmam›fl olsayd›k, bence Türkiye bugün çoktan s›n›f mücadelesinde daha ileri noktalara tafl›nm›fl olurdu. Ve size aç›kça flunu söylüyorum: Türkiye’de s›n›f mücadelesi yenilgiye u¤rad›ysa kimlik mücadelesini bir kenara öteledi¤i için u¤ram›flt›r. E¤er Türkiye iflçi s›n›f› kendi içerisindeki kimliklere sahip ç›ksayd›, farkl›l›klar›na sahip ç›ksayd›, bu yenilgiye u¤ramazd›. En az›ndan, 12 Eylül’de,12 Mart’ta bu kadar büyük yenilgiler almazd›. Ama gelin görün ki o kadar dayatmaya, aldanmaya karfl›n, bizim kendimizin aldanmas›na karfl›n bize dayat›lan tek kimlik, teklik tutmad›.
Hrant Dink Katliam›
SORULAR
Hrant Dink’i u¤urlarken ‹. Çelik 22 Ocak 2007 Sal› günü de¤erli insan Hrant Dink’i ölümsüzlü¤e u¤urlad›k. Tabi ça¤ d›fl› kafalar sevindi “bir vatan haini, bir dinsiz daha öldü” diye. Asl›nda halk›n› ve tüm insanl›¤› sevenler hiç ölmezler. Halk oldukça onlar yaflarlar. ‹nsanl›k tarihi bunun binlerce, on binlerce örnekleriyle dolu. ‹nanmayanlara söyleyelim. ‹lk köle ayaklanmas›n›n önderi Spartaküs’ü büyük bir ço¤unlu¤umuz tan›r›z. Ama Spartaküs’ü öldüreni %99’muz bilmeyiz. fieyh Bedrettin için “as›n, kan› halel” diyen Acem Haydar’› kaç kifli bilir? Ama Bedrettin ölümsüzdür. Y›lmaz Güney’i yurdundan eden generallerin ad›n› kaç insan bilir? Ama Y›lmaz Güney’i dünya tan›r. Ali Elverdi’yi kaç›m›z tan›r›z? Ama Deniz Gezmifl’i, Hüseyin ‹nan’›, Yusuf Aslan’› Türkiye tan›r. Erdal Eren’i dara gönderen, kalem k›ran hakimi tan›yan insan say›s› zannederim ki 70 milyonluk ülkede 70 kifliyi bulmaz. Bunun gibi Hrant Dirk’i tan›yan bir dünya var, ya öldüreni, öldürteni kim tan›r? Ne yaz›k ki, iflte Osmanl› gericili¤inden devir al›nan bask›c›, milliyetçi, ›rkç›, devletin hali bu. Kendi ülkesinde kendi anayasas›na göre seçilen baflbakan›n›, bakanlar›n› asan, sonradan ast›klar›n›n ad›na bulvarlar, havaalanlar› yapan kaç devlet var? Dünyada “Bana milliyetçiler cinayet iflliyor dedirtemezsiniz” diyen bir baflbakan, bizim ülkemizden baflka, “ne mutlu Türküm diyene, bir Türk dünya’ya bedeldir” diye övünüp alt› milyon insan› b›rak mutlulu¤u, ekmek bulmak için el kap›lar›nda sürünen kaç ülke kald› yer yüzünde? Tüm dünya birbiriyle iç içe geçmiflken halen “Türk’ün, Türk’ten baflka dostunun olmad›¤› yer de görüldü mü? Mevcut anayasal düzeni her 10 y›lda bir gelip de¤ifltirerek, madalyayla onurland›r›lan generallerin oldu¤u kaç ülke kald› bizim d›fl›m›zda? U¤ur Mumcu’nun ölümünde “Bu, devletin sözü! Katiller bulunacak” deyip verdi¤i sözün üstüne yatan devlet ne kadar ciddi olabilir? Dünyada kendi ülkesinin befl bin köyünü yak›p, y›kan bir devlet var m› bizim d›fl›m›zda? “Kad›n›n karn›ndan s›pay›, s›rt›ndan sopay› eksik etmeyeceksin” diyen bir hukuk adam›n› (Türkiye hariç) dünyada mum yak›p arasan bulamazs›n. Hukuksuzlu¤a karfl› 300 gün ölüm orucuna yatan bir hukuk adam› gösterebilir misiniz. Hangi ülkenin yazarlar› mahkeme salonlar›nda hukuk adamlar› denilen flarlatanlar ard›na toplanan çapulcular taraf›ndan linç edilmeye çal›fl›ld› ve devlet önlemini almad› söyler misiniz. Bir tek ülke var m›; yazar› dünyan›n en önemli edebiyat ödülünü al›p da Cumhurbaflkan› taraf›ndan tebrik edilmeyen? Dünyan›n hangi ülkesinde devletin güvenlik güçleri bu kadar çeteleflme ve yasad›fl› olaylara kar›flt› söyler misiniz? Dünyan›n hangi ülkesi katillerine k›rm›z› pasaport ve silah tafl›ma ruhsat› verdi Türkiye’nin d›fl›nda? Dünyan›n hangi ülkesinde yöneticileri ülkesini bu kadar utan›lacak duruma düflürdü? Her hangi bir ülke var m› baflbakan›, bayra¤›, morfin fl›r›ngas›yla dergilere kapak olan? Ülkesinde yaflayan 20 milyon bir halk› yok sayan bir zihniyet hangi k›tada kald› bilen var m›? Ad›na bas›n medya denen 301’den yarg›lananlar› her haber bülteninde vatan haini olarak lanse eden, onlar› hedef gösteren, bir bas›n gezegenimizin hangi bölgesinde var? Cuma namaz› k›l›p ülkenin özgürlü¤ünü, fleffaflaflmas›n›, demokratikleflmesini, geliflmesini, halklar›n bar›flmas›n›, fikirlerin serbestçe söylenmesini, insandan-güzelliklerden yana olan düflünceleri savunan bir yazar› vuran bir dinin mensubu hangi toprakta yafl›yor, bizden baflka bilen var m›? 20. yüzy›l›n son çeyre¤inde 37 ayd›n›n›, yazar›n›, bilim insan›n›, ozan›n› yakan bir devlet dünyan›n neresinde kald› söyleyin. Türkiye halklar› bu soysuzlar›n, ba¤nazlar›n, ›rkç›lar›n, katillerin yaratt›¤› utanc› tafl›mak zorunda m›? Söyleyin, söyleyin, söyleyin lütfen söyleyin.
‘(Devam edecek)
HALKIN GÖZÜYLE
11
1- H›rant Dink neden hedef seçildi ve siz bu katliam› nas›l yorumluyorsunuz? 2- Sizce bu katliam›n gerçek planlay›c›lar› kimlerdir?
1- fiiddet olmamal›, bu ülkede herkes kardeflçe yaflamal› ve herkesin kardeflçe yaflama hakk› olmal›. Çünkü bu ülkenin kaybedecek bir fleyi kalmad›. Herkesin beraber yaflama zorunlulu¤u var. Tahammül s›n›rlar› genifllemeli bence. 2- Hiç bilgim yok, ama kesinlikle bu ülkenin iyi olmas›n› istemeyenlerdir. Zaten baflkas› da olamaz.
zihniyetin tahammülsüzlü¤ünün ürünüdür. Resmi ideoloji olan Türk-‹slam sentezi anlay›fl›n›n yaratt›¤› insan tipidir katil. Yani buradan bakt›¤›m›zda katil hiç de yaln›z de¤il.
Cihan Aslan 1- Hrant Dink'in katledilmesi emperyalist politikalarla iliflkilidir. Emperyalistlerin BOP projesinin ha-
Mehmet fiahin
MÜSLÜM SÖNMEZ Müslüm Sönmez 1- Hrant Dink Ermeni ulusunun maruz kald›¤› haks›zl›klar› kamuoyunun gündemine getirmeye çal›flan bir düflünce savaflç›s›yd›. Düflünceleri resmi ideolojiye uygun düflmedi¤i için hedef gösterildi. TCK 301. maddesinden ötürü Türklü¤e hakaret etti¤i gerekçesiyle yarg›land› ve hakk›nda mahkumiyet karar› verildi. Özel olarak belli çevreler sürekli bir flekilde Dink'i hedef gösterip flovenizmi
ÖZGÜR ULAfi KAPLAN
KAD‹R AKBAY
MEHMET fiAH‹N
k›flk›rtmaktayd›lar. Çünkü hedef gösterenlerin beslendikleri yer flovenizm ve milliyetçiliktir. Halk cenazeyi sahiplenmifltir. Oysa siyasi parti liderleri cenazeye kat›lmam›flt›r. Çünkü k›flk›rtt›klar› milliyetçi kesimden oy beklemektedirler. fiovenizmi körüklemeye ve medet ummaya devam etmektedirler
önceden tüm yönleriyle planlanm›flt›r ve arkas›nda derin güçler vard›r. Yakalanma olay› da önceden planlanm›flt›r. Olay› ört bas etme niyeti vard›r. Arkas› araflt›r›lmas›n diye bu flah›slar feda edilmifltir. ‹stanbul Emniyet Müdürü olay›n siyasi olmayan, basit bir adli vaka oldu¤u aç›klamas› yapm›flt›r. Ayr›ca ‹stanbul Vali Yard›mc›s› daha önce 2 istihbarat eleman› ile tahditvari bir üslupla Hrant Dink'i "uyarm›fl"t›r. Bu Vali Yard›mc›-
s› bir an önce tespit edilmeli ve görevden al›nmal›d›r. Bu mant›kla hareket eden bir zihniyetin Dink'i korumas› da beklenemezdi. Bence bu olay›n arkas›nda susurlukta ortaya ç›kan gerçekler vard›r. Susurluk kahramanlar›ndan Veli Küçük yine olaya kar›flan flah›slardand›r. Suikastla verilmek istenen mesaj fludur: Devlete muhalif düflünceye sahip olursan›z milliyetçi bir gencin tepkisi ile sonunuz Hrant Dink'inki gibi olabilir. Amaç korku ve
2- Bu suikast› kesinlikle basit bir milliyetçi gencin tepkisi olarak de¤erlendirmemek gerekir. Suikast daha
TAMER YAVUZ panik yaratmakt›r. Av. Özgür Ulafl Kaplan 1- Kendi siyasal düflüncesini, bir ulusun kültürünü, kimli¤ini görsel yay›n üzerinden halklarla buluflturdu¤undan ve bir ulusun kimli¤ini aç›klad›¤› için hedef seçildi. Hrant Dink iyi ve güzelden yana halklar›n kardeflli¤ini örüyordu. Irkç›l›¤›n halklar›n düflman› oldu¤unu söylüyordu. Hak ve özgürlükler mücadelesi bedel ödeti-
C‹HAN ASLAN yor. Hrant Dink de bu bedeli ödedi. 2- Bu katliam ne ilktir, ne de son olacakt›r. Susurluk'ta ortaya ç›kan, fiemdinli'de suçüstü yakalanan anlay›fl›n ürünüdür bu cinayet. fioven ve ›rkç› bas›n da sürekli hedef göster di. Süreci tetikleyenler de tetikçileri görevlendirdi ve bu cinayet gerçeklefltirildi. Bu cinayetlerin a盤a ç›kart›lmas› demokratik kamuoyunun duyarl›¤›na ba¤l›d›r. Kadir Akbay
1- Hrant Dink'in öldürülmesinde sivri dilli olmas›n›n da pay› var bence. Her fleyi aç›k konufluyordu. Birileri hazmedemedi san›r›m. Ama d›fl güçlerin parma¤› da vard›r. 2- Bence olayda ABD ve ‹srail'in parma¤› olabilir.
yata geçirilmesi ile alakal›d›r. Emperyalist politikalar›n ülkemizdeki yans›mas› ilerici ayd›nlar›n katledilmesi ile hayat buluyor. Yaflad›¤›m›z co¤rafyada ayd›n katliam› bir gelenek halini alm›flt›r. Özellikle s›n›f hareketlerinin geliflti¤i dönemlerde hakim s›n›flar bu tür yöntemlere bafl vurmaktad›rlar. 2- 1920'lerde Mustafa Suphi ve
Tamer Yavuz
arkadafllar›n›n katledilmesi, 1970'ler-
1- Hrant Dink'i yeterince tan›m›yorum. Ama yap›lan bu katliam Hrant Dink'ten önce yap›lanlardan farkl› de¤ildir. fiah›slar de¤iflse de her dönem bu kurflunlar düflünceye s›k›lm›flt›r. S›k›lacakt›r da.
de gençlik hareketi önderlerinin kat-
2- Güzel bir dünya düflleyen ayd›nlara, ilerici insanlara karfl› kafatasç›
egemenlerin iktidarlar›n› sa¤lama al-
ledilmesi, 1980-90'larda gündeme gelen sald›r›larla Hrant Dink'in katledilmesi birbiriyle ba¤lant›l›d›r. M. Suphi ve arkadafllar›n›n katilleri gibi, Hrant Dink'in katilleri de bellidir. Sald›r›lar mak için gerçeklefltirilmifltir.
12
1-16 fiubat 2007
KÜLTÜR-SANAT
“3. Demokratik Haklar Kültür ve Sanat fienli¤i’ne kat›lacak olan Özlem Özdil, “‹nsanlar›n seslerini daha güçlü ve daha gür duyurabilmesi için, bu tür geceleri önemli buluyorum”
Kendiniz ve müzikal çal›flmalar›n›z hakk›nda bilgi verebilir misiniz?
yalist iflgal ve sald›r›lara karfl› Ortado¤u ve dün-
Ben Almanya’da do¤dum. ‹lk ve orta okulu orada okudum. Daha sonra iyi bir müzik e¤itimi almak için, ülkemize geldim. Ülkemizde bulunan halk müzi¤i sanatç›lar›ndan ba¤lama ve repertuar dersleri ald›m. Ayn› zamanda di¤er e¤itimlerime de devam ettim. fiuana kadar dört albüm ile birlikte k›sa bir süre önce halk müzi¤i sanatç›s› Güler Duman ile beraber yapt›¤›m›z düet albümümüzü de yay›nlad›k.
vam eden anti-emperyalist mücadeleler ile Ne-
yan›n birçok baflka bölgesinde büyüyerek depal’de iktidara uzanan Halk Savafl›” vurguludur. Bu geliflmeler hakk›nda, bir sanatç› olarak neler söylemek istersiniz? Günümüzde geliflmifl ülkelerin, di¤er ülkeler üzerindeki bask› ve tahakkümü gittikçe fliddetlenerek artmaktad›r. Bu bask› ve sömürüye karfl› direnmek gerekti¤ini düflünüyorum. Çünkü bizler
“Sesimizin gitti¤i herkesin bu geceye kat›lmas›n› bekliyorum…”
Sanata bak›fl aç›n›z ve müzikal çal›flmalar›n›za yön veren temel etkenler nelerdir?
aç›s›ndan da, gelecek kuflak aç›s›ndan da özgürce
Halk müzi¤ine ilgi duymama daha çok babam Dursun Özdil vesile oldu. Çünkü babam da bir halk ozan›d›r. Zaman içerisinde de, halk müzi¤iyle birlikte halk edebiyat›n› tan›d›kça, bu yönlü çal›flmalar›m› giderek yo¤unlaflt›rd›m. Halk müzi¤i noktas›nda daha çok çal›flmam gerekti¤inin bilincindeyim. Çünkü toplumumuzun as›rlard›r yaratt›¤› kültürel de¤erlerin yaflat›lmas› ve süreklili¤in sa¤lanmas›n›n çok önemli oldu¤u kan›s›nday›m.
fl› ç›k›lmas› gerekmektedir.
de gerçeklefltirdi¤iniz konserlerden takip ediyoruz. Özellikle Halk türkülerini yorumluyorsunuz, bununla ilgili gecemize kat›lacak dostlar›m›za söylemek istedi¤iniz bir fleyler var m›?
rabilmesi için, bu tür geceler önemlidir. Sesimizin gitti¤i herkesin bu geceye kat›lmas›n› bekliyorum…
Demokratik Haklar Kültür ve Sanat Gecesi’nde Buluflal›m!
PROGRAM
G GRUP MUNZUR GKOMA ÇİYA
Sizi ç›kartt›¤›n›z albümlerden ve çeflitli yerler-
‹nsanlar›n seslerini daha güçlü ve daha gür duyuBu y›l 3.’sü düzenleyecek olan Demokratik Haklar Kültür ve Sanat Gecesi’nin fliar› “Emper-
3.
ve insanca bir yaflam için, her türlü haks›zl›¤a kar-
GFERHAT TUNÇ GÖZLEM ÖZDİL
GHALUK GERGER
YER: BAĞCILAR OLİMPİK SPOR SALONU/BAĞCILAR-İST. TARİH: 24 ŞUBAT 2007 CUMARTESİ SAAT: 16.00-23.00 ARASI İRTİBAT TEL: (0212) 256 74 68 (0212) 243 91 92
GMOĞOLLAR
G NİHAT BEHRAM
G ERDAL BAYRAKOĞLU
GNEPAL’DEN KONUŞMACI G SİNEVİZYON
YÜZ ÇİÇEK AÇSIN KÜLTÜR MERKEZİ
YÜZ F‹K‹R Muzaffer Oruço lu muzafferorucoglu@hotmail.com www.muzafferorucoglu.com
Hrant Dink
Devlet, Hrant Dink’in öldürülmesini derin ve aldukça ac›l› bir sesle k›nad› ve cenaze merasimine elden geldi¤ince çok insan›n kat›lmas› ça¤r›s›nda bulundu. Devletin yüzündeki iklime ve iklimin özüne, ince niyetine iyi bakmak gerekiyor. Doksan iki y›l önce, bir Ermeni’nin öldürülmesi, ülkede ve dünyada bu kadar yank› yapar m›yd›? Doksan iki y›l önce, Devlet, kaflla göz aras›nda, bir halk›, binlerce y›ld›r üzerinde yaflad›¤› topraklardan topyekün sürme karar› al›yordu. Zahire ambarlar›ndan, dillerinden, kültürlerinden, tarihlerinden, incelikli maharetlerinden ve mezarlar›ndan kopararak, ka¤n› arabalar›yla ve de yayan yap›ldak, ç›plak bir flekilde, eflkiya çetelerinin, vahfli Hamidiye alaylar›n›n, Teflkilat-› Mahsusa mahfillerinin mitralyözlü tuzaklar›ndan geçirerek, Suriye ve Irak çöllerine sürüyordu. Doksan iki y›l önce Devlet, Anadolu’nun kadim zenginliklerinden birisinin köküne kibrit suyu ekiyor, onu bir varm›fl, bir yokmufla çeviriyordu. Kendimizi, rüyalar› kanayan, sahipsiz bir Ermeni flark›s›n›n, y›k›lm›fl bir kilise tafl›n›n, ana baba kavram›n› yitirmifl bir yetimhane çocu¤unun, F›rat ya da Dicle ak›nt›s›yla, fiattülarab’a do¤ru sürüklenen hamile bir gelinin yerine koyarak düflünürsek,
devletin ve daha önemlisi, kendi ac›m›z›n özünü derinlikli kavrar›z. Devlet, üzgün görünüyor ve halk, çoban›n›n bu görünümüne kan›yor. Provokasyonlardan, menfur emellerden, d›fl mihraklardan söz ediyor devlet. Ülke çap›nda, yükselen Ermeni öcüsünün, fanatizmin, milliyetçili¤in bafl mimar› de¤ilmifl gibi davran›yor. Daha dün, bar›fl›n, kardeflli¤in, dil ve kültür çeflnisinin, tutarl› demokratizmin cesur savunucusu Dink’i yarg›lay›p kodese t›kmak isteyen, milliyetçilere, dolayl› ve incelikli bir flekilde onu hedef gösteren bu devlet de¤il miydi? Daha dün, devletin Genel Kurmay Baflkan›, Ermenilerin Türkleri nas›l katlettiklerine dair belgeler yay›nlamam›fl m›yd›? Ermenilerin de¤il, Türklerin katledildiklerini aç›klayarak, fanatik milliyetçilere, Ermenilerin katliamc› oldu¤u mesaj›n› vermemifl miydi? Tarih elbette ki, ezilen ulus milliyetçilerinin de katliamlar yapt›klar›na tan›kt›r. Ermeni milliyetçileri de bu tan›kl›ktan kendilerini kurtaramazlar. ‹yi güzel de, sen kim oluyorsun? Adama sormazlar m›, ‘Bre hey, bu topraklar üzerinde yaflayan bu kadar Ermeni’ye ne oldu? Pireye k›z›p, yorgan› m› yakt›n yoksa?’ Hiç kimse, iflledi¤i suçlardan, cinayetlerden yakas›n› kurtara-
maz. Dünyan›n vicdan› kanar ve o kan, eninde sonunda yarg›ca dönüflür. Bir bilgenin bile, fazileti ne kadar güçlü olursa olsun, o fazilet, onun en küçük bir hatas›n› örtme ya da gözlerden saklama kudretini gösteremez. Laf aram›zda, ben bir zalimin elini s›kar›m. 95 veya 100 yafl›ndaki anamdan bana böyle bir gensel veya cinsel özellik kalm›flt›r. Mesela, Enver, Talat, Cemal veya Teflkilat-› Mahsusa’n›n tehcir harekat›n› yönlendiren, yürüten bafl adam› Bahaddin fiakir, mezar›ndan kalksa, Dink’in cenaze merasimine kat›lsa, bir halk›n yokedilmesine yol açan Tehcir Kanunu’nun yanl›fll›¤›n›, gayri insani özünü samimi olarak itiraf etse, suç iflledi¤ini söylese, ben dayanamam, elini s›kar›m. Ama günümüzün, Enverlerinin, Talatlar›n›n, Cemallerinin, Bahaddinlerinin, ellerini s›kmam; elleri do¤rudan Ermeni halk›n›n kan›na bulaflmam›fl olsa da s›kmam. Çünkü bunlar böyle bir suçun varl›¤›n› kabul etmedikleri gibi, ak›l almaz bir piflkinlikle karfl› sald›r›ya geçiyor, Ermenileri katliamc› olarak gösteriyorlar. Dink’in öldürülmesi, emperyalist dünyada da yank›s›n› buldu. Devlet baflkanlar›n›n, d›fl iflleri yetkililerinin tepkileri, bizim yaflayan En-
verlerimizin, Talatlar›m›z›n tepkilerine ne kadar da benziyor. Bir küresel ya¤ma savafl›yla, Ermeni felaketinin as›l zeminini yaratanlar onlar de¤illermifl gibi. K›z›lderililerin ve günümüz dünyas›n›n bafl cellad› ABD emperyalistleri olay› k›n›yor. Bir zamanlar, topraklar›n›n üzerinde güneflin batmad›¤›, kan›n kurumad›¤› Biritanya ‹mparatorlu¤u’nun günümüzdeki temsilcileri, ellerindeki taze Irak kan›yla cinayeti k›n›yorlar. Ermeni halk›n› kendi emperyalist emelleri için kullanmaya kalk›flan, Cezayir kasab›, Fransa da k›yor. ‹ttihatç›lar› piyon gibi kullanan ve Tehcir yasas›’n› alttan alta destekleyen Alman emperyalizminin günümüzdeki sözcüleri de k›n›yor. Demokrasi ve insan haklar› flampiyonlu¤u ile cellatl›¤› ve inkar politikas›n› birlikte yürütmeye çal›fl›yorlar. Gelgelelim ki, dünya eski dünya de¤il, bu ikiyüzlü politikay› kolay yutmuyor. Birinci ve ‹kinci Dünya Savafllar› arifesinde k›l›n› k›p›rdatmayan dünya, bir Irak iflgalinde, bir günde, onbefl milyonu sokak yürüyüflüne dönüfltürebiliyor. Sadece ekonomiler küreselleflmiyor, yürüyüfller, mücadeleler de küresellefliyor. Zalimleri, kurbanlar›n›n kanl› cesetleri bafl›nda k›nama mesajlar› verecek derecede gülünçlefltiriyor dünya.
GÜNCEL
1-16 fiubat 2007
13
NKP(M) Baflkan› Prachanda yeni süreci gazetemize de¤erlendirdi
UFUK Ç‹ZG‹S‹ Bakış CAN
Devrimci kitle çizgisi Devrimci kitle çizgisi, do¤ru bir önderli¤in vazgeçilmez ilkesidir. Do¤ru bir siyasal çizginin gelifltirilme-
Dünya halklar›nda varolan beklenti ve inanc› bofla ç›kartmayaca¤›z
si kadar, parti önderli¤ini zamanla partiye ve kitlelere benimsetmenin ve hareketin süreklili¤ini garanti alt›na alman›n yolu da bu ilkeden geçer.
Yeni sürece iliflkin görüfltü¤ümüz NKP(M) Baflkan› Prachanda gazetemize yapt›¤› de¤erlendirmede yeni sürece iliflkin att›klar› ad›mlar›n ço¤unun taktiklere takabül eden politik giriflimler oldu¤unun alt›n› çizdi
Devrimci kitle çizgisi kuyrukçuluk olmad›¤› gibi, buyrukçuluk da de¤ildir. Kitlenin ileri kesimiyle birleflirken, tek bafl›na onlarla hareket etmek, gerideki ve aradaki daha genifl kitleleri ihmal etmek devrimci de¤il, buyrukçu kitle çizgisidir. Bir avuç öncüyle devrimin yap›ld›¤› görülmüfl fley de¤il. Devrimci kitleler birleflip bir tarafa giderken bizim genel ça¤r›larla yetinip bir avuç öncüyü al›p baflka yöne gitmemiz, düflmana kolayca baflar› imkan› sa¤layan, halk› bölerek gücünden eden, partiyi kitleden kopuk bir avuç asi derekesine düflüren, bu nedenle önderli¤inin benimsenmesine mani olan ve küçük burjuva ayd›n kibrinden kaynaklanan yanl›fl bir önderlik stilidir. Bizi genifl halk kitlelerinden, onlar›n temsilcisi devrimci parti ve gruplardan kopartan böyle bir tarz kabul edilemez. Gittikleri yol bize yanl›fl da gelse halk birleflmifl bir yere gidiyorsa, kan›m›z da aksa onlarla birlikte gitmek zorunday›z. Bu, onlar›n yanl›fl fikirlerini kabul edece¤imiz anlam›na gelmez. Onlarla birlikte davran›rken do¤ru fikirleri sonuna kadar savunmak ve dolays›z deneyimi ile bunlar› s›namalar›n› sab›rla beklemek demektir. Kitlelerin taleplerinden hareket etmeyi ö¤rendik. Fakat bu henüz meselenin yar›s›d›r. Onlar ad›na eylem kararlaflt›rmak faydas›zd›r. Kitlelerin kendi devrimini yapmas›na çal›flmal›y›z. Talepleri için haz›r olduklar› eylemlerden bafllayarak ve bizzat bu eylemler içinde onlar› e¤itip birlefltirerek siyasal iktidar mücadelesine sevk etmeliyiz. Bu nedenle hiçbir kitle hareketini abartmayaca¤›m›z gibi, küçümsememeliyiz de. Ama kitle kuyrukçulu¤una, kendili¤inden kitle hareketine, reformizme ve ekonomizme de asla taviz vermemeliyiz.
Düflman yenildi¤inin fark›nda, ama kamuoyunda inisiyatif gösterilerinde bulunmas›n›n as›l amac› Amerikal› efendilerini biraz rahatlatmak içindir. Kendileri ad›na kaybettiklerini biliyorlar. Dolay›s›yla flu soru orta yerde durmaktad›r. ‹ktidar kimin olacak? Düflman›n bu sürecin sonuna kadar yürümeyece¤inden hiç bir kuflkumuz yok. Bu halk nezlinde de her geçen gün netlik kazan›yor. Dolay›s›yla yak›n gelecekte ülkemizde yaflanacak olan toplumsal alt-üst oluflun, parlamento ve seçimler yoluyla ad›m ad›m de¤il, bilfiil halk ayaklanmas›yla tamamlanaca¤› kaç›n›lmaz bir durumdur. Bu do¤rultuda flekillenen plan ve haz›rl›klar›m›z› konunun hassasiyetinden dolay› ayr›nt›l› olarak kamuoyu ile paylaflamama durumumuzu anlay›flla kayfl›layaca¤›n›z› eminiz. Halk Ordumuzun bir bölümünün kamplarda bulunmas› askeri haz›rl›klar›m›z›n olmad›¤› veya yetersiz kalaca¤› biçiminde yorumlanmamal›d›r. Sürecin yükledi¤i sorumluluklara uygun ideolojik, politik, örgütsel ve askeri tüm imkanlara sahip oldu¤umuzun bilinmesini isteriz.
NKP(M) Baflkan› Prachanda ile yeni sürece iliflikin görüfltük. Gazetemize yapt›¤› de¤erlendirmede, kamuoyunda, medya ve internetde kendi adlar›na yap›lan resmi aç›klamalar›n görüntüdeki haliyle oldu¤u gibi baz al›nmamas› gerekti¤ini belirten Prachanda, bunlar›n ço¤unun takti¤e tekabül eden fleyler oldu¤unu belirtti. Prachanda’n›n yeni sürece iliflkin yapt›¤› bu k›sa de¤erlendirmeyi güncelli¤inden ve öneminden dolay› oldu¤u gibi yayml›yoruz. *** amuoyunda, medya ve internetlerde bizim ad›m›za resmi aç›klamalar› görüntüdeki haliyle oldu¤u gibi baz almay›n. Bunlar›n ço¤u taktiklere takabül eden fleylerdir. Birçok fley iktidar tamamen al›nd›ktan sonra daha net a盤a ç›kacakt›r. Taktiklere iliflkin aç›klamalar›m›z bütün her fleyi anlatmamaktad›r. Önermelerimizin esas› taktiklere iliflkin aç›klamalarla s›n›rl› de¤ildir. Örne¤in biliyoruzki Lenin ‹ki Taktik'i önce haz›rlad›, fakat devrimden sonra bast›. 10 y›ll›k Halk Savafl› sürecince kurmufl oldu¤umuz iktidarlar akabinde, iktidar›n fliddetle al›naca¤›n›n evrensel gerçekli¤inin ülkemiz özgülünde de kaç›n›lmaz oldu¤una iliflkin oldukça netiz. Bu konuda bir yan›lsamaya sahip olmad›k, olmayaca¤›z. ‹ktidar›n tümden ele geçirilmesi haz›rl›klar›n› tamamlama aflamas›nday›z. Düflmanla giriflti¤imiz bu diplomasi ve görüflme sürecinde gündeme gelen baz› taktik politikalar nezninde bir çok çevre çeflitli görüfl ve kayg›lar›n› dile getirdi, bunlardan baz›lar› yap›c› ve dostane iken, baz›lar›nda niyetten ba¤›ms›z somut olgulara dair bilgi eksikliklerinden kaynakl› yanl›fl ve eksik yorumlar bulunmaktad›r. Biz bu türden yanl›fl ve eksik yaklafl›m-
K
lara cevap vermedik. Prati¤in seyri içinde bu türden yanl›fl elefltirilerin ve kayg›lar›n ortadan kalkaca¤›n› biliyoruz. Süreç gericilerle iktidar› paylaflmak süretiyle ad›m ad›m nufuzumuzu art›rarak ele geçirme olarak de¤il, bizzat Halk Savafl› içinde deklare edilen halk›n devrim yönündeki iradesini düflmana kabul ettirerek noktalanacak. Düflman sürecin bu yöndeki geliflmesi sonucunda Maoistlerin iktidar› alaca¤›n› iyi biliyor ve sürece bu bak›mdan engel olmaya ve oyalamalara girifli-
yor. Çok aç›kt›rki proleterya s›n›f›, kendi ahlak ve devrimci siyaseti ›fl›¤›nda, diplomasi arenas›nda, düflmana tarihinde ender rastlanan bir yenilgi yaflatm›flt›r. Sürecin uygulanmas› durumunda Maoistlerin ülke çap›nda zaferi elde edece¤inden emindir düflman. Bu nedenle düflman›n niyeti süreci oyalamak ve komplolarla bloke etmektir. Bizim bu kadar k›sa süre içinde bu noktaya varmam›z bafll› bafl›na bir baflar›d›r. Bunu düflman çok iyi kavram›fl. Onlar› buna mecbur b›rakt›k.
Ayr›ca tali bir konu olmakla beraber, düflman ordusu saflar›nda moral bozuklu¤u ve çözülmelerin oldu¤unu da belirtmeliyiz. Baz› üst düzey ordu mensuplar›n›n komuoyunda hareketimiz lehinde yapt›klar› aç›klamalar ve silahlar›yla beraber saflar›m›za kat›lanlar›n varl›¤› önümüzdeki dönemde düflman saflar›nda ciddi çözülmelerin olaca¤›na dair veriler durumundad›r. Büyük zaferler kadar büyük yenilgilerinde yaflayaca¤›n›n derin bilincindeyiz, ancak 21. yüzy›lda enternasyonal proletaryan›n Nepal'deki taburu olarak, k›z›l bayra¤›m›z› bütün görkemlili¤iyle Himalaya Da¤lar›’na dikece¤imize dair dünya halklar›nda varolan beklenti ve inanc› bofla ç›kartmayaca¤›z
NKP(M) Parlamentoda
"Düflmanla yumruk yumru¤a dövüflüyoruz" epal'de Geçici Meclis oluflturuldu. Yeni parlamento, NKP(M) ile Yedi Parti ‹ttifak› aras›nda Kas›m ay›nda imzalanan bar›fl anlaflmas›n›n bir sonucu olarak gündeme geldi. Üzerinde anlaflmaya var›lan yeni perlamentonun yüzde 25'i Maoistlerden olufluyor. Bu geliflme üzerine, Singha Durbar ad›yla an›lan eski meclis otomatik olarak da¤›lm›fl oldu. ‹kinci aflamada ise; monarflinin gelece¤i de dahil, Haziran'da anayasal seçimlere kadar tüm ülkenin yasal çerçevesini oluflturacak olan geçici anayasaya metni kabul edildi. Yeni parlamentonun, silahs›zlanma süreci tamamland›ktan sonra fiubat ay› içerisinde bir hükümet seçmesi bekleniyor.
N
Yeni tek-meclisli yasama organ› 330 üyeyi kapsarken, NKP(M) delegasyonu d›fl›ndaki üyelerin tamam›, kral taraf›ndan daha önce feshedilen parlamentonun üyesiydiler. NKP(M) delegasyonu içerisindeki yeni üyelerden 28'i kad›n, 12'si dalit (geçmiflte "dokunulamazlar" olarak bilinen), 22'si yerli etnik (janajatis) guruplardan ve 21'i Hindistan ile s›n›r ve ayr›ca merkezi Nepal devleti taraf›ndan uzun zamand›r bask› alt›nda tutulan Terai'den olufluyor.
HKO, 7 askeri bölge ve kamplarda konumland›r›ld› NKP(M)’nin parlamentoya girmesiyle birlikte, HKO, 7 askeri bölge ve kamplarda konumland›r›l›rken, 16 Ocak’tan itbaren ise HKO’nun silahlar› metal depolarda kilit alt›na al›nd›. BM ile yap›lan anlaflma gere¤i bu silahlar (ve HKO'nun üç kat› olan, flimdiki ad›yla Nepal Ordusu'nun da ayn› miktarda silah›), flimdilik, Hindistan ordusuna hizmet etmifl ve son birkaç y›l içerisinde emekliye ayr›lm›fl Nepalliler ve Birleflmifl Milletler görevlilerinden oluflan 111 kiflilik bir güç taraf›ndan kontrol edilecek. BM ayr›ca tüm HKO üyelerini 16 Ocak'ta kamplarda kaydetmeye bafllad›.
“Bask› ve yabanc› müdahaleden kurtar›lm›fl bir Nepal bizim taahhüdümüz oldu ve bu hedefimizde kat›y›z” NKP(M) ad›na parlamentoda delegasyon baflkanl›¤›na getirilen Krishna Bahudur Mahara parlamentonun ilk oturumunda yapt›¤› aç›klamada; “Bugün yeni bir tarihin bafllang›c›. Daha önce hiçbir za-
man Nepal halk› kendi anayasas›n› yazma f›rsat›n› yakalamad›. fiimdi halk, geçici anayasan›n ana taahhüdü olan kurucu meclis yolu ile kendi anayasas›n› yazacak" yorumunda bulundu. Krishna Bahudur Mahara ayr›ca, yaln›zca kurucu meclisin bir "bütünlüklü anayasa" meydana getirece¤ini söyledi ve devrimci bir toprak reformu, devletin yeniden yap›land›r›lmas› ve yeni bir ulusal ordu oluflturulmas› noktalar›nda partisinin duruflunu tekrarlad›.
Zafere uzanan yolda yeni bir ad›m ‹çinde parlamenter partilerin de yer ald›¤› gerici güçlerin bütün bloke etme ve sürece yayarak etkisiz hale getirme çabalar›na ra¤men, Baflkan Prachanda'n›n, "düflmanla yumruk yumru¤a dövüflüyoruz" diye nitelendirdi¤i yeni süreç, s›n›f›m›z için zafere uzanan yolda yeni bir ad›m, düflman için ise yeni bir bozgunu ifade ediyor. Bütün bu geliflmelerden sonra, Ocak ay› boyunca Nepal'in bir çok merkezi yerleflim birimlerinde hayat› felce u¤ratan ve
flu ana kadar 7 kiflinin ölümüyle sonuçlanan etnik çat›flma ve provakasyon giriflimleri yaflan›yor. Gerek Maoistler, gerekse de birçok ba¤›ms›z gözlemci taraf›ndan, da¤l›k ve oval›k bölgelerdeki cemiyetlerin birbirleriyle bir bo¤azlaflmaya itilmeleri, ABD emperyalistlerinin bir fiil deste¤iyle yay›lmac› Hindistan egemenlerinin devrimci inisiyatifi k›rma ve süreci baltalama giriflimi olarak yorumlan›yor. Gazetemiz muhabirinin Nepal'de Maoistlerle görüflmelerde bulundu¤u s›ralarda, Hindistan s›n›r›nda bulunan Nepalganj kentinde patlak veren ve içinde gerici ve ›rkç› motifleri de bar›nd›ran etnik çat›flma ve akabinde getirilen soka¤a ç›kma yasa¤› uygulamas›na iliflkin görüfl belirten Nepalli Maoistler, görüflmeler sürecinde inisiyatifi fiilen kaybeden düflman›n süreci engelleme yönünde aciz bir giriflimi olarak adland›rm›fl ve
Nepal halklar› aras›nda gerçeklefltirilmeye çal›fl›lan beyaz gerici teröre karfl› dünya halklar›na duyarl› olunmas› ça¤r›s›nda bulunmufllard›. Düflman etnik çat›flmalar› körükleyerek, mevcut devrimci sürecin bir iktidar bofllu¤una yol açt›¤›n› ve Nepal'in kaç›n›lmaz olarak bir iç çat›flma ve fliddet ortam›na süreklendi¤ini iddia ediyor ve bunu beyaz terörü uygulaman›n gerekçesi haline getirmeye çal›fl›yor. Bununla kitleler aras›nda Maoistlerin süreci kontrol edemedi¤i propagandas›n› yapmaktad›r. Ancak, bu giriflimlerin düflman aç›s›ndan bir çaresizli¤i ve son ç›rp›n›fl› ifade etti¤i bir gerçektir. Bizzat Maoistlerin önderli¤inde birçok kentte soka¤a ç›kma yasaklar›na inat, yüzbinlerin kat›l›m›yla gerçekleflen "Halklar›n Kardeflli¤i" yürüyüflleriyle düflman›n oyunlar› bofla ç›kart›l›yor.
14
OKUR
1-16 fiubat 2007
KONUK YAZAR
Güle Güle Hrant
ÖMER LEVENTOĞLU
Ne mutlu “katilim” diyene! Kimsenin kan› zehirli de¤ildi; temiz de de¤ildi kimsenin kan›. Yani bir fley yoktu kanda; ne varsa yürekteydi... Türk’ü, Ermeni’si yoktu yüre¤in; ama cesareti, korkusu vard›... Dili vard› yüre¤in; türkü söyleyen, özgürlük ve kardefllik diye hayk›ran dili... Özgürlük tutkusuyla yanan›, sevgiyi mayalayan›, adaletsizli¤e karfl› ç›kan›, meydan okuyan› vard› yüre¤in. Ama ›rk›yla mutlu olmad› kimse. Olamazd›. Irk adalet getirmezdi çünkü... Irkta sevgi yoktu. Hangi aflk ›rkç›d›r? “Irkç› aflk” bilir miydiniz? ‹flittiniz mi? “Irkç› sevgi” gördünüz mü hiç? Tek bir erdemli düflünce ç›kt› m› “›rk”tan? Ç›kmad›, ç›kmaz, ç›kmayacak da... Çünkü ana memesinden ›rk akmazd›. Irk yetiflmezdi ana kuca¤›nda, ›rk› kundaklamazd› hiçbir ana. Türk sevmez, Kürt sevmez, Ermeni sevmez, Eskimo sevmez; evlat severdi analar... Çünkü sevgi, ›rktan ba¤›fl›kt›. Irktan ar›nd›¤›nda parlard› sevginin ›fl›¤›. Irktan ar›nmakt› sevgi. Oysa ›rk›m›z için katil olduk biz, katlettik... Afla¤›l›k bir cemaat haline geldik, çukur bir karanl›k yaratt›k kutlu ›rk›m›z için. Kirlettik, katrana çevirdik yüre¤imizi. Yaralar açt›k yüre¤imize. Pilte pilte döküldü hoflgörümüz. Damar damar so¤udu kan›m›z. Linç ettik, sürdük, k›rd›k... Da¤lara gönderdik; apartman dairelerini, gecekondular› bast›k, vurduk... Tarlalar› zehirledik, öldürdük. Yolda, sokakta, dernekte, arabada, üniversitedeki odada vurduk... Öldürdük, öldürdük, öldürdük... Yüre¤imizi kaybettik böylece; akl›m›z›, basiretimizi, fluurumuzu kaybettik. Duygusuz ve kapkara, bir kömür parças› gibi kapkara, kat›laflt› yüre¤imiz. Mustafa Suphi’yi bo¤duk... Siftah› böyle yapt›k. Kara bir denizde, gecenin en kara vaktinde açt›k bu kara devrin kara perdesini. Böyle att›k bu devrin temellerini. Siyah bir geceydi Mustafa’y› bo¤du¤unuzda...
G Bihterin SARAÇ Ayakkab›s› delik bir demokrasi savaflç›s› olarak bu dünyay› terk etmek onun onurudur. Ona bir yetimhanede büyümesi bile belki bu kadar a¤›r gelmemiflti. Yar›m b›rak›lm›fl bir sevdan›n, yel de¤irmenlerine savafl açm›fl delisi de¤ildi o. Demokrasi sözcü¤ünün bir rüzgar gülünün ç›kard›¤› histerik t›n›lar kadar bile k›p›rt› yaratamayan anlams›zl›¤› gibi avuç avuç at›lm›fl bir ölü topra¤› suskunlu¤unda ülke. Bugün, yani Hrant’› kaybetti¤imiz günün ertesinde y›lg›nl›k, çaresizlik ve öfke. Nas›l da harmanlanm›fl? Nas›l da a¤›r bir yürek yaras› bu flimdi? *** Neden hiç bir fley yap›lmad› onun bunca gürültü ile 盤l›k 盤l›k gelen ölümüne? Neden?
“...Siyah gece Beyaz kar
***
Rüzgar
‘‹lk ölüm de¤il ki bu’ demiflti, ben telefonda hayk›rarak a¤larken, belli ki benden daha dayanakl› bir arkadafl›m ‘Son da olmayacak’ demiflti. Peki ama görevimiz sadece iyi cenaze törenleri mi yapmak? Bizler düflledi¤imiz özgür demokratik ülkeyi, çocuklar›m›z›n yar›nlar›n›, daha nice ölüler vererek defnetmeyi mi bekleyece¤iz?
Rüzgar Trabzon'da bir motor aç›l›yor Sahilde kalabal›k Motoru tafll›yorlar Son perdeye bafll›yorlar! Burjuva, Kemal'in omzuna binmifl, Kemal kumandan›n kordonuna, Kumandan kâhyan›n cebine inmifl, Kâhya adamlar›n›n donuna, Uluyorlar... -Hav... hav... hak... tuu” (N.Hikmet) Uluduk... Uluduk... Uluduk... Ve uluyduk... Ulu önderlerimizle, uluyduk... Ululu¤un flan›na uyduk... Ve Musa’y› vurduk, U¤ur’u bombalad›k, kurflunlad›k U¤ur’u... 50 y›ll›k ömre bir C-4 ve 12 y›ll›k yaflama 13 kurflun vurduk. Baz›lar›n›n kafalar›n› ezdik sonra, boyunlar›na keskin sat›rlar indirdik baz›lar›n›n... Siyasi fiube mahzenlerinde tecavüz ettik, kad›nlar›m›za, erkeklerimize... K›z kardefllerimiz, erkek kardefllerimizdi onlar... Dinmedi öfkemiz. Ne melanet öfkemiz vard› bizim böyle; dinmedi; flarapnellerle parçalad›k bedenlerini... Hapishanelere doldurduk; yakt›k; demir çubuklarla kafalar›n› parçalad›k sonra... Açl›k grevlerinde, ölüm oruçlar›nda, ac› çeke çeke öldüler, dindiremedik h›nc›m›z›... Çivili de¤nekler yapt›k onlar için, saplaya saplaya, ferlerinin kesiliflini gözleye gözleye, gözleri kapanana kadar baka baka öldürdük, dinmedi h›nc›m›z. Sonra balyozlarla, kepçelerle, buldozerlerle, gazl› bombalarla sald›rd›k, hapishanelerde ranzalara yap›flt›rd›k piflmifl etlerini...
*** Sürekli bir iç savafl teyakkuzu durumunda yafl›yor bu ülke. Eski bir moza¤in parçalar› istendi¤inde nefret güçlere dönüfltürülerek düflmanlaflt›r›l›nca ortaya iflte bu ç›k›yor. Yüzy›llara yay›lan iç savafl; korku temal› hiç eskimeyen bir oyun, sürekli bir seyirci ve oyuncu kadrosu ile her daim sahnede. Belki de mozaik olman›n bedelini bu flekilde sürekli ama sürekli ödeyen,
Nas›r’›n an›s›na
Belki de bu yüzden güvercini tan›m›yorduk. Bilmiyorduk güvercin tedirginli¤ini; bilmiyoruz... Bir kad›n›n sevgilisine yazd›¤› “kuca¤›mdan ayr›ld›n” sözündeki derinli¤i, o sözü söyleyen sesin titrek gücünü bilmiyoruz, hissedemeyece¤iz hiçbir zaman. Nerden bilece¤iz ki? Nas›l anlayaca¤›z ki bir sevgilinin kuca¤›ndan uçup giden güvercin ruhundan? ***
Ve ey A¤r›’n›n derinli¤ini görmeyen, göremeyen, göremeyecek olan ›rkç›lar!.. Derinlik hissine yabanc› babayi¤itler!.. Sevgili kuca¤›ndan, yani o titrek bedende parlayan bir ayva tüyünün tutkulu sal›n›fl›ndan bihaber b›çk›n kinbiliciler! Hrant’› öldürdünüz. Gözünüz ayd›n. fiimdi sizinle birlikte biz de katil olduk. Ne mutlu “katilim” diyene!..
Herkes suçlu. Cinayetin hemen ertesinde ilk aç›klamay› yapan Orhan Pamuk’a, Yaflar Kemal’e, Behiç Ahç›’ya sahip ç›kmayan Cumhurbaflkan›, ifline geldi¤i zaman milliyetçi söylemlerle ifli çeflnilendiren Baflbakan, Kerkük’e asker gönderilmesini talep eden sözde sosyal demokrat sözde muhalefet lideri ve flürekas›, akort üretim yapar gibi katil üreten kafatasç›larla biraraya gelen kendilerini solcu zannedenler, insanlar›n soyadlar›n› takip ederek geçmifllerini efleleme cüreti gösteren ne idü¤ü belirsiz profesör ve ona flakflakç›l›k yapanlar…Herkes, flapkas›n›, takkesini, fesini, kalpa¤›n› önüne koyup bir de¤il birçok kez düflünmeli. Kald› ise e¤er kimselerle de¤il, kendisi ile vicdan muhasebesi yapmal›.
C. Tayyar Bektafl, devrimci düflüncelerle yaflad›¤› co¤rafyadan kaynakl› ortaokul y›llar›nda, yani Dersim’de tan›flt›. Ankara’da liseye bafllarken devrimci düflüncelerle daha yak›ndan ve daha yo¤un olarak tan›flt›. Girdi¤i ilk ÖSS s›nav›n› kazanarak A.Ü. E¤itim Bilimler Fak. E¤itim Yönetimi ve Planlama bölümünü kazand›. Bir taraftan okurken bir taraftan da devrimci faaliyetler yürütüyordu. Devrimci düflüncelerle art›k daha profesyonelce u¤rafl›yor ve sürekli ilerliyordu. Art›k kendini devrime ve devrimci mücadeleye adam›flt›.
***
A¤r› Da¤› herkese yüksek görünür; bir “yükseklik”tir A¤r› Da¤›... Ama Hrant Dink’in Ermenilerinin gözünden, o göze bakan Hrant’›n yüre¤inden, derin görünür A¤r› Da¤›. “Bir derinliktir Ararat!” demiflti Hrant Dink Ayd›nl›k Sorgular sempozyumunda. Ve kad›n erkek, çocuk, yafll› Ermeniler... Etraf›nda jandarmalarla yollara, tarlalara, tafl ocaklar›na, tren istasyonlar›na, bozk›rlara sürülen Ermenilerin kanayan ayaklar›nda, kavruk siyah yaral› bereli yüzlerinde, o yüzlerde parlayan gözlerde, o güzlere ›fl›k veren yürekte bir yükseklik de¤il bir derinlikti A¤r› Da¤›.
***
*** Susacak m›y›z? Özgür ülke düfllerimiz, toplum ve kendine sayg› gibi de¤erlerle özene bezene yetifltirdi¤imiz çocuklar›m›z›n yar›nlar›, internet tekni¤ini çok iyi ö¤renmifl bafl›bofl katillerin insaf›na m› kalacak? Düflünmek, elefltirmek, devletin, bireyin, toplumun yanl›fl kurgular›n› dile getirebilmenin bedeli kafas› dumanl› kiral›k katillerin insaflar›na m› teslim edilecek? Ne zaman yazar, sanatç›, elefltirel düflünce, düflünceye sayg› ilkesi ile dinlenebilecek? Ne zaman rayting kayg›lar› ve toplumsal manipülasyon tehlikelerinin toplumsal bar›fla karfl› yerlefltirilmifl dinamitler oldu¤unu fark edebilece¤iz? *** Yazmak hiç bu kadar zor gelmemiflti bana. Sözcükler hiç bu kadar bofl, anlams›z. Geriye sar›labilse zaman. Bir filmin geriye sar›lmas› gibi. Alt› delik ayakkab›s› ile bu ülkenin yetifltirdi¤i onurlu evlat Hrant, sabah çocuklar› ile, efli ile vadalafls›n. Akflam yeme¤inde buluflmak üzere. Günlük ç›kan gazetelerin günlük telafl ve stresi ile Agos’un günlük haber ak›fl›n› planlas›n. Akflam ç›kaca¤› televizyonlardaki tart›flman›n haz›rl›klar›n› yaps›n. Günlük pür telafllar içinde günlük hüzünleri, kederleri, sevinçleri paylafls›n. Yafl›yor olsun. Konufluyor olsun. O ise bir kahraman oldu dünden beri. ‘Dostluklar farkl›l›klara ra¤men kurulabildi¤inde de¤erli olur’ denir ya. O, kahraman›m›z Hrant bunun çimentosu oldu. Aya¤›n›n alt›ndaki deli¤i umursamadan gitti. Gözlerinin içindeki p›r›lt›s›nda ‚sizlere güveniyorum’ diyerek gitti. ‚Kahramanlar yarat›n’ diyerek gitti. ‘Ben çimentoyum, tu¤lalar› da siz dizin’ diyerek gitti. Gitti iflte.
Devrime adanm›fl bir ömür: CAFER
Dinmedi h›nc›m›z, dindiremedik öfkemizi. Da¤ gibi öfkemiz, ‘delikanl›l›¤›m›z’ vard› çünkü. Çivili de¤neklerimiz, keskin sat›rlar›m›z, so¤uk burgulu namlular›yla, gagal› tetikleriyle belimizde bizi “erkek” yapan silahlar›m›z vard›. Sert bak›fllar›m›z, s›k› difllerimiz, gür, fliddetli, heybetli sesimiz vard›.
Ve “hepimiz katiliz!”
›srarla asla olmayacak bir ulus devletçik olma çabas›ndaki ‘medeniyetin befli¤i’ Anadolu topraklar›. Düflünüyorum da acaba birbirine bulaflmayan kaç mozaik parças› kalm›flt›r bu kara parças›nda? Kaç kiflinin ‘DNA’ lar›nda tek tip niteliklere rastlan›r kafatasç› labaratuvarlarda? Ad›m ad›m parçalama provalar›n›n yap›ld›¤› bu mozaik parças›nda tek tek kahramanlar›n› söküyorlar toplumun içinden. Nefes borular›n› tek tek t›kayarak sahneye koyuyorlar yeni k›yamlara haz›rl›klar›n›. fiimdilerde, henüz daha ölülerimizin kanlar› kurumadan bir yandan timsah gözyafllar›n› ak›t›yor, di¤er yandan birlik ve beraberlik ça¤r›lar› yap›yorlar. Sanki bu topluma kafatasç› tohumlar› elleri ile onlar serpmemifl gibi. Sanki solu k›rpa k›rpa gökyüzünün ›fl›ks›z y›ld›zlar›na kendileri dönüfltürmemifller gibi. Sanki toplumun vicdan›n›, belkemi¤ini ayaklar›n›n alt›na al›p kendileri çi¤nememifller gibi.
Sen bilirsin ki yoldafl; parçalanan ellerin bir gürz gibi düflman›n beyninde, silah›n›n namlusu al›nçat›lar›nda, bilincin Dersim’de, Almus’ta, Botan’da, Toroslar’da özgürlük tohumu olacak vatan›m›za. Bilirsin ki; ard›llar›n yürüyor ve yürüyecek yolunda. Silah›n yadigar›n, kavgan yarimizdir RAYHEVAL NASIR.
Dersim Ovac›k’tan yoldafllar›
‹lk gözalt› ve tutuklanmas› yine A.Ü.’de okurken oldu. 2,5 y›la yak›n bir süre Ulucanlar Merkez Kapal› Hapishanesi’nde tutuldu. Daha sonra tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›ld›. Tüm gözalt› ve sorgulardan önderi ‹brahim yoldafl›n “ser verip s›r vermeme” fliar›na uyup iflkencelerden bafl› dik bir flekilde ç›kt›. Davas›na ve mücadelesine sonuna kadar inanm›fl bir devrimciydi o. Dava aleyhinde sonuçlan›nca firari hayata geçmek zorunda kald›. Tokat k›rsal›na ç›karken yoldafllar›yla yakaland› ve tekrar tutsak düfltü. S›ras›yla; Ulucanlar, Amasya, Bart›n ve tekrar Ankara Sincan F Tipi hapishanelerinde kald›. Tarih 2000’i gösterirken zindandaki devrimci tutsaklar F tiplerine karfl› AG ve ÖO direnifli karar› ald›. C. Tayyar hiç tereddüt etmeden ÖO 1. ekip-
TAYYAR BEKTAfi te en ön safta yerini ald›. Yoldafllar›ndan ald›¤› bayra¤›, bu sefer ÖO’na gönüllü girerek daha ileriye tafl›maya kararl›yd›… O’nun a¤z›ndan F tipi tecrit ve izolasyon sald›r›lar›na karfl› söylediklerini anlatmadan geçemeyece¤im: “Bugün, 96’da tarihe kanlar›m›zla yazd›¤›m›z siper yoldafll›¤› manifestosunun üzerinden dört y›l› aflk›n bir zaman geçmiflken, bir kez daha bedenlerimizi ölüme yat›rman›n tarifi imkans›z sevincini ve coflkusunu yafl›yoruz. Biz biliyoruz ki, iflçi s›n›f› ve emekçi halk›m›za, onlar›n temsilcilerini ve öncülerini teslim alma, tasfiye ve ihanet çemberinde eritme politikalar› dün oldu¤u gibi bugün de ola¤an h›z›yla sürüyor. Zindanlar cephesinde bu kararl›l›k sesini 82’lerde, 84’lerde; Metris’de, Buca’da, Ümraniye’de, Ulucanlar’da da çok yak›ndan duyduk ve tan›d›k” ÖO s›ras›nda sendeleyenlerin, tökezleyenlerin aksine O, devrald›¤› bayra¤› aln› aç›k ve bafl› dik bir flekilde ÖO’nun 200. gününde flehitler kervan›na kat›larak bayra¤› yoldafllar›na devretti… Evet k›sac›k yaflam›na mücadele dolu y›llar s›¤d›rm›fl, yaflad›¤› her an› halk›na ve devrime adamas›n› bilmiflti Cafer.
“Zafere Halay” adl› kitab›n›n son sözünde yazd›¤› flu paragrafla bitirmek istiyorum sözü: “Böylesi bir görkemin solu¤unu, s›cakl›¤›n› ve kavuruculu¤unu hissedenlere ne mutlu! Ne mutlu ki tetik dokunufluna haz›r yüzlerce mermiden biri olma flans›n› yakalayan bizlere! Ezilenlerin zaferine-yengisine olan inanc›n, kazanaca¤›m›za olan sars›lmaz güvenin, o büyük ailemize, halk›m›za, yoldafllar›m›za, kanla yaz›lan tarihimize olan ba¤l›l›¤›mla, gerillayla ayn› hedefi vurman›n coflkusuyla bir kez daha diyorum ki; CANIMIZ HALK SAVAfiINA FEDA OLSUN! Hepinizi yüre¤imin en korunakl› yerinde s›ms›k› kucakl›yor, destan›m›z›n kor aleviyle sar›p sarmal›yorum”. Evet Cafer Tayyar böyle diyordu. Davas›na, yoldafllar›na ve halk›na sonuna kadar ba¤l›yd›. Bizim, Cafer’den ve Caferlerden ö¤renece¤imiz çok fley var. Onlar›n onurlu yaflam›ndan, mücadelelerinden ö¤renece¤imiz çok fley var. Mücadeleleri yolumuza ›fl›k tutsun
Ali R›za Bektafl
GÜNCEL
1-16 fiubat 2007
15
Neden Hedef Seçildim? Hrant D‹NK
Benimle ilgili yeni, tehlikeli bir süreç bafll›yordu. Yine uçurumun k›y›s›ndayd›m. Peflimde tekrar birileri vard›. Onlar› seziyordum. Ve onlar›n Kerinçsiz ekibiyle s›n›rl› ve salt onlardan oluflacak denli s›radan ve görünür olmad›klar›n› çok iyi biliyordum
Kimdi bu densizler, kimdi bu Hrant Dink? Ona haddi bildirilmeliydi!
Hiç ifllemedi¤im "Türklü¤ü afla¤›lamak" suçundan 6 aya mahkum oldum. fiimdi art›k son çare olarak Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi'ne gidiyorum. 17 Ocak tarihine kadar avukatlar›m baflvuruyu gerçeklefltirecekler ve benden de baflvuruya eklemek için olaylar›n geliflimini anlatan bir yaz› istediler. Ben de dosyaya konacak bu yaz›y› kamuoyuyla paylaflmay› uygun gördüm. Çünkü benim için A‹HM'in karar› kadar ve hatta ondan daha fazla Türkiye toplumunun vicdani karar› önemli.
Resmi sohbete davet Genelkurmay bildirisi 22 fiubat Pazar günü yay›nland›... Ertesi gün sabah›n erken saatinde çald› telefonum. ‹stanbul Vali yard›mc›lar›ndan biri ar›yordu. Sert bir tonla, habere iliflkin elimdeki belgelerle Valili¤e bekledi¤ini bildirdi...
Dikkatli olmal›yd›m
Sadece benim de¤il, sadece Ermenilerin de de¤il... Tüm kamuoyunun merak etti¤i ve sormaktan kendini alamad›¤› soru flu: "Türklü¤ü afla¤›lamak suçlamas›yla 301'den soruflturma ya da dava aç›lan hemen herkes için bir biçimiyle teknik ya da hukuki çözüm bulundu ve dava mahkumiyete varmadan daha ilk celselerde sonuçland› da, Hrant Dink niye 6 aya mahkum oldu?"
Hafif atlat›lanlar... Bu asl›nda yanl›fl bir tespit ya da gereksiz bir soru de¤il. An›msan›rsa e¤er Orhan Pamuk için dava celsesi bafllamadan daha, "Ne yap›labilir de dava düflürülebilir?" diye az takla at›lmad›... Benzer sürecin daha hafifi ise Elif fiafak davas›nda yafland›. Öncesinde hayli pat›rt›s› kopar›lan dava daha ilk celsesinde, fiafak'›n mahkemeye görünmesine bile gerek kalmadan, sona erdirildi. Bu teknik çözümlerden herkes memnundu. Baflbakan Tayyip Erdo¤an dahi fiafak'a telefon aç›p geçmifl olsun dile¤inde bulundu... Bu davalar›n bu flekilde hafif atlat›lm›fl olmas›n› k›skand›¤›m san›lmas›n... Benim derdim onlar›n davalar›nda gösterilen kayg› ve telafl›n, Hrant Dink davas›nda niçin gösterilmedi¤ini sorgulamak ve cevaplamak...
Ermeni olmam›n rolü Evet, bu cevaba hepimizin ihtiyac› var! Özellikle de benim. Sonuçta
bu ülkenin bir yurttafl›y›m ve ›srarla herkesle eflit olmak istiyorum... Ama ayr›mc›l›¤a u¤raman›n tecrübeleriyle piflmifl biri olarak ussal refleksimin flu soruyu sormaktan da hiç geri durmad›¤›n› itiraf etmeliyim: "Benim Ermeni olmam›n bu sonuçta bir rolü oldu mu?"...
Haddimin bildirilmesi 1996 y›l›yla birlikte, AGOS'u ç›kard›¤›ndan beri Ermeni toplumunun sorunlar›n› dile getirirken, haklar›n› talep ederken ya da tarihin konuflulmas›na iliflkin Türk resmi tezinin hofluna gitmeyen kendi duruflunu sergilerken, arada bir çizmeyi aflt›¤› olmuyor de¤ildi ancak as›l barda-
¤› tafl›ran damla 6 fiubat 2004 tarihinde AGOS'ta yay›nlanan "Sabiha Gökçen" haberi oldu. Dink imzas›yla ve "Sabiha-Hatun'un s›rr›" bafll›¤›yla verilen haberde Gökçen'in Ermenistanl› akrabalar› konufluyor ve Atatürk'ün manevi k›z› Sabiha Gökçen'in asl›nda yetimhaneden al›nm›fl bir Ermeni yetim oldu¤unu iddia ediyorlard›... Genelkurmay bu haberi yapanlara karfl› "Böyle bir sembolü amac› ne olursa olsun tart›flmaya açmak, milli bütünlü¤e ve toplumsal bar›fla karfl› bir cürümdür" aç›klamas›yla tepki koyuyordu. Onlara göre bu haberi yapanlar art niyetliydi, Türk kad›n›n›n miti ve sembolü haline dönüfltürülmüfl bir kiflinin Türklü¤ünü birden bire onun üstünden çekerek o kimlikte deprem yaratmaya çal›fl›yorlard›.
n›’nda “tatbikat“ haz›rl›¤› derken kuflkulu bir hareketlenme bafllam›flt›.
MAYA Arif BİLGİN
O cinayet çoktan işlenmişti Bu say›da yine Irak’ta sürüp giden iflgalci katliam üzerine bir yaz› yazmay› düflünmüfltüm. Çünkü durum oldukça kritikti. ‹flgalci ABD idamlarla körükledi¤i çat›flmalar› bahane ederek Irak’a yeni askeri birlikler gönderiyordu. Acaba ‹ran’a sald›rmak için haz›rl›k m› yap›yorlar, diye endiflelenmifltim. 16 Ocak’ta Barzan ‹brahim el Tikriti ile Avad Hamid el Bender’in idam›ndan bir gün sonra El Mustansriya Üniversitesi’ne yönelik alçakça sald›r›da ço¤u k›z ö¤renci 60 kifli öldürüldü ve yüzlercesi yaraland›. San›r›m Amerikan askerleri ölünce, onlar da intikam›n› sivil yerlerde katliamlara giriflerek al›yorlar. Ayn› anda El Sadr’›n direniflçi milis Mehdi Ordusu’nu etkisiz hale getirmek için Ba¤dat’›n fiii semti El Sadr kuflat›l›yor ve Telafer modeli bir katliam haz›rl›¤›ndan söz ediliyordu. “Telafer modeli“, bir kentin toptan imha edilmesi demekti ve daha önce Sünni direniflçilere karfl› uygulanm›flt›. Yeni Amerikan askerlerinin Ba¤dat’a intikali s›ras›nda vurulan bir helikopterlerinin düflmesinden sonra 22 Ocak’ta Ba¤dat çarfl›s›nda iki bomba patlad› ve 78 kifli katledildi. Emperyalist haydutlar›n bu barbarca kabaday›l›¤›ndan yüre¤im s›k›ld›. Üstüne üstlük ülkemin insanlar›n› da bu insafs›z kanl› mezbahaya sürmek için i¤renç dolaplar döndürülüyordu. Kerkük’e askeri müdahale ve ABD ile söz düellosuna dönüflen tart›flmalar›n ard›ndan M‹T Müflteflar› Emre Taner’den “ulus devlet tehlike alt›nda“ aç›klamas› geldi. Sonra kapal› TBMM oturumu, TSK’ya valilerin yetkisini baypas eden toplumsal olaylara müdahale yetkisi ve Ça¤layan Meyda-
Bu t›rman›fla paralel, ilginç bir art›flla gazeteci dostlardan u¤rad›klar› ölüm tehditleri ile ilgili mesajlar almaya bafllad›k! Biri 19 Aral›k hapishaneler katliam›ndaki insanc›l tutumundan dolay› iflsiz b›rak›lan yi¤it bir gazeteci. Hrant Dink hiç akl›ma gelmemiflti, halbuki o topun a¤z›na çoktan sürülmüfltü. Olaylar biraz kar›fl›kt›, Irak yaz›s›n› yar›da b›rakt›m. 19 Ocak’ta Münih’te dostlarla yap› malzemeleri ve makinalar› fuar›na gittik. Çal›fl›r vaziyette iki robotu izlerken dalm›fl›m. Benim akl›m Irak’ta. “Hadi gidelim“ dediler “fuar›n kapanma saati geliyor“. Ç›kt›k, iyice yorulmufluz. Kuzenlerde bir kahve içip yola ç›kacakt›k. Orda ö¤rendik: “Hrant Dink’i vurmufllar, duydunuz mu?!“ Hrant, adalet arayan ma¤dur ve mahsum bir halk›n ruhu idi. O, soycul k›r›ma u¤rayan bir halk›n yetim ve çaresiz b›rak›lan çocuklar›n›n 盤l›¤› idi. O, kendi yurdunda yurtsuz k›l›nan namuslu, yi¤it, gerçek bir yurtseverlikti. O, evrensel dostluk ve insanc›l ütopyam›z›n dürüst, yalans›z, heyecan verici ezgisiydi. O, emperyalist himaye sahtekarl›¤›n›n surat›na tüküren bilincimizdi. O, secde ile ellerini öptü¤ümüz Sar› gelinimizin torunuydu, can›m›zd›, kardeflimizdi. O, insanl›ktan ç›km›fl yan›m›za insanc›l bir isyand›, o gerçek bir insand›! Onu vurdular! ‹flte bütün bunlar› vurdular! Bu cinayet çoktan ifllenmiflti. Bu cinayet, Giresun Kelesi’ne Topal Osman’›n heykeli dikilirken ifllenmiflti, ‹psiz Recep ulusal kahraman ilan edilirken ifllenmiflti, ulus ad›na Talat Pafla sahiplenilirken ifllenmiflti, “Ermeni mezalimini“ kan›tlama ve ‹ttihat Terakki’nin suç sikletini dengelemek için yürütülen sözde tarih araflt›rmalar› ve “toplu mezar“ haberlerinde ifllenmiflti, hergün kulaklar› t›rmalayan “Ermeni tohumu“, “Ermeni dölü“, “vatan haini“ küfürlü gazete manfletlerinde ifllenmiflti, 301’inci madde ç›kart›l›rken ve ›srarla uygulan›rken ifllenmiflti, “Türkleri afla¤›lama“ dava-
Elimdeki belgelerle birlikte Vali Yard›mc›s›'n›n yan›na gittim. ‹çeri buyur etti¤inde, odas›nda biri bayan iki kifli daha oturuyordu. Nazikçe "Onlar›n kendisinin yak›nlar› oldu¤unu, sohbetimizde haz›r bulunmalar›nda bir mahzur görüp görmedi¤imi?" sordu. "Bir mahzur görmedi¤imi" söyleyip oturdu¤umda zaten ortam›n nazikli¤ini kavram›flt›m. Hiç beklemeden girifli yapt› Vali Yard›mc›s›. "Hrant bey" diyordu "Siz, tecrübeli bir gazetecisiniz. Daha dikkatli haber yapman›z gerekmez mi? Sonra böyle haberlere ne gerek var? Bak›n ortal›k nas›l allak bullak oldu. Hay›r, biz sizi biliyoruz ama sokaktaki adam ne bilsin? Bu tür haberleri baflka bir niyetle yap›yorsunuz sanabilir... Ama bak›n iflte sokaklar ne gibi insanlarla dolu. Bu tür haberlere daha dikkat etmek gerekmez mi?". Vali Yard›mc›s›'n›n bu giriflle bafllad›¤› sohbete, odadaki misafirlerden erkek olan da kat›ld› ve ondan sonra da zaten sözü bir daha baflkas›na b›rakmad›. Vali Yard›mc›s›'n›n sözlerini daha da net bir üslupla bu kez o yineledi. Dikkatli olmam›, ülkeyi ve ortam› gerecek giriflimlerden kaç›nmam› telkin ediyordu: "Sizin yazd›¤›n›z baz› yaz›lardan, her ne kadar üslubunuza kat›lmasak da, niyetinizin kötü olmad›¤›n› anlayabiliyoruz, ancak herkes bunu böyle anlamayabilir ve toplumun tepkisini üzerinize çekebilirsiniz" diyerek de beni kerelerce uyar›yordu. Haddimi bilmeliydim... Dikkatli olmal›yd›m... Yoksa iyi olmazd›!
s› aç›l›rken ifllenmiflti, adliye koridorlar›ndaki manevi linçlerde, yumurta ve domates at›l›rken ifllenmiflti, yüzlerce flövenist yaz›, haber ve konuflmayla ifllenmiflti. Ve en sonunda 6 ayl›k mahkumiyet karar› ile zaten çoktan ifllenmifl bir cinayetti bu. Kaatilleri çoktu. fiimdi hepisi gözyafl› döküyorlar. ‹¤rendim, midem buland›. Üstelik hepisinin a¤lama gerekçesi ayn› ve utanç verici: “Devletin imaj›n› bozma“, “Ermeni soyk›r›m yasa tasar›lar›na kolayl›k sa¤lama“, “Ermeni diasporas›na koz verme“. Yani gözyafllar› Hrant’›n katlinden dolay› de¤il, suçüstü yakalanma korkusundan! Kaatillere “hain“ demeleri bu yüzden. Fakat ilk kez hep birden do¤ru bir fley söylediler, katiller gerçekten vatan hainiydi. Bu hainlikleri yeni de¤ildi, çoktan öyleydiler zaten. fiimdi suçüstü yakaland›lar ve e¤er yalan de¤ilse herkes ikna olmufl gözüküyor, yeni olan bu! Kaatiller ortada, Topal Osmanlar›n, Doktor Naz›mlar›n, Talat ve Enverlerin izleyicileri, talanc›lar, ya¤mac›lar, cepleri kanl› parayla dolu, keyifleri yerinde zalim emperyalist iflbirlikçiler saklanma gere¤i duymuyorlar. Dizi dizi televizyonlar› var, gazeteleri var, partileri ve “ocak“lar› var, kulüpleri var, e¤itim kamplar› var, paflalar› var, profesörleri, valileri ve “emniyetçi abileri“ var, kirli ve derin yerleri var, silahlar› var. Olmayan fleyleri yok ki! O yüzden suçlu de¤il güçlüler, o yüzden flimdilik kaatil de¤il “milliyetçiler“, vatan haini de¤il “vatanseverler“. Baflka ülkelerde ›rkçi, faflist katliamc› örgütlere nefes ald›r›lmazken, bizde rahat rahat örgütlenirler, e¤itim kamplar› kurarlar, silahlan›rlar, cinayetler ifllerler, linç hareketlerine giriflirler. 32 saat sonra birkaç robot yakaland›, asl›nda robotlar kendilerini yakalatt›, çünkü öyle yapmalar› istenmiflti. ‹stiyorlar ki Ogün Samast, Yasin Hayal ve di¤er robotlar› gerçek kaatiller diye yutal›m. Paras›z pulsuz, “birbirini doldurufla getiren”, profesyonellik ve örgüt ba¤lant›s› olmayan, internet üzerinden haberleflen üç-befl kafadar, “iflsiz çocuklar“ sanal›m istiyorlar. Veli Küçükler’i, Kemal Kerinçsizler’i, y›lard›r “Bayrak“ flifresiyle Trabzon’da cinayetler iflleten, linçler yapt›ran odaklar›, emniyetçi ve istihbaratç› “abileri“,
Art›k hedefteydim Hakikaten de sonras› iyi olmad›. Valili¤e ça¤r›ld›¤›m›n ertesi gününden itibaren birçok gazetede birçok köfle yazar› Ermeni kimli¤i üzerine yazm›fl oldu¤um deneme serisinin içinde geçen "Türk'ten boflalacak o zehirli kan›n yerini dolduracak temiz kan, Ermenilerin Ermenistan'la kuraca¤› asil damar›nda mevcuttur" cümlesini c›mb›zlayarak, bununla Türk düflmanl›¤› yapt›¤›m› ortak bir kampanyayla dile getirmeye bafllad›lar. Bu yay›nlar›n ard›ndan ise 26 fiubat günü ‹stanbul Ülkü Ocaklar› ‹l Baflkan› Levent Temiz'in bafl›n› çekti¤i bir grup ülkücü, AGOS'un kap›s›na gelerek aleyhime sloganlar att› ve tehditlerde bulundu... Grubun kulland›¤› sloganlar çok netti: "Ya sev ya terk et", "Kahrolsun ASALA", "Bir gece ans›z›n gelebiliriz" Grubun lideri Levent Temiz'in yapt›¤› konuflmada hedef aç›k ve seçikti: "Hrant Dink, bundan sonra bütün öfkemizin ve nefretimizin hedefidir, hedefimizdir." Grup gösterisini yap›p da¤›ld›...
Tehlikenin efli¤inde AGOS'un önünde benzer bir gösteri de birkaç gün sonra kendilerini "As›ls›z Ermeni ‹ddialar›yla Mücadele Federasyonu" olarak adland›ran grup taraf›ndan yap›ld›. Ard›ndan da devreye o güne de¤in hiçbir popülaritesi olmayan Av. Kemal Kerinçsiz ve onun baflkanl›¤›n› yapt›¤› Büyük Hukukçular Birli¤i girdi. Kerinçsiz ve arkadafllar› fiiflli Cumhuriyet Savc›l›¤›'na giderek, hakk›mda suç duyurusunda bulundular... Ve iflte yine uçurumun k›y›s›ndayd›m. Peflimde tekrar birileri vard›. Onlar› seziyordum. Ve onlar›n Kerinçsiz ekibiyle s›n›rl› ve salt onlardan oluflacak denli s›radan ve görünür olmad›klar›n› çok iyi biliyordum.
(Hrant Dink’in 12 Ocak 2007 tarihli Agos Gazetesi’nde yay›mlanan yaz›s›)
sald›rganlara gözyuman savc›lar›, valileri ve bu iflin uzay›p gidece¤i zirveleri, bu tür sald›rganlar› cüretlendiren paflalar› korumaya çal›fl›yorlar. ‹stanbul valili¤indeki tehdidi ve tertibi, ‹stanbul’dan Trabzon’a kadar uzanan güçlü ve kirli örgütü görmemizi istemiyorlar. *** Musa amca, benim yurttafl›m, dostum, Mardinli bir Süryani. Hergün bastonuna dayanarak soka¤›m›zdan geçer. Art›k ›fl›¤› iyice azalm›fl gözleri bir yurttafl, bir dost arar konuflmak ve hasret giderebilmek için flu sürgün diyar›nda. ‹tiraf edeyim bütün yaflam›m boyunca böylesine ç›kars›z, soylu, mükemmel yurt sevgisine ve yurt hasretine tan›k olmad›m hiç! O a¤lay›nca beni de a¤lat›r, o yüzden göz göze gelmek istemem, utan›r›m. Yüzlerce Ermeni dost karfl›s›nda da öyleyimdir. Hrant’› flimdi daha iyi anl›yorum, böylesine bir hasrete katlanmaktansa öldürülmeyi ye¤ledi, verilmifl ölüm karar›n›n infaz›n› bekledi aylarca. Gözlerimiz yafl, yüre¤imiz ac› içinde kald› ve Irak’taki vahfleti bile günlerce görmez olduk. Öldürenlerin ihanetine ve alçakl›¤›na bak›n siz! Çok gerekliyse bizi öldürün, ama art›k bir avuç kalm›fl bu güzel insanlara k›ymay›n, benim kardefllerime dokunmay›n! Güzel halk›m›n tepkileri ve u¤urlama töreni yüre¤imi kabartt›. Keflke bu duyarl›l›¤› daha önce gösterebilseydik ve H›rant’›m›z ölmeseydi. Fakat onu u¤urlarken görevimizin bitmedi¤ini de unutmayal›m. Bak›fllar›m›z› canilerin üzerine yo¤unlaflt›ral›m ve olay›n basit kriminal çocuk çetesi ifline indirgenip kapat›lmas›na izin vermeyelim! Ayr›ca ne kadar zor olursa olsun Hrant Dink’›n yoklu¤unu da hisettirmemeliyiz, Agos ç›kmal› ve hepimiz onun görevlerini binlerce Hrant olarak omuzlamal›y›z. Kaatillerin Agos’u susturma, y›ld›rma ve tecrit etme çabas›n› gönüllü görevler alarak ve her yönden destekleyerek paramparça edelim. Hrant ailesi, Agos gazetesi ve bütün dostlar›n bafl› sa¤ olsun!
BÜROLAR
KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTERİ ORGANİZASYON LİMİTED ŞİRKETİ • Sahibi ve Yazıişleri Müdürü: Hakan ERTEN Millet Cad. Nevbahar Mah. Fındıkzade Saray Apt. No: 57 Kat: 5 Daire: 11 Fındıkzade/İstanbul • Tel: (0212) 584 18 04 • Fax: (0212) 584 18 05
ADANA ANKARA ‹ZM‹R KARTAL MERS‹N ELAZI⁄ MALATYA KONYA D‹YARBAKIR AT‹NA YD TEMS‹LC‹L‹⁄‹ :
: Dr. Ali Menteflo€lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA : Tuna Cad. Çanakç› ‹fl Han› No: 11 Kat:3 Daire: 41 K›z›lay/Ankara Tel-Fax: : (312) 430 82 66 : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3 : ‹cadiye Mah. 1. Harput Cad. Çeflmeli Sok. Çavufl Apt. No: 16 Kat: 4 Tel-Fax: (0424) 212 34 42 : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97 : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55 : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da€kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92 : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: yunanistan_devrimcidemokrasi@yahoo.com.tr Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: devrimcidemokrasiyurdisi@hotmail.com
Teknik Hazırlık: Kardelen Yayımcılık • Baskı: Gün Matbaacılık Adres: Sefaköy Telsizler Mev. Akasya Sok. No:23/A Küçükçekmece/İST.Tel( 0212) 580 63 75• DAĞITIM:YAY-SAT
Hrant Dink ölümsüzdür Ermeni Gazeteci Hrant Dink, yüz binlerin önünde sonsuzlu¤a u¤urland›. Karadeniz’de katledilen Mustafa Suphi’lerden buyana Türk devletinin ‘karanl›k’ cinayetler serisine eklendi o, devletin ‘tek din, tek dil, tek ›rk’ propagandas›ndaki faflizminin lincine maruz kalmas›na ra¤men, demokrasi mücadelesindeki ›srar›n› yitirmeden Yeni Demokrasi mücadelemizde ölümsüzleflti
Ermeni ayd›n, Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink, ‹stanbul Osmanbey’de, Agos Gazetesi’nin önünde, ensesine s›k›lan iki kurflunla katledildi. Büyük yank› uyand›ran bu katliam, hem Türk devletinin Ermeni Soyk›r›m› gibi hassas bir sorunu nedeniyle, hem de demokrasi mücadelesine vurulmufl bir neflter olmas› boyutuyla büyük ses getirdi. Katliam nedeniyle Türk devleti timsah gözyafllar› dökerken, yüz binlerce kifli olay› protesto etmek için soka¤a ç›karak, katliamdan Türk devletini sorumlu tuttuklar›n› hayk›rd›lar.
Katliam›n duyulmas›yla binlerce insan Agos’a yürüdü Katliam›n duyulmas›yla Taksim’de ve Agos Gazetesi’nin bulundu¤u Osmanbey’de toplanmaya bafllayan demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, sendikalar, sanatç›lar, yazarlar, k›sacas› devrimci demokrat olan on bini aflk›n insan, akflam saatlerinde Taksim’den Agos Gazetesi’ne yürüdü. “Hepimiz
Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”, “‹flte devlet, iflte soyk›r›m”, “Katil devlet hesap verecek”, “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar› ile yürüyen ve yürüdükçe daha da kalabal›klaflan kitle, Agos Gazetesi önünde topland›ktan bir süre sonra da¤›ld›. Ancak, Agos Gazetesi’nin önü hiç bofl kalmad›, katliam nedeniyle ak›n ak›n buraya gelen binlerce kifli, gazeteyi ziyaret ederek, Hrant’›n vuruldu¤u yere çiçekler b›rakt›. Gazetenin önünü çiçekler ve dövizlerle donatanlar, Hrant’›n vuruldu¤u yere çeflitli renklerdeki çiçeklerden bir ‘mezar’ yapt›lar. Gazetenin önüne konulan ziyaretçi defterine ise bu cinayete duyulan öfke sat›r sat›r yaz›ld›. Hrant Dink’in Bak›rköy’deki evinde de efli, çocuklar› ve yak›nlar›, taziye ziyaretine gelenleri karfl›lad›lar.
Osmanbey’den Yenikap›’ya insan seli Hrant Dink’in cenaze töreninin yap›laca¤› 23 Ocak Sal› günü ‹stanbul’un bütün semtlerinden gelerek
Hrant Dink yafl›yor, yaflataca¤›z! Maoist Komünist Partisi (MKP) Hrant Dink’in katledilmesinin ard›ndan yapt›¤› aç›klamayla gerçek suçlu ve katilin devlet oldu¤una dikkat çekerek, “Susurluk, fiemdinli gerçeklerinde de görüldü¤ü gibi buna
DHP Agos’un önündeydi üyeleri, 21 Ocak
DHP
Pazar günü akflam saatlerinde
Agos
Gazetesi’nin önünde toplanarak, Hrant Dink’in katledilmesini protesto ettiler. “Hrant’›n katili patron a¤a devleti”, “Kahrolsun faflist Kemalist diktatörlük”, “A¤a patron devletini y›kaca¤›z, halk iktidar› kuraca¤›z”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “‹flte devlet, iflte soyk›r›m ” fleklinde slogan atan yüzlerce DHP üyesi, Hrant Dink ile MKP üyeleri Armenak Bak›rciyan ve Manuel Demir’in resimlerinin bulundu¤u dövizler de tafl›d›lar. DHP’liler, aralar›nda Armenak Bak›rciyan’›n ablas›n›n da bulundu¤u flehit aileleri ile birlikte Agos Gazetesi’ni ziyaret ettiler.
kaynakl›k eden ve sorumlusu Türk egemenlik sisteminin özüdür. Kurflunlanan; Türk, Kürt, Ermeni, Laz, Çerkez, Arap, yani her milliyetten halklar›m›z›n kurtuluflu olan ortak gelecek davam›zd›r. S›n›fsal, ulusal, cins, inanç eflitsizliklerini aflarak ba¤›ms›z Yeni Demokratik bir sistem yaratacak olan devrim kav-
Osmanbey’de Agos Gazetesi’nin önünde toplanmaya bafllayan insanlar›n say›s› iki yüzbini geçti. Cenaze öncesinde sürekli olarak yap›lan uyar›lar ve Hrant Dink’in vasiyeti oldu¤u iddia edilen ‘cenazem gösteriye dönüflmesin, slogan at›lmas›n’ fleklindeki uyar›lar nedeniyle, Osmanbey’de toplanan bu büyük kalabal›¤›n bir k›sm› sessiz bir flekilde cenaze arabas›n›n arkas›ndan yürümeye bafllarken, yürüyüflün arkas›nda bulunan on binlerce insan devleti teflhir eden sloganlarla yürüdü.
Hrant’›n arkas›ndan sessizce yürümediler ‘Cenazem gösteriye dönüflmesin, slogan at›lmas›n’ fleklinde yap›lan uyar›n›n Hrant Dink’in katledilmesinden sorumlu olan Türk devletinin ifline geldi¤i; devletin cenazeyi sahiplenmeye çal›flarak kendisine yönelecek tepkileri manipüle etmek istemesinden, bu büyüklükte bir kalabal›¤›n kendi aleyhinde bir tutum sergilemesinin yarataca¤› çekinceden ve cenaze törenine devlet erkan›ndan temsilcilerin ka-
gam›zd›r” dedi. Maoist Komünist Partisi aç›klamas›n›n devam›nda; “Hrant öteden beri devletin hedefindeydi. O bafl›ndan beri devlete bafl e¤memiflti. Partimiz Maoist Komünist Partisi (MKP)’nin önceli TKP(ML) saflar›nda örgütlenerek, her tür gericili¤e, emperyalizme baflkald›rarak, faflist diktatörlü¤ün halklar›m›z› birbirlerine k›rd›rarak daha rahat yönetme politikas›na karfl› gelece¤i kazanma azmiyle mücadele etmiflti. Hrant partimiz saflar›nda örgütlenerek mücadele yürüttü¤ü süreci
t›lacak olmas›ndan anlafl›l›yor. Dink’in Bak›rköy’deki evinin bulundu¤u apartman›n girifline as›lan Türk bayra¤› da bu “hassasiyetin” göstergesi oldu. Hatta daha da ileri gidilerek, Hrant Dink’in tabutuna Türk bayra¤› sar›lmas›, yani bir devlet töreni yap›lmas› tart›fl›l›r olduysa da, Dink’in ailesi bunu kabul etmedi. Devletin çeflitli kurumlar›ndan yap›lan aç›klamalarda ‘Bu kurflun Türkiye’ye s›k›lm›flt›r’ denilirken, Hrant Dink’in ve temsil etti¤i mücadelenin her gün Türk devleti taraf›ndan yedi¤i kurflunlar ve Hrant Dink’i hedef tahtas›na oturtan o meflhur 301. maddenin karfl›l›¤› olan ‘Türklü¤ü afla¤›lamak suçunu’ iflledi¤i unutturulmak isteniyordu. Bu yan›lsamaya meydan vermeyen on binlerce insan Osmanbey’den Yenikap›’ya do¤ru akan yürüyüfl boyunca, “Katil devlet hesap verecek”, “‹flte devlet, iflte soyk›r›m”, “Kahrolsun faflist Kemalist diktatörlük”, “Hepimiz Hrant’›z, hepimiz Ermeniyiz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” fleklinde sloganlar att›lar.
hiçbir zaman olumsuzlamayarak reddetmedi¤i gibi bunu büyük bir kabul ve memnuniyetle dile getirip Kaypakkaya çizgisinin ay›rt edici niteli¤ini ifade etmekten çekinmemiflti. ‘Kaynayan cehennemleri b›rak›p haz›r cennetlere kaçmak yap›ma uygun de¤il’ diyordu Agos’taki son yaz›s›nda. ‘Biz cehennemi cennete çevirmeye talip insanlard›k’ diye hayk›r›yordu. Zulme ve sömürüye karfl› ey halk aya¤a kalk! H›rant Dink’in ça¤r›s› budur” denildi.
Katliamdan devlet sorumlu tutuldu DHP: Hrant Dink’in katledildi¤i gün yaz›l› bir aç›klama yay›nlayan Demokratik Haklar Platformu, Dink’in katledilmesinden Türk devletini sorumlu tuttu. DHP aç›klamas›nda, “Devlet, resmi tarih tezlerine yönelen her türlü elefltiriye karfl› ald›¤› tav›rla bu katliama zemin haz›rlam›fl ve do¤rudan ya da dolayl› olarak katliam›n faili konumuna düflmüfltür” ifadelerine yer verdi. DHP aç›klamas›n›n devam›nda, “Temel niteliklerini tek dil, tek bayrak, tek millet gibi kavramlar etraf›nda oluflturan devlet gelene¤i, her türlü dini, mezhepsel ve etnik ayr›l›klar› inkar siyaseti üzerinden flekillenen söylemleriyle y›llard›r halklar aras›na düflmanl›k tohumlar› serpmeyi görev kabul etmifltir. 1915 ile yüzleflmek istemeyen, kendisi yüzleflmedi¤i gibi tarihin farkl› yorumlar›na da tahammül edemeyen devlet, Ermeni sorunundaki yaklafl›m›yla resmi tarih yaz›n›n›n d›fl›nda duran Hrant D‹NK’i hedef tahtas›na oturtarak katliam›n birinci dereceden sorumlusu olmufltur” denildi.
ADHK: Hrant Dink için yaz›l› bir aç›klama yapan Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu, yapt›¤› aç›klamada, “Dünya halklar›n›n kardeflli¤ini kendisi için ciddi tehlike olarak görüp halklar aras›nda daima husumetler yaratma gayretinde olanlar katlettiler onu! Türkiye Cumhuriyeti Devleti katletti onu! ‘Kimi ülkelerde sözde Ermeni Soyk›r›m›n›n görüflüldü¤ü bir dönemde bu sald›r›n›n yap›lmas› manal›d›r’ diyen R. Tayip Erdo¤an, olay özgülünde devlete yönelen kitlelerin öfkesine baflka adresler gösterme gayretindedir. Hrant Dink nezlinde sald›r› bizlere yap›lm›flt›r. Bu anlam›yla tüm demokrasi güçlerinin görev ve sorumlulu¤unun bilincinde olmas›, devlet sald›r›lar›n›n bofla ç›kar›lmas› için en önemli dinami¤e sahiptir. Dün benzer s›navlardan geçen bizler önemli mesafeler katettik, egemen s›n›flar›n sald›r›lar› karfl›s›nda ayn› durufl ve kararl›l›kla durmal›y›z” dedi.