GAURAV ‹LE NEPAL ÜZER‹NE SÖYLEfi‹ (1) Nepal Komünist Partisi (Maoist) Polit Büro üyelerinden ve Enternasyonal ‹liflkiler Sorumlusu (kamuoyunda yoldafl Gaurav olarak tan›nan) Chandra Prakash Gajurel ile bir görüflme gerçeklefltirdik.
15 Günlük Siyasi Gazete
KOMÜN‹ST ÖNDER CÜNEYT KAHRAMAN ÖLÜMSÜZDÜR!
SIRADA⁄LAR DÜNYANIN GÖZBEBE⁄‹ OLACAK Van YÜzüncü Y›l Üniversitesi ö¤retim üyesi ve Enerji Ulusal Çal›flma Gurubu Baflkan› Prof. Dr. ‹lyas Y›lmazer ile ‘Küresel Is›nma’ konusunu görüfltük
11 RÖPORTAJ
Maoist Parti’nin 4. Genel Sekreteri komünist önder Cüneyt Kahraman’› (Savafl) katlediliflinin 10. y›ldönümünde bir kez daha sayg›yla an›yoruz
13 RÖPORTAJ
14 GÜNCEL
e-mail:devrimcidemokras@superonline.com
Y›l: 5 • Say›: 108 • 5-16 Nisan 2007 • Fiyat›: 1 YTL
Kriz yaratan seçim de¤ildir
Düzenin di¤er ad› krizdir
MKP’lilerin ailelerine tazminat davas›
Yaklaflan Cumhurbaflkanl›¤› seçimleriyle birlikte egemen s›n›flar aras›ndaki tart›flmalar k›z›fl›rken, bu seçimlerden hiç bir ç›kar› olmayan halklar ise bu tart›flmalarda taraf olmaya davet ediliyor Seksen dört y›ll›k mazisi olan bir kriz yönetiminin, bir buçuk y›ld›r tart›flma konusu olan cumhurbaflkanl›¤› seçimiyle ilgili karmaflas›na tan›k oluyoruz. Kimine göre sessizli¤in hayra alamet olmad›¤› bu noktada, gürültü koparma telafl›yla sa¤a sola sald›ran, “tehlikenin fark›ndal›¤›n›” herkese göstermeye çal›flan ise devletin resmi ideolojisinden beslenen sosyal-demokratlar oluyor. Söz konusu seçimin halk için ne ifade etti¤i tart›flmalar› bir yana, devlet içinde-
ki kliklerin çat›flmas›n›n mazisine bak›ld›¤›nda epeyce gariplikle karfl›lafl›yoruz. Demokrasinin bu topraklardaki ifadesinin kendini nas›l buldu¤u ve ne kadar içsellefltirildi¤i ayr›ca bir sosyo-ekonomik araflt›rma konusu olmakla birlikte, barut kokusunun sokaklar› kaplad›¤› burjuva demokratik devrimlerle aras›na giren üç yüzy›ll›k geri kalm›fll›¤›, “demokrasi”nin gerici s›n›flar elinde eklektik duran yan›n› aç›klamaya yetiyor.
Özlem EKER
Krizin efli¤indeki
Newroz alanlarda coflkuyla kutland›
dünya ekonomisi Bugün yaflanan geliflmeler dünya ekonomisinin nas›l diken üstünde oldu¤unu, dünya ekonomisinin motor gücü durumundaki ülkelerde yaflanan durgunluk riskinin dahi di¤er ülkeleri nas›l etkisi alt›na ald›¤›n› gösteriyor. Özellikle Japonya ve Çin’in dolar rezervlerini h›zla azaltmaya çal›flmas› emperyalistler aras› dalafl› da k›z›flt›raca¤a benziyor. S A Y F A 15
‹çiflleri Bakanl›¤›, 2002 y›l›nda ölüm orucunda flehit düflen Zeynel Karatafl ve 2005 y›l›nda Dersim’de devletin kolluk kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehit düflen Özlem Eker’in ailelerine tazminat davas› açt›. Bakanl›k, 2000 y›l›nda Gaziosmanpafla’da bir çevik kuvvet otobüsüne atefl aç›lmas›yla, iki polisin öldü¤ü ve 12 polisin yaraland›¤› olayda, ölen polis ailelerine ve yaral› polislere verdi¤i 92 milyar 442 milyon liray› faiziyle birlikte Karatafl ve Eker ailelerinden alSAYFA 5 mak istiyor.
TUYAB’tan befl talepli çal›flma
Türkiye-Kuzey Kürdistan ve yurtd›fl›nda milyonlarca kifli Demirci Kawa’n›n yakt› › Newroz ateflini harlayarak, zalimlere karfl› mücadelenin sürece ini hayk›rd›.
Alkoç Deri’de sandika
Devlet tar af›ndan yar at ›lan gergin hav ay a v e kutl amal ar›n hafta içine gelmes in e r a men kat ›l›ml ar›n yüksek oldu u kutl amal a rda, birçok yerde polis tar af›ndan kitleye müdahalede bulunuldu. Baflta ‹stanbul, Diy a rbak›r, Mersin, Van, Mal a ty a , A d ana, ‹zmir, Bursa olmak üzere 35 ilde kitles e l göst er il e rle kutl anan Newroz sonr as› yüzl e rce kifli devletin kolluk kuvv e tler i t ar af›ndan göz a lt ›na al›nd›. Akflam s aa tlerinde ise ço u emekçi semtinde atefll e r y ak›l arak eyleml e r y ap›ld›.
mücadelesi Alkoç Deri Fabrikas› iflvereninin, fabrikadaki sendikal faaliyetleri engelledi¤ini belirten Tuzla Deri-‹fl sendikas› yetkilileri ve iflçiler, sendika haklar› için mücadele ediyor. Alkoç Deri’de daha önce 17 sendika üyesinin oldu¤unu, sendika yetkisi almak için 15 iflçiyi daha sendikaya üye yapt›klar›n› belirten Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› Binali Tay; “Fabrikada 48 kifli çal›fl›yordu ve biz ço¤unlu¤u sa¤layarak yetki almaya hak kazand›k ama iflveren yetki almam›z› engellemek için sendikal› iflçileri iflten ç›kard›” diye konufltu. SAYFA 6
S A Y F A 16
Beyaz›t ve Halepçe’de katledilenler an›ld› ‹stanbul Üniversitesi’nin Beyaz›t’taki kampusun-
5. y›l›nda Irak direnifli
da 16 Mart 1978 tarihinde katledilen 7 devrimci ö¤renci ile 1988 y›l›n›n 16 Mart’›nda Saddam Hüseyin
Son bir hafta içerisinde, yani Irak’›n iflgalinin
yönetimindeki Irak devletinin Halepçe’de kimyasal
4’üncü y›l›nda, ABD emperyalizminin yaflad›¤› buna-
bombalarla katletti¤i binlerce Kürt, ‹stanbul Beya-
l›m›n›n çarp›c› sonuçlar› ortaya ç›kt›. Ülkedeki ölü ve
z›t’ta yap›lan eylemlerle an›ld›. Beyaz›t ve Halepçe katliamlar›n› protesto eden Demokratik Gençlik Hareketi, Ekim Gençli¤i, Gençlik Federasyonu, DPG, DSG, EHP Gençli¤i, Ö¤renci Kolektifleri, Ö¤renci Mu-
yaral› say›s›, göç, iç savafl, etnik kutuplaflmalar gibi trajik tablonun yan› s›ra ABD’nin içinde büyük bir çat›flma bafl gösterdi. Bugüne kadar Irak’taki çat›fl-
halefeti, ÖDP Gençli¤i ve Ö¤renci Otonomlar›, 16
malar›n insan ve maddi kay›p bilançolar›yla sayfala-
Mart’ta Beyaz›t Meydan›’nda bas›n aç›klamas› yap-
r›n› dolduran medya da art›k ABD’nin içinde kayna-
t›lar.
Zeynel KARATAfi
SAYFA5
yan kazana dikkat çekmeye bafllad›.
S A Y F A 10
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB) üyeleri, hapishanelerde uygulanan tecrit ve izolasyon politikalar›na karfl› verilen mücadeleye ra¤men, hakim s›n›flar›n bask› ve sald›r›lar›n›n devam etti¤ini belirterek, hapishanelerdeki bu uygulamalara karfl› befl talepli yeni bir çal›flma bafllatt›klaSAYFA 4 r›n› duyurdular.
“Taksim’de 1 May›s yasa¤›na son” ‹stanbul Devrimci 1 May›s Platformu, Taksim’de yap›lan ve olayl› geçen 1977 1 May›s’›n›n 30. y›ldönümünde 1 May›s’›, devrimci özüne yak›fl›r bir flekilde devrimci birleflik ve kitlesel olarak Taksim’de kutlamay› hedefledi¤ini duyurdu. Taksim Tramvay Dura¤›’nda, 24 Mart’ta bir araya gelen Platform bileflenlerinin üyeleri, yapt›klar› aç›klamada, bu y›l 1 May›s’› Taksim’de yap›lacak mitingle kutlamay› hedeflediklerini SAYFA 4 duyurdular.
KONUK YAZAR SIRRI SAKIK
Newroz, bask›lar ve ateflkes 2007 Newroz’u öncesinde yarat›lmaya çal›fl›lan gerginlik ve kimi yerlerde Newroz’u engelleme giriflimlerine karfl›n; genel merkezimiz ve yerel örgütlerimiz ile halk›m›z›n öngörülü politik tutumlar›, fliddet ve çat›flma tuza¤›na düflmeden Newroz’un bar›flç› ve kitlesel kutlamalarla geçmeS A Y F A 14 sini sa¤lad›.
2
GÜNCEL
5-16 Nisan 2007
Amed katliam›n›n üzerinden bir y›l geçti
‹lyas yoldafl› Serh›ldan ruhuyla yaflataca¤›z Geçti¤imiz y›l Amed’de ve çevre illerinde meydana gelen olaylarda aralar›nda çocuklar›n, yafll›lar›n ve Amed büromuzun çal›flan› muhabirimiz ‹lyas Aktafl’›n da bulundu¤u 14 kifli özel harekat polislerinin kurflunlar›yla katledilmiflti. Muflta yap›lan ve emperyalist ABD’nin istihbarat deste¤i verdi¤i aç›klanan askeri operasyonla katledilen 14 HPG gerillas›ndan 4’ünün Amed’de yap›lacak cenaze töreni için on binlerce kiflinin bir araya gelmesi ile tahammülsüzlü¤ünü kitleye sald›rarak gösteren devletin kolluk güçleri, insanlar›n üzerine atefl açarak üç kifliyi katletmifllerdi. Gerillalar›n katledilmesinin ard›ndan Amed’de polisin yapt›¤› bu katliam insanlar›n tepkisini iyice artt›r›rken, flehre gergin bir hava hakim oldu. Çevre illerden polis ve özel harekat timleri getirilen Amed’de, polis kurflunlar›yla katledilen üç kiflinin cenazeleri de kitlesel geçece¤i için, devletin kolluk gücü de haz›rl›klar›n› yapm›flt›. Cenaze töreninin yap›laca¤› 30 Mart günü polis lojmanlar› dahi tahliye edildi, valilik, karakollar ve di¤er resmi kurulufllar önünde güvenlik önlemleri artt›r›ld›.
ateflle yap›ld›. Kurflun 7 yafl›ndaki Enes’i gözler önünde yere serdi. Burada polis ile çat›flma ç›kt›ysa da, bir süre sonra cenazelerle birlikte mezarl›¤a yürümeye devam edildi. Kolluk güçlerinin tacizi sürüyordu, yürüyüfl s›ras›nda kitlenin üzerinden savafl uçaklar› dahi uçuruldu.
dükkanlar kepenklerini kapatmay›p taraflar›n› katledenlerden yana belirledikleri için t›pk› Emniyet Müdürlü¤ü’ne yap›ld›¤› gibi muamele gördüler. CHP’nin orta¤› oldu¤u ‹fl Banka’s›n›n binas› da olaylar s›ras›nda CHP’nin özüne uygun yapt›¤› aç›klamalara cevaben halk›n devrimci eyleminin gazab›-
‹lyas yoldafl da polis
na u¤rad›. Burjuva bas›n›n›n marjinalmifl gi-
kurflunuyla flehit düfltü
bi göstermeye çal›flt›¤› olaylar asl›nda
Mezarl›k dönüflünde yüz binlerce insan yine yürüyerek geri dönerken, 10 Nisan Polis Karakolu önünde yine kitleye atefl aç›ld›. Burada muhabirimiz ‹lyas Aktafl da isabet eden kurflunla yaraland› ve flehit düfltü¤ü 14 Nisan tarihine kadar yo¤un bak›mda tutuldu. Sald›r› ile birlikte bir yandan yaral›lar›n say›s› gittikçe artarken, öte yandan kitle polis ile her yerde çat›flt›. Kitle Diyarbak›r Emniyet Müdürlü¤ü’nü tafla tutarken buradaki polisler binaya s›¤›nmak zorunda kald›lar. Polisin kitleye karfl›l›¤› ise yine atefl açarak oldu. Rastgele atefl açan polis birçok kiflinin yaralanmas›na sebep oldu.
Amed’i sar›p sarmalayan bir tepkiydi, sokaklar katliama tepkisini gösteren halk›nd›.
Baflbakan’›n a¤z›ndan katliama destek sözleri Olaylar nedeniyle Baflbakan’›n yapt›¤›, “Terörün maflas› kad›n da olsa çocuk da olsa gereken yap›lacakt›r” fleklindeki aç›klama polisin olaylar s›ras›ndaki pervas›zl›¤›n›n ard›ndaki devlet gelene¤inin ifadesi olarak tarihe geçti. Meydana gelen olaylarda Amed ve çevre illerinde toplam 14 kifli yaflam›n› yitirdi.
Özel timler silahlar›n› ateflledi Enes 7 yafl›nda kald› fiehirdeki gergin havaya ra¤men 30 Mart günü cenaze törenine büyük bir kalabal›k kat›ld›. Gözler Amed’deydi. O gün ö¤renciler okullar›na gitmedi, esnaflar kepenklerini kapatt›. Yüz binler bir araya gelmiflti. Cenazelerle birlikte mezarl›¤a yürüyen kitleye ilk sald›r› 10 Nisan Polis Karakolu önünde biriken polisler taraf›ndan aç›lan
Amed savafl alan›na döndü Burjuva bas›n› Amed’de meydana gelen olaylar› en bafl›ndan itibaren çarp›tarak vermiflti, olaylar s›ras›nda daha çok Ofis semtinde Emniyet Müdürlü¤ü’nün bulundu¤u caddede dükkanlar›n tafllanmas› gibi görüntüleri yans›tarak Amed halk›n›n bu büyük ayaklanmas›n› marjinalmifl gibi göstermeye çal›fl›yordu. Ofis semtinde Emniyet Müdürlü¤ü’nün bulundu¤u caddedeki
Yüzlerce kifli gözalt›na al›nd›, bunlar›n ço¤u ise çocuklardan olufluyordu. Hapishanelerin doldu¤u Amed’de, onlarca kifli aylarca tutuklu kald›. 28-31 Mart 2006 tarihlerinde meydana gelen olaylarda 14 kiflinin hayat›n› kaybetmesi, birçok kiflinin de iflkence ve kötü mumaleye maruz kalmas› ile ilgili olarak aradan geçen bir y›la ra¤men kolluk güçleri hakk›nda tek bir dava aç›lmad›.
‹lyas Aktafl’› 1. ölümsüzlük y›ldönümünde an›yoruz P R O G R A M:
Adres de¤iflikli¤i nedeniyle bir say› aksatt›¤›m›z gazetemiz, tafl›nd›¤›m›z bölgeye bakan savc›l›¤›n bürokratik engelleri de eklenince do¤al›nda bir ay› aflk›n bir süre gecikmeli olarak ç›kmak zorunda kald›. Elimizde olmayan nedenlerden dolay› yaflanan bu gecikme nedeniyle tüm okurlar›m›zdan özür dileriz. Bu bir ay› aflk›n süre boyunca Türkiye-K. Kürdistan ve dünyada önemli geliflmeler yafland›. Özellikle Mart ay› içerisinde belirli tarihsel günler dolay›s›yla gerçeklefltirilen eylem ve etkinlikleri aktaran haberlere, tafl›d›klar› önemden kaynakl› olarak bu say›m›zda yer veriyoruz. Ancak bir ay› aflk›n süre boyunca bunlar›n d›fl›nda birçok güncel geliflme yafland› ve bunlar›n baz›lar›na sayfalar›m›z›n s›n›rl› olmas›ndan kaynakl› yer veremiyoruz. Bunu anlay›flla karfl›layaca¤›n›z› umar›z. Gazetemizdeki bu aksaman›n Mart ay›na denk gelmesi ayr› bir olumsuzlu¤a tekabül etti. Dedi¤imiz gibi Mart ay› belirli tarihsel günleri yo¤un olan bir ay. Bunlar› zaman›nda aktaramamak belirgin fliflkinli¤e neden oldu. Ancak bizi anlayaca¤›n›z› umuyoruz. Esasta tafl›nmadan ve tali olarak da bürokratik engellerden kaynaklanan gecikme dolay›s›yla içinde bulundu¤umuz flu durumda tek tesellimiz, yeni büromuzun harcad›¤›m›z onca eme¤e de¤ecek durumda olmas›d›r. Bu say›m›zda sizin de ilgiyle okuyaca¤›n›z› düflündü¤ümüz, yine Nepal ile ilgili olan bir ropörtaj› sizlerle paylafl›yoruz. Ropörtaj yapt›¤›m›z yoldafl Chandra Prakash Gajurel (Gaurav), y›llarca Hindistan gericili¤i taraf›ndan tutsak edilmifl ve yak›n zamanda esasta Nepal halk›n›n ve uluslararas› komünist hareketlerin vermifl oldu¤u mücadele neticesinde özgürlü¤üne kavuflmufltu. Gaurav’›n özgürlü¤ü için birçok ülkede yap›lan giriflimlerin bir kolu da co¤rafyam›zdaki Maoist ve devrimci güçler taraf›ndan oluflturulmufltu. O ve yoldafllar›n›n özgürlü¤üne kavuflmas› hepimizi sevindiren önemli bir geliflmedir. Bunun arkas›ndaki gücün, emperyalizmin dünya halklar›na tüm kudurganl›¤›yla sald›rd›¤› günümüzde kendi kaderini kendi ellerine alan Nepal halk›n›n örgütlü mücadelesinin oldu¤u gözden kaç›r›lmamal›d›r. Böylece, do¤ru ideolojik ve politik önderlik alt›nda geliflen halk›n iradesinin nelere kadir oldu¤u bir kez daha pratikte görülmüfl oldu. Bu say›m›zda geçen y›l Amed serhildan›nda flehit düflen yoldafl›m›z ‹lyas Aktafl’›n ölüm y›ldönümü vesilesiyle onu ve onun flahs›nda flehit düflen tüm flehitlerimizi de bir kez daha sayg›yla an›yoruz. Amed’de halk›m›z›n alanlarda can fede biçimde hayk›rd›¤› özgürlük 盤l›klar›n›, Nepal’de oldu¤u gibi, Halk Savafl›’n›n politik iktidar› zaptetme yönelimiyle buluflturma çabam›zda ‹lyas’ça ›srar edece¤iz. Bu, tüm flehitlerimize ve halk›m›za sözümüzdür.
İRTİBAT ADRESİ
Aç›l›fl konuflmas›
Devrimci Demokrasi’den
‹skender Pafla Mah. ‹nönü Caddesi Ma-Gül ‹fl
fiiir
Merkezi Kat: 4 No: 109
Sinevizyon Gösterimi
Da¤kap› Diyarbak›r Tel:
0412 228 22 92
Grup Munzur
Cep:
0543 599 92 48
ANMA Gültekin Koç
Yer: Miry›ld›z Dü¤ün-Konferans Salonu Tarih: 18.04.2007 Saat: 18:30-22:30 Adres: Cemilo¤lu Cad. P›nar Petrol Yan› Diyarbak›r.
‹stanbul Anadolu Yakas› Demokratik Haklar Kültür ve Sanat Derne¤i
UNUTMAYACA⁄IZ SEN‹ UNUTMALARA SI⁄DIRAMADIK SI⁄ACAK G‹B‹ DE DE⁄‹LS‹N
Nisan Günefli ile Bahara Merhaba Pikni¤i’nde Buluflal›m!
HAN‹ D‹YORDUN YA ‹NSAN ÖYLE KOLAY ÖLMEMEL‹ ÖLÜNCE YA DA⁄DA ÖLMEL‹
PROGRAM
DUYULUNCA HEYBET‹NDEN KENTLER SIÇRAMALI YA DA CADDE ORTASINDA ÖLMEL‹ MEYDANLAR ÖLÜM GÖRMEL‹ 28-30 Mart tarihleri aras›nda Amed’de yaflanan olaylarda bafl›na ald›¤› polis kurflunuyla yaralan ve kald›r›ld›¤› hastanede 14 Nisan’da ölümsüzleflen yoldafl›m›z ‹LYAS AKTAfi’› sayg› ile an›yoruz. O milyonlar›n milyonda biridir, o bir s›ra neferidir. An›s› mücadelemizde yaflayacakt›r.
DEVR‹MC‹ DEMOKRAS‹ GAZETES‹
YURT‹Ç‹ HESAP NO: Ertafl ÖZTÜRK Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314
YURTDIfiI HESAP NO: Ertafl ÖZTÜRK Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308 Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699
Yakaland›¤› kanser hastal›¤› sonucu yaflam›n› yitiren Gültekin Koç’un ailesi ve dostlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz.
Vardiya
22 Nisan Pazar Sazakçeflme Piknik Alan›/fi‹LE
F›nd›kzade’de bulunan büromuz Okmeydan›’na tafl›nm›flt›r. Büromuzun yeni adresi afla¤›daki gibidir:
‹rtibat Tel: (0216) 389 65 63 (0216) 620 99 59
Mahmut fievketpafla Mah. Sivas Sok. No: 2 Kat: 3
P›nar Sa¤ PSAKD Müzik Grubu Nurettin Güleç Erdal Bayrako¤lu Metin-Kemal Kahraman Halk Danslar› Konuflmac›lar
ADRES‹M‹Z DE⁄‹fiM‹fiT‹R
Okmeydan›-fiiflli Not: Semtlerden araba kald›r›lacakt›r. Araç kalk›fl saatleri 08:30’dur
‹STANBUL
Tel: (0212) 238 37 76
‹stanbul Anadolu Yakas› Demokratik Haklar Kültür Ve Sanat Derne¤i
Fax: (0212) 238 37 96
ABONE OL - ABONE BUL OKU - OKUT
Yurtiçi 12 YTL 24. YTL
Abone Süresi 6 AYLIK 1 YILLIK
Yurtd›fl› 35 EURO 70 EURO
GÜNDEM
5-16 Nisan 2007
DTP’ye yönelik sald›r›larla Kürt halk› sindirilmeye çal›fl›l›yor aklafl›k bir buçuk aydan beri DTP’ye yönelik sistematik karaktere bürünmüfl kapsaml› sald›r›lar yap›lmaktad›r. Elbette yap›lan bu sald›r›lar salt bugüne özgü de¤ildir. Geçmiflten bugüne gelen devletin temel siyaseti ve bu siyaset ekseninde yaflam bulan felsefenin çeflitli ton ve düzeylerde aral›ks›z sürdürülmesidir. ‹flte bugün yüzlerce insan›n gözalt›na al›nmas›, hemen hemen tüm illerde ve ilçelerde DTP binalar›n›n bas›lmas›, örgütlülüklerinin üzerinde devlet terörünün estirilmesi, onlarca yöneticisinin tutuklanmas›, birçok yönetici ve aktivisti hakk›nda “bölücü terör örgütüne üye olma” kisvesi alt›nda davalar›n aç›lmas›, ölüm tehditleri ve linç terörüyle öne ç›kan çal›flanlar›n› sindirmek istemesi vb. gibi araç ve yöntemlerle itinayla örülen ve örülmek istenen bu süreç t›rmand›r›ld› ve daha t›rmand›r›lmak isteniyor.
di lehlerine döndürmek ya da bir nebze de olsa kendisine soluk alma alan› yaratmak maksad›yla ad›m ad›m örülen-örülmek istenen bu karfl›-devrimci ve faflizmin özü üzerinde biçimlenen sald›r› dalgas›na ihtiyaç duymaktad›r. Hele hele Cumhurbaflkanl›¤› seçimleri ve genel seçimlerin gündemde oldu¤u bir sürecin içinden geçiyor olmam›z, devlet ayg›t›n› elinde bulunduran Türk hakim s›n›flar›n›n bu sald›r›lar›n›n yo¤unlaflmas›nda önemli bir rol oynamaktad›r.
Y
‘Tek dil, tek millet, tek bayrak’ felsefesi üzerine bina edilmifl floven, ›rkç› ve faflist karakterdeki bu sald›r›lar›n mazisi, bir anlamda burjuva feodal faflist devlet örgütlenmesinin vuku buldu¤u güne uzan›r. ‹lk kuruldu¤u günden itibaren faflizmin devlet ve iktidar biçimi olarak üsten afla¤›ya do¤ru toplumun tüm gözeneklerine kadar zor ve fliddet unsurlar› arac›l›¤›yla, ayn› zamanda faflizmi indirmeyi amaç edinen bir anlay›fl› kurumsallaflt›rman›n basama¤›d›r da. Bu öyle bir temel siyaset ve felsefe ki istisnas›z dünden bugüne çeflitli ton ve biçimlerde mazlum Kürt ulusu ve di¤er az›nl›k milliyetlere karfl› bütün yo¤unlu¤uyla derinlik kazand›r›lan bütünlüklü bir konseptin aya¤› ve sürecin ad› olarak da cisimleflir. Baflka bir ifadeyle bunu tan›mlayacak olursak “Düflük Yo¤unluklu Savafl Stratejisi”nin farkl› boyut ve tarzlarda kendisini d›fla vurmas› olarak da adland›rabilinir. Özellikle bu durum, Kürt ulusal hareketinin mücadelesini bask› alt›na al›p sindirmenin, kanla bo¤man›n ve tasfiye etmenin bir arac› olarak devreye sokuldu ve buna yo¤unluk-derinlik
kazand›r›ld›/kazand›r›lmak istendi. 20 fiubat’ta DTP somutunda bafllat›lan bu sürek av› direkt Kürt ulusal hareketinin meflru ve demokratik kurumlar›n› ve onun iradesini kendisinde flu veya bu biçimde cisimlefltiren örgütlülüklerini darbelemeyi/k›rmay› ve da¤›tmay› hedefleyen bir noktada devreye sokulmufltur. Daha do¤rusu flovenist, ›rkç›, kafatasç›, faflist argümanlar ve araçlarla Kürt ulusuna ait ne varsa hepsi ya yok say›lmaktad›r, ya bu “soylu gelene¤in”(!) k›skac›na al›n›p içeri¤i yozlaflt›r›larak had›m edilmektedir ya da fiziki zor ve fliddetle yok edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Ki bunu anlamak için ne müneccim olmaya gerek var, ne de uza¤a gitmeye gerek vard›r. Çünkü son bir buçuk ayl›k süreç dahi ›srarla sürdürülen bu vahfletin boyutunu resmetmeye yeter de artar bile… Özelde Kürt halk› ve ulusu ve en genel anlamda da Ortado¤u halklar›n›n, zalimin
zulmüne karfl› birlik, dayan›flma, mücadele, isyan ve kazanma günü olarak harlanan Newroz atefli karfl›nda günümüzün zalim Dehaqlar›n›n, modern demirci Kawalara karfl› baflvurdu¤u zor ve fliddet araçlar›yla ne kadar korktu¤unu ve acizleflti¤ini de d›fla vurmaktad›r. Hakim s›n›flar›n tüm engellemelerine ra¤men bu y›l da Newroz atefli bir milyonun üzerinde Kawa’n›n ellerinde harland›. Asl›nda bu sald›r›lara en iyi yan›t, bizzat alanlarda yak›lan ve harlanan Newroz ateflleri olmufltur. Kürt ulusal hareketinin iradesini çeflitli düzeylerde temsil eden kurum ve örgütlülüklere yönelik topyekün bir sald›r› furyas›n›n bafllat›lm›fl olmas› bizler aç›s›nda flafl›rt›c› de¤ildir. Bilakis bu sald›r›lar bekleniyordu. Çünkü emperyalizme uflakl›kta s›n›r tan›maz bir aymazl›kla efendilerine daha iyi hizmet edebilmeleri için süreci flu veya bu biçimde ken-
3
SINIF TAVRI İsmail Uçar
Kendi güncelimize sar›lmak Nisan ay›nda yap›lacak cumhurbaflkanl›¤› seçimi nedeniyle egemen s›n›flar aras›ndaki dalafl k›z›fl›rken, yaklaflan genel seçimler nedeniyle Türk egemen s›n›flar› ve onlar›n siyasal dayana¤›, temsilcisi olan partiler bugün bir koro halinde "de¤iflim"den bahsediyorlar. Ve "de¤ifltim" ya da "düzenin yeniden yap›lanmas›n› yapacak parti be-
Genifl halk y›¤›nlar› nezdinde bir bilinç bulan›kl›¤› yaratmak için Kürt ulusunun iradesini kendisinde cisimlefltiren kurum ve örgütlülükleri niflangaha oturtarak halklar› birbirine düflman etme u¤rafl›n› vermektedir. Dahas› böl-parçala-yönet siyaseti bab›nda ihtiyaç duydu¤u dönemlerde y›llard›r baflvurmaktan asla geri durmad› ve durmuyor da. Tam› tam›na bugün sinsi biçimde ad›m ad›m örülenörülmeye çal›fl›lan yönelim, bu anlay›fltan beslenmektedir. Di¤er bir deyiflle yapay KürtTürk çat›flmas›n› ç›kartarak kendisine yönelen okun sivri ucunu farkl› noktalara çekerek mevcut durumdan s›yr›lmay› hedefliyor.
nim" vb. tarz›nda siyaset yap›lmakta ve bu eksende arala-
Yukar›da vurgusunu yapt›¤›m›z olgunun yan› s›ra gündemine ald›¤› sald›r› konseptiyle genel seçimde Kürt ulusunun iradesini flu veya bu biçimde parlamentoda yans›tabilecek ba¤›ms›z adaylar›n önünü kesmek maksad›yla estirdi¤i terör dalgas›yla bugünden bunun önlemini almaya çal›fl›yorlar. Keza gerilla bölgelerine yönelik yap›lan kapsaml› operasyonlar› da bu sald›r› bütünlü¤ü içinde ele almak gerek.
s›n›flar›n ezici ço¤unlu¤u da bu gerçek durumu kabul edi-
Sonuç olarak; DTP ve di¤er kurumlar özgülünde Kürt ulusuna yönelik gerçeklefltirilen bu sald›r› konseptine Maoist komünistler olarak bulundu¤umuz her alanda tav›r almak ve onlarla birlikte sald›r›lar karfl›s›nda barikat olmak bugün önümüzde duran yak›c› görev ve sorumluluklar›m›zdand›r. Dahas› tüm aktivistler bunu bir ödev olarak alg›lamal› ve o temelde de hareket etmelidir.
r›nda rekabet sürmektedir. Tüm sömürücü düzen partilerinin bu yönlü propagandalar›n›n ana temas›na oturtulan bu söylemler yeni olmamakla birlikte, her seferinde halklar›m›za sömürü ve zulüm olarak geri dönmektedir. Egemen s›n›flar›n bu geleneksel politikalar› art›k devleti ayakta tutamaz durumdad›r. Süren it dalafl› ve partilerin birbirlerine çelme takmalar› vb. düzenin içinde yaflad›¤› vaziyeti gösteriyor. Aç›k ki, gerici düzen iflas etmifltir. Devletin temel kurumlar› olan, yasama-yürütme-yarg› mekanizmalar› ifllemiyor. Bir belirsizlik yaflan›yor. Egemen
yor ve görüyor. Kendi ah›rlar› olan parlamentoya bir bakt›¤›m›zda "güvenilir" ve "sayg›n" dedikleri kurumlarda yaflanan rezaletlerin, senaryolar›n art›k iyice su yüzüne ç›kt›¤›n› görebiliriz. Onlar›n bu çirkin oyunlar›n›, kan ve irin akan katliamc› politikalar›n› bu maskeler de gizleyemez hale gelmifltir. Bu durum iyidir. Çünkü s›n›f düflmanlar›m›z fiemdinli ve Hrant Dink cinayetinde oldu¤u gibi suçüstü yakalanarak halklar›n gözünde bir kez daha teflhir olmufllard›r. Türkiye/Kuzey Kürdistan’daki bu geliflmelere paralel olarak dünya ölçe¤inde varolan temel çeliflkiler, giderek keskinlefliyor ve sert biçimlere bürünüyor. Objektif flartlar devrimin lehine geliflim gösteriyor. Baflta Nepal olmak üzere Maoist partilerin önderli¤inde sürdürülen Halk Savafllar› bütün heybetiyle ilerleyerek, dünya ezi-
BAfiYAZI
Cumhurbaflkanl›¤› seçimleri oldu olal› hakim s›n›flar›n hakim klikleri aç›s›ndan kriz konusu olmufltur. Ordu birliklerini meclis kuflatmalar›na dek götüren sürecin tek partili meclis tiyatrolar›n›n çok partili meclis tiyatrolar›na dönüflmesiyle h›zland›¤› söylenebilir. Oyuncu kadrosu geniflleyen, replikleri renklenen cümbüflün orta yerinde kopan h›rlaflmalar ise ayn› vadiye sal›nan kurtlar›n h›rlaflmas› olabilir ancak
Seçim devrimle karfl›-devrim ayr›m› kadar nettir! Seksen dört y›ll›k mazisi olan bir kriz yönetiminin, bir buçuk y›ld›r tart›flma konusu olan cumhurbaflkanl›¤› seçimiyle ilgili karmaflas›na tan›k oluyoruz. Kimine göre sessizli¤in hayra alamet olmad›¤› bu noktada, gürültü koparma telafl›yla sa¤a sola sald›ran, “tehlikenin fark›ndal›¤›n›” herkese göstermeye çal›flan ise devletin resmi ideolojisinden beslenen sosyal-demokratlar oluyor. Söz konusu seçimin halk için ne ifade etti¤i tart›flmalar› bir yana, devlet içindeki kliklerin çat›flmas›n›n mazisine bak›ld›¤›nda epeyce gariplikle karfl›lafl›yoruz. Demokrasinin bu topraklardaki ifadesinin kendini nas›l buldu¤u ve ne kadar içsellefltirildi¤i ayr›ca bir sosyo-ekonomik araflt›rma konusu olmakla birlikte, barut kokusunun sokaklar› kaplad›¤› burjuva demokratik devrimlerle aras›na giren üç yüzy›ll›k geri kalm›fll›¤›n, “demokrasi”nin gerici s›n›flar elinde eklektik duran yan›n› aç›klamaya yetiyor.
Kriz yaratan seçim de¤ildir. Düzenin di¤er ad› krizdir! Cumhurbaflkanl›¤› seçimleri oldu olal› hakim s›n›flar›n hakim klikleri aç›s›ndan kriz konusu olmufltur. Ordu birliklerini meclis kuflatmalar›na dek götüren sürecin tek partili meclis tiyatrolar›n›n çok partili meclis tiyatrolar›na dönüflmesiyle h›zland›¤› söylenebilir. Oyuncu kadrosu geniflleyen, replikleri renklenen cümbüflün orta yerinde kopan h›rlaflmalar ise ayn› vadiye sal›nan kurtlar›n h›rlaflmas› olabilirdi ancak. “Netekim” öyle de oldu. Meclis çok partili, asker ise eli gülleli olunca karfl› karfl›ya gelmeler ve irade savafl› kaç›n›lmazd›r. 1960 darbesinin ard›ndan darbenin lideri olan Cemal Gürsel’in Çankaya’ya ç›k›fl› bir darbe pazarl›¤›yla ancak mümkün olmufltur. Adalet Parti’li meclisi aç›k tutma kozuna karfl›l›k askerin aday› Cemal Gürsel Cumhurbaflkan› yap›l›yorsa, orada de¤il halk demokrasisinden, burjuva demokrasisinden bile bahsedilemez. 12 Eylül 1980’e gelindi¤inde anayasa, mavi “hay›r” pusulas› ile incecik zarflarda sand›k bafl›nda asker eflli¤inde halka oylat›l›yorsa ve anayasaya eklenen geçici maddeyle Kenan Evren zoraki olarak Cumhurbaflkan› yap›l›yorsa, burjuva demokrasisinden dahi söz edilemez. Ancak bunlar ne geçmiflte kalm›flt›r ne de birer kâbustur. Bunlar saray entrikalar›yla bafllayan bir gelene¤in sözde cumhuriyet maskesiyle kaplanm›fl ve meclis ah›r›yla peçelenmifl bir faflizm görüngüsüne daha denk düflüyor. Evet dünya de¤iflmifltir, ancak de¤iflim mavi gezegeni özgürlü¤e kavuflturmam›fl, bilhassa gericili¤in karanl›¤›n›
daha da hakim k›lm›flt›r. Karanl›¤›n hakimiyetinin zifirileflti¤i oranda yeni bir dünyan›n nesnelli¤i olgunlaflsa da gericilik kendini de¤iflen koflullara adapte etmede gecikmemifltir. Art›k oyun daha profesyonelce, hissettirmeden ve sinsice oynanabiliyor. Halk›n bo¤az›ndan geçen bir lokma ekmekte gözü olanlar kendilerini halk›n dostuymuflças›na lanse edebiliyor, yetersiz kal›nan noktalarda milliyetçilik-flovenizm pohpohlanarak kulaklar sa¤›r, gözler kör k›l›n›yor. “Devlet, millet, vatan” fetiflizmi aç kar›nlar› doyurmasa da kitleleri en az din kadar afyonluyor. Bugün gelinen noktada, Cumhurbaflkanl›¤› seçimi de taraf› olmad›¤›m›z bir dalafl›n zoraki olarak taraf› yap›lma mücadelesi olarak görülmelidir. Yaklaflan genel seçimlerin provas›ym›flças›na seçmene oynayan parti bürokratlar›, sahip olduklar› “halk sevgisi”ni ispatta birbiriyle yar›fl›rken, halk› Cumhurbaflkanl›¤› seçimi tart›flmalar›nda taraf olmaya davet ederek dövüfl minderinde yer ay›r›yorlar. Gerek CHP gerekse de AKP, halk›n deste¤ini arkalar›na alman›n kendilerine kataca¤› gücün fark›ndad›r ki bu, demeçlerindeki halk vurgusunun k›ymetini artt›r›yor. CHP sahip olduklar› tavr› “Türkiye'nin istikrar›, laikli¤in gelece¤i ve halk›n mutlulu¤u aç›s›ndan büyük bir sorumluluk olarak” görürken, AKP ‹stanbul il baflkan› Mehmet Müezzino¤lu “belirlenen ya da belirleyece¤imiz isim birilerini rahats›z edebilir. Fakat bizim için her zaman aslolan halkt›r. Bizim aday›m›z halk› asla rahats›z etmeyecektir” diyerek nispet yap›yor.
Milliyetçilikte s›n›r yok! Halk›n gözünü boyamada ustal›k kazanm›fl bu düzen partilerinin temsil ettikleri s›n›flar›n tarihsel bir olgu olarak halka karfl› tav›rlar› 1789 Frans›z Devrimi’nin mazisi kadar eskidir. Onlar›n eflitlik-özgürlük-kardefllik dedikleri kendileri için özgürlük, halk için ise zulüm demektir. Onlar halk› sömürmek için kendilerini eflit görüp, bir retorik olarak kardefllikten bahsetmektedirler. Onlar›n kardeflli¤i ezilen uluslar ve az›nl›k milliyetlerin, en baflta da Kürt ulusunun inkar›na dayanan ve “ya sev ya terk et”çi bir vatan sevgisi üzerine kurulu “ayn› bayra¤›n alt›nda yafl›yoruz” teranesinden ibarettir. Deniz Baykal’›n “Cumhurbaflkan› Türk milletinin bir parças›y›m demekten gocunmayan bir insan olacak” demesi sürecin bafl›ndan beri a¤›zlar›ndan düflürmedikleri “Cumhurbaflkan› toplumun tüm kesimlerini kucaklayan biri olmal›d›r” sözüyle ne kadar uyuflmaktad›r? Ancak on-
lar›n her sözünün kendi içerisinde bir tutarl›l›¤› vard›r. Çünkü onlar de¤il miydi ki daha dün alt üst kimlik tart›flmas› yaparak tek tip toplum modellerini sunanlar… “bunlar sözde vatandafl” diyerek ötekilefltirme çabalar›n› aç›kça belli edenler… Linç ayinlerine “halk›n yerinde tepkisi” diyerek arka ç›kanlar… Liste uzat›labilir. Milliyetçilik pastas›ndan pay kapma telafl›ndan gözü dönen tüm kesimlerin oldu¤u gibi MHP’nin de konuya yaklafl›m› al›fl›lageldik oldu. MHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Mehmet fiand›r “Atatürk'ün silah arkadafllar› olan flehitlere 'kelle' diyen birinin Atatürk'ün makam› Cumhurbaflkanl›¤›na aday olmas›n› nas›l kabul edece¤iz? Milletimizin en sayg›n makam› olan Cumhurbaflkanl›¤› makam›na 'say›n' diyemeyece¤imiz birini nas›l lay›k görebiliriz?” demekle yetinmemifl, ifli “Erdo¤an Apo’nun yoldafl›d›r” demeye kadar vard›rm›flt›r. Abdullah Öcalan’›n yakalan›fl› sonras› idam naralar› atarak flovenist rüzgarla yelkenlerini fliflirerek meclise girebilen MHP, flimdi de “say›n” polemi¤i üzerinden hükümete yüklenerek ve Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti paranoyas› üzerinden kendine olanak haz›rlayarak meclis planlar› kuruyor.
lenlerinin kurtulufl yolunu ayd›nlat›yor!.. Dünya devrimimizin en ileri kaleleri durumunda olan bu komünist siperlerde süren Halk Savafllar›, dünyan›n iklimini ezilenlerin lehine de¤ifltirerek ›s›t›yor ve ›s›tmaya da devam edecektir. Bugün emperyalist patronlar›n "güven" içinde yaflad›klar› yerlerde ve kapitalist bafl aktörlerin kalelerinin tekrar atefllenmesi ve yafll› Avrupa k›tas›nda devrimci patlamalar›n olufluna flahidiz. Son y›llarda "sükunet" ilan ettikleri yerlerde emperyalist haydutlar "rahat" zirve toplant›lar›n› yapam›yorlar. Evet dünya çap›nda devrimci mücadele geliflim gösteriyor. Devrimci kitleler art›k bir baflka dünya istiyor!.. Peki mesele nedir? Emperyalizmin ve onlara uflakl›k edenlerin girdi¤i bu yumuflak ortam›, devrimin lehine çevirmek, kitleleri devrim do¤rultusunda yönlendirmek ve halk iktidar›n›n kurulmas› için örgütlemektir. Bu muaz-
Seçim gerici klikler aras›ndad›r… Devlet bir s›n›f örgütü olarak sahip oldu¤u görevi yerine getirirken kiflilerin belirleyicili¤inden bahsedilemez. Üstelik faflizm koflullar›nda bu tart›flma daha da anlams›zlaflmaktad›r. Halk, gerici klikler aras›ndaki bir klik çat›flmas›n›n taraf› olarak yedeklenmeye çal›fl›l›rken devrim ve karfl›devrim aras›ndaki ayr›m daha net ortaya konulmal›d›r. Az›nl›¤›n ço¤unluk üzerindeki diktatörlü¤ünden ibaret olan gerici devlet mekanizmas›n›n hiçbir basama¤›nda, halk›n umut besleyece¤i bir seçim yap›lamaz. Halk›n umutlar›n› büyüttü¤ü odaklar halk›n kendi iktidar mücadelesinin mevzilerindedir ve o mevziler flimdi bir geliflimin sanc›lar›n› çekmektedir. Devrimimiz sanc›l› oldu¤u kadar çetindir de. fiimdi iktidarlaflma sorunlar› ve bu yoldaki büküntüler afl›lmay› beklemektedir. Halk›n yar›na ait umutlar›n› seçimlere endeksleyen gerici devlete karfl› devrim u¤runa verilen en küçük bir çaba dahi daha büyük bir de¤er tafl›maktad›r. Emperyalist efendilerinin koltu¤unun alt›nda uflakl›kta kuyru¤a giren ve devletin temel niteliklerinde hemfikir olmufl zatlar›n suni gerginliklerinin taraf› olmak, halk›n kendi iktidarlaflma mücadelesine yabanc›laflmas› demektir ve bu bugün için k›r›lmas› gereken bir ideolojik kuflatmad›r. Soruna ideolojik bir netlikle ve devrimle karfl›-devrim aras›ndaki amans›z mücadele kadar net yaklaflmak gerekir. Unutturulmaya çal›fl›lan de¤erler, de¤erlerimiz bugün en diri yan›m›zd›r. Devrimci normlardaki ›srar›m›z kazand›racakt›r. Sar›ld›¤›m›z de¤erler do¤rultusunda gerçeklefltirece¤imiz mücadelenin kazan›mlar› her türlü krize endekslenmifl gündemimiz olmayan çekiflmeleri alt edecek güçtedir ve bu güç hiçbir zaman olmad›¤› kadar devrimcidir…
zam ortam› propaganda/ajitasyon seviyesinde yetinip ele ald›¤›nda, ne bir devrimci mevzi yaratabilir, ne devrimci kazan›mlar› gelifltirebilir ve ne de kitlelere güven verilebilir. Yap›lmas› gereken, siyasal iktidar perspektifiyle, objektif koflullar› çok yönlü, etrafl› tahlil etmek ve dönüfltürmek için mücadele yürütmektir. Temel-merkezi mücadele biçimine tabi olarak, dönemin ortaya ç›kard›¤› mücadele biçimlerinden yararlanarak ve sürecin çeliflkilerinden kaynakl› imkanlar›, f›rsatlar› siyasi iktidar› almak için kullanmal›d›r. Tekrar yaflad›¤›m›z co¤rafyaya dönecek olursak, mevcut politik geliflmeler a¤›r aksak da olsa durumun ileriye do¤ru ilerledi¤ini göstermektedir. Bu nedenle yaklaflan 1 May›s vesilesiyle mevcut çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›rmak ve bu ilerlemenin evrilece¤i devasa geliflmelere kendimizi haz›rlamak zorunday›z. Evet bu devasa geliflmelere kendimizi haz›rlamal›y›z. fiu unutulmamal›d›r ki, Türkiye-Kuzey Kürdistan'da toplumsal çeliflkilerin çözümü ve alternatifi Yeni Demokratik Devrimdir. Bu belirleme Türkiye-Kuzey Kürdistan'n›n somut, candan ve kandan ac›mas›z gerçekli¤i olmaya devam edecektir.
4
GÜNCEL
5-16 Nisan 2007
TUYAB’dan befl talepli çal›flma TUYAB üyeleri, hapishanelerdeki tecrit ve izolasyon politikalar›na karfl› befl talepli yeni bir çal›flma bafllatt›klar›n› duyurdular
Avrupa Demokratik Gençlik Hareketi’nin (ADGH) gerçeklefltirdi¤i 15. Kongresi’nde, uluslararas› arenada geliflmekte olan anti-emperyalist mücadele ve bu mücadelenin ald›¤› biçim vesilesiyle gençli¤e daha çok görev düfltü¤ü ve Kongre’nin bu mücadelenin seyri içerisinde önemli bir mevzi oldu¤u vurguland›.
belirterek, “Hapishanelerde uygulanan tecridin yaratt›¤› psikolojik ve fiziksel tahribat›n sonuçlar› ortadayken, bir de çeflitli yasaklamalar ve baflka keyfi tutumlarla, ikinci bir tecrit uygulanarak, tutsaklar›n tüm haklar› gasp edilmektedir” fleklinde konufltu.
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB) üyeleri, hapishanelerde uygulanan tecrit ve izolasyon politikalar›na karfl› verilen mücadeleye ra¤men, hakim s›n›flar›n bask› ve sald›r›lar›n›n devam etti¤ini belirterek, hapishanelerdeki bu uygulamalara karfl› befl talepli yeni bir çal›flma bafllatt›klar›n› duyurdular. TUYAB’l› aileler, F, L ve D tipi hapishanelerde bulunan tutuklu ve hükümlüler üzerinde tecridin devam etti¤ini ve Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan yay›nlanan genelgenin de keyfi flekilde hapishane idareleri taraf›ndan uygulanmad›¤›n› belirterek, 31 Mart günü ‹stiklal Caddesi’nde yürüyüfl yapt›lar. Beyo¤lu Mis Sokak’ta bir araya gelerek, “Tecrit kald›r›ls›n talepler kabul edilsin” yaz›l› pankart arkas›nda Taksim tramvay dura¤›na yürüyen TUYAB’l› aileler, burada yapt›klar› bas›n aç›klamas›nda Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan yay›nlanan genelgenin uygulanmas›n› ve hapishanelerin ba¤›ms›z sivil toplum kurulufllar›n›n denetimine aç›lmas›n› istediler.
ADGH 15. Kongresi’ni gerçeklefltirdi
Almanya’n›n Stuttgard kentinde 24 Mart’ta gerçeklefltirilen Kongre’ye Fransa, Avusturya, ‹sviçre ve Almanya’n›n birçok bölgesinden delegeler kat›ld›. Dünya ve Türkiye-Kuzey Kürdistan’da demokrasi ve devrim mücadelesinde flehit düflenler an›s›na yap›lan sayg› durufluyla bafllayan Kongre’ye çeflitli ülkelerden gençlik kurumlar› da dinleyici olarak kat›ld›lar.
Befl talepli çal›flma
‘Emperyalizme karfl› birer
Hapishanelerde uygulanan tecrit ve izolasyon politikalar›na ve hak gasplar›na yönelik ‘Disiplin cezalar› kald›r›ls›n’, ‘Hasta tutuklular serbest b›rak›ls›n’, ‘Ba¤›ms›z izleme kurullar› oluflturulsun’, ‘Tüm hapishane katliamc›lar› yarg›lans›n’ ve ‘Tutsaklar›n tüm haklar›n›n kullan›m› koflulsuz olarak sa¤lans›n’ taleplerinin yer ald›¤› bir çal›flma bafllatt›klar›n› duyuran Karagöz, bafllatt›klar› bu çal›flmaya tüm devrimci, demokrat, ilerici kurum ve kiflilerin deste¤ini beklediklerini ifade etti.
atefl topuna dönüflülmeli’ 14. Komisyon baflkan›n›n aç›l›fl konuflmas›yla bafllayan Kongre’nin ‘Siyasal Taslak’ bafll›kl› maddesinin görüflülmesinin ard›ndan, dünyada ve Avrupa’da gençli¤in durumu ve emperyalist sald›rganl›¤›n vard›¤› aflamaya karfl› topyekün direniflin sa¤lanabilmesi için özgül çeliflkilerin iyi ele al›nmas›, özgül çeliflkilere göre örgütlülük bilincini yükselterek, siyasal kampanyalar eflli¤inde gençlik y›¤›nlar›n›n iradeleflmesi ve bu seyir boyunca toplumun en dinamik ve en apolitize olmufl kesimi olan gençlerin, mevcut iradeleflmeyle birlikte e¤itim sürecinden geçirilerek, emperyalizme karfl› birer devrimci özneye dönüfltürülmesinin önemi vurguland›.
‘Do¤a tahribatlar› konular›nda
‘Tutsaklar›n tüm haklar› gasp ediliyor’ Taksim Tramvay Dura¤›’nda yap›lan bas›n aç›klamas›nda tutuklu yak›nlar› ad›na konuflan ‹smail Karagöz, hapishanelerdeki siyasi tutsaklara yönelik on y›llard›r devam eden bask› ve sald›r›lar›n yeni biçimlerle bugün de devam etti¤ini
TUYAB’tan suç duyurusu
çal›flmalar yap›lmal›’
TUYAB üyeleri, 23 Mart günü ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde düzenledikleri bas›n aç›klamas›nda da, hapishane idarelerinin verdikleri disiplin cezalar› nedeniyle tutsaklar›n temel insani haklar›ndan yoksun b›rak›ld›klar›n› belirterek, uygulanan görüfl yasaklar›yla ilgili Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi idaresi hakk›nda Tekirda¤ Cumhuriyet Savc›l›¤›’na suç duyurusunda bulunduklar›n› söylediler.
Ekolojik sistemin tahribata u¤rad›¤›, buzullar›n eridi¤i, hava s›cakl›¤›n›n artt›¤› gerçekli¤inin emperyalist-kapitalist dünya gericili¤inin varl›¤›ndan ayr› tutulmamas› gerekti¤i belirtilen Kongre’de, bu alandaki çal›flmalar›n önderli¤inin Green Peace gibi kurumlara b›rak›lmamas›, dünyay› tehlike alt›na sokan kötü gidiflat›n anti-emperyalist mücadeleden kopuk ele al›nmamas› ve önümüzdeki dönemde gençlik saflar›nda do¤a tahribat›na yönelik çal›flmalar›n h›z kazanmas›n›n gereklili¤i üzerinde duruldu.
‘Kitleselleflmek için
kurumsallaflmaya önem verilmeli’
“Taksim’de 1 May›s yasa¤›na son”
‹stanbul Devrimci 1 May›s Platformu, Taksim’de yap›lan ve olayl› geçen 1977 1 May›s’›n›n 30. y›ldönümünde 1 May›s’›, devrimci özüne yak›fl›r bir flekilde birleflik ve kitlesel olarak Taksim’de kutlamay› hedefledi¤ini duyurdu. Taksim Tramvay Dura¤›’nda, 24 Mart’ta bir araya gelen Platform bileflenlerinin üyeleri, yapt›klar› aç›klamada, bu y›l 1 May›s’› Taksim’de yap›lacak
mitingle kutlamay› hedeflediklerini duyurdular. Yap›lan aç›klamada, “77 katliam›n›n hesab›n› sormak için, Taksim’de 1 May›s yasa¤›na son vermek için, birleflik, kitlesel, devrimci 1 May›s’› Taksim’de birlikte örgütlemek için, tüm devrimci yap›lar›, sendika ve kitle örgütlerini güçlerini birlefltirmeye, bir araya gelmeye ça¤›r›yoruz” denildi.
Devrimci 1 May›s Platformu’nda yer alan kurumlar›n isimleri flöyle: Al›nteri, Ba¤›ms›z Devrimci S›n›f Platformu, Demokratik Haklar Platformu, Devrimci Hareket, Emekçi Hareket Partisi, Haklar ve Özgürlükler cephesi, halk Kültür Merkezleri, Kald›raç, Köz, Odak, Partizan, Proleter Devrimci Durufl, Yeni Dünya ‹çin Ça¤r›.
Gazi ve Ümraniye’de katledilenler an›ld›
Gençlik hareketinin 17 y›ll›k geçmifli olmas›na ra¤men iniflli ç›k›fll› bir seyir izledi¤i, ba¤r›ndaki potansiyeli, süreklili¤i sa¤lanm›fl kurumlara dönüfltüremedi¤i ve kurumsallaflma aya¤›n›n gerçekleflememesinden kaynakl› kitleselleflemedi¤i belirlemesinin yap›ld›¤› Kongre’de, memurculu¤a, bürokratik savurganl›¤a, ben merkeziyetçili¤e de¤il bunun tam tersi, gençlik y›¤›nlar›ndan gelen bilgi ve birikimin bir merkezde toparlanarak, analizi yap›l›p bilince ç›kart›ld›ktan sonra tekrar gençlik y›¤›nl›klar›na dönen ve bunu enerjiye çeviren bir ortak merkezi büro fikri benimsendi. Faaliyet raporlar› ve gündem maddelerine iliflkin canl› tart›flmalar›n yürütüldü¤ü Kongre, 15. Komisyon’un seçilmesiyle sona erdi. FAGB (Fransa Alevi Gençler Birli¤i)’nin k›sa bir konuflma yapt›¤› Kongre’ye, DGH ve ADKH de mesajlar›n› gönderdi.
K›z›ldere flehitleri an›ld›
Gazi Mahallesi’nde bir araya gelen binlerce insan, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” pakart› arkas›nda yürüyerek Gazi katlam›nda yaflam›n› yitirenleri and›.
Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995 tarihinde bir kahvenin taranmas› ve sonras›nda yaflanan olaylarda yaflam›n› yitiren 22 kifli yap›lan çeflitli eylemlerle an›ld›
Gazi direniflinin ve katliam›n›n y›l dönümü olan 12 Mart günü binlerce insan olaylar›n yafland›¤› Eski Karakolun önünde toplanarak Cemevi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Devrimci ve demokratik kurumlar›n pankartlar› arkas›nda yürüyen insanlar hep bir a¤›zdan, “yaflas›n gazi direniflimiz” sloganlar›n› hayk›rd›lar. Kortej Cemevi önüne geldi¤inde burada alilerin flehitleri için verdi¤i yemek beklenirken Grup Yorum da k›sa bir dinleti verdi.
fiehitlerin yatt›¤› mezarlar›n bafl›nda toplanan binlerce insan, flehitler için sayg› duruflunda bulundu. Mezarlar›n bafl›nda yap›lan anmadan sonra kitle kortejler eflli¤inde Cemevi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Cemevi önüne gelindi¤inde ise anmaya son verildi.
Daha sonra aileler, kortejin önüne, Gazi flehitlerinin resimlerinin bulundu¤u pankart›n arkas›na geçerek, Gazi Mezarl›¤›’ndaki Gazi flehitlerinin mezarlar›n›n bafl›na kadar sloganlar eflli¤inde yürüdüler.
Ümraniye’de bir araya gelen ve aralar›nda DHP, Partizan, ESP, Ümraniye PSAKD ve DTP’nin de bulundu¤u çeflitli devrimci demokrat ve yurtsever kurumlar yapt›klar› eylemle 1995 y›l›nda Gazi Mahallesi
‘Planlayan
ve
uygulayan devlettir’
ve Ümraniye’de yaflam›n› yitirenleri and›lar. 1 May›s Mahallesi’nde 15 Mart günü bir araya gelen yüzlerce kifli, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i’nde verilen yeme¤in ard›ndan Cennet Dü¤ün Salonu önünden katliam›n yap›ld›¤› 30 A¤ustos K›z Meslek Lisesi önüne yürüdü. Burada yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›nda konuflan Ayhan Yüksel, Gazi ve Ümraniye’de yaflananlar› planlayan ve uygulayan›n devlet oldu¤unu ifade ederek, “Emekçilerin adalet talebi görmezden gelindi, faflist katiller adeta ödüllendirildi. Devlet kontrgerillay›
emekçilere yönelik sald›r›lar için her dönem örgütlemifl, kullanm›flt›r. Kontrgerilla bu devletin gerçek yüzüdür” fleklinde konufltu.
yüfl yapt›. Burada yap›lan bas›n aç›klamas›nda, Gazi ve Ümraniye katliamlar›n›n unutulmad›¤› ve unutulmayaca¤›na vurgu yap›ld›.
Gülsuyu’nda meflaleli yürüyüfl ‹stanbul, Gülsuyu’nda As K›raathanesi önünde toplanan DHP, Partizan, BDSP, HKM, PDD, ESP ve SDP üyele-
Ayn› akflam Gülsuyu Okul Dura¤›’nda toplanan ve yolu molotoflarla trafi¤e kapatan MKP militanlar›, “Gazi’nin katili patron a¤a devleti”, “Yaflas›n partimiz Maoist Ko-
ri, “Gazi flehitleri ölümsüzdür,
münist Partisi” sloganlar›
Kahrolsun M‹T-C‹A-Kontrge-
atarak çeflitli noktalarda yaz›-
rilla” yaz›l› pankart açarak el-
lamalar yapt›lar. Militanlar
lerindeki meflalelerle Fatma
eylemin ard›ndan sloganlar-
Han›m Dura¤›’na kadar yürü-
la da¤›ld›lar.
Mahir Çayan, Sabahattin Kurt, Nihat Y›lmaz, Saffet Alp, Sinan Kaz›m Özüdo¤ru, Ertan Saruhan, Hüdai Ar›kan, Ahmet Atasoy, Ömer Ayna ve Cihan Alptekin, Tokat’›n Niksar ilçesi K›z›ldere köyünde katledilmelerinin 35. y›ldönümünde Ankara’da an›ld›lar. 68’liler Dayan›flma Derne¤i ve Ankara 78’liler Derne¤i’nin ça¤r›c›s› oldu¤u ve Karfl›yaka Mezarl›¤›’nda yap›lan anmaya SDP, ÖDP, EMEP ve Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i destek verdi. Mahir Çayan’›n mezar› bafl›nda yap›lan anmada, Mahirler, Denizler ve ‹brahimler’den kalan dayan›flma miras›n›n önemi vurguland›. Daha sonra Ulafl Bardakç›, Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan, Hüseyin ‹nan, Sinan Kaz›m Özüdo¤ru ve Sivas'ta Mad›mak Oteli’nde yaflam›n› yitirenlerin mezarlar› da ziyaret edilerek sayg› duruflunda bulunuldu. HÖC üyeleri de Mahir Çayan’›n mezar› bafl›nda anma etkinli¤i gerçeklefltirdiler. Ankara’da yap›lan bu anma etkinliklerinin yan› s›ra Türkiye-Kuzey Kürdistan’›n birçok ilinde ve yurtd›fl›nda da K›z›ldere flehitlerini anmak için etkinlikler gerçeklefltirildi.
GÜNCEL
5-16 Nisan 2007
5
MKP’lilerin ailelerine tazminat davas› ‹çiflleri Bakanl›¤›, 2000 y›l›nda hapishanelerde sürdürülen Ölüm Orucu eylemine destek amac›yla ‹stanbul Gaziosmanpafla’da çevik kuvvet otobüsüne sald›r› gerçeklefltiren ve daha sonra çeflitli tarihlerde flehit düflen MKP/HKO militanlar› Eker ve Karatafl’›n ailelerine tazminat davas› açt› ‹çiflleri Bakanl›¤›, 2002 y›l›nda Ölüm Orucu’nda flehit düflen Zeynel Karatafl ve 2005 y›l›nda Dersim’de devletin kolluk kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehit düflen Özlem Eker’in ailelerine tazminat davas› açt›. Bakanl›k, 2000 y›l›nda Gaziosmanpafla’da bir çevik kuvvet otobüsüne atefl aç›lmas›yla, iki polisin öldü¤ü ve 12 polisin yaraland›¤› olayda, ölen polis ailelerine ve yaral› polislere verdi¤i 92 milyar 442 milyon liray› faiziyle birlikte Karatafl ve Eker ailelerinden almak istiyor. ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n, 2000 y›l›nda devrimci
Zeynel KARATAfi
ve komünist tutsaklar›n hapishanelerde tecride ve F tipi hapishanelere iliflkin sürdürdükleri Ölüm Orucu eylemine d›flar›dan destek vermek amac›yla MKP/HKO militanlar›nca Gaziosman-
otobüsüne MKP/HKO militanlar› taraf›ndan yap›lan sald›r›da ölen polislerin ailelerine ve yaralanan polislere ‹çiflleri Bakanl›¤› 92 milyar 442 milyon lira ödedi. Bakanl›k, olay›n üzerinden befl y›l geçtikten sonra 2002 y›l›nda Ölüm Orucu’nda flehit düflen Zeynel Karatafl ve 2005 y›l›nda Dersim’de devletin kolluk kuvvetleri ile girdi¤i çat›flmada flehit düflen Özlem Eker’in ailelerinden, ödedi¤i paray› faiziyle birlikte geri almaya çal›fl›yor. Bu nedenle, ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n talebi üzerine, Karatafl ve Eker ailelerine Ümraniye 3. Asliye Ceza Mahkemesi taraf›ndan tazminat davas› aç›ld›. Bakanl›k, Zeynel Karatafl ve Özlem Eker’in, ailelerinin mirasç›lar› oldu¤unu ve bu nedenle söz konusu borcun aileleri taraf›ndan ödenmesi gerekti¤ini söylüyor.
pafla’da çevik kuvvet otobüsüne yap›lan sald›r›da 2 polisin öldü¤ü 12’sinin de yaraland›¤› olay nedeniyle yarg›lanan ve olay sonras›nda flehit düflen MKP/HKO militanlar›ndan Zeynel Karatafl ve Özlem Eker’in ailelerine tazminat davas› açt›¤› ortaya ç›kt›.
Özlem EKER
fiehit düflen kiflilere dava aç›ld› 2000 y›l›nda Gaziosmanpafla’da çevik kuvvet
‘Tazminat› reddece¤iz’ Karatafl ailesinin avukat› Meral Hanbayat, Zeynel Karatafl ve Özlem Eker aleyhine 2000 y›l›nda aç›lan davan›n henüz sonuçlanmad›¤›n›, kesinleflmemifl cezadan dolay› söz konusu tazminat› reddedeceklerini ifade etti. Mahkemelerin hukuk davalar›n› ve ceza davalar›n› ayr› ayr› ele ald›¤›n› belirten Hanbayat, 2000 y›l›nda gerçekleflen olay
Beyaz›t ve Halepçe’de katledilenler an›ld› Beyaz›t katliam› bugüne de ayna tutuyor 16 Mart 1978 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi Hukuk ve ‹ktisat Fakültesi ö¤rencileri toplu ç›k›fl yapt›klar› s›rada yap›lan sald›r›da, ö¤rencilerin üzerine bomba at›lm›fl ve ard›ndan silahla taranan ö¤rencilerden yedisi yaflam›n› yitirmiflti. Tarihe Beyaz›t Katliam› olarak geçen bu sald›r› birçok yönden ülke gerçeklerini bünyesinde bar›nd›r›yordu. Sald›r›n›n yap›laca¤› istihbarat› ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’ne verilmesine ra¤men herhangi bir önlem al›nmam›flt›.
16 Mart 1978 tarihinde katledilen 7 devrimci ö¤renci ile 1988 y›l›n›n 16 Mart’›nda Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak devletinin Halepçe’de kimyasal bombalarla katletti¤i binlerce Kürt, yap›lan eylemlerle an›ld›
‹stanbul Üniversitesi’nin Beyaz›t’taki kampusunda 16 Mart 1978 tarihinde katledilen 7 devrimci ö¤renci ile 1988 y›l›n›n 16 Mart’›nda Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak devletinin Halepçe’de kimyasal bombalarla katletti¤i binlerce Kürt, ‹stanbul Beyaz›t’ta yap›lan eylemlerle an›ld›.
Kontrgerilla faaliyetleri devam ediyor’ Beyaz›t ve Halepçe katliamlar›n› protesto eden Demokratik Gençlik Hareketi, Ekim Gençli¤i, Gençlik Federasyonu, DPG, DSG, EHP Gençli¤i, Ö¤renci Kolektifleri, Ö¤renci Muhalefeti, ÖDP Gençli¤i ve Ö¤renci Otonomlar›, 16 Mart’ta Beyaz›t Meydan›’nda bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›klamada konuflan Dilan O¤uz, Beyaz›t Katliam›’n›n ülkede yaflanan di¤er katliamlar gibi kontrgerilla operasyonu
Liseliler jandarma bask›s›n› protesto etti
oldu¤unu ve kontrgerillan›n hala var oldu¤unu belirterek, “Hrant Dink cinayetinde ismi geçen Trabzon Emniyet Müdürü Reflat Altay’›n da Beyaz›t Katliam›’nda pay› oldu¤u unutulmamal›d›r” fleklinde konufltu. O¤uz, üniversitelerde faflist sald›r›lar›n bugün de sürdü¤ünü belirtti. Aç›klaman›n ard›ndan Grup Yorum’un bir dinleti verdi¤i eylem, katliam›n yap›ld›¤› alana karanfillerin b›rak›lmas›n›n ard›ndan sona erdi.
1982’de serbest b›rak›ld›¤›n›, sonras›nda aç›lan ikinci davan›n ise 2008’de zaman afl›m›na u¤rayaca¤›n› söyleyerek, katliam davalar›n›n kas›tl› olarak çözümlenmedi¤ine dikkat çekti.
‘Dava zaman afl›m›na
Katliamlar Erzincan’da
Bar›fl ve Kardefllik ‹çin Gençlik ‹nisiyatifi, SGD ve DGD üyesi ö¤renciler, TKP ve Yurtsever Cephe’ye üye ö¤renciler, HKP Gençli¤i ve Kald›raç Dergisi de yapt›klar› eylemlerle katliamlar› protesto ettiler.
protesto edildi
u¤rayacak’ Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i ‹stanbul fiubesi de yapt›¤› eylemde Beyaz›t ve Halepçe Katliamlar›n› k›nayarak olaylarda yaflam›n› yitirenleri and›. Beyaz›t Meydan›’nda yap›lan eylemde ÇHD ad›na konuflan Ebru Timtik, Beyaz›t Katliam› ile ilgili yarg›lananlar›n
14 Mart günü Erzincan Üniversitesi önünde bir araya gelen DHP, Partizan ve Gençlik Derne¤i üyeleri de, “Halepçe ve Beyaz›t Katliamlar›n› unutmad›k unutturmayaca¤›z” pankart› açarak, yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla katliamlar› protesto ettiler.
‹stanbul Sar›gazi’de, Mehmetçik Lisesi ö¤rencileri, Newroz’da ve sonras›nda yaflanan jandarma bask›s›n› protesto ederek Sar›gazi halk›n› duyarl› olmaya ça¤›rd›. Sar›gazi Cemevi önünde bir araya gelen Demokratik Gençlik Hareketi, Sosyalist Gençlik Derne¤i, Yeni Demokrat Gençlik, Genç Direnifl ve Sar›gazi Liseli Gençlik aktivistleri, “Okulumuzda ve Mahallemizde Jandarma Terörüne Son” pankart›n› açarak okulda yap›lan New-
Üstelik sald›r›n›n ard›ndan, sald›rganlar›n arkas›ndan koflan polislerin arkas›ndan da o dönemde komiser yard›mc›l›¤› yapan Reflat Altay flöyle emirler ya¤d›r›yordu; “Durun... Koflmay›n...”. Reflat Altay’›n ismi son olarak Hrant Dink cinayetiyle an›ld› ve Beyat›z katliam› da geliflimi itibariyle Dink cinayetini an›msat›yor. Mehmet A¤ar’a da yak›n oldu¤u bilinen Altay Emniyet Müdürlü¤ü içerisindeki görevleriyle adeta ödüllendirilmiflti, son olarak Trabzon Emniyet Müdürlü¤ü görevini yaparken Dink cinayeti nedeniyle bu görevinden al›narak merkeze atand›. 16 Mart Beyaz›t Katliam›’nda ad› geçen bir di¤er kifli de MHP’den milletvekilli¤i yapan Mehmet Gül idi. Katliamda kullan›lan bomba ise, kontrgerilla örgütlenmesi içerisinde yer alan emekli bir yüzbafl›n›n deposunda, Amerikan modeli TNT kal›plar›ndan imal edilmiflti.
roz kutlamalar›n›n ard›ndan yaflanan jandarma bask›s›n› protesto etti. Grup ad›na aç›klamay› okuyan Harun Keser, liselilerin yapt›¤› Newroz kutlamalar›na jandarman›n müdahale ederek da¤›tt›¤›n› ve ard›ndan jandarma bask›s›n›n okula s›çrad›¤›n› söyledi. Keser, “Jandarma, hukuki yönden hiçbir yasal gerekçesi olmad›¤› halde okul içine kadar girip ö¤rencilere tehdit ya¤d›rarak hakaretlerde bulunma, fliddet
uygulama ve haks›z yere gözalt›na almaya varan yo¤unlukta sald›r› uygulam›flt›r. Gözalt›na al›nan üç ö¤renci arkadafl›m›za üç saat kadar fliddet uygulanm›flt›r” diyerek, yaflanan bask›ya izin veren okul idaresini k›nad›. Eylem s›ras›nda, “Jandarma terörüne son”, “Tutuklamalar, gözalt›lar, bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Mehmetçik Lisesi direniflin simgesi” sloganlar› atan gençler, Demokrasi Caddesi’ne kadar yürüyüfl yapt›lar.
nedeniyle ayn› davadan yarg›lanan ve hayatta olan 6 kifli hakk›nda da tazminat davas›n›n aç›ld›¤›n› söyledi. Buna benzer davalar›n çok oldu¤unu, yaflam›n› yitiren kiflilerden TKP/ML üyesi Muharrem Horoz ve MKP üyesi Cemal Çakmak hakk›nda da benzer davalar›n oldu¤unu hat›rlatan Hanbayat, ailelerin böylesi bir durumla karfl›laflmalar› için çocuklar›n›n ölümünden sonra miras› reddettiklerine dair dava açmalar› gerekti¤ini dile getirdi. Zeynel Karatafl’›n kardefli Zeki Karatafl ise, ekonomik durumlar›n›n kötü oldu¤unu, bu nedenle tazminat› ödeyecek güçlerinin olmad›¤›n› belirterek, “Biz Zeynel’in düflüncelerine ve kiflili¤ine sahip ç›k›yoruz, sayg› duyuyoruz. Ama Zeynel o davadan yarg›lan›yor diye, devletin ölen polislere ödedi¤i tazminat› bizden ç›karmak istemesi do¤ru de¤il” dedi. Daha önce de 30 Haziran 1996’da intihar eylemi sonucu Dersim’de flehit düflen Zeynep K›nac› (Zilan)’›n ailesine ve Diyarbak›r’›n Lice ‹lçesi'nde 1 A¤ustos 2002 tarihinde devletin kolluk kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehit düflen 5 HPG’linin ailesine de benzer flekilde tazminat davalar› aç›lm›flt›.
Kürt bas›n› üzerindeki bask›lar sürüyor
Ülkede Özgür Gündem, Gündem, Yaflamda Gündem ve Azadiya Welat’›n ard›ndan, Güncel gazetesi de kapat›ld›. Kürt gazeteleri üzerindeki bask›lara bir yenisi daha eklendi. Ülkede Özgür Gündem, Gündem, Yaflamda Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin ard›ndan, k›sa bir süre önce yay›n hayat›na bafllayan Güncel gazetesi de 15 gün süreyle kapat›ld›. Böylece son alt› ay içinde befl Kürt gazetesinin yay›n› mahkeme karar›yla durdurulmufl oldu.
11 günlük gazeteye 15 gün kapatma Yay›n hayat›na bafllad›¤› ilk günde da¤›t›m engeliyle karfl› karfl›ya kalan Güncel Gazetesi’nin yay›n›, 30 Mart’ta ‹stanbul 13. A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›ndan ‘suç ve suçluyu övdü¤ü’ gerekçesiyle durduruldu. 19 Mart’ta yay›n hayat›na bafllayan gazete, yay›n hayat›n›n on birinci gününde, ülkede ifade ve bas›n özgürlü¤ü olmad›¤›n›n yeni bir kan›t› olarak 15 gün kapat›ld›. Üst üste toplatma cezalar› verilen ve yay›n› 22 Mart tarihinden itibaren Diyarbak›r 5. A¤›r Ceza Mahkemesi’nin karar›yla 20 gün süreyle durdurulan Azadiya Welat Gazetesi’nin, Diyarbak›r 4. A¤›r Ceza Mahkemesi’ne 2 Mart’ta yapt›¤› itiraz da reddedildi.
Bas›n özgürlü¤ü ‘90’lardan daha geride TMY’nin yasalaflmas›yla birlikte gazetelerin kapat›lmas›n›n kolaylaflt›r›ld›¤› ve böylece bas›n özgürlü¤ünün önüne set çekildi¤i bir dönemde, muhalif bas›n kurulufllar›n›n yay›nlar› birbiri ard›na engellendi. Özellikle Gündem gazetesi gelene¤i bu kapatma ve engelleme politikalar›ndan fazlas›yla nasibini ald›. Öyleki, Gündem gazetesi gelene¤inden olan gazeteler, muhabirlerinin katledildi¤i, gazete binalar›n›n bombaland›¤› 1992–1995 y›llar› aras›nda bile yay›nlar›na devam edebilmifllerdi.
6
EMEK-HABER
5-16 Nisan 2007
Alkoç Deri’de sendika mücadelesi Tuzla Deri-‹fl sendikas›n›n örgütlenme faaliyeti yürüttü¤ü ve yetki için gerekli say›ya ulaflt›¤› Alkoç Deri’nin patronu, sendikal› iflçileri iflten ç›kartarak sendikan›n yetki almas›n›n önüne geçmek istiyor Alkoç Deri Fabrikas› iflvereninin, fabrikadaki sendikal faaliyetleri engelledi¤ini belirten Tuzla Deri-‹fl sendika yetkilileri ve iflçiler, sendika haklar› için mücadele ediyor.
t›¤›m›z iflçilerden 8’ini zorla iflten ç›kard›. Daha önceden sendikaya üye olan sekiz iflçi de, patronun çeflitli vaatleriyle istifa ederek sendikan›n yetki almas›n›n önüne geçildi. Fabrikada 48 kifli çal›fl›yordu ve biz ço¤unlu¤u
‘Yetki almam›z için sendikal› iflçiler ç›kar›ld›’ Alkoç Deri’de daha önce 17 sendika üyesinin oldu¤unu, sendika yetkisi almak için 15 iflçiyi daha sendikaya üye yapt›klar›n› belirten Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› Binali Tay, “Biz 15 iflçiyi 13 Mart’ta üye yapt›k, iflveren de üye yap-
sa¤layarak yetki almaya hak kazand›k ama iflveren yetki almam›z› engellemek için sendikal› iflçileri iflten ç›kard›” diye konufltu. Fabrika sahibinin yalan ifadelerle haklar›nda suçlamalarda bulundu¤u söyleyen Tay, kendilerinin de zorla iflten atmalara karfl› iflveren hakk›nda
uzla Organize Deri Sanayi Bölgesi’ndeki Alkoç Deri Fabrikas› önünde toplanan Deri-‹fl Tuzla fiubesi üyesi iflçiler ve Deri-‹fl yöneticileri, Alkoç’tan at›lan 8 iflçinin geri al›nmas›n›, iflverenlerin yasalara uymas›n› talep etti.
T
Alkoç Deri’de iflçi k›y›m›na tepki
savc›l›¤a suç duyurusunda bulunduklar›n› ifade etti.
Fabrika önünde toplanarak bas›n aç›klamas› yapmak isteyen deri iflçilerine jandarma engel oldu. Jandarma, iflçilerin fabrika önünde eylem yapmalar›n›n yasak oldu¤unu söyleyerek iflçilerin bofl bir alanda eylem yapmalar›n› istedi. Bunun üzerine yaflanan tart›flmalar k›sa süreli gerginli¤e neden olurken, daha sonra sendika yöneticileri bofl alanda eylem yapmay› kabul ederek fabrika önünden ayr›ld›. “Birlik mücadele zafer”, “Alkoç
ne sendikal› olarak devam etmek istediklerini belirten iflçiler, sendikaya yet-
‘Sendikal› olarak çal›flmak istiyoruz’
r›n› alarak baflka bir iflte çal›flmay› dü-
Alkoç Deri Fabrikas›’dan ç›kar›lan sendika üyesi iflçiler ise, sendikaya üye olduktan sonra iflverenin kendilerini notere götürerek ‘hiçbir hak talep etmeden iflimden istifa ediyorum’ ibarelerinin bulundu¤u dilekçeye zorla imza att›rmak istedi¤ini, kendilerinin de buna karfl› koyduklar› için fabrikaya bir daha al›nmad›klar›n› söylediler. ‹flleri-
vam edeceklerini ifade ettiler ve di¤er
iflçisi yaln›z de¤ildir”, “‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek”, “Sendika yoksa üretim de yok” sloganlar›n› atan yaklafl›k 500 iflçi, Alkoç Deri’den at›lan arkadfllar›n›n geri al›nmas›n› istedi. Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde bir aç›klama yapan, Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› Binali Tay, demokratik kurumlara ve siyasi parti yöneticilerine yönelik tutuklamalar› ve Mersin Serbest Bölge’deki iflçilerin at›lmas›n› k›nayarak, “‹flçiler sendikal haklar›n› kulland›klar› için iflten ç›kar›l›yor. Bizler, örgütsüz bir tek iflçi bile kalmay›ncaya dek örgütlenmeye devam edece¤iz. ‹flverenler, zorla iflten atarak yasalar› çi¤niyor. ‹flverenlerden yasalara uymas›n› istiyoruz” dedi.
flündüklerini, aksi halde direnifle dederi fabrikalar›ndaki iflçilerin destek vermesi durumunda direniflin baflar›yla sonuçlanaca¤›n› dile getirdiler. Ayr›ca Alkoç Deri önünde bekleyen iflçiler s›k s›k jandarman›n; ‘Fabrika önünde beklemeyin, aksi halde müdahale ederiz’ tehditlerine maruz kal›yor.
Deri-‹fl Genel Baflkan› Yener Kaya, iflverenlerin sendikal haklara sald›rarak iflçileri iflsizli¤e ve açl›¤a mahkum etmek istediklerini belirterek toplu sözleflmelerle ilgili konufltu. ‹flverenlerin toplu sözleflme masas›ndan çekildi¤ini belirten Kaya, “Gelin bu sözleflmeyi bir an önce bitirelim. E¤er bitmezse, Deri-‹fl’in mücadele tarihi nas›l bitece¤inin örnekleri ile doludur. Deri-‹fl bir tek sözleflmesini bile mücadelesiz geçirmemifltir” diye konufltu. Deri-‹fl Genel Sekreteri Musa Servi ise, iflverenlerin toplu sözleflmelerde iflçilerin sosyal haklar›n› gasp etmeye çal›flt›klar›n› söyleyerek iflçilerin bu süreçte üretimden gelen güçlerini kullanmas›n› istedi.
Hatay’da ek
Sa¤l›k emekçileri AKP’yi uyard›
du¤u ‘Ek Ders Ücretleri Yönetmeli¤i’ e¤itim emekçilerinin tepkilerini çekmeye de-
E¤itim Müdürlü¤ü önünde bas›n aç›klamas› yapan e¤itim emekçileri, ç›kar›lan yönetmeli¤in ö¤retmenlerin cebine göz dikmekten baflka bir anlam ifade etmedi¤ine dikkat çekilerek, yönetmelikle birlikte bir gün sevk alan ö¤retmenden o günkü tüm derslerin ücretinin kesilmesinin öngörüldü¤ü, bu sebeple, ücret karfl›l›¤› girilen dersle birlikte maafl karfl›l›¤› girilen derslerin ücretinin de kesilece¤ini dile getirdiler ve yönetmeli¤in iptal edilmesini istediler. E¤itim emekçileri Adana’da da 27 Mart günü E¤itim-Sen önünden ‹l Milli E¤itim Müdürlü¤ü’ne yürüdü. Yürüyüflün ard›ndan ‹l Milli E¤itim Bakanl›¤› önünde bir bas›n aç›klamas› yapan e¤itim emekçileri, 7 Nisan’da Adana dahil 8 bölgede düzenleyecekleri bölge mitinglerinde baflta bu uygulamalar olmak üzere e¤itimin birçok sorununa dikkat çekeceklerini duyurdular.
Yüz y›llardan beri ülkemizde yaflanan sömürü ve bask›ya karfl›, sendikal bürokrasinin iflçilerin, köylülerin ve emekçilerin haklar›n› ne derecede savunabilece¤ini hep birlikte gördük. Sözde emekçinin sesi solu¤u olan bu sendika a¤alar› ve yanlar›nda tafl›d›klar› yönetim kademesi, d›flar›dan yap›lacak doktor ithaline seyirci kal›rken, bu ve buna benzer sorunlarda, emekçilerin soka¤a ç›kmas›na önderlik etmekten acizdirler. Ancak 1 May›s öncesi devrimci demokrat ve yurtseverlerin duygular›na hitap ederek, bir tak›m sivri ç›k›fllarla gönülleri okflamaya çal›fl›yorlar. Bu yapt›klar› manevralarla, neyi ne kadar gö¤üsleyebileceklerini tüm emekçiler bilmelerine ra¤men, özellikle de iflçinin köylünün ve emekçinin, birlik mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s’ta, genifl kesimlerin ilgisini çekmeye çal›fl›yorlar. Bu tarihi iyi kullanarak, kendi hanelerine yaz›lm›fl olumsuzluklar› iyilefltirmeye çal›flmaktalar. ‹ktidar›n, IMF ve Dünya Bankas› patentli yürüttü¤ü ekonomik planlaman›n, iflçiye, köylüye ve emekçiye neler getirdi¤ini hep birlikte görürken, flimdi ise d›flar›dan doktor ithali yap›lmak istenmesi, ülkemizdeki emekçilere yönelik yap›lan yeni bir sald›r› dalgas›d›r. Ülkemizde uygulanan yanl›fl e¤itim sisteminden ve ifl alan› yetersizli¤inden dolay› bunca okumufl insan boflta dolafl›rken, çal›flanlar›n çal›flma koflullar›n›n düzeltilmesi yerine, AB politikalar›n› uygulamak, emperyalistlerle kurulan s›k› ba¤lar›n bundan sonrada da devam ettirilmesi anlam›na geliyor.
Ülkemizde ve dünyada k›sa vadede halklar›n kardeflli¤ini gerçeklefltirecek temel nokta, emperyalizme ve ezen ulus milliyetçili¤ine karfl› yürütülecek mücadelenin seyrine ba¤l›d›r. Bu temel mücadele seyri özellikle de Ortado¤u’da ABD emperyalizmini, ülkemizde ise ezen ulus milliyetçili¤ini hedef almak zorundad›r. Bunlar yap›lmad›¤›nda, kardefllik ve bar›fl vurgusunun söylemden ileriye gitmesi mümkün olmayacakt›r. Her iki söylemi güçlü k›lacak olanda demokrasi ve özgürlük vurgusudur.
Araflt›rmaya göre, basit usulde vergilendirilen yaklafl›k 800 bin esnaf ve sanatkar, 2004 y›l›nda ayda ortalama 7,5 YTL, 2005 y›l›nda da 13 YTL gelir vergisi ödedi. Bu rakam, 2006 y›l›nda 18 YTL'ye yükseldi. Yine mobilyac›lar 2006 y›l› itibari ile ayl›k 68 YTL, lokantac›lar 63 YTL, seyahat ve turizm iflletmeleri 76 YTL, kuyumcular 132 YTL vergi öderken, bu dönemde asgari ücretlilerin ve memurlar›n ödedikleri vergi miktar› ise 175 YTL olarak hesapland›.
24 Mart Cumartesi günü Hatay ‹l Milli
‹nsan yaflam›na dair yaflanacak sorunlara, aktif tav›r tak›nacak kurum, kurulufl veya kifli, bu sorunlar› en derinden hissederek yaflayanlard›r. Fakat bu sorunlar›n bilincinde olmadan yaflayanlara öncülük edecek olan da, ezilen s›n›f›n örgütlü gücünden baflkas› de¤ildir.
Emekçinin güncel sorunlar›n›n yan› s›ra, Kürt ulusuna yönelik imha ve inkar politikas›, yine Ortado¤u’daki ABD emperyalizmin sald›rganl›¤› oldukça önemli yerde durmaktad›r. Yaflanacak olumsuz sonuçlardan en çok etkilenenler eme¤iyle çal›flanlar olacakt›r. Ve bahsedilen bu sorunlar emekçinin öncelikleri aras›ndad›r. Fakat sorunlara müdahale ederken hangi argümanlar› kulland›¤›m›z› ve bunlar›n nas›l bir sonuca tekabül edece¤ini de iyi bilmemiz gerekir.
Devletin vergi sisteminin adaletsizli¤i Maliye Bakanl›¤› Gelir Politikalar› Genel Müdürlü¤ü’nün haz›rlad›¤› ve çeflitli meslek gruplar›n›n geçen y›l ödedi¤i ortalama vergi rakamlar›n› içeren araflt›rma ile bir kez daha su yüzüne ç›kt›. Buna göre asgari ücretle çal›flan iflçi ve memurlar 175 YTL vergi öderken küçük esnaf ve sanatkar ayda ortalama 18 YTL vergi ödedi.
vam ediyor.
Söz, eylem, örgütlenme hakk›m›z› kullanal›m!
Sendikalar›n öncelikli görevlerinden biri, çal›flanlar›n hak ve talepleri do¤rultusunda, mevcut iktidara karfl›, örgütlü mücadele içerisinde olmas›d›r. Bu haklar ve talepler, ekonomik ve demokratik olmak üzere, genel sorunlar içerisinde öne ç›kan sadece iki aya¤› oluflturmaktad›r. Fakat ülkemizde yaflanan geliflmeler karfl›s›nda demokratik haklar›n sözü edilmezken, ekonomik talepler için yap›lan k›smi çal›flmalar ise çok yetersiz kalmaktad›r.
çok ödüyor
Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n ç›kartm›fl ol-
Dursun Baştuğ
ki verilmemesi durumunda tazminatla-
‹flçi, patrondan
ders eylemi
EME⁄‹N KÜRSÜSÜ
Sa¤l›k emekçileri, 14 Mart T›p Bayram›’n› eylemlerle karfl›lad›. Birçok yerde eylemler yapan sa¤l›k emekçileri, hükümetin 'Sa¤l›kta Dönüflüm' program›na, sa¤l›kta özellefltirmeye, sa¤l›k ocaklar›n›n kapat›lmas›na, aile hekimli¤i ve ithal hekimlik uygulamas›na, sözleflmeli çal›flmaya tepki göstererek, bunlar›n iptal edilmesini istediler. ‹stanbul, Ankara, Mersin, Adana, ‹zmir, Hatay ve daha birçok yerde gerçeklefltirilen eylemlerde AKP hükümetini protesto eden sa¤l›k emekçileri, hükümetin yapt›¤› icraatlar›n sa¤l›kta yaflanan sorunlar› daha da derinlefltirdi¤ini dile getirirek, Genel Sa¤l›k Sigortas›, yabanc› hekim, aile hekimli¤i, radyoloji çal›flanlar›n›n ifl saatlerinin yükseltilmesi, sa¤l›¤›n özellefltirilmesi, tafleronlaflma, sözleflmeli personel uygulamalar›n›n sa¤l›k hizmetini durma noktas›na getirdi¤ini kaydetti.
GSS ile sa¤l›k ocaklar›n›n kapat›ld›¤›n›, kamu hastanelerinin iflletme haline getirildi¤ini, keyfi ilaç k›s›tlamalar›n›n yap›ld›¤›n›, hastane personelinin güvencesiz, sözleflmeli, tafleron iflçi statüsüne sokuldu¤unu, vatandafl›n müflteri haline getirildi¤ini belirten sa¤l›k emekçileri; sa¤l›kta y›kama yol açan IMF, Dünya Bankas›, AB patentli bu politikalar›n terk edilmesi ve sa¤l›kta halka en iyi flekilde hizmet verilmesine yönelik düzenlemelerin yap›lmas›n› istendiler.
de toplanmaya bafllayan kitle buradan S›hhiye Meydan›’na yürüdü. Çok say›da sendika, demokratik kitle örgütü ve devrimci kurumun kat›ld›¤› mitingi, sa¤l›k ocaklar›n›n kapat›lmas›, Aile Hekimli¤i uygulamas›, GSS, sa¤l›k hizmetlerinin özellefltirilmesi, kadrolaflma, adaletsiz çal›flma sürelerinin belirlenmesi ve düflük ücretlerin dayat›lmas›, sa¤l›kta büyük bir y›k›m›n yarat›lmas› ve emperyalist markal› politikalar›n birbirinin pefli s›ra uygulanmas›n›n alt›na imza atan AKP’ye
Sa¤l›k(s›zl›k) politikalar›na karfl› binler Ankara’dayd› Sa¤l›k emekçilerinin ça¤r›s› ile çeflitli illerden Ankara’ya gelen binlerce kifli, AKP’nin ve IMF’nin sa¤l›kta y›k›m politikalar›na karfl› 11 Mart günü S›hhiye Meydan›’nda “Beyaz Miting” gerçeklefltirdi. Sabah saatlerinden itibaren Ankara Gar› önün-
yönelik tepkilerin adresi oldu. Mitingde yap›lan konuflmalarda tepki oklar›n›n hedefine AKP hükümeti ve efendisi emperyalist güçler konarken, sa¤l›k alan›ndaki bu sald›r›lara karfl› halk›n gereken duyarl›l›¤› göstererek bu y›k›m› durdurmas› ça¤r›s› yap›ld›.
Özgürlü¤ünü kazanmam›fl ulusun, kardeflli¤i ve bar›fl› gerçeklefltirme istemi, iyi niyetten ileriye geçememektedir. Dillendirilen bar›fl ve kardefllik ifadeleri, ezilen herkesin özlemidir. Fakat bu özlemlerin önünde duranlar, bugün daha fazla sömürmek isteyenlerdir. Bunlar›n varl›¤› sürdükçe bizlerin bu özlemlerimizi gerçeklefltirme durumuna sahip olmad›¤›m›z aç›kça ortad›r. Bu özlemleri gerçeklefltirmenin yolunun, demokrasi, özgürlük ve tam hak eflitli¤inden geçece¤i kesindir. Bundan dolay›, temel fliar olarak ortaya konan bar›fl ve kardefllik ifadeleri, özgürlük kazan›lmadan gerçeklefltirilme durumu yoktur. Bu sorunun kendisi çeflitli milliyetlerden emekçi halk›m›z›n sorunu oldu¤undan, hangi düzlemde çözülmesi gerekti¤ine dair daha somut dillendirilmesi gerekir. Sendikal mücadelenin seyrini belirlemede, sendika a¤alar›n›n yapt›¤› aç›klamalar, söylemden ileriye gitmese de, bu olumsuzluklar› de¤ifltirecek olanaklar da mevcuttur. Konfederasyonlar içerisinde önemli yere sahip olan kimi flubelerin yarataca¤› bask›lanma, hem bugünkü t›kan›kl›¤› giderebilir, hem de mevcut statükoyu y›kman›n vesilesi olabilir. Bu ba¤lamda, devrimci, birleflik ve kitlesel 1 May›s’›n örgütlenmesini sa¤laman›n önceli¤i, söz sahibi olmas› gerekenlerin bu sözlerini yüksek sesle dillendirmelerinden geçmektedir. Bugün çal›flanlar›n ihtiyaçlar›na göre organize edilmemifl bir eylem veya etkinlik, içi bofl olarak alg›lanmal›d›r. Tam da bu noktada, tarihine ve anlam›na denk düflecek bir çal›flmayla o günün manas›na uygun kutlaman›n araçlar›n› yaratmal›y›z. Bu tarih hem dünya iflçi s›n›f› aç›s›ndan, hem de ülkemiz emekçileri taraf›ndan önemli bir yere sahiptir. Y›llarca bu tarih de yaflanan katliamlar, yine ‘77 1 May›s katliam›n›n yafland›¤› Taksim’in yasakl› yer ilan edilmesi, üzerinde durulmas› gereken noktalard›r. ‹flte s›n›f›n ihtiyaçlar›n› belirleyecek, siyasal kazan›mlar sa¤layacak, bu yasaklar› y›karak katliamlar›n hesab›n› soracak, birleflik, kitlesel, devrimci 1 May›s’› örgütlemek mümkündür. Yeter ki hakl›l›¤›m›z›n ve meflrulu¤umuzun fark›na vararak, emekten gelen gücümüzü do¤ru temelde kullanal›m.
GÜNCEL
Emekçi kad›nlar 8 Mart’› alanlarda kutlad›
5-16 Nisan 2007
7
ÖNCÜ KADIN Rojda Demir
Bir ad›m, bir ad›m daha!.. Kad›n›n öncüleflmesinden bahsediyoruz. Peki, öncüleflmek istiyor muyuz? Bunun için nas›l bir ad›m atmak gerekiyor? Pek ço¤umuz “öncüleflme” deyince bunun “tam” bir donan›m oldu¤unu zannediyoruz. Ço¤u zaman bu yan›lsamad›r bizi öncüleflmekten al›koyan. ‘Haz›r’ olmak istiyoruz. Ama nas›l ve nereye kadar haz›r olmak? Saflar›m›zda bu ‘haz›r olma’ iste¤i ve haz›r oluncaya dek pasif bir bekleyifl konumunda kalmak sadece kad›nlarda görülmüyor. Bu hastal›k erkeklerde de var: mükemmelleflmeden ad›m atmaktan imtina etme hastal›¤›. Evet bu bir hastal›k. Ama bu erkeklerde kad›nlardan daha farkl› sebeplerle ve daha farkl› biçimlerde ortaya ç›k›yor. Kad›nlarda yayg›n sebebi, en ufak bir ad›m için özgüvensizlikken, reçeteler, somut rehberlik, talimatlar beklemekken; erkeklerde belki de daha fazla bir mükemmeliyetçilik, ilk ad›m› de¤il ama sonrakileri engelliyor.
8 Mart’›n 150’nci y›l›nda emperyalist sald›rganl›¤a, hak gasplar›na ve cins ayr›mc› uygulamalara karfl› emekçi kad›nlar alanlar› doldurdu.
‹stanbul Deri-ifl Tuzla fiubesi’nde örgütlü olan kad›n deri iflçileri, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü sendika flubesinde yapt›klar› etkinlikle kutlad›. S›n›f mücadelesinde yaflam›n› yitiren kad›nlar›n an›s›na yap›lan sayg› duruflu ile bafllayan etkinlik, “Gündelikçiler” adl› k›sa film gösteriminin ard›ndan müzik dinletisiyle sona erdi.
‹zmir ‹zmir’de 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar günü 11 Mart günü Bornova’da kutland›. Cumhuriyet Meydan›’nda, DKH, EKD, BDSP, Partizan, HÖC, Al›nteri, Kald›raç, Devrimci Hareket, Mücadele Birli¤i, Köz ve ‹C‹ kurumlar›n›n ortak düzenledi¤i miting, tiyatro gösterimi, müzik ve fliir dinletilerinin ard›ndan çekilen halaylarla sona erdi. Yine ayn› kurumlar taraf›ndan 8 Mart günü hapishanelerde bulunan kad›n tutsaklara Dünya Emekçi Kad›nlar Günü vesilesiyle Konak postanesinden kart gönderildi.
Adana 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü kutlamak için akflam saatlerinde Çakmak Caddesi giriflinde toplanarak meflalelerle yürüyüfl düzenleyen DHP, BDSP, ÇHKM, Mücadele Birli¤i, Partizan ve HÖC’lü kad›nlar ‹nönü Park›’da bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler. Aç›klaman›n okunmas›n›n ard›ndan eylem, “8 Mart k›z›ld›r, k›z›l kalacak”, “Irakl› kad›nlar yaln›z de¤ildir” ve “fian olsun 8 Mart’› yaratanlara” sloganlar›yla son buldu. Çukurova Üniversitesi’nde ise, DGH, SGD, YDG, Gençlik Derne¤i ve Ekim Gençli¤i üyesi ö¤renciler taraf›ndan, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar günü dolay›s›yla bir bas›n aç›klamas› düzenlendi.
Dersim Dersim’de 8 Mart Perflembe günü Dersim Kad›n Platformu taraf›ndan K›flla Meydan›’nda bir miting düzenlendi. Miting alan›na girerken yap›lan aramalarda DTP’li kad›nlar›n tafl›d›¤› Kürtçe yaz›l› dövizler ve DKH’nin tafl›d›¤› Berna Ünsal, Meral Yakar, Barbara Anna Kistler gibi ko-
münist kad›nlar›n resimlerinin bulundu¤u dövizler alana al›nmad›. Ayr›ca mitinge kat›lmak isteyen bir grup kad›n Mameki köprüsünde engellenirken, tertip komitesinin verdi¤i bilgiye göre okullarda ö¤rencilerin mitinge kat›lmas› okul idareleri taraf›ndan engellendi. Müzik dinletileri ve halaylarla son bulan miting sonras›nda DTP ad›na konuflma yapan Songül Kök konuflmas›nda 'Say›n Öcalan' dedi¤i için gözalt›na al›nd›. Dersim Kad›n Platformundan çekilerek biraraya gelen EKD, HKM ve HÖC'lü kad›nlar ise 7 Mart günü Sanat Soka¤›’nda Dünya Emekçi Kad›nlar günü vesilesiyle bas›n aç›klamas› düzenlediler.
best kürsü oluflturuldu ve kad›n sorunlar›na iliflkin de¤erlendirmeler yap›ld›. Etkinlik müzik dinletisi ile sona erdi.
Malatya Malatya’da 8 Mart kutlamalar› iki ayr› grubun yapt›¤› bas›n aç›klamalar›yla gerçeklefltirildi. ‹HD önünden postaneye kadar yürüyen DTP, EMEP, ‹HD ve E¤itim-Sen’li kad›nlar bir bas›n aç›klamas› düzenlerken; DHP, Partizan, EKD ve HÖC’lü kad›nlar ise 8 Mart günü Soykan Park› önünde bir araya geldiler. Burada bas›n metninin okunmas›n›n ard›ndan eylem fliir ve halaylarla sona erdi.
Hozat ve Ovac›k Hozat Belediyesi taraf›ndan düzenlenen 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü kutlamas› Belediye Dü¤ün Salonu’nda yüzlerce kiflinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan yap›lan 1 dakikal›k sayg› durufluyla bafllayan etkinlik, sinevizyon, folklor gösterisi ve fliir dinletisiyle devam etti. Hozat Belediye Baflkan› Cevdet Konak’›n konuflmas›n›n ard›ndan etkinlik müzik dinletileri ve çekilen halaylarla son buldu. Ovac›k’taki kutlama da Belediye Dü¤ün Salonu’nda gerçeklefltirildi. Aç›l›fl konuflmas› ile bafllayan gece sayg› durufluyla devam etti. DHP, HÖC, EMEP il örgütü, DTP gibi kurumlar›n mesajlar›n›n da yer ald›¤› gece, dia gösterimi, fliir ve müzik dinletisinin ard›ndan sona erdi.
Afyon ve Kütahya Afyon’da 10 Mart günü E¤itim-Sen flubesinde gerçekleflen etkinlikte ilk çolarak bas›n metni okundu. E¤itimSen, DGH, SGD ve EMEP’in düzenledi¤i etkinlik dia gösterimi, fliir dinletisi ve müzik dinletisiyle sona erdi. Kütahya’da ise Dumlup›nar Üniversitesi ö¤rencileri 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü çeflitli etkinliklerle kutlad›. Belediye Binas› önünde yap›lan bas›n aç›klamas› ile bafllayan etkinlik, sokak tiyatrosu ve müzik dinletisiyle devam ederken yine ayn› gün bir panel gerçeklefltirildi. Engellemelere ra¤men gerçeklefltirilen etkinliklerde emekçi kad›nlar›n emperyalizme, sömürüye ve flovenizme karfl› birlikteli¤i vurguland›.
Erzincan
Mu¤la
8 Mart günü DHP, Partizan, Gençlik Derne¤i, ESP, Tuncelililer Derne¤i, E¤itim-Sen, SES, BES ve DTP gibi kurumlar›n Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü kutlamak amac›yla biraraya gelerek oluflturduklar› 8 Mart Platformu taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› düzenledi. E¤itim- Sen önünde yap›lan eylemde kad›nlar›n yaflad›klar› sorunlara dikkat çekilirken, grup taraf›ndan s›k s›k, “8 Mart k›z›ld›r, k›z›l kalacak”, “fian olsun 8 Mart’› yaratanlara” sloganlar› at›ld›. Yine 8 Mart Platformu taraf›ndan ayn› günün akflam› ‹pek yolu Tesislerinde bir etkinlik gerçeklefltirildi. Sayg› durufluyla bafllayan etkinlikte sinevizyonun ard›ndan ser-
Mu¤la’daki kutlamalar 8 Mart günü Kurflunlu Cami önünden S›n›rs›zl›k Meydan›’na yap›lan yürüyüflle bafllad›. YDG, DGH, SGD, SEH, YÖGEH, HÖC ve DPG’nin kat›ld›¤› eylemde, Duvar Sahnesi tiyatro ekibi taraf›ndan yap›lan skeç gösterisi ve müzik dinletisi yer ald›. Polisin yo¤un güvenlik önlemi ald›¤› eylem, bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan olays›z bir flekilde sona erdi. 9 Mart günü ise yine S›n›rs›zl›k Meydan›’nda YÖGEH’in düzenledi¤i resim sergisi aç›ld›. “Kad›nlar Bar›fl› ‹stiyor” pankart›n›n alt›na boyalarla el izi b›rak›larak resim çizildi.
Savaflmak, mücadele etmek için mükemmel olmaya, çok iyi ‘bilmeye’ gerek var m›? Tarihimizde teorinin öneminin yayg›n bir flekilde küçümsendi¤i uzunca dönemlerin ve bunun sonucu oluflan tahribatlar›n karfl›s›nda bir tepki olarak özellikle de küçük burjuva ayd›n dokusunun etkisiyle birçok genç arkadafl›m›z saflarda aktif faaliyet yürütmeden ya da Halk Savafl›’na faal bir savaflç› olarak kat›lmadan önce s›n›f›n, mücadelenin ve savafl›n felsefesine, teorisine, bilimine mükemmele yak›n bir flekilde hakim olmak gerekti¤ini düflünüyorlar. Elbette ki teorinin önemini küçümsemeyece¤iz. ‹nsan›n neyi neden yapt›¤›n› bilmesi, yapt›¤› iflle, amac›, yöntemi ve sonuçlar›yla ilgili olmas› gerekir. Baflka bir deyiflle, birey olabilmek, insanlaflabilmek ve dolay›s›yla özgürleflebilmek için, kendimize, insana ve eme¤e yabanc›laflmay› dayatan her türlü kölelefltirici ve gerici düflünce, düflünce ak›m› ve sistemden kurtulabilmek için teoriyi önemsemeli ve dünyaya bak›fl›m›z›, elefltirel bilimsel yöntemi kavrayarak gelifltirip berraklaflt›rabilmeliyiz. Di¤er yandan bilimsel teorik donan›m, bize dar pratik alg›lar›m›z›n, öznel ya da benmerkezci kavray›fllar›m›z›n ötesinde yaflam›n, dünyan›n, toplumsal bir perspektifle, gerçe¤in hareketi içerisinde bütünlüklü kavranabilmesinde hem kavray›fl, hem yorumlama hem de de¤ifltirme iradesini, yöntemini ortaya koyabilme noktas›nda yard›mc› olacakt›r. K›sacas› teori, yaflam prati¤imizde bize yol gösterecektir. Buna karfl›l›k üretim, s›n›f mücadelesi ve bilimsel deneyin ortaya ç›kard›¤› bilginin bir birey taraf›ndan bilince ç›kar›lmas›, kelimenin gerçek anlam›yla özümsenmesi ya da nesnel toplumsal bilginin içsellefltirilmesi, ancak o bireyin prati¤i ile, bilgisini yaflam›nda uygulamas›yla mümkündür. Teori, yaflamda karfl›lafl›lan güçlükler ve çeliflkiler karfl›s›nda onlar›n çözümü için mücadele içerisinde, söz konusu çeliflkileri çözmek için kullan›l›rken bir bilgi olmaktan, özümsenmifl, bilince ç›kar›lm›fl bir kavray›fl düzeyine ç›kabilir. K›sacas› gerçek anlamda bir geliflim, donan›m, pratikten kopuk bir flekilde yakalanamaz. Zira bireyin bilgisi dolay›s›yla kavray›fl› s›nanmam›fl, en az›ndan derinleflmemifltir. Teori, ancak pratikte uyguland›¤›, pratikte, mücadeleler içinde sorunlar ve çeliflkiler karfl›s›nda kullan›ld›¤› ve s›nand›¤› ölçüde bireye malolur. Bireyin kavray›fl› ve bilinci ancak böyle keskinleflir, derinleflir. Bazen kimi sorunlar› çözerken ya da kimi sorular› yan›tlarken asl›nda cevab›n› biliyor oldu¤umuzu yeni fark eder ve buna kendimiz bile flaflar›z. O bilgiyi kullan›ncaya kadar bildi¤imizin bile fark›nda de¤ilizdir. Ve gene pratik bize yeni fleyler ö¤retmenin yan› s›ra yeni teorik çal›flmalar› da gerektirir. Pratikten edindi¤imiz tecrübeleri muhasebe etme, bir senteze ulaflma ihtiyac› duyar, bunu yaparken insanl›k tarihinin ve proletaryan›n ortak teorik, ideolojik hazinelerinden, birikiminden faydalan›r›z. Bu bilgilenme ve geliflim süreci, teori ve pratik diyalekti¤i hepimiz için geçerlidir. Geliflmek, donanmak, hele ki öncüleflmek istiyorsak, bunun için mevcut bilgi birikimimizin, bilincimizin gerektirdi¤i ve elverdi¤i; “gerekli ve zorunlu” oldu¤unu bildi¤imiz prati¤e girmek için ilk ad›m› atmak cüretini gösterebilmeliyiz. Zaten öncüleflmek de, “s›n›f mücadelesinin engin denizine tüm varl›¤›m›zla at›lmak” cüretini ortaya koymak da bundan baflka bir fley de¤il. Ayaklar›m›z› suya sokmaktan bile korkarsak bunu yapamay›z.
Avrupa’da kad›nlar Rosa’n›n izinde Londra Britanya Kad›n Dayan›flma Platformu (Demokratik Kad›n Hareketi, Gik-Der Kad›n Komisyonu, Roj Kad›n Meclisi, AT‹K-Yeni Kad›n) taraf›ndan düzenlenen 8 Mart kutlamalar›, 11 Mart günü yo¤un bir kat›l›mla gerçekleflti. Etkinlik, kad›n devrim flehitleri an›s›na sayg› durufluyla bafllad› ve kad›n mücadelesini anlatan sinevizyon gösterimi ile devam etti. Yüz Çiçek Açs›n Tiyatro Toplulu¤u, ‘Tanya’ isimli oyununu, Barbara Halk Sahnesi ise, ‘Tersine Dünya’ adl› komedi oyununu sergiledi. Kurum temsilcilerinin konuflmalar yapt›¤› etkinlikte, Koma Sersi müzik grubu sahne ald›. Etkinlik çekilen halaylarla sona erdi.
gütleme Komitesi’nin düzenledi¤i 8 Mart kutlamalar› Almanya’da, 10 Mart günü Dortmund flehrinde gerçeklefltirildi. Eylemde “Özgürleflmek için Örgütlü Mücadeleye” pankart›yla yürüyen ADKH üyeleri yürüyüfl boyunca Türkçe ve Almanca att›klar› sloganlarla hem ataerkil kapitalist sisteme hem de Almanya’da devam eden hak gasplar›na karfl› seslerini yükselttiler. Kurum temsilcilerinin konuflmalar›n› yapt›klar› s›rada Alman polisi ile ç›kan tart›flma hareketlilik yaratt›. “Kürt bayra¤› tafl›yor” gerekçesiyle kimlik kontrolü yap›lan bir Kürt vatandafl›n› çembere alan polise müdahale etmek amaçl› giden ADKH ve Courage sözcüleri, polise yap›lan kontrolün yasal ol-
Almanya Avrupa Demokratik Kad›n Hareketi (ADKH), Atik-Yeni Kad›n, Courage, Ça¤r›, MLPD, Ceni, Pazartesi Eylemcileri, Göçmen Kad›nlar Birli¤i, Verdi ve Agif-Kad›n Komisyonu’ndan oluflan Yürüyüfl Ör-
mad›¤›n› ayn› zamanda kamera ile çekim yapmalar›n›n da yasal olmad›¤›n› belirtti. Kimlik kontrolü yap›lan kiflinin serbest b›rak›lmas›n›n ard›ndan eylem kald›¤› yerden devam etti. Müzik dinletisinin ard›ndan eylem sona erdi.
Att›¤›m›z ad›mda düflebilece¤imizden, yenilebilece¤imizden korkuyorsak, “çok memnun” oldu¤umuz mevcut statükomuzu kaybetmekten korkuyorsak, ad›m atamay›z. Kendimizi de çevremizi de de¤ifltiremeyiz. Att›¤›m›z ilk ad›mda ya da sonrakilerde tabii ki düflebiliriz. Hatta düflmemiz neredeyse kaç›n›lmazd›r. Yolumuz dümdüz, sorunsuz, çeliflkisiz olsa, çeliflkisiz, kavgas›z, mücadelesiz bir yolda geliflimden, ilerlemeden de bahsedemeyiz ki. Mükemmeli isteyelim. Hatta imkans›z› isteyelim. Ancak mükemmele ve imkans›za; özgürlü¤e ulaflman›n s›n›rlar› yoktur. Gerçekçi olal›m. Ad›m atal›m. ilerleyelim. Yürümek için inisiyatifli ve yarat›c› olmak, kendimizi ve do¤rular›m›z› gerçeklefltirmek için cesur olmak d›fl›nda bir fleye ihtiyac›m›z yok. ‹nsanl›¤›n kurtuluflu davas›nda can›n› feda edenlerimizin, silah elde topra¤a düflenlerimizin, komünizmi kazanma azmiyle direnen ve savaflanlar›m›z›n flanl› an›lar›, yaflamlar› bunu ö¤retiyor. Ocak ay›n›n son haftas›nda flehitlerimizi an›yoruz. Onlar› anarken flunu asla unutmayal›m: Onlar mükemmel de¤illerdi. Evet, onlar can feda biçimde sergiledikleri destans› direniflleriyle görev ve sorumluluklar›n› yerine getiriyorlard›. Kahramanl›k, kavranan zorunlulu¤a uygun ad›mlar atmaktan öte bir fley de¤il. Hepimiz kahraman olabiliriz. Ço¤umuz kahraman oldu¤unda, art›k kahramanlara ihtiyaç olmayacak. Kahramanl›k diye bir fley de olmayacak. Onlar önden yürüdüler. Biz de öne ç›kabiliriz. Sadece cesur bir ad›m…
8
5-16 Nisan2007
PERSPEKT‹F
1 May›s ve bizi bekleyen görevler
BD’nin, Geniflletilmifl Ortado¤u Projesi kapsam›nda, dünya halklar› üzerinde estirdi¤i iflgal ve sald›r›larla emperyal imparatorlo¤unu tesis etmenin ad›mlar›n› att›¤›, bu kapsamda köklü bir pazar mücadelesi içerisine girdi¤i ve bu politik-pratik hamlelerin di¤er emperyalist güçlerle ABD aras›ndaki ve herbir emperyalist gücün bir di¤eriyle olan çeliflkisini derinlefltirdi¤i, bunun emperyalizmin yar›sömürgelerinde kendisini çok yak›c› bir biçimde ortaya koydu¤u bir konjonktürde, 77 1 May›s’›n›n 30. y›ldönümünde 1 May›s’› karfl›lamaya haz›rlan›yoruz.
A
Bu y›l kampanya tarz›nda ele alaca¤›m›z 1 May›s’› ve 1 May›s çal›flmalar›n›n merkezine koydu¤umuz ideolojik-politik yönelimimizi, hedeflerimizi halk kitleleri ile buluflturmaya dönük yo¤un bir çaban›n içerisinde olmal›y›z. Faaliyetimizin bulundu¤u her alanda çevremizdeki insanlar› bizlerle birlikte bu süreci örmek üzere harekete geçirmeye dönük toplant›lar yapmak, ev ziyaretlerimizi yo¤unlaflt›rmak, emekçi semtlerde standlar açarak-paneller düzenleyerek 1 May›s’› kitlelerin gündemine sokmak ve onlara kendimizi (siyasetimizi) tafl›mak, her yerelde yerelin sorunlar›n› 1 May›s’a ba¤lant›l› bir flekilde ele alan duvar gazetelerinden faydalanmak temel araçlar›m›z olarak ele al›nmal›
Baflta ABD olmak üzere dünya emperyalist güçlerinin, ‘küreselleflme’ aldatmacas› ile neo-liberal sald›r› politikalar›n› tüm dünya proletaryas›, ezilen ulus ve halklar›na dayatt›klar›, bu noktada emperyalist güçlerin kendi aralar›nda tüm çeliflki ve çat›flmalara karfl›n belirli bir ortakl›k içinde hareket ettikleri bu koflullarda, yaklaflan 1 May›s’ta alanlar, ezilen dünya halklar› ve uluslar›n›n proletarya-onun öncü örgütlülü¤ünün k›z›l bayra¤› alt›nda proletarya enternasyonalizmi ve halklar›n kardeflli¤i fliar›n›n ve bu fliarlar›n somut ad› olan devrim talebinin rengini verece¤i bir arena olmak durumundad›r. Kuflku yok ki bunun gerçekleflmesinin yegane yolu proletaryan›n bilimi ›fl›¤›nda güne, ana müdahale etmek, kitlelerin sorunlar›na çözüm üreterek onlara devrim alternatifini tafl›yabilmekten, 1 May›s’› ve 1 May›s faaliyetlerini sadece 1 May›s ile, dar bir çerçeveye s›k›flt›r›lm›fl bir politik-pratik çal›flma ile s›n›rlamaktan ç›kartarak iktidar perspektifi ile yürütülen, kesintisiz ve yo¤unlaflt›r›lm›fl Maoist kitle faaliyetinin bir kesiti olarak görmekle mümkündür. Çokça üzerinde durulan, ‘1 May›s’›n 2, 3 ... May›slara tafl›nmas›’ söyleminin iflaret etti¤i tam da bu reel ihtiyaçt›r. Bu reel ihtiyac›n yaflamla s›k› bir flekilde kucaklaflmas›n›n önemli araçlar›ndan biri de flüphe yok ki yaflanan somut geliflmeler içerisinden esas olanlar›n› merkezine alan ve fakat bununla birlikte di¤er irili ufakl› gündemlere de müdahale eden kampanyalard›r. En genel anlamda; bir politikan›n merkezi ve bütünlüklü olarak örgütlü oldu¤umuz, faaliyet yürüttü¤ümüz tüm alanlara tafl›nmas› ve bu kapsamda ortaya konan yo¤unlaflm›fl çabalar›n bileflkesi olarak tan›mlayabilece¤imiz kampanya, baflta 1 May›s olmak üzere önümüzdeki süreci bütünlüklü bir flekilde ele alamam›z›n da temel yöntemlerinden biri olmal›d›r. Sürecin bu flekilde ele al›nmas› örgütsel bütünlü¤ü, ayn› hedefe yönelik sistemli ve bütünlüklü bir faaliyeti a盤a ç›kartaca¤› gibi, kendi içimizde daha bir yetkinleflmemize, kitlelerle ve yoldafllar›m›zla ba¤lar›m›z›n güçlenmesine de önemli bir katk› sunacakt›r. Bu anlamda 1 May›s’a yönelik faaliyetlerimizin de konusu, çerçevesi belirlenmifl, devrimci disiplin üzerinden yükselen, içeri¤i her türlü olumlu katk›ya aç›k, yerellerin somut ihtiyaçlar›na uyarlanabilme esnekli¤ine sahip bir kampanya tarz›nda ele al›nmas› bizler aç›s›ndan esast›r. 1 May›s özgülünde kitle faaliyetimizin bir biçimi olarak yürütülecek olan kampanyan›n temel argümanlar›; dünya arenas›nda yaflanan geliflmeler, emperyalist politikalar, emperyalist güçlerin ken-
di aralar›ndaki dalafllar, bu dalafllar›n ve pazar mücadelesinin genelde dünya proletaryas›, ezilen halklar› ve ezilen uluslar›na, özelde ise TürkiyeKuzey Kürdistan’daki çeflitli milliyetlerden halklara ne flekilde yans›yaca¤›, onlar›n yaflam›nda ne gibi tahribatlara-y›k›mlara yol açaca¤› biçiminde seçilmelidir. Böylelikle kitleler kendilerini do¤rudan ilgilendiren geliflmelere iliflkin bilinçlendirilerek, bu geliflmelere do¤ru zeminde ve önderlik alt›nda müdahale etmeleri sa¤lanmal›d›r. En genifl halk kitlelerine uluflma, onlara bafl›n› emperyalist güçlerin çekti¤i gerici hakim s›n›flar› ve onlar›n çürümeye mahkum düzenlerini teflhir ederek ülkemiz somutundaki alternatifimiz olan Yeni Demokratik Devrim’i yaflanan geliflmeler somutunda, yaflama uyarlayarak halk kitlelerine anlatmak ve sistemin saflar›ndan kopartarak saflar›m›za kazanmak temel hedefimiz olmal›d›r. Bu hedefe uluflmak için seferber etmemiz mümkün olan birçok araca sahibiz, ki bunlar› ço¤altma imkan›na da sahibiz. Bu araçlar›n etkin biçimde kullan›labilmesi için, kitlelere giden her bir Maoist aktivistin, öncelikle kampanyan›n içeri¤ini kendisinin kavrayarak bilince ç›kartmas›, elindeki araca vak›f olmas› olmaz ise olmazd›r. Bu nesnel gerçeklikten hareketle sözünü etti¤imiz kampanyan›n içeri¤i, üzerinde yükseldi¤i zemini k›saca açal›m.
‹çinden geçti¤imiz süreçte dünya arenas›nda yaflanan geliflmeler Dünya tekellerinin ve bu tekellerin hükmetti¤i sömürücü s›n›flar›n daha fazla kar amac› ile gözü doymaz bir flekilde mal ve hizmet üretimini sürekli artt›rma çabalar›na karfl›n, yoksul dünya halklar›n›n al›m gücünün sürekli düflmesi; bu mal ve hizmetlere olan talebi s›n›rlamaktad›r. Bu s›n›rlamaya karfl› baflta tekellerin olmak üzere sermaye sahiplerinin daha fazla kar etme tutkular›n›n yol açt›¤› ve arz-talep dengesizli¤i üzerinde yükselen üretim bollu¤una karfl›n, dünya halklar›n›n önemli bir bölümü temel ihtiyaç maddelerini dahi temin edememektedir. Bunun do¤al bir sonucu olarak; piyasada çok fazla mal ve hizmet olmas›na karfl›n halk›n al›m gücünün düflük olmas›ndan ötürü bu mal ve hizmetlerin tüketiminin üretilen toplam ürün miktar›n›n oldukça alt›nda seyretmesi nedeni ile sömürü üzerine kurulu olan dünya ekonomisi s›k s›k kriz nöbetlerine tutulmaktad›r. Krizlerden ç›k›fl›n yollar› olarak dünya halklar›n›n üzerindeki sömürü cenderesinin daha da güçlendirilmesine, yeni pazarlar›n aç›lmas›na baflvurulmakta, bu da emperyalistler aras›nda çeflitli düzey ve biçimlerde çat›flmalara zemin haz›rlamaktad›r. 5 y›l› aflk›n süredir Irak’ta ve yine 6 y›l› aflk›n süredir Afganistan’da süregiden emperyalist iflgaller, ‹ran’›n emperyalist iflgal hedefi olarak ilan edilmesi, bir süredir gözler önünde cereyan eden ABD-Rusya çekiflmesi, emperyalistler içindeki ABD, AB, fianghay Befllisi, NATO vb gibi oluflum ve saflaflmalar bu gerçekli¤in birer tezahüdür. Mal ve hizmet üretiminin kesintisiz olarak büyüyebilmesini sa¤layacak bir talebin söz konusu olmamas› ve emperyalist güçlerin bu sorunu çözmek için baflvurdu¤u yollar›n yaratt›¤› saflaflma ve rakabet, dünyay› kanl› pazar dalafllar› girda-
b›na sürüklemektedir. Ve hiç kuflku yok ki bu rekabet ortam›ndan ve bu ortam›n yol açaca¤› kanl› dalafltan en çok etkilenecek olan, ezilen dünya halklar› olmaktad›r/olacakt›r.
Türkiye-Kuzey Kürdistan özgülünde yaflanan geliflmeler Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklar› ve halklar› da emperyalist güçler ve onlar›n sad›k stratejik ufla¤› olan Türk hakim s›n›flar› taraf›ndan yukar›da genel hatlar› ile de¤indi¤imiz emperyalist ç›kar dalafl›na kurbanl›k olarak sunulmak isteniyor. Bu kapsamda birbirinin ard› s›ra yaflama geçirilen politikalar, Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklar› üzerinde yaflayan çeflitli milliyetlerden halklar›m›z›n bo¤az›na bir ilmek gibi geçirilmek isteniyor.
Ekomide de¤iflen bir fley yok! Emperyalist devletlerin, hizmetlerindeki IMF, Dünya Bankas› vb mali kurulufllar arac›l›¤› ile dayatt›klar› y›k›m politikas›na harfiyen riayet eden Türk hakim s›n›flar›, “vatan-millet” edebiyat›yla “ülkeyi pazarlama”y› kendilerine görev addetmekten ve bunu aç›kça beyan etmekten çekinmiyorlar. “Satmad›k bir fley b›rakmayaca¤›z” diyen Maliye Bakan› Unak›tan, “Ülkemi pazarlamakla mükellefim” diyen Erdo¤an, emperyalizmin ufla¤› Türk hakim s›n›flar›n›n duygular›na tercüman oluyorlar. Milyonlarca yoksul, orta köylü, emperyalistler ve Türk devletinin el ele sallad›klar› t›rpan›n hedefi oluyor. Art›k sabahlar› “günayd›n” sözünden önce duyar hale geldi¤imiz benzin-akaryak›t zamlar›, artan gübre fiyatlar›, yükselen sulama giderleri, tavan yapan tohum giderleri, her y›l artan tar›m ürünleri ithalat›, yükseltilen kotalar, tar›m desteklerinin biçilmesi nedeni ile yoksul, orta köylü satt›¤› ürün ile üretim maliyetini bile karfl›layam›yor. ‹flçi, emekçinin durumu da yoksul, orta köylünün durumundan pek farkl› de¤il. Bir yandan emekçilerin toplu sözleflme hakk›na sald›ran, bedeller sonucu kazan›lan bu hakk› ‘yasa d›fl›’ olarak sunan devlet, öte yandan zaten s›n›rl› yararlan›labilen sigorta hakk›n› da GSS ile tümden tasfiye etme u¤rafl›nda. 700 YTL’ye ulaflan açl›k s›n›r›na karfl›n milyonlarca iflçi ve emekçiyle alay edercesine asgari ücreti 403 YTL olarak belirleyen devlet, IMF ve Dünya Bankas›’n›n “asgari ücret düflürülsün, sa¤l›k-e¤itim-ulafl›m gibi kamu harcamalar› k›s›ls›n, elektrik baflta olmak üzere enerjiye zam yap›ls›n” fleklindeki isteklerini a¤z›n›n suyu akar vaziyette karfl›layarak, gere¤ini yerine getirmek için f›rsat kolluyor.
Devletin topyekün sald›r› seferberli¤i sürüyor AB, ABD örnek al›narak haz›rlanan yasalar ile hak ve özgürlük mücadelelerinin önünü kesmek, Alevilik-Süryanilik vb az›nl›kta kalan inançlar›n görmezden gelerek yok etmek, tecridi yaflam›m›z›n rutin bir parças› yapmak isteyen devlet, Kürt ulusu ve az›nl›k milliyetler üzerindeki inkar ve
asimilasyon sald›r›lar›n› da aral›ks›z sürdürüyor. Kürt ulusuna, PKK’ye ve DTP’ye yönelik sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›ran Kemalist diktatörlük, tutuklamalar, gerillaya yönelik imha sald›r›lar›, Kürt ulusundan kiflilere yönelik toplu-tekil katliamlar ile Kürt ulusunu faflist-flovenist girdapta bo¤may› hedefliyor. Hrant Dink cinayetinde de görüldü¤ü üzere bu sald›lar›n merkezinde Kürt ulusu olmakla birlikte, farkl› renk ve tonlardaki bu sald›r›lar tüm ezilen uluslara ve az›nl›k milliyetlere yönelmifl durumdad›r. Türk hakim s›n›flar›n›n, özellikle son süreçte Kerkük özelinde Güney Kürdistan’daki özerk Kürt yönetimi üzerinden kopartt›klar› f›rt›nayla da besledikleri flovenist dalgan›n hedefi haline gelin ezilen Kürt ulusu ve az›nl›k milliyetlere yönelik sald›r›lar›n sürece¤i görülüyor. Türk devleti’nin, PKK’nin halen süren tek yanl› ateflkes karar›n› bitirece¤ini duyurdu¤u Nisan ay›nda, Kuzey Kürdistan’daki tüm kolluk güçlerinin ve korucular›n izinlerini iptal etti¤ini duyurmas›, yaklaflan sürecin habercisi durumunda... Yaklaflan bu sürecin karfl›s›nda aktif rol alacak olan devrimci örgüt ve kurumlara yönelik kapsaml› sald›r›ya giriflen devlet, artan yoksulluk, iflsizlik, tar›mda yaflanan y›k›m, yükselen flovenist dalga, ezilen ulus ve az›nl›k uluslara yönelik sald›r›lar karfl›s›nda halk›n devrimci mecraya akmas›n› engellemeyi amaçl›yor. ABD’nin ‹ran’a gözünü dikmifl olmas› da, devrimci, komünist güçlere yönelik sald›r›lar›n perde arkas›nda yatan bir baflka neden...
Sürecin dayatt›¤› temel görev: Hak kitleleri ile buluflmak Yukar›da genel hatlar› ile ifade etti¤imiz geliflmelerin, çeliflki ve çat›flmalar›n flekil verdi¤i, verece¤i bir sürece denk gelen bu y›lki 1 May›s’a nitel ve nicel anlamda güçlü bir flekilde haz›rlanmak bizler aç›s›ndan oldukça önemli bir noktada duruyor. Bu ba¤lamda her bir aktivist, bulundu¤u yerelde, bu y›l kampanya tarz›nda ele alaca¤›m›z 1 May›s’› ve 1 May›s çal›flmalar›n›n merkezine koydu¤umuz ideolojik-politik yönelimimizi, hedeflerimizi halk kitleleri ile buluflturmaya dönük yo¤un bir çaban›n içerisinde olmal›. Faaliyetimizin bulundu¤u her alanda çevremizdeki insanlar› bizlerle birlikte bu süreci örmek üzere hareket geçirmeye dönük toplant›lar yapmak, ev ziyaretlerimizi yo¤unlaflt›rmak, emekçi semtlerde standlar açarak-paneller düzenleyerek 1 May›s’› kitlelerin gündemine sokmak ve onlara kendimizi (siyasetimizi) tafl›mak, her yerelde yerelin sorunlar›n› 1 May›s’a ba¤lant›l› bir flekilde ele alan duvar gazetelerinden faydalanmak temel araçlar›m›z olarak ele al›nmal›. 1 May›s özgülünde yo¤unlaflt›raca¤›m›z kitle faaliyetinde görevimiz kitlelerle buluflmak, 1 May›s’› 2, 3, 4 ... May›slara tafl›mak, öne ç›karaca¤›m›z alternatif ise, Demokratik Halk Hareketi için mücadele, Halk Savafl›'n›n meflrulu¤u ve zorunlulu¤u ve nihayetinde Yeni Demokratik Cumhuriyet olmal›d›r. Görevimizi lay›k›yla yerine getirmek için kollektif çal›flmaya, yarat›c›l›¤a ve devrim denizine yeni damlalar katmaya önem vererek “ci¤erlerimizi zorlayal›m”.
9
GÜNCEL
5-16 Nisan 2007
GENÇ YORUM Sinan ÇAKIROĞLU
Hayvanc›l›k sektörü alarm veriyor Ankara Ticaret Odas›’n›n haz›rlad›¤› “Hayvanc›l›k Raporu”, hayvanc›l›k sektörünün topyekün alarm verdi¤ini ortaya koyuyor. Rapora göre, 1990 y›l›ndan bu
yana nüfusta yüzde 26,9 oran›nda bir art›fl olurken, hayvan varl›¤› yüzde 33,7 oran›nda azald›.
y›l› sonunda 43 milyon 86 bin 802 bafla
TÜ‹K, Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤›, Türk Veteriner Hekimleri Birli¤i, Veteriner Hekimleri Derne¤i ile Ankara Veteriner Hekimleri Odas› kaynaklar› baz al›narak haz›rlanan raporda, 1990 y›l›nda toplam hayvan varl›¤› (kanatl› hayvan hariç) 64 milyon 992 bin bafl iken, 2005
yun say›s› yüzde 37.6 azalarak 25 milyon
Ülkemizde faflizmin niteli¤i Emperyalist devletlerin, kapitalist tekellerin Ortado¤u’daki faaliyetlerini do¤rudan zor kullanarak icra etmeye bafllad›klar› tarihten ya da bu e¤ilimlerini artt›rd›klar›n›n ilk somut göstergesi olan Afganistan iflgalinden buyana, yaflanan iflgal ve sald›r›lar›n do¤al sonucu olarak (daha önceki yaz›lar›m›zda bu do¤al geliflime de¤inmifl bulunuyoruz) kaç›n›lmaz bir biçimde ülkemizde sürekli gündemde yer bulan milliyetçilik gerçekli¤i, daha bir tart›fl›l›r hale gelmifltir. Özellikle H›rant Dink’in öldürülmesiyle son zamanlarda milliyetçi/›rkç› güruhlar›n kendilerinden fazlas›yla söz ettirmesi, TSK’n›n gerek askeri gerek ekonomik gücünün vermifl oldu¤u a¤›rl›kla alenen siyaset arenas›nda sesini yükseltmesi, sadece devrimci-demokrat kamuoyu nezrinde de¤il, burjuva-feodal medya taraf›ndan da faflizm gerçekli¤inin yer yer gündeme tafl›nmas›na vesile olmufltur. Faflizmin ülkede kazand›¤› niteli¤ini tekil toplumsal sonuçlar›na de¤inmeden, böylece üstyap› üzerindeki etkilerine iliflkin tart›flmay› s›n›rland›rarak de¤erlendirelim. Bilindi¤i gibi faflizm, emperyalizm ve proleter devrimler ça¤›nda emperyalist ya da emperyalizmin güdümünde olan devletlerin karakteristi¤ine iliflkin bir belirlemedir. Veyahut, Dimitrov’un ifadesiyle ‘emperyalizm döneminde ortaya ç›kan bir devlet biçimidir’. Geliflmifl kapitalist ülkelerde burjuva diktatörlü¤ü ve burjuva demokrasisi aras›ndaki dengenin burjuva diktatörlü¤ü yönünde bozulmas›yla tabandan ad›m ad›m örgütlenerek geliflen, sömürge, yar› sömürge-yar› feodal ülkelerde ise bir tak›m farkl›l›klar göstermesine ra¤men tepeden örgütlenen faflizm her zaman sahnededir. Geliflmifl kapitalist ülkeler ile bizimki gibi yar› sömürge-yar› feodal ülkeler aras›ndaki maddi hayat›n üretilifl biçimlerindeki farkl›l›klar faflizmin farkl› niteliklere bürünmesine neden olur. Geliflmifl kapitalist ülkelerde burjuva demokrasisi ile mevcut devlet ve toplum yap›lanmas›n›n idare edilememesi durumunda faflizm devreye girer. Dolay›s›yla, burjuva diktatörlü¤ünün gerçek yüzü olan faflizmin kamufle edilebilmesi için, yani burjuva demokrasisinin yaflam bulmas› için, ne gerekir ona bakmak laz›m. Burjuva demokrasisi sosyal refah devleti diye nitelendirilen toplumsal-siyasal devlet yap›lanmas› içinde hayat bulur. Özcesi, sosyal demokrasinin uyguland›¤› devletten bahsetmek gerekir. Sosyal demokrasi ise üretim surecinde eme¤ine el konulan›n ma¤duriyetinin süreç sonunda (paylafl›m iliflkileri içinde) k›smen de olsa telafi edilmesine dayand›r›lan bir düzenek demektir. Bu düzenek de esasta bir dizi ayni deste¤in verilmesiyle (kimi mal ve hizmetlerin cüzi bir miktar karfl›l›¤›nda ya da karfl›l›ks›z sunulmas›) ifller. Bu, sosyal demokrasinin emekçi lehine üretim iliflkileri içinde hiçbir düzenlemeye/de¤iflikli¤e tekabül etmedi¤i anlam›na gelir. Bu da üretim iliflkilerinin esas biçimlendiricisi olan mülk sahibine dokunmadan, yine üretim iliflkilerinin belirledi¤i paylafl›m iliksileri içinde sömürülenin lehine yer açmak demek oluyor ki imkâns›z gibi görünür. Tam da bu evrede devlet araya girerse bu durum imkânl› hale gelebilir. fiöyle ki, kapitaliste dokunulmayacak ise (daha do¤rusu tafl›d›¤› bu nitelik hiçbir biçimde sars›lmayacak ise) sa¤lanacak sosyal sübvansiyon tüm sosyal katmanlar›n s›rt›na bindirilecektir. Ki bu da, neticede ulusal s›n›rlar dahilinde kal›nd›¤› surece kapitaliste mal olaca¤›na göre ve devletin kendisi de bu kayna¤› yoktan var edemeyece¤ine göre bu kaynak s›n›fsal bazda de¤il, ulusal (uluslararas›) bazda bir sömürü iliflkisinin sonucunda sa¤lanmal›d›r. Demek ki bu kaynak ya do¤rudan sömürge ülkelerden, ya d›fl ticaret hadlerini kendi lehine iflleterek ya da d›fl yat›r›mlardan ve d›flar›ya verilen kredilerden/borçlardan elde edilen karlar›n ülkeye aktar›lmas›yla sa¤lanacakt›r. Türk devletinin d›fl pazarlardan elde edebilece¤i bir art›-de¤er yoktur. Aksine d›fl ticarette devaml› aç›k vermekte, milli gelirden önemli bir miktar› borç faizi olarak emperyalist devlet ve kurulufllara aktarmaktad›r. Öyleyse rahatl›kla sosyal devletin Türkiye-Kuzey Kürdistan’da infla edilmesinin olanaks›z oldu¤unu söyleyebiliriz. Baflka bir ifade ile, farkl› tiplerde emek sömürüsüne maruz kalan genifl halk y›¤›nlar›n›n öfkesi/tepkisi paylafl›m iliflkileri içinde devletin devaml›l›¤› lehine dindirilememektedir. Tam da bundan dolay› zor kullan›lmal›d›r ya da sopa gösterilerek sükûnet sa¤lanmal›d›r.
Gemlik Gübre’de özellefltirme k›y›m› devam ediyor Yaz sürecinden bu yana sorunlar›n yafland›¤›, sürekli eylemlerin gerçeklefltirildi¤i Gemlik Gübre’de patronun, sendikaya üye tüm iflçilerin iflten ç›kart›laca¤›n› duyurmas› ile birlikte gerilim t›rmand›.
“Patron, iflçiler ve k›s›m amirleri ile bire bir konuflup sendikadan istifa eden iflçilerin ifllerine devam edebilece¤ini söyledi. Bu durum tek bafl›na iflverenin gerçek niyetini gösteriyor” dediler.
‹flveren, amonyak fiyatlar›n›n yükseldi¤ini, gübre sektöründe rekabet ç›tas›n›n yükseldi¤ini ve üretim maliyetinin yüksek oldu¤unu öne sürerek fabrikan›n muhtelif yerlerine ast›¤› bildiride; 26 Mart 2007 tarihi itibari ile sendikaya üye 207 iflçinin ifl akitlerinin fesh edilece¤ini ve ‹GSAfi örne¤inde oldu¤u gibi üretimin durdurulaca¤›n› duyurdu. Fabrika iflçileri ise bu iddialar›n as›ls›z oldu¤unu, iflverenin as›l amac›n›n iflyerindeki sendikal faaliyeti engellemek oldu¤unu dile getirerek,
Patronun bu karar›n› çeflitli eylemlerle protesto eden iflçiler ve aileleri, 10 Mart Cumartesi günü Gemlik Petrol-‹fl sendikas› önünde toplanarak bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler. AKP’nin Damla Dü¤ün Salonu’nda yapt›¤› ve AKP Gurup Baflkan Vekili Faruk Çelik’in de kat›ld›¤› toplant›y› basarak protesto eylemi yapan iflçiler ve aileleri, AKP ‹lçe Baflkan› Enver fiahin’in tepki göstermesini yuhalamalar ile protesto ettiler.
düflerek yüzde 33.7 azalma gösterdi. 1990 y›l›nda 40 milyon 553 bin olan ko304 bine, 10 milyon 977 bin olan keçi say›s› yüzde 40.5 azalarak 6 milyon 517 bine, 6 milyon 694 bin olan s›¤›r say›s› da yüzde 45.7 azalarak 3 milyon 633’e geriledi. Son 20 y›lda baflta terör nedeniyle k›rsal kesimde yaflayan ve hayvanc›l›kla u¤raflan nüfusun sektörden uzaklaflmak zorunda kalmas›, ülkemizdeki koyun varl›¤›nda önemli azalmaya neden oldu. 1980 y›l›nda 48 milyon bafl olan koyun varl›¤›, 25 milyon bafla geriledi. Koyun varl›¤›ndaki 23 milyon bafl civar›ndaki azalman›n ekonomiye maliyeti 3 milyar dolar› buldu.
Hayvansal protein a盤› art›yor Dengeli beslenme için bir insan›n kilo bafl›na günde 1 gram proteine ihtiyaç duydu¤u ve bir kiflinin ortalama olarak 35 gram protein ihtiyac›n› et, süt, yo¤urt, peynir, yumurta gibi hayvansal ürünlerden karfl›lamas› gerekti¤i belirtiliyor. Rapora göre, geliflmifl ülkelerde kifli bafl›na günlük 219 gram et, 950 gram süt tüketilirken, ülkemizde ise 35.6 gram et, 465 gram süt tüketiliyor. Çal›flmalar, nüfusun 80 milyona ulaflaca¤› 2010 y›l›nda, toplumun hayvansal protein yönünden dengeli beslenmesi için et üretiminin yüzde 300 art›r›larak y›lda 2 milyon 920 bin tona, süt üretiminin de yüzde 50 art›r›larak y›lda 16 milyon 790 bin tona ç›kart›lmas› gerekiyor.
‘Sendikan›n yetki almas› engelleniyor’ Lüleburgaz ve Gönen’deki fabrikalar›n›n yan› s›ra ülkedeki 5 ayr› bölgede bulunan depolar› ile faaliyet yürüten, tamam› Frans›z sermayeli Danone-Tikveflli Fabrikas›’nda sendikal› iflçiler iflten ç›kartma sald›r›s›n›n hedefinde. Tek G›da-‹fl Marmara ve Trakya Bölge fiubesi Teflkilatland›rma Sekreteri Göksel fiengün, Danone’de 2003 y›l›nda örgütlenme çal›flmalar›na bafllad›klar›n›, fakat iflverenin uzlaflmaz tutumu nedeniyle yetki alamad›klar›n› söyledi. Geçen süre içerisinde fabrikadaki mevcut iflçi kadar üye yapt›klar›n›, fakat iflverenin çeflitli yollarla sendikan›n yetki almas›na engel oldu¤unu belirten fiengün, “Danone, üye yapt›¤›m›z iflçileri iflten ç›kard›, iflçi say›s›n› fazlalaflt›rd›. Sendika üyesi arkadafllar›m›z›, k›dem ve ihbar tazminat› ile iki maafl vererek iflten ç›kar-
d› ve ayn› koflullarda tafleron firmada tekrar ifle bafllatt›. ‹flçilerin bafl›na amir konularak, sendikac›larla bir araya gelmeleri engellendi. ‹flyerinde sendikal› sendikas›z ayr›m› yap›larak, sendikal› iflçiler sürekli gece vardiyas›nda çal›flt›r›ld›. Sendikan›n yekti almamas› için ellerinden geleni yapt›lar” dedi. Öncelikle uyar› eylemlerinin olaca¤›n› ifade eden fiengün, “Netice alana kadar, iflçilerimizin cebine toplu sözleflmeyi koyana kadar eylemliklerimiz sertleflerek sürecek” fleklinde konufltu.
HALKIN GÖZÜYLE
SORULAR Cumhurbaflkanl›¤› Seçimleri
1-Bugün üzerinde çok tart›fl›lan konulardan biri Cumhurbaflkanl›¤› seçimleri. Sizce Cumhurbaflkanl›¤› tart›flmalar›n›n bu derece gündemde tutulmas›n›n ve tart›fl›lmas›n›n alt›nda hangi politik hesaplar yat›yor? 2-Cumhurbaflkanl›¤› seçiminin sizin için anlam› nedir?
Faflizme süreklilik kazand›ran -bir ölçüde yukar›da bahsetti¤imiz durumun sebebi de say›labilecek- di¤er hususlar dengesiz iç geliflim, iktidar d›fl›ndan faflizmi örgütleme gücünden dahi yoksun olan c›l›z bir burjuvazi ve feodalizmin varl›¤› (ya da endüstriyel üretimin zay›fl›¤›)d›r.* Emperyalizmin egemenli¤i hüküm sürerken iç dinamiklere ba¤l› dengeli bir geliflim ancak emperyalist kalk›nma reçetelerini toptan y›rt›p atmak suretiyle mümkün olabilir. Bunun içinse kendi iç bütünlü¤ü olan bir sisteme ihtiyaç vard›r. Bu sistem proletarya diktatörlü¤üdür. Ülkemizde bunun ilk ad›m› Demokratik Halk Diktatörlü¤ü’dür. Bunun d›fl›nda hiç bir devlet biçimi emperyalizmin güdümünde oldu¤u halde tutarl› ve dengeli bir iç geliflim sa¤layamaz. Sanayinin alt sektörleri aras›nda, tar›m ile sanayi aras›nda ve ülkenin farkl› bölgeleri aras›nda eflgüdümlü geliflimi sa¤layamayacak olan sömürge, yar› sömürge-yar› feodal ülkeler tipik biçimde daima, mevcut sistem için tehlikeli boyutlarda olacak olan, istihdam fazlas›yla yüz yüze kalmak zorunda kalacaklard›r. Sistem aç›s›ndan tehlike arz eden bu durum yine fasizme ‘ifl’ ç›kartmaktad›r. ‹ç dinamiklerinin tarumar edildi¤i bir ülkede; ‹talya’da ya da Almanya’da oldu¤u gibi faflizmi iktidar d›fl›ndan örgütleyecek bir güce eriflmifl yerli burjuvaziden bahsedilemez elbette. Öyleyse emperyalist müdahalenin yaratt›¤› dengesizliklerin bekçili¤ini yapan devletin son derece hassas dengeler üzerinde kuruldu¤unu söyleyebiliriz. Bu hassas dengeleri de korumak zorunda olanlar yine emperyalistler oldu¤una göre daima ifl bafl›nda olmas› gereken faflizmi de bafltan kendileri bina ederler. Bunun için komprador burjuvazi ile en büyük destekçisi feodalite, zaten ellerinde bulundurduklar› iktidar› yukar›dan afla¤›ya faflizan bir kurumsallaflma içinde organize bir biçimde revize ederler. Ola¤anüstü durumlar (askeri dönemler) (hakim s›n›f içi çeliflkilerin uzlaflmaz boyuta varmasi, devrimci durumun ya da devrimci hareketin kontrolden ç›kmas›) söz konusu olmad›¤› sürece fasizm, ‘ola¤an (askeri düzen)’ bir biçimde genellikle de devrimci harekete karfl› baflta kolluk kuvvetleri olmak üzere bütün kurum ve kurulufllar›yla ifl bafl›ndad›r. Ola¤anüstü durumlar belirdi¤inde ise ordu bir ad›m öne ç›kar, sistemin t›kanan kanallar›n› açar ve ola¤an yerini al›r. En güzel örne¤imiz 12 Eylül darbesidir… ‘Halk›n güvenli¤ini’ ve efendilerinin olurunu alan Ecevit, kendisine lay›k görülen koltu¤un hakk›n› veremeyince a¤abeylerinin hat›rlatmas›yla karfl›laflt›: ‘Üstünde oturdu¤un koltuk bizim’ ve sistemin t›kanan kanallar› Öze(a)l lavabo çözücüsüyle aç›l›verildi. Toparlamak gerekirse, genelde faflizm olgusu özelde ise ülkemizde faflizmin nas›l bir nitelik kazand›¤› üzerine özce de¤inmeye çal›flt›k. Bu hususta daha çokça yaz›labilir, ancak biz burada noktalamak durumunday›z. Bitirirken, hepimizin harc›n› az ya da çok karm›fl bir faflisti bir cümleyle de olsa anmadan geçmek ‘ahde-vefa’ için de¤il, ama faflizmin niteli¤inin daha iyi anlafl›lmas› için faydal›d›r: Ne garabet bir ifl, kadrolar›m›z hapisteyken fikirlerimiz iktidarda. (mealen). A.Türkefl. *Bu hususlar ayn› gerçe¤in farkl› yüzleridir asl›nda, bu nedenle birlikte ele al›yoruz.
Mehmet GÜLER Mehmet GÜLER 1- Siyasi ç›karlar yat›yor. Ne olabilir ki, tabii ki siyasi güç elde etme ve bu gücü kullanma, yani her fleyi kendi ç›karlar› do¤rultusunda yap›yorlar. 2- Bence hiçbir anlam› yok, ama onlar için önemli bir konu. Bu tür seçimlere, siyasi güçlerini daha da pekifltirerek sa¤lamlaflt›rmak için ihtiyaç duyuyorlar. Halil ‹brahim KÜLBA⁄ 1- O zman siyasi biri olmas›n, halktan birisini seçsinler. Mesela Baflbakan olmayabilir. AKP'den olmayabilir. CHP'den de olmas›n. Halktan birisi seçilsin. fiimdiki cumhurbaflkan› gibi. Partiler tarafl›d›r. Partiler-
Halil ‹brahim KÜLBA⁄
Ali ATEfi
Seyithan ÇALIfiAN
Kemal AKÇAY
den biri de olmas›n, normal s›radan bir bürokrat da olabilir. Bu kadar yo¤un tart›fl›lmas›n›n nedeni tamamen partilerin kendi ç›karlar›d›r.
hurbaflkanl›¤› seçimi etraf›nda f›rt›na kopart›yorlar. Yani kim cumhurbaflkan› olursa olsun de¤iflen bir fley olmayacak. Gündemi bununla gizliyorlar.
s›l bu tart›flmadan nemalan›r›m, siyasal rant elde ederim kurnazl›¤›yla ortada duran sorunlar› unutturmakt›r … Öyle ki tart›flman›n boyutu kim daha çok milliyetçi, ulusalc› tart›flmas›na kayd›r›l›p gericilik yar›flmas›na giriflilmifl. Bir defa bu tart›flmada her iki tarafta da tehlikeli giriflimler ortada ama daha tehlikeli daha rant kokulu e¤ilim için de olan›n CHP oldu¤unu düflünüyorum.
r›n› istiyorum, ne de o meclisten birinin cumhurbaflkan› olmas›n› istiyorum.
2- Benim için laik, Atatürkçü bir düflünceyi ifade ediyor. Cumhurbaflkan› cumhuriyetçi biri olmal›. Gerisi benim için bir anlam ifade etmiyor. Ali ATEfi 1- Bence baz› geliflmeler, mesela Kürt sorununun çözümü yerine yap›lan operasyonlar›n› halk›n gözünde gizlemek içindir. Bir yandan s›n›ra y›¤›naklar yap›l›yor, çat›flmalar sürüyor, ki bu durum cumhurbaflkan› seçiminden daha önemli olmas›na ra¤men bunu gündemde tutmuyorlar. Ama cum-
2- Hiç bir anlam› yok. Kim olursa olsun. Bir de cumhurbaflkan›n› biz seçmiyoruz ki, sonuçta bugünkü meclis seçecek.
Seyithan ÇALIfiAN 1 -Cumhurbaflkanl›¤› tart›flmas› asl›nda yapay olmakla beraber karfl›t taraflar›n yorumlar›na kayg›lar›na bak›ld›¤›nda ilginç hususlar› da bar›nd›r›yor. Yapay taraf› halk›n ilgilendi¤i ekonomik, sosyal, siyasal, sorunlar›n çözümsüz kalmas› ortada dururken na-
2- Cumhurbaflkanl›¤› seçiminin benim için hiçbir anlam› yoktur. Benim oy verdi¤im, ama yüzde 10 baraj›na tak›lan partinin millet vekili yokken, ne o meclisteki baflkan ne de cumhurbaflkan› beni ilgilendirmiyor. Ne o millet vekillerini ben seçtim ve orda olmala-
Kemal AKÇAY 1- Asl›nda ben politikadan hiç anlamam, sizin sordu¤unuz soruya ne cevap verece¤imi de bilemiyorum. Ben Karadenizliyim. Tayiyp’i ilk baflta gözümüz tutmufltu, ama f›nd›k fiyatlar›n› 7 bin liradan 2 binlere düflürdü ve flimdi o da bizim gözümüzden düfltü. Sonuçta kim baflbakan ya da cumhurbaflkan› olursa olsun; bu milleti de¤il, hep kendilerini ya da birilerini koruyor. 2- Sonuçta bu ülkenin bir cumhurbaflkan› olmak zorunda. Her halde ifllerine en iyi geleni seçeceklerdir. Bence Tayyip cumhurbaflkan› olur.
10
DÜNYA
5-16 Nisan 2007
YÖNEL‹M Kazım Cihan Yazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan dolay› yay›mlayam›yoruz
“Dönmeye de¤il, ölmeye geldik” fliar›yla destanlaflt›lar Mustafa Suphi ile 14 yoldafl›n›n Karadeniz’de faflist Kemalist diktatörlük taraf›ndan hunharca katledilmesinden hemen sonra (1924’te) fiefik Hüsnü revizyonisti ve flürekâs›, TKP’nin önderli¤ini ele geçirir. TKP önderli¤inin bahsi geçen iflah olmaz revizyonist flürekan›n eline geçmesi ayn› zamanda TKP’nin ad›m ad›m s›n›f iflbirlikçisi bir konuma do¤ru gitmesi sürecinin sinsi biçimde örülmesi demektir. Sinsice örülen bu süreç, Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin tüm dünyay› sarst›¤› ana kadar böyle devam eder. BPKD tüm dünya halklar›n› dalga dalga büyüyen bir kas›rga misali etkilerken, co¤rafyam›zdaki halklar›n ondan etkilenmemesi ise düflünülemezdi. 68 ö¤renci-gençlik, iflçi-köylü hareketi, iflte tam da bu noktada çoflkun bir ›rmak gibi önlerindeki bentleri bir bir y›karak d›fla vurmufltu... Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya yoldafl›n geliflim seyrinde oldu¤u gibi, Mahirler’in ve Denizler’in de geliflim seyri ayn› döneme denk gelir. ‹lk baflta mücadeleye at›ld›klar› yer, TKP’nin tipik versiyonu olan revizyonist, reformist ve parlamenterist Türkiye ‹flçi Partisi olur. T‹P’de mücadeleye at›lmalar› ve akabinde, uluslararas› proletaryan›n büyük önderlerinin yazd›¤› eserlerin Türkçe çevirilerinin yavafl yavafl yap›l›yor olmas›, ‹brahimler’i, Mahirler’i ve Denizler’i araflt›rmaya-incelemeye iter ve bunun sonucunda baz› sonuçlara var›rlar. Daha do¤rusu olaylar›-olgular› kavramada yakalad›klar› derinlik, T‹P’in niteli¤ini görmede önemli bir basamak görevi görür ve gelinen noktada T‹P’e karfl› amans›z bir ideolojik mücadele verilmeye bafllan›r ve T‹P yöneticilerine karfl› verdikleri ideolojik mücadele sonuç vermeyince daha fazla zaman kayb›na mahal vermemek için T‹P’le ba¤lar›n› kopar›rlar. Ayr›flma, “sosyalist yol” ile “Milli Demokratik Devrim” yolu aras›nda yaflan›r. Baflka bir ifadeyle, politik iktidar›n ele geçirilmesinin silahl› devrim yoluyla m› yoksa reform ve parlementer yolla m› olaca¤›na dair keskin ve net bir ayr›flma üzerinde vücut bulur. Bunu takip eden günlerde ise bu sefer de, “MDD” tezini savunan anlay›fl içinde bir ayr›flma kaç›n›lmaz bir hal al›r. Yani “MDD” ile Demokratik Halk Devrimi tezlerini savunan görüfller aras›nda bir ayr›flma yaflan›r. Böylece Mahirler ve Denizler “MDD” görüflünü savunur ve o temelde pratik bir yönelim içine girerlerken, ‹brahim, DHD tezini savunanlarla birlikte hareket eder. Yukarda dikkat çekti¤imiz sürecin kendi mecras›nda belli bir olgunlu¤a varmas›, ayn› zamanda 71-72 devrimci ve komünist silahl› ç›k›fl›n›n Türkiye-K.Kürdistan topraklar›nda vucut bulmas›n›n tohumunu bizzat kendisinde cisimlefltirir. Di¤er bir biçimde ifade edersek, Mahir Çayan’›n ideolojik-politik önderli¤i alt›nda THKP-C, Deniz Gezmifl’in ideolojik-politik önderli¤i alt›nda THKO ve komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n ideolojik-politik önderli¤i alt›nda ise uluslararas› komünist hareketin Türkiye-K.Kürdistan seksiyonu olan TKP(ML) kurulur. THKP-C ve THKO her ne kadar 71-72 devrimci ve komünist kalk›flmas›nda önemli kilometre tafl›n› oluflturuyor olsalar da, ideolojik olarak dayand›klar› zemin, sistemi bütünlüklü olarak diyalektik materyalist bak›fl aç›s›yla ele al›p irdeleyen, elefltiren, yorumlayan ve de¤ifltirme eylemine dönüfltüren, daha do¤rusu analiz-sentez bab›nda olay ve ogular› MLM bilimi ve ideolojisinin penceresinden bak›p çözüm üreten, çözme iradesini ortaya koyan bir politik perspektiften yoksundular. fiöyleki; Mahir Çayan ve önderli¤indeki THKP-C, Kemalizm, ulusal sorun, faflist Türk devletinin s›n›fsal ve sosyal karekteri, devrimin yolu, kitle çizgisi, modern revizyonizme karfl› tutumlar›, s›n›f ittifaklar› meselesi vb. bir dizi temel konularda ciddi ideolojik sapmalar› içerir. Keza üç afla¤› befl yukar› benzer hatal› tespitler, Deniz Gezmifl ve önderli¤indeki THKO’da da mevcuttur. Her iki devrimci önder her ne kadar MLM’den etkilenmifl olsalar da, özde küçük burjuva radikal devrimcilerdir. Mahir ve yoldafllar› küçük burjuva radikal devrimciler olmalar›na ra¤men kendi politik çizgilerinde ve durufllar›nda tutarl› bir hat izlerler. Kan ve can bedeli devrimci de¤erleri gelifltirmeye ve onu büyütmeye çabalarlar. Ki Denizler’in idam edilmesini engellemek için yapt›klar› eylem, devrimci dayan›flman›n en güzel örneklerinden biri olarak bilincimizde tüm tazeli¤iyle durmaktad›r. Dahas› THKO kadrolar›yla birlikte üç ‹ngiliz teknisyeninin kaç›r›lmas› ve sonuna kadar birlikte hareket etmeleri, siper yoldafll›¤›n›n en güzel örneklerinden biridir. Komünist önder Kaypakkaya’n›n Nurhaklar’da katledilen Sinan Cemgiller’in ihbarc›s› Mustafa Mordeniz’i a盤a ç›kart›p ölümle cezaland›rmas› da buna iyi bir örnektir. ‹flte bu türden pratik yönelimlerin bizler aç›s›nda her zaman örnek teflkil etmesi gerekmektedir. Dostlar›m›zla birlikte ortak ifl yapma kültürünü gelifltirmenin, biz Maoist komünistlerin asli görev ve sorumluluklar›ndan biri oldu¤u bilince ç›kar›lmal›d›r. 30 Mart 1972’de Mahirler’in K›z›ldere’de can feda biçimde yakt›¤› meflale bizim meflalemizdir. Kald›klar› yer düflman kuvvetleri taraf›ndan kuflatl›p kendilerine teslim olun ça¤r›s› yap›ld›¤›nda, Mahirler’in yan›t› tereddütsüzce olmufltur: “Biz buraya dönmeye de¤il, ölmeye geldik”. Büyük bir adanm›fll›kla ölümü küçülterek yenen devrimci önder Mahir Çayan’› ve yoldafllar›n› 35. ölüm y›ldönümlerinde sayg›yla an›yor, an›lar›n› ve ideallerini Halk Savafl›’nda yaflataca¤›m›za söz veriyoruz.
5. y›l›nda Irak direnifli Son bir hafta içerisinde, yani Irak’›n iflgalinin 4’üncü y›l›nda, ABD emperyalizminin yaflad›¤› bunal›m›n›n çarp›c› sonuçlar› ortaya ç›kt›. Ülkedeki ölü ve yaral› say›s›, göç, iç savafl, etnik kutuplaflmalar gibi trajik tablonun yan› s›ra ABD’nin içinde büyük bir çat›flma bafl gösterdi. Bugüne kadar Irak’taki çat›flmalar›n insan ve maddi kay›p bilançolar›yla sayfalar›n› dolduran medya da art›k ABD’nin içinde kaynayan kazana dikkat çekmeye bafllad›. ABD Temsilciler Senatosu taraf›ndan Irak’tan asker çekme tasar›s› ABD’nin mevcut yönetimi içinde gedik açan vitrin geliflme oldu. Fakat bunun geri plan›nda özellikle asker ailelerinin uzun zamand›r sürdürdükleri protestolar, iflasa sürüklenen ABD sistemi ve ekonomik tahribat yat›yordu. ABD Baflkan› Bush 2008 y›l› için 100 milyar dolarl›k Irak savafl bütçesi talep etti, fakat Senato bunun karfl›l›¤›nda ayn› y›l›n bahar›ndan itibaren tedrici olarak yürürlü¤e girecek bir çekilme plan›n›n onaylanmas› koflulunu getirdi. Emperyalizmin merkezindeki bu çat›flman›n, yak›n gelecekte bölgedeki dengeleri de etkilemesi ve askerler aras›ndaki huzursuzlu¤un bölgedeki direnifle moral ve güç kazand›rmas› bekleniyor.
‹flte ABD yönetimini bo¤an tablo ABD yönetimi baflta olmak üzere iflgalci güçleri köfleye s›k›flt›ran tablo, Irak’›n iflgalinden bu yana meydana gelen sivil ve asker kay›plar›, iç savafl ve Irak’taki direnifli bitirmenin imkans›zl›¤›n›n ortaya ç›kmas› oldu. Bunun üzerine daha önce Irak’taki askerlerini çeken Nikaragua, ‹spanya, Dominik Cumhuriyeti, Honduras, Filipinler, Tayland, Yeni Zelanda, Tonga, Portekiz, Hollanda, Norveç, Ukrayna, Japonya, ‹talya ve Slovakya’ya Danimarka ve Polonya da eklendi. Bu iki ülke 2007 y›l› içerisinde askerlerini çekeceklerini ilan ettiler ve ‹ngilizler de savafl›n baflar›s›zl›¤›n› kabul ederek asker say›s›n› azaltaca¤›n› duyurdu. Direnifli bast›rmakta zorluk çeken ABD ise bu tecridi aflmak için Irak’a göndermeyi planlad›¤› 20 bin yeni askeri bir türlü gönderemiyor, çünkü senato ve iç muhalefet taraf›ndan bask› alt›nda tutuluyor. Öte yandan özellikle fiii ve Sünni bölgesindeki büyük direnifl karfl›s›nda askeri kadrolar›n moral tahribat› bir türlü durdurulam›yor.
Direniflçilere de büyük destek veren bu stratejik koflullar, yüzbinleri bulan ölüm ve 4 milyona yaklaflan göçe mal olmufltu. BM gözlemcilerine göre ABD’li 3 bin 195 asker direniflçiler taraf›ndan öldürüldü. Ancak ABD uçaklar›nda gazi olarak dönen ve Irak’a gönderilecek askerlere moral darbesi vuran yaral›lar›n say›s› daha çok: 32 bin 544... ‹ngiltere ordusu da bu ödülden pay›n› ald› ve 134 ‹ngiliz üniformal›s›, Irak’tan tabut içinde ç›kt›. Di¤er iflgalci ortaklar›n paylar›na ise 124 tabut düflüyor. Ancak savafl›n faturas› bununla s›n›rl› de¤il. BM Mülteciler Yüksek Komiserli¤i’nin tahminlerine göre, savafl öncesi ve savafltan bu yana 2 milyon Irakl› komflu ülkelere kaçmak zorunda kald›. Ülke içinde evlerini terk etmek zorunda kalanlar›n say›s› da 1 milyon 700 bini buldu. Sadece 2006 fiubat›’nda S a -
marra kentinde bir fiii türbesinin bombalanmas›n›n ard›ndan yaklafl›k 712 bin kifli evsiz kald›. BM örgütüne göre, evlerini terk edenlerin say›s› ayda 50 bini buluyor. Bunlara Suriye 1 milyon, Ürdün 750 bin, Türkiye-Kuzey Kürdistan, M›s›r, ‹ran ve Lübnan on biner Irakl› mülteciye ev sahipli¤i yap›yor. ABD’de de 466 Irakl› mülteci bulunuyor.
Kan›n diyeti petrolde ifller yolunda gitmiyor Ancak ABD’nin Irak’ta u¤rad›¤› bu hezimet, ülkenin kaynaklar›n› kontrol alt›na alma ve emperyal stratejileri hayata geçirme konusundaki çabalar› durdurmuyor. Irak Petrol Yasas› ile yürürlü¤e girecek olan Üretim Paylaflma Anlaflmas› Irak petrollerinin yüzde 75’ini emperyalist petrol flirketlerine b›rakacak. Böylece Shell, BP, Exxon, Chevron gibi flirketler 30 y›l sürecek kontratlara imza atacaklar ve mülkiyet ka¤›t üzerinde Irak’›n olsa da ülke kaynaklar›na bu flirketler el koyacaklar. Bu flirketler, mevcut 80 petrol sahas›n›n yüzde 75’ine el koymakla kalmayacak, yat›r›m yapma, rafineri iflletme ve nakil borusu infla etme gibi haklara sahip olarak da gelecekte ç›kacak olan petrol-
Taha Yasin Ramazan idam edildi
lerdeki paylar›n› daha da art›racaklar. Böylece 1972’de millilefltirilen petrol üzerindeki hak yabanc›lara devrediliyor ve ekonominin yüzde 95’i petrole ba¤l› olan Irak’›n y›k›m› tescil edilmifl oluyor.
köyünde defnedildi.
Halklar› milliyetler ve mezhepler temelinde birbirine düflürüp direnifli güçsüzlefltirmek, mezhep çat›flmalar›n› yayg›nlaflt›rmak isteyen ABD emperyalizmi Saddam Hüseyin, Barzan El T›kriti ve Avad El Bender’in ard›ndan flimdi de Taha Yasin Ramazan’›, asarak idam ettirdi.
Duceyl davas›nda Saddam Hüseyin’le bilikte yarg›lanan ve idam edilen Taha Yahsin Ramazan 1938'de Musul'da do¤du. 1956'da bir bankada memurken, henüz yasal olmad›¤› dönemde Baas Partisine kat›ld›. Partinin 1968 at›l›m›ndan sonra pek çok bakanl›k görevlerinde bulundu.
Yasin’in idam› Irak’›n iflgal ediliflinin 4. y›ldönümü olan 20 Mart gününe denk getirilirken, infaz›n durdurulmas› için Taha Yasin Ramazan’›n ailesinin Devlet Baflkan› Celal Talabani’ye ça¤r›da bulunmas› ise sonuç vermedi.
Ramazan, 1970'lerde Sanayi Bakan› oldu¤u dönemde ''Sanayiden hiçbir fley anlam›yorum ancak flunu biliyorum ki s›k› çal›flmayanlar öldürülecektir'' demiflti.
Ramazan’›n cenazesi Tikrit’in Avca
Gerek Saddam gerekse de kurmaylar› Irak halk›na uygulad›klar› zulüm ve
vahfletle ölümü çoktan haketmifllerdi ama bu cezay› demokrasi ve adalet ad›na iflgalcileri kendi ç›karlar› ve planlar› dahilinde gerçeklefltiriyorlar ve bizim karfl› ç›kmam›z gereken nokta da buras› olmal›d›r. Emperyalizm Irak’ta yenilmifltir. “Yeni Strateji”lerine ve devasa askeri gücüne ra¤men, direnen bir halka boyun e¤dirilememifltir. Askeri, politik tüm planlar› halklar›n direnifline çarp›p bozuluyor. Bu idamlardan medet umanlar bunu baflaramayacakt›r. Çünkü Ortado¤u halklar›n›n direnifli herhangi bir kifliyle, örgütle s›n›rl› tutulamayacak kadar büyük, tarihsel ve kitlesel bir direnifltir.
Hindistan’l› Maoistlerin sald›r›lar› gericilerde tedirginlik yarat›yor Hindistan Komünist Partisi (Maoist), Birlik Kongresi’nin ard›ndan Hindistan egemenlerine yönelik ald›¤› büyük askeri sald›r› kararlar›na paralel olarak eylemlerine h›z vermifl durumda. Hindistan’›n Chhattisgarh eyaletinin iç k›s›mlar›nda bulunan bir polis kamp›na yönelik Maoistlerin düzenledi¤i sald›r›da 60’a yak›n polis öldürüldü. 300 kiflilik gerilla birli¤inin gerçeklefltirdi¤i bu eylem sadece Hindistan'da de¤il, dünya bas›n›nda da büyük yank› buldu. Nepal’de Maoistlerin iktidar› ad›m ad›m fehtettikleri bir dönemde Hindistan'da böylesi eylemlerin
geliflmesi, gericilerde büyük bir tedirginlik yarat›yor.
The Independent: Bat› görmezden gelse de, hiç kimse bu gerçe¤i inkar edememektedir ‹ngiltere'de yay›mlanan günlük gazetelerden The Independent gazetesinin 16 Mart 2007 tarihli say›s›nda "Maoist gerillalar Bat› taraf›ndan görmezden gelinerek, adlar›ndan söz edilmese de, Hindistan'da hiç kimse bu gerçe¤i inkar edememektedir" diye yazd›. Hindistan Basbakan› Manmohan geçen y›lk› bir aç›klamas›nda, "ülkedeki iç güvenli¤e
meydan okuyan ve ülkenin yüzleflti¤i en büyük tehlike Maoist tehlikedir” belirlemesinde bulunmufltu. Ayr›ca ülkenin do¤usundaki, Nepal'e komflu s›n›r bölgesinde, büyük genifl arazide, Nepal’li Maoistler ile Hindistan’l› Maoistler aras›nda "K›z›l Koridor" bulundu¤u da iddia ediliyor. Hindistan devleti Kaflmir'de oldu¤u gibi büyük askeri operasyonlar düzenlemesine karfl›n, Maoistler, köylülerden örgütledikleri gerilla ve Salva Judum ad›ndaki milis güçleriyle devlet operasyonlar›na karfl› koyarak devlete büyük darbeler vuruyor.
Brezilya’n›n Sao Paulo kentinde 8 Mart’ta bafllayan ziyarete binlerce ö¤renci, iflçi, çevre sorunlar›na duyarl› halk kat›larak flehrin ticari bölgesindeki ana caddeyi kapatt›. Halk “Katil Bush senden nefret ediyoruz” sloganlar›yla öfkelerini hayk›rd›.
edebilir mi? ‹ran’da Mussad›k, M›s›r’da Nas›r’›n millilefltirme politikalar›na karfl› da benzer bir politika izleyen emperyalizm, bu kez ifli sa¤lama ba¤lamak için El Maliki üzerindeki bask›lar›n› art›r›yor ve son barutunu kullanmak için Kürtlerin petrolden daha fazla pay alaca¤› yerel inisiyatife göz yumaca¤› mesaj›n› veriyor. Böylece Kürtlerin ABD müttefiki olarak bölgedeki varl›¤›, ABD yenilgisinin yumuflat›lm›fl bir kazanca dönüfltürülmesinin sigortas› olarak görülüyor.
Yunanistan’da yasa tasar›s›na öfke Yunanistan parlamentosu, hükümetin sundu¤u ve e¤itimde özellefltirmelerin önünü açan tart›flmal› ‘Yüksek E¤itim Reformu’ yasa tasar›s›n› kabul etti. Hükümet bu yasayla e¤itimi kamuya ait bir görev ve sorumluluk olmaktan ç›kartmay› hedeflerken, kamu üniversiteleri, özel okullara dönüflecek; e¤itim de pazar kurallar›na göre ayarlanm›fl yeni bir yap›laflmayla sermayeye yüksek kârlar sa¤layan bir sektör haline getiriliyor. Tasar›s›ya karfl› Yunanistan genelinde eylemler gerçeklefltirilirken, Atina’da yaklafl›k 40 bin kifli hayat› felç etti. Tasar›n›n görüflüldü¤ü saatlerde yasan›n geri çekilmesi talebiyle meclise do¤ru yürüyüfle geçen kitleye polis müdahale etti. Ç›kan çat›flmalarda, 60 kifli göz alt›na al›n›rken, birçok kifli de yaral›nd›. Bu arada tasar›ya karfl› yaklafl›k 300 fakültede haftalard›r devam eden iflgaller ise devam ediyor.
Bush’un Latin Amerika turuna halk öfkesi ABD baflkan› Bush 6 günlük Latin Amerika ziyaretinde gitti¤i her ülkede halklar›n öfkesiyle karfl›land›. Bush’un bu ziyaretleri göreve geldikten sonraki ilk bölgesel ve en uzun ziyaretiydi. Bu ziyaret ayr›ca son birkaçy›l içerisinde k›tan›n gördü¤ü en genifl, en büyük ve en fliddetli gösterilere de neden oldu.
Kürtler yenilgiyi tolare
Bir sonraki gün Uruguay’›n Montevideo kentinde binlerce insan yine Bush’a öfkelerini dile getirmek için alanlara ç›kt›lar. Ayn› anda Buenos Aires’te Venezuella devlet baflkan› Chavez’n hitap etti¤i onbinlerce insan›n yer ald›¤› bir gösteri gerçekleflti. Bush’un üçüncü dura¤› ise ‹srail ve M›s›r’dan sonra en çok askeri yard›mlar›n yap›ld›¤› ve Güney Amerika ülkeleri içerisinde ABD’nin, içifllerine en fazla kar›flt›¤› ülke durumunda olan Kolombiya’yd›. 21 binden fazla asker ve 7 bin polis ziyaret süresince düzeni sa¤lamak için konumland›r›ld›. Binlerce gösterici polis ve z›rhl› araçlara karfl› görüfl-
melerin meydana geldi¤i Baflkanl›k Saray›’ndan iki kilometre boyunca çat›flarak geri çekildi. Çat›flmalar s›ras›nda ABD bayra¤› yak›l›rken, 324 kifli de tutukland›. Bush’un Latin Amerika gezisinin dördüncü dura¤› ise ABD sponsorlu ölüm mangalar› üzerinden ABD hakimiyetinin yürütüldü¤ü Guatemala oldu. Bush’un Guatemala ziyareti ayr›ca, hükümetin Hristiyan köktenci faflist Arena (El Salvador) partisinin dört liderinin katledilmesine bulaflan Guatemala baflkan› Oscar Berger için bir destek göstergesiydi. Göstermelik bir flekilde olaya kar›flan polisleri tutuklayan hükümet, daha sonra kirli iliflkilerin a盤a ç›kaca¤› endiflesiyle tutuklanan polisleri bulunduklar› hapishanede öldürdü. Bush, Latin Amerika turunun son aya¤› olan Meksika’da da protesto edilirken, yüzlerce kifli polisle çat›flt›.
RÖPORTAJ
5-16 Nisan 2007
11
Diplomatik görüflmelerde bulunmalk üzere ‹ngiltere’de bulunan Nepal Komünist Partisi (Maoist) Polit Büro üyelerinden ve Enternasyonal ‹liflkiler Sorumlusu (kamuoyunda yoldafl Gaurav olarak tan›nan) Chandra Prakash Gajurel ile bir görüflme gerçeklefltirdik. Bilindi¤i gibi yoldafl Gaurav bundan bir kaç y›l önce Hindistan gerici devleti taraf›ndan pasaport yasas›n› ihlal etmekten tutuklanm›fl ve daha sonra ise Hindistan'n›n ulusal güvenli¤ini tehdit etti¤i iddias›yla bir baflka eyalete nakledilerek tutuklulu¤u uzat›lm›flt›. Bu sahte gerekçelerle üç buçuk y›l politik rehine olarak tutulan Gaurav, Nepal'de NKP(M) ile di¤er 7 politik parti aras›nda var›lan anlaflmadan bir kaç ay sonra, Hindistan gerici egemen s›n›flar› taraf›ndan serbest b›rak›ld›.
ABD, Hindistan kökten dincileri ve ülkemizdeki ortaça¤ kal›nt›s› güçler süreci sabote etmek istemektedirler. Umutlar› önemli ölçüde k›r›lm›flt›r, ama saboteye devam etmektedirler. Hem seçim öncesi, hem de sonras›nda ellerinden geleni yapacaklard›r. ‹nsiyatif bizdedir. Kitleler Anayasal Meclis’ten yana iradelerini koydular. Galebe çalan halk kitleleri olacakt›r
Chandra Prakash Gajurel (Gaurav) ile Nepal üzerine söylefli (1)
Biz, kitlelere hiç bir zaman bar›flç›l hayeller tafl›mad›k Sevgili yoldafl, bu k›sa zaman dilimi içinde birlikte olaca¤›m›z› ve sizinle yüzyüze görüflebilece¤imizi beklemiyorduk, hofl geldiniz! Hofl bulduk. Teflekkürler
Kamuoyunda flöyle bir inanç ve e¤ilim var. Nepal Komünist Partisi (Maoist), iktidar› topyekün ele geçirmek yerine burjuvazi ile uzlaflmay› ve iktidar› paylaflmay› tercih etti. Halk Kurtulufl Ordusu ve silahlar kamplara kilitlendi ve Birleflmifl Milletler denetimine verildi. Bu geliflmeler hakk›nda neler söylemek istersiniz? Öncelikle sizinle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bu görüflmeyi üç buçuk y›l önce, yani Hindistan'da tutklanmadan önce istemifltim, ama bu flimdi mümkün olabildi. Sal›verilmemizde sizlerin; Türkiyeli yoldafllar›n büyük katk›s› oldu¤unu biliyorum. Bu nedenle gazeteniz Devrimci Demokrasi arac›l›¤› ile Türkiye-Kuzey Kürdistan halk›na ve devrimcilerine teflekkür etmek istiyorum. Çok aç›kt›rki, uluslararas› bir dayan›flma hareketi olmasayd›, Hindistan devleti ben ve di¤er yoldafllar›m›z› Nepal devletine teslim ederdi ve akibetimiz belirsiz olurdu. Geçen y›l Nisan ay›nda Nepal'de yaflanan kitlesel
Devrimin acil hedefi 238 y›ll›k Monarfliyi y›k›p da¤›tmakt›r
Devrimin acil hedefi nedir? ‹zledi¤iniz bugünkü taktiklerin, Nisan 2005’teki kitle gösterileri s›ras›nda veya sonras›nda ald›¤›n›z söyleniyor, bu do¤ru mudur? Devrimin acil hedefi 238 y›ll›k Monarfliyi y›k›p da¤›tmakt›r. Nisan gösterilerinden sonra Kral›n yetkileri önemli ölçüde düflürüldü-s›n›rland›r›ld›. Ama bu yeterli de¤il. Da¤›t›lmas› gerekir. Zira Monarfli emperyalizmin ve feodalizmin ülke içindeki sembolüdür. Monarflinin y›k›lmas› noktas›nda partimiz 2002 y›l›nda, 2. Ulusal Konferans›’nda bugünkü süreçte izledi¤imiz taktikleri karar alt›na ald› ve flimdi bunlar› hayata geçirmekteyiz. O zamanlar bu taktikleri-
miz uygulanamad›. Önerilerimiz fluydu: 1. Monarflinin da¤›t›lmas›, 2. Geçifl Hükümeti’nin kurulmas› ve 3. Anayasal Meclis seçimine gidilmesi. Bu öneriler o zamanlarda, politik partilerin baz›lar› için "vahfli kaz kovalamak" ve baz›lar› için ise "hayal görmekle" efl anlaml›yd›. Ve biz Kral Gyenadra'n›n önceki Kral› (kardefli kral Brienda) ve tüm ailesini imha etti¤i bir dönemde varolan bütün politik partilere bu öneriyi yapm›flt›k. Ama dedi¤im gibi kabul görmedi. Ne zamanki Kral Gyenandra 2. darbesini yapt› ve politik partilerin baz› liderleri ve kadrolar›n›n bir bölümünü parmakl›klar aras›na gönderdi, iflte o zaman bunlar, bu Monarflinin kuyru¤una tak›larak bir yere var›lamayaca¤›n› anlad›lar. Di¤er d›fl etkenlerin de yard›m›yla 7 politik parti bizimle ittifaka girmeye raz› oldu. Burada bir hat›rlatmada bulunmak istiyorum; devrimin genel yasalar›ndan biri fludur; omuzlad›¤›n davada yükün büyük bölümünü sen çekersin, di¤er bir bölümünü ise düflman›n kendisi bunu sana tedarik eder. Yeterki çizgin do¤ru olsun ve o çizgide ›srar et. Bu bak›mdan Kral Gyenandra'ya teflekkür etmeliyiz. fiimdi bu sürecin sonunda ne ç›kar, bu biraz da Anayasal Meclis seçimleri sonunda belli olur. Biz kazan›rsak Halk Cumhuriyeti Anayasas›’n› yazaca¤›z. Bunu aç›kça ilan ettik.
alt-üst olufl sonras›nda, bulundu¤um hapishanede ‘cezam›’ tamamlamama ra¤men, tahliye edilip b›rak›lmak yerine, beni yarg›lamak üzere baflka bir eyalete gönderdiler. Orada "Ulusal Güvenli¤i Tehdit" maddesine dayanarak yarg›lamaya çal›flt›lar. ‹lginçtir bu eyalet Bat›-Bengal'dir ve orada hükümette bulunan sözde komünist partisi olan Hindistan Komünist Partisi (Marksist)'tir. Bu revizyonistler, Hindistan devleti kadar azg›nca Halk Savafl›’na sald›rd›lar. Bizi b›rakma niyetleri yoktu. Niyetleri belliydi. Sonuçta b›rak›lmam›zda esas olarak Nepal'de halk›m›z›n yi¤it mücadelesi etkili olsa da, sizlerin; enternasyonal çaptaki çal›flmalar›n›n çok büyük katk›s›n› yadetmek gerekir. Di¤er baflka bir fley ise, biz her daim Türkiye'de yürüttü¤ünüz mücadeleden büyük ilham ald›k ve sizden çok fley ö¤rendik. DEH içinde birlikte yer almaktan onur duydu¤umuz MKP’nin kurucu önderi yoldafl ‹brahim Kaypakkaya ve k›sa zaman önce katledilen Genel Sekreter yoldafl Cafer Cangöz, di¤er 16 yoldafl ve tüm devrim flehitlerinin önünde sayg›yla e¤iliyorum. Sorular›n›z›n cevab›na geçersek; olumlu kayg›larla sorular sorulmaktad›r. Teflekkür ederim. Evet, geçen y›l Nisan ay›ndan itibaren Nepal'e özgü ve dünyada tam›tam›na karfl›l›¤› olmayan farkl› taktikler benimsedik. Bu tamamen Nepal'in somut flartlar›ndan kaynakl›d›r. Her partinin, somut durumun somut tahlilini yaparak kendisine özgü taktikler benimsemesi gerekti¤ini düflünüyoruz. Stratejiye gelince; hedefe ulaflmak anlam›nda bütün gerçek komünist partilerin stratejileri ayn›d›r. Ama koflullar itibariyle taktikler farkl›d›r/farkl› olacakt›r. Ayn› flekilde taktik ad› alt›nda birçokkomünist partisi sa¤c›laflm›flt›r. Dünya tarihinde bu örnekleri biliyoruz. Di¤er baz›lar›n›n ise stratejiye sad›k kalmak; ideolojinin safl›¤›n› korumak ad› alt›nda t›kand›klar›n› da görüyoruz. ‹ki tür revizyonizm vard›r. Birincisi sa¤ revizyonizm, ikincisi dogmato revizyonizmdir. Devrimci görünse de sol revizyonizm ile de mücadele etmek gerekir. HKO ve silahlar›n kilitlendi¤ini sordunuz. fiunu söyleyebilirim. Bugüne kadar düflman›n, iktidara yürüyen ve görüflmelerde bulunan komünist partilerine uygulamak istedi¤i çeflitli politikalar› oldu. Düflman politikas›n›n özü fludur: "Silahs›zland›r, da¤›t ve rehabilite et" (SDR). O halde Nepal'de durum nedir tahlil edelim. Nepal'de yap›lan SDR politikas› m›d›r, yoksa baflka bir fley-
mi? Garanti ediyoruz ki Nepal'de olan (SDR) "Silahs›zland›r, da¤›t ve rehabilite et" politikas› de¤ildir. Biz, gerici hakim s›n›flar›na, 30 binden fazla HKO savaflç›s›n›n NKP (Maoist) önderli¤i alt›nda oldu¤unu resmen kabul ettirdik. NKP (Maoist) yönetimi alt›ndaki HKO'yu "Silahs›zland›r, da¤›t ve rehabilite et" politikas› Nepal'de yoktur ve buna izin vermeyiz. Tersine düflmana, HKO'nun, NKP (Maoist) önderli¤i alt›ndaki silahl› ordu oldu¤unu ve Nepal'de di¤er baflka bir ordu oldu¤unu kabul ettirdik. HKO hala oradad›r ve bu bir SDR politikas› de¤ildir. Sadece iç güçlere de¤il, HKO'nun Nepal'de bir baflka ordu oldu¤unu BM gibi uluslararas› gericili¤e bile kabul ettirdik. HKO'nun bir bölümünün kamplarda oldu¤u do¤rudur. Ama kamplarda bulunan savaflç›lar tamamen bizim kontrolümüz ve insiyatifimiz alt›ndad›rlar. Silahlar HKO komutanlar›n›n denetimini alt›ndad›r. fiu ana kadar en az iki defa savaflç›lar kamplardan d›flar› ç›kt›lar. Bir keresinde karfl› taraf, bize dan›flmadan ve tek tarafl› büyükelçi atay›nca; ikincisinde ise yeterli beslenme için gerekli yiyecek sa¤lanmay›nca, HKO savaflç›lar› d›flar› ç›karak protestoda bulundular. Bu bizzat parti önderli¤i alt›nda yap›ld›. Yapt›¤›m›z bütün kitle toplant›lar›nda, karfl› taraf anlaflmaya uydu¤u müddetçe, ordumuzun kampta kalaca¤›n› söyledik. Dünyaya ve halk kitlelerine flunu aç›kça söyledik; karfl› taraf anlaflmaya uymazsa kaplarda bulunan savaflç›lar›m›z› orada tutmak için hiç bir sebep kalmayacakt›r. Ve o koflullarda durum tamamen de¤iflir. Bu bir komplo de¤ildir. Komplolarla devrimin yap›lamayaca¤›n› biliyoruz. Biz amaçlar›m›z› aç›k ve net bir flekilde beyan ettik ve dedik ki; karfl› taraf yapt›¤›m›z anlaflmaya uymazsa, bizim için de bu anlaflman›n hükmü ve geçerlili¤i kalmaz. fiu anda Nepal'de süren esas mücadele Geçifl Hükümeti’nin kurulmas› meselesidir. ABD emperyalistleri, Maoistlerin Geçifl Hükümeti’nde yer almas›n› istemiyor. Çünkü diyorlar ki; Maoistler hala eski çal›flmalar›na devam ediyor ve silahl›d›rlar. HKO'nun kamplardan ç›kmalar› do¤rultusunda bir gazeteci bana "yine silahl› mücadeleye devam edecek misiniz?" diye sordu. Ben de kendisine "flayet yeniden bafllarsak size bildiririz. Zira biz Halk Savafl›’na böyle bafllad›k ve e¤er yeniden bafllarsak bu bizim için bir sorun de¤il" dedim.
Politik partiler, kullan›ld›klar›n› anlad›klar›nda bizimle ittifak etmek zorunda kald›lar Di¤er güçlerin etkisi nedir, neden onlarla birleflme ihtiyac› duydunuz?
¤er nedenleri zaten izah etmifltim.
Bu güçlerin baz›lar› Nepal'in çeflitli tarihlerinde hükümette yer alan güçlerdir. 1996 y›l›nda halk içinde etkileri vard›. Ama hükümet olduklar›nda, Halk Savafl›’n› ezme hareketine girifltiler ve halk›n ihtiyaçlar›ndan koptular ve böylelikle kitleler içinde etkileri azald›. Kral'›n 2. darbesinden sonra daha da kötü duruma düfltüler ve Maoistlerle ittifak ve anlaflmaya girmeden hiç bir fley yapamayacaklar›n› anlad›lar. Politik partiler, ABD, Hindistan ve Monarfli taraf›ndan kullan›ld›klar›n› anlad›lar. Bizimle ittifak etmeleri, hayat›n dayatmas›d›r. Kabul etmek zorunda kald›lar. Bizi sevdiklerinden de¤il. Bir devrimin zaferle taçlanmas› için kitlelerle birleflmek ve düflman› bölmek önemli bir ilkedir. 7 politik parti ile anlaflmam›z› biraz da bu yönden düflünmek gerekir. Di-
Monarfli s›n›flar üstümüdür, politik partiler hangi s›n›flar› temsil etmektedirler? S›n›flar üstü hiç bir parti veya güç olamaz. Monarfli de öyle. Monarfli feodal s›n›f›, Ortaça¤’› temsil etmektedir. Özellikle Kral Gyanendra bir Ortaça¤ yönetimin temsilcisidir. Uzun y›llar ABD emperyalizmi ve Hindistan gericili¤i, Monarfli ile 7 politik partiyi bir arada, ittifak içinde tutmay› baflard›lar. Bunlar, Monarfliye silah ve di¤er desteklerde bulundular. Baz›lar›m›z› Hindistan devleti do¤rudan tutuklad› ve tutuklad›klar› baz›lar›m›z› Nepal gericili¤ine teslim ettiler. Ancak 2005 y›l›nda Kral darbe yap›nca Nepal'lin siyasi portresi ciddi de¤iflikli¤e u¤rad›. Hindistan bafllarda Kral›n iktidar›n›n y›k›lmas›na karfl› ç›kt›. Bir süre sonra bu tutmunu de¤ifl-
tirdi ve Kral'a silah yard›m›n› durdurdu. Bunun üzerine Kral, silah› Çin'den almaya bafllad›. Yani Hindistan gericili¤inin "anayasal Monarfli ve çok partili düzen" biçimindeki iki ayakl› politikas› ifle yaramad›. Bu politika çöktü. Geliflmelere uygun olarak 7 politik partinin durumunu yeniden analiz ettik. Yani burjuva s›n›f çizgilerine ve karekterlerine ra¤men koflullar onlar› bize gelmeye zorlad›. Onlarla ittifak etmemiz onlar›n burjuva s›n›f karekterlerini görmemize engel de¤ildir. Nepal'deki koflullar öylesine boyut kazanm›flt›r ki, Maoistlerle ittifak yapmamal›y›z diyen baz› politik partilere karfl› halk ayaklanmakta ve protestolara giriflmektedirler. Onlar› Maoistlerle ittifaka zorluyor. Nepal'de politik durum d›flardan göründü¤ü gibi de¤ildi ve farkl›l›klar arzediyordu. Eski bir unsur, suyun ›s›s›n› test etmek için Maoistlerle ittifak yap›lmamas› için sert bir aç›klama yapt› ve bunun üzerine halk ayakland› ve bu unsurun evinin önünde protestolar yap›ld›. Durum üzerine ayn› unsur kendisinin yanl›fl anlafl›ld›¤› ve sözlerinin çarp›t›ld›¤›n› söylemek zorunda kald›. Durum budur.
12
5-16 Nisan 2007
KÜLTÜR-SANAT
Yaflam› sanatla yorumlamak Sanat, toplumsal yaflamda dünü bugüne, bugünü yar›na aktarman›n en güçlü araçlar›ndan biridir. Genifl halk y›¤›nlar›n›n yaflamlar›nda yer edinen bir tak›m olgular›n, yorumlan›p tekrar halka sunulmas›d›r. Sanat estetsize edilmifl, hayat›n motorudur. O motor durdu¤u zaman, kitlelerin de¤iflim ve dönüflümü zorlafl›r. Bugünün kültürel dokusunun çeflitli üsluplarla yar›na tafl›nmas›n›n en büyük arac›d›r. Sanat sadece günü de¤il, ileriyi de görmeni ister... Toplumsal yaflamda vazgeçilmez bir yere sahip olan sanat›, gelece¤e dair at›lan ad›mlar›n sa¤lamlaflt›r›lmas› için, daha bilinçli ve hizmet etti¤i s›n›f›n karakterine uygun yorumlamak gerekir. Çünkü bugün dünya üzerinde hegemonya kuran güçlerin, feodal-burjuva kültürü belli sanatsal aktiviteler arac›l›¤›yla yayg›nlaflt›rd›¤›n› bilmekteyiz. Bu kültürün üretim iliflkilerine göre flekillendi¤ini bilmemizden dolay›, bu üretim iliflkilerini de¤ifltirmek için yürütülen mücadeleyi, Yeni Demokratik Halk Kültürü mücadelesiyle beslemeli, yerel motif ve figürleri evrensel de¤erlerle birlefltirerek, yaflam›n her alan›nda etkileflimi sa¤lamal›y›z. E¤er bu sistemin kendisi yozlaflmay›, çürümeyi, gerili¤i ve yabanc›laflmay› dayat›yorsa, bilimsel kültür, sanat ve edebiyat›n geliflmeler karfl›s›nda alternatif olmas› kaç›n›lmazd›r. Bask›s›z ve yasaks›z bir yaflam ad›na, bilimsel kültür sanat ve edebiyat› toplumsal yaflamdaki üretimin iliflkilerinde en üst düzeye ç›kart›lmas›,
ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur. Egemen anlay›fl›n amac›, Yeni Demokratik Halk Kültürü mücadelesini ve onun sanatsal icras›n› engellemek oldu¤undan, bizlerin sokakla hafl›r neflirli¤imiz ve bu alanlar› birer gösteri merkezine çevirme meflrululu¤umuz kaç›n›lmazd›r. Bu etkinli¤in iç boyutu, her ne kadar, halk kültürünü içerse de, mevcut demokratik hak ve taleplerden ar›nd›rarak ele almak mümkün de¤ildir. Çünkü; feodal-burjuva kültüre karfl› yürüttü¤ümüz çal›flma esnas›nda, bizlere yönelen sadece bu sistemin kültürel sald›r›s› de¤il. Ayn› zamanda bu yozlu¤u dayatan siyasal iktidar›n kendisi de fiili sald›r›lar gerçeklefltiriyor. Yapt›¤›m›z sanatsal çal›flmalar›n, içeri¤i siyasallaflt›r›lm›fl olsa da, bu sanat›n özünden ayr›ld›¤› anlam›na gelmez. Sorunun kendisi, önümüzdeki tabloyu iyilefltirmek olmufl olsayd›, soruna daha farkl› bakma durumumuz olurdu. Fakat iktidar erkinin genel durumu incelendi¤i zaman, kültürel de¤iflimin, iktidar de¤ifliminden ayr› ele al›namayaca¤›n› görebilmekteyiz. ‹flte sanatla, siyasetin birbiriyle olan s›k› ba¤lar› somut durum üzerinden ortaya ç›kmaktad›r. Bu ba¤lar›n kurulmas›nda, hitap edilen kitle yap›s› iyi incelendi¤i zaman, kurulacak dengelerin daha sa¤l›kl› oluflmas› kolaylafl›r.
Elbette ki, farkl› düflüncelerden bahsederken, bu düflüncelerin tümünün kendilerini bizim içimizde ifade etmesinden söz etmiyoruz. Bizlerin dirsek temas›nda oldu¤umuz düflüncenin kendisi, bizlerin kabulü olan k›z›l ve tonlar›d›r. Fakat flunu da belirtmek gerekir ki; düflüncenin kendisi gerici de olsa, yeni iktidar döneminde bu düflüncelerin kendilerini ifade etmesi için bir saha haz›rlanmas› ve önündeki mevcut engellerin kald›r›lmas› için, bizler taraf›ndan mücadele edilmelidir. Bizler yasakç›l›¤› de¤il, özgürlü¤ü savunuruz. Tekilli¤i de¤il, ço¤ulculu¤u savunuruz. Bask›c›l›¤› de¤il, serbestli¤i savunuruz. Cezai tedbirler alan tüm iktidarlar, yaratt›klar› ikilemlerden dolay› yapmaktad›rlar. Bu amaçla bugünün yar›na aktar›lmas› ve yar›nlar›n yeni iktidar perspektifiyle yürünmesini sa¤lamak için, üstümüze düflen görevlerin bilinciyle, hayat›m›zda yarat›lmak istenen y›k›mlar›n önüne geçmeliyiz.
De¤iflik düzeylerde ilerici rolü tafl›yan kurum ve kiflilerle yapaca¤›m›z çal›flma, bizlerin savunusunu yapt›¤› yüz çiçek, yüz fikir düflüncesinin yaflamla buluflmas›nda etkin rol sa¤laya-
Dünyada cereyan eden olaylar›n birebir tan›¤› olmam›zla birlikte, bize ait olan senaryolar› hep baflkalar› yaz›p çizip oynad›. Biz ise seyirci koltu¤una oturup kimlerin bizi nas›l anlatt›¤›-
“Emperyalizmin Oyuncusu Olmayaca¤›z”
Afl›k Veysel an›ld› A nadolu'yu kent kent dolafl›p fliirlerini saz›yla seslendiren halk oznan› Afl›k Veysel fiat›ro¤lu ölümünün 34. y›ldönümünde ‹stanbul ve Sivas’ta an›ld›. Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacao¤lan, Emrah, Dadalo¤lu gibi halk ozanlar›ndan etkilenerek türkü yorumu ve sazda ustalaflan Veysel’in Gülhane Park›’ndaki heykeli önünde ailesi taraf›ndan bir etkinlik düzenlendi. Etkinlikte söz alan Veysel’in torunu Çi¤dem Özer; “Afl›k Veysel’in, ba¤nazl›¤›, hoflgörüsüzlü¤ü ve kavgay› hiç onaylamad›¤›n› belirterek, “Sevgili dedem yüre¤i insan sevgi-
cakt›r. Bu bizlerin salt kendimizle yetinmeyip gelece¤e dair fikir zenginli¤ini nas›l alg›lad›¤›m›z› birazc›kda olsa ifade ediyor. ‹fade etmekle birlikte, gelece¤e dair sözünü etti¤imiz bask›s›z ve yasaks›z bir yaflama dair, bugünden ad›mlar›n at›lmas›, Yeni Demokrasi fikrinin kabul görürlü¤ü için güven vericidir.
siyle dolu, ça¤dafl, demokrat, cumhuriyetçi ve araflt›rmac› kiflili¤iyle çevresine örnek olmufltur” dedi. Ekinlikte ayr›ca çeflitli yörelerden gelen halk ozanları da, Afl›k Veysel için yazd›klar› fliirlerini saz eflli¤inde okudular. Öte yandan Afl›k Veysel’in do¤um yeri olan Sivas’›n fiark›flla ilçesi Sivrialan köyündeki mezar› bafl›nda da anma etkinlikleri düzenlendi. Buradaki etkinlikler Veysel’in müzeye dönüfltürülen evinin gezilmesiyle
na bakt›k. Tabi ki, baflkalar›n›n bizlerin verdi¤i mücadeleyi kenar›ndan da olsa anlatmalar› hofl, ama bu anlat›m esnas›nda hizmet ettikleri kesim bugün açl›¤a sefalete mahkum edilenler de¤ilse, bizlerin ne kadar sa¤l›kl› anlat›ld›¤›m›z tart›fl›l›r olur. D›flar›dan birilerinin anlat›mlar› tüm ç›plakl›¤› içinde bar›nd›rmad›¤›ndan, tüketim kültürüne hizmet eden bir sonuca götürür. Yap›lan iflin içinde olmak ve onu hissederek yapmak, çal›flman›n kalitesini yükseltir. Bundan dolay› gerek üretimi ço¤altmak, gerekse de halka do¤ru olan› ulaflt›rmak için, bu konularda daha fazla enerji sarfetmek zorunday›z. Bu bak›fl›n Yeni Demokratik Halk Kültürü mücadelesi ve onun sanatsal yans›mas›n›n daha genifl kitlelerle buluflmas›na büyük destek sa¤layaca¤›n› düflünmek gerekir. Genifl kitle y›¤›nlar›na ancak kolektif bir bilinçle ulafl›laca¤›ndan, bilim-
27 Mart ‘Dünya Tiyatro Günü’ vesilesiyle Kad›köy ‹skele Meydan›’nda toplanan Naz›m Hikmet Kültür Merkezi (NHKM) ve Sanat Cephesi çal›flanlar› “Tiyatrocular Korkmuyor” ve “Emperyalizmin Oyuncusu Olmayaca¤›z” yaz›l› pankartlar açarak yapt›klar› k›sa tiyatro gösterileriyle ‘Dünya Tiyatro Günü’nü karfl›lad›. ‹skele Meydan›’nda yap›lan bas›n aç›klamas› ve tiyatro gösterilerinin ard›ndan Bahariye Caddesi’ne yürüyen tiyatrocular burada ve NHKM bahçesinde ayn› aç›klamay› yaparak, oyunlar›n› sergiledi. Yürüyüfl s›ras›nda “Yaflas›n tiyatro, yaflas›n sanat” slogan› at›l›rken halka bildiriler da¤›t›ld›.
sel kültür, sanat ve edebiyat cephesinde daha büyük projeler oluflturmak için çal›flmalar›m›z› daha bilinçli k›lmal›y›z. ‹ktidar parçalar›n ürünüdür. Bizler bu parçalar› do¤ru temellerde gelifltirip, yayg›nlaflt›r›rsak, bu parçalar›n ortak paydalarda buluflmamas› için hiçbir neden yoktur. Kültürel de¤iflim, genel anlam›yla uzun soluklu bir sürecin ürünü olarak ortaya ç›kaca¤›ndan, kendi iç çat›flmas›n› yaflarken, bir tak›m k›r›lmalar ve parçalanmalar› yaflayacakt›r. Fakat bu parçalanma ve k›r›lmalar›n olaca¤›n› düfllerken, oluruna b›rakmadan, iflin öznesi olabilmeliyiz. Ancak o zaman iflin merkezine koydu¤umuz düflüncenin uzun vadeli yaflamla buluflmas›n› sa¤lar›z. Aksi takdirde, feodal-burjuva hegemonyan›n, üzerimizdeki varl›¤› bir karabasan gibi sürecektir.
45 tiyatro ve tiyatro derne¤i’nin imza att›¤› aç›klamay› okuyan fiilannaz Kambur, 27 Mart’›n tiyatrocular için bayram olmad›¤›n›, tiyatrolar›n bafl›na çorap örüldü¤ünü söyleyerek “Devlete ait salon kiralar› fahifl fiyatlara ç›kar›ld›, oyunlar yasakland›, özel tiyatrolara yard›m›n kald›r›ld›. Devlet Tiyatrosu ve fiehir Tiyatrolar›nda yaflananlar ak›l almaz bir aymazl›kt›r. Sistem bu kurumlar› gözden ç›karm›flt›r. Yeni yasalar haz›rlatarak sözcüklerimizi ezip, yok etmeyi hesapl›yor. Özel tiyatrolar bir bir kapanacak, kurum tiyatrolar› çökertilecek” dedi.
Tiyatrocuya tutuklama talebi ESP’nin, Kad›köy Meydan›'nda 20 Ocak günü Irak iflgalinin 4. y›l›nda yapt›¤› ABD'yi protesto eyleminde skeç gösterisi yapan, Tiyatro ‹mge oyuncusu Ergün Demir, oyun s›ras›nda üzerinde bulunan kuru s›k› silah nedeniyle eylem sonras› polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Kuru s›k› silah tafl›man›n suç oldu¤u gerekçesiyle gözalt›na al›narak Kad›köy ‹skele Polis Karakolu'na götürülen Demir, burada ifade vermeyi reddetti¤i için Kad›köy Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na götürüldü. Polis taraf›ndan 'Ateflli Silahlar Kanununu’ ile 'Toplant› ve Gösteri Yasalar›na' muhalefet etti¤i gerekçeleriyle,
savc›l›k karfl›s›na ç›kar›lan Demir, savc›l›kta verdi¤i ifadede, kuru s›k› silah› oyunda kulland›¤›n› beyan etti. Savc›, kuru s›k› silah›n sanatsal bir etkinlikte kullan›ld›¤› gerekçesiyle olay›n ateflli silahlar kanununa muhalefet kapsam›na girmedi¤ini belirterek Demir'in 'Toplant› ve Gösteri Yasalar›na Muhalefet' (2911 say›l› kanun) etmekten tutuklanmas›n› talep etti. Tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen Demir, mahkeme taraf›ndan tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›l›rken, kuru s›k› silaha da balistik incelemesi yap›lmak üzere emniyet taraf›ndan el konuldu.
sona erdi
YÜZ F‹K‹R Muzaffer Oruço¤lu muzafferorucoglu@hotmail.com www.muzafferorucoglu.com
Komünizm öldü
Milliyetçilik nas›l da güçlendi. Bir ulusun ç›karlar›n› ve de¤erlerini, di¤er uluslar›n ç›karlar›ndan ve de¤erlerinden üstün tutmak. Milliyetçilik öz olarak budur. Kapitalist mülk sahibinin anlay›fl›d›r. Mal›m bataca¤›na dünya bats›n. Bu, bugünkü küresel tekellerin anlay›fl›d›r ayn› zamanda. Ben bataca¤›ma dünya bats›n. ‹ki büyük dünya savafl›n›n temelinde yatan anlay›flt›r bu. Küresel tekeller, yerel ekonomileri, kendi ekonomilerine zorla kat›yorlar. Dünyay› kendilerinin egemen oldu¤u birleflik tek bir dünya pazar›na dönüfltürüyor, kendi dillerini ve kültürünü bu pazara dayat›yorlar. Yokolma ve savunma psikozu içine giren uluslar, kendi egemen de¤erlerine, milliyetçili¤e ve dine sar›l›yorlar. Bu uluslar, bu de¤erlerle küresel tekellerin karfl›s›nda baflar› kazanma, tutunma flans›na sahip de¤iller. Kendi ulusal ç›karlar›n› ve de¤erlerini, di¤er uluslar›n ç›karlar›ndan ve de¤erlerinden üstün gören milliyetçili¤in, dünya insanlar›n›, küresel tekellerin karfl›s›nda birlefltirme, onu umut vadeden modern, küresel bir güce dönüfltürme flans› ve yetene¤i yoktur. Küresel bir güce ve anlay›fla ancak, ondan daha ileri bir küresel güç ve anlay›flla karfl› konulabilir. Bu güç bellidir: Dünya iflçi s›n›f›.
rinden üstün görür. Buna küresel tekel milliyetçili¤i de diyebilirsiniz. Bunlar›n dünya savafl› programlar›n›n temelinde bu anlay›fl yatar. Sermayenin kendini dünya çap›nda yeniden üretememesi mi, dünya savafl› m›? Soruyu böyle sorar ve cevab› verir: Dünya savafl›. ‹nsan›n ve do¤an›n görülmemifl boyutlarda y›k›m›n›n temelinde bu anlay›fl yatmaktad›r. Bu güç ve bu anlay›flla, dünya çap›nda hesaplaflabilecek, dünyan›n ruhsuz kalabal›¤›n›, tarihi korkutan, o umutsuz, ürkütücü kalabal›¤›n› birlefltirip, gelece¤e, büyük derinli¤e tafl›yabilecek bir tek güç vard›r: Dünya iflçi s›n›f›. Kurtar›c›n›n, kurtar›c›l›k misyonundan s›yr›larak, her insan› bir kurtar›c› olarak görmesi flart›yla mümkün olacakt›r bu. Bu s›n›f›n program›n› tepeleyip geçen bir baflka program bugüne kadar ç›kmad›. Nedir bu program? Tüm biçimleriyle mülkiyete hay›r, parçalanm›fll›¤a, ulusa hay›r, devlete ve aileye hay›r, bask›ya ve özgürlü¤e hay›r. Hay›rl› hay›r’lardan oluflan bu program›n yarat›c›s› tek modern, gerçek, küresel güçtür ve tüm yerel zenginliklerin, dillerin ve kültürlerin, birbirlerini özgürlük ortam›nda, derinlemesine özümleyerek, tek bir dünya zenginli¤ine, dünya diline ve kültürüne dönüflmesinden yanad›r.
Her küresel tekel merkezi, kendi ç›karlar›n›, dilini ve de¤erlerini, bir baflka küresel tekel merkezinin ç›karlar›ndan, dilinden ve de¤erle-
Ekranlar ço¤ald›. ‹nsan, eriflilmezle, uzak bir insanla flimdi daha kolay iliflki kurabiliyor. ‹nsan›n dinleme, tercih yapma ve konuflma
olanaklar› artt›. ‹nsan› insana ba¤layan damarlar aç›ld›kça, insan aç›lacak. Milliyetçili¤in ve dinin yükselifline ra¤men, ilerlemenin genel seyri, enternasyonalizme do¤rudur. Haks›z savafllara duyulan tepkinin çap›, bunu do¤ruluyor. ‹nsan parçalan›yor, ayk›r›lafl›yor, giderek zor yönetilen, yönetmeyi ve yönetilmeyi daha az seven bir yarat›k haline geliyor. Kolay yönetilen insan, geri insand›r. ‹nsan, geçmiflinde hiç bu denli nefret etmemiflti zorunlu çal›flmadan. ‹nsanda kendine yaslanma ve kendini okuma e¤ilimi, geçmifle nazaran geliflti. ‹çinde bulundu¤umuz dönemin yükseliflleri ne olursa olsun, genel tarihsel ilerleyifl, insan›n darl›ktan, yerellikten, dinden, ulusal kimlikten ve milliyetçilikten kurtuluflu yönündedir. Evet, bugün yeryüzünde iki ciddi küresel güç var. Küresel tekeller ve iflçi s›n›f›. Tarih, müzelere do¤ru ilerlemiyor. ‹nsanlar, uçaktan inip ka¤n› arabas›na binmiyor. Tarih, her yeni bulufla, yeni bir müze yaparak ilerliyor. Tarihin karfl›s›nda tutunamayan komünizm de¤il, milliyetçilik ve dindir. Mülkiyetin, devletin ve ailenin yüz y›l önceki durumunu bugünkü durumla k›yaslay›n bakal›m. Gelecekte, tek bafl›na hiç kimsenin sahip olamayaca¤›, merkezileflmifl, büyük, küresel mülkiyetler ç›kt› ortaya ve bu merkezileflme, küçük ve orta mülkiyetin aleyhine devam edecektir. Hayat, sanayinin geliflti¤i bölgelerde, devletler toplulu¤unun
oluflmaya bafllayaca¤›n›n ve her yerel devletin, bu toplulu¤un küçültülmüfl, basit bir karakoluna dönüflece¤inin iflaretlerini veriyor. Aile tutunam›yor, da¤›l›yor. Komünizmin maddi temelleri olufluyor. Ve küresel kapitalist tekel, büyük korkusunu, Dünya çap›nda, kulaklar› sa¤›r edercesine ba¤›rarak a盤a vuruyor: “Komünizm öldü!” Ne kadar ba¤›r›rsa ba¤›rs›n, kaybedecek. ‹nsan› ve do¤ay› y›karak ilerleme mant›¤›na sahip oldu¤u için kaybedecek. Herkesi tepeleyip geçen o bencil ‘Ben’ini, varoluflunu, zenginleflme flart›n›, bilme ve yaratma flart›na ba¤lad›¤› için kaybedecek. Yerel ile evrensel, pragmatik ile bütünsellefltirici ya da engin düflünce aras›ndaki kavga sürüyor. Dünya, flimdiye kadar d›fl gerçekli¤i kendi arzular›na benzetme eylemiyle y›kan kahramanlara tan›k oldu, geliflmeler, d›fl ve iç gerçekli¤e, kitlenin y›k›c› atefliyle, engin ve özgür dünyas›yla yüklenilecek günlerin flartlar›n› haz›rl›yor. Baflta din olmak üzere tüm geri ideolojiler, varl›k flartlar›n›, kitlesel itaata, mamut ça¤›ndan kalm›fl, tarih öncesi insan›n korkuya dayanan muhteflem boyun e¤ifline ba¤larlar. Tarih, geçmiflin tüm sosyalist uygulamalar›n› bile derinlemesini etkileyen bu geri ideolojilerin maddi temellerini, varl›k flartlar›n› zay›flatarak ilerliyor. Gerçek y›k›c›lar›n gücünü gösteriyor bu.
GÜNCEL
5-16 Nisan 2007
13
Prof.Dr. ‹lyas YILMAZER ile Küresel ›s›nmaya dair
S›rada¤lar dünyan›n gözbebe¤i yaflama yerleri olacak UFUK Ç‹ZG‹S‹ Bakış CAN Yazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan yay›mlayam›yoruz
Baflta çevre ve enerji konular› olmak üzere bir çok konuda araflt›rmalarda bulunan, Munzur-Hasankeyf-Allianoi-Yusufeli ve benzeri ulusal ve uluslararas› servetleri koruma kurullar›nda görev alan Van YÜzüncü Y›l Üniversitesi ö¤retim üyesi ve Enerji Ulusal Çal›flma Gurubu Baflkan› Prof.Dr. ‹lyas YILMAZER ile ‘Küresel Is›nma’ konusunu görüfltük limsel uygulamalar›n yaflama geçmesini bekleyemeyiz. Bunun için tek çözüm yolu kamuoyunun do¤ru bilgilerle donat›lmas›d›r. ‹flte bu nedenle, hiç durmadan ülkemizde ve dünyada kofluflturuyoruz. Bu mücadele sonunda kesinlikle kazanaca¤›z. Üzüldü¤üm tek fley, elde edilen nimetlerden grev k›r›c› sar› sendikalar gibi bize karfl› koyan uflaklar da yararlanacaklar. Her neyse, onlar da insand›r deyip geçelim ve devrimci mücadelemizi bilimsel temellerde ve düzlemlerde sürdürelim. Çünkü, bu insan onuruna yak›fl›r bir tav›rd›r.
Bugünlerde dünya kamuoyunu çokça meflgul eden bir konu var; ‘küresel ›s›nma’. Gelinen aflamada sorun dünyay› ve insan hayat›n› alt-üst edecek seviyeye ulaflt›. Nedir küresel ›s›nma? Güneflli bir karl›, so¤uk günde araban›z›n içerisindesiniz. Günefl ›fl›nlar› yüksek frekansta gelip camdan içeri girer. Ancak, konsülden yans›yan ›fl›nlar düflük frekansl› oldu¤u için camdan d›flar› ç›kamaz. Araban›n içinde s›cakl›k artmaya bafllar. D›flar›da s›cakl›k s›f›rken araban›n içinde bir saat güneflte kal›rsan›z, s›cakl›k 20 dereceyi aflar.
1992 Kiyoto (Japonya) küresel ›s›nmay› engelleme sözleflmesine imza atmayan baflta ABD emperyalizmi sözcüleri ve uflaklar› bu felaketin birinci derece sorumlular›d›r. Ülkemizdeki uflaklara karfl› verdi¤imiz mücadeleyi de kazanmak üzereyiz. Çünkü su kayay› oyar. Bu suyun sertli¤inden de¤il, inatla ak›fl›n› sürdürmesindendir.
Ayn› flekilde yüksek frekansl› günefl ›fl›nlar›; atmosfer ve d›fl›ndaki gaz örtüsünü (katman›n›) geçer ve yeryüzüne ulafl›r. Ancak, yans›yan ›fl›n düflük frekansl› oldu¤u için söz konusu gaz katmanlar›n› afl›p uzaya geri dönemez. Böylece yeryüzünde s›cakl›k artmaya bafllar. Söz konusu bu gazlar araban›n veya sebze seras›n›n cam› görevini görür. Bu gazlar›n bafl›nda; fosil yak›tl› enerji kaynaklar›n›n ve tafl›tlar›n ç›kard›¤› egzoz gaz›, barajlar›n ç›kard›¤› gazlar ve di¤er endüstriyel gazlar gelir. Dünyada kendi do¤al dengesi içerisinde yaklafl›k 40 bin y›lda bir küresel ›s›nma ve buzul ça¤› yaflanabilir. Ancak düflük boyutlu oldu¤u için sorunsuz atlat›l›r. Baflka bir anlat›mla y›ll›k ortalama ›s› fark› 1,4 derece dolaylar›ndad›r. Ancak, endüstrileflirken fosil yak›tlar›n hunharca kullan›lmas›yla atmosfer ve atmosferin d›fl› bu gazlar›n oluflturdu¤u bir katmanla sar›l›r. Bu da, s›ra d›fl› ›s›nmaya neden olmaktad›r.
Kanadal› astrofizikçi iki ünlü biliminsan›, küresel ›s›nmaya dikkati çekerek, bunun insanlar›n yeryüzünden yok olmas›na dahi yol açabilece¤ini belirterek, yak›n zamanda ise bir çok canl› türünün yok olaca¤› uyar›s›nda bulundular. Bu iddialar karfl›s›nda siz neler söylemek istersiniz? Kat›l›yorum. Ancak, bilim insanlar› kamuoyunu yan›na almay› da mutlaka becerecektir. Yerli uflaklar da becerileceklerin içerisindedir. Onlar da, erinde geçinde, onurlu yola kurban olacaklard›r. Bu insanl›¤›n bir sorunudur.
Küresel ›s›nmayla birlikte insanl›¤› k›sa ve orta dönemde ne gibi tehlikeler bekliyor? Bu felaketleri düflünmek bile istemiyorum. Ancak, yine de baz› bilgiler verelim. -Bengaldefl, Hollanda, Güney Hindistan ve benzeri genç delta ve k›y› ülkelerinin %80’i deniz alt›na girer. -Akdeniz ve daha güneyindeki benzer ülkeler susuzluktan k›r›l›r. Toplu ölümler bafllar. -Munzur ve benzeri s›rada¤lar dünyan›n gözbebe¤i yaflama yerleri olur. -Munzur için yapt›¤›m›z projenin de¤eri y›lda 55 milyar dolardan y›lda 550 milyar dolara f›rlar. -Barajlarla katledilmemifl olan tüm ana akarsular›n beslenme havzalar› ulusal park ilan edilir ve koruma alt›na al›n›r. ‹flte bunlar› gördü¤ümüz için Munzur, Çoruh, Yeflil ›rmak, F›rt›na Vadisi ve di¤er akarsular›m›z› korumak u¤runa can›m›z pahas›na çal›fl›yoruz. Düflman ise emperyalizmin içimizdeki uflaklar›d›r.
Küresel ›s›nman›n ülkemizdeki olas› etkileri nelerdir? Geçti¤imiz günlerde aç›klanan BM raporunda küresel ›s›nma sorununda insan faaliyetlerinin büyük rolü oldu¤u belirtildi. Fakat bu insan faaliyetlerine kendi ç›karlar› do¤rultusunda yön veren bir de sistem var kuflkusuz. Olanlar› ve olabilecekleri hesaba katt›¤›n›zda bu iflin ana sorumlusu olarak kimleri görüyorsunuz? Bu felaketlerin tek sorumlusu: Dünyada azg›n ve rakipsiz tekelci kapitalizmdir (emperyalizmdir). Ülkemizde ise bunlar›n uflaklar› olan hükümet yetkilileridir. 26 Kas›m 1938’den günümüze yöneticiler emperyalistler ve onlar›n uflaklar› taraf›ndan belirlenmifltir. Bu iflin sa¤›, solu veya askeri, sivili de yoktur. Ülkemiz için bir kurtulufl olan 1936 e¤itmen okullar› ve daha sonraki köy enstitüleri 1947 y›l›nda kapat›lmaya baflland› 1950’nin bafl›nda da tamam› kapat›ld›. Ja-
ponya ve Çin bu e¤itim kurumlar›yla devleflti. 1974 y›l›nda da ö¤retmen okullar› kapat›ld›. 1978 y›l›nda Yüksek Ö¤retmen Okullar› kapat›ld›. 1982 y›l›nda da Cuntaya kurdurulan YÖK ile de evrenkentlerde bilimin yeri filme b›rak›ld›. Üniversitelerde Anfltayn (Einstein) olsan›z emperyalistlerin dilinden 70 alamazsan›z yükselemezsiniz. 24 y›ld›r Ziraat Fakültesi olan bir sayg›n evrenkentimizde dikili a¤aç yok. Di¤er fakülteler de farkl› de¤ildir. Bu oyun tam 2000 y›l önce Romal›lar›n M›s›rl›lar› kölelefltirmek için uygulad›¤› yöntemdir. Bir ülkede e¤itim yoksa bilim de olmaz. Bilimin olmad›¤› yerde de özgürlükler olmaz. Baflbakan olacak tek kifli Yasamay› (Meclisi), Yürütmeyi (Bakanlar›), Yarg›y› (Aadalet Bakan› arac›l›¤›yla) oluflturur ve/veya seçtirir. K›sacas› faflist diktatörlükle yönetiliyoruz. Böyle bir ortamda bi-
K›fl ay›nda ya¤mur duas›na ç›k›lmaya baflland›. Yetmez mi?
AKP hükümetinin küresel ›s›nmaya yönelik kurdu¤u komisyonun en ‘radikal’ olarak tan›mlanan önerisi; mesai saatlerinin bir saat öne çekilmesi oldu. Komisyon ayr›ca enerji tasarrufu için sokak ayd›nlatmas›nda günefl enerjisine geçilmesi ve daha az su kullan›m› için sifon depolar›n›n 6 litreden 4 litreye düflürülmesini öneriyor. Bu konuda neler düflünüyorsunuz? Bu ça¤d›fl›, gerici ve insanl›k düflman› kafalar ancak bu kadar yüzeysel düflünebilirler. Yüzlerce milyar dolarl›k servetimiz Munzur kaynaklar›n›, emperyalizmin emriyle yok etmeye çal›flan bu uflaklar de¤il mi? Dünyada efli benzeri olma-
yan ulusal servetimiz Çoruh Vadisi’ni do¤as›yla ve kültürüyle yok etmeye çal›flan bu gerici kafalar de¤il mi? 2000 y›ll›k Allianoi ve 12 bin y›ll›k Hasankeyf’i, hem de bir hiç u¤runa yok etmeye çal›flan bu bilimd›fl› kafalar de¤il mi? Çoruh’ta, Dicle’de ve di¤er nehirlerimizde daha fazla enerjiyi yeralt› depolama ve selda¤›nakl›k sistemiyle onda bir maliyetine verece¤imizi dünyaya hayk›rmam›za ve kabul ettirmemize karfl›n; bu zihinsel özürlüler sald›r›lar›n› sürdürmüyorlar m›? Bu küçük beyinler, yüzeysel ve göstermelik eylemlerle kamuoyunu yan›ltmaya ve kand›rmaya çal›flmaktad›rlar. “Her koyun kendi baca¤›ndan as›l›r”› dayatarak halk› koyunlaflt›ran bunlar de¤il mi? “fieriat›n kesti¤i parmak ac›maz” diyerek kay›ts›z flarts›z itaati bunlar dayatm›yor mu? Barajla katledilecek Yusufeli’nin yeni yerleflim yeri için Tayyip helikopterle yer seçimi yapm›fl. Yan›nda da bir sürü dalkavuk. Oysa yerleflim yerinin seçiminde 23 ayr› mühendislik ve mimarl›k disiplini çal›fl›r. Bu bilim dallar›ndan hiçbirisini rüyas›nda bile görmeyen Tayyip, yer seçimi çal›flmas› yap›yor..! Onu da helikopterle yap›yor. Bu örnek bile bu iflin ne kadar ciddiye al›nd›¤› göstermektedir? Komisyonun sundu¤u öneriler gülünç, gülünç oldu¤u kadar ciddiyetsiz bir yaklafl›md›r.
-Sizce küresel ›s›nman›n olumsuz sonuçlar›n› ortadan kald›rmak olas› m›d›r? Bunun için neler yap›labilir? Elbette olas›d›r. Öyle olmasa; biz neden bu dikenli, tafll› ve sarp ayd›nl›k yolda ve bilimsel temelde her geçen gün h›z›m›za ivme kazand›r›yoruz? Çözüm, kamuoyunun do¤ru bilgilendirilmesinden geçmektedir. Van’da herkesin hayal dedi¤i devrimleri bu yaklafl›mla yaflama geçirdik. Tüm Anadolu’muzda da bu baflar›y› yakalayaca¤›z. Su gibi aziz ve inatç› olunuz yeter.
Kyoto Protokolü imzalans›n
elini çek” pankart› açarak, giydikleri kefenlerle barajlar› protesto ettiler.
lara karfl› eylem günü vesilesiyle Ada
Enerji Ekonomisi Derne¤i (EDD), Kyoto Protokolü’nün imzalanmas›n›n, devleti ekonomik bir yükün alt›na sokmayaca¤›n› söyleyerek, Türk devletinin daha fazla gecikmeden protokole imza atmas›n› istedi.
Dersim’de protesto
ve do¤al güzelliklerini anlatan resim ser-
Bo¤aziçi Üniversitesi Konferans Salonu’nda 20 Mart’ta bas›n toplant›s› düzenleyen EED üyesi ö¤retim görevlileri, Kyoto Protokolü’nün imzalanmas› ile ülkenin sera gaz› emisyonlar›n› say›sal olarak s›n›rlamak zorunda kalmayaca¤›n› ve ülkeye ekonomik bir yük getirmeyece¤ini belirterek, protokolün acilen imzalanmas›
gerekti¤ine iflaret etti.
Dersim’de Sanat Soka¤›’nda bir araya gelen Dersim Kültür Derne¤i üyeleri de Munzur’a yap›lmak istenen barajlar› protesto ettiler.
‘Fazla gecikmeden imzalanmal›’ Bas›n toplant›s›nda konuflan EDD Baflkan› ve Bo¤aziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisli¤i Bölümü Ö¤retim Üyesi Doç. Dr. Gürkan Kumbaro¤lu, ülkemizin 1990-2004 y›l› dönemde karbondioksit emisyon miktar›n›n yüzde 72.6 oran›nda artt›¤›n›, ülkenin eski teknolojilerle AB’nin çöplü¤ü haline getirilmek istendi¤ini belirterek, “Daha fazla gecikilmeden Kyoto Protokolü’ne imza at›lmas› gerekmektedir” fleklinde konufltu.
Dernek ad›na yap›lan aç›klamada, “Ata Holding’in barajlar projesinin ihalesinden çekilmesini, kanunsuz bir flekilde yürüttü¤ü faaliyetlerine son vermesini istiyoruz” denildi.
Kültür Merkezi’nde Dersim co¤rafyas›n› gisi açt›lar ve çeflitli tarihlerde Bornova Dersimliler Kültür ve Dayan›flma Derne¤i’nde, Balçova Tuncelililer Kültür ve Dayan›flma Derne¤i’nde ve Çi¤li Belediye Meclis Salonu’nda “Munzur Akmazsa” adl› belgeselin gösterimini yapt›lar. Posta arac›l›¤›yla TBMM’ye Dersim co¤rafyas›n›n güzelliklerini içeren kartlar gönderen Dersim dernekleri üyeleri, 17 Mart günü de ADA Kültür Merke-
Nehirler, su ve yaflam için barajlara
Barajlar protesto edildi
karfl› eylem günü olan 14 Mart günü ülkenin çeflitli yerlerinde yap›lan eylemlerde, Dersim co¤rafyas›nda yap›lan, yap›m›na devam edilen ve yap›m› planlanan barajlar protesto edildi.
Ata Holding binas› önünde ke-
fenli protesto Barajlara karfl› eylem gününde Dersim’de yap›lan ve yap›lmas› planlanan baraj projesinde yer alan Ata Holding’in binas› önünde bir araya gelen Munzuru Koruma Kurulu üyeleri ve ‹stanbul’da faaliyet yürüten Dersim dernekleri üyeleri, “Tarihi, kültürel ve do¤al miras›m›z›n korunmas› için; Ata Holding Munzur’dan
Barajlar co¤rafyam›z›
zi’nde Van Yüzüncü Y›l Üniversitesi Ö¤retim üyesi Prof. ‹lyas Y›lmazer’in de
yok etmesin
kat›l›mc› oldu¤u, “Barajlar sorunu ve
‹zmir’deki Dersim dernekleri 14 Mart nehirler, su ve yaflam için barajlara karfl› eylem günü vesilesiyle yapt›klar› bir haftal›k etkinliklerde barajlara karfl› ç›kt›lar.
çevreye etkileri” konulu bir panel dü-
‹zmir’deki Dersim dernekleri, baraj-
zenlediler. Ayn› gün Konak eski Sümerbank önünde de ‹zmir Tunceli Kültür ve Dayan›flma Derne¤i üyeleri bas›n aç›klamas› yaparak barajlar› protesto ettiler.
14
GÜNCEL
5-16 Nisan 2007
Ölümsüzlü¤ünün 10. y›ldönümünde komünist önder Cüneyt Kahraman’›n (Savafl) an›s›na
KONUK YAZAR Sırrı SAKIK*
Newroz, bask›lar ve ateflkes 2007 Newroz’u öncesinde yarat›lmaya çal›fl›lan gerginlik ve kimi yerlerde Newroz’u engelleme giriflimlerine karfl›n; genel merkezimiz ve yerel örgütlerimiz ile halk›m›z›n öngörülü politik tutumlar›, fliddet ve çat›flma tuza¤›na düflmeden Newroz’un bar›flç›l ve kitlesel kutlamalarla geçmesini sa¤lad›. Yer yer yaflanan gerginliklere karfl›n, milyonlarca insan›n kat›l›m› ile gerçekleflen Newroz kutlamalar›, partimizin denetleyici gücü sayesinde, bir bayram flöleni düzeyinde geçti. Newroz’da halk›m›z›n a盤a ç›kard›¤› talepler partimize de sorumluluk yüklemifltir. Parti olarak halk›m›z›n ortaya koydu¤u taleplerin savunucusu ve takipçisi olaca¤›m›z› belirtmek istiyorum. Halk›m›z, 2007 Newroz’unda sosyal, kültürel, siyasal taleplerini kitlesel coflkuyla dile getirirken; yaratt›¤› de¤erlere, öncülerine ve oluflturdu¤u kurumlara kararl›l›kla sahip ç›kt›¤›n› da göstermifltir. Bu onurlu tutumu nedeniyle tüm halk›m›za ve katk›s› olan herkese teflekkürü bir borç bilmekteyiz. *** Partimizin ülke sorunlar›n›n demokratik bar›flç› yollarla çözümü konusunda gösterdi¤i özverili tutumu ve çabas› sürerken, öte yandan büyük bir sald›r› ve hukuk d›fl› uygulamalarla karfl› karfl›ya kald›k. Bu hukuk ve yasa d›fl› uygulamalara karfl› sessiz kalmayaca¤›z, demokratik ve meflru yollardan kendimizi savunma gücüne sahibiz. Partimize yönelik bask›lar son dönemlerde ciddi bir art›fl gösterdi. Onlarca il-ilçe binam›z bas›ld›, yüzlerce kifli gözalt›na al›n›rken, 4 il yöneticimizle birlikte yüzü aflk›n yönetici ve üyemiz tutukland›. Eflbaflkanlar›m›z dahil bir çok yöneticimiz gözalt›na al›nd›, tutukland›, ceza ald›. Eflbaflkanlar›m›z Ahmet Türk ve Aysel Tu¤luk’a 8 Mart Dünya Kad›nlar Günü’nde partimiz Kad›n Meclisi’nin yay›nlad›¤› bildiri nedeniyle 1.5 y›l ceza verilmesi, Hakkari Belediye Baflkan›m›z Metin Tekçe’nin 7.5 y›l hapis cezas›na çarp›t›lmas›, Diyarbak›r Sur Belediye Baflkan›m›z Abdullah Demirbafl ve belediye meclis üyelerinin görevden al›nmas› talebiyle Dan›fltay’da dava aç›lmas›, Newroz konuflmalar› nedeniyle, ben ve il baflkan›m›z Do¤an Erbafl’›n ‹stanbul’da, Eflbaflkan Yard›mc›lar›m›zdan Orhan Miro¤lu’nun Ankara’da, Saadet Becerikli’nin Ardahan’da gözalt›na al›n›p soruflturma aç›lmas›, parti yöneticimiz Medeni K›r›c›’n›n Bingöl’deki Newroz konuflmas› nedeniyle tutuklanmas›, dört büyük kentimizin il baflkanlar›n›n yapt›klar› aç›klamalar nedeniyle halen tutuklu bulunmalar›, yüzlerce üyemizin gözalt›nda veya tutuklu bulunmalar› nas›l aç›klanabilir? Bütün bunlar, partimize ve özgür düflünceye yönelik tahammülsüzlük ve hukuk d›fl› uygulamalar›n sonucudur. Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez temel unsurlar› olarak tan›mlan›r. Bir ülkede düflüncelerinden dolay› siyasi parti yöneticileri tutuklan›yorlarsa demokrasiden nas›l söz edilebilir? Anti-demokratik uygulamalar karfl›s›nda; yasama, yarg› ve yürütmenin benzer yaklafl›m içinde olduklar›n›, hukukun siyasallaflt›¤›n› görmek, ülkenin gelece¤i ad›na bizi kayg›land›rmaktad›r. *** 1 Ekim 2006 tarihinde bafllat›lan tek tarafl› ateflkesin Kürt sorununun demokratik yollardan çözümüne f›rsat yaratt›¤›, ateflkesin Türkiye demokrasi güçleri taraf›ndan memnuniyetle karfl›land›¤› herkesçe bilinmektedir. Ancak güvenlik güçlerinin operasyonlar› sürdürmesi, hükümetin aç›l›mlarda gösterdi¤i isteksizlik ve sivil siyasetin gerekli rolü oynamamas› yan›nda; Ateflkes sürecini bafllatan ve sorunun çözümünde etkisi yads›namayan PKK lideri Abdullah Öcalan’›n ‹mral› Cezaevi’nde zehirlendi¤i iddialar›na tatmin edici bir yan›t verilmemesi, kal›c› bir ateflkes ve tümden silahs›zlanmaya gidecek bir süreci olumsuz etkilemektedir. Ülkemizin insan haklar› kurulufllar› ve sivil toplum örgütlerinin talebi do¤rultusunda ‹mral› Cezaevi’ne zehirlenme iddialar›n› araflt›rmak üzere ba¤›ms›z bir heyetin gönderilmesi ve yap›lan araflt›rma sonuçlar›n› kamuoyuna herhangi bir tereddüde yer vermeyecek flekilde aç›klanmas› gerekmektedir. Ateflkes sürecinin devam› için; sivil toplum örgütlerinin, ayd›nlar›n ve di¤er demokrasi güçlerinin daha aktif bir çaba içinde olmalar›, ülke bar›fl›n›n sa¤lanmas›na katk› yapacakt›r. Ateflkes sürecinin sona ermesi toplumda onar›lmaz yaralara yol açacakt›r. Ateflkes sürecinin devam› için DTP, üstüne düflen görev ve sorumlulu¤u ve bar›fl misyonunu ›srarla sürdürecektir. *DTP Eflbaflkan Yard›mc›s›
O, gerçekleri b›kmadan usanmadan kavratman›n ad›d›r 1972 y›l›nda Dersim’in Çemiflgezek ilçesine ba¤l› K›z›l Evler Köyü’nde do¤an Cüneyt yoldafl ailesinin proletarya partisine yak›n olmas›ndan kaynakl› daha küçük yafllarda devrimci düflüncelerle tan›flt›. 12 Eylül askeri faflist cuntas›n›n köylerini yakmas› ve babas›n› tutuklamas›n›n ard›ndan Manisi Akhisar’da akrabalar›n›n yan›na yerleflmek zorunda kald›. Burada öncü ile iliflkilerini kesmeden, canla baflla elinden geldi¤ince onlara yard›mc› oldu. Cüneyt yoldafl keskinleflen bilinciyle daha küçük olmas›na ra¤men halk ordusu saflar›na kat›ld› ve ‘savafl, savafl›larak ö¤renilir’ fliar›n›n en canl› ve yak›c› tan›¤› olarak Türkiye-Kuzey Kürdistan devrim tarihine ad›n› yazd›rd›.
p›s›na egemen k›lacak bir düzeltme harekat› bafl-
üneyt yoldafl, halk ordusuna kat›ld›¤› günden itibaren kendisini mücadeleye gelifltirmeye adam›flt›. Ald›¤› görev ve sorumluluklar› lay›k›yla yerine getirmek için b›kmadan, usanmadan tüm enerjisini seferber ederdi. Kendisini gelifltirmenin yan› s›ra yoldafllar›n› ve partisini de gelifltirmeye özen gösteren komünist kadrolardand›. Di¤er bir deyiflle devrimci ve komünist yaflam biçimini yaflam›n oldu¤u her alanda içsellefltiren ve o iç dönüflüme süreklilik kazand›ran bir önder, bir neferdi.
ki y›lmaz kararl›l›¤›, öncüye ve halk›na olan ba¤l›-
Bu diyalektik bütünlü¤ü yakalad›¤› için yoldafllar›, halk› ve devrimci dostlar› taraf›ndan sevilip say›l›rd›. Mücadele içindeki duruflu, engelleri ve zorluklar› tek tek aflma ve üstesinden gelme azmiyle de belirgin biçimde öne ç›km›fl, unutulmayacak devrimci flahsiyetlerden biri olmay› baflarm›flt›r.
durmaktan çekinmediklerinin üstünü ölü topra-
lat›ld›. Cüneyt Kahraman Çemiflgezek’te faflist T.C’nin kolluk güçleriyle 14 Mart’ta girdi¤i ve 3 gün süren çat›flmada yedi yoldafl›yla birlikte 16 Mart 1997’de ölümsüzleflti. fiehit düfltü¤ünde Maoist öncünün dördüncü Genel Sekreteriydi. O’nun flahsiyetinde cisimleflen temel olgulardan biri; en elveriflsiz koflullarda parlak gelece¤e uzanma azmi, bilimsel inanc› ve Maoist ideolojide bilimsel ›srard›r. 10. ölümsüzlük y›ldönümünde Cüneyt Kahraman› genel geçer biçimde, üstün körü de¤il, yaflam›, ideolojisi, zorluklar karfl›s›nda-
C
Yukar›da bahsetti¤imiz özeliklerinden dolay› Halk Savafl›’n› gelifltirmek için sürekli çabalayan biri olarak öne at›lm›flt›. Proletaryan›n öncü örgütünün çok de¤erli siyasi komiseri ve halk ordusunun yi¤it bir komutan› olarak faaliyet yürüttü¤ü bölgelerde düflmana kök söktürdü. MLM bilimi ve ideolojisi rehberli¤inde s›n›f mücadelesinin k›zg›n ateflinde tereddütsüzce yürüdü, piflti ve çelikleflti. Geliflim seyri dikkate al›nd›¤›nda bunun ne kadar gerçekçi oldu¤u aç›k biçimde görülür. Çünkü 21 yafl›nda MK üyeli¤ine ve 24 yafl›nda da Genel Sekreterli¤’e seçilmifltir. Bir gerilla birli¤ini siyasi ve askeri olarak komuta etti¤i bir muharebede a¤›r yaralanan Cüneyt Kahraman, ci¤erlerinden ve vücudunun de¤iflik yerlerinden ölümcül yaralar ald›. ‹flte bu özgün durumdan dolay› bir süreli¤ine gerilla bölgesinden uzak kald›. Tedavi amaçl› yurt d›fl›ndayken görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmekten bir an dahi geri durmad›. Bu özgün durumu f›rsat bilip kendisini ideolojik, siyasi, örgütsel vb. nokta-
l›¤›n› bilince ç›kart›p rehber edinerek, devrimi ileriye götürmenin silah› yapmak, bu perspektifle prati¤e yüklenmek büyük öneme sahiptir. Cüneyt yoldafl flöyle diyordu: “E¤er bugünleri birileri kalk›p da unutmaya/unutturmaya çal›flacak olursa, açl›¤›n kemi¤e yap›flt›rd›¤› deriyi inkar sofras›na katmaya çal›fl›p o çalkant› ve coflkuyla çarpan yüreklerini müthifl iradeyle ve o iradeyi ortaya ç›kart›p etkinlefltiren bilinçleriyle halk›na mutlu bir gelece¤i arma¤an edebilmek için dur¤›yla örtmeye çal›fl›rsa; onlar› bilimin cenderesinde ezmekten geri durmay›n”. O; ideoloji, siyaset, strateji, taktik, örgüt, pratik bütünlü¤üdür. O; komünist önderler Kaykapkaya, Cihan, Çelik, Cangöz gibi Marksizm-Leninizm-Maoizm’in rehberli¤inde kazanmak için savaflma prati¤inin larda daha bir yetkinlefltirdi. Yakalad›¤› bu kavray›fl derinli¤iyle olay ve olgular› çözmeye çal›flt› ve “her alanda ci¤erlerini zorla” fliar›yla tekrardan gerilla bölgesine döndü. Gerilla bölgesine dönüflüyle birlikte Proletarya Partisi için hayati konulara yo¤unlaflt›. Bir baflka tan›mlamayla yaflam›n oldu¤u her yerde çeflitli renklere ve tonlara bürünmüfl burjuva ideolojisine karfl› mücadelenin start›n› verdi ve o do¤rultuda da çabalad›. Proletarya partisi içindeki ideolojik zaaf ve k›r›lmalara karfl› MLM bilimi ve ideolojisi ›fl›¤›nda cüretle ideolojik mücadeleyi yo¤unlaflt›rd›. Bu perspektifle burjuva ideolojisinin her ton ve rengiyle MLM ideoloji aras›na kal›n çizgiler çekti, bunu yaparken de Öncü’nün üzerinde yükseldi¤i tarihsel köklerine s›k› s›k›ya sar›ld› ve onun bugünle ba¤›n› kuran yönelimle sürece yüklendi. ‹flte Kongre Haz›rl›k Konferans› bu zemin üzerinde ele al›nd› ve iradelefltirildi.
Komünist önder Cüneyt Kahraman yoldafl önderli¤inde start› verilen Kongre Haz›rl›k Konferans›, ilk gündemini örgüt içine s›zm›fl düflman unsurlar›n› bir bir a盤a ç›kart›p etkisizlefltirmek üzerinde yo¤unlaflt›rd›. Çünkü Proletarya Partisi için bu varl›k-yokluk meselesi durumundayd›. Karfl›–devrimci unsurlar a盤a ç›kart›l›p etkisizlefltirilmedi¤i sürece politik iktidar yürüyüflünü de sa¤lam ve emin ad›mlarla yürütmek olanaks›zd›. ‹flte bu bilimsel öngörü ›fl›¤›nda karfl›-devrimci hücre elemanlar›, Cüneyt Kahraman’›n büyük katk›lar›yla tek tek a盤a ç›kart›ld›. Elde edilen bu baflar›dan hemen sonra s›zmalar›n üzerinde bar›nd›klar› ve kendilerine alan açt›klar› ideolojik, siyasi, örgütsel, kültürel vb. noktalardaki k›r›lmalar› ve zaaflar› düzeltmek için tüm örgüt seferber olurken, Cüneyt yoldafl da bu mücadelenin en ön saflar›nda yer ald›. Bu kapsamda “Ar›n ve ar›nd›r” fliar›yla MLM ideolojisi ve bilimini örgütün tüm ya-
örneklerinden biridir. O; gerçekleri b›kmadan usanmadan kavratman›n ad›d›r. O; yal›n atefl gençlerimize savafl ça¤r›s›d›r. O; cins ayr›m›na göre s›n›fland›rman›n amans›z düflman›d›r. O; zindanlardaki yoldafl s›cakl›¤›n›, yoldafll›k bilincini Munzurlar’›n doruklar›na tafl›man›n en canl› ruhudur. O’nun ad›; önder ve önderli¤i putlaflt›ranlar›n elefltirisi, en elveriflsiz koflullara ra¤men zafere kilitlenme perspektifiyle devrime ve proletaryan›n öncüsüne ba¤l›l›kt›r. O’nun ad›; baflta Kürt ulusu olmak üzere di¤er az›nl›k milliyetlere karfl› uygulanan milli bask›n›n amans›z düflman› ve uluslar›n kendi kaderini tayin etmenin bayra¤›d›r.
Ölümü rezil rüsva eden güzel komflum Hrant Anadolu’nun kadim halk› olan Ermeni halk›n›n tarihinden, yaflam›ndan ve u¤rad›¤› lanetli soyk›r›mdan bahsedilince nereden, nas›l bafllayaca¤›m› ve neyi nas›l ifade edece¤imi hep birbirine kar›flt›r›r›m. ‹simleri, köyleri de¤ifltirilen, tarihi, mitolojisi yok edilen, yaratt›¤› devasa uygarl›¤› ya¤malanan zengin ve çok yönlü olan sanat› çal›nan, mezarlar›nda ölülerinin dahi rahat yatmas›na f›rsat verilmeyen ad› yasaklanm›fl F›rat ve Dicle aras›na s›k›flan Bat› Ermenistan’›n yerli tarihinin neresine dokunsam acaba? Ninova’n›n (Musul) kuzeyinde Ararat ve Munzur aras›nda tehcir ve zorla göç ettirilen Ermeni kitlelerinin yaflad›¤› ›zd›rap, u¤rad›¤› insanl›k d›fl› vahfletler; küçükken büyüklerimiz taraf›ndan bir korku filmi gibi anlat›l›rd›. Yafll› Hagop’lar›n ölüm karfl›s›nda inleyifli, iflkenceyle öldürülen iki yafl›ndaki Dikran’lar›n, öldürülmeden önce tecavüze u¤rayan Arusyak’lar›n ve anal›r›n yaflad›¤› ›zd›rab› nas›l ifade edebiliriz? Ne oldu bize? Yoksa a¤›r ve ateflli bir hastal›ktan sonra gördü¤ümüz kötü bir düfl mü? Çat›s›z evlerin yurdu olan Bat› Ermenistan’a ne oldu da ismi an›l›rken t›pk›
masallardaki “bir varm›fl bir yokmufl” sözü gibi tarih mi oldu? Sahiden ne oldu bize? Siz yok edilirken, bizim insanl›¤›m›z kaç›p hangi yavru kar›ncan›n yüre¤ine s›¤›nm›flt›? fiimdi yerimden yurdumdan uzak so¤uk bir ülkede mülteciyken, yüre¤im bir volkan gibi yanarken, beynimde depremler olurken ve ac›lar bir aç fare gibi ruhumu kemirirken elbette bu sorulara cevap veremem! Ama sanki o suçu ifllemifl gibi kendimi suçlu hissediyorum. Çünkü sizi hep yaln›z b›rakt›k. Sevgili komflum Hrant; Yaz›n›n bafll›¤›n› “güzel komflum” ibaresiyle ifade ederken amac›m süslü cümle kurmak de¤ildi. Dedelerimizin sizin ipekli kumafllar›n›z› al›rken komfluydular. Biz Dersim’in Malatya’ya s›n›r olan Çemiflgezek ilçesindeydik. Dedelerimizin al›fl-verifl ve komfluluk iliflkileri o lanet olas› soyk›r›m kabusu gelene kadar sürüp gitmiflti. Ondan sonra zaman aram›za kara bir y›lan gibi girdi, ne birbirimizi görebildik ne de ac›lar›m›z› paylaflabildik. Köyümüzde karfl› karfl›ya olan kiliselerin sökülen tafllar›n›, kiliselerin alt›ndaki kayal›klardan ç›kan insan iskeletleri ve kafataslar›n› unutam›yorum. Düflündüm acaba o insanlar›n ac›lar› ve sevinçleri nas›ld›? Çocuklar›n›n bafllar›n› okflamaya
bile k›yamayan bu güzel insanlar nas›l evlatlar›n› F›rat k›y›lar›na aç akbabalara yem olarak b›rakt›lar? Katledildi¤in zaman herkes kendine göre etkilendi ya da karfl› ç›kt›¤› fleyleri dillendirdi. Kimisi y›rt›k ayakkab›s›n›, kimisi katledildi¤i yeri bir ana flefkatiyle kucaklaman›n, kimi anti-faflist gösteriye dönüflen kitlelerin öfke selini dillendirdi. Elbette bunlar›n her birinin kendi içinde ve kendisine göre önemi vard›r. Ama benim için “Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant Dink’iz” slogan› en anlaml› olan›yd›. Çünkü baz›lar› taraf›ndan küfürle özdefllefltirilen Ermeni kelimesi bir sevgi ve sahiplenmeye dönüfltü. Halklar aras›ndaki kardefllik ve ortak mücadele azmi mihenk tafl› oldun. Zulmü rezil rüsfa ettin, cellad› bile utand›rd›n. Cenazende seni sloganlarla u¤urlamay› çok isterdim, ama ülkemizi sadece elimizden almakla yetinmediler, oralar› bize yabanc›laflt›rd›lar. Hiç unutmuyorum 12 Eylül faflist cuntas› yeni gelmiflti, bizde bir grup ö¤renci ilk kez köyümüzün d›fl›na ç›karak Çemiflgezek’te ortaokulu basm›flt›k. Ezan sesini ilk kez orda duymufltum ve bu bana komik gelmiflti. Garipsemifl ve gülmüfltüm. ‹lk ve unutulmaz daya¤›m›da o zaman yemifltim. ‹lerleyen günlerde
“zorunlu din dersi” ad› alt›nda bizi zorla müslümanlaflt›rmaya çal›flt›lar. Dualar bize zorla ezberletiliyordu. Bilmeyenler horlan›p dövülüyor ve s›n›fta b›rak›l›yordu. O zaman ben de tüm zekam› zorlayarak zar zor Fatiha Suresi’ni ezberlemifltim. Ve en kolay olan Fatiha Suresi’nden baflka sureyi ezberlemeyi beceremedim. Sevgili güzel komflum! Bugün yurdumuzdan uza¤›z ama birgün yine birbirimizden al›fl-verifl yapaca¤›z. O topraklar zulmün, ac›n›n, sömürünün befli¤i de¤il, çeflitli milliyetlerden halk›n zengin ve kardeflçe mozai¤i olacak. Buna inanc›m tamd›r. Armenak’lar›n (Orhan Bak›r), Manuel Demir’lerin, Nubar Yal›m’lar›n ve Hrant Dink’lerin isimleri halklar aras› kardeflli¤in bahçesinde en nadide çiçekler olarak an›lacaklard›r. Hidayet AYBAR/STUTTGART
GÜNCEL
5-16 Nisan 2007
15
MAYA Arif BİLGİN
Irak iflgal alt›nda bir mezarl›¤a dönüflürken Saddam’›n Firdevs Meydan›’ndaki heykelini deviren Irakl› eski halterci Kadim el Cuburi “Bildi¤in, tan›d›¤›n fleytan, bimedi¤in fleytandan daha iyidir, yapt›¤›mdan piflman›m, Amerika daha beter” diyor. Saddam’›n kendi afliretinden onca insan öldürmesine karfl›n, onu ar›yor flimdi Cuburi’ler!
Krizin efli¤indeki dünya ekonomisi ünya ekonomisinde gözle görülür biçimde kendini gösteren son e¤ilim asl›nda “küresel” denilen ekonominin makus talihi olarak addedebilece¤imiz yine-yeni-yeniden bir kriz döngüsüne iflaret ediyor. Yaflanan geliflmeler art›k, ne arz ile talebin Adam Smith ve ard›llar›n›n sözünü etti¤i gibi “görünmez bir el taraf›ndan düzenlendi¤i” sav›n›, ne de Frans›z J. Baptist Say’›n “her arz kendi talebini yarat›r” sav›n› destekler nitelikte. Aksine bunun tam tersi bir geliflim seyri sonunda yaflanan, kapitalist üretimin en önemli koflulu olan yat›r›mlar› art›rma yetisinin i¤difl edilmesi sonucu, sermayenin üretken niteli¤inin dumura u¤rat›larak asalak bir karakter edinmesidir. Emperyalizm aflamas›yla doruk noktas›na varan bu e¤ilime paralel olarak, burjuva iktisatç›lar›n›n da art›k kabul etti¤i, kronikleflen bu krizi yönetebilme çabalar›n›n ön plana ç›kt›¤›n› gözlemleyebilmekteyiz. Mal ve hizmet üretiminin kesintisiz olarak büyüyebilmesini sa¤layacak bir talep söz konusu olmad›¤› için, afl›r› üretim bollu¤u içinde yaflanan ekonomik krizlerin dünyay› kanl› pazar dalafllar›na sürükledi¤ine tarih tan›kl›k etmifltir. Çünkü Marks; üretim için ortaya sürülen kapitalin artmas› söz konusuyken, sabit kapitalin iflçi ücretlerine ayr›lan k›s›mdan daha h›zl› büyüyece¤ini kan›tlam›fl ve sonraki y›llarda bu durumun kapitalizmi, üretti¤i ürüne pazar bulamama bunal›m›na sürükleyece¤ini ortaya koymufltu. Öyle ya, üretimi art›rmak kolay olsa da pazar› büyütmek ayn› derecede kolay yahut mümkün de¤ildir. Bu temel çeliflkinin içinden do¤an bir baflka çeliflki de, bugün dünya piyasalar›n›n suni dengesini sürekli bozma potansiyeli tafl›yan “afl›r› birikim” durumudur. Yukar›da aç›klad›¤›m›z temel nedenden ötürü emperyalizm aflamas›n›n bir karakteristi¤i olarak sermayenin asalaklaflmas›, tefeci karakter kazanarak para oyunlar›yla kazanç sa¤lama e¤iliminin geliflmesi durumudur söz konusu olan. Bu durum Lenin’in sentezledi¤i “meta ihrac›n›n yerine sermaye ihrac›n›n ön plana ç›kmas›” gerçe¤ini de teyit eder bir durumdur. Ama söz konusu olan tek düze bir sermaye ihrac› de¤ildir. Elbette ki problem yo¤unlaflan sermayenin spekülatif bir hareket tarz› izlemesinden ileri gelmektedir. Büyük flirketlerin ellerindeki karlar› tekrar üretime yat›rmalar›n›n önünde engel teflkil eden “kar›n düflme e¤ilimi” onlar› dolafl›m alan›na, borsaya, “art› de¤er” üretmek yerine faiz ve rant sömürüsüne, yani k›sacas› baflkas›n›n biriktirdi¤ine el koymaya sürüklüyor. Bu durum sermayenin asalak ve spekülatif niteli¤ini giderek t›rmand›r›yor ve bu afl›r› birikimin emilme sorunu ciddi tehlikelere de kap› aç›yor.
D
Bugün yaflanan geliflmeler dünya ekonomisinin nas›l diken üstünde oldu¤unu, dünya ekonomisinin motor gücü durumundaki ülkelerde yaflanan durgunluk riskinin dahi di¤er ülkeleri nas›l etkisi alt›na ald›¤›n› gösteriyor. Son günlerde ABD’de ve Japonya’da yaflanan iki durumu kastediyoruz. Her iki durum da afl›r› sermayenin nereye, nas›l angaje edilece¤i temel meselesinden ile-
‘Morhgage Yasas› bir tuzak’
ri gelmektedir. Paras›na çok düflük faiz isteyen Japonya’dan al›nan kredilerin yüksek faizli para birimlerine yat›r›lmas›yla bafllayan “carry trade” tehlikesi TC ekonomisini sarsmaya yetiyor. “Çünkü Japonya'dan yüzde 0.5 faizle borç al›p Türkiye'de yüzde 20 faize yat›ran uluslararas› büyük yat›r›mc›lar›n Japon Yen'indeki pozisyonlar›n›n bir bölümünü kapatmak için Türkiye'deki varl›klar›nda da sat›fl yapmas›, borsa ve dövizde dalgalanmaya neden oluyor. (Milliyet,15 mart 2007)” Bu duruma ek olarak ABD’de yaflanan yeni bir geliflme yine piyasalar› hareketlendirirken, dünya ekonomisinde de ciddi bir resesyona yol açaca¤› kayg›s›yla endifleyle karfl›land›. Düflük gelirli kesime yüksek faizlerle verilen “subprime mortgage” kredilerinin geri dönüflünün olmamas› hem insanlar› evinden edecek, hem de ABD ekonomisini sarsacak çapta bir geliflme. Müflterilerine bu flekilde kredi veren kurulufllar birer birer iflas bayra¤›n› çekerken bu durum ‹stanbul Borsas›’nda dahi flimdiden tedirginli¤e yol açt› ve borsan›n düflmesine neden oldu. “Esas tehlike, bu alenen riskli kredileri veren firmalar›n, risklerini paylaflmak için, bu kredileri tahvile çevirerek, mali piyasalarda sat›yor olmalar›. Böylece, büyük bankalar›, ABD borsas›n› ve dolay›s›yla di¤er küresel borsalar› sarsacak bir zincirleme kriz ihtimali yüksek ve yak›n bir tehlike olarak kap›da duruyor.” (‘dünya piyasalar› yine dalgaland›’ Milliyet 15 Mart 2007)
Emperyalist çeliflkiler derinlefliyor Özellikle Japonya ve Çin’in dolar rezervlerini h›zla azaltmaya çal›flmas› emperyalistler aras› dalafl› da k›z›flt›raca¤a benziyor. Yak›n zamana kadar ABD ekonomisinin bafl›n› a¤r›tan Japonya’daki süre¤en kriz halen devam ediyor. ‹hracat yap›s› itibariyle birbirine benzeyen bu iki ülkeden Japonya’n›n Yen’i devalüe ederek ihracat yoluyla stoklar›n› tüketmesinin önüne geçmek için ABD baflkanlar› geçmifl y›llarda bu ülkeyi s›k s›k ziyaret ediyorlard›. Öyle ki; Japonya’n›n kendi para birimi üzerinden yapaca¤› bir devalüasyonla stok fazlas›n› tüketme yoluna gitmesi özellikle elektronik ve otomotiv sektöründe ABD’yi zor duruma düflürecekti. fiimdilerde de ABD’nin bafl›n› özellikle Çin a¤r›tmaktad›r. Muazzam iç pazar›yla flimdilik kendini yaflanan krizlerden muaf tutma potansiyeli olan bu ülkenin 1 trilyon dolarl›k birikimini nas›l kullanaca¤› ABD aç›s›ndan ciddi önem tafl›yor. Elindeki dolar birikimini bugüne kadar ABD hazine bonolar›na yat›ran Çin’in bu birikimini daha karl› alanlara kayd›rma yöneliminde olmas› ABD’yi rahats›z ediyor. “Dev d›fl ticaret fazlas›na sahip olan Çin, bu birikimini petrol, madencilik gibi daha stratejik alanlara yönlendirmeye çal›fl›yor. Orta Asya'dan Ortado¤u'ya ve Orta Afrika'ya kadar bütün enerji alanlar›nda güç kazan›rken, ABD'nin bu bölgelerdeki askeri hareketlili¤i asl›nda Çin'in ekonomik yat›r›mlar›n› sabote etmeyi amaçl›yor. (‹brahim Karagül 16
Tüketiciyi Koruma Derne¤i ‹stanbul flubesi, Mortgage Yasas›’n›n tüketicileri ma¤dur edece¤ini söyleyerek, tüketicileri dikkatli olmaya ça¤›rd›. ‘Kira öder gibi ev sahibi olunacak’ temas›yla kamuoyuna sunulan Mortgage Yasas› hakk›nda bilgi veren TükoDer Genel Baflkan Yard›mc›s› Ali
Mart)” Bu durum yukar›da da sözünü etti¤imiz gibi yaflanan dalafl› daha da k›z›flt›racak bir rol oynuyor. 11 Eylül’ün ard›ndan hemen gündeme gelen Afganistan iflgaliyle bafllayan sürecin fianghay Befllisi’nin, Çin ve Rusya ittifak›n›n önünü kesme amaçl› oldu¤u gerçe¤i unutulmamal›d›r.
Bir yar›-sömürge ülke gerçekli¤i Sermayenin spekülatif ve tefeci bir karakter kazanmas› yine emperyalizm evresinin bir temel karakteristi¤i sonucu ortaya ç›kan “eflitsiz geliflim” nedeniyle yeni evreye “ilkel bir sermaye birikiminden yoksun” olarak girmifl yar›-sömürge ülkelerin ekonomilerini de tepeden t›rna¤a etkileme kapasitesine haizdir. Eflitsiz geliflim yasas›na paralel seyreden dünya ekonomisinde yaflanan geliflmeler, emperyalist-kapitalist ülkelerle onlar›n sömürgeleri aras›ndaki makas› giderek açarken, öte yandan bu ikinci kategorideki ülke ekonomilerinin dengelerinin de tamamen “s›cak paran›n” hareket tarz›na ba¤l› oldu¤unu gözler önüne seriyor. Son dönemde ülkeye yo¤un bir sermaye girifli oldu¤undan dem vuran Türk egemenlerinin söylemleri göz boyama amaçl›d›r. Öyle ki orta yerde apaç›k duran bir gerçek vard›r ki, o da fludur: Sermaye sömürmek ve daha fazlas›n› götürmek için gelir. Ve daha flimdiden ulu orta ifade edemedikleri ancak kayg›s›n› duyduklar› bir gerçek var: Sermayenin ülkede eninde sonunda yapaca¤› kar transferi sonucunda ortaya ç›kacak olan döviz giderinin nas›l karfl›lanaca¤› sorunu. 2007 sonunda öngörülen 60 milyar dolarl›k yabanc› yat›r›m›n bafllataca¤› kar transferi sonucunda 5-10 milyar dolarl›k bir döviz gideri sorunu bile ülke ekonomisini tepe takla edebilecek bir tehlike olarak orta yerde durmaktad›r. Bu söz konusu yabanc› yat›r›m›n da istihdama bir katk›s›n›n olmamas› gerçekli¤i, yani üretime dönük de¤il, asalak karakterde olma gerçekli¤i de ayan beyan ortadad›r. Bu nedenle aç›kça söylemek gerekirse hükümetin dilinden düflürmedi¤i ekonomideki büyüme masallar› asl›nda büyüyen bir kriz riskinden öte bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü yabanc› sermaye girifli yüksek olan ülkelerin ayn› zamanda cari hesaplar› da aç›k veren ülkeler oldu¤u gerçe¤i orta yerdeyken, bu gerçeklik göz ard› edilmektedir. Bu tür ülkelerdeki k›sa vadeli büyümelerin hemen bir krizle tepe takla oldu¤unu defaten gördük, görece¤iz. Esas ifllevi yar›-sömürge ülkelerin ekonomilerini uluslararas› mali sermayenin kullan›m›na açmak olan IMF politikalar›n›n ülkeye mali istikrar, refah getirece¤i yalan› büyük bir balon gibi patlam›flt›r. T›pk› ad›na küreselleflme dedikleri; uluslararas› sermayenin dolafl›m›n›n önündeki tüm ekonomik, siyasi, hukuki engellerin kald›r›lmas›ndan, esasta sömürge, yar›-sömürge ülkelerin tasarruflar›n› emperyalizmin s›n›rs›z talan›na açmaktan baflka bir fley olmayan o
Çetin, yapt›¤› aç›klamada yasan›n tüketicilere dan›fl›lmadan IMF istekleri do¤rultusunda haz›rland›¤›n› belirterek “Ev sahibi olmayan tüketiciler kira ödeyip ev sahibi olmay› hayal etti. Ancak bu hayal, ancak hayal olarak kalacak. Tersine bu sistemde ev alanlar ciddi tüketici hak ihlalleriyle karfl›laflacak ve pirince giderken evdeki bulgurdan da olacak” diyerek yasay› elefltirdi. Hükümetin, tüketicileri ‘kümesteki kaz’ gibi gördü¤ünü kaydeden Çetin, “Baflbakan Yard›mc›s› dahi ayda 1.300 YTL tasarruf edemeyen sisteme girmesin demektedir. Say›n Ba-
göz boyay›c› balonun patlamas› misali patlam›flt›r bu söylemler de. “Yap›sal reform” ad› alt›nda dayat›lan IMF politikalar›n›n emperyalizme ba¤›ml›l›¤› daha da derinlefltirmekten ve halk› sefalete sürüklemekten baflka bir fleye yaramad›¤› ortadad›r. Görüldü¤ü gibi ekonomik ba¤›ml›l›k siyasi ba¤›ml›l›¤›, siyasi ba¤›ml›l›k da ekonomik ba¤›ml›l›¤› getirmektedir. Bugün Türk hakim s›n›flar›n›n gerek iç politikada, gerekse de uluslararas› arenada emperyalist efendilerinden ba¤›ms›z bir hareket tarz› izleyememelerinin baflka türlü bir aç›klamas› olabilir mi? K›saca söylemek gerekirse; neo-liberal ekonomik politikalar dedikleri ve uygulamaya çal›flt›klar› sürecin özü; ülkenin bütün kaynaklar›n›n emperyalistlerin ihtiyaçlar› do¤rultusunda özellefltirilmesi ve ülkenin kendini sermayenin s›n›rs›z talan›na uygun hale getirmek için ekonomik, kurumsal, hukuksal, siyasi düzenlemelere gitmesi fleklinde sirayet eden ba¤›ml›l›k politikalar›n›n yaflama geçirilme çabas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Bugünlerde ülkemizde 6. gözden geçirme çal›flmalar›n› sürdüren IMF heyeti yeni direktifler veriyor. Özellikle, teflvik kapsam›n›n geniflletilmesi, geçici iflçilerin kadroya al›nmas› gibi yük getirecek yeni ad›mlar at›lmamas› gerekti¤inin ve iki y›ld›r özellefltirme gelirinin de oldukça azald›¤›n›n alt› çizilerek, sürdürülebilir maliyet ve fiyat politikas› için elektrikte yüzde 10’un üzerinde zamma ihtiyaç oldu¤u ifade ediliyor. Bu basit isteklerde dahi halk›n cebindeki üç kurufla göz dikerek ekonomik düzenin tesis edilmesi çabas› kendini ele veriyor.
Yaflanan duruma paralel görevlerimiz Öncelikle vurgulamal›y›z ki; bu yaflananlar emperyalizm aç›s›ndan hiç de flafl›rt›c› ve yeni de¤ildir. Emperyalizmin, kapitalizmin çürüyen aflamas› olarak sürekli krizlere gebe oldu¤u gerçe¤i, ayn› zamanda devrimin de nesnel zeminidir. Sorun; nesnel olan›n içinde öznel olan›n, yani devrimci durumun uygunlu¤u içinde devrimci hareketin, özelde proletaryan›n örgütlenebilmesi ve emperyalist zincirin her bir halkas›nda öncü rolünü oynayabilmesindedir. Emperyalist zincirin zay›f halkas› konumundaki yar›-sömürge ülkelerde yüksek olan devrimci durum, her zaman devrimci hareketin geliflip serpilmesinin zeminini de var eder. Elbette yaflanan krizlerin yükünün halka yüklenmesi onlar›n yaflam koflullar›n› olumsuz yönde etkileyecek ve onlar›n alternatif aray›fllar›n› h›zland›racakt›r. Çözüm kendi çamurunda debelenen bu sistemin köklü de¤iflimiyle, yani bir alt üst oluflla mümkündür. Bu alternatifin ülkemizdeki ilk seyri Demokratik Halk Devrimi yönündedir. Unutmayal›m ki; zay›f halkalar›n kopuflu bir bütün olarak emperyalizmin tarih sahnesinden silinece¤i yolu da döfleyecektir. Her yönüyle emperyalizmin stratejik zay›f halkas› olan ülkemizde Yeni Demokratik Devrim mücadelesini yükseltelim; örgütleyelim, örgütlenelim.
kan’a soruyoruz; yasay› kimin için haz›rlad›n›z? Kimin ayl›k 1.300 YTL geliri var? Nüfusun 4’te 1’i açl›k s›n›r›n›n alt›nda yaflarken bu sistemde nas›l konut sahibi olacak? Yasa ile emekli sand›¤› ve iflsizlik fonunda biriken paralar›n bu sisteme aktar›lmas› düflünülüyor. ‹nflaat sektörüne ve yabanc› yat›r›mc›ya kaynak aktar›l›yor böylelikle” dedi. Çetin konuflmas›n›n devam›nda yasan›n getirece¤i risklere iliflkin flu aç›klamada bulundu: “Gerçek konut de¤eri ve ekspertiz de¤eri aras›ndaki fark, konutlar›n k›ymet takdiri için yeterli uzman bulunmamas›, konutun yüzde 25’inin tüketicinin ödemesi, ödenen faizin gelir vergisi matrah›ndan düflülmemesi, masraflar ve sigorta giderleri. Mevcut konut kredisi kullananlar da otomatikman yasa kapsam›na al›nmakta, de¤er art›fl kazanc›ndan muafiyet de düflülmemektedir.”
Hassan Elmi, Somali’li bir göçmen, 37 yafl›nda 6 çocuk babas›. ‹zledi¤i bir Newroz gösterisi dikkatini çakmifl. “Somali için, Irak için, Kürtler için, bütün bask› alt›ndaki halklar için, bask› alt›ndaki halklara özgürlük günü” diyorum, heyecanlan›yor. Kurals›z Almancas›na el ve mimik hareketlerini katarak o kanl› mezbahadan nas›l kaç›p kurtuldu¤unu anlat›yor: “‹nsanlar tavuk gibi birbirlerini kesiyorlar, açl›k, sussuzluk, hastal›k, felaket!” “‹nsanlar berbat, pis sular için birbirini bo¤azl›yorlar. Afrika art›k yaflanmaz oldu, insanlar, hayvanlar, bitkiler, her fley ölüyor” diyor Elmi. Bunu emperyalistlerin yaratt›¤›n› biliyor, “Amerika yap›yor ha” diyor dindar Somali’li. Alkolden söz edilince iffeti ellenmifl gibi ürkden Elmi’ye, “Bu felakette dini siyasallaflt›rman›n da rolü yok mu” diyorum. “Var var, ama ne yapacaks›n ki birinden yana olmak zorundas›n, emperyalistlerden yana olamay›z ki.” Do¤ru söylüyor, tam bir açmaz. Her karfl›laflt›¤›m›zda gözleri çapakl›, yorgun görürüm onu. Belli ki Somali an›lar› uyutmuyor geceleri. Beni de uyku tutmaz ço¤u geceler. Bomba alevleri içinde havada uçuflan k›v›rc›k saçl› kara gözlü çocuklar›n 盤l›klar›yla kan-ter içinde uyan›r›m. Kerbela’da Hüseyin’in bedduas› m› tuttu! Çöl ortas›nda ufac›k bir kum tepeci¤inin ard›ndan yavrusunu gö¤süne bast›rarak iflgalci askerlerin namlular›na bakan o Irakl› gelinin gözlerindeki dehfleti unutamam. Binlerce sivilin aras›nda patlayan bombalar her akflam bir de benim yüre¤imde ve zihnimde patlay›verir. Bir de Ba¤adat’›n, Basra’n›n, Necef’in, Kerbela’n›n, Tikrit’in, Felluce’nin, Kerkük’ün, Musul’un yani kentlerin d›fl›ndaki insanlar› düflünürüm. Onlar›n kanl› öyküsüne kimse tan›k olamaz, bir kayda felan da geçmezler. Zaten “can kayb›”, “bilanço” kay›tlar›n› da Bat›l›lar tutuyor morglar üzerinden. O yüzden say›lar karma kar›fl›k ve muhtelif. Reuter Haber Ajans›’n›n BM, ABD ve ‹ngiliz akademisyenlerinin yer ald›¤› “Irak Body Count” giriflimi ve ABD Savunma Bakanl›¤› (Pentagon) verilerine dayanarak verdi¤i haberde 20 Mart 2003’ten bu yana 64 bin sivil, 6 bin 254 Irakl› polis ve asker, 3 bin 197 Amerikan askeri, 134 ‹ngiliz askeri, 124 di¤er ülkelerin askeri ölmüfl. Buna göre sadece 2006 y›l›nda 34 bin 500 sivil hayat›n› kaybetmifl. Bunlar morg kay›tlar› ve hükümet aç›klamalar›na dayan›yor. Ayn› raporda 2 milyon Irakl› ülkeyi terk etmifl, 1 milyon 700 bin kifli de kaçm›fl. Oysa Cornell Ünüversitesi uzman› Dr. Gideon Bolya’n›n UNICEF verilerine dayanarak haz›rlad›¤› raporda, 20 Mart 2003’ten bu yana toplam can kayb› 1 milyon, ölen ABD askeri 3 bin 218, eski Irak Ordusu ve direniflçilerin toplam kayb› 40 bin, geri kalanlar ise fliddetin ortas›nda kalan siviler. ABD’nin Johns Hopkins Ünüversitesi Bloomberg Kamu Sa¤l›¤› Okulu uzmanlar›n›n Irak’ta yapt›klar› ve 6 ay önce The Lancet dergisinde yay›mlanan araflt›rmalar›nda ise toplam can kayb› 655 bin olarak aç›kland› ve bu say› dünyan›n gündemine oturdu. “Savafla Son Komisyonu” adl› sivil toplum örgütü ise her 24 Irakl›dan birinin öldü¤ünü ve say›n›n 1 milyonun üzerinde oldu¤unu söylüyor. ABD ekonomisi h›zla askerilefliyor. Di¤er sektörlerdeki istihdam 1 milyon 200 bin azal›rken, askeri sanayideki istihdam 1 milyon 700 bin artt›. Nazi ekonomisine benzer bir dönüflüm yaflan›yor. Bush, 2008 y›l› bütçesinden askeri harcamalara toplam 716.5 milyar dolar ayr›lmas›n› istedi. Bunun 481.4 milyar dolar› genel savunma bütçesi, 235.1 milyar dolar› da Irak ve Afganistan’daki savafl için istiyor. Bush genel savunma bütçesinde % 11.3 art›fl öngörürken, sivil harcamalarda istenen art›fl sadece % 1. Bu bütçe, önceki dönemlerin indirgenmifl dolar de¤erlerine göre bütün savafl dönemi bütçelerinden yüksek. Örne¤in: Johnson’›n Vietnam Savafl›’n› sürdürmek için istedi¤i bütçe 1968’de 428 milyar, Reagen’›n so¤uk savafl döneminde, 1985’te istedi¤i bütçe ise 453 milyar dolard›. ABD Temsilciler Meclisi’nin 1 y›l içinde askerlerin Irak’tan çekilmesi karar›n› umursam›yor, t›pk› BM’ye yapt›¤› gibi. Korsan Colombo’nun petrol ve silah tekelcisi fl›mar›k torunlar› yaln›zca ABD ekonomisini askerilefltirmiyor, dünya ekonomisini de buna zorluyorlar. Bütün dünyada silahlanma yar›fl› h›zland›. ‹nsanlar›n ekme¤nden, suyundan, ilac›ndan, giysisinden k›s›p k›s›p silahlara yat›r›yorlar. Bir yandan bütün halklar daha çok yoksullaflt›r›l›r, her yerde sistem daha da bask›c› dönüflümler yaflarken, baz› ülkeler de tam bir insan mezarl›¤›na dönüflüyor. ‹flgalin dördüncü y›l›nda ayaklar alt›nda ezilen yaln›zca Irak halklar› de¤il, bütün insanl›¤›n gelece¤idir. Yaln›zca baz› ülkeler mezarl›¤a dönüflmüyor, ötesinde bütün bir insanl›¤›n ve bütün bir kürenin felaketi gözüküyor. Kendi gelece¤i için bu haydutlu¤u durdurmaya insanl›¤›n gücü yetmeyecek mi?
16
4/4/07
8:36 PM
Page 1
(Cyan plate)
ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3 ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42 MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97 KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55 D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92 AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: yunanistan_devrimcidemokrasi@yahoo.com.tr YD TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: devrimcidemokrasiyurdisi@hotmail.com
Newroz Piroz Bu!
*
DHP:
16
4/4/07
8:36 PM
Page 1
(Magenta plate)
ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3 ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42 MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97 KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55 D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92 AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: yunanistan_devrimcidemokrasi@yahoo.com.tr YD TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: devrimcidemokrasiyurdisi@hotmail.com
DHP:
Türkiye-Kuzey Kürdistan ve yurtd›fl›nda milyonlarca kifli Demirci Kawa’n›n yakt›¤› Newroz ateflini harlayarak, zalimlere karfl› mücadelenin sürece¤ini hayk›rd›
‹ki ayr› New roz ne anlama geliyor?
16
4/4/07
8:36 PM
Page 1
(Yellow plate)
ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3 ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42 MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97 KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55 D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92 AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: yunanistan_devrimcidemokrasi@yahoo.com.tr YD TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: devrimcidemokrasiyurdisi@hotmail.com
Newroz Piroz Bu! Türkiye-Kuzey Kürdistan ve yurtd›fl›nda milyonlarca kifli Demirci Kawa’n›n yakt›¤› Newroz ateflini harlayarak, zalimlere karfl› mücadelenin sürece¤ini hayk›rd›
‹ki ayr› New roz ne anlama geliyor?
*
DHP:
4/4/07
8:36 PM
Page 1
(Black plate)
KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹ • Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Hakan ERTEN
BÜROLAR
16
ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3 ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42 MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97 KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55 D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92 AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: yunanistan_devrimcidemokrasi@yahoo.com.tr YD TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: devrimcidemokrasiyurdisi@hotmail.com
Yay›n Türü: Yayg›n Süreli * Yönetim Yeri: Katip Mustafa Çelebi Mah. Tel Sok. No:20 Daire:2 Beyo¤lu/‹stanbul Tel:(0212) 243 9192
Teknik Haz›rl›k-Kardelen Yay›mc›l›k Adres: Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3 Okmeydan›/‹STANBUL Tel:(0212) 238 37 76 Faks:(0212) 238 37 96 • Bask›: Gün Matbaac›l›k Adres: Sefaköy Telsizler Mev. Akasya Sok. No:23/A Küçükçekmece/‹ST. Tel( 0212) 580 63 75• DA⁄ITIM: YAY-SAT
DHP: ‘Newroz Piroz Be!’
evlet taraf›ndan yarat›lan gergin havaya ve kutlamalar›n hafta içine gelmesine ra¤men kat›l›mlar›n yüksek oldu¤u kutlamalarda, birçok yerde polis taraf›ndan kitleye müdahalede bulunuldu. Baflta ‹stanbul, Diyarbak›r, Mersin, Van, Malatya, Adana, ‹zmir, Bursa olmak üzere, 35 ilde kitlesel gösterilerle kutlanan Newroz sonras› yüzlerce kifli devletin kolluk kuvvetleri taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Akflam saatlerinde ise ço¤u emekçi semtinde atefller yak›larak eylemler yap›ld›.
D
Amed Elaz›¤ yolu üzerinde bulunan Fuar Alan›’nda yap›lan Newroz kutlamalar›na yüz binlerce kifli kat›ld›. Rojamed Müzik Gurubu ve Ermeni sanatç› ‹lia Simonia’n›n müzik dinletisi sundu¤u mitingin sona ermesinin ard›ndan da¤›lan kitleye gaz bombalar›yla sald›ran polis, onlarca kifliyi gözalt›na ald›.
Ankara ‹stanbul Kazl›çeflme Meydan›’nda binlerce kiflinin kat›l›m›yla gerçekleflen Newroz kutlamas›nda Grup Munzur, Rojin, Ozan Ferhat, Koma Jihat ve Koma Rewflen sahne ald›. Kat›l›m›n yüksek oldu¤u kutlamada polis provokasyonu nedeniyle olayl› anlar yafland›. Kutlama öncesinde polis ile k›sa süreli bir gerginlik yaflan›rken, kutlaman›n ard›ndan da¤›lan kitleye polisin sald›rmas› sonucu çat›flma ç›kt›, onlarca kifli gözalt›na al›nd›. Ayr›ca DTP’li S›rr› Sak›k, Do¤an Erbafl ve 7 kiflilik tertip komitesi de gözalt›na al›nd›.
Abdi ‹pekçi Park›’nda, 25 Mart günü yap›lan mitingte DTP, EMEP, SDP, DHP, ESP, ‹HD, ÇHD, KESK fiubeler Platformu ile birçok demokratik kitle örgütünün üyeleri bir araya gelerek Newroz’u kutlad›. Kat›l›mc› kurumlar›n temsilcilerinin konuflmalar yapt›¤› miting Koma Dilan’›n verdi¤i müzik dinletisiyle sona erdi. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusu’nda DGH, Gençlik Derne¤i, Tüm-‹GD ve Ekim Gençli¤i üyeleri 22 Mart günü atefl yak›p halay çekerek Newroz’u kutlad›lar.
‹zmir Yak›lan atefller geceyi ayd›nlatt› Newroz’u kutlamak için ‹stanbul’un Karayollar›, 1 May›s, Gülsuyu, Kurfal›, Esenyal› gibi birçok semtinde de atefller yak›ld›. 22 Mart akflam› Gaziosmanpafla Karayollar› semtinde bir araya gelen DHP’liler atefller yakarak Newroz’u kutlad›lar. Devrim flehitleri ad›na yap›lan sayg› durufluyla bafllayan kutlamalar, Newroz atefli etraf›nda çekilen halaylarla devam etti. S›k s›k ‘Newroz piroz be’, ‘Biji bratiya gelan’ ve ‘Newroz atefli Halk Savafl›’yla büyüyor’ sloganlar›n›n at›ld›¤› kutlama, olays›z bir flekilde sona erdi. Anadolu Yakas›’nda da, Kurfal›, Esenyal›, Gülsuyu, 1 May›s mahallelerinde DHP, Partizan, ESP, DTP, EMEP, SDP, Al›nteri, PDD ve BDSP gibi kurumlar›n üyeleri atefller yakarak Newroz’u kutlad›lar.
Önceki sene olaylar›n yafland›¤› Gündo¤du Meydan›’nda kutlama yap›lmas›na izin verilmeyince, Newroz kutlamas› Buca ilçesinde yine binlerce kiflinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. ‹lk olarak alana gelen kitleye polisin sald›rmas› sonucu tertip komitesinden bir kifli de dahil olmak üzere çok say›da kifli gözalt›na al›nd›. Ancak polisin tüm engelleme çabalar›na ra¤men kat›l›m›n yüksek oldu¤u
MKP militanlar› Newroz’u selamlad› Maoist Komünist Partisi (MKP) militanlar› 21 Mart gecesi Ümraniye 1 May›s Mahallesi’nde yapt›klar› eylemle Newroz’u selamlad›lar. Karakol Dura¤› önünde toplanan militanlar, “Maoist Komünist Partisi/Halk Kurtulufl Ordusu” pankart› açarak, yola att›klar› molotoflarla caddeyi trafi¤e kapatarak, yürüyüfl yapt›lar. Yürüyüfl boyumca “Yaflas›n partimiz Maoist Komünist Partisi”, “Faflistlerin korkusu Halk Kurtulufl Ordusu”, “Yaflas›n Newroz, Newroz piroz be”, “MKP’nin hedefi patron a¤a devleti” sloganlar› atan militanlar, Çeflme Dura¤›’nda mahalle halk›na yapt›klar› ajitasyon konuflmalar›n›n ard›ndan
eylemlerine son verdiler.
Militanlar jandarmayla çat›flt› Sar›gazi’de Newroz kutlamas› yapan MKP, TKP/ML, MLKP ve TEKP/L militanlar› ile jandarma aras›nda çat›flma ç›kt›. 21 Mart akflam› Demokrasi Caddesi üzerinde yap›lmak istenen kutlamaya müdahale eden jandarmaya molotof kokteyli ve tafllarla yan›t veren militanlar, ara sokaklarda çat›flmaya devam etti. Çat›flmalar s›ras›nda molotoflar›n isabet etti¤i bir akrep hafif flekilde hasar görürken, üç jandarma da at›lan molotof ve tafllar nedeniyle yaraland›.
Avrupa’da Newroz coflkusu ADHK, ADGH ve ADKH yapt›klar› ortak aç›klamayla, insanl›¤›n her tarihsel dönem ve ça¤da, kendi gelece¤ini karartmak isteyen zalimlere karfl› canlar› pahas›na verdi¤i mücadelelerle bu günlere
miting kurum temsilcilerinin yapt›¤› konuflmalar›n ard›ndan müzik eflli¤inde çekilen halaylarla sona erdi.
Konya DTP’nin organize etti¤i ve binlerce kiflinin kat›ld›¤› kutlamada, Koma Avaz ve Koma Xelikan’›n verdi¤i müzik dinletisi ile Newroz atefli etraf›nda halaylar çekilmesinin ard›ndan miting sona erdi. Mitingden hemen sonra aralar›nda DTP ‹l Baflkan› Muzaffer Küçüky›ld›z’›n da bulundu¤u 13 kifli göz alt›na al›nd›. Tutuklanma talebiyle bir sonraki gün mahkemeye sevk edilen 13 kifli serbest b›rak›ld›.
Malatya Cemal Gürsel Mahallesi’nde bir araya gelen DHP, Partizan ve HÖC üyeleri atefller yak›p halaylar çekerek Newroz’u kutlad›lar. Cemal Gürsel minibüs dura¤› önünde topland›ktan sonra, “Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i-Newroz Piroz Be!” pankart›yla yap›lan yürüyüflün ard›ndan, atefl yak›larak mahalle halk›yla birlikte halaylar çekildi.
Eskiflehir Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampusu’nda, DGH, DTP Gençli¤i, SDG ve SGD üyeleri düzenledikleri etkinlikle Newroz’u kutlad›lar. Müzik dinletisi verilen ve ortak bir aç›klama yap›lan etkinli¤e, Gençlik Derne¤i, Ö¤renci Kolektifleri, Ekim gençli¤i, DPG ve EHP de destek verdi. geldi¤ini belirterek, dünya gericili¤ine karfl› Newroz’un isyan›n› kuflanmak gerekti¤ini belirttiler.
Afyon ‹zmir’de yap›lacak Newroz kutlamalar›na kat›lmalar› polis taraf›ndan engellenen DGH, SGD, YÖGEH ve EMEP üyeleri, Afyon Kocatepe Üniversitesi ANS Merkez Kampusu’nda Newroz’u kutlad›lar. Kutlama s›ras›nda bir gurubun ‘tekbir’ getirerek devrimci demokrat ö¤rencilerin üzerine yürümesi üzerine yaflanan gerginlik, eylemcilerin kararl› tutumu ve okul yönetiminin araya girmesi ile büyümeden sona erdi.
Bursa DTP, DHP, ESP, EMEP ve SDP’nin organize etti¤i kutlamalar Gökdere Bulvar›nda yap›ld›. ‹lçelerden gelen kat›l›mc›lar›n engellenmesi nedeniyle geç bafllayan miting, söylenen türküler eflli¤inde çekilen halaylarla sona erdi.
Elaz›¤ Geçen iki y›lda oldu¤u gibi bu y›l da iki ayr› kutlaman›n yap›ld›¤› Elaz›¤’da, DTP ve EMEP, valili¤in belirlemifl oldu¤u miting alan› olan ‹stasyon Meydan›’nda yapt›klar› etkinlikle Newroz’u kutlarken, DHP ve HÖC ise akflam saatlerinde Fevzi Çakmak Mahallesi’nde etkinlik düzenledi. Davul zurna eflli¤inde çekilen halaylarla bafllayan Fevzi Çakmak Mahallesi’ndeki kutlamalar, Newroz ateflinin yak›lmas›n›n ard›ndan Grup Umuda Türkü’nün verdi¤i dinleti ile son buldu.
Dersim Newroz mitingi ‘w’ harfine tak›l›nca, l› örgütlerden MKP, TKP/ML, MLKP, TK‹P ve T‹KB’nin Frans›zca, Türkçe ve Kürtçe “Yaflas›n Newroz” pankart› ile kat›ld›¤› mitingde, ADHK,
Paris Türk, Kürt ve Frans›z emekçileri Paris’te 17 Mart günü Newroz’u kutlad›. Basille Meydan›'nda toplanarak yürüyen binlerce kifli, Nation Meydan›’ndaki mitinge kat›ld›. Türkiye-Kuzey Kürdistan-
AT‹K, AVeG-Kon, B‹R-KAR, Yaflanacak Dünya Gazetesi’nin imzas›n› tafl›yan, “Biji Newroz” bafll›kl› bildiri okundu ve yo¤un flekilde da¤›t›ld›.
Londra
Demokratik Haklar Platformu, Newroz dolay›s›yla yaz›l› bir aç›klama yay›nlad›. Egemen s›n›flar›n bugün de Newroz’un devrimci, ilerci ve yurtsever güçlerce baflkald›r› ve isyan ruhuyla kutlanmas›n› engellemek istedikleri ve alt›n› boflaltmak istedikleri belirtilen aç›klamada, “Nevruz; Türk hakim s›n›flar›n›n inkar ve imha politikalar›n›n ifadesidir. Bahar bayram› ad› alt›nda, resmi törenlerle devlet erkan›n›n yapt›¤› kutlamalar, halk›m›z›n bilincini mu¤laklaflt›rma çabas›ndan baflka bir fley de¤ildir” denildi. Aç›klamada, devletin ›rkç›, flovenist karakteri karfl›s›nda ‹brahim Kaypakkaya’n›n ülke özgülünde çizmifl oldu¤u tüm uluslara ve az›nl›klara kendi kaderini tayin hakk›, tam hak eflitli¤i talebi ve halklar›n kardeflli¤i fliar›n›n daha gür hayk›r›lmas› gerekti¤i be-
Dersim’de Newroz, “fiovenizme Karfl› Halklar›n Kardeflli¤i Mitingi” ad› alt›nda kutland›. K›flla Meydan›’nda yap›lan kutlamada DHP ad›na konuflan Murat Kur konuflmas›n›, “Biz kazanaca¤›z, halk kazanacak, Halk Savafl› kazanacak” sözleriyle bitirdi. DHP’liler s›k s›k, “Önderimiz ‹brahim Kaypakkaya”, “A¤a patron devletini y›kaca¤›z, halk iktidar› kuraca¤›z”, “Kürt halk›na özgürlük Halk Savafl› ile gelecek” ve “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” fleklinde sloganlar att›lar.
Urfa Newroz kutlamalar›ndan sanatç›lar ‹lkay Akkaya, Xemgin Birhat ve Koma Xewin sahne ald›lar. Kutlama nedeniyle birçok kifli gözalt›na al›nd›, dört kifli tutuklanarak Urfa E tipi kapal› hapishanesine gönderildi. Xemgin Birhat da, ‘Blind Apo’ türküsünü söyledi¤i için örgüt propagandas› yapt›¤› gerekçesiyle mahkemeye ç›kart›ld›. Londra YÇKM, Fed-Bir, AT‹K-LK, Halkevi, Kurdish Derne¤i, Gik-Der, Day-Mer taraf›ndan 21 Mart akflam› yap›lan yürüyüflle Newroz kutland›. Londra’n›n Wood Green bölgesinde toplanarak Haringay bölgesinde bulunan Kurdish Derne¤i önüne yürüyen kitle, yürüyüfl boyunca Türkçe, ‹ngilizce ve Kürtçe “Yaflas›n Newroz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” ve “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar› att›.
Demokratik kurumlar›n tavr› üzerine k›sa bir de¤ini Elaz›¤’da çal›flmalar›na bafllad›¤›m›z›n 3. y›l›nda da Newroz’da önceki y›llar gibi bir ayr›flma yaflad›k. Elbetteki bu ayr›flmada her hareketin oldu¤u gibi bizim de pay›m›z var. Biz hatalar›m›zla yüzleflecek bir konumda oldu¤umuza inan›yoruz. Elaz›¤’da tarihsel günlerin karfl›lanmas›nda tam olarak bir birlik sa¤lanamad›. Her defas›nda ayr›flma, tart›flmalardan kaç›nma politikas› izlendi. Elaz›¤’da geçen y›l yaflanan 1 May›s prati¤i bu ba¤lamda önemli dersler içermekteydi... 1 May›s günü meydanda bir saate yak›n beklememize ra¤men gelece¤ini söyleyen dostlar›m›z yürüyüfl alan›ndaki yerlerini almam›fllard›... Yürüyüfle onlars›z bafllama karar› al›nd›. Bu karara alanda bulunan sendikal› dostlar da kat›ld›lar. Yürüyüfle sald›r› olunca as›l suçlular da devrimci kurumlar oldular. Ad›m›z› provokatöre ç›ka-
ran, sald›r›n›n faturas›n› bizlere kesen de bu dostlar›m›zd›. Oysa sald›r›da bedel ödeyen, tutuklanan, kurumsal çal›flmalar› aksayan bizlerdik. Üç devrimci kurumun 11 aktivisti 2,5 ay hapiste kald›. Bunlar› niye anlatt›k. Çünkü bu sene bizden habersiz adeta yang›ndan mal kaç›r›r gibi Newroz baflvurusunu yapan dostlar›m›z›n temel dayanaklar› bu tür argümanlard›. Dostlar›m›z da iyi bilirler, faflizm ilerici kurum ve partilere her dönem sald›rm›flt›r. Bu onlar›n stratejik ç›karlar›n› koruma politikas›ndan kaynaklanmaktad›r. Kald› ki biz sistemin sopalar› konumunda olan kolluk güçleriyle didiflme oyunu oynayan maceraperestler de¤iliz, Demokratik Halk ‹ktidar› perspektifi ile mücadele eden, temel mücadele taktiklerini
düflman›n yönelimi ve kendi gücümüze göre beliryen, devrimin bilimsel yürüyüflünde kendi misyonunu yerine getirmeye çal›flan, meflru devrimci-demokratik kurumlar›z. Yani dostlar›m›z›n iddia etti¤i gibi ne kendilerinin gerçeklefltirdi¤i yasal miting için, 'yasalc›lar afla¤›da, biz yukarday›z' dedik, ne de s›n›f mücadelesinin bir parças› olarak sald›r›lara karfl› koyma görevimizi es geçtik. Biz yasalar›n bofllu¤undan yararlanmay› hiçbir zaman küçümsemedik. Program›m›zda belirtildi¤i gibi, "yasalar›n izin verdi¤i yere kadar yasalarla, yasalar›n s›n›rlad›¤› yerden sonra da yasalara ra¤men" bir eylem çizgisi izleriz... Birileri bizi tan›mama, yok sayma politikas› izleyerek bir yerlere varaca¤›n› san›rlarsa da fena halde yan›lacaklard›r. Bu sekter, ben merkezci tarz halk güçlerine zarar verecektir. Önemli tarih-
sel günlerde yakalanamayan birliktelikler halk kitlelerinde güvensizlik yaratmaktad›r. Hiçbir kurum bu ülke tarihinde onurlu bir yere sahip olan devrimci kurumlar› d›fllama hakk›na sahip de¤ildir. Egemenlerin umutsuzlu¤u alternatifsizli¤i dayatt›¤›, örgütsüz, bireyci yaflam› kutsad›¤› bir dönemde ortak tarihi günlerde birli¤i de¤il, parçal›l›¤› dayatmak halklar›m›z›n bilincinde az›msanmayacak bir etki b›rakan karamsar-tasfiyeci ideolojilere kan tafl›yacakt›r. Ülkemiz devrimci hareketinin tarihinde yaflanan çat›flmalar›n nas›l bir bütün olarak devrim cephesine zarar verdi¤ini devrim tarihi bilinci olanlar iyi bilirler. Herkesin sürece yeniden bakmas›n› umuyoruz.
Elaz›¤ Demokratik Haklar Platformu