dd_153

Page 1

Bar›fl söylemlerinin gölgesinde imha ve inkar sürüyor Geleneksel siyasetinden vazgeçmeyece¤ini bir kez daha teyit eden devletin, DTP özgülünde Kürt ulusal hareketine yönelik gerçeklefltirdi¤i sald›r›n›n mesaj› net: imha ve inkar! DTP’ye yönelik, 14 Nisan’da bafllayan ve baflta Amed olmak üzere, 15 ilde estirilen devlet terörünün yürütücülerinden savc›l›k, DTP’nin yasal faaliyetlerini,

15 Günlük Siyasi Gazete

Y›l: 7

Kamyon kasas›nda ‘umuda’ yolculuk

Mevsimlik iflçiler için bu mevsim de¤iflikli¤i, ayn› zamanda, yo¤un bir ifl temposunun ve kamyon kasalar›nda yap›lacak kilometrelerce yolculu¤un habercisi… Her sene ayn› aylarda bafllayan, onlar›n çilesi. Yaflad›klar› topraklardan kalk›p, ‘ekme¤in pefline’ düflüyorlar. F›nd›k, pamuk, turunçgil, f›st›k, ne olursa… Çocuklar› ve kendi yaflamlar› için yetecek kadar eflyay› al›p düflüyorlar yola. Bilmedikleri , dilinden anlamad›klar› co¤rafyalara, sanki hep ayn› dili konuflan a¤alar›n, patronlar›n yarar›na çal›flmaya gidiyorlar. Su, elektrik gibi olanaklardan yoksun bir flekilde, günlerce sürüyor çad›r yaflant›lar›. SAYFA 6

Say›: 153

belediyelerin projelerini ‘suç delili’ olarak gösterdi.

‘Diz çöktüremezsiniz’ DTP Eflbaflkan› Ahmet Türk, sald›r›lar› tetikleyenin bizzat Baflbakan oldu¤unu belirterek, “Hiçbir güç DTP’ye diz çöktüremeyecektir” dedi. Grup Baflkan Vekili Sela-

• 20-30 Nisan 2009 • Fiyat›: 1 TL

hattin Demirtafl, “Operasyon, Kürt halk›n›n iradesinin k›r›lmak istendi¤inin ifadesidir” derken, Eflbaflkan Emine Ayna ise, sald›r›n›n yaln›zca DTP’nin seçim baflar›s›n›n hazmedilememesinin ürünü olmad›¤›n› söyleyerek, “Sald›r›, bizim çözüm olarak ortaya koydu¤umuz projelerimizedir” dedi.

e-mail: devrimcidemokras@ttmail.com

www.devrimcidemokrasi.net

Kriz bahanesi ile gasp edilen senin eme¤in, çal›nan senin gelece¤indir

Eme¤in ve gelece¤in için 1 May›s’ta alanlara Tüm dünyay› etkisi alt›na alan, son zamanlarda da ülkede etkisi derin bir flekilde hissedilen krizle 1 May›s’a giriliyor. Emperyalist sald›rganl›¤›n, genifl halk kitlelerine yönelik bask›lar›n, iflsizli¤in, yoksullu¤un, pahal›l›¤›n, Kürt ulusal hareketine yönelik imha ve inkar sald›r›lar›n›n her geçen gün artt›¤› bu süreçte emekçiler, 1 May›s’› kutlamaya haz›rlan›yor. Haklar› gasp edilen, iflten at›lan, yoksullaflt›r›lan, bask›ya u¤-

rayan iflçiler, köylüler, kad›nlar, gençler ve tüm ezilen emekçi kesimler, 1 May›s’ta alanlara ç›kacak. Emperyalistlerin ve ufla¤› iktidarlar›n zorbal›k politikalar›na karfl› emekçi halklar›n tepkisi ve öfkesi yükseliyor. Bu gerçekli¤in fark›nda olan devlet, bu tepkinin ve geliflebilecek toplumsal muhalefetin önüne geçebilmek için k›ymeti kendinden menkul aç›l›mlardan birini daha aç›klad›. Her aç›l›m›n alt›nda ikiyüzlülü¤ün yatt›¤›,

Sendikalar ve devrimciler 1 May›s’ta Taksim’de KESK, D‹SK gibi sendika konfederasyonlar› 1 May›s’› Taksim’de kutlayacaklar›n› aç›klad›lar. 1 May›s’›, kutlama ve yer meselesine endeksleyen sendikalara hükümetin cevab›, “Taksim’e izin vermeyiz” oldu. ITUC ve ETUC gibi uluslararas› sendikalar, 1 May›s’›n Taksim’de kutlanmas›na destek veriyor. Devrimci 1 May›s Platformu da 1 May›s’ta Taksim’i iflaret etti. Platform, iflçilerin iflten at›lmas›, haklar›n›n gasp edilmesi, fabrikalar›n iflgal edilmesi karfl›s›nda krizi dindirme programlar› haz›rlayan, fabrika iflgallerini görmeyen ve oralarda olmayan anlay›fl yerine, iflçi, emekçilerin talepleri ile birlikte, “birleflik, kitlesel ve devrimci 1 May›s’› karfl›layal›m” ça¤r›s›nda bulundu.

‘Hakl› oldu¤umda ‘sus’ diyorlar’ Kürt kad›nlar›n›n yaflad›¤› sorunlar büyük. Amed’de gazetemize konuflan kad›nlar›n anlat›mlar›, Kürt illerinin her hangi bir ilinde hemen her kad›n›n ayn› kuflat›lm›fll›k alt›nda yaflad›klar›n›n aynas›n› tutuyor. Evlendikten sonra, çember içine girdiklerini söyleyen kad›nlar, konuflma haklar›n›n olmad›¤›n› flöyle ifade ediyor: “Kocam hakl› oldu¤u zaman, ‘sus’ der; kendi hakl›l›¤›m› ortaya koydukça ‘sus’ diyorlar”. “Töredir diye, hiç tan›mad›¤›m, görmedi¤im bir insanla evlendirildim. Mardin taraf›nda bütün k›zlar böyle evlendirilir” diyen Kürt kad›n›, kad›nlar›n baflkald›rmad›¤› sürece ezilmeye mahkum olaca¤›n› vurgulad›. SAYFA 7

MKP’den 24 Nisan aç›klamas› Maoist Parti, 24 Nisan tarihlerine denk gelen kurulufl y›l› ile Ermeni ulusuna yönelik soyk›r›ma iliflkin aç›klama yay›mlad›. 37. kurulufl y›ldönümü ve 38. mücadele y›l›n› selamlayan Maoist Parti, 1915’te Ermeni ulusuna yönelik yap›lan soyk›r›m› da k›nad›. “24 Nisan 1972’de Malatya-Kürecik da¤lar›nda göndere çekilen bayrak, entarnasyonalist proletaryan›n k›z›l sanca¤›d›r” denilen aç›klamada, bu günün kavray›fl›yla sürecin görevlerine sar›lma ça¤r›s› yapt›. Ermeni katliam›n› k›nayan Maoist Parti, Kürt ulusal hareketine yönelik imha ve inkar sald›r›lar›na da de¤inerek, katliamlardan emperyalistlerin ve uflak rejimlerin sorumlu oldu¤unun alt›n› çizdi. SAYFA 13

Kültür-Sanat Marks dönmek istemedi

Sayfa 12

GÜNCEL

Baflbakan Erdo¤an’›n, 1 May›s’›n tatil günü ilan edilmesi için çal›flmalara baflland›¤› aç›klamas›nda da görüldü. ‘Demokratiklefliyoruz, AB yolunda ilerliyoruz, insan haklar›na sayg›l›y›z(!)’ görüntüsü vermek isteyen devlet, her türlü bask›ya ve katliama karfl› bedeller ödenerek kazan›lan uluslararas› birlik, mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s’› ‘resmi tatil günü’ ilan etmeye haz›rlan›yor.

Mücadele ile kazan›lm›fl haklar bahfledilemez

DHF: ‹flsizli¤e ve yoksullu¤a karfl› 1 May›s’a, mücadeleye 1 May›s’›n mücadele günü oldu¤u bilinci ile hareket eden DHF, ‘‹flsizli¤e, Zamlara ve Yoksullaflmaya Karfl›, Eme¤imize ve Gelece¤imize Sahip Ç›kal›m! DHF Saflar›nda Örgütlenelim’ fliar›yla bafllatt›¤› kampanya çerçevesinde çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›r›yor. Ezilen tüm kesimleri ‘çaresizlefltirmeye’ çal›flanlara karfl›, genifl halk kitlelerine ‘çare sizsiniz’ demek için gücünü seferber ediyor. Tüm sald›r›lara karfl› yoksul emekçi kesimlerle buluflmay› ve onlarla birlikte mücadele yürütmeyi amaçlayan ve kampanyas›n› 1 May›s’ta sonland›racak olan DHF, halk kitlelerine ‘Eme¤in ve Gelece¤in ‹çin 1 May›s’ta Alanlara’ ça¤r›s› yap›yor.

<GÜNDEM> Kelebek t›rt›l olacak m› SAYFA 3

IIIIIIII

<PERSPEKT‹F> Siyasal ba¤›ms›zl›k temel halkad›r SAYFA 8

Emperyalizmin yeni tuza¤›: Medeniyetler ‹ttifak› Türk devletinin, ABD’nin deste¤iyle Güvenlik Konseyi Geçici Üyeli¤i’ne seçildi¤i BM, bugünlerde ‘Medeniyetler ‹ttifak›’ projesi ile gündemde. 6-7 Nisan tarihlerinde ‹stanbul’da yap›lan Medeniyetler ‹ttifak› 2. Forumu öncesinde, ABD Baflkan› Obama da ülkeyi ziyaretinde ittifak› güçlendiren konuflmalar yapt›. Dünyan›n büyük bir kriz içinde oldu¤unu ve bu krizin de ‘medeniyet krizi’ oldu¤unu öne süren bu oluflum, krizin temelinde de “ba¤nazl›klar, bilgisizlikler, kin ve nefret duygular›, terör ve fliddet elemleri ile savafl ve sald›rganl›k e¤ilimleri”nin yatt›¤›n› savunuyor. SAYFA 15

Polisin görevi cinayet ifllemek! SAYFA 4

GENÇL‹K

Devletin 1 May›s’› tatil günü ilan edece¤ini söylemesi, sendikalar› memnun etti. Bunun AB ve demokratikleflme yönünde önemli bir geliflme oldu¤unu kaydeden birçok sendika, bu politikalar›n gelifltirilmesini istedi. Devlet, 1 May›s’› bir lütufmufl gibi sunmaya çal›fladursun, 1 May›s, emekçilerin meflru dayan›flma ve mücadele günü olarak kutlanmaya devam ediyor. Konuya iliflkin DHF, “AKP hükümetinin hiçbir aç›l›m›, iflçilerin, köylülerin ve ezilen di¤er tüm kesimlerin tarihsel süreç içerisinde can bedeli fedakarl›klarla, meflru mücadele ile kazand›klar› haklar› ‘bahfledemez!’. 1 May›s ‘tatil’ günü de¤il, ‘mücadele’ günüdür!” aç›klamas›nda bulundu.

Güney Asya’da Maoist ayak sesleri Nepal’de ana muhalefet partisi olan Nepal Kongre Partisi, BNKP (M)’ye karfl› mecliste oturma eylemi karar› ald›. Prachanda ise, anayasan›n haz›rlanmas›na dair süreç için öncelikle ordular›n entegrasyonunun sa¤lanmas› gerekti¤ini söyledi. Hükümetin onay› al›nmaks›z›n Nepal ordusunun asker ve teknik malzeme al›m› tepkilere neden oldu. Bar›fl Sözleflmesi’nin ihlal edildi¤ini belirten HKO komutan› Kshore Pun, ordunun, devrimci hareketi engellemeye çal›flt›¤›n› belirtti. Di¤er yandan Hindistan’da 16 Nisan’da bafllayan seçimleri boykot eden Maoistler, silahl› eylemlerini yo¤unlaflt›r›yor. SAYFA 11

Dicle Üniversitesi ö¤rencileri katledilen arkadafllar›na sahip ç›kt› SAYFA 9


güncel

2 20-30 Nisan 2009

’den Emperyalist kapitalist devletler, sömürüye dayal› ve dünya halklar› için gelece¤i olmayan sistmelerinin yaratt›¤› finans canavar›n›n a¤z›na düflmeye bir ad›m daha yaklaflt›lar. Finansal kriz, bu sefer küçük parçalarla doyaca¤a benzemiyor ve daha çok kurban istiyor. Baflta ABD olmak üzeren emperyalist devletler, kendi zenginliklerinin yaratt›¤› canavar› dizginlemenin telafl› içerisinde bir araya geldikleri G20 ve NATO toplant›lar›nda krize verecekleri kurbanlar› da seçtiler. Bu toplant›dan ç›kan sonuç flafl›rt›c› olmad›. Canavar›n karn›, emperyalist devletlerin sömürge ve yar› sömürgeleri olan ülkelerde, üreten iflçi-köylü ve emekçi y›¤›nlar›n›n emekleri ve al›nterleri ile doyurulacak. Türk devleti uflakl›¤›n› yapt›¤› emperyalist efendisi ABD'nin baflkan›n› ülkede a¤›rlaman›n büyük “k›vanc”›n› yaflad›. Obama'y› mecliste askerinden baflbakan›na, miletvekilinden cumhurbaflak›na kadar tüm

devlet erkan› pür dikkat dinledi, ayakta alk›fllad›. Öyleki, Gül'ün çumhurbaflkan› olmas›nadan ve DTP'nin meclise girmesinden bu yana askerin u¤ramad›¤› meclis, Obama’n›n gelifli sayesinde ilk deffa bu kadroyu bir arada gördü. Büyük bir sadakatle omuzu kalabal›klar ve düzen partilerinin vekilleri, foto¤raflarda Obama'yla ayn› karade olmak için birbiriyle yar›flt›lar. Bu yar›fl›n elbette bir nedeni var. Emperyalizmin finansal krizini aflarken ve bölgede iktisadi ve politik de¤iflimi dayatt›¤› bu süreçte her ülkenin komprador burjuvas› ve toprak beylerinden oluflan hakim iç dinamikleri, buna ayak uydurmak için bu tür f›rsatlar› kaç›rm›yorlar. “Çizdi¤in bu yolda benimle yürü, senin en iyi ufla¤›n benim” anlay›fl› ile k›yas›ya bir yar›fl içerisine giren bu unsurlar, elbette ABD'nin baflkan› karfl›s›nda aç›klama yaparken Cumhurbaflkan› Gül gibi heycanlanacakt›r. Devlet kendisini istedi¤i kadar demokratik göstermek için bin bir türlü maske takmaya çal›fls›n gerçek ortadad›r. Devletin demokrasi ipli¤i pazara çokça ç›km›flt›r.

Ve halk›m›z bu durumu çok iyi bilmektedir. Ülkeyi faflizmle yönelten bir devletin demokrasi anlay›s›, ancak halk›n ve ezilen ulusun mücadelesine karfl›, kendi cephesinde ayr› düfltü¤ü di¤er gerici odaklarla oturdu¤u birlik masad›r. Onun ötesinde demokrasi, onlar için halk› sömürmek ve halk›n örgütlerine sald›rmaktan baflka bir anlama gelmez. Bugün DTP'ye düzenlen sald›r› ile devletin Kürt ulusal sorunu karfl›s›nda hangi ad›mlar› ataca¤›n› ve att›¤› ad›mlar›n niteli¤ini de göstermifl oldu. Türk devleti, efendilerinin içerisine girdi¤i krizden te¤et geçtikleri yönünde hükümet a¤z›ndan aç›klama yapsa da, ülkenin içerisinde oldu¤u ikdisadi buhran, gün geçtikçe art›yor ve iflçi ve emekçiler kendilerini kap› önünde bularak, evine ekmek götüremiyorlar. Devlet taraf›ndan çizilen pembe tablolar, tekstil atölyelerinde, fabrika havzalar›ndaki grev ve iflyeri iflgaleri ile paramparça oluyor. Gün geçtikçe de, hükümet ve patronlar›n krizin faturas›n› iflçi-emekçilere ödetmesi nedeniyle bu tablo büyüyerek bir çok yere s›çrayacak.

fiu an parçal› ve da¤›n›k ilerleyen grev ve iflgal eylemlerini birlefltirerek, bilinçi ve iktidar› hedefleyen bir çizgiye çekmek önmüzdeki en önemli görevlerden bir tanesi. Bu nedenle DHF'nin bafllatm›fl oldu¤u kampanya halk›n iktidara yürüyüflünde büyük önem tafl›d›¤›n› daha derinlikli anlamal› ve kampanya içerisinde enerjimizi a盤a ç›kartarak halk kitlelerini örgütlü mücadeleyle buluflturmal›y›z. Bu nedenle 1 May›s'›, iflbirlikçi sendikalar›n, karfl› devrimin ideolojik siyasi sald›r›lar› ile harmanlanm›fl umutsuz y›¤›nlar toplulu¤u ile de¤il, grev ve iflgallerini iktidara yöneltebilen iflçi ve emekçi kesimlerle karfl›lamak önemlidir. Özelikle bu süreçte iflçi s›n›f› ve genifl emekçi kesimlere yönelik emperyalist ABD ve onun sad›k ufla¤› Türk devletin bafllatm›fl oldu¤u liberal sald›r›y› gö¤üsleyerek buna karfl› alternatifimiz olan iktidar mücadelesini kitlelerin içerisinde ete kemi¤e büründürmeliyiz.

Yolumuza ‹lyaslarla devam ediyoruz “Gazete sadece kolektif propagandist ve kolektif bir ajitatör de¤il, ayn› zamanda kolektif bir örgütçüdür de… Bu aç›dan, infla halindeki bir binan›n çevresinde kurulan bir iskeleyle k›yaslanabilir; binan›n krokisini gösterir, tek tek inflaat iflçileri aras›nda irtibat› kolaylaflt›r›r, iflbölümü yapmalar›na ve örgütlü çal›flma sayesinde ulafl›lm›fl olan genel sonuçlar› görmelerine yard›mc› olur.” Lenin

Gazetecilik, yaflananlar› topluma duyurman›n ve bir refleks yaratman›n mesle¤idir. Gazetecinin temel sorumlulu¤u, olaylar› yal›nl›kla aktarmak, halk› yaflananlarla ilgili bilgi sahibi yapmak ve do¤ru sentezler sunmakt›r. Gazetecilik de ekonomik iliflkilerden ve siyasi konumlan›fltan ba¤›ms›z olamaz. Her s›n›f›n, her siyasi konumlan›fl›n kendine göre bir bilinci, yaflant›s›, kültürü ve nihayetinde insan› ve toplumu oldu¤u gibi, gazetecilik anlay›fl› da vard›r. Burjuva feodal sistem, gazetecili¤e ve genel anlam›yla medyaya ciddi bir misyon yüklemektedir. Bu misyon, halk›n bilincini buland›rma ve halk› toplumsal ve ekonomik olaylara karfl› duyars›zlaflt›rma misyonudur. Bu misyon, fikir ve prati¤iyle tabi oldu¤u s›n›f›n ç›karlar›n›n her daim korunmas›d›r. Sistemin medyas› oldu¤u gibi, devrimcilerin de medyas› vard›r, var olmak zorundad›r. Sovyet devrimi döneminde Pravda ve ‹skra gazeteleriyle, Çin devriminde duvar gazeteleriyle somutlanan bas›n faaliyetinin, devrimci mücadelede de büyük yer tuttu¤u tarihi gerçekli¤i ile ortadad›r. Halk›n sorunlar›n›, sistemin sald›r›lar›n› ve buna karfl› geliflen mücadeleyi aç›kl›kla ve halk›n yarar›n› gözeterek anlatan devrimci bas›n, bugün de Devrimci Demokrasi ve di¤er devrimci bas›n organlar› arac›l›¤›yla yaflam›n› ve mücadelesini sürdürmektedir. Devrimci gazetecili¤in en önemli ilkesi insan› merkeze alan faliyetidir. Biz Devrimci Demokrasi olarak, gerici iktidar›n tecridini, bilinç bulan›kl›¤›n› parçalayan ve buna karfl› siyasi iktidar mücadelesini örgütleyen, s›n›f›n en önemli arac›n›n politik reaksiyonunu halka tafl›maktan büyük k›vanç duymaktay›z. Nas›l ki burjuva feodal bas›n, sayfalar›n›, komprodor

burjuva-feodal iktidar›n ideolojik sald›r›lar›na aç›yorsa, buna karfl› biz de sayfalar›m›z›; halk› bu gerici illetten kurtaracak olan ve toplumun en önemli hazinesi olan Maoist öncünün mücadele prati¤i ›fl›¤›nda, halk›n içerisinde not defterlerimizi doldurarak tekrar halka sunman›n arac› olarak kullan›yoruz.

dir, böyle de düflünmedik hiçbir zaman. Devrimci gazete, isyan› örgütleme arac›d›r da. Gazetemiz, halk›n vicdan› olmas›n›n yan› s›ra, bu vicdan›n Yeni Demokrasi mücadelesi içerisinde örgütleyicisidir de. ‹flte Lenin'in bahsetti¤i “iskele olma” özelli¤i budur. Bu, bizim en önemli ilkelerimizden biridir.

Evet, bizler insan›, eme¤i, halk kurtulufl mücadelesini merkeze alan temel failiyetimiz içerisinde, kitlelerin güncel meselelere ve s›n›f ç›karlar›na iliflkin reflekslerini, 盤l›klar›n› ve ac›lar›n›, heyecanlar›n›, umutlar›n› not defterimize doldurarak, sayfalar›m›zda yay›nlamaya haz›r hale getiriyoruz.

Bu noktalardan hareketle, ‹lyas Aktafl yoldafl, devrimci bir gazetecinin yapmas› gerekeni, en yal›n haliyle yapt›. Bir yanda halk› kateledenler, di¤er yanda bize özümüzü, gücümüzü veren halk kitleleri.

Bugün, tarihimizden ald›¤›m›z güçle, bask› ve y›ld›rma politikalar›n›n bize dönük bedelini tartmadan, gerçekleri halka ulaflt›rmaya devam ediyoruz. Halk için çal›flan biz devrimci gazeteciler, halk›n gerçeklerden haberdar olmas›ndan ve bu gerçekleri isyan etmeye gerekçe saymas›ndan ölesiye korkan gerici sistem taraf›ndan sindirilmek, yok edilmek isteniyoruz. Fark›nday›z ve duvarlar›m›z› Apê Musalar›n, Metin Göktepelerin, ‹lyas Aktafllar›m›z›n umut dolu, bilinç dolu foto¤raflar›yla süslüyoruz. Yalanla ve flatafatl› propagandalarla ayakta kalan gerici iktidar›n fliflirdi¤i balonlar› patlatmaya devam ederek, onlar›n en büyük düflmanlar› aras›nda olmaktan ve bize bakan bas›n flehitlerimizin gülümseyen tebesümlerine kat›lmaktan dolay› onur doluyuz. Onlar bizden ve elimizdeki kalemden, foto¤raf makinemizden, not defterimizden ve gazetemiz Devrimci Demokrasi'den korkuyorlar; korkmaya devam etsinler çünkü biz hep halk›n içerisinde olaca¤›z. Devrimci gazete, yaln›zca bir “haber verme” arac› de¤il-

Katledenler, ‹lyas›m›z› birçok kez görevi s›ras›nda tehdit etti. Tan›¤›z, y›lmad› ‹lyas›m›z, Musa Anter'i hat›rlad›, Metin Göktepe'nin gülen foto¤raf›n› kucaklad› yüre¤inde. Tehditler, bilincinin çelikten örülü barikatlar›nda parçaland› her daim. ‹lyas›m›z, ilerledi halk›n içerisinde, olmas› gereken yerde. Yani tam yerinde duruyordu; katledenlere hedef olmas› o kadar da zor de¤ildi. Çünkü yoldafl›m›z ‹lyas hep hedefte olanlar›n aras›ndayd›; halk›n içerisindeydi. Amed büro çal›flan› yoldafl›m›z ‹lyas yine görev bafl›ndayd›. Amed halk›n›n katliamc›lara karfl› eyleminde de, öncekilerde oldu¤u gibi kenarda durmad›. Devrimci gazetecili¤in gere¤i vurulanlar› sadece foto¤ralara yans›tamazd›, makinesini güvenli bir yere, not defterini cebine koydu. Tafl›mas› gerekiyordu yerde yaral› yatan›, tafl›d›. Sonra, O da yere düfltü kanlar içinde, u¤runa mücadele etti¤i halk bu kez onu tafl›d› omzunda. Gazetemizin bas›n flehidi, yolumuzdaki karanl›¤› parçalayan ›fl›¤›m›z, -yoldafl›m›z ‹lyas Aktafl'›m›z› sayg›yla an›yoruz. Halk ‹çin Devrimci Demokrasi Gazetesi çal›flanlar›

‹lyas Dicle’de an›ld› Yoldafllar› ve ailesi, ‹lyas Aktafl'› Dicle'deki mezar›n›n bafl›nda and›

reketi aktivistleri ve Siverek’ten yoldafllar›, önce Aktafl ailesinin Dicle’deki evini zi-

AMED- Amed’de, 2006 Mart’›nda ç›kan olaylarda polis taraf›ndan katledilen muhabirimiz ‹lyas Aktafl, Dicle ilçesindeki mezar›n›n bafl›nda an›ld›. Amed’de 2006 Mart’›nda HPG gerillalar›n›n cenaze törenine kat›lan on binlerce kifliye sald›ran Türk devleti, aralar›nda çocuklar›n da bulundu¤u ondan fazla ki-

fliyi olaylar s›ras›nda katletmiflti. Gazetemizin muhabiri ‹lyas Aktafl da olaylar› takip ederken, polis taraf›ndan aç›lan ateflle a¤›r yaralanm›fl ve kald›r›ld›¤› hastanede, 14 Nisan günü ölümsüzleflmiflti. ‹lyas’› anmak için 14 Nisan Sal› günü Dicle’ye giden gazetemizin Amed temsilcili¤i çal›flanlar›, Demokratik Gençlik Ha-

yaret etti. Buradan ‹lyas’›n ailesiyle birlikte mezarl›¤a gidildi. ‹lyas’›n mezar› bafl›nda devrim ve komünizm flehitleri için yap›lan bir dakikal›k sayg› durufluyla bafllayan anma, Cüneyt Kahraman'›n "Kürdistan Mazlumu" fliirinden bir bölüm okunarak devam etti. Daha sonra sözü alan DGH temsilcisi, devrim mücadelesinde ölümsüzleflenlerin, ancak mücadele içerisinde yaflat›labilece¤ini ifade ederek, “Katillerden hesap mutlaka sorulacak” dedi. ‹lyas’tan sonra mücadelenin bitmedi¤ini, büyüyerek sürdü¤ünü söyleyen DGH temsilcisi, “Can›m›z Halk Savafl›’na feda olsun” diyerek konuflmas›n› bitirdi. DGH temsilcisinin konuflmas›n›n ard›ndan, Amed temsilcili¤imizin ‹lyas Aktafl'›n katledilmesinin y›ldönümü nedeniyle yapt›¤› bas›n aç›klamas› okunarak, anma sonland›r›ld›. ‹lyas’›n yoldafllar›, mezar›na k›z›l karanfiller b›rakarak, mezarl›ktan ayr›ld›.

YURT‹Ç‹ HESAP NO: Ertafl ÖZTÜRK Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314

YURTDIfiI HESAP NO: Ertafl ÖZTÜRK Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308 Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699

Ölümsüz an›lar›n› ve ideallerini mücadelemizde yaflataca¤›z!

ABONE OL - ABONE BUL OKU - OKUT

Abonelik Süresi 6 AYLIK 1 YILLIK

Yurtiçi 12 YTL 24. YTL

Yurtd›fl› 35 EURO 70 EURO


güncel

20-30 Nisan 2009 3

TIRTIL KELEBEK OLACAK MI?

G-20 ülkelerinin Londra’da yapt›klar› zirve, küresel krizin derin etkilerinin ne boyutta oldu¤unu göstermesi aç›s›ndan önemlidir. Devasa bir bütçe ile sürece müdahale etme karar› alan dünya finans kapitalinin politik temsilcileri iflin ciddiyetini belkide en iyi kavrayanlar›n bafl›nda geliyor. Daha önce defalarca söylemifltik, flimdi tekrar söylüyoruz. Söz konusu “küresel kriz” sadece ve sadece egemenlerin krizidir. Dünya emperyalist kapitalist sisteminin merkezlerinde bafllayan ve ad›m ad›m tüm dünyay› saran kriz, sonuçlar› halklara yans›t›lmaya çal›fl›lsa da gerçekte egemenlerin krizidir. “Bat ya da ç›k” toplant›s› olarak adland›r›lan G-20 toplant›s›nda egemenlerin batmas›n› engellemeye dönük ciddi kararlar al›nd›¤›n› söyleyebiliriz. Emperyalistleri önlem almaya iten krizin ele al›nd›¤› bu kapsaml› toplant›n›n sonuçlar›ndan belki de en öne ç›kan› 20 ülkeyi temsil edenlerin 1 trilyon 106 milyar dolarl›k kaynak aktar›m› yapacaklar›n› aç›klamalar› oldu. IMF’ye ve Dünya Bankas›’na aktar›lacak bu devasal kredi miktar› ile piyasalar› hareketlendirmeyi düflünen efendiler, daha bu aç›klamay› yapar yapmaz dünya piyasalar›nda olumlu bir hava estirdiler. Ancak bu olumlu havan›n geçici oldu¤unu ve kapitalizmin kaç›n›lmaz olarak krizlere sürüklendi¤ini rahatl›kla söylemeliyiz. Tarih bunu gösterdi, göstermeye devam ediyor. Bunun yan›nda dünya ekonomik sisteminde ciddi de¤iflimlerin söz konusu olabilece¤ini görebiliyoruz. Bu de¤iflim kuflkusuz esasa iliflkin de¤ildir. Yani sömürünün ve talan›n kural halinde oldu¤u bir emperyalist kapitalist sistem ve bu merkez ülkelerin eklentileri durumundaki bizimki gibi çevre ülkelerdeki sömürünün, sistemin yasalar›nca iflledi¤i, iflleyece¤i aflikard›r. Ancak 2008’in sonuyla birlikte daha bariz bir flekilde etkileri hissedilen kriz, ekonomik etkileri bir tarafa b›rak›l›rsa, sosyal-siyasal ve daha bir dizi etkilerini zamanla daha bariz hissettirecektir. Bu, ekonomik de¤iflkenlerin sosyal ve siyasal düzlemdeki etkiler anlam›nda daha geç belirmesiyle ilintili bir durumdur. Krizin ilk günlerinde acil önlem paketlerini aç›klayan emperyalistler ve bilimum uflaklar› art›k sürecin iyice belirginleflmesiyle birlikte daha kapsaml› paketlerini yürürlü¤e koyman›n çabas› içerisine girmifl gözüküyorlar. Bu ayn› zamanda dünya siyasetindeki aktörlerin kendi yol haritalar›n› daha da netlefltirecekleri anlam›na geliyor. Tüm bu dönüflüm sürecinde daha önce ideolojik söylemlerinde önemle üzerinde durduklar› söylemler de yerlerine yenileriyle ikame edilecektir. Krizle birlikte bugüne kadar estirilen neo-liberal söylemin ve onun di¤er politik argümanlar›n›n art›k dünyay› aç›klamadaki ve ona yön vermedeki yetersizli¤i görülmeye bafllanm›fl ve bu do¤rultuda kendini revize etme sürecine girilmifltir. Bu do¤rultuda uluslararas› finans kapitalin tem-

SINIF TAVRI

silcili¤ini üstlenen siyasi-politik-ekonomik ve askeri kurumlar bu de¤iflimin yönünü belirlemek üzere olanca güçleriyle çal›fl›yorlar. ‹flte NATO zirvesi, iflte G-20, iflte AB zirvesi ve Medeniyetler ‹ttifak›… Emperyalistler devaml›l›klar›n› sa¤layan toplumsal sistemin iflleyiflinde ortaya ç›kan aksakl›klar› gidermek ad›na var olan paradigmalar›n› her sürece uygun k›lma ve ihtiyaçlar›n› karfl›layacak araçlar› yaratmaya çabalarken; sürecin di¤er taraf›n› temsil eden iflçi-köylü ve daha genel anlamda emekçi kesimlerin ayn› sürece benzer bir haz›rl›kla giremedi¤i görülmektedir. Bizim için acil olan ve çözüme kavuflturulmas› gereken ise budur. Emperyalistler mevcut dünya gerçekli¤inde aralar›ndaki her türlü çat›flmaya ra¤men kriz gibi tümünü ilgilendiren bir gündem etraf›nda kolayl›kla bir araya gelebiliyor. Bu birlikteliklerinde mevcut uluslararas› kurumlar›n› reforme edip süreçlere daha haz›rl›kl› girmenin planlar›n› yapabiliyorlar. Bu burjuvazinin genel ç›karlar›n›n üzerinden yükselen bir politik reflekstir. Benzer bir haz›rl›¤›n komünistler cephesinden yap›lam›yor oluflu ise burjuvazinin hareket alan›n› rahatlatan temel etmendir.

Gerçekler kendi a¤›zlar›ndan… Emperyalistlerin içinde bulundu¤u durumu en k›sa flekilde özetleyen söz ABD Baflkan› Obama’dan geldi. Obama zirve sonras› yapt›¤› aç›klamada “T›rt›l aya¤a kalkmal›. Ard›ndan yürümesini sa¤lamal›y›z. Baflar›l› olmal›y›z ki resesyon depresyona dönüflmesin.” diyerek kendi cephelerinden süreci özetledi. Evet, emperyalistler aç›s›ndan tehlike resesyonun (durgunluk) depresyona dönüflmesidir. Onlar› bu denli h›zl› davranmaya ve zirve üstüne zirve toplamaya iten neden bu korkudan ileri gelmektedir. Karfl›lar›nda ciddi bir örgütlü s›n›fsal kalk›flma göremeyen egemenler her ne kadar bunun rahatl›¤›yla hareket etseler de böylesi bir kalk›flmaya zemin tan›yan durumun varl›¤›ndan dahi panik duymaktad›rlar. Benzer bir endifle de Birleflmifl Milletler Genel Sekreteri BanKi Moon’dan geldi. Genel Sekreter yaflanan krize iliflkin “dünya genelinde sosyal kargafla ç›kabilir ve baz› ülkeler batabilir” aç›klamas› yaparken emperyalistlerin endiflesini dile getiriyor bir bak›ma. Ancak ne var ki tüm bu endifleler emperyalistleri ve onlar›n kurulufllar›n› harekete geçirmifl durumda. Strateji merkezlerinde al›nan kararlar›n uygulama arac› durumundaki zirve toplant›lar›ndan biri olan G-20 zirvesi de bu hareketlenmenin en bariz göstergesi. Üstelik tüm bu yapt›klar›n› ideolojik bir k›l›fa da büründürerek kitlelerin kafas›n› kar›flt›r›yorlar. Yaratmak istedikleri zenginli¤i “tüm insanl›k için” yaratmaya çal›flt›klar›n› söyleyen zirve sözcüleri bu sözlerini zirve sonuç bildirgelerine de yans›tt›lar.

‹smail Uçar

Yerel seçimler sonras›nda, Erbil’de yap›lmas› planlanan “Kürt Konferans›” ve olas› sonuçlar› baflta olmak üzere Kürt ulusal sorunu etraf›ndaki tart›flmalar›n yo¤unlaflmas› beklenen bir durumdu. Burjuva-feodal medya ve özellikle liberal koro, merkezi bir kampanya biçiminde bu sürecin Kürt sorununda kal›c› bir çözüm yarataca¤›na dair bir iyimserlik yaratmak için üzerine düfleni lay›k›yla yapt›. Kürt ulusal hareketi yerel seçim sonuçlar›na özel bir önem atfetti. Buna göre Kuzey Kürdistan’da AKP’nin geriletilerek DTP’nin reddedilemeyecek biçimde bölgenin siyasi iradesi oldu¤u gösterilemez ise “çözümsüzlük” aksi durumda ise “çözüm” zemini geliflecekti. PKK, Kürt konferans› konusunda bafllang›ç itibariyle tak›nd›¤› temkinli tutumu, özellikle yerel seçimlerde yakalanan baflar› sonras› gevfleterek yeni bir sürece girildi¤i ve “çözüme çok yaklafl›ld›¤›” vurgusu yapt›. Yaln›z burjuva-feodal saflarda de¤il, demokratik hatta devrimci kesimler içerisinde de “sistemin art›k mevcut statükoyu devam ettiremeyece¤ini anlad›¤›”, “Kürt sorununda bir siyaset de¤iflikli¤ine gidildi¤i”, “Devletin inkar siyasetini terk etmeye bafllad›¤›” yönlü yorumlar kendisini gösterdi. Sürecin Kürt ulusu aç›s›ndan “demokratik, adil bir çözüme” do¤ru ilerledi¤i iddia edildi. Defalarca söyledi¤imiz gibi, emperyalizmin bölgeyi biçimlendirme projesinin bir halkas› olarak iflleyen bu süreç Kürt ulusunun demokratik taleplerini karfl›layamaz. Esaslar›, dönemin genelkurmay baflkan› Yaflar Büyükan›t’›n da kat›ld›¤›, 5 Kas›m 2007’deki Bush-Erdo¤an buluflmas›nda efendi Bush taraf›ndan çizilen bölgesel plan, yaln›z ve yaln›z emperyalizmin dönemsel ihtiyaçlar›n›n sonucudur. Bugün yap›lmak istenen bölgede iflletilmek istenen süreç önünde engel teflkil edebilecek unsurlar›n

Serbest piyasan›n ilkelerine ba¤l›l›ktan, etkili düzenlemelere sahip ve kuvvetli küresel kurumlara ihtiyaçtan ve aç›k dünya ekonomisinden dem vuran emperyalist sözcüler, tüm bunlar› herkesin refah›n› art›rma ve küreselleflmenin sürdürülebilmesinin temeli olarak savunuyorlar. Ancak biliyoruz ki, “herkesin refah›” diye bir saçmal›k s›n›fl› toplum gerçe¤i ve mevcut dünya düzeninin içerisinde kocaman bir yaland›r. “Herkesin refah›” yoktur, küçük bir kesimin refah› ve halk kitlelerinin azg›nca sömürüsü vard›r. Mevcut sistemde “refah” ve “sömürü” yap›fl›k ikizlerdir ve refah›n sahipleri sömürüye en çok muhtaç olan kesimdir. Görülmektedir ki egemenlerin bu büyük oyununda kulland›klar› araçlar›n en etkililerinden biri ideolojiktir ve bu ideolojik tahakkümü k›rmaya yönelmeyen her türlü “muhalefet” baflar›s›z olacakt›r. Egemenlerin ideolojik manüplasyona baflvurduklar› bir di¤er konu ise bafl›ndan beri krizin gerekçelendirilmesinde ortaya at›lan ve son zirveleriyle de tekrarlanan safsatad›r. G-20 sonuç bildirgesi, krizi, “finansal sektör, finansal düzenleme ve bunlar› denetleyen sistemdeki ciddi yetersizlikler” fleklinde aç›klayarak kas›tl› bir çarp›tmayla krizdeki sorumluluklar›n› gizlemeye çal›fl›yor. Evet, uluslararas› finansal kurumlar›n aksayan yönlerini düzenleyecek, kurumlar› reforme edecek bir tak›m ad›mlar at›ld›. Bu do¤rultuda finansal sistemi güçlendirecek bir Finansal ‹stikrar Kurulu’nun oluflturulmas› da al›nan kararlar aras›nda. Ancak tüm bunlar mevcut paradigman›n aksayan yönlerini onarmaya ve kendi sömürü düzenlerinin devam›na iliflkin duyulan kayg›dan öte gelen bir refleksin ürünüdür. Oysa ki hiçbir düzenleme kapitalist sisteminin krizini aflabilecek bir uyarlama sürecini gerçeklefltiremez. Üzerinden yükseldi¤i temel çeliflki var olmaks›z›n kapitalizmden bahsedilemez. Öyleyse daha net bir flekilde ifade edilmelidir ki kapitalizmin yap›sal nedenlerinden dolay› her defas›nda daha büyük y›k›mlarla gündeme getirdi¤i kriz, “kötü finansal sistem”, “iyi yönetilemeyen sektör” gibi aç›klamalarla geçifltirilemez. Kapitalizm, kendisini krize sürükleyen dinami¤i kendi içerisinde her daim tafl›maktad›r ve bu dinamik tarihin her aflamas›nda farkl› biçimlere bürünmektedir. Afl›r› üretim ve düflen kar e¤ilimi kapitalizmi kaç›n›lmaz olarak finansal alana yöneltmekte ve bu alandaki büyüme belli bir aflamadan sonra kald›r›lamayacak boyutlara ulaflmaktad›r. Bugün için zirve toplant›lar›nda bu büyümenin nas›l sürdürülebilece¤inin hesaplar› yap›lmakta ama kaç›n›lmaz bir flekilde geçici “çözüm”lerle yetinmek zorunda kal›nmaktad›r. Ekonomik alanda yap›lan hesaplar, benzer flekilde siyasal ve askeri yap›lanmay› düzenlemekte ve güç dengelerinin kontrolünde dünyaya yeniden flekil vermenin planlar› yap›lmaktad›r.

Obama’n›n gelifli ve ard›ndakiler… Genel çerçevesini çizdi¤imiz bu sürecin öne ç›kan siyasal aktörü kuflkusuz ABD’dir. Gerek finansal krizin ç›k›fl noktas› olmas› itibariyle gerekse de dünya dengelerini belirleyen esas aktör olma rolüyle ABD’nin bu dönem ataca¤› ad›mlar daha belirleyici olmaktad›r. Obama’n›n NATO ve G-20 zirvelerinin ard›ndan ‹stanbul ve Ankara ziyaretleri ve buralarda yapt›¤› ikili görüflmelerdeki aç›klamalar› ABD’nin bölge siyasetinde TC’ye hala önem verdi¤ini gösteriyor. Obama’n›n Türk d›fl politikas›na yön verme ad›na yapt›¤› aç›klamalar›n bafll›calar› Ermenistan, Irak, Afganistan ve ‹srail-Filistin’i kaps›yor. Ermenistan’la s›n›r kap›lar›n›n aç›lmas›, 1915’le yüzleflilmesi ve iki ülke aras›nda sorunun çözülmesi yönündeki telkin, esas›nda bölgedeki uyumun sa¤lanmas›na ve TC’nin d›fl politikadaki sorunlu yanlar›n›n düzenlemeye çal›fl›ld›¤›na iflaret ediyor. Obama’n›n t›rt›l› aya¤a kald›rma ve yürütme çabas›n›n nelere kadir oldu¤unu ‹srail’e iliflkin mecliste yapt›¤› konuflmadan ö¤reniyoruz. Filistin direniflini “terör” olarak de¤erlendirirken, bir taraftan da “teröre baflvurulmas› reddedilmeli ve ‹srail’in güvenlik endiflelerini kabul etmeliyiz” diyerek ABD’nin Ortado¤u politikas›n›n ne oldu¤unu hat›rlatm›fl oldu. Bu hat›rlatman›n tabi ki en anlaml› taraf› da TC’nin ‹srail’in dostu ve orta¤› oldu¤uydu. Obama’n›n t›rt›l› aya¤a kald›rma ve yürütme çabas›n›n alt›nda ne oldu¤u da sadece bu söyleminden bile anlafl›lm›flt›r. T›rt›l kelebe¤e dönüflmeyecek, kuflkusuz içinden canavar ç›kacakt›r. Kürt sorunu Obama’n›n ilgilendi¤i di¤er önemli bafll›k olarak önünde durmaktayd›. ABD’nin Irak’tan çekilme sürecine bafllamas›yla birlikte Güney Kürdistan’daki olabilecekler üzerinden hesap yapan ABD, Kürt hareketinin tasfiyesine dayanan bir “çözümle” süreci atlatman›n hesaplar›n› yap›yor. Barzani ve Talabani ile iliflkileri ray›na oturtma ve PKK’yi etkisizlefltirme üzerine TC ile anlaflm›fla benzeyen ABD, bu politikan›n yans›mas› olarak devletin Kürt aç›l›m›n›n arkas›nda oldu¤unun mesaj›n› veriyor. Ancak bu anlaflma içeride Kürt hareketine yönelik bask›yla birlikte yürüyen bir süreç halini ald›. Daha Obama’n›n ziyaretinin etkileri konuflulurken DTP’ye yap›lan ve PKK ile iliflkilendirilen operasyon gündeme geldi ve devletin bir taraftan güdük bir Kürt aç›l›m› yaparken, di¤er taraftan tasfiye hareketine yüklendi¤i görülmüfl oldu. Obama’n›n Kürt sorunundaki yaklafl›m› meclis konuflmas›na da yans›d›. “PKK veya baflka herhangi bir terörist faaliyete karfl› deste¤imizi arkan›zda bulaca¤›n›za söz veriyorum. Bu çabalar, Türkiye, Irak hükümeti ve Irakl› Kürt liderler aras›nda iflbirli¤i ba¤lar› oluflturma çabalar›n›n devam›yla ve sizin Türkiye’deki Kürt nüfusu için e¤itim, f›rsat ve demokrasiyi gelifltirme yönündeki kesintisiz çabalar›n›zla güçlenecektir.” Obama’n›n yaklafl›m› ABD’nin Kürt sorununda kimleri muhatap ald›¤›n› gösteriyor. Üstelik bir taraftan “terör” demagojisi yaparken di¤er taraftan “demokrasi”den dem vurarak yap›lan bir politikayla. ABD’nin Afganistan konusunda TC ile vard›¤› anlaflman›n karfl›l›¤› olarak Kürt hareketinin tasfiyesinde anlafl›ld›¤› ve ABD’nin Irak’tan çekilme sürecinde ‹ncirlik üssünün kullan›lmas›n›n karfl›l›¤›n›n TC taraf›ndan fazlas›yla talep edildi¤i görülüyor. Obama’n›n geliflinin uluslar aras› güçlerin yapt›¤› bir dizi zirvenin ard›ndan olmas› ABD d›fl politikas›n›n önemli bir aya¤›n›n hala Ortado¤u oldu¤unu ve bu politikada Türk hakim s›n›flar›na önemli roller biçildi¤inin göstergesi. Ancak bu sefer daha kapsaml› bir paket haz›rlanm›fl olacak ki Ermenistan’dan Filistin’e, Güney Kürdistan’dan Afganistan’a bir çok konuda ABD’nin haz›rl›klar›n›n oldu¤unu görülüyor.

Kürt ulusal sorununda çözülen ne? plana entegre edilmesidir. Emperyalizmin Kürt co¤rafyas›nda, Pakistan ve Afganistan’da, Filistin’de izledi¤i yol bu kapsamda de¤erlendirilmelidir. Bush döneminde ilk ad›mlar› at›lan bölgeyi yeniden biçimlendirme plan›, Obama ile birlikte geri çekilmek bir tarafa çok daha yo¤unlaflarak ilerletilecektir. Obama ile Bush dönemi politikalar›n›n terk edildi¤i propagandas› ile yarat›lmak istenen yan›lsama çok zaman geçmeden yerini gerçeklere b›rakacak ve emperyalizm ile hizmetindeki yerel güçler bölge halklar›na kan kusmaya devam edecektir Genelkurmay baflkan› ‹lker Baflbu¤’un Harp Akademileri Komutanl›¤›’nda yapt›¤› y›ll›k de¤erlendirme konuflmas› da sürecin ne menem bir aç›l›m getirece¤ini göstermifltir. Daha önceki aç›klamalar›ndan farkl› olarak ‹lker Baflbu¤ bu kez daha sakin bir ton ve üslupla meseleleri ‘akademik’ aç›dan ele ald›. Türk ordusu aç›s›ndan yeni bir durum ve aç›l›m olarak takdim edilen konuflma, özellikle Kürt sorunu kapsam›nda nitelik olarak hiçbir yenilik bar›nd›rm›yor. Ancak daha çok AKP taraf›ndan temsil edilen ve emperyalizmin dönemsel ç›karlar›nda ifadesini bulan politikalar›n, Genelkurmay Baflkanl›¤› düzeyinde ilk kez bu kadar net biçimde sahiplenildi¤i söylenebilir. Konumuzla ba¤›n› kurarsak Baflbu¤ a¤z›ndan, Kürt sorununun ABD plan› çerçevesinde “çözümüne” karfl› ç›k›lmayaca¤› ifade edilmifltir. Resmi söyleme uygun olarak Türk milleti kavram›n›n ve Türk milliyetçili¤inin etnik, dini ayr›m› ifade etmedi¤ini savunan Baflbu¤, Kürt kimli¤ini “ikincil kimlik”, “alt kimlik” ve “kültürel haklar” kavramlar›yla tan›ml›yor ve azami s›n›r› da flu flekilde ifade ediyor: “‹kincil kimlikler ancak ikincil kültürel kimlik fleklinde bireysel seviyede yaflanabilir, gelifltirilebilir ve koru-

nabilir. (…) ‹kincil kültürel kimliklerin anayasal ve yasal çerçevede tan›nmas› - ki bu grup hakk› olarak tan›nmas› - anlam›na gelir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasas›, ulus-devlet ve üniter-devlet yap›s› içinde bu mümkün de¤ildir.” “Liberal demokrasi”ye at›fta bulunan Baflbu¤, fikir özgürlü¤ünün s›n›rlar›n› hat›rlatmay› da ihmal etmedi: “Ancak, unutulmamal›d›r ki; her konuyu tart›flabilme özgürlü¤ü devletlerin varl›¤›n› riske sokacak, ülkeyi kutuplaflmaya, ayr›flmaya ve çat›flma ortam›na sokacak konular› içeremez.” Köy koruculu¤u sisteminin önemine vurgu yaparak koruculu¤un kald›r›lmas› tart›flmalar›na da de¤inen Baflbu¤, koruculuk sisteminin kald›r›lmas›n›n söz konusu olmad›¤›n› ifade etmifl oldu. “Terörle mücadelede” en önemli amaç olarak “teröristlerin ve onlar› destekleyenlerin baflar› umudunu yok etmeyi” gösteren Baflbu¤ bu görüflünü flu flekilde ifade ediyor: “Bu kapsamda, teröristlerin ve destekleyicilerinin terörle bir yere ulaflabilecekleri yönündeki umutlar›n›n k›r›lmas› önemlidir. Ümit duygusunun, gurur ve baflar›l› olma ile iliflkili oldu¤u da unutulmamal›d›r.” PKK ve Kürt hareketinin di¤er kurumlar› ile bilimum reformist ak›m›n y›llard›r silahl› mücadele ile sonuç al›namayaca¤›, bunun sonu olmayan bir yol oldu¤u söylemini ›srarla tekrar ediyor oldu¤u gerçe¤i düflünüldü¤ünde ezilen Kürt ulusunun hakl› mücadelesinin sistem içi kanallara mahkûm edilmesine ideolojik olarak nas›l katk› sunuldu¤u anlafl›labilir. Bir taraftan ABD plan› çerçevesinde Kürt sorununun çözülece¤ine dair iyimserlik bilinçli olarak t›rmand›r›l›rken, bu yönlü ad›mlar birbirini izlerken öte yandan bu yönelimi zaafa u¤ratacak eylemler ve aç›klamalar yap›lmas›n› nas›l okumal›y›z? A¤r› ve Amara’da DTP’lilere dönük fliddetin düzeyi, Kürt Konferans›’na kat›lma haz›rl›¤› yapan PÇDK ve PKK ile ilifl-

kili oldu¤u ilan edilen güneyli di¤er Kürt partilerinin, Türkiye’nin iste¤i üzerine yasaklanarak bürolar›n›n kapat›lmas›, Irak Cumhurbaflkan› yard›mc›s›n›n PKK’nin kendi iste¤iyle silah b›rakmamas› halinde Türk ordusunun, Irak topraklar›nda geçici askeri üsler kurmas›na izin verilmesi gerekti¤i yönündeki aç›klamalar› ve DTP’ye dönük son sald›r›lar… Tüm bu sald›r›lar ABD plan› çerçevesinde do¤ru okunmal›d›r. DTP örgütlerine ve birçok demokratik kuruma dönük gerçekleflen sald›r›larda 4 gün içerisinde 245 kifli gözalt›na al›nd›. Bu sald›r›lar›n yerel seçimlerin hemen sonras›nda gerçekleflmesi nedeniyle “AKP’nin intikam alma giriflimi” olarak de¤erlendirilmesi hatal›d›r. Ayn› flekilde “geliflen çözüm sürecini baltalama giriflimi” yönlü analizler de eksiktir. Türk hâkim s›n›flar› “çözüm” sürecini flekillendirme ve Kürt ulusal hareketini ç›k›fls›z bir konumda masaya oturtma gayreti içerisinde görünmektedir. Her yolla Kürt ulusal hareketi üzerindeki bask›lar›n artt›r›lmas›, sürecin olgunlaflmas›nda aktif rol almaya haz›rlanan DTP’nin merkezi yap›s›n›n ve eflgüdüm organlar›n›n zaafa u¤rat›larak PKK’den yal›t›larak zarars›z hale getirilmesi hedeflenmektedir. Bu yönelim, e¤er bir de¤ifliklik olmaz ve “Kürt Konferans›” geç de olsa toplan›rsa, Türk hakim s›n›flar›n›n Kürt ulusal hareketini temsilen muhatap olarak DTP’yi görmek istedi¤i biçiminde yorumlanabilir. Sürecin PKK’siz bir çözüme evrilmeye çal›fl›ld›¤›na dair yorumlar do¤ru olmakla birlikte, demokrasi güçlerinin yo¤unlaflmas› gereken tart›flma PKK’li ya da PKK’siz, emperyalizmin çözüm plan›n›n Kürt ulusuna ve bölge halk›na ne getirip ne götürece¤i ile Kürt halk› baflta olmak üzere bölge halklar›n›n bu plana karfl› ortak bir tutumda buluflturulmas› sorunu olmal›d›r.


güncel

4 20-30 Nisan 2009

Savc›, sald›rgan polisi savundu

‘Polisin görevi cinayet ifllemek’

r›n›n ailelerinin suç duyurusu Tunceli Cumhuriyet Savc›l›¤› taraf›ndan reddedildi.

Savc›l›k valili¤in raporuna göre karar verdi Ailelerin polisler hakk›nda yapt›¤› suç duyurusu, valili¤in engeline tak›ld›. Tunceli Valili¤i, suçun iddiaya dayal› oldu¤unu ileri sürerek, polisler hakk›nda “soruflturma izini verilmemesine” iliflkin rapor haz›rlad›. Haz›rlanan raporu ‘dikkate’ alan Tunceli Cumhuriyet Savc›s› Sedat Tafl ise, polisler hakk›nda inceleme yap›lmas›na yer olmad›¤›na iliflkin karar› onaylayarak, sald›rgan polisleri korudu.

Aileler polisin sald›r›s›na maruz kalm›flt› Dersim- Haziran 2005'te katledilen 17'lerin me-

Dersim’in Mercan Da¤lar›’nda 16-17 Haziran

zarlar›n› ziyaret etmek isteyen ailelerine sald›ran

2005 tarihinde yaflanan çat›flmada yaflam›n› yi-

polisler için Tunceli Savc›l›¤› takipsizlik karar› verdi.

tiren MKP/HKO üye ve savaflç›lar›n›n Dersim

17 Haziran 2006 tarihinde çocuklar›n›n me-

Merkez’de bulunan mezarlar›n› 17 Haziran 2006

zarlar›n› ziyaret etmek isterken polisin sald›r›s›-

tarihinde ziyaret etmek isteyen aileleri ve akra-

na maruz kalan ailelerin, polisler hakk›nda açt›-

balar› polisin sald›r›s›na maruz kalm›flt›. Kendile-

¤› dava da Tunceli Cumhuriyet Savc›l›¤› takipsiz-

rine sald›r›da bulunan polisler hakk›nda suç du-

lik karar› verdi.

yurusunda bulunan MKP/HKO üye ve savaflç›la-

16-17 Haziran 2005 tarihinde Dersim Mercan’da ölümsüzleflen MKP/HKO üyelerinden 5’inin Dersim Merkez’de bulunan mezarlar›n› 1’inci ölüm y›ldönümlerinde ziyaret etmek isteyen aileleri ve dostlar› polis sald›r›s›na maruz kalm›fl ve birçok kifli darp edilerek gözalt›na al›nm›flt›. Sald›r›n›n ard›ndan Cafer Cangöz, Ayd›n Hanbayat, Ali R›za Sabur, Taylan Y›ld›z ve Ahmet Perktafl’›n aileleri polisler hakk›nda suç duyurusunda bulunmufltu.

Polisle Kürt ö¤rencilerin “dostluk maç›” karakolda bitti VAN- Polislerle lise ö¤rencilerinin yapt›¤› ‘dostluk maç›’nda, Kürtçe pas isteyen ö¤rencilere k›zan polisler, rakiplerini hastanelik etti. Van’›n Muradiye ilçesinde polislerle Çok Programl› Lise ö¤rencileri aras›ndaki ‘dostluk maç›’ s›ras›nda, Harun Gümüfl adl› ö¤rencinin arkadafl›ndan Kürtçe ‘pas’ istemesi üzerine, polisler rahats›z odular. Harun Gümüfl polisler taraf›ndan iteklenince, di¤er arkadafllar› araya girdi ve tart›flma kavgaya dönüfltü. Polislerin sald›rd›¤› ö¤renciler-

Rojin de fark›na vard›! Haber Merkezi- TRT 6’y› demokratik bir aç›l›m olarak gören Kürt sanatç› Rojin, TRT 6’n›n 'Beyaz Kürt' bask›s›na daha fazla dayanamayarak kanaldan ayr›ld›. Elefltirilere ald›r›fl etmedi, ‘demokratik bir aç›l›m’ olarak gördü¤ü TRT 6 kanal›nda program yapt›. fiimdi ise sansüre u¤rad›¤› için ayr›ld›¤›n› aç›klad›. Devletin 'Beyaz Kürt' yaratmak için devreye soktu¤u ve demokrasi mücadelesi yürütenlerin tepkisiyle karfl›laflan TRT 6 kanal›nda ilk yaprak dökümü gerçekleflti. Devletin TRT 6 ile Kürtçe yay›n ç›k›fl›n› ‘demokratik bir aç›l›m’ olarak de¤erlendiren ve kanalda program yapan Kürt sanatç› Rojin, kanaldan kendisine dönük bask›lar nedeniyle ayr›ld›. Rojin ayr›lmas›na sebep olarak, TRT 6 yöneticilerinin kendisine suçlu gibi davranmas›n› ve program içerisinde çeflitli sansürlere maruz kalmas›n› gösterdi.

‘Kanaldan potansiyel suçlu muamelesi gördüm’ Kürt sanatç› Rojin ayr›lmas›na iliflkin yaz›l› yapt›¤› aç›klamada, “TRT 6’da program yapma karar› benim için ne kadar zor olduysa bu kanalda yaflad›klar›mdan sonra b›rakma karar›n› vermek de o derece kolay oldu” diye belirtti. Rojin yapt›¤› aç›klamada, “Hiçbir sunucu, sanatç›, iyi giden program›n› b›rakmak istemez, çok önemli sebepleri olmazsa. Hiç bir TV'de reytingi yüksek olan program›n› bitirmez” ifadelerinde bulunurken, ayr›lma gerekçesini ise flöyle anlatt›: “Bir sunucu düflünün ki konu ve konuktan habersiz programa girsin. Programc›n›n yani benim, önerdi¤im hiç bir konuk kabul edilmesin; yay›nda söyledi¤im çok fley kesilsin, her fleyine müdahale edilsin. Programa potansiyel suç, bana da potansiyel suçlu muamelesi yap›ls›n.” Ekonomik kayg› ya da d›flardan gelen bir ‘tehdit’le bu karar› almad›¤›n› vurgulayan Rojin, “B›rakma sebebim asla ekonomik de¤ildir. Asla tehdit ve y›ld›rmalardan de¤ildir. Asla kapris de¤ildir. Kendi özgür irademle verdi¤im bir karard›r. Özgür olmad›¤›m yerde kimse beni tutamaz. Sanatç› kimli¤im ve duruflumla uyuflmayan bir yerde olmak istemiyorum” dedi.

den Harun Gümüfl, Necdet Gümüfl, Bar›fl Gümüfl ve Yücel A¤rak çeflitli yerlerinden yaraland›. Polisler daha sonra rakip tak›mdakileri gözalt›na alarak ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürdüler. Hastane yerine emniyet müdürlü¤üne götürülen ö¤renciler, ö¤retmenleri taraf›ndan al›narak Muradiye Devlet Hastanesi’ne götürüldü.

m›zdan pas istedik. Polisin sert tepkisiyle karfl›la-

Ö¤renciler, maçta polislerin kendilerine yapt›¤› bu davran›fl›n ›rkç› oldu¤unu belirterek, "Biz polislerle dostluk maç› yap›yorduk. Bu s›rada arkadafl›-

maçta ç›kan olayla ilgisi olan polisler hakk›nda

flan Harun Gümüfl arkadafl›m›z› polisin elinden almaya çal›flt›k. Bize de vurmaya bafllad›lar. Daha sonra Emniyet'e götürdüler. Burada da tartakland›k" dediler. ‹lçe Emniyet Müdürü Mevlüt Erdo¤an ise, yap›lan adli soruflturma bafllat›ld›¤›n› belirterek, olay›n üzüntü verici oldu¤unu söyledi.

Bir polis daha ‘görevi’ s›ras›nda iflledi¤i cinayetten komik bir cezayla kurtar›ld›. ‹stanbul Avc›lar'da cinayet iflleyen polise verilen ceza 12 y›ldan 5 y›la indirildi. 2007 Kas›m'›nda Avc›lar'da bir parkta arkadafl› ile otururken 3 sivil polis taraf›ndan kimlik kontrolüne tabi tutulan ve bu s›rada polislerden birinin tekmesi sonucu ölen Feyzullah Ete'ye iliflkin aç›lan dava sonuçland›. Bak›rköy 10. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen duruflmada hakim, polis Mutlu'ya, "tahrik ve kamu görevlisi olmas›n› da dikkate alarak" 5 y›l ceza verdi. Görülen duruflmaya, tutuksuz yarg›lanan 'san›k' polis memuru Mutlu ve ayn› olayda sald›r›ya u¤rayan, hakk›nda 'memura mukavamet' davas› aç›lan Ali Yavuz Oturakç› da kat›ld›. Duruflmada davac› Feyzullah Ete’nin babas› Fettullah ve annesi Hayriye Ete de avukatlar› Murat Nas ile birlikte haz›r bulundu.

Mutlu, görevini yapm›fl! Duruflmada savunma yapan polis Mutlu'nun avukat› Ali Çelik, müvekkilinin Ete’ye kimlik sormas›yla görev s›n›rlar›n› aflmad›¤›n› belirtti. Çelik, Ete'nin akolün etkisiyle müvekkiline sald›rd›¤›n› ve ikisinin birlikte yere düfltü¤ünü öne sürerek, Mutlu’nun beraatini istedi. Ete ailesinin avukat› Nas ise, san›¤›n "kasten adam öldürmek" suçundan cezaland›r›lmas›n› talep etti.

Parkta Ete'yle birlikte oturan ve Ete'yi öldüren polis taraf›ndan darp edilen, buna ra¤men olay sonras› hakk›nda "memura mukavemet" suçundan kamu davas› aç›lan Ali Yavuz Oturakç› da duruflmada söz alarak, olay›n ma¤duru olduklar›n› ifade edip, "Bu olay yafland›ktan sonra sürekli olarak emniyet güçleriyle karfl›lafl›r hale geldim" dedi. Mahkeme heyeti Mutlu’ya, Feyzullah Ete’ye yönelik, "yaralama sonucu ölüme sebebiyet vermek" suçunu ifllemesi nedeniyle 12 y›l hapis cezas› verdi. Ancak heyet, olayda tahrik(!) olmas› ve san›¤›n 'kamu görevlisi olmas›' nedeniyle verdi¤i 12 y›l cezay› 'fazla' bularak, cazay› 5 y›la indirdi. Mahkeme heyeti ayr›ca Oturakç›’n›n beraatini kararlaflt›rd›. Polis Mutlu’ya ise, Oturakç›’ya yönelik 'yaralama eyleminden dolay› 4 ay hapis cezas› veren mahkeme heyeti, bu cezay› aç›klamay› erteleyerek, Mutlu’nun 5 y›l denetim süresine tabi tutulmas›n› kararlaflt›rd›.

'Hakimler ceza indiriminde çok cömert' Fetullah ve Hayriye Ete çiftinin avukat› Murat Nas, duruflman›n ard›ndan gazetecilere yapt›¤› aç›klamada, karar› Yarg›tay’da temyiz edeceklerini belirterek, "Yaz›kt›r. Hakimler, cezadaki indirim haklar›n› çok cömertçe kulland›lar" diye konufltu.

Seçim bitti, y›k›m bafllad› ‹STANBUL- Yerel seçimler atlat›l›nca, AKP’li belediyeler halk›n evini bafl›na y›kma görevlerinin bafl›na döndü. ‹stanbul yeniden olayl› gecekondu y›k›mlar›na sahne oluyor. Y›k›mlar›n ise sürece¤i ö¤renildi.

lerini y›kt›rmak istemeyen mahalle halk›na biber gaz› kullanarak sald›r›rken, sald›r› sonras› mahalle halk›ndan 31 kifli gözalt›na al›nd›.

AKP’li Ümraniye Belediyesi, Kocatepe Mahallesi’nde 232 gecekonduyu y›kt›. Ümraniye Kocatepe Mahallesi’nde, Ümraniye Belediyesi’ne ba¤l› y›k›m ekipleri, çevik kuvvet polisleri eflli¤inde 232 gecekondunun y›k›m›n› gerçeklefltirdi.

Arnavutköy’de de y›k›m vard›

Polis sald›r›yor belediye y›k›yor Sabah erken saatlerde y›k›m›n gerçekleflece¤i Kocatepe Mahallesi’ne gelen y›k›m ekipleri, çevik kuvvet polislerinin de y›¤›nak yapmas› ile saat 6 sular›nda y›k›mlara bafllad›. Y›k›mlar esnas›nda evlerini y›kt›rmak istemeyen mahalle sakinleri ise sokak aralar›na barikatlar kurarak, y›k›m ekiplerini durdurmaya çal›flt›. Polis taraf›ndan mahalleye girifl ç›k›fl noktalar›n›n kapat›ld›¤› bölgeye getirilen ifl makinelerinin camlar› halk taraf›ndan k›r›ld›. Polis, ev-

Arnavutköy’e ba¤l› ‹mrahor Köyü’nde de yap›lan gecekondu y›k›mlar› s›ras›nda, ortal›k savafl alan›na döndü. Y›k›m ekiplerine bu kez jandarma efllik etti ve evlerini y›kt›rmak istemeyen halka karfl› plastik mermi, tazyikli su ve gaz bombalar› ile sald›r›ld›. AKP’li Büyükflehir Belediyesi ile yine AKP’li Arnavutköy Belediyesi’ne ba¤l› zab›talar da halka sald›rd›. Daha önce mahalleye gelen y›k›m ekiplerinin, halk›n direnifli ile y›k›m› gerçeklefltiremeden geri dönmesinin ard›ndan, 13 Nisan günü sabah erken saatlerde tekrar ‹mrahor Köyü’ne gelen kalabal›k y›k›m ekibi, önceki denemenin baflar›s›z olmas› nedeniyle, bu kez jandarmadan da yard›m ald›. Evlerini y›kt›rmak istemeyen mahalle halk›, jandarma, zab›ta ve y›k›m ekiplerine karfl› direnifl gösterdi, ancak evler y›k›mdan kurtar›lamad›. Ç›kan olaylarda 5 kifli gözalt›na al›nd›.

Sistem bafl edemedi¤inin içini boflalt›yor Sistemin ‘bafl edemedi¤i’ her fleye karfl› uygulad›¤› ‘içini boflaltma’ sald›r›s›ndan, devrimci önderler de nasibini al›yor. Mücadelenin en ön saflar›nda sürdürdükleri yaflamlar›nda, olmaz ac›lara, iflkencelere de maruz b›rak›lan devrimci önderler, ölümlerinden sonra, ne hikmetse(!) sistemin akl›na geliyor. Ama bu hat›rlay›fl, devrimci önderlere yaflamlar›nda yap›lan sald›r›lardan daha büyük bir sald›r› anlam› tafl›yor. Devrimci önderler, fikirlerinden ve direnifllerinden ar›nd›r›larak, popüler kültür içerisinde bir meta haline dönüfltürülmeye çal›fl›l›yor.

ze ve kültür merkezine dönüfltürüldü. Tahmin edilece¤i

kullan›yordu. Mad›mak Oteli’nin müze yap›lmas› konusun-

üzere bu da ‘demokratik aç›l›m’ olarak propaganda edildi.

da da benzer sözler sarf eden Günay, ‘merkez parti’ olma

Günay, bu meseleye iliflkin yorumunda, “demokrasi aç›s›n-

iddias›ndaki AKP’nin, sol duyarl›l›¤a sahip halk kitlelerini

dan önemli aflama” ifadelerini kulland›.

kand›rmak için kulland›¤› bir unsur olarak pazarlan›yor.

Daha önce de, Kültür ve Turizm Bakan› olan Erkan Mumcu,

Mahkeme salonunun müze haline getirilmesiyle de, siste-

komünist flair Naz›m Hikmet’in fliirlerini televizyon prog-

min devrimci önderleri bir tehdit olarak görmedi¤i, onlar›n,

ramlar›nda okumufl ve bunu demokratik yaklafl›m›n ve

“bir rüyan›n pefline düflmüfl iyi çocuklar” oldu¤u fikri yara-

hoflgörünün gere¤i olarak lanse etmiflti. Bugün yap›lanlar da, ayn› gerici zihniyet sahiplerinin sahtekarl›klar›n›n devam›ndan öte bir fley de¤ildir.

mücadele ettiklerinin ve nas›l bir yaflam istediklerinin tart›fl›lmaya dahi gerek duyulmamas›, meselenin iç yüzünü a盤a ç›kar›yor.

Günay: Demokrasi aç›s›ndan önemli aflama(!) Deniz Gezmifl’in yarg›lanmas›yla ün kazanm›fl, Ankara Ulus’taki eski adliye binas›nda bulunan mahkeme salonu, Kültür ve Turizm Bakan› Ertu¤rul Günay’›n talimat›yla, mü-

t›lmaya çal›fl›l›yor. Ancak, devrimci önderlerin neye karfl›

Günay ‘sol’ gösterip, sa¤ vuruyor

Bugün müze haline getirilen mahkemede, daha önce Na-

Kültür ve Turizm Bakan› Ertu¤rul Günay, ‘eski solcu’ kimli-

z›m Hikmet, Y›lmaz Güney, Cüneyt Arcayürek, Bülent Ece-

¤ini, gerici kimli¤ini maskelemek için, daha önce de s›k s›k

vit, Çetin Altan gibi ünlü isimler de yarg›lanm›flt›.


güncel

20-30 Nisan 2009 5

D‹SK ve KESK ›srarl›: 1 May›s’ta Taksim’e ç›kaca¤›z KESK: Taksim 1 May›s alan›d›r KESK, 1 May›s'› Taksim Meydan›'nda kutlama talebinin “hakl› bir talep oldu¤unu” aç›klad›. KESK ad›na aç›klama yapan KESK Genel Baflkan› Sami Evren, Taksim ›srar›n› flu flekilde aç›klad›: “Taksim Meydan› da 1 May›s katliam›n›n ard›ndan 1 May›s'la özdeflleflmifl, 1 May›s meydan› olmufltur. Emekçilere yap›lan en kanl› sald›r› bu alanda gerçekleflmifltir. Bu bir sembol de¤il, bedelini etimizle, kan›m›zla, gözyafl›m›zla ödedi¤imiz tarihimizdir. Taksim alan› emekçilerin haf›zas›ndan asla silinemez. Bu nedenle Taksim, 1 May›s alan›d›r.”

Sendikalar Taksim’de Haber Merkezi- D‹SK Genel Merkezi aç›klama yaparak, ‹stanbul'da 1 May›s'› Taksim d›fl›nda bir alanda kutlamayaca¤›n› belirtti. D‹SK'ten yap›lan yaz›l› aç›klamada 1 May›s gündemiyle toplanan D‹SK Baflkanlar Kurulu'nun de¤erlendirmelerine yer verildi. Taksim talebinin bir inatlaflma de¤il, demokratikleflmede ›srar talebi oldu¤una iflaret edilen de¤erlendirmede, “D‹SK demokratikleflme sürecinin her çeflit bask›c› ve to-

ABDULLAH DEM‹RBAfi

‘Kürtçe ile hizmete devam’

AMED- Devlet görevden ald›, halk yeniden göreve getirdi. Sur Belediyesi’nde Demirbafl’›n seçimi yeniden kazanmas› ile ask›ya al›nan birçok uygulama yeniden bafllad›. Dan›fltay 8’inci Ceza Dairesi taraf›ndan, ’Çok dilli belediyecelik’ karar› nedeniyle görevden al›nan DTP’li Sur ilçesi Belediye Baflkan› Abdullah Demirbafl, 29 Mart yerel seçimlerinde, b›rakmak zorunda kald›¤› koltu¤a halk taraf›ndan tekrar seçildi. Demirbafl ile birlikte ‘çok dilli belediyecilik’ hizmeti de yeniden bafllad›. Belediye Baflkan› Demirbafl, meclisten yeniden Kürtçe hizmet ile ilgili bir karar almay› düflünmediklerini, çünkü, halk›n 29 Mart’ta verdi¤i oy ile ald›klar› karar› onaylad›¤›n› söyledi. ‘Çok dilli belediyecilik’ hizmetinin yeniden uygulanmaya bafllanmas› ile birlikte belediye telefon santralinden yeniden Kürtçe hizmet verilmeye ve belediye giriflinde ise belediye görevlisi gelenleri Kürtçe konuflarak karfl›lamaya bafllad›.

Demirbafl: Bu hizmeti halk onaylad› Demirbafl, göreve yeniden dönmesiyle ilgili flunlar› söyledi: “Biz, o zaman belediye hizmetlerinin Türkçe’nin d›fl›ndaki farkl› dillerde verilmesi yönünde karar alm›flt›k. Ancak bu karar; baflkanl›ktan al›nmama ve belediye meclisinin fesih edilmesini yol açt›. Bu karar› belki resmi makamlar onaylayarak bizi görevden ald›lar ancak, 29 Mart yerel seçimlerinde Sur ilçesinde yaflayan vatandafllar bu karar›m›z› onaylam›flt›r. Bunun için yeniden buna benzer bir karar almay› düflünmüyoruz. Çünkü bizim için halk›n verdi¤i onay çok önemlidir. Daha önceki uygulamalar›m›za yeniden bafllayaca¤›z ve kald›¤›m›z yerden devam edece¤iz.”

taliter anlay›fllara karfl› inatla savunulmas›n›n do¤rulu¤una inanan bir konfederasyondur. Türkiye, ça¤dafllaflma ve demokratikleflme sürecini h›zla sürdürmelidir. Bu anlamda, ‘inatlaflma’ de¤il ‘demokratikleflme’ sürecine katk› vermek için Taksim vazgeçilmezimizdir” denildi. D‹SK’in de¤erlendirmesinde, 1 May›s 1977 katliam›n›n a盤a ç›kar›lmas› ve unutturulmamas› için, Taksim kararl›l›¤›n›n sürdürülece¤ine yer verilirken, Taksim ›srar› ise flu flekilde aç›kland›: “Bu nedenle D‹SK, ‹stanbul'da 1 May›s'› Taksim d›fl›nda baflka bir alanda kutlamama kararl›l›¤›ndad›r. Taksim yasa¤› devam etti¤i sürece, 8 saatlik çal›flma günü, çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesi ve insanca yaflanacak bir ücret için verilen mücadelelerin, iflçi s›n›f›n›n uluslararas› dayan›flmas›n›n simgeleflti¤i gün olan 1 May›s sadece bir sevinç ve tatile indirgenmifl olacakt›r. 1 May›s dünyada 200'ün üzerinde ülkede çeflitli isimler alt›nda birlik, mücadele ve dayan›flma günü olarak ‘bayram’ havas›nda, kentlerin en merkezi alanlar›nda ve yasaks›z kutlanmaktad›r. Siyasal iktidar› ve ‹stanbul Valili¤i'ni bu uluslararas› günün emekçilere yak›fl›r bir flekilde kutlanabilmesi için göreve davet ediyor; yasakç› bir inatlaflma de¤il, demokratikleflme ve ülkemizin ayd›nl›k gelece¤i konusunda özgürlükçü bir tav›r sergilemeye ça¤›r›yoruz.”

‹stanbul Valisi Muammer Güler, sendikalar›n ve devrimci demokratik kitle örgütlerinin Taksim ›srar›n› bildik aç›klamas›yla karfl›lad›. Güler bir kez daha, Taksim’in iflçi ve emekçilere kapal› oldu¤unu yine ilan etti.

Evren aç›klamas›nda sendikalara flu uyar›da bulundu: “Buradan bir kez daha konfederasyonlara, demokrasi güçlerine sesleniyoruz: Birli¤imizi bozmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim. Güçlerimizi birlefltirirsek Taksim'de kutlama hakk› iade edilecektir.”

Güler bas›na yapt›¤› aç›klamada, Taksim Meydan›'n›n çok genifl kat›l›ml› toplant›lar için uygun bir alan olmad›¤› idias›n› yineleyerek, “Buyursunlar temsili mahiyette gelsinler. Kendilerine her türlü yard›mda bulunal›m. Taksim Meydan›'nda temsili anlamda gelinip anma ve kutlama yap›lmas›na, mesajlar›n verilmesine mani bir hal yok. Gelsinler 100 kifli, 300 kifli aç›klama yaps›nlar. Biz de kendilerine yard›mc› olal›m. Ama bu alan öyle 300 bin kiflilik, 500 bin kiflilik genifl kat›l›mlarla miting yap›lacak bir alan de¤il” dedi.

‘‹zin almayaca¤›z’

Güler: Gelirseniz copu görürsünüz

Evren ayr›ca, “Emek örgütleri birlikte hareket ederse Taksim Meydan› aç›lacakt›r. Siyasi iktidar›n baflka flans› yoktur. Bu konuda izin almayaca¤›z. Bizim beklentimiz, Taksim Meydan›'n›n emekçilere aç›lmas›d›r. Siyasi iradenin karar› bizi ilgilendirmiyor. Biz 1 May›s'ta Tak-

Vali Güler ayr›ca sendika ve devrimci demokratik kitle örgütlerine gizli tehditte bulundu. Güler geçen y›l 1 May›s olaylar›nda polisin göstericiere azg›nca sald›r›s›n› sinsice hat›rlatarak, Taksim’e ç›kanlara ayn› görüntü ile karfl›l›k verilece¤ini aç›klad›. Güler’in tehdit içeren aç›klamas› flöyle: “1 May›s görüntüleri ‹stanbullular›, insanlar›, bizleri rahats›z etmiyor mu? Israrla böyle bir olay›n tekrar etmesinin kime ne faydas› var?”

Evren’den sendikalara ça¤r›

1 May›s’a günler kala sendikalar, 1 May›s’› Taksim’de kutlamakta kararl› olduklar›n› aç›kladlar›. Öte yandan iflçilerin, emekçilerin Taksim’e ç›kma iste¤i ise yine ‹stanbul Valisi Muammer Güler’in tehditleri ile karfl›lafld›. Ayr›ca iflçilerin ve emekçilerin uzun y›llard›r sürdürdü¤ü mücadelenin de bir sonucu olarak 1 May›s’›n devlet taraf›ndan ‘tatil’ ilan edilece¤i aç›kland›. Devletin bu ad›m›n› de¤erlendiren DHF, ‘tatil’ uygulamas›n›n arka plan›nda yatan sald›raya iflaret eden bir aç›klama yaparak, kamuoyuna uyar›da bulundu. DHF, iflçi ve emekçilerin bu kazan›m›n›n devletin sinsi tasfiye plan›na hizmet etmemesi için, “1 May›s tatil de¤il, mücadele günüdür” fliar›yla bir aç›klama yapt›.

“Taksim’de 1 May›s mitingi olmaz”

sim'de olaca¤›z” dedi. 1 May›s'›n tatil ilan edilmesinin önemli bir kazan›m oldu¤unu söyleyen Evren, “Karar› çok gecikmifl bir ad›m olarak de¤erlendiriyoruz. Kimse bu karardan yola ç›karak at›lan ad›m›n emekçilere bahfledilen bir lütuf oldu¤unu düflünmemelidir. At›lan ad›m, 30 y›l önce gasp edilmifl bir hakk›n onlarca y›ld›r emekçilerin sürdürdü¤ü ›srarl› mücadelenin, ödedi¤i bedellerin sonucunda iadesidir” diye konufltu.

‘1 May›s’ta Taksimdeyiz’ Demokratik Haklar Federasyonu’nun da bilefleni oldu¤u Devrimci 1 May›s Platformu, 1 May›s'ta Taksim'de olaca¤›n› duyurdu. ‹stanbul Devrimci 1 May›s Platformu, Taksim Gezi Park›’nda yapt›¤› aç›klamayla, emperyalist sald›rganl›¤a, iflsizli¤e, açl›¤a, yoksullu¤a ve bask›lara karfl› 1 May›s’ta Taksim’de olaca¤›n› ilan etti. Platform ad›na yap›lan aç›klamada 77 katliam›n›n sorumlular›n›n yarg›lanmas›, 1 May›s’›n tatil ilan edilmesi, Taksim üzerindeki 1 May›s yasa¤›n›n kald›r›lmas› ve krizin bedelini ödememek için devrimci güçlerin 1 May›s’ta Taksim’de olaca¤› belirtildi.

Güler’den bir inci daha: Eflitlik var Güler bir bas›n kurulufluna yapt›¤› aç›klamada, devletin herkese eflit davrand›¤› ve Taksim’i birine açarsa herkese açmas› gerketi¤inden bahsetti. Güler’in aç›klamas› flöyle: “Devletin uygulamalar›nda eflitlik var. Di¤er kurulufllara da tahsis edilmesi gibi bir durum do¤ar.”

Oysa Güler Taksim’i, sald›rgan polisine aç›yor Güler, ‘devlet eflit davran›yor’ diyedursun, eflitli¤in taraflar›ndan biri devlet olunca, eflitli¤in esamesi okunmuyor. 1 May›s’ta iflçilere kapal› olan Taksim Meydan›’n›, kutlama için polislere açan Güler, kendisini yalanlad›. Türk Polis Teflkilat›'n›n kuruluflunun 164. y›ldönümü, gösterilere sözde kapal› olan Taksim’de ‘kutland›’.

1 May›s tatil günü de¤il, mücadele günüdür Haber Merkezi- Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klamada, AKP hükümetinin 1 May›s’› tatil günü olarak ilan etme çabas›, AKP’nin di¤er ‘aç›l›mlar’› gibi ikiyüzlü ve sahtekarca planlanm›fl bir oyunun parças› olarak de¤erlendirildi. DHF’nin internet sitesinden yap›lan aç›klamada flunlara de¤inildi:

‘Bu aç›l›mlar›n özü karfl› devrimcidir’ “Ülke tarihimizin en derin ekonomik krizini yaflad›¤›m›z flu süreç içerisinde, AKP hükümetinin, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde ülke genelinde yaflad›¤› oy yitimini, bilhassa emekçi kitlelerde bugün daha yüksek sesle dile getirilen itirazlar› da hesaba katarak; bu y›lki 1 May›s’ta alanlara çok daha kuvvetli bir biçimde yans›mas› öngörülen emekçi muhalefetini de t›pk› Kürt sorununda veyahut Alevi sorununda oldu¤u gibi ‘yeni aç›l›mlarla’ telafi etme çabas› içerisinde oldu¤u görülmektedir. AKP hükümeti, ABD marifetiyle iflbafl›na getirildi¤i günden bu yana, bir yandan emperyalizmin yap›sal krizlerine yönelik olarak Ortado¤u üzerine gerçeklefltirdi¤i ekonomik, sosyal ve askeri projelere tafleronluk görevini üstlenerek ülkemiz emekçilerine ve ezilen uluslar›na ekonomik, sosyal y›k›mlar›, hak gasplar›n› ve azg›n zorbal›klar›n› tafl›rken, bir yandan da bu sald›rganl›¤›n ‘neoliberal sol’ ideoloji ve söylemle cilalanm›fl, özünde karfl›-devrimci sald›r›lara zemin haz›rlayan çeflitli ‘aç›l›mlar’ ortaya koymaktad›r. Kürt ulusunun, ulusal ve demokratik hak talepleri karfl›s›nda, ABD emperyalizminin yeniden yap›land›rd›¤› ‘Büyük Ortado¤u Projesi’

kapsam›nda, ‘diyalog’ söylemleriyle gelifltirdi¤i büyük tasfiye plan›, bu minvalde, yine ‘aç›l›mlarla’ perdelenmekte ve dahi sürdürülmektedir.”

'‹kiyüzlü ve sahtekârcad›r' “Bugün, 1 May›s’›n ‘resmi tatil’ günü ilan edilmesi konusunda AKP hükümetinin gösterdi¤i giriflimler de ayn›

kapsamdad›r. ‹kiyüzlü ve sahtekârcad›r. Ülkemizde 1 May›s, bir asr› aflk›n bir zamand›r tüm bask›lara, engellemelere, yasaklara ve katliamlara karfl›n halk›n ve halk›n örgütlü güçlerinin can bedeli fedakârl›klar›yla kutlanan; emperyalizme ve yerli uflaklar›na karfl› yürütülen ba¤›ms›zl›k ve yeni demokrasi mücadelesinin meydanlarda sembolleflti¤i birlik ve mücadele günüdür. Özellikle son iki y›ld›r, Taksim–1 May›s Meydan›’nda gösterilen devrimci irade, coflku ve kararl›l›k, özelde AKP hükümetini ve devlet makamlar›n› genifl halk kitlelerinin hakl›, meflru mücadelesi karfl›s›nda zor durumda b›rakmaktad›r. Bilhassa son 6 ayl›k süreçte derinleflen ekonomik krizin, bugün etkilerinin çok daha genifl halk kitleleri nezdinde yaflanan büyük oranlardaki iflsizleflme, pahal›l›k, yoksullaflma ve bunlara mukabil geliflen kitle hareketlerine dönük zorbal›k politikalar› fleklinde ortaya ç›kmas›; emekçi halk›n tepkisini ve öfkesini bilemektedir.”

‘1 May›s tatil günü de¤il, mücadele günüdür’ “AKP hükümetinin hiçbir ‘aç›l›m›’, iflçilerin, köylülerin ve ezilen di¤er tüm kesimlerin tarihsel süreç içerisinde can bedeli fedakârl›klarla, meflru mücadeleyle kazand›klar› ‘hak’lar› ‘bahfledemez’. On y›llarca u¤runa çarp›flt›¤›m›z mevzilerimizin içini boflaltarak, ters yüz ederek, sömürü ve zulüm düzenine eklemlemeye çal›flan emperyalist uflaklara, neo-liberal sol ideolojiye karfl›, hakl› davam›z› savunaca¤›z. 1 May›s, ister resmi tatil ilan edilsin ister edilmesin, ki taleplerimiz içerisinde resmi tatil ilan edilmesi de vard›r, bizim için mücadele günüdür ve bizlerce zaten meflrulaflt›r›lm›fl olan bu hakk›, düzenin tersyüz ederek bize bahfletmeye çal›flmas›, gerçekleri de¤ifltirmez, de¤ifltiremeyecektir.”


emek

6 20-30 Nisan 2009

A¤alar kengeri de yoksulun elinden ald›

TÜ‹K rakamlar› Erdo¤an’› yalanlad› Ekonominin büyümesinde önemli bir gösterge olan sanayi üretimindeki düflüfl devam ediyor. Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an ise, yerel seçimler öncesi ‘beflinci paketi’ aç›klam›flt›. Aç›klamaya göre iç piyasa canlanacakt›. Daha önceki paketlerde oldu¤u gibi otomotiv ve beyaz eflya sektöründe yap›lan vergi indirimlerine ra¤men, paketlerin hiç de ifle yaramad›¤› Türkiye ‹statistik Kurumu (TÜ‹K) rakamlar›yla ortaya ç›kt›. Al›nan önlem paketleriyle sanayi sektöründe yaflanan düflüfller, önlemlerin üretim de¤il iflletmeler lehine al›nd›¤›n› kan›tlad›. Türkiye ‹statistik Kurumu (TÜ‹K) verilerine göre fiubat ay›nda üretim yüzde 23.7 azal›flla tarihin en büyük düflüflünü gerçeklefltirdi. Sanayi üretimi Ocak ay›nda da yüzde 21.3 gerilemiflti. Ana sanayi gruplar› s›n›flamas›na göre en yüksek düflüfl, yüzde 44.8 ile sermaye mal› imalat›nda görüldü. Dayan›kl› tüketim mal› imalat›nda yüzde 25.7, ara mal› imalat›nda

yüzde 24.2, dayan›ks›z tüketim mal› imalat›nda yüzde 14.8 ve enerjide yüzde 11 azalma meydana geldi.

tabaklanmas› ve ifllenmesinde yüzde 15.1, plastik ve kauçuk ürünleri imalat›nda yüzde 27.5, kok kömürü rafine edilmifl petrol ürünlerinde yüzde 28.1 gerileme gözlendi.

En yüksek düflüfl otomotivde

TÜ‹K’in aç›klamas›na göre A¤ustos ay›ndan beri küresel krizin etkisiyle sanayi üretiminde düflüfl yaflanmakta. Üretim A¤ustos’ta yüzde 4.1, Eylül’de yüzde 5.2, Ekim’de yüzde 8.5, Kas›m’da yüzde 13.9, Aral›k’ta yüzde 17.8, Ocak’ta yüzde 21.3 azald›.

Otomotivde vergi indirimi yap›ld›¤› aç›kland›ktan sonra daha yoldayken sat›lan otomobiller, otomotiv üretiminde art›fl› getiremedi. Örne¤in sadece otomotiv sektöründe yüzde 58.7’lik bir düflüfl yaflanmas›, indirimin üretime de¤il aksine var olan ürünlerin tüketilmesine yönelik oldu¤unu a盤a ç›karmakta. En yüksek düflüfl imalat sanayisinde yaflan›rken düflüfl oranlar› ise flöyle: Otomotiv sektörünü yüzde 41.6 radyo, TV, haberleflme teçhizat› ve cihazlar› imalat› ve yüzde 36.4 ile büro makineleri ve bilgisayar imalat› izledi. Tekstil ürünleri imalat› ise yüzde 28.9, g›da ürünleri ve içecek imalat›nda yüzde 1.9, ana metal sanayisinde düflüfl oran› yüzde 23.1, kimyasal madde ve ürünleri imalat›nda yüzde 21, derinin

‹hracatta da düflüfl yafland› Sanayi sektörünün yan› s›ra rakamlara bak›ld›¤›nda, krizden ithalat›n da etkilendi¤i görülmekte. Örne¤in, 2008 y›l› Ocak-fiubat döneminde 3.4 milyar dolar olan tüketim mallar› ihracat›, 2009 y›l›n›n ayn› döneminde yüzde 35.4 azal›flla 2.1 milyar dolara düfltü. Tüketim mallar› ithalat›nda en fazla düflüfl ise yüzde 65.2 azalarak 218.4 milyon dolara gerileyen binek otomobilleri ithalat›nda görüldü.

URFA- Siverek, yo¤un bir yoksullu¤un ve sefaletin yafland›¤›, feodalizmin kendini bütün yönleriyle hissettirdi¤i, s›n›fsal bask›n›n yan›nda, afliret bask›s›ndan da nasibini alan bir ilçesi Urfa’n›n. ‹lçede ekonomi tar›m üzerinden flekilleniyor. ‹lçedeki tar›msal faaliyetler içerisinde, toplan›fl› ve y›llar içinde geçirdi¤i de¤iflim aç›s›ndan ilgi çeken bir ürün de kenger. Kenger, bundan 2 y›l önceye kadar Siverekli kad›nlar›n toplay›p, satt›¤› bir üründü. Kad›nlar daha sabah günefli kendini göstermeden, yola düfler, kengerleri toplar, temizler ve pazara getirirlerdi. Bunun yan›nda, risvat (dejnik), yarpuz (pune), axpan, ebegümeci (toluk) gibi otlar› da toplarlard›. Son y›llarda kenger ticaretinin yo¤unlaflmas› ve kenger, yarpuz, ebegümeci gibi otlara ilginin artmas›yla, erkekler bu alana da el atm›fl. Daha önce, "kad›n ifli" denilerek, giriflmekten utan›lan "ot toplama" ifli, bugün erkeklerin kad›nlara alan b›rakmad›¤› bir ifl haline gelmifl. Art›k bu otlar, ‹stanbul, Ankara, ‹zmir ve Adana'ya kadar geniflleyen bir pazara sat›l›yor.

‘Kenger de büyük tüccar›n eline geçti’ Kenger pazar›ndaki sat›c›larla, kenger iflinin kad›nlardan erkeklere geçmesi ve iflin zorluklar› üzerine sohbet ettik. Pazar esnaf›ndan Ali Batur, bize flunlar› söyledi: "Kenger art›k büyük tüccarlar›n eline geçti. Bunlar 2 ay önceden, kengerin yetiflti¤i bölgelere gelip, para da¤›t›yor, tonlarcas›n› d›flar› sat›yor. 5 kurufla ald›klar› kengeri, 4.5 liradan sat›yorlar. Eskiden bunu kad›nlar gidip toplard›. Ücret ödenmedi¤i için, otlar çok ucuza sat›l›rd›. Bahar geldi mi, kad›nlar›m›z 'fakirlere ölüm yok' derdi art›k... Kengerdi, risvatt›, dejnikti toplay›p, ekme¤imize kat›k ederdik. Bunlar pazarda çok ucuza al›n›rd›. Gelin görün ki, yüksek kar h›rs›, bunu da kad›nlar›n elinden ald›. Onlar art›k öyle bedavaya toplay›p, getirip satam›yor. Toplamalar›na izin vermiyorlar."

‘Bu da erkeklerin eline geçti bize ekmek kalmad›’ Firmalar›n bu ürün üzerinde de tekelleflme yar›fl›na girdi¤ini ve kenger iflinin kad›nlar›n elinden al›nd›¤›n› ö¤renince, pazardaki son kad›n sat›c›yla da görüflmek istedik. Ad›n› vermememiz kayd›yla, konuflmay› kabul etti. Bize flunlar› anlatt›: "Bu bizim geçim kayna¤›m›zd›. Biz kad›nlar kenger, yarpuz, risvat ve axpan toplard›k. Karacada¤ bölgesine sabah 3'te gider, 7 gibi pazara gelirdik. Art›k son 2 y›ld›r b›rakm›yorlar ki toplayal›m. Yegane geçim kayna¤›m›za da, duyduk ki, büyük tüccarlar göz koymufl. Bunlar› sat›n al›p, yüksek karla sat›yorlar. Bize de ancak sahipsiz dere kenarlar›ndan yarpuz, risvat toplamak kald›. Ama o da çok az. Her yerin sahibi ç›km›fl art›k. Para istiyorlar. Ne yapaca¤›m›z› flafl›rd›k. Bu da erkeklerin eline geçti. Bize ekmek kalmad›. Bundan 2 y›l önce genç k›zlar buradan çeyiz düzerdi. Ama flimdi kimse kalmad›. 2 kifli kald›k, biz de b›rakaca¤›z."

Hamdolsun g›rtla¤›m›za dek borca batt›k HABER MERKEZ‹- Ülkemizin yabanc› devlet ve kurulufllara olan toplam borcu, 2008 Aral›k sonu itibariyle 276.8 milyar ABD dolar›na yükseldi. Böylece AKP’nin hükümette oldu¤u 2002 ile 2008 y›llar› aras›nda ülkemizin d›fl borcu yüzde 70 artt›. Türkiye ‹flçi Emeklileri Derne¤i’nin yapt›¤› araflt›rmaya göre ülkemiz bu y›l, dakikada 109 bin TL borç faizi ödeyecek. Araflt›rmada, 2006 y›l›ndan bu güne kadar 45 milyar lira borç faizi ödendi¤i belirlendi. Bugün gelinen noktada ise borç faizi ödemelerinin 12 milyar lira artt›¤› kaydedildi. Artan borç faizi miktarlar›n›n yat›r›mlar› ve yeni istihdam yarat›lmas›n› olumsuz etkiledi¤i belirtildi. Bunun da iflsizlik sorununun büyümesine sebep oldu¤u vurguland›.

KAMYON KASASINDA “UMUDA YOLCULUK”! AMED– Do¤an›n insanlara umudu ve coflkuyu an›msatan bir biçimde süslenmesi ve mevsimin k›fltan yaza dönmesi, herkes için ayn› anlama gelmiyor. Mevsimlik iflçiler için bu mevsim de¤iflikli¤i, ayn› zamanda, yo¤un bir ifl temposunun ve kamyon kasalar›nda yap›lacak kilometrelerce yolculu¤un habercisi…

“Ölseydim de bu durumlar› görmeseydim” 19 yafl›nda bir genç, ‹smail Avul ise isyan ediyor art›k: “Ben buradan gitmek istiyorum. Keflke ölseydim de bu durumlar› görmeseydim. Ailemi, çocuklar› bu durumda görmeseydim. Çok utan›yoruz ama ne yapabiliriz ki bilmiyorum, çaresiziz, bize yol gösteren de yok”

Her sene, ayn› aylarda bafll›yor onlar›n çilesi… Yaflad›klar› topraklardan kalk›p, “ekme¤in pefline” düflüyorlar. F›nd›k, pamuk, turunçgil, f›st›k ne olursa… Çocuklar›n› ve yaflamalar› için yetecek az say›da eflyalar›n› al›p, düflüyorlar yola. Bilmedikleri, dilinden anlamad›klar› co¤rafyalara, sanki hepsi ayn› dili konuflan a¤alar›n, patronlar›n yarar›na çal›flmaya gidiyorlar.

Sadece bu örnekler bile, mevsimlik iflçilerin trajedisini ortaya koymaya yetiyor. Bunlar gibi görüfllerine baflvurulmayan daha pek çok mevsimlik iflçiyse, her sene ayn› sorunlar› yaflamaya devam ediyor. Mevsimlik iflçiler, her sene Ordu’da, Giresun’da, Adana’da, Konya’da veya memleketin baflka bir köflesinde, 15-25 TL aras›nda yevmiyeyle, ayn› sömürüyü yaflamaya devam ediyor. Çocuklar ve kad›nlar ise, yevmiyenin ancak yar›s›n› alabiliyorlar.

‹flçiler il d›fl›nda, çad›rda yaflamak zorunda b›rak›lm›flt› Mevsimlik iflçiler, geçen sene, Ordu Valisi’nin emriyle, flehrin giriflinde al›konmalar›yla gündeme gelmifllerdi. Ordu Valisi, iflçilerden kimliklerini alm›fl, onlar›n flehir d›fl›nda çad›r kurmalar›n› istemiflti. Buna gerekçe olarak da, “aralar›nda PKK’liler olabilir” demiflti. ‹flçilerin flehir d›fl›nda, su, elektrik gibi olanaklardan yoksun, lavabo ihtiyaçlar›n› dahi karfl›layamad›klar› bir yerde, çad›r yaflant›lar› günlerce sürmüfl, ciddi insan hakk› ihlalleri yaflanm›flt›. Olaya iliflkin yorumlardaysa, iflçilerin al›konmalar›n›n gerekçesi olarak, Kürt olmalar› gösterilmiflti.

Mevsim dönmeden sald›r›lar bafllad› Emekçiler, sistemin yaflad›¤› kriz vesilesiyle, biraz daha sömürülmeye ve bask› alt›na al›nmaya bafll›yor. Mevsimlik iflçiler de bu süreçten nasiplerini al›yor. Bu sene de mevsimlik iflçiler, henüz kamyonlara, transitlere doluflup, “sömürü alanlar›”na do¤ru yola ç›kmadan, sistemin sald›r›lar› bafllad›. rum. Çocuklar›ma istedi¤im gibi bir yaflam veremedim. F›nd›k toplamak çok zor.”

Belge almayan f›nd›k toplayamayacak

60 yafl›nda bir iflçi de kalk›p geliyor, memleketinden, Urfa’dan… “Art›k çal›flam›yorum ama yoksullu¤un gözü kör olsun, belki ifl

“Eflim hamile ama, çal›flmaya mecburuz” ‹nsan Haklar› Derne¤i Ordu fiubesi konuyla ilgili bir rapor haz›rlam›fl, raporda mevsimlik iflçilerin görüfllerine de yer vermiflti. ‹nsan Haklar› Derne¤i’ne konuflan, Urfa’dan gelen, 7 çocuklu ailenin babas› Hüseyin Ipk›n, flöyle konufluyor: “6 A¤ustos tarihinden beri buraday›z, her y›l geliyoruz ve farkl› bahçelerde çal›fl›yoruz, buradan sonra Yozgat’a pancar toplamaya gidece¤iz. Eflim hamile. fiu anda bir bahçede çal›fl›yor. Çal›flmakta zorlan›yor ama mecburuz.”

bulurum da çocuklar›ma biraz faydam olur diye geldim. Onu da b›rakm›yorlar iflte” diyor, Beyaz Özde¤er amca…

“Biz ister miyiz böyle rezil bir hayat yaflamay›?” Urfa’dan gelen 5 çocuk babas› Ferman AKDA⁄ ise, yaflad›klar› s›k›nt›lardan bahsettikten sonra, “Mecbur olmasak burada ne iflimiz var. Biz ister miyiz böyle rezil bir hayat yaflamay›? Biliyorsunuz burada çok ya¤mur ya¤›yor ve ya¤mur ya¤d›¤›nda daha çok periflan oluyoruz, oturacak yer bile bulam›yoruz. Çocuklar›m›z dereye giriyorlar y›kanmak için, onlar›n can güvenli¤i soru-

“Kad›n olarak yaflama hakk›m›z yok”

nu var, her an bo¤ulabilirler. Her an bir sel gelebilir ve hepimizi

Bir kad›n iflçi olan Aysel Tektek ise, flunlar› söylüyor: “Kad›n olarak zaten hiç yaflama hakk›m›z yok. 7 çocu¤um var, okutam›yo-

al›p götürebilir. Bunun hesab›n› kim verecek bilmiyorum. Onlar›

Tütün üreticileri: Can damar›m›z› kesiyorlar

Allah’a havale ediyorum.” diyor.

Ordu Valili¤i, Ordu’ya giden mevsimlik iflçilerin belge almadan f›nd›k toplayamayaca¤›n› aç›klad›. Her y›l Ordu’ya befl bin f›nd›k iflçisinin geldi¤ini, bunun sosyal sorunlara neden oldu¤unu ifade eden Ordu Valisi Ali Kaban, flöyle konufltu: “Bu y›ldan itibaren iflçilere bulunduklar› bölgede valilikler arac›l›¤› ile 1 haftal›k kurs verece¤iz. F›nd›k toplama teknikleri, f›nd›¤›n önemi gibi konular› anlataca¤›z. Sertifika alamayanlara da f›nd›k toplatmayaca¤›z.” F›nd›k iflçilerinin nerdeyse tamam›n›n Kürt oluflu ve okuma yazma bilmemeleri, gelen kad›n mevsimlik iflçilerin Türkçe dahi bilmemesi, sertifika zorunlulu¤unun ayr›mc›l›¤a neden olaca¤› düflüncesini ortaya ç›kar›yor. Ordu Valisi, yapt›¤› baflka bir aç›klamada, bu uygulaman›n f›nd›k iflçilerinin insanl›k d›fl› biçimlerde görüntülenmesinin de önüne geçece¤ini aç›klarken, bunun iflçilerin kamyon kasalar›nda flehre gitmek zorunda kalmas›na ve insanl›k d›fl› bir ücretle çal›flmalar›na ne katk› sa¤layaca¤› bilinmiyor.

MUfi- Daha önce TEKEL ile sözleflme yaparak tütün yetifltiren çiftçiler, kendileriyle yeni bir sözleflme yap›lmamas›n› protesto ettiler.

için gittiklerini aktaran Solgun, “Her y›l kifli bafl› 2 ton tü-

Yeni düzenlemelere göre TEKEL Yap› ‹flletmeleri'nin, 2009 y›l›nda üretilecek tütün için üreticiyle sözleflme yapmamas›n› protesto eden tütün üreticileri, Mufl'un K›z›la¤aç beldesinde bas›n aç›klamas› yapt›.

flan ettiler. Mufl Türkiye'nin en fakir ili. Tarlam›za geçip

Tütün üreticileri ad›na aç›klama yapan Mufl ‹li ve Civar› Tütün Ekicileri Kooperatifi Baflkan› fiehmus Solgun, Güneydo¤u Anadolu Bölgesi'nde 80 bin tütün üreticisinin bulundu¤unu ve tütünün 500 bin kiflinin geçim kayna¤› oldu¤unu söyledi. Her y›l bu zamanlar tarlaya ekim

ler y›lda 120 bin ton tütün al›yor. 20 bin tonunu Türki-

tün teslim ediyorduk. fiuan 200 kiloya kadar düfltü. Yeni düzenleme ile 200 kiloyu da fazla gördüler. Bizi perialn›m›z›n teri ile çal›flmak istiyoruz” dedi. Sigara fabrikalar›n›n tütünü yurt d›fl›ndan almas›na tepki gösteren Solgun, “Türkiye'nin sigara fabrikalar›n› alan dev flirketye'den alsalar bunun en az›ndan 2 bin tonu K›z›la¤aç'a düfler” fleklinde konufltu. Tütün yerine baflka bir alternatif ürün ekimi yap›lmas›n›n da mevsim itibariyle mümkün olmad›¤›na dikkat çeken Solgun, “Tütün al›m›-

n›n yap›lmas› ve tütün kotas›n›n her üretici için iyilefltirilmesini talep ediyoruz” dedi. Mufl Ziraat Odas› Yönetim Kurulu üyesi Ali Güzel de tütün al›m› için yeni sözleflme yap›lmamas›yla bölge insan›n›n göçe zorland›¤›n› kaydetti. K›z›la¤aç Beldesi Belediye Baflkan› Mehmet fiirin Y›lmaz ise, “Türkiye'nin en kaliteli tütünü burada yetifliyor. Devlet Mufl tütününden zarar etmiyor. Burada tütün üreticisinin önünü kesmek bölgenin can damarlar›n› kesmek anlam›na gelir” diye konufltu. Konuflmalar›n ard›ndan oturma eylemi yapan tütün üreticileri, sloganlarla eylemlerini sonland›rd›lar.


kad›n

20-30 Nisan 2009

“Hakl› oldu¤um zaman ‘sus’ diyorlar

Kad›nlar›n bu sorunlar› yaflamas›n›n nedeni cahilliktir. K›rsal kesimde yaflad›¤›, bundan ötesini görmedi¤i için, ancak onu alg›l›yor. Annesinden, nenesinden gördü¤ünü tekrarl›yor, “bu bizim kaderimiz” diyor. Oysa hiçbir kad›n k›s›tlanmaya mahkum de¤ildir.

Amed’de, Kürt kad›nlar›n›n yaflad›¤› s›k›nt›lar› yans›tmak için, ‘cenneti ayaklar›n›n alt›na alan’ kad›nlar›n aya¤›na gittik. Yaflad›klar› sorunlar üzerine yapt›¤›m›z söylefli, kad›nlar›n yaflad›klar› s›k›nt›lar›n dillerden dökülmesiyle, uzay›p gitti. Burada anlat›lanlar, Kürdistan’›n her hangi bir ilinde, ayn› kuflat›lm›fll›k alt›nda, hemen hemen her kad›n›n yaflad›klar›n›n bir aynas› olma niteli¤i tafl›yor. Yüz binlerce kad›n, burada kendini görebilir... Sohbet kad›nlarla gerçeklefltirilince, böyle s›cak, samimi ifadelerin ortaya ç›kmas› ise, yine kad›nlar›n hiçbir yaflam koflulunda de¤iflmeyen yap›lar›ndan olsa gerek. Zaman zaman duygulu anlar›n yafland›¤› bu söyleflide, duygusal anlar› da aktarmay› ihmal etmedik. Okurken, onlar›n yaflam›n› daha iyi anlayabileceksiniz böylece.

Evlendikten sonra sadece bir eve ba¤l› olmam gerekti¤ini, bir efle sad›k olmam gerekti¤ini, çocu¤umun annesi olmam gerekti¤ini söylediler. Kendimi iyi ifade ederim, ama karfl›mdaki bunu anlam›yor. Hakl› oldu¤um zamansa “sus” der. Kendimi savundu¤um için kaç kere dayak yemiflimdir.

Peki sizin evlili¤iniz?.. H.: Evlili¤imi töre olarak yapmad›m. Tam aksine, severek yapt›m. Ne yaz›k ki diyorum, çünkü aldand›m. Baflta her fley güzeldi. Sonra sorunlar yaflanmaya bafllad›. Bir flehir k›z› oldu¤um için istemiyorlard› beni. Ve eflimin de ikinci evlili¤i oldu¤u için, ailem istemiyordu. F.K.: Ben gideyim, geçtir. Yemek yapaca¤›m. Dedim ya, anlatsam kitap olur. (Gülüyor F.K. Ama ondan baflkas› gülemiyor.)

Bu iki kad›nla biz de komfluluk iliflkisi içindeyiz ve röportaj› böyle kolay ayarlamaya vesile olan da bu oldu. 4 çocu¤u olan F.K., çocuklar›n› ders çal›flt›rmam›z için bize gönderiyordu. Efli, çocuklar›n› ortaokuldan sonra okutmayaca¤›n› söylüyor, F.K. ise buna direniyor, iki k›z› için, “Okumazlarsa, benim gibi olurlar” diyor.

H.: Zor da olsa evlendik. Önce özgürlü¤üm k›s›tland›, sonra ailem. Devletin bana verdi¤i yard›m› (çeyiz paras›ndan bahsediyor) eflime vermeyece¤imi söyledi¤im zaman, o gece dayak yedim. Bu yüzden de ço¤u zaman ayr›ld›m. O diyordu “para senindir, senin paran benimdir, ailene veremezsin.” Ben bir k›sm›n› vereyim dedim zaten, izin vermedi. O biraz para düflkünü. Öyle olmasayd›, daha anlay›fll› olurdu.

Di¤er kad›n H. ‹se, efliyle boflanma giriflimleri olan biri, darp gördü¤üne dair savc›l›¤a baflvurusu olmufl ve raporlar› bulunuyor. En son eflinden yedi¤i dayakla birlikte annesinin evine kaç›yor, ama efli H.’yi b›çak zoruyla evden ç›kararak, bofl bir araziye götürüyor ve b›ça¤› dayay›p, “Benimle gelmezsen kendimi ve seni öldürürüm” diyor. H. de mecburen gidiyor. H.’nin bir çocu¤u, bir de eflinin önceki evlili¤inden olan baflka bir çocu¤u var. Bu anlat›m› daha fazla uzatmadan, art›k söylefliye geçelim...

F.K.: Ben art›k kalkay›m. Gitmem laz›m. (Giderken ona verdi¤imiz gazete ve dergiyi, sigaras›n› ve komflusuna selam vermeyi unuttu. Öyle h›zla, arkas›na dönmeden ç›kt› evden.)

Öncelikle kendinizi biraz tan›t›r m›s›n›z?

H.: 84 do¤umluyum. 2 y›ll›k evliyim. Aslen Diyarbak›rl›y›m. 2 çocuk annesiyim.

Kad›nlar›n, resimlerinin yay›mlanmas›ndan korkmalar›, san›r›z yaflad›klar› bask› koflullar›n› hiçbir söze gerek b›rakmayacak kadar net bir flekilde ifade ediyor

“Evlendikten sonra çember içine girdim” Sizinle yaflad›¤›n›z sorunlar üzerine konuflmak istiyoruz. Kürdistan’da kad›n olmak nas›l bir yaflam› dayat›yor size? Ne gibi sorunlar yafl›yorsunuz? F.K.: Sorunlar›m› dile getirsem, kitap yazmak laz›m. Asl›nda ben günlük yaz›yordum, 8 y›l sonra y›rtt›m. (Gülüflmeler) Kad›n her yönden k›s›tlan›yor. Neyi yaflat›yorlar ki kad›na? Ev içinde olsun, d›flar›da olsun, hep engelleniyor. Hele ki kaynana, kay›nbaba ve görümceyle yafl›yorsa, hayat› zindandan farks›z oluyor. Kaynana her zaman kaynanal›¤›n›, kay›nbaba da her zaman kay›nbabal›¤›n› yap›yor. Kad›n hele ki okumam›flsa çok üzülüyor. Hayat konusunda bilgisi olmad› m› üzülüyor. Hayat› öyle tan›yor, öyle biliyor. Kad›nlar›n bu sorunlar› yaflamas›n›n nedeni cahilliktir. K›rsal kesimde yaflad›¤›, bundan ötesini görmedi¤i için, ancak onu alg›l›yor. Annesinden, nenesinden gördü¤ünü tekrarl›yor, “bu bizim kaderimiz” diyor. Oysa hiçbir kad›n k›s›tlanmaya mahkum de¤ildir. Ben evlenmeden önce gayet rahat davran›yordum. Ailem beni k›s›tlamad›. Ama evlendikten sonra çember içine girdim. Yafl›m küçük oldu¤undan kendimi savunamad›m. Bilgisizdim. Bu da karfl› taraf›n ifline geldi. H.: Çember içine girmeni senden çok eflin istiyor. O her fleyi biliyor asl›nda. Mesela bir ilaç olur, ka¤›d›na bakar, hemen söyler ne ifle yarad›¤›n›. Ama kad›na gelince de¤iflir. Kad›n ev ifli yapacak, yemek yapacak, çocuk bakacak, tek istedi¤i bu. Aradaki sorunlar›n nedeni zaten eflitsizliktir. E¤er bir efl, kendi eflini de kendi yerine koyabilse, ne kad›nlar ezilecek, ne evlilikler y›k›lacak. Haks›z m›y›m? (Tekrar gülüflmeler) Benim eflimle de ayn› sorun söz konusu. Do¤u’da kad›n evlendikten sonra kocas›n›n gözünde sadece kap›y› üstüne kilitlemek için kullan›l›yor.

“Kocam hakl› oldu¤um zaman ‘sus’ der” Sizin eflinizle yaflad›¤›n›z sorunlar›n kayna¤›nda ne var peki? F.K.: Sadece kölelefltirme! Ama bu sadece Do¤u’da de¤il. Bat›’da, Güney’de, Kuzey’de, her yerde yaflan›yor. H.: Ben bekarken çok rahatt›m. Çal›fl›yordum. ‹stedi¤im saatte gider, gelirdim. ‹stedi¤imi giyinirdim. Aç›k olmam ailem için sorun olmuyordu. Benim evlili¤im, özgürlükten hapishaneye girmek gibi bir fley… Evlendikten sonra sadece bir eve ba¤l› olmam gerekti¤ini, bir efle sad›k olmam gerekti¤ini, çocu¤un annesi olmam gerekti¤ini söylediler. Kendimi iyi ifade ederim, ama karfl›mdaki bunu anlam›yor. Hakl› oldu¤um zamansa “sus” der. Kendimi savundu¤um için kaç kere dayak yemiflim. Erkekler kendilerini üstün görüyorlar, tek varl›klarm›fl gibi. Sanki dünyaya s›rf kad›na eziyet etmek için gönderilmifller.

(Herkes susuyor bir anda. F.K.’n›n yüre¤inin bu kabar›fl› karfl›s›nda, sayg›dan bu sessizlik. Ve öylece bekliyoruz, röportaja devam edemiyoruz. Bir soru daha soram›yoruz uzun süre...)

“Televizyonu kapatmad›m, dayak yedim”

Amed’de oturan ve Kürdistan kad›n›n›n yaflad›klar›n›, kendi yaflamlar›yla bize anlatan bu iki kad›n, komfluluk iliflkilerine sahip. ‹kisi de efllerinden fiziki fliddet görüyorlar, yani ‘koca daya¤›’ yiyorlar.

F.K.: 1976 do¤umluyum. Mardinliyim. 93’te evlendim. Evlendi¤imden beri Diyarbak›r’day›m. Köyümüz yak›ld›¤› için buraya gelmek zorunda kald›k. 4 çocuk annesiyim.

yi boflverdim, çünkü evlad›m vard›. “Her fley yavrum için” deyip, her fleyi sineme çektim. ‹flte nereden nereye… Benden bu kadar…

Kürdistan’da kad›n sorunundan bahsedilirken, “töre”ye özel olarak yer verilir. Peki siz töre konusunda ne düflünüyorunuz? F.K.: Törelere ba¤l› olanlar çok daha kötü. Töredir diye hiç tan›mad›¤›m, görmedi¤im bir insanla evlendirildim. Onun gerçek hayat›n› hiç bilmedi¤im halde evlendirildim. Mardin taraf›nda hemen hemen bütün k›zlar böyle evlendirilir. Bilmedi¤i, tan›flmad›¤› biriyle evlendirilir. O insanla ne yaflayaca¤›n› bilmiyor. Daha ondördünde, onüçünde… Daha çocuktur, evlenmenin ne demek oldu¤unu bilmez. H.: Benim hayat›mda töre, sadece 11 yafl›mdayken söz konusu oldu. Abim niflanland›, karfl›l›¤›nda beni istediler. Ben reddettim, buna karfl› koydum. Annem onlara, “k›z›m evden kaçarsa ne olacak, ben mi evlenece¤im?” dedi. O yüzden veremediler. (F.K. dayanam›yor, tekrar giriyor söze)

F.K.’n›n yaflam›: “Hiç sevilmedim” F.K.: 15 yafl›nda evlendiriyorsun çocu¤unu. Evlili¤in ne anlama geldi¤ini bilmiyor, daha arkadafllar›yla sokakta oynuyor. Eve geliyor ve onu isteyenlerle karfl›lafl›yor. Çocuk soruyor, “Bunlar kim?” diyor, “neye gelmifller?” Annesi cevap veriyor: “K›z›m seni evlendiriyoruz.” Daha anlam›n› bilmedi¤i halde… Bafl›n› sall›yor annesine, “Ne yapt›n anne?” Annesi diyor, “K›z›m çaresiz budur. Ya evleneceksin, ya evleneceksin.” K›z soruyor, “Ama niye kaderimiz böyle?” Annesi de söylüyor ki, “Töremiz böyle”… K›z niflanlan›yor ama niflan›n ne anlama geldi¤ini bilmiyor. (F.K. sessizce: “Çünkü bunlar› ben yaflad›m” diyor) “‹yi de anne, hiç tan›m›yorum evlenece¤im kifliyi. Nas›l bir insan?” Annesi k›z›n gönlünü hofl etmek için, “Annem çok iyidir” diyor. Bundan sonra k›z evleniyor. (‹ç çekmeler) Bundan sonras› daha zor. Evlendikten sonra odas›na bir genç dal›yor. Hiç tan›mad›¤›, hayalini kurmad›¤› genç… K›z belki kendince hayal kurmufltur. Kendi hayalini düflünürken, odas›na dalan› görünce hayal k›r›kl›¤›na u¤ruyor. Oturup saatlerce a¤l›yor. Sonra gelinlik yerine ona giydirilen xelik(duvak)’i kald›r›yor bir anda. O an da¤a ç›kmay› düflünüyor. K›z içine kapan›yor, “Bu benim kaderim” deyip geçiyor. (F.K. tutam›yor kendini, a¤l›yor) Ve ondan sonra dertler bafll›yor. Bask›lar bafll›yor. Bir yandan kaynana, kay›nbaba, görümce derken, eflini unutuyor. Eflinin çektirdiklerini unutuyor. Bir de köyden iniyor flehre, neye u¤rad›¤›n› flafl›r›yor. Çünkü flehir hayat›yla ilgili hiçbir fley bilmiyor. Kurtlar sofras›na düflüyor. T›kand›m… (Gözyafllar› daha h›zl› boflalmaya bafll›yor F.K.’nin. Konuflamaz hale geliyor art›k) Sonra da çekifltiren çekifltirene. Hiç sevilmedim. Çünkü onun hayalleri baflkayd›. Arad›¤› sevgiyi de bulamad›, arad›¤› hayat› da… Hayat böylece devam etti. Çünkü anne olmufltum art›k. Her fle-

H.: Sonradan ailemle aras› aç›ld›. Zaten sadece benim ailem vard›. Onun ailesi evlendi¤imizde yard›m bile etmedi. Ondan sonra kendi ailesine tutundu. Benden de ailemi atmam› istedi. Yan› s›ra hem kendi k›z›na, hem de kendi kardefllerine bakmaya zorlad›. Zoruma giden ise, benim ailemi att›r›p, kendi ailesini tutturmas›yd›. Bir televizyonu kapatmad›¤›m için, önce yüzüme sonra çeneme vurdu. Bir terlik istedi¤im için, elektrik verme derecesine kadar geldi. Sonras› da geldi zaten… Benim ona karfl› dik kafal›l›¤›m ve onun bana kendini kabul ettirmeye çal›flmas›yla sorunlar iyice artt›. Savc›l›¤a kadar gittim. Ailem o halimi gördü, dayanamad›. Her defas›nda yüzü gözü mor görmekten usan›p, beni ald›lar yan›ndan. Karakola gittik, flikayette bulunduk. Ard›ndan hastaneye, darp raporlar› falan… Sonra aile büyükleri kendi aralar›nda kararlaflt›r›p geri dönmemi istediler. Çünkü kendi iste¤imle evlenmifltim. O yüzden kaderime raz› olmam gerekiyormufl.

“Kendi hakl›l›¤›m› ortaya koydukça ‘sus’ diyorlar” Peki hiç ayr›lmay› düflünmediniz mi? H.: Çocu¤um olmasa belki ayr›l›rd›m. Ki ayr›lma derecesine de geldim. S›rf annesiz veya babas›z büyümemesi için. Geri geldim, düzelir sand›m ama, de¤iflen bir fley olmad›. Yine fliddet, yine haks›zl›k, yine kölelik muamelesi… Ve sonu olmayan bir evlilik. Çünkü birbirimize tamamen so¤umufluz. Bir eflin, efli taraf›ndan mahkemeye verilmesi en ac› olayd›r heralde. Eflimi mahkemeye vermem, onu so¤utmufl. Dün bana, “keflke çocuk olmasayd› da, seni boflasayd›m” dedi. Ölmesi için dua ediyorum art›k. Kendi hakl›l›¤›m› ortaya koydukça sadece “sus” kelimesini al›yorum. Çünkü gerçekleri kald›ram›yor. Susmad›¤›m zaman da, kötek… Onunki, hani derler ya, sözün bitti¤i yer. Ben konufltum mu, hakl›l›¤›m ortaya ç›k›yor. Lafla yetifltiremedi¤i için, s›rf susturmak için fliddete baflvuruyor. Kendisi de demifltir, “ben sana lafla yetiflemiyorum, bir flekilde de olsa kendini hakl› ç›kar›yorsun” diye. Ben hakl› oldu¤um için kendimi hakl› ç›kar›yorum. En son yine tart›flma ç›kt›. Önceki sorunlar da olunca, elimden tuttu¤u gibi annemlere b›rakt›. Çocuk yüzünden geri geldim. K›zçocu¤udur, kendini savunamaz. Yine de tahminim, Aral›k’ta mahkememiz var, ya hep olacak, ya hiç! O da bunu istiyor zaten.

“Kad›nlar baflkald›rmad›¤› sürece ezilmeye mahkumdur” Kad›nlar›n yaflad›¤› sorunlar›n çözümü nedir sizce? H.: Bu erkeklerde bitiyor. Erkekler efllerini kendi yerlerine koysalar, ne boflanma olur, ne de kavga-gürültü… Ben “sorunumuz ne, flöyle olsa, böyle olsa” desem, hemen diyor, “hay›r, haks›zs›n.” Sözde lise mezunudur. Kad›nlar baflkald›rmad›¤› sürece ezilmeye mahkumdur. Uzlaflma yolunu aram›yorum.

Özellikle Amed’te birçok kad›n s›¤›nma evi ve kad›n örgütü bulunuyor. Bunlardan hiçbiriyle diyaloga geçtiniz mi? H.: Aile istedikten sonra, s›¤›nma evlerine ihtiyaç olmaz. Kad›n örgütlerini de bilmiyorum. D›flar› ç›km›yorum ki! Belki bir y›ld›r flehir merkezine gitmiyorum. O gün hastaneye gittim ya iflte, bana diyor, “sen niye ö¤le aras› gelmedin, evde de¤ildin?”. S›rf yemek ›s›tt›¤› için. Ben nas›l gideyim evden?

7

KADIN ve KR‹Z Dünyay› temellerinden sarsan ekonomik krizin sars›nt›lar›n› emperyalizme göbekten ba¤›ml› yar› sömürge, yar› feodal bu co¤rafyada bire bir hissetmekteyiz. ‹flçilerin emeklerinin 1/4'ünü bu eme¤in sahibine lay›k gören ve geri kalan›n› stoklayan patronlar, krize karfl› iflçileri hiçbir mazeret göstermeksizin kap› d›flar› ederek önlem almakta; bunun sonucunda, patronlar›n, a¤alar›n saltanat›n›n temellerini atan ve de sa¤lamlaflt›ran "ücretli köleler" kap› kap› ifl aramakta, yiyecek ekmek bulamamakta, çocuklar›n› okutamamaktad›r. Bu kriz ortam›nda sistem ve karfl› cins taraf›ndan burjuva feodal temellere dayan›larak her tür bask›ya maruz kalan kad›nlar krizin etkilerini daha fazla hissetmektedir. Karfl› cinsin gözünde kendini var edebilmek için ç›rp›nan, her koflulda evindeki tencereyi kaynatmak durumunda kalan, bedenen, fikren sömürülen kad›nlar, afl›r› kar h›rs›ndan "ne kadar fazla kan emebilirim" diye kestiremeyen iflverenler taraf›ndan ucuz ifl gücü olarak görülmekte, kad›n eme¤ine daha fazla ra¤bet etdilmektedir. ‹fl gücü, patronlar›n ra¤beti dediysek de, ak›llara öyle abart›l› bir istihdam oldu¤u düflüncesi gelmesin. Ev iflleri, çocuk bak›m›n›n uzant›s› olan ifllerde, güvencesiz ifl koflullar›nda çal›flmak zorunda kalan kad›nlar gün geçtikçe emeklerine yabanc›laflmakta, yanl›zlaflt›r›lmaktad›r. ‹lkel komünal toplumdaki yetkinli¤ini yerleflik yaflama ve avc›l›¤a geçince kaybeden kad›n, toplumda kendisine biçilen barbarca anlay›fl ve kimliklere katlanm›fl, bir süre sonra da raz› olmak zorunda kalm›flt›r. Bugün kad›n›n örgütlülü¤ünün, kendi tarihini varedebilmesinin, mücadelenin öncülü¤ünden geçti¤inin anlay›fl›na varmas›, geçmifltekinden çok daha gereklidir. Kapitalist sistem kad›n›n düflünsel dünyas›n› tekeline alm›fl, karfl›l›¤›nda ideolojik bir çürümüfllü¤ü sunmufltur. Çünkü düflünmeyen, kendi eme¤inin yabanc›s› olan, sistemin kölelefltirdi¤i kad›n, burjuva-feodal faflist iktidar› tehlikeye sokma noktas›nda daha etkisiz kalacak›r. Bugün bu vesilelerle zeminini sa¤lamlaflt›rmaya çal›flan faflist iktidar, yaratt›¤› krizin bedelini emekçi halka, özellikle de kad›nlara ödetmeye çal›flmaktad›r. Sistemin kendi iktidar›n› tehlikeye sokabilecek engellere karfl› kulland›¤› bu silahlar, krizin yakt›¤› canlar›n akabinde kendisine do¤rulmufl bulunmaktad›r. JTUC Kad›n Komitesi (Uluslararas› Sendikalar Konfederasyonu) "krizin ev içi gelir düzeyini düflürece¤ini, bunun da kad›nlara karfl› ay›r›mc›l›¤› ve fliddeti artt›raca¤›" kayg›s›n› dile getiriyor. Demek oluyor ki bu durum kad›nlar›n kriz döneminde sadece yoksulluk, açl›k, geçim s›k›nt›s› gibi zorluklar›n haricinde bir de evde kocas›n›n sinir sistemlerini yat›flt›rmak için bir kum torbas› görevi görece¤inin ac› bir tablosodur. Kad›nlar›n yüzy›llard›r ev içi fliddete maruz kalmas›, “sofradaki yeri evdeki öküzden sonra gelmesi”, söz hakk›n›n olmamas›, töre cinayetlerine kurban gitmesi, çal›flan kad›nlar›n ise bunlara ek olarak ifl yerinde düflük ücretle fazla mesai yapmas›, bunun yan›nda bir de taciz ve hatta tecavüze u¤ramalar› yer al›yor yaflanan sorunlar aras›nda. Emrah Cilasun’un dedi¤i gibi, “Türkiye’de kad›n olmak demek, her gün, gözle, elle, sözle ya hakarete veya tacize ya da fliddetin her türlüsü dahil tecavüze ugramakt›r” laf›n›n do¤rulu¤u flüphe götürmez bir gerçektir. Kriz dönemlerinde erke¤in olumsuz psikolojisi iflsizli¤e ba¤lan›rken ve erke¤in ifli ifl aramak olarak gösterilirken, kad›n›n ev içi eme¤i ifl olarak bile gözükmemekte, kad›n, erkek egemen sisteme ba¤l› yaflamaya mecbur b›rak›lmaktad›r. Ev içi eme¤i yok say›lan kad›n›n artan iflsizlikle zaten zor olan geçim s›k›nt›s›n›n da artmas›, kad›n›n omuzlar›ndaki a¤›r olan yükü daha da fazlalaflt›r›yor. Çal›flan kad›nlar›n durumu da ev kad›n›ndan farkl› olmay›p, hatta sorumlulu¤u iki kat artmaktad›r. ‹fl yerinde fazla mesai yap›p, düflük ücretle çal›flt›r›lmas›, bunun d›fl›nda cinsel tacize maruz kalmas›, di¤er taraftan ev iflleri ile u¤raflmas›, s›rt›ndaki yükleri tafl›namaz bir hale getirmektedir. Kad›n, omuzlar›na yüklenen bunca yükün yan› s›ra, bir de erkek egemen sistem taraf›ndan fliddete maruz kalmaktad›r. fiiddete maruz kalan kad›n, kriz döneminde bu olumsuzluklar›n etkilerini daha derinden hissetmektedir. Baflbakanl›k Kad›n Statüsü Genel Müdürlü¤ü'nün raporuna göre kad›nlar›n %41’i fliddet görmektedir. Erkek, kad›n› evin bekçisi, kendisini de evin ekonomisini sa¤layan olarak görmesinden dolay›, iflsiz kald›¤› süre zarf›nda otoritesini fliddetle korumaya çal›fl›rken, kad›n›n rolü burada kum torbas›ndan farks›z olmaktad›r. Krizin ülkemizde ald›¤› özgül görünümlerden bir tanesi ise, yoksullar›n, d›fllanm›fllar›n gittikçe bir "sadaka ekonomisi" çerçevesine ba¤›ml› k›l›narak, hükümetin oy deposuna dönüfltürülmesidir. "Sadaka ekonomisi"nin niflan tahtas›nda da kad›nlar bulunmaktad›r. Kömür, g›da, giysi da¤›t›m›nda boynu bükük saatlerce bekletilen, itilip kak›lan, yalvaran, ezilip büzülen, flükreden, dua eden, varofllar›n, k›rsal kesimin yoksul kad›nlar›d›r. Son zamanlarda yaflanan iflçi grevlerindeki kad›nlar›n rolüne de de¤inmek gerekir. Desa iflçisi Emine Aslan’›n yaklafl›k 6 ay süren direnifli kazanmas› ve bugün hala devam eden LC WaikikiMeha iflçilerinin, Halil tekstil iflçilerinin, Sabah-Atv iflçilerinin, Vodafon iflçilerinin direniflleri sürmektedir. Bu onurlu ve hakl› mücadelenin kazan›lmas› kad›nlar›n da direnifline ba¤l›d›r. Psikolojik, ruhsal anlamda bu denli tahribata u¤rayan kad›n, alternatif durufllar sergilemeli, kendi örgütlülü¤ünü oluflturmal›d›r. Krize karfl› duyulan tepkileri bir ileri safhaya götürmeli, eyleme dönüfltürmeli, örgütlenmeli ve örgütlemelidir. Yeni Demokratik Devrim ne kadar flartsa, emek ne kadar kutsalsa, kurtulufl u¤runa ne kadar ayd›nl›¤a muhtaçsak ve bunun u¤runa bedel ödemeyi göze alm›flsak, kad›n o kadar üretmek, baflkald›rmak zorundad›r. Kad›n mücadelesinin özgür bir dünya ve ülke mücadelesinin kurtulufl umuduyla iç içe yürütülmesi, kad›nlar›n kurtuluflunun tek umududur. Bizler öncelikli olarak kad›nlar› ve tüm emekçileri, insanca bir yaflam sürdürmek, çocuklar›m›za yaflanabilir bir dünya b›rakmak için, onurlu bir yaflam ve umut dolu yar›nlar için bu düzene baflkald›r›ya ça¤›r›yoruz.


8 20-30 Nisan 2009

perspektif de taraf›m›zdan ancak sayg›yla karfl›lanacak bir durumdur” diyor.

Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) ile di¤er demokrasi güçleri aras›nda Dersim yerel seçim prati¤i üzerine yürüyen tart›flmalar devam ediyor. Son olarak DHF, Devrimci Demokratik Güç Birli¤i’nin (DDGB) yapt›¤› aç›klamaya resmi internet sitesinden yaz›l› olarak yan›t verdi. Hayli uzun ve ayr›nt›l› olan DHF’nin söz konusu aç›klamas›n› k›saltarak sizlerle paylafl›yoruz. DDGB’nin 11 madde olarak s›ralad›¤› iddialara verilen cevaplar ve aç›klaman›n tamam› DHF’nin internet adresinde (www.demokratikhaklarfederasyonu.org) mevcuttur.

Yine dostlar›m›z yaz› içerisinde kurumumuzun devrimci oldu¤unu kabul ediyor. De¤erli dostlar; Güç Birli¤i bileflenleri, DTP’nin kurumumuzu karfl› devrimci ilan eden, devlet destekli oldu¤unu aç›klayan söylemlerini nas›l de¤erlendirmektedir? Newroz’da fierafettin Halis’in yapt›¤› konuflmay›, 27 Mart’taki mitingde EMEP il baflkan›n›n yapt›¤› konuflmay›, 29 Mart akflam› seçim büromuzun önünde Güç Birli¤i’nin sergiledi¤i prati¤i ve di¤er olumsuz pratikleri nas›l de¤erlendirmektedir? Bir taraftan devletin provokasyonlar›ndan bahsedip di¤er taraftan DTP’nin sarf etti¤i ve yine di¤er Güç Birli¤i bileflenlerinin sessiz kald›¤›, böylesi bir tutum tutars›zl›k de¤il de nedir? Baflta DTP olmak üzere bütün Güç Birli¤i bileflenleri Federasyonumuza ve DDHD’ye karfl› öne ç›kard›klar› haks›z ithamlar›n özelefltirisini yapmal›d›r. Dostlar›m›z Federasyonumuzdan özelefltiri isterken kendi yanl›fllar›n›n özelefltirisi verebilme olgunlu¤unu da gösterebilmelidirler.

Dostlar›m›z›n meseleleri tart›flmak istemeleri federasyonumuz taraf›ndan memnuniyetle karfl›lanmaktad›r. Fakat dostlar›m›z›n aylard›r elefltirdi¤imiz yaklafl›mlar› yapt›klar› aç›klamayla birlikte bir kez daha ortaya ç›km›flt›r. Dostlar›m›z de¤erlendirmelerinde ›srarla siyasal zeminden uzaklaflmaktad›r. Dostlar›m›z anlay›fl›, çizgiyi ve program› tart›flacaklar›na; kendilerince yaratt›klar› “sonuçlar›” tart›flmay› do¤ru görmektedirler. Dostlar›m›z›n Federasyonumuza yönelttikleri sorular ve bu sorulara verdikleri cevaplar “Güç Birli¤i’nin” kavray›fl›n› sergilemesi bak›m›ndan daha bir titizlikle ele al›nmal›d›r. Federasyonumuz meseleyi dostlar›m›z gibi ele almamaktad›r. Zaten Güç Birli¤i içerisinde yer almay›fl›m›z›n temel nedeni, bir kez daha ortaya konan, bu anlay›fl ve yaklafl›m fark›d›r. Federasyonumuz bu de¤erlendirmesinde de “ayr›flman›n” siyasal yönünü tart›flacakt›r.

Fakat dostlar›m›z bir kez daha bu olgunlu¤un uza¤›nda olduklar›n›, yaflanan olumsuzluklar› “zaman afl›m›na u¤ratarak çözme” yolunu seçeceklerini göstermifl oldular. 29 Mart’a kadar bizleri karfl› devrimci olmakla itham eden dostlar›m›z, koltu¤u kazand›ktan sonra, bir ç›rp›da dost-devrimci oldu¤umuzu hat›rlay›verdiler. Dostlar›m›z›n pratiklerini kendilerine çok görmüyoruz. Çünkü dostlar›m›z sahip olduklar› çizgi ve anlay›fl dolay›s›yla böylesi yanl›fllara dün de sürüklenmifllerdi. Federasyonumuz, dostlar›m›z gibi yerel s›n›rlara ve koltuk kavgalar›na hapsolarak, dostlar›n› karfl› devrimci olarak de¤erlendirmedi.

Bu tart›flman›n baflta halk›m›z olmak üzere ilerici, demokrat, devrimci kamuoyunun huzurunda aç›kl›kla yap›lmas› ve herkesin yanl›fllar›ndan vazgeçerek demokrasi ve devrim mücadelesine yarafl›r bir tav›r tak›nmas› kayg›s›yla bir kez daha Dersim yerel seçim süreci hakk›nda yazmay› gerekli gördük.

Federasyonumuz böylesi bir sorumsuzluk yapamazd›. Her fleye ra¤men Güç Birli¤i’ni dost, devrimci bir oluflum olarak de¤erlendirdi¤imizi bir kez daha ilan ediyor ve dostlar›m›z› sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Aksi yaklafl›mlar dostlar›m›z›n pratikleriyle gerginleflen ortam›n devam›na yol açacakt›r.

Dostlar›m›z de¤erlendirmelerinde “seçimlerin amaç olmad›¤›n›, mücadelenin bir arac› oldu¤unu iddia eden bir siyasal anlay›fl›n, yerel seçimlerde sadece bir kentin yerel yönetimini kazanmak için kendini her fley haline getirmesini kim, nas›l aç›klayabilir? Yoksa DHF’nin dünyas› Dersim’den mi ibaret?” diye sormaktad›r.

DDHD kurumsallaflarak Dersim halk›n›n yerel demokrasi mücadelesine katk› sunacakt›r

Uçlaflt›rd›klar› örnekleriyle kafalar› kar›flan dostlar›m›za cevap verelim: De¤erli dostlar, federasyon sitemizde yay›nlanan yaz›lar›, yapt›¤›n›z aç›klamaya vesile olan nedenler aras›nda göstermiflsiniz fakat kendinize gerekçe yapt›¤›n›z de¤erlendirmeleri okuma zahmetine katlanmad›¤›n›z ve mevcut fikirlerinizi “ispatlama” gayretine giriflti¤iniz için de¤erlendirmelerimizi anlamak ve do¤ru yorumlamak istemedi¤iniz anlafl›l›yor. Federasyonumuzun aç›klamalar›n› takip eden dostlar›m›z ve ilgili kamuoyu Federasyonumuz’un yerel seçimleri nas›l de¤erlendirdi¤ini ve bu sürece nas›l yaklaflt›¤›n› yak›ndan bilmektedir. Dolay›s›yla bu yaz›m›zda tekrar ayn› fleyleri ifade etmeyece¤iz. ‹lgili yaz›lar federasyonumuzun resmi internet sitesi olan www.demokratikhaklarfederasyonu.org adresinde mevcuttur. Söz konusu aç›klamalara bak›ld›¤›nda DHF’nin Dersim’de sergiledi¤i prati¤in söylemiyle çeliflmedi¤i aksine tutarl›l›¤›n bir gere¤i oldu¤u görülecektir. Dostlar›m›z aç›s›ndan siyasette çizgi, ilke, program, anlay›fl belki ikinci planda tutulabilir ve bu noktalar es geçilerek “güç birlikleri” oluflturulabilir fakat Federasyonumuz aç›s›ndan böylesi bir tutum kabul edilemezdir. Nitekim gerek Dersim’de gerek Dersim d›fl› alanlarda federasyonumuz aç›s›ndan süreç böyle geliflmifltir.

Siyasal ba¤›ms›zl›k temel halkad›r

Dersim yerel seçim süreci son derece önemli siyasal sonuçlar do¤urmufltur Dersim yerel seçimleri gerek demokrasi güçleri aç›s›ndan gerekse de düzen güçleri aç›s›ndan önemli sonuçlar do¤urmufltur. Federasyonumuz 1 Mart 2009’da “‹lkesiz ittifaklar Dersim halk›na kazand›rmaz” bafll›kl› bildirisinde “Bugün itibariyle Dersim’de yerel seçim süreci üç ana eksen ortaya ç›karm›flt›r. Bunlar; CHP ve AKP gibi düzen partilerinin temsil etti¤i eksen, DTP’nin temsil etti¤i eksen ve DDHD’nin temsil etti¤i eksenlerdir” de¤erlendirmesinde bulunmufltu. 29 Mart öncesinde ve sonras›nda geliflen süreç de¤erlendirmemizin do¤rulu¤unu ispatlam›flt›r. Yapt›¤›m›z aç›klamalarda CHP ve AKP gibi düzen partilerinin temsil etti¤i eksenin, DDHD taraf›ndan bofla ç›kar›ld›¤›n›, bu kazan›m›n demokrasi ve devrim mücadelesine önemli katk›lar sunaca¤›na inand›¤›m›z DDHD’nin ve Dersim halk›n›n baflar›s› oldu¤unu ifade etmifltik. DHF, yerel seçim sürecinde de siyasi ba¤›ms›zl›¤›n› her fleyin üzerinde tutmufltur. Zira federasyonumuz bu ba¤›ms›zl›¤›n halk›n ç›karlar› için sürdürülen mücadelede temel belirleyen oldu¤unun bilincindedir. DHF, siyasi ba¤›ms›zl›¤›n› her flart ve koflul alt›nda koruman›n, ba¤›ms›zl›k ve yeni demokrasi yolunda halk›n hakl› davas›n›n devrimci bir zeminde ilerletilmesinin varl›k gerekçesi saymaktad›r. Bu temel nedenden dolay› DDHD’nin ve DTP’nin temsil etti¤i eksenler, dostlar›m›z›n de¤erlendirmelerine konu olan yaklafl›m çerçevesinde de¤erlendirilemez. Devrimciler meselelere bu kadar dar ve basit yaklaflamaz. Federasyonumuz DTP ile Kas›m 2008’de yapt›¤› merkezi görüflmelerde; DTP’nin Dersim prati¤i, dost güçlere yaklafl›m›, yerel yönetim prati¤i ve Dersim’de düzen güçleri taraf›ndan gelifltirilen DTP karfl›tl›¤› üzerinden görüfllerini ve elefltirilerini iletmifl; DTP’den bu noktalar› dikkate alarak demokrasi güçlerinin birli¤i için güven verecek ad›mlar atmas›n› istemifltir. DHF, görüfllerinin ve elefltirilerinin dikkate al›nmad›¤› durumda, adaylar›yla sürece dâhil olaca¤›n› aylar öncesinden dostlar›m›z›n en yetkili organlar›na iletmifltir. Dolay›s›yla birli¤in gerçekleflmemesinde sorumlu aranacaksa bu sorumluk baflta DTP olmak üzere bu çizgiye “yedeklenen” dostlara aittir. Federasyonumuz ve DDHD aç›s›ndan Dersim’deki “ba¤›ms›z” durufl dostlar›m›z taraf›ndan “yeni ve flafl›rt›c›” olmamal›d›r. Sürece ayr›nt›lar›yla vak›f olmayan Güç Birli¤i bileflenleri toplant› tutanaklar›n› okurlarsa bu durumu rahatl›kla göreceklerdir. Federasyonumuzun Güç Birli¤i ile yaflad›¤› ayr›flma, dostlar›m›z›n ifade etti¤i gibi “kad›n kotas› ve seçime DTP çat›s› alt›nda girme” tutumu de¤ildir. Bu tutum dostlar›m›z›n “yerel seçimlere” ve süreçlere yaklafl›m›n› özetlemekte fakat bizlerin tutumunu yans›tmamaktad›r. Yukar›da da ifade etti¤imiz gibi Federasyonumuz DTP ile anlay›fl› ve program› tart›flm›fl; bu konuda do¤ru bir tutumla karfl›laflmad›¤› için de halk›n ç›karlar›na ve kendi öz gücüne yaslanarak ba¤›ms›z siyasi tavr›n› sergilemifltir. Federasyonumuz DTP’nin ön

koflullar›n› ve dost güçleri dikkate almayan yaklafl›mlar›n› siyasal dayatmalar olarak de¤erlendirmifl ve bu de¤erlendirmelerini baflta DTP olmak üzere Güç Birli¤i bileflenlerine sunmufltur. DHF siyasal bir hareket olarak, baflka bir siyasal hareketin dayatmalar›n› kabul etmez, buna karfl› mücadele eder. DTP d›fl›nda, Güç Birli¤i içerisinde yer alan ESP, HKM, EMEP, ÖDP ve ‹flçi Köylü aç›s›ndan siyasal ba¤›ms›zl›k bir anlam ifade etmiyor olabilir ama bizler aç›s›ndan siyasal ba¤›ms›zl›k olmazsa olmazd›r.

çileri ve köylüleri baflta olmak üzere emekçi kesimler ile emperyalizmin ve yerli uflaklar›n›n sömürü ve zulmünden zarar gören tüm kesimlerin kolektif ç›karlar›n› gözeten ideolojik mücadeleyi, devrimci sorumluluk ve bilinçle yürütmektir. Federasyonumuz ayn› bilinci dostlar›m›zdan da beklemektedir. Fakat anlafl›lan dostlar›m›z beklentimize cevap olman›n çok uza¤›ndad›r.

Dostlar›m›z yanl›fl bir flekilde bizlere “DHF’nin dünyas› Dersim’den mi ibaret diye soruyor?” Bizler sorulan soruya yeni demokrasi güçlerinin on y›llard›r sergilemifl olduklar› pratikle gerekli cevab› verdi¤imizi düflünüyoruz. Fakat “s›n›fsal” bir mücadele yürüttü¤ünü söyleyen dostlar›m›z “Kürdistan bir tarafa her fley bir tarafa m›” demektedir ya da “Kürdistan bir tarafa çizgi, ilkeler ve program bir tarafa m›” demektedir?

Federasyonumuzun ve DDHD’nin bütün seçim çal›flmas›n› “DTP karfl›tl›¤›” üzerine kurdu¤u söylemini hatal› ve tehlikeli buldu¤umuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Dostlar›m›z yazd›klar›yla belki Dersim d›fl›nda yaflayan kimi insanlar›m›z›n kafalar›nda soru iflaretleri yaratabilirler fakat bu aç›klamalarla Dersim halk›ndan ciddi bir tepki ald›klar›n›/alacaklar›n› unutmamal›d›rlar. Dostlar›m›z, aç›klamalar› ve pratikleriyle o çokça elefltiri konusu yapt›klar› “DTP karfl›tl›¤›n›” büyüttüklerini görmüyorlar m›? Böylesi do¤ru olmayan söylemler halka güven verir mi? Ya da halk taraf›ndan ciddiye al›n›r m›?

Dostlar›m›z pratikleriyle Kürt sorununda çözüm gücü olmad›klar›n›, bu sorunda “destekçi” olduklar›n› kabul etmektedir.

Bu sorular›m›zla birlikte merak etti¤imiz ve dostlar›m›zdan tutarl› cevaplar bekledi¤imiz bir di¤er konu da dostlar›m›z›n bahsini yapt›klar› ve dolay›s›yla nesnelli¤ini kabul ettikleri DTP karfl›tl›¤›n›n, Dersim’de ne zamandan beri ortaya ç›kt›¤› ve nas›l geliflti¤i üzerinedir.

Biz Var›z Platformu’nun tart›flmalar›nda DTP’li dostlar Kürt illerini tart›flmayacaklar›n›, orada iradenin belli oldu¤unu söylemifl; kimi Güç Birli¤i bileflenleri büyük bir “coflkuyla” bu söylemi alk›fllam›fllard›. Kürt sorununun çözümünü kendi d›fl›nda gören ve Kürt sorununun çözümünde yerel seçimlere gere¤inden fazla anlam yükleyen, “s›n›fsal” yaklafl›m›n temsilcileri oldu¤unu söyleyen dostlar›m›z dayand›¤› zemini tahrif etmektedirler. Federasyonumuz; ESP, HKM, EMEP, ÖDP ve ‹flçi Köylü çevrelerinin siyasal olarak çok ciddi bir bunal›m içerisinde oldu¤u görüflündedir. Öyle ki dostlar›m›z bulunduklar› yeri tahlil edemeden, DHF’nin “kitle kuyrukçulu¤una sürüklenerek oportünist siyaset çukuruna yuvarland›¤›n› ve o çukurdan dünyaya bakt›¤›n› söylemektedir.” Dostlar›m›z kulland›klar› kavramlar›n bilincinde de¤ildir. Her hareket birbirine dostlar›m›z›n yapt›¤› gibi, ard› ard›na çeflitli tan›mlamalarda bulunabilir. Fakat bu tan›mlamalar pratiklerden kalk›nan bilimsel bir yöntemle yap›lmal›d›r. Dostlar›m›z› savunduklar› “bilimsel sosyalist metotlar›” hat›rlamaya ve biraz olsun bu yöntemleri hayata geçirmeye davet ediyoruz. Federasyonumuz, “Kürt illerinde DTP d›fl›nda aday göstermek ‘Kürt düflmanl›¤›’ siyasetine ortak olmakt›r ve bilinçli bir yönlendirmedir” yönlü düflüncelerin; ülkemizin demokratik devriminin acil çözümünü bekleyen en önemli meselelerinden olan Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakk› sorununa, “s›n›fsal” de¤il “ulusal-milliyetçi” düzlemde yaklaflan bir programdan kaynakland›¤›n› bilmektedir. Dolay›s›yla, siyasi co¤rafyam›z içerisinde Kürt ulusunun hakl› taleplerinin mücadelesini yürüten birey ve kurumlara yönelik olarak, bu gibi ithamlara karfl› tutumumuz; sadece Kürtlerin de¤il, çeflitli milliyet ve inançlardan tüm ülke ifl-

Sahi dostlar bu karfl›tl›k DDHD ile birlikte mi ortaya ç›km›flt›r? Dostlar›m›z tarih bilincinden ve bilimsel yöntemlerden yoksun bir flekilde sorumsuzca hareket etmeye devam ediyor. Dersim’de faaliyet yürüten her bir kurum bahsi yap›lan konunun nedenleri üzerine kafa yormal› ve baflta DTP olmak üzere bütün demokrasi güçleri halka güven verecek pratikler sergilemelidir. Federasyonumuzun ve DDHD’nin yapt›¤›/yapaca¤› budur. Dostlar›m›zdan beklentimiz bu konudaki hatal› tutumlar›ndan vazgeçerek yanl›fllar›n› düzeltmeleridir. Federasyonumuzun çizgisi, program› ve anlay›fl› halk›m›z ve dost güçler taraf›ndan iyi bilinmektedir. Buna ra¤men federasyonumuzu, s›rf bir koltuk kazanmak u¤runa, “DTP karfl›tl›¤›yla, CHP ile gizli ittifak yapmakla, devlet destekli olmakla, validen para almakla” vb. ithamlarla suçlayanlar kendi çizgilerini ve anlay›fllar›n› ortaya koyuyor. Böylesi ilkesiz, omurgas›z ve tutars›z bir çizginin sahibi olanlar ve destekçi olanlar ezilen uluslar›n, halklar›n ve s›n›flar›n kurtulufl kavgalar›na önderlik edemez. Dersim yerel seçimleri demokrasi güçleri aras›nda iflte böylesine anlaml› bir ayr›flma yaratm›flt›r. Dostlar›m›z koltu¤u kazanmak için her yolu mubah görmüfl; Federasyonumuz ve DDHD ise Dersim halk›n› kazanmay› hedeflemifltir. ‹flte iki ayr› çizgi! ‹flte iki ayr› program! Ve savunduklar›…

Güç Birli¤i bileflenleri ithamlar›n›n özelefltirisi vermelidirler! Dostlar›m›z de¤erlendirmelerinde “DHF’nin Dersim’de seçimlere ba¤›ms›z adayla girmesi kendi takti¤inin ürünüdür ve son tahlil-

Dostlar›m›z de¤erlendirmelerinde Federasyonumuzun çal›flmalar›n›n yerel seçimlerle s›n›rl› oldu¤unu ve sadece belediyeyi kazanmaya kilitlendi¤imiz için de “29 Mart’ta Dersim’le s›n›rl› olan dünyam›z›n bafl›m›za y›k›ld›¤›n›” ifade etmifller. Federasyonumuz, Haziran 2008’den bu yana, “halk inisiyatifleri- dayan›flmas›” çal›flmalar›n›n yerel seçimlerden sonra devam edece¤ini ilan etmiflti. fiayet dostlar›m›z aç›klamalar›m›z› ve özelde DDHD’nin çal›flmalar›n› takip etmifl olsalard› hedeflerimizin neler oldu¤unu ö¤renebilirlerdi. Federasyonumuzun, yerel yönetimlere ezilenlerin kurtulufl mücadelesi içerisinde belirleyici önem atfetmedi¤i bilinmektedir. Dolay›s›yla bizim için belirleyici olan kitlelerin kendi sorunlar› etraf›nda örgütlenmesi ve kendi öz örgütleri vas›tas›yla mücadeleyle buluflturulmas›d›r. Yerel yönetimler Federasyonumuz aç›s›ndan bu yönleriyle öne ç›kmakta ve de¤erlendirilmektedir. Bu yaklafl›mlar›m›zdan kaynakl› Dersim’in ve Dersim halk›n›n kazand›¤›n› ifade etmifltik. Dolay›s›yla 29 Mart’ta “dünyam›z›n bafl›m›za y›k›ld›¤›n›” ilan eden dostlar›m›z›n de¤erlendirmelerini, yerel yönetimlere yükledikleri “anlam›n” d›fla vurumu olarak de¤erlendiriyoruz. Nitekim DDHD, Dersim halk›yla kurdu¤u güçlü ba¤lar› kal›c› hale getirme ve halk›n yerel demokrasi mücadelesine katk› sunma kayg›s›yla çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›rm›fl bulunmaktad›r. DDHD yak›n süreçte bu çal›flmalar›n› sonuçland›racak ve kamuoyuyla paylaflacakt›r.

Dostlar›m›z›n DDHD’nin niteli¤ine dair yapt›klar› tespitler son derece hatal›d›r Güç Birli¤i bileflenleri DDHD’yi “örgütsüzlü¤ün örgütlenmesi”, “kitle kuyrukçulu¤u” gibi tan›mlamalarla nitelemektedir. Dostlar›m›z bir anlay›fl ve program etraf›nda bir araya gelen binlerin, 1980’den sonra Dersim’e en kitlesel ve coflkulu günlerini yaflatan deneyimini görmezden gelmekte ve kitlelere “tepeden” bakmaktad›r. Bu de¤erlendirmeler, özellikle s›n›fsal programlara yaslanan anlay›fllar›n, ideolojik olarak yaflad›klar› buhran›n göstergesidir. Dersim halk› DDHD ile olmaz denileni olur k›lm›fl; düzen partilerini soka¤a ç›kamaz hale getirmifl ve kendi emekleriyle koca bir örgüt yaratm›flt›r. Böylesi büyük kazan›mlar› “örgütsüzlük” olarak nitelendirenlerin neyi, nas›l örgütledikleri pratikleriyle sabittir. Federasyonumuz, DDHD deneyimini fazlas›yla önemsemektedir. Sürecin bafl›nda merkezi toplant›larda da ifade etti¤imiz gibi, belirleyici olan yerel platformlarda demokrasi güçlerinin ve halk›n bir araya gelmesidir. Halk, oluflturulan birliklerin sadece kat›l›mc›s› de¤il karar alan ve hayata geçireni olmal›d›r. Demokrasi güçlerinin birli¤i, halk›n demokrasi güçleri etraf›nda gerici sald›r›lara karfl› birleflmesi ve halk hareketlerinin yarat›lmas› ancak böylesi pratiklerle mümkündür. DDHD bu yal›n gerçe¤i, devrimci harekete hat›rlatan ve devrimci hareket üzerindeki ölü topra¤›n› da¤›tan bir misyon üstlenmifltir ayn› zamanda. Kitlelere, do¤ru anlay›fla, programa ve kendi öz gücüne güvenen bir prati¤in kazand›raca¤›n› ispatlam›flt›r. Devrimci hareket, DDHD deneyiminden ö¤renmeli ve böylesi örgütlenmeleri yayg›nlaflt›rmal›d›r. Federasyonumuz bu olumluklar› Dersim d›fl› alanlara tafl›mak için gerekli çabay› sarf edecektir. Federasyonumuz ve DDHD; Dersim Belediyesini, yerel seçim sürecinde dostlar›m›z›n bütün eksiklerine ve hatalar›na ra¤men, demokrasi güçlerinin kazan›m› olarak de¤erlendirmektedir. DDHD bu kazan›m›n Dersim halk›n›n beklentilerine cevap olmas› ve dostlar›m›z›n hatalar›n›n düzeltilmesi için çal›flacakt›r. DDHD, dostlar›m›z›n olumluluklar›n› sahiplenirken olumsuzluklar›n› elefltirecek ve Dersim halk›n›n DDHD flahs›nda cisimleflen deste¤inin hakk›n› verecektir. DDHD dün oldu¤u gibi bugün de Dersim halk›n›n deneyimlerine ve öz gücüne yaslanmaktad›r. DDHD, program›n›n ve ilkelerinin rehberli¤inde Dersim halk›yla büyümeye ve geliflmeye devam edecek. Bütün halk›m›z› ve dostlar›m›z› bu deneyimden ö¤renmeye ve halk dayan›flmas›n›n olumluluklar›n› ülkemizin her alan›nda yaflamsallaflt›rmaya davet ediyoruz.


gençlik

20-30 Nisan 2009

9

Dicle ö¤rencileri katledilen arkadafllar›na sahip ç›kt›

DGH: Gelece¤imizi kendi ellerimize alaca¤›z

ne ‹HD ve E¤itim-Sen Amed fiubesi, Amed Büyükflehir Belediye Baflkan› Osman Baydemir, DTP milletvekilleri Selahattin Demirtafl ve Aysel Tu¤luk da kat›larak destek verdi.

‹STANBUL- DGH üyeleri 18 Nisan günü Galatasaray Lisesi önünde yapt›¤› eylemle, ekonomik ve sosyal y›k›mlara karfl›, halk gençli¤inin dinamik at›lgan gücünü ortaya koyarak gelece¤ini kendi elleriyle yarataca¤›n› belirtti. Demokratik Gençlik Hareketi (DGH)’nin bafllatm›fl oldu¤u “Emperyalist Tahakküme, ‹flsizli¤e ve Geleceksizlefltirilmeye Karfl› Halk Gençli¤inin Hakl› Mücadelesini Büyütelim!” kampanyas› çerçevesinde Galatasaray Lisesi önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Yap›lan eylemde, dünya genelinde yaflanan ekonomik krizin gençli¤i de olumsuz anlamda etkiledi¤inin alt›l› çizildi. DGH ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Tu¤çe Özgül, ekonomik krizle beraber toplumun çeflitli kesimlerine yönelik sosyal ve ekonomik y›k›mlar›n her geçen gün art›¤›n› dile getirerek, “Krizin faturas› baflta emekçiler olmak üzere tüm halk›m›za kesiliyor, kriz patronlar aç›s›ndan ise f›rsatlara dönüfltürülmek isteniyor” diye konufltu. AKP hükümetinin uygulad›¤› politikalar›n halka de¤il, patron ve a¤alar›n ç›kar›na yönelik oldu¤unu söyleyen Özgül, “‹flçiler, köylüler ve di¤er emekçi kesimler daha da yoksullafl›rken, halk gençli¤inin pay›na; kimliksel cemaatleflmenin halklar› birbiriyle savaflt›rd›¤›, sömürünün ve zorbal›k düzeninin azg›nlaflt›¤›, piyasa ekonomisi ve kültürünün kifliliksizlefltirdi¤i, çürüttü¤ü, ba¤nazlaflt›rd›¤› koca bir y›k›m tablosundan baflka bir fley hiçbir fley düflmüyor” diye konufltu.

Demirtafl: Bu üniversite iflkencelere ve görkemli direnifllere sahne oldu DTP Meclis Grup Baflkanvekili Selahattin Demirtafl yapt›¤› konuflmada, Mahsun Karao¤lan’›n bilinçli bir flekilde devlet eliyle katledildi¤ini, ülkede ciddi hukuksuzluklar›n yafland›¤›n› ifade etti. Ö¤rencilerin eylemine yap›lan sald›r›y› da k›nayan Demirtafl, “Bu üniversite birçok iflkencelere ve çok görkemli direnifllere tan›kl›k etti. Bu nedenle biz, üniversitede demokratik hakk›n› kullanan ö¤rencilerin, bu meflru tepkilerinin anlafl›lmas› gerekti¤ini düflünüyoruz” diye konufltu.

Tu¤luk: Bir genci öldürmek, çok aç›k faflizmdir Demirtafl’tan sonra sözü alan DTP Amed milletvekili Aysel Tu¤luk ise, Kürt halk›n›n evlatlar›n› öldürerek mücadelelerinin sindirilemeyece¤ini belirterek, “‹flte sizler, Mahsun’un arkadafllar›, yoldafllar›, hepiniz birer Mahsun’sunuz. Ve hepimiz biliyoruz ki, 20 yafl›nda bir genci öldürmek, çok aç›k faflizmdir” dedi.

AMED- Dicle Üniversitesi ö¤rencisi Mahsun Karao¤lan’›n, Öcalan’›n 60. do¤um gününde Urfa/Halfeti'deki köyüne yap›lan yürüyüfl s›ras›nda katledilmesi, Dicle Üniversitesi’nde arkadafllar› taraf›ndan 3 günlük ders boykotu ile protesto edildi. Ö¤renciler taraf›ndan yap›lan ders boykotuna DTP milletvekilleri ve belediye baflkanlar› da kat›larak destek verirken, boykota polis terörü damgas›n› vurdu. Ö¤renciler taraf›ndan gerçeklefltirilen boykotun ilk gününde tüm fakültelerde boykot ça¤r›s› yapan ö¤rencilere polis engel olmak isteyince ö¤rencilerin tepkisiyle karfl›laflt›. Polis, fakülte binalar› içerisine kadar girerek boykot ça¤r›s› yapan ö¤rencilere sald›rd›. 52 ö¤renciyi gözalt›na alan polis, ayr›ca bir üniversite e¤itim görevlisini de tartaklad›.

‘Derse girmiyorsan›z, da¤a ç›k›n’ Fakültelerde terör estiren polisin, derse girmek istemedi¤ini ifade eden muhalif bir ö¤renciye, “Derse girmiyorsan›z, da¤a ç›k›n”

diye ba¤›rmas› dikkat çekti. Bunun d›fl›nda birçok ö¤renci, polisin kendilerine küfretti¤ini, tehdit ve hakaret içerikli sözler sarf etti¤ini belirtti. Polis sald›r›s›ndan sonra Fen-Edebiyat Fakültesi önünde tekrar bir araya gelen ö¤renciler, katledilen arkadafllar›na sahip ç›kmaya devam edeceklerini belirterek, oturma eylemi yapt›. Boykotun 2. gününde ise fakülteler aras› yürüyüfl düzenleyen ö¤renciler, polis provokasyonlar›na karfl›l›k, “Dicle uyuma, flehidine sahip ç›k”, “fiehîd nam›r›n”, “Katil polis üniversiteden defol”, “Polis d›flar›”, “Rektör istifa” sloganlar›yla cevap verdi. Yürüyüfl yapan ö¤rencileri haz›rl›k binas› önünde durduran polisin, “Suç ifllemeyenler kitleden ayr›ls›n, ayr›lmayanlara müdahale edece¤iz” biçiminde ça¤r› yaparak, ö¤rencileri psikolojik bask› alt›na almaya çal›flmas› karfl›s›nda ö¤renciler, daha fazla kenetlendiler. Yap›lan yürüyüflün ard›ndan daha da kalabal›klaflan kitle Fen-Edebiyat Fakültesi önünde oturma eylemi yapt›. Ö¤rencilerin eylemi-

Dicle Üniversitesi ö¤rencilerinin sa¤duyulu davranmas› gerekti¤ini ifade eden Tu¤luk, “Biliyorum ac›l›s›n›z. Ama tüm bunlara ra¤men bar›fl umudumuzu, bar›fl aray›fl›m›z› yitirmeyelim. Onlara cevab›m›z›, bar›fl›n mücadelesiyle verelim.” dedi.

Baydemir: Onurlu bar›fl müjdesi verece¤iz! Aysel Tu¤luk’tan sonra sözü alan, Amed Büyükflehir Belediye Baflkan› Osman Baydemir, gençlerin demokratik haklar› için mücadelelerini sürdürece¤inden emin oldu¤unu belirterek, “Yüre¤imiz sizinledir. Sizlere söz veriyoruz ki, bir gün, Mahsun’un annesinin elini öpüp onurlu bar›fl müjdesi verece¤iz” diyerek konuflmas›n› tamamlad›.

Boykotun ard›ndan 12 ö¤renci tutukland› 3 gün süren boykotun ard›ndan gözalt›na al›nan ve ek gözalt› süresiyle 4 gün gözalt›nda kalan ö¤rencilerden 12’si ise tutukland›. Ö¤renciler, 10 Nisan günü ç›kar›ld›klar› mahkemede, “örgüt ad›na eylem yapmak, kamu mal›na zarar vermek, e¤itim hakk›n› k›s›tlamak, karfl› gelen ö¤rencileri tehdit etmek” iddialar›yla tutuklanarak, D Tipi Hapishanesi’ne götürüldüler.

‹flte YÖK demokrasisi ESK‹fiEH‹R- Demokratik hak ve özgürlük mücadelesi veren ö¤rencilere karfl› polis ile kolkola hareket eden üniversite yönetimleri, bu birlikteli¤i daha da güçlendirecek bir olaya imza att›. Eskiflehir Anadolu Üniversitesi rektörlü¤ü, demokratik haklar›n› kullanarak eylem yapan ö¤rencilere sald›ran polislere, okul araçlar›n› tahsis ederek ö¤rencilerin gözalt›na al›nmalar›na yard›mc› oldu. Bir süre önce, idarenin göz yummas› ile devrimci, demokrat ö¤rencilere ülkücü fa-

‘Üniversite ö¤rencileri ma¤dur ediliyor’ “Birçok üniversitede ö¤renci ifllerinde yap›lan ifllemlerden ücret al›nmas›, medikal haklar›n geri al›nmas›, yemek ücretlerinin art›r›lmas› gibi sorunlar üniversite ö¤rencilerini ma¤dur ediyor” diyen Özgül, “Bunlar›n d›fl›nda elektrik, kira, ulafl›m, do¤algaza yap›lan zamlarla üniversite kap›lar› emekçi çocuklar›na kapat›lmak isteniyor. Yine burslar›n kesilmesi zor durumda olan emekçi ailelerin çocuklar›na e¤itimini devam ettirememeyi dayat›yor. Kamuoyunda 50/d yasas› olarak bilinen yasayla asistanlar iflsizlik ordusuna dâhil edilmek isteniyor” dedi. Tüm bunlara karfl›n, halk›n sokaklara, meydanlara yans›yan hakl› tepkisinin, zorbal›k politikalar›yla sindirilmeye çal›fl›ld›¤›n› ifade eden Özgül konuflmas›n› flöyle tamamlad›: “Kriz, iflsizlik, yoksulluk, açl›k ve geleceksizlik elbette ki bizlerin kaderi de¤ildir. Halk gençli¤i olarak dün oldu¤undan daha güçlü, nitelikli, coflkulu ve disiplinli bir toplam› var ederek, bütün bask›lar karfl›s›nda halk gençli¤inin dinamik, at›lgan gücünü ortaya koyarak gelece¤imizi kendi ellerimizle yarataca¤›z” Eylem, “Biz biz biz halk gençli¤iyiz, demokratik gençlik hareketiyiz”, “Yaflas›n 1 May›s, Biji Yek Gulan”, “Taksim’de 1 May›s yasa¤›na son”, “Yap›lan zamlar geri çekilsin”, “Zam Zulüm iflkence iflte faflizm”, “Diplomal› iflsiz olmayaca¤›z” sloganlar› at›larak sonland›r›ld›.

flistler, polis ve özel güvenlik birimleri ortak bir flekilde sald›rm›fl ve 75 ö¤renci gözalt›na al›nm›flt›. Bu sald›r›da dikkat çeken ayr›nt› ise, üniversite yönetiminin polislere okul araçlar›n› tahsis ederek, ö¤rencilerin gözalt›na al›nmalar›na yard›mc› olmas› oldu. Bu olay, ö¤rencilere karfl› gelifltirilen sald›r›lara

“Adaleti biz sa¤layaca¤›z”

Polisten ö¤rencilere psikolojik bask›

idarenin ne ölüçüde ortakl›k etti¤ini aç›k aç›k gösterdi.

Ö¤renciler: Hakl› ve meflru mücadelemiz engellenemez Yap›lan sald›r›lar› ve ünivesite yönetiminin aç›ktan deste¤ini protesto eden ö¤renciler, Anadolu Üniversitesi Yunusemre Kampusu'nda eylem yapt›lar. Protesto için üniversite giriflinde toplanan

‹STANBUL- ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü, DGH ve YDG-M üyesi üniversite ö¤rencilerinin ailelerini arayarak, psikolojik bask› oluflturmaya çal›flt›. ‹stanbul Üniversitesi’nde okuyan ö¤rencilerin ailelerini geçti¤imiz günlerde arayan polis, “K›z›n›z› terörle mücadele birimine getirin. K›z›n›za ve k›z›n›z›n arkadafllar›na dikkat edin” fleklindeki ifadelerle, ö¤renciler ve aileleri üzerinde psikolojik bask› oluflturmak istedi.

DGH, DÖB, DPG, Ekim Gençli¤i, Eskiflehir Gençlik Derne¤i, Genç Direniflçi üyesi ö¤rencilere, SGD ve YDG-M üyeleri de destek verdi. Ö¤renciler, “Faflizme karfl› birleflik mücadeleye” pankart› arkas›nda yürüyüfle geçerek, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli-

Ö¤renciler polis bask›s›n› protesto etti Demokratik Gençlik Hareketi (DGH) ve Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi (YDG-M), 10 Nisan tarihinde ‹HD’de yapt›klar› bas›n toplant›s›yla, ‹stanbul Emniyet

Müdürlü¤ü’nün bu psikolojik bask› amaçl› giriflimini protesto etti. Aileleri aranarak sindirilmeye çal›fl›lan Nesrin Deniz ve Yeflim Sezon’un kat›ld›¤› aç›klamada, sistemin sald›r›lar›n› derinlefltirerek devam ettirdi¤i kaydedildi. Aç›klamay› okuyan Nesrin Deniz, devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencilerin demokratik haklar› için yükselttikleri muhalefetin bast›r›lmak istendi¤inin alt›n› çizerek, “Yak›n bir tarihte ö¤rencilerin ailelerini arayarak kendilerini ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü Terörle Mücadele fiubesi polisleri olarak tan›tanlar, bizlerin söz, eylem ve örgütlenme hakk›n›, toplumsal feodal ba¤lar›n en güçlü oldu¤u ve sistemin en küçük yap› tafl› olan aile arac›l›¤›yla zapturapt alt›na almaya çal›flanlard›r” dedi.

Aileleri üzerinde korku ve endifle yaratarak psikolojik bask› oluflturmaya çal›flan sistemin tüm sald›r›lar›na karfl› y›lmayacaklar›n› vurgulayan Deniz, aç›klamada flunlar› söyledi: “Bizleri, devreye soktuklar› bu ve benzeri y›ld›rma politikalar›yla ‘çaresizlefltirmeye’ çal›flanlara karfl›, bir kez daha hayk›r›yoruz. ‘Çare biziz’ ve gelece¤imize iliflkin belirledi¤imiz hedefler do¤rultusunda devrimci-demokrat-yurtsever ö¤renciler olarak hiçbir zorbal›k ve bask› ayg›t› bizi y›ld›ramayacakt›r. Beyhude iddialarla ve flemalarla bizleri etkisizlefltirmeye, ailelerimizi kullanarak iflbirlikçili¤e ve ajanlaflt›rmaya çal›flanlara karfl› en güzel cevab›, bizlerin demokratik hak ve özgürlük mücadelesi verecektir.”

¤i” sloganlar›yla, yemekhane önüne kadar yürüdü. Burada ö¤renciler ad›na yap›lan aç›klamada, sald›r› olay›ndan birkaç gün sonra üniversite yönetiminin sald›r›ya u¤rayan devrimci demokrat ö¤renciler hakk›nda soruflturma bafllatma gibi tehditler savurdu¤u belirtildi. Aç›klamada, “Yap›lanlar hakl› ve meflru mücadelemizi engelleyemeyecektir. Bizler bu sald›r›lara sessiz kalmayarak, örgütlü gücümüzü daha da büyüterek, faflizme karfl› devrimci temellerde birleflik, örgütlü gücümüzle yan›t verece¤iz ve sald›r›lar›n sorumlular›ndan hesap soraca¤›z” denildi. Eylem, söylenen marfllarla sona erdi.

Bir ‘üniversite-polis-sivil faflist iflbirli¤i’ daha UfiAK- Uflak Üniversitesi'nde Newroz öncesi keyfi olarak gözalt›na al›nan yurtsever ö¤renciler, flimdi de üniversite yönetiminin bask›lar› ve soruflturmalar› ile karfl› karfl›ya. Newroz öncesi gözalt›na al›nan ö¤renciler hakk›nda soruflturma terörü bafllatan üniversite yönetimi, soruflturmalar› s›nav dönemlerine denk getirerek ö¤rencilerin e¤itim haklar›n›n

engellenmesine neden oluyor.

faflistler taraf›ndan yap›lan sald›r›lar

Okul yönetiminin, polisin keyfi tu-

ise üniversite yönetimi taraf›ndan

tuklamalar›n› desteklemesi, okul

görmezden geliniyor. Devrimci ve

içindeki faflist sald›r›lar› umursama-

demokrat ö¤rencilere yönelik uygu-

mas› ve görmezden gelmesi ise üni-

lanan sald›r›lara sessiz kalan ö¤re-

versite yönetimin anlay›fl›n› ortaya

tim görevlileri, konu faflist ö¤renci-

koyuyor. Okulda faflist ö¤rencilere

ler olunca, "Uzaklaflt›rma ve atmak

yönelik verilen cezalar uygulanmaz-

çözüm de¤il" gibi de¤erlendirmeler-

ken, devrimci-demokrat ö¤rencilere

de bulunuyor.

‹STANBUL- ‹stanbul Üniversitesi Beyaz›t Kampusu’nda 9 Nisan’da okuldan ç›k›p otobüs dura¤›na yürüyen devrimci ö¤rencilere, faflistler taraf›ndan sat›r ve b›çaklarla gerçeklefltirilen sald›r›da 3 ö¤renci yaraland›. ‹Ü ö¤rencileri ise Aynur Özin, Bora Keklik, Ç›nar Öney isimli arkadafllar›n›n u¤rad›¤› sald›r›y› k›namak amac›yla 10 Nisan günü ‹stanbul Üniversitesi ana girifl kap›s› önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Eylemde, “Sa¤-sol kavgas› yok, faflist sald›r› var”, “Kahrolsun faflizm, yaflas›n mücadelemiz” yaz›l› pankartlar ve “Beyaz›t faflizme mezar olacak”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z” yaz›l› dövizler ile yaralanan ö¤rencilerin foto¤raflar› tafl›nd›. Ö¤renciler ad›na aç›klamay› okuyan Özge Çelebi, sald›r›lar›n polis-idare ve faflistlerin iflbirli¤i içersinde gerçeklefltirildi¤ini ifade etti. Sald›r›y› gerçeklefltiren Siyasal Bilimler Fakültesi ö¤rencisi Serhan Özcan’›n okula sivil polisler eflli¤inde girdi¤i ve bunun kan›t› oldu¤unu vurgulayan Çelebi, “Çok aç›k polis-idare- sivil faflist iflbirli¤i vard›r. Bize her f›rsatta saçma sapan bahanelerle soruflturma aç›p, cezalar ya¤d›ran idare bu çapulcu sürüsüne hiç dokunmamakta, adeta sald›r›lar›n› teflvik etmektedir” diye konufltu. Devrimcilerin eflit, özgür bir ülke ve paras›z bilimsel ve demokratik üniversite istediklerinin alt›n› çizen Çelebi, mücadelelerine devam edeceklerini belirterek, “Yalanlar›n karfl›s›nda daha güçlü olabilmek için y›lmadan, sünmeden örgütlenmeye devam edecek, her bir sald›r›n›n hesab›n› mutlaka soraca¤›z. Adaleti kendimiz sa¤layacak, daha cüretli ve kararl› bir flekilde mücadelemizi büyütece¤iz” dedi. Yap›lan eylemde, “Beyaz›t faflizme mezar olacak”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z”, “Kurtulufl yok tek bafl›na, ya hep beraber ya hiçbirimiz” diye sloganlar atan ö¤rencilere, asistan ö¤renciler de destek verdi.


10

dünya

20-30 Nisan 2009

NATO’nun 60. y›l› halklar›n öfkesiyle karfl›land› Fransa’n›n Strasbourg kentinde NOTO’nun 60. y›l›na özel düzenlenen zirve, dünyan›n birçok yerinde eylemlerle protesto edildi. Farkl› co¤rafyalarda gerçeklefltirilen eylemlerde “emperyalist savafl örgütü NATO da¤›t›ls›n” ortak vurgusu öne ç›kt›. NATO Zirvesi’nin yap›ld›¤› Strasbourg’da toplanan binlerce kifli sokaklar› “NATO’ya hay›r” sloganlar›yla inletti. Özellikle farkl› ülkelerden Strasbourg’a gelen birçok Maoist Parti’nin militanlar›, güçlerini birlefltirerek, ortak irade ile, sald›rgan Frans›z polisine zor anlar yaflatt›lar.

NATO da¤›t›ls›n Emperyalist savafl örgütü NATO’nun 60. y›l›na özel olarak düzenlenen zirve s›ras›nda bir araya gelen binlerce anti-emperyalist, “Emepryalist savafl örgütü NATO da¤›lt›ls›n” dedi. Türkiye-Kuzey Kürdistan’l› örgütlerin de kat›ld›¤› Alternatif Zirve kapsam›nda düzenlenen eylemlerde NATO teflhir edildi. Yaklafl›k 1 hafta süren eylemlerde, Fransa polisi adeta flehri ablukaya al›rken, birçok ülkeden bir araya gelen binlerce anti-emperyalist, NATO zirvesinin yap›ld›¤› yere do¤ru yürüyüfle geçti.

barikatlarda bir araya gelen farkl› Maoist partilerin militanlar›, çat›flmalara önderlik etti. Polislerin kurdu¤u birçok barikat, Maoistlerin ve di¤er devrimci örgütlerin kararl›l›¤› ile y›k›ld›. Eylemlerde Maoistler, yüzlerini gizledikleri k›rm›z› bezlerden dolay›, polis telsizlerinde, “en tehlikeli grup k›rm›z› maskeliler” fleklinde anons edildi.

Baden yürüyüflü fiehrin birçok yerinde çat›flmalar yaflan›rken, en yo¤un çat›flmalar Almanya ile Fransa’y› birlefltiren Avrupa Köprüsü çevresinde gerçekleflti. ‹ki yakadan gelen eylemcilerin birleflmesini engellemek isteyen polis, kurdu¤u barikatlarla köprüyü insan ve araç trafi¤ine kapatt›. Alman yakas›nda olan Kehl’de polislerle 8 bin dolay›nda eylemci aras›nda çat›flma ç›kt›. Polisler göz yaflart›c› gazlar ve tazyikli su ile kitleye sald›rd›. Strasbourg’tan yürüyen kitle ise polis barikatlar›n› y›kt›ktan sonra Avrupa Köprüsü’nde bulunan gümrük binas›n› yakt›. Bu arada Almanya taraf›nda bekleyen kitle ise, Alman polisiyle flidetli çat›flmaya girdi. Polisle yo¤un çat›flmalar›n yafland›¤› Strasbourg’ta yüzlerce eylemci gözalt›na al›nd›.

Maoistler bir aradayd› Fransa, ‹talya ve Türkiye-Kuzey Kürdistan’l› Maositlerin oluflturmufl oldu¤u birlik, haz›rl›kl› olarak kat›ld›¤› eylemlerde, çat›flmalar› ön saflarda sürdürdü. Binlerce polis gücüne karfl›

Alternatif Kamp NATO protestolar›n›n merkezini oluflturan ve Türkiye-Kuzey Kürdistan’l› örgütlerin de merkezinde yer ald›¤› Alternatif

Kamp, NATO toplant›lar›n›n yap›ld›¤› 1-4 Nisan günleri boyunca hergün eylem düzenledi. Protesto gösterisi için hergün organizeli bir flekilde kamptan harekete geçen eylemciler NATO zirvesini protesto ettiler. Alternatif Kamp alan›n› abluka alt›na alan polis barikatlar› kitlenin saatlerce süren çat›flmalar› sonras›nda geri püskürtüldü. Sokaklara barikatlar kuran eylemciler, tafllarla polise karfl›l›k verdiler. Gösterilerde özelikle MKP militanlar›n›n kararl› ve organizeli duruflu dikkat çekti. Çat›flmalarda askeri binalar tafllanarak tahrip edildi. Ayn› zamanda bir banliyöde bulunan polis karakolu göstericiler taraf›ndan tamamen kullan›lamaz hale getirildi.

G-20 eylemerinde öldürülen anti-emperyalist NATO eylemlerinde an›ld› 2 Nisan günü Londra’da G-20 zirvesi protestolar›nda bir eylemcinin öldürülmesi haberinin kampa ulaflmas› üzerine, kampta bulunan eylemciler protesto gösterileri yapt›. Ö¤len saatlerinde kamp bölgesi olan Neuhof'tan flehir merkezi Strazburg'a do¤ru 3 bini aflk›n kiflinin oluflturdu¤u kitle protesto yürüyüflüne geçti. Londra'da hayat›n› kaybeden antiemperyalist için yürüyen kitleye, Fransa polisi belli bir noktadan sonra gaz bombalar› ile sald›rd›. Polisin sald›r›s›na cevap veren kitle, 5 saat boyunca flehrin sokaklar›nda çat›flt›.

Latin Amerika’da yeniden Maoist ayak sesleri Peru Komünist Partisi (Ayd›nl›k Yol), devlet güçlerine darbe indirmeye devam ediyor. 12 Nisan günü ülkenin güneydo¤usundaki da¤l›k bir bölgede devriye gezen askeri bir konvoy PKP gerillalar› taraf›ndan pusuya düflürüldü. Askeri konvoyu yüksek bir uçurumun k›y›s›nda pusuya düflüren PKP gerillalar›n›n dinamit ve a¤›r silahlar gerçeklefltirdikleri sald›r›da, baz›lar› uçurumdan düflen toplam 12 asker öldü. Peru ordu sözcüsü taraf›ndan yap›lan aç›klamada ölü say›s› do¤rulan›rken, PKP’nin 2009 y›l›nda gerçeklefltirdi¤i bu “en kanl›” sald›r›da 1 askerin kayboldu¤u ve 2 askerin ise yaraland›¤› duyuruldu. Ordu sözcüsü, ayn› gün, ayn› bölgede Maoist gerillalar taraf›ndan gerçeklefltirilen ve 1 askerin öldü¤ü, 4 askerin ise yaraland›¤› bir çat›flman›n gerçekleflti¤ini ve pusuya düflen askeri konvoyun çat›flma bölgesine gitmekte bulundu¤unu aç›klad›.

Sri Lanka’da Tamillere soyk›r›m yap›l›yor Eski ad›yla Seylan, yeni ad›yla Sri Lanka bugünlerde büyük bir katliama sahne oluyor. Son üç ay içerisinde Tamil Elam bölgesine gerçeklefltirdi¤i genifl çapl› sald›r›larda 5 bin dolay›nda kifliyi katleden Sri Lanka devleti, Tamillere dönük kitlesel imha sald›r›s› bafllatt›. 1983 y›l›ndan bu yana Sri Lanka’n›n Güney ve Kuzey bölgelerinde yaflayan Tamiller, bu bölgede fiili bir yönetim kurmufl ve bu yönetim alt›ndaki bölgeleri Tamil Elam Yönetimi olarak ilan etmifllerdi. 2002 y›l›nda Sri Lanka devleti Tamil Elam Yönetimi ile masaya oturarak bar›fl imzalam›fl, ancak 2008 y›l›nda tek tarafl› olarak anlaflmadan çekilerek yeniden sald›r›lara giriflmiflti. 2008’den itibaren Tamillere dönük yo¤unlaflan sald›r›larda binlerce kifli yaflam›n› yitirmifl, bir o kadar insan da yaralanm›flt›. Gelinen aflamada Sri Lanka hükümeti, Tamil Elam Yönetimi’ni tamamen bitirmek için büyük bir katliama giriflmifl bulunuyor. Sri Lanka devleti taraf›ndan 12 Nisan günü Tamil Elam Yönetimi’nin etkinli¤i alt›nda bulunan bölgelere dönük bafllat›lan bu imha sald›r›s›nda flu ana kadar 5 bin dolay›nda Tamilli yaflam›n› yitirdi, 9 binin üzerinde Tamilli ise yaraland›. Dünyan›n birçok yerinde tepkilere neden olan, soyk›r›m olarak nitelendirilen sald›r›lar›n durdurulmas› için yükselen ateflkes ça¤r›lar›na olumsuz yan›t veren Sri Lanka devleti, sald›r›lar›n Tamil Elam gerillalar›n›n tümden imhas›n› hedefledi¤ini ve bu hedefe ulafl›lmadan sald›r›y› hiçbir gücün sona erdiremeyece¤ini aç›klad›. Sri Lanka Baflbakan›’n›n “insani bir operasyon” olarak nitelendirdi¤i katlima göz yuman ABD, ‹ngiltere, Fransa, Kanada gibi devletler ise Tamil Elam gerillalar›na teslim olmalar› ça¤r›lar›nda bulundular.

Emperyalizmin savafl örgütü NATO da¤›t›ls›n! Ülkemizin birçok yerinde anti-emperyalistler, emperyalist savafl örgütü NATO’nun da¤›t›lmas›n› istedi.

NATO iflledi¤i suçlar›n hesab›n› verecek DHF, D‹SK, TMMOB, ÇHD, TKP, Sosyalist Parti, Halk Cephesi, SDP, ÖDP, EHP ve Partizan üyeleri Kad›köy Meydan›’nda miting düzenledi. Mitingde buluflan binlerce anti-emperyalist, savafl örgütü NATO’nun da¤›t›lmas›n› istedi. Mitingde NATO karfl›tlar› ad›na aç›klama yapan sanatç› Suavi, ABD Baflkan› Obama’n›n ziyareti için, “Kürt sorunu dosyas› cebimde, geliyorum, diyor. Bizler biliyoruz ki, emperyalistler hiçbir zaman halklar›n ç›kar›na bir fley yapmazlar. Bizler bu ülkenin anti-emperyalist güçleri olarak yüksek sesle hayk›r›yoruz; Obama defol, kanl› ayaklar›nla kirletme topraklar›m›z›” dedi. NATO'nun ülkemizde ve dünyada iflledi¤i insanl›k suçlar›na örnekler veren Suavi, “Emperyalizm, tüm güç gösterilerine, üstün teknoloji ve devasa silahlar›na ra¤men dünya halklar›n›n kurtulufl umudunu öldürememifltir” dedi. Suavi konuflmas›n›, “Emperyalistler, NATO'yu yeniden yap›land›rabilir, yeni sald›r› politikalar› belirleyebilir. Ancak tarihin ak›fl›n› de¤ifltiremezler. NATO bir gün, dünya halklar›na karfl› iflledi¤i suçlar›n hesab›n› mutlaka vermek zorunda kalacakt›r” sözleri ile bitirdi. Mitingde Yasemin Göksu, Hilmi Yaray›c›, Bayar fiahin, Erdal Bayrako¤lu ve Grup Yorum sahne ald›.

Ankara'dan NATO da¤›t›ls›n ça¤r›s› Emperyalist savafl örgütü NATO ve ABD Baflkan› Obama'ya karfl› binler Ankara’da alandayd›. ABD Baflkan› Barack Obama’n›n Ankara’ya gelmesine bir gün kala aralar›nda Demokratik Haklar Federasyonu'nun da buludu¤u birçok demokratik kitle örgütü, Kolej Meydan›'nda miting düzenleyerek, Obama’y› ve NATO’yu istemediklerini hayk›rd›. Toros Sokak’tan Kolej Kavfla¤›’na gerçeklefltirilen yürüyüflte s›k s›k “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Savafl örgütü NATO da¤›t›ls›n”, “Kahrolsun emperyalizm, yaflas›n halklar›n kar-

deflli¤i”, “Emperyalistler yenilecek, direnen halklar kazanacak” sloganlar› at›ld›. Yürüyüflün ard›ndan kurumlar ad›na yap›lan aç›klamay› okuyan KESK Ankara fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sat› Burunucu Çal›, NATO müttefiki ülkelerin NATO’nun 60. kurulufl y›l›n› bir zirveyle kutlarken, dünyan›n pek çok yerinde NATO’ya karfl› eylemler gerçeklefltirildi¤ini söyledi. Çal› konuflmas›na flöyle devam etti: “ABD’nin halklar› birbirine düflman eden politikalar›na, sömürüye, emperyalist savafllara, iflgallere, NATO’ya ve emperyalizme karfl›, savafl örgütü NATO’yu da¤›tmak için savafls›z, sömürüsüz, s›n›rs›z bir dünya için eylemde, mücadeledeyiz.”

‘NATO üsleri kapat›ls›n’ Antalya’da da emek ve demokrasi güçleri, NATO’nun da¤›t›lmas›n› istediler. Aralar›nda Demokratik Haklar Federasyo-

Emperyalistlerin jandarmas› NATO, kuruluflunun 60’›nc› y›l›nda ‹zmir’de protesto edildi. Yap›lan eylemde, “NATO kuruluflundan bu yana dünyan›n her yerine savafl, kan ve yoksulluktan baflka bir fley götürmemifltir” denildi. ‹zmir Birlikte Baflaraca¤›z Platformu’nun düzenledi¤i eyleme aralar›nda Demokratik Haklar Federasyonu (DHF)’nun da bulundu¤u çeflitli kitle örgütleri kat›ld›. fiirinyer Tansafl önünde toplanan kitle, NATO k›fllas›na yürüdü. Yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “NATO’dan ç›k›ls›n, üstler kapat›ls›n”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Katil ABD, Ortado¤u’dan defol” diye sloganlar at›ld›. Platform ad›na Ertu¤rul Barka’n›n okudu¤u aç›klamada ise, “NATO’nun 60 y›l›k tarihi, savafl, iflgal, darbe ve katliamlar tarihidir” denildi.

Meydan›’nda bir araya gelerek savafl örgütü NATO’yu protesto etti. Eylemciler ad›na yap›lan aç›klamada, NATO’nun 60 y›ll›k tarihi boyunca demokrasiden ve halklar›n huzur ve güvenli¤inden yana hiçbir fley yapmad›¤› belirtilerek, “Tersine, nerede emperyalizme karfl› bir mücadele yafland›ysa, onu ezme görevi üstlenmifltir” denildi. NATO’da ABD’den sonra en sözlerle bitirildi: “Emperyalistler NATO flemsiyesi alt›nda, dünya halklar›na karfl› güçlerini birlefltirerek sald›rmaktad›r. Türkiye bu emperyalist sald›r›lara ortak olmamal›d›r. NATO’dan derhal ç›kmal›, Türkiye’deki bütün üsler kapat›lmal› ve dünya halklar›n› tehdit eden NATO da¤›t›lmal›d›r.”

NATO'ya karfl› bir ses de Salihli'den Aralar›nda DHF ve DGH’nin de bulundu¤u Salihli Demokratik Halk ‹nisiyatifi bileflenleri, Obama’n›n ülkemize geliflini ve emperyalist savafl örgütü NATO’nun 60. kurulufl y›ldönümünü protesto etti. Salihli ilçe merkezinde toplanan NATO karfl›tlar› ad›na yap›lan aç›klamada, NATO'nun emperyalistlerin savafl örgütü oldu¤u belirtilerek, NATO'nun 60 y›ld›r dünya

‘NATO da¤›t›ls›n’ Denizli’de Demokratik Haklar Federasyonu'nun da aralar›nda bulundu¤u çeflitli kitle örgütleri ve siyasi partiler ABD Baflkan› Obama'n›n ülkemize geliflini ve emperyalist savafl örgütü NATO'nun 60. kurulufl y›ldönümünü protesto ettiler. Cando¤an Park›’nda toplanan eylemciler, Filistin ve Afganistan’daki iflgali temsil eden iki tabut ve “NATO da¤›t›ls›n” dövizleri ile meydana do¤ru yürüdüler. Belediye önüne gelen eylemciler ad›na bir aç›klama yap›larak, NATO’nun kara tarihi, kurulufl amac› ve Ortado¤u ile di¤er ülkelerde iflledi¤i fluçlar anlat›ld›.

“Kapitalizmin krizinin faturas›n› ödemeyece¤iz”

nu’nun da bulundu¤u emek ve demokrasi güçleri, K›fllahan

fazla askerin Türk devletine ait oldu¤u belirtilen aç›klama flu

NATO’nun 60’›nc› y›l› ‹zmir’de protesto edildi

Kuzey ve Güney Sri Lanka'n›n Tamil Elam Özgürlük Kaplanlar›'n›n kontrolü alt›nda olan k›s›mlar› yar›ba¤›ms›z devlet durumunda ve bu bölge Tamil olarak tan›mlan›yor. Kendi para birimi olmayan ve Sri Lanka rupee’sini kullanan Tamil Elam, Sri Lanka devleti kabul etmese de kendisine ait orduya, yarg›ya, merkez bankas›na, polis ve askeri güce sahip.

halklar›na sald›rd›¤› ve birçok katliama imza att›¤› ifade edildi. Sivas, Marafl, 12 Eylül, 12 Mart, 77’ 1 May›s katliamlar› ile yüzlerce faili meçhul cinayetin NATO'nun ürünü oldu¤u kaydedilen aç›klamada, “Emperyalizmin kanl› emelleri içerisinde, efendileriyle stratejik dengeler kurmufl bulunan ülkemiz iktidar›n›n tüm zorbal›k politikas›na karfl›n; ezilen dünya halklar›n›n ve emekçilerinin tarihsel hakl›l›¤›ndan, Afganistan'dan Irak'a, Filistin'e ba¤›ms›zl›k için çarp›flan halklar›n direnciyle ve ülkemiz emekçilerinin demokratik haklar› için mücadelesinden ald›¤›m›z güçle zalimlerin karfl›s›nda olaca¤›z” denildi.

Emperyalistlerin ve uflaklar›n›n bir araya geldi¤i G20 zirvesi Avrupa'da birçok ülkede protesto eylemleri ile karfl›land›. Yeni süreçte dünyan›n ekonomik, siyasal yap›s›n› konuflacak ve belirleyecek olan emperyalistler ve uflaklar›, 2 Nisan tarihinde G-20 zirvesinde bir araya geldi. Yaflanan ekonomik krizin nas›l giderilece¤ini tart›flan G-20 zirvesi, Avrupa'da birçok ülkede protesto gösterilerine neden oldu. Zirve öncesi yap›lan küreselleflme karfl›t› eylemlerde, “Sizin krizinizin bedelini biz ödemeyece¤iz” denildi. Londra, Berlin, Frankfurt, Amsterdam, Paris ve Viyana gibi Avrupa'n›n önemli merkezlerinde gerçeklefltirilen eylemlere on binlerce kifli kat›ld›.

'Küresel ekonomik krizin sorumlusu kapitalistler' Yap›lan G-20 karfl›t› eylemlerde on binlerce kifli küresel ekonomik krizin sorumlusunun kapitalistler oldu¤unu belirtti. ‹ngiltere'nin baflkenti Londra'da yap›lan G-20 zirvesi karfl›t› eyleme 35 bin kifli kat›ld›. Küresel ekonomik krizin sorumlusunun kapitalistler oldu¤unun belirtildi¤i eylemde kapitalizm karfl›t› pankartlar tafl›nd›. G-20 karfl›tlar›n›n flehir merkezine do¤ru çat›flarak ilerledi¤i s›rada bir kifli polisin sald›r›s›na maruz kalarak hayat›n› kaybetti. Olaydan sonra yay›nlanan bir videoda polisin savunmas›z gence sald›rd›¤› ve joplarla dövdü¤ü görüldü. Polis ise görüntüler yay›nlanmadan önce, “göstericinin sa¤l›k sorunu olabilir” fleklinde bir aç›klama yapm›flt›. Almaya'n›n baflkenti Berlin'de soka¤a ç›kan 30 bin kifli kapitalizmin krizini ve G-20 zirvesini protesto etti. Berlin'de gerçeklefltirilen yürüyüflte k›sa süreli bir gerginlik yafland›. Polisin yürüyüfle kat›lan kiflilerin görüntülerini almas›na tepki gösteren eylemciler polise direndi. Polis çok say›da kifliyi gözalt›na ald›.


çeviri Nepal’de çizgi mücadelesi

20-30 Nisan 2009 11

NEPAL’DE S‹YAS‹ TIKANIKLIK DEVAM ED‹YOR

‹deoloji, Maoist bir partinin yol göstericisidir. ‹deolojiyi, politika içinde somutlaflt›rmak gerekir. Örne¤in, sömürülen bir ülkede Maositler, emperyalist hâkimiyeti, komprador ve feodal güçleri y›kan yeni demokratik devrimin hedeflerini gerçeklefltirmelidir. Bu, ideolojik bir durufltur. ‹deoloji, her bir ülkenin somut koflullar›n›n hayat verdi¤i politik pratiklerde somutlan›r ve yine pratik politikalar içerisinde de¤iflir. Bu pratikler içerisinde uzun süreli halk savafl›, en önemli halkad›r. Ancak savafl, sadece politik pratikten ibaret de¤ildir. Politik alan›n büyük çapta yayg›nl›k kazand›¤› günümüz dünyas›nda mücadelenin farkl› biçimleri içerisinde gerçeklefltirilen politik müdahale, çok büyük önem tafl›r. Bu faktörün ikrar› ve yarar›, Nepal’de Maositlerin güvencesi alt›ndad›r. Maoistler, geçici bakanl›k ve anayasal meclisin talepleri dâhilinde politik taktikler içerisinde monarfliyi izole etmeyi ve bitirmeyi baflarm›fllard›r. Bu, yeni bir duruma neden olmufltur. Yeni taktikler parti taraf›ndan benimsenmezse, yeni demokrasinin hedeflerinden sap›lacakt›r. Öncülük, bu hedefleri edinmeye henüz haz›r de¤il. Söz konusu durum, Nepal Komünist Partisi/Maoist (CPN/M)’de mevcut ideolojik mücadeleye yol gösterendir. Bu elefltiri, genelde do¤rudur. Ama son dönemlerdeki taktikler, Nepal ve ulusal ihtiyaçlar özeline dönük oldu¤u için, yurtseverlik/enternasyonalizm karfl›tl›¤› aç›s›ndan ayr›ca dikkatle incelenmelidir.

Ana muhalefette yer alan Nepal Kongre Partisi, 25 Mart'ta yap›lan meclis oturumunda, BNKP (Maoist)'in savafl s›ras›nda el koydu¤u mal varl›klar›n›n iadesi ve Maoist Parti'ye ba¤l› Genç Komünistler Ligi (YCL)'nin faaliyetlerinin durdurulmas› gibi konular› içeren dokuz maddelik taleplerin yerine getirilmedi¤ini ileri sürerek meclis oturumlar›n› boykot karar› ald›. Di¤er yandan gençlik kanad›ndan bir liderin YCL taraf›ndan öldürüldü¤ünü öne süren UML (Hükümet orta¤› olan Birleflik Marksist Leninist Parti) Maoist partiyi bu konuda harekete geçmeye zorlamak amac›yla boykota bafllayarak meclis oturumlar›n› kilitleyen di¤er bir parti oldu. Oturum boykotlar› üzerine Nepal'in parlamenter yaflam› tam bir siyasi ç›kmaza girmiflti ki, yap›lan görüflmeler sonucu 15 Nisan çarflamba günü meclis toplant›lar›n›n yeniden bafllamas›na karar verildi. Oturum öncesinde bir araya gelen BNKP(M) ve UML temsilcileri, yaflanan siyasi ç›kmaz› sonland›rmak üzere anlaflmaya vard›lar. 15 Nisan’da toplanan meclis oturumunda ise partilerin uzlaflma yakalamaya çal›flt›klar› bildirildi.

“Anayasa yapmak için ön koflul ordular›n entegrasyonudur”: Öte yandan, yeni ana-

ralin görev sürelerini uzatmam›fl, bu karar muhale-

yasa ile ilgili bir TV program›na kat›lan Baflkan Prachanda, anayasan›n haz›rlamas›na dair sürecin bafllamas› ve sorunsuz tamamlanabilmesi için öncelikle Maoist savaflç›lar›n orduya entegrasyonu ve rehabilitasyonu ile ilgili sürecin tamamlanm›fl olmas› gerekti¤ini söyledi. Bu nedenle hükümetin ordular›n birleflmesi konusuna öncelik verdi¤ini söyleyen Prachanda, baz› güçlerin ordular›n entegrasyonu konusunda gösterdikleri direncin ülkeyi geriletmeyi amaçlad›¤›n› belirtti. Prachanda, düzenlenecek yeni anayasada kad›nlar ve çocuklar›n haklar›na yönelik özel maddeler olaca¤›n› da ekledi.

yetkilileri Maoistlerin Nepal Ordusu’nun hiyerarflik

“Gücünüz yetiyorsa bizi hapse at›n”: Yüce Divan ise siyasi gerilimi t›rmand›ran bir aç›klama yaparak, hükümetin geçti¤imiz haftalarda 5 generalin görev sürelerini uzatmama konusunda verdi¤i karar› generallerin lehine bozaca¤›n› bildirdi. Maoistlerin liderli¤indeki hükümet, görev süreleri dolan 5 gene-

fette ve orduda huzursuzlu¤a neden olmufltu. Ordu yap›s›n› bozmak istedi¤ini iddia etmifl, karara direnç göstereceklerini ilan etmiflti. Yüce Divan’›n tavr›na tepki gösteren Maoistler protesto olarak yüksek yarg›çlar›n büstlerini yakt›. Bunun üzerine Yüce Divan, aralar›nda Prachanda ve Baburam Bhattarai’nin de bulundu¤u 8 Maoist vekilden bir hafta içinde yaz›l› savunma yapmas›n› istedi. Bas›na aç›klama yapan Bhattarai ise Yüksek Mahkeme’ye meydan okudu. Bhattarai, "Yapabiliyorsan›z, hadi bizi hapse at›n” fleklinde konufltu. Bhattarai yüce divan› Panchayat sisteminin bir uzant›s› olarak de¤erlendirdi ve daha önce de dile getirdi¤i üzere yüce divan yarg›çlar›n›n seçimle iflbafl›na gelmesi gerekti¤ini savundu. Solundogusu’ndan al›nm›flt›r.

Mao, sömürülen bir ülkede yurtseverli¤in enternasyonalizmin somuttaki uygulamas› oldu¤unu söyler. Baz› Maoist partiler, bunu nasyonalist (ulusalc›) bir sapma olarak alg›lanmakta ve reddetmektedirler. Bu red tutumu içerisinde olanlar›n argümanlar›n› kabaca flöyle özetleyebiliriz: Yurtseverlik ulusalc›l›kt›r. O halde ulusalc› olmak enternasyonalizm ile çeliflir. Böylesi bir düflünce, sömürülen bir ülkede emekçi s›n›f›n›n ulusal amaçlar›n›n inkâr›na ve reddine neden olur. Mao’nun görüflü, yurtseverli¤in sadece bir hakl› ç›kar›m› de¤ildir. Burada dikkat çekmemiz gereken baz› hususlar var. Yurtseverlik; ulusalc›l›¤›n de¤il, enternosyalizmin rehberli¤i alt›nda olmak durumundad›r. Bu bir çeliflkidir. Ulusalc›l›ktan (milliyetçilikten) ayr›flt›r›lm›fl bir yurtseverlik yaratabilir miyiz? Bu, sömürülen, ezilen bir ülkedeki devrimci dönüfltürme prati¤i içinde yan›t›n› bulabilir. Emperyalist boyunduru¤u y›kmak için verilen mücadele bu süreç içerisinde nihai sona ulafl›r. Bahsedilen durum, ulusal ç›karlar› da kapsamaktad›r. Bu Mao’nun, söz konusu ülkelerde ulusal kurtulufl mücadeleleri bayra¤›n›n da proletarya taraf›ndan tafl›nmas› gerekti¤i, tafl›nabilece¤i düflüncesine denk gelir. Yani enternasyonalizmin (tabiat›yla enternasyonal proletaryan›n) kumandas› alt›ndaki ulusalc› bir duruflla bunu baflarmak mümkündür. Bu kumandadan yoksun bir ulusal mücadele ne denli militan olursa olsun, emperyalist sömürgecili¤in zincirlerini k›rmay› baflaramaz. Son yüzy›l, militan ulusalc›l›¤›n önderlik etti¤i bu tarzdan ulusal ba¤›ms›zl›k mücadelelerine tan›k oldu. Son yüzy›l ayr›ca söz konusu mücadeleler neticesinde elde edilen ‘ba¤›ms›zl›¤›n’, emperyalist sömürgecili¤in kuflatmalar›yla ne denli h›zl› bir flekilde biçimsel bir ba¤›ms›zl›¤a dönüfltü¤üne ve yenisömürgeler haline geldiklerine de tan›kl›k etti. Bizler, Çin ve Vietnam gibi model ülkelerin, kapitalist restorasyon yap›l›r yap›lmaz nas›l da emperyalist sisteme ba¤›ml› hale geldiklerini de gördük. Yeni demokratik devrimin hem ulusal ve hem de demokratik görevleri, s›n›fsal bak›m›ndan burjuva karakterlidir. Ancak son tahlilde bu devrim, bir tak›m baflka burjuva güçlere baz› temel rahatl›klar sunmak durumundad›r. Bu nedenle içerik olarak burjuva karakter tafl›yan nasyonalizm, devrimin ulusal amaçlar›n› bile tamamlayamaz. Çünkü yeni demokratik devrimin ulusul görevlerinden bir tanesi vard›r ki, di¤erlerinin gereklefltirilebilmesinde kilit bir yerde durmaktad›r: D›fl güçlerden ba¤›ms›z, kendi ayaklar› üzerinde durabilen bir ekonominin infla edilmesi. Bu, emperyalist sistemden uzaklaflmaks›z›n baflar›lamaz. Bu görevi yerine getirebilmek için, yeni demokratik bir niteli¤e sahip bu devrimden sosyalizme ve oradan da durmaks›z›n komünizme kadar sürdürmeye muktedir olan tek s›n›f›n; proletaryan›n önderli¤i flartt›r. Bugün sömürülen bir ulusun kendinden emin var oluflu, ancak komünist enternasyonalizme do¤ru ilerleyen dünya hareketinin bir parças› olmakla baflar›labilir. Çünkü bunun için sarf edilecek çaba, ancak halk›n sömürüyü sona erdiren yo¤un özleminden gelebilir. Bu, devrim sürecinde dönüfltürücülü¤ün bir özelli¤ini oluflturur. Çin’de kapitalist yolda ilerleyen yeni liberallerin son dönem saçmal›klar›ndan birisi de yeni demokratik devrim aflamas›n› uzatarak ‘sa¤lamlaflt›rmak’t›r! Ve bu düflünce Nepal’de de kendisine zemin bulmaktad›r. Bugün Nepal’de sa¤c›l›¤›n elefltirilmeye bafllanmas› bu nedenledir, yeni demokrasi yükselmeden önce beklenen mevcut geçici düzenin bir aflamas› olarak serbestlefltirmenin gerçeklefltirilmesi bu taleplerinin yükseltilmesinden ötürüdür. Öz olarak böylesi bir sapma nasyonalist bir zaman düflüdür. Böyle yap›lmas›, enternasyonalist ve sosyalist dönüflüm ve iliflkilerden vazgeçilmesi durumunda ülkenin gerici üretim iliflkilerinin hakimiyetine sürüklenmesi kuvvetli bir ihtimal haline ge(Munnaniporali’den çevrildi) lecektir. Bu kabul edilemez.

ORDU, DEVR‹MC‹ HAREKET‹ ENGELLEMEYE ÇALIfiIYOR Nepal Ordusu, teknik donan›ma sahip 2300 yeni asker al›m› yapt›. Bu al›mlar, mevcut Nepal Ordusu Genelkurmay’›n›n, iki ordunun entegrasyonu gibi bir gündemlerinin olmad›¤› aç›klamas›yla eflzamanl› oldu. Asker al›m› hükümetin onay› al›nmaks›z›n yap›ld›. Ve Nepal Ordusu, bu ifllemi durdurmaya yönelik Savunma Bakanl›¤›’n›n emrini yok sayd›. Bunun üzerine hükümet, Kamu Yarar› Mahkemesi (Public Interest Litigation) ve Anayasa Mahkemesi’ne baflvuruda bulundu, ancak sonuç al›namad›. Bu arada, Birleflik Nepal Komünist Partisi (Maoist) lideri ve Halk Kurtulufl Ordusu (PLA) komutan› Nand Kishore Pun, Nepal Ordusu’nun Bar›fl Sözleflmesi’ni ihlal ederek güç dengelerini bozmaya çal›flt›¤›n› ve buna tepkisiz kalmayacaklar›n›, 11 bin yeni savaflç› al›m› yapacaklar›n› aç›klad›. Bu olay, Nepal’deki mevcut güç dengelerini göstermektedir. ‹ktidar›n en önemli araçlar›ndan birisi olan ordu, hükümetin kon-

trolü d›fl›ndad›r. Hükümet ayg›t›n›n kendisi eski bürokrasinin kontrolündedir. Halk Kurtulufl Ordusu’nun, Nepal Ordusu taraf›ndan yap›lan asker al›mlar›na karfl› binlerce savaflç› al›m›na gidece¤i yönlü aç›klamas›, devrimci kamp›n karfl› devrimci kamp› ele geçirmeye haz›r ve istekli oldu¤unu gösteriyor. Ancak hükümet, kendisinin buyruklar›na uymayan ve anayasay› ihlal eden Nepal Ordusu’nu yasal bir süreçle kuflatmak yerine, kitleleri e¤itmek ve onlar› harekete geçirerek anayasal hükümetin çevresindeki kuflatmay› k›rmaya ve böylece düflmanla karfl› karfl›ya geldi¤i durumda kitlelerin güçlü deste¤ini yan›nda bulmaya yönelik hareket etmeyi tercih ediyor. NKP(M) önderli¤i, partinin hükümet, parlamento ve sokaklar olmak üzere üç alanda devrimci mücadeleyi yürütece¤ini kerelerce dile getirdi. Karfl›-devrimin sesini yükseltip meydan okudu¤u ve kitlelerin buna karfl› durdu¤u her defas›nda hükümet düzeyinde

Hindistan’da Maoistlerin eylemleri sürüyor Hindistan’da 16 Nisan’da bafllayan seçimleri boykot eden Maoistler, silahl› eylemlerini sürdürüyor.

renine karfl› yap›lan eylemde de, Maoistlerce patlat›lan bir may›n sonucu iki polis öldürüldü.

10 Nisan’dan, 16 Nisan’a kadar geçen sürede, seçimleri engellemek amac›yla eylemler düzenleyen Nepal Komünist Partisi (Maoist) gerillalar›, 16 polisi öldürdüler.

Andhra Pradesh polis flefi, olaylar›n Maoistler taraf›ndan Taktiksel Karfl› Sald›r› Kampanyas› (TCOC)’n›n bir parças› fleklinde gerçekleflti¤inden endifle etti¤ini aç›klad›. Maoistler, politik hedeflere sald›rarak, Taktiksel Karfl› Sald›r› Kampanyas› (TOCC) ile seçimleri boykot etme kampanyas›n› efl zamanl› yürütüyorlar. Maoistler, y›lda iki kez, Aral›k-Ocak ve May›s-Haziran dönemlerinde, düflman güçlerine, özellikle polise karfl› eylemlere yo¤unlaflarak, Taktiksel Karfl› Sald›r› Kampanyas› (TOCC) icra edyorlar.

Son zamanlarda Chhattisgarh eyaletinde Maoistlerin eylemlerindeki ani yükselme, özellikle eyalet komflular› aras›nda büyük ses getirdi, Andhra Pradesh polisi ise alarm zillerini çald›. Maoistler, Chhattisgarh ve Jharkhand’ta üç çat›flmada Merkezi Koruma Polis Güçleri (CRPF)’nin 14 adam› da dahil 16 polisi öldürdü. Chhattisgarh eyaletinin Dantewada bölgesinin s›n›r›ndaki Chintaguppa polis karakolu ve Jharkhand eyaletinin Khunti bölgesinde Cuma (10 Nisan) ve Cumartesi günlerinde yap›lan ve 14 CRPF polisinin öldü¤ü eylemin ard›ndan, Pazar günü (12 Nisan) Chhattisgarh eyaletinin Bijapur bölgesinde, ulusal karayolunun aç›l›fl tö-

Maoistler ayr›ca 6 Nisan’da, Chhattisgarh eyaletine ba¤l› Bijapur bölgesinde, polis flefi Ankit Garg’›n bulundu¤u konvoyu may›n sald›r›s›yla hedef ald›lar. Kasaba merkezinin 9 km. uza¤›nda meydana gelen olay, baflka polislerin ölümüyle sonuçland›.

Maoistler Ulusal Maden fiirketi’ni bast›- 13 Nisan Pa-

manevra yapman›n ötesine geçilemedi. Revizyonizm, devrimci kamplar›n giriflimlerini zay›flatan karfl›-devrimci çizgiyi, anayasac›l›k gere¤i diye ilan etti¤i, anayasal s›n›rlar›n bafl göstermesi nedeniyle, parti önderli¤inin, düflmanlar›yla karfl› karfl›ya gelmesi durumunda direnme gücüyle daha çok ilgilendi¤i görülüyor. Anayasac›l›k, pistonu, bu noktaya ulaflt›rm›flt›r. BNKP(M) önderli¤i, partinin hükümet ve parlamento ile mücadele içinde olabilece¤ini defalarca söyledi. Karfl›-devrimin bir de¤iflimi yükseltmesi nedeniyle, salt izleyici olan kitlerin say›s› azalmaya bafllad›¤›nda, hükümet nezdinde manevradan baflka hiçbir fley yap›lmam›flt›r. Revizyonizm, devrimci kamplar›n giriflimlerini zay›flatan karfl›- devrimci çizgiyi, anayasac›l›k gere¤i diye ilan etti.

(Munnaniporali’den çevrildi, fiubat 2009)

zartesi günü, Orissa eyaletinin Koraput bölgesinde, ihitiyatl› silah deposu ve devlet taraf›ndan iflletilen Ulusal Alüminyum fiirketi (NALCO) boksit maden oca¤›nda Maositlerce cesurca sergilenen silahl› sald›r› sonucu 11 polis memurunun öldürüldü¤ü aç›kland›. Mevzilerini terk etmeden önce, aralar›nda bir kaç kad›n›n da bulundu¤u yaklafl›k 200 kadar a¤›r silahl› Maoist, patlay›c› maddenin yan› s›ra oldukça geliflmifl silahlar›n bulundu¤u madende C‹SF (Merkezi Endüstri Güvenlik Kuvvetleri) cephaneli¤ini ele geçirdi. Damanjodi bölgesinde, boksit oca¤›n›n tepesinde görevlendirilen 11 CISF polisi, Maoistler 12 Nisan’da gece sald›r›da bulunduktan sonra sabah›n erken saatlerine kadar, on saat boyunca süren silahl› çat›flmada öldürüldü. Asya’n›n en büyük boksit madeninde meydana gelen sald›r›n›n yar›n bafllayacak olan seçimleri engellemek ve patlay›c› silahlar› ele geçirmek amac›yla yap›ld›¤› anlafl›ld›. Maoistler, seçimlerin ilk günü olan 16 Nisan’da da askeri eylemlerini sürdürdüler. Jharkand’da bulunan Barwadi bölgesinde devriye gezen polis konvoyu, Maoist gerillalar taraf›ndan pusuya düflürüldü. Polisler ile Maoistler aras›nda ç›kan çat›flmalarda 3 polis ölürken, 5 polis ise yaraland›.


güncel

12 20-30 Nisan 2009

Marks dönmek istemedi

Hrant Dink’in hayat› belgesel oldu 2007 y›l›nda öldürülen Ermeni gazeteci Hrant Dink'in hayat› belgesel oldu. Dink cinayeti öncesi ve sonras›ndaki geliflmelere ›fl›k tutan belgeselin yönetmenli¤ini Osman Okkan ve Simoni Sitte üstlenirken, müzikleri ise usta sanatç› Dijivan Gasparyan'a ait. Belgeselin ilk gösterimi, 14. Nürnberg Türkiye-Almanya Film Festivali’nde yap›ld› ve ard›ndan da s›ras›yla ‹stanbul'da ve Almanya’n›n Köln kentinde seyircileriyle bulufltu. “Hrant Dink Cinayeti Dosyas›” adl›, 80 dakika uzunlu¤undaki belgesel filmde Hrant Dink'in hayat›ndan kesitler sunularak, ülkemizdeki Ermenilerin durumu ele al›n›yor. Osman Okkan, Dink cinayetini konu almalar›n›n nedenini, “Bu filmi, Hrant Dink’in hayat› ekseninde Türkiye’deki Ermenilerin s›k›nt›lar›n› bir parça olsun anlatabilmek, duyurabilmek için çevirdik" sözleriyle aç›kl›yor. Hrant Dink'in ölümünün Ermenilerin çeflitli s›k›nt›larar›n›n tart›fl›labilmesinde baz› özgürlükler getirdi¤ini iddia eden Okkan, flunlar› dile getirdi: “San›yorum Türkiye’deki yetkililer de bu özgür tart›flman›n Türkiye’nin hem komflular›yla hem de kendi içindeki az›nl›klarla iç bar›fl›n› sa¤layabilmesi için gerekli olaca¤›n› görecekler. Bunun için de bu süreç daha çabuk ilerleyecek. Bunu da Hrant gibi bar›fl savafl›na hayat›n› feda etmifl insanlara borçlu olaca¤›z."

Bizi utand›ranlar... Marks’›n göremedi¤i, kapitalizmin emperyalist aflamas›nda, bugünlerde yaflanan ekonomik kriz, burjuvazi taraf›ndan ‘fikirleri öldü’ denilen Marks’›n, yine burjuvazi taraf›ndan hat›rlat›lmas›na yol açt›. Kapitalizmin kar h›rs›n›n ve sömürü sisteminin ortaya ç›kard›¤› kronik krizlerini gizleyemeyen emperyalist efendiler, sözcüleri olan medya arac›l›¤›yla bu kez ‘Marks hakl› ç›kt›’ demeye bafllad›. Kapitalizm tahlili ve elefltirisinden, komünistler kadar, kapitalistlerin de yararland›¤› Marks’›n, ‘Komünist Manifesto’, ‘Kapital’ gibi temel eserlerinin bu dönemde raflara ç›kart›lmaya da bafllad›. Marks hakk›nda bolca sözün söylendi¤i bu zamanda, Amerikal› tarihçi Howard Zinn’in, ‘Marks Döndü’ adl› tiyatro oyunu, usta tiyatrocu Genco Erkal’›n Dostlar Tiyatrosu taraf›ndan ülkeye getirildi. Marks’›n hayat› ve ‘öteki dünya’dan gelip günümüz dünyas›n› yorumlay›fl›, Amerikal› yazar Howard Zinn taraf›ndan, anaflist bir bak›fl aç›s›yla, 1995’te tiyatroya aktar›lm›flt›.

fiaka gerçek oldu, Marks öteki dünyadan döndü! ‘Marks’›n Dönüflü’ isminin, alg›lar›m›z karfl›s›nda oluflturdu¤u iki anlam›n tezatl›¤›n›, oyunun bitiflindeki sahneden hareketle, ‘Marks dönmek istemedi’ bafll›¤›yla sürdürerek bafllamak istedik. Bu ironi önemli bir ayr›nt› asl›nda. Zira oyuna gitmeden evvel, sadece isiminden hareketle, davadan dönmenin bu kadar yo¤un oldu¤u günümüzde, çoktan ‘öteki dünyaya’ giden “Marks’› da m› döndürdüler acaba” diye düflünmedik de¤il! Yaz›n›n bafll›¤›n› k›smen buna göre belirlediysek de, gerçek flu ki, Marks, oyunun bitiflinde defalarca sahenin arkas›na gidip, tekrar dönünce, hem usta oyuncu Genco Erkal’a, hem de komünizmin ustas›na duyulan sayg› ayakta alk›fllatt› izleyenleri ve Marks’›n bu ilgiyi b›rak›p da geri dönmek istemeyece¤ini düflünerek att›k bafll›¤›. Oyunu anlatmaya bafllamadan, flu özel ayr›nt›y› da aktaral›m. Beyo¤lu’ndaki Muammer Karaca tiyatrosunda oynanan Dostlar Tiyatrosu’nun Marks’›n Dönüflü oyununun sponsoru da Efes Pilsen. Beyo¤lu’nda gidilen sinemalardan da al›fl›lm›fl bir manzarad›r içki markalar›n›n reklamlar›n›n bol olmas›. Afifllerinde Marks’›n yan›nda Efes’in logosu yer alan oyunun, tiyatro sahnesindeki reklam k›sm› ise dikkat çekiciydi. Sponsor Efes Pilsen olunca, Marks da ‘öteki dünya’dan döndü¤ünde, sahneye bira fliflesiyle ç›k›yor haliyle. Oyunun tan›t›m›na bu flekilde bafllam›flken, usta tiyatrocu Genco Erkal’›n Beyo¤lu’ndaki bu tek kiflilik oyununa okurlar›m›z› yönlendirip yönlendirememe çeliflkisinin nedeni ile de yaz›ya bafllamak istemez de¤iliz. Marks’› tan›tan, hat›rlatan oyunun, ö¤rencisi 15, tam› 25 TL olan bilet fiyatlar› nedeniyle, Marks’› bir kez daha iflçiler anlayamad›, zira Muammer Karaca tiyatrosunu, akflam›n sekiz buçu¤unda dolduranlar›n büyük ço¤unlu¤unu, iflçi-

ler de¤il, rahat çal›flma koflullar›na sahip olanlar oluflturdu. Hofl, bilet fiyatlar› bundan daha düflük olsayd› da, Marks’› izlemeye gidenler yine iflçiler de¤il, daha çok yoksul küçük burjuvalar (ö¤renciler ço¤unlukla) olacakt›. Bir saatli¤ine dünyaya gelmesine izin verilen Marks, bu bir saatte de ancak, flimdi orta s›n›fta oldu¤una inanan eski yoldafllara, yani yaflam koflullar› nispeten iyi olan küçük burjuvaziye propaganda yapabildi. Bununla ilgili de oldukça anlaml› bir karikatür, oyun gösterime girdikten sonra, oyunun ismindeki olumsuz tezata s›¤›n›larak, Evrensel gazetesinde yay›mlanm›flt›. Sahnedeki Marks, izleyenlere bak›p, art›k yakas›n› paças›n› düzeltmifl olan eski devrimcilere, “Ben döndüm ama görüyorum ki siz benden önce dönmüflsünüz” diyor karikatürde.

Marks’› liberaller döndürdü Oyun bafllad›¤›nda, elinde bira fliflesi ve çantas›yla, sahneye flaflk›nl›kla ‘öteki dünya’dan gelen Marks, biraz espriyle, ustas› oldu¤u diyalektik materyalizmi flöyle bir kenara b›rak›p, metafizikle bafllayarak, ruhani dünyada neler yapt›¤›ndan söz etmeye bafll›yor. Biz izleyenlerini, Amerikal› olan oyun yazar›n›n kalemine sad›k kalarak, kapitalizmin baflkentlerinden New York’a tafl›yor, sahne ise Soho semtinde kurulu. ‘Öteki dünya’da Sokrates’ten, ‘seyahat özgürlü¤ü olmayan yaflam anlams›zd›r’ sözünü duyan Marks, eyleme geçmedeki öncü olma avantaj›yla, koflullu olarak bu tarafa bir saatli¤ine gelme hakk›n› alabilmifl ve ‘öteki dünya’ya ilk ad›m›n› att›¤› Londra’n›n Soho’su yerine bürokratik bir hata sonucu New York’un Soho’sundaki bu sahneye düflmüfl. Oyun, Marks’›n yüz elli y›l önce sürdürdü¤ü yaflam› hakk›nda bilgiler sunarken, Marks’›n a¤z›ndan, bugüne dair yorumlar›n› da iflitmifl oluyoruz oyunda. ‘Marks bugünleri görse ne derdi’, diye zaman zaman yap›lan flakalaflmalar da cevab›n› alm›fl oluyor böylece; Marks bugün için, ‘pek bir fley de¤iflmemifl’ diyor. Bugün olanlar›, yüz elli y›l önce zaten tespit etti¤ini söylese de, kapitalizmin o tarihte yenilece¤ine iliflkin yüz elli y›l önce yapt›¤› tespitte hata yapt›¤›n›, bugüne gelip de kapitalizmi emperyalist aflamaya ulaflm›fl haliyle görünce, bir özelefltiri olarak sunuyor. Dünyaya gelmesini, her ne kadar protestocu, eylemci kiflili¤ine ba¤l›yor olsa da, bugünlerde dünyaya hakim olan liberalizmin hakk›n› da kendisine teslim ediyor. ‘Öteki dünya’ya da taflan etkisiyle liberalizm, Marks’›, ‘k›flk›rt›c›l›k yapmama’ flart›yla sahneye ç›kard›. Yoksa nerde bu ülkede komünizmin propagandas›n› yapmak! B›rak›n propaganday›, Marks’›n ismini a¤z›na almak bile ‘propaganda’ suçu say›l›rken. fiimdi liberalizm sayesinde, Marks sahnede. Liberalizm ve onun özgürlükçülü¤ünün cilvesi iflte, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanl›¤› da oyun için maddi katk›da bulunmufl! Çetin Altan’a ödül, Naz›m’a, Y›lmaz Güney’e iade-i itibar verilen(!) dönemde, Marks’› da unutmad›

Hep mutlu alg›lanmak Dünyan›n her yerine da¤›lan ve her yerde de ayn› ‘reaksiyonlar›’ gösteren bir baflka halk daha var m›d›r, Romanlardan baflka? Müzik, dans, flark›, e¤lence kültürleri ile hep mutlu bir tablo çizen bu göçebe halk›n ayaklar›, asl›nda ac› ve yoksulluklarla ba¤lanm›fl. Geçimlerini göçebe zanaatç›l›kla kazanan Romanlar›n torunlar›, “Çingeneler” olarak tan›mlan›rlar; bugün bile hala yerleflik yaflam› reddedercesine yaflarlar! Bu tarz yaflaman›n onlar›n hayatlar›nda kendisini hala varedebilmesinin nedeni, sadece Romanlar›n kültürlerine ba¤l›l›klar› de¤il elbette. D›fllanm›fll›k da bu tarz yaflam› devam ettirmelerinde önemli bir etken! 8 Nisan Dünya Roman Günü de yine bu bask›lar›n gölgesinde ilan edilen bir gün. 8 Nisan 1971, tüm dünyada Romanlar için büyük bir önem tafl›yor. 1960’l› y›llarda, Fransa’da, Moldav as›ll› Ionel Rotaru’nun bafllatt›¤› ve II. Dünya Savafl› esnas›nda Naziler taraf›ndan Çingenelere uygulanan soyk›r›m›n tan›nmas›n› amaçlayan hareketin en önemli sonucu, 1971’de Uluslararas› Roman Birli¤i’nin kurulmas› oldu. Ve Roma-

ni Birli¤i, 8 Nisan'› Dünya Roman Günü ilan etti. 8 Nisan’›n seçilmesindeki özel neden ise, yine Romanlara yarafl›r flekilde oldu. 1856’da köleli¤in ortadan kalk›fl›na kadar Romanya prensli¤inde köle olarak yaflayan Romanlar, a¤aç dallar› ile kapl›, yer alt›na kaz›lm›fl, ismi BORJEI olan büyük ma¤aralarda, atlar›yla yafl›yorlard›. Nisan ay›n›n ilk günlerinde, havalar›n ›s›nmas›yla bu ma¤aralardan ç›k›p, ma¤arada ›s›nmalar›na yard›mc› olan atlar›n› süsleyip bayram yap›yorlard›. 8 Nisan da, bu güne atfen seçildi. Çingeneler, Elekçiler, Domlar, Romanlar, Lomlar olarak adland›r›lan bu halk, 8 Nisan'› kendilerine atfedilen bir gün olarak, tüm yoksulluklar›na, ac›lar›na, ezilifllerine, yok edilmek istenifllerine inat; müzikleri, flark›lar›, danslar› ile kutluyorlar. Ülkemizde de 8 Nisan’da bu kutlamalar yap›ld›. Rant için yok edilen ve y›k›nt›lar aras›nda “Hayalet Sulukule”ye dönüfltürülen bu mahallede son kutlamalar›n› yapan Romanlar, evleri Sulukule’yi flöyle anlatt›lar: “Yaklafl›k üç y›l önce bafllayan ‘kentsel yenileme’ projesiyle birlikte her gün biraz daha yok olan, do¤du¤umuz, doydu¤umuz, evlendi¤imiz, anne, baba, oldu¤umuz, dedelerimizi, ninelerimizi

devlet. Oyunda ‘fikirlerim çarp›t›l›yor’ diye içerlenen Marks, bu duruma da kahretmeli.

Yar› anarflist Marks Oyunun yazar› Howard Zinn’in, anarflist bir bak›fl aç›s›yla konuflturdu¤u Marks, oyunun büyük bölümünde zorlu hayat› hakk›nda bilgiler verirken, fikirlerinin ise kendisinden sonra dogmatiklikle savunuldu¤undan flikayet ediyor. Komünist Manifesto’yu, Engels ile birlikte günlerce tart›flarak yazd›klar›n› söyleyen Marks, “Ben bireyin özgürlü¤ünden bahsettim. Komünizmin amac› da zaten bu özgürlü¤e sahip yeni bir insan yaratmakt›r” diyerek, yapmak istediklerinin ‘çarp›t›ld›¤›na’ içerleniyor. Bugünlere kadar gerçekleflen sosyalist devrimlerin; özgürlükçülü¤ün, elefltirel olman›n engellenmesi, proletaryan›n diktatörlü¤ünün yerine parti yöneticilerinin diktatörlü¤ünün oturtulmas› sonucunda yenildi¤ini söyleyen Marks, bütün bunlara ve en çok da fikirlerinin sabitlefltirilmesine tepki olarak, “Ben Marksist de¤ilim” diyor. Bu ba¤lamda yar›-anaflist Marks’›n a¤z›ndan en aç›k elefltiriyi alan ise Stalin oluyor. Oyunda Marks, kendine ve Marksizm’i savunanlara elefltirel yaklafl›yor, fikirlerinin, yapmak istediklerinin ‘çarp›t›lmas›na’ kahrediyor. Ekonomi politik yaz›lar› okuman›n s›k›c›l›¤›ndan söz eden Marks, bundan daha s›k›c› olan›n ise ekonomi politik yazmak oldu¤unu söylüyor ve kendi yazd›¤› yaz›lar›n efli Jeny taraf›ndan ‘iflçiler anlayam›yor’ diye elefltirildi¤ini de ekliyor. Oyunun sonlar›nda Marks, ‘Bütün dünyan›n iflçileri birleflin’ sözünün son derece yal›n olan mesaj›n›n ise, yaz›lar›n›n anlafl›lmamas›ndan flikayet eden efli Jenny’den de ‘flimdi oldu’ diye olumlu tepki ald›¤›n› söylüyor.

‘Öldüm ama asl›nda ölmedim de’ ‘Fikirleri öldü’ fleklinde burjuvazi taraf›ndan yap›lan propagandaya dair de bir fleyler söyleyen Marks, her defas›nda ‘Marks öldü’ diye vurgulanmas›na da içerleniyor ve ‘öldüm ama asl›nda ölmedim de’ diyor. Bugüne dair sözler söyleyen Marks, yine diyalektik yaklafl›m›yla, kapitalizmin kendi kuyusunu kazd›¤›n› dillendirmede ›srarc› oldu. Sermayenin ve gelirlerin, yüzdelik oran› gittikçe daha küçülen burjuvazinin elinde topland›¤›na iflaret ederek, kapitalizmin sonunu kendisini haz›rlad›¤›n› yine söyledi. De¤iflimin mutlaka gerçekleflece¤ini vurgulayan Marks, “Bir fleyler de¤iflecek. Kesin. Ama bunun için sizin de k›ç›n›z› k›p›rdatman›z gerek” diyerek, geri döndü, hem de dönmedi. Marks dönmek istemedi. Belki adettendi, oyun bitti¤inde, Marks k›l›¤›ndaki Genco Erkal, defalarca sahnenin arkas›na gidip döndü ve izleyenlerini selamlayarak, Marks’› ayakta alk›fllatt›.

karfl› mezarl›¤a yolcu etti¤imiz mahallemizde, belki de son kez, y›k›nt›lar aras›nda, Dünya Roman Günü’nü hep birlikte kutlad›k. Sulukule Roman Orkestras›'n›n ve dayan›flma amac›yla ziyaretimize gelen di¤er bölgelerden Roman muzisyenlerin na¤meleri eflli¤inde, yeni sahipleri henüz yerleflmeden hepinizi son kez evimize, Sulukule'mize davet ediyoruz." Yine bu güne atfen merkezi Viyana'da bulunan Avrupa Birli¤i Temel Haklar Kurumu, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve ‹flbirli¤i Teflkilat› da ortak bir bildiri yay›mlad›. Aç›klamada, Romanlara karfl› ayr›mc› muameleden ve özellikle son zamanlarda nefretin yaratt›¤› olaylar ve ›rkç› söylemden derin kayg› duyuldu¤u ifade edilirken, ekonomik krizin de etkisiyle, devletleri taraf›ndan sosyal haklar› k›s›tlanan Avrupa halklar› aras›nda yabanc› düflmanl›¤›n›n yükselmeye bafllad›¤› ve bu durumun etnik gruplar aras›ndaki iliflkileri tahrip etti¤i belirtildi. Günübirlik yaflayan Romanlar, özgün yaflam biçimleri ile, yaflayabilmek, e¤lenebilmek üzerine örtülü mesajlar verirler. Mesajlar›n›n en çok karfl›l›k buldu¤u alan ise, sanatt›r san›r›z. Ya¤l› boyalarda ka¤›t toplar, filmlerde müzik yapar, dans eder, romanlara girerler... Ya devletlerin onlar› alg›lad›¤› ve kapsad›¤› durum? Bu da kendisini ikinci olan, afla¤›lanan, haklar› yok say›lan, yaflam alan› tan›nmayan vs. olarak gösterir.

Y›l 1994, Aylardan nisan-may›s, Topyekün aile, Yani, ben, eflim ve iki coçuk. Bir de… 17 yafl›nda bac›m›z, Namus diye korktuk. Eflya olarak, Geçen y›ldan kalma, Üç torba kesilmifl odun, ‹ki çuval dolusu un, Dört kilo kuru dut, Üç kilo ya¤ ve çökelik, Çantada iki keklik, Özlemimizi gidersin diye. Bir de… Nenemden kalma, Beyaz, siyah ve k›rm›z› Renklerden örülmüfl, Görünümden yoksun, Geçmifl y›llara tan›kl›k etmifl, On binlercesini a¤›rlam›fl, Kasvetli 100 seneyi geride b›rakm›fl, Orta boylu bir kilim, Bizi utand›ranlar. Dördümüz kamyon s›rt›nda, Sonu belirsiz, Kim bilir, S›n›rs›z bir yolculuk, Gökyüzünü seyrederken. Kamyon s›rt›nda, Tozlu dumanl› yoldan ‹lerliyoruz, 45 derecelik s›cakl›k, Tozlu yolu emerken, Yüz yüze, göz göze, Hüzün ve öfkeyle, S›rt›m›zda tafl›rken O yolculu¤u, Yan›ts›z kal›yor göç Hikayemiz, Bizi utand›ranlar. Yolculuk uzad›kça, Geriye b›rakt›¤›m›z izler, Ad›m ad›m erir oldu, Tafl›d›¤›m›z hüzünle birlikte. Yüzlerce y›ll›k dede topra¤›, Ac›mas›zca terketmek, Dillere kolay, Kamyon s›rt›nda, Ç›¤l›k 盤l›¤a yükselen sesler. Sonradan, Y›ld›r›m h›z›yla düflen bir sessizlik, Teselli olma beklentisi. O günün hüznüyle, Yar›n›n geri dönüflünü, Kim bilir, fiimdiden hayal edilirken. Son süratle yollara vuran, Kamyonun sallant›s›, Hoplay›p z›playan, Munzur’u takip eden yoldan, Mide çoktan a¤za dayanm›fl, Kusanlar, A¤layanlar, Güneflin s›cakl›¤›na teslim olanlar. Yolculu¤un geri dönüflünü, Sab›rs›zl›kla düfllerken, Da¤lar da¤lar diye, ‹flte o memleket, Bizleri utand›ranlar… A. Can Atafl / fiubat 2009


güncel

20-30 Nisan 2009 13

‘Bar›fl’›n gölgesinde imha ve inkar sürüyor

KCK: ‘Süreci gözden geçirebiliriz’

Sald›r› Kürt ulusal hareketinin

Baflbu¤ ‘muht›ra’ verirken

tasfiyesini amaçl›yor

sald›r›lar bafllam›flt›

Kürt sorununun çözümü noktas›nda oluflturulmaya çal›fl›lan ‘sular duruldu’ havas›n›n aldatmaca oldu¤u, yap›lan sald›r›yla kendisini gösterdi. Seçim boyunca süren ‘olumlu’ hava, yerini, devletin tahammülsüzlü¤ünü görebildi¤imiz sald›r›lara terk etmifl oldu. Kürt sorununun ‘çözümünde’ Kürt ulusal hareketine koz vermek istemeyen ve devre d›fl› b›rakmak isteyen devlet, gerçeklefltirdi¤i bu sald›r›da DTP’yi PKK ile organik flekilde iliflkilendirdi. Sald›r›, gerek ABD’nin gerekse de devletin amac›n›n, Kürt ulusal hareketini tasfiye etmek ve muhatap almayarak, devre d›fl› b›rakmak oldu¤unu gösterdi. Sad›r›ya tepki gösteren DTP Grup Baflkan Vekili Selahattin Demirtafl, yapt›¤› aç›klamada, bunun bir tasfiye sald›r›s› oldu¤unu ifade etti.

Seçim sonras›nda DTP’ye yap›lan sald›r›lar tesadüf oluflturmazken, Genelkurmay Baflkan› ‹lker Baflbu¤’un ‘önemle beklenen’ y›ll›k de¤erlendirme konuflmas›na denk gelmesi de dikkatlerden kaçmad›. Kürt sorunu a¤›rl›kl› ve muht›ra niteli¤indeki konuflman›n yap›ld›¤› esnada ülke genelinde DTP’ye yönelik sald›r›larda yüzlerce kifli gözalt›na al›n›rken, Ordu, Dersim, fi›rnak, Hakkâri, Güney Kürdistan bölgelerinde kapsaml› askeri sald›r› harekâtlar› gerçeklefltirildi. Seçimlerin ard›ndan, ABD Baflkan› Obama’n›n 5 ve 6 Nisan’da ülkeye yapt›¤› ziyaret, PKK’nin 1 Haziran’a kadar çat›flmama karar› almas› ve Kürt Konferans›n›n yo¤un bir flekilde gündeme al›nd›¤› bir zamanda böylesi bütünlüklü bir sald›r›n›n gerçekleflmesi, hesap edilmifl bir sürecin iflletildi¤ini gösteriyor. Baflbu¤’un 2 saatlik konuflmas›nda ana tema, Türk milleti, üniter devlet vurgusu, alt kimlik-üst kimlik tart›flmalar›na hiçbir flekilde izin verilmeyece¤i, alt kimliklerin bir grup hakk› olarak tan›nmayaca¤›, Anayasa’n›n de¤iflmesinin

Diyarbak›r Baflsavc›l›¤›n›n talimat›yla 14 Nisan’da baflta Diyarbak›r olmak üzere, ülkenin birçok ilinde DTP’ye, DTP’li belediyelere ve çeflitli Kürt kurumlar›na sald›r› gerçeklefltirildi. 15 ilde gerçeklefltirilen sald›r›da, DTP genel baflkan yard›mc›lar›, DTP yöneticileri, DTP’li belediye yöneticileri ve çeflitli kurum çal›flanlar›n›n bulundu¤u 245 kifli gözalt›na al›nd›. Polis, DTP’lilerin evlerine bask›n düzenlerken, evlerin kap›lar› k›r›ld›, bilgisayarlara ve çeflitli eflyalara el konuldu. Devletin Kürtlere yönelik sald›r›s›, “PKK’nin yasad›fl› faaliyetlerini yürütmek, PKK’nin Türkiye Yap›lanma Meclisi’nde yer almak ve örgütün yasad›fl› faaliyetlerini yönetip yürütmek” iddialar›yla gerçeklefltirildi.

nin PKK üyesi olmad›¤›n› kaydetti. DTP’ye yönelik operasyonlar›n ‘tehlikeli bir süreci’ beraberinde getirebilece¤ini aç›klayan KCK, seçimler sonras›nda Kürtlere yönelik sald›r›lara dikkat çekerek, sald›r›lar devam ederse çat›flmazl›k sürecini gözden geçirebilecekleri uyar›s›nda bulundu.

karfl›s›nda elde etti¤i kazan›m›n devleti ve AKP hükümetini oldukça rahats›z etti¤i, yap›lan aç›klamalarda dile getirilmiflti. DTP’nin, oyunu ve belediye say›s›n› artt›rmas› karfl›s›nda aç›klama yapan Genelkurmay, sonuçlar› de¤erlendirece¤ini ifade etmiflti. Daha sert bir ç›k›fl Baflbakan Yard›mc›s› Cemil Çiçek ise, “Ermeni s›n›r›na kadar dayand›lar” demifl, bunun ard›ndan da A¤r›’da seçim sonuçlar›na itiraz eden DTP’lilere sald›r›lm›fl, çok say›da kifli yaralanm›fl ve gözalt›na al›nm›flt›. Benzer flekilde Urfa’n›n Halfeti ilçesine ba¤l› olan Amara köyünde, Öcalan’›n do¤um gününü kutlamak isteyen Kürtlere sald›r› olmufl, 2 kifli yaflam›n› yitirmiflti. Çiçek’in aç›klamas›n›, Baflbakan Erdo¤an’›n “Tehditle kazand›lar” sözleri izledi. Devletin bütününde, Kürt ulusal hareketinin kazan›mlar› ve yakalad›¤› olumlu havaya tahammülsüz olundu¤u aç›k bir flekilde yans›t›l›rken, sald›r›lar›n yaflanaca¤›, devlet taraf›ndan ima edilmifl oldu. Sald›r›lara sert tepki gösteren ve geliflmelerin kendilerini kayg›land›rd›¤›n› vurgulayan DTP Genel Baflkan› Ahmet Türk, “Operasyonu tetikleyen bizzat Baflbakan’›n seçim sonras› yapt›¤› ve bizi hedef gösterdi¤i aç›klamalar olmufltur” dedi.

mümkün olmad›¤› idi. Öte yandan Baflbu¤’un Kürt ulusu ve hareketini hedef alarak “baflar›, gurur ve umutlar›n› k›raca¤›z” demesi dikkat çekmiflti.

‘Hiçbir güç DTP’ye diz çöktüremeyecektir’ Mecliste partisinin grup toplant›s›nda konuflan ve sald›r›ya sert tepki gösteren DTP Eflbaflkan› Ahmet Türk, operasyonlar› tetikleyenin bizzat Baflbakan’›n kendisi oldu¤unu belirterek, “Hiçbir güç DTP’ye diz çöktüremeyecektir” dedi. Kürt halk›n›n demokratik kurumlar›na yönelik ciddi bir sald›rganl›¤›n gelifltirildi¤ini ifade eden Baydemir, “Bu gözalt›lar göstermektedir ki, bize siyaset yapma flans› vermiyorlar. Kürt halk› 70 y›ld›r asimile olmad›, 170 y›l geçse de olmayacak. Burada gözalt›na al›nanlar sadece politikac› arkadafllar›m›z de¤ildir. Bu bar›fl›n gözalt›na al›nmas›d›r” dedi.

‘Kürt halk›n›n iradesi k›r›lmak isteniyor’ Operasyonun çok önemli bir sürece denk geldi¤ini belirten DTP Meclis Grup Baflkanvekili Selahattin Demirtafl, “S›radan bir ope-

Maoist Parti’den 24 Nisan aç›klamas› HABER MERKEZ‹ Maoist Parti, kurulufl y›ldönümü olan 24 Nisan vesilesiyle ve bu tarihe denk gelen Ermeni soyk›r›m›na iliflkin aç›klama yay›mlad›. Aç›klamada, 37’nci kurulufl ve 38. mücadele y›l›n› selamlayan Maoist Parti, 1915 y›l›nda Ermeni ulusuna yönelik soyk›r›m› da k›nad›. “24 Nisan 1972’de Malatya-Kürecik da¤lar›nda göndere çekilen bayrak, entarnasyonalist proletaryan›n k›z›l sanca¤›d›r” denilen aç›klamada, bu günün kavray›fl›yla ‘göreve sar›lma’ ça¤r›s›nda bulundu.

‘Partimiz Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ürünüdür’ Mutafa Suphi’nin kurdu¤u TKP’nin, o döneme ait komünist miras›n› sahiplendi¤ini kaydeden MKP, TKP’nin o dönemde dahi küçümsenemez olan hatalar›na ve ideolojik tutumlar›na ise karfl› oldu¤unu belirtti¤i aç›klamas›nda, Maoist Parti’nin tarih sahnesinde yerini alma sürecini flöyle aç›klad›: “ÇKP ile SBKP(B) flahs›nda; kapitalist yol ile sosyalist yol, modern revizyonizmle MLM aras›nda yaflanan ideolojik çat›flma ve saflaflma dönemlerinde, ÇKP’nin temsil etti¤i MLM cepheden yana tav›r alan Partimiz; Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin büyük etkisiyle çalkalanan dünya koflullar›nda, ayn› etkinin co¤rafyam›zda yaratt›¤› 68 gençlik hareketinin anti-emperyalist nitelikte geliflen ve giderek 70’li, 71’li y›llarda devrimci özüne kavuflan flartlarda Kültür Devrimi’nin ürünü olarak do¤du. 71 devrimci ç›k›fl› ile elli y›ll›k pasifist, reformist kabuk k›r›lm›fl, daha da önemli bir geliflme olarak, ‘24 Nisan Günefli’ do¤mufltu. Partimizin kuruluflu; Türkiye-Kuzey Kürdistan co¤rafyas›nda, daha ileri nitelikte Maoist mecraya oturmufl yeni komünist mücadele döneminin manifestosu ve aç›ktan bir meydan okuyufluydu.”

‘Biz kazanaca¤›z, halk kazanacak, halk savafl› kazanacak’ Partinin mücadele tarihi içinde birinci Kongre’ye tarihsel önem atfedilen aç›klamada, “Özellikle Eylül 2002 y›l›nda gerçeklefltirdi¤i Parti 1. Kongresi, ideolojik, teorik bak›mdan tam bir dönüm noktas› de¤erindeydi. ‹deolojik

‘Sald›r› çözüm projelerimize yöneliktir’

DTP Eflbaflkan› Emine Ayna ise, sald›r›lar›n yaln›zca DTP’nin seçimlerde kazand›¤› baflar›n›n hazmedilememesinin ürünü olmad›¤›n› ifade ederek, “Bugün yap›lan sald›r›, bizim çözüm olarak ortaya koydu¤umuz projelerimize sald›r›d›r” dedi. KCK’nin çat›flmama karar›n›n ard›ndan hükümet ve Genelkurmay’›n yapt›¤› aç›klamaYap›lan aç›klamalar sald›r›y› iflaret etti lara dikkat çeken Ayna, “Kürt sorunu sadece bir kültür sorunu de¤ildir. Kürtlerin sadece bir televizyon kanal›nda Kürtçe flark› türYerel seçimlerde Kürt ulusunun ortaya koydu¤u irade ile devlet kü dinlemek diye bir derdi yoktur. Kürt sorunu ulusal bir sorundur. Ve bu ulusal sorun ulusal haklar›n tan›nmas›yla mümkündür” dedi. Operasyonlara tepki gösteren Koma Civaken Kurdistan (KCK), aç›klama yaparak, gözalt›na al›nanlar›n hiçbirisi-

HABER MERKEZ‹ Kürt sorununda ABD icazetli ‘çözümün’ gündemde oldu¤u ve bu yönde geliflmelerin h›zland›r›ld›¤› bir süreçte devlet, Kürt ulusal hareketine yönelik ‘klasik’ sald›r›lar›ndan birini daha sergiledi. Geleneksel siyasetinden vazgeçmeyece¤ini bir kez daha teyit eden devletin verdi¤i mesaj ise oldukça net: Kürt ulusal hareketinin inkâr ve imhas›!

rasyondan geçmiyoruz. Kürtlere, 90’larda DEP milletvekillerine yap›lan darbenin benzerini yaflatmaya çal›fl›yorlar. Biz diyoruz ki, tarihi tekerrür ettirmenize Kürt halk› izin vermeyecek. DTP eski eflbaflkan›n› ve Kürt siyasetçileri, kap›lar›n› k›rarak ald›lar. Operasyon devam ederken, ayn› saatlerde ordunun yapt›¤› aç›klama, nas›l bir tarih çizmeye çal›flt›klar›n›n, operasyonla Kürt halk›n›n, DTP'nin iradesinin k›r›lmak istendi¤inin ifadesidir. 29 Mart seçimleri bu halk›n iradesini ortaya koydu. Beklenen, bu iradenin kabul edilmesidir” dedi.

kavray›fl ve bilincimizi gelifltiren ve hatal› çizgileri, sebepleriyle birlikte ayr›nt›l› gösterip, önemli bir bilinç s›çramas›na yol açan Parti Kongremiz tarihsel bir önemdeydi” denildi. Aç›klamada son olarak flu ifadelere yer verildi: “38. mücadele y›l›na giren partimiz, büyük badireler atlatt›¤› gibi, büyük bedellerle anlam kazanan büyük bir gelene¤in temsilcisi olarak; kurucu önderi Kaypakkaya baflta olmak üzere befl genel sekreterini ve yüzlerce kadro, üye, savaflç›s›n› yürüttü¤ü Halk Savafl› mücadelesinde fiziken yitirerek, flehit verdi. Defalarca yaflad›¤› bölünmelere, ald›¤› yenilgi ve a¤›r darbelere ra¤men her defas›nda daha da kararl› olarak s›n›f mücadelesine sar›lan bilinç ve pratikle devrimci görevlerine sahip ç›kma iradesini sergilemekten geri kalmad›. Tüm Maoist aktivistleri, bu anlaml› günü daha bir kavram›fl bilinç berrakl›¤›yla günü, saati ve an› kuflan›p, düflman› her alanda kuflat›p yenmenin kavray›fl›yla sürecin görevlerine sar›lmaya ça¤›r›yoruz. Biz kazanaca¤›z, halk kazanacak, halk savafl› kazanacak.”

‘Uluslar›n kendi kaderini tayin hakk› kana bo¤ulmufltur’ Maoist Parti, Ermeni soyk›r›m›na iliflkin yapt›¤› aç›klamada ise, soyk›r›m›n arka plan›nda pazar mücadelesi ve sömürü aray›fl›ndaki emperyalizmin bulundu¤unu kaydetti. Maoist Parti, “Ezilen, sömürülen dünya halklar›na dünden bugüne kadar gerçeklefltirilen tüm soyk›r›mlar›n birinci derecede uygulay›c›lar› emperyalist haydutlar ve onlar›n suç ortaklar› olan uflak rejimlerdir” diyerek, 19 yüzy›l›n sonlar›na do¤ru emperyalistlerin topraklar›n› pay ettik-

leri Osmanl›’n›n, hükmetti¤i topraklarda beliren ulusal baflkald›r›lar› kana bo¤du¤u belirtildi. Aç›klama flöyle devam etti: “O dönem ulusal bilinci ilk geliflen halklardan biri olan flüphesiz ki, Ermeni halk› ve ulusuydu. 19 yy sonlar›na do¤ru kendi kaderini tayin etmek için baflvurdu¤u ulusal baflkald›r›, Van ve baflka yerlerde Hamidiye Alaylar› ve di¤er Osmanl› güçleri taraf›ndan ac›mas›zca ve gaddarca bast›r›l›r ve kana bo¤ulur. Bu ayn› zamanda ilerleyen süreçte ‹ttihat Terakkilerce gerçeklefltirilecek olan, Ermeni’lere yönelik bafllatacaklar› soyk›r›m›n da bafllang›c›d›r. ‘Gayrimüslim’ olarak tabir edilen Rum, Ermeni, Yahudi, Süryani, Yezidi vb. kesimlere yönelik sald›r› start› verilir ve bu kesimlerin zenginlikleri zor ve fliddet unsurlar› kullan›larak gasp edilir. Zor ve fliddet unsurlar› arac›l›¤›yla yap›lan ya¤mayla Türk komprador büyük burjuvazisi ve büyük toprak a¤lar› s›n›flar› daha bir palazlan›r. 24 Nisan 1915 y›l›nda Ermeni halk› ve ulusuna yönelik sistematik bir soyk›r›m siyaseti izlenir. Bu barbar soyk›r›mda 2 milyon civar›nda insan›m›z hunharca katledilir. Ermenilerin ulusal bütünlü¤ü bozulur.”

‘Katliamlar›n hesab›n› soraca¤›z’ Aç›klamada son olarak, Ermeni, Rum ve Süryanilere karfl› uygulanan sistematik soyk›r›m siyasetinin bugüne kadar kesintisiz uyguland›¤› kaydedilerek, “Belli farkl›l›klar içerse de Kürt halk› ve ulusuna karfl› sistematik bir imha ve inkâr uygulanmaktad›r. Son günlerde DTP somutunda Kürt usluna yönelik gerçeklefltirilen sald›r› ve yok etme siyaseti Osmanl›’dan günümüze de¤in devam eden bu ‘soylu gelene¤in’(!) en dolays›z biçimde uygulanmas›d›r” denildi. Aç›klama flu ifadelerle sonland›r›ld›: “Ermeni halk› ve usluna yönelik gerçeklefltirilen bu soyk›r›m› bir kez daha nefretle k›n›yor ve tarihsel hesap sorma bilincimizle bunu faflist Türk devletinden ve onun uflakl›k yapt›¤› emperyalist haydutlardan soraca¤›z. Ermeni soyk›r›m› ne inkâr edilebilir ne de sorumlular› aklanabilir. Halklar›m›z›n nezdinde soyk›r›mc›lar daima bilinmekte ve lanetle an›lmaktad›rlar. Soyk›r›m suçlular› tarihin yarg›s›ndan asla kurtulamayacakt›r. ‹mha ve inkâra dayal› bu siyasete her alanda örgütlü duflumuzla karfl› dural›m.”

DTP’nin faaliyetleri yasad›fl›ym›fl! DTP’ye yönelik 15 ilde yap›lan ve 245 kiflinin gözalt›na al›nd›¤› sald›r›da DTP’liler, yasal çerçeve içerisinde gelifltirdikleri örgütlenmeler ile ‘suçland›lar'. DTP'nin “Demokratik Ekolojik ve Cinsiyet Özgürlükçü Yerel Yönetimler Projesi” ile DTP'nin Amed’deki yerel yönetimler bürosu ‘yasad›fl›’ gösterildi. Daha önce medyaya çok kez yans›yan Demokratik Toplum Kongresi’nin ‘meclis’ sistemi ‘suç delili’ olarak gösterildi. Soruflturma hakk›nda gizlilik karar› olmas›na ra¤men özellikle Gülen cemaatinin medyas›n›n, DTP’yi PKK ile iliflkilendiren ve Ergenekon’la ba¤lant›s› oldu¤u yönünde haberler servis etmesi dikkat çekti. Ayn› medya organlar›n›n, Demokratik Toplum Kongresi’nin ‘meclis’ sistemini, ‘Ergenekon tarz› örgütlenme flemas›’ fleklinde gösterme ›srar› dikkatlerden kaçmad›. Benzer flekilde Diyarbak›r Siyasi Partiler ve Dernek Masas›’nda kayd› bulunan Yerel Yönetimler Komisyonu Bürosu, savc›l›k taraf›ndan hücre evi muamelesi gördü.

51 DTP’li tutukland› DTP’ye yönelik 14 Nisan’da bafllat›lan sald›r›da, Amed’te gözalt›na al›nan 53 DTP’liden 51’i, “örgüt yöneticisi olmak” ve “örgüt üyesi olmak” iddias›yla tutukland›. 2 kifli ise ifadeleri al›nd›ktan sonra serbest b›rak›ld›.

- Türk devletinin yal›n gerçe€i -

HAP‹SHANELER Hapishaneler Türk devlet yap›s›n›n en önemli ayg›tlar›ndan biridir. Devletin halklar üzerindeki bir sindirme ve bask› arc› olan hapishaneler, iyi irdelendi¤inde, Türk devletinin saklamaya çal›flt›¤› gerçek yüzünü gözler önüne sermektedir. Son günlerde s›kça tart›fl›lan demokratikleflme söylemlerinin içinin ne kadar bofl oldu¤unu, hapishanelerde uygulanan devlet politikas› ile görebiliriz. Siyasi tutsaklar› bir kenara b›rak›rsak, çocuk tutuklular›n dahi insan haklar›na ayk›r› bir flekilde maruz kald›klar› uygulamalar, demokrasinin nas›l alg›land›¤›n›n resmidir. Hapishaneler toplumsal mücadele içerisinde, devletin topluma korku salabilmesinin yegane mevzileridir. Özelikle toplumsal çeliflkileri, devlete karfl› alternatif hatta çeken siyasi tutuklular için hapishane, bu tutsaklar›n yok edilmesi için oluflturulmufl bir giyotin masas› gibidir. ‹flkencenin hapishanelerde özellikle siyasi tutuklu ve hükümlülere karfl› yo¤un olarak sürdürülmesi ise; sistemin kendisini elefltirenlere, bazen elefltiri dozunu afl›p onu de¤ifltirmeye yeltenenlere karfl› güttü¤ü “kan davas›”n›n bir göstergesidir. Siyasi tutuklu ve hükümlüleri her zaman, do¤all›¤›nda kendisine bafl düflman gören devlet; onlar› sindirmeye, kifliliksizlefltirmeye ve boyun e¤dirmeye çal›flm›flt›r. Fazla uza¤a gitmeden (ki gidersek bilançosu yaz›m›z›n bütününü kapsar), yak›n tarihimizden hat›rlayal›m; 1994`de Buca Hapishanesi’nde 3, 1995`de Ümraniye Hapishanesi’nde 4, 1996`da Diyarbak›r Hapishanesi’nde 10, 1999’da Ulucanlar Hapishanesi’nde 10 siyasi tutuklu ve hükümlüyü dört duvar aras›nda çekinmeden katleden sistem, bu katliamlar›n sorumlular›n› ise yarg›lamak bir tarafa, adeta ödüllendirmekten çekinmemifltir. (Bu örneklere adli tutuklulara dönük yap›lan infazlar› eklemedik.) En son, Yürüyüfl dergisinin sat›fl›n› yaparken sokak ortas›nda kurflunlanarak felç b›rak›lan Ferhat Gerçek’in durumuyla ilgili yap›lan eylemlere kat›ld›¤› için tutuklanan Engin Çeber’in, Metris Hapishanesi’nde iflkence ile katledilmesi bütün demokratikleflme söylemlerinin ne kadar bofl ve çeliflkili oldu¤unun izah›d›r. Hemen belirtelim, Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin’in, Engin Çeber’in ölümü ile ilgili ‘özür dilemesi’nin, bir ilk olarak de¤erlendirilerek, demokratikleflme havas› ile sunulmas› ise hiçbir fley ifade etmektedir. Çünkü hala hapishanelerde iflkence, hak ihlalleri ve kötü muamele devam etmektedir. Edecektir

de, siyasi tutuklular›n, devletin demokrasi balonlar›n›n birer birer patlamas›n› sa¤layan bir niteli¤i vard›r. Çünkü siyasi tutsaklar tehlikedir devlet için. Devlet ne kadar ‘demokratikleflirse demokratikleflsin’, kendisine dönük bir tehlikeyi, demokratik bir tepki olarak karfl›lamayacakt›r. Varl›¤›na dönük en ufak karfl› bir sesi hemen yok etmek ve bast›rmak için, elindeki tek ve en etkili silah›n› çekinmeden kullan›r: faflizm.

Raporlar ihlallerin boyutunu gözler önüne seriyor ‹nsan Haklar› Derne¤i Adana fiubesi’nin, 2009’un ilk üç ay›na iliflkin hak ihlalleri raporuna göre, kentte 33 çocu¤a, örgüt üyeli¤i ve propagandas›ndan 130 y›l hapis cezas› verildi, ayn› dönemde 82 çocuk gözalt›na al›nd›, bunlardan 55’ine dava aç›ld›, 26’s› ise tutuklu yarg›lan›yor. Polisin att›¤› taflla bir gözü y›rt›lan, hapishaneye giriflte soyunmad›¤› için copla dövülen, tazyikli suyla ›slat›lan, dövülerek bay›lt›lan, saçlar›ndan tutularak yerlerde sürüklenen çocuklar, insan haklar›n›n devlet taraf›ndan ne kadar da çok önemsendi¤ini gözler önüne sermektedir. ‹HD Adana flubesinin raporundan birkaç örnek vermek durum hakk›nda gayet aç›klay›c› olacakt›r. 16 yafl›ndaki S.O, 26 fiubat’ta Gürselpafla Mahallesi’ndeki DTP seçim bürosunun aç›l›fl›nda belediye otobüsüne tafl att›¤› gerekçesiyle gözalt›na al›nd›. Polisin coplarla dövdü¤ü S.O’nun tam üç yerinden kafas› k›r›ld›. 15 yafl›ndaki A.B, 17 fiubat’ta Ova Mahallesi’ndeki eylemde yasad›fl› slogan ve polise tafl att›¤› iddias›yla tutuklan›p Pozant› Çocuk Tutukevi’ne konuldu. A.B, hapishaneye girerken soyunmad›¤› gerekçesiyle asker taraf›ndan topluca dövüldü, ald›¤› darbelerden dolay› bay›ld›. 15 Yafl›ndaki O.S.Y, 21 Ekim 2008’deki bir eyleme kat›ld›¤› için üç arkadafl›yla tutukland›. Hapishane giriflinde ç›r›lç›plak soyuldular, üzerlerine su döküldü, yedikleri kaba dayaktan ötürü bay›ld›lar. Son olarak flunu belirtmek gerekir; toplumu korkular içerisinde bask› alt›nda tutmak için hapishaneleri kullanan devletin, ‘çocuklara bile’, korkular›ndan dolay› bu flekilde davranmas› ile yetiflkinlere hapishanede neler yapt›¤›n› siz düflünün.


tarih-okur

14 20-30 Nisan 2009

‘Munzur’da olmak isterdim’ “Yeni yaflamlar için ölmek gereken bu süreçte, ölümün yaflamak demek oldu¤u bilinciyle doluyum. Tarihimize, flehitlerimize, halk›m›za ba¤l›l›¤›n gere¤idir bu. Abart›lacak bir durum de¤il. Normal her devrimci gibi, yerine getirilmesi gereken görevdir bu”. Endercan Y›ld›z Nas›l anlatsam flimdi size o¤lumu, bazen böyle düflünüyorum da, ula o¤lum bana bir kötü kelime söyleseydin, ben o zaman sana k›r›lsayd›m; deseydi ‘anam bu böyle yapt›’. Onun bana söyledi¤i her cümlenin bafl›, ‘anne, kurban olay›m’d›. Bir gün bile k›r›lmad›m o¤luma. ‹nsanlara karfl› sevecendi, üniversiteyi okuyordu, Eminönü’nde kart sat›yordu, simit sat›yordu ama ordan kazand›¤› paray› bize getirmiyordu, örgütün ç›karlar› için harc›yordu. Endercan, sana yard›m ederken koflar bana yard›m eder, yorulmaz o¤lum, ayn› anda gider baflkas›na yard›m eder. Endercan okul dönemlerinde mücadele ile tan›flt›. Okul döneminde arkadafllar› ile evde ders çal›fl›yordu. Tabii Endercan onlara ders çal›flt›r›rken ayn› zamanda onlar› örgütlüyormufl. Eve gelen arkadafllar› bana, “Ana, bu arkadafl›m›zla dünyan›n öbür ucuna gideriz” diyorlard›. Endercan’› böyle seviyorlard› arkadafllar›. Herkesle iliflkiye geçebiliyordu o¤lum. ‘fierefinle öl’ Endercan okuldan eve geldikten sonra eline Gorki’nin ‘Ana’ kitab›n› al›r, karfl›ma geçer, bafllard› bana sesli sesli okumaya. Endercan sadece arkadafllar›n› örgütlemiyordu, ailesini de örgütlemeye çal›flan biriydi. Bana sürekli kitap okuyup, mücadeleden bahsederdi. Endercan yine bana bir gün kitap okurken babas› bizi gördü ve k›zarak, “Kendisi yetmiyormufl gibi bir de annesini örgütlüyor” demiflti. Endercan’›n her fleyi benimleydi, benden gizlisi, sakl›s› yoktu, her fleyini benimle paylafl›rd›. fiimdi açl›k grevine girecekler ya, bana telgraf çekmifl, 10 çift terlik, 10 tane bere, iflte flu kadar eldiven, lif gibi birçok fley istedi. Ben de

düflünüyorum kendi kendime, ne yapacaklar bu kadar fleyi, diye. Neyse, ald›m götürdüm tüm istediklerini. Yan›ma Endercan geldi, o ara, “Ana sana bir fley soraca¤›m” dedi. Tabii bana söylemiyor, “Açl›k grevine girece¤iz” diye. Ben de dedim, “ne var o¤lum”. Endercan, “Ana sen benim flerefimle mi ölmemi istersin, yoksa flerefsizce mi ölmemi istersin” diyince, ben de, “tabii o¤lum, flerefinle öl” dedim. O da, “oh çok flükür” dedi ve arkadafllar›na “ula gelin” dedi. “Ben anamdan ald›m izni”. Bu arada ben de flafl›rd›m, dedim ki, “Nero ne oldu?” Endercan, “Anne, biz açl›k grevine giriyoruz, ölüm orucuna yat›yoruz. Bunu böyle bil. Devlet bizi teslim almak istiyor. Bunun için de F Tipi hapishaneleri yapm›fl, bizi götürecekler, tek hücrelere koyacaklar. Bizi orada öldürecekler. Biz bu teslimiyetleri kabul etmeyece¤iz. fierefimizle açl›k grevine girece¤iz anne.” Ben de dedim, “valla o¤lum sen nas›l biliyorsan öyle yap...”

Yusuf Ayata... Devrimciler vedalaflmaz! Nice merhabalara gebedir bizim vedalaflmam›z Ayr›l›¤› nak›fl nak›fl ifllemifliz bilincimizle Her giden, her düflenle gelecektir Binlerce merhabalar Nas›l anlatmal› diye düflünürken seni, hani köyümüzün karfl›s›nda o heybetli Munzur da¤lar› var ya, iflte sana Munzur demek yetmez mi demek geliyor içimden. Munzur kadar asi, onurlu, direngensin. Ondand›r ki, Munzur’da y›kan›rd›n ya. Munzur seni sevdi, sen de Munzur’u. Munzur’un Y›lmaz’› oldun. Y›lmaz’› en iyi anlatabilece¤im bir an›mla bafllayay›m. fiehirden yeni gelmifltim. Köydeyken, Y›lmaz bir gün yoldafllar›yla görüflmeye gidecekti. Buna tan›k oldu¤um o ana kadar Y›lmaz’›n bu kadar ileri anlamda mücadele etti¤ini bilmiyordum. O gün, “hadi sizinle bir yere gezmeye gidece¤iz” dedi. Gidilecek yer hakk›nda en ufak bir bilgi bile vermedi. Öyle ki bizi günlük k›yafetler ve ayaklar›m›zda mevsime uygun olarak terlikle ç›kard› yola. Kendi kendimize, “biraz yürüyece¤iz herhalde” diye düflünürken, bulundu¤umuz alandan hayli uzaklaflt›k. Y›lmaz önde h›zl› h›zl› ilerliyordu. Bize en ufak bir bilgi vermiyor, biz de k›z›yoruz bundan dolay›. Nereye gidiyoruz, neler oluyor, bilmiyoruz. Ayaklar›m›zdaki terliklerle daha fazla gidemiyoruz. Gitti¤imiz co¤rafya iyice sarplafl›yor, her yer kayal›k, ayaklar›m›z kan›yor. Y›lmaz’da ise ç›t yok. Gizlili¤e çok önem verirdi. Devrimci mücadele tarz›n› iyi benimsemifl, özümsemifl ve prati¤ine de iyi yans›tan tam bir savaflç›yd›. Neyse bu uzun ve k›zg›nl›k dolu yolculuktan sonra bizi karfl›layan Yaflo (Ali Ayata) ve Mehmet Zeki (Ahmet Karg›n) yoldafllarla yan yana

Hanife Y›ld›z (Endercan Y›ld›z’›n annesi)

‘Evlatlar›m›za destek olmak için direniyorduk’ O¤ullar›m›z hapishanelerde direnirken bizler de onlara d›flar›dan destek veriyorduk, di¤er aileler ile birlikte. Endercan Çanakkale’de yatarken, biz aileler de dönüflümlü olarak 30 gün boyunca d›flar›da açl›k grevi yapt›k. Tabii o dönem insan haklar› derne¤i ile birlikte birçok eyleme kat›ld›k. Ankaralara yürüdük, polis dayaklar›na maruz kald›k. K›sacas› evlatlar›m›z içeride bizler için direnirken, bizler de evlatlar›m›za destek olmak için d›flar›da direniyorduk. Size bir olay anlatay›m: fiimdi biz gittik Çanakkale meydan›nda oturduk, açl›k grevine girdik. Orda genç biri geldi bize dedi ki; “Analar ne istiyorsunuz bizden.” Ben de ona, “çivi getir, çekiç getir flu pankartlar›m›z› asal›m” dedim. Sonra anlad›k ki me¤ersem o genç polismifl. Çocuk gitti, bir süre sonra polis ekipleri ile birlikte geri geldi. Tabii polisler gelince meydana halk dolufltu, polisler bizi al›p götürdü. Karakola gitti¤imizde polislere dedim ki, “Allah raz› olsun sizden”, polisler de flafl›rd›. Hemen ‘niye’ diye sordular. Onlara, “Siz gelmeseydiniz, meydanda sadece 10 kifli geçiyorsa, biri dönüp bize bak›yordu. Di¤erleri bakmadan geçip gidiyordu. Fakat iflte sizin sayenizde oradaki bütün halk ne istedi¤imizin fark›nda oldular. Yani siz bizim reklam›m›z› yapt›n›z” dedim. Ard›ndan polisler sinirlenerek beni tehdit ettiler. “Sen bu flehirden gideceksin” dediler, ben de, “sen asla beni bu flehrin hudutlar›ndan d›flar› ç›karamazs›n, benim o¤lum orda açl›k grevinde. Öldür beni burada, gelir onlar benim cenazemi götürüler” cevab›n› verdim. ‘Konufltuklar›m›z› duyunca, komutana karfl› zafer iflareti yapt›’ Endercan’› Ankara hastanesine kald›rd›klar›nda, ben de bir buçuk ay buyunca her gün yan›na gidip geldim. Bir gün Endercan’›n yan›na girdim, yata¤a suyu devirmifller herhalde, bilmiyorum ama. Endercan’›n yata¤›, yorgan› su içinde. Endercan o ara bayg›n. Tabi-

maz’› sorduk. Y›lmaz’›n ‹stanbul’a gelmedi¤ini söyleyince kafamda gerillaya gitti¤i fikri olufltu. K›sacas› Y›lmaz, bu mücadele içerisinde gördü¤üm çok iyi birisiydi. Temennim, ard›llar› Y›lmaz’›n mücadelesini daha ileri tafl›s›nlar.

Y›lmaz’›m›za

geldik. Halimizi gören yoldafllar bizimle flakalaflmaya, tak›lmaya bafllad›lar. Biz de, Y›lmaz’›n bizi bilgilendirmeden, böyle terliklerle getirmesini elefltirdik. Yoldafllar da, içerisinde bulundu¤umuz alan›n tehlikesinden, köyün içinde karakolun olmas›ndan, köylülerin de durumu farkedebilmesi gibi tehlikelerden dolay›, Y›lmaz’›n bu flekilde hareket etti¤ini söylediler. Neyse dönüfl yolu da ayn› flekilde s›k›nt›l›yd›. Gecenin bir yar›s›nda bizi farkl› farkl› yollardan köye soktu. Y›lmaz’›n gerillaya kat›l›fl› da böyle gizlilikle olmufltu. Bir gün “ben ‹stanbul’a gidiyorum”, dedi. Neden diye sordu¤umuzda, “çal›flmaya gidiyorum” dedi. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra, ‹stanbul’dan gelen yak›n komflumuza Y›l-

Demokratik Haklar Federasyonu Y. D. Şehit ve Tutsak Aileleri Birliği

i ben o an bir 盤l›k kopard›m. Ba¤›r›nca askerler bafl›mda toplanmaya bafllad›. “Hani Endercan’a bak›yordunuz” dedim. Do¤ru savc›ya gittim, savc› bana refakatçi izni vermeyerek, “banane, girmeseydi ölüm orucuna” diyordu. Neyse, k›z›m Neslihan’la birlikte o gün geri hastaneye gittik. Endercan’›n yata¤›n›, üstünü de¤ifltirdik, o ›slak yorganlar› ve k›yafetlerini bir torbaya koyduk. Ard›ndan Neslihan torbayla birlikte do¤ru savc›n›n yan›na gitti. Neslihan savc›ya, “Savc› bey! Biz bugün kardeflimin yan›na gidip görmeseydik, kardeflim bugün ölürdü. Sular içindeydi, annem fleker hastas›, komaya girdi. Ben geldim bugün sizin yan›n›za” demifl ve savc› da hemen orda ona refakatçi kart› yazm›flt›. Ben Endercan’›n yan›nda refakatçi olarak on gün kald›m. Endercan’›n son günlerinde Ulucanlar Hapishanesi’nin bafl kumandan› geldi ve üstüme yürüyerek, “Biz seni buraya süs diye mi koyduk, niye müdahale etmiyorsun o¤luna” dedi. Ben de ona dedim ki, “Benim o¤lum istemedikçe, ben ona asla o flerefsizli¤i yapmam. O serumu da ona takmam” dedim. Endercan o konuflmay› duyunca, komutana karfl› zafer iflareti yapt›. Komutan da, “bak ölüyor ama hala bana parmak kald›r›p zafer iflareti yap›yor” dedi. ‹flte o gün, gece iki üç sular›yd› Endercan art›k hiç konuflmuyor, mikrop tüm vücuduna yay›lm›fl, atefller içinde yat›yordu. O gün doktor geldi ama, doktorun Endercan’a müdahale etmesine izin vermiyorum. Doktor Endercan’a seslenerek, “Yapma o¤lum, yapma, senin gibi de¤erli biri ölmemeli. B›rak kan örne¤ini alay›m” dedi. Herhalde mikrop kana bulaflt›. Fakat Endercan el hareketi yaparak, ona bile izin vermedi. Doktor, “konufltur ki fluuru kapanmas›n” dedi. Ben de, “Endercan, o¤lum, ana kurban, flu an nerde olmak istersin” diye sordum. Bir anda Endercan gözlerini aç›p, “Munzur da¤lar›nda olmak isterdim anne” dedi. ‹flte Endercan’la son konuflmam buydu. Endercan o gün flerefiyle ölümsüzleflti.

Endercan Y›ld›z- Maoist Parti’nin Merkez Komite üyesiydi. Dersim’in Çemiflgezek ilçesinde do¤an Y›ld›z, 1990’da Halk Ordusu’na kat›ld›. 94 y›l›n›n Nisan’›nda MK üyesi ve ayn› zamanda MGB (önceli TMLGB) Genel Sekreteri olarak geldi¤i ‹stanbul’da 95 Eylül’ünde tutsak düfltü. 2000 y›l›nda bafllayan ölüm orucu eyleminde Maoist Parti’nin 2. Ekibi’nde yer alan Y›ld›z, direniflin 181. gününde, 18 Nisan 2001 günü kald›r›ld›¤› Ankara Numune Hastanesi'nde ölümsüzleflti.

‹smail Hano¤lu- Tokat’›n Almus ilçesinden olan ‹smail Hano¤lu, önceleri Proleter Devrimci Ayd›nl›k (PDA) saflar›nda mücadele yürüttü. K›sa sürede PDA revizyonistlerinin gerçek yüzünü görüp, 1975 y›l›nda bu revizyonist yap›dan koparak, Maoist Parti saflar›ndaki yerini ald›. Maoist Parti’nin hakk›nda ölüm karar› verdi¤i sivil faflist fierif Nedim’in cezas›n› 20 Nisan 1978’de Gültepe’de infaz ederken, bu faflistin adamlar› taraf›ndan önce silahla vurularak, ard›ndan bafl› taflla ezilerek katledildi.

Hüseyin Özalp- Dersim’in Yolkonak köyünden olan Özalp, 1999 y›l›nda Halk Ordusu’na kat›ld›. Dersim’in Ovac›k ilçesine ba¤l› K›rkmerdiven bölgesinde, 16 Mart 2005 y›l›nda ihbar sonucu ç›kan çat›flmada yoldafl› Süleyman Aç›kel ile ölümsüzleflti. Süleyman Aç›kel- Dersim’in Ovac›k ilçesinden olan Aç›kel, 97 y›l›nda Halk Ordusu’na kat›ld›. 16 Mart 2005’te, K›rkmerdiven’deki çat›flmada ölümsüzleflti¤inde Maoist Parti üyesi, Alt Bölge Komutan›yd›.

Elif Atakl›- Maoist Parti’nin sempatizan› olan Atakl›, 26 Nisan 1981 tarihinde yurtd›fl›nda geçirdi¤i kaza sonucu ölümsüzleflti. Nurettin Gül- Dersim’in Mazgirt ilçesinden olan ve 2004 y›l›nda Dersim’de ölümsüzleflen MKP/HKO Dersim Bölge Komitesi üyesi Orhan Gül’ün babas› olan Nurettin Gül, 26 Nisan 1980 tarihinde Adana’n›n Narl›ca ilçesinde sosyal faflistler taraf›ndan katledildi.

Cemal Ferhat- Dersim’in Hozat ilçesi Peyik köyünden olan Cemal Ferhat, Hozat’ta Halk›n Kurtuluflu taraftarlar› taraf›ndan 1980’de b›çaklanarak katledildi. Baki Kaya- Nisan 1976’da, ‹stanbul'da faflistlerce katledildi. Mehmet Beyhan- Urfa’da Maoist Parti’nin sempatizan› olan Beyhan, Siverek Meydan Polis Karakolu’nda iflkencede katledildi.

fierif Ahmet Aslan- Maoist Parti’nin sempatizan› olan Aslan, ‹zmir Buca Hapishanesi’nde sa¤l›k sorunlar› nedeniyle 1984’te ölümsüzleflti.

H›d›r Demir- Dersim’in Ard›pet köyünden olan Demir, 1995 y›l›nda tutukland›. 96’daki Ölüm Orucu’na destek olmak için Halk Ordusu’nun düzenledi¤i sald›r› eyleminde ölümsüzleflen HKO gerillas› Elmas Demir’in kardefli olan H›d›r Demir, 19 Aral›k 2000 katliam›nda a¤›r iflkence gördü. Bu nedenle vücudunda sa¤l›k sorunlar› oluflan Demir, Sincan F Tipi’nde, tedavisi engellendi¤i için, 26 Nisan 2002’de ölümsüzleflti.

Hasan Tanr›verdi- Mufl’un Varto ilçesinden olan Tanr›verdi, Almanya’da, 17 Nisan 1992’de beyin kanamas› sonucu ölümsüzleflti. Hasan Karagöz- 22 Nisan 1980’de, Malatya’da sosyal faflistlerce katledildi.

K›sac›k ömre s›¤d›rd›k Yaflama ve yaflamaya dair ne varsa Yaflad›k bir kaç bin y›l birden Türküler söyledik Munzur’un eteklerinde Doyas›ya içtik suyundan Biz de kol kald›rd›k Halaylarda fiafa¤› karfl›layan gerillalarla Bir yak›n›

BOZA⁄AÇ ÇATIfiMASI- 22 Nisan 1997’de, Dersim’in Hozat ilçesi k›rsal›nda ç›kan çat›flmada Halk Ordusu savaflç›lar› Taner Keskin, Solmaz K›l›nç ve Ercan Güngör ölümsüzleflti. Taner Keskin- Dersim’in Mazgirt ilçesi Alanyaz› köyünden olan Keskin, 94’te gerillaya kat›ld›. Solmaz K›l›nç- Dersim’in Hozat ilçesi Türktaner köyünden olan K›l›nç, 92’de gerillaya kat›ld›. Ercan Güngör- Dersim Hozat ilçesi K›rnik köyünden olan Güngör, 96'da DHKP/C gerillas› iken Halk Ordusu’na kat›ld›.

G‹ZOR‹ ÇATIfiMASI- 21 Nisan 1987’de, Dersim’in Hozat ilçesi k›r-

Düfllerin sonsuza kofltu¤u yerde Sabr›n çiçeklerini açt›¤› yerde Asla kapanmaz yaflanan defter Çünkü tarihin en güzel yerinde Son sözü hep direnenler söyler (Adnan Yücel) Amara’da katledilen okul arkadafl›m›z Mahsum’u unutmayaca¤›z! Katillerinden hesap soraca¤›z! Mahsum Karao¤lan

Halk Savafl›’nda yitirdiklerimiz

Amed Demokratik Gençlik Hareketi

sal›nda ç›kan çat›flmada, Maoist Parti’nin önder kadrolar›ndan Ali Mete, Halk Ordusu’nun savaflç›s› Fecire Y›ld›r›m ve Partizan milis Müslüm Ya¤mur ölümsüzleflti. Ali Mete- Erzincanl› olan Mete, kitlelerle iyi ba¤ kurmas›n› bilen bir komünistti. Hapishanede korudu¤u Partizan ruhunu, tahliye olduktan sonra Halk Ordusu saflar›nda taçland›rd›. Fecire Y›ld›r›m- Dersim’in Hozat ilçesi Zankirek köyünden olan Y›ld›r›m, 85 y›l›nda gerillaya kat›ld›. Müslüm Ya¤mur- Dersim’in Hozat ilçesi A¤veren köyünden olan Ya¤mur, Maoist öncünün milisli¤ini yap›yordu. Fecire Y›ld›r›m’›n yaral› olarak askerler taraf›ndan katledilmesine karfl› ç›kt›¤› için, yüzbafl› taraf›ndan kurfluna dizilerek katledildi.

Erol Özel ve Özgür Güler- 93’te Nevflehir Hapishanesi’nden firar ederek T‹KKO’ya kat›lan Özel ve 96 y›l›nda T‹KKO’ya kat›lan Güler, 1999 y›l›nda, Tokat Serkiz’deki çat›flmada ölümsüzlefltiler. Davut Kirman- Artvin’in fiavflat ilçesinden olan Kirman, TKP/ML taraftar›yd›. Nisan 98’de, Ankara’da kanser hastal›¤› sonucu ölümsüzleflti. MERCAN fiEH‹TLER‹- Dersim’de, Mercan Vadisi’nde, TKP/ML

Cenazemize kat›lan Tunceli Dernekleri Federasyonu, Ümraniye Tuncelililer Derne¤i, Demokratik Haklar Federasyonu, Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i, Devrimci Demokrasi okurlar› ve tüm dostlar›m›za teflekkür eder, sevgi ve sayg›lar›m›z› sunar›z.

Sabur Ailesi Antalya iline görevli giderken, Konya Seydiflehir karayolunda meydana gelen trafik kazas›nda, fiubemiz Denetleme Kurulu Üyesi Ayd›n ARSLAN ve Üyemiz Hüseyin GÜL’ü yitirdik. Baflta aileleri olmak üzere, tüm sa¤l›k camias›n›n bafl› sa¤olsun. Dostlar›m›z› emek ve demokrasi mücadelesinde yaflataca¤›z.

SES TUNCEL‹ fiUBES‹

YÖNET‹M KURULU

T‹KKO’nun gerilla birli¤i, 25 Nisan 2000’de pusuya düfltü. Çat›flmada 7 T‹KKO gerillas› çat›flarak ölümsüzleflti. Yusuf Ayata- Dersim’in Ovac›k ilçesi Yeflilyaz› köyünden olan Ayata, 90'da gerillaya kat›ld›. Dersim’deki birli¤in komutan›yd›. Umut ‹l- Dersim’in Pertek ilçesi P›narlar köyünden olan Umut ‹l, gerillada yoldafllar›n›n Doktor’uydu. Fehiman Bozgurt- Sivas’›n fiark›flla ilçesi Sivrialan köyünden olan Bozgurt, Özgür Gelecek gazetesinde yaz›iflleri müdürlü¤ü yapt› ve 96’da gerillaya kat›ld›. Hasan Akyol- Elaz›¤’›n Karakoçan ilçesi Akkufl köyünden olan Akyol, 94’te TMLGB’de örgütlenerek mücadeleye bafllad›. Zeynel Erdo¤an- Sivas’›n Kangal ilçesi Kürekli köyünden olan Zeynel Erdo¤an, 99 y›l›nda gerillaya kat›ld›. Fikret Vural- ‹TÜ Matematik Bölümü yüksek lisans ö¤rencisi olan Vural, 93'te gerillaya kat›ld›. Mustafa Toptafl- Dersim’in Naz›miye ilçesi Sar›yayla köyünden olan Toptafl, 98’de gerillaya kat›ld›. Hakk›nda bilgi olmayan flehitler- Ömer Çavuflo¤lu, Nurettin Yedigül, Necip Kutlu, Abdurrahim Çeçen, Aziz A¤aç, Sediye Yavan, H. Ali Demir, Sevim Akbafl, Salih K›l›ç, Ak›n Sezer ve M. Selim Yücel.


güncel

20-30 Nisan 2009 15

Emperyalizmin yeni ‘paketi’ Medeniyetler ‹ttifak› Emperyalistlerin uluslararas› kurumlar›na ayar verme yönelimleri, Birleflmifl Milletler’de de bariz olarak görülüyor. ABD’nin 2003’te Irak’a karfl› bafllatt›¤› iflgal sald›r›s› ile sözü dinlenmeyen Birleflmifl Milletler, sözde onay vermedi¤i iflgal karfl›s›ndaki tutumuyla da gözden düflmüfltü. Bugün, emperyalist krizin yafland›¤› günlerde ise, NATO ve ‹MF gibi kurumlarda oldu¤u gibi, BM’de de yeni yap›lanma ve de¤iflen roller söz konusu. Türk devletinin de ABD deste¤iyle, Güvenlik Konseyi geçici üyeli¤ine seçildi¤i BM, bugünlerde ‘Medeniyetler ‹ttifak›’ projesi ile gündemde. 6-7 Nisan tarihlerinde ‹stanbul’da yap›lan Medeniyetler ‹ttifak› 2. Forumu öncesinde, ABD Baflkan› Barack Obama da ‘Medeniyetler ‹ttifak›’ projesini güçlendiren konuflmalar yapt›.

Sözde ittifak, dünya krizini çözecekmifl Bir Birleflmifl Milletler projesi olan ‘Medeniyetler ‹ttifak›’, Türk devleti ile ‹spanya’ya öncülük rolü biçilerek bafllat›ld›. Dünyan›n büyük bir kriz içerisinde oldu¤unu ve bu krizin de ‘medeniyet krizi’ oldu¤unu öne süren bu oluflum, krizin temelinde de “ba¤nazl›klar, bilgisizlikler, kin ve nefret duygular›, terör ve fliddet eylemleri ile savafl ve sald›rganl›k e¤ilimleri”nin yatt›¤›n› savunu-

yor. Dünyan›n krizini böyle aç›klayan oluflum, çözüm için de, kültürler, medeniyetler aras›nda daha fazla diyalog kurulmas› ve yeni bir ‘medeniyet bilinci’nin gelifltirilmesi gibi bir fikri savunuyor. BM’nin bu nedenle öne ç›kt›¤›n› savunan oluflum, çat›flmalar›, savafllar›, arac›l›k ederek, diyalog kurulmas›n› sa¤layarak önleyebilece¤ini propaganda ediyor. Buraya kadar yazd›klar›m›za bir örnek vermek gerekirse, bütün bu anlat›lanlara en çok uyan›n, Türk devletinin bugün büründü¤ü rol oldu¤u görülecektir rahatl›kla. Hristiyan medeniyeti ile ‹slam medeniyeti aras›nda bir çat›flmaym›fl gibi de yans›t›lan ABD-‹ran gerilimi ve ‹srail ile Filistin aras›ndaki gerilimlerde arac›l›k yapma rollerini üstlenmesi, Irak’a asker göndermemesi, Afganistan’da (flimdilik) çat›flmalara kat›lmayarak, e¤itim gibi hizmetlerde bulunmas›, duruma tam uymaktad›r. Bu rolü için, ›l›ml› bir tarza bürünmesi ise, emperyalistler taraf›ndan büyük destek görüyor.

Obama’dan Medeniyetler ‹ttifak› projesine destek ‘‹slamla savaflmayaca¤›z’ G-20 zirvesi için Londra’da, NATO zirvesi için Fransa’da ve ard›ndan AB zirvesi için Çek Cumhuriyeti’nde bulunan Obama, 6 Ni-

san’da, ‘Medeniyetler ‹ttifak›’ toplant›s› öncesinde de Ankara’y› ziyaret etti. Sadece bu düzenlenen toplant›lar›n arka arkaya dizilifline bakt›¤›m›zda bile ABD, emperyalizminin yeni bir düzenleme içerisinde oldu¤u ortaya ç›k›yor. Obama da, dünyaya bir mesaj vermek için bu ziyaret zincirini gerçeklefltirdi¤ini söylüyor zaten. TBMM’de yapt›¤› konuflmas›nda ülkemiz ile birlikte Ermenistan, Irak, ‹ran, K›br›s, ‹srail, Filistin, Afganistan ve Pakistan ülkelerinde yaflanan sorunlara de¤inen Obama, bütün bu ülkelerdeki sorunlar için uzlaflma mesajlar› tafl›yan ifadelerde bulundu. Obama’n›n s›ralad›¤› bu ülkelerde ve bunlar›n birbirleri aras›nda yaflad›klar› sorunlarda taraflardan biri mutlaka Müslüman iken, di¤eri de Hristiyan Yahudi ‘medeniyeti’nden. Obama, bunlar aras›nda uzlaflma mesajlar› veriyor. Obama’n›n söyledi¤i flu sözler de, ‘Medeniyeler ‹ttifak›’n›n ‘daha fazla diyalog kurma, anlamaya çal›flma’ yöntemiyle yapmak istediklerine tam olarak denk düflüyor: “Son birkaç y›lda çeflitli güçlükler yafland›¤›n› biliyorum. Birleflik Devletlerle Türkiye’yi birbirine ba¤layan güvenin zorland›¤›n›, sars›ld›¤›n› biliyorum. Bu zorlanman›n, sars›lman›n ‹slam inanc›n›n yafland›¤› pek çok yerde paylafl›ld›¤›n› da biliyorum. Becerebildi¤im kadar aç›kça flunu söylemek isterim ki: Birleflik devletler, ‹slam’la bir savafl halinde de¤ildir ve asla olmayacakt›r. Ame-

rika’n›n Müslüman camiayla, ‹slam dünyas›yla iliflkisinin sadece terörizme karfl› ç›kmaya dayanmayaca¤›n›, dayanmas›n›n mümkün olmad›¤›n› da ayn› aç›kl›kla belirtmek isterim. Biz karfl›l›kl› ç›kara ve sayg›ya dayal› daha genifl iliflkiler istiyoruz. Dikkatle dinleyece¤iz, yanl›fl anlamalar› aflaca¤›z ve ortak bir zemin arayaca¤›z. Anlaflamad›¤›m›z zaman bile sayg›l› olaca¤›z.” Bütün bu uzlaflma, diyalog, anlama gibi sahtekarca söylemlerde bulunan Obama’n›n, nükleer silahlara karfl› oldu¤una dair de konuflmas› üzerine, Baflkanl›¤› devrald›¤› törende kendisine teslim edilen ve içinde 1300 adet nükleer silah›n ateflleme flifrelerinin bulundu¤u çantay› hat›rlatmak isteriz. Benzer bir nükleer silah çantal› devir teslim töreni de Rusya liderleri Putin ile Medvedev aras›nda olmufltu. Emperyalistlerin gelene¤i iflte!

Medeniyetler ‹ttifak›’n›n sözde ilkeleri Medeniyetler ‹ttifak›’n›n internet sitesinde ise Türkiye Cumhuriyeti’nin Medeniyetler ‹ttifak› Ulusal Program› bölümünde dikkat çekici ifadeler yer al›yor. Emperyalistlerin Türk devletinin önüne koydu¤u projeyi anlatan sözler: “Medeniyetler ‹ttifak›n›n amaçlar›n›n gerçeklefltirilmesi için, öncelikle, bireyler ve milletler aras›nda bar›fl ve iflbirli¤i, herkes aç›s›ndan bir kamu yarar› olarak görülmelidir. Savafllar›n ve çat›flmalar›n say›, kapsam ve etkilerinin azalmas›, insanl›k için bar›fl dolu bir gelece¤e yönelik umutlar›m›z› besleyecektir. Bu tür bir alg›lama, bireyler, toplumlar, kurumlar, milletler ve kültürler aras›ndaki iliflkilere yönelik düflünce ve kanaatlerimizin kapsaml› bir flekilde yeniden yap›land›r›lmas›n› gerektirmektedir. Sonuç olarak; tutkulu bir kalbe, sars›lmaz bir kararl›l›¤a ve yeni bir zihniyete ihtiyaç vard›r. Ulusal stratejimiz, bu üç unsuru tutarl› bir biçimde bir araya getirerek Medeniyetler ‹ttifak›n›n de¤erlerine ve hedeflerine yönelik projeler ve faaliyetler gerçeklefltirmeyi amaçlamaktad›r. Stratejimizi yönlendiren ve eylemlerimizi teflvik eden temel kavram ve ölçütler; ço¤ulculuk ve çeflitlilik, dostluk ve iflbirli¤i, diyalog ve anlay›fl, insan onuru ve cinsiyet eflitli¤ine sayg›d›r.” Bu temel kavramlardan ço¤ulculuk ve çeflitlilik bafll›¤›, flu ifadelerle aç›klan›yor: “Çeflitlilik birtak›m zorluklar yaratabilir, ancak karfl› karfl›ya oldu¤umuz sorunlara çözüm bulmak aç›s›ndan zengin bir kaynak olarak da alg›lanabilir. Çeflitlilik ço¤u kez sosyal ilerlemenin gerçek sebebi olarak görülmektedir. Öte yandan, çeflitlili¤in yoklu¤u, pek çok toplumu derinden etkileyen dura¤anl›¤›n nedeni olabilmektedir. Farkl› unsurlar içeren grup ve toplumlar, yeknesak grup ve toplumlardan daha yüksek performans göstermektedir. ‹nsanl›¤›n ilerlemesi, yeni sorunlar› çözebilmemize oldu¤u kadar farkl›l›klar›m›z› avantaja dönüfltürebilmemize de ba¤l›d›r.”

DKH: Köyde yaflayan bir kad›n olarak kriz sizleri ne ölçüde ve nas›l etkiledi? Gülflen Korun (55, Ev Kad›n›): Her türlü etkisi oluyor. Yaflam tarz›ndan giyime, yiyecek-içece¤e kadar her bak›m›ndan etkiliyor bizi. Tarla bafl› ifl yok. Evvelden, köyün ilerisinde, halin oldu¤u yerde tütün sat›l›rd›. O zaman ifl sahas› daha çoktu, flimdi hiçbir fley yok. Gönül Sulak (39, Ev Kad›n›): Kriz yüzünden eflim do¤ru düzgün çal›flam›yor, do¤ru düzgün para alam›yor. O yüzden çok sorun oluyor. Bu sorunlar da eve yans›yor, bize yans›yor, çocuklara yans›yor. Burada yaflamak asl›nda güzel bir fley. Sebzeye para vermiyoruz. Yo¤urdumuzu, peynirimizi kendimiz yap›yoruz. fiehir’e göre daha iyiyiz ama krizle birlikte durumumuz bozuldu tabii ki. Sevda Kobar (36 Ev Kad›n›): Krizden çok fazla etkilenmedim. Eflim düzenli çal›fl›yor. Sadece y›lda dört ikramiye veriliyordu; ama

SEVDA KOBAR

‹ZM‹R- DHF kampanyas› ekseninde ekonomik, fiziksel, psikolojik olarak krizden en çok etkilenen kad›nlara ulaflmay› hedefleyen Demokratik Kad›n Hareketi, ‹zmir Bornova Gökdere Köyü’ne giderek buradaki kad›nlar›n sorunlar›n› dinledi. Kad›nlar›n dillendirdi¤i ortak sorun ise ekonomik ve sosyal y›k›nt›lar yüzünden çok zor durumda kald›klar› oldu.

GÖNÜL SULAK

GÜLfiEN KORUN

“Te¤et geçen” kriz, köylüyü ekme¤inden etti

kriz bahane edilerek bu ikramiyeler üçe indirildi. Normal yaflant›m›za devam ediyoruz. Köyde yaflad›¤›m›z için kira derdimiz yok. Elektrik ve su faturalar›m›z köyde yaflad›¤›m›z için daha düflük geliyor. Çocuklar›m›z okuyor, müdür her ay de¤il de y›lda bir para ald›¤› için e¤itimde fazla zorlanm›yoruz. Krizden asl›nda erkekler daha çok etkileniyor. Ben bir gazeteden okumufltum en çok ifli kozmetik sektörü yap›yor, demek ki kad›nlar krizden fazla etkilenmiyor. Erkekler psikolojik olarak daha çok etkileniyorlar. ‹flten ç›kar›lma korkusunu yafl›yorlar ama köydeki kad›nlar da psikolojik sorun yaflayan erkeklerden dolay› sorun yafl›yorlar.

yor. Herkes emekli, bir tek ben de¤ilim. Zeytini olanlar var ama benim hiçbir fleyim yok. Daha önce fabrikalar varken burada kad›nlar çal›fl›yordu ama flimdi fabrikalar da, tarlalar da yok. Tarlas› olanlar da ancak kendilerini geçindirecek kadar ekiyorlar. Eskiden geçim daha kolayd› ama flimdi çok zor durumday›z. Gönül Sulak: Kendim çal›flm›yorum. Eflimin getirdikleriyle, kazand›¤›yla idare ediyoruz. Köyde az da olsa üretim var. Zeytincilik yap›l›yor. Zeytinya¤› üreten fabrikalar var. ‹htiyaca göre yap›l›yor bunlar. Önceki y›llara göre kötü durumday›z. Bu devirde geçinmek zor. Kotalar koyulduktan sonra tar›m yapamaz olduk. Sevda Kobar: ‹nsanlar tar›mla ilgileniyorlar ama kendilerine yetecek kadar. Zeytincilik çok az yap›l›yor, fabrikalarda çal›flanlar var. Geçmifle göre halimiz çok kötü ve içler ac›s›. Ço¤u iflçiler üç dört ayd›r maafllar›n› alam›yorlar. Çal›fl›yorlar ve para alam›yorlar ama mecbur olduklar›ndan dolay› sessiz kal›yorlar. ‹flten ç›kar›lanlar var burada, haklar›n› alamad›klar›ndan dolay› da mahkemeye baflvurdular ve mahkeme halen devam ediyor.

DKH: Geçiminizi nas›l sa¤l›yorsunuz? Geçmifl y›llarla bugünkü durumu k›yaslarsak köydeki üretim ne durumda? Gülflen Korun: Çok zor durumday›z. Geçim kayna¤›m›z yok. O¤lumuz, gözlerinin görmemesinden dolay› üç ayda bir maafl al›yor. El ifli yaparak geçimimizi sa¤lamaya çal›fl›yorum. Boflanm›fl bir kad›n›m. Gözleri görmeyen o¤lumla birlikte yafl›yoruz. Onun her türlü ihtiyaçlar›n› ben karfl›l›yorum. Komflumuzun yard›mlar›yla ayakta durmaya çal›fl›yoruz. Herkes kendine çal›fl›yor. Arabas› olan servis yap›yor. ‹fli olmayan da böyle, bizim gibi aç aç oturuyor. Tar›m› öldürdüler. Emekli olanlar çocuklar›n›n sigortas›n› ödü-

DKH: Geçti¤imiz günlerde yerel seçim gerçeklefltirildi. Kriz bahane edilerek yüzlerce iflçi iflten ç›kar›ld›, haklar gasp edildi ama öte yandan seçim yat›r›mlar›ndan hiçbir flekilde

k›s›nt›ya gidilmedi. Halk›n paras› çarçur edilip çöpe at›ld›. Bu konu hakk›ndaki düflünceleriniz nedir? Gülflen Korun: Ne diyebilirim ki! Bunlar hep köylünün, fakirin, fukaran›n cebinden ç›k›yor. Seçimden önce geliyorlar, bir daha da gelmiyorlar. Daha önce büyükflehir belediye baflkan› için çal›flan bir kad›n geldi yan›ma. Ona ç›kar›n olmazsa sen de buraya gelip çal›flmazs›n dedim. O da karfl›l›ks›z yapt›¤›n› söyledi, ama buna kim inan›r ki? Onu geçeceksin dedim. Yapt›klar› çok yanl›fl, madem kriz var, neden seçime bu kadar para harcand›. Seçim için çal›flanlara o kadar para yedirildi. Madem kriz var, onlara nas›l para buluyorsunuz? De¤il mi? Seçimde geliyorlar, konufluyorlar, sonra gidiyorlar. 5 y›l sonra tekrar karfl›m›za ç›k›yorlar. Biz o kadar aptal m›y›z? Köylüyü saf m› buluyor bunlar? Köylü her fleyi biliyor, ama bir fley yapam›yor. Sesimizi duyacak kimsemiz yok. Gidiyorlar kald›r›mlar› kaz›yorlar, y›k›yorlar, onlar› tekrardan yap›yorlar. Burada tek tek say›m yapmas›n› biliyorlar. Nerde, kim var, kaç kifli yafl›yor, kimler oy kullan›r çok iyi biliyorlar da bu insanlar ne yiyor, ne içiyor, s›k›nt›s› nedir diye sormuyorlar. Gönül Sulak: K›sarlar m› can›m onlar? Kendilerine gelince alt› yedi milyar parayla geçinemediklerini söylüyorlar. Asgari ücretle çal›flan iflçi ne yaps›n peki? Bütün paralar parti bayraklar›na gitti. Seçimden sonra da hepsi çöpe gitti. Sevda Kobar: Seçime harcanan paralar, parti bayraklar›na verilen paralar kimin cebinden ç›k›yor? Hepsi bizim cebimizden ç›k›yor. fiimdi çocuklar için on sekiz yafl›na kadar bak›ld›¤› söyleniyor. Bunu da bizden kesilen 3 TL muayene ücretleriyle karfl›l›yorlar. Bu para bizden ç›k›yor, hiç de devlet güvencesi yok burada. Seçim yat›r›m› da buna benziyor. Bizden kestikleri paralar›n hiçbir flekilde bize dönmedi¤ini görüyoruz.

Diyalog ve hoflgörü bafll›¤› ise flöyle aç›klan›yor: “Kültürler aras› iliflkiler alan›nda ortaya ç›kan sorunlar›n çözümüne katk› sa¤layabilecek müzakere, arabuluculuk gibi iyi bilinen çeflitli yöntemler mevcuttur. Diyalog, bunlarla ba¤lant›l› ancak tan›m› nispeten kapal› bir yöntemdir. Bu bir avantaj olarak de¤erlendirilebilir; zira daha esnek olan diyalog yöntemi, özel durumlara kolayl›kla uyarlanabilmektedir.” Yukar›da ‘Medeniyetler ‹ttifak›’n›n internet sitesinden aktard›¤›m›z bu bafll›klar› Türk devletinin, Misak-› Milli s›n›rlar› içerisinde ne derece uygulad›¤›n› anlatmaya fazla gerek yok. Kürtlerin, Alevilerin ve az›nl›klar›n yaflad›klar› s›k›nt›lar, yukar›daki aktar›mda sözde diyalog, uzlaflma, anlama çabalar› içerisinde olaca¤›n› öne süren Türk devletini birinci elden, hiç flüpheye yer vermeyecek flekilde yalanl›yor. Diyalog ve hoflgörüden, çat›flmalar› önlemekten, arabuluculuk gibi ‘iyi niyetli’ çabalardan sözeden Türk devleti, flu günlerde Kuzey Kürdistan’›n da¤lar›nda ulusal talepleri için mücadele eden Kürt gerillalar›n tepesine bombalar ya¤d›r›yor. DTP ve PKK’nin tüm ›srarlar›na ra¤men, anlamaya çal›flm›yor, dinlemiyor, diyalog gelifltirmiyor.

Türk devletinde oyun çok 6-7 Nisan tarihlerinde gerçeklefltirilen ‘Medeniyetler ‹ttifak›’ vesilesiyle Türk devleti bir kez daha Davos benzeri bir seyirlik oyun oynad›. Emperyalist planlara göre hareket eden Türk devleti, efendilerinin kendisine verdi¤i rol gere¤i, Müslüman halklar›n gönlünü fethetmeye çabal›yor. Bu kez Tayyip Erdo¤an, ‹slam dininin peygamberi Muhammed hakk›nda yay›nlanan küçük düflürücü karikatürler nedeniyle büyük tepki alan Danimarka’ya ‘efelendi’. NATO Genel Sekreteri olmak için Danimarka Baflbakanl›¤› görevinden istifa eden Anders Rasmussen için oy kullanmadan önce Türk devleti, Müslüman halklar›n gözüne girmek için, Davos’ta yapt›¤› gibi bir ç›k›fla yeltendi ancak, ayn› baflar›y› elde edemedi. Rasmussen’in ‘karikatür krizi’ için özür dilemesi flart›n› öne süren Türk devletinin, bu konuda di¤er emperyalistlerin araya girmesi ile ikna edildi¤i(!) belirtiliyor. Türk devletinin Rasmussen’e oy vermek için Roj Tv pazarl›¤› yapt›¤› da gündemden düflmedi. Devlet, Danimarka’n›n Roj Tv’yi engellemesini istiyor. Bu konuda Rasmussen ise, “Polis ve savc›l›k iki yönlü araflt›rma sürdürüyor. Bunlardan biri Roj Tv ve PKK terör örgütü aras›ndaki ekonomik ba¤lant› olup olmad›¤›, di¤eri ise Roj Tv’nin PKK k›flk›rtmas› yap›p yapmad›¤› yönünde. Yeterli delil elde edilirse, Roj Tv’nin kapat›lmas› için Danimarka kanunlar› çerçevesinde elimizden gelen her fley yap›lacak” diye konufltu. Roj Tv Yönetim Kurulu ise, konu ile ilgili yapt›¤› aç›klamada flu ifadelerde bulundu: “Kürt bas›n› bir kez daha devletler aras› politik-askeri ve ekonomik ç›karlara kurban edilmek istenmektedir. 2004 y›l›ndan bu yana Danimarka lisansl› yay›n yapan televizyonumuz Roj Tv’ye yönelik bask› ve as›ls›z iddialar gündeme getirilmektedir. Kürt bas›n›na yönelik sansür, bask› ve sindirme giriflimleri AKP hükümeti döneminde ivme kazanm›flt›r.”


Sahibi ve Yaz› ‹flleri Müdürü: Hakan ERTEN Yay›n Türü: Yayg›n Süreli Yönetim Yeri: Katip Mustafa Çelebi Mah. Tel Sok. No:20 Daire:2 Beyo¤lu/‹stanbul Tel: (0212) 243 91 92

BÜROLAR

KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹

Teknik Haz›rl›k: Kardelen Yay›mc›l›k Adres: Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3 Okmeydan›/‹STANBUL Tel:(0212) 238 37 76 Faks:(0212) 238 37 96 Bask›: SM. Matbaac›l›k Adres: Çobançeflme Mah. Sanayi Cad. Altay Sokak NO:10 A Blok Yenibosna Bahçelievler-‹ST. Tel ( 0212) 654 9418

‹ZM‹R: 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 l KARTAL: ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 l MERS‹N: Çankaya Mahallesi 4077 Sokak No:80 Kat:3 MALATYA: Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97 l KONYA: B. Hekim Mah. Kale Önü Sokak NO:2-7 Meran Tel Fax: : (0332) 351 59 55 l AMED: ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:4 No:109 Da¤kap›/Amed l AT‹NA: Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: devrimcidemokrasi_yunanistan@yahoo.com.tr l YD TEMS‹LC‹L‹⁄‹: Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND e-mail: d.demokrasi@googlemail.com

‹flsizli¤e ve yoksullu¤a karfl› örgütlü mücadeleye kat›l! Demokratik Haklar Federasyonu (DHF)’nun “‹flsizli¤e, Zamlara ve Yoksullaflmaya Karfl›, Eme¤imize ve Gelece¤imize Sahip Ç›kal›m! DHF Saflar›nda Örgütlenelim” fliar›yla bafllatt›¤› kampanya, il il, ilçe ilçe ve köy köy büyütülerek, yayg›nlafl›yor. Gerici sald›r›lara, hak gasplar›na, bask›lara karfl› yoksul emekçi halkla buluflmay›, onlar› mücadele etmeleri için harekete geçirmeyi ve en önemlisi de bu kesimlerle birlikte örgütlü mücadele yürütmeyi hedefleyen kampanya çal›flmalar› her geçen gün daha çok kifliye ulafl›yor. DHF, iflçileri, köylüleri ve tüm ezilen kesimleri ‘çaresizlefltirmeye’ çal›flanlara karfl›, genifl halk kitlelerinde, ‘çare biziz’ diyen iradeyi ortaya ç›karmak, bu iradeyi örgütlü bir güce dönüfltürmek için Ege’den Marmara’ya, ‹ç Anadolu’dan Çukurova’ya ve Kürt illerinde gücünü seferber ediyor. DHF faaliyetçileri bir yandan grev, direnifl alanlar›nda, öte yandan yoksul emekçi semtlerinde, köylerde, okullarda kitlelerle bulufluyor. Emekçilerin oldu¤u her alanda bulunma ve onlarla buluflma iddias›ndaki DHF faaliyetçileri, sokaklar› kampanya afiflleriyle donat›yor, bildiriler da¤›t›yor. Grevdeki, direniflteki iflçilere destek veriyor, farkl› farkl› alanlarda süren direniflleri, iflçileri buluflturarak, birlefltiriyor, iflçilerle birlikte fabrika önlerinde nöbet tutuyor.

Direnenlerden ö¤renece¤iz

‹STANBUL- Demokratik Kad›n Hareketi (DKH), DHF kampanyas› kapsam›nda Ba¤c›lar Demokratik Haklar Derne¤i’nde panel gerçeklefltirdi. Tekstil iflçilerinin yo¤un kat›l›m›n›n oldu¤u panelde, avukatlar iflçilere hak-

Direniflteki MEHA iflçilerine kitlesel destek ziyareti

‹STANBUL- Demokratik Haklar Federasyonu (DHF), kampanya kapsam›nda 2 aya yak›n direniflte olan MEHA iflçilerine kitlesel destek ziyaretinde bulundu. ‹flçiler, DHF üyelerini, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” slogan›yla karfl›lad›. DHF üyeleri, kitlesel olarak düzenledikleri bu ziyarette iflçilere, 'birlikte olma ve mücadele etme' mesaj› verdiler. DHF ad›na yap›lan aç›klamada, “Sizleri desteklemek, hakl› direniflinizi kamuoyuna duyurabilmek için buraday›z. Nisan ay›nda, krize, yoksullu¤a, iflsizli¤e karfl› bafllatm›fl oldu¤umuz kampanyam›z› somutlaflt›rmak için buraday›z. ‹flçilerin direniflini ve yaratt›klar› mücadeleyi görmek için ve onlardan ö¤renmek için buraday›z” denildi.

‘Bir gün mutlaka bütün iflçiler birleflecek’ ‹flçiler DHF’lilere, neden direnifle geçtiklerini, mücadelelerini ve yaflad›klar›n› aktard›lar. MEHA iflçisi Saliha Gümüfl, yapt›¤› konuflmada, direnifl alan›nda kad›nlar›n yo¤unlukta oldu¤unu, tüm iflçilerin bir arada olmas› gerekti¤ini söyleyerek, “Bu ülkede kad›n olmak çok zor, direniflçi kad›n olmak ise çok daha zor. Birlik olup hayk›rsayd›k, bugün iflçiler olarak bu kadar rahat kap› önüne konmazd›k. Ben inan›yorum ki tüm bunlara ra¤men bir gün mutlaka bütün iflçiler birleflecek. Bütün iflçileri 1 May›s’ta haklar›m›z› sormak için alanlara ça¤›r›yoruz. Çünkü bu ülkeyi yaratan bizleriz” dedi.

“Sonuna kadar direnerek kazanaca¤›z

lar› konusunda bilgi verdi. Av. Öznur Bayo¤lu, iflçileri, mesaileri, çal›flma saatleri ve ücretlendirmeler hakk›nda bilgilendirdi. Bayo¤lu, özellikle son dönemde iflçilerin yaflad›¤› maafl alamama durumuna iliflkin, “Gününde

ödenmeyen ücretlerde iflveren iflçiye faiz ödemek zorundad›r” dedi. DKH temsilcisi Eylem Y›ld›z ise, yapt›¤› konuflmada, hak arama mücadelesinde örgütlü bir mücadelenin önemine dikkat çekti.

Kampanya ülkenin dört bir yan›nda kitlelerle buluflturuyor

ESK‹fiEH‹R- Emekçi semtlerinde ve üniversitede kitlelerle buluflturulan DHF kampanyas› kapsam›nda, ‘Ekonomik kriz ve DHF’ ba¤l›kl› bir de panel düzenlendi. Emperyalist kapitalizmin en büyük krizlerinden birini yaflad›¤› kaydedilen panelde, bu süreçte iflçi ve emekçilerin en temel haklar›n›n dahi gaspedildi¤ine dikkat çekildi. UfiAK- Uflak Demokratik Haklar Derne¤i üyeleri, kampanya kapsam›nda bildiri ve afifl çal›flmas› gerçeklefltirdi. Yoksul ve emekçi halklar ile iflçilerin yo¤unluklu bulundu¤u mahallelerde afifl çal›flmas› yap›ld›. Uflak DHD faaliyetçileri, Kad›n Amele Pazar›’nda kad›n iflçilerle de görüfltü. Halk›n ilgiyle yaklaflt›¤› kampanya çal›flmas›nda birlik, beraberlik ve örgütlenme ça¤r›s› yap›ld›. ‹ZM‹R- Konak eski Sümerbank Meydan›'nda ve Borno-

va Metro istasyonu önünde stant açan DHF’liler, bildiri da¤›t›m› ve kampanya gündemini yans›tan ajitasyonlar yapt›lar. AMED- Sanat Soka¤›’nda aç›lan stantta kampanya materyalleri halka ulaflt›r›l›rken, kriz ve emekçilere etkileri konusunda ajitasyon yap›ld›. Amed Demokratik Gençlik Hareketi faaliyetçileri de, Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi önünde stand açarak, kampanya çal›flmalar›n› kampusa tafl›d›lar. Kampanya kapsam›nda Denizli, Ankara, ‹zmir, Mersin, Adana, Dersim ve daha birçok ilde, duvarlar DHF afiflleri ile donat›l›rken, kampanya materyalleri de halka ulaflt›r›l›yor. Emekçilerin yaflad›klar› mahallelere, köylere ziyaretler düzenleyen DHF’liler, halka kampanyay› tafl›maya devam ediyorlar.

‹STANBUL- DHF Kad›n Komisyonu, Yüz Çiçek

örgütlenmeyi, sendika üyesi olmay› seçti¤ini

'Sonuna kadar direnece¤iz'

Açs›n Kültür Merkezi’nde düzenledi¤i etkinlik-

belirten Aslan, direnifl boyunca DESA patronu-

te DESA ve MEHA’da direnen kad›n iflçileri bir

nun, kendisini y›ld›rmaya, mücadelesini b›rak-

araya getirdi. YÇKM’de düzenlenen panelde

mas› için ‘sat›n almaya’ çal›flt›¤›n› ve kendisine

kad›nlar, çal›flma flartlar›n› ve direnifl sebeple-

30 bin TL para teklif etti¤ini, bunun karfl›l›¤›n-

rini anlatt›lar.

da da sendika aleyhinde aç›klamada bulun-

“Sendikaya üye olmam›z›n sebebi kötü koflul-

mas›n› istedi¤ini aktard›. Aslan, “Ben o imzay›

lard›r” diyen Desa direniççisi Emine Aslan, “Biz

at›nca bütün iflçi s›n›f›na, bütün halka, sendi-

DESA'da adeta ortaça¤dan kalm›fl koflullar al-

kama ihanet etmifl olacakt›m ve atmad›m. Ya-

t›nda çal›fl›yorduk. Fazla mesailer, açl›k, düflük

flam›n hangi kolunda olursak olal›m bir ifl ye-

ücretin yan›nda, izin almak istedi¤imizde afla-

rinde sendika yoksa biz her zaman ezilmeye

¤›lanmalarla karfl› karfl›ya kal›yorduk” ifadele-

mahkumuz. ‹flçi de olsak, ö¤renci de olsak,

rinde bulundu. DESA’n›n kötü koflullar›na karfl›

memur da olsak örgütlenmeliyiz” dedi.

Aslan'›n ard›ndan, ekonomik kriz bahanesi ile iflten ç›kart›ld›klar›nda maafllar›n›, fazla mesailerini ve tazminatlar›n› alamayan MEHA iflçisi kad›nlar, yürüttükleri direnifllerini aktard›lar. MEHA giyim iflçisi Ünzile Do¤an, çok zor ve kötü koflullarda çal›flt›klar›n› ve MEHA’da patronun ifl yerini çeflitli bahanelerle kapatarak haklar›n› gaspetti¤ini söyledi. Do¤an, “Bizden bedava çal›flmam›z› istiyordu. Biz de direnifle geçtik. Direniflimizin 15'inci gününde makinalar› polis yard›m›yla kaç›rd›lar” dedi. MEHA iflçisi Derya Kalay ise, “Biz sonuna kadar direnece¤iz ve hakk›m›z› alaca¤›z” dedi.

KONUK YAZAR Halk Kooperatifleri Rençber Çiftçi* Yerel yönetim, toplumun ortak ihtiyaçlar›n› karfl›lamak amac›yla oluflturulmufl, karar organlar›n› do¤rudan halk›n seçti¤i, demokratik ve özerk yap›lanmaya olanak tan›yan yönetim birimleridir. Toplumsal fayday› öne ç›karan yerel yönetim anlay›fl›n›n somutlaflt›r›lmas› aç›s›ndan ve halk›n kendi eme¤ine sahip ç›kmas› perspektifiyle halk kooperatifleri, yerel örgütlenmelerin mihenk tafllar›ndan birini oluflturur. Ülkemizde gerçekli¤ini yak›c› bir flekilde hissettiren bir durum vard›r ki, bu da yereldeki politik kavray›fl›n ve yine buna ba¤l› olarak örgütlü duruflun zay›f olufludur. Kentlerde bulunan emekçi kesim, k›rsal alana nazaran k›smen de olsa kendi taleplerini yans›tacak bir sendikay›, on y›llard›r verdi¤i emek mücadelesi içerisinde oluflturmufl bulunmaktad›r. Ancak k›rsal alanda üretim yapan emekçi kesimin böyle bir mücadele kazanc›n›n oldu¤undan bahsetmek güçtür. Bu çerçevede geliflen ve birbirinden kopuk ve bireysel süren mücadele, yap›lan talanlara karfl› halk›n tepkisini zay›flatmaktad›r. Bundan dolay›, hak gasplar› ve emek sömürüsünün yafland›¤› durumlar karfl›s›nda örgütsüz olan orta ve yoksul köylü, politik durufl gelifltirememekte, çözümü kapitalist düzenin kendi eleriyle ördü¤ü kooperatifler ve sendikalarda aramaktad›r. Tar›msal alandaki sorunlardan biri, tar›m ve hayvanc›l›k üretiminde iflçi sendikalar› gibi kapsay›c›, sözünü geçirebilecek güce ve yapt›r›ma sahip emek mücadelesi yürüten bir sendikan›n olmay›fl›d›r. K›rsal alanda yaflanan sorunlardan bir di¤eri de, tar›m kredi kooperatifleri, tar›m sat›fl kooperatifleri gibi 10 binden fazla kooperatife ortak, Üzüm-Sen, TütünSen, Fiskobirlik, Pankobirlik gibi sendika ve kooperatiflerin bulunmas›na karfl›n, yoksul köylülerin üyesi oldu¤u bu kurulufllarda yetki ve söz sahibi olamamas›, baz› istisnalar d›fl›nda, buralar›n bir avuç zengin köylü, tefeci, tüccar tak›m›n›n rant sa¤lamas›na hizmet etmesi, düzen partilerinin yedek gücü olarak faaliyet göstermesidir. Halk kooperatiflerinin kurulufl amaçlar›ndan biri ve en önemlisi ekonomik merkezli olmas›d›r. Kooperatifler, çiftçilerin üretti¤i ürünlerinin, kurulacak olan ortak ürün havuzunda toparlanarak, taban fiyatlar›n›n bu oluflturulan kooperatiflerce belirlenebilmesini sa¤lar. Bu ayn› zamanda, düflük seviyede meta üretimi gerçeklefltiren, çeflitli sebeplerle az miktarda ürün elde eden küçük ekonomiye sahip çiftçinin, bu havuz üzerinden ürününü pazarlamas›n› sa¤lar. Böylece, az miktarda ürün elde eden yoksul köylü, pazardaki güçlü tekelci flirketlerin rekabet ortam›na bu kooperatifler vas›tas›yla direnç gösterebilecektir. Örne¤in; bir süt bir kooperatifi olmadan, üreticilerin mand›raya 50 Krfl’ye verdi¤i sütün, flehirdeki toptan sat›fl fiyat› 1.5 lirad›r. Bu yerde halk kooperatifi kuruldu¤unu düflünürsek, üreticinin ürünü, kooperatif havuzunda toplanacak ve kooperatif arac›l›¤›yla üreticiler ürünlerini do¤rudan flehirdeki pazara sunma olana¤› bulacaklar. Arac›lar› devreden kald›ran bu üretim iliflkisinde, üreticinin, ürününü daha iyi bir fiyata sat›fla sunma olana¤› do¤maktad›r. Ayn› flekilde kooperatif, kentlerde kendi sat›fl kooperatiflerini de oluflturulabilir. Böylece toptanc›ya veya fabrikaya vermektense, perakende ve kâr›n direk kooperatife kalaca¤› bir sistem gelifltirilebilir. Bundan hareketle çiftçinin tohum, ilaç, gübre, tar›m aletleri gibi ihtiyaç malzemeleri ucuza ve rahatl›kla temin edilebilir. Halk kooperatiflerinin önemli bir di¤er niteli¤i de tar›mda ve hayvanc›l›kta makineleflmeyi art›racak çal›flmalara zemin sunmas›d›r. Oluflturulan sat›fl kooperatiflerinden elde edilen gelirin bir k›sm›n› ortak üretim araçlar› (süt sa¤ma makineleri, balya makineleri, traktör v.b) temininde de kullanabilir. Yine kooperatiflerin kendi yerelinden ç›karabilecekleri ziraat ve tar›m mühendisleri, veteriner hekimler, üretimin kalitesini art›rabilir. Halk kooperatifleri sadece üretim ve ekonomik faaliyetleri denetleyen, yönlendiren bir yap›lanma de¤ildir. Emekçi halk›n, kendisinin kurdu¤u kooperatiflerin yönetim ve iflleyiflini kendi omuzlar›na yüklemesi, sahiplenilmesi de önemlidir. Örgütlü mücadelenin kazan›mlar›na yönelik deneyimlerin aktar›laca¤› kanallar oluflturulmas› da, söz konusu yap›lanman›n temellendirilmesinde önemli olacakt›r. Son olarak halk kooperatifleri, ileriki aflamalarda k›rsal alanlarda kurulacak ve emek mücadelesi yürütecek bir sendika oluflumunun altyap›s›n› haz›rlamas› bak›m›ndan da gereklili¤ini hissettiren bir kurulufltur. *Denizli’den bir okurumuz


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.