dd_178

Page 1

DHF üyesine 10 y›l 5 ay hapis! Diyarbak›r D Tipi Hapishanesi’nde aylard›r tutuklu bulunan DHF üyesi ‹lhan Turan’ a 10 y›l 5 ay hapis ‘ceza’s› verildi. Diyarbak›r Adliyesi 4. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde davas› görülen ‹lhan Turan, demokratik hakk›n› kullanarak protesto gösterisine kat›ld›¤› için toplam 10 y›l 5 ay hapse mahkum edildi. Abdullah Öcalan’›n hapishane koflullar›n›n düzeltilmesi için yap›lan eylem s›ras›nda polis taraf›ndan katledilen Ayd›n Erdem için, ö¤rencisi oldu¤u Dicle Üniversitesi'nde düzenlenen 1 haftal›k boykot eyleminin ard›ndan polis 18’i üniversite ö¤rencisi 30’un üzerinde kifliyi 13 Aral›k 2009'da gözalt›na alm›flt›. SAYFA 2

Halk Savafl›’na destek ça¤r›s› Hindistan devleti Maoistlerin önderli¤indeki Halk Savafl›’n›n büyümesiyle birlikte gerillaya ve halka yönelik katliam sald›r›lar› yapmaya bafllad›. Bu sald›r›lara karfl› Hindistan Komünist Partisi (ML) Naxsalbari, Maoist Komünist Partisi (Türkiye-Kuzey Kürdistan), ‹talya Komünist Partisi (Maoist), Fransa Komünist Partisi (Maoist), Kanada Devrimci Komünist Partisi ortak bir aç›klama yaparak dünya halklar›n› HiSAYFA 10 distan devletinin kirli savafl›na karfl› bir araya gelmeye ça¤›rd›.

DEMOKRAS‹ DEVR‹MLE GELECEK

1 5 GÜNLÜK S‹YAS‹ GAZETE

17-30 Haziran 2010 178. Say› Fiyat› 1 TL e-posta:devrimcidemokras@ttmail.com

www.devrimcidemokrasi.net

Onlar›n çözümü, teslimiyet ve imha “Çözüm” ve “aç›l›m” ad› alt›nda Kürt ulusunun meflru mücadelesini tasfiye etmeyi hedefleyen devlet ve AKP bunun kabul edilmemesi üzerine asl›nda hiç bir zaman vaz geçmedi¤i imha ve inkar sald›r›lar›n› yeniden yo¤unlaflt›rd›. Ulusal hareketin artt›rd›¤› eylemlerle AKP iyice ç›kmaza girerken, Erdo¤an son grup konuflmas›nda Kürt ulusuna ve BDP’ye yönelik zehir kusarak, ‘çözüm’ ad› alt›nda ya teslimiyeti ya imha’ mesaj›n› verdi.

olmak üzere iki noktaya yönelik eylem düzenlendi¤i aktar›lan bilgilendirmede, gerillan›n çekilme hatt›n› kontrol alt›nda tutmas› ile rahat bir flekilde eylemi gerçeklefltirdi¤i ifade edildi. Öte yandan ‹stanbul 1 May›s Mahalesi’nde 17’ler için eylem haz›rl›¤›nda olan MKP militanlar› ile polis aras›nda silahl› çat›flma yafland›. sayfa4

Ölümsüzlüklerinin 5’inci y›ldönümünde 17’ler kavga sloganlar› ile an›ld›. 17 Haziran 2005 tarihinde Dersim Mercan Vadisi’nde 2’inci konrge haz›rl›k aflamas›nda iken katledilen 17’ler, Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i taraf›ndan düzenlenen eylemlerle an›ld›. Dersim’de 17’lerin mezar› bafl›nda yap›lan anma

etkinli¤inde “17’lerin ard›llar›na b›rakt›klar› bayrak dalgalan›yor” fliar› önne ç›karken, ‹stanbul’da yaplan anma eyleminde ise, “Vartinik’ten Mercan’a iktidara yürüyenlerin tarihi bizim tarihimizdir” fliar› öne ç›kt›. Yap›lan eylemlerde at›lan ortak slogan ise “Vartinik’ten Mercan’a feda olsun can›m›z Halk Savafl›’na” slogasayfa 16 n› oldu.

PERSPEKT‹F

Sahtekarca Filistin halk›n›n savunuculu¤una soyunan Erdo¤an, teslimiyeti kabul etmeyen Kürt ulusunu tehdit etmekten geri durmuyor.

Yasalc›l›k devrime sadakat mi?

SAYFA 8

Aileler isyanda: Ecel de¤il, kader de¤il! Bu bir ihmal Zonguldak'ta, Türkiye Taflkömürü Kurumu Karadon Müessese Müdürlü¤ü’ne ait maden oca¤›nda meydana gelen grizu patlamas›nda ölen 30 iflçinin ailelerinin ac›lar› dinmiyor. ‹flçi katliam› ile ilgili olarak ifadelerine baflvurulan madenci yak›nlar›, maden oca¤›nda yeterli denetimin olmad›¤›n› belirtterek, Yap›-Tek firmas› yetkilileri hakk›nda flikayette bulundular. Madenlerde kazalarla ilgili s›k› denetleme yap›larak önlemlerin al›nmas› gerekti¤ini ifade eden aileler, grizu patlamas›nda ihmal oldu¤unu düflündüklerini söylediler. Öte yandan göçük alt›nda kalan 2 iflçiye halen ulafl›lamad›. sayfa 14

Recep Tayyip Erdo¤an, ekonomik-politik istikrars›zl›kla beraber, artan gerilla eylemlerinin yaratt›¤› bunal›m› tersine çevirmek ad›na fluursuz bir flekilde hareket etmeye bafllad›. ‘Demokratik aç›l›m’ projesinin hiçbir karfl›l›¤›n›n olmamas› yüzünden, hükümete yönelik geliflen kamuoyu tepkisini baltalamak isteyen Erdo¤an, Kürt ulusunun eylemlerini baltalamak için, hükümetlerinin “iyi” icraatlarda bulundu¤u her dönemde gerilla faliyetinin art›¤›n› iddia etti. Geliflen halk tepkilerine karfl› flovenizme s›¤›narak yaflad›klar› t›kan›kl›¤› gölgelemek isteyen Erdo¤an, flu günlerde devletin eskiyen gerici politikalar›na sar›l›p gürlerken zaman zaman da halk›n içerisinde yarat›lan etnik-ulasal milliyetçi damara sar›larak gürlemeye bafllad›. Hükümete geldi¤i 2002’den bu yana ekonomik alanda üretime yönelik hiçbir ad›m atmay›p, üreticileri yok eden, ç›kard›¤› yeni yasalarla Kürt ulusu ve di¤er az›nl›k milliyetlerin haklar›n› gasp eden, farkl› etnik kimliklerin yaflad›¤› bask›y›, hakim kimlik üzerinden tan›mlay›p sözde eflitlik statüsüne getiren Erdo¤an’›n bu ç›k›fllar›n›n, halk içerisinde teflhir olan partisini ayakta tutmaya çabalamas›na yönelik yorumlan›yor. Siyasi ç›karlar›n›n elinde yitme korkusu içerisinde fluursuzca hareket eden Erdo¤an’›n sa¤a sola savurdu¤u tehditler ise bu çaban›n en büyük belirtisi durumunda. sayfa 5

GÜNCEL “K›rg›z-Özbek Çat›flmas›” Gerici Emperyalist K›flk›rtmad›r Sayfa 10 Kontrac› beslemeler pislik yay›yor Devrimci savafla karfl›, oluflturular ajan, iflbirlikçi yerel a¤ içerisinde palazlanan devletin kontra unsurlar› pislik yaymaya devam ediyor. Dersim Ovac›k’ta devlet taraf›ndan palazlanan ajan iflbirlikçi unsur, küçük bir k›z çocu¤una tecavüz girifliminde bulunurken yakaland›.

Yeflil Kundura, kara icraat! Yeflil Kundura patronu, iflyerinde toplu ifl sözleflmesinin yap›lmas›n›n önüne geçmek için, örgütlenen iflçileri iflten ç›kart›yor, tehdit ediyor. Yeflil Kundura'da çal›flan 3 kad›n iflçi, Deri‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için iflten at›ld›. ‹flten at›lan iflçiler fabrikan›n önünde direnifl bafllatarak, ifle iadelerini istediler.

Grup Yorum onbinlerle 25 yafl›nda

GÜNCE 12

17’ler eylem ve etkinliklerle an›ld›

Ovac›k Torunoba karakoluna gerillalar taraf›ndan 4 ayr› noktadan yap›lan sald›r›y› MKP’ye ba¤l› HKO gerillar›n›n yapt›¤› ö¤renildi. Gerçekleflen karakol bask›n› ile ilgili olarak, kamuoyuna bilgilendirme yapan MKP Dersim Bölge Komitesi, eylemin ayr›nt›lar›n› aktard›. HKO gerillar›n›n karakol binas›n›n oldu¤u alana ve savunma tepesi

maktad›r. Art›k bir devlet gelene¤i olarak süregelen sahte durufl, ülkemiz halklar› taraf›ndan da anlafl›lm›fl durumdad›r. Demokrasi söylemlerini a¤z›ndan düflürmeyenler, en küçük hak arama mücadelesine dahi sald›rmakta, yaflanan ifl cinayetlerini savunabilmekte, Kürt ulusuna dönük katliamc› yüzünü saklamaya gerek dahi duymamaktad›r. Bugün devlet katliamlar›n›n bilançosu ortadad›r. Bu durum bile bafll› bafl›na ne Türk devletinin ‹srail devletinden, ne de AKP hükümetinin ‹srail hükümetinden afla¤› kal›r yan›n›n olmad›¤› göstermektedir.

EMEK 7

Ovac›k Torunoba karakoluna yönelik 4 ayr› noktadan yap›lan sald›r›y› Maoist Komünist Partisi’ne ba¤l› Halk Kurtulufl Ordusu gerillar›n›n gerçeklefltirdi¤i ö¤renildi.

GÜNCEL 5

Karakol bask›n›n› MKP/HKO üstlendi

Irkç›-floven tutumunu ‹srail ç›k›fl›n›n ard›na gizlemeye çal›flan AKP, yeni bir “one munitte” rüzgar›n› yaratman›n hevesiyle keskin ama bir o kadar da yapay ç›k›fllar yapmaktad›r. ‹srail'in Filistin halk›na uygulad›¤› bask› ve katliam, karfl› ç›k›lmas› gereken bir yerde durmaktad›r kuflkusuz. Ancak egemen s›n›flar›n yapt›klar› ikiyüzlü, riyakar tutumun bir örne¤i. Kürt ulusu üzerinde estirilen terör, bask› ve zulüm orta yerde duruyorken, son süreçte kaybetti¤i imaj›n› tazeleme ad›na Filistin halk›n›n gerçek dostu gibi davranmas› iki yüzlülü¤ünü ortaya koy-

Erdo¤an fluursuzca hareket etmeye bafllad›

Grup Yorum 25’inci y›l›n› büyük bir konserle kutlad›. Befliktafl ‹nönü Stadyumu'nda verdi¤i konserle on binlerce kifliye keyifli saatler yaflatan Grup Yorum’a, sahnede Orhan fiall›el yönetimindeki ‹stanbul Senfoni Orkestras› ve çeflitli sanatç›lar efllik etti.


2

GÜNCEL

17-30 HAZ‹RAN 2010

DEVRiMCi

DEMOKRASi

Muhalif gazetecileri cezaland›rmak topluma korku vermektir ANKARA-Düflünceye Özgürlük Giriflimi, “Türkiye’de Bas›n Özgürlü¤ü Muhalif Gazetecilik ve Kürt Gazetecili¤i” bafll›kl› panelde bas›n özgürlü¤ünün önündeki engelleri tart›flt›. Ankara Sanat Tiyatrosu salonunda gerçeklefltirilen panele BDP Efl Baflkan› ve milletvekili Gülten K›flanak, Ça¤dafl Gazeteciler Derne¤i (ÇGD) Genel Baflkan› Ahmet Abakay, araflt›rmac› yazar Temel Demirer, Azadiya Welat gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Tayip Temel kat›ld›. Oturum baflkanl›¤›n› veaç›l›fl konuflmas›n› yapan araflt›rmac› yazar Fikret Baflkaya, muhalif bas›n›n her türlü bask›ya ve otoriteye karfl› koymak durumunda oldu¤unu, her fleye ra¤men “bilincin hapsedilmesine engel olmak için beden hapsinin göze al›nd›¤›na” dikkat çekti. Egemen s›n›flar›n karfl›s›nda olan, ona muhalif olan her türlü fikrin ve düflüncenin egemenler taraf›ndan ayk›r› ve münaf›k ilan edilerek sansüre u¤rat›ld›¤›n› belirten Baflkaya, “Asl›nda bas›n suçlar› kapsam›nda yarg›lanarak cezaland›r›lanlar vas›tas›yla onun seslendi¤i kesimlere korku vermek amaçlanmaktad›r.” dedi.

Ülkede bas›n özgürlü¤ü meselesinin asl›nda düflünce özgürlü¤ü meselesi oldu¤una dikkat çeken Baflkaya, “Özgürlük mücadelesi söz konusu oldu¤unda kaybetmek diye bir fley yoktur.” diyerek sözü ÇGD Genel Baflkan› Ahmet Abakay’a b›rakt›.

son dönemde 15 yay›n hakk›nda kapatma karar›n›n al›nd›¤›n› aktaran Abakay, “Yaflananlar ne uluslararas› hukuka, ne demokrasiye, ne de insan haklar›na s›¤mamaktad›r.” ifadelerinde bulundu.

Yaflananlar insan haklar›na ayk›r›d›r

Kemalist diktatörlük fikriyatlardan silinmelidir

Abakay, ülkemizde güncel bas›n özgürlü¤ü sorunlar›n›n tarihte hiç olmad›¤› kadar artt›¤›na dikkat çekerek, “Sabahattin Ali, Musa Anter’lerin ve bas›n faaliyetlerinin ilk bafllad›¤› dönemleri aflan bir bask› ve sansür mevcut” dedi. Son yüz y›lda 83 gazetecinin katledildi¤ini ve bunlardan 10’unun Ermeni kökenli gazeteci oldu¤unu anlatan Abakay, özellikle az›nl›k ulus ve milliyetlerin bas›n yay›n faaliyetlerine bask›n›n son dönemlerde gittikçe artt›¤›na de¤indi. ‹ktidarlar›n sürekli bas›n› ellerinde tutmaya çal›flt›¤›n› ve buna r›za ederek koflanlar kadar direnen muhalif bas›n›n da oldu¤unu sözlerine ekleyen Abakay, direnenlerin sesinin k›s›lmak istendi¤ini, bunun amans›z bir mücadele oldu¤unu vurgulad›. Halen 40 gazetecinin tutuklu oldu¤unu ve

Bu ülkede düflünce özgürlü¤ünün ancak bedeli ödendi¤i durumda geçerli olaca¤›na dikkat çeken Temel Demirer, bir egemenlik ayg›t› olarak bahsetti¤i medyan›n ya iktidar›n yan›nda ya da karfl›s›nda olaca¤›n› söyledi. Medyan›n; paran›n egemenli¤ine hay›r demeden, egemen ideoloji ve iktidar formasyonlar›n› elefltirmeden özgür olamayaca¤›na vurgu yapan Demirer, “Türkiye’de demokrasi ve özgürlük bir retorikten ibarettir.” diyerek “Tarihi yaratan onun negatifleridir Kürdistan, Türkiye ve Ortado¤u bunu yeterince yaflam›flt›r.” dedi. Demirel Gazeteci Vedat Kurflun’un bize gerçekli¤imizi resmetti¤ini, Kemalist diktatörlük fikriyatlardan silinmedikçe demokrasiden bahsedilemeyece¤ini sözlerine ekledi. Kürtlere tarihten bugüne uygulanan sürgün ve

gurbetçili¤in Kürtçe yay›nc›l›¤a da uyguland›¤›n› aktaran ve konuflmas›n› Kürtçe gerçeklefltiren Tayyip Temel, Kürtçe üzerinde uygulanan asimilasyonun muhalif Kürt gazetecili¤iyle iki kat›na yükseldi¤ini vurgulad›. 1999 y›l›nda Azadiya Welat gazetesine aç›lan bir davada, anlafl›lmayan bir dilde yay›n yapman›n direkt propaganda olarak adland›r›ld›¤›n›, bunu ibretlik bir mesele olarak de¤erlendirdi¤ini belirtel Temel, “AKP demokrasi, Kürt sorununa çözüm aray›fllar›nda samimi de¤ildir, bu Vedat Kurflun’a verilen ceza ve Azadiya Welat gazetesine aç›lan davalarda da görülmektedir. 116 y›l de¤il bin 116 y›l da verseniz bu gazete ç›kmaya devam edecek.” dedi. Ayn› zamanda eski bir gazeteci olan BDP Milletvekili Gülten K›flanak da, bas›n üzerinde 1990’l› y›llar›n bask› ve vahflet ortam›nda bile bu kadar bask›n›n olmad›¤›na dikkat çekti. Gülten K›flanak flöyle konufltu:

Öldürülmedi¤inize flükredin Sol, sosyalist, muhalif Kürtçe yay›n yapan gazetelere mahkeme süreci bile sonuçlanmadan,

DHF üyesine 10 y›l 5 ay hapis! AMED- Diyarbak›r D Tipi Hapishanesi’nde aylard›r tutuklu bulunan DHF üyesi ‹lhan Turan’ a 10 y›l 5 ay hapis ‘ceza’s› verildi. Diyarbak›r Adliyesi 4. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde davas› görülen ‹lhan Turan, demokratik hakk›n› kullanarak protesto gösterisine katl›d›¤› için toplam 10 y›l 5 ay hapse mahkum edildi. Abdullah Öcalan’›n hapishane koflullar›n›n düzeltilmesi için yap›lan eylem s›ras›nda polis taraf›ndan katledilen Ayd›n Erdem için, ö¤rencisi oldu¤u Dicle Üniversitesi'nde düzenlenen 1 haftal›k boykot eyleminin ard›ndan polis 18’i üniversite ö¤rencisi 30’un üzerinde kifliyi 13 Aral›k 2009'da gözalt›na alm›flt›. Gözalt›na al›nanlardan 19’u savc›l›¤a ç›kart›l›rken, savc›l›k 11 kifli hakk›nda ‘örgüt ad›na eylem yapmak, yasad›fl› örgüt üyesi olmak, e¤itim ve ö¤retimi engellemek’ iddias›yla tutuklanmas›n› istemiflti. Mahkeme Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) üyesi, ‹lhan Turan, Mahrumi Hay-

Tutuklu yak›nlar›na sald›r›

daro¤lu ve fienol Y›ld›z’›n da aralar›nda bulundu¤u 11’kiflinin tutuklanmas›n› kabul etmiflti. Daha sonra 18 Mart 2010 tarihinde Diyarbak›r 4. A¤›r Ceza Mahkemesi'nde görülen duruflmada fienol Y›ld›z tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›l›rken, Turan'›n ise tutukluluk halinin devam›na yönelik karar verilmiflti. Ellerinde somut bir delil olmamas›na ra¤men, polisin haz›rlad›¤› yalan iddialarla dolu fezleke ile tutuklanan ‹lhami Turan, 6 Haziran 2010 tarihinde Diyarbak›r Adliyesi 4. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde, “örgüt üyesi olmamakla beraber, örgüt ad›na suç ifllemek, Gösteri Yürüyüfl Kanunu’na ayk›r› hareket etmek ve e¤itim-ö¤retim hakk›n› gasp etmek” gerekçesi ile toplam 10 y›l 5 ay hapse mahkum edildi. Demokratik haklar›n› kullanarak protesto gösterilerine kat›lan Turan’›n avukat› Hayrettin Güzel, mahkemenin verdi¤i karar› temyize götüreceklerini aç›klad›.

ED‹RNE- Edirne F Tipi Hapishanesi’ne görüfle giden DHF’li tutuklu yak›nlar›, jandarma taraf›ndan zorla üst aramas› dayatmas›na maruz kald›. Keyfi uygulamaya ve onursuz aramaya karfl› tepki gösteren DHF'liler ile jandarma aras›nda gerginlik yafland›. Gözalt›na al›nan DHF'liler, Jandarma karakoluna götürüldü. "Jandarmaya darp, mukavamet ve hakaret" iddialar›yla gözalt›na al›nan DHF'liler, daha sonra serbest b›rak›ld›lar. DHF, üyelerine yönelik bask› ve sald›r›lara iliflkin yapt›-

savc› talimatlar›yla kapatma cezalar› uygulanmaktad›r. Bunun idamdan bir fark› yoktur. Çünkü bir yay›n organ›n› kapatmak telafisi olmayan zararlar do¤urmaktad›r. 1990’l› y›llarda tetikçilere verilen ortadan kald›rma yetkisi flimdi de savc›lara verilmifltir. Adeta öldürmedi¤imize flükredin mant›¤› mevcut. 11 Eylül sonras›nda kurulu düzenlerin iyi ve dost, bunun d›fl›nda kalanlar›nsa terörist ilan edildi¤ine dikkat çeken K›flanak, sosyalist-devrimci bas›na karfl› ‘Bir s›n›f›n egemenli¤ini ortadan kald›rarak, baflka bir s›n›f›n egemenli¤ini kurmak’ kapsam›nda verilen ceza ve çarp›tmalar›n oldu¤unu ifade etti. Kürt gazetecili¤inin ise bu alanda yürütülen asimilasyon politikalar›n› k›rmada büyük bir faktör oldu¤unu belirten K›flanak, sald›r›lar›n ortak zemini gerek sosyalist, gerekse Kürt bas›n›n›n muhalif olmas›d›r dedi. Düflünceye Özgürlük Giriflimi Vedat Kurflun flahs›nda bütün tutuklu gazeteciler için bafllatt›klar› özgürlük ve imza kampanyas›na herkesi katk› sunmaya ça¤›rmas›n›n ard›ndan panel sona erdi.

Cumartesi Anneleri Ankara’ya yürüyor Kay›plar›n ak›betlerinin aç›klanmas› ve faillerinin cezaland›r›lmas› için her Cumartesi eylem yapan kay›p yak›nlar›, bu sefer Ankara’ya yürüyor. Aileler üzerinde bask› kurmak isteyen polis ise yürüyüflü yak›ndan takip ediyor. 'Kaybedilen’ yak›nlar›n›n ak›betini ö¤renmek ve sorumlular› cezaland›r›lmas› için Ankara’ya yürüyüfl bafllatan kay›p yak›nlar›, Kocaeli, Yalova, Bursa, Eskiflehir güzergah›ndan Ankara'ya do¤ru yürüyecek.

‹lk Durak Maltepe

¤› yaz›l› aç›klamada “Siyasi iktidar, kendi yasalar›n› hiçe sayarak, düzmece belgelerle ve hayali senaryolarla gerçeklefltirdi¤i ‘terör örgütü operasyonlar›yla’ DHF faaliyetçilerine yönelik sald›r›lar›n› farkl› bölgelerimizde meflrulaflt›rmaya gayret etmekte; bu gayrete dahi ihtiyaç duymad›¤› koflullarda da çareyi, DHF faaliyetçilerini kaç›rmakta, iflkence etmekte, güpegündüz sokak ortas›nda silahla tehdit etmekte ve hatta son dönemde de kad›n faaliyetçilere yönelik tacizler ve tecavüz giriflimi gibi afla¤›l›k yöntemlere sar›lmakta bulmaktad›r.”

dedi. Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi'nden Amed zindanlar›na dek ülkenin hapishanelerini dolduran iflçiler, köylüler, emekçiler ile gençler, kad›nlar ve di¤er ezilen kesimler flahs›nda zindanlara kapat›lan DHF faaliyetçilerinin; emperyalizme ve uflaklar›na karfl› yürütülen ba¤›ms›zl›k ve yeni demokrasi mücadelesinin devrimci irade beyan› olarak okunmas› gerekti¤ini belirten DHF, sömürü ve zulüm düzenine karfl› mücadelelerini büyütme kararl›l›klar›n› sürdüreceklerini ifade etti.

Ailelerin ilk dura¤› Maltepe’nin Gülsuyu Mahallesi oldu. Kad›köy'den Maltepe'ye E5 karayolunu yürüyen Kay›p yak›nlar›, Maltepe Gülensu ve Gülsüyu halk› taraf›ndan sloganlarla karfl›land›. ''Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak'', ''Kaybedenler kaybedecek'' sloganlar›n› atan kitle, kay›p yak›nlar› ile dayan›flma içerisinde olduklar›n› ifade ettiler. Gülsüyu Meydan›’nda mahalle halk›na hitaben aç›klamada bulunan eski ‹nsan Haklar› Derne¤i ‹stanbul fiubesi eski Baflkan› Gülseren Yoleri, ''Gün y›llarca yaflanan insanl›-

¤a karfl› ifllenmifl suçlarla yüzleflme günüdür. Kay›p yak›nlar›n›n bu uzun yürüyüflü, demokrasi ve insan haklar› sözcülü¤ünü dilinden düflürmeyen AKP iktidar› için de samimiyet testi olacakt›r.’’ dedi. Yoleri, devletin, “gözalt›nda kay›p’’ olgusunu kabul etmesi ve uluslararas› anlaflmalara imza atmas› gerekti¤ini vurgulad›. Gülsuyu halk› ile vedalaflan kay›p yak›nlar›, Gebze’ye do¤ru yol ald›lar. Gebze’ye ulaflan aileleri, ESP, BDP, ÖDP, EMEP, E¤itim-Sen, Emekli-Sen, ‹HD Kocaeli fiubesi üye ve yöneticileri karfl›lad›. Gebze'de yürüyüfle, 1989 y›l›nda fi›rnak'›n Cizre ilçesinde gözalt›nda kaybedilen Mehmet Ertürk'ün efli de kat›ld›. Burada bir konuflma yapan BDP Gebze ‹lçe Baflkan› Engin Güleflen, “Misafirlerimiz onurdur, sizleri selaml›yorum” dedi. EMEP Gebze ‹lçe Baflkan› Kenan Dede, sistemin muhalifleri kaybederek varl›¤›n› sürdürdü¤ünü belirterek, 'Bu yöntemi uygulayanlar kaybedecekler' dedi. Kay›p yak›nlar›, yürüyüfllerini Kocaeli, Yalova, Bursa, Eskiflehir güzergah›ndan Ankara'ya do¤ru sürdürecek..

DEVR‹MC‹ DEMOKRAS‹’DEN Bahar›n gelmesiyle birlikte do¤an›n yaflam› yeflerten çoflkusu nas›l ki yüre¤imizi coflturuyorsa, Maoistlerin kufland›¤› silahlar›n faflizmin burçlar›n› döven sesleri de bizleri daha büyük ve tarifsiz bir coflku seline kapt›r›yor. Evet yoldafllar, düflman›n Maoistlere yönelik çok kapsaml› yürüttü¤ü sald›r›lar›n yaratt›¤› siyasi karamsarl›k havas›, s›n›f savafl›nda devrimci kitleleri kendi kabuklar›na k›sa vadede hapsettese de, bununla beraber karamsarl›k ruh hali etraf›m›z› sarsada, bu durumun s›n›f savafl›m›n›n seyri içerisinde geçici bir durum oldu¤unu kavray›p ona göre hareket etmek bizlerin kavramas› gereken önemli bir olgudur. Siyasi ve politik arenada istedi¤imiz sonuçlar› almak istiyorsak, devrimci durumun iyi oldu¤u dönemlerde k›z›l bayra¤›m›z› dalgaland›ra dalgand›ra hakim s›n›flar›n burçlar›n› büyük bir çoflkuyla dövmek için öne at›l›yorsak, yine devrimci güçlerin görece zay›flad›klar› ve devletin k›sa vadeli “zafer”i içerisinde de daha büyük çap›flmalar için k›z›l bayra¤›m›z› dalgaland›ra dalgaland›ra geri çekilmesini de bilece¤iz. Bilinmelidir ki her iki farkl› siyasal durumun da kendi koflullar› içerisinde baz› bedelleri vard›r. Devletin çeliflkilerde kurumsall›¤› ile görece hakim oldu¤u ve devrimci savafl› bask› alt›nda tutu¤u günümüz koflullar›nda, Maoist hareketin yürüttü¤ü savafl seyrini büyütmek ve halk›m›z› siyasi iktidar kavgas›nda özneye dönüfltürmek için

devrimci savafl›n flu anki ritimini zorlamam›z ve bu düflük ölçekli ritim içerisinde savafl türküsünü biraz daha yüksek sesle söylemek için ci¤erlerimizi zorlamam›z gerekmektedir. Komünist önder Cüneyt Kahraman’›n devrimci mücadelenin zor flartlar›nda dile getirdi¤i “bugün umutsuzluk, karars›zl›k ve karamsarl›k düflmandan daha düflmand›r bize” sözünü ve bu sözün mahiyetini iyi anlamam›z gerekmektedir. Savafl›n düflük ölçekli oldu¤u koflullarda karamsarl›k havas›, gerek düflman taraf›ndan, gerekse de revformist-revizyonist yolun yeminli koflucular› taraf›ndan her yönden estirilirken, Maoistlerin iktidar kavgas›nda sar›laca¤› tek fley vard›r; o da her parça盤›n› bedel ödeyerek yaratt›¤›m›z tarihimizin ta kendisidir. Ülkemiz topraklar›nda 1972 komünist ç›k›fl›yla bafllayan ve sürekli mücadele içerisinde 38 y›ll›k tarihe dönüflmüfl flanl› kavgam›z›n, nice komünist ve devrimci kadrolar›m›z taraf›ndan ne zor flartlarda yarat›ld›¤›n› asla ve asla unutmamal›y›z. ‹ktidar savafl›n›n süreklili¤i içerisinde yenilgi ve yengilerle dolu, proletaran›n iktidar olma ve oradan da komünizme varma hedefinin hizmetindeki mücadele tarihimiz; asla ve asla umutsuzluk, karars›zl›k ve karamsarl›k içerisinde yarat›lmad›. En zor devrimci koflullar›n, en kötü do¤a koflullar›n›n, birer birer dökülen savafl kaçk›nlar›n›n içerisinde, kimi zaman tek bafl›na ki her zaman yol-

dafl solu¤unun eksik olmad›¤› s›cak ve sevgi dolu atmosferi içerisinde, birkez olsun dahi namluyu düflman hedeflerinden sapt›rmadan, faflizmin kale burçlar›n› zapteylemenin büyük sorumlulu¤uyla kenetlenmenin, kollektif birlikteli¤inin ve hep birlikte savaflman›n bilinciyle yarat›ld›. Tarihimiz; birbirine her koflulda sürekli güvenmenin, birlikte dövüflmenin ve en önemlisi büyük davan›n gerçek koflucular› halk›m›zla ayr›flmadan, namlullar›n yol açt›¤› güzergahta iktidara yürümenin bilincidir. fiimdi, devletin kitleler üzerinde kurumlar›yla yaratt›¤› denetim içerisinde, topyekün savafl kurumlar›n› harekete geçirip güçlü oldu¤u bu günlerde, yarat›lan bu bulan›kl›k ve keflmekefllik içerisinde, kitlelerin devlete olan k›sa vadedeki ba¤›n›n çözülmeyece¤ini düflünüp elimizdeki MLM silah›n› b›rak›p, dizlerin ba¤›n›n çözülmesi gibi, bir anda kendimizi esen tasfiyecelik rügar›na teslim etmek, asla ve asla Maoist komünistlerin tutumu olamaz. Düflman için bugünkü durum k›sa vadede zafer olsa da, unutulmamas› gerek as›l nokta ise bu zaferin geçici oldu¤unu gösteren, tarihin ak›fl› ve çeliflkilerin ba¤r›ndaki ilerleyiflinin halk›n artan iktadar olma iste¤ini a盤a ç›karmas› ile birlikte, bu yönelimi siyasi bir savafla dönüfltüren Maoistlerin halk iktidar› kavgas›n›n var oldu¤u gerçekli¤idir. ‹deallerimiz etraf›ndan kenetlenip iktidara yürü-

me gerçekli¤imiz ve bu u¤urda bizi yaratan hareketimizden ald›¤›m›z ikdirar› zapt eyleyecek cesaretimiz bir abart› ve bir rüya de¤ildir. Kavgan›n ritimlerine ayak uyduran, kolkola girmifl devrimci bedenlerin yaratt›klar›, birlikte dövüflmenin, paylaflman›n, can feda yoldafll›k sevgisinin kazan›m›n›n bilinçli ifadesidir. fiu günlerde etraf›m›z› bir hayli saran liberal ve tasfiyeci çizginin sald›r›lar› karfl›s›nda, Maoist çizgiyi hedef alan süslü laflar›n, teorik lafazanl›¤›n içerisinde boynumuzu öne e¤ip geri çekilmek asla ve asla bizim iflimiz de¤ildir ve olmam›flt›r. Maoist ideolojinin bilimsel klavuzunu kuflanarak, her türden ideolojik ve tasfiyeci sald›r›lar› gö¤üslemeli ve örgütsel birlikteli¤imizi daha güçlü çelikten bir iradeye dönüfltürmeliyiz. Zaferin teminat› Maoist hareketin çat›s› alt›nda toplanm›fl bilinçli dinamikerin birbirleriyle olan ideolojik-örgütsel birlikteli¤inde köklerimize s›k› s›k› sar›lmakt›r. Bunu asla unutmamal›y›z. 17’lerin bayrak koflucular› bizler, s›rt›m›za yüklenen bu onurlu yükü tafl›rken, yolumuza döflenen her türden gereci-sinsi may›nlara karfl› uyan›k olmal› ve bilincimizi diri tutarak, örgütsel görevlerimize s›k› s›k›ya sar›lmal›y›z. Savafl›n ritmi bugün düflüktür fakat biz bu ritme al›flk›n de¤iliz, o zaman savafl›n yüksek ritmi içerisinde dövüflmenin büyük coflkusu için, kavga ritmini hep birlikte yükse¤e çekelim.

devrimci demokrasi senin sesindir

OOLKUT

KU BUL

ABONE

ABONE

ABONEL‹K SÜRES‹ 6 AYLIK 1 YILLIK

Yurtiçi 12 YTL 24 YTL

Yurtd›fl› 35 EURO 70 EURO

HESAP NUMARALARI Ertafl ÖZTÜRK ad›na

‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (TL) 1002 30000 1153314 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (CHF) 1142699 ‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Sterlin) 1174906


DEVRiMCi

GÜNDEM

DEMOKRASi

17-30 Haziran 2010

3

Türk devleti ve AKP’nin ikiyüzlülü¤ü Katliamlarla ülke gündeminde aktüel olan iki milli zulüm örne¤iyle karfl› karfl›yay›z. Biri ‹srail siyonizminin Filistin-Arap ulusuna ve Filistin’le dayan›flma içinde bulunan gruplara uygulad›¤› katliam; di¤eri Türk hakim s›n›flar›n›n Kürt ulusuna uygulad›klar› katliamlard›r. Her ikisinin de s›n›f zeminleri ve karakterleri bir ve ayn›d›r. ‹kisi de ›rkç›floven ve faflist ideolojiden beslenmektedirler. Birisinin Türk menfleli, di¤erinin ‹srail menfleli olmas› ya da birinin Filistin ve onunla dayan›flma içinde bulunanlara, ötekinin Kürt ulusuna yap›lm›fl olmas› ne milliyetçi faflist katliamlar gerçe¤ini de¤ifltirir ve ne de birini hakl›-di¤erini haks›z ç›karabilir. Türk hakim s›n›flar› ve özellikle bunlar›n sözcüsü AKP hükümeti, Filistin-Gazze katliam› ile buradaki ‹srail zulmüne kafl› Gazze’ye yard›m götüren gemilere sald›r› yap›larak ‹srail’ce gerçeklefltirilen katliam karfl›s›nda göstermelik de olsa “keskin” tutum almaktad›r. Bu tavr›n alt›nda, bir; HizbullahHamas ile dini ba¤ ve iliflkileri, iki; K›l›çdaro¤lu ç›k›fl›yla AKP aleyhine ters dönen ülke kamuoyu ve AKP’nin kaybetti¤i oy deste¤inin geri kazan›lmas› hesab› yatmaktad›r. Nitekim, medyada esen K›l›çdaro¤lu “rüzgar›” bir anda yerini katliama ve dolay›s›yla da AKP-Erdo¤an popülizmine b›rakt›. Bu rastlant› de¤ildi. AKP’nin katliam› bilerek ça¤›rd›¤›, bu katliam› bekledi¤i ve politik atmosferi lehine çevirmek için bilinçli olarak bu flartlar› yaratt›¤› her halinden anlafl›lmaktad›r. Yine bu süreçte, ‹skenderun’da Episkopos Luigi Padovese’nin katledilmesi geliflmelerin “tesadüf”ün ötesinde bir arka plan›n›n odu¤unu göstermektedir. AKP’nin ›rkç›-milliyetçi faflist duygular› yeniden k›flk›rtarak zeminini güçlendirmeyi planlad›¤› aç›kt›r. Sahnelenen mizansenin daha derinliklerinde yatan ise, ABD’ye ba¤l› ve ABD ad›na Ortado¤uda veya Türk-Müslüman kökenli ülkeler üzerinde AKP hükümeti-TC devletinin bir otorite haline getirilerek, bu vas›tayla ilgili devletlerin belli bir denetim ve kontrole al›nmas›n›n hesab› yatmaktad›r. “One munite” ç›k›fl›yla sa¤lanan yapay rüzgar, flimdi de yine ‹srail’e karfl› Filistin-Arap ulusuna sahip ç›k›lmas› takti¤iyle ilerletilmek istenmektedir. Bu taktik ve oyunlarla, AKP bölge ülkelerinin gözdesi ve güven oda¤› haline getirilerek, AKP hükümeti-TC devleti arac›yla bu bölge toplumlar›n›n ABD lehine denetimde tutulup daha rahat yönlendirilmesi amaçlanmaktad›r. Buralardaki ABD karfl›tl›¤› veya ABD için tehdit görülen radikal fundamentalist hareketlerin ehlilefltirilmesi hedeflenmektedir. Esas strateji budur.

‹srail “karfl›tl›¤›” sahtekarl›¤› ve ikiz kardefl gerçekli¤i AKP’nin ‹srail karfl›tl›¤›n›n oyun oldu¤u, aralar›ndaki büyük askeri-ekonomik anlaflma ve iflbirlikleriyle, bunlar›n devam ettirilmesiyle ve AKP’nin kendi pozisyonunu itiraf eden flu sözleriyle; “‹srail bölgedeki tek dostu olan ülkeyi kaybetme…” gözler önüne sermekte-serilmektedir. AKP’nin di¤er bir sahtekarl›¤› ise, ‹srail katliamlar›na karfl› ç›kar gözükürken, öte taraf-

SINIF TAVRI Göstermelik de olsa demokrasinin veya burjuva demokrasisinin oldu¤u ülkeleri ayr› tutarsak Türkiye-Kuzey Kürdistan gibi ülkelerde dönem dönem esasta da emperyalistlerin politikalar› gere¤i bir demokrasi, özgürlükler sorunu yapay olarak tart›fl›larak bu k›l›f›n alt›nda bura ülkelerinin emperyalistlerin stratejileri do¤rultusunda birtak›m düzenleme ve müdahalelerle yeni roller üstlenmeleri sa¤lan›r. Kuflkusuz bu müdahaleler bazen askeri darbeler fleklinde oldu¤u, olaca¤› gibi bazen ise de¤iflik ad ve biçimlerde de yap›lmaktad›r. ‹flte böylesi süreçlerde öngörülen emperyalist plan›n bütünlüklü sürdürülmesi için konunun bu yan› ‘örtük’ tutularak yapay dedi¤imiz k›l›f durumundaki “de¤iflim, yenilenme, ça¤› yakalama” ve elbetteki tüm bunlar bir nevi sihirli kelime durumundaki “demokrasi-demokratikleflme” ad›yla sürdürülerek konunun bu yan› öne ç›kart›l›p buna görünürlük kazand›r›l›r. Sürecin önceden haz›rlanm›fl müdahimleri ve seyreden aflamalar›nda yeni ifltirakç›lar›n da ilgisiz kalmayarak “demokratiklefliyoruz” üst bafll›¤›yla yapt›klar› tart›flmalar esas olarak hakim s›n›flar›n sunduklar› bu zeminden güç alarak yükseltilir-yükseltilmektedir. Türkiye-Kuzey Kürdistan’da yaflanmakta olan geliflmeler iflte böylesi bir arka planla ceryan etmektedir. ‹kinci AKP hükümeti döneminde iyice görünürlük kazanan emperyalist stratejiler do¤rultusunda Türk devletinin yeniden yap›land›r›lmas› tam da yukar›da de¤indi¤imiz gibi ‘her fley demokrasi için’ yalan›yla sürdürüldü. S›rt›-

d›klar› tav›r da bu özü geçmemektedir. Dahas›, kopard›klar› bütün hengame, ülke kamuoyunun AKP aleyhine geliflmeler göstermesine karfl› bu rüzgar›n AKP lehine çevrilmesi için ve AKP’nin gündemleflmesinin takti¤idir. Arap-Müslüman ülkelerin gönlünün fethedilmesi içindir. Katliam pahas›na yürütülen siyaset budur. Dolay›s›yla yaflanan katliamda ‹srail siyonizminden sonra, AKP’nin de sorumlu oldu¤u atlanamaz. Hamas’› direnifl hareketi, Kürt ulusunun hakl› direnifl ve mücadelesini “terör eylemi” olarak de¤erlendirip, Kürt ulusuna vahfli bask› ve katliamlar uygulayan Türk devleti ve sözcüsü AKP hükümeti ve bunun güdümündeki kurumlar asla samimi ve demokratik de¤ildirler. Bunlar›n halk kitlelerini aldat›p zehirlemesine sessiz kal›namaz-kal›nmamal›d›r.

Her türden bask› ve milli zulüme karfl› ç›kmak görevdir

tan dönüp Kürt ulusuna ayn› katliam ve zulmü uygulamas›d›r. Hamas’› direnifl hareketi ama Kürt ulusal hareketini “terörist örgüt” olarak de¤erlendirmesi, AKP’nin çifte standartç›, ikiyüzlü s›n›f siyaseti ve karfl›-devrimci siyasi gerçe¤inin ürünüdür. ‹srail katliam› karfl›s›nda; sahtekarca insan haklar› savunucusu, hümanist, zulüm ve katliam karfl›t›, mazlumdan yana gözükmeye çal›fl›rken; Kürt ulusuna karfl› sistemli terör ve katliamlar›na her gün yenilerini ekleyerek devam etmektedir. Onlarca çocu¤un katledilmesine, bas›n önünde iflkence edilmesine, kafalar›n›n dipçikle parçalanmas› ve kollar›n›n k›r›l›p üstüne üstlük hapsedilmesine, yüzlerce çocu¤un a¤›r cezalara çarpt›r›l›p içerde tutulmas›na flahit oldu¤umuz yetmezmifl gibi, daha dün, fi›rnak’ta F›rat BASAN isimli 14 yafl›ndaki çocuk, polis arac›n›n çarp›p sürüklemesi sonucu katledildi. Partilerinin kapat›l›p milletvekilleri ve parti baflkan›na siyaset yasa¤› getirilerek siyaset yasa¤›na tabi tutulmalar› ve hatta alçakça rencide edilmelerinden sonra; yeni Kürt yasal siyasal partisi BDP’li binlerce Kürt siyasetçinin, belediye baflkan›n›n, çal›flan yurtseverin onur k›r›c› ve insanl›k d›fl› muamelelere tabi tutulup hapsedilmesi zulmü yetmiyormufl gibi, daha dün, Silopi’de “savafl dursun” ça¤r›s›yla demokratik tepki ve eylemde

‹SMA‹L UÇAR n› emperyalist yeniden yap›land›rma stratejisine yaslayarak AKP hükümetinin de bu strateji do¤rultusunda ortaya att›¤› “aç›l›mlar” zincirinden güç alan bilimum liberal tayfan›n ak›l hocal›¤›nda en “dokunulmaz” konular “hiç kimsenin çesaret edemedi¤i” bu kesim taraf›ndan tart›flma platformlar›n›n, aç›k oturumlar›n, sabahlara kadar süren canl› yay›nlar›n baflat konusu olarak ifllendi. Devlet ‘derin olan yüzüyle hesaplaflmaya’ ça¤r›ld›. Çetelerden ‘ar›nd›r›ld›.’ Ülkenin ‘demokratikleflmesi’ önünde engel teflkil eden sorunlar amaliyat masalar›na yat›r›ld›. ‘Kürt sorunu’nun varl›¤› yeniden keflfedildi. ‘Çözüm’ patforumlar› kuruldu… vs. Büyük bir toplum mühendisli¤iyle yürütülen bu tasfiyeci süreç hiç kuflku yok ki demokratik, devrimci dinamiklerde de karfl›l›k bularak beklentiler içerisine girilip “bar›fl” ve “büyük uzlafl›” için dönem dönem hakim s›n›flar›n jestleri ve restleri karfl›l›ks›z kalmad›. En son ad› “mili birlik ve mutabakat prajesi” olarak kararlaflt›r›lan tasfiye plan› “tarihi f›rsat” olarak savunulmaya çal›fl›ld›. Özellikle son süreçte egemen s›n›flar›n yürürlü¤e koyduklar› politik yönelimlere bakt›¤›m›zda bu projelerin toplumun her kesimini birlefltirme ve bölgesel politikalar› sorunsuz sürdürme giriflimleri öne ç›kmaktad›r. Emperyalist kapitalist politikalar›n yeni sürümleri iktidar›n yeni varislerini de haz›rlama çabas› bu sürecin nas›l bir sald›r› konseptiyle cereyan edece¤ini ortaya koymaktad›r. Di¤er taraftan ise baflta ulusal hareket olmak üzere bu

bulunan Kürt eylemcilere yap›lan polis sald›r›s›nda, Kürt kad›n milletvekili Sevahir Bay›nd›r yaralanm›flt›r. Sevahir Bay›nd›r flahs›ndaki sald›r› Kürt ulusunun iradesine yap›lm›fl bir sald›r›d›r. Polis arac›yla ezilip katledilen 14 yafl›ndaki F›rat Basan flahs›nda yaflanan canilik Kürt çocuklar›na yap›lan faflist terör sald›r›s›n›n yaln›zca bir kan›t›d›r. AKP’nin talimat›yla milletvekillerine bu kadar pervas›zca sald›ran polisin, di¤er göstericilere-Kürtlere neler yapt›¤›n› tart›flmaya bile gerek yoktur. Yoktur çünkü, her gün bir Kürt çocu¤u polis taraf›ndan ya katledilmekte, ya iflkenceye maruz kalmakta, ya yaralanmakta ya da hapse at›lmaktad›r. Ancak AKP hükümeti, halklar›m›z ve Kürt ulusu karfl›s›ndaki bu kanl› gerçe¤ini yerde b›rak›p atlayarak, ‹srail katliamlar›n› görmekte, Filistin’e uygulanan zulüm ve katliama karfl› “sesini yükseltmektedir.” Kürtleri her gün katledip iflkenceden geçiren AKP iktidar›, Filistin halklar›n›n yan›nda oldu¤una ikna ettiremez kimseyi. Önce ellerindeki kan› y›kamal›d›r AKP ve Erdo¤an. Mazlum ve masumun yan›nda oldu¤unu söyleyen AKP ve Erdo¤an yalan söylemektedir. Mazlum Kürt ulusu ve masum çocuklar›na her gün bask› ve katliam uygulayan AKP hükümeti asla mazlumlar›n dostu olamaz. AKP’nin sivil toplum örgütü durumunda oldu¤u aç›k olan ‹HH ve baflkan›; “‹nsan ol-

Türk devleti ve AKP, ‹srail katliamlar›na karfl› ç›kar gözükürken, öte taraftan dönüp Kürt ulusuna ayn› katliam ve zulmü uygulamaktad›rlar. Hamas’› direnifl hareketi, Kürt ulusal hareketini ise “terör örgütü” olarak de¤erlendirmesi, AKP’nin çifte standartç›, ikiyüzlü s›n›f siyaseti ve karfl›-devrimci siyasi gerçe¤inin ürünüdür duklar› için Filistin’e-Gazze’ye yard›m götürdüklerini-yard›ma gittiklerini” söylemektedir. Peki öyleyse; yan› bafl›m›zdaki Kürt ulusuna-çocuklar›na neden yard›ma gitmemektedirler? Kuzey Kürdistan’da yaflanan insanl›k dram› daha m› azd›r? Dürüst de¤iller, çünkü, Filistin’e Hamas’l› din kardefllerine yard›ma gitmektedirler. Onun için yan› bafl›ndaki Kürtlere yard›ma gitmeyip Filistin’e gitmektedirler. Ve çünkü, garantör beslemeleri AKP, Kürdistan’da katliam gerçeklefltirmektedir. Onun için Kürdistan’daki katliamlar karfl›s›nda “insanl›klar›n›n” gere¤ini yapmamaktad›rlar. Aç›kt›r ki ve her fleyden anlafl›lmaktad›r ki, AKP ve tüm yandafllar› kurumlar, halklar›n ve mazlumlar›n yan›nda de¤il-olamazlar da; ‘din kardeflleri’nin ve kendi s›n›flar›n›n yan›ndad›rlar. Bunlar›n ‹srail’le karfl› ald›klar› tav›r da, Gazze ve di¤er katliamlara karfl› al-

Devrimci ve komünistlerin tutumu, emperyalizm, feodalizm, komprador bürokrat kapitalizm ve her türden gericilik karfl›s›nda mazlum ulus ve çilekefl halklardan yana kararl›ca tav›r almakt›r. Bu mücadelelere önderlik yapmak komünistlerin asli görevidir. Enternasyonalist duygu, dayan›flma ve birlik temelinde, proleter s›n›f bak›fl aç›s› bilinciyle dünya devrim cephesinin parças› olan her devrimci ve demokratik hareketi koflulsuz olarak destekleyip, sahiplenmek görevdir. Kimden gelirse gelsin, milli zulüm ve vahfletin her türüne ve bunun uzant›s› durumundaki hiçbir katliama sessiz kalan›maz. ‹srail siyonizminin Filistin’e uygulad›¤› zulme ve katliama karfl› mücadele yürütmek dün oldu¤u gibi bugün de devrimci ve komünistlerin görevidir. ‹kiz kardefl durumundaki Türk ve ‹srail devletleri aras›nda bugün yaflanmakta olan sözde “restleflmeler” ikiz kardefllerin fl›mar›kl›klar› ve bunlar› fl›martan ise a¤ababalar› ABD emperyalizmidir. Katliamlar›n perde arkas›ndaki güç de odur. Filistin-Gazze’de yap›lan vahflete “dur” diyerek Filistin halk›yla dayan›flma içinde bulunanlar›n ‹stail siyonizmi taraf›ndan katledilmesi kar›fl›s›nda onlar›n politik kimli¤i ve inançlar› gerekçe yap›larak sessiz-tutuk kal›namaz. Filistin topraklar› üzerinde yaflam› ac›ya çeviren ‹srail ablukas›n› k›rmaya yönelik her eylemi, gerici emellerle birleflmeden desteklemek yanl›fl de¤ildir. Bütün bunlarda tavr›m›z, destek ve bu eylemlerin meflrulu¤unu savunmak olmak durumundad›r. Her türden gerici boyunduruk, katliam ve k›r›ma karfl› kararl› bir tutumla karfl› ç›k›p mücadele etmek komünisterin görevidir. Emperyalizm ve onun her renkten hempalar›na karfl› dil, din, ›rk, cins ve co¤rafya ayr›m› yapmadan proletarya enternasyonalizmi bilinciyle halklar›n kardeflli¤i-s›n›f birli¤i temelinde devrimci savafllar› yükselterek, ‹srail siyonizmiyle faflist Türk devletinin Filistin ve Kürt ulusuna yönelik katliamlar›na karfl› ç›kmak görevdir.

‘Celallanma’ krizin ve çaresizli¤in görünen yüzüdür politikalar›n dayatt›¤› güzergahta beklenti içerisinde olanlar›n içerisine düfltükleri durum ve tasfiyeci dalgan›n etkileri göze çarpmkatad›r. Demokratikleflme nutuklar›n›n pefline tak›lanlar sürece hemen uyum sa¤lam›fl ve devrimci mücadeleyi sistemin çizdi¤i çerçeveyi aflmayan araçlara indirgemifllerdir. Elindeki mevcut olanaklara ra¤men ulusal hareket de Türk devletinin bu iki yüzlü tasfiye projesinden beklenti içerisine girmifltir. Gelinen aflamada ortaya ç›kan durum bu beklentilerin bofl oldu¤unu göstermifltir. Devletin bu tür giriflimleri her yeni süreçte ortaya ç›kan ve yükselen toplumsal muhalefeti ve devrimci dalgay› sistem içi s›n›rlara hapsetmek için devreye koydu¤u aflikard›r. Türk devletinin bu projesine karfl›n, ulusal hareketin özellikle gerilla savafl›nda izledi¤i askeri sald›r› ve eylem çizgisi oldukça önemli geliflmedir ve bir anlamda da ö¤reticidir. Ö¤retici olmas›n›n anlam›, silahl› mücadelenin kaç›n›lmazl›¤› ve devrimcili¤inin sosyal pratik taraf›ndan dayat›larak kabul edilmesidir. Ulusal hareket silahl› mücadeleyi taktik olarak ele alsa da; yaflanan bu realite silahl› mücadelenin gerçek devrimci çare ve as›l mücadele biçimi oldu¤u gerçe¤ini de¤ifltirmez. Ulusal hareketin ideolojik k›r›lganl›¤› ve özellikle somut süreç karfl›s›nda uzlaflma e¤iliminin güçlü olmas›na karfl›n, hakim s›n›flar ve sürecin özünün dayatmas›yla silahl› mücadeleye öyle ya da böyle baflvurmas› tarihsel ve toplumsal bir gerçe¤i parlatmaktad›r. Hakim s›n›flar›n karakteri ve yürüttükleri süreç hakk›nda beslenen bek-

lenti ve bofl inançlar› y›km›flt›r. Türk hakim s›n›flar›n›n tasfiyeci emeli, karfl›-devrimci plan› ve sürecin özü bir biçimiyle alg›lanm›fl ya da kabul edilmifl-edilmek zorunda kal›nm›flt›r. Demokrasi mücadelesinin devrim mücadelesinden ba¤›ms›z olmay›p silahl› devrimci zoru gerektirdi¤i, ulusal hareketin bu prati¤iyle de kan›tlan›p bir kez daha a盤a ç›km›flt›r. O halde; devrimci s›n›f hareketinin süreç karfl›s›nda yalpalayan ve süreçten beklentilere girerek tasfiyecili¤in de¤irmenine su tafl›yan kesimleri, süreçten ve ulusal hareketin bu prati¤inden ders almak durumundad›rlar. Söz konusu devrimci hareket bölümünün ders almas› anlam›nda, ulusal hareketin prati¤i ö¤reticidir. Devrimci s›n›f hareketinde demokratikleflme beklentilerine girerek yasalc›l›k zemininde geliflen ölü süreçte, devrimci eylemin özellikle de gerilla-silahl› mücadele cephesinden yükselmesi, yapay olarak oluflturulan atmosferi besleyen de¤il, y›kan bir e¤ilimdir. Elbette ki, ulusal hareketin ideolojik çizgisini düzeltti¤i ya da stratejik siyasetinin de¤iflti¤ini düflünmüyoruz. Sürecin teslimiyet ve imha-inkar özüyle dayat›lmas› ulusal hareket taraf›ndan kabul edilmemifl, daralt›lm›fl düzeyde de olsa ileri sürdü¤ü talepler karfl›lanmam›flt›r. Ulusal hareket bu dayatmalar› ve bu uzlaflma zeminini kabul etmemifltir. Taleplerinin kabul edilmesi ve daha ileri düzeyde bir uzlaflman›n sa¤lanmas› için taktik olarak gerilla eylemlerini benimseyip uygulamaktad›r. Her halükarda dönemsel olarak da olsa benimsenen politik

mücadele biçimi olumludur. Ulusal hareket uzlaflma e¤ilimini koruyarak daha ileri düzeyde bir anlaflma yapmak için silahl› mücadeleyi kullanmaktad›r. Buna karfl›n, ulusal hareketin taktik olarak da olsa gelifltirdi¤i süreç önemli ve sevindiricidir çünkü, ulusal hareket büyük yan›lg›s›n› geçici de olsa görmüfl olup, geçicilikle de olsa, girdi¤i tasfiyeci e¤ilim sürecinden askeri ve politik mücadele bak›m›ndan, evet geçici de olsa ç›km›flt›r. Dahas›, tasfiyecili¤in derinleflerek devrimci hareketin ba¤r›na kümelendi¤i ve devrimci eylemin genifl kesimce unutuldu¤u süreçte gerilla savafl›n›n geliflmesi elbette sevinçle karfl›lanmas› gereken önemli bir geliflmedir. Öte yandan geliflen gerilla savafl› ve gelen asker cenazeleri Türk hakim s›n›flar›n›n iç krizlerini daha da derinlefltirecektir. Bu da devrimci koflullar› ve dolay›s›yla devrimci hareketi pozitif anlamda etkileyecektir. Günün geliflmeleri Maoistlerin ulusal harekete yönelik elefltiri ve önerileri ile birlikte süreç hakk›ndaki tespitlerini de do¤rulamaktad›r. Yasalc› tasfiyecilik kulvar›na oturmaya aday olan ve tasfiyecili¤e bulaflm›fl olan devrimci hareket art›k uyanarak devrimci çizgiyi hakk›yla temsil etmelidir. Yaflanan süreçte devrimci mevzilerin gelifltirilerek, ciddi kazan›mlar›n elde edilmesi son derece mümkündür. Sistemin yasalc› tasfiyeci sald›r›lar› k›r›lgan bir savafl stratijisiyle püskürtülemez. Geliflen sürecin yaratt›¤› politik atmosferin sarmala ald›¤› kitlelerin devrimci savafl›n gerçekli¤iyle buluflturulmas› günün görevidir.


4

GÜNCEL

17-30 HAZ‹RAN 2010

DEVRiMCi

DEMOKRASi

11 Kürt siyasetçi hakk›nda müebbet istendi AMED – Kürt siyasetçilere yönelik KCK ad› alt›nda yap›lan tutuklama sald›r›s›n›n idianamesi mahkemeye sunuldu. ‹dianamade, 11 kifli hakk›nda a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet hapis istenirken, Osman Baydemir ve Ahmet Türk için de hapis cezas› isteniyor. Diyarbak›r Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’nca haz›rlanan 7 bin 578 sayfal›k KCK iddianamesinde, bin 300 sayfa, PKK ve KCK aras›ndaki iliflkiye ayr›ld›. ‹ddianamede 103'ü tutuklu 151 Kürt siyasetçi hakk›nda hapis cezas› istenirken, iddianamede, kapat›lan DTP'nin genel baflkan yard›mc›lar› Kamuran Yüksek, Selma Irmak, Bayram Altun, Demokrasi Partisi (DEP) eski milletvekili Hatip Dicle, Ça¤dafl Yaflam› Destekleme Derne¤i (ÇYDD) Eski Baflkan› Türkan Saylan, CHP eski Genel Bafl-

kan› Deniz Baykal da yer ald›. Hat›rlanaca¤› üzere 14 Nisan 2009 tarihinde bafllat›lan tutuklama sald›r›s›nda aralar›nda DTP'den 28 yönetici ile 12 belediye baflkan›n›n da bulundu¤u yüzden fazla Kürt siyasetçisi tutuklanmflt›. Özel yetkili savc› taraf›ndan haz›rlanan 7 bin 578 sayfal›k iddianame 6. A¤›r Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkemenin inceledi¤i iddianamede 103’ü tutuklu 151 kürt siyasetçi, TCK'n›n "Devletin birli¤ini ve bütünlü¤ünü bozmak', "Örgüt üyesi ve yöneticisi olmak", "Örgüte yard›m etmek"le suçlan›yor. ‹ddianamede, aralar›nda Sabri Ok ve Mehmet Abbaso¤lu'nun da bulundu¤u 11 kifli hakk›nda a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet hapis istenirken, 140'›

hakk›nda ise "örgüt yöneticisi olmak, örgüt üyesi olmak, örgüte yard›m etmek, Gösteri Yürüyüflü Kanunu’na muhalefet etmek”ten on y›llara varan hapis cezar› isteniyor.

seçimlerden “KCK Türkiye Meclisi” sözcülerinden uygun görmeleri halinde Amed’e gelmek için izin istedi¤i öne sürülen iddilar aras›nda yer al›yor.

Baydemir’e 36 y›l

Ahmet Türk, Obama görüflmesi

‹ddianamede, Diyarbak›r Büyükflehir Belediye Baflkan› Osman Baydemir hakk›nda da, "Örgüt üyesi olmak, 2911 say›l› Gösteri ve Yürüyüfl Kanunu'na muhalefet ve örgüt propagandas› yapmak" iddias›yla 36.5 y›la kadar hapis cezas› isteniyor.

‹ddianamede öne ç›kan di¤er bir olay ise kapat›lan DTP'nin eski Genel Baflkan› Ahmet Türk'ün, ABD Baflkan› Barack Obama ile yapt›¤› görüflme.

Deniz Baykal izin istemifl Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) eski Genel Baflkan› Deniz Baykal'›n 2009 y›l›ndaki yerel

‹ddianamede görüflme s›ras›nda, Öcalan'›n talimat› üzerine Sabr› Ok taraf›ndan haz›rlanan ve Kürt sorununu içeren bir mektubun “KCK Türkiye Meclisi” yöneticilerine ulaflt›r›ld›¤› ve daha sonra ise Ahmet Türk taraf›ndan Obama'ya verildi¤i öne sürülüyor.

15 günde 45 asker öldü

4 Haziran günü akflam 8 sular›nda Ovac›k Torunoba karakoluna gerillalar taraf›ndan 4 ayr› noktadan sald›r› düzenlenmiflti. Sald›r› s›ras›nda karakolda bulunan Jandarma Özel Harekat Timleri ile görevli askerler gerillara karfl› ateflle karfl›l›k vermiflti. Burjuva bas›nda genifl yer bulan karakol bask›n› ile ilgili olarak MKP Dersim Bölge Komitesi yaz›l› bir aç›klama yaparak karakola yönelik yapt›¤› bask›n›n ayr›nt›lar›n› kamuoyuyla paylaflt›. MKP/HKO taraf›ndan gerçeklefltirilen karakol bask›n›n›n genifl ayr›nt›lar› içeren MKP aç›klamas› flöyle: “Partimiz, Maoist Komünist Partisi önderli¤inde savaflan Halk Kurtulufl Ordusu (HKO) gerillalar› taraf›ndan 4 Haziran 2010 tarihinde ovac›k ilçesine ba¤l› Torunoba Karakolu’na yönelik akflam saat 20:00 surlar›nda sald›r› düzenlenmifltir. Sald›r› karakol binas›n›n oldu¤u alan ve savunma tepesi olmak üzere iki

Dersim Ovac›k ‹lçesi Afla¤› Torunoba Jandarma Karakolu'na 4 ayr› noktadan yap›lan sald›r›y› MKP’ye ba¤l› HKO gerillar›n›n yapt›¤› ö¤renildi.

noktaya yönelik düzenlenmifltir. Sald›r›ya düflman ateflle karfl›l›k vermifl, düflman atefli asnas›nda gerilla birli¤imiz çekilme hatt›n› temiz tutarak kay›p vermeden geri çekilmifltir. Geri çekilme esnas›nda düflman makineli, ferdi silahlar ile sald›r› noktalar› ve çevre alan› atefl att›nda tutmaya çal›flm›flt›r. Bölge gece boyunca yo¤un havan at›fllar›na tutulmufltur. Çat›flman›n ertesi günü ise düflman Skorsky helikopterlerle çat›flma alan›na yeni güçler tafl›yarak operasyon düzenlemifltir. Operasyon esnas›nda herhangi bir karfl›laflma yasanmam›flt›r. Gerilla birli¤imiz operasyon alan›ndan baflar›yla çekilmifltir.”

‘Halk Savafl› en anlaml› cevapt›r’ Aç›klaman›n devam›nda ülkemiz halklar›na seslenen MKP Dersim Bölge Komitesi, Halk Savafl›’n›n 38. y›l›nda iktidar yürüyüflünün ilerleme ve yenilgilerle fakat sürekli bir savaflma kararl›l›¤›yla devam etti¤ini vurgulad›. 2005 y›l›nda 17'ler ile al›nan a¤›r darbenin k›sa vadede afl›lmayacak a¤›r yüklere neden oldu¤unu ancak partinin k›sa sürde toplanarak 2. kongre ile 1. kongrenin kavray›fl ve Halk Savafl› prati¤ini gelifltirmeye yönelik mütavazi ama kendi koflullar› iflinde oldukça önemli ad›mlar att›¤›n› kaydetti. Aç›klamada, “Dünya ve Türkiye-Kuzey Kürdistan’da reformist-revizyonist kuflatman›n kol gezdi¤i bu süreçte si-

lahl› mücadele yürüten birçok hareket dahi bu alg›ya kap›larak düzenin dümen suyuna yelkenleri k›rm›flt›r.” ifadeleri kullan›larak, “Tüm bu kuflatma ve yetmezlikler içinde dünyan›n yoksullar› bedel ödeyerek yeni bir dünyay› infla etmeye çal›fl›yor. Öncülü¤ünü Maoistlerin yapt›¤› bu son kanl› kavgan›n bayrak tafl›y›c›lar› baflta Nepal, Peru, Hinditan, Filipinler, Türkiye-Kuzey Kürdistan olmak üzere dünyan›n k›rlar›nda Maoizm’le kazanmaya yönelik yürütülen Halk Savafllar› dünya gericili¤ine ve reformist hatta verilen en anlaml› pratik ceveplard›r.” diye belirtildi.

‘Partimiz MKP ile daha güçlü bütünleflelim’ Rutin tekrarlarla de¤il, s›n›rlar› aflan, ezberleri bozan pratiklerle, akl›n ve cesaretin diyalektik birli¤iyle Halk Savafl›’n›n geliflece¤i kaydedilen aç›klamada, “S›n›rl› devrimcilik’ten kurtularak bütün benli¤imizle s›n›f savafl›na girip devrimin s›ra neferi olarak ileri ç›kal›m. Halk Savafl› ancak onun flah damar› olan gerilla savafl›yla gelifltirilir.” denildi. Aç›klamada son olarak çeflitli ulus ve milliyetlerden ezilen halk›m›za, gençlere ve kad›nlara seslenilerek, “MKP önderli¤indeki HKO’ya kat›lal›m. Halk Savafl›’n›n par›ldayan siperlerinde yerimizi alal›m. Daha güçlü gerilla sald›r›lar› için nicel ve nitel gücümüzü art›ral›m, partimiz MKP ile daha güçlü bütünleflelim.” ça¤r›s› yap›ld›.

MKP militanlar› ile polis aras›nda çat›flma yafland›

Karakol bask›n›n› HKO üstlendi ‹STANBUL- 17'ler için eylem haz›rl›¤›nda olan MKP militanlar› ile polis aras›nda çat›flma ç›kt›. 17 Haziran günü sabah saatlerinde 1 May›s Mahallesi'nde Maoist Komünist Partisi (MKP) militanlar› ile polis aras›nda çat›flma ç›kt›. MKP millitanlar› sabah 4:30 sular›nda eylem haz›rl›¤›nda iken, devriye görevi yapan z›rhl› polis arac› taraf›ndan fark edildiler. Kendilerini fark eden ve müdahalede bulunmak isteyen polislere silahla karfl›l›k veren MKP militanlar› ile polis aras›nda silahl› çat›flma yafland›. Çat›flman›n ard›ndan MKP militanlar› olay yerinden uzaklaflt›lar. Olay yerinde “17'ler ölmez. Yaflas›n Halk Savafl›” yaz›l› MKP/HKO imzal› pankartlar bulundu. Çat›flman›n ard›ndan takviye timlerin bölgeye gönderilmesi ile polis 1 May›s Mahallesi'ni abluka alt›na ald›. Çat›flmada ölen ya da yaralanan olup olmad›¤› hakk›nda bir bilgiye ulafl›lamad›.

Kürt çocuklar›na iflkence devam ediyor ‹STANBUL- Maltepe Hapishanesi’nde Kürt çocuklar›na önce tehditler savuran, daha sonra sald›ran askerlerin çocuklara iflkence yapt›¤› ö¤renildi. ‹stanbul Maltepe’de bulunan çocuk hapishanesinden tutuklu TMK ma¤duru Kürt çocuklar›na askerler taraf›ndan iflkence yap›ld›¤› ö¤re-

nildi. Yemek verilmeyen ve hijyen, sa¤l›k ve e¤itim hakk›ndan mahrum b›rak›lan çocuklar›n yaflad›klar› karfl›s›nda aileleri tepkili. ANF taraf›ndan servis edilen haberde, evine telefon eden çocuklardan biri, say›ma gelen askerlerin önce kendilerini tehdit ettiklerini, ard›ndan da gece geç saatlerde ko¤ufllara gi-

rerek kendilerine sald›rd›klar›n› söyledi¤i ö¤renildi. 8 Haziran’da gerçekleflti¤i ö¤renilen sald›r›da çocuklara yönelik kaba fliddet uyguland›¤› ve bask›lar›n giderek artt›¤› bildirildi. Ayn› gün 30’a yak›n askerin ko¤ufllara girerek rast gele sald›r›ya geçti¤i ve gardiyanlar›n da bu sald›r›da yer ald›¤›, çocuklara yemek verilme-

di¤i, sald›r› s›ras›nda baz› camlar›n da k›r›ld›¤› belirtildi. Ayr›ca daha önce ANF’de yer alan bir haberde ismi geçen W’nin, haberin Roj TV’de yay›nlanmas› üzerin daha çok bask› gördü¤ü ve sürekli tehdit edildi¤i ö¤renildi. Çocuklar›n aileleri ise durumdan endifleli.

Türk ordusunun gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar ve HPG gerillalar›n›n yapt›klar› eylemlerin bilançosu aç›kland›. HPG taraf›ndan bas›na verilen bilançoya göre 15 günde 21 operasyon gerçekleflirken, HPG gerillalar› 23 eylem yapt›. Yap›lan eylem ve ç›kan çat›flmalarda 45 asker ölürken, 12 gerillan›n da yaflam›n› yitirdi¤i belirtildi. Bahar›n gelmesiyle beraber Türk ordusunun gerillaya yönelik sald›r›lar da artt›. Özelikle Dersim, Hakkari, fi›rnak’ta Gerillalarla türk ordusu aras›nda genifl çapl› çat›flmalar yafland›. 13 Nisan 2009’da ilan ettikleri tek tarafl› eylemsizlik sürecini 1 Haziran itibariyle kald›rd›klar›n› ilan eden HPG’nin eylemleri ise artt›. HPG yapt›¤› eylemlerde 45 Türk askerinin öldü¤ünü aç›klad›.

Sivillere yönelik obüs sald›r›s› Öte yandan Medya Savunma Alanlar›’na yönelik gerçeklefltirilen obüs ve havan sald›r›lar›n›n artt›¤› aç›klanan bilgiler aras›nda dikkat çekerken yine bu sald›r›lar›n Güney Kürdistan’›n yerleflim yerlerine do¤ru kayd›¤› da dikat çekici bilgiler aras›nda. Sivil kullan›m›n›n en yo¤un oldu¤u alanlar›n bafl›nda gelen Haftanin geçen on befl gün içinde en çok sald›r›ya maruz kalan alan oldu. Toplam 21 obüs ve havan toplu sald›r›ya maruz kalan Haftanin’de çok say›da tarla ve meyve bahçesi hasar gördü. Yaz aylar›n›n gelifliyle oval›k alana nazaran daha serin olan Haftanin yaylalar›na ç›kan köylüler Türk ordusunun sald›r›lar› yüzünden bu haklar›ndan mahrum kald›klar›n› ifade ediyorlar.

Festival düzenleyen baflkana 10 y›l hapis! AMED- Siirt’in Eruh ‹lçesi Belediye Baflkan› BDP'li Melih Oktay› hakk›nda 10 y›l hapis cezas› karar› al›nd›. Geçen y›l Eruh'ta belediye taraf›ndan düzenlenen ‘1'inci Eruh Ç›rav Do¤a ve Kültür Sanat Festivali'nde aç›lan 'Kahramanl›k destan›n›n yaz›ld›¤› Eruh'ta güneflin s›cakl›¤›nda buluflal›m' yaz›l› afifl nedeniyle Eruh Belediye Baflkan› Melih Oktay› hakk›nda dava aç›ld›. Diyarbak›r 6'nc› A¤›r Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Oktay› hakk›nda, `Örgüt propagandas› yapma' iddias› ile 1 y›l 8 ay hapis cezas› verildi. Yine ayn› festivalde Okyay›'ya yapt›¤› konuflma nedeni ile de Diyarbak›r 5'inci

A¤›r

Ceza

Mahkeme-

si'nde aç›lan dava sonucunda 2 y›l 1 ay hapis cezas› verildi. Oktay› ile festival tertip komitesi üyesi 7 kifli hakk›nda ise ‘örgüt ad›na suç ifllemek' iddias›yla aç›lan dava Diyarbak›r 5'inci A¤›r Ceza Mahkemesi'nde karara ba¤land›. Duruflmada festival komite üyeleri beraat ederken Oktay›'ya 6 y›l 3 ay hapis cezas› verildi. Toplam 10 y›l hapis cezas›na çarpt›r›lan Oktay› verilen cezalar›n siyasi oldu¤unu

belirterek,

“Bundan sonrada ayn› festivalleri yapmaya devam edece¤im. Verilen kararlar› temyiz edece¤im." dedi.

Kürt ö¤rencilere savc›l›k soruflturmas› MU⁄LA- fierzan Kurt'un katledildi¤i, polis destekli faflist sald›r›n›n ard›ndan bu sefer faflist yarg› ifl bafl›nda. Sald›r›lar›n ard›ndan muhalif ve özellikle Kürt ö¤rencilere yönelik soruflturma aç›lmaya baflland›. Mu¤la Cumhuriyet Savc›l›¤›, 11 May›s günü faflistlerin Kürt ö¤rencilere sald›rmas›yla bafllayan ve fierzan Kurt'un polis

kurflunuyla yaflam›n› yitirdi¤i olaylar hakk›nda soruflturma bafllatt›. Soruflturma çerçevesinde hedef oevrimci demokrat yurtsever ö¤renciler. Soruflturmada 56 ö¤renciye isnat edilen suçlamalar ise flöyle: "2911 Say›l› Toplant› ve Gösteri Yürüyüflleri Kanunu'na muhalefet etmek” ve "kamu mal›na zarar vermek".


DEVRiMCi

GÜNCEL

DEMOKRASi

17-30 HAZ‹RAN 2010

Çaresizli¤i Erdo¤an’› fluursuzlu¤a itiyor

ABD direktifleri ile ‘demokratik aç›l›m’, ‘anayasa’, ‘one minute’ ç›k›fllar› ile halk içerisinde yükselenen popülerli¤inin, artan iflsizlik ve ülkede politik bunal›mla düflmeye bafllamas›yla beraber acze düflen Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an, AKP’nin grup toplant›s›nda fluursuz bir flekilde yapt›¤› konuflmada BDP’yi hedef alarak artan gerilla eylemlerini çarp›t›p, hükümümetin büyük ifller baflard›¤› yalan›na sar›ld›.

AKP Genel Baflkan› ve Baflbakan Erdo¤an, ekonomik çalkant›lar›, artan gerilla eylemlerinin yaratt›¤› bunal›m› ve hükümetin içine düfltü¤ü siyasi t›kan›kl›¤› gölgelemek ad›na, fluursuz bir flekilde har vurup harman savurdu. ‘Demokratik Aç›l›m’ ad› alt›nda yürütülen tasfiye projesinin istenilen sonucu vermemifl olmas› yüzünden, hükümete yönelik geliflen tepkilerin önünü almak isteyen Erdo¤an, PKK’nin Kürt ulusunun temsilcisi olamayaca¤›n› belirterek, ‘hükümetlerinin iyi ifller yapt›¤›nda gerilla faliyetinin art›¤›n› aktararak, böylece yarat›lan flovenizme s›¤›narak yaflad›klar› t›kan›kl›¤› gölglemek istedi. Erdo¤an, “E¤er demokratik bir mücadele verecekseniz, bunu demokrasinin kurallar› içinde verin... Ama yok demokratik mücadele de¤il de insanlar›n farkl› yöntemlerle, bölücü terör örgütünün verdi¤i desteklerle bir yerlere gelmek istiyorsan›z... Bu ülkede buna f›rsat verilmeyecektir. Bu millet buna f›rsat vermeyecektir.” ifadelerini kullananarak, ezilen Kürt ulusunun hakl› ve meflru savafl›n›, Türk hakim s›n›flar›n›n yaratt›¤› floven ve milliyetçi damar içerisinde linç etmek istedi. Utanmadan AKP hükümetinin, belediyelerinin iyi bir hizmet dönemi geçirdi¤ini ve ortaya koyduklar› hizmet ve yat›r›mlar›n halk taraf›ndan büyük bir ilgi ve alaka ile izlendi¤ini, memnuniyetle karfl›land›¤›n› ifade eden Erdo¤an, yalanar›n› flöyle sürdürdü: “Türkiye’yi büyütmeye çal›fl›r-

ken, Türk insan›na ayd›nl›k bir gelecek haz›rlamaya gayret ederken birileri de bofl durmad›. Engel olmaya, kriz ç›karmaya, bizi yolumuzdan sapt›rmaya çal›flt›lar. Çetelerle üzerimize geldiler, medyayla, karanl›k yap›lanmalarla üzerimize geldiler; terör örgütleriyle, illegal yap›lanmalarla üzerimize geldiler. Zaman oldu hukuku zorlad›lar, hukuku çi¤nediler; zaman oldu iftiralarla, ithamlarla, tahriklerle bizi bask› alt›na almaya çal›flt›lar. ’AK Parti iktidar› kaybetsin, zarar görsün de ülkeye ne olursa olsun’ dediler. Hükümete zarar vermek için ülkenin menfaatlerine zarar vermekten çekinmediler. ‹stikrar›, huzuru, güvenli¤i, büyümeyi bir ç›rp›da feda ettiler...” 2002’den buyana üretime yönelik hiç bir ad›m atmay›p, üreticileri yok eden, Kürt ulusu ve di¤er az›nl›k milliyetlerin gasp edilen halklar›n› yeni yasalarla sürdüren, farkl› etnik kimliklerin yaflad›¤› bask›y›, hakim kimlik üzerinden tan›mlay›p sözde eflitlik statüsüne getiren AKP, geliflen ekonomik ve siyasi bunal›m› yapamad›¤› ifllerle gizlemek istiyor. Halk›n ezici ço¤unlu¤u içerisinde teflhir olan AKP hükümeti ve genel baflkan› Erdo¤an, siyasi ç›karlar›n›n elinde yitme korkusu içerisinde, fluursuzca hareket ederek, kimi zaman devletin eskiyen gerici politikalar›na sar›l›r›p gürlerken, kimi zaman ise halk›n içerisinde yarat›lan etnik-ulasal milliyetçi damara sar›larak gürlemek istiyor. Erdo¤an’›n son ç›k›fl› ile beraber sa¤a sola savurdu¤u tehditlerin

arkas›nda, ülkemizde yaflanan ekonomik ve siyasi krizin yarataca¤› iflçi, köylü kitleleri ile Kürt ulusunun geliflen eylemlerine azg›nca sald›raca¤›n›n iflareti var.

‘Erdo¤an yalan söylüyor’ Erdo¤an’›n BDP hakk›ndaki sözlerine çok sert tepki gösteren BDP Efl Baflkan› Selahattin Demirtafl, Erdo¤an’›n Kürt sorunu konusunda yalan söyledi¤ini belirterek, Baflbakan’›n BDP hakk›ndaki sözlerinin “kapatma talimat›” oldu¤unu söyledi. BDP grup toplant›s›nda konuflan BDP Efl Baflkan› Selahattin Demirtafl, Erdo¤an’›n kendilerine yönelik suçlamalar›na karfl›l›k verdi. Demirtafl, ülkenin önünde önemli ve kritik gündemler bulundu¤unu belirterek, bunlar›n en önemlisinin Kürt sorunu ve Kürt sorunundan kaynakl› artan çat›flmalar oldu¤unu vurgulad›. Demirtafl, Baflbakan’›n konuflmalar›na de¤inerek, “Bir baflbakan kendi ülkesindeki sorunlara iliflkin yalan atabiliyorsa, halk›n gözünün içine baka baka yalan atabiliyorsa, baflbakan›n siyaseti, siyaset anlay›fl› bitmifl demektir.” dedi. Baflbakan’›n BDP’yi suçlad›¤›n› ifade eden Demirtafl, “Hiç utanmadan, s›k›lmadan bizi terörle ifl birli¤i içinde olmakla suçluyor.” sözlerini kullanarak, Baflbakan’›n BDP hakk›nda kapatma davas› aç›lmas› için talimat verdi¤ini kaydetti. Erdo¤an’›n ‘Sorununun çözümü için herkesle görüflürüz’ sözlerine at›fta bulunan Demirtafl, “ABD, AB, Ba¤dat’la kapal› kap›lar arkas›nda ifl pi-

flirecek, f›r›ldaklar çevireceksiniz; BDP’yi tasfiye etmeye çal›flacak, 1500 kadrosunu içeri alacak, Adalet Bakanl›¤› eliyle uyduruk iddianamelerle Kürt siyasetçilerini y›llarca içeride tutacak, Kürt çocuklar›n› kelepçeleyip tutuklayacak ve suçlayarak, sonra psikolojik harekata geçecektir. Ben çözecektim birileri engel oluyor diyecektir.” fleklinde konufltu. 14 Nisan’dan beri süren ‘KCK operasyonu’ ad› alt›ndaki sald›r›lar› hat›rlatan Demirtafl, bu tutuklamalar›n intikam alma oldu¤unu ve yarg›n›n da buna efllik etti¤ini söyledi.

Erdo¤an hakk›nda gensoru BDP, Kürt siyaseti üzerinde artan bask›lar nedeniyle Baflbakan Erdo¤an hakk›nda gensoru önergesi verdi. Grup baflkan vekilleri Ayla Akat Ata ve Bengi Y›ld›z imzas›yla verilen önergede, hükümetin aç›l›m ad› alt›nda ayr›mc›l›k yapt›¤›; gizli dinlemelerle yarg›y› siyasallaflt›rd›¤›, muhaliflerin üzerinde bask›lar›n› yo¤unlaflt›rd›¤› ifade edilerek, BDP milletvekillerine sald›r› düzenlemesi, Gazze olay› gibi konular gensorunun gerekçeleri aras›nda gösterildi. Yarg›Yürütme-Yasama aras›ndaki uyumun bozuldu¤u ifade edilen gensoruda, “Anayasa gere¤i, güçler ayr›l›¤›, güçler birli¤ine dönüflmüfl; yürütme ve yasama tek elde toplanm›fl, demokratik anlay›fl bir yana at›lm›fl, meclis ço¤unlu¤u hegemonyas› ‘saltanat anlay›fl›na’ dönüflmüfl, muhalefet ve meclis adeta d›fllanm›flt›r.” denildi.

5

Demokratik eylemlere kat›lmak “suç”mufl K›z›ldere’de yap›lan Mahir Çayan anmas› ve Güler Zere için yap›lan eylemler gerekçe gösterilerek 15 Haziran günü Ankara, ‹zmir ve ‹stanbul’da düzenlenen ev ve kurum bask›nlar›nda 27 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar aras›nda KESK Örgütlenme Sekreteri Akman fiimflek, SES Kad›n Sekreteri Meryem Özsö¤üt ve BES Ankara fiubesi yöneticisi Ahmet Danano¤lu, TAYAD üyesi Ahmet Kulaks›z ve Halk Cephesi üyeleri bulunuyor. 15 Haziran'da, Ankara Haklar Derne¤i, Çankaya Kültür Derne¤i siyasi poliser taraf›ndan bas›ld›. Bask›nda 27 kifli haklar›nda tutuklama karar› oldu¤u gerekçesiyle gözalt›na al›nd›.

TAYAD: Gözalt›lar serbest b›rak›ls›n TAYAD üyeleri yapt›klar› eylemlerle gözalt› sald›r›lar› protesto ederek gözalt›na al›nanlar›n serbest b›rak›lmas›n› talep etti. TAYAD ad›na yap›lan aç›klamada demokrasi mücadelesi veren insanlar›n gözalt›na al›nd›¤›, iflkence gördü¤ü ve öldürüldü¤ü ifade edildi. Aç›klamada, "Demokratik haklar›m›z› kullanmak Ankara DGM'ye göre en büyük suç. Bizim kimi an›p kimi anmayaca¤›m›za Ankara DGM mi karar verecek?" sorusu yöneltilirken, Güler Zere ve di¤er hasta tutsaklar›n tahliye edilmesi ve tedavilerinin yap›lmas›n› istemenin suç olmad›¤› belirtildi. aç›klamada e¤er bir suçlu aran›yorsa çal›flmadan kazananlara ve baflkalar›n›n eme¤ini çalanlara bak›lmas› gerekti¤i ifade edildi. KESK yönetici ve üyelerinin gözalt›na al›nmas›na iliflkin yaz›l› aç›klama yapan Kamu Emekçileri Sendikalar› Konfederasyonu (KESK) Genel Baflkan› Sami Evren, arkadafllar›n›n gözalt›na al›nmas› karfl›s›nda sessiz kalmayacaklar›n› dile getirdi.

‘Dersim’deki taciz ve tecavüz olaylar› devlet desteklidir’ ‹STANBUL- Dersim’in Ovac›k ‹lçesi’nde ortaya ç›kan tecavüz giriflimi ve Pertek ‹lçesi’nde yaflanan taciz olaylar›, DEDEF (Dersim Dernekleri Federasyonu) taraf›ndan yap›lan yürüyüflle protesto edildi.

Ovac›k ‹lçesi'nde ad› devletin kontra örgütlenmesi içerisinde kirli iliflkilerle an›lan ve AKP eski ilçe baflkan› olan R›za Çolak, devletten ald›¤› güçle kirli ifllerine devam ediyor. Son olarak 14 yafl›nda zihinsel engelli bir k›za tecavüz girifliminde bulunan Çolak, durumu ö¤renen halk›n elinden her zamanki gibi karakol sayesinde kurtuldu

Ovac›k halk› tecavüze karfl› ayakta DERS‹M- Siirt’te geçti¤imiz günlerde patlak veren ve birçok devlet yetkilisinin de kar›flt›¤› tecavüz olay›n›n ard›ndan sistem eliyle gerçeklefltirilen taciz ve tecavüz olaylar› patlak vermeye bafllad›. Bu olaya en son örnek Dersim’in Ovac›k ilçesinde yafland›. 9 Haziran Çarflamba günü Ovac›k ‹lçesi'nde ad› devletin kontra örgütlenmesi içerisinde kirli iliflkilerle an›lan ve AKP eski ilçe baflkan› R›za Çolak, devletten ald›¤› güçle kirli ifllerine devam ediyor. Son olarak 14 yafl›nda zihinsel engelli bir k›za tecavüz girifliminde bulunan Çolak, durumu ö¤renen halk›n elinden her zamanki gibi karakol sayesinde kurtuldu. Çolak, etraf›nda toplanan halk›n elinden karakolun kendisine verdi¤i silah› göstererek kurtulup ilçe karakoluna s›¤›n›rken, olay›n bölge halk› taraf›ndan duyulmas› ile berabeber kaymakaml›k önünde toplan ilçe halk›, Çolak’›n kendilerine verilmesini istedi. Devletin yaratt›¤› kontra örgütlenme içerisinde yer alan ve devletin verdi¤i destek ile bölgede halk üzerinde terör estiren iflbirlikçi unsur R›za Çolak, ilçe d›fl›nda kendisine ait cipin içinde zihinsel engelli bir k›z çocu¤una tecavüz girifliminde bulunurken, çevrede bulunan iki kifli taraf›ndan görüldü. Tecavüz giriflimini fark eden köylüler, cipin yay›na giderek, k›z› kurtarmaya çal›flt›¤› s›rada Çolak, tabancas›n› çekerek, "Buradan uzaklafl›n yoksa sizi vururum" diyerek tehdit etti. Çolak, daha

sonra arabas›yla birlikte h›zla olay yerinden kaçarken, kendisine engel olmak isteyen Murat Yerlikaya'ya çarpt›. Yerlikaya yaralan›rken, Çolak, arac›yla birlikte karakola s›¤›nd›. Olay›n duyulmas›n›n ard›ndan ilçede esnaf kepenk kapatt›, aralar›nda çocuk ve kad›nlar›n da bulundu¤u Ovac›kl›lar karakolun hemen yan›nda bulunan kaymakaml›k binas› önünde toplan›p, Çolak'›n kendilerine teslim edilmesini istedi. K›sa sürede kalabal›¤›n 2 bin kifliye ulaflmas› üzerine, polisin yan› s›ra jandarma da takviye olarak ilçeyi ablukaya ald›. Halk ilçe caddelerinde yürüyerek, “Dersim onurdur, onuruna sahip ç›k”, sloganlar› att›. Kitlenin kararl› bekleyiflinin ard›ndan R›za Çolak, z›rhl› bir araca konularak gizli bir flekilde ‹lçe Jandarma Komutanl›¤›'na götürülüp, burada Cumhuriyet Savc›s› taraf›ndan ifadesi al›nd›. Savc›n›n Çolak'›n yan› s›ra görgü tan›klar›n›n da ifadesine baflvurdu¤u ö¤renildi.

‘Susmayaca¤›z, hesap soraca¤›z’ Hain iflbirlikçi R›za Çolak taraf›ndan yap›lan tecavüz girifliminin ard›ndan halk›n yükselen öfkesi olay›n ertesi günüde devam etti. Perflembe günü saat 11:00’da Ovac›k girifli, Konutlar bölgesinden bafllayan ve Ovac›k Hükümet Kona¤› önünde sona eren yürüyüflle tecavüz giriflimi protesto edildi. Ovac›k Demokrasi Platformu’nun organi-

ze etti¤i eylem saat 11 sular›nda Konutlar Mahallesi’nde bafllad›. Burada toplanan Ovac›k halk› “Siirt’ten Ovac›k’a sistemin tecavüzcüleri ifl bafl›nda, susmayaca¤›z, hesap soraca¤›z” yaz›l›, Ovac›k Demokrasi Platformu imzal› pankartla yürüyüfle geçti. Yürüyüfl boyunca s›k s›k “Dersim onurdur onurunda sahip ç›k”, “Vur vur inlesin R›za iti dinlesin”, “‹flte Ovac›k, iflte tek yumruk”, “Kad›nlar birleflin, sömürüyü durdurun”, “Ovac›k faflizme mezar olacak”, “Mercan’›n katili R›za itleri” Ovac›k polis karakolu önüne gelindi¤inde ise “‹flte buras› R›zolar›n yuvas›” sloganlar› at›ld›. Yürüyüfle, Ovac›k esnaf› kepenk kapatarak eyleme destek verdi. Hükümet kona¤› önünde biten yürüyüflün ard›ndan platform ad›na aç›klamay› Bur-

çin Yerlikaya yapt›. Yaflanan olay›n sadece bir tecavüz olmad›¤› programl› bir sald›r› oldu¤unu vurgulayan Yerlikaya, “R›za Çolak’› Ovac›k’ta herkes tan›r ve karanl›k iliflkilerini çok iyi bilir. Sistem kendi yoz kültürünü yaymak için bu tarz yolara baflvuruyor. Bugün Siirt’e olanlarla Ovac›k’ta olanlar birbirinden ba¤›ms›z de¤il. Siirt te birçok insan›n gözü önünde yaflanan tecavüz olay›n› nas›l sistem görmezden gelerek örtmeye çal›flt›ysa Ovac›k’ta yaflanan olay›n daha önceden tahmin edilmesi bu yönde duyumlar›n hayli fazla olmas›na ra¤men hiçbir yetkili bir ad›m atmad›.” dedi. Ovac›k Belediye Baflkan› Mustafa Sar›gül de k›sa bir konuflma yaparak, Ovac›k halk›n›n art›k mutlaka bu kiflilerden hesap soraca¤›n› dile getirdi.

‘Siirt-Pervari-Ercifl’ten Ovac›k’a, Pertek’e Sistemin Tecavüzcüleri ‹flbafl›nda’ pankart› arkas›nda Galatasaray Lisesi önünde biraraya gelen üyeler buradan Taksim Meydan›’na yürüdüler. “Dersim onurdur, onuruna sahip ç›k”, “Cinsel, ulusal, s›n›fsal sömürüye son”, “Dersim’de tacize, tecavüze son”, “Tecavüzcü zihniyet Munzur’da bo¤ulacak”, “Tecavüzcü devlet, hesap verecek” sloganlar›n›n at›ld›¤› yüflürüyüflün ard›ndan bas›n aç›klamas› yap›ld›.

Kamu görevlisi olmas› dikkat çekicidir’ Üyeler ad›na aç›klamay› yapan Zeynep K›r›kkaya, “Kad›n bedeni üzerinden flekillenen bu sald›r›lar taraf›m›zca sadece kültürel veya ahlaki düflkünlük olarak de¤erlendirilmemektedir, bu sald›r›lar›n farkl› boyutlar›n›n da oldu¤unu düflünmekteyiz. Bu tür tecavüz olaylar›n›n daha önce Y‹BO’lar-

da bafllamas›, Siirt, Pervari, Ercifl’le devam etmesi ve son olarak tekrar Dersim’de yaflanm›fl olmas›; özellikle bu taciz ve tecavüzleri gerçeklefltirenlerin kamu görevlisi olmalar› dikkat çekici olmakla birlikte bu sald›r›lar›n devlet destekli oldu¤u yönümündeki inanc›m›z› pekifltirmektedir.” dedi. Dersim’de devletin sald›r›lar›n›n, OHAL uygulamalar› kapsam›nda 1994 y›l›nda köy yakmalarla bafllat›ld›¤›n› ve devam›nda Merkezi Köy projeleri kapsam›nda Ovac›k’ta oluflturulan, toplama kamp›n› and›ran barakalarda insanlar›n yaflamaya mahkum edildi¤ini kaydeden K›r›kkaya, Dersim’de yaflanan bu sald›r›lar›n sistematik bir devlet politikas›n›n sonucu oldu¤unu söyledi. K›r›kkaya, son olarak flunlar› söyledi: “Öldürme, zorla göç ettirme, kilifliksizlefltirme, taciz, tecavüz ve daha bir dizi insanl›k suçundan müteflekkil olan bu devlet politikas›na karfl› dün oldu¤u gibi bugün de ve yar›n da karfl› ç›karak bize ait olmayan ancak bizi has›m görenlere ait olan bu onursuz zihniyeti fliddetle reddediyor ve k›n›yoruz.”

Dersim’de OHAL uygulamalar› bafllad› DERS‹M- Genelkurmay Baflkanl›¤›, Dersim’de 7 Haziran-7 Eylül 2010 tarihleri aras›nda 5 ayr› bölgeyi ‘geçici güvenlik bölgesi’ ilan ederek, buralara köylülerin giriflini yasaklad›. Dersim’de her sene köylülerin yaflam›n› izd›rap haline getiren OHAL uygulamalar› bu sene de devam ediyor. Genelkurmay taraf›ndan yap›lan aç›klamada, Dersim’in 5 bölgesi köylülerin girifline yasakland›. Yasaklanan bölgeler ise flöyle: - Pülümür ‹lçesi s›n›rlar› içinde yer alan Efea¤al›, Alt›nhüseyin, K›z›lmesçit ve Bingöl’ün Ki¤› s›n›r boyunu oluflturan da¤l›k ve ormanl›k alanlar. - Nazimiye ve Pülümür ilçeleri aras›nda yer alan Dokuzkaya Vadisi ve çev-

resi içinde yeralan da¤l›k ve ormanl›k alanlar. - Çemiflgezek, Hozat ve Ovac›k ilçeleri aras›nda yer alan ve Erzincan’›n Kemaliye ‹lçesi s›n›rlar›na kadar uzanan Alibo¤az› Vadisi’nin de içinde yer ald›¤› da¤l›k ormanl›k alanlar. - Pülümür ile Ovac›k ilçeleri aras›ndaki Kocatepe Köyü, Çambulak, Büyerbaba, Yalmanlar ve Ahpanos Vadisi ve çevresindeki da¤l›k ve ormanl›k alanlar. - Ovac›k ve Pülümür ilçeleri aras›nda yer alan ve k›smen Erzincan s›n›rlar› içinde yer alan Munzur ve Mercan da¤lar›n›n büyük bölümü.


6

EMEK

17-30 HAZ‹RAN 2010

DEVRiMCi

DEMOKRASi

Kad›köy Belediyesi yüzde “0” zam dedi, iflçi greve gitti ‹STANBUL- Genel-‹fl Sendikas› ile Kad›köy Belediyesi aras›nda 135 gündür süren toplu ifl sözleflmesi görüflmeleri anlaflmazl›kla sonuçlan›nca iflçiler grev karar›n› belediye binas›na ast›. 11 Haziran günü, Kad›köy ‹skele Meydan›’nda toplanan Genel-‹fl üyesi iflçiler yolu trafi¤e kapatarak belediye binas›na yürüdüler. Çevredeki halk›n da alk›fllarla destek verdi¤i yürüyüflte s›k s›k, “Sözleflme hakk›m›z, söke söke al›r›z”, “Taflerona de¤il çal›flana bütçe”, “Vur vur

inlesin, Selami dinlesin”, “Selami zamm›n› al bafl›na çal”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” sloganlar› at›ld›. Belediye binas›n›n bahçesinde bas›n aç›klamas›n› okuyan Genel-‹fl ‹stanbul Anadolu Yakas› 1 No’lu fiube Baflkan› fiahan ‹lseven, “Kad›köy ayr›cal›kl›, yaflanabilir ve farkl› bir yer olduysa bunda bizlerin eme¤i ve al›n teri vard›r. fiimdi ise eme¤imizin, al›n terimizin karfl›l›¤›n› istiyor, bunun için mücadele ediyoruz.” diyerek flöyle devam etti: “Tafleron firmalarda çal›flan-

lar›n durumu içler ac›s›d›r. Tafleron firmalarda kölelik koflullar›nda iflçiler çal›flt›r›l›yor. Çal›flma saatleri olabildi¤ince uzun ve ücretler açl›k s›n›r›n›n alt›nda, sigortas›z, kay›t d›fl›, ifl sa¤l›¤›, ifl güvenli¤i önlemlerinden yoksun, kurals›zl›¤›n kural haline getirildi¤i çal›flma koflullar› dayat›lmaktad›r. Selde hayat›n› kaybeden belediye iflçisi Mevlüt Macit bu koflullarda çal›flan iflçilerden yaln›zca biri.” Kad›köy Belediyesi yönetimine, toplu ifl sözleflmesinin masada bitirilmesi için ça¤r› yap›lan aç›klamada

anlaflma olmad›¤› takdirde sendikan›n greve gidecek gücünün oldu¤u belirtildi. ‹lseven aç›klamas›n›, “Baflkan güç meselesinden söz ediyor. Bizim greve gidecek gücümüz olmad›¤›n› düflündü¤ünden olacak ki, 1. y›l için %2, 2. y›l için %0 zam gibi komik önerilerde bulundu. Arkas›ndan da iktidara gelmek için iflçinin, yoksulun, emekçinin yan›nda olduklar›n› söylüyor. ‹flte çeliflki burada.” sözleriyle bitirken, aç›klamadan sonra belediye binas›na grev karar› as›ld›.

Çad›rlar kald›r›ld›, mücadele sürecek

“Uzun vadeli çözüm” de¤il, uzun vadeli kölelik plan› Devlet Memurlar› Kanunu'na iliflkin de¤ifliklik mecliste. De¤ifliklik yasalafl›rsa, memurlar› ve iflçileri hayli zor günler bekliyor olacak: Ölümlere davetiye ç›kartan tafleronluk h›z kazanacak, sendikal örgütlenme baltalanacak, toplu ifl sözleflmelerinin önüne geçilecek, k›dem ve ihbar tazminatlar› rafa kald›r›lacak, iflçiler Özel ‹stihdam Bürolar›'ndan sat›n al›nacak-kiralanacak! “Anayasa de¤iflikli¤ine evet derseniz belki grev hakk›n›z olur” Devlet Memurlar› Kanunu de¤iflikli¤iyle ilgili konuflan Bakan Yaz›c› grev hakk› için "‹nflallah gündeme gelir. Anayasa de¤iflikli¤i gerek" dedi; "4C'yle ilgili herhangi bir çal›flmam›z yok" diye konufltu. Devlet Bakan› ve Baflbakan Yard›mc›s› Hayati Yaz›c›, memurlar›n grev hakk›n› tan›man›n gündemlerinde olmad›¤›n› aç›klad›. Devlet Memurlar› Yasas›'n› de¤ifltirecek tasar›yla ilgili bas›n toplant›s›nda gazetecilerin sorular›n› yan›tlayan Yaz›c›, grev hakk›yla ilgili "‹nflallah daha sonraki süreçte grev hakk› da gündeme gelir. Onun için Anayasa de¤iflikli¤i gerekiyor ama bu hakta statülerin de yeniden gözden geçirilmesi gerekir." dedi. Oysa Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi'nin (A‹HM) Türk devleti aleyhine verdi¤i kararlarda, memurlar›n sendika, toplu sözleflme ve grev haklar›n›n bir bütün oldu¤u belirtilmifl durumda. Benzer flekilde alt›nda Türk devletinin de imzas›n›n bulundu¤u Uluslararas› Çal›flma Örgütü (‹LO) de toplu sözleflme ve grevin memurlar›n hakk› oldu¤unu kabul ediyor ve ‹LO kararlar› Türk devletini de ba¤l›yor.

4C de vekiller gibi dokunulmaz! TEKEL iflçilerinin 78 gün süren direniflinin nedeni olan "geçici personel" bafll›kl› 4C dü-

EME⁄‹N KÜRSÜSÜ Hiçbir fley tektüze, düz bir hat izlemez. ‹nifller-ç›k›fllar, e¤rimlerk›vr›mlar her süreçte yaflan›r. Yengi ve yenilgiler tan›n›r, geliflmeler ve gerilemeler toplumsal yaflam çeflnisini karmafl›klaflt›r›r. Yaflananlar›n tüm çesitlili¤ine ra¤men öyle dönemler olur ki, kifli de s›n›f da devrim yürüyüflünde di¤er ola¤an günlerde oldu¤undan daha farkl› anlamlar yüklenerek unutulmaz bir yer kaplar. ‹flte o dönemler önemlidir, ö¤reticidir. O gün yaflananlar s›radan yaflanan yüzlerce günden daha ö¤reticidir, anlaml›d›r. Yaflanan o dönemler kiflide, s›n›fta veya s›n›f›n öncüsünde önemli izler b›rak›r. ‹flçi s›n›f›m›z›n tarihinde, al›ml› görkemi, direnifli ve kitleselli¤iyle 15-16 Haziran büyük iflçi direnifli böyle günlerdendir. Kendili¤inden gelme mücadeleleri 15-16 Haziran’da doru¤una ulaflm›fl, kendisinin önünde engel olan sendikal bürokrasi ve egemen s›n›f at›klar›n› tepeleyerek geçmifl, hakim s›n›flara geri ad›m att›rabilmiflti. ‹brahim yoldafl da 15-16 Haziran’dan önemli dersler ç›karm›flt›r. 15-16 Haziran direnifli bütün ö¤reticili¤ine ra¤men sonuçta kendili¤inden gelme hareketlerdendir. Kendili¤inden gelme hareketler ve s›n›f bilinçli hareketlerin aras›ndaki fark ya da s›n›f›n kendili¤inden gelme hareketlerle s›n›f bilincine var›p varmayaca¤› önemli konulardan biridir. ‹flçi s›n›f› içerisindeki hareketlenmeler ve Maoistlerin bu hareketler karfl›s›nda görevlerini anlamland›rmak amac›yla k›saca da olsa de¤inmek gerekir. S›n›flar ortaya ç›kt›ktan sonra, insanl›k tarihi s›n›flar mücadelesi tarihidir... Devindirici güç olan s›n›f mücadelesi, hakl› ile haks›z; do¤ru ile

zenlemesi içinse hükümet bir fley yapm›yor. Yaz›c›, "4C konusunda bu tasar›da bir çal›flman›z var m›? Çal›flmalar ne aflamada?" sorusuna, "Herhangi bir çal›flmam›z yok" yan›t›n› vererek, 4C uygulamas›na devam edeceklerini bir kez daha ortaya koymufl oldu. AKP'nin “demokratik”leflme ad›na yapmak istedi¤ini öne sürdü¤ü anayasa de¤iflikli¤i, ülkemizde milyonlarca çal›flan› do¤rudan etkileyen 4Cye dokunmuyor, grev hakk›n› Allah'a havale ediyor! Oysa TEKEL iflçileri aylarca 4C'ye karfl› mücadele etmifl ve açt›klar› davay› da kazanm›fllard›. Üstelik devlet; k›sa vadede elektrik, demiryolu, PTT, fleker ve Çaykur gibi kamu iflletmelerini özellefltirmeyi planl›yor ve bu iflletmelerde iflçi statüsünde çal›flan on binlerce emekçi de 4C tehdidiyle karfl› karfl›ya!

“Çözüm” de¤il, kölelik belgesi Ulusal ‹stihdam Strateji Belgesi ile iflsizli¤e çare diye sunulan tekliflerin hepsi çal›flanlar›n mevcut haklar›nda geriye gidifller getirdi¤i gibi yasalafl›rfla iflçiler kiralan›p, sat›labilecek, yani birer köle muamelesi görecekler. Geçti¤imiz sal› günü Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda (EKK) görüflülen “Taslakta iflsizli¤e uzun vadeli çözüm öngörülüyor” bafll›¤› alt›nda duyurulan Taslakta, iflsizli¤e çare diye düflünülen ve öne sürülen düzen-

Dursun BAfiTU⁄ yanl›fl; ezen ile ezilen aras›ndaki savafl ve mücadelelerin bir sonucu olarak bugüne kadar gelmifltir. Gerici hakim s›n›flar›n sat›lm›fl kalemflörleri taraf›ndan s›n›f mücadelesinin tarihe gömüldü¤ü safsatas› sürekli piflirilip piflirilip önümümüze konulsa da, bugün ayn› devindirici güç ifllevini görmektedir. Köle ile efendi, köylü ile a¤a, iflçi s›n›f› ile burjuvazinin ç›karlar›n›n uzlaflmaz flekilde birbirinden ayr›flm›fl olmas›, yani birinin ç›kar›na olan›n di¤erinin zarar›na olmas› gerçekli¤i üzerine kurulu olmas›ndan gelir. Bu bir niyet meselesi de¤ildir. Tamam›yla ç›karlar›n farkl›laflmas› ve çat›flmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. S›n›flar›n oldu¤u yerde onlar aras›nda uzlaflmaz çeliflkiler ve onun yol açt›¤› bir savafl kaç›n›lmazd›r. Proletarya d›fl›nda, önceki bütün egemen s›n›flar, ç›karlar›n›n gere¤i olarak kendilerinin iktidarlar›n› süreklilefltirme iste¤i ve niyetiyle kendi durumunu ve sistemini sonsuz ilan etti. Yaflanan kötü olaylar› da bafllarda kiflilere yükledi veya onlarla aç›klad›. Tabiiki kiflilerin iyi ve kötü olma durumlar› söz konusu olabilir. Oynad›klar› rolün iyi veya kötü olmas› bu iflin kendisinde etkide bulunabilir. Yavafllatabilir-h›zland›rabilir, geciktirebilir-zaman›nda oluflmas›na neden olabilir. Hepsi bu kadar, bundan fazlas› de¤il. ‹flçi s›n›f›n›n mücadelesi genelde ve özelde farkl› tarihlerde benzer ç›k›fllarla makinelerin tahrip edilmeleri vb ile bafllad›. Mücadele niteli¤inden çok, tepki ve umutsuz öc alma patlamalar› niteli¤indeydi. Daha sonra ileri boyuta tafl›nd›. Kendi içinde bir geliflim gösterdi ama bütün bu geliflim çizgisine ra¤men kendili¤in-

lemeler flöyle s›ralan›yor: 1- Esnek çal›flanlar›n oran›n›n yüzde 3.6’dan yüzde 18.8’e yükseltilmesi, 2- K›demtazminat›n›n yeniden düzenlenmesi, 3- Özel istihdam bürolar›n›n kurulmas›, 4- Bölgesel asgari ücret uygulamas›na geçilmesi.

Esnek çal›flma=‹flçiye az maafl, patrona çok kar Esnek çal›flma modelinde iflçilerin gelirleri azal›rken, iflverenlerin giderleri düflüyor, baflka bir deyiflle patronlar›n karlar› art›yor. Bununla birlikte iflçilerin çal›flma sürelerinin belirlenmesinde patron çok daha kat› haklara sahip oluyor. Patronlar›n ve elbette onlar›n sözcüsü olarak hükümetin, esnek çal›flma konusunda y›llard›r ›srarc› olmalar›n›n bir nedeni bunlar iken, bir di¤er nedeni de iflçilerin örgütlenmelerini engelleme istekleridir. Zira esnek çal›flma ile; belirli süreli ifl akitleri, part-time çal›flma, ça¤r› üzerine çal›flma, ödünç iflçilik vb. normal iflçi-iflveren iliflkisi gibi bir de tafleronlaflt›rma ile ifller firma d›fl›na tafl›n›yor, böylece iflçilerin örgütlenmelerinin önüne geçmek çok daha olanakl› hale geliyor. Esnek çal›flma modelleri, iflgücü maliyetlerini gidererek iflçinin ücretini, fiilen çal›flt›¤› saatler için yap›lan ödemelere yaklaflt›r›rken, fazla mesai, ikramiye, prim gibi ödemeleri ortadan kald›r›yor, belirli durumlarda potansiyel iflgücü maliyetlerini -ihbar ve k›dem tazminatlar›n› tasfiye ediyor, ifl güvencesi hükümlerini etkisiz k›l›yor. Yani

esnek çal›flma; örgüsüz iflçi, tafleronlaflma ve k›dem tazminat›n›n yok olmas› anlam›na geliyor.

K›dem tazminat› kald›r›lmak isteniyor Çok say›da iflçi çal›flt›ran büyük firmalar ve küçük iflyerleri y›llard›r k›dem tazminat›n›n kald›r›lmas›n› ya da her y›l için bir haftal›k para ödenmesini istiyorlar. Böylece iflten atmalar daha kolay hale getirelecek, tazminatlar ve k›dem tazminatlar›, iflçinin iflten at›lmamas› için bir güvence olmaktan ç›kacak, iflçi emekli oldu¤unda alaca¤› para büyük oranda azalacak!

Özel ‹stihdam Bürolar›: ‹flçi al›n›r, iflçi sat›l›r Tasla¤›n en çarp›c› noktalar›ndan birisi de, iki kere yasalaflt›rma denemesi yap›lmas›na karfl›n baflar›l(a)mayan Özel ‹stihdam Bürolar›'n›n kurulmas›n› öngörmesi. Özel ‹stihdam Bürolar›n›n kurulmas› ile iflçiler birer mal gibi al›n›p-sat›labilecek, yani birer “köle” haline gelecek. Patronlar›n bu bürolar›n kurulmas› için yo¤un bir çaba içinde olmalar› bofluna de¤il. Çünkü patronlar, Ö‹B arac›l›¤›yla iflçi al›rlarsa, iflçinin do¤rudan muhattab› patron de¤il Ö‹B olacak. Böylelikle iflyerinde sendikalaflman›n önü kesilecek, toplu ifl sözleflmesi devre d›fl› b›rak›lacak, k›dem ve ihbar tazminat› ortadan kald›r›lacak!

‹STANBUL- Galatasaray Lisesi önündeki iki günlük eylemlerini sona erdiren Emekli-Sen üyeleri, taleplerini elde edinceye dek mücadeleye devam edeceklerini vurgulad›lar. Maafllar›ndan gizli bir flekilde yap›lan dernek kesintilerinin durdurularak geri ödenmesi, ayl›k maafl bordrolar›n›n verilmesi, maafllar›n›n insanca yaflamaya yetecek bir düzeye ç›kart›lmas› ve örgütlenmelerinin önündeki engellerin kald›r›lmas› talepleriyle iki gün boyunca Galatasaray Lisesi önünde kurduklar› çad›rda direnen Emekli-Sen üyeleri, 11 Haziran akflam› eylemlerine son verip her alanda mücadeleye devam edeceklerini duyurdular. Yapt›klar› bir bas›n aç›klamas› ile sa¤l›k hizmetlerinden faydalanmak için al›nan muayene ücreti, katk› pay›, kat›l›m pay› ve ilaç paras›n›n anayasaya ayk›r› oldu¤unu belirten Emekli-Sen üyeleri, bu kesintilerin durdurulmas› için dava açt›klar›n› da belirttiler. Ayr›ca ‹zmir, Ankara ve daha bir dizi ilde daha çad›r açarak oturma eylemi yapan Emekli-Sen üyeleri de 11 Haziran günü eylemlerini sona erdirerek, tapleplerinin kabul edilmesini istediler.

Hakk›n› isteyen 500 iflçi iflten ç›kart›ld› KAHRAMAN MARAfi- Afflin-Elbistan Termik Santrali'ne kömür tafl›yan tafleron firmada çal›fl›rken iflten at›lan iflçiler ifllerine geri dönmek için direnifle bafllad›lar. Elbistan'da iflten at›lan 500 kadar iflçi, kendilerini iflten atan tafleron flirkete karfl› eylem yapt›. Haklar›n› flirketten talep ettiklerinde iflten ç›kar›lma tehditleri ile karfl›laflt›klar›n› ifade eden iflçiler, flirket görevlilerinin kendilerini sindirmek amac›yla havaya atefl açt›klar›n› ifade ettiler. “‹flçiler burada, vekiller nerede” slogan› atan iflçiler, ilgililerin kendilerine yard›mc› olmas›n› istediler. ‹flçiler ad›na aç›klama yapan ifl makinesi operatörü Bekir Do¤an, "Bizler dini ve milli bayramlarda sürekli çal›flt›r›ld›k. Pazar günleri çal›flt›r›ld›k. 2008 y›l›nda girdi¤imiz iflyerinde maafllar›m›za hiç zam yap›lmad›. Haklar›m›z› talep etti¤imizde ise tafleron firma taraf›ndan haklar›m›z› ald›¤›m›za dair sözleflme imzalamam›z istendi. Bunu yapmay›nca iflten atmalar bafllad›. fiu an 500 iflçi arkadafl›m›z firmaya dava açm›flt›r. Konuyu Maden-‹fl sendikas› yetkililerine de ilettik. Bizlere davalar›m›z› geri çekmemiz gerekti¤i ifade edildi. Halen iflçi atmalar devam ediyor. Elbistanl›, Afflinli ve Göksunlu iflçilerin yerine Osmaniye'den, Bal›kesir'den, Denizli'den, Ad›yaman ve Malatya'dan insanlar getirilip çal›flt›r›l›yor." dedi. "‹sim listeleri yay›nlan›yor ve bu firma taraf›ndan iflten at›lanlar›n baflka flirketlerde ifl bulmas› engelleniyor." diyen Do¤an, yetkililerden bu haks›zl›¤› gidermelerini istedi.

Kendili¤inden gelme hareketler ve s›n›f bilinci dencili¤i aflamamaktad›r. Kendili¤inden gelme hareketlerde hiç nitelik de¤iflimi yaflanmad› de¤il. Kendili¤inden gelme hareketler ilk do¤uflundan günümüze kadar önemli de¤iflimler yaflasa da özdeki de¤iflikli¤i yaflayamad›-yaflayamazda. Çünkü kendili¤inden gelme hareketler iktidara yönelmifl örgütlü s›n›f bilinci ve iradesi ya da sosyalist bilinç tafl›mamaktad›r. Bu hiç bilinç tafl›mad›¤› anlam›na gelmez. Kendili¤indenci unsur, özünde tohum halindeki bir bilinçlenmeden baflka bir fley de¤ildir. ‹flçiler kendilerini ezen sistemin kal›c›l›¤›n›n inanc›n› ve kölece boyun e¤me yerine direnmeyi anlamaktan çok, hissetmeye bafllamalar›d›r. Ama bu yine bir mücadele niteli¤inden çok umutsuzluk ve öc alma patlamlar› niteli¤indeydi. 15-16 Haziran büyük iflçi direnifli de iflverenlere-patronlara karfl› iflçilerde uyanmaya bafllayan düflmanl›klar› gösteriyordu. Bundan fazlas› de¤il. Çünkü onlar›n bilinci halen düzen s›n›rlar›n› aflarak iktidara yönelmifl tam bir örgütlü s›n›f davran›fl› ve hiç kuflkusuz ki MLM bilinci de¤ildi. Ki, iflçiler sadece kendi çabalar›yla yaln›zca sendika bilincini, yani sendikalar içerisinde iflverenlere karfl› birleflmenin ve mücadele etmenin ve hükümete gerekli ifl yasalar›n›n ç›kar›lmas› için zorlaman›n gerekli oldu¤u bilinç düzeyindeydiler. Genelde ve özelde de s›n›f›n ideolojisi iflçi s›n›f›n›n kendili¤inden gelme hareketlerinden ba¤›ms›z olarak devrimci sosyalist ayd›n tabaka içerisinde düflünce geliflmesinin bir sonucu olarak do¤mufltur. Bir ö¤reti olarak komünizmin kökleri t›pk› s›n›f mücadele-

si gibi modern ekonomik iliflkilerde bulunmaktad›r. Sosyalizm ve s›n›f mücadelesi yanyana do¤ar, birbirinden de¤il. Herbiri farkl› koflullarda do¤ar. Komünist bilinç yaln›zca derin bilimsel bilgi temeli üzerinde yükselebilir. Marx, Lenin, Mao, ‹brahim‘e bakarak soyalizm bilincinin hangi kesimler içerisinde olufltu¤u anlafl›lm›fl olur. Komünizm ö¤retisi kendisinden önce geliflen ekonomi politi¤in, felsefenin ve devrimci prati¤in tarihi bilgisi üzerinde yükselmifltir. ‹flçi s›n›f›n›n kendili¤inden gelme hareketleri birçok noktada önemli fleyler ö¤retse de, iflçi s›n›f›n› kendi ideolojisine ulaflt›rmaz. Bununla ulaflaca¤›n› söylemek, asl›nda iflçi s›n›f›n›n mücadelelerini burjuvazinin havuzunda bo¤mak demektir. 15-16 ve o dönemin koflullar›n›n ‹brahim yoldafl›n fikirlerini oluflturdu¤unu söylemek, sosyalizm ö¤retisinin dayand›¤› bilgi ve bu bilgi üzerinde yükseldi¤ini inkar etkmektir. ‹brahim yoldafl› di¤er devrimci liderlerinden ay›ran en önemli noktalar›n birisi Maoizm cephesinde yer almas›d›r. Bu gerçekli¤i ‹brahim yoldafl›n flu cümlelerinde özlü olarak ifadesini bulur: “Hareketimiz büyük proleter kültür devriminin ürünüdür.“ Komünizm ögretisi proleter kültür devrimleriyle maoizm aflamas›na varm›flt›r. Maoizm‘i savunmas› (o dönemde MZD'nin savunulmas›) ‹brahim’i komünist yapan en önemli noktad›r. ‹brahim yoldafl›n Kemalizm ö¤retisi, Kemalizm hayranl›¤›n›n revaçta oldu¤u koflullarda rüzgara gö¤üs germesini bilerek Kemalizm‘in gerçek kimli¤ini aç›klamas›, MLM ekonomi politik, s›n›flar, s›n›f mücade-

lesi, devlet vb. MLM ögretiyi kavray›fl›, bak›fl aç›s›, tutumu ve yöntemini kullanmas›ndan ileri gelir. MLM bilimini kullan›fl›d›r, ‹brahim‘i bu konularda do¤ru noktalara götüren. Tek bafl›na direngenli¤i ve s›n›f mücadelesinde gösterdi¤i kahramanl›klar boyutu olmufl olsayd›, di¤er radikal devrimcilerle ö¤retisi nitelik ayr›l›¤›na varm›fl olmazd›. K›saca s›n›f kendili¤inden gelme hareketlerle komünizm bilincini kazanmaz. S›n›fa bilinç d›flar›dan götürülür. Bunun anlafl›lmad›¤› yerde kendili¤indencili¤in arkas›na tak›lmaktan baflka bir rol aynanmam›fl olacakt›r. S›n›f›n kendili¤inden gelme eylemleri devrimci dönüflümler için birçok avantajlar sunar. Maoistlerin görevi komünizm bilincini onlara götürmektir. Çünkü bilinç s›n›fa d›flar›dan götürülür. Maoist bilinçle birleflmedikçe iflçi s›n›f›n›n tüm görkemli hareketleri tekrar ortaya ç›kt›¤› yere dönmek zorunda kalacakt›r. Maoistler olarak iflçi s›n›f›n›n geliflen her türlü hareketlerini büyük bir direnifl olarak onu anlat›p övmek üzerine kuramay›z. Bugün her fleyden önemlisi geliflen tüm hareketlenmelerde tek bir flekilde kendini s›n›rland›rmadan yap›lacak ajitasyonlarla iflçi s›n›f›n›n kendisine siyasal bilinç götürülmelidir. 15-16 Haziran büyük iflçi direnifli “ her türlü fokocu eyleme darbe indirmifl, gerçek kahramanlar›n kitleler oldu¤unu bir kez daha göstermifltir.‘‘ dersini ç›karan ‹brahim yoldafl›n ard›llar› olarak; devrimin kitlelerin eseri oldu¤u bilinciyle, iflçi s›n›f› içerisindeki gerçekli¤imiz bize örgütlenme ve kitleselleflmeyi dayatmaktad›r.


DEVRiMCi

DEMOKRASi

EMEK

17-30 HAZ‹RAN 2010

7

Hububat üreticisi tüccar›n insaf›na terk edildi Binlerce köylünün dört gözle bekledi¤i hububat al›m fiyatlar› Tar›m ve Köyiflleri Bakan› Mehdi Eker taraf›ndan aç›kland›. Ekerin aç›klad›¤› fiyatlar üretici köylünün yüzünü güldürmekten hayli uzak. Tar›m Bakanl›¤› 2010-2011 sezonu için hububat müdahale al›m fiyat›n› ton bafl›na 550 TL olarak belirledi. Asl›nda devletin ‘ithalat'la ilgili ald›¤› karar, hububat fiyatlar›nda belirleyici olacak gibi görünüyor. Dahilde ‹flleme Rejimi (D‹R) kapsam›nda 1 y›l süreyle bu¤day ithalat›n› yasaklayan devlet, böylece, bu sene rekoltenin de k›smen düflük olmas› beklenen bu¤dayda, arz fazlas›n› s›n›rlay›p fiyatlar›n piyasada yükselmesini sa¤lama yoluna gitti! Baflka bir deyiflle hububat fiyat›n› tüccar›n insaf›na b›rakt›. Tar›m ve Köyiflleri Bakan› Mehmet Mehdi Eker, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) hububatta müdahale al›m fiyatlar›n› aç›klad›. Buna göre kademeli olarak uygulanacak müdahale al›m fiyat› 2010-2011 üretim sezonunda ‘Anadolu k›rm›z› ekmeklik sert bu¤day' için haziran, temmuz ve a¤ustos aylar›nda ton bafl›na 550 lira, eylül ay›nda 560 lira, ekimde 570 lira ve kas›m ay›nda ise

580 lira olacak. Ancak TMO geçmifl y›llarda üretici köylünün elindeki hububat›n küçük bir bölümünü alm›fl ve bu durum fiyatlar›n belirlenen seviyenin çok alt›na düflmesine neden olmufltu. Birçok köylü örgütü, bu y›l da hububat üreticisini benzer bir durumun bekledi¤ini söylüyor.

“Çiftçi kaderine terk edilmifltir” Osmaniye Ziraat Odas› Baflkan› Bahad›r Sezgin, aç›klanan hububat fiyatlar›n›n üretim maliyetinin alt›nda oldu¤unu ifade ederek, “Yapt›¤›m›z masraf› göz önüne ald›¤›m›zda aç›klanan al›m fiyat›yla, üreticimiz ma¤dur olmufltur. Uygulanan politikada çiftçi kaderine terk edilmifltir. Gerek iç, gerekse d›fl tar›m politikalar›n›n etkisi tar›m sektörünü ç›kmaza sürüklemektedir. Bundan da en çok hububat üreticisi etkilenmifltir.” dedi. Bu y›l ton bafl›na hububat fiyat›n›n en az 670 lira olmas› gerekti¤ini dile getiren Sezgin, TMO’nun aç›klad›¤› fiyat›n çiftçinin eline geçebilmesi için yeterli al›m yapmas› gerekti¤ini kaydetti ve ekledi: “Oysa TMO’nun geçmifl y›llardaki al›mlar›na bak›ld›¤›nda etkin bir al›m yapmayaca¤› iflaretleri oldukça güçlüdür.”

'Bir kilo bu¤day 50 kurufl” Türkiye Ziraatçiler Derne¤i (TZD) Genel Baflkan› ‹brahim Yetkin, bu¤day fiyat›n›n maliyet civar›nda oldu¤unu ve fiyat›n çiftçilerin beklentisinin alt›nda kald›¤›n› söyledi. Yetkin, "Bu¤day›n fiyat›n›n yaklafl›k iki y›ld›r kilogram bafl›na 50 kurufl civar›nda gezindi¤i, buna karfl›l›k çiftçinin kulland›¤› gübre ve mazot gibi girdilerin fiyatlar›nda bu iki y›l boyunca yaklafl›k yüzde 100 art›fl oldu¤u düflünülürse, fiyat›n neden beklentileri karfl›lamad›¤› daha iyi anlafl›labilir. TMO'nun

Kiraz üreticisi dertli

ödemeleri peflin yapmas› ve bu¤daya verilen primde bir miktar art›fla gidilmesi durumunda bir ölçüde bile olsa çiftçinin ma¤duriyeti giderilebilir. Beklentimiz bu yöndedir." dedi. Türkiye Ziraat Odalar› Birli¤i (TZOB) Genel Baflkan› fiemsi Bayraktar, Adana'n›n Ceyhan ilçesi Ziraat Odas› Baflkan› Yavuz Tezcan, Seyhan Ziraat Odas› Baflkan› Süleyman Girmen ve Antakya Ziraat Odas› Baflkan› Celal Civelek de yapt›klar› aç›klamalarda, her y›l oldu¤u gibi bu¤day üreticisinin bu y›l da hüsrana u¤rat›ld›¤›na dikkat çektiler.

ÇANAKKALE- Ülkemizin önemli kiraz üretim merkezleri aras›nda yer alan Bayramiç ilçesinde kiraz üreticisi bu y›l umdu¤unu bulamad›. Bayramiç Ziraat Odas› Baflkan› ‹smail Pehlivan, hasat dönemindeki ya¤murun üreticiyi periflan etti¤ini, ihracat›n durmas›n›n fiyatlar› da düflürdü¤ünü söyledi. ‹ç piyasada da fiyatlar›n çok düflük oldu¤unu, kiraz›n kilogram›n›n 1 ile 1.50 TL aras›nda sat›ld›¤›n› belirten Pehlivan, “Üreticinin elleri koynunda kald›. Bir y›ld›r bak›m›yla periflan oldu¤u kiraz dip yapt›. Hasat dönemi ya¤an ya¤murlar kira-

z›n çatlamas›na neden oldu. ‹hracat durdurulunca üretici ne yapaca¤›n› flafl›rd›.” diye konufltu. Pehlivan, girdilerin her geçen dönem yükseldi¤ine iflaret ederek, flöyle konufltu: “Fiyatlar geçen y›l›n yar›s›na düfltü. Üretici al›c› bulam›yor. ‹ç piyasa doydu. Satt›¤› ürününden alaca¤› paran›n yar›s›, toplama masraf›na gidiyor. Kalan›yla gübre, ilaç ve bak›m masraf›n› nas›l karfl›layacak? Üretici pazar bulamay›nca kiraz dal›nda çürüdü. Umutlar gelecek y›lki hasada kald›.”

Yeflil Kundura, kara icraat! ÇORLU- Yeflil Kundura'da çal›flan 3 iflçi, Deri-‹fl sendikas›na üye olduklar› için iflten at›ld›. Ülkemizin bilenen ayakkab› firmalar›ndan biri olan, ayn› zamanda uluslararas› firmalara da üretim yapan Yeflil Kundura patronu, iflyerinde toplu ifl sözleflmesinin yap›lmas›n›n önüne geçmek için, örgütlenen iflçileri tehdit ediyor, iflten ç›kart›yor. Çorlu E-5 Karayolu üzeri Marmarac›k beldesinde faaliyet gösteren Yeflil Kundura Sanayi Afi’de çal›flan 3 iflçi, anayasal haklar›n› kullanarak Deri-‹fl sendikas›na üye olduklar› için patron taraf›ndan iflten ç›kar›ld›. ‹flten at›lan iflçiler fabrikan›n önünde direnifl bafllatarak, ifle iadelerini istediler. Çok say›da demokratik, devrimci kurumun da ziyaret ederek destek verdi¤i iflçiler, 27 May›s'ta bafllad›klar› mücadelelerinin, sendikal› bir flekilde ifl bafl› yapana kadar devam edece¤ini belirtiyorlar.

“‹mam getirip bizi vazgeçirmeye çal›flt›lar” ‹flten ç›kart›lan iflçilerden Kezban Elmas, sendikal› olmamalar› için patronun, önce kendilerinin aileleriyle görüfltü¤ünü, ifli daha da ileri götürürek, cami imam›n› dahi getirerek örgütlenme çabalar›na engel olmak istedi¤ini söyledi. Bütün bu giriflimlere karfl›n sendikal› olmaktan vaz geçmemeleri üzerine patron taraf›ndan, iflyerinde daralmaya gidilice¤i bahanesi ile iflten ç›kart›ld›klar›n› belirtti. Eylemleri s›ras›nda patronun flikayeti üzerine "iflyerinde üretimi engelledikleri" gerekçesiyle iki kez gözalt›na al›nd›klar›n› belirten direniflteki iflçilerden Kezban Elmas, eylemlerini,

ifle al›n›ncaya kadar sürdürmekte kararl› olduklar›n› ifade etti. Günde 12 saat ayakta çal›flt›klar›n› ve tuvalet sürelerinin bile hesapland›¤›n› belirten direniflteki bir di¤er iflçi Dilek Kurtulufl da, "Ne insan gibi maafl veriyor, ne de ikramiyelerimizi. Bizi resmen köpek gibi çal›flt›r›yordu. Buna karfl› ç›k›nca da kap› önüne koydu." fleklinde konufltu.

“Yeflil Kundura'da Sendikalaflma Mücademiz Sürüyor” Direniflteki iflçilerle birlikte bir aç›klama yapan Deri-‹fl Genel Baflkan› Musa Servi, üyelerinin ve sendikalar›n›n temsilcilerinin gözalt›na al›nmas›na tepki göstererek, "‹flveren bizi emniyet güçleri ile karfl› karfl›ya getirmekten vazgeçmelidir. Çünkü burada iflçi arkadafllar›m›z en domokratik en insani haklar›n› kullan›yorlar. Anayasan›n vermifl oldu¤u haklar› kulland›klar›ndan dolay› iflveren iflçileri atm›flt›r. Burada iflçi arkadafllar›m›zla bu mücadeleyi büyüterek devam edece¤iz. ‹flveren bask› yöntemiyle bu mücadelenin önüne geçebilece¤ini san›yorsa yan›l›yor." ifadelerinde bulundu. Yeflil Kundura iflçilerinin uzun çal›flma saatleri, zorunlu mesailer, 2 y›ld›r ödenmeyen ikramiyeler, asgari ücret düzeyinde ve düzenli verilmeyen ücretler, kart sistemi ile yap›lan tuvalet uygulamalar› ve tuvaletlerde geçen sürelerin ücretlerden kesilmesi, molalarda verilen çaylar›n para ile iflçilere sat›lmas›, ikramiye ve fazla mesailerin bordrolarda gösterilmemesi, iflyerinde yayg›n olan kötü muameleler nedeniyle May›s ay› bafl›nda Deri-‹fl'e üye olmaya bafllad›klar›n› söyleyen Servi, “‹flçilerin sendikam›za üye olamaya baflla-

d›klar›n› ö¤renen iflveren, sendika üyesi 3 kad›n üyemizi önce sendikadan istifa ettirmeye çal›flt›. ‹stifay› reddeden kad›n üyelerimiz 26 May›s 2010 tarihinde ‘iflçi azalt›lmas›’ gibi as›ls›z bir nedenle iflten at›ld›. Sendikal nedenle iflten at›lan kad›n üyelerimiz at›ld›klar› gün olan 27 May›s 2010 tarihinden itibaren Yeflil Kundura fabrikas›n›n önünde direnifle bafllad›lar. Bugün devam eden direniflimiz hakl› ve meflrudur. Üyelerimiz yasalara ayk›r› flekilde hareket eden ve örgütlenme özgürlü¤üne sayg› göstermeyen Yeflil Kundura iflvereninin keyfi tutumuna ve haks›z bir flekilde iflten at›lmalar›na karfl› bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Mücadelemizin hakl›l›¤› bir yana, Yeflil Kundura iflvereni Anayasal ve yasal bir hak olan, uluslararas› sözleflmelerle güvence alt›na al›nan sendikalaflma hakk›n›n kullan›lmas›n› engellemeye çal›flmakla suç ifllemifltir. Bu konuda hakk›nda yasal ifllem yap›lmas› gereken biz de¤il Yeflil Kundura iflverenidir.” dedi. Yeflil Kundura’da direnifl bafllamadan önce ay›n yirmisine kadar maafllar›n›n önce üçte birini, geri kalan›n› ise iki ayda bir alabilen Yeflil Kundura iflçilerinin, direniflin bafllad›¤› günden sonra 2009’daki ikramiyelerini ve maafllar›n› zaman›nda alabildiklerini kaydeden Servi, “Bu, aç›kça sendikam›z›n bu mücadelesi, direniflimizin kararl› bir flekilde devam ediyor olmas› sayesinde mümkün olabilmifltir.” dedi. Servi aç›klamas›n›, direniflteki iflçilerin ifllerine geri al›nmalar› ve Yeflil Kundura'da sendikal hakka dönük sald›r›lar›n durdurulmas› gerekti¤ini ifade ederek sona erdirdi.

Toplu sözleflme haklar› için grevdeler

400 bin ö¤retmen a盤› için 10 bin atama yap›ld›

‹STANBUL- D‹SK'e ba¤l› Genel-‹fl Sendikas› ile Befliktafl Belediyesi aras›nda süren toplu ifl görüflmelerinde anlaflma sa¤lanamay›nca iflçiler 8 Haziran günü belediye binas›na grev karar›n› ast›. D‹SK Genel-‹fl Sendikas› ile Befliktafl Belediyesi aras›nda ocak ay›ndan bu yana süren toplu ifl sözleflmesi (T‹S) görüflmelerinde anlaflma sa¤lanamad›. Sendika, belediye binas›na grev karar› ast›. Belediye binas› önünde toplanan iflçiler, "Direne direne kazanaca¤›z" ve "Toplu sözleflme hakk›m›z, grev silah›m›z" sloganlar› att›. Grev karar›n›n as›lmas› sonras› bir konuflma yapan D‹SK Bölge Baflkan› Mehmet Karagöz, "Maalesef görüflmelerden bir sonuç ç›kmad›. Bugün itibariyle grev karar›n› as›yoruz. Yasal süre sonunda bir anlaflma sa¤lanamazsa grev karar›m›z› sürdürece¤iz. Yapt›klar› teklif bizi tatmin etmedi¤i için grev karar› ald›k. Uzlaflma olmad›¤› sürece toplu sözleflmeyi imzalamayaca¤›z." dedi. Karagöz'ün ard›ndan söz alan Genel-‹fl Sendikas› 1 No’lu fiube Baflkan› Hikmet Aygün, toplu ifl sözleflmesi görüflmelerinde tüm iyi niyetli giriflim ve çabalar›na ra¤men, 10 tane ekonomik ve demokratik madde üzerinde anlaflma sa¤layamad›klar›n› belirterek, bu yüzden grev karar›n› ast›klar›n› söyledi.

ANKARA- E¤itim-Sen Ankara fiube Temsilcileri ö¤retmen aç›klar›n›n her geçen gün artarken MEB’in komik atama rakamlar›yla sorunu çözemeyece¤ini ifade ettiler. 8 Haziran günü, Milli E¤itim Bakanl›¤› binas› önüne gelerek e¤itim politikalar›n› elefltiren ve atamalar›n beklentileri karfl›lamad›¤›n› ifade eden E¤itim-Sen Ankara fiube Baflkanlar› bina önüne b›rakt›klar› siyah bir çelenkle protesto gerçeklefltirdiler. E¤itim Sen fiubeleri Dönem Sözcüsü Tu¤rul Çulfa, AKP hükümeti döneminde oluflan ö¤retmen aç›klar›na paralel olarak güvencesiz istihdam edilen ö¤retmen say›s›nda da tam bir patlama yafland›¤›n› aç›klad›. Kalabal›k s›n›f mevcutlar›, ikili e¤itim, birlefltirilmifl s›n›f ve tafl›mal› e¤itim gerçekli¤i de göz önüne al›nd›¤›nda 400 bin civar›nda ö¤retmen a盤›n›n oldu¤unu ifade eden Çulfa, “327 bin iflsiz ö¤retmenin oldu¤u bir dönemde

MEB’n›n cimri tutumu dikkat çekicidir” dedi. Çulfa, mevcut ve görüflülmekte olan düzenlemelerle ö¤retmenler aras›nda kariyer basamaklar› oluflturuldu¤unu, eflit ifle eflit ücret ve e¤itimin kamusal niteli¤iyle ba¤daflmayan düzenlemelerin e¤itim hayat›ndaki olumsuzluklar› daha da art›raca¤›n› ifade etti. Haziranda yap›lacak iller aras› ve il içi atama politikalar›n› da elefltiren Çulfa, Milli E¤itim Bakanl›¤› birçok ilde aç›k okullar›n dahi atamaya aç›lmad›¤›na, yetkililerin kendi yasalar›n› dahi çi¤nediklerine dikkat çekti. A¤ustos ay›nda emekli olacak ö¤retmenlerin yerine sözleflmeli ve güvencesiz çal›flma esas›na ba¤l› olarak yeni al›mlar›n gerçekleflmesinin muhtemel oldu¤unu, 2010-2011 e¤itim ö¤retim y›l›n›n sorunlarla dolu bir y›l olarak devam edece¤ini vurgulayarak, yetkilileri, derhal uygulanan politikalardan vazgeçmeye ça¤›rd›.

Tafleronlaflma emekçilerin barikat›na tak›ld› ADANA - Çukurova Üniversitesi Balcal› Hastanesi'nde sa¤l›k emekçileri hizmet al›m ihalesinin yap›laca¤› binay› iflgal ederek, tafleron firmalar› içeri almad›. Eylem üzerine ihale iptal edildi. Dan›fltay ve Çal›flma Bakanl›¤›'n›n “Hastanede ifle bafllayan her iflçi hastane iflçisidir” ve “‹haleyle sa¤l›k iflçisi çal›flt›r›lamaz” kararlar›na uymayan Çukurova Üniversitesi Balcal› Hastanesi yönetimi, hizmet al›m› için ihale açt›. Ancak “Sa¤l›kta tafleron olmaz” diyerek uzun zamand›r mücadele yürüten Dev-Sa¤l›k-‹fl üyelerinin eylemi sonucu ihale iptal edildi. Dev-Sa¤l›k-‹fl üyesi 150 sa¤l›k iflçisi, ihale salonunu iflgal ederek, firmalar›n ihale salonuna girmelerini engelledi. ‹flçiler, "Rektöre kul, taflerona köle olmayaca¤›z", "Bu ihale burada yap›lmayacak", "Tafleron defol hastane bizimdir", "‹nsanca yaflamak istiyoruz", "Biz hakl›y›z, biz ka-

zanaca¤›z" sloganlar›yla direnirken, d›flar›da Sa¤l›k ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikas› (SES) ve DevSa¤l›k-‹fl üyesi sa¤l›kç›lar, iflgal eylemine destek verdiler. Bir süre sonra eylem yerine gelen baflhekim, eylemin sonland›r›lmas›n› istedi. ‹flçiler ise, “Çal›flma Bakanl›¤› karar› ile hastanemizde yap›lan ihalelerin hukuksuz oldu¤u ve bizlerin iflbafl› yapt›¤›m›z tarihten itibaren üniversite iflçileri oldu¤umuz belgelendi. Buna ra¤men halen hastanemizde ihale yap›lmak isteniyor, bu ihale iptal edilmeden buray› terk etmeyece¤iz.” yan›t›n› verdiler. Baflhekim bunun üzerine iflçilere ihalenin iptal oldu¤unu bildirdi. Bu aç›klamay› yeterli görmeyen iflçiler, aç›klaman›n ihaleye girmek isteyen tafleron firmalara da bildirilmesini istediler. Baflhekim d›flar› ç›karak firmalara bu ihalenin iptal edildi¤ini söyledi. Bunun üzerine, iflçiler eylemi alk›fllarla sonland›rd›lar.


8

17-30 Haziran 2010

PERSPEKT‹F

DEVRiMCi

DEMOKRASi

Burjuva diktatörlü¤ü biçimlerinden kurtulmak m› istiyorsunuz? O halde komünizm perspektifiyle proletarya diktatörlü¤ü biçimleri ve bizzat proletarya diktatörlü¤ü için savaflmak zorundas›n›z. Bilumum burjuva diktatörlüklerini de¤il de, halk ve proletarya diktatörlü¤ünü mü istiyorsunuz? O halde, gerici sistemi içten iyilefltirme biçimindeki reformist yolu terk edip devrimin yolunu tutmak ve salt bar›flç›l biçime saplan›p kalmay› terk edip devrimci olan tüm metotlara baflvurmak zorundas›n›z.

Yasalc›l›k: devrime sadakat mi, devrim dönekli¤i mi? Yasalc›l›k ve yasal örgüt-örgütlenme, mücadele biçimlerini kullanmak Proleter devrimci siyaset kendisini kat› kurallarla saptanm›fl sabit araç ve tek biçimle s›n›rlamaz. Bin bir türlü takti¤i, gereklili¤ine inanarak kullan›r. Devrim yarar›na olan en küçük f›rsat ve olana¤› ihmal etmez. MLM biliminin yaflayan canl› ruhunu ifade eden “somut koflullar›n somut tahlili” ilkesine ba¤l› olarak hareket eder. Devrimci ilkelerin deformasyonu veya erozyonuna dayal› geliflen yasalc›l›k e¤ilimini sa¤ tasfiyecilik olarak mahkum etti¤i kadar, devrime hizmet eden taktik araç ve örgütlenmeleri reddederek sabit-tek biçimlere saplan›p kalan e¤ilimi de soldan tasfiyecilik olarak görür. Proleter devrimci siyasetin yetene¤i; dogmatik revizyonizmden farkl› olarak, devrimci ilkeleri zedeleyip terk etmeden temel biçimler ile taktik biçimleri devrimci hedeflerde ustaca birlefltirmesinden ve statik biçimde belirlenmifl araç ve yöntemlerle yetinmeden, s›n›f mücadelesinin stratejik-taktik ihtiyaçlar›na uygun olarak veya k›sa-orta-uzun vadeli ç›karlar›n› kollamak üzere, devrimci pratik içinde metotlar›n› yenileyip zenginlefltirmesinden ileri gelir. Ve, bilumum burjuva uzlaflmac›l›¤› ile pragmatizmini reddederek idealizmi y›k›p geçen bilimsel karakterinden, kesin ilkelere sahip olmas›ndan, s›n›f niteli¤inden, en nihayetinde gelece¤i temsil eden devrimci özünden al›r yetene¤ini. S›n›flar üstü siyaset z›rvas›n› yerle bir ederek, devrimci s›n›flar›n ç›karlar› ad›na net ve kesin hedefler sahiplenip temsil ederek yola koyulmas›ndan al›r gücünü. Proleter devrimci siyaset; çak›lm›fl bir kaz›¤a zincirle ba¤l› olmay›p bu kaz›k etraf›nda zincirin uzunlu¤unu geçmeyen çemberler çizen dar döngüde olmad›¤› gibi; s›n›f yörüngesini flafl›rarak kendisini inkarla burjuva sulara gömülen rotada hedefsiz seyreden ve kayna¤› belirsiz bir nehir de de¤ildir. E¤er her devrimin temel meselesi siyasi iktidar sorunu ise, gerçek devrimci mücadele komünizm amac›na tabi olarak belirlenmifl ilkelere tutunmak durumundad›r. Aksi halde ne iddiada olursa olsun ilkesiz hareketin burjuvazinin kuca¤›na oturmas›, niyetten ba¤›ms›z da olsa nesnel bak›mdan kaç›n›lmaz sonuç olur. Öteden beri s›n›f hareketleri d›fl-siyasi düflman›na karfl› savafl vermekle birlikte, içte de ideolojik düflmanlarla tan›flm›fl ve bunlara karfl› da savafl›m vererek geliflmifltir. Hiçbir s›n›f hareketi içten baltalanma sald›r›s›ndan muaf kalmam›flt›r. Ne ki, s›n›f mücadelesi iç ihanetlere karfl›n da kendi kanunlar›yla yürüyüp tökezlememifl, önündeki engelleri bir bir söküp atarak ileri yürüyüflünü sürdürmüfltür.

“De¤iflim” cilas›yla kutsanan yasalc›l›k Co¤rafyam›z devrimci hareketinde aç›k devrimci sebat›n yan› s›ra, hareketin talihsiz ve felçli do¤umu olan yasalc›l›k uru da, kara bulutlar›n hareket etmesi gibi aya¤a kalkarak tasfiye yolunu tutmufl durumdad›r. Yasalc›l›k vakas› aktüel olup güç kazanm›fl olarak, devrimci teori, devrimci pratik ve radikal biçimi kemiren atak durumda bulunmaktad›r. Devrimci harekete daha etkin musallat olan tasfiyeci yasalc›l›¤›n zemini ideolojik dokuda olsa da, güncel besleyici ve tetikleyici jargonu, “demokratiklefleme”-“aç›l›m”-“çözüm” ya da “milli mutabakat ve kardefllik projesi” safsatalar›yla gelifltirilen karfl›devrimci kapsaml› tasfiye sald›r›s›ndan peydahlanmaktad›r. Kimi devrimci yap›lar ve özellikle komünist hareket söz konusu tasfiyeci sald›r› süreci karfl›s›nda esasta sa¤lam duruflunu korudu¤u halde, ideolojik dayanaklar› aç›s›ndan meyilli olan hareketlerin esen rüzgar›n yönüne yatarak yasalc›l›¤a kofltuklar› kolayca izlenebil-

mektedir. Dolay›s›yla ülkemiz devrimci hareketinde yasalc›l›k urunun büyüdü¤ünü söylemek haks›zl›k ya da abart› olmaz. Sallant›l› duran yönelimleri saymazsak, genifl bir kesimin illegal örgütlenme ve mücadele biçimlerini terk etti¤ini ileri sürerek, gerçekli¤i ifade etmekten baflka bir fley yapm›fl olmay›z. Yasal güvenceye yaslanarak yer tutmak-varl›k göstermek bu kesim için esas ve belki de tek u¤rafl durumundad›r. Biraz haks›zl›k yaparak söylersek, illegal saha örgütlenme ve mücadelesinde yaprak k›p›rdamazken, legal bölge yasalc›l›k kulvar›nda yüzen yar›flmac›lar havuzun üstünü kapatacak kadar kalabal›klaflm›flt›r. Bu, devrimin düzen içine çekilerek tasfiye edilmesinden baflka anlama gelmez. Hiç flüphe yok ki, legal veya yasal örgütlenme ve mücadeleye mutlak flekilde karfl› ç›k›fl ya da kapal› olma anlay›fl› yanl›flt›r. Böyle bir fley düpedüz tekçilik körlü¤ü, kaba s›¤ sekterizm, kat›ks›z salt oportünizm ve “çocukluk hastal›¤›d›r.” Dolay›s›yla, yasalc›l›¤› elefltirirken, yasal daha do¤rusu iktidar perspektifini ›skalamayan demokratik haklar eksenli meflru demokratik-ekonomik örgütlenme ve çal›flmalara karfl› oldu¤umuz anlafl›lmamal›d›r. Yasal veya legal örgütlenmedeki perspektifimizi, “… ne kadar zay›f olursa olsun her türlü legal imkandan yararlanmas›n› ö¤renmelidir; …” ö¤üdünden almaktay›z. En nihayetinde legal mücadele ile illegal mücadeleye yaklafl›m ve kabul etti¤imiz görev bilincini flöyle ifade edebiliriz: “Parti, iflçilerin bulundu¤u, iflçilerle konuflman›n, emekçi kitleleri etkilemenin mümkün oldu¤u her yerde bulunmal›d›r. Legal ve illegal çal›flma her ne pahas›na olursa olsun, birlefltirilmeli, illegal parti, kendi iflçi örgütleri yoluyla, legal faaliyet üzerinde sistemli, sürekli ve s›k› kontrol uygulamal›d›r. Bu kolay ifl de¤ildir, fakat, genel olarak söylersek, proleter devrimi ‘kolay’ görevler ya da ‘kolay’ mücadele vas›talar› diye bir fley bilmez ve bilemez.” (Lenin. K‹P. Çal›flmas›. Sf:115) Tüm bunlarla birlikte, yasalc›l›k ile yasal çal›flma-örgütlenme taktiklerini ve bunlar›n kullan›lmas›n› ayr›flt›rd›¤›m›z›; birincisine karfl› olup ikincisini benimsedi¤imizi belirtmeliyiz. Ülkemiz devrimci hareketi flahs›nda elefltirdi¤imiz meselenin, legal-yasal örgütlenme biçimlerini kullanmak de¤il, bilakis yasalc›l›k sapmas› oldu¤unun alt›n› da çizelim. Günün yan›lt›c› etkisine kap›larak günübirlik yaklafl›mlarla politika yapanlar, yan›lg›lar›n›n daha do¤rusu ideolojik-politik günahlar›n›n bedelini a¤›r ödeyeceklerdir. Karfl›-devrimin, göz önünde-el alt›nda bulunan muhaliflerini ayaklar alt›na al›p silindir gibi ezip geçmesinin günleri yaklaflmaktad›r. Komprador kliklerin kendi içlerindeki meseleyi halettikten sonra, karfl›-devrimci büyük dalgan›n halk kitleleri ile devrimci ve komünist güçlere daha keskin dönece¤i unutulmaktad›r. Azg›n faflist sald›r› s›ras›n›n devrimci harekete gelece¤i beklenmelidir. Mevcut koflullar›n hep böyle devam edece¤ini düflünmek faflist hakim s›n›flar› tan›mamak demektir. Dahas›, geliflmeleri tahlil edememek ve öngörüde bulunamamak demektir. Tüm bunlar›n alt›nda yatan gerçeklik ise, “demokratikleflmeye” duyulan inanç ve hakim s›n›flardan demokrasi uygulayacaklar›n› bekleme yan›lg›s›d›r. Devrim ile karfl›-devrimin çat›flma do¤as›n›n tan›nmamas› ve egemen s›n›f mantalitesi hakk›nda iyimser kuflkulara sahip olmakt›r, yasalc›l›k hayranl›¤›n›n temeli.

Demokrasi ayn› zamanda devrim sorunudur Uyduruk burjuva demokrasisinin bile bulunmad›¤› ülkemiz koflullar›nda, demokrasi hülyas›yla hareket edip yasalc›l›k kona¤›na yerleflenler aç›k ki, devrimci örgütlenmeden uzaklaflarak tasfiyecilik bata¤›na düflüp dev-

rimden kopmufl durumdad›rlar. ‹llegal örgütlenmeye tövbe edip düzen içi yasalc›l›¤› kutsayanlar›n devrimci örgütlenmeyi kovduklar› her bak›mdan alenidir. Dedi¤imiz gibi, bunlar, ülkemizde demokrasinin geliflti¤ine inanmakta ve objektif ya da sübjektif olarak faflist hakim s›n›flardan demokrasi uygulayacaklar›n› beklemektedirler. Dolay›s›yla da illegal ve devrimci özde duran mevzilenmeyi so¤uk bulmakta, burjuva çöplü¤ün yasalc› kona¤›n› stratejik mekan olarak s›cak tutmaktad›rlar. fiartlar›m›z faflizmin kal›n kabuklar›na gömülü oldu¤u halde, bunlar›n burjuva demokrasisine dair ifltahl› bofl ütopyalar›n› bir an do¤ru kabul etsek bile; illegal örgütlenme ve devrimci biçimleri yuhalayarak yasalc›l›¤› bafl tac› eden saplant›lar› zerre kadar bilimsel ve hakl› olamaz. Bak›n Lenin ne diyor: “Bütün ülkelerde, hatta s›n›f mücadelesinin en az keskin olmas› anlam›nda en özgür, en ‘legal’ ve en ‘sakin’ olan ülkelerde bile legal ve illegal çal›flmay›, legal ve illegal örgütleri sistemli bir flekilde birlefltirmek art›k her komünist parti için kesinlikle zorunlu olmufltur.” (Lenin. K‹PÇ. Sf:130) fiimdi, illegal mücadeleden ve devrimci eylemden öcü gibi ürken, hatta küfredip küçümseyerek burun büken ve yasal (bar›flç›l-legal) örgütlenmeyi esas ve tek biçim olarak öngören-uygulayan büyük devrim teorisyenlerine (!) ne demeli? Ülkemiz hakim s›n›flar› düzeninde “demokrasinin” egemen oldu¤unu veya en az›ndan geliflmekte oldu¤unu varsaymakla ve tabii ki faflizmi inkar ederek de, illegal örgütlenmeyi yerin dibine sokup yasalc›l›¤› tek devrimci seçenek say›p kurtulufl bayra¤› edinerek gerici egemen s›n›flar›n safsata ve kand›rmacalar›n›n üstüne atlayanlar Lenin’e ne diyeceklerdir?! Devrimci halk kitlelerinin burjuva-feodal gericili¤in boyunduru¤u alt›nda tutuldu¤u ve ücretli köleli¤in vahfli do¤as›yla hüküm sürdü¤ü koflullarda; ulus ve az›nl›klar›n ötekilefltirilerek koyu bir milli zulüm alt›nda asimilasyona tabi tutulup entegre edilmek istendi¤i, ulusaletnik hak ve iradelerinin hiçlefltirilmek istendi¤i ve imha-inkar politikalar› dayat›larak zulümkar boyunduru¤un a¤›rlaflt›r›ld›¤› flartlarda; “demokratikleflme”, “aç›l›m”, “çözüm” gibi renkli boncuklar›n “milli birlik ve kardefllik” temaflas› ipine tak›larak tasfiyecili¤in hakim s›n›flarca da aç›k edildi¤i müzmin gerici egemenlik sald›r›lar› atmosferinde; evet, tam da bu koflullar hüküm sürerken; faflist hakim s›n›flar›n bafl›na iltifatla demokrasi tac›n› takan bu mantalite, parlamentarist yasalc›l›¤a has olup devrim fikrinden temelden sapmad›r.

Neye sadakat? Gerici egemenler düzeni flartlar›nda süren ve hakl› olarak iktidar hedefinin geçerlilikle söz konusu oldu¤u devrimci mücadele ikliminde, illegal ve keskin devrimci örgütlenme biçimlerini reddederek, parlamentarizmden beslenen salt yasalc›l›k görüflünü savunan fikriyat devrime sadakat de¤il, devrimden dönekliktir. Gerici s›n›flardan bar›flç›l yol ve biçimlerle iktidar›n al›nabilece¤ini tasavvur etmek; bir taraftan bofl bir hayalken, öte yandan ve özünde de gerici düzeni muhafaza ederek besleyen reformist e¤ilimdir. ‹llegal parti örgütlenmesi ve gizli devrimci mücadelenin h›zla ötelenerek, legal örgütlenme ve mantar gibi f›flk›ran yasal parti e¤iliminin “盤 gibi” geliflmesi gerçe¤i, reformist e¤ilimin aç›k bir göstergesidir. Lenin flöyle diyordu: “Burada hareketimizin en acil sorununa, yaral› noktas›na -örgüt sorununa¬- geliyoruz. Devrimci örgütün ve disiplinin düzeltilmesi, gizlilik tekni¤inin mükemmellefltirilmesi ivedilikle gereklidir.” (Lenin-Stalin. Örgütlenme Üzerine. Sf:8) Elbette parlamentarizm ile parlamentonun bir kürsü

olarak kullan›lmas›n›, yasalc›l›kla yasal örgütlenmelerin kullan›lmas›n› ve yasal partinin stratejik unsur ya da taktik bir araç olarak kullan›lmas›n› titizlikle ayr›flt›r›yor, ayn›laflt›rm›yoruz. Bu üç ikilemden; parlamentonun bir kürsü olarak kullan›lmas›n›, yasal örgütlenmelerden bilimsellikle yararlan›lmas›n› ve yasal partinin taktik bir araç olarak kullan›lmas›n› ilkesel olarak benimsiyor, önermelerin ikinci boyutunu reddediyoruz. Bu devrimci MLM’nin bak›fl›d›r. Dolay›s›yla elefltiri konusu yapt›¤›m›z hususun do¤ru kavranmas› gerekmektedir. Evet, yasal partiden dolay› bir bardak suda f›rt›na koparm›yoruz. Yasal partiyi ilkesel olarak reddetmiyor, flartlara ba¤l› olarak benimsiyoruz. Fakat yasal partinin devrimde ilkesel bir örgütlenme arac› ve stratejik bir unsur oldu¤u görüflünü reddediyor, devrimci yoldan kopufl olarak de¤erlendiriyoruz. Dahas› ülkemiz devrimci hareketinde peydahlanm›fl hastal›k anlam›nda somut elefltirimize konu olan öz, illegal gizli devrimci parti ve örgütlenmelerin reddedilmesi kofluluyla anlam kazanan yasal parti savunusu veya yasal parti hayranl›¤›d›r. Ve yasal partinin esaslaflt›r›larak parlamentonun amaçlaflt›r›lmas›d›r temelden yads›d›¤›m›z. Elbette ki, yasal partinin devrim yetene¤ine sahip oldu¤u, devrimde vazgeçilmez stratejik ve hatta tek araç, ilkesel örgütlenme oldu¤u fikrine karfl› ç›kmakta, bunu; reformist, tasfiyeci ve parlamentarist yasalc›l›k olarak de¤erlendirip yeriyoruz. E¤er, gizli parti örgütlenmesi reddediliyor ve yaln›zca yasal parti arac›yla (ki,bu devrimde ilkesel-stratejik de¤erde ele al›n›yor) iktidar›n ele geçirilmesi düflleniyorsa, buradan parlamentarizmden baflka bir fleye ç›k›lmaz. Yani, devrimci bir taktik olarak (yeri geldi¤inde-koflullar› olgunlaflt›¤›nda) yasal partinin devrimde kullan›lmas› anlay›fl›ndan tamamen ayr› ve devrimci de¤il, reformisttir bu yol. Somutumuzda, faflizmi peçeleyen parlamentoya tafl›nmay›, orada ço¤unlu¤u ele geçirerek iktidar olmay› hayal etmektedirler reformist yasalc› yolcular. Proletarya ve halk kitlelerinin devrimci kurtulufllar› için burjuva büyük bafllar›n parlamento ah›r›na girmelerinin zorunlu-flart oldu¤unu söyleyenler; e¤er s›n›f mücadelesinin bilinçli düflmanlar› de¤illerse, en alas›ndan tescilli ahmaklar olabilirler. Binlerce sömürü biçimi ve çeliflkinin iç içe geçti¤i, bask›c›, sömürgen ve zulümkar s›n›flar›n iktidar egemenli¤iyle karakterize olan faflist-ceberut devlet flartlar› alt›nda; devrimci zor ve illegal örgüt esaslar›n› atlayarak inkar eden ve yasalc›l›k sevdas›yla parlamento çöplü¤ünü çare sayan bir hareketin reformist de¤il de devrimci özde oldu¤unu kim söyleyebilir ki…

Savaflmak, savaflmak, savaflmak... Burjuva diktatörlü¤ü biçimlerinden kurtulmak m› istiyorsunuz? O halde komünizm perspektifiyle proletarya diktatörlü¤ü biçimleri ve bizzat proletarya diktatörlü¤ü için savaflmak zorundas›n›z. Bilumum burjuva diktatörlüklerini de¤il de, halk ve proletarya diktatörlü¤ünü mü istiyorsunuz? O halde, gerici sistemi içten iyilefltirme biçimindeki reformist yolu terk edip devrimin yolunu tutmak ve salt bar›flç›l biçime saplan›p kalmay› terk edip devrimci olan tüm metotlara baflvurmak zorundas›n›z. Son sözü Stalin’e b›rakal›m: “Proletarya diktatörlü¤ü –diyor Lenin-, eski toplumun güçlerine ve geleneklerine karfl›, kanl› ve kans›z, fliddete baflvuran ve bar›flç›, askeri ve iktisadi, e¤itici ve idari inatç› bir savaflt›r. …” (Örgütlenme Üzerine. Lenin-Stalin. Sf: 190) Proletarya diktatörlü¤ü kurulmadan evvelki gerici diktatörlükler alt›nda ise, bu mücadelenin illegal öze ba¤l› olmas› gibi, kanl› ve fliddete dayal› biçimler kullanmas› tamamen gerekli ve mutlak bir o kadar da zorunludur.


DEVRiMCi

DEMOKRASi

GÜNCEL

17-30 HAZ‹RAN 2010

9

KESK üyeleri ve ba¤l› sendika yöneticilerine 5 y›l hapis isteniyor ANKARA- Hükümet, kamu çal›flanlar›n›n, iflçi ve emekçilerin çal›flma yaflam›n›n sorunlar›na yönelik gerçeklefltirdikleri demokratik meflru hak alma eylemlerini yasa d›fl› ilan edip soruflturma ve iflten atmalarla sindirme çabalar›na devam ediyor. Devlet gizli ve bir gecede düzenledikleri yeni tasar›larla kazan›lm›fl haklara daha da pervas›z sald›r›lar› hayata geçirmeye çal›fl›yor. Kamu çal›flanlar›n›n KESK’in ça¤r›s›yla 25 Kas›m 2009’da gerçeklefltirdikleri bir günlük ifl b›rakma eylemine kat›lan BTS ve Türk Ulafl›m-Sen üyesi 16 TCDD çal›flan› görevden uzaklaflt›r›lm›flt›. Bunun üzerine TCDD çal›flanlar›, iflten at›lan arkadafllar›n›n göreve iade edilmesi için 15 Aral›k akflam› saat 22.00’de Ankara Gar›’nda bas›n aç›klamas› yaparak 16 Aral›k’ta dayan›flma amac›yla bir günlük ifl b›rakma eylemi yapacaklar›n› duyurmufllard›. KESK’e ba¤l› sendikac›lar, bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kalk›fl saati gelen Ankara-‹stanbul trenini iki saat sonra bafllayacak olan ifl b›rakma eylemi nedeniyle hareket ettirmemiflti. Bunun üzerine TCDD yö-

netimi ile sendikac›lar aras›nda tart›flmalar yaflanm›flt›. Ankara-‹stanbul trenini al›koyduklar› gerekçesiyle BTS Genel Baflkan› Yunus Ak›l, BTS üyesi Ali Kitapç› ile eylemde destek amac›yla bulunan SES Ankara fiube Sekreteri Fikret Çala¤an ve E¤itim Sen Ankara 2 Nolu fiube Baflkan› Tu¤rul Çulfa hakk›nda dava aç›ld›. Treni al›koyduklar› iddias›yla 2 y›ldan 5 y›la kadar hapis cezas› istenen sendikac›lar›n, tutuklu bulunduklar› süre içerisinde memuriyet hizmeti, seçme, seçilme ve siyasi haklar›n›n ellerinden al›nmas›, dernek, sendika gibi kurumlarda yöneticilik yapma haklar›n›n yasaklanmas› isteniyor. ‹lk duruflmas› 8 Temmuz’da Ankara 11’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan dava ve davan›n verdi¤i mesaja iliflkin BTS Genel Baflkan› Yunus Ak›l ile görüfltük.

‘Hak verilmez al›n›r’ BTS Genel Baflkan› Yunus Ak›l, konfederasyonlar› olan KESK’in yaklafl›k 20 y›ll›k toplu sözleflmeli grev hakk› mücadelesinin ve miras›n›n BTS’nin de mücadelesi ve miras› oldu¤una

dikkat çekti. 12 Eylül AFC’sinin emekçileri köfleye s›k›flt›rma ve sindirme amaçl› politikalar›ndan bahsederek o mant›¤›n emekçiler ve çal›flma yaflam› üzerinde yaratt›¤› tahribatlara 25 Kas›m 2009 greviyle cevap verdiklerini belirtti. Gelinen aflamada geçmiflten bu yana parça parça yaflama geçirilmeye çal›fl›lan emek düflman› politikalara kimi yandafl sendika ve konfederasyonlar›n çanak tuttu¤unu sözlerine ekleyen Ak›l, “25 Kas›m grevinin hakl›l›¤› ve meflrulu¤u bütün kesimleri etkilemifltir.” dedi. Hak verilmez al›n›r anlay›fl›n›n en önemli yans›mas› olarak gördü¤ü 25 Kas›m grevi ile kendileri hakk›nda aç›lan davay› bize flu sözcüklerle anlatt›. Demiryolu iflçileri ve sendikas› için 25 Kas›m bir grevden çok direniflti. Grev saati geldi¤inde yani saat 00:00’da bafllayarak di¤er gün ayn› saatte bitirilmesi, o gün sabah uyanan 2 Milyon kamu emekçisini etkilemiflti. Hükümet ise grevden 12 gün sonra 16 demiryolu çal›flan›n› a盤a alm›fl, onlar›n nezdinde 2 milyon kamu emekçisini sindirme ve cezalan-

d›rmay› hedeflemiflti. Biz de buna karfl› ülkemiz tarihinde pek benzeri olmayan, di¤er sendikalar›n da kat›ld›klar› 16 Aral›k dayan›flma grevini gerçeklefltirdik. Bu dayan›flma grevinde 30 arkadafl›m›z daha iflinden uzaklaflt›r›ld›. Dirençli ve kararl› duruflumuzla iflten uzaklaflt›r›lan 46 kifli ifline iade edildi. Hükümetin dayan›flma grevi öncesi tehdit ve sindirme amaçl› aç›klamalar› tutmay›nca sendikam›z›n Adana, ‹zmir, Ankara üyelerine ve yöneticilerine dava aç›ld›. SES, E¤itim-Sen ve BTS’ye aç›lan davalar›n sebebi, kamu çal›flanlar›n›n, TEKEL, itfaiye ve belediye iflçilerinin hakl›, meflru eylemleriyle ortaya koyduklar› direnifller ve dayan›flma pratiklerinin emekçiler üzerindeki ölü topra¤›n› ataca¤› korkusu ve dayan›flma grevinin baflar›yla sonuçlanmas›yd›. Elbette bu korku sonucunda bizlere gül da¤›tmayacaklard›, fakat sonuçlar› ne olursa olsun uluslararas› hukuku çi¤neyerek grev hakk›n› yok sayan bir zihniyetin karfl›s›nda grev ve toplusözleflme hakk›m›z› savunmaya devam edece¤iz.”

‘15-16 Haziran’dan ö¤renelim’ Demokratik Haklar Federasyonu (DHF), 15-16 Haziran iflçi direnifllerine iliflkin bir aç›klama yay›nlayarak, direnifllerden örnek al›narak ileri at›lmak gerekti¤i vurgusunu yapt›. DHF taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klamada 40 y›l önce hak gasplar›na karfl› bafllat›lan direniflin bafllama süreci aktar›larak, “Jandarma birliklerinden, süngülerden, tanklardan kurulu barikatlara hücum edilen gösterilerde, onlarca iflçi ve ö¤renci yaralan›rken, aralar›nda Türk-‹fl üyesi iflçilerin de oldu¤u Mehmet G›dak, Yaflar Y›ld›r›m ve Mustafa Baylan isimli iflçiler yaflamlar›n› yitirdiler. Siyasi iktidar, 3 ay boyunca s›k›yönetim ilan ederek, büyük bir terör harekât› bafllatt›. Yüzlerce iflçi ve ö¤renci, günlerce süren sokak gösterilerinde, çat›flmalarda gözalt›na al›n›rken, onlarcas› tutukland›. Hemen hepsine, yüzlerce y›la varan hapis istemleriyle davalar aç›ld›. Fabrikalar, jandarma birliklerince kuflat›ld›, 6 binden fazla iflçi, iflten at›ld›.” hat›rlatmalar› yap›ld›.

‘Sistemde de¤iflen birfley yok’ 40 y›l önce de siyasi iktidar›n, iflçi s›n›f›n›, emekçileri kontrol etmek ve tahakküm alt›nda tutmak için anayasa de¤ifliklikleri gibi bask› yöntemleri gelifltirdi¤inin ifade edildi¤i aç›klamada, “Bu de¤iflikliklerle birlikte, ‘iflçi s›n›f›na milli fluur’ afl›lamak isteyen hâkim s›-

n›flar, özünde, ekonomik ve sendikal alanda kontrol alt›nda tuttuklar› Türk-‹fl gibi sendikalar›n d›fl›nda; ekonomik, sosyal ve siyasal hak taleplerini, bütünlük içerisinde savunacak, savunabilecek ve böylelikle devrimci düflüncelerin geliflimine hizmet edebilecek sendikal bir giriflimi durdurmay› amaçlam›fllard›. Hâkim s›n›flar›n, iflçi ve emekçi kitle hareketlerini kontrol etmeye dönük sald›r›lar› günümüzde de niteli¤inden hemen hiçbir fley yitirmeden devam etmektedir.” denildi. TEKEL direnifli ve direnifle yap›lan sald›r›lar›n hat›rlat›ld›¤› aç›klamada, uygulamalar›n 40 y›l öncekinden hiç bir fark tafl›mad›¤›na dikkat çekildi.

“Sendikal bürokrasiye karfl› mücadele etmeliyiz” Aç›kamada, 40 y›l önce oldu¤u gibi bugün de iflçi ve emekçilerin yo¤un bir sömürü cenderesine tutuldu¤u belirtilerek flu ifadelere yer verildi: “Emek mücadelesini salt ekonomik ve sendikal taleplere s›k›flt›ran, siyasi iktidar›n istemleri do¤rultusunda, ilerici, demokrat ve devrimci iflçileri tasfiye eden sa¤ ve neoliberal sol sendika bürokrasisine karfl› daha güçlü bir ideolojik, siyasi ve örgütsel mücadele için; bizzat sendikalar içerisinde, sendikal bürokrasiye karfl› mücadele yürütmek, ertelenemez temel görevimizdir.”

‹lkeli birliktelikler, devrimci kitle faaliyeti ve devrimci sorumluluk bilinciyle mümkündür! Demokratik Haklar Fedarsoyunu (DHF), Devrimci 1 May›s Platformu içerisinde bir dizi tart›flmalar›n gerekli olgunlu¤a ulaflamamas›ndan ve platformu bir araya getiren niteli¤in baz› kurumlar taraf›ndan tahrif edilmesinden kaynakl›, platformdan çekildi¤ini aç›klad›. DHF taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klamada, hâkim s›n›flar›n, halk›m›z›n hakl› kavgas›n›, sömürü düzeninin s›n›rlar›na hapsetme sald›r›lar›n›n yo¤unlaflt›¤›na dikkat çekilerek, “Reformizmin ve revizyonizmin yükseldi¤i böylesi tarihsel koflullarda, devrimci-demokratik güçlerin ortak platformlar etraf›nda bir araya gelmesi önemli ve ertelenemez bir görevdir” denildi. Bu görevin hâkim s›n›flar›n sald›r›lar›ndan ba¤›ms›z olarak, halk›m›z›n insanca bir yaflam ve gerçekten demokratik bir ülke, dünya yaratma mücadelesinin omuzlar›m›za yükledi¤i önemli bir sorumluluk oldu¤unun ifade edildi¤i aç›klamada, “DHF, mücadele platformlar›na omuzlar›nda hissetti¤i bu önemli sorumlukla yaklaflmaktad›r. Ortak platfomlar etraf›nda örgütlenmek ve sömürü düzeninin sald›r›lar›na karfl› demokratik haklar mücadelesini yükseltmek önemli bir görevken, maalesef oluflturulan platformlar devrimci-demokratik güçlerin tutars›z, ilkesiz, sorumsuz, sekter, dar-gupçu vb. olumsuz pratikleri sonucu bir bir da¤›lmakta ya da ifllevsizleflerek anlam›n› yitirmektedir.” denildi. S›n›f düflmanlar›yla aras›ndaki ayr›m çizgilerini siliklefltiren kurumlar›n dostlar›na karfl› ise dizginsiz bir y›k›c›l›kla hareket ettti¤ini belirten DHF, “Bu pratikler de bir araya gelmemenin zeminini kuvvetlendirmektedir. S›n›f düflmanlar›na karfl› tutars›z ve ilkesiz hareket edenlerin dostlar›na karfl› ‘güç gösterisinde’ bulunmas›, düzene do¤ru yürümenin en bariz göstergeleridir. Devrimci saflardaki bu k›r›lmay› da s›n›fsal zeminden kopuk, dar, kitle faaliyetinden uzak, içe kapal› faaliyet tarz› bütünlemektedir.” belirlemesinde bulundu. Ortak platformlar›n, halk›n hak talepleri mücadelesinde alternatif olmaktan ziyade, “tart›flma platformlar›na” dönüfltu¤ünü ve devrimci-demokratik güçlerin onlarca y›la varan “ortak platform” deneyimlerini gözden geçirildi¤inde, bu gerçe¤in apaç›k ortaya ç›kt›¤›n› aktaran DHF, “Bu deneyimlere bakt›¤›m›zda, süreklili¤i olan uzun vadeli birlikteliklerden söz etmek mümkün de¤ildir.” sözlerini kulland›.

Devrimci 1 May›s Platformu'ndan Çekildik Devrimci 1 May›s Platformu’nun, 2005 y›l›nda kuruldu¤unda, temel yönelim olarak 1 May›s'lara devrimci program› daha etkili bir flekilde tafl›ma ve sendikal bürokrasiye karfl›

ortak hareket etmeyi belirledi¤ini hat›rlatan DHF, gelinen aflamada birdizi önemli eksikliklerin gün yüzüne ç›kt›¤›n› belirterek “Bu eksikleri 2010 1 May›s'› öncesinde ve sonras›nda tart›flt›rm›fl ve bu eksiklerin giderilmedi¤i takdirde platformun varl›k gerekçelerini ortadan kald›raca¤›n› ifade etmifltir.” dedi. DHF platformadan çekilmesine iliflkin yapt›¤› aç›klamada elefltirilerini iki bafll›kta toplad›. Aç›klamada yer alan elefltirilerin önemli yerleri:

1- Sendikal Bürokrasiye Karfl› Mücadele, Bizzat Sendikalar ‹çerisinde Örgütlenmelidir! Platform bileflenleri, sendikal bürokrasiye karfl› mücadele etmeyi önemli bir görev olarak belirlemesine karfl›n, bu konuda büyük oranda tutars›z davranm›fllard›r. Platform bileflenleri bu gerçe¤i bilmelerine karfl›n, hiçbir somut çal›flma yapmayarak elefltirisini yapt›klar› cepheyi kuvvetlendirmifllerdir. Dolay›s›yla sendikal bürokrasiye karfl› mücadele, söylem düzeyinin ötesine geçememifltir. Kan›m›zca platformun en büyük tutars›zl›¤› ve eksikli¤i de bu olmufltur. Sendikal bürokrasiye karfl› mücadele amac›yla oluflturulan platformun faaliyetlerinin esas›na böylesi bir çal›flmay› koymamas›, üzerinden atlanmadan sorgulanmas› gereken çok temel bir meseledir. Zira özünde devrimci-demokratik kurumlar›n s›n›f zemininden ne kadar uzaklaflt›¤›n› da göstermektedir. DHF, platform bileflenlerine, sendikalarda bulunan bütün güçleri birlefltirerek sendikal bürokrasiye dönük mücadelenin somutlaflt›r›lmas›n› önermifl fakat büyük oranda karfl›l›k alamam›flt›r. Ancak flafl›rt›c›d›r ki platform faaliyetine dair sunulan birçok öneriye, en biçimsel olanlar› da dâhil olmak üzere, somut yan›tlar verilirken bu gündem sessizlikle geçifltirilmifltir.

Sendikal Bürokrasiye Karfl› Tav›rs›zl›k Yeni De¤ildir Somut çal›flma yürütmemenin gerekçesi, 30 kurum içerisinde yer alan kimi kurumlar›n da büyük oranda ‘sendikal bürokrasinin’ birer parças› haline gelmifl olmalar›d›r. Sendikalarda sahip olunan ‘koltuklar’ üzerinden yap›lan ‘çal›flmalar’ s›n›f›n ç›karlar›yla çeliflmekte ve devrimci-demokratik güçleri ayn› çark›n parçalar› haline getirmektedir. Bu gerçeklik, sar› sendikalar›n elini kuvvetlendirmekte ve onlar› daha pervas›z hareket etmeye sevk etmektedir. Sendikal bürokrasiye dönük mücadele söylem düzeyini aflmad›kça devrimci-demokratik güçler benzer sald›r›lar›n he-

defi olmaktan kurtulamayacakt›r.

2 - Platform Kitle Faaliyetini Esas Almal›d›r! Platformun geçmifl y›llardan bugüne devam eden en önemli eksikliklerinden birisi de kitle faaliyetini esas almamas› ve pratik olarak sadece afifl ve bildiri çal›flmas› ile birkaç bas›n aç›klamas›yla s›n›rl› faaliyet yürütmesidir. Platform, bu nedenle sendikalar›n kendi bafllar›na oluflturduklar› kitlelerden kopuk ‘eylem takvimlerinin’ peflinden sürüklenmekten kurtulamamaktad›r. Bu eksik sadece Devrimci 1 May›s Platformu ile s›n›rl› de¤ildir. Hem di¤er platformlar hem de teker teker bileflenler aç›s›ndan, ayn› eksiklik güncelli¤ini korumaktad›r. Platformda bu y›l, ilgili gündeme yönelik yo¤un tart›flmalar sonras› s›n›rl› da olsa somut bir ad›m at›larak ‹stanbul’da belirli emekçi semtlerde ortak eylem ve etkinlikler, söylefliler örgütlenmeye çal›fl›lm›flt›r. Semtlerdeki bu etkinliklere platform d›fl›ndaki kurumlar da dâhil edilmeye çal›fl›lm›fl ancak bu faaliyetler, merkezi olarak takip edilmedi¤i ve yeterince önemsenmedi¤i için genel olarak dar, c›l›z ve etkisiz faaliyetlere dönüflerek istenilen baflar›y› yakalayamam›flt›r. Devrimci 1 May›s Platformu’nun 5 y›ll›k prati¤i de kitle faaliyeti içerisinde geliflmeyen hiçbir ortak çal›flman›n kal›c›laflan ve geliflerek büyüyen bir baflar› flans› ortaya ç›karamayaca¤›n› bir kez daha göstermifltir.

1 May›s 2010'un Akabinde Yaflanan Geliflmeler ve DHF'nin Tutumu DHF, söz konusu edilen bu iki bafll›kta toplad›¤› elefltirilerini platformdan ayr›lma gerekçesi yapmad› ve pratik faaliyet içerisinde bu eksiklerle mücadele etmeyi, bu konularda kendisini de gelifltirmeyi önüne bir hedef olarak koydu. Fakat bu tart›flmalar›n sürdürüldü¤ü ayn› toplant›da, Halk Cephesi’nin 1 May›s alan›nda, Devrimci Çözüm’e dönük gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar›n tart›fl›lmaya bafllanmas›yla birlikte, devrimci saflarda bahsini yapt›¤›m›z gerilikler kendisini gösterdi ve platformdan ayr›lmak kaç›n›lmaz hale geldi. Platform, 1 May›s öncesi, hâkim s›n›flar›n yo¤unlaflan yalan ve çarp›tmalar›na karfl› oldukça dikkatli ve hassas yaklaflma karar› ald› ve alanda kendi güvenli¤inin yan›nda genel kitlenin güvenli¤ini de dikkate alarak üzerine düflen sorumlulu¤u yerine getirmenin önemine vurgu yapt›. Bu konu üzerinde önemle duruldu¤u halde, platform bile-

flenlerinden olan Halk Cephesi, kortejlerin s›raland›¤› aflamada ve sonras›nda iki kere, temsilcilerinin kontrolü ve bilgisi dâhilinde, Devrimci Çözüm kortejine sald›rm›fl, bu sald›r›y› engellemeye çal›flan DHF ve Partizan faaliyetçileriyle de gerginlik yaflanmas›na sebep olmufltur. Halk Cephesi, platformun disiplinine uymayan, al›nan ortak karar› çi¤neyen, devlet eliyle yarat›labilecek bir provokasyona zemin sunan, platformun ortak ifl yapma kültürüne riayet etmeyen, kendi bafl›na buyruk hareket eden bir tutum izlemifl ve bu olumsuz tavr› alana yans›m›flt›r. Halk Cephesi’nin bu tavr› federasyonumuzla birlikte Partizan, Yeni Dünya için Ça¤r›, Devrimci Proletarya ve Odak taraf›ndan da elefltirilmifl, Halk Cephesi’nin özelefltiri vermesi istenmifltir. Ayr›ca mevcut sorunu, platform bileflenlerinin tümünün de¤erlendirmesi ve platform ad›na Halk Cephesi’nden ortak bir özelefltiri talebi olmas› gerekti¤i ifade edilmifltir. BDSP temsilcisi, ilk toplant›da olay› görmediklerini, ayr›nt›lar› bu toplant›da duyduklar›n› ve kurumsal olarak bir yorumda bulunamayacaklar›n›, kurumsal bir de¤erlendirme yapt›ktan sonra düflüncelerini belirteceklerini ifade etmifl, daha sonra mevcut olay› sol içi fliddet olarak de¤erlendirdiklerini ve HC'yi elefltirerek özelefltiri vermeleri gerekti¤ini dile getirmifllerdir. Yukar›da belirtti¤imiz bileflenler d›fl›nda kalan kurumlar (PDD, EÖC, Kald›raç), genel olarak bu gündemin platformun gündemi olmad›¤›n›, baflka bir platformda de¤erlendirilmesi gerekti¤ini, Halk Cephesi’nin “do¤ru olmayan”, “olumsuz” bir davran›flta bulundu¤unu, ancak özelefltiri beklentilerinin olmad›¤›n› farkl› cümlelerle ancak benzer içerikle dile getirmifllerdir. Hatta bu gündemin burada aç›lmas›ndan duyulan kayg› da belirtilerek platformun gerçeklefltirdi¤i ortak ifllerin önüne geçmesine yol açabilece¤i ifade edilmifltir. Mevcut görüfllerin aktar›lmas›ndan sonra söz alan Halk Cephesi, alandaki tavr›n› sahiplendi¤ini ve arkas›nda durdu¤unu, her yerde ve her platformda ayn› tavr› yine göstereceklerini, sald›rd›klar› kurumu devrimci olarak görmediklerini, karfl›-devrimci olarak de¤erlendirdiklerini ve tüm devrimcilerin de bu tavra ortak olmas› gerekti¤ini ifade etmifllerdir. Devamla, elefltiride bulunan platform bileflenlerinin “faydac›” yaklaflt›klar›n›, platformu ba¤layan bir olay›n yaflanmad›¤›n›, kendi tav›rlar›n›n kesinlikle “güvenli¤i” tehlikeye atan bir durum yaratmad›¤›n›, “kontrollü bir biçimde yapmalar› gerekeni yapt›klar›n›” ve özelefltiri verecek bir durumun olmad›¤›n› ifade etmifllerdir.

Halk Cephesi’nin özelefltiri vermemesinin yan›nda di¤er kurumlara yönelik a¤›r ithamlarda bulunmas›, elefltirilerini ifade ederken hakarete varan, ‘devrimci bir tav›r’ olarak ifade edilemeyecek tarza düflmesi sebebiyle, tekrar elefltirilmesi üzerine, Halk Cephesi gerginli¤i t›rmand›ran tarz›n› çok daha pervas›z bir biçimde devam ettirmifltir. Bu tav›r karfl›s›nda o ana kadar elefltirilere kat›lmayan kurumlar da Halk Cephesi’ni tarz›ndan kaynakl› elefltirerek platforma özelefltiri vermesi gerekti¤ini ifade etmifltir. Halk Cephesi özelefltiri vermedi¤i gibi, mevcut tarz›n› da sahiplenerek, ‘bu tarz› özellikle sergilediklerini, devrimci kurumlar› kendilerine getirmeye çal›flt›klar›n›’ ifade etmifl ve ayn› tarz›n› devam ettirmifltir. Bu yaklafl›m üzerine DHF elefltirilerini tekrarlam›fl, sergilenen tarz›n kesinlikle kabul edilemeyece¤ini, hele ki ‘devrimci bir tarz’ olarak sahiplenilemeyece¤ini, devrimci bir tav›r ve tutumla uzaktan yak›ndan ilgisi olmayan bu tutumun, toplam bileflenler taraf›ndan de¤erlendirilip mahkûm edilmesi gerekti¤ini ifade ederek, sergilenecek ortak tutumun içeri¤ine göre platformu de¤erlendirece¤ini ifade etmifltir. Mevcut gündeme dair sonras›nda tekrar bir araya gelindi¤inde durumun de¤iflmemifl oldu¤u görülmüfl ve federasyonumuz bunun üzerine, platformdan çekildi¤ini aç›klam›flt›r. Halk Cephesi, sadece güvenlik aç›s›ndan de¤il, Devrimci Çözüm’e dönük ’karfl› devrimci’ tan›mlamas› ve buna uyarl› prati¤i itibariyle de yanl›fl bir tutum içerisindedir. Bu belirlemelere di¤er kurumlar›n uymas›n› da beklemek tam bir tutars›zl›k örne¤idir. DTP’nin Halk Cephesi’ne dönük sald›r›lar› ve yine son 2 y›l içerisinde çeflitli kurumlar›n birbirlerine dönük sald›r›lar› karfl›s›nda “çözüm ve diyalo¤u” ön plana ç›karan Halk Cephesi, sald›r›y› kendisi gerçeklefltirince “çözüm ve diyalo¤u” rafa kald›rmaktad›r. Bu tutars›zl›k örne¤i, devrimci saflardaki savrulman›n son yans›malar›ndan birisi olmufltur. Elefltirilerimiz sadece Halk Cephesi’nin özelefltiriden kaç›nan ve bunu meflrulaflt›ran tutumlar›na de¤il ayn› zamanda Halk Cephesi’ne aç›k elefltiride bulunmayan, liberal ve faydac› bir yaklafl›mla hareket eden tüm platform bileflenlerine yöneliktir. DHF, ilkesiz ve tutars›z platformlar içerisinde yer almayacak, fakat devrimci-demokratik güçlerin, halk›m›z›n somut talepleri ekseninde, ilkeli ve tutarl› platformlarda bir araya gelmeleri için üzerine düflen sorumluluklar› yerine getirmekten de kaç›nmayacakt›r.


10

DÜNYA

17-30 HAZ‹RAN 2010

DEVRiMCi

DEMOKRASi

“Hiçbir sald›r›y› karfl›l›ks›z b›rakmayaca¤›z” 8 Haziran Sal› günü ‹spanya, son y›llar›n›n en büyük memur grevine sahne oldu. ‹spanya devletinin ve onun sözde sosyalist baflbakan› Zapatero'nun liderli¤ini yapt›¤› hükümetin kemer s›kma politikas›na karfl› 2 milyon kamu emekçisi bir günlük grev yaparak sokaklara indi. ‹dare sektörü, e¤itim ve sa¤l›k alan›ndaki memurlar›n kat›ld›klar› grev nedeniyle sokaklardan çöpler toplanmazken, tren seferlerinde ciddi aksakl›klar olufltu, birçok devlet dairesinde ifller durma noktas›na geldi. E¤itim görevlileri, posta emekçileri, yarg› personelleri, havayolu çal›flanlar›, toplu tafl›ma çal›flanlar› ve sa¤l›k emekçilerinin de kat›ld›klar› greve en büyük kat›l›m Seville ve Andalucía kentlerinde oldu. Sal› günkü grev, ekonomik krizi bahane ederek 15 milyon euro tasarruf sa¤lamak üzere iflçi ve emekçilere kemer s›kma politikas› dayatmas›na

karfl› gösterilen ilk direnifl. Bu kemer s›kma politikas›, ‹spanya'n›n memur maafllar›nda bu aydan bafllamak üzere yüzde 5 kesintiye gidilmesi ve 2011 y›l›na kadar maafl art›r›m›n› durdurmas› gibi kritik bir tak›m bafll›klar› içeriyor. Kamu emekçilerinin bas›na yapt›klar› aç›klamalar, grevin ve devam edecek olan direnifllerin maafl kesintilerini önlemeye, yani ekonomik sald›r›lar› durdurmaya kilitlenmifl dar bir hareket olmad›¤›n› gösterir nitelikte. Memurlar; IMF, Dünya Bankas› ve Avrupa Birli¤i taraf›ndan dayat›lan yeni çal›flma yasalar›na, sosyal haklar›n gasp›na ve ülkede çal›flanlar›n daha fazla soyulmas›na karfl› bu direnifle bafllad›klar›n›n alt›n› çiziyorlar. ‹spanya devletinin hayata geçirmek istedi¤i bu politikalar, kelimenin gerçek manas›nda çal›flanlar›n sosyal-ekonomik haklar›n› budamak üzere, bu kesimlere karfl› aç›lm›fl bir savafl ilan›.

Çünkü bu plan›n yürürlü¤e girmesi ile birlikte sadece kamu emekçilerinin de¤il, tüm çal›flanlar›n iflten ç›kart›lmalar› çok daha kolay hale gelecek, tazminatlar büyük oranda eriyecek, patron kriz yönetimi bahanesiyle iflçinin maafl›nda ciddi kesintilere gidebilecek. Dahas›, kamu emekçileri ve milyonlarca iflçi, bu sald›r› ile, toplu ifl sözleflmesi haklar›n› da kaybetmifl olacak! Sal› günkü grevin, 28 May›s'ta yap›lan ve genifl bir etki yaratan devlet demiryollar›ndaki grevin ard›ndan gelmesi, çal›flanlar›n teslim olmaya niyetli olmad›klar›n› devlete bir kez daha göstermesi bak›m›ndan da önemliydi. Alanlara ç›kan milyonlarca kamu emekçisi ad›na sendika temsilcileri taraf›ndan yap›lan aç›klamada, devletin bütçe a盤›n› kapatmak için memur maafllar›nda kesintiye gitmesinin, sosyal haklar› budamas›n›n kabul edilemeyece¤i

belirtilerek, “2.6 milyon memurdan 2 milyonunun soka¤a ç›kmas› bunun göstergesidir.” denildi. Greve kat›lan kamu emekçisi Maria Zaragoza ise hükümetin tutumuna tepki göstererek, “Dünyay› etkisi alt›na alm›fl olsa da, bizim üretmedi¤imiz bir krizin faturas›n› neden biz ödeyelim?” diye konufltu. Üniversitede hukuk profesörü olarak ders veren Ahel Manuel Moreno ise, “Haziran ay› için kayb›m 300 euro olacak ve eflim de 300 euro daha az maafl alacak. Yani aile gelirimiz bir ayda 600 euro düflecek. Tabii ki biz sadece bu maafl erimelerine karfl› sokaklara ç›km›fl de¤iliz. Sokaklara ç›kt›k, çünkü bu sald›r›n›n çok kapsaml› oldu¤unu, her türlü hakk›m›za büyük bir darbe vuraca¤›n› biliyoruz ve önünü almaz isek, bu büyük sald›r›y› yenilerinin izlemesi kaç›n›lmaz olacakt›r.”

Hindistan’daki Halk Savafl’›na Uluslararas› Destek ‹çin Ça¤r›

K›rg›z-Özbek çat›flmas› da söz konusu ABD-Rusya çat›flmas›n›n bir uzant›s› durumundad›r. Çat›flman›n temelinde emperyalist dalafl ana etkenken, somut olarak yaflanan K›rg›z-Özbek çat›flmas› iki emperyalist gücün K›rg›zistan flahs›ndaki çat›flmas›d›r

“K›rg›z-Özbek Çat›flmas›” Gerici Emperyalist K›flk›rtmad›r! K›rg›zistan’da 11 Haziran 2010 tarihinde bafllayan “K›rg›z-Özbek” çat›flmas› günlerdir devam ediyor. Mevcut geçici yönetim Rusya’dan müdahale etme-asker yollama talebinde bulundu. Bas›na yans›yan bilgilere göre çat›flmalarda 170 kifli hayat›n› kaybederken, 2000 dolay›nda kifli de yaraland›. Çat›flmalar nedeniyle ülkedeki yüz binlerce Kazak ve Özbek'in ülkeyi terk etmeye çal›flt›¤› belirtiliyor. Özbekistan’›n yüz bin mülteci kayd› yapt›¤›, fakat mültecilerin sorunlar› karfl›s›nda yetersiz kalarak BM’den yard›m istedi¤i ve daha fazla mülteci ak›n›n› önlemek için kap›lar›n› kapatt›¤› da gelen bilgiler aras›nda. Roza Otunbayeva hükümetinin asker talebine olumlu yan›t vermeyen Rusya, K›rg›zistan'daki üslerinin güvenli¤ini almak üzere 1800-2000 dolay›nda askerini ülkeye gönderdi. Bununla birlikte liderli¤i Rusya'n›n yapt›¤› “Kolektif Güvenlik Anlaflmas› Örgütü”nün K›rg›zistan hükümetine, olaylar› “kontrol alt›na almas›” için yard›m gönderme karar› ald›¤› aç›kland›.

Çat›flmalar›n yükseldi¤i zemin Etnik çat›flmalar›n patlak verdi¤i kentlerden Celalabat’›n Kurmanbek Bakiyev’in memleketi olmas› bir rastlant› de¤ildir. Yine Ofl kenti de Bakiyev’in etkin oldu¤u-kitle deste¤inin güçlü oldu¤u ülkenin güney kenti olmas› itibariyle anlaml›d›r. Ülkenin güneyinde bulunan bu iki kent de Bakiyev’in güçlü destek buldu¤u bölgedir. Buradaki Özbek nüfus ya da az›nl›k Bakiyev’in taban›n› oluflturuyordu… Hat›rlanaca¤› gibi; K›rg›zistan eski ya da devrik devlet baflkan› Kurmanbek Bakiyev, Nisan ay›nda halk kitlelerinin dahil edildi¤i bir “isyan hareketi”yle devrilmifl ve Roza Otubayeva

baflkanl›¤›nda yeni bir hükümet kurulmufltu. Bu geliflmeler evresinde ülkenin güneyine kaçan Bakiyev’in, iktidar› geri almak için bu bölgede örgütlenip tehditler savurdu¤u hat›rlanmaktad›r. Yani, memleketi ve genel olarak da güneyde büyük bir deste¤i oldu¤u için oraya kaç›p yerleflmifl, istifa etmeyerek iktidar› geri almak üzere tehditlerde bulunmufl, belli haz›rl›klar-örgütlenmeler yap›p yürütmüfltü. Zira Bakiyev devrildikten sonra K›rg›zistan içten içe k›p›rdan›p kayn›yordu… Tüm bunlar yeni olaylar›n zeminini iflaret ederek gösteren verilerdi(r). Yani iki klik ve onlar› perde arkas›ndan yöneten emperyalist güçler aras›ndaki iktidar dalafl› bugünkü olaylar›n patlak vermesine neden oldu. Ve elbette gerici iktidar u¤runa etnik sorunun k›flk›rt›larak halklar›n birbirine k›rd›r›lmas› suretiyle sahnelenen kanl› oyunda, farkl› etnik nüfusun yo¤un bulundu¤u Celalabat ve Ofl flehirleri seçildi… Çünkü befl buçuk milyon olan ülke nüfusunun yüzde yirmisi Özbeklerden olufluyor ve K›rg›zistan’daki ilk etnik çat›flma da 20 y›l önce yine ayn› kentlerde yaflanm›flt›! Bu bak›mdan söz konusu flehirler, iktidar için etnik çat›flman›n devreye sokulmas› noktas›nda birçok aç›dan “uygun” özelliklere sahip… Dolay›s›yla, bugün olaylar›n patlak verdi¤i kentlerin Bakiyev’in etkin oldu¤u kentler olmas›, olaylar›n neden-niçin-nas›l geliflti¤ine dair aç›k bir ipucu durumundad›r. Eski iktidar de¤iflikli¤i ya da iktidar›n “halk hareketi” görünümlü darbeyle ele geçirilmesi, bugünkü etnik olaylar›n güçlü bir nedenini oluflturmaktad›r. Aç›k ki, Bakiyev’in devlet baflkanl›¤›ndan düflürülmesiyle yaflanan klikler aras› hesaplaflma Bakiyev ve onu kullanan emperya-

list güçler taraf›ndan kapat›lm›fl de¤ildir. Bir biçimiyle sürdürülmektedir. Etnik çat›flman›n k›flk›rt›l›p halklar›n birbirine k›rd›r›lmas›yla kurgulanan gerici çat›flmada, halklar›n bir ç›kar› ve düflmanl›¤› olmad›¤› gibi, tek neden emperyalizm ve onun yerli uflaklar›n›n iktidar h›rs›d›r.

K›rg›z-Özbek mi, yoksa Rusya-ABD çat›flmas› m›? Bilindi¤i gibi yeniden ABD’ye yeflil ›fl›k yak›p yönünü oraya dönen Bakiyev, yukar›da özetledi¤imiz bu geliflmeler dönemi devrilmiflti. Bakiyev’in devrilmesinin alt›nda, amiyane deyimle Rusya’n›n parma¤› vard›. Ezeli tarihin derinliklerine uzanan Sovyet-ABD çat›flmas›, Sovyet sonras› dönemde renkli darbelerle yaflanan geliflmelerle farkl› bir aflamaya girmiflti. Nitekim, Sovyetler sonras› BDT-Rusya döneminde özellikle Putin baflkanl›¤›nda ABD’nin renkli darbeler ata¤› bofla ç›kar›larak bir nevi püskürtülmüfltü. Sular durulmamakla birlikte, Rusya’da belli geliflmelere tan›kl›k ediliyordu. Gürcistan-Osetya sorunu ABDRusya aras›ndaki çat›flman›n izdüflümü olarak yaflanm›fl, Rusya buradan baflar›l› ç›km›flt› denebilir. K›sacas›, eski Sovyet cumhuriyeti ülkeleri üzerinde ABD ile Rusya’n›n dalafl› bitmek bilmiyor. Geliflmeler emperyalist dalafl›n yeni hamlelerle ilerleyece¤ini gösteriyor. ‹flte, flimdiki K›rg›z-Özbek çat›flmas› olarak yans›t›lan geliflmeler de söz konusu ABD-Rusya çat›flmas›n›n bir uzant›s› durumundad›r. Çat›flman›n temelinde emperyalist dalafl ana etkenken, somut olarak yaflanan K›rg›z-Özbek çat›flmas› iki emperyalist gücün K›rg›zistan flahs›ndaki çat›flmas›d›r. Emperyalist h›rlaman›n yans›mas› olan etnik çat›flma; ABD yanl›s›

(ABD’ye yaklaflan) devrik baflkan Bakiyev ile Rusya yanl›s› Otunbayeva’n›n bafl›nda bulundu¤u geçici hükümetin temsil etti¤i klikler aras›ndaki iktidar çat›flmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Çat›flmaya yol açan somut etnik sorun, emperyalizm ile yerli hakim s›n›flar›n yaratt›klar› “yapay” bir sorun oldu¤u gibi; bu çat›flman›n “çeteler çat›flmas›” oldu¤u veya böyle bafllad›¤› iddias› ise gerçeklerin çarp›t›lmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Elbette ki, K›rg›zistan’›n Özbek az›nl›¤a uygulad›¤› bask›lar kabul edilemez gerici bask›lard›r. Özbek az›nl›¤›n etnik kökenine dayal› olarak kendili¤inden sahip oldu¤u hak ve özgürlüklerinin tan›nmas› zorunlu ve gereklidir. Ne var ki, etnik çat›flman›n as›l nedeni, etnik bask›lardan ziyade, emperyalist senaryolar ve gerici hakim s›n›flar›n iktidar sevdas›d›r. Özbek kökenli halk kitlelerinin bu gerici çat›flmalar içinde evlerini terk ederek mülteci durumuna düflüp çekti¤i ac›lar ve yaflad›¤› tüm dram›n gerçek sorumlusu, baflta ilgili emperyalist güçler ve iktidar için gözlerini karartarak halklar› birbirine k›rd›ran hakim s›n›flard›r. Tüm halklar gibi, Özbek ve K›rg›z halklar› da kardefltir. K›rg›z ve Özbek halklar›, emperyalizm ve hakim s›n›flar›n gerici iktidar u¤runa, etnik k›flk›rtma ve çat›flmayla halklar› birbirine k›rd›rma oyununa gelmemeli, birbirleriyle savaflmamal›d›rlar. Çünkü onlar›n gerçek kurtuluflu s›n›f düflmanlar›na ve dünya gericili¤ine karfl› savaflmaktan geçer. De¤iflik ulus ve az›nl›ktan halklar-Özbek ve K›rg›z halklar› birleflerek emperyalizm ve yerli gericili¤e karfl› savaflmal›d›rlar. Halklar›n kurtuluflu, ulus ve az›nl›klar›n ba¤›ms›zl›¤› ancak böyle mümkün olacakt›r.

Bu kadar intihara bu kadar maafl art›fl›! ‹pod, Macbook Pro ve ‹phone'lar› üreten birkaç firmadan birisi olan, Motorola, Nokia ve Sony Ericsson marka telefonlara parça üreten, dünyan›n en büyük bilgisayar kasas›, anakart, ekran kart› ve bilgisayar fanlar› üretici Foxconn'da iflçi intiharlar› durmuyor. Firmada, bu y›l›n bafl›ndan bu yana yaflanan intihar giriflimlerinde 15 iflçi yaflam›n› yitirdi. Çin'de di¤er say›s›z iflyerinin yapt›¤› gibi Foxconn'da da iflçilere ayl›k 132 dolar gibi son derece düflük bir maafl ödeyerek, kar›na kar kat›yor. Seri üretim nedeniyle iflçilerin bafllar›n›

Ülkenin en büyük sendikas› Comisiones Obreras (CCOO) Baflkan› Ignacio Fernandez Toxo, "Toplumun büyük ço¤unlu¤unun bizi destekledi¤ini biliyoruz. Hükümetin öne sürdü¤ü bütçe kesinti program›n›n alternatifleri var. E¤er hükümet iflçilere zarar verecek çal›flma reformunu öne sürerse flüphesiz daha kitlesel genel grevler olacakt›r. Hükümetin sald›r›lar›n›n dozu artt›kça, eylemlerimizin sars›c› etkisi de artacakt›r. Hiçbir sald›r›y› yan›ts›z b›rakmayaca¤›z." fleklinde konufltu. Hükümet, milyonlarca çal›flan›n karfl› ç›kmas›na ra¤men çal›flma yasalar›ndaki de¤ifliklik önerisini Çarflamba günü iflveren ve iflçi sendikalar›na sunacak. Baflbakan Luis Rodriguez Zapatero, iflçi ve iflverenlerin uzlaflmaya varmamalar› durumunda, kendi reform planlar›n› 16 Haziran günü onaylayarak ilan edeceklerini söyledi.

kafl›yacak zaman bulamad›klar› flirkette, çal›flma koflullar› son derece kötü ve sosyal güvenlik yok. Buna karfl›n firma bugüne kadar ne iflçilerin çal›flma koflullar›n› düzeltmek için bir giriflmde bulundu, ne de maafllar›na zam yapt›. Sene bafl›ndan beri 12 iflçinin, bu kötü koflullar nedeni ile intihar ederek yaflamlar›na son vermeleri ve bu olaylar›n bas›na yans›mas› dahi flirkete bu konuda ad›m att›rmaya yetmedi! Ancak yeni intiharla hayat›n› kaybedenlerin say›s›n›n 15'i bulmas› ve dünya genelinde Foxconn'a tepkilerin artma-

s› üzerine HP, Apple, Nokia ve Dell gibi emperyalist tekeller Foxconn'un üretim tesislerinde bas›n aç›klamas› yaparak, bu iflçilerin ölümlerindeki paylar›n› gizlemeye çal›flt›lar ve bunu da Foxconn'u, iflçilerin çal›flma koflullar›nda k›sm› iyilefltirmeler yapmaya yönelterek gerçeklefltirmeye yoluna gittiler. Tüketici halk›n tepkisini çekmemek ve sat›fllar›ndan elde ettikleri karlar›n› korumak kayg›s›yla bu tekellerin yapt›klar› bask›, Foxconn'un da benzer kayg›lar› ile buluflunca, iflçi maafllar›na zam haberleri gelmeye

bafllad›. Önceleri 132 dolar olan iflçilerin ayl›klar›, ilk olarak 176 dolara ç›kart›ld›, ard›ndan da 294 dolara ç›kart›ld›¤› aç›kland›. Böylece Foxconn bünyesinde çal›flan 800 bin iflçinin ayl›klar›nda yüzde 66 oran›nda bir art›fl sa¤lanm›fl oldu. Tabii ki 15 iflçinin hayat› pahas›na! Ancak Foxconn patronlar›n›n, dünya tekelleri ile rekabet etmek ve daha fazla kar pay› elde etmek için çabalayacaklar› dikkate al›nd›¤›nda, olaylar gündemden düfltü¤ü anda iflçi maafllar›n›n yeniden düflmesi muhtemel görünüyor. Zira kötü ça-

l›flma koflullar› ve düflük maafllar nedeniyle iflçilerin tepkilerinin artt›¤› Foxconn tam bir kaynayan kazan haline gelmifl durumdayd›. fiirketin patronlar›, kaynayan kazandaki suyun üzerlerine dökülmemesi için bu ad›m› atm›fl gibi görünüyorlar. Bununla birlikte Honda iflçilerinin ve ülkedeki kimi di¤er tekellerdeki iflçilerin son dönemlerde artan direniflleri ve elde ettikleri kazan›mlar, ülkede iflçilerin çal›flma koflullar›n›n düzeltilmesi için umut verici bir veri sunuyor.

Bugün Hindistan’da Hint burjuvazisine ve emperyalizme karfl› verilmekte olan Halk Savafl› ülkenin üçte birinde h›zl› bir biçimde gelifliyor. Alt kastlardan ve kabilelerden gelen birkaç bin savaflç› taraf›ndan verilmekte olan basit bir gerilla savafl› de¤il söz konusu olan. Kurtulufllar› için baflka bir çarenin olmad›¤›n›n bilincinde olan ve flimdiden bir düzine eyalette genifl kurtar›lm›fl bölgeler oluflturma ifline giriflen, milyonlarca yoksul köylü, parya ve kad›n taraf›ndan da desteklenen ve Hindistan proletaryas›n›n partisi olan Hindistan Komünist Partisi (Maoist) önderli¤inde verilmekte olan gerçek bir Halk Savafl›’d›r. Halk Savafl› yoksullu¤un, feodal ve kapitalist sömürünün, kast zulmünün ve do¤al kaynaklar›n ya¤malan›fl›n›n en yo¤un oldu¤u, emperyalist güdümlü Hint kapitalizminin yaratt›¤› çeliflkilerin en keskin bir biçimde hissedildi¤i bir bölgede bafllat›lm›flt›. Bugün bu Halk Savafl› flehirlerde de gençleri, ö¤rencileri ve devrimci-demokrat ayd›nlar› y›¤›nlar halinde saflar›na çekmekte oldu¤u gibi uluslararas› alanda muazzam bir deste¤e sahiptir. Halk Savafl›’n› bast›rma amac›yla, emperyalizmin deste¤ini arkas›na alan Hindistan devleti “Yeflil Av Operasyonu” ad› verilen devasa bir operasyon bafllatm›flt›r. Halka uygulanan bask›n›n en etkin flekilde yayg›nlaflt›r›lmas›ndan baflka bir fley olmayan bu operasyon Hindistan’›n yoksul emekçi kitlelerine “yok edilecek asalaklar” muamelesinin yap›lmas›na da olanak tan›m›flt›r. Hindistan devleti, ülke s›n›rlar› dahilinde, halka karfl› askeri bir sald›r› bafllatm›fl, bu sald›r›y› da ileri teknoloji ürünü silahlar kuflanm›fl polis müfrezeleri ve köylerde ya¤ma, ekin yakma, önceden tespit edilen flah›slara suikast ve toplu katliam ve tecavüz eylemlerine baflvurarak halka terör estiren paramiliterler arac›l›¤›yla sürdürmektedir. Operasyon bu bak›mdan yak›n tarihte Sri Lanka’da Tamil halk›na ve Tamil Ulusal Kurtulufl Hareketi’ne uygulanan soyk›r›m benzeri sald›r›y› and›rmaktad›r. Hindistan devleti bütün bunlar› halk›n devrimci kurtulufl mücadelesini kan ile bo¤abilece¤ini zannederek yapmaktad›r. Aralar›nda ABD’nin, Avrupa devletlerinin, Rusya’n›n da bulundu¤u emperyalist güçler ve onlar›n bas›nlar› da olanlara sessiz kalarak katliam› onaylamaktad›rlar. Hindistan devletinin suçlar› ülke içinde, aralar›nda küreselleflme karfl›t› hareketin öne ç›kan isimlerinden olan yazar Arundhati Roy’un da bulundu¤u, kalabal›k bir ayd›nlar toplulu¤unun muhalefeti ile karfl›laflmaktad›r. Dünyan›n dört bir yan›nda da siyasi aktivistler “Yeflil Av” dahilinde ifllenen suçlar› lanetlemekte ve operasyonun durdurulmas› için çaba sarf etmektedirler. “Hindistan Halk›’na Karfl› Gerçekleflmekte Olan Savafl’a Karfl› Uluslararas› Kampanya” adl› hareket Hindistan halk› ile dayan›flma ve ülkedeki durum hakk›nda insanlara bilgi verme amac›yla bir kampanya bafllatm›flt›r. Ama Hindistan’daki karfl›devrimci güçlerin iflledi¤i suçlar› lanetlemekten öteye gitmek zorunday›z. Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in önderli¤indeki emekçi halk kitleleri bugün tarih yaz›yorlar. Küresel çapta emperyalizm ve karfl›-devrimci burjuvazi ile proletarya ve devrimci halk s›n›flar› aras›nda var olan s›n›f savafl›m›n›n destans› bir bölümünü üstelik. Hindistan’daki Halk Savafl›’n›n geliflimi, günümüz dünyas›nda devrimin esas e¤ilim oldu¤unun yepyeni ve güçlü bir kan›t›d›r. Ça¤›m›z›n Marksizm-Leninizm’i olan Maoizm’in bunal›m ça¤›ndaki emperyalizme karfl› dünya halklar›n›n rehberi oldu¤unu da aç›kça gözler önüne sermektedir. Proleter öncülerin Hindistan’daki Halk Savafl›’n›n sadece Güney Asya’da de¤il tüm dünyada al›fl›lm›fl güç dengelerine karfl› ç›kacak bir olay oldu¤unu kavramalar› zorunludur. Bu yüzden biz Maoist ve devrimci partiler ve örgütler kitlesel bir destek kampanyas› bafllat›yor ve çeflitli ülkelerdeözellikle de emperyalist canavar›n ba¤r›nda-konferanslar, yürüyüfller, toplant›lar düzenleyecek uluslararas› bir destek komitesi oluflturulmas› için ça¤r›da bulunuyoruz. Hindistan’da Halk Savafl› ile zafere do¤ru! Maoist Komünist Partisi (Türkiye-Kuzey Kürdistan) Maoist Komünist Parti (Fransa) Maoist Komünist Parti (‹talya) Devrimci Komünist Parti (Kanada) Hindistan Komünist Partisi (ML) Naxalbari


DEVRiMCi

ANAL‹Z

DEMOKRASi

17-30 HAZ‹RAN 2010

11

Türkiye-Kuzey Kürdistan’da geliflmelerin niteli¤i Türkiye-Kuzey Kürdistan’da devrimci durum uygun olup, kendili¤inden gelme hareket belli bir varl›k gösterse de, komünist ve devrimci hareket ya da bilinçli örgütlü s›n›f hareketi ne yaz›k ki, c›l›z durumdad›r. Dolay›s›yla geliflmeleri yönlendiren veya belirgin derecede etkide bulunan durumda de¤ildir. Stratejik aç›dan devrimci gelece¤i temsil etse de, taktik-örgütsel bak›mdan ciddi bir siyasi güç de¤ildir. O halde geliflmelerin taktik-geçici niteli¤inin devrimci çizginin inisiyatifinde olmay›p, hakim s›n›flar›n inisiyatifinde seyretti¤ini söyleyebiliriz. Buna karfl›n, karfl›-devrim içindeki çatlaklar, klikler aras› iktidar dalafl›, siyasi istikrars›zl›klar›n›n derinleflmesi, emperyalist ekonomik krizin yans›malar›, hakim s›n›flar›n emperyalist ekonomik politikalar ba¤lam›nda ç›kard›klar› faflist bask› ve sömürü yasalar›, özellefltirme politikalar›n›n sonuçlar›, proletarya ile emekçi halk kitlelerinin derinleflen yoksullu¤u, iflsizlik ve geçim sorunu, ekonomik-demokratik sorunlara ba¤l› olarak büyüyen talepleri, hakim s›n›flar›n halklar›m›z ve Kürt ulusuna karfl› yürüttükleri ›rkç› faflist sald›r›lar ve devrimci durumu ile devrimci dalgay› besleyen daha birçok etmen; komünist ve devrimci hareketin geliflmesine imkan tan›yan ve devrimci geliflmeye meydan açan nesnel flartlar› bar›nd›rmaktad›r. Yani devrimin subjektif güçleri nispeten zay›f ve güdük de olsa, objektif flartlar devrim ve devrimci savafl için uygundur. Gerici hakim s›n›flar›n inisiyatifinde de olsa, süreç devrimci geliflmelere gebedir, bu özelli¤i kesinlikle ve objektif olarak tafl›maktad›r. Yinelemek gerekirse; objektif flartlar devrimci zenginlikle uygun f›rsatlar verse de, devrimin subjektif flart› olan bilinçli devrimci s›n›f hareketinin pratik-örgütsel siyasi güç olarak son derece yetersiz oldu¤u aç›kt›r. Öte yandan politik aç›dan veya askeri güç ve kitlesellik bak›mlar›ndan etkin olan Kürt ulusal hareketi hakim s›n›flar› zorlayacak durumda olup geliflmelerde rol oynamaktad›r. Burjuva milliyetçi mantalite zeminindeki ideolojik ve stratejik çizgi aç›s›ndan k›r›lgan olan ulusal hareket realitesi, flu anki (devrimci) siyasi pozisyonu itibar›yla hakim s›n›flar›n siyasi istikrar›n› etkilemekte, komprador, bürokrat, feodal klikler aras› çeliflkilerin derinleflmesine etkide bulunmaktad›r. Ulusal hareket, taktik biçim olarak kulland›¤› gerilla savafl›nda önemli bir pratik ortaya koymaktad›r. Politik bak›mdan devrimci taktik olarak girdi¤i süreç olumlu geliflmeyi ifade eder. Bu durum, tasfiyeci e¤ilime karfl› devrimci e¤ilimi güçlendiren önemli bir geliflmedir. Bu devrimci eylemin hakim s›n›flar› bask› alt›na ald›¤› da özellikle görülmek durumundad›r. ‹ktidar›n yürüttü¤ü malum süreç, mevcut haliyle Kürt ulusal hareketi ya da Kürt ulusu iradesinin direnifline tak›ld›. Önümüzdeki sürecin Kürt ulusal hareketinin belli talepleri do¤rultusunda at›lacak somut ad›mlarla geliflece¤i belirmektedir. Ne var ki bunlar›n da Kürt ulusal hareketinin taleplerini karfl›lamaktan uzak olaca¤› ve ulusal sorunun demokratik çözümünden fersah fersah uzak oldu¤u-olaca¤› aç›kt›r. “Demokratikleflme-çözüm” süreci denen projeyle Kürt ulusuna neler uyguland›¤› aç›kt›r. DTP’nin kapat›lmas›, aralar›nda belediye baflkanlar› ve parti yöneticilerinin de bulundu¤u binleri aflan kiflinin tutuklanmas›, parti baflkanlar›na siyaset yasa¤› ve fliddet uygulamalar› ile rencide eden uygulamalar, çocuklar›n katledilip, hapsedilmesi ve daha birçok faflist milli zulümcü imha-inkar politikas›ndaki ›srar, uluslararas› konseptlerle derinlefltirilmek istenen tasfiye hareketi her fleyi alenen ortaya koymaktad›r. Ki, bunu gören ulusal hareketin gerilla savafl›n› t›rmand›rmas› da “çözüm” denen sald›r›n›n nemenem oldu¤unu gösteren ayr› bir kan›tt›r. K›sacas›, flartlar devrimci savafl›n gelifltirilmesi için haz›r ve lehinde olmakla yeterli bulunmaktad›r. Bu, birinci cephedeki durumdur. Ve komünistler elbette ki, meseleye bu yönden, yani devrimci dinamiklerden yaklaflmak durumundad›rlar. Politika ve taktiklerini bu öz üzerinden flekillendirirler. Fakat ikinci yan› da göz ard› edemezler. Co¤rafyam›zdaki geliflmeler emperyalist dünya sistemi d›fl›nda olmad›¤› gibi, esasta emperyalist politikalar›n tesirinde cereyan etmektedirler. Bu, geliflmelerin karfl›-devrimci özelli¤ini, yani ikinci cepheyi oluflturan yand›r. Çünkü, co¤rafyam›zdaki devlet iktidar› ve hakim s›n›flar emperyalizme göbekten ba¤›ml› yar›-sömürge-yar› feodal statüde bulunmaktad›rlar. Emperyalizm devlete ekonomik olarak hükmetmekte ve politikalar›n› tayin etmektedir. Bu bak›mdan devlet iktidar›n›n siyasi ba¤›ms›zl›¤› da göstermelik olmaktan öteye geçmemektedir. Dolay›s›yla siyasi kararlar› da emperyalizmle olan hukukuna göre biçimlenmektedir. ‹ç politika aç›s›ndan da, d›fl politika bak›m›ndan da; Türk devletinin belirleyip ald›¤› karar ve uygulad›¤› politikalar emperyalist pazarl›klar›n ve gerici ç›kar hesaplar›n›n gere¤idir. Fakat her fley bu kadar düz de¤ildir. Emperyalist güçler aras› dengeler ve bu dengelerdeki geliflmeler, emperyalizmin de¤iflik devletuluslardan uflaklar› aras›nda tesis etmek durumunda oldu¤u ç›kar dengesi veya uyumu, uflaklar›n›n belli ç›karlar›n› gözeterek konjonktürel durumdan ve jeo-politik co¤rafik konumlar›ndan faydalan›p emperyalist dengelere dayanarak imtiyazlar›nda ›srar etmesi, hatta uflakl›k hizmetine karfl›l›k olarak da olsa devlet veya iktidar s›n›flar› ç›-

karlar›n›n kollanmas›, komprador burjuvazinin palazlanma istemi, emperyalist ç›kar ve stratejilerle uflak s›n›flar devleti ç›karlar›n›n çat›flmas›, efendi ile uflak aras›nda arz-talep uyumsuzlu¤u, iç geliflmelerle uluslararas› geliflmeler aras›nda uyum sorununun gündeme gelmesi, ülke içindeki hakim s›n›flar aras›ndaki dalafl, y›pranm›fl yüzlerin yenilenmesi anlam›nda siyasi temsillerin de¤ifltirilmesi ve bunun yaratt›¤› çeliflki gibi birçok unsur, sürecin ya da geliflmelerin düz bir çizgi izlemeyip karmafl›k geliflmelere tan›k olmas›n› koflullar.

Bilinen taktik “sol” iflletme Dahas›, emperyalizmin derinleflmesi ve uluslararas› tekellerin büyüyerek yeni pazarlara ihtiyaç duymas› ve ayn› zamanda daha büyük kamplaflmalara geçmesi, emperyalist sistemde çalkant›la-

bir ç›rp›da veya tamamen devre d›fl› b›rakmas›n›n önünde engel görülmektedir. Dolay›s›yla, koalisyon biçimi daha kuvvetli tercihtir. Koalisyonun toplumsal uyumu sa¤lama, halk kitlelerinin muhalefetini kontrol etme, uluslararas› sahada (en az›ndan bölgede) ABD karfl›tl›¤›n›n güçlü oldu¤u ‹slam dünyas›nda ABD ad›na belli bir yumuflama veya kontrolü tesis edebilecek özellikte olmas› aranacakt›r. Bu da AKP-CHP koalisyonunu güçlü ihtimal haline getirmektedir…

Türk devletinin AKP hükümetiyle yolculu¤u Türk devleti BM’nin ‹ran’a yapt›r›m uygulama karar›na ret oyu verdi. Lübnan çekimser oy kulland›. Türk devleti ‹srail katliam› ve Gazze iflgali-ablukas›na karfl› tavr› ile ‹ran’a yapt›r›m uygulamaya ret oyu veren bu tavr› ‹slam veya Arap dünyas›nda

netim veya kontrole tabi tutulmas› amac›yla, Türk devletinin BM “karfl›t›” ve ‹ran yanl›s› bir tutum almas› gerekirdi. Dolay›s›yla Türk devletinin ‹ran’a karfl› yapt›r›m karar›na karfl› oy kullanmas›nda flafl›lacak bir durum yoktur. Türk devletinin bu tutumu tamamen ABD’nin mizansenine uygundur. Nitekim Erdo¤an; “‹ran’la yapt›¤›m›z nükleer enerji takas› anlaflmas› Obama’n›n bizlere gönderdi¤i mektubun gere¤idir” tarz›ndaki aç›klamas›, geliflmelerin ABD oyunu oldu¤unu ve Türk devletinin de ABD’nin direktifleriyle bu oyunda rol ald›¤›n› deflifre etmektedir. ABD ile Türk devletinin stratejik ortakl›¤›, yani Türk devletinin stratejik uflakl›¤› zemininde, ‹ran’a yapt›r›m uygulama meselesinde, esasta ABD’nin oyununa uygun olarak tutum geliflmifltir. Türk devletinin ‹ran’la takas anlaflmas›, diploma-

Ne emperyalistler ve ne de yerel gerici-faflist iktidarlar hiçbir zaman eli kolu ba¤l› kalmalar›na yol açacak siyasetler gütmezler. Genellikle tek siyaset ve stratejiye ba¤l› kalmazlar. Daima ikiyüzlü oynar, ikili politika ve hesaplar yaparlar. Blöf ve flantaja baflvurmay›, elindeki kozlar› kendi imtiyazlar› için kullanmay› asla ihmal etmezler. S›n›f ve iktidar ç›karlar› neyi gerektirirse onu yaparlar. Dolay›s›yla, onlar› ve politikalar›n› biçimlendirip yönlendiren, gerici s›n›f bencil ç›karlar›na dayal› iktidar egemenlikleridir. ra yol açmakta, yeni aray›fllara iterek pazar dalafllar›n› derinlefltirmektedir. Öte yandan kriz üreterek t›kanmalar yaflayan emperyalist dünya sistemi, hem emperyalist-kapitalist sistemin iç çeliflkisi ve istikrar› aç›s›ndan bay›l›p sendromlar yaflayarak iç çat›flmalar›n› derinlefltirmekte ve hem de kölelik boyunduru¤u alt›ndaki proletarya ve halklar›n mücadelelerinin geliflmesine zemin sunup yol açmaktad›r. Yine sosyal patlamalar korkusu, emperyalist gericili¤i, yeni strateji ve ataklar gelifltirmeye ya da dünyay› yeniden dizayn etmeye itmektedir. Emperyalist çözümsüzlük ve krizler, emekçi halklar›n alternatif kuvvetler olarak örgütlenip devrime yönelmelerinin zeminini güçlendirirken; dünya gericili¤i bu muhalefetin sistem içinde tutulmas›-düzene entegre edilmesi için sahte sosyal-demokrasi modelini taktik olarak devreye sokmaktad›r. “Sol” halkç› söylem ve görünümlü burjuva muhalefeti örgütleyerek bunu çare olarak sunmaktad›r. Sol ak›m veya devrimci halk hareketinin geliflme koflullar› nesnel olarak derinleflmektedir. Bunun egemen s›n›flar aç›s›ndan bertaraf edilmesi ancak sahte bir sol’un yarat›lmas› ile mümkündür. Tarihsel olarak emperyalizmin de sa¤›n politikalar›nda ipli¤i pazara ç›km›flt›r. Siyasal olarak da yaflanan kriz ile bunun yoksul dünyay› vuran sonuçlar› ve emperyalist sald›rganl›¤›n teflhir olmas›, dünya ölçe¤inde anti-emperyalist hareketin geliflmesinin yan› s›ra, halk hareketlerinin var olan›n üzerinden patlak vermesi beklenmektedir. Bunun önlenmesi için, halk kitlelerini oyalayarak sistem içinde tutmaya yarayan “sosyal devlet” modeli veya “sol iktidarlar›” çare olarak devreye sokan takti¤e baflvururlar. Emperyalist talan, sömürü ve krizin yükünü omuzlayan ba¤›ml› ülkelerde ise, devrimci hareket daha da kabarma efli¤indedir. Buralar hakim s›n›flar› daha erken paçavraya dönmekte ve de¤iflimleri koflullamaktad›r. Emperyalist stratejileri yürütmede, halk kitlelerini karfl›s›na alan veya toplumsal uyumu sa¤lamada zaafiyet göstererek baflar›s›z kalan hükümetler at›larak yerine yenileri getirilir. Demode olmufl bu emperyalist gerici mizansen maalesef hala tutmaktad›r. Co¤rafyam›zda CHP flahs›nda gündeme gelen-getirilen geliflmelerin bir yan› hiç kuflkusuz ki, halk kitlelerini kontrol etmek için yedek lastik olarak tuttuklar› “sol” k›l›kl› parti ve hükümetleri devreye sokan taktikten ileri gelmektedir. Bu, CHP’nin tek bafl›na hükümet yap›laca¤› anlam›na gelmez. AKP’nin tek bafl›na iktidar› emperyalist sürecin yürütülmesi için yeterli de¤ildir art›k. Ne var ki, AKP’nin Müslüman dünya üzerindeki etkisi, onun

“one munite”den sonra ikinci bir dalgalanma yaratt›. Bu geliflme, Türkiye-Kuzey Kürdistan’da da benzer flekilde yank› buldu. Özellikle din unsuruna dayal› kendi taban ve çevrede kuvvetli bir be¤eni ve övgüyle karfl›lan›p, AKP-Erdo¤an etraf›nda bir kenetlenme dalgas› yaratt›. Öyle ki, K›l›çdaro¤lu “rüzgar›” bir ç›rp›da gündemden düfltü-düflürülmüfl oldu. Fakat Gülen’in aç›klamas› gecikmeden devreye girdi ve durum yeniden ve belli boyutuyla AKP aleyhine evirilmeye bafllad›. Ki, bu AKP’ye verilen mesaj anlam›nda son derece anlaml›yd›… Kaba alg› veya reel görüntü fluydu: AKP-Erdo¤an, ABD’ye ra¤men ‹srail’in Gazze iflgal zulmü ve Mavi Marmara katliam› flahs›nda ‹srail’e karfl› tav›r alarak Filistin-Hamas yan›nda yer ald›. Yine ABD’ye ra¤men, BM’nin ‹ran’a yapt›r›m karar›na karfl› ç›karak ‹ran’›n yan›nda ve ABD karfl›s›nda yer ald›... Bu planl› ad›mlarla AKP’nin ç›k›fl yapt›¤›n› söylemek gerekir. AKP bunu yapmak durumundayd› çünkü, oy kayb› bafllam›fl, Baykal skandal›yla yakalanan CHP-K›l›çdaro¤lu sansasyonu gündemi sürükleyerek AKP’yi geriletmifl ve en önemlisi de ABD, AKP’nin zay›flat›larak tek bafl›na hükümet olma pozisyonundan geri alma ad›mlar›n› devreye sokmufltu… Türk devletinin ABD’ye ra¤men bu tutumu d›fltan bak›ld›¤›nda veya yüzeysel bak›fl aç›s›yla de¤erlendirildi¤inde ve eminiz ki birçok kesim aç›s›ndan flafl›rt›c› oldu ya da flaflk›nl›kla karfl›land›. Oysa geliflmelerin iç yüzüne bak›ld›¤›nda, geliflmeler anlamland›r›l›p izah edilebilir durumdad›r. Özet olarak; ABD’nin ‹ran’› kontrol etme, etkisizlefltirme ve benzeri sorunu var. Amaç, ‹ran’› kendi hüküm alan›nda tutmak, denetime almak veya bölgede kuraca¤› kendi istikrar›na karfl› bir unsur olmaktan ç›karmak ve Rusya’n›n bafl›n› çekti¤i kampa etkin olarak dahil olmas›n› engellemektir. Tüm bunlar›n uzant›s›nda uzun zamand›r gösterdi¤i çabadan da anlafl›laca¤› üzere, en nihayetinde ‹ran’da kendine ba¤›ml› bir iktidar oluflturmakt›r. Bu ere¤ine k›sa vadede ulaflamad›¤›ndan hiç de¤ilse oradaki ABD karfl›tl›¤›n› minimize etmek, bir biçimiyle lehine çevirmektir. Yukar›da özetledi¤imiz durum göz önüne al›nd›¤›nda, adeta kendi inisiyatifi ve kontrolünde iflletti¤i BM’den ‹ran’a yapt›r›m karar› ç›karmas› beklenen geliflmeydi. Bir taraftan bu yolla ‹ran’› ablukaya al›rken, öte yandan Türk devleti vas›tas›yla ‹ran’› belli noktalara çekip tutmay› ve oyalamay› sa¤lamas› son derece baflar›l› bir taktik veya stratejidir. ‹ran’›n Türk devleti üzerinden belli bir de-

tik eksendeki bu oyunun parças› olarak ABD’nin Türk devletine emretti¤i ve ABD’nin uygulad›¤› stratejik politikan›n ürünüydü. Yani, Türk devletinin yapt›r›m uygulama karar›nda ABD’ye ters düflmesi, yine ABD’nin Türk devleti üzerinden ‹ran’› belli bir yerde tutarak oyalama veya bir biçimiyle geriletme amac›na uygundu. ABD’nin, AKP hükümetinden deste¤ini yavafl yavafl çekerek, bu hükümetin de¤ifltirilmesi için belli ad›mlar att›¤› görülüyor. Bu, AKP’nin mutlak flekilde gözden ç›kar›ld›¤› anlam›na gelmez. Bilakis, yeni hükümetin koalisyon orta¤› yap›lmas›-olmas› büyük bir olas›l›kt›r. Fakat, böyle de olsa AKP’nin mevcut pozisyonu veya hükümeti yeterli görülmeyerek bu do¤rultuda ad›mlar at›lmaktad›r. CHP’nin hükümete tafl›nmas› veya ortak edilmesi amac›yla, Baykal’›n bildik organizasyonlarla ve uygun zeminde ekarte edilerek bafla getirilen K›l›çdaro¤lu takti¤iyle yaflanan geliflmeler, AKP’nin en az›ndan tek bafl›na hükümet etmesinin sonland›r›laca¤› iflaretiydi. ABD’de yaflayan CIA unsuru Fetullah Gülen’in AKP’ye ters aç›klamalar› da dikkate de¤erdir. AKP bu durumu fark etmifl durumdad›r. Bundand›r ki, bir taraftan popülist propaganda ve dini duygulara hitap ederek kendi “oy deposunu” ya¤malatmama ve il il gezip destek arama-oy toplama çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›rmakta, öte yandan yap›land›rma projesi dahilinde “demokratikleflme-aç›l›m” demagojisine ba¤l› olarak anayasa de¤iflikli¤i-referandum ad›mlar› ile emperyalistlere güvence vermeye ve özellikle “tafl atan çocuklara af” düzenlemesi kapsam›nda Kürt ulusunun kimi hassas duygular›na hitap ederek oy deposunu buradan doldurmaya çal›flmaktad›r. Oy potansiyeliyle-halk deste¤iyle kendisini yeniden emperyalistlerin tercihi haline getirmeye çal›flmaktad›r. Ancak, karfl›-devrimci bir özelli¤i anlam›nda emperyalist tasfiyeci süreç olan devletin yap›land›r›lmas› sürecini AKP’nin tam baflar›yla yürütemedi¤i a盤a ç›km›flt›r. Dolay›s›yla de¤iflik toplumsal kategorilerin uzlaflmas›n› sa¤layarak, emperyalist proje sürecini daha baflar›l› yürütecek bir hükümetin ifl bafl›na getirilmesi, ABD aç›s›ndan da, Türk hakim s›n›flar›n›n ezici ço¤unlu¤u aç›s›ndan da bir uzlafl› ve ihtiyaç haline gelmifltir. K›sacas›, AKP devletin yap›land›r›lmas› sürecinde. Bunlarla birlikte bu baflar› belli bir y›pranma pahas›na elde edildi. Dolay›s›yla ABD bu stratejisini uygulamak için, baflar›l› olacak daha uygun veya daha makul bir hükümet oluflturmaya karar vermifl görünüyor. Dolay›s›yla da AKP’nin mevcut pozisyonuna da bir anlamda son vermeye yönel-

mifl görünüyor. Bundan dolay› AKP, ABD’ye karfl›t kimi ad›mlar gelifltirmekte, tezatl›k yans›tmaktad›r. Bir taraftan Rusya ile büyük stratejik anlaflmalar imzalamakta, öte yandan “demokratikleflme-aç›l›mlar” sürecine devam ettiklerini aç›klayarak ABD’ye çeflitli mesajlar vermektedir.

Eksen de¤iflikli¤i mi? ‹flte gündeme oturan eksen de¤ifltirme tart›flmalar›n›n temeli de bu zemindeki geliflmelere dayanmaktad›r. Eksen kaymas› tart›flmas›nda göz önüne al›nmas› gereken hakikat fludur: Ne emperyalistler ve ne de yerel gerici-faflist iktidarlar hiçbir zaman eli kolu ba¤l› kalmalar›na yol açacak siyasetler gütmezler. Genellikle tek siyaset ve stratejiye ba¤l› kalmazlar. Daima ikiyüzlü oynar, ikili politika ve hesaplar yaparlar. Blörf ve flantaja baflvurmay›, ellerindeki kozlar› kendi imtiyazlar› için kullanmay› asla ihmal etmezler. S›n›f ve iktidar ç›karlar› neyi gerektirirse onu yaparlar. Dolay›s›yla, onlar› ve politikalar›n› biçimlendirip yönlendiren, gerici s›n›f bencil ç›karlar›na dayal› iktidar egemenlikleridir. Ne var ki, göbek ba¤›yla emperyalizme ba¤›ml› olan ülke iktidarlar› veya gerici egemen s›n›flar genellikle iplerini tutan emperyalist gücün inisiyatifinde hareket eder-etmek zorundad›rlar. Buna karfl›n belirli flartlarda, kendi uflakl›k pozisyonlar›n› ya da zengin sömürü pazar› olma statülerini pazarl›k unsuru haline getirerek, de¤iflik emperyalist güçlere göz k›rparlar. Yani, emperyalist kamplar aras› güç dengelerindeki geliflen duruma ba¤l› olarak, ülke pazarlar›n› pazarl›k unsuru olarak kullan›p, kopard›klar› tavizlere ba¤l› olarak efendi de¤ifltirebilir; iktidar olma veya benzer gerekçelerle birine ya da ötekine yanaflmay› tercih edebilirler. Somut durumda gerçekleflen tam bir eksen de¤iflikli¤i de¤ildir. ‹slami sermayeye ve devletlere daha fazla yaklaflma realitesi ABD veya Bat›l› sermayeden kopma anlam›na gelmemektedir. AKP hükümetinin ABD taraf›ndan bir nevi gözden ç›kar›lmas› durumu, AKP’nin blöf yapmas›na yol açmaktad›r. Putin ziyaretleri ve Rusya’yla yap›lan anlaflmalar bir yan›yla bunun göstergesidir. Ve elbette yerli hakim s›n›flar efendileriyle girdikleri anlaflmazl›klara ba¤l› olarak farkl› güçlerle anlaflmalar imzalama gibi ad›mlar atabilirler. Bunda emperyalist kamplar aras› geliflme ve dengelerdeki de¤ifliklikde rol oynar. Bugünkü durumda söz sahibi-egemen olan tekelci büyük emperyalist sermayenin hükmü eksen de¤iflikli¤ine izin vermeyecek etkidedir. K›sacas› yaflanan eksen de¤iflikli¤i de¤il, bilakis ABD güdümünde Türk devletine biçilen misyonun yerine getirilmesi esas›na ba¤l› politikalar güdülmektedir. Sürecin esas yan› budur. Mevcut kimi geliflmeler, çat›flma ve tezatl›klar bu ana ekseni de¤ifltiren nitelikte de¤ildir. Emperyalist dünya gericili¤inin kundaktaki bebe¤i durumunda olan AKP’nin, emperyalizme ra¤men eksen de¤ifltirmesi genel olarak mümkün olmay›p, bugün itibariyle bunun flartlar› yoktur. Refah Partisi’nin ak›beti örnektir. Öte yandan, AKP’nin yürüttü¤ü süreç karfl›s›nda yaflad›¤› t›kan›kl›k ve hükümetinin kritik noktaya gelmesi de bunu göstermektedir. Devletin yap›land›r›lmas› projesine ba¤l› olarak, Kemalist devlet gelene¤inin tutucu-statükoculu¤u afl›larak, Türk devleti emperyalizmin stratejik ve güncel ihtiyaçlar›na uygun biçimde düzenlenmektedir. ‹flte yaflananlar›n özü budur. Hakim s›n›flar cephesindeki tart›flmalar hükümet de¤iflikli¤i üzerinde odaklanmaktad›r. Her klik olanaklar›n› seferber etmifl durumdad›r. Gerek AKP’nin temsil etti¤i klik ve gerekse muhalefet eden kli¤in tüm siyasetleri iktidar›n elde tutulmas› veya ele geçirilmesine dönük yürümektedir. Anayasa tart›flmalar›ndan, yarg› tart›flmalar›na, “Ergenekon”dan CHP’deki geliflmelere, faflistlik suçlamalar›ndan demokrasi ve halkç› söylevlere, devletin yap›land›r›lmas›ndan eksen de¤iflikli¤i tart›flmalar›na kadar tüm tart›flmalar, komprador kliklerin bir birini yenerek iktidara oturup halk kitlelerini ezip sömürme hakk›n› elde etme u¤runa yap›lmaktad›r. Elbette, iktidar olarak emperyalist hayduda daha iyi hizmet etme yar›fl› da ayr› bir gerici münakafla nedeni durumundad›r. Zira iyi bilirler ki, bu haydut iyi hizmetkar›n› iktidara oturtmaya muktedirdir. Ona yaslanmadan iktidar olamayacaklar›n› pekiyi bilirler çünkü. Sonuç olarak; proletarya önderli¤inde halk kitleleri iktidarlar›n› kurmadan, iflbirlikçi komprador, bürokrat, feodal kliklerin iktidar u¤runa iç dalafl› tekrar edip durur. Buna son vermek, devrimci savafl yoluyla bunlar› iktidardan uzaklaflt›rmakla mümkündür. Bu görev her bak›mdan somut ve aktüeldir. S›n›flar çeliflkisi baflat olup, devrimci s›n›f savafl›m› geçerli tek çözümdür. Devrimci s›n›f iktidar›n› kurmak ve komünizme yürümek flartt›r. Gerici hakim s›n›flar iktidardan devrimci yolla alafla¤› edildiklerinde de devrimci iktidara karfl› düflmanl›klar›n› sürdürmekten geri durmazlar. Bu, onlar›n yeniden ve yeniden devrimci tarzda yenilgiye u¤ratmay› gerektirir. Bunun için MLM ideolojisi ›fl›¤›nda devrimleri s›ra halkalar biçiminde kesintisiz olarak sürdürelim. Temel görevimizin böyle uzayaca¤›n› flimdiden bilmek durumunday›z. Emperyalist dünya gericili¤i ve bilumum gerici zümreyi silip süpürmek üzere, s›n›f mücadelesini proletarya partisi önderli¤inde komünist topluma kadar sürdürelim.


12

17-30 HAZ‹RAN 2010

KÜLTÜR-SANAT

DEVRiMCi

DEMOKRASi

Yurt d›fl›nda binler 5. Dersim Kültür Festivali'nde bulufltu “Son tan›klar göçmeden, Dersim sulara bo¤ulmadan uzat elini” slogan›yla gerçeklefltirilen 5. Avrupa Dersim Kültür Festivali, Almanya’n›n Gladbeck kentinde gerçeklefltirildi ALMANYA- Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu ve Avrupa Demokratik Haklar Federasyonu’nun düzenledi¤i 5. Avrupa Dersim Kültür Festivali binlerce kiflinin kat›l›m›yla baflar›yla sonuçland›. Gladbeck Alevi Kültür Merkezi, Avrupa Koçgiriler Birli¤i, Solingen Ovac›klar Derne¤i’nin de destek verdi¤i festivalde Munzur nehri üzerinde yap›lmak istenen baraj projesi protesto edildi. Gelirinin yar›s› “Dersim 38 Sözlü Tarih Projesi”ne aktar›lacak olan ve “Son Tan›klar Göçmeden, Dersim Sulara Bo¤ulmadan Uzat Elini” slogan›yla Alman-

ya’n›n Gladbeck kentinde gerçeklefltirilen festivalde, coflkulu anlara sahne oldu. Festivalde, Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu Baflkan› Yaflar Kaya, Dersim Dernekleri Federasyonu Baflkan› Özkan Tacer, Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Baflkan› Turgut Öker, Avrupa Demekratik Haklar Konfederasyonu temsilcisi Mazlum Ceylan, Gladbeck Alevi Kültür Merkezi Baflkan› Tecer Ceylan, Avrupa Koçgiriler Birli¤i Baflkan› Ali Genç, Prof. Tamer Akçam, ‹WAA giriflimi ve Alman kurum temsilcileri taraf›ndan

konuflmalar gerçeklefltirildi. Devletin, Dersim halk›na karfl› uygulad›¤› bask› ve katliamc› politikas›na de¤inilen konuflmalarda Dersim’de barajlar›n yap›lmas›yla esas›nda Dersim’i tarihten silmenin hedeflendi¤i söylendi. Devletin, aç›l›m politikas›nda samimi olmad›¤›n›, Türkiye-Kuzey Kürdistan’da halka yönelik uygulamalar›n›n bunu ispatlad›¤›n› vurgulayan konuflmac›lar, halklar aras›nda birlik ve beraberlik sa¤lan›lmas› gerekti¤ini belirttiler. Konuflmalarda, ayr›ca, Avrupa ve Amerika’daki üniversite ve vak›flara, Avrupa

Dersim Dernekleri Federasyonu deste¤i ile bafllat›lan, Dersim 38 tan›klar›n›n anlat›mlar›n›n belgelefltirilmesinin amaçland›¤› ‘Dersim 38 Sözlü Tarih Projesi’ne maddi destek verilmesi ça¤r›s›nda bulunuldu. Festival kat›l›mc›lar› taraf›ndan sonuna kadar izlenen program Grup Munzur, Ozan Emekçi, Grup ‹syan, Sait Baksi, Hasan Sa¤lam, H›d›r Kutan, fievval Sam, Cihan Çelik, Kadri Karagöz, Taner Özdemir, Grup ‹syan, Süleyman Turan, Ali K›l›ç ve grubu, Berlin Derne¤i Korosu, Grup Klan’›n sahne almas›yla devam etti.

Kimlik istemem ANJEL D‹KME

Yard›m›n›za ihtiyac›m var insan kardefllerim. .. Benimle biraz empati yapmaya var m›s›n›z? Birlikte dusunup, birlikte hissedelim mi? Düflünün! Ya da isterseniz imgeleyin... Tercih sizin... Yeter ki deneyin benimle birlikte büyümeyi... Dokuz yafl›nda, bir k›z çocu¤usunuz, 1962 Diyarbak›r do¤umlu... Haziran 1964'ten itibaren ‹stanbul'dur art›k yaflayaca¤›n›z flehir... Ad›n›z iki tane... Bir resmi ad›n›z var; sadece ka¤›t üstünde anlam bulan, zorunluluk, korkular›n dayatt›¤› bir savunma arac›, bir tedbir olarak verilmifl size aileniz taraf›ndan. Türkçe bir isim... Yani bir Türk ad›... Di¤eri; mensubu oldu¤unuz etnik kimli¤e ait bir isim... Vaftizinizde verilmifl size... Resmi hiçbir yerde geçmeyen ama size seslenildi¤inde bakt›¤›n›z tek sesler toplulu¤u... fiimdi ‹stanbul'das›n›z, Laleli, Azimkar Sokak'ta, y›l 1971... Bakkala gidiyorsunuz annenizin sipariflini almaya... Karfl› komflunuzun o¤lu Tuncay abiniz her yerde, ya da siz o yafl›n›zda öyle alg›l›yorsunuz, KORKUYORSUNUZ... Bakkalda, sokakta sizi ¤ördü¤ünde öylesine bir nefretle bak›yor ki, ürküyorsunuz, sizden büyük, 15-17 yafllar›nda o. "Pis ¤avur, gelme buraya" diyor... "Pis ¤avur git yurdumdan" diyor... Nedir gavur? Nedir yurt? Neden pisim ben? Neden gözlerinde bunca nefret ? Siz sadece bir çocuksunuz... Anlam›yorsunuz... Ama KORKUYORSUNUZ... Ve üzülüyorsunuz, hem de çok... Hüzün; bu günlerden dost oluyor yüre¤inize... ‹leri yafllarda 'nefleli hüzünlere' dönüfltürseniz de bunu; hep sizinle olacak, hep sizinle kalacak bir arkadafll›kt›r art›k deneyimledi¤iniz... Bir pazar günü, bakkaldan fleker al›p eve dönmektesiniz, Tuncay abi ordad›r, gelir elinize vurup yere döker ald›klar›n›z›, nefretle söylenerek.. . Korkuyla, a¤layarak evinize s›¤›n›rs›n›z. Evde misafirleriniz vard›r, anneniz dayanamaz sizin a¤laman›za, (baban›z yoktur evde) d›flar› ç›kar, gider karfl› komflunuz olan Tuncay'›n sokak kap›s›n›n önüne ve "Neden yapiyorsun bunu, çocuklar›m› rahat b›rak" der... Evdeki misafirleri filan unutturmufltur annelik içgüdüsü... Tuncay abinin elinde gazoz fliflesi vard›r, yeni boflalm›fl... Anneniz onunla konuflurken apartmanin içinden annesi ve babas› görünür; "Vur o¤lum vur! " derler. fiifleyi havaya kald›rm›flt›r Tuncay... Korkakt›r eli... Babas›, anas› "Vur o¤lum vur!" derler... Cesaret al›r ve vurur Tuncay... Annenizin kafas› yar›lm›flt›r, kanlar akar yüzüne... "Sebebi benim" dersiniz, suçluluk duyars›n›z ve yine 'KORKARSINIZ'... Çocuksunuz ya, anneniz ölecek san›rs›n›z. Kan korkutur... Kan görmek; hele sevdi¤i birinin kan›n› görmek nas›l yaralay›c›d›r bilir misiniz, 9 yafl›nda bir çocuk için? Bu olay› izleyen bir pazar sabah›, baban›z ve iki erkek kardefliniz Yenikap› sahiline inip hava almak için yola ç›kars›n›z evinizden... Giderken yolda; Tuncay abinin babas› gelir karfl›dan, baban›z bilir korkular›n›z›, yaflad›klar›n›z›. "Baba bak; bu Tuncay abinin babas›" dersiniz masumca. ‹flten eve , evden ifle gidip mahallede kimseyi tan›mayan baban›za... Ailesini korumak içgüdüsü ile baban›z konuflmaya haz›rlan›r. "Komflu konuflabilir miyiz? O¤lunuz..." demeye kalmaz; Tuncay abinin babas› ba¤›rmaya bafllar avaz avaz: "Gavurlar gidin yurdumuzdan, pis Ermeniler, buras› bizim vatan›m›z". Baban›z cebinden nufüs ka¤›d›n› ç›kar›r, öfkeyle "Bak burda ne yaz›yor? Burda da ay y›ld›z var, ben de

Türk vatandafl›y›m... Bu ülke en az senin kadar benim de vatan›m!" der. Ama Tuncay abinin babas› avaz avaz ba¤›rmaya devam eder: "Yetiflin! adam öldürüyorlar!" diye. "Ahmet bey! Ahmet bey! Diye... (Ahmet beyle oyun oynad›klar› az ilerideki kahveden yeni ç›km›flt›r çünkü) Siz yine çok KORKARSINIZ... 'Keflke hiç söylemeseydim dersiniz kendi kendinize kahrolarak... Ahmet bey gelir... Araya girer... Bu olay mahkemeye yans›r. Tuncay abinin babas› dava açar; "Ermeniler dört (4) kifli bana sald›rd›lar" diye ve Ahmet Bey'i flahit yazar... Mahkeme bafllar... Duruflmada baban›za hakim sorar "Dört kifliyle sald›rd›¤›n›z do¤ru mu?" "Evet hakim bey" der baban›z "Dört kifliydik" "Nas›l yani, kabul ediyor musunuz iddialar›?" "Evet hakim bey; dört kifliydik... Ben ve 9 yafl›ndaki k›z›m Tülay, 7 yafl›ndaki o¤lum Suren, 3 yafl›ndaki o¤lum Isahak" der baban›z... Hakim anlar ve güler... Ilerleyen günlerde karfl› taraf›n flahidi Ahmet bey; tan›d›kça sizleri ve ö¤rendikçe gerçe¤i, baban›zdan yana flahitlik yapar... Tuncay abinin babas› ba¤›r›r duruflmalarda; "Hakim bey bunlar Mahmutpafla'y› istila etmifller, her yerde bunlar var, Ermenistan kurmufllar!" Hakim anlar... ‹nsand›r çok flükür... Azarlar, oturtur yerine... Mahkemeyi baban›z kazan›r... Komflular imza toplam›fllard›r bu geçimsiz aileyi mahalleden yollamak için... Sonucu beklemeden tafl›n›rs›n›z ordan... Daha sonra duyars›n›z gittiklerini, memleketlerine döndüklerini. Lise y›llar›nda okul ikiye bölünür sizin yüzünüzden (!) Dokuz y›l Bezciyan ortaokulunda okuduktan sonra, Bak›rköy K›z Meslek Lisesi'ne kaydolursunuz. Baban›z izin vermez Samatya ve Beyo¤lu'nda bulunan Ermeni liselerinde okuman›za, çünkü tren ya da otobüsle yolculuk etmeniz tehlikelere gebedir ona göre, Anadolu'da Hay k›zlar› kaç›r›lm›flt›r ya hep. Korkar olsa gerek bundan, güzel k›z› için... O yafllarda öfkelenirsiniz ama y›llar sonra anlars›n›z bu korkuyu besleyen nedenleri... ‹lk y›l›d›r lisenin. Okul ikiye neden bölünür? Etnik kimli¤inizden ötürü sizi kabul edemeyenler, size hakaret edenler ve sizi sevip, savunanlar aras›nda yaflan›r bölünme... Sizinle olan arkadafllar›n›z›n aileleri gelir müdüriyete; "Bu tür olaylara nas›l izin verebiliyorsunuz?" diye hesap sorarlar... Biraz teselli bulursunuz ama çokça üzülürsünüz. Üzülürsünüz; “tüm bunlar›n sebebi yine benim etnik kimli¤im mi?'' Neden bu hor görme ve afla¤›lama? 16 yafl›n›zda flunlar› not düflersiniz defterinize; 'Tanr›m! flayet benim ölüp ölüp tekrar dirilmem dünyaya sulh getirecek ise , ben ac›lar içinde tekrar tekrar, ölüp ölüp dirilmeye evet diyorum. Ne olur kurban olarak beni al, yeter ki dünyaya sulh gelsin! 'Olaylar›n yafland›¤› gün, kriz halinde, susmadan a¤lars›n›z. O ilk ve son a¤laman›zd›r. Üç (3) y›l bir daha a¤lamazs›n›z. Çocuklu¤unuzdan itibaren; televizyonun siyah-beyaz zamanlar› koca koca adamlar›n flunlar› söyledi¤ini duyar kula¤›n›z: "Ermeni ›rk› diye bir ›rk yoktur." fiafl›r›rs›n›z, kar›fl›rs›n›z... Kariflmaktan ötedir bu, bir alt üst olufltur. Gitti¤iniz okulda farkl› bir alfabe, farkl› bir dil ö¤renirsiniz, 'anadili ' olarak... Büyükleriniz vard›r size; "Hay" (Ermeni) oldu¤unuzu söyleyen. Kiliseye gidersiniz ço¤unluktan farkl› olarak... Ama televizyonda koca koca amcalar; "Büyükleriniz yalan söyler, siz asl›nda yoksunuz" derler. Kimdir do¤ruyu söyleyen? Birileri yalan söylemektedir... Siz çocuksunuz henüz. Bilemezsiniz... Anlayamazs›n›z...

Sadece kar›fl›rs›n›z... Allak bullak olursunuz... Y›llar geçer, büyürsünüz. Etnik kimli¤iniz ticaret yaflam›n›zda, günlük yaflam›n›zda, önünüze engeller konmas›na sebeptir... Hakaret ve küfür için, baz›lar›n›n vazgeçilmez malzemesidir... Ama tüm bunlar›n yan›nda; komflular›n›z vard›r ölesiye sevilesi... Dostlar›n›z vard›r can verilesi... Henüz siz 16 yafl›n›zda iken size Marksizm’i anlatan, karfl› komflunuz bir Mehmet abiniz vard›r... D‹SK'i anlat›r size. Nas›l mücadele verdiklerini, yap›lan çal›flmalar›... Hayrans›n›zd›r... Y›llar geçer... Tüm üst kimliklerinizden soyunup "‹NSAN" olman›n erdemli duruflunu ö¤renirsiniz... Deneyimlersiniz; "Sevgi" nin tek anahtar oldu¤unu... Sadece "fi‹MD‹" de var olman›n ¤erçek ö¤reti oldu¤unu... Ve bilinçle, isteyerek, severek, keyifle soyunursunuz tüm üst kimliklerinizden... Amaaa!!!! Hani flu inkar var ya... Size, soyunmak için bir ömür verdi¤iniz tüm üst kimliklerinizi; bir cümleyle, tek bir sözcükle yeniden giydiriverir. ‹flte en zoru, en dayan›lmaz› budur insan kardefllerim. ‹flte tamda burda sizlerden yard›m isterim... Ne yapmal›y›z? Kendimize karfl› sorumluluklar›m›z m›, yoksa mensubu oldu¤umuz halka karfl› (benim için daha çok dedelerime karfl›) duydu¤umuz sorumluluklar m›? Ne yapmal›y›m? ‹flte tam da burada altüst olurum ben... ‹ki dedem vard› benim. Sanmay›nki hergün geçmifli konuflurlard›! ‹nsanlar; yafllan›nca geçmifllerini yeniden yaflarlar bilirsiniz, bu ba¤lamdad›r anlatt›klar›. Hepsi bu... Nefreti asla bilmedim, buna flahitlik etmedim... Sadece endifle ve korkuydu bizim için besledikleri... Sason'lu dedem; "Katsek lavo, katsek katsek!" "Gidin lavo gidin gidin!" derdi... Diyarbak›r'l› dedemin hikayesini zaten biliyorsunuz... Hat›rlad›¤›n›z fley sadece 'ACI' iken onlara dair... Sürekli bir inkar›n bu insanlara 'yalanc›' demek anlam› tafl›d›¤›n› bildi¤inizden ve ONLAR art›k yokken... Evet onlar yokken; kim savunacak haklar›n›? Kim konuflmal› onlar›n yerine? Halbuki bana sorarsan›z; ben BEN'i yaflamak isterim sadece... Ç›r›lç›plak '‹NSAN' olman›n keyfini deneyimledikten sonra, ne zordur bir bilseniz flu etnik kimlik gömle¤ini giyinmek... Tüm oyuncular› gerçek K›z›lderililerden oluflan bir (ilk) film izledim birkaç y›l önce... Filmde yafll› dede, bencil yaklafl›mlar sergileyen torununa flunu söylüyordu; "Bizim dilimizde 'BEN' sözcü¤ü yoktur, ‘B‹Z' sözcü¤ü vard›r"... Nas›l da utanm›flt›m... ‹nsan kardefllerim böylesi bilge bir ö¤retiye sahip bu halk› "vahfli" diyerek katletmiflti... Utand›m ve utan›yorum. Amerikan yerlilerinin ve di¤er tüm katledilmifl halklar›n hikayelerini bilsem de, onlar için ben birebir flahitlik edemem ne yaz›k ki... Mensubu bulundu¤um halk›n hikayesine flahitlik edebilirim ancak... Ömrümü bununla geçirmek asla benim tercihim de¤ildir... Ama inkar hep sorumluluk yükler durur boynuma... Ben "BEN"i keflfetmekte ve "AN" › yaflamay› deneyimlemekte iken, hafiflemifl iken, tekrar üst kimliklerin a¤›rl›¤›nda bo¤ulmak istemem! Yeryüzündeki tüm cinayet, katliam ve soyk›r›mlardan utan›r›m! Can›m ac›r! Sussam; o ruhlara ihanet, konuflsam; kendime ihannettir yaflad›¤›m en derin ikilem... Her inkarda yeniden, tüm masum ruhlar›n 盤l›klar›yla uyan›rken ben... ‹flte tamda burda atar›m yar›m 盤l›¤›m›... Ne yapmal›y›m insan kardefllerim, söyleyin ne yapmal›y›m?

Yorum, 25. y›l›na onbinlerle girdi ‹STANBUL- 25 y›ld›r devrimci mücadele içerisinde üretti¤i sanatla bugüne gelen Grup Yorum, ‹nönü Stadyumu'nda verdi¤i konserle on binlerce kifliye keyifli saatler yaflatt›. 25. y›l›nda “25 y›l hiç durmadan” slogan›yla Yorum taraf›ndan Befliktafl ‹nönü Stadyumu'nda gerçeklefltirilen konsere 55 bin kifli kat›ld›. Orhan fiall›el yönetimindeki ‹stanbul Senfoni Orkestras›'n›n efllik etti¤i Yorum konserine çok say›da konuk sanatç› da kat›ld›. Gecede Ruhi Su Dostlar Korosu, Yasemin Göksu, Suavi, Nejat Yavaflo¤ullar›, Zeynel Aba, Ali Ekber Eren, Sevcan Orhan, ‹brahim Karaca ve Erdal Bayrako¤lu’nun yan› s›ra usta oyuncu Tuncel Kurtiz de sahneye ç›kt› ve bir fliir okudu. ‘Devrimci Yürüyüflümüz Sürüyor’ adl› enstrümantal ezgisiyle konsere bafllayan Grup Yorum y›llard›r dillerden düflmeyen flark›lar›n› binlerle birlikte seslendirdi. Konuk sanatç›lar›n da teker teker sahne ald›¤› konserde yerli konuklar›n yan› s›ra Venezüella'dan gelen bir sanatç› da vard›. ‘El Aparecido’ ve ‘Hasta Siempre’ flark›lar›n› seslendiren müzisyen Ali Primera, ülkemiz devrimcilerine ülkesinden selam getirdi¤ini ifade etti. Devrimci marfllar›n, türkü ve flark›lar›n seslendirildi¤i konsere Yorum'un gitaristi Muharrem Cengiz tutuklu bulundu¤u Trabzon Hapishanesi'nden gönderdi¤i mesajla kat›ld›. S›k s›k “Amerika defol”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar›n›n at›ld›¤› konser hep bir a¤›zdan söylenen “Cemo” türküsü ve “Hakl›y›z Kazanaca¤›z” marfl›yla sona erdi.

Karikatüristler TMK ma¤duru çocuklar için birleflti! TMK ma¤duru çocuklar için ‹zmir ve ‹stanbul'da sergiler açan karikatüristlerin üçüncü dura¤› Ankara. Polise tafl att›klar› iddialar› ile tutuklanan ve haklar›nda uzun y›llar hapis istenen Kürt çocuklar› için Çocuklar ‹çin Adalet Ça¤r›c›lar› (Ç‹AÇ) taraf›ndan sürdürülen mücadeleye destek amac›yla karikatüristler de 'Bütün dünyan›n karikatüristleri TMK ma¤duru çocuklar için çizin' kampanyas› bafllatt›. Bu proje çerçevesinde gelen destek karikatürleri daha önce ‹zmir ve ‹stanbul’da sergilenmiflti. ‹zmir ve ‹stanbul'un ard›ndan karikatürüstlerin üçüncü dura¤› Ankara olacak. Karikatürlerden bir k›sm› BEKSAV’›n Ankara’daki K›z›lay Atatürk Bulvar› No: 151/1 (Bat› Sinemas› Girifli) adresinde 19 Haziran ve 5 Temmuz tarihleri aras›nda sergilenecek.


KADIN-GÜNCEL

DEMOKRASi

17-30 HAZ‹RAN 2010

13

Savc›, Turgut'un yapt›¤›n› taciz olarak görmedi Akflam gazetesinde yay›mlanan köflesinde Kürt flark›c› Rojin'e yönelik sözlü tacizde bulunan Serdar Turgut'un 2 y›l 4 ay hapsi istendi. Taciz olay› ise savc› taraf›ndan taciz olarak de¤erlendirilmedi. Savc›, "cinsel taciz"den beraat istedi. “PKK teröristi olmad›¤›ma piflman›m” bafll›kl› yaz›s›nda Rojin'e hakaret eden, sözlü tacizde bulunan Turgut hakk›nda 2 y›l 4 ay hapis istendi. Yaz›s›nda Rojin'i "da¤a kald›rmaktan ve seks kölesi yapmaktan" bah-

seden Turgut, yarg›land›¤› davan›n duruflmas›na kat›lmad›. Rojin'in haz›r bulundu¤u duruflmada savc›, Turgut'un, 24 Ekim 2009 tarihli Akflam gazetesinde yay›mlanan yaz›s›nda Rojin'in fleref ve haysiyetine yönelik hakaret içeren ifadeler kulland›¤›n› belirtti. “Bas›n yoluyla alenen hakaret'' suçundan Turgut'un 3 ay ile 2 y›l 4 ay aras›nda hapis cezas›na çarpt›r›lmas›n› talep eden savc› ''cinsel taciz' suçunun yasal unsurlar› oluflmad›-

¤›ndan” Turgut'un bu suçtan beraat›na karar verilmesini istedi. Turgut taraf›ndan yap›lan sald›r›y› cinsel taciz olarak de¤erlendirmeyen savc›, Turgut hakk›ndaki hükmün aç›klanmas›n›n CMK'n›n 231. maddesi uyar›nca geri b›rak›lmas›na karar verilmesini de talep etti. Rojin'in avukat› Müçteba K›l›ç, Turgut'un cezaland›r›lmas›na karar verilmesini istedi.

Mahkeme ve erkek dayan›flmas› ANTALYA- Eflini kaynar suyla yakan Menderes Y›ld›r›m, mahkemeden ald›¤› 2 y›l 6 ayl›k hapis cezas› ile ödüllendirildi! Mevcut devletin di¤er tüm hücreleri gibi hukuk sistemine de hakim olan erkek egemen sistemin erke¤i “korunmac›” yaklafl›mlar› devam ediyor. Kad›na uygulanan fliddet olaylar›nda kad›n› suçlu ç›kartan yaklafl›mlar› kendisine ilke edinmifl olan yarg›, bu anlay›fl›n› birkez daha gösterdi. Birlikte yaflad›¤› Menderes Y›ld›r›m'dan ar›lmak isteyen Seçil Ok, Y›ld›r›m taraf›ndan kaynar suyla haflland›. Ok'un vücudunda 2. ve 3'cü derece yan›klar olufltu. Olaydan 3 gün sonra tutuklanan Y›ld›r›m, 1 ay tutuklu kald›ktan sonra tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›ld›. Seçil Ok, avukat› Salih Samsa arac›l›¤› ile davan›n aç›ld›¤› Antalya 6'nc› Asliye Ceza Mahkemesi'ne verdi¤i dilekçesinde, bu olay›n kaza de¤il, ‘öldürmeye tam teflebbüs’ oldu¤unu ve A¤›r Ceza Mahkemesi'nde görülmesini istedi. Fakat Ok'un talebi mahkeme taraf›ndan reddedildi. 2008 y›l›nda meydana gelen fliddet olay›nda Ok'un yüzünde derin yan›k izleri oluflurken, 22 ay süren yarg›lama sonunda Menderes Y›ld›r›m son kez mahkeme karfl›s›na ç›kt›. Görülen mahkemede Seçil Ok'u kasten yaralad›¤› gerekçesiyle Menderes Y›ld›r›m'a 3 y›l hapis cezas› verildi. Ceza daha sonra Y›ld›r›m'›n iyi hali nedeniyle 2 y›l 6 ay hapse indirildi.

'Bar›fl' istemine 6 y›l hapis! ‹zmir Bar›fl Anneleri üyesi Sultan Ac›buca'ya yapt›¤› bir konuflmas›nda “Biji afliti” dedi¤i için 6 y›l 3 ay hapis cezas› verildi. 8 Mart 2008 tarihinde Dünya Emekçi Kad›nlar Günü nedeniyle düzenlenen mitingde Ac›buca'n›n yapt›¤› konuflma, ‹zmir 10. A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›ndan 'Yasa d›fl› örgüt üyesi olma, örgüt propagandas› yapma ve suç ve suçluyu övme' olarak de¤erlendirilerek hakk›nda dava aç›ld›. Görülen son duruflmada Ac›buca hakk›nda hapis karar› verildi. Ceza almas›n›n gerekçesi olarak ileri sürülen konuflmas›nda, “Ben istiyorum ki bu savafl bir an önce son bulsun. Bu savafl›n insan ve hayvanlar üzerindeki y›k›m› son bulsun. Art›k bar›fl ve kardefllik istiyorum. Art›k Yeter. Savafl istemiyoruz." diyen Ac›buca, TCK 314/2 ve TMK'n›n 5 maddesi gere¤ince "Yasad›fl› örgüte üye olma" iddias› ile 6 y›l 3 ay hapis cezas› ald›.

Urfa'da kad›n ö¤rencilerin güvenli¤i yok URFA- Kredi ve Yurtlar Kurumu'na ba¤l› olan, Korukent oto al›m sat›m bölgesinin arkas›nda bulunan “k›z yurdu”nda kalan üniversiteli genç kad›nlar her gün, her an tacizle karfl› karfl›ya kal›yor. Yurda girifl ve ç›k›fllarda s›k s›k tacize u¤rayan genç kad›nlar bunu protesto etmek için yapt›klar› eylemde ise bu sefer de polisin tacizine maruz kald›lar. Yurda girifl ve ç›k›fllarda sözlü, fiziksel tacizlere maruz kalan kad›nlar yurt yetkilileri ve polisler taraf›ndan da buna katlanmaya zorlan›yor. Taciz sald›r›lar› ile ilgili Bianet'e görüfllerini aktaran bir kad›n ö¤renci flunlar› dile getirdi: “Birinci s›n›fta okuyorum. Birinci s›n›f ö¤rencilerinin büyük ço¤unlu¤u Korukent oto al›m sat›m arkas›ndaki bu yurtta kal›yor. Sanayi bölgesinin içinde oldu¤u için yurt çok sapada kal›yor. Yurttan d›flar› ç›kmam›zla tacize u¤ramam›z bir olu-

yor. Hemen her gün laf at›yor, elle tacizde bulunuyorlar. Bir arkadafl›m›z› dört kere kaç›rmaya çal›flt›lar. ‹kinci ö¤retimde okudu¤umuz için derslerimiz geç bitiyor. O saatte otobüsten indi¤imiz yerden yurda yürümek zorunda kal›yoruz. Bizi korumak için erkek arkadafllar›m›z yurda b›rakmaya bafllad›."

“Kuyruk sallarsan›z...” Meydana gelen tacizlere karfl› tepki göstermek amac› ile eylem yapan kad›nlar bu sefer ise polisin taciz ve hakaretlerine ma¤ruz kald›lar. Kad›n ö¤renci sald›r›lara ve polisin tutumuna iliflkin flunlar› aktard›: "Geçti¤imiz günlerde yine bir k›z arkadafl›m›z› taciz ettiler, bir arkadafl›m›z› da kaç›rmaya çal›flt›lar. Bazen de yurda gelip camlar›m›z› tafll›yorlar. Arabalarla bizi takip ediyorlar. Biz de yeter art›k deyip geçen pazar günü (30 May›s) yurdun önünde eylem yapt›k. Bu-

Clara Zetkin’i sayg›yla an›yoruz 5 Temmuz 1857'de Saksonya eyaletinde dünyaya gelen Clara Zetkin sürdürdü¤ü devrimci bir yaflam›n ard›ndan 20 Haziran 1933'de hayat›n› kaybetti. Devrimci bilinçle örülmüfl mücadelelerle geçen bir yaflam›n içerisinde yer alan Zetkin, kad›n sorunu üzerine yaratt›¤› düflüncelerle kendisinden sonraki dönemlerde kad›nlara öncülük edecek örnek bir pratik ve teori yaratt›. 2. Enternasyonal'e ba¤l› olarak 1907'de Stuttgart'ta toplanan 1. Enternasyolanlist Kad›nlar Kongresi, bir kad›n enternasyonalinin kurulmas›n› kararlaflt›rd› ve bununla Clara Zetkin'i görevlendirdi. Zetkin bu görevi 1937'ye kadar sürdürdü. 8 Mart'›n “Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” olarak tan›mlanmas› ise Zetkin'in öneriyle oldu. Zetkin'in yaflam› boyunca arkas›nda durdu¤u ve dillendirdi¤i kad›nlar›n üzerinde var olan bask› ve sömürüye karfl› taleplerini dile getirece¤i bir gündür 8 Mart. Zetkin bu günün emekçi kad›nlar›n eylem günü olmas› gerekti¤ini flu sözleri ile aç›kl›yordu: “1910'da

Kopenhag'daki ‹kinci Uluslararas› Konferans›, birleflik uluslararas› eylem olarak her y›lki kad›nlar gününü kararlaflt›rd›. Kad›nlar günü, proleter kad›nlar›n güncel taleplerinden, örne¤in kad›nlar›n seçim hakk›ndan yola ç›karak, proleter kad›n ve erkeklerin burjuva toplumuna karfl› devrimci bir s›n›f hareketi olmal›yd›.” Devrimci mücadelesinden ödün vermeyen Zetkin 1914'de bafllayan I. Emperyalist Paylafl›m Savafl› s›ras›nda savafl karfl›t› görüflleri nedeniyle sürekli bask› alt›ndayd› ve görüfllerinden dolay› defalarca kez tutukland›. Tüm bunlara ra¤men 1915 y›l›nda Berlin'de savafl karfl›t› Uluslararas› Sosyalist Kad›nlar Konferans›'n›n düzenlenmesinden etkin rol üstlendi. "Kad›n iflçiler kad›n›n özgürlü¤ünün ayr› de¤il, büyük sosyal sorunun bir parças› oldu¤undan tamamen emindirler. Bu sorunun bugünkü toplumda hiçbir zaman çözülemeyece¤inin, ancak toplumun köklü de¤ifliminden sonra bunun mümkün olabilece¤inin

de bilincindedirler... Kad›n›n özgürlü¤ü, tüm insanl›¤›n özgürlü¤ü gibi, yaln›zca eme¤in sermayenin boyunduru¤undan kurtulmas›yla olacakt›r. Sadece sosyalist toplumda, kad›nlar›n iflçiler gibi haklar›n›n tam sahibi olmas› mümkündür." diyen Zetkin, kad›nlar için mücadelenin hedefine ve kurtulufla iflaret etmifltir. Kurtuluflun ancak ve ancak mücadelede oldu¤unu görüflleri ve prati¤i ile ortaya koyan Zetkin, faflist Adolf Hitler`in, Almanya Komünist Partisi`ni Reichstag yang›n›ndan sonra yasaklamas›yla ömrünün son zamanlar›n› Sovyetler Birli¤i`nde sürgünde geçirdi. 1933`te Moskova`da kalp krizi geçirerek fiziki olarak mücadeleden ayr›ld›¤›nda mücadelesini devam ettirecek kad›nlara önemli kazan›mlar b›rakt›. Zetkin kad›n›n direnebilece¤inin, öne at›labilece¤inin ve dünyay› de¤ifltirme prati¤inin a¤›r yükünü en az erkekler kadar omuzlayabilece¤inin en önemli kan›t› oldu kad›nlar için.

nun üzerine polisler gelip kimliklerimizi istediler. Onlara flikayetlerimizi anlatt›¤›m›zda 'Siz kuyruk sallamazsan›z, gece vakti sürtmezseniz böyle fleyler olmaz. Buras› Urfa, buras› erkek yeri bilmiyor musunuz?' dediler. Biz sesimizi yükseltince tart›flma ç›kt›. Polislerden biri küfredip 'Siz de ona göre giyinin, ona göre gezin' diye ba¤›rd›." Polisin tacizine iliflkin fianl›urfa Emniyet Müdürü Sabri Durmufllar ise tacizci polisler hakk›nda ifllem yap›labilmesi için yaz›l› talep olmas› gerekti¤ini belirterek, “Baz› polislerin k›zlara hakaret etti¤ini biliyorum. Bu sözleri söyleyen polisler ile ilgili ifllem yap›labilmesi için ilgili makamlara yaz›l› bir talep gerekiyor. Geçenlerde yurt müdürleri de bu durumdan flikayetlerini dile getirdiler. Devriye say›s›n› art›rmaya çal›fl›yoruz." demekle yetindi.

UFUK Ç‹ZG‹S‹

‹ran’a Yapt›r›m Karar› ve Muhtemel Tehlike!

DEVRiMCi

BM’nin ABD’nin güdümünde emperyalist örgütlenme oldu¤u bilinmektedir. Görevi emperyalist dünya sisteminin ç›karlar›n› kollamak ve özellikle de ABD’nin ç›karlar›n› kollamak oldu¤u tüm pratik uygulamalar› ve kararlar›yla aç›kt›r. ‹çinde farkl› emperyalist güçler olup zaman zaman bunlar›n uyumsuzluklar› olsa da, tayin edici güç ABD’dir. Emperyalist BM flemsiyesi, esasta ABD sald›rganl›¤›n›n çok uluslu kalkan› ve askeri-ekonomik yapt›r›m gücünü temsil etmektedir. Bugüne kadar çeflitli dünya ülkelerine uygulanan ekonomik ve askeri yapt›r›mlar, iflgal-ilhak sald›rganl›klar› ve uygulanan katliamlar bunu aç›ktan teyit etmektedir. Bu politikalar›n ya da uygulamalar›n biri de bugün ‹ran flahs›nda vukuu bulmaktad›r. BM (Güvenlik Konseyi)’nin ‹ran’a yapt›r›m karar› almas›, ‹ran’› yaln›zlaflt›rmay› ve özerindeki bask›y› somut ad›mlara dökerek geri ad›m att›rmay› hedeflemektedir. Ayn› zamanda ‹ran’a askeri müdahalenin yap›lmas› için zeminin haz›rlanmas›n› ifade etmektedir. Tüm bunlar ‹ran yönetimini zor duruma sokarak, içte istikrars›zl›¤a sürüklenip iç muhalefetin gelifltirilerek iktidar de¤iflikli¤ini de hedeflemektedir. Amaç, ‹ran’da ABD yanl›s› ya da ABD’ye ba¤›ml› bir iktidar›n kurulmas›d›r. ABD’nin dünya ve özellikle bölge stratejisi bunu gerektirmektedir. Bölgedeki ‹slam kökenli ABD karfl›tl›¤› güçlü olup, bunun önemli aktör ve odaklar›ndan biri ‹ran’d›r. Dahas›, ‹ran’›n ‹srail’e karfl› has›mane tutumu da ABD’yi rahats›z etmektedir. Çünkü bölge jandarmas› durumundaki ‹srail’in güvenli¤i, ayn› zamanda bölge projesini ve bölgedeki ç›karlar›n› da etkilemekle birlikte, ABD’yi yak›ndan ilgilendirmektedir. Nükleer enerji sorunu yaln›zca bir bahanedir. ‹ran’›n demokratikleflmesi sorunu ise, BM-ABD’nin ve benzeri sorunu olmad›¤› gibi, iç meselesidir ve bunun gerekçe edilmesi emperyalist sald›rganl›¤›n kamufle edilmesi takti¤idir. Hedeflendi¤i üzere, ‹ran’a uygulanan yapt›r›mlarla iç muhalefetin gelifltirilip mevcut iktidar›n de¤ifltirilmesi gerçeklefltirilemez ise, bu yapt›r›m karar›n›n devam›nda plan›n ikinci aflamas› olarak, ‹ran’a askeri sald›r›n›n devreye sokulup ABD yanl›s›-iflbirlikçisi bir iktidar›n kurulmas› aflamas›na geçilecektir. Askeri müdahale seçene¤inden önce yapt›r›m karar› alman›n anlam›, birinci olarak ‹ran’›n direncinin zay›flat›lmas›-k›r›lmas› nedenidir. Uluslararas› emperyalist uyumla ‹ran’›n bask›lanma alt›na al›nmas›-yaln›zlaflt›r›lmas› ve ayn› biçimde içteki muhalefet ve çeliflkilerin derinlefltirilmesi yoluyla mevcut ‹ran yönetimi belli sorunlara gömülerek zay›flat›lm›fl olacakt›r. ‹kinci olarak da, askeri müdahalenin kolayca göze al›namad›¤› ve BM içindeki çeflitli emperyalist güçlerin askeri müdahale seçene¤inden önce diplomatik giriflimler seçene¤inin kullan›lmas›n› öncelikle tercih etmeleridir. Burada esas neden, askeri müdahale, yani bir savafl durumunda ‹ran’la ekonomik-ticari ve benzeri iliflkiler içinde olan emperyalist güçlerin karfl›laflaca¤› zararlar ve en önemlisi de, savafl durumunda ‹ran’›n Hürmüz Bo¤az›’n› kapatarak gemi geçifllerini engellemesiyle gündeme gelecek olan sonuçlard›r. Ki bu sonuçlar, emperyalistlerin, henüz atlat›lamam›fl olan ekonomik kriz gerçekli¤inde, yeni ve daha derin yeni bir krizle karfl› karfl›ya getirecektir. Bundan dolay› askeri müdahale seçene¤ini denemeden önce di¤er planlar› (mevcut iktidar› zay›flatarak iç muhalefet üzerin-

BAKIfi CAN

den devirmeyi) tercih etmektedirler. “TC” vas›tas›yla ‹ran’›n masa da tutulmas› veya oyalanmas› takti¤i, yani “TC” ile ‹ran’›n gerçeklefltirdi¤i takas anlaflmas› da, askeri müdahale seçene¤ini ikinci planda tuttuklar›n› do¤rulayan geliflmeydi. Ve elbette, ‹ran da emperyalistlere karfl› elinde tuttu¤u avantajlar› bildi¤inden “cesur” davran›p belli biçimde “meydan okumaktad›r.” Öyle ki, ‹srail’in “insani yard›m gemilerine” karfl› gerçeklefltirdi¤i katliama ra¤men, Gazze’ye iki yard›m gemisi gönderme haz›rl›klar› içindedir. Bu tutumunu, BM’nin karar›ndan sonra yapmas› ise, büsbütün anlaml› ve sözlü aç›klamas›nda da belirtti¤i gibi BM’nin bu karar›na meydan okuma tutumudur. Geliflmeler gösteriyor ki, ‹ran ‹srail’le bir çat›flmaya ad›m at›yor. Bura üzerinden ABD-BM’ye mesaj veriyor. ABD-BM’nin ilk seçenek olarak kullanmaktan çekindi¤i-tercih etmedi¤i askeri çat›flmay› erkene alarak, emperyalistleri haz›rl›ks›z yakalayarak geriletmeyi ve ayn› zamanda BM aras›nda bölünme yaratmay› hedefliyor. Muhtemel bir ‹ran‹srail çat›flmas› veya savafl›nda ABD’nin ‹srail’i destekleyece¤i aç›kken, BM içindeki di¤er kimi emperyalist gücün bundan sak›naca¤› ve ‹srail’i desteklemeyece¤i aç›kt›r. Evet, ‹ran’›n ‹srail’le çat›flmas› muhtemeldir. ‹srail’le girilecek bir çat›flma veya savafl için koflullar ‹srail aleyhinedir. Zira Gazze iflgal ablukas› ve katliamlar› üstüne eklenen Mavi Marmara katliam› ‹srail’in dünya çap›nda teflhir olmas›na önemli oranda yol açm›fl durumdad›r. Arap veya Müslüman dünyada büyük bir ‹srail karfl›tl›¤› geliflmifl bulunmaktad›r. ‹ran bölgede önemli bir güç oldu¤unu kan›tlay›p öne ç›kmak istiyorsa, tamda bugün ‹srail’le bir çat›flmaya girmesi bu amac›n› baltalamaz, bilakis önemli bir destek bulur. Aç›k ki, ‹ran hakim s›n›flar›, emperyalist sald›rganl›¤›n BM karar› hamleleri karfl›s›ndaki “çaresizliklerini” aflmak, üstündeki emperyalist bask› ve tehdidi emperyalist güçleri bölerek geriletmek, kendi toplumunu etraf›nda birlefltirerek mevcut iktidar›n› korumak kayg›s›yla tehlikeli bir blöf ya da aç›ktan ç›lg›nl›k yaparak ‹srail’le savafla girme e¤ilimindedir. Emperyalizm ‹ran’a baflka bir yol b›rakmamakta, savafla sürerek yeni felaketler haz›rlamaktad›r. ‹ran-‹srail savafl› muhtemeldir. Ne var ki, bu söylemlerimiz ‹ran’›n ‹srail’e sald›rmas›n› hakl› gösteren-do¤rulayan bir anlam tafl›maz-tafl›yamaz da. Emperyalist sald›rganl›k ve savafllara, bunlar›n parças› olan gerici savafl ve sald›rganl›klara karfl›y›z. Emperyalist senaryolarla veya gerici bölgesel dalafllarla sahnelenen, gerici ç›kar savafllar›na ve bu savafllarda halklar›n birbirlerine k›rd›r›lmalar›na kesinlikle karfl›y›z ve bunlarda herhangi bir gerekçeyle taraf olamay›z-olmam›z söz konusu olamaz. Öte yandan, BM’nin ‹ran’a yapt›r›m karar› almas›n›n haks›z emperyalist bir karar oldu¤unu söyleyelim. Karar›n haks›zl›¤›, nükleer enerji ve silahlar hakk›nda çifte standartç›, ikiyüzlü emperyalist politikadan, kendisine hak görüp baflkas›na yasaklama küstahl›¤›ndan ve ‹ran’a müdahale etmesi ile di¤er emperyalist emellerinden ileri gelmektedir. ‹ran gericili¤inin nükleer silah edinmesine karfl› oldu¤umuz gibi, en baflta da emperyalistlerin nükleer ve biyolojik silahlara sahip olmas›na karfl›y›z. Ve di¤er geri devletlerin de...


14

GÜNCEL

17-30 Haziran 2010

DEVRiMCi

DEMOKRASi

5 kilo kaflara 5 y›l hapis, kepçeyle hortumlayanlar ise sebest Adana'da bir marketten 5 kilogram kaflar peyniri ya¤malad›¤› iddias›yla yarg›lanan san›k 5 y›l 10 ay, efli 1 y›l 3 ay hapis cezas›na çarpt›r›ld› Geçti¤imiz günlerde Adana 1. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde gerçekleflen duruflmada, 5 fiubat 2010 tarihinde Sümer Mahallesi Karaafat Caddesi'ndeki bir marketten 65 TL de¤erinde birer kiloluk 5 paket kaflar peynirini çald›¤› iddia edilen tutuklu san›klar Nevzat ve Nayime Dinkçier birden fazla kifli taraf›ndan birlikte ya¤ma, kilitlenmek suretiyle muhafaza alt›na al›nan eflya hakk›nda h›rs›zl›k’ suçlar›ndan 15’er y›la kadar hapis cezas› istemiyle yarg›land›. San›klardan Nayime Dinkçier maddi durumlar› iyi olmad›¤›, ilkö¤retim okuluna giden çocu¤una tost yapmak için kaflar peyniri alamad›¤›n› söyledi. Mahkemede piflmanl›klar›n› dile geti-

Kürt iflçilerinin kaderi mi yoksa Türk hakim güçlerinin iki yüzlülü¤ümü Komflular›yla vizeyi kald›rmakla övünen Türk hakim güçleri kendi halk›na adeta vize uyguluyor. Her y›l Karadeniz’e f›nd›k toplamaya giden Kürt iflçiler son y›llarda devlet destekli hortlat›lan ›rkç› floven sald›r›lara maruz kalmaktayd›lar. Bu sene ise bu sald›r›lar›n boyutu daha da artm›fl görünüyor. Bu sene Kürt iflçilere Karadeniz’i tamamen kapatan devlet, f›nd›¤› toplamak için Gürcistan’dan iflçi getirecek. May›s ay›nda Giresun’da, Tokat, Giresun, Samsun, Ordu, ‹stanbul, Dersim, Sivas, Gümüflhane, Amasya illerinin; emniyet, istihbarat ve üst düzey askeri yetkililerinin kat›l›m›yla yap›lan toplant› da bu illerin tek tek toplumsal analizi yap›larak, bir dizi kararlar al›nm›flt›. Bu kararlar›n baz›lar› Karadeniz bölgesinde istihbarat, koruculuk ve köylülere silah da¤›t›mi iken, di¤er bir yan›n› da f›nd›k toplamaya gelecek Kürt iflçilerin bu illerde çal›flmas›n› engellemek oluflturuyor. Gerekçe olarak ta Kürt iflçilerin bölgede PKK’ye yard›m edece¤i gerekçesiyle böyle bir karar›n al›nd›¤› söylenmekte.

Kürt iflçilere mülteci muamelesi yap›l›yor Mültecilere yap›lan uygulamalar dahi bu kadar a¤›r de¤il. 18 saati bulan çal›flma

saatlerine ra¤men çok cüzi ücretlerle çal›flan Kürt iflçileri yerine daha fazla bir ücretle Gürcistan’dan iflçi getirilece¤i söyleniyor. Buna ra¤men bölgede kendine ifl bulmay› baflaran Kürt iflçilerin kimlik bilgileri bahçe sahipleri taraf›ndan önce Tar›m ‹l Müdürlükleri’ne bildirilecek buradan da valiliklere ve valiliklerden de bütün güvenlik birimlerine iletilecek. Bölgede her türlü engellemelerle karfl› karfl›ya kalan, buna ra¤men her y›l büyük zorluklarla buralara çal›flmaya gelen Kürt iflçilere bir ayr›mc›l›kta ücretlerde yap›l›yor. Yerli iflçilere 25, Gürcü iflçilere 20, Kürt iflçilere ise 15 TL veriliyor.

1 milyon kifliye ifl bulaca¤›n› söyleyen AKP’nin ikiyüzlülü¤ü Her y›l Urfa, Batman, Mardin, Diyarbak›r, Antep illerinden, say›lar› 150 ila 200 bini bulan Kürt iflçiler Ordu, Giresun, Trabzon, Düzce, Bolu ve Sakarya gibi illere geliyorlar. 2 ila 3 hafta ifl bulma imkan›na sahip olan Kürt iflçilerinin bu imkanlar›n› dahi bin bir türlü bask› ve ayak oyunlar›yla engellemeye çal›flan Türk hakim güçlerinin bu günkü temsilcisi AKP kli¤inin 1 milyon insana ifl bulma vaadi de iki yüzlü sahtekarca yalandan baflka bir fley de¤il.

rirken market sahibi çiftten flikayetçi olmad›. Mahkeme Nevzat Dinkçier’i etkin piflmanl›k ve mahkemedeki iyi halini de dikkate alarak gasp suçundan 5 y›l 10 ay hapis cezas›na çarpt›rd›. Nayime Dinkçier’e ise h›rs›zl›k suçundan 1 y›l 3 ay hapis cezas› verildi. Nayime Dinkçier’in hapis cezas› tecil edilip, tahliyesi kararlaflt›r›ld›.

Çalacaksan büyük çal fieffaf ve temiz toplum slogan›yla yola ç›kan AKP hükümeti bir yandan da yolsuzluk rekorlar› k›rmaya devam ediyor. Dokunulmazl›k z›rh›n›n arkas›na s›¤›nan AKP’lilerin kar›flt›¤› ve mecliste gündeme gelen yüzler-

ce yolsuzluk davas› sürüncemede b›rak›l›yor. Elbette AKP’liler bu davalardan da yüzünün ‘AK’›yla ç›kacaklar ve ‘AK’lanacaklar. Öte yandan 5 kilo kaflar peynir çalan dar gelirli yoksul insanlar›m›z ise 5 y›l 10 ay hapis yiyecek. Bu topraklarda böyle haberlere al›fl›¤›z asl›nda. Diyarbak›r’da baklava çalan çocuklara verilen cezalar hala haf›zalar›m›zdaki yerini koruyor. Belle¤imizde banka hortumlayanlar›n devlet taraf›ndan korundu¤u, kolland›¤›, ceza almadan ve yapt›¤› hortumlardan hesap vermeden halk aras›nda dolaflt›klar›n›, hala hortumlara devam etti¤i de var. Bankalardaki h›rs›zl›¤›n bedelini vatandafl›n

s›rt›na yükleyen devlet, büyük h›rs›zlar› da ‘AK’lad›. Devlet demek istiyor ki çalacaksan büyük çalacaks›n yoksa hapsi boylars›n!

Kaflar çalan içeri hortumlayanlar zaman afl›m›ndan d›flar› Devleti milyonlarca dolar zarara u¤ratan, hükümet olan parti mensuplar›, akrabalar› ve ifl ortaklar› hakk›nda aç›lan davalar tozlu raflarda zaman afl›m›ndan düflerken, yoksul insanlar›m›z ise yarg›n›n “adeletinden“ kurtulam›yor. Uzanlar, Demireller, Çillerler, Çiçekler, Kutanlar, Erdo¤anlar, Albayraklar, Balkanerler, Koçlar, Sabanc›lar devletin örtülü ödeneklerini, halktan toplanan vergi-

lerle zenginliklerine zenginlik katarken, halk›m›z ise bir kuru ekme¤e halen muhtaç. Elektirik, do¤algaz, su faturas›n› ödeyemedi¤i için hapse girenler, intihar edenler ülke gündeminde has›ralt› edilirken, yine has›ralt› edilen bir di¤er konu ise, bu ülkenin yasalar› iflçiyi, emekçiyi, yoksullar› koruyan yasalar de¤il tam tersine onlar› cezaland›ran, sömürülmesine ve bask› alt›nda kalmas›n› sa¤layan yasalar oldu¤u gerçekli¤i. ‹flte son olarak uzanlara aç›lan dava, her nekadar hükümet ile ters düflmeleri sonucu yarg›lansalar da yine de devletle olan iliflkilerinin hat›r› sonucu hapse girmeden zaman afl›m›ndan beraat ettiler.

Aileler isyanda: Ecel de¤il, kader de¤il, bu bir ihmal söyledi. Sonuna kadar ailelerin yasal haklar›n› kullanaca¤›n› anlatan Demirtafl, ''fiu aflamada yarg› süreci bafllad›. Özellikle ilgili bakanl›¤›n müfettifllik ve savc›l›k taraf›ndan haz›rlanacak bilirkifli raporunun haz›rlanmas›n›, yasal tahkikat›n neticelenmesini bekliyoruz. ‹hmalle ilgili son sözü bilirkifli söyleyecek'' dedi. Demirtafl, 16-17 ailenin ‹l Emniyet Müdürlü¤ü Asayifl fiubesi’nde ifade vererek, yetkililler hak›nda flikayette bulunduklar›n› söyledi. Maden oca¤›ndaki grizu patlamas›n›n ard›ndan oluflan ana göçüklerin kald›r›lmas›na ra¤men cesetlerine rastlan›lamayan 2 madencinin ailesi, cenazelere ulafl›lamad›¤› için ölüm ayl›¤› ve geliri alam›yor.

Can ac›s›na bir de bürokratik engellerin keflmekeflli¤i eklendi

Zonguldak'ta maden oca¤›nda meydana gelen patlamada yaflam›n› yitiren madencilerin aileleri, Yap›-Tek firmas› yetkilileri hakk›nda flikayette bulundular. Zonguldak'ta, Türkiye Taflkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlü¤ü maden oca¤›nda meydana gelen grizu patlamas›n›n ard›ndan ortaya ç›kan iflçi katliam› ile ilgili ifade veren madenci yak›nlar› maden oca¤›nda yeterli denetimin olmad›¤›n› belirttiler. Aileler, Yap›-Tek firmas› yetkilileri hakk›nda flikayette bulundular. 17 May›s’taki patlamada hayat›n› kaybeden 30 maden iflçisinden Adem Çengel, Ekrem Akkaya ve Hüseyin Arslan'›n aileleri, avukatl›klar›n› üstlenen Ünal Demirtafl ile birlikte karakola giderek ifade verdiler.

‘Ecel de¤il, kader de¤il, bu bir ihmal’ 26 yafl›ndaki Ekrem Akkaya'n›n efli 3 ayl›k hamile olan Yeter Akkaya, "Biz birbirimize doyduk mu, doyamad›k. Ecel de¤il, kader de¤il, bu bir ihmal" dedi. Maden oca¤›nda havaland›rma sisteminin çal›flmad›¤›, ifl güvenli¤i koflullar›n›n yetersiz oldu¤u için eflinin s›k s›k kendisine yak›nd›¤›n› belirten Akkaya, "Eflim iflten geldi¤i zaman, 'Bize duay› fazla yap. Ben çal›fl›rken arkada arkadafllar›m kaza geçiriyordu, kimse ilgilenmiyordu. Çok s›cak oluyor. Biz üstsüz çal›fl›yoruz. Havaland›rma çal›flm›yor' diyordu. Yetkililer böyle bir ortam›n

oldu¤unu bilmiyorlar m›? Ölenler için 'ecel' diyorlar. Ecel de¤il, kader de¤il, bu bir ihmal. Hem TTK'dan, hem Yap›-Tek'ten flikayetçiyim. 3 ayl›k hamileyim ve do¤acak çocu¤um için bu davay› takip edece¤im" dedi. Madencilerden Hüseyin Arslan'›n efli Fatma Arslan, TTK'dan emekli olan eflinin, çekti¤i krediyi ödeyebilmek için flirkette yeniden ifle bafllamak zorunda kald›¤›n› aktararak, ''Eflime 4 gün istirahat vermifllerdi. Evdeki sohbetlerimizde ifl yerlerinde çok ihmaller yafland›¤›n›, denetimlerin yap›lmad›¤›n›, çal›flma ortam›n›n sa¤l›kl› olmad›¤›n› anlat›rd›. ‹stirahati bitti¤inde art›k çal›flmayaca¤› sözünü vermiflti. Patlaman›n oldu¤u gün, istirahati bitiyordu, ka¤›tlar›n› vermek için ifl yerine gidecekti. Olay› duyunca birden içime kuflku düfltü, oca¤›n oraya gittik. Arabas›n› her zaman park etti¤i yerde göremeyince 'demek buraya gelmemifl, ocakta de¤il' diyerek sevinmifltik. Ancak akflam saatlerine kadar kendisinden haber alamay›nca ocakta oldu¤unu anlad›k. ‹fl yerindeki dolab›nda da ifl k›yafetleri de¤il üzerinden ç›kard›¤› temiz elbiseler bulunuyordu.'' dedi. Eflinin oca¤a zorla sokuldu¤u fleklinde kuvvetli ihtimallerin bulundu¤unu aktaran, Ars-

lan, ''‹stirahat ka¤›d›n› ifl yerine verip dönecekti. O ka¤›tlar bile dolaptaki k›yafetinin cebinden ç›kt›. Olaydan bir akflam önce kendisini arayan bir mühendisle tart›flt›, aya¤›n›n a¤r›d›¤›n›, art›k çal›flmayaca¤›n› belirtiyordu. Suçlular›n bulunmas›n›, cezaland›r›lmas›n› istiyorum'' diye konufltu. Ayn› patlamada ölen Adem Çengel adl› iflçinin kardefli Güler Kubilay da, a¤abeyi ile sohbet ettiklerinde ifl yeri ortam›n› kendisine anlatt›¤›n› ve a¤abeyinin ocakta gaz detektörlerine güvenmedi¤ini, gerekli denetimlerin ve ölçümlerin yap›lmad›¤›n› söyledi¤ini aç›klad›. Abisinin patlama tehlikesine karfl› ocaktaki farelerden medet umarak önlem ald›¤›n› anlatan Kubilay, ''A¤abeyim fareler ocakta dolafl›yorsa gaz tehlikesi olmad›¤›n› anl›yormufl. Hayvanlar kaçmaya bafllarsa gaz›n yükseldi¤ini tahmin ediyormufl. Hatta, oca¤a kafeste kufl getirmeyi bile düflünüyordu, çünkü onlar›n kokuya hassas oldu¤unu söylerdi'' dedi.

Avukat Demirtafl: Aileler yasal haklar›n› kullanacak Avukat Ünal Demirtafl da madenlerde kazalarla ilgili s›k› denetleme yap›larak önlemlerin al›nmas› gerekti¤ini, ailelerin grizu patlamas›nda ihmal oldu¤unu düflündüklerini

Madencilerin yaflamlar›n› kaybetmeleri aileleri derinden sarsarken, devletin bürokratik ifllemleri geride kalan ailelerin ac›lar›n› ve yaflad›¤› dramlar›n› kat be kat art›r›yor. Maden oca¤›nda meydana gelen patlaman›n ard›ndan göçük alt›nda kalan Engin Düzcük ve Dursun Kartal'›n cesetleri, kald›r›lan y›¤›nlar›n alt›nda da halen bulunamad›. Bulunamayan naafllar›n aileler üzerinde yaratt›¤› derin sars›nt› devam ederken, ailelerin yaflad›¤› ac›ya devletin bürokratik engelleride eklenmeye baflland›. Bürokratik ifllemlerden kaynakl› cesetlerine ulafl›lamad›¤› için nüfus kütüklerine ''ölü'' olarak kay›tlar› düflülemeyen 2 madencinin ailelerine, hak ettikleri ölüm ayl›¤› ve geliri Sosyal Güvenlik Kurumu’nca ödenmiyor. Olay›n ortaya ç›kmas›n›n ard›ndan yetkililer konuyu çözeceklerini söyleseler de, ailelerin öfkesi dinmiyor. Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri, cesedine ulafl›lan madencilerden 21'inin ailesine maafllar›n›n ba¤land›¤›n›, 7 bekar iflçiden de 3'ünün ailesinin hak sahibi oldu¤unun belirlenerek ifllemlerinin devam ettirildi¤ini bildirdiler. Zonguldak Cumhuriyet Baflsavc›s› Hüseyin Özbak›r da, madencilerle ilgili Medenci Kanunu'nun öngördü¤ü sürenin tamamlanmas›n›n ard›ndan ''gaiplik (kay›pl›k) karar›'' da al›nabilece¤ini, ancak bu konuda yine kiflilerin önce ilgili mahkemeye baflvurmalar› gerekti¤ini belirtti. Ancak aileler ise geçen her zaman içerisinde hem manevi hem de maddi çöküntü içerisinde ne yapacaklar›n› flafl›rm›fl durumdalar. Kanuna göre, gaiplik karar›n›n istenebilmesi için ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir y›l veya son haber tarihinin üzerinden en az befl y›l geçmifl olmas› gerekiyor. Bu uzun zaman dilimi içerisinde yoksullu¤un sar›p sarmalad›¤› ailelerin, yaflama nas›l tutunacaklar› ise muamma olarak kalmaya devam ediyor.

Rant kap›s›n›n önündeki engeller kald›r›ld› TBMM Genel Kurulu'nda görüflülecek olan ve geçmesi muhtemel “Belediye Kanunu'nda De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Kanun Teklifi” ile AKP’li büyükflehir belediye baflkanlar›na istedikleri yetkiler veriliyor. AKP ‹stanbul Milletvekili Nusret Bayraktar ve 14 milletvekilinin haz›rlad›¤› Belediye Kanunu'nda De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Kanun Teklifi’nde rant kap›s›n›n önündeki engeller tek tek kald›r›l›yor. Teklifte belediye, belediye meclisi karar›yla; konut alanlar›, sanayi alanlar›, ticaret alanlar›, teknoloji parklar›, kamu hizmeti alanlar›, rekreasyon alanlar› ve her türlü sosyal donat› alanlar› oluflturmak, eskiyen kent k›s›mlar›n› yeniden inflaa ve restore etmek, kentin tarihi ve kül-

türel dokusunu korumak veya deprem riskine karfl› tedbirler almak amac›yla kentsel dönüflüm ve geliflim projeleri uygulayabilecek.

Rantta ilçe belediyeleri saf d›fl› b›rak›ld› Teklifte ilçe belediyelerinin gelir kaynaklar›ndan biri olan ruhsatland›rma ve kullan›m izni verme uygulamas› do¤rudan büyükflehir belediyelerine veriliyor. Kentsel dönüflüm ve geliflim alan› olarak ilan edilecek alan›n tüm yetkileri belediye meclisinin yetkisinde olacak. ‹mar Kanunu'nda belediyelere verilen yetkilerini büyükflehir belediyeleri devralacak. Rant›n k›sa zamanda bitmesi için teklife “Verilecek kamulaflt›rman›n aceleli¤i ka-

rar› Büyükflehir belediye meclisi taraf›ndan verilecek” ibareside eklenmifl. Yine teklifte rant›n sa¤lanabilmesi için gerekli kaynak, “kentlerinin her yerinde 500 hektar’› geçmemek kofluluyla, ilgili alan kentsel dönüflüm alan› ilan edilebilinecek” ve yine “Kentsel dönüflüm ve geliflim alanlar› içinde yer alan e¤itim ve sa¤l›k alanlar› hariç kamuya ait gayrimenkuller harca esas de¤er üzerinden belediyelere devredilecek.” fieklindeki maddelerle sa¤lan›yor.

Küçük mülk sahipleri çaresiz b›rak›ld› Teklifte, rant kap›s› içerisinde özelikle AKP’li büyükflehir belediyelerine aç›lan rant kap›s› içeri-

sinde mülkünü belediyeye devretmek istemeyen küçük mülk sahiplerinin ellerindeki tafl›nmazlar›n belediye taraf›ndan k›sa sürede en az giderle gasp edilmesi için belideye s›n›rs›z yetki veriliyor. Verilen yetkilerle büyükflehir belediyesi anlaflmaya yanaflmayan mülk sahiplerinin evlerini mevcut de¤eri üzerinden sat›n alacak ya da onlara istedi¤i bir yerde yer gösterebilecek.

Yarg›sal süreçte hesaba kat›lm›fl Teklifte, olas› itirazlar ve yarg›ya tafl›nmas› düflünülen olaylarda hesaba kat›lm›fl. Söz konusu teklifle beraber “yarg› denetimi bak›m›ndan iflleyifli kolaylaflt›rmak” ad› alt›nda maddeler s›raland›r›larak yat›r›m tamamland›ktan sonra yü-

rütmeyi durdurma veya iptal karar› fiilen imkans›z hale getirilmifl.

Gökçek ve Topbafl en karl›s› AKP’li bürokratlara ve yandafl sermayedarlar›na büyük rantlar sa¤layan Kentsel Dönüflüm Projesi’nin uygulamada yaflad›¤› t›kan›kl›¤›n›n giderildi¤i söz konusu teklif ile birlikte ülkenin iki büyük belediyesini elinde bulunduran AKP bürokrat› ‹stanbul Büyük fiehir Belediyesi Baflkan› Kadir Topbafl ve Ankara Büyük fiehir Belediyesi Baflkan› Melih Gökçek iflin en karl›lar›ndan. Söz konusu iki belideyi ülkenin ekonomik alandan en güçlüsü ve en çok paran›n döndü¤ü iki merkez olma özelli¤ini tafl›yor.


DEVRiMCi

GÜNCEL

DEMOKRASi

17-30 HAZ‹RAN 2010

15

Rize Güneysu'da 2 HES'e durdurma R‹ZE- HES ve baraj yap›mlar› için flart koflulan çevresel etki de¤erlendirmesi (ÇED) raporu için bir durdurma karar› daha geldi. Bölge halk›n›n r›zas› olmadan flirketlerin ç›karlar› do¤rultusunda al›nan ve bilimel teknikler kullan›lmadan yap›lan çevresel etki de¤erlendirmesi (ÇED) raporu mahkeme taraf›ndan ‘ciddi zararlar do¤uraca¤›’ kanaatiyle geçersiz say›ld›. Rize ‹dare Mahkemesi, Rize'nin Güneysu ilçesi Gürgen Deresi'nde yap›m› planlanan Tepe 1-2

HES projesinin ÇED de¤erlendirmesi ''olumlu'' karar› için yürütmenin durdurulmas› karar› verdi. Karar›n ard›ndan Derelerin Kardeflli¤i Platformu avukat› Remzi Kazmaz bir aç›klama yaparak, bir firman›n, Rize'nin Güneysu ilçesine ba¤l› Gürgen Deresi'nde yap›m› planlanan Tepe 1-2 regülatörü ve HES projeleriyle ilgili üretim lisans› ald›¤›n›, Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n proje için ''ÇED olumlu'' raporu verdi¤ini hat›rlatt›.

Rize ‹dare Mahkemesine ''ÇED olumlu'' karar› için ''yürütmeyi durdurma ve iptal'' davas› açt›klar›n› ifade eden Kazmaz, “Mahkemenin 'telafisi güç ve imkans›z zararlar do¤abilece¤ini' göz önüne alarak, 'yürütmenin durdurulmas›na' hükmetmesi önemli bir vurgu. Bizim en bafl›ndan HES'ler konusunda ortaya koymufl oldu¤umuz tepki ve mücadeleyi özetliyor.'' dedi. Hukuk ve yasalar çerçevesinde HES'lere karfl› al›nan kararlara ra¤men projelerin yap›m› konusunda ›s-

rarc› olunmas›n› anlamad›klar›n› vurgulayan Kazmaz, ''Bu bizim akl›m›za, 'Acaba bu projelerle derelerimiz, vadilerimiz ve sular›m›z üzerinde yap›lan baflka hesaplar m› var' sorusunu getiriyor. Yarg› kararlar›n›n yan›nda düzenlenen bilirkifli raporlar› ve bilimsel raporlar, HES projelerinin ülkemize ve yap›lmas› planlanan bölgelerdeki insanlara faydal› olmad›¤›n›, aksine çok yönlü zararlar›n›n oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Rant ve ç›kar hesaplar› ile hareket eden HES yap›m-

c›s› firmalar, bu h›rslar›ndan vazgeçerek, daha fazla zarar etmeden ve daha çok geri dönüflümsüz zararlar vermeden bu iflten el çekmelidirler.'' ifadelerini kulland›. Güneysu ilçesindeki HES projelerinin bölgede verdi¤i geri dönüflümsüz zararlar aç›s›ndan önemli göstergeler oluflturdu¤una dikkat çeken Kazmaz, Gürgen Deresi'nde yap›lmakta olan ve deneme üretimi aflamas›na gelen Kale HES projesinin dereyi kurutma noktas›na getirdi¤ini belirtti.

Köylüler ÇED toplant›lar›na izin vermiyor HATAY- Hatay’›n Erzin ilçesinde Burnaz sahiline yap›lmas› planlanan liman ve tersaneyi protesto eden köylüler, çevresel etki de¤erlendirme (ÇED) toplant›s›n›n yap›lmas›na izin vermediler. Liman ve tersane yap›m›n›n bölgeye hiçbir getirisinin olmayaca¤›n› ve do¤aya zarar verece¤ini belir-

‹ngiliz petrol flirketi BP’nin iflletti¤i "Deepwater Horizon" adl› platformun batt›¤› 22 Nisan tarihinden bu yana Meksika Körfezi'ne ham petrol ak›yor. Meksika Körfezi’nde batan platformun ard›ndan büyük bir çevre kirlili¤ine yol açan deniz dibindeki petrol kuyusu, Meksika Körfezini yok ediyor. ABD baflkan› Obama halk›n tepkisini dindirebilmek ad›na bütün zarar› BP’nin ödeyece¤ini aç›klasa da, söz konusu çevre k›y›m›n›n parayla gidirilemeyece¤i aç›k.

Tekeller do¤ay› yok ediyor Meksika Körfezi’nde "Deepwater Horizon" adl› petrol platformunun 22 Nissan’da yaflanan patlaman›n ard›ndan batmas›yla beraber denizin bin 500 metre alt›nda aç›lan petrol kuyusu zarar görerek, denize petrol kusmaya bafllad›. Yap›lan aç›klamalara göre petrol s›z›nt›s›n›n bu zamana kadarki miktar› 100 milyon litrenin üzerinde. Denizi yok eden petrol Meksika Körfezi’ni sararken, s›z›nt›n›n ABD k›y›lar›na ulaflt›¤› aç›kland›. Patlaman›n ard›ndan zarar gören kuyunun yaratt›¤› tehlike, ‹ngiliz menfleli BP ve ABD devleti taraf›ndan gizlense de, s›z›nt›n›n giderilememesi ve çevre felaketinin kendisini iyiden iyiye hissettirmesi, iki taraf› da zorunlu aç›klamalara itti. BP flirketi s›z›nt›n›n durdurulmas› için "kuyunun öldürülmesi" çal›flmalar›nda baflar›s›z oludu¤unu aç›klarken, ABD ise bölgedeki halk›n tepkisini dindirebilmek için zarar›n BP taraf›ndan karfl›lanaca¤›n› aç›klad›.

tan platformun ard›ndan ortaya ç›kan çevre felekatinin nedeni bu kar h›rs›. BP’nin platformun kurulmas› ve iflletilmesinde oluflabilicek bütün riskleri hesaba katmadan hareket edip, tez elden do¤ay› ve insan› sömürebilmek için çal›flmalar›n› bafllatt›¤›, tedbir amaçl› ve olas› risklere karfl› önlem metodlar›n› düflünmedi¤i kuyunun milyonlarca litre petrolü denize kusmas›yla a盤a ç›kt›. Günde ortalama 40 bin varil petrolün Meksika körfezine akt›¤› art›k gizlenemiyor. Ve yine gizlenemeyen bir gerçeklikde BP’nin kuyunun kapat›lmas› için elindeki teknolojinin yetersizli¤i. Denizi karartan petrolün zaman›nda önlenememesiyle, geri dönülemez bir do¤a katliam› bizleri bekleyecek. Yaklafl›k iki ayd›r süren bu felaket bu güne kadar durdurulamad›, daha ne kadar sürer, ne zaman durdurulabilir petrol s›z›nt›s› bilinmiyor. Kimi aç›klamalara göre en az üç ay sürecek.

Obama’n›n timsah gözyafllar› Tekeller do¤ay› ve insan› yok ediyor

Günefl ve rüzgar bize yeter

Varl›¤›n› dünyay› s›n›rs›zca sömürmeye borçlu olan BP’nin bu gibi kazalara karfl› kesin önlem amaçl› zerre kadar bir tedbiri olmad›¤›, ‘kuyunun öldürülmesi’ çal›flmalar›nda a盤a ç›kt›. Bütün giderlerini maksimum kar odakl› harcayan BP ve onun benzeri tekeller, tek hedefleri olabildi¤ince az maliyetle ifli yürüterek ve gerekli kazanc› k›sa sürede kazanmak. ‹flte Ba-

Maden yasas›n› tekellerin ç›karlar›n› gözeterek yapan ABD Baflkan› Obama’n›n BP’yi suçlayan aç›klamalar› timsah gözyafllar›ndan baflka bir fley de¤il. Zira tekelleri gözeten yasalar›yla onlar da bu suçun orta¤›d›r. Ve hatta bafl sorumlusudurlar. BP flu ana kadar denizden 25 milyon litre petrol toplam›fl. Günde ortalama 40 bin varil 8 milyon litre petrolün denize kar›flt›¤› söyleniyor. 20 Nisan’dan

S‹NOP- Sinop'a gelen Çevre ve Orman Bakan› Veysel Ero¤lu nükleer santrallerin temiz enerji kayna¤› oldu¤unu söyleyerek, "Bunun çevreye hiçbir mahsuru yoktur" demesi, Sinop halk› taraf›ndan öfkeyle karfl›land›. Sinop halk› bakan Ero¤lu’nu, “Ne termik, ne nükleer, günefl ve rüzgar bize yeter" diyerek protesto etti. AKP’nin il koordinasyon toplant›s›na kat›lmak üzere Sinop'a gelen Çevre ve Orman Bakan› Veysel Ero¤lu, Sinop Çevre Platformu üyeleri taraf›n-

dan protesto edildi. Platformu üyeleri "Ne termik, ne nükleer, günefl ve rüzgar bize yeter" yaz›l› pankart açt›. Vali Güvençer'den makam›nda kent ile ilgili brifing alan Çevre ve Orman Bakan› Veysel Ero¤lu, bas›n mensuplar›n›n protesto ile ilgili sorular›n› yan›tlad›. Sinop'a kurulacak olan nükleer ve termik santraller hakk›nda bilgi veren Çevre ve Orman Bakan› Veysel Ero¤lu, "Ben çok aç›k konuflan bir insan›m. Bu santraller için peflin bir hükmümüz

bu yana ise 200 milyon litre civar›nda petrolün denize akt›¤› ifade ediliyor. Bu tabloya bakt›¤›m›zda denizin ve beraberinde içinde bulunan do¤al yaflam›n geri dönülmez bir y›k›mla karfl› karfl›ya kald›¤› çok rahatl›kla görülür. Ancak yukar›da da belirtti¤imiz gibi emperyalist kapitalist sistemin tüm odaklar›n›; do¤an›n maruz kald›¤› bu ac› tablo de¤il, BP’ye maliyeti ilgilendiriyor. Petrol flirketlerinin denetim formlar›n› kurflun kalemle doldurdu¤u, ABD ‹çiflleri Bakanl›¤› bünyesindeki Maden Yönetimi Kurumu müfettifllerinin ise sadece bu yaz›lar›n üzerinden tükenmezle geçti¤i gerçekli¤ini göz önüne ald›¤›m›zda, bunun ne kadar do¤ru oldu¤unu görürüz. Örne¤in ülkemizde de var olan yasalar yeterli gelmeyince daha pervazs›zca hareket edilerek geçti¤imiz ay içerisinde meclisten alelacele madencilik yasas›nda adeta kümese tilkiyi bekçi yapan bir de¤ifliklik yap›lm›flt›. Zira bu durum ülkemize özel bir fley de¤il, sömürüye dayal› devletlerin ve sistemlerin tabiat›d›r. Bu sistemde do¤a ya da insan gözetilmez, tek gözetilecek fley hep daha fazla kard›r. Gerisi ise teferruatt›r.

Bu ilk de¤il BP'nin neden oldu¤u ilk felaket Meksika Körfezi’nde yaflanan çevre felaketi de¤il. BP’nin do¤aya verdi¤i zararlar›n s›n›r› yok. Son 5 y›l›n bilançosu bile BP’nin insanl›¤a ve do¤aya verdi¤i za-

rarlar›n boyutlar›n› ortaya koyuyor. 2005 y›l›nda BP'nin Tekas'taki bir rafinerisi patlad›. 15 iflçi yaflam›n› yitirirken 170 iflçi yaraland›. 2006 y›l›nda BP'nin Alaska'daki boru hatt›n›n patlamas›yla çevreye 800 bin litre petrol yay›ld›. 2009 y›l›nda gerçekleflen rafineri patlamas›nda da BP do¤a büyük yara ald›.

Tek dertleri hisseleri kurtarmak Obama Çevre felaketine yeterince sert tepki göstermedi¤i gerekçesiyle çevre örgütleri taraf›ndan s›kça elefltirilere maruz kald›¤›ndan bir kez daha Meksika Körfezi’ne giderek incelemelerde bulunarak zevahiri kurtarmaya çal›fl›yor. Öte yandan ‘BP’yi çökertmek istemeyiz ama tazminat gerekiyor’ diyen Obama, çevreyi de¤il de ‹ngiliz hükümetini ve BP’yi daha çok düflündü¤ünü ortaya koyarak ‹ngiliz Baflbakan› David Cameron’la yapt›¤› telefon görüflmesinde, s›z›nt›n›n iki ülke aras›nda yol açt›¤› gerginli¤i azaltmaya çal›flt›. Hisseleri iki ay içinde yüzde 39 düflen BP’nin, piyasa de¤erinin 74 milyar dolar azalmas›, ‹ngilizlerin tek derdi gibi görünüyor. Zira ‹ngiliz yönetimi, ABD’den yap›lan aç›klamalar›n BP’nin de¤erini iyice düflürerek flirketi çöküfle sürükledi¤ini savunuyor.

yok. Ancak flartlar uygunsa, her bak›mdan bir tak›m tedbirler al›n›rsa, bütün kurumlar da uygun görüfl verirse, bizzat ben kendim de ÇED ve Planma Genel Müdürlü¤ü’müzün raporlar›n› inceler, Çevre Genel Müdürlü¤ü de teknik bir tak›m tedbirler al›yorsa ancak ondan sonra 'biz haz›r›z' deriz." diye konufltu.

lendirdi¤ini aç›klayan Bakan Ero¤lu,

Temiz enerji kayna¤›ym›fl

fl›land›. Halk, “Günefl ve rüzgar bize

Nükleer santraller konusunun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤›'n› ilgi-

yeter” diyerek Sinop’un yok olmas›n›

"Çevre aç›s›ndan nükleer santraller dünyada temiz enerji kayna¤› olarak bilinir. Nükleer at›klar›n bertaraf› mümkündür. Çok basittir, teknolojisi vard›r. Temiz enerji kayna¤›d›r. " dedi. Bakan Ero¤lu’nun yapt›¤› aç›klamalar ise bölge halk› taraf›ndan öfkeyle kar-

istemedi¤ini dile getirdi.

Köylüler, do¤ay› yok eden HES ve baraj yap›mlar›na karfl› eylemlerine devam ediyorlar. Hatay’da HES projesinin ard›ndan Liman projesi için gelen yetkililer bölge halk› taraf›ndan taflland›. Yine Artvin’de Bulan›k Köyü’nde yap›lmas› planlanan HES projesi, köylüler taraf›ndan protesto edildi. ten köylüler, yap›m› üstlnen flirket yetkililerini tafl ya¤muruna tuttular. Köylüler ÇED toplant›s› için bölgeye gelen flirket yetkililerinin bindi¤i arac› tafl ya¤muruna tuttu. Erzin s›n›rlar› içerisinde bulunan Burnaz sahiline yap›lmas› düflünülen liman ve tersane projesinin tart›fl›laca¤› ÇED toplant›s›nda protesto yafland›. Turunçlu Burnaz ‹lkö¤retim Okulu salonunda yap›lmas› düflünülen bilgilendirme toplant›s›na izin vermeyen Afla¤› Burnaz, Yukar› Burnaz ve Turunçlu köyü sakinleri flirket yetkililerini protesto ettiler. Yaflam alanlar› içerisine yap›lacak liman ve tersanenin köylerinde ve çevresinde hayat› olumsuz etkileyece¤ini söyleyen köylüler, liman ve tersaneyi yapacak olan flirket yetkililerinin bölgeden ayr›lmas›n› istediler. Köylülerin sert tepkisi ile karfl›laflan baz› flirket yetkilileri, araçlar›na binerek kaçt›. Baz› flirket yöneticilerinin bindikleri araçlar›

tafl ya¤muruna tutuldu. Jandarman›n müdahalesine ra¤men uzun süre olay yerinden ayr›lmayan köylüler ÇED toplant›s›n›n yap›lmayaca¤›n›n aç›klanmas› üzerine evlerine döndüler. Bölgeye yap›lmas› düflünülen termik santralin ard›ndan ayn› bölgeye liman ve tersane yap›lmas›na izin vermeyeceklerini belirten Afla¤› Burnaz Köyü Muhtar› Hasan Armut, kendilerinin ve çocuklar›n›n geçim kayna¤› olan topraklar›n zehirlenmesini istemediklerini söyledi.

Artvin köylüleri kararl› Artvin’in Ardanuç ilçesine ba¤l› Bulan›k köyü s›n›rlar› içerisinde Yeflil Mavi Elektik flirketi taraf›ndan yap›lmas› planlanan Ardanuç-3 ve 4 regülatörleri ile HES projesi için, Bulan›k Köyü’nde yap›lmak istenen ‘ÇED Sürecine Halk›n Kat›l›m› Toplant›s›’, köylülerin protestolar› nedeniyle yap›lamad›. Köy kahvehanesinde yap›lmas› planlanan ÇED toplant›s›na Artvin Çevre ve Orman ‹l Müdürü Yaflar Ifl›k, MTA yetkilisi Dr. Alper Demirbugan, DS‹ 26. Bölge Müdürlü¤ü Çevre Mühendisi Ali fianl›, ÇED Dosyas›n› haz›rlayan Vadi Mühendislik firmas›ndan Teoman De¤irmenci ile Artvin ‹l Özel ‹daresi’nden Çevre Mühendisi Duygu Avc›o¤lu kat›l›rken; köylüler köy meydan›nda toplanarak, köy kahvehanesini açt›rmad›. Toplant›ya gelen ÇED heyeti, köy meydan›nda toplanan köylüler taraf›ndan ellerindeki döviz ve pankartlarla, “Dereler özgürdür, özgür akacak”, “Yeflil Mavi defol, bu halk sat›l›k de¤il”, “Dereler bizimdir, bizim kalacak” sloganlar› ile karfl›land›. Köylülerin eylemi nedeniyle toplant›n›n yap›laca¤› kahvehaneye giremeyen ÇED heyeti, köylülerin tepkileri üzerine köy karakoluna giderek, toplant›n›n yap›lamad›¤›na iliflkin bir tutanak haz›rlad›lar. Köylüler, yaklafl›k 500 metrelik bir mesafedeki karakolun önüne kadar ellerindeki pankart ve dövizlerle yürüyerek, att›klar› sloganlarla HES projelerini protesto ettiler.


G

G

devrimci Demokrasi

Teknik Haz›rl›k: Kardelen Yay›mc›l›k Adres:

BÜROLAR

G

Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3 Okmeydan›/‹STANBUL Tel-Fax: (0212) 238 37 96 Bask›: SM. Matbaac›l›k

KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹

Adres: Çobançeflme Mah. Sanayi Cad. Altay Sokak NO:10 A

Sahibi ve Yaz› ‹flleri Müdürü: Ferda Bafl Yay›n Türü: Yayg›n Süreli

Blok Yenibosna Bahçelievler-‹ST. Tel ( 0212) 654 94 18

‹ZM‹R: fiehit Fethi Bey Cadde No: 13 Eski Eshot ‹flhan› Kat:4 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63 G KARTAL: ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63 G MERS‹N: Çankaya Mahallesi 4702. Sok. No:8 KAt:3 Akdeniz/Mersin G AMED: ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:4 No:10 Da¤kap›/Amed G AT‹NA: Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: devrimcidemokrasi_yunanistan@yahoo.com.tr G YD TEMS‹LC‹L‹⁄‹: Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND e-mail: d.demokrasi@googlemail.com

TMK’daki de¤ifliklikler çocuklar› korumuyor Yaklafl›k 7 ay› aflk›n bir süredir hükümetin erteleyip durdu¤u ve haf›zalara ‘TMK ma¤duru çocuklar’ olarak kaz›nan yasa ‘Suça itilen çocuklar’ olarak de¤ifltiriliyor. Özellikle Kuzey Kürdistan’da yaflanan eylemler sonucu kolluk kuvvetlerinin ölümü reva gördü¤ü en iyi ihtimalle yakalay›p iflkence, kötü muamele yapt›¤›, mahkemelerin on y›llar› bulan hapis cezalar›na çarpt›rd›¤› çocuklar için Adalet Komisyonu’nda bekleyen yasa tasar›s›, kamuoyunun da bask›s›yla görüflülmek üzere gündeme al›nd›. Meclis kapanmadan önce meclis genel kurulunda görüflülüp yasalaflmas› beklenen tasar› teklifinde, toplant› ve gösteri yürüyüflleri yasas›n›n çocuklar lehine de¤ifltirilmesinin amaçland›¤› iddia ediliyor. Tasar› teklifi ise flöyle: Toplant› ve gösteri yürüyüflü yasas›n› ihlal ederek ilk defa

“suç” iflleyen çocuklar hapse girmeyecek, cezalar› süresince çocuklara özgü güvenlik tedbiri uygulanacak. Bundan faydalanacak çocuklar›n, gösteriye ateflli silah, mermi, b›çak ya da patlay›c› maddelerle kat›lmam›fl olmalar› gerekiyor. ‘Terörle Mücadele Kanunu’nu de¤ifltirilerek, çocuklar›n özel yetkili a¤›r ceza mahkemelerinde de¤il, çocuk mahkemelerinde yarg›lanmas› sa¤lanacak. Çocuklara ceza ve infazda eflitlik getirilmesi de öngörülüyor. Ayn› “suçu” ikinci kez iflleyen çocuklara ise güvenlik tedbiri uygulanmayacak. Kanuna ayk›r› toplant› ve gösteri yürüyüflüne kat›lmaktan, kanuna ayk›r› toplant› ve gösteri yürüyüflüne kat›lmaya ba¤l› olarak örgüt üyeli¤inden, toplant› ve gösteri yürüyüflü s›ras›nda propoganda yapmaktan mahkum olan çocuklar bu fiilleri ilk defa iflliyorlarsa hapse girmeyecek. Hâkim, çocu¤un bir e¤i-

tim kurumuna devam›na, kurslara gitmesine, iflyerlerine yerlefltirilmesine karar verebilecek. AKP Grup Baflkanvekili Bekir Bozda¤, bas›na verdi¤i demeçlerde, "Suça itilen çocuklar›n aleyhine bir infaz vard›, dörtte üç oran›nda. ‹nfaz, di¤er çocuk suçlularla eflit hale getiriliyor üçte ikiye dönüfltürülüyor." dedi. Tasar›n›n, esasta çocuklar›n tutuklanmas›n› ve hapsedilmesini ortadan kald›rmayaca¤›n›, yerel ve uluslararas› tepkinin getirdi¤i kayg›lardan kaynakl› -özü de¤ifltirilmeden- de¤ifliklikler yap›ld›¤› anlafl›l›yor. ‹lk etapta her ne kadar çocuklar›n bu de¤ifliklikle birlikte ceza almayaca¤› veya hapisten kurtulaca¤› düflünülse de sonraki süreçlerde hapishanelerin daha fazla çocuklarla dolaca¤›n›n iflaretlerini veriyor.

Örne¤in; “…..Ayn› suçu ikinci kez iflleyen çocuklara ise güvenlik tedbiri uygulanmayacak” ifadesi; bir çocu¤un bir suçu ilk kez iflledi¤inde çocuk say›labilece¤i ama ikinci kez iflledi¤inde ‘çocuk say›lamayaca¤›!’ belirtiliyor. De¤iflikliklerin çocuklar›n yetiflkinlerle ayn› uygulamalara tabi kalmas›n›n önüne geçece¤i görüflü hakim, fakat cezalar›n ortadan kald›r›lmas› söz konusu bile edilmiyor. TMK ma¤duru toplam 32 ilde yaklafl›k 4 bin civar›ndaki çocuk tasar› ile hapishanelerde kötü sa¤l›k koflullar›nda aylard›r bekletilirken, hem kendi yasalar›n› hem de çocuk yafltakilerin uluslararas› haklar›n› ihlal eden hükümetin, tasar›yla sorunu ne kadar çözece¤i aç›k bir kuflku yarat›rken, ifade edilenlerin uygulamaya ne kadar yans›yaca¤› ise flimdiden belli.

17’ler, Kanla Yaz›lan Tarihimizin Mihenk Tafllar›d›r!

Köklerimize sar›larak özgür gelece¤e yürüyoruz Devletin tasfiyeci, bozguncu sald›r›lar›na karfl›, halk›n iktidar mücadelesini en zor flartlarda dahi omuzlamaya devam eden 17’ler, kavga sloganlar› ve iktidara yürüyen bilincin berakl›¤›yla an›ld›. ‹STANBUL - 2005 y›l›nda ölümsüzleflen 17’ler, Sar›gazi, Cebeci ve Okmeydan›’nda yap›lan eylemlerle an›ld›. Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i taraf›ndan yap›lan anma etkinliklerinde “Köklerimize Sar›larak Özgür Gelece¤e Yürüyoruz” fliar› öne ç›kart›ld›. Okmeydan›’nda düzenlenen kitlesel yürüyüfl öncesi Sar›gazi ve Cebeci mezarl›klar›nda anma etkinlikleri gerçeklefltirildi.

‘17’ler Ölümsüzdür’ Cebeci Mezarl›¤› giriflinde 17’lerin foto¤raflar›n›n bulundu¤u pankart arkas›nda yürüyüfle geçen kitle, “Bedel ödedik, bedel ödetece¤iz”, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “17’ler ölmez, yaflas›n Halk Savafl›” sloganlar› att›lar. 17’lerin aras›nda Bulunan Ca¤dafl Can, Dursun Turgurt ve Ersin Kantar’›n mezar› bafl›nda toplanan kitle 17’ler flahs›nda devrim flehitleri için sayg› duruflunda bulundu. Daha sonra kitle ad›na yap›lan aç›klamada, Vartinik’ten Mercan’a sözünde koca bir tarihin, komünist miras›n ve gelece¤i kazanma ›srar›n›n var oldu¤u söylendi. ‹ktidar u¤runa hakl› savaflta ›srar edenlerin tarihine sahip ç›k›ld›¤› dile getirilen aç›klamada, “O¤ullar›m›z›n, k›zlar›m›z›n, kardefllerimizin, yoldafllar›m›z›n tereddütsüz yazd›klar› bu tarihe uzak duramay›z. Bu,

ezilen, sömürülen halk›n kurtulufl kavgas›n›n ta kendisidir.” denildi. 17’lerin önemini, devrime olan inançlar›n› anlamayanlar›n ve anlamak istemeyenlerin, onlar›n neden s›n›f düflmanlar› taraf›ndan hunharca katledildi¤ini de anlayamayacaklar›n›n ifade edildi¤i aç›klamada, “Çünkü 17’ler, tasfiyecili¤in ba¤r›na saplanan k›z›l bir hançerdir. Çünkü 17’ler, k›r›lman›n, ideolojik inançs›zl›¤›n, savrulman›n, yenilmenin somutlaflt›¤›, tasfiyecili¤in ortal›¤› sard›¤› bir dönemde, Marksizm-Leninizm-Maoizm bayra¤›n› dalgaland›rd›lar.” diye belirtildi. Eylemde Ca¤dafl Can’›n annesi bir konuflma yaparken ayr›ca Ersin Kantar’›n kendi sesinden fliiri dinletildi. Anma etkinli¤i, Grup Munzur’un seslendirdi¤i marfllarla sona erdi.

Gerillalar ölmez yaflas›n Halk Savafl› Büyük bir iddian›n savaflc›lar› ve önderleri olan 17'ler Sar›gazi’de an›ld›. Sar›gazi Mezarl›¤›’nda 17'ler aras›nda bulunan Cemal Çakmak’›n mezar› bafl›nda toplanan kitle, “Kavgalar› kavgam›z, ideallerini yaflataca¤›z” yaz›l› Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i imzal› pankart açarak, “17'ler ölümsüzdür”, “Vartinik’ten Mercan’a feda olsun can›m›z Halk Savafl›’na”, “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Sa-

vafl›, “Mercan’da bir ses, 17'ler ölmez” sloganlar› att›. Daha sonra grup ad›na yap›lan aç›klamada, 17'lerin halk savafl›nda ›sr›r›n ad› oldu¤u vurgulanarak, “Parlayan bombalar›n sesiydi onlar. fiafa¤› uyand›ran ›fl›k, güneflle söyleflen türküydü onlar... Karanl›¤› parçalayan karanfil gülüfllüydü onlar... Onlar teslimiyete karfl› yüreklerini yumruk yap›p göklere uzanan... Onlard› her dilden halaylar çeken. Kavgaya suskundu toprak, flafak uyand› kar›nca sessizli¤iyle, gün maviye durdu bitimsiz bir sevdayla... Ve onlar coflkun yürekleriyle yürüdüler Munzurlara 17 Haziran’d›, 17 partizand›, tohum olup düfltüler topra¤a.” denildi. Okunan aç›klaman›n ard›ndan anma at›lan sloganlarla sona erdi.

‘Onlar devrime akan durdurulamaz ›rma¤›n ad› oldular’ Mezar anmalar›n›n ard›ndan Okmeydan›’nda meflaleli yürüyüfl gerçeklefltirildi. 17 meflalenin ellerde tafl›nd›¤› yürüyüflte, 17’lerin resimlerinin bulundu¤u pankart aç›larak, kavga sloganlar› hayk›r›ld›. Dikilitafl Park›’nda bir araya gelen Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i üyeleri buradan kortejler oluflturarak, Okmeydan› caddelerinde yürümeye bafllad›. Kortejin geçti¤i yerlerde halk›n

deste¤iyle karfl›laflan kitle, “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Savafl›”, “A¤a patron devletini y›kaca¤›z, halk iktidar› kuraca¤›z”, “Faflistlerden hesap lafla sorulmaz, bizde hesaplar› namlular sorar”, “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz”, “Önderimiz ‹brahim Kaypakkaya” sloganlar›n› att›. Ayr›ca yürüyüfl boyunca 17’lerin isimleri tek tek okunarak “yafl›yor” denildi. Yürüyüflün ard›ndan Sibel Yalç›n Park›’na gelen kitle, burada 17’ler flahs›nda devrim ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleflenler için sayg› duruflunda bulundu. Ard›ndan 17’leri anlatan sinevizyon gösterimi yap›ld›. Daha sonra Aile Birli¤i ad›na aç›klama yap›larak, “O¤ullar›m›z›, k›zlar›m›z›, kardefllerimizi ve can yoldafllar›m›z› sadece duygusall›kla ve an›larla anlatmay› de¤il, onlar› hayat›n her alan›ndaki düflünceleri ile, politik-ideolojik durufllar› ile anlatmay› tercih ediyoruz, onlar› böyle yaflatmak istiyoruz.” denildi. Aç›klamada, “17’ler bir ça¤r›d›r, tarihimizde yap›lan en büyük ça¤r›d›r. Hiçbir bildiri, hiçbir kararl›l›k ilan›, 17’lerin b›rakt›¤› ça¤r› kadar net, gerçek ve önemli olamaz. Bu tarihin önemini kavrayal›m! B›rakt›klar› ideolojik, politik mücadeleyi yaflam›m›z›n her alan›nda yaflam felsefemiz olarak kuflanal›m.” ifadeleri kullan›ld›.

Maoist Komünist Partisi (MKP), 17’lerin ölümsüzlük y›l dönümünde yaz›l› bir aç›klama yaparak, “Mercan’ da can feda direnerek flehit düflen 17’ler; ideolojik, politik, askeri, örgütsel ve kültürel olarak Türkiye-Kuzey Kürdistan halklar›na, politik iktidar bilinciyle Maoist ideolojik bir durufl ve Halk Savafl›’nda ›srar ça¤r›s›d›r.” ifadelerine yer verdi. Mercan’da 2’inci kongre haz›rl›k aflamas›nda faflist türk ordusunun gerçeklefltirdi¤i sald›r› ile ölümsüzleflen MKP önder kadrosu, üye ve saflc›s› 17’lerin flehit düflmelerinin 5. y›ldönümünde MKP taraf›ndan yaz›l› bir aç›klama yap›ld›. Siyasi Büro taraf›ndan yap›lan aç›klamada, “17’ler, kanla yaz›lan tarihimizin mihenk tafllar›d›r. Kavga bayraklar›m›zda yafl›yorlar.” ifadeleri kullan›ld›. Türkiye-Kuzey Kürdistan’dan çeflitli ulus ve milliyetlere mensup iflçiler, köylüler, gençler, emekçiler, tüm ezilen ve sömürülenlere seslenilen aç›klamada, “‹nsana, eme¤e ve do¤aya düflman sömürü ve zulmün bafl aktörleri uluslar aras› emperyalist tekelci devletler ve onlar›n iflbirlikçi uflak rejimleri, varl›klar›n› ve sistemlerini daha uzun süre koruyabilmek için ezilen ulus ve halklara her alanda pervas›z sald›r›lar›n› geçmiflte oldu¤u gibi günümüzde de sürdürüyorlar.” denildi. ‘17’ler, her fleyden önce bilimsel tutum ve yöntemde ›srard›r.’ 17’lerin, her fleyden önce bilimsel tutum ve yöntemde ›srar oldu¤u vurgulanan aç›klamada flunlara de¤inildi: “TKP(ML)’ den MKP’ye Bu Tarih Bizim! fliar›yla parti tarihimizin do¤ru ve bilimsel temelde ideolojik, politik, örgütsel ve askeri aç›lardan muhasebe edilmesi, geçmifl hatalardan dersler ç›kar›larak stratejik önderli¤in öneminin görülmesi, Halk Savafl›’n›n daha da berrak bir flekilde kavranmas› ve somut örgütlenmesi ve daha bir dizi ideolojik, siyasal, örgütsel, askeri ve kültürel konularda 1. kongremiz ile özdeflleflen 17’lerin nitel katk›lar›, tart›flma götürmez bir gerçekliktir. Faflist Kemalist Türk devleti de bunun fark›na varm›fl ve partimize karfl› daha sistemli ve kapsaml› sald›r›lar›nda yo¤unlaflm›flt›r. ‘Bitirdik, yok oldular, tükendiler’ naralar›yla fiziki imhas›n› psikolojik sald›r›larla tamamlamak isteyen düflman›m›z›n hevesi kursa¤›nda kalm›fl ve TürkiyeKuzey Kürdistan’›n birçok alan›nda ‘Vartinik’ten Mercan’a Feda Olsun Can›m›z Halk Savafl›na’, ‘‹brahim’den Cafer’e Halk Savafl›yla Zafere’ fliarlar›yla flehirlerde, köylerde, sokaklarda, mey-

danlarda ve dünyan›n birçok ülkesinde direnifl, komünist kararl›l›k ve faflizme meydan okuyuflla yükseltilmifltir. Partimiz 38 y›l› aflan tarihiyle 15 Eylül 2002’de 1. kongre ve 2007’de ise 2. kongresini daha yüksek bir bilinçle gerçeklefltirip yeni bir sürece girerek halklar›m›z›n kurtuluflunda uzun ve meflakkatli mücadelesine devam etmektedir. Manevi delegeleri olarak ölümsüz 17’lere atfedilen 2. kongremiz baflar›l› bir flekilde gerçeklefltirilerek düflman›m›z›n hevesleri kursa¤›nda b›rak›lm›flt›r. Küllerinden yeniden do¤arak filizlenen partimiz, düflman›m›z›n korkulu rüyas› olmaya devam etmektedir. ‘Biz Kazanaca¤›z, Halk Kazanacak, Halk Savafl› Kazanacak’ 17’ler, Halk Savafl›’nda ve onun somut olarak örgütlenmesinde ›srard›r. Merkezi görev olan k›z›l siyasi iktidarlar için köylü gerilla savafl›n› gelifltirip yayg›nlaflt›rarak faflist Kemalist Türk devletini parça parça y›kmakt›r. Gerek dünya düzleminde, gerekse de ülkemiz özgülünde ideolojik-politik olarak okun sivri ucunu, uzlaflmac› tasfiyeci reformizme yöneltmektir. 17’leri anmak; geçmifle, güne ve gelece¤e iliflkin onlar›n bilimsel ve elefltirel ruhuna ve tutumlar›na sahip olarak geçmifli ve bugünü anlamak ve ona müdahale etme bilinci ve tutumunu pratikte göstererek gelece¤e bilimsel ve do¤ru temelde ›fl›k olmakt›r. 17’leri anmak; iflçi s›n›f›, yoksul köylülük, yi¤it gençli¤in ve emekçilerin, ezilen Kürt ulusu ve milliyetlerin demokratik ve meflru haklar›n› savunarak mücadele araç ve yöntemlerini gelifltirmektir. 17’leri anmak; halklara ve tüm ezilen emekçilere kan kusturan düflmanlar›m›za karfl› her alanda Halk Savafl›’n› somut olarak örgütlemektir. 17’leri anmak; flehitlerimizin mezar tafllar›n› devrik b›rakmayarak Kulaks›z yüzbafl› gibilere tarihsel olarak hak ettikleri cezay› vererek, her alanda radikal devrimci bir durufl sergileyerek ba¤›ms›zl›k, Halk Demokrasisi, Sosyalizm ve Komünizm için silahl› mücadeleyi gelifltirmektir. Mercan’da can feda direnerek flehit düflen 17’ler; ideolojik, politik, askeri, örgütsel ve kültürel olarak Türkiye-Kuzey Kürdistan halklar›na, politik iktidar bilinciyle Maoist ideolojik bir durufl ve Halk Savafl›’nda ›srar ça¤r›s›d›r. And olsun ki yoldafllar; biz kazanaca¤›z, halk kazanacak, halk savafl› kazanacak!”

‘Mercan flehitleri yolumuzu ayd›nlat›yor!’

17'ler Dersim’de an›ld›

DERS‹M- Dersim’de 17’ler mezarlar› bafl›nda yoldafllar›, dostlar› ve aileleri taraf›ndan an›ld›. 17 Haziran 2005 tarihinde Dersim Ovac›k Mercan Vadisi’nde katledilen 17’ler, Dersim’de kavga sloganlar›yla an›ld›. Mezarlar› Dersim merkezde bulunan Cafer Cangöz, Ayd›n Hambayat, Ali R›za Sabur, Taylan Y›ld›z,

Ahmet Perktafl 17 Haziran günü mezarlar› bafl›nda an›ld›. Anma, 17’ler flahs›nda tüm devrim ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleflenler an›s›na sayg› duruflu nda bulunulmas›yla bafllad›. Sayg› duruflunun ard›ndan Yeni Demokrasi fiehit ve Tutsak Aileleri Birli¤i ad›na bir aç›klama yap›ld›. Aç›klamada flunlara de¤inildi: “S›n›f mü-

cadelesi yüzy›llard›r devam ediyor, ezenle ezilen aras›ndaki mücadele devam ediyor. Bu mücadelede sistem ya tek tek yada toplu katliamlar gerçeklefltiriyor. Tarih bunlar›n örnekleri ile doludur. Mustafa Suphiler, Mahirler, Denizler, ‹brahimler ve 17’ler. Evet, egemenler Munzurlarda yak›lan o atefli söndürmek için 17’leri kat-

lettiler ve böylece bitireceklerini sand›lar. Ama öyle olmad›. 17’lerin cenazeleri binlerin omuzlar›nda sonsuzlu¤a u¤urland›. Bugün hala da¤larda, okullarda, fabrikalarda 17'lerin ard›llar›na b›rakt›klar› bayrak dalgalan›yor.” Anma etkinli¤i ölümsüz 17’lerin aras›nda yer alan Ersin Kantar’›n yazd›¤› fliirin okunmas› ile sona erdi.

HABER MERKEZ‹- ADHK, ölümsüzlüklerinin 5’inci y›l dönümünde 17’ler için bir aç›klama yay›nlayarak, “ideallerini ve adlar›n› yaflataca¤›z” ifadesini kulland›. 17 komünist ve devrimcinin aras›nda ADHK Genel Konsey üyesi ve Demokratik Kad›n Hareketinin kurucusu Berna Sayg›l› Ünsal’›n da bulundu¤unun belirtildi¤i aç›klamada “Emperyalist-kapitalist efendilerin sad›k ufla¤› faflist Türkiye devleti onlar› katlederek umudun, direniflin sesini susturmak istedi. 90 y›ll›k Türkiye tarihi bafl›ndan beri katliamlar, komplolarla ezilenlerin direniflini bast›rma tarihidir. 17 Haziran 2005’te bu suçlar›na bir yenisini eklemifltir. Lakin unuttuklar› bir nokta var ki Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklar› her katliam›n ard›ndan ba¤r›nda yeni isyanlar, isyanc›lar yetifltiren vefal› topraklard›r” denildi.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.