işçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır BÜTÜN ÜLKELERİN PROLETERLERİ, BİRLESİN!
M ayıs 1988
S a y ı:8
Yığın hareketi ve görev Y ığ ın hareketi g e lişiy o r , öfke ve memnuniyetsizlik f i il i hareket dönüşü y o r. Ve o lgu la r bunun, belk i de in iş li ç ı k ı ş l ı ama giderek artan b ir tempoda ile rley e ce ğ in i g österiyor. Genel grev slo g a n la rıy la b ir lik te , 1,5 milyonu aşkın işçin in ülke ç a p ın daki toplu protestosunu, önce İstanbul Ü niversitesi öğren cilerin in gözüpek eylem i, son ra, yasak ve tehditlere meydan okuyan s a y ıla r ı b ir kaç bin i bulan iş ç i, öğren ci ve a y d ın ın İstan b u l'd a k i 1 Mayıs gösterisi takip e tti. İş ç i s ın ıfın d a ülke ça p ın d a bugüne kadar görülmemiş derin lik ve g e n işlik te b ir kaynaşma v a r . Bu, sermayenin tem silcileri ta rafın dan da dile g e tiri liy o r ve ürkütücü bu lunuyor. Peşpeşe grev k a ra rla rı a lın ıy o r . Cumhuriyet gazetesinin 27 Nisanda y a p tığ ı döküme göre, hala grevde bulunan iş ç i s a y ıs ı 6 b in i aşarken, grev k a ra rı alın m ış iş ç i s a y ıs ı 32 bin i, sözleşmesi uyuş m azlık la sonuçlanm ış iş ç i s a y ıs ı ise 76 b in i aşmış bulunuyor. Bu rakam lar ekonomik hareketin h ız la büyüyen boyutunu g österiyor. Sadece alın m ış grev k a ra rla rı u y g u la n d ığ ın d a dahi 1988'in daha ilk beş a y ın d a , 1987 y ı l ı n ı n rakam ları a şılm ış o la ca k . Bunun d ış ın d a , ç e şitli biçim lerde ortaya çık a n p a s if veya aktif iş ç i d iren işle ri o kadar arttı k i, b ir kısm ı y a n sım a d ığ ı veya y a n s ıtılm a d ığı h alde, günlük ba sın d a bu tür diren iş h aberlerin in yer alm adığı gün hemen yok g ib i. Öte yandan bizzat "a şa ğ ı "m n iste mi ve zorla m a sıyla alın m ış genel grev k aran tüm işçile rin ta leb i olarak gündemde du ru yor. Şayet T ü r k -lş 'in g e rici b ü rok ra sisi pek muhtemel ve hiç de sü rp riz olm ayacak b ir "ç a r k "la yan çizm ezse, genel grevden önce ülke ça p ın d a ik i saa tlik b ir u y arı g revi
ve on larca ild e miting y apılm ası g erek iy or. İş çile r mücadele etmek istiy o r; y a sa k la ra ve y a sa la ra rağmen sokağa çıkmak is tiy o r. Genel grev isteminin kendisi b ile , k a p ita listlere, devlete, anayasa ve y a sa la ra açıktan meydan okumayı ifade ed iy or. "Bu y a sa la rı b iz yapm adık k i, uyalım " fik r i ile r i devrim ci iş ç ile r tarafın d an y a y g ın la ş tır ılıy o r . İş ç i eylem leri, ezilen ve sömürülen d iğer kesimlerin desteğini de a lıy o r . Sakarya ve Adana m itingine toplumun d iğer kesim lerinin ve öğ ren cilerin k a tılm a s ı, yemek boykotunun b ir çok işyerin d e küçük memurlar ve b ir k ısım teknik personel ve a y r ıc a öğren ciler tara fın d a n desteklenmesi bunu g österi y o r. Kürt yu rtseverlerinin manevi desteklerinin y a m s ır a , diktatörlüğe darbe vuran, onun otoritesin i z a y ıfla tan m ücadeleleri iş çi hareketine nesnel b ir desteği ifade ed iy or. Bu destek, iş ç ile r toplumun diğer ezilen ve sömü rülen kesim lerinin istem lerini de d ile getirm eyi, on la rı desteklem eyi, yan i bütün ezilen lerin öncüsü olm ayı öğre n eb ild ik le ri oranda a rta ca k tır. Grev h areketini, sokak eylem ini geliştirm ek, yaymak -bugün y ığ ın la r ı devrim cileştirecek, in siy a tifin i ve b a ğ ım sız hareketini geliştirecek tek y o l, b ir ic ik devrim ci taktik işte budur. ic a z e t, y a s a c ılık şeklindeki o berbat geleneği k ırm anın, ya sa k la r rejim ini sarsm anın ve işlemez hale getirm enin, yasa tanımaz militan b ir iş ç i ve k itle hareketini geliştirm enin nesnel k oşu lla rı mevcuttur. 1 M ayısta İs ta n b u l'd a y a p ıla n gösteri bu yold a a tılm ış gözüpek b ir a d ım d ır. Devam ettirmek, gelenek haline getirmek g erek iy or. İ ş ç ile r in , sömürülen ve ezilen
2
EKİM
S a y ı :8
k itlelerin büyüyen ve b ir yandan f i il i eyleme dönüşen hareketi k a rşısın d a diktatörlüğün ve hükümetin b a sk ı ve terörün şidd etin i artırm a yoluna b a ş vurmaktan başka altern a tifi yok. G ittikleri her yerde yuhalanm aya ba ş lanan Özal ve b a k a n la r ı, acz ve şa ş k ın lık için d e, işçile rin ve h alkın "a ç ız " diye başlayan p ro te sto la rım tehditle c e v a p lıy o r , sopanın ucunu g ö ste riy o rla r. Protesto ve g revlerin artmaya b a ş la d ığ ı, b ir d izi miting ve genel grevin gündemde olduğu b ir s ıra d a Evren küstahça yeni b ir darbe tehdidi savu ru yor. Muhalefetteki bu rju va p a rtile r ise, y ığ ın la r ın m em nuniyetsizliğini ve öf kesini yeni b ir seçimle parlamentonun bileşim inde y a p ıla ca k b ir d e ğ işik liğ e , b ir hükümet d e ğ işik liğ in e yöneltmeye ç a lış ıy o r la r . Burjuva dem okrasisini kendine program edinen, "parlamentonun en üst organ olarak görev yapm asının sa ğ lan m asın ı" en önde görev ilan eden, "T ü rk iy e 'n in kurtuluşunun ANAP hükü metinden kurtulmaktan geçtiğin e in a n an ", "yüzde 6 5 'lik çoğunluk" d ed iği sosyal-dem okrat, m uhafazakar, d in ci, fa şist sermaye partilerin den oluşan muhalefet p a rtile rin i "ANAP ik tid a rın ın altern a tifi" olarak sunan ve onlardan demokrasi dilenen re v iz y o n ist-lib e ra l sol da, aynı şekilde k itlelerin öfk esi ni ve hareketini parlamenter eylemin yedeğine çekme rolünü ü stlen iyor. "Parlamento iç i ve d ış ı muhalefetin b irleştirilm esi" olarak a d la n d ır ıla n bu g e rici ta k tik , işçi s ı n ı f ı hareketini id e o lo jik -s iy a s a l olarak bu rju v aziy e bağlam aya hizmet e d iy o r. Devrimci tatkik bunun tam k a r ş ıt ıd ır ; grev ve sokak eylem lerini geliştirm eyi, y ı ğ ı n la r ın bu rju va parlamentosu ve p a rtile ri h ak kın daki umut ve ö n y a r g ıla r ım k ın p , b a ğ ım sız devrim ci hareketini yaratm ayı ve onu ik tida r mücadelesine yöneltm eyi am açlar.
O kuyuculara, T.G öker' in "Sovy e tle r B ir liğ i' nin Yeni Dış P olitik a sı Ü zerine" b a ş lık lı y a z ıs ın ı y e r d a rlığ ı n ed en iyle g e le c e k s a y ıy a b ır a k ıy o r u z . Yine y e r d a rlığ ı n ed en iyle önceki sa yı da y a y ı nlayamadı ğı mı z K. Yayla ' -
Herkes doğal olarak kendi rolünü o y n a y a ca k tır. Sermaye düzeninin yeniden şid d etli b ir krize doğru h ız la yol a l d ı ğ ı, işçile rin ve sermaye tarafın d an sömü rülen ve ezilen diğer k itlelerin ekmek ve özgürlük istem leriyle hareket g eç meye b a ş la d ık la r ı b ir dönemde, net b ir sosya list program ı, onlara ekmeği de, özgürlüğü de verebilecek tek düzen olarak sosyalizm i y ığ ın la r a altern atif olarak sunma gücünde ve yeteneğinde devrim ci b ir iş çi p a r tis i nin yokluğu T ü rk iye'n in tarih sel b ir ta lih s iz liğ id ir . B a şlıca ve asli g örevleri henüz böyle b ir p a rtiy i yaratm ak, komünist h areketi, komünist işçi hareketine dönüştürmek olan komünistler, yükse len işç i hareketinde ne kadar enerjik olarak yer a lır la r s a , bu g örevi o kadar h ız la b a ş a ra ca k la rd ır . Dipten gelen ve a rtık kendini a ç ığ a vuran da lg a n ın bü yüklüğüyle, ken dilerinin g ü çleri ve h a z ır lık la r ı a ra sın d a k i mesafenin büyüklüğü komünistleri ü rkütm em elidir; tersine, bunun b ilin c in de olarak ve bu yüzden de b ir kaç m isli daha fa zla en erjiyle müdahale etmek, deyim uygunsa her şeye rağmen "büyük oynamak" gerek iy or. Gelişen iş ç i hareketi kendi ön cü lerin i ve k a d ro la r ım h ız la y a r a ta ca k tır . Bütün sorun, cesaretle, ıs r a r la bu kesimlere u laşabilm ektir. Bütün pratik çaba bu işe h asred ilm elid ir. Bir yükselişten s ı m f m ile r i u n su rla rın ın hiç olmazsa önemli sa y ıla b ile ce k b ir k ısm ım kap sa y a n , p olis ve diktatörlükle savaşma yeteneğine sahip g iz li devrim ci b ir iş ç i örgütü oluşturarak çıkm ak, mev cut koşu llar altında* b elk i de en iy i kazanç s a y ıla c a k tır ; ki bu , geleceğin ik tid a ra aday ih tila lc i p a rtisi o la ca k tır .
E K İM
nın ve A n k a ra 'lı y o ld a şla rın mektup la rın ı gecik m eli olarak y a y ın lıy o r u z . A .A zad 'm "Halkçı Devrim A n la y ış ı" b a ş lık lı s e ri y a z ıs ın ın son bölümü ise g e lec e k s a y ıy a k a ld ı. EKİM
Mayıs 1988
EKİM
3
1 MAYIS İŞTE BÖYLE KUTLANIR...
İ s t a n b u l ’ da 1 M a yıs k u tla n d ı. S a y ıla r ı birkaç: b in i bulan i ş ç i, ö ğ r e n c i, se n d ik a c ı v e a y d ın la r d a n olu şa n ik i a y rı to p lu lu k , 1 M a y ıs sa b a h ı i s t i k l a l ca d d esin d en v e S ır a s e lv ile r d e n Taksim a la n ın a doğru y ü r ü y ü ş e g e ç t i . P o lis k u v v e t l e r i g ö s t e r ic il e r e k udu rm u şcası na s a l d ır d ı . G ö s te r ic ile r p o li s l e ç a t ı ş t ı l a r . 1 0 0 fe y a k ı n g ö s t e r ic i g ö z a ltın a a lı n d ı. D ik ta törlü ğü n te h d itle r in e , y a s a k la r a , p o lis in 1 M a y ıs ö n ce si e s t ir d iğ i te r ö r e rağm en y a s a k l a r çiğ n e n d i, te h d itle r e m eydan okun d u . Bu b ir b a ş la n g ı ç t ı r . Y a sa k la r ciğ n e n e çiğ n e n e s o k a k la r fe t h e d ile c e k t ir .
Grev dalgası büyüyor K apitalistler tarafın da n a ç lık s ın ır ın a itilen iş ç ile r , "alam ıyoru z, y iy em iyoruz, giyem iyoruz. Grevden başka çaremiz y o k ", ya da, "tüketmezsek, üretmeyiz" d iy o r la r . Ve peşpeşe oy b ir liğ iy le grev k a ra rla rı a lıy o r la r . Grev d a lg a sı büyüyor ve bütün ülkeye y a y ılıy o r . İşte geçtiğim iz aydan b a zı grev h a b erleri: Ç im se -lş'in örgütlü olduğu 5 çimento fa b rik a sın d a (Adana, Bolu, Ünye, Mardin, Konya) 2100 işç i 20 Nisanda greve b a ş la d ı . Yine Ç im se -lş'in toplam 9591 iş ç iy i kapsayan 27 işyerin de greve gitme ihtima li v a r. E sk işeh ir'd e kurulu Eti Gıda Sanayi ve Etim ek'te ç a lış a n , Tek G ıd a -İş sendi k asın a b a ğ lı 1800 iş ç i 18 Nisanda greve b a ş la d ı. Yine aynı sendika T ü rk iy e 'y e d a ğ ılm ış değişik g ıd a a la n la rın d a üretim yapan 41 işyerin de 7000 iş ç i için grev k a ra rı a ld ı. Karar 21 Nisanda işy erlerin e a s ıld ı. İzm it'te kurulu 1300 işçin in ç a l ış t ığ ı Sabancı H oldin g'e ait Lassa Lastik F abri
k a s ı'n d a , bağ ım sız Laspetkim -İş sen d ik asın ca alın a n grev k a r a n 21 Nisanda uygulanm aya b a ş la n d ı. Aynı sendika P relli Lastik F a b rik a sı'n d a grev k a r a n a ld ı. Buna k a r ş ılık Lassa patronu da lokavt k a r a n a ld ı. (Lassa 1987'de en çok kar eden fa brik a lard an b ir i, %105'lik b ir kar a r tış ı ile 23 m ilyar 102 milyon lir a lık kar elde etti. Bunu %95'lik b ir a rtış sonucu 20 m ilyar 750 m ilyonla Good Year iz lio r . P ire lli ise 20 m ilyar 570 milyon kar e t t i.) P e tro l-lş sendikası Adana ve M ersin' de kurulu 2 bin işçin in ç a l ış t ığ ı Sasa, Kromson ve Toros gübre fa b rik a la rın d a grev k a r a n a l d ı . Emek İn ş a a t'ta k i g revi devam eden T ez-K oop-lş sen d ik a sı, TMO'da ç a lış a n 2000'i aşk m iş çi adın a grev k a r a n a ld ı vb. vb. Öte yandan p a s if-a k tif oldukça y a y g ın b ir diren iş h a r e k e ti... İş çile r miting a la n la rın d a , " a ç ız " , "ekmek istiy o ru z ", "tek ellerin egem enliğine (Devamı s.b'dej
4
EKİM
S a y ı:8
i____ ;________
"EYLEM KARARLARI"NIN TAKİPÇİSİ OLMAK GEREKİR T ü rk -lş yönetimi ta ra fın d a n belirlen en eylem program ın da, M ayıs a y ın d a otuzu a şk m ild e m iting, ülke ça p ın d a ik i sa a tlik u y arı grevi ve ardın dan sü reli ya da süresiz genel grev bulunm asına rağmen, bunun için cid d i h içb ir h a z ır lık y a p ılm a d ığ ı görü lü yor. T ü rk -İş yönetim i nin sermaye iş b ir lik ç is i n ite liğ i, iş ç ile r i her ana yüzüstü b ır a k a b ile c e ğ i b ilin iy o r . Nitekim hükümetin de g irişim iyle a ç ık - g iz l i p a z a r lık la r yeniden ön plana ç ı k t ı . Hükümet b ir yandan tehdit savururken, d iğer yandan önemsiz ta v izle rle sorunu geçiştirm eye ç a lış ıy o r . Öte yandan, E v ren 'in ve Ö z a l'ın yeniden y o ğ u n la ş tır d ık la rı "12 Eylül öncesine dönmek", "an arşin in yeniden
İSTANBUL
YEMEK BOYKOTU T ü r k -lş 'in 11 Marttaki yemek boykotu n a, İstanbul Camialtı Tersanesi ve Haliç Tersanesi işçile rin in k a tılım ı tam old u . Bunun y a n sıra eylemi daha ile r i götürmek isteyen Camialtı işçile rin in b ir k ısm ı, fabrik a dan Kasımpaşa p a rk ın a kadar sessiz yürüyüş y a p t ıla r . (Yine y a sa la r dan, yasak lardan bahseden Dok-Gemi İş S endik asın ın g erici tutumu bu yürüyüşü engelleyem edi) Ancak, daha önce k a ra r l a ş t ır ıla n , Kasımpaşa p a rk ın d a Haliç Tersanesi iş ç ile r iy le buluşma ve protesto yu yükseltme gerçek leştirilem edi. Haliç T ersan esi'n den çok sa y ıd a k a tıla n iş ç i a rk a d a şla rla beraber b ir süre sonra d a ğ ı m l d ı . M esailere k a lın m a d ı. Taşkızak T ersan esi'n de yemek boykotu k a rarın d an önce tersane iş ç ile r i ik i günlük yemek boykotu k a ra rı a lm ış la r d ı. Sendikanın e n g e lley ici tutumuna rağmen bu k a ra rla rın d a n vazgeçm ediler. Aynı sen d ik a, iş ç ile r i T ü r k -lş 'in a ld ığ ı yemek boykotuna ç a ğ ır ın c a , büyük protestoyla k a r ş ıla ş t ı. Pendik T ersan esi'n de de bütün iş ç ile r yemek boykotuna k a t ıld ıla r . Bir takım b a t ıl in a n ış la ra sahip olan ve a ra la rın d a işveren in u ş a k lığ ım yapan b a zı iş ç ile r yemeğe gitmek istedilerse de, sonradan çekinip gitm ediler. 11 Martta çık a n yemek ik in ci gün yeniden verilmek isten in ce, iş ç ile r 12 Martta da yemek boykotu y a p tıla r . Gripin fa b rik a sın d a k i işçile rin yemek
hortlam ası" propogan dası eşliğ in d e , "yeni b ir darbe" tehdidi ve ta rtışm aları dikkat le ri başka yere çekmeyi, iş ç ile r i ve de sen d ik a la rı sin d irip iş ç i eylem lerini gün demden çık arm ayı da am açlıyor. Bu konularda iş ç ile r i aydınlatm ak ve uyarm ak, genel grev istemini s ıc a k tut mak, T ü rk -lş yönetiminin "çark " etmesine engel olmak ve a ld ığ ı k a ra rla ra uymaya zorlamak görevi en başta ile r i, öncü işçile re düşüyor. Her işyerin d e ve her bölgede iş ç ile r tara fın d a n belirlenm iş eylem komiteleri kurulması talep edilm eli ve u y g u la n m a lıd ır. İ ş ç ile r , muhtemel b ir eylemde k aderlerin i sendika b ü ro k ra tla rı n ın eline b ıra k m a m a lıd ırla r.
boykotu ve protestosu, yemekhaneye g ir ip , ta b a k la rı yere fır la t ıp k ıra ra k old u . Yemek boykotu üç gün sürdü ve işverenin çok sa d ık b ir u şağı hastanelik e d ild i. Daha önce onbin paketlik iş ü retilirk en , bugün bu sa y ı binbeşyüze düşürüldü. İ ş ç ile r , a ltın c ı ayda y a p ıla ca k toplusöz leşmede isteyecekleri zamı şimdiden b il d ird ik le r in i, yüzde ik i yüz zam isteyecek le rin i ve k endilerini zor günlerin b ek led i ğin i söy lü y orla r. Deva İla ç F abrik ası işçile rin in yemek boykotuna k a tılım ı tam oldu ve üretimde b e lir li oranda düşüşler g e rçe k le ştirild i. Yemek boykotunun b a ş a r ılı geçmesine rağmen, işçile rin büyük b ir çoğunluğu a lm a n yemek boykotu k a ra rın ın aldatm a cay a d a y a n d ığ ı ve p a s if b ir eylem olduğunu söy lü y orla r. İsta n b u l'd a n b ir EKİM okuru.
GREV DALGASI... (B aştarafı s . 3 ' de) son ", "sömürüye son vereceğ iz" diye h a y k ır ıy o r , işgü çlerin in k a p ita listler ta ra fın d a n hayvani b ir tutkuyla yağm alan m asını şidd etle protesto e d iy o rla r. Bu yağm aya tek b ir yoldan son v e r ile b ilir : K apitalistleri k ovarak , on la rı m ülksüzleştirerek, işçile rin ik tid a rı ve denetimi a ltın d a sosya list üretimi örgü tle yerek. F abrik alara ih tiy aç v a r, ama k apita lis tle re yok!
Mayıs 1988
MÜCADELE
KİTLELERİ
T ü r k -lş 'in alm ış olduğu eylem k ara r la r ı sendika bü rok rasisin in n iteliğ in e b a k ıla ra k yargılan a m a z. Örneğin yemek boykotu ob jek tif olarak serm ayeyi h ed efli yordu . Fakat eyleme önayak olan T ü rk -lş y ön eticilerin in ne böyle b ir b ilin c i, ne de eylem leri gerekli sonuçlara kadar sürdür me n iy etle ri v a r d ır . Başta Şevket Yılmaz olmak üzere sendika p a tro n la rı, 2 milyona y a k m işçin in örgütlü olduğu b ir sen dika nın y ö n eticileri ola ra k , ya iş ç i y ığ ı n la r ın ın taleplerin e daha fa zla k a y ıts ız k a la m azlard ı, ya da k o ltu k la n tehlikeye g ire r d i. K ısacası T ü rk -iş y ön e ticile ri bilin en eylem k a r a rla r ım kendi istemle r iy le alm am ışlar, tersine bu k a r a r la n almak zorunda k a lm ış la rd ı. T ü r k -iş 'in y a p tığ ı her top lan tıd a iş ç ile r mücadele istek lerin i dile g e tiriy o r, "y a şa s ın iş ç ile rin b i r li ğ i" , "iş ç ile r elele genel greve" slo g a n la rı h a y k ır ıy o r la r d ı. Sendika bü ro k ra tla rın ın uyuşuk konuşm aları k e sili y or, mücadele isteyen konuşmalar coşkuy la k a rş ıla n ıy o r d u . T ü rk -iş yönetiminin "hükümetle görüş me", "k an u n la rın e lv e rd iğ i ölçüde" müca dele etme vb. türden oyala m a la rın a k arşın g revler y a y g ın la şıy o rd u (D e r i-lş , Seydişeh ir, Migros v b . ) . Bazı fa b r ik a la r da y a s a d ış ı d iren işler patlak v eriy ord u . . . . Örneğin A l t m y ıld ız ' da diren iş olduğu günlerde fa b rik a y a gelen Teksif şube b a şk am İbrahim Vardar ve T ü rk -lş b a şk am Şevket Yılm az, önce işçile re eylem lerine son verm eleri için ça ğ r ı yapm ayı düşünürlerken, eylem deki coşku yu ve k a r a r lılığ ı görünce, işçile rin y an ın d a o ld u k la rım ve m ücadelelerini sonuna kadar destekledik lerin i söylemek zorunda k a lıy o r la r d ı. A yn ca, T ü r k -lş 'in eylem k a r a r la n u y a rın ca y a p ıla n yemek boykotunun yüzde yüze y a k ın b ir k a tılım la gerçekleşm esi ve Sakarya m itingine beklenenin üzerinde k a tılım , yaşanan coşku bu m ücadelelerin gerçek sah iplerin in -h a lih a z ır d a k i b ilin ç düzeyine b a k ıp b a z ıla r ın ın küçüm sediğiis ç i k itle le ri olduğunu g österir. Bu duru mu Şevket Yılmaz b ile görmekte, konuşma la r ın d a sık s ık , "k en dileri istese de istemese de işçile rin mücadeleye a t ı l d ı ğ ı n ı" itir a f etmektedir. Bazı işy erlerin d e, DİSK'in açılm ası fa a liy e tle rin i ve "sen dikal muhalefet" a n la y ış ım T ü r k -lş 'e k a rşı örgütlenmek olarak a lg ıla y a n TBKP ve onun ç iz g is in den etkilenen iş ç ile r , T ü rk -lş y ön eticile rinin g e rici old u k la rı gerekçesiyle on la rın ön derliğin de gelişen eylem lere k a t ıl
EĞ İTİR
EKİM
5
KoYAYLA
mama doğrultusunda propaganda yapmaya b a ş la d ıla r . Fakat prop aga n d aları tutma y ın c a eylemlere katılm ak zorunda k a ld ı la r . Yasal grev ya da y a s a d ış ı d iren iş, boykot v b . eyleme k a tıla n işçile rin çoğun luğunun h a lih a zırd a k i b ilin c i, içinde b ulu nduk ları ekonomik cenderenin siy a sa l özünü k avrayabilecek nitelikte d e ğ ild ir . İŞÇİ y ığ ın la r ın ın şim diki b ilin c i esas olarak Özal hükümetinin devrilm esini istemekle s ın ır lıd ır . Mevcut hükümetin ekonomik, siy a sa l b a s k ıla r ın a k arşı t a v ır alan iş ç ile r , bugün için muhalefetteki SHP, DYP g ib i bu rjuva partilerden b ir şeyler bekleme eğilim in d eler. Bu p a rtile rin de ç ık a r yol o lm a d ığ ım söylem elerine rağmen, başka b ir altern atif görem edikle ri veya yaratabilecek b ilin çte olm a d ık la rı için eh ven -i şer m a n tığ ıy la düzen p a rti lerinden b irin i tercih e d iy o rla r. Bu ortamda dini g e ric ilik toplumsal çöküntünün k a y n a ğ ım "m aneviyattan, dinden, ahlaktan kopma" olarak gösterip , sözde mevcut düzen d ış ın d a ç ık ı ş y o ll a n göstererek a r a y ış için d eki iş ç ile r i etk ile meye ç a lış ıy o r . Siyonistlerin F ilistin h alk ın a k arşı iz le d iğ i vahşet p o litik a s ın ı protesto etmek am acıyla özellik le fa b rik a la rd a yoğun b ir ajitasyon fa a liy e ti yürüt tüler ve mitinge k atılm ayan ları g e r ic ilik le ^suçladılar. Ve 15 bin k iş ilik b ir k itley i Bayrampaşa m itingine k a ta b ild ile r . Bütün yalan ve dem agojisine rağmen din i g e r ic iliğ in sermaye ve devletle içiçe oldu ğu , onlardan destek gördüğü b ilin m ektedir. T ü r k -lş 'in k a r a r ıy la gerçekleşen iş ç i eylem leri p a tron la rın ve on la rın dev letle rinin yüreğine korku s a l d ı . İş ç i ve halk k itlelerin e güven v e rd i. T ü rk -lş eylem k a r a r la n a lır almaz hükümet sözcü leri tehditlere b a ş la d ıla r . Tehditler ve v a a d ler atbaşı g id iy ord u . Özal ve Çalışm a Bakam İmren Aykut "tam iş çile rin sorun la r ın ın çözü leceği bu günlerde eylem yapmak 12 Eylül öncesine dönmek istemek ten başka b ir şey d eğ ild ir" d iy o r la r d ı. Bazı fa b rik a la r ın p atron ları yemek boyko tunu kırabilm ek için kesenin a ğ z ım a ç t ıla r . Örneğin Aksu ip lik fa b rik a sın d a patron yemek boykotuna b ir saat k ala işçile re 120 bin borç olarak ve 80 b in i k a r ş ılık s ız olmak üzere 200 bin er lir a d a ğ ıta c a ğ ım a ç ık la d ı. Bu iğrenç te k lifi; sa d a k a yı h içb ir işçi kabul etmedi. Bunun üzerine 200 binin tamamının k a r ş ılık s ız (Devamı s :3b* de)
6
EKİM
Sayı: 8 E kim 'in 1 M a yısta d a ğ ıt t ı ğ ı
b il d ir iy i a yn en y a y ı n l ı y o r u z .
İSÇİ ARKADAŞ, 1 MAYIS YAKLAŞIYOR! Bütün ülkelerin işçile rin in ü cretli kölelikten kurtuluş için mücadelede b irlik o lu ş la r ım k u tla d ık la rı gün, emeğin sermayeye k arşı toplu mücadele günü 1 Mayıs y a k la ş ıy o r . 1 M ayısta bütün ülkelerin iş ç ile r i sok ak lara, m eydanlara dökülecek, k en dilerin i sömüren ve ezen serm ayeye, kapitalizm e k arşı öfk elerin i h a y k ıra ca k , istem lerini d ile g etirecek ler. Kavga ve zafere dair türküler söyleyecek , g eleceğe, yeni b ir dün yaya, gerçekten özgü r, e şit, ad il ve sömürünün olm ad ığ ı b ir topluma, sosyalizm e olan özlem ve um utlarını d ile g etirecek ler. Bizdeki g ib i sermayenin kaba ve k eyfi diktatörlüğünün hüküm sürdüğü, y a sa k la rla don a tılm ış, masum muhalefet girişim lerin in dahi şiddet ve tutuklanm ayla ce v a p la n d ığ ı rejim lerde ise , iş çile r her şeye rağmen y a sa k la rı çiğneyerek grev y a p ıp , gösteriler tertiplem eye ç a lış a c a k la r . Söylemeye gerek yok k i, bu rju va dik tatörlük , yine 1 M ayısta iş ç ile r i jo p , süngü ve nam luların g ölgesin de, işten atma, tutuklama teh didiyle zorla ça lış tır m a y a , herhangi b ir diren iş veya gösteri y a p m alarım engellemeye ç a lış a c a k tır . Ancak, iş ç ile r bunu kabu llen ecekler mi, g öreceğ iz. Sadece şu ik i noktayı vurgulamak istiyoru z: İş çile rin gücü s a y ıla r m d a d ır ; b irlik te hareket ettiklerin de tehditler ve s a ld ır ıla r g eri teper. İk in c is i, mücadeleyi ilerletmek iç in , hak ve özgü rlü kler için fe d a k a r lığ ı, acı çekmeyi göze almak g erek ir. Zaten işçin in yaşam ı bin türlü s ık ın t ı ve acı ile içiçe d eğ il midir? Her şeyin b ir bedeli v a r d ır . Özgürlük, e ş itlik , ada let, in san ın insan tara fın d a n sömürülmesini yok etmek, yoksulluğun kökünü kazım ak bütün bunlar güzel ve yüce am a çla rd ır. Ama uğruna savaşm adan elde e d ile b ilir le r mi? İk tid a rd a k i veya m uhalefetteki, bütün bu rju va p a rtiler işçile rin yoksulluğunu ve a c ıla r ım dindirmenin y o lla r ın a da ir tonlarca la f e d iy o rla r. Hepsi yalan söy lü y orla r. Temel sorun şudur: Bu toplumda, b ir ya n da, fa b r ik a la r ı, b a n k a la rı, top rağ ın ve servetin en büyük bölümünü elinde tutan ve bu nedenle de işçile rin ve em ekçilerin y a r a ttığ ı değerleri sahiplenen b ir avuç k a p ita lis t, p a r a b a b a s ı, büyük toprak sa h ibi v a r . Öte yanda k arın tokluğuna ça lış a n ya da işsiz m ilyonlarca mülksüz ve yok su l. Hükümet, ordu , p o lis , mahkemeler »k ısa ca s ı devlet k ap ita list s ı m f ı n hizm etkarı, onun ç ık a r la r ın ın b e k ç is id ir . Her iş ç i bunu kendi pratik tecrü besiyle görü yor. Türkiye k a p ita listle ri em peryalist bu rju v a zi (ABD, Avrupa) ile b irlik te işçile rin işgücünü y a ğ m a lıy or, o n la rı k endisi için a çlık s ın ır ın d a ölesiye ç a l ı ş ı t ı n y o r . Yoksulluk, h a sta lık , bedeni ve ah lak i çürüme kol g eziy or. Oysa iş çile rin ve em ekçilerin y a r a ttığ ı d eğerler, ekmek ve et herkese yeter de artar b ile . Ama her şeyin tek eli, en büyük bölümü k a p ita lis tle rin , para b a b a la r ın ın , büyük toprak sa h iplerin in elinde bu lunuyor. Tek b ir ç ık ı ş yolu v a r : İş ç ile r in ve em ekçilerin bu tekeli sermayenin elinden k oparıp a lm a la rı, yan i büyük b u rju v a zi ve büyük toprak sa h ip le rin i, p a ra b a b a la r m ı m ülksüzleştirm eleri ve bu m ülkleri işçile rin ve ç a lış a n la rın denetiminde toplumun ortak mülkü haline getirm eleri. Bunun için de, iş ç ile r in , k a p ita listlerin d evletin i y ık ıp kendi ik tid a r ım kurm aları gerek iy or. O zaman iş çile r ve emekçiler sadece kendi h esa p la rın a ç a lış a c a k , ken dileri y ön etecek lerdir. İşte bu sosyalizm d ir. Sosyalist Türkiye -tek kurtuluş yolu bu dur. Kapitalist Türkiye çürü yor, ifla s ed iy o r. O işçile re ve em ekçilere yoksulluk ve a cıd an başka b ir şey veremez. Yalan ve vaatten , jop ve dipçikten başka b ir şey veremez. Sosyalist b ir Türkiye ancak iş çile rin ve onunla b irlik te yürüyen em ekçilerin eseri o la b ilir . Böyle b ir düzeni ancak b ir iş ç i ve emekçi ih tila li y a r a ta b ilir . Bunun için de, her şeyden önce, devrim ci b ir iş ç i pa rtisin e ih tiy a ç v a r . Bir ih tila l p a rtisi de ancak g iz li b ir p a rti o la b ilir . Z ira , sermaye ik tid a rı kendisini yıkm ayı hedefleyen gerçek b ir devrim partisin e yaşam hakkı tanım az. B ilin çli her işçin in başta gelen görevi böyle b ir p a rtiy i yaratmak için ça lış a n komünistlere k a tılm a k tır. İş ç ile r devletin icazetine s ığ ın a r a k , ya da mevcut y a sa la r çerçevesinde sözde komünist, sosy a list ya da devrim ci p a rti kurmaya ç a lış a n la ra itib a r etm em elidirler. Böyle p a rtile r başka b ir şey o la b ilir , ama asla b ir devrim p a rtisi olam azlar. İŞÇİ ARKADAŞLAR! B irleşin , örgü tlen in , harekete geçin !
Mayıs 1988
EKİM
7
S en d ik a la rın ıza sahip ç ık ın , se n d ik a la rın ız d a k i hain bü rok ratları kovun, k orkakla rı d ev irin ! Komünistleri, komünist iş ç ile r i bulun, on la rla bağ kurun! Onlar size yardım edecek, yol g österecek lerdir. Gizli işç i gazetelerin i ve b ild ir ile r i okuyun, okutun! Söz, örgütlenme, gösteri ve toplan tı hakkı için , tam ve özgür g rev , toplusözleşme ve sendika hakkı iç in , b u n la rın en k ıs a sürede elde edilmesi için mücadele edin! Sermayenin ik tid a rın a k a rşı s a v a ş ın ız d a en yak ın m üttefiğiniz olan şehir ve k ır em ekçilerinin desteğini a lın , destek verin ! Bütün işçile r ve bütün h alklar k a rd eştir. Kahrolsun ulusal e ş its iz lik , ulusal zulüm ve ulusal düşm anlık! Kürtlerin özgürlük m ücadelesini destekleyin! G ençliğin, bütün ezilen lerin , zin d an lard aki işç i ve halk s a v a ş ç ıla r ın ın m ücadelesini d este k le y in ! B u rju vazi, fa şist diktatörlük 1 M ayısı y a sa k la d ı ve unutturmaya ç a l ış ıy o r . Buna izin verm eyin! Şehitlerinizin k a n ıy la y a ra tılm ış gelen ek leri, 1 M ayıs geleneğini y a ş a tın . - YAŞASIN 1 MAYIS! - KAHROLSUN SERMAYE DÜZENİ, KAHROLSUN SERMAYENİN FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜ! - YAŞASIN ÖZGÜRLÜK, YAŞASIN SOSYALİZM! - YAŞASIN BÜTÜN ÜLKELERİN İŞÇİLERİNİN BİRLİĞİ VE KARDEŞLİĞİ!
(B astarafı s .31 'd e)
EKİM
FRANSA VE GÜÇLENEN FAŞİZM...
tamamen ortadan k a ld ıra ca ğ ı g ib i yeni işçi arama ih tiy a cı b ile d oğ u ra ca k tır. İş siz liğ in bu şekilde ortadan k alkm asıyla işsiz lik kasası ve sosyal sig orta la r k a sa sın ın a ç ık la r ı k endiliğinden ortadan k a lk a c a k t ı r / D o la y ısıy la aile y a rd ım la rı k a sa sın ın mali im tiyazların dan y a ln ız F ra n sızlar bol miktarda y a ra rla n a b ilecek le rd ir . Aynı şekilde ve sonuç olarak adi s u çla r ,y a n i gü ven lik, e sra r, eroin kaçak ç ılığ ı g ib i m arjinal soru n ların v a r lık nedeni k alm ayacak tır. Nihayet, temiz ve arınm ış b ir Fransız toplumu refah ve huzura erişe b ile ce k tir! Bu tezlerin kök salm ası ve doğrudan savunucusu Milli Cephe P a rtisi'n in gü ç lenmesine F.M itterand klasik sa ğ ı bölme ve basit oy h e sa p la n a çısın d a n yaklaşarak işta h lı b ir sessizlik gözetti. Klasik sağ p a rtiler bu partinin gelişm esini sosya list hükümetin göçmen p o litik a sın a b a ğ la d ıla r . Böylece ob jek tif olarak fa şist partinin tezleri siy a si tartışm anın merkezine otur tuldu, ve her zaman, her yerde prop a gandası y a p ıld ı. Bu ise o tezleri en tu tarlı en keskin savunan fa şist partinin g elişip güçlenmesine yol açtı Y ukarıda adı geçen ekonomik veya sosyal iç e rik li sorunlar h akkında bilim sel araştırm a kurum lan rap orla r h a z ır la d ı la r . Bu rap orlar fa şist partin in tüm id d ia la r ın ı tek tek, rakam ve d e lil vererek çürüttüler, a s ıls ız lığ ım ispat ettiler ama hiç kimsenin dik ka tin i çekme d ile r, faşizm in güçlenm esini engelleyem ed iler ve engelleyem ezlerdi.
Özetlersek, 1981'de işb a şın a gelen çok id d ia lı "so sy a list" hükümetin ve p o litik a s ın ın if la s ı, klasik sa ğ m itib a r ve is t ik r a r s ız lığ ı, çok denenmiş ve y ıp r a n mış olm ası, k ap ita list sisteme altern atif öneren devrim p ersp ek tifli b ir komünist p artisin in olm ay ışı Faşist M illi Cephe P artisinin güçlenmesinin ob jek tif ş a r t la r ı nı oluşturdu. Bu seçimlerden b a ş a r ıy la çık a n y a ln ız fa şist p a rti old u . Sosyal-dem okrasinin bu tür b ir icra a t ta bulunması b ir tesadüf veya kaza d e ğ ild ir . Bu F ra n sa 'd a sosyal-dem ok rasi nin ta rih i misyonu id i ve yerine g e tir il d i. Başka ülkelerde daha önce y a p ı l d ı , b a z ıla r ın d a da bundan sonra y a p ıla b ilir . Kapitalizmin h a sta lık la rı tedavi ed ile b ils e y d i onu en iy i b ir şekilde ve herkesten önce bu rju vazi kendisi y a p a r d ı. K apitalist sistemi hedeflemeyen, kim olu r sa olsun, hangi etiketle, ne kadar vaadle hareket ederse etsin aynı sonuca varm aya mahkumdu. Sonuç bunu is p a tla d ı. Sosyalizm i kurmak v a a d iy le , k apita lizmden kopuşu gerçekleştirm ek id d ia s ıy la işb a ş ın a gelen sosyal-dem ok ratlar sadece kapitalizm in k rizinin y ö n e ticiliğ in i y a p tı la r . Tekrar yönetime g e le b ilirle r ve gele cek tirler ama kimin için ? İş ç i s ı n ıf ın ın sıçram a tahtası olarak k ullandık tan son ra limon g ib i s ık t ıla r . Bundan sonra n a s ıl olur? Bu seçim lerde iş çi s ı n ı f ın ı n herhangi b ir burjuva aday için seferber olmaması ve sen d ik a la rın denetiminden çık a n g revlerin artması fa r k lı işa retler v e riy o r.
Daha kitlesel ve daha militanca Ö ğrenciler, 12 Eylül dönemi boyunca y a p ıla n düzenlem eler, sistem leştirilerek uygulanan çok yönlü b a s k ıla r , YÖK'le y a ra tıla n cendere v b . bütün bu p o litik a ve uygulam alardan y ıll a r d ı r bu n alm ışlar d ı . Son b ir kaç y ı l d ı r birik en s o ru n la rı na çözüm hedefiyle b e lir li b ir hareketlen me ve örgütlenme ça b a sı için d e y d ile r. Bu ça b a la r başın d an itibaren p o lisin , YÖK1ün, ve tek tek okul yönetim lerinin ortak baskı ve engellem eleriyle k a r ş ıla ş m ıştı. Bu b a s k ıla r 1987 N isanında, hükümetin yeni y a sa l düzenlemeler g ir iş i miyle b irle şin ce öğren ci hareketi ilk büyük a tılım ım y a ş a d ı. Nisan D irenişleri g erçek leşti. Bu d iren işler k a rşısın d a geri adım atan dik tatörlük , a rd ın d a n , p o lis ve üniversite yönetim leri a r a c ı lı ğ ıy l a sistem li b ir yeni s a ld ır ıy a g ir iş t i. P olis, düzmece gerekçelerle devrim ci ö ğ re n cile ri, özellik le dernek y ö n eticilerin i tutukluyor, v a lilik k a r a r la r ıy la yer yer dernekleri k a p a ttır ıy o r , ok u lla rd a , kan tin lerde, y u rtlard a genel b ir b a sk ı ve terör h avası y a ra tıy o rd u . Polisin eksik b ır a k t ığ ım yine bizzat polisin istem ve y ö n le n d irici liğ in d e okul id a re le ri tam am lıyordu. Di sip lin Yönetmeliği y a y g ın ve keyfi olarak iş le tiliy o r , sıra d a n gerekçelerle soruştur malar a ç ılıy o r , ceza la r v e riliy o rd u . Özellikle İs ta n b u l'd a son b ir ayd a, Nisan ay ı boyu n ca, bu tür s a ld ır ıla r iy ic e y o ğ u n la ştı. Fakat beraberin de tep k iy i de m ay alad ı. Ö ğrenciler "P o lis -ld a r e İş b ir liğ in e Son", "Soruşturm alar K a lk sın ", "Ü niversitede Polis İstem iyoruz" slo g a n la rı eşliğin d e ç e şitli protestolarda bulundu. Örneğin 15 Nisanda, yüzlerce öğrenci v a liliğ e yürüdü ve istem lerini sundu. Valinin g e ç iş tir ici sözlerin in ardın dan b a s k ıla r devam etti. Ve nihayet s a b ır t a ş t ı, a y la rın b ir i kimi patlak v e rd i. İstanbul Ü niversitesi, 28 Nisan günü işg a l ve p o lisle çatışm ayla sonuçlanan yeni dönemin en militan eylem lerinden b irin e sahne old u . Bu eylem ve son rası g elişm elerle, öğrenci hareketi ik in ci bü yük a tılım ım y a p t ı. Olay çok ani ve k endiliğinden yaşan dı . P olisin b ir k ız öğren ciye sözle s a r k ın tılık etmesi öğ ren ciler ara sın d a büyük b ir tepki y a r a t t ı. Bu tepk iyi
terörle sindirmek isteyen p o lis, üniversite kantinini basarak 6 öğ ren ciy i g özaltın a a ld ı. Bu sa ld ırg a n ve küstahça d a v ra n ış b a rd a ğ ı ta şıra n damla oldu . Bine yak ın öğrenci p olis ve idare aleyh tarı slogan la r la rektörlüğe yü rüdüler. Görüşme istek le ri k a r ş ılık s ız k a lın c a , rektörü istifa y a ça ğ ıra r a k rektörlüğü işg a l e ttiler. Genel b a s k ıla r ı, p o lis -id a r e iş b ir liğ in i ve YÖK'ü teşhir eden konuşmalar y a p ıp , slog a n la r a ttıla r . Tehditlere a ld ırm ay ıp İstanbul Emniyet Müdürünün bizzat yönet tiğ i operasyona m ilitanca d iren d iler. Aynı anda d ış a r ıd a biriken öğ ren ciler, direnen a rk a d a ş la rım destekleyen ve p o lis -id a r e iş b ir liğ in i protesto eden slog a n la r a ttı la r . Direniş ancak saa tler sonra k ı r ı l a b ild i. Polis 158 öğ ren ciy i g öza ltın a a ld ı. Olay bununla k a lm a d ı. E stirilen terör ve tutuklam alar öğ ren cileri geriletm edi. Tersine, b ir gün önceki eylemden a ld ık la rı güç ve m oralle, ertesi gün daha k a ra rlı olarak İstanbul Ü niversitesi mer kez b in a sı önünde to p la n d ıla r. Mücadele de k a r a r lılığ ı ve özgürlük istemini dile getiren slog a n la rın eşlik ettiği b ir a çık hava formu dü zenlediler. Y apılan çe şitli konuşm aların a rd ın d an , bin kadar öğren ci toplu olarak b a sın to p la n tısı için İstanbul Tabib Odasına yürüdü. B asm a a çık lan an öğrenci dernekleri b ild iris in d e , üniversitenin ü n iversitelilere ait oldu ğu , polisin derhal üniversiteden ç ık a r ılm a s ı, p o lis -id a r e işb irliğ in in ve öğrenci örgüt le ri üzerindeki b a s k ıla r ın son bulm ası, özerk ve demokratik üniversite v b . görüş ve istemler dile g e tir ild i. G özaltına a lın a n öğren cilerin derhal serbest b ır a kılm ası isten d i. Haklı istem ve eylem leri ne ile r ic i kamuoyundan destek talep e d ild i. Basın to p la n tısın ın ardından yürüyüş yapmak isteyen öğ ren cileri p olis dağıtm aya k a lk ın ca yine çatışm a ç ı k t ı . Öğrenciler bölünmüş k ollar halinde yürüdü le r . İstanbul Ü niversitesi 'ndeki işg a l ve p olisle çatışm a eylem i, İs ta n b u l'u n diğer b e lli b a ş lı ün iversitelerinde yankı y a ra t t ı , protestolara yol a ç t ı. Eylem, s ı n ı r lı ve z a y ıf da kalsa diğer kentlerdeki b a zı okullardan da destek gördü. Öğrenciler genel b a s k ıla r ı, özellik le p o lis -id a r e iş b ir liğ in i protesto e ttile r, p olisin üniver siteden a tılm a sın ı iste d ile r.
Mayıs 1988 Araya giren ta tilin a rd ın d an , 2 Mayıs Pazartesi günü İs ta n b u l'd a k i öğrenci eylemi sürdü. Okulda yeni b ir forum düzenleyen öğ ren ciler, ardın dan İstanbul DGM önüne giderek g öza ltın a a lm a n öğren cilerin serbest b ıra k ılm a sı istemini te k r a r la d ıla r . 3 Mayıs s a lı günü y a p ıla n yemek boykotunun a rd ın d a n , slog a n la r eşliğin d e yeniden okulun önünde to p la n d ı la r . O layla rın gelişim i İs ta n b u l'd a k i öğ renci eyleminin gen işleyeceği b e lir tile r in i ta ş ıy o r . 28 Nisan direnişinden sonraki günlerde, en geri ok u llarda b ile protesto girişim lerin in yaşanm ası bunu gösteriyor. "Son öğrenci o la y la r ım görüşmek" ve "g erek li önlem leri" ta r tış ıp tespit etmek üzere olağanüstü olarak toplanan YÖK Genel Kurulu to p la n tısı son ra sın d a , 12 Eylülün üniversitedeki has adamı YÖK başkam Doğram acı, diktatörlüğün tutumu nu, "p olis üniversiteden çıkm ayacak" şeklinde özetlediğine göre, çatışm a gen iş leyip sertleşecek tir. Zira öğ re n ciler, b a s k ıla r a direnmekte ve p olisin ü n iversi teden atılm ası isteminde k a ra rlı görünü y o rla r. Öğrenci hareketinin bu ik in ci büyük a tılım ı ö ğ retici dersler iç e riy o r . Son b ir kaç a y ın , özellik le de Nisan a y ın ın dergilerin e b ir göz a t ıld ığ ın d a , öğren ci hareketinin içinde bulunduğu durumla ilg ili karamsar tespit ve s ız la n m aların h ayli çok olduğu g örü lü r. Öğren ci hareketinin g e r iliğ i, Nisan D iren işleri nin ardın dan yeniden d u rg u n la ştığ ı b ir gerçek ti ama, buna yapay gerekçeler göstermek ve özellik le de o hep ve herkes tara fın d an tekrarlanan "derneklerin k itle selleşememesi"ne bağlamak ve bu konuda sürekli b irb irin i suçlam aktı y a n lış ola n . B a z ıla rı da, "sürece ira d i m üdahaleler yapmak için " in siy a tifi ele a ld ık la r ım , ne y a zık ki y a ln ız b ır a k ıld ık la r ım uzun uzun an lattıktan sonra şu dokunaklı sonuca v a r ıy o r la r d ı: "İşte görkemli 14 Nisan Direnişi son rası sü reç, işte öğrenci g en çliğin durumu. İşte revizyonizm ve oportünizm ". "Revizyonizm ve oportü nizm"in gençlik hareketine hep zarar v erd iği ve vereceği b ir gerçekse de, y u k a rıd a k i sözler a slın d a kitle eyleminin d iy a le k tiğ in i kavrayam am ayı, onun in iş li ç ı k ı ş l ı seyrin i anlayam am ayı, bu özn elira d i eğilim i de y a n s ıtıy o r . Son üniversite d ire n işi, "sürece ira d i müdahale" adı a ltın d a yapay b ir eylem li liğ e girmek yerin e, bu ira d i m üdahaleyi, sürekli ve sistem li b ir siy a sa l ve akade mik ajitasyon ile örgütleme ça b a la rın d a yoğu n laştırm an ın , böylece ve bu y o lla varolan birikim in eylem halinde patlak vermesini k olaylaştırm an ın tek doğru d a v ra n ış biçim i olduğunu gösteriyor.
EKİM
9
"Tabut eylemi" vb. yapay girişim ler b a ş a r ıs ız kalm ış ve moral bozmuştu. Oysa, b ir iç birikim in k itle eyleminin d oğ asın a uygun b ir şekilde patlak verme s i, yüksek b ir moral y a r a ttı. Varolan soru nlar zaten güçlü b ir hoşnutsuzluk n eden idir. Biz bu hoşnutsuzluğu her y olla işlediğim iz ölçüde onun kitlesel b ir eyleme dönüşmesini de k o la y la ş tır ıp h ızla n d ırm ış olu ruz. O zaman o sözü çok edilen "kitleselleşm e" de kendiliğinden ve ger çekten y a ş a m r . Son d iren iş, revizyonistlerin öğrenci hareketini terbiye etme, y a sa l ve b a r ış ç ıl biçim ler içinde tutma girişim lerine ik in ci büyük darbe olmuştur. İlk Nisan a t ılım ı, revizyon istlerin etk in liğin i büyük ölçüde z a y ıfla tm ış tı. Bu İk in cisi tecrit sürecine yeni boyutlar ek leyecek tir. Son diren işin ardından k a rşı-d ev rim ci kamptan "12 Eylül öncesine mi dönüyoruz" dem agojisi ve tehditleri yü k seld i. Refor m ist-lib era l soldan ise o her zamanki n ak arat, "provakasyona gelinm esin", " a man d ik k a t!" türünden s ı z ı l t ı l a r y a y ı l d ı . Öğrenci hareketi, düşm anlarından ve sahte dostların dan oluşan bu g e rici koroya kulak tık a y ıp a ld ırm a d ığ ı ölçüde ile rle y e b ile ce k tir . ADI YÜZYILLAR BOYU... (B aştarafı s.UO'da) T rib ü n e'e k a tk ı, a y r ıc a b ir sürü kavga broşürünün y a y ın la n m a sı, tüm y a p ıtın ın doruğu olan büyük U luslararası Emekçiler D erneği'nin kuruluşuna değin P a ris, Brüksel ve L on d ra'd a ça lışm a , işte, eğer başka h içb ir şey yapm asaydı b ile , y a p ı c ıs ın ın gurur du ya b ileceğ i son u çlar. Marx, işte bu yüzden zam anının en sevilmeyen ve en çok k a ra ça lm a n adamı old u . M utlakiyetçi olduğu kadar cumhuri yetçi hükümetler de kovdular onu; tutucu b u rju v a la r ile a ş ın demokratlar onu karaçalm a ve k a r g ışla r a boğmakta b ir b ir le ri ile y a n ş ı y o r l a r d ı . O bütün b u n la r ı, hiç a ld ırm a k sız m , örümcek a ğ la n g ib i yolunun d ış ın a a tıy or ve ancak çok zorunlu durumlarda y a n ıtlıy o rd u . Sibirya madenlerinden K a lifo rn iy a 'y a değin , Avru pa ve A m erika'nın her y a n m a d a ğ ılm ış , tüm dünyanın m ilyonlarca devrim ci m ilita nı tarafın d an ululanm ış, sevilm iş ve ağlanm ış olarak öldü o. Ve ben çekinme den söyleyebilirim k i, onun birçok k a r ş ıdüşüncede olan hasmı o la b ilir d i, ama k işisel düşmanı pek o kadar yoktu. Adı y ü z y ılla r boyunca y a şa y a ca k , y a p ıtı da! F.Engels (Karl M arx'ın Mezarı B aşında Y apılan Konuşma)
10
EKİM
Sayı :8
Devrimci gençlik hareketi-2 H. FIRAT YENİ DÖNEMİN GENÇLİK HAREKETİ " Bir kez daha ilk hareketlenenler iş ç ile r ve öğren ciler old u . Mücadele sahnesinde ön celik le sa f tutanlar yine on lar old u la r. Fakat geçm işle benzerlik bu noktadan sonra y erin i a çık b a zı fa r k lılık la r a b ır a k ıy o r . Yeni b ir hareketlenmenin ilk ev releri s ı n ı r l a n içinde düşünüldüğünde ve g e ç mişle -12 Mart dönemi s o n r a s ı- kıyaslam a y a ln ız c a bu s ın ır la r için d e y a p ıld ığ ın d a ; iş ç i hareketi bugün geçmişten ile r id ir ve onun sonraki gelişim ini genişlem esine ve derinlem esine aşacak b elirg in b ir pota nsi yel sergilem ektedir. Oysa öğren ci hareke t i, h a lih a z ırd a , geçmiş dönemin ilk y ılla r ın d a k i -1974-1975- dü zeyiyle k ıy a s kabul etmez ölçüde g erid ir ve y a k ın gelecekte o düzeye u la şıp u la şa m a y a ca ğ ı, o düzeyi a şıp a şa m a y a ca ğ ı, hiç değilse şim dilik , ta r tış m a lıd ır . Bunu ancak za man gösterecek tir. Burada k ıy a slam a n ın , iş ç i hareketi ile öğren ci hareketi ara sın d a d e ğ il, bu her b ir hareketin, 12 Mart dönemi son rası ilk devrim ci kitle hareketlenm eleri döneminde ki düzeyi ile bugünkü düzeyi a ra sın d a y a p ıld ığ ın a özellik le dikkat edilm elid ir. İş ç i hareketi ile öğren ci hareketi a r a sın da b ir kıyaslam a yapm aya kalkmak anlam sız ve gülünç b ir girişim o lu r. Sistemli b ir b ask ı ve yoğun b ir sömürüyle karakterize olan b ir k a rşı-d ev rim döne minden işç i s ı n ı f ın ı n , v e, kendi b a ş ın a a sla b ir s ı n ı f oluşturm ayan, toplum daki genel ç ık a r fa rk lıla şm a s ın ı ve siy a sa l gruplaşm ayı y a n sıta cak çe şitlilik te b ir s o s y a l-s iy a s a l bileşim e sahip ola n , a y d ın olm anın a v a n ta jla rın ın y a m s ır a z a y ı f l ık l a r ım ve tu t a r s ız lık la r ım da yan sıtan b ir kesimin -öğ re n ci g e n çlik - etkilenme biçim ve dü zeyleri n itelik ve içerik olarak elbette temelden fa r k lı o la c a k t ı. B urjuvazinin 12 Eylül son rası p olitik a ve u ygulam aları işçi s ı n ı f ı s a fla r ın d a , büyük ve y a y g ın b ir hoşnutsuzluğu içten içe m a y a la d ı, mücadele pota n siy eli ve iste ğ in i b e sle d i, gelecekte sermayeye k a rşı sert çatışm alara dönüşecek güçlü
p a t la y ıc ı madde öğeleri b ir ik tir d i. Oysa bu rju vazin in eğitim kurum ları ve öğrenci gen çliğe yönelik yoğun siy a sa l ve id a ri b a s k ıla r ı, id eolojik s a l d ı r ı l a r ı , öğ ren ci le ri sosyal ve p olitik yaşamdan koparma ya dönük, çok yönlü akademik düzenleme le ri -ö z e llik le YÖK- v b . öğrenci hareke tinde büyük b ir gerileme ve tah ribat y a r a ttı. "R ehabilitasyon" ç a b a la rı "gen ç lik sorunu"nu çözemedi ama, g e ç ic i olma ya mahkum da o lsa , b e lli b ir b a şa rı s a ğ la d ı. Öğrenci hareketinin 1984 son rası sey ri ve genel görünümü bunun a çık k a n ıt ıd ır . Son b ir kaç y ıld a k i hareketlenm eyi olumlu saysak ve umut v e rici bulsak b ile , bugün öğren cilerin mücadele sahnesinde işçilerd en sonra en hareketli kesim olduğu g erçeğ in i gözönüne alsak b ile , 12 E y lü l' ün öğrenci hareketinde y a r a ttığ ı cid d i tahribat ve gerilemenin k a n ıtla r ım yine bizzat bugünkü hareketlenmenin kendi somut görünümlerinden bulup ç ık a r a b ili r iz . 12 Mart son rasın d a öğrenci hareketi daha başın d an büyük k itlesel protesto g österileri ve boyk otlarla kendini ortaya koymuştu. Başından itibaren p olitik b ir n itelik ta ş ıy o r , a n ti-fa şist, an ti-em peryalis t ş ia r la r öğren ci k itleleri s a fla r ın d a militan ve coşkulu b ir destek bu lu yord u . Akademik nitelikte şia rla r ve eylem ler p olitik hareketin gölgesinde ve gerisin d e k a lıy o rd u . Oysa 12 Eylül dönemi son rasın d a hareket çok a ğ ır , çok s a n c ı l ı, k itlesel a çıd a n oldukça s ı n ı r l ı , rev izy on istlerin de ç a b a s ıy la hemen bütünüyle akademik b ir zeminde g e liş ti. Politik n ite liğ i ve k itlesel gücü gen ellikle z a y ıf k a ld ı. En h ak lı ve sıra d a n akademik ve demokratik istemler uğruna gerçekleşen protesto ey lem leri g eri ve p a s if biçim ler a l d ı . Bazen " a lk ış eylemi" adı verilen türden c id d i y etsiz, geçmişin cid d i ve m ilitan mücadele geleneğini adeta rencide eden biçim lere başvuruldu v b . Öğrenci hareketi 1984 son rasın d a ik i
Mayıs 1988 önemli atılım y a ş a d ı. B irin cisi devrim ci öğrenci çevrelerin in "Nisan D iren işleri" diye a d la n d ır d ık la r ı, "tek tip öğrenci derneği" yasa ta sa rısın a k a rşı gelişen eylem ler, ki bu b a ş a r ılı a tılım ın a rd ın dan öğrenci hareketi yeniden d u r g u n la ştı. İ k in c is i, polisin b ir k ız öğren ciye la fla sataşm asıyla aniden ve kendiliğinden g elişen , yeni dönemin en militan eylem biçim i n ite liğ i kazanan ve öğren ci hareke tinin geneli üzerindeki etkisinin boy u tla rı henüz b e lli olmamakla b ir lik te , onu cid d i ölçü lerde etkileyeceğinden kuşku duyulma ması gereken, son üniversite iş g a li ve p olisle çatışm a eylem i. Burada devrim ci gençler ta ra fın d an zaman zaman -örn eğin 16 Mart k atliam ı nın yıldönüm ünde- g erçek leştirilen bütü nüyle p olitik nitelikte y a s a -d ış ı g österi le ri görmezlikten geldiğim iz sa n ılm a sın . H ayır, y a ln ız c a b u n la rın devrim ci öğrenci hareketinin en ile r i u n su rla rın ın k a t ı lı m ıyla gerçek leşiyor o lsa la r da , devrim ci öğren ci hareketinin düzeyini d e ğ il, onun en ile r i u n su rla rın ın mücadele isteği ve k a r a r lılığ ın ın göstergeleri olduğunu dü şünüyoruz. Fakat biz ile r i devrim ci kesimi d e ğ il, k itlesel öğren ci hareketinin kendisini ta r tış ıy o r u z . Öğrenci hareketinin ik i a y rı k a r ş ı devrim döneminden, 12 M art'tan ve 12 E y lü l'd e n , h a yli fa rk lı son u çlarla çıkm a s ı , bu İk in cisin in , 12 E y lü l'ü n , gen çliğe dönük, özel, yoğun, çok yön lü , ı s r a r l ı, sistem li b ir b a s k ı, sindirm e ve p olitik a d ış ı tutma ç a b a la r ın ın ve u y gu lam a la rı nın sonucudur. A y rıca genel ekonomik ve politik zoru n lu lu kların gereği ve 12 Mart so n ra s ıy la ilg ili tecrübelerin de e tk isiy le, 12 Eylül dönemi son ra sın d a , diktatörlük geri çekilmemiş, diğer tüm a lan larda olduğu g ib i, özellik le öğren ci gen çlik a la n ın d a , ba sk ı ve s a l d ı r ı la r ı m sistem li olarak sürdürm üştür. Örgütlenme ça b a la rın ın her y o lla engellenmeye ç a lış ılm a s ı, devrim ci öğren cilerin sü rekli izlenm esi, sık sık göza ltın a a lın m a sı, işkencelere tabi tutulm ası, tutuklanm ası, p olis ve okul yönetim lerinin tam b ir iş b ir liğ i ve uyum için de ça lışm ası ve yoğun b ir siy a sa l ve id a ri b a s k ın ın hep gündemde tutulması v b . bunun g ö sterg ele rid ir. Bütün bunlar öğrenci hareketinin ge lişme temposunu yavaşlatm ış ve z a y ıfla t m ıştır. Öte yandan bu a y m olg u la r ve bundan kaynaklanan g e r ilik , rev izy on ist lerin etki o la n a k la rım genişletm iş, bu etkini kendisi de, öğren ci hareketinin silkin m esin i, militan kitlesel b ir n itelik kazanm asını gecik tirip gü çleştirm iştir. Politik b ir hareket o la ra k , g e r iliğ i b ir yan a, akademik a çıda n b ile henüz h ay li z a y ıf, k itlesel a çıd a n s ı n ı r l ı olan öğren ci hareketinin bugünkü g e r iliğ i,
EKİM
11
öğrenci hareketinin geleceği konusunda karamsar değerlendirm elerin nedeni olma m a lıd ır. İk i nedenden d o la y ı: B irin cisi, öğren cile rin soru n ları ve ih tiy a çla rı azalma m ış, tersine bu rjuvazinin 12 Eylül dönemi düzenleme ve u y gu lam alarıyla kat kat a rtm ıştır. Bu olgunun kendisi k itlesel b ir hareketin nesnel zeminini olu ştu ru yor. Örneğin, henüz m ücadeleci k itlesel b ir k a rşı koyuşa yol açmamış olsa da, YÖK'ten, onun çok yönlü p olitik a ve uygulam alarından geniş öğrenci y ığ ı n la r ın ın şik a yetçi ve hoşnutsuz olduğu b ilin iy o r . Öte yandan sermaye düzeninin genel g id iş a tı, sömürü ve yoksullaşm a, alt tabak alara mensup öğrenci kesiminin yaşam ve öğrenim k o şu lla rım iy ice zor la ş t ır ıy o r ve mezuniyet son rası yaşama 1İişkin um utlarım z a y ıfla t ıy o r . İ k in c is i; toplumdaki genel s o s y o -p o litik gelişm eler, s ı n ı f çelişk ilerin in keskin leşm esi, emek-sermaye ça tışm a sın ın sert leşm esi, iş çi hareketinin canlanm ası, öğren ci kesiminde, L en in 'in s ö z le riy le , "toplumun geri kalan kısm ından a y rı olm ayan", "a y d ın la rın bu en d u y a rlı kesim i"nde kaçın ılm az olarak etk ilerin i ve so n u çla rım gösterecek, devrim ci öğrenci hareketini besley ecek tir. Öğrenci hareketi nin geçmiş birikim i ve g elen ek leri, böyle b ir gelişmenin o la n a k la r ım artırm akta d ı r . Bir kez daha öğrenci gençlik hareke tinin en ön s a fım Marksist eğilim li gençlerin tutuyor olm ası -k i şim diki durum b u d u r- bunun a çık k a n ıtla r ım sunuyor. Öğrenci hareketi henüz z a y ıf ve p olitik açıd a n geri ama, daha şimdiden üzerinde etkinlik kurmaya ça lış a n yarım düzine p olitik gençlik d erg isi v a r. Bunu gençlik hareketindeki p olitik harek etlilik ve fik r i c a n lılığ ın b ir göstergesi sayan la r v ar ise de, biz bu k a m d a d e ğ iliz . Bu daha çok, geçmiş "tecrübe"nin etk is iy le , geçmişin bu "çok verim li" a lan ın d a ön celik le yer tutmak k a y g ısın d a n kaynak lanan s a ğ lık s ız b ir üşüşmenin gösterg esi. Geçmişte hareketin k itle s e lliğ i ve p olitik c a n l ı l ı ğ ı , gençlik d erg ilerin i b ir ih tiy a ç haline getirm işti. Oysa şim diki d erg iler daha çok "önden" h a z ır lığ ın ifa d e si. Bu d erg iler gerçekten devrim ci gençlik hareketinin temel politik s o r u n la r ım , talep ve h ed eflerin i, geçmişin temel p olitik ve örgütsel tecrü belerin i ta r tış ıy o r o ls a la r d ı, o n la rı yine de, gençlik hareke tindeki p olitik canlanm anın ilk b e lir tile r i, h a b ercileri saymak ola n a k lı olu rdu . Oysa gen ellik le böyle b ir içerik ve nitelikten yoksu n lar. Kaldı k i, rev izy o n istlere ait o la n la r ı, öğrenci g e n çliğ i devrim ci p olitik mücadeleden alıkoym ak, onu ya sa l akademik mücadelenin dar
12
EKİM
Sayı :8
çerçevesin e hapsetmek, p olitik ilg iy i "en üstün otorite" ilan ettik leri parlamentonun bu rju v a ekseniyle sın ırlam ak ça b a sı iç in d eler. Devrim ci-dem okrasinin değişik tem silci lerin e g elin ce, en keskin ş ia r la r la hare ket edenler b ile , gerçekte, devrim ci öğren ci hareketine "dem okratik-özerk üni versite" burjuva-dem okratik ş ia r ın ın öte sinde b ir şey önerm iyorlar. İçerik ve gerekçeleri ile gerçekleşme b içim leri fa rk l ı sunulsa da , a slın d a bu ş ia r , tüm gençlik d erg ilerin in devrim ci öğrenci hareketine sundukları ortak program du ru m u n d a d ır.. REVİZYONİZM VE BUGÜNKÜ GENÇLİK HAREKETİ Y azım ızın geçen s a y ıd a yer alan b ir in c i bölümünde şunlar söylenm işti: "İk i devrim ci yü kseliş döneminin a ç ık lık la gösterdiği, bugün üçüncü b ir kez a ç ık lık la gözlenen olgu şudur: R evizyonist-reform ist akım lar, devrim ci gen çliğ in militan m ücadelesine, devrim ci dinamizmi ne, coşkusuna ve istem lerine ayak u ydu ramamakta, bu durum gençlik mücadele sindeki gelişm eyle o r a n tılı olarak on la rı tecrit etm ektedir." Bu değerlendirm e, aynı zamanda, revizyon ist ak ım ların ancak gen çlik hare ketinin geri ve durgun aşam aların da, bu hareket için de güç ve etkin lik k a za n a b il d iğ in i a n la tıy o r. R evizyonistlere bu zemi ni bizzat k a rşı-d ev rim h a z ır lıy o r . K arşı devrim y ığ ın hareketini b a s tır a r a k , b a s k ıy la , terörle, y a sa k la rla , sü rek li ve sistem li ideolojik s a ld ır ıy la y ığ ın la r ı politik yaşam m d ış ın a iterek; düzene k a rşı d ev rim ci-ih tila lci b ir mücadele yolunu seçmiş p arti ve g ru plara a ğ ır darbeler in direrek ; y ı l g ı n l ı k , teslim iyet, devrimden yü zgeri etme, y a s a lc ılık , ic a zet v b . düşünce ve eğilim leri g ü çlen d ire rek revizyon ist-reform ist ak ım ların meyve le rin i d ev şirecek leri e lv e r iş li b ir zemin h a z ır la r . 12 Marttan, fakat özellik le 12 Eylülden son ra, bu a ç ık lık la gözlen eb il d i. Buna, revizyonist a k ım la rın , b e lli b ir pay a lsa la r da, genel reformist konumları ve teslim iyetçi tutumları sayesinde bu dönemleri b e lir li ölçüde k a za sız b e la s ız a tla ta b ild ik le rin i de eklemek gerek iy or. Hatta on lar b e lli b ir müsamahayla b ile k a r ş ıla ş a b iliy o r la r . Bugün gençlik hare ketini g e r ic i-b u r ju v a parlamentonun yede ğ i ve u za n tısı haline getirm eyi temel görev olarak üstlenmiş Y arın d erg isin in , devrim ci gen çliğe kan küstürüldüğü bu ayn ı dönemde, k a za sız b e la s ız y a y ın la n a bilm iş olm ası, buna y a ln ız c a b ir örnek.
Burada sözkonusu olan , hiç de bu aynı çevrelerin yutturmaya ç a lış t ık la r ı g ib i "p olitik esneklik" ve "k oşu lla ra uyum yeteneği" d e ğ il, k arşı-d ev rim in a çık müsa m a h a sıd ır. Elbette, onlar bunu k a r ş ı devrime boyun eğ iş le ri ve genel reformist konum larına b o rçlu la r. 12 Mart son rasın d a olduğu g ib i, 12 Eylül son rasın d a da k arşı-d ev rim in ken d ile ri için h a z ır la d ığ ı uygun zeminden yararlanm ak üzere revizyonist-reform ist akım lar harekete g e çtiler. 12 Mart sonra sın d a PDA ve TSİP'in y a p t ığ ım , 12 Eylül son rasın d a PDA ve TİP y a p tı. 12 Mart son rasın d a k ıs a b ir ş a ş k ın lık ve d a ğ ı n ık lık döneminin ardından gençlik hare keti h ız la p olitik ve militan b ir n itelik k a za n d ı, k itleselleşti. Bu gelişme re v iz y o nizmin k ıs a sü reli etk in liğin in sonu old u . 12 Eylül son ra sın d a , öğrenci h areketi, oldukça a ğ ır denebilecek b ir gelişme sey ri iz le d i. Bu olgunun k en disi, sürek li b ir güç ve etkinlik kaybetme sü reci yaşasa da, revizyonizm in bugünkü kısm i etk in liğ in i a ç ık lıy o r . Fakat buna rağmen, öğren ci hareketindeki ilk canlanm anın Gökyüzü (PDA) çev resin i s ild iğ in i, "Nisan D irenişleri" diye bilin en devrim ci öğren ci hareketinin bu ilk büyük a tılım ım n ise , Y a n n çevresinin etk in liğin e büyük b ir darbe vurduğunu, onu h ızlan an b ir tecrit sürecine soktuğunu unutmamak g erek ir. Son ü niversite iş g a li ve p olisle çatışm a eylemi genel öğrenci hareketini etk iled iğ i ölçü de, Yann çiz g is in i tecrit etmenin zemini gü çlen ecek tir. T ü rk iy e'n in son 20-25 y ı l l ı k siy a sa l deneyimi, devrim ci gençlik hareketindeki her gerçek ilerlem e nin revizyonist etk in liğin ölüm ça m olduğunu hep gösterm iştir, bugün üçüncü kez g österiyor. Burada sözkonusu olan y a ln ız c a g e li şen, devrim ci p olitik b ir n itelik kazanan gençlik hareketine ayak uy duramamak, g erisinde kalmak d e ğ ild ir. H ayır, on lar bundan da öte, gençlik hareketinin önüne a çık engeller dikerek, b a rik a tla r kura ra k , onu dizginlem eye de ç a l ış t ıl a r , ç a lış ıy o r la r . Bu revizyon istlerin eski b ir g elen eğ i d ir . 1960'l a n n ik in ci y a r ıs ın d a , devrim ci öğrenci hareketi can lan ıp "sok ağa" ta ş t ı ğ ın d a , reformist TİP yönetimi a ç ık ç a g e rici k arşı b ir t a v ır alm ış, g e n çliğ i "T ü rk iy e'n in kaderini K ızıla y \ e B eyazıt m eydanlarından tayin ça b a sın d a olan öğrenci g ru p la r ıy la aynı pa ra lele düşme mek konusunda d ik k a tli davranm aya" ç a ğ ır m ış tı. (* )
(*)R a sih Nuri İ le r i, Türkiye İş ç i sinde Oportünist M erkeziyetçilik 1968) Y alçın Y a y ın la r ı, s . 396.
P arti (1966-
Mayıs 1988 Hiçbir şey, "sokak"tan "m eydanlardan" bu a ş a ğ ılık korku kadar revizyonizm in hain, g e r ic i, reform ist özünü ve n ite liğ in i ortaya koyam az. R evizyonistler g e n çliğ i sokaktan, m eydanlardan alıkoym aya, onu, "T ü rk iy e’ nin k aderi"n in sözde tayin e d il d iğ i g e rici-b u rju v a parlamentosuna s a y g ı lı olm aya, onun edilgen b ir yedeği ve u za n tısı kalmaya ç a ğ ır ıy o r la r d ı. Her türden g e rici-b u rju v a partin in gen çliğe ön erd iğ i, öğ ü tled iğ i bundan başka nedir ki? Devrimci öğren ci hareketi, TIP yöneti minin bu hain öğü tlerin i dinlem edi, sokaklara ve m eydanlara daha k a r a r lı, daha m ilitan, daha k itlesel inmeyi sür dürdü. Reformist TİP yönetimi bu kez önüne b a rik a tla r ku rarak, arkadan han çerley erek , devrim ci öğren ci hareketini dizginlem eye ç a lış m ış t ı, fakat a ş ılıp g eçilm işti. "Sol içinde yeni b ir p olitik kültür yaratm ak" dem a gojisiyle, revizyonizm in unutturmaya ç a l ış t ığ ı bu g erçek leri, bugün özellik le hatırlam ak ve hatırlatm ak gerek iy or. Z ira , 1970rli y ılla r d a , "sosya lizm" dem agojisiyle, kendini gizleme ça b a la r ın ın ard ın d an , revizyonizm bugün, 19601la r T İP 'in in o kaba ye bayağı reform ist-parlam entarist konumuna a çık ça dönmüş bulunuyor. Devrimci öğren ci hare keti k a rşısın d a k i konumu ve tutumu da a rtık 1960'lardan fa rk lı d e ğ ild ir , olm aya c a k t ır . B ilin d iğ i g ib i, revizyon istlerin "yeni a ç ılım la r "ı y a ln ız ca "sold a " d e ğ il, genel olarak bu rju va politik a sahnesinde "yeni b ir p olitik kültür yaratm ayı" öngörüyor. Bunun için "devrim "i a rtık k a ğ ıt üzerinde b ile savunmamak gerekiyordu ; gereğini y a p tıla r , onu programdan ç ık a r d ıla r . Faşist diktatörlüğün asma y a p ra ğ ı p a r la mentoyu "en üstün kurum" ilan e ttiler. Temel siy a sa l sorun olarak "dem okrasi sorunu"u s a p ta d ıla r . Ve bu temel siy a sa l hedefe ulaşmak için ANAP d ış ın d a k i tüm g erici-reform ist g ü çleri b ir liğ e ç a ğ ır d ıla r ve bugün bunun "m ücadele"sini v e riy or la r . R evizyonistlerin bugün, öğren ci hare ketine n a sıl b a k t ık la r ım , onu nereye kanalize etmek iste d ik le rin i, hangi hedef lere yöneltmek isted ik lerin i görüp anlamak için bu genel " a ç ılım "ı gözönünde bulun durmak g erek ir. Bu a n la ş ıld ığ ı ölçü de, sözde örgütlenme soru n la rım tartışm ak adın a rev izy on istlerle girilm iş y a ra rsız ve k ıs ır tartışm a ların a n la m sızlığ ı ç ık a r orta y a . Onlarla ta r tış ıla c a k s a , devrim ci öğrenci hareketini hangi temel siy a sa l hedeflerin b ir bileşen i olarak g ördü k leri, n a sıl b ir çizg id e geliştirm ek isted ik leri t a r t ış ılm a lıd ır . Revizyonizmin gençlik için d eki kürsüsü Yarın d e rg isi, genel görü şleri ne kadar
EKİM
13
inceltm eye, reformist n iteliğ in i gizlemeye ça lış a r a k gen çliğe sunmaya ç a lış s a da, b a ş y a z ıla r ın d a şun ları a çık ça yazmaktan geri duram ıyor: Parlamento b ir kez daha "toplumun en üst kurumu" ilan edildikten sonra, şöyle devam e d iliy o r: "T ü rk iy e'd e demokratik leşmenin iki temel gerekli şa rtı v a r d ır : B irin cisi, y a sa k sız politik örgütlenme ve bütün siy a sa l toplumsal eğilim lerin temsi lin i sa ğ la y a ca k , ulusal artık 'm illi b a k iy e 'y e d a y a lı seçim sistemi ile olu ş muş, üstünde h içb ir k işi ve kurumun o lm a d ığ ı, ordu dahil bütün devlet iş le r i nin denetiminde olduğu b ir parlam ento". "Demokratikleşmenin" b irin c i şa rtı diye sunulan bu g e r ic i-lib e r a l ütopya, gerçekte y a ln ız ca TBKP'nin yasallaşm ası anlam ına g e liy o r . "'M illi b a k iy e ' d a y a lı seçim sistem i" ise, TBKP'ye parlamentoda b ir kaç m illetvek ili ile temsil edilme ola n a ğ ı sağlam ak için "önem" ta ş ıy o r . 1965 seçim le ri son rasın d a "m illi bak iye" sistemi k a ld ır ılın c a , oy oran ın da b e lli b ir değişme olm adığı halde, T İP 'in m illetve k ili s a y ıs ı 15'ten 2 'y e düşm ü ştü ... Şimdi de ik in ci temel şa rt: "İk in c is i, parlamento d ış ın d a y ığ ın la r ın örgü tlen d i ğ i, y ığ ın la r ın doğrudan k a tılım ım sa ğ layan temsili demokratik kurum ların y a r a t ı l ı p , g ü çlen d irilm esid ir." Bu İk in cisi özellik le önem lidir. Zira öğren ci hareketine tanınan r o l, onun ak ıtılm ak isten diği kanal bu ik in ci şartta g iz lid ir . Devamında şunlar söy len iy or: "Bu y ığ ın örg ü tlerin in , sen d ik a la r, dernekler, g irişim ler, k ulüpler, çev reler v s ., parlamento ça lışm a la rın a doğrudan k a tılm a sın ın önü a ç ılm a lıd ır . B öylelikle k itle k a tılım cı denetim y o lla n a çılm ış o la c a k tır . Bu, parlamentonun askeri d a r b elerle kesintiye uğram am ası, otoriter rejim lerin yerleşm esinin önlenmesi için temel d a y a n a k tır. Parlamento b ö y lelik le tabanda etkin yürütücülerine kavuşmuş, k itlelerin korumasına kavuşmuş ola ca k t ır ." Bugün, Demirel, E cevit, İnönü v b . g e rici burjuva p o litik a c ıla r ın y ığ ın la r ı aldatm ak, devrim yolundan alıkoym ak, y ığ ın la r ın hoşnutsuzluğunu parlam enter k an allara akıtmak için söy led ik leri y a la n la r, yu k a rıd a k i g e r ic i-lib e r a l v a a z la r dan fa r k s ız d ır . Bunu rev izy on istler de b iliy o r ve on la rı bu aym program ın m üttefikleri olarak görüyor ve g österiyor la r . Y a n n , y u k a rıd a k i sözlerin i sürdürü y or: "Ülkemizde bu yönde girişim ler için zengin deneyler birik m iştir -Şimdi dik k a t !Salt 1980 sonrası öğ ren cilerin y ığ ın s a l sendikal temelde örgütlenm eleri, öğren ci dern ek leri, b u n ların ulusal dü
14
EKİM
S a y ı: 8
zeyde ifad elen iş biçim leri b ile b ir örn ek lem oluşturm uştur." (Tüm aktarm alar: Y a n n , s a y ı:7 4 , Ekim 87, B a şy a zı) Bugün, öğren ci hareketi ve örgü tlen mesi, bu rju va parlamentonun yedeği fila n olmuş değil ama, y u k a rıd a k i sözler, revizyonizm in, "tabandan etkin yürütücü le r" vb. parlak la fla r la sü sleyerek , devrim ci öğrenci hareketini hangi h edefle re ve k a n alla ra çekmek isted iğ in in , bu a ş a ğ ılık niyetin ifa d e s id ir le r . R evizyonistler gen çliğe devrim i, y a n i, ordusu, b ü ro k ra sisi, parlamentosu ve tüm diğer k u ru m larıvla, mevcut sermaye ege m enliğini yıkm a m ücadelesi d e ğ il; refor mu, y a n i, sermayenin g erici parlam ento sunu, sermayenin ordusuna k arşı "koru mak" sözde mücadelesi ö n e riy o rla r. Genç lik h arek etin i, parlamento iç i g e rici bu rju va muhalefetinin yedeği haline g etir mek is tiy o r la r . Revizyonist Gün d e rg isi, Şubat ' 88 ta rih li b a ş y a z ısın d a şu n la rı söy lü yor: "Önümüzdeki dönem temel sorunlardan b ir is i politik mücadelenin gündemini be lirlem ek, a ltern atifler üretmek ve d e p o litizasyonu k ırm a k tır. Meclis iç i ve d ış ı muhalefetin etkileşim i, diyalogu ve iş b ir liğ i (a b ç ) olmadan bunu başarmak zor dur, hatta o la n a k s ız d ır ... Y a rın ın de mokratik işle y işin in tem ellerini, bugün den, parlamento iç i ve d ış ı muhalefet gü çleri ara sın d a k i etkileşim ve iş b ir liğ in i yaratarak la b ç l atmak zorunda olduğum uza işaret etmek is tiy o r u z ." (S a y ı: 36, B a ş y a z ı) Genel y ığ m m uhalefetini, parlam ento iç i g e rici bu rju va m uhalefetinin -k i bu muhalefete ANAP h ariç tüm p a rtile rin dah il olduğu b ir sonraki b a ş y a z ıd a a ç ık la n ıy o r hizmetine verme n iyetin i anlatan ve bunu y a ln ız ca bugün için d eğ il y a n n için de vu rgu layan bu g erici görü şler, Y a r ın ! ın aynı ta rih li s a y ıs ın d a şöyle y a n k ıla n ıy o r : "Y ığ m örg ü tleri parlam enter demokrasinin katalım cı n ite li ğinin sağlan m asın ı olduğu k adar, y ığ ı n la r ın desteğinin elde edilm esinin de önemli a r a ç la r ıd ır la r . Aynı zamanda parlamento d ış ı muhalefetin b ir kürsüsü ve etkin parlamento iç i muhalefetin d a y a jıak n ok tala rın da n b ir id ir . Parlamento iç i m uhalefetin, y ığ ın örgü tlerin in toplumsal a ltern a tif program ların a k u la k la r ım t ı kam aları ise ancak kendi g ü çlerin i s ı n ı r lama sonucunu d o ğ u ru r." (S a y ı: 77-78, B a ş y a z ı) Bu son cüm leyle, SHP ve DYP'ye, İnönülere ve Demirellere se s le n iliy o r. Sözü edilen "toplum sal altern atif program la r ı "m n , revizyon istlere göre, örneğin öğren ci örgütü özelinde neyi içerm esi gerek tiğ in i gördüğümüz zaman, Demirel ve İnön ü 'n ü n böyle b ir program a "k u la k la r ı
nı tık a m a la rı" için b ir neden olm a d ığ ım da görmüş o la c a ğ ız . T oparlarsak; bugünün rev iz y o n istle ri, tıp k ı 1960'lardaki ön celleri g ib i, -k i b u n lar, B .B oranlar, Nihat S argın lard an yani şim diki TBKP'nin m im arlarından b a şk a la rı d e ğ ild igençlik hareketini "sok a k "la rd a n , "m eydanlardan" alıkoym a ya ve onu "en üstün irade" ve "en üstün kurum" olan g e rici parlamentonun y ed eğ i ne vermek gayretin d eler. Tutum ve konum la rın d a k i bu ben zerlik , akibetlerinde de benzerliğe y o la ç a c a k tır . Bizim hiç kuşku duym adığım ız bu sonuç, daha şimdiden b ir çok b e lir tis in i sunm aktadır. Genel siy a sa l perspek tif bu olu n ca , öğrenci hareketini bu reform ist-parlam enterist çerçeveye sığ d ıra b ilm ek ve y a ln ız c a onunla sın ırla m a k , ancak öğrenci hareke tini akademik b ir düzeyde tutmak, uygun gerekçelerle bunun teorisin i yapmak ve kabul ettirmek ölçüsünde mümkündür. R evizyonistlerin hummalı b ir ça b a y la yapmaya ç a lış t ık la r ı da budur. Bunun iç in , öğren cilerin b ir liğ i, öğrenci hareke tinin en geniş b ir liğ i v b . lib e r a l v a a zla rın y a m s ır a , "m esleki-sendikal örgütlen menin n ite liğ i" türünden demagojik gerek çelerin a rk asın a s ığ ın m a k ta la r. 1960 son rası öğrenci hareketinin en temel ve en iy i özelliklerinden b ir i, ülke ve dünya soru n la rın a , temel toplumsal ve politik sorunlara ya k ın ilg iy d i. Bu, iş çi s ı m f m m bilim sel dünya görüşüne, devrim ve sosyalizm idealine ilg iy le b irle ş in c e , g en çliğ in p olitik a y a ilg is i, sermaye düze ni için en temel sorunlardan b ir i haline g e ld i. 12 E ylül, genel siy a sa l b a sk ı ve y a sa k la rın ın y a m s ır a , YÖK düzenleme ve u ygu la m a la rıyla her şeyden çok gen çliğ in toplumsal ve p olitik sorunlara ilg is in i kırmak istiy ord u . Diktatörlük bunda be lir l i b ir b a s a n sağlam ış olsa da, b ir dönemdir bizzat öğrenci hareketinin kendi bünyesinden, bu "a p olitik b ir gen çlik " yaratma ça b a la rın a k arşı b ir tepki ve mücadele g e liş iy o r. İşte böyle b ir dönemde, rev izy on istler "akadem ik-dem okratik m ücadele", "sen d i kal örgütlenm e", "öğ ren cilerin öğren ci olmaktan kaynaklanan so r u n la r ı", "demok ratik öğrenci hareketinin sendikal düzlem de b ir liğ i" v b . düçüncelerle ortaya ç ı k ı y o r la r . Toplumun önemli b ir ay d ın potan s iy e lin i oluşturan üniversite g en çliğ in e çocuk muamelesi y a p ıy o rla r , onu temel toplumsal ve siy a sa l sorunlardan uzak tutmaya ç a lış a r a k , "akadem ik-dem okratik istem ler"le s ın ır lıy o r la r . R evizyonistler bu görüş ve konum larıy la , bu rju vazin in g en çliğ i devrim ci p olitik mücadelenin d ış ın d a tutma ç a b a la r ın a omuz v e r iy o r la r. Ancak bu rju va p olitik muhalefetin yedeği ve u z a n tıs ı, "p a rla
Mayıs 1988 mento d ış ı d a y a n a ğ ı" ola b ilecek b ir gençlik hareketi d ü şlü y orlar. Onlar, Yeni Çözüm d ergisin in keskinlik a d ın a çanak tuttuğu, öğren ci örgü tlerine "ü yelik k ıs t a s la r ı" üzerine sahte b ir ta rtışm a y ı, ince b ir h iley le öğrenci örg ü tlerin i akademik mücadele ile s ın ı r la manın gerekçesi yapmaya ç a lış ıy o r la r . R evizyonistlere göre, "öğ ren ci örgü tle rinin ç a lış m a la r ın ı yön elteceği sorunlar öğ ren cile rin , öğren ci olmaktan k ayn a kla nan s o r u n la r ıd ır ." "Öğrenci g e n çliğ in , akadem ik-m esleki örgütlenm eleri, öğ ren ci lerin gü n cel, kısm i hak ve ç ık a r la r ın ı korumak, geliştirm ek g örevin i ü stlen ir le r ." (Y a rın , s a y ı:7 6 , s . 14-15) En b a y a ğ ı ekonomizm b ile , bu rju v a s ın ır la r için de b e lir li b ir p o litik ça b a y ı tümüyle dışta lam az, iç e r ir . Y a n n d erg isi de, bu aym y a z ıs ın d a öğren ci örgü tlerine b e lir li b ir politik misyon y ü k lü y or. Okuyoruz: "Öğrenci örgütlenm eleri, gençlik h a k la rın ın vazgeçilm ez b ir p a r ç a s ın ı oluşturan p olitik h a k la rın kazanılm ası için ça lışm a la r y a p a ra k , 18 yaşa oy h a k k ı, 21 yaşa seçilme h ak k ın ın k a za n ıl ması , öğ ren cilerin benim sedikleri siy a si p a rtilere üye olabilm eleri ve sadece kendi a la n la rın a ilişk in d eğ il tüm politik gelişm eler ü zerin e, açıklam ada bulunma, görüş belirtme h a k la n için savaşım y ü r ü tü r ." Bu sunulan p olitik mücadele çerçev esi nin , rev izy on istlerin yeni "p olitik a ç ılım la r ın a , TBKP program ın a, onun r e fo r m ist-parlam enterist p olitik çizg isin e n a s ıl denk düştüğüne, onun "g en çlik özgülü"ne n a s ıl b ir uyarlam ası oldu ğu n a, özellik le dikkat ed ilm elid ir. Devrimci g r u p l a n , öğren ci hareketine devrim ci siy a sa l ilk eler dayatarak onun b ir liğ in i en gelliyorsu nu z, öğren ci örgü tle rinin "m esleki-sen dikal örgü tler" olduğunu unutuyorsunuz, "demokratik öğren ci hare ketinin b ir liğ in i sendikal düzlem y erin e, p olitik ilk elerde anlaşmakta arıyorsu n u z" d iyerek , su çla ; fakat öte yan dan , kendi reformist p olitik h ed eflerin i, öğren ci ör gütlerin in olağan görevleri a ra sın d a çak tırm adan s ır a la . İşte bu siy a sa l k a ç a k çı l ık t ı r ! Öğrenci örgü tlerin e temel devrim ci talepler ve hedefler uğruna mücadele y a sak ; ama, TBKP'nin reform ist h edefleri uğruna mücadele serbest! Bu siy a sa l k a ç a k ç ılığ a , bu modası geçm iş, bayatlam ış h ileye revizyon ist b a y la n m ız m k iy le ayn ı olan g erek çelerle, -ö ğ re n ci örgü tlerin in mesleki n it e liğ i-, b a şv u ra n la ra , L en in fin y ü z y ılın b a şın d a (1903) v e rd iğ i cev a b ı dinlemek a y d ın la tı c ı o la c a k tır : "Uygar ü lkelerde, en geniş ve en sağlam biçim de kurulmuş öğrenim ve meslek b irlik le rin in muazzam değerini
EKİM
15
kavram ayan h içb ir p a rti yoktur. Ama p a rtilerin h erbiri bu b irlik le rd e kendi etk isinin hakim olm asına ç a l ı ş ı r . Şu yada bu kurumun p a rtisiz oluşu hakkın da konuşm anın, g e n ellik le, mevcut kurum lar m , yüzde doksan dokuzunun zaten, çok b e lir li b ir siy a sa l ruhla doldurulmuş olduğu g erçeğ in i örtmek isteyen hakim s ın ıfla r ın hilesinden başka b ir şey o lm a d ığ ım kim bilm ez?" ("Devrim ci Genç liğ in G örevleri", Marksizm ve G ençlik, Koral Y a y ın la n , s . 105) Ama bizim revizyonistlerim iz, 'h erk esi k ör, alemi sersem ' s a n ır la r ! Bu b a y a tla mış hakim s m ıf h ile s in i, 1980'lerin T ü rk iy e'sin d e cüretle k u lla n ır la r . Akade. mik nitelik te b ir hareket k en dilerinin lib era l-reform ist ç izg ile rin e zaten uygun b ir tem eldir. Bunu b ir de b u rju va x parlamento sahnesinin ih tiy a ç la r ın a cevap veren siyasal: hak istem leriyle (18 yaşa oy h a k k ı, 21 yaşa seçilme h a k k ı, siy a s a l p a rtile re , elbette y a sa l p a rtile re , üye olma hakkı v b .) b irleştird in mi, ötesin de ki s iy a sa l eğilim lere, devrim ci p a rti ve g ru p lara p olitik ça lışm a y ı y a sa k la y a b i lir s in a r tık . Elbette "sendik al düzlem ", "m esleki-sendikal örgütlenmenin n ite liğ i" v b . y a la n la rın ark a sın a g iz le n e r e k ... Y ığ ın örg ü tlerin i "parlamento iç i mu halefetin dayanak n o k ta la n " olarak ta n ım ladıktan sonra, şöyle devam ediyordu , Y a r ın 'm b a ş y a z ıs ı: "Parlamento iç i mu h alefetin , y ığ ın örgü tlerin in toplumsal altern a tif program ların a k u la k la rım t ı kam aları ise ancak kendi gü çlerin i s ı n ı r lama sonucunu d oğ u ru r." Gençlik örgütlerinin Y a r ın 'm ç iz d iğ i s ı n ır la r içinde k ala ca ğın d a n emin o lsa la r , Y a r ın 'ın düşündüğü ve ön erd iği "toplum sal altern atif program "la yetinece ğine gerçekten in a n sa la r, "kulak tıkam a l a r ı" için elbette b ir sebep kalm az. Buna inansa ve bundan emin o ls a ? ANAP ik tid a rı b ile "kulak tık a m a yı" b ir yana b ı r a k ı r . Neyleyelim k i, şu son 30 y ı l l ı k "y e r li" tecrübe b ile , gençlik örgü tlerin in n a s ıl b ir rol oyn a ya b ilecek lerin i onlara y eterli a ç ık lık ta gösterm iştir. Onların korkusu, revizyonist b a y la r ım ızm k iy le a y n ıd ır : Gençlik hareketinin • ve örgütlenm esinin devrim ci p olitik b ir çiz g iy e k a y m a sı! Sonuç: R evizyonistler devrim ci b ir öğren ci hareketinin itfa iy e c ile r id ir , tıp k ı genelde devrim ci kitle hareketinin de itfa iy e c ile r i old u k la rı g ib i. Her şey b ir y an a, gelişecek b ir devrim ci öğren ci y a n g ın ın ın k en dilerin in , bugün halen varolan s ı n ı r l ı e tk in liğ in i de s ilip süpü receğin i en iy i onlar b iliy o r . Akademik öğren ci hareketi ve "m esleki-sendikal örgütlenme" üzerine bunca mürekkep har cam aları boşuna d e ğ il. R evizyonistler
16
EKİM
Sayı :8
öğren ci hareketinin lib e r a lle r id ir ; komü n istlerden , devrim ci-dem okratlardan ve devrim ci Kürt yurtseverlerinden oluşacak devrim ci öğren ci hareketi için de o n la rın y eri yoktu r, olm am alıd ır. Zira on lar a r tık , sıra d a n b ir yurtseverin savunduğu temel a n ti-fa ş is t, anti-em peryalist istemle ri b ile savunm uyorlar; ki gelenekselleşm iş bu istem leri olmadan devrim ci öğrenci hareketi h içb ir şe y d ir. O nların y e r i, SHP, DYP ve RP'den oluşan parlamenter bu rju va p olitik m uhalefetidir. Devrim kam pıy la , bu g e rici bu rju va kampı a ra sın d a köprü olmaya ç a lış a r a k , o n la r, gerçekte bu ik in ci kamptan yana tutum alm ış o lu y o rla r. Herkes kendi kam pına! DEVRİMCİ DEMOKRASİ VE BUGÜNKÜ GENÇLİK HAREKETİ
Devrimci gençlik hareketinin son yirm i y ıl ı n a tartışm asız b ir şek ilde sosyalizm ad ın a devrim ci-dem okrasi -k ü çü k -b u rju v a sosya lizm i- egemen oldu , dam gasını vu r du, önderlik e tti. '6 0 'la r m devrim ci gençlik h areketi, temel b ir siy a sa l akım olarak devrim ci-dem okrasiyi doğuran esas zemin olmuştu. Devrim ci-Dem okrasi, nesnel ve öznel b ir dizi etkenle çok sa y ıd a gruba bölünmüş ve temel b ir s iy a sa l akım kim liği kazanm asıyla o r a n tılı olarak tüm d iğer toplum k a tla rı için d e de kendine güç ve etki alan ı sağlam ış olsa d a , b ir blok olarak gençlik için d ek i etk in liğ in i hep sürdürdü. Devrimci gençlik h areketi, devrim ci-dem okrasinin doğduğu, y eşerd iğ i ve yaşam ım sürdürdüğü temel alan lardan b ir i olma ö z e lliğ in i bugüne kadar korudu. D evrim ci-dem okrasi, kuşkusuz çe şitli tu ta r s ız lık la r , za a fla r ve nesnel yetersiz lik le r le içiçe o la ra k , gençlik harketi sa fla r ın d a b u rju va-reform ist ve rev izy o nist etk in liğe k a rşı hep mücadele etti. Bu mücadele ve ç a b a s ıy la gen çlik hareketinin düzen iç i s ın ır la r d a tutulması ç a b a la r ım g e rile tti, hareketi ile r i itti ama, öte yandan kendi t u t a r s ız lık la r ım , z a a fla r ı n ı, kü çü k -bu rju va id e o lo jik -s iy a s a l yeter siz lik le rin i devrim ci gençlik hareketine egemen k ı l d ı . Bizzat t a ş ıd ığ ı revizyon ist ve reform ist id eolojik e tk iy i, gen çlik hareketine de y a n s ıt t ı. D evrim ci-dem okrasi, genel b ir devrim ci gençlik hareketinin gelişm esinde önemli b ir rol oynadı ama; bu genel hareketin demokratik ve so sy a list eğilim ve id e a lle rin b e lir s iz , muğlak b ir b ir liğ i, demokra tik eğilim in sosya list eğilim e egemen oldu ğu , onu h a lk çı b ir bozulm aya u ğrat t ı ğ ı b ir karm aşası olm asına neden old u .
K ısaca, son yirmi y ı l d ı r T ü rk iy e'd e, bünyesinde devrim ci-dem okrat ve sosya list öğe ve eğilim leri organik olarak içiçe b a rın d ır a n güçlü b ir devrim ci gençlik hareketi v a r d ır . Bünyesindeki devrim cidemokrasi öğ eleri ile proleter sosyalizm i öğelerinin id eolojik p olitik ve örgütsel açıd a n saflaşm am ış olm ası, bu hareketin onu z a y ıfla ta n temel z a a fla n n d a n d ır . Kuşkusuz bu durum devrim ci gençlik hareketinin kendisinden kaynaklanan de ğ il, genel devrim ci hareketten ona y a n s ı y an, a slın d a Türkiye devrim ci hareketin den kaynaklanan b ir z a a ftır . M arksist-Leninist önderliğe d a y a lı, sosya list b ir iş ç i hareketinin o lm a y ış ı, genel devrim ci hareket üzerinde kü çük b u rju va sosyalizm inin egem enliğine y o la ç m ış, kü çük -bu rju va sosyalizm i, demokra tik ve sosy a list düşünce ve id e a lle ri, y ılla r c a iç içe temsil etm iştir. Ve elbette, sosya list düşünce ve id e a lle ri, kendi k ü çük -bu rju va temel id e o lo jik -s ım fs a l konumuna uygun b ir bozulmaya tabi tutarak . Öğrenci hareketi, L en in 'in o hep v u rg u la d ığ ı ay d ın d u y a r lılığ ıy la , dev rimci hareketin bu genel durumunu kendi bünyesinde y a n sıtm ıştır y a ln ız c a . Modern revizyonizm in ve çağdaş popü lizm in, M arksist-Leninist teoride y a r a ttığ ı b u la n ık lık ve k argaşan ın aşılm ası ve gelişen devrim ci iş çi hareketinin y a r a ttığ ı e lv e r iş li zeminden en iy i şekilde y a ra rla n ılm ası ölçüsünde, Türkiye devrim ci hare keti kendi bünyesindeki demokrasi ve sosyalizm öğ elerin i k açın ılm az olarak a y r ış t ır a c a k t ır . Bu süreç b a ş la m ıştır b ile . Fakat proleter sosyalizm i b a y r a ğ ı a ltın d a gerçek y erin i ve kim liğini b u la cak olan önemli b ir potansiyel hala çe şitli devrim ci g ru p la rın bünyesinde d a ğ ılm ış olarak duruyor. Ayrışma sü reci zamana y a y ıla ra k sürecektir ve son u çları d a, k açın ılm az ola ra k , devrim ci gençlik hareketi bünyesinde y a n s ıy a ca k tır . B urada, ayrışm a sürecinin öteki yönü ne de işaret etmek gerek iy or. Bu, lib e r a l leşm edir. Devrim ci-dem okrasinin ayrışm a s ı , id e o lo jik - s ın ıfs a l d oğ asın a uygun ve onun k açın ılm az sonucu ola ra k , y a ln ız c a ile r iy e dönük d e ğ il, geriye dönük eğ ilim i, lib era l-reform ist eğilim i de içerm ektedir. Daha şimdiden bunun h a y li güçlü b e lir ti le ri ve b a zı belirginleşm iş son u çları v a r . D ev-Yol, Kurtuluş ve TDKP'nin 12 Eylül son rası süreçlerine b a k ılır s a , bu b e lirti ve sonuçlar a ç ık lık la g ö r ü le b ilir. Devrim ci hareket bünyesindeki lib era l-reform ist eğilim in son u çları da, devrim ci gençlik hareketinde yan kı ve y a n s ıs ın ı bulmakta d ır , b u la ca k tır. Ne var k i, devrim ci-dem okrasi, y a şa makta olduğu ve y a şa y a ca ğ ı ik i yönlü
Mayıs 1988 ayrışm aya rağmen, devrim ci hareketin genelinde ve d o la y ıs ıy la da devrim ci öğrenci hareketi bünyesinde, m ilitan-m üca d eleci tem silcileriyle var olmaya devam edecek tir. Türkiye devrim inin özgünlüğü -g e rid e tamamlanmamış b a zı demokratik görevlerin v a r l ı ğ ı - devrim ci-dem okrasiye hep b ir v a r lık , yaşam ve etki a la n ı s a ğ la y a c a k tır . * * * Bugün, revizyon istlerin 12 Eylüle b orçlu old u k la rı g e çici etk in lik leri önemli ölçüde a şılm ış, öğren ci h areketi, yeniden devrim ci-dem okrasinin değişik tem silcileri nin etk in liğin e girm iş bulunuyor. Bu olg u , öğrenci hareketinde kesin b ir ilerlem enin etkeni ve ifa d e s id ir . Fakat öte yandan, devrim ci öğrenci hareketine ön derlik çizg isin d e , geçmişin b ile gerisine düşüldüğünün k a n ıtla r ım ortaya ç ık a r m ış tır . Sözkonusu ettiğim iz, önderlik yeteneğindeki gerileme d e ğ il-k i, bu da b ir g e rçe k -, daha da önemli ola ra k , devrim ci öğrenci hareketi için sunulan temel siy a si hedefler ve görevlerdek i gerilem edir. Bugün öğrenci hareketinin g e r iliğ i b ir olgu d u r. O h a lih a z ırd a , YÖK uygulam ala r ın a , üniversite üzerindeki siy a sa l b a s k ı la ra ve örgütlenme ç a b a la r ın ın en gellen mesine k arşı mücadele zemini üzerinde g elişiy or y a ln ız c a . Kitlesel ve politik a çıdan henüz h a y li z a y ıf t ır . Fakat bu g e r iliğ i b ir teori düzeyine çık a rm ak , devrim ci öğren ci hareketinin temel gelişme ekseni olarak "özerk-dem okratik ü n iversite11 ta lebin i ile r i sürmek, bunu nprogram flla ş tır a r a k , öğren ci hareke tinin temel siy a sa l taleb i ve hedefi haline getirmek, a çık b ir gerilem edir. Bunda, k ü çük -bu rju va sosyalizm inin genel id e o lo jik -s iy a s a l t u t a r s ız lığ ın ın y a m s ır a , 12 Eylülün b esled iğ i id eolojik erozyonun ve öğren ci hareketini b ir dönem h a y li etk ile yen revizyon istlerin ideolojik etk in liğin in p a y ı büyüktür. Devrimci öğrenci hareketini "ö z e rk -d e mokratik üniversite" eksenine oturtmaya kalkmak, bu iş hangi keskin gerekçeler ve sözde "devrim ci" çözümler adın a y a p ı lır s a y a p ıls ın , reformcu b ir platform a indirgemek demektir. Reformizmin göbeğine oturmuş revizyon istlerin bunu devrim ci öğren ci hareketinin temel ta leb i olarak sunması da, b ir ço k la rı için u y a r ıc ı olam am ıştır. Kuşkusuz sorun öğren ci y ığ ın la r ın ın üniversiteye dönük somut akademik ve demokratik istem lerine, bütün bu istemle rin en genel ve ideal ifa d e si demek olan "özerk-dem okratik ü n iversite" şia r ın a sa hip ç ık ıp çıkmamak d e ğ ild ir . Bütün bu
EKİM
17
istemlere ve bu akademik ve demokratik istem lerin ekseni olan "özerk-dem okratik üniversite" şia r ın a elbette sahip çık ılm a l ı d ı r . Bunu reddetmek ya da küçümsemek, öğrenci hareketinin k itlesel temelini g e liş tirm enin, daha geniş kesim leri mücadeleye çekmenin önemli o la n a k la rım b ir kenara itmek o lu r. Geçmişte p olitik çatışm anın d ü zeyi, bu istemlere gösterilm esi gereken ilg iy i za y ıfla tm ış ve bu hiç de iy i sonuçlar doğurm am ıştır. Fakat bugün tersten b ir savrulm a v a r . Öğrenci hareketinin g eriliğ in in de etk is iy le bütün ça b a la r bu istemler etra fın d a o d a k la şıy o r . Oysa temel devrim ci görev, öğren ci hareketinin p olitik n ite liğ in i geliştirm ek, temel devrim ci ş ia r la r ı öğren ci hareketi için d e yaym ak, öğrenci hareketini sermaye egem enliğine k arşı mücadele ve devrim ufkuyla donatm aktır. Bu yoğun b ir p olitik propaganda ve ajitasyon demektir. Ve kuşkusuz bu fa a liy e t, T ü rk iy e'n in günde mindeki tüm temel toplumsal ve siy a sa l sorunlar temeli üzerinde yü kselm elidir. B ırak alım , öğrenci hareketini "öğ ren cile rin öğrenci olmaktan kaynaklanan sorun la r ı" reformcu eksenine oturtma ç a b a la r ı nı rev izy on istler sürdürsün! Biz bu sorunlardan y a ln ız c a , sermaye egem enliğine k arşı özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde proletaryadan yana sa f tutacak devrim ci b ir öğrenci hareketi geliştirm ek için y a ra rla n a ca ğ ız . Özgürlük b ilin c in i her y o lla öğrenci hareketi için d e y a y a ca ğ ız ama, bununla da yetinm eyerek; özgürlük istem lerinin sermaye tarafın d an boğulduğunu, çıp la k b ir olgu olan serma ye egem enliği y ık ılm a d a n , onun fa şist ik tid a rı devrilm eden, özgürlük istem leri nin gerçekleşem eyeceğini a n la ta ca ğ ız . "Özerk-demokratik üniversite" istemine ve m ücadelesine sahip ç ık ıp g eliştireceğ iz ama, bilim in ve üniversitelerin özgürlüğü nün ancak sosyalizm de mümkün olduğunu, kapitalizm in egem enliği, sermayenin ik ti da rı devam e tiğ i sürece p aran ın gücünün en "özerk-dem okratik ü niversite"de b ile özgürlüğü boğup biçim sel hale g etireceğ i n i; bu nedenle, y apılm ası greken şey in , toplumdaki temel çatışm ada emekten yan a, proletaryadan yana sa f tutmak ve sosya lizm için mücadele etmek olduğunu, her zaman ve döne döne a n la ta ca ğ ız . D evrim ci-dem okrasi, geçm işte, devrim ci öğrenci hareketini sosyalizm ufkundan yoksun b ıra k m ış, onu demokrasi ve b a ğ ım s ız lık ş ia r la r ıy la s ın ır la m ış t ı. Bu gün ise , daha geri b ir konum dadır. Demokrasi ve b a ğ ım sız lık m ücadelesinin b ir p a rça sı görerek, ancak devrim le g erçek leşeb ilir türünden v u rgu lar yaparak ve böylece güya sorunu devrim sorununa b a ğ la y a ra k , "özerk-dem okratik üniversite"
18
EKİM
S ay ı: 8
ta leb i ve ş ia r ım devrim ci öğren ci hareke tinin ekseni haline g e tiriy o r. Burada "özerk-dem okratik ü n iversite" isteminin tarih sel a n la m ı, toplu m sa l-siyasal iç e riğ i ve k o ş u lla n h ak kın da , dem okratik-halkçı ufuktan gelen tam b ir kafa k a r ış ık lığ ı v a r. "Özerk-dem okratik ün iversite" istem i, bu rju va demokratik b ir siy a sa l reform istem idir. Siyasal reform istem lerini de elbette devrim ci b ir tarzda ele almak ve devrim mücadelesine bağlam ak gerek ir. Burası a ç ık . Fakat bu bize bu istem in, "özerk-dem okratik ün iversite" istem inin, ancak ve y a ln ız c a devrim öncesi için b ir anlam t a ş ıd ığ ım b ir an b ile unutturmam a lıd ır. Bu istemin kendi ta rih sel-toplu m sal anlam ım unutturup, sözde ona fa r k lı b ir içerik kazandırm a saçma girişim lerin e itm em elidir. Bu istemin kendi d o ğ a s ı, b u rju vazin in egemenliğini v a rsa y m a k ta d ır. "Ö zerklik" istemi bu rju v aziy e k a r ş ı, onun k ab a, k eyfi m üdahalelerine k a rşı b ir anlam t a ş ır . Burjuva egem enliği d e v r ild i ği andan itib a ren , bu istem bütün tarih sel-toplu m sal ve siy a sa l anlam ım y it ir ir . "Özerk-demokratik ün iversite" ye r in i, özgür ve sosya list ü n iversiteye b ır a k ır k i, bu İk in cisi b irin cisin d en n itelik olarak bütünüyle f a r k lıd ır . B irin c is i, özerk-dem okratik ü n iversite, sermaye egem enliği k o şu lla rın d a , üniversitenin b u rju v a anlamda o la b ile ce ğ i en ideal demokratik biçim iken; İk in cisi, proleta r ya n ın ik tid a r ım ve sosya list b ir düzeni önkoşar. B urjuva-dem okrasisi h ayran ı modern rev izy on istlerin y a r a ttığ ı gürültünün, öze llik le Yeni Çözüm'ü konuyla i lg i li b ir k argaşay a ve b u la n ık lığ a ittiğ in i b e lir t mek g erek iy or. Şöyle d iy o r la r : "Devrimci g en çlik , akademik-demokratik m ücadeleyi yürütürken, önüne özerk-dem okratik üni versite hedefini k oym a ktad ır." Revizyo n istlerle fa r k la r ım vurgulam ak için de vam ed iy o rla r: "Toplumsal devrim işte sorunun b ir icik gerçek çözüm y o lu . Bu düzende gerşek anlamda özerk-dem okratik ü niversitelerin g e rçe k le şe b ilirlik yan ı yok" (S a y ı: 10, Şubat 1988, s . 13). Bu sözler ve a y r ıc a devam ında söylen en ler, devrim le b irlik te bizim "gerçek anlamda" özerk (? ) demokratik ü n iversitelere kavu ş a ca ğ ım ızı a n la tıy o r. Eğer sözü edilen devrim le burjuva-dem okratik b ir cumhuri yet hedeflenm iyorsa -k i bugünkü sermaye egem enliği k oşu lla rın d a bu y a ln ız c a bu r juva-dem okratik b ir ufku ifade eden lib e r a l b ir g örü ştü r-, bu sözler y a ln ız c a , "özerk-dem okratik ü n iversite" isteminin doğası konusunda tam b ir k a v r a y ış s ız lığ ı d ile g e t ir i r .(* ) T oparlarsak, "akadem ik-dem okratik m ücadeleyi g e liştire re k ", öğenci hareketini
"özerk-dem okratik üniversite hedefine" yöneltmek, böylece onu sözde p olitik b ir zemine oturtmak a n la y ış ı, "sorun devrimle çözülür" g ib i la fa z a n lık la rla b ir le ş tirils e de, burjuva-dem okratik ufku aşamamayı ifade eder. Sorunun tek doğru sosya list konuluşu şudur: "Özerk, demokratik üni v ersite" ş ia r ı etra fın d a akademik hareketi geliştirm ek ama, öğrenci y ığ ın la r ın a , b u rju vazin in egem enliği y ık ılm a d ığ ı süre ce en "özerk" ve en "dem okratik" ü niver sitelerin b ile özgür olam ayacağı g erçeğ in i hep anlatmak ve bunu sürekli b ir p olitik propaganda ve ajita syon la b irle ştire re k , sosy a list proletarya hareketinin yedeği devrim ci b ir p olitik öğrenci hareketi geliştirm ek. (* * ) * * * Öğrenci g en çliğin kendi özgül sorunla r ın ın y a m s ır a toplumdaki -v e elbet d ü n y ad a k itemel ve güncel toplumsal s iy a sa l sorun lar temeli üzerinde yükselen sistem li b ir prop a ga n d a -a jita sy on fa a liy e tinin olm am ası, k itlesel devrim ci b ir öğrenci hareketinin gelişm esini y a v a şla t m aktadır. Bunun, temel eksikliklerden b ir i oldu ğunu b ir çok devrim ci grup yeterince anlam ış d e ğ il. Derneklerle i lg i li şu hep gündemde olan "kitleselleşm e" sorunu etra fın d a k op arıla n gürültü, yürütülen tartışm alar bunun k a n ıt ı. Dernekler niye k itleselleşm iyor? diye (* )
Bu a rk a d a şla rın konuyla ilg ili. 44 s a y fa lık b ir broşürü var elim izde ("Özerk-dem okratik Üniversite P rogra m ı " ) .. Bu broşürde, "demokratik halk devrim i", "demokratik halk ik t id a r ı" , "demokratik halk ü n iv e rsite le ri", "halk için eğitim " v b . v b . her şey v a r ama, p roletarya ik tid a rı ve sosyalizm üzeri ne tek kelime yok . Demek ki 10.s a y ı dan itibaren gazetenin alt b a ş lığ ın a "sosyalizm " sözcüğünü eklemek, demokra tik -h a lk çı ufku gidermeye yetm iyor.
(* * ) Devrimci öğrenci hareketine y a k la şım daki gerilemeye örnek b ir de, "akademik alan ın temel ç e liş k is i" fa n ta z isiy le süslenm iş, "akademik alanda sosy a list perspek tif" parlak id d ia s ıy la sunulan lib era l-reform ist ütopya v a r . Yeni Aşama d erg isi tarafın d an y a y ın lanan ve "ik i kuşak" m ensuplarınca (Ahmet URAL, Haşan ZEKİ) kaleme a lın m ış "Gençliğin Akademik ve Siyasi M ücadelesi" isim li kitaptan sözed iy oru z. Bu k ita b ın "temel tezler"i üzerin de b ir başka yerde durmak y a r a r lı o la c a k tır .
Mayıs 1988 soru lu yor; ve y a n ıt, dernekler n a sıl olursa k itleselleşir? sorusuyla b irlik te yürüyen b ir sürü boş, anlam sız, k ıs ır tartışm ayla a ra n ıy o r. Böyleee her şey tepetaklak e d iliy o r, tam b ir çıkm az ve k argaşaya düşülüyor. Öğrenci hareketi ca n la n d ırılm a d a n , bunun için yoğun, sü rek li, sistem li b ir prop a ga n d a -a jita sy on sürdürülmeden öğrenci örgütlenm esinin genişleyem eyeceği basit gerçeğinden uzak du ru lu yor. Sendikalar, gelenekselleşm iş ve yerleşm iş mesleki örgütler vb. h a riç, k itle örgü tlerin in "k itleselleşm e"sin in an cak k itle m ücadelesinin gelişm esiyle sa ğ la n a b ile ce ğ i çoğu kimsenin a k lın a gelm i y or. Dernekler etra fın d a o d a k la ş tır ıla n bu tartışm ayı revizyon istler bilerek hep gündemde tutuyor, k örü k lü yorlar. Dernek lerin n ite liğ iy d i, y a p ıs ıy d ı, iş le y iş iy d i, federasyondu v b . k o n u la n öne ç ık a ra ra k , öğrenci hareketinin temel p olitik h edefleri ve soru n ları etra fın d a gelişecek ve böyleee de kendi reformist konum larım sergileyecek b ir tartışm adan bilerek k a ç ı n ıy o r la r . Derneklere kimler üye o la b ilir ? sorusu e tra fın d a yürütülen hummalı tartışm a, sözde çok devrim ci gerçekte sekter ve d a r k a p ıc ı nilk e le r Miy le Yeni Çözüm'ün çanak tuttuğu, revizyon istlerin de doğru su iy i y a r a r la n d ığ ı sahte b ir tartışm a d ır . Akademik istemler düzeyinde b ile o lsa , mücadeleye ilg i duyan her öğren ciye öğren ci örgü tlerin in k a p ısı elbette a çık o lm a lıd ır . Ve zaten gelenekselleşm iş öğ renci ve meslek b irlik le rin in olm adığı b ir ülkede, biz k a p ıla r ım ard ın a kadar açsak b ile , mevcut örgütlere ancak müca dele eğilim i ta şıy a n öğ ren ciler g elecek tir. Onların b ile tümü d e ğ il. Kaldı k i, bu durum, mücadelenin seyrine b a ğ lı ola ra k , kaçın ılm az olarak d e ğ işir. Hareketin canlanm ası ilg iy i ç o ğ a lt ır , durgunlaşm ası z a y ıfla t ır . Bütün bu s o r u n la r ı, gençlik hareketi nin birikm iş tecrü beleri ve bugünkü somut g erçek liğ i temelinde tartışm ak y erin e; işç i sen d ik a la rın a denk sözde "öğren ci meslek örg ü tleri" ya da, sözde "devrime kadar yaşayacak DKÖ'ler" üzerine fantastik ve ütopik, k itle mücadelesinin durumu ve düzeyi ile kitle örgütlenm esi a ra sın d a k i ilişk iy e g özlerin i kapayan b ir tartışm a yürütmek, öğren ci hareketinde ve örgüt lenmesinde h içb ir gerçek ilerleme y a ra ta maz. Yeni Çözüm v b . g ru p la r, rev izy on ist lerin g en çliğ i parlamentonun b ir d ış dayan ağı yapm ayı hedefleyen reformist konumuna s a ld ır a c a ğ ın a , tartışm ayı bu rada y o ğ u n la ştıra ca ğ ın a , "dernek ilk e le ri" üzerine ik in cil b ir tartışm aya alet olu yor. Dernekleri kurmak, yaşatmak ve "k it
EKİM
19
leselleştirm ek" v b . kendi içinde b ir amaç olam az, olm am alıd ır. Örgüt y a ln ız ca b ir a r a ç tır ; sorun, m ücadeledir. Mücadele g e liş tir ile b ild iğ i ölçüde örgütlenme gerçek y erin e, anlam ına ve işlevin e k avuşacak tır . O zaman bugün çok ta r tış ıla n "kitleselleşm e" de gerçekten sa ğ la n a ca k tır . Öte yandan, birim esa sın a ve tem silci ler sistemine d a y a lı fi il i öğrenci b ir lik le ri sorununun neden ta r tış ılm a d ığ ı, neden y a ln ız ca derneklerle y e tin ild iğ i de a y rı b ir sorun. Oysa örgütlenmenin önüne dik ilen bin türlü engeli aşmanın b ir yolu da bu dur. Bu, y asal örgütlenme hak ve o la n a k la rın a sahip ç ık ış la çelişmez de. Dernekler olsa da olmasa da, öğrenci örgütlenmesi bu temele oturmak zorunda d ır .
PROLETER SOSYALİZMİ VE GENÇLİK
Türkiye k ap ita list b ir ü lk ed ir. İk tid a r b u rju vazin in elin d ed ir. Toplum yaşam ının tüm temel a la n la rın d a sermaye egem enliği hüküm sürm ektedir. Toplumun yaşam ına en geri b ir görüş a ç ıs ıy la y a k la şa n la r b ile , uzun y ılla r süren b ir ayak diremenin a rd ın d a n , hiç kuşkusuz görüş a çıs ın d a k i ilerlem eden çok maddi o lg u la rın kendini d a y atm asıy la, gelinen yerde k a p ita list Türkiye g erçeğin i kabul etmek zorunda k a lm ış la rd ır. Fakat id eolojik tu ta r s ız lığ ın ve kü çü k -b u rju v a s m ıf konumunun doğası g ereğ i, burjuva-dem okratik devrim ufkunu b ir türlü aşamamakta, k a p ita list b ir ülkede "siy a sa l dem okrasi"yi stratejik b ir hedef ve aşama olarak ele almaya devam etm ektedirler. Bunun geçm işte, devrim ci gen çlik ha reketi a çısın d a n ik i önemli sonucu oldu ; b ir in c is i, bu hareketin ön s a fın ı tutan önemli b ir sosy a list gençlik p ota n siy eli kendi eğilim ine uygun b ir id e o lo jik -s iy a sal kimlik ve örgütsel y a p ıy a kavuşturu la c a ğ ın a , dem okratik-halkçı b ir çizg id e ve örgütsel ortamda erimeye ve bozulm aya u ğ r a t ıld ı. İk in c is i; özgürlük ve bağım s ız lık istem iyle ayağa kalkan gençlik T ü rk iy e'n in mevcut tarih sel-toplum sal ko ş u lla r ın d a , gerçek özgürlüğü ve bağım s ız lığ ı gerçekten sa ğ la y a b ilecek b ir ic ik çözüm olan sosyalizm m ücadelesine yön elti leceğ in e, demokrasi m ücadelesiyle s ı n ı r la n d ı . Evet gençlik 20 y ı l d ı r özgürlük ve b a ğ ım s ız lık is tiy o r . Fakat T ü rk iy e'n in bugünkü s ı n ı f iliş k ile r i ve egem enliği k oşu lla rın d a özgürlük ve b a ğ ım s ız lık istem lerini elde etmenin, mevcut sermaye
20
EKİM
S ay ı: 8
egem enliğini devirmenin ötesinde hangi yolu var? Özgürlüğü sermaye boğu yor; onu d ev i rerek elde e d ile b ilir ancak. Em peryalist b a ğ ım lılığ ın tem eli, b a z ıla r ın ın b ir dönem id d ia etme gülünçlüğünü gösterdik le ri g ib i feod aller d e ğ il, bu rju vazin in ta k endisi olu ştu ru yor; bu rju va s ı n ı f ik tid a rı devrilerek gerçek b ir b a ğ ım s ız lığ a k a v u şu la b ilir ancak. Gerçek b ir b a ğ ım sız l ı ğ ı elde etmenin, aynı şey demek olan em peryalist sermaye cephesini y a r ıp d ı ş ı na çıkm an ın , T ü rk iy e'd ek i bu rju va s m ı f ik tid a r ım y ık ıp parçalam a d ış ın d a b ir yolu olduğunu, tarih sel-toplu m sal koşul lardan k opm ak sızm , kim id d ia e d e b ilir? Bizde, T ü rk iy e 'd e , özgürlük ve bağım s ız lık somut ve pratik olarak proleter devrim ine bağlan m ış, onun b ir p a rça s ı olmuş, sosyalizm sorunundan ayrılam az hale gelm iştir. Yerleşmiş dem okratik-halkçı ö n y a r g ıla ra , sa p la n tıla ra aldırm a ya rak , bu gerçe ğ i a ç ık lık la devrim ci öğren ci k itlelerin e anlatm ak, devrim ci öğren ci hareketini proleta ry a n ın sosya list b a y ra ğ ı a ltın d a sa vaşa çekmek gerçek kom ünistlerin şa ş maz g ö re v id ir. Son 20 y ı l d ı r devrim ci g en çlik hareketinin hep s a fla r ım tutmuş, hala da tutan sosya list eğilim li g en çlik , dem okrat-halkçı id eolojik bozulmuşluğun y a r a ttığ ı g e rilik olm asa, sözü edilen görevin gerçekleştirilm esinde müthiş b ir dayanak o la b ile ce k tir. Sosyalist eğilim li bu önemli gençlik kesim ine, sosyalizm a d ın a son 20 y ı l d ı r hep kü çük -bu rju va sosyalizm i egemen old u . Fakat bu 20 y ı l m k en d isi, bu a k ım m , devrim ci gen çliğe tu ta rlı b ir dünya görüşü sunmak, onun devrim ci siy a sa l eylem ini doğru b ir çizg id e yönet mek ve doğru hedeflere yöneltmek konu sundaki y e te rs iz lik liğ in i, t u t a r s ız lığ ım ve y eten ek sizliğ in i gösterm iştir. Bugün T ü rk iy e'd e iş ç i hareketi b e lir gin b ir şekilde öne ç ık ıy o r , iş ç i hareke tinin tarih sel ve güncel soru n la rı ve ih tiy a ç la r ı kendini teorik ve pratik a çıd a n d a y a tıy o r. Bu gelişm enin, bu olgunun k en disi, kü çük -bu rju va so s y a liz minin teorik z a y ı f l ığ ı m ve t u t a r s ız lığ ı n ı , iş ç i hareketinin ön s a fla r ın ı tutmada ki teorik ve pratik y etersizlik ve yete n e k sizliğ in i daha a çık hale g etirecek tir. Onun bilim sel sosyalizm i temsil etme id d ia s ın ın d a y a n ık s ız lığ ım görmek ve göstermek zemin g en işleyecek tir. Ve elbet te, b ir kere daha o her zamanki d u y a r lı l ı ğ ı ile devrim ci öğrenci h areketi, bunun s o n u çla rım kendi bünyesinde y a şa y a ca k tır . İş ç i s ı n ı f ı toplumumuzun en d ir i, en devrim ci, en tu ta rlı s ı n ı f ı d ı r . B urju vazi ye k a rşı muzaffer b ir devrimin b a ş ım
çek ebilecek , önünü tutabilecek n itelik te ve yetenekte b iric ik s ı n ı f odur. İş ç i s ı n ı f ı kendi id eolojik ve örgütsel s ı m f kim liğine k a v u şa b ild iğ i ölçüde, devrim ci gençlik hareketi de bugüne kadarki b ir çok temel zaafın d an kurtulma ola n a ğ ın a kavuşacak tır . G ençliğin temel devrim ci özlem lerine ve istem lerine ancak sosya list p roletarya cevap v e r e b ilir . Gençliğin devrim ci ey le mini doğru b ir çizg id e b a ş a r ıy la ancak sosy a list proletarya yönetip y ön len d irebi lir . Devrimci g en çliğin sonu gelmez b ir ıs r a r la sürdürdüğü tu ta rlı b ir dünya görüşü a r a y ış ım ancak proleta ry a n ın dünya görüşü, Marksizm-Leninizm, k a r ş ı la y a b ilir . Devrimci g en çliğ i tu ta rlı b ir dünya görüşüyle ancak proleta ry a n ın komünist s ı m f p a rtisi eğitip d o n a ta b ilir. Komünistler, küçük -bu rjuva sosyalizm i nin gençlik hareketi üzerindeki bugünkü egem enliğinden umutsuzluğa k a p ılm ıy or la r . Küçük-burjuva sosyalizm i o e tk in liğ i kendi b a y r a ğ ıy la d e ğ il, p roleta ry a n ın b a y r a ğ ım k u llan arak , onun a rd ın a sak lanarak sağlam ış bulunuyor. Komünistler ve s ı m f b ilin ç li iş ç ile r proleter sosyalizm inin gerçek s ı m f b a y ra ğ ın ı y ü k selteb ild ik leri ölçüde, g en çliğ in ön sa fla rın d a n bu b a y ra ğ ın a ltın a aka cak önemli güçler b u la ca k la rd ır.
Sİ YASAL TUTUKLULARA. . . (B aştarafı s .23 'de) la n m a s ıy d ı. Tutuklamalar da o n la rı durduram ıyor. Düşmanın v erd iğ i sözlere in anılm aya ca ğ ı a ç ık . Uygulamalar ve y aşan an lar bunu kanıtlam aya y etiy or. Öte yan dan, tek tip elbise uygulam a sın a bütünüyle son v erilm ediği, b a sk ı ve y a sa k la rın bahanesi olmaya devam ettiği sürece, cezaevlerindek i kaynaşma da bitm eyecektir. Tek tip elbise uygulam ası ise , k ıs a sürede bütünüyle k a ld ır ıla c a ğ a benzem iyor. Adalet B akanının "n iye k al d ır ıla c a k deniyor da k a ld ırılm ıy o r ? " sorusuna, "tek tip tüzüğünü d eğ iştireceğiz d ed ik . Hemen değişecek demedik" şek linde ki cev a b ı da bunu gösteriyor. Bu cevap bask ı ve y ıld ırm a p o litik a s ın ın devam edeceği anlam ına g e liy o r . Bu durumda, tutuklular için direnmek ten başka yol k alm ıyor. Onlar da bunu y a p ıy o r la r . "Siyasal Tutuklulara . Özgürlük" istemi doğrultusundaki ajitasyonu y a y g ın la ş tır mak, hiç ihmal edilmemesi gereken b ir g ö rev d ir. Siyasal tutuklulara sahip ç ık mak, dayanışm ayı arttırm ak vb. her türden eylem lilik bu istem temelinde y ü k seltilm elid ir.
Mayıs 1988
EKİM
21
Cezaevleri;ve direnme görevi 12 Eylül ve son rası dönem, aynı zamanda Türkiye tarih in de en yoğun işkenceler dönem idir. İşkenceye sadece siy a si şubelerde başvu ru lm adı, y a y g ın ve k itlesel olarak cezaevlerinde de sürdürüldü. Siyasal tutuklular b u ra la rd a , önceki dönemlerle kıyaslan am ayacak tarzda b ask ı ve işken ce u y g u lam alarıyla k a r ş ıla ş t ıla r . Ö zellik le D iyarba kır ceza evi nazi kam plarındaki işkencelere rahmet okutan uygulam alara sahne old u . Bu uygulam alar zaman zaman ce za e v le rindeki diren işlerle geriletilm esine ra ğ men, değişik biçim lere bürünerek v a r l ı ğ ı nı hep korudu, koruyor. Sık s ık gündemi işg a l eden ceza evi d iren işleri de bunu a n la tıy o r . *
*
*
K arşı-devrim in ceza evlerindek i temel p o lit ik a s ı, b ask ı işkence ve y ıld ırm a p o lit ik a s ıd ır . Bu politik a n ın yegane ama cı ; devrim ci onuru ve k iş iliğ i zora dayanarak yok etmek, komünist ve dev rim cileri siy a sa l in a n çların d an v a zg eçirip teslim alm aktır. Komünist ve devrim cilerin ilk görevi bu s a ld ır ıla r a k a rşı k a r a r lıc a direnmek t ir . Çünkü, siy a sa l k iş ilik le r in i korumak ve siy a sa l in a n çla rın d a n - b ir an için olsa b ile - vazgeçmemek on la rın en temelli g ö re v id ir. Bu görev ilk esel önemdedir ve ilkelerden asla taviz verilem ez. Öte yandan, siy a si p oliste olduğu g ib i, cezaevlerinde de ilk s a ld ır ıla r ın en şid d e tli s a ld ır ıla r olduğu b ir g erçek tir. Amaç; k işiy e düşünme fır s a t ı dahi ta n ı m aksızın b ir an önce sonuca u laşm ak tır. Bu nedenle, düşmanla yüzyüze gelinen ilk andan itib aren ona k a rşı a lın a n ilk tutumun önemi büyüktür ve çoğu kez tayin e d ic id ir . Anlık b ir z a y ıflık , en küçük b ir k a r a r s ız lık , düşmanda umut y a ra ta ca ğ ı g ib i, k iş iy i geri alınm ası zor (b a z e n de geri alınm ası o la n a k sız) ta v izle r vermeye yol a ça r. Düşman da hep b öy le si b ir am k o lla r. Düşmanın cezaevlerindek i ilk hedefi tutu k lu ları ba zı y a p tırım la ra uymak zorunda b ıra k m a k tır. Bu konuda a ta ca ğ ı b ir adım onun için son derece önem lidir. Zira y erleşik b ir k u ralı ortadan k a ld ır mak oldukça zor ve zahm etlidir. D olayı s ıy la , ilk andan itib aren y a p tırım la ra k arşı direnmek gerek ir. Düşmanın y erleş
tirmek isted iğ i k u ra lla rın y erleşik hale gelm esini engellemenin ve onun ilerlem esi ni durdurmanın b ir ic ik yolu bu dur. K arşı-devrim in d a y a ttığ ı y a p tırım la r k ar ş ıs ın d a esnek davranmak b ile y a n lış t ır . Kimi zaman direnmenin biçim inde b e lir li b ir mantık aramak dahi gereksiz o la b ilir . Esasen, b öy lesi b ir durumda, s a ld ır ın ın kendisinin de b ir m antığı yoktur. Y a p ıla cak tek şey , d a v ra n ışın biçim sel olarak tu ta rlı b ir m antığa sahip o lu p -o lm a d ığ m a bak m ak sızın , direnm ektir. M etris'teki diren işlerd e bu türden d a v r a n ış la rın tipik örneklerinin y a şa n d ı ğ ı b ir g erçek tir. Metris ve İsta n b u l'u n diğer cezaevlerindeki mücadele, onurunu, b ir y a n ıy la y a p tırım la ra başın d an itib a ren k a r a r lıc a t a v ır alm aya, diğer y a n ıy la d a , düşmapı. çileden çık a ra n ve çoğu kez direnen devrim cilerin kendilerine b ile m antıksız (!) gelen k arşı k oyuşlara borçlu d u r. ’ * K arşı-devrim in ^ sa ld ırıla rın a k a rşı k itlesel d iren işlerin önemi yadsın am az. Esas görev de s a ld ır ıla r a k arşı k itlesel direnmeyi örgütlem ektir. Fakat b a z ı özgül k oşu llard a bu mümkün olm a y a b ilir. Sözge lim i, k oşu llar henüz işe k itlesel b ir d iren işle başlam aya e lv e r iş li d e ğ ild ir . Ya da , k a rşı-d ev rim a ld ığ ı ted b irlerle -g e ç i c i de o ls a - bu tür b ir direnişin k oşu lla r ın ı ortadan k a ld ırm ış o la b ilir . Böylesi b ir durumda "e lv e r iş li k oşullar oluşunca ya kadar beklemek" t u t a r s ız lık t ır , opor tünizm dir. Bu durum larda, tek tek k işilere ya da b u n la rın toplam ından oluşan b ir "d iren iş o d a ğ ı"n a büyük gereksinme d oğ a r. Y apı lacak şey b e llid ir . "Direniş od a ğ ı "m oluşturup devrim ci onuru ve k iş iliğ i korumak için dişe diş b ir mücadeleye girmek ve "diren iş o d a ğ ın ı genişletmeye ç a lış m a k ... Bu düşmanın önüne set çeke ceğ i g ib i, "cephe g erisi"n in h a zırla n m a sı nı ve giderek k itlesel b ir diren işin örgütlenm esini de ola n a k lı k ıla c a k tır . Bir kez daha İstanbul cezaevlerinden örnek v ereceğ iz. İstanbul cezaevlerindeki k itlesel dire n işlerin b ir günde varedilm ediği bilinm e lid ir . B uralardaki k itlesel d iren işlere, Sultanahmet ve Davutpaşa cezaevlerinde yatan çe şitli gruplardan s ı n ı r l ı s a y ıd a devrim cilerin oluşturduğu "d iren iş o d a ğ ı" sürecinden geçilerek v a r ılm ış tır . Sözkonusu "d iren iş o d a ğ ı" , tıp k ı göle a tıla n ta şın h a lk a la r çizerek genişlem esi g ib i,
22
EKİM
Sayı: 8
e tra fın a doğru genişlem iş ve giderek k itlesel b ir direnişe yükselm iştir. İşte Metris ve İs ta n b u l’ un diğer ceza evlerin d eki d iren işlerin b ir s ır r ı da budur. ’’ Kitlesel b ir diren işin k oşu lla rı yok tur" "kendi a rk a d a şla rım ızın tümünü b ile diren işe çe k e m e y iz... Şu grup olmadan eylem o lm a z ... bekleyelim " denilerek tes lim iyetin teorisinin y a p ıld ığ ı Mamak’ m durumu ise o r t a d a ... Olumsuz b ir örn eğ i, teslim iyeti sim geliyor. Komünistler cezaevlerinde de siy a sa l k im liklerin i ve in a n ç la r ım korumaya büyük önem verm elidirler. Koşullar ne denli elv e rişsiz olursa olsu n , ilkem iz; direnmek, direnmek ve yine direnm ektir. Bu, olağanüstü b ir fe d a k a r lığ ı ya da düpedüz kendimizi davaya adamayı gerek tir e b ilir , g e re k tirir. Komünistler gerekti ğinde siy a sa l in a n çla rı uğruna ölmekten kaçın m azlar. Komünistlerin H itler’ in toplama kamp la r ın d a , keza; Vietnamlı yurtsever ve devrim cilerin Paulo Kondor zin d a n ın d a , Kürt yu rtseverlerin in D iyarbakır ceza evin de ve Fatih Öktülmüşlerin İstanbul S ağm acıla r cezaevinde se rg ile d ik le ri tutumlar (ve ölüm ler) örnek a lın m a lıd ır . Devrimle k a rşı-d ev rim a ra sın d a k i mü cadelede -ilk e s e l olmamak k oşu lu y la k a r ş ılık lı ta v izlerin de yeri v a r d ır . Ancak, verilen ta v izler "g eri alınm a koşulu"na b a ğ la n m a lıd ır. Hesapsız b ir geri adım ın , k a vg a y ı içinde b a rın d ırm a yan b ir geri çekilm enin, gerçekte geri alınm a koşuluna bağlanm am ış b ir taviz p o litik a s ın ın z a r a r la r ı büyüktür. Komü n istler bu tür b ir taviz p olitik a sın d a n yana olam azlar. Z ira , sözde "zaman kazanma" "düşmanı durdurma" "güç top la ma" a d ın a başvurulan b öy lesi b ir p olitik a tam b ir teslim iyeti değilse b ile , bu yönde b ir eğilim i ifade eder. Bu eğilim en tipik h a liy le tek tip elb ise uygulam asına k arşı mücadelede görüldü . B ilin d iğ i g ib i, tek tip elb ise b e lir li b ir tarihten (1984) sonra özellik le İstan bul cezaevlerinde sert ça tışm a la rın nedeni old u . Deyim yerin d eyse, başka ceza evle rinde görece ön em siz(î) hale gelen bu sorun, İstanbul cezaevlerinde adeta ilk e sel önemde b ir sorun düzeyine y a k la ştı Mücadelenin g eleceği a çısın d a n da nere deyse b e lir le y ic i b ir konum k a z a n d ı. Bir çok grup bu sorunun v e r ili k oşu lla rın d a k i gerçek işle v in i k a vra y a m a d ı. Kaba b ir y a k la şım la , tek tip elbise u ygu lam asının b ir devlet p o litik a s ı olduğunu, devletin bu sorunda ta viz verm eyeceğini, mevcut g ü çlerle bu s a ld ır ın ın göğüslenem eyeceğin i, tek tip elbisen in b ir ilke sorunu o lm a d ığ ım ve üstelik de diğer b ir çok cezaevinde tek tip elbisen in g iy ild iğ in i vb. vb. ile r i sürerek, sözde "uygun
k oşullarda çık a rtılm a k " k aydı ile elb ise nin giyilm esi savunuldu. Tek tip elbise uygulam asına k arşı nispeten uzun soluklu b ir direniş örgütlem eyi düşünmek yerin e, tek tip elbise giymeye k arşı çık a n g ru p la rın " a ş ı r ı lı k " l a r ım n eleştirilm esin de ifa d esin i bulan edilgery ve g eri b ir platform tercih e d ild i. Esasında sorun sadece tek tip elbise sorunu da d e ğ ild i. Tek tip elb ise b ir b u z d a ğ ın ın görünen k ıs m ıy d ı. Düşman tek tip e lb is e y i giydirm eyi kabul ettirmekle sadece ilk adım ı atmak istiy ord u . A sıl hedefi tu tu k lu la n tam olarak teslim alm aktı. Fakat sözkonusu g ru p la rın bunu kavram aya ne n iyetleri ne de zam anları v a r d ı. Sorun, B rest-L itovsk , NEP, Stalin grad savunması ve Waterloo sa v a şı g ib i tarih sel o la y la r üzerinde sürdürülen ko medi tartışm alarla tam b ir saçm alığa dönüştürüldü. Sonuçta b ir çok .g ru p tek tip elb ise y i g iy d i. Kim ne derse desin, günün k o şu lla rın da tek tip elb isey i "p a z a r lık s ız giym e"de ifa d esin i bulan bu "ta k tik ", nesnel o la rak , tek tip elbisenin şah sın d a yoğu n la şan genel d iren işi tahrip etmekten başka b ir işe yaram adı. Oportünist b ir eğilim i sim geliyordu. Günümüzde tek tip elbise uygulam ası -d ire n işle rin b a s k ıs ıy la - önemli ölçüde geriletilm iş bulunuyor. D o la y ısıy la bu sonucun b iza tih i kendisi ve y a şa n a n la r, d iren işi uzun vadeye y a y a n la rı h ak lı ç ık a r d ı. C ezaevleri, 12 Eylül son rasın d a çok çe ş itli mücadele biçim lerine ta n ık lık etti. Tutuklular devrim ci y a r a t ıc ılık la b ir çok diren iş biçim i bulup u y g u la d ıla r . Bütün bu olum luluklara rağmen, direniş biçim le rinin her zaman iç in , yer ve zaman a çısın d a n isabetle u y g u la n d ığ ı söylene mez. Süresiz a çlık g revlerin in s ık sık ve olur-olm az uygulanm ası bunun ö rn eğ id ir. Mücadele biçim lerinin y e rli y ersiz k u lla nılm ası yarardan çok zarar g e tirir , m ücadeleyi y o z la ş tır a b ilir . Yerinde k u lla n ıld ığ ın d a nispeten ya p tırım gücü olacak olan b ir eylem biçim inin (sözgelim i a ç lık g r e v i), giderek etkisizleşm esine ve k a n ık sanm asına y o la ça r. Nitekim, a ç lık g rev le rinin bugün diğer mücadele a la n la rın d a da olur-olm az ku llan ılm ası ve neredeyse b a ş lıb a ş m a b ir silah görünümü kazanma sı esasın d a b ir z a a fı da içinde ta ş ıy o r . G andiciliğin devrim ci s ı m f mücadele sinde örnek alın a ca k b ir şey olm adığı a ç ık t ır . Mücadele biçim leri y e rli y ersiz uygulanmamalı ve devrim ci y a r a t ıc ılığ a b a ş v u ru lm a lıd ır. B askıya ve dayağa k a rşı uzun sü reli f i i l i direnmenin etk isi yadsın am az. Son ola ra k ; cezaevine düşen her komünistin, g eçici de o lsa , d ışa rd a k i (Devamı s:3U'de)
M ayıs 1988
EKlM
23
YAŞASIN F İL İS T İN AYAKLANMASI! «9
Siyonist İs r a il devleti ta ra fın d a n Ebu. Cihad (H alil el Vezir) 16 Nisan günü Tunus’ taki evinde öldü rü ldü . Varşova G ettosu'ndaki yah u dilerin Hitler faşizm ine k arşı ayaklanm asının 45.yıldönümünün k u tla n d ığ ı günlerde, İs r a il d e v le ti, N azilerin sindirm e, yoketme, iş g a l, suikast v b . m etodlarm ı F ilistin h a lk ın a , F ilistin d iren işin e ve önderlerine k arşı u ygulu y or. Faşizmden, em peryalist savaştan çok a cı b ir şekilde n a sibin i alm ış yahudi h alk , İs r a il hakim s ın ı f la r ı n ı n , fa şist ve g erici gü çlerin in yön len dirilm esiyle F ilis tin ve Arap h a lk ın a k a rşı uygulanan yoketme, işg a l eylem lerinin gen ellik le y an ın d a olu yor. Bu tarih sel çe liş k i doğrudan, sömürücü s ı n ıf la r ın , b u rju v a zinin egem enliğinin sonucudur. İ s r a il devleti kuruluşudan bu yana geçen 40 y ıl için de s a y ıs ız cin ayetler iş le d i. F ilistin h a lk ın ın önderlerine k a rşı su ik a stler düzpjıledi. Ebu Cihad siyon ist hükümetin k a r a r ıy la öldü rü ldü . Ebu C ih a d , F ilistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)nün hem 1948'de İs r a il top ra k la rı olarak ilan edilm iş, hem de 1967'de işg a l edilm iş F ilistin top ra k la rın d a k i tüm ey lem lerinin sorumlusu, FKÖ s ila h lı kuvvet lerin in ön d eriy d i. 1982'd e İs r a il ordusunun B ey ru t'tak i F ilistin v a r lı ğ ım yoketmek için u y g u la d ı ğ ı s a l d ı n ve kuşatmadan sonra B eyrut'u terketmek zorunda kalan FKÖ mücadele stra tejisin in merkezine bizzat F ilistin to p ra k la rım esas mücadele a la m yapm ayı koy d u . " iç te m ücadeleyi geliştirm ek" FKÖ'nün stratejik hedefi olarak kabul
C ezaevlerindeki Kaynaşma Devam E diyor.
Siyasal tutuklulara özgürlük! Özal hükümeti, Şubat ay ın d a D iyarba k ır cezaevinde b ir devrim cinin yaşam ım yitirm esiyle sona eren a ç lık grevinden sonra y a p tığ ı b ir açıklam a ile , bundan b öyle tek tip elb ise u ygulam asının tüm cezaevlerinde k a ld ı r ı l d ı ğ ım b elirtm işti. Yine a y m günlerde, Adalet B a k a n lığ ı, ceza evi yönetm eliğinin buna göre yeniden düzenleneceğini a ç ık lıy o r d u . Ne v a r k i, uygulam alar a çık la m a la rın tersi yönde g e liş ti. Birçok cezaevinde tektip elb ise uygulam asına devam e d ild iğ i g ib i, cezaevi yönetm eliğinde de h içb ir d eğ işik lik y a p ılm a d ı. C ezaevlerindeki b a sk ı ve ya sa k la r
e d ild i. Ve bu zorlu görevin yükü esas olarak Ebu C ih a d 'ın om uzlarına y ü k len d i. Beyrut yen ilgisin d en sonraki y ılla r d a FKÖ için d ek i örgütler ve FKÖ ile d iğer F ilistin li örgütler arasın d a meydana gelen m ücadelelerin, ça tışm a la rın , parçalanm a la r ın durdurulup, aşılm a sın d a , ve 1987'de Cezayir ve Amman'da toplanan F ilistin Ulusal M eclisi'n de yeniden FKÖ'nün b i r li ğinin sağlanm asında Ebu C ih a d 'ın önemli rolü old u . O, F ilistin örgütlerince ta n ı nan g ü v v e n ilir, y a p ıc ı b ir ön derd i. Ebu Cihad "içte m ücadeleyi geliştirm e" stra tejisin in hayata geçirilm esinin ve 6 ay önce başlayan F ilistin ayaklanm asının baş m im a rla n n d a n d ı. Ü rdün'den, İs r a il için d e ve işg a l a ltın d a k i toprak lardak i eylem leri bizzat yön etti. İş g a l a ltın d a k i b ölgelerd ek i spor dern ek leri, folk lor g r u p la n , k adın örgüt le r i, çocuk y u v a la n , bak ım evleri v b g . kültürel ve sosyal örgüt ve kurum lan FKÖ'nün in siy a tifin e alm asını ve b u n la rın ayaklanm anın a ra çla rı haline getirilm esi ni s a ğ l a d ı . Öldürülmeden k ısa b ir süre önce, "As S afir" a d lı günlük b ir Lübnan gazetesine v e rd iğ i y a n ıtın d a "işg a l a ltın d a k i F ilis tin top ra k la rın d a başlayan ayaklanma gökten yere düşmedi ve b ir sü rp riz d e ğ ild ir . Ayaklanma, h a lk ım ızın b ir d izi m ücadelesinin yeni b ir sonucudur. Ayak lanma özgür b ir an avatanın k a p ıs ın ı a ça ca k tır" d iyordu . Siyonist İ s r a il, FKÖ'nün kalbine vu r du. Fakat F ilistin h a lk ın ın k a lb i durma y a c a k tır . sü rü yor. T utuklular, b a s k ıla r a ve y a sa k la ra , verilen sözlerin yerine getirilmemesine a ç lık g rev leriy le y a n ıt v e riy o rla r . Urfa, D iy a rb a k ır, Antep, Ç anakkale, Konya g ib i b ir çok cezaevindeki yüzlerce s iy a s i tutuklu Nisan a y ım a ç lık g re v le riy le g e ç ir d ile r . Cezaevlerinden b ir i b ır a k ıp , d iğ e ri b a ş lıy o r . Birçok tutuklu ölümle burun buruna. A çlık g rev leri durmak b ir y a n a , y a y g ın la ş ıy o r . Bu durum, tutuklu y a k ın la r ım da ka çın ılm a z olarak eyleme itiy o r . Tepkilerse giderek sertleşiy or. A ileler, destek am açlı a ç lık g revlerin in y a m s ır a , değişik tür den protesto eylem lerine b a şv u ru y orla r. B elirli yerlere siyah çelenk bırakm a, işlek m eydanlarda protesto g ö ste rile ri, "kendim izi y a k a rız " teh ditleri bunlardan b a z ıl a r ı . En sert tepki ise, D iyarba k ır A ğ ır Ceza Mahkemesinin ca m ların ın ta ş (Devamı s .2 0 'd e j
24
EKİM
S a y ı:8
Kürt ulusal sorunu ve sınıf tutumu T ü rk iy e'd e ik i ulus yaşam ak tadır; Türkler ve Kürtler. Türk ulusu egemen u lu stu r. Kürtler ise her türlü haktan yoksun ezilen , sömürge statüsünde tutulan b ir ulus durumunda d ır . K ürtlerin, başta kendi kaderin i tayin hakkı olmak üzere her türlü hakkı zora d a y a n ıla ra k inkar edilm ektedir. Kendi d ille r in i serbestçe k on u şm aları, a n a d ille rinde eğitim y a p m a la rı, k ü ltü rlerin i ge liştirm eleri v b . b ile y a s a k tır . Ayrı devlet kurma hakkı Türk ulusunun tek elin d ed ir. B urjuvazi bu a y r ıc a l ı ğ ı , Kürtler üzerinde u lusal b ir ba sk ı p o litik a s ın ın a ra cı olarak kullanm aktadır. Bugünün T ü rk iyesi, y a ln ız ca s ın ıfs a l b a sk ı ve zulmün d e ğ il, ulusal b a sk ı ve zulmün de t o p r a ğ ıd ır . Türk ulusunun dam gasını ta şıy a n bugünkü devletin s ı n ır la r ı önce den zora d a y a lı olarak çizild iğ in d e n , ik i ulusun bugünkü devletin s ı n ı r l a n için d e b irlik te y a ş ıy o r o lm a la rı, gönüllü b ir b ir lik te liğ i ifade etm iyor. Tersine, bu b ir lik , Kürt ulusunun r ız a s ı h ila fın a sağlanm ış zoraki b ir b ir lik tir . Utanç v e r ic i b ir h a k s ız lığ ı ifa de eden bu durum, ik i ulus ara sın d a gerçek ve k a lıc ı b ir dostluğun kurulabilm esini de ön lü yor. Peki bu sorunun en iy i, işçile rin ve sosyalizm in ç ık a r la r ın a en uygun çözümü nedir? Biz, Marksist teori ve ilkelerim izin yol g ö ste riciliğ in d e , her şeyden önce, ik i ulusu çevreleyen ta rih sel, ik tisa d i, sosyal ve siy a sa l k oşu lla ra , toplumsal gelişm enin b ir bütün olarak gerçek seyrine b a k a r ız . Bize, u lu sal sorun da d a h il, tüm toplum sal soru n ların çözümünün n a sıl ve neye b a ğ lı olduğunu gösterecek olan yegane anahtar bu du r. Tutumumuzu ve h edefleri mizi buna göre sa p ta rız . Ö zellikle son otu z-k ırk y ıld a Türkiye ve Türkiye K ü rd ista m 'n d a nispeten h ız lı b ir k a p ita list gelişmenin y a ş a n d ığ ı b ir gerçek tir. Derin ik tisa d i, sosya l ve s iy a sa l d eğ işik lik lere yol açan bu g e liş menin her bakım dan K ü rdista n 'ı T ü r k iy e ' ye y a k la ş tır d ığ ın d a n kuşku duyulam az. Söz gelim i, on y ılla r d ır K ürdistan1daki geleneksel feodal y a p m ın dağılm aya yüztutm asm a, köylülük için d eki s ın ıf fa rk lıla şm a s ın ın gözle görülür b ir biçim de derinleşm esine tan ık olunuyor. Y üzbin-
S. METİN
lerce Kürt köylüsünü ve işç is in i san ayi kentlerine, k ap italist sektörlere ve maden o ca k la rın a çeken de bu ik tisa d i evrim dir. Bu evrim , b ir yandan hem T ü rk iy e'd e ve hem de Türkiye K ü rd ista m 'n d a modern s ın ıfla r ın güçlenmesine ve nesnel k oşu lla r ın ın daha da olgunlaşm asına b a ğ lı olarak s ı m f m ücadelelerine yol açarken, b ir diğer yandan da, fa b rik a la rd a , işy erlerin d e v b . Kürt ve Türk proleterle rinin tartışm a götürmez b ir biçim de kaynaşm alarına ve tek b ir s ı m f ordusuna dönüşmesine neden olu y or. İşte bu durum, k a rşı yönden, b ir b ir le r iy le kaynaşan ik i ulustan bu rju v azi ile büyük toprak sah ip lerine k a r ş ı, ik i ulustan proleterlerin ve sömürülen, ezilen diğer y ığ ın la r ın zorun lu devrim ci ittifa k ın ın nesne^ temelini de olu ştu rb y or. S ım f b ilin ç li işçile rin ve komünistle rin temel görevlerinden b ir i, her zaman ve hiç durm aksızın bu yak ın laşm ayı ve ittifa k ı pekiştirmek o lm a lıd ır . Zira bizim için ik i ulustan proleterlerin ve emekçile rin b ir liğ i her şeyden önce g e lir . Özgür ve sosy a list b ir T ü rk iy e'n in de, Kürdis tan 'ı n da yolu bu "tam ve candan" ittifaktan geçer. Siyasal ve ik tisa d i tam kurtuluşu da ancak bu ittifa k güvence a ltın a a la b ilir . Öte yandan, emperyalizm ve b u rju v a z i, başta proletarya olmak üzere ik i ulustan ezilen s ı n ı f l a n yoğun b ir ik tisa d i sömürüye tabi tutuyor ve y ık ım a u ğ ra tıy o r. Buna siy a sa l b a rb a rlık eşlik ed iy or. Kürt ulusundan köylü y ığ ı n la r ın ın ek olarak bu rju valaşm ış ya da y a n -fe o d a l Kürt büyük toprak sa h ip le ri nin sömürü ve b a s k ıs ın a hedef olm ası da b ir başka n o k ta d ır .Yoğun ik tisa d i sömürü ve y ık ım , derin hoşnutsuzluğa yol a ç ıy o r , kendiliğinden ve nesnel olarak bu s ın ıfla n sermayeye ve büyük toprak sah iplerin e yöneltecek tir. Bu durum, ko ş u lla r ın ın oluşm asına b a ğ lı olarak em peryalizm in ve bu rjuvazinin ik tid a rın a (sermaye ik tid a rı) k arşı mücadelenin toplumsal temelinin g en işled iğ in i a n la ttığ ı g ib i, komünistlere de görevlerin i h a tır la t ıy o r . Bu mücadelenin önünde ik i ulustan p roletary a o lm a lıd ır . Ve bu mücadele b ir s ı m f mücadelesi olarak g eliştirilm e lid ir. P roletaryan ın önderliğinde tek ve b irle şik b ir dalga halinde genel olarak sermaye ik tid a rın a , özel olarak da on la rın Kür d is ta n 'd a k i müttefiki büyük toprak sah ip
Mayıs 1988 lerin e y ön eltilm elid ir. İk i ulustan b ilin ç li işçile rin ve em ekçilerin özlemi olan özgür ve sosy a list Türkiye ve Kürdistan, ancak böyle b ir mücadelenin sonucunda b ir gerçek o la b ilir . Elbette Kürtler, sadece kent ve k ır em ekçileri olarak bask ı görm üyorlar. Y a m sır a da, ulus olarak sömürgeci zulmün a ltın d a da e z iliy o r la r . Başta, kendi kaderini tayin hakkı olmak üzere, kendi d ille r in i konuşma, kü ltü rlerini geliştirm e v b . özgürlüğünden de yoksun d u rla r. İşte bu durum, Kürt h a lk ın ın ek b ir hoşnutsuzlukla mevcut devlete yönel mesine, ulusal özgürlük talep etmesine yol a ç ıy o r . Bu da, ik i ulustan p roleta ry an ın özgürlük ve sosyalizm için mücadelesinde ek b ir o la n a ğ ı ifade ed iy or. Ek b ir ola n a ğ ı ifade eden bu soruna n a s ıl y a k la ş a ca ğ ız ? Kuşkusuz s ı n ı f b ilin ç li p roleterler ve komünistler Kürt h a lk ın ın u lu sal talep le rinin de k a ra rlı savu n u şu du rlar. Bu taleplerin h a k lılığ ın a ve meşruluğuna herkesten çok in a n m ışla rd ır. Z ira b iz , Kürt ulusunun zora d a y a n ıla ra k bugünkü s ın ıflı devletin için d e tutulm ası, a y rı devlet kurma h ak k ın ın inkar edilm esi, b u rju vazin in Kürt ulusunun s ırtın d a n elde ettiği a y rı devlet kurma h a k k ım Kürtler üzerinde ulusal b ir baskı p o litik a s ın ın a ra cı olarak kullanm ası k a rşısın d a ka y ıt s ız k ala m ayız. Ulusal zulme k a r ş ıy ız ve gönüllü birlik ten y a n a y ız . Bunun y a ra rın d a n da kuşku duym ayız. Gönüllü lük esası üzerinde kurulacak b ir b ir liğ in ise , ik i ulus a ra sın d a tam hak e şitliğ in in tanınm asından geçtiğin in b ilin c in d e y iz . K a lıcı ve gerçek b ir b ir lik de ancak bu k oşu lla rla mümkündür. İşte bizim , Kürt ulusunun kendi kaderin i tayin h a k k ım k a y ıt s ız -ş a r t s ız savunm am ızın, bu uğurda kesin tisiz b ir mücadele sürdürmemizin nedeni de bu dur. Bu görevin gerekleri yerine getirilm ediği sürece, ik i ulustan proleterlerin ve emek çile rin b irle şik devrim ci eylemi zaafa u ğ ra ya ca k , gönüllülük temeline d a y a lı b ir lik istemi boş b ir söz olarak k ala ca k tır . Bu sorunun b ir y a n ıd ır . Diğer yan ı ise şu; sosya list proleta rya tarih in gördüğü ve göreceği en demokrat s ı n ı f t ı r . O, demokratik talepler iç in , sözgelim i ulusal kendi kaderin i tayin hakkı için de mücadele eder. Ama onu m utlaklaştırm az. "Keni kendine y e te r li11 b ir mücadele o la rak görmez. Z ira , sosya list p roleta ry a n ın dem okratlığı diğer s ın ıfla r ın dem okratlı ğ ından temelde fa r k lıd ır . Sosyalist prole tarya her şeyden önce s ı n ı f s ı z ve sömürüsüz b ir düzen için mücadele eder. Bu nedenle, demokrasi ya da demokrasinin tek tek ta lep leri için mücadele b öy lesi b ir
EKİM
25
hedefe b a ğ lı olarak ele a lın m a lıd ır . Demokratik talepler a d ın a , sözgelim i "u lu sal b a ğ ım s ız lık " uğruna bu hedeften sapılam az ve s ın ıf ın sosyalizm için savaşım ı bu talebin gerçekleşm esinin ertesine ertelenemez. Bu, p roleta ry a n ın kendi gerçek am açlarına y a b a n cıla şm a sı na yol a ça ca ğ ı gibi* b a ğ ım s ız lığ ım yitirm esine de neden olu r. Sorun sadece "utanç v e rici h a k s ı z l ı k la ra son vermek d e ğ ild ir. Kaldı ki bu b ile gerçek çözümünü s ın ıfs a l temelde b ir mücadelede b u lu r. Z ira , her türlü e şitsiz lik ve b a sk ın ın k ayn ağı s ın ıfs a l b ask ı ve e ş its iz lik tir . Bu kaynak kurutulm adık ça , özgürlük sadece b ir özlem olarak k a lır ve ulusal baskı da gerçek anlamda yok edilem ez. D o la y ıs ıy la , diğer sorunlarda olduğu g ib i, bu sorunun tu ta rlı ve gerçek çözümü de -eninde sonunda- gelip bu rju vazinin ik tid a rın ın devrilm esi ve sosya lizm sorununa b a ğ la n m ıştır. Ö yleyse, ik i ulustan p roletary a b ir proleter devrim için eğitilm eli ve ö rg ü tle n d irilm e lid ir. P roletaryanın s ı n ı f b ilin cinin k arartılm a sm a ve m ücadelesinin bölünmesine izin verilm em elidir. S ım f b ilin ç li iş çile r tek b ir kuvvet halinde ve tek partide top la n m a lıd ır. Sermayenin d iren cin i k ıra ca k en büyük kuvvet p ro le ta r y a d ır . Bugün K ü rd ista n 'ın b a zı yörelerin i kapsayan ulusal b ir hareketin g e lişiy o r olması perspektifim izi k arartam ıyor. Kürt h a lk ın ın ulusal ta lep le ri için mücadelenin m u tla k la ş tır ılıp , "kendi kendine y eterli" b ir mücadele olarak geliştirilm esin i doğru bulm uyoruz. Çünkü biz M arksistiz ve biz s ı n ı f ın g örevlerine öncelik ta n ıy oru z. S ım f sa v a şım ı ile ulusal savaşım ı da k a rşı k a rş ıy a koymuyoruz. İk in cis in i b irin cisin e tabi k ılıy o r u z . Bunun u lu sal savaşım ın daha çok y a ra rın a o la c a ğ ım düşünüyo ru z. Ve diyoruz k i; gerçek yaşam ın b iza tih i k en disi, devrim ci merkezin yine İstanbul olduğunu g österiyor. T .K ü rdista m 'n d a devrimin ve sosyalizm in geleceğ i de, T .K ü r d is ta m 'y la K ürdistan1da köklü b ir çözümü İsta n b u l, İzm ir, Adana ara sın d a kurulacak köprüden g e çiy o r. Sorunu bu şek ild e koyuşumuz, Kürt p roleta ry a sı ve h a lk ın a b ir g ü ven sizliğ i ifade etm iyor. Tersine bu s ı m f b ilin c in in , parlak ve güçlü b ir sosya list gelecek hedefinin ifa d e s id ir . Biz, ulusal m ücadeleyi başa alan ve u lusal b ir devletin kurulm asını b a ş lıc a amacı olarak belirleyen b ir hareketin g e lişe b ile ce ğ in i y a d sım ıy oru z. Bu müm kündür ve bugün böyle b ir hareket de v a r d ır . Böyle b ir hareket örgütlemek o n la rın h a k k ıd ır d a . Ama biz diyoruz k i; u lusal b a ğ ım sız lık ve eşd eyişle u lusal
devlet tek b a şın a özgür olm asın ın güven cesi d e ğ ild ir . Tersine bu y a n ıl t ı c ıd ır da. Ulusal devletlerin çoğu kez yeni b ir b a sk ı a ra cı olarak belirm esi de bunu a n la tır . Dahası v a r; b iz, ulusal sorun ve u lu sla rın kendi k aderlerin i tayin hakkı için mücadelenin mutlak olarak u lu sal b ir devletle son u çla n d ırılm a sı gerektiğine de inanm ıyoruz. "Diğer bütün k oşu llar eşit olduğu taktirde" tek ve b irle şik b ir sosy a list cumhuriyetin y a r a n t a r t ış ıla maz. Özgür ve sosya list b ir K ü rdista n 'ı da ifade edecek olan böy lesi b ir cumhuri yet, herkesten önce Kürt p ro le ta ry a sı ve h a lk ın ın y a ra rın a o la c a k t ır . K ü rdista n 'ın ik tis a d i, toplumsal bakım dan en özgür ve en h ız lı gelişm esi, K ü rdistan 'ın so s y a liz me evrilm esi en iy i bu k oşu llarda o la b i lir . SONUÇ: T arihsel am açlarım ız ve ilkelerim izin y a m s ır a , Türkiye ve Türkiye K ürdista-
m 'm b irb irin e y a k la ş tıra n , ta rih sel, ik tisa d i, sosyal ve siy a sa l k oşu lla r, iki ulustan proleterlerin mutlak b ir liğ in in sağlanm asını s ı n ı f mücadelesinin tek b ir devrim ci dalga halinde yükseltilm esini ve b u rju vazin in ve büyük toprak sah iplerin in ik tid a rın ın y ık ılm a sın a yöneltilm esini öngörüyor. Türkiye köklü b ir çözüme gebe ülkele rin b a şın d a g e liy o r. Köklü çözüm ise proleter b ir devrim dir. Özgür ve sosya list b ir Türkiye ve Kürdistan ancak b ir proleter devrimle gerçek o la b ilir . Böyle b ir devrimin sonucunda sosy a list b ir Türkiye ve K ü rdistan 'ın k urulm asının, ik i ulustan proleterler ve h a lk la rın y a m s ır a bütün b ir Ortadoğu h a lk la rı için de önemi ta rtışıla m a z. Her şeyden önce devrim ci b ir üs görevin i görecek ve h a lk la rın mücadelesine itilim k a za n d ıra c a k tır . Bu son nokta b ile tek b a şın a "tam ve candan" ittifa k ın ne denli gerekli olduğu nu a n la tıy o r.
Mahkemelerde Kürtçe Savunma G irişim i ULUSLARA VE DİLLERE TAM HAK E ŞİTLİĞ İ! Şubat a y ın d a , D iyarba kır cezaevinde cerayan eden a ç lık grevin in sonunda tutuklulara "ziyaretlerde Kürtçe konuşma h a k k ı" ta n ın m ıştı. Tutuklular bununla yetinm eyip, bu kez mahkemelerde Kürtçe savunma yapm ayı gündeme g e tird ile r. Geçtiğimiz günlerde, D iya rba k ır bele d iy esi eski başk am Mehdi Zana ve PKK'lı b ir grup yurtsever bundan böyle mahke melerde Türkçe yerine Kürtçe • savunma y a p a ca k la r ım a ç ık la d ıla r . Bunu da he men fiila y a ta dökerek, mahkemede Kürtçe savunma y a p t ıla r . Y urtseverler, mahkeme y a r g ıc ın ın "D iliniz başka da olsa b u rası Türkiye Cumhuriyetinin b ir kurumudur. Ancak d ışa rd a Kürtçe k on u şa b ilirsin iz" y ollu u y a n la r ım dikkate a lm a d ıla r. Savunm alarım Kürtçe yapma konusunda ıs r a r lı d a v r a n d ıla r . Kürt y u rtsev erlerin in , s ı m f mücadele sinin ve ulusal hareketin birikim i ve b a s k ıs ıy la elde edilen "ziy aretlerd e Kürt çe konuşma h ak k ı" g ib i kısm i ilerlem eler le yetinmeyip bunu y a y g ın la ş tır m a la r ı, sözgelim i bu h a k k ı, b ir de, mahkemelerde Kürtçe savunma yaparak fiiliy a t a dökme le ri oldukça yerinde ve e tk ili b ir tutum dur. Proleter dem okrasisinin u lu slar ve d ille r konusundaki istem leri b e llid ir : U lusların kendi k aderlerin i tayin h a k k ı
nın kesin olarak tan ın m ası; u lu slar ve d ille r ara sın d a tam hak eşitliğ in in sa ğ lanm ası; bu e ş itliğ i bazan ya da herhan gi b ir ulusa a y r ıc a lık tan ıya n her türden y a san ın ve uygulam anın k a ld ı r ı l ması v b . Bundan hareketle, s ı m f b ilin ç li iş ç i ler ve komünistler Kürt ulusu için şu istem leri ile r sü recek lerd ir: Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkı kesin olarak ta n ın m a lıd ır; bu temel isteme b a ğ lı o la ra k , Kürt d ili üzerindeki her türlü b a sk ı ve yasağa derhal son v erilm eli, Kürtçe, Türkçe ile h ayatın her a lan ın d a eşit muamele görm eli, Kürtlerin a n a d ille rinde eğitim yapma Kürtçe propaganda ve y a y ın h a k k ı, mahkemelerde ve diğer a lan lard a Kürtçe konuşma, savunma y a p ma ve dilekçe yazma h a k k ım engelleyen tüm y a sa la r geçersiz s a y ılm a lıd ır . Bütün bu istemler için mücadele he men, şimdiden sürdürülm eli ve fiilen gerçekleşm esi için ç a lış ılm a lıd ır . D iy a r b a k ır 'd a Kürt yu rtseverlerin in y a p tığ ı da budur. Bu demokratik istemler uğruna mücade len in , gerçek ve k a lıc ı b ir özgürlük uğruna, proletarya devrimi ve proleter devrim i uğruna mücadele ile b irleştirilm e si her ik i ulustan komünistlerin ve s ı m f b ilin ç li iş çile rin g ö re v id ir.
Mayıs 1988
22 d eh a sı
EKİM
27
Nisan d ev rim ci d ü şü n ce v e eylem in V .I .L e n i n 'in 118. doğum yıld ön ü m ü d ü r.
“İki grup Marksist * İk i grup Marksist v a r d ır . Her ik i grupta Mark sizm b a y ra ğ ı a ltın d a ç a l ı ş ır ve her ik isi de "g e r çek" M arksistlerin kendileri olduğunu sö y le r. Oysa bu ik i grup h içb ir benzerlik göstermez. D ahası: Bu iki grup ara sın d a uçurumlar v a r d ır , çünkü çalışm a yön temleri b irb irin in k a r ş ıt ı d ır . B irin ci grup, Marksizmi yüzeysel olarak kabul e der, ken disin i Marksizmin resmi açık la m a la rı ile s ı n ır la r . Marksizmin özüne girem ediğinden, veya g ir mek istem ediğinden; Mark sizmi gerçekleştirm ek yete neğinden yoksun olduğun dan veya gerçekleştirm ek istem ediğinden, Marksizmin ca n lı ve devrim ci ilk elerin i ölü , anlam sız form üllere dönüştürür. Ç a lış m a la rım , deneylere, pratik çalışm a nın gözönünde tutulm asına d e ğ il, M arks'tan aktarma la ra d a y a n d ır ır . Emir ve d ire k tifle rin i, ca n lı gerçe ğin tah lilin den d e ğ il, ben zerlik ve tarih sel p a ra le l
lik lerden ç ık a r ır . Söz ile eylem a ra sın d a k i uyumsuz lu k, bu grubun temel has ta lığ ıd ır . Hoşnutsuzluk, umutsuzluk ve sürekli b a ş a r ıs ız lık bu grubun ya k a s ım hiç bırakm az. Bu grubun R u sya'dak i adı menşevizm, A vru pa’ daki a dı oportünizm dir. . . . Buna k arşın öteki gru p, Marksizmin yüzeysel olarak tanınm asına d e ğ il, h ayata geçirilm esine, ger çekleştirilm esine önem ve r ir . Marksizmi hayata uy gulamak iç in , durum d eğ iş tiğ in d e, yöntem ve a ra çla rın da değiştirilm esi üze rinde önemle duran bu g r u p , emir ve d ire k tifle ri n i, ta rih sel ben zerlik ler veya tarih sel p a ra le llik le r den d e ğ il, kendisini çevre leyen iliş k ile r in incelenme sinden ç ı k a r ı r . Ç alışm ala r ı , kuru aktarm alara ve sözlere d e ğ il, a ttığ ı her a d ım ı, bu nlara bakarak d en etled iğ i, yeni b ir dünya kurmak için y a n lışla rın d a n öğ re n d iğ i, ve b a şk a la rın a da öğ rettiğ i pratik deney
l i /.Z /e n zn ,
1921
lere d a y a n ır . Bu grup içerisin d e söz ile eylem ara sın d a uyuşm azlık olma ması , Marksist öğretinin ca n lı devrim ci gücünün tüm kapsam ıyla korunm ası, yu k a rıd a a n la tıla n n itelik le rin v a r lığ ı ile a ç ık la n ır . M a rk s'ın , M arksistlerin dünyayı sadece yorumla makla kalm ayıp, onu de ğiştirmek zorunda old u k la r ım belirten sözleri, bu gruba uygundur. Bu gru bun adı b olşev izm d ir, ko münizmdir. V .l . Lenin, bu grubun örg ü tle y icis i ve lid e r id ir . J. W.Stalin 23 Nisan 1920
ENVER HOCA
E n v er H oca ,
7.K o n g r e 'd e, 1976
Arnavutluk Emek P a rtis i'n in ve sosy a list A rnavutluk'un önde r i, ünlü M arksist-Leninist Enver H oca 'yı ölümünün 3 .yıldönümünde s a y g ıy la a n ıyoru z. O'nun ve Partisinin M arksizme-Leninizme b a ğ lılığ ı, Sovyet, Çin, Yugoslav revizyonizm ine, Eurokomünizme k arşı ilk e li müca d elesi, boyun eğmez tutumu komü n istler tarafın d an hep h a tırla n a cak , örnek kabul ed ilecek tir.
28
EKİM
S ay ı: 8
J . D . STASSOWEN VE MOSKOVA CEZAEVÎNDEKİ YOLDAŞLARA MEKTUP S evgili a rk a d a şla r. Mahkemelerdeki taktiğe ilişk in sorunuzu aldım (A b solu t1u n (* j mektubu ve bilinm eyen b ir şah sın konuyu "aynen a k ta r d ığ ı" p u s u la s ıy la ). Absolut ik i b a k ış a çısın d a n b ah sed i y o r. Pusulada ise üç grup söz konusu. Herhalde, a şa ğ ıd a ifade etmeye ç a lış a c a ğım şöyle üç fa r k lı t a v ır k a ste d iliy o r. 1) Mahkemeyi red(detm e) ve doğrudan boy kot. 2) Mahkemeyi red ve duruşm alara katılm am a. Sadece soyut hukuk a çısın d a n mahkemenin y e tk isiz liğ i üzerine konuşması ş a r tıy la b ir avukat tutmak. Sonsözde b ir profession de foi ( * * ) sunmak (d a v a y a in an cı belirtmek ~çn) ve jü r ili b ir mahkeme istemek. 3) Son söze ilişk in olarak aynı t a v ır . Mahkemeyi ajitasyon am acıyla kullanm ak, bunun için b ir avukatla duruşm alara katılm ak. Mahkeme nin y a sa l o lm a d ığ ım göstermek ve hatta şah itlerin dinlenilm esi isteminde bulun mak. (Olay yeri ve an ın da bulunulm adı ğ ın ı gösterir şa h itler, d e lille r v s .) İk in ci b ir soru da şu: Sadece so s yal-dem okra siye in a n ıld ığ ı mı söylenm eli yoksa Rus Sosyal-dem okrat İş ç i P artisi üyesi olunduğu kabul edilm eli mi? Bu konuda b ir broşürün gerekli oldu ğunu yazıy orsu n u z. Ben, şim di, bu konu daki tecrü beleri içermeyecek olan b ir broşür y a yın la m ayı pek y a r a r lı bulmuyo rum. Belki uygun b ir fırsa tta gazetede herhangi b ir biçim de bu konuya d eğ in i r iz . Belki tutuklulardan b ir i gazeteye küçük b ir makale (5000-8000 h a rflik ) y a z a b ilir . Tartışm anın b a ş la n g ıc ı için en iy is i herhalde bu olu rdu . Ben şahsen, henüz tam b e lir li b ir düşünce oluşturamadım ve kesin ta v ır almadan önce cezaevinde yatm ış ve mah kemeye çık m ış y o ld a şla rla a y r ın t ılı o la rak konuşmayı tercih ederdim . Böyle b ir ta rtışm ayı başlatmak için görüşlerim i açıklam ak istiyorum . Kanımca, b ir çok şey ne tür b ir mahkeme o la ca ğ ın a b a ğ lı. Yani mahkemeyi ajitasyon için kullanma imkanı v ar m ı, yoksa bunun için h içb ir olanak mevcut değil mi? İlk durumda, 1 num aralı taktik uygun d e ğ il. İk in ci durumda, 1 numaralı taktik yerinde ama, y a ln ız a ç ık , b e lir g in , enerjik b ir protes to ve açıklam adan sonra. Eğer mahkemeyi ajitasyon için kullanma ola n a ğ ı varsa 3 num aralı tak tiğin uygulanm ası arzu ed i l ir d i. Profession de fo i'n in ortaya konul duğu konuşma, bana göre, arzu e d ilir ,
çok fa y d a lı ve b ir çok durumda ajitasyon a çısın d a n çok değerli olma şan sın a sahip b ir şey olu rdu . Özellikle hükümetin öna yak olm asıyla y a p ıla n ceza ta k ib a tla rı n ın b a ş la n g ıc ın d a , sosya l-d em ok ra tla r, sosyal-dem okrat program ve taktik üzerine b ir konuşmayla ortaya ç ık m a lıd ır la r . Parti ü y e liğ in i, özellik le partinin b e lli b ir örgütünün ü y eliğ in i kabul etmenin pek tav siy e edilem eyeceği, en iy is i s o s y a l-d e mokrasiye in an cın a çık la n m a sıy la y e tin ilmesi gerektiği söy len iy or. Bana, örgüt iliş k is i üzerine b ir ifade vermenin konuş mada direk reddedilm esi gerekir g ib i g e liy o r, yan i a n la ş ılır nedenlerden ötürü örgüt ilişk ilerim hakkında konuşmayaca ğım , ama sosyal-dem okratım ve partim iz den bahsedeceğim denilm eli. Böyle b ir t a v n n ik i yönlü av an tajı olu rdu . Baştan itibaren a çık ve kesin b ir şekilde örgüt sel iliş k ile r ( (p a r t in in -ç n .) b ir örgütüne veya hangi örgütüne mensup olunup olunm adığı v s .) hakkında konuşulam ayac a ğ ı söylenmekte ve aynı zamanda p a rti mizden söz edilm ektedir. Mahkeme önünde ki konuşm aların partinin konuşma ve a çık la m a la rı haline gelebilm esi ve p a rti nin ajitasyonuna y a ra r lı olabilm esi için , bu g e re k lid ir. Başka d ey işle: Biçimsel anlamda örgütsel ilişk ilerim izden bahset m iyor, bu konuda susuyorum, biçim sel olarak b ir örgüt (partin in b ir ö r g ü tü -ç n .) ad ın a konuşm ayacağım , ama b ir s o s y a ldemokrat olarak size partim izden bahsede ceğim ve açıklam alarım ın sosyal-dem okrat literatürümüzün tümünde, broşü rlerde, b ild irile r d e ve gazetlerde g eliştirilm iş olan sosyal-dem okrat a n la y ış ın ortaya konması ça b a sı olarak görülm esini rica ederim. Avukat sorunu; avukatlara k atı d a v ra m lm a lı ve bunlar üzerinde sık ıyönetim ilan ed ilm elid ir. Çünkü bu entellektüel güruhu s ık sık a lça k lık y a p ıy o r . Onlara baştan itibaren şunu a çık ça k a v ra tm a lıy ız : Itoğlu it, eğer sen, çok küçük de o lsa , dürüst olmayan b ir tavra girer veya s iy a si oportünizm yapmaya k a lk ış ır san (olgun olmamakta^ san ık henüz genç v s . an lam ında- ç n .) , sosyalizm in doğru olm a d ığ ın d a n , gençlik h eyecanlarından sosya l-d em ok ra tla n n şidd eti reddetmele rinden ve öğ retilerin in ve hareketlerin b a r ış ç ıl karakterinden veya benzer şey lerden konuşursan), herkesin önünde l a f ı nı a ğ zın a t ık a y ıp , alçak b ir h erif
Mayıs 1988
EKİM
33
Sovyet birlikleri çekiliyor 14 Nisanda C enevre'de y a p ıla n an tlaş ma ile , 15 M ayıstan itibaren Sovyet b irlik le rin in A fga n ista n ’ dan çek ileceğ i a ç ık la n d ı. B ilin d iğ i g ib i, A ralık 1979'd a , Sovyet b ir lik le r i A fg a n ista n 'ı işg a l etm işti. İş galin üzerinden 8 y ıld a n fa zla b ir süre g e çti. Ç eşitli b ilg ile re göre bu süre için d e b ir milyondan fa zla A fg a n lı, 20.000 Sovyet askeri öldü . Sovyetler B irliğ i y ön e ticile ri, iş g a li g erçek leştirirk en bunun s ı m r gü ven liği ve A fg a n ista n 'd a k i yönetime "en tern asyon a list" b ir yardım am acıyla g erçek leşti r ild iğ in i a ç ık la m ış la r d ı. Oysa, gerçekte işg a lin am acı, değerli maden y a ta k la rın a ve doğal gaz k a yn a k la rın a sah ip , Sovyetlerin m ilyarlarca Ruble y a tırım y a p tığ ı bu ü lkeyi doğrudan kontrolü a ltın a almak ve A fg a n ista n 'ı basamak yaparak h egom onyacı amaçlar uğruna Basra K örfezi'ne u laşm aktı. "O zaman B rejnev, neden işg a l ettik lerin i a çık la rk e n , am a çla rım a çık ça formüle ederek, 'b a şk a türlü davranm ak, A fg a n is ta n 'ı emperyalizme av olarak b ı rakmak olu rd u ' diyordu . Ortada, a vla n ması gereken b ir av v a rd ı ve e lin i çabuk tutan Sovyetler B irliğ i y ön eticileri bu av ı a v la m ış la r d ı." (Traji-Kom ik Bir Öykü: ’ Afganistan D evrim i', Ekim, S a y ı :4) Brej n e v 'in av olarak n ite le d iğ i, gerçekte bu ülkenin zengin maden y a ta k la rı ve strate jik önem iydi. Sovyet rev izy on istleri ve onun Türki y e 'd e k i u z a n tıla r ı, y ıll a r d ı r iş g a li "Af ganistan devrim inin yeni 1bir aşamaya u la şm a sı", "Afgan h a lk ın a 1 M ayıs hedi y e s i", "enternasyonalist b ir yardım " o la rak sundular ve her yıldönüm ünde a lk ış la d ıla r . Örneğin, T ü rk iy e'd e uydu p o liti k a c ılığ ın şampiyonu TKP, 10 Şubat 1980 ta rih li açıklam asın d a iş g a li şöyle savu nuyordu: "Amerikan emperyalizmi A fganistan devrim inin yeni b ir aşamaya yükselm esin den bu yana anti-Sovyet kam panyayı y o ğ u n la ş tır d ı. Afganistan Demokratik Cum huriyeti'nde devrim ci gü çlerin k a ra rlı ç ı k ı ş ı , ve Sovyetler B ir liğ i'n in Leninci enternasyonalist y a rd ım ıy la g e r ic iliğ in , Amerikan a ja n la r ın ın ülkede eski düzeni yeniden kurma p la n la rı suya düşürüldü. TKP, Sovyetler B ir liğ i'n in Afganistan devrimine y a p tığ ı yardım a büyük değer b i ç iy o r ." İşgalden sonra işb a şın a gelen kukla hükümetin b a şı olan Babrak Karmal ise,
iş g a li savunurken, "Sovyet b ir lik le r i müfrezesinin A fg a n ista n 'd a bulunm asında ki b iricik amaç, ulusal b a ğ ım s ız lık , egemenlik ve toprak bütünlüğümüze yöne len teh lik ey i, a ltım çiziyorum , d ışard an gelen bu tehlik eyi püskürtmekte ülkemize, h alkım ıza ve s ila h lı güçlerim ize y ard ım cı olm aktır" diyordu . Peki sonuç ne oldu? Bugün, N ecubullah' m a çık la m a la rın a göre, ülkenin 2 /3 'ü , b a t ılı k aynaklara göre %90'ı işg a le ve yönetime k arşı savaş sürdüren m ücahitlerin kontrolünde bulunu y or. Modern revizyonistlerin "devrim in yeni b ir aşa m ası", "sosyalizm in yaşam bulma s ı" id d ia la r ım her şeyden önce Necubul la h 'm kendisi y a la n lıy o r . Necubullah y a p tığ ı b ir açıklam ada, "devrimimiz ne sosy a list ne de proleter devrim dir. Düş m anlarım ız ne derse desin ik tid a rd a k i Demokratik Halk P artisi de komünist b ir parti d e ğ ild ir" ded i. Yine, Necubullah y a p tığ ı b ir a ç ık la mayla ülkede b ir İslam Konseyi k u rulaca ğ ın ı , konseyin görevinin yönetime ta v si yelerde bulunmak olduğunu ve mevcut y a sa la r ın inceleneceğini İslama a y k ır ı o la n la rın iptal edileceğin i söy led i. Son antlaşmaya göre, ABD A fg a n ista n ' ın g eleceği üzerine doğrudan söz ve karar sa h ibi o la ra k , garantör b ir ülke old u . Sovyetlerin ve Afganistan yönetiminin "e ş k iy a ", "ABD a ja n la r ı" olarak n iteled i ğ i, ezilm esini isted iğ i m ücahitlere ç a ğ r ı y a p ıla r a k ortak b ir hükümet kurûlması önerisinde bulunuldu. Y u rtdışın da y a şa yan eski k ral y a n lıla r ın a özel olarak d a vetiyeler y a z ıla ra k yönetimde yeralma ç a ğ r ıs ı y a p ılıy o r . Bütün bunlara rağmen m ücahitler, antlaşm ayı kabul etm edikleri ni ve Necubullah yönetimi devrilene kadar sa v a ş a c a k la rım a ç ık la d ıla r . Sovyet rev izy on istleri gelinen aşamada Afganistan konusunda b ir çok hata y ap t ık la r ım da kabul etmek zorunda k a ld ı la r . Cumhuriyet Gazetesinin haberine göre, Literaturnaya G azeta'da, A .P roh anov imzası ile y a zıla n y a z ıd a , "ADHP'nin ülkenin tümünde otorite s a ğ la y a ca ğ ın a inanm akla", A fg a n ista n 'ın "g erçek lerin i ve müslüman b ir ülke olduğunu dikkate alm am akla", "sosyalizm i emir vererek yerleştirm eye çalış"m a k la "hata" işlen d iğ i a ç ık la n d ı. Sonuç: Sovyet iş g a li fiy a sk oy la sonuç
34
EKİM
Sayı :8
la n d ı ve Sovyetler B irliğ i büyük k a y ıp la r vererek çekilmek zorunda k a ld ı. Tarih bir kez daha k a n ıtla d ı k i, b ir süper güç de o ls a , h a lk la rın b a ğ ım s ız lığ ım çiğn eyen , h eg em on y a cı-işg a lci gü çler h a lk la rın sa va şım ı k a r şısın d a tutunamaz, y e n ilg i ka çın ılm a z d ır . Sosyalist maskeli em peryalist h egem on yacılık , uydu p o lit ik a c ılık A fga nistan g erçeği k a rşısın d a b ir kez daha y e n ilg iy e u ğ r a d ı. Hiçbir dem agoji bu ger çeğ i gizleyem ez. Gerçek bu iken, Gorbaçov, y e n ilg iy i zafer g ib i göstererek, sözde ne kadar " b a r ış ç ı" o ld u k la rım kanıtlam aya u ğra ş ıy o r . Antlaşmadan sonra b ir açıklam a yapan Gorbaçov, bu "antlaşm anın önem bakım ından INF antlaşm asına eşdeğer o l duğunu", bölgesel soru n la rın çözümünde ABD ile a ra la rın d a k i "ortak ve y a p ıc ı ey lem ler" a la n ın d a ilk örnek olduğunu be lir t t i. Bu gerçeklerin gizlen m esidir, dema g o jid ir . İş g a lin gerekçesi, d ış güçlerin A fg a n ista n 'a m üdahalesini önlemek olu yor; ama aynı zamanda y e n ilg i ve ABD'nin o ülkenin g eleceği konusunda doğrudan söz sa h ib i olması "ortak ve y a p ıc ı eylem "in
örneği olu y or. İş g a lle "devrim yeni b ir aşamaya y ü k seliy or"; ama islam i k u ral la r la , d in ciler ve k r a lc ıla r la b ir yönetim kurması en büyük amaç olan " b a n s a k a tk ı" olu y or. Bu açık la m a la rı ile Gorba çov , ABD ile "y a p ıc ı ve ortak eylem "in, "s ıc a k b ölgelerin ortadan k a ld ırılm a sı için k ollek tif a r a y ış la r " ın n a s ıl o la c a ğ ı nı da açık la m ış olu yor: İk i süper devletin mevcut g e rici rejim leri ayakta tu tarak, statükoyu koruyarak etki a la n la r ın ın p a y la şım ı! Geri çekilmek zorunluluğu ortaya ç ı k ın ca b a z ıla r ı durumu izah etmek için sözde gerekçeler ortaya atmaya b a ş la d ı la r . Bunlara göre Sovyet b ir lik le r i "e ş k iy a la r ı" tem izlediği iç in , "devrim in" otur m asını s a ğ la d ığ ı için b ir lik le r in i geri çek iy or. Bu tür id d ia la r , gerçek lerin b ilin ç li olarak gizlenmesi d eğ ilse, sadece b öy le söyleyen ler ken dilerin i k a n d ır ıy o r la r , p olitik olarak k örlü k lerin i ortaya koymuş o lu y o rla r. A slında söylemeye b ile gerek yok; her şey o kadar a p a çık ortada k i!
MÜCADELE E Ğ İT İR ... (B astarafı s .5 'd e ) v e rile ce ğ in i sö y le d ile r. İş ç ile r yine kabul etmedi ve yemek boykotuna toptan k a t ıld ı la r . Buna rağmen ik işer yüzbin lir a la r ım tak sitler halinde a lıy o r la r __ T ü r k -lş 'in g erçek leştird iğ i yemek boy kotu TC'nin grev ve toplu sözleşme y a sa la r ın a a y k ır ıy d ı. Yani y a sa la ra a y k ır ı b ir eylem di. Fakat k a t ılım ı, k itle s e lliğ i ve coşkusu düzen gü çlerinin s a l d ı n im kan larım yok etti. Buna ra ğ men yemek sa a tleri öncesinde fa b rik a la ra gelen p olis tim leri iş ç ile r i ayaküstü sorgulam aktan, kışkırtm aktan ve tem silci lerin isim lerin i a lıp gelecekteki eylem ler de ilk toplanacak k işile r olarak tehdit etmekten g eri du rm adılar. T ü r k -İş 'in k a r a r la r ıy la gerçekleşen yemek boykotunu ve m itingleri övgülü sözlerle aktarmak ne işç i fetişizm id ir, ne k en diliğin den gelişim e bel b a ğ la m ak tır, ne de k itle kuyru kçu lu ğu du r. İş ç i s ı n ı f ı n ın öncü p a rtisin e sahip olm a dığı bugün kü koşu llard a k endiliğinden gelişen iş ç i hareketinin g id eceği ik i yön v a r d ır : 1) Gelişen mücadele k a rşısın d a fa şist terörün y o ğ u n la ş tm lm a s ıy la , T ü r k -İş 'in g e rici bü rok ra sisi geri adım atacak ve eylem k ı r ı c ı l ı ğ ı n a b a şla y a cak veya b ir hükümet d e ğ iş ik liğ i ereğ iy le birik en en erji başka b u rju va p a rtilerin peşine t a k ıla c a k t ır . 2) İ ş ç i y ığ ın la r ı için de özgürlük ve sosya lizm için savaşan s ı m f b ilin ç li iş ç ile r ve komünistler a rtık b ir yandan in s iy a tifi ele alarak sosya list eğitim , örgütlenme ve
m ücadeleyi mümkün olan en yüksek h ız la g e liştire ce k le rd ir; ancak bu şa rtla , bugün için k endiliğinden gelişen iş ç i h areketi, s iy a sa l ik tid a rın iş ç i s ı n ı f ı ta ra fın d a n ele geçirilm esi doğrultusunda b ilin ç li harekete dönüşme yoluna girmeye b a ş la y a c a k tır . Nisan 1988 CEZAEVLERİ VE DİRENME... (B astarafı s . 22,1de) s iy a sa l mücadeleden ve örgüt b a ğ la rın d a n fiile n k opacağı b ir g erçek tir. Fakat bu , s ı m f m ücadelesine ve örgüte k a rşı sorum lu lu k la r ım unutmasına gerekçe olam az. Faşizmin zin d a n la rın d a k i zulmünü göğüs lemek, direnmek, bu diren işi d ışa rd a k i mücadelenin b ir p a r ç a s ı, b ir u za n tısı olarak geliştirm ek tutuklu her komünistin değişmez g ö re v id ir. Öte yandan; zindan la rd a k i tüm devrim cilere, o n la rın sorun la r ın a ve m ücadelelerine sü rek li sahip çıkm ak, zin d an lara düşmüş m ensuplan ve sem p atizan larıyla yakından ilgilenm ek, d iy a log kurmak, istem lerini ve ih tiy a ç la r ı m k arşılam ak, on la rı k açırm anın o la n a k la rım araştırm ak adın a la y ık her komünist örgütün, komünist p a rtisin in vazgeçilm ez g örev id ir. Bu ismi ta şıy a n , ama 12 Eylülün uzun zulüm y ılla r ın d a böyle b ir g örevi ve sorumluluğu olduğunu a k lın a b ile getirme yen bazı örgütlerin v a r lığ ın a tan ık olunan T ü rk iy e'd e, bu görevi vurgulam ak özellik le gerek li olu y or.
Mayıs 1988
EKİM
35
SOVYET ERMENİSTANI1NDAKİ OLAYLAR Şubat ayırım orta la rın d a n Nisan b a ş ı na k adar, Sovyetler B irliğ i Ermenilerin y ığ ın s a l gösterilerin e sahne old u . Gösteri lerin amacı SB'deki 15 cumhuriyetten b ir i olan Azerbaycan Cumhuriyeti 'nde özerk b ir bölge olan K a ra b a ğ 'm Ermenistan Cumhu riy e ti'n e bağlanm ası id i. K arabağ, %80'i Ermenilerin y a ş a d ığ ı özerk b ir bölge durum undadır. O laylar şöyle g e lişti: 20 Şubatta Karabağ Sovyeti toplan a rak , K a ra b a ğ 'd a y a şa y a n la rın %80'inin Ermeni olm ası neden iyle, bu bölgenin Ermenistan C um huriyeti'ne bağlan m asını k a r a r la ş t ır d ı. Oylamada 140 m illetvek ilin den 110'u karar ta s la ğ ın ın lehinde, 13'ü aleyhinde oy k u lla n ırk en , 13 k işi de çekimser k a ld ı. Bunu 3 milyon nüfuslu E rm enistan'ın başkenti E riv a n 'd a y a k la şık 1 milyon kişin in g österisi iz le d i. G östericiler, "tek m illet, tek devlet" diye slog a n la r atarak, K a ra b a ğ 'm Ermenis t a n 'a bağlan m asın ı iste d ile r. G österilerin b ir komitenin ön derliğin de y a p ılm a s ı, eylem lerin örgütlü yürütüldüğünün b ir k a n ıt ıy d ı. Bu g ö ste rile ri, A zerbaycan: C um huriyeti'nin ik in ci büyük kenti olan Sum gait'deki o la y la r iz le d i. Buradaki g österiler resmi y ön eticilerin de kabul ettiği g ib i k an lı oldu ve yine resmi rakam lara göre bu radaki o la y la rd a 33 k işi öldü , çok sa y ıd a k işi y a r a la n d ı. Bölgeye y ab an cı gazetecilerin girmesi y a s a k la n d ı. O layların h ız lı gelişm esi ile b ir lik te , b ir yandan askeri b ir lik le r gönderilerek tedb ir a lın ır k e n , diğer yandan da G orbaçov b ir konuşma yaparak Ermenileri ve A zerileri sükunete ç a ğ ır d ı. A slın da o la y la r ilk patlak v erd iğin d e, Sovyetler B irliğ i y ö n eticileri o la y la r ı " a ş ır ıla r ın " hareketleri olarak n iteled i le r . Fakat, o la y la rın kapsam ının g e n işli ği a n la ş ılın c a , başta Gorbaçov olmak üzere Sovyet y ön eticileri geri adım atma ya b a ş la d ıla r ve zaman kazanmaya ç a l ış t ı la r . G österileri düzenleyen komitenin ü yeleri ile b ir görüşme yapan G orbaçov, K ara b a ğ 'd a ok u llarda eğitim in Ermenice y a p ıla c a ğ ın a , o k u lla rm Ermenistan Eğitim B a k a n lığ ı'n a b a ğ la n a ca ğ ın a , Erivan tele vizyonunun K ara ba ğ 'd a da y a y ın y a p a ca ğ ın a , eski b ir Ermeni ibadet yerinin restore edileceğin e ve "h a k lı b ir çözüm" b u lu n a ca ğın a söz vererek, konuşm asını "zafer siz le rin d ir" diye b it ir d i. G orbaçov, önce b ir yandan, bu gelişm eler k a r ş ıs ın da zaman kazanm aya, diğer yandan da bu gelişm eleri m uhaliflerine k arşı k u llan
mayı h esa p lıy ord u . Bunun üzerine eylem leri düzenleyen komite, eylemlere b ir ay ara v e rileceğ in i a ç ık la d ı. Ama bu arada yeni eylemler y a p ıld ı. Hatta bu eylem le rin birin d e Sovyet y ö n e ticile ri, Ermenile rin ta lep leri k a rşısın d a "utanç v e rici b ir suskunluk için d e" bulunmakla s u ç la n d ı. O layların gelişm esi Sovyetler B irliğ i y ön eticilerin i tam b ir çıkm azla k a rşı k a rşıy a b ır a k t ı. Ermenilerin talep lerin in kabulü, başta Azeriler olmak üzere, diğer ulusal hareketlerin "hak" ta leb i ile yeni eylem lerine neden o la c a k t ı. Sovyet yöneti c ile r i için ise, merkezi otoriteye b a şk a l d ır ı hiç kabul edilemeyecek b ir altern a t ift i. İşin cid d iy etin in her geçen gün artma s ı, Sovyet y ön eticilerin in , Ermenilerin eylem lerine k arşı ilk başta g österd ik leri yumuşak tutumun terk edilm esine neden old u . Mart sonunda toplanan yüksek Sovyet, "gelişm elerin k a yg ı v e rici n itelik te olduğunu ve zaman geçirmeden Anaya sal ted b irlerin " alınm ası g erek tiği k ara r ım a ld ı. 21 ve 22 Mart ta rih li Pravda ve İzv estiya gazeteleri ise o la y la r a , Brejnev döneminde Karabağ bölgesin in ekonomik olarak geri k alm asm m ve " a ş ır ı m illiy etçiler"in b a zı a y r ılık la r ı suni olarak k ışk ırtm a la rn m neden oldu ğunu a ç ık la d ıla r . A y rıca , Ermeniler ara s ın d a , komünist p artisin in yönetm ediği b ir cumhuriyet h ak k ın ın verilm esi talep lerin in ö n e r ild iğ i, sorunun çözümü için diğer ülkelerin y a rd ım ın ın da alınm ası g erek tiği g ib i görüşler d ile g e tir ild iğ i b ild ir ilir k e n , sözkonusu gazetelerde Erme n ilerin taleplerin in "a n ti-so sy a list n ite lik te" ve kabul edilm esinin ola n a k sız olduğu a ç ık la n d ı. Bunun a rk asın d an , SBKP yöne t ic ile r i de, Ermenilerin " s ın ır la r ın yen i den çizilm esi" taleplerin in kabul edilemez olduğunu a çık la y a ra k yeni ted b irler a ld ı la r . Yeni tedbirlere göre, yeni o la y la r ın önlenmesi için bölgeye çok s a y ıd a askeri b ir lik le r g ön d erild i. A y rıca , bölgenin ekonomik g e rilik le rin i gidermek için b ir d izi tedbirin a lın a ca ğ ı a ç ık la n d ı. Bu k a ra rla r Ermenilerin protestosuna neden old u . Bir haftaya y a k ın b ir süre evlerinden d ış a r ı çıkm ayarak protestola r ı m d ile g e tird ile r. Bu sürede üretim de büyük ölçüde durdu; b ir genel grev y a ş a n d ı. Sovyet y ön eticilerin in bölgeye y a b a n c ı la r ın girm esini yasak lam ası, gösterilere önderlik eden ba zı k işilerin tutuklanması ve o la y la rla i lg ili y a y ın y a s a ğ ın ın
36 EKİM
S a y ı:8
giderek y a y g ın la ş m a s ıd ır . konulması ile b irlik te , şim dilik o la y la r Burjuva ulusal eğilim ler Sovyet top lu sona ermiş g ib i görünüyor. mundaki sın ıfla şm a zemininde doğu yor. Sovyetler B ir liğ i'n d e k i o la y la r ın b ir S ın ıfs a l ç ık a r ve çekişme, "u lu sal" ç ık a r dizi nedeni v a r. Bunlar a ra sın d a , güçlü ve çekişmelere yol a çıy o r ya da kendini bu rju va m illiyetçi d u ygu la r, merkezi oto bu biçim a ltın d a sunuyor. riteye s a rs ıla n güven, bürokrasinin kendi Tarihte zik zaklar her zaman o la n a k lı iç h esap la şm a la rı, büyük Rus şovenizm i, d ır ; ama genel g id iş hep ile riy e doğru B a tılı em peryalistlerin d o la y lı da olsa dur. Ç eşitli uluslardan Sovyetler B irliğ i ulusal hareketleri k ışk ırtm a la rı v b . s a y ı iş ç i s ı n ı f ı , ik tid a rı yeniden fethederek la b ilir . Buradaki ola y la rd a çok fa r k lı enternasyonalist b ir liğ in i yeniden can lan ç ık a r la r ve odak lar rol oynam aktadır. d ıra ca k ve yeni egemen s ım f olan A slın a b a k ılır s a , Ermenistan, Sovyet bürokrat bu rju vazi ile b irlik te ulusal bü rok rasisi döneminde a y r ıc a lık lı b ir çekişm eleri de b ir kez daha mezara cumhuriyet statüsü görmüştür. Sovyetler göm ecektir. B ir liğ i'n d e k i kenar bölgeler için d e, eko nomik bakım dan en h ız lı gelişen cumhuri yetler a r a s ın d a d ır. Bu gerçek, eylem lerin ANKARA a s ıl am açlarından b ir is in in , E rm enistan' daki yerel y ön eticilerin yeni a y r ıc a lık la r SOSYALİZM UFKU AÇILACAKTIR kazanmak peşinde olduğunu düşündürüyor. Bu derece geniş kapsam lı eylem lerin, A n k ara'd a b ir gecekondu semtinde "komünist" partisin in doğrudan rolü olma ilkokul öğretmeni olarak çalışm ak tayım . dan gerçekleşm esi o la n a k sız. Diğer önemli EKİM'e geçmişimle birlik te gitmeyi uygun b ir neden o la ra k , Sovyet bü rok rasisi buldum. için d ek i ç ık a r çatışm a la rı g ö s te r ile b ilir . 1960'l ı y ılla r d a öğretmen okulunu SB y etk ilile rin in kendi açık lam aların dan bitird iğim d e, varolan k oşu llard ak i eğitim an laşılm ak ta d ır k i, E rm enistan'daki yöne sisteminin vermiş olduğu kültürü düşün tic ile r için de G orbaçov'un yeni p o lit ik a s ı cemde yan sıtıyordu m . Toplumsal gelişm ele na k a rşı ç ık ı ş güçlü dür. Gorbaçov MK're du ygu sal, yü zeysel, m etafizik b ir nm 1987 Haziran Plenum u'nda, a çık ça b a k ış a ç ıs ıy la bakıyordum . Ermenistan Komünist P artisi y ö n e ticile rin i, K apitalist sömürünün yoğu n la şm a sı, yenilenmeye ayak uydurmamakla suçluyor emekçi s ı m f ve ta b a k a la rın ara sın d a ve "yenilenme örneğin E rm enistan'da ye hoşnutsuzluk yaratm ası s ı m f ç e liş k ile r i rinde s a y ı y o r ... Aynı anda EKP yön etici nin belirgin leşm esi, beni mücadeleye itti. le ri ve en başta MK B irin ci Sekreteri K.S. Kısa b ir süreç içinde s ın ıfla r ın olduğu Demiryan y o ld a ş, durumun gayet iy i kafamda netleşmeye b a ş la m ıştı. olduğunu söylü yor" diyerek , SBKP yöneti İşte o dönem devrim ci hareketin gü çle minin yerel yön eticilere k a rşı tutumunu rin i toplayan TİP kendisini iş çi s ın ıfın ın a ç ık lıy o r d u . siy a s i p a rtisi olarak ilan ediyordu . Bütün b u n lar, gösterilerin yerel m illi "Demokrasi, B ağ ım sızlık ve Sosyalizm" y etçi bü rokrasin in kendi konumunu güç ş ia r ı düşüncemde a ğ ır b a sıy o rd u . lendirme ve koruma am acıyla gösterileri T İP 'in burjuva parlamenter sistem örgütlü olarak p la n la n d ığ ı o l a s ı lı ğ ı n ı için d e s ım f iş b ir liğ in i temsil ettiğin i a r t t ır ıy o r . Sorunun diğer b ir boyutu ise, göremiyordum. TİP ile r ic i, devrim ci de SB'de egemen s ı m f olan bürokratik tekel mokrat harekete hitap ediyordu . Geniş ci bu rju vazin in her geçen gün yeni b ir taban yaratma ça b a sı g e çici olarak çıkm azla k a rşı k a rşıy a oldu ğu du r. b a ş a r ılı old u . Erm enilerin, A zerilerin , B altık u lu sla Ancak, u lu sla ra ra sı siy a si gelişmenin r ın ın v b . ulusal taleplere d a y a lı eylem - , e tk isiy le , M illi Demokratik Devrim lerin in son y ılla r d a yoğu n laşm ası, ulusal Feodalizm miKapitalizm mi? İkilem li d ü şm an lık la rın , son Ermeni-Azeri çatışm a tartışm a la rı beni bu rju va parlamenterizm, la r ın d a görüldüğü g ib i b a z ıla r ın d a k a tli d a rb e cilik , m a cera cılık k a rga şa sı içinde ama dönüşmesi, şu gerçeği k a n ıtlıy o r : b ır a k m ış tı. Düşüncemde siy a si netlik Bürokratik b u rju vazin in izle d iğ i p o litik a yoktu. S ım f mücadelesine y a ra rı olmayan la r sayesinde ç e şitli uluslardan iş ç ile r b ir ç iz g i izliyordum . ara sın d a k i enternasyonalist iliş k ile r tah 12 Mart askeri fa şist d a rb esiy le, rip olmuştur. Sovyetler B irliğ i h a lk la r ı, siy a si ilişk ilerim koparak ifla s etti. geçm işte, sosyalizm in kuruluşu ve anayurt Etmek zoru n d a y d ı. Örgütsel, s iy a s a l-ta k sa v a ş ın d a , b u rju va ziye ve iş g a lc i güçlere tik planda s ım f mücadelesi temeline k a rşı SBKP ön derliğin de, her türlü k a y g ı d a y a lı tu ta rlı b ir ç iz g i, stratejik olarak dan uzak b ir şekilde h a y a tla r ım ortaya k a l ı c ı , uzun vad eli sosyalizm p ersp ek tif koym u şlardı. Bugün a çık ça görülen ise, l i , netleşmiş program yoktu. m erk ezi-birleşik yönetime gü ven sizlik , 1970'li y ılla r ın o rta sın d a , iş ç i s ı n ı f ı , yaban cılaşm a ve ulusal dü şm an lıkların (Devamı s. 38' de)
Mayıs 1988 olduğunu sö y le y ip , böyle b ir savunm ayı kabul etmediğimi a çık la y a ca ğ ım v s. Ve (b öy le b ir duru m da-çn.) bu teh ditleri gerçekleştirm ek. Sadece a k ıllı avu k a tla rı tutun, d iğ e rle rin i d e ğ il. Onlara baştan itibaren (ş u -ç n .) a çık la n m a lı: Sadece eleştirm elisin iz, şa h itleri ve sa v c ı y ı d e lille rin gözden geçirilm esi nokta sın d a yoğunlaşm aya z o rla y ın , id d ia n ın hayal ürünü olduğunu gösterin ; sadece mahkemenin Şemyaka M etodlarm ı (* * * ) teşhir etm elisiniz. Zeki b ir lib e ra l avukat b ile , sosyal-dem okrat hareketin b a r ış ç ı olduğunu, hatta A d .Wagner g ib i adamla rın b ile onun kültürel önemini kabul e ttik lerin i, söylemeye veya ima etmeye çok eğ ilim lid irle r. Bu tür girişim lerin tümüne rad ik al b ir şekilde engel o lu n m a lıd ır. Sanırım , B eb el'in ded iği g ib i, en g e rici in san lar h u k u k çu la rdır. Kendi işin i yap seni ilgilendirm eyen şeylere karışm a. Hukukçu olarak k a l, k arşı şa h itleri ve s a v c ıy ı gülünç duruma düşür, en fa zla böyle b ir mahkeme ile , özgür b ir ülkedeki jü rin in de bulunduğu b ir mahkemenin k a rşıla ştırm a sın ı y a p , ama s a n ığ ın dün ya görüşünü b ir tarafa b ır a k , onun d a v r a n ış la r ım ve in a n ç la r ım n a s ıl de ğerlen d ird iğin e d a ir tek b ir söz b ile sarfetmeye kalkışm a. Çünkü, sen, z a v a llı lib e r a l, bu in a n çla rı, on la rı övsen b ile , sadece basm akalıp la fla r edebilecek kadar az a n lıy o rsu n . T abii bütün bu n la rı avukata b ir Sobakeviç ( * * * * ) ta r z ıy la söyleyem eyiz, tersine k ib a r, yumuşak, b ece rik li ve d ik k a tli b ir şek ild e. Buna rağmen avukatlara k a r ş ı, özellik le de eğer p a rti üyesi (bizim 1 .maddeye g ö r e !!) ve sosyal-dem okrat o ld u k la rım söy lü yor la r s a , temkinli olmak daha iy id ir . Davaya katılm a sorunu avukat soru nuyla çözülür sa n ırım . Bir avukat tutmak zaten davaya katılm ak anlam ına g e lir . Şahitleri sık ıştıra b ilm e k ve ajitasyon yapabilm ek için niye k a tılın m a sm k i. Elbette, gereksiz b ir şek ild e, kendini hak lı çıkarm a b a ta ğ ın a düşmemeye çok dikkat edilm eli, bu konuda h içb ir söze gerek yok . En iy is i, d e lille rin d in le n ile bilm esinden sonra, hakimin ilk soru la rı üzerine sosyal-dem okrat olunduğu ve bu nun ne anlama g eld iğ in in konuşmada a y r ın t ılı olarak a n la tıla c a ğ ı açıklanm a l ı . Somut ola ra k , davaya katılm a sorunu tamamen şa rtla ra b a ğ lıd ır : V arsayalım k i, suç k an ıtla n m ış, şah itler gerçeği söylü yor ve bütün iddianame geniş ölçüde tartışm a götürmez b elgelere d a y a n ıy o r. Bu durumda b e lk i, davaya katılm anın b ir anlamı olm ayacaktır ve bütün ilg i ilk e li b ir konuşmaya yön eltilm elid ir. Buna kar ş ı l ık eğer d e lille r z a y ıfs a , g iz li p olisin şa h itleri çelişk iy e düşüyor ve yalan söylü yorsa sahnelenmek istenen bu mahke me oyununu a ç ığ a çıkarm aya yarayacak
EKİM
29
bu ajitasyon malzemesini elden kaçırm ak, pek uygun olmaz g ib i görünüyor. Olay sa n ık la ra da b a ğ lı. Eğer çok yorgu n, hasta ve b itk in seler, eğer d elillerin ispatlanm asına ve münakaşaya a l ış ık , tartışm a k a b iliy eti olan kimse yoksa d avaya katılm aktan vazgeçm ek, bunu açıklam ak ve bütün ilg iy i önceden h a z ır lanm ış ilk e li b ir konuşmaya yöneltmek daha uygun o la b ilir . Her durumda, en önemlisi sosyal-dem okrasinin ilk e le r i, program ve tak tiği üzerine, işçi hareketi üzerine, sosya list hedefler ve ayaklanma üzerine y a p ıla ca k b ir konuşm adır. Sonuç olarak b ir kere daha te k r a r lı yorum: Y u k arıd a k iler, h içb ir şek ild e, bu sorunu kesin çözmeye yönelen b ir çaba olarak görülmemesi gereken, g e çici düşüncelerim d ir. Deneyimler b e lli b ir yönü işaret edene kadar beklenilm eli. Ama bu tecrü beleri toplarken, y old a şla r b ir çok durumda somut şa rtla rın n a s ıl değerlen dirilm esi gerektiğine ve devrim ci iç güdülerinin onlara ne dediğine bakarak hareket etm elidirler. Kurz, Ruben, Bauman ve tüm ark adaş la ra candan selam lar. C esaretinizi kırm a y ın . Bizde işler artık iy i g id iy o r. Y aygara koparanlardan nihayet kurtul duk. Geri çekilme taktiğine son v erd ik . Artık s a ld ır ıy a g eçiy oru z. Rus kom iteleri de örgüt y ık ı c ıl a r ı y l a iliş k ile r i koparma ya b a ş lıy o r . Kendi gazetemizi kurduk. Pratik fa a liy et için kendi a y n merkezimiz (bü ro) v a r . Gazetenin ik i s a y ıs ı ç ı k t ı , bugünlerde (23.1.1905 yeni stile göre (yen i takvim k a s te d iliy o r -ç n .)) üçüncü s a y ıs ı ç ık ıy o r . H aftalık çık arm ayı umut ed iy oru z. S a ğ lık lı ve metin olm anızı diliyorum . Mutlaka daha görüşeceğiz , ve Liga K onferanslarında gördüğümüz, b i li nen entrika ve sürtüşmelerden uzak daha iy i şa rtla rd a mücadele edeceğiz. Lenin El y a z ıs ı metne göre (Manuskripte göre) 19.1.1905 İlk defa 1924 y ılın d a "P roletarskaya Rewoluziya!l dergisinde N o:7(30) y a y ın la n m ıştır. Lenin, T .E serler, c ilt :8 , s a y f a :53-57 (Alm. b a s k ı)
Çev: M.Çetin
( * ) Absolut: J.D .S tra ssow a'm n takma ismi ( * * ) Glaubensbekenntnis (A lm .): İn an cın belirtilm esi (dinde kelim e-i şahadet örn e?( *in* )* )* Şemyaka: 15.y ü zy ıld a yaşayan b ir feodal b ey . Şemyaka Mahkemesi: Rus halk anlatım ında a d a letsiz, sa tılm ış mahkeme. ( * * * * ) Sobakeviç: G ogol’ ün "Ölü Canlar" rom anında b ir tip .
30
EKİM
S a y ı:8
Fransa ve güçlenen faşizm C.KAYNAK F ra n sa 'd a cum hurbaşkanlığı seçim leri nin ilk turu 24 Nisanda y a p ı l d ı . Rejimin en önemli seçim leri olm asından d o la y ı, geleneksel olarak ilg i ve heyecan u y a n d ı ran kampanya bu y ı l , gözlem cilerin ortak k a n ıs ın a göre, "yavan " ve ilg is iz g e çti. Bu ilg i ve heyecan 1981'd e doruk n oktasın a erişm iş ve Fransa tarihinde ilk defa b ir "so sy a list" (sosyal-dem ok rat) aday halk oyu ile devlet b a ş k a m lığ ın a seçilm işti. Hatta bu "v a k a "m n etk isi Fransa s ın ır la r ın ın d ış ın a ta şm ıştı. Bu "ta rih i" değ işik lik ekonomik kriz ve onun h a y atın her a la n ın d a k i e tk ileri sonucu gündeme gelm işti. Çünkü, 20 y ılı a şk m b ir dönem yönetimi tek b a şın a ve a r a lık s ız muhafa za eden sağ p a rtile r ekonomik istik ra r sağlam akta aciz k alm ışlar ve tüm kozla r ım k u lla n m ışla rd ı. Sonuç o la ra k , hem id eolojik hem de pratik olarak y ıp ran an bu p a rtile r ve şe fle ri h alkın nezdinde olduğu g ib i bu rju v a zi nezdinde de itib a r la r ım kaybetm işlerdi. Buna b a ğ lı o la ra k , doğal b ir biçim de, altern atif sorunu gündeme gelm işti. Düzene altern atif olm ayı hedefleyen, devrim perspek tifin e sahip ve o doğrultu da fa a liy e t yürüten kayda değer s iy a si b ir gücün o lm a y ış ı, b u rju v aziy e hareket se rb estliğ i verm işti. İş ç i s m ı f ı ve toplu mun diğer ca n lı gü çlerin in revizyon ist FKP ve sosyal-dem okrat "so sy a list" p a rti sinin hegemonyası a ltın d a olm ası, bu p a rtile ri altern a tif konumuna ç ık a r d ı. Adı geçen a ltern a tif düzene ve ik tid a ra d eğ il sadece yönetime iliş k in d i. Zaten bundan d o la y ı muhalefetin sosyal-dem ok rat F.M itterand şah sın d a oya dönüşmesin den bu rju v a zi ra h a tsız olm adı. Devrimci b ir altern atifin o lm a y ış ı, F.M itterand seçeneğinin pek in a n ılır olma sa da, so sy a list etiketle sunulm ası, zaten y ıl l a r d ı r reform ist talep lerle uyuşturulan iş ç i s ı n ı f ın ı n desteğini alm asına yol a ç tı. F .M ittera n d 'm "so sy a list" program ı şu n la rı içe riy o rd u : Bazı şirk e tle ri ve b a n k a la rı devletleştirm ek, çalışm a sü resi ni azaltm ak, em eklilik y a ş ım düşürmek, a sg a ri ücret ve a ile y a r d ım la rım a r ttır mak, g iy otin i kaldırm ak v b . Böyle b ir reçetenin u ygu lan m asıyla b a ş la tıla ca k a tılım p o litik a s ın ın iş s iz liğ i k a ld ır a c a ğ ı, alım gücünü a r ttır a c a ğ ı ve sonuç olarak ekonomiyi düze ç ık a r a r a k ,
kapitalizm in tüm olum suzluklarının berta ra f e d ileb ileceğ i söy len iy ord u . Hatta F.M itterand bununla "kapitalizm den kopu şu" g erçek leştireceğin i vaad ediyordu . M ayıs 1981'den itibaren bu "so sy a list" reçete büyük ölçüde ve k ıs a sürede u y g u la n d ı. B urjuvazi diplom atik suskun luk gösterdi ama aym zamanda intikam almanın ortam ım hazırlam aktan da geri d u rm ad ı. Sermaye k a ç ı ş ı , az da olsa mevcut y a tırım la rın dondurulm ası, üretimi modernleştirme ve rasyonalleştirm e bah a n esiyle toplu iş çi atma ta lep leri v b . Bu ekonomik sab otaja herhangi ra d ik a l b ir tepkinin doğm asını engellemek için sosya lis t şefler kuru gürültü koparm ayı ihmal etm ediler. "Y old aşlar! K apitalistler serma ye k a ç ış ım örg ü tlü y o rla r, gerekeni y a p a c a ğ ız !" veya "R obesp ierre'in konvansiyon da d ed iğ i g ib i bazı k elleler düşm elidir demekle yetinmemek g erek ir, çok çabuk davranmak la zım !" Derken, çok k ıs a sürede iş siz lik ikim ilyonu a ş tı, d ış ticaret a ç ığ ı ik i k atın a ç ık ıp 100 m ilyar Franka y a k la ş tı, iş s iz lik , sosyal sig orta la r ve aile yardım la r ı k a sa la rı ifla s ın eşiğin e g e ld ile r . Üretim çok y a v a ş la d ı. Böylece a tılım p o litik a s ı aşure çorb a sın a dönüştü. Durum b öyle olu n ca , hükümet b ir yandan iş çi s ı n ı f ı ve ça lış a n kesimin h ak lı ve meşru ta lep lerin i cevaplam aya ç a lış ır k e n öte y andan, ekonomiyi çıkm azdan kurtarmak iç in , sermaye çevrelerin e güven vermenin y o lla r ım aramaya b a ş la d ı. Ünlü reform la ra ara v e r ild i, patron lara kredi ve sübvansiyon y a ğ d ır ıld ı fakat bu rju v a zi iş i hiç de cid d iy e a lm a d ı. Hükümetin k esin lik le iş ç i s ı n ı f ı ve ça lış a n kesime taviz veren atılım p olitik a sın d a n v a zg eç mesi gerek iyordu . 1982'd e y a p ıla n o oldu ve sağlam b ir k ı l ı f da bulundu: "Sosya lis t reform ları ve işçi s ı n ı f ın ı n k azam m l a n m koruyup pekiştirm ek" için g e ç ic i ve k ıs a b ir parantez diye a d lan d ıran "so rumlu ve ö z v e r ili" dönem b a ş la t ıld ı. Ücretler tamamen donduruldu, fiy a tla r serbest b ı r a k ı l d ı , ekonomiyi m odernleştir me ve rekabet gücünü arttırm a bah an esiy le toplu işten atmalar b a ş la d ı. B urjuvazi nin s a ğ cı hükümetler döneminde h içb ir zaman yapmaya cesaret edemediği "k ir li iş le r i -s o s y a lis t Başbakan FABİUS-" sosya lis t hükümete teker teker fa z la s ıy la y a p t ır t t ı. 1981 sonrası a lın ıla n önlemler tuz buz edilmekle yetinilm edi, 1945'd e
Mayıs 1988 kurtuluş döneminde, 1936'da halk cephesi döneminde kazan ılan h aklar budanmaya b a ş la n d ı. "Y arın yeni b ir şa fa k , sosyalizm in ş a fa ğ ı söküyor. Sosyalist Başbakan MAUROY" v a a z ım verenlerin bu dön ek liği kayda değer b ir m uhalefetle k arşılaşm a dı . Sendikalar ve diğer k itle örgü tleri yönetimdeki pa rtilerin güdümündey d ile r . "T arih i" hükümetin işin i zorlaştırm am ak ve sa ğ ın ekmeğine yağ sürmemek için işç i s ı m f ı sükunete ve sorumlu davranm aya davet e d ild i. İş ç i s ın ıf ın ın her k ı p ı r d a m ş ı sen dik alar ve p a rtile r tara fın d a n ya s a p t ır ıld ı ya da b a s t ır ı l d ı . Fransa işçile rin in m ücadeleci geleneği y o z l a ş ı r ı ld ı, k ö re ltild i. Bunun sorumluluğu ve şerefi işle v in i tamamen kaybetmenin e ş iğ i ne dayanm ış revizyon ist p artiy e a ittir. Çünkü rev izy on istler "so sy a list" hükümetin icra a tın a komünist etiket a ltın d a o rta k tı la r . Zaten sosyal-dem okratlar ve rev izy o n istler a ra sın d a k i p olitik fark nüans düzeyine in d iğ i için Fransa fn m en eski ve çok uzun dönem en güçlü p a rtisi FKP mum g ib i eriyor ve bu g id işle k ıs a sürede yok o la c a k t ır . Bu p a rtile rin 1982'de g e ç ic id ir diye b a ş la ttık la r ı kemer sıkma p o litik a s ı 1986 Martına kadar devam etti. İş ç i s ı n ı f ı hareketine "dost" e liy le in d irilen bu darbeler f86 M artında göreve gelen sa ğ cı hükümetin işin i çok k o la y la ş tır d ı, a ym p o litik a y ı daha da se rtle ştird i. İş siz lik güçlü b ir şantaj s ila h ı olarak tüm ç a lış a n la r a , özellik le kamu sektöründekilere k a rşı k u lla n ıld ı. Fransa tarih in de iş ç i s ın ıf ın ın bu denli h o r la n d ığ ı, a ş a ğ ıla n d ığ ı ve alay e d ild iğ i çok az görülm üştür. F.M itterand1ın re form ları b ir kaç ay için de süpürülüp a t ı l d ı . D evletleştirilm iş şirk etler s iy a si dostlar ara sın d a p a y la ş ıld ı. Tüketiciler grev ci işçile re k a r ş ı, işsiz le r ç a lış a n la ra k a rşı k u lla n ıld ı, k ış k ı r t ı ld ı. Bazı stra tejik sektörlerde grevi yasaklam ak için yasa ön erileri y a p ı l d ı . Hatta mahkemeler ba zı g rev le ri ille g a l ilan edebilme cüreti g ö stere b ild ile r. K ısacası sosyal-dem okrat icra a t koyu b ir iş ç i s ın ıfı düşmanı p olitik a n ın uygulanm asının ve meşruiyet k azanm asının o b je k tif ş a r t la r ım h a z ır la dı . Sosyal-dem okrasi kendi b a ş la t t ığ ı p o li tik a n ın uygulanm asına k arşı çık a m a zd ı. Onun daha da k o y u la ştın lm a sın a da muhalefet etmedi. Çünkü işin için d e k ıs a v a d eli küçük seçim h e s a p la n v a r d ı . Ama bu umutlar da san dıktan fa şist b ir partin in çık m a sıy la boşa ç ı k t ı . NEDEN FAŞİZM GÜÇLENİYOR? 1981'e kadar sol muhalefet k a p ita liz min krizin in atlatılam am asım sa ğ c ı yöne ticile rin yeten eksizliğin e b a ğ la d ı. Yöneti
i
EKİM
31
me geld iğin de soru n ların üstesinden k ısa vadede geleceğin i vaad etti. Ve hükümet olduktan k ıs a süre sonra ifla s etti. F .M itterand’ m şah sın d a solcu hükümete umut b ağ layan k itleler h ayal k ır ı k lı ğ ın a u ğ r a d ıla r ve karam sarlığa dü ştüler. Geleceği tamamen k aran lık görmeye b a ş la d ıla r . Büyük umut bağlanan hükümetin sonu hüsran olmuştu. İş ç i s ım fı ve toplumun diğer ca n lı g ü çleri adın a hare ket eden p a rtilerin bu düzenin a ltern a tif siz olduğunu söylem eleri sorunu b a s it le ş -tiriy o rd u . Bütün olum suzlukların k ayn a ğı olan k a p ita list düzeni tartışm a konusu b ile etmeden iş s iz liğ i çözm eyi, ekonomiyi istik ra ra kavuşturm ayı sağlamak gerek i yordu . Bu a n la y ış la yola çık a n her aday ya şehit olmuş ya da g a zi. D o la y ısıy la k ap ita list sistem, pazar ekonomisi b ir tabuya dönüştü. Krizin sebebini düzenin, sistemin d ış ın d a arama fik ri itib a r kazandı k ökleşti. Mutlaka b ir " a b a lı" bulmak gerekiyordu . Önce kamuo yu oluşturuldu . Krizin etk isin i azaltmak için başta yan tedbir diye a d la n d ırıla n sol ve sağ tarafın d an sin sice işlenen tezler ortaya a t ı l d ı , t a r t ı ş ı ld ı . Gizli göçmen akım ına k arşı mücadele ile işe b a ş la n d ı. A rdından, göçmen iş ç i s a y ıs ın ı azaltmak geri dönüşü teşvik etmek v b . tezler iş s iz liğ i azaltmaya yönelik önlemler olarak ile r i sürüldü, uygulam aya g e ç ild i. İşsiz y a b a n c ıla r ı geri göndererek iş s iz lik yardım ı k a sa sın ın d o la y ıs ıy la sosyal sig o rta la r ve aile y a rd ım la rı k a sa la rın ın a ç ık la r ın ın k a p a tıla b ile ce ğ i* düşüncesi işle n d i. Yine bunlara b a ğ lı olarak adi suç fa ille rin in çoğunluğunu ik in ci göçmen neslin oluşturduğunun im ajı y a r a t ıld ı. Bu konular b a ş la n g ıçta k lasik sağ ta ra fın d a n ile r i sürülüp sol ta ra fın d a n da muhatap a lın ıp tartışm a konusu ed i lin ce g eri k itleler nezdinde itib a r gördü. Böylece "a b a lı" bulunmuş ve b irile rin in b ir gün ç ık ıp h a s ta lığ ın k ayn a ğı k ap ita lizm dir demesi engellenmiş old u . "A b a lı" göçmen iş ç ile r d i. Ortam böylece o lg u n la ş tır ılın c a , Fran s a 'd a b ir türlü itib a r bulamayan fa ş is tır k ç ı M illi Cephe p a rtisi salt bu konu üstüne p olitik a inşa etti. Geri, karamasar ve çıkm azdaki k itle lere b a sit ve şe k ilci b ir tarzda seslenen M illi Cephe p a rtisi kriz sorununun direk olarak göçmen işçilerd en k a y n a k la n d ığ ım savundu. B asın ve y a y m "çoğumuzun g iz lice düşündüğünü M illi Cephe a çık ça söy lü yor" diye propaganda yapm ası fa şist ve ır k ç ı tezlerin itib a r kazanm asına ve M illi Cephenin h ız la gelişm esine büyük b ir ivme k a t t ı. Soruna şöyle y a k la ş ılıy o r d u : F ra n s a ' da 2,5 milyon işsiz ve 4 milyonu aşk ın göçmen iş ç i v a r . Geri dönüş iş s iz liğ i (Devamı s.7 'd e )
32
EKlM
Sayı :8
ABD'NİN ÇIKMAZI DA SALDIRGANLIĞI DA ARTIYOR ABD emperyalizmi son zam anlarda dünyanın dört b ir ya n ın d a sa ld ırg a n eylem lerine h ız v e rd i. Önce N ik aragu a'ya askeri müdahalede bu lu n m ası, sonra Pa nam a'da N o rg ia 'y ı devirmek amacı ile asker sevketm esi, en son da Basra K örfezi'n de İ r a n 'ın petrol tesislerin i bombalaması ABD'nin dünya ja n d a m a lığ ı rolünü g ü n celleştird i. ABD, u lu sla ra ra sı hukuk k u r a lla r ım da hiçe sayarak ç e şitli ülkelerin b a ğ ım s ız lığ ın a ve h alklara yönelik s a l d ı r ı la r ı m a r t t ır d ı. Bu şüphe siz , genelde em peryalist-k a pitalist siste min, özelde de ABD'nin için e düştüğü derin krizden ba ğ ım sız d e ğ ild ir . Kriz d erin leştik çe, emperyalizmin s a ld ır g a n lığ ı da a r tıy o r . Dünya k a pita list sistemi zor günler y a ş ıy o r . Geçen y ı l ortaya çık a n borsa krizinden son ra, bu rju vazin in id eo log la rı sü rek li olarak yeni b ir "1929 bunalım ı m ı?" sorusunu gündeme getirerek çözüm bulmaya ç a lış ıy o r la r . Mart a y ın d a y a yın lan a n Birleşmiş M illetler raporu , em perya list-k a pita list sistemin krizinin önümüzdeki dönemde de a r ta ca ğ ım gösteriyor. Rapora göre, gerek B a tı, gerekse de Doğu A v ru p a 'd a , 1987 y ı l ı için de büyüme h ı z l a n düştü, eğer tedbir alınm azsa önümüzdeki y ılla r d a da düşmeye devam edecek. Rapor, ABD ekono misinin de b ir d izi zorlu k la k arşı k a r şıy a olduğunu b ild ir iy o r ve her şeyin yolunda gitm ediğini, bütçe ve ticaret a ç ığ ın ın ABD ekonomisi için en büyük sorun olduğunu d ile g e tiriy o r. Bu değerlendirm e, diğer şeylerin y a n ı şı ra , em perya list-k a pita list kamp içinde tica ret sa v a ş ın ın k ız ış a c a ğ ım g österiyor. Nitekim raporun yayın lan m asın dan k ıs a süre son ra, ABD yönetim i, b ir k a ra rla ABD pazarın dan a y r ıc a lık lı ve ö n celik li olarak yararlan an ülkelerin bu a y r ıc a lık la r ın a son v e rile ce ğ in i a ç ık la d ı. ABD y e tk ilile r i sözkonusu ülkelerin a rtık so ru n la rım çözecek duruma g e ld iğ i gerek çesi ile bu k a ra rın a lın d ığ ım açıklam a la r ın a rağmen, gerçek neden bu d e ğ ild ir . Sözkonusu karara göre, bundan en b a şta , Güney Kore, Tayvan ve Hong Kong g ib i ABD ile y a k ın iliş k i için de olan ülkeler zarar görecek. ABD, bu k a ra rla , 100 m ilyar dolar d ola y ın d a g elir elde edecek. Diğer yandan, ABD yönetimi yeni b ir yasa ile , b a zı m alların ABD p a za rın a serbestçe girm esinin en gellen eceğin i a ç ık l a d ı . Japonya, böyle b ir ya sa n ın yü rür
lüğe girmesi ile "dünya ticaretin in ve Japonya-ABD ilişk ile rin in zarar g ö r e c e ğ i ni a ç ık la y a r a k , buna sessiz k alınm ayaca ğ ım duyurdu. Avrupa em peryalistleri ise, sözkonusu girişim i "k a y g ı" ile k a r ş ıla d ık la r ım a ç ık la d ıla r . Buna b ir de, son zam anlarda ABD Kongresi ve yönetimi ara sın d a tartışm ala ra neden olan "d ış yardım " ta rtışm a la rı nı eklemek gerek ir. ABD yönetim i, s ık sık ABD'nin bütçe ve d ış ticaret a ç ığ ın ı azaltmak için "d ış y a rd ım la r"m k ıs ıla c a ğ ın ı , m üttefiklerinin " a n la y ış lı" olması g erek tiğin i a ç ık lıy o r . ABD bununla, a rtık kapitalizm in patronu olarak sorum lulukla r ım yerine getiremiyorum, zorlanıyorum demek is tiy o r. 16 Nisan ta rih li Cumhuri y e t 't e , bu konuda, ABD M eclisi Dış Yardım Komitesi D.Obey ve yönetim ara sın d a tartışm a ile ilg i li b ir haber y a y ın la n d ı. Habere göre Obey, yönetim y e tk ilile r i ile ta r tış ırk e n , "A v ru p a 'y a y a p ıla n yardım ı Amerikan v erg i mükelle fin in finanse ettiğ in i, bu yardım sa y esin de ise Avrupa v ergi m ükellefinin k a lk ın d ı ğ ın ı " söyleyerek , "bunu ben kendi v erg i mükellefime izah etmekte güçlük çekiyorum" demiş. Devamla Obey "Türkiye ve Portekiz, biz yüküm lülüklerim izi yerine getirm iyoruz diye kı zı yormuş. Bence bu ülkelere s ı f ı r yardım vermek lazım " diye görüşünü a çık la m ış. Bütün b u n lar, k a p ita list sistemin ja n darm alarından, baş savaş k ış k ı r t ı c ıl a rın dan b ir i olan ABD'nin büyük güçlük le rle k a rşı k a rşıy a olduğunu ve b u n la rın önümüzdeki dönemde daha da a r ta c a ğ ım g österiyor. T arihsel deneyimin de d o ğ r u la d ığ ı g ib i, k a p ita list sistemin k rizinin derin leşm esi, em peryalistlerin her y o lla bu k rizi p roletary an ın ve h a lk la rın s ır tın a yıkmak için çaba sarfetm esine, s a ld ır g a n lığ a h ız vermesine neden olu yor. Bu gelişm eler ise, başta Sovyet modern rev izy on istleri olmak üzere, b ir k ısım b u rju va id e o lo g la r ın ın , emperyalizmin karakterinin değişmeye b a ş la d ığ ı, " b a r ış ç ı " b ir p olitik a izle y e ce ğ i, başta ABD ve SB olmak üzere, dünya g e r iciliğ in in "dünya güvenlik sistem i" kurarak "b a r ış için d e yanyana y a ş a "y a ca ğ ı id d ia la r ın ın g erçek leri gizlemeye yarayan teoriler olduğunu k a n ıtlıy o r. ABD'nin son İran s a l d ır ıs ı k a r ş ıs ın da, SB y ön eticilerin in tutumu ise , ABD emperyalizmi hakkında y a y ıla n h ay a llerin ve hayal k ır ı k lı ğ ın ı n yeni b ir örneğini sunuyor. SB yön eticilerin e göre, ABD'nin İ r a n 'a s a ld ır ıs ı, ABD em peryalizm inin, b ir süper devletin d oğ asın a uygun b ir eylem d e ğ il, aksine, "süper devlete yakışm ayan b ir eylem "dir.
Mayıs 1988
EKİM
37
ÇÖZÜM SOSYALİZMDEDİR Sistemin gereği işsiz ve bu g id iş le kolay kolay b ir iş bulam ayacak Ankaralı b ir EKİM ta ra fta rıy ım . Önceleri k ü çük -bu rju va devrim ci de mokrat b ir a n la y ışa sahiptim . Devrimci S o l'a sempati duyuyordum. Ne va r k i, bu a n la y ış ın temsil ettiğ i id eolojin in ortaya koyduğu -p ro le ta ry a "id eolojik ön der", köylülük "temel güç" ve sonuçta devrimin k arakteri "Demokratik Halk Devrimi" stra te jisin in , M-L b a ş y a p ıtla r ı a n la y ıp kav rayarak oldukça a la b ild iğ in e m etafizik, a la b ild iğ in e Maocu ve d o la y ıs ıy la a n tiMarksist öz t a ş ıd ığ ın ın fa rk ın a vardım . Her şeyden önce, M-L demokratik devrim a n la y ış ın d a temel güç olarak proletarya ile b irlik te köylülük ele alınm akta ve p roleta ry a , her ne olursa olsu n , hareke tin o d a ğ ın d a tutulm aktadır. İk in ci o la ra k , ülkemizin ve dünyanın için de bulun duğu ortam ve koşu llar b irlik te değerlen d irild iğ in d e , bu ortam ve koşu llar demok ratik devrim i mi gerektirmekte? Bu soru nun y a n ıtı "Platform T a slağı "nda v e r il m iştir: "Devrimimiz tamamlanmamış demok ratik g örevleri de geçerken yerine getiren b ir proleter devrimi o la c a k t ır . Bu, d e v r imimizin, sosya list ve demokratik mücade lenin b irlik te ve aynı anda yürütüldüğü, demokratik görevlerin sosya list görevlere b a ğ la n d ığ ı tek ve aynı süreç olduğunu a n la t ır ." Platform ta s la ğ ın ı okuyup, devrim im izin karakterinin sosya list devrim olarak belirlenm esine k a rşı gelen b a zı fa r k lı gru plardan ark adaşlar v a r . D iyorlar k i; "Strateji doğanın oluşturduğu nesnel olgu la r ın b ir sonucudur ve ira d i olarak değiştirilem ez. Bu bakım dan, devrimin k esin tisiz olarak ik i aşam alı olm ası g erek ir. Yani, önce demokratik devrim , sonra sosy a list devrim g erçek leştirilm elid ir . Sürecin ç a k ış tır ılm a s ı -y a n i tek ve ayn ı olarak belirlen m esim etafizik tir; v s ." Bu türden eleştirile re v erileb ilecek y a n ıt şudur bence: Evet, s tra te jiy i b e lir leyen doğan ın oluşturduğu nesnel koşul l a r d ır ; çok d o ğ r u .. Ama, şu anda ülkemizin ve dünyanın için d e bulunduğu ortam ve k oşu llar n elerdir? Eğer b u n ları değerlendirm eden hareket edersek, strate ji y i elbettek i, 19801ler öncesinin a n la y ı şın a göre belirlem eye ç a l ış ır ve böyle değerlendirdiğim izden d ola y ı da g e r ic ile ş ir iz . Bu konudaki düşüncelerim i daha ile n d e ele almak umuduyla, sözü, 1946'd a yayım lanan Tüm Y a p ıt la r 'ın b ir in c i c ild i ne y a z d ığ ı "G iriş"in b ir k ısm ıy la S ta lin 'e
b ıra k ıy oru m : "Çok iy i b ilin d iğ i g ib i, Leninist sosya list devrim te o risi, sosy a list devrim in, mutlaka kapitalizm in en çok g e liş tiğ i ülkelerde d e ğ il, ama esas olarak k a p ita list cephenin z a y ıf olduğu, p role ta ry a n ın bu cepheyi k ırm a sın ın kolay olduğu, kapitalizm in, diyelim ancak orta b ir gelişme düzeyine u la ş tığ ı ülkelerde zafere u la şa ca ğ ı tezinden yola ç ı k a r ." (S talin, Anarşizm mi? Sosyalizm mi? s . 56, Sol Yay. Aktaran: -E d .) (a b ç .) Şimdi a s ıl değinmek istediğim konuya g e ç e b ilir iz .. 12 E ylülle gelen askeri fa şist dik tatör lü k le, için d e bulunduğu ekonomik ve siy a si bunalım dan kurtulmayı hedefleyen iş b ir lik ç i tek elci bu rju v azi o lig a r ş is i, tüm diğer sorunlarda olduğu g ib i ve fakat daha çok çaba h a rca y a ra k , işsiz lik j sorununun u la ş tığ ı b oy u tla rı en az düzeyde göstermeye ça lışm a k ta d ır. Güdümü a ltın d a k i DPT, DİE g ib i k u rulu şlar y olu y la kendisine, d a y a n a b ile cek uyduruk rakamlar ve bu rakam lar çerçevesin d e, yine uyduruk önlemler alan tek elci b u rju v a ziy i ne y a zık k i, emperya lizmin hizm etçisi kurumlardan olan OECD dahi yala n lam ak tad ır. Şöyle k i; DPT'nin ista tistik lerin e göre 1985 Ekim a y ı itib a r iy le tarım daki işgücü fa z la s ı ile b irlik te 3 milyon 7 bin d ola y ın d a olan işsiz s a y ıs ı (1 ), OECD'nin 1987 sonu ista tistik lerin d e 9,1 milyon olarak (2) belirtilm ek ted ir. İş siz s a y ıs ın ın 2 y ı l l ı k b ir sürede makul b ir oranda arta b ileceğ i düşünülebi lir , ama yüzde ik i yüz a rtm a sı!! Eğer m arjinal işle r i -a y a k k a b ı b o y a c ı lığ ı, m illi piyan go b ile ti s a tıc ılığ ı, iş p o r ta c ılık , v b . - iş olarak kabul eder sek, inşaat sektöründe ç a lış a n la r ı bütün b ir y ı l boyunca ç a lış ıy o r kabul edersek, memur k a d r o la r ım tık a b a sa doldurup g iz li iş s iz le r i de iş sa h ibi olarak göste rirsek , h içb ir üretimde bulunmayan öğren c ile r i hesaba katmazsak, aradaki fa rk ın bu denli çok olması b ile gerçekte az d eğ il midir? Gelelim iş s iz liğ in önlenmesi am acıyla izle d ik le ri uyduruk p olitik a la ra ve önlem lere . . Ekonomide işsiz liğ in a za ltılm ası iç in , b ir in c i o la ra k , y a tırım la rın a r tır ıla r a k yeni iş a la n la rın ın y a ratılm ası ve ik in ci olarak da, çalışm a a la n la rın d a k i a tıl kapasitenin değerlendirilm esi tem eldir. Peki ülkemizde yeni iş a la n la r ın ın y a ra tılm a sı için gerekli olan y a tırım la rın gerçek leştirilm esi için neler öngörülüyor?
38
EKİM
Sayı: 8
olarak sunan, bunun sık sık ş a k la b a n lı 5. BYKP ile getirilen yeni p olitik a la rd a , ğ ın ı yapan Evren paşam ıza değinmeden y a b a n cı sermaye g irişin in a rtırılm a sı ve geçmek olmaz. bu amaçla gerekli mevzuat d e ğ iş ik lik le r i Biz M arksistler b iliy oru z k i, kapita nin yap ılm a sı ve özellik le de serbest lis t , serm ayesini artırabilm ek için ik i bölgelerin tesis edilm esi amaçlanmakta temel seçeneğe başvu ru r. İlk in d e, elde d ır . (3) B öylelik le, sözde, y a tırım için edilen a rtık değeri artırm ak için işgü cü gerekli kaynaklar sağlan arak istihdam nün v erim liliğ in i artırm aya ç a l ı ş ı r . İk in ola n a k la rın ın a rtırılm a sı istenm ektedir. cisin d e, sabit sermaye a r tış ın ın b ir Sonuç ne o la ca k tır? Yabancı sermayenin kısım iş ç ile r i işsiz hale getirmesi sonucu g irişin in a rtırılm a sı ve serbest b ölgelerin b ir çok işç i işten a tıla ra k b ir yedek kurulm ası demek, Türkiye kapitalizm inin san ayi ordusu y a r a t ılır , ve ça lış a n u lu sla ra ra sı k a p italist sisteme tam an la iş ç ile r e , iş sah ibi oldu k ların dan d ola y ı m ıyla entegrasyonunun gerçekleştirilm esi kendilerine -y a n i k a p ita lis tle re - ve ta n r ı y a n i, emperyalizmin ülkemizin üzerine ya şükretmeleri istenir ve ücretler düşü daha b ir güzel abanması ve iş b ir lik ç ile rü lü r. Ses ç ık a r d ın mı işten a t ı l ır s ı n . rin de bundan p a y ım alması demektir. N asıl olsa yedek san ayi ordusu h a zırd a Bitmedi; iş ç ile r in , em ekçilerin n iteliğ in in beklem ektedir. yüksek olm asına k a rşın ü cretlerin in en az Buradan iki ana sonuç ç ık a r a c a ğ ız : düzeyde tutulması ve sendikal h a k la rın B irin cisi, işsiz liğ in nedeni M althus'un ve tamamen ortadan k a ld ırılm a sı demektir. "ça ğ atlayan Türkiyem iz"in baş şa k laban ı Eh, em peryalistlerle tek elci b u rju v a zi Evren paşam ızın id d ia ettiği g ib i nüfus nin k a s a la r ım doldurma yolunu bulduk; a r tış ı d e ğ il, k apitalist üretimin gittik çe orta b u rju v a z iy i ne y a p a ca ğ ız peki? daha fa zla sab it serm ayeye, yani teknolo Yoksa, d işle rin i g ıcırd a tm a ya b a şla r ji yoğun sermayeye yönelm esidir. İk in c is i, s o n r a .. Öyleyse hemen b ir iş s iz liğ i önleme kapitalizm sürekli b ir işsiz ordusuna önlemi a la lım .. "İstihdam yaratma ve gereksinim duyduğundan d o la y ı, işsiz lik konut ih tiy a c ın ın k arşılanm ası am acıyla sorununun çözümü için köklü önlem leri inşaat sektörünün teşvik edilm esine "Toplu bilerek almaz. Bu soru n ları sadece sosya Konut Fonu' uygulam aları ile de" devam lizm ç ö z e b ilir. ^ BATI ed ilsin (4) ve a y n c a "K ır ve kentteki m ahalli işsizle re y ön elik , özel am açlı (1) 1985 Program ı, DİE y a y ., s . 279 'kamu istihdam p ro je le rin in ' uygulam aya (2) M illiyet gazetesinin 1987'n in son ay konması ça lışm a la rı "m h ız la n d ır a lım (5 ). la rın d a yayım lanan b ir s a y ı s ı . Fabrika için y a tırım a ak tarılm ası (3) 1985 Program ı, DİE y a y ., s . 67 gereken finansm anın pembe k ald ırım taş (4) a . g . y ., s . 279 la r ın a aktarılm ası b ir ya n a, emeğin en I (5) a . g . y . , s279 güzel sömürü örneklerinden b ir in i verelim . A n k ara'd a kurulan b ir yerleşim a la n ın d a SOSYALİZM UFKU........ ki inşaat şirk eti b a k ın ne y a p ıy o r : Çevre k öylerden ya da komşu il köylerinden (B astarafı s . 36/da) ilkokulu yeni bitirm iş, 13-14 y a şla rın d a k i öğ ren ci, a y d ın tabaka h ız lı b ir ivme ile çocu k la rı topla ya rak , ayda 45 000 (k ır k örg ü tlen d i, THKP-C/ML hareketini doğru b eşb in ) TL 'na ç a lış t ır ıy o r . b u lu yor, Maocu k üçük-burjuva d ev rim cili Sanayi orta bu rju vazi ne yapacak ğin i en dinamik şekilde savunuyordum . pek i; o kaymaktan b ir parça olsun P roletaryan ın s ı m f m ücadelesi ta li k a lı alm ayacak mı? Aman, o da k a fa sın ı yordu . ç a l ış t ır s ın . B u rsa'd a 200 iş ç i k ap a siteli THKP-C/ML y ön eticileri "Üç Dünya b ir tekstil fa b rik a sı sa h ibi ba k ın k a fa s ı T eorisi" temelindeki tartışm alar sonunda nı ne güzel ç a lış t ır ıy o r : 150-200 bin TL PDA'ya iltih ak ettiler. maaş alan b ir işçin in bordrosuna maaş THKP-C/ML DHY s a fla r ın d a yer v erile ce ğ i gün kurşun kalemle a ld ığ ı aldım . S iyasi gelişim için d e, s ı m f müca gerçek ücret yazılm akta ve fakat aym delesinin sosyalizm hedefli ufkunu görmeye günün akşamı bu rakam silin e re k , a sg ari ye başlam ıştım . ücret yazılm ak ta. Çift yön lü , harika b ir 12 Eylül sonrası kü çük -bu rju va dev v urgu n . Hem, devlete ödeyeceğin sigorta rim ciliğin in ik i yönlü k arakteri a çık p a r a s ın ı y a n y a r ıy a a za ltıy orsu n , hem olarak görüldü. Pratikte, h ayatın kendi de, işçin in emekli olm asını 4-5 y ıl sinde y a ş a n d ı. Özellikle bu dönem k apita g e cik tireb iliy o rsu n . Ya da, A n k a ra'd a b ir lis t sömürünün h ız lı b ir şekilde yoğun tek stil fa b rik a sın d a olduğu g ib i, işçin in laşm a sıy la emek sermaye çe liş k is i netleş a ld ığ ı ücret kıdem y olu y la yükselecekse, t i. onu işten atıyorsun ve yerine asgari P roletaryanın ile r i u n su rla rım ifade ücretle ça lış a c a k yen isin i a lıy o rsu n . eden militan b ir iş çi p artisin in olu ştu ru l M ark s'ın yüz küsur y ı l önce mahkum m a sıy la , SOSYALİZM ufkunun a ç ıla c a ğ ın a ettiğ i M althus'un nüfus teorisin i "çağ inancım tam dır. Mart lg88 k .MEKİK atlayan Türkiye"de önemli b ir çözüm yolu
Mayıs 1988
EKİM
39
UNUTULMADILAR...
"SER VERİP SIR VERMEMEK"
Üç unutulmaz devrim ci Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İ n a n 'm idam e d ilişle rin in 16.yıldönüm ü. Bu o la y , en y a lın h a liy le ; İstanbul Ü niversitesi iş g a liy le b a ş la y ıp , T a şk ışla 'd a n Dolmabahçe önlerine uzanan yürü yüşle devam eden ve nihayet 6 M ayıs 1972’ de Deniz Gezmiş1in gür sesinde dile gelen "Y aşasın Marksizm-Leninizmin Yüce İd e o lo jis i" şia r ı eşliğin de göndere çekilen soylu b ir k a vg a y ı a n la tır. Üstün b ir özveride, tastamam b ir halk k ah ram an lığın da , dava için kendini ik ir cimsiz feda etmede ifa d esin i bulan bu k a vg a , b ir "isy a n " g irişim iy d i. Burjuva reformizminden kopuşu, düzene k arşı m ilitan ve ödünsüz b ir b a ş k a ld ır ıy ı başlatm ası ile tarih sel b ir öneme sah ip t ir . Bu ö z e llik le riy le , b en zerleriyle b ir likte b ir döneme dam gasını da vurmuştur. "Ö zverileri boşa gitm edi. A raların dan gelen kuşağa umutsuzluk d e ğ il, umut t a ş ıd ıla r . K aram sarlığı d e ğ il, iyim ser olm ayı ö ğ re ttile r. Teslimiyet ve ihaneti d eğ il" "dövüşe dövüşe yenil"m eyi miras b ır a k t ıla r . Genç E r d a lla n n d a ra ğ a cın a ç e k ilir kenki korkusuzluğu da bunun a n la tım ıd ı r \. Öğrenci gençlik İstanbul Ü niversitesini yine işg a l e tti. Dövüştüler. Yeniden "b ir yürüyüş e y le d ile r ". Demek ki D eniz1i unutm adılar. U nutulm ayacaklar.
TKP-ML'nin kurucusu ve lid eri İbrahim K ayp a k k a ya 'y ı k atled ilişin in 15.y ıld ö n ü münde s a y g ıy la an ıyoru z. İbrahim Kaypakkaya, bizim için işken cede ve poliste komünist tutumun, zulme kafa tutuşun, parti ve dava için kendini tereddütsüz feda edişin parlak b ir sembo lü olma öze lliğ in i koruyor. Gerçi, boyun eğiş ve teslim iyetin y a y g ın lığ ın a rağmen, 12 Eylül dönemi onlarca Kaypakkaya örneği y a r a ttı. Ancak "ilk le r"in değeri her zaman büyüktür, öyle olmuştur. Z ira , y olu , ç ı ğ ı r ı aça n la r, b ir geleneği b a ş la tanlar o n la r d ır . Yakın tarihim izde "ser verip s ır vermeme "gelen eğin i yeniden başlatan İbrahim Kaypakkaya ' d ı r . İşk en ceciler hala direnen devrim cilere "Kaypakkaya m ısın " d erler. Ve işkencede pek çok komünist ve devrim ci gerçekten de direnirken onu h a tır la r . İsmi Türkiye devrim tarihine silinmez b ir şekilde k a zın m ıştır. Yaşamayı ciddiye alacaksın, hem de o derecede, öylesine ki, meselâ, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle bir laboratuvarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel, en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Nazım Hikmet
S ay ı:8
EKİM
40
KARL MARX 170 YASINDA !
“Adı yüzyıllar boyu yaşayacak, yapıtı da!” (...) N asıl ki Darwin o r g a n ik doğanm gelişme y a sa sım bulduy sa, Marx da insa n ta r ih in in gelişme y a s a s ı m , yani in sa n la rın , s iy a s e t , b ilim , s a n a t, din vb. ile u ğ r a ş a b ilm e le rin d e n ön ce, ilk in yem eleri, içm eleri, b a r ın m a la r ı ve g i y i n meleri g e r e k t iğ i; bunun son ucu , maddi i lk s e l yaşam a a ra çla rın ın üretimi ve, b ö y le c e , b ir halk ya da b ir dönemin her i k t i s a d i gelişme d e r e c e s in in , d e vle t k u r u m l a r m ı n , hukuksal g ö r ü ş le r in , s a n a tın ve hatta sözkonusu insanların d in sel fik i r l e r i n i n üzerinde gelişm iş b u lu n d u k la r ı temeli o l u ş t u r d u k la r ı v e , buna göre, bütün b u n l a r ın şim diye değin y a p ı l d ı ğ ı g ibi d eğ il, ama te r sin e , bu temele d a y a n a r a k a çık la m a k g e r e k tiğ i y o lu n d a k i, dah a önce id e o lo jik b ir s a ç m a l ık l a r y ı ğ ı n ı a lt ı n d a üstü örtülmüş b ulu n an o temel olg u y u b u ld u . Ama hepsi bu d e ğ i l . Marx günümüz k a p it a l is t üretim t a r z ı ile onun sonucu olan b u r ju v a toplumun özel hareket y a s a sım da b u ld u . A r t ı - d e ğ e r in b u lu n m a s ı, s on u n d a , bu konuyu a y d ın la ttı; oysa, b u r ju v a i k t i s a t ç ı l a r ı n oldu ğu k a d a r so s y a l i s t e l e ş i r i c i l e r i n de daha ön cek i bütün a ra ştırm aları, k a ra n lık la r için d e y itip gitm işlerdi. Bu türlü ik i b u lg u koca b i r yaşam için y e t e r d i. Kendisine b ö y le b ir tek b u lu ş yapma nasip o la n a ne mutlu! Ama Marx a r a ş tır m a d a b u lu n du ğu her a la n d a (bu a l a n l a r ı n s a y ı s ı çoktur ve b ir teki b i l e y ü z e y s e l ird elem elerin konusu olma m ıştır), hatta matematik a la n ı n d a b i l e , özgün b u l u ş l a r y a p t ı . Bilim adamı o l a r a k , b u y d u . Ama onun e t k in liğ in d e a s ı l önemli o l a n , h iç de bu d e ğ i l d i . Marx için b ilim , t a r ih i etk in liğ e g e ç ir e n b ir güç, d evrim ci b ir g ü çtü . P ratik u y g u la m a s ın ın düşünülm esi b e lk i de o l a n a k s ı z olan h erh a n g i b i r teorik b ilim d e k i b ir b u lg u d a n d u y a b il e c e ğ i se vin ç ne d en li k atıksız o lu r s a o lsu n , s a n a y i i ç i n , ya da genel o la r a k ta r ih s e l gelişme için d oğru d an d o ğ ru y a devrim ci b ir önem t a ş ı y a n b i r b u lg u sözkonusu old u ğ u zaman duydu ğu s e v in ç b a m b a ş k a y -
KARL MARX d ı. Böylece Marx, elektrik a la n ı n d a k i b u l g u l a r ı n g elişm esin i v e , dah a şu son g ü n lerd e Marcel D e p re z 'in ç a l ı ş m a l a r ı m çok d ik k a tli b ir biçim de i z l i y o r d u . Çünkü Marx, her şeyden önce b ir d e v r i m c iy d i . K a pita list toplum ile onun y a ra tm ış b u lu n du ğu devlet k u r u m l a r m m y ı k ı l m a s ı n a şu ya da bu biçim de k a t k ı d a bulunm ak, kendi öz durumunun ve g er e k sin m elerin in b ilin cin i, kendi ku rtu luş k o ş u l l a r ı n ı n b i l i n c i n i k en disin e ilk onun vermiş b u lu n du ğu modern p r o l e t a r y a n ı n k u rtu luşun a y a r d ım d a bulunm ak, onun gerçek yönelim i işte b u y d u . Savaşım onun en s e v d iğ i a l a n d ı . Ender g ö r ü lü r b ir tu tku, b i r d ir e n g e n lik ve b i r b a s a n ile savaştı o. 1842'd e b irin ci R heinische Z e i t u n g ' a, 1844'te P a r i s 't e k i V o r w ä r t s 'a, 1847'd e B r ü k s e l'd e D eu ts ch e -B rü s selerZ e i t u n g 'a , 1848-1849'da Neue R heinische Z e i t u n g 'a 1852'den 1861'e d eğin New York (Devamı
s . 9 ' da)